İslÂm İlİm ve dÜŞÜnce geleneĞİnde kĀdÎ...

33
İSLÂM İLİM VE DÜŞÜNCE GELENEĞİNDE KĀDÎ BEYZÂVÎ editör Mustakim Arıcı

Upload: others

Post on 17-Jan-2020

11 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

İSLÂM İLİM VE DÜŞÜNCE GELENEĞİNDE

KĀDÎ BEYZÂVÎ

editör

Mustakim Arıcı

İslâm ilim ve düşünce geleneğinde Kādî Beyzâvî / ed. Mustakim Arıcı - 1. bs. - Ankara : Türkiye Diyanet Vakfı, 2017.

786 s. ; hrt. ; şkl. ; 24 cm. - (Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları ; 697. İSAM Yayınları; 188. İlmî Araştırmalar Dizisi; 85)

Dizin ve kaynakça var.ISBN 978-975-389-966-6

Türkiye Diyanet Vakfı YayınlarıYayın No. 697İSAM Yayınları 188İlmî Araştırmalar Dizisi 85

© Her hakkı mahfuzdur.

İslâm İlim ve Düşünce GeleneğindeKĀDÎ BEYZÂVÎ

Editör: Mustakim Arıcı

TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM)tarafından yayına hazırlanmıştır.İcadiye-Bağlarbaşı Cad. 40 Üsküdar / İstanbulTel. 0216. 474 0850www.isam.org.tr [email protected]

Yayın hazırlık Mustafa DemirayTashih İsa Kayaalp, İsmail Özbilgin, İnayet Bebek, Rabia Aydın, Okan Kadir Yılmaz, Ali Haydar UlusoyTasarım Ender Boztürk, M. Emin Albayrak

Bu eser TDV İslâm Araştırmaları Merkezi’nin (İSAM)İkinci Klasik Dönem Projesikapsamında yayınlanmıştır.

Proje koordinatörü M. Suat Mertoğlu

Bu kitapİSAM Yönetim Kurulu’nun 13.06.2014 gün ve 2014/12 sayılı kararıyla basılmıştır.

Birinci Basım: Aralık 2017ISBN 978-975-389-966-6

Basım, Yayın ve DağıtımTDV Yayın Matbaacılık ve Tic. İşl.Serhat Mah. Alınteri Bulvarı 1256. Sokak No. 11 Yenimahalle / Ankara Tel. 0312. 354 91 31 Faks. 0312. 354 91 [email protected] No. 15402

12 TAVÂLİU’L-ENVÂR ’IN ŞERH VE HÂŞİYELERİ ÜZERİNE

Osman DemirciYrd.Doç.Dr., Karadeniz Teknik Üniversitesi İ lâhiyat Fakültesi

. Giriş

İslâm düşünce geleneğinde oldukça yaygın bir şekilde kulla-nılan, muhtelif amaçlarla ve farklı hacimlerde yazılan şerhler ve hâşiyeler, bu bilgi geleneğinin taşıyıcı unsurları olmuş-tur. Her disiplinde zaman içinde klasikleşen kurucu temel metinler telif edilmiş, sonraki dönemlerde ana metnin daha iyi anlaşılmasını sağlamak, onu ikmal etmek, eleştiriye tâbi tutmak ya da başka gayelerle şerhler ve hâşiyeler kaleme alınmıştır. Bunun neticesinde birbirinden farklı disiplinler-de büyük bir literatür ortaya çıkmıştır. Bu durum kelâm ve akait sahaları için de geçerlidir. Kelâm sahasında VII. (XIII.) yüzyılda yazılan muhtasar metinlerden biri olan Nâsırüddin Ebû Saîd Abdullah b. Ömer b. Muhammed el-Beyzâvî (ö. 691/1291-1292) ya da kısaca bilinen adıyla Kādî Beyzâvî’nin Tavâliu’l-envâr min metâlii’l-enzâr’ı da hacimli bir şerh ve hâ-şiye literatürünün doğmasına vesile olmuştur. Tavâliu’l-envâr bağlamında baktığımızda bu eser üzerine yazılan şerh ve hâ-şiyeler ana metni açıklamak, metni bir üst seviyeye çıkarmak,

İSLÂM İLİM VE DÜŞÜNCE GELENEĞİNDE KĀDÎ BEYZÂVÎ738

yer yer tenkit etmek, metinde olmayan konuları ilâve etmek, müellifin girmediği tartışmalara girmek, metni daha da derin-leştirmek, meseleleri daha sıkı bir problematik çerçevesinde ele almak, müellifin kısaca geçmek istediği yerlerde okuyu-cunun dikkatini bu noktada yoğunlaştıracak şekilde uzunca ele almak gibi birçok amacı içinde barındırır. Bu eseri de kapsayacak şekilde, şerh ve hâşiye yazımında az da olsa ilmî anlamda kendini ispatlama gibi bir kaygının etkili olduğu da söylenebilir. Zira şârihlerin, ilim câmiasında kendine bir yer edinmek için ilmî yetkinliği kanıksanmış bir müellifin eseri üzerinden söylemek istediklerini ortaya koydukları, görülen bir husustur. Osmanlı ilim geleneğinde bu anlayışın ürünü olan birçok kaynak metin vardır. Bunlar arasında Ebü’l-Kāsım el-Hârizmî ez- Zemahşerî (ö. 538/1144), Ebû Ya‘kūb es-Sek-kâkî (ö. 626/1229), Kādî Beyzâvî ve Adudüddin el-Îcî’nin (ö. 756/1355) eserlerine yazılan şerhler ve hâşiyeler başta geldiği gibi kelâmda bunun belki de en güzel örneğini Şerhu’l-Mevâ-kıf üzerine yazılan hâşiyelerde görmekteyiz. Aynı dönemde yaşamış birçok bilgin yetkinliğini işte bu şerh üzerinden is-patlama yarışına girmişlerdir.1

Şerh ve hâşiye yazımıyla ilgili dikkatleri çeken asıl mesele ise bu tarz bir yazım türünün medresenin ihtiyaçları ve talepleri ile paralel bir seyir izlemesidir. Buna bir örnek olarak bu yazı-nın konusu olan Tavâliu’l-envâr’ı vermek mümkündür. Müel-lif Tavâliu’l-envâr adlı eserini yazarken metnin veciz ve kolay ezberlenebilir bir nitelikte olmasına özellikle dikkat etmiştir (ve hüve maa vecâzeti lafzihî ve suhûleti hıfzihî).2 Bu durum, metnin yazıldığı dönemde ve sonrasında özellikle medrese çevrelerinde bazı metinlerin hıfzedilmesinin yaygın bir husus

1 Şerhu’l-Mevâkıf üzerine oluşan hâşiye literatürü ve bu eserin Osmanlı ilim çevrelerindeki etkisini ele alan bir çalışma için bk. Arıcı, “Bir ‘Oto-rite’ Olarak Seyyid Şerîf el- Cürcânî”, s. 80-89.

2 Beyzâvî, Tavâliu’l-envâr, s. 52.

TAVÂL İU’L-ENVÂR’ IN ŞERH VE HÂŞ İYELER İ ÜZER İNE 739

olduğuna delâlet etmektedir ki bu usul başka sahalarda, meselâ tıp ve felsefe metinlerinin mütalaasında da uygulanmaktaydı.3 Dolayısıyla okutulan metinlere şerh ve hâşiye yazılması ihtiya-cını belirleyen en önemli kurum medrese olduğundan, seçilen metin talebenin ilgisi oranında birçok çalışmaya konu olmuş-tur. Bununla birlikte önceki kadar etkili ve belirleyici olmasa da ilmî ve edebî merakı yüksek sultanların, ilmî bir tecessüs içinde olan saray eşrafının ve bürokrasinin daha alt katmanla-rındaki memurların şerh ve hâşiyelerin yazılmasında talepkâr ve önayak oldukları da bilinen bir husustur. Tavâliu’l-envâr’ın, yazılmasını müteakip bir ders kitabı olarak medrese muhitine girmesiyle bu metnin etrafında da şerh, hâşiye ve ta‘lik tarzı çalışmaların yoğun bir şekilde başladığını görmekteyiz. Bu ilginin azalmasına paralel olarak sonraki dönemlerde de ça-lışmalar yok denecek kadar azalmıştır. Tavâliu’l-envâr bir ders kitabı olarak seçilmiş ve sonraki dönemlerin bütün bir kelâm geleneğine damgasını vurmuştur.

. Tavâliu’l-envâr min metâlii’l-enzâr

Kādî Beyzâvî’nin Tavâliu’l-envâr min metâlii’l-enzâr’ı yazıldığı tarihten itibaren büyük bir ilgiyle karşılaşmış, üzerine birçok şerh ve hâşiye yazılmış, bu eser gerek Osmanlı gerek Hint ve İran coğrafyasında çok muteber addedilmiş, zamanla Osmanlı medrese eğitiminin temel kaynaklarından biri olmuştur. Os-manlı medreselerinde okutulan dersler ve kitapların belirlen-mesinde Selçuklu ve İlhanlı ilim mirasının belirleyici olduğu kabul edilmektedir. Bu çerçevede takip edilecek müfredatın ve eserlerin belirlenmesinde bu geleneklerin bâriz bir etkisi söz konusudur. Zira ilk Osmanlı medreselerindeki müderrisler Anadolu Selçuklu ve İlhanlı muhitlerinden gelmiş, zamanla

3 Bk. Arıcı, “Entelektüel İlgilerin Kesişim Noktasında Felsefe ve Felsefe Eğitimi”, s. 725-776.

İSLÂM İLİM VE DÜŞÜNCE GELENEĞİNDE KĀDÎ BEYZÂVÎ740

bu çevrelerde yaygın olan kaynaklar ve araçlar Osmanlı’da tedavüle girmiştir.4

Fâtih Sultan Mehmed döneminde medreselerin yapılan-dırılmasından sonra Sahn-ı Semân medreselerine hazırlık aşamasını teşkil eden Tetimme medreselerinde (Mûsıle-i Sahn) Beyzâvî’nin Tavâliu’l-envâr’ının Şemseddin el-İsfahânî (ö. 749/1349) şerhiyle birlikte okutulması bir kanuna bağ-lanmıştır. Bilâhare 20-25 akçeli bu alt düzey medreselerde Tavâliu’l-envâr yerine eş düzey bir ders kitabı olan Seyyid Şerîf el- Cürcânî’nin (ö. 816/1413) Hâşiye-i Tecrîd’inin oku-tulmasının kanuna bağlanmasıyla bu medreseler “Hâşiye-i Tecrîd Medresesi” ismiyle anılmaya başlamıştır. Fetih öncesi dönemde bu seviyedeki medreselerde okutulmuş olması muh-temel olan Tavâliu’l-envâr bazı Osmanlı müellifleri tarafından “kelâm kitaplarının reisi” olarak nitelendirilecektir.5 Taşköp-rizâde’nin (ö. 968/1561) hayat hikâyesinden anladığımız kadarıyla da Şerhu’t- Tavâli‘, Hâşiye-i Tecrîd medreselerinden daha üst düzey medrese olan Kırklı medreselerde Seyyid Şerîf el- Cürcânî’nin bu şerh üzerine yazdığı hâşiyesiyle birlikte okutulmaktaydı.6 Fakat Taşköprizâde’nin, müderrislik yaptığı medresede Hâşiye-i Tecrîd ve Şerhu’l-Mevâkıf gibi kelâm kitap-larını okutmasına rağmen Tavâliu’l-envâr’ı okutmamış olması7 bu eserin medreselerde okutulmasının sair eserlerde de oldu-ğu gibi eğitimin esnek yapısından dolayı müderrisin inisiyati-fine bağlı olduğuna bir işaret sayılabilir. Kırklı medreselerde şerh ve hâşiyesiyle okutulan bu eserin, alt düzey medresede sadece kendisinin okutulmuş olması oldukça güçlü bir ihti-maldir. Şerhu’t-Tavâli‘in XI. (XVII.) yüzyılda dahi okunmakta

4 Hızlı, “Osmanlı Medreselerinde Okutulan Dersler ve Eserler”, s. 40; İhsanoğlu, “Osmanlı Medrese Geleneğinin Doğuşu”, s. 849-903.

5 İshak b. Hasan et-Tokadî, Nazmü’l-ulûm, vr. 5a.6 Taşköprizâde, eş-Şekāik, s. 554.7 Taşköprizâde, eş-Şekāik, s. 557.

TAVÂL İU’L-ENVÂR’ IN ŞERH VE HÂŞ İYELER İ ÜZER İNE 741

olduğunu yine medrese dışında yetişmiş olan Kâtip Çelebi’nin (ö. 1068/1657) hayat hikâyesinden öğrenmekteyiz. Çelebi kelâmdan bu kitabı özel olarak müderris A‘rec Mustafa Efen-di’den (ö. 1063/1653) okumuştur.8 Klasik dönem Osmanlı medreselerinin en önemli kelâm kitaplarından sayılan bu eser, Hâşiye-i Tecrîd ile birlikte XII. (XVIII.) yüzyılda Osmanlı med-rese müfredatı hakkında Fransa elçisine bilgi vermek üzere hazırlanan Kevâkib-i seb‘a adlı resmî raporda zikredilmeyecek-tir. Oysa bu rapordan çok daha sonraları şerh ve hâşiyesiyle birlikte bu metnin hem de tedris amaçlı olarak basıldığını düşünürsek bahsi geçen raporun da Osmanlı medrese müf-redatını tamamen kuşatmadığını görürüz. Bununla birlikte Tavâliu’l-envâr metni, benzer konumdaki klasik eserlerden olan Sa‘deddin et-Teftâzânî’nin (ö. 792/1390) Şerhu’l-Akāid’i ve Celâleddin ed-Devvânî’nin (ö. 908/1502), Celâl veya Molla Celâl olarak bilinen Şerhu’l-Akā’idi’l-Adudiyye’si kadar yaygın-lığa ve sürekliliğe sahip olamamıştır.

Kelâm kitaplarının felsefî bir karakter kazanmasında öncülük etmiş olan Tavâliu’l-envâr, Fahreddin er-Râzî (ö. 606/1210) ve Seyfeddin el-Âmidî’nin (ö. 631/1233) başlattığı felsefe ile birleştirilmiş kelâm yöntemini en üst seviyeye ulaştırarak kendisinden sonra yazılan Cürcânî’nin Şerhu’l-Mevâkıf’ına ve Teftâzânî’nin Şerhu’l-Makāsıd’ına örnek olmuştur.9 Tavâ-liu’l-envâr, Kādî Beyzâvî’nin Misbâhu’l-ervâh fî usûli’d-dîn adlı muhtasar eserinin genişletilmiş halidir.10 Tavâliu’l-envâr bir mukaddime ve üç bölümden oluşmaktadır. Mantık konula-rını ihtiva eden mukaddimenin ardından gelen bölümler şu şekildedir:

8 Kâtib Çelebi, Mîzânü’l-hak fî ihtiyâri’l-ehak, s. 316.9 Yavuz, “ Tavâliu’l-envâr”, s. 181; Yurdagür, Bibliyografik Bir Kelâm Tarihi

Denemesi, s. 59-60.10 Bu kısa metin hakkında bk. Özervarlı, “An Unedited Kalam Text by

Qadi al-Baydawi: Misbah al-Arwah”, s. 75-125.

İSLÂM İLİM VE DÜŞÜNCE GELENEĞİNDE KĀDÎ BEYZÂVÎ742

a. Mümkinât (el-Umûrü’l-külliyye, arazlar, cevherler).

b. İlâhiyyât (Allah’ın zatı, sıfatları, fiilleri, diğer bazı meseleler).

c. Nübüvvet (Nübüvvetin mânası, haşr, hesap, imâmet).

Tavâliu’l-envâr Osmanlı döneminde tercümesi yapılan kelâm eserlerinden biridir. Eser, Üsküp Kadısı Hacı Mustafa Sıdkı (ö. 1183/1770) tarafından tercüme edilmiştir.11 Mustafa Sıd-kı, tercümesinde gelenekteki sair Tavâliu’l-envâr şârihleri gibi İsfahânî şerhinden yararlanarak yer yer açıklamalar yapmak-tadır. Tavâliu’l-envâr, İsfahânî’nin şerhiyle birlikte İstanbul (1305) ve Kahire’de (1323, 1339) basılmıştır.12 Abbas Süley-man tarafından âyet ve hadislerin tahrici yapılıp bazı yerlerde de dipnotlar düşülmek suretiyle tahkik edilerek neşredilen13 Tavâliu’l-envâr metni, son olarak İlyas Çelebi ve Mahmut Çınar tarafından Tavâliu’l-envâr: Kelâm Metafiziği başlığıyla Arapça metin ve Türkçe çevirisi şeklinde yayımlanmıştır.14 Tavâliu’l-envâr, İsfahânî şerhiyle o kadar bütünleşmiş olacak ki Tavâliu’l-envâr’ın bir müstensihi eseri İsfahânî’ye nispet edecektir.15 Medrese geleneğinde de Tavâliu’l-envâr umumi-yetle bu şerhle birlikte okunmaktadır.

11 Kütüphanelerde iki nüshası vardır. Kadi Üsküb, Mustafa Sıdki, Tavâ-li‘u’l-envâr Tercümesi, Süleymaniye Ktp., Giresun (TÜYATOK), nr. 3546, vr. 25a-83a; Mustafa Sıdki Kadi Üsküb, Tavâli‘ Tercümesi, Süleymaniye Ktp., Giresun (TÜYATOK), nr. 74, vr. 1b-83a. Bu tercüme bir yüksek lisans tezi olarak Latinize edilmiştir (bk. Tiftik, Kâdı Beyzâvî’nin Tava-li‘u’l-envâr’ının Mustafa Sıtkı’ya Ait Tercümesi).

12 Yavuz, “ Tavâliu’l-envâr”, s. 181.13 Beyzâvî, Tavâliu’l-envâr min metâlii’l-enzâr, nşr. Abbas Süleyman, Beyrut:

Dârü’l-cîl, 1991.14 Beyzâvî, Tavâliu’l-envâr: Kelâm Metafiziği, nşr. ve trc. İlyas Çelebi-

Mahmut Çınar, İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları, 2014.

15 Süleyman, “Mukaddime”, s. 33.

TAVÂL İU’L-ENVÂR’ IN ŞERH VE HÂŞ İYELER İ ÜZER İNE 743

Tavâliu’l-envâr felsefi kelâmın yerleşmesinde en etkili rolü oynamış, sonraki benzer eserlere bir zemin hazırlamış, med-rese müfredatlarına da girerek önemli bir işlev görmüştür. Tavâliu’l-envâr kelâm kitapları açısından yeni bir geleneği başlatmış, kelâm kitapları içerisinde felsefe ve kelâm konu-larını birlikte tartışmıştır. İbn Haldûn (ö. 808/1406), eleştirel bir üslûpla Tavâliu’l-envâr’ı kelâm ve felsefenin mezcedilme geleneğinin öncüsü olarak görmekte ve kelâmla felsefenin birbirinden ayrılmaz hale geldiğinden yakınmaktadır.16 İzmir-li İsmail Hakkı da (ö. 1868-1946) İbn Haldûn’a katılmakta, Beyzâvî’nin Tavâliu’l-envâr’ının usulünün mezc döneminde kendinden sonra gelenlerin takip ettikleri çığır açıcı bir me-tin olduğunu söylemekte ve bu durumu eleştirmektedir.17 Beyzâvî, Tavâliu’l-envâr’da Bâkıllânî (ö. 403/1013), Cüveynî (ö. 478/1085) ve İmam Eş‘arî (ö. 456/1064) gibi Eş‘arî ulemâ-ya atıflar yapsa da yararlandığı herhangi bir kaynağa doğrudan işaret etmemektedir. Eş‘arî gelenekten olan Beyzâvî’nin, İmam Eş‘arî’ye katılmadığı, hatta ona eleştireler yönelttiği yerler vardır. Varlık-mahiyet ilişkisine dair görüşleri buna bir örnek olarak verilebilir.

. Tavâliu’l-envâr Üzerine Yazılan Şerh ve Hâşiyelerin Değerlendirilmesi

Gerek günümüze ulaşan nüsha sayısı gerekse yapılan atıfların yoğunluğu dikkate alındığında Tavâliu’l-envâr’ın en önemli şârihleri Şemseddin el-İsfahânî (ö. 749/1349) ve Burhâned-din el-Fergānî et-Tebrîzî el-İbrî’dir (ö. 743/1342). Etki ba-kımından bu iki şârihin metinlerinin ardından Cürcânî’nin İsfahânî şerhine yazdığı hâşiye ve Celâleddin ed-Devvânî’nin (ö. 908/1502) şerhi gelmektedir. Devvânî’nin Tavâliu’l-en-vâr’ın dîbâcesi üzerine yaptığı kısa şerh oldukça ilgi görmüş ve

16 İbn Haldûn, Mukaddime, II, 1088.17 İzmirli İsmail Hakkı, Yeni İlm-i Kelâm, I, 87-88.

İSLÂM İLİM VE DÜŞÜNCE GELENEĞİNDE KĀDÎ BEYZÂVÎ744

bu şerh üzerine birçok hâşiye yazılmıştır. İlmin değeri, kelâm ilminin önemi, kelâm ilmini diğer şer‘î ilimlere göre konumu gibi önsözde dile getirilen konuları etraflıca ele alan eser, Beyzâvî’nin kitabına verdiği ismin sebebini açıklayan bahsiyle son bulmaktadır.18 Bunlardan sonra Osmanlı şârihleri arasında en çok ilgi gören çalışmalar Hacı Paşa (ö. 819/1417), Efdalzâ-de (ö. 908/1502), Hocazâde (ö. 893/1488) ve Saçaklızâde’nin (ö. 1150/1737) çalışmalarıdır.

Tavâliu’l-envâr’a yapılan ilk şerh “İbrî” olarak tanınan Burhâ-neddin el-Fergānî el-İbrî’nin şerhidir.19 “ Tebriz kadısı” olarak bilinen İbrî’nin çalışması, İsfahânî şerhinden sonra en fazla yazma nüshası olan metindir. Saçaklızâde şerhini neşreden Muhammed Yûsuf’un dokuz, Abbas Süleyman’ın Mısır kü-tüphanelerinde altı nüshasının bulunduğunu söylediği20 bu şerhin Türkiye kütüphanelerinde elli civarında yazma nüshası bulunmaktadır. Kâtip Çelebi, ancak çok zeki olanların anla-yabileceğini söylediği bu şerhi hayranlıkla anlatır. Şerh, vezir Şehâbeddin Mübârekşah adına kaleme alınmıştır.21 Abbas Süleyman Mısır kütüphanelerinde Tavâliu’l-envâr’ın yirmi bir, İsfahânî şerhinin on yedi, İbrî’nin şerhinin altı ve Devvânî’nin şerhinin iki nüshasının bulunduğunu belirtir.22 Osmanlı mü-ellifleri arasında ise esere şerh ve hâşiye yazanlardan sadece Hocazâde’nin İsfahânî hâşiyesi23 ile Saçaklızâde’nin şerhlerinin Mısır kütüphanelerinde bulunmuş olması24 dikkat çeken bir

18 Devvânî, Şerhu Dîbâceti’t-Tavâlî‘, vr. 215a-223a.19 İbrî, Şerhu’t- Tavâli‘, Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1216, 190

varak.20 Süleyman, “Mukaddime”, s. 24.21 Kâtib Çelebi, Keşfü’z-zunûn, II, 1116.22 Süleyman, “Mukaddime”, s. 19-24.23 Kâtip Çelebi bu hâşiyenin müsvedde halinde olduğunu söylemektedir

(bk. Kâtib Çelebi, Keşfü’z-zunûn, II, 1117). Aynı bilgi Taşköprizâde’de de vardır (bk. Taşköprizâde, eş-Şekāik, s. 84).

24 Süleyman, “Mukaddime”, s. 26.

TAVÂL İU’L-ENVÂR’ IN ŞERH VE HÂŞ İYELER İ ÜZER İNE 745

diğer ayrıntıdır. Osmanlı ilim muhitinden ise en dikkat çeken Tavâliu’l-envâr hâşiyesi Efdalzâde’ye ait olandır. Günümüze ulaşmış birçok yazma nüshası mevcut olan bu eser, medrese muhitinin en çok ilgi gösterdiği Tavâliu’l-envâr hâşiyelerinden-dir. Kâtip Çelebi bu eseri medrese öğrencileri arasında elden ele dolaşan bir kitap olarak takdim etmekte,25 Taşköprizâde ise “ulemâ arasında elden ele dolaşan makbul bir eser”26 olarak anmaktadır. Bu şehadetlere bakılırsa hâşiye, medrese çevrele-rinde oldukça itibar görmüş olmalıdır. Bir ulemâ ailesinden ge-lip Fâtih Sultan Mehmed döneminde Sahn-ı Semân Medresesi müderrisliği ve II. Bayezid döneminde şeyhülislâmlık yapmış olan27 ve adını taşıyan bir medresesi bulunan Efdalzâde’nin hâşiyesini28 yazdığı devir, Osmanlı dönemleri içerisinde bu tarz klasik kelâm kitaplarına şerh ve hâşiyelerin en yoğun bi-çimde yazıldığı döneme tekabül etmektedir. Oldukça ilgi gö-ren bu hâşiyenin de Türkiye kütüphanelerinde birçok yazma nüshası bulunmaktadır. Efdalzâde’nin bu hâşiyesinden ayrı olarak İsfahânî şerhi üzerine yazdığı ve nüshaları günümüze ulaşmış olan bir de ta‘lîkatı bulunmaktadır. Kâtip Çelebi, bu ta‘lîkatın da oldukça güzel bir eser olduğuna dikkat çeker.29 Onun bu hâşiyesinde de dönemin ilmî geleneğinin hâkim an-layışı gereği atıflar yoğun olarak el-Mevâkıf30 ve Şerhu’l-Mevâ-kıf’a yapılmaktadır.31 Tavâliu’l-envâr’ın önsözünde değinilen konuları genişçe ele alan Efdalzâde hâşiyesi, Tavâliu’l-envâr’ın sadece mukaddime ve birinci kitabı olan “ Mümkinât” bölü-müne yönelik bir çalışma olup sayfa kenarlarında başlıkları

25 Kâtib Çelebi, Keşfü’z-zunûn, II, 1116.26 Taşköprizâde, eş-Şekāik, s. 172.27 Baltacı, “Hamîdüddin Efendi, Efdalzâde”, s. 476-477.28 Efdalzâde, Hâşiye alâ Metâlii’l-enzâr Şerhi Tavâlii’l-envâr, Süleymaniye

Ktp., Fâtih, nr. 3415.29 Kâtib Çelebi, Keşfü’z-zunûn, II, 1117.30 Efdalzâde, Hâşiye alâ Metâlii’l-enzâr Şerhi Tavâlii’l-envâr, vr. 49a, 50a-b.31 Efdalzâde, Hâşiye alâ Metâlii’l-enzâr Şerhi Tavâlii’l-envâr, vr. 51b.

İSLÂM İLİM VE DÜŞÜNCE GELENEĞİNDE KĀDÎ BEYZÂVÎ746

verilmektedir. Tavâliu’l-envâr şârihleri arasında dikkat çeken ve kendisinden sonraki şârihler tarafından atıflar yapılan - Hacı Paşa- olarak tanınan Hacı Paşa b. Aydınî, Seyyid Şerîf el- Cür-cânî’nin ders arkadaşlarından olup daha çok tıp sahasındaki eserleriyle tanınmaktadır. Şârih, eserini, sayesinde ilim tahsil ettiğini söylediği Aydınoğlu Îsâ Bey’e 781 (1379) yılında ithaf edecektir.32 Kâtip Çelebi, başka şârihlere atıflar yapılmakla beraber Hacı Paşa’nın daha öncekilerin bahsetmediği birçok yorum ve görüşünü içermesi, ayrıca veciz bir dil ve ifade yapı-sına sahip olması sebebiyle eserden övgüyle söz etmektedir.33 Bu şerhin de günümüze ulaşan nüshaları bulunmaktadır.

İlim câmiasının kendine has kıstaslarına göre şerh ve hâşiye metinleri arasında bir seçim yapılmış ve ilim çevresi bazı ça-lışmaları diğerlerine tercih etmiştir. Bu durum Tavâliu’l-envâr literatürü için de geçerlidir. Osmanlı ilim câmiasında her ne kadar büyük şöhret sahibi olsalar da bazı şârihlerin Tavâ-liu’l-envâr üzerine yaptığı çalışmalara ilgi gösterilmemiştir. Meselâ Kemalpaşazâde (ö. 940/1534), Hocazâde ve Taşköp-rizâde’nin çalışmaları buna örnek olarak verilebilir.

Osmanlı medreselerinde XVII. yüzyıla kadar daha yoğun bir ilgiyle karşılanan eser, sonraki dönemlerde etkisi azalmakla birlikte medresenin ve kelâm düşüncesinin ana metinlerinden olmayı sürdürmüş, kelâm kaynakları arasında en çok atıf yapılan başlıca eserlerden biri olmuştur. Meselâ son dönem âlimlerinden Ahmet Feyzi Çorumî’nin (ö. 1327/1909), Şiîliği savunan Hüsniye adlı esere karşı yazdığı el-Feyzü’r-Rabbânî fî ebâtıli’l-Îrânî adlı reddiyesinde yararlandığı kelâm kitapları arasında Şerhu’l-Mevâkıf, Şerhu’l-Makāsıd ve İsfahânî’nin Şerhu Tavâlii’l-envâr’ı bulunmaktadır.34

32 Akpınar, “ Hacı Paşa”, s. 493-496.33 Kâtib Çelebi, Keşfü’z-zunûn, II, 1116.34 Dalkıran, Ahmet Feyzi Çorumî’nin el-Feyzü’r-Rabbani’si Işığında Osmanlı

Devletinde Ehli Sünnetin Şiî Akidesine Tenkitleri, s. 29-33.

TAVÂL İU’L-ENVÂR’ IN ŞERH VE HÂŞ İYELER İ ÜZER İNE 747

Tavâliu’l-envâr şerh ve hâşiyelerini üçlü bir tasnif çerçevesinde ele almamız mümkündür:

a. İlim câmiasında oldukça meşhur olup elden ele dolaşmış ve nüshası günümüze ulaşmış metinler.

b. Yazma nüshaları kısmen günümüze ulaşan ve çok fazla ilgi görmemiş metinler.

c. Nüshaları günümüze ulaşamamış olan metinler.

Kâtip Çelebi, kendi dönemine kadar Tavâliu’l-envâr üzerine yapılmış yirmi beş şerh ve hâşiye türü çalışmadan bahset-mekteyse de bu çalışmaların hepsi günümüze ulaşamamıştır. Ancak biz burada Tavâliu’l-envâr literatürünü sıraladığımız maddeler çerçevesinde ele almayacağız. Burada önce Tavâ-liu’l-envâr’ın iki şerhi Şemseddin el-İsfahânî ve Saçaklızâde Mehmed Efendi şerhleri üzerinde duracağız, ardından tanıtma mahiyetindeki kısa bilgiler eşliğinde Tavâliu’l-envâr’ın şerh ve hâşiyelerini sıralayacağız.

V. Tavâliu’l-envâr’la Bütünleşen Şerh: sfahânî’nin Metâliu’l-enzâr fî Şerh-i Tavâlii’l-envâr’ı

İlim câmiasında el-İsfahânî veya Şerhu’t- Tavâli‘ olarak bilinen, Şemseddin Mahmûd el-İsfahânî’nin ünlü Memlük Sultanı Melik Nâsır b. Muhammed (ö. 741/1340) adına telif etmiş ol-duğu bu eser, medrese talebelerinin kelâm sahasındaki başucu kitaplarından biridir.35 Bu şerhe yapılmış birçok hâşiye arasın-da da en makbul olanı Seyyid Şerîf el- Cürcânî’nin hâşiyesidir. Nasîrüddîn-i Tûsî’nin (ö. 672/1274) Tecrîdü’l-i‘tikād’ı Seyyid Şerîf’in hâşiyesiyle medrese müfredatında önemli bir yere sahiptir. Tavâliu’l-envâr bu nispette olmasa da yine İsfahânî şerhi ve Seyyid Şerîf’in hâşiyesiyle birlikte yaygınlık kazanmış-tır. Bu bağlamda Seyyid Şerîf el- Cürcânî başta Şerhu’l-Mevâkıf

35 Kâtib Çelebi, Keşfü’z-zunûn, II, 1116.

İSLÂM İLİM VE DÜŞÜNCE GELENEĞİNDE KĀDÎ BEYZÂVÎ748

olmak üzere yazdığı şerh ve hâşiyelerle kendisinden sonraki dönemin kelâm müfredatını ve kelâm düşünce biçiminin şekillenmesinde belirleyici bir rol oynamıştır. Seyyid Şerîf’in Şerhu’l-Mevâkıf’ı Tavâliu’l-envâr şerh ve hâşiyelerinin de temel kaynaklarından biri ve hatta en önemlisi olacaktır.

İsfahânî’nin şerhi, Tavâliu’l-envâr şerhlerinin en meşhuru olduğu gibi müellifin de en önemli eserlerinden biri kabul edilmekte,36 Şerhu Tavâlii’l-envâr denilince akla ilk bu şerh gelmektedir. Bu anlayışın bir yansıması olacak ki Kanûnî Sultan Süleyman dönemi âlimlerinden olan Taşköprizâde’nin (ö. 968/1561) hocalarından Molla Mehmed Magûşî (ö. ?), Şer-hut-Tavâli‘i Seyyid Şerîf el- Cürcânî’nin Şerhu’l-Mevâkıf’ıyla bir-likte ezbere bilmekteydi.37 Uzunçarşılı, dönem belirtmeksizin Osmanlı medrese müfredatındaki temel kelâm kitaplarından biri olarak İsfahânî’nin şerhini göstermektedir.38

İsfahânî, mukaddimede Beyzâvî’nin değerli bir âlim olduğuna dair birçok iltifatından sonra Tavâliu’l-envâr’ın îcaz yönün-den kıymetine değinmekte ve ezberlenmesinin kolay oldu-ğundan bahsetmektedir39 ki bu, eserin bir ders kitabı olarak kaleme alındığını göstermektedir. Daha sonra kelâm ilminin yüceliğinden ve diğer ilimlere olan üstünlüğünden söz eden İsfahânî’nin, kelâm ilminin meşruiyet sorununu ele almakta olduğunu görmekteyiz.40 İsfahânî, müellif Beyzâvî’nin sözle-rini “dedi ki” (kāle) ifadesiyle naklettikten sonra kendi açık-lamalarına “derim ki” (ekūlu) şeklinde başlamaktadır. İlmin öneminden bahsedilirken klasik anlayış aynen devam ettirilir. İlim, önemini insana kurtuluş sağlamasından almaktadır ki bu noktada şârih en önemli ilimlerin şer‘î ilimler olduğunu

36 Taşköprizâde, Mevzûâtü’l-ulûm, I, 630.37 Taşköprizâde, eş-Şekāik, s. 450-451.38 Uzunçarşılı, Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilâtı, s. 21.39 İsfahânî, Metâliu’l-enzâr, s. 3.40 İsfahânî, Metâliu’l-enzâr, s. 3-4.

TAVÂL İU’L-ENVÂR’ IN ŞERH VE HÂŞ İYELER İ ÜZER İNE 749

söylemekte ve şer‘î ilim-aklî ilim ayırımını tekrarlamaktadır. Tavâliu’l-envâr’ın öneminden ve müellifinin değerinden uzun uzun bahseden İsfahânî, Tavâliu’l-envâr’a şerh yazma gerekçe-sinin bu kitaptaki kapalı ifadeleri açarak daha geniş açıklamalar yapmak olduğunu belirtmekte ve eserine niçin Metâliu’l-enzâr adını verdiğini açıklamaktadır. Bazı yerlerde uzunca açıkla-malar yapan şârih bazan da müellifin açıklamalarını yeterli görmekte ve ayrıntılı açıklamalar yapmamaktadır. İsfahânî, müellifin sözlerini paragraflar halinde vermekte, şerhederken de bu ifadeler tekrar edilmekte ve açıklamalar yapılmaktadır. Bu noktada bazan müellifin hiç değinmediği konulara bir ve-sileyle değinilmekte, mevzu uzunca ele alınmaktadır.41 Şârih müellifin konuları tertip ediş sırasını da açıklamakta, konular-daki öncelik-sonralık meselesini izah etmektedir. Şârih bazan da müellifin tartışmak istemediği delilleri tartışmaya açmak-tadır. Meselâ müellif rü’yetullah konusunda Mu‘tezile’nin, Eş‘a rî ler’in delillerini çürütme yolundaki ifadelerini müellif zikretmekten kaçınsa da şârih Mu‘tezile’nin bu delilleri çü-rütme babında yaptıkları tevilleri vermeden geçmez. Bununla beraber şârih, müellifin hükümlerine katılmakta, Eş‘arî tezleri onaylamaktadır.42 Şârih, müellifin isimlerini zikretmediği müelliflerin isimlerini vermek suretiyle tartışmaların tarafla-rına da atıf yapmaktadır. Bu çerçevede meselâ kulların fiilleri konusunda müellifin “üstadın görüşü” diyerek yaptığı işarette üstadın, meşhur Eş‘arî kelâmcısı Ebû İshak el-İsferâyînî (ö.

41 İsfahânî, Metâliu’l-enzâr, s. 35-37. Meselâ burada müellif Mu‘tezile ve Eş‘arîler’in nazar hakkındaki görüşlerini tartışmakta olduğu halde şârih bu bağlamda İsmâilîler’in görüşlerini ve mâsum imam anlayışını da bu çerçevede ele almakta, İsmâilîler’in “aklın insanı mârifetullaha götüre-meyeceği” tezlerini tartışmaya dahil etmektedir. Aynı durum mâlûm, mevcûd, adem konularının tartışılmasında da görülür (s. 78 vd.). Şârih “ mâdum” konusunu filozoflar, Mu‘tezile ve Eş‘arîler arasındaki tartışma-lardan hareketle etraflıca ele almaktadır (s. 95 vd.).

42 İsfahânî, Metâliu’l-enzâr, s. 374 vd.

İSLÂM İLİM VE DÜŞÜNCE GELENEĞİNDE KĀDÎ BEYZÂVÎ750

418/1027) olduğunu şârihin açıklamalarından anlamaktayız.43 Yine “mâdumun iadesi” konusunda müellifin “ Basra Mu‘te-zilesi” ifadelerini şârih, Ebû Hüseyin el-Basrî (ö. 436/1044) diyerek düzeltmekte ve sınırlandırmaktadır.44 Şârih, müellifin zikretmekten sarfınazar ettiği muhalif fırkaların delillerini de vermeye çalışmaktadır.45 Öte yandan şârihin müellifle tam bir mutabakat halinde olduğu ilâhiyyât ve nübüvvât konuların-daki açıklamalarının hacim olarak daha fazla olması dikkat çekmektedir.46

Osmanlı ilim câmiasının alâkasına binaen eserin birkaç defa İstanbul’da,47 1323, 1339 yıllarında da Kahire’de basıldığını görmekteyiz. Eser, Edwin E. Calverley ve James W. Pollock tarafından Man and God in Medieval Islam adıyla da İngilizce’ye çevrilmiştir.

İstanbul’daki 1305 tarihli matbu nüshanın son sayfasında ve-rilen bilgilere göre başta Seyyid Şerîf el- Cürcânî hâşiyesi olmak üzere birçok hâşiyeden istifadeyle sayfa kenarına açıklayıcı notlar düşülmüş olan Tavâliu’l-envâr, İsfahânî şerhiyle birlikte Osmanlı’nın son dönemlerinde dahi okunmaktadır. Eserin matbu nüshasına düşülen şu not bu duruma işaret etmektedir:

Kādî Beyzâvî (Allah yüzünü aydınlatsın) hazretlerinin kelâm-dan Tavâliu’l-envâr metni, kütüb-i kelâmiyyenin me’hûzu … demek olup, metn-i mezkûru ihvânımızın ta‘lim ve tedris

43 İsfahânî, Metâliu’l-enzâr, s. 389-390.44 İsfahânî, Metâliu’l-enzâr, s. 439.45 Meselâ insan fiilleri konusunda Mu‘tezile’nin delillerini zikretmektedir

(İsfahânî, Metâliu’l-enzâr, s. 394 vd.).46 Mûcize bahsine örnek olarak bakılabilir (İsfahânî, Metâliu’l-enzâr, s.

415).47 İsfahânî, Metâliu’l-enzâr fî Şerhi Tavâlii’l-envâr (İstanbul: Matbaa-i Âmire,

ts.), 560 sayfa; a.mlf., Metâliu’l-enzâr fî Şerhi Tavâlii’l-envâr (İstanbul: Hulusi Efendi Matbaası, 1305), 487 sayfa; a.mlf., Metâliu’l-enzâr fî Şerhi Tavâlii’l-envâr ([y.y.]: Asır Matbaası, ts.), 239 sayfa.

TAVÂL İU’L-ENVÂR’ IN ŞERH VE HÂŞ İYELER İ ÜZER İNE 751

buyurmasını üstâd-ı ekremimiz faziletli Âtıf Efendi hazretle-ri iltizâm ve binâenaleyh ta‘limine bed’en buyurmuşlar idi. Metn-i mezkûrun bir nesh-i matbûisi bulunmayıp yazmala-rının bulunmasından suûbet görüldüğünden müşârün ileyh hazretlerinin emr-i tashihiyle Metâli‘u’l-enzâr şerh-i nefîsine mezc ve hâmişine Seyyid Şerîf vesâir eser-i nefîselerden cem‘ u tertîb buyurarak Maârif Nezâret-i celîlesinin yirmi altı numara ile merkûm vermiş olduğu ruhsatnâmesiyle (…) mücelledi yirmi beş kuruş fiyat-ı matbûasıyla sahaflarda…48

Matbu eserde İsfahânî şerhiyle birlikte Cürcânî’nin hâşiyesi alınmış olsa da atıflar bunlardan ibaret değildir. Sayfa ke-narlarında yapılan atıflar oldukça zengin olup, geleneksel dönemlerde sürekli okunmakta olan hacimli kelâm eserlerine göndermelerle doludur. Fergānî şerhi,49 Adudüddin el-Îcî’nin el-Mevâkıf’ı,50 Teftâzânî’nin Şerhu’l-Makāsıd’ı,51 Seyyid Şerîf’in Şerhu’l-Mevâkıf’ı,52 Şerhu’t- Tecrîd’i,53 sıkça atıfların yapıldığı kaynaklardır. Bu kaynaklar arasında en yoğun atıfların ise

48 İsfahânî, Metâliu’l-enzâr fî Şerhi Tavâlii’l-envâr (Dersaadet: Şirket-i İlmiyye, ts.), 493 sayfa.

49 İsfahânî, Metâliu’l-enzâr, s. 21, 29, 57, 61, 90, 91, 92, 94, 100, 119, 133, 134, 137, 156, 157, 222, 224, 236, 248, 322, 326, 328, 334, 337, 346, 352.

50 İsfahânî, Metâliu’l-enzâr, s. 67, 102, 109, 172, 203, 212, 221, 225, 230, 306, 311, 317.

51 İsfahânî, Metâliu’l-enzâr, s. 31, 106, 107, 324, 326, 327, 329, 331, 344.52 İsfahânî, Metâliu’l-enzâr, s. 25, 35, 38, 69, 73, 74, 78, 98, 101, 108, 117,

116, 136, 156, 164, 184, 227, 249, 261, 264, 269, 271, 286, 319, 320.53 İsfahânî, Metâliu’l-enzâr, s. 210, 217, 222, 289, 292, 298, 304, 307,

311. Nasîrüddîn-i Tûsî’nin Tecrîd-i Kelâm adlı eserine yapılan şerhlerden birisidir. Hangi şerhe işaret ettiği bilinmese de muhtemelen İsfahânî’nin Tecrîd şerhleri arasında eş-Şerhu’l-kadîm olarak bilinen eseri olabilir. Bir diğer meşhur şerh eş-Şerhu’l-cedîd ise Ali Kuşçu’ya (ö. 879/1474) aittir. Fakat Cürcânî’nin hâşiyesinin kadim olarak bilinen İsfahânî şerhinin üzerine yapıldığı düşünüldüğünde mutlak anlamda kullanılan bu ifadeden öncelikle eş-Şerhu’l-kadîm’i anlamak daha yerinde olacaktır. Bazı yerlerde ise “Ekmeleddin şerhi” diye not düşülmektedir.

İSLÂM İLİM VE DÜŞÜNCE GELENEĞİNDE KĀDÎ BEYZÂVÎ752

Seyyid Şerîf el- Cürcânî’nin Hâşiye-i Tecrîd’ine54 yapılması bu hâşiyenin medreselerde en fazla okutulan kelâm kitabı olma-sıyla açıklanabilir. Bu yoğunlukta olmamakla beraber el-Makā-sıd’a,55 ve Tavâliu’l-envâr şârihlerinden olan Hacı Paşa’ya da atıflar yapılmaktadır.56 Cürcânî’nin hâşiyesinden yapılan alın-tılara bazan “Seyyid”, bazan “Seyyid Şerîf” ve bazan da “Seyyid rahimehullah” şeklinde işaret edilmektedir. En yoğun tartışma ve açıklama çabaları, Tavâliu’l-envâr’ın mukaddimesinde ve umûr-ı âmme bahislerini içeren birinci kitabında görülmek-tedir. Sem‘iyyât konuları ise önceki bahislerden farklı olarak daha çok naklî deliller çerçevesinde ele alınmaktadır.

V. Saçaklızâde’nin Neşrü’t-Tavâli‘i

Şârih Saçaklızâde, müteahhirîn dönemi kelâm kitaplarının en önemlilerinden gördüğü el-Makāsıd ve el-Mevâkıf’tan daha önce kaleme alınan Tavâliu’l-envâr’a dikkat çekmekte, zorluğu sebebiyle eserden herkesin faydalanamayışını bir problem ola-rak görmektedir. Tavâliu’l-envâr’ın zor bölümlerini açıklamak, metnin anlaşılmasını kolaylaştırmak amacında olduğunu be-lirten şârih, metni bu haliyle sadece çok zeki olan ilim ehlin-den kimselerin anlayabileceğinden, bunların da her dönemde az bulunduğundan, zamanının karışık ve fitnelerin bol olma-sından, ilme mani engellerin bulunmasından, himmetlerin az olmasından şikâyetle niçin şerh yazma gereği duyduğunu temellendirmektedir. Şârih, bu şerhi özellikle küçük talebeleri dikkate alarak yazdığını söyler ki57 bu da bu metnin alt düzey medreselerde okutulması realitesiyle örtüşmektedir. Şârih,

54 İsfahânî, Metâliu’l-enzâr, s. 102, 106, 110, 132, 144, 148, 150, 151, 154, 190, 194, 195, 210, 211, 213, 214, 216, 217, 234, 270, 275, 281, 289, 290, 293, 294, 302, 304, 307.

55 İsfahânî, Metâliu’l-enzâr, s. 347.56 İsfahânî, Metâliu’l-enzâr, s. 265, 294.57 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 33.

TAVÂL İU’L-ENVÂR’ IN ŞERH VE HÂŞ İYELER İ ÜZER İNE 753

belli bir fayda gözettiğinden hareketle, eserin şerhinde de bazı tasarruflara gittiğini söylemekte, bu amaç çerçevesinde bazı yerlerde konuyu kısaca özetlediğini, bazı yerlerde kolayca an-laşılabilen delilleri açıklayıp diğerlerini açıklamadan geçtiğini, kapalı ifadeleri açtığını ve bazan da önemli gördüğü konular metinde geçmediği halde fayda mülâhaza ederek ilâveler yap-tığını söylemekte, bunları yaparken de yararlandığı kaynakları zikretmektedir. Buna göre şârih, özellikle İsfahânî’nin şerhin-den, bu şerhe Seyyid Şerîf’in yaptığı hâşiyeden, ve ayrıca Sey-yid Şerîf’in Şerhu’l-Mevâkıf adlı eserinden (özellikle ilâhiyyât bölümlerinden) istifade ettiğini, bu şerh ve hâşiyenin dışında başka eserlerden de yararlandığını, bunlarla birlikte kendi görüşlerini de kattığını belirtmektedir.58 Özellikle medrese ta-lebesinin Tavâliu’l-envâr’ı anlamasını kolaylaştırmak amacıyla yazıldığı anlaşılan bu eserde temel kaynak olarak el-Mevâkıf ve Şerhu’l-Mevâkıf’ın kullanılmakta olduğu dikkat çeker ki şerhte bu eserlere atıflar oldukça yoğundur. Osmanlı kelâm öğreti-minde Şerhu’l-Mevâkıf’ın temel bir kaynak eser olduğunun şa-hitlerinden biri de Saçaklızâde’nin bu şerhi olsa gerek. Şârihin bu şerhi yazma amaçlarından birinin de aklî konulara ilgisi olanların felsefeyle iştigal etmesinin önüne geçmek olduğu-nu belirtmesi, üzerinde daha etraflıca durulması gereken bir noktadır. Bu ruh hali, şârihi nihayetinde kelâmdan tamamen uzaklaştıracak ve hatta kelâmdan tövbe edecek bir noktaya sü-rükleyecektir. Aklî konularda talebeyi felsefeye bulaştırmamak şeklinde tezahür eden bu düşünce yapısı, nihayetinde felsefe ve kelâmla alâkasını kesen ruhsal durumunu tetikleyecektir.59 Şârih felsefeyle olan problemli ilişkisi sebebiyle Beyzâvî’yi eleş-tirme amacıyla ayrıca bir risâle yazma gereği duymuş, temelde Beyzâvî tefsirini hedef alan risâlede, yer yer Tavâliu’l-envâr’ı da

58 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 33.59 “Neshedilmiş felsefe, kâfirlerin kuralları” gibi ifadeler, şârihin içerisinde

bulunduğu düşünce ve duygu durumunu aksettirmektedir.

İSLÂM İLİM VE DÜŞÜNCE GELENEĞİNDE KĀDÎ BEYZÂVÎ754

hedef almış ve felsefî fikirlerinden dolayı Beyzâvî’ye eleştiriler yöneltmiştir.60 Şârihin bu şerhi yazma amaçlarından en önem-lisinin de kendince bu kitaptaki tehlikeli fikirleri ayıklama ve talebeyi bunlara karşı uyanık tutmak olduğu anlaşılmaktadır. Kelâm ve felsefe karşıtı bu negatif tutumuna rağmen kelâm üzerine bu şerhle birlikte birçok risâle yazan Saçaklızâde, Os-manlı dönemi açısından kendince bir Gazzâlî profili çizmek çabasındadır. Felsefe ve kelâm eleştirisini Beyzâvî üzerinden yapmakta olan şârihin hedefinde Devvânî gibi Osmanlı kelâm düşüncesini derinden etkilemiş düşünürler de vardır.61 Bütün bunlarla birlikte Saçaklızâde’nin bu şerhi, yazıldıktan sonra Tavâliu’l-envâr şerhleri arasında en ilgi gören şerhlerden biri olmuştur.62

Âdeta her görüşünü onaylatmak ihtiyacı duyduğu Şerhu’l-Mevâ-kıf, Saçaklızâde’nin en önemli kaynağıdır. Şerhu’l-Mevâkıf ka-dar olmasa da el-Mevâkıf’a;63 yer yer de Şerhu’l-Mevâkıf ’ın bazı ta‘lîkatlarına atıflar yapılır.64 Diğer bazı Tavâliu’l-envâr şerh ve hâşiyelerinde olduğu gibi yoğun atıf yapılan metinlerden biri de İsfahânî şerhidir.65 Teftâzânî’nin Şerhu’l-Makāsıd’ına66 Seyyid Şerîf el- Cürcânî’nin Tavâliu’l-envâr Hâşiyesi’ne,67 Necmeddin

60 Desîsâtü’l-Beyzâvî isimli bu eser, özellikle Beyzâvî tefsirini hedef almak-tadır. Bu risâleyle ilgili bir çalışma için bk. Kiraz, “ Saçaklızâde Mehmed Efendi’nin Beyzâvî’ye Yönelik Eleştirileri”, s. 319-367.

61 Bk. Saçaklızâde, Tertîbü’l-ulûm, Süleymaniye Ktp., Bağdatlı Vehbi Efen-di, nr. 745, vr. 30.

62 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 72, 78, 82, 83, 86, 90, 107, 112, 117, 121, 130, 131, 133, 134, 141, 143, 145, 152, 155, 159, 161, 164, 166, 168, 170, 174, 188, 193, 198, 209, 212, 213, 216, 221, 250 vd.

63 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 83, 90, 133, 141, 145, 147, 199, 203, 325.64 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 130.65 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 73, 78, 109, 117, 134, 146, 153, 154,

168, 172, 176, 197, 209, 245, 265, 373.66 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 134, 146, 150, 155, 170, 171, 466, 467,

561.67 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 70, 73, 172, 215, 233.

TAVÂL İU’L-ENVÂR’ IN ŞERH VE HÂŞ İYELER İ ÜZER İNE 755

el- Kâtibî’nin (ö. 675/1277) Hikmetü’l-ayn adlı eserine,68 Mîrek Şemseddin b. Mübârekşah el- Buhârî’nin (ö. 784/1382) Şerhu Hikmeti’l-ayn’ına,69 Seyyid Şerîf el- Cürcânî’nin Hâşiyetü Şerhi Hikmeti’l-ayn’ına,70 Hayâlî Ahmed Efendi’nin (ö. 875/1470) Şerhu’l-Akāid Hâşiyesi’ne71 ve şârihin Hanefî mezhebinden olduğunu gösteren Hanefî ulemâsına atıfları da dikkat çeker. Bu bağlamda Ebû Hanîfe’ye (ö. 150/767),72 Ebû Yûsuf’a (ö. 182/798),73 Ebû Mansûr el-Mâtürîdî’ye (ö. 333/944),74 Ne-sefî’nin akaid risâlesine,75 Hanefî mezhebine mensup fıkıh âlimlerinden Âlim b. Alâ’nın (ö. 686/1287) Tatar hanı için ha-zırladığı fetva kitabı Tatarhâniyye’ye76 de atıflar yapılmaktadır.

Hangi eseri olduğu zikredilmeksizin Devvânî’ye77 atıflar ya-pılmakta, bazan Teftâzânî’nin Şerhu’l-Akāid’inden alıntılara yer verilmekte,78 isim belirtmeksizin Şerhu’l-Akāid hâşiyele-rine atıflar yapılmaktadır.79 Şârihi ilâhiyyât bölümünde daha faydalı ve talebelere nasihat olması amacıyla Mevâkıf ve Şer-hu’l-Mevâkıf’tan bolca ilâveler yaptığını söylerken görürüz.80 Bu bağlamda şârih, Tavâliu’l-envâr metninde değinilmeyen “ teklîf-i mâ lâ yutâk” (güç yetirilmeyen bir konuda insanın

68 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 107.69 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 104, 107.70 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 110.71 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 257, 525. Neşrü’t- Tavâli‘’i tahkik eden

Yûsuf İdrîs, Eş‘arî eserleri üzerine yaptığı çalışmalardan hareketle olacak ki Hayâlî Ahmed Efendi’yi müteahhirîn dönemi Eş‘arî kelâmcılarının büyüklerinden saymaktadır ( Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 257, 525).

72 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 530, 559.73 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 530.74 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 559.75 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 521, 525.76 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 521.77 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 88, 529, 532.78 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 391, 521, 523, 561.79 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 557.80 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 453.

İSLÂM İLİM VE DÜŞÜNCE GELENEĞİNDE KĀDÎ BEYZÂVÎ756

Allah tarafından sorumlu tutulması) meselesini81 Allah’ın isimleri çerçevesinde ele almaktadır.82 Muhammed Yûsuf İdrîs, Neşrü’t-Tavâli‘ neşrinde âyet ve hadislerin tahrîcini yapmış, bab ve konu başlıklarını koymuş, eserde ismi geçen müellifleri tanıtmış ve gerekli olan yerlerde dipnotlar düşerek tahkik etmiştir. Muhammed Yûsuf’un, hocası Saîd Fûde’den Tavâliu’l-envâr okurken İsfahânî şerhi ve Cürcânî hâşiyesin-den yararlandığını söylemesi83 de metnin modern dönemlerde de geleneksel şekilde okunmakta olduğunu göstermektedir.

Türkiye kütüphanelerinde birçok yazma nüshası bulunan bu şerhe ilgi üst düzeydedir. Seksen beş varaklık bir yazma nüs-hasını incelediğimiz şerhin de üzerinde çalışmalar yapıldığı, ders halkalarında müzakere edildiği ve medrese muhitinde ciddi bir karşılığı olduğu anlaşılmaktadır. Sayfa numaraları da gösterilerek eserin girişinde bir fihrist verilmekte, sayfa kenarlarına şârihe ait olmadığı anlaşılan ve Şerhu’l-Mevâkıf ve Devvânî’ye atıflar içeren notlar düşülmekte, bazı açıklayıcı bil-giler verilmektedir.84 Fahreddin er-Râzî’nin Metâlibü’l-âliye’si-ne, Halhâlî’ye,85 Şerh-i Tecrîd’e atıflar86 yapılmakta, Telvîh’ten,87 hangi eserinden olduğu zikredilmeksizin Seyyid Şerîf’ten88

81 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 45382 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 466.83 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, s. 37.84 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi

Ktp., nr. YZ 0529, vr. 46b.85 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, vr. 51a. Devvânî’nin Şerhu’l-Akāidi’l-Adudiy-

ye’sine Hüseyin el-Halhâlî’nin (ö. 1030/1620) yazdığı hâşiyedir (bk. Kâtib Çelebi, Keşfü’z-zunûn, II, 1144).

86 Bu şerhin hangisi olduğu zikredilmez (bk. Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, vr. 15b).

87 Bu, Teftâzânî’nin usûl-i fıkha dair eseridir ( Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, vr. 23a-b).

88 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, vr. 41b.

TAVÂL İU’L-ENVÂR’ IN ŞERH VE HÂŞ İYELER İ ÜZER İNE 757

Şerhu’l-Mevâkıf’tan alıntılar89 yapılmaktadır. Farklı bir hatla düşülen notlarda “takrîr-i üstad” ifadeleri90 de eserin bir ders halkasında okutulmakta olduğunu göstermektedir.

V . Tavâliu’l-envâr Üzerine Yapılmış Şerh ve Hâşiyelerin Listesi

A. Şerhler

1. Bedreddin Muhammed b. Es‘ad et- Tüsterî (ö. 732/1332), Kâşifü’l-esrâr an meânî Tavâlii’l-envâr, [y.y.], ts., 142 varak.91

Bu şerhin müellif hattıyla yazılan nüshası Râgıb Paşa Kü-tüphanesi’nde92 olup toplam iki nüsha mevcuttur.

2. Burhâneddin Ubeydullah b. Muhammed el-Fergānî el-İbrî (ö. 743/1342), Şerhu’t-Tavâli‘, müst. Mustafa b. İbrâhim, [y.y.], ts., 190 varak.93

3. Şemseddin el-İsfahânî (ö. 749/1349), Metâliu’l-enzâr fî Şerhi Tavâlii’l-envâr (İstanbul: Matbaa-i Âmire, ts.), 560 sayfa.

4. Şemseddin Muhammed b. Mahmûd el-Âmülî (ö. 753/1352 [?]), Tenkīhu’l-efkâr fî Şerhi Tavâlii’l-envâr, [y.y.], ts., 219 varak.94

Âmülî’ye göre Tavâliu’l-envâr mütekaddimîn ve müteah-hirîn dönemi kelâmcılarının görüşlerini kapsamakla birlik-te hükemânın görüşlerine de yer vermektedir. Ayrıca îcaz yönü oldukça yüksek bir eserdir.95

89 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, vr. 50b.90 Saçaklızâde, Neşrü’t- Tavâli‘, vr. 17a, 53b.91 Köprülü Ktp., Fâzıl Ahmed Paşa, nr. 831.92 Süleymaniye Ktp., Râgıb Paşa, nr. 638-781.93 Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1216. Nuruosmaniye Ktp., nr.

1762.94 Râgıb Paşa Ktp., nr. 782.95 Râgıb Paşa Ktp., nr. 782, vr. 2a.

İSLÂM İLİM VE DÜŞÜNCE GELENEĞİNDE KĀDÎ BEYZÂVÎ758

5. Hacı Paşa Hızır b. Ali el-Aydınî (ö. 820/1417), Mesâlikü’l-ki-lem fî mesâili’l-kelâm fî Şerhi Tavâlii’l-envâr, [y.y.], ts.96

6. Celâleddin ed-Devvânî (ö. 908/1502), Şerhu Dîbâceti Tavâ-lii’l-envâr, [y.y.], ts., 11-17 varak.97

7. Gıyâseddin Mansûr b. Mîr Sadreddin (ö. 949/1542), Şerhu Tavâlii’l-envâr, [y.y.], ts., 161 varak.98

8. Emîr Pâdişah, Muhammed Emîn b. Mahmûd el- Buhârî (ö. 987/1579), Şerhu Tavâlii’l-envâr min Metâlii’l-enzâr.99

9. Saçaklızâde (ö. 1150/1737), Neşrü’t-Tavâli‘, Marmara Üni-versitesi İlâhiyat Fakültesi Ktp., nr. YZ 0529.

10. Yûsuf el-Hallâc (ö. ?), Şerhu Tavâlii’l-envâr li Yûsuf Hallâc.100

11. Muhyiddin Muhammed b. Mûsâ et- Tâlişî (ö. ?), Şerhu Tavâlii’l-envâr, [y.y.], h. 915, 139 varak.101

12. Dâvud el-Horasânî (ö. ?), Şerhu Tavâlii’l-envâr.102

13. Ebü’l-Mehâmid Mahmûd b. Ahmed eş- Şâfiî en-Nizâmî (ö. ?), Şerhu Tavâlii’l-envâr, [y.y.], h. 975, 256 varak.103

14. Hümâmüddin el-Gülnârî (ö. ?), Şerhu Tavâlii’l-envâr, [y.y.], ts., 262 varak.104

96 Edirne Selimiye Ktp., nr. 1013.97 Millet Ktp., Feyzullah Efendi, nr. 1861.98 Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 2296.99 Kastamonu YEK (Yazma Eserler Kütüphanesi), nr. KHK 2636/01. 100 Topkapı Sarayı Müzesi Ktp., III. Ahmed, nr. 1843. Tavâli‘ üzerine

muhtasar bir şerhtir (bk. Kâtib Çelebi, Keşfü’z-zunûn, II, 1117).101 Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 3052.102 Hacı Selim Ağa Ktp., nr. 705; Brockelmann, GAL Suppl., I, 742.103 Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 2295.104 Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 2353.

TAVÂL İU’L-ENVÂR’ IN ŞERH VE HÂŞ İYELER İ ÜZER İNE 759

B. Hâşiyeler

1. Seyyid eş-Şerîf Ali b. Muhammed el-Hüseynî, Ebü’l-Hasan el- Cürcânî (ö. 816/1413), Haşiye alâ Metalii’l-enzâr li-Tavâ-lii’l-envâr, [y.y.], Yazma, 887, 33 varak.105

2. Sirâceddin Muhammed b. Ömer el-Hanefî el-Halebî (ö. 850/ 1446), Hâşiye alâ Şerhi’s-Seyyid alâ Tavâlii’l-envâr, [y.y.], ts., 144 varak.106

3. Molla Hüsrev (ö. 885/1480), Hâşiye alâ Şerhi’l-İsfahânî li-Tavâlii’l-envâr.107

4. Hocazâde, Muslihuddin Efendi (ö. 893/1488), Hâşiye alâ Şerhi Tavâlii’l-envâr li’l-İsfahânî, [y.y.], ts., 88 varak.108

5. Kemâleddin Mes‘ûd b. Hüseyin eş-Şirvânî er-Rûmî (ö. 905/ 1499), Hâşiye alâ Metâlii’l-enzâr fî Şerhi Tavâlii’l-envâr, 17b-29a. varak.109

6. Efdalzâde, Hamîdüddin b. Efdalüddin el-Hüseynî (ö. 908/ 1502), Hâşiye alâ Metâlii’l-enzâr Şerhi Tavâlii’l-envâr, 47-124. varak.110

7. Efdalzâde Hamîdüddin b. Efdalüddin el-Hüseynî, Ta‘lîkāt alâ Şerhi Tavâlii’l-envâr, [y.y.], h. 873, 40-65. varak.111

8. Ebû Yahyâ Zekeriyyâ el-Ensârî el-Hazrecî (ö. 926/1520), Levâmiu’l-efkâr fî Şerhi Tavâlii’l-envâr, [y.y.], Yazma, ts., 178 varak.112

105 Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 5886.106 Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 2940.107 Manisa İl Halk Ktp., nr. 864.108 Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 1597.109 Amasya İl Halk Ktp., nr. 1849.110 Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 3415.111 Millet Ktp., Ali Emîrî, Arabî, nr. 1279.112 Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 2297.

İSLÂM İLİM VE DÜŞÜNCE GELENEĞİNDE KĀDÎ BEYZÂVÎ760

Tavâliu’l-envâr’ın bütününe yönelik bu hâşiyede esas ama-cının Tavâliu’l-envâr’ın zor olan ibarelerini çözmenin ve eseri daha anlaşılabilir hale getirmenin yanında bu esere yönelik itirazlara cevap vermek de olduğunu söyleyen113 Ensârî, diğer şerh ve hâşiyelerin yazılma amaçlarından farklı bir amaç gösterir. Levâmiu’l-efkâr, Şerhu’l-Mevâ-kıf’tan alıntıların yapıldığı,114 İsfahânî’nin şerhi üzerine yapılan bir hâşiye olup, sayfa kenarlarında ayrıca başlıklar verilmektedir. Zekeriyyâ el-Ensârî’nin umumiyetle eserle-rini talebelerine derste okutmak amacıyla yazdığı115 düşü-nülürse Tavâliu’l-envâr’ın dönemin Mısır medreselerdinin ana kitaplarından biri olduğu da söylenebilir.

9. İbn Kemal Paşa (ö. 940/1534), Hâşiye alâ Şerhi Tavâli‘ li’l-İsfahânî, [y.y.], ts., 63-69. varak.116

10. Mevlânâ Âsafî (ö. 1006/1598), Hâşiye alâ Şerhi’l-İsfahânî alâ Tavâlii’l-envâr.117

11. Mevlânâ İmâd (ö. ?), Hâşiye alâ Şerhi’l-İsfahânî li-Tavâ-lii’l-envâr, [y.y.], ts., 89 varak.118

12. Nâsirüddin el-Cîlî (ö. ?), Hâşiye alâ Şerhi Tavâlii’l-envâr, [y.y.], ts., 119 varak.119

13. Şemseddin el-Bagaî Rukneddin el-Kādî (ö. ?), Hâşiye alâ Metâlii’l-enzâr fî şerhi Tavâlii’l-envâr, Dımaşk, ts.120

113 Ensârî, Levâmiu’l-efkâr, vr. 2a.114 Ensârî, Levâmiu’l-efkâr, vr. 6a, 18b.115 Özel-Kallek, “Zekeriyyâ el-Ensârî”, s. 213.116 Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 3698.117 Süleymaniye Ktp., Kasîdecizâde Süleyman Sırrı, nr. 123.118 Süleymaniye Ktp., Hasan Hüsnü Paşa, nr. 2904.119 Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1167.120 Kastamonu Yazma Eserler Ktp., nr. KHK 2583.

TAVÂL İU’L-ENVÂR’ IN ŞERH VE HÂŞ İYELER İ ÜZER İNE 761

14. Tûnî Muînüddin b. Hüseyin b. Muhammed (ö. ?), Hâşiye alâ Şerhi’t-Tavâli‘ li’l-İsfahânî, 169 varak.121

15. Muîn b. Hasan b. Muhammed (ö. ?), Hâşiye alâ Şerhi Tavâ-lii’l-envâr, [y.y.], ts., 199 varak.122

Tavâliu’l-envâr’ın, şerh ve hâşiyeleri ile birlikte, bütün bir İslâm coğrafyasının medrese eğitiminde ne kadar yer tuttuğunu gösteren bu hâşiyenin Azerbaycan’da olan bir nüshasındaki müstensih ifadelerinden anlamaktayız ki eser, bir medresede Ömer b. Mevlânâ Abdullah el-Pavdî adında biri tarafından yazılmıştır. Yazma nüsha, Kanûnî Sultan Süleyman’ın oğlu Muhammed Sultan Vakfiyesi’ne aittir.123

V . Günümüze Ulaşmayan Şerh ve Hâşiyeler

Tavâliu’l-envâr üzerinde tarihsel süreç içerisinde birçok şerh, hâşiye ve benzeri çalışma yapılmışsa da bunların tamamı gü-nümüze ulaşamamış ve dolayısıyla etkileri daha sınırlı olmuş-tur. Tarihte hangi çalışmaların süreklilik kazanıp hangilerinin unutulmaya terkedildiği, ilim câmiası ve medrese öğrencisinin ilgisiyle paralel olduğu gibi zaman zaman siyasî şartlar da me-tinlerin yayılmasına müspet ya da menfî etkide bulunabilmiş-tir. Meselâ Mîr Gıyâseddin Mansûr’un şöhretine ve birçok telif eserinin olmasına rağmen kütüphanelerde yazma nüshalarına fazla rastlanmamasının sebebi, İran’daki Kerekî taraftarlarının güç kazanmasının ardından Gıyâseddin’in eserlerinin yaygın-laşmasını engellemeye çalışmalarıdır.124

121 Süleymaniye Ktp., Serez, nr. 1417. Başka bir nüsha için bk. Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 2941.

122 Süleymaniye Ktp., H. Hüsnü Paşa, nr. 2904; Brockelmann, GAL Suppl., I, 742.

123 Yazma eserin arka kapağında “sâhibühû Muhammed b. Halîl” yazmak-tadır. Eser yazıldıktan sonra bağışlanmıştır. Bu nüshayı görme imkânı sunan Ahmet Niyazof’a teşekkür ediyorum.

124 Bk. Anay, “Mîr Gıyâseddin Mansûr”, s. 126.

İSLÂM İLİM VE DÜŞÜNCE GELENEĞİNDE KĀDÎ BEYZÂVÎ762

Günümüze ulaşmayan, ancak kaynaklarda zikredilen Tavâ-liu’l-envâr şerh ve hâşiyeleri şöyledir:

1. Molla Şah Fenârî (ö. 832/1426), Hâşiye alâ Şerhi Tavâ lii’l-envâr.125

2. Zeynüddin Abdurrahman b. Muhammed el-Kazvînî el-Bağ-dâdî eş- Şâfiî (ö. 836/1430), Şerhu Tavâlii’l-envâr.126

3. Ahmed b. Muhammed (ö. 891/1487), Şerhu Tavâlii’l-envâr.127

4. Muhyiddin Muhammed (ö. 906/1501), Tavâliu’l-envâr şer-hi.128

5. Sahn müderrisi Muhyiddin Mehmed ( Molla Tablbaz) (ö. 906/1501), Şerhi Tavâlii’l-envâr.129

6. Hocazâde’nin talebelerinden, Yarhisarî Muslihuddin Mus-tafa (ö. 911/1506), Hâşiye-i Tavâlii’l-envâr.130

7. Seyyid Alizâde Yâkub Efendi (ö. 931/1525), Hâşiye alâ Şerhi Metalii’l-envâr.131

8. Nûreddin b. Yûsuf (ö. 928/1522), Hâşiye alâ Şerhi’l-İsfahânî li Tavâlii’l-envâr.132

9. İsâmüddin Muhammed b. Muhammed el-İsferâyînî (ö. 943/ 1538), Tavâliu’l-envâr şerhi.133

125 Bursalı Mehmed Tâhir, Osmanlı Müellifleri, II, 15. 126 Bağdatlı İsmâil Paşa, Îzâhu’l-meknûn, II, 87.127 Bursalı Mehmed Tâhir, Osmanlı Müellifleri, I, 222.128 Kâtib Çelebi, Keşfü’z-zunûn, II, 1116.129 Taşköprizâde, eş-Şekāik, s. 331; Süreyyâ, Sicill-i Osmanî, IV, 1106.130 Bursalı Mehmed Tâhir, Osmanlı Müellifleri, II, 53; Süreyyâ, Sicill-i Os ma-

nî, IV, 1128.131 Bursalı Mehmed Tâhir, Osmanlı Müellifleri, II, 54.132 Kâtib Çelebi, Keşfü’z-zunûn, II, 1117.133 Kâtib Çelebi, Keşfü’z-zunûn, II, 1116.

TAVÂL İU’L-ENVÂR’ IN ŞERH VE HÂŞ İYELER İ ÜZER İNE 763

10. Muslihiddin el-Lârî (ö. 979/1572), Hâşiye-i Tavâlii’l-envâr.134

11. Taşköprizâde Ahmed Efendi (ö. 968/1561), Şerhu Dîbâce-ti’t-Tavâli‘.135

12. İshak Hocası Ahmed Efendi (ö. 1120/1708), Hâşiye-i Metn-i Tavâlii’l-envâr fi’l-kelâm.136

13. Kara Halil Efendi (ö. 1123/1711), Haşiye-i Tavâlii’l-envâr.137

14. Abdüssamed b. Muhammed el-Fârikī (ö. ?) Tavâliu’l-envâr şerhi.138

15. Ahmed b. Yûsuf el-Sundî el-Hasankeyfî (ö. ?), Tavâliu’l-en-vâr şerhi.139

V . Sonuç

Tavâliu’l-envâr yazıldığı zamandan itibaren yoğun bir ilgiyle karşılanmış, kendisinden sonraki kelâm geleneğini üze-rinde büyük bir etki meydana getirerek zamanla medrese müfredatlarının ayrılmaz bir parçası olmuştur. Tarihî süreç içerisinde bu metin üzerine birçok çalışma yapılmışsa da bunların arasından özellikle İsfahânî’nin şerhi, Tavâliu’l-en-vâr’ın bile şöhretini aşacak bir hüsnükabule mazhar olmuş, Tavâliu’l-envâr çoğunlukla bu şerh üzerinden okunagelmiştir. Tavâliu’l-envâr üzerine yapılan çalışmaların yanında İsfahânî şerhi üzerine de hâşiye türü birçok çalışma yapılmıştır. Bu bağlamda İsfahânî’nin şerhi, Cürcânî’nin el-Mevâkıf üzerine

134 Kâtib Çelebi, Keşfü’z-zunûn, II, 1116.135 Bursalı Mehmed Tâhir, Osmanlı Müellifleri, I, 346.136 Bursalı Mehmed Tâhir, Osmanlı Müellifleri, I, 232; Süreyyâ, Sicill-i

Osmanî, I, 179.137 Bursalı Mehmed Tâhir, Osmanlı Müellifleri, I, 403.138 Kâtib Çelebi, basit bir şerh olduğunu söyler (bk. Kâtib Çelebi, Keşfü’z-

zunûn, II, 1116).139 Kâtib Çelebi, Keşfü’z-zunûn, II, 1116.

İSLÂM İLİM VE DÜŞÜNCE GELENEĞİNDE KĀDÎ BEYZÂVÎ764

yapmış olduğu şerhe benzemektedir. İsfahânî şerhinin yanın-da en fazla dikkat çeken ve ilgi odağı haline gelen çalışmalar Fergānî şerhi, Devvânî şerhi, Cürcânî’nin İsfahânî hâşiyesi, Ef-dalzâde’nin İsfahânî hâşiyesiyle Saçaklızâde’nin şerhidir. Her biri aynı yaygınlık ve etkiye sahip olmasa da Tavâliu’l-envâr üzerine birçok çalışmanın olması Tavâliu’l-envâr’ın özellikle eğitim sistemi içerisindeki öneminden kaynaklanmaktadır. Daha çok müderrislerin okutmuş oldukları kitaplara istek üzerine yapılan şerh ve hâşiye türü çalışmaların bir kısmının bu ders halkalarını aşarak geniş bir kitleye ulaşmış olmasına karşın bir kısmının ise kendi dönemiyle ve belli bir kitleyle sınırlı kalmış olması; şerh ve hâşiye yazarının şöhreti, zamanı, eserin dili, derinliği, anlaşılabilirliği, özellikle talebe arasın-da kabul görüp ders takrirlerinde yoğun kullanılması gibi birçok sebeple açıklanabilir. Geleneksel kelâm öğretiminin temel metinlerinden olan Tavâliu’l-envâr’ı anlamak, bu metni başta İsfahânî şerhi olmak üzere şerh ve hâşiyeleri üzerinden okumakla mümkündür. Bu bağlamda ilgili literatür üzerine yapılacak çalışmalar genel anlamda kelâm geleneğinin aydın-lanmasına büyük bir katkı sağlayacaktır.

TAVÂL İU’L-ENVÂR’ IN ŞERH VE HÂŞ İYELER İ ÜZER İNE 765

KaynakçaAkpınar, Cemil, “Hacı Paşa”, DİA, 1996, XIV, 493-496.

Âmülî Şemseddin Mahmûd b. Muhammed, Tenkīhu’l-efkâr fî Şerhi Tavâlii’l-envâr, Süleymaniye Ktp., Râgıb Paşa, nr. 782, 219 varak.

Anay, Harun, “Mîr Gıyâseddin Mansûr”, DİA, 2005, XXX, 125-128.

Arıcı, Mustakim, “Bir ‘Otorite’ Olarak Seyyid Şerîf el-Cürcânî ve Os-manlı İlim Hayatındaki Yeri,” İslam Düşüncesinde Süreklilik ve Değişim: Seyyid Şerîf el-Cürcânî Örneği, haz. M. Cüneyt Kaya, İstanbul: Klasik, 2015, s. 61-95.

Arıcı, Mustakim, “Entelektüel İlgilerin Kesişim Noktasında Felsefe ve Felsefe Eğitimi”, İslâm Felsefesi: Tarih ve Meseleler, ed. M. Cüneyt Kaya, İstanbul: İSAM Yayınları, 2013, s. 725-776.

Bağdatlı İsmâil Paşa, Îzâhu’l-meknûn fi’z-zeyl alâ Keşfi’z-zunûn an esâ-mi’l-kütüb ve’l-fünûn, I-II, İstanbul: Millî Eğitim Bakanlığı,1947.

Baltacı, Cahit, “Hamîdüddin Efendi, Efdalzâde”, DİA, 1997, XV, 476-477.

Beyzâvî, Kādî, Tavâliu’l-envâr, nşr. Abbas Süleyman, Beyrut: Dârü’l-cîl, 1991.

Beyzâvî, Kādî, Tavâliu’l-envâr: Kelâm Metafiziği, nşr. ve trc. İlyas Çe-lebi-Mahmut Çınar, İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları, 2014.

Brockelmann, Carl, Geschichte der arabischen Litteratur Supplementband (GAL Suppl.), I, Leiden: E. J. Brill, 1943.

Bursalı Mehmed Tâhir, Osmanlı Müellifleri, haz. Mustafa Tatcı-Cemâl Kurnaz, Ankara: Bizim Büro Basımevi, 2000.

Dalkıran, Sayın, Ahmet Feyzi Çorumî’nin el-Feyzü’r-Rabbani’si Işığında Osmanlı Devletinde Ehli Sünnetin Şiî Akidesine Tenkitleri, İstanbul: OSAV Yayınları, 2000.

Devvânî, Celâleddin, Şerhu Dîbâceti’t-Tavâlii’l-envâr, Süleymaniye Ktp., Râgıb Paşa, nr. 1457, vr. 215a-223a.

Efdalzâde, Hamîdüddin b. Efdalüddin el-Hüseynî, Hâşiye alâ Metâ-lii’l-enzâr Şerhi Tavâlii’l-envâr, Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 3415.

Ensârî, Zekeriyyâ, Levâmiu’l-efkâr fî Şerhi Tavâlii’l-envâr, Beyazıt Devlet Ktp., nr. 2071.

İSLÂM İLİM VE DÜŞÜNCE GELENEĞİNDE KĀDÎ BEYZÂVÎ766

Hızlı, Mefail, “Osmanlı Medreselerinde Okutulan Dersler ve Eserler”, Uludağ Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, XVII/1 (2008), s. 25-46.

İbn Haldûn, Mukaddime, I-II, haz. Süleyman Uludağ, İstanbul: Dergâh Yayınları, 1983.

İhsanoğlu, Ekmeleddin, “Osmanlı Medrese Geleneğinin Doğuşu”, Belle-ten, LXVI/247 (2002), s. 849-903.

İsfahânî, Şemseddin, Metâliu’l-enzâr fî Şerhi Tavâlii’l-envâr, Dersaadet: Şirket-i İlmiyye, 1305.

İshak b. Hasan et-Tokadî, Nazmü’l-ulûm, Süleymaniye Ktp., İbn Mirzâ, nr. 40, vr. 4a-12b.

İzmirli İsmail Hakkı, Yeni İlm-i Kelâm, İstanbul: Evkâf-ı İslâmiyye Mat-baası, 1339-41.

Kahraman, Mustafa, Murad Molla Kütüphanesi’ndeki Kelâm Kaynakları-nın Tanıtım ve Tavsifi (yüksek lisans tezi), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 1993.

Kâtib Çelebi, Keşfü’z-zunûn an esâmi’l-kütüb ve’l-fünûn, I-II, haz. Şere-feddin Yaltkaya–Kilisli Rıfat Bilge, İstanbul: Millî Eğitim Bası-mevi, 1971.

Kâtib Çelebi, Mîzânü’l-hak fî ihtiyâri’l-ehak, s.nşr. Orhan Şaik Gökyay–Süleyman Uludağ, İstanbul: Kabalcı Yayınları, 2008.

Kehhâle, Ömer Rızâ, Mu‘cemü’l-müellifîn: Terâcimü musannifî’l-kütü-bi’l-Arabiyye, I-XV, Dımaşk: y.y., 1957.

Kiraz, Celil, “Saçaklızâde Mehmed Efendi’nin Beyzâvî’ye Yönelik Eleşti-rileri”, Uludağ Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, XV/1 (2006), s. 319-367.

Özel, Ahmet – Cengiz Kallek, “Zekeriyyâ el-Ensârî”, DİA, 2013, XLIV, 212-215.

Özervarlı, M. Sait, “An Unedited Kalam Text By Qadi al-Baydawi: Misbah al-Arwah”, İslâm Araştırmaları Dergisi, sy. 12 (2004), s. 75-125.

Saçaklızâde, Neşrü’t-Tavâli‘, Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Ktp., nr. YZ 0529.

Saçaklızâde, Neşrü’t-Tavâli‘, nşr. Muhammed Yûsuf İdrîs, Amman: Dâ-rü’n-nûr, 1434/2013.

TAVÂL İU’L-ENVÂR’ IN ŞERH VE HÂŞ İYELER İ ÜZER İNE 767

Saçaklızâde, Tertîbü’l-ulûm, Süleymaniye Ktp., Bağdatlı Vehbi Efendi, nr. 745.

Saçaklızâde, Tertîbü’l-ulûm, trc. Zekeriya Pak–M. Akif Özdoğan, İstan-bul: Ukde Yayınları, 2009.

Süleyman, Abbâs, “Mukaddime”, Beyzâvî, Tavâliu’l-envâr içinde, nşr. Abbâs Süleyman, Beyrut, Kahire: Dârü’l-cîl, el-Mektebetü’l-Ez-heriyye li’t-Türâs, 1991, s. 5-47.

Süreyyâ, Mehmed, Sicill-i Osmanî, haz. Nuri Akbayar, s.nşr. Seyit Ali Kahraman, I-IV İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 1996.

Taşköprizâde, Mevzûâtü’l-ulûm, trc. Kemâleddin Mehmed Efendi, I-II, İstanbul: İkdam Matbaası, 1313.

Taşköprizâde, eş-Şekāiku’n-nu‘mâniyye fî ulemâi’d-devleti’l-Osmâniyye, nşr. Ahmed Subhi Furat, İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, 1985.

Tiftik, Kâmil, Kâdı Beyzâvî’nin Tavâli‘u’l-envâr’ının Mustafa Sıtkı’ya Ait Tercümesi (yüksek lisans tezi), Marmara Üniversitesi Sosyal Bi-limler Enstitüsü, İstanbul, 1997.

Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilâtı, Ankara: TTK Basımevi, 1984.

Yavuz, Yusuf Şevki, “Tavâliu’l-envâr”, DİA, 2011, XL, 180-181.

Yurdagür, Metin, Bibliyografik Bir Kelâm Tarihi Denemesi (Kayseri Râşid Efendi Kütüphanesindeki Arapça Akāid ve Kelâm Yazmalarının Ta-nıtım ve Değerlendirilmesi), İstanbul 1989.