sÜrdÜrÜlebilir bÜyÜme iÇin...

28
ERDAL TANAS KARAGÖL • BURCU ÖZCAN MAYIS 2014 SAYI: 92 ANALİZ SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUF

Upload: others

Post on 24-Jan-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

ERDAL TANAS KARAGÖL • BURCU ÖZCAN

MAYIS 2014 SAYI: 92ANALİZ

SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUF

Page 2: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden
Page 3: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

MAYIS 2014 SAYI: 92

SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUF

ANALİZ

ERDAL TANAS KARAGÖL • BURCU ÖZCAN

Page 4: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

COPYRIGHT © 2014Bu yayının tüm hakları SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’na aittir. SETA’nın izni olmaksızın yayının tümünün veya bir kısmının elektronik veya mekanik (fotokopi, kayıt ve bilgi depolama, vd.) yollarla basımı, yayını, çoğaltılması veya dağıtımı yapılamaz. Kaynak göstermek suretiyle alıntı yapılabilir.

Tasarım ve Kapak: : M. Fuat ErUygulama : Ümare YazarBaskı : Turkuvaz Matbaacılık Yayıncılık A.Ş., İstanbul

SETA | SIYASET, EKONOMI VE TOPLUM ARAŞTIRMALARI VAKFINenehatun Caddesi No: 66 GOP Çankaya 06700 Ankara TÜRKİYETel:+90 312.551 21 00 | Faks :+90 312.551 21 90www.setav.org | [email protected] | @setavakfi

SETA | Washington D.C. Office1025 Connecticut Avenue, N.W., Suite 1106 Washington, D.C., 20036 USATel: 202-223-9885 | Faks: 202-223-6099www.setadc.org | [email protected] | @setadc

SETA | Kahire21 Fahmi Street Bab al Luq Abdeen Flat No 19 Cairo MISIRTel: 00202 279 56866 | 00202 279 56985 | @setakahire

SETA | IstanbulDefterdar Mh. Savaklar Cd. Ayvansaray Kavşağı No: 41-43Eyüp İstanbul TÜRKİYETel: +90 212 395 11 00 | Faks: +90 212 395 11 11

Page 5: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

5s e t a v . o r g

SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUF

IÇINDEKILER

ÖZET 7

GİRİŞ 9

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE TASARRUFLARIN GELİŞİMİ 10

TÜRKİYE’DE ULUSAL TASARRUF DÜZEYİNİNİN AZALIŞ NEDENLERİ 13

ALINAN TEDBİRLER VE POLİTİKA ÖNERİLERİ 21

BİR POLİTİKA SEÇENEĞİ OLARAK İSTANBUL FİNANS MERKEZİ (İFM) EYLEM PLANI 23

SONUÇ 25

Page 6: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

6

ANALİZ

s e t a v . o r g

YAZARLAR HAKKINDA

Erdal Tanas KARAGÖL1992’de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinden mezun oldu. Yüksek lisansını ABD’de Connecticut Üniversitesi’nde, doktorasını İngiltere’de York Üniversitesi’nde tamamladı. Karagöl’ün çeşitli gazete ve dergilerde dış borçlar, cari açık, ekonomik büyüme, savunma harcamaları, enerji, işsizlik, kamu harcamaları, yoksulluk ve sosyal yardım alanlarında makaleleri ve araştırma raporları yayımlanmıştır. TÜBİTAK’taki çalışmalarının yanı sıra TÜBA asosiye üyesi olan Karagöl, halen Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalışmakta ve SETA’da ekonomi bölümünde çalışmalar yapmaktadır.

Burcu ÖZCAN2004’te İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden birincilikle mezun oldu. Yüksek lisans ve doktorasını İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde tamamladı. Aynı zamanda 2004-2011 yılları arasında İktisat Fakültesinde araştırma görevlisi olarak çalıştı. Özcan’ın kalkınma iktisadı, enerji ekonomisi ve parasal iktisat üzerine ulusal ve uluslararası makale ve bildirileri bulunmaktadır. 2013 Yılında doçent unvanını alan Özcan, Fırat Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.

Page 7: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

7s e t a v . o r g

SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUF

Tasarruf kavramı, kullanılabilir gelirin tüketimden arta kalan kısmı şeklinde ta-nımlanabilir. Tasarruf, ulusal ve yabancı tasarruf şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Ulusal tasarruf, özel sektör tasarrufu ve kamu sektörü tasarrufu toplamından oluşmaktadır. Ulusal tasarruf düzeyi ekonominin yeni sermaye oluşturma kapasi-tesini belirlemekte, bu nedenle de önemli bir makroekonomik ölçüt olarak kabul edilmektedir. Dış tasarruf ise kısa ya da uzun vadeli yabancı sermaye şeklinde ül-keye gelmektedir. Bu bağlamda, tasarruf düzeyi düşük olan ülkelerin, büyümeden vazgeçmeden yollarına devam etmeleri durumunda dış kaynaklara başvurmaları gerekmektedir. Bu ise, cari işlemler açığının yükselmesine neden olabilmekte ve ekonomiyi dışsal şoklara maruz bırakabilmektedir. Türkiye’de de var olan yüksek düzeydeki tasarruf açığı sorunu nedeniyledir ki yatırımların büyük bir kısmı dış tasarruflar ile finanse edilmektedir.

Ulusal tasarrufların Türkiye’de zaman içerisinde izlediği seyir dikkate alındı-ğında, 1980 sonrası dönemde bütçe açıklarının kronikleştiği ve bu açıkların iç ve dış borçlanma yolu ile kapatılmaya çalışıldığı gözlenmektedir. Bu durum 2002 sonrası uygulamaya konulan sıkı maliye politikaları ile tersine dönmüştür. Alı-nan tedbirler sonucunda bütçe açıklarının GSYH içerisindeki payı yüzde 16’dan yüzde 1 bandına kadar düşmüştür. Böylece kamu tasarrufları artmaya başlamıştır. Fakat ulusal tasarruf düzeyi, bu dönemde özel tasarrufların düşmesinden ötürü azalan bir trend izlemiştir.

Bu bağlamda 2000’li yıllar Türkiye’de ulusal tasarrufların düşüş eğilimi gösterdiği bir dönemi temsil etmektedir. 1990’larda milli gelirin yaklaşık yüzde 23,5’ini oluşturan ulusal tasarruflar 2000-2008 döneminde yüzde 17’ye, 2010’da ise yüzde 12,7’ye kadar gerilemiştir. Yaşanan bu düşüşün temel nedeni, belirtildi-ği üzere özel tasarruflardaki azalışlardır. 2001 yılında yüzde 11 civarındaki kamu tasarruf açığı özel sektörün tasarruf fazlasıyla karşılanırken 2012’de ise toplam tasarruf açığının yüzde 83’ünü özel sektör oluşturmuştur. Dolayısıyla son dö-

ÖZET

Tasarruf düzeyi düşük olan ülkelerin, büyümeden vazgeçmeden yollarına devam etmeleri durumunda dış kaynaklara başvurmaları gerekmektedir.

Page 8: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

8

ANALİZ

s e t a v . o r g

nemdeki mevcut tasarruf açığı problemi, 1990’lı yıllardaki gibi yüksek kamu ta-sarruf açıklarından değil, özel sektörün ve özellikle hane halkının daha az tasarruf yapmasından kaynaklanmıştır.

Söz konusu özel sektör tasarruflarındaki düşüşün başlıca nedenleri; tüketim harcamalarındaki görülen artışlar, genişleyen kredi hacmi, tüketici kredi faizlerin-deki düşüşler, bozulan dış ticaret hadleri, demografik faktörler, artan politik ve makroekonomik istikrarın oluşturduğu güven ortamı, finansal sistemin ağırlıklı olarak bankacılık sektörüne dayalı olması, tasarrufların çoğunun yastık altında tutulması ve üretimde artan ithal bağımlılığı şeklinde özetlenebilir.

Tüm bunlar karşısında, gerek 2013 ve 2014 Orta Vadeli Programları’nda (OVP) gerekse Onuncu Kalkınma Planı’nda yer alan temel politika hedeflerin-den biri, ulusal tasarrufların artırılması olarak benimsenmiştir. Bu doğrultuda, büyüme ve cari açık hedefleriyle uyumlu bir şekilde, ulusal tasarruf oranının 2014-2018 dönemi sonunda yüzde 19’a yükseltilmesi hedeflenmektedir. Dola-yısıyla, Onuncu Kalkınma Planı’nda sermaye birikimi ve sanayileşme sürecinin hızlandırılması; ulusal tasarrufların, üretken yatırımlar ve üretim faktörlerinin verimlilik düzeylerinin artırılması; cari açığın kalıcı bir şekilde makul düzeylere çekilmesi, ekonominin yenilikçi ve ithalat bağımlılığı azalmış bir yapıya dönüştü-rülmesi amaçlanmaktadır.

Page 9: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

9s e t a v . o r g

SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUF

GIRIŞTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden arta kalan kısmı şeklinde tanımlana-bilir. Tasarrufun bir amacı, iyi dönemde gelirden birikim yaparak kötü dönemde tüketim imkânı sağlayacak şekilde tüketimi zamana yaymaktır. Daha da önemlisi, yatırımların finansmanı ta-sarruflar ile sağlandığından ekonomik kalkınma açısından tasarruf düzeyi önem arz etmektedir.

Tasarruf, ulusal ve yabancı tasarruf şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Ulusal tasarruf, özel sektör tasarrufu ve kamu sektörü tasarrufundan iba-rettir. Ulusal tasarruf düzeyi ekonominin yeni sermaye oluşturma kapasitesini belirlemekte, bu nedenle de önemli bir makroekonomik öl-çüt olarak kabul edilmektedir. Bir başka deyişle, bir ekonominin sağlıklı büyümesinde hayati bir öneme sahip olan yatırımların gelişimi, ulusal ta-sarruflara bağlıdır. Söz konusu tasarruflar yetersiz olduğunda ise, ya yatırımlardan vazgeçmek ya da dış tasarruflara başvurmak gerekmektedir. Dış tasarruf ise yabancı sermayeyi kısa ya da uzun vadeli olarak ülkeye çekmek ya da dış borçlanma yapmak yoluyla gerçekleşmektedir.

Dolayısıyla, tasarruf düzeyi düşük olan ülke-lerin, büyümeden vazgeçmeden yollarına devam etmeleri durumunda dış kaynaklara başvurmaları

gerekmektedir. Bu ise, cari işlemler açığının yük-selmesine neden olabilmekte ve ekonomiyi dışsal şoklara maruz bırakabilmektedir. İşte Türkiye’de de var olan yüksek düzeydeki tasarruf açığı so-runu nedeni ile yatırımların büyük bir kısmı dış tasarruflar ile finanse edilmektedir. Bu bağlam-da, portföy yatırımları şeklinde ülkeye gelen kısa vadeli sermaye akımlarına dayalı dış tasarrufla-rın volatilitesi yüksek olmakta ve bu kaynaklar konjonktüre bağlı olarak ülkeyi terk etme riski taşımaktadır. Bu nedenle yabancı tasarruflara ba-ğımlılığı azaltmak ve yüksek büyüme oranlarını sürdürülebilir kılmak, ancak ulusal tasarrufların artırılmasına bağlıdır.1

Bu doğrultuda, Türkiye’nin 2000’li yıllarda sıra dışı bir büyüme performansı sergilerken, diğer yandan ulusal tasarruf düzeyinde düşüş kaydetme-si, üzerinde durulması gereken önemli bir husus-tur. Zira kalkınmanın sağlam temeller üzerinde inşa edilmesinde yüksek, istikrarlı ve sürdürüle-bilir bir büyümenin yanı sıra tasarruf oranlarının artırılarak yatırımların ve büyümenin finansma-nında dış kaynaklara olan bağımlılığın azaltılması önem arz etmektedir. Bu nedenle, gerek 2013 ve 2014 Orta Vadeli Programları gerekse Onuncu Kalkınma Planı’nda (2014-2018) ulusal tasarruf düzeyindeki azalış konusuna önem verilmiş ve bu-nun giderilebilmesi için çözüm önerileri geliştiril-miştir. Bu doğrultuda yüksek büyüme hedefinin gerçekleştirilebilmesi için faktör verimliliklerini artırmanın yanı sıra, üretime yönelik sermaye bi-rikiminde de artış sağlanması gerektiğinin altı çi-zilmiştir. Bu bağlamda, yatırımların güvenilir ve kalıcı kaynaklarla finansmanı açısından önem arz eden ulusal tasarrufların istikrarlı ve yüksek düzey-de olması gerektiği de vurgulanmıştır.

Tasarruf kavramı ve önemine değinilen bu analizde ise öncelikle tasarrufun Türkiye ekono-misinin son dönemindeki gelişimi tarihsel bir

1. Caroline van Rijckeghem ve Murat Üçer, “Türkiye’de Özel Tasar-ruf Oranının Gelişimi ve Belirleyicileri: Ekonomi Politikaları Açı-sından Bir Değerlendirme”, Ekonomi Araştırma Forumu Araştırma Notu, no. 08-08 (Haziran 2008).

Page 10: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

10

ANALİZ

s e t a v . o r g

süreç içerisinde özetlenecek, daha sonra ise Tür-kiye’de ulusal tasarruf düzeyinin düşmesinde rol oynadığı düşünülen faktörler incelenecektir. Son olarak, ulusal tasarruf düzeyini artırmak için alı-nan ve alınması gereken tedbirler ile çözüm öne-rileri tartışılacak ve bu bağlamda İstanbul Finans Merkezi Eylem Planı ele alınacaktır.

TÜRKIYE EKONOMISINDE TASARRUFLARIN GELIŞIMI1970’li yılların ikinci yarısında dış ödeme güç-lükleri ve yüksek oranda fiyat artışları ile ağır bir bunalıma sürüklenen Türkiye ekonomisi, 1978–1980 yıllarında çeşitli borç krizleri yaşamıştır. 1978-1980 borç krizi döneminde toplam tasarruf oranı yüzde 17’den yüzde 16’ya düşerken, toplam yatırım oranı ise yüzde 24,6’dan yüzde 21,8’e düş-müştür. 1980 sonrasındaki reformlar sonucu ka-munun tasarrufu artarken, özel sektör tasarrufları düşmüş ancak toplam tasarruflarda artış kaydedil-miştir. 1985 sonrasında ise, bu durumun tersine bir eğilim oluşmuş ve kamu tasarrufu düşerken özel sektör tasarrufu yükselmiştir. Oluşan kamu tasarruf açığı ve bu açığın genel fiyat düzeyi üze-rindeki etkileri, ilgili dönemde enflasyonun yük-sek düzeylerde seyretmesinde de rol oynamıştır.

Türkiye’de ulusal tasarruf düzeyindeki dü-şüşün temel kaynakları iki yarı dönem içeri-sinde izlenebilir: 1988-2001 yıllarını kapsayan ilk dönemde tasarruf oranındaki düşüşün ana

kaynağı kamu sektörüdür. Çünkü bu dönemde bütçe açıkları sürekli yükselme eğilimi göster-miştir. Nitekim 1990’da kamu bütçe açığının GSYH’ye oranı yüzde 5,5 iken 1999’da bu oran yüzde 11,7’ye yükselmiştir. Kamu tasarrufları-nın harcanabilir gelire oranı 1990’da yüzde 2,6 iken 2000 yılında yüzde -3,4’e, 2001 yılında ise yüzde -7,2’ye gerilemiştir.2 Aynı zamanda iç borçlanma faizlerinin yükseldiği bu dönemde kamu faiz ödemelerinin artış göstermesi de bu gidişatı tetiklemiş ve kronikleşen bütçe açıkla-rının iç ve dış borçlanma yolu ile kapatılması-na yoluna gidilmiştir. Bu durum, iç piyasada bankaların yoğun biçimde devlet tahvilleri satın almalarına neden olmuş ve böylelikle verimli yatırımlara kanalize edilmesi gereken tasarruf-lar, devletin iç borçlanma aracı şeklinde görev yapmıştır. Sermaye hareketlerinin de liberal-leştiği bu dönem Türkiye’sinde 1990’lı yıllara kadar kamu sektörü tasarrufları azalırken özel sektör tasarruflarının artış kaydettiği gözlenmiş-tir. Nitekim özel sektör tasarruflarını yükseltir-ken, yüksek düzeydeki faiz borcu kamu sektörü tasarruflarının azalmasına yol açtığı için toplu-mun ortalama tasarruf oranı yükselememiştir. 1988 yılında en üst değerine ulaşan ulusal tasar-ruf düzeyi daha sonra sürekli bir azalış eğilimine girmiştir. Böylelikle kamu tasarruf açığı artan Türkiye ekonomisi, büyük miktarlarda dış borç ödemeleriyle karşı karşıya kalmıştır.

1989-1993 döneminde ise regülasyondan yoksun bir finansal liberalleşme süreci yaşanmış-tır. 1989 sonrası dönemde uygulanmaya başla-nan popülist politikalar 1989-1993 döneminde finansal serbestleşmenin kontrolden çıkması-na yol açmıştır. Neticesinde ortaya çıkan 1994 Krizi, Türkiye’nin makroekonomik karakteris-tiklerinde önemli değişikliklere yol açmıştır.3

2. “Yüksek Büyümenin Sürdürülebilirliği: Yurtiçi Tasarrufların Rolü”, TC. Kalkınma Bakanlığı ve Dünya Bankası Türkiye Ülke Ekonomik Raporu, Rapor No. 66301 (2012).

3. Kıvılcım Metin Özcan, Aslı Günay ve Seda Ertaç, “Determinants of private savings behaviour in Turkey”, Applied Economics, c.35, s.12 (2013), s.1405-1416.

Sermaye hareketlerinin de liberalleştiği 1980 sonrası dönemi Türkiye’sinde 1990’lı

yıllara kadar kamu sektörü tasarrufları azalırken özel sektör tasarruflarının

artış kaydettiği gözlenmiştir.

Page 11: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

11s e t a v . o r g

SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUF

Finansal serbestleşme ile birlikte kamu tasarruf oranları 1989’da yüzde 4,7 iken 2001’de yüzde -8,9’a düşmüş;, özel tasarruf oranları ise 1989’da yüzde 17,4 iken 2001’de yüzde 24,6’ya yüksel-miştir . Bu dönemde kamu tasarruf açığı ve cari açık sermaye girişi ile finanse edilmeye çalışılmış-tır. Sonrasında, yüksek kamu açıkları ve finansal sistemdeki aşırı borçluluk ile bozulmanın bera-berinde getirdiği Şubat 2001 ekonomik krizi de geniş çaplı bir sermaye çıkışına yol açmıştır. Faiz oranlarının yüksek olduğu bu ortamda özel ta-sarruflar yükselirken, kamu tasarruflarının dibe vurduğu gözlenmiştir (Grafik 1).

2001 ekonomik krizi ile birlikte birçok makroekonomik gösterge kötüleşmiş, borçlar ve faiz oranları sürdürülemez seviyelere yüksel-miştir. Buna önlem olarak “Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı” ortaya konmuş ve sıkı mali disiplin benimsenmiştir. Böylece, 2002 sonra-sı uygulamaya konulan sıkı maliye politikaları sayesinde ise kamu tasarruf açığı büyük ölçüde giderilmiştir. Alınan tedbirler sayesinde 2001 yılından sonra uygulamaya konulan sıkı eko-nomi politikaları sayesinde bütçe açıklarının GSYH içerisindeki payı yüzde 16’dan yüzde 1 bandına kadar düşmüştür. Böylece kamunun

tasarruf fazlası vermeye başladığı görülmektedir. Fakat bu dönemde özel sektör tasarrufları düş-meye başlamıştır. Özel sektör tasarruflarındaki düşüşün kamu tasarruflarındaki artıştan fazla olması nedeniyle kamu ve özel sektör tasarruf-larının toplamından ibaret olan ulusal tasarruf düzeyindeki azalış eğilimi 2000’li yıllarda hız-lanmıştır.4 Dolayısıyla, 2000’li yıllarda yaşanan toplam tasarruftaki düşüşün, özel tasarruflarda-ki düşüşten kaynaklandığı anlaşılmaktadır.

Türkiye’de 2002 yılı sonrasında iyileşen eko-nomik koşullar beraberinde yatırım artışlarını getirmiştir. Kamu tasarrufları artarken artık daha özel sektör ağırlık bir ekonomik yapıya geçişin sağlanması ve yatırımların özel sektör tarafından yapılıyor olması, özel sektörün tasarruf oranları-nın azalmasına neden olmuştur. Özellikle eko-nomik büyümede gerçekleşen artış ve faiz oran-larında gerçekleşen düşüş, özel sektörün yatırım iştahını artırmıştır. Yurtiçi tasarrufların yatırım-ları karşılamaya yetecek ölçüde olmaması ve dış finansmanda makul koşullarda kaynak sağlana-bilmesi özel sektör ve kamu sektörü toplamından

4. Hasancan Türkoğlu, “Türkiye’de Yurtiçi Tasarruf Oranları Ne-den Düşük? Nasıl Arttırılabilir?” İzmir Siyasal ve Ekonomik Araştır-malar Merkezi Yayını, (28 Mayıs 2013).

-10 -5 0 5

10 15 20 25 30 35

1975

19

77 19

79 19

81 19

83 19

85 19

87 19

89 19

91 19

93 19

95 19

97 19

99 20

01 20

03 20

05 20

07 20

09 20

11

Kamu Tasarrufu/GSYH Özel Tasarruf/GSYH

Ulusal Tasarruf/GSYH

GRAFIK 1. TÜRKIYE’DE KAMU, ÖZEL VE ULUSAL TASARRUF/GSYH (YÜZDE)

Kaynak: TC. Kalkınma Bakanlığı

Page 12: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

12

ANALİZ

s e t a v . o r g

-15 -10 -5 0 5

10 15 20 25 30

1990

19

91

1992

19

93

1994

19

95

1996

19

97

1998

19

99

2000

20

01

2002

20

03

2004

20

05

2006

20

07

2008

20

09

2010

20

11

2012

20

13

2014

20

15

2016

20

17

2018

Yatırım/GSYH Tasarruf/GSYH Tasarruf Açı ı/GSYH

GRAFIK 2. TÜRKIYE’DE TASARRUF, YATIRIM VE TASARRUF AÇIĞININ GSYH’YE ORANI (YÜZDE)

Kaynak: IMF, World Economic Outlook Database, 2013.

-15

-10

-5

0

5

10

15

2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013

GSYH Dı ticaret açı ı (%GSYH) Tasarruf açı ı (%GSYH)

GRAFIK 3. TÜRKIYE’DE DIŞ TICARET AÇIĞI VE TASARRUF AÇIĞININ YAKIN ILIŞKISI

Kaynak: IMF, World Economic Outlook, 2013, TÜİK.

Page 13: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

13s e t a v . o r g

SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUF

oluşan tasarruf açığını artırmıştır. Bu nedenle ta-sarruf oranlarının artırılarak yurtiçi tasarrufların yeterli düzeye getirilmesi ön planda tutulmuş ve 2011 yılında GSYH’ye oranla yüzde 9,5 seviye-sine ulaşan tasarruf açığı, alınan makro ihtiyati tedbirler sonucunda 2012 yılında yüzde 5,8 sevi-yesinde gerçekleşmiştir. Söz konusu toplam açı-ğın yüzde 4,4’ü özel sektör, yüzde 1,4’ü ise kamu sektörü tasarruf açığından oluşmaktadır.5

2000’li yıllarda bütçe açıklarında ciddi iyi-leşmeler kaydedilmesine rağmen düşük tasarruf oranlarına bağlı olarak ortaya çıkan yüksek ta-sarruf açığı ve cari işlemler açığı Türkiye’nin bir-kaç temel iktisadi sorunu arasında yer almıştır. İthalatla beraber artan cari açık, hane halkının gelirinin büyük kısmını tüketmesi tasarrufların azalmasını meydana getirmiştir (Grafik 3). Do-layısıyla, ulusal tasarruf oranının yetersizliğinden dolayı, gerekli yatırım seviyesine ulaşabilmek için ekonominin yabancı tasarruflara olan bağımlılı-ğının hızla azaltılması gerekmektedir. Böylece, ekonomi, küresel ekonomik şartların şekil ver-diği yabancı sermaye hareketleri karşısında daha sağlam bir hale gelecektir.

TÜRKIYE’DE ULUSAL TASARRUF DÜZEYINININ AZALIŞ NEDENLERI 2000’li yıllarla birlikte hızlanan özel sektör tasar-ruflarındaki düşüşlerin yol açtığı ulusal tasarruf düzeyindeki azalışların nedenleri incelendiğin-de ise, çeşitli demografik ve ekonomik faktörler göze çarpmaktadır. Özellikle 2008 küresel eko-nomik krizi ile birlikte gelişmiş ülkelerin mak-roekonomik göstergeleri kötüleşirken gelişmekte olan ülkeler yükselişe geçmiştir. Bu yükselişle be-raber ekonomik büyüme oranları önemli ölçüde artmış, mevcut tasarruf oranları ekonomik büyü-

5. “Yüksek Büyümenin Sürdürülebilirliği”, TC. Kalkınma Bakanlığı ve Dünya Bankası Türkiye Ülke Ekonomik Raporu.

me hızlarının sebep olduğu gelişmişlik seviyesi-nin gerisinde kalmasına neden olmuştur.

Yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ekono-miler ile gelişmekte olan Asya ülkelerine ait ulusal tasarruf düzeylerinin gittikçe arttığı görülmektedir. Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin ise 2013-2018 dönemine ait tasarruf düzeylerinin düşeceği öngörülse de bu grupta yer alan ülkelerin tasarruf düzeylerinin artış eğilimi içerisinde olduğu görül-mektedir. Öte yandan, Orta ve Doğu Avrupa ül-keleri ile gelişmiş ekonomilerin özellikle yaşanan son kriz neticesinde tasarruf düzeylerinin düşüş kaydettiği anlaşılmaktadır. Buna benzer bir şekilde, Türkiye’deki ulusal tasarruf düzeyinin de ikinci dö-nemde (2001-2012) azaldığı ve üçüncü dönemde (2013-2018) azalacağı öngörülmektedir (Grafik 4).

Türkiye BRIC olarak adlandırılan yükse-len piyasa ekonomileri ile tasarruf düzeyi açısın-dan karşılaştırıldığında ise, ulusal tasarruflarının GSYH içerisindeki payı açısından beş ülke arasın-dan Çin açık ara lider durumundadır. Çin’i Hin-distan takip etmektedir. Rusya ise yaşanan son krizin etkisi ile 2008’de ulusal tasarruf düzeyinde ciddi bir düşüş yaşadıktan sonra bir miktar artış-la beraber Hindistan’ın gerisinde yer almaktadır. Dördüncü sırada ise Brezilya yer almaktadır. Bre-zilya’nın, önceki dönemlerde Türkiye’nin altında bir tasarruf düzeyine sahipken zamanla bu farkı kapatmış olduğu anlaşılmaktadır (Grafik 5).

Gelişmekte olan ülkelerde tasarruf oranla-rında yaşanan bu gelişmelerin sebepleri arasında, gelir düzeyi ve hane halkı tüketimindeki artış, faizlerdeki düşüşler, düşük kadın istihdam oranı, dış ticaret hadlerinde yaşanan negatif şoklar, cari açığın yüksek seyri ve finansal sistemin bankacılık sektörü ağırlıklı olması dikkat çekmektedir. Ayrıca makroekonomik ve politik istikrarın sağlanması, kayıt dışı ekonominin varlığı ve özellikle üretim-de artan ithalat bağımlılığı da, son zamanlardaki tasarruf düşüşünün temel nedenleri arasında yer almaktadır. Bu faktörler, literatürdeki sebep ve so-nuç ilişkisi bağlamında Türkiye ekonomisindeki durumla ilişkilendirilerek aşağıda ele alınmaktadır.

Page 14: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

14

ANALİZ

s e t a v . o r g

Hane Halkının Tüketim Harcamalarındaki Artış Hane halkının nihai tüketim harcamalarında gö-rülen artış, özel sektör tasarruf oranının önemli miktarda düşmesine neden olmaktadır. Dünya Bankası istatistiklerine göre, Türkiye’de hane hal-

kının nihai tüketim harcamalarının GSYH içe-risindeki payı 1990 yılında yüzde 68 civarında iken son yıllarda yüzde 70 civarında gerçekleş-miştir. GSYH’ye oranla hane halkı nihai tüketim harcamaları genel bir artış trendi izlemektedir (Grafik 6). Kredi kartı kullanım oranının her ge-

0

10

20

30

40

50

60

1992

19

93

1994

19

95

1996

19

97

1998

19

99

2000

20

01

2002

20

03

2004

20

05

2006

20

07

2008

20

09

2010

20

11

2012

20

13

2014

20

15

2016

20

17

2018

Brezilya Rusya Hindistan Çin Türkiye

GRAFIK 5. BRIC ÜLKELERINDE BRÜT ULUSAL TASARRUF / GSYH ( YÜZDE)

Kaynak: IMF, World Economic Outlook, 2013.

0 5

10 15 20 25 30 35 40 45 50

Dünya

Gelimi E

kono

miler

Yükse

len pi

yasa

lar ve

geli

mekte

Orta ve

Do

u Avru

pa

Gelimek

te Olan

Asya

Orta D

ou v

e Kuz

ey Afrik

a

Sahra-altı A

frika

Türkiye

1990-2000

2001-2012

2013-2018

GRAFIK 4. ÜLKE GRUPLARINA GÖRE BRÜT ULUSAL TASARRUF/GSYH (YÜZDE)

Kaynak: IMF, World Economic Outlook, 2013. 2013 ve sonrası beklentileri içerir.

Page 15: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

15s e t a v . o r g

SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUF

çen gün artması bu durumda önemli bir etken-lerden biri olmuştur. Bankalararası Kart Merke-zi’nin verilerine göre, 2008 yılında 43.394.025 olan kredi kartı sayısı 2014 yılı ilk iki ay itibari ile 57.019.319’a yükselmiştir.

Ayrıca tüketim harcamalarında görülen artışın bir diğer nedeni de, tüketici kredilerin-de görülen artıştır. Nitekim, Türkiye’de son on yılda görülen tasarruf oranlarındaki düşmenin en önemli nedenlerinden biri, dayanıklı tüke-tim malı alımlarında görülen artıştır. Bankacılık sektörü, düzelen makroekonomik koşullar ve artan dış finansman imkânıyla beraber, sağladı-ğı tüketici kredilerinde önemli bir artışa gitmiş, bu ise hane halkının taşıt ve konut gibi dayanık-lı tüketim malı alımlarını ciddi oranda yükselt-miştir (Grafik 7).6

Konut kredileri başta olmak üzere toplam kredi miktarı zaman içerisinde ciddi ölçüde art-mıştır. Toplam kredilerin içerisinde dayanıklı tüketim malları, yarı dayanıklı tüketim malları, evlilik, eğitim ve sağlık için kullanılan krediler yer almaktadır. 2001 Krizi sonrası, kriz döneminde-ki baskılanmış tüketimin dayanıklı tüketim malı

6. Ümit Özlale ve Alper Karakurt, “Türkiye’de Tasarruf Açığının Nedenleri ve Kapatılması İçin Politika Önerileri”, Bankacılar Der-gisi, c .23, s. 83 (Aralık 2013), s.1-34.

harcamasına doğru kayması da tasarruf düzeyinin azalmasında etkili bir faktör olduğu ifade edile-bilir. Zira kriz dönemlerinde bireylerin dayanıklı tüketim malı satın alımlarını erteledikleri bilin-mektedir. Nitekim Türkiye’de 2001 yılında daya-nıklı tüketim malı satışının yüzde 30 azaldığı ve bu durumun 2002 yılında devam ettiği bilinmek-tedir. Bunu izleyen ve ekonominin ciddi biçimde yükselişe geçtiği 2003-2006 döneminde ise daya-nıklı tüketim malı satışlarının 2001-2002 yılın-daki satış oranlarının yaklaşık iki katına çıktığı gözlenmiştir.7 Bu noktada, kredilerdeki artışların yoğun olarak gözlendiği bu döneme damgasını vuran temel etkenlerden birinin de, faizlerde ya-şanan düşüşler olduğu bilinmektedir.

Düşük Reel Faizler Özel tasarrufların azalmasında reel faiz oranları-nın da etkili olması beklenmektedir. Fakat teorik açıdan reel faiz oranlarının tasarruflar üzerindeki etkisi, birbirine zıt gelir ve ikame etkileri nede-niyle belirsizdir. İlk olarak, reel faiz oranındaki bir artış gelecekteki gelir akımlarının bugünkü değerini azaltarak tasarruflar üzerinde negatif etkiye yol açmaktadır (gelir etkisi). Fakat aynı

7. Caroline van Rijckeghem ve Murat Üçer, “The Evolution and De-terminants of the Turkish Private Saving Rate: What Lessons for Poli-cy?”, Economic Research Form Research Report, no.09-01 (Şubat 2009).

63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73

1990

19

91

1992

19

93

1994

19

95

1996

19

97

1998

19

99

2000

20

01

2002

20

03

2004

20

05

2006

20

07

2008

20

09

2010

20

11

2012

GRAFIK 6. TÜRKIYE’DE HANEHALKI NIHAI TÜKETIM HARCAMASI (%GSYH)

Kaynak: Dünya Bankası, “World Development Indicators”, 2013.

Page 16: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

16

ANALİZ

s e t a v . o r g

zamanda bu durum, tasarrufların net getirisini artırmakta ve tasarruf yapmayı bugün için daha cazip kılmaktadır. Başka bir ifade ile tüketimin ertelenmesine yol açmakta ve tasarruflar üzerinde pozitif bir etkiye sahip olmaktadır (ikame etkisi).8 Bu nedenle reel faiz oranının tasarruf düzeyi üze-rindeki net etkisi, bu iki zıt etkinin nispi ağırlı-ğı tarafından belirlenmektedir. Bununla birlikte gelişmekte olan ülkelerde ikame etkisinin baskın olduğu, bu sebeple de, reel faizler ile tasarrufların pozitif ilişkiye sahip olduğu savunulmaktadır.9

Türkiye’de ise 2001 Krizi öncesi yüksek çift haneli seviyelerde seyreden faiz oranları ekono-mide istikrarın sağlanmasıyla birlikte oldukça düşmüş ve tek haneli rakamlara ulaşmıştır. Faiz-lerdeki düşüşün en önemli etkilerinden biri ise, tüketici kredilerindeki maliyetlerin düşüşü kana-

8. Eser P Matur, Ali Sabuncu ve Sema Bahçeci, “Determinants of Private Savings and Interaction Between Public and Private Savings in Turkey”, Topics in Middle Eastern and African Economies, c.14 (Eylül 2012), s.102-125.

9. Tochukwu E. Nwachukwu ve Festus O. Egwaikhide, “An Error-Correction Model of the Determinants of Private Saving in Nige-ria”, Conference Proceedings of the 12th African Econoemetric Society, Cope Down, Güney Africa, 4-6 Temmuz 2007.

lıyla gerçekleşmiştir. İşte bu nedenle, söz konusu dönemde faizlerdeki aşağı yönlü hareketin özel-likle krediler yoluyla tüketimi artırarak tasarrufu düşürdüğü ifade edilebilir.

Finansal Piyasaların Önemi Finansal piyasalar, özel kesimin tasarrufları için farklı enstrümanlar sunarak tasarrufların finans sistemi içerisine kanalize olmasına yardımcı ol-maktadır. Yastık altı tasarrufların finansal sistem içerisinde verimli yatırım alanları arasında da-ğılımını sağlayan finansal sistem, ulusal tasarruf düzeyinin de artmasını ve büyümenin sürdürü-lebilirliğini desteklemektedir. Türkiye’de tasar-rufların çoğunun altın, nakit ve döviz şeklinde yastık altında tutulması ve finansal piyasalara yönlendirilmemesi ise tasarruf oranının düşme-sine yol açmaktadır.

Türkiye açısından değerlendirildiğinde, fi-nansal sistemde bankacılık sektörünün ağırlık-lı paya sahip olduğu görülmektedir. Bankacılık sektöründe 2012 yılında gözlenen hızlı büyüme eğilimi 2013 yılının ilk yarısında da devam etmiş-tir. 2009 yılından bu yana sektörün aktifleri kredi

0

20,000

40,000

60,000

80,000

100,000

120,000

Ta ıt Kredisi(Milyon TL) Konut Kredisi(Milyon TL)

Toplam Kredi(Milyon TL)

GRAFIK 7. TÜRKIYE’DE KREDILERIN GELIŞIMI

Kaynak: Türkiye Bankalar Birliği

Page 17: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

17s e t a v . o r g

SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUF

ağırlıklı büyümüş, kredilerin aktifler içindeki payı 2013 yılı Eylül ayı itibarıyla yüzde 60’a ulaşmış-tır (Grafik 8). Artan kredi imkânları ise tasarruf yerine tüketim eğilimini hızlandırmıştır. Buna bağlı olarak, bankacılık sektörünün ağırlıklı paya sahip olduğu finansal sistem aynı zamanda ulusal tasarruf oranlarını düşürücü etkiye de yol açabile-ceği sonucu ortaya çıkmaktadır. Zira özel sektöre sağlanan düşük faizli kredi imkânları, bireylerin ertelemiş oldukları harcamalarını hayata geçirme-lerine yol açarak tasarruf için caydırıcı olabilmek-tedir. Bu doğrultuda, Türkiye için finansal sistem-de ağırlıklı paya sahip olan bankacılığa ek olarak, özel sektörün tasarruflarını değerlendirmesi için çok sayıda alternatif araçlar sunan sermaye piya-salarının geliştirilmesi önemlidir.

Artan Kişi Başı Gelir Düzeyi Tüketim teorilerinden biri olan Sürekli Gelir Hi-potezi’ ne göre, ekonomik büyüme ile birlikte bireyler, gelecekteki sürekli gelirlerinin artacağı düşüncesiyle hareket ederek cari dönem tüketim-lerini artıracaklardır.10 Dolayısı ile bireylerin, bu durumda cari dönem tasarruflarını azaltmaları beklenmektedir.

10. Kıvılcım Metin Özcan ve Yusuf Ziya Özcan, “Determinants of Private Saving in the Middle East and North Africa, Research in Middle East Economics, c.6 (2005), s.95-113.

Türkiye için kişi başına düşen gelir düze-yi artarken, ulusal tasarruf düzeyinin ise sürekli düştüğü izlenmektedir (Grafik 9). Bu durum, sürekli gelir hipotezini doğrulayıcı bir şekilde bireylerin gelecekteki sürekli gelirlerinin artacağı düşüncesiyle hareket ederek cari dönem tüketim-lerini artırdıkları, tasarruflarını ise düşürdükleri şeklinde yorumlanabilir.

Düşük Kadın Istihdam Oranı Demokrafik bir faktör olan kadın istihdam ora-nının Türkiye’de düşük olması ise tasarruf dü-zeyinin azalan seyrinden sorumlu olan bir diğer öğedir. Kadın istihdamındaki artış, hane halkı gelir düzeyinin artmasına yol açarak tasarrufları pozitif yönde etkilemektedir. Türkiye’de ise kadın istihdam oranı her geçen sene artmakla beraber halen OECD ülkeleri arasında düşük bir orana sahiptir. OECD ülkeleri ile karşılaştırıldığında, kadının istihdama katılım oranı yüzde 77,3 ile en yüksek İzlanda’da en düşük oran ise yüzde 27,8 ile Türkiye’dedir. 11 Türkiye’de erkek nüfusun iş gücüne katılım oranı 2004 yılında yüzde 70,3 iken, 2013’de bu oran yüzde 71,5’e yükselmiştir. Aynı dönemde kadınların işgücüne katılım oran-

11. Türkiye İstatistik Kurumu, İstatistiklerle Kadın, Women in Sta-tistics 2012, (TÜİK Yayın, Ankara: 2012).

0

20

40

60

80

100

120

9-Dec 10-Dec 11-Dec 12-Dec May-14 Sep-13

Di er aktifler(%)

Nakit+Nakit benzeri de erler(%)

Menkul kıymetler(%)

Zorunlu kar ılıklar(%)

Krediler(%)

GRAFIK 8. 2013 EYLÜL ITIBARI ILE BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN AKTIF KALEMLERI

Kaynak: Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB).

Page 18: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

18

ANALİZ

s e t a v . o r g

0

10

20

30

40

50

60

70

80

90

1990

19

91

1992

19

93

1994

19

95

1996

19

97

1998

19

99

2000

20

01

2002

20

03

2004

20

05

2006

20

07

2008

20

09

2010

20

11

Türkiye

Avusturya

Belçika

Kanada

Danimarka

Fransa

Almanya

Yunanistan

zlanda

rlanda

talya

Lüksemburg

GRAFIK 10. OECD VE TÜRKIYE’DE KADININ IŞGÜCÜNE KATILIM ORANININ SEYRI (%)

Kaynak: Dünya Bankası, “Word Development Indicators”, 2013.

0

5

10

15

20

25

30

0

1000

2000

3000

4000

5000

6000

7000

8000

9000

1990

19

91

1992

19

93

1994

19

95

1996

19

97

1998

19

99

2000

20

01

2002

20

03

2004

20

05

2006

20

07

2008

20

09

2010

20

11

2012

Ki iba ına dü en gelir (US dollar)

Brüt ulusal tasarruf (%GSYH)

GRAFIK 9. KIŞI BAŞI GELIR VE TASARRUF ILIŞKISI

Kaynak: Dünya Bankası, Word Development Indicators, 2013.

Page 19: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

19s e t a v . o r g

SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUF

ları ise yüzde 23,3’den yüzde 30,8’e yükselmiştir (Grafik 10). Bu bağlamda, kadınların işgücüne katılımı ve istihdam edilmeleri konusunda yaşa-nacak olumlu gelişmelerin, orta ve uzun vadede tasarrufları pozitif etkilemesini beklenmektedir.

Kentleşme Oranı Kentleşme oranı tasarruf düzeyini etkileyen bir diğer demografik faktördür. Kentsel alanda ya-şayan insanların toplam nüfus içerisindeki payı arttığında tasarruf düzeyinin azalması beklen-mektedir. Çünkü artan kentleşme ihtiyati tasar-ruf ihtiyacını azaltacaktır. Diğer taraftan kırsal toplumlarda gelir düzeyinde görülen yüksek oy-naklık ihtiyati tasarruf düzeyini de artıracaktır.12 Türkiye’de kentli nüfusun payı zaman içerisinde artmıştır (Grafik 11). Bu artış, ihtiyati tasarruf düzeyinin azalmasına yol açtığı için ulusal tasar-ruf düzeyini de azaltmış olduğu düşünülebilir. Bununla birlikte, bazı araştırmalar, kırsal kesim-de de tasarruf oranlarının düşüş kaydettiğine dair bazı bulgular içerdiğinden, kentleşmenin Türki-ye’deki tasarruflar üzerindeki net etkisi daha ya-kından bir analiz gerektirmektedir.

12. Kıvılcım Metin Özcan ve Yusuf Ziya Özcan, “Determinants of Private Saving”.

Üretimde Artan Ithalat Bağımlılığı ve Dış Ticaret Haddindeki Bozulmalar Ulusal tasarrufları incelerken, hane halkının tüketim ve tasarruf eğilimlerinin yanı sıra, özel sektörün üretimdeki performansına da bakmak gerekmektedir. Bu bağlamda, üretim yapısında ithalat bağımlılığının artması cari işlemler açığını tetikleyerek mevcut tasarruf açığını daha da artı-racaktır. Bu nedenle Türkiye’nin üretimde kulla-nılacak ara ve yatırım malında ithal bağımlılığı tasarruf açığını artırıcı niteliktedir.

Makroekonomik İstikrar ve Güven Ortamı Bir ekonomide belirsizliğin varlığı, olası istenme-yen gelişmeler durumunda hala bir gelire sahip olabilmek amacıyla riski sevmeyen bireylerin ih-tiyati güdülerle tasarruf yapmasını sağlayacaktır. Bu ise, ekonominin ve fiyatların istikrarlı olduğu bir ortamda, geleceğe ve elde edilecek gelire iliş-kin belirsizliğin giderileceği ve tasarruf oranının düşebileceği anlamına gelmektedir.13

Bu bağlamda, Türkiye’nin 2001 Krizi son-rasında yakaladığı istikrar ve büyüme sürecinin,

13. Tochukwu E. Nwachukwu ve Festus O. Egwaikhide, “An Error-Correction Model of the Determinants of Private Saving in Nigeria”.

0

10

20

30

40

50

60

70

80

1990

19

91

1992

19

93

1994

19

95

1996

19

97

1998

19

99

2000

20

01

2002

20

03

2004

20

05

2006

20

07

2008

20

09

2010

20

11

2012

Kentli nüfus (%)

Brüt Ulusal Tasarruf(%GSYH)

GRAFIK 11. KENTLI NÜFUS VE TASARRUF ILIŞKISI

Kaynak: Dünya Bankası, “World Bank Development Indicators”, 2013.

Page 20: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

20

ANALİZ

s e t a v . o r g

faiz oranlarını düşürmesi ve kredileri artırması gibi olumlu sonuçlarının aynı zamanda özel ta-sarruf düzeyini düşürdüğü söylenebilir. Bu dö-nemde ekonomiye olan güvenin artmış, reel faiz ve enflasyon oranlarında önemli düşüşler kayde-dilmiştir. Yine bu süreçte ülkeye gelen doğrudan yabancı yatırımların artması, özel sektöre verilen kredileri kolaylaştırmıştır. bunun açık bir gös-tergesi olan doğrudan yabancı yatırımlar 2004-

2007 döneminde 150 milyar dolarlık bir hacme ulaşmıştır (Grafik 12). Doğrudan yabancı yatı-rımlarla ekonomiye yapılan dış finansal kaynak aktarımı, özel sektör kredilerindeki artışı tetik-lemiştir. Ayrıca ekonomide artan güven ortamı hane halkını tüketime sevk etmiştir.14

14. Caroline van Rijckeghem ve Murat Üçer, “The Evolution and Determinants of the Turkish Private Saving Rate”.

0.94 0.783 0.982

3.352

0.617 0.737 1.191

10.031

20.185

22.047

19.504

8.411 9.038

18.873

13.224 12.686

0

5

10

15

20

25

1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013

GRAFIK 12. DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR (MILYON DOLAR)

Kaynak: TC. Maliye Bakanlığı, “Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü”

0.0

10.0

20.0

30.0

40.0

50.0

60.0

70.0

80.0

2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013

GRAFIK 13. TÜFE (%)

Kaynak: TÜİK

Page 21: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

21s e t a v . o r g

SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUF

Makroekonomik istikrarın göstergelerinden bir diğeri de tüketici enflasyonudur (TÜFE). Buna göre, 2001’de tepe noktasına ulaşan TÜFE oranı, ekonomik istikrar ve beraberinde alınan tedbirler sonucu hızla gerileyerek 2013’te yüzde 7,4 değerine kadar inmiştir (Grafik 13). Tüm bu istikrara ilişkin gelişmelerin de, hane halkının ihtiyat amaçlı tasarruf düzeyinin azalmasında rol oynamış olması muhtemeldir.

ALINAN TEDBIRLER VE POLITIKA ÖNERILERI Gerek 2013 ve 2014 Orta Vadeli Programları’ nda (OVP) gerekse Onuncu Kalkınma Planı’nda yer alan temel politika hedeflerinden biri, ulu-sal tasarruf düzeyinin yeterince artmasını garanti altına almak olmuştur. Büyüme ve cari açık he-defleriyle uyumlu bir şekilde, ulusal tasarruf ora-nının 2014-2018 dönemi sonunda yüzde 19’a yükseltilmesi hedeflenmektedir. Bu doğrultuda Onuncu Kalkınma Planı’nda sermaye birikimi ve sanayileşme sürecinin hızlandırılması; ulusal tasarrufların, üretken yatırımlar ve üretim fak-törlerinin verimlilik düzeylerinin artırılması; cari açığın kalıcı bir şekilde makul düzeylere çekil-mesi, ekonominin yenilikçi ve ithalat bağımlılığı azalmış bir yapıya dönüştürülmesi amaçlanmak-tadır.15 Ayrıca, önemli olan tasarruf artışının üret-ken yatırımlara yönlendirilmesidir. Cari işlemler açığı veren bir ekonomide üretim kapasitesini ve ihracatı artıracak yatırımlar öncelikli olmalıdır. Dolayısıyla, Onuncu Kalkınma Planı’nda tasar-rufların artması kadar, artan tasarrufların üret-ken yatırımlara dönüşmesi de öncelikli konular arasında yer almaktadır. Ayrıca, ulusal tasarrufla-rın artırılarak, artan ulusal tasarrufların üretken yatırımlara yönlendirilmesi ve israfın azaltılması amacı ile Onuncu Kalkınma Planı’nda “Yurti-çi Tasarrufların Artırılması ve İsrafın Önlenmesi

15. TC. Kalkınma Bakanlığı 2014 Yılı Programı.

Programı” başlığı altında bir dizi tasarruf artırıcı seçenekler sunulmuştur.16

Özel tasarruflarla ilgili olarak, Kalkınma Ba-kanlığı tarafından öngörüldüğü üzere kredi büyü-mesini ve Türk Lirası’nın (TL) aşırı değerlenmesi-ni kontrol altında tutan para ve kur politikalarıyla ulusal tasarruflar desteklenecek; tasarrufu artırma-ya yönelik uygulanan makro ihtiyati politikalar gerekli görüldüğünde yeni tedbirlerle güçlendirile-cek; vergi politikalarının belirlenmesinde tasarruf-ların artırılması amacı gözetilecektir. Ayrıca, mali piyasa araçlarıyla tasarruflar özendirilecektir. Bu doğrultuda, finansal ürün çeşitliliği artırılacak, kü-çük ölçekli yatırımcıların tasarruf imkânları geliş-tirilecek ve sermaye piyasası araçlarına erişim im-kânı kolaylaştırılacaktır. İlave olarak, tasarrufların vadesinin uzatılması ise özendirilecektir. Tasarruf düzeyinin artmasına ve vade yapılarının uzaması-na hizmet etmesi beklenen tamamlayıcı sigortacı-lığın geliştirilmesi politikası sürdürülecektir. Ay-rıca, israfın yoğun olduğu alanlarda israfla etkin bir şekilde mücadele edilecektir. Son olarak, vergi ve kredi maliyetlerinin farklılaştırılması şeklinde-ki araçlarla üretken olmayan yatırımların cazibesi azaltılacak ve tasarruflar üretken yatırım alanlarına yönlendirilecektir.

Kamu tasarruflarıyla ilgili olarak ise, faiz ödemelerinin bütçe içerisindeki payının azaltıl-ması ve faiz dışı fazla hedefi amaçlanmaktadır. Bu nedenle, 2014-2016 yıllarını kapsayan OVP’de bütçe açığının 2014, 2015 ve 2016 yılları için sırasıyla yüzde 1,9, yüzde 1,6 ve yüzde 1,1 olma-

16. TC. Kalkınma Bakanlığı 2014 Yılı Programı.

Onuncu Kalkınma Planı’nda “Yurtiçi Tasarrufların Artırılması ve İsrafın Önlenmesi Programı” başlığı altında bir dizi tasarruf artırıcı seçenekler sunulmuştur.

Page 22: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

22

ANALİZ

s e t a v . o r g

sı hedeflenmektedir. OVP’de faiz dışı dengenin 2014’de yüzde 1,1, 2015’de yüzde 1,2 ve 2016’de ise yüzde 1,3 şeklinde gerçekleşmesi hedeflen-mektedir. Faiz ödemelerinin bütçe içerisindeki azalan payı sayesinde artan kamu tasarruflarının verimli yatırım alanlarına ve reel sektöre etkin bir şekilde kanalize edilmesi ve bu şekilde büyüme-nin sürdürülebilirliği hedeflenmektedir.

OVP ve 2014 yılı Ekonomi Programı’nda öngörüldüğü üzere tasarrufların artırılması ve artan ulusal tasarrufların üretken yatırımlara yönlendirilmesi amacıyla BDDK tarafından bireysel kredilere dair yeni düzenlemeler getiril-mektedir. Bu sayede hanehalkı borçluluğunun daha sağlıklı gelişimi ve Türkiye ekonomisinin yüksek ve istikrarlı büyüme dinamiğini yakala-ması amaçlanmaktadır.

Kalkınma Planının yanı sıra, OVP’de (2014-2016) yer alan temel hedeflerden biri de ulusal tasarruf düzeyinin program dönemi sonunda yüzde 16’ya çıkarılmasıdır. Bu doğrultuda, ulusal tasarrufların artırılması için bireysel emeklilik ve hayat sigortası daha cazip hale getirilmiş ve doğal afet sigortasının yaygınlaşmasını sağlayacak yasal düzenlemeler yapılmıştır. Ayrıca şirket tasarruf-larının artırılmasına ve uluslararası doğrudan yatırım girişlerine önemli katkı sağlayacak yeni Türk Ticaret Kanunu ile kayıt dışılıkla mücadele stratejisi uygulamaya konulmuştur.17

17. TC. Kalkınma Bakanlığı, “Temel Makroekonomik ve Mali He-defler: 2013-2015 Orta Vadeli Program”, (9 Ekim 2012).

Bu noktada, yurtiçi tasarruf oranının artı-rılmasında, emeklilik sisteminin tasarruf eğili-mini destekleyecek şekilde yeniden yapılandırıl-masının özel bir önem arz ettiğini vurgulamak gerekmektedir. Bununla birlikte, bireysel emek-lilik sisteminin Türkiye’de son yıllardaki gelişi-minin ümit verici olduğunu belirtmek gerekir. Türkiye’de 2003 yılında hayata geçirilen Birey-sel Emeklilik Sistemi (BES), düzenli birikim yapmayı teşvik eden bir tasarruf sistemi olup, 2012 yılında yapılan düzenlemeler neticesinde olumlu gelişmeler yaşamıştır. Bu bağlamda, il-gili düzenlemelerin en önemlisi, katılımcıların hesaplarına devletin doğrudan katkı yaptığı, “devlet katkısı” olarak adlandırılan teşvik siste-mine geçilmesi olmuştur. Bu, 2013 yılı itibariy-le, katılımcılar tarafından ödenen katkı payla-rının yüzde 25’i oranında bir devlet katkısının, katılımcıların hesaplarına doğrudan ödendiği anlamına gelmektedir. Bu düzenlemenin et-kisiyle, BES’e katılımcı sayısı 2013 yılında bir önceki yıla göre yaklaşık 1 milyon kişi artarak 4 milyon 126 bin olmuştur. Aynı dönemde fon büyüklüğü ise yüzde 22 artarak 24,8 milyar TL’ye ulaşmıştır. 2014 yılında da devam etme-si beklenen bu artış sonucunda, yılsonunda 5 milyon katılımcı sağlanacağı öngörülmektedir18. Öte yandan, bireysel emeklilik sisteminden emeklilik hakkını kazanabilmek için kişinin en az 10 yıl sistemde kalması ve 56 yaşını tamam-laması gerekmektedir.

Gerek Onuncu Kalkınma Planı’nda, gerekse OVP’de (2014-2016) alınan ya da alınması plan-lanan politik tedbirlere ek olarak, Kalkınma Ba-kanlığı ve Dünya Bankası tarafından hazırlanan Rapor’da19 da ulusal tasarruf düzeyinin artırılma-sı için benzer politik tedbirler önerilmiştir:1) Şirket tasarruflarının artırılması için işlet-

melerin büyümesi, inovasyon yapabilmesi

18. Ayfer Yıldız, “BES’e 2013’te 1 milyon yeni kişi katıldı”, Milli-yet, 4 Ocak 2014.

19. Yüksek Büyümenin Sürdürülebilirliği”, TC. Kalkınma Bakanlı-ğı ve Dünya Bankası Türkiye Ülke Ekonomik Raporu.

Türkiye’de 2003 yılında hayata geçirilen Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), düzenli

birikim yapmayı teşvik eden bir tasarruf sistemi olup, 2012 yılında yapılan düzenlemeler neticesinde

olumlu gelişmeler yaşamıştır.

Page 23: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

23s e t a v . o r g

SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUF

ve işgücünü daha verimli kullanabilmelerini temin edici ortamın geliştirilmesi,

2) Gelir artırıcı ve ekonomik kırılganlıkları azaltıcı makro politikaların uygulanması;

3) Tasarrufun faydalarına dair bilhassa uzun vadeli farkındalık yaratan ve hane halkları-nın finansal okuryazarlığını geliştiren politi-ka uygulamaları,

4) Hanelerin emeklilik için plan yapma farkın-dalığını yükseltmenin yanı sıra bireysel emek-lilik planlarının daha cazip hale getirilmesi,

5) Mali piyasaları güçlendirecek reformların uygulanması,

6) Mali piyasaların derinleşmesi için yeni ve kapsamlı bir sermaye piyasası kanununun gerekliliği,

7) Hükümetin gündeminde olduğu üzere kı-dem tazminatı fonunun oluşturulması,

8) Kamu tasarruflarında artış, verimsiz harca-malarda kesintiye gidilmesi ve ekonomide kayıt dışılığın önlenmesi,

9) Başka ülkelerde uygulanan tasarruf planları-nın model alınarak sisteme yeni tasarrufların çekilmesi,

10) Üretim için gerekli ara ve yatırım malı itha-lini düşürücü politik tedbirlerin alınması,

11) Toplam faktör verimliliğini artırıcı politika uygulamaları şeklinde sıralanmaktadır. Tüm bu politik tedbirlere ilave olarak, dış

ticaret haddindeki bozulmaları yok edici tedbir-lerin alınması da önem kazanmaktadır. Türki-ye’nin orta teknoloji ürün ihracatından katma değeri yüksek ileri teknoloji ürün ihracatına doğru yönelmesi yurt dışı piyasalarda rekabet gücünü de artıracaktır. Bu ise dış ticaret had-lerindeki bozulmayı yok edecektir. Ayrıca, ithal edilen ürünlerin fiyatını düşürücü yönde ted-birler de önem kazanmaktadır. Örneğin, Türki-ye doğal gaz ve petrol açısından yüksek oranda enerjide ithal bağımlılığına sahiptir. Bu durum-da Kuzey Irak ile yapılan petrol anlaşması ithal petrol fiyatlarını düşürerek dış ticaret hadleri-nin Türkiye lehine çevirebilir.

Açıklanan bu politika önerilerine ilave ola-rak İstanbul Finans Merkezi (İFM) Eylem Planı ulusal tasarruf düzeyinin yükseltilmesinde önem-li bir politik adım olacaktır. Bu nedenle ayrı bir alt başlık altında incelenmesi gerekmektedir.

BIR POLITIKA SEÇENEĞI OLARAK ISTANBUL FINANS MERKEZI (IFM) EYLEM PLANI İstanbul’un küresel bir finans merkezi olması yo-lunda atılan adımlar ve hedeflenen politik ted-birler, Türkiye’nin finansal gelişme ve derinleşme yolunda önemli mesafe kat etmesine yol açacak-tır. Bilindiği üzere, finansal gelişme hane halkı-na aynı zamanda portföy çeşitlendirmesi imkanı sunarak ulusal tasarruf düzeyinin artmasına yol açabilir. Finansal gelişmişlik, finansal araçların çeşitliliğinde artışa yol açarak daha kapsamlı ta-sarruf araçları sunarken aynı zamanda bireyle-rin gelir ve servet düzeylerini tehlikeye sokacak şoklara maruz kalma ihtimallerini de azaltarak riskten korunmaları için fırsatlar sunmaktadır.20 Ayrıca, tasarruf oranları yüksek ülkelerin tama-mında mali piyasaların derinleştiği ve tasarruf sahiplerine geniş bir portföy olanağı sunulduğu görülmektedir. Bu açıdan İFM projesi ulusal ta-sarrufları özendirici bir yapıya sahip olabilir. Bu noktada özellikle “yastık altı” diye tabir edilen tasarrufların sisteme dâhil edilmesi sayesinde ta-sarruf açığı sorunu da indirgenebilir.21

Kavramsal olarak ele alındığında finans merkezi, bir kentin finansal kurumlarının yo-ğunlaştığı kısım olarak tanımlanabilir. Daha ge-nel olarak ise, finansal kurumların yoğun olarak bulunduğu, ileri derecede ticari ve iletişim alt-

20. Klaus Schmidt-Hebbel ve Luis Servén, “Financial Liberalizati-on, Saving, and Growth”, “ Banco de México Conference’ında sunu-lan bildiri, Mexico, 12-13 Kasım 2012.

21. Ümit Özlale ve Alper Karakurt, “Türkiye’de Tasarruf Açığının Nedenleri”.

Page 24: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

24

ANALİZ

s e t a v . o r g

yapısına sahip, önemli miktarda ulusal ve ulus-lararası menkul değer alım-satım işlemlerinin yürütüldüğü kent veya kentin belirli bir bölgesi şeklinde tanımlanabilir.22

Finans merkezleri bulundukları alanda fi-nansal derinleşmeye ve genişlemeye neden olarak ekonomik kalkınma amacına hizmet etmektedir-ler. Çünkü uluslararası finans merkezleri ulusal ve uluslararası yatırımcılara düşük işlem ve ser-maye maliyeti, düşük risklilik ve sermayeye ko-lay ulaşım imkânı sunmaktadırlar. Geniş ürün yelpazesi ve sermaye birikimi sayesinde piyasalar genişlemekte, derinleşmekte ve likidite ise bollaş-maktadır. Ulusal ve yabancı finans kurumları ise bu ortamın avantajlarından yararlanmak üzere işlemlerini ve sermayelerini finans merkezlerinde değerlendirmektedirler.23

Türkiye’de uluslararası bir finans merkezi gereksinimi ve fikri 2000’li yıllarda yaşanan kriz-lerin ardından alınan sıkı politik tedbirler saye-sinde finansal sistemin belli bir gelişme düzeyine ulaşması ardından ortaya çıkmıştır. Bu bağlam-da, söz konusu dönemde makroekonomik gös-tergelerde önemli iyileşmeler yaşanmış, politik ve ekonomik istikrar elde edilmiş, bankacılık sektö-rünün ağırlıklı paya sahip olduğu finansal sistem önemli bir yol kat etmiştir. Ayrıca, konjonktürel olarak Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgede yer alan ülkelerde yaşanan “petrodolar” gelirlerine dayalı likidite bolluğu ve Körfez sermayesinin 11 Eylül sonrasında halen kendisine sığınacak bir liman bulamamış olması, Türkiye’de bir finans merkezi oluşturulması yönünde görüşlerin git-tikçe daha sıkça ve daha yüksek sesle dile getiril-mesine neden olmuştur.24

İstanbul Uluslararası Finans Merkezi (İFM) Projesi, 2007-2013 yıllarını kapsayan Dokuzuncu

22. Hüseyin Yılmaz , “İstanbul’un Uluslararası Finans Merkezleri İle Rekabet Düzeyinin Saptanmasına Yönelik Bir Çalışma”, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası, c. 61, no. 2 (2011), s.111.142.

23. Sudi Apak ve Görkem Elverici, “İstanbul’un Finans Merkezi Olması Projesinin Değerlendirilmesi”, Muhasebe ve Finansman Dergisi, no.38 (Nisan 2008), s.9-20.

24. Sudi Apak ve Görkem Elverici, “İstanbul’un Finans Merkezi Olması Projesinin Değerlendirilmesi”.

Kalkınma Planında yer almıştır. 2009-2011 döne-mini kapsayan Orta Vadeli Program ve 2009 Yılı Programı çerçevesinde İFM Projesine ilişkin stra-teji oluşturulmasına yönelik çalışmalar başlatılmış ve katılımcı bir çalışma yöntemiyle Strateji ve Ey-lem Planı oluşturulmuştur.25 Onuncu Kalkınma Planı kapsamında ise İFM Eylem Planına önemli ölçüde değinilmekte ve çeşitli politika hedefleri sunulmaktadır. Kalkınma Bakanlığı, IFM Progra-mı kapsamında İstanbul’un Küresel Finans Mer-kezleri Endeksinde ilk 25 içerisinde yer almasını ve Türkiye’nin Finansal Gelişmişlik Endeksinde ilk 30 içerisinde bulunmasını hedeflemektedir.

İstanbul, Türkiye’nin doğal finans merkezi konumundadır. AB üyeliği yolunda ilerleyen Tür-kiye ise, bölgesel konumu açısından Orta Doğu, Orta Asya, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa bölgeleri için de önemli ekonomik büyüklüğe sahip bir ül-kedir. Bölge finansal kaynaklarının (tasarrufların) toplanması ve yine bu bölgelere yönlendirilmesi konusunda İstanbul’un önemli bir merkez olma potansiyeli bulunmaktadır.26 Ayrıca, bölgesel ra-kipleri arasında Varşova, Bükreş ve Budapeşte yer almakla birlikte, Avrupa Birliği ve özellikle Doğu Avrupa ülkelerinin yaşadığı ekonomik sıkıntı-lar dikkate alındığında İstanbul’un bölgenin en önemli finans ve ticaret merkezlerinden biri ola-cağı görülmektedir.27 Bu kapsamda, gerek Borsa İstanbul (BİST), gerek ise İstanbul Altın Borsası (AİB), İstanbul’un uluslararası bir finans merkezi olmasına önemli katkı sağlayacak kurumlardır.

Açıklandığı üzere İstanbul uluslararası/kü-resel bir finans merkezine dönüşmesi için yeterli potansiyele sahiptir. Kaynakların toplanmasını ve etkin bir şekilde dağıtılmasını gerçekleştiren, küresel piyasalarla bütünleşmiş ve uluslararası

25. Devlet Planlama Teşkilatı, “İstanbul Uluslararası Finans Merke-zi Stratejisi ve Eylem Planı” (Ekim 2009).

26. Ertünç Tümen, “Türkiye İçin Bir Tasarruf Politikası Tasarımı”, Türkiye’de Tasarruf Açığı Sorunu,Makroekonomik Etkileri ve Sermaye Piyasalarının Gelişimi Konferan-sı’nda sunulan bildiri, Ekim 2011.

27. İbrahim Peker, “İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Projesi”, Okan Üniversitesi Piyasalar ve Enstrümanlar Komitesi Finansal Riskleri Araştırma ve Uygulama Merkezi Uluslararası İstanbul Fi-nans Kongresi 2012’nde yapılan sunum, İstanbul, Haziran 2012.

Page 25: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

25s e t a v . o r g

SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUF

alanda hizmet ihraç edebilen bir finans sektö-rünün oluşmasına katkıda bulunacak olan İFM çalışmalarının kararlılıkla sürdürülmesi önem arz etmektedir. Bu kapsamda, hukuk altyapısının güçlendirilmesi, finansal ürün ve hizmet çeşitlili-ğinin artırılması, basit ve etkin bir vergilendirme sisteminin tesisi, düzenleyici ve denetleyici çerçe-venin geliştirilmesi, fiziksel altyapının iyileştiril-mesi, organizasyon yapısının kurulması ve insan kaynaklarının geliştirilmesi şeklindeki unsurlar ise projenin başarısı ve temel belirleyicileri olarak öngörülmektedir.28 Tüm bu belirleyiciler, yerli ve yabancı tasarrufları ülkeye çekerek ulusal tasarruf düzeyinin yükselmesine de katkıda bulunacaktır.

“İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stra-tejisi ve Eylem Planı” tasarruf sahipleri ile ya-tırımcıları farklı ve artan finansal enstrüman seçenekleri sayesinde bir araya getirerek ulusal tasarruf hacminin artmasına yol açarken, diğer taraftan yabancı yatırımcılar için çeşitli avantajlar içeren cazip bir yatırım ortamı sunarak yabancı tasarrufları/uluslar arası fonları da çekebilecektir. Böylece toplam tasarruf hacminin artmasına da katkıda bulunacaktır.

Kısacası, artan finansal ürün çeşitliliği ve fi-nansal hizmet kalitesiyle İstanbul’un bölgesel ve küresel sermayenin çekim merkezi olması amaç-lanmaktadır. Bu çerçevede, geliştirilmesi planla-nan finansal araç türlerinden biri de faizsiz finansal ürünleri içermektedir. Çünkü jeopolitik konumu-na rağmen Türkiye faizsiz finansal ürün ve hizmet-ler konusunda yeterince gelişme kaydedememiştir. Bu piyasanın gelişimi için, bölge ülkelerindeki düzenleyici otoriteler, borsalar, takas ve saklama kurumları ve diğer sermaye piyasası aktörleri ile işbirliği yapılarak bölge ülkelerindeki yatırımcıla-rın taleplerinin belirlenmesi, kotasyon, alım satım, takas ve saklama işlemlerine ilişkin teknolojik ve operasyonel altyapı ve mevzuat konusunda çalış-maların yapılması planlanmaktadır.29

28. “Finans merkezi İstanbul’da neleri değiştirecek?”, ntvmsnbc.com, 2 Ekim 2009.

29. Devlet Planlama Teşkilatı, “İstanbul Uluslararası Finans Merke-zi Stratejisi ve Eylem Planı”.

SONUÇ Türkiye’de 2000’li yıllardan önce artan kamu harcamaları nedeniyle bütçe açığının fazla olması kamu sektörünün tasarruf açığı ile karşı karşıya kalmasına neden olmuştur. Fakat bu durum 2002 ve sonrasında uygulamaya konulan maliye politi-kaları neticesinde tersine dönmüş, kamu sektörü tasarruf fazlası vermeye başlarken, diğer yandan da hanehalkı ve şirketleri içine alan özel sektör, tasarruf açığı ile karşı karşıya kalmıştır. Özel sektörün tasarruf açığı fazlası ise, bu dönemde ulusal tasarruf düzeyinin düşmesinde tetikleyici rol oynamıştır. Özel sektörün tasarruflarının düş-mesinin başlıca nedenleri ise, tüketim harcamala-rındaki görülen artışlar, genişleyen kredi hacmi, tüketici kredi faizlerindeki düşüşler, bozulan dış ticaret hadleri, demografik faktörler, artan politik ve makroekonomik istikrarın oluşturduğu güven ortamı, finansal sistemin ağırlıklı olarak banka-cılık sektörüne dayalı olması, tasarrufların çoğu-nun yastık altında tutulması ve üretimde artan ithal bağımlılığı şeklinde özetlenebilir.

Ulusal tasarruflar yatırım, büyüme, istih-dam, cari denge gibi birçok makroekonomik de-ğişkenle korelasyona sahiptir. Örneğin, yetersiz ulusal tasarruf düzeyi istenilen yatırım ve büyüme düzeyine iç kaynaklara ulaşılamamasına neden olmaktadır. Tasarruf açığını kapamak için kulla-nılan yabancı tasarruflar ülkeyi makroekonomik kırılganlıklarla karşı karşıya bırakabilmektedir. Daha ziyade portföy hareketleri şeklinde kısa va-deli olarak gelen yabancı sermaye, bu anlamda etkin rol oynayabilmektedir. Bu nedenle tasarruf açığının yurtdışından sermaye ithali ile giderilme-si yerine ulusal tasarruf düzeyinin artırılarak çö-züme kavuşturulması en doğru çözüm olacaktır.

Son yıllarda gerek oluşturulan yıllık prog-ramlar, orta vadeli programlar ve kalkınma plan-ları kapsamında ulusal tasarruf düzeyinin yeter-sizliğine karşı çeşitli çözüm önerileri ve politik tedbirler sunulmaktadır. Örneğin, tüketici kre-dileri ve kredi kartlarına ilişkin sınırlayıcı yasal düzenlemelerin getirilmesi, üretimde ara ve yatı-

Page 26: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

26

ANALİZ

s e t a v . o r g

rım malı ithaline dayalı aşırı bağımlılığı ortadan kaldırarak cari açık sorununu hafifletici tedbirler, Onuncu Kalkınma Planı’nda yer alan “Yurtiçi Ta-sarrufların Artırılması ve İsrafın Önlenmesi Prog-ramı”, gelir artırıcı ve ekonomik kırılganlıkları azaltıcı makro politikalar, finansal okuryazarlığı yükseltici tedbirler, tasarruf yapmayı cazip kılan finansal türev enstrümanların geliştirilmesi, BES sisteminin hız kazanarak yoluna devam etmesi, bankacılık sektörünün ağırlıklı olduğu finansal sistemin sermaye piyasası ayağını güçlendirici çözümler, toplam faktör verimliliğini artırıcı ön-lemler, dış ticaret haddinde iyileşme sağlayıcı dış ticaret politika uygulamaları, kamuda verimsiz harcamalarda kesintiye gidilmesini ve ekonomide

kayıt dışılığın önüne geçilmesini temin edici po-litik tedbirler tasarrufları artırıcı başlıca politika seçenekleri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Tüm bunlara ilave olarak “İstanbul Ulusla-rarası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı” İstanbul’u küresel bir finans merkezi haline geti-rebilecek, ulusal tasarruf sahiplerine tasarruflarını değerlendirebilecekleri alternatif finansal ürünler sunarak, tasarrufların finansal sisteme kanalize edilmesine yol açacaktır. Ayrıca, yabancı yatı-rımcıya sunmuş olduğu güvenilir yatırım ortamı sayesinde, yurt dışı tasarrufları da ülke içine çeke-bilecektir. Bu nedenle İFM Eylem Planı, toplam tasarruf düzeyinin yükseltilmesinde önemli bir politik tedbir olarak düşünülebilir.

Page 27: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden
Page 28: SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME IÇIN TASARRUFfile.setav.org/Files/Pdf/20140508140738_surdurulebilir-buyume-icin-tasarruf-pdf.pdfTasarruf kavramsal olarak, kullanılabilir gelirin tüketimden

ANKARA • İSTANBUL • WASHINGTON D.C. • KAHİRE

www.setav.org

U lusal tasarrufların Türkiye’de zaman içerisinde izlediği seyir dikkate alındı-ğında, 1980 sonrası dönemde bütçe açıklarının kronikleştiği ve bu açıkla-rın iç ve dış borçlanma yolu ile kapatılmaya çalışıldığı gözlenmektedir. Bu

durum 2002 sonrası uygulamaya konulan sıkı maliye politikaları ile tersine dön-müştür. Alınan tedbirler sonucunda bütçe açıklarının GSYH içerisindeki payı yüzde 16’dan yüzde 1 bandına kadar düşmüştür. Böylece kamu tasarrufları artmaya baş-lamıştır. Fakat ulusal tasarruf düzeyi, bu dönemde özel tasarrufların düşmesinden ötürü azalan bir trend izlemiştir.

Bu bağlamda 2000’li yıllar Türkiye’de ulusal tasarrufların düşüş eğilimi göster-diği bir dönemi temsil etmektedir. 1990’larda milli gelirin yaklaşık yüzde 23,5’ini oluşturan ulusal tasarruflar 2000-2008 döneminde yüzde 17’ye, 2010’da ise yüzde 12,7’ye kadar gerilemiştir. Yaşanan bu düşüşün temel nedeni, belirtildiği üzere özel tasarruflardaki azalışlardır. 2001 yılında yüzde 11 civarındaki kamu tasarruf açığı özel sektörün tasarruf fazlasıyla karşılanırken 2012’de ise toplam tasarruf açığının yüzde 83’ünü özel sektör oluşturmuştur. Dolayısıyla son dönemdeki mevcut tasarruf açığı problemi, 1990’lı yıllardaki gibi yüksek kamu tasarruf açıklarından değil, özel sektö-rün ve özellikle hane halkının daha az tasarruf yapmasından kaynaklanmıştır.

Tüm bunlar karşısında, gerek 2013 ve 2014 Orta Vadeli Programları’nda (OVP) gerekse Onuncu Kalkınma Planı’nda yer alan temel politika hedeflerinden biri, ulu-sal tasarrufların artırılması olarak benimsenmiştir. Bu doğrultuda, büyüme ve cari açık hedefleriyle uyumlu bir şekilde, ulusal tasarruf oranının 2014-2018 dönemi so-nunda yüzde 19’a yükseltilmesi hedeflenmektedir. Dolayısıyla, Onuncu Kalkınma Planı’nda sermaye birikimi ve sanayileşme sürecinin hızlandırılması; ulusal tasar-rufların, üretken yatırımlar ve üretim faktörlerinin verimlilik düzeylerinin artırılma-sı; cari açığın kalıcı bir şekilde makul düzeylere çekilmesi, ekonominin yenilikçi ve ithalat bağımlılığı azalmış bir yapıya dönüştürülmesi amaçlanmaktadır.