soğuk havada beton
TRANSCRIPT
ÖNSÖZ
Soğuk Havada Beton
Egzoz Emisyonu Konusunda En Çok Sorulan
Sorular ve Cevapları
Mobil Araçlarda Kullanılan
Merkezi Yağlama Sistemlerinin
Ekonomiye ve Çevreye Katkıları
Eskavatör Üst Şasisinde Vaka Analizi
Yeni Nesil Kaplama
Soğutma Sisteminin
Bakımı ve Soğutma Suyunun
Değiştirilmesi
Tehlikeli Bölgede Güvenlik
Sıcaklığın, Sıcak
Karşılanmadığı Yer
Trafik Kazasında Nelere
Dikkat Edilmeli?
Shengen Vizesi Alıyoruz, Maki-
nemize de Vize Alıyor muyuz?
Depreme Hazırlıklı Olmalıyız
Atatürk’ün Maden’deki Bakır
Madenleri Ziyareti
İlk Dergi Yazısının Devamı
Yakıt Fiyatları
Etkinliklerimiz ve Haberler
İş Makinaları Mühendisleri Birliği Derneği
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERGİSİ
İş Makinaları Mühendisleri Birliği yayın organıdır.
Üç ayda bir yayınlanır.
ISSN 1306-6943
2011 Kasım Sayı: 36
İMMB Adına Sahibi
Duran KARAÇAY
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Bayramali KÖSA
Yayın Komisyonu
Duran KARAÇAY
Mustafa SİLPAĞAR
Bayramali KÖSA
Muhittin BÜKER
Murtaza BURGAZ
Selami ÇALIŞKAN
Halil OLKAN
Faik SOYLU
İlyas TEKİN
Erdinç FIRAT
Gülderen ÖÇMEN
Yazışma Adresi
Uzayçağı Caddesi No: 62/7 Ostim / ANKARA
www.ismakinaları.org.tr
e-posta: [email protected]
e-posta: [email protected]
Grup-e-posta: [email protected]
Grup e-posta üyelik adresi:
Tasarım ve Baskı
Bizim Grup Basımevi
Mithatpaşa Cad. 62/11 Kızılay / ANKARA
Tel: 0.312 418 18 03 - 0.312 418 18 63 - 0.312 418 10 89
Faks: 0.312 418 10 69
e-posta: [email protected]
www.bizimgrup.com.tr
Grafik Tasarım
Hasan ERKAN
Yayının Türü: Yerel
Basım Tarihi: 24 Kasım 2011
Bu dergi üyelerine ilgili kurum ve kuruluşlara
ücretsiz olarak dağıtılır.
Yayınlanan yazılardaki sorumluluk yazarlarına, ilanlardaki so-
rumluluk ilan veren kurum ve kişilere aittir.
Yayınlanan yazılara ücret ödenmez.
Yayınlanmayan yazılar geri iade edilmez.
46
10
14
2834
38
46
54
7262
76
8680
58
Reklam İndeksi
90
ALPEM 71ANADOLU FLY. 23ANADOLU ELEKTRİK 36ANİŞMAK ATA TİCARET 49BOZDAĞ MÜH. 19CASTROL 51CEREN MAKİNA 79ÇESAN 17DAS E-BERK 85ECE ELEKTRİK 45ECE FİLTRE 44ENKA 25EXXON MOBİL 27GELEN MAKİNA 89HAKMAK 74HİDROLİKSAN 95HİDROMEK İLKERLER 53İMER L&T 75İMMB EĞT. 70KASTAŞ 13KOZMAKSAN 83MEKA MOS LASTİK 31OKUR MAKİNA 87ÖZBEKOĞLU 59ÖZÇELİKLER 69ÖZKARDİŞLİ 78PENA MADEN 43PETLAS 37Pİ MAKİNA 77PİMMAKSAN 41PMS 65RASİM MAKİNA 67SANKO SANDVİK SEMIX 57TEKFALT 61TEKNO ASFALT 9TEKNO VİNÇ 33TEMSA 21VOLVO
Ata
türk
’ün
Mad
en
’deki B
akır
Mad
en
leri
Ziy
are
ti (15.1
1.1937)
İMMB Nedir?
İMMB; İş makinaları konusunda uzmanlaşmış makina
mühendisleri tarafıdan 1998 yılı Ağustos ayında kuruldu.
Farklı sektörlerden (inşaat firmaları, maden firma-
ları, iş makinası üreticileri, iş makinası temsilcileri ve
servisler) gelen profesyonellerin ortak amaçla top-
landığı bir dernektir.
İMMB’nin Amacı Nedir?
İMMB’nin amacı; çoğunluğu ithal ürünler olan iş
makinalarının tanınmasını, ulusal servetimiz olan bu
üretim makinalarının iyi işletilmesini ve ekonomik ömür-
lerinin verimli bir şekilde sürdürülmesini sağlamaktır.
Amacımız; verimliliği sağlayacak bilgi kaynakları-
na en kısa sürede ulaşmak, bu kaynaklara ihtiyaç du-
yacak nitelikli insan potansiyelinin güç birliğini oluştur-
maktır. Bu bilgilerin teknik alt kadrolara ulaştırılmasıyla
da en yaygın şekilde paylaşımını sağlamaktır.
İMMB; Üyelerine her yıl düzenli seminerler ver-
mek suretiyle, üyelerinin bilgi düzeyinin yükseltil-
mesini sağlamaktadır. Bu seminerler aynı zamanda
sektördeki insanların bir araya gelerek tanışmalarını
sağlamaktadır ki bu da gelişimi ivmelendirmektedir.
İMMB’nin internet ortamındaki grup mailinde
üyeler ihtiyaçlarını gruba duyurmak suretiyle yardım-
laşmayı sürdürmektedir.
Derneğin her üç ayda yayınladığı İMMB dergi-
si ilgili kurumlar, şirketler ve bireylere ücretsiz olarak
gönderilmektedir.
ÖnsözÖnsöz Duran KARAÇAY
İMMB Yönetim Kurulu Başkanı
Sevgili Okurlar
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 88. Yılını kutlamaya hazırlanırken 23 Ekim günü Van’ dan gelen 7.2 şiddetinde-
ki deprem haberinin şokunu yaşadık. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet , yaralı vatandaşlarımı-
za acil şifalar diliyoruz.
İnşaat sektöründe dünyada kendinden söz ettiren ikinci ülke konumundayız. Ülkemizde yaklaşık on yedi milyon
konut var. Ancak ülkemizdeki konut stokunun yarısına yakını depreme dayanıksız. Bu Çevre ve Şehircilik Bakanlı-
ğı yetkililerinin tespiti. TMMO’nun tespiti bina stokunun minimum yüzde kırkının güçlendirmeye ihtiyacı olduğudur.
Tehlikenin büyüklüğünün farkında mıyız ?
Yıkılan konutlar için kimi suçlayacağız ? Konut yapan firmaları mı, firmalarda çalışan yapım ve denetimde gö-
rev alan meslektaşlarımızı mı ,yerel yönetimleri mi, merkezi yönetimleri mi yoksa konutlarda oturan vatandaşı mı?
Toplum olarak her kesimin payının olduğu, sonucunun büyük can kayıplarına ve ekonomik yıkımlara neden ol-
duğu bu durumlarda asıl suçluyu bulmak zordur.
On iki yıl önce yaşadığımız Gölcük depremi toplumsal bilinci yeterince oluşturmuş gibi gözükürken, sadece
depremden sonraki dayanışma ve kurtarma organizasyonlar ı konusunda bilinçlendirdiği, bunun dışında yapı stoğu
iyileştirmede eksiklerimizin çok olduğu belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştır.
Artık toplum olarak depremle yaşamayı öğrenmeliyiz ve mevcut yapıları güçlendirmeliyiz. Yüz lira taksitle ko-
nut yapıp satabiliyoruz. Ancak mevcut binalarda güçlendirme yapılmasını, güçlendirmeyle olmuyorsa yıkıp yenisi-
nin yapılmasını zorunlu hale getiren kanunlar ve bunun yanında bu iş-
lerin karar mekanizmalarını kolaylaştırmak için mülkiyet ve kat mül-
kiyeti kanunları düzenlenememiştir. Bu işler için uzun vadeli kredilen-
dirme sistemi getirilememiştir. Sigorta sistemi tam anlamı ile oluştu-
rulamamıştır. Yerel yönetimlerin kent bilgi sistemleri oluşturulamamış-
tır. Kent bilgi sistemleri kentlerdeki bina bilgilerinde içerebilmektedir.
Tapu kayıtlarında parsel bilgisi , şerhler ve ipotek bilgileri dışın-
da bilgi yok. Yerel yönetimlerde vergi kayıtları ve oturma izin bilgileri
dışında vatandaşın teknik bilgi edineceği bir kurum yok. Ekspertiz fir-
maları bu konuda henüz yeterli ve yeteri kadar değil.
“Vatandaş ev alırken dış görünüşü kapı kolu dolap vb bakarak
konut alıyor” deniliyor. Vatandaştan projeye bakarak,binaya bakarak,
binaların depreme dayanıklı olup olmamasını anlamasını istemek çok
da anlamlı bir yaklaşım değil. Proje yapan, tasdik eden, kontrol eden,
onay veren, oturma izni veren bütün makamlar ve kurumlar görevi-
ni tam yapmada yeterli mi sorusuna evet cevabını veremiyorsak va-
tandaştan bir uzman gibi,alacağı evi teknik açıdan kontrol ederek al-
masını bekleyemeyiz .
Vatandaş oturma izni belgesi olan, elektriği ve suyu olan binaları
tüm kontrolleri ve denetimleri yapılmış binalar olarak nitelendirmekte,
“Çürük bina olsa oturma izni olmaz su ve elektriği bağlanmaz” diye
düşünmektedir. Öyleyse vatandaş her konuda olduğu gibi ev alır-
ken de bilinçli davranmalıdır.Sektördeki teknik firmalar ve personel
kamu veya özel sektör farketmeksizin gerekli donanımı ve uzmanlık
eğitimlerini almış olmalıdır. İdare eder teknolojisi ile işlerin takibinden
ve kontrolünden vazgeçilmeli, teknik gereklikler mutlaka yerine geti-
rilmelidir. Yerine getirmeyenlere yaptırım uygulanmalıdır.
“İlim tercüme ile olmaz inceleme ile olur” sözü ile bilimsel geliş-
menin araştırmaya verilen önemle olacağını belleğimize işleyen Gazi
Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 73.yılında saygıyla,
biraz daha özlem ve hüzünle andık.
Saygılarımızla
Soğuk Havada Beton
6
İnşaat sektörünün dünyanın dört bir yanında hızla ge-
lişip, proje sürelerinin giderek kısalması soğuk havalarda
beton dökümünü zorunlu hale getirmiştir. Soğuk hava ko-
şullarının beton yerleştirilirken, bitirilirken ve kürü (bakım)
yapılırken oluşturacağı olumsuz koşulları asgari düzeye
çekebilmek için, bir dizi önlem alınması gerektiği bilinmek-
tedir. ACI (Amerika Beton Enstitüsü) soğuk havayı arka ar-
kaya üç günden fazla sürede ortalama hava sıcaklığının
+5°C’ nin altında olması ile tanımlarken, hava sıcaklığında-
ki ani değişimin de önlem alınmasını gerektiren bir durum
olduğunu belirtmiştir.
Soğuk Hava Koşullarının Beton Özelliklerine Etkileri
Soğuk hava koşullarında üretilen ve yerleştirilen beton-
lar için gereken önlemler alınmadığı taktirde, aşağıda sıra-
lanan olumsuzluklarla karşı karşıya kalınmaktadır:
4°C’nin altına düştüğünde, donma tehlikesi ile kar-
şılaşır. Donmanın gerçekleştiği durumlarda betonun
potansiyel mukavemeti en az % 50
oranında azalır, agrega parçalan-
maları görülür ve beton dayanıklı-
lığı (durabilite) olumsuz şekilde et-
kilenir.
-
mın sıcaklığının düşmesi, çimen-
to ile su arasındaki hidratasyon re-
aksiyonlarını yavaşlatır. Bunun so-
nucunda priz alma ve dayanım ka-
zanma hızları sıcaklık oranında dü-
şer. Örneğin betonda sıcaklığındaki 10°C’ lik bir dü-
şüş priz alma süresini 2 kat arttırır. Bu sürenin artma-
sı kalıpların zamanında kaldırılmamasına ve iş süre-
sinin artmasına neden olabilir. Kısaca beton daya-
nımı ve dayanıklılığı etkilendiği gibi ekonomik olum-
suzluklarda meydana gelebilmektedir.
-
lar devreye girer. Suyun donmasıyla hidratasyon re-
aksiyonları durur. Don etkisine uğrayan beton çözü-
lünce hidratasyon yeniden başlayabilir, ancak çi-
mento hamuru-agrega ve çimento hamuru-donatı
ara yüzeylerinde aderans büyük ölçüde azalır.
-
si için beton dayanımının en az 3.5 MPa seviyesine
ulaşmış olması gerekmektedir. Genel olarak, +10°C
sıcaklıktaki ve iyi bir karışım oranına sahip olan bir
beton, 3.5 MPa dayanım seviyesine, betonun yerleş-
tirilme işleminden 2 gün sonra ulaşabilmektedir.
Soğuk Havada Yerleştirilen Betonlarda
Bulunması Gereken Sıcaklıklar
Çimento ve su arasındaki kimyasal reaksiyonlarda aşı-
rı ölçüde yavaşlama olmaması için soğuk havada yerleşti-
rilen betonun sıcaklığı +5°C’nin altında bir değere sahip ol-
mamalıdır.
Yerleştirildiği anda betonda bulunması gereken mi-
nimum sıcaklık, betonun kullanılacağı kesitin boyutlarına
göre değişmektedir. Betonun kullanılacağı kesitin boyutları
küçüldükçe, yerleştirilme esnasında betonun sahip olması
7
gereken sıcaklık daha yüksektir. Bunun nedenleri şu şekil-
de açıklanabilmektedir:
açığa çıkacak ısı miktarı daha azdır.
-
nın etkisiyle, daha hızlı kaybolabilmektedir.
önünde tutularak, yerleştirilme esnasında betonda bulun-
ması tavsiye olunan minimum sıcaklıklar gösterilmektedir.
Soğuk havada yerleştirilen betonun sıcaklığı yukarıda-
ki sıcaklık değerlerini kesinlikle 10°C’den fazla geçmeme-
lidir. Çünkü sıcaklık arttıkça betonun su kaybı da artar. Bu-
nun sonucunda beton çatlamaya karşı daha hassas olur.
Betonun başlangıç sıcaklığının düşük olması son dayanı-
mın yüksek olmasına neden olacağından, soğuk havada
uygun yapılan beton yerleştirmesi daha kaliteli beton elde
etme imkanı verir.
Soğuk Havada Üretim Esnasında Gereken
Beton Sıcaklıkları
-
mum sıcaklıklara sahip olabilmesi için, karılmanın tamam-
-
dan daha yüksek olması gerekmektedir. Çünkü betonun
karılmasının tamamlandığı andaki sıcaklığı, yerleştirildiği
ana kadar geçen süre içerisinde, soğuk havanın etkisiyle
bir miktar düşme göstermektedir.
Karılma işlemi tamamlandıktan sonra, üretilen taze be-
ton karışımının içerisinde bulunması gereken sıcaklık, çev-
re sıcaklığına ve betonun kullanılacağı kesitin boyutlarına
göre farklı olmaktadır.
bulunması tavsiye olunan minimum sıcaklıklar gösterilmek-
tedir.
Soğuk Hava Koşullarında Alınması
Gereken Önlemler
-
mesi için üretim öncesinde agrega, çimento ve özel-
likle su ısıtılmalıdır.
döngülerine maruz kalan betona hava sürüklen-
melidir. Yeni yerleştirilmiş ve suya doygun beton
en azından 24MPa’lık basınç dayanımına ulaşma-
dan donma-çözünmeye karşı korunmalıdır. Bunun
için uygun kimyasal katkı kullanılır.
reaksiyondur. Yeni yerleştirilmiş beton bu ısıya kar-
şı yeterince yalıtılmalı ve uygun kür(bakım) sıcaklı-
ğında olması sağlanmalıdır. Özellikle soğuk havalar-
da beton yüzeyindeki sıcaklık ile iç sıcaklık arasında
büyük fark oluşur. Bu ısıl fark betonda gerilmelere ve
dolayısıyla çatlaklara neden olur. Bu sıcaklık farkının
20°C’nin üzerinde olmaması gerekmektedir. Kullanı-
lan koruyucu malzemeler kademeli bir şekilde kal-
dırılmalıdır. Bu sayede sıcaklık farkı daha az değiş-
miş olur.
daha uzun sürmesine, kalıpların daha uzun süre kul-
lanılmasına neden olur. Ancak betona katılacak kim-
yasal katkılar ile betonun priz alma ve dayanım ka-
zanma hızı artırılabilir. Kış mevsiminde bu neden-
le hızlandırıcı ve su kesici kimyasal katkılar kullanı-
lır. Kullanılacak katkıda bulunan maddeler önemlidir.
Özellikle donatılı ve ön-çekmeli betonlarda bazı kat-
kılar korozyona neden olabilir. Bu nedenle katkı seçi-
mine dikkat edilmelidir.
Hızlandırıcı kimyasal katkılar betonu donmadan
koruyamaz. Çünkü beton sıcaklığına herhangi bir
etkileri yoktur. Beton pratik olarak işlenebilece-
ği en düşük kıvam sınıfında olma-
lıdır. (Yüksek çimento dozu ve dü-
şük su / çimento oranı) Bu terleme
miktarını ve priz alma süresini düşü-
rür. Su eklenmesi priz alma süresi-
ni uzatır ve beton terlemeye devam
-
tirme işlemlerine başlanmasını ge-
ciktirir. Erkenden yapılan bitirme iş-
lemi sonucunda beton yüzeyi zayıf
kalabilir.
7
Beton Kesitin
Kalınlığı (cm)
Yerleştirilme Esnasında Betonda
Olası Gereken Min. Sıcaklık (°C)
<30 13
30-90 10
90-180 7
>180 5
-
siye olunan minimum sıcaklıklar
Beton Kesitin
Kalınlığı (cm)
Aşağıdaki Hava Sıcaklıklarında Üretilecek Beton Karışımın
Üretildikleri Anda Sahip Olması Gereken Sıcaklık (°C)
-18°C’den az -18°C ile -1°C arası -1°C’den yüksek
<30 21 18 16
30-90 18 16 13
90-180 16 13 10
>180 13 10 7
minimum sıcaklıklar
8
buz ya da kırağı bulunmamalıdır. Beton sıcaklığı ve
kalıpların sıcaklığı (özelikle metal kalıp) donma sı-
caklığından yüksek olmalıdır. Bu daha önceden ze-
minin ve temas yüzeylerinin yalıtılmasını ya da ısı-
tılmasını gerektirir. Şantiyede, betonu yerleştirirken
ya da yerleştirdikten sonra erken yaşta donmaya ve
hidratasyon ısısına karşı koruyacak gerekli malzeme
ve ekipman bulundurulmalıdır. Betonu koruma ön-
lemleri örtü, izolasyon, kaplama veya ısıtma olarak
önceden belirlenmelidir. İzolasyon malzemesi olarak
polietilen köpük levha, üretan köpük, vinil örtü, selü-
loz lif, saman, yalıtkan battaniyeler veya plastik örtü-
ler kullanılabilir. Köşe ve uç noktalar ısı kaybına en
hassas yerlerdir ve daha fazla önem isterler.
-
len betonun sıcaklığı arasındaki farkın büyük olma-
masına özen gösterilmelidir. Gerekirse beton dökü-
lecek yer ısıtılmalı, sıcaklığın belli bir yerde yoğun-
laşması da önlenmelidir
-
gun bir kür ile önlenmelidir.
çatlaklarına neden olur. Sıcak havalarda betonun nem-
ledirilmesi uygun iken soğuk havada uygun değildir.
Çünkü beton içindeki su donma sonucu hacimce artar
ve betonda gerilmeye neden olur. Soğuk havada en iyi
kür uygulaması beton yüzeyini su kaybından ve soğuk-
tan koruyacak malzemeler kullanılarak yapılır.
havalarda yalıtkan battaniye ve plastik örtü kullanıl-
malıdır. Bu malzemeler çevre koşullarına, beton ka-
rakteristiğine ve yapıya etkiyen yük durumuna göre
1 ile 7 gün arasında beton yüzeyinde bulunmak zo-
rundadır. Yerinde beton basınç dayanımı tespiti için
koruyucu malzemeler kaldırılmadan ve yük uygulan-
madan hasar vermeyen metotlar kullanılır. Yapı kalite
güvenliği için karot alınmayabilir.
-
malıdır. Numuneler ilk 24 saat için sıcaklıkları 16°C
ile 27°C arasında olacak şekilde yalıtılmış kutularda
korunur. Kutularda en düşük ve en yüksek sıcaklığı
kaydeden termometre bulunması faydalıdır.
Soğuk Hava Koşullarında MEKA Beton
Santralleri’nin Uygulamaları
üretimi için aranılan bir marka haline gelen MEKA, müş-
teri memnuniyetini ve üretim kalitesini en üst seviyede tu-
tarak müşterilerine etkili çözüm ve çeşitli opsiyonlar sun-
maktadır. Müşteri tercihine göre agrega bunkerleri, trans-
fer sistemleri ve ana şaseler ısı kaybına karşı yüksek kali-
teli yalıtım malzemeleri ile kaplanabilmekte ve bununla bir-
likte santral ekipmanlarına entegre edilen buhar jeneratö-
rü, donmuş malzemeyi çözerek ve donmasını engelleyerek
soğuk ortamlarda betonun istenilen standart sıcaklıkta üre-
tilmesini sağlamaktadır.
Uzun yıllardan beri kazanılan tecrübe ile dünyanın en so-
ğuk bölgelerinde kurulan kış opsiyonlu MEKA beton santral-
leri, hava koşullarına meydan okuyarak en zor şartlarda çe-
şitli inşaat projeleri için beton vermeye devam etmektedir.
Kaynaklar:
Cold Weather Concrete,(2006).
Resim 1-2: Rusya’da kullanılan MEKA Beton Santralleri’ndeki İzolasyon Uygulamaları
Okan Karagözoğlu
Meka Beton Santralleri
Satış&Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı
1010
Soru 1
StageIIIB veya Türkçe tanımıyla FAZIIIB ve Tier4 Inte-
rim nedir?
Cevap 1
StageIIIB Avrupa egzoz emisyon limitleri normudur.
Tier4 Interim Amerikan egzoz emisyon limitleri normu-
dur.
Soru 2
Stage IIIB/Tier4 Interim emisyon azaltılması regülas-
yanlarında daha çok neye odaklanıldı?
Cevap 2
Partikül Maddeler (PM) ve Azot Oksitlere (NOx) odak-
lanıldı. Hidrokarbonların(HC) ve karbon monoksitlerin(CO)
emisyon seviyeleride ayarlandı.
Soru 3
Partikül Maddeler(PM) nedir?
Cevap 3
Partikül maddeler veya partiküller genelde kurum (kar-
bon parçacıkları) ve motor yağının kalıntılarıdır.
Soru 4
Azot oksitler nelerdir?
Cevap 4
Azot oksitler, azot monoksit(NOx) ve azot dioksit(NO2)
ihtiva ederler. Azot oksitler, havadaki azot ve oksijenin, yan-
ma esnasında yüksek ısı ve yüksek basınç altında reaksi-
yona girmelerinden oluşurlar. Temiz ve renksizdirler ancak
Asit yağmurlarına sebep olurlar.
Soru 5
Hidrokarbaronlar(HC) nelerdir?
Egzoz Emisyonları Konusunda
En Çok Sorulan Sorular ve Cevapları
1111
Cevap 5
Hidrokarbonlar genelde yakıtın tam yanmamasından ve
yağ kalıntılarından meydana gelen karbon ve hidrojenden
oluşan maddelerdir. Dizel egzoz gazında hidrokarbon kon-
santrasyonu çok düşüktür. Etklili bir yanma sistemiyle ve
egzoz gazının işlenmesiyle ve yüksek kaliteli yakıt kullanı-
mıyla daha da düşürülebilir
Soru 6
Karbon monoksit(CO) nedir?
Cevap 6
Karbon monoksit yetersiz hava eşliğinde tam yanma
sağlanamamasından oluşan bir karbon ve oksijen bileşke-
sidir. Dizel motorlar genelde hava fazlasıyla çalıştıkları için
atmosfere az miktarda karbon monoksit salarlar.
Soru 7
Karbon Dioksit (CO2 ) nedir?
Cevap 7
Karbon dioksit, yanmanın doğal iki son ürünüden biri-
dir. Diğeri sudur. CO2 zehirli değildir ve salınım miktarı doğ-
rudan yakıt tüketimiyle orantılıdır. CO2 doğrudan, sera etki-
si dediğimiz küresel ısınmayı etkiler.
Soru 8
CO2 global bir sorundur. CO2 salınımlarıda regüle edi-
liyor mu?
Cevap 8
Hayır, işmakinaları motorlarında CO2 regüle edilmiyoır
ancak hükümetler, politik partiler, uluslararası ve ulusal ku-
ruluşlar daha düşük CO2 salınımlı ürünler üretilmesi konu-
sunda iş makinaları ve otomotiv sektörünü zorluyorlar. Aynı
zamanda kullanıcılarına en az yakıt tüketecek şekilde araç-
larını ve iş makinalarını kullanmalarını yönünde talepleri var.
Soru 9
Dizel motorlarda CO2 salınım miktarları nasıl azaltılabi-
lir?
Cevap 9
CO2 salınımını azaltmanın tek yolu yakıt tüketimini dü-
şürmektir. Bu yüzden CO2 salınımını azaltabilmek için, ya-
kıt tüketimi verimli motorlar ve yine bu motorlara akuple
edilmiş yüksek verimlilikte güçaktarma organları ve hidrolik
sistemler gerekmektedir.
Soru 10
Sülfür dioksit (SO2) nedir?
12
Cevap 10
Sülfür dioksit, sülfür ihtiva eden yakıtların yanmasından
oluşur. Sülfür emisyonları, düşük kükürt (350-500ppm) ve
ultra düşük kükürt(<15ppm) ihtiva eden yakıtların kullanı-
mıyla azaltılabilir.
Soru 11
StageIIIB/Tier4 Interim emisyon regülasyonuyla StageI-
IIA/Tier3 regülasyonları arasında ne fark vardır?
Cevap 11
StageIIIB/Tier4 Interim regülasyonu, StageIIIA/Tier3 re-
gülasyonuna göre %90 daha az PM ve %50 daha az NOx
emisyonu şart koşuyor.
Soru 12
Avrupa normu olan StageIIIB ile Amerikan normu olan
Tier4 Interim için emisyon limit değerleri aynı mı olacak?
Cevap 12
Evet, limit değerleri her iki coğrafi alandada aynı olacak
Soru 13
İleride bunlarıda geçen yeni egzoz emisyon regülas-
yonları talep edilecek mi?
Cevap 13
Evet, bir ilerki aşama şu anda belirlenmiş durumda. 1
OCAK 2014 yılında bugünkünden çok daha ağır şartları ola-
cak emisyon standartları Amerika için Tier4 Final, Avrupa için-
se StageIV olarak adlandırıldılar. Bu emisyon standartları NOx
emisyonunun %45 daha azaltılmasını öngörüyor. Bu durumda
hem PM hemde NOx emisyonları 0 seviyelerine yaklaşacak.
Soru 14
Tier4 Interim /StageIIIB emisyon limitlerini sağlayabil-
mek için hangi teknolojiler mevcut?
Cevap 14
NOx ve PM azaltılması birçok şekilde sağlanabilir. Bu yol-
ların hepsinin avantajları ve dezavantajları mevcuttur. Örneğin
bir motorda NOx azaltılması genelde PM emisyon seviyeleri-
ni arttırır, PM azaltılması ise NOx emisyon değerlerini yükseltir.
Yakıt enjeksiyonunun optimal hale getirilmesi, değişik EGR
(egzoz gazı resürkilasyonu) sistemleri (soğutulmuş/soğutulma-
mış) kullanılması ve yine değişik egzoz gazı işleme sistemleri-
nin, Dizel partikül filtresi, NOx azaltıcı SCR (katalitik düşürme)
kullanılması emisyon düşürme teknolojilerinin birer parçasıdır-
lar. Elektronik kontrol sistemleri de bu teknolojiyi tamamlar.
Doğan KIRAN
Satış Destek ve Teknik Eğitim Müdürü
ASC Türk Makina A.Ş.
1414
Merkezi yağlama sistemleri mekanik olarak çalışan her
türlü araç ve mobil araçlar için düşünülmüş ve yağlama
noktalarının (gresörlüklerin) istenilen miktarda ve istenilen
sıklıkta yağlanmasına yönelik mekanizmalardır. Sıvı yağ,
sıvı gres ve katı gres yağlama maddesi olarak kullanılmak-
ta ve bunlar için muhtelif sistemler geliştirilmektedir. Mobil
araçlar sıvı gres ve katı gres olmak üzere yataklarının türle-
rine bağlı olarak değişik yağlama sistemlerine sahiptir.
Merkezi Yağlama Sistemleri
Yeni rekabet şartları, makina hızları ve verimin artması
gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Artan hızlar ve iş gücü ma-
liyetleri ise makinalarda merkezi yağlama sistemlerini bir
mecburiyet haline getirmektedir.
Merkezi yağlamada amaç, makina üzerindeki bir veya
birden fazla noktaya gerekli zamanlarda, değişik miktarlar-
daki yağı iletmektir.
Merkezi yağlama Sistemleri iki ana grupta toplanır (Tab-
lo 1). Birincisi sürekli yağ dolaşımı gerektiren sistemlerdir. Bu-
rada yağ gerekli noktalara, değişik miktarlarda, sürekli olarak
basılır. Noktalardan dönen yağ ise bir dönüş borusu ile tekrar
Merkezi Yağlama Sistemlerinin
Ekonomiye ve Çevreye Olan Katkıları
Mobil Araçlarda Kullanılan
Sunulacak çalışmada, merkezi yağlama sistemlerinin teknik bilgileri ile kullanıldığı sahalar hakkın-
da bilgi verilecek, ekonomiye ve çevreye olan katkıları konusunda elde edilen veriler aktarılacaktır.
Bahsedilecek olan katkılara sizlerin de bir şeyler ekleyebileceğiniz kanaatini taşıyoruz.
Merkezi yağlama sistemleri yüzyılımızın ilk yarısında kullanılmaya başlanmış ve sürekli gelişti-
rilmiştir. Son çeyreğinde elektronik olarak kontrol edilen pompalarla nihai şeklini almış ve bu şekil-
de yaygınlaşmıştır. Merkezi yağlamalarda katı ve sıvı gresler kullanılmaktadır. Sıvı gres kullanımın-
da NLGI 000.00.0 gresler - 25 º C ile + 80 º C kullanabilirler . Bu gresler doğada çözülebilir nitelik-
te üretilebilmektedir. Gres kullanımını beşte-birine kadar indirdiği için ekonomiye ve çevreye yapı-
lan katkı bu sistemi kullanan her araç ile birlikte artmaktadır. Araçların bakımının düzenli ve sağlık-
lı bir biçimde yapılıyor olması sebebi ile yüz binlerce araç daha az arıza yapmakta, daha az metal
ve plastik yedek parçaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Şekil:1
Genel Not: Günümüzdeki kıyaslamalarda 1 Euro = 2 DM olarak
düşünülebilir
1515
depoya iletilir. Örneğin şanzıman yağlaması gibi soğutma iş-
leri istenen yerlerde. İkincisi gönderilen yağlama yağının geri
dönüşünün olmadığı tipteki sistemlerdir. Bu sistemde deği-
şik miktarlardaki yağ, belirli zaman aralıklarında ilgili noktala-
ra basılır ve ilgili bölgede bir yağ filmi oluşturulur. Yağ depoya
dönmez. Bu tip sistemlerde sıvı yağlama, gres yağlama, yağ
hava karışımı püskürterek yağlama şekilde ayrılırlar. ( Şekil 1)
Merkezi yağlama sistemleri üç ana parçadan oluşur
Gres Yağlama- Progresif Sistemler
-
-
ların aksine, pompa çıkışına seri olarak bağlanırlar. (Şekil 5)
Her dağıtıcı eleman kendi noktasına yağ basmadan, bir
sonraki dağıtıcıya yağ gitmez. Her eleman kendi noktasına
kendi dozajı kadar yağ gönderir.
Şekil 5. Muhtelif sistemler
Gres pompaları, elektrik, pnömatik hidrolik veya el ile
tahrikli olabilir. Bu sistemlerde basınç 250 bar’ a kadar çı-
kabilir. Bu nedenle bağlantılarda genellikle çelik çekme bo-
-
-
-
Şekil:2 Pompa Şekil:3 dağıtı eleman Şekil:4 Kumanda ünitesi
Tablo 1. Merkezi yağlama sistem tipleri
Geri Dönüşlü
Sistemler
Geri Dönüşsüz
Sistemler
Yağlayıcı Sistemler Yağlayıcı
Sıvı Yağlar Tek Hatlı Sistemler Sıvı yağlar, gresler
(NLGI Sınıfı 000-1)
Sıvı Yağlar Sıvı yağlar, gresler
(NLGI Sınıfı 000-2)
Sıvı Yağlar İki Hatlı Sistemler Sıvı yağlar, gresler
Sıvı Yağlar Çok Hatlı Sistemler Sıvı yağlar, gresler
(NLGI Sınıfı 000-2)
Sıvı Yağlar Sıvı yağlar
Sıvı Yağlar Sıvı yağlar
Sıvı Yağlar Yağ+Hava karışımı
Sistemler
Sıvı yağlar
Geri Dönüşsüz
Sistemler
Geri Dönüşlü
Sistemler
Sistemler
Tek Hatlı
Sistemler
İki Hatlı
Sistemler
Çık Hatlı
Sistemler
Sistemler
A PompaB Yağlama NoktasıC KısıcıD Tek Hat DağıtıcısıE Tahliye HattıF Basınç HattıG Tahliye Valfi
H Ana HatK Yağlama Noktasının HattıL Yön ValfiN Yan HatP Prograsif DağıtıcıR Dönüş HattıS Dağıtıcı (iki hatlı)
Şekil:5 Muhtelif Sistemler
16
-
-
-
sas honlanmış blok içersinde hareket ederler. Her piston
kendinden önceki pistonun ilgili noktaya yağ gönderme-
sinden sonra harekete geçer. Gerektiğinde bazı pistonla-
rın çıkışlarının blok içerisinden birleş-
tirilip tek çıkış haline getirilmesi müm-
kündür. Böylece yağlama miktarı art-
tırılabilir. Art arda dağıtıcılardan biri-
sinde tıkanma olmuşsa sonraki pis-
tonlar çalışmayacaktır.
Bu nedenle progresif sistemler-
de pompa çalışma süresini zaman
rölesi değil monitörler belirler. Sinyal
şalteri, en sondaki pistonun önünde
bulunur. Tüm pistonlar düzgün ola-
rak çalışırsa en son piston da çalı-
şır. Son pistonun çalışmasını şalte-
rin monitöre bildirilmesiyle tüm nok-
talara yağ basıldığından emin olunur
-
si veya makina strok adedi sonucu
şalterlerin mekanik veya fotoelekt-
rik tipleri vardır. Büyük makinalarda
gres pompası çıkışlarında bazı hat-
ları açıp kapayan elektrikli valfler de
kullanılır. Makinanın çalışmayan böl-
gelerine yağ gönderilmez. Merkezi
gres sistemlerinde kullanılan moni-
törler zaman rölesi veya sayıcı ola-
rak görev yapabilir. Elektrik kesilmesi, arıza vs. durumlarda
geçmiş çalışmaları hafızada tutarlar ve işlemlerine kaldıkla-
rı yerden devam ederler. Merkezi gres sistemlerinin işletil-
mesinde tıkanma ve arızaların giderilmesi için konulan gre-
sin temizlik ve filtrasyonuna dikkat etmek gerekir. Seviye
şalterleri gres seviyesini belirlemede kullanılır. Büyük sis-
temlerde eksilen gres seviyesi pnömatik pompalarla oto-
matik olarak doldurulur.
Merkezi yağlama sistemlerinin seçiminde, özellikle da-
ğıtıcıların seçimini yaparken, yağlama noktasına gereken
yağ hesabı yapmak, optimum yağ kullanımını sağlar.
Tablo 2’de bazı tecrübe ile elde edilmiş değerler ve en-
düstride çok kullanılan plastik enjeksiyon makinalarında
Şekil 6. Progresif dağıtıcı sistemi
Şekil 7. Progresif dağıtıcı elemanları
1 Bilyalı yataklar .dm.a
Q cm
dm
- Yatağın ortalama Çapı
a - Bilye sayısı adedi
2Bilyalı dik
yataklarQ-8.10
a - Bilya sırası adedi
h - Strok mesafesi
yataklarQ-2.10
d - Mil çapı
B - Yatak eni
yataklarQ-8.10 h - Strok
5 İticiler Q-1.5.10 U - Temas yüzeyi çevresi
Q-5.10 .dm
dm
- Temas çapı
7 İletim zinciri Q-10 .B.LB - En
L - Uzunluk
8 Q-G.10-5
B - En
L - Boy
H - Strok
Tablo 2. Hareketli noktalarda yağlama için gerekli yağ miktarı q (cm3/h)
18
gereken yağ miktarını öngören bir hesap örneği aşağıda
gösterilmiştir. (Şekil 8)
(Bu formüller uygulamalar ile teyid edilmiştir)
Sonuç olarak merkezi yağlama sistemlerinin kullanılma-
sı ile birlikte, yağlama sıvısının hangi oranlarda dağıtılacağı
ve ne miktarda gönderileceği hesaplanarak, yatakların ihti-
yacı olan yağ tam istenilen ölçüde basılır. Böylece bir tasar-
ruf sağlandığı gibi, tezgahlardaki aşırı yağdan dolayı mey-
dana gelen kirlenme de önlenmiş olur.
-
-
manı kullanıldığı takdirde, diğer kayar döner kol yatağına
-
teli dozaj elemanı kullanılır.
Geri Dönüşlü Sürekli Yağlama Sistemleri
Bu tip sistemler yağı sürekli olarak ilgili noktalara basar-
lar. Bu nedenle hidrostatik yağlama sistemleri de denebilir.
-
kıştan 20 çıkışa kadar basabilecek şekilde pompalar mev-
-
-
dönüş filtreleri seviye şalterleri ve yön kontrol valfleri bulu-
nur. (Şekil 10)
İki ana yağlama şekli vardır. Birinci şekilde tek çıkışlı
pompanın bastığı yağ, dağıtıcılarda , kısıcılarla değişik de-
bilere ayrılır ve istenilen noktalara ulaştırılır. Bu elemanları
çok çıkışlı bir pompanın çıkışlarından birine koymak, diğer
çıkışları ise yataklara direkt olarak bağlamak mümkündür.
Şekil 8. Hız faktörü
Şekil 9. Yatak tipleri
Şekil 10. Geri dönüşlü sistemler
20
İkinci tip sistemde, pompanın çok çıkışı vardır ve her çı-
kış ayrı noktaya yağ basar .
Çok miktarda yağ sirkülasyonu olan büyük sistemlerde,
yağı yataklara basan çok çıkışlı pompadan başka bir de
düşük basınçlı besleme pompası kullanılır. Bu yataklardaki
-
Şanzıman vs. yağlamasında basınç gerekmediğinden kısı-
cıların çıkışları bir veya birkaç ayrı noktadan, kullanıcı nok-
halinde bulunup, her birinin debisi üzerinden ayarlanabilir
Geri Dönüşü Olmayan Yağlama Sistemleri
Bu tip sistemler, presler plastik enjeksiyon makinala-
rı, vinçler takım tezgahları gibi makinalarda kullanılır. Be-
lirli zaman aralıklarında, tek pompadan basılan yağ piston-
lu dağıtıcılar yoluyla her noktaya istenilen miktarda basılır.
pompanın bir sonraki çalışmasına kadar yatağa yağ basıl-
maz . Bu sistemlerde pompalar basmalı ve kollu tip el ku-
mandalı olabileceği gibi elektrik motoru, hidrolik veya pnö-
matik tahrikli pompalar da kullanılabilir. Elektrik motorlu üni-
telerde, zaman rölesi veya sensörlerle pompaya istenilen
aralıklarla kumanda edilebilir.(Şekil 11)
5. Basınç şalteri
Yağlama pompalarında bir depo, basınç emniyet valfi,
doldurma filtresi ve yağ seviyesini kontrol eden seviye şal-
Şeffaf akrilik veya metal depolar mevcuttur. Metal depolar-
da seviye göstergeleri bulunur. Seçilecek pompaların de-
-
rın tümü aralıklı çalışma prensibine göre tasarlanmıştır. Ge-
-
-
masıyla devre basıncı sıfırlanır. Bu esnada dağıtıcılara bir
dağıtıcılar pompanın her çalışma -durma çevriminde nok-
-
nin basılan yağ miktarına etkisi yoktur. Bu nedenle noktala-
ra gönderilecek yağ miktarı, seçilen dağıtıcı kapasitesiyle
ayarlanabileceği gibi pompanın çalışma-durma frekansının
azaltılıp-çoğaltılmasıyla da değiştirilebilir. Bu şekilde ayar-
lanmış tüm otomatik yağlama sisteminde iki zaman rölesin-
den birincisi pompanın çalışma aralığını diğeri de bekleme
süresini belirler. (Şekil 12)
-
-
-
sılan miktarı arttıramaz.
Bu durumda yay kuvveti ile piston geri dönerken arkasın-
da bulunan yağ, çek valften geçerek pistonun önüne dolar.
Böylece bir sonraki çalışmada basılacak yağ pistona dol-Şekil 11. Merkezi şase yağlama sistemi
Şekil 12. Yağlama zaman grafiği
Şekil 13. dağıtıcı çalışma prensibi
22
-
-
de sabit noktalara blok üzerinde monte edilirler. Noktala-
ra olan hareketli bağlantılar polyamid hortumlarla, özel ra-
kor ve bağlantı parçalarıyla bağlanır. Merkezi yağlama sis-
temlerinde çalışma ve bekleme süresi zaman rölesiyle sağ-
lanabildiği gibi, makinanın hareket sayısına göre de ayar-
lanabilir. Bunun için geliştirilmiş elektronik kontrol ünitele-
ri mevcuttur.
Çok dağıtıcılı uzun sistemlerde pompanın çalışma süre-
si zaman rölesi yerine sistemin en sonuna konulan bir ba-
sınç şalteriyle sağlanır. Bu sayede pompa tüm dağıtıcıları
doldurur doldurmaz hattaki basınç yükselince basınç şal-
teri ile durdurulur. Hat üzerindeki kaçak, patlayan boru vs.
neticesinde şalter atmayacağından buradan alınan sin-
yal ile emniyet alınabilir. Hidrolik ve pnömatik tahrikli pom-
palarda, pompa kumandası pompayı tahrik eden hidrolik
veya pnömatik valfin üzerinden sağlanır.
Sıvı yağlama sistemlerinin devreye alınmasında tavsi-
ye edilen şekil, mümkün olduğunca küçük dağıtıcıların se-
çilmesi ve yağlama frekansının arttırılmasıyla yağ miktarı-
nın ayarlanmasıdır. Bu ayarlama, noktalardan dışarı akma-
yacak şekilde olmalı fakat yatakta sürekli bir yağ filmi oluş-
masını sağlamalıdır.
Mobil Araçlarda Kullanılan Şase Yağlama
Sistemlerinin Özelliğinden Doğan Faydalar
Sistem Özellikleri
1. Otomatik ve tam yağlama imkanı
Kullanıcının Avantajları
durma ve maliyet düşürme olanağı.
-
kanı
5- Nakliye araçlarının daha verimli ve kesintisiz olarak
çalışması dolayısıyla tasarruf sağlanması
Bahsedilen sistem özelliklerinin kullanıcıya olan fayda-
ları ile ilgili yapılmış olan çalışma ve araştırma sonuçları
aynı sıra ile aşağıda kısaca sunulmuştur.
1. Ön dingil, şehir otobüslerinin en kritik parçalarından
birisidir. Alman BVG firmasının yaptığı araştırma so-
-
nında azalmıştır.
2. Beş yıllık bir süre zarfında merkezi yağlama kulla-
nılan ve kullanılmayan iki ayrı kamyon filosu için
-
-
nun 5 yıl boyunca her türlü servis ve bakım masrafla-
rı şöyle oluşmuştur.(Şekil 15)
Merkezi Yağlama takılan kamyonlar, takılmayanlara
göre daha az bakım gideri gerektirmektedir.
-
-
kontrol ve yağ deposu doldurulması öngörülmüştür.
Sistemin servislerde yapılacağından dolayı saat üc-
-
Şekil 14. Araştırma sonuçları
Şekil 15. Merkezi yağlama olan ve olmayan araçların
bakım masrafları
24
daha düşük olması nedeniyle, daha az çıkabilir. (şe-
-
ya başlaması ile birlikte önemli miktarda yağlama
maddesinin tasarrufu mümkün olmuştur. Takribi ola-
rak kullanım miktarları şöyledir.
Manuel
(Aylık 2 kez yağlama)
Otomatik
-
-
cak burada asıl dikkat edilmesi gereken noktanın her yıl
kamyon başına 10 kg gresin doğaya atılmayarak çevreye
ve yeşilci harekete olan katkısıdır. Bu konu daha sonra ele
alınacaktır. (Şekil 17)
5. Merkezi yağlama sistemi ile donatılmış kamyonlar
daha uzun aralıklarla servise girmekte ve genel ola-
rak durma zamanları daha az olmakta, bu ise her yıl
daha çok gelir elde etmelerini sağlamaktadır.
Bir kamyon modeline ve durma sürelerine bağlı olarak
-
-
nılmıştır. (Şekil 18)
Ekonomik olarak kolaylıkla ölçülebilen faydalar, özet-
lenmiş bir şekilde yukarıda sunulmuştur. Ancak konuyla ta-
nışan herkesin, bir miktar da tahmin ve varsayım gücünü
zorlayarak, bu tür bir sistemin faydalarına bir çok yeni mad-
de ekleyebileceği açıktır. Teknik ve gayri teknik olarak sınıf-
landırılan bu faydalardan bazıları şöyledir :
rağmen tam zamanında yağlama yapılarak sürpriz
arıza ve yolda kalmaların önemli ölçüde ortadan kal-
dırılması. Bu arada dikkat edilmesi gereken nüans
şöyledir. Yatakların yağlanmaması veya eksik yağ-
lanması neticesinde bozulmaları beklenen ve doğal
sayılabilecek bir sonuçtur. Halbuki bakımı tam bir
aracın mekanik, elektrik v.b. nedenlerden fonksiyo-
nunu kaybetmesi veya yolda kalması, parçalardan
birinde meydana gelen arızadan, yani beklenmedik
bir durumdan dolayıdır.
Şekil 16. Yağlama işçiliği
Şekil 17. DM bazında yağlama gideri
Şekil 18. Yıllık gelir artışı
26
Arızalar önceden tahmin edilemeyeceğinden ön-
lenemezler, ancak yağlama problemlerinden do-
layı meydana gelen bozulmalar önlenebilir. Ayrıca
fazla miktarda gres ile yağlanan ve dışarıya yağ
taşmış olan yataklarda, çevredeki tozların üzerle-
rine yapışması ve yatağın içine nüfuz ederek aşın-
dırması sonucu aşınma ve bozulmalar meydana
gelmektedir. Hareketsiz bir yatak içine yağın düz-
gün olarak basılması çok zordur. Yağ birbiri üze-
rine statik olarak yüklenmiş parçaları itip araları-
na girmeyecek ve bulduğu en kısa ve kolay yol-
dan dışarı atılacaktır. Halbuki hareket halindeki bir
yatağa sık aralıklarla eklenecek az miktarda yağ
mevcut yağ filmine kolaylıkla eklenecek ve göre-
vini tamamlamadan dışarıya atılmış olmayacaktır.
-
tık ısınarak incelmiş görevi bitmiş olan yağlardır.
Çevreye hem % 80 oranında daha az yağ çıkmak-
ta hem de doğada parçalanabilen yağlar biodeg-
radable ömürlerinin son anına kadar kullanılmak-
tadırlar.
sıra insanların hayatlarını kolaylaştırıcı yönlerinin de
incelenmesinde fayda vardır. Toplumda sıkça kulla-
nılan otobüs, minibüs, kamyon v.b. araçlarda mey-
dana gelebilecek arızalar bir çok kişinin işine mani
olacak, eğer bu araçlar itfaiye aracı, ambulans, teh-
likeli madde tankerleri v.b. işlerinde kullanılıyor ise
belki insan hayatının söz konusu olduğu olaylara se-
bep olacaklardır.
-
lunması sayesinde bu makinaların kilometrelerce
yolu yağlama yaptırmak için gitmelerine gerek kal-
mayacak, tarım mahsulleri toplanamadıkları için bo-
zulmayacaklardır.
-
ri araçlarda merkezi yağlamanın önemi daha da
artmaktadır. Aylarca arazide gezecek olan bir ara-
cın bakımı, savaş şartlarında olduğu kadar barış
zamanında da hem zor hem masraflı olmaktadır.
Arıza yaparak kendinden beklenen görevi yerine
getirmeyen askeri araçlar ülke savunmasına cid-
di zararlar vermekte ve can kayıplarına neden ol-
maktadırlar.
sistemlerinin hem daha az atığın denize karışması
hem de daha az makina ve aksam arızası yapması
sonucu önemli faydaları mevcuttur.
-
lanım alanlarının artmasına rağmen, sadece mo-
bil araçlardaki faydaları bile ekonomi ve çevre için
çok ciddi boyutlardadır. Ulaşılması güç noktalarda-
ki gresörlüklerin, tıkanmış gresörlüklerin, kirle kapan-
mış gresörlüklerin düzgün yağlanmaması, bazı gre-
sörlüklerin yağlama sırasında unutulması v.b. gibi
sebepler dünya üzerinde her yıl yüzbinlerce aracın
muhtelif büyüklüklerde arızalar yapmasına, parçala-
rını daha çok çabuk aşındırmasına, bir çoğunun bu
sebepler nedeniyle görev yapamaz duruma gelip bir
çok işleri aksatmasına, işgücü kayıpları yaratması-
na, kazalara sebebiyet verilmesine, tonlarca parça-
nın ve aracın atılmasına sebep olduğu, günümüz-
de yadsınamaz bir gerçektir. Araçlara düzgün ba-
kım yapmamamızın faturasını doğal çevre de ciddi
bir biçimde ödemektedir.
Bu tür örnekleri çoğaltmak mümkündür. Ancak burada
önemli olan örneklemelerden ziyade sistemin ana fonksiyon-
larının faydalarının ve hizmet verebileceği alanların çokluğudur.
Sonuç
Gresörlük noktası bulunan ve kaymalı yataklara sahip
olan tüm makinalarda kullanabildiği için nerede ise sınır-
sız bir uygulama sahasına sahip olan bu sistem, tanındı-
ğı oranda artan bir kullanıma sahip olmaktadır. Birkaç adet
yağlama noktasından başlayıp yüzlerle ifade edilebilen sis-
temlerin yağlanabildiği ve insan faktörünün ortadan kaldırıl-
dığı bu sistemler, yıllardır son derece güvenilir, hem ekono-
miye hem çevreye faydalı bir biçimde hizmet vermiş olup,
-
şük aşınma ve kırılma, daha az duruş süreleri, daha seyrek
bakım ve tamir ihtiyacı, daha az yağlama ve tamir işçiliği,
daha az yağ ihtiyacı daha verimli, kesintisiz çalışma imkanı
çevreye daha az yağ atığı oluşmaktadır. Ayrıca arızalarda-
ki azalma nedeniyle yüz binlerce araçtan, yüz binlerce arı-
zalı parça, plastik, demir v.b. doğaya atılmayacak, bunla-
rı üretmek için gereken enerji, ham madde, işgücü v.b.’den
tasarruf edilecektir.
Kaynaklar
Systems , No. 0111 US Willy Vogel AG
2. Centralized Lubrication Systems for fluid grease, NLGI
Busses, Tractor-Trailers or Off-Road Equipment, No.
Nuri KURTBAY
Motor Bölümü Satış Müdürü
ELSİM Elektroteknik Sistemler San. ve Tic. A.Ş.
2828
İş makinalarının dizaynına veya işle-
vine aykırı kullanımlarından dolayı arı-
zalar meydana geleceği artık herke-
sin kabulü olan bir durumdur. Sürek-
li model yenilemesinin yaşandığı günü-
müz rekabetçi ortamında makina ima-
latçılarının yapacağı makina dizaynın-
daki en basit bir öngörüsüzlük , makina
operatörünün yanlış kullanım alışkanlık-
ları ile birlikte sıkıntılı ve uzun bir tamir
süresini gerektiren arızalara yol açmak-
tadır. Dünya çapındaki kıyasıya rekabet
dolayısı ile makina imalatçıları işlemi ko-
laylaştıracak bazı imalat pratiklerini seç-
meleri ve malzeme kullanımında tasar-
ruf sağlamak için kalınlık ve yüzey alan-
larını minimize etmeye gayretinde bu-
lunmaları artık sık gözlemlenmektedir.
İmalatı kolaylaştırmak için seri ve ucuz
imalat metodları arayışı nadiren de olsa
mukavemet zaaflarını meydana getirir.
Yanlış kullanım veya kapasiteyi aşan bir
yüklenme olmasa fark edilemeyecek bu
basit dizayn zaafları genelde kaale bile
alınmaz. Makina sahibi tarafından bu
tarz zaaflardan doğan arızalar fark edil-
diğinde ise bazen garanti süreleri geçil-
diği için makina mümessili firmaya bilgi
verme gereği bile duyulmaz ve makina
sahibi firmanın kendine has tamir pratiği
uygulanır. Öte yandan firmalar bu tarz
arızalarda mümessil firmalara müraca-
at ettiklerinde ise mümessil firma maki-
nanın imalatçısı firmaya derdini anlatıp,
soruna çare bulma süreci vakit alacağı
için; makina sahibi firmaların şantiyele-
rinde bulunan teknik ve tamir kadrosu-
nun işin aciliyeti ve şantiye imkanlarının
kısıtlı olması sebebi ila tekniğine uygun
olmayan tamir pratikleri uygulanır.
Bu yazımızda yukarıda özetlenen
durumu anlatan bir arıza örneğini analiz
edeceğiz. Makina kullanıcısı olmam ve
dizayn gereklerine detayı ile vakıf olma-
mam dolaysı ile bu analizimizdeki yak-
laşımlarım makina imalatçılarından fark-
lı olabilir. Olayın resimli örnekleri ve ko-
nunun çözümüne ait uygulama benze-
ri bir problemle karşılacaklara yol göste-
receğini umarım. Arızamız bir ekskava-
törde yaşanmıştır. Ekskavatörlerin bom
(erişken kol), kol ve kovalarında çalışma
hasarları sık görülen ve kanıksanma-
yan arıza olmasına karşılık bomun eks-
kavatörün üst yapısına (superstructure)
bağlandığı kulaklarda arıza görülmesi
sık karşılaşılan bir olay değildir. Örne-
ğimizde ilk hatanın nereden kaynaklan-
dığı bilinmemektedir. Bu hata meyda-
na geldikten sonra yapılan ilk müdaha-
le ise tekniğine uygun olmaması sebebi
ile arıza büyümüş ve yanlış bir operatör
alışkanlığı ile nihai şeklini almıştır.
Bütün ekskavatör imalatçılarının
operatör el kitaplarında yanlışlığı ifa-
de edilen ve yapılması mahsurlu deni-
Ekskavatör Üst Şasisinde
Vaka Analizi
29
len fakat şantiyelerimizde sıkça görü-
len bazı operatör alışkanlıkları maalesef
vardır. Kazı esnasında kovanın bir veya
iki tırnağının kullanılarak gömülü bir ka-
yanın yerinde gevşetilmesi için uğraşıl-
ması ve ikinci kötü alışkanlık ise kova-
nın yan yüzeyi ile kamyon yükleme ala-
nını temizlenmeye uğraşılmasıdır. Her
iki halde de bom, kol ve kova tek yan-
dan yüklenecektir ve sistemin zayıf nok-
tasında kırılma veya eğilme meydana
gelecektir.
Kovanın köşelerindeki bir veya iki
tırnağın kullanılarak yüke sokulması
halinde tırnak, adaptör veya kova ağzı-
nın kırıldığı şantiyecilerin büyük çoğun-
luğunun yaşadığı bir tecrübedir. Bu
noktalardan sonra tek yanlı yükleme
hasarı kovanın kola bağlantısını sağla-
yan mafsal (çekirge) kollarında veya
bağlantı pimlerinde meydana gelir. Bu
arızanın en nadir zarar verdiği yer ise
bom ve bomun ekskavatör üst yapısı-
na bağlandığı kulaklarda olmasıdır.
Kovanın yan yüzeyleri ile temiz-
lik yapılması esnasında yere gömülü
kayaya yapılan çarpma hareketi yine
bom bağlantı kulaklarının eğilmesi-
ne sebebiyet verir. . Kova ile saha sü-
pürülmesinin diğer mahzuru ise ze-
minde sert bir malzemeye çarpılma-
sı halinde daire dönüş dişlilerinin ya-
nal yük tesiri ile çatlama ve kırılmaya
maruz kalmasıdır. Daire dönüş şan-
zumanın bağlantı civatalarının kesil-
mesidir.
Örneğimizde bu iki yanlış kulla-
nım alışkanlığından izler bulunmakta-
dır. İlk resimde sol kulaktaki yırtılma ve
ikinci resimde sağ kulaktaki bükülme-
nin resimleri görülmektedir. Bu resim-
ler şantiyede çekilmiştir. İkinci resim-
de daire içine alınan bölgedeki bükül-
menin boya üzerinde yaptığı tesir gö-
rülmektedir.
Üçüncü resim Ankara’da maki-
nanın üst yapısının sökülmüş halinde
iken çekilmiştir. Bu resimde makina-
nın ön kısmından pim takılı olduğu hal-
de sağ ve sol kulaklar arasındaki ek-
sen kaçıklıkları görülmektedir.
29
30
Sol (operatör) tarafı bom bağlan-
tı kulağındaki çatlak resmin sağ yanın-
dan başlamış bu nokta takviye kuşa-
ğının bitim yeridir. Takviye kuşağına
bu noktada 90 derecelik bir köşebent
ile destek verilmiştir. Çatlak bu nok-
tadan sonra tam dik bir şekilde bom
bağlantı piminin yataklandığı takviye
sacına inmiş ve sacı dolanarak öne
doğru uca ulaşmıştır. Ön uca ulaşır-
ken payanda sacının kulağa bağlantı
hattının altından devam etmiştir. Ope-
ratörler genelde görüş alanı rahat ol-
duğu için kovanın sol kenar tırnakla-
rı ile sökü yapma alışkanlığındadır-
lar. İlk çatlak oluştuğunda bu üst nok-
ta uygun olmayan bir elektrotla çatla-
ğın dibine inmeden kaynatılmıştır. Bu
tamirle bölgenin metalürjik yapısı bo-
zulmuştur. Tekrarında yüklenme ile
çatlak tekrar edip ilerlemiştir. Opera-
tör yükleme sahasını temizlerken sol
yana doğru kovayı yerden sürükler-
ken veya sökü esnasında bir engel-
le karşılaşmasının neticesinde sol ku-
lak kopma durumuna gelirken sağ ku-
lak bütün yükü karşılamak durumunda
kalıp eğilmeye maruz kalmıştır.
Meydana gelen arızanın gideril-
mesi için şase tamiri (kulağın hidrolik
preslemesi), talaşlı imalat ve kaynak
ekibinin çalışacağı üç ayrı ihtisaslı eki-
be ihtiyaç duyulacağı için tamir işlemi
Ankara’da yapılmıştır. Şantiyede ko-
pan sol kulak yerine getirilip, kilit saç-
ları ile yerlerine tespit edilip nakliyeye
hazır hale getirilmiştir.
Ankara’da atölyeye indirilen ma-
kinanın bom ve kabini sökülmüştür.
Operatör mahalline gelen elektrik te-
sisatı sökülmüştür. Daire dönüş siste-
mindeki dişli kırığına kolay müdahale
edilmesi için üst yapı makinadan ay-
rılmıştır. Daire dönüş şanzumanının
bağlantı civatalarının üst yapıda kalan
kırıkları çıkarılmıştır.
Dişli kırıklarının sayısının fazla ol-
duğu hallerde dişliyi makinadan söke-
rek tamir pratiğine gidilmesi çok fay-
dalıdır. Dişli tamamı ile gresten arındı-
rılıp, yıkanmalıdır. Böylelikle bütün diş-
liler ayrıntılı olarak incelenebilir. Maki-
na üzerinde iken diş diplerinin hasar-
ları görülmeyebilir. Dişli tamirlerinde
yatay pozisyonda kaynak tamiri yapıl-
ması gerekir. Yatay pozisyon kaynak-
larının kalitesi dik pozisyonda yapılan
kaynaklardan daha yüksek olduğu bi-
linen bir gerçektir. Dişli tamiri kaynak
atölyesinde yapılmıştır. Diş profilleri-
nin kaynak dolgusunda Kjellberg Fi-
nox 4370 (DIN E 18 8 Mn R 12 - AWS
A 5.4: E 307-16) elektrot kullanılmış-
tır. Çalıştıkça yüzey sertliği artan bir
elektrottur. Hasarın bulunmadığı bir
bölgeden hazırlanan beyaz metal (ka-
lay % 80, kurşun % 2, Bakır % 6, An-
32
timon % 12) ile yapılan diş profil tara-
ğı (mastarı) ile kaynak dolgusu sonra-
sında yapılan dişli taşlamasını kontrol
etme imkanı sağlanır.
Tamire öncelikle sol kulaktan baş-
lanmıştır. Sol kulağın kilit saçları ve dış
kısmında bulunan takviye plakası sö-
külmüştür. İç kısımdan kaynak yapıl-
ması zor olacağı için V biçiminde dış-
tan kaynak ağzı açılmıştır. Bu bölgenin
kaynağında elektrot olarak Kjelberg
Finox 182 ( DIN Ni Cr 15 Fe Mn- AWS
A5.11: E Ni Cr Fe - 3) seçilmiştir. İç kı-
sımdan kaynağa başlanmadan önce
parçanın durumunu tespit etmek üze-
re kilitler atılmıştır. Kaynağı müteakip
eskisinden daha geniş bir takviye pla-
kası dış kısıma kaynatılmıştır. Sol kulak
yerine getirildikten sonra sağ kulağın
presle düzeltilmesine geçilmiştir. Hid-
rolik çektirme silindiri ile operasyona
geçilmeden önce sol kulak payanda
saçına ilave dilimlenmiş kalın saçlar-
la kulağa dik olarak bağlanmıştır, böy-
lelikle preslenmede sol kulağın defor-
masyona uğrama tehlikesi ortadan
kaldırılmıştır. Sağ kulağın iç yanında-
ki takviyenin payandaya birleştiği yer-
deki kaynak çürütülmüş ve dış takviye
saçı çıkarılmıştır. Presleme esnasında
sağ kulağın yerine gelmesini kolaylaş-
tırmak için tav şaluması ile saç ısıtıl-
mıştır. Bu ısıtmanın izleri aşağıdaki re-
simde görülmektedir.
Preslenerek sağ kulak yerine ge-
tirildiğinde dış takviye saçı yeni ola-
rak kaynatılmıştır. Sağ iç yan takviye-
nin payanda saçına birleşim yeri ye-
niden kaynatılmıştır. Dış yanlara ko-
nulan yeni kulak takviye saçları eski-
sinden büyük olup payanda saçından
en az 8-10 cm daha aşağıda kalacak
şekilde seçilmiştir. Takviye saçlarının
kalınlıkları,ana saç kalınlığının % 60
mertebesinde olması uygundur.
Takviye saçlarındaki pimin geçece-
ği delik çapı küçük seçilmiştir. Sol ku-
lak pim deliği referans olarak seçilmiş-
tir. Sağ kulağın tam manası ile eksene
getirilmesi mümkün olmadığı için bu
deliğin içine iki sıra kaynak çekilmiştir.
Daha sonra seyyar borkwerk (delik iş-
leme) tezgahı ile öncelikle sağ delik iş-
lenmiştir, bilahare sol kulağın takviye
plakasındaki delik büyütülmüştür.
Mustafa SİLPAĞAR
Makina Yüksek Mühendisi
Limak İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ.
Yeni NesilSıcak Sistem Kaplama: Lastik üzerine uygu-
lanan yüksek ısı ve basınç nedeniyle, lastik göv-
desi ve karkas yapısı, yeni lastiğin ilk üretim ısısı-
na yaklaşan ısı ve basınç nedeniyle lastik yapısı
zarar görmekte istenilen hedef performans sağ-
lanamamaktadır. Bu uygulama, günümüzde her
geçen gün pazar payını kaybeden bir üretim pro-
sesi haline gelmiştir. Isı eşiği 15°C – 175°C dir.
Soğuk Sistem Kaplama: Ön pişirilmiş yük-
sek yoğunluktaki sırt kauçuğu, farklı çalışma alanı
standartları için oluşturulmuş zengin desen seçe-
neği ile ideal çalışma ısısına (96°C) en yakın ısı ile
vulkanize olan sırt kauçuğu, sıcak kaplamaya göre
daha düşük uygulanan ısı ve basınç nedeniyle bir-
kaç kez kaplanabilme imkanı sağlamasından do-
layı kamyon ve iş makinesi grubunda uygulanan
yaygın bir üretim prosesidir. Isı eşiği kamyon lastik-
lerinde, 99°C -110°C iken, İş makinesi lastiklerin-
de 110°C ile 120°C ye kadar çıkmaktadır.
Kaplama
34
1915 yılında lastiğin üzerine basit deri parçala-
rının kaplanması ile oluşan sektör, 1925 yılında ge-
liştirilen sıcak sistem kaplama ile birlikte gelişme-
ye başlamıştır. 1940 yılında ise, soğuk sistem lastik
kaplamanın icadı ile dünya lastik sektörüne yeni bir
ivme kazandıracak gelişim süreci de başlamıştır.
Günümüzde her geçen gün artan araç ve iş
makinesi sayısı işletme maliyetlerinin en önem-
li gider kalemlerinden biri olan lastiğin 3D kura-
lı ile, Doğru Seçim, Doğru Yönetim ve Doğru Kap-
lanması, işletmelere maksimum fayda sağlayabil-
mektedir. Kaplamada ülkemizde çok çeşitli üretim
prosesleri uygulanmaktadır.
35
Orbit Sistem Kaplama: Farklı çalışma alanı standartla-
rı için geliştirilmiş sırt kauçuğunun lastik orijinal sırt genişli-
ğine sadık kalınarak istenilen kalınlıkta kauçuğun sarılması
ve otoklavda basınç altında vulkanize edildikten sonra de-
sen açma ile oluşan iş makinesi grubunda uygulanan bir
üretim prosesidir. Pişme süresi her mm kalınlık için ortala-
ma 8 dakikadır. Isı eşiği : 140°C -150°C dir.
Ako Orbit Sistem Kaplama: Farklı çalışma alanı stan-
dartları için hazırlanmış, özel sırt karışımları soğuk sistem
kaplama ısı eşiğinde orbit sistem kaplama prosesi ile ger-
çekleştirilir, lastik yapısı yüksek ısı ve uzun pişme süreleri-
ne maruz kalmaz, bu nedenle iş makinesi lastikleri birden
fazla kaplanabilmektedir. Karkas yapısına özel sırt karışım-
ları, geliştirilen yüksek mühendislik ve ar-ge desteği ile ka-
liteli karkas, konvansiyonel lastiklerin orbit sistem ile değil
bir kez; birkaç kez kaplanabilmesine imkan sağlamıştır. Isı
eşiği : 110°C -125°C Pişme süresi her mm için 7 dakikadır.
Ulaşılan kaliteli karkas yapısı ile zor çalışma şartların-
da konvansiyonel lastik; çalışmaz, dayanmaz, kaplanmaz,
kaldır at, hepsi aynı ucuzunu al mantığını yerle bir eden,
kaliteli karkasın, kaliteli bir kaplama prosesi ile birleştiğin-
de, uygulama yapılan lastiğe yeni + 3 kat ömür biçtirme-
si ve bir çok çalışma sahasında uygulanabilmesi ile oluşan
emsalleri ile, sektörde iş makinesi lastiği kullanan tüm işlet-
melerin ve yöneticilerin bu doğrultuda gelinen noktayı ye-
niden yorumlayacağı aşikardır.
35
Şevket BACACI
Petlas A.Ş/Ako Lastik Kaplama A.ŞLastiğin daha önce 2 kez kaplanmış olduğu gösterilmektedir
23.5-25 ebatlı Petlas iş makinası lastiği proses öncesi resmi
Ako orbit sistem uygulaması yapıldıktan sonra lastiğin
üçüncü kez kaplanmış son hali
Soğutma Sistemi Elemanları ve
Soğutma Sistemi Bakımının Önemi
Yeni nesil motorların soğutma sisteminde birçok ele-
man vardır. Bunlar ;
Devridaim su pompası, motor bloğu üzerindeki ve silin-
dir kapaktaki su kanalları, su soğutmalı hava kompresörü
ve değişken geometrili turbo (bazı modellerde bulunmak-
tadır) motor blok suyu ısıtıcısı, radyatör, termostat, afterco-
oler, motor yağ soğutucu, şanzuman yağ soğutucusu, kon-
denser, geri dönüş su deposu (receiver), ana su deposu,
korozyon (soğutma suyu) filtresi. Örnek olarak aşağıdaki
resimde bir Komatsu WA380-6 lastikli yükleyicide bu ele-
manların çoğunluğu bulunmaktadır.
Soğutma Sistemi Bakımı ve
Soğutma Suyunun Değiştirilmesi
38
Açıklama: Binek oto, kamyonet, kamyon, otobüs, iş makinası v.b.
ekipmanlar için bu yazıda araç tabiri kullanılacaktır.
39
Kış ayları için soğutma sisteminin bakımı, sadece anti-
firizli soğutma suyu değiştirmek demek değildir. Aracımız-
da hangi soğutma sistemi elemanları olduğunu belirleyip,
tamamının temizliğinin, kontrolünün ve bakımının yapılma-
sı gerekmektedir.
Çalıştırılmayan, uzun süre bekleyecek araçların soğut-
ma sistemindeki suyun boşaltılması yanlış bir uygulamadır.
Ne kadar detaylı, dikkatli , her tarafı sökerek soğutma suyu
boşaltılırsa boşaltılsın mutlaka soğutma sisteminin bazı
bölgelerinde su kalır. Soğuk hava koşullarında bu kalan su-
lar donar ve genleşir. Bulunduğu soğutma sistemi elema-
nının çatlamasına, zarar görmesine ve çalışamaz duruma
gelmesine sebep olur. Örneğin motor bloğu ve silindir ka-
pak içinde, su devridaim pompası içinde, yağ soğutucu-
ları içinde, aftercooler içinde kalabilir. Az da olsa bir mik-
tar kalan suyun donması sonucu bu elemanlar zarar göre-
bilir. Arac çalışamaz duruma gelir. Maddi, iş ve zaman ka-
yıpları oluşur.
Bir motor termostat olmadan asla çalıştırılmamalıdır.
Motor termostat olmadan çalıştırılırsa su sadece motor blo-
ğu tarafında devridaim eder, radyatör tarafına gitmez. Bu
durumda hararet problemi oluşur. Termostat ayar derece-
si yaklaşık 82 – 90°C arasındadır. 82°C nin altında radya-
töre giden akış yolu kapalıdır ve soğutma suyu motor tara-
fında devridaim eder. 90°C nin üzerinde termostat açar ve
soğutma sistemi suyu radyatör içinden geçerek devri daim
yapar. Böylece soğutma suyu 82 – 90°C arasında çalış-
mış olur.
39
Resim 1
40
Değişik markaların antifi-
riz ürünleri mevcuttur. Soğutma
suyu karışımı hazırlanırken tek
bir marka tercih edilmeli, fark-
lı markalar birbiriyle karıştırılma-
malıdır. Antifiriz ve temiz su ka-
rışımının farklı oranları için, fark-
lı donma noktası değerleri elde
edilir.
Aşağıdaki tabloda bu de-
ğerler görülebilir.
Tablo 1 den de görülece-
ği üzere çok soğuk bölgelerde
araca saf antifiriz (%100) konul-
ması yeterli olmamaktadır. Mut-
laka temiz su ile karışım yapı-
larak kullanılmalıdır. En düşük
donma noktası %67 antifiriz ve
%33 temiz su karışımı ile (-71°C)
olmaktadır.
Suyun kaynama derecesi 100°C dir.
Antifiriz eklenme oranına göre suyun
kaynama noktası da artış gösterir. Aşa-
ğıdaki tabloda bu değerler görülebilir.
Tablo 2
Antifiriz ve temiz su karışımının sade-
ce kış mevsiminde değil, tüm yıl boyun-
ca kullanılması, suyun kaynama noktası-
nın da artması sebebiyle daha koruyucu
olur. Ayrıca soğutma sistemi içindeki tüm
metal yüzeylerin paslanması v.b. zarar-
lar önlenmiş olur.
Araç bakımlarının önemli bölümlerin-
den biri de soğutma sisteminin düzenli
olarak temizlenmesidir. Araç bakım kata-
loglarında belirtilen sürelerde, belirtilme-
mişse en fazla her iki yılda bir soğutma
sistemi elemanları temizlenmelidir.
Aracın soğutma sistemi, motorun ça-
lışması esnasında ürettiği fazla ısının et-
kilerinden, zararlarından aracı korur ve
motorun doğru sıcaklık aralığında çalış-
masını sağlar. Soğutma sistemini pas,
tortu ve kirleticilerden korumak soğut-
ma sistemi elemanlarının ve motorun en
iyi çalışma koşularında çalışmasını sağ-
layacaktır. Örnek olarak bir BMC PRO
935 kamyonun Cummins ISLe motoru-
nun soğutma sistemi aşağıdaki resimde-
ki gibidir.
Tablo 1
Tablo 2
Resim 2
42
Soğutma Suyu Değişiminde Dikkat
Edilecek Hususlar
Önce motorun soğuk olduğundan emin olun !
sabunlu su kullanarak yavaşça fırçalanmalı, radyatör
kanallarının arası hortumdan düşük basınçlı su püs-
kürtülerek temizlenmelidir.
-
nu kapalı ve basınç altında tutar. Soğutma suyunun
basıncı motor tipine göre değişir ve basınç derece-
lendirmesi kapağın üzerinde gösterilmiştir. Radyatör
kapağının yaylı kısmının çalışır olduğu ve contasının
sağlamlığı kontrol edilmelidir. Sıcak radyatör kapağı-
nı asla açmayın! Soğumasını bekleyin…
-
rün altına uygun şekilde yerleştirilmeli ve su boşaltıl-
malıdır. Soğutma suyu çok zehirlidir ve burada kulla-
nılan kaplar mutfaklarda kesinlikle kullanılmamalıdır !
-
rına uygun olarak, doğru bir şekilde depolamak ve
yetkilendirilmiş firmalara belge karşılığı teslim etmek
gerekmektedir.
hortumları ve kelepçeleri kontrol edilmelidir. Gereki-
yorsa radyatör yeniden doldurulmadan önce değiş-
tirilmelidir.
v.b. kirleticiler de su ile temizlenmelidir.
temiz sudan oluşur. Bu karışım yaklaşık (- 35°C) don-
ma noktası değerini sağlar. Musluk suyunda yer alan
ve suyun görevini doğru olarak yapmasını engelle-
yen mineraller soğutucu suyu karışımının özelliğini
bozabileceğinden, karışım için damıtılmış (temiz) su
kullanılmalıdır.
belirtilmektedir. Kapasite değerleri öğrenilmeli ve bu
değerlere göre antifiriz - su karışım miktarları ayar-
lanmalıdır.
-
minde oluşabilecek hava boşluklarını almak gere-
kir. Radyatör kapağı açıkken motor çalıştırılır (basınç
oluşumunu engellemek için) ve yaklaşık 10 dakika
çalışır durumda bırakılır. Kalorifer de devreye alındık-
tan sonra, hava alma tapalarından soğutma sistemi-
nin havası alınır.
Kaynaklar :
Derleyen: Murat COŞGUN
GÜRİŞ İNŞ. VE MÜH. A.Ş. – Makina İşletme Şefi
1. Giriş
Patlayıcı bir ortamdaki buhar ya da gazın kazara ateşlenmesi patlamaya ne-
den olabilir. İnsan hayatını korumak ve maddi kayıpları önlemek için uluslararası
boyutta belirli ölçümler yapılır.
Bu ölçümler temel olarak yanıcı ürünlerin işlenmesi, taşınması ve depolanma-
sı sırasında tehlikeli ortamların oluşabileceği, kimya ve petrokimya sanayilerinde
uygulanır.
"Temel Emniyet" (Intrinsic Safety), patlama riskli ortamlarda bulunan elektrik-
li cihazların kullanılması ile ilgili, Avrupa normlarındaki 7 ayrı koruma tipinden bi-
risidir.
Tehlikeli Bölgede
Güvenlik
46
Çalışma öncelikle
tehlikeli bölgenin
tanımlanması ve de
güvenliğimiz açısından
tehlikeli bölgede
kullanılabilecek
malzemelerin
belirlenmesini
içermektedir. Akışkana
ve bölgelere göre
uygun koruma sınıfları
tanımlanacaktır.
47
2. Açıklamalar
"Intrinsic Safety" üzerine konuşmadan önce, elektriksel
koruma alanında sıkça kullanılan bazı terimleri açıklamalı-
yız ve bazı tanımlamaları açıklığa kavuşturmalıyız. Ayrıca
uygulanabilir normlar ve standartlar hakkında da konuşul-
ması gerekmektedir.
"Patlama riskli ortam nedir ?"
Patlama riskli ortam; patlamanın olabileceği bir ortam-
dır. Patlamanın oluşması için 3 elemanın birarada olması
gerekmektedir:
1. Her zaman varolan atmosferik ortam
2. Yanıcı madde (toz, gaz, buhar veya fiber)
3. Ateşleme kaynağı (Elektrikli cihazlar veya ısı kaynak-
ları)
Sıcaklığın ortamdaki gazın ateşlenme ısısını aşması
şartıyla, bir kıvılcım, ateş ve elektrikli cihazların yüzey sı-
caklıklarındaki artışlar patlamaya neden olabilir.
"Gaz içeren patlayıcı ortam nedir?"
Bu tip, yanıcı madde ve hava karışımı ortamlarda (gaz,
buhar veya fiber), ateşleme sonrasında yanma bütün karı-
şıma yayılır.
"Patlayıcı Ortam nedir?"
Patlayıcı ortamlar; sızdırma, boru kaçakları, sıcaklık de-
ğişimleri gibi nedenlerden ötürü patlama ihtimali olan or-
tamlardır.
3. Patlama Riskli Ortamlar
I.E.C. 3 tip tehlikeli bölge sınıflandırması yapar:
ZONE 0 : Patlayıcı ortamın uzun süreli ve sürekli bulun-
duğu bölgelerdir.
ZONE 1 : Patlayıcı ortamın normal işletme şartlarında
bulunma olasılığının olduğu bölgelerdir.
ZONE 2 : Patlayıcı ortamın kazara, kısa bir süre için olu-
şabildiği bölgelerdir.
4. Standartlaştırma
IEC: Merkezi Cenova'da bulunan ve 1906 yılında kurul-
muş olan "Uluslararası Elektroteknik Komisyonu" (Interna-
tional Electrotechnical Commission), 43 ulusal komiteden
oluşmaktadır. Bu komisyonun amacı:
"Standartlaştırma ile ilgili tüm konularda uluslararası iş-
birliğini desteklemek ve buna bağlı olarak, elektrik ve elekt-
ronik alanlarında sertifika vermek, böylelikle uluslararası
bilgi alışverişini güçlendirmek"
1976'dan beri IEC ISO ile, diğer birçok kuruluşla oldu-
ğu gibi, sıkı bir işbirliği içindedir.
CENELEC: "Avrupa Elektriksel Standartlaştırma Ko-
mitesidir" (European Committee for Electrical Standardi-
zation) Merkezi Brüksel'de olan kuruluş, 18 Batı Avrupa
Ülkesi'nin ulusal elektronik komitelerinin birleşmesinden
meydana gelmiştir. Temel rolü; ulusal standartları tek bir
Avrupa standardı altında birleştirmektir. 1958'de temelleri
atılan kuruluş, 1973'te Avrupa Pazarı'nın büyümesiyle bir-
likte CENELEC adını almıştır.
31 Nolu teknik komite, patlayıcı ortamlarda elektriksel ci-
hazların kullanımıyla ilgili standartları oluşturmakla yükümlüdür.
I.E.C. / Cenelec İşbirliği
Patlama riskli ortamlarda kullanılmak üzere dizayn edil-
miş olan elektriksel cihazlarla ilgili olan CENELEC temel
standardı EN 50014 1977 yılında basılmıştır ve lEC'nin 79
nolu yayınından yola çıkılarak hazırlanmıştır. Bu iki organi-
zasyon, Ekim 1991'de işbirliği anlaşması imzalamışlardır ve
o tarihten bu yana birlikte çalışmaktadırlar. Bu anlaşma; iç
kaynaklardan ve mevcut işlerden yola çıkarak, standartlaş-
tırma prosesinin ve bunun sonucunda alınan kararların hız-
landırılmasını amaçlamaktadır. Böylelikle Aralık 1992 tarih-
li EN 50014 standardının 2. Baskısı tam olarak lEC'nin 79-0
nolu yayınına entegre edilmiştir.
5. Üretici, Müteahhit Ve Kullanıcı Sorumlulukları
Üretici:
EN 50014 Standardındaki genel kurallata göre üretici"
Uygunluk Belgesi'ne" sahip olmak zorundadır. Bu belge:
-
nıtıdır.
Ürün Sertifikası:
Üreticinin ismini veya kayıtlı markasını
Üreticinin ürettiği ürünün tanımını
Kodlama yöntemiyle ürünün kimliğini (Ör: EEx ia IIC T6)
Test merkezinin ismini veya logosunu
Sertifika referansını belirtir.
Müteahhit Firma:
Patlayıcı ortamda, belirli koşullarda kullanılmak üze-
re sertifikalandırılmış elektrikli cihazı seçmek, bu cihazla-
rı patlama riskli ortamların değişik zonlarma uygun olarak
yerleştirmek sorumlulukları, dizayn ve montajdan sorumlu
firmalara aittir.
Kullanıcı:
kullanmakla yükümlüdür.
47
48
ekipmanın emniyetini sürdürmek zorundadır.
-
tifikasını bulundurmak zorundadır.
-
lemek zorundadır. Bu belirleme kullanıcının zorunlu-
luğudur.
6. Yetkili Kuruluş Tarafından
Sertifikalandırma, İşaretleme, Tanımlama...
a. Sertifikalandırma:
Normlarda bahsi geçen 3 tip zona göre, zonda kullanı-
lan ekipman ve malzeme (I.S. için) sertifikalandırılmalıdır.
Bu; malzemenin onaylı laboratuvarlar ve/veya kuruluşlar-
ca uygulanan testlerden başarıyla geçmesi gerektiği anla-
mına gelmektedir. Özellikle "Intrinsically Safe" malzeme için
sertifikalandırma süreci şöyledir:
1. Fonksiyonlama İlkesi
3. Tahakkuk
4. Sertifikalandırma
Laboratuvar ve/veya kuruluşlar her adımda kontrol me-
kanizması olmak ve test sonuçlarını uygulamak zorunda-
dırlar.
Uygunluk Sertifikasını Kim Verir ?
EN 45001'e göre test ve sertifikalandırma vermek için
EEC tarafından onaylanmış kuruluşlar aşağıdadır. Bu ku-
ruluşlarca verilen uygunluk sertifikası EEC'nin tüm üye ül-
kelerince tanınır:
b. Işaretlme/Tanımlama
Patlayıcı ortamda kullanılacak bir elektrikli cihazın, EN
50014 standartlarına uygun bir işaretlemeye sahip olma-
sı gerekir.
ÜLKELER TEST MERKEZLERİ LOGO
BELÇİKAInstitut Sientifique de Servi-
ce PublicISSEP
DANİMARKA-
elkontrol
FRANSA
Institut National de
-
Laboratoire Central des In-
dustries ElectriquesLCIE
ALMANYA
Physikalisch-Technische Bun-
desanstalt PTB
Bergvverkschaftliche Ver-
suchsstreckeBVS
İTALYACentro Elletrotecnico Speri-
mentale ItalianoCESI
HOLLANDA
Koningklijk Instituut voor het
testen van Elektrische Mate-
rialen
KEMA
İSPANYA Laboratorio Oficial Madariaga LOM
İNGİLTERE
British Approvals Service for
Electrical Equipment in Fla-
mable Atmospheres
BASEEFA
EEx ia IIC T6
Bu sembol elektrikli cihazın, özellik-
le Avrupa Standartları EN 50015 ve
EN 50028'e uygun olan birçok ko-
ruma tipinden birine uygun olduğun
anlamına gelir.
Koruma Tipi
(bkz. Koruma tipi tablosu)
Ekipman Grupları:
I: Maden ocaklarındaki elektriksel
Ekipmanlar
II: Maden ocakları (*) dışındaki yer-
lerde kullanılacak elektriksel ekip-
manlar.
(aşğ.tabloya bakınız)
Sıcaklık Sınıfı
(bkz. Temp.class tablosu)
50
c. Koruma Tıpı
Birçok sertifikalı cihaz ve sertifikalı olmayan aksesuar-
lar (bağlantı kutusu, svvitchler, fiş...) bir I.S. devresinde bi-
rarada yeraldığmda, bir "sistem onayı" gerekir. Bu, yetkili
kuruluş tarafından ( ör. LCIE) ya da montajı dizayn eden fir-
ma tarafından yapılabilir. Bu «sistem onayı» bu sistemin hiç
şüphesiz "Intrinsically Safe" olduğunu açıkça ortaya koy-
-
retleme sertifikayı ifade etmelidir. Örneğin:
EEx ia IIC T6
LCIE «SYST».
Eğer devre sertifikalandırılmamış ise, işaretlemenin
aşağıdaki gibi olmasını tavsiye ederiz:
SERTİFİKASIZ SİSTEM
DİZAYN EDİLMİŞTER: firma ismi
TANITICI BELGE N°...
Ateşleme Sıcaklığı, gaz karışımını ateşleyebilecek kız-
gın yüzeyin sıcaklığıdır. IIB sertifikalı ürünler, grup MA'nın
ekipmanları olarak kulanılabilirler. Bunun gibi, IIC sertifika-
lı ürünlerde grup MA ve IIB'nin ekipmanları olarak kullanı-
labilirler.
Sıcaklık Sınıfı
Sıcaklık Sınıfı Max. Yüzey
Sıcaklığı(4) (°C)
Ateşleme
Sıcaklığı(5) (°C)
T1 450 >450
T2 300 >300
T3 200 >200
T4 135 >135
T5 100 >100
T6 85 >85
(4) Ortam sıcaklığı 40°C'yi aşmamalıdır.
(5) Gaz karışımının ateşleyici sıcaklığı, max.yüzey sı-
caklığından yüksek olmalıdır. %10/20 emniyet yüz-
desi ateşleme sıcaklığı ile ortam sıcaklığı arasında
gözlemlenir.
Gruplar Gaz Ateşleme
Sıcaklığı
(°C)
Ateşleme Sınıfı
I metan(patlayıcı) T1 T2 T3 T4 T5 T6
aseton 540
asetik asit 485
amonyak 630
etan 515
metilen klorid 556
metan 595
karbon monoksit 605
A propan 470
n-bütan 365
n-bütil 370
II hidrojen sülfat 270
n-hexan 240
asetaltet 140
etil eter 170
etil nitrit 90
B etilen 425
etil oksit 429-440
asetilen 305
C karbon bisülfat 102
hidrojen 560
Cenelec
Standartlarıİlkeler Semboller
EN 50014
EN 50015 "o"
EN 50016 "p"
EN 50017 "q"
EN 50018 YANMAZ İLAVESİ "d"
EN 50019 "e"
EN 50020 "ia'T'ib"
EN 50028 KAPSULLEME "m"
EN 50039 "SYS"(*)
I.S. devresine uygulanabilir belirli standart:
52
7. Patlama Riskli Bölgeler / Koruma Tipleri
8. "Intrınsıcallysafe" Prensibi
"Intrinsic Safe" devresi nedir?
Bu tip koruma, patlayıcı ortam oluşturabilecek enerjiyi
minimize eder.. Tüm devre, bu enerjinin ne normal serviste
ne de hatalı çalışma koşulunda mümkün olamayacağı şe-
kilde dizayn edilir. Patlayıcı ortama neden olacak ateşleme;
kıvılcım ve/veya ısı nedeniyle olabilir.
Enerji seviyesini nasıl sınırlayabiliriz?
1. açık devrede oluşabilecek maximum akım ve voltajı
sınırlayarak (ör. reziztans ya da zener diode ekleye-
rek)
2. ısıl ve elektriksel enerji birikimini sınırlayarak
Tek elektrikli cihaza uygulanan diğer koruma tipinin ak-
sine, bu koruma bütün devreye uygulanır.
EN 50020'nin temeli nedir?
-
site halihazırdaki ateşleme gücüne ek olarak, kendi enerji-
sinin bir kısmını bırakabilir. Bu durumda emniyet faktörü uy-
gulanmalıdır.
Elektrikli cihazların tamamı ya da bir kısmı güvenli ola-
bilir.
Intrinsic safe cihazların işaretlemesi (GÜVENLİ BÖL-
Birleşik ya da "bağlı" cihazlarda (TEHLİKELİ BÖLGE-
"ia": 2 arıza olsa bile devre hala güvenlidir (Zone O'da
kullanılabilecek tek koruma sınıfıdır)
"ib": 1 arıza olsa bile devre hala güvenlidir (Zone 1, 2)
patlayıcı ortamda yeralan ürünler, eğer aşağıdaki değer-
lere ulaşılamazsa, işaretleme ya da sertifikalandırmaya ih-
tiyaç duymazlar:
1,2V
0.1 A
20 Uj
25 mW
Koruma Sembolü Zonlar Tanımlama
0 1 2
"d" Cihazın patlayıcı kısımla-
rı, patlamaya karşı daya-
nıklı korumaya bağlanır.
Koruma, patlayıcı karışı-
mın içsel patlamasınca
üretilen basınca dayana-
caktır ve patlamanın pat-
layıcı ortama nüfuz et-
mesini engeller.
"e" Elektrikli cihaz, norrmal
çalışma şartlarında oldu-
ğu gibi, aşırı yüksek sı-
caklıktan bağımsızdır ve
ne içeride ne de dışarı-
da elektrik kontağı ya da
parlamaya sebep olmaz.
"i" "ia" Parlamanın ya da sı-
caklığın patlayıcı ortam
oluşturamadığı devrele-
ri sembolize eder. Sürek-
li tehlike arz eden bölge
için servis imkanı sağlar.
"ib"
"m" Yüzeyde oluşabilecek
ısınma ya da kıvılcım
ile patlama yaratabile-
cek elektrik kısım özel bir
case ile korunur. Böyle-
likle bu kısım kapsülize
edilerek patlama ortamı
ortadan kaldırılır.
"o" Yağ içine doldurulan
elektrik kısımların korun-
ması.
"p" Atmosfere göre, basınç-
la oluşabilecek kısımların
dengelenmesi.
"q" Toz dolumu içeren kısım-
ların korunması.
Hakan ÖZBAY
ABRA Mühendislik Kontrol Sistemeleri Genel Müdürü
54545454545454545454545454545454545454545454454454545454454545454554545545545454545454545454545455545455545454545454544545454545445545454554545455445455544555545545555554455545444454
Sıcaklığın, sıcak karşılanmadığı yer..
Aracına yakıt almayı ihmal etmeyen bizler lastiklerimizin
havasını ve mümkünse fiziki durumunu kontrol edemeye-
cek kadar sorumsuz sorumluyuz. Bedel ödemeye geldi mi
kimse aynaya bakıp, gördüğü yüze -bunun sorumlusu sen-
sin- diye çıkışmıyor. Aracımızı gölge bir yere park etmeye
özen gösteriyoruz. Çünkü araca bindiğimizde içerideki bo-
ğucu havayı solumak zorunda kalıyoruz. (“Benim aracımın
üstü açık” derseniz, “güle güle kullanın” derim.) Neyse..
Okuyucumuzun aklına şu da gelebilir. Lastikler tasarla-
nırken bu tip koşullar da dikkate mutlaka alınmıştır, içinde
sıkıştırılan hava basıncının düşük olma durumu.. Bu, doğ-
ru ancak bizim lastiklerimiz içindeki sıkıştırılmış hava ba-
sıncının kontrolünü yapacağımız da mutlaka dikkate alın-
mıştır. Hatırlarsak, 40. sayı Lastik Magazinde konu olan RF
(havasız üzerinde gidilebilen) lastiklerinin de şişirme ba-
sınç kontrollerinin belirli sürelerde yapılması gerekiyordu.
Siz unutsanız bile TPMS sizi uyaracaktır.
Hatırlayalım, lastik görevini yaparken bünyesinde
neler oluyor?
Yola temas ettiği alanda bloklar/dişler esniyor, motordan
aktarma organlarıyla gelen gücü hareket haline dönüştürü-
yor, bloklar bunu gerçekleştirmek için yol yüzeyine yapışır-
ken aynı zamanda da zorlanarak esneme yapıyor. Daire gö-
rünümlü lastik yere temas ettiği alanda düzleşiyor bu da blok-
ların her bir milimetre karesinde farklı baskı oluşumuna neden
oluyor. Taban bölgesinin tekrar dairesel şekli alması için lasti-
ğin içine sıkıştırdığımız hava öncelikli olmak kaydıyla, çelik ku-
şaklar da tabana yardımcı oluyor. Topuk bölgesi her turunda
değişken olarak janta bir normal bir de baskı altında dayanır.
Hatırlamaya devam edelim. Hareket halinde lastiklerin
araç boy eksenine paralel olması gerekiyor. Toe (içe ka-
panıklılık veya dışa açıklık) değerleri araç üreticisi değer-
lerinde değilse, bu konumda lastik ve araç farklı yönlere
gidiyor, yükün de etkisiyle gereksiz ve aşırı sürtünme olu-
yor. Dingil veya aks paralelliğinde sorun varsa, yine, araç
ve lastikler farklı yönlere gidecektir. Hız artarsa lastiğin tur
sayısı da artıyor, böylece lastiğin yere temas ettiği bölge-
de oluşan kaymalar da artıyor. Yol yüzeyinin eğimi, amorti-
Bu yazımızda çok bilinen ve hem lastik üreticileri hem de araç üreticileri tarafından sürekli
tekrarlanan “lastik şişirme basıncı” konusuna ısı penceresinden bakalım istedik.
55
sörlerin etkili çalışma oranlarındaki farklar, ani veya çok ya-
vaş da olsa direksiyona verilen hareketler.. frenleme lastik-
lerin taşımak zorunda kaldıkları yük miktarını da etkiliyor. Bu
kısa hatırlamalar aslında üstteki sorunun özlü bir yanıtıdır.
Lastik bir bütün halinde çalışır. Tabanda çalışma oluyor
da yanaklarda olmuyor mu? Standart tip lastikte, yanak-
lar esneme ve gerilme hareketini küçük bir bölgede yapar.
Lastiğin performans tipi değiştikçe yani, yüksek, aşırı yük-
sek (ultra)..çalışmanın olduğu alan iyice küçülür. Araç kont-
rolünü kolaylaştırmak, yönel kararlılığı artırmak, yanal saptı-
rıcı kuvvetlerin etkilerini en düşük seviyeye çekebilmek gibi
sürüş güvenliğinin vazgeçilmezlerini sağlamak için bu ge-
reklidir. Bu arada konfor ne oldu? Sorusunun aklınıza geldi-
ğini hissediyorum. Bu konu “Lastik Teknik” bölümünde tabii
ki ilerleyen sayılarda, ayrıntılarıyla yer alacaktır.
Isınma konusuna gelelim. Lastik, yukarıda özetle anlat-
maya çalıştığımız, görevlerini yaparken sürtünme kaynak-
lı ısı oluşturur. Kısaca mekanik enerji ısı enerjisine de dönü-
şür, ısınmaya başlar. Lastik bünyesinde bunlar olurken içine
sıkıştırılan havanın sıcaklığı da artar. Sıcaklığı artan sıkıştırıl-
mış hava içindeki moleküllerin birbirlerine çarpma hızları da
artar. Çarpışma şiddeti beraberinde ısı enerjisini ortaya çı-
karır. İşte en önemli olaylardan biri budur. Lastik üreticileri-
nin yıllardır pazara yaymaya çalıştığı, pazarı bilgilendirmek
için yüklü paralar harcadığı eğitimlerde bu konunun katılım-
cılara vurgulanmasına rağmen, hâlâ, hatalı bilgi bazı sürücü-
lerin kafasında dolaşmaya devam ediyor. Efendim neymiş?
Hava sıcakmış, düşük hava basarsak lastikler kendini çabuk
toparlar, ısınır ve kendi havasını tamamlarmış..Doğru! Kesin-
likle doğru! Lastikler hızla ısınacak ve ısı araç hareket ettiği
sürece artmaya devam edecektir! Oldu mu? Dilerseniz, Isın-
ma devam ederse diye başlayalım. İlk konum neydi? Dü-
şük hava basarsak. Ne kadar düşük? 2, 5, 8.. PSI? Yeter mi?
Lastikler zaten, biz kontrol etmediğimiz sürece, her ay yakla-
şık 1 PSI basınç kaybediyor. Araç üreticisi firma değerlerin-
de olduğundan bile emin olmadığımız lastiğin havasını han-
gi akla hizmet edip düşürme hakkına sahip oluyoruz? Araç
üreticisi firmalardaki mühendisler ve test pilotları akıl etmiyor
da biz mi akıl ediyoruz bu dâhiyane fikri? Peki ya lastik üre-
ticisi firmalar, oralardaki mühendisler ve test pilotları? Bun-
lar da mı? Akıl edemedi? Lastik ve içine sıkıştırılan hava ola-
yını iyice basit düşünerek anlaşılabilir ve anlatılabilir, müşte-
riyle paylaşabilir hale getirelim. 1 PSI eşittir 1.000 minik kau-
çuk top diyelim. Araç üreticisi firma lastik şişirme basınçları
için yüklü/yüksüz, şehir içi/otoyol gibi başlıklarla diyelim şe-
hir içi için ön 32 PSI, arka 36 PSI diyor. Yani, 32.000 mink
kauçuk top ön lastik içine 36.000 minik kauçuk top arka las-
tik içine sıkıştırın. Çünkü aracın test aşamasında gerek ken-
di test pilotları gerekse lastik ürecisi firmanın test pilotları ve
mühendisleri dingil ya da akslara düşebilecek yükleri önce
teorik sonra gerçek çalışma koşullarında test edip bu değe-
ri belirlemişler!
Lastiğin içine verdiğimiz adet kadar minik kauçuk top
sıkıştırırsan güvenlik, konfor, yakıt ekonomisi..neredeyse
her alanda ideal konumdasın.
Diyelim 32.000 minik kauçuk top yerine 30.000 top koy-
duk. Eksilen alan topların daha rahat hareket etmesine izin
verecektir. Toplar daha rahat ve yüksek hızlarda birbirlerine
çarpmaya başlayacak ve kendi sıcaklıkları yanında yaydık-
ları ısı enerjisi de artacak. Isınan cisimler genleşir. Genleş-
me nedeniyle kendilerini saran lastiği her milimetre karesin-
den dışa doğru itmeye başlayacaklardır. Araç hareket et-
meye ve lastik içindeki sıcaklık da artmaya devam ederse,
lastiğe uygulayacakları güç de artacak. Sonuç..hayal bile
etmeyin! (40. Sayı Lastik Magazin sayfa 64’ü bir kez daha
okumanızı öneririm.)
Şimdi, umarım, araç ve lastik üreticilerinin ısrarla peri-
yodik hava kontrolleri, lastiğin fiziksel durumunun kontrolü
ve uzun süreli yolculuklarda mola verme ve yaklaşık 3 saat-
lik mola sonrasında lastiklerin havasını kontrol ederek yola
devam etmemizi neden istedikleri açıklığa kavuşmuştur.
Belki, 3 saat mola mı olur? Sorusunu soruyorsunuz, ta-
mam. Siz de, kütünün iyisi olarak, yolculuğa başlamadan
55
56
önce lastik şişirme basınçlarınızı, araç üreticisi firma de-
ğerlerinin azami yüzde onu kadar yükseltin ki, o minik kau-
çuk toplar lastiğinize, size, yolculuk ettiklerinize hatta sizin-
le birlikte trafikte olanlara zarar veremesinler.
Bu arada, lastiğin içine basacağınız havanın olabildi-
ğince kuru olması gerekir. Hava içindeki oksijen ve diğer
gazlardaki moleküllerden daha büyük moleküllere (minik
kauçuk top) sahip, nemsiz Nitrojen bastırmak doğruya en
yakın yoldur. Çünkü nitrojen (azot) kuru/nemsiz olduğun-
dan geç ısınır.
Eğer bu imkân yoksa mutlaka bir lastik servisine
gidilmelidir. Benzin istasyonlarındaki hava saatleri ve
bastığınız hava içindeki nem konusunda yetkili bir las-
tik servisi kadar hassas olma olasılıklarının düşük ol-
duğu inancındayım.
Isı, lastiğin ömrünü olumsuz yönde etkileyen önem-
li faktörlerden biridir. Kabaca her 12 °C’lik sıcaklık değişi-
minde lastiğin basıncı da 0.8 PSI değişir. Ortam sıcaklığı
artarsa lastiğin basıncı da buna bağlı olarak artar, araç ha-
reket etmese bile.
Lastik yanak yazılarına baktığımızda, genelde omuz
bölgesinde UTQG (Uniform Lastik Kalite Derecelendirme-
si) olarak isimlendirilen ve üç “T” vardır. Treadwear (taban
aşınma), Temperature (Isıya direnç) ve Traction (tutunma).
Temperature, lastiğin çalışırken bünyesinde oluşan ısıyı
tahliye edebilme yeteneğinin derecesidir. Derecelendir en
düşük “C”den en yüksek “A”ya kadardır. “C” derecesinde-
ki bir lastik ısındığında kolay patlar mı? Sorusu doğru bir
soru değildir. Bu test laboratuar ortamında, değişkenlerin
en alt seviyede tutulduğu kapalı bir ortamda yapılan testi-
dir. Diyelim ki, en düşük derece için, 150 km/saat hıza 30
dakika dayandı. Gerçek çalışma koşullarında bunun karşı-
lığı asla verilen ifadeler olamaz! Çünkü hava ne kadar sı-
cak olursa olsun, lastiğin sıcaklığına yükselmez ve lastik,
bünyesinde oluşan ısıyı kendini saran havaya tahliye eder.
Örneklemek gerekirse, ortam sıcaklığı yüksek yerleri seçe-
lim İzmir-Aydın, Gaziantep-Adana otoyolundayız. Altımız-
daki lastiğin üzerinde Temperature C yazıyor. Sabah yola
çıkmadan önce bir yetkili lastik satıcısının servisinde ha-
vaları kontrol ettirmişiz. Bagaj boş, yolcu sayısı dört. Tam
öğle vakti. Dışarıda “yaprak bile kımıldamıyor” dediğimiz
durum. Rüzgârın r’si yok. Gölgede hava sıcaklığı 55 °C. Ya-
sal olarak yanlış ama yolu boş bulduk, biraz hızlanalım de-
dik. Aracımız 190 km/saat hız yapmaya başladı. Neden
190’da daha yüksek değil? Lastiğimizin üstündeki hız sem-
bolü “T” de onun için 190. Basmaya başlayalı neredeyse
1 saat oldu ancak lastik patlamadı. Eğer fiziksel bir hasar
yoksa patlamaz. Çünkü lastik üreticisi firma lastiğin üzerine
“T” hız sembolünü koyduysa lastik, kesinlikle bunun üzerin-
de hız yapıyordur. Üretici bu sınırlamayı emniyet sınırı ola-
rak belirler. Yani bunu aşma der!
Bir hatırlatma daha
Ortam sıcaklığının sürekli 15 °C olduğu ortamda kulla-
nılan lastiğin ömrünü 100 dersek ve lastik sürekli 30 °C’lik
sıcaklığa sahip bir ortamda çalışıyorsa ömrü % 45 azalır.
Unutmamalı ki, lastiğin yola tutunması için mutlaka ısın-
ması gerekir. Yarış lastikleri hariç, bu ısınma düzeyi, yine
kabaca, 80-95 °C civarıdır. Bu ısı dereceleri aşılmaya baş-
lanırsa önce taban kauçuk karışımı esnekliğini yitirmeye,
koyu kıvamlı pelte (erimeye başlamasının ilk basamağı) ko-
numuna gelir ve tutunma maalesef biter.
Hava nasıl olursa olsun, sizin lastiklerinizin içindeki hava
basıncı, daima, araç üreticisi firma değerlerinde olsun!
Sadettin ATAMAN
Lastik Magazin
5858
Nelere Dikkat
Edilmeli
Trafik Kazasında
a. Trafik (Zorunlu Karayolları Mali
Sorumluluk) Sigortası.
Trafiğe çıkan her türlü araç ve makinenin trafik kaza-
larında karşı tarafa verdiği zararı karşılamak için uygu-
lanmaktadır.
Sigorta karşı tarafın kusursuzluğu oranında zararı
öder.Dolaysıyla tek taraflı , karşı taraf olmayan kazalar-
da herhangi bir ödeme yapılmaz. Ödeme miktarı her yıl
kanunla belirlenen bedeli geçemez.Bu bedel araç ve kişi
başı veya toplamı olarak her yıl kanunla belirlenir.
Bu sigorta ile;
araçların kazalarında ödeme yapılmaz.
hasar ödemesi yapılmaz.
-
ödeme yapmaktadır.
-
da hiçbir ödeme yapılmaz.
b. Kasko Sigortası
Trafik kazalarında veya hasarlarda , araç sahibinin ve
Trafik Kazası Sonrası Yapılması Gerekenler
-
kazanın oluş şeklinin tutanak ile tespitinde anlaşma sağ-
-
-
-
rar gelirse
trafik sigortası yok ise
?Araç ve iş makinalarının karıştığı trafik
uygulamalardan dolayı şirketler zarara
uğramaktadır.
önlenmesi için nasıl hareket edilmesi ve
ilgili sigorta mevzuatı yönünden yapılması
gereken hususlar aşağıda belirtilmektedir;
60
-
-
lidir.
-
pileri alınmalıdır.
ve her tutanağı kazaya karışan kişiler ıslak olarak im-
4. Tüm tarafların Trafik sigorta poliçeleri fotokopileri
alınmalıdır.
raporu da alınmalıdır.
Plaka çıkarılmış iş makinelerinin de trafiğe çıkabilmeleri
-
layı da bu makinelerin karıştığı trafik kazalarında da ayni iş-
lemler yapılmalıdır.
Tek taraflı kazalarda veya hasarlarda Trafik Sigortası
-
-
-
gi bir hasara uğradığında meydana gelen hasarın bir kısmı
belgesi,fotoğraf v.s. işlemler yapılmalıdır.
-
lerler, sallar ve römorklar motorsuz araç oldukları için ay-
-
-
ğı mal ve her türlü hasarı tazmin edilebilir.
-
maktadır.Bunların taşıdıkları yükler sigorta kapsamı dışın-
-
Kazalarda Meydana Gelen Zararların
Onarımları İçin;
Araç sahipleri karşı tarafın Trafik Sigorta şirketini araya-
rak onların yönlendirdiği yerde hasarını yaptırır.Sigorta şir-
bedel araç sahibi tarafından karşılanır.
-
yönlendirmesine göre hareket eder.
Tutanaklarda Dikkat Edilmesi Gereken Önemli Notlar:
-
-
almaktadır. Tutulan tutanakta taraflar çarpıştık diye bil-
-
maktadır.Meydana gelen kazlarda tutanak tutulurken
kusurumuz yoksa tutanakta bizim tarafımızdaki bölü-
-
nin yazılmasına çok dikkat edilmelidir.
-
porlarda veya tarafların kendi aralarında tuttuğu ra-
hasarı sigorta ödüyor veya şirket karşılıyor mantığı
ile kusurlu olunmasa bile kusur yazılmaktadır.Bu ko-
nuya çok dikkat edilmelidir.
durumunda, karşı taraf kusur bende sizde de hasar
yok ben şikayetçi değilim diyerek ayrılmakta, daha
-
rak kaçtığı şeklinde tutanak tutarak hak iddia etmek-
-
-
lı varsa mutlaka şahitlerin kimlik ve telefon bilgilerinin
alınarak tutanağa eklenmesi gerekmektedir.
-
alınmadan onarım yapılmaz ,aksi halde sigorta öde-
me yapmaz.
-
işaretlenmelidir.
-
taslağının örnekte gösterildiği gibi çizilmesi ve dol-
durulması gerekir.
Ahmet DİDİM
Simge Şirketler Grubu Makina İkmal Koordinatörü
6262
Son 1,5 yıldır oldukça efektif hale gelen makine direktifi;
tüm makine, teçhizat ve ekipman vb. üretici firmaları daha
derinden etkiler haldedir. Ayrıca, şu günlerde Bilim ve Tek-
noloji Bakanlığı tarafından, Piyasa Denetim ve Gözetimleri-
nin yapıldığına da, bir fiil şahit olmayız… Doğal olarak, yurt
dışı özellikle de Avrupa Birliği ülkelerine satılan makinalar-
da zorunlu olarak kullanılan makine direktifi, bu makinele-
rin üretildiği firmalarda, bir biyolojik bağ oluşturmuş durum-
dadır. Bu nedenden dolayı, aklımıza şu soru gelmektedir,
Avrupa’ya gitmek için kendimize Shengen Vizesi almakta-
yız, pekiyi makinemize de vize almakta mıyız ?
Eğer cevabınız, çok net değil ve/veya hayır ise vay halimi-
ze…! Çünkü, önümüzde bizi ciddi ciddi rahatsız edecek ve
hatta üreticiyi cezaya sokacak (örneğin;500.-ECU’den 70 mil-
yon ECU’ye kadar) , pek çok karmaşık, zor, şaşırtıcı ve imalat-
çıyı Avrupa Birliğinden kapı dışı edebilecek işler beklemekte…
Hadi, vatana millete hayırlı olsun…
1. Makine Direktifinin Kısa Tarihçesi - Kronolojisi
2006/42/EC Makina Direktifi aslında tamamen yeni bir
direktif değildir ve;
AB tarafından yayımlanmıştır.
-
dırma ekipmanları, mobil makine ve makine ilave
5 Ek I'de eklendi.
-
dırma ve taşıma için makine ilavesi ile kapsamı tekrar
genişletildi ve bu durum, Bölüm 6 Ek I'de eklendi.
-
gulama kapsamı genişletilmiştir. Bunlar: Şantiye Yük
Asansörü, Kartuşlu Sabitleme Aletleri ve diğer darbe
makinalarıdır.
hükümler ilave edildi.
-
niyeti Direktifi olarak yayımlanmış ve üye ülkeler ta-
rafından yasal mevzuat olarak kabul edilmiştir.
-
leri eklenmiştir. Yönetmeliğin EK IV ünde yer alan ma-
kinalara yeni eklemeler yapılmış ve tek bir başlık al-
IV kapsamına girmeyen bir makinaya üretici beyanı
CE işareti vurulabilmektedir. Ancak EK IV kapsamın-
da yer alan makinaların uygunluk değerlendirmesi ile
ilgili farklı modüller devreye alınmıştır. Bunlar:
Shengen Vizesi Alıyoruz,
Makinemize de Vize Alıyor muyuz ?”
63
uyarak temel sağlık ve güvenlik gereksinimlerine uy-
gun olarak üretiyorsa aşağıdaki yollardan birini ter-
cih etmektedir.
ile gerçekleştirmesi (EK VIII)
(EK VIII) ile.
kısmen uyuyorsa aşağıdaki yollardan birini tercih et-
mektedir.
(EK VIII) ile.
-
likler gerçekleştirilmiştir.
Düşük Gerilim Yönetmeliği ile 2006/42/EC Makina
Emniyeti Yönetmeliği arasındaki sınırlar netleştiril-
miştir.
-
samında olan Makina Emniyeti Yönetmeliği kapsa-
mında olmayan ürün grupları tanımlanmıştır. Örneğin
Elektrik motorları, çamaşır makinaları gibi. Ayrıca hızı
0.15 m/s den daha düşük olan asansörler Asansör
Yönetmeliği kapsamından çıkarılarak Makina Emni-
yeti Yönetmeliği kapsamına alınmaktadır.
-
dar yürürlükte kaldı.
-
dosya yeterliliği belgelendirilmiş ya da teknik dos-
yası arşivlenmiş üreticiler yukarıdaki belirtilen bir uy-
gunluk değerlendirme prosedürüne göre ürettikle-
ri makinalar için CE markalama faaliyetlerini güncel-
lemelidir. 2006/42/EC’de ise bu durum EK-IV belirtil-
mektedir.
-
işlerlik kazanması kararlaştırıldı.
-
nulmakta yani bu durum bir yeniden biçimlendirme-
dir (recast)…
-
sının ardından teknik harmonizasyon için Kanun, Yönetme-
lik ve Tebliğler hazırlanmış ve ulusal mevzuatımıza adap-
te edilmiştir. Makina Emniyeti Direktifi T.C. Sanayi Bakanlığı
Yönetmeliği olarak yayımlamış ve uygulamaya geçirilmiştir.
-
daki tüm ürünlerde zorunlu olmuştur.
Türkiye’de de devreye girmiş olup, Avrupa Birliği ile aynı
senkronizasyon sağlanmıştır.
2. Makine Direktifi – Yönetmeliği Nedir ?
Makine direktifi veya makine emniyeti yönetmeliği şudur,
Yönetmelik
Sanayi ve Ticaret Bakanlığından:
Makina Emniyeti Yönetmeliği
(2006/42/AT)
Birinci Bölüm
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; makinaların,
usulüne uygun şekilde kurulduğunda, bakımı yapıldığında
ve kendinden beklenen amaçlar doğrultusunda kullanıldı-
ğında, insan sağlığına ve güvenliğine ve durumuna göre
evcil hayvanlara ve mallara zarar vermiyorsa piyasaya arz
edilmelerini ve hizmete sunulmalarını teminen, tasarım ve
imalat aşamasında uyulması gereken temel emniyet şartla-
rı ile takip edilmesi gereken uygunluk değerlendirme pro-
sedürlerini ve uygunluk değerlendirmesi yapacak onaylan-
mış kuruluşların görevlendirilmesinde dikkate alınacak as-
gari kriterleri düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik; makinaları, değiştirilebi-
lir teçhizatı, emniyet aksamlarını, kaldırma aksesuarlarını,
zincir, halat ve kayışları, sökülebilir mekanik aktarma terti-
batlarını, kısmen tamamlanmış makinaları kapsar.
(2) Bu Yönetmelik; aşağıda belirtilen makinaları ve em-
niyet parçalarını kapsamaz.
-
len ve özdeş aksamları değiştirmek üzere yedek par-
ça olarak kullanılması amaçlanan emniyet aksamları,
b) Fuar alanlarında ve/veya eğlence parklarında kulla-
nılan özel makinaları,
c) Özel olarak nükleer amaçlar için tasarımlanmış veya
hizmete sunulmuş, arızalanma durumunda radyoak-
tivite yayabilecek makinaları,
63
64
ç) Ateşli silahlar dahil olmak üzere her türlü silahı,
d) Aşağıdaki ulaşım vasıtalarını:
-
-
morkları ve Birbiriyle Değiştirilebilir Çekilen Makina-
-
daki riskler açısından, üzerlerine monte edilen maki-
nalar hariç, tarım ve orman traktörleri,
-
-
ne monte edilen makinalar hariç, motorlu araçlar ve
bunların römorkları,
üzerlerine monte edilen makinalar hariç, taşıtları,
4) Sadece yarış amaçlı motorlu taşıtlar,
demir yolu ağlarındaki ulaştırma vasıtaları,
6) Denizde hareket eden tekneler ve seyyar açık deniz
tertibatı ile bu tekne ve/veya tertibat üzerine monte
edilmiş makinalar,
7) Askeri veya polisiye amaçlar için özel olarak tasar-
lanmış ve imal edilmiş makinalar,
-
rak geçici kullanım için özel olarak tasarlanmış ve
imal edilmiş makinalar,
10) Sanatsal gösterilerde sanatçıyı taşımayı amaçlayan
makinalar,
yayımlanan Belirli Gerilim Sınırları Da-
-
-
alan; evlerde kullanılması amaçlanan
ev aletleri, ses ve video cihazları, bil-
gi teknolojisi cihazları, tipik büro maki-
neleri, alçak gerilim şalter ve kuman-
da panoları ve elektrik motorları, yük-
sek gerilimli elektrikli teçhizatın şalter
ve kumanda düzenleri ile trafo tipleri.
Dayanak
-
zırlanması ve Uygulanmasına Dair Ka-
nunun 4 üncü maddesine dayanılarak,
b) Avrupa Birliğinin 2006/42/EC sayılı Direktifine paralel
olarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;
a) Bakanlık:
b) Değiştirilebilir teçhizat:,
c) Emniyet aksamları:
ç) Hizmete sunma:
e) Kaldırma aksesuarı:
f) Kısmen tamamlanmış makina:
g) Komisyon: Avrupa Komisyonunu,
ğ) Makina:
h) Müsteşarlık: Dış Ticaret Müsteşarlığını,
ı) Piyasaya arz:,
i) Sökülebilir mekanik aktarma organı:
j) Uyumlaştırılmış standart:
k) Yetkili temsilci:
l) Zincirler, halatlar ve kayışlar:
İkinci Bölüm
Piyasaya Arz, Piyasa Gözetim ve Denetimi
Piyasaya arz ve hizmete sunma, Serbest Dolaşım, Uy-
gunsuz işaretleme, Piyasa gözetim ve denetimi
Üçüncü Bölüm
Standartlar
Uygunluk varsayımı ve uyumlaştırılmış standartlar
66
Dördüncü Bölüm
Tedbirler
Özel tedbirler, Tehlikeli olması muhtemel makinalarla il-
gili özel tedbirler ve Koruma hükmü
Beşinci Bölüm
-
Makinaların uygunluk değerlendirme işlemleri, Kısmen ta-
Altıncı Bölüm
Çeşitli ve Son Hükümler
Makinaların montajı ve kullanımı, Gizlilik, Avrupa Birli-
-
imi komitesi, Ulusal daimi komite, Aykırı davranışta uygula-
-
rihinde yürürlüğe girer.
Yürütme, MADDE 26 – (1) Bu Yönetmelik Hükümlerini
Sanayi ve Ticaret Bakanı yürütür.
Ek I
Makinaların tasarımı ve imali ile ilgili temel sağlık ve gü-
venlik kuralları
Ek II
Beyanlar
Ek III
CE işaretlemesi
Ek IV
-
cü fıkralarında belirtilen işlemlerden birisinin uygulanması
Ek V
Bu Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c)
bendinde belirtilen emniyet aksamları gösterge listesi
Ek VI
Kısmen tamamlanmış makinalar için montaj talimatları
Ek VII
A. Makinalar için teknik dosya
Ek VIII
-
ğun değerlendirilmesi
Ek IX
Ek X
Tam kalite güvencesi
Ek XI
-
reken asgari kriterler
3. Sonuç ve Değerlendirme
Avrupa Birliği üye ülkeleri ulusal standartların ve yönet-
meliklerin birleştirilmesine yönelik aldıkları kararlar doğ-
rultusunda, "Makine Direktifini" dahili bir direktif olarak,
her üye ülke kendi yerel yasalarına uyarlamaktadır. Ör-
neğin; Almanya'da bu direktifin içeriği "Ekipman Güven-
68
-
-
"Makine Direktifi"nin asli amacı, her ülke için ortak ko-
ruyucu önlemler almak ve ülkeler arası ticaretteki engelle-
ri ortadan kaldırmak veya minimuma indirmektir. Ve, "Ma-
-
li olan ve birbirine bağlı parçaların bütünü olduğunu anla-
şılmaktadır. Dolayısıyla, "Makine Direktifi" nin uygulama ala-
nı; bu tanım ile birebir örtüşen, çok geniş bir faaliyet ala-
nını (temel, basit bir makineden kompleks bir tesise ka-
dar) kapsamaktadır. Değişen direktiflerle birlikte, uygula-
ma alanları da, bir sonraki adımlara doğru genişletilmekte
olup, bu da beraberinde "Güvenlik Ekipmanları-Bileşenleri"
ve "Birbirlerinin Yerlerine Uyumlu Kullanılabilen Ekipmanlar"
konularını da gündeme getirmektedir.
"Makine Direktifinin" yapısal formatı ise, ana maddeler
ve EK maddelerden oluşmaktadır. Buradaki Ek maddeler
de, ana maddeler kadar çok ciddi önem içermektedir, ör-
neğin direktifin Ek-1 deki Temel Sağlık ve Güvenlik Kuralla-
rı, makine güvenliği için zorunluluk içeren kriterlerden oluş-
maktadır. Bu nedenden dolayı, bizim ürettiğimiz makine-
mizde, en uygun metodu seçmemiz için, aşağıdaki pren-
sipleri dikkate almamız ve uygulamamız bizim için oldukça
büyük önem içermektedir;
1. Makinenin doğru kullanılması için, makine tasarımın-
da, çalışmasında ve bakımında herhangi bir neden-
den dolayı, çalışana karşı potansiyel bir tehlike içer-
memelidir. Bütün kaza riskleri tespit edilip, yok edil-
mek zorundadır.
sırasıyla aşağıda belirtilen unsurları dikkate almasın-
da fayda bulunmaktadır;
2.1. Makinenin üretiminde ve geliştirilmesinde, güvenlik
kavramını entegre ederken tüm riskleri mümkün ol-
duğu kadar azaltılmalı ve hatta yok edilmelidir.
2.2. Makinenin çalışma yönteminden kaynaklı yok edi-
lemeyen risklere karşı da, çalışan operatör için ge-
rekli koruyucu önlemleri almalıdır.
bölümlerinde; kullanıcı – operatör kaynaklı olası is-
tem dışı tehlikelere karşı da, son kullanıcıyı ve/veya
operatörü mutlaka uyarmalıdır.
Direktifte belirtilen maddelere uyumu sağlamak için; alı-
nan koruyucu önlemler, gerekli sorumluluk bilinci ile uygu-
lanmalıdır. Bir makine üreticisi; ürettiği makinelerinde temel
gereklilikler sağladığını kanunlar karşısında, iş kazalarına
karşı, mutlaka kanıtlamak zorundadır. Bu faaliyet, AB’ye
üye ülkeler tarafından birleştirilen standartların uygulanma-
sı ile, oldukça kolay, yapılabilir durumdadır.
Diğer taraftan, Makine Direktifinin Ek-IV maddelerinde
listelenen riskli makineler için; çok ciddi tehlike potansiyel-
lerini belirten, ifade eden üst düzeyde bir sertifikasyon tek-
niği gerektirmektedir. Ayrıca, Ek-IV maddelerinde belirtil-
meyen makineler için de, sanki yüksek tehlike potansiye-
li içeriyormuş gibi denetlenmesi, makine imalatçısının çe-
şitli iş kazaları ve kanuni yaptırımları ile karşı karşıya kal-
maması için, şiddetle tavsiye edilmektedir… Aynı zaman-
da bu durumu bir sigorta gibi düşünmekte fayda var, çün-
kü sizi onaylanmış tarafsız bir kuruluş gelip makine direkti-
fine göre denetlemekte ve varsa açıklarınızı göstererek, ka-
patmanızı sağlamakta…
Daha ne olsun, bundan iyisi Şam’da kayısı.
Yararlanılan Kaynaklar;
1. http://ec.europa.eu/enterprise/sectors/mechanical/documents/le-
gislation/machinery/#h2-1
2. http://www.resmigazete.gov.tr/main.aspx?home=http://
-
-
Uygulanmasına Dair Kanunla düzenlenmiş olan idari para ce-
zalarının yeni değerlerinin duyurulmasına ilişkin tebliğ (Tebliğ
-
kerrer)
5. http://www.sanayi.gov.tr/WebEdit/Gozlem.aspx sayfası
com
konulu kişisel seminerim http://www.mmo.org.tr/subeler/index.
php?sube=4 ve http://www.mmo.org.tr/genel/bizden_detay.
www.ec.europa.eu
Guide to application of Directive 2006/42/EC – 2nd Edition
ec.europa.eu
-
konulu yazım - makalem
-
and administrative provisions of the Member States concer-
Erkin GÜLER
Makine Mühendisi
ISO 9001:2008 Baş Denetçi
TURQUM Baş Denetçi / Teknik Uzmanı
72
Hazırlıklı OlmalıyızDEPREME
Herkes İçin Acil Sağlık Derneği (HİASD) Başkanı Uz. Dr. Ülkümen
Rodoplu, Van depreminin ardından deprem gerçeğine ve “kişisel ey-
lem planı”nın (KEP) önemine bir kez daha dikkat çekti. Ülkemizde
yüzlerce yıldır yıkıcı depremler olduğunu anlatan Dr. Rodoplu, “Bizle-
re düşen, deprem ve diğer afetlerin olmaya devam edeceği gerçeği-
ni kabul etmek ve hazırlanmaktır. Afetlere hazır olmaktır” dedi.
Herkes İçin Acil Sağlık Derneği (HİASD) Başkanı Uz.
Dr. Ülkümen Rodoplu, Van depreminin ardından deprem
gerçeğine ve “kişisel eylem planı”nın (KEP) önemine bir
kez daha dikkat çekti. Ülkemizde yüzlerce yıldır yıkıcı dep-
remler olduğunu anlatan Dr. Rodoplu, “Bizlere düşen, dep-
rem ve diğer afetlerin olmaya devam edeceği gerçeğini ka-
bul etmek ve hazırlanmaktır. Afetlere hazır olmaktır” dedi.
HİASD Başkanı Uz. Dr. Ülkümen Rodoplu, herkesin bir
kişisel eylem planı olması gerektiğini, bunun öneminin ya-
şanan son acı olayla birlikte bir kez daha ortaya çıktığını
söyledi. Dr. Rdoplu, “İster evde, işyerinde, okulda olun, is-
ter yolda ya da aracınızın içinde bulunun, yaşadığınız ve
bulunduğunuz ortamlarda deprem anında ne yapacağını-
zı, nereye saklanıp, nereye kaçacağınızı önceden düşü-
nün” diye konuştu.
7373
Depremden sonraki ilk saatler çok önemli olduğunu
vurgulayan Dr. Ülkümen Rodoplu, “altın saatler” olarak ta-
nımlanan bu ilk saatlerin en önemli konularını “güvenlik, ile-
tişim, haberleşme, barınma, arama – kurtarma, ilkyardım
– acil yardım, beslenme” diye sıraladı. Dr. Rodoplu, dep-
remde kişisel eylem planı ile ilgili şu önerileri dile getirdi:
“İster evde, işyerinde, okulda olun, ister yolda ya da
aracınızın içinde bulunun, yaşadığınız ve bulunduğunuz
ortamlarda deprem anında ne yapacağınızı, nereye sakla-
nıp, nereye kaçacağınızı önceden düşünün. Eğer eviniz ve
evinizin bulunduğu zemin sağlamsa, o zaman evde kala-
bilirsiniz; ancak başınızı, yüzünüzü korumalısınız. Eviniz ve
zemin sağlam değilse, binanın kuvvetli bir depremde yıkıl-
ma olasılığı varsa, ya binayı terk etmek ya da bina içinde
çamaşır makinesi, çelik kasa, mutfak tezgahı gibi dayanık-
lı eşyaların önüne sığınmak sizi kurtarabilir. Herkesin kendi
eylem planını hazırlaması ve bunu da belli aralıklarda uy-
gulaması gereklidir.”
Deprem sonrası profesyonel yardım gelene kadar geçen
zamanın insan yaşamı için çok önemli olduğunun altını çizen
Dr. Ülkümen Rodoplu, “Altın saatler denilen bu zaman dili-
minde temel ilkyardım uygulamaları çok önemlidir ve ilkyar-
dım bilenler kendi yakınlarına yardımcı olabilecektir” dedi.
İlkyardımla ilgili olarak, deprem sonrasında “kanama-
lar” ve “kırık, çıkık ve ezilmeler” konularının çok daha fazla
önem kazandığını söyleyen Dr. Rodoplu şu bilgileri verdi:
“Kanaması olan bir kişiye yapılacak olan ilkyardım, ka-
nayan bölgeye temiz bir bez ile bastırmaktır. Böylece kan
kaybına bağlı ölüm geciktirilebilir. Hastaneye yetiştirilene
ya da sağlık görevlilerinin ilk müdahalesi yapılana kadar
bu basit uygulama ile hayat kurtarabilirsiniz. Elimizin altın-
da bulunan sert mukavvalar, güneşlikler, kapılar, dolap ka-
pakları, ilkyardımda kullanılan malzemelerdendir. Kırık, çı-
kık, ezilme şüphesi olduğunda da, bu bölgenin sert mukav-
va veya güneşlik gibi sert bir madde ile hareketsiz hale ge-
tirilmesi gerekir. Böylece kırık kemik uçları sabitlenmiş olur
ve kanama riski azalır.”
Herkesi deprem çantası hazırlamaya çağıran HİASD Baş-
kanı Dr. Ülkümen Rodoplu, bu çantada bulunması gereken
malzemelerin birkaç günlük yolculuğa çıkarken yanımıza ala-
cağımız eşyalar olduğunu anlattı. Bu çantanın kolay ulaşılabi-
lecek ve hemen her gün görülebilecek bir yerde tutulmasını
öneren Dr. Ülkümen Rodoplu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Deprem çantasında kullandığınız ilaçların birkaç gün-
lük yedeği, gözlüğünüz, kredi kartı, kişisel temizlik malze-
meleri, yedek pilleriyle transistörlü radyo, düdük, yedek pil-
leriyle ışık kaynağı, yedek ayakkabı, bir miktar para, çok
amaçlı çakı, kalem – kağıt, önemli telefon numaralarının
bulunduğu, iletişime geçilecek yakınların bilgilerini içeren,
önemli evraklarınızın fotokopilerini (ruhsat, ehliyet, nüfus
cüzdanı, tapu) içeren bir su geçirmez dosya ve hava ko-
şullarına göre yanınıza alacağınız yedek giysiler bulunmal-
dır. Her altı ayda bir hazırlık çantasındaki piller, reçeteli ilaç-
lar, su ve yiyecek tazeleriyle değiştirilmelidir.”
Kaynak: http://www.hiasd.org
7676
Hususi suretle giden arkadaşımız bildiriyor:
Atatürk öğle yemeklerini, tabii manzarası ve plajlarıyla
Elaziz, Tunceli, Diyarbakır gibi yazı sıcak geçen yerlerin bir
sayfiye yeri olabilecek derecede güzel olan Gölcük'te ye-
mişler ve trenlerinden inerek göl etrafında iki saat kadar de-
vam eden tetkiklerde bulunmuşlar, alakadarlara bazı emir-
ler vermişlerdir.
Atatürk'ün treni saat 14:10'da Maden'e varmıştır. İstas-
yonda Birinci Umumi Müfettiş ve Diyarbakır Valisi, Kayma-
kam ve Halk tarafından karşılanmışlardır.
Atatürk burada otomobille bakır madenleri ocaklarına
kadar çıkmışlar ve tesisat,inşaat ve maden istihsali hakkın-
da alâkadarlardan malûmat almışlardır.
Maden müdürü B. Şevket Turgud senede on bin ton te-
min edecek ameliyat ve inşaat hakkında kendilerine izahat
vermiştir. Toprak kısmı kaldırmakta olan cevherin bulundu-
ğu sahadan kasabaya doğru yayan yürüyen Atatürk ken-
dilerini alkışlayan halk arasından geçerek istasyona dön-
müşlerdir.
Atatürk saat 15:20'de Diyarbakır'a doğru hareket bu-
yurmuşlardır.
Atatürk 20 yıl önce Ordu Kumandanı olarak bulunduk-
ları Diyarbakır'a bugün şeref vermişlerdir. Kop Dağında-
ki emsalsiz ve büyük zaferi ile o zaman doğu vilayetlerini
kurtaran Büyük Önderimiz Türk Milletinin kurtarıcısı olarak
büyük tezahürlerle karşılanmıştır. Atatürk'ün trenleri saat
18'de Diyarbakır'a varmıştır.
Merasim yapılmaması hakkındaki emirlerine rağmen
Büyük Önder'in geleceğini daha bir kaç gün öncesinden
haber alan Diyarbakır halkı, büyük bir şevk ve heyecan
içinde istasyona akın halinde gelmişler ve trenin muvasa-
latında Atatürk'ü büyük ve candan tezahüratla selamlamış-
lardır.
Atatürk trenden inerek halkın bu candan tezahürlerine
iltifatla mukabele etmişlerdir.
Şehir baştan başa elektriklerle tenvir edilmiştir. Halk
caddelerde sevinç tezahürleri yapmaktadır.
Diyarbakır emsali görülmemiş bir gece yaşıyor.
Umumi müfettişlik ve hududu dahilindeki vilayet valilie-
ri, Muş Valisi B.B. Tevfik Sırrı, Van Valisi Süheyl, Siird Valisi
Fevzi, Mardin Valisi Halis, Bitlis Valisi Rifat, Urfa Valisi Ka-
zım, belediye ve halkevi reisleri, encümen azalarından mü-
rekkeb birer heyet vilayetler ve ayrıca Diyarbakır kazaların-
dan kaymakamları reisliğinde birer heyet Atatürk'e tazimle-
rini arz etmek üzere Diyarbakır'a gelmiştir.
16 Kasım 1937 Tarihli Ulus Gazetesi,
Atatürk'ün Maden'deki Bakır Madenleri Ziyareti
Kaynak: www.isteataturk.com
Maden, 15.11.1937 (Atatürk'ün Maden'i ikinci ziyareti)
8080
2002 Nisan ayında çıkan ilk dergimizin ilk makalesinin,
2. Sayımız olan Haziran ayı sayısındaki devamı.
8181
8282
Her doktor öğrenciliği sırasında Otto
Warburg'un buluşunu öğrenir. 1930'lu yıllar-
da Warburg kanserin en temel biyokimyasal
sebebini, yani sağlıklı bir hücreyi kanser hüc-
resinden ayıran şeyin ne olduğunu bulmuş-
tur. Bu, o kadar önemli bir buluştur ki, Otto
Warburg'a Nobel Ödülü kazandırmıştır.
Otto Warburg'a göre kanserin bir temel se-
bebi vardır. Bu da, vücudun normal hücreleri-
nin oksijenli solunumunun, oksijensiz - anae-
robik- hücre solunumuyla yer değiştirmesidir.
Warburg'un buluşu bize başka neleri an-
latmaktadır? Birincisi, kanser, normal hücreler-
den çok farklı bir biçimde metabolize olmak-
tadır. Normal hücreler oksijene ihtiyaç duyar;
kanser hücreleri oksijenden kaçınır. Hiperbarik
oksijen terapisi alternatif kanser tedavisi uygu-
layan kliniklerde kullanılan bir yöntemdir.
Bu buluşun bize anlattığı başka bir şey de,
kanserin bir mayalanma (fermantasyon) süre-
ciyle metabolize olduğudur. Kanserin metabo-
lizması normal hücre metabolizmasından 8 kat
daha büyüktür.
Yukarıda söylediğimiz her şeyi birleştirirsek ortaya şu
tablo çıkıyor:
Vücut, kanseri beslemeye çalışırken mütemadiyen ka-
pasitesinin üstünde çalışır. Kanser devamlı açlıktan ölme-
nin eşiğindedir ve vücuttan kendisini beslemesini talep et-
mektedir. Besin alımı kesilirse kanser açlıktan ölmeye baş-
lar. Tabii kendisini beslemek için vücudun şeker üretmesi-
ni sağlayamazsa. ..
Proteinlerden şeker
Bu ziyan sendromuna kaşeksia (cachexia) denir. Ka-
şeksia vücudun proteinlerden (evet, doğru duydunuz, kar-
bonhidratlardan veya yağlardan değil de, proteinlerden)
"glükoneogenez" (yeniden glükoz yapımı) işlemiyle, şeker
elde etmesidir. Bu şeker kanseri besler. Vücut sonunda,
kanser hücresini beslemeye çalışırken kendisi açlık çeker.
Şimdi, kanserin şekerle beslendiğini öğrenmişken, onu şe-
kerle beslemek mantıklı geliyor mu size? Yani karbonhidrat-
lardan zengin bir diyet uygulamak?
Bugün, kansere karşı uygulanan birçok besin terapi-
si mevcuttur (işe de yaramaktadırlar) çünkü günün birin-
de birisi şeker ve kanser arasındaki bağlantıyı görmüştür.
Bu terapilerde, karbonhidratlar bakımından zengin gıdala-
ra izin verilmez. Terapilerin hiçbirinde şekere de izin veril-
mez çünkü şeker kanseri beslemektedir.
Peki doktorunuz bu gerçekleri size neden söylemez?
Kim bilir?
Belki doktorunuz kanseri tedavi edecek kişinin siz değil,
kendisi olduğunu düşünmektedir. Belki Otto Warburg'un bu-
luşunu duymuştur ama geri kalan parçaları tamamlayamamış
tır. Belki de beslenmeyle ilgili hiçbir şey öğrenmemiştir. Aslın-
da 1978'e kadar ABD'nin resmi kuruluşlarından biri, beslen-
menin kanserle bir ilgisi olmadığını iddia etmekteydi!! !!
84
Kanser ve şeker bağlantısından haberdar olanlar ise,
dikkate değer terapilerle ortaya çıktılar. Bunlardan biri
'Laetrile'dir. Kaşeksialı hastaların yüzde 50'den fazlasında
glükoneogenez sürecini durduran hidrazin sülfat bunlar-
dan bir diğeridir. Bugün, Minnesota Üniversitesi kemotera-
pi alanında bir "akıllı bomba" üzerinde çalışmaktadır. Akıllı
bomba diyebileceğimiz ilacın üzerinde bir kaplama vardır.
İlaç, vücutta oksijensiz bir bölge ile karşı karşıya geldiğin-
de bu kaplamayı üzerinden atar.
Kanseri yok etmek için kemoterapiyi serbest bırakır.
Çünkü, vücutta oksijensiz tek alan, kanserli bölgedir. Kan-
ser hücresini aç bırakmaya çalışan besin terapileri de var-
dır. Kanserin ne sevdiğini bilen hasta, bunları yemekten ka-
çınır. Kanser, çiğ yiyeceklerdense, pişmiş yiyecekleri sever.
Pişirme işlemi, besinlerdeki enzimleri ve vitaminleri yok et-
mektedir. Bir de, kanserin şeker sevdiğini aklınızdan çıkar-
mayın. Kanserinizi sevmiyorsanız, onu beslemeyin!
Şeker yerine tatlandırıcı kullanmak çözüm değil Şeker
yerine tatlandırıcı kullanmayı düşünüyorsanız, başka bir tu-
zağa düşmüş olursunuz. Tatlandırıcıları n da vücuda ciddi
zararları olduğu, yapılan araştırmalarla kanıtlandı. Örneğin,
Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), sakarin içeren her tür-
lü gıda maddesinin üzerine " Sağlığa zararlıdır. Hayvanlar
üzerinde yapılan testlerde kansere yol açmıştır." ibaresinin
konmasını şart koştu. Aspartam ve sükraloz gibi diğer tat-
landırıcılar da yan etkileri nedeniyle uzak durulması gere-
ken gıdalar arasında. (Editörün notu: Ama maalesef hiç bi-
rinin üzerinde böyle bir ibare yok). Kaynak: International
Wellness Directory
Son iki yüzyıldır şeker tüketimi nasıl arttı?
İngiltere'de 1815'de 5 kg cıvarında olan kişi başına yıl-
lık çay şekeri tüketimi 1970'de 50 kg 'ın üzerine çıkmıştır.
1970-2000 yılları arasında ABD vatandaşları önceki yılla-
ra oranla yılda 100 litre daha fazla şekerli meşrubat tüket-
mişlerdir.
Türkiye'deki durum da artık çok farklı değildir. Çocuğu
ile büyüğü ile çılgınca şeker ve beyaz un kullanılmaktadır.
Bütün bu bilgiler kanserlerin niçin arttığını göz önüne açık-
ça sermektedir.
Aşağıdaki tedbirlerle kanserlerin en az üçte ikisi önle-
nebilir;
Un ve şekerden kaçınarak insülin direncini yenin.
hafif yiyecek ve içecek tüketmeyin.
-
meyin. Taş devri diyetini uygulayın.
margarin gibi yağları diyetinizden çıkartın. Bunların
yerine zeytinyağı ve doğal hayvani yağları (tereyağı,
iç yağı ve kuyruk yağı) yiyin.
-
biyotiklerden (faydalı mikroplar) zengin gıdalarla
beslenin.
sütü tüketmeyin. Mümkünse manda sütü kullanın. Süt
yerine süt ürünlerini (yoğurt, peynir) tercih edin.
şekilde güneşlenin ya da D vitamini takviyesi alın.
-
da pişirme) ile pişirin. Turbo fırınlar da kullanılabilir.
-
yıplarına yol açar; ayrıca kanserojen olabilirler !!!!
kapları tercih edin. Emaye ve çelik tencere daha
sonraki tercihlerdir.
Prof. Dr. Ahmet AYDIN
İÜ. Cerrahpaşa Tıp Fak. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları A.B.D.
Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı
Kaynak: İnternet
8686
DOĞALGAZ KULLANILAN ŞEHİRLERDEKİ SANAYİDE 1000 kcal / saat ISI İHTİYACI GEREKLİ
OLAN TÜM YAKIT TÜRLERİNİN KENDİ İÇİNDE MALİYET KARŞILAŞTIRMA TABLOSU
(03 Kasım 2011 tarihinde belirlenmiş KDV Hariç fiyatlarla)
1. Bu tablo yakıtların yaklaşık işletme maliyetleri hakkında fikir verebilmek için hazırlanmış olup, birim fiyatlara %18 KDV HARİÇTİR.
2. İşletme veriminin bir bölümü ortalama verim değerlerinin içerisinde olup, yakıt hazırlama, depolama, işletme giderleri vb. yakıt yakma yan maliyetleri de bu değeri etkilemiştir.
Otomatik kontrol kullanımı, bakım ve işletme kalitesi gibi nedenlerle verim yükseltilip, daha uygun maliyetler oluşturulabilir."
3. Doğalgaz fiyatları 01 Kasım 2011 tarinde yayımlanan ve 03 Kasım 2011 tarihinde geçerli olan BAŞKENTGAZ, BURSAGAZ, ESGAZ, İGDAŞ ve İZGAZ GDF SUEZ şehir gaz dağıtım şirketlerinin tarifelerinde belirtilen fi-
yatlardır. BURSAGAZ ve ESGAZ'ın doğalgaz birim fiyatları Botaş’ın aylık birim fiyatları üzerinden birim hizmet ve amortisman bedeli olan 2,5 cente göre belirlenmektedir ki bu fiyat US Doları bazında her ay ortalama bir
değer olarak bildirilmektedir. İGDAŞ, BAŞKENTGAZ ve İZGAZ GDF SUEZ'deki doğalgaz "birim fiyatları ise aylık ÜFE oranlarının değişimine göre belirlenmekte olup, Ankara'daki BAŞKENTGAZ'ın birim fiyatları ; birim hiz-
met amortisman bedeli 0,05555 US doları/m3, serbest tüketicilerden alınan taşıma bedeli ise; 0,0077 US doları/m3 üzerinden belirlenip, "www.baskentdogalgaz.com.tr" adresinde yayınlanan günlük fiyattır.
4. Serbest Tüketici Olan doğalgaz kullanıcılarının birim fiyatları EPDK'nın 28.12.2010 tarih ve 2966 no'lu kurul kararı ile 2011 yılı boyunca yıllık 700.000 m3 gaz kullanımının üstünde kullananlar için olup, Serbest Tüketici
Olmayanların birim fiyatları ise konut ve ticari işyerlerinde kullananlar ile aynıdır.
*4.1. İGDAŞ'ın Serbest Tüketici Olan doğalgaz kullanıcılarının birim fiyatları Doğalgaz PiyasasıTarifeler Yönetmeliğinin Geçici 6. Maddesi hükmü çerçevesinde belirlenen tarifeye göre; yıllık 700.000 - 800.000 m3 aralığın-
da tüketimi olan müşteriler için 0,597775 TL/m3 , 800.000 m3 ve üzeri tüketimi olan müşterileri için ise 0,51889 TL/m3 olup, Serbest Tüketici Olmayanların birim fiyatları ise konut ve ticari işyerlerinde kullananlar ile aynı-
dır. Bu iki kademeli serbest tüketici fiyatı İGDAŞ'ın özelleşme sürecinde olmasından dolayı olup 2011 yılı Ocak ayından itibaren uygulanmaktadır.
*4.2. BAŞKENTGAZ'ın Serbest Tüketici Olan doğalgaz kullanıcılarının birim fiyatı Doğalgaz PiyasasıTarifeler Yönetmeliğinin Geçici 4. Maddesi hükmü çerçevesinde yıllık 800.000 m3 ve üzeri tüketimi olan müşterileri için
olup, özelleşme sürecinde olması dolayısıyla EPDK'nın 28.12.2010 tarih ve 2966 no'lu kurul kararının dışında tutulmuştur. Serbest Tüketici Olmayanların birim fiyatları ise konut ve ticari işyerlerinde kullananlarla aynıdır.
5. LNG-Sıvılaştırılmış doğalgaz birim fiyatları İstanbul Boğaziçi deniz geçişi maliyetleri özel ve belediye feribotlarına göre büyük farklılıklar arzettiğinden bu bedel eklenmeden ve Avrupa ve Anadolu yakası ayrımı yapıl-
madan ortalama olarak verilmiş 03 Kasım 2011 tarinde geçerli olan geçerli olan İPRAGAZ fiyatlarıdır.
6. LPG tüpgaz ve dökmegaz fiyatları 03 Kasım 2011 tarinde geçerli olan geçerli olan 29 Ekim 2011 tarihli İPRAGAZ ve AYGAZ fiyat sirkülerinden alınmış fiyatların ortalamasıdır. 45 kg.lık sanayi tüpünün KDV dahil 243,5
TL/adet fiyatı kullanılmıştır.
7. Elektrik fiyatı 01 Ekim 2011 tarihinde yayımlanan ve 03 Kasım 2011 tarihinde geçerli olan TEDAŞ'ın Diğer Tüm Dağıtım Sistemi Kullanıcıları için (4) Dağıtım Şirketinden Enerji Alan Tüketicilere Tek Terimli ve Tek Zaman-
lı tarifede belirtilen Alçak Gerilim birim fiyatına; sanayi kullanımında TRT payı ve enerji fonu için %3, Belediye Elektrik Tüketim Vergisi için ise %1 ilave edilmiş, KDV'siz fiyattır.
8. Elektrik kullanımındaki ısıtma cihazı elektrikli ısıtıcı olup, ısı pompası kullanımında cihazın COP sistem ve yıllık değerleri kullanılmalıdır.
9. Motorin birim fiyatı (TL/kg) SHELL Türkiye'nin 03 Kasım 2011 tarihli pompa satış fiyatları sirkülerindeki TL/litre değeri 0,845 dönüşüm katsayısına bölünerek bulunmuştur.
10. Akaryakıt fiyatları EPDK tarafından açıklanan ve SHELL Türkiye tarafından tavsiye edilen 03 Kasım 2011 tarihli İstanbul Avrupa Yakası - Bakırköy'deki mahalli akaryakıt KDV'li satış fiyatları alınmıştır.
11. Isıtma ve proseste kullanılan yakıt türü olarak Motorin (Kırsal) 1000 tipi tercih edildiği için motorin yakıtında bu tipin fiyatları dikkate alınmaktadır.
12. Akaryakıt alt ısıl değerleri Tüpraş Teknik Servisler Müdürlüğü'nden 01 Mart 2006 tarininde verilen değerlerdir.
13. Yerli linyit kömürü fiyatı 03 Kasım 2011 tarihinde geçerli olan TKİ - ELİ'nin 22 Ekim 2011 tarihli Isınma Amaçlı (Torbalanmış) Kömürlerin Bayi Depo Satış Fiyatları listesinden alınmış Soma Kısrakdere; 0,5-10 mm Yıkan-
mış Açık - Toz: 203 TL/ton (KDV Hariç), 10-18 mm Yıkanmış Fındık - Torba: 318 TL/ton (KDV Hariç) fiyatına nakliye bedeli (65 TL/ton) ve %15 bayi kar marjı eklenmiş olan KDV'siz fiyattır.
14. İthal sibirya kömürü fiyatları Hakan Kömür şirketinin 03 Kasım 2011 tarihinde geçerli olan; ceviz tipi linyit için nakliye ile apartman dairelerine taşıma ücreti ve KDV dahil peşin bayi satış fiyatı 700 TL/ton'dur.
15. Miks dökmegazın kullanımında buharlaştırıcı gerekmektedir. İşletme maliyetleri gözönüne alınmamıştır.
16. BOTAŞ 'ın OSB ve Sanayiye sattığı doğalgazın birim fiyatına 0,023 TL/Sm3 olan ÖTV dahil edilmiş, 03 Kasım 2011 tarihinde geçerli olan sirkülerdeki fiyatlardır.
88
DOĞALGAZ KULLANILAN ŞEHİRLERDEKİ KONUTLARDA 1000 kcal / saat ISI İHTİYACI GEREKLİ
OLAN TÜM YAKIT TÜRLERİNİN KENDİ İÇİNDE MALİYET KARŞILAŞTIRMA TABLOSU
(03 Kasım 2011 tarihinde belirlenmiş KDV Dahil fiyatlarla)
"NOTLAR: Konutlarda kullanılmakta olan cihazlar ısınma amaçlı olarak bireysel mahal ısıtmalarında; kombi, soba vb, merkezi mahal ısıtmalarında ise kalorifer kazanlarıdır ki
bu cihazlarda linyit kömür yakıldığı zaman mutfaktaki pişirme amaçlı ısıtma ile banyo ve mutfak için sıcak kullanım suyu temini amaçlı ısıtmalar LPG veya elektrik kullanılarak yapılmak zorun-
dadır. Bu durumda konutlarda 1000 kcal / saat ısı ihtiyacı için gerekli olan toplam yakıt maliyet değerleri sadece doğalgaz kullanımında diğer yakıtlara kıyasla önemli miktarlarda düşmektedir."
1. Bu tablo yakıtların yaklaşık işletme maliyetleri hakkında fikir verebilmek için hazırlanmış olup, birim fiyatlara %18 KDV DAHİLDİR.
2. (YC) Yakıtların alt ısıl değerine göre işletme verim değeri tam yoğuşmalı cihazlar için; doğalgazda %107, LPG dökmegaz propanda ise %106 alınmıştır. Bu verim değeri mevcut üreticile-
rin verim değerlerinin ortalamasını temsil etmektedir ki TS-EN 677'ye göre %30 yükte ve 300C dönüş suyu sıcaklığındaki işletme koşulları için geçerlidir. Ayrıca yarı yoğuşmalı cihazların da
satışları yapılmakta olup, bu cihazlardaki fan modülasyonlu çalıştığı takdirde verim değeri; doğalgazda %103, LPG dökmegaz propanda ise %102 alınabilir, ancak bu tabloda bu tür cihaz-
lar yer sınırlaması nedeniyle değerlendirilememiştir."
3. İşletme veriminin bir bölümü ortalama verim değerlerinin içerisinde olup, yakıt hazırlama, depolama, işletme giderleri vb. yakıt yakma yan maliyetleri de bu değeri etkilemiştir. Otomatik
kontrol kullanımı,
bakım ve işletme kalitesi gibi nedenlerle verim yükseltilip, daha uygun maliyetler oluşturulabilir."
4. Doğalgaz fiyatları 01 Kasım 2011 tarihinde yayınlanan, 03 Kasım 2011 tarihinde geçerli olan BAŞKENTGAZ, BURSAGAZ, ESGAZ, İGDAŞ ve İZGAZ GDF SUEZ şehir gaz dağıtım şirketle-
rinin tarifelerinde belirtilen fiyatlardır. BURSAGAZ ve ESGAZ'ın doğalgaz birim fiyatları Botaş’ın aylık birim fiyatları üzerinden birim hizmet ve amortisman bedeli olan 2,5 cente göre belirlen-
mektedir ki bu fiyat US Doları bazında her ay ortalama bir değer olarak bildirilmektedir. İGDAŞ, BAŞKENTGAZ ve İZGAZ GDF SUEZ'deki doğalgaz "birim fiyatları ise aylık ÜFE oranlarının de-
ğişimine göre belirlenmekte olup, Ankara'daki BAŞKENTGAZ'ın birim fiyatları ; birim hizmet amortisman bedeli 0,05555 US doları/m3, serbest tüketicilerden alınan taşıma bedeli ise; 0,0077
US doları/m3 üzerinden belirlenip, "www.baskentdogalgaz.com.tr" adresinde yayınlanan günlük fiyattır.
5. LPG tüpgaz ve dökmegaz fiyatları 03 Kasım 2011 tarinde geçerli olan geçerli olan 29 Ekim 2011 tarihli İPRAGAZ ve AYGAZ fiyat sirkülerinden alınmış fiyatların ortalamasıdır.12 kg.lık ev tü-
pünün KDV dahil 65 TL/adet fiyatı kullanılmıştır.
6. Elektrik fiyatı 01 Ekim 2011 tarihinde yayımlanan ve 03 Kasım 2011 tarihinde geçerli olan TEDAŞ'ın Diğer Tüm Dağıtım Sistemi Kullanıcıları için (4) Dağıtım Şirketinden Enerji Alan Tüketi-
cilere Tek Terimli ve Tek Zamanlı tarifede belirtilen Mesken birim fiyatına, konut kullanımında TRT payı ve enerji fonuı için %3 ve belediye elektrik tüketim vergisi için %5 ilave edilerek bulun-
muş, KDV'li fiyattır.
7. Elektrik kullanımındaki ısıtma cihazı elektrikli ısıtıcı olup, ısı pompası kullanımında cihazın COP sistem ve yıllık değerleri kullanılmalıdır.
8. Motorin birim fiyatı (TL/kg) SHELL TÜRKİYE 'nin 03 Kasım 2011 tarihli pompa satış fiyatları sirkülerindeki TL/litre değeri 0,845 dönüşüm katsayısına bölünerek bulunmuştur.
9. Akaryakıt fiyatları EPDK tarafından açıklanan ve SHELL TÜRKİYE tarafından tavsiye edilen 03 Kasım 2011 tarihli İstanbul Avrupa Yakası - Bakırköy'deki mahalli akaryakıt KDV'li satış fiyat-
ları alınmıştır.
10. Akaryakıt alt ısıl değerleri Tüpraş Teknik Servisler Müdürlüğü'nden 01 Mart 2006 tarininde verilen değerlerdir.
11. Yerli linyit kömürü fiyatı 03 Kasım 2011 tarihinde geçerli olan TKİ - ELİ'nin 22 Ekim 2011 tarihli Isınma Amaçlı (Torbalanmış) Kömürlerin Bayi Depo Satış Fiyatları listesinden alınmış Soma
Kısrakdere; +20 mm Yıkanmış Parça - Torba: 346 TL/ton (KDV Hariç), +18 mm Yıkanmış Parça - Torba: 321 TL/ton (KDV Hariç) fiyatına nakliye bedeli (65 TL/ton) ve %15 bayi kar marjı ek-
lenmiş olan KDV'li fiyattır.
12. İthal sibirya kömürü fiyatları Hakan Kömür şirketinin 03 Kasım 2011 tarihinde geçerli olan portakal tipi linyit için nakliye ile apartman dairelerine taşıma ücreti ve KDV dahil peşin bayi sa-
tış fiyatı 800 TL/ton'dur.
90
Etkinliklerimiz ve Haberler
1 Ekim 2011 cumartesi günü,güneşli,
çok güzel bir sonbahar sabahı saat 8:00
de Ostim’deki Dernek Binamızın önün-
den otobüsümüzle gezimizin ilk durağı
olan Meka firmasının Temelli fabrikasına
hareket ettik.
Fabrikanın gezilmesi ve fabrika bah-
çesinde yapılan çok güzel bir sabah kah-
valtısından sonra, gezimizin ikinci durağı
olan Meka’nın Eskişehir Organize Sana-
yi Bölgesinde bulunan diğer fabrikasına
doğru yola çıktık. Öğle saatlerinde ulaş-
tığımız fabrikanın gezilmesi ve üyelerimi-
zin fabrika hakkında bilgilendirilmesini
pırıl pırıl güneşli bir havada, fabrika bah-
çesindeki mangal partisi izledi.
Dernek üyemiz, Meka Beton Santral-
leri İmalat San. ve Tic A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Mehmet KAYBAL’ın nazik ev sahipliğinde gerçekleştirdiğimiz
gezimiz,Türk Lokomotif ve Motor San.(TÜLOMSAŞ) tesisi ziyareti, Porsuk Çayı motor gezisi, Eski Odun Pazarı Evleri, Cam
Müzesinin gezilmesi ile devam etti.
Kültür Parkta gün batımının muhteşem manzarasında,dost sohbetleri eşliğindeki yudumlan çayların ardından Ankara’ya
hareket edildi.
Gerek teknik açıdan ve gerekse sosyal ve kültürel açıdan çok güzel olan bu gezi için başta Sn. Mehmet KAYBAL olmak
üzere, Meka Firmasının tüm yönetici ekibine ve bütün çalışanlarına gösterdikleri konukseverlik nedeniyle teşekkür ederiz.
91
9292
SEKTÖRDEN HABERLER
MAATS İNŞAAT MAKİNALARI TİC.LTD.
ŞTİ. YENİ ADRESİNDE
Dernek Üyelerimizden Sn. Metin NALBANT
ve Sn. Müslüm AYDIN’ın çalıştığı MAATS İN-
ŞAAT MAKİNALARI TİC. LTD. ŞTİ. Firması;
2000 yılında faaliyetlerine başladığı İş ve İn-
şaat makinaları satış, kiralama, yedek par-
ça ve servis hizmetlerine yeni adresinde
devam edecektir.
MAATS İNŞAAT MAKİNALARI firması; MA-
NITOU, DITCH WITCH, D’AVINO markaları-
nın Türkiye Distribütörlüğünü yapmakta ve
distribütörlüğünü yaptığı ürünlerin satış ve
satış sonrası hizmetlerini Ankara Merkezi-
nin yanı sıra İstanbul, Bursa, Adana ve İz-
mir bölgelerinde de vermektedir.
Firma distribütörü olduğu ürünlerin satış
ve satış sonrası hizmetlerinin yanı sıra satı-
şını yaptığı ürünlerin; MANITOU Teleskopik
Forkliftler, Personel Platformları, D’AVINO
beton mikserleri, DITCH WITCH trencher-
leri, Boru Hattı yapımında kullanılan ma-
kina ve ekipmanlarının profesyonel olarak
kiralamasını geniş kiralama parkı ile yap-
maktadır.
İletişim Bilgileri
MAATS İNŞAAT MAKİNALARI TİC. LTD.
ŞTİ.
Adres : Uzayçağı Cad. No:7 06370
OSTİM-Ankara / Türkiye
Tel : +90.312.354.33.70 (PBX)
Faks : +90.312.354 31 70
Web : www.maats.com.tr
Derneğimizin destekleyici kuruluşlar ve sektörel basın kuruluşla-
rı arasında yer aldığı VI. Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi ve Sergi-
si Makina Mühendisleri Odası adına İzmir ve İstanbul Şubeleri yürütücülü-
ğünde gelenekselleşen özelliği ile 12 - 15 Ekim 2011 tarihleri arasında Te-
pekule Kongre ve Sergi Merkezi - İzmir’de düzenlendi. Kongreye derneği-
mizi temsilen başkanımız sayın Duran Karaçay katıldı.
MMO, 1999 yılından bu yana düzenlenen Ulusal Hidrolik Pnömatik
Kongreleri ile hidrolik-pnömatik sektöründe bilginin paylaşımı için etkin bir
platform oluşturmayı amaçlamaktadır.
6. Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi 34 kurum, kuruluş ve sektörel
basın kuruluşu tarafından desteklendi, kongre süresince 17 oturumda 36
adet bildiri sunularak, 1 konferans, 1 panel, 2 yuvarlak masa toplantısı, 2
söyleşi, 1 ödül töreni, 12 atölye çalışması, 5 kurs ve 1 forum gerçekleştiril-
di. 594 sayfalık bildiriler kitabı ve 30 sayfalık Mevcut Durum Analiz Kitabı
yayın dünyasına kazandırıldı.
Kongre süresince düzenlenen sergiye sektörde ürün ve hizmet üreten
temsilcileri ile birlikte 40 kuruluş katıldı.
Kongre, 611 kayıtlı delege, 243 kayıtlı kurs katılımcısı, 334 kayıtlı atölye
çalışması katılımcısı olmak üzere toplam 1188 mühendis, teknik eleman,
üniversite ve meslek lisesi öğrencisi tarafından izlendi ve sergi 2000’i aş-
kın kişi tarafından ziyaret edildi.
93
SEKTÖRDEN HABERLER
“DONALDSON” DİSTRİBÜTÖRLÜĞÜ
Dernek üyemiz sayın Mehmet Engin
Deviren’in ortak olduğu Ece Elektrik ve Ma-
kina San. Tic. Ltd. Şti. firması iş makinaları
filtreleri konusunda 1987 yılından beri sür-
dürmüş olduğu faaliyetleri kapsamında Dün-
ya Filtre Sektörünün öncü firmalarında olan
Donaldson Filtre Firmasının Türkiye distribü-
törlüğünü de alarak daha kapsamlı bir şekil-
de faaliyetlerine devam etmektedir.
İletişim Bilgileri: ECE ELEKTRİK MAKİNA
SANAYİ TİC.LTD.ŞTİ
Adres : UZAY ÇAĞI CADDESİ 1271.SO-
KAK NO:13 OSTİM - ANKARA
Tel : +90.312.354 80 85 (PBX)
Fax : +90.312.354 78 38
Web : www.ecefilter.com
POLTAŞ MAKİNA SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
YENİ ADRESİNDE
Recep POLAT’ın sahibi olduğu POLTAŞ
MAKİNA SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Firması; 1997
yılında Ostim’de faaliyetlerine başladığı iş
makinaları yedek parça satış ve imalatı yeni
adresinde devam edecektir.
POLTAŞ MAKİNA Firması; CAT ve LIEB-
HERR iş makinalarının yedek parçalarını,
ATLAS TAMROCK delici parçalarını, pim ve
burç imalatı, asfalt kesme makinası, boru
hattı ısıtma sistemleri, torna ve freze işleri
ve özel imalatlar üretmektedir.
İletişim Bilgileri
POLTAŞ MAKİNA SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Adres : OSTİM OSB 1232. Sok.
(Eski 40. Sok.) NO:71 06370
OSTİM-Yenimahalle/ANKARA
Tel : +90.312.385.68.58
Faks : +90.312.354 87 18
Web : www.poltasmakina.com
Etkinliklerinizi Derneğimizle paylaşarak dergi-
mizin “Sektör Haberleri”nde yer alabilirsiniz.
94