sosyal bilimler genç akademisyenler sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/g00155/2016/2016_bozanm.pdf ·...

12
Kadim Akademi SOSYAL BĠLĠMLER Genç Akademisyenler Sempozyumu 1 BĠLDĠRĠLER KĠTABI 8-9 Mayıs 2015 Mardin

Upload: others

Post on 31-Mar-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/G00155/2016/2016_BOZANM.pdf · Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumu gizlice öldr ldğnden24 veya Muktedir‟in

Kadim Akademi

2

SOSYAL BĠLĠMLER

Genç Akademisyenler

Sempozyumu 1

BĠLDĠRĠLER KĠTABI

8-9 Mayıs 2015

Mardin

Page 2: Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/G00155/2016/2016_BOZANM.pdf · Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumu gizlice öldr ldğnden24 veya Muktedir‟in

Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumu

3

Editörler:

Bilal TOPRAK

Fikret ÖZÇELĠK

Ahmet AKBAġ

ISBN:

978-605-66263-0-2 Sertifika No:

33327

Basım:

Düzenleme Kurulu

Bilal TOPRAK, Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ), AraĢtırma Görevlisi, Cemal ÜLKE, MAÜ, Doktora Öğrencisi, Ahmet ALAN, MAÜ, Yüksek Lisans Öğrencisi, Ferda OCAKHANOĞLU, MAÜ, Lisans

Öğrencisi, Esra ERKAR, MAÜ, Lisans Öğrencisi, Emine YĠĞĠT, MAÜ, Lisans Öğrencisi, Fırat

BEYAZER, MAÜ, Lisans Öğrencisi , Enes BOZGEYĠK, MAÜ, Lisans Öğrencisi, M. ġahin DOĞU,

MAÜ Lisans Öğrencisi

ġubat 2016

www.kadimakademi.org.tr

[email protected]

KADĠM AKADEMĠ

13 Mart Mah. 33. Sok. Aksoy-Su Apt. No:1 Artuklu/MARDĠN

Page 3: Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/G00155/2016/2016_BOZANM.pdf · Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumu gizlice öldr ldğnden24 veya Muktedir‟in

Kadim Akademi

ĠBNÜ‟L-MU‟TEZ VE ARAP DĠLĠNDEKĠ YERĠ 150

Mustafa BOZAN*

Özet: Ġbnü‟l-Mu‟tez, yaĢadığı dönemin siyasi atmosferinden etkilenmiĢtir. Bununla beraber bir

edip ve Ģair olarak fırtınalı bir hayat yaĢamıĢtır. Doğduğu andan itibaren iktidarın baĢkentinde

hatta çoğunlukla saray veya yakın çevresinde hayat sürdürmüĢtür. Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in 16 eseri

bulunmaktadır. Bunlar arasında Arap Belâgatine dair kaleme aldığı ilk müstakil eser olan el-Bedi‟

en önemlisi olarak kabul edilmektedir. Bunun dıĢında Tabakâtü‟Ģ-ġuarâ, Divan ve Kitâbu‟l-Âdâb

önemli diğer eserleri arasında sayılabilir. YaĢadığı dönemde “Zamanın büyük Ģairi” ve

“HaĢimoğulları Ģairi” gibi isimlerle anılması Ģairliğinin ön planda olduğunu göstermektedir. Ayrıca Ģiirlerinde hayalindeki tasvirleri somutlaĢtırıp Ģiirlerinde gerçekmiĢ ve yaĢanmıĢ Ģeyler gibi

yansıtabilme yeteneği sebebiyle “hayali Ģiirlerin sultanı/kralı” diye de adlandırılmıĢtır.

Anahtar Kelime: Ġbnü‟l-Mu‟tez, Ģair, belagat, divan.

GiriĢ

Ġbnü‟l-Mu‟tez, hicriIII. Yüzyıl/miladi IX. Yüzyılın önemli edebiyatçılar arasında yer

almaktadır. Abdullah b. el-Mu‟tez, özellikle Bedi ilminin oluĢumuna önemli katkılar sağlayan

ilk dönem Belâgat bilginlerinin baĢında gelir. O, daha çok Kitabu‟l-Bedî‟ adlı eseriyle tanınsa

da, bunun yanı sıra pek çok eser kaleme almıĢtır. Ġbnü‟l-Mu‟tez edebi kiĢiliğiyle döneminin

diğer Ģair ve Belâgatçilerinden farklı bir çizgi takip etmiĢtir. Abbâsî hanedanına mensup

olması, bir halifenin oğlu, emir ve veliaht olması, hatta bir günlüğüne bile olsa halife olması,

onu diğer ediplerden/Ģairlerden farklı kılmıĢtır. Bu çalıĢmada Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in hayatı, eserleri

ve edebi kiĢiliği ile ilgili değerlendirmeler yapılmaya çalıĢılacaktır.

* Necmettin Erbakan Üniversitesi, Ġlahiyat Fakültesi, Arap Dili ve Belâgatı Yüksek Lisans Öğrencisi.

Page 4: Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/G00155/2016/2016_BOZANM.pdf · Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumu gizlice öldr ldğnden24 veya Muktedir‟in

Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumu

1. Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in Hayatı

Kaynaklarda tam adı, “Ebû‟l-Abbâs Abdullah b. el-Mu‟tez b. el-Mutevekkil b. el-

Mu‟tasım b. Harûn er-ReĢîd b. el-Mehdî b. el-Mansûr b. Muhammed b. Ali b. Abdullah b.

Abbâs b. Abdulmuttalib el-HaĢimî” Ģeklinde geçmektedir.1

Ayrıca Murtaza-i

Billâh,2“Zamanın büyük Ģairi” ve “HaĢimoğulları Ģairi”

3 ve“Hayali ġiirlerin Sultanı”

4gibi

lakaplarla da vasıflandırılmıĢtır.

Ġbnü‟l-Mu‟tez, birçok kaynağa göre h. 247/861;5 diğer bir görüĢe göre ise h. 249/863

yılında dünyaya gelmiĢtir. Bir görüĢe göre hilafet merkezi olan Samarra‟da6, baĢka bir görüĢe

göre de Bağdat‟ta7 dünyaya gelip orada yetiĢmiĢtir. Bazı tarihçiler onu Abbâsî halifeleri

arasında zikrederken,8 kimileri de saymamıĢtır.

9

Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in babası Mu‟tez-Billâh lakabıyla meĢhur olan Muhammed‟dir10

.

Annesinin ise bir köle olduğu ve isminin Hayin veya Hayiz olduğu aktarılmaktadır11. Babası,

Muntasır-Billâh döneminde veliahtlıktan azledilip, Müstain-Billâh döneminde de Samarra

Ģehrinde üç yıl hapse atıldı. Bu üç yıllık hapisten sonra devletin önde gelen bazı kiĢilerinin

aracılığıyla hapisten çıkarıldı ve Mu‟tez-Billâh lakabıyla m. 866‟de halife ilan edildi.12

Babası, küçük yaĢlardan itibaren Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in eğitimine özel bir önem göstererek,

tanınmıĢ ve iyi hocalardan ders almasını sağladı. Bu hocalarından Kur‟an, hadis, Arap

Belâgatı, Ģiir, lügat, kelam, tarih ve diğer ilimlerden eğitim aldı13. Babası tarafından kardeĢi

Ġsmail ile birlikte m. 866‟de veliaht tayin edildi. Mu‟tez m. 869‟da tahtan indirildi ve yerine

geçen Muhtedî-Billâh tarafından hapsedildi. Ġbn-i Mu‟tez hapsedildiği yerde öldü14

.

Ġbnü‟l-Mu‟tez babasının ölümünden sonra babaannesi Kabiha ile beraber Mekke‟ye

sürgüne gönderildi. Sonraki dönemde halife olan Amcası Mu‟temid-Alellah‟ın isteği üzerine

Samerra Ģehrine geri getirildi. Babası gibi babaannesi de Ġbnü‟l-Mu‟tez‟e duyduğu sevgi ve

Ģefkatten dolayı onunla özel olarak ilgileniyordu. Babaannesi tarafından kendisine özel olarak 151 zengin bir kütüphane tahsis edildi. Aynı zamanda birçok üstattan farklı ilimlerden olmak

üzere birçok alanda özel eğitimler aldı.15 Bu eğitimlerinin dıĢında, bunlara ek olarak kendisini

ziyarete gelen Arap bedevilerden de atasözleri, deyimler, hikâyeler, fıkralar ve özlü sözler

gibi ilimleri öğrenme çabası gösterdi16. Eğitime duyduğu özel ilgiden dolayı evinde birçok

ilim meclisleri toplar, baĢta eğitim almıĢ olduğu hocaları olmak üzere, dönemin tanınmıĢ alimlerini, ediplerini ve Ģairlerini bu meclislere davet ederdi. Bazı âlimlerin Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in

hocası olmak için babaannesini aracı yapıp bu amaçla çok çaba sarf ettiklerine dair rivayetler

onun parlak bir öğrenci olduğunu göstermektedir. Henüz on üç yaĢındayken hocası Ahmed

ed-DımaĢkî‟nin ilmini öven güzel bir kaside nazmetti. Bu kaside onun küçük yaĢlarda dil, Ģiir,

1 Ebu‟l-Abbâs ġemsuddînAhmed b. Muhammed b. Ebîbekir b. Hallikân, Vefeyâtu‟lA‟yân ve EnbâuEbnâiz-

Zaman,Dâru Sadr, Beyrut t.y., III, 76. 2 Ġbnü‟l-Mu‟tez, Tabakâtu‟Ģ-ġuarâ (thk. Abdussettâr Ahmed Ferrac), Dâru‟l-Meârif, Kahire, 1119, III, 8. 3 Ġbnü‟l-Mu‟tez, a.g.e., s. 11. 4 Kerem el-Büstânî, Divanu Ġbni‟l-Mu‟tez mukaddimesi, Dâru Sadr, Beyrut t.y., s. 5-6. 5 Ġbnü‟l-Mu‟tez, a.g.e.,s. 8; Ġsmail DurmuĢ, “Ġbnü‟l-Mu‟tez”, DĠA, Ankara 2000, XXI, 143. 6 DurmuĢ, a.g.e.,DĠA, XXI, 143. 7 el-Büstânî, a.g.e., s. 5. 8 el-Büstânî, a.g.e., s. 5-6. 9 DurmuĢ, a.g.e., XXI, 144. 10 Detaylı bilgi için bkz. AĢır Karagöz, Abbâsî Halifesi Mu‟tez ve Dönemi, EÜSBE (BasılmamıĢ Yüksek Lisans

Tezi), Kayseri, 2013. 11 Ġbnü‟l-Mu‟tez, a.g.e., s. 8. 12 el-Büstânî, a.g.e., s. 5-6. 13

el-Büstânî, a.g.e., s. 5-6. 14 DurmuĢ, a.g.e., XXI, 143. 15 Ġbnü‟l-Mu‟tez, a.g.e., s. 8; DurmuĢ, a.g.e., XXI, 143. 16 Ġbnü‟l-Mu‟tez, a.g.e., s. 10.

Page 5: Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/G00155/2016/2016_BOZANM.pdf · Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumu gizlice öldr ldğnden24 veya Muktedir‟in

Kadim Akademi

Belâgat ve dini ilimlerde ne kadar iyi bir birikiminin olduğunu göstermektedir. Babasının Ģairi

olan Buhtirî‟nin Ģiirleriyle büyümesi Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in Ģiire ilgisini arttırmıĢtır17

.

Ġbnü‟l-Mu‟tez on yedi yaĢında iken babaannesinin vefatıyla Samarra yakınlarında

bulunan Matire‟ye taĢındı. Hayatının on beĢ yılını burada geçirip, eserlerinin büyük

çoğunluğunu burada kaleme almıĢtır. Dedesinin ve babasının devlet erkanı tarafından

öldürüldüğünü bildiği halde Ġbnü‟l-Mu‟tez halife olan amcaları ile iyi geçinmiĢ, hatta onları

öven Ģiirler nazmetmiĢtir. Bazı tarihçilere göre bunun sebebi Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in can

korkusuydu.18

M. 892‟de Matire‟den halife olan amcazadesinin iznini alarak halifeliğin merkezi olan

Bağdat‟da taĢındı. Ġbnü‟l-Mu‟tez burada halifenin yeni inĢa ettiği Süreyya adlı sarayın bir

konağına yerleĢti. Bu sarayda ilim, edebiyat, Ģiir ve eğlence meclislerinde halifenin nedimi

oldu. Aynı zamanda saray Ģairi olarak halifeyi öven birçok Ģiir kaleme aldı. Abbâsî

halifelerine mensup bir aileden olduğundan bazı prensler gibi o da Ģarap, eğlencelere ve

rahatlığına düĢkündü.19

Muktefi-Billâh halife olunca bazı komutanların kıĢkırtmalarıyla Ġbnü‟l-Mu‟tez hapse atıldı. Vezire yazdığı Ģikayet mektubuyla hapisten kurtuldu. Ama konakladığı sarayda kalmak istemeyerek eski bir evde yaĢamaya baĢladı. Hayatının bu döneminde toplum arasına çıkmaya

çekindi. Öyle ki, cenaze namazlarına, Cuma ve bayram namazlarına bile katılmadı.20

Muktedir-Billâh‟ın hilafete geçmesiyle baskıcı bir tutum baĢladı. O dönemde devlet

iĢlerinde söz sahibi olan kiĢiler ise Abbâsîlere hizmet eden onların kudreti altında yaĢayan

Türklerdi21. Halifenin bu baskıcı tutumu bazı kadıların, devletin üst düzeyinde bulunan yetkili

devlet adamlarının ve orduda bulunan komutanların hoĢuna gitmedi. Bu yöneticiler ve

komutanlar bir araya gelip bu sorunu çözmek istemeleri aslında Abbâsî Devleti‟nin içinde

bulunduğu durumu göstermektedir. ġöyle ki o dönemde öyle bir duruma gelinmiĢti ki, ordu,

bazı devlet ricali ve vezirler istedikleri kiĢiyi halife yapma giriĢimlerinde bulunabiliyorlardı.

Aslında dedesi ve babası bu tür giriĢimler sonrasında hilafet makamından indirilen Ġbnü‟l-

Mu‟tez‟i yine kaderin bir cilvesi olarak, bir günlüğüne de olsa, benzeri bir yöntemle halife

ilan edilmiĢtir. Muktedir‟in tarafında bulunan bazı kiĢiler ona baĢkaldırıp, vezirini

öldürdükten sonra Ġbnü‟l-Mu‟tez‟i, Murtazi-Billâh lakabıyla m. 17 Aralık 908‟de halife ilan

ettiler. Bazı kaynaklar, Muktedire isyan edip, Ġbnü‟l-Mu‟tez‟e biat eden bu kiĢilerin bundan

vazgeçip tekrar Muktedir‟e biat ettiklerini söylemektedir22

. Bu olaylardan sonra ertesi gün

Muktedir-Billâh‟ın tarafını tutan Munis el-Muzaffer‟in baĢını çektiği ve daha çok saray gulamlarından oluĢan bir topluluk Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in hilafetine karĢı çıktılar. Muktedir-Billâh

ve Ġbnü‟l-Mu‟tez taraftarları arasında çatıĢmalar yaĢandı. Ġki taraf arasında çıkan bu

çatıĢmalarda Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in taraftarları mağlup oldular. Durumun kötüye gittiğini gören

Ġbnü‟l-Mu‟tez de saraydan kaçıp tanıdığı mücevher tacircisi Ġbn Cassâs‟ın evine sığındı. BeĢ

gün sonra Muktedir-Billâh‟ın taraftarları m. 25 Aralık 908 tarihinde Ġbnü‟l-Mu‟tez‟i

saklandığı yerde bulup yakaladılar. Onu Muktedir-Billâh‟a götürdüler. Muktedir de Ġbnü‟l-

Mu‟tez‟i kendi taraftarlarına teslim etti. Muktedir taraftarlarından ileri gelenler Mu‟tez‟i alıp

ona iĢkence etmeye baĢladılar. BeĢ gün süren ağır iĢkencelerden sonra Ġbnü‟l-Mu‟tez , m. 29

Aralık 908 tarihinde öldürüldü.23

Yine farklı bazı kaynaklar, Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in yakalanıp

152

17 DurmuĢ, a.g.e., XXI, 143. 18 DurmuĢ, a.g.e., XXI, 143. 19 el-Büstânî, a.g.e., s. 5-6; DurmuĢ, a.g.e., XXI, 143. 20 DurmuĢ, a.g.e., XXI, 143. 21 Ġbnu‟l-Mut‟ez, a.g.e., s. 10.

22 Ġbnu‟l-Mut‟ez, a.g.e., s. 8. 23 Ġbnu‟l-Mut‟ez, a.g.e.,s. 8; Ebi Mansûr Abdulmelik b. Muhammed b. Ġsmail es-Seâlebî, Simâru‟l-Kulûb fî‟l-

Muzâfi ve‟l-Mensûb, Daru‟l-BeĢâir, Kahire 1994, I, 318; DurmuĢ, a.g.e., XXI, 143; el-Büstânî, a.g.e., s. 5-6.

Page 6: Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/G00155/2016/2016_BOZANM.pdf · Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumu gizlice öldr ldğnden24 veya Muktedir‟in

Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumu

gizlice öldürüldüğünden24 veya Muktedir‟in haznedarı Munis tarafından öldürülüp bir torbaya

sarılı olarak ailesine gönderildiğinden bahsederler.25 BaĢka bir kaynakta da Mu‟tez‟in asılarak

idam edildiği rivayet edilir.26

Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in baĢına gelen bu kötü durum aslında Abbâsî devletinde yaĢanan ilk

kötü vakıa değildir. Çünkü kendisinden önce babası Ġbn-iMu‟tez‟in döneminde ve dedesi el-

Mütevekkil‟in döneminde de aynı olaylar yaĢanmıĢtır27. Sonuç olarak, bu kötü gidiĢatın

müsebbibi olarak Mu‟tez‟i göstermemek gerekir. Çünkü bu durum halifelik makamına geçen

veya bu unvanı almak isteyen, bu makama/mevkiye ulaĢmak isteyen birçok halifenin,

padiĢahın baĢına gelen ve bundan kaçamadıkları bir vakıa olmuĢtur.

Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in hilafeti sadece bir gün bir gece sürmüĢtür.28

Bundan dolayı Ġbnü‟l-

Mu‟tez kimi tarihçiler tarafından Abbâsî halifelerinden sayılmamıĢtır. Hatta Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in

kısa süren halifeliği Arap edebiyatında darbımesel olmuĢtur.

1. 1. Ġlmi Hayatı

Yukarıda değinildiği üzere, Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in hayatı ilim ile içi içe geçmiĢtir. Hem

babası hem de babaannesi onun eğitimine özel bir önem göstermiĢlerdi. Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in

eğitimi ve ilmi kimliğini onun hocaları ve talebeleri üzerinden okumak daha ciddi bir

değerlendirme olacaktır.

1. 1. 1. Hocaları

Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in ilk hocası ve ona Kur‟an‟ın bir kısmını ezberlettiren kiĢi Muhammed

b. Ġmrân b. Ziyâd olmuĢtur. Ġbnü‟l-Mu‟tez hocası Ġmrân b. Ziyâd‟ın yanında Belâgat ve tarih

eğitimi de aldı. Ġlk hocalarından bir diğeri de Ahmed b. Said ed-DımaĢkî olmuĢtur. Ed-

DımeĢkî‟nin hocalığıĠbnu‟lMu‟tezbüyüyünceye kadar devam etmiĢtir. DımeĢkî‟den dil ve din

ilimleri alanında uzun yıllar eğitim alanĠbnü‟l-Mu‟tez de büyüdüğü zaman da bu hocasından 153 ayrılmamıĢtır. Hatta Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in öldürülmesinden sonra da, halen hayatta olan Ed-

DımeĢkî öğrencisi Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in edebiyatını rivayet eden kiĢi olmuĢtur.29

Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in bir diğer üstadı Ebu Ali b. Alil el-Anezî‟ydi. el-Anezî, hadisçi, Belâgat

ve tarih ilimlerine sahip alimlerden biriydi. Muhammed b. Hebire el-Esedî (Ferra‟nın arkadaĢı

olan) ve Ġbn Ebu Fenen olarak meĢhur olan alim Ahmet b. Salih de onun hocaları arasında yer

almıĢtır. Ġbnü‟l-Mu‟tez, Tabakat adlı eserinde bu hocalarından bahsetmiĢtir. Ayrıca

Muhammed b. Ġmran ed-Dâbbî, ve tarihçi Belâzurî de Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in ders aldığı

hocalardandı.30

Bunun yanı sıra Basra ve Kufe dil mekteplerinin meĢhur âlimlerinden olan Muhammed

b. Yezid el-Müberred ve Ebu‟l-Abbâs es-Sa‟leb„den de dersler almıĢtır31

. Muhammed b.

Yezid el-Müberred çok meĢhur bir lügat ve edebiyat âlimiydi. O, Ġbnü‟l-Mu‟tez‟e sık sık

uğrar ve onunla beraber kalır ve meclislerine katılırdı. Müberred‟in kendisine ait Tabakatı

vardı. Ġbnü‟l-Mu‟tez hocasının bu Tabakat‟ından birçok konu rivayet etmiĢtir. Ġbnü‟l-Mu‟tez

Ebu‟l-Abbâs Ahmed b. Yahya ile bir çok kere görüĢmüĢ ve kendisiyle mektuplaĢıp bir çok

konuda sualler sormuĢtur.32

24 ġemsuddin Muhammed b Ahmed b Osman ez-Zehebî , “Seyru A‟lami‟n-Nubelâ”,Muessetu‟r- Risâle, Beyrut

1993, XV, 46. 25 Ġbn Hallikân, a.g.e., III, 76. 26 Ġbnu‟l-Mut‟ez, a.g.e., s. 10. 27 Ġbnu‟l-Mut‟ez, a.g.e., s. 10. 28 Ġbnu‟l-Mut‟ez, a.g.e., s. 10; el-Büstânî, a.g.e., s. 5-6. 29 Ġbnu‟l-Mut‟ez, a.g.e., s. 10.

30 Ġsmail DurmuĢ a.g.e., VII, 143; Ġbnu‟l-Mut‟ez, a.g.e., s. 10. 31 el-Büstânî, a.g.e., s. 5-6.; DurmuĢ, a.g.e., XXI, 143. 32 Ġbnu‟l-Mut‟ez, a.g.e., s. 10.

Page 7: Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/G00155/2016/2016_BOZANM.pdf · Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumu gizlice öldr ldğnden24 veya Muktedir‟in

Kadim Akademi

1. 1. 2. Talebeleri

Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in, ulaĢabildiğimiz tek talebesi Ģiir alanındadır. Talebelerinden Ebû Bekir

es-Sûlî, Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in yaĢadığı döneme ulaĢmıĢ, onu görmüĢ ve ondan sonrada uzun yıllar

yaĢayıp onun Ģiirlerini rivayet etmiĢtir. es-Sûlî, Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in Ģiirlerini neĢretmiĢ ve

EĢ‟âru‟l-Evladi‟l-Hulafa adlı eserinde onun Ģiirlerini nakletmiĢtir. es-Sûlî Ġbnü‟l-Mu‟tez

hakkında Ģöyle diyor: “ O HaĢimoğullarının mutekaddimin Ģairlerinden ve alimlerindendir.

Rivayet ve semaa‟ dalında yetiĢenlerdendir. Onun bulunduğu mecliste Haddesena ve

Ahbarena kelimeleri çokça kullanılırdı. Evi edebiyatçıların uğrak yeriydi. Edebiyatçılardan

bir cemaat her zaman onun yanında otururlardı”.33Öğrencisi olarak Ebû Bekir es-Sûlî

Mu‟tez‟in divanını da derlemiĢtir.34

2. Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in Eserleri

Ġbnü‟l-Mu‟tez, Arap Belâgatı, Ģiiri ve tabakata dair önemli bazı eserler kaleme almıĢtır.

Bu eserlerin bir kısmı günümüze kadar da ulaĢmıĢtır. Kaleme aldığı eserlerden bilinenleri

kısaca Ģunlardır:

1- el-Bedî‟,

2- Tabakâtü‟Ģ-ġu‟ârâ, 3- Kitâbü Serikati‟Ģ- ġu‟ârâ, 4- Risale fi Mehâsini Ebî Temmâm ve Mesâvihi,

5- Kitâbu‟l-Âdâb,

6- Kitâbu‟l-Mükâtebâtu‟l-ihvan bi‟ĢĢi‟r

7- Fusulü‟t-Temasil fi TebaĢiri‟s-Surür (Kitabu‟Ģ-ġarab) 8- Urcuze fi Tarihu‟l-Mu‟tazıd-Billâh

9- Resa‟ilüĠbnü‟lMutezfi‟n-Nakdve‟l-Edebve‟l-Ġctima

10- KitabuFihiErcuze Fi Zemmi‟s-Subuh

11- Divan

12- El-Fusulü („Ģ-ġigari)‟l-KiĢari

13- El-Cami fi‟l-Gina

14- Kitabu‟l-Cevarihve‟s-Seyd 15- Kitabu‟l-EĢaru‟l-Muluk

16- Kitabu‟z-Zuherive‟r-Riyaz35

Onun bueserlerinden önemli bazılarınadeğinmek istiyoruz.

2. 1.el-Bedî‟

Arap Belâgatine ve edebî sanatlarına dair kaleme alınmıĢ ilk müstakil eseridir. Ġbnü‟l-

Mu‟tez bu eserinde on sekiz edebî sanatı ele almıĢ ve bunları da ayet, hadis, sahabe sözleri ve

eski Ģairlerin Ģiirleriyle açıklamıĢtır. Abbâsî döneminin ilk Ģairlerinin, bedî‟ sanatlarını çok

fazla kullandıklarını ve bununda yeni bir Ģiir tarzıymıĢ gibi gösterdiklerini görülmüĢtür.

Hâlbuki edebî (bedî‟) sanatının Kur‟an‟da ve Hz. Peygamberin hadislerinde ayrıca eski

Ģairlerin Ģiirlerinde de bulunabildiğini bu eserinde kanıtlamıĢtır.36 Bu eserde “istiâre, tecnîs,

tibâk, reddü‟l-acüz ale‟s-sadr ve el-mezhebü‟l-kelâmî adlarını verdiği beĢ türü “temel sanatlar” (usul) kategorisi altında incelemiĢtir. “Mehâsinü‟l-Kelâm” adı altında da on üç

sanattan daha söz eder. Ondan sonra onu takip eden bazı Ģairler de bu sanatları 150 ye kadar

çıkartmıĢtır. Bu eser ilk defa Ignaty Yulianovich Krachkovsky tarafından Ġngilizce olarak

154

33 Ġbnu‟l-Mut‟ez, a.g.e., s. 10.

34DurmuĢ, a.g.e., XXI, 144. 35 Ġbn Hallikân, a.g.e., III, 77; DurmuĢ, a.g.e., XXI, 146. 36 Ġbnü‟l-Mu‟tez, “el-Bedi”, Dâru‟l-Mesîra, Beyrut 1982, s. 3.

Page 8: Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/G00155/2016/2016_BOZANM.pdf · Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumu gizlice öldr ldğnden24 veya Muktedir‟in

Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumu

Londra‟da, 1935 tarihinde basılmıĢtır. Muhammed Abdulmun‟im el-Hafaci tarafından Ģerh

edilerek yayımlanmıĢtır37

.

2. 2. Tabakatü‟Ģġuarâ

Bu eser Arap Belâgatında ve Arap edebî kültüründe en önemli eserlerden biri olmuĢtur.

Ġbnü‟l-Mu‟tez‟den rivayetler eden birçok Belâgatçı bu eserin ismini Tabakatü‟Ģ-ġu‟ârâ

olduğunu belirtmiĢlerdir. Hamza el-Esbehânî ise bu eserin ismini diğer Belâgatçilerden farklı

olarak el-Ġhtiyar Min ġi‟r‟il-Muhaddisîn olarak isimlendirmiĢtir.38

Ġbnü‟l-Mu‟tez bu eserde Abbâsî döneminin bazı Ģairlerinin Ģiirlerinden kısımlar

aktarmıĢtır. Arap Belâgatçıları Abbâsî Ģairlerini “Muhdesun” olarak isimlendirmiĢlerdir.

Ġbnü‟l-Mu‟tez bu Muhdes Ģairlerle alakalı eser yazmıĢtır. Ancak bu hususta eser kaleme alan

ilk Belâgatçi değildir. Çünkü kendisinden önce hocası Müberred‟in yazmıĢ olduğu “Ravza”

adlı eseri mevcuttur. Bunun dıĢında da kendisiyle aynı dönemde veya kendisinden önce

yaĢamıĢ edebiyatçı Harun b. Ali el-Müneccim‟in “el-Barii” adlı bir eseri vardır. Ġbnü‟l-

Mu‟tez kendi döneminde yaĢayan insanların bu “Muhdesun” Ģairlerin, Belâgatçilerin

haberlerine ve Ģiirlerine önem verdiklerini ifade etmektedir. Ġbnü‟l-Mu‟tez kendi döneminde

meĢhur olan bazı lügatçileri kısa bir Ģekilde ele almıĢtır. Bunları da ele alırken ince eleyip sık

dokumuĢ ve en önemlilerini bu eserinde zikretmiĢtir. Bundan dolayı Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in eseri

edebiyatçıların ve tarihçilerin vazgeçilmez kaynaklarından biri olmuĢtur. Çünkü bu kaynakta

bulup diğer kaynakta bulamayacakları bilgiler mevcuttur. Mesela kendisi diğer eserlerde

bulunmayan ama kendisinin bulup rivayet ettiği 1500 beyitten fazla Ģiiri tespit etmiĢtir.39

Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in bu eseri, Ġbnu‟s-Sellâm el-Cumâhî‟nin Tabakâtü‟Ģ-ġu‟ârâ eserinden

sonra türünün ikinci örneğidir.40

ġair bu eserinde kendisiyle beraber vakit geçiren, onun meclislerinde bulunan, onunla

zaman geçirmek için gayret sarf eden altmıĢ kadar Abbâsî Ģairlerinden bahsettiğini 155 görebiliyoruz. Ancak kendisi eserinde, Abbâsî devleti döneminde yaĢamıĢ bütün Ģairleri

zikretmemiĢtir. Örneğin Yahya b. Ziyâd el-Hârisî ve Dîku‟l-Cin, Ġbni‟r-Rûmî gibi yirmiden

fazla Ģairi zikretmemiĢtir. Özellikle Ġbni‟r-Rûmî‟yi eserine almamıĢtır. Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in

hilafetten düĢürülüp öldürülmesiyle er-Rûmî onun hakkında hiciv Ģiirleri söylemiĢtir. Diğer

taraftan er-Rûmî, Halife Mütezid‟in ölmesiyle Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in hapse atılmasını sağlayan,

onun hakkında tutuklama kararı çıkaran Kasım b. Ubeydullah ile dost olup, onunla birlikte

hareket ediyordu.41 Bu bilgilerden Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in belki kendi hasımlarını ve kendisiyle iyi

geçinmeyen, ona karĢı olan bazı Abbâsî Ģairlerini bu yüzden eserinde zikretmemiĢ

olabileceğini anlayabiliyoruz.

Abbâs Ġkbal ve Muhammed Abdulmün‟im el-Hafaci gibi bazı edebiyatçılar Ġbnü‟l-

Mu‟tez‟in bu eserini ömrünün sonlarına doğru kalem aldığı bunun da h.293-296 yılları arasına

denk geldiğini bildirmektedirler. Farklı bir görüĢte ise Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in Tabakâtı‟nı otuz iki

yaĢ dolaylarında yazdığını bu da h. 280 yılı olduğunu ifade etmektedirler.42

Bu eser ilk defa Abbâs Ġkbal tarafından Ġngilizce olarak Londra‟da 1939 da basılmıĢtır.

Daha sonra Abdussettâr Ahmed FerrÂc tarafından da neĢredilmiĢtir.43

2. 3. Kitabü‟s-Serikati‟Ģ-ġuarâ

37DurmuĢ, a.g.e., XXI, 146. 38 Ġbnü‟l-Mu‟tez, a.g.e., s. 5. 39 Ġbnü‟l-Mu‟tez, a.g.e., s. 10. 40 DurmuĢ, a.g.e., XXI, 146.

41 Ġbnü‟l-Mu‟tez, a.g.e., s. 5. 42 Ġbnu‟l-Mut‟ez, a.g.e., s.14. 43 DurmuĢ, a.g.e., XXI, 146.

Page 9: Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/G00155/2016/2016_BOZANM.pdf · Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumu gizlice öldr ldğnden24 veya Muktedir‟in

Kadim Akademi

Bu eserde Ġbnü‟l-Mu‟tez, eski Ģairlerin yeni Ģairlere olan üstünlüğünü ortaya koymak

amacıyla ve aynı zamanda yeni Ģairlerin eski Ģairlerin Ģiirlerinden yapılan çalıntıları edebi

tenkitle eleĢtirilerek ele aldığı bir eserdir. Eserde dil ve edebî kusurlara da değinilmiĢtir.

2. 4. Kitabu‟l-Âdâb

Bu eser hikmetli sözlerle ve anonim vecizeleri içeren bir kitaptır. Ġbnü‟l-Mu‟tez bu

eserinde Ġbnu‟l-Mukaffâ‟nın Hikemiyyâtı adlı eserinin etkisi çok yoğun bir Ģekilde görülür.

Eseri IgnatyYulianovichKrachkovsky 1924 Napoli‟de, ayrıca aynı eseri müstakil olarak

Uppsala 1935 Londra‟da ve yine Sabih Redif tarafından da 1972‟de Bağdat‟ta

yayımlanmıĢtır.

2. 5. Fusûlü‟t-Temâsil fî TebâĢîri‟s-Surûr

Ġbnü‟l-Mu‟tez bu eserini m. 892 yıllından sonra kalem alınmıĢtır. Eser ilk defa

Kahire‟de 1925 tarihinde yayımlanmıĢtır.

2. 6. Urcûze fî Târîhi‟l-Mu‟tazıd-Billâh

Bu eserde 417-420 beyitlik dolaylarında manzumeler bulunup, Mu‟tazıd-Billâh

dönemine iliĢkin tarihi bir belge niteliğini taĢımaktadır. Aynı zamanda Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in bu

eserindeki uzun kasidesi, didaktik ve tarih türünün ilk ve en güzel örneklerinden sayılmıĢtır.

Eser Ġlk defa Otto Loth tarafından Almanca Ģerh ve tercümesiyle birlikte,1882 tarihinde

Leipzig‟te neĢredilmiĢtir.

2. 7. Resâilu Ġbni‟l-Mu‟tez fî‟n-Nakd ve‟l-Edeb ve‟l-Ġctimâ‟

Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in bu eserini Muhammed Abdulmünim el-HafaciderleyerekneĢretmiĢtir.

Eser Muhammed Abdulmünim el-Hafaci‟nin uzun bir mukaddimesiyle birlikte 1946

Kahire‟de yayımlamıĢtır.

2. 8. Divân

Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in on bölümde oluĢan bir eseridir. Bu divan ilk defa Aziz Zend tarafından

1792Kahire‟de neĢretmiĢtir. Bunun dıĢında Muhammed Bedi ġerif geniĢ bir incelemeyle

birlikte ilmi neĢrini gerçekleĢtirmiĢtir (Kahire 1977-1978). Yine müellifin öğrencisi

rivayetiyle gelen Divan, Bernhard Lewintarafından ġi‟ru (Abdillah) Ġbnu‟lMu‟tez adıyla

yayımlanmıĢtır. Talebesi Ebubekir es-Suli, Kitabü‟l-Evrak adlı eserinin bir bölümünü

Ġbnu‟lMu‟tez‟in Ģiirlerinden yaptığı seçmelere ayırmıĢtır.

2. 9. el-Fusûlu (Ģ‟ġigârî)‟l-KiĢârî

Ġbnü‟l-Mu‟tez bu eserinde hikemiyyât, ahlak, âdâb ve siyaset gibi konulara değinip, bu

alanlara dair anonim sözlerden derlenmiĢtir. Eser 887‟den önce kaleme alınmıĢ olup er-

Resâil‟in içinde zikredilmiĢtir.

2. 10. el-Cami‟ fî‟l-Gina

Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in talebesi Ebubekir es-Sûlî tarafından derlenmiĢ olan divanında yer alan

Ģiirler fahr, medih, gazel, muatebat, tardiyat, vasf, hamriyyat, risa, zühd ve hica olmak

baĢlıkları altında derlenmiĢtir. Bazı Ģiirlerinde kendi cömertliklerinden, yiğitlik ve

cengaverliğiyle Ģairliğini methetmiĢtir. Hz. Peygamberin amcası Abbâs ve diğer atalarının

yiğitlikleriyle övünmüĢtür. Farklı Ģiirlerinde ise Abbâsî hanedanlığının hilafete liyakatli

olduğunu iĢlemiĢ buna karĢı çıkan ġia ve Hâricîler gibi kesimleri de eleĢtirmiĢtir. Abbâsî

hanedanından biri olduğundan dolayı Ģiirlerini para veya mal, mülk elde etmek için

yazmamıĢtır. Dolayısıyla methiyelerinde çok fazla bir abartı bulunmadığını ve gerçekçi bir

156

Page 10: Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/G00155/2016/2016_BOZANM.pdf · Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumu gizlice öldr ldğnden24 veya Muktedir‟in

Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumu

üslup kullandığı görülse de hissi davranıp mersiyeleri arasında babası Mu‟tez-Billâh

veMu‟tazıd-Billâh hakkındaki manzumeler de kaleme almıĢtır.44

3. Edebî KiĢiliği ve Eserlerinin Değerlendirilmesi

Edebi KiĢiliği

Ġbnü‟l-Mu‟tez edîb, belîğ, Ģair bir kiĢiliğe sahip olup, ölümüne sebep olacak olan olaylar

meydana gelinceye kadar âlimlerin, Ģairlerin ve ediplerin meclislerinde bulunmuĢ ve onlarla

beraber vakit geçirmiĢtir45. Kendi dönemindeki Ģairlerden farklı olarak, değiĢik tür ve

temalarda bulunmuĢtur. Bundan dolayı da kendisine “Zamanın büyük Ģairi” ve

“HaĢimoğulları Ģairi” gibi lakaplar verilmiĢtir. Ayrıca kendi dönemindeki muasırları

hakkındaki bilgi verdiği zaman bile senet yoluyla vermeye çalıĢmıĢtır. O edebî kiĢiliğinde

diğer Ģair ve Belâgatçilere benzememekteydi. Abbâsî hanedanına mensup olması, bir

halifenin oğlu, emir ve veliaht olması onu diğer Ģairlerden farklı kılmıĢtır. Kendisi insanların

arkasından dolaĢıp onlardan haberler almaz. Bilakis o kendi evinde durur, insanlar ona

haberleri ve duydukları bilgileri ulaĢtırırdı. Ġbnü‟l-Mu‟tez sadece bir râvi değildi. Bilakis

doğası gereği Ģiirden, edebiyattan lezzet alır; bir konuda kendi bildiği doğruyu kimseden

çekinmeden ifade ederdi.46

Bunun yanı sıra kendisi Ģiirlerinde hayalindeki tasvirleri somutlaĢtırıp Ģiirlerinde

gerçekmiĢ ve yaĢanmıĢ Ģeyler gibi yansıtmıĢtır. Bundan dolayı da kendisine “hayali Ģiirlerin

Sultanı” diye lakap verilmiĢtir.47 ġiirlerinde hicve pek yer vermemiĢ ve bu Ģekilde de Ģöhret

olmamıĢtır. Çünkü kendisi diğer Ģairler gibi Ģiirlerini geçim kaynağı olarak nazmetmiyordu.

Aynı zamanda insanlar arasındaki eĢitlik, barıĢ, hoĢgörü ve kardeĢliği savunan bir edebiyatçı

ve Ģair olduğundan dolayı Ģiirlerinde ağır bir dil kullanmamıĢtır. YaĢantısında da karĢılaĢmıĢ

olduğu sorun ve sıkıntıları diğer Ģairler gibi hicvetmemiĢ o ya kütüphanesine kapanmayı ya da

sukût etmeyi tercih etmiĢtir. Cariye, muganniye ve muganniler için söylemiĢ olduğu gazel 157 türünde Ģiirleri vardır. Kasidelerinin giriĢ kısmında kadın güzelliğini tasvir ettiği

manzumelerin yanında erkek güzelliğini terennüm ettiği parçalarda vardır. Es-Sûlî ve Ebû‟l-

Ferec‟e göre Ġbnü‟l-Mu‟tez bu iki gazel türünde de ustadır.48

Ġbnü‟l-Mu‟tez prenslerin birçoğu gibi rahat bir hayat yaĢamıĢ ve vaktinin çoğunu

eğlence meclislerinde geçirmiĢtir. Eğlenceye düĢkün olduğundan dolayı içki ve Ģarap

hakkında epey Ģiirler nazmetmiĢ ve bundan dolayı da kendi döneminin en fazla Hamriyyat

Ģiiri yazan Ģairi olarak kabul edilmiĢtir.

Çocukluk yıllarından beri av merakı olduğundan ve av partilerine katıldığından dolayı

Tardiyyat türü Ģiirleri de bulunmaktadır. Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in en güzel ve yoğun teĢbihleri tasvir,

Hamriyyât, Tardiyât ve Gazeliyyât türü Ģiirlerinde görülür.

Ġbnü‟l-Mu‟tez Ģiir ve edebiyat alanında gelenekçi bir düĢünceye sahipti. Abbâsî

devletinin reform fikri onu etkilememiĢtir.49

Ġntibaiyye ilkesinin de öncülüğünü yapmıĢtır. Yani bir edebi parça veya Ģiirdeki güzelliğin ve çirkinliğin kurallara göre değil de dil zevkine göre olması gerektiğini savunur. Ġbnü‟l-Mu‟tez ileri derecede musiki kültürüne sahipti. Bu alanda da yenilikçi bir çizgi takip etmiĢ ve bazı musiki notaların da değiĢmesinin gerektiğini

ifade etmiĢtir. Aynı zamanda Ģair kendi Ģiirlerinden bazı besteler de yapmıĢtır50.Ġbnü‟l-Mu‟tez

bunların yanı sıra Ģiirlerinde gelenekçi bir edebiyatçı olmuĢtur. Kendisi çok zeki olduğundan dolayı Ģiirlerinde kendi zamanının problemleri veya kendi dönemindeki konular ilgisini

44 DurmuĢ, a.g.e., XXI, 146. 45 Ġbn Hallikân, III, 76. 46 Ġbnu‟l-Mut‟ez, a.g.e., s. 11. 47

el-Büstânî, a.g.e., s. 5-6. 48 DurmuĢ, a.g.e., XXI, 146. 49 el-Büstânî, a.g.e., s. 5-6. 50 DurmuĢ, a.g.e., XXI, 146.

Page 11: Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/G00155/2016/2016_BOZANM.pdf · Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumu gizlice öldr ldğnden24 veya Muktedir‟in

Kadim Akademi

çekmemiĢtir. Kendinden önce gelen seleflerinin Ģiirleriyle ilgilenmiĢtir. Ġbnü‟l-Mu‟tez çağdaĢı

olan Ģairlerden etkilenmeyip onların Ģiirlerinde iĢlemiĢ oldukları konulardan daha farklı

konular ve türler üzerinde çalıĢmıĢtır. Bu da Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in seleflerini takip ve taklit ettiğini

ve kadim Arap Ģiirlerine ve Belâgatine döndüğünün bir göstergesidir.

3. 2. Eserlerinin Değerlendirilmesi

Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in, Urcûze fî‟t-Târîhi‟l-Mu‟tazid adlı uzun kasidesi didaktik ve tarih

türünün ilk ve en güzel örneklerindedir. Bazı dostlarına yazdığı manzum mektuplarıyla

Ġhvâniyyât türü Ģiirin de öncülerinden sayılmıĢtır. Hikemiyyât ve Zühdiyyât‟a dair Ģiirleri de

bulunmaktadır. Nesirde akıcı, yalın ve anlaĢılması zor olmayan doğal bir dil kullanırdı. M. IX

yüzyılda kendi baĢına müstakil bir yapıya ulaĢan edebi tenkidin önemli simalarından biri

olmuĢtur. ġiirlerinde de ağır bir dil kullanmamıĢtır.51

Ġbnü‟l-Mu‟tez teĢbih sanatını çok iyi kullanmıĢtır. TeĢbih türü Ģiirini kendi çağdaĢları

arasında en iyi kullanan Ģair ve edebiyatçı olmuĢtur.52 Bundan dolayı Mu‟tez‟in teĢbihleri de

Arap Belâgatinde darb-ı mesel olmuĢtur. Ġbnü‟l-Mu‟tez Ģiirlerinde teĢbihlerin dıĢında istiare, cinas, tıbak, mecaz, kinaye ve tevriye gibi edebi sanatları da gayet baĢarılı bir Ģekilde

kullanmıĢtır.53

Ġbnü‟l-Mu‟tez, Ġmru‟l-Kays gibi Ģairleri örnek alarak Ģiirlerinde betimleme sanatına

çokça yer vermiĢtir. Kendinden önceki Ģairleri, özellikle de Ġmru‟l-Kays‟ı, örnek aldığından

dolayı onun üslubunu, Belâgatini onda da görebilmekteyiz.54

Sonuç

Ġbnü‟l-Mu‟tez, yaĢadığı yüzyılın siyasi atmosferi içinde bir yandan hanedan üyesi

olarak, diğer yandan da bir edip ve Ģair olarak fırtınalı bir hayat yaĢamıĢtır. Doğduğu andan

itibaren iktidarın baĢkentinde hatta çoğunlukla saray veya yakın çevresinde hayat sürmüĢ

olması bunda önemli bir etkiye sahiptir. Bu yaĢam Ģeklinin kendisi üzerinde önemli etkileri

olmuĢtur. Öncelikle eğitim açısından önemli avantajlara sahip olmuĢ ve genellikle özel

hocalardan ders almıĢtır. Bunlar arasında Ahmed b. Saîd ed-DımaĢkî, Muhammed b. Yezîd

el-Muberred ve Ebû‟l-Abbâs es-Sa‟leb gibi döneminin önemli âlimleri de vardır. Ayrıca ilim

erbabıyla bir araya gelecek meclisler düzenleme imkânına sahip olması da onun ilmî

geliĢimine katkıda bulunmuĢtur. Birçok hocadan ders almasına rağmen onun talebe yetiĢtirme

konusunda özel bir hassasiyete sahip olmadığı anlaĢılmaktadır. Öyle ki, talebesi olarak tek bir

isimden, Ebubekir es-Suli‟den bahsedebiliyoruz.

Ġbnü‟l-Mu‟tez‟in tespit edebildiğimiz kadarıyla 16 eseri vardır. Bunlar arasında Arap

Belâgatine ve edebi sanatlarına dair kaleme alınmıĢ ilk müstakil eser olan el-Bedi‟ en

önemlisi olarak kabul edilebilir. Bunun dıĢında Tabakâtü‟Ģ-ġuarâ, Divan ve Kitâbu‟l-Âdâb

önemli diğer eserleri arasında sayılabilir. YaĢadığı dönemde “Zamanın büyük Ģairi” ve

“HaĢimoğulları Ģairi” gibi isimlerle anılması Ģairliğinin ön planda olduğunu göstermektedir.

Ayrıca Ģiirlerinde hayalindeki tasvirleri somutlaĢtırıp Ģiirlerinde gerçekmiĢ ve yaĢanmıĢ Ģeyler

gibi yansıtabilme yeteneği sebebiyle “hayali Ģiirlerin Sultanı/Kralı” diye de adlandırılmıĢtır.

Onu, dönemindeki diğer Ģairlerden farklı kılan unsur çağdaĢı olan Ģairlerden

etkilenmeyip onların Ģiirlerinde iĢlemiĢ oldukları konulardan daha farklı konular ve türler

üzerinde çalıĢmıĢ olmasıdır. Bu yönüyle yaĢadığı dönem için özgünlük sergileyen Ġbnü‟l-

Mu‟tez, Ġmru‟l-Kays gibi Ģairleri takip etmiĢ ve kadim Arap Ģiirlerine ve Belâgatine

dönmüĢtür.

KAYNAKÇA

158

51 DurmuĢ, a.g.e., XXI, 146.

52 el-Büstânî, a.g.e., s. 5-6. 53 DurmuĢ, a.g.e., XXI, 146. 54 el-Büstânî, a.g.e., s. 5-6.

Page 12: Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/G00155/2016/2016_BOZANM.pdf · Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumu gizlice öldr ldğnden24 veya Muktedir‟in

Sosyal Bilimler Genç Akademisyenler Sempozyumu

El-Büstânî, Kerim, Divânu Ġbnü‟l-Mu‟tez, Dâru Sadr, Beyrut t.y.

DurmuĢ, Ġsmail, “Ġbnü‟l-Mu‟tez”, DĠA, XXI, Ankara 2000.

Ġbn Hallikân, Ebul Abbâs ġemsuddinAhmed b. Muhammed b. Ebubekir, Vefeyatu‟lA‟yan,

Dâru Sadr, Beyrut, t.y.

Ġbnü‟l-Mu‟tez, Ebul Abbâs Abdullah, el-Bedi, Daru‟l-Mesire, Beyrut, 1982.

Tabakatu‟Ģ-ġuarâ (thk. Abdussettar AhmedFerrac), Dâru‟l-Meârif, Kahire 1119.

Karagöz, AĢır, Abbâsî Halifesi Mu‟tezz ve Dönemi, Kayseri, EÜSBE (BasılmamıĢ Yüksek

Lisans Tezi), 2013.

es-Seâlebî, Ebû Mansûr Abdulmelik b. Muhammed b. Ġsmail, Simâru‟l-Kulûb fi‟l-Muzâfi ve‟l-

Mensûb, Dâru‟l-BeĢâir, Kahire 1994.

ez-Zehebi, ġemsuddin Muhammed b Ahmed b Osman, Siyeru A‟lami‟n-Nubelâ, Muessetu‟r-

Risâle, Beyrut 1993.

159