step dergisi sayı 5 haziran 2014

36

Upload: stepdergisicom

Post on 31-Mar-2016

228 views

Category:

Documents


5 download

DESCRIPTION

Hasan Aslanoba, Fuat Sami, Okan Tütüncü, Serkan Köse, Salih Çaktı gibi flash isimlerin tecrübelerinin aktarıldığı dergi yayında...

TRANSCRIPT

Page 1: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014
Page 2: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

Genç girişimciler, sektörlerin önde gelen girişimcilerini, girişimcilikle alakalı haberleri en güncel yerinden takip etmek istiyorsanız artık çok kolay..

Step Dergisini istediğiniz yerde istediğiniz zaman okuyabilirsiniz..

Siz istediğiniz taktirde başarı bir tık ötenizde..

/stepdergisi /StepDergisi

Page 3: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

Genç girişimciler, sektörlerin önde gelen girişimcilerini, girişimcilikle alakalı haberleri en güncel yerinden takip etmek istiyorsanız artık çok kolay..

Step Dergisini istediğiniz yerde istediğiniz zaman okuyabilirsiniz..

Siz istediğiniz taktirde başarı bir tık ötenizde..

/stepdergisi /StepDergisi

EDİTÖRDEN

Merhaba saygıdeğer okurlarımız;

Dergimizin 5.sayısını çıkartma gururunu yaşar-ken aynı zamanda birinci yılımızı kutlamaktayız. Bu heyecana birkaç genç yetenekli insan olarak başladık. Biz, mutlu ve güzel bir fotoğraf karesi-nin renkleriyiz.Fotoğrafın güzel olmasının sebebi pozlar değildir; fotoğrafçı da değildir, aslında fotoğrafın güzel olmasının sebebi zıt renklerin birbiri ile uyumu ve ruhudur. Biz farklı renkten farklı ruhlara sahip; fakat bir araya geldiğinde armoni yakalayan bir ekibiz. Bu derginin her bir noktasında, her bir sayfanın köşesinde bu renk-lerin bir dokunuşu, bir emeği var ve bu emeği veren bu ekip içinde olan herkes eminim ki bu fo-toğrafın içinde yer almaktan mutludur. Biz birinci yılımızı 4. Sayımızı tamamladık. Bu yüzden biraz bizden bahsetmek istedim, bu fotoğraf karesi daha da güzelleştirerek sizle paylaşımlara devam edeceğiz..

Nazgol KALAMİ[email protected]

KÜNYEKurucular

Kemal Talha KOÇFatih ÇAPAK

Genel KoordinatörEsma KAPLAN

EditörBurak ARIK

Sosyal Sorumluluk KoordinatörüErcan KARAÇELİK

Röportaj SorumlularıM. Ebsar ERENMetin ŞAHİN

Emre ALTUNOK

Kurumsal İletişim SorumlusuTalha KOÇ

İş Geliştirme SorumlusuFatih ÇAPAK

Fotoğraf ve Görsel İçerik KoordinatörüNazgül Ece KALAMİ

Tasarım KoordinatörüMuhammet GİRGİN

İletişim : [email protected]

Page 4: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

4

step

der

gisi

| say

ı 5

Page 5: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

5

step

der

gisi

| say

ı 5

Page 6: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

6

step

der

gisi

| say

ı 5Hasan ASLANOBAAslanoba Gıda Yönetim Kurulu Başkanı-Melek Yatırımcı

Page 7: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

7

step

der

gisi

| say

ı 5

Projeniz yeterli altyapıya sahip mi şuan yoksa fi-kir aşamasında mı?Fikir aşamasını geçtik ve çok ciddi yatırımlar yaptık şu an. Aslanoba Gıda bu sektörde Amiral Gemimiz olacak. Bu iş gerçekleşir ise, milyar dolarlık bir pro-je olacağını düşünüyorum.

Projeniz hayat bulursa potansiyel ihtiyaca nasıl cevap vereceksiniz?Bursa Kemalpaşa’da kapalı bir fabrikamız var şu anda. Meyve suyu, süt ve et alanında çalışan bir fab-rikamız var. Besi çiftliklerimiz var diğer ürünleri de diğer firmalardan yardım alarak ya da direk toprak alarak evlerine göndereceğiz ve bunu kendi aracı-mızla yapacağız. Şu an bölge bölge gitme amacında-yız, pilot bölgemiz Bursa. Nihai amacım, büyük bir e-grossmarket oluşturmak. Dağıtım bölgelerini biz üstleneceğiz ya da teslimat noktaları oluşturacağız, bu şekilde daha ucuza gelmiş olacak. 2014 sonuna doğru İstanbul’a girmeyi hedefliyoruz.

Erikli’den sonra Nestle Waters’la devam ettiniz. O dönem bir master planı yapmışsınız, bundan bah-sedebilir misiniz?Şirketi büyütebilmek amacıyla fabrikayı büyüterek stoklama ve şişeleme alanını artırdık. Su işi demek lojistik işi demek. 25 dönümlük alanı 75 dönüme; üretim kapasitemizi de 2.5 katına çıkardık. 6 yılda 170m’lik yatırım yaptık ve verimsiz fabrikalarımızı kapatıp tüm fabrikaları tek yerde topladık, master plan bu.

Web tabanlı sistemden bahsettiniz, bu alana ilk il-giniz o zamanlar mı başladı?Evet, Bursa’daki IT ekibimiz çok iyi ve benim de IT deki verimlilik ilgimi çekiyordu. O ekibi değer-lendirerek çok iyi bir sistem kurduk ve verileri elde ederek 700 bayideki dataları tek merkezde topla-yabildik. Bu şekilde tüketicilerimizin satın alma alışkanlıklarını gözlemledik. Bizi terkeden olduğu zaman arayıp re-marketing yapabildik; hatta bazı bölgelerde sadece tuşlama ile sipariş alan bölgeler de vardı ve bunu da tamamen biz kurduk. Siste-min çalışması şu şekildeydi: Ekranda arayan bilgisi caller-id tarafından hemen görülebiliyordu, biz de en yakın elemanımıza haber verip siparişi ulaştır-masını sağlıyorduk.

…İyi bir analiz sistemi kurmuşsunuz…Evet mobil teknolojiyi çok iyi takip ettik ve bu saye-de geliştik. Mobille de sipariş verebiliyorsunuz.

Eriklinin dağıtımında nelere dikkat ettiniz?Dağıtıma şirket olarak büyük önem verdik. Şirketi ikiye bölseniz yarısı dağıtıma, yarısı suya kalır. Bu yüzden lojistik desteğe özen gösterdik. Dağıtımda bayilere kolaylık sağlamak amacıyla web tabanlı bilgi sistemi oluşturduk. Bu sayede damacana suları bir mesajla evlere kadar ulaştırdık.

Bunları hangi yıllarda faaliyete geçirdiniz?2006’daki ortaklıktan önce bu sisteme geçtik. Nestle waters ve diğer ortaklarımıza(USA, uzakdoğu) da bu sistemi anlattık. Hepsi çok beğendi ve best prac-tice olarak kullanıldı.

Sivil toplum derneklerine de yardımınız söz konu-su. Suder’e başkanlık yaptınız, bu süreci anlatır-mısınız?Suder (Ambalajlı Su Üreticileri Derneği) ülkemiz genelinde faaliyet gösteren Ambalajlı Su Üretici-lerinin ve Ambalajlı Su Sektörüne yönelik faaliyet gösteren tedarikçi kuruluşların bir araya gelerek oluşturdukları sektörel bir sivil toplum örgütüdür. Bunun dışında Gusiad’da ve Voleybol Federasyo-nunda görev yaptım, çoğu yerden gelen teklifleri de vakit darlığı sebebiyle geri çevirmek zorunda kaldım. Ancak kadınlara yönelik sosyal bir proje olmasını umduğum TAZEDİREK (online süper-market alışverişi-bir gün sonrasına verilen sipariş-ler taze bir şekilde kapınıza kadar geliyor) Bursa’da pilot deneme sürecinde, ilerde marketten alabilece-ğiniz tüm ürünlere kadar bir genişleme olacak.Bu işi geleceğin perakendesinin temel iş mode-li olarak görüyorum. Sloganımız ‘’hesaplı tazelik kapınızda.” Temel kitlemiz şu anda ev hanımları, bu yüzden buradan gelen gelirin bir kısmı ile An-ne-çocuk sağlığı gibi kuruluşlara yardım edeceğiz. Amacım karşılıklı win-win bir proje olması. Aynı zamanda ev hanımlarının yaptıkları yemekleri site-mizde satmak gibi bir düşüncemiz de var. Bunun Amerika’da ve Dünyada da örnekleri mevcut. Ama-cımız arada mağaza olmadan tarladan-eve ya da az vakti bulunan çalışan kadınlar için hazır yemek- dondurulmuş değil- lezzetli ev yemekleri, ısıt ve ye tarzında olacak.

Bir girişimcinin belki de en büyük sorunu, bu fik-ri hayata geçirebilme sürecidir. Girişimciye hem maddi hem de manevi destek gerekir, küçük bir kıvılcımla büyük bir ateş çıkarmaksa yatırımcının elindedir. Birçok büyük girişime destek vererek ha-yata geçirmiş ve bu yönde girişimcileri çok iyi tespit edebilen Hasan Aslanoba ile yatırımları hakkında

konuştuk.....................................................................................

Page 8: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

8

step

der

gisi

| say

ı 5

süreli ihalesi olsa ve cihaz vasıtasıyla kamyoncu es-nafı görse ve teklif verse, kobiler de teklifi değerlen-dirse ve herkes iş alabilse . Yollarda webnak hizmet noktaları koyacağız, Gebze gibi, Bursa gibi yerlerde kuruyoruz. Kamyoncu gelip sisteme üye olabilecek, bu şekilde bunun yazılımlarını geliştiriyoruz, on-dan biraz gecikme oldu; ama ilk denemeleri yaptık. Burada nakliye işi büyük pazar; çünkü milyonun üstünde kamyon var. 200 bin üstünde de nakliyeci esnafı var ve bu arz ve talep düzgün bir şekilde bu-luşamıyor. Webnak bunu yapacak ve komisyonunu da alacak tabii. Gördüğünüz gibi bu iki projeye bü-yük emek ve vakit harcıyorum, onun dışındaki tüm vaktimde Aslanoba Capital olarak birçok yatırım yaptık, startup projelere.

Startup projelere yatırım yaparken kriterleriniz nedir? Piyasada hızlı melek yatırımcı olarak bili-niyorsunuz, bu projelerin değerini neye göre belir-liyorsunuz?Ekibin kalitesine bakarım, çok iyi bir ekip olmalı ve getirdiği projelerde belli bir geçmişi olmalı, odak noktaları gerekirse sadece o iş olmalı ve yetenekli elemanlar olmalı. Ciddi bir yatırım yapacağım za-man, karşımda tecrübeli bir ekip görmek isterim. Açık olmak gerekirse üniversiteden yeni mezun ol-muş, daha ilk projesini getirmiş bir kişiye sadece to-hum yatırım yaparım ama 1 milyon dolar yatıracak-sam tecrübeli bir ekip isterim, bu birinci kriterim. Bir diğer kriterim ise girişimcilerin hedefledikleri pazarın büyük olması ve büyük bir sorunu çözebil-meleri. Genelde şöyle bir durum oluyor; projesine aşık bir şekilde geliyorlar, eee diyorum, yani ürün neyi çözecek, ona bakıyorum. Büyük bir problemi halletmesi gerekir, projeye aşık olması önemli değil; o yüzden ürün odaklı değil sorun odaklı olmanız lazım. Kimsenin dikkatini çekmediği, yerleşik bir rakibin olmadığı projeler önceliğimiz, eğer yerleşik rakip varsa inovasyon yapıp farklılık sağlanması ge-rekir.

Yaptığınız yatırımlardan beklentiniz nedir ve iyi ki yaptım dediğiniz yatırım var mı?Var tabii ki beklentim, yatırımların başarılı olmala-rını ve yaşamalarını istiyorum. Katı para getirmeleri önemli değil; ama bir şey başarsınlar ve o başarıda benim de payım olmuş olsun. İki çarpan beş çar-pan getirmesi önemli değil, benim başarı kriterim bir koydum beş kazanmalıyım gibi de değil; müm-

Başarınız da işletmede eğitim almanız kadar IT ye yönelmeniz de oldu, başka neler var?Finans masterı yaptım, Dünyadaki iş modellerini takip ettim, pazarlama kitapları okudum, ekono-mik değerin nasıl yapıldığını anlamaya çalıştım. Her zaman kendimi geliştirmeye çalıştım, finans ve pazarlama alanında çok iyi olduğumu söyleyebili-rim; aynı zamanda IT den kod seviyesinde olmasa da anlarım.

Kitap önerileriniz nelerdir?Guruların önerdiği kitapları ben de öneriyorum; mesela, “Competitive Strategy” iyidir. Diğer yandan “Profit Soon” beni etkilemiştir. Marketing üzerine birçok, şu anda ismini hatırlayamadığım, kitap var ama ilk ilgim Armağan Kırım Hoca ile başladı, o yabancı kitapları konuşma dilinde güzelce çevirirdi. Sonradan direkt ingilizce olanları okumaya başla-dım. Bu tarz kitapları herkese tavsiye ederim.

Yerli yatırımlarınızdan biri de Juce, artık her mar-kette var. Sizce bir şirketi kurduktan sonra onu ile-ri boyuta getirmenin sırrı nedir?Juce meyve suyu benim, su, meyve suyu, maden suyu üçlemesiyle ile ilgili olan düşüncemden doğdu; ama Nestle bunu istemeyince, sadece suya odaklan-dık. Bu yüzden Juce istediğim noktada değil ki. Çok önemli de değil benim amacım sadece “Tazedirek” modelini desteklemesi. Çünkü odak noktam Asla-noba gıdanın gelişmesi iki stratejik hedefim; çünkü meyve suyunda farklılaşma yakalayamadık. Yerle-şik firmalar o pazarda çok güçlü olduğu için. Biraz da Webnak’tan bahsedeyim: Webnak taşıma nakli-ye aracı alanında muazzam bi operasyon olduğunu görünce aklıma gelen bir proje; ancak yatırım için mobil teknolojilerin gelişmesini bekledim. Şimdi Webnak’ta pazar yeri modeli, yani arz ve talebi en iyi şekilde buluşturmayı hedefliyoruz Burada teda-rikçi olarak, kamyoncu esnafı var, bir de bu hizmete ihtiyaç duyan sanayiciler, kobiler veya nakliyeci şir-ketleri var. Kamyoncu götürdüğü malı teslim ettik-ten sonra, misal 50 km geri işyerine boş dönüyor, buraya eli boş dönmelerinin sanayi tarafından kısa

Yatırımların başarılı olmalarını ve yaşamalarını istiyorum.

Page 9: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

9

step

der

gisi

| say

ı 5

Günümüzün ve geleceğin trendleri sizce nelerdir biz şu an üniversite öğrencisiyiz ve tecrübeli sayıl-mayız, bizim sektörde ilerleyebilmemiz için öneri-leriniz nelerdir?Bence kesinlikle yeni ekonomi iş modellerine odak-lanın. Değer yaratmanın şartları değişti, oralarda yer almanızı tavsiye ederim; yani internet bazlı, mobil bazlı uğraşın. Bence doğru yerdesiniz müm-kün olduğunca tecrübe etmeye çalışın, ilk başta büyük yatırımlar alabileceğinizi düşünmeyin. First mover olmaya bakın ve tecrübeli ekiplerle çalışın, örneğin Facebook o şekilde oldu, Zuckerberg çok ciddi ve güçlü bir ekiple çalıştıktan sonra büyüdü. Size tavsiyem çok çalışın, tutkuyla bağlanın, zor-luklardan yılmayın, özel hayatınızdan taviz verin, çok ama akıllıca çalışın, esnek olun, yanlışta ısrarcı olmayın; ama inandığınız bir şeye de ısrar edebilir-siniz; ama tabii kendinize karşı dürüst olun, duygu-sal zekanız yüksek olmalı, bunun için biliyorsunuz, ben dijital zeka kavramını literatüre soktum ve onu kullanıyorum, o da gelişmiş olmalı, çok okumanız, çok araştırmanız ve sorgulamanız gerekiyor. Şimdi eski ekonomi sisteminde olup hiçbir şeyin farkın-da olmayan bir kesim hala snapchat niye üç milyar, dropbox on milyar dolar, whatsapp nasıl o kadar eder? Diyor. Bunlar teknolojiyi sadece yeni nesil cep telefonu sanıyorlar. Eski ekonomi karar verici-leriyle yeni ekonomi karar vericileri arasındaki fark iyice büyümeye başladı. Geleceğin servetleri yeni ekonomi karar vericilerinin eline geçecek, bunu Amerika’da çok rahat bir şekilde görüyorsunuz. Türkiye buna hala ulaşamıyor; çünkü hala internet zenginimiz yeterince yok; ama dün Pozitro’nun sa-hibi 100 milyon değer gördü, umarım anladıkları işe devam ederler, değerleri artar ve bu alandaki örnekler çoğalır ve internet zenginlerinin sayısı ar-tarsa kartopu gibi o tarafta da yatırım görürüz. Ben bu konuda garip bir örneğim; eski ekonomiden ka-zanıp yeni ekonomiye yatırıyorum. Siz aynı zamanda bir markasınız,markanızı iyi yö-netin, adınız soyadınız sizin markanızdır, onu iyi yönetin va çalıştığınız yerde iyi bir iz bırakın. Kendi markanızı yönetmeye dikkat edin, çok keyifli soh-betti, sağolun, teşekkürler.

kün olduğu kadar yeni iş modeli kazandırmak isti-yorum; ama tabii başarısız olan projelerin de fişini çekerim.“Bi Taksi” yatırımını beğeniyorum; çünkü insanların hayatını kolaylaştırmak, onlara bir şey sunabilmek, değer katabilmek önemli ve bu hoşuma gidiyor. Bunun dışında Vivense, aracı olmaksızın mobilyaları üreticiden direkt eve gönderen bir sis-tem maliyeti yüzde otuz azaltıyor.“Hemenkiralık” var orada da kısa süreli bir günlük iki günlük ev ki-ralanabiliyor. “Buldumbuldum.com” ticaret alanın-da çok iyi ilerliyor. Conservative giyim üzerine var bir tane. Dünyada kapalı ve aynı zamanda modaya göre giyinmek isteyen 400 milyon kadın var, onlara yönelik bir e ticaret projemiz var.Cloud arena var küçük ve orta ölçekli otellerin oto-masyonu cloud üzerinden sağlayan bir sistem var, bu şekilde booking.com gibi siteler boş odayı direkt oradan çekebiliyor.

…Kavramlara çok hakim görünüyorsunuz…Yani olsun o kadar, bir iki yıldır hızlandırılmış eği-time gidiyorum, IT ile ilgili her şeyi okuyorum, hardcore bilmiyorum; ama kavramlara hakimim.

Eski ekonomi karar vericileriyle yeni eko-nomi karar vericileri arasındaki fark iyice

büyümeye başladı.

Page 10: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.comst

ep d

ergi

si | s

ayı 5

10

tek vermek sponsor olmak şirketlerin marka değe-rine katkı yapmasının ötesinde şirketlerin sürekli-liği açısından da önem kazanmaktadır. Günümüzde tüketici, bilinçli tüketici ürünün fiya-tı ve kalitesi yanında şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluk projelerine de önem vermektedir. Bu projeleri şirketlerden talep etmektedir. Bu da şir-ketlerin marka değeri oluşturma süreçlerinde dik-kate almaları gereken bir konu olarak giderek ön plana çıkmaktadır.

Aynı konuyla ilgili olarak çalışanların da bu yönde beklentileri artmakta, talepleri gelişmektedir. Ça-lışanlar da sadece kar maksimizasyonu ve verim-lilik ötesinde parçası oldukları kurumların sosyal sorumluluk projelerine katılmalarına önem ver-mektedir. (Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri-ne önem veren kurumlarda çalışan verimliliğinin arttığının gözlemlenmesi şirket yöneticilerinin dikkate almaları, önemsemeleri gereken bir me-sajdır.)

-Sosyal Girişimlerde Etki önemlidir.... Maddi bek-lentiden çok bir hayali gerçekleştirebilmenin tut-kusu ön planda yer almaktadır.

-Ekonomik Girişimlerde Maddi kazanç ön plan-dadır. Ancak maddi kazancın uzun vadede sür-dürülebilirliğini güvence altına almak için de top-lumsal etkinin önemini dikkate almak gerekir.

Ekonomik veya sosyal girişimcilikte Orta ve uzun vadede mutlaka kurumsallaşmak ve verimlilik gerçeğini yakalayabilmenin gereği ve önemi ka-bullenilmelidir. Başlamak bir heyecansa... Sürdü-rebilmek önemlidir. Sürdürebilmek için önemli olan heyecanı hesaplı ve mantıklı uygulamalara çevirebilmektir.

Bir sonraki yazımda Sosyal Girişimciliğin finans-manı, Sosyal Girişimcilikte Sivil Toplumda üze-rinde durulması gereken önemli noktalara deği-neceğim.

İbrahim BETİLTOG VAKFI Kurucusu

Ekonomik yaşamda pekçok girişimci insanımız var. Özellikle son zamanlarda kurumsal sosyal duyarlılık çalışmalarına verdikleri desteklerle de girişimciliklerini anlamlandıran kişiler ve kurum-lar var... Sosyal girişimcilik alanı Türkiye’de yeni tanınmaya başladı, ekonomik girişimcilikle sosyal girişimcilik kavram kargaşasına neden olabilmek-te.

Girişimciliği: A) Ekonomik GirişimcilikB) Sosyal Girişimcilik

olarak ayrıştırmak gerekmektedir. Ekonomik gi-rişimcilik daha yaygın olan ve bilinen bir kavram olduğu için üzerinde fazla durmayacağım.

Sosyal girisimciliğin odak notası kar etmek değil-dir. Sosyal girişimcilik, yerelden başlayarak, yara-tıcı düşüncelerle toplumsal değişime ve dönüşüme katkı sağlamayı hedefler. Bu amacını gerçekleşti-rebilmek ve projesini sürdürebilmek için sosyal girişimci, bu girişiminden bir gelir sağlayabilmeli-dir. Ancak bu “gelir sağlama” düşüncesi kar amaçlı değil, projenin “yaşamda kalabilmesi” içindir. Örnek: Çevre Duyarlılığı Derneği kuran ve bu yeni fikrin sahibi olan bir kişi yaptığı yaratıcı, yenilikçi ve etkili çevre çalışmalarıyla bir sosyal girişimcidir. Bu girişimini sürdürebilmesi, etkiyi çoğaltıp yaygınlaştırabilmesi için maddi bir gelir gerekecektir.

Diğer yandan aynı kişinin veya bir başkasının kur-muş olduğu sınai/ticari bir kuruluşun, çevre çalış-malarına, örneğin organik üretim alanına destek veriyor olması bir sosyal girişimcilik değildir... Bu destek, ilgili kuruluşun Kurumsal Sosyal sorumlu-luk projesi olarak tanımlanır.

Kurumsal Sosyal sorumluluk: şirketlerin bu tür sosyal girişimleri desteklemeleri için oluşturduk-ları işbirlikleridir. Hem tüketici talebine cevap vermek hem de çalışanların motivasyonunu artı-rabilmek için; kurumsal sosyal sorumluluk proje-lerine girmek, bu alanlarda yatırım yapmak, bu alanlarda çalışan sivil toplum kuruluşlarına des-

SOSYAL GİRİŞİMCİLİK

Page 11: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

11

step

der

gisi

| say

ı 5

Page 12: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

12

step

der

gisi

| say

ı 5

Fuat SAMİLAB-X Genel Müdürü-BİR FİKRİN Mİ VAR? Yarışması Kurucusu

Page 13: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

13

step

der

gisi

| say

ı 5

Sizin, en önemli girişimcilik faaliyetim diye nite-lendirdiğiniz “bir fikrin mi var?” yarışmasını ilk ortaya çıkarırken nasıl bir öngörüde bulundunuz? Beklentileriniz nelerdi?Ben bu yarışmayı ilk kurduğumda amacım bir ino-vasyon platformu oluşturmaktı. Girişimcilerin gelip fikirlerini sunduğu ve yatırımcıların da girişimcileri desteklediği bir platform hayal ediyordum. Açıkçası bunu, ilk kurduğum günden bir TV Show’u olacağı ve farklı ülkelerde de büyümesi adım adım olacak bir konseptti. Benim girişimcilik felsefemde her za-man bir girişimci radar gibi her zaman etrafına açık olmalı, çevresinde gördüklerini almalı, özümseme-li ve kendi değerini yaratmalıdır. Bir diğer önemli husus, girişimciler yaptıklarının üzerine ekleyerek gitmeliler. Yerinde sayarsanız yarışta kaybedersiniz. İşlerimizi uluslararası boyuta taşıyoruz. Bu format bize ait bir formattı. Ülkemiz genelde format ithal ederken biz,” Bir Fikrin Mi Var?” yarışması forma-tını ihraç etmeye başladık. İlk anlaştığımız ülke Suudi Arabistan. Artık bu yarışmayı sadece bir TV programı olarak değil; bir platform, bir ekosistem olarak düşünüyoruz. 2 senedir Aktifbank sponsor-luğu üstleniyor. Aktifbank bünyesinde bir fon oluş-turduk. Bu fon sayesinde bu ekosistem içerisindeki girişimcileri desteklemeye devam ediyoruz. Tabii ki bu platform için girişimcilerin yanı sıra yatırımcı-ların da yer alması gerekiyor. Bununla alakalı çok fazla yatırımcı başvurusu alıyoruz.

2007 de başlayan bu yarışma serüveni süresince etkilendiğiniz birkaç girişimcilik hikâyesini bizim-le paylaşır mısınız?Yarışmamızda etkilendiğimiz tek bir anın olması imkânsız. Çünkü her bir sezon ayrı heyecanlı ve dopdolu geçiyor. Yarışma süresince yaklaşık 15bin başvuruyu her bir jüri üyemiz ve ben teker teker okuyup değerlendirmiştik. Bu kadarı Türkiye’de gö-rülmüş bir rakam değil; hatta dünyada bile belki bu kadarı görülmemiştir. Tabii ki kazananlarla payla-şımlarımız devam ediyor. Onların fikirlerini daha büyük yerlere taşıyoruz, büyüyoruz. Her sezon çok güzel anılarımız oluyor, ayrıca her sezon illaki çok enteresan fikirlerle karşılaşıyoruz. Aslında yurdu-muzun insanı çok girişimci, fakat fikrini doğru bir iş planı ve doğru bir ekiple çalışarak değerlendir-mesi gerektiğini bilmiyor. Artık, Bir Fikrin Mi Var? yarışması açık hava girişimcilik eğitim salonu ha-line geldi. Her programı 500bin kişi izliyor ve 10 binlerce yarışmacı katılıyor, fikirler beyan ediyor. Bu anlamda ülkemize pozitif bir katkı sağlamaya

Imperial College’de biyoloji okuyup sağlık yöneti-mi üzerine MBA yapmışsınız. Ancak şuanki işini-zin bununla ilgisi yok. Eğitim gördüğünüz alanda girişimleriniz oldu mu? Üniversite aslında bilim olarak ne öğrendiğinin yanı sıra bir disiplin ve network kazandırıyor. Dolayısıy-la ben her zaman gençlerin sevdiği bölümü okuma-sını istiyorum. Bir aile baskısı yüzünden mühendis-lik okuyup hayatları mahvolmaktansa, sevdikleri bölümü okumaları çok daha iyidir. Benim de bu şekildeydi. Üniversitede biyoloji okuduktan sonra sağlık yönetimi üzerine MBA yaptım. Biyoloji oku-maya karar verdiğimde gelecekte biyolojinin, bu alanda yapılacak olan çalışmaların artacağını düşü-nüyordum. Her ne kadar bilişim sektörü öncü sek-törlerden olsa da yakın zamanda, genetik alanında yapılacak çalışmaların artacağı kanısındayım.

Şu anda çalıştığınız alana yönelmenizde ailenizin bir etkisi oldu mu? Bildiğimiz kadarıyla babanız da Helix danışmanlığın sahibi ve LabX’in danış-ma kurulu üyesi olarak başarılı bir girişimcilik hayatına sahip.Bu işleri kurarken ailemin ve eşimin önemli destek-lerini gördüm. İşi kurduğum yıllarda ofis anlamın-da destek almıştım. Ama kısa zamanda iş kendini çevirmeye başladı. Ardından adım adım ilerledik, personel alımı yaptık, ofisimizi açtık. Gençlere de özellikle tavsiye ediyorum. Bu konularda çalınacak ilk kapı ailedir. Mesela birçok konuda, işlerimde eşime danışırım, bana büyük katkıları olmuştur. Her girişimci için şunu söyleyebilirim: “İlla ki ai-lenizin büyük işler yapmış, girişimci olması gerek-miyor. İş tamamen sizde bitiyor.” Girişimcilerimiz, imkânlarını maksimize ederek imkânları dâhilinde ellerinden geleni en iyi şekilde yapmalılar.

LabX şirketinin kurucu ortağı, GYİAD (Genç Yö-netici ve İş Adamları Derneği) Yönetim Kurulu Üyesi ve Projeler Komisyonu Başkanı, TOBB Genç Girişimciler Yürütme Kurulu Üyesi görevlerini yü-rütmekte olan aynı zamanda girişimcilere büyük destek vermeye devam eden Bir Fikrin Mi Var? ya-rışmasının koordinatörü Fuat SAMİ ile girişimciler adına çok faydalı bir röportaj geçirdik. Kendisi gi-rişimciler ve yatırımcılarla alakalı önemli konula-

ra değindi..Faydalı olması dileğiyle......................................................................................

Ben her zaman gençlerin sevdiği bölümü okumasını istiyorum.

Page 14: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

14

step

der

gisi

| say

ı 5

çalabilecek bir kapısı var; ancak bunun için girişim-cilerimizin yetkinliği olduğu konularda adım at-malılar. İnterneti bilmeyen insan, internetle alakalı girişimde bulunmamalı. E-ticaret alanında görülen girişimcilerden ve Amerika’da bilişim sektöründe yapılan yüksek meblağlı yatırımların girişimcileri-miz tarafından yanlış anlaşıldığını, bize yanlış lan-se edildiğini düşünüyorum. Oysaki her sene 15000 tane e-ticaret sitesi hizmete giriyor ancak 100 tanesi bir daha ki seneye çıkabiliyor. E-ticaret siteleri bir başarı hikâyesi gibi aktarılıyor. Eğer işin ehliyse kendisine güveniyorsa girsinler. Ancak birçok gi-rişimcimizin bu sektöre girerek kendilerini harca-masını istemiyorum. Bunların yanı sıra Simit Sara-yı gibi, bir inovasyonu barındıran ve milyarca dolar kazandıran bir girişimcilik örneği de var. Diğer bir örneğimiz yine dört tane Türk gencinin yapmış ol-duğu yazılımla kurmuş oldukları, “Antropi” firması. Ürettikleri yazılımı devlet satın aldı ve 500bin tane akıllı tahta sayesinde milyonlarca öğrenci eğitim görüyor. Gençlerin bu farkı ayırt edebilmesi gere-kiyor.

Birçok girişimci adayının takip ettiği dergimizde genç girişimcilere tavsiyeleriniz nelerdir? Bir girişimci hep etrafını gözlemlemeli. Başarı ve ba-tış hikâyelerini iyi analiz edip her sektörden kişiler-le görüşerek, fikir alış verişinde bulunmalılar. İkinci olarak, networklerini geniş tutmalılar, bununla ala-kalı bahsettiğim gibi benzer derneklere üye olabi-lirler. Üçüncü kuralımız ise hep hayal kurmalılar; ancak bu hayallerin ayağı yere sağlam basmalı. Ha-yalleri birden gerçekleşecek diye bir şey yok. Küçük adımlarla en büyük hayallerini beslemeliler. Son kuralımız ise, inançlarını asla kaybetmemeliler. Bu yola çıktıysanız illaki reddedileceksiniz, yüz defa da olsa bin defa da olsa ümidinizi kaybetmeyeceksi-niz. Dünyanın en zengin insanı bile belki günde 3 defa reddediliyordur. Bir de şans faktörünü unut-mayalım. Çok çalışarak şans faktörünü azaltabiliriz; ama ortadan kaldıramayız. Dolayısıyla girişimcinin inancı da kuvvetli olmalı. O yüzden tekrar söylü-yorum: “Gençlerimiz pes etmesin, gözlerini açık tutsun.” Bu lezzetlerin doğduğu ülkemizi, Anadolu topraklarımızı tüm dünyaya tanıtalım.

çalışıyoruz. Tabii bu da bizi çok mutlu ediyor. Bu seneki yarışmamızda finalistlerimizin hepsinin fik-ri de enteresandı. Bunu da KOSGEB ve Aktifbank tarafından yapılan 2milyon liralık destekten anla-yabiliriz. Bizi gururlandıran husus ise TV ekranla-rında bu ödül diğer yarışmalardan farklı olarak bir girişimcilik yarışmasında verildi.

Üyesi olduğunuz TOBB ve GYİAD’ta girişimcilere nasıl destek oluyorsunuz?Uzun yıllar GYİAD’ın en genç üyesiydim. Her iki kurumda da girişimcilere desteklerin yapıldığı, eğitildiği, mentorluğun yapıldığı platformlar oldu. Çünkü İnsanımız çok fazla fikir üretebiliyor, an-cak bunu doğru şekilde değerlendiremiyor. Biz de bunun için platformlar oluşturmaya çalışıyoruz. Özellikle girişimcilerimizin böyle sivil toplum ku-ruluşlarına üye olmaları, networklerini geliştirme-leri bakımından önem arz ediyor. Ben de kariyeri-me ilk böyle başlamıştım. İş hayatına atılır atılmaz GYİAD’ın bir üyesi olmuştum. Network anlamında benim için de büyük bir başlangıç olmuştu.

LabX, 85 tane melek yatırımcıyı girişimcilerle bu-luşturarak projelerine destek oluyor.Peki bu ağı kurmayı nasıl başardınız? Melek yatırımcı ağını oluşturmaya ilk bizim baş-lamamızda ve sonuç olarak oluşturduğumuz ağda yaptığımız yarışmanın büyük katkıları vardı. Yapı-lan projeler, yapılan işin prestiji, yatırımcıların il-gisini çekmeye başladı. Başvuran yatırımcılarımızı değerlendirerek ağımıza katıyoruz, ağımızı büyüte-rek girişimcilerimizi desteklemeye devam ediyoruz.

Bir girişimci için örnek vermek gerekirse fırsatla-rın daha fazla olduğu sektörler nelerdir?Örnek vermek gerekirse, daha önce de belirttiğim gibi gıda, eğitim ve sağlık sektörü büyük girişimle-rin yapılması için hazır bekliyor. Buralarda hep iş var. Gıda önemli bir sektör. Anadolu toprakların-dan lezzet fışkırıyor, bunu ihraç edebilmek, önemli bir girişimcilik diyebiliriz. Mesela yine bildiğimiz döner işinden Almanya’da milyar dolarlık bir pazar oluşmuş. Birçok Türk ailesi bu işin başında ve büyük paralar kazanıyorlar. Yakın zamanda yılın girişim-cisi seçilen bir döner markası entel girişimciler ta-rafından bir girişimcilik olarak görülmeyebilir; ama o kişiler önemli bir çalışma yapmış ve markasını is-patlayarak önemli paralar kazanmıştır. Destekler anlamında Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, KOSGEB, teknogirişimcilik fonları, Tübitak gibi kurumlarımız on yıl öncesine göre girişimcilerimi-ze büyük destekler veriyorlar. Artık girişimcilerin

Girişimciler, küçük adımlarla en büyük hayallerini beslemeli.

Page 15: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

15

step

der

gisi

| say

ı 5

Page 16: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.comst

ep d

ergi

si | s

ayı 5

16

korumakta ve kendi marka değerlerine değer katmaktadır. Türkiye’de, buluşun Patent/Faydalı Model başvurusu için ge-rekli belgelerin Türk Patent Enstitüsü’ne girişi ile anında koruma başlamaktadır. Türkiye’de alınan bir patent ya da faydalı model belgesi ile sadece Türkiye Cumhu-riyeti sınırları içinde koruma söz konu-sudur. Söz konusu buluşun diğer ülkeler-de de korunması talep edildiği takdirde, koruma istenen ülkelerde de Patent veya Faydalı Model Belgesi alınması için baş-vuru yapılması zorunluluğu vardır. Anı-lan buluş için, mevzuatları çerçevesinde faydalı model korumasını sağlayamayan ülkelerde Türkiye’deki faydalı model baş-vurusuna dayalı olarak patent başvuru yapılması gerekmektedir. 551 Sayılı KHK Patent ve Faydalı Modellere uygulanmak-tadır. Tescil edilmemiş fakat kullanıl-makta olan buluşlar koruma kapsamında değildir ve tescil edilmeyen buluşlar her-kesin kullanımına açık hale gelmektedir.

Buluş nedir?Var olan teknik problemlere getirilen teknik çözümler buluş olarak adlandı-rılır. Kısaca, teknik bir soruna bulunan çözümdür (tarım dahil). Herhangi bir şeyin buluş olabilmesi için bir teknik bir problem ve buna bağlı olarak teknik bir çözüm gerekmektedir. Patent hukukunun temeli “buluş “olarak adlandırılmaktadır. Buluş sahibi, buluş yaparak sadece Patent ya da Faydalı Mo-del belgesi kazanmayacak, aynı zamanda sanayiye uygulanması ile teknik değer katarak, ekonomik ve sosyal ilerlemenin

Bir buluşun ortaya çıkması, buluş sahi-binin yeterince konusunda uzman ve bi-linçli olmasına bağlıdır. Buluşun korun-ması, buluş sahibi olan girişimcinin titiz çalışmasıyla sağlanmaktadır. Değerli fi-kirlerini buluş olarak ortaya çıkaran giri-şimcilerin güvenli bir ortamda güvenilir uzmanlarla çalışmaları en önemli husus-lardan bir tanesidir.

Buluş; patent veya faydalı model alabi-lecek kadar yeni ve sıra dışıysa girişimci ve buluşun değeri artmaktadır. Girişim-cilerin sahip oldukları hakların bilincin-de olması, gelecekte oluşabilecek hukuki prosedürü daha rahat yönetebilecekleri anlamına gelmektedir. Genç ve dinamik bir girişimcinin uzun zaman ve emeği so-nucunda elde ettiği buluşun korunması, hem kendisinin hem de en önemlisi olan “fikrinin” yani elinde bulunan değerli madenin işlenmesinde büyük rol oyna-maktadır. Buluşun her ne şekilde olursa olsun korunması, buluş sahibine gelecek projeleri için değer katacaktır.

Türkiye’de buluşlar üç farklı uygulamayla koruma altına alınabilmektedir:

1.İncelemeli patent (koruma süresi 20 yıl), 2.İncelemesiz patent (koruma süresi 7 yıl), 3.Faydalı model (koruma süresi 10 yıl).

Sanayi kuruluşları araştırma ve geliştirme çalışmalarıyla ortaya çıkan buluşlarını Patent veya Faydalı Model Belgesi alarak

Girişimcilerin altın anahtarı: Buluş.

Page 17: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

step

der

gisi

| say

ı 5

17

sonra Patent Belgesinin alınma süresi, yaklaşık olarak 2,5–3 yıldır.

Faydalı Model Yenili ve sanayiye uygulanabilirlik şart-larının yeterli görüldüğü fakat Tekniğin Bilinen Durumu’nu aşma kriterinin aran-madığı buluş çeşididir. Patentle kıyaslan-dığı zaman daha az maliyetli aynı zaman-da resmi işlemleri daha kısa sürmektedir. İşlemlerin sırasıyla olumlu olması ve ge-rekli resmi ücretlerin ödenmesi halinde, Faydalı model başvurusunun yapılmasın-dan sonra Faydalı Model belgesinin alın-ma süresi yaklaşık olarak 1-1.5 yıldır.

Patent Alınamaz Buluşlar Matematik metotları, bilimsel teoriler, zihni ticari ve oyun faaliyetlerine ilişkin plan, usul ve kurallar, edebiyat, sanat ve bilim eserleri, keşifler, estetik niteliği olan yaratmalar, teknik karakteri olmayan bil-gisayar yazılımları, bilginin derlenmesi, düzenlenmesi, sunulması ve iletilmesi ile ilgili teknik yönü bulunmayan usuller, insan veya hayvan vücudu ile ilgili teş-his usulleri, konusu kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı olan buluşlar, bitki ve hayvan türleri önemli ölçüde biyolojik esaslara dayanan bitki veya hayvan yetiş-tirilmesi usulleri için patent alınamaz.

Faydalı Model Belgesi Verilmeyecek Ko-nularPatent alınamaz buluşlara ek olarak, usul-ler ve bu usuller sonucunda elde edilen ürünler ile kimyasal maddeler faydalı modelle korunamamaktadır.

Soner BABÜROĞLUGirişimciliğin Altın Kuralları

gerçekleşmesine de katkıda bulunacaktır.

Patent nedir?Bir buluşa başvuru yapılabilmesi için, patent başvurusundan önce yazılı, sözlü ya da kamuya açıklanmamış olması ge-rekmektedir. Buluşun korunmasında en önemli belge ve hukuki üstünlük olarak tanımlanan patent için 3 temel kriter bu-lunmaktadır; Yenilik, buluş basamağı ve sanayiye uygulanabilirlik . Bu 3 temel özelliği barındıran buluşun o güne kadar var olan Tekniğin Bilinen Durumu’nu aşan bir seviyede olması gerekir. Buluş, konusunda uzman bir kişinin kolayca dü-şünüp ortaya koyamayacağı bir durumu ifade ediyorsa Tekniği Bilinen Durumu aşılmış sayılacaktır. İncelemeli patent bel-gesi alırken araştırma ve inceleme süreç-lerinin tamamlaması gerekir. İncelemeli patentin koruma süresi 20 yıl iken incele-mesiz patentin koruma süresi 7 yıldır. Bu belgeler sayesinde buluş sahibi ekonomik olarak yararlanmaktadır ve söz konusu buluştan başkalarının yaralanmasını en-gellemektedir. Başvuru sürecinde buluş sahibinin fotoğrafla patent başvurusu yapmasının imkânı yoktur, ancak buluş-la ilgili çizimlerin teknik olarak hazırlan-ması gerekmektedir. Buluş sahibi, patent başvurusunun yıllık ücretlerini ödenme-si gerekmektedir. Bu durum, korumanın sürekliliğini sağlamak amacıyla önem ta-şır. Yıllık ücretleri vadesinde ödeyemeyen buluş sahibi ek bir ücret ödenmesi sure-tiyle 6 aylık ek süre içerisinde de yıllık üc-retleri yatırabilir. Söz konusu ek ücretin ödenmemsi durumunda, patent başvu-rusunun ya da tescilin iptaline karar ve-rilir. İşlemlerin sırasıyla olumlu olması ve gerekli resmi ücretlerin ödenmesi halin-de, Patent Başvurusunun yapılmasından

Page 18: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

18

step

der

gisi

| say

ı 5

Salih ÇAKTIUSMED Genel Sekreteri- DİGİBUS kurucusu

Page 19: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

19

step

der

gisi

| say

ı 5

girişimcilik deneyimim olduğunu söyleyebilirim. Burada bir yandan aldığımız işleri yapıyorduk, bir yandan derslerimize çalışıyorduk. Ancak bir ekibin çalışabilmesi için gereken maya sağlanamadığı için fazla sürmedi. Altı yıllık iş hayatım boyunca arka planda girişim-cilik faaliyetlerim devam etti. Var olan bir şeyin alternatifi olması gerektiğine inanıyorum. Alterna-tifi olmayan şeylerin verimli olmadığını düşünüyo-rum. Müşteri bile bir şey alırken alternatifi var mı bakıyor.

Evet, bir bakımdan ihtiyaçtan dolayı bu portalları kurdum. Bir platform kurup bu platform çatısı al-tında yedi tane sağlam web portalı yapmak gibi bir hayalim vardı. Bu amaçla “isimtescil.net”te çalışır-ken “Webeyin.net”i kurdum. Bu platform altında ilk kurduğum portal “sosyalsosyal.com”du. Bu portal yaklaşık yedi aydır hala devam ediyor. Yine “isim-tescil.net”te çalışırken “surl.gs” diye URL kısaltıp satabileceğimiz bir site kurduk. Gerekli yazılımı ya-parak kısaltılan url’leri depolayabiliyorduk. Ancak “Türk gibi başlayıp Alman disipliniyle devam edip Japon gibi bitirmek” diye bir deyim vardır. Bu şekil-de çalışamadığımız için bu proje de uzun sürmedi.Tecrübelerimden yola çıkarak çalışmaya devam et-tim. Sıfır sermayeyle DİGİBUS’ı kurdum. Digibus dijital iş geliştirme süreçlerini yönettiğimiz, dijital iş geliştirme projeleri ürettiğimiz bir firma. Böyle firmayı yönetiyorsanız müşteri odaklı çalışmak sizi kısıtlar. Bu yüzden, ben de mikroyazılım projeleri üzerinde çalışıyorum.

Üniversitenin ilk yılında ilk yazdığımız kod pascal ile vize final notlarının hesaplanmasıydı. Ancak ben pascal ile yazmak yerine kendime göre geliştirdiğim bir yöntemle bunu yaptım. Pascal’dan daha uzun ol-muştu ancak benim yöntemimdi ve geliştirmek is-tiyordum. Bilgisayar hocam yaptığımı gördüğünde olmamış bu demişti. Bu da beni derslerden bir şe-kilde soğuttu. İlerleyen yıllarda DGS ile açıköğreti-me geçtim. Üniversite yıllarım da böyle geçti.

Sosyal medya uzmanlığı çok geniş bir kavram. Her bir uzmandan farklı şeyler bekleniyor. Bence her sosyal medya uzmanı biraz sosyolojiyi, psiko-lojiyi ve algı yönetimini bilmeli. Çünkü insanları, toplumları, sosyal medyayı iyi analiz edebilmesi gerekiyor. Aslında sosyal medya kanallarını iyi bir şekilde yöneterek hedef kitleye yönelik stratejiler

Ülke olarak iyi mala iyi ambalaj vuramıyoruz. Pa-zarlama konusunda girişimcilerimiz yeterince uzman değiller. Dolayısıyla girişimcilerimizin pa-zarlama konusunda eğitimler alması şart. Diğer ülkelerden farklı olarak girişimcilere bir pazarlama uzmanından destek alması söylendiğinde, onun yaptığı işi akrabasının da yapabildiği söyleniyor. Bu şekildeki yaklaşımlar ürünlerin iyi bir ambalaja sa-hip olamamasına sebep oluyor.

Yaklaşık 6 yıldır özel sektörde çalışıyorum. İlk olarak bir domain-hosting firmasında satış uzmanı olarak çalışmaya başladım. Bir iki ay sonra Sentim Bilişim bünyesinde Acer Bilgisayar’larının donanımlarının baştan sona toplanmasında görevli olan bir yazılımı yönettim. Sonrasında yine Sentim bünyesinde Türk Telekom’un projeleri olan Aile Koruma Şifresi pro-jesi ve kobilere destek amacıyla kurulan Webim’e destek verdik. Vardiyalı olarak çalıştığımız bu iş-yerinde bir gece başımı kaldırdığımda kimse yok-tu. Kendi kendime sordum: “burada ne işim var?” Diye. İnternette yaptığım aramalarda bir firmanın iş geliştirme ve dış ilişkiler uzmanı aradığını gör-düm. Süper lise mezunu olduğum için İngilizce se-viyem de iyiydi. Başvurduğum firma domain hos-ting satan “isimtescil.net”ti. Burada hem dış ilişkiler ile ilgilendim hem de domainle alakalı hukuksal problemlerle ilgilendim. Firma içinde de ISO 9001 iş denetçisi olmam sebebiyle bütün iş geliştirme sü-reçlerini denetledim. Bir buçuk yıl burada çalıştık-tan sonra tekrar Sentim Bilişim kapsamında BenQ firmasının müşteri ilişkilerini yönettim. Bir buçuk yıl kadar da yine domain hosting satan “Markum.net”te iş geliştirme uzmanı olarak çalıştım. 5-6 yıl-lık iş deneyimimin son yıllarında Türkiye’de bir ilk olan Sosyal Medya Derneği’nin kurulma süreçleri başladı. Birçok üniversitede sosyal medya ile ala-kalı verdiğim dersler ve babamın mesleğinden do-layı tanıtım sektörüne olan ilgim, Sosyal Medya Derneği’nin kurulma sürecinde bana büyük katkı sağladı. İş hayatımın yanı sıra bilgisayar program-cılığı mezunu olduğum için MCPD yazılım ve ve-ritabanı uzmanlığı eğitimi almıştım. Yazılım kısmı hoşuma gitmişti; ancak kodlara gömülüp kalmak hoşuma gitmemişti. Bu süreçte tanıştığım üç ar-kadaşla Kadıköy’de bir ofis tutmuştuk. Benim ilk

Sosyal medya kullanımının bu kadar yoğun olduğu bir dönemde, insanlar sosyal medyanın nasıl kulla-nılması gerektiği hakkında bir uzmana başvurma ihtiyacı duymaya başladı. Bu doğrultuda biz de siz okurlarımız için önemli bir sosyal medya uzmanı

olan Salih Çaktı ile tecrübe paylaşımı yaptık.....................................................................................

Bence her sosyal medya uzmanı biraz sosyolojiyi, psikolojiyi ve algı yönetimini

bilmeli.

Page 20: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

20

step

der

gisi

| say

ı 5

USMED Türkiye’de sosyal medyayla ilgili kuru-lan tek sivil toplum kuruluşudur. Kurulduğumuz günlerde medyada büyük yankı uyandırmıştık. USMED’in bazı yapılanmaları var. Bunlardan biri de Usmed Akademi’dir. Yaklaşık 28 eğitmenimizle üniversitelerde yaklaşık 800 saat eğitim verdik. Ay-rıca bir ilk olarak uzaktan sosyal medya eğitimini başlattık. Sosyal Medya Derneği olarak amaçları-mızdan biri, insanları sosyal medya kullanımıyla alakalı bilinçlendirmek. Bununla alakalı Yeşilay ile bir protokol imzaladık. Bu bilinçlendirmeyle alaka-lı verdiğimiz eğitimlerde afet yönetimiyle konuya girerek sosyal medya, dijital parlama gibi kavram-lardan yola çıkarak anlatıyoruz. Buraya gelen birey ilk defa afet yönetimini duyuyor ve ilgisini çekiyor. Bunun yanı sıra Van/Erciş’teki depremde atılan bir tweetle Akut’u yanlış yönlendirildi. Farz edelim ki önümüzdeki yıllarda İstanbul’da böyle bir deprem meydana gelirse, “siz bu hataya düşmeyin, yanlış bilgilendirmeyin” diye anlatıyoruz bu konuyu. Böy-lece farklı bakış açılarıyla bireyleri bilinçlendiriyo-ruz.

geliştiren kişidir. Bir yerde bir enformasyon savaşı gerçekleşecekse ve siz buna yönelik strateji hazırla-yabiliyorsanız, siz bir sosyal medya uzmanısınızdır. Ancak günümüzde daha çok dijital pazarlama uz-manı arıyorlar. Usmed akademi olarak iletişim fakültelerinin yap-ması gerekenleri üstlendi. Biz bir buçuk yıl önce üniversiterde, sosyal medyada afet yönetimiyle ala-kalı eğitimler veriyorduk. Yine Usmed olarak sos-yal medyanın sosyolojik yönünü de ele alıyoruz. Bununla alakalı Usmed Akademi olarak üniversite-lerde bu işin uzmanlarıyla sosyal medya eğitimleri verildi.

Bu işin sosyolojik boyutu da var. İnsanlar like ve retweet aldıkça salgılanan ve insanın mutlu olması-nı sağlayan bir hormon var. Öncelikle, niçin sosyal medyayı kullanıyoruz? Önemli olan bu. Like almak için mi; yoksa doğru bilgiyi yaymak için mi? Aslın-da iş yine insanlarımızda bitiyor. Siz ne kadar kural koyarsanız koyun, insanımız bir şekilde kuralları yıkmasını da öğreniyorlar. Burada, sosyal medya ve internet kullanımı konusunda ne kadar bilinçlendi-rebiliriz? Asıl önemli olan bu. Ülkemizdeki sosyal medya kullanımı bilinci olduk-ça arttı. Özellikle siyasiler ve birçok kurum sosyal medyayı iyi bir şekilde kullanarak reklamlarını ve propagandalarını yapabiliyor.

Macera kitaplarını çok severdim. Bunları okumak hayal gücümün gelişmesine büyük katkı sağla-dı. Ayrıca yaşadığım tecrübeler farklı bakış açıları kazandırdı. İş geliştirme, “daha iyi nasıl olabilir?” sorusuna cevap bulabilmektir. Farklı parçaları en uygun şekilde birleştirebilme sanatına iş geliştirme denir. Ülkemizde işletme körlüğü denen bir şey var. Elinde satabileceği çok iyi bir ürün var; ancak bu-nun farkında değil. İş geliştirme uzmanları bu nok-tada devreye girerek o ürüne ilavelerle en iyi şekilde pazarlanabilir hale getiriyorlar. İş geliştirme süre-cinde geliştirilmesi gereken bir ürün varsa bunun geliştirilmesini yapılmalıdır. İş süreçleri haricinde yöneticilerin geliştirilmesi de önem arz ediyor. Geç-mişte çalıştığım bir müdürüme bir uygulamamızın gerekli olduğunu anlatmak için üç ay yanındayken sürekli telefonla uğraşmıştım. Algı yönetimi saye-sinde bunu aşabilmiştik.

Siz ne kadar kural koyarsanız koyun, insanımız bir şekilde kuralları yıkmasını

da öğreniyorlar.

Page 21: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

21

step

der

gisi

| say

ı 5

Page 22: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

22

step

der

gisi

| say

ı 5Okan TÜTÜNCÜSECRETCV.COM Kurucusu

Page 23: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

23

step

der

gisi

| say

ı 5

Hayata geçirdiğimiz ilkler arasında online mü-lakat uygulaması, müşteri memnuniyeti depart-manının üyelere özel hizmetleri, adaylara isim ve soyadı paylaşmadan iş arayabilme imkanı tanınması gibi özellikler var. Son zamanda da SosyalCV adlı uygulamamızla, online CV for-matına bambaşka bir tanım getirdik. Bu şekil-de, adaylar ve üye firmaların gelişen teknoloji ve trendleri yakalamasını sağlıyor, işe alım sü-reçlerinin dönüşmesine katkıda bulunuyoruz.

Üniversite hayatınızda girişimcilik adına ya da birçok üniversite öğrencisinin yer aldığı ku-lüpçülük faaliyetlerinde bulundunuz mu? Bu-lunduysanız ne gibi faydalar gördünüz?Üniversite zamanlarımda böyle etkin kulüpler yoktu, o yüzden üniversite yılları itibariyle ça-lışmaya başladım. İş hayatına üniversitedeyken atılmanın çok faydasını gördüm. Tüm üniversi-te öğrencilerine gerek yaz döneminde gerekse dersleri elverdikçe çalışmalarını tavsiye ederim. Böylece üniversite bittiğinde, iş hayatına bir adım önde ve ne istediklerini bilerek atılabilir-ler.

Secretcv’nin yanı sıra perakendecv, saglıkcv, lojistikcv, turizmcv yi de kurdunuz. Özellikle bu sektörleri seçmenizdeki sebep neydi ve nasıl faydaları oldu?Sektörel siteler Türkiye’de henüz büyümemesi-ne rağmen biz tohumlarımızı ektik. Sektörlerin daha organize olmasını sağlamaya çalışıyoruz. Her sektörün ihtiyaçları farklı. Bu ihtiyaçlara özel hizmetler geliştirmek gerekiyor. Adaylar da bazı kullanıcı deneyimlerine ihtiyaç duyu-yor. Lojistik sektörü farklı dinamiklerle, sağlık sektörü farklı dinamiklerle yürüyor. Bu İK tara-fı için de böyle. Bu ayrımlara gitmemizin temel sebebi buydu. Sektör seçimlerine, temel farklı-lıklara sahip sektörleri belirleyerek ulaştık.

Secretcv olarak sadece firmaların eleman ihti-yaçlarını karşılamakla kalmıyor bazı depart-manlarına, özellikle İK ve Pazarlama depart-manlarına destek oluyorsunuz. Bunlardan bahsedebilir misiniz?

Okan Bey, öncelikle hayatınızı genel olarak ele alırsak önemli sayabileceğiniz kariyer adımla-rınız nelerdir?Kariyerimin şekillenmesinde hem aldığım eği-timle hem de bana kazandırdıkları vizyon ne-deniyle Tarsus Amerikan Lisesi’nin katkısı bü-yüktür. İş hayatımda bir diğer önemli adım da Sabah Gazetesi’nin İş’te İnsan ekini çıkartmaya başlamam idi, böylece İnsan Kaynaklarını tanı-maya ve önemini anlamaya başladım. Başarılı firmaların insan kaynağına verdiği önemi ve insan kaynakları departmanlarının ihtiyaç ve sıkıntılarını yakından takip edebildim. Bu bilgi birikimi ile 2000 yılında ise Secretcv.com’u kur-dum. 14 yıldır geleceğe yönelik vizyonumuzla Secretcv.com’u sürekli büyütüyor ve yeniliyo-ruz. Burada yaptıklarımızla ben de her geçen gün yeni şeyler öğreniyor, durmadan kendimi geliştiriyorum. Bu nedenle kariyer basamakları olarak düşündüğümüzde, Secretcv.com’un yeri benim için bambaşka.

Secretcv’nin kurucusu olarak böyle bir siste-min kurulmasına nasıl karar verdiniz? Bu alanda nasıl beklentileriniz vardı?Dünyada internet daha hızlı ve daha ucuz ol-duğu için, iş piyasasını yönlendireceğini dü-şündük. Zaten eleman bulma süreci de internet ortamına doğru gitmeye başlamıştı. Türkiye’de de yeni yeni tohumlar atılmaya başlandığında Secretcv’yi kurmaya ve bu piyasaya girmeye ka-rar verdim. Önceki deneyimlerimden ve göz-lemlerimden yola çıkarak firma ve adayların ihtiyaçlarını iyi analiz edebildim. Bu sayede, bu alana daha önce yapılmamış bazı yenilikler ge-tirmek istedik. Bu isteğimiz baki; halen çeşitli yeniliklerle sektörü bir adım öteye taşıyoruz.

Şüphesiz hepimiz çeşitli iş görüşmelerinde bulun-muşuz ya da bulunacağızdır. Peki bir iş görüşmesi ya da bir mulakat sırasında nelere dikkat etmeli ve nasıl bir yol izlemeliyiz, biliyor muyuz? Bu alanda inovatif çalışmalara imza atan ve aynı zamanda “Secretcv.com”un kurucusu olan Okan Tütüncü ile yaptığımız röportaj, “firmalara kişisel imajımız hakkında doğru izlenimi nasıl veririz?” sorusuna güzel cevaplar içeriyor. Bu doğrultuda eminiz ki yazımızdaki tecrübe paylaşımları ve tavsiyeler iş

hayatınız için birer basamak olacaktır. ....................................................................................

Günümüzde firmalar sadece ürün ve hizmetleriyle değil İK politikalarıyla da

rekabet ediyor.

Page 24: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

24

step

der

gisi

| say

ı 5

onları bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Her ay dü-zenlediğimiz Yuvarlak Masa toplantılarımızla farklı sektörlerin İK profesyonellerini bir araya getirip, sektörün sorunlarını ve çözüm yollarını belirlenen moderatör eşliğinde katılımcı firma yetkilileriyle tartışıyoruz. Ayrıca iş hukukuyla ilgili de seminerler düzenleyerek, firmaları bir araya getiriyoruz. Daha önce de bahsettiğim gibi müşteri memnuniyeti departmanımız üye firmalarımıza yönelik bazı hizmetler veriyor. Firmalara Secretcv.com üzerinden İK süreçle-rini daha verimli kullanabilmelerini sağlayan eğitimler veriyor, onlarla önerilerimizi paylaşı-yoruz. Sistem eğitimi ve veri tabanının verimli kullanılması için öneriler bunlardan bazıları. Adaylar için de sosyal sorumluluk niteliği taşı-yan eğitimler yürütüyoruz. Secretcv.com ola-rak genç üniversitelilere ve kadın istihdamına yönelik projelerimiz var. ‘Üniversiteyi Bitiriyo-rum’ adıyla 2008 yılında uygulamaya başladı-ğımız projede ‘Her üniversiteliye bir iş’ sloga-nını benimsedik. Bu proje Türkiye’nin en geniş kapsamlı ilk ve tek üniversite projesi. Kadın is-tihdamına yönelik ‘Geleceğim, Geliyorum’ adlı projemizde de amacımız iş yaşamına adım at-mak isteyen ya da dönmek isteyen kadınların iş arama süreçlerini ve gelecek planlamalarını özgüven ve yüksek motivasyonla gerçekleştir-melerini sağlamaktı. Koçluk Platformu Derneği (KPD) işbirliğiyle sürdürdüğümüz proje kap-samında adaylara “CV Hazırlama ve Mülakat Teknikleri” eğitimi verdik ve akabinde kişisel olarak kendilerine tayin edilen koçlardan “4 se-ans koçluk hizmeti” almaları sağladık. Bu proje ile ilk 2 etapta 60 kadına 130 saat koçluk hiz-meti verildi. Ayrıca bu projeye katılan adayların özgeçmişleri şu anda Secretcv.com’a üye firma-lara sunuluyor ve iş bulma süreçlerine destek olunuyor.

Önemli bir projeniz olan ‘üniversiteyi bitiriyo-rum’ projenizden bahseder misiniz? Yeni me-zunların bu projeden ne tür kazanımları oldu?Bu projedeki amaçlarımız üniversite öğrenci-lerine iş hayatına giden yolda rehberlik etmek,

Secretcv olarak farklı sektörlerden önde gelen firmalara işveren markası yaratma konusunda destek oluyoruz. SosyalİK Medya adını verdi-ğimiz grup şirketimizle, firmaların başta insan kaynakları süreçleri olmak üzere, kurumsal kimliklerinin sosyal medyadaki temsilleri için rota belirliyor, projeler üretiyoruz. Türkiye’nin İK merkezli ilk sosyal medya ajansı olan Sos-yalİK Medya, geleceği bu günden yakalamış, işveren markası olma iddiası taşıyan firmaların insan kaynakları tarafını ön plana alarak sosyal medya hesaplarını yönetiyor.Öte yandan farklı sektörlerden firmaların İK ve Pazarlama departmanlarındaki yetkililer ile yuvarlak masa toplantıları gerçekleştirme-ye başladık. Bunların ilkini geçtiğimiz ay pe-rakende sektörü için yaptık. Her ay farklı bir sektörle buluşmaya devam edeceğiz. Burada da İK yetkilileri ile işveren markası yaratma ve İK’nın pazarlaması konularında karşılıklı görüş alışverişinde bulunuyoruz. Günümüzde firma-lar sadece ürün ve hizmetleriyle değil İK poli-tikalarıyla da rekabet ediyor. Biz, Secretcv ola-rak bu konuda firmaların elini güçlendirmeye çalışıyoruz. İşveren markası yönetmek tam da bu noktada devreye giriyor. Adaylara sunulan ilanın kalitesi, görselliği ve bu ilanların doğru adaya doğru araçlarla ulaştırılması hizmetleri-miz arasında yer alıyor.

Bir de adaylara ve firmalara yönelik eğitim-leriniz olmuş bunlardan bahsedebilir misiniz?Secretcv.com olarak adaylara ve firmalara yö-nelik eğitimler düzenliyoruz. Örneğin; Ticaret Odalarında firmalarla buluşarak İK konusunda

Üniversite öğrencilerini iş hayatına hazırlıyoruz.

Page 25: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

25

step

der

gisi

| say

ı 5

mevcut. Öte yandan yurtdışından ilan veren firmaların sayısı her geçen gün artıyor. Bu an-lamda yurtdışından gelen işbirliklerini de de-ğerlendiriyoruz.

Son olarak sizin ağzınızdan yeni mezun okur-larımıza tavsiyelerinizi alabilir miyiz?Firmalar, yeni mezunları işe alırken, onların ilk kez iş hayatına atıldıklarını farkındadır. Bu nedenle yeni mezunlar stresli olmamalı, kendi içlerindeki potansiyeli en verimli şekilde orta-ya koyabilecekleri işleri bulmaya odaklanmalı-lar. İş görüşmesi sürecinde kendilerinden emin olmalı ve başvurdukları pozisyonun gerekle-rini yerine getirebileceklerini göstermeliler. İş görüşmelerinde, işe verdiğiniz önemi ve iş ha-yatına girmeye hazır olduğunuzu karşı tarafa hissettirmeniz çok önemlidir. Bu nedenle rahat hissedeceğiniz şık ve resmi bir kıyafet seçin. Başvurduğunuz firma ve sektörle ilgili araştır-ma yapın. Okuduğunuz bölümü ne kadar is-teyerek seçtiğinizi ve gelecekle ilgili hedefleri-nizi karşı tarafa en yalın biçimde açıklamanın yollarını düşünün. Üstleneceğiniz görev ve so-rumluluklardan haberdar olun. Güçlü ve zayıf yönlerinizi tanıyın; zayıf yönlerinizi geliştirmek için ne gibi adımlar atmanız gerektiğiyle ilgili fikirlerinizi karşı tarafa aktarın. Y kuşağının en önemli özellikleri olan, gelişime açık olmaları, teknolojiyle iç içe olmaları ve ne istediklerini biliyor olmaları da yeni mezunların karşılarına çıkacak fırsatları en iyi biçimde değerlendirme-lerini fırsat verebilir. İş aramanın ciddi bir iş ol-duğunu unutmayın.

öğrencilerin kendilerini tanımalarını sağlarken hedeflerini, güçlü ve zayıf yönlerini belirlemele-rine yardımcı olmak ve üniversitedeyken yapı-lan staj ve yarı zamanlı işlerin önemini anlatarak onlara iş fırsatları sunmak. Projenin 2012-2013 öğretim yılında Türkiye genelinde 100’den fazla üniversite semineri gerçekleştirerek öğrenci-lerle bir araya geldik. Proje başlangıcından bu-güne kadar toplam 250 üniversite, 88 kampus dolaştık. Yüz yüze görüşülen öğrenci sayısı 800 bini geçti. Üniversite öğrencileri ve iş hayatına ilk adımı atmak üzere olan yeni mezunlar için çok değerli ve öğretici bir bilgi kaynağı olan bu seminerlerle, iyi bir özgeçmiş nasıl hazırlanır; iş görüşmesi öncesinde, anında ve sonrasında ne yapmak gerekir; internette iş nasıl aranır; püf noktaları nelerdir gibi birçok konuda bilgileri-mizi paylaştık.

Genelde ülkemizde firmalar belirli büyüklüğe erişince yurtdışına açılma eğilimindedirler. Sizin de yurtdışı ile alakalı projeleriniz var mı? Bir de firmalarınız arasında yurtdışında-ki firmalardan var mı?Secretcv.com, İngilizce olan domain’i nedeniy-le Türkiye’de yurtdışından açık ara en çok CV alan online işe alım sitesi. Yurtdışında yaşayan yabancılardan Türkiye’deki işlere çok başvu-ru oluyor. Sitemizde 210 bin yabancının CV’si

“İş görüşmelerinde, işe verdiğiniz önemi ve iş hayatına girmeye hazır ol-duğunuzu karşı tarafa hissettirmeniz

çok önemlidir.”

Page 26: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.comst

ep d

ergi

si | s

ayı 5

26

Ve birçok kez o yeni şeyin olmaması için “proje için yeterli zamanım veya kay-nağım yok”, “bu girişimi zaten yapmış-lardır”, “bu girişim tutacak olsa çoktan yaparlardı”,”bunu bana yedirmezler” gibi çeşitli bahaneler üreterek kendilerini kandırmaktadır. Gelin radikal bir karar almanın önündeki başlıca engelleri ince-leyelim;

“Projeyi yapmak için yeterli zamanım yok”Bu cümle aslında günün 24 saatinde yap-tığı klasik şeyler olduğunu ve yeni proje için yapıyor olduğu şeylerden vazgeçe-meyeceğinin farklı şekilde aktarımıdır. En kötü çalışma ortamlarında bile zaman yönetimi ile müsait zaman oluşturulabi-lir. Ve bu bahaneyi kullananların çoğunda zamanın belli bir bölümünün gerçekten önemli olmayan şeyler için kullanıldığı görülebilir. “Bu girişimi zaten yapmışlar.”Bir proje daha önceden yapılmış ve başa-rılı ya da başarısız da olmuş olsa, o proje farklılaştırılarak ve stratejik konumlama ile başarılı bir uygulama haline getirile-bilir. Eğer insanın aklına bir fikir geldiyse ve araştırması sonucu daha önce denen-miş bir proje olduğu sonucuna ulaştıysa o kişiye göre o projenin ölmemesi için hiçbir engel kalmamış demektir. Ancak iTunes, iPodlarla çok daha kullanışlı bir şekilde piyasaya çıkmadan önce dijital müzik marketleri alanında yapılmış ve belli bir yere getirilmiş 2 müzik marketi bulunmaktaydı. Arama motoru Goog-

İster girişimci olsun ister profesyonel ka-riyer yapmayı tercih etsin çoğu insanın karşı karşıya kaldığı en büyük problem-lerden birisi yeni projelerde, girişimler-de ya da radikal kararlardaki kararsızlık problemidir. Kararsızlık problemini in-celemek için önce karar vermek nedir? onu inceleyelim. Karar vermek insanın hayatında olan bazı şeylerden vazgeçmesidir. Karar ver-mek, insanın aslında yapmak istedikle-ri şeyleri kendisi için daha iyi olacağını düşündüğü şeyler uğruna terk etmesidir. Karar vermek; insanın seçtiği olayların olası sonuçlarına kendini açması, yani sorumluluk almasıdır. İnsanlar doğaları gereği o an bulunduk-ları hali devam ettirme eğilimine sahip oldukları için hayatlarını daha iyiye gö-türecek bir şeyi seçmek ile mevcut du-rumlarını devam ettirmek arasında gi-dip gelirler. Bir girişime ya da bir projeye başlama konusunda tereddütleri vardır çünkü böyle bir şeye başladıklarında ra-hat olan hayatları yerini koşuşturmaya bırakacak ve günlük yaptığı gezme, in-ternette sörf yapma veya zamanını baş-ka bir şekilde harcama eylemlerinin bir kısmından vazgeçmek zorunda kalacak-lardır. Üstüne üstlük o proje veya girişim başarısız olduğunda çevrelerine rezil ola-cak, o proje veya girişim için harcadıkları para, emek ve zaman boşa gidecektir. İşte bu sebepler bir insanın yeni bir şeye başlamaya karar vermesindeki en büyük engellerdir. Bu engeller yüzünden insan-lar yeni bir projeye başlamak ya da baş-lamamak arasında kararsız kalmaktadır.

Niye Girişimci Olamıyoruz?

Page 27: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

step

der

gisi

| say

ı 5

27

“Bunu bana yedirmezler.”Piyasada çok büyük firmalar olabilmek-te ve girişimcilerin bir girişim kararı al-malarındaki en büyük engellerden birisi de “bunu bana yedirmezler” korkusudur. Projeye başlayacak kişinin yeterli parası ve yeterli kaynağı yoktur. Piyasadaki ra-kipler o projeyi ya da girişimi öğrendikle-ri an daha iyi ve daha geniş kapsamlısını taklit ederek girişimde bulunarak kişiyi saf dışı edebilirler. Bu gerçekten önemli bir tehdittir ancak girişim tamamen gizli yürütülerek ve para ve kaynak konusun-da melek yatırımcılardan, devletten ve çeşitli vakıf ve kuruluşlardan destek alı-narak piyasadaki eşitsizlik giderilebilir ve hatta yapılan değişiklikler ve izlenen stratejilerle hatırı sayılır pazar payı elde edilebilir. Bu durumda mevcut firmalar incelenmeli ve firmanın ya da rakibin faaliyet alanı dikkate alınmalıdır. Bir ra-kibin bir faaliyet alanından başka bir fa-aliyet alanına geçmesi ciddi bir maliyet, zaman ve emek kaybı olabilir ve bu geçiş-te aksaklıklar olacaktır. Bu da o pazarda yer almak için yeterli zamanı kazandıra-caktır.Bir girişim fikrinde ve yeni projelerde fikrin ya da projenin gerçekleşmemesi için birçok engeller, sıkıntılar çıkabilir. Bu engeller ve insanın o projeyi yapmak için vazgeçmek istemedikleri şeyler deği-şimin önündeki engellerdir. Fark oluştur-mak, bir şeyleri değiştirip güzelleştirmek alınacak radikal kararlarla mümkündür. Radikal kararlar alınmadığında mevcut durum devam edecektir ancak ilerleme kaydedilemeyecektir. İlerleyen rakiplerin gerisinde kalınacaktır.

TALHA KOÇStep Dergisi Kurucu Ortağı

le yapılmadan önce piyasada mevcut ve güçlü arama motorları vardı. Her uygu-lama toplumun bütün kesimlerine hitap etmez ve aynı uygulamalar toplumdaki farklı kesimler hedef alınarak veya uygu-lanılabilirliği kolaylaştırılarak ayakta ka-labilir. Hatta mevcut rakiplerinin önüne geçebilir. Unutulmamalıdır ki, büyük şir-ketlerin strateji belirlemelerindeki temel etmenlerden biri piyasaya yeni girecek girişimci tehditleridir.

“Bu girişim tutacak (yapılabilecek) olsa çoktan yaparlardı.”Dünya üzerinde bizden başka birçok in-san olduğunu ve bizim projemizin de kesin birileri tarafından düşünülmüş ol-duğu akıllara gelebilir. Akıldaki proje çok güzeldir ancak ”bu kadar güzel bir proje yapılabilir mi? Ya da acaba tutar mı? Ya-pılabilecek ya da tutacak bir şey olsa za-ten bizim gibi düşünen bir sürü girişim-ci var ve bunlardan birisi kesin yapardı. Onun için bizim de boşuna uğraşmamıza gerek yok.” gibi bir düşünce kulağa çok mantıklı gelmese bile radikal bir projeye başlamadan önce farkında bile olmadan insanın aklına gelebilecek bir sorudur. Yalnız bir projenin tutacağı ya da tutma-yacağı yapmadan bilinemez ve zamanın ve durumların değişmesi projenin tutup tutmayacağını değiştirebilir. Yapılabilme konusu ise varsayımlardan çıkarılıp araş-tırmalar yapılarak netleştirilmesi gereken bir konudur. Projenin ya da girişimin tutup tutmama konusunda da projeyi düşünen kişinin risk almayı göze alması gerekmektedir ki yeni bir girişimde kay-betmek bile tecrübe olarak kişiye fayda sağlamaktadır.

Page 28: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

28

step

der

gisi

| say

ı 5Atilla YANIŞİnternet Radyocusu @konusamayanadam

Page 29: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

29

step

der

gisi

| say

ı 5

İyi bir program sunabilmenin, dinleyiciye ulaşa-bilmek, onunla bağ kurabilmenin sizce incelikleri nelerdir? Şahsen bu soruya cevabım, tek kelime ile “samimi-yet”.

Birçok üniversitenin radyo programı var fakat başlandığı ile kalıyor. Sizin tarafınızdan bakma-ya çalışalım ve bu işin zorlukları üzerine konuşa-lım.Radyo dinleme alışkanlığı eskisi kadar yok, bu alışkanlığı aslında tekrar aşılamak lazım insanlara. Birçok insanla aynı anda iletişim kurmak ve on-ların isteklerini yerine getirmeye çalışmak bu işin zor kısımlarından. Süreklilik önemli, dinleyiciye hitap önemli. Herkesi memnun edemezsiniz tabii ki de ama en azından genele hitap etmeye çalışmak lazım, bu da bu işin en zor kısmı diyebilirim.

Şimdi ve gelecek değerlendirmesine gidersek, rad-yoculuk olması gerektiği yerde mi? Kısmen. Birçok insan var internet üzerinden yayın yapan ve benim gibi sesini duyurmaya çalışan, onlara şans verilmesi kanısındayım. Sektörün yeni seslere ihtiyacı var.

Teknoloji birçok yönden ilerlemesine ve müzi-ğin hemen her türüne ve ismine ulaşabilmek bu kadar olmasına rağmen, insanlar neden radyo dinlemeye devam ediyorlar sizce? Sadece müzik dinlemek değil anlaşılan amaç.Radyo dinlemenin ayrı bir keyfi var bence, benim bu işe başlamamı sağlayan İlhan’ı da sunduğu radyo programı ile tanıdım. Radyo insanların yalnızlıklarına, keyifli anlarına, üzüntülü anlarına ortak olur. Bu da insanları radyo dinlemeye teşvik ediyor sanırım. Ayrıca istedikleri şarkıyı, isimlerini radyoda duymak insanları mutlu ediyor.

Radyo sunmak isteyen arkadaşlarımız için, öneri-leriniz nedir?Öncelikle özentilikten kaçınmalarını tavsiye ede-rim. Sesi iyi olan herkesin radyo programcılığı ya-pabileceğini düşünüyorum ama sadece ses yeterli olmayacaktır, muhabbetinin iyi olması ve insanlara hitap edebilmeyi başarabilmeliler.

Eklemek istediklerini varsa…Teşekkür ederim bana derginizde yer verdiğiniz için, Konuşamayan Adam’ı takipte kalın. =)

Okuyucularımız adına sizi tanımakla başlayalım.25 Eylül 1987 Mersin doğumluyum, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Lojistik bölümü mezunu ve Açı-köğretim fakültesi İşletme son sınıf öğrencisiyim. Radyo programcılığı ile uğraşıyorum.

Radyo serüveniniz nasıl başladı?Üniversitedeyken internet üzerinden denemelerim oldu. Üniversiteden mezun olduktan sonra mezun olduğum bölümle alakalı bir firmada çalışmaya başladım ama dikiş tutturamadım. Oradan ayrıl-dım, ayrıldıktan sonra bir süre işsizlik yaşadım. Çok yakın arkadaşım ve 14 yıldır radyo program-cılığı yapan İlhan sayesinde radyoda çalışmaya başladım. O gün bugündür radyo programcılığı ile uğraşıyorum ve sistem müsaade ettiğince bu işi yapmaya devam edeceğim.

İsminizle zıt bir program içeriğine sahipsiniz. Ku-ruluşu çok yakın olmasına rağmen birçok insan programınızın düzenli takipçisi. Öyle ki, progra-mınız için change.org’ta ulusal yayına geçmeniz adına imza kampanyası başlatılmış. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?Birçok radyo programcısının cesaret edemediği bir iş yapıyorum aslında o da dinleyiciyle iç içe bir program. Bunun paralelinde dinleyicilerimle aramda çok güzel bir bağ oluştu. Benim daha iyi yerlerde olmamı istiyor birçoğu ve bu beni gerçek-ten çok onure ediyor.

“Radyo programı sunmak” sizin için ne anlam ifade ediyor, üniversite döneminde yapılan hobi olarak kalacak bir şey mi, yoksa bu yönde ilerle-meyi düşünüyor musunuz?Ben bu işe meslek olarak başladım sonrasında in-ternet radyoculuğuna geçiş yaptım. Benim için bir hobiden çok çok öte, bir sevda. Ben ileriye yönelik düşünüyorum.

5Dinleyicileriniz sizi çok takdir ediyor, programı-nızın bu başarı süreci hakkında ne düşünüyorsu-nuz?

Azimle yapılan bir işin takdir edilmesi normal aslında, bu durum beni gururlandırıyor.

Bir radyo programından beklentileriniz neler? Bi-zim için en önemlisi samimiyet. Lakabı bir radyo sunucusu için ironi olan Atilla Yanış tüm samimi-

yeti ve içtenliğiyle dergimize konuk oluyor........................................................................

Page 30: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

30

step

der

gisi

| say

ı 5

yiciliğinden sıyrılıp ruhumuzu dinleyelim, başımızı kaldırıp bir bakalım etrafımızda ne oluyor diye. Sonra bir karşılık verelim. Çok büyük olmasına gerek yok. Başlangıç mahiyetinde bir karşılık olacak neticede.Hani yazımızın başında da bahsettik ya o cânım meyvelerden, heh, işe onlardan baş-layalım işte. Hani diyorum, hazır yaz da gel-mişken, bol bol tüketeceğiz ya meyve, işte o meyvelerin çekirdeklerini yani tohumları-nı çöpe değil toprağa atalım. Düşünsenize bütün yaz boyunca attığınız çekirdeklerden bitiveren ağaçları, ağaçların üzerlerine yuva yapacak olan kuşları ve gölgelerine sığına-cak insanları.Tohumu çöpe değil de toprağa atmak, bu kadar zor olmamalı. Başlangıç için gayet de kolay bence. Siz atın toprağa, o kendi yolu-nu bulacaktır. Ama derseniz ki, ben atıp da başıboş bırakır mıyım o tohumcuğu, ilgi-lenirim onunla, işte o zaman size daha da minnettar olurum.Deneyin bunu, bir canlının yetişmesini biz-zat, an be an gözleyin. Şaşıracaksınız.Şimdi bu kadar konuştum ama eli boş da gelmedim. Bu güzel etkinliği genele yay-mak adına bir proje başlatmış bulunmakta-yız. Kendisini takdim edeyim: Tohum Saç Toprağa Projesi.Projemiz başlangıç aşamasında internet üzerinden yürüyecek olmakla birlikte; iler-leyen zamanda projenin gidişatına göre reel etkinlikler de yapabiliriz umarım. Pro-jemizi yakından takip etmek istediğinizi bildiğim için iletişim adreslerimizi de pay-laşacağım.

Ercan KARAÇELİKStep Dergisi Sosyal Sorumluluk Koordinatörü

Malumunuz yaz geliyor.Manavların tezgahlarında, ağaçların dalla-rında birbirinden güzel meyveler merhaba diyorlar bize.Meyvenin faydası çok.Çeşit çeşit vitamin deposu. Düzenli meyve tüketmenin fayda-ları saymakla bitmez.O sıcak yaz günlerin-de serin serin, sulu sulu meyveleri tüket-menin tadı... Muazzamdır! Değil mi ya?Aslında ne kadar da önemli bir yeri var meyvelerin hayatımızda, fark ettiniz mi? Bir tek meyvenin değil gerçi, hayatımızın muhtelif yerlerinde rastladığımız ama dik-kat etmediğimiz nice börtü, böcek, kurt, kuş vazgeçilmez bizim için.Daha da ötesinde yaşadığımız mekânlar, bize bir şeyler yapma genişliği sağlayan zaman, tanıdık-tanımadık nice insanlar... Düşünsenize, ya bunlar olmayaydı? Za-man, mekân, insan, kainât yok! Bir tasav-vur etmeyi deneyin. Mümkün mü?Halbuki günlük yaşantının akıntısının ve mekanikliğinin bize dayattığı otomatlık içinde tüm bunları ne kadar da es geçiyo-ruz değil mi? Hiç şaşırmıyoruz bunlara. Sanki hiçbir olağanüstülükleri yokmuş, ga-yet sıradanlarmış gibi bir tavrımız var.Özünde öyle mi peki? Hiç zannetmem. Şaşırmalıyız, elbette şaşıracağız! Buna mecburuz. Tüm insanlık olarak zaman-mekân-insan-kainât dörtlüsüne şaşırma-maya devam ettikçe gün be gün silinecek ruhumuz. Karakterli ve ince ruhlu insanlar modern zamanlarda ruhumuzun nasıl eri-diğini gayet iyi hissediyorlar, eminim.Modern dünyanın bize dayattıklarına karşı verilecek en iyi cevap: Beklemek... Ve kar-şılık vermek.Duralım, bekleyelim. Akıntının sürükle-

Tohum Saç Toprağa

Page 31: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

31

step

der

gisi

| say

ı 5

Page 32: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

32

step

der

gisi

| say

ı 5Serkan KÖSEInploid.com Kurucu Ortağı

Page 33: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

33

step

der

gisi

| say

ı 5

ama endüstrileşme desteği vermiyordu. Şimdi her yerde destek var. Ama biz onu kaçırdık. Dolayısıyla bizi yönlendiren şey olaylar problemler oluyor. İn-sanlar kuyrukta bekliyor. Bu problemi nasıl çözebi-liriz. Başka bir projemiz deri tankı otomasyon pro-jesi. Tübitak destekli 800 bin tl’lik bir proje. Ar-ge firması olarak kiralanmıştık. Orada da aynı şey bir problem var ve biz bu problemi nasıl çözeriz. O çö-züm işe yarar mı? İnsanların hayatını kolaylaştırır mı? Bu şekilde ilerledi şimdiye kadar ki projelerim. İnploid.com’da öyle nitekim.

Inploid.com fikrinin oluşun süreci nasıldı?Güzel soru. Bu çok eski aslında. İlk tohumları 90lı yılların sonu, Türkiye’de yeni yeni 52k, 26k mo-demlerle başladığında ben ve kardeşimin şimdiler-de “blog” dediğimiz sayfaları mevcuttu. Yahoo.nun geoCities web servisi vardı bedava hosting hizme-tiyle. Bu arada ben eski flashcılardanım. 3 boyutlu flash, animasyon tasarımı yapanlardanım ama bı-raktım. Şu an olsa bırakmazdım. O dönem yazılar yazıyorduk, gençlik dönemleri. Gençliğe, dünyaya hem biraz depresif hem biraz heyecan. Bazı insan-lar çok güzel yorumlar yapıyor, bazıları çok kötü. Mail adreslerini bırakmıştık, yorum sistemi de yok-tu. Bu insanların yorumlarından şunu anladım; bazıları çok seviyor, bazıları nefret ediyor. O halde sadece sevenlerle bir araya getirebilsek bu yazıları, çok güzel olur diye düşünüyorduk. Bunun üzerin-den yıllar geçti. Bir gün Hakan’la insanların gerçek-ten birbirleri ile ilgili olanlarının bir araya getirebil-sek, fikirlerini paylaşabilseler diye konuşurken fikir oluşmaya başladı. Fikrin ilk çıkışı 99-2000 diyelim, asıl kodlamaya başlamamız 2008-2009u buluyor. Bunda biraz da internetin yaygınlaşma sürecinin de etkisi var.

Peki sizi inploid fikrine bağlayan neydi?Birincisi bunun bir ihtiyaç olduğunu düşünüyor-duk. İkincisi bir de internette bizim şöyle bir öngö-rümüz var. İnsanlar eskiden şöyle arama yapıyordu; ‘Mecidiyeköy + dondurma + dükkanı’ şeklinde ya-zarak Mecidiyeköy’deki en iyi dondurmacıyı arıyor-dun. 2000-2008 yıllarına kadar böyle devam etti bu durum. Keyword ler ile arama yapıyordun. Sonra smarrt phonelar gelişti, bilgisayarlar daha akıllandı ve insanlar artık elinin altındaki şeyi daha kişisel-leştirir hale geldi. Onu bir kişi gibi görmeye başladı. Bunun için ne yapıyor mesela ‘Mecidiyeköy’deki en iyi dondurmacı nerededir?’ şeklinde sorular soru-yor. Belki her zaman ‘nerede, nasıl’ vs. sorularını yazmıyoruz ama karşımızdaki bir kişiymiş gibi ona sorma isteği ile yazıyoruz. Buna long tail aramala-

Öncelikle girişimci yanınızı tanımakla baş-layalım.Ben girişimciliğin gençlik çağlarında başladığına inanıyorum. Çocukken model uçaklara, elektroni-ğe acayip ilgim vardı. Maketler, modeller yapar or-dan buradan bir şeyleri bir araya getirir, bir şeyler üretirdim. Sanırım geçmişi biraz buna dayanıyor. Onun dışında üniversitede asistanlık dönemlerim-de kafamda hep mutlaka bir şey yapacağım; bir ola-yı, bir şeyi hayata geçireceğim ama daha çok insan-ların hayatını değiştirme temelli. Zaten üniversiteye de bilim adamı olmak için girdim; kapanacaksın la-boratuara Louis Pasteur gibi; bir çözüm bulacaksın. Öyle başladı. İlerleyen yıllarda asistanken, kardeşim Hakanın da içinde böyle bir potansiyel va. Bozuk paralar kalkıp, yerine yenileri geliyordu. O sırada emüsyon oranı yükseliyordu. Marketlerde kullana-bileceğimiz bir cihaz yapabilir, bunu satabilir miyiz dediler. Öyle körü körüne bir maceraya atıldık. Niye körü körüne olduğunu birazdan anlatacağım, böyle başladı. Dolayısıyla hani hep bir şeyler yapmak, bir şeyler üretmek bu tarz şeyler hep oldu.

Inploid.com ilk girişimcilik işiniz değil, şimdiye kadar neler üzerine girişimcilik yapmayı tercih ettiniz? Mesela bozuk para girişiminiz nasıl sonuçlandı?

Bozuk para makinesini 6 ay gibi bir süre içerisinde tasarladık. Uluslar arası patent başvurusu CH bel-gesi, IBM uyumlu hale getirip dünyanın en küçük ve en hızlı bozuk para(coin disponser) makinası-nı Türkiye’de tamamen hayata geçirdik. Amacımız bunun tamamen bir donanım üretmek ve bu dona-nımı da bir şekilde yazar kasalara, jetonmatiklerin içlerinde de vardır hani, koymak. Prototipi ürettik-ten sonra, yatırım parasını bulamadık. Çünkü biz mesela yaptığımız işlerde zamanın öncesinde dav-ranıyoruz biraz. İş çok güzel bir iş ama daha zama-nı var Türkiye için. O da öyle bir işti. 2005 yılında bunlar bu kadar yaygınlaşmadı. Bu cihazlara büyük yatırım yapılmadı. Devlette arge desteği veriyordu

Bir internet girişimciliği daha. Ama bu sefer ki baş-ka. Aynı Google mantığına benzer sorular sorup sorularınıza cevap alabildiğiniz bir platform olan inploid.com’dan bahsediyoruz. Kuruluşunda büyük emekler harcanan sitenin kurucusu Serkan KÖSE ile faydalı aynı zamanda eğlenceli bir röportaj ger-

çekleştirdik. Faydalı olacağını umut ediyoruz.

.......................................................................

Page 34: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

34

step

der

gisi

| say

ı 5

adam zaten patlamış gitmiş olacak.

Girişimcinin bir fikri var ama buna körü körüne bağlı. Projenin iyi yanlarını alıyor, negatif yanlarını hiç umursamıyor. Halle-derim diye düşünüyor.Olmaz. Önce bir defa fikrini arkadaşları ile tartı-şacak, korkuyorsa eğer güvendiği kişiler ile görü-şecek. O insanların bakış açılarını da algılamaya çalışacak. Çünkü bazıları saldırıyor fikre, bir diğeri tutacak diyebiliyor. Herkes neler söylüyor tek tek not tutacak gerekirse. Objektif olması çok önemli. İkincisi de prototipleme. Madem bu kadar görmek istiyor sonucu, hemen bir prototipleme yapıp gö-recek durumu. Kodlarsın,3 ay içinde hiç ilerlemez; ama kodlarsın o 3 ay içinde öyle bir analiz yaparsın ki, proje bir yanda çok farklı ilerlemeye başlar. Bu işlerde çok önemli deneme yanılma. Çok vakit kay-betmeden hızlı bir şekilde adapte olacak.

inploid.com da, insanlar soru soruyor uz-man kişiler cevap veriyor/alıyor. Sistem tamamen oturdu mu sizce? Soruların kali-tesini nasıl belirleyip, geyik ortamını engel-liyorsunuz?Bizim soruları cevaplama yüzdemiz bir dünya orta-lamasının çok üzerinde diye hatırlıyorum. %87 gibi bir rakamda. Amacımız her sorunun yanıtlanma-sından ziyade doğru yanıtlanması, focus noktamız-da bu var. Önüne gelen yanıt vermesin, doğru-ilgili kişinin cevap vermesini sağlamak. Bu dediğimiz şey de geliştiriliyor. Algoritma devamlı değiştiri-liyor bizde. Bunun sonu, ucu bucağı yok. Dolayı-sıyla sistem büyüdükçe bu algoritma geliştirilecek. Biz sorularda genelde kısıtlama yapmıyoruz. Çok saçma olmadığı sürece her soru dâhil oluyor. Ama soruların arka planda özel bir algoritma soruların kalitesini ayarlayarak soruyu ulaştırma seviyelerini değiştirip, öncelikli hale getiriyor. Mesela çok güzel bir soru ise bunu sisteme daha hızlı ulaştırıyor. Şim-di o karmaşık yapıyı anlatamam ama bunu bilinçli yapmıyoruz, sistemi bunun üzerine kurduğumuz için böyle. Geyik yapanlarda var muhakkak ama o zaman o adam geyik ağına bağlanmak zorunda. Di-ğer ağlara bağlanırsa sistem onu çökertiyor. Burada bir hata var diyor. Moderasyon yapımız tamamen otomatik, dünyada bu şekilde deneyen yok. Bizde hiç kimse moderasyonla çalışmıyor. Sistem real time’da kendi seçiyor moderatörünü. Her soru ona-ya düşüyor. Bütün sistemde o saygınlık puanı yük-sek olan kişilere bakıyor, bazılarını havuza atıyor ve soruyor moderatör olmak ister misiniz diye. Aktif

rı deniyor. Bir sosyal aramalar var, bir de böyle bir long tail aramalar mevcut. Bu aramalar ürünlerin ön plana çıktığı aramalar. Google’a girin, “nedir, hangisidir, nerededir” sorularının aranma yüzdele-rine bakın. İnsanlar 2000li yıllardan bu yana daha çok kullanıyorlar, çünkü kişiselleştiriyorlar. Dolayı-sıyla biz soru-cevabın gelecekte bir ihtiyaca dönü-şeceğini düşündüğümüz için inploid projesindeyiz, yıllardır da diretiyoruz devam ediyoruz.

Girişimcilerin en büyük sıkıntılarından biri de çok fazla proje üretmeleri. Bu konu-da ne önerirsiniz onlara?Birincisi çok iyi fizibilite çalışması yapmaları; hangi konu ile ilgileniyorlarsa, hangisine karar verecek-lerse artık. 4 tane mi fikir var? Hepsinden hızlı bir şekilde çok iyi araştırma yapmaları gerekiyor. Be-nim bazı arkadaşlar geliyor, onlara yardımcı da olu-yorum. Eski öğrencilerimden şirket kuranlar var. Geldiklerinde sorular soruyorlar. Bir öğrencim var, ismini vermeyeyim. İşinden hiç haberi yok. ’Ben bunu araştırdım internette, dünyada bu fikir yok!’ diyor. Ben 5 dk. da buluyorum. Ben buluyorsam, o bulamıyorsa bir sıkıntı var demektir. Ya araştır-ma yapmıyor ya da araştırmayı yaparken doğru kelimelerle ilerleyemiyor. Ama bu bir girişimcinin eksiğidir mesela. Mesela biz yatırım aldığımızda Dragons’dan da o dönemde bizim sektördeki fir-maların hepsinden haberdardık. Hatta Nevzat Ay-dın sorular sorduğunda onun bildiğinin ötesinde olanları dahi söyleyebiliyorduk. O kadar hakimdik ki. Ben bunu dalgıçlığa benzetirim. Yüzeydesindir, arada bir nefesini alır dalarsın bakarsın, dalarsın bakarsın. Sonra derin nefes alır bir dalarsın, o ara-da bütün her şeye aşağıda bakarsın balıklar nerede diye. Sonra daha bir derine dalıp çıkarsın yüzeye ve artık ne yapacağını, nereye gideceğini biliyorsun-dur. Önce çok iyi araştırma yapacak, gerekirse 1 ay sadece onu araştıracak; öyle araştıracak yani. Bu sektörle alakalı blog yazıları okuyacak, gerekirse bu işi yapan kişileri araştıracak. Anahtar kelimelerden benzer firmalar neler yapıyor onlara bakacak, illa o işi yapmasa bile. Örneğin semantic web ile ilgili çalışmalar yapacaksa önce o firmalara bakacak bu adamlar neler yapıyor diye. Belki o firmalar çalışı-yor bu proje üzerinde. Wolfram search engine çok iyi bir örnek. 4 yıldır uğraşıyorlar. Çok güçlü bir şey açtılar. İnanılmaz bir yankı uyandırdı. Soyadı Wolf-ram olan bir Fizik Profesörünün projesi. Arama motoru ama hesaplamada yapıyor ve birçok firma ile entegre çalışıyor şu an. Apple’la, Google’la. Ben şimdi çıkıp öyle bir arama motoru yapsam ayvayı yedim . Uğraşıp duracağım belki de ama o süreçte

Page 35: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014

www.stepdergisi.com

35

step

der

gisi

| say

ı 5

biz gösteriyoruz ama sizin öngörünüzle, sizin viz-yonunuzla….” veya yatırımcı olarak girebilir. Ama tüm bu kararların beraberlerinde artı ve eksileri var. Satın alınması durumunda kapatılmasını istemem fakat daha semantic bir yapıya dönüştürülme işlemi gerçekleştirilebilir.

Akıllı puanlama sisteminizden bahseder misiniz? Ayrıca crowd-moderation ve rozet sistemi de inploid’in diğer yeniliklerinden.Crowd-moderation dediğim gibi dünyada yok, bende görmedim. Moderasyon yapısında bir eşle-me var ama sistemin tamamen kendisinin yönettiği bir yapı yok. Biz bunu denedik. %98 başarı oranı var. Çok iyi bizim için. İnsan, yanlış moderasyon yapabiliyor. Rozet sistemi, aktivite gösteren kulla-nıcıların o aktiviteler karşılığında kendilerini nasıl görebileceğine dair bir siste kurmak istiyorduk; o yüzden yapılan bir uygulama. Amacımız şu, sen ka-liteli içerik üret. Soru sorabilir, yanıt verebilir, blog yazısı yazabilirsin. Senin içerikle alakalı her türlü aracını biz sana sunacağız. Bir sürü araç yaratmışız-dır zaten. Mesela içerik grafiğinde bir araç vardır; içerik hangi gün, ne kadar paylaşıldı görürsün. İsta-tistik sayfaları var mesela kullanıcılar için. Kullanı-cının post’u kime ulaştı onu da veriyoruz. Saygınlık puanı denen bir puan var, aktivite puanı ile birleşik bir puan. Senin inploid’deki bilgi seviyeni ölçüyor.

Başarılarınızın devamını dileyerek, okuyucu-larımız için eklemek istedikleriniz varsa…Bu acayip bir furya; girişimcilik furyası var gençler-de de. Türkiye’de yatırımcılık, girişimcilik çok hızlı büyüyor ama ben biraz bunun da Türk usulü bü-yüdüğünü düşünüyorum. Ayakları yere basmadan, daha içi boş büyüyor. Hem gençler hem yatırımcı tarafı için konuşuyorum, kendilerini bu sistemde biraz daha profesyonel sisteme entegre etmeleri gerekiyor. Biz bu konulara geç kalmış bir ülkeyiz. Yani 4-5 büyük internet şirketimiz dışında neredey-se başarıyı yakalamış, adından söz ettirmiş internet şirketimiz yok. Yolun başındayız. Girişimci arka-daşlara, ayakları yere basarak ilerlemelerini tavsiye ediyorum. “Süper bir fikrim var, ortalığı yıkıp ya-kacağız.” cümlesini bir girişimcinin 5.-6. yılından itibaren kullanabileceğine inanıyorum. Daha çok işin içine girip, gerçekten dünyada neler oluyor, bu iş nasıl yapılıyor onu araştırıp öğrenmelerini öne-rebilirim. “Türkiye’de girişimci olmak” diye bir yazı yazmıştım, fırsat bulurlarsa okusunlar. Sizlerin de başarılarının devamını diliyorum.

isen sorabilir sana, o anda karar verip tamam dersin 5 dk. gibi bir sürede ne yapacağını öğretiyor. Mesela bir soru geldi, soruyor bu soru nasıl sence şeklinde. Cevap verdikten sonra bir başkasına düşüyor, sonra yine bir başkasına. Tek bir kişinin moderatörlüğü ile olmuyor yani.

İlerisini düşünerek bakınca diyelim ki, 1 milyon kullanıcıyı bulacaksınız. Artık o kadar çok soru-cevap olacak ki, sistem ar-tık soruları anlayacak direkt cevaplayacak. İnploid’in ilerde bu tarz bir duruma dönüş-me ihtimali var mı? Güzel bir noktaya değindin. Bizimde şu an için açıklayamayacağım bazı akıllı sistem çalışmala-rımız mevcut. Şu an için detayına giremeyeceğim ama aşmamız gereken bazı problemler var; Text’in ne oldugunu anlamak, hatalarını düzeltme. Şu an bunlarla uğraşıyoruz. Yavaş yavaş biraz ilerleme kaydettik. Bundan sonraki adımda ise kolektif be-yin oluşturmak. İnploid’in sloganı “the brain of the brains” dir.Öyle bir bilgi haline gelebilir ki burası mesela Amerika’daki yapının Siri ile entegrasyonu çok konuşuldu. İnsanların konuşarak soru cevap aldığı programın arka planında semantic bir alt ya-pıyaç ihtiyaç var. Bizim gibi siteler, web 3.0’ın tam temelini oluşturacak siteler. Ne web 2.0ız tam, ne de web 3.0a gittik. İkisinin arasında bir ara katmanız çünkü derlenmiş, kategorize edilmiş kaliteli bilgi içeriyoruz. Dolayısıyla önümüzde ilerleyen 5-6 yıl-lık süreçte olacak bu. Arada kaliteli bilginin çekile-bileceği kaynaklara ihtiyaç olacak. Biz orada olaca-ğız. O zaman işte bu sorduğunuzu başka bir firma ile yapabiliriz.

İlerde google ya da yandex size katılmak istese, bu şartlar altında ne düşünürsünüz?Yandex olabilir. Denizdeki balığa fiyat biçilmez ama ilerleyen süreçte önümüze böyle bir teklif geldiğin-de bakarız durumumuza. İlk baştaki hedefimiz her zaman inploid’i büyütmek ama şartlar her zaman önemli olan. Bizim artık yatırımcılarımız da var. İş hayatından öğrendiğim şey şu; kesinlikle olmaz yoktur, şartların gerektirdiğine karşı nelerin yapıla-cağına bakılmalıdır. Şartlardan kast ettiğim sadece para değil. İyi bir partner inploid’i şu an olduğun-dan daha iyi bir noktaya çok hızlı taşıyacaksa o za-man o partneri tabii ki isteriz. Sizi ekip olarak al-mak istiyorum, biz sizinle çok güzel işler yapıyoruz denebilir. Biz buna sıcak bakıyoruz. Şu da olabilir; “Biz sizin şirkete iyi bir para koyuyoruz, bu işi de şuradan şuraya taşımanızı istiyoruz, hedefleri de

Page 36: Step Dergisi Sayı 5 Haziran 2014