susma gazetesi 665

8
2 EYLÜL 2015 HAFTALIK YEREL GAZETE YIL: 19 SAYI: 665 Ederi: 1.00 TL SUSMA GÖNÜLLÜ OKURLARIN DESTEĞİYLE ÇIKIYOR ABONE OL ABONE BUL AKP İl Başkanı Zeki Tosun ile MHP İl Başkanı Hamdi Ayan arasında, belediye başkanı ve meclis üyesi transferi haberleri üzerine tartışma çıktı. Sayfa 3’de Ayan, “Cehennemin dibine kadar yolu var” Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Uygulama ve Araştırma Merkezi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı 2000 yılından bu yana hizmet veriyor. Bölümde, deneyimli bir akademik kadro görev yapıyor. BEÜ Týbbi patoloji alanýnda önemli mesafe kat etti Haberi Sayfa 6’da Sarý “Yerli kömür üretildiði sürece ithal kömüre yönelmeyeceðiz” Sevim Arı’nın Gelenek haline getirdiği “Pazartesi Sohbetleri”nin bu haftaki konuğu Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Merkez İlçe Başkanı Cemal Şahin oldu.Arı sohbetini güncel politik değerlendirmeden çok CHP’nin emek örgütlerine,işçi sınıfı içindeki örgütlenmesine ve kentteki emek örgüt- leriyle olan politik ilgisine dikkat çekti.Arı, CHP Merkez İlçe Başkanı Cemal Şahin ile samimi ve açık sohbet gerçekleştirdi.Şahin değerlendrimesinde, parti çalışmaları konusunda çağrıda yaparak, “Dışarıdan değil, gelin elinizi taşın altına koyun hep birlikte çalışma yapalım" diye ekledi. Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Derya Akbıyık ve yönetim kurulu üyeleri, ÇATES Elektrik Üretim A.Ş Genel Müdür Yardımcısı Harun Sarı'yı ziyaret etti. Ziyarette Sarı, Santralde Yerli Kömür Kullanmaya ve Zonguldak Ekonomisine katkı verm- eye devam edeceğiz" dedi ADD’den “Uyan Türkiye”Yürüyüþü Haberi Sayfa 4’de “Savaþlarýn, terörün, þiddetin olmadýðý bir dünya diliyoruz” Sayfa 5’de Haberi Sayfa 3 de Zonguldak'ın Ereğli İlçesi'nde, kimliği belirsiz kişi ya da kişil- erce, içinde sanayi atık bulunan 67 adet varilin dere yatağına atıl- ması tepkiye yol açtı.İlçeye bağlı Karakavuz Köyü'nde meydana gelen olayda, yürekler adeta ağı- zlara geldi. kim tarafından atıldığı henüz bilinmeyen 67 adet plastik varilin, Karakavuz Köyü Uludağ yol ayrımı mevkisinden Çiller Deresi'ne doğru atıldığı iddia edildi. Almanya'nın 1 Eylül 1939'da Polonya'yı işgal etmesiyle başlayan II. Dünya Paylaşım Savaşı'nda 50 milyonun üzerinde insan ölmüş, kentler harabeye dönmüş, atom bombaları kullanılmış, tüm dünya kan ve gözyaşına boğulmuştur. Bu korkunç savaşın başladığı 1 Eylül, Dünya Barış Günü olarak kabul edilmiştir.Konuyla ilgili olarak taraflar 1 Eylül Dünya Barış Günü ile ilgili mesajlarını yayınlıyorlar.Birleşik Kamu-İş 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle yayınladığı basın açıklamasında, “Barışın, sevginin ve hoşgörünün herkes tarafından yaşam biçimi olarak benimsendiği; savaşın, terörün, çatışmanın, şiddetin, kav- ganın olmadığı bir dünyada yaşamak dileğiyle, tüm halkımızın ve dünya halklarının Dünya Barış Günü'nü kutluyoruz”dedi Açıklama Sayfa 4’de Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Zonguldak Şubesi, 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle 'Uyan Türkiye' adı altında 'Zafer Bayramı yürüyüşü' düzen- ledi. Demir Adaylýk baþvurusunu yaptý Haberi Sayfa 3 de Þahin, “Dýþarýdan deðil, gelin elinizi taþýn altýna koyun” Suya karýþsaydý felaket olurdu Haberi Sayfa 6 da

Upload: bahattin-ari

Post on 23-Jul-2016

237 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

Araştır,Soruştur,Konuş;SUSMA

TRANSCRIPT

Page 1: Susma gazetesi 665

2 EYLÜL 2015 HAFTALIK YEREL GAZETE YIL: 19 SAYI: 665 Ederi: 1.00 TL

SUSMA

GÖNÜLLÜ

OKURLARIN

DESTEĞİYLE

ÇIKIYOR

ABONE OL

ABONE BUL

AKP İl Başkanı Zeki Tosun ile MHP İl Başkanı HamdiAyan arasında, belediye başkanı ve meclis üyesitransferi haberleri üzerine tartışma çıktı. Sayfa 3’de

Ayan, “Cehennemin dibine kadar yolu var” Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Uygulama ve Araştırma Merkezi

Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı 2000 yılından bu yana hizmet veriyor.Bölümde, deneyimli bir akademik kadro görev yapıyor.

BEÜ Týbbi patoloji alanýnda önemli mesafe kat etti

Haberi Sayfa 6’da

Sarý “Yerli kömür üretildiði süreceithal kömüre yönelmeyeceðiz”

Sevim Arı’nın Gelenek halinegetirdiği “Pazartesi Sohbetleri”nin buhaftaki konuğu Cumhuriyet HalkPartisi(CHP) Merkez İlçe BaşkanıCemal Şahin oldu.Arı sohbetini güncelpolitik değerlendirmeden çok CHP’ninemek örgütlerine,işçi sınıfı içindekiörgütlenmesine ve kentteki emek örgüt-leriyle olan politik ilgisine dikkatçekti.Arı, CHP Merkez İlçe BaşkanıCemal Şahin ile samimi ve açık sohbetgerçekleştirdi.Şahin değerlendrimesinde,parti çalışmaları konusunda çağrıdayaparak, “Dışarıdan değil, gelin elinizitaşın altına koyun hep birlikte çalışmayapalım" diye ekledi.

Zonguldak GazetecilerCemiyeti Başkanı DeryaAkbıyık ve yönetim kuruluüyeleri, ÇATES ElektrikÜretim A.Ş Genel MüdürYardımcısı Harun Sarı'yıziyaret etti. Ziyarette Sarı,Santralde Yerli KömürKullanmaya ve ZonguldakEkonomisine katkı verm-eye devam edeceğiz" dedi

ADD’den “UyanTürkiye”Yürüyüþü

Haberi Sayfa 4’de

“Savaþlarýn, terörün, þiddetin olmadýðý bir dünya diliyoruz”

Sayfa 5’de

Haberi Sayfa 3 de

Zonguldak'ın Ereğli İlçesi'nde,kimliği belirsiz kişi ya da kişil-

erce, içinde sanayi atık bulunan67 adet varilin dere yatağına atıl-ması tepkiye yol açtı.İlçeye bağlı

Karakavuz Köyü'nde meydanagelen olayda, yürekler adeta ağı-

zlara geldi. kim tarafındanatıldığı henüz bilinmeyen 67 adet

plastik varilin, Karakavuz KöyüUludağ yol ayrımı mevkisinden

Çiller Deresi'ne doğru atıldığıiddia edildi.

Almanya'nın 1 Eylül 1939'da Polonya'yı işgal etmesiyle başlayan II. Dünya Paylaşım Savaşı'nda 50 milyonun üzerinde insanölmüş, kentler harabeye dönmüş, atom bombaları kullanılmış, tüm dünya kan ve gözyaşına boğulmuştur. Bu korkunç savaşınbaşladığı 1 Eylül, Dünya Barış Günü olarak kabul edilmiştir.Konuyla ilgili olarak taraflar 1 Eylül Dünya Barış Günü ile ilgilimesajlarını yayınlıyorlar.Birleşik Kamu-İş 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle yayınladığı basın açıklamasında, “Barışın,sevginin ve hoşgörünün herkes tarafından yaşam biçimi olarak benimsendiği; savaşın, terörün, çatışmanın, şiddetin, kav-ganın olmadığı bir dünyada yaşamak dileğiyle, tüm halkımızın ve dünya halklarının Dünya Barış Günü'nü kutluyoruz”dedi

Açıklama Sayfa 4’de

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD)Zonguldak Şubesi, 30 Ağustos ZaferBayramı nedeniyle 'Uyan Türkiye' adıaltında 'Zafer Bayramı yürüyüşü' düzen-ledi.

Demir Adaylýk baþvurusunuyaptý

Haberi Sayfa 3 de

Þahin, “Dýþarýdandeðil, gelin elinizitaþýn altýna koyun” Suya karýþsaydý

felaket olurdu

Haberi Sayfa 6 da

Page 2: Susma gazetesi 665

SUSMA -YORUM Sayfa 22 Eylül 2015/665

1 Eylül Dünya Barış Günü1920 TBMM'nden bir heyet Bakü'de gerçekleşen

Doğu Halkları Kurultayına katıldı.1939 İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı başladı

3 Eylül1949 Kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi

ile ilgili uluslar arası sözleşme kabul edildi.6 Eylül

1924 Cemal Aliş Bartın'da "Bartın" Gazetesi'nin ilksayısını yayınladı. Haftalık olarak yayına başlayan gazeteninmesul Müdürlüğünü Hasan Tahsin yaptı. Bartın Gazetesi,Hacıbalık matbaasında basıldı.8 Eylül

Dünya okuma yazma günü- GazetecilerinUluslararası Dayanışma Günü10 Eylül

TKP (Türkiye Komünist Partisi) Kuruldu. TKP'ninBirinci Kogresi(Kuruluş Kongresi) 10 Eylül 1920'de Bakü'degerçekleştirildi.95 yıllık sürede acıların, özverilerin, nicekahramanlıkların ve aynı zamanda ciddi yanılgıların- ideolo-jik, politik- örgütsel hatalarında tarihidir. TKP Dün olduğugibi bugünde Türkiye işçi sınıfının, emekçi halkının derinlik-lerindedir.

KURUCU Bahaddın Arı Sahibi: Çark

Yayıncılık,ReklamcılıkAdına:Sevim ARI

Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Bahaddin ARI

Webmaster : S.Üstüngel ARI

Yönetim Yeri ve Adresi:Mithatpaşa Mah.B. Ecevit Cad.

Kızılay Kanmerkezi Karşısı Kat:5 No: 52 ZONGULDAKTel/Faks 0372 252 42 99

Web: www.susmagazetesi.nete-posta:

[email protected]üzenleme:

SUSMA Baskı: MATBAA 69 Tel:251 40 44

TemsilciliklerKozlu; ; Bilal KaraBartın : Ahmet GüneşAmasya : Mehmet MENEKŞEBerlin : Mehmet Ballıkaya

Kongre İlanı;50. TLTüzük İlanı:150 TLYitik İlanı: 20 TL

Gazete Satış Fiyatı: 1. 00 TLYıllık Yayınlı Kurumsal Abone:

1000.TL Yıllık bireysel abonelik 120.TL

Banka Hesap No: Ziraat Bankası Zonguldak Şb.00569815

Posta Çeki Hesabı: Bahaddin Arı0148 52 40

Susma; Hak ve SorumlulukBildirgesi İlkelerine Uyar. Cevap

ve düzeltme hakkına saygıgösterir.

Gazetede yayınlanan yazılarınsorumluluğu yazara aittir

Susma Kururluş 28 Nisan 1997

7 Haziran seçimleri ve ana gün-demi “Başkanlık” 1 Kasım’dayeniden tekrarlanmak üzere gerigeliyor.Buradan ne yazsak herkesinbeklediği partilerde milletvekilliğisıralaması ne olur? Yeni isimler olurmu? Olursa kim hangi sırada yeralır?.Konuları daha popüler vekonunun alıcısı daha fazla.

Bu na rağmen bu konuya girmedenülkedeki ve özellikle bölgeyi sonzamanlarda derinden etkileyen çevrekonularına değinelim istiyorum.

Geçtiğimiz hafta Zonguldak'ta,'Karadeniz Sahil Yolu Projesi' kap-samında yapımı devam eden KilimliIlçesi ile kent merkezi arasındakigüzergahta yapılan yol çalışmasınedeniyle denizin kıyı bölümününsarıya dönüsmesi tepkilere nedenolmuş Karayolları 15'inci BölgeMüdür Yardımcısı Mahmut ZiyaSarı, bölgedeki çalışmanın Valilik,Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüdenetiminde dolgu imar planıçerçevesinde yapıldığını dile getir-mişti.Yapılan çalışmanın denizi kir-letmediğini ileri sürmesine rağmençevreye duyarlı vatandaşlar konununpeşini bıramakadılar.ve mahallesakinlerinden, İhsan Pınar ise yolçalışması nedeniyle oluşan kirliliği

birçok kez yetkili birimlerebildirmelerine rağmen bir sonuç alı-namadığını söyledi. Yolun standart-lara uygun olarak yapılmadığını iddiaetti ve şöyle dedi, “İçinde toprakolan bütün hafriyatı denize döküyor-lar. Denizin dibindeki midye ve balıkyuvalarını tamamen yok ediyorlar.Biz yetkilileri uyarıyoruz bu konudaama bize, 'siz yola mı karşı çıkıyor-sunuz? Ne biçim Zonguldaklısınız'diyorlar. Burada çevreyi kirletiyorlar.Denizin her yeri çamur. Denize gir-ilmiyor. Yol çalışmasında çevre kirlil-iği için biran önce önlem alınmasılazım."

Aylardır bu vb.Konular basındagündemden düşmüyor.VatandaşlarVali Ali Kaban’a ZonguldakBelediye’sine “Zonguldak’ta harfiyatdökülecek alan var mı?” sorusunusoruyorlar.

Biryandan Termik santraller,diğeryandan denize dökülen harfiyat, toz,toprak şimdi de dere yataklarınabırakılan kirli variller.

Zonguldak'ın Ereğli İlçesi'nde,kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce,içinde sanayi atık bulunan 67 adet

varilin dere yatağına atılması tepkiyeyol açtı.

Karakavuz Köyü ÇevreGüzelleştirme Geleneklerini Yaşatmave Dayanışma Derneği BaşkanYardımcısı Mehmet Taştan yaptığıaçıklamada, doğanın katledildiğinisöyledi. Taştan, “Ereğli'nin en uzakköylerinden biri olmasına rağmen,sanayi atıkları köyümüze kadar getir-ilmiştir. Köyümüzdeki bu katliamıyapanların kim olduklarını bulup,cezalarını çekmesini istiyoruz" dedi.

Evet Zonguldak’ın bir ucundandiğer bir ucuna bugünün en can alıcısorunu Çevre sorunları ve bu konudaki yapılması ve alınması gereken ted-birler kamuyununda tartışılmayadevam ediyor.

Şunu biliyoruz , Kapitalist üretimteknolojiyi geliştirir, farklı süreçleri birtoplumsal bütün halinde birarayagetirir ama bunları ancak tüm zengin-liklerin orijinal kaynaklarını-toprağıinsanı, emeği kemirerek yapar.

Özellikle bizim ülkemiz gibiKapitalizmin üretim anarşisinden, aşırıkâr güdüsünden, eşitsiz gelişmesindenbüyüyerek bugün “çevre sorunları”olarak karşımıza çıkan sorunlar, baştaişçi sınıfı olmak üzere halkın, tüm can-lıların yaşamını tehdit etmeye devam

ediyor.Çevre sorunları bugün Türkiye'de

birçok emperyalist ülkeden daha vahimboyutlardadır. Denizler, nehirler, göller,toprak fabrika atıkları nedeniyle rengi-ni değiştirdi. İçinde yaşayan canlılarınnesli şimdiden tükenmeye başladı.İçme ve kullanma sularına karışan fab-rika atıkları insan sağlığını doğrudanetkiliyor.

En başta insan sağlığı olmak üzere,emeği ve emekçi halkın doğal çevresi-ni koruma savaşımı, bugün tümdemokratların, devrimcilerin sendikalve kitle örgütlerinin acil görevleriarasındadır.

Yazıya başlarken dile getirdim,bugün toplumun ilgi odağı haline getir-ilen ‘Tekrar seçim’ ve seçimin argü-manları ne yazıkki bu acil ve canalıcısorunların üstünü örtüyor,perdeliyor.

Bugün Zonguldak sınırları içindeharfiyat alanı bulunamıyor veyaratılımıyorsa,yaşamını kar hırsıbürümüş çevreler insan sağlığını hiçesayarak varilleri dere yataklarına kork-madan atabiliyor,santral bacalarındandolayı zehir soluyorsak , Vali, BelediyeBaşkanları etkili ve yetkililer şap-kalarını önlerine koymalılar ve “Biz buişin neresindeyiz? sorularını sormalılar.

Sağlıcakla kalın

Vali, BelediyeBaþkanlarý bu iþinneresinde?

[email protected]

BahaddinArı

Bugün 1 Eylül Dünya Barışgünü. Barış özleminin her türlüyoldan dile getirildiği, savaşa karşıbarışın ne denli yaşamsal önemesahip olduğu gerçeğinin genişkitleler tarafından haykırıldığı birgün.

Aslında savaş çığırtkanlarınabile sorsanız, diyecekleri şudur.

"Barışa kim karşı çıkabilir,elbette barış istiyoruz!"

İyi de, geçtiğimiz günlerdesalt iktidar karşıtlığı yüzünden, buprojeyi AK Parti gündeme getiriy-or diye Çözüm sürecine karşıçıkanlar, hangi barışı istiyorlar?

Ülkelerin uyguladığı yanlışpolitikalar yüzünden bugün çoğun-luğu ülkemizde serseri mayın gibidolaşan Suriyeli göçmenleretahammül edemeyenler, nasıl barışyanlısı olabilirler?

"Onlar rejim düşmanıdır,ülkemizde ne işleri var,ülkelerinde kalıp mücadele etsin-ler" diyerek onlara karşı düşmancabir yaklaşım gösterenler, hangibarışı savunuyorlar acaba?

Üstelik de Suriye, yabancıülkelerin, düşman güçlerinsaldırısı altında değil ki, ülkelerinisavunsunlar. Onlara zulmeden biz-zat ülkeyi yöneten Baas rejimi veonun kuklası Beşar Esad.

Bu durumda, geçmişte 12Eylül faşist yönetiminin zulmün-den kaçıp, ülkeyi terk etmekzorunda kalan devrimcileri derejim düşmanları, vatan hainleridiye mi nitelendireceğiz?

Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır,bu nasıl bir vicdan körelmesi vebu nasıl bir duyarsızlıktır ki, üste-lik de bu çaresiz insanlarüzerinden ticaret yapanların barışadına söz söyleme hakları oluyor?

Bu sabah Bodrum' da Bitezsahilinde bir zayıf, çelimsiz göç-men kadın, en fazla üç aylıkbebeğini emzirirken kumlarınüzerinde, yanı başında akşamdan

kalma bizim yerli turistler, zabı-taya onları şikayet etme arsızlığınıgösteriyordu.

Ege bölgesinde yeni bir sektöroluştu,

Göçmen kaçakçılığı ya dadiğer bir adıyla insan ticaretidenen bu ahlaksız işi yapan orga-nizatörler orta yerde cirit atar,açıkça pazarlıklar yaparken, bizlerbugün barış yürüyüşü yapacağız.

Keşke bu göçmen kardeşler-imiz de gelip aramıza katılsalar,ama çaresizlik, şaşkınlıktan neyaptıklarını, nasıl davranacaklarınıbilemez durumda olan bu insanlariçin barış,, ölümü göze alarakkarşı adalara ulaşabilmekti.

Ne yazık ki her şeygözümüzün önünde oluyor, bizlerhiçbir şey yapamadığımız gibiyetkililer de görmezden geliyor.

Bu zavallı göçmenlerin çaresi-zliğini istismar ederek; onlarcainsanı bir odaya doldurup, üstelikde onlardan çok yüksek ücretleralan otel, pansiyon sahipleri;onlara en kalitesiz cankurtaranyeleklerini, şişme botları fahiş fiy-atlarla satan marketler, göçmenleritaşırken normal fiyatın neredeyseon katı para alan taksicilere inat;yine de kimi vicdan sahibi yurt-taşlar,onlara yardımcı olabilmekiçin çırpınıyorlar.

Ve şimdi biz, barış sloganlarıatarak geçeceğiz onların önünden.

Onların yorgun, umutsuz,çaresiz bakışları üzerimizde ola-cak.

Bebesine süt veremeyen,utandığından insanların yüzünebakamayan, gözlerini kaçıran buonurlu insanları potansiyel suçlu,hırsız, terörist ve hatta utanmadanfahişe gözüyle görenlere inat, barışgününde, onlarla dayanışmaçağrımı ve dileğimi yinelemekistiyorum.

Kuşkusuz bizim ülkemizde deaç, açıkta, yoksul insanlar var.

Ama onları gerekçe göstererek buinsanlara sırt çevirmemizi, bizimülkemizin yoksulları bile kabullen-mezler.

İnanıyorum ki, onlar bizdençok daha fazla üzülüyorlar, emi-nim ellerindeki ekmeği bile pay-laşmaya hazırlar.

Öte yandan bizim modern elit-lerimiz, rahatları bozulmasın,gönül rahatlığıyla eğlenebilsinlerve onların ahlaksız deyimiyle"görüntü kirliliği oluşmasın" diyebu komşularımızı yaşadıkları kentde görmek istemiyorlar.

Yarın mecliste sınır ötesioperasyonlarla ilgili teskeregörüşülecek.

Sınır hakimiyeti ya da kamugüvenliği adına özgürlükleri kısıt-lamaya; terörü önleme adınaaskeri operasyonlarla bu kirlisavaşı sürdürmeye çalışanlar dabugün barış mesajları yayınlaya-caklardır kuşkusuz.

Eğer barış istiyorsak, hangikoşullarda, hangi gerekçelerleolursa olsun, önce silahların sus-ması, özellikle sivil toplum kuru-luşlarının ön alacağı barışgörüşmelerinin, buluşmalarının,siyasi platformda müzakerelerinbaşlatılması gerekir.

Aksi halde doğrudan ya dadolaylı savaş çığırtkanlarının akılalmaz tuzakları, algı operasyon-ları, tehdit ve provakasyonları bugüzel ülkeyi bir kan gölüne çevire-bilir.

O yüzdendir ki, bir gün değil;her gün, har saat, nefes aldığımızher an barışı konuşmak, barış iste-mek ve bizim gibi düşünenlerledayanışma içerisinde, barışmücadelesini sürdürmek zorun-dayız.

Hepimiz biliyoruz ki; barış,uzun soluklu bir mücadele gerek-tirir, bir güne sığmaz.

Barış bir güne sığar mı?Ayhan Ongun

Zonguldak Belediyesi Fen İşlerine bağlı Park ve BahçelerMüdürlüğü ekiplerince Fevkani Köprüsünde sağ ve sol

taraflardaki korkuluklarda olmak üzere saksılı çiçeklendirmeçalışması yapıldı.Ekiplerin sabah vatandaşların hizmetine

sunulmak üzere geceden yaptıkları yoğun çalışma sonucundaşehrimize görsellik ve modern bir görünüm kazandırılmış

oldu.Ekipler yaptıkları açıklamada çalışmalarımıza tüm hızıyladevam ediyoruz,gerekli gördüğümüz yerleri tespit edip şehrimiz

için gerekli olan ve yakışan çalışmalar için elimizden gelengayreti gösteriyoruz dediler.

Felaketin eþiðinden dönüldü

Page 3: Susma gazetesi 665

SUSMA -YORUM Sayfa 32 Eylül 2015/665

AKP İl Başkanı ZekiTosun ile MHP İl BaşkanıHamdi Ayan arasında,belediye başkanı vemeclis üyesi transferihaberleri üzerine tartışmaçıktı.

30 Ağustos ZaferBayramı kutlamalarındaAtatürk Anıtı'na çelenkkonulmasının ardındanMHP İl Başkanı HamdiAyan, Ormanlı BelediyeBaşkanı Bayram Başol ile4 meclis üyesininMHP'den istifa edip AkParti'ye geçecekleri haber-leri üzerine Ak Parti İlBaşkanı Zeki Tosun'latartıştı. Ayan, "Gerek yoköyle bir şey yapmanıza.Alın hepsi sizin olsun,şerefsizlerle zaten ben yolalmam" diyerek Tosun'atepki gösterdi. Tosun ise"Bizim bir şey yaptığımızyok" diye cevap vererekuzaklaştı.

MHP İl Başkanı Ayangazetecilere yaptığı açıkla-

mada, partilerindenseçilen Ormanlı BelediyeBaşkanı ile meclisüyelerinin Ak Parti'yetransferi konusundagörüşmeler yapıldığınıileri sürdü. Bununla ilgili

yerel bir gazetenin internetsitesinde haber çıktığınıvurgulayan Ayan, "İşinarkasında Ak Parti il veilçe başkanının olduğusöyleniyor. Bunlar bizimülkemizde şeref sınırlarını

aşan şeyler.Arkadaşlarımızın kafasınıkarıştırmışlar. Şimdibenim Belediye Başkanımböylesi bir dönem deböyle bir ziyareti kabulediyorsa bu da bir prob-lem. Böyle bir seviyesi-zliğe düştüyse böyle birBelediye Başkanıylabenim zaten işim olmaz.Eğer geçmek istiyorsacehennemin dibine kadaryolu var" dedi.

Kutlamaları pro-tokolden izleyen Ak Partiİl Başkanı Zeki Tosun,gazetecilerin sorularınıyanıtsız bıraktı. OrmanlıBelediye Başkanı BayramBaşol'un kimseylegörüşmemek için cep tele-fonunu kapattığı öğrenildi.

Ayan, “Cehennemin dibine kadar yolu var” AKP İl Başkanı Zeki Tosun ile MHP İl Başkanı Hamdi

Ayan arasında, belediye başkanı ve meclis üyesi transferihaberleri üzerine tartışma çıktı.

Türkiye barışa değil, savaşa koşuyor

Bilal Kara

Türkiye, siyasal İslamcı sermayenin baskısı altında,seçimtekrarlıyor. Kürt siyasal hareketindeki yükselişihazmedemeyen Siyasal İslamcı Sermaye, Doğu veGüneydoğu'yu Ortadoğu'daki savaşın bir parçası yaptı.Kürtler üzerindeki bu baskının asılkaynağı Türkiye işçisınıfının emeğininpalazlanmakta olan Kürt burjuvazisiile paylaşılmak istenmemesidir.

Başkanlık sistemi arayışının 7 Haziran'da önününkesilmesinden sonra PKK kozunu oynayan Siyasalİslamcı Sermayenin bir başka amacı, rakibi olan BatıcıTÜSİAD'I piyasadan silerek Cumhuriyet burjuvazisininmodernleşmeyle elde ettiği sermaye ve kültürelbirikimleri ele geçirmek, toplumu ortaçağ karanlığınagötürmektir.

Bunu nasıl yapacağına gelince, hayli yıpratılmışbulunan burjuva demokrasisini elbette faşist devletedönüştürerek ve toplumu etnik ve dinsel olarak bölerekyapacaktır. Cumhuriyettarihinin son on beş yılındakigeriye gidişten bunu anlamak hiç de zor değil. Şimdibunun tam tersini düşünerek insanlığın neler elde ede-ceğini Fredrick Engels ortaya koyuyor.

"Toplumun üretim araçlarına (toprağa, atölyelere,fabrikalara, makinelere) el koyması ile meta (alınıpsatılan mal ve ürünler) üretimi ve onunla birlikteürünün üretici üzerindeki egemenliği ortadan kaldırılır.Toplumsal üretimdeki anarşinin yerine sistemli bir üre-timgeçer. Bireysel yaşama müdahalesi kalmaz. Ondansonrainsan, düpedüz hayvanca (ilkel) yaşama şartların-dan kurtulup insanca yaşama şartlarına girer. İnsanıkuşatan ve ona şimdiye kadar zorbalık etmiş olan bütünyaşama şartları artık doğanın gerçek ve bilinçli efendisiolan insanın egemenliği ve denetimi altına girer. Çünküinsan artık kendi toplumsal örgütünün efendisi olmuş-tur.Şimdiye kadar tarihi yönetmiş olan insana yabancınesnel güçler, insanın kendi denetimi altına girer.Ancak o andan sonra insanın kendisi, gittikçe daha bil-inçli olarak kendi öz tarihini yapacaktır. Ancak o andansonra, insanın meydana getirdiği toplumsal sebepler,çoğu zaman ve durmadan artan ölçüde, onun istediğisonuçları verecektir. Bu, insanın zorunluluk âlemindenözgürlük âlemine yükselmesidir. (F. Engels, a. g. e.100-101)

F Engels, bunu yapacak olanın proletarya (işçisınıfı) olduğunu belirtiyor ve

"Bu evrensel özgürlüğe kavuşturma işini başarmak,modern proletaryanın tarihi özel görevidir. Bu işin tari-hi şartlarını ve böylelikle iç yüzünü anlamak, şimdibaskı altına bulunan proletaryaya, başarmaya çağrıldığıbu önemli işin şartları ve anlamı üstüne eksiksiz bilgivermek, bu, proleter hareketin teorik anlatımının, bilim-sel sosyalizmin ödevidir" diyor. F Engels, a. e. g.s103)

Kürt etnik sorunu ile burjuvazi tarafından kırk yıldırüzeri küllendirilen emek- sermaye çelişkisine tekrardönmekte, işçi sınıfı açısından sayısız yarar var. Çünkühepimizin bildiği bir gerçek vardır, o da silah tüccar-larının işçi sınıfımızın emeğini sömürdüğü gibi gençler-imizi karşılıklı olarak yine işçi sınıfımızın ürettiğisilahlar öldürüyor. Bizişçi sınıfımızın ürettiği silahlarile gençlerimizin öldürülmelerine kesin karşı olduğunubiliyoruz. Dünyanın bütün işçileri barıştan yana değillermidir?

Türkiye işçi sınıfımız da (etnik yapısı ne olursaolsun) daha iyi yaşamak için daha çok çalışmalı, sorun-ları sadece anlayıp üzerine yatmamalıdır. Sömürüsüzbir dünyanın da var olduğunu öğrenmeli ve bunugerçekleştirmek için burjuvaziye karşı kendi içinde bir-leşmeyi, bütünleşmeyi de öğrenmelidir. ÇünküMarksizm, işçi sınıfının düşünce ve davranış bilimidir.Yani, dünyayı kavrama ve değiştirme bilimidir.

Ne yazık ki, çağımız insanı, vahşi kapitalizmkoşulları altında yaşam yükünün altında ezildikçeeziliyor. Burjuvazi işçilerin durumlarınınkötüleşmesinin,kendi sömürüsünden değil doğanınihsanını azalttığı teziyle açıklamaya çalışıyor ve birçokinsan da özellikle sözüm ona ağzı laf yapansendikacılar burjuvazinin savunucuğunu yapıyor.Örneğin Hak İş, Türk İş ve Memur Sen AKP'NİN arkabahçeliğini yaparken Türk Metal ve T Kamu Sen, MHPve milli sermaye savunuculuğu yapıyor. KESK'İN elinikolunu Kürt milliyetçiliği bağlayınca DİSK de güçsüzolmanın çaresizliğini yaşıyor.

Bu durum Türkiye İşçi Sınıfına hiç, ama hiçyakışmıyor

[email protected]

M. Salih Demir AKP'den milletvekiliadaylýðý için resmi baþvurusunu yaptý

ZTSO eski Başkanı M. SalihDemir, 1 Kasım Erken GenelSeçimi'nde AKP'den milletvekiliaday adayı olmak üzere resmibaşvurusunu yaptı.AKP Zonguldakİl Başkanlığı'nda, İl Başkanı ZekiTosun'a aday adaylık başvurusunailişkin dosyası teslim eden M. SalihDemir, basına yaptığı değer-lendirmede . "Hepimiz, bizleriyetiştiren bu topraklara vefaborçluyuz. Burada doğduk, buradaçalışıp, burada kazandık.Ticaretimizi, yatırımlarımızıZonguldak'a yaptık. Bu aşamadasiyaset yoluyla ilimize ve ülkemizehizmet etmek üzere, vizyonuna

güvendiğimiz Ak Parti'den mil-letvekili adayı olmak üzere, İlBaşkanı Sayın Zeki Tosun'a resmibaşvurumu teslim ettim.Zonguldak'ın ve ülkemizin sorun-larını ve çözüm yollarını biliyorum.Siyaset yoluyla katkı sağlayacağı-ma inandığım için aday adayıoldum"

AKP İl Başkanı Zeki Tosun da,M. Salih Demir'in aday adaylığıiçin, "Sayın M. Salih Demir, tümZonguldak halkının yakındantanıdığı bir isim. Adaylık başvurusupartimize güç katmıştır. Hayırlıolması dileklerimle, başarılar diliy-orum" dedi.

AKP İl Başkanı Zeki Tosun ile MHP İl Başkanı Hamdi Ayan arasında,belediye başkanı ve meclis üyesi transferi haberleri üzerine tartışma çıktı.

Müdür yardýmcýlý-ðýndan öðretmenliðe

Fethullah Gülen Cemaati'ne yakın-lığıyla bilinen Cihan SendikalarKonfederasyonu'na (Cihan-Sen) bağlıAktif Eğitimciler Sendikası (AktifEğitim-Sen) Zonguldak İl TemsilcisiYıldıray Uysal, Fener İlkokulu MüdürYardımcılığı görevinin düşmesinedeniyle Karaelmas Ortaokulu'naöğretmen olarak atandı.

Uysal, bu atama kararını Facebooksayfasından takipçilerine duyurdu.Açıklamasında, Gülen Cemaati'nin"Hizmet Hareketi"ne vurgu yapanUysal, "Kararnamem geldi. Yeni oku-lum herkes için hayırlı olur inşallah.Atama nedenine dikkat edin:)" dedi.

Uysal'a tebliğ edilen yazıda atamanedeni olarak, "Hizmetin gereği…Müdür Yardımcılığı düşmesi sebebiyleöğretmen olarak atama" ifadelerine yerverildi.

Kayýtdýþý ocakta karbondioksit zehirlenmesi: 2 ölü

Zonguldak'ta , kayıtdışı olarakfaaliyet gösteren kömür ocağındaçalışan işçiler 37 yaşındaki ErolGün ve 34 yaşındaki Ahmet Şen,karbondioksit gazındanzehirlenerek öldü. İşçilerin ceset-leri 9.5 saat sonra ocaktançıkarıldı.Maden işçileri Erol Gün,Ahmet Şen ve 32 yaşındaki Ferdi

Abacı, sabah 09.00 sıralarındaKırat Mahallesi Hacı UsmanSokak'ta R.K.'ye ait olduğu iddiaedilen kaçak kömür ocağına girdi.İşçilerden Ferdi Abacı, içeridekigazı fark ederek ocaktan çıkmayıbaşardı. Ancak Gün ve Şen, çıka-madı.

Page 4: Susma gazetesi 665

SUSMA -Ekonomi HABER- Sayfa 42 Eylül 2015/665

Zonguldak'ta 30 AðustosZafer Bayramý kutlandý

Valilik önündeki AtatürkAnıtı'nda düzenlenen ilktörene, Vali Ali Kaban,3'üncü Jandarma EğitimTugay Komutanı TuğgeneralBirol Şimşek, ZonguldakBelediye Başkanı CHP'liMuharrem Akdemir, AKParti Zonguldak MilletvekiliHüseyin Özbakır, MHPZonguldak Milletvekili ZekiÇakan, siyasi parti temsilci-leri, bazı daire müdürleri,askeri erkan, sivil toplumörgütleri ve çok sayıda kişikatıldı. Atatürk Anıtı'naçelenklerin konulması ardın-dan saygı duruşundabulunuldu ve İstiklal Marşıokundu. Tören,Cumhurbaşkanı Recep

Tayyip Erdoğan'ın mesajınınokunmasıyla sona erdi.

Katılımın az olduğuGazipaşa Caddesi'ndeki geçittöreni Vali Kaban,Tuğgeneral Şimşek veBelediye BaşkanıAkdemir'in, halkın bayra-mını kutlamasıyla başladı.Askeri bando eşliğindeyapılan resmi geçit törenineaskeri birliğin yanı sıraTürkiye Muharip GazilerDerneği Şubesi üyeleri,AFAD ile Gençlik ve Spor İlMüdürlüğü sporcuları katıldı.Türk bayrağı ve Atatürkfotoğrafını taşıyan TürkHava Kurumu'nda görevli ikiparaşütçünün gösteri uçuşuilgiyle izlendi.

ADD’den 'Uyan Türkiye' Yürüyüþü

Atatürkçü DüşünceDerneği (ADD) ZonguldakŞubesi, 30 Ağustos ZaferBayramı nedeniyle 'UyanTürkiye' adı altında yürüyüşdüzenledi.Madenci Anıtı'ndatoplanan yaklaşık 150 kişi,'Uyan Türkiye' yazılı pankartaçtı. Daha sonra kalabalık,Gazipaşa Caddesi'ni takibenvalilik binasına kadar yürüm-

eye başladı. CHP ve bazı siviltoplum örgütlerinin de destekverdiği yürüyüş, AtatürkAnıtı'nda sona erdi. Saygıduruşu ve İstiklal Marşı'nınokunmasının ardından ADDBatı Karadeniz BölgeSorumlusu Emin SemihÖztürk, yürüyüşe katılanlarateşekkür etti.

Sarý “Yerli kömür üretildiði sürece ithal kömüre yönelmeyeceðiz”

Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Derya Akbıyık ve yönetim kurulu üyeleri, ÇATESElektrik Üretim A.Ş Genel Müdür Yardımcısı Harun Sarı'yı ziyaret etti.

Zonguldak GazetecilerCemiyeti Başkanı DeryaAkbıyık ve yönetim kuruluüyeleri, ÇATES Elektrik ÜretimA.Ş Genel Müdür YardımcısıHarun Sarı'yı ziyaret etti.Ziyarette Sarı, Santralde YerliKömür Kullanmaya veZonguldak Ekonomisine katkıvermeye devam edeceğiz" dedi.

Ziyarette ZGC BaşkanıDerya Akbıyık Harun Sarı'yagörevinde başarılar diledi veÇATES'in Zonguldak için çokbüyük bir öneme sahipolduğunu kaydetti.

Akbıyık yaptığı konuşmadaZGC 'nin ili temsil eden konu-mundan ve cemiyetin 66 yıllıksürecini de kısaca anlatarak bil-gilendirmede bulundu.

Yapılan ziyaret' te genelmüdür yardımcısı Harun Sarıekonomiye ilişkin mesajlarverdi.

Sarı "Yerli kömürüretildiği sürece ithalkömüre yönelmeye-ceğiz"

Zonguldak'ın Kilimli İlçe-sine bağlı Çatalağzı Beldesindefaaliyetini sürdüren ElsanElektrik Üretim AŞ. GenelMüdür Yardımcısı Harun Sarı,"Yerli kömür kullanımı sözünütutarak Zonguldak ekonomisinebüyük katkı vermeye devamediyoruz" dedi.

Çatalağzı Termik Santralini(ÇATES) devralarak üretimekaldığı yerden devam edenElsan Elektrik Üretim A.Ş. yerlikömür kullanımı sözünü tutarakZonguldak ekonomisine büyükkatkı vermeye devam ediyor.

Elsan Elektrik Üretim A.Ş.ÇATES'i devraldığı zamanverdiği yerli kömür kullanımısözünü yerine getirerek TTK

dahil, yerel kömür işletmelerinintamamından kömür alarakZonguldak ekonomisine büyükkatkıda bulunuyor.

ÇATES Genel MüdürYardımcısı Harun Sarı ile ZGCziyaretinde, devamla şunlarısöyledi, "Termik Santralimizi veZonguldak'ımızı Türkiye'yedaha iyi lanse edeceğimizdenkimsenin kuşkusu olmasın.Santralimizin bölgemize ve mil-letimize güzel istihdamlar sağla-maya devam edecektir" dedi.

ÇATES' in Zonguldakekonomisine katkısının en güzelörneği Zonguldak'ın yerlikömürünü kullanması olduğunuifade eden Sarı: " Ama üzülerekifade edeyim ki Zonguldak'ınekonomisinin sadece kömürebağlı olması ve bunun dışındaherhangi bir üretim tesisinin

olmaması Zonguldak adına şah-sım adına düşünüyorum pek içaçıcı değil" dedi.

Yatırımlarımız süre-cek

Sarı, sözlerine şöyle devametti: "ÇATES var olduğu süreceyönetim kurulu başkanımızSayın Ceyhan Saldanlı'nın daifade ettiği gibi ilimizde üretilenkömürün tamamını alma sözünüyerine getireceğiz. Şu andaOcak 2015 ten itibaren ELSANbünyesine ÇATES katıldıktansonra tükettiği kömürüntamamını buradan tüketmekteancak yerli kömürün yetersizkaldığı kısmını ithal olarakdeğerlendirmektedir. ÇATESaynı zamanda yeni kurmayı

düşündüğü 660 megavatlıksantralında da kömür tedarikçi-leriyle de sürekli görüşüyoruzyüksek kalorili bir santral ola-cak bu kömürü de tedarik ede-bildiği sürece ithal kömürehiçbir şekilde yönelmeyeceğiz.

Zonguldak ekonomi-sine,katkı,çaba vegayretlerimiz sürüyor

Her şeyden önce yerlikömür alma isteğimiz birmecburiyetten değil Zonguldakekonomisinin ayakta kalmasıiçindir bunun içinde Zonguldakkömürünü almaya devam ede-ceğiz. ÇATES' in yıllık 1 milyon600 bin ton kömür tüketimi var.Bunun tamamını TTK veZonguldak sahalarındaki röde-vans sahiplerinden temin ediy-oruz. İthal kömür olarak şu anakadar 80 bin ton kömür aldık.TTK yıllık verebileceği kömürüyaklaşık olarak 550 bin tonkömür olarak sınırladı şu anakadar 361 bin ton kömür verdiyılsonuna kadarda yaklaşık 200bin ton kömür vermesi gerekiy-or. Ortalama olarak bakarsak tagünlük 2000-2500 ton kömürvermesi gerekiyor. Özel sektör-den ise bu güne kadar 250 binton ithal olarak ta 80 bin tonkömür aldık. Geçen seneyebakarsak 1 milyon 200 bin toncivarında kömür tükettik.

“Her şeyden önce yerli kömür alma isteğimiz bir mecburiyetten değilZonguldak ekonomisinin ayakta kalması içindir bunun içinde

Zonguldak kömürünü almaya devam edeceğiz. ÇATES' in yıllık 1milyon 600 bin ton kömür tüketimi var. Bunun tamamını TTK ve

Zonguldak sahalarındaki rödevans sahiplerinden temin ediyoruz”

Almanya'nın 1 Eylül 1939'daPolonya'yı işgal etmesiylebaşlayan II. Dünya PaylaşımSavaşı'nda 50 milyonun üzerindeinsan ölmüş, kentler harabeyedönmüş, atom bombaları kul-lanılmış, tüm dünya kan vegözyaşına boğulmuştur. Bukorkunç savaşın başladığı 1Eylül, Dünya Barış Günü olarakkabul edilmiştir.Konuyla ilgiliolarak taraflar 1 Eylül DünyaBarış Günü ile ilgili mesajlarınıyayınlıyorlar.Birleşik Kamu-İş 1Eylül Dünya Barış Gününedeniyle yayınladığı basın açık-lamasında, "Barışın, sevginin vehoşgörünün herkes tarafındanyaşam biçimi olarak benim-sendiği; savaşın, terörün, çatış-manın, şiddetin, kavganınolmadığı bir dünyada yaşamakdileğiyle, tüm halkımızın vedünya halklarının Dünya BarışGünü'nü kutluyoruz"dediAçıklamada şu görüşler dilegetirildi, "Günümüzde de küreselemperyalizm saldırganlığınıbütün vahşetiyle sürdürmekte,dünyanın daha birçok ülkesindesömürü ağlarını genişletmek içinkan ve gözyaşıdökmektedir.Bugün milyonlarcainsan açlıkla karşı karşıyayken,

bu insanlara yardım eli uzatmakyerine, kaynakların silahlanmayave savaşlara ayrılması, insanlığınbüyük çelişkisidir. Sonu getirile-meyen çatışmalar, terör ve şiddet,Ortadoğu başta olmak üzeredünyanın birçok noktasındainsanlığın geleceğini tehditetmektedir.Ortadoğu'nunekonomik kaynaklarını kontroletmeye yönelen ABD ve ABemperyalizmi, bu amacı gerçek-leştirmek için Ortadoğu halk-larını birbirine boğazlatmaya vebölgeyi bir kan gölüne çevirmeyebaşlamıştır. AKP iktidarı da busaldırgan savaşta emperyalist-lerin safında yer almıştır.Ülkem-izde ise son günlerde teröryeniden azmış, şehit cenazeleriile ocaklara ateş düşmüştür. Acıve gözyaşı halkımıza yaşamı zin-dan etmiştir. Bugün, barış vehuzur, ülkemizin birlik veberaberliği çok daha önemli halegelmiştir. Türk ulusu kendisiyasal egolarının tutsağı olmuş

aymaz yöneticilerinden mutlakaacilen kurtulmalıdır.Eğitim-İşolarak 1 Eylül Dünya BarışGünü'nde, başta Ortadoğu halk-ları olmak üzere dünyanındeğişik coğrafi bölgelerindesürmekte olan savaş, şiddet veterör eylemlerini nefretle kınıyor,lanetliyoruz.

Barışın, sevginin ve

hoşgörünün herkes tarafındanyaşam biçimi olarak benim-sendiği; savaşın, terörün, çatış-manın, şiddetin, kavganınolmadığı bir dünyada yaşamakdileğiyle, tüm halkımızın vedünya halklarının Dünya BarışGünü'nü kutluyoruz.

Eðitim-Ýþ; "Savaþlarýn, terörün, þiddetin olmadýðý bir dünya diliyoruz"Barışın, sevginin ve hoşgörünün herkes tarafından yaşam biçimiolarak benimsendiği; savaşın, terörün, çatışmanın, şiddetin, kav-ganın olmadığı bir dünyada yaşamak dileğiyle, tüm halkımızın ve

dünya halklarının Dünya Barış Günü'nü kutluyoruz.

Page 5: Susma gazetesi 665

SUSMA -HABER Sayfa 52 Eylül 2015/665

Sevim Arı’nın Gelenek haline getirdiği “Pazartesi Sohbetleri”nin bu haftaki konuğu Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Merkez İlçe BaşkanıCemal Şahin oldu.Arı sohbetini güncel politik değerlendirmeden çok CHP’nin emek örgütlerine,işçi sınıfı içindeki örgütlenmesine ve kentteki

emek örgütleriyle olan politik ilgisine dikkat çekmek amacıyla CHP Merkez İlçe Başkanı Cemal Şahin ile samimi ve açık sohbetgerçekleştirdi.Şahin değerlendrimesinde, parti çalışmaları konusunda çağrıda yaparak, “dışarıdan değil, gelin elinizi taşın altına koyun hep bir-

likte çalışma yapalım" demişimdir. diye ekledi.

Sevim Arı: Seçim kararı alın-madan önce delege seçimlerisürecine girmiştiniz. Yeni bir kararladelege seçimleri ertelendi ve seçimsonrasına bırakıldı. Delege seçim-leri sırasında sosyal demokrat birparti olarak emeğin temsilcilerineözel bir kontenjan ayırıyormusunuz?

Cemal Şahin: Biz delege seçim-leri için köy, belde, mahalle muhtarlıkbölgelerinde bize köprü vazifesi yapa-bilecek nitelikli arkadaşlarımız kim-lerdir bu konuda bir tespit çalışmasıyapmıştık. Tabi ki emek kentindeemek eksenli arkadaşlarımızın olmasıgerektiğini biliyoruz buna özen gös-teriyoruz. Benim ilçe başkanlığı göre-vim süresince en çok üstünde dur-duğum konu nitelikli insanların par-timize kazandırılmasıdır. Ben kendiaramızda yaptığımız tüm toplantılar-da, Demokrasi Platformu toplan-tılarında bu konuyu öncelikle dilegetirmişimdir. Partiye katılımlar vegörev alma konusunda her zaman şef-faf olmaya özen gösterdim. Tüminsanlara kapımızı her zaman açık tut-tuk, hoşgörülü davrandık. Ne yazık kiistediğimiz doğrultuda belli birikim-lere sahip partiye katkı verebilecekinsanlar sadece seçim dönemlerindeadaylık başvurularıyla partimizegeldiler. Bu da beni üzen bir olaydır.

Ben hep şöyle düşündüm, işçi,emekçi, akademisyen vb farklı meslekgruplarından insanlar eğer bir yerleregelmek, bir takım görevlere talipolmak istiyorlarsa seçimler öncesindegelsinler, partimize üye olsunlar, par-tinin farklı kademlerinde görev alsın-lar, yani emek versinler ve elbette kigünü geldiğinde de istedikleri yerlereaday olsunlar ve bizlerde tümdesteğimizle o arkadaşlarımızın yanın-da olalım. Yasal nedenlerle siyasetyapma engeli olmayan herkesinseçimler öncesinde partimizde görevalmalarını istiyoruz. Ben her zamanyakın çevreme arkadaşlarıma bukonuda serzenişte bulunmuşumdur"dışarıdan değil, gelin elinizi taşınaltına koyun hep birlikte çalışmayapalım" demişimdir.

Sevim Arı: Sizin siyasigeçmişinize baktığımızda emek vedemokrasi,yoksul halktan yana birçizginiz olduğunu biliyoruz. Sosyaldemokrat bir partinin ilçe başkanıolarak İşçi sendikalarından örneğin,GMİS,Belediye İş, Tes İş, Tez Kopİş, Sağlık İş gibi sendikalardan dele-geniz var mı, yada siz olmasıkonusunda bir çaba sarf ediyormusunuz?

Cemal Şahin: DemokrasiPlatformu bileşenleri içerisinde busendikalardan arkadaşlarımız var.Bizde Demokrasi Platformu toplan-tılarında bu düşüncelerimizi, busendikalarda görev yapanarkadaşlarımızın partimizde de varlıkgöstermeleri gerektiğini söylüyoruz.Tüm bu konularda bu arkadaşlarımızlagörüş alış verişimiz oluyor. Ancakşunu belirmek istiyorum, yaklaşık 3yıldır ilçe başkanlığı görevi yapıyo-rum ve bu süre içerisinde ard arda 3seçim geçirdik. Buna ön seçim ve ilkongresini de eklersek 5 seçim döne-mi geçirmiş oluyorum. Seçim dönem-

lerinin yoğunluğunu tahmin edebiliy-orsunuz o nedenle tüm bu konulardaki düşüncelerimin tamamını hayatageçirebilmiş değilim.

Sevim Arı: Seçimler nedeni ilefarklı yoğunluklarınız olduğunusöylediniz ama sizinde bildiğinizgibi taşeronlaşma tüm ülkedeolduğu gibi bizim ilimizde hızlaartıyor siz emek örgütleriyletaşeronlaşmanın durdurulması içinortak bir çalışma yaptınız mı?

Cemal Şahin: Bizler parti poli-tikası olarak da toplumsal mücadeleveren tüm emek örgütlerine her zamandestek verdik onların tüm eylemlerinekatkı sunmaya özen gösterdik.Partimiz toplumsal muhalefeti sokak-lara taşıma konusunda da emek örgüt-leriyle aynı düşünce içerisindedir. Bizinanıyoruz ki hep birlikte alanlarda nekadar güçlü olursak meclistekimuhalefette de o kadar güçlü oluruz.

Sevim Arı: GMİS toplusözleşme yaptı ve GMİS GenelBaşkanı Ahmet Demirci, "bu güne

kadar yapılan gelmiş geçmiş en iyitoplu sözleşmeyi yaptık" dedi.Yapılan bu toplu sözleşme ken-timizde işçiler açısından gerçektende önemli kazanımlar sağladı mı?Sosyal demokrat bir parti olarak bukazanımlar sizleri de memnun ettimi, bu sözleşmenin kentimize yansı-ması nasıl olacak?

Cemal Şahin: Ben de madenişinden emekliyim, büyük madenciyürüyüşünün görkemini yaşayanbiriyim. Dolayısıyla GMİS kongresonrasında yani bu kadar kısa süredebüyük mücadeleler verilmeden böylerahat bir sonuç alması önemli. Fakatbu konuda geniş bir bilgim olmadığıiçin detaylı yorum yapamayacağım.

Sevim Arı: Delegeleriniziçerisinde kaç maden işçi var?

Cemal Şahin: Önceliklemerkezde ve bölgemizde ne kadarmaden işçisi kalmış ona bakacağız.Biz delege seçimlerimizde maden degörev almış işyeri temsilciliği yapmışarkadaşlarımızla istişarelerde bulunuy-

oruz. İşyerlerinde partimizi yaygın-laştırma konusunda ciddi çabalarımızoluyor.

Sevim Arı: Sizin maden işçisidelegeler olması konusunda özel birçabanız oluyormu?

Cemal Şahin: Özellikle madenciolsun, maden emeklisi olsun diye birmeslek ayrımcılığı yapmıyoruz amaburası madenci kenti olduğu içinelbette azami ölçülerde muhtarlık böl-gelerinde buna özen göstermeyeçalışıyoruz.

Sevim Arı: GMİS üst kurulundaCHP'nin kaç tane delegesi vardır, yada seçim dönemlerinde üst kuruldapartili delegeniz olması için çalış-malarınız oluyor mu?

Cemal Şahin: Bizim parti olaraksendikanın kendi iç mücadelelerine veyapılanmasına dışarıdan etkin ve açıkbir şekilde müdahil olmamız çok dadoğru değil diye düşünüyorum.Sendika içerisinde çok farklı siyasigörüşten insanlar var. Bizim par-timizde Emek Örgütleri Birimimizvar. Bu birim emek örgütleriyle gerek-li iletişim halinde.

Sevim Arı: Zonguldakta emeğisavunan sol, sosyalist partiler varÖDP,EMEP, DSP,TKP,Yeşil ve SolGelecek Partisi, gibi bu partilerleZonguldak'ın emek sorunları üzerinepolitikalar oluşturabiliyormusunuz?

Cemal Şahin: Partimizintaşeronluğun kaldırılmasıyla ilgili çokönemli çalışmaları olmuştur.Bahsettiğiniz siyasi partilerde detanıdıklarımız var ve bu konularzaman zaman gündeme gelmiştir amaortak bir şeyler yapalım konusunda birçalışma olmamıştır. Bizim emekleilgili sorunların çözümü seçimbildirgemizde de yer almıştır ve GenelMerkez düzeyinde de örgütlereaktarılmıştır. Diğer partilerin bizimlebirlikte hareket etmeleri yada bir pro-gram hazırlama yaklaşımları şu anakadar olmadı.

Sevim Arı: Sizin de bu konudadiğer partilere bir çağrınız olmadıdeğilmi?

Cemal Şahin: Bu konularda poli-tika üretme merci tabi ki GenelMerkezimizdir. Bu konularda

Genel Merkezimizin geliştirdiğibir politika olursa bizde yerelde bunuhayata geçirmek için elimizden geleniyaparız. Biz bölgemizle ilgili sorunlarıiçeren raporları Genel Merkezimizlepaylaşıyoruz. İlimizle ilgili emek,çevre vb. konularda ki politikalarıGenel Merkezimiz belirler ve bizlerdebu doğrultuda çalışmalarımızı gerçek-leştiririz.

Þahin; “Alanlarda ne kadar güçlü olursakmecliste de o kadar güçlü oluruz. ”

Sevim Arı,PazartesiSohbetleri

Şahin; “Bizler parti politikası olarak da toplumsal mücadele veren tüm emek örgütlerine her zaman destekverdik onların tüm eylemlerine katkı sunmaya özen gösterdik. Partimiz toplumsal muhalefeti sokaklara taşı-

ma konusunda da emek örgütleriyle aynı düşünce içerisindedir. Biz inanıyoruz ki hep birlikte alanlarda nekadar güçlü olursak meclisteki muhalefette de o kadar güçlü oluruz.”

“Bizler parti politikasıolarak da toplumsal

mücadele veren tümemek örgütlerine herzaman destek verdik

onların tüm eylemlerinekatkı sunmaya özen

gösterdik”

Parti EğitimnotlarındanCumhuriyet HalkPartiliyiz, çünkü CHP:

Sosyal demokrattır.Sosyal demokrasinin

evrensel değerlerini benim-semiştir. Özgürlükçüdür, eşit-likçidir, barışçıdır, dayanış-macıdır; sosyal adaletten, emek-ten, dengeli kalkınmadan, çoğul-cu ve katılımcı demokrasidenyanadır; hukukun üstünlüğünesaygılıdır; doğanın ve çevreninkorunmasına özen göstermekte-dir; teknolojik gelişmeleriözümsemekte ve toplumumuzugelişmiş bir bilgi toplumunadönüştürmek için çalışmaktadır.

Sömürünün her tür-lüsüne ve sömürüye dayalıdüzene karşıdır.

Sömürü düzeninideğiştirmek, güçlünün güçsüzüezmesini önlemek, sosyal adaletigerçekleştirmek içindemokrasinin kurallarına uyarakiktidara gelmeyi amaçlamaktadır.

Devletçiliği özel sektördüşmanlığı olarak algılamamak-tadır.

Sosyal adaleti gerçek-leştirmek, herkese insanlık onu-runa yaraşır bir yaşam düzenisağlayabilmek, kalkınmayıtopluma yayabilmek, yurdun böl-geleri arasındaki gelişmişlik fark-larını giderebilmek, üretimiartırabilmek için devlete ekono-mide yönlendirici, düzenleyici,düzeltici, plânlayıcı roller ver-mektedir.

Örgütlü, yarışmacı,emeğe ve çevreye duyarlı sosyalpazar ekonomisinden yanadır.

Ekonominin üretken vepaylaşımın sosyal adalete uygunolmasını hedeflemektedir.

Ekonomi ve siyasetanlayışının odağında insan vardır.

Temel amacı, insanınrefah ve mutluluğunu artırmak,bunun için gerekli toplumsal,ekonomik ve kültürel koşullarıhazırlamaktır.

Sosyal devleti eksiksizgerçekleştirmeyi amaçlamaktadır.

Tüm yurttaşları sosyalgüvenliğe kavuşturmaya;emeklilere, güçsüzlere,engellilere insanlık onurunayaraşır bir yaşam düzeyi sağla-maya; işsizliği engellemeye;herkese iş sağlamaya, emekçiyive emeği korumaya; konut,sağlık ve eğitim sorunlarınıçözmeye kararlıdır”

Page 6: Susma gazetesi 665

Sayfa 62 Eylül 2015/665 SUSMA -HABER- YORUM

Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ)Uygulama ve Araştırma Merkezi TıbbiPatoloji Anabilim Dalı 2000 yılından buyana hizmet veriyor. Son yıllardasağlanan büyük yatırım desteklerisayesinde güçlenen donanımı ile hizmetveren Bölümde, deneyimli bir akademikkadro görev yapıyor. Tanısal Patolojialanında III. basamak sağlık hizmetiveren Bölüm, Zonguldak genelinin yanısıra bölgedeki hastanelerden gelenpatolojik materyalleri inceleyerekhastalıkların tanımlanması ve teşhisedilmesinde en güvenilir merkez olarakhizmetlerini sürdürüyor. ÖzellikleAnabilim Dalı bünyesinde yeni kurulanSıvı Bazlı Sitoloji ve Moleküler PatolojiLaboratuvarlarında, kanser tanı vetedavisinde önemli ölçüde yol göstericisonuçlar elde ediliyor.

Patoloji Anabilim Dalı BaşkanıProf. Dr. Özdamar: "Yeni laboratuvar-larımız ile gelişen olanaklarımızsayesinde tanı hizmeti verdiğimiz hastasayısı da hızla artıyor."

Tıp Fakültesi Dekan Yardımcılığıgörevini de yürüten Tıbbi PatolojiAnabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. ŞükrüOğuz Özdamar, Anabilim Dalında sonyıllarda artan hizmet kapasitesini vegelişen laboratuvar hizmetlerini anlattı:"Tıbbi Patoloji Anabilim DalıLaboratuvarlarında, 2014 yılında yak-laşık 16 bin biyopsi ve sitoloji materyali(4 bin sıvı bazlı sitoloji testi), 22 binimmünhistokimya, 4 bin 500 his-tokimya, 200 immünfloresans, 400 in-situhizrodizasyon, 300 molekülerpatoloji testi, 550 dondurulmuş kesituygulaması, 700 konsültasyon materyalideğerlendirildi. 2015 yılında bu değer-lerde büyük artış olduğunu şimdidengörebiliyoruz. Sayın Rektörümüz Prof.Dr. Mahmut Özer'in destekleri ilesağlanan yatırımlarla, son yıllarda labo-ratuvarlarımızda ulusal ve uluslararasıstandartlarda alt yapı, tıbbi cihaz vedonanım açısında güncellemeler gerçek-leştirdik.

"Bizim temel ilkemiz 'hızlıve doğru teşhis ilegecikmeden raporlama'."

Biz ilkemizi "hızlı ve doğruteşhis"in yanında zamanlamanın da öne-mine vurgu yapmak için "gecikmedenraporlama" olarak belirledik.

Laboratuvarlarda hizmet kalitesini arttır-mak amacıyla öncelikleMakroskopibirimini yeniden yapı-landırdık. Toksik madde ve biyozarar-lıların olumsuz etkilerinin önlenmesiiçin özel havalandırmalı saklamadolapları ile tam otomatik örnek almakonsolları, doku takip cihazları, sıvı azotve kriyotomiekipmanlarınıdonanımımıza kattık. Bazı önemli ciha-zların özel havalandırmalı kabinler içinealınmalarını sağladık. Bu sistemlersayesinde toksik etki ve biyozararlılarınyaratması muhtemel sorunların önünegeçilmiş oldu.

“Kanser tedavisindehastalığa değil hastayaözel uygulama”

Laboratuvarlarımızda histokimya veimminohistokimya boyama tekniklerigerektiren çalışmalar 2012 yılına dekmanuel olarak başarı ile yürütülüyordu.Gelişen teknolojinin ürünü olan boyamacihazlarını 2012 yılında laboratuvar-larımızda kullanmaya başladık. Böylecedaha kısa sürede daha çok numuneinceleme olanağına kavuştuk.

Sıvı bazlı sitoloji teknolojisi, 2014yılında Sitoloji Laboratuvarımızda kul-lanılmaya başlandı. Bu teknoloji pek

çok hastalığın teşhisinde gelenekselyöntemlere oranla daha doğru ve hızlısonuç vermekte. Dolayısıyla laboratu-varımızda bu sisteme sahip olmamızınhizmet kalitesi açısından büyük biravantaj olduğunu düşünüyorum.

Kanser tedavisinde hastaya doğru-dan kemoterapi verilmesi artık yavaşyavaş geride kalmakta.Hastanın yaşamkalitesini yükseltmek amacıyla ilaçlarıntoksik etkisini azaltmak ve yaşamsürelerini uzatmak için hastaya özel ilaçtedavisinde yeni moleküler yöntemlergeliştirilmekte. 2013 yılında hazırlıklarıbaşlayan ve içinde bulunduğumuz 2015yılında hizmete aldığımız MolekülerPatoloji Laboratuvarı, Kanser Uygulamave Araştırma Merkezi ile eşgüdümlüçalışarak özellikle kanser hastalarınaözel ve daha kaliteli hizmet vermeyihedefliyor. Kolon, meme, mide vekadınlarda görülen servikskanseri gibibazı kanser türlerinin tedavisinde çeşitlimoleküler tanı yöntemleri, hastaya özeltedavi seçimlerinde değerli bilgiler-sağlıyor. Yine bu laboratuvarda bulunanReal-Time PCR cihazı ile kullanıcınınmüdahalesi olmadan uluslararası stan-dartlarda hızlı ve güvenli genetik anali-zler yapılıyor. Tüm bunların yanı sıra100 bin olgudan oluşan arşiv materya-line sahibiz ve bununla gurur duyuy-oruz."

BEÜ Týbbi patoloji alanýnda önemli mesafe kat etti

Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Uygulama ve Araştırma Merkezi Tıbbi PatolojiAnabilim Dalı 2000 yılından bu yana hizmet veriyor

(Baştarafı geçensayıdan)

Konuyla ilgilibirincil arşiv kay-nakları yanındaçeşitli yazarlar vemaden işçileritarafından yazılmışkitaplar ve az sayıdaakademik araştırmabulunmaktadır.

Bu çalışmalarınçoğunda maden böl-gesi için siyasi birdönemlendirme ter-cih edilmiştir. Bu çalışmalardaAhmet Naim (1934)HüseyinFehmi İmer (1944) SinaÇıladır(1970)Bahri Savaşkan(1993) Ekrem Murat Zaman(2004)

Hamdi Genç (2007)gibi havzatarihi siyasi bir bakış açısı iledönemlendirilerek anlatılmıştır.Maden bölgesinin işletilmeyebaşlanmasından itibaren farklınezaretlerin idaresinde olması, busiyasi dönemlendirmelerin temeli-ni şekillendirir. Aslında bu durumdevletin gölgesinin, maden böl-gesinin şekillendirilmesindeüstlendiği rolün araştırmacılartarafından benimsenmesinin vemiheng taşı sayılmasının birürünüdür.

Bu konuda istisnai çalışmalar-dan birine örnek olarak Quataert'in çalışması gösterilebilir. Yazarkitabında işçilerin günlük yaşam-larını, çalışma koşullarını ve köy-leri ile olan ilişkilerini devlet ileişletmeler karşısındaki konumlarbağlamında incelemiştir havzaüzerine yapılan çalışmalar arasın-da diğerlerinden bu yönüyleayrılan söz konusu çalışma ,devletve işletmeler yerine işçilerin hay-atları üzerine odaklanmıştır. Bukapsamda çalışma bir dönem-lendirme üzerine odaklanmamıştır. Fakat yapılan bu siyasi dönem-lendirmelerin havza tarihindeortaya çıkan değişimlerin dönümnoktalarını oluşturmadığını vurgu-lamıştır.

Bu çalışmada ise, havza tarihi-ni anlatan değe kaynaklarda siyasiolarak şematize edilmiş tarihseldönemlendirme tercih edilecektir.Havzanın Osmanlı dönemindekigelişimi, devletin rolü, işletmecilerve işçiler bu dönemlendirmeyegöre incelenecek ,konumları sap-tanacaktır. Süreç içerisinde

devletin hakimrolünün giderekpiyasa lehinedeğişmesi de budönemlendirmeninsüreç ile bir anlamdaispatlanması anlamı-na gelmektedir.

Kozlu bölgesiylealakalı olarak erişe-bildiğimiz tüm birin-cil kaynaklarBaşbakanlık OsmanlıArşivi'nden eldeedilmiştir. Havzaüzerine yazılan ikincil

kaynaklar ışığında havza tarihindedevletin özel sektöre doğru ver-ilen kömür işletmeciliğininaltyapı; işletmecilik ve işçi yapısıüzerindeki etkileri belirginleştirm-eye çalışılmıştır.

çalışma üç bölümden oluş-maktadır. Birinci bölümdekömürün Osmanlı'da kullanıldığıalanların özeti verilerek bumadenin Osmanlı için önemininaltı çizilmeye çalışılmıştır yine bubölümde yukarıda bahsedilendönemlendirme zorunlu çalıştırmakömür satışının piyasaya açılmasıgibi alt başlıklar detaylandırılmayaçalışılmaktadır.

İkinci bölümde, Kozlu böl-gesinde ocaklardaki hisse sahip-lerinin nasıl geliştiği, 1882 sonrasıyeni kurulan işletmelerin faaliyet-leri ve havzada kurulan büyükişletmelerin Kozlu' daki faaliyet-leri ele alınmaktadır.

Üçüncü bölümde, gelişenkömür madenciliğinin havzadakiişçi profilini nasıl değiştirdiğiüzerinde bulunmaktadır.Mükellefiyet hukuki metnininOsmanlı maden nizamnameleridikkate alınarak Meşruiyeti ,ücret-lerin zaman içinde değişimi vediğer mesleklere göre konumu vemadenlerde yaşanan kazalarındünya kaza oranlarına göre yeriincelenmektedir. Bu bölümde işçiörgütlerinin ve hareketlerinin sınır-lı sayıda olmasının Osmanlınıngenel yapısının bir yansıması mıyok sa bölgeye has bir özellik miolduğu da belirlenmeye çalışıl-maktadır.Çalışmanın sonunda isetüm anlatılanlardan genel birdeğerlendirmenin yapıldığı sonuçbölümü yer almaktadır.

(Son)

KitapZonguldak Kozlu’da Kömür

Madenciliği:İşletmecilik ve Çalışma Hayatı(1848-1921)

(2)

Bülent Ecevit Üniversitesi Yayınları

Tamer Güven

“Kanser tedavisinde hastaya doğrudan kemoterapi ver-ilmesi artık yavaş yavaş geride kalmakta.Hastanın

yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla ilaçların toksiketkisini azaltmak ve yaşam sürelerini uzatmak için has-

taya özel ilaç tedavisinde yeni moleküler yöntemlergeliştirilmekte.“

Zonguldak'ın Ereğli İlçe-si'nde, kimliği belirsiz kişi ya dakişilerce, içinde sanayi atıkbulunan 67 adet varilin dereyatağına atılması tepkiye yolaçtı.

İlçeye bağlı KarakavuzKöyü'nde meydana gelen olay-da, yürekler adeta ağızlarageldi. Hakimiyet'in aldığı bil-

giye göre, kim tarafındanatıldığı henüz bilinmeyen 67adet plastik varilin, KarakavuzKöyü Uludağ yol ayrımı mevk-isinden Çiller Deresi'ne doğruatıldığı iddia edildi.

Variller, yaklaşık 80 metre-den bırakıldığı uçurumdanaşağıya yuvarlandı. Bir tanesidereye ulaşan varillerden 66'sı

ise ormanlık alandaki ağaçlaratakılarak durdu.

Karakavuz Köyü MuhtarıTemel İlik, kendisine telefonlaulaşan Hakimiyet muhabirineyaptığı açıklamada, diğer varil-lerinde suya ulaşması durumun-da 'felaket' olabileceğini söyle-di.

Şikayetçi olduklarınıbildiren Muhtar İlik, varilleriatanların bir an önce yakalan-masını isteyerek şunları kaydet-ti:

İlik; "Suya karışsaydıfelaket olurdu"

"Sanırım damperli kamyon-la gelip adam yoldan savurduğu

gibi dereye doğru dökülmüşler.Varillerden bir tanesi dereyedüşmüş, diğerleri ağaçlarakatılmışlar. Fark ettiğimizde,diğer variller dereye düşmedenengelledik ama ağaçlar hasargörmüş. Ağaçlar, toprak zeminsanki yanmış gibi olmuş.

Atanın kim oldu belli değil.Bir hafta önce atıldığını tahminediyoruz. Orman İşletme şefigörmüş, ilgililere bildirmiş.Zonguldak Çevre'den geldiler,incelemede bulundular. Diğeryetkililerde geldi. Bize emirverildi, variller dereye inmedentraktörle çektik, çıkarttık.

Zonguldak İl Özel İdare'dengelip varillere kamyonlagötürdüler. İmha edeceklermiş.Varillerin ağızları açık ve boştu.

Sanayi atığı kalıntıları vardı;bilye parçaları, yağlı çaputlarvardı. 67 tane varil çıkarttık.Böyle bir şeyle ilk defakarşılaştık.

Bizi Allah korudu. Suyakarışsaydı felaket olurdu.Dereye insanlar girip yüzüyor-lar, balıklar var, hayvanlarımızdereden su içiyor. Bu vicdansızkimse çıkmaz ama o kanı bozukkimse yakalanmasını istiyoruz.Jandarma, son bir haftanın çevreyollardaki kamera görüntüleriniinceleyecek, şikayetçiyiz."

Taştan, "Katliamıyapanlar bulunsun"

Karakavuz Köyü Çevre

Güzelleştirme GelenekleriniYaşatma ve Dayanışma DerneğiBaşkan Yardımcısı MehmetTaştan ise yaptığı açıklamada,doğanın katledildiğini söyledi.Taştan, "Ereğli'nin en uzak köy-lerinden biri olmasına rağmen,sanayi atıkları köyümüze kadargetirilmiştir. Köyümüzdeki bukatliamı yapanların kim olduk-larını bulup, cezalarını çekmesi-ni istiyoruz" dedi.

Edindiği bilgiye göre, varil-lerin içindeki artık malzemenin,yapılan analiz sonucunda, metalyüzeyleri parlatmada kullanılanbir çeşit yağ olduğu öğrenil-di.(Hakimiyet)

Felaketin eþiðinden dönüldü!

Page 7: Susma gazetesi 665

SUSMA -HABER-YORUM Sayfa 72 Eylül 2015/665

Türkiye halkı elbette bir etnikyapıdan oluşmuyor; içinde onlarcagrup var. Fakat bu yapılardan birisiegemenliğini dayatınca diğerleri içindeeriyip gitmiş ve geriye Kürtler,Ermeniler, Yahudiler ve Rumlarkalmış. Bu ana gruba ise Türklerdeniyor; onlarca küçük etnik gruptanoluşsalar da.

Kürtlerin ve Kürtlerinyaşadığı ülkelerin hepsinde ise bir Kürtsorunu vardır. Bunu yapan İngilizlermilimetrik etnik ve doğal hesaplarlaOrtadoğu'ya kangren bir yapı bırak-mışlar ve böl-yönet politikalarını 100yıldır da sürdürmektedirler. Bu ortamiçinde ekonomi, sosyal gelişmelerolmaz, barış asla kurulmaz. Bu nedenletüm İslam ülkeleri ABD'nin,Avrupa'nın denetimi ve tahakkümüaltında inim inim inlemektedir.

Demek ki Ortadoğu'nun temelsorunu, emperyalist devletlerindünyadaki tahakkümleri olduğu gibiOrtadoğu'daki tahakkümleridir. Busaldırılara Türkiye de dâhildir. BunaOrtadoğu halkları çözüm üretmek içinbirleşmeli, iradelerini ve güçleriniortaya çıkarmalıdırlar.

Türkiye halkının sorunların-dan diğerinin kaynağı ise TürkiyeCumhuriyeti Devleti'nin askerlertarafından kurulması ve kurucuvesayetin hâlâ devam etmesidir. Buülkede askerlerin kurucu ve yönetenolmasının arkasında halkın 100 yılönce olduğu gibi bugünde cahilliği yat-maktadır. Devlet, sermaye ve bu güç-lerin koruyucusu askerler asla kendi-lerini yöneten bir halk istememişlerdir.Bu tutumlarını 12 Mart 1971'de GenelKurmay Başkanı Memduh Tağmaçşöyle ifade etmiştir: "Bu halkınkültürel ve sosyal gelişmesi ekonomikgelişmesinin önüne geçmiştir bu tersçevrilmelidir". Böylece atlar arabanınarkasına koşulmuşlardır ve hâlâarkalarındadırlar. Yoksa halkın ne ser-mayeye, ne devlete ihtiyacı olacaktı…Sonuçta halk, hiçbir zaman yöneten,yönlendiren ve etken olamamıştır. 7Haziran seçimlerinin ortaya koyduğutabloya bakarak ve bugünkü geldiğimiznoktayla karşılaştırdığımızda bunudaha iyi anlarız.

T.C. kurulduğundan beri ülkedeçıkan toplumsal sorunlar karşılığıdirenişler hep şiddetle bastırılmayaçalışılmıştır. Nedeni yine militaristdevlet yönetimi anlayışıdır.

Yalnız bu militarist anlayışkaynağını sadece bizim TSK'nın üzer-ine atmak haksızlık olur, fazla olur.Belki TSK T.C. kurulduğundan beriyalnız başına kalsaydı sorunlar dahakolay, daha barışçıl çözülebilirdi. Evet,TC'yi militarist yapan sadece TSKdeğil ABD, NATO ve AB'dir de.

Peki, bu yabancı kurumlariçimize nasıl girmişler? Biraz da bunuirdeleyelim.

T.C. Atatürk'ün ölümünden sonrabirden İkinci Dünya Savaşı'yla karşıkarşıya kalmıştır. Bu savaş sırasındabaşta ABD olmak üzere tüm Batılıdevletler savaş desteği istemelerinerağmen Türkiye, savaşa girmemiştir."Çocuklar aç kalsalar da babasızkalmamışlardır." Türkiye'nin yoldançıkmasının başlangıcı ise 1946'yadayanıyor. Ne olmuş 1946'da?Sovyetler Birliği Başkanı Josef StalinTürkiye'den Kars ve Ardahan'ı geriistemiştir. Nedeni ise 1917 devrimin-den sonra kabuklarına çekildiklerinden,iç sorunlarıyla uğraştıklarından Kars veArdahan'ı karşılıksız geri vermişler,Kurtuluş Savaşı sırasında Türkiye'yepara ve silah yardımı yapmışlardır.İkinci Dünya Savaşı yıllarında iseTürkiye, değil Sovyetlere yardımetmek, mağdurlarla birlikte olmak, ter-sine Almanların başarılı olmasınıistemiştir. Buna rağmen SovyetlerekarşıTürkiye'nin ABD tarafındankorunmasını ve kollanmasını istemiştir.Böylece Amerikan Mandacılığı sistemialtına girmiş ve bu sistem 70 yıldırsürmektedir.

Buradan şunu anlıyoruz:Türkiye'nin Sovyetler Birliği,

komünizm düşmanlığının arkasındaAmerika mandacılığı yatmaktadır.

Bu mandacılık dönemini debiraz özetlemeye çalışalım.

İşte halkın başına ne kötülükgeldiyse bu mandacılık sözleşmesi son-rası gelmiştir. Temel olarak devletyoldan çıkmıştır; devletin esas yöneti-mi ABD'nin iradesine geçmiştir. Nezaman ABD iradesinde çıkılsa TSK,bürokratlar veya işbirlikçi sermayetarafından yapılan darbelerle yolunakonulmuştur. Sonuçta üretmeyen,gelişmeyen, bilimsel düşüncedensaparak dinsel düşünceye yön-lendirilen, emperyalizmin emrinde tümkomşularıyla kavgalı, zavallı bir devletve toplum ortaya çıkarılmıştır. Buyolda önce ekonomik, sosyal, kültürelve askeri özgürlükler elden gitmişler;Amerika'dan izinsiz bir ağaç dikemezhâle düşürülmüşüz. Bu yolda önce KöyEnstitüleri kapatılmış, Bakanlıklara sağgörüşlü vekiller atanmış, ağır sanayi-den vazgeçilmiş, askeri teçhizatABD'den gelmeye başlamış, askeri per-sonel, emniyet personeli ABD'deeğitim görmeye başlamış, tüm bakan-lıklarda birer ABD ofisleri kurulmuş veGenelkurmay binasında Özel HarpDairesi kurulmuş; böylecedevletin üstyönetimi tamamen ABD denetimineverilmiş.

Sonra emperyalizm "ahtapotkollarıyla" tüm yapımızı sarmış. İkinciyapılan, 1948'de Gümrük BirliğiAnlaşması(1953'te hazine iflas ettiğiniaçıklayınca anlaşma iptal edilmiş).Üçüncüsünde, 1953'te NATO'ya başvu-ru yapılmış ve 1958'de kabul edilmiş.Bu ne demektir? Amerikan mandacılığıyetmiyormuş gibi NATO'nun da askeriyönetimi ve denetimi altına girmek.Oysa bütün NATO devletleri Osmanlıİmparatorluğunu yıkan ve Anadolu'nuntamamını işgal eden ve SEVRAntlaşmasını imzalattıran devletlerdive bu devletler için SEVR hâlâ geçerli,ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürelolarak dayatılan bir antlaşmadır.

Emperyalist Batının kurduğu enson blok Avrupa Birliğidir. Bu birlikönce AET(Avrupa EkonomikTopluluğu) olarak kurulmuş sonraAB(Avrupa Birliği)'ye dönüşmüştür.Ne demek Avrupa Birliği? Sınırlarınkaldırılarak bir büyük Konfederasyonkurmak. Bizi böyle birKonfederasyona alırlar mı? Almazlar.Çünkü biz geri bıraktırılacak/bırakılanbir halkız!

Temelleri ABD mandacılığı,NATO, AB ile oluşturulan sistemebağlı TSK, sistemin emirleri, desteklerive yönlendirmeleriyle devletin yöne-timine 1960, 1971 ve 1980 yıllarında elkoymuş, belki 10 kez el koymaya yel-tenmiştir. 1960 öncesi anarşi ve kaos,1971 öncesi anarşi ve kaos, 1980 önce-si anarşi ve kaos tamamen birmühendislik planı ve uygulamasıdır.Ne demişti Amerikalı General "Bizimçocuklar becerdi." Bana bir AnavatanPartili Bakan şöyle demişti:Türkiye'deki yabancı istihbaratçılarınhaddi hesabı yok."

Türkiye halkı çağdışıdüşünceleri bırakabilirse, yabancı veyerli bölücülerden kurtulabilir, ABDmandacılığı, NATO ve AB prangalarınıkırabilirse barışa, özgürlüğe, bilimekavuşur.

Bölgemizde kurulu ve çalışantüm terör örgütlerinin arkasındaemperyalist devletler vardır ve budevletlerin her biri en az bir örgütükurmuş, finanse etmekte ve yönetmek-tedir. PKK, IŞİD, DAHİŞ gibi belki100'e yakın örgüt bu saflardadır. Buterör örgütleri kendi halklarınıemperyalistlere peşkeş çekmekte, böl-genin tüm medeniyetini yok etmeyeçalışmaktadır. Amaç Ortadoğu halk-larının tarihle, bilimle bağlarını kopar-mak sonsuza kadar sömürmektir.Ortadoğu halklarının kendi aralarındahiçbir sorun yoktur; oturup konuşaraktüm sorunlarını çözebilirler.

Türkiye halkının temel sorunu/sorunları

HüsamattinAyvacı

CHP vekillerden KGD'ye ziyaretBir takım ziyaretlerde

bulunmak ve 7 Haziran seçim-lerinden sonra yaşanan sürecivatandaşlara anlatmak içinZonguldak'a gelen CHP AydınMilletvekili Prof. Dr. MetinLütfü Beyder ve CHP BursaMilletvekili Lale Karabıyık bukapsamda KaraelmasGazeteciler Derneği'ne deziyaret bulundu.

Dernek Başkanı OsmanSav, Dernek yöneticisi UmutErses ve kentte görev yapanyerel ve ulusal medya temsilci-leriyle görüşen milletvekiller-ine İl Başkanı Ertuğrul Koltuk,Merkez İlçe Başkanı CemalŞahin ve partililer de eşlik etti.

Ziyarette ilk olarak konuş-ma yapan KaraelmasGazete3ciler Derneği BaşkanıOsman Sav, kentteki gazeteci-lerin yaşadığı sıkıntıları dilegetirerek, "Biz en sıkıntıyaşadığımızı konulardan biriisteyen herkesin hiç geçmişinebakmadan istediği gibi gazeteaçması. Buda bizim mesleğiitibarsızlaşıyor. Açanda geneldeyandaş oluyor siyasi partidestekli oluyor. Asıl zararıdabiz görüyoruz" dedi.

Baskıların kaldırılmasıgerekiyor

CHP Aydın MilletvekiliProf. Dr. Metin LütfüBeyder,gazeteciler üzerindekibaskıların kaldırılması gerek-tiğini ifade ederek,"Türkiye'de overlokçu alırkensıva ustası sertifikası isteniyor.Gazete veya internet sayfasıaçarken herhangi bir şey isten-miyor. Gazeteciye sertifikasorulmuyor ama başka meslek-lere belge soruluyor. Bu ustaçırak ilişkisinin aslında en çokyaşandığı şey gazet4ecilik.Gazeteciler cemiyetlerininakreditasyon alınmadan açıl-

mamasını sağlamak gerekiyor.Yerel gazeteciler zor durumda.BİK'ten destek alacak ona görehükümet yanlısı çalışacak enküçük valilik kurumuna yazıyazamayacak. Bu baskılarınkaldırılması gerekiyor. BİK'tenbaşkada yerel gazetecilerindesteklendiği bir ortam sağlan-ması gerekiyor. Girişimcilikdesteği aldığı hibe yardımlartarzı bir şeyler yapılmalı. Yerelgazeteciğin daha huzurlu veBİK desteğine bağlı kalmadanbir meslek şekli sağlanmasınıbiz planlıyoruz. Basın tarafsızolsada hakkaniyet ölçüsündeyazacağınızı ve desteğinizibekliyoruz" şeklinde konuştu.

1 Kasım ülke için çokönemli

CHP Bursa MilletvekiliLale Karabıyık, ise konuş-masında 7 Haziran genelseçimleri sonrasında ülkeninyaşadığı sorunları ve koalisyongörüşmelerini değerlendirerek,"Bizim buraya gelme sebebiöncelikle örgüt ve vatandaşlarla7 Haziran sonrasını ve 1 Kasımseçimlerine giderken sorunlarıortaya koymak paylaşımlaryapmak ve dönüşleri yapmak-tır. 7 Haziran sonrasında ortayabir tablo çıktı ve bu tablodasandıktan bir mesaj verilmiştir.Bu mesajı doğru algılamakgerekiyor. Bu mesaja ve milliiradeye gereğini yapmak istiy-oruz. Yüzde 60'lık blokla birkoalisyon istenmişti. Bahçelinedeniyle bunlar olmadı. Suruçolayı ve sonrası Türkiye'yiyaktı kavurdu. Partimiz mil-letimize karşı bir sorumluluğuvardı ve bu süreci başarıylageçti. Türkiye'nin sorunlarını 5ana başlıkta topladık ve 14temel öğeyle koalisyon masası-na oturduk. Bir bakanlık veyakırmızı plaka isteğimiz yoktu.

Önceliğimiz Türkiye idi. Bugörüşmeler sürecinde her aşa-masını vatandaşımızla pay-laştık. Özellikle partimizinisteğiyle bu görüşmeler tutanakaltına geldi. Bu bizim için tari-hi sorumluluktur ve biz busorumluluğu başarıyla yük-lendik. Gelinen noktada tümgayretlerimize rağmen sonuçalınamadı ve sonrasında milliiradeye rağmen görev bize ver-ilmedi. 1 Kasım tarihi itibariyleseçim kararı alındı. 49 gününfaturası 61 gencimizin şehitolmasıdır. 34 ilimize decenazeler gönderildi. Bütünmilletimiz kan ağlıyor. Buokadar sorun varken seçimbüyük bir lükstür. Erkenseçime gitmek vatan hainliğidirdeniliyordu şimdi ne değişti. 13yıldır ne odluda terör bu kadararttı. Dolar bugün aldı başınagidiyor bunun sıkıntısını halkolarak bizler ödeyeceğiz. Bizeemekliye nereden vereceksinizdiyen hükümet bugün emekliyebayramda şu kadar vereceğizdiyor. Biz vatandaşınçerçevesinden bakıp yapıyoruzonlar oy potansiyeli olarakgörüp planlıyorlar. Sizin 13yıldır aklınız neredeydi. Bizvatandaşımıza sorunlarıçözmek için 4 yıl istiyoruz. Bizvatandaşımıza verdiğimiz söz-leri sonuna kadar tutacağız. Birtarafta Cumhuriyet demokrasivar önceliğimiz Türkiye. Birtaraftada bir inat var, kendiçıkarlarını düşünen ve açıklarıortaya çıkması isteyenler var.Bu nedenle 1 Kasım seçimlerisonuna kadar önemli. 1Kasım'da çok iyi sonuçlarla busorunları gideceğimizi inanıy-oruz" ifadelerine yer verdi.

Heyet ardından gazeteciler-le bir süre sohbet etti.

Page 8: Susma gazetesi 665

Sayfa 82 Eylül 2015/665

Ümit Arýcý

Arýcý Petrol Yolda býrakmaz

Baþpehlivan Ferit Keskin oldu

Zonguldak'ın Kilimli İlçe-si'nde Zafer Bayramı kutla-maları kapsamında YağlıPehlivan Güreşleri gerçek-leştirildi.

Zonguldak Güreş İhtisasSpor Kulübü tarafındanCumartesi günü düzenlenenYağlı Pehlivan Güreşleri'neZonguldak'tan olduğu gibi,Samsun, Karabük, Bartın,İstanbul ve Çanakkale gibiillerden sporcular katıldı.

Kilimli sahilinde bulunanspor sahasında gerçekleştirilenyağlı pehlivan güreşlerine,

MHP İl Başkan VekiliRecep Kocabacak, MHPMerkez İlçe Başkanı NiyaziKıransoy, MHP İl kadınKolları Başkanı MevlüdeYalçıner, ZonguldakGazeteciler Cemiyeti BaşkanıDerya Akbıyık ve yönetimkurulu üyeleri, Türk KızılayıKilimli Şubesi Başkanı YunusÇelebi, Türkiye Kamu-Sen İlTemsilcisi Kadir Bacıoğlu,MHP Zonguldak Belediye

Başkan Adayı Gürkan Gülay,MHP Kilimli İlçe BaşkanıSerdar Yaralı ve yöneticiler,İşadamları Musa Bahadır,Ümit Arıcı, Aydın Ergenç ileçok sayıda davetli topluluğuve güreş severler katıldı.

Kilimli Zafer bayramıYağlı Güreşleri için gelenekselGüreaş ağalığına aday olanişadamları açık arttırmada bir-birleriyle yarıştılar.

Güreş Ağalığı için Serdaryaralı, Kadir Bacıoğlu, RecepKocabacak, Yasin Özdemir,Ayhan Uğur ve Aydın Ergençmüracaat ettiler. Yapılan açıkarttırmada Aydın Ergenç 15bin lira vererek güreş ağasıoldu.

Saat 13.00'de başlayanorganizasyonda sporcularMinikler, Teşvik, Tozkoparan,Deste, Küçük Orta, BüyükOrta Baş Altı ve Baş boyların-da rakipleriyle mücadele ettil-er.

Başpehlivanlığı FeritKeskin(Üste solda) kazandı.

Atletizm Federasyonutarafından 29-30 Ağustos 2015tarihlerinde Bolu'da yapılanSpor Toto Yıldızlar Ligininfinal müsabakaları sonundakızlar ve erkeklerdeFenerbahçe şampiyon oldu.Zonguldaklı sporcular HarunAkın ve Melike Malkoç,Fenerbahçe'ninŞampiyonluğunda büyük kaktı

sağladı. Antrenörü UtkuDuman nezaretinde finallerdeyer alan Melike Malkoç 200metrede ve 4x400 metreİsveç'te takım halinde birinciolmayı başardı.

Antrenörü Erol Emralnezaretinde 110 metre engel-lide yarışan Harun Akın,14.79'luk derecesiyle ikinciolmayı başardı.

Baþarý onlarýn iþi

Elmas Ýkinci haftayý da galibiyetle kapattýİkinci haftayı da galibiyetle

kapatan Zonguldakspor,grubunda 2'de 2 yapan tektakım oldu. Puanını 6'ya yük-selten Kırmızı-Lacivertliler,ikinci hafta maçları sonundaliderlik kotluluğa oturdu

Spo-Toto Üçüncü lig bir-inci grupta mücadele edenZonguldakspor, kendi sahasın-da oynadığı maçtaKızılcabölük'ü 2-0 yendi

Karaelmas Kemal KöksalStadyumunda oynanan maçıİbrahim Bülbül,Özgür FatihKalaycı, Ahmet Karapınarhakem üçlüsü yönetti.

Güneşli bir havada kala-balık bir seyirci topluluğununoynandığı maçın ilk dakikalarıkarşılıklı atıklar şeklinde geçti.Maçın 29'uncu dakikasındaZonguldakspor'un kazandığıserbest atışta Hüseyin Yılmaztopu filelere gönderince kır-mızı-lacivertli ekip 1-0 önegeçti. İlk yarı 1-0Zonguldakspor'un galibiyeti ilesonuç landı. Maçın 52'inci

dakikasındaKızılcabölükspor'dan Onurikinci sarı kart sonrası kırmızkart gördü. 57'de gole gidenrakibin indirenZonguldakspor'lu Harun direkkırmızı kart görünce iki takımkalan dakikaları 10 kişi tamam-lamak zorunda kaldı.

Bu dakikalarda oyununüstünlüğünü eline geçirenKızılcabölükspor'lu futbolcular,yakaladıkları fırsatları değer-lendiremediler. Maçın 79' uncudakikasında gelişen ani atıktaOnur sol kanattan ortaladı.Ceza sahası içinde Eren kafaile topu filelere göndererekskoru 2-0 yaptı ve takımınırahatlatan golü attı. Kalandakikalarda başka gol olmayın-ca sahadan 2-0 galip ayrılarZonguldakspor, 6 puanla lider-lik koltuğuna oturdu.

ZONGULDAKSPOR:2-KIZIBLCABÖLÜKSPOR:0

STAT: KARAELMAS

KEMAL KÖKSAL

HAKEMLER: İbrahimBülbül**, Özgür FatihKalaycı**, Ahmet Karapınar**, Aytaç Coşar**

ZONGULDAKKÖMÜRSPOR: Mustafa **,Burak **, Fatih**,

Semih ***, Harun*,Mert** Suat*** (Dk. 67 Eren***), Berkan ***, Okan** (Dk.46 Onur **), Turan**,Hüseyin***(Dk. 90+3 Emrah)

KIZILCABÖLÜKSPOR:Mehmet *, Sedat **(Dk.79Burak *), Özkan**, Onur*,Kıvanç**, Fatih**, Hakan**,Mustafa**, Cihat**(Dk.46Atakan(Dk.51 Ethem*),Süleyman**, Ali Kemal**

KIRMIZI KART: Dk.52Onur (Kızılcabölükspor),Dk.57 Harun (ZonguldakKömürspor)

GOLLER: Dk. 29 HüseyinYılmaz ,Dk.79 Eren Üntürk