t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler …tez.sdu.edu.tr/tezler/ts02703.pdf ·...

121
T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI HEKİMLERDE DUYGUSAL ZEKANIN KARAR VERME STİLLERİ ÜZERİNE ETKİSİ Meral Bahar SARIKAYA 1430232559 YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN Doç. Dr. Gaye ATİLLA ISPARTA-2018

Upload: others

Post on 26-Dec-2019

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

T. C.

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

SAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI

HEKİMLERDE DUYGUSAL ZEKANIN

KARAR VERME STİLLERİ ÜZERİNE ETKİSİ

Meral Bahar SARIKAYA

1430232559

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

Doç. Dr. Gaye ATİLLA

ISPARTA-2018

Page 2: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ
Page 3: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ
Page 4: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

iii

(SARIKAYA, Meral Bahar, Hekimlerde Duygusal Zekanın Karar Verme Stilleri

Üzerine Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Isparta, 2018)

ÖZET

Günümüzde bireyler gerek iş hayatlarında gerek özel hayatlarında çevrelerindeki

kurdukları ilişkilerde duygusal zekaya gerek duymaktadır. Kendilerini tanıyan, güçlü ve

zayıf yönlerini bilen duygusal zekası yüksek bireyler sağlıklı kararlar verebilen

kişilerdir. Karar verme durumu ile karşı karşıya kalan bireyler salt mantık yerine, doğru

kararlar alabilmesi için geçmiş tecrübelerine ve güdülerine dayanan duygusal bilgiden

yararlanır. Buna göre kendi duygularını bilen, başkalarının ne hissettiğini anlayabilen

bireylerin duygusal yeteneklerinden faydalanması beklenir.

Buradan yola çıkarak, araştırmada; Süleyman Demirel Üniversitesi Araştırma ve

Uygulama Hastanesinde çalışan 238 hekimin duygusal zeka ve karar verme düzeyleri

arasında nasıl ve ne düzeyde bir ilişki olduğunun belirlenmesi amaçlanmıştır.

Hekimlerin duygusal zeka düzeylerini belirlemek üzere Duygusal Zeka Ölçeği, karar

verme stillerini belirlemek üzere de Karar Verme Stilleri Ölçeği kullanılmıştır.

Araştırmanın sonuçlarına göre; hekimlerin genel duygusal zeka düzeyleri ve

karar verme stillerinin ortalamanın üzerinde olduğu bulunmuştur. Duygusal zeka ve

karar verme ilişkisi incelendiğinde; kendi duygularını değerlendirme boyutu,

başkalarının duygularının değerlendirilmesi boyutu, duyguların kullanılması boyutu ve

duyguların düzenlenmesi boyutu ile rasyonel karar verme arasında pozitif yönde bir

ilişki olduğu görülmüştür. Başkalarının duygularının değerlendirilmesi boyutu ile

sezgisel karar verme boyutu arasında pozitif yönde, kaçıngan karar verme ve duyguların

kullanılması boyutu arasında negatif yönde bir ilişki olduğu görülmüştür.

Anahtar Kelimeler: Duygusal zeka, karar verme, karar verme stilleri, sağlık

yönetimi, hekim

Page 5: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

iv

(SARIKAYA, Meral Bahar, The Effects of Emotional Intelligence on the

Physicians’ Decision Making Styles, Master’s Thesis, Isparta, 2018)

ABSTRACT

Today, the individuals need the emotional intelligence in establishing relations

within their surroundings both in their working environment and in their personal lives.

Highly emotionally intelligent individuals who has a good level of intra-personal

knowledge and who acknowledge their weaknesses and strengthens are the ones who

are able to make healthy decisions. Once faced with the decision making, instead of

referring to pure logic, such individuals utilize their emotional knowledge based on past

experiences and intuitions in order to make the right decisions. In that sense, the

individuals who are aware of their own emotions and who are able to understand how

the others feel, are expected to benefit from their emotional abilities.

In the light of the above mentioned information, this paper aims to determine the

nature and the extent of the relationship between the emotional intelligence and the

decision making styles of the 238 physician working in Süleyman Demiral University.

Within the scope of the research, the “Emotional Intelligence Scale” have been

employed in measuring the emotional intelligence levels of the pyhsicians and the

“Decision Making Styles Scale” have been used in order to determine their decision

making styles.

The results of the research show that doctors score above the average in general

emotional intelligence levels and decision making styles. Regarding the relationship

between the emotional intelligence and the decision making styles, it is found that there

is a positive correlation between the rational decision making and the evaluation of

one’s own emotions, the evaluation of other’s emotions, the utilization of the emotions

as well as the regulation of emotions. There exists a positive correlation between the

evaluation of others’ emotions and the intuitive decision making, whereas it has been

identified that avoidance-oriented decision making and the utilization of emotions are

negatively correlated.

Key Words: Emotional intelligence, decision making, decision making styles,

health management, physician

Page 6: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

v

İÇİNDEKİLER

TEZ SAVUNMA SINAV TUTANAĞI .......................................................................... i

YEMİN METNİ .............................................................................................................. ii ÖZET ............................................................................................................................... iii ABSTRACT .................................................................................................................... iv İÇİNDEKİLER ............................................................................................................... v KISALTMALAR DİZİNİ ............................................................................................ vii

TABLOLAR DİZİNİ ................................................................................................... viii ŞEKİLLER DİZİNİ ....................................................................................................... ix ÖNSÖZ ............................................................................................................................. x GİRİŞ ............................................................................................................................... 1

BİRİNCİ BÖLÜM DUYGUSAL ZEKA

1.1. DUYGU KAVRAMI ............................................................................................. 3 1.2. ZEKA KAVRAMI ................................................................................................. 5 1.3. DUYGUSAL ZEKA .............................................................................................. 9 1.4. DUYGUSAL ZEKA MODELLERİ .................................................................... 13

1.4.1. Karma Model ................................................................................................ 13 1.4.2. Yetenek Modeli ............................................................................................. 14

1.4.3. Mayer ve Salovey Duygusal Zeka Modeli .................................................... 14 1.4.4. Daniel Goleman Duygusal Zeka Modeli....................................................... 16 1.4.5. Cooper ve Sawaf Duygusal Zeka Modeli ..................................................... 18

1.4.6. Bar-On Duygusal Zeka Modeli ..................................................................... 20 1.5. WONG VE LAW DUYGUSAL ZEKA ÖLÇEĞİ (THE WONG AND LAW

EMOTİONAL INTELLİGENCE SCALE-WLEIS) ................................................... 22 1.6. Duygusal Zeka ile İlgili Yapılmış Çalışmalar ...................................................... 24

İKİNCİ BÖLÜM

KARAR VERME DAVRANIŞI ve KARAR VERME STİLLERİ

2.1. KARAR VERME ................................................................................................. 28 2.2. KARAR VERME SÜRECİ VE ÖZELLİKLERİ ................................................ 31 2.3. KARAR VERME STİLLERİ .............................................................................. 38

2.3.1. Rasyonel Karar Verme Stili (Rational) ......................................................... 39 2.3.2. Sezgisel Karar Verme Stili (Intuitive) ........................................................... 39

2.3.3. Bağımlı Karar Verme Stili (Dependent) ....................................................... 39 2.3.4. Kaçıngan Karar Verme Stili (Avoidant) ........................................................ 39

2.3.5. Kendiliğinden-Ani Karar Verme Stili (Spontaneous) ................................... 40 2.4. KARAR VERME MODELLERİ ......................................................................... 40

2.4.1. Ekonomik-Ussal Model ................................................................................ 40 2.4.2. Sınırlı-Ussal Model ....................................................................................... 42 2.4.3. Yargısal (Höristik) Model ............................................................................. 43

2.4.4. Sosyal Model ................................................................................................. 44 2.5. KARAR VERME İLE İLGİLİ YAPILMIŞ ÇALIŞMALAR .............................. 44

Page 7: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

vi

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

HEKİMLERDE DUYGUSAL ZEKANIN KARAR VERME STİLLERİ

ÜZERİNE ETKİSİ

3.1. ARAŞTIRMANIN AMACI ................................................................................. 49 3.2. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ ............................................................................ 49

3.3. ARAŞTIRMANIN EVREN VE ÖRNEKLEMİ .................................................. 50 3.4. VERİ TOPLAMA ARACI ................................................................................... 50 3.5. Araştırmanın Modeli ............................................................................................ 51 3.6. ARAŞTIRMANIN HİPOTEZLERİ .................................................................... 52 3.7. VERİLERİN ANALİZİ ....................................................................................... 54

3.8.BULGULAR ......................................................................................................... 56 3.8.1. Normallik Testleri ......................................................................................... 56

3.8.1.1. Duygusal Zeka Normallik Testi ............................................................. 56

3.8.1.2.Karar Verme Verilerinin Normallik Testleri........................................... 57 3.8.2. Örneklem Grubunun Demografik Özellikleri ............................................... 57 3.8.3. Duygusal Zeka Boyut Ortalamaları .............................................................. 59 3.8.4. Faktör Analizi................................................................................................ 60

3.8.4.1. Duygusal Zeka Ölçeğinin Faktör Analizi .............................................. 60 3.8.5. Duygusal Zeka Boyutlarının Demografik Değişkenlere Göre

Karşılaştırılması ............................................................................................ 63 3.8.6. Karar Verme Boyut Ortalamaları .................................................................. 68

3.8.6.1. Karar Verme Ölçeğinin Faktör Analizi .................................................. 69

3.8.6.2. Karar Verme Boyutlarının Demografik Değişkenlere Göre

Karşılaştırılması .................................................................................................. 73

3.9. TARTIŞMA ......................................................................................................... 81

SONUÇ ve ÖNERİLER ................................................................................................ 88

KAYNAKÇA ................................................................................................................. 91 EKLER ......................................................................................................................... 107

ÖZGEÇMİŞ ................................................................................................................. 110

Page 8: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

vii

KISALTMALAR DİZİNİ

Akt : Aktaran

EI : Emotional Intelligence (Duygusal Zeka)

EQ : Emotional Intelligence (Duygusal Zeka)

df : Degrees of Freedom (Serbestlik Derecesi)

IQ : Intelligence Quotion (Bilişsel Zeka)

MEIS : The Multifactor Emotional Intelligence Scale

Ort : Ortalama

S : Sayfa

SDÜ : Süleyman Demirel Üniversitesi

S.E. : Standard Error (Standart Hata)

SPSS : Statistical Package for Social Sciences (Sosyal Bilimler için

İstatistik Paket Programı)

Ss : Standart Sapma

vb. : Ve benzeri

vd. : Ve diğerleri

WLEIS :Wong and Law Emotional Intelligence Scale (Wong ve Law

Duygusal Zeka Ölçeği)

Page 9: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

viii

TABLOLAR DİZİNİ

Tablo 1: Zekaya İlişkin Anlayışların Karşılaştırılması .................................................... 8 Tablo 2: IQ ve EQ Zekası Özellikleri ............................................................................ 10

Tablo 3: Mayer ve Salovey Duygusal Zeka Modeli ...................................................... 15 Tablo 4: Daniel Goleman Duygusal Zeka Modeli ......................................................... 17 Tablo 5: Cooper ve Sawaf Duygusal Zeka Modeli ........................................................ 19 Tablo 6: Bar-On Duygusal Zeka Modeli ....................................................................... 21 Tablo 7: Duygusal Zeka Boyutları Normallik Testi Sonuçları ...................................... 56

Tablo 8: Karar Verme Boyutları Normallik Testi Sonuçları.......................................... 57 Tablo 9: Hekimlere İlişkin Demografik Bulgular .......................................................... 58 Tablo 10: Duygusal Zeka Boyutlarının Psikometrik Özellikleri ................................... 59 Tablo 11: Duygusal Zeka KMO ve Bartlett’s Testi Sonuçları ....................................... 60

Tablo 12: Duygusal Zeka Toplam Varyans Açıklaması ................................................ 61 Tablo 13: Duygusal Zeka Ölçeği Faktör Analizi ........................................................... 61 Tablo 14: Kendi Duygularını Değerlendirme Boyutu Demografik Değişkenlere Göre

Karşılaştırılması ............................................................................................. 63 Tablo 15: Başkalarının Duyguların Değerlendirilmesi Boyutu Demografik

Değişkenlere Göre Karşılaştırılması ............................................................. 65 Tablo 16: Duyguların Düzenlenmesi Boyutu Demografik Değişkenlere Göre

Karşılaştırılması ............................................................................................. 66 Tablo 17: Duyguların Kullanılması Boyutu Demografik Değişkenlere Göre

Karşılaştırılması ............................................................................................. 67 Tablo 18: Karar Verme Boyutunun Psikometrik Özellikleri ......................................... 69 Tablo 19: Karar Verme Ölçeğinin KMO ve Bartlett’s Testi Sonuçları ........................ 70

Tablo 20: Karar Verme Toplam Varyans Açıklaması ................................................... 70 Tablo 21: Karar Verme Ölçeği Faktör Analizi............................................................... 71

Tablo 22: Rasyonel Karar Verme Boyutunun Demografik Değişkenlere Göre

Karşılaştırılması ............................................................................................. 73

Tablo 23: Sezgisel Karar Verme Boyutunun Demografik Değişkenlere Göre

Karşılaştırılması ............................................................................................. 74 Tablo 24: Bağımlı Karar Verme Boyutunun Demografik Değişkenlere Göre

Karşılaştırılması ............................................................................................. 76

Tablo 25: Kaçıngan Karar Verme Boyutunun Demografik Değişkenlere Göre

Karşılaştırılması ............................................................................................. 77 Tablo 26: Kendiliğinden-Ani Karar Verme Boyutunun Demografik Değişkenlere

Göre Karşılaştırılması .................................................................................... 78 Tablo 27: Duygusal Zeka Düzeyleri ile Karar Verme Stilleri Arasındaki

Korelasyonlar ................................................................................................ 79 Tablo 28: Hipotezlerin Kabulü/Reddi Tablosu .............................................................. 86

Page 10: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

ix

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 1 : Duygusal zekanın karar verme üzerine etkisi modeli ...................................... 52

Page 11: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

x

ÖNSÖZ

Çalışmamda zamanını, birikimini, tüm iyi niyetini ve desteklerini esirgemeyen,

çalışmamın her aşamasını titizlikle takip ederek yardımlarıyla bana yol gösteren, görüş

ve önerileriyle ilham veren değerli hocam ve danışmanım Sayın Doç. Dr. Gaye

Atilla’ya,

Bölümümdeki yol gösterici değerli hocalarıma,

İstatistiksel analizlerle ilgili değerli görüşleri ve yardımlarıyla yanımda olan

Sayın Dr. Öğr. Üyesi Özgür Koşkan’a,

Çalışma sürecinde motivasyonumu yüksek tutmamda katkısı olan arkadaşlarıma,

Ve son olarak bu süreçte beni hiç yalnız bırakmayan, güvenen, inanan annem

Zuhal Sarıkaya, babam Süleyman Sarıkaya ve kardeşim Erdal Sarıkaya’ya sonsuz sevgi

ve saygılarımı sunarım.

Meral Bahar SARIKAYA

Isparta, Haziran 2018

Page 12: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

1

GİRİŞ

Yüksek IQ’ya sahip pek çok bireyin sosyal yaşamlarında başarısız olduklarının

gözlenmesi duygusal zeka kavramının sorgulanmasına yol açmıştır. Bilimsel alanda

değişen bu süreç, duygularının insanın yaşamını devam ettirebilmesi açısından hayati

öneme sahip olduğunu göstermiştir. Anlama, öğrenme, algılama, rasyonel düşünme,

problem çözme ve öğrendiğini uygulama kapasitesi olarak tanımlanan duygusal zeka

bilişsel zeka kadar önemlidir. Duygusal zeka; karşılaşacağımız problemlerde, karar

verme, planlama ve uygulama süreçlerinde doğru ve en iyi çözümlere kısa sürede

ulaşmamızda etkili olmaktadır. Duygusal zeka duygular ve tepkiler arasındaki

bağlantıları sezmeyi, bir karara düşüncelerin mi yoksa duyguların mı hükmettiğini

bilmeyi, seçimlerin sonuçlarını öngörmeyi ve bütün bu öngörüleri hayati konulardaki

kararlılığımıza yansıtmamızı içermektedir (Konakay, 2010: 8). Duygusal zekanın

“duyguların kullanımı” boyutu problem çözme ile yakından ilişkilidir (Mayer, Caruso

ve Salovey, 1999: 267). Bireysel farklılıkların önemli rol aldığı problem çözme süreci,

karar verme süreciyle benzerlik göstermektedir. Gerek problem çözme, gerekse karar

verme alternatiflerin değerlendirildiği ve amaca ulaşabilmek için duygularımızı

kullanmamız önem taşımaktadır. Çünkü karar verme bilgi ve duygusal açıdan yüksek

farkındalık gerektiren bir süreçtir.

Karar verme uzun yıllardır üzerinde çalışan bir konu iken, insan davranışlarını

açıklamak için zeka kavramının yanı sıra duygu kavramına da önem verilmesiyle

birlikte, duygusal zeka kavramı son yıllarda önem kazanmaya başlamıştır. Duygusal

zekanın farklılaşmasına neden olduğu düşünülen karar verme zihinsel bir süreçtir

(Connor, 2003: 165). Günümüzde sağlık sektöründe, hastaların ihtiyaçlarını tanımlayan,

etkili kararlar verebilen, duygusal zekası yüksek sağlık çalışanına ihtiyaç duyulmaktadır

(Acıbozlar, 2007: 3).

Bireylerin sürekli beklenti ve yeni arayışlar içinde olması, onları karar vermede

izlediği yolları kullanma noktasında güç durumda bırakmaktadır. Bu nedenle bireyin

karar verme yaklaşımı ve karar verme davranışlarında bulunurken kullandığı stiller

önem kazanmaktadır. Her bireyin karar verme stili aynı olmadığından, bireyin soruna

yaklaşımı ve karar verme stili, kararın niteliğini etkileyecektir (Üre ve Avşaroğlu, 2007:

Page 13: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

2

87). Özellikle sağlık sektöründe çalışan işletmelerde, hekimlerin ve hemşirelerin

hastaların duygularına empati göstermeleri yani onların duygularına duyarlı olmaları

yapılan işin kalitesinin yükselmesine ve müşteri memnuniyetinin artmasına katkı

sağlayacaktır (Lanser, 2000: 3).

Hasta insanların duygularında bir yoğunlaşma olduğu, duygusal açıdan çok daha

hassas ve kırılgan bir yapıda bulundukları dikkate alınarak onların duygularının

negatiften pozitife dönüştürülebilmesinin tedavinin bir parçası olduğu düşünüldüğünde

sağlık sektörü çalışanlarında duygusal zeka yeteneklerini daha fazla kullanmaları

beklenmektedir. Buna göre, çalışmada yöneticilerin duygusal zeka düzeylerinin, karar

verme stilleri üzerindeki etkisi araştırılacaktır.

İlk olarak konuyla ilgili literatür taraması yapılmıştır. Araştırmanın ilk

bölümünde duygusal zekanın tanımlanabilmesi için öncelikle duygu ve zeka kavramları

tanımlanacaktır. Ardından duygusal zeka kavramı, duygusal zeka modelleri ve boyutları

teorik olarak ele alınacak ve konu ile ilgili daha önceden yapılmış araştırmalara yer

verilecektir. Araştırmanın ikinci bölümünde karar, karar verme süreci ve karar verme

stilleri ile ilgili teorik bilgiler ve yine konu ile ilgili daha önceden yapılmış

araştırmalardan örnekler verilecektir. Araştırmanın üçüncü bölümünde de yöneticilerin

duygusal zeka düzeylerinin, karar verme stillerine etkisi irdelenecek ve araştırmaya

ilişkin bilgilere yer verilecektir. Araştırmanın son bölümünde ise elde edilen sonuçlara

ilişkin bulgular yer alacaktır.

.

Page 14: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

3

BİRİNCİ BÖLÜM

DUYGUSAL ZEKA

Duygusal zeka ile ilgili tanımların çalışmanın amacına uygun kullanımlarını

sağlamak için, konu ile ilgili kavram, terim, tanım ve içeriklerinin açıklanması uygun

olacaktır.

1.1. DUYGU KAVRAMI

Bireyin, yaşam kalitesini yükseltmesi, iletişimini kolaylaştırması amacıyla insan

davranışını çözümlemesi önemlidir. İnsan tanıma, ancak duyguları tanımakla olabilir

(Cüceloğlu, 1996: 262). Charles Darwin, Sigmund Freud kendi çağdaşlarına göre

duyguların öneminden bahseden az sayıda bilim adamlarındandır (Salovey ve Mayer,

2000: 505). Bilim insanları yakın zamana kadar da duygulara önem vermemişlerdir.

Duygular önemsiz görülmüş hatta insanın karar almasını kısıtlayan niteliğe sahip

olduğu düşünülmüştür (Salovey ve Mayer, 1990: 185). Oysa ki akıl ve duygu

birbirinden ayrı tutulamayan bir bütündür. Duygu bireyin hedeflerine varmasına

rehberlik eder (Brenner ve Salovey, 1997: 183). Duygu hayatımızın bir parçası

olmasına rağmen tanımlamak zordur.

Duygu kelimesinin kökü Latince’de “motere” kelimesinden gelmektedir. –e ön

eki getirilip türetilen “emotere” ye dayanır ve kelime anlamı uzaklaşmak olur. Böylece

duygunun harekete yönelttiği anlamı kazanır. Duygular bizi beklenmeyen durumlara

karşı koruyup yaşamla başa çıkabilmemiz için acil planlar yapmamızı sağlar (Goleman,

2003: 20). Latince’de duygular “motus anima” “bizi harekete geçiren ruh” olarak

tanımlanmaktadır (Cooper ve Sawaf, 1997: 11).

Türk Dil Kurumuna göre duygu “nesneleri veya olayları ahlaki ve estetik yönden

değerlendirme yeteneğidir” (www.tdk.gov.tr, 03.05.2018). “Oxford İngilizce Sözlüğü,

duyguyu ‘herhangi bir zihin, his, tutku çalkantısı ya da devinimi, herhangi bir şiddetli

ya da uyarılmış zihinsel durum” olarak tanımlar (Goleman, 2005: 359). Mumcuoğlu

(2002: 2) duyguyu; süre ve yoğunlukta değişen, kendisini davranış içinde ifade eden,

çevreye uyma ya da uymamayı sağlamak için fonksiyon gösteren olumlu ve ya

olumsuzluk hissinin, bilinçsiz ya da bilinçli durumudur şeklinde tanımlamaktadır.

Goleman (2006: 373)’a göre duygu; his ve bu hisse özgü düşünceler, biyolojik ve

psikolojik haller ve bir dizi hareket eğilimi, Mayer ve Salovey (1990: 185)’e göre duygu

Page 15: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

4

fizyolojik bilişsel, motivasyona dayalı ve deneyimsel psikolojik sistemleri içinde

bulunduran uyum sağlayıcı tepkilerdir ve fizyolojik tepkiler gibi bir çok alt sistemi

koordine eden içsel olaylardır. Aritoteles’e göre duygular neşeli ya da neşesiz

zamanlarımızda algılarımızla ortaya çıkar. Descartes’e göre duygular davranış stillerinin

değeri ve faydası konusundaki düşüncelerden ortaya çıkmaktadırlar (Akt. Konrad ve

Hendl, 2003: 22). Feldman ise duyguyu mutluluk, umutsuzluk, hüzün gibi hem bilişsel

hem fizyolojik yapıları olan davranışı etkileyen faktörler olarak tanımlamıştır (Akt.

Çakar ve Arbak, 2004: 27).

Caruso ve Salovey (2004: 10-13)’e göre duygunun ortak özellikleri şu şekilde

sıralamak mümkündür;

Otomatik olarak başlar.

Eyleme yönlendirir.

Etkileri çevreye dağılır.

Hızlı bir şekilde fizyolojik değişiklikler yaratır.

Bireysel hisler yaratır.

Başa çıkma, hayatta kalma, çabalama adına yardımcı olur.

Sosyal etkileşimler aracılığıyla ortaya çıkan, insanların bizzat yaşadığı,

düşündüğü yönettiği hisler olan duygular; sosyal kültürel, durumsal koşullardan

etkilenmektedir (Seçer, 2009: 209). Duyguların tanımlanmasında kültürel ortam da

belirleyicidir. Hangi duygunun tepki oluşturacağını belirleyen unsur büyük ölçüde

öğrenmedir (Aydın, 1997: 79-80). Bireyin çevresi, diğer bireylerle yaşadığı durumlar,

hafıza gibi çeşitli nedenlere bağlı olarak duygularda aynı düzeyde etkilenmekte ve

değişmektedir.

Duygular sadece hissedilen değil, bireylerin çevresiyle ilişki kurmasında etkili

olan bir araçtır. Verimli iletişim için duygunun kişi tarafından tanınması ve karşı tarafa

doğru ifade edilmesi, alıcının bu duyguyu tanıma noktasında yeterli olması gereklidir.

Duyguları baskı altında tutmak, doğru şekilde ifade edememek iletişim sorunlarının

yaşanmasına neden olacaktır (Covey, 2004: 221). Koçak (2003: 9)’a göre duygularımızı

fark etmek ve ifade etmek çok önemlidir. Duyguları bastırmak işe yaramamakta ve

duyguların daha çok şiddetlenmesine yol açmaktadır (Cooper ve Sawaf, 2000: 40).

Düzgün ifade edilemeyen duygular fiziksel ve psikolojik sorunlara yol açmaktadır. Bu

Page 16: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

5

sebeple duyguları uygun şekilde aktarmak, karşılık vermek de önemlidir. Kişilerarası

anlaşmanın yolu duyguyu tanımlama, yorumlama ve duyguları yönetme yeteneği

olduğu ortaya çıkmıştır (Lopes vd., 2003: 642).

Duygularımız hayatımızın merkezidir. Duygusal dünyamız farkında olmasak da

her adım atışımızda bizi yönlendirir. Hayattan verimlilik bekleyen insanlar akıl ve

duygu arasında seçim yapma hakkına sahip değillerdir (Senge, 1998: 187). Günümüz

görüşüne göre duygular diğer algılar kadar bilişseldir (Damasio, 1999: 11). Duygular,

sezgisel bilginin kaynağını sağlayarak yaşamsal önem arz eden yararlı bilgiler verirler.

Duygular, bilginin en değerli kaynağıdır. Duygunun farkında olmamak verilecek kararın

seçiminde yanılgılara yol açacaktır (Tuğrul, 1999: 12-30). Duygulardan akıllıca

yararlanmanın anahtarı “duygusal zeka” olarak adlandırılmaktadır (Şahinkaya, 2006:

29).

1.2. ZEKA KAVRAMI

19. yüzyıla kadar zeka araştırmalarının büyük çoğunluğu öğrenme ve düşünme

süreçleri üzerinde kurgulanmıştır. Bir başka deyişle sözlü, uzaysal ve ilişkili mantıksal

enformasyon süreci ele alınmıştır (Yaylacı, 2006: 18). Bireysel farklılıkları sistemli

olarak ilk defa inceleyen bilim adamı Francis Galton’dur. Galton zekanın kalıtım

yoluyla nesilden nesile geçtiğini savunmaktadır (Toker vd., 1968: 18).

Galton ile başlayan bu akıma en büyük katkıyı Alfred Binet yapmıştır. Binet’e

göre bireyin zekası hakkında bilgi edinmenin yolu, bireyin problemlerin çözümünü ve

yaptıklarını nesnel olarak saptamaktır. Alfred Binet’in (1904) ilk bilimsel zeka testi ile

başlayan sürece daha sonralarında, Stanford Üniversitesi’nde geliştirilen Stanford Binet

testi, Wechsler’in geliştirdiği zeka testi (1940), Jean Piaget’in yapmış oldukları

çalışmalar (1953) eklenmiştir. Harward Üniversitesi’nde Psikolog Howard Gardner’in

ve Felsefeci Nelson Goodman’ın geliştirdikleri “Çoklu Zeka” teorilerine göre her insan

ölçülebilir en az yedi çeşit zekaya sahiptir (Toktamışoğlu, 2003: 68). Bunlar:

1. Sözel ve Dilsel zeka; dil ile iletişim kurmamızı sağlamaktadır.

2. Mantıksal/Matematiksel zeka; soyut ilişkileri kullanma ve değerlendirmeyi

sağlamaktadır.

Page 17: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

6

3. Kinetik vücut zekası; vücutlarıyla ilgili karmaşık hareketleri beden ve aklın

etkin kullanımıyla yapabilmektir.

4. Müzik zekası; sesle anlam ve kavram yaratmadır.

5. Kişilerarası zeka; başkalarının duyularını ayırt etmemizi sağlayan iletişim

becerisidir.

6. Görsel zeka; imajları çeşitli şekillerde sunabilme ve görsel hafızayı

kullanmayı ve bunları aktarabilme yeteneklerini sağlamaktadır.

7. Kişisel/ Benlik zekası; kişinin kendisini bilmesi, anlaması, duyularımızı ayırt

etmeyi ve doğru zihinsel modeller oluşturmamızı sağlar.

Zeka, psikoloji alanında büyük öneme sahip olmasına rağmen, fikir birliğine

varılmış bir tanımı bile yoktur. Bunun sebebi, büyük bir olasılıkla zekanın farklı

becerilerden oluşan bir özellikte olmasıdır. Zekanın kavram olarak bir tanımını yapma

denemeleri, bu karmaşık kavramın farklı merkezi noktalarını vurgulayan türlü

tanımlamaların ortaya çıkmasını sağlamıştır. Buna göre zeka, varsayılan, zihinsel

hacim, yaratıcılık olarak anlaşılmıştır. Bu tanımlama insan kişiliğinin belirli alanlarının

açıklamasında yardımcı kavram olarak kullanılabilir (Konrad ve Hendl, 2003: 41). Zeka

bilim adamları tarafından belirli tip davranışları açıklamada kullandıkları kavramsal bir

varlık ve ya güç olarak belirtilebilir (Eripek, 2005: 82). 20. yy’ın başlarından itibaren,

zekanı genel yetenek oluştuğu görüşü, genel yetenek ile beraber özel yeteneklerden

oluştuğu görüşü ve farklı alanlardaki yeteneklerin toplamı olduğu görüşü şu ana kadar

ileri sürülen görüşlerdir (Baymur, 1978: 231-232).

Aristo’dan başlayarak 20.yy’ın ilk yarısına kadar psikologlar ve filozoflar zekayı

“genel bir güç” olarak ifade etmişlerdir. 19.yy’da psikolojinin doğuşuyla birlikte zeka

kavramı bilimsel olarak incelenmeye başlanmıştır (Köksal, 2007: 15). Zekanın

tanımıyla ilgili ilk yazılı metinler Hindistan ve Eski Yunan’da bulunmuştur. O günden

günümüze akademisyenler ve psikologlar zeka ile ilgili bir çok farklı tanım yapmışlardır

(Yüksel, 2006: 3).

Zeka “En genel olarak yepyeni bir duruma, bu yeni oluşumun öğeleri arasında

var olan ilişkileri kavrayarak kolaylıkla uyum sağlama melekesi; insan varlığının

deneyimini ve bilgisini yeni karşılaştığı somut durumlara uydurmak suretiyle sergilediği

problem çözme yeteneği, gösterge ya da sembolleri yorumlama, ilişkileri kavrama ve

Page 18: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

7

böylelikle de gözlemlenen olayların ve eşyanın mahiyetini açıklama yetisi; insan

zihninin karşı karşıya kaldığı teorik ve pratik problemleri belleğin, imgesel ve

kavramsal düşüncenin de yardımıyla tatmin edici bir biçimde çözebilme kapasitesidir.”

(Cevizci, 1999: 944). TDK zekayı “insanın düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri

algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamı, anlak, dirayet, zeyreklik,

feraset” şeklinde tanımlanmıştır (www.tdk.gov.tr). Zeka konusunda en eski tanımı

yapan Descartes’e göre doğruyu yanlıştan ayırabilmektir (Salovey ve Mayer, 1990:

186). Zekayı bilişsel yönü ağır basan yetenek olarak gören Garett (1954) zekayı

“anlamayı ve sembolleri kullanmayı gerektiren problemlerin çözümünde ihtiyaç

duyulan yetenekleri kapsar.” şeklinde tanımlar. Binet’e göre zeka, doğru akıl yürütme,

iyi hüküm verme kapasitesidir. Davis’e göre zeka, sahip olunan bilgiden yararlanarak

problemi halletme, Terman’a göre, soyut düşünebilme yeteneğidir. Thorndike’ye göre

zeka mekanik, sosyal ve soyut anlak olmak üzere 3 düşüncesel yeteneklerin karışımıdır.

Weshler’e göre zeka, bireyin amaçlarına uygun davranması, rasyonel düşünmesi ve

çevresiyle ilişki kurabilme becerilerinin toplamıdır (Wikipedia.com).

Zeka soyut bir kavram olduğundan kişinin zekasını değerlendirmek kolay

değildir. Zeka düzeyi hakkında çıkarımda bulunmak için kişinin iş yapma becerisine ve

davranışlarına bakılmaktadır ve iş yapma becerisi oranında kişinin zeki olduğu kabul

edilir (Başaran, 2000: 100). Zeka araştırmalarının üç ayrı boyutu vardır ve zeka

kavramına farklı bir çizgiden yaklaşmışlardır (Konrad, S. ve Hendl C., Çev. M, Taştan,

2003: 44-53). Bunlar;

Psikometrik boyutu: Psikometrik alanda yapılan zeka araştırmaları, zekanın

birbirleriyle bağlantılı olmayan bir dizi zihinsel kabiliyetlerden mi oluştuğu, yoksa

genel ve kapsamlı bir olgu mu olduğu konusunda yoğunlaşır. Psikometrik metot, soruna

belirli bir çözüm bulup bulmadığını, hayal gücü ya da matematiksel becerisini kullanıp

kullanmadığını tespit eder.

Bilgi İşleyişi Boyutu: Burada zeka teorilerinin merkezinde insan ruhunun yapısı

ve beyinde gelişen olaylar yer alır.

Zekanın Gelişim Psikolojisi Boyutu: Bireysel ve öğrenilen zeka becerileri

olarak da tanımlanabilen zekanın bu boyutu, bilgiye dayalı gelişim psikolojisi ile

ilgilenmektedir. Piaget bu teorisinde insandaki zihinsel gelişimin 4 aşamada geliştiğini

Page 19: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

8

iddia etmiştir. Bu dört aşama duyusal aşama (12 yaşa kadar), işlem öncesi dönemi (2-7

yaş arası), müdahaleci ve somut düşünme dönemi (7-11 yaş arası), formel düşünme (11

yaşından yetişkin döneme kadar) aşamasıdır. Bu üç bakış açısı da zekanın kıyaslaması,

gelişimi ve sistematiği hakkında bilgi vermektedir.

Son yıllarda zeka çok yönlü, kültürel ve fonksiyonel olarak da açıklanmaya

başlanmıştır. Psikologlar zekayı bilişsel, duygusal, çevreye uyma yeterliliği olarak

tanımlanmıştır. Bilişsel bakış açısına göre zeka bilişsel becerilerin problem çözmede

kullanımıdır ya da istenen sonları elde etmektir. Gelişimsel bakış açısına göre zeki

davranış, hayatta kalma yeniden üretmeyi kolaylaştıran uyumlu problem çözmedir.

Psiko-dinamik bakış açısına göre, insanlar korktuğu şeylerden kaçınmak ve istediklerini

tatmin etmek için zekalarını kullanırlar.

Tablo 1: Zekaya İlişkin Anlayışların Karşılaştırılması

Zekaya İlişkin Eski Bakış Açısı Zekaya İlişkin Yeni Bakış Açısı

1. Zeka doğuştan kazanılır, sabittir ve bu nedenle

asla değiştirilemez.

1. Bir bireyin genetiksel olarak kalıtımla birlikte

getirdiği zeka kapasitesi iyileştirilebilir,

geliştirilebilir ve değiştirilebilir.

2. Zeka niceliksel olarak ölçülebilir ve tek bir

sayıya indirgenebilir.

2. Zeka herhangi bir performansta, üründe veya

problem çözme sürecinde sergilendiğinden sayısal

olarak hesaplanamaz.

3. Zeka tekildir. 3. Zeka çoğuldur ve çeşitli yollarla sergilenebilir.

4. Zeka gerçek hayattan soyutlanarak (belli

zeka testleri ile) ölçülür.

4. Zeka gerçek hayat durumlarından veya

koşullarından soyutlanamaz.

5. Zeka, öğrencileri belli seviyelere göre

sınıflandırmak ve onların gelecekteki

başarılarını tahmin etmek için kullanılır.

5. Zeka öğrencilerin sahip oldukları gizli güçleri

veya doğal potansiyelleri anlamak ve onların

başarmak için uygulayabilecekleri farklı yolları

keşfetmek için kullanılır.

Kaynak : Saban, 2003: 4

Çoklu Zeka Kuramı zekaya ilişkin geleneksel anlayışların eksiklerini

vurgulamakta ve yeni bir bakış açısı sunmaktadır. Zekaya ilişkin eski ve yeni

anlayışların kısa karşılaştırılması Tablo 1’de gösterilmektedir.

Zeka aynı zamanda kültürel olarak da tanımlanmıştır. Zeki davranış kültürlerde

benzerdir (Mistry ve Rogoff, Akt. Titrek, 2010: 6). Zeka çevreden çevreye değişebilir.

Bir kültürde zeki olarak nitelendirilirken diğerinde böyle değerlendirilmeyebilir. Zeka

Page 20: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

9

kültürel değerlerden etkilenmekte ve farklılaşmaktadır. İnsan yaşamında zeka kişinin

yaşamını anlamlandırması, sürdürmesi, kontrol etmesi açısından önemlidir. İnsan zekası

faklı mekan ve iklim koşullarına çevresel faktörlere uyum sağlamak için

kullanılmaktadır. Zeka kişinin çevresel koşullara uyum sağlamasına yardımcı olan bir

araçtır (Tekok, 1979: 162). Zeka çevresel uyum için zihinsel yeteneklerdir. İnsanın

çevreye uyum sağlaması sürekli devam eden bir süreç olduğundan zeka; yaşam boyunca

öğrenmenin kilit noktası olarak kabul edilir.

1.3. DUYGUSAL ZEKA

Bilişsel zeka yönünden zeki oldukları kabul edilen pek çok insanın sosyal

yaşamda başarısız olmasının nedeni duygusal zeka eksikliğidir. Bireyin zekasının asıl

ölçütünün yalnızca bilişsel zeka olmadığını, hayat başarısında duygusal zekanın da

önemli bir yeri olduğu görülmüştür. Eşit bilişsel zekaya sahip iki kişiden biri sosyal

yaşamda başarı sağlarken diğerinin başarısız olması duygusal zeka alanında verimli

olmasından kaynaklanmaktadır. Bu durum insan davranışıyla ilgili bilimleri tekrar

araştırmayı ve sorgulamayı gerektirmiştir. Bu sayede zeka ve insan beyni araştırmaların

odak noktası olmuş ve yeniden değerlendirilmiştir. Tablo 2’de IQ ve EQ zekası

özellikleri verilerek karşılaştırılmıştır.

Page 21: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

10

Tablo 2: IQ ve EQ Zekası Özellikleri

IO ZEKASI EQ ZEKASI

Düşünmek tartmak Hissetmek

Bütün verileri toplamak Yeni fikirler bulmak

Tartarak karar vermek Anında karar vermek

Anlamını kavramak Yeni anlam yaratmak

Denemek kontrol etmek Verilen kararların doğruluğuna inanmak

Mantıklı karar vermek Deneme yanılma yöntemiyle karar vermek

Kelimeler ve sayılar İnsanlar ve durumlar

Beyinle Kalple

Mantık Psiko-mantık

Gerçek veriler Esnek bilgi

Analitik Bütüncül

Mantıkla yönetilen Duygusal

Ben- merkezci Çoğulcu

Kaynak: Brockert, S. ve Braun, G. 2000, Akt. Titrek, 2010: 85

Duygusal zeka kavramının temelleri sosyal zeka kavramıyla Thordike’in ortaya

attığı görülmektedir. Gardner (1983) sosyal zeka kavramını daha ileriye taşıyıp; bireyin

kişisel ve kişiler arası iletişim zekasından oluşan bir bütün olarak ifade etmiştir. Dr.

Reuven (1985), yapmış olduğu araştırmalarda insanların yaşamlarında başarı sağlayacak

faktörleri ele almıştır. Bar-On olarak adlandırılan çalışmaları ile “duygusal alan”

kavramını kullanmaya başlamıştır. Duygusal zeka kavramını 1990 yılında üreten John

Mayer ve Peter Salovey, 1997 yılında konuyu daha derinlemesine araştırmışlardır

(Yaylacı, 2006: 44-46).

1980’lerin başlarında Howard Gardner’in “Zihin Çerçeveleri” adlı kitabının

yayınlanmasından sonra zekanın birden çok türünün olduğu anlaşılmıştır. Gardner

hayatta başarı sağlamak için zeka türlerinin geniş bir alanda ele alınması gerektiğini ve

tek bir zeka türü olmadığını savunmuştur (Beceren, 2004: 9). Gardner (1983)’a göre

zeka çoğul ve çok yönlüdür. Çoklu zeka anlayışı bireylerin, kendi özleriyle ilişkilerini

temel alan kişisel zekayı ve bireylerin sosyal ilişkilerini düzenleyebilme becerisi olarak

sosyal zekayı ayrı birer zeka alanı olarak öne sürmektedir. Sonraki yıllarda pek çok

uzman Gardner’ın öne sürdüğü kişisel ve sosyal zekanın duygusal zeka başlığı altında

ele alınabileceğini belirtmiştir (Yavuz, 2009: 34-35). Gardner (1983)’ın çoklu zeka

kuramında yer alan kişisel ve kişilerarası zeka tanımları duygusal zeka modellerine bir

Page 22: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

11

nevi temel oluşturmuştur. Belirtilen kişisel zeka bireyin kendi duygularını, kişilerarası

zeka ise diğer insanların duygu ve düşüncelerini anlama kabiliyetidir (Schutte ve ark.,

1998; Akt. İşmen, 2001: 113). Görüldüğü gibi kişisel zeka benlik bilincini vurgularken

kişiler arası zeka empati yeteneğinin altını çizmektedir. Gardner kişisel zekada

duyguların etkin yönetilmesine ve bireyin hayatındaki rolüne fazla yer vermiş olsa da,

Gardner ve arkadaşları duygu hakkında bilişler üzerinde durarak duygunun zeka

üzerindeki rolüne ayrıntılı şekilde bakmamışlardır (Goleman, 1998: 57).

Reuven Bar-On (1997), Gardner’ın çalışmalarını esas almış ve duygusal zekayı

kişilik teorisi çerçevesinde tanımlamıştır. Bar-On, duygusal zekayı “bireyin çevresinden

gelen baskı ve taleplerle başarılı şekilde baş edebilmesinde bireye yardımcı olacak

kişisel, duygusal ve sosyal yeterlilik ve beceriler dizini” şekliden tanımlamıştır (Acar,

2001: 29). Tanımdan yola çıkarak Bar-On’a göre gerçek zeki insan, bilişsel ve duygusal

zekaya sahip olan kişidir.

Duygusal zeka kavramının yaratıcısı Mayer ve Salovey duygusal zekayı “sosyal

zekanın bir türü olarak, kişinin, kendisinin ve başkalarının duygularını gözleme, bunları

ayırt edebilme ve bu bilgiyi, kişinin düşünce ve hareketlerinde kullanabilme yeteneği”

olarak tanımlamışlardır (1990: 443). Salovey ve Mayer (1990), insanların günlük

yaşamlarındaki ilişkilerde gösterdikleri davranışlarla zeka arasındaki ilişkiyi açıklamaya

çalışmışlardır. Mayer ve Salovey 1997 yılında duygusal zekayı yeniden değerlendirmiş

ve duygusal zekayı “duyguların doğru algılanması, değerlendirilmesi ve ifade edilmesi,

düşünceye ulaşmada veya oluşturmada hislerden yararlanma yeteneği, duygu ve

duygusal bilgiyi anlama, duygusal ve entelektüel gelişimi sağlamada duyguları

ayarlama ve kontrol etme yeteneği” şeklinde yorumlamışlardır (Mayer ve Salovey,

1997: 35).

Mayer ve Salovey (1990)’in tanımlarıyla duygusal zeka, akademik çevrelerde

incelenmeye başlansa da psikoloji alanında yazar Daniel Goleman’in 1995 yılında

yayınladığı “Duygusal Zeka Neden IQ’dan Daha Önemlidir?” adlı kitabıyla akademik

çevrelerin dışında da yaygınlaşmıştır (Çakar ve Arbak, 2004: 34). Goleman (1995: 30)

duygusal zekayı “hissettiklerimizi bilme ve bu hisleri yönetebilme, görevleri hedefleri

yapabilmek için kendimizi motive etme, yaratıcı olmak, zayıf yönlerimizi güçlendirme,

diğerlerinin hislerinin farkına varmak, ilişkileri etkili biçimde yönetebilme” şeklinde

Page 23: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

12

tanımlanmıştır. Goleman (2000: 393) daha sonra duygusal zekayı “kendimizin ve

başkalarının hislerini tanıma, kendimizi motive etme, içimizdeki ve ilişkilerimizdeki

duyguları iyi yönetme yetisi” şeklinde tanımlamıştır. Goleman, Salovey ve Gardner’ın

kişisel zeka tanımını da kendi temel duygusal zeka tanımına katarak, bu yetenekleri beş

ana başlık altında toplamaktadır (Yücel, 2005: 61-62):

Öz bilinç

Duyguları ifade edebilme

Kendini harekete geçirmek

Başkalarının duygularını anlamak

İlişkileri yürütebilmek

Goleman (1990)’a göre bilişsel zeka ve duygusal zeka birbirine zıt değil ancak

birbirinden bağımsızdırlar (Akt. Yüksel, 2007: 74). Her insanda duygusal zeka ve

bilişsel zekanın değişik birleşimi vardır yine de insanı diğer canlılardan ayıran

özelliklerin çoğu duygusal zekadan gelmektedir. Goleman duygusal zeka tanımında

açıklanan özelliklerin psikolojik ve sosyal beceriler olduğunu ve öğrenilebilir olduğunu

ifade etmiştir (Fişek, 1996: 192). Goleman’ın yapmış olduğu çalışmalar duygusal zeka

kavramının oluşmasına ve araştırılmasına katkıda bulunmuştur (Arıcıoğlu, 2002: 27).

Hendrie Weisinger (1998) duygusal zekanın 4 yapıtaşından bahsetmiştir. Bunlar;

“Duyguları fark etme, tam ve doğru biçimde kavrayabilme ve tanıyabilme yeteneği,

bireyin kendisini veya başkasını anlamaya yardımcı olacak biçimde, gerek

duyulduğunda ve istendiğinde duygulara ulaşabilme ve üretebilme yeteneği, duyguları

ve onlardan gelen bilgiyi anlama yeteneği ve uygusal entelektüel gelişmeye itici güç

alacak duyguları düzenleme yeteneğidir’’ (Weisinger, 1998; Akt. Yaylacı, 2006: 13).

Duygusal zeka; problem çözebilme ve bu sayede daha etkili bir yaşam sürdürme

yönünde kullanabilme becerisidir. Duyguların doğru, etkin şekilde ifade edilmesi ve

yönetilmesidir. Aktif dinleme, empati yapabilme becerisi, diyalog yönetimi gibi, iş

başarısı ve performansıyla alakalıdır. Yaşam boyu devam eden ve yaşa bağlı değişim

gösteren süreçtir (Yaylacı, 2006: 49-50). Hayatta başarı sağlamamız için IQ tek başına

yetersizdir, duygularla harmanlandığında başarı elde edilebilir. Duygusal zeka IQ’ya bir

alternatif değil ancak bir katkıdır. En iyi sonuçlara ulaşabilmek için her iki zeka türüne

ihtiyaç vardır. Duygusal zeka bu noktada kendini ve başkalarını motive edebilmek için,

Page 24: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

13

sakinlik, çaba, direnç ve yetenek gibi duygusal kalitenin bir birleşimi olma noktasında

katkı sağlayacaktır (Konrad ve Hendl, 2003: 13). Duygusal zeka, duygular aracılığıyla

düşüncenin daha mantıklı olması ve bireyin duyguları hakkında daha mantıklı

düşünebilmesi, bireyin hem kendisinin hem de karşısındakinin duygularını kontrol

etme, algılama, anlamlandırma, yaşamda pozitif yönde etki ve enerji yaratacak şekilde

strateji geliştirme sürecidir. Başarı sağlamak için içsel ve kişiler arası yaşamda duygu

dünyasında manevralar yapma yeteneğidir (Yaylacı, 2006: 48-49).

Duygusal zeka duygularımızı ne zaman, nerede, hangi düzeyde, nasıl

kullanacağını bilme ve uygulama yeteneğidir. Sadece mantıkla tepki vermeyi veya her

olayda duygusal tepki vermeyi reddeder (Titrek, 2010: 75). Duygusal zeka düzeyi

yaşamın dengesini korumakta, sahip olunan yetenekler ölçüsünde performanslarını

sürdürmede ve istedikleri sonuçları çıkarmakta en az bilişsel zeka kadar önemlidir

(Yavuz, 2009: 31).

1.4. DUYGUSAL ZEKA MODELLERİ

Duygusal zekanın yetenek ve karma olmak üzere iki modeli vardır. İki model de

kişilik özelliklerinden oluşmaktadır. Duygusal zekayla ilgili modeller ya yetenek

üzerinde kurulmuş ya da yeteneklerle kişilik özelliklerinin beraber ele alınarak

değerlendirildiği modellerdir. Duygusal zeka ile ilgili görüşler incelendiğinde bu

görüşlerin iki farklı akım ve yaklaşım altında toplandığı görülmektedir (Yaylacı, 2006:

50).

1.4.1. Karma Model

Karma model zihni yetenekler ile kendini geliştirme, iyimser olma gibi

karakteristik özelliklerini de inceler. Karma model yetenek modeline ek olarak anlama

yeteneği, kişiler arası ilişkileri ve motivasyonu inceler (Güngörmüş, 2011: 6). Karma

model zihinsel yetenek ile beraber kişilik özelliklerinin, davranışların ve sosyal

yeteneklerin bileşimidir (Ulutaş, 2005: 8). Bu modelde duygusal zeka tanımlanırken,

mental yetenekler, kişilik özellikleri, bireyin becerileri, yeterlilikleri de dahil edilir

(Yaylacı, 2006: 54-55).

Page 25: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

14

1.4.2. Yetenek Modeli

Yetenek modeli; duyguları algılama, duyguları yönetme, duygulara uyum ve

duyguları anlama olmak üzere 4 bölüme ayrılır (Güngörmüş, 2011: 6). Yetenek modeli

duygusal zekayı; duygusal bilgiyi sentezleyerek işleme yeteneğini gösteren zeka olarak

tanımlamıştır. Bu modelin problemlerinden birisi de bu bakış açısını kullanan

araştırmacıların azlığıdır. Ayrıca bu bakış açısı bazen topluma fayda sağlama

misyonunu kaybetmektedir. Örneğin empati yetenek modeli içine dahil edilmeyip

karma modelin içinde yer alan bir kavramdır. Bu model kişilik özelliklerinin çoğunu

dışarıda tutarak tanımlamaya çalışan modeldir. Sadece Mayer, Salovey ve Caruso

(1999) yetenek modeli içinde duygusal zeka kavramını daha sınırlı bakış açılarıyla

geliştiren isimler olarak bilinmektedir (Yaylacı, 2006: 55).

1.4.3. Mayer ve Salovey Duygusal Zeka Modeli

Duygusal zeka kavramını ortaya çıkaran Mayer ve Salovey bu kavram hakkında

pek çok çalışma yapmış ve ölçekler geliştirmişlerdir. Mayer ve Salovey’in duygusal

zeka model diğer modellerin temelidir (Çakar ve Arbak, 2004: 37). Bu duygusal zeka

modeli yetenek modeli olarak değerlendirilirken, diğer duygusal zeka modelleri karışık

model olarak değerlendirilir. Mayer ve Salovey mutluluk gibi yeteneğe dayanmayan

faktörlere modelde yer vermemekte, yeteneğe dayanmayan faktörlerin duygusal

zekadan bağımsız olduklarını savunmakta fakat bu faktörlerin önemli olduklarını da

bildirmektedir (Çakar ve Arbak, 2004: 36). Mayer ve Salovey model çalışmalarını

Gardner’ın Çoklu Zeka kuramı ile temellendirmişlerdir (Çolakoğlu, 2010: 12). Mayer

ve Salovey tarafından geliştirilen bu modelde bireylerin yetenekleri dikkate alınmakta

ve bireylerin sadece yetenekleri ölçülmektedir (Akın, 2011: 42). Yetenek modeline göre

zeka, yaş ve deneyimle gelişir ve zihinsel yetenekler birbirleriyle ilişkilidir.

Mayer ve Salovey duygusal zekayı, bireyin kendisinin ve başkalarının

duygularını anlama, denetleme bu duyguları birbirinden ayırma, davranış ve

düşüncelerle kendisine rehber olarak kullanabilme becerisi olarak tarif etmişler ve

duygusal zekanın, sosyal zekanın bir tipi olduğunu savunmuşlardır. Mayer ve Salovey

(1990), duygusal zekayı dört boyutta ele aldıkları yetenek modeli oluşturmuşlardır. İlk

boyut “Duyguları Algılama, Değerlendirme ve İfade Etme” ikinci boyut “Duyguların

Kullanımı” üçüncü boyut “Duyguyu Anlamak ve Muhakeme Etmek” dördüncü boyut

Page 26: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

15

“Duyguyu Yönetme ve Düzenleme” dir (Titrek, 2010: 75 ). Mayer ve Salovey duygusal

zeka modeli Tablo 3’de gösterilmektedir.

Tablo 3: Mayer ve Salovey Duygusal Zeka Modeli

Mayer ve Salovey (1997) tarafından geliştirilen model, yetenek tabanlı zeka modelidir.

Tanım: Duyguları doğru olarak algılama, değerlendirme ve ifade etme yeteneği; duyguyla düşünceyi

kaynaştırmak, duyguları anlamak ve analiz etmek, duyguları kontrol etmek yetenekleridir.

Temel Boyutları:

1. Duyguları Algılama, Değerlendirme ve İfade Etme

2. Duyguların Kullanımı

3. Duyguyu Anlamak ve Muhakeme Etmek

4. Duyguyu Yönetme ve Düzenleme

Kaynak: Doğan ve Şahin, 2007: 237

a. Duyguları Algılama, Değerlendirme ve İfade Etme: Kendi duygularını ve

başkalarının duygularını anlama, ifade etme, gereksinimlerin iletimi, farklı duygusal

ifadeleri ayırt etmeyi sağlar.

b. Duyguların Kullanımı: Duygular düşünmeyi etkiler. Değişen ruh hali kişinin

algılamasını değiştirir ve farklı bakış açılarından bakmasına neden olur.

c. Duyguyu Anlamak ve Muhakeme Etmek: Duyguları nitelendirmek ve

arasındaki ilişkiyi tanımlamak, karmaşık duyguları yorumlamak, duygular arasındaki

geçişleri anlama yeteneği sağlar.

d. Duyguyu Yönetme ve Düzenleme: Beklenmeyen duygulara hazır olmak,

olumsuz duyguların etkisini azaltıp olumlu duyguların etkisini arttırarak, kendinin ve

başkalarının duygularını yönetme yeteneği sağlar (Doğan ve Şahin, 2007: 241).

Mayer ve Salovey’in 1997 yılına kadar yapmış oldukları çalışmalar karma

görüşler içinde değerlendirilirken, 1997 yılından sonra ise yetenek modeli yani

sınırlayıcı boyut içinde ele alınmıştır. Mayer Salovey (1997) duygusal zekayı

maddeleştirirken dört boyutlu model ortaya atmışladır (Akt. Titrek, 2010: 75). Bunlar;

duyguları algılama, değerlendirme ve ifade etme, duyguların kullanılması, duyguyu

anlamak ve muhakeme etmek, duyguyu yönetme ve düzenlemedir.

Mayer ve arkadaşları 1997 yılına kadar yapmış oldukları duygusal zeka

kavramına kişisel özellikleri dâhil etmişlerdir. 1997 yılından sonra yapılan çalışmalarda

Page 27: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

16

kişisel özellikleri dahil edilmeyip duygusal bilgiyi işleme ile ilgili zihinsel yetenekler

üzerinde odaklanmışlardır (Doğan vd., 2007: 243). Mayer ve arkadaşları (1990), bireyin

deneyimlerine ve bu deneyimleri etkili olarak kullanma üzerine odaklanmışlardır

(Titrek, 2010: 76).

Mayer ve arkadaşları son çalışmalarında duygusal zekayı yeniden ele alarak dört

bölümünü yeniden değerlendirmişler ve çoklu faktörlü duygusal zeka ölçeğini-MEIS

(The Multifactor Emotional Intelligence Scale) geliştirerek ve bu bölümlerin daha basit,

daha yoğun psikolojik süreçlerden oluştuğunu ifade etmişlerdir. MEIS kendi içinde

algılama, özümseme anlama ve duygu yönetimini içeren dört bölüme bölünen on iki

görevden oluşur (Mayer vd., 2000: 273). Mayer ve Salovey’in (1997) ilk dönem

çalışmalarında geliştirdikleri 12 yetenek testinden oluşan duygusal zeka ölçeği olan

MEIS (The Multifactor Emotional Intelligence Scale-Çok Yönlü Duygusal Zeka Ölçeği)

daha sonraki çalışmalarda profesyonel kullanım için revize edilmiş ve yeni versiyonu ile

MSCEIT adını taşıyan yetenek modeli ölçeği geliştirilmiştir (Edizler, 2010: 2972).

1.4.4. Daniel Goleman Duygusal Zeka Modeli

“Goleman (1998) duygusal zekanın model içinde değerlendirilmesi gerektiği

fikrini ilk önerenlerden biridir. Goleman çalışmalarında nöroloji ve psikolojinin

verilerinden büyük ölçüde yararlanmıştır. Bar-On (1995), Mayer ve Salovey (1997),

Cooper ve Sawaf (1997), Weisinger (1998)’de benzer biçime duygusal zekayı karma

model içinde değerlendiren araştırmacılardandır.” (Mayer vd. 2000: 267-268; Akt.

Yaylacı, 2006: 51). Karma model hem kişilik özelliklerinden hem de zihinsel

yeteneklerden oluşmaktadır.

Goleman (2000: 393)’ın duygusal zeka tarifi “kendimizin ve başkasının hislerini

tanıma, kendimizi motive etme, içimizdeki ve ilişkilerimizdeki duyguları iyi yönetme

yetisi” dir. Goleman duygusal zekanın (EQ) bilişsel zekadan (IQ) daha önemli olduğunu

savunmakta ve duygusal zeka yetersizliğinin hayatın her alanında olumsuz sonuçlar

doğuracağını belirtmektedir (Doğan vd., 2007: 231-252).

Goleman rasyonel ve duygusal olarak adlandırılan iki farklı bilincimiz ve

zekâmız olduğunu ileri sürmektedir. Bu iki farklı zekâ hayatta ne yapacağımıza beraber

karar verir. Goleman testi hayatta ne kadar akıllıca davrandığımıza ve başarımızın

Page 28: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

17

duygularımızın dengesi veya yönetimine bağlı olduğu üzerinde kurulmuştur

(Pamukoğlu, 2004: 70).

Goleman duygusal zeka modelini (1998), Mayer ve Salovey (1990)’in duygusal

zeka modelini esas alarak 5 başlık altında toplamaktadır (Titrek, 2010: 78).

1. Öz bilinç

2. Duyguları idare edebilmek (Kişinin kendi duygularını yönetebilmesi)

3. Empati (Başkalarının duygularını anlamak)

4. Kişinin kendini motive edebilmesi (Kendini harekete geçirmek)

5. Sosyal beceriler (İlişkileri yürütebilmek)

Daniel Goleman duygusal zeka modeli Tablo 4’de detaylı olarak

gösterilmektedir.

Tablo 4:Daniel Goleman Duygusal Zeka Modeli

Goleman (1995) tarafından geliştirilen model, karma tabanlı duygusal zeka modelidir.

Tanım: Duygusal zekâ, bireyin kendinden ve diğer insanlardan gelen duygusal işaretleri doğru

anlamlandırması ve ortaya çıkan durumu doğru bir şekilde yönetebilmesini ifade etmektedir.

Temel Boyutları: İlk üçü kişisel, son iki boyutta sosyal yeterlilikleri oluşturmaktadır.

1. Öz bilinç

Duygusal bilinç, doğru öz değerlendirme, özgüven

2. Kendine Çekidüzen Verme

Özdenetim, güvenilirlik, vicdanlılık, uyumluluk, yenilikçilik

3. Motivasyon

Başarma dürtüsü, bağlılık, inisiyatif, iyimserlik

4. Empati

Başkalarını anlamak, başkalarını geliştirme, hizmete yönelik olma, politik bilinç

5. Sosyal Beceriler

Etki İletişim, çatışma yönetimi, liderlik, değişim katalizörlüğü, bağ kurmak, imece ve işbirliği, ekip

yetenekleri

Kaynak: Goleman, 2005: 38-39

a. Özbilinç: İçinde bulunduğumuz anda neler hissettiğimizin farkında olmak ve

bu hislerimizden karar vermemize yol gösterecek şekilde faydalanmak; kendi doğal

yatkınlığımıza yönelik rasyonel bir değerlendirmeye ve sağlam temellere dayanan

özgüven hissine sahip olmak gibi özellikleri içerir.

Page 29: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

18

b. Kendine Çekidüzen Verme: Duygularımızı hayatımızı kolaylaştıracak

şekilde kullanmak; vicdanlı olmak ve hedeflere ulaşmak için çabalamak; duygusal

sıkıntıya yenik düşmeden toparlanmak gibi özellikleri içerir.

c. Motivasyon: Bireyi hedeflerine yöneltecek gelişimi için çaba harcamasına,

zor durumlar karşısında sabırlı olmasını sağlayacak tercihleri kullanması gibi özellikleri

içerir.

d. Empati: İnsanların neler hissettiğini onların açılarından bakarak

anlayabilmek, farklı insanlara uyum sağlayabilmek gibi özellikleri içerir.

e. Sosyal beceriler: İlişkilerde duyguları iyi idare etmek, doğru algılama

sayesinde etkin iletişim içinde olmak, anlaşmazlıklarda uzlaşma ve çözüm sağlamak, bu

özellikleri işbirliği ve ekip çalışması için kullanmak gibi özellikleri içerir (Doğan ve

Şahin, 2007: 241).

Goleman (1998: 35)’a göre pratik becerileri öğrenmemiz için bu unsurlar

gereklidir. Goleman duygusal yeterliklerin bilişsel unsur ve duygularla ilgili becerileri

de içerdiğini ifade etmektedir.

1.4.5. Cooper ve Sawaf Duygusal Zeka Modeli

Cooper ve Sawaf (2000: 7) duygusal zekayı “duyguların gücünü ve hızlı

algılayışını, insan enerjisi, bilgisi, ilişkileri ve etkisinin bir kaynağı olarak duyumsama,

anlama ve etkin bir biçimde kullanma yeteneğidir” şeklinde yorumlamıştır. ‘Yönetici

EQ’su adlı kitaplarında Cooper ve Sawaf yöneticiler için duygusal zekayı örgütsel yapı

içinde ele alarak değerlendirmişlerdir. Oluşturdukları 4 boyutlu zekâ modeli şöyledir:

Cooper ve Sawaf duygusal zeka modeli Tablo 5’de detaylı olarak

gösterilmektedir.

Page 30: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

19

Tablo 5: Cooper ve Sawaf Duygusal Zeka Modeli

Cooper ve Sawaf (1997) tarafından geliştirilen model, karma tabanlı duygusal zeka modelidir.

Tanım: Duygusal zekâ, duyguların gücünü ve algılayışını, insan enerjisi, bilgisi, ilişkileri ve etkisinin bir

kaynağı olarak duyumsama, anlama ve etkin bir biçimde kullanma yeteneğidir.

Temel Boyutları:

1. Duygusal Okuryazarlık

Duygusal dürüstlük, duygusal enerji, duygusal geribildirim, pratik sezgi

2. Duygusal Uygunluk

Öz varlık, güven çemberi, yapıcı hoşnutsuzluk, esneklik ve yenileme

3. Duygusal Derinlik

Özgün potansiyel ve amaç, adanmışlık, dürüstlüğü yaşamak, yetki olmadan etki.

4. Duygusal Simya

Sezgisel akış, düşünsel zaman değişimi, fırsatı sezinlemek, geleceği yaratmak.

Kaynak: Doğan ve Şahin, 2007: 237

a. Duygusal Okuryazarlık: Duyguları fark ederek onlara duyarlı olmayı,

duygulara ilişkin yararlı ve açık sözlük geliştirmeyi içerir. Duygusal dürüstlük, enerji,

geri bildirim ve pratik sezgi duygusal okuryazarlığa katkı sağlayan unsurlardır.

b. Duygusal Uygunluk: Güven, gerçeklik, dayanıklılık, yapıcı hoşnutsuzluk ve

yenilenmeyi içerir. Bu nitelikler bizim kişisel değerlerimize kişiliğimize ve hislerimize

yardımcı olur.

c. Duygusal Derinlik: Vicdanlılık, sorumluluk alma, potansiyeli belirleme,

dürüstlük, otorite, inisiyatif ve etki kullanımı gibi özellikleri içerir.

d. Duygusal Simya: Küçük fikirleri büyük fikirlere dönüştürme ve yaratıcılık

yeteneğini kişiye kazandıran kuvvetlerin toplamıdır (Yaylacı, 2006: 53- 54).

Cooper ve Sawaf’ın (1997) duygusal zeka modeli liderlik ve duygusal zeka

ilişkisi üzerinde durarak duygusal zekayı özellikle yönetim ve organizasyon bazında

irdelemişlerdir (Titrek, 2010: 78). Bu model Bar-On modeli gibi zihinsel yetenekler ve

bunların dışındaki diğer kavramları da araştırmıştır.

Page 31: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

20

1.4.6. Bar-On Duygusal Zeka Modeli

Bar-On duygusal zeka modeli, zihinsel yeteneklere ve kişilik özelliklerine yer

vermiştir. Performans ve başarı için süreç odaklı karma bir model oluşturmuştur

(Köksal, 2007: 7). Bu modelde duygular mental yani benlik bilinci gibi yeteneklerle

birlikte bağımsızlık gibi kişilik özelliklerinin içerisinde yer alır (Gürsoy, 2005: 62).

Bar-On duygusal zeka modeli sosyal becerileri ve davranışlarla birleştiren karma

modeldir. Bu modelin amacı duyguların bireylerin başarılarındaki katkısını belirlemeye

yöneliktir. Bar-On duygusal yetenekler ile bilişsel yeteneklerin birbirini desteklediğine

inanmaktadır. Gerçek zeki insan bilişsel zeka ve duygusal zekaya sahip olan birey

olarak tanımlanmaktadır (Acar, 2001: 28). Bar-On kendi çalışmasının Salovey ve

Mayer’in çalışmaları ile benzerlik ve farklılıklarına işaret etmektedir. Salovey ve Mayer

temelde spesifik duygusal yetenekler dizisi ve davranışın potansiyeli ile ilgilenirken,

Bar-On duygusal ve sosyal zeka davranışı üzerinde odaklanmaktadır (Yaylacı, 2006:

52).

Bar-On modelini duyguların bireylerin başarılarındaki yerini belirlemek

amacıyla gerçek yaşam sonuçları ile etkili performans üzerinde yoğunlaşmıştır (Acar,

2007: 35). Bu zeka modeli “neden bazı bireyler hayatta diğerlerine göre daha başarılı

olma kabiliyetine sahipler?” sorusuna cevap verir. Bar-On başarıya dair 5 ayrı işlev

belirlemiştir. Bar-On duygusal zeka modelinde duygusal zekayı, stres yönetimi, genel

ruh hali, uyum, kişisel duygusal zeka, kişiler arası duygusal zeka olmak üzere beş

bölümde incelemiştir. Bu bölümlerde kendi aralarında alt boyutlara ayrılmıştır. Kişisel

duygusal zeka, kişilerarası duygusal zeka, uyumluluk boyutu ve genel ruh hali

boyutlarıdır (Titrek, 2010: 76-77). Bar-On duygusal zeka modeli Tablo 6’da detaylı

olarak gösterilmektedir.

Page 32: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

21

Tablo 6: Bar-On Duygusal Zeka Modeli

Bar-On (1997) tarafından geliştirilen model, karma tabanlı duygusal zeka modelidir.

Tanım: Bireyin çevresinden gelen baskı ve taleplerle başarılı şekilde baş edebilmesinde bireye yardımcı

olacak, kişisel, duygusal ve sosyal yeterlilik ve beceriler dizinidir.

Temel Boyutları

1.Kişisel Beceriler

Duygusal benlik bilinci. kendine güven, kendine saygı, kendini gerçekleştirme, bağımsızlık

2.Kişilerarası Beceriler

Bireyler arası ilişkiler, sosyal sorumluluk, empati

3.Uyumluluk Boyutu

Problem çözme, gerçeklik testi, esneklik

4. Stresle Başa Çıkma Boyutu

Stres toleransı, dürtü kontrolü

5. Genel Ruh Durumu

Mutluluk, iyimserlik

Kaynak: Doğan ve Şahin, 2007: 327

a. Kişisel Beceriler: Bireyin duygularını, hislerini ve düşüncelerini anlama

yeteneğidir.

b. Kişilerarası Beceriler: Başkalarının duygu ve hislerini anlama, farkında olma

ise kuvvetli kişilerarası becerileri olan bireylerin yeteneğidir.

c. Uyumluluk: Değişen şartlarla birlikte esnek olabilme ve duyguları bu

durumlara göre kullanma yeteneğidir.

d. Stresle Başa Çıkma: Olumsuz durumlara karşı mücadele edebilme ve

duygularını kontrol altında tutma durumlarında sakin kalabilme yeteneğidir.

e. Genel Ruh Durumu: Olumlu duyguları ifade etme, hissetme ile iyimser olma

yeteneğidir (Doğan ve Şahin, 2007: 242).

Bar-On Duygusal Katsayı Envanteri’ni (EQ-I) geliştirerek yukarıdaki bu

unsurları ölçmeyi hedeflemiştir. İlk testi 1997 yılında oluşturarak, 6 ayrı ülkede 12

yıllık bir süreçte geçerlilik ve güvenilirlik ölçümlerini tamamlamıştır. Bu çalışmalar

sonucunda 2000 yılında da envanterine son şeklini vermiştir (Çakar ve Arbak, 2004:

38).

Page 33: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

22

1.5. WONG VE LAW DUYGUSAL ZEKA ÖLÇEĞİ (THE WONG AND LAW

EMOTİONAL INTELLİGENCE SCALE-WLEIS)

Wong ve Law (2002) tarafından geliştirilen “Duygusal Zeka Ölçeği” dört

boyuttan ve her boyutun 4 alt maddesi olmak üzere toplam 16 soru önermesinden

oluşmaktadır. Birinci boyut kendi duygularını değerlendirme boyutunu, ikinci boyut

başkalarının duygularının değerlendirilmesi boyutunu, üçüncü boyut duyguları

düzenleme boyutunu ve dördüncü boyut duyguları kullanma boyutu vardır

(Fettahlıoğlu, 2015: 164).

a. Kendi Duygularını Değerlendirme Boyutu (Self-Emotion Appraisal: SEA):

Bireyin yaşadığı ruh halini, içinde bulunduğu durum ve şartların nedenlerini ve sahip

olduğu duyguları anlayabilme kabiliyetini ifade etmektedir (Sudak ve Zehir, 2013: 147).

Bireysel duyguların değerlendirilmesi boyutunda öz bilinç sayesinde kendi duygularının

farkında olan birey, çevresindeki insanları daha iyi anlayacak ve kolay iletişim

kuracaktır (Deniz ve Yılmaz, 2004).

Öz bilinç bize motivasyon sağlar, ekip çalışması, liderlik gibi iş hayatı ile ilgili

becerileri geliştirir, her türlü işte performansımızı artırır, etrafımızdaki insanların

hislerini doğru algılayarak uyum sağlamamıza yardımcı olur ve hislerimizi yönetir.

Davranışlarımızda duygularımızın etkisinin farkında olmak ve bu duyguları yapıcı

şekilde kullanmak duygusal yeterlilik olarak ifade edilmektedir (Goleman, 2000: 72).

Bu ölçekte katılımcılardan, “Mutlu olup olmadığımı her zaman bilirim.” ya da

“Ne hissettiğimi gerçekten iyi bilirim.” gibi ifadeleri değerlendirmeleri istenmektedir.

b. Başkalarının Duygularının Değerlendirilmesi Boyutu (Others’ Emotion

Appraisal: OEA): Bu özellik bireylerin etraflarındaki insanların duygularını algılama ve

anlamaları ile ilgilidir.

Empati, kişinin başkalarının yerine kendisini koyabilmesi ve duygularının

farkında olabilmesi, bu duyguları anlayabilmesi ve bunlara anlam yükleyebilmesidir.

Empati sahibi kişi (Baltaş, 2006: 24–25);

-Başkalarının duygularıyla tanışık ve barışıktır,

-Duygusal ipuçlarına duyarlıdır ve iyi dinler,

-Duyarlı davranır ve başkalarının bakış açısını anlar,

-Başka insanların ihtiyaç ve duygularını anlayarak onlara yardımcı olur.

Page 34: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

23

WLEIS ölçeği kapsamında katılımcılardan, “Etrafımdaki insanların duygularını

anlama konusunda çok hassasımdır.” ya da “Arkadaşlarımın duygularını

davranışlarından her zaman anlarım.” gibi ifadeleri değerlendirmeleri istenmektedir.

c. Duyguların Düzenlenmesi Boyutu (Regulation of Emotion: ROE): Bu boyut

bireylerin kriz ortamında hızlı ve akılcı tepki göstermeleri ve duygularını

düzenleyebilmeleri ile ilgilidir. Duyguları yönetme; beyni akılcılık altında tutmak,

duyguları gözlemleyerek onlarla başa çıkmak için çaba göstermek, bilinçaltındaki

olumsuz duyguları etkisiz hale getirmek olarak tanımlanabilir (Çeşitçioğlu, 2003: 146).

Bu yetenek, kişinin içinde bulunduğu psikolojik sıkıntılardan hızlı bir şekilde

kurtulabilmeyi sağlayacak duyguların kontrol edilebilmesiyle ilgilidir. Duyguları

kontrol altında tutarak güvenilir ve tutarlı hareket etmesine uyum sağlayabilmesidir

(Girgin, 2009: 2)

Sözü edilen ölçek kapsamında bireylerden, “Çok kızdığım zaman kısa sürede

sakinleşebilirim.” ya da “Duygularımı kontrol etmesini iyi bilirim.” tarzında ifadeleri

değerlendirmeleri istenmektedir.

d. Duyguları Kullanma Boyutu (Use of Emotion: UOE): Bu özellik bireylerin

duygularını yapıcı aktiviteler ve personel geliştirme amacı ile kullanabilmeleri ile

ilgilidir. Duygular insanlara karar anında seçim yapabilmek konusunda yol

göstermektedir. Akıl ve duyguların dengesizliği hedef şaşırtma gibi olumsuz sonuçlara

yol açabilir. Ancak duygular akılla birleştiğinde harekete geçmek için gerekli olan

enerjiyi sağlayarak yol gösterici bir işlevi dönüşür (Baltaş, 2006: 10). Zor koşullar

altındaki olumlu düşünebilen bireyler motivasyonun yüksek olmasını ve olumlu

atmosferi sağlayarak, çözüme yönelik sonuçlara daha kolay ulaşabilirler. Duygular;

planlamak, hedefe ilerlemeyi sürdürmek, sorunları çözmek gibi yetenekleri güçlendirip

ve ya tam tersi, doğuştan gelen zihinsel becerileri kullanarak hayatta bireyin neler

yapabileceğini belirlemektir (Goleman, 1998: 107).

Bu duygusal zeka ölçeğinde katılımcılardan, “İç motivasyonum yüksektir.” ya da

“En iyisini yapmak için her zaman kendimi teşvik ederim.” gibi ifadeleri

değerlendirmeleri istenmektedir.

Page 35: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

24

1.6. Duygusal Zeka ile İlgili Yapılmış Çalışmalar

Bu bölümde yakın geçmişte sağlık personeline yönelik ile yapılmış olan

duygusal zeka çalışmalarına yer verilecektir. 1995 yılından itibaren bu konuya oldukça

yoğun ilgi duyulmuş ve bu ilgi günümüze kadar artarak devam etmiştir.

Duygusal zekanın ve karar verme konularının birlikte incelendiği en yakın

çalışma, Altay (2011: 137) tarafından yapılmıştır. Altay yöneticilerin duygusal zekası

ile karar verme stilleri ararsındaki ilişkiyi incelemiştir. Araştırmada yöneticilerin

duygusal zeka düzeyleri, cinsiyet, yaş, eğitim durumu, yöneticilik düzeyi, mesleki

kıdem, konu ile ilgili eğitim alıp almaması ve kitap okuyup okumaması; karar verme

stilleri ise cinsiyet, yaş, eğitim durumu, yöneticilik düzeyi ve mesleki kıdem açısından

incelenip ve yöneticilerin duygusal zeka düzeylerinin karar verme stillerine etkisi

araştırılmıştır. 53 orta ve üst düzey yöneticiler üzerinden yapılan çalışmada;

yöneticilerin genel duygusal zeka düzeyleri ve karar verme stillerinin ortalamanın

üzerinde olduğu bulunmuştur. Araştırmaya katılan yöneticilerin duygusal zeka düzeyleri

arasında, yaş, yöneticilik düzeyi, mesleki kıdem, konu hakkında eğitim alma ve kitap

okuma bakımından farklılıklar oluştuğu tespit edilmiştir. Söz konusu yöneticilerin karar

verme stillerinde farklılaşma yaratan değişkenlerin ise eğitim durumu ve yöneticilik

düzeyi değişkenleri olduğu görülmüştür. Ayrıca, araştırmaya katılan yöneticilerin

duygusal zeka düzeylerinin, karar verme stilleri üzerinde kısmen etkisi olduğu

belirlenmiştir.

Altıok ve arkadaşları (2016: 52) hemşirelerin duygusal zeka düzeylerini ve

bunları etkileyen faktörleri incelediği çalışmanın örneklemi Mersin il merkezinde

bulunan devlet hastanelerinde 250 hemşiredir. Mersin Devlet Hastanesi’nde çalışanların

kişisel beceriler, uyumluluk, stresle başa çıkma alt boyut puan ortalamaları diğer

kurumda çalışanlardan yüksek, tıp fakültesinde çalışanların genel ruh durumu ve ölçek

toplam puanı ortalamaları devlet hastanelerinde çalışanlardan daha düşüktür. Bu

çalışmada klinik ortamda çalışan hemşirelerin duygusal zeka ortalamalarının iyi

düzeyde olduğu ve hasta gereksinimlerini karşılamanın mesleki doyumu artırdığı ortaya

çıkmıştır. Klinisyen hemşirelerin duygusal zeka puan ortalamalarının yüksek olduğu,

yaş, cinsiyet, medeni durumları arasında anlamlı bir ilişki olmadığı bulunmuştur.

Duygusal zekanın yüksek olması iş performansı, kişiler arasındaki iletişim, hasta

Page 36: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

25

memnuniyeti arasında pozitif yönde, tükenmişlik, stres, işten erken ayrılmalar arasında

negatif yönde ilişki olduğu belirlenmiştir. Nitel verilere göre hemşirelerin hasta ve

aileyi anlamaya çalıştığını, empati yapmanın hasta ve ailesinin bakımını olumlu yönde

etkilediğini belirtmiştir. Bir başka sonuç ise devlet hastanesinde çalışan hemşirelerin

duygusal zekanın boyutlarından aldıkları puan ortalamaları tıp fakültesinde çalışan

hemşirelerden daha yüksek olduğudur.

Yücel ve Ilgın (2016: 640)’ın duygusal zeka ve tükenmişlik ilişkisini

inceledikleri çalışmalarında duygusal zeka ölçeği için Austin ve arkadaşlarının (2004)

duygusal zeka ölçeği ve tükenmişlik ölçeği için Maslach ve Jackson’ın (1981)

çalışmalarından yararlanılmıştır. Elde edilen verilere göre duygusal zeka ile tükenmişlik

düzeyi arasında önemli ve negatif ilişki olduğu belirlenmiştir. Ayrıca yaş değişkeninin,

duygusal zeka ile tükenmişlik düzeyi arasındaki ilişkiyi önemli ölçüde ve pozitif yönde

etkilediği tespit edilmiştir.

Arslan, Efe ve Aydın (2013: 178) tarafından yapılmış olan duygusal zeka ve

örgütsel bağlılık ilişkisinin araştırıldığı çalışmanın örneklemi Uşak ili, merkez ilçedeki

devlet hastanelerinde çalışan 253 sağlık personelidir. Araştırmanın sonuçlarına göre;

duygularını ifade edebilme boyutu ile duygusal bağlılık arasında, başkalarının

duygularının farkında olma boyutu ile çalışma süresinin uzun yıllar alması ile

yatırımların artması sonucu gelişen devamlılık bağlılığı arasında anlamlı bir ilişki

anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Sağlık çalışanlarının duygusal zekâları ile normatif

bağlılıkları arasında, duygularının farkında olma ve başkalarının duygularının farkında

olma boyutları ile duygusal bağlılık boyutu arasında; duygularının farkında olma ve

duygularını ifade edebilme boyutları ile devamlılık bağlılığı boyutu arasında anlamlı bir

ilişkiye rastlanmamıştır.

Şen ve arkadaşlarının (2013: 22) kamu hastanelerinde görev yapan başhekim ve

başhemşirelerin duygusal zeka düzeyleri ile etik muhakeme yetenekleri ve etkileyen

faktörlerin incelendiği araştırmanın evrenini, Sağlık Bakanlığı’na bağlı 55 hastanede

görev yapan başhekim ve başhemşireler oluşturmuştur. Örnekleme, 35 başhekim ile 52

başhemşire dahil edilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak tanıtım formu,

Duygusal Zeka Ölçeği ve Etik İlkeler Ölçeği olmak üzere üç form kullanılmıştır.

Çalışmada başhemşirelerin başhekim grubundan daha yüksek düzeyde duygusal zekaya

Page 37: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

26

sahip olduğu ve bu durumun istatistiksel olarak anlamlı bulunduğu, yöneticilerin

cinsiyete ve eğitim durumuna göre duygusal zeka düzeylerinin etkilendiğini, ancak her

iki grup arasında etik muhakeme açısından anlamlı fark olmadığı ve yöneticilerin

yaşının etik muhakeme yeteneğini etkilediği saptanmıştır.

Atilla (2012: 131)’nın hastanelerde duygusal zeka ve hasta memnuniyeti

ilişkinin incelendiği, 279 hastane çalışanı ve 425 yatan hasta olmak üzere toplam 704

katılımcıyla değerlendirilen araştırmanın bulgularına göre hastaların oldukça yüksek bir

düzeyde genel memnuniyet yaşadıkları söylenebilir. Kronik hastalığı olanlar ve daha

kalabalık odada kalanların daha az memnun olduğu görülmüştür. Hastaların eğitim

durumlarının genel memnuniyet konusunda anlamlı bir fark yarattığı görülmektedir.

Araştırmanın sonuçlarına göre, duyguların düzenlenmesi boyutunda sadece mesleki

tecrübe, anlamlı ama negatif bir fark yaratmıştır. Mesleki tecrübesi 10 yıl ve altında

olan çalışanlar 10 yılın üstünde olan çalışanlardan daha yüksek ortalamaya sahiptirler.

Beklenilenin aksine yaşla artması beklenen duygusal zeka düzeyinin çalışanlarda

azaldığı görülmüştür. Hastane çalışanlarının duygusal öz değerlendirmelerini ve yatan

hasta memnuniyetinin analizi sonucunda kendi duygularını değerlendirme boyutunda

hemşire memnuniyeti ile pozitif yönde, tedavi memnuniyeti ile pozitif yönde bir ve

genel memnuniyet ile pozitif yönde bir ilişkisi olduğu tespit edilmiştir. Duyguların

kullanılması boyutunda servislerden duyulan memnuniyet ile pozitif yönde bir ilişkisi

olduğu saptanmıştır. Duyguların düzenlenmesi becerisinin hemşire memnuniyeti ile

pozitif yönde ve genel memnuniyet ile pozitif yönde bir ilişkisi olduğu ortaya

konmuştur.

Akbolat ve Işık (2012: 19)’ın sağlık çalışanlarının duygusal zeka düzeylerinin

motivasyonlarına etkisinin incelendiği çalışmada veri toplama aracı olarak Davies ve

arkadaşları (1998) tarafından geliştirilen duygusal zeka ve Gagné, ve arkadaşları (2010)

tarafından geliştirilen işte motivasyon ölçekleri ile çalışanların kişisel özelliklerinden

oluşan bir anket formu kullanılmıştır. Çalışmaya 492 sağlık çalışanı katılmıştır.

Çalışmanın sonuçlarına göre duygusal zeka ile motivasyon arasında pozitif yönlü ve

istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Duygusal zeka çalışanların

motivasyonunu olumlu yönde etkilemektedir. Motivasyon ve duygusal zeka arasında

anlamlı ve olumlu bir ilişki bulunmakta ve duygusal zeka motivasyonu istatistiksel

açıdan anlamlı bir şekilde etkilemektedir. Buna karşılık, duyguların kullanılması ve

Page 38: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

27

duyguların düzenlenmesi boyutları motivasyon üzerinde olumlu bir etki göstermemiştir.

Çalışmada sağlık çalışanlarının kişisel özelliklerinin duygusal zeka seviyelerinde bir

farklılık oluşturup sonuçlarına göre sağlık çalışanlarının cinsiyet, yaş, medeni durum,

unvan ve çalışma süreleri bakımından duygusal zeka düzeylerinde istatistiksel açıdan

anlamlı farklılık bulunmamaktadır. Yaşın duygusal zekâ seviyesinin belirlenmesinde

farklılık oluşturmadığı bulunmuştur. Duygusal zekanın eğitim seviyelerine göre farklılık

gösterdiği ve eğitim seviyesi yüksek sağlık çalışanlarının duygusal zekâ düzeylerinin

daha yüksek olduğu bulunmuştur. Ayrıca, unvanlardan elde edilen sonuçlar da bu

sonuçla uyumludur.

Karakaş ve Küçükoğlu (2011: 12)’nun eğitim hastanesinde çalışan hemşirelerin

duygusal zeka düzeylerinin incelendiği araştırmada veriler, araştırmacılar tarafından

literatür ışığında geliştirilen bilgi formu ve Hall (1999) tarafından geliştirilen “Duygusal

Zeka Değerlendirme Ölçeği” ile elde edilmiştir. Araştırmanın evren ve örneklemini bir

eğitim hastanesinde çalışan toplam 209 hemşire oluşturmuştur. 114 hemşireye

ulaşılmıştır. Çalışma sonucunda, hemşirelerin duygularını kontrol etme ve sosyal

beceriler boyutlarından çok düşük düzeyde puan aldığı ve bu boyutların geliştirilmeye

ihtiyacı olduğu belirlenmiştir. Hemşirelerin duygusal zeka düzeylerini; yaş, cinsiyet,

maddi durum gibi sosyo demografik özelliklerin yanında alınan iletişim becerileri

eğitimlerinin etkilediği saptanmıştır.

Köksal (2003: 83)’ın ergenlerde duygusal zeka ve karar verme stratejileri

arasındaki ilişkinin incelendiği araştırmada örneklem grubu, 204’ü kız, 180’i erkek

olmak üzere toplam 384 ergenden oluşmaktadır. Örneklem grubunu oluşturan 134 lise

1, 124 lise 2 ve 130 lise 3 öğrencisinin duygusal zekalarını saptamak amacıyla EQ-NED

(Emotional Quotient/Duygusal Zeka Bölümü-NED), karar verme stratejilerini saptamak

amacıyla Karar Stratejileri ölçeğini uygulamıştır. Araştırma sonucunda, duygusal

zekanın kız öğrencilerde, erkek öğrencilere oranla daha yüksek olduğu, duygusal zeka

ile mantıklı karar verme arasında anlamlı bir ilişki olduğu ve bağımlı karar verme ile

arasında bir ilişki olmadığı bulunmuştur.

Page 39: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

28

İKİNCİ BÖLÜM

KARAR VERME DAVRANIŞI ve KARAR VERME STİLLERİ

Karar verme ile ilgili tanımların çalışmamızın amacına uygun kullanımlarını

sağlamak için, öncelikle konu ile ilgili kavram, terim, tanım ve içeriklerinin

açıklanmasına yer verilmesi, bu sayede yanlış değerlendirmelerin önüne geçilerek

bilimsel verilere uygun tanım ve içeriklerin ortaya konması sağlanması uygun olacaktır.

2.1. KARAR VERME

Karar insan yaşamının her anında kendisini gösterir. Karar verme bazen yargıya

dayanan, bazen mantıksal düşünme sürecine dayanmayan otomatik nitelikli

(alışkanlıklar vb.) eylemler şeklinde ortaya çıkar (Karakaya, 1998: 22). İnsan düşünce,

irade ve akılın bir bütünüdür. Önceden belirlenmiş amaçlara için bu bütünden

yararlanır. İçinde bulunduğu durumlara göre bilinçli ya da bilinçsiz bir karar verme

işlemi gerçekleştirir. Bir süreç olarak karar verme, insanın en önemli yaşam

becerilerinden birisidir (Kaşık, 2009: 7). Bireyin kararları bazen olumlu sonuçlara yol

açarken bazen bireyi ve çevresini tehdit edici olabilir. Bu bakımdan karar verme,

mevcut seçenekler içerisinden en uygun olanının seçilmesi olarak tanımlanır (Sinangil,

1993: 171). Çakır (2004: 3)’a göre bireyin vermiş olduğu kararın sonucuna ve karar

sonrası yaşanması olası olan duygulara göre bireyin kendisiyle barışık olması paraleldir.

İnsan yaşamın hemen her aşamasında karar verme sürecini yaşamaktadır. Karar vermeyi

gerektiren sorun, karardan dönme olasılığı olduğunda ya da önemsiz görüldüğünde

yaşanan gerilim de az olacağı için bu gibi durumlarda kişi belirli bir davranışa yöneldiği

zaman bir karar vermiş olduğunun farkında olmayabilir (Kuzgun ve Bacanlı, 2005: 9).

Bynres (1998)’a göre hayatta başarılı olmanın anahtarı, iyi sonuçlar doğuracak

seçeneklerle kötü sonuçlar doğuracak seçenekler arasındaki farkı ayırt edebilmektir.

Bynres bu yeteneğin karar verme yeterliliğinin temelinde yer aldığını, dolayısıyla karar

verme yeterliliği ile kişisel başarı arasında yakın bir ilişki olduğunu savunmuştur (Akt.

Deniz, 2004: 23).

Erdamar (1981: 45) kararı bir amaca ulaşabilmek için seçenekler içerisinden

koşullara göre en uygun görünen eylemler arasından seçim yapmak olarak

tanımlamıştır. Yılmaz (1995: 99)’a göre karar, bir amaç için mevcut sayıda alternatif

Page 40: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

29

arasında bilinçli olarak yapılan bir seçimdir. Sözlük anlamı ile karar; şüphelerin,

tartışmaların bittiği, seçilen yolun uygulanmaya başlandığı mantıksal sürecin sonucudur

(Sağır, 2006: 8). Bir yönetim bilimi kavramı olarak karar, seçimi ifade eder. Karar

verme bir bireyin, seçenekler arasından birini seçmesidir (Can, 1994: 223). Seçenekler

olmadan karardan söz etmek mümkün değildir. Karar verirken daima birden fazla

seçenek vardır; çünkü karar vermemek de bir seçenektir. Böylece “seçme, tercih etme,

tavır koyma, benimseme” ile “karar verme” yakından ilişkilidir (Koçel, 2001: 48). Karar

verme işlevinin ortak özellikleri aşağıdaki gibi sıralanabilir (Yaralıoğlu, 2010: 3);

-Karar verme geleceğe yöneliktir. Bu nedenle karar verme işlevi ne kadar doğru

planlanırsa planlansın risk taşır.

-Karar verme karar vericiye sorumluluk yükler. Karar verme işlevi maliyet

unsurudur. Karar verme, verilen kararların niteliklerine göre farklılık göstermekle

birlikte kullanılan kaynaklar organizasyon için maliyet yaratır.

-Karar verme işlevi bir süreçtir. Karar verme işlevi özellikle organizasyonlar ve

karar vericiler açısından zamanın bir anı değildir.

Bireysel kararlar ve örgütsel kararlar birbirinden ayrı kavramlardır. Birey

toplumsal değerlerine, yaşadığı olaylara, bulunduğu koşullara göre karar verir ve bunlar

psikolojik süreçlerdir. Birey karar verir ve sonuçlarına kendisi katlanır. Örgütsel karar

ise toplumsal bir süreçtir. Bu sürecin başlıca özellikleri şunlardır (Onaran, 1975: 79-80);

-Örgütte verilen kararlar tek bir kişiye mal edilmez. Örgüt kararları grup

kararlarıdır. Bu kararlarda çeşitli uzmanlar kendi dallarına ve becerilerine göre katkı

sağlar.

-Örgütlerde karar verenler bu kararları örgüt adına vermektedir. Bazı durumlarda

kararları tek bir kişi verse bile, içinde bulunulan toplumsal rolü ve amaçları

çerçevesinde kararını verir.

-Örgüt üyelerinin önlerine çıkan sorunlara ilişkin değerleri, çıkarları, görüşleri

vardır. Bu nedenle verilecek kararı etkilemek isterler. İşte bu nitelikleri dolayısıyla

örgütlerde karar vermenin toplumsal bir özü olduğu söylenebilir.

Sosyal, ekonomik, politik sürekli ve hızla gelişen günümüzde, insanların

düşünme biçimleri de etkilenmektedir. Bu değişim kendisini işletmelerde de gösterir ve

strateji, yapı ve süreç yönünden etkiler. Bu açıdan işletmeler amaçlarına ulaşmada

Page 41: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

30

birçok farklı sorunla karşılaşırlar. Yöneticinin içinde bulunduğu değişim hızı ve niteliği,

önceden belirlenmiş amaçları gerçekleştirme zorunluluğu, karar verme sorununun

ortaya çıkmasına neden olur (Mert, 1997: 2). İşletmelerin amaçları doğrultusunda

hareket eden yöneticilerin temel görevi karar vermektir. Verilen her karar işletmenin

diğer kararlarıyla uyum içinde olmalıdır (Atıgan, 2011: 101). Bu açıdan karar verme

hem yönetsel hem de örgütsel bir süreçtir. Yönetsel süreç olması, yöneticinin temel

sorumluluğu olması, örgütsel süreç olması ise karar vermenin bireysel yöneticilik

anlayışını aşan ekip, grup ürünü bir süreç olmasındandır. Karar verme, ister planlama

ister uygulama niteliğinde olsun bütün yönetim faaliyetlerinin temel unsuru olarak

kabul edilmektedir (Mucuk, 2003: 174).

Karar verme, uzmanlık ve deneyim gerektiren bir tasarım sürecidir. Karar verme

o ana, bireylerin yeteneğine, amacına, zamanına, uzmanlığına göre verilir (Kıranlı ve

Ilgan, 2007: 151). Geleneksel yönetim anlayışında yöneticiler kararlarını daha çok sezgi

ve deneyimlerine göre verirler. Günümüz yönetim anlayışında ise bilimsel yöntemler

kullanılarak kararlar verilmektedir (Atıgan, 2011: 101). Yönetim sorumluluğu altındaki

bireyler, şirket çalışanlarını gözeten, şirketin parasını kontrol eden, kararın sonuçlarını

gözeten ve amaca zamanında varmak gibi milyonlarca karar verme durumundadırlar

(Emhan, 2007: 212). İyi bir kararda aranan nitelikler şöyle sıralanabilir (Özcan, 1999:

27);

-İyi bir karar, amaca ulaştıran karardır.

-Karar etkili olmalıdır yani sorun çözücü, problemleri ortadan kaldırıcı varılmak

istenen şeyleri sağlayıcı olmalıdır.

-İyi bir karar fırsatlar kaçırılmadan, araştırma yapılarak zamanında alınmalıdır.

Çünkü çağımız hız çağıdır, elini çabuk tutan ve çabuk harekete geçen, fırsatları daha

önce değerlendirebilmektedir.

-İyi bir karar, en az harcama ile en iyi sonucu verecek biçimde meydana

getirilmelidir.

-İyi karar, rasyoneldir.

Her kararın bir sonucu olmasından dolayı karar verenler olumsuz sonuçlarla

karşılaşmamak yönetimde matematiğin belli konularında faydalanmakta ve böylece

olumsuz sonuçlarla karşılaşma riskini azaltmaktadır. Oluşabilecek olumsuz durumları

Page 42: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

31

düzeltmek maliyetli sonuçlara neden olabileceği için sürekli uzun ve kısa dönemli

değerlendirmeler yapılmalıdır. Karar vericiler yeterli miktarda doğru bilgi toplamalı ve

bilimsel yöntemlerle değerlendirmelidir (Bağırkan, 1983: 3).

2.2. KARAR VERME SÜRECİ VE ÖZELLİKLERİ

Örgütsel çabanın olduğu ortamlarda yapılacak işleri belirlemek, karar verme ile

mümkün olur. İşletme amacı doğrultusunda gerçekleştirilen işler, öncelikle zihinsel

süreçlerden geçer daha sonra belli aşamalardan geçerek seçim yapılır ve eyleme geçilir.

Bu işleyiş süreci yönetimin kendisidir (Kaya, 1991: 94). Birçok insanın bir araya

geldikleri organizasyonlarda çeşitli sorunlarla karşılaşılmaktadır. Organizasyonun

amaçları doğrultusunda sorunu çözen kişiler karar verici olarak adlandırılır. Bu kişiler

verilen kararlar niteliğinde organizasyonun devamını sağlarlar. Çünkü verilen kararların

ya geri dönüşü yoktur ya da kuruluş için yüksek maliyet unsuru oluşturur (Yaralıoğlu,

2010: 2). Örgütlerin başarılı olmaları amaçlarını gerçekleştirebilmelerine bağlıdır.

Yönetimin akılcı ve bilimsel kararları örgütleri ileriye götürür. Yönetim büyük ölçüde

karar verme işidir. Yöneticiler planlama, örgütleme, yöneltme, denetim, personel, finans

ve eşgüdüm gibi yönetim süreçlerini harekete geçirirken, sürekli olarak karar verme

durumunda kalırlar (Yılmaz ve Talas, 2010: 198).

Karar verme süreci, problemin ortaya çıkışından, nihai bir kararın verilmesine

kadar geçen süreyi ifade eder. Karar verme bir sürecin sonucudur. Karşılaşılan

problemleri ortadan kaldırmak için karar verme amacı ile yapılan çeşitli eylemler karar

verme sürecini oluşturur. Genel kabul görmüş karar verme süreci yoktur. Kararın

türüne, yönetim tarzına, işin yapısına ve çevre koşullarına göre değişik süreç tanımları

görülebilmektedir (Akaytay, 2004: 6). Karar verme sürecinde eylemin başarılı olması,

sürecin düzgün işleyebilmesi için birtakım safhaları gerçekleştirmek gereklidir bu da

verilecek kararın doğruluğunu artıracaktır (Çavuş, 2008: 4).

Karar süreci Simon’a göre karar verme fırsatını bulmak, olanaklı davranış

biçimlerini saptamak ve davranış biçimleri arasından seçim yapmak olarak üç aşamadan

oluşur. Morton, Simon’un geliştirdiği karar sürecinin her aşamasına üç alt aşama

ekleyerek karar sürecine yeni boyutlar kazandırmıştır. Bunlar; verilerin toplanması,

toplanan verilerin manipülasyonu, bir sonraki aşama için seçimidir. Sarr, karar sürecini;

bilgi toplama, seçim ve uygulama olarak üç temel aşamada toplamıştır. Bross, karar

Page 43: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

32

sürecini geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek arasında işleyen bir mekanizma şeklinde

düşünmüştür. Murdick-Ross ise karar sürecini; çevresel ve davranışsal etkenlerle

beraber bilgi etkeninin biçimlendiğini belirtmişler ve karar sürecini bu üç etkenin

fonksiyonu olarak tanımlamışlardır (Akt. Demir vd., 1985: 87-94). W. Gore (1956: 281-

291) karar verme sürecini dört aşamaya ayırmaktadır. Bu aşamalar; algılama, yorum,

kuvvet kazanmak, kesin kararın verilmesidir. Mintzberg ve arkadaşlarına (1976: 252)

göre karar verme süreci üç safhada toplanabilir. Bunlar; tanıma safhası, gelişme safhası,

seçim safhasıdır. Justin G. Longenecker (1964: 128)’e göre karar verme süreci

problemin tanımlanması, alternatiflerin araştırılması, alternatiflerin değerlendirilmesi,

alternatiflerin seçimi aşamalarından oluşur (Akt. Baştuğ, 2006: 48). Archer (1980:

55)’in karar verme süreci; karar sorununu, nesneleri belirlemek, alternatif çözümler

oluşturmak ve bu çözümleri değerlendirmek, en iyi alternatifi seçmek ve uygulamaktır.

Dinçer ve Fidan (1996: 387)’ın karar ve mekanizmaları ise; hangi durumda karar

verileceğinin belirlenmesi, gerekli tüm verilerin toplanması, mevcut bilgilerin

çözümlenmesi, alternatif çözümlerin oluşturulması ve kıyaslamasının yapılması,

alternatiflerden en iyisinin seçilip uygulanmasıdır.

Carney ve Wells’e göre karar verme süreci birbirleriyle ilişkili bir halkadır ve

yedi süreçten meydana gelir. Bunlardan ilk halka farkında olmadır. Rahatsızlık duygusu

karar vermeye hazır olma duygusudur. İkincisi halka kendini değerlendirme boyutudur.

Kişi karar verirken kendini tanıması, ilgileri, değerleri, becerileri, istekleriyle ilgilidir.

Üçüncü halka araştırmadır. Bu noktada karar süreci konuyla ilgili bilgiyi gerektirir.

Dördüncü halka bütünleştirmedir. Burada kişisel kriterler ve mesleki kriterler arasında

uygunluk değerlendirilir. Beşinci halka sorumluluk alabilmedir. Altıncı halka uygulama

kısmıdır. Yedinci ve son halka ise yeniden değerlendirmedir. Kararları yeniden

değerlendirmek düzeltmeler yapma açısından gereklidir (Akt. Dülger, 2008: 38-39).

Koçel (2003: 82)’e göre karar verme süreci ise amaç belirleme, sorun tanımlama, amaç

ve sorunları irdeleme, öncelikleri belirleme, çözüm alternatiflerinin ve seçeneklerinin

belirlenmesi, geliştirilen alternatif ve seçeneklerin belirlenmesi ve seçim kriterini

belirleme ve seçimdir.

Eren (2001: 172) karar verme sürecinin özelliklerini şu şekilde ifade etmektedir;

Page 44: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

33

-Karar vermek; bilgi toplama, neyi aradığını ve bundan nasıl yararlanacağını

bilme ve bilgileri yararlı hale gelecek biçimde işlemeyi gerektiren teknik bir konudur.

-Karar verme aşamasında bilgi toplama, işleme, alternatiflerden ve yararlarından

vazgeçmenin bedeli büyüktür. Bu süreçte uzmanlara ihtiyaç vardır.

-Karar verirken rasyonel olmak gereklidir. Rasyonel davranılıp davranılmadığı

ancak uygulama sonuçlarının elde edilmesi ile anlaşılır. Amaçlara en az harcama ve

fedakarlıkla ulaşmak ön plandadır.

-Karar vermede geleceğe ilişkin tahmin ve bilimsel araştırmaların rolü büyüktür.

Karar verme, bugünden, gelecekte ne yapılması gerektiğini ortaya koymadır.

-Kararların verilmesi ve uygulanmasında koşullara en uygun olan zaman aralığı,

ne zaman harekete geçileceği, verilerin toplanması ve verilerin işlenmesinin ne kadar bir

süreye mal olacağı önemlidir. Bunlar karar vermenin de kendi içinde bir planlama

faaliyeti olduğunu göstermektedir.

Karar verme sürecini sınırlayan etkenler ise; amaçların açıkça tanımlanmaması,

sorunun anlaşılmaması, bilgi ve seçeneklerin yetersizliği, seçeneklerin taraflı

değerlendirilmesi, örnek izleme alışkanlığı, zamanın az olması, duygusallık, örgütün

yapısı ve çevresi, sorumluluğu belirleyememe, bireyler ve gruplar, yetkinin patolojileri

(gizlilik, güvensizlik, çatışma, korku vb.) olarak sıralanabilir (Yozgat, 1994: 32).

Buraya kadar yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, karar verme

konusunda ortak görüş birliğine varılan bir nokta yoktur. Karar verme bir süreç

olduğuna göre genel anlamda aşamalarını aşağıdaki gibi açıklanabilir.

a. Sorunun Tanımlanması: Karar verme sürecinin başarısı öncelikle sorunun

tanımlanmasına ve anlaşılmasına bağlıdır. Bu aşamada karar verici sorunun nedenlerini

objektif olarak ortaya koymalı, sorunun devam etmesi halinde organizasyon için hangi

faaliyetlerin ve karar vericilerin etkileneceğini belirlemeli ve sorunun boyutlarının

sınırını çizmeye çalışmalıdır. Bu aynı zamanda organizasyonun nihai amaçlarının nasıl

etkileneceğinin ve organizasyon içi iletişim sisteminin nasıl tıkanacağının

anlaşılabilmesi için bir gereklilik olarak da görülebilir (Yaralıoğlu, 2010: 3-4). Karar

verici, mevcut durumla ilgili bir soruna dair ipuçları ile karşılaştığında bunun için bir

karara ihtiyaç duyulduğunun farkına varır. Sorunun varlığının farkına varılmasıyla karar

Page 45: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

34

verici sorunu tanımlar (Başar, 1998: 45). Problemi detaylı bir şekilde tanımlayabilmek,

problemin sınırını, nedenlerini, çözebilme zamanını ortaya koyup incelemeyi gerektirir.

Bir problemin sınırı, bazen örgütü aşarak çevredeki sistemlere ulaşabilir. Karar vericinin

asıl ustalığı problemin gerçek nedenlerini bulabilmek ve engellemeye çalışmaktır

(Dağlı, 2004: 47).

Bu sürecin sağlıklı olarak işlemesinde problemin doğru olarak teşhis edilmesi

önemlidir. Yöneticinin, problemin ne olduğunu belirleyip ortaya çıkardıktan sonra onu,

tüm ayrıntıları ile kesin, açık ve doğru olarak açıklaması, daha sonra vereceği karar için

bu doğrultuda doğru tanıyı ortaya koyması gereklidir. Bu aşamada yapılacak hatalar,

tüm karar verme sürecini yanlış bir yola sürükleyebilir. Amaçların ve algılanan

problemin belirlenmesi ile karar verme sürecinin birinci aşaması tamamlanır. Karar

verme durumunda olanlar gerektiğinde uzmanlardan yararlanmaktan çekinmemelidir.

Uzmanlara başvurma konusunda yapılan ihmalci davranış, hem kararı veren yöneticiyi

hem de tüm örgütü zarara sokabilir (Tosun, 1992: 330).

Drucker (1969: 53), problemin belirlenmesinde izlenmesi gerekli olan aşamaları

şöyle açıklamıştır: Ele alınan problemin tipi, kritik faktörün ne olduğu, ne zaman

çözümlenmesi gerektiği, çözüm işleminin nedeni, çözüm maliyetinin ne olacağıdır.

Problemlerin belirlenmesi için boyutların saptanması gereklidir. Problemin

boyutları üç etkenin incelenmesi sonucunda belirlenir. Zaman faktörü; karar vericiye

problemin belirlenmesi ve çözümü için gerekli olan zamanın ne olduğunu gösterir.

Kazanç faktörü; işletmenin amacına ulaşmasında problemin ne ölçüde etkin olacağını,

kısaca problemin önemini açıklar. İşletme örgütünün olanaklarına ilişkin faktör;

problemin çözümü için gerekli olan verilerin toplanması işletmenin örgüt içinden ya da

dışından sağlanacağını araştırır. Böylece, problemin boyutları; karar vericiye, problemin

belirlenmesi ve çözümü için harcanacak zaman, çözümden sağlanacak kazançlılık ve ne

ölçüde örgüt olanaklarından yararlanacağı konularında açıklık kazandırır (Bircan vd.

1985: 97-98).

b. Soruna İlişkin Bilginin Toplanması: Karar verici için gerekli bilgiye

ulaşmak zor ve vazgeçilmez bir gerekliliktir. Çünkü gereksiz bilgi sorunu daha da

karmaşıklaştırmaktan, yeni sorunların ortaya çıkarmaktan başka bir işe yaramayacaktır.

Page 46: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

35

Bu nedenle önce sorunun nitelikleri ve çeşitli yönleri araştırılmalı, gerekli bilgi

toplanmalıdır (Yaralıoğlu, 2010: 4).

Karar vereceği problemle ilgili gerekli ve yeterli bilgiye sahip olması gereken

yönetici için birçok bilgi kaynağı olabilir. Geçmiş dönemlerde verilmiş kararlar ve

sonuçları, örgütteki diğer bireyler ve yöneticiler, uzmanlar ve çevre, yönetici için göz

ardı edilemeyecek bilgi kaynaklarıdır (Üstüner, 1993: 26). Karar verme, bilgiyi işleme

sürecidir. Karar verici kendisine gelen bilgileri inceleyecek, analiz edecek,

değerlendirecek ve bunun sonucunda problemi belirleyecektir. Ancak bu safhanın

işleyebilmesi için gerekli bilgilerin yöneticiye ulaşması gerekmektedir (Koçel, 1998:

54).

Karar vericinin, verilerin toplanması ve işlenmesinde dikkat etmesi gereken

noktalar şunlardır; toplanması gerekli olan verilerin neler olduğu, verilerin karar

probleminin çözümünde yeterli olacak ölçüde sınırlandırılması yani aşırı veya eksik

olmaması, işletme içinden ve dışından sağlanacak verilerin neler olduğu, bilgi edinme

zamanlamasının yerinde yapılması, bilgi edinme sürecinin saptanması ve bilgi edinme

maliyetinin üst sınırının belirlenmesidir (Bircan, 1976: 27).

c. Bilgilerin Sınıflanması, Çözümlenmesi ve Yorumu: Bilgilerin sınıflanması

ve çözümlenmesi mutlaka bilimsel bir temele dayandırılmalıdır. Bu süreçte önemli olan

hangi yöntemin kullanılacağıdır. Karar verme sürecinde sınıflandırılmış bilgi, ne zaman

ve nasıl kullanılacağına ilişkin sorunlarına da yardımcı olacaktır. Böylece şekilde

gereksiz tekrarlar da önlenebilecek ve zamandan tasarruf edilecektir. Toplanan bilgi

genelde saf bilgidir ya da başka bir karar verici tarafından kendi karar ortamı için

geliştirilmiştir. Bu nedenle bilgi karar vericinin kendi sorununa uygun olarak yeniden

değerlendirilmelidir (Yaralıoğlu, 2010: 4).

d. Seçeneklerin Ortaya Konması: Çözüm alternatifleri bu aşamada geliştirilir.

Geliştirilen alternatifler, aralarından seçim yapılabilecek yolları göstermektedir.

Sunulan her uygulanabilir alternatif potansiyel bir çözümdür. Ne kadar iyi seçenekler

geliştirilirse çözüm o kadar iyi olacaktır (Koçel, 2003: 96).

Geliştirilen çözüm alternatiflerinin, bir önceki safhalarda belirlenen amaç ve

tanımlanan sorunlar doğrultusunda olması gerekmektedir. Bu safha yaratıcılığın ortaya

Page 47: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

36

çıktığı, olayların değişik açılardan ele alındığı ve yöneticilerin karar verme ve sorun

çözmedeki yetenek farklılıklarının ortaya çıktığı safhadır (Koçel, 1998: 50).

Çözüm alternatifleri aranırken, yöneticinin bilgi ve beceri yetersizliği, toplanan

bilgilerin düzenlenememesi ya da farklı algılanması, sorunlara duygusal, hayali ya da

kalıplaşmış yaklaşımlarla çözüm aranması gibi engelleyici etmenlerle karşılaşılabilir.

Bunun yanında, kişilerin ilgi ve alışkanlıkları, tutum, inanç ve değerleri, alternatiflerin

belirlenmesinde etkili olmaktadır (Genç, 1991: 5). Alternatiflerin değerlendirilmesinden

önce, değerlendirebilecek kadar alternatifin bulunabilmesi önemli olmakla birlikte

yöneticilerin yaratıcılığına, ileri görüşüne, sezgisine ve zekâsına bağlı olmaktadır.

e. Uygun Seçeneğin Belirlenmesi: Bu safhada, geliştirilen çözüm

alternatiflerinin birbirleriyle değişik açılardan karşılaştırılması yapılır. Bu açılar, teknik

açıdan uygulanabilirliği, maliyeti, toplumun beklentileri, kişi ve grupların beklentilerine

uygunluk, alternatiflerin seçilmesi durumunda muhtemel sonuçlar, alternatifin

seçilmesiyle başarıya ulaşma olasılığının derecesidir. Her alternatif, her örgütün kendi

yapısına göre belirlediği faktörlere göre değerlendirilir ve sıralanır. Sıralamanın amacı,

alternatifler arasında başarı getirisi en fazla olabilecek seçenekleri ön plana çıkararak

karar vericiye bu seçenekler arasından en uygununu tercih etmesini sağlamaktır (Koçel,

1998: 53-53). En uygundan maksat, en etkin ve en ucuz olanı seçmektir (Tosun, 1992:

330). Seçeneklerin her biri kendi koşullarında değerlendirilmelidir. Seçeneklerden biri

maliyet açısından avantajlıyken bir başka seçenek zaman açısından daha avantajlı

olabilir. Bu nedenle karar verici çok yönlü düşünmeli ve bütün faktörleri aynı anda

değerlendirmelidir. Seçenekler içinden, en az maliyetli, en kolay, en güvenilir ve en kısa

zamanda sonuç verecek olanı seçilmelidir (Yaralıoğlu, 2010: 5).

İçinde bulunulan koşullarda en uygun alternatifin seçilmesinde, risk derecesi,

ekonomik olması, zamanlama ve kullanılacak kaynakların sınırlılığı olmak üzere dört

ölçek mevcuttur. Karar vericiler kayıpları da hesaplamak zorundadırlar. Böylece seçilen

alternatifin risk değerlendirilmesi de yapılmalıdır. Seçilen alternatif için mümkün olan

en az çaba ve emekle sonuca varılması ekonomik olmasıyla ilgilidir. Zamanlama ölçeği

ise verilecek kararın zaman sınırına bağlı olarak değişen ölçektir. Son olarak

organizasyon en önemli kaynak insandır ve verilecek karar en az insanla yerine

getirilmelidir (Emhan, 2007: 217).

Page 48: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

37

f. Seçeneği Karar Haline Getirmek ve Uygulamak: Alternatif seçeneklerden

çözüm yolu için en uygun olan belirlendikten sonra, seçenek karar haline getirilmelidir.

Burada uygulamanın ne zaman, kimler tarafından, nasıl bir iş bölümüyle ve hangi

zaman diliminde hayata geçirileceği belirlenir. Bu belirlemeler yapıldıktan sonra karar

uygulanmaya konur. Bu safhada uygulama öncesi sorumluluk alanlarının belirlenmesi

önem taşımaktadır. Eğer bu belirlemeler doğru yapılmazsa uygulamada tekrarlar,

hatalar, yanlış ya da eksik anlamalar ortaya çıkabilecektir (Yaralıoğlu, 2010: 5).

Karar, bir irade açıklaması olduğuna göre; bu aşama, en kritik evre olması

nedeniyle azim, irade, sorumluluk gibi nitelikleri de gerektirmektedir. Önceki evrelerde

daha çok bilgi, düşünce, yargılama, araştırma, değerlendirebilme gibi düşünsel nitelik

ve yeteneklere gereksinim olsa da, bu evrede sezgi, ileriyi görebilme, teşebbüs ve

cesaret gibi moral nitelikler de önem kazanabilmektedir (Tosun, 1992: 331).

g. Değerlendirme: Uygulamanın başarılı, tarafsız ve sağlam olmasını sağlamak

değerlendirme yapmanın amacıdır. Uygulamada, geleceğe ilişkin belirsizliğin olması

karar alanlarında doğal olarak bazı sapmaların ortaya çıkmasına neden olacaktır.

Sapmaları zamanında saptamak ve gerekli önlemleri almak kararın başarı şansını da

artıracak ve ona bir sonraki karar süreci için önemli bir bilgi birikimi ve deneyimi

sağlayacaktır. Değerlendirme ne derece güvenilir, geçerli ve yeterli yapılabilmişse

uygulamanın geliştirilmesi de, o derece başarılı olacaktır (Yaralıoğlu, 2010: 5).

Eylemi etkileyen her yargı karar niteliğindedir. Bu nedenle bir örgütte alınan

çözüm alternatiflerinin sürekli değerlendirilmesi, en uygun alternatifin seçilmesi

örgütün yaşaması için önemlidir. Karar verici biyolojik, psikolojik ve sosyolojik

etkenleri de değerlendirerek karar vermelidir (Chuva, 2004: 12).

Uygulamaya geçirilen kararların beklenen sonuçları ve elde edilen sonuçları

karşılaştırılarak kararın başarısı belirlenmelidir. Beklenen sonuçlar ve elde edilen

sonuçlar arasında anlamlı farklar olursa daha önce alınmış hatalı kararı değiştirmek

veya düzeltmek gereklidir (Başar, 1998: 47). Sonuçların düzenli olarak takip edilmesi,

yönetimin görevlerindendir. Burada ölçülebilir hedeflerin önemi bir kez daha ortaya

çıkmaktadır (Drucker, 2001: 7).

Page 49: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

38

2.3. KARAR VERME STİLLERİ

Karar verme stilleri ile ilgili yapılan literatür taramasında içerik olarak birbirine

benzeyen ancak detaylandırınca farklılaşan birbirinden farklı karar verme stili tanımları

görülmüştür. Bu tanımlara göre karar verme stili, bireyin öğrenip alışkanlık haline

getirdiği ve karar verme durumu ile karşılaştığında vermiş olduğu bir yanıttır. Başka bir

görüşe göre karar verme stili, bireyin karar verme sürecinde sergilediği öznel bir

davranıştır (Ehtiyar ve Tekin, 2010: 3399). Bu nedenle bireylerin karar verme

sürecindeki tutumu, olaylara karşı tavrı, soruna yaklaşımı ve karar verirken izlenen

yöntemleri içeren karar verme stratejisi kararın niteliğini de etkileyecektir (Oğuz, 2009:

416).

Bireyin karar verme stillerinde, bireysel özelliklerinin katkısı büyüktür. Bireyin

karar verme stilleri oluşurken kişilik özelliklerinin yanında sosyo-kültürel faktörler de

etkili olmaktadır. Birey aile üyelerine, arkadaşlarına, yakın çevrelerine karşı kendilerini

sorumlu hissederler ve sorumluluk duygusu, bireyin nasıl karar verileceğini etkiler

(Avşaroğlu ve Üre, 2007: 94). Dunham ve Pierce (1978)’e göre karar verme sürecindeki

bireysel farklılıklar, bilgiyi elde etme ve değerlendirme hızından kaynaklanır. Bireysel

ve motivasyonel birikimler bireyin karar verme stilini etkiler. Yüksek risk eğilimindeki

kişiler hızlı karar verme eğilimindedir ve karar verme sürecinde bilgi toplama ve

değerlendirmeye daha az zaman harcarlar (Akt. Balkıs, 2006: 47).

Karar vericinin kişilik özelliklerini de göz önünde bulunduran ve davranışsal

olarak geliştirmiş olduğu stilleri inceleyen yaklaşımlar ile karar vermede bilginin

toplanması ve analiz edilmesini temel alan bilgi tabanlı yaklaşımlar vardır. Davranışsal

açıdan ele alınan yaklaşımlar, karar vericinin tutum, değer ve tercihlerini

değerlendirmekte; bilgi tabanlı yaklaşımlar ise bilişsel bilgi işleme basamaklarını

değerlendirmekte ve karar verme stillerinin sadece bilgi toplama süreci itibariyle

farklılık gösterdiğini savunmaktadır (Altay, 2011: 64). Bilgi yönlü yaklaşım açısından

karar verme stillerini şekillendiren karar verme davranışının en önemli bölümünün bilgi

toplama süreci olduğunu belirten ve bireylerin karar verme stillerinin bilgi toplama

sürecine bağlı olarak bireysel farklılıklar gösterdiğini savunan Driver ve arkadaşları

(1990) ile Scott ve Bruce (1995)’dur (Nas, 2006: 82). Scott ve Bruce (1995)’a göre

karar verme stilleri, “kişinin karar verme durumuyla karşı karşıya kaldığında sergilediği

öğrenilmiş ve alışılmış yanıt” olarak tanımlamışlardır. Scott ve Bruce karar verme

Page 50: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

39

stilleri ile ilgili olarak o güne dek oluşturulan kavramların açık ve net olmadığını

düşünmüşler, karar verme stilleri alanıyla ilgili tüm çalışmaların neticesinde de konuyla

ilgili yararlı sentezlenmiş verilerin yeterince oluşmamış olduğuna işaret etmişlerdir

(Thunholm, 2004, Akt. Tekin, 2009: 77).

Scott ve Bruce bu tespitlerinin ardından Genel Karar Verme Stilini, General

Decision Making Style (GDMS) tanımlamıştır. “Genel Karar Verme Stilleri”ni

oluşturan 5 karar verme stili açıklamıştır. Bunlar; rasyonel karar verme stili, sezgisel

karar verme stili, bağımlı karar verme stili, kaçıngan karar verme stili, kendiliğinden/ani

karar verme stilidir (Scott ve Bruce, 1995: 818).

2.3.1. Rasyonel Karar Verme Stili (Rational)

Karar vericinin sorunla karşılaştığında çözüm alternatiflerini mantıksal olarak

değerlendirmesi ve araştırmasıdır (Scott ve Bruce, 1995: 818). Rasyonel karar verme

stiline sahip bireyler çözüm gerektiren durumla ilgili araştırma ve inceleme yaparak en

uygun alternatifi seçerler. Bu stile sahip kişiler daha dikkatli bir tutum sergilerler

(Deveci, 2011: 20).

2.3.2. Sezgisel Karar Verme Stili (Intuitive)

Karar verme sürecinde önsezi ve duygulara güvenerek karar verilmesidir (Scott

ve Bruce, 1995: 819). Sezgisel karar verme stiline sahip bireyler, diğerlerine göre daha

hızlı karar verirler (Deveci, 2011: 20).

2.3.3. Bağımlı Karar Verme Stili (Dependent)

Karar verme sürecinde başkalarının önerilerinin değerlendirerek karar

verilmesidir (Scott ve Bruce, 1995: 819). Bağımlı karar verme stiline sahip bireyler,

kararlarının sorumluluklarını diğerlerine yansıtmaktadırlar (Deveci, 2011: 20).

2.3.4. Kaçıngan Karar Verme Stili (Avoidant)

Karar verme sürecinden kaçınmanın ve karar vermeyi ertelemenin hakim olduğu

durumdur (Scott ve Bruce, 1995: 819). Kaçıngan karar verme stiline sahip kişiler, karar

verme sorumluluğundan kaçma eğilimi gösterirler (Deveci, 2011: 20).

Page 51: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

40

2.3.5. Kendiliğinden-Ani Karar Verme Stili (Spontaneous)

Karar verme sürecinde kişi düşünmeden ve alternatifleri değerlendirmeden

hızlıca karar verir (Scott ve Bruce, 1995: 819). Karar verici almış olduğu kararı o

andaki koşullara göre verir. Spontane karar verme stiline sahip bireyler, kendiliğinden

ve doğal sürecine göre karar verme eğilimi gösterirler (Deveci, 2011: 20).

2.4. KARAR VERME MODELLERİ

Model, Latince’de modus sözcüğünden alınmış olup, ölçü anlamına gelmektedir.

Literatürde değişik açılardan ele alınan model; incelenmekte olan sistemin ve ya

sistemin algılanması ve biçimselleştirilmesidir (Demir vd., 1985: 49). Model, en genel

ifadeyle günlük hayatta karşılaşılan gerçek durumların daha basit, daha kolay ve daha az

maliyetli benzetmesi olarak ifade edilmektedir (Çuhadaroğlu, 2008: 55). Karar verme

modeli ise karar verme işlemini yönlendirmek için yalınlaştırılmış, simgelediği olaya

oranla daha idealleştirilmiş bir anlatım biçimidir (Doğrusöz, 1967: 92, Akt. Bircan,

1985: 49). İnsan zihninin sınırlı olması ve örgütlerin karmaşık sorunları nedeniyle

bireyler bu karmaşık sorunların basit modelini oluşturarak çözüm yollarına giderler.

Modeller bu karmaşık sorunların temel özelliklerini içerir (Batçıoğlu, 1994: 66).

Karar verme aşamasında sistematik ve kişisel özelliklerin etkisinde kalınmadan

rasyonel ve bilinçli bir seçim yapılması için karar modelleri geliştirilmiştir (Koçel,

1998: 55). Karar vermede değişik modeller kullanılabilir. Modeller seçilirken; karar

vericinin kişisel tercihleri, problemlerinin programlanabilir veya programlanamaz

nitelikte olup olmaması ve belirsizlik derecesi gibi hususlar etkili olmaktadır.

Ussallığın en yüksek olduğu ekonomik-ussal model, ussallığın en az olduğu

sosyal model ve bu iki uç arasında yer alan Simon’un sınırlı ussal modeli ve bilişsel

psikolojiden çıkan yargısal höristik model yer almaktadır (Luthans, 1995: 443).

2.4.1. Ekonomik-Ussal Model

Ekonomik varsayımlar üzerine kurulmuş yöneticilerden kuruluşun ekonomik

çıkarları doğrultusunda hareket ederek karar vermelerini bekleyen modeldir. Bu

modelde karar verici veya yöneticinin nasıl bir karar vermesi gerektiği (ideal karar)

tanımlanmıştır (Özcan, 1999: 29). ‘Ekonomik-Ussal Model’, bazı kaynaklarda ‘Ussal-

İktisadi Model’ adıyla bazı kaynaklarda ise ‘Klasik Model’ adıyla tanımlanmıştır.

Page 52: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

41

Ekonomik- Ussal modelin ortaya koyduğu ideal durumları bulmak her zaman mümkün

değildir. Ancak bu model üretim, planlama, stok kontrol sorunlarının çözümde

kullanılan kapalı sistemi temsil eden durumlarda kullanılır ve etkili sonuçlar elde

edilebilir (Çeven, 2006: 46). Bu modelde karar verici, herkes tarafından bilinen

hedeflere ulaşmak için, tüm bilgiyi elde etmek tüm alternatif getirileri hesaplamak

isterler. Alternatiflerin değerlendirilmesinde kriterler bellidir. Karar verici, ekonomik

olarak getirisi en yüksek olan gerçekçi ve mantıklı alternatifi seçer (Sağır, 2006: 19).

Bu model tamamen karar vericinin her yönden ussal olduğu, klasik ekonomi

modelinden türemiştir. Modele göre karar verme şu varsayımlara dayanmaktadır;

-Problem net ve kesin olarak tanımlanabilir olmalı,

-Karar verici alternatifler hakkında tam bilgiye sahip olmalı,

-Her alternatifin sonucu hakkında tam bilgi var olmalı,

-Karar verici net bir tercihe sahip olmalı,

-Alternatiflerin karşılaştırılması için hesaplamalar yapılabilmelidir (Koçel, 1998:

56).

Bu varsayımlara dayanan ussal ekonomik modelde, örgüt amaçlarının tam olarak

tespit edildiği ve yöneticiler tarafından bilindiği, bu sayede karşılaşılacak sorunların tam

olarak tespit edilip tanımlandığı kabul edilir. Ekonomik-ussal modelin önemli bir

özelliği, karar vericilerin daha mantıklı olmalarını sağlamalarıdır. Programlanmış,

belirsizlik veya risk ortamlarında karar verme durumunda bu model daha kullanışlı

olmaktadır (Kurt, 2003: 27).

Ancak ussal-iktisadi karar modeli günümüzün koşullarında pek gerçekçi

sayılmaz. Bu model, koruyucu bir norm model olup kararın nasıl verildiğinden çok,

nasıl verilmesi gerektiğini göstermektedir. Simon (1995), ussal-iktisadi insan modeline

dayandırılmış olan ussal-iktisadi karar modeline yönelttiği eleştiriler doğrultusunda,

insanın gerçek davranışlarına dayandırdığı ‘Yönetsel Karar Modelini’ oluşturmuştur.

Simon (1995), karar sürecinin her aşamasını ve yönünü eleştirdiği ussal-iktisadi karar

modeliyle önerdiği davranışsal temelli yönetsel karar modelini kıyaslayarak açıklamıştır

(Yaşlıoğlu, 2008: 8).

Simon örgütün etkilerini inceleyerek ussal insan modelinin karşısında bir

"Yönetsel İnsan" modeli geliştirmiştir. Bir örgüt içindeki insanların çalışmalarını

Page 53: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

42

sınırlayan iki etken vardır. Bunlar iş görme ve doğru karar verme yeteneklerindeki

sınırlılıktır. Üyelerinin bu eksik taraflarını örgütün kapatması ve üyeleri ussal davranışa

yöneltmesi gerekir. Simon'ın "Yönetsel İnsan" davranışı, sınırlı ussal davranışa da uyar.

Bu modele göre ilgili tüm faktörleri dikkate alarak en uygun olanı seçer. Bu seçimde

onun değer, inançları ve diğer psikolojik özellikleri etkili olur (Arslan, 2010: 6).

2.4.2. Sınırlı-Ussal Model

Ekonomik-ussal modelde varsayımların geçerli olduğu hayali ortamlar her

zaman geçerli olmamaktadır. Karar vericinin mantıklı ve ussal olmadığı, yetersiz

kaldığı, bilginin noksan olduğu, kısıtlı zaman içerisinde, alternatiflerin oluşturulamadığı

veya sonuçlarının bilinemediği ve değerlendirme kıstasının var olmadığı durumlarda

geçerliliğini koruyamamaktadır. Hayali ortamlar geçerliliğini koruyamadığına göre bu

modelde, insan zihninin sınırlı yapısı, insanın karşılaştığı sorunları her zaman doğru

olarak tanımlayamayacağı, sorunla ilgili çözüm üretebilecek bütün alternatifleri ve

bunların sonuçlarının bilinemeyeceği, bütün bilgilerin toplanamayacağı ve son olarak

insanın seçimini etkileyebilecek özellikte olan güdüleri, istekleri, kişisel değer ve

inançları hesaba katılmamıştır (Onaran, 1975: 57).

H. A. Simon (1995), karar vericilerin en iyi seçeneği aramak yerine tatmin edici

seçeneğe yöneldiğini söylemektedir. Böylece, ekonomik insanın ekonomik-ussallığı ile

yönetsel insanın sınırlı-ussallığı arasında ayrıma gitmiştir (Ergun, 2004: 11).

Ekonomicilerin gözünde ussal insan, parasını tasarruf edebilen, onu en iyi

şekilde değerlendirebilen ve seçim alanında ussal davranabilen insan demektir. Simon

(1995)’a göre yeryüzünde böyle mükemmel insanlar yoktur. İnsan davranışı

niyetlenildiği ölçüde ussal olmakla beraber, insanlar mükemmel kararlar değil, makul

kararlar peşindedir (Ergun, 2004: 122). Bu model, programlanmamış sorunlarla

karşılaşma durumunda daha gerçekçi çözümler sunabilmektedir.

Karar verme sürecine davranış boyutlarını ekleyen bu model, Ussal-iktisadi

karar verme modelinin tersine ‘açık bir model’ olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu

modelde bazı yeni kavramlar şöyledir (Yaşlıoğlu, 2008: 10-11);

-Ussallık yerine ‘sınırlı ussallık’,

-İdeal kararlar yerine ‘doyurucu kararlar’ ,

Page 54: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

43

-Bir sorunun her yönüyle ele almak yerine kararı basitleştirici yöntemlere

başvurmak (heuristics),

-Her çeşit eylem yoluna başvurmak yerine, eylem yollarının ve beklenen

sonuçların ahlâki ve sosyal değerlerle sınırlandırılması,

-Optimal-ussal kararlar için çaba sarf etmek yerine, soruna ve ortama uygun olan

optimal karar süreçlerini ve yöntemlerini, en elverişli işlemleri oluşturmak için çaba sarf

etmektir.

2.4.3. Yargısal (Höristik) Model

Sorun çözümünde karar verme eylemi dikkat gerektirdiği ve çok zaman aldığı

için, karar vericiler çoğu kez bir takım kestirme yollara başvurarak karmaşık sorunları

basit yargılara dönüştürebilirler. Karar verirken kişiye yardımcı olan bu kestirme yollara

höristik (heuristic) adı verilir (Can, 2005: 321).

Karar verme ve sorun çözmede kişiye yardımcı olan üç tip höristik mevcuttur.

Kullanılabilir höristik, kestirme yol olan, karara ulaşırken rehber olarak bazı örneklerin

hatırlanarak kullanılma durumudur. Temsil edici höristik, A’nın B ile ne derecede

ilişkisi olduğu araştırılır ve yüksek ilişki varsa A’nın B’yi temsil ettiği kabul edilir.

Dayanak ya da uyarlama höristigi ise, bir değer tahmin edilirken, ön değerden hareketle

yeni durumlara uyarlama çabasıdır. Bütün bu kestirme yollar, karar verene yargılarında

yarar sağlasa da, bazen de yanılgılara sebep olarak kararların niteliğini etkilemektedirler

(Can, 2005: 321).

Bu model, bilişsel karar teoristleri Daniel Kahneman ve Amos Tversky (1982)

tarafından karar vericilerin höristiklere güvenleri üzerine ortaya çıkarılmıştır. Yargısal

höristikler, şu durumlarda karar vericilerin bilgi ihtiyacını azaltmaktadırlar:

-Geçmiş tecrübelerin özetlenmesi ve su anki duruma uygulanması,

-Karmaşık bilgilerin toplanması ve hesaplanması yerine standart çalışma usulleri

ve kolay yaklaşık hesaplamaların kullanılması,

-Zihinsel aktivitelerin ve bilişsel süreçlerin kaydedilmesidir (Luthans, 1995:

448).

Page 55: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

44

2.4.4. Sosyal Model

Bu model ise, ekonomik-ussal modelin tam karşısında yer alan psikolojinin

sosyal modelidir. Birçok psikolog, sosyal etkilerin karar verme davranışı üzerinde

önemli etkileri olduğu konusunda hemfikirlerdir. Sosyal baskılar ve etkiler,

yöneticilerin ussal olmayan kararlar vermesine sebep olmaktadır (Luthans, 1995: 445)

2.5. KARAR VERME İLE İLGİLİ YAPILMIŞ ÇALIŞMALAR

Bu bölümde karar verme ve karar verme stilleri ile ilgili yurt içinde ve yurt

dışında yapılmış çalışmalara yer verilecektir. Literatür taramasından elde edilen

sonuçlara göre karar verme uzun yıllardır üzerinde çalışılan bir konudur. Son yıllarda

karar vericinin bireysel tarzını ifade eden karar verme stillerine ve izlediği yolları ifade

eden karar verme stratejilerine olan ilgi de her geçen gün artmaktadır.

Adsız (2016: 95)’ın yöneticilerin duygusal zeka düzeylerinin karar verme

stillerine etkisinin belirlenmesi amaçlanan çalışmanın örneklemini 302 yönetici

oluşturmaktadır. Araştırmaya katılan yöneticilerin duygusal zekâ düzeylerine ilişkin

ortalama değerlere bakıldığında duygusal zeka düzeylerinin ortalamanın üzerinde;

duygulardan faydalanma düzeylerinin diğerlerine oranla yüksek bir seviyede olduğu,

karar verme stillerine ilişkin ortalama değerlere bakıldığında ise, yöneticilerin genel

karar verme stillerinin ortalamanın üzerinde olduğu; rasyonel, sezgisel ve bağımlı karar

vermenin yüksek bir seviyede, kaçınmacı ve ani karar verme stillerinin ise ortalamanın

altında seyrettiği görülmüştür. Araştırmada yer alan yöneticilerin cinsiyetinin duygusal

zekâ alt boyutları ile karar verme stilleri alt boyutları düzeylerinde anlamlı bir farklılık

yaratmadığı görülmüştür. Araştırmada yer alan katılımcıların yaşa göre duygusal zeka

ve karar verme stilleri incelendiğinde ise duygusal zeka alt boyutlarında anlamlı bir

farklılık göstermediği, karar verme stillerinde “rasyonel karar verme” ve “ani karar

verme stilleri” boyutunda anlamlı bir farklılık yarattığı diğer karar verme stillerinde

anlamlı bir farklılık yaratmadığı görülmüştür. Sonuçlar doğrultusunda duygusal zekânın

ileri yaş gruplarında daha etkin kullanıldığı, duyguları yönetebilmenin olgunluğunun

rasyonel yani akılcı kararlar alabilmeye sevk ettiği görülmektedir. Katılımcıların eğitim

durumlarına göre duygusal zeka ve karar verme stilleri karşılaştırıldığında ise

katılımcıların eğitim düzeyi ile duygusal zeka alt boyutları arasında anlamlı bir farklılık

bulunamamıştır. Katılımcıların eğitim düzeyinin, genel karar verme stillerinden

Page 56: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

45

rasyonel karar verme ve ani karar verme stilleri ile anlamlı bir farklılık gösterdiği

görülmüştür. Son olarak katılımcıların kıdem durumuna göre duygusal zekâ ölçeği ve

karar verme stilleri ölçeğini karşılaştırdığımızda, duygusal zeka alt boyutları ile karar

verme stilleri alt boyutlarının kıdem ile arasında anlamlı bir farklılık yaratmadığı

görülmüştür. Araştırmaya katılan yöneticilerin cevapları doğrultusunda duygusal

zekanın eğitim ve yaş ile doğru orantılı olduğu sonucu elde edilmiştir.

Çolhan (2016: 62)’ın yönetici hemşirelerin duygusal zeka düzeyleri ve karar

verme stratejilerinin belirlenmesi amaçlanan çalışmanın evrenini kamu hastaneleri

birliğine bağlı altı hastanede çalışan 128 yönetici hemşire; örneklemi ise 95 hemşire

oluşturmuştur. Veriler; bilgi formu, duygusal zeka ölçeği ve karar stratejileri ölçeği ile

toplanmıştır. Duygusal farkındalık alt boyut ile iç tepkisel karar stratejisi ve kararsızlık

stratejisi; empati alt boyutu ile iç tepkisel karar stratejisi alt boyut puan ortalamaları

arasında anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Araştırmada yönetici hemşirelerin duygusal zeka

düzeylerinin ortalamanın üzerinde olduğu, çoğunlukla bağımlı karar verme stratejisini

kullandıkları, duygusal farkındalıkları yüksek olan hemşirelerin iç tepkisel karar

stratejisine ve kararsızlık stratejisine yöneldiği, empati düzeyleri arttıkça da iç tepkisel

karar verme stratejisini kullandıkları sonucuna varılmıştır.

Ulu (2014: 83)’nun yönetici hemşirelerde problem çözme ve karar verme

becerilerinin belirlenmesi amaçlanan çalışmanın evrenini İzmir ili Güney Bölgesi Kamu

Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği bünyesinde yer alan üç Eğitim ve Araştırma

Hastanesi, örneklemini ise yine bu hastanelerde yönetici olarak çalışmakta olan

hemşireler oluşturmuştur. 89 yönetici hemşireye anket uygulanmış ve yönetici

hemşirelerde problem çözme ve karar verme becerilerinin gelişimi ile bunları etkileyen

faktörlerin belirlenmesine çalışılmıştır. Ayrıca, yönetici hemşirelerde problem çözme ve

karar verme becerilerini etkileyen demografik faktörlerin etki düzeyleri irdelenmiştir.

İzmir ili güney bölgesi kamu hastaneleri birliği genel sekreterliğine bağlı eğitim ve

araştırma hastanelerindeki yönetici hemşirelerin problem çözme ve karar verme

becerilerinin değerlendirildiği bu araştırma çalışmasının verilerinin analizi sonucunda

elde edilen bulgulara göre; yönetici hemşirelerin kısmen de olsa günlük işlerde tek

başına karar alma yeterliliğine sahip olduğu, buna karşın azımsanamayacak kadar

önemli bir kısmının ise neredeyse tek başına karar alma inisiyatifini kullanamadıkları

sonucuna ulaşılmıştır. Verilerin analizinden elde edilen bulgulara göre; yönetici

Page 57: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

46

hemşirelerin günlük kararlarında; siyasi gelişmelerin kısmi, hastane bütçesindeki

değişimlerin ise önemli belirleyici etkiye sahip olduğu, yönetici hemşirelerin karar

alırken hastane bilgi sistemlerini kullanmaya özen gösterdikleri ve olabildiğince tek

başlarına karar alma inisiyatiflerini kullanmaya özen gösterdikleri, ancak önemli bir

kısmının ise karar alma inisiyatifini kullanmaktan kaçındığı sonuçlarına ulaşılmıştır.

Yönetici hemşirelerin, yönetsel becerilerinin değerlendirilmesine yönelik verilerin

analizi sonucunda araştırmaya katılan yönetici hemşirelerin yönetsel becerilerinin

yeterli düzeyde var olduğu, ancak çeşitli nedenlerden dolayı yönetici hemşirelerin iş ve

sorumluluk dağıtmada zayıf kaldıkları ve bu nedenle üzerlerindeki iş yükünü

azaltamadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Yönetici hemşirelerin yönetsel becerilerinin,

katılımcıların demografik özellik değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığına

ilişkin verilerin analizinden elde edilen bulgulara göre; katılımcıların cinsiyet, yaş,

eğitim, meslekteki toplam çalışma süresi ve bağlı oldukları üst yönetici sayısı gibi

demografik özellik değişkenlerine göre, anlamlı düzeyde farklılaşma olmadığı sonucuna

ulaşılmıştır. Yönetici hemşirelerin, problem çözme ve karar verme becerilerinin

değerlendirilmesine yönelik verilerin analizi sonucunda; yönetici hemşirelerin problem

çözme ve karar vermede, kişisel değerleri kadar başkalarının da değerlerine önem

verdikleri ve bu yönde bir süreç izledikleri sonucuna ulaşılmıştır. Yönetici hemşirelerin

problem çözme ve karar verme sürecinde, sahip oldukları avantajlar ile dezavantajları

değerlendirmedikleri, üstün ve zayıf yönlerini belirleyerek süreci yürütmedikleri

sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca; yönetici hemşirelerin problem çözme ve karar verme

sürecinde, belirli bir model kullandıkları, aldıkları kararları geciktirmeden uyguladıkları

ve uygulamayı kontrol ettikleri, tahminleri ve planlı çıktıları düşünürken bütün

ihtimalleri göz önüne aldıkları, bir problem çözme ve karar vermeden önce yeterli

gerekli bilgiye sahip olup olmadıklarına emin olmaya özen gösterdikleri, acil verilmesi

gereken kararları geciktirmekten kaçındıkları, problem çözmede analitik yöntemlerin

kullanılamadığı veya olmadığı durumlarda, önsezilerinden faydalandıkları ve problem

çözmede maliyet unsurlarını dikkate aldıkları tespit edilmiştir. Bulgular

değerlendirildiğinde yönetici hemşirelerin problem çözme ve karar verme becerilerinin

iyi denebilecek düzeyde gelişmiş olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Apaydın (2011: 68)’ın yönetici hemşirelerin karar verme ve yaratıcılıkları

üzerine etkisinin belirlenmesi amaçlanan araştırmanın evrenini 8 kamu 4 özel hastanede

Page 58: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

47

görevli 199 yönetici hemşire oluşturmaktadır. Araştırma sonucunda; araştırmaya katılan

yönetici hemşirelerin mantıklı/sistematik ve bağımlı karar verme stratejisini kullanma

durumları yaratıcılık ve yönetim becerileri düzeylerinden etkilenmediği, iç tepkisel

karar verme stratejisini kullanma durumları yaratıcılık ve yönetim becerilerinden teknik

beceri düzeylerinden etkilendiği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca; yönetici hemşirelerin

kararsızlık stratejisini kullanma durumlarının ise; yönetim becerilerinden etkilenmediği,

yaratıcılık düzeylerinden ise etkilendiği sonucuna varılmıştır.

Sevindi (2012: 91)’nin hastane yöneticilerinin karar verme düzeylerini

belirlemeye yönelik araştırmanın evrenini İstanbul ilindeki Sağlık bakanlığına bağlı tüm

kamu hastanelerinde görev yapan 84 hastane yöneticisi (hastane müdürleri ve

hemşireler) oluşturmaktadır. Araştırma için toplanacak veriler anket yöntemiyle elde

edilmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlar şöyledir: Ankette yer alan altı bölüm

değerlendirildiğinde; bunların içinde mevzuat en yüksek puana sahip faktör olmuştur.

Bunu isabetlilik, zaman, karar ortamı, kişilik takip etmektedir. Sezgi ise en düşük puana

sahip faktör olmuştur. Cinsiyete göre hastane yöneticilerinin karar vermelerini etkileyen

faktörlerin değerlendirilmesinde; cinsiyete göre sezgi, isabetlilik, zaman, mevzuat,

kişilik ve karar ortamı puanları istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olamamakla

birlikte, zaman yönetimi kadın yöneticilerde, erkeklerden daha yüksek bulunmuştur.

Yaşlara göre sezgi puanı ileri düzeyde anlamlı farklılık göstermektedir. 40 yaş ve üzeri

yöneticilerin mevzuat puanları 40 yaş ve altındakilere göre anlamlı yüksektir. Yönetici

olarak geçirilen süreye göre hastane yöneticilerinin karar vermesini etkileyen

faktörlerden sezgi puanları istatistiksel olarak ileri düzeyde anlamlı farklılık

göstermektedir. 11 yıl ve üzerinde yöneticilik yapanların sezgi puanları, 4 yıl ve altında

yöneticilik yapanlar ile 5-10 yıl yöneticilik yapanlardan anlamlı düzeyde yüksektir.

Önceden idari bir görevde bulunma durumuna göre hastane yöneticilerinin karar verme

düzeylerini belirleyen faktörlerden sezgi puanı istatistiksel olarak ileri düzeyde anlamlı

farklılık göstermektedir. Önceden idari görevde bulunanların sezgi puanları, önceden

idari görevde bulunmayanlara oranla anlamlı düzeyde düşük bulunmuştur. Önceden

idari bir görevde bulunanların kişilik puanları, önceden idari bir görevde

bulunmayanlara göre anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. Yöneticilik görevi

öncesinde veya görevin yerine getirildiği sürede yüksek lisans programı ve ya benzer

Page 59: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

48

içerikli bir eğitim programına katılan hastane yöneticilerinin sezgi puanı anlamlı

düzeyde düşüktür.

Page 60: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

49

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

HEKİMLERDE DUYGUSAL ZEKANIN KARAR VERME

STİLLERİ ÜZERİNE ETKİSİ

Araştırma, Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Araştırma ve Uygulama

Hastanesi hekimleri üzerinde gerçekleştirilmiştir. Anket soruları 238 hekim tarafından

cevaplanmıştır. Bu araştırmanın amacı hekimlerin duygusal zekasının karar verme

stilleri üzerinde etkisini belirlemektir. Bölümde sırasıyla araştırmanın amacı ve önemi,

kapsamı ve sınırlılıkları, modeli, kullanılan ölçekler, araştırmanın örneklemi ve söz

konusu örneklem grubuna ait demografik özellikler ile bu örneklem grubundan elde

edilen verilerin analizi incelenecek ve araştırma sonuçları değerlendirilecektir. Ayrıca

araştırmada incelenen duygusal zeka düzeyi, Türkçeye uyarlaması yapılan Duygusal

Zeka Ölçeği ile, karar verme stilleri ise yine Türkçeye uyarlaması yapılan Karar Verme

Stilleri Ölçeğinin ölçtüğü niteliklerle sınırlıdır.

3.1. ARAŞTIRMANIN AMACI

Araştırma kapsamında Isparta il merkezindeki Süleyman Demirel Üniversitesi

Araştırma ve Uygulama Hastanesindeki hekimlerin duygusal zeka kullanımının, karar

verme stillerine etkisinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Sağlık sektörünün en önemli

ilişkisi olarak nitelendirilen hasta-hekim ilişkisinin doğru ve çıkarsız yönetilmesi çoğu

kez hekimlerin kontrolündedir. Bu noktadan hareketle karar verici konumundaki

hekimlerin aldıkları vekaleti nasıl değerlendirdikleri sağlık sektörünün oluşması için

önem arz etmektedir (Akkaş, 2012: 55). Bu amaçlar doğrultusunda ilk olarak duygusal

zekanın alt boyutları ortaya çıkarılmıştır. Yaş, cinsiyet, medeni durum, çalışılan bölüm,

kıdem yılı vb. gibi bağımsız değişkenlerin duygusal zeka boyutları üzerinde etkisinin

olup olmadığı araştırılmıştır. Sonraki aşamada aynı işlemler karar verme boyutları

üzerinde yapılmıştır. Son olarak doktorların duygusal zeka düzeyi ile karar verme

arasındaki ilişki incelenmiştir.

3.2. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ

Araştırmada veri toplama aracı olarak anket yöntemi kullanılmıştır. Örnekleme

yöntemiyle ulaşılan hekimlere uygulanan anket çalışması 3 bölümden oluşmaktadır. İlk

Page 61: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

50

bölümde katılımcıların cinsiyetleri, yaşları, medeni halleri, eğitim durumları, mesleki

kıdemleri, çalışılan bölümleri, unvan ve duygusal zeka ile ilgili kitap okuyup

okumadığıyla ilgili demografik özelliklere yer verilmiştir. İkinci bölümde ankete katılan

hekimlerin duygusal zeka düzeylerini belirlemeye yönelik görüşleri yer almaktadır. Son

bölümde ise katılımcıların karar verme stillerini ölçmeye yönelik sorulara yer

verilmiştir. Toplam 47 sorudan oluşan anket formunda yer alan ilk 7 soru katılımcıların

demografik bilgilerine ulaşmaya yönelik olup diğer 40 madde ise “hiçbir zaman (1),

nadiren (2), genellikle (3), çoğu zaman (4), her zaman (5) ” şeklinde beşli likert ölçeği

kullanılarak hazırlanmıştır. Veri toplama aracı olarak kullanılan anket formunu

oluşturan, “Duygusal Zeka Ölçeği” ve “Karar Verme Stilleri Ölçeği” kullanılmıştır.

3.3. ARAŞTIRMANIN EVREN VE ÖRNEKLEMİ

Araştırmanın evreni Süleyman Demirel Üniversitesi Araştırma ve Uygulama

Hastanesinde görev yapan toplam 304 hekimdir. Bu evrenin hata payı %5, güvenilirlik

düzeyi %95 alındığında 174 hekime ulaşan bir örneklem yeterli sayılabilmektedir (Kan,

1998; Akt. Erdem, 2003: 103-104). Çalışma sonucunda 238 hekime ulaşılmıştır. Bu

veriler ışığında bu çalışmadaki örneklemin yeterli olduğu kabul edilebilir.

3.4. VERİ TOPLAMA ARACI

Araştırma kapsamında 2 farklı ölçek kullanılmıştır. İlk ölçek 16, ikinci ölçek ise 24

sorudan oluşan Likert tutum ölçeği kullanılmıştır. Ayrıca ölçeklere ek olarak katılımcılara

demografik sorular yöneltilmiş, yaş, cinsiyet, medeni durum vb. belirtmeleri istenmiştir.

Bu araştırmada kullanılan Duygusal Zeka Ölçeği Wong ve Law (2002)’a aittir.

Wong ve Law’ın WLEIS (Wong & Law Emotional Intelligence Scale) adını verdiği bu

anket her biri 4 ifadeden oluşmak üzere 4 boyutu içermektedir. WLEIS duygusal zekanın bu

4 farklı boyutunu ve ayrıca da genel duygusal zeka düzeyini ölçmek amacıyla

tasarlanmıştır. Ölçekte yer alan boyutlar kendi duygularını değerlendirme, başkalarının

duygularını değerlendirme, duyguları düzenleme ve duyguları kullanma boyutlarıdır.

a. Kendi duygularını değerlendirme boyutu; kişinin kendine ait duyguları anlaması

ve onları ifade edebilmesi yeteneği ile ilgilidir. Bu konuda yüksek bir yeteneğe sahip

bireyler duygularını diğer insanlardan çok daha önce algılar ve anlarlar.

Page 62: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

51

b. Başkalarının duygularının değerlendirilmesi boyutu; kişinin etrafındaki insanların

duygularını algılama ve anlama yeteneği ile ilgidir.

c. Duyguları düzenleme boyutu; kişilerin duygusal tatmini ve stresten daha çabuk

kurtulmak için duygularını düzenleme yeteneği ile ilgilidir. Bu konuda yüksek yeteneğe

sahip olanlar, olumsuz ruh halindeyken duygularını kontrol altında tutabilirler.

d. Duyguları kullanma boyutu; kişinin duygularını yapıcı aktiviteler için kullanma

yeteneği ile ilgilidir. Bu konuda yeteneği yüksek olan kişiler çoğu zaman olumlu bir ruh

halindedir (Atilla, 2012: 87).

İkinci ölçek ise 1995 yılında Scott ve Bruce tarafından bireylerin karar verme

ihtiyacını doğuran olaylar karşısında yöneldikleri karar verme stillerindeki bireysel

farklılıkları ölçmek amacıyla geliştirilen karar verme stilleri ölçeğidir. Ölçek, Rasyonel

Karar Verme Stili, Sezgisel Karar Verme Stili, Bağımlı Karar Verme Stili, Kaçınmacı

Karar Verme Stili, Kendiliğinden/Ani Karar Verme Stili olmak üzere 5 boyuttan

oluşmaktadır (Scott ve Bruce, 1995: 818). Uygulamada, karar verme stilleri ölçeği

olarak; orijinali Scott ve Bruce tarafından geliştirilmiş, Türkçeye uyarlaması 2002

yılında Arzu Taşdelen tarafından gerçekleştirilen, 5 boyut ve toplam 24 maddeden

oluşan versiyonu kullanılacaktır. Ölçeğin alt boyutları şunlardır;

a.Rasyonel Karar verme stili; alternatiflerin mantıklı değerlendirildiği ve

araştırıldığı,

b.Sezgisel Karar verme stili önsezilerin güvenin yaşandığı,

c.Bağımlı karar verme stili başkalarının öneri ve düşüncelerinin

değerlendirildiği,

d.Kaçıngan Karar verme karar vermede kaçıngan eğilimin yaşandığı,

e.Kendiliğinden-Ani karar verme stili alternatifleri değerlendirmeden anında

karar verildiği yaklaşımlardır.

3.5. Araştırmanın Modeli

Hekimlerin duygusal zeka düzeylerinin, karar verme stillerine etkisini

belirlemeye yönelik olan bu çalışma betimsel tarama modeline uygundur. Çalışmada

belirli bir grubun özelliklerini tanımaya, durumlar karşısında nasıl davranışlar

sergileyeceklerini oransal olarak çıkarımlar yaparken, tarama modeli çok sayıda

Page 63: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

52

elemandan oluşan ana kütle hakkında genel bir yargıya varmak için kullanılır (Özdamar,

2004: 97).

Araştırmada hastane çalışanlarının duygusal zekaları ile karar verme arasındaki

ilişki korelasyon analizi ile değerlendirilmiştir. Araştırmaya ilişkin model Şekil 1’deki

gibidir:

Duygusal Zeka Karar Verme

Şekil 1 : Duygusal Zekanın Karar Verme Üzerine Etkisi Modeli

3.6. ARAŞTIRMANIN HİPOTEZLERİ

Çalışmanın amacı doğrultusunda belirlenen hipotezler aşağıda verildiği

şekildedir.

Ana Problem: “Duygusal zekanın karar verme davranışı üzerinde bir etkisinin olup

olmadığı” bu araştırmanın problemidir.

Hipotez 0: Duygusal zeka karar vermeyi etkilememektedir.

Kendi

duygularını

değerlendirme

Başkalarının

duygularını

değerlendirme

Duyguların

düzenlenmesi

Duyguların

kullanılması

Rasyonel karar verme

Sezgisel karar verme

Bağımlı karar verme

Kaçıngan karar verme

Kendiliğinden/Ani karar

verme

Page 64: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

53

Alt Hipotezler:

Hipotez 1.1: Duygusal zeka alt boyutlarından bireysel duyguların

değerlendirilmesi rasyonel karar vermeyi etkiler.

Hipotez 1.2: Duygusal zeka alt boyutlarından bireysel duyguların

değerlendirilmesi sezgisel karar vermeyi etkiler.

Hipotez 1.3: Duygusal zeka alt boyutlarından bireysel duyguların

değerlendirilmesi bağımlı karar vermeyi etkiler.

Hipotez 1.4: Duygusal zeka alt boyutlarından bireysel duyguların

değerlendirilmesi kaçıngan karar vermeyi etkiler.

Hipotez 1.5: Duygusal zeka alt boyutlarından bireysel duyguların

değerlendirilmesi kendiliğinden-ani karar vermeyi etkiler.

Hipotez 2.1: Duygusal zeka alt boyutlarından başkalarının duygularının

değerlendirilmesi rasyonel karar vermeyi etkiler.

Hipotez 2.2: Duygusal zeka alt boyutlarından başkalarının duygularının

değerlendirilmesi sezgisel karar vermeyi etkiler.

Hipotez 2.3: Duygusal zeka alt boyutlarından başkalarının duygularının

değerlendirilmesi bağımlı karar vermeyi etkiler.

Hipotez 2.4: Duygusal zeka alt boyutlarından başkalarının duygularının

değerlendirilmesi kaçıngan karar vermeyi etkiler.

Hipotez 2.5: Duygusal zeka alt boyutlarından başkalarının duygularının

değerlendirilmesi kendiliğinden-ani karar vermeyi etkiler.

Hipotez 3.1: Duygusal zeka alt boyutlarından duyguları ayarlama rasyonel karar

vermeyi etkiler.

Hipotez 3.2: Duygusal zeka alt boyutlarından duyguları ayarlama sezgisel karar

vermeyi etkiler.

Hipotez 3.3: Duygusal zeka alt boyutlarından duyguları ayarlama bağımlı karar

vermeyi etkiler.

Hipotez 3.4: Duygusal zeka alt boyutlarından duyguları ayarlama kaçıngan karar

vermeyi etkiler.

Hipotez 3.5: Duygusal zeka alt boyutlarından duyguları ayarlama kendiliğinden-

ani karar vermeyi etkiler.

Page 65: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

54

Hipotez 4.1: Duygusal zeka alt boyutlarından duyguları kullanma rasyonel karar

vermeyi etkiler.

Hipotez 4.2: Duygusal zeka alt boyutlarından duyguları kullanma sezgisel karar

vermeyi etkiler.

Hipotez 4.3: Duygusal zeka alt boyutlarından duyguları kullanma bağımlı karar

vermeyi etkiler.

Hipotez 4.4: Duygusal zeka alt boyutlarından duyguları kullanma kaçıngan karar

vermeyi etkiler.

Hipotez 4.5: Duygusal zeka alt boyutlarından duyguları kullanma kendiliğinden-

ani karar vermeyi etkiler.

3.7. VERİLERİN ANALİZİ

Anket formları aracılığıyla elde edilen veriler SPSS 22.0 paket programı

kullanılarak analiz edilmiş ve hipotezlerin test edilmesinde bu programdan

yararlanılmıştır.

Çalışmada 5’li likert şeklinde sorulan sorulara yapılan faktör analizi öncesinde

KMO (Kaiser Meyer Olkin) ve Bartlett’s (Barlett Test of Sphericity) test uygulanarak

verilerin faktör analizi sonucunda öz değeri 1’den büyük olan 9 faktör belirlenip

isimlendirilmiştir. Duygusal zeka KMO ve Bartlett's Testi sonuçları Tablo 11’de, Karar

Verme KMO ve Bartlett's Testi sonuçları Tablo 19’da gösterilmiştir.

Analizde öncelikle araştırmaya katılan hekimler ile ilgili demografik bulgulara

yer verilmiştir. Araştırmaya katılan 238 hekimin cinsiyeti, çalıştıkları birim, medeni hal,

vb. bilgiler Tablo 9’da detaylı olarak gösterilmiştir. Çalışmada demografik özellikler ve

tüm sorulara ait sayı ve yüzdeler tablo haline getirilerek sunulmuştur.

Duygusal zeka ölçeğinde yer alan ifadeler Wong ve Law (2002)’ın öne sürmüş

olduğu boyutlara göre gruplandırılmıştır. Her bir boyutun güvenilirlik analizleri

yapılmıştır. Duygusal zekanın ortaya çıkan boyutları, boyutların Cronbach alfa değerleri

ve her bir boyutta kaç ifade olduğu Tablo 10’da gösterilmiştir. Bu tabloda ayrıca her bir

boyutun aritmetik ortalama değeri ile standart sapmasına da yer verilmiştir. Yine karar

verme ölçeğinde yer alan her bir ifadenin ortalaması ve standart sapması (Ss)

Page 66: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

55

hesaplanmış ve sonuçlar Tablo 18’de gösterilmiştir. Bu tabloda ayrıca her bir boyutun

aritmetik ortalama değeri ile standart sapmasına da yer verilmiştir.

Faktör analizi uygulanırken açıklayıcı metot olarak temel bileşenler yöntemi,

veri döndürme modeli olarak Varimax yönetimi uygulanmıştır. Katılımcılara ait

bağımsız değişkenlerin duygusal zeka boyutlarından her hangi biri/birkaçı üzerinde

etkisi olup olmadığını ölçmek için öncelikle veri setinin normal dağılım sergileyip

sergilemediği ve varyansların homojenliği kontrol edilmiştir. Yapılan normallik testleri

sonucunda verilerin parametrik test varsayımlarını karşılamadığı görülmüştür. Bu

yüzden parametrik olmayan testler (Kruskal-Wallis Varyans Analizi ve Mann-Whitney

U testi) kullanılarak bağımsız değişkenlerin duygusal zeka boyutları üzerindeki etkisi

analiz edilmiştir. Bu analizlerin sonuçları sırasıyla Tablo 14, 15, 16 ve 17’de

gösterilmiştir.

Demografik soru cinsiyet gibi 2 seviyeli ise Mann-Whitney U yöntemi,

demografik özellikler yaş gibi 2’den fazla seviyeye sahipse Kruskal Wallis testi

uygulanmıştır. Çoklu karşılaştırma yani Post- Hoc testlerinden Bonferroni-Dunn testi

uygulanmıştır. Kruskal-Wallis testi sonucunda grup rank ortalamaları arasındaki

farklılıkların belirlenmesinde de eşit örneklem sayısı ilkesini gerektirmediği için

Bonferroni-Dunn testi kullanılmıştır. Müşterek harf bulunmayan rank ortalamaları

arasındaki fark istatistiki olarak önemlidir (p<0.05). Bu harfler tablolarda gösterilmiştir.

Bağımsız değişkenlerin karar verme üzerindeki etkisini ölçmek amacıyla da yine

parametrik olmayan testler (Kruskal-Wallis Varyans Analizi ve Mann-Whitney U testi)

uygulanmış, analiz sonuçları sırasıyla Tablo 22, 23, 24, 25 ve 26’da gösterilmiştir.

Son olarak da duygusal zeka ve karar verme ilişkisi analiz edilmiştir. İki kavram

arasındaki ilişkiyi ortaya koymak amacıyla Spearman Korelasyon Analizi

uygulanmıştır. Araştırmadaki hipotezler 0.05 anlamlılık düzeyi için kurgulanmıştır (Ak,

2005: 67). Dolayısıyla ileri sürülen hipotezler 0.05 anlamlılık düzeyinden küçük

olduklarında kabul, 0.05’e eşit ve büyük olduklarında reddedilmişlerdir. Tablo 27’de

sonuçlar ayrıntılı olarak gösterilmiştir.

Page 67: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

56

3.8.BULGULAR

3.8.1. Normallik Testleri

Bağımsız değişkenlerin duygusal zeka ve karar verme üzerindeki etkilerini

ölçmek için hangi tür testlerin uygun olacağına karar vermek amacıyla öncelikle

duygusal zeka ve karar verme boyutlarına normallik testleri uygulanmıştır. Normallik

testi için n sayısının 29’dan küçük olduğu durumlarda Shapiro- Wilk; n sayısının 29 ve

büyük olduğu durumlarda ise Kolmogorov- Smirnov testinin sonuçlarına bakılmaktadır.

Kolmogorov- Smirnov testinin p değeri 0.05 değerinden büyük ise dağılım normal

anlamına gelmektedir (Karaatlı, 2005: 10). Bu araştırmada n (Hekim)= 238 olduğu için

Kolmogorov- Smirnov testinin sonuçları ortaya konmuştur.

3.8.1.1. Duygusal Zeka Normallik Testi

Bu araştırmada n (Hekim)=238 olduğundan Kolmogorov-Smirnov testinin

sonuçlarının dikkate alınması gereklidir. Test sonuçları Tablo 7’deki gibidir.

Tablo 7 : Duygusal Zeka Boyutları Normallik Testi Sonuçları

Boyutlar

Çarpıklık Kolmogorov- Smirnov (a)

İstatistik Df Sig. (p)

Bireysel Duyguların Değerlendirilmesi -0.027 0.118 238 0.000

Başkalarının Duygularının Değerlendirme -0.130 0.096 238 0.000

Duyguları Kullanma 0.170 0.130 238 0.000

Duyguların Düzenlenmesi -0.251 0.112 238 0.000

Sig. (p) değeri 0.05’den küçük olduğundan veri setinin normalliğini sağlayamadığı

görülmektedir. Bağımsız değişkenlerin duygusal zeka üzerindeki etkilerini ölçmek için

parametrik olmayan testler kullanılmıştır.

Page 68: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

57

3.8.1.2.Karar Verme Verilerinin Normallik Testleri

Bu araştırmada n (Hekim) =238 olduğundan Kolmogorov-Smirnov testinin

sonuçlarının dikkate alınması gereklidir. Test sonuçları Tablo 8’deki gibidir.

Tablo 8 :Karar Verme Boyutları Normallik Testi Sonuçları

Boyutlar

Çarpıklık Kolmogorov- Smirnov (a)

İstatistik Df Sig. (p)

Rasyonel Karar Verme -0.182 0.126

238 0.000

Sezgisel Karar Verme -0.048 0.112 238 0.000

Bağımlı Karar Verme -0.020 0.105 238 0.000

Kaçıngan Karar Verme 0.956 0.221 238 0.000

Kendiliğinden-Ani Karar Verme 0.854 0.165 238 0.000

Sig. (p) değeri 0.05’den küçük olduğundan veri setinin normalliğini sağlayamadığı

görülmektedir. Bağımsız değişkenlerin duygusal zeka üzerindeki etkilerini ölçmek için

parametrik olmayan testler kullanılmıştır.

3.8.2. Örneklem Grubunun Demografik Özellikleri

Duygusal zekaları üzerinde araştırma yapılan hekimlerin seçilmiş bazı

demografik değişkenlere göre dağılımı Tablo 9’da gösterilmiştir.

Page 69: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

58

Tablo 9 : Hekimlere İlişkin Demografik Bulgular

Değişkenler Gruplar F % Geçerli% Yığılmalı%

Cinsiyet Kadın 100 42 42 42

Erkek 138 58 58 100

Yaş 20-30 147 61,8 61,8 61,8

31-40 32 13,4 13,4 75,2

41-50 44 18,5 18,5 93,7

51 ve üzeri 15 6,3 6,3 100

Medeni hal Evli 91 38,2 38,2 38,2

Evli Değil 147 61,8 61,8 100

Kıdem Yılı 0-10 177 74,4 74,4 74,4

11-20 37 15,6 15,6 89,9

21-30 19 7,9 7,9 97,8

31-40 5 2,1 2,1 100

Unvan Profesör Doktor 33 13,9 13,9 13,9

Doçent Doktor 16 6,7 6,7 20,6

Doktor Öğretim

Üyesi 30 12,6 12,6 33,2

Araştırma Görevlisi 159 66,8 66,8 100

Bölüm Cerrahi Tıp Bilimleri 100 46,2 46,2 46,2

Dahili Tıp Bilimleri 128 53,8 53,8 100

Duygusal Zeka Evet 89 37,4 37,4 37,4

ile İlgili Kitap Okudunuz

mu? Hayır 149 62,6 62,6 100

Araştırma kapsamında katılımcıların cinsiyete göre dağılımları incelendiğinde;

%42’si kadın %58’i erkek olduğu görülmektedir. Katılımcıların %38.2’si evli, %61.8’i

evli değildir. Katılımcıların yaş gruplarına göre dağılımları incelendiğinde, 20-30 yaş

grubunda olanların oranı %61.8; 31-40 yaş grubunda olanların oranı %13.4 iken 41-50

yaş grubunda olanların oranı %18.5; 51 ve üzeri yaş grubunda olanların oranı ise

%6,3’tür. Katılımcıların kıdemlerine göre dağılımları incelendiğinde; 0-10 yıl arası

kıdeme sahip olanların oranı %74.4, 11-20 yıl arası kıdeme sahip olanların oranı %15.6,

21-30 yıl kıdeme sahip olanların oranı %7.9, 31-40 yıl arası kıdeme sahip oran ise

%2.1’dir. Katılımcıların unvan gruplarına göre dağılımları incelendiğinde %13.9’u

Profesör Doktor, %6.7’si Doçent Doktor, %12.6’sı Doktor Öğretim Üyeleri, %66.8’i

Araştırma Görevlisidir. Katılımcıların %46.2’sinin cerrahi servisinde, %53.8’nin ise

dahili servisinde görev yaptıkları görülmüştür. Duygusal zeka ile ilgili kitap okunma

oranında ise %37.4’ü evet cevabını verirken %62.6’sı hayır cevabını vermiştir.

Page 70: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

59

3.8.3. Duygusal Zeka Boyut Ortalamaları

Wong ve Law (2002)’ın Duygusal Zeka ölçeği yazında güvenilirliği ve

geçerliliği kanıtlanmış bir ölçek olmasına rağmen yeniden güvenilirlik analizine tabi

tutulmuş ve 16 ifadeden oluşan bu ölçeğin Cronbach alfa değerleri bulunmuştur. Alfa

değerinin 0.60 ile 0.80 arasında olması durumunda ölçek ‘oldukça güvenilir’, 0.80’den

büyük olması durumunda da ‘yüksek derecede güvenilir’ olarak değerlendirilmektedir

(Kayış, 2005: 405). Bu da ölçeğin yüksek derecede güvenilir olduğunu açıkça ortaya

koymaktadır.

Duygusal zeka ölçeğinde ortaya çıkan boyutlar, boyutların ifade sayıları,

ortalama ve standart sapma değerleri ile alt boyutlarına ilişkin güvenilirlik (iç tutarlılık)

katsayısını ifade eden Cronbach alfa değerleri Tablo 10’da gösterilmektedir.

Tablo 10: Duygusal Zeka Boyutlarının Psikometrik Özellikleri

Duygusal Zeka Boyutları İfade Sayısı Min-Max Cronbach Alfa Ort. Ss.

Kendi Duygularını

Değerlendirme 4 1-5 0.889 3,768 0,739

Başkalarının Duygularını

Değerlendirme 4 1-5 0.871 3,541 0,769

Duyguların Düzenlenmesi 4 1-5 0.910 3,479 0,831

Duyguları Kullanma 4 1-5 0.874 3,836 0,799

Boyutların ortalamaları incelendiğinde ilk göze çarpan genel olarak

katılımcıların en yüksek Duyguları Kullanma boyutundan (3.836±0.799) puan aldıkları

görülmektedir. Bu bulgu hekimlerin duyguların kullanılması hususunda iyi olduklarını

düşündüklerini göstermektedir. Bu boyut içindeki en yüksek ortalama (0.841) ile “Her

zaman kendime yeterli birisi olduğumu söylerim” ifadesine aittir. Bütün ifadeler

içindeki en yüksek ortalama da “Duygularımı iyi anlayabilirim.” ifadesine (0.945) ait

olup, kendi duygularını değerlendirme ile ilgilidir.

Hekimlerin duygusal zekaları söz konusu olduğunda öne çıkan diğer hususlar

kendi duygularını değerlendirmesi (3.768±0.739) ve başkalarının duygularını

değerlendirmesi (3.541±0.769) boyutlarıdır. Ancak duyguların düzenlenmesi boyutunun

(3.479±0.831) düşük çıkması hekimlerin kendi duygularını yönetebilme bağlamında

kendilerini diğer boyutlara nazaran daha az yeterli hissettiklerinin bir göstergesidir.

Page 71: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

60

3.8.4. Faktör Analizi

Faktör analizi, birden fazla ve birbirleriyle ilişkili çok sayıda değişkeni az sayıda

anlamlı ve birbirlerinden bağımsız faktörler haline getiren ve yaygın olarak kullanılan

bir istatistiksel tekniktir (Kalaycı, 2014: 321). Faktör analizinin amacı, aralarında

yüksek ilişkiye sahip değişkenlerin bir araya getirilerek faktörler oluşturulmasıdır.

3.8.4.1. Duygusal Zeka Ölçeğinin Faktör Analizi

Duygusal zeka ölçeğinin faktör analizine uygunluğunun değerlendirilmesi için

Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) testi ve Barlett’s testi yapılmıştır. Sonuçlar Tablo 11’de

gösterilmektedir.

Tablo 11: Duygusal Zeka KMO ve Bartlett’s Testi Sonuçları

KMO ve Bartlett's Testi

Kaiser-Meyer-Olkin Measure of Sampling Adequacy.

0,807

Bartlett's Test of Sphericity

Approx. Chi-Square

2692,365

Df

120

Sig.

0,000

Anketin geçerlilik ve güvenilirliğini test etmek için kullanılan Cronbach Alfa

0,807 olarak bulunmuştur. Bu değerin 0,50’den fazla olması verilerin faktör analizi için

uygun olduğunu göstermektedir. Bunun yanı sıra Bartlett’s testinin de 0,000 çıkması

faktör analizi için anlamlılık düzeyinin uygun olduğunu göstermektedir. Duygusal zeka

toplam varyans açıklaması Tablo 12’deki gibidir.

Page 72: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

61

Tablo 12 :Duygusal Zeka Toplam Varyans Açıklaması

Bileşen

Başlangıç Özdeğerleri

Kare Yüklemelerin Çıkarma Toplamları

Toplam

%

Varyans

Kümülatif

%

Toplam

% Varyans

Kümülatif

%

1 5,958

37,239 37,239 3,217 20,108 20,108

2 2,496 15,601 52,839 3,105 19,404 39,512

3 1,978

12,364 65,203 2,915 18,219 57,731

4 1,691 10,567 75,770 2,886 18,039 75,770

Duygusal zekânın 1’den büyük olan, dört faktör ve varyans değerleri yukarıdaki

tabloda verilmiştir. Varyans değerlerini açıklamada en büyük pay 20,108 ile birinci

faktöre aittir. En küçük pay ise 18,039 ile 4. faktöre aittir. İkinci ve üçüncü faktörlerin

payı ise sırasıyla 19,404 ve 18,219’dir. Bulunan dört faktör toplam değişimin

%75,770’ini oluşturmaktadır. Duygusal zeka ölçeği faktör analizi sonuçları Tablo

13’deki gibidir.

Tablo 13: Duygusal Zeka Ölçeği Faktör Analizi

Duygusal Zeka İfadeleri ve Boyutları

Faktör 1

Faktör 2

Faktör 3

Faktör 4

S1 (Kendi duygularını değerlendirme) ,869

S2 (Kendi duygularını değerlendirme) ,910

S3 (Kendi duygularını değerlendirme) ,871

S4 (Kendi duygularını değerlendirme) ,690

S5 (Başkalarının Duygularını Değerlendirme) ,777

S6 (Başkalarının Duygularını Değerlendirme) ,808

S7 (Başkalarının Duygularını Değerlendirme) ,849

S8 (Başkalarının Duygularını Değerlendirme) ,843

S9 (Duyguları kullanma) ,810

S10 (Duyguları kullanma) ,843

S11 (Duyguları kullanma) ,815

S12 (Duyguları kullanma) ,807

S13 (Duyguların düzenlenmesi) ,893

S14 (Duyguların düzenlenmesi) ,894

S15 (Duyguların düzenlenmesi) ,792

S16 (Duyguların düzenlenmesi) ,856

Page 73: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

62

Orijinal duygusal zeka ölçeğinde 4 faktör altında da toplanan 16 ifade yeniden

faktör analizine tabi tutulmuştur. Yapılan analiz sonucunda sonuçlar beklenildiği gibi

çıkmıştır.

Analiz sonucunda duygusal zekâ ölçeğinden elde edilen faktörlerin

isimlendirilmesi aşağıda ayrıntılı olarak verilmiştir;

Faktör 1: Kendi Duygularını Değerlendirme

1. İfade Çoğu zaman bazı duygularımı neden hissettiğimi anlayabilirim.

2. İfade Duygularımı iyi anlayabilirim.

3. İfade Ne hissettiğimi gerçekten iyi bilirim.

4. İfade Mutlu olup olmadığımı her zaman bilirim.

Faktör 2: Başkalarının Duygularını Değerlendirme

5. İfade Arkadaşlarımın duygularını davranışlarından her zaman anlarım.

6. İfade Diğer insanların duygularını çok iyi gözlemlerim.

7. İfade Diğer insanların duyguları ve hisleri konusunda çok hassasımdır.

8. İfade Etrafımdaki insanların duygularını anlama konusunda iyiyimdir.

Faktör 3: Duyguların Kullanılması

9. İfade Her zaman kendimle ilgili hedefleri belirlerim ve ulaşabilmek için elimden

geleni yaparım.

10. İfade Her zaman kendime yeterli birisi olduğumu söylerim.

11. İfade İç motivasyonum yüksektir.

12. İfade En iyisini yapmak için her zaman kendimi teşvik ederim.

Faktör 4: Duyguların Düzenlenmesi

13. İfade Sinirlerime hakim olurum ve sorunlarımı akıllıca ele alabilirim.

14. İfade Kendi duygularımı yeterince kontrol edebilirim.

15. İfade Çok kızdığım zaman kısa sürede sakinleşebilirim.

16. İfade Duygularımı kontrol etmesini iyi bilirim.

Page 74: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

63

3.8.5. Duygusal Zeka Boyutlarının Demografik Değişkenlere Göre

Karşılaştırılması

Araştırmaya katılan hekimlerin Duygusal Zeka İçerisindeki Kendi Duygularını

Değerlendirmesi boyutundan almış oldukları puanların demografik değişkenlere göre

karşılaştırılması Tablo 14’de gösterilmiştir.

Tablo 14: Kendi Duygularını Değerlendirme Boyutu Demografik Değişkenlere Göre

Karşılaştırılması

Değişkenler n

Ortalama

Sıra

Ortalama

İstatistik

Ortalama

Hata

Standart

Sapma

Anlamlılık

Düzeyi (p)

Cinsiyet

Kadın 100 118,42 3,760 0,072 0,729

0.834 Erkek 138 120,29 3,775 0,063 0,749

Yaş

20-30 147 111,72 B 3,676 0,059 0,722

0.007 31-40 32 111,41 B 3,687 0,141 0,800

41-50 44 135,20 AB 3,954 0,104 0,693

51 ve üzeri 15 166,90 A 4,300 0,165 0,642

Medeni Hal

Evli 91 133,32 3,925 0,082 0,783 0,014

Evli Değil 147 110,95 3,671 0,057 0,696

Kıdem Yılı

0-10 177 113,38 B 3,696 0,055 0,738

0.008 11-20 37 126,49 B 3,864 0,117 0,715

21-30 19 139,84 B 3,986 0,142 0,620

31-40 5 207,30 A 4,800 0,200 0,447

Unvan

Prof. Dr. 33 143,53 4,030 0,150 0,863

0.131 Doç. Dr. 16 124,41 3,843 0,151 0,604

Dr. Öğr. Üyesi 30 123,53 3,800 0,112 0,617

Arş. Gör. 159 113,26 3,701 0,058 0,738

Bölüm

Cerrahi 110 139,46 3,977 0,071 0,744 0.000

Dahili 128 102,34 3,589 0,060 0,689

Duygusal Zeka İle İlgili Kitap Okudunuz mu?

Evet 89 139,23 3,971 0,086 0,814 0.001

Hayır 149 107,71 3,647 0,054 0,664

Diğer bağımsız değişkenler duygusal zekanın kendi duygularını değerlendirme

boyutu arasında istatistiki olarak anlamlı bir farklılığa neden olmazken, yaş ortalaması

(p=0.007), medeni hal (p=0.014), bölüm (p=0.000), kıdem yılı (p=0.008), duygusal zeka

ile ilgili kitap okudunuz mu (p=0.001) sorusunun Rank (sıra-sayı) ortalamaları

Page 75: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

64

arasındaki farklar, istatistiki olarak önemlidir. Bir başka deyişle bu demografik veriler

kendi duygularını değerlendirme konusunda daha başarılı bulduklarını göstermektedir.

Kendi duygularını değerlendirme boyutunda yaş gruplarında en yüksek ortalama

(4.300±0.642) 51 ve üzeri yaş grupları olduğu görülmekte iken en düşük ortalamaya

sahip grup (3.676±0.722) 20-30 yaş aralığındaki grup olduğu görülmektedir. Buna göre

hayat tecrübesi olanların kendi duygularını değerlendirme konusunda başarılı oldukları

söylenebilir. Sonuç duygusal zeka yaş ile doğru orantılıdır sonucunu desteklemektedir.

Gruplara ilişkin farkın anlamlı çıkması durumunda farklılığın hangi gruptan

kaynaklandığını belirlemek için ileri analiz yöntemlerinden Bonferroni-Dunn testi

uygulanmıştır. Müşterek harf bulunmayan rank ortalamaları arasındaki fark önemlidir

(p<0.05). Yapılan Bonferroni-Dunn testi sonucunda 20-30 yaş ile 31-40 yaş her iki grup

51 ve üzeri grubu ortalamasından istatistiki olarak önemli bir farka sahiptir (p<0.05).

Kıdem yılı grubunda ise en yüksek ortalamaya sahip (4.800±0.447) 31-40 kıdem

yılı grubu iken en düşük ortalamaya sahip (3.696±0.738) 0-10 kıdem yılı grubudur. 31-

40 kıdem yılı grubundan olan hekimlerin kendi duygularını değerlendirme konusunda

daha başarılı oldukları görülmektedir. Buna göre akademik eğitimin duygusal zekanın

gelişimine katkı sağladığı söylenebilir. Araştırmaya katılan hekimlerin kıdemleri

yükseldikçe; yeni fikirler üretmede duygularından daha çok yararlanma ve olumlu bir

ruh halindeyken problemleri daha kolay çözme eğiliminde oldukları söylenebilir.

Gruplara ilişkin farkın anlamlı çıkması durumunda farklılığın hangi gruptan

kaynaklandığını belirlemek için yapılan Bonferroni-Dunn testi sonucunda kıdem

grubunda 31-40 kıdem yılı grubu istatistik olarak anlamlı bir farka sahiptir (p<0.05).

Medeni halde evli olanlar evli olmayanlara göre daha fazla ortalamaya sahip

olduğu görülmektedir (3.925±0.783). Bunun bir sonucu olarak, evliliğin duygusal zekaya

katkı sağladığı söylenebilir.

Cerrahi bölümde çalışan hekimlerin kendi duygularını değerlendirme boyutunda

daha başarılı oldukları görülmektedir (3.977±0.744).

Son olarak kendi duygularını değerlendirme konusunda duygusal zeka ile ilgili

kitap okuma ortalamasında evet diyenler çoğunlukta olması duygusal zekanın

geliştirilebilir bir zeka türü olduğunu ve bu alanda kitap okumanın duygusal zeka

gelişimine katkı sağladığı söylenebilir (3.971±0.814).

Page 76: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

65

Araştırmaya katılan hekimlerin Duygusal Zeka içerisindeki Başkalarının

Duygularının Değerlendirilmesi boyutundan almış oldukları puanların demografik

değişkenlere göre karşılaştırması Tablo 15’de gösterilmiştir.

Tablo 15 : Başkalarının Duyguların Değerlendirilmesi Boyutu Demografik Değişkenlere Göre

Karşılaştırılması

Değişkenler n

Ortalama

Sıra

Ortalama

İstatistik

Ortalama

Hata

Standart

Sapma

Anlamlılık

Düzeyi (p)

Cinsiyet

Kadın 100 121,80 3,582 0,066 0,661 0.658

Erkek 138 117,83 3,510 0,071 0,840

Yaş

20-30 147 114,81 3,505 0,061 0,750

0.208

31-40 32 111,75 3,406 0,150 0,851

41-50 44 138,00 3,744 0,119 0,795

51 ve üzeri 15 127,70 3,583 0,166 0,645

Medeni Hal

Evli 91 124,83 3,590 0,083 0,791 0.344

Evli Değil 147 116,20 3,510 0,062 0,756

Kıdem Yılı

0-10 177 114,66 3,494 0,057 0,764

0.224

11-20 37 126,85 3,614 0,138 0,842

21-30 19 143,18 3,776 0,150 0,656

31-40 5 146,30 3,750 0,325 0,728

Unvan

Prof. Dr. 33 140,27 3,287 0,144 0,830

0.273

Doç. Dr. 16 125,81 3,546 0,213 0,852

Dr. Öğr. Üyesi 30 116,08 3,475 0,138 0,758

Arş. Gör. 159 115,20 3,507 0,059 0,749

Bölüm

Cerrahi 110 129,55 3,663 0,073 0,771 0.035

Dahili 128 110,86 3,435 0,066 0,755

Duygusal Zeka İle İlgili Kitap Okunuz mu?

Evet 89 125,84 3,618 0,069 0,659 0.269

Hayır 149 115,71 3,495 0,067 0,826

Başkalarının duygularının değerlendirilmesi boyutunda sadece çalışılan bölüm

anlamlı bir fark ortaya koymaktadır (p=0.035). Cerrahi servisinde çalışan hekimler

başkalarının duygularını değerlendirme konusunda daha başarılıdır. Bu gruptaki

farklılığa cerrahi bölümde çalışan hekimlerin daha yüksek ortalamaya sahip olmasından

kaynaklandığı görülmektedir (3.663±0.771).

Page 77: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

66

Araştırmaya katılan hekimlerin duygusal zeka içerisindeki duyguları düzenleme

boyutundan almış oldukları puanların demografik değişkenlere göre karşılaştırması Tablo

16’da gösterilmiştir.

Tablo 16 : Duyguların Düzenlenmesi Boyutu Demografik Değişkenlere Göre Karşılaştırılması

Değişkenler n

Ortalama

Sıra

Ortalama

İstatistik

Ortalama

Hata

Standart

Sapma

Anlamlılık

Düzeyi (p)

Cinsiyet

Kadın 100 106,77 3,340 0,088 0,880 0.014

Erkek 138 128,72 3,579 0,066 0,781

Yaş

20-30 147 115,94 BC 3,435 0,072 0,884

0.009 31-40 32 97,00 C 3,210 0,110 0,622

41-50 44 133,24 AB 3,647 0,112 0,745

51 ve üzeri 15 162,13 A 3,983 0,169 0,657

Medeni Hal

Evli 91 127,92 3,579 0,081 0,781 0.134

Evli Değil 147 114,29 3,416 0,070 0,857

Kıdem Yılı

0-10 177 113,29 3,488 0,083 1,110

0.054 11-20 37 130,41 3,864 0,299 1,822

21-30 19 141,66 3,750 0,150 0,656

31-40 5 174,3 4,250 0,306 0,684

Unvan

Prof. Dr. 33 146,55 3,810 0,122 0,704

0.064 Doç. Dr. 16 132,94 3,625 0,164 0,658

Dr. Öğr. Üyesi 30 110,63 3,366 0,125 0,687

Arş. Gör. 159 114,21 3,416 0,069 0,881

Bölüm

Cerrahi 110 122,61 3,531 0,073 0,770 0.514

Dahili 128 116,82 3,433 0,077 0,880

Duygusal Zeka İle İlgili Kitap Okunuz mu?

Evet 89 116,79 3,446 0,089 0,843 0.636

Hayır 149 121,12 3,498 0,067 0,825

Duyguların düzenlenmesi boyutunu oluşturan sorulara verilen cevapların

ortalaması dikkate alınarak cinsiyetin (p=0.014) ve yaşın (p=0.009) Rank (sıra-sayı)

ortalamaları arasındaki farklar, istatistiki olarak önemlidir.

Duyguların düzenlenmesi boyutunda erkeklerin ortalamaları kadınlara göre daha

yüksektir (3.579±0.781).

Yaş grubunda en yüksek ortalamaya sahip grup (3.983±0.657) 51 ve üzeri iken en

düşük ortalamaya sahip grup (3.210±0.622) 31-40 yaş grubudur. Duyguların düzenlenmesi

Page 78: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

67

boyutunda bu 31 yaş ve üzeri hekimlerin başarılı olduğu sonucu çıkarılmaktadır. Gruplara

ilişkin farkın anlamlı çıkması durumunda farklılığın hangi gruptan kaynaklandığını

belirlemek için ileri analiz yöntemlerinden Bonferroni-Dunn testi uygulanmıştır. Yapılan

Bonferroni- Dunn testi sonucunda 20-30 yaş ile 31-40 yaş her iki grup 51 ve üzeri yaş

grubu ortalamasından ve 31-40 yaş 41-50 yaş grubu arasındaki ortalama istatistiki

olarak önemli bir farklılığa sahiptir (p<0.05). Yapılan benzer araştırmalarda duygusal

zekanın gelişebilmesi yaşla orantılı olduğunu göstermektedir.

Araştırmaya katılan hekimlerin Duygusal Zeka içerisindeki Duyguların

Kullanılması boyutundan almış oldukları puanların demografik değişkenlere göre

karşılaştırması Tablo 17’de gösterilmiştir.

Tablo 17: Duyguların Kullanılması Boyutu Demografik Değişkenlere Göre Karşılaştırılması

Değişkenler n

Ortalama

Sıra

Ortalama

İstatistik

Ortalama

Hata

Standart

Sapma

Anlamlılık

Düzeyi (p)

Cinsiyet

Kadın 100 100,69 3,625 0,085 0,853 0.000

Erkek 138 133,13 3,989 0,061 0,723

Yaş

20-30 147 108,97 B 3,709 0,067 0,812

0.004 31-40 32 117,03 B 3,804 0,143 0,812

41-50 44 149,50 A 4,204 0,098 0,656

51 ve üzeri 15 139,97 AB 4,066 0,183 0,710

Medeni Hal

Evli 91 133,92 4,013 0,074 0,707 0.010

Evli Değil 147 110,57 3,726 0,068 0,835

Kıdem Yılı

0-10 177 111,06 B 3,839 0,103 1,372

0.008 11-20 37 151,73 A 4,243 0,114 0,698

21-30 19 128,92 AB 3,973 0,166 0,725

31-40 5 143,80 AB 4,100 0,291 0,651

Unvan

Prof. Dr. 33 151,26 A 4,212 0,098 0,566

0.002 Doç. Dr. 16 151,06 A 4,218 0,182 0,729

Dr. Öğr. Üyesi 30 124,58 AB 3,908 0,148 0,813

Arş. Gör. 159 108,77 B 3,706 0,064 0,812

Bölüm

Cerrahi 110 124,92 3,906 0,067 0,710 0.256

Dahili 128 114,84 3,775 0,076 0,867

Duygusal Zeka İle İlgili Kitap Okunuz mu?

Evet 89 116,61 3,809 0,084 0,793 0.613

Hayır 149 121,23 3,852 0,066 0,805

Duyguların kullanılması boyutunu oluşturan sorulara verilen cevapların

ortalaması cinsiyetin (p=0.000), yaşın (p=0.004), medeni halin(p=0.010), unvanların

(p=0.002) ve kıdem yılların (p=0.008) Rank (sıra-sayı) ortalamaları arasındaki farklar,

Page 79: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

68

istatistik olarak önemlidir. Diğer bağımsız değişkenlerle duyguların kullanılması

arasında istatistiki olarak anlamlı bir fark yoktur.

Duyguların kullanılması boyutunda erkekler kadınlara göre daha yüksek

ortalamaya sahiptir (3.989±0.723). Erkeklerin stres gibi durumlar karşısında duygularını

uygun bir şekilde yönetebildiği görülmektedir.

Yaş grubundan en yüksek ortalamaya sahip grup (4.204±0.656) 41-50 iken en düşük

ortalamaya sahip grup (3.709±0.812) 20-30 yaş grubudur. Burada görüldüğü üzere hayat

tecrübesinin duygusal zeka kavramıyla paralellik gösterdiğidir. Araştırmaya katılan

hekimlerin yaş ortalaması yükseldikçe; duygularını yapıcı aktivitelere dönüştürerek

kullanabilmeleri konusunda daha başarılı oldukları söylenebilir. Gruplara ilişkin farkın

anlamlı çıkması durumunda farklılığın hangi gruptan kaynaklandığını belirlemek için ileri

analiz yöntemlerinden Bonferroni-Dunn testi uygulanmıştır. Yapılan Bonferroni-Dunn

testi sonucunda yaş gruplarından 20-30 yaş ile 31-40 yaş her iki grup 41-50 yaş grubu

ortalamasından istatistik olarak önemli bir farklılığa sahiptir (p<0.05).

Medeni durumda evli olanların duyguların kullanılması boyutunda daha başarılı

oldukları görülmektedir (4.013±0.707).

Kıdem yılında en yüksek ortalamaya (4.243±0.698) 11-20 yıl iken en düşük

ortalamaya sahip grup (3.839±1.372) 0-10 kıdem yılına sahip gruptur. Yapılan Bonferroni-

Dunn testi sonucunda kıdem yılı ortalamaları bakımından sadece 0-10 ve 11-20 kıdem

yılı grubu ortalaması istatistiki olarak önemli bir farklılığa sahiptir (p<0.05).

Unvan grubunda ise en yüksek ortalama (4.218±0.729) Doçent iken en düşük

ortalama (3.706±0.812) araştırma görevlidir. Yapılan Bonferroni-Dunn testi sonucunda

Unvan ortalamaları bakımından Profesör Doktor ile Doçent her iki grup ve Araştırma

görevlisi grubu ortalamasından istatistik olarak önemli bir farklılığa sahiptir (p<0.05).

3.8.6. Karar Verme Boyut Ortalamaları

Karar verme ölçeğinin güvenilirliği ve geçerliliği kanıtlanmış bir ölçek olmasına

rağmen yeniden güvenilirlik analizine tabi tutulmuş ve 24 ifadeden oluşan bu ölçeğin

beş alt boyutundan almış olduğu Cronbach alfa değerleri gösterilmiştir. Alfa değerinin

0.60 ile 0.80 arasında olması durumunda ölçek ‘oldukça güvenilir’, 0.80’den büyük

olması durumunda da ‘yüksek derecede güvenilir’ olarak değerlendirilmektedir (Kayış,

Page 80: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

69

2005: 405). Bu da ölçeğin yüksek derecede güvenilir olduğunu açıkça ortaya

koymaktadır. Tablo 18’de karar verme ölçeğine ve alt boyutlarına ilişkin boyutların

ifade sayıları, ortalama ve standart sapma değerleri güvenilirlik (iç tutarlılık) katsayısını

ifade eden Cronbach Alpha (α) değerleri yer almaktadır.

Tablo 18: Karar Verme Boyutunun Psikometrik Özellikleri

Karar Verme Boyutları İfade Sayısı Min- Max

Cronbach

alfa (α) Ort. Ss.

Rasyonel Karar Verme 5 1-5 0.909 3,890 0,743

Sezgisel Karar Verme 5 1-5 0.947 2,868 0,993

Bağımlı Karar Verme 4 1-5 0.901 3,126 0,788

Kaçıngan Karar Verme 5 1-5 0.912 2,050 0,736

Kendiliğinden/Ani Karar Verme 5 1-5 0.899 2,073 0,750

Boyutların ortalamaları incelendiğinde ilk göze çarpan genel olarak

katılımcıların en yüksek Rasyonel Karar Verme boyutundan (3.890±0.743) puan

aldıkları görülmektedir. Bu bulgu hekimlerin alternatiflerin mantıklı değerlendirildiği ve

araştırıldığı, hususunda iyi olduklarını düşündüklerini göstermektedir. Bu boyut

içindeki en yüksek ortalama (0,893) ile “Karar vermeden önce bütün seçenekleri

incelerim” ifadesine aittir. Bütün ifadeler içindeki en yüksek ortalama da “Genellikle

doğruluğunu hissettiğim kararlar veririm” ifadesine (0.923) ait olup, sezgisel

değerlendirme ile ilgilidir.

Hekimlerin karar verme davranışları söz konusu olduğunda öne çıkan diğer

hususlar bağımlı karar verme (3.126±0.788) ve sezgisel karar verme (2.868±0.993)

boyutlarıdır. Kaçıngan karar verme boyutunun (2.050±0.736) düşük çıkması doktorların

karar vermede kaçıngan eğilimin yaşanmadığını göstermektedir.

3.8.6.1. Karar Verme Ölçeğinin Faktör Analizi

Duygusal zeka ölçeğinin faktör analizine uygunluğunun değerlendirilmesi için

Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) testi ve Barlett’s testi yapılmıştır.

Page 81: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

70

Tablo 19 :Karar Verme Ölçeğinin KMO ve Bartlett’s Testi Sonuçları

KMO ve Bartlett's Testi

Kaiser-Meyer-Olkin Measure of Sampling Adequacy

0,827

Bartlett's Test of Sphericity

Approx. Chi-Square

5000,585

Df

276

Sig.

0,000

Yapılan analiz sonucunda Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) örneklem yeterlilik değeri

0,827 çıkmıştır. Bu değerin 0,50’den fazla olması verilerin faktör analizi için uygun

olduğunu göstermektedir. Bunun yanı sıra Barlett’s testinin de 0,000 çıkması faktör analizi

için anlamlılık düzeyinin uygun olduğunu göstermektedir.

Karar verme ölçeği toplam varyansın % 75.697’sini kapsadığı Tablo 20’de

gösterilmiştir.

Tablo 20 : Karar Verme Toplam Varyans Açıklaması

Bileşen

Başlangıç Özdeğerleri

Kare Yüklemelerin Çıkarma Toplamları

Toplam

% Varyans

Kümülatif

%

Toplam

% Varyans

Kümülatif

%

1 6,468 26,951 26,951 4,339 18,079 18,079

2 3,853 16,055 43,006 4,068 16,950 35,029

3 3,599 14,997 58,003 3,729 15,539 50,568

4 2,805 11,689 69,691 3,143 13,095 63,663

5 1,441 6,006 75,697 2,888 12,035 75,697

Duygusal zekânın 1’den büyük olan, beş faktör ve varyans değerleri yukarıdaki

tabloda verilmiştir. Varyans değerlerini açıklamada en büyük pay 18,079 ile birinci faktöre

aittir. En küçük pay ise 12,035 ile 5. faktöre aittir. İkinci, üçüncü ve dördüncü faktörlerin

payı ise sırasıyla 16.950, 15.539 ve 13.095’dir.

Page 82: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

71

Tablo 21: Karar Verme Ölçeği Faktör Analizi

Karar Verme İfadeleri ve Boyutları Faktör 1 Faktör 2 Faktör 3 Faktör 4 Faktör 5

S1 (Rasyonel Karar Verme) ,889

S2 (Rasyonel Karar Verme) ,902

S3 (Rasyonel Karar Verme) ,791

S4 (Rasyonel Karar Verme) ,781

S5 (Rasyonel Karar Verme) ,888

S6 (Sezgisel Karar Verme) ,917

S7 (Sezgisel Karar Verme) ,918

S8 (Sezgisel Karar Verme) ,927

S9 (Sezgisel Karar Verme) ,830

S10 (Sezgisel Karar Verme) ,890

S11 (Bağımlı Karar Verme) ,802

S12 (Bağımlı Karar Verme) ,888

S13 (Bağımlı Karar Verme) ,915

S14 (Bağımlı Karar Verme) ,873

S15 (Kaçıngan Karar Verme) ,645

S16 (Kaçıngan Karar Verme) ,926

S17 (Kaçıngan Karar Verme) ,911

S18 (Kaçıngan Karar Verme) ,814

S19 (Kaçıngan Karar Verme) ,897

S20 (Kendiliğinden/Ani Karar Verme) ,770

S21 (Kendiliğinden/Ani Karar Verme) ,824

S22 (Kendiliğinden/Ani Karar Verme) ,611

S23 (Kendiliğinden/Ani Karar Verme) ,742

S24 (Kendiliğinden/Ani Karar Verme) ,624

Orijinal karar verme ölçeğinde 5 faktör altında da toplanan 24 ifade yeniden

faktör analizine tabi tutulmuştur. Yapılan analiz sonucunda tüm değerler istenildiği gibi

çıkmış ve gruplara ayrılmıştır.

Analiz sonucunda karar verme ölçeğinden elde edilen faktörlerin

isimlendirilmesi aşağıda ayrıntılı olarak verilmiştir;

Faktör 1: Sezgisel Karar Verme

6. İfade Kararlarımı verirken sezgilerime güvenirim.

7. İfade Bir karar verirken sezgilerime güvenme eğilimindeyim.

8. İfade Genellikle doğruluğunu hissettiğim kararlar veririm.

Page 83: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

72

9. İfade Kararlarımı verirken benim için akılcı bir nedenden daha çok, verdiğim kararın

doğruluğunu hissetmem daha önemlidir.

10. İfade Karar verirken hislerime ve kendi tepkilerime güvenirim.

Faktör 2: Kaçıngan Karar Verme

15. İfade Üzerimde baskı hissetmediğim sürece önemli kararlarımı almaktan kaçınırım.

16. İfade Mümkün olduğunca kararlarımı ertelerim.

17. İfade Önemli kararları alma aşamasına gelinceye kadar karar vermeyi sık sık

ertelerim.

18. İfade Önemli kararlarımı genellikle son dakikada veririm.

19. İfade Üzerine düşünme beni rahatsız etiği için pek çok kararı ertelerim.

Faktör 3: Rasyonel Karar Verme

1. İfade Karar vermeden önce emin olmak için bilgi kaynaklarımı iki kere kontrol

ederim.

2. İfade Karar vermeden önce bütün seçenekler incelerim.

3. İfade Mantıklı ve sistematik bir yolla karar veririm.

4. İfade Karar vermem dikkatli düşünmemi gerektirir.

5. İfade Karar verirken belirli bir amaca yönelik değişik seçenekleri göz önünde

bulundururum.

Faktör 4: Bağımlı Karar Verme

11. İfade Önemli kararlar alırken başkalarının yardımına sık sık ihtiyaç duyarım.

12. İfade Eğer başkalarını desteğine sahipsem önemli kararları almak benim için daha

kolaydır.

13. İfade Önemli kararlarımı alırken başkalarının tavsiyelerinden yararlanırım.

14. İfade Önemli kararlar ile yüzleştiğim zaman birinin bana doğru yolu göstermesi

hoşuma gider.

Faktör 5: Kendiliğinden/ Ani Karar Verme

20. İfade Genellikle ani kararlar veririm.

21.İfade Kararlarımı, çoğunlukla o anda veririm.

22. İfade Çabuk karar veririm.

23. İfade Kararlarımı, sıklıkla düşünmeden veririm.

Page 84: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

73

24. İfade Kararlarımı verirken, o anda doğal olan ne ise onu yaparım.

3.8.6.2. Karar Verme Boyutlarının Demografik Değişkenlere Göre

Karşılaştırılması

Araştırmaya katılan hekimlerin Karar Verme içerisindeki rasyonel karar verme

boyutundan almış oldukları puanların demografik değişkenlere göre karşılaştırılması

Tablo 22’de gösterilmiştir.

Tablo 22 :Rasyonel Karar Verme Boyutunun Demografik Değişkenlere Göre Karşılaştırılması

Değişkenler n

Ortalama

Sıra

Ortalama

İstatistik

Ortalama

Hata

Standart

Sapma

Anlamlılık

Düzeyi (p)

Cinsiyet

Kadın 100 100,48 3,696 0,071 0,715 0.000

Erkek 138 133,29 4,031 0,062 0,734

Yaş

20-30 147 115,5 3,851 0,062 0,756

0.068 31-40 32 103,45 3,725 0,125 0,712

41-50 44 134,68 4,090 0,109 0,723

51 ve üzeri 15 148,40 4,186 0,168 0,652

Medeni Hal

Evli 91 124,95 3,947 0,078 0,753 0.334

Evli Değil 147 116,13 3,855 0,060 0,737

Kıdem Yılı

0-10 177 115,99 3,856 0,056 0,745

0.116 11-20 37 123,77 3,940 0,114 0,694

21-30 19 125,66 3,926 0,190 0,830

31-40 5 188,80 4,600 0,167 0,374

Unvan

Prof. Dr. 33 138,45 4,066 0,142 0,821

0.129 Doç. Dr. 16 142,97 4,137 0,146 0,587

Dr. Öğr. Üyesi 30 110,53 3,800 0,132 0,725

Arş. Gör. 159 114,9 3,846 0,058 0,739

Bölüm

Cerrahi 110 122,54 3,920 0,069 0,730 0.525

Dahili 128 116,89 3,865 0,066 0,757

Duygusal Zeka İle İlgili Kitap Okunuz mu?

Evet 89 110,02 3,797 0,075 0,711 0.098

Hayır 149 125,16 3,946 0,062 0,759

Page 85: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

74

Rasyonel karar vermeyi oluşturan sorulara verilen cevapların ortalaması dikkate

alınarak cinsiyetlerin (p=0.000) Rank (sıra-sayı) ortalamaları arasındaki farklar,

istatistik olarak önemlidir.

Erkeklerin rasyonel karar verme boyutunda daha başarılı oldukları

görülmektedir (4.031±0.734). Kadınların karar alırken daha duygusal davranış

sergilemeleri bu sonucu açıklayabilir. Yapılan benzer çalışmaların aksine erkelerin bu

çalışmada daha yüksek ortalama almalarının sebebi katılımcı fazlalığı ya da kadınların

karar verirken daha duygusal davranış sergiledikleri düşünülebilir.

Araştırmaya katılan hekimlerin karar verme içerisindeki sezgisel karar verme

boyutundan almış oldukları puanların demografik değişkenlere göre karşılaştırılması

Tablo 23’de gösterilmiştir.

Tablo 23 :Sezgisel Karar Verme Boyutunun Demografik Değişkenlere Göre Karşılaştırılması

Değişkenler n

Ortalama

Sıra

Ortalama

İstatistik

Ortalama

Hata

Standart

Sapma

Anlamlılık

Düzeyi (p)

Cinsiyet

Kadın 100 118,53 2,858 0,089 0,897

0,852 Erkek 138 120,21 2,876 0,090 0,090

Yaş

20-30 147 110,27 2,741 0,080 0,979

0.057 31-40 32 128,47 2,993 0,152 0,864

41-50 44 139,97 3,159 0,165 1,100

51 ve üzeri 15 130,77 3,000 0,236 0,916

Medeni Hal

Evli 91 131,53 3,035 0,101 0,965 0.033

Evli Değil 147 112,05 2,766 0,082 0,999

Kıdem Yılı

0-10 177 111,47 B 2,758 0,073 0,980

0.019 11-20 37 138,07 A 3,124 0,162 0,988

21-30 19 149,05 A 3,284 0,229 0,998

31-40 5 154,00 A 3,320 0,366 0,819

Unvan

Prof. Dr. 33 156,80 A 3,412 0,163 0,939

0.001 Doç. Dr. 16 150,28 A 3,287 0,239 0,957

Dr. Öğr. Üyesi 30 112,13 B 2,740 0,177 0,974

Arş. Gör. 159 110,05 B 2,738 0,076 0,969

Bölüm

Cerrahi 110 136,24 3,110 0,090 0,949 0.000

Dahili 138 105,12 2,660 0,087 0,987

Duygusal Zeka İle İlgili Kitap Okudunuz mu?

Evet 89 125,72 2,970 0,104 0,990 0.280

Hayır 149 115,78 2,808 0,081 0,993

Page 86: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

75

Sezgisel karar vermeyi oluşturan sorulara verilen cevapların ortalaması dikkate

alınarak medeni halin (p=0.033), unvanların (p=0.001), bölümün (p=0.000), kıdem yılı

(p=0.019) Rank (sıra-sayı) ortalamaları arasındaki farklar, istatistiki olarak önemlidir.

Bir başka deyişle sezgilere güvenin yaşandığı durumda medeni halin, unvanın, çalışılan

bölümün ve kıdem yılının etkisinin olduğudur.

Evli olanların ortalaması bu boyutta da yüksektir (3.035±0.965).

Kıdem yılı gurubunda en yüksek ortalamaya sahip (3.320±0.819) 31-40 grubu iken

en düşük ortalamaya sahip grup (2.758±0.980) 0-10 grubudur. Burada hekimlerin

tecrübelerinden yola çıkarak sezgilerinin daha kuvvetli olduğu ya da çalışma hayatına yeni

atılan hekimlerin daha temkinli yaklaştıkları varsayılabilir. Diğer bir deyişle deneyimin

duygusal zekayı olumlu etkileyen bir faktör olduğudur. Gruplara ilişkin farkın anlamlı

çıkması durumunda farklılığın hangi gruptan kaynaklandığını belirlemek için ileri analiz

yöntemlerinden Bonferroni- Dunn testi uygulanmıştır. Yapılan Bonferroni-Dunn testi

sonucunda kıdem yılı gruplarından 0-10 yıl istatistik olarak önemli bir farklılığa sahiptir

(p<0.05).

Unvanlarda en yüksek ortalamaya sahip grup (3.412±0.939) Profesör Doktorlar iken

en düşük grup (2.738±0.969) araştırma görevlileridir. Yapılan Bonferroni-Dunn testi

sonucunda Unvan gruplarından Profesör Doktor, Doçent ile Doktor Öğretim Üyesi,

Araştırma Görevlisi ortalamasından istatistiki olarak önemli bir farklılığa sahiptir

(p<0.05).

Cerrahi bölümde çalışan hekimlerin sezgisel karar verme boyutunda daha başarılı

oldukları görülmektedir (3.110±0.949).

Araştırmaya katılan hekimlerin karar verme içerisindeki bağımlı karar verme

boyutundan almış oldukları puanların demografik değişkenlere göre karşılaştırılması

Tablo 24’de gösterilmiştir.

Page 87: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

76

Tablo 24 : Bağımlı Karar Verme Boyutunun Demografik Değişkenlere Göre Karşılaştırılması

Değişkenler n

Ortalama

Sıra

Ortalama

İstatistik

Ortalama

Hata

Standart

Sapma

Anlamlılık

Düzeyi (p)

Cinsiyet

Kadın 100 136,93 3,335 0,081 0,817 0.001

Erkek 138 106,87 2,974 0,062 0,732

Yaş

20-30 147 126,36 3,212 0,066 0,800

0.266 31-40 32 111,16 2,976 0,139 0,791

41-50 44 107,16 2,983 0,119 0,791

51 ve üzeri 15 106,27 3,0167 0,143 0,554

Medeni Hal

Evli 91 109,86 3,005 0,079 0,761 0.087

Evli Değil 147 125,47 3,200 0,065 0,797

Kıdem Yılı

0-10 177 122,62 3,161 0,060 0,799

0.306 11-20 37 113,77 3,054 0,131 0,801

21-30 19 95,32 2,868 0,152 0,663

31-40 5 143,20 3,400 0,280 0,627

Unvan

Prof. Dr. 33 111,79 3,045 0,133 0,764

0.205 Doç. Dr. 16 95,91 2,890 0,196 0,785

Dr. Öğr. Üyesi 30 107,50 2,925 0,139 0,766

Arş. Gör. 159 125,74 3,204 0,062 0,791

Bölüm

Cerrahi 110 112,35 3,040 0,073 0,771 0.134

Dahili 128 125,64 3,199 0,070 0,798

Duygusal Zeka İle İlgili Kitap Okunuz mu?

Evet 89 119,12 3,129 0,082 0,776 0.948

Hayır 149 119,72 3,124 0,065 0,797

Bağımlı karar vermeyi oluşturan sorulara verilen cevapların ortalamasına

bakıldığında cinsiyetlerin (p=0.001) Rank (sıra-sayı) ortalamaları arasındaki farklar,

istatistiki olarak önemlidir.

Kadınlar bağımlı karar verme konusunda erkeklere oranla daha yüksek

ortalamaya sahiptir (3.335±0.817). Kadınlar başkalarının öneri ve düşüncelerinin

değerlendirilmesi konusunda erkeklere göre daha yüksek puan aldıkları görülmektedir.

Burada kadınların ortalaması daha fazla olması dikkat çekicidir. Diğer tüm boyutlarda

düşük ortalamaya sahipken bu boyutta yüksek ortalamaya sahiptir. Bu duyguların

ifadesi arttıkça kadın hekimlerim karar verirken başkalarının tavsiyelerinden yararlanma

davranışını daha çok sergilediklerini göstermektedir. Bağımlı karar verme stili karar

Page 88: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

77

vermede diğer kişilerin yönlendirme ve desteğinin etkin olduğu bir stildir. Bu

araştırmada kadın hekimlerin bağımlı karar verme stiline yüksek düzeyde olumlu yanıt

vermesi, kadın hekimlerin sağlık hizmetlerinin sıfır hata ile sürdürülmesi yönündeki

genel kabul nedeniyle, hata yapmaktan çekinmeleri ile açıklanabilir.

Araştırmaya katılan doktorların Karar Verme İçerisindeki Kaçıngan Karar

Verme boyutundan almış oldukları puanların demografik değişkenlere göre

karşılaştırılması Tablo 25’de gösterilmiştir.

Tablo 25 :Kaçıngan Karar Verme Boyutunun Demografik Değişkenlere Göre Karşılaştırılması

Değişkenler n

Ortalama

Sıra

Ortalama

İstatistik

Ortalama

Hata

Standart

Sapma

Anlamlılık

Düzeyi (p)

Cinsiyet

Kadın 100 123,74 2,086 0,073 0,735 0.410

Erkek 138 116,43 2,024 0,062 0,738

Yaş

20-30 147 119,79 2,065 0,060 0,738

0.627 31-40 32 125,89 2,106 0,131 0,746

41-50 44 121,01 1,990 0,097 0,645

51 ve üzeri 15 98,63 1,960 0,252 0,977

Medeni Hal

Evli 91 115,07 1,986 0,075 0,722 0.426

Evli Değil 147 122,24 2,089 0,061 0,744

Kıdem Yılı

0-10 177 120,77 2,073 0,055 0,736

0.774 11-20 37 121,24 1,973 0,101 0,618

21-30 19 111,00 1,968 0,164 0,715

31-40 5 93,80 2,120 0,691 1,546

Unvan

Prof. Dr. 33 117,24 2,072 0,144 0,828

0.825 Doç. Dr. 16 106,13 1,825 0,166 0,664

Dr. Öğr. Üyesi 30 116,77 1,940 0,098 0,541

Arş. Gör. 159 121,83 2,089 0,059 0,754

Bölüm

Cerrahi 110 118,41 2,065 0,074 0,781 0.817

Dahili 128 120,44 2,037 0,061 0,698

Duygusal Zeka İle İlgili Kitap Okunuz mu?

Evet 89 120,33 2,040 0,071 0,677 0.884

Hayır 128 119,01 2,056 0,063 0,771

Araştırmada karar verme içerisindeki kaçıngan karar verme alt boyutundan almış

oldukları puanlara göre demografik değişkenler açısından farklılık gösterip

göstermediğine ilişkin veriler incelendiğinde hiçbir değişken anlamlı bir farka sebep

Page 89: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

78

olamamaktadır. Kaçıngan karar verme stilinde bireyler karardan uzaklaşan kaçma

eğilimi gösterirler. Karardan kaçma eğiliminin sebebi olarak kararın yüksek risk ve

sorumluluk içermesi olduğu düşünülmektedir. Bu araştırmada hekimlerin kaçıngan

davranış sergilemedikleri görülmektedir. Bu çalışmada elde edilen hekimlerin karar

vermekten kaçınmadığı ve karar vermeyi ertelemediği görülmektedir.

Araştırmaya katılan doktorların Karar Verme içerisindeki kendiliğinden-ani

karar verme boyutundan almış oldukları puanların demografik değişkenlere göre

karşılaştırılması Tablo 26’da gösterilmişti

Tablo 26 : Kendiliğinden-Ani Karar Verme Boyutunun Demografik Değişkenlere Göre

Karşılaştırılması

Değişkenler n

Ortalama

Sıra

Ortalama

İstatistik

Ortalama

Hata

Standart

Sapma

Anlamlılık

Düzeyi (p)

Cinsiyet

Kadın 100 119,53 2,014 0,063 0,632 0.995

Erkek 138 119,48 2,115 0,070 0,825

Yaş

20-30 147 116,58 2,023 0,059 0,716

0.382 31-40 32 123,23 2,118 0,129 0,734

41-50 44 132,70 2,218 0,119 0,792

51 ve üzeri 15 101,40 2,040 0,253 0,980

Medeni Hal

Evli 91 128,07 2,186 0,084 0,803 0.128

Evli Değil 147 114,20 2,002 0,058 0,709

Kıdem Yılı

0-10 177 117,05 2,075 0,075 1,006

0.661 11-20 37 129,57 2,200 0,133 0,812

21-30 19 127,26 2,157 0,167 0,729

31-40 5 102,40 2,320 0,677 1,513

Unvan

Prof. Dr. 33 130,53 2,284 0,160 0,923

0.694 Doç. Dr. 16 115,81 2,075 0,198 0,792

Dr. Öğr. Üyesi. 30 125,43 2,113 0,129 0,709

Arş. Gör. 159 116,46 2,021 0,056 0,712

Bölüm

Cerrahi 110 131,13 2,250 0,083 0,875 0.015

Dahili 128 109,51 1,920 0,051 0,584

Duygusal Zeka İle İlgili Kitap Okunuz mu?

Evet 89 123,62 2,121 0,080 0,758 0.472

Hayır 149 117,04 2,044 0,061 0,746

Page 90: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

79

Kendiliğinden-ani karar vermeyi oluşturan sorulara verilen cevapların ortalaması

dikkate alınarak bölüm (p=0.015) Rank (sıra-sayı) ortalamaları arasındaki farklar,

istatistik olarak önemlidir.

Cerrahi bölümünde çalışan doktorların kendiliğinden ani karar verme konusunda

daha başarılı oldukları görülmektedir (2.250±0.875). Bu durum tıbbi müdahalede

beklenmeyen durumlar karşısında çabuk karar verme açısından önem kazanmaktadır. Diğer

bağımsız değişkenler anlamlı bir farklılığa neden olmamaktadır. Çalışmada literatürdeki

çalışmalardan hareketle demografik değişkenlerden yaşın etkili olması beklenmekteydi.

Çünkü genç beyinlerin daha heyecanlı ve sabırsız yapılarının olaylar karşısında ani

kararlar aldırdığı düşünülmekteydi. Ancak çalışmamız literatürün aksine bu düşünceyi

desteklememektedir.

Duygusal Zeka ile Karar Verme arasında ilişki olup olmadığını Sperman

Korelasyon Analizi ile incelenmiştir. Duygusal Zeka ile Karar Verme alt boyutları

arasındaki ilişki Tablo 27’de gösterilmiştir.

Tablo 27 :Duygusal Zeka Düzeyleri ile Karar Verme Stilleri Arasındaki Korelasyonlar

DUYGUSAL ZEKA

KARAR VERME

Rasyonel

Karar Verme

Sezgisel

Karar

Verme

Bağımlı

Karar

Verme

Kaçıngan

Karar Verme

Kendiliğinden

/Ani Karar

Verme

Kendi Duygularını

Değerlendirme

r= 0,223**

p=0.001

r=0.069

p=0.289

r=0.028

p=0.671

r=-0.021

p=0.744

r=0.082

p=0.209

Başkalarının

Duygularını

Değerlendirme

r= 0,133*

p=0.041

r= 0,283**

p=0.000

r=0.119

p=0.067

r=-0.052

p=0.426

r=0.096

p=0.141

Duyguların

Düzenlenmesi

r=0,244**

p=0.000

r=0.068

p=0.293

r=-0.016

p=0.801

r=-0.076

p=0.246

r=0.041

p=0.532

Duyguların

Kullanılması

r= 0,314**

p=0.000

r=-0.044

p=0.956

r=-0.100

p=0.123 r= -0,151*

p=0.020

r=0.025

p=0.697

**. İlişki 0.01 düzeyinde anlamlı (2-tailed)

*. İlişki 0.05 düzeyinde anlamlı (2-tailed)

Kendi Duygularını Değerlendirme boyutu, bireyin yaşadığı ruh halini, içinde

bulunduğu durum ve şartların nedenlerini ve sahip olduğu duyguları anlayabilme

Page 91: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

80

kabiliyetini ifade etmektedir. Bu çalışmada söz konusu boyutun rasyonel karar verme

ile 0.01 anlamlılık düzeyi ve pozitif yönde (r=0.223, p=0.001), bir ilişkisi olduğu tespit

edilmiştir. Buna göre hekimlerin bulunduğu şartlara ve ruh haline göre çözüm üreterek

en uygun alternatifi seçerler.

Başkalarının duygularını değerlendirme boyutu, bireylerin etraflarındaki

insanların duygularını algılama ve anlamaları ile ilgilidir. Sezgisel karar verme

boyutunda karar verici önsezilerine güvenerek karar verir. Bu çalışmada bu boyutun

sezgisel karar verme ile 0.01 anlamlılık düzeyi ve pozitif yönde (r=0.283, p=0.000),

rasyonel karar verme ile 0.05 anlamlılık düzeyinde pozitif (r=0.133, p=0.041) bir ilişkisi

olduğu ortaya konmuştur. Buna göre hekimler başkalarının duygularını değerlendirirken

sezgilerine güvendiğini ve etrafındaki insanların duygularını değerlendirirken rasyonel

karar vererek dikkatli bir tutum sergiledikleri görülmüştür. Araştırmada ulaşılan sonuç

literatür açısından orjinallik taşımaktadır. Sağlık hizmetlerinde sezgisel karar vermenin

yerinin olmadığı düşünülmektedir. Son zamanlarda rasyonel karar verme gibi sezgisel

karar vermenin de kullanılması olağan bir durumdur. Sağlık sektöründe rasyonel

kararlar temel alınmakla beraber kararın özelliğine ve bulunulan koşullara bağlı olarak

sezgisel karar verme yoluna da gidilmektedir.

Duyguların Düzenlenmesi boyutu bireylerin kriz ortamında hızlı, akılcı tepki

göstermeleri ve duygularını düzenleyebilmeleri ile ilgilidir. Rasyonel karar verme

boyutunda karar verici sorunla karşılaştığında alternatif çözümleri mantıklı olarak

değerlendirir ve araştırır. Bu çalışmada bu boyutun rasyonel karar verme ile 0.01

anlamlılık düzeyi ve pozitif yönde (r=0.244, p=0.000) bir ilişkisi olduğu ortaya

konmuştur. Buna göre hekimlerin kriz ortamlarında akılcı karar ve daha dikkatli tutum

sergilemeleri gözlemlenir.

Duyguların Kullanılması boyutu, bireylerin duygularını yapıcı aktiviteler

kullanma amacı ile ilgilidir. Stresli koşullar altındaki olumlu düşünebilen bireyler

motivasyonun yüksek olmasını ve olumlu atmosferi sağlayarak, çözüme yönelik

sonuçlara daha kolay ulaşabilmelerini sağlar. Bu çalışmada söz konusu boyutun

rasyonel karar verme ile 0.01 anlamlılık düzeyi ve pozitif yönde (r=0.314, p=0.000),

kaçıngan karar verme ile 0.05 anlamlılık düzeyinde negatif (r=0.151, p=0.020) bir

ilişkisi olduğu tespit edilmiştir. Buna göre hekimler duygularını yapıcı aktiviteye

kullanırken, kaçıngan karar vermeyi erteleyen bir tavır sergilemedikleri görülmektedir.

Page 92: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

81

Araştırmada öncelikle incelenen, katılımcılarda duygusal zeka becerileri ve karar

verme stili boyutlarının düzeyidir. Araştırmaya katılan hekimlerin duygusal zeka

düzeylerine ilişkin ortalama değerlere bakıldığında duygusal zeka düzeylerinin

ortalamanın üzerinde; grupta duyguların kullanılması boyutunun diğer boyutlara oranla

yüksek bir seviyede olduğu görülmüştür. Bu sonuç hekimlerin duygularını yapıcı

aktiviteler için kullanabildiklerini göstermektedir. Araştırmaya katılan hekimlerin karar

verme stillerine ilişkin ortalama değerlere bakıldığında ise, hekimlerin genel karar

verme stillerinin ortalamanın üzerinde olduğu; rasyonel karar verme, sezgisel karar

verme ve bağımlı karar vermenin yüksek bir seviyede, kaçıngan ve kendiliğinden-ani

karar verme stillerinin ise ortalamanın altında seyrettiği görülmüştür.

3.9. TARTIŞMA

Bu bölümde istatistiksel analizler sonucu elde edilen bulgular tartışılarak

yazında yapılmış benzer nitelikteki çalışmaların bulgularıyla karşılaştırma yapılacaktır.

Elde edilen bulgular literatür bilgilerinin ışığında ve bulguların bölümleri doğrultusunda

tartışılmıştır.

Adsız (2016: 95)’ın yöneticilerin duygusal zeka düzeylerinin karar verme

stillerine etkisini belirlemeye yönelik çeşitli kamu ve özel sektörlerde çalışan 302

yöneticiye uyguladığı araştırmasında, yöneticilerin duygusal zeka düzeylerinin

ortalamanın üzerinde; grupta duygulardan faydalanma düzeylerinin diğer boyutlara

oranla yüksek bir seviyede olduğu görülmüştür. Araştırmaya katılan yöneticilerin karar

verme stillerine ilişkin ortalama değerlere bakıldığında ise, yöneticilerin genel karar

verme stillerinin ortalamanın üzerinde olduğu; rasyonel, sezgisel ve bağımlı karar

vermenin yüksek bir seviyede, kaçıngan ve ani karar verme stillerinin ise ortalamanın

altında seyrettiği görülmüştür. Bu çalışma duygusal zeka ve karar verme boyut

ortalamaları sonuçları açısından paralellik göstermektedir.

Şen (2017: 72)’in kamu sağlık sektöründeki yöneticilerin karar verme stillerinin

ve ilişkili olduğu faktörlerin incelendiği araştırmasında, yöneticilerin yüksek düzeyde

rasyonel karar verme stili benimsedikleri sonucuna ulaşılmıştır. Bunun yanında yüksek

düzeyde bağımlı karar verme davranışı gösterdikleri tespit edilen yöneticilerin, orta

düzeyde sezgisel karar verme stili, kaçıngan karar verme stili ile kendiliğinden-ani karar

Page 93: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

82

verme stilini ise zayıf düzeyde kullandıkları görülmüştür. Yine bu çalışma karar verme

boyut ortalamaları açısından paralellik göstermektedir.

Kuşaklı (2008: 240)’nın yönetici hemşirelerin duygusal zeka yetenekleri ve

liderlik davranışlarının araştırıldığı çalışmasında, bekar hemşirelerin duygusal zeka

yetenekleri puanları evlilere göre yüksek bulunmuştur. Şenocak (2015: 144)’ın

duygusal zeka ve liderlik tarzlarının çalışan verimliliği üzerine etkilerinin incelendiği

araştırmasında bekar olan ve çalışma süresi fazla olanların duygusal zeka puanları

yüksek çıkmıştır. Pamukoğlu (2004: 141)’nun duygusal zekanın yönetici etkinliğindeki

rolünün kadın yöneticiler bağlamında incelendiği çalışmasında ise duygusal zeka en

yüksek puanı bekar olan yöneticilerin, sosyal farkındalık boyutunun ise evli olan

yöneticilerin sahip olduklarını belirlemiştir. Araştırma sonuçlarına göre 46 yaş ve üzeri

yaş grubu yöneticilerin duygusal zekalarının diğer gruplara göre daha yüksek olduğu

bulunmuştur. Kuşaklı (2008: 226)’nın yönetici hemşirelerin duygusal zeka yetenekleri

ve liderlik davranışlarının incelendiği araştırmasında, duygusal zeka yetenekleri ile

medeni durum ortalamaları arasındaki fark istatiksel açıdan anlamlı bulunmuştur. Bekar

grubunda olan yönetici hemşirelerin duygusal zeka aritmetik ortalamaları evli gruba

göre yüksek olduğu bulunmuştur. Uzuner (2012: 70)’in yönetici hemşirelerde duygusal

zeka ve boyun eğici davranışların incelendiği araştırmasında, medeni durum ve

duygusal zeka arasında ilişki tespit edilmemiştir. Özyer (2004: 96)’in duygusal zeka ile

örgütsel bağlılık ve bağlılığın alt formları arasındaki ilişkinin saptanmasına yönelik

çalışması sonucunda medeni durum ile duygusal zeka arasında anlamlı bir faklılık

bulunmamıştır. Alver ve arkadaşları (2006: 67)’nın okul yöneticilerinin karar verme

stratejilerinin çeşitli değişkenlere göre incelendiği araştırmalarında medeni halin,

yöneticilerin bağımsız karar verme, mantıksal karar verme ve kararsızlık durumlarında

anlamlı fark yaratmadığı bulunmuştur. Acıbozlar (2007: 192)’ın yönetici hemşirelerin

karar verme stratejileri ve yaratıcılık konulu araştırmasında da yönetici hemşirelerin

medeni durumları ile karar stratejileri puanları arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır.

Ölçüm (2015: 140)’ün okul yöneticilerinde karar verme stillerinin öğretmenlerin iş

doyumuna etkisinin incelendiği araştırmasında, medeni durum değişkenine göre

katılımcıların, yöneticilerinin karar verme stillerine yönelik görüşleri arasında anlamlı

fark olduğu sonucuna ulaştır. Sonuçlar incelendiğinde rasyonel karar verme, bağımlı

karar verme ve kendiliğinden-ani karar verme stillerine ilişkin evli katılımcıların bekar

Page 94: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

83

katılımcılara oranla yöneticilerine daha yüksek puanlar verdikleri görülmüştür. Diğer bir

ifadeyle evli katılımcıların bekarlara oranla yöneticilerini daha rasyonel daha bağımlı ve

spontan buldukları söylenebilir. Sezgisel karar verme ve kaçıngan karar verme stillerine

yönelik katılımcı görüşleri arasında ise anlamlı fark bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Yapılan bu araştırmalar araştırma bulgularıyla paralellik göstermemektedir. Bu durum

evli olan hekimlerin bekar olan gruba göre; problemli durumları anlamada ve uygun

çözümlere ulaşmada, esnek, gerçekçi ve etkin olduklarını, karşılaştıkları güçlüklerle

ilgili olarak genellikle uygun çözümler üretebildiklerini düşündürmektedir.

Kalyoncu (2011: 138)’nun hemşirelere yönelik duygusal zeka ile örgütten

kaynaklanan stres arasındaki ilişkinin incelendiği çalışmasında, hemşirelerin aynı iş

yerinde çalışma süresi arttıkça duygusal zeka seviyeleri artış göstermektedir. Yaşanan

deneyimlerin zaman içinde niceliksel ve niteliksel olarak artması, duygusal olgunluğun

oluşmasına imkan vererek, kişiye hem kendi hem de diğer kişilerin duygularını daha iyi

anlama ve yorumlama yetisi kazandırabilir sonucuna varılmıştır. Çolhan (2016: 62)’ın

yönetici hemşirelerin duygusal zeka düzeyleri ve karar verme stratejileri araştırmasında,

çalışma yıllarına göre duygusal zeka düzeylerinin öz motivasyon, empati ve diğerlerinin

duygularını yönetme boyutlarının pozitif yönde etkilendiği görülmektedir. Çalışma yılı

arttıkça yönetici hemşirelerin duygusal zeka düzeyleri yükselmektedir. Yaş ile beraber

çalışma yılının değerlendirilmesi duygusal zeka düzeyinde artış olmasını beklemekte ve

bulgular literatür tarafından desteklenmektedir. Mayer ve arkadaşları (2011: 237)’nın

“Emotional Intelligence as a Standard Intelligence” araştırmalarında deneyim; duygusal

zeka yeteneklerini olumlu etkileyen önemli bir faktördür. Bu bakış açısı ile çalışma

yılının süresinin duygusal zeka yeteneklerini arttırıcı bir etki yapacağı düşünülebilir. Bu

çalışma araştırma bulgularıyla benzerlik göstermektedir.

Çolhan (2016: 62)’ın yönetici hemşirelerin duygusal zeka düzeyleri ve karar

verme stratejilerinin araştırıldığı çalışmada, yönetici hemşirelerin duygusal zeka ile

ilgili hizmet içi eğitim, kurs, seminer katılımına göre duygusal zeka düzeyleri arasında

istatiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmadığını görülmüştür. Genel olarak araştırma

bulguları literatürle benzer sonuç elde etse de bu araştırma sonuçlarıyla paralellik

göstermemektedir. Altay (2011: 139)’ın yöneticilerin duygusal zeka düzeylerinin karar

verme stillerine etkisinin incelendiği çalışmasında, yöneticilerin duygusal zeka

düzeyleri arasında, bu konuda kitap okuyup okumamasına göre farklılık olup

Page 95: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

84

olmadığına ilişkin veriler incelendiğinde; duygusal zeka konusunda kitap okumanın,

araştırmaya katılan yöneticilerin duygulardan faydalanma düzeylerinde anlamlı

farklılıklar yarattığı ancak, iyimserlik ve duyguların ifadesi düzeylerinde anlamlı

farklılıklar yaratmadığı görülmüştür. Ortalama puanlara bakıldığında, duygusal zeka

konusunda kitap okumuş olan yöneticilerin duygulardan faydalanma düzeylerinin, bu

konuda herhangi bir kitap okumamış olanlara göre daha yüksek olduğu görülmüştür.

Buna göre, duygusal zeka konusunda kitap okumanın duygusal zeka gelişimine katkısı

olduğu söylenebilir. Yaş değişkenine ilişkin sonuçlara bakıldığında, 41-50 yaş

grubundaki yöneticilerin iyimserlik düzeylerinin, 20-30 yaş grubundaki yöneticilerden

farklı olduğu görülmüştür. Buna göre, araştırmaya katılan yöneticilerin yaş ortalaması

yükseldikçe; duygusal zeka yaş ile doğru orantılıdır. Bu sonuçlar araştırma bulgularıyla

paralellik göstermektedir. Akademik eğitimin duygusal zekanın gelişimine katkı

sağladığı söylenebilir. Duygusal zekanın eğitim ve kişisel gelişim çabaları ile

geliştirilebileceği varsayımı sunulan araştırma bulgularını desteklemektedir. Duygusal

zeka yeteneklerinin belli yaş aralığında artış göstermesinin beklenmesi; sunulan

araştırma bulgularıyla benzerlik göstermektedir.

Araştırma bulgularına göre sezgisel karar verme boyutu anlamlı derecede yüksek

çıkmıştır. Sağlık sektöründe sezginin yerinin olmadığı düşünülmesine rağmen yapılan

son çalışmalar bu durumun aksini ispat etmektedir. Kutlu ve arkadaşları (2010: 139)’nın

hasta hekim ilişkisinde empatinin önemi konulu çalışmasında hekimler, empatisiz

başarının sınırlı olduğunu ve empatinin tıbbi ve ya cerrahi tedavide önemli terapötik

edici olduğunu düşünmektedir. King (1997: 199) ABD’de özellikle hemşirelik

hizmetlerinde sezgisel karar vermenin önemine vurgu yapılmaktadır. Bu araştırmada

hekimlerin ağırlıklı olarak rasyonel karar verme stilini benimsemiş olmaları, verilecek

kararlarla ilgili tüm alternatifler ve her bir alternatifin sonuçları hakkında tam bilgiye

sahip oldukları ve böylece en doğru alternatifi seçtikleri anlamına gelmektedir. Sevindi

(2012: 92)’nin hastane yöneticilerinin karar verme düzeylerine yönelik araştırmasında

yaşlara göre sezgi puanı ileri düzeyde anlamlı farklılık göstermektedir. 40 yaş ve üzeri

olguların sezgi puanları 40 yaş altındakilere göre anlamlı yüksektir. Ravangard ve

arkadaşları (2013: 41)’nın sağlık sektöründe yaptıkları araştırmada yaptığı bir çalışmada

özel hastane yöneticilerinin sezgisel karar verme stilini tercih ettiği görülmektedir.

Payne (2015: 330)’nin sağlık sektöründe yaptığı çalışmada sezgisel karar vermenin

Page 96: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

85

eğilimine dikkat çekmiştir. Bu sonuçlar Simon’un “Sezgi, analizden bağımsız olarak

yürütülen bir süreç değildir; sezgi ve analiz etkili karar vermede birbirlerinin

tamamlayıcısıdır.“ tespitini desteklemektedir (Akt. Şen, 2017: 74). Esasen sağlık

sektöründe yaşanan gelişmelere bakıldığında, klinik kararlarda da sezgisel karar

vermeye atfedilen değerin arttığı görülmektedir. Bu araştırmalar sunulan çalışmanın

bulgularıyla paralellik göstermektedir.

Köksal (2003: 83)’ın ergenlerde duygusal zeka ve karar verme stratejileri

arasındaki ilişkinin incelendiği araştırmasında, duygusal zeka toplam puan ve tüm alt

boyutlarında kızlar erkeklerden yüksek puan aldığını saptamıştır. Duygusal zeka ile

ilgili çalışmalar genel olarak incelendiğinde kadınların duygusal zekasının erkeklerden

daha yüksek olduğu görülmektedir (Ciarrochi ve ark., 2001; Reiff ve ark., 2001; Mayer

ve Geher, 1996). Bu çalışmada erkeklerin genel olarak alt boyutlardan almış oldukları

değerlerin fazla oluşu literatürdeki çalışmaları desteklememektedir. Goleman (1996:

63), kadınlarda duygusal zekanın başkalarının duygularını anlama ve iletişim

becerilerinde, erkeklerin ise duygularını yönetme ve kendini motive etme becerilerinde

daha iyi olduğunu vurgulamıştır.

Küçükkendirci ve arkadaşları (2016: 215)’nın kamu sağlık kurumları taşra

yöneticilerinin karar verme stillerinin belirlenmesine yönelik çalışmada kaçıngan stille

ilgili elde edilen bulguları desteklemektedir. Söz konusu çalışmada, yöneticilerin karar

verirken en az kaçınma en fazla ise rasyonel şekilde davrandığı görülmüştür. Bu bulgu,

çalışmamızda elde edilen bulgu ile uyumlu olup, sağlık sektörü açısından mevcut bilgiyi

desteklemektedir.

Civanoğlu (2015: 90)’nun duygusal zeka ile tükenmişlik ve örgütsel bağlılık

düzeyleri arasındaki ilişkinin incelendiği araştırmasında genel duygusal zeka ölçeği ve

alt ölçeklerine verine cevaplarda sağlık çalışanlarının unvana göre değişim gösterdiği

görülmektedir. Bu araştırma sunulan araştırma bulgularıyla benzerlik göstermektedir.

Tablo 28’de çalışmanın hipotezlerinin kabul red durumu gösterilmektedir.

Page 97: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

86

Tablo 28 :Hipotezlerin Kabulü/Reddi Tablosu

Hipotezler Kabul/Red

Hipotez 1.1: Duygusal zeka alt boyutlarından

kendi duygularının değerlendirilmesi rasyonel

karar vermeyi etkiler.

Kabul: Duygusal zeka alt boyutlarından kendi

duygularının değerlendirilmesi rasyonel karar

vermeyi etkiler.

Hipotez 1.2: Duygusal zeka alt boyutlarından

kendi duygularının değerlendirilmesi sezgisel karar

vermeyi etkiler.

Red: Duygusal zeka alt boyutlarından kendi

duygularının değerlendirilmesi sezgisel karar

vermeyi etkilemez.

Hipotez 1.3: Duygusal zeka alt boyutlarından

kendi duygularının değerlendirilmesi bağımlı karar

vermeyi etkiler.

Red: Duygusal zeka alt boyutlarından kendi

duygularının değerlendirilmesi bağımlı karar

vermeyi etkilemez.

Hipotez 1.4: Duygusal zeka alt boyutlarından

kendi duygularının değerlendirilmesi kaçıngan

karar vermeyi etkiler.

Red: Duygusal zeka alt boyutlarından kendi

duygularının değerlendirilmesi kaçıngan karar

vermeyi etkilemez.

Hipotez 1.5: Duygusal zeka alt boyutlarından

kendi duygularının değerlendirilmesi

kendiliğinden-ani karar vermeyi etkiler.

Red: Duygusal zeka alt boyutlarından kendi

duygularının değerlendirilmesi kendiliğinden-ani

karar vermeyi etkilemez.

Hipotez 2.1: Duygusal zeka alt boyutlarından

başkalarının duygularının değerlendirilmesi

rasyonel karar vermeyi etkiler.

Kabul: Duygusal zeka alt boyutlarından

başkalarının duygularının değerlendirilmesi

rasyonel karar vermeyi etkiler.

Hipotez 2.2: Duygusal zeka alt boyutlarından

başkalarının duygularının değerlendirilmesi

sezgisel karar vermeyi etkiler.

Kabul: Duygusal zeka alt boyutlarından

başkalarının duygularının değerlendirilmesi

sezgisel karar vermeyi etkiler.

Hipotez 2.3: Duygusal zeka alt boyutlarından

başkalarının duygularının değerlendirilmesi

bağımlı karar vermeyi etkiler.

Red: Duygusal zeka alt boyutlarından başkalarının

duygularının değerlendirilmesi bağımlı karar

vermeyi etkilemez.

Hipotez 2.4: Duygusal zeka alt boyutlarından

başkalarının duygularının değerlendirilmesi

kaçıngan karar vermeyi etkiler.

Red: Duygusal zeka alt boyutlarından başkalarının

duygularının değerlendirilmesi kaçıngan karar

vermeyi etkilemez.

Hipotez 2.5: Duygusal zeka alt boyutlarından

başkalarının duygularının değerlendirilmesi

kendiliğinden-ani karar vermeyi etkiler.

Red: Duygusal zeka alt boyutlarından başkalarının

duygularının değerlendirilmesi kendiliğinden-ani

karar vermeyi etkilemez.

Hipotez 3.1: Duygusal zeka alt boyutlarından

duyguların düzenlenmesi rasyonel karar vermeyi

etkiler.

Kabul: Duygusal zeka alt boyutlarından duyguların

düzenlenmesi rasyonel karar vermeyi etkiler.

Hipotez 3.2: Duygusal zeka alt boyutlarından

duyguların düzenlenmesi sezgisel karar vermeyi

etkiler.

Red: Duygusal zeka alt boyutlarından duyguların

düzenlenmesi sezgisel karar vermeyi etkilemez.

Page 98: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

87

Hipotez 3.3: Duygusal zeka alt boyutlarından

duyguların düzenlenmesi bağımlı karar vermeyi

etkiler.

Red: Duygusal zeka alt boyutlarından duyguların

düzenlenmesi bağımlı karar vermeyi etkilemez.

Hipotez 3.4: Duygusal zeka alt boyutlarından

duyguların düzenlenmesi kaçıngan karar vermeyi

etkiler.

Red: Duygusal zeka alt boyutlarından duyguların

düzenlenmesi kaçıngan karar vermeyi etkilemez.

Hipotez 3.5: Duygusal zeka alt boyutlarından

duyguların düzenlenmesi kendiliğinden-ani karar

vermeyi etkiler.

Red: Duygusal zeka alt boyutlarından duyguların

düzenlenmesi kendiliğinden-ani karar vermeyi

etkilemez.

Hipotez 4.1: Duygusal zeka alt boyutlarından

duyguları kullanma rasyonel karar vermeyi etkiler.

Kabul: Duygusal zeka alt boyutlarından duyguları

kullanma rasyonel karar vermeyi etkiler.

Hipotez 4.2: Duygusal zeka alt boyutlarından

duyguları kullanma sezgisel karar vermeyi etkiler.

Red: Duygusal zeka alt boyutlarından duyguları

kullanma sezgisel karar vermeyi etkilemez.

Hipotez 4.3: Duygusal zeka alt boyutlarından

duyguları kullanma bağımlı karar vermeyi etkiler.

Red: Duygusal zeka alt boyutlarından duyguları

kullanma bağımlı karar vermeyi etkilemez.

Hipotez 4.4: Duygusal zeka alt boyutlarından

duyguları kullanma kaçıngan karar vermeyi etkiler.

Kabul: Duygusal zeka alt boyutlarından duyguları

kullanma kaçıngan karar vermeyi etkiler.

Hipotez 4.5: Duygusal zeka alt boyutlarından

duyguları kullanma kendiliğinden-ani karar

vermeyi etkiler.

Red: Duygusal zeka alt boyutlarından duyguları

kullanma kendiliğinden-ani karar vermeyi

etkilemez.

Page 99: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

88

SONUÇ ve ÖNERİLER

Duygusal zeka kavramı bireylerin son zamanlarda yararlanmak istediği bir güç

haline gelmiştir. Duygusal zeka kavramına olan ilginin temelinde negatif duyguları

yönetmede karşılaşılan güçlükler olduğu gözlenmiştir. Duygusal zeka farklı şekillerde

çözüm üretebilecek, alternatifler geliştirilebilecek sorunlarla ilgilenmektedir. Ortaya

çıkan problemlerin çözümü için en iyi planların yapılması kişinin duygusal zekasına

bağlıdır. Doğru kararlar alabilmenin temelini oluşturan duygusal zeka her alanda katkı

sağlar. Duygusal zekanın geliştirilmesi bu açıdan çok önemlidir. Duygusal zeka

eğitiminin her yaş döneminde etkili olduğu görülmektedir.

Duygusal zeka, duyguları yönetebilme ve farkında olma, olaylar karşısında

sakinliği koruyabilme becerisi olarak kısaca tanımlanabilir. Sağlık hizmetlerinde

duygusal zeka bu becerileri uygulayabilme noktasında çok önemlidir. Sağlık

çalışanlarının hastanın duygularını anlamaları iletişim açısından çok önemlidir. Hasta ve

sağlık çalışanı arasındaki iletişimin önemi gün geçtikçe artmaktadır. Burada duygusal

zeka devreye girmektedir. Geri bildirim ve etkileşim noktasında duyguların kullanılması

hayat kurtarıcı olabilir. İletişim becerisi hastaya ulaşmaktaki en önemli araçlardan

biridir. Hastayla iletişim kurulurken pek çok duygu yaşanır. Mutluluk, hayal kırıklığı,

sıkıntı, öfke bu duygulara örnek gösterilebilir. Kendi duygularının farkında olan sağlık

çalışanı hastayı nasıl algılayabileceğini bilir. Başkalarının duygularını anlama bireyin

kendi duygu ve düşüncelerini tanıyabilmesinden, onları kontrol edebilmesi ve

yönetilmesinden geçer (Karakaş ve Küçükoğlu, 2011: 9). Sağlık sektöründe özellikle

doktor, hemşire ve hasta bakıcıların hastalar ile iyi bir ilişki kurabilmeleri için, önce

bireysel duygularının farkında olabilen ve duygularını yönetebilen, kendisini motive

edebilen ve etkin iletişim içinde olan, empati kurabilen, bir başka deyişle duygusal zeka

becerileri gelişmiş bireyler olmaları gerekmektedir (Aksütlü, 2013: 27). Yaşamdan

doyum alan, koşullara uyum sağlayan ruhsal yönden sağlıklı çalışan hastalarla iletişim

kurarken onların yalnızca fizyolojik gereksinimlerine değil, duygusal değerlerine de

duyarlı olur. Tedavinin yalnızca tıbbi değil duygusal açıdan da yeterli olması önem arz

etmektedir.

Page 100: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

89

Bireylerin sahip oldukları en güçlü karar verme kaynağı duygulardır. Duygular

kişisel değerlerin, motive edici ihtiyaçların, isteklerin temelinde yer alması bakımından

karar verme stillerini belirleyebilmektedir. Karar verme stillerin belirlenmesinde “zeka”

kavramı ile beraber “duygu” kavramının da önemli olduğu düşünülmeye başlanması,

“duygusal zeka” anlamında karar verme sürecini etkileyen önemli bir etmenin

incelenmesini de beraberinde getirmiştir.

Bu düşüncelerden yola çıkarak çalışmanın uygulama bölümünde hekimlerin

duygusal zeka becerilerinin ne düzeyde olduğu ve bu düzeylerin karar verme stillerini

hangi düzeyde etkilediği belirlenmiştir. Ancak duygusal zeka düzeyi ile karar verme

stratejileri arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmalar uluslararası düzeyde çok sınırlıdır

ve araştırmanın planlandığı sürede ulusal literatürde rastlanılmamıştır.

Araştırmanın uygulanması aşamasında görüşülen hekimlerden gelen fikirler ve

elde edilen bulgulardan yola çıkılarak aşağıdaki öneriler sunulabilir:

1. Hastane çalışanlarına, duygusal zeka eğitimleri verilebilir. Karmaşık ve farklı

meslek gruplarının beraber olduğu sağlık sektöründe olumsuzluklar artmaktadır. Bu da

sağlık çalışanlarını etkilemektedir. Bu nedenle sağlık çalışanlarına duygusal zeka

becerisi olan olumsuzluklarla baş edebilme becerisi kazandırılmalıdır. Bununla beraber

hastanede uygulanan tedavi sadece fiziksel değildir. Hastalarla iletişimde duygusal

zekanın önemi büyüktür. Bu nedenle duygusal zeka eğitimi önem arz etmektedir.

2. Duygusal zeka gelişimi yönünde verilen eğitimler belirli zaman aralıklarında

ölçümlenerek çalışanlara geri bildirim sağlanabilir.

3. Tıp fakültesinde eğitim gören öğrencilerin duygusal zeka düzeylerinin

geliştirilmesi için müfredata duygusal zeka ile ilgili dersler eklenebilir.

4. Karar verme araştırmaları; zihinsel, kişilik özellikleri, demografik özellikler,

çevre ve karar vericinin örgüt içerisindeki yeri itibariyle ve örgütün kendine has

özellikleriyle incelenmelidir. Bu araştırmada kullanılan model birçok değişkenle

geliştirilebilir.

5. Karar verme stilini etkileyen önemli bir boyut olan çevrenin etkisi bu

çalışmada ele alınmamıştır. Ölçümü uzun dönemli çalışma gerektiren çevrenin aracı

Page 101: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

90

değişken olarak ele alınmasıyla modele dahil edilecek bir çalışma konuya derinlik

kazandıracaktır.

6. Araştırma farklı sektörlerde, farklı meslek grupları içerisinde tekrarlanarak

karar verme stiline etki eden değişkenlerin sonuçları karşılaştırılarak, sektörel ve

mesleki olarak farklılıklar ortaya konabilir.

7. Literatürde, duygusal zekanın karar verme üzerinde etkisinin olduğuna birçok

çalışmada değinilmiş ancak hekimlerde duygusal zeka ve karar verme stillerinin birlikte

incelendiği bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu nedenle, elde edilen sonuçlar başka

araştırmalarla desteklenemese de, araştırma dahilindeki hekimlerin duygusal zeka

düzeylerinin, karar verme stilleri üzerinde etkisinin olduğu görülmüştür. Bu etkinin

genellenebilmesi için daha çok sayıda ve geniş kapsamlı araştırmaların yapılması

gerekmektedir.

8. Araştırmada ortaya çıkan bulgular yalnızca Süleyman Demirel Üniversitesi

Araştırma ve Uygulama Hastanesinde çalışan hekimlerin görüşlerini yansıtmaktadır. Bu

nedenle bir takım genellemeler yapılabilmesi için benzer çalışmaların daha geniş

kitleleri kapsayacak şekilde örneklemler seçilerek uygulanması önerilebilir.

9. Böyle bir çalışma sadece pratisyen hekimler ya da hemşireler gibi tek sağlık

çalışan grubuna özel olarak da tasarlanabilir. İstenirse bu sonuçlar kıyaslanabilir. Daha

sonra yapılacak araştırmaların daha fazla sayıda katılımcıyla gerçekleştirilmesi tavsiye

edilir.

Page 102: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

91

KAYNAKÇA

KİTAPLAR

Ak, B., (2005), Hipotez Testi, Ş. Kalaycı (Ed.), SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli

İstatistik Teknikleri, Asil Yayın Dağıtım, Ankara.

Atıgan, F., (2011), Yönetim ve Organizasyon, Ankara, Nobel Yayın Dağıtım.

Aydın, B., (1997), Çocuk ve Ergen Psikolojisi, İstanbul, Marmara Üniversitesi

Yayınları.

Aytaç, S., (2002), Yaratıcı Kişilik ve Yönetici, İstanbul, Ekonomi Yayınları.

Bağırkan, Ş., (1983), Karar Verme, İstanbul, Der Yayınları.

Baltaş, Z. (2006), Duygusal Zekâ, İstanbul, Remzi Kitabevi.

Bar-On, R., (1997), Development of the Bar-On Eq-İ:A Measure of Emotional and

Social Intelligence, Paper Presented at the 105 Annual Convention of the

American Psychological Association Chicago.

Barutçugil, İ., (2002), Organizasyonlarda Duyguların Yönetimi, İstanbul, Kariyer

Yayıncılık.

Başaran, İ. E., (2000), Örgütsel Davranış: İnsanın Üretim Gücü, 3.Baskı,

Ankara,Siyasal Kitabevi.

Baymur, F., (1978), Genel Psikoloji, İstanbul, İnkılap ve Arka Basımevi.

Bircan, B., Demir,H, Tütek, H., (1985), Yönetsel Karar Verme, İzmir, Bilgehan

Basımevi.

Brenner, E., Salovey, P.,(1997), Emotion Regulation During Chilhood Developmental,

Interpersonal and Individual Considerations, NY.

Brockert, S., Braun, G., (2000), Duygusal Zeka Test Kitabı: Duygusal Zekanızı

Değerlendirin, Çev: N. Süleymangil, İstanbul, Mns Yayıncılık.

Caruso, D., Salovey, P., (2004), The Emotionally Intelligent Manager, Jossey Bass.

Can, H., (1994), Organizasyon ve Yönetim , 3. Baskı, Ankara, Siyasal Kitabevi.

Can, H., (2005), Organizasyon ve Yönetim, 7. Baskı, Ankara,Siyasal Kitabevi.

Cevizci, A., (1999), Felsefe Sözlüğü, Paradigma Yayınları.

Cooper, R.K., Sawaf, A. (1997), Liderlikte Duygusal Zeka, Birinci Basım, Çev:

Z.B.Ayman, B., Sancar, İstanbul, Sistem Yayıncılık ve Mat. San. Tic. A.Ş.

Page 103: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

92

Cooper, R., Sawaf, A.,(1997), Executive Eq: Emotional Intelligence in Leadership and

Organizations, Newyork, Grosset/ Putnam Inc.

Cooper, R.K., Sawaf, A., (2000), Liderlikte Duygusal Zeka, Çev: Bedriye Ayman ve

Banu Sancar, İstanbul, Sistem Yayıncılık.

Covey, S., (2004), Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı, Kişisel Değişim İçin Altın Kurallar,

Çev: G.,Suveren, O., Deniztekin, 25. Basım, İstanbul, Varlık Yayınları.

Cüceloğlu, D., (1996), İnsan ve Davranışı, İstanbul, Remzi Kitabevi.

Çeşitçioğlu, M., (2003), Kaliteli İnsan, İstanbul, Alfa Yayınları.

Damasio, A., R., (1999), Descartes’ın Yanılgısı, Çev: Bahar Atlamaz, Birinci Basım,

Varlık Yayınları.

Demir, M.H., Bircan, B., Tütek, H., (1985), Yönetsel Karar Verme, Bilgehan Basım,

İzmir.

Dinçer, Ö., Fidan, Y., (1996), İşletme Yönetimi, İstanbul, Beta Yayınları.

Dökmen, Ü., (2000), Yarına Kim Kalacak? Evrenle Uyumlaşma Sürecinde Varolmak,

Gelişmek, Uzlaşmak, İstanbul, Sistem Yayıncılık.

Drucker, P., (1969), How to Make a Business Desicions, Desicion Theory and

Information Systems, William T. Greenwood, (Ed.), Cincinnati Ohio, South-

Western Publishing Company.

Drucker, P.F., (2001), The Effective Decision, Harward Business Review on Decision

Making, Harward Business Review Paperpack.

Eripek, S., (2005), Zeka Geriliği, Ankara, Kök Yayıncılık.

Eren, E., (2001), Yönetim ve Organizasyon, Beşinci Baskı, İstanbul, Beta Basım.

Ergun, T., (2004), Kamu Yönetimi Kuram/Siyasa/Uygulama, 1. Baskı, Ankara, Türkiye

Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Yayınları.

Fişek, G.O, (1996), Ix. Ulusal Psikoloji Kongresi Bilimsel Çalışmalar, Psikolojik

Danışmanlıkta Yeni Ufuklara Bir Örnek: Duygusal Zeka, İstanbul, Türk

Psikologlar Derneği Yayınları.

Goleman, D., (1995), Emotional Intelligence, New York, Bantam.

Goleman, D., (1998), İş Başında Duygusal Zeka, İstanbul Varlık Yayınları, Çev: Yüksel

B.S, Varlık Yayınları.

Goleman, D., (2003), İş Başında Duygusal Zekâ, İstanbul, Varlık Yayınları.

Goleman, D., (2005), Duygusal Zeka Neden Iq’dan Daha Önemlidir?, Çev: Banu

Seçkin Yüksel, İstanbul, Varlık Yayınları.

Page 104: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

93

Goleman, D., (2007), Duygusal Zeka: Eq Neden Iq’dan Önemlidir?, 31. Baskı, Çev: B.

S. Yüksel, İstanbul, Varlık Yayınları.

Gore, William J., (1975), Administrative Desicion Making İn Federal Field Offices,

Public Administration Rwview, C. 16, No. 4, Autumn 1956, S. 281-291.

Güney, S., (2000), Davranış Bilimleri, Gen.2.B., Ankara, Nobel Yayınları.

Güngör, T., (1975), Pazarlama Araştırması: Yönetimdeki Yeri Ve Yönetim, C.1, Ankara,

Baylan Matbaası.

Jensen, E., (1998), Teaching With The Brain in Mind, Association for Supervision for

Curriculum Developmen, USA.

Kalaycı, Ş., (2014), SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri, Ankara, Asil

Yayınları.

Karaatlı, M., (2005), Verilerin Düzenlenmesi ve Gösterimi, Ş. Kalaycı (Ed.), SPSS

Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri, Asil Yayın Dağıtım, Ankara.

Kaya, Y. K., (1991), Eğitim Yönetimi: Kuram ve Türkiye’deki Uygulama, Ankara, Set

Ofset Matbaacılık.

Kocayörük, A., (2004), Duygusal Zeka Eğitiminde Drama Etkinlikleri, İstanbul, Nobel

Yayınları.

Koçel, T., (1998), İşletme Yöneticiliği, Yenilenmiş 6.Baskı, İstanbul, Beta Basım Yayım

Dağıtım.

Koçel, T., (2001), İşletme Yöneticiliği, 8. Baskı, İstanbul, Beta Basım.

Konrad,S., Hendl, C., (2003), Başarılı ve Mutlu Bir Hayat İçin Duygularla Güçlenmek

(Eq), Çev: Meral Taştan, İstanbul, Hayat Yayınları.

Koptagel, G., (1984), Tıpsal Psikoloji, İstanbul, Beta Yayıncılık.

Kuzgun, Y., Bacanlı, F., (2005), Pdr’de Kullanılan Ölçekler, Ankara, Nobel Yayın

Dağıtım.

Longenecker, J. G., (1964), Principles of Management and Orgaizational Behavior,

Columbus, Ohio: Charles E. Merril Books Inc.

Lord, R. G., Kanfer, R., (2002), Emotions and Organizational Behavior in Emotions in

the Workplace, New York, Jossey Bass.

Luthans, F., (1995), Organizational Behavior, 7th Edition, New York: Mcgraw- Hill,

Inc.

Mayer, J.D., Salovey, P., (1990), The Intelligence of Emotional Intelligence,

Intelligence, 17(4).

Page 105: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

94

Mayer, J.D., Salovey, P., (1997) What is Emotional Intelligence, Emotional

Intelligence, Key Readings on the Mayer and Salovey Model, New York: Dude

Publishing.

Mistry, R., (1985), Iq’dan Eq’ya Duyguları Zekice Yönetme, Çev: Osman Titrek,

(2010), Pegem Akademi.

Monks, J. G., (1999), İşletmeler Yönetimi Teori ve Problemler, 2. Baskı, Çev: Sevinç

Üreten, Ankara, Nobel Yayınları.

Mucuk, İ., (2003), Modern İşletmecilik, 14.Basım, İstanbul, Türkmen Kitabevi.

Onaran, O.,(1975), Örgütlerde Karar Verme, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler

Fakültesi Yayınları No 321, İkinci Baskı, Sevinç Matbaası.

Saban, A., (2003), Çoklu Zeka Teorisi ve Eğitim, Ankara, Nobel Yayınları.

Salovey, P., Mayer, J.,(2000), Handbook of Emotions, New York: Guilford Pres.

Seçer, H. Ş., (2009), Çalışma Yaşamında Davranış: Güncel Yaklaşımlar, 1. Basım,

Kocaeli, Umuttepe Yayınları.

Senge, P., (1998), Beşinci Disiplin, Çev: Ayşegül İldeniz, Ahmet Doğukan, İstanbul, 5.

Baskı, Yapı Kredi Sanat Yayınları Tic. ve San. A.Ş.

Simon, A. H., (1960), The New Science of Management Desicion, Harper and Row,

Publishers, Co., New York.

Stein,J.S., Book, E.H., (2003), Duygusal Zeka (Eq) ve Başarının Sırrı, Çev: M. Işık,

İstanbul, Özgür Yayınları.

Taştan, M., (2003), Duygularla Güçlenmek, Hayat Yayınları.

Tischler, L.; Biberman, J.; Mckeage, R. (2002), Linking Emotional Intelligence,

Spiritualy and Workplace Performance, Journal of Managerial Psychology,

Vol: 17, No:3.

Titrek, O.,(2010), Iq’dan Eq’ya Duyguları Zekice Yönetmek, 2. Baskı, Pegem Yayınları.

Toker, F., Kuzgun, Y., Necati C., Uçkunkaya, B., (1968), Zeka Kuramları, Ankara,

M.E.B. Talim ve Terbiye Dairesi Araştırma ve Değerlendirme Bürosu Yayınları.

Toktamışoğlu, M., (2003), Aklın Öteki Sesi Duygusal Zekayla Başarı, İstanbul, Kapital

Medya A.Ş.

Tosun, K., (1992), İşletme Yönetimi, 6. Baskı, Ankara, Savaş Yayınları.

Ülgen, G., (1997), Eğitim Psikolojisi, 3. Baskı, İstanbul, Alkım Yayınevi.

Weisinger, H. (1998), İş Yaşamında Duygusal Zeka, Çev: Nurettin Süleymangil,

İstanbul, Mns Yayıncılık.

Page 106: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

95

Yaralıoğlu, K., (2010), Karar Verme Yöntemleri, 1. Baskı, Ankara, Detay Yayıncılık.

Yavuz, K.E., (2004), 0-12 Yaş Dönemi Çocuklarda Duygusal Zeka Gelişimi, Ankara,

Ceceli Yayınları.

Yavuz, K.E., (2009), Duygusal Zeka, Hayat Yayınları.

Yaylacı, G.Ö., (2006), Kariyer Yaşamında Duygusal Zeka ve İletişim Yeteneği Diyalog

ve Duyguları Yönetmek, İstanbul, Hayat Yayıncılık.

Yılmaz, Z., (1995), Yatırım Proje Analizi ve Yönetimi, Bursa Uludağ Üniversitesi

Güçlendirme Vakfı.

Yozgat, U., (1994), Yönetimde Karar Verme Teknikleri, İstanbul, Beta Basım ve Yayın

A.Ş.

Yücel, B. S., (2005), Duygusal Zeka, 31. Baskı, Varlık Yayınları.

MAKALELER

Akbolat, M., Işık O., (2012), Sağlık Çalışanlarının Duygusal Zeka Düzeylerinin

Motivasyona Etkisi, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Nisan,

1(32), ss. 109-123.

Altıok, M., Yılmaz, M., Özer,S., Nacar, H., Yaman, Z.,Sungur,M. A., (2016), Klinisyen

Hemşirelerde Duygusal Zeka: Nitel ve Nicel Verilerle Mersin Örneği, Araştırma

Makalesi, 8(2), ss.48-59.

Alver, B., Ada, Ş., Çakıcı, D., (2006), Okul Yöneticilerinin Karar Verme Stratejilerinin

Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi, Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir

Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı: 13, ss. 55-70.

Archer, E., (1980), How To Make Business Decisions, Management Review, Feb, Vol.

69,Iss. 2, ss.54-61.

Arıcıoğlu, M. A., (2002), Yönetsel Başarının Değerlemesinde Duygusal Zekanın

Kullanımı: Öğrenci Yurdu Yöneticileri Bağlamında Bir Araştırma, Akdeniz

Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, S: 4, ss.26-42.

Arslan, R., Efe, D., (2013), Duygusal Zeka Ve Örgütsel Bağlılık Arasındaki İlişki:

Sağlık Çalışanları Üzerinde Bir Araştırma, Uluslararası Alanya İşletme

Fakültesi Dergisi, C:5, S:3, ss. 169-180.

Avşaroğlu, S., Üre, Ö., (2007), Üniversite Öğrencilerinin Karar Vermede Özsaygı,

Karar Verme ve Stresle Başa Çıkma Stillerinin Benlik Saygısı ve Bazı

Değişkenler Açısından İncelenmesi, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Enstitüsü Dergisi, S: 18, ss.85-100.

Page 107: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

96

Çakar, U., Arbak, Y., (2004), Modern Yaklaşımlar Işığında Değişen Duygu Zeka

İlişkisi ve Duygusal Zeka, Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü

Dergisi, İzmir, C: 6, S:5, ss.23-48.

Çakır, A. M., (2004), Mesleki Karar Envanterini Geliştirilmesi, Ankara Üniversitesi

Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, C:37, S:2, ss.1-14.

Çavuş, M.F., (2008), Karar Verme, Karar Destek Sistemleri ve Yönetsel Etkinlik,

Akademik Bakış Dergisi, Celalabat, Kırgızistan, S: 15, ss. 1-18.

Chuva, N., (2004), Managerial Decision Making Ability of Professional Nurses in a

Primary Care Unit. Journal Of Nursing Management,6 (5),17–21.

Ciarrochi, J., Chan, A.Y.C., Bajgar, J., (2001), Measuring Emotional Intelligence in

Adolescents, Personality and Individual Differences, 31, ss.1105-1119.

Connor, P. E., (2003), Personel Value Systems and Decision-Making Styles of Public

Managers, Public Personnel Management, Vol. 32, No.1, pp.155-180.

Dağlı, A., (2004), Problem Çözme ve Karar Verme, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi,

3(7), ss.47.

Demir, M., (2010), Örgütsel Çatışma Yönetiminde Duygusal Zekanın Etkisi:

Konaklama İşletmelerinde İş Görenlerin Algılamaları Üzerine Bir Araştırma,

Doğuş Üniversitesi Dergisi, 11(2), ss. 199-200.

Deniz, E., Yılmaz, E. (2004), Üniversite Öğrencilerinin Duygusal Zeka Yetenekleri ve

Yaşam Doyumları Arasındaki İlişki, Xııı. Ulusal Eğitim Bilimleri Kurultayı, 6-9

Temmuz 2004 İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Malatya, ss.1-9.

Deniz, M.E., (2004), Investigation of the Relation Between Decision Making Self-

Esteem, Decision Making Style and Problem Solving Skills of University

Students, Eurasian Journal of Educational Research, S:15, ss.23-35.

Dereboy, F., (1990), Aleksitimi: Bir Gözden Geçirme, Türk Psikiyatri Dergisi I: 3,

ss.157-165.

Doğan, S., Şahin, F., (2007), Duygusal Zekâ: Tarihsel Gelişimi Ve Örgütler İçin

Önemine Kavramsal Bir Bakış, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Dergisi, 16 (1), ss. 231-252.

Edizler, G.,(2010), İnsan Kaynakları Yönetiminde Duygusal Zeka Ölçüm ve Modelleri,

Yaşar Üniversitesi, 18 (5), ss. 2970-2984.

Ehtiyar, R.V., Tekin, A.Ö., (2010), Yönetimde Karar Verme: Batı Antalya Bölgesindeki

Beş Yıldızlı Otellerde Çalışan Farklı Departman Yöneticilerinin Karar Verme

Stilleri Üzerine Bir Araştırma, Yaşar Üniversitesi Dergisi, 20(5), ss.3394-3414.

Emhan, A., (2007), Karar Verme Süreci ve Bu Süreçte Bilişim Sistemlerinin

Kullanılması, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:6, Sayı:21, ss.212 – 224.

Page 108: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

97

Epözdemir, H., (2012), Türk Psikoloji Yazıları, Hacettepe Üniversitesi 15(30), ss.25-33.

Erdamar, C., (1981), İşletme Kararları, İstanbul Üniversitesi, İşletme İktisadı Dergisi,

13(45), ss.45.

Fettahlıoğlu,Ö.O., Sünbül, M.B.,(2015), Duygusal Zekanın Psikolojik Güçlendirme

Üzerindeki Etkisi, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 14,

Haziran, ss.157-175.

Genç, T., (1991), Çağdaş Yönetimde Karar Verme Süreci, Türk İdare Dergisi, Sayı:

392, ss.51–62.

Girgin, G., (2009), Üniversite Öğrencilerinde Duygusal Zekanın Bazı Değişkenler

Açısından İncelenmesi, KKTC-Milli Eğitim Dergisi, C: 3, ss.1-12.

İşmen, A.E., (2001), Duygusal Zeka ve Problem Çözme, Marmara Üniversitesi Atatürk

Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 13,111 -124.

Kan, İ., (1998), Biyoistatistik, Uludağ Üniversitesi, Basımevi, 3. Baskı, Bursa.

Karakaş, S.A.,, Küçükoğlu, S., (2011), Araştırma Bir Eğitim Hastanesinde Çalışan

Hemşirelerin Duygusal Zeka Düzeyleri, Anadolu Hemşirelik ve Sağlık Bilimleri

Dergisi, 3(14), ss.8-13.

Kıranlı, S., Ilgan, A., (2007), Eğitim Örgütlerinde Karar Verme Sürecinde Etik,

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 8, (14), ss.150-162.

King, L., (1997), Appleton, Jv Intuition: a Critical Review of the Research and

Whetoric. Journal of Advanced Nursing, S:26, ss.194-202.

Kocak, R., (2002), Aleksitimi: Kuramsal Çerçeve Tedavi Yaklaşımları ve İlgili

Araştırmalar, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 35: Sayı

1-2.

Koçak, R., (2003), Üniversite Öğrencilerinde Aleksitimi ve Yalnızlığın Bazı Değişkenler

Açısından Karşılaştırılması ve Aralarındaki İlişkinin İncelenmesi,Türk

Psikolojik Danışma Ve Rehberlik Dergisi C:2, S: 19, ss. 15-24.

Kutlu, M., Çolakoğlu, N., Özgüvenç, Z., (2010), Hasta Hekim İlişkisinde Empatinin

Önemi Hakkında Bir Araştırma, Sağlıkta Performans ve Kalite Dergisi, C:2, S:2,

ss,127-143.

Küçükoğlu, S., (2010), Bir Eğitim Hastanesinde Çalışan Hemşirelerin Duygusal Zeka

Düzeyleri, Atatürk Üniversitesi, 3(14), ss-8-13.

Küçükkendirci H, Şakır A, Arıkan A, Güler Y., (2016), Kamu Sağlık Kurumları Taşra

Yöneticilerinin Karar Verme Stillerinin Belirlenmesi, Selçuk Üniversitesi Sosyal

Bilimler Meslek Yüksek Okulu Dergisi, 19-2, ss.201-219.

Page 109: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

98

Lane, R.D., Schwatz, G.E., (1987), Levels of Emotional Awareness: A Cognitive

Development Theory and its Application to Psychopathology, American Journal

of Psychiatry, 144, ss.133-143.

Lanser, E.G., (2000), Why You Should Care About Your Emotional Intelligence,

Healtcare Executive.

Lesser, I.M., (1985), A Critique of Contributions to the Alexithymia Symposium,

Psychotherapy Psychosomatic, 44, ss.82-88.

Lopes, P.N., Salovey, P., Straus, P., (2003), Emotional İntelligence Personality and the

Perceived Quality of Social Relationships”, Personality and Individual

Difference, Vol: 35, ss.641- 658.

Lumınet, D., (1994), Psychosomatic Medicine The Future of an IIIusion (Review),

Psychotherapy, Psychosomatic, 44, ss.367-371.

Mayer, J.D., Salovey, P., Caruso, R.D., 2000, Emotinal Intelligence Meets Traditional

Standarts For An Intelligence”, Intelligence, 27(4), pp. 267-298.

Mayer, J.D., Geher, G., (1996), Emotional Intelligence and the Identification of

Emotion, Intelligence, 22, ss. 13-89.

Mayer, J.D.; Caruso ,D.R.; Salovey, P., (2000), Emotional Intelligence Meets

Traditional Standards for an Intelligence , Intelligence, 27(4).

Mayer, J.D., Caruso D.R., Salovey P., Sitarenios G.(2001), Emotional Intelligence as a

Standart Intelligence Emotion, 1(3), ss.131-138.

Oğuz, E., (2009), İlköğretim Okulu Yöneticilerinin Karar Verme Stilleri, Kastamonu

Eğitim Dergisi, 17(2), ss.415- 442.

Öktem, F., (2001), Zeka Kavramı, Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim Dergisi, S:2,

ss.22.

Özalp, E., (2003), İşyerinde Duygular ve Yönetimi, Afyon Kocatepe Üniversitesince

Düzenlenen 11. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresinde Sunulan Bildiri,

Afyon, Mayıs, ss.23-25.

Payne, L., (2015), Intuitive Decision Making as the Culmination of Continuing

Education: A Theoretical Framework. The Journal of Continuing Education in

Nursing, 46(7), ss.326-332.

Ravangard R, Keshtkaran V, Niknam S, Yusefi A R, Heidari A R., (2013), The

Decision Making Styles of Managers of Public and Private Hospitals in Shiraz,

Published By Tehran University of Medical Sciences, 12 (3), ss.39-45.

Page 110: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

99

Reiff, H., Hatzes, N., Bramel, M., Gibbon, T., (2001), The Relation of Ld and Gender

With Emotional Intelligence in College Student, Journal Of Learning

Disabilities, 34(1), ss.66-78.

Salovey, P., Mayer, J.,(1990), Emotional Intelligence Imagination, Cognition and

Personality, C:9, S:3,ss 185-211.

Sayar, K., Öztürk, M., Acar, B., (2000), Aşırı Dozda İlaç Alımıyla İntihar Girişiminde

Bulunan Ergenlerde Psikolojik Etkenler, Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, 3,

ss.133-138.

Schutte, S. Nicola; Malouff, M. John; Hall, E. Lena; Haggerty, J. Donald; Cooper, T.

Joan; Golden, J. Charles; Dornheim, Liane (1998), Development and Validation

of a Measure of Emotional Intelligence, Personality and Individual Differences,

25, ss.167-177.

Scott, S., G., Bruce, R. A. (1995), Decision Making Style, The Development and of a

New Measure, Educational and Psychological Measurement, Vol.55 No.5,

ss.818-831.

Sifneos, P. E., (1973), The Prevalence of Alexithymic Characteristics in Psychosomatic

Patients, Psychotherapy and Psychosomatics, 22(2-6), ss.255-262

Sifneos, P.E., (1977), The Phenomen of Alexithymia Psychother Psychosom. (28),

ss.47-54.

Sıfneos,P.E., (1988), Alexithymia and its Relationship to Hemisperic Specialization,

Affect and Creativity, Psychlatric Clinics of Nort America. 11(3), ss.287-293

Simon, A. H., (1976), Administrative Behaivor a Study of Decision, Making Processes

in Ministrative Organization, Third Edition, The Free Press: New York, S.1,

ss.62-72.

Sinangil, K. H., (1993), Yönetici Adaylarında Karar Verme ile Kaygı İlişkileri, V.

Ulusal Psikoloji Kongresi Bilimsel Çalışmaları, Türk Psikologları Derneği

Yayınları, Ankara, ss.171-177

Sudak, M. K., Zehir, C., (2013), Kişilik Tipleri, Duygusal Zeka, İş Tatmini İlişkisi

Üzerine Yapılan Bir Araştırma, Yönetim Bilimleri Dergisi, Cilt: 11, Sayı: 22, ss.

141-165.

Şaşıoğlu, M. ,Gülol Ç., Tosun A., (2014), Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current

Approaches İn Psychiatry 2014; 6(1), ss.22-31.

Şen, H., Yılmaz, F.T., Özcan, D., Bahçecik, N., (2013), Kamu Hastanelerinde Görev

Yapan Başhekim ve Başhemşirelerin Duygusal Zeka Düzeyleri ile Etik

Muhakeme Yetenekleri ve Etkileyen Faktörler, Hemşirelikte Eğitim ve Araştırma

Dergisi, 10 (3), ss. 18-26.

Page 111: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

100

Thunholm, P., (2004), Decision-Making Scale: Habit, Style or Both?, Personality and

Individual Differences, Vol:36, ss.931-944.

Tuğrul, C., (1999), Duygusal Zeka, Klinik Psikiyatri, Psikolojik Değerlendirme, Terapi

ve Eğitim Merkezi, Ankara, Cilt:1, ss. 12-30.

Yelkikalan, N., (2006), 21. Yüzyılda Girişimcinin Yeni Özelliği: Duygusal Zeka,

Çanakkale 18 Mart Üniversitesi İbrahim Bodur Girişimcilik Uygulama ve

Araştırma Merkezi, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, C. 1, S. 2, ss.39-51.

Yılmaz, M., Talas, M., (2010), Bilgi Merkezinde Karar Verme Süreci, Journal of World

of Turks, ZfWT, 2,(1), 197-216.

Yücel, İ., Ilgın, K.S., (2016), Yaş ve Öğrenim Durumunun Duygusal Zeka ve

Tükenmişlik Arasındaki İlişki Üzerindeki Aracılık Etkileri: Sağlık Sektöründe Bir

Uygulama, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

Dergisi, Cilt 21, Sayı 2.

TEZLER

Acar, F. T., (2001), Duygusal Zeka Yeteneklerinin Göreve Yönelik ve İnsana Yönelik

Liderlik Davranışları İle İlişkisi: Banka Şube Müdürleri Üzerine Bir Alan

Araştırması, Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

İşletme ve Personel-Yönetim Organizasyon Doktora Programı, İstanbul.

Acar, E., (2007), İşletme Yönetiminde Duygusal Zekânın Yeri ve Önemi Üzerine Bir

Araştırma, Mustafa Kemal Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hatay.

Acıbozlar, Ö., (2007), Yönetici Hemşirelerin Karar Verme Stratejileri ve Yaratıcılık ,

Sağlık Bilimleri Enstitüsü Hemşirelikte Yönetim Anabilim Dalı, Marmara

Üniversitesi Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

Adsız, E., (2016), Yöneticilerin Duygusal Zekâ Düzeylerinin Karar Verme Stillerine

Etkisini Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma, Yüksek Lisans Tezi, Çorum.

Aghdasi, S. , Kiamanesh A.R. , Ebrahim, N.E., (2011), Emotional Intelligence and

Organizational Commitment: Testing The Mediatory Role of Occupational

Stress and Job Satisfaction, Master of Educational Management, University of

Tarbiat Moallem, Tehran, Iran, B. Department of Psychology and Education,

University of Tarbiat Moallem, Tehran, Iran.

Akaytay, A., (2004), Karar Verme Sürecinde Maliyet Verilerinin Rolü: Abc Makine ve

Ticaret Sanayi A.Ş. Uygulaması, Sakarya Üniversitesi, Yayınlanmış Yüksek

Lisans Tezi, Sakarya.

Page 112: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

101

Akın, Z., (2011), İlköğretim Beşinci Sınıf Öğretim Programlarında Duygusal Zekaya

İlişkin Kazanımların ve Etkinliklerin İncelenmesi, Yayımlanmamış Yüksek

Lisans Tezi, Eskişehir.

Aksütlü, S., (2013), Sağlık Çalışanlarında Duygusal Zeka ve Tükenmişlik İlişkisi,

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü, İstanbul.

Aydınlı, M. T., (2008), Örgüt Kültürünün Oluşturulmasında Öğretmen Davranışlarının

Etkisi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Yeditepe Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü, İstanbul.

Altay, Ü., (2011), Yöneticilerin Duygusal Zeka Düzeylerinin Karar Verme Düzeylerinin

Karar Verme Stillerine Etkisi ve Bir Araştırma, İstanbul Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı, İşletme Yönetimi ve Organizasyon

Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

Atilla, G., (2012), Hastanelerde Duygusal-Zeka Hasta Memnuniyeti İlişkisi: Isparta İl

Merkezi Örneği, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

İşletme Anabilim Dalı, Doktora Tezi, Isparta.

Apaydın, M., (2011), Yönetici Hemşirelerin Yönetimi Becerilerinin Karar Verme ve

Yaratıcılıkları Üzerinde Etkisi, T.C. Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü İşletme Yönetim Ana Bilim Dalı Hastane ve Sağlık Kurumları

Yönetimi Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

Ateş, H., (1989), Yönetimde Karar Verme Yaratıcılık ve Liderliğin Etkileri, İstanbul

Üniversitesi İşletme Fakültesi Organizasyon ve İşletme Politikası Bilim Dalı

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

Badour, M. (2013), Hastane Yöneticilerinin Karar Verme Tarzlarına Göre Örgüt

Çevresi Algılarına İlişkin Bir Araştırma, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü, İşletme Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Ankara.

Balkıs, M., (2006), Öğretmen Adaylarının Davranışlarındaki Erteleme Eğiliminin,

Düşünme ve Karar Verme Tarzları İle İlişkisi, Doktora Tezi, Dokuz Eylül

Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İzmir.

Başar, B. A., (1998), İşletmelerin Stratejik Planlama ve Karar Alma Sürecinde

Muhasebe Bilgi Sistemlerinin Yeri ve Önemi: Tusaş Motor Sanayi A.Ş.

Uygulaması, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir Anadolu Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir.

Baştuğ, İ., (2006), Karar Verme Sürecinde Sezginin Önemi ve Türk Merkezi

Yönetimindeki Geçerliliği, Kırıkkale Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Kamu Yönetimi Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Kırıkkale.

Batçıoğlu, G., (1994), Karar Verme Sürecinin Analizi, İnönü Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü Bilim Uzmanlığı Tezi, Malatya.

Page 113: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

102

Bircan, B., (1976), Karar Verme ve Optimal Stok Düzeyine Kantitatif Karar

Tekniklerinin Uygulanması, Basılmamış Doktora Tezi, Ege Üniversitesi İktisadi

ve İdari Bilimler Fakültesi, İzmir.

Cengisiz, C., (2013), Alkol Bağımlılığında Aleksitimi ve Öfkenin Tedavi Motivasyonuna

Etkisi, Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Uzmanlık

Tezi, Manisa.

Civanoğlu, S.P., (2015), Duygusal Zeka ile Tükenmişlik ve Örgütsel Bağlılık Düzeyleri

Arasındaki İlişkinin İncelenmesi Üzerine Bir Araştırma, Beykent Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Yönetimi Anabilim Dalı Hastane ve Sağlık

Kurumları Yönetimi Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

Çeven, M., (2006), Kurumsal Bilgi Sistemlerinin Karar Vermeyi Destekleyici Özellikleri

ve Bir Uygulama, Gaziantep Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme

Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep.

Çolakoğlu, T., (2010), Çalışma Hayatında Duygusal Zeka, Algılama ve Motivasyon

İlişkisi: Çomü Örneği, Yüksek Lisans Tezi, Çanakkale Onsekiz Mart

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri

Anabilim Dalı, Çanakkale.

Çolhan, M.K., (2016), Haliç Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yönetici

Hemşirelerin Duygusal Zekâ Düzeyleri ve Karar Verme Stratejileri, Hemşirelik

Haliç Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

Çuhadaroğlu, O.E., (2008), İlköğretim Okulu Yöneticilerinin Liderlik Stilleri ile Karar

Verme Stilleri Arasındaki İlişki, Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Eğitim

Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Yönetimi ve Politikası Anabilim Dalı, Ankara.

Dereboy, İ. F., (1990), Aleksitimi Özbildirim Ölçeklerinin Psikometrik Özellikleri

Üzerine Bir Çalışma, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, Hacettepe Üniversitesi,

Ankara.

Deveci, F., (2011), Ergenlerde Karar Verme Stilleri İle Algılanan Sosyal Destek Düzeyi

Arasındaki İlişkinin İncelenmesi, Türkiye Cumhuriyeti Çukurova Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi,

Adana.

Direk, N., (2008), Miyofasiyal Ağrı Sendromu Hastalarında Kişilik Bozukluğu, Öfke ve

Aleksitimi,Yayımlanmamış Uzmanlık Tezi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul.

Dülger, Ö., (2008), Ergenlerin Algıladıkları Sosyal Destek ile Karar Verme

Davranışları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans

Tezi, Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.

Erdem, R., (2003), “Toplumsal Kültürün Hastanelerin Kurum Kültürüne Etkisi: Fırat Tıp

Merkezi Örneği,” Hacettepe Üniversitesi, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Ankara.

Page 114: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

103

Güngörmüş, K., (2011), Hemşirelerin Duygusal Zekaları ile İş Yaşamında Yaşadıkları

Yalnızlık Arasındaki İlişkinin Belirlenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Atatürk

Üniversitesi, Erzurum.

Gürsoy, A., (2005), Liderlikte Duygusal Zeka, Liderlik Özellikleri ile Duygusal Zekalı

Liderlere Ulaşılması, Türk Silahlı Kuvvetlerinde Örnek Bir Uygulama, Yüksek

Lisans Tezi, Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme

Anabilim Dalı Yönetim ve Organizasyon Bilim Dalı, Manisa.

Kalyoncu, Z., (2011), Duygusal Zeka İle Örgütten Kaynaklanan Stres Arasındaki

İlişkinin İncelenmesi: Hemşireler Üzerinde Bir Araştırma, Hacettepe

Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı, Ankara.

Karakaya, G., (1998), Yönetici Eğitiminde Karar Verme Becerilerinin Geliştirilmesi,

Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Üniversitesi İşletme Anabilim Dalı Yüksek

Lisans Tezi, Sakarya.

Kaşık, D.Z., (2009), Ergenlerde Karar Verme Stilleri ve Algılanan Sosyal Destek

Düzeylerinin Sosyal Yetkinlik Beklentisi ve Bazı Değişkenler Açısından

İncelenmesi, Selçuk Üniversitesi Sosyakal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri

Ana Bilim Dalı Psikolojik Danışma Ve Rehberlik Bilim Dalı Yüksek Lisans,

Konya.

Koçak, R., (2003), Duygusal İfade Eğitimi Programının Üniversite Öğrencilerinin

Aleksitimi ve Yalnızlık Düzeylerine Etkisi, Yayımlanmamış Uzmanlık Tezi,

Ankara Üniversitesi, Ankara.

Konakay, G., (2010), Duygusal Zekanın Akademisyenlerde Tükenmişlik ile İlişkisinin

İncelenmesi, Doktora Tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Kocaeli.

Köksal, A., (2003), Ergenlerde Duygusal Zeka ve Karar Verme Stratejileri Arasındaki

İlişki, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim

Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

Köksal, A., (2007), Üstün Zekalı Çocuklarda Duygusal Zekayı Geliştirmeye Dönük

Program Geliştirme Çalışması, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Eğitimde Psikolojik Hizmetler Anabilim Dalı Doktora Tezi, İstanbul.

Kurt, Ü., (2003), Karar Verme Sürecinde Yöneticilerin Kişilik Yapılarının Etkileri,

Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Ana Bilim Dalı

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara.

Kuşaklı, B., (2008), Yönetici Hemşirelerin Duygusal Zekâ Yetenekleri ve Liderlik

Davranışları, Yüksek Lisans Tezi Marmara Üniversitesi, İstanbul.

Mert, S., (1997), Karar Vermede Yaratıcı Problem Çözme, Yayımlanmamış Yüksek

Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul.

Page 115: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

104

Mumcuoğlu, Ö.,(2002), Bar-On Duygusal Zeka Testi’nin Türkçe Dilsel Eşdeğerlik,

Güvenirlik ve Geçerlik Çalışması, Basılmış Yüksek Lisans Tezi, Marmara

Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Rehberlik ve Psikolojik Danışmalık

Anabilim Dalı, İstanbul.

Nas, S., (2006), Gemi Operasyonlarının Yönetiminde Kaptanın Bireysel Karar Verme

Süreci Analizi ve Bütünleşik Bir Model Uygulaması, Doktora Tezi, Dokuz Eylül

Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.

Ölçüm, D., (2015), Okul Yöneticilerinin Karar Verme Stillerinin Öğretmenlerin İş

Doyumuna Etkisi (Sakarya İli Örneği), Sakarya Üniversitesi Eğitim Bilimleri

Enstitüsü Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bilim

Dalı, Doktora Tezi, Sakarya.

Özcan, K., (1999), Yöneticilerde Karar Verme ile Kaygı İlişkileri, Marmara

Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Teknoloji Eğitimi Anabilim Dalı,

Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

Özyer, K., ( 2004), Duygusal Zekâ ile Örgütsel Bağlılık ve Bağlılığın Alt Formları

Arasındaki İlişkinin Saptanmasına Yönelik Ampirik Bir Çalışma, Hacettepe

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara.

Pamukoğlu, E., (2004), Duygusal Zekânın Yönetici Etkinliğindeki Rolünün Kadın

Yöneticiler Bağlamında İncelenmesi ve Bir Araştırma, Yayınlanmamış Yüksek

Lisans Tezi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli.

Sağır, C., (2006), Karar Verme Sürecini Etkileyen Faktörler ve Karar Verme Sürecinde

Etiğin Önemi: Uygulamalı Bir Araştırma, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü İşletme Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Edirne.

Sallıoğlu, G., (2002), Aleksitimik Olan ve Olmayan Üniversite Öğrencilerinin Duygu

İfade Eden Sözcük ve Deyimlere Yükledikleri Duygu Yoğunlukları,

Yayımlanmamış Uzmanlık Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara.

Sevindi, K., (2012), Hastane Yöneticilerinin Karar Verme Düzeylerine Yönelik Bir

Araştırma, T.C. Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme

Yönetimi Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

Şahinkaya, B., (2006), Yöneticilik ve Liderlikte Duygusal Zeka, Yüksek Lisans Tezi,

Balıkesir Üniversitesi, Balıkesir.

Şen, N., (2017), Kamu Sağlık Sektöründe Yönetici Karar Verme Stillerinin ve İlişkili

Olduğu Faktörlerin İncelenmesi, İstanbul Medipol Üniversitesi Sağlık Bilimleri

Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi Sağlık Yönetimi Anabilim Dalı, İstanbul.

Şenocak, M., (2015), Duygusal Zeka ve Liderlik Tarzlarının Çalışan Verimliliği

Üzerine Etkileri ve Bir Uygulama, İstanbul Gelişim Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

Page 116: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

105

Tekin, Ö. A., (2009), Yönetimde Karar Verme: Batı Antalya Bölgesinde Bulunan Beş

Yıldızlı Otel İşletmelerinde Çeşitli Departman Yöneticilerinin Karar Verme

Stillerini Tespit Etmeye Yönelik Uygulamalı Bir Araştırma, Akdeniz Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Anabilim Dalı

Yüksek Lisans Tezi, Antalya.

Ulu, N., (2014), Yönetici Hemşirelerde Problem Çözme ve Karar Verme Becerileri

İzmir Güney Bölgesi Eğitim ve Araştırma Hastaneleri Örneği, T.C. Beykent

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Yönetimi Anabilim Dalı Hastane

ve Sağlık Kurumları Yönetimi Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

Ulutaş, İ., (2005), Anasınıfına Devam Eden Altı Yaş Çocuklarının Duygusal Zekalarına

Duygusal Zeka Eğitiminin Etkisi, Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi, Eğitim

Bilimleri Enstitüsü, Ankara.

Uzuner, A., (2012), Yönetici Hemşirelerde Duygusal Zeka ve Boyun Eğici

Davranışların İncelenmesi, Haliç Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü,

Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

Üre, Ö., Avşaroğlu, S., (2007), Üniversite Öğrencilerinin Karar Vermede Özsaygı,

Karar Verme ve Stresle Başa Çıkma Stillerinin Benlik Saygısı ve Bazı

Değişkenler Açısından İncelenmesi, Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi, Sosyal

Bilimler Enstitüsü, Konya.

Üstüner, M., (1993), Yönetim Sürecinin Analizi, İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Malatya.

Yaşlıoğlu, M. M., (2007), Karar Verme Sürecinde Eğilimler ve Bir Araştırma, İstanbul

Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Yönetimi ve Organizasyon

Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

Yılmaz, R., (2003), Duygusal Zeka ve Din Öğretimi, Basılmamış Doktora Tezi, Ankara.

Yılmaz, S., (2011), Duygusal Zeka ve Akademik İlişki Arasındaki İlişki, Atatürk

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,

Erzurum.

Yüksel, M., (2006), Duygusal Zeka Ve Performans İlişkisi Üzerine Bir Uygulama,

Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi, Erzurum.

Page 117: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

106

DİĞER KAYNAKLAR

Arslan, M., (2010), Herbert Alexander Sımon Rasyonel Karar, Yeditepe Üniversitesi

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü,

(Http://Www.Maliyetis.Com/Wp-

Content/Uploads/2010/05/Herbertsimon21.Pdf), Erişim tarihi 10.11.2017.

Beceren, E., (2004), www.duygusalzeka.com, Erişim tarihi 08.07.2017.

www.tdk.gov.tr, Erişim tarihi 03.05.2018.

https://www.msxlabs.org, Erişim tarihi 19.08.2016.

https://www.Msxlabs.org/forum/psikoloji-ve-psikiyatri/199368-Aleksitimi-Duygu-

Sagirligi.html#İxzz4lnhq3ot1, Erişim tarihi 05.11.2016.

http://tr.m.wikipedia.org/wiki/zek%C3%A2, Erişim Tarihi 26.06.2016.

Http://Duygusalzeka.Net/İcsayfa.Aspx?Sid=74&Tid=3, Erişim tarihi 11.05.2017.

Page 118: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

107

EKLER

ANKET

Bu çalışma, Süleyman Demirel Üniversitesi, İİBF Sağlık Yönetimi Ana Bilim Dalı'nda gerçekleştirilmektedir.

Çalışmanın geçerliliği ve güvenilirliği açısından, formu objektif bir şekilde, içtenlikle ve hiçbir maddeyi atlamadan

doldurmanız önemlidir. Anket formuna adınızı ve soyadınızı yazmanıza gerek yoktur. Verdiğiniz tüm bilgiler

tarafımız ve kurumumuzca gizli tutulacaktır. Katkınız ve zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz, saygılar sunarız. email: [email protected]

Meral Bahar SARIKAYA Doç. Dr. Gaye ATİLLA Yüksek Lisans Öğrencisi Danışman Öğretim Üyesi

1. Cinsiyetiniz Kadın ( ) Erkek ( ) 2. Yaşınız 20-30 ( ) 31-40 ( ) 41-50 ( ) 51 ve üzeri ( ) 3. Medeni Haliniz Evli ( ) Evli Değil ( ) 4. Kıdem Yılı 0-10 ( ) 11-20 ( ) 21-30 ( ) 31-40 ( ) 5. Unvanınız Prof. ( ) Doçent ( ) Dr. Öğr. Üyesi ( ) Doktor ( ) Uzman ( ) Arş. Gör. ( ) 6. Bölümünüz Cerrahi Tıp Bilimler ( ) Dahili Tıp Bilimleri ( ) Temel Tıp Bilimleri ( ) Laboratuvar ( ) 7. Duygusal Zeka ile ilgili kitap okudunuz mu? Evet ( ) Hayır ( )

Page 119: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

108

BÖLÜM 1

Hiçbir Zaman Nadiren Genellikle Çoğu Zaman Her Zaman 1 2 3 4 5

Aşağıdaki ifadeleri sizi ne kadar tanımladığını düşünerek, bu ifadelere ne ölçüde

katıldığınızı değerlendiriniz. Değerlendirmenizi sizi tam olarak yansıtacak şekilde

yapınız.

H

içb

ir Z

am

an

N

ad

iren

G

enel

lik

le

Ç

u Z

am

an

H

er Z

am

an

1. Çoğu zaman bazı duygularımı neden hissettiğimi anlıyorum.

2. Duygularımı iyi anlayabilirim.

3. Ne hissettiğimi gerçekten iyi bilirim.

4. Mutlu olup olmadığımı her zaman bilirim.

5. Arkadaşlarımın duygularını davranışlarından her zaman anlarım.

6. Diğer insanların duygularını çok iyi gözlemlerim.

7. Diğer insanların duyguları ve hisleri konusunda çok hassasımdır.

8. Etrafımdaki insanların duygularını anlama konusunda çok hassasımdır.

9. Her zaman kendimle ilgili hedefleri belirlerim ve ulaşabilmek için elimden geleni

yaparım

10. Her zaman kendime yeterli birisi olduğumu söylerim

11. İç motivasyonum yüksektir.

12.En iyisini yapmak için her zaman kendimi teşvik ederim.

13. Sinirlerime hakim olurum ve sorunlarımı akıllıca ele alabilirim.

14. Kendi duygularımı yeterince kontrol edebilirim.

15. Çok kızdığım zaman kısa sürede sakinleşebilirim.

16. Duygularımı kontrol etmesini iyi bilirim.

Page 120: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

109

BÖLÜM 2

Hiçbir Zaman Nadiren Genellikle Çoğu Zaman Her Zaman 1 2 3 4 5

Aşağıdaki ifadeleri sizi ne kadar tanımladığını düşünerek, bu ifadelere ne ölçüde

katıldığınızı değerlendiriniz. Değerlendirmenizi sizi tam olarak yansıtacak şekilde

yapınız.

H

içb

ir Z

am

an

N

ad

iren

G

enel

lik

le

Ç

oğu

Zam

an

H

er Z

am

an

1. Karar vermeden önce emin olmak için bilgi kaynaklarımı iki kere kontrol ederim.

2. Karar vermeden önce bütün seçenekler incelerim.

3. Mantıklı ve sistematik bir yolla karar veririm.

4. Karar vermem dikkatli düşünmemi gerektirir.

5. Karar verirken belirli bir amaca yönelik değişik seçenekleri göz önünde

bulundururum.

6. Kararlarımı verirken sezgilerime güvenirim.

7. Bir karar verirken sezgilerime güvenme eğilimindeyim.

8. Genellikle doğruluğunu hissettiğim kararlar veririm.

9. Kararlarımı verirken benim için akılcı bir nedenden daha çok, verdiğim kararın

doğruluğunu hissetmem daha önemlidir.

10. Karar verirken hislerime ve kendi tepkilerime güvenirim.

11. Önemli kararlar alırken başkalarının yardımına sık sık ihtiyaç duyarım.

12. Eğer başkalarını desteğine sahipsem önemli kararları almak benim için daha

kolaydır.

13. Önemli kararlarımı alırken başkalarının tavsiyelerinden yararlanırım.

14. Önemli kararlar ile yüzleştiğim zaman birinin bana doğru yolu göstermesi hoşuma

gider.

15. Üzerimde baskı hissetmediğim sürece önemli kararlarımı almaktan kaçınırım.

16. Mümkün olduğunca kararlarımı ertelerim.

17. Önemli kararları alma aşamasına gelinceye kadar karar vermeyi sık sık ertelerim.

18. Önemli kararlarımı genellikle son dakikada veririm.

19. Üzerine düşünme beni rahatsız etiği için pek çok kararı ertelerim.

20. Genellikle ani kararlar veririm.

21. Kararlarımı, çoğunlukla o anda veririm.

22. Çabuk karar veririm.

23. Kararlarımı, sıklıkla düşünmeden veririm.

24. Kararlarımı verirken, o anda doğal olan ne ise onu yaparım.

Yardımlarınız ve Zaman Ayırdığınız İçin Teşekkür Ederim.

Page 121: T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02703.pdf · 2018-06-27 · t. c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ

110

ÖZGEÇMİŞ

Kişisel Bilgiler:

Adı ve Soyadı : Meral Bahar SARIKAYA

Doğum Yeri ve Yılı : Samsun-1991

Medeni Hali : Bekar

Eğitim Durumu:

Lisans Öğrenimi: Süleyman Demirel Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi,

Sağlık Yönetimi Bölümü

Yüksek Lisans Öğrenimi: Süleyman Demirel Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler

Fakültesi, Sağlık Yönetimi Anabilim Dalı

Yabancı Diller ve Düzeyi:

1. İngilizce (Orta Seviye)

İş Deneyimi:

1. Isparta Özel Kariyer Göz Hastanesi- Göz Ölçüm Teknisyeni

2. Süleyman Demirel Üniversitesi Kurumsal İletişim Uygulama ve Araştırma Merkezi-

Haber Basın