t - islak İmza kuruyor.. · web viewfethullah gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan...

65
T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO :2010/106 CELSE NO :4 CELSE TARİHİ :02.07.2010 BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN 20909 ÜYE :HÜSNÜ ÇALMUK 32346 ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266 C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954 C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924 KATİP :MEHMET ALİ ALTUNKAYNAK 128002 Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ile Üye Hâkimler Hüsnü Çalmuk ve Sedat Sami Haşıloğlu’ndan oluşan mahkeme heyeti tarafından 2 Temmuz 2010 tarihli oturum açıldı. Tutuklu sanıklar cezaevinden getirildi. Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı. Sanık müdafilerinden Sanık Özer Yılmaz müdafii Av. Erol Can Özkan, Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen, Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Hüseyin Ersöz, Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Şemsettin Tolga Altan, Sanık Serdar Öztürk müdafii Av. Cahit Karadaş, Sanık Serdar Öztürk müdafii Av. Demet Reçber’in geldikleri görülmekle, huzurdaki yerlerine alındı. Açık yargılamaya devam olundu. Sanık Dursun Çiçek huzura alındı. CMK’nın 147 ve 191. maddesindeki yasal hakları kendisine izah edildi. Mahkeme Başkanı:" Efendim avukatlarınız hazır.” Sanık Dursun Çiçek:”Evet.” Mahkeme Başkanı:"Suçlandığınız konularla ilgili susma hakkına, susma hakkına sahipsiniz. Lehinize olan suçlamalarla ilgili bütün delilleri toplatma hakkına sahipsiniz. Savunmanıza hazır mısınız, hazırladınız mı savunmanızı?” Sanık Dursun Çiçek:”Efendim, Başkanım hazırım.” SANIK DURSUN ÇİÇEK SORGU VE SAVUNMASINDA.

Upload: others

Post on 31-Dec-2019

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI

ESAS NO :2010/106CELSE NO :4CELSE TARİHİ :02.07.2010

BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN 20909ÜYE :HÜSNÜ ÇALMUK 32346ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924KATİP :MEHMET ALİ ALTUNKAYNAK 128002

Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ile Üye Hâkimler Hüsnü Çalmuk ve Sedat Sami Haşıloğlu’ndan oluşan mahkeme heyeti tarafından 2 Temmuz 2010 tarihli oturum açıldı.

Tutuklu sanıklar cezaevinden getirildi.Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı. Sanık müdafilerinden Sanık Özer Yılmaz müdafii Av. Erol Can Özkan, Sanık Dursun

Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen, Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Hüseyin Ersöz, Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Şemsettin Tolga Altan, Sanık Serdar Öztürk müdafii Av. Cahit Karadaş, Sanık Serdar Öztürk müdafii Av. Demet Reçber’in geldikleri görülmekle, huzurdaki yerlerine alındı.

Açık yargılamaya devam olundu.Sanık Dursun Çiçek huzura alındı.CMK’nın 147 ve 191. maddesindeki yasal hakları kendisine izah edildi.Mahkeme Başkanı:" Efendim avukatlarınız hazır.”Sanık Dursun Çiçek:”Evet.”Mahkeme Başkanı:"Suçlandığınız konularla ilgili susma hakkına, susma hakkına

sahipsiniz. Lehinize olan suçlamalarla ilgili bütün delilleri toplatma hakkına sahipsiniz. Savunmanıza hazır mısınız, hazırladınız mı savunmanızı?”

Sanık Dursun Çiçek:”Efendim, Başkanım hazırım.”SANIK DURSUN ÇİÇEK SORGU VE SAVUNMASINDA.Sanık Dursun Çiçek:“Sayın mahkeme heyeti, iddia makamı, Sayın avukatlar ve

katılımcılar herkesi sevgi ve saygıyla selamlıyorum günaydın dileklerimle savunmama başlıyorum. Savunmama başlamadan önce, bütün bir yıl süren ki bugün 368 gün oldu. Süreçte söylediğim gibi en ince detayına kadar konuyla ilgili bu süreçle ilgili sadece ve sadece gerçekleri söyleyeceğime kutsal kitabımız, namusum ve şerefim üzerine tekrar ant içiyorum. Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek kim? Niye 368 gündür onun ismi üzerinde bir takım tertipler düzenleniyor? Dursun Çiçek, iddianamede de var ek dosyalarda da var. 1960 Tokat Reşadiye doğumlu bir çiftçi ailenin çocuğu. Ve ilkokulu bitirdikten sonra devlet parasız yatılı sınavlarını kazanarak altı yıl öğretmen okulunda yatılı okumuş. Sonra harp okulunu kazanarak yine dört yıl devletin imkanlarıyla okumuş ve devletine hizmetle milletine hizmetle dopdolu bir subay. Babam çiftçi.”

Sanık Dursun Çiçek müdafi Av. Celal Ülgen söz almadan konuştu:”Bir şey ekleyebilir miyiz izin verirseniz? ( iki üç kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı:" Konuşuyor avukat bey savunma yapıyor.”

Page 2: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:2

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen:”Ama efendim savunması sırasında bazı konularda ( bir iki kelime anlaşılamadı) buradan izlenmesi lazım. Uzaktan kumandalı fareyle izleyeceğiz. O açıdan açılması lazım ( bir iki kelime anlaşılamadı)”

Mahkeme Başkanı:" Açın o zaman, peki peki anladım. Buyurun.”Sanık Dursun Çiçek:”Annem babam okul olmadığı için tabi okuyamamışlar. Babam

askerliği ikinci dünya savaşında dört yıl yapmış ve bu dönemde askerlikte kazandığı yetenekleriyle köye dönüşünde köyde duvar ustalığından baytarlığa kadar diş çekiminden sağlık hizmetlerine kadar herkese yardımcı olmuş ve 2000 yılında vefat etmiş kendisini rahmetle tekrar anıyorum. Annem yine bu süreçte de görüldü altı yıldır kanser tedavisi görüyor. Bu süreçten etkilenmemesi için hala kendisinin haberi yok. Yurtdışında olduğum söyleniyor. Eşim bankacı 31 yıllık bankacı ziraat bankasında şube müdürü. O da ülkesine hizmet için uğraşıyor. Oğlum doktora yapıyor burslarla okudu sabancı da okudu şimdi Amerika da doktorayı bitirmek üzere. Ve son bir yıldır dikkati dağıldı, kızım hukuk fakültesini bitirdi. Hayatının en güzel döneminde benim davamla uğraşıyor. Ve bu süreçte 30 yıllık bir hizmet. Güneydoğu’da 95 yılında iddianamede çarpıtmalar var. 15 yıllık bir tabur komutanlığım var. Terörle mücadelede jandarmaya ve kara kuvvetlerine destek açısından bir deniz piyade taburu görev yapmıştı. Görev dönüşü İskenderun da üç yıl alay komutanlığım var. 6000 kişiyi emir komuta ettim. Hepsi benim evladım. Orda bir velinin ki her gün binlerce veli telefon ediyordu. 2002 yılında bir velinin ki bu iddianamelerde ismi geçen bir veli yaptığı bilmem 212 saniyelik bir görüşme bile tabi içeriği olmadan iddianameye sanki suç unsuru gibi yansıtılan bir subay. Arkasından deniz harp okulunda dört yıllık bir görev. Harp akademisini kazanmam ve doksan yılında kurmay olmam. Yani yirmi yıllık kurmay bir subayım. Ve bu yirmi yılın yedi yılı Genelkurmay da, beş yılı da deniz kuvvetleri, on iki yılı stratejik komutanlıkta görev yapıyorum. Gelelim bu iddialara konu olan bilgi destek daire başkanlığındaki göreve. Bu göreve 2004 Ağustosunda İskenderun’dan alay komutanlığından sonra başladım. Daha önce de aynı dairenin bir biriminde iki yıl görev yaptım. Bu görevde de altı yıl süreyle Arnavutluk’ta bilgi destek tim komutanlığı yaptım. Balkanları Kafkasları Ortadoğu’yu yani dış konuları derinlemesine inceleyen dış konularda uzman olduğumu iddia edebilecek seviyede yetişmiş bir subayım. Bütün tanık ifadelerinde geçiyor. Daire, bilgi destek daire ki 2008 yılından önceki ismi psikolojik harekat daireydi 5 şubeden oluşuyor. Birinci şube ki kara kuvvetlerinden bir arkadaşımızın kurmay albayın şube müdürü olduğu şube, sadece teröre bakıyor. Terörün her yönüne. İkinci şube, havacı bir istihbarat albayımızın İlker Ziya Göktaş çok yerde ismi geçiyor bir şube, istihbarat ağırlıklı bir şube sadece irticaya bakıyor. 3. şube benim müdürlüğünü yaptığım şube 2008, 2004’den itibaren NATO tatbikatlar dış konulara bakıyor. İrticanın İ’siyle ilgisi yok. 4. şubemiz Hulusi Gülbahar albayın yine karacı bir arkadaşımız. Silahlı kuvvetler içindeki bilgi destek eğitimi ve silahlı kuvvetlerin halkla bütünleşmesi, bunun devamında toplumsal gelişime destek faaliyetleri konularını yürütüyor. 5. şube destek şubesi, internet hizmetleri diğer şeyler destek şubesinin faaliyetleri. Şimdi bu gerçek ortadayken ve şube müdürlerinin ifadelerinde yer almaktayken işte Türk atak, özgür genç bunlar halkla bütünleşme halka silahlı kuvvetleri anlatma konuları. Hulusi Gülbahar albay diyor ki, bunlar benim şubenin konuları biz yapıyoruz memuru diyor ki Meltem hanım ben işletiyorum ben belge koyuyorum, ben haber koyuyorum. İrtica.org sitesi Ziya İlker Göktaş albay diyor ki, bu benim sitem. Meltem hanım düzeltiyorum Meryem hanım var uzman işleten o. Beyan ediyor kendisi açıklıyor. Ama soruşturma savcısı bunları görmüyor yazmıyor. Niye? Çünkü senaryoya uygun değil. Senaryoya uygun olmayan şeyler iddianameye yazılmaz. Bu mu hukuk adamlığı? Bu mu vicdan? Gelelim 12 Hazirana, 12 Haziran 2009 hikayenin başladığı gün. Her sabah olduğu gibi Genelkurmay da mesai dokuzda başlıyor. Bende servisle sekiz buçukta daireye gittim. Kapıda nöbetçi subayı karşıladı. Bilgi destek dairesi bu özellikleri nedeniyle herkesin girebildiği bir daire değil. Çünkü irtica konusu, terör konusu, dış konular işte Ortadoğu balkanlar, Kafkaslar, NATO konuları, halkla bütünleşme konuları. Çünkü her gün açık kaynakları

2

Page 3: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:3

takip ediyoruz. Silahlı kuvvetlere yönelik olumsuz haberleri değerlendiriyoruz. Varsa komutanlarımıza arz ediyoruz. Alınacak karşı bilgilendirme faaliyetlerini açıklıyoruz. İşte internet siteleri bunun için kullanılıyor. Bir askeri araç gidiyor yolda kaza yapıyor veya arıza yapıyor bir gazete işte Mehmetçiğin zor şartlarını anlatıyor. Öbür gazete de diyor ki bak asker yolu kapattı tank yolu kapattı diyor. bu bakış açısı biri yıpratmak için haber yapıyor diğeri askerin zor şartlarında zor şartlarda görev yaptığını ortaya koymak için. Aynı şeyler devam etmiyor mu? Nöbetçi subayı karşıladığında ki her sabah karşılar o sabahta daire başkanına vekalet ediyorum daire başkanı ülke içinde bir görevde ki ihbar mektuplarında bundan yanlış bahsediliyor. Harekat başkanı da izinde bunda da yanlış bahsediliyor görevdeymiş gibi yazılıyor. Bir haberden bir gazeteden haberden bahsetti. Heyecanlı. Tabi bizim dairenin girişine kart girişi olan sadece daire personeli girebilir kartı okutursunuz yetkisizseniz giremezsiniz. Zile basacaksınız nöbetçi subay gelecek deftere kaydınızı yapacak ondan sonra girebilirsiniz. Öyle yol geçen hanı değil. Birinci kapıdan girdik benim odaya bir kilitle kapıyı açmanız lazım büroya giriyorsunuz etti iki. Kendi odama üçüncü kilitle girmeniz lazım etti üç. Gizli evrakların çift kilitli dolapta şube müdürünün odasında olması lazım çift kilit etti beş kilit. İşte ihbarcı yaratılan ihbarcı bunların hepsini açıyor. Ben yokken o büyük planı o biraz sonra detaylarını anlatacağım sahte planı benim klasörden yağdan kıl çeker gibi çekiyor ve herkes işte başta soruşturma savcısı olmak üzere bu yalanlara bu iftiralara itibar ediyor ve iddianame hazırlıyor ve huzurunuzdayım ve bir senedir taciz ediliyorum. Nöbetçi subay karşılayınca zaten odaya da girmedik brifing odası var toplantı odası var dairenin gazeteyi bulalım haberi görelim diye baktık. Gazeteyi benden gelen benden önce gelen iki şube müdürü bir ve ikinci şube müdürü biraz erken gelmişler alıp harekat başkanı vekili tümgeneralin yanına gitmişler. Beni de tümgeneralin beklediğini söylediler. O arada internet çıktıları alınmıştı. Orijinal gazete yoktu ama habere baktık. Yani irtica konusu irticayla mücadele konusu. Ne başlığı var ne sonu var. Yine dağıtmak istiyorum bu planı size de. Plan açılmışken anlatmak istiyorum. Şu, bir tek eksiği şurda taklit imza yok. İnsaf yani ben bu planı ben hazırlasam. Yani tabi on yıl yatılı okumuşum hep tasarruf tasarruf diye beynimize işlenmiş şu sayfaya acırım. Sıkıştırırım bir sürü boş yer var üç sayfada bitiririm yani. Böyle başlığı yok işte orijinal plan bu. Ekranda da görüyoruz. Şu mavilerin hepsinin olması lazım. Maviler burada yok. Yoksa plan olmaz bu. Kırmızılar yanlış yazılmış ergenekonu silahlı kuvvetlerde kullanmak yasak. Çünkü böyle bir terör örgütü hukuki olarak bir yargı kararıyla kesinleşmemiş bir sürü emir var. Ama burada kullanıyorlar. Biz düşman unsurlar demeyiz. Düşman kuvvetleri dost kuvvetleri deriz. Unsur askeri literatürde yoktur. Bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyeti deriz bu ikiz kardeş gibi yani hiç otomatik bizim ağzımız alışmış yani istesek de değiştiremeyiz. Bilgilendirme faaliyeti denmiş. Silahlı kuvvetlerin içine sızdırıldığı değerlendirilen personel böyle bir şey kullanmayız biz. Silahlı kuvvetlerin içine eğer bir personel sızdırılmışsa sistemler atılır silahlı kuvvetlerin dışına atılır. Bunu bir kurmay albay yirmi yıllık hizmeti olan kurmaylık hizmeti olan bir albay yazar mı? Yine bilgi ve evrak güvenliği deriz bilgisayar güvenliği olmaz. İşte emre verilen alınanlar yok faraziyeler yok. Burada faraziyeler konusu açılmışken bizde planın temelidir. Eğer faraziyeler gerçekleşmezse o plan çöpe gider. İşte burada da soruşturma savcısının iki faraziyesi var. Diyor ki, eğer bu planı Dursun Çiçek karargah içinde hazırlamadıysa baştan onu deniyor. Bir sürü ihbar mektuplarıyla filan işte ikinci başkan emir verdi, harekat başkanı korgeneral direktif verdi. İşte daire başkanı tümgeneral iki tane albay oturdular bu planı yaptılar hikaye böyle gidiyordu. Ne zamana kadar? İddianame çıkıncaya kadar iddianame çıktığında bir gördük ki, hayır böyle değilmiş yine bir sürü şeyler var bununla ilgili iddialar var böyle değişmiş Dursun Çiçek şerefsiz albay sipariş üzerine terör örgütüne plan yapmış. O şerefsizliği soruşturma savcısına iade ediyorum. Vazife, vazife maddesi planın esasıdır. Televizyonlarda program oluyor 5 N 1 K beş altı soru var. Bir tek nasıl sorusunun cevabı hariç hepsi burada olmalı. Kimi yok, maksadı yok, nasıl yapılacağı yok. Devam ediyoruz plana, biz Fethullah Gülen AKP filan demeyiz. Biz özel isimleri kullanmayız.

3

Page 4: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:4

Kullanırsak zaten adli müşavirlik imzalamaz bunları. Çünkü suç unsuru olur yani. Bir sürü dedikodu. Fethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler resmen TSK’ya saldırmak için provokasyon yapıyorlar bunu kurmay albay söyledi diyenin alnını karışlarım ben. Kusura bakmayın zaman zaman heyecanlanıyorum. Maddelere bakın bir rome rakamı kullanırız. O yine bildiği yöntemleri kullanmış. Senkronize yani Türkçe varken bizde yabancısını kullanmak yasaktır. Komutan evrakı adamın yüzüne atar. Askeri suç kapsamında yapılacak ışık evlerine baskınlarda silahlı terör örgütü oluşturmak doğrultusunda silah, mühimmat, plan, materyal bulunması sağlanacak. FG grubu silahlı terör örgütü bilmem ne olduğu hakkında işlemler yürütülecek. E Genelkurmayın kolluk kuvveti mi var Sayın başkanım? Genelkurmayın kolluk kuvveti mi var? Yani mühimmatı bir yere koyacak sonra sorgulama yapıp baskın yapıp onu nasıl yakalatacak. Genelkurmay ne yapsın böyle bir planı? Bunu savcılar yapmıyor mu bunu polis teşkilatı jandarma yapmıyor mu? Eğer Genelkurmay bir terör tehlikesi bir irtica tehlikesi görüyorsa bunu nerede tartışıyor götürmüyor mu milli güvenlik kurulu genel milli güvenlik kuruluna gündem maddesi olarak. Çok tartışılan 28 Şubat sürecinde de öyle olmadı mı? Başbakana imzalatılmadı mı niye böyle bir plan yapıp icra etmediler? Niye yapılsın böyle bir plan? Terör örgütü böyle bir plan. Ne yapacak terör örgütü yani günde üç vakit kaynatıp suyunu mu içecek? Yani terör örgütünün plana ihtiyacı mı var? Hangi medyayla yapacak? Neyle yapacak? Ya terör örgütü ne yapacak bu planı? Genelkurmayın da işine yaramaz terör örgütünün de işine yaramaz. Bir mantığı sorgulanmıyor ki. Senaryoyu destekliyor mu? Tertibi destekliyor mu? Koy iddianameye. Böyle soruşturma savcılığı olmaz. O nedenle biz 30 Haziran’da ifade verdikten sonra 1 Temmuz’da serbest kaldık. 10 Temmuz’da ben şikayet ettim soruşturma savcısını adalet bakanlığına hakkında soruşturma başlatıldı müfettiş görevlendirildi. İki sefer müşteki ifadesini verdim. Son 20 Nisan da tekrar ifade verdim 13 tane suç tespit edilmiş bu soruşturma savcısı hakkında ama beyefendi hala bizim hakkımızda iddianame düzenliyor. Yani sivil hayatta bile böyle yoktur yani adamla hukuken mücadele edeceksin ama hala hakkında iddianame düzenleyecek hakkında hukuki işlem teklif edecek. Bu mu hukuk yani, bu mu vicdan, bu mu adalet? Dilekçeler yazıyoruz başsavcılığa adalet bakanlığına beyefendi yerinde devam ediyor. Ne temalar var, ne sakınılacak temalar var. Ne terminoloji var. Evrenesoğlu Öngüt ben ilk defa bu planda duydum bu şahısların ismini. Kimmiş bunlar diye internetten baktım yani. FG grubunun büyük yara aldığını bilmem güç kay işte kullandığımız terimler başka. Şimdi diyor ki biz bilmem ne yapalım siz kimsiniz kardeşim Genelkurmay mısınız? O zaman yaz oraya. Kimsiniz bizim gibi düşünecekler bizim gibi yapacaklar. İhbara dayalı ev baskınları yapacaklar, obje koyacaklar kimsiniz siz yani? İşte FG’ciler maskesi altında konuşmalar yapılacak tahrik olmuş bir FG’ci gibi sanki roman yazıyoruz. Plan yapmıyoruz yani tahrik olmuş FG’ci. Evet kardeşim bizimle uğraşan herkes Ergenekoncudur. Onlarla uğraşmak bizim boynumuzun borcudur. Bizimle uğraşmaya kimsenin gücü yetmez. Bunları bir asker kullanmaz. Bir subay hiç kullanmaz. As birliklere görevler yok. Kim ne yapacak? Yani Genelkurmayın bazısı birlikler var. Koordinasyon yok, lojistik yok, komuta muhabere yok. Bizde sizdeki gibi bir iddianamenin asgari maddeleri vardır. Bir ifade tutanağının formatı vardır, bizde de harekat emri 5 maddedir. Bir durum, iki vazife, üç icra, dört idari ve lojistik, 5 komuta ve muhabere. Ne yapmış bu vatandaş bitiren kendisini subay sanan üniformalı şahıs? 3’te bitirmiş 3’ün devamı da yok. Bunu teğmen çıkartmazlar bunu yapana teğmen olamaz yani. Sizde savcı olabilir mi ifade tutanağının formatını tam yapamayan, iddianameyi hazırlayamayan savcı olabilir mi? Sayın Başkanım yani takdirinize sunuyorum. Eylem planı diyoruz eylem planı yani icra edilecek komutanlıklara gidecek sonra gitti götürdüler şeye Erzincan’a. İşi 3. ordu komutanı icra etmeye başladı neyle bununla ha? Gülerler, gülerler insana. Genelkurmay Başkanı emriyle yazılmayan numarası olmayan alındı anlaşıldı talimatı olmayan a aldı mı komutanlık, anlaşıldı mı, sorusu var mı, senin istediğin gibi anlamış mı bunu? Bu sistem silahlı kuvvetler 1000 yıllık bir kurum. Onu bir çete gibi onu bir cunta gibi suçlamak en büyük

4

Page 5: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:5

adiliktir. Ekleri yok dağıtımı yok en büyük rezalet Dursun Çiçek doktor deniz piyade kurmay albay stop. Bir tane plan bulun bununla ilgili altında görev satırı olmayan 3. bilgi destek şube müdürü yazmayan bir tane örnek bulsun o soruşturma savcısı ben idama da hazırım. Sonra bu planı bir albay yazacak altına imzalayacak ondan sonrada yayınlayacak, kargalar güler kardeşim kargalar güler buna. Buna imzalarsa en az 2. başkan imzalar orgeneral sonra da Genelkurmay Başkanına arz yazar. E öncesi var mı yok. Bunun öncesinde karargah usullerinde önce Andıçla Andıç yazarsın komutandan onay alırsın böyle bir plan yapalım mı komutanım diye onay alırsın sonra o onaya göre bu planı yazarsın. Sonra şube müdürü oturup plan yapmaz. Ben şube müdürüydüm emrimde 16 tane subay vardı 4 tanesi albay. Onlar yazar ben tecrübelerimi bilgilerimi katarım daire başkanına götürürüm daire başkanım harekat başkanına götürür o 2. başkana arz eder. Bir bürü koordine olur bunda diğer başkanlıkların. İstihbarat başkanlığının, MEBS başkanlığının hiç biri yok. Bu plan değil bu pilav, pilav bu iftira bu komplo. Yine planla ilgili bir konu şu, nerde bunun Nisan’da hazırlandığı? Kim kara verdi? Kim karar verdi kardeşim Nisan’da hazırlandı diye manşet atanlar kim karar verdi bunun Nisan 2009’da hazırlandığına? Neresinde bunun tarihi, bunu savcı görmüyor mu? Görüyor. Niye yazmıyor iddianameye? Senaryoya uygun değil, tertibe uygun değil. O zaman sen kimin savcısısın? Cumhuriyetin savcısı bunu yapamaz. Millete komplo planı, millete ihanet planı, bas bas bağırıyorlar. 30 Haziran’da ifade veriyoruz gizli diye ne ifade tutanağı ne karar tutanağı bize verilmiyor avukatımıza verilmiyor ama ertesi gün bir bakıyoruz bütün gazetelerde çarşaf çarşaf var yani bütün seçilen gazetelerde. Ya kardeşim hani gizliydi? Bu savcının namusu değil mi onun elindeki dosyadan nasıl çıkıyor? Evet bu plan değil bu iftira belgesi bu yargısız infaz belgesi bunu yapanları şiddetle kınıyorum, bana çektiklerinin hesabını da soracağım. Sonra çıktık daire başkanına düzeltiyorum harekat başkanı daire başkanına vekalet ediyor başkan vekiline tümgenerale diğer 2 arkadaşımız da orda. Nedir konu dedi? Dedim komutanım böyle bir çalışma yok. Düzmece imzada taklit. Hadi 2. başkana gidelim dedi. Beraber çıktık iddianamede var 2. başkanımız şimdiki o 1. ordu komutanımız Hasan paşa. Evet Dursun albayım ne diyorsun dedi biz size böyle bir görev vermedik. Doğru komutanım biz ne böyle bir görev aldık ne bir (bir iki kelime anlaşılmadı) böyle bir çalışma yaptık. Benim teklifim soruşturma derhal başlasın. Neyse gerçekler, neyse iftira ortaya çıksın ve saat 9’da 8:30’da öğrendim 9’da soruşturma emri verildi Genelkurmay savcılığına. 9:30’da zaten daire personeline bilgisayar açmayı yasakladık. 9:30’da geldi bilirkişi heyeti, savcılar bilgisayarların har diskleri söküldü ve soruşturma başladı. Ne evrak imhası var, ne dolap açma var ne evraklara dokunma var. O sahte ihbarcının ifade verecekmiş versin ben buradayım hesap veriyorum Türk yargısına hesap veriyorum. Gelsin versin size de versin. Ve 5 gün bilgisayarlar incelendi hard diskler incelendi bizim dışımızda MEBS başkanlığı bu işleri yapan teknik heyet farklı. Evim arandı, arabam arandı. Hiçbir yerde işte 70’e yakın bilgisayar, 24 tane yazıcı, tarayıcı hiçbir yerde onlarca tutanaklar onlarca bilirkişi var hepsini askeri savcı soruşturma savcısına gönderdi. Hiç biri iddianamede yok. Neden? Tertibe uygun değil yasak tertibe uymuyorsa bu delil iddianameye girmez kardeşim bu savcının anlayışı bu. Nerden mezun olduğunu sormak lazım yani. Soruşturma başladı, her şey yürüyor ve bütün Dünya’ya ilan edildi Genelkurmay soruşturma yapıyor manşetler, e kardeşim silahlı kuvvetler askeri yargı Anayasal bir yargı değil mi? Evet Anayasal yargı soruşturma başlatmış sana oluya ya bir sonucunu bekle. Bir sonucunu bekle yani biraz hukuka saygı göster. Biraz Anayasaya, CMK’ya saygı göster soruşturma başlamış. Yok, tertibin gereğini yapacak aldığı talimatın gereğini yapacak. 15 Haziran’da bizi 17 Haziran’da ifadeye çağırıyor İstanbul’a şeyde harıl harıl soruşturma yapıyor Genelkurmayda. 15 Haziran’da, 17 Haziran’da evim aranıyor, arabam aranıyor, bilgisayarlarım aranıyor. Tabi herkes hukuk bilmez değil. Genelkurmay askeri savcısı kalktı kendisi geldi İstanbul’a. Dedi ki kardeşim biz soruşturma yapıyoruz biraz saygılı olun. Biraz etik olun biraz hukuktan anlayın, bizim soruşturmayı bekleyin. Benim yerime o geldi bende hazırdım. Ne için çağırıyor Sayın soruşturma savcısı? İşte bu demin anlattığım sahte plan

5

Page 6: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:6

hakkında görüşüne başvurmak üzere çağırıyor. Görüşümü alacakmış e zaten askeri savcı alıyor buraya da gönderiyor. Yok ona güvenmiyor e biz size sana nasıl güvenelim? Hele bu olandan sonra biz size nasıl güvenelim Sayın soruşturma savcım? Yine bir örnek okuyacağım. Tarih 19 Haziran, 19 Haziran. Yani askeri savcının soruşturma savcısıyla görüştüğü 17 Haziran’dan 2 gün sonra. Sayın Başkana da arz edeceğim ivedi tutuklu diyor konu Dursun Çiçek. Nerden tutukladın kardeşim? Çünkü hesap farklıydı 15’inde gidecektim bilgisine başvurulurken tutuklanacaktım hep öyle oldu zaten. İçerde sohbet, çay işte sahte belgeyle ilgili şeyler arkasından önce TRT’de arkasından diğer kanallarda terör örgütü üyesi olmakla tutuklama e bir soru sormadın ki terör örgütü neymiş, merkezi İstanbul’da olan terör örgütüne kimler varmış, nasıl katkı yapmışız, nasıl destek vermişiz bir sor yani bir iki soru sor. Ne yapıyor bu bizi tutuklamış bu yazıyla? İstanbul emniyet müdürlüğü terörle mücadele şube müdürlüğüne yazı yazıyor Sayın savcı. Neyi gönderiyor? Genelkurmayın bu ilk soruşturmaya 5 günlük soruşturma da elde ettiği ve kendisine gönderdiği çünkü savcı biliyor onu Cumhuriyet savcısı düşünüyor Genelkurmay. Bütün belgeleri benim ifadem dahil oraya gönderiyor o da hemen terörle mücadeleye sevk ediyor hepsini. İfade dahil. Niye? Süratle ihbar mektupları yazılması lazım. Bu gerçek bilgilerin suretle ihbar mektuplarına dökülmesi lazım. Soruşturmamız kapsamında elde edilen belgeler üzerinde gerekli araştırmaların yapılarak soruşturma kapsamında değerlendirilmesi ve bu maksatla bütün ifadeleri gönderiyor Sayın Başkana arz ediyorum bunu. Sonra devam edelim yaşadıklarımıza soruşturmayı Genelkurmay askeri savcılığı tamamlıyor tarih 24 Haziran ve hakkımda kovuşturmaya yer olmadığı kararı veriliyor. Bu süreçte o fotokopi belge üzerinde TUBİTAK jandarma kriminal ve emniyetin raporları var. İmza analizi raporu imza analizi raporu düzeltiyorum imza mukayese raporu. Sadece mukayese, işte eski banka kartlarından, pasaporttan bilmem sözleşmelerden filan imzalar toplanmış sadece onu istiyor savcımız öyle istiyor çünkü biliyor ki bu sahte belge üzerinde gerçeğe yakın olan tek şey imza. İyi taklit edilmiş bunu biliyor o yüzden 1 yılda 368 günde yaptığı tek şey tübi düzeltiyorum, Adli Tıp Kurumundan, emniyetten mukayese raporu istemek başka hiçbir şey istemiyor. Sadece mukayese raporu istiyor. Bu mukayese raporu taleplerinde emniyet İstanbul emniyet kriminalın verdiği bir rapor var. Yazık yani şimdi onu size arz ediyorum. Şimdi hem TÜBİTAK hem jandarma kriminal diyor ki Adli Tıpta diyor bu imza taklidi kolay. Değişken aynı şahsın önceki imzaları birbirini tutmuyor bu albay imza özürlü diyor. Gerçek bu, bende kabul ediyorum en zayıf yönüm imza birbirini tutturamam hep değişir ve mukayese istiyor savcım. İşte 1 günde çıkarılıyor bu rapor çünkü 30 Haziran’a bir plan var 30 Haziran’da çağırılacağım tutuklanacağım o tutuklanmayı destekleyecek delil lazım ve İstanbul emniyet kriminala incelediği belgenin fotokopi olduğunu bilerek, fotokopi çünkü çarşaf çarşaf gazeteler yazıyor. Adli Tıp, jandarma, TÜBİTAK diyor ki bu imza üzerinde yapılacak incelemeler bize bir sonuç vermez yargılamaya esas olmaz. Bu imza mukayesesinden vazgeçin. Zaten fotokopi bunun üzerinde imza incelemesi de yapılamaz ama emniyet kriminal öyle değil. Çünkü tertibin bir ayağı da orda ve bu fotokopi üzerinde ıslak imza analizi yapıyor ıslak imza mürekkep. Siyah renkli mürekkepli kalemle işaretlenen plan belgenin fotokopisi makinesi veya bilgisayardan yazıcısından çıktığı e bunu vatandaşta yazar yani hangisinden olduğunu sen karar vereceksin. Yazıyor, yazıyor benziyor, benziyor bu şeyde fotokopide yazıyor sonunda ne dese bilirsiniz biliyor musunuz? İşareti çakıyor bu imzanın Dursun Çiçek’e Dursun Çiçek’in eli mahsulü olduğu kanaatine varılmıştır. Hay da hani fotokopiydi hani çeşitliydi hani taklidi kolaydı hani önceki imzalar çok değişkendi? Ondan sonra bu kurumun verdiği rapora inanacaksın ve gerçek mahkemede inanmıyor. 14. Ağır ceza mahkemesi heyeti 30’unda tutuklanan Dursun Çiçek’i 1’inde serbest bırakıyor 13 saat sonra bu raporlar ortada. İtibar etmiyor, bunu da başkana arz ediyorum. Genelkurmay askeri savcılığının verdiği karar tarafımıza tebliğ edildi kovuşturmaya yer yok. Ancak bir hassas noktası var diyor ki bu plan sahte bu sahtekarlığı yapanı adli yargı bulsun. Görevsizlik kararı veriyor 15 gün buna ben itiraz için direndim orda dedim ki bunu İstanbul’daki soruşturma savcısı bulmaz. Bulmak

6

Page 7: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:7

istemez, bunu siz bulun çok kolay. Nasıl kolay, nerde bulundu bu? 4 Haziran 2009’da avukat Serdar Öztürk’ün ofisinde. Aramaya katılanlar belli avukat Serdar Öztürk’ün ofisinde çalışanlar belli. Çağırın ifadesini alın parmak izi yaptırın bunu siz bulun. Yoksa bu senaryo bu tertip devam edecek başımıza iş açacak. Ama savcımızın yardımcılarını ikna edemedik bu bizim görevimiz değil bunu adli yargı yapacak soruşturma yargı biz ona inanmak zorundayız güvenmek zorundayız. İşte hayatımızın en büyük hatası bu inanma ve güvenme oldu ve ondan sonra tertip diğer safhalara geçti. Çünkü fotokopi olduğuna göre benim değerlendirmem sahte belgenin ıslak imzalısı taklit imzalısı da var ellerinde. Mal çürük olduğu için fotokopi ile sonuç almaya çalıştılar. Ama baktılar askeri savcılık Genelkurmay bu işe çok şiddetli girdi 13 sayfalık bir kovuşturmaya yer olmadığı kararını bütün gerekçeleri ile bütün raporları ile ortaya koydu sıra geldi astını servis etmeye ve hepimiz hatırlayacağız Sayın Genelkurmay Başkanı 26 Haziran’da çıktı komutanları da arkasına aldı dedi ki bu kağıt parçası evet bu kağıt parçası demin anlattım niye kağıt parçası olduğunu anlattım. Varsa yeni deliliniz yeni şeyiniz soruşturmaya buradan devam ederiz. Niye devam etmedik ordan? Niye ben Genelkurmayda yargılanmıyorum? Aslında yargılanıyorum orda da davam var 20 Temmuz’da gidip orda da savunmamı yapacağım. Çünkü Genelkurmay Başkanı vatanını milletini seviyor tertip peşinde değil. Kurumların birbirini yemesi devletin zayıflamasını istemiyor. Bir albay işte tutuklu kalacaksa 63 gün içerde yatacaksa bu millet için vatan için önemli değil diyor. Yeter ki yargı birbirine düşmesin yeter ki ülkedeki kurumlar birbirini yemesin, yeter ki millet zarar görmesin. Doğru, doğru düşünüyor en çok acıyı ben çekiyorum ama komutanımız doğru düşünüyor. Hatırlayalım o günleri, O basın toplantısında söylenenleri, Dursun Çiçek imza değiştirdi diye onu bile sordular yani. Belki biraz sonra iddia makamı da soracak niye imza değiştirdin? Ne dedi Genelkurmay Başkanı dedi ki kardeşim eğer imza varsa gerçek imza değiştirseniz bile bu kriminalda çıkıyor. Bunu bilmeyen subay yok herkes bilir niye değiştirdin o zaman Dursun Çiçek imzanı niye değiştirdin? İşte gerekçesi 12 Haziran savcılıkta ifade veriyorum askeri savcılıkta benim imzamın makinelere geçtiğini işlendiğini kesin hiç şüphem yok. Dedim ki bunlar yeni belgeler üretecekler yeni sahtekarlıklar yapacaklar parafımı biraz değiştirerek 2. imzamı ürettim. Savcıya da söyledim orda askeri savcıya. Bakın dedim soruşturma yürüyor bu değiştirdiğim imza haber olacak mı? 12 Haziran’da verdiğim o imza yeni imza bizim savcı askeri savcı albayım tarafından getirildi soruşturma savcısına elden verildi ve 2 gün sonra bir gazetede manşet, imza sahtekarlığı buldular ya. Hani soruşturma gizliydi hani bana ifade tutanağımı bile vermiyordunuz ve hepimiz biliyoruz bu haberden dolayı bir gazeteci 15 ay hapis cezası aldı. Açılan kamu davasında. Söyledim ben imza özürlüyüm imzamın güvenliğini geliştirmem lazım. Ondan sonra yine haber oldu işte renkli kalem kullandım yeşil kalem kullandım kırmızı kalem kullandım imzanın kuyruğuna tarih atmaya başladım. Çünkü taarruz altındayım, iftira altındayım, yargısız infazlar altındayım bir çare bulmam lazım. Şayet imza sahtekarlığı yapsam 12 Haziran’ı da soruşturmanın başında verdiğim ifade de sabah saat 10’da 12 Haziran 10’da askeri savcıya ifade veriyorum diyorum ki gazete de yer alan haberi okudum, inceledim belgenin altında benim olduğu iddia edilen imzayı da inceledim kesinlikle benim olmadığını ifade etmek istiyorum ancak muhtemelen bakılarak taklit edildiği kanaatindeyim. 12 Haziran daha maçın başındayız. Benim mevcut imzalarım ile taklit imzaları karşılaştırılabilir. Bu ortaya çıkar diyorum ve yine bir telefon kaydı var Haziran’ın 17, 18 civarında daire başkanı bizim generalle görüşüyorum. Diyorum ki imzayı nerden taklit ettiklerini sanırım biraz yaklaştık bulduk bir gazetede çıkmış 2002’de Çukurova üniversitesine doktora için müracaat ettiğimde attığım imza buna yakın. Tabi ben iletişime açık bir insanım, insanları seviyorum, gençleri seviyorum, Mehmetçiği canımdan çocuğumdan çok seviyorum. Ve bana kart atan binlerce veliye Mehmetçik babasına o dönemde her bayramda en az bin tane kart attım ve altına keçeli kalemle imza attım. Evrakın altına Genelkurmayda keçeli kalemle imza atmak yasaktır. Niye keçeli kalem niye mürekkepli kalem değil, niye ince uçlu kalem değil, çünkü keçeli kalemde derinlik yok baskı yok sahtekârlığın ortaya çıkarılma ihtimali düşük Sayın hâkim. Çizgi

7

Page 8: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:8

geniş baskı noktalarını de üçüncü boyutunu tespit edemiyorsunuz. İmzaya bakın dosyalarda var böyle tek çizik yok tek kesik yok dümdüz çıkmış ve genelde çiçekten dolayı altına üstüne noktalar koyarım onlar yok. Her halde makine kaldırıp basma işi biraz sakat oluyor veya elle yapılan taklitlerde o ondan imtizar edilmiş. Bu 12 Hazirandaki ifademi de başkan arz ediyorum ve 26 Haziran Genelkurmay Başkanı basın toplantısı hemen toplantı sonrasında bir yazı soruşturma savcısından, 30 Haziranda ifade vermek üzere Beşiktaş’a bekliyoruz. Daha kovuşturma yeni bitmiş iki gün olmuş bu kez şey değişik suçlama değişik. Bu kez tertip ortaya çıkıyor, yine dosyada mevcut o davet yazısı Ergenekon terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyoruz Sayın yargıçlar. 15’inde neydik? 15’inde bilgisine başvurulan bir kurmay albaydık. 26’sında 11 gün sonra Ergenekon terör örgütü üyesi olduk. El insaf yani 50 yaşına kadar iyi bir subay başarılı bir subay, bütün eğitimlerini derece ile bitiren subay tek bir çizik yok, tek bir soruşturma yok, tek bir araştırma yok. 11 günde terör örgütü üyesi olduk. Bunu yazan kim bunu yazan cumhuriyetin savcısı ve aynı gün milli güvenlik kurulu var gündemde bu sahte belge var ve yaşadık o günleri gece yarına kadar toplantının sonucu beklendi. Tutuklanmam talep edildi, tutuklandık ve gerçek yargıçların hukuk ve vicdan sahibi yargıçların kararıyla 13 saat sonra tahliye olduk. Arkasından tertipler devam etti biz bekliyoruz tabi ıslak imza olduğu iddia edilen sahte planda çıkmasını duruyoruz o meşhur ihbarcı çıktı peş peşe mektuplar yazıyor. Mektuplarda neler var? Hepsi soruşturma dosyasından, yeni bir şey yok onlar bir güzel dizayn edilmiş şekillendirilmiş. Çünkü o sabah kim geldi kiminle görüştü, kimlerin ifadesi alındı, nereye gitti, kaç tane bilgisayar çıktı, hangi erler taşıdı, bunların hepsi var. Nerde var soruşturma dosyasında var. orda ki bilgileri bırakın 1 kişi 10 kişi bir araya gelse toplayamaz. Ama soruşturma dosyasına nüfus ederse hep bütün bilgiler elinin altında. Soruşturma dosyasında eksik bilgiler var mesela bir subayın adı yanlış yazılmış, görevi yanlış yazılmış. Onlar aynı yanlışlıkta dosyada var iddianamede var. Ama Mehmetçiklerin bilgileri vatandaşlık numaraları nerden buldunuz hepsi doğru askere gidişi dönüşü, terhisi bilmem neyi çünkü öyle bir ihbarcı ki devletin elindeki bütün kişisel bilgilere ulaşabiliyor. Subayın adını yanlış yazıyor birde kendisi subaymış karargâhta görevliymiş ama erlerin bilgilerini yanlış yazmıyor yani. Ve yeni ıslak imza ihbar mektubu ekinde gönderildiği söyleniyor. Nerden gönderildi? Postayla. Nerden? Çukurambar’dan Ankara’dan. 11 Haziranda düzeltiyorum önce 9 Haziran’da ifadeye çağrılıyoruz geldiği gün 6 Kasım 9 Kasımda çağrılıyoruz 6 Kasım Cuma, net hatırlıyorum saat 18.00. o hafta sonu da Tokat’ta daha önce bahsettim hasta olan anneme verilmiş bir sözüm var ziyaretine geleceğim diye zaten yatıyor. Avukatında pazartesi Salı mutlaka katılması gereken duruşmaları var, biz Sayın savcıya soruşturma savcısına telefonla ulaşmayı deniyoruz çıkmıyor santral bağlamaya çalışıyor çıkmıyor tanımıyorum Dursun Çiçek’i diyor, tanımıyorum Mustafa Çelik’i. Faks çektik dedik ki annem hasta, ziyaretine gitmem lazım 9’unda değil de 11’inde gelelim. Bunları biliyorlar ama 10 Kasım günüydü saat 10.00 çağırdık gelmedi diye gazetelere manşet olduk kaçan bir albay. E kardeşim biliyorsun 11’inde geleceğimizi niye yapıyorsun bunu? Böyle dürüstlük böyle insanlık böyle hukuk adamı olur mu? Geldik 11 Kasımda yine nöbetçi hâkim yine aynı şeyler yine bu ihbar mektupları başka örgütsel, örgütsel ile ilgili hiçbir soru yok. Yine TRT’de alt yazı daha sorgulama devam ederken bu kez sahte belgenin aslı dediklerinde ısrarım üzerine bize gösterdiler. Parmak izi yok görmediğim planda parmak izi nasıl olacak eldiven giyip belgeyi böyle ucundan tuttum. Bu bana yapılsa hukuk adamı olarak bana yapılsa odayı o şüpheliyi odadan atarım hakarettir yani. Ama hiçbir şey demedi bundan sonra kendi eliyle tuttu avukatım eliyle inceledi filan sonra torbaya koydular şu sahte plan gitti. Bu kez yine itiraz ettik, bu 43 saat sonra yine bu kez 9. Ağır Ceza Mahkemesi tahliyemize karar verdi. Bu tahliye kararından önce ne var biliyor musunuz bu ıslak imza alelacele yine adli tıpa gitti, nasıl görevlendirildi medyada yer alan iki kişi iki tane uzman, biri izindeyken çağrılmış biri işte bir gün önce veya bir hafta önce şey belge verilmiş yetki verilmiş. Başkan da zaten başka bir konunun uzmanı imza atmış sadece evraka, dosyada var el ürünüdür diye rapor veriyorlar. Bunlarla ilgili

8

Page 9: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:9

detayları avukatlarımız açıklayacak zaten ve bu rapora rağmen 9. Ağır Ceza Mahkemesi tahliye kararı verdi. Ondan sonra ne değişti hiçbir şey yok bu kez heyete gitti bu savcı başka bir şey istemiyor zaten sadece imza mukayesesi istiyor. Tekrar adli tıpa gönderdi biz ne istemişiz ayrıntılı rapor istemişiz analiz istemişiz. İşte istediğimiz analiz diyoruz ki parmak izi yaptır kardeşim, mürekkep analize yaptık, kâğıt analizi yaptır, zarfta tükürük analizi yaptır, PTT kayıtlarını iste Çukurambar’dan gönderilmiş diyorsun hiç biri yok varsa yoksa imza mukayesesi. Niye? Hep söylüyorum çünkü o sahte belgede gerçeğe yakın tek şey imza. Ve adli tıpta tartışmalar, siyaset bir taraftan konuşuyor medya bir taraftan baskı yapıyor. Bütün bunlara rağmen 4 tane bilimine ilimine uzmanlığına saygı duyan kişi şerh koydular 4 kişi 7’ye 4 karar. Ya bu ne bu 7’ye 4 anayasa mahkemesi karar mı veriyor kardeşim, Türkiye’nin geleceği mi tartışılıyor bir tane imza. Benziyor veya benzemiyor analiz de değil 7’ye 4. 7’ye 4’le parti kapatma iktidar bilmem ne tartışılıyor yani ya orda tartışın neyse doğrusunu yapın bu şüphe değil mi, bu şüphe sanık yararına değil mi? Her şey devam ediyor iddianamede bekliyoruz Sayın soruşturma savcısından, takip ediyoruz işte 7 tane hakkında iddianame düzenlenmemiş insan var. Hepimiz biliyoruz burada iddianame okundu hiç biriyle ne irtibatım var, ne hayatta görmüşlüğüm var, bir kısmını burada 28’inde tanıdım. Tutuklu arkadaşları burada 3 kişiyi 28’inde tanıdım diğerini hala tanımıyorum. Ve aynı terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyoruz. Sayın Haşıloğlu böyle iddianame olur mu? Nasıl bu aynı terör örgütü üyesi oluruz adamlarla telefon görüşmem yok kendi aralarından ki görüşme de bile ismim geçmiyor. Bu sanallık değil mi yani öbür dünyada mı kurduk biz bu örgütü, niye örgüt sipariş (bir kelime anlaşılamadı) plan hazırlattı ne yapacak bunu? Böyle faraziye olur mu, böyle hukuk adamlığı olur mu, böyle iddia olur mu? Tabi soruşturma başladı Genelkurmay ciddi bir kurum işini ciddi yapan bir kurum albaysa albay. Ne yaptılar kuvvet komutanının rütbesini söküp er olarak içeri attılar. Kimse çamur atamaz Genelkurmaya, bu ülkede işini ciddi yapan kurumların başındadır ki benimde canım yanıyor ona rağmen söylüyorum bu ülkede işini ciddi yapan kurumların başındadır. Ve 17 Haziranda beni görevimden başka bir göreve aldı 17 Haziran yani 5 gün sonra. Başka bir görev verdi, yine Genelkurmaya bağlısın, terörle mücadele mükellemiyet merkezinde öğretim kurulunda görevlendirildim. Ondan sonra yazılan işte imha bilmem ne bilmem ne bir sürü yalanlar iftiralar var bir sürü gerçek tanık ifadesi var bunların aslı yok diyor. Ama bunları gören yok, bunlar gerçek olduğu için yok onlar şeyi desteklemiyor bunlar tertibi desteklemiyor bunlar sıfır önemsiz, hukuki dayanağı yok. Kime göre? soruşturma savcısına göre. İşte görevlendirme yazım ve onlarca lehte belge, lehte delil. Burası araştırmıyor soruşturma savcısı araştırmıyor o sadece adli tıptan ve emniyetten imza mukayesesi istiyor o kadar başka hiçbir şey istemiyor yasak. Çünkü tertip ortaya çıkar filan bu arada da şeyi sıkıştırmaya devam askeri savcıyı, adli müşaviri, gazetelerde tehditler emekli olunca adli müşaviri zor bir hayat bekliyor, emekli olunca askeri savcı nasıl yaşayacak zor bir hayat bekliyor tehdit. Ses kayıtları bilmem neler filan ve bu ortamda ben Genelkurmay Karargâhında görevliyim hem askeri savcı hem adli müşavir insanın etkilenmemesi mümkün mü siz olsanız etkilenmez misiniz? Devamlı görüştüğüm kardeşim gibi sevdiğim her ikisini saydığım benden büyükler dediler ki ya buralarda fazla dolaşma izleniyoruz, ülke ne hale geldi. Yani bizi koruyacak bizim hukukumuzu koruyacak şahıslar şahıs çünkü bir baba bir eş aile reisi çünkü geleni tutukluyorlar. Delil yok, suç yok, iddia yok, geleni tutukluyorlar yani ne biçim sistemse ve kendilerinden korkar hale geldiler. Emniyetli telefonla görüşmeye başladık yani şu geldi mi şu gitti mi deniz kuvvetlerinden arıyorum. Ülkeyi bu hale getirdiler Sayın başkanım ülkeyi bu hale getirdiler. Bu yüce yargıçlardan yüce mahkemeden adil vicdani bir karar bekliyorum, yine askeri savcılığın lehimde gönderdiği 20 tane delil hiç biri iddianamede yok hiç biri yok hepsi ek dosyalarda var ama. Şimdi sahte bir plan yapıldı, bunun uygulanması lazım senaryo öyle tertip öyle yani bir yerde uygulanmazsa bu fikir hürriyeti, düşünce hürriyeti olabilir Albay Çiçek kolaydan kurtarabilir siz hukukçusunuz siz daha iyi biliyorsunuz. Bunun bir yerde uygulanması lazım tertip komitesi öyle düşünüyor nerde uygulanacak bu baştan

9

Page 10: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:10

düzenlenmiş zaten işte Erzincan’da bir savcı var cemaatleri soruşturuyor. Bir ordu komutanı var Erzurum’la çekişme halinde biz bunu orda uygulatalım, olur uygulatın ve hepimiz biliyoruz yaşananları Dursun Çiçek 1. Ordu Komutanı Orgeneralle beraber kaçak olarak görevsiz olarak Erzincan’a gidiyorlar ya Dursun Çiçek Genelkurmayda bir şube müdürü 300 tane şube müdürü var yani Genelkurmayda. Bizde 4 tane ordu komutanı var ordu komutanıyla ne işi var Dursun Çiçek’in, e Ergün Saygın. Bu arada komutanlarımı saygı ile anıyorum. Tanık yok, delil yok, ne var gizli tanıklar var. Gizli tanık diyor ki Dursun Çiçek’i karşıladım işte Cihaner’le orduevinde buluştu yemek yedi. İşte 4 nolu fotoğraftan teşhis ettim. 4 nolu fotoğrafa batkınız mı bilmiyorum Sayın Çalmuk baktınız mı? 4 nolu fotoğrafta ki adam benim oğlum yaşında 1977 doğumlu inşaat işleri yapan bir vatandaşımız çıktı televizyonlarda arkadaşlar bana komutanım diyor dedi. İşte kayıtlar Dursun Çiçek’in o tarihte Nisan 2009’da nerde olduğunu, hangi görevlere gittiğini, hangi izinlere gittiğini, bir sürü kayıt savcılığa gitti bunlar hepsi soruşturma savcısında, uçak kayıtları işi gücü bıraktı Genelkurmay atılan iftiraları yalanlamaya çalışıyor böyle yargı olur mu iftira at atılan bunu ispatlasın tersine. Ya sen savcısın sen ispatlayacaksın kardeşim delilleri sen bulacaksın. Erzincan’a gittim niye orda tanık veya sanık değilim böyle iddianame olur mu çünkü bir gecede yazıldı atladılar. Ya oraya gittimse ya orda tanık olurum ya sanık yani. Tabi senaryo gereği burada başkanın muhalefetiyle iki dosya birleştirildi senaryo gereği birleşmesi lazım. Eğer böyle bir plan varsa böyle de bir uygulama varsa bu planın birleşmesi lazım senaryo böyle çünkü çatı böyle yapılmış çatıyı bozamayız, hâşâ ayet bu Allah’ın emri uygulanacak birileri öyle istiyor. Sonra gizli tanıkları gördük televizyon televizyon, dolaşıp vicdan azabı çekiyor adamlar gerçekleri açıklamak istiyorlar Ankara’nın sokaklarında çıkacak televizyon kanalı arıyorlar ama yok öyle kahraman. Bütün televizyon kanalları korkmuş sinmiş, kapıdan geri çeviriyorlar tertip var çünkü onlarda içeri alınabilir. Onlarda soruşturmanın gizliliği milletvekilleriyle uğraşıyorlar haklarında suç duyurusu yapıldı gizli sanıkla görüştü bilmem ne, ne bileyim ben adamın gizli sanık olduğunu gizli tanık olduğunu. Bu gerçekler ortada deliller savcının elinde soruşturma savcısının elinde. E kardeşim niye yazıyorsun hala dün okundu çarşaf çarşaf, gizli tanık beyanları okundu e bunları biliyorsun resmen sormuşun Erzurum’a Dursun Çiçek geldi mi diye o da demiş ki buradaki Dursun Çiçek başka o Dursun Çiçek gelmedi, bu cevap elinde. Genelkurmayın belgeleri elinde, niye yazıyorsun o zaman kardeşim bunu? Hukuk adamlığına vicdana sığar mı, niye yazıyorsun ya niye insanları karalıyorsun, niye bu mahkemeleri meşgul ediyorsun. Zaten davaları üst üste adalet bekleyen binlerce insanımız var binlerce suçlu var, binlerce tutuklu var daha yargılanmamış. Niye meşgul ediyorsun yargıyı niye meşgul ediyorsun Genelkurmay Karargahını oraya yazı yazıyor uçağa yazı yazıyor orduevinde bilmem ne yapıyor Dursun Çiçek akademide konferans vermiş oradan bilgi alıyor, İzmir orduevinden kayıtlar istiyor iki gün izne gitmiş oraya. Neden kardeşim bir tane deli, bir tane deli kuyuya taş atıyor attığının gerekçesinin delilini koy, yok. Biz binlerce akıllı o delinin attığı taşı çıkarmaya çalışıyoruz. Ya buna devam edeceğiz o delinin arkasında gitmeye, yada hukuk deyip adalet deyip, vicdan deyip kararımızı vereceğiz. İşte Türk milleti izliyor Türk milleti takip ediyor ya (bir kelime anlaşılamadı) devam edeceğiz, tertibi bozmayacağız bir albayı 63 gün daha içerde tutacağız. Tutulsun ne olacak, birileri mutlu olsun. Ben hukuk okumadım ama hukuk fakültesini kazandım. Görevim nedeniyle bitiremedim akademi falan kızım bitirdi benim yarım bıraktığım görevi. Ne diyor hukukta temel hukukta, bir tane masumun bir masumun bir gün tutuklu kalması binlerce suçlunun sokakta dolaşmasından daha kötüdür diyor. O zaman ben niye tutukluyum. 30 Nisanda Sayın Özese’ye anlatmaya çalıştım Haşıloğlu ordaydın Sayın Haşıloğlu.”

Mahkeme Başkanı:" Efendim Haşıloğlu, Hüsnü Çalmuk.”Sanık Dursun Çiçek:“Düzeltiyorum”Mahkeme Başkanı:"Deminde söylediniz yanlışlık yapmayalım.”Sanık Dursun Çiçek:”Yani illa evet yani yine bu konuya ne kadar fazla önem verdiğime.”Mahkeme Başkanı:"Hüseyin bey izinde olduğu için ( biri iki kelime anlaşılamadı).”

10

Page 11: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:11

Sanık Dursun Çiçek:”Çok önemli değil isim çok önemli değil başkanım ama düzeltiyorum tamam tamam.”

Mahkeme Başkanı:”Yok baktığınız yer yanlış.”Sanık Dursun Çiçek:”Düzeltiyorum.”Salonda söz almadan konuşanlar oldu, anlaşılamadı.”Mahkeme Başkanı:" Gayet tabi onu bir ( biri iki kelime anlaşılamadı)”Sanık Dursun Çiçek:”Bir bitireyim uygun görürseniz cümlemi bitireyim. Ya bu senaryoyu

devam edeceğiz sistemi tıkamaya, kurumları yıpratmaya, insanları üzmeye, ben eşimle kafes karşısında arkasından görüşmek zorunda mıyım, bu mu adalet, bu mu hukuk hani Türkiye Cumhuriyeti demokratik hukuk devletiydi? Varsa bir tane deliliniz varsa bir tane şüpheniz varsa bir sorunuz sizi ikna edecek cevap veremiyorsam beni müebbetle yargılayın, asın. Ama yoksa lütfen tutmayın bizi, lütfen hukukun vicdanın gereğini yapın evet Sayın başkanım saygılar arz ediyorum burada ara verebilirsiniz.”

Duruşmaya kısa bir ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Sanık Dursun Çiçek tekrar huzura alındı.SORGU VE SAVUNMASINA KALDIĞI YERDEN DEVAMLA:Sanık Dursun Çiçek:”Yüce heyet, biliyorsunuz iddianamede var sahte planın Avukat

Serdar Öztürk’ün bürosunda, bulunduğu iddia edilen tarih 4 Haziran. Ve yine bildiğimiz gazetede yayınlandığı tarih 12 Haziran, 8 gün var. 8 günde kimsenin bu plandan haberi yok. İşte arama yapılıyor torbaya konuluyor torba İstanbul 11’de açılıyor. Bir tane sahte plan nasıl olduysa ordan çıkıp bir gazeteye gidiyor. Başka örneği de yok yani. Diyoruz ki, Sayın savcım Sayın soruşturma savcısı bunu inceleyin nereden gitti yani bunu oraya kim gönderdi? Genelkurmay’da diyor. Bu talep bir Ankara’ya gidiyor bir İstanbul’a geliyor aralarda dolaşıyor. Biz adalet arıyoruz. Yakaladınsa dördünde avukatın bürosunda ki orada da bir sürü karanlık nokta var. Tutanakta diyor ki, işte etajerde bilmem nerde. Üstü çizilmiş. Mutlaka Serdar Öztürk daha detaylı açıklayacaktır. Öbür tarafta diyor masanın üstünde klasörün içinde. Ne var klasörün içinde veya dosyanın içinde? Bir sürü işte 82’den 2004’e kadar çok farklı evraklar var. Genelkurmayın değişik birimlerine ait. Yani bir kişinin gidip alması filan mümkün değil. Demek ki aramalarda yakalananlar şey yapılanlar ele geçirilenler değişik şeylerle onlar işte böyle bir tertip için kullanılmak üzere bir yerde muhafaza edilmiş hepsi eski, hepsi eski, hepsi farklı birimlerden. Çünkü bir birimden olsa Genelkurmay soruşturur ordan bulur. Ama içinde bir tane demin size arz ettiğim sahte belge işte senaryoyu yazanda tarihi koymuş Nisan 2009 bu hukuken CMK’ya göre tesadüfen ele geçmiş bir delildir. Siz daha iyi taktir edersiniz. Cumhuriyet savcısı aramanın başında. Yani altında Dursun Çiçek yazıyorsa imzası da varsa fotokopi de olsa bu başka bir konudur yani araştırıp soruşturmayla ilgili değildir. Tutanak tutulur diyor. Var mı tutanak? Yok. Var mı işlem? Yok. Var mı Genelkurmaya sorma? Yok. Adalet bakanlığının genelgesi var askerlerle ilgili belgeleri ilgili kuruma sorun diyor askeri kuruma sorun diyor. Bu konuda yargının silahlı kuvvetlerin yaşadığı kötü örnekler var geçmişte. Soran da yok. Ama gazeteye veren var. Acaba bu, bu küçük bir anektod bile yani soruşturma savcısının şüphesini çekmiyor mu? Yav bunda bir tertip olabilir mi? Maddi gerçeği bulacaksın sen soruşturma savcısının görevi o. Yoksa insanı nasıl suçlarsın yani? Çekmiyor o hala bildiği yolda devam ediyor. Sahte belge çıktıktan sonra biz gönderildiği iddia edilen PTT kamera kayıtlarının incelenmesini istedik. İşte Genelkurmay savcısının yazısı. Bunu soruşturma savcısından da istedik. Hatta gönderildiği zarfı da istedik ıslak imzalı belgeyi de istedik. Diğer ihbar mektuplarını da istedi Genelkurmay. Altı kere istedi var ek dosyalarda. Dört ay gönderilmedi niye? Deliller karartılsın diye. Bu hukuka yakışır mı? Bu vicdana yakışır mı? E karartıldı deliller soruyoruz kamera kayıtları iki ay sonra siliniyor. Tükürük dört ay sonra iyi tahlil sonucu vermiyor. Sahte belge işte dört ay sonra ısrarla taleplere rağmen Genelkurmay başkanının belki üst düzey görüşmelerine karşılık lütfen işte

11

Page 12: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:12

Şubat’ta Ankara’ya geliyor. Tahliller başlıyor yine imza mukayesesi. Arkasından tabi gerçek analizler başlıyor. Parmak izi incelemesi diğer incelemeler. İşte jandarma kriminal diyor ki, parmak izi yapılınca bunda tahribat olabilir. savcı bize soruyor biz yapın diyoruz biz gerçeğin peşindeyiz. Ama soruşturma savcısı ne diyor biliyor musunuz? Okuyorum bak verdiği cevap. 16 Mart 2010, bu husustaki incelemenin yargılama aşamasında mahkeme tarafından yaptırılmasına. Bu aşamada belge üzerinde herhangi bir işlem yapılmamasına. Kardeşim sen soruşturma savcısısın sen mahkemeye tekemmül etmiş biz öyle deriz karargahta bir iddianame sunacaksın ki yargıçlar karar versin. Şimdi bir sürü analist bilirkişi raporu taleplerimiz var eksik yapıldı çünkü Genelkurmay yaptırıyor. Yüce mahkemeden de istemiştim tabi Genelkurmay işleme başladığı için askeri mahkemesi iki kez yapılmasın kurumlarımız iki kez meşgul olmasın diye buradaki talebimizi bugün geri çekiyoruz. Şimdilik Genelkurmay başladı o dört analizi de yapacak. Nedir bu dört analiz. İşte mukayese raporlar arasında çelişkiler var. Detaylarını avukatlar açıklayacak öğleden sonra. Önce diyorlar ki, uzmanlar ya bu imza değişken bu imza taklidi kolay önceki imzalar çok değişik mukayese yapılmaz karar verilmez. Ama buna rağmen taklit fotokopi de bile el ürünü denen raporlar var. Keçeli kalemle atıldığı için derinliği incelenmeyen bir sahte imza var. Genelkurmay parmak izi yaptırıyor Dursun Çiçek’in parmak izi yok. Çünkü Dursun Çiçek biliyor bunu Dursun Çiçek hazırlamadı. Dursun Çiçek 11 Kasım’da zaten bunu bildiği için eldivenle parmak şeyi tuttu sahte belgeyi tuttu. Kimin izleri var. İnceleniyor inceleniyor, işte askeri savcının yanında çalışanların. Geriye dokuz tane parmak izi beş tane avuç içi izi var. Son sayfada da yapılmıyor sırf savcılığın bu yazısı üzerine. Yine kurumlar birbirine düşmesin çünkü bununla ilgili her gün haber çıkıyor. İşte ıslak imza gitti geri gelmedi iddianameyi hazırlayamadık da filan da işi bittiyse şey göndersin askeri savcı. Genelkurmay askeri savcısı diyor ki, bu parmak dokuz tane parmak izi beş tane avuç içi izi kime ait bulun. Ben biliyorum. Soruşturma savcısının parmak izi var. Çünkü 11 Kasım’da tuttu bana verdi. Ben eldivenle tuttum avukatımın da var o da elle tuttu. İkisini mutlaka onun olmalı. Diğer yedisi kimin bunu bulun. Yazıyor emniyete işte kayıtlara arşive baktık yok. E uzaydan geldiler bunu hazırlayıp uzaya gittiler dolayısıyla kayıtları yok. Çünkü bir ayakta orda yani gerçeğin bulunmaması için işbirliği içinde çalışan bir ayakta orda. Yine ibreti alem olacak bir yazı. Daha yeni 20 Nisan 2010, yine soruşturma savcısı Genelkurmaya yazıyor diyor ki, ilgi sayılı yazınızla irticayla mücadele eylem planı başlıklı belge ve ekleriyle ilgili askeri savcılığınızca bu konuda yapılmış bir soruşturma evrakının onaylı bir sureti istenilmekle yazımıza bugüne kadar herhangi bir cevap verilmediğinden bilirkişi raporları hariç, bilirkişi raporu istemiyor. Çünkü senaryoyu desteklemiyor bu Dursun Çiçek’in lehinde. Bunlar işine yaramıyor bunlar çöpe atılması gereken raporlar. Hakimleri yargıçları yanlış yönlendirir bunlar. Bilirkişi raporu hariç. Soruşturma dosyasını bana gönder diyor Genelkurmay askeri savcısına. E iddianame size sunuldu. Soruşturma bitti kovuşturmaya başladık. 20 Nisan’da bitmişti. Ben 15 günlük inceleme süresinden sonra 30 Nisan’da tutuklandım. Soruşturma devam mı ediyor? E, o zaman biz burada neyi tartışıyoruz. Hangi iddianame ile yargılanıyoruz? Yarın bir daha mı iddianame çıkacak? Bir dosya bir ayağı savcının elinde bir ayağı burada tartışıyoruz diğer ayağı Yargıtay ceza dairesinde bir ayağı da Genelkurmay askeri mahkemesinde. Hani bir sanık bir suçtan bir sürü yerde yargılanmazdı. Hani o (1-2 kelime anlaşılamadı). Bu konuda iddia makamının açıklık getirmesini istiyorum soruşturma devam ediyor mu bitti mi? Var mı bir bilginiz? Ya hala dinleniyor muyum hala belge mi toplanıyorum. İddianame bitti mi yani kovuşturma safhası başladı mı Sayın Başkanım? Var mı bir cevabı iddia makamının? Buna askeri savcı cevap veriyor Genelkurmay askeri savcısı diyor ki, iddianamenin kabulü ile birlikte başsavcılığımızda irticayla mücadele eylem planı başlıklı belge hakkında yürütülen soruşturmanın sona erdiği anlaşılmakla birlikte askeri savcılığımızda aynı konuyla yürütülen soruşturma dosyası suretlerinin ne amaçla yürütülmekte olan başka bir soruşturmayla ilgili olarak mı istendiği hususunda askeri savcılığımızca yürütülmekte olan soruşturmayla ilgisini değerlendirmek

12

Page 13: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:13

bakımından bilgiye ihtiyacımız var diyor kibarca. Açıklanan nedenle askeri savcılığımızca irticayla mücadele eylem planıyla ilgili olarak yürütülmekte olan soruşturma dosyasının suretinin ve düzenlenen iddianamenin başsavcılığımıza yürütülmekte olduğu anlaşılan hangi soruşturma ve soruşturmalar nedeniyle istendiğini bize bildirin diyor. E hukuk adamı öyle diyecek yani soruşturmayı bitirmişin iddianame hazırlamışın yüce mahkemeye vermişin hala belge topluyorsun. Çünkü ikna olmamış. Yani Dursun Çiçek’i mahkum ettirecek Dursun Çiçek’in suçlu olduğunu yüce hakimlere anlatacak delili yok. Bir senedir yok. Sağdan soldan belki yeni ihbar mektupları yazdıracak bilmiyoruz. Bu yazışmayı da yüce mahkemeye takdim ediyorum Başkana. Hazırlayanlar hakkında sahtecilik yapanlar hakkında defalarca suç duyurusunda bulundum. Yargı da yargısız infazlar yapanlar hakkında. Hukuksuz hakkımızda işlem yapan soruşturma savcısı hakkında. Kırk tane dava açtık. Ya en küçük şüphem olsa bir kısmı da en az yarısı da tazminat davası. Dünya kadar maddi yükün altına girdim. Bir küçük şüphem olsa bunları yapar mıyım? Hep söylüyorum ama hukuken işte Oyak paramı, başka birikimlerimi hepsini kullanacağım hukuken hep söylüyorum hesabını soracağım. Sanırım ölünceye kadar son ülkeme yapacağım hizmette bu olacak. Bir daha Dursun Çiçek’ler yanmasın. Bir daha Dursun Çiçek’ler iftiraya uğramasın. Bir daha hakimler savcılar böyle lüzumsuz işlerle iftiralarla yargısız infazlarla uğraşmasın, gerçek sanıklarla gerçek dosyalarla uğraşsın. Elli yaşıma geldim bundan sonraki esas öncelikli hedefim bu. Ne yaptılar bu iftiralarla? Mesleki kariyerimi de bitirdi bu savcı. Soruşturma altındayım iddianame var hakkımda dava açılmış. İşte geçen sene gördük Genelkurmay bir albay için açıklama yaptı yani niye terfi etmedi. İşte sınıfından dolayı kadro olmadığı için terfi edemedi diye açıklama yapıldı. Neyin yüzünden işte işini eksik yapan işini hukuk ve vicdan dışı usullerle yapan delillere dayandırmayan bir soruşturma savcısının yüzünden. E ben bundan hukuken hakkımı sormazsam nasıl insan olurum yani nasıl vatandaş olurum, nasıl hukuk devletinin bir bireyi olurum. Ekim 2009 ihbarda bulunuyoruz 22 Aralık 2009 yedinci aydayız çıt yok. Soruşturma savcısı hiçbir şey yapmamış. Yine iddianamede var. Yakınlarıma çürük raporu almışım. Bu internet bilgisi. 2008 de çıktı. Deniz kuvvetleri inceledi. Soruşturma yaptı. Gerçek olmadığını ortaya çıkarttı. Sorsa iki satır yazı yazsa zaten ifade verirken sordu cevabını verdik bunları söyledik. Var iddia şeyde ifadelerimizde ama iddianamede öyle değil. Dursun Çiçek’i suçluyor ya, Dursun Çiçek’in aleyhine ya. Kimmiş o çürük raporu aldıklarım. Biri amcamın oğlu 1982 asker 82 de askere gitmiş ben daha teğmenim. Bunu yeni öğreniyorum ben işte ASAL’a sorduk ya bu amcamızın oğlunun durumu nedir diye. Diğeri de yeğenim 2002 Serdar Çiçek akıla, sara hastası zeka yaşı 12 GATA’dan rapor almış. Bunlar erlerin vatandaşlık numarasını biliyorsun her şeyi biliyorsun da bunları niye sormuyorsun ilgili makamlara. Yine iddianamede var Hurşit Tolon, internet bilgisi neymiş ben ona rapor veriyormuşum. Şimdi dış basını, dış basını takip etmek o meşhur dış gazetelerde televizyonlarda Türkiye ile ilgili silahlı kuvvetlerle ilgili bilgileri toplamak ve İntranet sistemi dediğimiz silahlı kuvvetler birimleri arasındaki sistemle ilgili komutanlara yayınlamak benim şubenin görevi. Bakın içeriğinde var iddianamede. Kıbrıs’taki gelişmeler, Kafkaslar’daki gelişmeler, İran ile ilgili nükleer sorunlar. E bunun ne işi var iddianamede kardeşim ya. Bu bir görev. Ya açık kaynaklar taranmış gazetelerine yazılmış altına gazetelerindeki değerlendirmeler konmuş. Çünkü herkesin bir işi var herkes bunları takip etmek zorunda değil bize o görev verilmiş herkes adına kurum adına bunu biz yapıyoruz ve İntranet sisteminden haftalık 15 günlük yayınlıyoruz. E o zamanda Hurşit Tolon birinci ordu komutanıysa ona gitmişse benim onunla nasıl irtibatım olabilir ki? Niye Dursun Çiçek? Niye Dursun Çiçek? Çünkü Dursun Çiçek silahlı kuvvetlerde işte demin söylediğim görevlerle Türkiye’nin çevresinde ne olup bitiyor, balkanlarda ne olup bitiyor, Kosova’daki Türklere ne yapılıyor, Ermeniler neler yapıyor, Amerikan kongresinde hangi girişimleri başlattı, Pontus çalışmalarında ne var, içişleri bakanlığında üç ayda bir toplantılara katılıyoruz. Ermeni konularında dışişleri bakanlığında toplantılara katılıyoruz yani Genelkurmayı temsil ediyoruz. E bu temsil etmek için ben bu bilgileri araştırmazsam

13

Page 14: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:14

toplamazsam komutanlarımın katkılarını alıp o toplantılara gitmezsem devletin işi nasıl yürüyecek? Bu internet siteleri olmazsa bu bilgileri okuyucuya nasıl ulaştıracağız? Bir internet siteleri İlker Ziya Göktaş ikinci şube müdürü diyor ki, irtica benim şubem, benim şeyim. Hulusi Gülbahar diyor, gençlik ve türkatak benim sitem. Yok bu Dursun Çiçek’in. Niye Dursun Çiçek muhtemel soruya cevap için. Birinci sebep bu. Silahlı kuvvetlerde dünyada ne olup bittiğini anlatan araştıran işte 15 kişilik ekibiyle bu konulara giren bir adam. Rahatsız oluyorlar bundan. İkincisi bakıyoruz daireye tek denizci şube müdürü Dursun Çiçek denizci. Şimdi Hasdal da 18 kişi yatıyoruz tutukluyuz kalıyoruz. 13’ü denizci. E deniz kuvvetleri denizde dolaşan bir kuvvet. Ne cuntadan haberi olur ne ihtilalden haberi olur. Olursa komutanın olur yani Ankara’da. Poyrazköy, Kafes, Teğmenlere suikast bilmem ne hepsi denizci. Niye denizci belki daha önce de söylendi. Çünkü deniz kuvvetleri bu ülkenin milli çıkarlarının korunmasında en ön safta. Karadeniz diyor batı girmesin Karadeniz kıyıdaş ülkelerin denizidir. Milli çıkarlarımızı koruruz. Amerika bastırıyor, Avrupa bastırıyor hayır. Karadeniz de lider ülkeyiz. Doğu Akdeniz yine öyle. Somali’de her yerde milli gemi milli torpido milli şey bunlar hep bazılarını rahatsız ediyor yani. Bir de 28 Şubat süreci var. Rahmetli o zamanki deniz kuvvetleri komutanının takındığı tutum var laiklikle ilgili. Orda yargılananlar var ne yapmıştı 28 Şubat sürecinde bir istihbarat daire başkanı emniyet istihbarat daire başkanı deniz kuvvetleri karargahında muhbir kullandığı için yargılandı. Bu hukuktur yargılanabilir. Sonucunu bilmiyorum merak da etmedim. O halde deniz kuvvetlerini hedefe koyalım eğer bir komplo olacaksa bir tertip olacaksa önceki öncelikli aday kim altına denizci olan. O halde bilgi desteği hedefe koyalım. Öncelikli hedefte kim Dursun Çiçek. Aynı şey 2008’de de yapıldı. Bir tane sivil toplum örgütleri diye iki sayfalık bir çalışma gazetede gördük yine. Yine Genelkurmay soruşturma yaptı. Genelkurmay başkanı açıklama yaptı böyle bir çalışma yok diye. Ama gazetede çıktığı için bütün açık kaynaklarda internette bu var. Şimdi arama yapıyor Sayın savcımız bulunan bu belgeyle ilgili internet bilgisi zaten herkeste var. Ekleri mekleri bilmem neleri işte şunda bulundu, bunu Dursun Çiçek ile irtibatlı bunda bulundu Dursun Çiçek ile irtibatı ya Dursun Çiçek’in fotoğrafı bulundu bilmem ne kiminle irtibatlı bu şeye hizmet ediyor çünkü tertibe hizmet ediyor irtibat bulması lazım. Ama açık kaynak bilgisi. Hukukçunun bunu bilmesi lazım biliyor ama işine gelmediği için kullanmıyor. Şimdi planı dağıttım Sayın yargıçlar iddia var son sayfadaki o bir cümlenin yer aldığı yerdeki imza Dursun Çiçek’in imzasına benziyor raporlar öyle. E öbür sayfalardan nasıl beni sorumlu tutarsın? Parmak izim yok hiçbir izim yok yazanın insafına kalmış. Yazsın Cumhurbaşkanına suikast Başbakana bilmem ne Genelkurmay Başkanına bilmem ne yazsın. E ondan da mı yargılanacağım ben yani? Sayın Haşıloğlu yani her şey yazılabilir. Yani bir imza benziyor diye müebbetle yargılanmak bu hukuk mu yani bu vicdan mı? Biz nerde arayacağız hukuku, vicdanı? Ben bunu 1 yıldır anlatıyorum şimdi size anlatıyorum. Sağ olun dinliyorsunuz adalet arıyoruz yani. Şimdi yine arz ettim o planı komutanıma ben arz edemem. Dediğim gibi atar yüzüme, teğmen bile yazamaz yani onu arz etsem işte 30 yılda 60 tane takdir son 5 yılda ki son 5 yıl benim için önemli Genelkurmaydaki 5 yıl 3 sicil amirinden tam sicil. Neymiş bu albay? Cuntacı. Neymiş bu albay? Sipariş üzerine cuntaya, örgütte belge hazırlıyor ya 24 saat benimle olan amirim bunu bilmiyor da bunu takdir etmiyor da soruşturma savcısı karar veriyor. Nasıl karar veriyor? Çünkü senaryo öyle yazılmış Dursun Çiçek’in öyle biri olması lazım. Bu konuda bana görev verilmediği şubemin görevi olmadığı Genelkurmay görev talimatları filan hepsi açık. Ben irticanın İ’sinden anlamam yani hiç hayatta ilgilenmediğim bir konu ve bu konunun tartışılmasından da rahatsızım. 5 kardeşiz 3 tane kız kardeşim var 3’ü de başörtülüdür, türbanlıdır karışmam ben yani. Ya karışılmasına da karşıyım her katıldığım oturumda da her katıldığım şeyde de söylerim. Cemaat 6 ay Arnavutluk’ta görev yaptım, okullarım müdürü vardı cemaate bağlı diye söyleniyordu bilmiyorum İbrahim beydir şimdi hatırlıyorum ismini herhalde hayatta almadığı desteği benden aldı orda. 1 Mayıs 1998, gidin sorun herkes sorsun soruşturma savcısı da sorsun. 1 Mayıs koşusu yaptık Arnavutluk’ta 1000 kişi hediye filan hazırladık 1000 kişi kabul edebiliriz 3000 kişi müracaat etti.

14

Page 15: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:15

Tişört veriyoruz Cd veriyoruz, filan parkuru işaretleyeceğiz işte bu okulların 500 tane öğrencisi müdür dizdi, ellerinde Türk ve Arnavutluk bayraklarıyla biz 1 Mayıs koşusu yaptık. Benim ne cemaatle işim olur banane cemaatten. Bana verilen görevi yaparım ben banane iktidardan halkın seçtiği iktidar başımızın üstünde. Yarın başkasını seçer onu da şey yaparız biz hukuk devletiyiz bir çağın demokrasinin, Cumhuriyetin çocuklarıyız. Eğer bunu algılamayan varsa kafasına sokarız bunu. Bize ne darbeden, bize ne iktidardan, bize ne cuntadan. Bizim önümüzde bir görev var tayin etmiş devlet görev vermiş zaten yetişemiyoruz. Parmak izi şimdi 11 Kasım eğer ben hazırlasaydım parmak izim olsaydı o belgede ne güzel fırsat tutardım her tarafına parmaklarımı izlerimi bulaştırırdım yani. Savcı bu fırsatı bana sunmuş. Ne yapıyorum ben bu fırsatı değerlendirmiyorum çünkü ben bunu hazırlamadım ben bunu gazetede gördüm eldivenle tutup sadece imza sayfasına bakıp çünkü her tarafına baktım imzaya baktım siyah bir imza keçeli kalemle atılmış fotokopi mi gerçek mi hiç belli değil, aynı şey bu imza taklit. Genelkurmay ciddi soruşturma yapıyor. Yine iddianamede var delillerde var 75’den fazla bilgisayar 24 tane yazıcı benim kullanabileceğim bütün bilgisayar ve yazıcılar yani Sayın Çalmuk hepsi eski tarihler dahil araştırılıyor. Ya böyle bir belgenin izi var mı? Bana bir güven sorunu yok ama birisi acaba Dursun Çiçek’in ismini kullandı mı? Ve 2004’e kadar gidiliyor. Bizde bilgisayarlar bir noktadır esas şey bir başkanlıkta tutulur yani bütün kayıtlar ordadır ya istediğin zaman tarihini verirsiniz 2002’in belgesinin silinen belgenin çıktısını alırsınız. Bunun 2 maksadı var bir bu tür soruşturmalar ikincisi de bilgi birikimi tecrübe birikimi. Yani ilgisini verdiğiniz her yazıyı Genelkurmay sisteminde alırsınız çıktısını silinmiş olsa bile. İşte onlarca bilirkişi raporu onlarca tutanak hiç birinde iz yok, ama savcımız karar vermiş bunu sipariş üzerine o lafa çok kızıyorum bir tane kurmay albay alçakça hazırlamış öyle diyor. Çıktıların mukayesesini yapıyor Genelkurmay 24 tane printerin çıktılarının mukayesesini yapıyor benim kullanabileceğim hiçbiri ile ilgisi yok. Ne yapıyor buradan işte ihbar mektuplarının çıktılarıyla sahte planın çıktıları farklı yazıcıdan alınmış o halde Dursun Çiçek yaptı be insaf ya. Dünya’da kaç tane çıktı var kardeşim ya yani bunu bile Dursun Çiçek’e götürürsen nasıl tarafsız savcısın sen? Nasıl iddianame hazırlarsın, nasıl yargıçlarımızın huzuruna çıkarsın? Ve yine tespit 16 Mart 2010 jandarma kriminalın tespiti. Fotokopi nasıl üretilmiş, avukatın bürosundaki fotokopi? Belge önce tarayıcılıyla bilgisayar ortamına alınmış sonra çıktı alınmış sonra fotokopisi alınmış. E belge bende ise ben götürüp Serdar Öztürk beye vereceksem direk fotokopisini alırım kardeşim ya. Yani yazıcıyı, çıktığı, tarayıcıyı bu devirde bilmeyen insanımız kaldı mı savcımızda biliyor. Ama bunu nasıl yorumluyor deminde söyledim işte ihbar mektupları farklı yazıcıdan bu sahte belge farklı yazıcı o halde bu Dursun Çiçek’in yazıcısından çıkmıştır e rapor var bakın çıkmamış diyor. 100’e yakın tanık var tanık hepsi de dün okundu. Bir tane Dursun Çiçek’i suçlayan Dursun Çiçek’in bu işe en ufak bir katkısı olduğunu söyleyen var mı? Ama onlar önemli değil onlar gerçek onlar Dursun Çiçek’i suçlamıyor tertibe uygun değil o halde at çöpe. Daha kötüsü şimdi imza mukayese raporları diyor ki imza el ürünüdür el ürünü olabilir. Yine soruşturma savcımız o kadar kendinden emin ki bu belge bu plan diyor el ürünüdür bu plan iyi kardeşim imza el ürünüdür diyor sen nasıl plana bunu indirgiyorsun? Nasıl tarafsızlık. Nasıl hukuk bu nasıl vicdan yani? İmza el ürünü olmasıyla planın el ürünü olması aynı şey mi? Elimle mi yazmışım yanında mısın? Bilirkişi diyor ki el ürünü olduğunu söylemesi için ya senin yanında olacak ya bunu destekleyen kesin delilleri olacak. Yoksa bu yazılmaz ama yazılıyor yani çok üzgünüm yani koskoca kurumlar yazıyor çünkü büyük bir baskı altında şahit oluyoruz. Hukuk adamları yargıçlar çarşaf çarşaf baskı altında Sayın Başkan acısını çekiyor. Herkes bir insan herkes bir can taşıyor herkes evine para getirmek zorunda herkes çoluğunu çocuğunu düşünmek zorunda. Korktuğu için en kestirme zaten emniyet vermiş Adli Tıp vermiş en kestirme cevabı el ürünüdür deyip böyle uzaklaşıyor yani elini yakıyor çünkü. Dursun Çiçek yansın, Şimdi iddianameye bakın parmak izinden bahseden bir cümle var mı? Parmak izi incelemesi imza mukayese incelemesi kadar en az onun kadar değerli bir delil değil mi? Bilgisayar printer incelemesi gerçek tanık

15

Page 16: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:16

ifadeleri diğer tutanaklar araştırmalar sayfa sayfa günlerce süren soruşturmalar bunlar delil değil mi? Değil. Savcımıza göre değil çünkü Dursun Çiçek’in lehinde tertibi desteklemiyor komployu desteklemiyor bunları kullanmıyor. Sahte plan gazetede çıkıyor gazeteciye soruyorlar kimden aldın? Beyefendi ben kaynağımı söylemek zorunda değilim diyor. Ama Dursun Çiçek 1 senedir gecesi gündüzüne perişan. O beyefendi rahat yeni bir şeyler üretiyor. Böyle hak hukuk olur mu, böyle adalet olur mu? Bu gerçekse herkes gerçeği açıklasın. Kimden aldığını açıklasın, dosyadan nasıl çıkıp ona gittiğini açıklasın. O çok kıymetli ülkeye 50 yıl hizmet etmiş tutuklanma talebiyle savcıya sevk edildiği için ertesi gün manşet atılıyor. Yani o gazeteci Dursun Çiçek’ten çok mu değerli? Ne yapmış bu ülkeye, ne yapmış bu millete? Gidip Cudi’de Güneydoğu’da terörle ülkenin güvenliği için insanların huzuru için mücadele mi etmiş? İnsanların bilgilenmesi, bilinçlenmesi için Mehmetçiklerin eğitimi için katkı mı yapmış? Ama bu sistem onu koruyor. Kime karşı koruyor? 30 yıl canla kanla bu ülkeye hizmet etmiş bir albaya karşı koruyor. Kimin sayesinde? İşte görevini bilmeyen sorumluluğunu bilmeyen hukuk ve vicdansız savcıların sayesinde. Sözüm meclisten dışarı, ama bu da gerçek ülkenin gerçeği yani bunu söylemekten zul duyuyorum ama paylaşmak zorundayım yani. İmzanın belgelerin ne kadar kolay taklit edildiğini bu elektronik çağda hepimiz biliyoruz. Ve mahkeme heyetinin huzurunda torna makinesiyle imzalar atılıyor ıslak imzalar atılıyor yani ıslak imza o kadar şüpheli bir delil ki bu kadar şüphelere rağmen bu kadar karşı değerlendirmelere rağmen hala delil olarak değerlendiriliyorsa bunda kusura bakmayın bunun değerlendiren yargıçlarımızın suçu, günahı büyük yani. Başka delil yok başkanının bir sayfa notu var yakalama kararına itiraz ediyor hiç delil yok, iddianame bitmiş, bütün deliller toplanmış. Tabi bize göre savcımıza göre devam ediyor herhalde ama biz tutuklanıyoruz yani. Dünya’nın neresinde görülmüş iddianamenin kabul edildiği gün tutuklanan sanık Dünya’nın neresinde varsa bir örneği. Soruşturma savcısının da gittiği de söyleniyor bir günde Adli Tıp Kurumunda rapor hazırlar bir günde. 19 Ekim’de bir günde. Gazeteye gittiği de söylendi tabi onu değerlendiremeyiz. Bu karar bu iftira doğruysa 14 ve 9. Ağır Ceza Mahkemesi hakimleri Sayın hakimleri yanlış mı yaptı yani bizi tahliye ederek ben anlamadım ki ortada aynı deliler var aynı iddialar var. Biri 13 saat sonra tahliye ediyor öbürü 43 saat sonra tahliye ediyor biri de 63 gündür bizi tutukluyor. Ne değişti, ne değişti Sayın Yargıç Sayın Başkanım ne değişti yani? Şükranlarımı sunuyorum yani itirazlara hep sizin itirazlarınızı yazdım evim belli adresim belli çalıştığım yer belli. Şimdi ben bunlarla uğraşıyorum geçen İskenderun’da 6 tane şehit verdim ben deniz kuvvetlerinde daire başkanıyım güvenlik konusu benim konum. Niye oraya atamışlar deniz piyadeyim kara harp okulunu bitirmişim güvenlik konularında uzmanım Şırnak’ta görev yapmışım, alay komutanlığı yapmışım amfibi tugayda çalışmışım, en ehil kişi. Benim birlikleri dolaşıp, üstleri dolaşıp varsa güvenlik zafiyetlerini tespit edip tedbir almam lazım. 3 gün uyuyamadım acaba görevimizi aksattık ama görevimizi yapamıyoruz ki burda. Ek dosya, iddianame, bilgi şu delil savcı ne demiş hangi iftiralar onlarla uğraşmaktan yazık değil mi bu ülkeye, yazık değil mi o gencecik Mehmetçiklere? Belki de orayı denetlemeye gitseydim onlar şehit olmayacaktı tedbir getirecektik. Ama nelerle uğraşıyoruz. Şimdi Adli Tıp kurumuna incelemeye gidiyor rapor sahte plan fotokopisi orda aramada bulanan avukatın parafı var. Nasılsa karıştırıyorlar bu diyorlar Dursun Çiçek’in parafı onu da inceleyin Dursun Çiçek’in parafı filan yok sonradan ortaya çıkıyor. Bu parafın Dursun Çiçek’e ait olup olmadığına karar verilememiştir diye böyle çok derin incelemeler yapıyorlar ya. Yani avukatın parafının Dursun Çiçek’in parafı olup olmadığına karar veremiyor. Ama el ürünü olduğuna karar veriyor. Mürekkep kağıt işte hep istiyoruz. Çünkü Nisan 2009 diyorlar niye yani? Nisan 2009 tarihi tespit etsek o tarihte nerde olduğumuz ne iş yaptığımız belli biz açık adamız. Genelkurmayda hangi kapıdan geçtin hangi daireye gittin hepsinin bilgisayar kayıtları var. Saat kaçta geçtin. Hiçbir şey kayıtsız değil ki her şey arşivde tutuluyor. Ama bunlar yapılmıyor yapılmaması içinde 4 ay saklanıyor. Kim hazırladı bu ihbar mektuplarını, sahte planı, kim hazırladı? Kaynağını söyledim kaynak soruşturma dosyası. Ya verdiğimiz ifadeler ya

16

Page 17: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:17

Genelkurmaydan gelen dokümanlar gidiyor soruşturma savcısına o hemen bir kapak yazısıyla terörle mücadele şubeye gönderiyor 1 hafta 10 gün sonra rapor ihbar mektubu çıkıyor. Gerçek bilgiler soruşturma dosyasında onlar güzel uzmanca birbirine bağlanmış. Yani soruşturma dosyasından beslenen ihbar mektupları Serkan Çakır, Serdar Yılmaz böyle sık sık isim değiştiren bir hain bir ihbarcı birde subay olduğunu söylüyor filan. Herhalde soruşturma savcısıyla çok içten çok samimi ki çok güvenilir ki onun söylediği her şey doğru. Bütün soruşturma bütün iddianame okuduk dün çarşaf çarşaf 3., 5. ihbar mektubu bir de öyle bir ihbarcı ki yani o kadar hiç kimseden korkmuyor adam yazıp yazıp gönderiyor. Ya ben albayım bir tane ihbar mektubu yazmaya kalksam 2 gün sonra bulurlar beni. 30’u 30 Haziran’da ifadeye çağırılmışım 29 Haziran gecesi saat 19:17’de emniyete bir ihbar geliyor. 3 sayfa, 3 sayfa içinde 200 tane kişi var subay, astsubay, sivil, Şırnak’lıdan tut Tunceli’liden tut Kırklareliline kadar DHKPC’den tut, PKK’ya kadar Ergenekon zaten başrolde. Bunları birbirine bağlamış oğluma iftira atıyor bana çamur atıyor yok sivillere ateş etmişim ben Güneydoğu’da o karar var zaten Güneydoğu’dan Şırnak’a yazarsan o tarihlerde yapılan soruşturma var ben ifade bile tanık ifadesi bile vermedim. Olayın geçtiği yerde bir bölük komutanı var, adama dur diyorlar kaçıyor yakalamak için ateş ediyorlar hafif yaralanıyor sonra kan kaybından ölüp gidiyor soruşturuluyor kovuşturmaya yer olmadığı kararı çıkıp dosya kapanıyor. Sene 95, 15 sene sonra bu iddianamede benim bölümümde değil benim bölümümdeydi ifade verirken savcıya itiraz ettim bunun güvenliğini sağlayamazsınız Sayın savcım buraya yazmayın dedim. Yazmamış ama Serdar Öztürk’ün bölümüne yazmış, hedef gösteriliyorum ben. Ben 6 Kasım’dan beri korumayla dolaşıyorum. Niye hak mı bu? Yani devletin imkanları o kadar çok mu? Niye 2 personeli bir aracı ne gerek var yani. Ailem yola çıktığı zaman ben gece uyuyamıyorum tehdit altındalar. Neyin yüzünden? Soruşturma savcısının yüzünden, gerçeklerin peşinde olmaması yüzünden, yargısız infazlar yüzünden, bu iftira yüzünden. Bizim ulaşamadığımız bilgilere ifadeye şeylere tabi şimdi ulaşıyoruz kovuşturma başladı. Bu ihbarcı hepsine ulaşıyor istediği belgeyi alıyor istediği bilgiyi kullanıyor. Sonuçta bu ihbar mektubunu yazan bir istihbaratçı bir istihbarat birimi bir kişi mümkün değil ama bu birimin emrinde soruşturma dosyası var. O yazıyor soruşturma savcısı da hukuki kılıf uydurup işlem yapıyor. İhbar mektuplarından yazan aynı yer, bu iddiaları ihbar e-postasını yazan elektronik postayı da yazan aynı yer. Gönderen Ergenekon diyor böyle ihbar mı olur ya hangi vatandaş buna cesaret eder? elektronik posta gönderiyor IP adresi var bir günde çıkarır emniyet isterse, bir yılda niye çıkmadı? 29 Haziran hiçbir araştırma yok çünkü soruşturma savcısının öyle bir niyeti yok öyle bir görevi yok, öyle bir düşüncesi yok yani. Çünkü Dursun Çiçek’i haklı çıkaracak bir belgeye bilgiye ulaşacak araştırılır mı bu yasak. Genelkurmay Başkanlığı da söyledi 26 Haziran’da bu belge bu sahte plan bir psikolojik hareket ürünüdür. Asimetrik psikolojik hareket ürünüdür. Ben beş yıl iki yılda öncesi yedi yıldır bilgi destekçiyim, psikolojik harekâtçıyım. Belki silahlı kuvvetlerde başka yok bu kadar tecrübesi olan. Nedir maksat nedir bunun maksadı tertibin maksadı nedir? Maksat şu; bunlar yeni değil hep ifadelerimde arz ettim işte terörle mücadele başta olmak üzere iktidarla Genelkurmayın silahlı kuvvetlerin arasını açmak, dayanışmayı bozmak bu ülkede gündemi değiştirmek bir cemaatle bir partiyi aynı safa sürüklemek bundan iyi maksat mı olur bundan iyi psikolojik hareket hedefi olur mu? ne oldu sonra, ikisi aynı planda birleşti. Onlar bir tarafta silahlı kuvvetler bir tarafta, planlayan için icra eden için tam bir psikolojik hareket. Bunu herkes biliyor bunu silahlı kuvvetlerde bilmeyen hiç kimse yok ama kurumlar karşı karşıya gelmesin diye yargı zarar görmesin diye herkes bunu zehir gibi içiyor. Herkes sizden adalet bekliyor yargıçlardan adalet bekliyor gerçeklerin ortaya çıkmasını bekliyor. Yoksa herkes gerçekleri biliyor. Ben yani Kurmay Albay Dursun Çiçek değilim bu senaryoda bu tertipte görev verilen rol verilen bir insan olarak huzurunuzdayım, Çünkü gerçek Dursun Çiçek bu işlere bulaştırılamayacak bir insan. O kadar ilişkiler emniyetle soruşturma savcısı arasında gelişmiş ki artmış ki belki sizlerin dikkatini çekmedi eski emniyet müdürü vedaya gidiyor adliyeyi. İşte öpüşüyorlar elini öpmeye çalışıyor

17

Page 18: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:18

şeyin emniyet müdürünün elini öpmeye çalışan bir savcı o çekiyor o öpmeye çalışıyor ilişkiler derin. Baba oğul gibi yani. Adliyede benim bildiğim yirmiye yakın savcı var belki daha fazla niye bu mektuplar aynı savcıya gidiyor, yani mıknatıs mı var bunları o çekiyor başkasına gitmiyor. Yani bu şüphe değil mi aklı olan vicdanı olan bilime inanan gerçeklere inanan herkesin şüphesini çeken bir konu değil mi? Hep ona gidiyor yani ihbarcı ona gönderiyor öteki ona gönderiyor herkes ona gönderiyor çünkü taraf o yani. Yargıtay içtihatları var CMK’nın 170/2 hükmü var isimsiz, tarihsiz, gerçek dışı ihbarlar işleme konmaz yasal delil değildir. Ama okuduk başka bir şey yok ki iddianamede, bütün deliller böyle hani yasal değil değildi hani diğer delillerle desteklenmediği sürece bir anlam ifade etmiyordu gizli tanıklar? Gizli tanıkların iddialarını destekleyecek bir yasal delil var mı? Ama tersini iddia eden faturasından tut fotoğrafına kadar çıkıp televizyonda konuşan gerçek kişiye kadar Genelkurmay gibi bir kurumun verdiği kayıtlara kadar bilgisayar kayıtları göndermiş sayfa sayfa ama hiç önemli değil, önemli olan savcımız için önemli olan tertibi komployu desteklesin yeter. İhbarcı ne yapmış o hengâmenin içinde, o kilitli odaları açmış dolapları açmış o belgeyi kurtarmış büyük kahramanlık yapmış, kardeşim o kadar vatanını milletini seviyordun da niye Eylüle kadar bekledin o bir ateş bir ateş niye tutuyorsun onu. Niye postaneyle gönderiyorsun yani çok kıymetli çünkü biz Genelkurmay savcısı almak için dört ay yazıştı yani postayla gideni savcı savcıya dört ayda gönderdi. Bu da özel kuryelerle, hiç ikna edici mi hiç inandırıcı mı? O dönemi bir hatırlayalım mecliste işte gece yarısı geçen bir askerlerin yargılanmasını esaslarını değiştiren bir madde vardı. Hatta bir ara Dursun Çiçek yasası filan dediler. Yani barış döneminde askerlerin adliye yargılanıyoruz yani bir sorun var mı işte savunma yapıyorum huzurunuzda ama bu yasa değişikliğini yapmak için gündemi ayarlamanız lazım kamuoyunu, durup dururken askerlerin yargılama esasını değiştiremezsiniz işte böyle bir plan yapacaksınız böyle bir tertip yapacaksınız ki konu gündeme gelsin bak askerler işi olmayan işlerle uğraşıyor densin, ondan sonra gece yarısı mecliste askerlerin yargılanma esasları değişsin. Anayasa mahkemesi iptal etti ama değişen bir şey yok askerler adli yargıda yargılanıyor bir problem var mı? Bu değişiklik anayasa mahkemesinin önüne her geldiğinde biz tutuklanıyoruz. Tarihlere bakın Sayın başkanım tarihlere bakın bu yasa değişikliği anayasa mahkemesinin gündemine geleceği açıklandığı zaman bir anda tırmanıyor bizim soruşturma savcısı hemen bir imza mukayese raporu daha istiyor. Adliyeye çağrılıyoruz ve tutuklanıyoruz. Gazeteler televizyonlar bilmem ne Dursun Çiçek yine gündemde bu kadar tesadüf olur mu? Şimdi bir ihbarcı var yazıyor bir tarafa Çiğiltepe Lojmanlarındaki aramadan bahsediyor, diğer tarafta özel kuvvetlerde bilmem neyden bahsediyor. Yani ne biçim ihbarcı bu yani bütün olaylardan haberi var. Çünkü soruşturma dosyasında bunların hepsi var hepsi de soruşturma savcısının emrinde onun emrinde olan zaten ihbarcının emrinde yani. Anayasa madde 138; hiçbir organ makam merci veya kişi yargı etkisinin yetkisinin kullanılmasına mahkemeler ve hâkimlere emir verme ve talimat veremez tavsiye ve telkinlerde bulunamaz görülmekte olan dava hakkında yasama meclisine yargı yetkisini kullanması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz herhangi bir beyanda bulunamaz. Ama bizim siyasiler işi gücü bıraktılar birisi savcı oldu birisi avukat oldu ya bırakın kardeşim işinizi yapın anayasaya uyun siz uymazsanız siz anayasa gereği seçildiniz oraya o yetkileri, o imzaları, o makamları anayasadan aldınız. Hukuk devletinin esası budur niye uymuyorsunuz yani bizim savcıya hâkime ihtiyacımız yok ki avukata ihtiyacımız yok ki, hepsi var burada. Hepsi yanlış. Çıkıyor bir tanesi işte bu imza raporunun gereği yapılmalı. Sanane kardeşim bunun gereğini yapacaklar belli işte kurumlar çürüklerini ayırma ( bir kelime anlaşılamadı) ya çürük olsa zaten atardı beni bakıyor adam çürük değil sapa sağlam bir Dursun Çiçek 30 yıllık şanlı şerefli bir geçmişi var. Bir şüphesi yok tereddüdü yok yani Genelkurmaya ne yapacağını sen mi öğreteceksin? Ondan sonra bir açıklama arkasından işte anayasa mahkemesi arkasından Dursun Çiçek tutuklu. Tekrar etmemek için notlarıma bakıyorum Sayın Başkanım kusura bakmayın. Bu açıdan bu açıdan özellikle ihbar mektuplarının bir de sahte planın yakalandığı iddia edilen o Avukat Serdar

18

Page 19: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:19

Öztürk’ün bürosundaki aramanın, bu tezgâhı ortaya çıkaracak olan bilgileri içerdiğini düşünüyorum inanıyorum ve yüce yargıçlardan bu konuya özellikle bir kez daha bakmalarını istirham ediyorum. Arama, arama da şüpheli yani avukat Ankara dışında tabi cep telefonundan takip ediliyor. Baskın şeklinde yapılıyor tutanaklardaki şeyleri söyledim tesadüfen ele geçirilen bir belge hiçbir tutanağı yok ve komplo orda başlıyor. İddianamede şöyle yazıyor aynen öyle yazıyor irtica ile mücadele başlıklı belgenin bir suretinin Levent Göktaş'ın Avukatı şüpheli Serdar Öztürk’e teslim ettiği kesin sonucuna ulaşılmıştır. Yani hangi delillerle ulaştın kardeşim hangi Sayın savcım hangi delillerle ulaştın? Belge üzerinde Serdar Öztürk’ün fotokopi üzerinde Serdar Öztürk’ün de parmak izi yok. Ya bu hukuk mu, bu adalet mi, bu vicdan mı? Kim Levent Göktaş? ifademde de söyledim 1980’da mezun olduğum harp okulunda 785 tane teğmenden bir tanesi. Sizde devre yok mu, sizler hukuk fakültesinde okuduğunuz devre arkadaşlarınız yok mu Sayın yargıçlar? Sayın Haşıloğlu yani şimdi hukuk fakültesinde sizin devreniz olan birisi avukatlık yapsa işte meşhur KCK operasyonunda tutuklansa sizde KCK üyesi mi olacaksınız yani böyle bir hukuk mantığı olur mu? Ama işte bizim soruşturma savcısının mantığı bu. Diyorum ki ben en son 2008’de Genelkurmayda özel kuvvetlerde görev yaptığı zaman bayramlaşmada görüştüm 2008 emekli oldu zaten ondan sonra. Sanık olarak yargılanıyor yok işte ondan dolayı ondan o halde bu dosyayı öbür dosya ile birleştirelim olur emriniz olur Sayın savcım. Sadece bu irtibat yetiyor. Bu sahte belge büroya nasıl ulaştırılmış, kim koymuş, kimin izin var detayını açıklayacak Sayın Öztürk sayfalar dolusu dilekçe veriyor yok işlem yapan yok çünkü aynı soruşturma savcısı yürütüyor. Ve aynı konu ile ilgili bir ihbar bu meşhur ihbarlardan birisi diyor ki; Ergenekon terör örgütü içinde faaliyet yürüttüğü ve örgüte ait gizli belgeleri sakladığı iddiası yer alan 24.05.2009 tarihli bir ihbar. Bu tabi aramadan önce gönderilen ihbar ortam hazır. Her şeyi biliyor yani orda saklandığını bile biliyor nasıl biliyorsa avukatın bürosunda nerde ne olduğunu. Bu bile kurulan tezgâhı hazırlanan komployu Sayın savcımıza anlatmaya yetmiyor mu? Erzincan’la ilgili taleplerimizde de arz edeceğiz o iki gizli tanık hakkında ve o gizli tanıkların başka delillerle desteklenmemesine rağmen iddianameye yazan savcımız hakkında suç duyurusunda bulunmasını talep edeceğim. Bunu adalet bakanlığına yaptık şimdi internet sitelerinden zaman zaman notlarımdan eksik kaldığı şeyleri tamamlıyorum. Şimdi Genelkurmayın bir yasal hizmeti başbakan talimat vermiş açıkladılar Andıç çıktı. Üstünde en az 15 tane paraf var bir tane de imza var kimin imzası? Yüzbaşı Murat Ustakılıç sitelerin alt yapısına o bakıyor. Başka destek şubenin personeli, bunu Sayın savcı görmek istemiyor. Orda sadece o 15 tane ikinci başkan genelkurmay başkanı dahil olan parafların içinde bir tane Dursun Çiçek’in bir parafı var. Dursun Çiçek imzalı internet Andıcı diye ya be yani insaf bu kadar olmaz ki bu kadarda insan suçlanmaz bu kadar peşin hükümlü yargısız infaz olmaz ki? Ya önünde duruyor belge Dursun Çiçek’in parafı var orda imzası başkasının gördüğünü yaz bari yani. Orda gördüğünü yaz ve gerçek belge Genelkurmayda kabul etti. İhaleye çıkıyor Ortadoğu bilişim hizmetleri ihaleyi alıyor internet alt yapısını kuruyor. MSB’ye sormuş almıştır cevabını yasal bir görev diye Nisanda sormuş ama yok çünkü komploya uymuyor bunlar Dursun Çiçek’i suçlayıcı değil. Şimdi ihaleyle bir hizmet alınıyor bunun üzerine internet siteleri kuruluyor. Bizim şubenin de internet sitesi var hiç birisi geçmiyor burada gurbetçiler diye, Türkses diye, İngilizce, Fransızca, almanca yayın yapan Türkiye’nin çıkarlarını koruyan Türkiye’nin milli sorunlarını okuyucuyu bilgilendirmeyi amaçlayan hiç birisinin ismi yok. Esas benim şube müdürü olduğum birimin siteleri bunlar niye yok. Çünkü iddianameyi desteklemiyor komployu desteklemiyor. Bunların bu bilgilerin Sayın savcımızda olduğunu sanmıyorum hepsi var çünkü ifadelerimizde var. Kredi kartı ile ödenen internet parası, İlker Ziya Göktaş kredi kartı numarası var dün okundu. Bu nasıl yasadışı faaliyet olur ki. Suç bulamadık, Genelkurmayda yapılanma değiştirilmiş işte böyle saat gibi çalışan birim bu iftiralar yüzünden çalışamaz hale getirilmiş. İşte Türkiye’nin dış sorunları sorunlarımızın anlatılması filan ya bu kimin lehine yani? Sayın Haşıloğlu yani bu yapılmazsa bu görev yapılmazsa kim zarar görür. Dursun Çiçek zarar görmez ki Genelkurmay Başkanı da zarar görmez işte emekliliği geldi

19

Page 20: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:20

emekli olacak. Bu işler geçici biz bugün varız yarın yokuz. Yani bu işi stop ettirirsen bu işi darbelersen kim zarar görür? milletimiz zarar görür, devlet zarar görür. Türkiye’nin çıkarları zarar görür, Ermeni iddiaları haklılık kazanır. Pontus çalışmaları yapıyoruz bir tane Yunan vatandaşı 98 kere geliyor oraya, horon tepiyor mesajlarını veriyor geri gidiyor. Bunu kimse takip etmezse bu nosyonu olmayan benim valimin vali yardımcımın haberi yoksa ne olacak. İşte okuyorum son altı ay diye bir kitap okuyorum. Atatürk’ün Kasım 1918’de Samsun’a çıkmadan 19 Mayıs 1919 arasındaki dönemi. İşgal devletleri gelmiş her taraf işgal edilmiş ülkesini milletini sevenler tutuklanıyor, kim tutukluyor yine bizim hâkimlerimiz bizim kadılarımız tutukluyor. Niye vesayet altındaki baskı altındaki kadılarımız tutukluyor. Önce siyasete baskı yapıyorlar sadrazama, padişaha baskı yapıyorlar o da kamu görevlisine baskı yapıyor tutuklanıyor sonra Malta’ya sürgün. Ne yapıyor sonra dönüp iki yıl sonra milli mücadelede Atatürk’le beraber bu ülkenin kurtuluşuna destek oluyor. Boğazlayan kaymakamı, Ermeni iddiaları nedeniyle idam ediliyor. Bunun bir açıklaması var, sizinle paylaşmak istiyorum 33 yaşında idam ediliyor. Ben bir Türk memuruyum bende bir Türk memuruyum bana ne görev verildiyse onu yapıyorum evet bana ne görev verildiyse onu yapıyorum. Yabancı kuvvetlere yaranmak için beni asıyorlar o zaman idam var şimdi yok beni şimdi idam gibi müebbet hapisle yargılıyorsunuz. Eğer adalet buysa kahrolsun böyle adalet. Söylenme tarihi 10 Nisan 1919. Çocuklarımı asıl Türk milletine emanet ediyorum idam sehpasında son sözü bu. Bu kahraman millet elbette onlara bakacaktır vatan uğrunda cephede ölen bir insan gibi şehit gidiyorum, Allah vatana millete zeval vermesin. Geçen sene Mart ayı Genelkurmay Askeri mahkemesinde disiplin mahkemesinde başkanım. Bir kurmay binbaşıyı yargılıyoruz işte gazeteye bir belgenin sızmasından dolayı orda da mutlaka Malatya’daki ikinci ordunun soruşturma dosyasından gitmiştir yani çünkü bilgiler çok net bilgiler komutanım dedi Güneydoğu da görev yapıyor. Yani bu suçtan yargılanacağıma şehit olsam daha iyidir. Evet, bende aynı şeyi söylüyorum. Keşke Güneydoğuda şehit olsaydım ve bu anları yaşamasaydım.

Duruşmaya saat 13.30’a kadar ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Bu arada bir kısım sanıklar müdafileri Av. Hasan Gürbüz, Av. Serkan Güncel ve Av. Fikret

Fırat Arslan’ın geldikleri görülmekle huzurdaki yerlerine alındı.Sanık Dursun Çiçek tekrar huzura alındı.Sorgu ve savunmasına kaldığı yerden devamla.Sanık Dursun Çiçek: “Sayın Başkan Değerli Yargıçlar, iddianamede 70’e yakın telefon

kaydım var ve yaklaşık 1 yıldır her hareketim izleniyor. Bu telefon kayıtları içerisinde benim suç işlediğimi ima eden en küçük bir kelime bile yoktur. Çünkü öyle bir şey öyle bir suç unsuru yok. Dolayısıyla bu ifadeler, bu kayıtlar iddianame ile aleni hale gelen bu kayıtlar özel hayatın gizliliği ve korunmasıyla iletişim özgürlüğünün ihlal edilmesi anlamındadır, eğer davayla ilgisi yoksa davaya bir katkısı yoksa gerçeğin ortaya çıkmasına bir katkısı yoksa. Dolayısıyla bu kayıtların iddianameden çıkarılmasını arz ediyorum. Soruşturma savcısı hep arz ettim sadece suçluyor, sadece suçluyor. Kaynak olarak da ihbar mektuplarını gösteriyor veya Erzincan olayında gizli tanık ifadelerini gösteriyor. Bunları teyit eden bunları doğrulayan veya yalanlayan hiçbir araştırmanın içine girmiyorlar. Arz ettim sadece 2 Adli Tıptan, 2’de emniyet kriminaldan 4 kez imza mukayesesi raporu dışında hiçbir araştırması yok. CMK 160/2 malumlarınızdır. Soruşturma savcısının şüphelinin lehinde veya aleyhinde olan bütün delilleri araştırması ve iddianame ile Yüce heyetiniz huzuruna gelmesi lazım. Sayfalar dolusu lehimizde delil var işte onlardan 2 klasörü daha Sayın Başkana arz ediyorum. Genelkurmay askeri savcılığın yaptığı soruşturmada 2004 yılından itibaren bütün arşivlerin taranmasında sahte belgenin olmadığı, Albay Çiçek’in böyle bir çalışma yapmadığını ortaya koyan delillerdir. Bunları ne yazık ki soruşturma savcısından alamadık, araştırtamadık. Bu kapsamda delilleri karartan gecikmeler nedeniyle, yasadışı yollarla elde edilen delilleri yasal delil gibi işlem yapan ve iddianamesine esas teşkil

20

Page 21: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:21

eden sürekli görevi kötüye kullanan TSK’ya hakaret eden, kişilik haklarımı medya yoluyla tehdit eden, güvenlik gerekçesiyle korunma kararı yetkili makamlardan korunma kararı alınmasına neden olan ve Adalet Bakanlığı müfettişleri tarafından ifade edildiği kadarıyla 20 Nisan’da hakkında en az 13 tane suç tespit edilen soruşturma savcısı hala görevin başındadır onun hakkında suç duyusunda bulunulmasını Yüce mahkemeden arz ediyorum. Diğer bize düşen görevleri zaten yapıyoruz. Savcı ve deliller diyor ki Albay Çiçek Erzincan’a gitmedi. Sahte belgeyi hazırladığı konusunda yasal delil yok iddianame böyle diyor buna rağmen aynı iddialar aynı senaryolar iddianamede okuduk dün, o halde bu savcımız soruşturma savcısı mı, Cumhuriyet savcısı mı yoksa senaryo savcısı mı? Yine aynı iddianamede hukuki deliller, Albay Dursun Çiçek terör örgütüne üye olduğunu Dursun Çiçek’in terör örgütüne üye olduğunu tahmin ediyoruz, şüpheleniyoruz ama bunun hukuki delillerini bulamadık hala da soruşturmaya devam ediyoruz Genelkurmaydan bilgi, belge istiyoruz irtibat yok telefon görüşmesi yok zor durumdayız. Ama iddianameyi işte bulabildiklerimizi 1 yılda bu kadar Yüce mahkeme işte suçlu hakkında sanık hakkında yeni deliller bulsun yargılasın böyle bir mantık yok hukukta yani. Bu savcının görevi mahkemenin görevi değil ki 1 yıl geçmiş. Bütün delillerin yüzde 90’ı Genelkurmay askeri savcılığı kanalı ile elde ettiğimiz deliller. Ya ora olmasıydı ya o imkanı olmayan sanıkla ne yapıyor bunların yerinde olmak istemezdim. Yine savcı iddia ediyor sahte plan terör örgütünün siparişi üzerine hazırlandı ama bu avukatın bürosuna nasıl gittiğini bilmiyorum. Bunu mahkeme bulsun diyor. Yani böyle bir savcılık böyle bir yaklaşım olur mu? Bu konuda verilmiş gerek Öztürk’ün verdiği gerek bizim verdiğimiz onlarca dilekçe var. Dolayısıyla yasaları bilinçli olarak ihlal eden ve sahte hukuki geçerliliği olmayan delillerle karşınızda olan bir savcıyla soruşturma savcısıyla uğraşmak durumundayız. Soruşturmanın başlangıcında bu sahte plan Genelkurmayda hazırlandı, bilgi destek dairesinde hazırlandı, bir tane ihbarcı kurtardı işte internette işleniyor Genelkurmay hep suç işliyor gibi kurumsal suçlamalar içeren ama iddianameye baktığımızda bunu getirip Dursun Çiçek üzerinde bir cunta yaptı bir kişi yaptı diyen tutarsız bir savcıyla karşı karşıyayız. Niye hep bir savcı diyorum? 2 sefer ifade verdim 4 savcıya ifade verdim 4 Cumhuriyet savcısına içlerinde bir tanesi var numarasından anladığım kadarıyla en kıdemsizi ama o bir nedenle dışarı çıktığında diğer 3 savcı bana soru bile soramadılar. Yani buna anlam veremedim iddia makamı yani aynı dosyaya bakıyorlar ama biri çıktığında diğerleri soru bile yarım saat onu bekliyoruz. Demek ki bütün olup bitenleri o biliyor yani başkası bilmiyor. Sadece iddia var delil yok maddi gerçeği bulma gayreti yok. Parmak incelemesine itiraz kovuşturma aşamasında yapılsın soruşturmada yapılmasın diyor. Sanığı suçla tutuklat masum bir insanı attır içeri e soruşturmaya devam et. Yani bu herhalde Türkiye Cumhuriyetine yakışan bir yargı anlayışı değil bir Cumhuriyet savcısı anlayışı değil. Bizim ülkemiz 80 yıldır 90 yıldır hukukla yönetilen demokratik bir ülke. Güney Afrika’ya bakıyoruz şu an gündemde daha 10 yıl önce ırk ayrımından dolayı birbirini kesenler insanlar Dünya futbol şampiyonası düzenliyor biz hala burda yaşıyoruz yani çok acı çok acı çok üzülüyoruz iftira atılmış insanları yargılamaya çalışıyoruz. Hani çağdaşlık, hani Avrupa birliğine üye olacaktık? Hani Atatürk’ün gösterdiği hedefe gidiyorduk? Ben bir örneğin benim gibi onlar var. Bunları siz daha iyi biliyorsunuz. Soruşturma savcısı delil olmadan suçlamayı yargısız infazı ve kendisini hakim yerine koymayı alışkanlık haline getirmiştir. Değerlendirme yapıyor delilsiz değerlendirme yapıyor. Şartlar eşit değil ben sanığım o savcı, biz gerçekleri ortaya koyuyoruz sonuçta onun dediği oluyor. Dolayısıyla masum bir insan görevini yapma dışında ülkesine, milletine hizmet etme dışında bir amacı olmayan bir albay 1 senedir mağdur ediliyor. Ondan sonra da tutukluyuz acelemiz yok yeni deliller buluruz tutuklu kalsın çocuğundan, ailesinden işinden ayrı kalsın bizim için önemli değil demek bir hukuk adamına bir vicdan sahibi insana bir babaya çağdaş bir insana yakışır mı bırakın hukukçuyu? O kadar ileri gidiyor ki bu savcımız 25 Kasım 2009 soru aynı soruşturma numarasıyla Genelkurmay askeri savcılığına bir yazı yazıyor diyor ki Elazığ karayolunda 24.05.1993 tarihinde PKK’lı teröristler tarafından şehit edildiği yargı kararıyla hukuki gerçek

21

Page 22: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:22

haline gelen 33 Mehmetçiğin şehit edilmesi olayı hakkındaki bilgileri, belgeleri bana gönder. Benim dosyayla ilgili, sene 93 bu talebe bırakın benim isyan etmemi Sayın Başsavcı vekili Çolakkadı isyan ediyor altına not yazmış kendi eliyle kardeşim bunun ne ilgisi var niye talep ettin diye. Bulamadı ya delil yok bir yerlerden bir şey bulması lazım. Danıştay olayını başkasına yükledi bana da bir olay bulması lazım. Harıl harıl arıyor ve Başsavcı vekilini bile isyan ettiriyor yani benim isyan etmeyişim az mı? Genelkurmayda cevap veriyor bizde böyle bir bilgi, belge yok diyor. Devamlı gerçeğin peşindeyiz atılan iftiranın atılan suçlamaların yanlış olduğunu yalan olduğunu ispatlamaya çalışıyoruz. Yazı yazıyoruz gazetede ki yargısız infazlara cevap veriyoruz teksip yapıyoruz suç duyurusunda bulunuyoruz ama bizim savcının kılı kıpırdamıyor çünkü mağdur olan o değil. O arabasına biniyor zırhlı arabasına akşam evine gidiyor çoluğu çocuğu ile beraber sabah geliyor Allah daha mutlu etsin mesut etsin ama masumun ahını almasın. Atalarımız ne demiş yani bu Dünya’da olmazsa öbür Dünya’da bunun hesabını verecek. İnşallah hukuken de bu Dünya’da onun hesabını soracağız. O müfettişlerin hazırladıkları raporlar ilgili makamlara arz edilecek. Bu kadar Türkiye sahipsiz değil işte karşımda Yüce yargıçlar var. Üstüne üstlük bir sürü ihbar mektupları bir sürü faali meçhul elektronik postalar, yetmezmiş gibi birde kendisi delil üretiyor. Bir sürü ilgisiz delilerle davayla ilgisi olmayan şeylere ara araya serpiştiriyor biraz sonra bir sürü örnek sunacağım. Ya bu konuyla benim ne ilgim var diyoruz yani bu davayla ne ilgisi var ama niyet kötü niyet farklı beni terör örgütü üyesi yapacak ya. Son dönemde hepimiz şahit oluyoruz ve bu ülkeyi milleti seven insanlar olarak aydınlar olarak milletimizin lokomotifi olması gereken yetiştirdiği uğrumuza kıt kaynaklarını harcadığı kişiler olarak izliyoruz sahte belgeler, komplolar, kasetler faili meçhul ihbar mektupları işte bugün okuduk Ankara emniyet müdürü hakkında 13 sayfa, 13 sayfa ihbar mektubu yani elektronik postalar, gizli tanıklar bunlar adaleti kemiriyor Sayın yargıçlar Sayın Başkanım bunlar adaleti bitiriyor. Ben bu güne kadar Cumhuriyet savcısı gördüğümde benim çocuğum yaşında oğlum yaşında olsa bile önümü ilikliyordum böyle savcı ben ilk defa görüyorum. Benimle beraber bütün Türkiye görüyor. Hiç kendi devletine hizmet eden insanlara komplo kuran tezgah kuran bunların açığa çıkmaması için bu şeyleri örtbas eden delil karartan lehteki delilleri ortaya çıkarmayan inceleme istemeyen araştırma yapmayan ya görevin ne onun için maaş alıyorsun, onun için soruşturma savcısı olmuşsun. Bunlar milletin beynine özellikle gençlerin beynine geleceğimiz olan gençlerin beynine virüs olarak giriyor. Anti virüs programı da yok. Bir zaman ilkokul öğretmenimi hatırlamıyorum. Tam 40 yıl oldu Allah rahmet eylesin vefat etti en saygı duyduğum babamdan sonra en saygı duyduğum kişidir ne oldu şimdi öğretmenler. Öğrenci bıçaklıyor öğretmenleri aradan geçen 20, 30 senede öğretmenleri sıfırladılar. Subay, astsubayı sınırlamaya çalışıyorlar askeri sıfırlamaya çalışıyorlar toplumdaki sevgiyi, güveni. Aynı şey yargıçlar için savcılar içinde geçerli. 63 gündür içerideyim sanık olarak huzurunuza gelen onlarca arkadaşım var hep moral veriyorum hep hukuka güvenmelerini öneriyorum ki ben mağdur durumdayım yani benim onlara olumlu bir şey söylemem imkansız. Ama hep onlara hukuka devlete yargıya güvenin diye telkinlerde bulunan Dursun Çiçek ya kardeşim sen oraya gideceksin komutanım gideceksin o mahkemenin adı 2’ye 1. Sen ne anlatırsan anlat 2’ye 1 tutuklu kalacaksın denmesinden zul duyuyorum. O zaman ben niye anlatıyorum bu gerçekleri? Dinlenmiyorsam niye geldim ben buraya, niye kutsal savunmamı yapıyorum? Daha 17 Haziran 2009 soruşturma numarası ergenekon numarası. Sadece bir fotokopi var. Çok ileri görüşlü bu savcımız soruşturma savcımız bir sene sonra iddianameyle davayı getireceği noktayı 17 Haziran’da görmüş. Bizde burada konuşuyoruz. Rollerimizi yapıyoruz. Ya bu adam o kadar büyük mü? Bu adam kimin adamı yani? Bu adam, bu adam dünyayı yöneten birinin eli mi? Niye bozamıyoruz bu tertibi? Adam 17 Haziran’da çizmiş yani bir sene geçmiş bir 13 ay geçmiş. Biz hala onun çizdiği yolda rolümüzü oynuyoruz savunmamızı yapıyoruz. İşimizi gücümüzü bıraktık. Mehmetçikler şehit oluyor terör her gün bir can yakıyor bir genci şehit ediyor. Biz burada uğradığımız tertibi yüce yargıçlara anlatmaya çalışıyoruz. Bırakın işimizi yapalım bırakın devletin

22

Page 23: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:23

işte söyledim deniz kuvvetlerinden güvenliğinden birinci derece sorumlu daire başkanıyım. Yarın başka bir üsse saldırırlarsa gemiye saldırırlarsa ben bundan vicdan azabı duyarım. Daha önce de arz ettim. Ama yapamıyoruz görevimizi. Aynı şeyi görevde olan tutuklu olmayanlar da yapamıyor. Basında çıkıyor güneydoğu da teröristin peşinde giden Mehmetçik ateş edemiyor subay ateş emri veremiyor. Çünkü yarın tutuklanacağının garantisi yok. 95 de böyle değildi. 95 de hukukta yargıçta hakimde devletin yanındaydı subayın yanındaydı subay orda canını dişine takmış her an bir mayına basma tehlikesi var. Her an karşıdan bir kanas mermisiyle şehit olacak terörist kovalıyordu. Niye bu devlet bana sahip çıkar diyordu. Bu komutanım bana sahip çıkar diyordu. Ama ne yaptık bir balyoz hikayesiyle onlarca komutanı içeri attık. Ne yapsın o komutan şimdi nasıl terörle mücadele etsin. Nasıl cesaret göstersin nasıl risk alsın. Yarın var içeride teğmenler var. Cudi’den alınmış sekiz aydır on sekiz aydır içeride. Biriyle telefonla görüştü özel birim kurulacak görev alır mısın dedi diye bir görüşmeyle 22 aydır içeride olanlar var. E kim savunacak bunların hakkını? Kim koruyacak bunların hakkını hukukunu? Siz yargıçlar. Başka gideceğimiz yer var mı? Ne yapalım yani birilerinin yaptığı gibi kafamıza kurşun sıkıp onur intiharı mı yapalım? Bunu benden beklemeyin. Benim sevdiğim çocuklarım var ailem var. Daha millete hizmet edeceğim günler var. Vatana hizmet edeceğim günler var bunu benden beklemeyin. Adalet bakanlığı soruşturma açıyor tarih Eylül 2009 savcı hakkında. İki defa ifade veriyoruz avukatımız iki defa ifade veriyor. 13 tane suç tespit ettiğini bize baş müfettiş beyan ediyor. İki buçuk ay geçti çıt yok. Ama o savcı bizim hakkımızda hala delil soruyor. Olayı kan davasına çeviriyor. Ya hukuk bu mu adalet bu mu iki ticarette bile böyledir yani tarafsız olması mümkün mü soruşturma savcısının. Sizin önünüze huzurunuza hukuki delil getirmesi mümkün mü? Olayı kan davasına çevirmiştir hukuki anlamda. Bizde onun hazırladığı iddianameyle burada huzurunuzdayız. Bir subay çıkacak ben işte cuntacıydım. Hatalarımı gördüm bu mektupları bu ihbarları size yapıyorum. Böyle bir subay yok. Ben otuz senelik subayım böyle bir subay yok silahlı kuvvetlerde. Bunu yazdıranlar bunu yazanlar ya milleti kandırıyoruz diye düşünmesin. Yok böyle bir subay. Bu üzerindeki üniformayı asker üniforması subay üniforması sayan bir tane kamu görevlisi iki üç tane kamu görevlisi. O terimlere baktık bizde kamu görevlilerine emniyetçilere diğer personele bilgi destek harekat kursu verdik. Bu olaydan sonra inceledik seksen beş tane kursiyerimiz var. Plan nasıl yapılır demek ki öğretememişiz hazırlayamamışlar. Biz delil koyuyoruz. Biz kriminal rapor koyuyoruz. Biz gerçek tanık ifadesi koyuyoruz eliyle atıyor. Ama bir ihbar mektubu faili meçhul bir tane elektronik posta çarşaf çarşaf iddianamede. Neymiş benim oğlum gaymış, sana ne, sana ne. O yazılır mı oraya? Nerede ailenin gizli özelliği alenin korunması. Yasalarda anayasa da yazıyor. Buna hukuk adamı uymazsa buna soruşturma savcısı uymazsa kim uyacak o zaman. Medya mı uyacak. Hala hakkımızda yargısız infazlar devam ediyor. Komplo planı, komplo millete komplo planı. O milletin esas evladı benim. Demin örnek verdim işte ablam eniştem orda türbanlı bak eniştem imam. Evlatlarından çok severler beni yaş farkımız çok az. Kendi yaşantısı kendi seçimi. Biz cumhuriyet çocuğuyuz biz herkesin yaşam tarzına anlayışına düşüncesine saygılıyız. Cuntaymış darbeymiş başka yere başka kapıya. Bu savcıya tabi benim söylediklerim kusuruma bakmayın. Sayın Başkana bir soru yöneltmek istiyorum. Şimdi ihbar mektupları savcıların dosyasındaki belgeler bilgiler yani Türk Silahlı Kuvvetlerinin Türkiye’nin güvenliğinden sorumlu olan Genelkurmay karargahında ihbarcı muhbir kullanmak yasal mı? Başka işimiz kalmadı mı yani? O koridorda kim çıktı orda kim geldi? Kim kime soru sordu? Ne yaptı? Yanına beş tane katarak birin yanına katarak. Bunu yazmak iddianameye ifade etmek işte İKK daire başkanı geldi böyle dedi bilmem ne yaptı bu cumhuriyet savcısının görevi mi? Genelkurmayın kendi Yargı teşkilatı yok mu? Ona güvenmiyor muyuz? O zaman biz de bu savcıya güvenmiyoruz. Ne olacak niye ben buradayım. Güvenmiyorsan benim hesabımı Genelkurmay askeri mahkemesi versin. Niye buradayım o zaman ikisi de eşit mahkeme değil mi? Biz size güveniyoruz. Biz yargıçlarımıza güveniyoruz. Onun için buradayız burada da hesabımızı veririz. Genelkurmayda da veririz

23

Page 24: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:24

Yargıtay’da da veririz nerede olursa veririz. Alnımız açık. Bu olay bu olay Dursun Çiçek vakası olarak albay Dursun Çiçek vakası olarak Türk yargı tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Bu lekenin derinliğini bırakacağı izi tayin etmek şu karşımdaki yüce yargıçların boynunun borcudur. Ya bu yargıya güven ihtisas olarak kurulacak aşınma bitecek dönüm noktası olacak veya hakime savcıya olan güven askerle beraber öğretmene olan güven gibi sıfırlanacak sokakta gezemez hale geleceğiz. Ben üsteğmenliğimi yüzbaşılığımı hatırlıyorum göğsümüzü gere gere dolaşırdık sokaklarda. Ne hale getirildi subay astsubay resmi giyemiyorlar. Yarın sizler de hakim olduğunuzu savcı olduğunuzu söyleyemeyeceksiniz. Bu haksızlıklara göz yumarsanız. Bir önceki ifade de iddia makamı bir açıklamada bulundu biz yetkisiz ve görevsizlik talep ettiğimizde dedi ki, örgütün merkezi İstanbul kardeşim hangi örgüt yani yasayla bir kanunu mahkeme kararıyla bir örgüt var mı daha. Bunu iddia makamı nasıl söyleyebiliyor. Neresi örgütün merkezi kim? Ya bizde bilelim. Millet bilsin. Nereymiş yani Bakırköy’de mi Kadıköy’de mi neredeymiş örgütün merkezi? Kimmiş örgütün yöneticisi? Kimmiş bana plan hazırlamak için sipariş veren örgüt? Bileyim bende bileyim yani. Yine iddianamede var yine yargı iddia makamına soruyorum. Daha başında Dursun Çiçek için suç tarihi ve yeri 2008 yılı ve öncesi Ankara diyor. ya böyle gayri ciddi iddianame olur mu? Sahte belgenin gazetede yayınlandığı şey 12 Haziran 2009. 2008 ve öncesi Ankara da ne olmuş? Bir öğrenci bir hukuk talebesi sizin huzurunuza böyle çıksa sıfır çekersiniz. Bunların hepsini yazdık. İddianameyi kabul etmeyin diye yüce mahkemeye başvurduk. Ama bu kadar yoğun iş arasında bu kadar yoğunluk arasında bu kadar tertibi çözme uğraşı arasında bunlar gözünüzden kaçtı haklı olarak. Ama bu konuya açıklık getirirse iddia makamının yani 2008 öncesinde ne olmuş? Ne suç işlemişim bilmek istiyorum? anayasa 38. madde bıraktık Ceza Muhakemeleri Usul kanununu bu sayede hukukçu da olduk. Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular delil olarak kabul edilmez. Edilemez. Yargıtay’ın bir sürü içtihatları var. Deliller kanuna aykırı yollarla elde edilmişse ve delille ispat edilmek istenen olayla ilgisi yoksa iddianameye yazılmaz. Yargılamaya esas olmaz. Bunları Sayın savcımız soruşturma savcımız okumuyor mu bilmiyor mu? Mümkün mü bilmemesi? O zaman tertibin bir parçası demek zorunda kalıyoruz. Yakıştıramıyoruz ama başka bize seçenek kalmıyor ki. Başka ne diyelim yani Sayın yargıçlar ne diyelim yani başka hangi sıfatla yargılaya nitelendirelim bu soruşturma savcısını. Bir yılda yaptığı dediğim gibi tek dört, dört tane imza mukayese raporu ikisi jandarma kriminaldan düzeltiyorum emniyet kriminaldan ikisi de adli tıp kurumundan. Başka soruşturma dosyası soruşturmayı geliştirecek delilleri bulacak hiçbir gayret yok hiçbir çalışma yok. Yetki görev itirazımız kabul edilmedi. Boynumuz hukukun karşısında kıldan ince. CMK da ne diyorsa ona da itiraz ettik hukuk. Daha önce arz ettim işte 20 Temmuz’da gideceğiz işte Genelkurmay askeri savcısı mahkemesinde de savunacağız kendimizi. Aynı suçlar aynı deliller. Bağlantılı suç diyor Ceza Usul Muhakemesi bağlantılı suç yani biz çakışsa bunlar koordine ediliyor mu bilmiyorum nerede ifade vereceğiz nerede kendimizi savunacağız? Biliyoruz dosya şu an Yargıtay da. Böyle parçalanmışlık olur mu? İddianame, iddianame bir görelim hangi deliler bulmuş Sayın savcımız bizi örgüt üyeliğiyle suçluyor. Hükümeti şiddet kullanarak görevi yapamaz hale getirmekle suçlanıyor. Müebbet hapisle suçlanıyoruz. Hatta, hatta vatan haini terörist başının aynı maddesiyle Türk Ceza Kanununun aynı maddesiyle suçlanıyoruz. Ne yaptık bu millete yani ne suç işledik. Abdullah Öcalan ile aynı maddeden suçlanıyorum ben. Kabul ettiğiniz iddianame ile aynı suçtan aynı maddeden suçlanıyorum. Biz elli yaşına geldik. Geçiş nesliyiz belki sizler de öylesiniz. Yaş olarak birbirimize yakınız. İşte Umurca köyünden Reşadiye’den çıktık buralara kadar geldik. Yani bundan sonra bizim beklentimiz gençlik çocuklarımıza iyi bir hayat eğitimlerini tamamladılar. İnsanlarımıza gençlerimize örnek olmak. Hukukun üstünlüğünü ispat etmek işte şu huzurunuzda verdiğim mücadelenin savunmanın esas maksadı o. Yoksa beni yargılayın beni müebbetle yargılayın. Ben savunmamı yaptım vicdanlarınıza seslendim bundan sonrası sizin bileceğiniz iş. Gençler görüyor. Hukuk son noktamız. Hukuk olmayan yerde devlet olmaz. Vatandaş olmaz. Terör olur asayişsizlik olur.

24

Page 25: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:25

Güçlünün güçlüye ezdiği ortam olur. Başka gideceğimiz yer yok. İhbar geliyor elektronik posta IP adresi var istendiği zaman bir günde bulunuyor. Ama bizimkini bir yılda araştıran yok. Hani vatandaşlar eşitti? Ki ben Kars’ın bilmem ne köyünde çiftçilik yapan bir Dursun Çiçek değilim. Genelkurmay da kurmay albay rütbesiyle göreve yapan hakkını hukukunu bilen arayan bir adamım. Hani eşitlik? İki günde buluyorlar IP numarasından. Bir yıldır bulunmuyorsa o savcıdan şüphelenmek benim hakkım değil mi? Sizin hakkınız değil mi? Tertibin ayağı olduğundan şüphelenmek bizim hakkımız değil mi? Bu hukukun bir sonucu değil mi? Yine iddianamede geçen isimler var sorulara neden olmasın diye kısa kısa açıklamak istiyorum. Hiç bize yüklenen suçlarla iddialarla hiç ilgisi yok. Sadece siz değerli yargıçların kafası karışsın iddianame karışsın şüpheler yaratılsın kötü niyet art niyetli yani. Bir numaralı sanık Sayın Bedrettin Dalan televizyondan izlediğim İstanbul Belediye Başkanı olarak bildiğim bir kişi. Nereden tanırım ben rüyamda bile görmedim dedim daha önceki açıklamada. Tabi bir yönü var hep ıslak imza ıslak imza belge Dursun Çiçek filan bir numarayı kaptırdık. Eğitim kurumlarında da aynıydı ben deniz piyadeyim deniz kuvvetlerinde de okudum okuduğum okullar kara harp okulu, kara harp akademisi, silahlı kuvvetler. Denizci olduğum için hepsinde ikinci oldum. Burada da yine ikinci oldum. Birinciliği Sayın Bedrettin Dalan’a kaptırdık yani. Yine haksızlık devam ediyor yani. Diğer şüpheliler Serdar Öztürk, burada tanıştık. O da kahraman bir gazi. Güneydoğu’da gazi olmuş. Mücadelesine devam etmiş hukuk okumuş avukat olmuş ülkesine hukuka adalete hizmet etmek için. Niye onun bürosu seçiliyor? Çünkü senaryo yazıldı. Oraya konacak ordan Dursun Çiçek örgüte bağlanacak. Emir büyük yerden. Neye dayanıyorsun? İşte arz ettim. 22 yıllık evraklar değişik senelerin evrakları değişik Genelkurmayın birimlerinin evrakları arasında bir tane üç maddelik bir sahte plan. Yani bundan şüphelenmek için başka bir nedene gerek yok ki. Tutanaklar sakat yazılmış çizilmiş. Talepler karşılanmıyor incelenme isteniyor, ifade isteniyor, karşılanmıyor, kim yapmıyor? Soruşturma savcısı yapmıyor. Mehmet Deniz Yıldırım aynı iddianamede yargılanıyoruz neymiş bilgisayarında benim fotoğrafım varmış Dursun Çiçek diye yazın internete sayfalar dolusu fotoğrafım çıkıyor. Ya bu delil mi yani iddianameye yazılacak bir unsur mu bir hukuk anlamı var mı? Bu yeterli bizim savcıya göre soruşturma savcısına göre yeterli dolayısıyla bu iki kişi aynı örgütün üyesi. Ufuk Akkaya yine burada tanıştım. Genç bir gazeteci çocuğum oğlum yaşında. Görevi gereği medyacı bir not bulunmuş detayını kendisi açıklar işte benim ağzımdan İlker Paşa böyle yaptı, İlker Paşa şunu yaptı, İlker Paşa bunu yaptı ya ben İlker Paşa demem zaten, benim 30 yıllık 35 yıllık meslek terbiyem örf ve adetlerim İlker Paşa dedirtmez bana Sayın Genelkurmay Başkanı derim. Ne bileyim nerden aldı bir Word belge bilgisayarda bir belge sordun ona ifadesini aldın niye ona itibar etmiyorsun hala iddianameye yazıyorsun Sayın soruşturma savcım, Hiç vicdanın yok mu? Ahmet Hurşit Tolon sonradan açıkladı yani haftalık bir bilgi destek internetten gönderdiğimiz bilgisayarında bulunmuş, içeriğine bak ne var Kıbrıs’la ilgili gelişmeler diyor dış basında bilmem ne diyor. Levent Göktaş, ben 2008 dedim 2005’te emekli olmuş en son 2005’te görüşmüşüz genelkurmayda bayramlaşmada beş yıl geçmiş bir telefon irtibatı yok bir şey yok. Reşadiyeli diye yazıyor şimdi Serdar Bey müvekkilliğini yaptı öğrendiğime göre Erbaa’lıymış, Reşadiyeli de değil, Tokat Erbaa’lıymış. Yani bu kadar yakından tanıdığım biri ama örgüt aynı örgütteyiz. Mustafa Hüseyin Buzoğlu, hiç tanımam hiç karşılaşmadım yani, neymiş bilgisayarında benim hazırladığım iddia edilen 2006 Mart 2006 tarihli bir sivil toplum örgütleri ile ilgili iki sayfalık çalışma varmış daha önce açıkladım. Bu 2008’de Taraf gazetesinde haber oldu açık kaynak haline geldi herkesin bilgisayarında var. STÖ diye girin onların hepsi çıkıyor. İnternet haberleri ne zaman iddianameye delil olmaya başladı aleniyet kazanmış bütün bunlar hep bilgi kirliliği yaratmak siz yüce hâkimlerin kafasını karıştırmak için maksatlı yazılmış bilgilerdir. Levent Ersöz, aynı dönemde Güneydoğuda çalışmışız külliyen yalan ben 95’te gittim o 94’te dönmüş sonradan öğreniyorum sonradan araştırdım. Ama işine yarıyor senaryoyu destekliyor buraya yazacak. Erbay Çolakoğlu yine 95’te geldi 3 ay Şırnak’ta tabur komutanı yaptığım dönemde teğmen olarak tim komutanlığımı yaptı 3

25

Page 26: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:26

ay, ondan sonrada birkaç sefer telefonda görüşmüşüz. Varsa bir ihtiyacı bana sormuştur kuvvet karargâhında genelkurmayda çalışıyoruz. Bunu ifadede de söyledim ifade verirken de söyledim. Ünal İnanç, hiç tanımıyorum onun bilgisayarında benim telefon numaram bulunmuş, yine girin Dursun Çiçek diye telefon numaram açık daha önce de söyledim 2002’de Çukurova’da doktora yaptım. Beyannamem orda Çukurova internet sitesine koyuyorum çünkü diğerleri de faydalansın diye işte imzamda oradan alınmıştı. Bu açık kaynak bilgisi yani ne zaman açık kaynak haline gelmiş 2002’de. Ben cep telefonu aldığımdan beri benim telefon numaram aynı eğer kendimden şüphe duysaydım, takipten korksaydım numaramı değiştirirdim. Bir sürüde telkin aldım hayır benim hiç ihtiyacım yok. Yine iddianamede var, Hakkâri’de bir dernekte yapılan aramada bir not bulunmuş ne diyor? Dursun Çiçek’le telefon teması kurulacak. Sayın Başkan, biz öğrencilere genelkurmay olarak basında haberlerden izliyorsunuz 19 Mayısta, 23 Nisanda, işte Ankara’ya gelecek, Atatürk’ü ziyaret, Anıtkabiri gezecek, Çanakkale’ye gidecek öğrencilere uçak veriyoruz iaşe ibadet sağlıyoruz orduevlerini açıyoruz. Her yıl onlarca lise geliyor bu tarafa bu desteği veriyoruz. Daire başkanı, baktığım dönemde eğer bizim 4. şubenin bu faaliyetini takip için biriyle telefonla görüşmüş isem o da böyle bir not almışsa ne ilgisi var bu iddianameyle örgütle hükümeti devirmekle? Yine bomboş bir yazı Veli Küçük Metehan Yaşar 39 defa telefonla görüşmüşler. E görüşmüşlerse banane, Dursun Çiçek’in bölümünde ne işi var bunun? Sayfa 67 aynen böyle yazıyor yani tek cümle Veli Küçük adlı, Veli Küçük’le Metehan Yaşar 39 defa telefon görüşmesi yapmışlar yapmışlarsa banane. Bu kadar hukuksuzluk bu kadar usulsüzlük acaba benimle soruşturma savcısı arasında bilmediğim kişisel kin mi var düşmanlık mı var kendisi burada olmadığı için soramıyorum lütfen iddia makamı benim adıma bunları sorsun ve aynı telefon kayıtları gibi benimle ilgisi olmayan sırf bilgi kirliliği yaratmak üzere kafanızda soru yargıçların kafasında soru işaretleri yaratmak üzere yazılmış üzere bunların bu ifadelerin iddianameden çıkarılmasını arz ediyorum. İşte burada 6 sanığız biri yok arkadaşımızın bunlar aynı örgütün üyeleri diye yargılanıyoruz. Ya burada birbirimizi görmüşüz telefon görüşmemiz yok daha önce arz ettim, yani birbirleri arasında görüşmede de Dursun Çiçek adı da geçmiyor yani. Bir tarafta Genelkurmay Askeri Savcılığı Genelkurmay Askeri Mahkemesi müracaat ediyoruz canla başla ki şeyleri sizin kadar geniş değil imkânları, yetkileri delil bulmaya çalışıyor lehte aleyhte o kadar bilgisayar oda, o kadar hard diski 2004’e kadar giderek inceleyen, onlarca adam görevlendiren, gerçeğe arıyor çünkü ama bizim soruşturma savcısında hiç böyle bir şey yok. Evet Dursun Çiçek terör örgütüne sipariş üzerine plan hazırlayacak kadar eğer kendimi anlatabilmişsem, fotokopisini hiç tanımadığı birisine verecek kadar adi alçak bir kişi değil, bırakın subayı bırakın baba olmayı. Hem parmak izi bırakmadan bilgisayarında printırında, çıktısında iz bırakmadan bu eylem yapılabilir mi? Bu iftiraların araştırılmasını talep ediyorum. Sonuç olarak Sayın Başkanım, bütün bu iftiralar karşısında evrak ve belge niteliği olmayan, tarihi ve gönderildiği makamı içermeyen, kapsamı ve formatı yetersiz olan, taklit imzalı olduğu yasal delillerle kesinleşen, cebir ve şiddet içerikli hiçbir ifade bulunmayan 3 maddelik sahte plan için cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmak ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, fiilen ve hukuken mümkün değildir. Türk yargı tarihine Albay Dursun Çiçek vakası olarak geçen hukuk katliamının ve yargısız infazların bitirilmesini yüce mahkemeden talep ediyorum. Ve yasal delillere dayanmayan sanal suçlamalar iftiralar nedeniyle hala tutuklu olan ve maddi ve manevi çok mağdur edilen şahsımın bundan sonra en azından bundan sonra mağdur edilmemesi için yüce mahkemenin vicdanına sığınıyorum. Geçen dönemde iki ayrı nöbetçi hâkim tarafından tutuklanan ancak iki ayrı mahkeme heyeti tarafından serbest bırakılan tahliye edilen şahsımın tutuklama gerekçelerinin ortada olmadığı, Sayın Başkanın karşı ifadeleriyle somuttur. Anayasanın 19. maddesi ve CMK’nın ilgili hükümleri gereğince tahliye edilmemi biran önce tahliye edilmemi ve bu iftiraların üzerinde yarattığı tahribatın biran önce sona ermesi için vicdanınıza, hukukunuza, insanlığınıza güveniyorum. Bu süreçte hakkımdaki kuvvetli suç şüphesi hep o yazılıyor gerekçede, iftira ve yargısız infaz

26

Page 27: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:27

şüphesinin gölgesinde kalmıştır hatta hiç gözükmemektedir. Türk milleti adına kamu vicdanının sesi olarak yargı gücünü kullanan yüce mahkeme heyetinin en doğru kararı vereceğinden hiç şüphe duymuyorum, yeter ki Sayın mahkeme üyeleri hukukun ve özgür vicdanlarının sesini dinlesinler. Çünkü bizim ortak kültürümüzde ve tarihimizde milli ve dini değerlerimizde mazlumun ahını almaktan daha kötü bir suç daha kötü bir günah yoktur. Sahte plan üzerindeki taklit imza bana ait olmadığına göre, yüce mahkemeye heyeti ve iddia makamını nasıl ikna edebilirim diye bir yıldır düşünüyorum eğer sizin benden istediğiniz ilave bir usul ilave bir açıklama varsa ilave yapılacak bir şey varsa ona da her zaman hazırım baştan ifademe başlamak üzere başlarken de söyledim kutsal kitabımız dâhil, yalan makinesine bağlanmak dâhil ne istiyorsanız her şeye açığım. Bu kapsamda daha önce yetkisizlik ve görevsizlik talebinde bulunduk, bu reddedildi bunla ilgili hukuki süreci başlattık. Maddi gerçeği aramak için yaptığımız taleplere karşılık parmak izi incelemesi kovuşturma safhasında yapılmasını ısrar eden savcının yaptığı işlem hukuki süreçlere uygun mudur? Diğer delilleri ortaya koyuş şekli uygun mudur? Bunun takdirini yüce mahkemeye sunuyorum arz ediyorum. Ve daha önce de arz ettim 12 Haziranda Genelkurmayca başlatılan bir soruşturma bir dava var. CMK 223/7 aynı suçtan hakkında açılmış bir soruşturma dava varsa dava açılmaz diyor, bu madde gereğince bu davanın reddine karar verilmesine arz ediyorum zaten ifademi yazılı olarak da sunacağım. İddianamede hiçbir yasal gerekçe gösterilmeden şüpheli Dursun Çiçek ve Serdar Öztürk’ün Levent Göktaş’la irtibatları sebebiyle belirtilen şüphelilerle alakalı aynı dosya çerçevesinden birleştirilmesi talep ediliyor. Hangi irtibatla hangi delille saatlerce ona anlatmaya çalıştım, dolayısıyla ortada bir delil yok, bu birleştirme hukuki ve vicdani değildir benim daha adımın geçmediği 194 sanıklı bir dava ile birleştirmemin hukuki gerekçeleri olmadığı için bu birleştirme talebinin reddedilmesini yüce mahkemeden arz ediyorum. Yine ilk gün tartışıldı eğer senaryo gereği tertip gereği eğer birleştirilecekse bu dava Erzincan davası olarak davayla birleştirilmesi bizim kendimizi savunmamızı orda ki bölümüyle de olmak üzere yapmamıza imkân sağlayacaktır bu savunmayı orda yapmamıza da imkân sağlayacaktır. Hatta Genelkurmaydaki davada orda birleştirilebilir. Dolayısıyla yargının, yasaların, kanunun gerektiği işlem yapılmış olacaktır. Bu dava dosyasının Erzincan davasıyla birleştirilmesi ki o kadar verilmiştir, Yargıtay’da görülmesini talep ediyoruz. Çünkü tarafları konusu ve sebebi olan aynı dava CMK 6/17 gereğince bu davaların üst mahkemede birleştirilmesi lazım, yüksek görevli mahkeme olarak. Daha önce de arz ettim şahsıma yönelik iftiralar Erzincan’da işte sivillere şeye düzeltiyorum, Şırnak’ta sivillere ateş açma gibi, Erzincan’a gitmediğim gibi, oğlumla ilgili iftiralar, telefon kayıtları ile ilgili iftiraların iddianameden çıkarılmasını talep ediyorum. Aklı ve vicdanı hür hâkimler kararını ancak ve ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurlarında tartılmış olan yasal delillere dayandırabilir bu deliller hâkimin vicdani kanaatiyle serbestçe takdir edilir yasamız böyle diyor. Elde edilen ve üretilen deliller hukuka ve yasal usullere uygun değildir ve yok hükmündedir CMK 206/2. sahte plan faili meşhurdur, istihbarat birimleri tarafından hazırlanan ihbar mektupları yasal delil değildir. Bir yıldır baskı altında verildiği anlaşılan imza mukayese raporları başta olmak üzere bütün yasal deliller soruşturma savcısının vesayeti altındadır. Bu kapsamda 3 kez tutuklanmama temel hak ve hürriyetlerimden yoksun bırakılmamı suçun maddi unsurunu uydurmak suretiyle iftira suçunu işleyen sahte resmi evrak tazmine göz yuman, silahlı kuvvetlere hakaret ve iftira suçu atan ve çok sayıda suç işleyen soruşturma savcısı hakkında suç duyurusunda bulunulmasını. Ve son olarak da Sayın Başkanım Değerli Mahkeme Üyeleri iddia makamı, bizim adalete güvenimiz güvendiğimiz esas nokta şudur yargıçlar hukuka, kanuna ve vicdanına göre karar verir temel hukukta daha önce arz ettim masum bir insanın bir gün tutuklu kalması bin tane on binlerce insanın suçlu insanın sokakta dolaşmasından daha kötüdür, daha vicdansızlıktık, daha hukukun katledilmesidir. CMK 225 gereğince hüküm ancak iddianamede takdirinize sunulan unsurlarla suça ilişkin fiil ve fail hakkında verilebilir mahkemede fiilin değerlendirilmesinde iddia ve savunmayla bağlı değildir soruşturma savcısı tarafından iddianamede ileri sürülen deliller

27

Page 28: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:28

yüklenen suçun tarafımdan kesinlikle işlenmediğini açıkça ortaya koymaktadır, uğradığım hukuk ve vicdan dışı iddialara rağmen hukuk ve adaletin peşinde olan bir insan olarak, bir kardeşiniz olarak, şerefli bir baba ve eş olarak subay olarak ne derseniz nasıl kabul ederseniz edin tanıyan bütün insanların sevgisi saygısını kazanmış bir insan olarak hakkımda anayasanın 19. maddesi ve CMK’nın ilgili maddesinin uygulanmasını ve tahliye kararı verilmesini eğer bu da sizi ikna etmezse yeterli olmazsa, uygun göreceğiniz adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasını yüce mahkemeden arz ediyorum. Yüce Türk milleti ve kamu vicdanı adına en adil kararı vereceğinize inandığım yargıçlar heyetine saygı ve sevgiyle selamlıyorum arz ederim.”

Mahkeme Başkanı:" Savunmanızı bitirdiniz?”Sanık Dursun Çiçek:”Evet.”Mahkeme Başkanı:"Sanığa klasör 7 dizi 391 ve 390’daki 30.06.2009 tarihli savcılık

ifadesinin cevapları okundu, soruldu.”Sanık Dursun Çiçek:”Evet.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 7 dizi 389’daki savcılık ifadesinin 3. cevabı okundu,

soruldu.”Sanık Dursun Çiçek:”Tabi o konudaki bilgiler askeri savcılığın ifadeleriyle beraber

soruşturma savcısına ulaştırılmıştır 17 Haziranda Başkanım.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 7 dizi 389’daki savcılık ifadesinin 4. cevabı okundu,

soruldu.”Sanık Dursun Çiçek:”Evet, ve internette yayınlanan o haberden sonra aleni hale gelen bir

doküman olduğunu arz etmiştim.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 7 dizi 389’daki savcılık ifadesinin 5. cevabı okundu,

soruldu.”Sanık Dursun Çiçek:”Evet.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 7 dizi 388’deki savcılık ifadesinin 1, 2 ve 3. cevabı

okundu, soruldu.”Sanık Dursun Çiçek:”Evet.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 7 dizi 388’daki savcılık ifadesinin 4. cevabı okundu,

soruldu.”Sanık Dursun Çiçek:”Tabi o dönemde belgenin içeriğini bilmediğimiz için sonra

iddianamede baktık bilgi destek raporu olduğunu dış istihbarat dış bilgi destek raporu olduğunu, bu ifademde arz ettim. O dönemde içeriğini bilmediğim için öyle örtülü bir cevap vermiştim başkanım.”

Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 7 dizi 387’deki savcılık ifadesinin 1. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Dursun Çiçek:”Evet başkanım aynı dönemde öğrenciydik harp akademisinde.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 7 dizi 387’daki savcılık ifadesinin 2. cevabı okundu,

soruldu.”Sanık Dursun Çiçek:”Evet.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 7 dizi 387’deki savcılık ifadesinin 8. paragrafı

okundu, soruldu.”Sanık Dursun Çiçek:”Evet. O ara numaraları yok sadece altta isimleri var, telefon

numarası da zaten İntranet sistemimiz var Dursun Çiçek diye girerseniz bütün bilgilerimi o sisteme giren herkes alabilir başkanım.”

Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 7 dizi 387’deki savcılık ifadesinin 3. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Dursun Çiçek:”Evet devamında da bir şey çıkmadı. Öyle bir general emekli bir generalde çıkmadı başkanım.”

28

Page 29: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:29

Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 7 dizi 386’deki savcılık ifadesinin 1. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Dursun Çiçek:”Evet.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 7 dizi 386’deki savcılık ifadesinin 2. cevabı okundu,

soruldu.”Sanık Dursun Çiçek:”Evet başkanım bu isimleri de verdim, Hulusi Gülbahar Albayın

ifadesinde ve İlker Ziya Göktaş’ın ifadesinde bu sitelerin kendi şubelerinin sorumluluğunda olduğunu ve sivil memurlar tarafından işletildiğini bu arkadaşlarımız zaten ifadelerinde beyan ediyorlar.”

Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 7 dizi 385’deki savcılık ifadesinin 1 ve 2. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Dursun Çiçek:”Evet.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 7 dizi 384’deki savcılık ifadesinin 1 ve 2. cevabı

okundu, soruldu.”Sanık Dursun Çiçek:”Evet başkanım. Zaten arz ettim yani bu raporu bu kadar insanı bu

kadar ilişkilendirmeyi yapacak bir, bir iki kişi tanımıyorum. Bu direk istihbarat biriminin hazırladığı bir ihbar mektubu.”

Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 7 dizi 383’deki savcılık ifadesinin 1. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Dursun Çiçek:”Evet.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 7 dizi 383’deki savcılık ifadesinin 2. cevabı okundu,

soruldu.”Sanık Dursun Çiçek:”Evet. Bir gazetede bir imza Çukurova üniversitesinin bir imzası

yayınlanmıştı, o bilgiyi daire başkanıyla paylaştığım bir görüşme.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 7 dizi 385’deki savcılık ifadesinin 3. cevabı okundu,

soruldu.”Sanık Dursun Çiçek:”Bu TRT 2’de bir haber duymuştu raporla ilgili onu paylaşmıştı

onunla ilgili. Hatırlıyorum.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 7 dizi 382’deki savcılık ifadesinin 1. cevabı okundu,

soruldu.”Sanık Dursun Çiçek:”Evet.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 7 dizi 375’teki 11.11.2009 tarihli savcılık ifadesi

okundu, soruldu.”Sanık Dursun Çiçek:”Evet Başkanım.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa 30.06.2009 tarihli hakim huzurunda vermiş olduğu ifadesi

okundu, soruldu.”Sanık Dursun Çiçek:”Evet Başkanım.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa 11.11.2009 tarihli hakim huzurunda vermiş olduğu ifadesi

okundu, soruldu.”Sanık Dursun Çiçek:”Evet Başkanım.”Mahkeme Başkanı:"Sanığa 30.04.2010 tarihli hakim huzurunda vermiş olduğu ifadesi

okundu, soruldu.”Sanık Dursun Çiçek:”Evet Başkanım.”Mahkeme Başkanı:" İfadeleriniz bunlar, bunlara ilave edeceğiniz başka bir şey var mı?”Sanık Dursun Çiçek:”Başkanım orada sağlıkla ilgili bir konu var. Onu burada da tekrar

ediyorum. Şu an bu süreçten dolayı düzenli tansiyon ilacı içen bir hastalıklı bir yapıya kavuştum, bu iftiralar nedeniyle arz ediyorum.”

Sanığa nüfus kaydı okundu, soruldu.Sanık Dursun Çiçek:”Doğru Başkanım.”

29

Page 30: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:30

Duruşmaya kısa bir ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Bu arada tutuklu sanık İlhami Ümit Handan ile bir kısım sanıkların müdafilerinden Av.

Faruk Sezen’in de geldikleri görülmekle, huzurdaki yerlerine alındı.Sanık Dursun Çiçek tekrar huzura alındı.Çapraz sorgusuna başlandı.Mahkeme Başkanı:" Buyurun savcı bey.”Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen söz istedi verildi:”Efendim izin verirseniz

Sayın savcılar soru sormadan önce çok küçük bir talebimiz var. Müvekkilimizin ifadesi de. Erzincan’daki gizli tanıkların bahsettiği bir dört nolu fotoğraf var. Savunma aşamasına geldiğimiz halde bu belgeye hala ulaşamadık. Hem mahkeme heyetinin hem cumhuriyet savcılarının hem de bizim bu celse de görme olanağımız var mı çapraz sorgu başlamadan önce. Sayın savcılarda var mı acaba? Dört nolu fotoğraf.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Erzurum dosyası olması lazım.”Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen:”Ama bizim, bizim dosyada.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Erzurum dosyasında birleşen dosyada.”Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen:”Ama isteyelim işte, hiç değilse isteyelim

görelim o fotoğrafın kim olduğunu bir görelim. Benziyor mu benzemiyor mu o bakımdan yani bugüne kadar istenmemesini bir eksiklik olarak görüyorum doğrusu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet. Sayın başkanım müsaadenizle sanık Dursun Çiçek’e birkaç soru tevcih etmek istiyorum. Sanık Dursun Çiçek irtica ile mücadele eylem planını basından öğrendiğinizi beyan ettiniz. Tam olarak ne zaman ne şekilde haberiniz oldu. Bunun üzerine ne yaptınız açıklar mısınız?”

Sanık Dursun Çiçek:”Sayın savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Heyete hitap ediniz lütfen.”Sanık Dursun Çiçek:”Sayın başkanım soruyu aldım. Daha önce de yüce heyetinize arz

ettiğim gibi bu planla ilgili ilk haberi 12 Haziran 2009 günü sabah 08:30 de daireye geldiğimde nöbetçi subayın bana arz ettiği internet çıktılarından, çıktılarında gördüm, daha sonra harekat başkanı vekiline tümgenerale gittik, orada gazetede gördüm. Ve ondan sonra da birlikte ikinci başkana gidip soruşturma emri aldığımızı heyete arz etmiştim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Söz konusu belgenin fotokopisinin sanıklardan Serdar Öztürk’ün ofisinden ele geçirildiği iddia ediliyor. Belgenin imzalı aslı ortaya çıktığı halde siz imzayı ve belge içeriğine katılmadığınızı savunuyorsunuz. O halde muhatap alacağınız ilk kişi bu belgenin bürosunda bulunduğu iddia edilen Serdar Öztürk olması gerekir. Serdar Öztürk’ü önceden tanımadığınızı savunduğunuz sahte olduğunu beyan ettiğiniz bu belgeyi siz vermediyseniz bu kişi hakkında ne tür bir hukuki işlem başlattınız açıklar mısınız?”

Sanık Dursun Çiçek:”Daha önce de yüce mahkemeye arz ettim. Belgeye, belgeyi hazırlayan büroya götüren sahtekarlığı yapan hakkında hem askeri savcılığa hem de soruşturma savcılığına suç duyurusunda bulunduk. Her iki savcılıkta bugüne kadar somut bir şey bize bildirmedi. Sadece hukuken hakkımızı aradık ve suç duyurusunda bulunduk. Bildiğim kadarıyla Genelkurmay da suç duyurusunda bulundu. Hatta İstanbul savcılığı yetkisizlik kararı verdi bunu Ankara’ya gönderdi sonra ıslak imzalı çıktı dendiği zaman Ankara tekrar İstanbul’a gönderdi. Sonuçta soruşturma dosyası incelendiğinde buna işlem yapacak makam şu an soruşturma savcısıdır. Onun da bir işlem yaptığını deminki gerekçelerle sanmıyorum arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Somut olarak Serdar Öztürk hakkında herhangi bir işlem yaptınız mı?”

Sanık Dursun Çiçek:”Serdar Öztürk hakkında yapmadım çünkü kendisi de böyle bir belgeyi daha önce görmediğini parmak izi olmadığını, dolayısıyla kendisinin de bir komploya bir tertibe kurban gittiğini verilen ifadeden iddianameden öğrenmiş bulunuyorum arz ederim.”

30

Page 31: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:31

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Hangi iddianameden öğrendiniz?”Sanık Dursun Çiçek:”Bu iddianameden evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ben olay günü soruyorum 12 Haziran 2009

tarihinde siz normal bir kişi olarak birisinin bürosunda sizin imzanız olan bir belge çıktığı iddia ediliyor. Bu kişiyle ilgili bilmediğiniz kişi kim imzalamış bilmiyorsunuz, tanımıyorsunuz. Siz vermedim diyorsunuz iddianız bu, e bu belgeyle ilgili en azından en yakında olan şüpheleneceğiniz kişi bürosunda çıkan kişiler olmalı yani o büro kime aitse onlardan şüphelenmeniz gerekir. Bu konuda soruyorum sorum bu şekilde. İddianame daha çıkmadan önce 12 Haziran 2009 tarihinde.”

Sanık Dursun Çiçek:”Evet Başkanım, şimdi bu konuda demin de arz ettim hep soruşturma savcısının işlem yapması için dilekçelerimiz oldu şahıs hakkında adı geçen şahıs hakkında bir hukuki işlem başlatmadım. Ama bu soruşturma sonucunda eğer takip edeceğiz bir hatası bir kusuru bir suçu varsa Avukat Serdar Öztürk hakkında da suç duyurusunda bulunmayı planlıyorum arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”İddianamede şöyle deniyor; Şüphelinin söz konusu belgeyi kendisinin hazırlamadığını ve altındaki imzanın kendisine ait olmadığını savunmasına karşın imzasını değiştirme yönündeki davranışları altı özenle çizilmesi gereken bir husustur. Bu konuyu biraz daha açıklatmak için soruyorum. Savunmanızda imzanızı değiştirdiğinizi askeri savcıya söylediğinizden bahsettiniz. Bu ifade tutanağına yazıldı mı yazılmadı ise sebebi nedir açıklar mısınız?”

Sanık Dursun Çiçek:”İfade tutanağı bittikten sonra askeri savcıyla paylaştım bu konuyu resmi olarak 30 Haziran’da soruşturma savcısına beyan ettim Sayın Başkanım da okudu neden değiştirdiğimi tekrar ifade ediyorum. Birincisi taklit imzamın bu tertipçiler tarafından cihazlara taklit makinelerine geçirildiğini ve başka sahte belgelerle üretileceğini düşündüm, buna önlem olarak bu uygulamayı yaptım. İkincisi imza özürlüğümü söyledim. İmzamın güvenlik derecesini artırmak için taklidini zorlaştırmak için bir tedbir aldım. Üçüncüsü savcıdan savcıya giden bir imza değişikliğinin hangi kanaldan medyaya verileceği sızdırılacağı konusu incelendi daha önce de arz ettim bu konuda bir gazeteci ceza aldı. Ve son olarak da söyleyeceğim 12 Haziran’da ifadede de belirttim ben oradaki imzanın benim imzaya benzemediğini hiçbir zaman söylemedim. Sadece deminki söylediğim gerekçelerle imzamı değiştirdiğimi ifade ettim. Çünkü Genelkurmay başkanı da 26’sında söyledi bizde hep söylüyoruz imzanın şekil değişikliğinde eğer gerçekten üç boyutlu bir imza ise mürekkepli kalemle baskıları yapılmış derinliği olan bir imzaysa istediğiniz kadar şekil değiştirin o imzanın kimin elinin ürünü olduğunun tespit edildiğini 12 Haziran’dan itibaren biliyorum dolayısıyla burada bir art niyet aramak bir olmayan bir delili olmayan bir unsuru aramaktır. İmza değişikliği gibi özel bir niyetim olmamıştır arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Size biraz önce kendinizde beyanınızda belirttiniz İstanbul cumhuriyet başsavcılığına geldiğinizde alınan ifadeniz sırasında şu şekilde sorular yöneltiliyor. Bahse konu dört sayfalık belge sonundaki imza size mi aittir. Bu belgeyi ne amaçla ve kimlerin talimatıyla hazırladınız. Bu belgenin hazırlanmasında sizden başka kimlerin katkısı bulunmaktadır. Bu belgeyi kaç nüsha düzenlediniz çoğaltıp başkalarına verdiniz mi, bahse konu evrakı şüpheli Serdar Öztürk’e siz mi verdiniz. Siz vermediyseniz kim yada kimler ne amaçla vermiş olabilir. Ayrıca içerik itibarıyla aynı konuların yer aldığı bir çalışma yaptınız mı şeklinde soru yöneltiliyor. Bunun üzerine siz cevap olarak da ben basında yer alan söz konusu belgeyle ilgili Genelkurmay askeri savcılığınca yürütülen soruşturma sırasında detaylı bilgiler verdim. Bunun haricinde açıklayacağım herhangi bir husus yoktur. Söz konusu belge içeriğiyle ilgili hiçbir çalışma tarafımdan yapılmamıştır. Söz konusu belgeyi de ilk kez basında gördüm ayrıca belge içerik şekil kullanım terimler kullanılan terimler imza blokları ve diğer hususlar açısından yazışma kurallarımıza uymamaktadır. Söz konusu belgede yer alan ve bana atfedilen imza bana ait değildir. Ancak benzetilerek düzenlenen belgedeki imzanın benzerini 1980 yılında

31

Page 32: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:32

göreve başladığım tarihten yaklaşık üç yıl öncesine kadar bu imzayı kullandım. Ancak yaklaşık üç yıldır farklı bir imza kullanmaktayım. Askeri savcılıkta verdiğim ifade sırasında kullandığım imzayı yaklaşık üç yıldır kullanmaktayım şeklinde bir cevap veriyorsunuz. Bu cevap üzerine savcılık size çelişki doğduğunu belirterek şöyle diyor. 3 Mart 2009 tarihli tebliğ tebellüğ belgesi, 8 Nisan 2009 tarihli dağıtım kısmına yazılmıştır başlıklı belge ile 15 Mayıs 2009 tarihli bilgi destek okul komutanlığına başlıklı belgelerde yer alan imzaların söz konusu belgedeki imzalarla benzer mahiyette olması ve yukarıdaki ifade ile çelişmesi nedeniyle soruldu dedikten sonra siz cevap olarak benim imzamın başkalarının eline geçip kullanıldığı hususundaki şüphelerim sebebiyle 12 Haziran’da Genelkurmay askeri savcılığındaki imzamı biraz değiştirerek attım kaldı ki ben değiştirerek attığım imzanın diğer belgelerdeki imzalarımla benzeşip benzeşmediğini ve benim elim ürünüm olduğunu kriminal açıdan tespit edilebileceğini de biliyorum. Bunları bildiğinizi de söylüyorsunuz. Ayrıca askeri savcılıkta attığım bu farklı imza birkaç gün sonra basında yer almıştır. Bu imzamın da basına nasıl sızdırıldığı hususunun araştırılıp tespitini istiyorum. Ben askeri savcılıkta ifade tutanağının altına attığım formdaki imzamı askeri savcılığın kararını tebliğ ettiği belgede de kullandım. Bu imzayı yukarıda saydığım nedenlerle değiştirdim. Bundan sonra da kullanmaya devam edeceğim. Farklı imzamı ilk kez askeri savcılık ifade tutanağında kullanmıştım. O ana kadar örnekleri sizde bulunan imzamı kullanıyordum. Ben yukarıda her ne kadar üç yıl önce bu imzayı kullanmaya başladığımı beyan etmişsem de sehven bu sözleri kullandım şeklinde bir beyanınız var. E hiç ilginiz olmadığını savunduğunuz belgeyle ilgili olarak askeri savcılığa ifade verdiğiniz sırada o güne kadar kullandığınız imzayı neden bu olay ortaya çıkınca değiştirdiniz makul bir açıklama yapar mısınız? Üç yıl öncesine kadar kullanmadığınızı da önce beyan ediyorsunuz ifadenizde bunu da göz önüne alarak açıklar mısınız?”

Sanık Dursun Çiçek:”Evet orda ifadede de var 3 yıl ifadesinin ilk defa ben ifade veriyorum savcı karşısında. Sehven yapıldığını belirttim Sayın Başkanım. Neden imza da şekil değişikliği yaptığımı da defaten açıkladım yani yine söylüyorum bir imzamın taklit edildiğini ve başka sahte belgeler için kullanılacağını bu nedenle güvenlik derecesini geliştirmem gerektiğini. Ondan sonra da ondan sonra da her imzamın altına paraf imza tarihini gün ve ay atarak geliştirdiğimi renkli kalemler kullandığımı her ay farklı kalemler kullandığımı çünkü bir hedef olarak seçilmiştim. Yeni belgelerle yeni komploları yeni tertiplerle aynı duruma düşmemek açısından güvenlik açısından bu tedbiri aldığımı tekraren ifade ediyorum arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu olay ortaya çıktıktan sonra askeri savcılığın soruşturma başlattığından söz ettiniz. Bununla ilgili olarak sizin evinizde, büronuzda, aracınızda her hangi bir arama yapıldı mı, yapıldıysa olaydan ne kadar sonra yapıldı açıklar mısınız?”

Sanık Dursun Çiçek:”Arz ettim 5 gün sonra yapıldı evimde, arabamda 5 saat sürdü bütün bilgiler bir evdeki kızımın bilgisayarı hard diski dahil hepsi incelendi 15 gün sonra belgeyle ilgili sahte belgeyle ilgili diğer konularla ilgili bir suç unsuru bulunmadığı diye tutanakla tarafıma teslim edilmiştir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sizin kişisel kullanımınızda bilgisayarınız var mıydı evde?”

Sanık Dursun Çiçek:”Evdeki yine arz ettim kızımın bilgisayarını sadece internet elektronik postalarımı takip etmek için kullanıyorum iş yerimde hem internet hem İntranet silahlı kuvvetler içinde bilgisayar olduğu için imkanım olduğu için evde bir bilgisayar kullanma ihtiyacım yoktur sadece Genelkurmay Karargahında elektronik postalara bakma yetkimiz olmadığı için o ihtiyacı kızımın bilgisayarından kullanıyorum onun dışında bir özel bilgisayarım yoktur arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”İddianamede söz konusu belgenin bir gazetede yayınlanmasına müteakip Genelkurmay Karargahında şüphelinin görev yaptığı biriminde acele bir şekilde ve gece sabaha kadar sürecek çalışmalarla delil değerinde olabilecek tüm belgelerin imha edilmesi ve bununla da yetinilmeyerek kullanılan bilgisayarların tamamının hafızalarının silinmesi ve hatta bu konunun adeta bir seferberlik çalışması içinde ve el birliğiyle

32

Page 33: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:33

yapılması dikkat çekici bir husustur. Şüphelinin imzasını değiştirmesi ve belgenin gazete de yayınlanmasından sonra yapılan delil imha işleminin de ne anlama geldiği herkes tarafından değerlendirilebilecek açıklıkta bir konudur deniyor. Dosya içeriğinde de 23 Haziran 2009 tarihli tutanağa göre harekat başkanlığı bilgi destek daire başkanlığındaki bilgisayarların hard disklerinin 35 kez güven sil işlemine tabi tutulduğu belirtilmiştir. Yine tanık beyanlarına göre gece bir kısım evrakların imha edildiği anlatılmıştır. Bu belgenin ortaya çıkmasından sonra sizin de görevli bulunduğunuz birimde herhangi bir belge bilgisayar temizliği yapıldı mı? Bu tür çalışmalar karargahta normal işleyişe uygun mudur, açıklar mısınız?”

Sanık Dursun Çiçek:”Evet bu konuda yine ifademde de vurguladım 12 Haziran sabahı 9:30’da başlayan soruşturma öncesi daire de ne bilgisayarlar açılmıştır ne evrak dolapları açılmıştır onların açılması soruşturma heyetinin ve Genelkurmay askeri savcının huzurunda yapılmıştır. Dolayısıyla o safhada ne imha işlemi ne başka silme işlemi hiç biri yapılmamıştır. Bunların gündeme geldiği konu tanık ifadelerinde de açıkça yer almaktadır Sayın Başkanım şimdi daire başkanının ifadesini de size arz edeceğim. 19 Haziran’dan sonraki bir dönemde bu ihbar mektubuna konu olan işlemler yapılmıştır daha öncede zatıalinize takdim ettim. Benim görevden ayrılışım 17 Haziran’dır. Dolayısıyla hep söylüyorum o tarihten sonra yapılan işlemlerin hakkında bir bilgim yoktur ancak iddianameye baktığımızda tanık ifadelerinde yapılan işlemlerin evrak imhası değil bir temizlik olduğu dairede yeniden yapılanma olduğu için dosyaların birbirine teslimi safhasında herkesin mevcut dosyalarını gözden geçirdiği ve özellikle de işte günlük basın, internet bilgilerinin kayıtlarının tutulduğu dosyaların imha edildiği yönündedir. Buna delil olarak da o zaman ki daire başkanı tümgeneral Mustafa Bakıcı’nın ifadesini makamlarınıza arz ediyorum.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sanık Hüseyin Vural Vural ismindeki şahsı tanıyor musunuz?”

Sanık Dursun Çiçek:”Hayır tanımıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Klasör 10 sayfa 2’de birlikte çekildiğiniz bir

fotoğraf var bununla ilgili baktınız mı dosyada?”Sanık Dursun Çiçek:”Dosyaya baktım o fotoğrafta deniz kuvvetleri komutanı Yener

Karahanoğlu var sanırım, 2008 veya 2007 başarılı sporcuların Genelkurmaydaki ödül törenidir. Dolayısıyla sivil kıyafetli bir şahıs herhalde orda gördüğüm kadarıyla dolayısıyla o şahsı tanımıyorum Yener Karahanoğlu ve sporcu ekipleriyle beraber o fotoğraf karesindeyim arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Erzincan’da hiç gitmediğinizi söylediniz. Erzurum birleşen Erzurum dosyasında sanık olarak yargılanan kişilerden tanıdıklarınız var mıdır?”

Sanık Dursun Çiçek:”Hiç birini tanımıyorum hiç biriyle emir komuta ilişkisinde çalışmadım Erzincan’a daha öncede avukatım kanalı açıkladık 2003 yılında bir Karadeniz gezisi dönüşü yaklaşık 1 saat orduevi bahçesinde bir mola verdik onun dışında ailemle beraber gitmiştik onun dışında 2003’den sonra Erzincan’dan hiç yolum geçmemiştir. Hiçbir şekilde Erzincan’a gitmedim zaten bununla ilgili kayıtları, belgeleri, otel faturasını hepsini iddianamede ek dosyalarda görmekteyiz ve bir nüshasını da Sayın Başkana arz ettim, arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”2009 yılı içerisinde izin kullanıp kullanmadınız sorulmuş buna karşı 7, 10 Mart 2009 tarihlerinde izin kullandığınız belirtilmiş. Bu tarihte de İzmir orduevinde kaldığınıza ilişkin belge gönderilmiş 7’sinde girişiniz var 9’unda çıkışınız bu tarihler arasında helikopterle herhangi bir yere yolculuk yaptınız mı?”

Sanık Dursun Çiçek:”Hayır yapmadım o gezimin nedeni de İzmir’de bir kiralık evim vardı sonra sattım onun evin kiracıyla ilgili işlemlerini yapmak için oraya gitmiştim kayıtlarda olduğu gibidir arz ederim.”

33

Page 34: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:34

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sanık Mustafa Hüseyin Buzoğlu’nu tanımadığınızı beyan ettiniz. Doğru mudur?”

Sanık Dursun Çiçek:”Evet doğrudur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Çalıştığınızı birimde J 3 olarak belirtilen

herhangi bir ibare yazışmalarda veya bilgisayar adlarında kullanılır mı? J 3”Sanık Dursun Çiçek:”Sayın Başkanımda okudu ifade de J 3 NATO’da hareket başkanlığı

demek o anlama gelir yani.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Şunun için soruyorum.”Sanık Dursun Çiçek:”Müşterek join at Kuarter’den gelir J ordan gelir hareket başkanların

Türkçe hareket başkanının NATO’daki ismi J 3’tür zaten o şekilde de ifadem var.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Klasör 13 sayfa 47, 48’de sanık Mustafa

Hüseyin Buzoğlu’na ait Kingston ch 101, 108 – 2 Gigabayt flash disk içerisinde Tuncer paşam klasörü içerisinde STÖ Andıç isimli belge yer almakta. Bunun yazan kısmında da J 3 şeklinde bir ibare var ve bu belge Mustafa Hüseyin Buzoğlu’nda ele geçirilmiş sizde kendisini tanımadığınızı söylediniz. Bu sizin birimde hazırlanan bir belge midir?”

Sanık Dursun Çiçek:”Daha önce de arz ettim bu sivil toplum örgütleriyle STÖ adıyla verilen bir 2 sayfalık çalışmaydı 2008 yılında Nisan 2008 sanırım yine Taraf gazetesinde çıktı. Zaten ondan sonra internette açık kaynak haline geldi sanırım aynı şahıs oradan almış olabilir aleni bir kaynaktır o şekilde ordan alındığını düşünüyorum arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”İddianamede şöyle deniyor 2 nolu ihbar mektubu ekinde yer alan ve kamuoyunu yönlendirmek maksadıyla yasadışı bir şekilde işletilen internet siteleri olarak belirtilen sitelerden irtica.org, irtica,net, Turkatak,com, Turkatak.net isimli sitelerde yer alan haberlerin içerik itibariyle irticayla mücadele eylem planında yer alan hususlarla ilgili benzerlik gösterdiği irtica,org isimli internet sitesinde Türkatak isimli siteye link açıldığı ve irtica.org ile irtica.net isimli internet sitelerinin Tr.net Ortadoğu yazılım hizmetleri tarafından Milli Savunma Bakanlığına yönlendirilen İp numarası ile yayın yaptığı. Sanık Hasan Ataman Yıldırım’dan ele geçirilen 117 numaralı DVD içerisindeki hay hay isimli belgede Mehmet Sarıkahya isimli şahısla ilgili olarak yazılım, link içerik yardımcı olunacak ibarelerinin geçtiği. Ve adı geçen şahısla şüpheli Dursun Çiçek arasında telefon irtibatının da bulunduğu göz önüne alındığında Şüpheli Dursun Çiçek’in 29 Haziran 2009 tarihli ihbar içeriğinde belirtilen şekilde irtica.org ve Turkatak.com isimli internet sitelerini yönlendirdiği ortaya koymaktadır şeklinde bir ibare yer almakta. Deniz kuvvetlerinden ön yüzbaşı sıfatıyla ayrılan sanıklardan Hasan Ataman Yıldırım ile bir bağlantınız var mıdır, burada ismi geçen Mehmet Bülent Sarıkayha isimli kişiyle tanışıyor musunuz, bağlantınız nedir, açıklar mısınız?”

Sanık Dursun Çiçek:”Bu iddialarla ilgili olarak yine savunmamda arz ettim sayfa 70’de Hulusi Gülbahar albay ifadesinde Türkatak ve Özgürgenç sitesinin kendi şubesinin sorumluğunda olduğunu açıklıyor. Yine Ziya İlker Göktaş albay sayfa 68’de irtica.org sitesinin kendi şubesinin sorumluluğunda olduğunu arz ediyor. Bülent Sarıkahya destek şubenin bir sivil memurudur internet sistemlerinin alt yapısını inceleyen bu haber de daha önce gazetelerde çıktı bunun üzerine biz araştırma yaptık. Öğrendiğimiz kadarıyla bu hizmet açık bir hizmettir, milli savunma bakanlığının ihaleyle bu Ortadoğu bilişim şirketine verdiği bir ihaledir. Oradan ele geçirilerek ki yaklaşık 76 dolar para öderseniz bir tane siteye giriyorsunuz hangi kişiye, hangi siteleri satın almış ki satın alma dediğim isim haklarıdır bunlar 9-11 dolar civarındadır. Onları sırayla alfabetik sırayla diziyor kaynağının oradan olduğunu yani internetten bu bilgilerin alındığını değerlendiriyorum arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sizin her hangi bir hasmınız var mıdır?”Sanık Dursun Çiçek:”Arz ettim ben insanları seven herkese yardımcı olan özellikle bilgi ve

sevginin dağıtıldıkça çoğaldığına inanan bir insanım. Hiçbir hasmım yok herkesle görüşürüm herkesle sevgi saygı içerisinde ilişki içindeyim, şüphelendiğim tereddüt ettiğim acaba bu mu

34

Page 35: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:35

yaptı diye düşündüğüm hiçbir meslektaşım hiçbir insan yok. yüzde 99 inançla söylüyorum, bu ihbar mektupları ve diğerleri demin arz ettiğim soruşturma dosyasından beslenen ve kendisini subay sanan üniformalı kişilerin yaptığı istihbarat birimlerinin yaptığı tertibin bir ayağı olarak değerlendiriyorum arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Teşekkür ederim Sayın Başkan bu kadar.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Benimde bir iki sorum olacak Sayın Başkan.

İhbarlardan bahsettiniz savunmanızda ilişkide olduğunuz birçok kişinin ismi veriliyor bu ihbarlarda, birkaç tanesi hakkında savcılık araştırma yapmış. Burada sizin Pertek ilçesinden bir kısım kişilerle irtibat halinde olduğunuz iddia ediliyor. Var mı sizin Peltek ilçesinden tanıdığınız kişi?”

Sanık Dursun Çiçek:”Ne yolum düştü, ne o kişileri tanıyorum. Hatta savcılığın askerlik şubesiyle yazışmaları var. Bende ek dosyalarda gördüm o isimleri tanımıyorum, iddialardaki veya ihbar mektubundaki özellikle elektronik posta. Sayın Başkanımın detaylı olarak okuduğu elektronik postada bir ismin çıkarılarak oraya Dursun Çiçek girilerek yazıldığını düşünüyorum zaten standart bir form istihbarat. Birimlerinin hazırladığı bir form. Dolayısıyla o listede veya o iki yüze yakın isim arasında benim olmamı esefle karşılıyorum hiç biriyle bağlantım yok arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Dava sanıklarından Ünal İnanç’tan elde edildiği belirtilen bir belge var bir kısım askeri personel listelenmiş karşısına notlar düşülmüş telefon numaraları, sizinde burada isminiz ve telefon numaranız var. Numaranın doğru ve size ait olduğunu ancak bu kişiyi tanımadığınızı savundunuz açık bir numara mıdır sizin numaranız? Nasıl ulaşılmış olabilir?”

Sanık Dursun Çiçek:”Yine savunmada arz ettim burada 71 kişinin ismi var ek dosyalara baktığımızda. 2002 yılında Çukurova’daki beyannamemdeki onlar televizyonlarda gözüküyor el yazısı ile yazılmış. Telefon numaram orda beyan edilmiştir ve internette açık bilgi haline aleni bilgi haline gelmiştir oradan alındığını düşünüyorum arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Burada listelenen kişiler arasında soruşturmalar kapsamında isimleri geçen doğrudan soruşturulan sıfatıyla değil ama bir kısım belgelerin altında isimleri olan kişilerde var örneğin Ali Tatar, Çoşkun Başbuğ, İbrahim Koray Özyurt, Muharrem Nuri Alacalı siz bunlardan Abdullah Can Erenoğlu ve Seltif Demir’i tanıdığınızı beyan etmişiniz bu saydığım kişileri tanıyor musunuz? Bunların birçoğu Deniz Kuvvetlerinde görevli olsa gerek?”

Sanık Dursun Çiçek:”Yine ifademde de arz ettim. İki kişinin akademiden sınıf arkadaşım olduğunu o nedenle 88-90 yıllarında harp akademisinde okudum. Oradan isimlerini biliyorum diğerlerini 30 Haziranda aynı gün 8 tane albay daha ifadeye çağrılmıştı. İfade sırasında Doray.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Özyurt.”Sanık Dursun Çiçek:”Doray onu hatırlıyorum orada ifade sırasında bekleme salonunda

tanıştım onun dışında herhangi bir irtibatım ve tanışıklığım yoktur arz ederim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Son bir sorum olacak. Aydınlık dergisinin Ergenekon

örgütünün amaçları doğrultusunda yayın yaptığı iddia ediliyor iddianamelerde. İrtica ile mücadele eylem planı isimli belge gündeme geldiğinde birçok basın kuruluşunda yer aldı bu dergide bunu haberleştirdi, çoğu sizin lehinize olan yazılardı. Ancak bu belgenin aslı olduğu belge ortaya çıktıktan sonra burada bir haber çıktı küçük bir haber şu anda aslını bulamadığım için size daha sonra gösterebilirim. Burada sizin geçmişte içine kapanık birisi olduğunuz dinci çevreler ile irtibatlı bulunduğunuz şeklinde bir haber var bundan haberiniz oldu mu?” Sanık Dursun Çiçek:”O haberi o zaman okudum ve gülerek geçtim. Yani gerçekle şüphe çekici bir bilgi içermediği için gülerek geçtim bir iftira olarak değerlendirdim. İşte önemsemedim arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Peki sizin bu dergiye verdiğiniz bizzat verdiğiniz bir röportaj çünkü yayınlandı ama sizin bizzat verip vermediğiniz anlaşılmıyor var mı?”

35

Page 36: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:36

Sanık Dursun Çiçek:”Hayır bir röportaj vermedim burada Başkanın okuduğu telefon dinlemelerinde de vardı. Sadece arkadaşlarımı bilgilendirmek için gönderdiğim bir dosya bir mektup elektronik mektup bir televizyonda haber konusu oldu. Sonradan da emekli bir komutanımın destek anlamında tabi bizden da onay almadan bunu yapmış olmasını sonra üzüntüyle karşıladık. Onun dışında açılan telefonlara ki bu haberi yapan bizim bu acıları çekmemize neden olan muhabir Mehmet Baransu bile aradı telefonla, biz kusura bakmayın açıklama yapmaya yetkili değiliz genelkurmaydan, askeri savcılıktan bilgi isteyin dedik bunlar sanki büyük bir habermiş gibi işte ulaştık şunu açıkladı filan diye yalan haberler yapılmıştır bu konuda zaten açıklama yapmamız mümkün değildir sadece Beşiktaş’ta 8 Ocakta hatırlıyorum. Bir özel işim nedeniyle gazetecilere yakalandık onunla ilgili de dönüşte soruşturma atlattım ve verdiğim ifadeler içine düştüğüm durum komutanlığımızca uygun karşılandı ve bir işlem yapılmadı arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Başka sorum yok teşekkür ederim Sayın Başkan.”Mahkeme Başkanı:" Efendim var mı sizin sorunuz?”

Sanık Ufuk Akkaya söz istedi, verildi:"Efendim iddianamenin 91. sayfasında şöyle geçiyor şüpheli Dursun Çiçek’in şüpheli Ufuk Akkaya ile irtibatlı olduğu, Sayın Çiçek beni herhangi bir dönemde bir yerde görmüş mü? Bir birlikteliğimiz oldu mu? Bir yerde buluştuk mu? Hiçbir telefon konuşmamız oldu mu? Olduysa nerelerde oldu? Öncelikle bunu soruyorum.” Sanık Dursun Çiçek:”Sayın Başkanım arz ettim. Sayın Ufuk Akkaya’yı burada 28 Haziranda salonda gördüm onun dışında zaten iddianamede yok, ne bir temasım, ne bir telefonum, ne bir tanışıklığım hiçbir zaman olmamıştır arz ederim.”

Sanık Ufuk Akkaya:”Efendim yine 91. sayfada devamla; soruşturma kapsamında gözaltına alınması, tutuklanması, daha sonra Genelkurmay Başkanlığındaki değerlendirmeleri bana aktardığı, şüpheli Dursun Çiçek’in bana aktardığı ifade ediliyor. Böyle bir şey var mı efendim?”

Sanık Dursun Çiçek:”Yine arz ettim yani o metnin ne üslubu ne şeyi, benim tecrübeme, bilgime, saygıma İlker Başbuğ diye hitap ediyor filan uygun değildir. Böyle bir açıklama da yapmadım bunu daha öncede ifademde de beyan ettim. Sizin bilgisayarda Word dosyası olarak bulunduğu iddia ediliyor esas sizin bu konuya açıklık getirmenizin daha uygun olacağını düşünüyorum arz ederim.”

Sanık Ufuk Akkaya:”Teşekkür ederim efendim.”Mahkeme Başkanı:" Sizin var mı?Sanık Serdar Öztürk söz istedi, verildi:" Avukat Abdullah Kaya sizin talebiniz olmadığı

halde isteğiniz olmadığı halde gelip sizin vekâletinizi almaya çalıştı mı?”Sanık Dursun Çiçek:”Avukat Abdullah Kaya, Genelkurmay Adli Müşavirlikten 2005 yılında

emekli oldu sanırım bir yıl tanıdığım bir hâkim binbaşı. İlk dönemde 30 Haziranda ifadeye gelirken bir avukat arayışım oldu ve adli müşavirlikte sorduğumda onu önerdiler İstanbul’da avukatlık yaptığını öğrendiler. Ben avukatlık yapar mısın diye teklif ettim iş yoğunluğu ifade ederek başlangıçta bu teklifi kabul etmedi onun üzerine Mustafa Çelik, Avukat Mustafa Çelik’le bu ifadeye geldik. Hem ifadeye geldiğimde adliye de hem de ertesi gün tutuklandığımda cezaevinde yarım saat beni ziyaret etti. Bende çok duyarlı bir subay olarak kendisini takdir ettim onun dışında herhangi bir görüşmem, talebim olmamıştır arz ederim.”

Mahkeme Başkanı:" Müvekkilinizi oturtuyorum.”Sanık Dursun Çiçek Müdafii Av. Celal Ülgen:”Tamam efendim.”Mahkeme Başkanı:" Siz oturabilirsiniz. Başka bir beyanınız tutukluluk konusunda bir

beyanınız varsa onları alayım. İşte tutukluluk konusunda bir talebiniz varsa onları alayım.”Sanık Ufuk Akkaya söz istedi, verildi:”Efendim hakkımda Türk Ceza Kanununun 314/2 bu

terör örgütü üyeliği konusu, 133 son, 134, 135, 326 ve 327. maddelerin eyleminin bu söz konusu yani iddia edilen ses kayıtlarının bende bulunması ve yayınlamam dolayısıyla böyle bir suçlama

36

Page 37: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:37

yöneltiliyor bana şimdi efendim ben 9 Kasım 2009 tarihinden bu yana tutukluyum. Bütün aşamalarda da tek tek söyledim. Hem emniyette hem savcılıkta sorgu hakimliğinde tüm itirazlarımızda da vurguladım. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bazı bakanların ses kayıtlarının bende çıktığı iddia edilmekte bu iddianamede de var. Bulunduğu ve yayınladığı şeklinde. Efendim bunlar tamamen asılsızdır. Hiçbir.”

Mahkeme Başkanı:" Şimdi Ufuk savunmaya geçme lütfen savunmanı alacağız o (1 kelime anlaşılamadı) kadar konuşabilirsin.”

Sanık Ufuk Akkaya:”Özetle bitiriyorum efendim bitiriyorum. Bitiriyorum.”Mahkeme Başkanı:"Hah sadece sadece bize tutukluluk konusunda bir isteğin bir talebin

varsa onları alalım.”Sanık Ufuk Akkaya:”Tabi tabi bu konuda hiçbir delil yok zaten efendim. o yüzden.”Mahkeme Başkanı:"Yoksa suçlandığın konularla ilgili her halükarda tabi detaylı bir şekilde

açıklama yapacaksın size sıra geldiğinde.”Sanık Ufuk Akkaya:”Tabi tabi evet. Evet hem tahliyemi talep ediyorum başta anayasanın

tabi ki 141. maddesi ve Ceza Muhakemeleri Kanununun da 102. maddesi gereğince gerekçelerin açıklanmasını istiyorum efendim sağ olun.”

Sanık Deniz Yıldırım söz istedi, verildi:”Sayın Başkan, Sayın heyet, çok özetle sunuyorum. İstanbul cumhuriyet savcılığının 11 Aralık 2009 tarihinde Ankara cumhuriyet başsavcılığına gönderdiği yazıda iddianamede bana isnat edilen suçların tamamını ilgilendiren bu ses kayıtlarıyla ilgili bir ibare geçiyor dikkatinize sunarak tahliyemi talep edeceğim. Ses kayıtlarının kimler tarafından alındığı hususunun öğrenilemediği deniyor dolayısıyla bize isnat edilen ses kayıtlarının dinlenmesi kaydedilmesi olayı ile ilgili herhangi bir sorumluluğumuz olmadığı bizatihi 35. ek klasör sayfa 9 da savcılık tarafından ifade edilmiş birincisi bu. İkincisi normal olarak bir basın faaliyetiyle açılabilecek bir davanın yani bir şikayete bağlı davanın kovuşturmasını yürütmek üzere bir şikayette bulunulmuş aydınlık dergisine Remzi Gür tarafından ve bu iddianamede bana isnat edilen suçların aynısını içeren şikayet sonucunda açılan soruşturmada hakkımda ek kovuşturmaya gerek yoktur kararı verilmiş yine İstanbul cumhuriyet başsavcılığı basın bürosu tarafından nedeni de şudur; Ben dergini genel yayın yönetmeniyim hukuki bir sorumluluğu yoktur aydınlık dergisinde cezai bağlantım yoktur dergi için. Bunu da ek olarak biz daha önce sunmadık bunu da hakkımda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar olarak sunuyorum ve tahliyemi talep ediyorum.”

Mahkeme Başkanı:" Buyurun, sizin var mı bir talebiniz?”Sanık Serdar Öztürk:”Yok efendim.”Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen söz istedi verildi:”Sayın Başkan, değerli

üyeler ve Sayın iddia makamı aslında müvekkilimizin sorgusu bu celse kendisinin yaptığı sorgu ve çapraz sorgu tamamlanmıştır. Sanıyorum.”

Mahkeme Başkanı:"Efendim çapraz sorgu henüz tamamlanmadı.”Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen:”Ha tamamlanmadı öyle kestik peki efendim

onu da doğrulamış olalım. Bu aşamada müvekkilimizin belki tahliyesini istemek sakil gibi gelebilir ama avukat arkadaşlarımız.”

Mahkeme Başkanı:"Efendim mahkemeye hiçbir şey sakil gelmez niçin gelsin, niçin gelsin? Niçin gelsin ki.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen:”Şunu açıklıkla söylemek istiyoruz müvekkilimiz daha önce iki kez tutuklanmış ve iki kez tahliye edilmiştir. Bilindiği gibi Ceza Muhakemesi yasasında tutuklama bir tedbirdir. Bu tedbirin uygulanması için bir takım koşulların gerçekleşmesi gerekir. Müvekkilimiz açısından olay irdelendiği zaman bu koşulların oluşmadığı görülmektedir. Çünkü her iki tutuklamaya serbest bırakmaya itiraz sonrası tutuklamalarda müvekkilimiz gelerek cezaevine girmiştir. En son olarak da Sayın mahkemenin tensiple birlikte tutuklama kararı sırasında Ankara’dan gelerek kararın yüzüne okunması sağlanmış ve

37

Page 38: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:38

cezaevine gitmiştir. Bu şunu gösteriyor. Bu sanık kaçmayacaktır. Peki karartılacak kanıt kalmış mıdır ortada uzun süren bu sorgu aşaması sırasında soruşturma aşaması sırasında karartılacak bir kanıt da ortada yoktur. O halde müvekkilimizin özgürlüğünden yoksun bırakılmasının çok sağlam bir gerekçesi olması gerekir. O gerekçeyi açıklayacak olan da tutuklama yönündeki görüş bildiren yargıçlara aittir. Yani somut bir gerekçe göstermek zorundadırlar o da Dursun Çiçek tutuklanmadığı taktirde şu şu şu şu eylemleri yapacaktır bu da yasaya aykırıdır denmesi lazım. Bugüne kadar böyle somut bir gerekçe de gösterilmemiştir. O nedenle hem insan hakları sözleşmesi hem bizim Ceza Muhakemesi yasamızın genel gerekçesi hem de Ceza Muhakemesi yasamızın uygulama biçimi tutuklamanın geçici ancak tutuksuz yargılanmanın asıl olduğu bir ortamda müvekkilimizin özgürlüğünün kısıtlanmasına daha fazla izin verilmemesini talep ediyor ve kendisinin tahliyesini talep ediyoruz. Duruşma pazartesi bırakılacaksa birlikte huzurunuzda olacağız teşekkür ediyoruz.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Şemsettin Tolga Altan söz istedi, verildi:”Çok kısa kuvvetli suç şüphesinin bu yönde bir olgu varlığına dayanarak ve delillerin karartılması ihtimaline binaen Sayın mahkeme 30 Nisan 2010 tarihinde tutuklama kararı vermişti. Biz şu ana kadar anlatamadık. Yani savunmamızı yapamadık. Ancak yaptığımız zaman zannımca görülecektir ki o zamanki o şartlarda oluşan suç şüphesi artık bu tarihte o kadar kuvvetli olmayacak ve dahi deliller karartılamayacaktır çünkü Sayın başkan deliller bugün oldukça karadır. Hepsi gizli gizlenmiş soruşturma dosyasına müdahale etme ve müvekkilimizi bir şekilde sıkıntıdan kurtarma şansımız varken bu şans elimizden alınarak bugün söyleyeceklerimiz belki sekiz ay dokuz ay önce söylenebilecekken bunlar bize yaptırılmamıştır. Bunların sebeplerini açıklayacağız. Şimdilik dediğim gibi sadece kuvvetli suç şüphesi olgusunun 30 Nisan tarihinde olduğu kadar güçlü olmadığını düşünüyorum. Delillerin yeterince kara olduğunu izah edeceğiz müdafaamızda tahliyesini müvekkilim talep etti bende talep ediyorum.”

Sanık Serdar Öztürk müdafii Av. Cahit Karadaş söz istedi, verildi:”Sayın başkanım kıymetli mahkemenin üyeleri, benim müvekkilim sağlığını ve gençliğini devletine ve milletine hizmet etmek adına feda etmekten çekinmemiş bir gazidir. Hakkındaki yakalama kararını duyar duymaz o sırada Antalya’da bulunduğundan dolayı süratle Ankara’ya intikal ederek ikametine en yakın jandarma karakoluna gitmiş İstanbul özel yetkili ağır ceza mahkemesinin hakkında yakalama kararı çıkarttığından bahisle teslim olmak istemiştir ancak jandarma karakolu kendilerine böyle bir yakalama kararının intikal etmediğinden bahisle işlemi yapmamışlardır. İlgili jandarma karakolundan alınan bu hususa ilişkin belge ek klasörlerde bulunmaktadır. Dolayısıyla müvekkilimin herhangi bir şekilde kaçma riskinin bulunduğundan söz edilemez kendiliğinden güvenlik güçlerine hakkındaki yakalama kararını duyar duymaz gelen birinin kaçma tehlikesinden bahsediyor olmak herhalde çok mantıklı olmaz. Ayrıca dün iddianame okundu izafi edilen suçlamalara ilişkin herhangi bir ciddi delilin bulunmadığı da bir kez daha mahkeme önünde teyit edilmiş oldu. Bugün 2 numaralı sanık Dursun Çiçek’in savunmalarından da anlaşılacağı üzerine benim müvekkilimle Dursun Çiçek arasında herhangi bir bağlantı bir tanışıklık bulunmamaktadır. Dursun Çiçek hiçbir şekilde bahse konu irticayla mücadele eylem planını müvekkilime vermediğini teslim etmediğini söylemiştir, beyan etmiştir. Bunun aksini gösteren herhangi bir delil de sunulmamıştır. Diğer yandan müvekkilimin Bestekar Sokak 17/2 Ankara adresindeki adresinde yapılan arama sonucu elde edilen belgeler üzerinde parmak izi araştırması yapılmış bulunmaktadır bu parmak izi araştırmasına ilişkin sonuçlarda ek klasörde bulunmaktadır. Bir tek irticayla mücadele eylem planı orijinalinde parmak izi incelemesi yapılmamıştır. Müvekkilimin iş yerinde çıkan nüsha fotokopi olduğu için onun üzerinde parmak izi araştırması yapılmıştır burda dikkat çekeceğimiz husus müvekkilimin delil tespiti aşamasında bunlar bana aittir dediği belgeler üzerinde parmak izi bulunduğu halde bana ait değildir deyip kontrol etmek için eldiven istediği ve ilk kez gördüğünü beyan ettiği evraklar üzerinde kesinlikle parmak izi çıkmamıştır. Bu da göstermektedir ki müvekkilimin tutuklu kalmasını sağlayacak ciddi

38

Page 39: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:39

deliller bulunmamaktadır. Sabit ikametgah sahibidir bu nedenle mahkemenizce uygun görülecek şekilde tahliyesine karar verilmesini talep ediyorum.”

Sanık Serdar Öztürk müdafi Av. Demet Reçber söz istedi verildi:” Sadece bazı hususlara ek yapacağım müvekkilim Antalya’daydı aramanın yapıldığı gün ve teknik takipte bulunduğu sırada 4 günlüğüne Ankara dışında olduğunu taktik takibi yapanlar biliyordu. Arama yapıldığı zaman tamamlandıktan sonra aramam tutanağı kendisine fakslanmış ve bu tutanakta 300 adet mermi olduğu belirtiliyordu. Bu mermileri gördüğü zaman kendisi zaten tuzağa düşürüldüğünü ofisine girildiğini ve birtakım delillerin bırakıldığını anladı. Aynı şekilde 1 adet CD’den bahsediliyordu yine tutanakta kendisi Levent Göktaş’ın müdafiliğini üstlendiği sırada zaten bu soruşturmayla ilgili aldığı karar soruşturmada yaşanan sıkıntılar nedeniyle kendi ofisinde CD flash bellek ve disket gibi birtakım dijital verileri yasaklamıştı. Herkes kendi flash belleğini üzerende taşıyordu. Dolayısıyla 1 adet CD’nin bulunması ve 300 adet merminin bulunması o ofiste tuzağa düşürüldüğünün açık kanıtıydı. Belgelerin içerikleri belirtilmediği için içerikleri hakkında bilgi sahibi değildi. Ancak bütün bunlara rağmen yani 300 adet mermi ve 1 adet CD yani tutuklanacağını bile bile Ankara’daki jandarma karakoluna gelmiştir.”

Sanık Serdar Öztürk müdafi Av. Hasan Gürbüz söz istedi verildi:” Sayın Başkan, Sayın üyeler ben Serdar Öztürk’ü 2009 yılı Ocak ayının başlarında büyük bir operasyon yapılmıştı avukat Hüseyin Buzoğlu’da alınmıştı Tuncer Kılınç paşanın avukatı olarak gittiği zaman. Aynı operasyonda Mustafa Levent Göktaş’ta alınmıştı Serdar’da Mustafa Levent Göktaş’ın avukatı olarak gelmişti ilk kez emniyette gördüm daha sonrada orda tanıştık ve 2 meslektaş olarak konuşmalarımız görüşmelerimiz oldu. Şimdi soru şu kritik soru, Serdar Öztürk Mustafa Levent Göktaş’ın avukatı olmasaydı şu anda burda sanık olarak olacak mıydı? Kesinlikle olmayacaktı kendisi Levent Göktaş’ın müdafi olarak gerek Levent beyin bürosunda arama yapan emniyet mensupları gerek savcılar gerek İstanbul TEM ve istihbarat şubesinde görevliler gerek o zaman ki istihbarat şube müdürü Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek gibi emniyet istihbaratçılar hakkında pek çok suç duyuruları yaptı ve bu şekilde soruşturmanın hedefi haline geldi. Telefon dinleme kararlarının tarihine bakarsanız Şubat ayı olduğunu göreceksiniz, Daha önce soruşturmanın hedefi değil. Avukatlık görevini ifa ettiği için şu anda burda sanık tabi avukatlık görevini ifa ettiği için sanık olan tek avukatta Serdar değil. Sanıyorum 10’u geçti bu soruşturmada ve kovuşturmada avukatlık görevi yapıp sonradan sanık durumuna düşen avukat sayısı 10’un üzerine çıktı. Bu soruşturma başladığı andan itibaren hukukun ve usulün hiçbir kuralına Sayın savcılar uymadılar yapılan aramalar tüm hukuk kuralları alt üst edilerek yapıldı. Buna alıştık, alıştık derken savcılıktan gelen bu tip veya emniyet mensuplarından gelen bu tip hukuksuzlukları kanıksamıyoruz artık çünkü onların tarzı bu. Onlar bir Cumhuriyet savcısının uyması gereken hiçbir kurala uymuyorlar usul yasası vesaire hiç umurlarında değil. Tabi biz Sayın mahkemenin hakimlerinin adil bir yargılama yapacağı tarafsız, objektif bir yargılama yapacağını düşünüyorduk. 20 Ekim 2008 tarihinde ilk duruşma başladığında hatırlarsınız yukarı ki salon çok kalabalıktı günlerce usul tartışmaları oldu. O zaman meslektaşlar arasında şöyle bir kanaat vardı. Deniyordu ki bu soruşturma nasıl siyasi bir soruşturmaysa kovuşturmada öyle olacak. Bende diyordum ki olmaz mümkün değil bu heyet kesinlikle hiçbir baskıya boyun eğmez gayet adil tarafsız bir yargılama yapılır. Ama geçen zaman maalesef beni yanıltı haksız çıkarttı bunun son bariz örneğini birleştirme kararında gördük. Bugün Sayın Dursun Çiçek’in savunmasında da gördünüz belgeleri. Erzurum’a gittiği söylenen Dursun Çiçek bir başka Dursun Çiçek. Erzurum ve mahkemeniz dosyasının temel irtibatı da o. O Dursun Çiçek’in bu Dursun Çiçek olmadığı günler öncesinden belli ama buna rağmen Sayın üye hakimlerimiz birleştirme kararı aldı. Ben tabi Sayın hâkimlerimize bankolar hukuk kurallarını falan hatırlatacak değilim zaten biliyorlardır. Ben başka bir şey hatırlatmak istiyorum bizim kültürümüzde tarihimizde, deyimlerimiz ata sözlerimiz var. Halk arasında kadı peygamber postunda oturur derler. Bu söz bu deyim, bankolar ilkesindeki tüm ilkeleri aslında izah ediyor çok güzel bir söz ağırda bir

39

Page 40: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:40

sorumluluk yüklüyor hâkimlere. Bunlarından bir deyim daha var bir şey hatırlatıyor o deyimde de diyor ki; mahkeme kadıya mülk değil, bugün varsın yarın yoksun. Geriye bir tek şey kalır o posta o peygamber postunda oturduğunuz sürece verdiğiniz kararlar kalır. Eğer adil kararlar vermişseniz, hem yargıladığınız kişiler hem tarih, hem millet önünde saygıyla anılırsınız en ağır cezayı dahi verseniz. Ama gerek yargılananlar gerekse kamuoyu yapılan yargılamanın adaletsizliğinden şüpheye düşmüş ve bilahare de bu şüpheler somutlaşmışsa verilecek kararlar sanıkların, avukatların ve milletimizin içine sinmiyorsa bu soruşturma başladığı andan itibaren soruşturmayı destekleyen yazılar yazan bir takım köşe yazarları eleştirmeye başlamışsa işte bu dediğim olay olmuştur. Bugün açın bakın gazetelere bu işi baştan beri eleştiren İsmet Berkan bile artık ağır eleştiriler yöneltiyor, sorular soruyor. Biliyorsunuz son günlerde terör olayları arttı pek çok şehit veriyoruz. Bir takım medyada malum medyada, Ergenekonla PKK’nın tertibiyle bu işler oluyor diye arsızca utanmazca yazılar yazılabiliyor. Sayın Başbakan daha bunu söyleyebiliyor. Biliyorsunuz Sayın Başbakan ben bu davanın savcısıyım demişti. Sayın Baykal’da avukatıyım demişti, gözaltına alınan tutuklanan savunma avukatları gibi Sayın Baykal’da bir tertiple gönderildi. Benim müvekkilim Serdar Öztürk biraz önce meslektaşımda söyledi bir terör mağduru gazi, bir subay. Yine diğer dosyalardaki Fikret Emek, Levent Göktaş, teğmenler, astsubaylar, özel harekâtçılar, yıllarca terörle mücadele etmiş memleket için canını hiç düşünmeden tehlikeye atmış insanlar buralarda tutuklu. Neyle somut bir delille mi hayır Sayın Savcılar iddianameyi okudu dün dinledim tabi daha önce okumuştum ama dinlemek bir farklı oluyor. Dedikodudan başka bir şey yok, iftiradan başka bir şey yok. Maalesef bunu iddianame diye önümüze sundular. Bu kahramanlar bu terörle yıllarca mücadele etmiş insanlar, tutukluluğun devamına kararlarıyla Sayın mahkemeniz üyeleri tarafından verilen kararlarla içerde tutulurken bundan cesaret olan bölücü terör örgütü kan dökmeye devam ediyor. Acaba Sayın savcıların, Sayın hâkimlerinizin bu dökülen kanlarda hiç mi katkısı yok, hiç mi vicdanları sızlamıyor? Bana diyorlar ki; sen hâkimleri reddettin senin müvekkilim artık tahliye olmaz. bilemem öyle mi olur olmaz mı onu Sayın hâkimlerimizin kararında göreceğiz. Ama artık bu mızrak çuvala sığmıyor, bugün bu soruşturmayı yürütenlerin bu kararları veren hâkimlerin arkasında siyasi iktidar olabilir. Hiçbir iktidar ebediyen kalıcı değildir, zulümle kimse payidar olmaz. Hitler’de geldi bir takım oyunlarla aynen bu soruşturmalara benzer soruşturmalarla bütün muhaliflerini sindirdi. Hitler’in Nazi şefleri, Gornikler, Gobesler bir sürü propagandalarla halkı sindirdi sonuç ne oldu? o zulüm bile en fazla 15 sene sürdü sonuç ortada. Onun için elinizi vicdanınıza koyun. Gelip geçici siyasileri iradelerin dayatmalarına boyun eğmeyin Sayın üye hâkimler. Şu dosyada tutuklu kalmasını gerektiren hiçbir sanığın tutuklu kalmasını gerektirir somut hiçbir delil yok. Örgüt üyeliği diyor hepsine koymuş hani bunun delili yıllardır örgüt diyorsunuz bu örgütün daha ne zaman kurulduğu iddia edilen örgütün ne zaman nerede kurulduğu, kimler tarafından kurulduğu belli değil bir tane delil getirmiyorlar. Siz daha örgüte ilişkin hiçbir somut delil sunmadan herkese otomatikman örgüt üyeliğini iddianamede yapıştırıyorsunuz ne zaman girmiş Serdar örgüte veya Ufuk ne zaman girmiş nerede girmiş? Aleyhlerinde bu konuda bir sanık beyanı mı var veya iletişimlerde telefon dinlemelerinde buna ilişken bir delil mi var, hiçbir şey yok. Ama bu zaten klasik herkese 314/2’yi koy gönder delilde gerekmiyor zaten üye hâkimlerimiz tutukluluğun devamına diye kararları veriyorlar. Sayın Başkan Sayın Üyeler, artık bu gidişe bir dur demenin zamanı geldi yoksa bu ağır vebal Sayın hâkimler bu ağır vebalin altında kalacaklar. Müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum.

Mahkeme Başkanı:" Buyurun.”Sanıklar Mehmet Deniz Yıldırım ve Ufuk Akkaya müdafii Av. Hikmet Fırat Arslan:”Sayın

Başkan, her ne kadar müvekkillerin sorguları yapılmamış olsa da sizinle tensip zabtında tespit ettiğiniz üzere müvekkillerin delil durumu sabit ikametgâh sahibi olmaları, dikkate alındığında ve yine sizin tespit ettiğiniz şekilde delilleri karartma, saklama ve kaçma şüpheleri de bulunmadığından tahliyelerine karar verilmesini talep ediyoruz tutukluluk halinin devamı

40

Page 41: T - Islak İmza Kuruyor.. · Web viewFethullah Gülenciler gemiyi azıya aldılar doğrudan TSK’ya saldırıyorlar. Pes doğrusu bizde elhamdülillah Müslüman’ız ama FG’ciler

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 02.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:4 Sayfa:41

hakkında bir karar çıkarsa da kanunda gösterildiği üzere somut gerekçesini duymak istiyoruz teşekkürler.”

Mahkeme Başkanı:" Buyurun. İddia makamı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sayın Başkan, bir kısım sanık ve sanık

müdafilerinin bir kısım talepleri hakkındaki görüşümüzü bildiriyorum; sanık Dursun Çiçek’in mahkemenin görev ve yetkisi konusundaki talepleri hakkında önceki mütalaamızın esas alınmasını, suç duyusunda bulunulması yönünde talebinin CMK 205. maddesi gereğince duruşma sırasında işlenen bir suç söz konusu olmadığından reddine, kendisinin başvuruda bulunmakta serbestliğine. Sanık Bedrettin Dalan hakkındaki yakalama kararının infazının beklenilmesine. Tutuklu sanıkların kendilerine yüklenen terör örgütü üyesi olmak ve buna bağlı suçlar işlediklerine dair iddianamede de gösterilen kuvvetli suç şüphesi doğuran delillerin bulunması, yüklenen bu suçun Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 100/3 maddesinde sayılı tutuklama nedenlerinden olması, tutuklama nedenlerinde herhangi bir değişiklik olmaması hususları gözetilerek tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur.”

Duruşmaya kısa bir ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Dosya incelendi GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:1-Sanık Dursun Çiçek’in vaki taleplerinin sorgu ve savunma işlemi tamamlandıktan sonra

değerlendirilmesine,2-Sanık Bedrettin Dalan hakkında çıkartılan yakalama emri infazının beklenilmesine, 3-Dosya kapsamı, delil durumu, atılı suçun işlendiği hususundaki kuvvetli şüphe

sebeplerinin varlığının halen devam etmekte olması, halen sanıkların savunmalarının alınıyor olması, tutuklu sanıklar hakkında mahkememizin verdiği aşamalardaki tutuklama gerekçeleri ve atılı suçun CMK’nun 100/3. maddede yazılı suçlardan oluşu da dikkate alınarak tutuklu sanıkların mevcut hallerinin sürdürülmesine, bir kısım sanıkların kendisi veya müdafii aracılığı ile verdiği vaki tahliye taleplerinin Reddine

Ancak bu sanıklara isnat olunan suçların vasıf ve mahiyetlerine, dosyaya yansıyan delil durumlarına, haklarında isnat olunan suç vasıflarının değişme ihtimallerine, sosyal konumları, sabit iş yeri ve ikamet adresleri dikkate alındığında kaçma ve saklanma şüphelerinin bulunmadığı gibi, delillerin bu aşamada saklanması ve yok edilmesi yönünde herhangi bir bilgi ve belgenin de bulunmaması ve de sanık Dursun Çiçek’in savunmasındaki anlatımları dikkate alındığında tahliye edilmeleri gerektiği yönünde oy kullanan mahkeme başkanı Köksal ŞENGÜN’ün karşı oyuyla ve oy çokluğuyla,

Tahliye taleplerinin reddine dair verilen ara karara İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz hakları bulunduğu konusunda sanıklar ve müdafilerine ihtarat yapılmasına, ( Hazır sanıklar ve müdafilere ihtarat yapıldı )

Bu nedenle duruşmanın 05.07.2010 günü saat 09.00’a bırakılmasına oybirliği ile karar verildi.02.07.2010

BAŞKAN 20909 ÜYE 32346 ÜYE 37266 KÂTİP 128002

41