t · web view2011/12/08  · ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli word dosyası olarak ele...

111
T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO :2008/209 CELSE NO :203 CELSE TARİHİ :08.12.2011 BAŞKAN :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298 ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266 ÜYE :ERCAN FIRAT 39995 C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954 C. SAVCISI :MEHMET MURAT DALKUŞ 40226 KATİP :ALİ DOĞAN 128041 Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese ile Üye Hakimler Sedat Sami Haşıloğlu ve Ercan Fırat’tan oluşan mahkeme heyeti tarafından 08.12.2011 günü saat 09:55’de Silivri Cezaevi bitişiğindeki büyük duruşma salonunda oturum açıldı. Tutuklu sanıklardan Ergün Poyraz, Mehmet Fikri Karadağ ve başka suçtan tutuklu sanık Sedat Peker dışındaki tutuklu sanıkların cezaevinden getirildikleri görüldü. Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı. Tutuksuz sanıklardan Sanık İsmet Reçber, Sanık Aykut Metin Şükre, Sanık Kenan Özay, Sanık Erkan Ayyıldız, Sanık Selçuk Özkan ile müdahil vekili Danıştay Başkanlığı Vekili Av. Perihan Özcan, bir kısım sanıklar müdafilerinden Sanık Sevgi Erenerol müdafii Av. Vural Ergül geldikleri görüldü. Huzurdaki yerlerine alındı. Sanık Özkan Kurt daha önce tespit edilen kimliği tahtında huzura alındı. Açık yargılamaya devam olundu. CMK 147 ve 191. maddesindeki haklarının hatırlatılmasına geçildi. Mahkeme Başkanı: "Suçlandığınız konuları biliyorsunuz. İddianame size tebliğ edildi. Suçlandığınız konulardan haberdarsınız değil mi?” Sanık Özkan Kurt: “Evet Başkanım.” Mahkeme Başkanı: "Suçlandığınız konularla ilgili susma hakkınız var. Bazı sorulara cevap vermeme hakkınız var ve suçlandığınız konular zorunlu müdafii gerektiren konular değil.”

Upload: others

Post on 22-Dec-2020

1 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI

ESAS NO :2008/209CELSE NO :203CELSE TARİHİ :08.12.2011

BAŞKAN :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266ÜYE :ERCAN FIRAT 39995C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954C. SAVCISI :MEHMET MURAT DALKUŞ 40226KATİP :ALİ DOĞAN 128041

Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese ile Üye Hakimler Sedat Sami Haşıloğlu ve Ercan Fırat’tan oluşan mahkeme heyeti tarafından 08.12.2011 günü saat 09:55’de Silivri Cezaevi bitişiğindeki büyük duruşma salonunda oturum açıldı.

Tutuklu sanıklardan Ergün Poyraz, Mehmet Fikri Karadağ ve başka suçtan tutuklu sanık Sedat Peker dışındaki tutuklu sanıkların cezaevinden getirildikleri görüldü.

Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı.Tutuksuz sanıklardan Sanık İsmet Reçber, Sanık Aykut Metin Şükre, Sanık Kenan Özay,

Sanık Erkan Ayyıldız, Sanık Selçuk Özkan ile müdahil vekili Danıştay Başkanlığı Vekili Av. Perihan Özcan, bir kısım sanıklar müdafilerinden Sanık Sevgi Erenerol müdafii Av. Vural Ergül geldikleri görüldü.

Huzurdaki yerlerine alındı.Sanık Özkan Kurt daha önce tespit edilen kimliği tahtında huzura alındı.Açık yargılamaya devam olundu.CMK 147 ve 191. maddesindeki haklarının hatırlatılmasına geçildi.Mahkeme Başkanı: "Suçlandığınız konuları biliyorsunuz. İddianame size tebliğ edildi.

Suçlandığınız konulardan haberdarsınız değil mi?”Sanık Özkan Kurt: “Evet Başkanım.”Mahkeme Başkanı: "Suçlandığınız konularla ilgili susma hakkınız var. Bazı sorulara

cevap vermeme hakkınız var ve suçlandığınız konular zorunlu müdafii gerektiren konular değil.”Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Mahkeme Başkanı: "Suçlar değil. Müdafiiniz olmadan da, avukatınız olmadan da

savunma yapabilirsiniz.”Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Mahkeme Başkanı: "Yapacak mısınız savunmanızı?”Sanık Özkan Kurt: “Evet Başkanım.”Mahkeme Başkanı: "Lehinize olan delillerinde toplanmasını isteme hakkınız var.

Haklarınızı biliyorsunuz.”Sanık Özkan Kurt: “Evet Başkanım.”SANIK ÖZKAN KURT SORGU VE SAVUNMASINDA:Sanık Özkan Kurt: “Sayın Başkanım Değerli üyeler daha önce 14 Ağır Ceza

Mahkemesinde ve tarafınıza yazılı olarak yaptığım savunmalarımda da belirttiğim gibi ben bu eylemi Ergenekon ismi ile yürütülen operasyonların haksız olduğunu düşünerek tepki koymak adına böyle bir eylem gerçekleştirdim. Bu eylemdeki amacım gerçek anlamda Zekeriya Beyi tehdit etmek değildi. Eğer kendisini korkutmuş isem de özür diliyorum. Benim amacım sadece

Page 2: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:2

yapılan bu yargılamanın haksız olduğunu, insanlara bu yönde ilgisini çekmekti. Bunun dışında hiçbir amacım yoktu. Buradaki bu devletin müstesna evlatlarına yapılanların yanlış olduğu düşündüğüm için böyle bir eylem gerçekleştirdim. Yine diyorum kendisini korkutmuş isem de özür diliyorum. Ben hayatım boyunca hiçbir yasadışı örgüte üye olmadığım gibi hiçbir yasadışı örgütünde sempatizanı değilim. Ben tamamen bir vatansever olarak karşınızdayım. Bu anlamda bu eylemi gerçekleştirdim. Bunun dışında hiçbir amacım da yoktu. Benim yaşımın 24 olduğunu düşünecek olursak zaten iddia makamının bu örgüte yönelttiği şekilde olan kısmıyla söylüyorum Türkiye Cumhuriyetinin anayasal düzenini yıkacak kudretteki bir örgüte 24 yaşında üye olmamın akla ve mantığa sığmadığı da bir gerçektir. İddianamede şahsıma yöneltilen suçlamaların akla ve mantığa sığmadığını, delillendirilmemiş, mesnetsiz iddialardan başka bir şey olmadığını da hatırlatmak isterim. Söz konusu var olduğu dahi belli olmayan kanıtlanamamış, delillendirilmemiş Ergenekon terör örgütü adına suç işlediğim iddia edilmektedir. Varlığı dahi kanıtlanmamış, yargılama sona ermemiş, böyle bir örgütün varlığı kabul edilmemiş, benim bu örgüt adına suç işlediğim iddia edilmekte. Fakat buna ilişkin somut veya soyut hiçbir delilde bulunamamıştır. Ben burada sanık demekten de hicap duyduğum kişilerle, bu müstesna insanlarla hiçbir fiili veyahut da başka türlü irtibatım söz konusu değildir. Tarafınıza yaptığım yazılı savunmalarda, yazılı savunmalarda mahkemenizin bildiği ya da bilmediği 11, 12 tane telefon numarası verdim size. Araştırılmasını istedim. Benim buradaki herhangi bir kimseyle irtibatım olup olmadığının bakılmasını istedim. Çünkü doğru bir tanedir Sayın Başkanım. Başka doğru yoktur. Ben buradaki herhangi bir kimseyi tanısam bunu da gayet net bir şekilde söyleyecek olgunlukta biri olduğumu düşünüyorum. E doğrular bir tane olunca dolayısıyla saklayacağımız hiçbir şey olmadığı için açıkça her şeyimizi yazılı olarak size sunduk. Dediğim gibi ben 24 yaşındayım. Yani böyle bir örgüte var olduğu dahi belli olmayan bir örgüte üye olmam ya da bu örgüt adına suç işlemem mümkün değildir veya şöyle söyleyeyim böyle bir örgütün var olduğunu kabul edersek bu örgüt Türkiye Cumhuriyetinin anayasal düzenini yıkmaya teşebbüs edecek kudrette bir örgüt ise ve benim yardımıma ya da benden fayda sağlayacaksa bu örgütün ciddiyetinden de bahsetmek mümkün değildir. 24 yaşında bir çocuğun, bir gencin yardımıyla bu örgüt bir iş yapıyorsa bu örgütün ciddiyetinden bahsetmek mümkün değildir. Benim buraya getirilmemdeki amacın şu olduğu kanaatindeyim; tehdit eylemenin Türk Ceza Kanunundaki karşılığı 2 yıldan 5 yıla kadar hapis, bununda görevli olduğu mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Burada buraya getirilmemin tek amacı hem Ergenekon terör örgütünün hiçbir eylemi olmadığından dolayı bir zemin hatırlamak yani bakın sizin yapmış olduğunuz eylemlerdir diyebilmek hem de şahsıma yönelik dava fazla ceza verebilmektir. Netice itibarıyla 10 buçuk yıldan 22 buçuk yıla kadar hapisle yargılanıyorum. Sadece ve sadece Zekeriya Öz Beyefendiye bir mektup yazdığım için. Bir mektubun karşılığında 10 buçuk yıldan 22 buçuk yıla kadar hapisle yargılanıyorum. Bunun da hukukla bağdaşıp bağdaşmadığını takdirinize bırakıyorum. Ayrıca iddianamemde 220/6, 314/2’nin göndermesiyle 314/3 ve 106/2 D maddelerinden yargılanıyorum. Şimdi bu bağlamda bu örgütü kullanarak veya bu örgüte üye olarak suç işlediğim iddia edilmektedir. Eğer bir örgüte üyeyseniz bu örgütten bir menfaatiniz olması gerekir. Aranızda bir çıkar ilişkisi olması gerekir. Ben öncelikle ortaokul mezunuyum, ikincisi organizatörlük yapıyorum. Daha öncesinden bir gazetede çalıştım. Yani hayatımı kendi ayaklarım üzerinde durarak idame ettirmeye çalışıyorum. Benim herhangi bir kimseden maddi ya da manevi bir çıkar sağlamadığımı hiçbir şekilde desteği veya kanıtı yoktur. Çünkü ben hayatımı kendi başıma idame ettiriyorum. Böyle bir örgütten çıkar sağlayacak olsam aramızda bir çıkar anlaşması, iş bölümü veya hiyerarşik bir bağ olması gerekir. Benim hiçbir hiyerarşi bağa, hiçbir anlaşmaya ya da dediğim gibi böyle bir örgüte üyeliğim yoktur. Böyle bir örgütü hayatım boyunca hiç duymadığım gibi benim bu eylemdeki amacım buradaki insanları televizyondan, basından tanıyorum yazılı ve görsel basından tanıyorum. Bu insanların bu ülke için verdikleri hizmetleri öğrendiğimde o anki kızgınlığımın tezahürüdür bu mektubu yazma nedenim. Bazılarının yapmış olduğu yanlış olarak

2

Page 3: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:3

değerlendirdiğim için böyle bir eylem yaptım. Yine diyorum bir mektubun karşılığı 22 buçuk sene olmamalıdır. Bu hukukun ayağı altına alınmak demektir hukuk, hukuksuzluk demektir hukukta bunun karşılığı, varlığı dahi kanıtlanmamış bir örgüte karşı suç işlemek teşebbüsünde bulunduğumu iddia ederek 22 buçuk sene olmamalıdır. Aslında bir mektup yüzünden mahkeme açılmasının da vicdani olarak uygun olmadığını düşünüyorum. Ben o kadar etkili birimiyim ki Zekeriya Bey bir mektubun karşılığı olarak beni mahkemeye verip şikayetçi olup daha ileri gidip örgüt üyesi olarak buraya gelmemi sağlamıştır. Bir mektup kendisini bu kadar mı korkutmuştur? Demek ki ülkemizde bazı şeyleri, bazı doğruları konuşmamak en güzelidir, konuştuğumuz için yargılanıyorsak konuşmamak en iyisidir. İnsanlar doğru bildiklerini yapmadıklarında insanlıklarını kaybederler, adamlıklarını kaybederler. Bende herkes gibi susup otursaydım kendime haksızlık etmiş olacaktım yani doğru bildiklerimi savunmayarak insanlığımı, adamlığımı kaybedecektim. Böyle değerlendirdiğim için bu mektubu yazdım. Bunun dışında hiçbir amacım yoktur. Yine diyorum ben burada sanık sandalyesinde oturan hiç kimseyi ömrü hayatımda görmedim, kendileriyle de hiçbir münasebetim söz konusu değildir. Ben kronik rahatsızlıkları olan bir gencim, bunların hepside belgelidir raporludur. Şurada yine diyorum böyle ufak gülünç bir davadan ötürü karşınızda olduğum içinde çok üzgünüm. Kendisine bir mektup gönderdiğim için karşınızda olmaktan utanıyorum ama doğruları söyledim içinde onunda gururunu yaşıyorum böyle diyebilirim. Daha önce mahkemenize birkaç talebim olmuştu bu davadan davamın ayrılarak görevli asliye ceza mahkemesine gönderilmesini talep etmiştim. Fakat bu konuda ret kararı geldi tarafıma. Ret kararı gelirken gerekçesi gösterilmemiş bir şekilde karara ulaştım, sadece yuvarlak hesaplamalarla dosya kapsamı, iddialar şu falan şeklinde karar verilmiş. Bu iddiaların, dosya kapsamının bendeki dosyada şahsınızdan tarafıma verilen dosyada bir örgüt üyesi olarak yargılanmamı gerektirecek bir husus kendi açımdan görmüyorum. Çünkü yine diyorum bir mektubun karşılığı 22 buçuk sene olmamalı ki silahlı tehdidin dahi cezası, silahlı tehdidin bireysel tehdidin dahi cezası 5 yıla kadar hapistir. Ha bu aşamada burada olmak dediğim gibi beni üzüyor. Varlığı dahi kanıtlanmayan bir örgütün mensubu olmak beni üzüyor. Üzdüğü için inanın her gün hastanelerde kontrollerdeyim, günde 22 tane ilaç yutuyorum Sayın Başkanım. Günde 22 tane ilaç alıyorum hayatta kalabilmek için. Uğradığım haksızlığın karşısında dimdik ayakta durabilmek için sürekli tedavi görüyorum. Bir şeylere sesimizi yükseltmenin karşılığı bu olmamalı diye düşünüyorum. Sadece birilerinin duymak istediklerini söylemek bu ülkede yaşamanın kanunu olmamalı, herkes özgürce her şeyi söyleyebilmeli ki demokrasiden bahsedelim. Demokrasi tek taraflı düşünmek demek değildir bana göre. Demokrasi her şeyi rahatça konuşabilmektir. Ama her şeyin konuşmanın demokrasi olmadığını bu davaya geldiğimde gördüm. Her şeyi konuştuğunuzda demokrasi işlemiyor. Ülkede özgürlük söylemleri dem vuruyor ama özgürlüğü buraya geldiğimde gördüm, 2 yıldır cezaevindeyim, 19 aydır cezaevindeyim bir mektup yüzünden. Benim gerek kendi rahatsızlıklarım, gerekse ailevi rahatsızlıklarım var. 2 yıldır ben dört duvarın arasında neyin yanlış, neyin doğru olduğunu düşünüyorum. Yazdığım mektubun belki haddimi aşmış olabilirim ona bir şey demiyorum. Haddimi dahi aşmış olsam yinede yerimin burası olduğuna inanmıyorum, yerimin burası olduğuna inanmıyorum. 22 sene ceza gerektirecek bir şey yaptığıma inanmıyorum. 2 yıldır ailemi demir parmaklık ardından göreceğimi gerektirecek bir suç yaptığıma inanmıyorum, ben 19 aydır bunların tahlilini yapıyorum. 19 aydır dört duvar arasında bunların tahlilini yapıyorum yine diyorum yaptığımın kendi açımdan doğru olduğunu düşündüğüm için yaptım, belki haddimi aşmışımdır ona bir şey demiyorum. Ama en azından doğru bildiğimi yaptığım için kendi iç hesaplaşmamda artı puan kazandığımı da biliyorum. Mahkemenize yaptığım talepler doğrultusunda birkaç evrak talep edilmesini istemiştim. Bu evrakların aynılarından kendi imkanlarımla getirttirme şansım oldu. Bunları size daha sonra ibraz edeceğim fakat son olarak savunmama ek olarak diyeceklerim, savunmama ek olarak diyeceklerim benim yaptıklarımın doğru olduğunu düşündüğümden böyle bir mektup yazdım ama mektubumun karşılığında 22

3

Page 4: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:4

sene ceza almayı hak etmediğimi düşünüyorum. Bu bağlamda iddianamemde yer alan 220/6, 314/3 ve 106/2-D maddelerinin takipsizlik kararı verilerek mahkemenin asliye ceza mahkemesine gönderilmesini istiyorum dosyamın. Tarafınızdan tutukluluğumun bihakkın olmadığı takdirde adli kontrol uygulanarak tahliyemi talep ediyorum, savunmam bundan ibarettir. Başka diyeceğim bir şey yoktur.”

Sanığa dosyamızla birleşen İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/118 esas sayılı dava klasörlerinden 1 nolu klasörün dizi 172 ile 176 sayfaları arasında yer alan emniyette vermiş olduğu ifadesinin okunmasına geçildi.

Sanığa klasör 1 dizi 175’deki 1. Cevabı okundu, soruldu.Sanık Özkan Kurt: “Kısmen doğrudur Başkanım.”Mahkeme Başkanı: "Eksik yanlış varsa onları düzeltin neresi doğru neresi yanlışsa.”Sanık Özkan Kurt: “Tamamını dinledikten sonra düzelteceğim Başkanım.”Mahkeme Başkanı: "Peki.”Sanığa klasör 1 dizi 175’deki 2. ve 3. cevapları okundu, soruldu.Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Sanığa klasör 1 dizi 175’deki 4. Cevabı okundu, soruldu.Sanık Özkan Kurt: “Şimdi bir saniye buna cevap vereceğim de çantam bir saniye gelsin

Başkanım. Bir belge ibraz edip ona göre cevap vereceğim.”Sanığa klasör 1 dizi 174, 173 ve dizi 172’deki Cevapları okundu, soruldu.Sanık Özkan Kurt: “Şimdi Başkanım bu ifadelerin benden alınması mümkün değil. Bir

şöyle başlamak istiyorum. Bu mektubu ankesörlü telefon aracılığıyla askeri birliğimde aldığımı söylemekteler. Askeri birliğimin 1 adet ankesörlü telefon bulunmaktadır ve o da hem yemekhane hem giriş çıkış hem yatakhane yani birçok yere açılan ortak noktadadır. Kabin bulunmamaktadır ve 120 kişilik bir askeri birlik. Yani dolayısıyla burada telefon aracılığı ile herhangi bir mektup metni yazmanız mümkün değil. Bunun için bunun bir adet evrakını size ibraz ediyorum. 2. olarak emniyette alınan ifadelerde CMK’nın 147. maddesiyle 148/1 maddesi ihlal edilerek bu ifadeler bana imzalattırılmıştır. Çünkü yakalandığım beni gözaltına alan Gayrettepe Asayiş Şube Müdürlüğü kontrol amacıyla beni Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürmüş orada yapılan incelemelerde tutanakta da ismi geçen Nazan Demir isimli doktor tarafından epilepsi ve tansiyon hastası olduğumun, durumumun iyi olmadığının yüksek, tansiyonumun yüksek olduğunun ve acilen ilaç almam gerektiği konusunda kendilerine bir tutanak hazırlamışlar. Verdikleri ilaçların birisi epilepsi, birisi kalp ilacı dilaltı hapı, diğer ikisi de tansiyon ilacıdır. Tansiyonum o gün 190, 90 civarında yani yarı baygın bir halde. İlaçlarımın, bunların tutanakları ve hastane evraklarını da size vereceğim. Muayenemi yapan doktorun müşahede altına alınmam gerektiğini, gerekli ekiplere söylemesine rağmen gerekli ekipler durumun aksi bir hal izlemesi halinde tekrar hastaneye götüreceklerini söyleyerek beni emniyet müdürlüğüne götürmüşlerdir. Fakat ben askerim. Yani inzibat olmadan, merkez komutanlığı görevlileri olmadan ifademin alınması yasal olarak yasak. Yasal olarak böyle bir işleme tabi tutulamam ve emniyette de tutulamam anında merkez komutanlığına teslim edilmem gerekiyor. Burda bir hukuksuzluk işleyerek beni emniyette tutmuş 2 gün boyunca, hastalığımın ciddi olmasına rağmen, tansiyonumun 19’un altına düşmemesine rağmen ilaçlarımı vermemek, dilaltı ilacımı vermemekle tehdit edip önüme bir ifade getiriliyor. Bu ifadeyi okumama dahi fırsat vermeden imza ettiriliyor. Çünkü ben savcı görüşme tutanağından belli noktaları işaretledim. Ben Gayrettepe emniyetine gittiğimde orada da art niyetimin olmadan sade düşüncelerimi ifade etmek istediğini beyan etmiştir konu ile ilgili soruşturmayı yürüten Rasim Işıkaltın kullanmakta olduğu 505 8266576 numaralı telefondan saat 01:14 ve 02:39’da aranmış olup konu izah edilmiştir. Rasim Işıkaltın’da bunun üzerine merkez komutanlığına teslim edilmemi ve merkez komutanlığı aracılığıyla Cumhuriyet savcılığına getirilmemi talimatlı olarak ifade etmiş. Fakat tabi tutanakta olan gibi prosedür işlemedi. Tutanaklara da yansıyan ben bu mektubu bireysel olarak

4

Page 5: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:5

yap… yazdığımı ifade etmeme rağmen rahatsız olduğumu, hastanede tutulmamı istenmesi yani müşahede altına alınmamın istenmesine rağmen emniyete götürülerek yasa ihlal edilmiş, 141. ee 148. maddenin 1. fıkrası CMK’nın ihlal edilmiş ve önüme bir metin konulmuş, dilaltı ilacımı vermemekle tehdit ederek bunu bana imzalatmışlar. Bırakın okumama dahi fırsat verilmemiştir. Bununla alakalı tutuklandığım günden bu yana İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına, yargılandığım 14 Ağır Ceza Mahkemesine ve tarafınıza yazılı yaptığım savunmalarımda da defalarca bu kişilerin haksız yere yasayı çiğneyerek bu ifadeleri yazdırıp imzalattırdığını beyan etmeme rağmen Cumhuriyet savcılığından ve 14 Ağır Ceza Mahkemesinden tarafıma olumla ya da olumsuz hiçbir cevap verilmedi. Sayın Heyetinizin vermiş olduğu kararda da bu suç duruşmada işlenmiş bir suç olmadığından talebin reddine yönünde karar verildi ve bu konuda tek başıma suç duyurusunda bulunmam için muhtariyet dahi verilmedi, muhtariyet dahi verilmedi tarafıma. Söylemediğim ifadelerin üzerine ifadelerin düzmece olduğunu anlamak çok basit Sayın Başkanım. Şimdi burada 2006 yılında Öztürk.com’un açılışı diyor. Öztürk.com savunmam açısından araştırdığımda 2001 yılında açıldığını öğrendim. 2001 yılında benim yaşım 14. Yani bu toplantıya katılmam mümkün değil. Bir otelin balo salonunda 14 yaşında bir çocuğun bulunmasının mümkün olmadığını kanaatinize sunuyorum. Yine 2006 yılında Sedat Peker’in de cezaevinde Kelebek operasyonuyla cezaevine alındığı dosya kapsamında bellidir. Yani emniyet mensupları bunları hazırlarken ifadelerin. Ben gazetede çalıştım Sedat Peker’in 2004 yılının sonunda Kelebek operasyonuyla alındığını biliyorum. Ama emniyet müdürlüğündeki arkadaşlar bunu bilmeyerek 2006 yılında Sedat Peker’i dışarıdaymış gibi gösterebiliyor. Buradan da bu ifadelerin düzmece olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu ifadelerin hiçbiri bana ait değildir. Burada ismi geçen Kurban Yazoğlu’nun bu dosyaya girme nedeni şudur; Kurban Yazoğlu’nun ve kardeşinin burada dava sanıklarından birkaçıyla dolaylı ya da farklı yollarla irtibatı olmuş. Kendisi Kurban Yazoğlu’yla değil ama Şeref Yazoğlu’yla bende bir iki defa görüştüm, kendisi hemşerimdir. Bunu kullanarak, buna zemin oluşturabilmek için çünkü benim burada ki hiç kimseyle bir telefon trafiğim olmamış. Beni buraya getirebilmenin tek yolu benim irtibatlı olduğum Şeref ve Kurban Yazoğlu kardeşleri zemin olarak göstermektir. Çünkü bunun dışında buradaki hiçbir sanıkla fiili ya da benzeri yollarla hiçbir irtibatım söz konusu olmamıştır. Yine söylüyorum ifadelerin düzmece olduğu yani buradaki ifadelerin tutarsız olduğu açıkça ortadadır. Savcılık ifademi alan savcılık bu ifadeleri kaale bile almamıştır. Kaale dahil almamıştır. E çünkü az öncede konuşmamın başında demiştim Başkanım doğru 1 tanedir, 2 tane doğru olmaz hayatta, hayatta doğru 1 tanedir. Dolayısıyla 14 yaşında çocuğun bir otelin balo salonunda içkili bir ortamda olamayacağı gibi 24 yaşında şuan 24 yaşındayım. 87 doğumluyum. Ülkenin anayasal düzenini yıkmaya teşebbüs edecek kudrette, büyüklükte olarak lanse ettiğiniz örgütün benim yardımıma ihtiyaç duyacağı da abesle iştigal etmektedir. Yani bir örgütten bahsediyorsunuz darbe yapabilecek, ülkeyi yıkabilecek kudretteki bir örgütten bahsediyorsunuz ve bu örgütün belli birtakım işlerini benim yaptığımı iddia edebiliyorsunuz. Bu gerçekle bağdaşmadığı gibi gülünç bir durumdur. Bu ifadeler yine diyorum burada, Emniyet Müdürlüğünün tutmuş olduğu bir tutanak var. Bu tutanaklarda tek kalem üzerinden çıktığını belirtmek isterim. Çünkü bu tutanağın tutulduğu saat gece 4:15 fakat tutanağı tutması gereken Gayrettepe Asayiş Müdürlüğüne ait hiçbir tutanak yer almamaktadır dosyada. Beni yakalayan asayiş bürosunun hiçbir tutanağı bulunmamaktadır. Savcıyla görüşme yapıldığını iddia ettikleri saat 1, ben Gayrettepe Asayiş Şubesindeyim. Fakat terörle mücadele şubesi görüşme yapıyor. Yani beni Gayrettepe Asayişten alana dek terörle mücadele alana dek sadece tehdit konusundan suçlanıyorum bu konuda savcı ertesi gün yani 31’inde gözaltına alınmışım birinde Cumhuriyet savcılığında olmamı istiyor. Ne zaman terörle mücadele gelip beni asayiş şube müdürlüğünden teslim alıyor, bana ait olmayan ifadeler düzenlenmeye başlıyor ve benim savcılığa gidiş tarihim ayın ikisine erteleniyor ve bu süreyi Emniyet Müdürlüğünde geçiyorum ve ben askerim. Merkez komutanlığına teslim edilmem gerekirken benden zorla ifade alınıyor. Bunu da hiçbir askeri görevli olmadan yapıyorlar, benim

5

Page 6: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:6

müdafii seçme hakkım olan 147. madde ihlal ediliyor, 148/1’deki madde ihlal ediliyor ve benden zorla ifade alınıyor ve yazılan ifadeleri okumama dahi izin verilmiyor. Savcılık bu ifadeleri kaale almamıştır ve savcılık ifadesinde bu iddialar yoktur. Zaten emniyet tutanaklarında savcı görüşme tutanaklarında da bunu art niyetsiz olarak tek başıma yaptığımı belirttiğimi tutanaklara geçmişlerdir. Ben 14 Ağır Ceza Mahkemesinde de, emniyette de yine diyorum tutanağa yansıyan kısmında ve huzurunuza yaptığım tüm yazılı savunmalarda ve şuan yaptığım savunmada benim bunu bireysel olarak gerçekleştirdiğimi, tepki koymak adına gerçekleştirdiğimi beyan ettim. Bu beyanımın da arkasındayım. Yaptığım suçunda arkasındayım, ben bu suçu işlemişim. Ama bu ifadelerin bana ait olmadığını gerek İstanbul Cumhuriyet Savcılığına yakalandığım gün 31 Mart ve cezaevine teslim tarihim 2 Nisan, 2 Nisandan bu yana birçok dilekçe yazdım. Mahkemem bu dosyayla birleştirilmesine karar verdiği günden bu yana defalarca tarafınıza da dilekçe verdim. İsimlerini, sicil numaraları belirten tutanak altında sicil numaralarını dahi belirten esaslar olmasına rağmen mahkemenizin verdiği kararda duruşmada işlenin suç olmadığı için reddine yönünde karar çıkmış ve dediğim gibi bana muhtariyet dahi vermiyor. 14 Ağır Ceza Mahkemesi hiçbir işlemde bulunmuyor, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı hiçbir işlemde bulunmuyor. Dolayısıyla bana ait olmayan ifadeler yüzünden 22 seneyle yargılanmam sağlanıyor. E yine diyorum ben 24 yaşında bir çocuğum, gencim. Burada geçen iddiaları bilmem olası değil veyahut da bahsi geçen yerlere katılmam mümkün değil. Çünkü birincisi 14 yaşında bir çocuğun böyle işlerle uğraşması mümkün değil. Bu tarz insanları tanıması da mümkün değil. Mümkün olmadığı gibi yine diyorum ben rahatsızım ben her gittiğim yere ailemle beraber gitmek zorundayım. Çünkü epilepsi hastasıyım yolun ortasında da düşüp bayılabiliyorum. Ben her yere ailemle gitmek zorundayım, buradaki iddialar akla ve mantığa sığmıyor. Benim telefonda mektup yazmam size ibraz ettim, kabini dahil olmayan bir ankesörlü telefon. Yine geçecek olursak ben ömrü hayatımda Bahadır diye kimseyi tanımıyorum. Bir tane Bahadır tanırım o da tekstilcidir benden 1 ya da 2 yaş büyüktür. Bununla alakalı bütün telefon tutanaklarımda sizde mevcuttur. Bir kişiyle ülkenin üzerine oyun oynayacaksınız yahut da bu yönde çalışacaksınız bu insanın ne telefonunu bileceksiniz, ne soyadını bileceksiniz, ne yaşadığı yeri bileceksiniz bu hiçbir mantığa sığmamaktadır Sayın Başkanım. Şayet böyle biri olmuş olsa bu insanın kim olduğunu, ne olduğunu bilmeden böyle bir işe girmeniz zaten mümkün değil. Yahut da rastgele yerlerde buluşmanız hangi mantığa sığmaktadır? Telefonunu bilmediğim yönünde burada ifadede yazmakta. Telefonunu bilmediniz bir insanla ne şekilde irtibat kuracaksınız? Yani bunlar mantığın hiçbir yerine sığmamaktadır. Şunları size vererek durumun vahametini de göstermek istiyorum. Yani buradaki emniyet tutanakları hiçe sayılmış. Şunları da alırsak bakın ben ilgili yerleri işaretledim zaten. Yani bu ifadeler üzerinden birilerini ve şahsımı yıpratmaya çalışıyorlar. Yine diyorum ben o tarz ifadeleri vermedim, vermem mümkün olmadığı gibi yasaya uygun olarak da bu ifadeler bana imzalattırılmadı. Ben askerim beni merkez komutanlığına teslim etmesi gerekirken 2gün boyunca emniyette alıkoyup, bu alıkoymadır, bu adam alıkoymadır, adam kaldırmadır. Beni emniyette tutup beni sağlığım üzerinden tehdit ederek bana ifade imzalattırıyor.”

Mahkeme Başkanı: “Bunları söylediniz biraz önce. İlave edeceğiniz bir şey var mı?”Sanık Özkan Kurt: “Yine diyorum bu ifadeler şahsıma ait değildir, beni bağlamamaktadır

başkada diyeceğim bir şey yoktur.”Sanığa dosyamızla birleşen İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/118 esas sayılı

dava klasörlerinden 1 nolu klasörün dizi 204 ile 206 sayfaları arasında yer alan savcılıkta vermiş olduğu ifadesi okundu, soruldu.

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi kısmen doğru ama birkaç yerini düzelteceğim. Şimdi ifadede geçen Bahadır isimli şahsın yine diyorum ben böyle bir şahsı tanımıyorum bundan korkarak yaptığım yazılmıştır. Birini tanımadan birinden korkmanız mümkün değildir. Birinin soyadını bilmeden, ne iş yaptığını bilmeden, adresini, telefonunu, gücünü bilmeden birinden korkmanız

6

Page 7: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:7

mümkün değildir. E tanımadığım bir kişiden ne diye korkayım? Yine diyorum böyle bir metni askeriyede size dikte ederek yapmanız mümkün değildir. Çünkü yazdığım mektubun kendisine bakıldığında, cümleler arasındaki insicam mantık kurgusuna bakıldığı takdirde bunu telefonda dikte etmek mümkün değildir. Yani böyle bir şahıs olmadığını gibi böyle bir eylemde yoktur. Yine söylüyorum bu mektup tamamen kendi bireysel eylemimdir. Birini tanımadan birinden korkamazsınız ve benim hayatımda 24 yaşındayım bir tane Bahadır olmuştur, tekstilcidir kendisi. Biriyle bu denli işlere girişeceksiniz, bu adamın soyadını bilmeden, telefonunu bilmeden, yaşadığı yeri, gücünü şuyunu buyunu bilmeden bir insandan ne maksatla iş alacaksınız, ne maksatla yapacaksınız ve niçin korkacaksınız sorulması gereken sorular bunlardır bence. Ben tanımadığım bir kişiden ne diye korkayım? Burada Sayın savcı ben 14 Ağır Mahkemesinde de söylemiştim. Savcı bazı şeyleri kendi inisiyatifinde yazdırmıştır burada. Tamamı bana ait değildir benim söylediklerim bellidir. Evet yine söylüyorum ben bu eylemi yaptım, kendisinden yaptığım iş eğer kendisini korkutmuşsa özürde dilerim. Bunun dışında dediğim gibi bu iddialar bana ait değildir, beni bağlamamaktadır. Yine söylüyorum tanımadığım insanlara çalışma gibi bir prosedürüm, bir hayat felsefem olmadığı gibi tanımadığım insanlardan korkmam ya da bilmediğim bir şeye inanmak gibi bir lüksüm yok. Yine ifadede geçen Beşiktaş Adliyesinin faks telefonunu internet aracılığıyla aldığım ifade ediliyor. Şimdi Sayın Başkanım bir mektup için bir iş verildiğini düşünürsek bu telefon numarasının da bu işi veren tarafından size verilmesi gerekir. Burada da ortaya çıkan şudur; eğer faks numarasının kendi başıma buluyorsam demek ki zaten bireysel olarak yaptığım bir eylemdir yoksa size işverenin hiçbir olgu oluşturmadan git bunu yap demesi mümkün değildir. Zaten ifadelerdeki çelişkiler veya yapılan yanlışlıklarda benim haklılığımı kanıtlamaktadır, bu ifadeler bana ait değildir. Ben yakalandığım günden bu yana bu ifadeler için mücadele ediyorum, bu ifadeler için mücadele ediyorum. Emniyet ifadesi burada kaale dahi alınmadığı için savcılık ifadesine girmemiştir. Çünkü tanıdığım iddia edilen insanları tanımaya, tanımak için ekonomik durumumun, öğrenim durumumun, kariyerimin, statümün eşdeğer olması gerekmektedir. Ben ortaokul mezunuyum, kendi halinde yaşayan mütevazi bir insanım. Yani bir hafta sonunu dahi evde geçiren bir adamım. Bu tarz toplantılara katılmam olası bile değildir. Ki savcılıkta bunu kaale almamıştır ve bu ifadelere de girmemiştir. Bahsedilen tarihler yanlıştır, bahsedilen yer ve mekanlar yanlıştır, ben bunu savunmamı hazırlayabilmek için araştırdığımda öğrenebiliyorsam bir savcının, iddia makamının hakkımda iddianame düzenleyen makam ve merciinin o merciye yakışır şekilde gerekli araştırmayı yapması gerekir. Bahsedilen tarihte herhangi bir toplantı yok, bahsedilen tarihte herhangi bir açılış yok. Çünkü açılışın olduğu tarihte 2001 yılında Özkan Kurt 14 yaşında. 14 bir çocuğun oraya giremeyeceğini bilen terörle mücadele şubesindeki hatta sicil numaralarını da vermek istiyorum bu ifadeyi kaleme alan. İsimleri yazmadığı için 92873 ve 278320 sicil numaralı arkadaşlar o tarihte 14 yaşındaki bir çocuğun toplantıya giremeyeceğini kestirmiş olacaklar ki toplantıyı 2006’ya almışlar. Ama bahsedilen tarihte gerek Sedat Peker’in cezaevinde olması gerekse sitenin zaten 2001 yılında açılmış olması da bu ifadenin kurgu olduğunun, senaryo olduğunun kanıtıdır. Peki bu senaryonun düzenlenme nedeni ne diyecekseniz ifademin başında da söyledim; Ergenekon Operasyonlarının bir zemini yoktur, fiili hiçbir dayanağı yoktur. Bu nedenle bazı davaları buraya getirerek, burayla birleştirerek bunlarda sizin yapmış olduğunuz eylemlerdir demeye çalışılmıştır. Ben sanık olarak, ortaokul mezunu cahil bir insan olarak ben buna kanaat getiriyorum, takdirinize bırakıyorum.”

Sanığa dosyamızla birleşen İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/118 esas sayılı dava klasörlerinden 1 nolu klasörün dizi 209 ile 210 sayfaları arasında yer alan sorgu hakimliğinde vermiş olduğu ifadesi okundu, soruldu.

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi savcılıktaki ve emniyetteki ifadelerim okunmadı. Ama orada da söylediğim gibi ben dedim savcılıktaki kısmen ifadelerimi kabul ettiğimi söyledim. Ama emniyetteki ifadelerimi hiç ağzıma dahi almadım. Çünkü yasal olarak benim emniyette ifade

7

Page 8: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:8

vermem mümkün değil zaten. Bunun hukuksuz olduğunu söyledim. Kendisiyle de şuan Balyoz davasını yürüten Ömer Diken olması lazım kendisiyle hatta tartışmıştık da hakarette etmişti şahsıma karşı. Onunla alakalı da hatta size mahkemenize soruşturma açılması yönünde bir talepte bulunmuştum.”

Sanığa dosyamızla birleşen İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/118 esas sayılı dosyanın 26 Ocak 2011 tarihinde yapılan duruşmasındaki verdiği savunma okundu, soruldu.

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi Sayın Başkanım, ben 14 Ağır Ceza Mahkemesinde, ben 14 Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığımda buraya geleceğimi bilmiyordum. Yani bu davayla birleştirileceğine dair ihtimal vermiyordum. Şimdi mahkemede de dediğim gibi; ben bunu bireysel olarak gerçekleştirdim. Yani herhangi bir kimseden korkmam söz konusu değildir. Ben zaten hasta bir adamım yani Allah’tan başka korkacak kimsem kalmamış. Belli şeyleri yaşamışım hayatı yaşıma göre daha ilerde yaşadığımı düşünüyorum. Ben 14 Ağır Ceza Mahkemesinde de yine söylüyorum savunmalarımda size yaptığım yazılı savunmalarda da ben bunun bireysel bir eylem olduğunu her defasında vurguladım. İfadelerin bana zorla imzalattırıldığını, okumama dahi fırsat verilmeden imzalattırıldığını defalarca yazılı olarak, sözlü olarak beyan ettim. Bu ifadelerin altında geçen sicil numaralarına varıncaya dek Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdim. Bunun örneklerini de gönde…. ifadelerin örneklerini ek olarak dava dilekçeme soruşturma açılması yönündeki dilekçeme ekleyerek gönderdim. Ama bugüne kadar bana olumlu ya da olumsuz Cumhuriyet savcılığının herhangi bir yazı göndermişliği yok. Yani en azından takipsizlik kararı dahi vermişse bu yönde bana bir şey tebliğ edilmedi. Yine diyorum başında da dedim sizin vermiş olduğunuz kararda da duruşmada olmadığı için ret kararı verip muhtariyet dahi tarafıma verilmemiştir.”

Sanığa ait nüfus ve sabıka kaydı okundu, soruldu.Sanık Özkan Kurt: “Evet Başkanım bana aittir.”Mahkeme Başkanı: “Savcı Bey sorunuz varsa alalım.”Sanık Özkan Kurt: “Başkanım bir 5 dakika ara vermemiz mümkün mü?”Duruşmaya kısa bir ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Bu sırada başka suçtan tutuklu sanık Sedat Peker’in geldiği görüldü.Bağsız olarak huzurdaki yerine alındı.Tutuksuz sanıklardan Sanık Güler Kömürcü Öztürk ile bir kısım sanıklar müdafilerinden

Av. Hikmet Fırat Aslan’ın da geldiği görüldü. Huzurdaki yerlerine alındı.Mahkeme Başkanı: "Savcı Bey buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sayın Başkan izninizle Sanık Özkan Kurt’a

birkaç soru yöneltmek istiyorum.”Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sanık Özkan Kurt daha önceki emniyet,

savcılık, mahkeme sorgu ifadeleriniz biraz önce size okundu. Buradaki beyanlarınız birçoğunu şuanda reddettiğinizi görüyorum. Siz yapılan aramalar neticesinde üzerinizde birçok cep telefonu numarası ve sim kart, sim plus kart taşıdığınız anlaşılan bir şahıssınız. Aynı zamanda askeri firarisi olduğunuz anlaşılıyor. Bu derece fazla kart taşımanızın özel bir nedeni var mıdır?”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi sim kart taşımanın suç olduğunu düşünmüyorum Sayın Başkanım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne işte kullanıyorsunuz bu kartları, yani ne tür bir iş yapıyorsunuz?”

Sanık Özkan Kurt: “Ben organizat… ben organizatörlük yapıyorum. Zaman zaman hatlarımın tahrik edildiğinden ötürü numara değiştirmem gayet normaldir yani.”

8

Page 9: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:9

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “O numaraları sayabilir misiniz kullandığınız cep telefonu numaralarını?”

Sanık Özkan Kurt: “Aklımda ezbere bilmiyorum hepsini ama mahkemeye zaten faturalarıyla beraber ibraz etmiştim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Toplamda kaç tane hattınız vardı?”Sanık Özkan Kurt: “10 ya da 11 tane olması lazım. Ev numaram dahil.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İşyerinizin numarası var mıydı?”Sanık Özkan Kurt: “Yok. O yüzden zaten sabit numara tekti.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bir işyeriniz olduğundan bahsettiniz. Bu

işlerini ne zaman açtınız?”Sanık Özkan Kurt: “Efendim ben 2005, 2006 yılları arasında Dünya Gazetesinde dünya

ekonomi ve politika gazetesinde çalıştım. Bunun akabinde iki bin.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne iş yaptınız orda gazetede?”Sanık Özkan Kurt: “Orada çeşitli işlerde bulundum ajans takip edebiliyorduk. İşte evrak

işlerine koşturabiliyorduk. 2006 yılının ya Şubat ya Mart ayında işten ayrılarak Feshane’de ilk konserimi vermek üzere organizatörlüğe başladım. O yıldan bu yana da 2006’dan bu yana da.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne zaman verdiniz konseri, kim katıldı, kim düzenledi?”

Sanık Özkan Kurt: “Bu daha önce Peygamber Efendimizin karikatürünün yapılmasından dolayı Feshane’de bir saygı gecesi düzenledim. Bu ilahi sanatçılarının katıldığı, hafızların katıldığı bir konserdi. Nisanın 2’si ya da 3’üydü 2006 yılında tam.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz organizatörsünüz.”Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sponsor kimdi, ne şekilde oldu?”Sanık Özkan Kurt: “Sponsor kendim, kendi bireysel olarak düzenlemiştim o konseri.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nereden geliri nereden elde ediyordunuz ilk

organizem dediniz. Daha önce bir birikiminiz var mıydı?”Sanık Özkan Kurt: “Organizatörlükle ilgili daha önce benim abim müzisyendir kendisi

üvey abim daha doğrusu. Benim babam 4 evli.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ozan Kurt mu?”Sanık Özkan Kurt: “Nasıl?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ozan Kurt isminde olan mı?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır Ceyhan Kurt. Benim babam 4 evlilik yapmıştır. Diğer

hanımından olan çocuklarından kardeşim müzisyendir. O kendi bilgilerine başvurdum. Ne şekilde neyi ne kadara mal edeceğimizi düşündük. Bu neticede 2006 yılının Nisan ayında böyle bir konser düzenledik. Konsere de çeşitli ilahi sanatçılarını ve hafızları çağırdık Kuran okumaları için.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Başka ne organizesi yaptınız?”Sanık Özkan Kurt: “Daha çok festival tarzında organizasyonlara katılmayı tercih

ediyorduk. E çünkü bireysel organizasyonlarda batma riskiniz olası. Yani istediğiniz talebi görmediğinizde zarara uğrayabilirsiniz. Ama festivallerde belediye güvencesiyle olduğu için daha rahat edebiliyorsunuz. Fakat bunların yargılanmakta olduğum davayla alakasının olduğunu düşünmüyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet düşüncelerinizi açıkça ifade edebilirsiniz o konuda bir sıkıntınız yok. Bu üzerinizde ele geçen hatlardan 506 5879229 sizin adınıza kayıtlı değil mi?”

Sanık Özkan Kurt: “Evet. Bir saniye faturadan bakayım. Sonu 29’du değil mi?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet 9229.”Sanık Özkan Kurt: “Evet bana ait.”

9

Page 10: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:10

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz mi kullanıyordunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne zamandan beri kullanıyorsunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Bir dönem ben kullandım, bir dönem yanımdaki bir arkadaşım

kullandı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kimdir o yanınızdaki arkadaş?”Sanık Özkan Kurt: “Şu an buna cevap vermek istemiyorum, ismini açıklamak

istemiyorum. Çünkü bu davayla alakası…”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin yanınızda çalışan birisi değil mi?”Sanık Özkan Kurt: “Yok samimi bir arkadaşım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne amaçla verdiniz bu telefonu kendisine?”Sanık Özkan Kurt: “Ben faturalı hat kullandığım için.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Kendimde farklı hatlarda olduğundan dolayı daha rahat iletişim

kurabilmesi için bu yönde verdim ama faturasını kendisi ödüyordu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kendisi gidip alamıyor mu, öyle bir imkanı yok

mu?”Sanık Özkan Kurt: “Ya kendisinin belli birtakım yerlere borçları olduğundan dolayı faturalı

hat çıkartması mümkün değil.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ondan dolayı.”Sanık Özkan Kurt: “Ondan kendisi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hangi tarihler arasında arkadaşınız kullandı?”Sanık Özkan Kurt: “(1 kelime anlaşılamadı).”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İsmini vermek istemediğiniz.”Sanık Özkan Kurt: “Şuan tarihlerini hatırlayamıyorum üzerinden baya bir zaman geçmiş.

Zaten kendimin dediğim gibi kronik rahatsızlıkları olan bir insanım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı hı.”Sanık Özkan Kurt: “Pek hatırlamam mümkün değil bu konuyu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “İlaç kullanıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu organizatörlük işini tek başınıza mı

yapıyordunuz, yanınızda başka çalışanınız, yardımcınız?”Sanık Özkan Kurt: “Evet tek başıma yapıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ortağınız filan yok muydu?”Sanık Özkan Kurt: “Ortak yok, ortak iş yapmadım kimseyle.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yapmadınız. Yine bu aynı baş tarafı sonu

9228 ile biten bir numara var.”Sanık Özkan Kurt: “Evet, evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu da sizin üzerinize kayıtlı.”Sanık Özkan Kurt: “Evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bunu siz kullandınız mı?”Sanık Özkan Kurt: “Kullandım efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sürekli mi kullandınız?”Sanık Özkan Kurt: “Nasıl?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sürekli mi kullandınız yine başka birisine

verdiniz mi?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır kendim kullandım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kullandınız. Yine Avea hatlardan 5065879200

numaralı telefon var.”

10

Page 11: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:11

Sanık Özkan Kurt: “Ben kullandım efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Başkasına vermediniz.”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Vodafone olarak 5433722717.”Sanık Özkan Kurt: “Vodafone. Bu numarayı hatırlamıyorum ama bir saniye bakacağım

Başkanım. Şuan yanımda bilgisine ulaşamadım fakat dediğim gibi ben kullandığım hatların faturalı olanlar, faturasız, açık hat yani başkasının üzerine kayıtlı olan hatları da hepsini mahkemeye zaten ibraz ettim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Onların tek tek sorulmasının gereksiz olduğunu düşünüyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Bunu hatırlamıyorsunuz öyle mi?”Sanık Özkan Kurt: “Hatırlamıyorum tek tek hatırlamam mümkün değil.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Açık kart dediniz. Açık kart ne şekilde

kullandınız?”Sanık Özkan Kurt: “Herhangi bir bayie gidersiniz.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Üzerinize kayıtlı olmayan bir hat alırsınız, bu kadar basittir yani.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nüfus cüzdan fotokopisi filan istemiyorlar mı

alırken?”Sanık Özkan Kurt: “Bunlar açık hattır yani örneğin sizin üzerine üzerinize bayi tarafından

açılmıştır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı hı.”Sanık Özkan Kurt: “Bunun için herhangi bir kimlik bilgisine gerek duyulmamaktadır.

Zannediyorum şuan onların satışı da yasaklandı diye biliyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kaç tane öyle hat aldınız?”Sanık Özkan Kurt: “Hatırlamıyorum sayısını. Dediğim gibi ben bütün numaralarımı

heyetimize ibraz etmiştim zaten.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bildirdiniz. Açık dediğiniz hatların

numaralarını hatırlamıyorsunuz. Kaç tane olduğunu bilmiyorsunuz.”Sanık Özkan Kurt: “Dediğim gibi yani.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Niçin açık hat alma ihtiyacı duydunuz, kendi

adınıza hatlarınız var zaten yeterince?”Sanık Özkan Kurt: “Ya bunun için bir ihtiyaç gerekmez. Telefon numarasına ihtiyacınız

vardır numaranızı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz organizatörsünüz yani aradıkları zaman

normalde bulmaları gerekir.”Sanık Özkan Kurt: “Tabi ki.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani açık hattan bulamazlar. Başkasının

üzerine çıkar telefon. Bilinmeyen numaralardan da size ulaşamazlar.”Sanık Özkan Kurt: “Şimdi zaten benim çalıştığım çevrede kendimiz kartvizit dağıttığımız

için herhangi birinin 118’den numaramızı istemesine ihtiyaç duyulmamaktadır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, yani dağıtmadığınız kişilerde size

ulaşmak istediği zaman bu hatlardan ulaşamazlar yani bunu ne için kullanıyordunuz, hangi amaçla?”

Sanık Özkan Kurt: “Ya telefon numarası kullanmanın bir amacı yoktur efendim iletişim amaçlıdır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İletişim için yeterli telefonunuz var hat faturalı. Açık hat almanızın.”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi buradan.”

11

Page 12: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:12

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Gizli bir iş mi yapıyorsunuz da gizli hat?”Sanık Özkan Kurt: “Buradan nereye gitmek istediğinizi anlasam ona göre cevap

vereceğim. Gizli bir iş yapmak istediğim takdirde, gizli bir iş yapmak istediğim takdirde Sayın Başkanım bu numaraların size bilgilerini zaten sunmazdım. Çünkü üzerime kayıtlı değil ulaşmanızı istemezdim. Bunlara ulaşmanızı buradaki insanlarımla irtibatımın olmadığını görmeniz için bütün numaralarımı size ibraz etmiş bulunmaktayım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. 5344276861 Turkcell hattı.”Sanık Özkan Kurt: “Evet bana ait.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne zamandan beri kullandınız, başkasına

verdiniz mi?”Sanık Özkan Kurt: “Yanlış hatırlamıyorsam tutuklanmadan önce kullandığım hattı. Ya

ondan önceki hattı ya da o hattı bilmiyorum. Hatırlamıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Yine 5346898797.”Sanık Özkan Kurt: “Sayın heyetim tekrar tekrar aynı şeyleri söylemek istemiyorum ama

yani hatırlamıyorum. Ben sağlık sorunları yaşayan bir insanım. Yani bu nedenle de bütün numaraları aklımda tutmam mümkün değil. Bana ait olan üzerime kayıtlı veya kayıtlı olmayan bütün numaraları tarafınıza ibraz ettim. Gerekli araştırmanın yapılmasını kendim beyan ettim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Kendim talepte bulundum. Bu nedenle bu soruların sorulması sadece

şahsımı tahrik etmektir.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Yine üst aramanızda çıkan

5397909208.”Sanık Özkan Kurt: “Cevap veremeyeceğim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu telefonu ne zamandan beri

kullanıyorsunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Hatırlamıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hatırlamıyorsunuz. Anladım. Birçok da sim

kart, sim plus kart çıkmış. Bunların incelemesi sırasında bazılarının da şifreleri olmadığı için pin punk kodları içeriği açılamamış. Evet. Siz organizatörlük yaparken askere gidiyorsunuz. Askerlik sırasında da 2 defa firarınız var.”

Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ve biraz önceki savunmanız sırasında da

sürekli olarak ailenizin sizi vatansever olarak Atatürk sevgisiyle, yurt sevgisiyle büyüttüğünden bahsettiniz. Firar etmenizin özel bir nedeni var mı askeriyeden?”

Sanık Özkan Kurt: “Efendim önce şunu düzelteyim. Ben savunmamda bahsettiniz konulara hiç girmedim. İkincisi firar etme nedenlerimi ben yargılandığım mahkemelere zaten belgeleriyle ibraz etmiş gereken cezayı almış, yatmış, tamamlamış birisiyim. Yani bunların buradaki davayla alakasının olmadığını da bu davaya bir şey katmayacağından dolayı ekstra bir açıklama yapmayı uygun görmüyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet tabi cevap vermeyebilirsiniz. Ancak vatani görevinizi yaparken baskı gördüğünüzden söz ediyorsunuz. Ne tür bir baskı gördünüz?”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi bu abartmadır. Ben baskı gördüğümü iddia etmedim. Şimdi ben sağlık sorunları çok sağlık sorunu yaşayan bir insan olduğum için sürekli tedavi görmek zorundayım. E bu da bulunduğumuz yerde pek mümkün olmadığından hastaneye çıkışlarım aksıyordu. O nedenle böyle bir ibare kullanılmıştır ama abartılıdır. Bu kadar.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “1 Nisan tarihinde siz firariyken Pozantı’da yakalandığınız dosya kapsamından anlaşılıyor.”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi.”

12

Page 13: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:13

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Firari olduğunuz dönemde nerelerde yaşadınız, neler yaptınız?”

Sanık Özkan Kurt: “İstanbul’da ben hiç İstanbul’un dışına çıkmadım efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Pozantı’da nasıl yakaladılar sizi?”Sanık Özkan Kurt: “Zaten ben teslim olmaya giderken Urfa Cesur isimli firmada araçla

giderken yanımda babamın da olduğu o an Pozantı’da gözaltına alındım. Yani zaten askeri birliğime Urfa’ya gidiyorduk. Yoldaki çevirme esnasında gözaltına alındık. Dolayısıyla da yakalanmış olduk. Zaten yine diyorum beni aldıkları araç Urfa aracıdır. Urfa’ya giderken yanımda babamda beni getirir götürmek istedi, beraber gittiğimiz esnada Pozantı’da gözaltına alındım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Adana’da bulundunuz mu?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır hiç hayatımda gitmedim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “O çevrede herhangi bir faaliyetiniz oldu mu?”Sanık Özkan Kurt: “Ben.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Adana çevresinde.”Sanık Özkan Kurt: “Adana’ya hiç gitmedim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Gitmediniz.”Sanık Özkan Kurt: “Sadece tutuklandığım esnada oradaydım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ergenekon hakkında ne biliyorsunuz.

Ergenekon terör örgütü hakkında sizin bilginiz nedir?”Sanık Özkan Kurt: “Ben Ergenekon.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Özel bir araştırma yaptınız mı bu konuda?”Sanık Özkan Kurt: “Ben Ergenekon’un Göktürk devletinin diriliş destanı olduğunu iyi

biliyorum. Bunu da okuduğum kitaplar sayesinde biliyorum. Böyle bir örgütün varlığının olduğuna inanmıyorum. Çünkü nedenini soracak olursanız bu örgütte suçlu olarak daha doğrusu terörist olarak lanse ede… edilen insanların bu ülkede terörü bitirmeye çalıştıklarını medyadan yaptıkları işleri takip ettiğimden dolayı böyle bir örgütün varlığını düşünmüyorum. Olduğuna da inanmak istemiyorum dolayısıyla.”

Sanık Muzaffer Tekin söz almadan konuştu: “Sayın Başkanım müdahale eder misiniz bakın Ergenekon terör örgütü. İddia edilen Ergenekon terör örgütü diyeceksiniz Savcı Bey.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ergenekon.”Mahkeme Başkanı: "Bir dakika. Tamam. Efendim Ergenekon terör örgütü iddiası yoksa.

Evet buyurun.”Sanık Muzaffer Tekin söz almadan konuştu: “Ha öyle soracak. Ama terör örgütü hakkında

ne biliyorsun diyor. “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Muzaffer Tekin söz almadan konuştu: “5 senedir ulaş....”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet bulduk.”Mahkeme Başkanı: "Bir dakika efendim Muzaffer Bey oturduğunuz yerden konuşmayın.

Buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ergenekon terör örgütü özellikle soruşturması

yapıldığı sırada siz nerede, neredeydiniz, kimlerle görüştünüz?”Sanık Özkan Kurt: “Ben mi?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ocak 2008 ilk defa Ergenekon terör

örgütünün adı medyada yer aldı, soruşturma ismi olarak yer aldı. Siz o zaman neredeydiniz, nereden bu bilgileri edindiniz?”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi normal, sıradan bir halkın medyadan takip ettiği kadar bende operasyonları takip etme şansına.”

13

Page 14: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:14

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani burada yargılanmakta olan sanıklardan birebir tanıdığınız, gördüğünüz, görüştüğünüz kimse var mıydı?”

Sanık Özkan Kurt: “Bunu az önce savunmamda da söyledim benim buradaki insanları hayatım boyunca hiç görmediğim gibi hiçbir münasebetimde söz konusu değildir. Bunu yapabileceğiniz her türlü araştırma sonucunda yani az önce heyetimize ifadede bulunurken de söyledim. İddia makamının bir kişi hakkında iddiada bulunabilmesi için gerekli tüm emniyet, istihbarat ve benzeri araştırmaları yaptıktan sonra ithamda bulunması gerekir, hukuka bu yakışır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Siz iddia makamı olarak benim kiminle görüşüp görüşmediğimi

bilmiyorsanız benim burada yargılanmam boş demektir.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet emniyet ifadenizi inkar ettiniz. Orada

Balkon barda birtakım bu davada yargılanan sanıklardan Veli Küçük, Sedat Peker, Sami Hoştan, Kemal Alemdaroğlu isimli şahıslarla görüşmeler yaptığınızı beyan etmişsiniz şimdi inkar ettiniz bu görüşmeleri.”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi bu tarz Sayın Başkanım…”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bununla ilgili olarak.”Mahkeme Başkanı: "Soruyu bir anlayın bir dakika bir dakika soruyu bir anlayın.”Sanık Özkan Kurt: “Sayın Başkanım…”Mahkeme Başkanı: "Savcı Bey soruyu bir tamamlasın bir dakika, buyurun Savcı Bey.”Sanık Özkan Kurt: “Sayın Başkanım müdahale ederseniz.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bununla ilgili olarak dosyanın içerisinde sizin

2 tane klasörünüz var. 1. Klasörde; birtakım ihbar tutanakları gelmiş emniyete, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına. Burada 29 Mart seçimlerinde Adana’da Başbakana yapılması planlanan suikast gibi birçok olayı sizin tasarladığınız, Sedat Peker’in adamlarının Çamlıca’da bulunan Balkon Barda defalarca Veli Küçük, Sedat Peker ve Sami Hoştan’la görüştüğünüz şeklinde ihbar mektubunda iddialar var. Bunlar hakkında ne diyorsunuz?”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi gelen ben kendi dosyamı inceledim tabi ki. Gelen ihbarların nereden yapıldığının dosyaya dahi eklenemediği, bir internet…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz, pardon şunu da koyayım siz yakalanmadan önce 22 Şubat yani siz bu mektubu göndermeden önce.”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi işte oraya geleceğim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “1 ay önce yaklaşık olarak gönderilen şeyler

22 Şubat.”Sanık Özkan Kurt: “Ama ben size dinledim eğer sizde beni dinlerseniz sorunuzun

cevabını vereceğim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Açıklamayı yapayım ona göre. Hı hı buyurun.”Sanık Özkan Kurt: “Şimdi internet üzerinden yapılmış ihbarlar neticesinde böyle bir

kanıya varılmış. İfademi ben inkar etmiyorum diyorum ki imzalamadığım bir ifadeyi kabul etmem suçu kabul etmem anlamına gelir. Benim asker olduğumu, asker firarisi dahi olsam asker olduğum için emniyette tutulamayacağımın veya ifademin alınması sırasında garnizon komutanlığının, merkez komutanlığının herhangi bir yetkilisinin yanımızda olması gerekirken hiç kimse çağrılmayarak zorla ifade alınmıştır bunu beyan ediyor. Bütün belgeleri de başkanıma ibraz ederek yani ben hiçbir şeyi avami konuşmuyorum her şeyin kanıtını da konuştuğum şeyin kanıtını da mahkeme heyetine ibraz ediyorum. Siz dosyada sadece görmek istediklerinizi görüyorsunuz. Onlar üzerinden soru soruyorsunuz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin göndermiş olduğunuz bir tehdit faksı daha sonra yapılan dijital incelemelerde de size ait olan malzemeler üzerinde bulunmuş birebir aynısı. Zaten kabul ediyorsunuz Zekeriya Öz’ü tehdit ettiğinizi bu konuda bir tereddüdümüz yok.”

14

Page 15: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:15

Sanık Özkan Kurt: “Evet efendim tehdit ettiğimi değil.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu mektubu, bir faks gönderdiğinizi

söylüyorsunuz eleştirmek için gönderdiğinizi söylüyorsunuz.”Sanık Özkan Kurt: “Evet, evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu faksı tam olarak hangi tarihte yazdınız,

hazırladınız?”Sanık Özkan Kurt: “Şimdi dediğim gibi ben az önce heyetimize de gönderdim. Ben birçok

rahatsızlık yaşıyorum, doğal olarak tarihleri pek hatırlama veya isim hatırlama gibi bir hafızam yok. Bu nedenle de şimdi hangi tarihte yazdığımı, hazırladığımı inanın ki bilmiyorum. Ama 31 Martta gönderdiğimi çünkü gözaltına alındığım tarih olduğundan dolayı hatırlıyorum. Gözaltına alındığım saat 14:00 civarlarında herhalde göndermiştim zaten önümdeki ifadelerde de öyle yazıyor. 14:00 civarında gönderdim akşam 11 buçukta gözaltına alındım, tehdit olarak gözaltına alındım. Ne yazık ki saat gecenin üçünde Terörle Mücadele Şubesinde nöbetçi olmayan memurların evden kalkarak geldiklerini, beni emniyete götürüp birtakım belgeler imzalattırıldığını da burada emniyet tutanaklarının, hastane raporlarını sunarak ibraz ederek konuştuk. Burada benim üzerinden veya yapmış olduğum suçun üzerinden herhangi bir kimsenin itham edilmesi taraflı yargılamaya girer.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İfadelerinizde Bahadır isminde bir emekli astsubaydan bahsediyorsunuz ve tipini söylüyorsunuz, yaşını söylüyorsunuz, ten rengini söylüyorsunuz. Yani böyle bir isim verme ihtiyacı niçin hissettiniz?”

Sanık Özkan Kurt: “Bakın efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Olmayan bir kişiyse niye böyle bir isimden

bahsettiniz.”Sanık Özkan Kurt: “Yine söylüyorum ben bu ifadeleri vermedim. Ben ömrü hayatımda bir

tane Bahadır tanıyorum o da benden yaşça 1 ya da 2 yaş büyüktür. Onun telefonu da benim telefon, sim kartlarımın içerisinde bulunmuş dosyaya eklenmiştir. Bunun dışında tanıdığım bir Bahadır yoktur. Böyle bir mektubu bana yazdıracak yani bir anlamda iş yapabileceğim birini soyadını telefonunu oturduğu yeri bilmeme gibi bir lüksümde yoktur. Tanımadığım bir insandan korkma gibi bir lüksümde yoktur. Bunlar, aynı şeyleri tekrarlıyoruz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Oflu Enişte diye bir lakap kullanmışsınız. Bu lakabı daha öncede başka yerlerde de kullandınız mı? Yine biraz önce bahsetmiş olduğum değişik tarihlerde gelen ihbar mektuplarında da sizin Oflu Enişte lakabını kullandığınız ifade ediliyor. Sizin Oflu Enişte lakabı kullandığınızı bilen çevrenizden kimler vardır, bunları açıklar mısınız?”

Sanık Özkan Kurt: “Benim çevremde, arkadaş çevremde Oflu Enişte olarak herkes o şekilde takılır bana enişte derler. Yine diyorum biraz farklı nedenlerden dolayı enişte diyorlardı benimde kökenimin Trabzon Of’a dayanmasından böyle bir lakap. Bu herkesin çocukluğunda da, gençliğinde de olmuştur yani herkesin bir lakabı vardır ama bunun suç teşkil ettiğini düşünmüyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kimler biliyor sizin Oflu Enişte lakabını kullandığınızı?”

Sanık Özkan Kurt: “Bu soruya cevap vermiştim ben az önce.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani arkadaş çevrenizden bilenler var mıdır

onu söylüyorum?”Sanık Özkan Kurt: “Zaten arkadaş çevrem bunu bilir, çalıştığım yerlerde…”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Çünkü bu ihbarı çeken kişi.”Sanık Özkan Kurt: “Çalıştığım yerlerdeki insan…”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin yanınızda çalıştığını iddia ediyor. Sizle

beraber olduğunu hatta timde yer aldığını, ihbarlarını ondan dolayı gönderdiğini söylüyor.”

15

Page 16: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:16

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi faraziye şeyler üzerine konuşmayı pek sevmem ben dediğim gibi doğru bir tanedir bir tane doğru vardır. Benim çevremde gerek yanımda beraber iş yaptığımız, gerekse benim çalıştığım insanlar benim bu lakapla anıldığımı bilirler. Bu nedenle de bana yani birinin enişte ya da Oflu Enişte demesinin bir suç teşkil ettiğini düşünmüyorum. Tanımadığım veya hakkımda bu ihbarlarını gönderen şahıs kimse, tanımadığım insanların hakkımda ne yorum yaptığı beni bağlamaz. Ağzı olan herkes konuşur, herkes bir şeyleri söyler, bir şeyler dillendirir, birine kim duyarsanız, iftira atarsınız. Birine kin duyarsanız döversiniz, kavga ederseniz ya dayak yerseniz ya atarsınız. Bu da bunun gibi şeylerdir. Şimdi 3 kişi seviyorsa 3 kişide nefret ediyordur bizden doğal olarak kimin ne amaçla, ne gözeterek böyle bir şey yaptığını bilmem mümkün değil. Bütün belgelerde ihbarı gönderenin adının gizli olduğunu yasaya dayandırarak gizlendiğini yazmışlar benim bunu sorgulama hakkım yok. Zaten böyle bir şeyin gerçek olduğunu düşünmediğim için sorgulamıyorum. Gerçek olsa bunun peşine düşer nedir, neyin nesidir diye araştırma gereği duyardım böyle bir şey…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Daha sonra bu konuya tekrar döneceğim özellikle ihbar mektubuyla dijital verileriniz arasındaki uyum konusuna. Öncelikle şu göndermiş olduğunuz faks yazısını size okumak istiyorum. Sayın Savcı Zekeriya Öz’ün dikkatine şeklinde büyük harflerle yazdıktan sonra; Sayın Zekeriya Öz yürütmüş olduğunuz hükümetin intikam projesi olan Ergenekon terör örgütü davasında tutuklamak cüretinde bulunduğunuz bu ülkeye canı pahasına hizmet veren saygın ve bir o kadar geçmişi temiz ve şerefli insanlara yönelttiğiniz asılsız ve mesnetsiz suçlamaların sizi de bir gün yargılanmak ve hesap vermek zorunda bırakacağını hatırlatmak isterim. Yani bu mektubu siz 31 Mart tarihinde savcılığa çekmişsiniz aynı gün yazdığınızı söylüyorsunuz henüz daha soruşturma…”

Sanık Özkan Kurt: “Hangi gün yazdığımı o gün yazdım demiyorum efendim hangi gün yazdığımı hatırlamıyorum ama.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani en geç, en geç yazsanız o gün yazmış olursunuz ki 31 Mart.”

Sanık Özkan Kurt: “Yani.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “22 Ocak tarihinde bu soruşturmanın isminin

Ergenekon olduğu yönünde medyada haberler yer aldı ilk defa.”Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yaklaşık 2 aylık, 3 aylık bir süreç var. Siz bu

soruşturmayı çok derinlemesine ne şekilde biliyorsunuz da canı pahasına vatanına hizmet eden saygın kişiler, temiz şerefli insanlar diye burada yargılanan şahıslar hakkında bir kanıya varıyorsunuz hiçbirini de tanımadığını söylüyorsunuz. Bu kanıya nasıl vardınız, açıklar mısınız?”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi bunun için bir kişi tanımak yani birebir sohbet etmek veya buna benzer şeyler gerekmez.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Bir insanın ne iş yaptığına bakarsınız ve neleri savunduğuna

baktığınız zaman insanların karakterini tahlil edebilirsiniz kendinizce. Ben bu kişilerin.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mesela Oktay Yıldırım’ı tanıyor musunuz

biliyor musunuz? Neyle suçlandığı konusunda bir bilginiz var mı? İşte Veli Küçük, Muzaffer Tekin yani bunların neyle suçlandığını biliyor musunuz, siz bu kişilerin savunmalarını nereden biliyor henüz daha savunmada yapmamışlar?”

Sanık Özkan Kurt: “Savunmalarını biliyorum diye bir ibare yoktur mektupta.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mahkemede aleniyet kazanmamış henüz

daha iddianame açılmamış.”Sanık Özkan Kurt: “Şimdi burada terörle suçladığınız insanların medyaya yansıyan olarak

söyleyeceğim Cumhuriyet Mitingi yaptı diye gözaltına almanız bana göre bir terör suçu değildir.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “O şekilde mi biliyorsunuz?”

16

Page 17: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:17

Sanık Özkan Kurt: “Atatürk’ü savunduğu için bir insanın gözaltına alınması bana göre terör suçu değildir, bunu belirtmek için yazdım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu kanıya nereden vardınız, medyadan mı okunuz ne şekilde?”

Sanık Özkan Kurt: “Nasıl?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Medyadan mı okudunuz bu haberleri?”Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Sanık Oktay Yıldırım söz almadan konuştu: “Sayın Başkanım bir itirazım var, soruya

itirazım var müsaade eder misiniz? Soruya itirazım var.”Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”Sanık Oktay Yıldırım söz istedi verildi: "Uzun süredir konuşmuyorum böyle şeylere de

müdahale etmemeye çalışıyorum ama. Şimdi Sayın Başkanım birincisi Sayın savcı kanaat soruyor. Bu kanaati nasıl edindiniz diyor. İkincisi ben Sayın savcıya buradan bilmediği bir şeyi söyleyeyim. İlkinin şuanda cemaatin güdümündeki basının aklını bulandırdığı kesimin dışında kalan büyük bir çoğunluğu bu davanın düzmece bir dava olduğuna inanıyor zaten. Cemaat basının güdümündekilerin büyük bir.”

Mahkeme Başkanı: "Oktay Bey bu söylediğinizde, bu söylediğinizde kanaat, bu söylediğinizde kanaat.”

Sanık Oktay Yıldırım: “Müsaade edin. Halkta çok… Müsaade edin.”Mahkeme Başkanı: "Anlaşıldı.”Sanık Oktay Yıldırım: “Halkta çok büyük bir kanaat var zaten. Bu beyefendinin kanaati de

tıpkı Türk kamuoyunun içerisinde bulunan kanaat gibi edinilmiş, davaları izleyerek 5 yıldır bu örgütü bulamayan bir davanın 200 duruşma yapmış hala örgüt bulamamış bir davanın gideceği noktanın çıkmaz sokak olduğunu gören bir vatandaş olarak bir edinmiş kanaat olabilir. Sayın Savcının bu adamın buradaki insanlar hakkında söylediği 3 tane iyi sözden bu insanlar müstesna insanlardır, bu insanlar kötü insanlar değillerdir demesinden işkillenip. Bu insanların iyi insanlar olduğunu nereden biliyorsun,ne kana… nasıl kanaat edindin diye soru sormasını ne hukuk etiğiyle ne bu mahkemenin araştırdığı örgütün ilgisiyle ne de bu beyefendinin yargılandığı suçlama konusuyla ilişkili olduğunu sanmıyorum. Lütfen sorusunu değiştirsin.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun, anlaşıldı.”Sanık Oktay Yıldırım: “Bu şekilde kanaatle yarın öbür gün halkında bütün o lehte yazı

yazanlara, sokaklara çıkıp miting yapanlara şey mi diyeceksiniz? Sen bu adamların masum olduğunu nereden biliyorsun böyle mi denecek Sayın Başkanım?”

Mahkeme Başkanı: "Oktay Bey konu anlaşıldı. Oktay Bey konu anlaşıldı kanaat soruyorsunuz diyorsunuz anlaşıldı tamam.”

Sanık Oktay Yıldırım: “Teşekkür ederim.”Mahkeme Başkanı: "İtiraz kabul edilmedi. Sanık savunmasında sizin isminizi geçirdiği için

sizin yargılandığınızı nedeniyle bu işi yaptığını söylüyor, itiraz kabul edilmedi buyurun Savcı Bey devam edin.”

Sanık Özkan Kurt: “Sayın Başkanım bende buna itiraz ediyorum ben kimsenin ismini geçirmedim, savunmamda kimsenin ismini geçirmedim.”

Mahkeme Başkanı: "Ergenekon var olduğu iddia edilen Ergenekon terör örgütü ismiyle anılan örgüt nedeniyle sanıkların yargılandığını bahsettiniz, bu nedenle soruldu soru.”

Sanık Özkan Kurt: “Ben dosya kapsamında konuştum.”Mahkeme Başkanı: "Buyurun Savcı Bey devam edin.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mektubunuzda aynen şöyle devam ediyor

faks yazınızda. Bu saygın ve şeref dolu bir geçmişe sahip insanlara dava açmak için dayanak olarak gösterdiğiniz Tuncay Güney isimli ne olduğu belirsiz bir insanın sözleri, sunduğu belgeler ve geçmişin intikamını almak isteyen Ak Parti Hükümetinin size servis ettiği birtakım belgeleri

17

Page 18: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:18

delil niteliğinde sayacak kadar hukuku alçalttığınızı ve bu işe çanak tuttuğunuzu da size hatırlatmak isterim. Burada Tuncay Güney isimli bir şahıstan bahsediyorsunuz. Bu şahsı tanıyor musunuz?”

Sanık Özkan Kurt: “Medyadan tanıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne şekilde tanıyorsunuz.”Sanık Özkan Kurt: “Kendini ülkesinde taban tutturamayıp Kanada’ya gidip haham olacak

kadar dininden çıkmış bir adam olarak biliyorum, bu kadar.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Daha önce bir görüşmüşlüğünüz oldu mu?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır benim dinden çıkmış bir insanla görüşmem mümkün değildir ki.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Ben Allah’ına bağlı bir adamım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Yine burada Ak Parti Hükümetinin size

servis ettiği birtakım belgeleri delil niteliğinde sayacak kadar hukuksuzsunuz diyorsunuz. Nedir o belgeler, ne biliyorsunuz o konuda?”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi bu benim yorumumdur, yorumum üzerinde.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yorum değil somut şeyler söylüyorsunuz Ak

Parti Sayın Savcımıza servis ediyormuş birtakım delil niteliğinde belgeler.”Sanık Özkan Kurt: “Bu benim görüşümdür, görüşüm olduğu için yazdım zaten.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ama bu isnat yani bir şekilde bir belge alıp

savcının şey yapması, dava açması (1 kelime anlaşılmadı)”Sanık Özkan Kurt: “Bu soruya başka türlü cevap vermeyeceğim yani sizin benden

istediğiniz cevapları vermediğim için üzerime geldiğinizin farkındayım Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Sizin hangi anlayışa hizmet ettiğini

görmeyecek kadar gözlerinizi yükselme arzusu ve hırsı olan biri olarak gözlemlediğimi de belirtmek isterim ama ne yazık ki hukuk hır ve arzuların hırs demek istediniz zannedersem arzuların tatmin edileceği bir kurum değildir. Bu ülkenin hukukun üstünlüğü her Türk vatandaşına olduğu kadar size de bir gün lazım olacaktır bunu unutmayınız. Size bu işi servis ederek hayatını bu ülkeye hizmet için adamış insanlardan intikam alan zihniyet sizi de bir başkasına servis ederek o sanık sandalyesine oturtacaktır, tıpkı bu davanın başlamasına neden olan Adil Serdar Saçan’ı o sanık sandalyesine oturttuğu gibi. Adil Serdar Saçan’ı tanıyor musunuz?”

Sanık Özkan Kurt: “Medyadan tanıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne kadar tanıyorsunuz, ne yapmış, niçin

burada yargılandı?”Sanık Özkan Kurt: “Emniyet mensubu olduğunu biliyorum. Emniyet mensubu olduğunu

biliyorum ve kendisinin Tuncay Güney’le görüşme yaptığını bu kadar yani basından ne gördüysem kendi kafamdan yorumlayarak bu mektubu oluşturmuş ve göndermişim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine bu. Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Ben bu mektubu gönderdiğimi hiçbir zaman inkar etmedim.

Savunmamda da dedim ki belki haddimi aşan cümleler kurmuş olabilirim ya da Sayın Zekeriya Öz’ü korkutmuş olabilirim. Kendisini beğenmesem dahi bulunduğu makam devleti temsil ettiği için kendisini tehdit etmem mümkün değil. Ben milletine bağlı, devletine saygı duyan bir insanım. Devlet hepimize devlet, adalet hepimize adalet. Bu nedenle kendisini yine söylüyorum şahsen tanımasam da hakkında, kanaat oluşturmasam da bulunduğu makam dolayısıyla tehdit etmem mümkün değil.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Yine devamında Erzincan Başsavcısı gibi yani hizmet ettiğiniz zihniyet sizi yükseltmek ve hırslarınızı tatmin etmek yerine sanık olmanızı sağlayacaktır. Kimdir Erzincan Başsavcısı, ne şekilde sanık olmuştur?”

Sanık Özkan Kurt: “Kendisi bu davayla ilişkilendirilmiştir, bunu da medyadan görmüştük yine atılan birtakım iftiralar.”

18

Page 19: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:19

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kimdir ismi nedir, Erzincan Başsavcısı dediğiniz şahıs kimdir?”

Sanık Özkan Kurt: “Şuan kendisi milletvekilidir aynı zamanda İlhan Cihaner olması lazım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani o ne şekilde Ergenekon davasıyla

soruşturmasıyla ne tür bir bağlantı kurdunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Vallahi kendi kanaatimi söyleyebilirim burada yani birtakım bildiklerim

olmadığı için size ancak kanaatçe cevabı verebilirim. Bilmediğim şeylerin sorulması yanlış yorumlara neden olabilir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hayır siz kendiniz bizzat yazdığınız için soruyorum yani başkası yazdırmadı ben yazdım dediğiniz için.

Sanık Özkan Kurt: “Diyorum benim bu yorumumdur, yorumumun neticesinde ortaya çıkan bir mektuptur. Ben onun dışında herhangi bir belge görüp, okuyup bir değerlendirip de yazmadım. Ben medyadan, basından gördüğüm kadarıyla kafamda yorumladığım kadarıyla bu mektubu oluşturdum bu bu kadar basittir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, mektubunuz devamında unutmayın hukuk terazisi başında oturmak size bu teraziyi kendi ego ve yandaş olduğunuz insanların egoları için kullanma hakkı vermiyor. Bunun için… bunun birçok örnekleri vardır size naçizane tavsiyem bu davadan el çekmeniz doğrultusundadır. Sizi seven bir aileniz, arkadaşlarınız ve dostlarınız var. Onlara sizin kaybetmenin acısını tattırmayın, ailenizi ve sevenlerinizi üzmemenizi tavsiye ederim. Yoksa sonunuzun Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Savcı Öz ve buna benzer birçoğu gibi bitecek evet.”

Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burada tehdit açık öyle değil mi? Davadan el

çekiniz diyorsunuz, çekmediğiniz takdirde sizi seven aileniz var, arkadaşlarınız dostlarınız var, sizi kaybetmenin acısını onlara tattırmayın diyorsunuz.”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi e ben teh…”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Daha sonrada Abdi İpekçi, Uğur Mumcu,

Savcı Öz cinayetleri örnek veriyorsunuz.”Sanık Özkan Kurt: “Şimdi ben.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu cinayetler konusunda ne biliyorsunuz Abdi

İpekçi, Uğur Mumcu, Savcı Öz kim tarafından ne şekilde öldürülmüştür?”Sanık Özkan Kurt: “Kim tarafından…”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz kendiniz bu kişiyi tehdit ederken bu

isimleri saymanızın özel bir nedeni var mı?”Sanık Özkan Kurt: “Özel bir nedeni yok. Bu kişilerin ne şekilde veya niçin ne amaçla

öldürüldüğünü de bilmiyorum. Ben.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Savcı Öz’ü tanıyor musunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır tanımam. Zaten tanımam için.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Savcı Öz nerden, niçin yazdınız buraya Savcı

Öz’ü? Doğan Öz’den bahsediyorsunuz değil mi Savcı Öz dediğiniz. Zekeriya Öz olamaz, zaten o tehdit ediliyor Savcı Öz’den kastınız ne hangi savcı?”

Sanık Özkan Kurt: “Valla bir savc… Doğan Öz olması lazım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani Doğan Öz’ün niçin öldürüldüğünü biliyor

musunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır bilmiyorum, zaten bunu bilebilmem için yaşımın en az sizinle.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ama ben yazdım diyorsunuz bu mektubu ben

yazdım diyorsunuz başkası yazdırmadı diyorsunuz.”Sanık Özkan Kurt: “Mektubu yazmış olabilirim bakın suikasta kurban gittiğini 10 yaşındaki

çocuğa da sorsanız söyler.”

19

Page 20: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:20

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bilmez, kimse bilmez yaşınızda müsait değil yani bu kişinin yaşadığı zamanı da bilmiyorsunuz.”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi bunun altında neyi aradığınızı söylerseniz ona göre cevap vereyim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şunu arıyorum bu ilk defa kontrgerilla konusunda araştırma yapan bir savcımız.”

Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Suikastta kurban gitti Doğan Öz. Uğur

Mumcu, Abdi İpekçi hakeza faili meçhul bir şekilde öldürülen aydınlarımız.”Sanık Özkan Kurt: “Evet buradaki insanlarda aydın.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani Abdi İpekçi’nin sanığı Mehmet Ali Ağca.”Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Yani siz bu isimleri sayıyorsunuz ama

bilmiyorsunuz kim olduklarını.”Sanık Özkan Kurt: “Yani şimdi bir yorum yapmak için yorum yaptığınız insanların

geçmişini bilmeniz gerekmiyor ki.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ama niçin yani bak Savcı Öz’ü tehdit

ediyorsunuz, soruşturmayı yürüten savcıyı ve bunları örnek gösteriyorsunuz.” Sanık Özkan Kurt: “Şimdi efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Onların sonu gibi olur sonunuz diyorsunuz.

Yani bunların kimin öldürdüğü, ne şekilde olduğu ortada.”Sanık Özkan Kurt: “Sayın Savcım şimdi siz bir şey soruyorsunuz ama cevabını

beklemeden tekrar sormaya çalışıyorsunuz.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Buyurun, buyurun bekliyoruz.”Sanık Özkan Kurt: “Şimdi sizin sorduğunuz Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Doğan Öz gibi

isimlerin ne amaçla, ne güdülerek öldürdüğünü, öldürüldüğünü bilmiyorum. Bunu yazma nedenim bu insanların uğradıkları suikast nedenleridir. Savcı Öz’ü tehdit etme nedenim dediğim gibi ben bu davanın haksız, dava demekten hicap duyduğum için böyle bir yazı metni hazırlayarak gönderdim. Yine diyorum belki haddim değildi. Ama yani doğru bildiğimi de yapmak zorundaydım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Daha önce bir cinayete karıştınız mı?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sabıkanızda böyle bir şey gözükmüyor.”Sanık Özkan Kurt: “Benim sabıkam temiz yani.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “6136 sayılı kanuna muhalefetten bir işlem

gözüküyor. O nedir o silahla ilgili?”Sanık Özkan Kurt: “Nasıl?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “6136 sayılı kanuna muhalefetten ruhsatsız

silah bulundurmaktan bir işlem yapılmış hakkınızda. O dava sonuçlandı mı?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nerde görülüyor?”Sanık Özkan Kurt: “Dava olarak görülmüyor. O bahsetmiştim zaten kendi kapımın önünde

silahla ateş ettim diye.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hangi silahla?”Sanık Özkan Kurt: “Kurusıkı silahtı kendisi ama Kocasinan Polis Merkezine götürüldük,

orda ifademiz alındı, hakkımda işte işlem yapılacağı konusunda kanaat verilmiş. İşlemi Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılacağı söylendi. Bir para cezası ödeyeceğim söylendi. Öyle kaldı bunun dışında.”

20

Page 21: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:21

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şuanda yürüyen bir davanız yok mu, hakkınızda açılmış herhangi bir dava yok mu?”

Sanık Özkan Kurt: “Bildiğim kadarıyla yok. Geçen burada söylediğim sözlerden dolayı Mahkeme Heyeti, savcılığa sevk etmişti başkada bir suçum yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “O değil iddianame öncesi.”Sanık Özkan Kurt: “Çünkü. Yaşım yetmez suç işlemeye 24 yaşındayım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet şöyle devam ediyorsunuz umuyorum ki,

tavsiyemi göz ardı ederek sağlığınızı ve yaşamınızı tehlikeye atmaz, beni sizi öldürmek için teşvik etmezsiniz. Bu ülke bir savcının daha suikastta kurban gitmesini kaldıramayacağı kanaatindeyim. Yani burada sizi öldürmek için beni teşvik etmezsiniz şeklinde bir beyanınız var.”

Sanık Özkan Kurt: “Evet, beyanlarımı zaten kabul etmiştim Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ediyorsunuz evet.”Sanık Özkan Kurt: “Evet haddimi aştığımın da farkındayım şuan ama birilerinin de bunları

söylemesi gerekiyordu diye düşünüyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İnanmanı beni ciddiye almanı tavsiye ederim

yoksa yanında gezdirdiğin koruma ve altındaki o zırhlı Mercedes dahi senin hayatını kurtarmaya yetmeyecek, sana ömründe görmediğin kadar acı çektirerek gömmek beni de üzer ama inan parçalarını bulamazlar. İnan parçalarını bulamazlar. Bu davadan çekilmemen halinde senin her bir parçanı, bir çukura gömerim. Yani böyle bir şeyi yapabilecek elinizde patlayıcı, silah başka bir şey var mı, mühimmat var mı?”

Sanık Özkan Kurt: “Efendim benim evimde her yerde yapılan aramalarda benim evimde dahi, bıçak dahi o cebinizde taşıdığınız bıçak dahi bulunmamıştır. Bu bir kızgınlığın tezahürü olarak o anki psikolojiyle yazılmış bir şeydir. Yani her tehdit ettiğinize karşı bir eylem düşünürseniz hepimiz yeri gelmiştir telefonda sinirlenip değişik şekillerde de konuşmuşsuzdur. Ben o anki psikolojiyle zaten tedavi gördüğümün bütün belgelerini de vermişim. O an kızgınlıkla, tansiyonumun yükselmesiyle yazdığım, oluşturduğum bir şeydir. Bunun fiili olarak hiçbir dayanağı da yoktur zaten.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Kendisine karşı yapmış olduğum herhangi bir şeyde yoktur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet biraz önce ihbar mektuplarından

bahsetmiştim. Sizin hakkınızda bu faksı göndermeden yaklaşık 1, 1 buçuk ay önce gönderilen fakslar. Bunların bir tanesinin ekinde işte sizin hakkında bilgiler yer almakta. Özkan Kurt diyor şu sitelere de bakabilirsiniz diyor. Mafyababaları.blogspot.com isimli bir internet sitesini örnek gösteriyor. O sitede de sizin hakkınızda şöyle bir yazı var, fotoğraf yer almakta. O fotoğraf size mi ait, gördünüz mü o fotoğrafı?”

Sanık Özkan Kurt: “Fotoğrafı gördüm evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Size mi ait o fotoğraf?”Sanık Özkan Kurt: “Evet bana aittir.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Şöyle diyor 1981 yılında Bayburt’ta

Dünyaya geldi, aslen Trabzon Of nüfusuna kayıtlı olan Oflu Enişte lakaplı Özkan Kurt bir dönem Kurban ve Şeref Yazoğlu, Oflu İsmail Saral Grubunun himayesinde çalıştı. Daha sonra Oflu Erkan Lakaplı Erkan Cevahiroğlu ile belli bir müddet ortaklık yaptı. Daha sonra kendi grubunu oluşturarak fuhuş, uyuşturucu, haraç, adam yaralama ve öldürme gibi birçok alanda faaliyet göstermeye başladı. 2006, 2007 yıllarında birçok fuhuş operasyonunda ismi öne çıktı. Özelikle Şişli Pang altında Güneş Otel’in fuhuş yapıldığından dolayı basılması uzun süre gündemi meşgul etti. Bir dönem İstanbul Taksim Kuin ve Gabile gibi ünlü gece kulüplerinin patronluğunu da yaptı. Polis kayıtlarına göre birçok suçtan adli sicili bulunan Özkan Kurt şimdilerde Yumak Grup Aş. isimli bir şirket kurdu. Buradaki bilgiler doğru mudur?”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi.

21

Page 22: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:22

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz Kuin, Gabile gibi ünlü gece kulüpleriyle Yumak Grup isimli şirketle.”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi iddiaların…”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Herhangi bir bağlantınız var mı?”Sanık Özkan Kurt: “İddiaların asılsız olduğu şuradan bellidir. Ben 81 değil 87

doğumluğum, Uyuşturucu kendim dahi kullanmazken böyle bir iş yapmam zaten mümkün değil. Güneş Otel diye bir otel Pang altında bulunmamakta. Ben bunların hepsinin araştırmasını yapmış, bu konular hakkında gerekli incelemeyi kendi çapımda da olsa halletmiştim. Böyle bir iddia sadece karalama amaçlıdır, benim ne barım oldu bugüne kadar, ne büyük bir şirketim oldu ne de bahsedilen işlerle uzaktan yakından ilişkim olmadı. Ben 81 değil 87 doğumluyum. Yani bahsedilen işleri yapmak için yaşım dahi yetmemektedir. Onun koyulduğu tarihte ben sitenin faal olduğu tarihe baktığımda ortalama 18 ya da 17 yaşındayım. 17 yaşında bir insanın bu kadar suç yapması mümkün değil. Emniyet kayıtları demişler benim adli sicilim tertemizdir yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Bir tek silahtan ötürü hakkımda işlem yapılmıştır. O bunun dışında

hiçbir işlem yapılmamıştır yani bunun farazi olduğu zaten ortadadır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Emre Gabila diye bir notunuz var, not

almışsınız 555 7620417, 535 4970952 şeklinde sizde çıkan küçük notlar içerisinde böyle bir notlar var. Bu Gabila nedir?”

Sanık Özkan Kurt: “Gabila bir bardır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Emre kimdir?”Sanık Özkan Kurt: “Emre’de orda çalışan bir çocuktur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Buralarla bir ilginiz var mı?”Sanık Özkan Kurt: “Kendisi ordan ayrılıp daha sonra benimle ber…. Benimle beraber bir

dönem çalıştığı için o şekilde not düşmüşümdür onun dışında bilmiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Bu ih…”Mahkeme Başkanı: “Savcı Bey sorularınız devam edecek mi?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet Sayın Başkanım.”Mahkeme Başkanı: “Öğle arası verelim.”Saatin 12:09 olduğu görüldü. Duruşmaya saat 13:15’e kadar ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Bu sırada bir kısım sanıklar müdafilerinden Av. Burak Bekiroğlu’nun geldiği görüldü. Huzurdaki yerine alındı.Sanık Özkan Kurt daha önceki tespit edilen kimliği tahtında huzura alındı.Doğrudan soru sorma işlemine devam olundu.Mahkeme Başkanı: "Buyurun Savcı Bey.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sayın Başkan öğleden önceki oturumda bir

metin okumuştum. Gönderilmiş olan ihbar mektuplarının ekinde bir internet sitesinden bahsediliyordu. O sitedeki Özkan Kurt hakkındaki bilgileri okumuştum, onunla ilgili sorularım vardı. Bu bilgiler içerisinde bir dönem sizin Kurban ve Şeref Yazoğlu, Oflu İsmail Saral grubunun himayesinde çalıştığınız iddia ediliyor. Böyle bir çalışma yaptınız mı, ne tür eylemleriniz oldu?”

Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Taksim’deki Quin ve Gabile isimli gece

kulüplerinin patronluğunu yaptığınız iddia ediliyor. Buralarda çalıştınız mı veya herhangi bir ilginiz oldu mu?”

Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yumak grup AŞ isimli bir şirketle irtibatınız var

mı?”

22

Page 23: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:23

Sanık Özkan Kurt: “Efendim benim kurmuş olduğum organizasyon firmasının marka olarak tescil ettirdiğimiz Yumak grup diye geçiyor. Budur yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz mahkemeye tahliye talebi ve savunma adı altında birtakım dilekçeler göndermişsiniz. Bu dilekçelerden birinde 5 Eylül 2011 tarihli dilekçede burada yargılanmakta olan sanıkların isimlerini sayıyorsunuz. Oktay Yıldırım, Mehmet Demirtaş diye başlıyor içerisinde Sami Hoştan, Sedat Peker, Ali Yasak vesaire sanıklar tüm sanıkların isimlerini yazdıktan sonra gibi sanıklar ve bu dava ile birleşen diğer dava sanıklarını da tanımıyorum. Bu kişilerle hiçbir fiili veya telefon ve benzeri şekillerde hiçbir irtibatım ve temasım söz konusu olmamıştır. Adını sanını bile bilmediğim bir örgüt adına suç işlemiş olduğum iddiasının haksız, mesnetsiz ve delillendirilmemiş bir iddia olduğu kanaatindeyim şeklinde beyanlarınız var.”

Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ancak evinizde yapılan aramalar sırasında

size ait olan 1. klasörün 108. sahifesinde bir mektup el yazısı ele geçirilmiş. Burada Ali Yasak’a hitaben Silivri cezaevine gönderilmiş bir mektup var. Bu mektubu siz mi gönderdiniz?”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi efendim ben bununla alakalı daha önce 14 Ağır Ceza Mahkemesine de talepte bulundum. O el yazılarının bana ait olmadığını orada da beyan etmiştim, incelenmesini istemiştim. Kendi el yazılarımın poliste ve.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Şeyde olduğunu mahkemede olduğundan dolayı bunların incelenmesi

yönünde talepte bulunmuştum zaten. Ama bana.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “7. Kolordu Komutanlığı 2. Sınıf Askeri

Cezaevi Tutukevi Diyarbakır adresinde bulundunuz mu?”Sanık Özkan Kurt: “Bulundum efendim 3 ay kadar bulundum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “27 Nisan 2009 tarihinde orada mıydınız?”Sanık Özkan Kurt: “27 Nisanda evet oradaydım efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu mektup oradan gönderilmiş Yenişehir

PTT’sinden.”Sanık Özkan Kurt: “Şimdi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sayın Ali Yasak diyor içeriğinde de şu şekilde

diyor; selamünaleyküm Ali abi ben Oflu Osman Cevahiroğlu’nun yeğeni Özkan Kurt diye başlıyor. Osman Cevahiroğlu’nu tanıyor musunuz?”

Sanık Özkan Kurt: “Tanımam efendim dediğim gibi bu ibareler bana ait değildir. Bununla alakalı savcılığa da, mahkemeye de yazıların incelenmesi konusunda talepte bulundum zaten.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani sizin adınıza başka birisi böyle bir mektup yazmış olabilir mi, haberiniz var mı?”

Sanık Özkan Kurt: “Elbette çünkü cezaevindeyken hatta bu benim sicilime de işlenmiştir cezaevi dosyamda.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Bir siyasi konu üzerinden cezaevinde bir tartışmamız oldu. Baya da

büyük bir kavgaydı. Karşı karşıya geldik. Bu nedenle muhtemelen de o tarz kavga ettiğimiz insanlar tarafından görü… gönderildiğini düşünüyorum. Çünkü yazılar bana ait değil.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İmza var altında. O imza size mi ait?”Sanık Özkan Kurt: “Şimdi imzayı görmediğim için efendim bakmam lazım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “103. sayfada dizi olarak 103 eğer

bilgisayardan bakıyorsanız dijital olarak 186. sayfada mektubun kendisi var. 25 Nisan 2009 Diyarbakır askeri cezaevi parantez içerisinde Oflu Özkan Kurt yazılmış ve altı imzalanmış. Sizin diğer ifadelerinizdeki imzalara da benziyor gördüğüm kadarıyla.”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi imzalar benzeyebilir efendim.”

23

Page 24: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:24

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Bir Ö yapıp altını karalamak çok zor bir olay değil. Evet şuanda

mektubu buldum. Fakat dediğim gibi bu el yazısı da, altında yazanlar da bana ait değildir. Ben bunun zaten dediğim gibi araştırılmasını da istemiştim, talepte bulunmuştum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Osman Cevahiroğlu’nu tanımıyorsunuz öyle mi bir akrabalığınız.”

Sanık Özkan Kurt: “Tanımam efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bir şeyiniz yok.”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim hayır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Çünkü burada şöyle bir ibare geçiyor.

Seninle en son Osman dayımın cenazesinde görüştük. Öyle bir kişinin cenazesine de gitmeniz değil mi?”

Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim. Hayır efendim hayır. Zaten dediğim gibi yani bu tarz insanları tanımaya yaşım yetmiyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sedat Peker ile tanışıyor musunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Herhangi bir haberleşmeniz oldu mu

kendisiyle?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim olmamıştır. Kendisini.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine sizden ele geçirilen.”Sanık Özkan Kurt: “Simaen burada gördüm.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “1. klasör PDF sayfa 187 dizi 102’de gönderen

Özkan Kurt 7. Kolordu Komutanlığı 2. Sınıf Askeri Cezaevi Diyarbakır. 19 Haziran 2009 gönderme tarihi mührün üzerindeki. Sayın Ozan Kurt Kartaltepe Mahallesi, Kültür Sokak No:25 Daire:5 Bayrampaşa İstanbul. Bu mektubu siz mi yazdınız zarf hatırladınız mı?”

Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim dediğim gibi bu mektuplar için ben daha önce talepte bulundum. Zaten el yazılarına ve yazılış biçimine bakıldığında benim el yazımla uyuşmadığı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin evinizden ele geçmiş yani evinizde ne işi var bu mektupların?”

Sanık Özkan Kurt: “Eve geldiği için saklanmış. Yani birisi göndermiş.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ali Yasak’a gönderilen Silivri cezaevine

gönderilmiş.”Sanık Özkan Kurt: “Nasıl?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ali Yasak’a gönderilen mektup Silivri

cezaevine gönderilmiş. Cezaevinde de birçok blok olduğu için iade edilmiş. Yani hangi blok olduğu yazılmadığından, kaç nolu olduğu yazılmadığından iade edilmiş.”

Sanık Özkan Kurt: “E şimdi şöyle cevap, şöyle cevap verebilir miyim?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Buyurun.”Sanık Özkan Kurt: “Şimdi ben zaten eğer birine mektup yazıyorsam adresini bilmeden

rastgele göndermem. Dolayısıyla da yazdığım mektubun adresini bilmediğim birine yollamak mantıksızlıktır. Evime gelen mektubun yazı biç… yazı bana ait olmadığı için evde abimler saklamış ben tahliye olduğumda da bana bunun bana ait olup olmadığını sormuşlardı zaten. Bende bana ait değil dedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Atmamışlar.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şimdi, şimdi konuyu tam olarak anlatamadım

zannedersem.”Sanık Özkan Kurt: “Ben size izah ettim bu konuyu.”

24

Page 25: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:25

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz Diyarbakır 2. Sınıf Askeri Cezaevinden Silivri Cezaevine.”

Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ali Yasak’a Drej Ali olarak Drej Ali abim diye

bitiyor. Bir mektup gönderiliyor. Özkan Kurt Oflu diye parantez içerisinde var. 25 Nisan 2009 tarihli. Siz diyorsunuz ki bu yazılar bana ait değil, ben savcılığa başvurdum.”

Sanık Özkan Kurt: “Evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Çok güzel. Bu Silivri cezaevine gidiyor. Silivri

cezaevi de diyor ki burada birçok blok var, hangi kısımda yattığı belirtilmediğinden iade ediyor ve geri gönderiliyor.”

Sanık Özkan Kurt: “Evet.” Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Aynen şöyle birden fazla cezaevi olduğunu

kabul edilmedi iade diyor. Bu mektup iade edileceği yer neresidir? Özkan Kurt 7. Kolordu Komutanlığı 2. Sınıf Askeri Ceza ve Tutukevi Müdürlüğü Diyarbakır zarf üzerindeki adres burası. Sizin Kültür Mahallesindeki evinizde bu mektup ve zarf bulunmuş. Bunlar nasıl sizin evinize geldi madem siz yazmadınız, sizinle bir ilgisi yok?”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi bu geri, geri döndüğü için şahsıma teslim edildi Diyarbakır askeri cezaevinde.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne yaptınız o zaman ne işlem yaptınız teslim edilince?”

Sanık Özkan Kurt: “Efendim kimin yaptığını bilmediğimiz için herhangi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Orda şikayette bulundunuz mu cezaevindeki

cezaevi idaresine?”Sanık Özkan Kurt: “Cezaevinde evet şikayette bulundum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kime bulundunuz?”Sanık Özkan Kurt: “O dönemki Atilla Bal isimli bir infaz kısım vekili vardı ona şahsına

söyledim. Bu mektup dedim benim yazmış olduğum bir mektup değildir. Fakat dedim bana iade edildi üzerinde benim ismim bulunduğu için.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “O da gerekli çalışmayı yapacağını ifade etmişti. Sonucunu

bilmiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet Ozan Kurt’a hitaben yazılmış olan bir

mektup var şöyle diyor. Merhaba canım abim, nasılsın yani Ozan Kurt diye sizin abiniz var mı?”Sanık Özkan Kurt: “Var efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kültür Sokak Kartaltepe Mahallesi Kültür

Sokak No:25 Daire:5’te mi oturur?”Sanık Özkan Kurt: “Şuan evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu adrese gelmiş bu mektup ve sizin

yazdığınız anlaşılıyor, Özkan Kurt gönderen diyor. Merhaba canım abim nasılsın iyi misin iyi olmanı temenni ederim. Beni soracak olursan iyi olmaya çalışıyorum abicim netice itibariyle ceza yatıyoruz. Ne kadar da sivile benzemese de yine de ceza canım. Canım abim anneme geçen bir dosya numarası yazdırdım. Şeref abim o numarayı alacak ve çürük alabilmek için işlemleri başlatacak. Şeref abi olarak bahsedilen kişi kimdir buradaki?”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi yine söylüyorum bu ifadeler bana ait değildir maksatlı ifadelerdir (1, 2 kelime anlaşılamadı).”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Çürük alacak başka kimse var mıydı bu cezaevinde?”

Sanık Özkan Kurt: “Nasıl?”

25

Page 26: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:26

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin kaldığınız cezaevinde çürük almaya çalışan, sizin eve mektup yazacak başka birisi var mı?”

Sanık Özkan Kurt: “Ya bizim askeri cezaevi olduğu için zaten hüküm giydiğinizde, hükmünüz onaylandığında sizi otomatikman sivile sevk ederler. Yahut da çürük alırsınız hükümlü olduğunuz için. Şimdi zaten Ali Yasak Beyefendi ile benim evime gönderilen mektuptaki yazılar dahi uyuşmamaktadır. Ben bunlarla alakalı gereken yerlere başvuruyu yapmıştım zaten.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Evet kendiniz yazmayabilirsiniz koğuşunuzdaki bir arkadaşına da yazdırmış olabilirsiniz. Ben içeriği ile ilgili soruyorum yani Şeref abi diye bahsettiğiniz.”

Sanık Özkan Kurt: “İçeriği bana ait şimdi….”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Abinizin de tanıdığı kimse var mı Şeref abi

olarak?”Sanık Özkan Kurt: “Yine söylüyorum mektup yazacak kadar zeki olduğumu

düşünüyorum. Yani kendi özel hayatımı herhangi bir kimseye ifşa etmeyecek kadarda onur sahibi bir insanım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Dolayısıyla ailevi meselelerime başkasına kaleme aldırmak gibi bir

oluşum içerisinde olmam.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “1. olarak. 2. olarak dediğim gibi bunlar şahsıma ait değildir. Bu benim

evime gittiğinden ötürü ailem bunu saklayarak benim gönderip göndermediğimi sormuş. Çünkü mektupta kaleme alınanlar benim sözlerim olmadığından ve ailemin buradaki hiçbir şeyden haberi olmadığından dolayı saklamışlar. Sana mı ait? Niye böyle bir tarzda ifade kullanarak niye bunları yazdın diye sormak için saklamışlar mektubu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Yani Şeref abi olarak sizin ve abinizin tanıdığı ortak bir kişi var mı?”

Sanık Özkan Kurt: “Ortak tanıdığımız yoktur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şeref Yazoğlu’nu tanıyor musunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Kendisiyle sadece hemşerim hasebi olmasıyla 1, 2 defa telefonla

görüşmüşlüğüm var.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sadece o kadar mı ilişkiniz Şeref Yazoğlu?”Sanık Özkan Kurt: “O kadar efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kurban Yazoğlu ile?”Sanık Özkan Kurt: “Kendisini ismen tanıyorum 1, 2 defada dernek gecelerinde gördüm

fakat fiili olarak konuşmuşluğumuz, tanışmışlığımız yoktur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bedrettin Dalan ile?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim, hiç görmedim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Görmediniz.”Sanık Özkan Kurt: “Dernek gecelerinde de görmedim kendisini.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Evet devam ediyor burada 24 Haziranda

da benim mahkemem var. Sizin 24 Haziranda görülen herhangi bir mahkemeniz oldu mu?”Sanık Özkan Kurt: “Hatırlamıyorum efendim geçmiş zaman.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Askeri mahkemedeki.”Sanık Özkan Kurt: “Tarihleri hatırlamıyorum az öncede, öğleden önceki zaman diliminde

de söyledim. Yoğun şekilde ilaç kullanıyorum. Bu nedenle de tarihleri hatırlayamıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “24 Haziran iki bin.”Sanık Özkan Kurt: “Hatırlamıyorum efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “8, 2009 evet.”Sanık Özkan Kurt: “Yakın bir tarih olmadığı için hatırlayamıyorum.”

26

Page 27: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:27

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet devam ediyor. Bende tahliye olacağım verdiğim dosya numarası dayı dediğim Tuncay abiye ait. Tuncay abi diye tanıdığınız birisi var mı dayı dediğiniz?”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi Tuncay diye birini tanıyorum. O dönem cezaevinde yattığımız fakat kendisi az ön…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dayı yaşlı mıydı, sizden dayı mı diyordunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Az önce bahsettiğim üzere belli bir müddet yattıktan sonra siyasi bir

konudan dolayı tartışma çıkmıştı. Kendisi de karşı tarafımda yer alan grup içerisindeydi zaten. Yani kendisine böyle bir kıyak geçmem söz konusu olamaz ki.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dayı diye lakabı var mıydı?”Sanık Özkan Kurt: “Dayı herkes dayı derdi yaşlıydı çünkü.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yaşlı olduğu için evet.”Sanık Özkan Kurt: “Ama dediğim gibi yani zaten kendisiyle ihtar dahi almışım ben bu

konuda. Karşı tarafımda olan bir insana, böyle bir tabiri caizse yardım etme girişimi içerisinde zaten bulunmam mümkün değil. Siz düşmanınıza yardım eder misiniz?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Devam ediyor abicim seninle konuştuğumuz her şeyi gerçekleştireceğim. Sadece zaman ve sabır gerekiyor. Bu arada geldiğimde Mustafa için bir güzellik düşüneceğim. Sen kafana hiçbir şey takma. Mustafa olarak sizin ve abinizin tanıdığı bir kişi var mı Mustafa isminde?”

Sanık Özkan Kurt: “Bilmiyorum onu abime sormak lazım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin tanıdığınız var mı Mustafa?”Sanık Özkan Kurt: “Benim hayatım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Aranızda bir husumet olan veya tartışma

yaptığınız Mustafa isminde bir şahıs var mı?”Sanık Özkan Kurt: “Ben sivil hayatımda çok agresif olan bir insan değilim. Yani pek

insanlara saldırmayı sevmem üzerime gelinmediği müddetçe. Bu nedenle tartışmalı olduğum herhangi bir insan yoktur. Fakat Mustafa isminde hayatımda birçok insan olmuştur. Gerek gazetede gerek gazetede çalıştığım dönem gerekse işte tekstilde çalıştığım dönemlerde hayatımda birçok Mustafa olmuştur.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Ama abimin tanıyıp tanımadığını abime sormak lazım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bilmiyorsunuz. Geçen gün Sedat Peker ile

mektuplaştık. Aramızdaki kırgınlığı düzelttik. Yani aranızda Sedat Peker ile herhangi bir kırgınlık bir.”

Sanık Özkan Kurt: “Tanımadığınız bir insana kırılamazsınız ki ya da kıramazsınız ki.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Olmadı öyle bir şey diyorsunuz. Kırgınlığı

düzelttik. Annesinin ölümünde taziye mektubu yazdım. O da karşılığını gönderdi. Onun dışında Sasun Gani abi Fırat Delibaş ve Şefik Saral geçmiş olsun mektupları gönderdiler bende cevaplarını yazdım.”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu kişilerle herhangi bir irtibatınız oldu mu?”Sanık Özkan Kurt: “Şimdi bunlarla irtibatım olmadığı gibi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Gani abi dediğiniz, Fırat Delibaş, Şefik Saral.”Sanık Özkan Kurt: “Cezaevinde gelen mektuplar defterlere kaydedilerek mahkumlara

verilir. Yani bu iddiaları sormadan önce gerekli mercilere araştırmasını yapsaydınız bu sayılan insanların hiçbirinden mektup almadığımı ya da şahsım adına mektup göndermediğimi görmek mümkündür.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani cezaevinde gelen avukatınız aracılığıyla veya başka biri aracılığıyla.”

27

Page 28: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:28

Sanık Özkan Kurt: “Hayır, hayır Diyarbakır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Herhangi bir dışarıdan mektup attırdınız mı,

öyle bir şey oldu mu?”Sanık Özkan Kurt: “Şimdi Diyarbakır’da yattığım 3 ay. Toplam süre 3 aya yakın.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Avukatınız var mıydı orada?”Sanık Özkan Kurt: “Yoktu efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizi ziyarete gelen oldu mu?”Sanık Özkan Kurt: “Ziyarete gelende olmadı çünkü ailem İstanbul’da ikamet ediyor ve ben

Diyarbakır’da ceza yatıyordum. Dolayısıyla ne avukatım, ne ziyarete gelen hiç kimse olmadı ki onlarla çıkarayım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Cezaevinden kendi bireysel olarak attığınız mektuplar ya da gelen

mektuplarında hepsi defterlere kaydedilir. Bakıldığı takdirde ismi geçen kişilerle ne mektup arkadaşlığım, ne göndermişliğim, ne de almışlığım olup olmadığını görmek mümkün. Yine diyorum kavgalı olduğum insanlar tarafından sadece beni karalayabilmek adına bir politika yapılmıştır. Bu da bundan ibarettir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Sizden ele geçirilen 8990010405070627750 nolu Türkcell sim kart ve muhafaza rehber kaydı incelemesinde 101, 102, 103. sırada Sedat Peker, Sedat Peker 2, Sedat Peker 3 şeklinde birincisinde 5364550252, ikincisinde 5374830135, üçüncüsünde de 5558436326 numaralı telefonlar kaydedilmiş. Bu telefon numaralı kime aittir? Sedat Peker olarak kaydettiğiniz kişi burada yargılanmakta olan sanık Sedat Peker midir başka bir şahıs mıdır açıklar mısınız?”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi benim telefonumda dediğim gibi 10 taneye yakın hat kullandım. Belki daha fazladır. Benim telefonlarımın hiçbirinde ben Sedat Peker diye kimseyi kaydetmedim. Fakat saydığınız numaraları hatırlamıyorum. Dediğim gibi benim telefonumda yasadışı olan hiç kimsenin veya bu konuda itham edilen hiç kimsenin hiçbir şekilde telefonu yoktu. Zaten ben fazla numara bulunduran bir insanda değilim. Çünkü dediğim gibi isim hafızam pek kuvvetli olmadığından birçok ilaç kullanıyorum. Hafızam pek kuvvetli olmadığı için genelde numaraları rehber, kendime bir rehber düzenlemiştim yanlarına açıklamasını yaparak yazıyorum. Telefonumda fazla bir bilgi bulundurmuyorum ki yakalandığımda üzerimde cep telefonu dahi yoktu. Bunlar puk kodu, pin kodu dahi olmayan hatlar kırılarak ne şekilde açıldığını bilmiyorum veya ne şekilde kayda alındığını bilmiyorum. Yoksa Mehmet Ali Çelebi’ye yapılan gibi bize de farklı bir oluşum içerisine mi girilmiş bunu da bilmiyorum. Ama numaralar bana ait değildir yani…”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani siz kaydetmediniz bu numaraları öyle mi, sim kartınızda olan numaraları siz kaydetmediniz?”

Sanık Özkan Kurt: “Ben bu…”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Başka birisi kullandı mı sim kartlarınızı?”Sanık Özkan Kurt: “Yine diyorum bu numaraların kime ait olduğunu hatırlamıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Fakat ben telefonuma Sedat Peker ya da buna benzer bu dava

sanıklarından hiç kimsenin ismini kaydetmedim. Tanımadığım için telefonunu bilme şansımda yok. Ben numaralarımın tamamının HTS raporlarının çıkartılması yönünde dilekçe vermiştim heyetime. Eğer bakıldığı zaman kim olduğunun abone bilgilerinden ulaşılabilir. Yani bunun doğru olup olmadığı oradan kanıtlanabilir.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu, anlaşılmadı.Mahkeme Başkanı: "Efendim not alın itirazınız varsa dinleyelim ama açıklamaysa daha

sonra dinleyeceğiz. Buyurun.”

28

Page 29: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:29

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Soru yanıtlandı Başkanım, bir açıklama varsa daha sonra yapabilir.”

Sanık Sedat Peker söz istedi verildi: "Başkanım dün şahıs bana şunu söylemişti, ben ifadelerinde ismimin geçtiğini bilmiyordum. Siz cezaevine girdiğinizde ben 14 yaşındaydım demişti ben bunu da ifadelerimde belirttim demişti. Şimdi eğer bu doğruysa Sayın savcımızın sorduğu soruya şu şekilde itirazım var. Ben cezaevine girdiğimde 14 yaşında olan bir kişinin fihristinde benim telefonlarımın bulunması akla uygun gelmiyor. Ama eğer gerçekten sanığın dediği doğruysa ben cezaevine girdiğimde kendisi 14 yaşındaydıysa bunu belirtmek istedim efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Efendim bu açıklama, itiraz değil. Buyurun Savcı Bey devam edelim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Nüfus kaydınıza baktığımızda gerçekte nüfusta kaydınız 89 tarihi açılan bir dava neticesinde.”

Sanık Özkan Kurt: “87 olarak değiştirildi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “87 olarak kaydınızı değiştirmişsiniz.”Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Gerçek yaşınız nedir yani gerçek doğum

tarihiniz nedir bir? 2002 yılında da ilköğretim okulunu bitirmişsiniz.”Sanık Özkan Kurt: “Evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani kaydı 89 doğumlu bir kişiyi de

kaydetmeleri de mümkün değil. Başka bir kimliğiniz mi var, ne şekilde kaydoldunuz okula?”Sanık Özkan Kurt: “Ben hayatımda Özkan Kurt kimliği haricinde hiçbir kimlik

bulundurmadım. Ben 87 doğumluyum ana yaş olarak. Fakat nüfusta 89’luydum. Dediğim gibi benim babam 4 evlilik yaptığından ötürü nüfusa geç kaydettirildik. Daha sonra iş hayatımı engellediği için yaşımı bir mahkemeye başvurarak büyütmek zorunda kaldım. Yani normal ana yaşıma kemik yaşımı almak zorunda kaldım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Gerçek doğumunuz 87 öyle mi?”Sanık Özkan Kurt: “87 ama nüfusta 89 olarak geçiyor.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Okula kayıt olurken nüfus kaydınız yok

muydu?”Sanık Özkan Kurt: “Okula kayıt olduğum zaman zaten 87’liydim şey 89’luydum. Ama

hangi tarihte mahkemeyi açtım…”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kaç yaşında başladınız okula?”Sanık Özkan Kurt: “Normal yaşımda 7 ya da 6 buçuk o civarda başladığımı hatırlıyorum.”Mahkeme Başkanı: "Hangi Yılda başladınız?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “7 olsa.”Sanık Özkan Kurt: “Nasıl?”Mahkeme Başkanı: "Hangi tarihte, hangi yılda başladınız?”Sanık Özkan Kurt: “Şimdi yine aynı şeyi tekrarlayacağım ama Başkanım. Tarihleri pek

hatırlayamıyorum.”Mahkeme Başkanı: “Tamam:”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine sizden ele geçirilen belgeler üzerinde

Ümit Özdağ, Ümit Zileli şeklinde notlar var. Bu kişileri tanıyor musunuz, bunlarla irtibatınız nedir?”

Sanık Özkan Kurt: “Ümit Zileli yazardır kendisi yazılarını takip ettiğim birisidir.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Herhangi bir görüşmeniz var mı bu

şahıslarla?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim, hayır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ümit Özdağ kimdir?”

29

Page 30: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:30

Sanık Özkan Kurt: “Ümit Özdağ’da bir profesördür kendisi. Fakat konuşma, bazı programlara konuşmacı olarak katıldığı için kendisini dinlerim. Görüşlerini, beyanlarını dinlerim o nedenle not almışımdır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ali Körükçü diye bir şahsı tanıyor musunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Şuan hatırlamıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu kişi adına düzenlenmiş Urfa Cesur

Şanlıurfa otobüs bileti sizde ele geçirilmiş Ali Körükçü?”Sanık Özkan Kurt: “Bilmiyorum, hatırlamıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Üst aramanızda bir GATA’ya ait rapor var 21

Şubat 2008 tarihli.”Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Komando olamaz, askerlik görevine devam

eder şeklinde.”Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bunun dışında aldığınız bir rapor var mıdır

askerlikle ilgili veya sağlık durumunuzla ilgili?”Sanık Özkan Kurt: “Evet hepsini mahkememize sundum zaten.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Askerliğe elverişsizdir şeklinde bir raporunuz

var mı herhangi bir çürük raporunuz başka bir şey?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim hayır, hayır. Zaten muayenelerim sırasında da ben

hiçbir hastalığımı öne sürmedim. Çünkü askere gitmek istiyordum, bu nedenle de hiçbir hastalığımı öne sürmedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Sabahki oturumda bahsettiğim ihbar mektupları vardı henüz daha siz tehdit mektubunu fakslamadan önce 18 Şubat 2010 tarihi saat 18:09’da e-posta ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğüne gönderilen 2260 nolu ihbarda. Tür ihbar diyor. Konu cinayet. Mesaj Engin Temel, İbrahim Çiftçi cinayeti ve Ergenekon bağlantısı olan Özkan Kurt hakkında ihbar diyor. Bu ihbarında sizin fotoğrafınızda var, Engin Temel cinayetiyle ilgili ihbarda bulunmak istiyorum. Love Bar işletmecisi Engin Temel’i Oflu Enişte lakaplı Özkan Kurt'un emriyle öldürüldüğünü aynı zamanda Özkan Kurt Ergenekon terör örgütü adına İbrahim Çiftçi ölümü, 29 Mart seçimlerinin Adana’da Başbakana yapılması planlanan suikast gibi birçok olayı tasarlamıştır. Sedat Peker’in adamlarının Çamlıca’da bulunan Balkon Barda defalarca Veli Küçük Paşa, Sedat Peker ve Sami Hoştan’la görüşmüştür. Özkan Kurt bir bir hiçbir olayın içinde bulunmasa da planlayıcı ve yürütücü olmuştur. Kendisi mütevazi bir yaşam sürdüğünden kendini defalarca kamufle etmiştir. Benim bu bilgilerim Özkan Kurt'u iyi tanıdığım içindir. Size onunla alakalı birkaç site ismi ve bir adet resmini de gönderiyorum. Gereğinin yapılmasını arz ederim diyor mafyababaları. blogspot.com ve lazmafya.azbuz.com adreslerini veriyor ve burada bir fotoğraf var. Sabahki oturumda sordum bu fotoğrafın size ait olduğunu söylediniz. Sizin dijital incelemeleriniz içerisinde de Engin Temel’le ilgili oturduğu binanın adresi dijital olarak ele geçirilmiş Word belgesi olarak. Bu Engin Temel isimli şahsı tanıyor musunuz? Bu kişiyle herhangi bir alışverişiniz oldu mu ve cinayetiyle ilgili bir bilgiye sahip misiniz?”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi, şimdi ben bu konuda Şişli Cumhuriyet Savcılığına ifade verdim. Daha doğrusu bilgime başvuruldu. Orada da söyledim ben kendisini tanımıyorum. Birebir tanımam yani cinayetini duydum. Fakat cinayetin olduğu tarihte de zaten yanlış hatırlamıyorsam İstanbul'da değildim, yanlış hatırlıyor da olabilirim. Ama ben bununla alakalı Şişli Cumhuriyet Savcılığında beyanda bulundum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nedir beyanlarınız mahkemeye açıklar mısınız?”

30

Page 31: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:31

Sanık Özkan Kurt: “Yine söylüyorum ben kendisini tanımam, birebir hiçbir şekilde irtibatımda olmamıştır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu notu niçin yazdınız, ev adresini apartmanın önünde vurulmuş sizde adresi çıkmış.”

Sanık Özkan Kurt: “Onun bende bulunduğunu ben bu dosyanın açıldığında önüme geldiğinde gördüm. Bende böyle bir bilginin olduğunu ben hatırlamıyorum. İhbar konusunda da 1, 2 söylemek istediğim var.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “İhbar konusunda bahsi geçenler. Dediğim gibi yani benim sevenim

olduğu kadar sevmeyenimde vardır. Benim birçok olayın içerisinde olduğumu söylüyorlar. Fakat benim emniyet kayıtlarıma bakıldığı zaman benim silah dışında hiçbir araştırmaya, soruşturmaya tabi tutulduğum dahi yoktur. Benim yaşımın da bu tarz işlere yetmeyeceğini üstüne basa basa söylüyorum. Benim yani resmimi bulmak belli internet sitelerinde hesaplarımız var, resimlerimizde bulunuyor. Bunları kopyalamak gayet kolay. Yani bunu alıp herhangi bir yere yapıştırıp altına bir yazı yazmak zor bir şey değil. Burada maksatlı olarak bir şeyler yapılmış.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Şimdi bu Engin Temel’le ilgili bilgiler Kingston flaş belleğinizde 01 isimli Word dosyasında ele geçirilmiş. Aynı zamanda Hüseyin Çapkın, Bülent Arınç, Recep Tayyip Erdoğan resim ve adresleri yer almakta. Bu Word belgesinin oluşturulma tarihi 21 Şubat 2008. Siz Ocak 2008’de Antalya’da askerliğe başlamışsınız.”

Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tam tarihini hatırlıyor musunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Yanlış olmasın 31 Ocak olması lazım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “31 Ocakta başladınız.”Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani oluşturma tarihi 21 Şubat 2008 sizin

asker olduğunuz bir döneme denk geliyor.”Sanık Özkan Kurt: “Böyle bir şey…”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Son kaydetme tarihi ise 29 Ağustos 2008. Siz

29 Ağustos 2008’de Ağustosta da bir firarınız var.”Sanık Özkan Kurt: “Evet. Şimdi böyle bir şeyin olması mümkün değil ben.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu belgeleri siz oluşturmadıysanız kim

oluşturdu, bir yerden mi aldınız, başka birisinden mi kopyaladınız, açıklar mısınız?”Sanık Özkan Kurt: “Şimdi benim üzerimde bulunan flaş belleğin içerisinde sadece

yazdığım tehdit metni vardı. Çünkü beyanlarımda da bulunuyor, benim evimde yazıcı olmadığı için flaş bellek yoluyla dışarıdan çıktısını aldım. Flaş belleğimin Gayrettepe’ye girdiğinde Gayrettepe Emniyet Müdürlüğüne girdiğimizde herhangi bir şey yoktu içinde. Ne zamanki terörle mücadeleye gittik birçok dosyaya rastlandığı konusunda tutanak hazırlandı. Evimdeki bilgisayarıma format attığımı iddia edip evimdeki bilgisayarımdan birçok belge çıktığını iddia ettiler. Format atılan hiçbir bilgisayarda geri dönüşüm yapamazsınız. Çünkü beyni sıfırlayıp yeniliyorsunuz. Şimdi hem bilgisayarıma format atıp hem de içerisinden bilgi çıkması zaten gerçekle bağdaşmıyor. Dediğim gibi Gayrettepe’ye girdiğimde flaş belleğimin içerisinde tehdit metni haricinde hiçbir şey olmadığı ortadayken terörle mücadeleye gittiğimizde içerisinde birçok belgenin olduğu ortaya çıktı. Yani 10 kilometrelik bir yol bile.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu belgeler size sorulmuş sorgu ifadenizde de mahkeme sorgunuzda da.”

Sanık Özkan Kurt: “Hiçbir şey söylemeyeceğim…”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İnternetten parça parça topladığım bilgilerdir

demişsiniz.”

31

Page 32: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:32

Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İfadeniz okuyayım size. 1. klasör 80 PDF

sayfasında sorgu ifadeniz hakim huzurunda bizzat 2010/43 sorgu 13. Ağır Ceza Mahkemesi hakiminin almış olduğu sorgunuz 2 Nisan 2010 tarihli. Söz konusu faksı adliyeye ben çektim ancak içeriğini ben yazmadım, Ağustos 2009’da Urfa Suruç’taki birliğimden firar ettim. Firar etmeden birkaç gün önce 2005 yılında İstanbul’da tanıştığım emekli subay olan ve adını Bahadır olarak bildiğim kişiyi telefonla aramıştım. Bu yazıyı el yazısı ile bana telefonda bana dikte ettirdi. Bende firar ettikten sonra bunu bilgisayarda doküman haline getirdim.”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi cevap ve….”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Devam ediyor. Yanlış yazılış şekli, cümleler

arasındaki insicam, mantık kurgusu dikkate alındığında telefonla dikte ettirilerek oluşturulması mümkün olamayacağı hatırlatılarak tekrar soruldu. Savunmam doğrudur bu şekilde oldu. İçeriğindeki ölüm tehdidini gördüm ancak bunu bana yazdıran şahıs beni ve ailemi tehdit ediyordu. Bu nedenle çekmek zorunda kaldım, bunu gerçekleştirmeyi düşünmedim. Bu faksı zorla çektirdiler, bu olayın ayrıntılarını savcılıkta anlatmıştım. O ifadem doğrudur dedikten sonra şöyle diyorsunuz; flaş belleğinde ele geçen bilgileri nasıl elde ettiği soruldu; internetten indirdim. Emniyette alınan ifadeniz okunmuş, doğrudur demişsiniz. Savcılıkta ifadeniz okunmuş doğrudur bana aittir demişsiniz. Yani bunları savcılıkta da parça parça indirdiğiniz konusunda beyanınız var. Burada da internetten indirdim yani hakim huzurunda emniyet ve savcılık ifadelerinizi de doğrulamışsınız. Bunu ne şekilde açıklıyorsunuz?”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi cevap vereyim efendim. Dediğim gibi emniyetteki ifadelerimi okumama dahi fırsat vermeden imzalattırdılar ben bunlarla alakalı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hakime okumadım diyebilirdiniz orada okutturabilirdiniz tekrar.”

Sanık Özkan Kurt: “Bakın ben yargılanmaya başladıktan sonra dosyamın tamamını görme imkanım oldu ve gördüğüm andan itibaren de bunlarla mücadele etmeye yani sürekli itirazlarda bulunmaya başladım. Bana savcılıkta Savcı Beyin sorduğu emniyet ifadenizi kabul ediyor musunuz dediler? Bende ediyorum dedim okumadım ki içeriğini bilmiyorum zaten. Bana orada imzalattırıldı ve hakimlikte de Sayın Ömer Diken’de bana sormadı. Flaş belleğinizden şunlar çıktı mı, bunlar çıktı mı diye. Savcılık ifadenizi kabul ediyor musunuz dedi, evet dedim bunun dışında başka hiçbir şey söylemedim. Yani ekstra bir ifade vermedim ne mahkemede, ne savcılıkta ekstra bir ifadede bulunmadım. Sadece emniyet ifademi baz alarak kabul edip etmediğimi sordular, bende kabul ediyorum bana aittir tekrarlıyorum dedim başka hiçbir şey demedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Yani Ömer Diken birebir bana flaş belleğinde şu şu çıkmıştır ne

diyorsun diye soru yöneltmedi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, yine İstanbul Emniyet Müdürlüğü

Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğüne 20449 numaralı 22 Şubat 2010 tarihinde saat 15:37’de 88.248.118.81 numaralı IP adresinden bir e-posta gönderiliyor. Bu da önceki ihbarla örtüşen içeriğe sahip şöyle deniyor; Şişli’deki Love Barın işletmecisi Engin Temel’i evinin önünde öldürülmesi için infaz emrini veren Oflu Enişte lakaplı Özkan Kurt’tur. Love Barın alınması için Engin Temel’e 600 bin dolar verdi, barı kendi için aldırdı. Fakat dikkat çekmemek adına Engin Temel’e bu alım işini yaptırdı. İşler Özkan Kurt'un istediği gibi gitmediği için ölüm emrini verdi. Özkan Kurt birçok suçunda azmettiricisidir. Elinde Ergenekon’a ait birtakım infaz listesi bulunmaktadır. Kendisi Veli Küçük adına birçok cinayette infaz timi kurarak cinayetler işlenmesini sağlamıştır. İzmir Alsancak’ta Çerkez İbrahim olarak bilinen İbrahim Çiftçi cinayeti de bunlardan biridir. Kendisi mütevazi bir hayat sürdürdüğü için hiçbir türlü cep telefonu kullanmadığı, iletişim için yakınlarını kullandığından teknik takip dahi yapılamıyor. Hiçbir şekilde

32

Page 33: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:33

dikkat çekmiyor, tüm mal varlığı çevresindeki insanların üzerinde. Engin Temel cinayeti de bu yüzden işlenmiştir. Ben Özkan Kurt'un yanında çalışıyordum, ben Özkan Kurt'un yanında çalışıyordum birtakım sorunlar yüzünden ayrılmak zorunda kaldım. Şuan can güvenliğim yok kendisi hakkında bir gözaltı süreci olursa kendim ve ailemin güvenliğini sağlamış olarak da tanıklıkta yapabilirim. Kendisi Kartaltepe Mahallesi Kültür Sokak No:25 Bayrampaşa’da ikamet ediyor. Bu size mi ait sondan başlayayım?”

Sanık Özkan Kurt: “Adres bana ait.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burada İbrahim Çiftçi cinayetinden işte Veli

Küçük adına birçok cinayet.”Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İnfaz timi kurduğunuzdan bahsediliyor.”Sanık Özkan Kurt: “Cevap vereyim efendim. Benim hayatım….”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Onlara açıklık getirir misiniz 600 bin dolardan

bahsediliyor.”Sanık Özkan Kurt: “Benim hayatımda 600 bin dolar param olmadı. Benim hayatımda bu

parayı görme şansımda olmadı. Birincisi olarak böyle cevap vereyim. 2. olarak benim hiç telefon kullanmadığım yönünde ifade vermişler ve fakat benim üzerime 11 tane hat bulunmakta. Bu zaten başlı başına bir çelişkidir. Yani verilen ifadelerin ne denli samimi olduğu tartışılır. Benim 11 tane hattım var. Bana her isteyen her şekilde ulaşabilir yani. Bu yapılan ihbarın ne kadar yanlı bir ihbar olduğu ortadadır. Dediğim gibi benim hayatımda 600 bin dolar görme şansım dahi olmadı. Bırakın benim olmasını görme şansım olmadı. Birtakım cinayetleri azmettirmekten bahsediliyor. Ben kendim bir tavuk dahi kesemem, milleti katlettirmek için herhangi bir emir vermem Allah katında da şahsıma yakışmayacak hareketlerdir. Yine diyorum bunlar tamamen birtakım faraziyelerden ibarettir. Benim 11 tane hattım vardı, telefon kullanmıyor ibaresini bu şekilde çürüttüğümü düşünüyorum. Benim herhangi bir bankada araştırıldığı takdirde bütün bankaları araştırabilirsiniz benim hiç 600 bin dolar para görmedim, bırakın benim olmasını parayı dahi görmedim yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Çerkez İbrahim, İbrahim Çiftçi hakkında ne biliyorsunuz?”

Sanık Özkan Kurt: “Ben ismini dahi bu dosyada duydum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Daha önce tanımıyor muydunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim tanımıyorum. Ben ismini bu dosya bana geldiğinde

gördüm.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Dosya içerisinde yine 1. klasör sayfa

248’de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına, Sultanahmet Adliyesine gönderilen bir e-posta var. Göldereni Aldorakul, [email protected] 23 Şubat 2010 Salı saat 05:26’da gönderilmiş İ[email protected] adresine. Bu e-posta içerisinde de şöyle deniyor. Ben Oflu Enişte lakaplı Özkan Kurt adına çalışmaktayım, çalışmaktaydım. Yani sizin Zekeriya Öz Savcıya farksı göndermeden 1 ay 1 hafta önce bu faks çekilmiş 23 Şubat 2010. Ben Oflu Enişte lakaplı Özkan Kurt adına çalışmaktaydım. Özkan Kurt yıllardır infaz timleri oluşturarak cinayetler, suikastlar düzenlemektedir. Size gönderdiğim listeler Veli Küçük paşanın talimatı ile Özkan Kurt’a ulaşmıştır. Bu liste ve buna benzer yaklaşık 1500 dosya bulunmakta, yıllardır yaptığı işlerden elde ettiği tüm mal varlığını çevresindeki insanların üzerine yaptığından hiçbir şekilde kuşku duyulacak bir insan değil. Cep telefonu dahi kullanmadığından dolayı hiçbir türlü teknik takibe de takılmadı. Kendisi hakkında işlem yapıldığı takdirde elimdeki diğer belge ve bilgilerle tanıklık yapacağımı belirtmek isterim. 26 Şubat 2010 Cuma günü Başbakanın Cuma namazı çıkışında suikast planını gerçekleştirmeyi düşünüyor gereğini arz ederim şeklinde bir ihbar mektubu geliyor. Bunun ekinde de suikast yapılacak kişilere ait isim listeleriyle ve bu isim listeleri bizzat sizin flaş belleğinizde dijitalde de çıkan isimlerle birebir uyuşuyor. Yapılacak eylemler, suikastlar,

33

Page 34: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:34

şantaj ve baskı için belirlenen siyasetçi, yazar, yargı mensupları, aydın ve stratejik yerlerin isimleri deniyor. Recep Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Burhan Kuzu, Ali Babacan, Deniz Baykal, Mehmet…. İlhan Kesici diye devlet büyükleri birçok bürokrat, siyasetçi.”

Sanık Özkan Kurt: “Cevap verebilir miyim?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Profesörler, işadamları, bunların içerisinde

önemli olan Ali Balkız Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı şeklinde ve şöyle deniyor; not yukarıda ismi belirlenen her meslek grubuna ait kişiler için ayrı ayır fizibilite raporu düzenlenmesine, düzenlenecek raporun öngördüğü şekilde eylemin, boyut, yer, zaman ve ne şekilde bir yol çizilmesi gerektiğinin dikkate alınması, her eylem için 2 tim görevlendirilmesi, listedeki isimler arasında karartılmış olarak belirlenen isimlerin öncelik taşıdığının dikkate alınması, yukarıda isimleri belirtilen tüm isimler adına hazırlanmış kişisel dosyalar ev ve iş adresleri, aile durumları ve benzeri detaylar ekte yer almaktadır şeklinde bir liste var. Bunun devamında yine Sultanbeyli Cemevi, Yenibosna Cemevi, Alibeyköy Cemevi, Alevi Bektaşi Federasyonu ABF, Cem Vakfı, İsmailağa Cemaatine Çavuşbaşı’ndaki villa, Semerkant Grubu, Fener-Rum Patrikhanesi, Yunanistan, Fransa, ABD, Ermenistan, İran Büyükelçilikleri, Bahçelievler Sosyal Esirgeme Kurumu, vakıflar ve dernekler, DTP Genel Merkezi ve il binaları, yabancı ülke okulları, İsmailağa, Fatih, Eyüp, Beyazıt Camileri, Sant Antonio di Padova Kilisesi, Fransız Seferati Kilisesi, Santa Mario Depart Latin Kilisesi, yine Ermeni-Katolik Kilisesi, Rum-Ortodoks Kilisesi şeklinde listeler yer almakta. Bunun ekinde de 17 Ocak 2008 Pazartesi tarihi atılmış şekilde. 1 diyor ülkede gündemi değiştirmek için kaotik ortam hazırlanacak, bunun için Kürt-Türk, Alevi-Sünni çatışmasına zemin hazırlamak, bu zemin için isimleri belirlenen yerlere ve kişilere karşı eylemler hazırlanmasına. Sokak eylemlerinin düzenlenmesine, bu eylemler için kritik bölgeler ve yerler belirlenmesi, belirlenecek yerler, halkı tahrik etmeye müsait ortamlar olmasının göz önünde tutulması. 3, Kürt ve Türk çatışmaları için milliyetçi kesimlere karşı hazırlanacak timler aracılığıyla tahrik ortamı hazırlanması. Aynı zamanda Kürtleri tahrik amaçlı DTP binalarının ve tanınmış Kürtlere karşı silahlı saldırılar düzenlenmesi. 4, Alevi ve Sünni çatışmaları için Alevi ve Sünnilerin ileri gelenlerine saldırılar düzenlenmesine ve bunun yanı sıra cemevi ve camilerin kundaklanmasına. Yine gayrimüslimlere özellikle Ermenilere karşı eylemler ve suikastlar düzenlenmesine ayrıca belirlenecek kiliselere saldırılar düzenlenmesine. İstanbul ve Ankara’da bulunan konsolosluklara saldırı düzenlenmesine ve diplomatik kriz çıkartılmasına, üniversitelerde Kürt-Türk çatışmasına zemin hazırlanmasına, bu çatışmalar için örgütlenme sağlanmasına. 4 ayrı listeden oluşan eylem, suikast, şantaj ve baskı için isimleri belirlenen şahıs ve yerler için öngörülen şartlar çerçevesinde operasyon yapılmasına yapılacak operasyonlarda önce fizibilite raporu düzenlenmesine. Düzenlenen raporlardaki her bilgi üstlere sunu şeklinde ulaştırılmasına, bu doğrultuda bir yol çizilerek eylemlerin gerçekleştirilmesi. Listelerde bildirilen isimlerde öncelikle sırasının kesinlikle takip edilmesine bu sıra dışına ve görev dışına çıkılmaması, yapılacak herhangi bir yanlışlıktan doğacak sorunlara karşı sorun doğmasına unsur olarak, unsur olanlar hakkında gereğinin yapılması. Yapılacak her operasyon sonunda himayenizde bulunan kişiler için daha önce tebliğ ettiğimiz son sorumluluklarımızın yerine getirilmesi. Hassas bölgelerin tespit edilerek bu bölgelerde sokak eylemleri düzenlenmesine ayrıca polis ve jandarma noktaları saldırı düzenlenmesine, bu eylemlerin PKK’ya ihale edilmesine, herkesimden isimleri belirlenen siyasetçilere, sivil toplum örgütleri, işveren ve işçi sendika liderlerine, işadamları, görsel ve yazılı basına karşı eylemler düzenlenmesine. İsimleri belirlenen işadamlarına şantaj yapılarak düzenlenecek eylemler için finansman sağlanmasına, sağlanan finansmanın daha önceden belirlenen şekilde transferine ve tasarrufuna. Yapılacak eylemler için 8 ayrı tim kurulmasına, kurulan timlerde hücre sistemi kullanılmasına, kurulan timlerin iletişimi için belirlenecek iletişim biçimi dışına çıkılmamasına şeklinde devam eden ihbar mektubunun ekinde bu tür belgeler gönderilmiş ve flaş belleğinizin incelenmesinde de bu ve buna benzer bakanlar kurulu listesinde bu yer alan kişilerin isimleri, onların güvenlik zafiyeti

34

Page 35: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:35

taşıyıp taşımadıkları ve yine klasör 1 sayfa 105’te yer alan dijital incelemeleriniz içerisinde bir istişare raporu adı altında bir belge hazırlanmış, bunun sonuç alt başlığı altında şöyle deniyor. Sonuç olarak 1., 2. ve 3. istişare raporlarında belirlenen konular ve bizim öngördüğümüz şekilde bir strateji izlenirse yasama, yürütme, yargı ve bunlara bağlı kurumların tasfiye edilmesi kaçınılmaz olacaktır. Size sunulan bu istişare raporu özeti ve daha sonra sunulacak detaylı raporu incelemeniz halinde, planlama ve uygulama halinde nasıl bir netice ve bu neticeyi nasıl bir zaman dilimi içerisinde ortaya koyacağımız konusunda fikir sahibi olacaksınız. Benim ve ekibimin ortaya koyduğu bu çalışmalar sizi istediğiniz ve hedeflediğiniz çerçevede nihai hedefe ulaştıracaktır. Bize verilen talimat doğrultusunda lehimize çalışması düşünülen ve finans sağlaması düşünülen kişilerle kısmi çalışmaları tamamladık. Bu çalışmalar sonucunda daha önceden belirlenen hesaplar aracılığıyla eylemlerde ve operasyonlarda kullanılmak üzere 1 milyon 351 bin 750 avroyu kendi hesaplarımıza aktardık ve bu transferler halen devam etmektedir ve devamında şöyle deniliyor. Bu mali transferlerin dikkat çekmemesi için birden fazla alanda faaliyet gösteren şirketler kurularak bu şirketler aracılığıyla yapılması sağlanmaktadır. Ayrıca daha önceden eylem ve operasyonlarda kullanılacak ekipmanlarda belirlenecek yollardan temin edilerek gereken yerlere ve kişilere ulaştırılması sağlanmıştır. Bugüne dek elimize ulaşan ekipmanlar ve mali kaynakla ilgili detaylı bir liste ve doküman hazırlanarak size sunulacaktır. Yeni listeler hazırlanmakta ve diğer listelerle alakalı olarak çalışmalar sürdürülmektedir. Çalışmaların nihayete ermesinin akabinde eylem ve operasyonlara start verilecektir. Bu raporun geniş ve ayrıntılı hali 1 hafta gibi bir sürede tüm detayları size sunulacaktır. Bilgilerinize arz olunur saygılarımla Özkan Kurt şeklinde hazırlanmış dokümanlar dijital verileriniz içerisinde ele geçirilmiş ve bunun oluşturulma tarihi 19 Ocak 2008. Siz askere gitmeden yaklaşık 10 gün önce 15 gün önce. Son kaydetme tarihi de 2 Eylül 2008 tarihi olarak yer almakta. Gerek ihbar mektubunda yer alan iddialar gerekse sizden ele geçtiği iddia edilen bu dijital verilerdeki konular hakkında ne diyorsunuz?”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi az öncede cevap verdiğim gibi benim emniyette yakalandığım esnada flaş belleğimde hiçbir tehdit metni haricinde hiçbir belge yoktu Gayrettepe’de. Ne zaman ki terörle mücadeleye gittik, bu belgeler biranda ortaya çıktı. İhbara gelince ihbarın yine söylüyorum kim ve kim tarafından yapıldığını bilmiyorum. Fakat bu tarz önemli şeyleri bir başkasına aktar… olsa dahi aktaracak kadar cahil bir insanda değilim. Birileri kendi düşünce ve isteklerini emniyete bir şekilde ihbar yoluyla gönderip veya adliyelere bir şekilde ihbar yoluyla gönderip burada benim üzerimden Savcı Beyi tehdit ettiğimden dolayı bunu bir eyleme, buraya bağlayabilmek içinde bu tarz belgelere ihtiyaç duymuş ısmarlama, kurgulama bir oluşum içerisine girilmiş.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu ihbarlar dediğim gibi siz faksı çekmeden 1 buçuk ay önce filan çekilen ihbar mektupları bunlar. Yani sizin isminiz hiç kimse tarafından bilinmediği bir dönemde.”

Sanık Özkan Kurt: “Bu çok kolay Sayın savcım, bunlar bilgisayar üzerinde çok kolay yapılabilir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Değişik yerlere gönderilmiş Emniyete, İstanbul Başsavcılığına, Valiliğe de sonra iletilmiş.”

Sanık Özkan Kurt: “Kim göndermiş bakın demişler ki ben bir saniye.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet IP adresi var orada.”Sanık Özkan Kurt: “Bir saniye ben demiş Özkan Kurt yakalandığı takdirde tanıklık

yapacağım. Bugüne kadar mahkemenize ya da savcılığa bu konuda müracaat var mıdır? Bu konuyla alakalı bir talebim olacak. Varsa buyursun gelsin şahsım hakkına herhangi bir bu şekilde oluşum içerisinde bulunmuşsam bunu bilen, gören, duyan ya da hisseden biri varsa beni de tanıyor ise benim yaşantı mı da biliyorsa buyursun gelsin anlatsın. En azından böyle bir şey varsa da yoksa da ortaya çıkarmış oluruz. Ben yakalanalı 19 ay olmuş Sayın savcım. 19 aydır

35

Page 36: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:36

bu ihbarları yapan kişi ya da kişiler nasıl bir oluşum içerisinde olduklarını bilmediğimiz kişiler herhangi bir müracaatta bulunmuş mudur bunu size soruyorum. Mahkeme kanalıyla size soruyorum. Yakalandığım takdirde tanıklık yapacaklarını belirten kişiler, kişi ya da kişiler sizlere herhangi bir talepte bulunmuşlar mıdır mahkememiz aracılığıyla soruyorum?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Bunlar sadece daha fazla.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Belgeleri siz hazırlamadınız, bir yere

sunmadınız, herhangi bir kişiyle paylaşmadınız öyle mi?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim bu belgeler bana ait değil ki birileriyle paylaşayım

hazırlamış olsam. Yine diyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Emniyet savcılık ifadelerinizi kabul etmişsiniz.

Bunları internetten indirdim diye sorgu ifadenizde beyan etmişsiniz. Şimdi bu şekilde söylemeniz çelişmiyor mu?”

Sanık Özkan Kurt: “Efendim emniyet, emniyet ve savcılık ifadelerini ne şekilde kabul ettiğimi defalarca açıkladım. Ne şekilde ifade alındığını da açıkladım yasal olmayan bir şekilde asker olmama rağmen.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “2 gün emniyette tutulup baskı yoluyla ifade almak demek o ifadenin

doğru olduğu anlamına gelmez. Benim ifadem alındığında herhangi bir merkez komutanlığı görevlisinin orada olmadığını benim merkez komutanlığına teslim edilmem gerekirken zorla emniyette tutularak ifade imzalattırıldığını öğleden önceki zaman diliminde aktarmıştım zaten.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Şahsıma yönelik daha fazla ceza verebilmek için yine söylüyorum

daha fazla ceza alabilmem için ve savcı tehdit ettiğim için meslektaş dayanışmasına kurban gittiğimi düşünüyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “506 5879228 numaralı telefonun şahsınıza ait olduğunu söylediniz.”

Sanık Özkan Kurt: “Evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu sim kart ve hafıza rehber incelenmesi

yapılmış. İçerisindeki mesajlarda 506 5879200’dan gelen bir mesaj var inboks kutusunda. Akşam gelirken eve uğra, silahı getir, okey canım ve anlaşılmayan pldn diye bir şey devam ediyor. Bu mesajı hatırlıyor musunuz, sizden kim silah istedi, nedir, bu mesajı kimden aldınız veya siz mi çektiniz, silah konusu nedir açıklar mısınız?”

Sanık Özkan Kurt: “Bu silah konusu yakalandığım, yani şuan emniyet kayıtlarında olan silahtan bahistir. Benim başka hayatımda silahım ya da bıçağım ya da satırım ya da başka bir şeyim olmamıştır yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine bu telefon kayıtlarının incelemesinde Berber Yaşar isimli bir şahsın telefonu var 535 9504684. Aslında bu telefon Kalbiye Öztürk isimli şahıs üzerine kayıtlı resmi kayıtlarda siz Berber Yaşar olarak kaydetmişsiniz. Aynı zamanda bu şahsın Ahmet Tuncay Özkan’la irtibatı var. Tanıyor musunuz bu kişi kimdir Berber Yaşar?”

Sanık Özkan Kurt: “Ben tanımıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İrtibatınız var mıdır?”Sanık Özkan Kurt: “Tanımıyorum. Dediğim gibi numara ve isim hafızam olmadığı için.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Niçin kaydettiğinizi hatırlıyor musunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Hatırlamıyorum efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hatırlamıyorsunuz.”Sanık Özkan Kurt: “Belki bir iş dolayısıyla belki ben dahi kaydetmemişimdir bilmiyorum

yani, hatırlamıyorum.”

36

Page 37: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:37

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Yine sizlerden ele geçirilen notlarda Turgut Bekir, Yıldız Teknik Üniversitesi burs 505 2787587 diye bir not kağıdı ele geçirilmiş. Bunu hatırlıyor musunuz?”

Sanık Özkan Kurt: “Hatırlamıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine bir kartvizit ele geçirilmiş Flaş TV Yalçın

Çakır telefon numaraları var. Bu telefon numaraları Göktuğ Haber Ajansı adına kayıtlı. Bu şahısla bir irtibatınız var mı?”

Sanık Özkan Kurt: “Kendisiyle bir samimiyetim, bir şeyim yoktur ama organizatör olduğum için kendisiyle bir sefere mahsus görüşmüşlüğüm vardır. Kendisi Flaş TV’nin tanıtım müdürü olduğu için.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Görüştünüz mü kendisiyle?”Sanık Özkan Kurt: “Bir sefer görüştük kendisiyle.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hangi konuyu görüştünüz?”Sanık Özkan Kurt: “Kendisinin yaptığı bir programdan ötürü görüşmüştüm.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Üst aramanızda bir isim var Erkan Elçi 422

3223236 telefon numarası [email protected] şeklinde bir notunuz var. Kimdir bu şahıs Erkan Elçi?”

Sanık Özkan Kurt: “Kendisi benim cezaevinde beraber yattığım Diyarbakır’da beraber yattığımız bir genç.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hangi suçtan yatıyordu?”Sanık Özkan Kurt: “O da askeri bir suçtan yatıyordu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şunun için soruyorum diğer birleştirme talepli

olarak açılan davalarda Ufuk Akkaya’dan ele geçirilen 1485 numaralı bir belgede ismi geçiyor böyle Erkan Elçi isminde. Adam; Erkan Elçi konuşursa yer yerinden oynar diyor şeklinde bir not var. Onun için sordum hangi suçtan yattığını?”

Sanık Özkan Kurt: “Tanımıyorum kendisini bahsettiğiniz kişiyi tanımıyorum ama Erkan Elçi dediğim gibi benimle bir dönem cezaevinde bulunmuş, askeri bir suçtan ötürü. Başkada bir irtibatım yoktur kendisi Malatya’da oturur ben İstanbul'da ikametgah ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Ali Balkız, Kazım Genç bu şahısları tanıyor musunuz?”

Sanık Özkan Kurt: “Tanımıyorum efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı.”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu kişilerle ilgili herhangi bir araştırma

yaptınız mı?”Sanık Özkan Kurt: “Bu tarz, bu tarz değil yani hiçbir derneğe veya benzeri vakıflara

üyeliğim yoktur, bu nedenle de araştır…”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kuvayı Milliye Derneğini duydunuz mu,

Kuvayı Milliye Derneği, Kuvva-i Milliye Derneği şeklinde dernekleri duydunuz mu, herhangi bir tanıdınız var mı oralardan?”

Sanık Özkan Kurt: “Duymadım efendim, yok efendim tanımıyorum kimseyi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet dijital verilerde 30 gigabaytlık hard diskte

şunu söyleyeyim format atmamı Bahadır Astsubay söyledi şeklinde beyan etmişsiniz bende format attım diyorsunuz ama. Format atılsa da bilgisayarlardaki birtakım veriler günümüz teknolojisinde.”

Sanık Özkan Kurt: “Dönüştürülemez.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Geri getirilebiliyor yani bu özellikle yazılar

Word belgeleri, Excel belgeleri geri getirilebiliyor onu da bilmenizi isterim. Seagate marka 30 gigabaytlık hard disk incelemeniz içerisinde. Başbakan, AKP’li milletvekilleri hakkında bilgiler

37

Page 38: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:38

var. Mesela Sağlık Bakanı Recep Akdağ hakkında tam bir Anadolu insanı operasyona açık güvenlik sorunu yaşamaktadır. Recep Tayyip Erdoğan hakkında 30 kişilik bir grup tarafından korunmaktadır sadece cami, Ankara ve İstanbul'daki evi ve Dolmabahçe’deki ofisinde kısmi güvenlik zafiyeti bulunmaktadır. Yine Tarım Bakanı Mehmet Mehdi Eker hakkında müdahaleye uygun biri güvenlik sorunu kısmi olarak vardır. Yine Ömer Dinçer hakkında yönlendirilmesi veya mutabakata varılacak bir isim, operasyon içinde uygun biri, güvenlik sorunu vardır. Yine Bakan Veysel Erol hakkında müdahaleye uygundur, güvenlik sorunu yaşamaktadır şeklinde notlar alınmış. Yani bu kişilerle ilgili normal kişisel bilgiler var. Bitirdiği okullar, yaşı, evli olup olmadığı şeklinde ama sonlarında da bu şekilde bir değerlendirmeler var. Bu değerlendirmeleri siz mi yazdınız, bir yerden mi topladınız, bu konularda ne biliyorsunuz?”

Sanık Özkan Kurt: “Belgeler bana ait değil, hatırlamıyorum. Bu dosya kapsamında yine söylüyorum mahkemeniz tarafından şahsıma gönderildiğinde bir incelemede bulundum ama kendim hazırlamadım. Böyle bir istihbaratı bilgi hazırlayacak kapasitemde yoktur zaten veya bu tarz yazı yazacak kapasitem olduğunu da düşünmüyorum. Bunlar bana ait değildir efendim. Biraz ara verebilir miyiz?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bahadır diye tanıdığınız…”Mahkeme Başkanı: “Yorul… bir dakika Savcı Bey.Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Buyurun.”Mahkeme Başkanı: "Yoruldunuz mu?”Sanık Özkan Kurt: “Biraz çarpıntım var da biraz ara verelim.Duruşmaya kısa bir ara verildi.”Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Sanık Özkan Kurt daha önce tespit edilen kimliği tahtında huzura alındı.Doğrudan soru sorma işlemine devam olundu.Mahkeme Başkanı: "Buyurun Savcı Bey.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sayın Başkan izninizle sorularıma devam

etmek istiyorum.”Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizden ele geçirilmiş olan 3 nolu disket

içerisinde Emniyet Genel Müdürlüğü personel kimlik kartı boş olarak bir tane, bir tane de Emniyet Genel Müdürlüğü personel kimlik kartı adı Özkan Kurt, adı soyadı Özkan Kurt, rütbesi komiser, sicili 295254 fotoğraf yapışık olarak bir kimlik kartı renkli olarak. Yine polis 3 isimli belgede de adı Özkan soyadı Kurt, rütbesi komiser yardımcısı, sicili 201245 şeklinde fotoğrafınız yapışık olarak kimlik belgeleri ele geçirilmiş. Bunları dosya içerisinde gördünüz mü? Şöyle gösterebilirim size.”

Sanık Özkan Kurt: “Dosyayı, dosya içerisinde gördüm.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bunları bu fotoğraf size mi ait?”Sanık Özkan Kurt: “Fotoğrafın orijinalini çıkartıp veriyorum. Evet fotoğraf bana ait ama o.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Başka birisine verdiniz mi o fotoğrafı hiç

kullanmak için veya dijital ortamda kullandınız mı?”Sanık Özkan Kurt: “Fotoğraf, fotoğraf dediğim gibi internette birtakım hesaplarımıza

onlara koyduğumuz için hatta hesabımın altta hesabımın adresimin de yani şeyi var. Bu şimdi şöyle cevap vereceğim kendi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu fotoğraf mı, söylediğiniz şu verdiğiniz fotoğraf mı?”

Sanık Özkan Kurt: “Evet, evet, evet.”

38

Page 39: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:39

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mahkemeye verirseniz. Arkada şeyler var görüntü var, burada görüntü filan yok.”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi işte oraya geleceğim Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Şimdi sahte kimlik düzenleyeceksiniz sahte kimliğe gerçek adınızı

yazacaksınız bu ne kadar mantıklı tartışılır. İkincisi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet polis kimliği yani siz polis misiniz?”Sanık Özkan Kurt: “Ne olursa olsun.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Öncelikle onu sorayım polis misiniz?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hah, yani polis olmayan bir kişi kendi kimliğini

yapıştırıp polis kimliği düzenlerse bu farklı bir sahtecilik evet.”Sanık Özkan Kurt: “Sahte kimliğe döner.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı, hı.”Sanık Özkan Kurt: “E bir sahte kimliğe de gerçek adınızı yazmanız mantıklı değildir. Ben

az önceki ara vermeden öncede size beyan ettiğim gibi Özkan Kurt olarak devletin bana vermiş olduğu kimlik haricinde hiçbir kimliğe sahip değilim. Fotoğraf, fotoğrafın üzerinde onyamak bilgisayar ortamında çok kolaydır. Photoshop denen bir program vardır. Burada oynarsınız. İstediğiniz yerden kopyalar istediğiniz yere yapıştırırsınız. Yani bir kimlik dediğim gibi bir kimlik düzenleyip de buraya kendi adımı yazacak kadar da henüz bilincimi yitirmedim. Yalnız az önceki zaman diliminde eklemek istediğim şeyler var. Şimdi bilgisayara format attığınızda geri döner şeklinde bir söyleminiz oldu. Fakat yine aynı bilgisayarlarda 10 sene önce yapılmışçasına bugün bir işlem yapılabiliyor. Yani bugün bir yazdığınız bir metni 10 sene önce yapmış gibi kayıtta yapabiliyorsunuz. Dolayısıyla bu da yapılan ihbarın ve bilgisayarımda elde edildiği söylenen belgelerin tutarsızlığını veya iftira olduğunu kanıtlar diye düşünüyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, biraz önce size göndermiş olduğunuz faksın metnini okumuştum.”

Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu sizde zaten doküman olarak da mektup

193 1. klasör 193 PDF sayfasında ele geçmiş. Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma tarihi 22 Mart 2010 tarihi olarak gözüküyor, son kaydetme tarihi 30 Mart 2010. Siz bunu 31 Mart 2010 saat 14:20’de faksla göndermişsiniz.”

Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu oluşturma tarihi 22 Mart 2010. Şimdi

hatırladınız mı ne zaman oluşturduğunuzu yani bu tarih doğru mudur?”Sanık Özkan Kurt: “Bilmiyorum dediğim gibi hatırlamadığım için cevap verip yanıltmak

istemiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine sizinle ilgili olarak birtakım şüpheliler

hakkında da aramalar yapılmış.”Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kurban Yazoğlu, Şeref Yazoğlu isimli kişiler

de bazı dokümanlar dijitaller ele geçmiş. Bedrettin Dalan ile fotoğrafları var, değişik dijitaller var. Burada benim dikkatimi çeken bazı mektuplar var. Volkan Demirer, Bayram Ali Ekşi bunları tanıyor musunuz?”

Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Cem Özcan.”Sanık Özkan Kurt: “Tanımıyorum.”

39

Page 40: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:40

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mektup içerisinde Caner, Bahadır isimleri geçiyor. Bu şahısları tanıyor musunuz Caner?”

Sanık Özkan Kurt: “Tanımı, tanımıyorum efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bayburtlu Cem diye bir şahıs tanıyor

musunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Tanımıyorum efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bahadır, Mustafa, Volkan diye yine isimler

geçiyor burada.”Sanık Özkan Kurt: “Tanımıyorum efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Telefonla en çok görüştüğünüz benim

dikkatimi çeken HTS incelemelerinizde Özkan Kurt, Özkan Kurt ile görüşüyor yani bir telefonunuz diğer telefonla sürekli irtibat halinde. Çok az farklı kişilerle görüşmeler yapılıyor yani siz kendi adınıza aldığınız telefonu birisine veriyorsunuz veya görüşmek istediğiniz kişilere bu kişilerle yani HTS’de bakıldığı zaman Özkan Kurt, Özkan Kurt ile görüşüyor yani 2 tane Özkan Kurt olmayacağına göre siz bu telefonu kime verip, ne şekilde bu görüşmeleri gerçekleştirdiniz?”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi şöyle söyleyeyim. Birinin birisiyle görüşmesinin suç olduğunu düşünmüyorum ya da suç teşkil.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı, hı. Hı, hı.”Sanık Özkan Kurt: “Ettiğini düşünmüyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet sizin size kayıtlı olan 2 telefon görüşüyor

sürekli birbiriyle.”Sanık Özkan Kurt: “Sabahki zaman diliminde de ifade etmiştim. Numaramı samimi

olduğum bir arkadaşım kullandığı için kendi üzerime kayıtlıdır, görüşme yaptığımızdan dolayı da normaldir yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Bu telefon en çok görüştüğünüz numaralardan biri Cemal Mizen isminde bir şahıs. Bu şahıs kimdir?”

Sanık Özkan Kurt: “Kim?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Cemal Mizen?”Sanık Özkan Kurt: “Cemal?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mizen.”Sanık Özkan Kurt: “Hatırlamıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nehir diye bir numara var 53224154111.”Sanık Özkan Kurt: “Dediğim gibi pek isim hafızam olmadığı için.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet hatırlamıyorsunuz.”Sanık Özkan Kurt: “2 yıldır da tutuklu olduğumu düşünecek olursak.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Çetin Dağız isminde bir şahıs var. Çetin

Dağız bu kişi ile ilgili hesap numaraları filanda var başka yerde ele geçmiş.”Sanık Özkan Kurt: “Hatırlamıyorum Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yunus Emre parantez içinde Metehan olarak

kaydedilen bir numara var.”Sanık Özkan Kurt: “Bu benim as… askerlik yaptığım yerde o da askerlik yapıyordu

oradan tanıyorum kendisini.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kazan yemek diye bir numara kaydetmişsiniz

Kazan Yemek?”Sanık Özkan Kurt: “Bu Şeref Yazoğlu’na ait bir işyeri Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burayla görüşme yaptınız mı hiç?”Sanık Özkan Kurt: “Bir dönem kendi yemek fabrikasında çalışmak istemiştim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı, hı.”

40

Page 41: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:41

Sanık Özkan Kurt: “Bu nedenle görüşmemiz olmuştu. Bunun dışında görüşmemiz olmadı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Veli DYM diye kaydetmişsiniz Veli Dayım olabilir 2124244413 bu numara kime ait?”

Sanık Özkan Kurt: “Bu hangi klasörde söyleyebilir misiniz Sayın Savcım?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani şeylerden çıkarttığım benim not olarak

şuan telefon incelemelerinizde Veli DYM, Veli Dayım olarak kaydedilmiş not almışım klasör numarası şuanda yazmamışım.”

Sanık Özkan Kurt: “Bu numaranın bana ait olduğunu düşünmüyorum çünkü böyle bir numara kaydettiğimi hiç hatırlamıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Kızım Aleks diye numaralar var. Kızım Aleks.”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi efendim burada tek tek numaraların sorulması biraz özel hayatı ihlale giriyor diye düşünüyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Çok sık, çok sık görüştüğünüz kişiler bunlar.”Sanık Özkan Kurt: “Görüşmelerimin içerikleri muhtemelen önünüzde vardır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İçerikleri yok yani sizin telefonlarınız

dinlenmemiş tape tapeleri yok.”Sanık Özkan Kurt: “Şimdi kimle ne için ne şekilde görüştüğümü hatırlamam mümkün değil

ama.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tapeleri yok.”Sanık Özkan Kurt: “Bu da özel hayatımı ihlale girdiğini düşünüyorum. Bunun çünkü

yaptığım tehdit davasıyla ilgisinin olduğunu düşünmüyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Yine size ait dijitallerde 18 Şubat 2010

tarihinde hazırlanan bir belgede Engin Temel cinayetiyle ilgili olarak ihbarda bulunmak istiyorum başlıklı bir Word belgesi ancak bu data traveler 2 gigabyte flash belleğinizin içerisinde içeriği bozuk olduğu için açılamamış bu belgenin ama böyle bir başlık var bir doc Word belgesi hazırlanmış. Sizin flash belleğinizde üzerinizde çıkan flash bellekte bu belge var ama bozuk açamamışlar.”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi sayın sav… Sayın savcım az önce.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hatırladınız mı bu belgeyi?”Sanık Özkan Kurt: “Ara verdiğimizde bir saniye cevap vereceğim. Ara verdiğimizde

dosyamı incelediğimde benim üzerimden çıktığı söylenen flash belleğin adının Özcan Kurt olarak kaydedildiğini gördüm.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Benim üzerimde çıkan data.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Data traveler marka markası o.”Sanık Özkan Kurt: “Marka.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı, hı.”Sanık Özkan Kurt: “Flash belleğe herhangi bir isim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı, hı.”Sanık Özkan Kurt: “Kendim, şahsım olarak vermemiştim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı, hı.”Sanık Özkan Kurt: “Dediğim gibi tehdit metninin haricinde hiçbir belgenin yer almadığı bir

flash bellekti. Fakat ne zaman terörle mücadele gece üçte beni asayişten alıp terörle mücadeleye götürüp 2 gün boyunca beni orada zorunlu olarak alıkoyduklarında bu belgeler ortaya çıkmaya çalıştı, çıktı. Ben bu belgelerin kim tarafından, nasıl, ne şekilde, ne amaçla yapıldığını bilmiyorum. Ama yürüttüğüm tahminde şöyle bir sonuca varıyorum, şöyle bir kanıya varıyorum. Ben Savcı Zekeriya Öz’ü tehdit etmem hasebiyle, daha fazla ceza alabilmem için ve

41

Page 42: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:42

burada yargılanabilmem için bir senaryo oluşturulmuş. Bu senaryonun sonucunda birtakım belgeler, düzmece belgeler, dokümanlar hazırlanarak benimmişçesine bilgisayarıma ve flash belleğime aktarılmış. Fakat aktarılırken de birçok hata yapılmış. Dediğim gibi benim flash belleğimin herhangi bir ismi yoktu fakat Özcan Kurt diye isimle kaydedildiğini söylüyor. Ben bunu az önce araştırmasını yaparken doküman tutanağında gördüm.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Siz veya aileniz herhangi bir şekilde tehdit aldınız mı?”

Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim. Kendi halinde yaşayan mütevazi insanlarız. Tehditle herhangi bir işimiz olmadı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bursa Nutkunu biliyor musunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Bursa Nutkunu evet geçen okumuştum fakat ezbere bilmiyorum.

İsterseniz tekrar okuyabilirim yanımda olması lazım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nereden edindiniz Bursa Nutkunu?”Sanık Özkan Kurt: “Nutkun elde etmek bir suç değildir bir, ikincisi de yani nutuk nereden

elde ettiniz sorusu maksatlı bir sorudur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bursa Nutkunu nereden elde ettiniz, hangi

kaynaktan edindiniz?”Sanık Özkan Kurt: “Bunu Atatürk’ün herhangi bir kitabında bulabilirsiniz.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hangi kitabından?”Sanık Özkan Kurt: “Şuan ismini hatırlamıyorum ama yarınki mahkemede kitabı da

getirebilirim Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Atatürk’ün yazdığı kitaptan aldınız öyle mi?”Sanık Özkan Kurt: “Atatürk’ün yazdığı demedim, Atatürk adına yazılmış kitaplardan

birinde. İsterseniz kitabı da yarın getirip mahkemenize ibraz edebilirim. Ama bu soru maksatlı bir sorudur kanımca.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz bu eylemi yaparken Savcı Zekeriya Öz’ü tehdit ederken Mustafa Kemal Atatürk’ün Bursa Nutkundan feyiz aldım diyorsunuz ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 5 Şubat 1933’te Bursa’da verdiği nutuktan feyiz aldım. Atatürk bu nutkunda Türk gençliğine şöyle sesleniyordu; Türk genci devrimlerin ve Cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. Polis gelecek asıl suçluları bırakıp suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, polis henüz devrim ve Cumhuriyetin polisi değildir diye düşünecek ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır, yine düşünecek, demek adalet örgütünü de düzetmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek. Onu hapse atacaklar, yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayırılmasını istemeyecek. Diyecek ki ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir. İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği söyleminden bir görev çıkararak bu eylemi gerçekleştirdim. Yani bunu siz Bursa Nutkunu okuduğunuzu buradan bir kendinize görev çıkararak tehdit ettiğinizi söylüyorsunuz. Onun için nereden elde ettiğinizi, bu nutku nereden okuduğunuzu sordum.”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi az önce dediğim gibi tekrar söylüyorum.”Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”Sanık Veli Küçük söz istedi verildi: “Sayın Başkanım artık yani hakikaten üzülüyorum ben.

Şimdi Atatürk’ün nutkunu şurada sormanın manası nedir Allah aşkına? Yani şuanda Atatürk’ün

42

Page 43: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:43

Bursa Nutkunda böyle diyor, sende böyle demişin yani Atatürk’ün yanında mısın, bunu destekliyor musun gibi. Af… efendim istirham ediyorum artık yapmayın bunu.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam. Buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Destekliyor musun demedim Sayın Başkanım

sorumu lütfen doğru anlasın.”Sanık Veli Küçük: “Efendim Atatürk’ün nutkunu şimdi burada okumanın manası var mı

Allah aşkına?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Doğru anlayınız, doğru anlayınız, doğru

anlayınız.”Mahkeme Başkanı: "Buyurun, buyurun, buyurun. Savunmasında bahsettiği için soru

soruluyor.Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Mahkeme Başkanı: “Kabul edilmedi buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nerden edindiniz siz bu Atatürk Nutkunu?”Sanık Doğu Perinçek söz almadan konuştu anlaşılamadıMahkeme Başkanı: "Doğu Bey lütfen. Doğu Bey, Doğu Bey lütfen efendim.”Sanık Doğu Perinçek: “Bütün kitaplarda var. (1, 2 kelime anlaşılmadı) suç mu? Suç mu?”Mahkeme Başkanı: "Doğu Bey, Doğu Bey lütfen, lütfen oturduğunuz yerden.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nerden edindiniz?”Sanık Doğu Perinçek: “Atatürk suçlu mu?”Mahkeme Başkanı: "Doğu Bey lütfen.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bunun Atatürk’e ait olduğunu biliyor musunuz,

Atatürk’e mi aittir?”Sanık Doğu Perinçek: “O sorulur mu bu soru… Atatürk’e ait olduğunu bütün herkes tespit

etti.”Mahkeme Başkanı: "Doğu Bey, Doğu Bey, Doğu Bey sıra size gelince konuşursunuz.

Doğu Bey.”Sanık Doğu Perinçek: “Mahkemelerce tespit edildi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani bahsettiğiniz emekli astsubay dediğiniz

kişiler mi verdi?”Mahkeme Başkanı: "Sakin olun efendim.”Sanık Özkan Kurt: “Ben böyle bir kimseden bahsetmedim yine üzerine basarak

söylüyorum. Ben emekli astsubay şudur budur bu ifade bana ait olmadığını defalarca söyledim. O nutku da okuduğum bir kitaptan aldığımı az önce beyan ettim. İstiyorsanız getirebileceğimi de beyan ettim. Fakat ısrarla.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bunu askerdeyken mi okudunuz, geldiğiniz zaman mı okudunuz, ne şekilde vazife çıkardınız kendinize?”

Sanık Özkan Kurt: “Sayın Savcım fakat ısrarla siz beni tahrik ederek suçu kabullenmemi istiyorsunuz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hayır doğru, doğrusu neyse onu söyleyin.”Sanık Özkan Kurt: “Evet Sayın Savcım bu, bu yani.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Bunaltıyorsunuz ben size kronik rahatsızlıklarım olduğunu söyledikçe

siz benim üzerime gelerek benim durumumu kötüleştirmeye çalışıyorsunuz.”Mahkeme Başkanı: "Efendim bazı sorulara cevap vermek istemiyorum diyebilirsiniz.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu sizin kendi dilekçenizde.”Mahkeme Başkanı: "Hatırlamıyorum diyebilirsiniz.”Sanık Özkan Kurt: “Sayın Başkanım söylüyorum fakat aynı soru.”Mahkeme Başkanı: "Susma hakkımı kullanıyorum yani bir pek çok seçenek var.”

43

Page 44: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:44

Sanık Özkan Kurt: “Sayın Başkanım cevabımı veriyorum fakat Sayın savcı istediği cevabı alamadığı zaman aynı soruyu 3 kere, 4 kere tekrarlıyor.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam tekrar sorduğu zaman biraz önce cevabını vermiştim şeklinde söyleyebilirsiniz. Pek çok seçeneğiniz var efendim.”

Sanık Özkan Kurt: “İnanın şuan bütün.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Herhangi bir psikiyatrik tedavi gördünüz mü?”Sanık Özkan Kurt: “Gördüm efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nerede gördünüz?”Sanık Özkan Kurt: “Birçok yerde, birçok hastanede gördüm. Onlarla alakalı raporların

hepsini heyetimize sundum. Bu kadar.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sayın Başkanım sorularım bu kadar teşekkür

ederim.”Mahkeme Başkanı: "Savcı Bey sorunuz var mı? Yok galiba peki. Sanıklardan sorusu olan

var mı? Buyurun.”Sanık Oktay Yıldırım söz istedi verildi: “Kayıtlara girsin diye söylüyorum. Sorum değil

bugün yap….”Mahkeme Başkanı: "Efendim soru, soru soracaksınız hayır efendim soru soracaksınız.”Sanık Oktay Yıldırım: “Müsaade edin. İtirazımla ilgili, itirazımla ilgili bir yanlışı düzeltmek

istiyorum.”Mahkeme Başkanı: "Hayır soru sormanız için size söz veriyorum.”Sanık Oktay Yıldırım: “İtirazımla ilgili bir yanlışı düzeltmek istiyorum Sayın Başkanım

müsaade ediniz lütfen.”Mahkeme Başkanı: "Peki buyurun. İtirazla ilgiliyse buyurun.”Sanık Oktay Yıldırım: “Müsaade edin lütfen. Savcı Bey sanığın hiçbir beyanında benim

adım geçmediği halde benim adımı anarak sanığa soru tevcih etmiştir. Bunu kayıtlara geçsin diye söylüyorum. Bu savcının tarafsızlığını kaybettiğinin kanıtıdır. Bunu eklemek istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam, tamam buyurun. Buyurun.”Sanık Oktay Yıldırım: “Teşekkür ederim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sayın Başkanım bu konuda.”Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mahkeme klasörleri içerisinde sanığın vermiş

olduğu dilekçelerde PDF sayfası 59’da mevcuttur sanık bakabilir.”Sanık Oktay Yıldırım söz almadan konuştu: “Efendim ne demiş özür dilerim ne demiş, ne

demiş efendim?”Mahkeme Başkanı: "Bir dakika, bir dakika.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İsim isim sayıp tanımadığını söylemiş sizi.”Sanık Oktay Yıldırım: “Alabilir miyim, alabilir miyim lütfen alabilir miyim?”Mahkeme Başkanı: "Efendim böyle karşılıklı konuşma şeklinde olmaz. Savcı bir açıklama

yapıyor bekleyelim. Tamam buyurun.”Sanık Oktay Yıldırım: “Ben beyanda bulunmak istiyorum alabilir miyim (3, 4 kelime

anlaşılmadı).”.Sanık Özkan Kurt: “Efendim ben düzeltmesini yapabilir miyim? Ben yazılı olarak verdiğim

savunmada şöyle bir, böyle bir örgütten haberim yoktur. Bu örgütle ilişkilendirilen diyerek bütün sanıkların tanımadığım yönünde ifadede bulunmuşum. Yani.”

Mahkeme Başkanı: "İsim zikretmeden sadece genel olarak sanıklardan yani bu davada yargılanan sanıklardan bahsettiniz isim zikretmediniz değil mi?”

Sanık Özkan Kurt: “Bu davayla birleşen, birleşmeyen bütün davalarla alakalı sanıkları tanımadığım yönünde ifadede bulunmuşum. Tanıyorum diye değil tanımıyorum diye ifadede bulunmuşum.”

44

Page 45: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:45

Mahkeme Başkanı: "Tamam, tamam.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sayın Başkanım bahsettiğim gibi mahkeme

dosyası 1, 272. pdf’nin 59. sayfasında isim isim yazmış yani. Oktay Yıldırım, Mehmet Demirtaş, Ali Yiğit, Muzaffer Tekin.”

Sanık Özkan Kurt: “Efendim aynı, aynı dosya bende de var.”Mahkeme Başkanı: "Bir dakika, bir dakika Özkan Bey bir dakika.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “5 Eylül 2011 tarihli dilekçesinden ben oradan

okudum.”Sanık Oktay Yıldırım söz almadan konuştu: “Ne diyor okur musunuz beyanını burada.”Mahkeme Başkanı: "Efendim yerini söyledi bakarsanız. Yerini söyledi bakarsınız. Başka

sorusu olan var mı sanıklardan?”Sanık Oktay Yıldırım: “Bakın Sayın Başkanım müsaade eder misiniz lütfen ama bakın

burada bir hak… (2-3 kelime anlaşılamadı).”Mahkeme Başkanı: "Böyle olmaz, böyle olmaz efendim, böyle olmaz efendim.”Sanık Oktay Yıldırım: “Bir savcı bir cümleyi çarpıtamaz lütfen rica ede…”Mahkeme Başkanı: "Yerini söylüyor şurada zikredilmiş diyor.”Sanık Oktay Yıldırım: “Bakın ben, ben, ben bir şey söylemek istiyorum lütfen, lütfen

hakkımı iade eder misiniz bana? Bir cümle kurmak istiyorum Sayın Başkanım.”Mahkeme Başkanı: "Buyurun. Bir cümle alalım.”Sanık Oktay Yıldırım söz istedi verildi: “Lütfen. Bakın bir savcı bir cümleyi çarpıtamaz.

Bakın bu büyük bir hukuk katliamıdır. Diyor ki, adı geçti. Sanık diyor ki oradaki beyanında bu, bu, bu, bu kişileri tanımıyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam.”Sanık Oktay Yıldırım: “Ama savcının sorusu şöyle. Oktay Yıldırım’ın suçsuz olduğuna

nasıl kanaat getirdin?”Mahkeme Başkanı: "Tamam. Tamam anlaşıldı.”Sanık Özkan Kurt: “Sayın Başkanım ilaveten.”Sanık Oktay Yıldırım: “Lütfen, lütfen.”Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”Sanık Özkan Kurt: “İlavemi yapabilir miyim? Burada bütün isimlerden bahsederek

sonunda şöyle ifadem yer almaktadır. Gibi sanıklar ve bu dava ile birleşen diğer dava sanıklarını da tanımıyorum. Bu kişilerle hiçbir fiili telefon ve benzeri şekillerde hiçbir irtibatım olmamıştır şeklinde ifadem yer almakta.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam. Açıklama yap… Buyurun Hayrettin Bey.”Sanık Hayrettin Ertekin söz istedi verildi: “Sayın Başkanım müsaade ederseniz bende

sanığa bir iki soru soracağım.”Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”Sanık Hayrettin Ertekin: “Özkan Bey bu kamuoyundaki algıyı yani Ergenekon terör

örgütünün olmadığına dair algıyı internetten, medyadan öğrendiğinizi, gazetelerden öğrendiğinizi, içinizde böyle bir duygu oluştuğunu ve hissettiğinizi, bu mektubu yazma lüzumu hissettiğinizi bir vatandaşlık görevi olduğunu açıkladınız. Bunu duygularınızla yazdığınızı açıkladınız. Doğru mu?”

Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Sanık Hayrettin Ertekin: “Bu duyguları yazmak için Atatürk’ün düşünce, fikir, söylevleri,

gençliğe hitabesi Bursa Nutku, İzmir Konferansı, Büyük Millet Meclisinde yazdığı pardon Büyük Millet Meclisinin açılış konuşmasında yaptığı şeyleri de okudunuz mu?”

Sanık Özkan Kurt: “Tabi Atatürk’e dair birçok kitap okudum. Oradaki söylemlerini baz alarak zaten burada talep gününde de yaptığım konuşmada da söylemiştim. Kendime görev edindim. Görev edindim doğru bildiğim şeyler karşısında da böyle bir eylem gerçekleştirdim.”

45

Page 46: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:46

Sanık Hayrettin Ertekin: “Tebrik ederim önce o konuyla ilgili. İkincisi 34 yılında Atatürk’ün trenle Bursa’dan İstanbul’dan Bursa, Bursa’dan İzmir’e giderken Bursa’ya uğrarken Bursa’daki yapmış olduğu büyük nutkun öncesinde bir Bursa Nutku vardır. Bu 2. Cumhuriyetçiler tarafından da inkar ediliyor, Atatürk böyle bir şey söylemedi diye. Bu Ankara’da dava konusu oldu. Bu davayı kazandılar Atatürk Düşünce Derneği ve Yargıtay bunu onayladı ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin girişindeki büyük nutkun hemen sol tarafında da pirinç harflerle yazılıdır. Genelkurmay Başkanlığının ben askerlik görevimi Genelkurmayda yaptım. Oradaki inerseniz Fevzi Çakmak salonunun oraya girerken orada bu yazılıdır. Harp Akademileri Komutanlığında yazılıdır. Bunları bilmeyenleri de buradan kınıyorum. Başka sorum yok.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılamadı.Mahkeme Başkanı: "Sanık avukatlarından sorusu olan yok. Hakim Bey buyurun.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Birkaç sorum var size.”Sanık Özkan Kurt: “Buyurun.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sizin bir tespitiniz oldu. Yani Ergenekon terör örgütü

adına eylem yaptığım iddia ediliyor. Daha Ergenekon denen bir örgütün varlığını mahkeme tespit etmedi dediniz”

Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Doğru bir tespit.”Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Mahkeme zaten yargılamayı bunun için yapıyor.”Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Mahkeme henüz sanıkların suçluluğunu, suçsuzluğunu

da tespit etmedi yani sanıklar suçlu mu?”Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Suçsuz mu zaten yargılamanın amacı bu.”Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Siz bir beyanda bulunmaktan öte bir eylemde

bulunduğunuz iddiasıyla hakkınızda dava açıldı. Yani davada yargılanan kişileri suçsuz diye düşünebilirsiniz. Yani böyle bir düşünmenizde mahsur yok, kendinize göre yorumlarsınız. Fakat siz bir eylemde bulunduğunuz iddiasıyla yargılama makamlarının karşısına çıkarıldınız. Bunun farkındasınız değil mi?”

Sanık Özkan Kurt: “Farkındayım.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sizin Ergenekon davası kapsamında hakkınızda

soruşturma açılmadan önce bu dava ile ilgili olarak herhangi bir bilgi, belge, dosya vesair okumuşluğunuz var mıdır?”

Sanık Özkan Kurt: “Sayın Hakim Bey öğleden önceki zamanda da söylediğim gibi ben basından takip ettiğim kadarıyla buradaki insanları tanımıyorum. Basından öğrendiğim kadarıyla suçsuz olduklarını, haksız yere buraya getirildiklerini ve 5 senelerinin çalındığını düşünerek 4 senelerinin çalındığını düşünerek.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sanıklardan herhangi biri hakkında delil klasörü vesair belge okudunuz mu?”

Sanık Özkan Kurt: “Hayır. Ben avukat.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Herhangi birisi.”Sanık Özkan Kurt: “Ben avukat değilim. Bu nedenle de.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Tamam yo yo.”Sanık Özkan Kurt: “Klasör bulunduramam yani.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Avukatlar dışında da okuma yazma yetisi olan herkes

okuyabilir. Yani size soruyorum. Herhangi bir şekilde, herhangi bir sanık hakkında basına

46

Page 47: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:47

yansıdığı bu internet ortamına yansıdı delil klasörleri. Bunlardan herhangi bir şekilde okudunuz mu?”

Sanık Özkan Kurt: “Hayır okumadım.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Size ait telefon inceleme raporunda Sedat Peker’e ait

olduğu yazılı olarak belirtilen bu listede belirtilen bir kısım telefonlar var. Sedat Peker isimli birine. Sedat Peker 05364550252, Sedat Peker 2; 5374830135, Sedat Peker 3; 5558436326, Amca Peker Amca nokta Peker bu doğrudan Sedat Peker olarak geçmiyor bu okuduğum. 05365713471 sizin Sedat Peker isimli tanıdığınız.”

Sanık Özkan Kurt: “Yoktur.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Başka birisi var mıdır?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır yoktur. Bu numaraların kime ait olduğunu da bilmediğimi beyan

etmiştim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Ne şekilde telefonuma kaydolduğunu veya kaydedildiğini de

bilmiyorum.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Kayıtlara göre şöyle; 05065879200 numaralı Avea sim

kart ve muhafazası rehber içeriğinde, rehber içeriği diğerinde Turkcell sim kartında yanlış oldu, Türkcell sim kartında bu kayıtlar var.”

Sanık Özkan Kurt: “Ben.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Mesela bu kayıtlardan birkaç kişi daha soracağım ben

size. Siz yani bu kaydın nasıl eklendiğini bilmiyorum diyorsunuz.”Sanık Özkan Kurt: “Bilmiyorum.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Hayrettin Altuncu kimdir bu kişi?”Sanık Özkan Kurt: “Hayrettin Altuncu avukattır kendisi.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Bayburtludur o nedenle tanıdığım.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Avukatınız mıdır sizin?”Sanık Özkan Kurt: “Tanıdığım biridir.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Avukatınız mıdır?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır kendisi avukatım değildir tanıdığım bir ahbabımdır.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Hasan Heybetli.”Sanık Özkan Kurt: “Bana ait değildir.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Kurban Yazo, Yazoğlu. Yazo diye geçmiş. Kurban

Yazoğlu ile ilgili bir beyanınız var. Bu kişi o kişi midir Kurban Yazo?”Sanık Özkan Kurt: “Bakın numarası telefonumda bulunan numara Kurban Yazoğlu’na mı

ait değil mi bilmiyorum. Kaydettiğimi de hatırlamıyorum. Ama burada sadece Şeref Yazoğlu’na ait bir numara vardır bunu kendi kaydettiğimi biliyorum. Ben Kurban Yazoğlu ile sadece dernek gecelerinde 1, 2 defa kendisini gördüm ama ne konuşma fırsatımız oldu, ne de tanışma fırsatımız oldu.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Şeref Yazoğ var 05337111163.”Sanık Özkan Kurt: “Evet bu numarayı biliyorum kendisini 1, 2 defa buradan aradım

çünkü.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Amca nokta Peker isimli 05365713471 amca öyle bir

amcanız var mı?”Sanık Özkan Kurt: “Şimdi yine söylüyorum bunların kime ait olduğunu veya nasıl

kaydettiğimi eğer ben kaydetmişsem hatırlamıyorum. Ama ne maksatla birileri mi kaydetti onu da bilmiyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Damla menajer, kimdir bu Damla menajer?”

47

Page 48: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:48

Sanık Özkan Kurt: “Efendim organizatörlük yaptığım için herhalde kaydettiğim biridir hatırlamıyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Berber Yaşa böyle birisi var mı tanıdığınız?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır tanıdığım yok.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Babam 02125454758.”Sanık Özkan Kurt: “Yani kayıtta da yazdığı gibi babam.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Babanız. Bacım 05365251293.”Sanık Özkan Kurt: “Hakim Bey şuan ifşa ettiğiniz numaralar.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Özel hayat değil bu biz onun farkındayız.”Sanık Özkan Kurt: “Fakat benim aile yakınlarımın numaralarını burada söylüyorsunuz.

Yarın öbür gün farklı durumlar tezahür edebilir. Biraz daha istirham.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Dava delil klasörlerine girmiş yani bu. Sizin bacınıza

mı ait bu?”Sanık Özkan Kurt: “Fakat.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Telefon onu soruyorum.”Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Burada bir Bahadır var. Bu Bahadır kim?”Sanık Özkan Kurt: “İfademde de belirttiğim gibi tekstilcidir ve benden 1 ya da 2 yaş

büyüktür. Odur hayatımda tanıdığım tek Bahadır odur zaten.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Barış Gabil.”Sanık Özkan Kurt: “Hatırlamıyorum. Yani 200’ün üzerinde numara var ben bunları tek tek

hatırlamam zaten mümkün değil. 2 yıldır içerideyim ben. Bir mektup yüzünden 2 senedir içerideyim. Başıma gelmeyen kalmadı.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Ozan Abim 053160532 diye devam ediyor. Sizin abiniz mi bu?”

Sanık Özkan Kurt: “Evet. Sayın Başkanım bir talebim olacak bundan sonraki sorulara cevap vermek istemiyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Cevap vermeme hakkınız var zaten bu hatırlatıldı size.”

Sanık Özkan Kurt: “Gerek, gerekli bütün.”Mahkeme Başkanı: "Susma hakkınız var.”Sanık Özkan Kurt: “Gerekli bütün açıklamalarımı yaptığımı düşünüyorum. Burada ailemin

numaraları teşhir ediliyor. Bu nedenle de bütün sorulacak sorulara cevap vermeyeceğim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Cevap vermeme hakkınız var yani onu Başkan Bey

size hatırlattı. O sizin hukuki bir hakkınız. Serdar Gabile 05383723348 bu kişiyi tanıyor musunuz?”

Sanık Özkan Kurt: “Cevap vermek istemiyorum.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Kadir Aydın 05326061025 bu kişiyi tanıyor musunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Efendim sabahta söyledim, yine söylüyorum benim isim ve numara

hafızam iyi değil. Psikolojik destek alıyorum.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Olabilir bazen bildiğiniz bir kişi olur hatırlarsınız yani.”Sanık Özkan Kurt: “Şimdi kendi ailemin numarasını dahi cezaevinde ararken.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Hatırlamıyorsunuz.”Sanık Özkan Kurt: “Kağıttan arıyorum.”Mahkeme Başkanı: "Tamam hatırlamıyorum diyebilirsiniz.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Ha bu yanıt hatırlamıyorsunuz tamam. Siz bu

Yazoğlular ile hemşerisiniz değil mi Şeref Yazoğlu.”Sanık Özkan Kurt: “Evet hemşerim.”

48

Page 49: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:49

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Kurban Yazoğlu. Of’tan aileniz gelmiş, dedeniz gelmiş Bayburt’a yerleşmiş değil mi?”

Sanık Özkan Kurt: “Evet efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yazoğluları ile akrabalık var mı uzaktan da olsa?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Onlar da Of’tan gelmemiş mi? Of’tan gelip Bayburt’a

yerleşmişler.”Sanık Özkan Kurt: “Şimdi kökenini bilmiyorum efendim o kadar samimi olmadığım için.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Kökenlerini bilmiyorum. Ama benim ailemin Of’tan Bayburt’a

yerleştiklerini, yaptığımız soyağacı araştırmalarında bulduğumuz için Of’tan geldiğimizi biliyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Evet. Cevahiroğlu soy isimli uzaktan da olsa Of’tan da olsa herhangi bir akrabanız var mıdır?”

Sanık Özkan Kurt: “Bilmiyorum. Yok. Benim bildiğim yoktur.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Cabbar Kibaroğlu bu kişiyi tanır mısınız?”Sanık Özkan Kurt: “Hatırlamıyorum efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sizinle aynı isim, soy isimde herhangi bir akrabanız

var mıdır? Özkan Kurt.”Sanık Özkan Kurt: “Zannetmiyorum.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Büyüklerden.”Sanık Özkan Kurt: “Benim tanıdığım yok yani.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yok.”Sanık Özkan Kurt: “Yakın akrabamda yok.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sorgu hakimliğinde siz mektup konusunda insicam

olmadığından bahsedilmiş. Sizde mektubun size ait olduğunu söylemişsiniz. Bu mektupta size ait olduğunu ifade ettiğinizden dolayı bir kısım beyanlar var onları soracağım size. Savcı Zekeriya Öz’ü tehdit ettiğiniz iddia edilen mektupta belli tavsiyelerde bulunuyorsunuz. Yoksa sonunuzun Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Savcı Öz ve buna benzer birçoğu gibi bitecek. Savcı Öz ile bu kişiler arasında hangi özelliklerden dolayı paralellik kuruyorsunuz, yani kimisi bunlardan savcılık yapıyor, kimisi işte yazarlık yapıyor, kimisi yöneticilik yapıyor. Nasıl bir paralellik kurdunuz?”

Sanık Özkan Kurt: “Herhangi bir paralellik olduğu ya da öyle bir paralellik kurduğum için yazmadım.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Sonunuz onlar gibi olur diyorsunuz ya paralellik var yani sonu sizin.”

Sanık Özkan Kurt: “Hepsinin sonuçta öldüğü için.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Ne şekilde öldükleri medyaya yansımıştır zaten hala da günümüzde

her yıl ölüm yıldönümlerinde lanetler okunur.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Mesela Doğan Öz hakkında ne biliyorsunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Bir bilgim yok araştırmış veya bir bilgiye ulaşmış değilim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Nasıl yazıyorsunuz yani Doğan Öz’ü nasıl örnek

veriyorsunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Dediğim gibi medyaya yansıyan kısmıyla biliyorum ama konunun ne

derece derinliğini olup olmadığını araştırmış değilim. Yani herhangi bir araştırma içerisine girmedim Savcı Beye de sorduğu soruda cevap vermiştim zaten.”

49

Page 50: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:50

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “15 Nisana kadar mühlet vermişsiniz davadan çekilmesi için yoksa olacaklara karışmam diyorsunuz. 15 Nisanda nedir sizin kafanızdaki tehdidiniz içeriğini oluşturan hedefiniz?”

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi savunmamda da söyledim. Yani ben bunu o an oturup, tasarlayıp kızgınlığımla yazmışım, yazmıştım. Fakat bunu yazarken yani 15 Nisan demişim herhangi bir amaç ya da gaye uğruna demedim. Bunu o an aklıma o geldiği için veya yazdıklarım anlamında da Abdi İpekçi ya da Uğur Mumcu’yu örnek göstermemde o anki gelişen olaylar neticesinde yazdım. Yani herhangi bir yere ya da bir amaca dayandırarak yazmadım. Kafamda herhangi bir planlama, kurgulamada yapmadım.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Şeref Yazoğlu ve Kurban Yazoğlu’nun anne soy isimleri Cevahiroğlu. Bunu biliyor muydunuz?”

Sanık Özkan Kurt: “Yok.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Gülbeyaz Cevahiroğlu.”Sanık Özkan Kurt: “Yok.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Şenol Küçük isimli birini tanıyor musunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Telefon irtibatınız var.”Sanık Özkan Kurt: “Benim bildiğim, hatırladığım yok.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Sizin o benim ibraz ettiğim araştırın görün dediğiniz

telefonlarda var bu Şenol Küçük, hatırladınız mı?”Sanık Özkan Kurt: “Dediğim gibi kendi bireysel olarak.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “0532 2318552 numaralı telefon.”Sanık Özkan Kurt: “Bireysel olarak hatırlamıyorum ama ne şekilde görüşmüşüm onu da

bilmiyorum.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Şenol Büyük ismini siz sorgu aşamasındaki ifadenizde

Sedat Peker ile irtibatınızı kuran kişi olarak ifade etmişsiniz Şenol Küçük.”Sanık Özkan Kurt: “Şimdi savunmamda da dedim bu ifadeler bana ait değildir ve

söylenilen tarihler.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “İfadeler size ait değil diyorsunuz da ben telefon

dökümünde söylüyorum Şenol Küçük kimdir, böyle bir tanıdığınız var mıdır?”Sanık Özkan Kurt: “Diyorum bilmiyorum yani benim telefonumda 200 tane numara

kayıtlıydı veya hangisi, kimdir, nedir hatırlamıyorum bunu hatırlamadığımı da beyan ediyorum. Sabah yaptığım savunmamda da bu ifadede geçen tarihlerin o tarihlerde kişilerin nerede, ne şekilde olduğunu beyan etmiştim zaten.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bahçelievler’de oturdunuz değil mi?”Sanık Özkan Kurt: “Bir dönem oturdum evet.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Neresinde Bahçelievler’in?”Sanık Özkan Kurt: “Şirinevler’de oturdum.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Şirinevler, Sinan Demirer diye birini tanıyor

musunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Tanımıyorum efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Sinan Demirer.”Sanık Özkan Kurt: “Sinan Demirer, hatırlamıyorum Hakim Bey.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu kişinin kardeşleriyle vesaireyle herhangi bir

irtibatınız var mı?”Sanık Özkan Kurt: “Hatırlamıyorum.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Hatırlamıyorsunuz. Bu Engin Temel ile ilgili olarak

iddia makamı size bir kısım sorular yöneltti. Sizde de çıktığı iddia olunan dijital verilerde Engin

50

Page 51: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:51

Temel’in fotoğrafı ve yanında şöyle bir testlerde hani yarı çarpı işareti vardır görmüşsünüzdür değil mi?”

Sanık Özkan Kurt: “Evet dosyada gördüm.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bununla ilgili beyanınız nedir?”Sanık Özkan Kurt: “Dediğim gibi belgeler bana ait değildir. Ben bu konuda Şişli

Cumhuriyet Savcılığında da ifade, bilgime başvuruldu gerekenleri orada zaten kendilerine ibraz etmiştim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yusuf Erikel bu kişiyi tanıyor musunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Tanımıyorum efendim hatırlamıyorum.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Avukat Yusuf Erikel.”Sanık Özkan Kurt: “Hatırlamıyorum tanımıyorum.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Eminönü’nde bürosu var.”Sanık Özkan Kurt: “Benim avukatlık bir işim olmadığı için yani bir arkadaşım vardır o da

Bayburt Derneğinden tanırım Hayrettin Altuncu. Bunun dışında hiçbir avukat tanıdığım yoktur yani.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Organizatörlüğe başlamadan önce herhangi bir organize şirketinde görev aldınız mı yani kendiniz yapmadan önce?”

Sanık Özkan Kurt: “Hayır.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tecrübeniz nereden geliyor?”Sanık Özkan Kurt: “Dediğim gibi tecrübe olarak değil benim abim müzisyen olduğundan

gerekli yardımları ondan almıştım.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet, Öztürkler ile ilgili gecenin 2001 yılında olduğunu

ifade ettiniz değil mi?”Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tarih olarak 22.5.2002, o geceyle alakalı herhangi bir

görüntü izlediniz mi?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Delil klasörlerinde var bu görüntüler. Görüntüleri

izlediniz mi?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim izlemedim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Mahkememiz talep etti bu görüntüler geldi. Bu

görüntülerde dosyamız sanıklarından Veli Küçük’ün görüntüsü var, Sedat Peker’in görüntüsü var. Ayrıntılı 2 ayrı görüntü. O gecede herhangi bir şekilde görev aldınız mı?”

Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim, yaşım zaten o dönem 14.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Katılma dışında diyorum görev aldınız mı diyorum,

katılım misafir başkadır.”Sanık Özkan Kurt: “Efendim 14 yaşında bir çocuğun.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Orada 13 yaşında da çocuklar var 12 epey küçük

inmiş yani 10 yaşında denebilecek tipler var.”Sanık Özkan Kurt: “Yani en azından benim ailem 14 yaşında beni bir otele göndermez.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “İşte herhangi bir görev aldınız mı diyorum?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim hayır.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani sizin belli bir yaşta olduğunuz dönem.

Dosyamızın sanıklarından Bora Ballı.”Sanık Özkan Kurt: “Burada tanıdım.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Burada gördünüz değil mi?”Sanık Özkan Kurt: “Burada tanıdım efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Daha önceden tanıyor musunuz Bora Ballı’yla?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim, hayır.”

51

Page 52: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:52

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Ne zaman yaş büyüttünüz, yaşınızı büyüttünüz?”Sanık Özkan Kurt: “Tarihini hatırlamıyorum ama bakabilirim hemen.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bakın söyleyin bize.”Sanık Özkan Kurt: “2004’te davayı açmışım 12. ayın 27’sinde. 2005’in 2. ayın 11’inde de

sonuçlanmış dava kararı verebilirim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “2005 yılında sonuçlandı.”Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tamam. Mehmet Kurt ifadelerinizde geçiyor. Böyle bir

tanıdınız var mı Mehmet Kurt?”Sanık Özkan Kurt: “Mehmet Kurt tanımıyorum efendim. Yani soyadı tamam benim

soyadım ama birebir tanıdığım birisi yok.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu isim hani Kanal 6’yla geçmişti bu dosya

kapsamında Levent Göktaş’ın cezaevinden kaçırılmasıyla ilgili olarak geçmişti. Sedat Peker’le ilişkili olarak geçmişti Kelebek operasyonunda yargılanan kişilerden biri olarak geçmişti.”

Sanık Özkan Kurt: “Tanımıyorum efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Mehmet Kurt böyle birisini tanıyor musunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Tanımıyorum hayır efendim hayır.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bir kısım telefonlarınızın açık hat olduğunu

söylediniz.”Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bunlardan hatırladığınız var mı bir tane dahi olsa?”Sanık Özkan Kurt: “Vallahi bunların açık hat olduğu için zaten hatırlamıyorum o nedenle

de dilekçe olarak sunmuştum da.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Diğerlerini siz sundunuz dilekçe olarak. Bunun dışında

size ait açık hat olduğunu söylediğiniz numaranız var mı?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim bütün numaralarımı size ibraz etmiştim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “0534 6898797 bu numaranızı hatırladınız mı?”Sanık Özkan Kurt: “Evet efendim hatırladım.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “0534 bu açık numara, açık hat.”Sanık Özkan Kurt: “Evet, evet.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “0539 7909208 bunu hatırladınız mı?”Sanık Özkan Kurt: “Hatırlamıyorum efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “0539 7909208.”Sanık Özkan Kurt: “Hatırlayamadım efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Sizin hatırladığınız var mı?”Sanık Özkan Kurt: “Benim hatırladığım şuan yanımda yok ama bütün dokümanları

çıkarmıştım evden de istemiştim daha doğrusu. Orada yazıyor ama yanımda getirmedim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “11 kadar numarayı ben verdim dediniz yani bunlar

kendi adıma lehime delil olarak düşündüğüm için mahkemeye ibraz ettim dediniz.”Sanık Özkan Kurt: “Evet efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani telefonlarınızı tespit ettiğiniz anlaşılıyor. Açık

hatlardan herhangi birisine dair şuanda hafızanızda hiçbir şey yok mu?”Sanık Özkan Kurt: “İnanın yok efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “0534 4276861.”Sanık Özkan Kurt: “Evet bunu hatırlıyorum.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Sizin. 0534 3722717.”Sanık Özkan Kurt: “Bilmiyorum efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “0542 3364461.”Sanık Özkan Kurt: “Hatırlamıyorum.”

52

Page 53: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:53

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “61 nedir Özkan Bey?”Sanık Özkan Kurt: “61 Trabzon’un plakasıdır efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Değil mi? Genelde telefonlarınız 61’li normal kendi

üzerinize olanlarda 61’li. 0535 2005468 numaralı bir telefonunuz oldu mu?”Sanık Özkan Kurt: “Yok efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “0535 2005468.”Sanık Özkan Kurt: “Hatırladığım yok efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bahadır Başören bu kişi kimdir?”Sanık Özkan Kurt: “Bahadır?”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Başören.”Sanık Özkan Kurt: “Tanımıyorum efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Sizinde yine kabul ettiğiniz telefon numaralarından

birindeki dökümde bu kişi 0546 2943460 Bahadır Başören.”Sanık Özkan Kurt: “Soyad olarak bilmiyorum da bir saniye.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bir tekstilci dediniz onun soy ismi nedir?”Sanık Özkan Kurt: “Soyadını bilmiyorum onunda.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “3460 demiştiniz değil mi sonu?”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “3460 evet.”Sanık Özkan Kurt: “Evet bu Bahsettiğim Bahadır.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tekstilci dediğiniz bu kişi mi Bahadır Başören?”Sanık Özkan Kurt: “Evet evet efendim, soyadını bilmiyordum burada öğrendim efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet. Sizin yine kendinize ait olduğunu söylediğiniz

telefonla ile bir kısım ankesörlü telefonları aramışsınız, aranmışsınız. Farklı ankesör numaraları.”Sanık Özkan Kurt: “Olabilir efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani aramanızda var, aranmanızda var.”Sanık Özkan Kurt: “Ankesörlüyü mü aramışım ben?”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Bilmiyorum efendim hatırlamıyorum.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Siz internet sitesinden bazı dökümleri aldığınızı

söylüyorsunuz. Hangi internet sitesi olduğunu hatırlıyor musunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Ben böyle bir döküm aldığımı kabul etmiyorum zaten.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Beyanınızdan dolayı söylüyorum.”Sanık Özkan Kurt: “Yok bana ait değildir.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani sizin beyanınız. Mahkemedeki beyanınız, sorgu

hakimliği beyanınız var.”Sanık Özkan Kurt: “Bana ait değildir diyorum.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Kim verdi sorgu hakimliğinde ifade?”Sanık Özkan Kurt: “Efendim bana sorgu hakimliğinde ifadelerimi savcılık ve emniyet

ifadelerimi kabul edip etmediğimi sordular. Herhangi başka bir soru yöneltmediler bende kabul ettiğimi söyledim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Zafer Şen isimli birini tanır mısınız?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu Zafer Abi diye bir isim var kimdir bu telefon

rehberinizde?”Sanık Özkan Kurt: “Kendi, Zafer Abi olarak kaydettiğim onu tanıyorum. Kendisi

Kocamustafapaşa’da oturuyor, ama ne iş yaptığını bilmiyorum.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet. Bu gabil ne anlama geliyor onu tekrar söyler

misiniz?”

53

Page 54: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:54

Sanık Özkan Kurt: “Bilmiyorum efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Gabil, gabile.”Sanık Özkan Kurt: “Gabile bir bar ismi ama ne anlama geldiğini bilmiyorum.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Ne ismi?”Sanık Özkan Kurt: “Gabile bir bar ismi fakat ne anlama geldiğini bilmiyorum kendim hiç

gitmediğim için, araştırma (1 kelime anlaşılamadı).”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Şimdi birkaç ismin karşısına böyle gabil, gabile

yazmışsınız. Onun nedeni nedir?”Sanık Özkan Kurt: “Bilmiyorum efendim ne amaçla yazdığımı hatırlamıyorum.”Mahkeme Başkanı: “Özkan Bey benimde sorularım var. Şimdi sorgu hakimliğindeki

ifadenizde şöyle diyorsunuz; yani emniyet ve savcılık ifadenizi kabul etmiyorsunuz. Sorgu hakimliğinde diyorsunuz ki; Ağustos 2009’da Urfa Suruç’taki birliğimden firar ettim, firar etmeden birkaç gün önce 2005 yılında İstanbul'da tanıştığım emekli subay olan ve adını Bahadır olarak bildiğim kişiyi telefonla aramıştım. Bu Bahadır isimli şahısla, subayla, emekli subayla 2005 yılında nerede, nasıl tanıştınız?”

Sanık Özkan Kurt: “Efendim yine söylüyorum ben böyle bir insan tanımıyorum.”Mahkeme Başkanı: “Yani bu sorgu hakimliğindeki beyanınız. Ben emniyet ve savcılıktaki

ifadenizi okumuyorum.”Sanık Özkan Kurt: “Tanımıyorum Bahadır diye bir tek tanıdığım insan var o da sabahtan

beri söylüyorum tekstilcidir kendisi.”Mahkeme Başkanı: “Peki sorgu hakimliğinde bu ifade nasıl yazıldı, herhangi baskı var

mıydı?”Sanık Özkan Kurt: “Sorgu hakimliğinde bana hiçbir şey sorulmadı. Zaten sabahki

savunmamda da dedim Sayın Ömer Diken’le biz orada tartıştık. Kendisi bana hakaret etti. Bende onun üzerine kendisine hakaret ettim. Bu nedenden dolayı da bana hiçbir şey sormadı. Sadece ifadelerimi kabul edip etmediğimi sordu, bende ediyorum dedim ondan sonra imza attım dışarı çıktım.”

Mahkeme Başkanı: “Yani bu sorgu hakimliğindeki ifadenizde doğru değil öyle mi?”Sanık Özkan Kurt: “Kendisiyle tartıştık yine tekrar ediyorum.”Mahkeme Başkanı: “Tamam tartışmış olabilirsin ama yazılan bir zabıt var burada.”Sanık Özkan Kurt: “Ben orada herhangi bir şu şekilde soruya maruz kaldım diyemiyorum.

Çünkü bana soru sormadı veya ifaden nedir diye sormadı. Benim sorgu hakimliğinde kaldığım toplam süre ya 5 dakikadır ya 6 dakikadır.”

Mahkeme Başkanı: “Peki, 28.8.2009 tarihinde firar etmişsiniz.”Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Mahkeme Başkanı: “Ondan önce herhangi bir telefonla görüşme yaptınız mı, herhangi bir

şahısla?”Sanık Özkan Kurt: “Askeri birliğimde mi?”Mahkeme Başkanı: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Ailem dışında kimseyi aramıyordum efendim.”Mahkeme Başkanı: “Bu Tehdit Sayın Zekeriya Öz’e yazılan tehdit mektubunu.siz kendiniz

yazdığınızı söylüyorsunuz.”Sanık Özkan Kurt: “Evet evet efendim.”Mahkeme Başkanı: “Herhangi biri telefonda size dikte ettirmedi mi?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim edemez.”Mahkeme Başkanı: “Kendiniz yazdınız.”Sanık Özkan Kurt: “Edemez hayır efendim.”Mahkeme Başkanı: “Peki bu Suruç’taki bölüğünüzde bir tane mi kontörlü telefon var?”Sanık Özkan Kurt: “Evet efendim.”

54

Page 55: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:55

Mahkeme Başkanı: “Peki bir konuşma süresi var mı yani isteyen istediği zaman konuşabilir yor mu bu kontörlü telefonda?”

Sanık Özkan Kurt: “Tabi görevde olmadığınız süre içerisinde konuşabilirsiniz.”Mahkeme Başkanı: “Yani bir haftalık veya aylık bir süre söz konusu değil mi?”Sanık Özkan Kurt: “Yo herhangi bir sınırlaması yok yani.”Mahkeme Başkanı: “İstediğiniz kadar konuşabilirsiniz öyle mi?”Sanık Özkan Kurt: “Tabi sınırlaması yok.”Mahkeme Başkanı: “Bu telefon numarasını hatırlıyor musunuz, o kontörlü telefonun?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır hatırlamıyorum. Yani numarasını hatırlamam mümkün değil.”Mahkeme Başkanı: “534 6898797 nolu bir telefon var. Bu siz dilekçe vermişsiniz işte açık

hatlar ve adınıza kayıtlı telefonları istenmesini, celbini istemişsiniz ve onların içerisinde sayılan bir telefon bu size mi aittir?”

Sanık Özkan Kurt: “Dediğim gibi şuan numaraları aklımda değil ama yarın getirip ona göre de bakabilirim Başkanım, sizi sunduğum dilekçedeki numaralar zaten ulaşabildiğim numaralarım.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Bu 97 ile biten telefon Rızvan Çelik adına kayıtlı gözüküyor, tanıyor musun böyle birini?”

Sanık Özkan Kurt: “Hayır tanımıyorum efendim.”Mahkeme Başkanı: “Bahruz İbrahimov adına kayıtlı gözüküyor. Herhalde başka bir

zamanda onun adına kayıtlı, tanır mısınız Bahruz İbrahimov’u?”Sanık Özkan Kurt: “Tanımıyorum.”Mahkeme Başkanı: “Tamam. Kurban Yazoğlu’nu tanıyorsunuz değil mi?”Sanık Özkan Kurt: “Kendisini ismen tanıyorum, dediğim gibi.”Mahkeme Başkanı: “Herhangi bir görüşmüşlüğünüz yok mu?”Sanık Özkan Kurt: “Görüşmüşlüğüm, yani sohbet etmişliğimiz, tanışmışlığımız yoktur

efendim.”Mahkeme Başkanı: “Peki Şeref Yazoğlu’nu.”Sanık Özkan Kurt: “Kendisiyle dediğim gibi 1, 2 defa görüşme imkanım oldu.”Mahkeme Başkanı: “Nerde görüştünüz?”Sanık Özkan Kurt: “Bir defasında Bayburt’ta Dede Korkut şölenlerinde. 1, 2 defada

telefonla aradım kendisini görüştük, onun dışında görüşmem yok.”Mahkeme Başkanı: “Evet bu Bayburtlular eğitim vakfı mı, eğitim derneği mi öyle bir

dernek var.”Sanık Özkan Kurt: “Eğitim vakfı olarak geçiyor.”Mahkeme Başkanı: “Onun toplantılarına katıldınız mı?”Sanık Özkan Kurt: “Vakfın toplantılarına katılmadım efendim ama dernek toplantılarına

gittiğim oldu.”Mahkeme Başkanı: “Tamam dernek toplantıları nerde yapıldı, kimler katıldı hatırlıyor

musunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Şimdi Bayburt Vakfıyla, Bayburt, Eğitim… şey Bayburt Vakfıyla,

Bayburt Kültür Derneği 2 farklı dernek.”Mahkeme Başkanı: “Siz hangisine üyesiniz, derneğe mi üyesiniz?”Sanık Özkan Kurt: “Ben dernekteyim.”Mahkeme Başkanı: “Evet.”Sanık Özkan Kurt: “Derneğe 1, 2 defa toplantılara dediğim gibi gittim. Orda denk geldik.

Kendileri gece yaparlar Bayburt’un kurtuluşunda ve benzeri etkinlikler yaparlar o tarz toplantılara katıldık yani orda…”

Mahkeme Başkanı: “Bu derneğin toplantıları nasıl oluyordu yani ne kadar sıklıkla oluyordu.”

55

Page 56: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:56

Sanık Özkan Kurt: “Şimdi normal derneğin kendi yönetim kurulu toplantıları ne kadar olur bilmiyorum ama herhangi bir gece düzenlendi mi en az senede 2 ya da 3 defa organizasyonlar olurdu. İşte Bayburt’un kurtuluşunda, dediğim gibi benzer etkinlikler olurdu, sanatçılar gelirdi. Normal bir konser havasında geçer yani orda herkes birbirini selamlar. Bunun dışında herhangi bir şeyimiz yoktur.”

Mahkeme Başkanı: “Kimler katılıyordu hatırlıyor musunuz?’Sanık Özkan Kurt: “Yani Bayburtlu olan herkes bu konserlere iştirak ederdi. Olmayanlarda

gelirdi ama genelde Bayburtluların oluşturduğu.”Mahkeme Başkanı: “Evet bir dönem Dünya gazetesinde çalıştığınızı söylediniz. Hangi

tarihlerdeydi?”Sanık Özkan Kurt: “2006’ya kadar 2005, 2006 arasında.”Mahkeme Başkanı: “2005, 2006 tarihleri arasında.”Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Mahkeme Başkanı: “O gazeteye girmenizde herhangi biri vesile oldu mu?”Sanık Özkan Kurt: “Türkiye İş Kurumu vasıtasıyla girdim.”Mahkeme Başkanı: “Kimin?”Sanık Özkan Kurt: “Türk İş Kurumu vasıtasıyla girdim.”Mahkeme Başkanı: “Evet. Ordan ayrılmanızın sebebi nedir?”Sanık Özkan Kurt: “Organizatörlük işte şirket kuracağım için ayrılmıştım.”Mahkeme Başkanı: “Evet orda ne iş yaptınız gazetede?”Sanık Özkan Kurt: “Ya dediğim gibi birtakım işler yaptırdılar ilk ofis boy olarak girdim daha

sonra ajans takip ettim, ondan sonrada zaten görevden ayrıldım.”Mahkeme Başkanı: “Bu 97 ile biten telefonunuzun HTS raporuna göre bu telefon

16.2.2009, 19.3.2009 yani 2009 yılının değişik tarihlerinde Abdülhak Hamit Caddesi, Ciner Holding binası No:25 Beyoğlu’ndan baz sinyali gösteriyor. Bu binayla bir ilginiz var mı?”

Sanık Özkan Kurt: “Hatırlamıyorum efendim.”Mahkeme Başkanı: “Bir 8, 10 tane bir telefon görüşmeniz var. Yani o Ciner Holding

binasının bulunduğu, baz sinyalinin bulunduğu yerden bu telefonla aramışsınız bazı şahısları.”Sanık Özkan Kurt: “Orası geniş bir muhit. Nerdeydim tam olarak bilmiyorum e dediğim

gibi pek hafızam kuvvetli değildir.’Mahkeme Başkanı: “Ciner Holding binasına hiç gittiniz mi?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim.”Mahkeme Başkanı: “Turgay Ciner’i tanır mısınız?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim.”Mahkeme Başkanı: “Elmira Kurbanova diye birini aramışsınız hatırlıyor musunuz öyle bir

şahsı?”Sanık Özkan Kurt: “Kimi efendim.”Mahkeme Başkanı: “Elmira Kurbanova.”Sanık Özkan Kurt: “Hatırlamıyorum.”Mahkeme Başkanı: “Bu Kazan restoranın nerde olduğunu biliyor musunuz?”Sanık Özkan Kurt: “Yerini biliyorum efendim.”Mahkeme Başkanı: “Evet nerdedir?”Sanık Özkan Kurt: “Seyrantepe’dedir yeri, Seyrantepe’de.”Mahkeme Başkanı: “Kim işletir?”Sanık Özkan Kurt: “Kim duruyor başında bilmiyorum.”Mahkeme Başkanı: “Siz oraya gittiniz mi?”Sanık Özkan Kurt: “Bir sefer gittim efendim.”Mahkeme Başkanı: “Kaç defa.”Sanık Özkan Kurt: “Bir defa.”

56

Page 57: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:57

Mahkeme Başkanı: “Bir defa.”Sanık Özkan Kurt: “Bir sefer gittim evet.”Mahkeme Başkanı: “Kimle tanıştınız, kimi gördünüz?”Sanık Özkan Kurt: “Ben orda Şeref abiyle görüşmeye gitmiştim, Şeref Yazoğlu’yla.”Mahkeme Başkanı: “Kiminle?”Sanık Özkan Kurt: “Şeref Yazoğlu’yla görüşmeye gitmiştim.”Mahkeme Başkanı: “Yalnız mıydı, başka kimse var mıydı?”Sanık Özkan Kurt: “Yoktu yanında kimse yoktu, elemanlar vardı çalışanlar onun dışında

kimse yoktu.”Mahkeme Başkanı: “Niçin gitmiştiniz?”Sanık Özkan Kurt: “Hal hatır sormak için hemşerim olduğu için kendisini görmeye

gitmiştim başka bir sebebi yoktur.”Mahkeme Başkanı: “Ne konuştunuz, hal hatır konusu öyle mi, hal hatır sormak?” Sanık Özkan Kurt: “Yani hal hatır sormak için uğradım zaten.”Mahkeme Başkanı: “Orda herhangi biriyle tanıştınız mı?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim.”Mahkeme Başkanı: “Ne kadar kaldınız onun yanında?”Sanık Özkan Kurt: “10 ya da 15 dakika ancak kalmışımdır efendim.”Mahkeme Başkanı: “Hangi tarihte gittiniz?”Sanık Özkan Kurt: “Hatırlamıyorum tarihini.”Mahkeme Başkanı: “Bu Balkon barın nerde olduğunu bilir misiniz?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim pek gece hayatım yoktur yani.”Mahkeme Başkanı: “Şeref Yazoğlu’yla daha sonra görüştünüz mü lokanta dışında?”Sanık Özkan Kurt: “E dediğim gibi bir iki defa telefonla aradım kendisini telefon

görüşmelerim var yani. Onun dışında yok.”Mahkeme Başkanı: “Ne konuşuyordunuz.”Sanık Özkan Kurt: “E hal hatır soruyordum genelde.”Mahkeme Başkanı: “Tamam. Mete Can Kurt’u tanır mısınız?”Sanık Özkan Kurt: “Yok efendim tanımam.”Mahkeme Başkanı: “Ahmet Kurt’u tanır mısınız?”Sanık Özkan Kurt: “Şimdi kendi köyümde yaşayan Ahmet Kurt diye birini tanırım ama

onun dışında.”Mahkeme Başkanı: “Neyiniz olur?”Sanık Özkan Kurt: “Uzaktan akrabamız olur ama köyde yaşar Bayburt’ta.”Mahkeme Başkanı: “Kaç yaşlarındadır?”Sanık Özkan Kurt: “Ortalama 80’in üzerinde yani.”Mahkeme Başkanı: “Evet. Mehmet Kurt’u tanır mısınız?”Sanık Özkan Kurt: “Hayır efendim.”Mahkeme Başkanı: “Ayhan Kurt’u tanır mısınız?”Sanık Özkan Kurt: “Ayhan Kurt benim abim efendim.”Mahkeme Başkanı: “Yahya Kurt’u tanır mısınız?”Sanık Özkan Kurt: “Yahya Kurt’ta yine akrabamdır kendisi.”Mahkeme Başkanı: “Neyiniz olur?”Sanık Özkan Kurt: “Uzaktan akrabamdır yani tam yakınlık derecesini bilmiyorum. Kendisi

bulunduğum yerde daha öncede askerlik yapmış benden bir dönem önce, o maksatla kendisiyle görüşmüştüm.”

Mahkeme Başkanı: “Kaç yaşlarındadır?”Sanık Özkan Kurt: “Kendisi yanlış hatırlamıyorsam biyoloji öğretmeni olması ama tam

yaşını bilmiyorum.”

57

Page 58: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:58

Mahkeme Başkanı: “Evet. Bayrampaşa Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünden bir tanıdığınız var mı veya orda ki Bayram Merkez Karakolunda?”

Sanık Özkan Kurt: “Merkez Karakolunda çalışan bir iki tane memur arkadaşı tanıyordum.”Mahkeme Başkanı: “Nerden tanırsınız?”Sanık Özkan Kurt: “Mahalleden yani mahallede görüşürdük, merhabalaşırdık, ortak

oturduğumuz yerler vardı işte lokanta olsun, kahvehane olsun o tarz yerlerden tanırım.”Mahkeme Başkanı: “Evet. Yakalandığınız zaman üzerinizde çıkan bir yazıda bu

Bayrampaşa Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü Bayrampaşa Merkez Karakolunun yazıları bulunan bir yırtık A4 kağıdı bulunmuş.”

Sanık Özkan Kurt: “Evet.”Mahkeme Başkanı: “Sebebi nedir?”Sanık Özkan Kurt: “Dediğim gibi o an eğer telefonda konuşmuşsam yazmışımdır ama ne

için yazdığımı bilmiyorum belki tarif amaçlı yazmışımdır.”Mahkeme Başkanı: “Alper 0554 2813180 virgülden sonra Bayrampaşa Çevik bir Çevik

Kuvvet Şube Müdürlüğü Bayrampaşa Merkez Karakolu diye yazıyor.”Sanık Özkan Kurt: “Dedim ya şuan hatırlamıyorum ne amaçla yazdığımı.”Mahkeme Başkanı: “Biraz önceki beyanınızda da Kurban Yazoğlu’nu dernek gecelerinde

birkaç kez gördüm demişsiniz.”Sanık Özkan Kurt: “Evet. Aynı şeyi tekrarladım zaten, aynı beyanımı tekrarlıyorum.

Kendisini gördüm fakat.”Mahkeme Başkanı: “Yani Şeref Yazoğlu’nu tanıyorsunuz lokantaya gittiniz tanıştınız.”Sanık Özkan Kurt: “Evet. Kurban Beyle sadece dediğim gibi dernek gecesinde gördüm

ama tanışma ve konuşma imkanım olmadı. Orda herkes birbirini görür yaklaşık 15 bin kişi, 10 bin kişi, 5 bin kişi toplanır bir araya. Orda herkesin birbirini gördü diye selamlaşması veya tanışması mümkün değil.”

Mahkeme Başkanı: “Peki bu dernek gecelerinden nasıl haberiniz oluyor?”Sanık Özkan Kurt: “Bunu dernekteki görevli arkadaşlar bildirirler zaten işte organizasyon

yapacaklarında bilet satılır, bilet satılır. O biletler usulünde günü tarihi yazılıdır, gidilir.”Mahkeme Başkanı: “Yani nasıl bilet mi gönderiyor yoksa telefonla mı sizi arıyorlar?”Sanık Özkan Kurt: “Şimdi derneklere giden yakın arkadaşlar zaten derneklerde faaliyet

olduğu zaman çalışmalar yaparlar yani duyurular yaparlar. O duyurular esnasında herkes biletini alır konser günü kimin geleceği yazılıdır, hangi sanatçının geleceği ona göre icabet edersiniz ya da etmezsiniz size kalmıştır.”

Mahkeme Başkanı: “Bu derneğin çağrılacak sanatçılarda veya müzikle ilgili görevle sizin herhangi bir göreviniz var mı?”

Sanık Özkan Kurt: “Ben yapmadım, görev almadım.”Mahkeme Başkanı: “Kayhan Akgül kimdir?”Sanık Özkan Kurt: “Kim?”Mahkeme Başkanı: “Kayhan Akgül tanır mısınız?”Sanık Özkan Kurt: “İsmen hatırlayamadım efendim.”Mahkeme Başkanı: “Yasin Alabaşoğlu kimdir, tanır mısınız?”Sanık Özkan Kurt: “Bilmiyorum efendim.”Mahkeme Başkanı: “Bu polis kimliğinin nasıl çıkarıldığı konusunda bir açıklama yapar

mısın kısaca?”Sanık Özkan Kurt: “Az öncede söylemiştim, şayet bu kimliği kendim yapmış olsaydım

kendi adım soyadımı yazmayacak kadarda bilgim vardır, sahte bir kimliğin üzerine kendi adımı yazacak kadar henüz.”

Mahkeme Başkanı: “Peki üzerinde fotoğrafınız var yani herhangi birine fotoğraf verdiniz mi, hatırlıyor musunuz?”

58

Page 59: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:59

Sanık Özkan Kurt: “Fotoğrafı size sundum efendim hangi internet sitesinde de bu fotoğrafın yayınlandığını onun alt kısmında görebilirsiniz. Yani herkes istediği gibi kopyalayıp, yapıştırabilir.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Bilgisayar kullanmayı bilir misiniz, bilginizin derecesi nedir?”Sanık Özkan Kurt: “Kendi işlerimi halledecek kadar yani yazı yazacak kadar bilirim. Çok

usta değilim.”Mahkeme Başkanı: “İnternete girer misiniz sık sık?”Sanık Özkan Kurt: “Yo çok sık girmiyorum efendim.”Mahkeme Başkanı: “Girmiyorsunuz. Savunmanıza ilave edeceğiniz başka bir şey var mı?Sanık Özkan Kurt: “Efendim ben gerekli savunmamı yaptım fakat bir iki söz ekleyerek

bitireceğim. Artık 2 yıldır içerideyim, yattığım sürenin göz önüne alınmasını istiyorum. Yani bir mektup yüzünden 22 seneyle yargılanmak istemiyorum. Davamın buradan ayrılmasını, görevli asliye mahkemesine gönderilmesini ve tahliyemi talep ediyorum. Başka ekleyeceğim bir şey yoktur efendim.”

Duruşmaya kısa bir ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Bu sırada bir kısım sanıklar müdafilerinden Av. Yusuf Utku Tekayak’ın geldiği görüldü.Huzurdaki yerine alındı. Sanık İsmet Reçber birleşen dosyada tespit edilen kimliği tahtında huzura alındı. CMK 147 ve 191. maddesindeki haklarının hatırlamasına geçildi.Mahkeme Başkanı: “Suçlandığınız konuları biliyorsunuz, iddianameden haberiniz var,

tebliğ edildi. Suçlandığınız konular zorunlu müdafiliği yani avukatlığı gerektirir konular değil, isterseniz avukat olmadan da ifade verebilirsiniz. Avukat olmadan da ifade vermek istiyor musunuz?”

Sanık İsmet Reçber: “Avukat olmadan da ifade verebilirim Sayın Başkanım.”Mahkeme Başkanı: “Vereceksiniz. Suçlandığınız konularla ilgili susma hakkınız var, bazı

sorulara cevap vermeme hakkınız ve lehinize olan delillerin toplanmasını isteme hakkınız var. Savunma yapmaya hazır mısınız?”

Sanık İsmet Reçber: “Sayın Başkanım daha önce 9. Ağırda yargılandığım dönem verdiğim savunmaya ilave edeceğim herhangi bir konu yok. Saygılarımı sunarım.”

Mahkeme Başkanı: “O savunmanıza ilave edeceğiniz herhangi bir beyanınız yok öyle mi?Sanık İsmet Reçber: “Yok hayır, yok.”Sanığa İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2010/145 esas sayılı birleşen dosyasındaki

aşama ifadelerin okunmasına geçildi. Sanığa İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi 2010/145 esas sayılı 21.12.2010 tarihli

duruşmada vermiş olduğunu ifade okundu, soruldu.Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur.”Yine aynı klasör içerisinde dizi 141’de bulunan emniyette vermiş olduğunu ifade okundu,

soruldu.Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur efendim.”Sanığa dizi 142’de bulunan 3. ve 4. cevapları okundu soruldu.Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur.”Sanığa dizi 142’de bulunan 5. cevabı okundu soruldu.Sanık İsmet Reçber: “Sayın Gürbüz Çapan’ı tanımam. Gürbüz Çapan’ı medyadan tanırım

Sayın Başkanım. Onun dışında kendisiyle herhangi bir iletişimim falan yoktur.”Mahkeme Başkanı. “Tamam, sizin çevrenizde de Gürbüz Çapan’ı tanıyan yok öyle mi?”Sanık İsmet Reçber: “Evet yok tanımam kendisini.”Sanığa dizi 142’de bulunan 6. ve 7. cevapları okundu soruldu.Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur Sayın Başkanım.”

59

Page 60: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:60

Sanığa dizi 141’de bulunan 1. cevabı okundu soruldu.Sanık İsmet Reçber: “Böyle bir bu suikast olayıyla ilgili herhangi bir ilgim de yok, bilgim de

yok.”Sanığa dizi 140’da bulunan 2. cevabı okundu soruldu.Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur.”Sanığa dizi 140’da bulunan 4. cevabı okundu soruldu.Sanık İsmet Reçber: “Fener Rum patriğini tanımıyorum.”Sanığa dizi 140’da bulunan 5. cevabı okundu soruldu.Sanık İsmet Reçber: “Sayın Başkanım ben İstanbul’a çalışmak için geldim. Bunun dışında

herhangi bir amacım yok.”Sanığa dizi 140’da bulunan 6. cevabı okundu soruldu.Sanık İsmet Reçber: “Doğru.”Mahkeme Başkanı: “Biraz önce okuduğum İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin

21.12.2010 tarihli duruşmasında da aşama ifadelerini kabul etmişsiniz emniyet, savcılık ve sorgu hakimliği ifadesini kabul etmişsiniz. Ekleyeceğim bir husus yoktur demişsiniz ben İstanbul’a çalışmak için geldim demişsiniz. Bunun dışında ilave edeceğiniz başka bir şey var mı?”

Sanık İsmet Reçber: “Nasıl Sayın Başkan?”Mahkeme Başkanı: “Savunmanıza ilave edeceğiniz bir şey var mı?”Sanık İsmet Reçber: “Hayır hayır yo ilave edeceğim hiçbir konu yok.”Dosyada mevcut sanığa ait nüfus ve sabıka kaydı okundu, sorulduMahkeme Başkanı: “Bu nüfus kaydı size ait öyle mi?”Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Mahkeme Başkanı: “Savcı Bey sorunuz varsa alalım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sayın Başkan izninizle Sanık İsmet Reçber’e

birkaç soru yöneltmek istiyorum.”Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dosya içerisinde telefon görüşme tapeleriniz

var.”Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bir X bayan olarak çözümü yapılan telefon

görüşmeleri var. Bunlarla ilgili ben size soru soracağım.”Sanık İsmet Reçber: “Anlamadım ki tam olarak.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Öncelikle Romanya’da olduğunu belirttiğiniz

bu X bayanla yüz yüze hiç görüştünüz mü?”Sanık İsmet Reçber: “Sayın Savcım tam olarak anlayamadım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “X bayan isimli birisiyle görüşmeleriniz var

telefon görüşmeleriniz İstanbul’a gelmeden önce ve geldikten sonra telefon görüşmesi yapıyorsunuz veya SMS’le görüşmeler yaptığınız tespit edilmiş.”

Sanık İsmet Reçber: “Bende duyum kaybı var Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “0531. Bitireyim.”Sanık İsmet Reçber: “Şuan anlamıyorum, söylediklerinizi şuan anlamıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İsmet Reçber beni duyuyor musun?”Sanık İsmet Reçber: “Efendim bende daha önce orda ki raporları (1 kelime anlaşılmadı).Mahkeme Başkanı: “İsmet Bey, İsmet Bey bu karşılıklı konuşma şeklinde olmaz Savcı

Bey tamamlasın sorusunu anlamadığınız kısmı tekrar sorarsanız. Ancak Savcı Bey sorusunu tamamlasın.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Benim konuşmalarımı duyabiliyor musunuz, İsmet benim konuşmalarımı duyabiliyor musun?”

Sanık İsmet Reçber: “Anlamıyorum ki ya anlamıyorum.”

60

Page 61: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:61

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kulakta rahatsızlık mı var?”Sanık İsmet Reçber: “Sayın Başkanım anlamıyorum. Evet duyu kaybı var. Evet doğrudur,

Doğrudur Romanya’da Şirin Şevket isimde bayan arkadaşımla görüşme yapmışım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anlaşılmadı.”Sanık İsmet Reçber: “Romanya’da.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu şahısla yüz yüze görüştünüz mü?”Sanık İsmet Reçber: “Hayır yüz yüze görüşmedim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. 407246741360 olarak bir telefon

numarası var. Sizin telefon numaranız 531 9627425 doğru mudur? Kullandığınız telefon numarası.”

Sanık İsmet Reçber: “(1 kelime anlaşılmadı) açıklamasını siz yaparsanız daha iyi olur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tamam.”Sanık İsmet Reçber: “Tamam.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şimdi duyabiliyor musunuz?”Sanık İsmet Reçber: “Duyuyorum Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Size ait olduğu iddia edilen 531

9627425 numaralı telefon size mi aittir?”Sanık İsmet Reçber: “Bana ait.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “X bayan olarak geçen şahsın telefonu

407246741360.”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Bu bayanla birtakım görüşmeler

yapmışsınız o görüşmelerle ilgili ben size sorular yöneltmek istiyorum.”Sanık İsmet Reçber: “Tabi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “20 Haziran 2010 tarihinde saat 15:35’te

yaptığınız bir görüşme var, telefon görüşmesi.” Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şöyle diyorsunuz İsmet Reçber: Alo, X Bayan:

Alo. İsmet: He canım benim. X: ne yapıyorsun. İsmet: Teşekkür ediyorum güzel gözlüm sen ne yapıyorsun, gel güzel gözlüm kusura bakma benim benim hattım yurtdışı aramalarına kapatıldı yine sen şey. X Bayan: He bütün hatların mı kapalı, şuan 15 hat hani ya vardı sende. İsmet Reçber: Güzel gözlüm benim hatlarım benim hatlarım doğrudur var benim diğer diğer hatlarım sadece kuruluşa bağlı, kuruluş araması yapabilirim şeklinde telefon görüşmeniz var devam ediyor. Ben bu noktada bir şey soracağım size.”

Sanık İsmet Reçber: “Buyurun Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “He, Üst araması sırasındada sizden birçok

sim kartları ele geçirilmiş, telefon hatları ele geçirilmiş.”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu telefon görüşmesinde 15 tane hattan

bahsediyorsunuz ve bu hatların kuruluşa bağlı olduğunu söylüyorsunuz.”Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu kuruluşun ne olduğunu açıklayabilir misiniz

mahkemeye?”Sanık İsmet Reçber: “Tabi Sayın Savcım benim üzerimde olan bütün hatlar 11 adet hat

yakalandı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “2 adet kroki yakalandı, 1, 2, 3, 5 parçada doküman.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

61

Page 62: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:62

Sanık İsmet Reçber: “Bu 11 tane hattın bir tanesi Kuzey Kıbrıs’a ait. Diğer öbürleri de Vodafone ve Turkcell’den.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kimin, kimin o Kuzey Kıbrıs’ta kimin üzerine kayıtlı?”

Sanık İsmet Reçber: “Onu şu şekilde söyleyeyim Sayın Savcım o hat kimin üzerine kayıtlı olduğunu bende bilmiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kim verdi size?”Sanık İsmet Reçber: “Bunu Kars’tan bir tane vatandaş, bir tane arkadaşımız sanayide

birlikte çalışıyoruz, kereste atölyesinde o arkadaş.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne satıcısı anlayamadım.”Sanık İsmet Reçber: “Kars’ta.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kars’ta.”Sanık İsmet Reçber: “Evet arkadaşla birlikte kereste atölyesinde çalışıyoruz o arkadaşım

bir dönem Kıbrıs’ta çalışmıştı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “O hat o arkadaşın üzerindeydi ve o hattı ben aldım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nedir o arkadaşınızın ismi?”Sanık İsmet Reçber: “Sinan.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Soy ismi.”Sanık İsmet Reçber: “Soy ismini bilmiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kendi üzerine kayıtlı Kıbrıs’tan aldığı hattı size

verdi.”Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne şartla verdi?”Sanık İsmet Reçber: “Evet. Bu arkadaşın adresini de biliyorum, işyerini de biliyorum,

bulunduğu yeri de biliyorum, yalnız soy ismini bilmiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Size ne için verdi bu kartı?”Sanık İsmet Reçber: “Bu kartı arkadaşım Sinan.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin yeterli kartınız var 15 tane.”Sanık İsmet Reçber: “15 tane değil, 11 tane hattım vardır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “11 tane hattınız var. Niye ondan kart alma

ihtiyacı hissettiniz.”Sanık İsmet Reçber: “Evet efendim. Efendim 11 tane hat ne için alma ihtiyacı duydum;

ben bunları yasal yoldan aldım. Yani illegal yollardan değil de yasal yoldan aldım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kendi adınıza mı kayıtlı hepsi?”Sanık İsmet Reçber: “Hepsi benim adıma kayıtlı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İsmet Reçber olarak çıkıyor.”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım. Burada kuruluş dediğiniz hangi

kuruluş?”Sanık İsmet Reçber: “Burada kuruluş dediğim Sayın Savcım burada kuruluş olarak

dediğim borcumdan dolayı benim hattım bir yurtdışı aramalarına kapatıldı. Sadece yurtiçi aramaları yapıyordum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “Ve benim attığım mesaj buna dayalıdır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “O mesajı anladım ben ama bu hatların yurt

kuruluşa ait olduğunu söylüyorsunuz yani dış hattı aramaması konusunu geçtim.”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur doğrudur Sayın Baş…”

62

Page 63: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:63

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Diğer hatlarım sadece kuruluşa bağlı, kuruluş araması yapabilirim diyorsunuz yani kuruluş araması dediğiniz hangi kuruluş nereyi arıyorsunuz.”

Sanık İsmet Reçber: “Sayın Savcım doğrudur bakın o kelimeler, o cümlelerin hepsini ben kullandım doğrudur.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet hı hı.”Sanık İsmet Reçber: “Kuruluş dediğim zaman Turkcell GSM şeyi şirketi var ya GSM

şirketi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “evet. Sadece orası yani müşteri hizmetlerini ararsın ama

borcumdan dolayı yurtdışına kapatıldığı için yurtdışındaki arkadaşımı arayamıyordum, mesele bu yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yurtiçi arama yapabiliyor musunuz?”Sanık İsmet Reçber: “Yurtiçinde de arama yapıyordum belli miktardan sonra işte limit

dolduktan sonra o da kapatılıyor.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı.”Sanık İsmet Reçber: “Ve halada borcum var icralı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kuruluş dediğiniz Turkcell hattı. Turkcell

hattının kuruluşu öyle mi?”Sanık İsmet Reçber: “Evet evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kuruluştan kastettiğiniz.”Sanık İsmet Reçber: “Evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım. Bu devamında görüşmenin

devamında şöyle diyorsunuz; artık kusura bakma, ben yarında bir hat bizim arkadaşlar getirecek. Büyük bir ihtimalle hattım geldiği zaman niye devamlı konuşacağız he canım, X Bayan: Tamam oldu o zaman diyor. Arkadaşlarınızın size bir hat getireceğinden bahsediyorsunuz bu 11 hattan ayrı olarak değil mi?”

Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur efendim, doğrudur efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nedir o hat, geldi mi numarası nedir?”Sanık İsmet Reçber: “Efendim Sayın Savcım o hattı arkadaşım Çetin Alişan kendi ismiyle

bana bir hat getirecekti çünkü benim hat alma şeyim dolduğu için artık bana hat vermiyorlar.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Çetin Alişan Kars’ta mıydı o zaman?”Sanık İsmet Reçber: “Evet o zaman Kars’taydı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizde Kars’taydınız.”Sanık İsmet Reçber: “Çetin Alişan zaten hep Kars’ta, şuanda Kars’ta.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizde bu görüşmeyi yaptığınız zaman Kars’ta

mıydınız?”Sanık İsmet Reçber: “Bu görüşmeyi ben yaptığım zaman hayır İstanbul’daydım.” Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İstanbul’a gelmiştiniz.”Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Çetin İstanbul’a mı getirecekti hattı?”Sanık İsmet Reçber: “Hayır, Çetin ben Kars’tayken İstanbul’a gelmeden önce bana hat

alacaktı, daha sonra ben İstanbul’a geldim o hattı almadım o şekil kaldı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ama yarın getirecek diyorsunuz.”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur söylemişim. O anda o şekil icap etti çünkü özel bir

konuydu o şekil icap etti o şekil söyledim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ha yani normalde İstanbul’daydınız Kars’ta

gibi konuştunuz öyle mi?”Sanık İsmet Reçber: “Yani Kars’ta gibi konuştum.”

63

Page 64: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:64

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Çetin orda bana verecek dediniz ama böyle bir size verilmedi.”

Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur, doğrudur Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Arkadaş dediğiniz Çetin.”Sanık İsmet Reçber: “Çetin Alişan.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Alişan.”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bir de Metin Alişan diye birisi var galiba onun

üzerine kayıtlı telefon. Telefon görüşmeleriniz var.”Sanık İsmet Reçber: “Metin Alişan, Çetin Alişan’ın abisi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Abisidir.”Sanık İsmet Reçber: “Abisi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım. Yine Çetin’le yaptığınız bir görüşme

15:59’da baya bir küfürlü olarak konuşuyorsunuz.”Sanık İsmet Reçber: “Ya onu biliyorum Sayın Savcım özür dilerim onu biliyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “Kendisine hatta orda sinagogda iş bulduğumu doğru mudur

efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “Sigortalı, güzel bir iş bulduğumu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “Bir papazın yanında çalıştığımı söylemişim doğrudur efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet Çetin’le 20 Haziran 2010 saat.”Sanık İsmet Reçber: “Evet bu konuşmayı geçen sene yaptım doğrudur efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şöyledir buradan birkaç soru soracağım o

küfürlü beyanlarınızı okumayacağım. 20 Haziran 2010 saat 15:59’da 2 dakika 35 saniyelik bir görüşmede.”

Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu iş meselesinden konuşuyorsunuz

İstanbul’da çalışıyorum diyorsunuz. Fakat şurada bir beyan geçiyor. Ben sana daha öncede dememiş miydim Çetin diyorsunuz, o da diyor ki.”

Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Küfürlü konuşuyor, sen bana demiştin

Ankara’ya gideceğim o da gitmedin.”Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Fakat siz devamında yine küfürlü bir şey

dedikten sonra oraya git dedim. Ankara’ya gidip Ankara’dan İstanbul’a gideceğim şeklinde beyanınız var.”

Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani bu görüşmeyi yaptığınız sıra zaten siz

İstanbul’dasınız öyle değil mi?”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “20 Haziran 15:59’da.”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ankara’da bir yere uğradınız mı, nereye

gittiniz, kime gideceğinizi söylediniz onu açıklar mısınız?”Sanık İsmet Reçber: “Sayın Başkanım, Sayın Savcım benim Ankara’ya gitme bir niyetim

vardı doğrudur, Ankara’da.”

64

Page 65: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:65

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet nereye gidecektiniz Ankara’da kime uğrayacaktınız?”

Sanık İsmet Reçber: “Türkiye Büyük Millet Meclisine.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “Kars’ta işim yoktu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İş aramak için gidecektiniz öyle mi?”Sanık İsmet Reçber: “Hayır hayır iş için değil.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “Kars’ta işim yoktu. 65 kez Kars Valisine müracaat ettiğim halde beni

Kars valisine gösterme… görüştürmediler. Bana 2. sınıf insan muamelesi yapıldı benim kendi devletimde. Benim devlet kuruluşum ama bilmiyorum artık Kürt asıllı bir vatandaş olduğum için mi böyle bir şey tabi tutuldum onu bilmiyorum ama 65 kez kayıtları bile isteyebilirsiniz kamera kayıtlarını valilikte mevcuttur orda. 65 kez müracaat ettiğim halde beni Kars Valisi Sayın Ahmet Kara’yla görüştürmediler. Sadece ve sadece amacım işti, iş istiyordum ve bu da benim bu ülkenin bir vatandaşı olduğum için benim en doğal hakkım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz işsiz kaldınız, iş arıyordunuz öyle mi İstanbul’a gelme amacınız, iş bulmak?”

Sanık İsmet Reçber: “İş için. Ankara’ya da gitseydim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım.”Sanık İsmet Reçber: “Türkiye Büyük Millet Meclisinde Kars Eski Milletvekili Sayın Zeki

Karabay’la görüşecektim iş için.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Çok güzel.”Sanık İsmet Reçber: “Bak dosyamda mevcuttur Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın

Başbakanımıza ve devlet bakanımıza 3’ünü de ayrı ayrı mektup göndermişimdir. Bunlar benim dosyamda mevcuttur, ben İstanbul’a sadece ve sadece iş için geldim hiçbir silahlı örgütle ilgim yoktur, alakam yoktur, burada yargılanan değerli şahısların hiçbirini tanımam. İhbar mektubunda ismi geçen Gürbüz Çapan’ı da tanımam.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “Bunun Sayın Savcım ben 9. Ağırda yargılandığım dönem yaptığım

savunma, yaptığım savunma efendim şuanda dosyada mevcut mahkemenin huzurunda benim savunmam bundan ibarettir, benim buna ne ekleyebileceğim bir şey vardır, ne de eksik söyleyebileceğim bir şey vardır, ne söylemişsem dün gibi aklımdadır savunmam burada.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “Benim savunmam bundan mevcuttur, söylediğim telefonlardaki

bütün konuşmalar bana aittir, telefon hatları bana aittir. Üzerimde çıkan krokiler define haritasıdır ama Kars’ta kazı yapıldı, silah aranmış, mühimmat aranmış ben bunu da emniyette de söyledim define haritasıdır diye. Savunmam bundan ibarettir efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. X Bayan’la yani ismini söylediğiniz biraz önce Romanya’da olan bir bayanla yaptığınız.”

Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “20 Haziran 2010 saat 22:12 bulunduğunuz

bazda Bayramtepe Mahallesi, Osmanlı Caddesi, No: 89 Altınşehir, Küçükçekmece, İstanbul.”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani bu görüşmeyi yaptığınız sırada nerde

olduğunuzu hatırlıyor musunuz 22:12’de saat 10:12’i geçe.”Sanık İsmet Reçber: “Tabi tabi tabi o görüşmeyi yaptığım esnada telefoncuya gittim

kontör aldım, ordan çıktığım zaman sokaktaydım, caddedeydim. Görüşmeyi yaptığımda bir internet kafenin karşında boş bir arazi vardı o arazideyim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Boş bir arazideydiniz.”

65

Page 66: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:66

Sanık İsmet Reçber: “Evet doğrudur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şunun için soruyorum bu görüşmenin

içerisinde hal hatır sorduktan sonra siz diyorsunuz ki nokta nokta ben bir görev çıktı diyorsunuz.”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur söylemişim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bir görev çıktı, hı diyor siz şuan arkadaşlar ile

toplanmışız hazırlık falan yapılıyor.”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Saat 1de gece saat 1’de.”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur, söylemişim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz yakalanmadan bir gün önceki olay bu. Hı

diyor. 5 gün yokum diyorsunuz.”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur onu da söyledim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İyi 5 gün olmayacaksın şimdi öyle mi diyor

muhatabınız.”Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz hı diyorsunuz. 5 gün ortada yoksun demek

yine öyle mi diyor.”Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz 5 gün boyunca ben sana mesajla

yazacağım fırsat buldukça arayacağımda yalnız yani bu saatlerde yani bu saatlerde arayamam şunu söylüyorum bir tanem Allah’a inancın olsun ben bu görevden dönersem sağ kalır dönersem.”

Sanık İsmet Reçber: “Seni bir daha terk etmeyeceğim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Seni yani son görevim artık. Ben artık

gitmeyeceğim çünkü abim geldi, buradaki abim vardı ya. Evet. He abim tam olarak dışarıdan bir tane emniyet amiri arkadaşından öğrenmiş benim görev hakkımdaki bilgileri almış artık o da karşı çıkıyor. Bu işi bırakacağım yalnız ben bu göreve gitmek zorundayım. Şimdi siz iş ve işçi bulma kurumuna başvurmuşsunuz, değişik yerlere başvurmuşsunuz, iş bulamamızsınız kendi beyanınıza göre Sinagogda çalışmak için geliyorsunuz.”

Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Çalışmak bir iştir.”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Fakat burada bir görevden bahsediyorsunuz.”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ve bu görevi de 5 gün yok olacağınızı beyan

ediyorsunuz. İşe girerseniz 5 gün çalışmazsınız uzun süreli bir iştir yanılmıyorsam. Bu çerçevede şu konuşmayı açıklar mısınız nedir, 5 günlük görev nedir?”

Sanık İsmet Reçber: “Tabi tabi tabi. Sayın Savcım şimdi benim yaptığım konuşmalar daha dün gibi hatırlıyorum doğrudur o konuşmaları ben yaptım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “Bütün cümleler bana aittir, doğrudur. Yalnız benim verdiğim ifadede

de mevcuttur. Ben bu konuşmayı yaptığım esnada, bu konuşmayı yaptığım esnada alkollü olduğumu bildirmişim, benim ifademde geçmesi lazım, alkollü olduğumu söylemişim. Buradaki tam bu konuşma.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nerede alkol aldınız siz İstanbul’a geldikten sonra.”

Sanık İsmet Reçber: “Ben bu konuşmayı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Otobüsten inince alkol mü aldınız hemen?”Sanık İsmet Reçber: “Bu bayanla bu konuşmayı yaptığım zaman.”

66

Page 67: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:67

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “Evet alkol almıştım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nerede aldınız?”Sanık İsmet Reçber: “Alkol almıştım ben o konuşmayı bayanla gündüz değil akşam

yaptım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Akşam nerde aldınız yani nereye gittiniz

akşam siz?”Sanık İsmet Reçber: “Hep o konuşmalar bana ait, dayımgilin evde yaptım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Otobüsten indikten sonra belediye otobüsüne

biniyorsunuz dayınızla beraber.” Sanık İsmet Reçber: “Dayımla beraber dayımgilin eve gittik, o günün akşamı aradım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evine gidiyorsunuz. Orda mı aldınız?”Sanık İsmet Reçber: “O günün akşamı konuştum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet orda yani.”Sanık İsmet Reçber: “Alkolü dışarıda aldım dayımgilde değil.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dışarı çıktınız, orda aldınız, orda

konuşuyorsunuz.”Sanık İsmet Reçber: “Dışarı çıktım tabi. Hatta polis arkadaşlar takip etmişti, takipte de

mevcuttur resimlerde de mevcuttur o gün alkollüydüm.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bir bara mı gittiniz, nerde aldınız yani nerde?”Sanık İsmet Reçber: “Hayır bira aldım, 3,4 tane bira almıştım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı.”Sanık İsmet Reçber: “3, 4 tane bira almıştım. Bu konuşmayı açıklaması da şu şekil Sayın

Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “Burada görev mahiyeti dendiği zamanda yani bu hani bir

operasyona gidersin veya bir şey yaparsın bu açıdan bir görev değil. Emniyet amirliğine geldiğim zaman amirliğe geldiği zaman benim dosyamda mevcuttur Antalya’daki abimle sinagoglar hakkında bir görüşmemiz var abim işte (1 kelime anlaşılmadı) insanlar kendilerinden korkuyor 97’de.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Murat Reçber miydi?”Sanık İsmet Reçber: “Murat Reçber benim abim. O konuşmalarda mevcuttur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “Ha orda abim bana niye sinagoglar git başka yerde çalış bende

abime orda söylüyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hıristiyan olursun falan diyor sana. O mu, o

görüşme mi?”Sanık İsmet Reçber: “Nasıl.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sinagogda Hıristiyan yaparlar. Ne yapacaksın

falan diyor abin.”Sanık İsmet Reçber: “He işte o görüşme, o görüşme.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım.”Sanık İsmet Reçber: “Abim bu Murat Reçber.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı hı.”Sanık İsmet Reçber: “Telefonda konuşma olayı geçen abim bu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım anladım h ıhı.”Sanık İsmet Reçber: “Görev.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Göreve gitmek zorundayım diyorsunuz yani

böyle bir görev diyorsunuz hani çalışma tamam anladım insan çalışır, iş yapar.”

67

Page 68: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:68

Sanık İsmet Reçber: “Göreve gitmek zorundayım derken Sayın Savcım bakın.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ama bir görevden söz ediliyor.”Sanık İsmet Reçber: “Sayın Savcım göreve gidiyorum dediğimde amaç şu; sadece ve

sadece iş amaçlı. Bunun herhangi yani nasıl anlatıyım ki, değişik bir maksat için yani başka bir olay meydana getirmek için veya herhangi bir olaya girmek için söylenmiş bir cümle değil.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Değil diyorsunuz.Sanık İsmet Reçber: “Yani.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ama 5 günden bahsediyorsunuz 5 gün yokum

diyorsunuz yani ben 5 gün yokum beni arama.”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur 5 gün boyunca İstanbul’da.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “5 gün boyunca İstanbul’da iş arayacaktım. Onun için hani bayan

arkadaşla (1 kelime anlaşılmadı) telefonda zaten telefon konuşmalarım orda mevcuttur. Devamlı konuşuruz saatlerce. Yani bende İstanbul’a iş için gelmişim hani 5 gün beni aramaz bende rahat rahat iş ararım. Maksat bu, bunun dışında herhangi bir şey yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Henüz daha sinagogla görüşmediydiniz o zaman öyle mi?”

Sanık İsmet Reçber: “Yani sinagog görevlileriyle görüştüm, Sinagog görevlileri savcılığa verdiği ifade de Sayın Emin Erkan, Yılmaz Güney.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı hı, hı hı.”Sanık İsmet Reçber: “Bunların ifadesinde benden şüphelendiklerini söylüyor. Şimdi Sayın

Savcım akıl var, mantık var ben kendi adıma kayıtlı bir telefonla sinagogları arıyorum, sinagoglardan iş talep ediyorum ve sinagoglardaki görüştüğüm Emin Erkan yetkili şahıs. O şahısla görüşme yapıyorum bana doğum tarihimi soruyor. Ben diyorum ki, ben sana TC kimlik numaramı veriyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım o görüşmeyi ayrıca sorarım o ayrı konu. Şimdi işle görev arasındaki farkı anlayacak kapasitesiniz değil mi, yani askerliğinizi yapmışsınız.”

Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İş nedir, görev nedir yani benim sormak

istediğimi anladınız.”Sanık İsmet Reçber: “Yani anladım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Normal çalışma.”Sanık İsmet Reçber: “Anladım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İşçi olarak çalışma yani siz görev birisi

tarafından tevdi edilen yapılması gereken bir iş.”Sanık İsmet Reçber: “Evet, evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani bu görev kelimesi ve 5 günlük olması

konusunu ben size sordum. Şundan da soruyorum devam ediyor; yarın, daha yarın sabah erken seninle bilgisayarda görüşmek istiyorum tamam mı diyor, ağlayarak söylüyor.”

Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizde tamam tamam birtanem. X bayan diyor

ki; iyi şimdi hemen imzala kağıtları gitmeyeceğim diye hemen şimdi göreyim seni tamam mı?”Sanık İsmet Reçber: “Evet”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Gecenin saat 10:10’unda kağıtları imzala

diyor, bu göreve gitme diyor size. Yani orda gündüz değil, mesai saati değil, iş konusu değil.”Sanık İsmet Reçber: “Anladım, anladım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine devamında şöyle diyor. Yarın sabah saat

9:00’da seninle bilgisayarda görüşeceğim tamam mı? Sen bilgisayarın adresini bana mesaj

68

Page 69: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:69

olarak gönderebilirsen çok iyi olur diyorsunuz. Daha sonra Damla diye bir şey gönderiyor size ve devamında şöyle diyor X Bayan: Yav neler çeviriyorsun Allah aşkına. Ben seni sevdiysem istemiyorum böyle bir şeyler yapasın artık. Siz tamam diyorsunuz. Bilmiyorum neyse işte devlet işi mi, ne işi bilmiyorum ama ben sana değer verdiysem, sevgi verdiysem birazcık yüreğimde yani inan var ya istemiyorum. Bak kurban olurum sana diyorsunuz. Yani burada devlet işi mi, ne işi yani sen bir iş yani görev diyorsun o da devlet işi mi diyor. Yani aranızda daha önce böyle bir görev konusu geçti mi, ne işidir bu sizin yapacağınız iş?”

Sanık İsmet Reçber: “Sayın Başkanım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “Benim takibe alındığım tarihte belli, telefonlarım dinlendiği tarihte

belli, benim telefonlarımda ne konuştuğum A’sından, Z’sine kadar şuanda huzurunuzda.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı hı.”Sanık İsmet Reçber: “Ne söyledim hepsini biliyorsunuz. Siz ne kadar biliyorsanız efendim

bende ne söylediğimi çok iyi biliyorum. Şunu söylüyorum; burada bu görev mahiyetine geldiğin zaman evet bunu bir aydınlığa kavuşturalım söyleyelim efendim. Görev şu; 5 gün yokum, görev doğrudur bu konuşmalar bana ait.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “Bayanla geçmiş aramızda doğrudur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı hı.”Sanık İsmet Reçber: “Sadece ve sadece kendimi olduğumdan farklı tanıtmışım bu kadar

açıklaması bu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine bu görüşmenin devamında şöyle

diyorsunuz. Yav İstanbul’da görev yerimde karargahtayım, şimdi karargahtan bak içeride amirler var, şeyler var, bir sürü yabancı misafir var, yurtdışından gelenler var, şimdi ben çıkıp direk yav diyorsunuz. İyi beni kimse ilgilendirmiyor tamam mı beni diyor X bayan ve görüşme bu noktada kesiliyor.”

Sanık İsmet Reçber: “Sayın Başkanım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani siz kendinizi karargahta, içerde amirlerin,

bir sürü yabancı misafirin yurtdışından gelenlerin olduğunu beyan ediyorsun.”Sanık İsmet Reçber: “Sayın Başkanım, Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “Ben şu karargah amir yurtdışından geldi konuşmasını ben onu

kabul etmiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin görüşme kaydınız. Bunları ses olarak

dinletebiliriz size.”Sanık İsmet Reçber: “Bakın bütün konuşmaları, hayır efendim bütün konuşmalarımı kabul

ediyorum ve ben bu konuşmayı kabul etmiyorum, bu konuşma bana ait değil. Ben terhis oldum teskere bırakmadım. Bu konuşmada bana ait değil, ben bu konuşmayı kabul etmiyorum ama bütün konuşmaları kabul ediyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ses olarak mahkeme size dinletebilir ses kayıtlarınız varsa emanetten getirtir.”

Sanık İsmet Reçber: “Dinletir, dinletsin efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ses olarak dinletebiliriz.”Sanık İsmet Reçber: “Dinletebilirsiniz.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani karargah dediğiniz yer neresi yani

nerdeydiniz o sıralar?”Sanık İsmet Reçber: “Hayır. (1 kelime anlaşılmadı) karargah olarak şu şekil söylüyorum

benim karargah marargah ile herhangi bir ilgim alakam yok. Ha sadece ve sadece İşkur’dan

69

Page 70: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:70

isteyebilirsiniz Kars’ta 29 Askeri Kışlasına marangoz olarak iş başvurusunda bulunmuşum karargah burasıdır ve İşkur’da da mevcuttur.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Şimdi 20 Haziran 2010 tarihi saat 22:10’da.”

Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mesajlaşıyorsunuz bu X Bayanla.”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şöyle mesajları bir araya getirdiğim zaman 3

tane mesaj alt alta. Birtanem sabrın kalmadı mı haklısın sen çok bile dayandın ama dün 12 tane askerimiz şehit edildi.”

Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Benim bu görevim son, bir daha

gitmeyeceğim, kaybolmayacağım dönersem söz bir daha seni bırakmayacağım birtanem şeklinde bitiyor 3 tane mesaj birleştirilmiş. Burada 12 tane askerin şehit edildiğinden.”

Sanık İsmet Reçber: “Doğru.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ve son olarak bir göreve gideceğinizden

bahsediyorsunuz.”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur o konuşmalar bana ait.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani bu normal bir iş, çalışma işte para

kazanma işi olarak gözükmüyor yani.”Sanık İsmet Reçber: “Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nedir bu yani bunu açıklar mısınız 12 tane

şehitle sizin göreviniz arasındaki bağlantı nedir?”Sanık İsmet Reçber: “Tabi tabi açıklayayım Sayın Savcım. Şimdi 12 tane askerimiz şehit

edildi buna bir ben değil Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes üzülmüştür.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “Yani üzülmeyen insan zaten vatan hainidir.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı hı.”Sanık İsmet Reçber: “Üzülmüştür. Bu görev mahiyeti söylüyorum ya efendim kendimi

olduğumdan farklı tanıtmışım açıklaması bu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nasıl yani?”Sanık İsmet Reçber: “Kendimi olduğumdan farklı tanıtmışım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz sinagogda çalışmanızın 12 şehitle ne

bağlantısı var, ne irtibatı var?”Sanık İsmet Reçber: “Efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin Sinagogda iş bulmanızın, çalışmanızın

12 tane şehitle nasıl bir irtibatı olabilir?”Sanık İsmet Reçber: “12 tane şehitle nasıl bir irtibatı olabilir o an diyorum ya Romanya’da

yaşayan Türk asıllı bir vatandaş konuştuğum bayan. Romanya’da yaşayan Türk asıllı bir vatandaş.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tamam tamam anladım.”Sanık İsmet Reçber: “Bu vatandaş orda telefon kayıtlarında mevcuttur o bana

Romanya’yı anlatır, Romanya’nın durumunu anlatır bende Türkiye’yi anlatmışım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ama görevden bahsediyorsunuz, bu son

görevim artık bundan sonra bir daha gitmeyeceğim.”Sanık İsmet Reçber: “Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ama 12 şehit varken ben nasıl dururum

anlamında. Bu son görevime gideceğim diyorsunuz yani bu.”Sanık İsmet Reçber: “Sayın Savcım bak kabul ediyorum o konuşmalar bana ait.”

70

Page 71: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:71

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “E ihbar mektubu da var ortada sizinle ilgili.”Sanık İsmet Reçber: “Efendim bak ben kabul ediyorum o konuşma bana ait.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “Ama bak ben açıklamasını da yapıyorum. Sadece kendimi

olduğumdan farklı tanıtmışım. Yani devletin güvenlik güçlerine, polisine, askerine sempatim var, sevgim var.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Yine aynı şahısla yaptığınız SMS görüşmelerinde 21 Haziran 2010 saat 12:25’te. Ama bunu söylemeyecektim ama gitmediğim görev yüzünden, ama gitmediğim görev yüzünden her şeyimi kaybettim.”

Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bir üstümdeki elbisem kaldı.” Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Senide kaybettim artık ben bir ölüyüm.”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şeklinde bitmiş. Gitmediğiniz bir görevden

bahsediyorsunuz.”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur o konuş… o da bana ait.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu görev nedir?”Sanık İsmet Reçber: “O da bana ait doğrudur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, evet.”Sanık İsmet Reçber: “Orda da Sayın Savcım onun komple tam olarak açıklamasını

yaparsanız bende cevabını veririm orda daha eksik okuyorsunuz ama.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burada olanları okuyorum ben SMS’leri

devamı varsa siz devam edin ordan.”Sanık İsmet Reçber: “Yani onu eksik okuyorsunuz orda bakın bayan arkadaşın bana

söylediği, benim ona verdiğim cevaptır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şimdi bu 12:25’tekini okudum ben size. 1 saat

sonraki bir mesajınız daha var, isterseniz onu da devam edeyim.”Sanık İsmet Reçber: “Efendim onu devamı var.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “1 saat sonra 13:36’da var mesajınız. Ölsem

acılarını unutur musun, inan ölüme gidiyorum hakkını helal et.”Sanık İsmet Reçber: “Evet. Orda da”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Helal et demiyorum ama bana keşke şerefsiz

demeseydin. Ama bu 1 saat sonra yapılan bir görüşme.”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur o kelime işte.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Aynı anda konuşmayalım İsmet Bey.”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur o kelime kullanıldı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Aynı anda konuşmayalım. Ben size okuyorum

cevabını verin, tekrar ben size cevap vereyim şey yapayım sorumu yönelteyim. Yani 13:36’yla birleştirseniz böyle devam ediyor ama 12:25’te gönderdiğiniz mesajlar o şekilde.”

Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Size bir görev verilmiş, o göreve

gitmediğinizden dolayı üzerinizde bir elbise kalmış. Yani bu görev nedir önce bir onu açıklayın?”Sanık İsmet Reçber: “Sayın Savcım şu görev konusu üzerinde durmanız gerçekten kendi

açınızda haklısınız ama bende bunun açıklamasını yapıyorum. Ben hiç kimsenin ama hiç kimsenin emriyle bir göreve gitmedim, gitmemde. Yalnız Allah’tan korkarım ve yalnız Allah’ın huzurunda eğilirim. Kimsenin maşası olmadım olmamda. Buraya kadar açıklama bu. Ben orda ki görev mahiyetinde kendimi olduğumdan farklı tanıtmışım. Yani bunun birileri bana görev vermiş,

71

Page 72: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:72

bir yere göndermiş ben gidip de bir yerlerde eylem yapacağım böyle bir şey yok. Daha doğrusu bunu ispatı da yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet. Sinagog görevlisiyle görüşme yapıyorsunuz, kendinizi dininizi değiştirdiğinden bahsediyorsunuz, herhangi bir dininizin olmadığından. Bu konu doğru mudur?”

Sanık İsmet Reçber: “Nasıl?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani artık sinagogda çalışmak istediğinizi,

dininizi değiştirdiğinizi beyan ediyorsunuz.”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Gerçekten böyle bir şey oldu mu yoksa sırf iş

bulmak için mi veya başka onlara şirin görünmek, orda bulunmak için mi bu şekilde görüşme yaptınız?”

Sanık İsmet Reçber: “Sayın Savcım benim Kars’ta bir kuyumcuyla bir telefon görüşmem var.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “Orda sabittir. Bir altın hac siparişi veriyorum. O da orda sabittir.” Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet ne yapacaktınız o altın haccı?”Sanık İsmet Reçber: “Valiliğe gittim, valiliğe gittim. Vali Yardımcısı Sayın Murat Demir ile

yaptığım görüşmede bana iş vermedi. Yani bu iş konusu çoğu nereye gittimse hep iş ve sonuçta Sayın vali yardımcısına söylediğim kelime şudur. Dedim ki sizin gibi Müslüman olacağıma Müslümana el atmayacağıma ben Hıristiyan olurum dedim senin gibi Müslüman olmam ve o sinirle verildi sipariş.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sinagoglarda ne yapıldığını biliyor musunuz, Sinagogun ne olduğunu?”

Sanık İsmet Reçber: “Sinagogun ne olduğunu bilmiyordum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sinagog Yahudilere ait olan yer yani

Hıristiyanlara ait değil.”Sanık İsmet Reçber: “Yahudi olarak da bilmiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hac dediniz de hacla ilgisi yok.”Sanık İsmet Reçber: “Ben sadece bana telefonda Musevi cemaati söylediler. Musevi ne,

Yahudi ne onu bilmem.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne demek Musevi cemaati? Hı efendim.”Sanık İsmet Reçber: “Musevi cemaatiyle Yahudi bir midir onu bilmem ama Musevi olarak

Musevi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani Hıristiyan olarak mı anladınız siz

Musevileri, hac yaptırmanızın nedeni o mu?” Sanık İsmet Reçber: “Yok başka bir şey anladım yani.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Musevi Yahudi demek yani.”Sanık İsmet Reçber: “Hac sadece diyorum ya bir sinir olarak bak orda mevcut Sayın

Savcım. Sinir olarak sadece şu kelimeyi söylemişim daha sonradan zaten hac almaktan vazgeçmişim onlar orda mevcut. Elhamdülillah Müslümanım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hayır şöyle diyorsunuz tabi ki ben gene de söylüyorum insanların dini inancı en olursa olsun benim hiçbir dinim yok. Bende kendime bir din arıyorum. Yani iş arama bahanesiyle aradım diyorsunuz ama burada din arıyorum diye orda ki görevliye kendinizi tanıtıyorsunuz.”

Sanık İsmet Reçber: “Efendim doğrudur ben o konuşmayı ben yaptım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “Ama bak orda mevcuttur Diyanet İşleri Başkanlığını da aramışım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hı hı.”

72

Page 73: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:73

Sanık İsmet Reçber: “Hatta ve hatta Samanyolu TV kuruluşunu arayıp doktor. Estağfurullah Fethullah Gülen Hoca Efendinin telefon numarasını da istedim, onlarda orda mevcut olması lazım. Hatta Diyanet İşlerinin fetva bölümünü bile aradım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “Yani devletin birçok kurumuna müracaat ettim. İş istedim eğer

benim devletimin kurumu bana iş vermiyorsa e ne yapayım, bende yabancı kurumdan isteyeceğim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şimdi İsmet benim sormak istediğim anladınız mı, 5 günlük bir görevden bahsediyorsunuz, görev diyorsunuz.”

Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İş arıyorsunuz. Yani iş eğer işse çalışmaksa

bir şekilde gider orda görev yaparsınız, çalışırsınız. Nerde çalıştığınız hiç kimseyi de ilgilendirmez.”

Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dini inancınızda kimseyi ilgilendirmez.”Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ama burada oradaki görevde diyorsunuz ki

benim hiçbir dinim yok, ben bir din arıyorum. Yani işten ziyade onlara yakınlaşma, onların içine girme kastınız olduğu anlaşılıyor.”

Sanık İsmet Reçber: “Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani bunu bir açıklarsanız mahkemeye.”Sanık İsmet Reçber: “Sayın Savcım şimdi şu şekil söylüyorsunuz siz. Siz diyorsunuz ki,

bu adam din değiştirme bahanesiyle sinagogların içine girecek ve hedefine ulaşacak.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani ihbarla da bu uyuşuyor o zaman yani

evet.”Sanık İsmet Reçber: “Yani size bu şekil bir kanaat yani bu şekil bir kanaat getiriyorsunuz

müsaade ederseniz açıklıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Buyurun.”Sanık İsmet Reçber: “Ben yinede söylüyorum. Ben sinagogları aradım ve o bütün

konuşmalar bana aittir. O bütün konuşmalar bana aittir. Ben söyledim doğrudur, onların hepsini ben yaptım o konuşmayı komple ben söyledim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık İsmet Reçber: “Ama yinede söylüyorum benim herhangi bir eylem gibi, bir

operasyon gibi bilmem ney gibi böyle bir şeyin içinde bulunmadım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Size herhangi bir kişi görev vermedi mi?”Sanık İsmet Reçber: “Bana hiç kimse görev vermedi. Ben hayatımda.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Görev vermedi.”Sanık İsmet Reçber: “Sadece devlet bana askerlik görevi verdi. Onun dışında kimseden

görev almadım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım, anladım. Askerliğinizi nerde

yaptınız?”Sanık İsmet Reçber: “Efendim İstanbul’da.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Askerliğiniz. İstanbul’da.”Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Alemdağ’da.”Sanık İsmet Reçber: “İstanbul 15. Ana Jet Üstündeydim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hava, havacı olarak yaptınız değil mi?”Sanık İsmet Reçber: “Havacı olarak 2. füze grup komutanlığı, (1 kelime anlaşılmadı)

bakım komutanlığına gönderildim.”

73

Page 74: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:74

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım. Askerliğiniz sırasında veya öncesinde veya sonrasında herhangi bir psikolojik tedavi gördünüz mü?”

Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur gördüm ailevi sorunlardan ilgili askerliğim boyunca psikolojik tedavi gördüm.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tedavi aldınız mı?”Sanık İsmet Reçber: “Nasıl?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tedavi gördünüz.”Sanık İsmet Reçber: “Tedavide gördüm ve o hapta vermişler, hapta kullanıyordum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne kadar süreyle gördünüz? Ne hapı

kullanıyorsunuz?”Sanık İsmet Reçber: “Bu sinir yatıştırıcı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sinirle ilgili ilaç kullanıyorsunuz.”Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Mahkeme Başkanı: “Savcı Bey sorularınız devam edecek mi?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Çok kısa kaldı Başkanım yarına

bırakmayalım.”Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Halis Mikyen, Halis Mikyen.”Sanık İsmet Reçber: “Dayım olur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dayınız.”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Onun evinde kaldınız İstanbul’a geldiğiniz

zaman.”Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Başka bir yerde kaldınız mı?”Sanık İsmet Reçber: “Hayır başka hiçbir yerde kalmadım dayımgilde kaldım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şimdi siz sinagog görevlisiyle görüşürken o

size diyor ki misafirhanede mi kalıyorsunuz diye soruyor. Sizi bir devlet görevlisi olarak mı görüyor, yani misafirhanede kalabilecek kişiler bellidir.”

Sanık İsmet Reçber: “Misafirhane demiyor Sayın Savcım orda bana söylüyor ki nerde kalıyorsunuz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “(1 kelime anlaşılmadı) misafirhanede mi nerde kalıyorsunuz diyor.”

Sanık İsmet Reçber: “Misafir olarak mı kalıyorsunuz. Bende evet orda diyorum bir arkadaşımın evinde Küçükçekmece’de hani diyorum göl var. Gölün orda bir arkadaşımın evinde kalıyorum orda dayımı tanıtmıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Arkadaşım dediğiniz dayınız.”Sanık İsmet Reçber: “Arkadaşım dediğim dayım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım. Gürbüz Çapan’ı tanımıyorum

dediniz.”Sanık İsmet Reçber: “Doğrudur tanımıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Gürbüz Çapan’ın dosyasında birtakım Reçber

ve Rençber soy isimli şahıslarla irtibatları var.”Sanık İsmet Reçber: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Onlardan bir kaçını ben size yöneltmek

istiyorum.”Sanık İsmet Reçber: “Tabi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mithat Reçber.”Sanık İsmet Reçber: “Tanımıyorum.

74

Page 75: T · Web view2011/12/08  · Ayrıca bilgisayarınızda da mektup isimli Word dosyası olarak ele geçmiş dijital incelemelerinizde var. 1. klasör PDF sayfa 105’te. Bunun oluşturma

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 08.12.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:203 Sayfa:75

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Umut Reçber.”Sanık İsmet Reçber: “Umut Reçber’i tanımıyorum da öyle bir babamın amcasının oğlu var

İzmir’de inşaat işçisi. O olur mu, olmaz mı bilmiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Telefon numarasını söylesem telefon

numaralarını bilir misiniz yakınlarınızın?”Sanık İsmet Reçber: “Hayır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Efendim.”Sanık İsmet Reçber: “Hayır bilmem ama yinede sorun Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet burada bir numara var ama telefon değil

zannedersem. 58243566166 TC numarası da olabilir evet. Erol Rençber, Rençber bu N harfi var soy isminde.”

Sanık İsmet Reçber: “Tanımıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Birgül Rençber.”Sanık İsmet Reçber: “Onu da tanıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Güner Rençber.”Sanık İsmet Reçber: “Onu da tanımıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım sorularım

bu kadar.”Saatin 17:02 olduğu görüldü. Oturuma bugüne mahsus olmak üzere son verildi.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Oturuma 9.12.2011 günü saat 9:00’da kaldığı yerden devam edilerek Sanık İsmet

Reçber’in beyanının alınmasına devam olunmasına. Sanığın yarınki duruşmada hazır edilmesi için ilgili merciye yazı yazılmasına, bu hususta

sanığa ihtarat yapılmasına.”Mahkeme Başkanı: “Yarın ki duruşmada hazır oluyorsun İsmet Bey.”Sanık İsmet Reçber: “Emredersiniz.” Ayrıca Sanıklar Aykut Metin Şükre, Kenan Özay, Selçuk Özkan, Erkan Ayyıldız’ın yarınki

duruşmada hazır edilmeleri için ilgili merciye yazı yazılmasına oybirliğiyle karar verildi.08.12.2011

BAŞKAN 28298 ÜYE 37266 ÜYE 39995 KATİP 128041

75