tam gaz hayat! · pdf file · 2017-12-29"sizi neler mutlu eder?" diye...

MUTLU HAYAT Sürekli Mutluluk için 25 Basit Uygulama

Bu ücretsiz e-kitapta mutluluğu hayatınızda sürekli kılmak için uygulayabileceğiniz 25 basit yöntem ve bunları hayatınıza nasıl katabileceğinizi okuyacaksınız.

Sizden ricam; okumakla yetinmeyin… Harekete geçin ve bu uygulamaları hayatınıza katın ki

mutluluk bundan sonraki hayatınızın vaz geçilmez bir parçası olsun…

Çünkü siz bunu çoktan hak ediyorsunuz!

Caferağa Mah. Acar Sok. 4/2 34710 Moda Kadıköy/İstanbul

[email protected] | www.tolgahanci.com.tr

/ vtolgahanci

Caferağa Mah. Acar Sok. 4/2 34710 Moda Kadıköy/İstanbul [email protected] | tolgahanci.com.tr

/ vtolgahanci

1

Mutlu OLMAMAK için her şeye sahibiz! Çok mu iddialı geldi? “Hemen şimdi, hiç düşünmeden sizi mutsuz eden 5 şey sayın” desem, saniye beklemeden zihninizden dilinize akmaya başlayıverir mutsuzluk sebepleri: - Çalışma ortamınız, - İşteki yöneticiniz, - Çıldırtıcı trafik, - İlişkinizde tıkanıklık - Hayat pahalılığı, - Ülkenin durumu, - Tuttuğunuz takımın bir türlü iyi oynayamaması… vs. vs. Gerçekten bunlar mutsuzluk sebebi mi, peki? Aslında sadece algımızı değiştirmek bile birçok manada hayatımızı değiştirebilir mi, mesela?. Hadi gelin soruyu tersine çevirelim: "Sizi neler mutlu eder?" diye sorsam, düşünmeden 5 şeyi peş peşe sayabilir misiniz? İlk sorunun aksine bunu cevaplarken düşündünüz değil mi? Harika! Düşünmeye devam edin… Sizi mutlu eden şeyleri bilmek hayatınızı daha mutlu geçirmek için harika bir başlangıç olacak. O başlangıca destek olmak adına, neredeyse 10 yıllık koçluk kariyerim boyunca aldığım eğitimlerden, yaptığım uygulamalardan ve koçluk görüşmelerinde danışanlarımdan öğrendiklerimden damıttığım mutluluk tüyolarını bu e-kitapta sizlerle paylaşıyorum. Ben biliyorum ki buradaki 25 tüyonun bir kısmını bile uyguladığınızda hayatınızda daha çok ve kalıcı mutluluklar yaşamaya başlayacak giderek hayatınızı “Mutlu bir hayat” olarak tanımlayacaksınız. Ben üzerime düşeni yapıp bildiklerimi, benim ve danışanlarımın işine yarayan yöntemleri paylaşıyorum. Okuduklarınızı uygulama sorumluluğu sizde. Hazırsanız başlıyoruz…

1) Küçük şeyler büyük etkiler yaratır Hınca hınç dolu bir metrobüste, Boğaz Köprüsü üzerinde gün batımına ya da tabak gibi doğmakta olan dolunaya mı denk geldiniz? Senenin ilk ve en kütür kütür eriğini mi yiyorsunuz? Yoksa sabah erkenden uyanıp saate baktınız ve uyuyabileceğiniz bir yarım saatin daha olduğunu mu gördünüz? TADINI ÇIKARIN! Küçük şeylerin tadını çıkarabilmek, "Anda kalma"nın en iyi yollarından biri! Ve bu küçük şeylere dikkat etmeye başladığınızda fark edeceksiniz ki; yaşadığımız her günde tadını çıkarabileceğimiz, bizi mutlu etmesine izin verebileceğimiz sayısız şey yaşanıyor. Sadece odağımızı biraz daha bu anlara vermek bile, gün içindeki mutluluk katsayımızı yükseltmek için muhteşem bir yol.


/ vtolgahanci

2

2) Oldu da bitti maşallah!

Hayat her dakika toz-pembe gitseydi sıkıntıdan ölürdük!

Elbette canımızı sıkan şeyler olacak, zorluklar yaşayacağız. Bu tip bir durumla karşı karşıya kalınca ve bir de üstüne kabul etmekte zorlanıyorsanız sünnet çocuklarına söylenen mantramsı matrak tekerlemeyi hatırlayın: “Oldu da bitti maşallah!” Benim hayatımda bu tekerlemeyi müzikli bir şekilde ve yüksek sesle tekrarladığım zor dönemlerde yakınlarım bana deli diye baktılar… Ancak sonunda duygusal açıdan sağlam kalmamı sağlayan bu “delilik” oldu. Oldu da bitti maşallah şu demek aslında: - Benzer sıkıntılar daha önce de oldu… - Ve her defasında bitti de! - Ve bu da bitecek… Size de bir şey olmayacak!

Olsa olsa daha da güçlenirsiniz işte, fena mı?

3) Etrafınızda mutlu insanlar olsun Duygular bulaşıcıdır. Eğer etrafınızda her şeyden şikâyet eden kızgın, depresif, sürekli üzgün tipler varsa onların duygularının size geçmesi kaçınılmazdır. Oysa etrafınız mutlu insanlarla çevriliyse onların duygularının size bulaşıp sizi de mutlu hissettirmesi bir tarafa; bir de üstelik tatsız şeyler olduğunda nasıl davranmanız gerektiğiyle ilgili alternatif yollar öğrenirsiniz. Bu yüzden etrafınızdaki insanların duygu durumlarına dikkat etmek ve olumlu bakış açılarına sahip, çözüm odaklı ve duygusal anlamda güçlü insanlarla daha çok vakit geçirmek sizin de duygu durumunuzu olumlu anlamda değiştirecektir.

4) Ne çok nimetiniz var, biliyor musunuz?

Başımıza kötü bir şey geldiği an sahip olduğumuz nimetleri hatırlamanın en iyi zamanı, inanın! - Sağlığınız mesela - Ya da sevenleriniz - Belki kazancınız - Elbette çocuklarınız - İşiniz, eviniz veya her neyse! Kendinize her şeyin yolunda olduğunu söylemenin en iyi yolu sahip olduğunuz şeyleri hatırlamaktır. Elbette bunu yapmanız için illa kötü bir şeyin olmasını beklemeniz gerekmiyor… Onları her gün anımsayabilirsiniz. Hatta belki her akşam birkaç tanesini başucunuzda bulunduracağınız bir deftere yazmak istersiniz.


/ vtolgahanci

3

5) Şükür Egzersizleri

Nimetlerin yanı sıra şükretmeyi günlük bir alışkanlığa dönüştürmenin de faydası büyük. Nelere şükredersiniz, bir düşünün! Evet, hemen şimdi oturup hayatınızda şükredecek neler var sessizce sayın içinizden… Gece üstümüzü örten yorgan dâhil sayısız şey var şükredebileceğimiz! Peki ya insanlar? Hayatınızın bir noktasında size bir şekilde iyiliği veya yardımı dokunmuş kişileri düşünün. Onlara da şükredin. Hatta vaktiniz varsa bir telefon açıp ya da iki satır yazıp onlara bizzat teşekkür edin! İnanın bana bir anda çok daha mutlu ve keyifli hissetmeye başlayacaksınız.

6) Kendinizi ödüllendirin! Evinde tüylü dostlarıyla yaşayanlar vardır. Köpeklerle büyüyüp 35’inden sonra kedilere aşık olmuş biri olarak evcil hayvanların ödüllendirilmeye bayıldıklarını biliyorum! Peki, bütün gün -af edersiniz ama- eşek gibi çalışan, sinir stres içinde eve gelip o stresten kurtulamadan yatağa giren, ertesi gün hadi bi daha aynı tempoda yaşayan bizlerin de ödüle ihtiyacı yok mu? Ödül deyince illa dünyanın parasını harcayacağımız pahalı şeylerden söz etmiyorum. Köpüklü bir banyo, yalınayak çimde yürümek, bir parça çikolata, şöyle sıkı bir masaj yaptırmak, bir su kenarına gidip deriiiin bir nefes almak, ağaç altında kestirmek vb. Kendinizi her fırsatta ödüllendirebileceğiniz yüzlerce alternatifiniz var! Yeter ki sizin de kendinizi ödüllendirmeye niyetiniz olsun.

7) Bağlantı da kalın

Kimle mi? Sevdiklerinizle… Sizi sevenlerle… Birlikte vakit geçirmekten zevk aldığınız insanlarla! Telefon da olur, geçerken kapılarını tıklatıp ayaküstü sohbet etmek de! Bir tam günü onlarla geçirmekse harika olur! İş arkadaşlarınızla eğlenerek nasıl çalışacağınıza karar verirseniz, her iş günü eğlenceli insanlarla bağlantıda kalmayı garantiye alırsınız mesela… Daha basit şeyler de yapılabilir elbette: Sevgilinizle enayi bir kır kahvesinde bir acı kahve içmeye gitmek ya da dostlarınızla aranızdaki bağı güçlendirecek organizasyonlar (kısa seyahatler vb.) yapmak gibi... Ne olursa olsun, sevdiğiniz insanlarla birlikte olduğunuz, muhabbet ettiğiniz, sıcak ve samimi kaldığınızdan emin olun!


/ vtolgahanci

4

8) Kabullenin!

Hayır, kadercilik değil sözünü ettiğim; kendiniz dâhil herkesi ve her şeyi oldukları gibi kabul etmekten bahsediyorum. Kendimizle kurduğumuz ilişki başta olmak üzere her ilişkimizde olan bitenin, insanların ve koşulların değişmesi gerektiğini düşünürüz. Üstelik bunu otomatik olarak yapmaya alışmışızdır. “Kontrol etme” ihtiyacından da kontrolün bizde olduğu sanrısından da kurtulmak için olanı olduğu gibi kabul etmek sizi özgürleştirirken, içinde bulunduğunuz koşulları yargısız kabullenmek çözümü bulma yolunda size olağanüstü kolaylık sağlayacak. Kim olduğumuzu kabullenmek, önce kendimiz olabilmenin sonra da kendimizi geliştirmenin en önemli kaidesi… Gerçekten kendinizi olduğunuz gibi kabul edip sevebildiğiniz anda bunu tüm yaşadıklarınıza ve etrafınızdaki insanlara yapmanız çok daha kolay olacaktır.

9) Çözüme odaklı kalın

Problemleri düşünmeyi tercih etmek gibi bir eğilimimiz var. Probleme saplanıp kalmak yerine ileri doğru bir adım atın ve o problemi nasıl çözebileceğinizi düşünmeye başlayın. İşte, evde, okulda, aşkta ya da takım çalışmasında… Burada çok işinize yarayacak bir tüyo vereyim: Sorularınızda “Neden” yerine “Nasıl”ı kullanın. Örneğin; “NEDEN bunlar benim başıma geliyor?” yerine “Bu durumdan NASIL çıkarım?” “NEDEN böyle oluyor?” yerine “Böyle değil de istediğim gibi olmasını NASIL sağlarım?” “Nasıl?”, yetersizlik inancımızın dilimize yapıştırdığı kalıpları kırmak için de harika bir sorudur. Mutlaka rastlamışsınızdır: “Ama ben bunu yapamam” veya “Aman abi bu çok zor mevzu” falan diyenleri… Onlara şu soruyu sorduğunuz anda konuşulacak her şey değişir: “Peki, elimizdekilerle çözüme NASIL ulaşırız?” Çözüme odaklı kalmak mutluluğa giden en hızlı yollardan biridir.

10) Hayata zaman ayırın! Hayatın tadını mı çıkarmak istiyorsunuz? O halde buna biraz zaman ayırın… Her yere ve her şeye yetişme çabası hayatımızdaki bilgi akışının bilgi bombardımanına dönüşmesiyle yakından ilgili. Bu manasız ve özünde imkânsız çabadan sıyrılmak için bir karar verin. Hemen şimdi, bu anda verin o kararı! Bundan böyle her gün kaldırabileceğinizden daha fazlasını yapmayı durdurun: Daha kısa ve makul bir yapılacakları listesi yapmak, verimsiz toplantıları azaltmak, daha az randevu vermek vb. Bunu siz yapmazsanız, kimse sizin için yapmayacak.

Bir şeye daha: Yaptığınız her şeyi sindirerek, özümseyerek, keyfini çıkararak, eğlenerek yapın. Yemek yerken, konuşurken, yürürken hatta yatarken bile yaptığınız her neyse keyfini çıkarın! Bunu yaparken akıllı telefonunuzdan sosyal medyaya bakmayı bırakın ve anın içinde kalın; fark edeceksiniz ki yakalamanız gereken hiçbir şey yok.


/ vtolgahanci

5

11) Verin, bağışlayın, gönüllü bir şeyler yapın!

Artık ihtiyaç duymadığınız eşyalarınız, giymediğiniz giysileriniz, kullanmadığınız gereçleriniz oluyor değil mi? Onları atmak, toz bezi yapmak ya da “taka tuka” dolaplarında “belki bir gün lazım olur” diye tutmak yerine birilerine verin… Bu apartman görevlisi de olabilir, mahallede ihtiyaç duyanlar ya da ihtiyaç sahiplerini bulup onlara ulaştıran kurumlar da. Durumunuz el veriyorsa hayır kurumlarına bağışta bulunun, yapabilecekseniz bir öğrenci okutun. Darülaceze’ye gidin yaşlıları ziyaret edin; Çocuk Esirgeme Kurumu’na birkaç hediye alıp gidin… Bir torba dolusu gofret bile olur! Başkalarına karşılıksız bir şeyler vermenin o büyülü gücünü fark edin: İçinizi dolduran huzuru ve mutluluğu hissedin. Hemen şimdi! Ya da bu yazıyı okuduktan hemen sonra bir hayır kurumunu arayın ve onlara, gönüllü olarak zamanınızın bir bölümünü o kurumda çalışarak geçirmek istediğinizi söyleyin. Ve hayatınızda ve bakış açınızda yaşayacağınız muazzam değişime hazır olun.

12) Tutkularınızın peşinden gidin… Daima!

“Sevdiğin işi yap, hiç çalışma!” demiş Konfüçyüs… Eğer yapmaya bayıldığınız bir şeyi mesleğiniz olarak yapıyorsanız mutluluğu kovalamak zorunda kalmazsınız. Bu kendinize yapabileceğiniz belki de en büyük iyilik olacak. Elbette meslek seçiminizi yapmadan evvel kendinizi tanıyıp severek ve şevkle yapabileceğiniz işi bulmanız harika olur! Belirli bir yaşa gelip geride hatırı sayılır kariyer yılları bırakan herkes bunun imkânsız olduğunu düşünüyor. Oysa dünya kariyerinin en parlak zamanında işi bırakıp sevdiği işe yönelen insanlarla dolu. Anımsayın: Bir tek kişi bile yapıyorsa, siz de yapabilirsiniz.

13) Başardığınız şeyleri listeleyin Seminerlerimde sık sık “Her şeyi baştan yanlış öğrettiler bize” diyorum. Hayatımızın neredeyse her döneminde duyup da matah bir şey zannettiğimiz sözler vardır ya hani… Bu da onlardan biri: “Hatalarınızdan ders almayı öğrenin.” Oysa hata diye bir şey yok! 900 küsur defa deneyip de nihayet ampulü yakabilen Edison’a “Yahu hata yapa yapa sıkılmadın mı kardeşim?! Bu ne azim, bu nasıl sebat?” demişler. Üstat “Ne hatası?” demiş “Ben ampulün nasıl yakılamayacağının 900 yolunu buldum!” Bayılıyoruz geçmişe bakıp bakıp kendimizi suçlu veya hatalı bulmaya! Hâlbuki bunun yerine şimdiye kadar başardıklarımızı listelesek, hayatımızı kendimizi bile şaşırtacak kadar fazla başarıyla doldurduğumuzu fark edeceğiz. İnanmıyor musunuz? Alın kağıdı kalemi elinize, zaman ayırıp konsantre olun ve başlayın yazmaya… Bakalım neler başarmışsınız, neler?!

14) Gülmek size yakışıyor… Gülün!

Kısacık bir kahkaha ve hatta içten bir gülümseme bile sizi mutlu kılmaya yetebilir. İster bir komedi izleyin ister birbirinize fıkralar anlatıp şakalaşın… Mizah dergisi veya matrak bir roman okuyabilirsiniz. Kahkahalarla gülebileceğiniz durumlar yaratmak için her şeye sahipsiniz: Kullanın!


/ vtolgahanci

6

15) “Buna hakkınız var” … Farkına varın!

“Neye?” diyenler, bu e-kitabı tekrar okumaya başlasınlar! Elbette mutluluktan bahsediyorum. Hemen şimdi farkına varın ki mutlu olmak tıpkı yaşamak gibi sizin en doğal hakkınız. Bazı danışanlarımda rastladığım bir durum bu: Çoğu zaman bilinçdışı da olsa mutlu olmayı HAK ETMEDİKLERİNİ düşünüyor, buna inanıyorlar. Eğer kendinizi bu durumda yakalarsanız; en az 21 gün boyunca aynanın karşısına geçip şunu tekrarlayın: “Mutluyum ve her zaman mutlu olmayı hak ediyorum!”

16) “Akış”a girin ve anda kalın! Hiç herhangi bir şey yaparken kendinizi kaybettiğiniz ve etrafınızdaki her şeyi unuttuğunuz oldu mu? Mesela spor yaparken, bulmaca çözerken, yap-boz ya da maketle uğraşırken ve hatta otomobil kullanırken… Veya sevdiğiniz herhangi başka bir şeyi yaparken sadece ve sadece o işle ilgilendiğinizde zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız, canınız sıkılmaz, sol beyin sizi mutsuz edecek bir sürü ıvır-zıvır anıyı önünüze yığmakla uğraşacak vakit bulamaz… Dikkatinizi dağıtabilecek her şeyi temizleyin etrafınızdan. Kendinize bir görev/hedef belirleyin. Bu sizi biraz zorlayacak ama mutlaka başarılabilir ve elbette yapmaktan zevk alacağınız bir görev/hedef olsun. Sonra koyulun işe, her şeyi unutup dünyada sadece o iş varmış gibi çalışmayı deneyin. Bu yol sizi yaratıcılığa ve üretkenliğe götüren yoldur. Yaratıcı ve üretken her insan da mutlulukla kol kola yürüyor demektir.

17) İlham perisiyle teşriki mesaiye önem verin! İlham öyle beklediğinizde, ansızın kapıyı çalıp da gelen bir şey değildir. Bilakis saklanmaya bayılır! İlham almak mesai ister! O yüzden; İnternet’te, kitaplarda, dergilerde, filmlerde… Ulaşabildiğiniz her yerde; hedeflediğiniz, yapmak istediğiniz şeylerle ilişkili bilgi/yöntem/motivasyon… Yani ilham arayın! Mutlaka bulacaksınız. Ve o bulduğunuz şey gücünüze güç katacak.

18) Amacınız olsun amaçlarınız değil… Ve bir de ödül tabi! Bir yolculukta, karşınıza gelen dört yolun kesiştiği bir kavşakta ne yaparsınız? Cevabınız her ne olursa olsun “Dördüne birden devam ederim” gibi imkânsız bir cevap vermediğinizden eminim! Kendiniz için koyacağınız hedefler konusunda o kavşağı hep hatırlayın: Eğer haddinden fazla hedef koyup onlara yürümeye çalışırsanız, yüksek ihtimalle alacağınız sonuç verimsizlik ve vakit kaybıdır.

Bir hedef seçip o hedefe tam bir konsantrasyonla odaklanmak size çalışırken kafanızın dağılmayacağını garanti eder. Daima anımsayın: Hedefler, eğer ilerlemeyi getiriyorsa sizi mutlu eder… Kulağa harika gelen bir sürü hedef koyup ilerleyemediğinizde ise mutlu olmanız mümkün olmaz. Hedefi koyun, ulaşmak için odaklanıp çalışın… Hedefe ulaştınız mı? KUTLAYIN! Kendi sırtınızı sıvazlayın… Kutlama enerjisini hep hayatınızda tutmak için her fırsatı değerlendirin.


/ vtolgahanci

7

19) Sevdiğiniz şeyleri yapmaya zaman ayırın

Doğada yürümek mi? Köpeğinizle oynamak mı? Müzik yapmak, bir enstrüman çalmak mı? Yazmak ya da okumak mı? Size zorunluluk gibi gelen ve sizi sıkan şeyleri bir süreliğine hayatınızdan çıkarın ve sevdiğiniz şey her neyse onu yapacak zaman yaratın kendinize…

Ve lütfen aktif olun, bu noktada “Sevdiğiniz şey nedir?” sorusunun birçok cevabı olsa da ”film ya da dizi izlemek” onlardan biri değil!

20) Kıskançlığı bir kenara bırakın ve nezaketi hayatınıza katın.

İnanın bana kıskançlığın hiç kimseye bir faydası yok… Hele kıskanan kişiye hiç faydası yok! Çevrenizdeki insanların başardıkları, kazandıkları, elde ettikleri ve sahip oldukları şeylere kafayı takıp bundan rahatsız olmak sizi hedefinizin yakınına bile götürmez. Üstelik dünyanın en kıymetli iki şeyi olan vakti ve öz enerjinizi gereksiz yere sarf etmenize neden olur. Bunun yerine; etrafınızdaki başarılı insanlar için mutlu olmayı tercih edin. İster yüzlerine karşı ister içinizden onları kutlayın ve onurlandırın. Sonra da dönün kendinize odaklanın.

Her gün ufak tefek iyilik, jest ve nezaketle hayatınızı olumluya yönlendirin. Trafikte araçlara ve/veya yayalara gülümseyerek yol verin, marketteki sırada elinde iki-üç malzemeyle bekleyen kişiye sıranızı verin, yaşlı bir bayanın torbalarını taşıyın, Bir yere girerken hiç tanımadığınız birine kapıyı açıp yol verin. Yüzlerindeki gülümsemeyi, sizi selamlamalarını, teşekkür etmelerini görün ve duyun… Mutluluğu tüm hücrelerinizde hissedeceksiniz.

21) Yakalayın kendinizi! Ne yaparken mi? Bedbaht bedbaht düşünürken… Kafanızda türlü negatif düşünceler dolaşıp dururken. Bunu yapmak için sık sık düşündüğünüz şeyleri gözlemleyebilirsiniz. Otomobil kullanırken ya da toplu taşıma aracında, konuşacağınız kimsenin olmadığı yerlerde ya da bir toplantıda sunum dinlerken, hatta sinemada veya televizyon izlerken. Dikkat verin ve düşüncelerinizi izleyin… Negatif bir düşünce yakaladığınız an, o düşünceyi olumlayın yani ters çevirip olumlu hale getrin. Yapamıyorsanız hemen olumlu bir şey düşünün. Bu söylediğim şey size çok bildik, klişe, herkesin söylediği ve defalarca duyduğunuz bir şey gibi mi geldi? Haklısınız; öyle… Neden biliyor musunuz? ÇÜNKÜ İŞE YARIYOR!

22) Habersiz kalın! Evet! Aynen düşündüğünüz gibi: Haberleri izlemekten de okumaktan da vaz geçin! “Kafanızı kuma gömün” değil söylediğim… Beyniniz sizin en değerli organınız: İçine ne koyduğunuza özen gösterin! Zihninizi; her gün topluma ve dolayısıyla size dayatılan haberlerle değil bizzat seçtiğiniz bilgilerle besleyin. TV’deki haberlerde ne izlediğinizi, gazetelerde ve haber sitelerinde izleyip okuduklarınızı bir düşünün: Bunları izlemez ve okumazsanız ne kaçırırsınız? Gerçekten ihtiyacınız var mı onca çöp bilgiyi bilmeye?


/ vtolgahanci

8

Size ne; kim bilir hangi şehirde karısını 42 yerinden bıçaklayan adamdan? Ya da ev sahibine yakalanmamak için kaçarken balkondan düşüp belini kıran hırsızdan? Veya hükümetin bir türlü veremediği zam yüzünden yürüyüş yapanlarla kolluk kuvvetleri arasında çıkan çatışmada yaralanan gösterici sayısı mıdır tek derdiniz? Yoksa bir siyasetçinin ötekine ettiği hakaret mi? Oysa bunların yerine okuyacağınız bir kitap ve/veya müzik dinlemek enerjinizi yükseltecek ve kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır.

23) Harekette bereket!

Egzersiz yapın… Kan-ter içinde ve nefes nefese kalmanız gerekmiyor… Sadece kalkın ve dışarı çıkın. Tempolu yürüyüş (hele bir de neşeli bir müzikle yapılırsa) mutluluk yakalama konusunda tadından yenmez… Benden söylemesi!

24) Yeni bir şey öğrenin!

İnsanların yeni şeyler denemek veya bazı konularda yeterli bilgi sahibi olmadıklarını kabul etmek konusunda son derece korkak olmaları size de tuhaf gelmiyor mu? Hâlbuki yeni yeteneklere sahip olmak ve yepyeni bilgiler öğrenmek şu dünyada yapılabilecek belki de en eğlenceli şey! Denemesi bedava...

25) Doğa seni çağırıyor! Günbatımı veya gün doğuşu seyredin, bir akarsudan su için, ster akan ister duran suya bakın, bir ağaca sarılın (evet “sarılın” dedim), ayağınızı bir suya sokun, şehrin ışıklarından uzakta yıldızların muhteşemliğine bakın… Şehir dışına çıkamadınız mı? O zaman evdeki kedinizi ya da köpeğinizi izleyin… Bir kafeye oturun insanları izleyin. Çocukları izleyin. Ve hepsinden öğrenmeye de çağırışıma da ilham almaya da açık olun.

* * * Artık biliyorsunuz… Mutluluk bir seçim ve mutlu olmak için de öyle kalmak için de sayısız şey var yapabileceğiniz. Söz verin kendinize: Her ne olursa olsun mutluluğunuzu ayaklarınızın altına almayacağınıza onu hep başınızın üstünde tutup dilediğiniz ve hak ettiğiniz o mutlu hayatı yaşayacağınıza dair söz verin… Mutlu bir yaşam amacı bulmaktan işinizde ve özelinizde performansınızı yükseltmeye, iletişim becerilerinizi geliştirmekten hedef belirleme ve stratejiye herhangi bir konuda bana ulaşmak isterseniz e-posta adresim: [email protected] Mutlu kalın.

mailto:[email protected]

tam gaz hayat! · pdf file · 2017-12-29"sizi neler mutlu eder?" diye...

Documents