tartiŞma 10 soruda osmanli borçları · osmanlı imparatorluğumdan birer üye ile galata...
TRANSCRIPT
![Page 1: TARTIŞMA 10 soruda OsmanlI borçları · Osmanlı imparatorluğumdan birer üye ile Galata bankerleri nin bir temsilcisinden oluşuyor du. Bu komisyon Osmanlı mâli yesinden ayrı](https://reader035.vdocuments.pub/reader035/viewer/2022071013/5fcbf79c3cfe3a5fbe62350a/html5/thumbnails/1.jpg)
TA R TIŞ M A\ /CowR ^ 1
10 soruda OsmanlI borçlarıOsmanlı İmparatorluğu’nun son yüzyılında dış borçlar sürekli arttı ve sonunda, ödenemez hale geldi. Bu yazımızda, imparatorluğun dış borç batağına nasıl saplanıp kaldığını, sonunda nasıl iflasa sürüklendiğini gündeme getirdik.
Er h a n A f y o n c u __ ____
1. Dış borç ilk kez ne zaman düşünüldü?2. İlk borç girişiminden nasıl vazgeçildi?3. İlk dış borç ne zaman ve nasıl alındı?4. Düyun-ı Umumiyeye dek ne kadar borç alındı?5. Borçlar ödenemeyince ne oldu?6. Düyun-ı Umumiye idaresi nasıl kuruldu?7. Düyun-ı Umumiye nasıl çalıştı?8. Düyun-ı Umumiye’nin imparatorluk üzerindeki etkisi neydi?9. Düyun-ı Umumiye’den sonra borçlanmaya devam edildi mi?
10. Osmanlı borçlarının ödenmesi ne zaman bitti?
16 • Popüler TARİH I Hazi-an 2001
![Page 2: TARTIŞMA 10 soruda OsmanlI borçları · Osmanlı imparatorluğumdan birer üye ile Galata bankerleri nin bir temsilcisinden oluşuyor du. Bu komisyon Osmanlı mâli yesinden ayrı](https://reader035.vdocuments.pub/reader035/viewer/2022071013/5fcbf79c3cfe3a5fbe62350a/html5/thumbnails/2.jpg)
Dış borç ilk kez ne zam an düşünüldü?
Osmanlı’nın mali durumu 17. yüzyılın sonlarından itibaren kötüleşmişse de
halktan olağanüstü vergiler yoluyla toplanan paralar sayesinde, bir müddet daha vaziyet idare edilmiştir. Ancak 18. yüzyılın son çeyreğinde, arka arkaya gelen büyük mağlubiyetler ve ödenen harp tazminatları nedeniyle ekonomik durum iyice kötüleşmişti.
1787 yılında Rusya ile savaşa girişildiğinde, sefer masrafları için gerekli para hâzinede yoktu. Savaşın sonraki yıllarında nakit para ihtiyacı iyice arttı. Yabancı bir devletten borç almanın Os- manlı tmparatorluğu’nun mali durumunun dışarıya teşhir edilmesi olacağı ve düşmanlarının cesareti artırmaya yarayacağı düşünüldüğü için, başlangıçta bu yolun üzerinde fazla durulmadı ise de ülke içinden gerekli para temin edilemeyince borç alınacak yabancı bir devlet aranmaya başlandı.
İlk olarak Hollanda (Felemenk) ile temasa geçildi. Fakat iki ülkenin uzaklığı, para birimleri arasındaki fark ve borca karşılık verilecek tarım ürünlerinin ayanların elinde olması nedeniyle problemler yaşanacağı görülünce vazgeçildi.
Daha sonra İspanya elçisine müracaat edildiyse de elçi, ülkesinin bu savaşta tarafsız olduğunu söyleyerek hükümetinin bu işe sıcak bakmayacağına bildirdi.
Son bir ümitle Fas Sultanı’na başvuruldu ama oradan da olumlu bir yanıt alınamadı. Bunun üzerine devletin ve halkın elindeki altın ve gümüş eşyalar toplanarak, darphanede para bastırılmak suretiyle savaş ihtiyaçlarının bir kısmı karşılanabildi.
İlk borçgirişimindennasılvazgeçildi?
s * /''Y yüzyılda Osmanlı tm paratorluğu’nun
_L S • ekonomisi iyice kötüleşti. Ekonomik durumu düzeltmek için bir çıkış arandığı sırada İngiliz elçisi Canning, Ab- dülmecid’e sunduğu reform planında, dışarıdan borçlanmayı hararetle tavsiye etmişti.
Avrupa’da o sıralarda sermaye fazlası vardı ve bunun kullanılacağı yerler aranıyordu. Sermaye çevreleri yayımladıkları çeşitli broşürlerle, bir taraftan Osmanlı tmparatorluğu’nun re
form hareketlerini överek Avrupa kamuoyunun güvenini artırmaya, diğer taraftan ise Osman- lı mâliyesinin düzeltilmesi için borç alınması gerektiği konusunda imparatorluk yetkililerini iknaya çalıyorlardı.
1850 yılında Osmanlı mâliyesi aylıkları ödeyemeyecek duruma gelince, Sadrazam Reşid Paşa ve diğer devlet ileri gelenleri dışarıdan borç almak için harekete geçtiler.
Bu duruma karşı çıkan padişahın eniştesi Fethi Paşa ise Ab- dülmecid’i borç almaktan vazge- çirdi. Ancak borç antlaşması imzalandığı için, Osmanlı İmparatorluğu, mukavelenin feshi yolunda, 2 milyon 200 bin Fransız Frangı tazminat ödedi.
OsmanlıBankası’nıngümüşmahzenini tasvir eden bir illüstrasyon (üstte).Bugün İstanbul Erkek Lisesi olarak hizmet veren Düyun-ı Umumiye binası (sol sayfada).
Popüler TARİH / Haziran 2001 » 1 7
![Page 3: TARTIŞMA 10 soruda OsmanlI borçları · Osmanlı imparatorluğumdan birer üye ile Galata bankerleri nin bir temsilcisinden oluşuyor du. Bu komisyon Osmanlı mâli yesinden ayrı](https://reader035.vdocuments.pub/reader035/viewer/2022071013/5fcbf79c3cfe3a5fbe62350a/html5/thumbnails/3.jpg)
TA R TIŞM A
KırımSavaşı’ndaRus veOsmanlIordularınınkarşı karşıyagelişlerinigösterenAvrupakaynaklı birillüstrasyon(sağda).Osmanlı Bankası ile Düyun-ı Umumiye idaresi tarafından düzenlenen ve ‘Osmaniye 1890’ adıyla bilinen 4 milyon 545 bin paundluk devlet tahvili (altta).Osmanlı mâliyesinin iflas ettiği 1875 yılında Adliye Nazırı Midhat Paşa (sağ sayfada, üstte) ve Sadrazam Mahmud Nedim Paşa (sağ sayfada, altta) kendi ellerindeki tahvili satarak haksız kazanç sağlamakla itham edildiler.
îlk dış borç ne zaman ve nasıl alındı?
Osmanlı İmparatorluğu, Rusya ile Kırım Sava- şı’na girdiğinde, bu har
bin getirdiği parasal yükü karşılamak için, 1854 yılında savaş sürerken, tarihinde ilk defa dışarıdan borç para almak zorunda kaldı.
Londra ve Paris’teki Palmer ve Goldschmid isimli iki banka grubundan 3 milyon sterlin borç alındı.
Bu paranın 700 bin sterlinine bankacılık masrafları ve borcun ilk taksiti olarak el konuldu. Kalan miktarın tamamına yakınıysa Kırım Savaşı için harcandı.
İlk borcu alan Abdülmecid bu konuda şunları söylemiştir: "Borç almamak için çok çalıştım. Lâkin durum bizi borç almaya mecbur etti. Bunun ödenmesi, gelirlerin artmasıyla olur. Bu da ülkenin imarıyla olur."
Düyun-ı Umumiye'ye dek ne kadar borç alındı?
Alınan ilk borç savaş için harcandığından, bir müddet sonra hem borcu öde
mek hem de diğer ihtiyaçlar için yeniden borç alınmak zorunda kalındı.
1855 yılında alınan miktar ise 5 milyon sterlindir. Bu borç oldukça olumlu şartlar altında alınmıştır. Muhtemelen İngiltere ve Fransa, Osmanlı İmparator- luğu’nu borçlanmaya alıştırmaya çalışıyorlardı. Alınan bu borçları bir müddet sonra İngiltere ve Fransa’nın Osmanlı mâliyesini denetleme istekleri izledi.
Osmanlılar denetlemeye uyar gibi görünseler de bu iki devletin memurlarının işlerini engellemek için ellerinden geleni yaptılar.
Takip eden yıllarda, borçlanma artarak devam etti. Artık dışarıdan borç almak, Osmanlı devlet adamlarına hem kolay bir yol olarak görünüyor hem de bir alışkanlık haline gelmiş bulunuyordu.
1858’de alınan borcun ardından 1860’ta yeniden borç alma ihtiyacı doğdu. Ancak daha önce kolaylıkla borç veren AvrupalIlar bu kez birçok şart ileri sürdüler.
İstenilenler şunlardı: Yaban
cılar devlet emlakim satın alma veya kiralama hakkına sahip olacaklar, devlet emlaki rehin gösterilmek suretiyle tahvil çıkarılacak, vakıf sistemi kaldırılacak, Osmanlı mâliyesi uluslararası bir komisyonun denetimine girecek, devletin sahip olduğu orman, maden ve araziler özelleştirilerek bir komisyon tarafından işletilecek.
Avrupalılar, baştan beri hedefledikleri Osmanlı İmparatorluğumun denetlenmesi çalışmasının zamanının geldiğine kanaat getirerek harekete geçmişlerdi. Ancak bu şartları inceleyen Osmanlı devlet adamları, bu isteklerin kabulünün yabancı devletlerin vesayeti altına girmek olacağını düşünerek reddettiler.
Borç para ihtiyacı ise Mires isimli bir Fransız bankerden daha fazla faiz ve emisyonla alındı. Abdülaziz zamanında da borçlanma artarak devam etti. Abdülmecid döneminde 16,5 milyon Osmanlı Lirası borç alınmışken, Abdülaziz zamanında bu miktar 97 milyon 708 bin Osmanlı Lirası oldu.
Alınan borçların yarısı emisyon kaybına uğradığından, devletin eline yukarıda belirtilen miktarların sadece yarısı ulaştı. Faiz ödemeleri ve diğer masraflar çıktıktan sonra devlet kasasına ulaşan miktar, borç alınan paranın yüzde otuz üçü idi.
Ayrıca alınan borçlar verimli olarak kullanılmadı; önemli bir bölümü savaş masraflarına, bir bölümü de saray vs. yapımına harcandı. Bu yüzden vadesi gelen borçlan ödemek için yeni kaynaklar meydana getirilemediğinden tekrar tekrar borç alındı ve borçlar artarak birikti.
Borçlar ödenemeyince ne oldu?
I* mparatorluk borç yükünü ta- şıyamadı ve sonunda ilk borç alışından 21 yıl sonra
1875’de, resmi bir bildiri yayımlayarak 5 yıl süreyle borç taksitlerinin sadece yarısını ödeyebileceğini ilan etti.
Bu ilan aynı zamanda devle
tin iflasını da bildiriyordu. Os- manlı hükümetinin bu kararı Avrupa’da şiddetli protestolara neden oldu. Ancak yarım ödemeler de yapılamadı. Hükümet, 1876’nın Nisan ayında, bütün borçların ödenmesini durdurdu.
Bu yıllarda çıkan Osmanlı- Rus Savaşı’nda Avrupa kamuoyu, borçlarını % ödememesi nedeniyle Osmanlı’ya tavır almış ve Rusya karşısında onu yalnız bırakmıştı. Bu savaş bitene kadar, borç sorunu bir müddet askıya alındı. Savaşın ardından toplanan Berlin Kong resi’nden, ‘Osmanlı mâliyesinin kontrolü için ulusla rarası bir kurul oluşturulması’ yönünde bir ‘tavsiye kararı’ çıktı.
iflasın ilan edildiği 1875 yılında Osmanlı hükümetinin iki üyesi, Sadrazam Mahmud Nedim Paşa ve Divan-ı Ah kâm-ı Adliye Nazırı Midhat Paşa, kendi aldıkları karar gere ği, piyasadaki devlet tahvillerinin değerinin düşeceğini bildikleri için, bu karar açıklanmadan kendi ellerindeki tahvilleri satarak haksız kazanç sağlamışlardır.
Düyun-ı Umumiye idaresi nasıl kuruldu?
Osmanlı-Rus savaşı, zaten iyi durumda olmayan maliye idaresini iyiden
iyiye kötüleştirir. Yeni tahta çıkan II. Abdülhamid saray ve devlet giderlerini kısmışsa da devlet gelirlerinin yaklaşık yüzde 80'i dış borçlara gittiği için, bu tür önlemler yeterli değildi.
Osmanlı Bankası ve İstan
bul’daki diğer bankerlere olan borcunu ödemek üzere, Osman- iı hükümeti 1879’da onlarla bir antlaşma yaparak borcunu 10 yılda ödemeyi taahhüt etti. Teminat olarak da tütün, tuz, pul, balık, bazı yerlerin ipek vergisiy
le alkolden sağlanan gelirleri gösterdi. Oluşturulacak
Mk. bir komisyon, bu altı gelirin yönetimini
üstlenecekti. Bu idareye Rüsum-ı Sitte (Altı resim / vergi) denilmiştir.
Bu idare kurulunca dış ala
caklılar Galata bankerlerine imti
yazlı davranıldığını ileri sürerek protesto
larda bulundukları gibi, Ingiltere ve Fransa da elçileri vasıtasıyla resmî protestolarını dile getirdiler. Dış borçların durumu artık siyasi bir vaziyet kazanmış
tı. Osmanlı hükümeti yabancı devletlere, borç
lar konsolide edilmediği takdirde hiç
kimsenin eline bir şey geçmeyeceğini, elinde tahvil bulunan binlerce Avrupalının her şeylerini kaybede
ceğini bildirdi. Bu açıklama üzerine il
gili devletler, ‘Osman- lı gelirleri yalnızca kendi
temsilcileri tarafından denetlendiği takdirde’ konsolidasyo- nu kabul edeceklerini bildirdiler.
Görüşmeler sonucunda 1881 yılında Düyun-ı Umumiye (genel borçlar) isimli bir komisyon oluşturuldu. Komisyon Ingiltere, Fransa, Almanya, Hollanda, İtalya, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı imparatorluğumdan birer üye ile Galata bankerlerinin bir temsilcisinden oluşuyordu. Bu komisyon Osmanlı mâliyesinden ayrı olarak dış borçların ve Rusya'ya olan savaş tazminatının ödenmesi işini üstleni-
um ım ujım• İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, IV/1, Ankara 1988.• Cemil Öztürk, Türkiye'de Dış Borçlanma ve Malî Bağımsızlık Sorunu, (1854-1923), Basılmamış Doçentlik Çalışması, Marmara Üniversitesi 1996.• Vahdettin Engin,"Alınışından 135 Yıl Sonra Dış Borçlar Tarihine Bir Bakış", Tarih İncelemeleri Dergisi, sayı 5 (İzmir 1989), s. 263-271.• Cevdet Küçük- Tevfik Ertüzün, "Düyûn-ı Umûmiyye",TDV İslâm Ansiklopedisi,X, 58-62.• Seyfettin Gürsel, "Osmanlı Dış Borçları", Osmanlı, 3 (Ankara 1999), s. 389-399.• Rifat Önsoy, "Muharrem Kararnamesi ve Düyûn-ı Umumiye İdaresi",Osmanlı, 3 (Ankara 1999), s. 400-.414.• Faruk Yılmaz, DevletBorçlanması ve OsmanlIdan Cumhuriyete Dış Borçlar, İstanbul 1996.• Emine Kıray, OsmanlI'da Ekonomik Yapı ve Dış Borçlar, İstanbul 1993.
18 • Popüler TARİH / Haziran 2001 Popüler TARİH/ Haziran 2001 • 1 9
![Page 4: TARTIŞMA 10 soruda OsmanlI borçları · Osmanlı imparatorluğumdan birer üye ile Galata bankerleri nin bir temsilcisinden oluşuyor du. Bu komisyon Osmanlı mâli yesinden ayrı](https://reader035.vdocuments.pub/reader035/viewer/2022071013/5fcbf79c3cfe3a5fbe62350a/html5/thumbnails/4.jpg)
TA R TIŞM A
1880’li yıllardan sonra Osmanlı tahvilpiyasasındaki etkinliğini artıran Deutsche Orient Bank’ın Bankalar Caddesi’ndeki binası (sağda). Reji İdaresi LozanAntlaşması’nakadar Osmanlıköylüsüüzerindekietkinliğinisürdürdü.Altta, 1911 yılına ait bir kartpostalda, ‘Reji İskelesi' olarak adlandırılan Samsun Merkez İskelesi ve tütün taşıyıcıları. Türkiye’deki Reji İdaresi sigaralarının arması(altta sağda).
yordu. Bu komisyonun kurulması hicri takvim ile Muharrem ayma geldiği için, bu olay Muharrem Kararnamesi olarak da bilinir.
Düyun-ı Umumiye nasıl çalıştı?
Düyun-ı Umumiye tuz, pul, balıkçılık, ipek, tütün ve alkolden alınan
vergilerle damga resmi ve bazı bölgelerden alınan vergiler (Bulgaristan vergisi, Kıbrıs’ın gelir fazlası, Doğu Rumeli vergisi) gibi önemli gelir kaynaklarını doğrudan denetim altında tutuyordu. Ayrıca kuruma, tütün ve tuz alanlarında gerekli değişiklikleri yapma ve ‘tekel’ tarzında yönetme yetkisi verildi.
Bu denetim karşılığında Os- manlı borçlarında yüzde 60’lık bir indirime gidilmişti. Yaklaşık olarak 253 milyon Osmanlı Li- rası’na ulaşmış olan borcun 146 milyonu silinmiş ve borç 106 milyon liraya düşürülmüştü. Ayrıca faiz oranları da indirilmişti.
Düyun-ı Umumiye’nin imparatorluk üzerindeki etkisi neydi?
Düyun-ı Umumiye idaresi ilk başta Sirkeci’de bir binada çalışmalarına başladı. 1897’de Cağa- loğlu’nda kendisi için yaptırılan büyük binaya (bugünkü İstanbul Erkek Lisesi) taşındı. İstanbul’da genel müdürlüğe bağlı olarak, imparatorluğun önemli şehir ve bölgelerinde baş müdürlükler açıldı.
I. Dünya Savaşı başlarında bu komisyonda 182’si yabancı, tam 5 bin 537 kişi çalışıyordu. Ayrıca ürün toplama zamanlarında pek çok geçici eleman da kullanılıyordu. Avrupa sanayi çevreleri bu idarenin kurulmasından sonra Zonguldak kömür madenleri, Bursa ipek sanayi, alkollü içki üretimi, elektrik, havagazı, su şirketleri gibi alanlarda üretime egemen oldular.
Constantinopel — Galata. D«ut*ctye Orient-B»nk, - \* t o U 'JeJJ
Düyun-ı Umumiye, Os- manlı İmparatorluğumun mali bağımsızlığını orta
dan kaldırdığı ve ‘devlet içinde devlet’ hüviyeti kazandığı için genellikle olumsuz bakılan bir kurumdur.
Düyun-ı Umumiye komisyonu tütün öşrünü 1883'te kurulan Reji idaresine devretmişti. Bu şirket zarar etse dahi her yıl 750 bin lirayı Düyun-ı Umumiye'ye ödemekle yükümlüydü.
Reji idaresi Os- manlı ülkesinin her tarafına ulaşan teşkilatı ve sayıları bini geçen kolcularıyla, tütünü köylüden ucuza alabilmek için her türlü faaliyeti gösterdi. Tütün ekicileri ürünlerini 3-4 misli fazla fiyat veren yabancı alıcılara vermeyi tercih ediyorlardı. Bu nedenle kolcularla tütün ekicileri arasında çıkan çatışmalarda,
1883-1902 yılları arasında, 20 binden fazla insan ölmüştür.
Reji idaresi, Lozan Antlaş- ması’na kadar Osmanlı köylüsünü sömürmeye devam etmiştir.
Bazı tarihçiler, Düyun-ı Umumiye’nin kimi yönleriyle Osman-
lı devletine fayda sağladığı kanaatindedirler. Bu
komisyon sayesinde Osmanlı mâliyesine bir çeki düzen verildiği, tarımda bazı gelişmeler yaşandığı öne sü
rülür. Düyun-ı Umumiye idaresinin,
devlet kaynaklarının verimli işletilmesinde ve borç
ların bir düzen içinde ödenmesinde faydalı olduğu söylenir. Daha önceleri alınan borçlar verimli yatırımlara dönüştürüle- memişken, bu komisyon döneminde alınan borçlar, alt yapı
20 • Popüler TARİH / Haziran 2001
![Page 5: TARTIŞMA 10 soruda OsmanlI borçları · Osmanlı imparatorluğumdan birer üye ile Galata bankerleri nin bir temsilcisinden oluşuyor du. Bu komisyon Osmanlı mâli yesinden ayrı](https://reader035.vdocuments.pub/reader035/viewer/2022071013/5fcbf79c3cfe3a5fbe62350a/html5/thumbnails/5.jpg)
nan borçların yüzde 27'si altyapı yatırımlarına, özellikle de demiryolu yapımına harcanmıştır.
1. Dünya Savaşı başladığında, Osmanlı’nın ödediği borç miktarı gelirlerinin yüzde 30’una çıkmıştı ve bütçesi yılda 5 milyon lira açık veriyordu.
OsmanlI borçlarının ödenmesi ne zaman bitti?
M uharrem Kararname- j si’nden sonra İmparatorluk 5 yıl dışarıya ye
ni bir borçlanma yapmadan Os- ; manii Bankası’dan aldığı avanslarla idare etmiştir. 1886’ya gelindiğinde bankadan alınan para 4,5 milyon lirayı bulmuştu. Ban- j kaya olan borcun konsolide edil- : mesi için yeni bir antlaşma yapıldı ve bundan sonra tekrar dışarıdan borç alınmaya başlandı. 1908’e kadar yapılan 17 antlaşma ile 46,5 milyon liralık borç i
yatırımlarına harcanmıştır. Dü- yun-ı Umumiye'nin en önemli faydası ise etkili bir vergi tahsilatını sağlamasıdır.
D.üyun-ı Umumiye ’ den sonraborçlanmaya devam edildi mi?
alındı. Bu dönemde düşük tempoda borç alınmış ve bunların maliyeti de önceki döneme göre daha az olmuştur.
1908’den sonraki yıllarda, borçlanma temposu hızlanmıştır. I. Dünya Savaşı’na kadar olan dönemde 56 milyon liralık borç alınmıştır. Bu dönemde alı
Osmanlı İmparatorlu- ğu’nun dış borçları, bu devletin siyasi ve ekono
mik gelişmesine darbe vurduğu gibi, kuruluş yıllarında Türkiye Cumhuriyeti’ni de sıkıntıya sokmuştur.
Lozan Antlaşması ile Os- manlı borçlarının bir kısmı Türkiye’ye ve Osmanlı’dan ayrılan diğer devletlere devredildi. Borç paylaşımında çıkan anlaşmazlıklar yüzünden Türkiye ile alacaklılar arasındaki antlaşma, ancak 13 Haziran 1928’de imzalanmıştır. Türkiye, Osmanlı’nın 161 milyon liralık borcunun 107 milyonluk kısmını yani yaklaşık yüzde 67’sini ödemeyi üstlenmiştir. Antlaşma gereği borç 99 yılda ödenecekti. Bütün borçların ödenmesi, vaad edilen süreden önce, 1954’te bitirildi. Böy- lece 1854'te başlayan dış borçlanma macerası 100 yıl sonra kapandı. ■
OsmanlI Bankası’nın 27 Mayıs 1892 tarihinde açılan yeni binasına, para vealtınların asker koruması altında getirilmesini tasvir eden The Graphic Magazine kaynaklı bir illüstrasyon (solda).OsmanlI borçlarının ödeme şekli, LozanAntlaşması ile karara bağlandı (altta).
Popüler TARİH / Haziran 2001 »21
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toras Arşivi