t.c. ankara Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler...

127
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YABANCI DİL ÖĞRETİMİ ANABİLİM DALI İSPANYOLCA VE TÜRKÇENİN SES YAPILARININ KARŞILAŞTIRILMASI DOKTORA TEZİ DANIŞMAN : PROF. DR. İCLÂL ERGENÇ AYGÜL ŞIKLAR ÇELİK Ankara, 2004

Upload: others

Post on 12-Jan-2020

9 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YABANCI DİL ÖĞRETİMİ ANABİLİM DALI

İSPANYOLCA VE TÜRKÇENİN SES YAPILARININ KARŞILAŞTIRILMASI

DOKTORA TEZİ

DANIŞMAN : PROF. DR. İCLÂL ERGENÇ

AYGÜL ŞIKLAR ÇELİK

Ankara, 2004

Page 2: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YABANCI DİL ÖĞRETİMİ ANABİLİM DALI

İSPANYOLCA VE TÜRKÇENİN

SES YAPILARININ KARŞILAŞTIRILMASI

DOKTORA TEZİ

Tez Danışmanı : Prof. Dr. İclâl ERGENÇ Tez Jürisi Üyeleri :

Adı ve Soyadı İmzası

Prof. Dr. İclâl ERGENÇ ..........................

Prof. Dr. Güray KÖNİG ..........................

Prof. Dr. Özcan DEMİREL ..........................

Prof. Dr. Ertuğrul ÖNALP ..........................

Prof. Dr. Osman TOKLU ..........................

Tez Sınav Tarihi : Ankara, 2004

2

Page 3: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

I

İÇİNDEKİLER SAYFA ÖNSÖZ ............................................................................................................IV 1. Giriş 1.1 Tezin Adı....................................................................................................1 1.2 Tezin Konusu..............................................................................................1 1.3 Tezin Amacı ve Önemi................................................................................1 1.4 Tezin Yöntemi ve Sınırlılıkları....................................................................3 2. Ayrımsal Dilbilim.......................................................................................7

2.1. Olumsuz Aktarım – Olumsuz Aktarım Yanlışları .....................................12 2.2. Yanlış Çözümlemesi...................................................................................14 3. Sesbilim ........................................................................................................17 3.1 Söyleyiş Sesbilimi........................................................................................19 3.1.1 Ünlüler......................................................................................................20 3.1.2 Ünsüzler....................................................................................................21 3.2 Türkçe Ses Dizgesinin Özellikleri..............................................................22 3.2.1 Ünlüler......................................................................................................26

3.2.2 Ünsüzler....................................................................................................31 3.2.3 Ünlü Kaymaları........................................................................................41

3.3 İspanyolca Ses Dizgesinin Özellikleri..........................................................42

3.3.1 Ünlüler.......................................................................................................45

II

3

Page 4: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

3.3.2 İkili ve Üçlü Ünlü Kaymaları( Diftong- Triftong)................................51

3.3.3 Ünsüzler...................................................................................................52

3.4 Türkçe ve İspanyolca Ses Dizgelerinin Benzer ve Farklı Yönleri............................................................................64

3.4.1 Her İki Dilde Benzer Olan Ünlüler........................................................65 3.4.2 Türkçe’de Olup İspanyolca’da Olmayan Ünlüler. ...............................66

3.4.3 İspanyolca’da Olup Türkçe’de Olmayan Ünlüler..................................67 3.4.4 Her İki Dilde Benzer Olan Ünsüzler.....................................................68 3.4.5 Her İki Dilde Farklı Olan Ünsüzler......................................................70 3.4.6 Türkçe’de Olup İspanyolca’da Olmayan Ünsüzler...............................72 3.4.7 İspanyolca’da Olup Türkçe’de Olmayan Ünsüzler...............................72 3.5 Karşıtlıkların Değerlendirilmesi.................................................................73 4.Uygulama,Bulgular ve Değerlendirme.... .............................................76 4.1 Verilerin Toplanması..................................................................................76 4.2 Metinlerin Değerlendirilmesi.....................................................................78

4.3 Dikte Metinlerinin Değerlendirilmesi.........................................................84

4.4 Anket Sonuçlarının Değerlendirilmesi......................................................85 4.4.1 Anket Verileri ile Sözlü ve Yazılı Uygulamaların İlişkilendirilmesi......98 5. Sonuç ve Öneriler.....................................................................................99 5.1 Öneriler ........................................................................................................104 6. Kaynakça.....................................................................................................107 ÖZET.................................................................................................................112 ABSTRACT......................................................................................................113

III

4

Page 5: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

SINOPSIS........................................................................................................114 EK-1 Anket Formu ........................................................................................115 EK-2 Uygulama Metni....................................................................................118 EK-3 Dikte Metni............................................................................................119

IV

5

Page 6: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

ÖNSÖZ

Dil, istemli bir şekilde üretilen bir simgeler düzeni aracılığıyla düşünce,

duygu ve isteklerin bildirişiminde kullanılan ve içgüdüsel olmayan bir olgudur. Bu

simgeler öncelikle işitseldir ve ses organlarınca üretilirler. Dilin temeli, kesin olarak

belirlenmiş bir ses düzeninin gelişmesi, sözlü dil öğelerinin kavramlarla olan özel

bağlantılarının ve her türlü ilişkiler için biçimsel anlatım önceliklerinin

oluşturulmasına dayanır. Bütün bunlar, bilinen her dilde, kesinlikle tamamlanmış

ve dizgeleştirilmiş olarak karşımıza çıkar.

Araştırmamızda, İspanyolca ve Türkçe, ayrımsal çözümlemenin ilk basamağı

olarak görebileceğimiz sesbilim alanında karşılaştırılmaya çalışılmıştır. Ayrımsal

çözümleme ve yanlış çözümlemesi birbirini tamamlayan iki yöntem olarak

görüldüğünden, çalışmamızda İspanyolcayı ikinci yabancı dil olarak öğrenen

öğrencilerin ses düzlemine ilişkin yanlışlarının çözümlemesi de yapılmıştır.

Bu araştırmanın her aşamasında destek olan, hiçbir zaman yardımlarını

esirgemeyen çok değerli hocam ve tez danışmanım Sayın Prof. Dr. İclâl Ergenç’e en

içten teşekkürlerimi sunarım.

İncelemelerim sırasında çok yakın ilgi ve desteklerini gördüğüm, bilgilerinden

yararlandığım Sayın Prof. Dr. Güray König ve Prof. Dr. Özcan Demirel’e teşekkür

ederim. Ayrıca, İspanyolca uygulama metinlerinin hazırlanma ve değerlendirilmesi

aşamalarında bana büyük yardımlarda bulunan Prof. Dr. Jose Aceña Palomar’a,

uygulama sırasında her türlü kolaylığı ve anlayışı gösteren Ankara Üniversitesi Dil

Öğretim Merkezi (TÖMER) İspanyolca okutmanlarına ve öğrencilerine, yurtdışında

bulunmam nedeniyle tezimin Türkiye’de takibini yapan babam Fevzi Şıklar ve

ağabeyim İ. Atilla Şıklar’a, manevi desteğiyle bana güç veren annem Naciye Şıklar’a,

yazım ve çizimlerdeki büyük yardımlarından dolayı eşim Hasan Çelik’e

şükranlarımı sunarım.

Aygül ŞIKLAR ÇELİK

Ankara, Aralık 2004

V

6

Page 7: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

1. GİRİŞ 1.1 TEZİN ADI

İspanyolca ve Türkçenin Ses Yapılarının Karşılaştırılması

1.2 TEZİN KONUSU

İspanyolca ve Türkçeyi sesbilim*( fonetik ) alanında karşılaştırmak, iki dil

arasında bu alanda görülen olumsuz aktarım olgusunu saptamak tezin konusunu

oluşturmaktadır.

1.3 TEZİN AMACI VE ÖNEMİ

İspanyolca ve Türkçe ses yapılarını betimsel olarak ortaya koymak ve

karşılaştırmak tezin tümleşik amacını oluşturmuştur. Türkçe ve İspanyolcanın

eşsüremli ses dizgeleri ve her sesin özelliği belirlenerek, iki dil arasında sesbilim

alanında ortaya çıkan olumsuz aktarım olgusu incelenmeye çalışılmıştır. Bu

çerçevede aşağıda yer alan sorulara yanıt aranmıştır:

1. Sesletim açısından anadilin yabancı dile ve yabancı dilin anadile etkileri

nelerdir?

2. İspanyolca öğrenen Türk öğrencilerin sesletimde karşılaştıkları güçlükler

nelerdir ?

3. İkinci yabancı dil olarak İspanyolca öğrenen Türk öğrencilerde birinci

yabancı dilin sesletim özelliklerinin İspanyolcaya yansımaları nelerdir ?

*Çalışmamızda Fonetik teriminin karşılığı olarak Sesbilim , Fonoloji teriminin karşılığı olarak da Sesbiligisi

kullanılmıştır.

7

Page 8: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Roman dillerinden biri olan İspanyolca, İspanya’dan başka Brezilya

dışındaki tüm Güney ve Orta Amerika ülkelerinde, Kanarya Adaları’nda ve

Filipinler’de konuşulmaktadır. İspanyolca, XV. ve XVI. yüzyıllarda İspanya’dan göç

edip Anadolu ve Suriye’ye yerleşen Sefarad Yahudileri de dahil olmak üzere

yaklaşık 500 milyon kişinin anadilidir.

Dünyada en fazla konuşulan dillerden biri olarak Birleşmiş Milletlerin

resmi çalışma dilleri arasına giren İspanyolcanın yabancı dil olarak öğretimi,

Avrupa’da diğer dillerin öğretimine başlanmasıyla paralellik gösterir. XV.

yüzyılda başlayan İspanyolca öğretimi XX. yüzyılın başlarında büyük bir atak

yapmıştır ( Sanchez ,1992:79 ). Amerika Birleşik Devletleri’nde en çok öğrenilen

yabancı dil durumundadır. Avrupa’ya bakıldığında, İspanyolcaya olan ilgi Fransa

ve Almanya’da yoğunlaşmaktadır.

Türkiye’de ise, en çok öğrenilen yabancı dil olarak İngilizce

görülmektedir. Son yıllarda İspanyolca, Rusça, Japonca gibi dillere bir yönelme

gözlenmektedir. Latin kaynaklı dillerin en önemlilerinden biri olan İspanyolca,

gerek kültürel özellikleri, gerekse en çok konuşulan yedi dil içerisinde yer

alması nedeniyle her geçen gün artan bir öğrenci sayısına ulaşmıştır. Ancak,

Türkiye’de, İspanyolca öğretimi üzerine yeterince çalışma yapılmaması, bu dili

öğrenenleri birtakım sorunlarla karşı karşıya bırakmaktadır.

Alanda yapılacak ilk çalışma olacak tezimizde, Türkçe ile İspanyolcayı

karşılaştırmak hedeflenmiştir. Her iki dili genelde karşılaştırmak çok uzun süren

bir çalışma olduğundan, tezin konusu sesbilim (fonetik) ile sınırlandırılmıştır.

Genel anlamda dil, sesli öğeler bütünü olarak gerçekleşir. Dili incelerken, ilk

olarak dilin fiziksel görüntüsü olan seslerle karşılaşırız. Yazı, dillerin bazılarında

anlamın, bazılarında morfemlerin, bazılarında ise seslerin birtakım sembolik

şekillerle, düz bir yüzey üzerine, iz bırakabilecek bir şekilde işlenmesidir. Ancak

8

Page 9: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

-yazı, bir dili daima eksik bir şekilde temsil eder, hiçbir zaman dilin

kendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

ile Türkçe betimsel olarak sesbilim alanında karşılaştırılmaya çalışılmıştır.

Yabancı dil öğretiminde karşılaştırmalı çalışmaların önemi yadsınamaz.

Yabancı dil öğrenilirken, dillerin kendine özgü niteliklerinin karşı karşıya

gelmeleri söz konusudur. Bu nitelikler kimi yönleriyle uyuşurken, kimi

yönleriyle farklılıklar göstermektedir. Yabancı dilin bazı özellikleri anadile

taşınabilirken, çoğunlukla anadilin özellikleri yabancı dile taşınmaktadır.

Tezimizde, İspanyolca öğrenen Türk öğrencilerin ses düzlemindeki

anadilinden veya birinci yabancı dilden kaynaklanan sesletim aktarımları

saptanmaya çalışılmıştır. Araştırmanın vereceği sonuçlar, İspanyolca öğrencileri

kadar yabancı dil olarak bu dili öğretenlerinde daha iyi bir yöntem seçmelerine

yardımcı olacaktır.

1.4 TEZİN YÖNTEMİ VE SINIRLILIKLARI Bu çalışmada, betimsel ve tarama yöntemleri bir arada kullanılmıştır.

Tezimizde, Türkçe ve İspanyolca ses yapılarının karşılaştırılması ayrımsal

çözümleme yönteminin ilkeleri çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Ayrımsal

çözümleme, iki dilde aynı olguları ya da aynı olguların varlığını ve yokluğunu

ortaya çıkaran aynı yöntem izlenerek yapılan koşut çalışma olarak tanımlanır

(Pietro, 1986:21). Ayrımsal çözümleme ile, öğrencilerin karşılaşabilecekleri

güçlükler kestirilerek öğretimde yaralanmak üzere bilgi çıkarmanın ve bu

güçlükler üzerine dikkat çekmenin olanaklı olduğu savunulur ( Sanchez,1984:17).

Araştırmanın örneklemini, Ankara Üniversitesi TÖMER Dil Öğretim

Merkezi bünyesindeki İspanyolca kurslarında öğrenim gören öğrenciler

9

Page 10: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

oluşturmaktadır. Araştırma, 2001–2002 öğrenim yılında öğrenim gören

İspanyolca öğrencileriyle sınırlıdır.

Chesterman ( Payrato, 2002:19 ), ayrımsal işlevsel çözümlemenin temelini

benzerlik ilkesine dayandırmaktadır. Chesterman’a göre, karşılaştırmanın

başlangıç noktası benzerliktir ve ayrımsal işlevsel çözümleme yönteminin çeşitli

basamaklara ayırmaktadır.

Ayrımsal işlevsel çözümlemenin ilk basamağında karşılaştırma yapılacak

dillerin hangi dilsel birimleri karşılaştırılacaksa bunlar ayrıntılı olarak ele alınır.

İkinci aşamada, A dilinde bir yapının görünümüyle B dilindeki bir yapının

görünümleri arasında benzerlik sınırlılıklarını belirlenerek, karşılaştırılabilirlik

ilkesinin yerine getirilir.Üçüncü aşamada ise araştırmacı A dili ile B dili

arasındaki dilsel birimlerin herhangi birinde görülen benzerliğin gerekçeleri

ortaya koyulmaktadır. İki dil arasındaki benzerlik tanımı, araştırmacının

algılamasına dayandırılmaktadır. Araştırmacı tarafından algılanan benzerlik ilk

varsayımı oluşturmaktadır.Bu varsayım sınanmasında, hangi durumlarda

varsayımın geçerliliğinin sürdürülmekte olduğunun saptanması gerekir.İlk

varsayımın sınanması aşamasında araştırmacı kendi sezgilerine de başvurabilir

ya da başka iki dilli denekler kullanabilir. İlk varsayımlar sınandıktan sonra

ortaya konan varsayımlarla karşılaştırılan diller arasındaki benzer ve farklı yapılar

belirginleşmektedir.

Tezimizin kuramsal bölümünün ardından ortaya konan betimsel çalışma

üç basamaktan oluşmaktadır.Üç basamaktan ilki olan betimleme

aşamasında,İspanyolca ve Türkçe ses dizgelerinin birbirinden bağımsız olarak

betimlemeleri yapılmıştır.Yakınlaşma basamağında ise neyin, ne ile

karşılaştırılacağına karar verilmiştir. Betimlenmiş yapılar içinde

karşılaştırılabilecek olanlar belirlendikten sonra ayrımsal çalışma karşılaştırma

için uygun bir hale getirilmiştir.

10

Page 11: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

İki ayrı dil arasında yapılacak bir ayrımsal çalışmada, çalışmanın

sınırlılıkları eşsüremli ve artsüremli olarak çizilebilir. Dillerin tarihsel incelenmesi

olarak tanımlanan artsürem ile herhangi bir dilin günümüzdeki kullanımının

incelenmesine dayanan eşsürem birbirinden ayrı olarak ele alınmaktadır. Bizim

çalışmamızda ise eşsüremli ayrımsal bir çalışma yapılarak Türkçe ve

İspanyolca’nın ses dizgeleri betimlenmiştir.

Ayrımsal çalışmalar yapılırken, üzerinde çalışma yapılan dillerin

karşılaştırılan öğeleri bazı yönlerden eşdeğer özelliklere sahip olabileceği gibi,

bu öğelerin bazıları da farklı özelliklere sahip olabilmektedir. Üçüncü olarak

ortaya çıkabilecek bir sonuç ise karşılaştırılan dillerin hiçbir denkliğinin

olmayışıdır. Ayrımsal çalışmanın yöntem açısından ilk basamağı olan betimleme

aşamasında her iki dilde ortak bir öğe yoksa bu dillerin karşılaştırılabilirlik

özelliği de yoktur. Tezimizi 3. bölümünde yer alan Türkçe ve İspanyolca ses

dizgelerinin betimlenmesinin ardından her iki dilde benzer ve farklı yapılara

( seslere ) rastlanmış ve görülen benzer ve farklı görünümler ayrıntılı olarak

incelenmiş ve sıralama yapılmıştır. Betimleme aşamasının ardından Türkçe ve

İspanyolca ses dizgelerinin karşılaştırılabilirlik özelliği olduğu ortaya çıkmıştır.

Betimlemenin ardından, tezimizin uygulama aşamasında özgün çözümleme

için üç bölümden oluşan bir sözlü sınama metni hazırlanmıştır. Metnin ilk

bölümünde, iki paragraftan oluşan bir okuma parçası, ikinci bölümünde beş

tümce, son bölümünde ise beş sözcük yer almaktadır. Tümdengelim yaklaşımıyla,

ilk olarak seslerin bir bütün içinde sesletiminin yapılmasına olanak sağlayan

metin ve tümce , son bölümde ise tek tek sözcükler kullanılmıştır. Sözlü sınama

metni oluşturulurken tezimizin 3.bölümünde yer alan betimsel çalışmanın

sonuçlarına göre sorun yaşanabilecek seslerin yoğun olduğu sözcükler

seçilmesine dikkat edilmiştir.

11

Page 12: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Sözlü sınama metni, Ankara Üniversitesi TÖMER Dil Öğretim Merkezi

bünyesindeki İspanyolca kurslarında öğrenim gören 77 kişilik örneklem grubuna

uygulanmıştır. Örneklem grubumuz yetişkin, üniversite öğrencisi ya da daha üst

eğitimli kişilerden oluşturulmuştur. İspanyolca, örneklem grubumuzun tümünün

ikinci veya üçüncü yabancı dilidir. Uygulama aşamasında öğrencilerin psikolojik

etkenlerden ( heyecan, korku vb. ) etkilenmemesi için, metinleri doğal bir ortamda

sesletmeleri sağlanmış, her birinin sesi alıcıya kaydedilmiştir. Kaydedilen

sesletimler, Roma Cervantes Enstitüsünde görev yapan bir İspanyol uzman ile

birlikte tek tek dinlenerek çözümlenmiştir. Elde edilen veriler fonetik alfabe ile

yazılı dile aktarılarak, yanlış sesletimlerin hangi seslerde yapıldığı ortaya

çıkarılmıştır. Yanlış çözümlemesi yapılırken, İspanyolca ve Türkçe ses

dizgelerinin benzerlik ve karşıtlıkları temel alınmıştır.

Sözlü sınama metninin ardından, aynı örneklem grubuna, 10 adet

İspanyolca tümceden oluşan bir dikte uygulaması yaptırılmıştır. Dikte metni,

konuşma sınıflarında görev yapan anadili konuşucusu bir İspanyol okutman

tarafından okunmuştur. Uygulamadan sonra dikte metinleri, İspanyol okutman ile

birlikte değerlendirilmiş, yazım hatası yapılan sesler ortaya çıkarılmıştır.

Yazılı ve sözlü uygulamanın yanısıra, örneklem grubumuzun genel

özelliklerinin belirlenmesi ve grubun sesletim, sesletim öğretimi ve İspanyolca

sesletim güçlükleri konularındaki görüşlerini almak için bir anket uygulaması da

yapılmıştır. Araştırmacı tarafından hazırlanan anket formu iki bölümden

oluşmaktadır. Birinci bölümde, örneklem grubumuzun genel görünümünü

belirleyecek kişiler bilgiler başlığı altında toplanmış sorular yer almaktadır( Ek 1 ).

İkinci bölümde ise programa ilişkin görüşler başlığı altında, öğrencilerin öğrenim

gördükleri kurumun, sesletim öğretimine bakışı ve öğrencilerin sesletim ve

sesletim güçlükleri hakkındaki düşünceleri sorgulanmıştır.

Anket uygulamalarının sonuçları, bilgisayar ortamında çözümlenerek yüzde

hesapları alınmış ve her bir sorunun yanıt dağılımı tablolarla gösterilmiştir.

12

Page 13: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

2. AYRIMSAL DİLBİLİ M

Ayrımsal Dilbilim, iki ya da daha fazla dil arasındaki benzerlik ve farklılıkları

ortaya çıkarmaya yönelik çalışmaları içeren dilbilim dalıdır. “Bir anadiliyle bir

yabancı dili karşılaştırarak bunlar arasındaki ayrılıkları, ayrımları, karşıtlıkları

saptamak, böylece etkin yabancı dil öğretim yöntemleri oluşturulmasını sağlamak

amacını güden uygulamalı dilbilim dalı” (Vardar, 1988:30) olarak tanımlanan ayrımsal

dilbilim, 1950’lerde ABD’de yapısal dilbilimin dil öğretimine etkisiyle

yaygınlaşmıştır. 1945 yılında C.C. Fries’ın, “Teaching and Learning English as a

Foreign Language” adlı yapıtında ilk kez, yabancı dil öğretiminde ayrımsal dilbilime

duyulan gereksinim açıklanmıştır (Bayraktaroğlu,1979:3). Fries (Lourdes , 1991 : 14 ),

“en iyi yabancı dil öğretim kitaplarının ancak, anadil ile yabancı dil arasında özenli bir

karşılaştırma yapıldıktan sonra yazılabileceğini” ileri sürmüştür. Weinreich’in

“Etkileşen Diller” (1953) ve Lado’nun “Kültürler Arası Dilbilim” (1957) adlı

çalışmaları yayınlandıktan sonra, öngörülen inceleme türü olarak “Ayrımsal Dilbilim”

doğmuştur.

Ayrımsal Dilbilimin temeli şu varsayımlara dayanır (Ergenç, 1984:36) :

- Yabancı dil öğrenen herkes, esasen bir dili, kendi anadilini konuşmaktadır.

Her yeni dil, anadili temeline dayanılarak öğrenilecektir. Dolayısıyla, bu tür bir dil

öğrenim süreci, anadilini edinme sürecinden ayrılıklar gösterecektir.

- Her dilin kendine özgü yapısı vardır. Öğrenilecek dil de anadilinden az ya da

çok ölçüde ayrılacaktır.

- Öğrenici, anadilinin özelliklerini yabancı dile aktarma eğilimindedir. Dilsel

özellikler her iki dilde de ortaksa, öğrenme süreci bundan çok yararlanacaktır. Eğer

yabancı dilin özellikleri biçim açısından ayrım gösteriyorsa, anadilinden yapılacak

aktarım yanlışlara yol açacaktır.

13

Page 14: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

- Anadilinin özelliklerinden sapma gösteren yabancı dil özellikleri, benzeyen ya

da aynı olan özelliklere oranla daha güç öğrenilir. Ayrılıklar ne denli büyükse,

öğrenme güçlükleri de o denli büyük olur.

Bu varsayımlara dayanan ayrımsal dilbilim, yabancı dil öğretimi için gereç

oluşturmayı ve yöntem geliştirmeyi görev olarak üstlenmiştir.

Fisiak (Cressey, 1989 : 24 ) ise ayrımsal dilbilimi, iki ya da birden çok dil ile ya

da dillerin kendi alt sistemleri ile ilgili olan ve bunlar arasındaki benzerlikler ile

farklılıkları araştırmayı amaç edinen dilbilimin bir alt disiplini olarak tanımlar. Bu

tanımdan da anlaşılacağı gibi ayrımsal dilbilim, her zaman hedef dil ile kaynak dil

arasındaki ayrımlara yönelik değildir.

İki ayrı dil arasında yapılacak bir ayrımsal çalışmada, çalışmanın sınırı

eşsüremli-parçacı ya da artsüremli olarak belirlenebilir.

İki farklı dil arasında yapılan çalışmalar genelde iki aşamada

gerçekleşmektedir:

- Her iki dilin betimlenmesi,

- Betimleme sonuçlarının karşılaştırılması.

Böyle bir incelemeye temel olarak anadil ile yabancı dilin tümü ya da bir

bölümü, benzer ilke ve terimler kullanılarak betimlenir. Ancak, ilk önce söz konusu

ortaklıkların bulunması zorunludur. Bu betimlemeler birbiri üzerine yansıtılarak

karşılaştırılır. Benzeyen ve benzemeyen özellikler; yapı, dağılım ve anlam

bakımlarından ortaya konulur. Ortaya konulan varsayımlara göre, öteki koşullar bir

yana bırakılırsa, yapısal ayrılıklar ölçü alınarak, anadilde bulunmayan veya

bulunup da, yapı, anlam, dağılım gibi açılardan ayrı olanlar yanında benzer yapılar da,

öğrenim güçlüğü açısından bir sıraya dizilir (Mosterin , 1981 : 154 ).

14

Page 15: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

İki aşamalı olarak yapılan ayrımsal çalışmaları Fisiak (Cressey, 1989 : 35 ),

Trager’in ikiye ayırdığını belirtmekte ve bu ayrımı iki grupta toplamaktadır:

a. Diliçi Eşsüremli

/

\

Art süremli

b. Dillerarası Eşsüremli

/

\

Art süremli

Ergenç (1984:37) ise ayrımsal çözümlemeyi şu aşamalara ayırmıştır:

a) Karşılaştırılacak olan dillerin betimlenmesi,

b) Karşılaştırılacak olan konunun seçimi,

c) Karşılaştırma için seçilmiş olan konunun karşılaştırabilirliğinin belirlenmesi,

d) Ayrımsal karşılaştırma.

Ayrımsal çalışmalar, kuramsal ayrımsal çalışmalar ve uygulamalı ayrımsal

çalışmalar olarak ikiye ayrılmaktadır (Pietro, 1986 : 142).

Lado’ya göre (Cressey, 1989 : 47), “bireylerin; kültürlerini, anadillerindeki

anlam ve yapılarını, bunların düzenini yabancı dile ve kültürüne aktarma eğilimleri

vardır”. Bu varsayımdan yola çıkarak, ayrımsal çözümleme yolu ile bireyin anadili ve

yabancı dilinin karşılaştırılmasıyla olası olumsuz aktarım yanlışları önceden

saptanabilir .

15

Page 16: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Dillerin yüzey yapılarındaki kimi ayrımlar, yabancı dilin öğrenimini güçleştirir.

Öğrenici, anadilindeki bu ayrımları yabancı dile aktarma eğilimindedir. Dillerin yüzey

yapılarındaki ayrımlar ne denli çoksa, öğrenme güçlükleri de o denli çoktur (Borrego ,

1997 : 74 ).

Herhangi bir öğrenme grubunda saptanan yanlışlar çoğunlukla önceden tespit

edilebilir. Ayrımsal çözümlemenin bu yanlışları önlemeye katkıda bulunduğu ileri

sürülmektedir. Bununla birlikte, ayrımsal çalışmaları savunanlara da bazı eleştiriler

getirilmiştir. Özellikle, yanlışları önceden tahmin etmenin yararı çok tartışılmıştır. H.

Besse ve R. Porquier, bir çok yanlışın, öğrenmenin sadece belirli dönemlerinde

yapıldığını ve diğer yanlışların evrensel olduğunu söylemişlerdir (Pietro, 1986 : 78).

Diğer yanlışlar, ya öğrenenlerin doğuştan taşıdıkları yanlışlardır ya da hedef dilin

normlarından ve çeşitliliğinden kaynaklanmaktadırlar. Bu yazarlara göre, “ne ayrımsal

çözümleme ne de anadilin transferi, öğrenende rastlanan yanlışları açıklamaya

yetmez”. Gerçekten de bir yanlışı açıklamak, bu yanlıştaki tüm nedenleri ortaya

çıkarmaya çalışmak değildir.

Bu bakış açısında, birkaç yıl daha öncesinde büyük ilgi uyandıran bir kavram,

öğretimden daha çok dilbilime bağlı görülmesi nedeniyle bugün bir kenara itilmiş gibi

görülmektedir. Bu da “ aradil ” ( interlengua ) kavramıdır.

Corder’e ( Celdran, 1989 : 33 ) göre, yanlışlar anadil düzeninden gelen bir

ket vurma olmayıp, öğrencinin, yabancı dili anadilin bir benzeri gibi

görmesinden kaynaklanır. Bu yüzden öğrenci, ikinci dille ilgili kendi

varsayımlarını ortaya koyar ve bu varsayımları hayata geçirirken, anadili

öğrenirken izlediği yola benzer bir yol izleyebilir.

Bu görüşler doğrultusunda öğrenci, herhangi bir dönemde hem yabancı dil

hem de anadil kurallarını kapsayan, sürekli değişen bir aradil

kullanmaktadır (Cressey, 1978 : 92). Ayrımsal karşılaştırmacıların öne sürdüğü gibi

öğrenilmiş olanın öğrenilecek olanı etkilediği doğruysa, yalnızca anadiliyle ikinci

16

Page 17: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

dil değil, anadili ve ikinci dil, öğrenilmekte olan yeni bilgilerle de

karşılaştırılacaktır. Öğrencinin sadece sapmalar gösteren üretimi değil, gelişiminin

her evresinde tüm dili yani aradili çalışma konusu haline gelir. Öğrencinin dili,

her öğrenme alanında, birinci ve ikinci dille örtüşmeyen, kendine özgü ancak

dizgeli dilbilgisiyle değişken bir dil, “ eksik bir dizge ” olarak görülür. Nemser’e

göre ( Pietro, 1986:37 ) eksik bir dizge, öğrencinin ikinci dili kullanırken

benimsediği, sapmalar gösteren dil dizgesidir. Öğrencinin dili yapısal olarak

düzenlenir yani bir düzen ve dizge uyumu gösterir.

Aradil, anadilden ve öğrenilen dilden bağımsız bir dil dizgesi oluşturur.

Dizgesel açıdan birinci ve ikinci dile benzer, öğrencinin oluşturduğu denenceleri

gösteren kurallarla belirlenir ( Lourdes, 1991:79 ). Basitlik açısından ikinci ve

birinci dilden farklıdır. Aradil, nitelik ve nicelik anlamında, ölçünlü dilin

küçültülmüş bir biçimini oluşturur ( Sanchez,1984:44 ).

Bu açılardan yanlış çözümlemesinin iki amacı gözlenmektedir:

a) Çeşitli öğrenim dönemlerinde öğrencinin kullandığı aradil

düzenlerini betimlemek,

b) Aradil betimlemelerini karşılaştırarak yabancı dil öğretiminde

izlenen yöntemi ortaya koymak.

Anadilin engellemesiyle yapılan dillerarası yanlışlar, anadil / yabancı dil

uyuşmazlığına bağlanırken, diliçi yanlışların ( yalınlaştırma , aşırı genelleme gibi )

aradile bağlanması, bir yapısal gelişme olan aradilin incelenmesi sonucunu

doğurmuştur.

Ayrımsal incelemeye göre, anadili edinimi ile yabancı dil öğrenimi

birbirinden ayrıdır. Bunun tersi ise anadili edinimi ve yabancı dil öğreniminin

özde aynı olduğu ya da olabileceğidir. İkinci olasılığı araştıran Dulay ve Burt,

aradil yanlışlarını yanlış çözümlemesinin, aktarım yanlışlarını da ayrımsal

incelemenin kanıtı olarak ele almışlar ve 179 İspanyol denek üzerinde yaptıkları

17

Page 18: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

uygulamada deneklerce yapılan 513 yanlıştan % 5’nin aktarım , % 87 ’sinin aradil

yanlışlığı, geri kalanının da bireye özgü yanlışlar olduğu sonucuna varmışlardır

(Demircan, 1990:62).

2.1 OLUMSUZ AKTARIM - OLUMSUZ AKTARIM YANLIŞLARI

Anadil üzerine ikinci bir dil öğrenimi sıfırdan başlamaz. Kişi

anadilin yapısı ve bir iletişim aracı olarak kullanılmasıyla ilgili her türlü bilgi ve

beceriyi kazanmış durumdadır. Bu nedenle yabancı dil, anadili temeline

dayanılarak öğrenilir. Yabancı dil öğrenilirken anadilin bilgi ve becerilerinden

yararlanılması, anadilden yabancı dile aktarım yapılması son derece doğaldır.

Dillerin yüzey yapılarındaki kimi ayrımlar yabancı dilin öğrenimini güçleştirir. Söz

konusu ayrımlar ne denli çok olursa, öğrenme güçlükleri de o denli artar (Guitart,

1980 : 114 ). Karşılaşılan sorun ikinci ya da yabancı dilin; anadilden hangi

bakımlardan, nerelerde ve nasıl ayrıldığıdır. Bu düşünce, her dilin ayrı bir düzeni

bulunduğunu kabul eden Amerikan Yapısalcıları tarafından, özellikle ilk defa

ortaya atıldığı dönemde, oldukça benimsenmiştir.

İki dilin karşılaşması olayında, öğrenici tarafından iki ayrı düzene aktarımlar

yapılması söz konusudur. Edinilmiş olan dilsel yapılar, ikinci dili olumlu yada

olumsuz yönde etkiler. Bu etkilemeye aktarım adı

verilir. Olumlu aktarım, öğrenme olgusunu kolaylaştırırken, olumsuz aktarımı

zorlaştırır.

Öğrenim sürecinde, daha çok anadilinden amaç dile aktarımlar olduğu gibi,

amaç dilden anadiline aktarımlar da olabilmektedir.

Öğrenme psikolojisinde aktarım, öğrenilen davranışların kimi durumlarının,

yeni bir öğrenme alanında benzer durumlara aktarılması olarak tanımlanır.

Anadilinden ayrı bir düzen olan yabancı dil öğreniminde de aynı olguyu

gözlemlemekteyiz. Öğrenci, yeni bir duruma tepki göstermek yerine, anadilin

düzeniyle yabancı dilinkini bir tutma eğilimi göstermektedir.

18

Page 19: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

“Çeşitli bilim adamları, olumsuz aktarımı farklı farklı yorumlamışlardır.

Bazı bilim adamlarına göre olumsuz aktarım, bir dilin diğer bir dile bilinçli veya

bilinçsiz sızmasıdır. Gabriell, olumsuz aktarımı daha önce öğrenilmiş ya da

anadilinden bilinen kuralların yeni öğrenilen dile aktarılması sırasında yapılan

yanlışlar olarak tanımlar. Radden ise, olumsuz aktarımı anadilindeki görünümlerin

yabancı dile aktarılması olarak tanımlar ”( Ergenç, 1984 : 43 ).

Kişisel, ulusal, sosyal, siyasal, kültürel etkenler olumsuz aktarımın derecesini

belirler. Bir yabancı dil öğreniminde anadilin etkilenmesi gözardı edilebilir. Buna

karşılık, anadilin yabancı dili etkilemesi oldukça önemlidir. Çünkü olumsuz

aktarım öğrenimi zorlaştırır. Anadilinin özellikleri, yabancı dili öğrenmede uzun

süre geçse de kaybolmadığından, yabancı dil derslerinin ana sorunu olarak yer

alır.

Olumsuz aktarımın beş türü vardır. Bunlardan üçü dillerarası, diğerleri ise

diliçi olumsuz aktarımlardır. Diliçi olumsuz aktarımlar, bir dilsel sistemin içinde

betimlenebilir. Dillerarası olumsuz aktarımlar ise ikinci bir dilsel sisteme

ilişkindir. Beş olumsuz aktarım türünü şu şekilde sıralayabiliriz (Ergenç, 1984:44-45) :

- Yerine Koyma : Yabancı dil öğrenen bir kişi, öğrendiği dildeki bir

öğenin kendi anadilinde eşdeğerli bir karşılığını bulamazsa, yabancı dildeki bu

öğenin yerine kendi anadilindeki benzer bir yapıyı koyar.

- Abartmalı Ayrımlaşma : Bu olumsuz aktarım türünde söz konusu olan,

dilsel öğelerin çok az ya da abartılmış olarak ayrımlaşmasıdır. Öğrenici, anadilinin

dilsel bir ayrımını yabancı dile uygular.

- Abartılı Kural Kullanımı : Yabancı dildeki bir konuşma ya da metnin

bütünü içinde, kullanım sıklığından bir sapma olarak kabul edilmelidir.

19

Page 20: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

- Aşırı Genelleme : Bir biçimin ya da kuralın dildeki kısıtlamalar ve

özellikler gözetilmeksizin, ayrıcalıksız uygulaması olarak tanımlanabilir.

- Aşırı Mükemmelcilik : Dilin kimi kurallarını günlük konuşma diline

yersiz aktarmadır.

Bu sıralamadaki ilk üç aktarım dillerarası, son ikisi ise diliçi olumsuz

aktarımlardır.

Tüm yanlışlara olumsuz aktarım neden olmaz. Yanlışları değerlendirirken

olumsuz aktarıma dayananları ayırmak gerekir. Kimi araştırmacılara göre bu

konuda en sağlıklı ölçüt, olumsuz aktarım yanlışlarının, bir yabancı dili konuşan

için özgünlük taşımayıp, o dili anadili olarak konuşanların tümü için geçerliliğidir.

Bunların dışında kalan yanlışlar, kişilerin kendilerine özgü niteliğindendir.

Olumsuz aktarım yanlışlarının oranı, amaç dil ile anadili arasındaki karşıtlıklara

göre değişir. Bu alanda yapılan çalışmalarda, İngilizce ve Türkçe arasındaki olumsuz

aktarım yanlışları oranının % 70 – 80’lere ulaştığı kaydedilmektedir.

2.2 YANLIŞ ÇÖZÜMLEMESİ

Ayrımsal Dilbilim, iki yada daha fazla dil arasında benzer ve farklı yapıları

ortaya çıkarmaya yönelik çalışmaları içeren bir daldır. Karşılaştırmalar sonucunda,

anadil ve amaçdil arasında benzerlikler ve farklılıklar ortaya çıkarılarak,

öğrencilerin ne gibi sorunlarla karşılaşacakları ve dilin hangi yönlerini kolaylıkla

öğrenebilecekleri yolunda bilgilere ulaşılır. Ancak öğrenim aşamasında

karşılaşılan tüm güçlükleri anadil girişimine bağlayan dilciler, bir süre sonra

anadil ile açıklanamayan yanlışlara da rastlamışlardır. Öğrencilerin yaptıkları

yanlışların tümünün nedeni anadili girişimi değildir. Bu aşamada yanlış

çözümlemesi, ayrımsal dilbilimin varsayımlarını yoklayan, kısıtlamalarına ve

20

Page 21: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

sorunlarına çözüm getiren, kısaca onu tamamlayan bir yöntem olarak

tanımlanabilir.

Yanlışların tanınması ve tanımlanması kolay değildir, fakat en azından veriler

somuttur, açıklama ise çok daha zordur. Yanlışların oluştuğunun farkına varmak

ve bunu ifade eden yapıları belirlemek, öğrencinin zihninde bu yanlışın oluşmasına

neden olan süreç hakkında varsayımlarda bulunmaktan daha kolaydır. İlk iki

aşamanın gerçekleri yansıttığından emin olmakla birlikte gerçekleri açıklarken

varsayımlar sunabiliriz.

Yanlış çözümlemesi, yapılan tüm yanlışların anadil girişimi olarak

açıklanamayacağını ortaya koyacaktır. Ayrımsal çözümleme, öğrenci tarafından

yapılma olasılığı olan yanlışlar hakkında bilgi verir, yanlış çözümlemesi ise bu

yanlışların varsayımlara dayalı olarak gerçekleşip gerçekleşmediği gösterir.

Varsayımların doğruluğunu sınamak için yanlış çözümlemesine ihtiyaç duyulur.

Öğrencilerin yaptıkları yanlışları, Dulay ve Burt ( Gargallo; 2003: 27-28) dört

ana bölüme ayırmışlardır:

a. Anadil girişimi yanlışları: Bu tür yanlışlar, öğrencinin anadil yapısını

yansıtan, amaç dili anadil olarak konuşanların bu dili edinimleri sırasında

görülmeyen yanlış olarak tanımlanabilir.

b. Amaç dil yanlışları : Öğrencinin anadil yapısını yansıtmaya, amaç dili ,

anadil olarak konuşanların bu dili edinimleri sırasında yaptıkları yanlışlara

benzeyen yanlışlardır.

c. Belirsiz yanlışlar: Bunlar hem anadil girişimi hem de amaç dili girişimi

yanlışları olarak görülebilen yanlışlardır.

21

Page 22: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

d. Bireysel yanlışlar : Ne anadil ne de amaç dili yanlışları olarak

tanımlanabilir.

Amaç dil gelişimi yanlışları, öğrencinin öğrendiği dilin yapısı hakkında

geliştirdiği varsayımları gösteren yanlışlardır ( Gargallo;2003: 104 ).

a. Aşırı genelleme : Genelleme, hem yabancı dil hem de anadili öğrenenler

tarafından kullanılan bir tutumdur. Öğrenci algıladığı benzerlikleri genelleme

yoluyla, dilin kurallarını bulmaya çalışır. Kimi durumlarda ise, iki dil arasındaki

farkı ya algılayamadığından ya da öğrenim yükünü azaltma eğiliminden aşırı

genelleme yapar. İki ayrı doğru yapı için bir tek biçim kullanır.

b. Kural kısıtlamalarını bilmeme : Aşırı genellemeye çok yakın olan bu

durumda yanlışlara dilin sistemimdeki özel kısıtlamaları ayıramamak neden

olur.Bir kuralın ya da dilsel bir birimin uygulanmaması gereken bağlamlara

uygulanması sonucu yapılan bu tür yanlışlara çok sık rastlanır.

c. Kuralların eksik uygulanması: Dilsel bir görünümün veya bir kuralın

dilin tüm basamaklarına uygulanmaması sonucu ortaya çıkan yanlışlardır.

d. Yanlış kavram geliştirme: Kimi durumlarda öğrenci, amaç dildeki

farklılıkları algılamaktaki yanılgı sonucu, dilin yapısına ait yanlış kavram

geliştirebilir.

Yapılan yanlışlar, düzenli bir biçimde çözümlemek, sıralamakta güçlük

çekilse de gerek yabancı dil öğretimine gerekse uygun yöntem geliştiren

araştırmacılara, öğrencinin yabancı dili öğrenmekte karşılaştığı güçlüğün niteliği

hakkında bilgi verir. Dilin hangi yönleri üzerinde daha çok durulması gerektiğini

gösterir.Yanlış çözümlemesi verilerine göre, araştırılan görünümlerin ( benzerlik –

ayrılık) güçlük dereceleri sıralanır. Bu sıralama, ayrımsal çözümleme sonucu elde

22

Page 23: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

edilmiş verilerden farklı olabilir.Önceden ileri sürülen varsayımların kimileri

gerçekleşmeyebilir ya da tersine yanlış çözümlemesi bu varsayımların doğruluğunu

kanıtlayabilir.

3. SESBİLİM

Dil üzerine çalışanlar, Eski Hint ve Yunandan beri, genellikle köklü bir

yöntemden uzak olarak dil seslerinin nitelikleri ve özellikleri üzerinde

durmuşlardır. Ayrımsal Dilbilimin gelişmesi sırasında, özellikle Hint - Avrupa dil

ailesinin temelleri atılırken, bu dillerdeki ses değişimleri ve bunların kuralları

üzerinde çalışılmıştır. Ancak XIX. yüzyılın sonlarında ve özellikle XX. yüzyılda,

dil seslerinin incelenmesi ayrı bir inceleme alanı durumuna gelmiş ve ayrı bir

bilim dalı niteliği kazanmıştır.

“ Sözel dilin sese dönüştürülmüş biçimi ” (Konrot, 1991: 13 ) olarak

tanımlanan konuşma, iletişim amacına ulaşmak için kullanılan bir yol, bir ifade

şeklidir. Konuşma olgusunu incelemek için nedenler ya da amaçlar olduğu sürece

farklı ses kuramlarının ortaya atılması doğaldır.

Sesbilim, dilin seslerini inceleyen bir bilim dalıdır. İnsan dilinin seslerini,

dillerin ses yönünü inceler ( Aksan, 1995 : 171 ).

Sesbilim; diller üzeri bir yaklaşımla, tüm dillerde insanların kullandıkları

konuşma seslerinin neler olduğuna, nasıl oluştuğuna, sınıflandığına, değişik

bağlamlarda ve durumlara nasıl değişim gösterdiğine, söylenen herhangi bir

sözcenin anlamını aktarmada konuşma seslerinin hangi unsur ve özelliklerinin

gerekli olduğuna ilişkin sorulara yanıt arar. Dolayısıyla, yeryüzündeki dillerde

kullanılan konuşma seslerini doğal özellikleriyle inceleyen bilim dalıdır ( Topbaş-

Kopkallı, 1994 : 313 ).

23

Page 24: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Ses çıkarma, genellikle soluk verilirken gerçekleşir. Ciğerlerde toplanan

hava, ses borusu ve gırtlaktan geçerek ağız veya burundan çıkar. Kapanma

veya sürünme noktaları, en başta dilin, sonra da diş ve dudakların hareketiyle

değişir. Küçük dil havanın ağız veya burundan çıkmasını ayarlar. Açık boru

halinde ağız, yuvarlak ya da düz olabilir. Ayrıca ses yarığındaki ses tellerinin

titreşmesi veya titreşmemesiyle tınlı veya tınsız sesler sağlanır. Boğumlama

noktalarına göre insan vücudunun çıkarabileceği bütün sesleri, oldukça büyük

bir titizlikle, birbirinden ayırıp özel işaretlerle yazabiliriz.

Sesler düzenli ve düzensiz olmak üzere ikiye ayrılabilir. Düzensiz sesler

söz biçiminde olmayan seslerdir. Ünlemler adını alan bu sesler, sesbilimin uğraş

alanına girmez. Sesbilim, yalnızca insanın konuşma organlarının düzenli

çalışmasıyla ortaya çıkan sesleri inceler.

“Sesbilim, ses ve konuşma fizyolojisi ile ilişkilidir. Ses ve konuşma

fizyolojisi, insanın ses ve konuşma organlarını ve bu organların konuşma

esnasındaki durumlarını inceleyen bir dal olduğundan, doğa bilimlerinin bir

kolu sayılır. Konusu gereği, konuşma sesleriyle de ilgilenir. Çünkü, incelediği ses

organlarının en önemli özelliği konuşma seslerini oluşturmasıdır. Böylece her iki

dalın, birbirine karşılıklı yardımları vardır ve birbirlerini tamamlar. Bu yönden

sesbilim, genel dilbilimin olduğu kadar doğa bilimlerinin de bir kolu sayılabilir”

( Ergenç, 1984: 12 ).

Ergenç ( 1984: 13 ), sesbilimin uğraşı alanının sınırlarını ve görevlerini

şöyle sıralar :

- Konuşma seslerinin çözümlemesini yapmak ,

- Ses zincirini, ses birimlerine ayırıp, bu birimleri söyleyiş ve

akustik özelliklerine göre sınıflamak.

24

Page 25: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Sesbilimin amaçlarından biri ve en önemlisi konuşmayı evrensel bir insan

olgusu olarak çalışmaktır. Sesbilim, diller üzeri bir yaklaşımla tüm dillerde

insanların kullandıkları konuşma seslerinin neler olduğu, nasıl

oluştuğu,kümelendiği, değişik bağlamlara ve durumlara göre nasıl değişim

gösterdiği, söylenen herhangi bir sözcenin anlamını aktarmada konuşma seslerinin

hangi unsurları ve özelliklerinin gerekli olduğuna ilişkin sorulara yanıt arar(

Konrot , 1991:122 ).

Bir sesbilimci, sesbilimsel bir çözümlemede örneğin, [d ] sesinin nasıl

üretildiğini, bu sesin üretiliş biçimlerini, bu sesin fiziksel dayanağını, akustik

özelliklerini, nasıl işitildiğini ve algılandığını betimleyebilir. Bu sesin üretimi, soluk

alıp vermede soluğun yönü, ses tellerinin titreşimi, sesin çıkarımı

sırasında yumuşak damağın durumu, dil kütlesinin yüksekliği gibi daha çeşitli

açılardan incelenebilir.

Sesbilim, yalnızca dilbilimci ve yabancı dil öğrencisi için yardımcı bir

araç olarak düşünülmemelidir. Bugün uygulandığı biçimiyle, fizyoloji ve fiziğin

kimi bölümlerini de içine alan, bununla birlikte kendi geçerlik koşulları, kendi

araştırma yöntemleri ve kendi teknik söz varlığı olan oldukça gelişmiş bir

bilimdir.

Konuşma sesleri çoğu zaman nesnel olarak üç açıdan betimlenebilir.

Bunlar, insan konuşma organlarınca çıkarılma biçimi açısından, konuşan ve

dinleyen arasında yol alan ses dalgalarının işitimsel özellikleri açısından ve

insan kulağı ve ilgili düzenek üzerindeki fiziksel etkileri yönünden olarak

sıralanabilir.Bu durum bize konunun söyleyişsel, içitimsel ve duyumsal biçimde

üçlü bir bölünmesini verir.

3.1. SÖYLEYİŞ SESBİLİMİ

25

Page 26: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Söyleyiş, konuşmayı sağlayan hareketlerin tümü olarak tanımlanabilir

( Aksan; 1980:24 ). Dar anlamda, dil seslerini çıkarma olayıdır. Dil sesinin, ses

tellerindeki titreşimle başlayan oluşumu, söyleyişin ilk aşaması olarak

görülmektedir. Dil seslerinin tek tek ele alınarak incelenmesi, yalnızca sesbilimin

çalışmalarında her birinin niteliklerinin belirlenmesi amacıyla yapılır.Gerçekte bu

sesler, genel olarak belli kuruluşlar içinde, öteki seslerle ilişkili ve karşılıklı

etkileşme durumundadırlar. Bu nedenle tek bir sesle, aynı sesin belli bir kuruluş

içindeki nitelikleri arasında ayrımlar gözlenebilir.

Söyleyiş nitelikleri bakımından, genel olarak dil sesleri, çıkış biçimleri

gözönüne alınarak iki grupta incelenir:

a. Ünlüler ( vocales)

b. Ünsüzler ( consonantes )

3.1.1 ÜNLÜLER

Olağan konuşmada ünlüler, soluk verme yolunun üst bölümlerince

oluşturulan boşluklarda yankılanan titreşimsel seslerdir ( Vardar; 1998:51) . Bir

ünlüye özel tınısını, ağız boşluğunun oylum ve biçimi kazandırır.Ünlülerin

sesletimi aşamasında, dilin konumu, dudakların konumu ve ağzın açıklık derecesi

önemlidir.Çoğu zaman dil, ağız boşluğunun ya önünde ya da arkasında toplanır.

Önde toplandığında, kendisiyle dudaklar arasında bıraktığı hava kısıtlıdır.Eğer

aynı anda dudaklar olabildiğince geriye doğru çekilirse, dille dudaklar arasındaki

boşluk en aza iner.Tersine , dil arkaya doğru toplandığında kendisiyle dudaklar

arasında geniş bir boşluk bırakır.

Çıkış biçimi açısından ünlüler üç grupta incelenebilir:

26

Page 27: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

a.Çene Açısının Durumuna Göre : Söyleyiş sırasında alt çenenin az yada çok

açılmasıyla ağız yolunun genişlemesi yada daralması durumunda çıkan

ünlülerdir. Geniş ve dar ünlüler olmak üzere iki gruba ayrılır.

b.Dilin Devinimine Göre: Söyleyiş sırasında, dilin önde yada arkada

tümsekleşmesi, önde yada arkada tınlama sağlayan bir ağız boşluğu

bırakmasına gire yapılan ayrımdır ( Aksan; 1980: 27 ). Kimi dillerde, çıkış

biçimi bakımından daha değişik olan, dilin ortada çok az tümsekleşmesiyle

oluşan ünlülere de rastlanır. Bu tür ünlülere orta dil ünlüleri adı verilir.

c. Dudakların Biçimine Göre : Söyleyiş sırasında, dudakların düzleşmesi

yada yuvarlaşması durumunda çıkan bu tür ünlüler, düz ve yuvarlak

ünlüler olmak üzere iki grupta toplanır.

3.1.2 ÜNSÜZLER

Akciğerlerden gelen havanın ses yolunda bir kapanma ya da daralmayla

engellenmesi sonucu oluşan seslere ünsüz adını veriyoruz. Ünsüzlerin oluşumu,

ses yolunun kimi noktalarda daralması yada kapanması, ses yolundaki organların

birbirine yaklaşması yada değmesi sonucu gerçekleşir. Tüm bunlar gözönünde

bulundurulduğunda, ünsüzlerin ses yolunun değişik noktalarında oluştuğunu

söyleyebiliriz. Bu nedenle, ünsüzler çıkış yerlerine ve çıkış biçimlerine göre şu

şekilde sınıflandırılır:

a. Çıkış Biçimine Göre:

- Patlamalı ünsüzler

- Geniz ünsüzleri

- Çarpmalı ünsüzler

- Yan daralma ünsüzleri

- Sürtünücü ünsüzler

b. Çıkış Yerlerine Göre:

27

Page 28: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

- Çiftdudak ünsüzleri

- Dudak-diş ünsüzleri

- Dilucu - dişardı ünsüzleri

- Dilucu - dişeti ünsüzleri

- Dilucu - öndamak ünsüzleri

- Dil – artdamak ünsüzleri

- Gırtlak ünsüzleri

c. Ses Tellerinin Titreşimine Göre:

- Ötümlü ünsüzler

- Ötümsüz ünsüzler

3.2 TÜRKÇE SES DİZGESİNİN ÖZELLİKLERİ

Bağlantılı diller grubuna dahil olan Türkçenin ses açısından özelliklerini

şu şekilde sınıflandırabiliriz.:

a) Ünlü sayısı çok olan Türkçenin en tipik özelliği, benzeşme adı verilen ünlü ve

ünsüz uyumlarıdır.Başka nitelikleri olan seslerin türlü nedenlerle birbirlerini

etkileyerek aynı yada yakın seslere dönüşmeleri olarak adlandırılır. Türkçe’de

görülen ses benzeşmelerini şu şekilde sınıflandırabiliriz:

1.Tüm Benzeşme :Türkçe’de en yaygın benzeşme olan tür

benzeşme,bir sesin türlü nedenlerle sözcük içindeki bir başka ses

dönüşerek ona, her yönden eşit duruma gelmesidir.

reçina > reçine ayni > aynı

2. Yarı Benzeşme : Sözcük içinde bir sesin sesletimi için yapılan

hareketin bir başka sesi etkilemesiyle seslerin kimi özellikleri

bakımından benzeşmesine denir.

kanbur > kambur sünbül > sümbül

28

Page 29: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

3.İlerleyici Benzeşme : Sözcük içinde bir sesin sesletimi için yapılan

hareketin, daha sonraki bir sesi çıkarılması için gerekli hareketi

etkilemesi sonucunda seslerin benzer duruma gelmesidir( Aksan;

1978:20 ).

günler ~ günner yanlış ~ yannış

4.Gerileyici Benzeşme: Sözcük içinde bir sesi çıkarmak için yapılan

hareketin, daha önceki bir ses için yapılan hareketi etkilemesi ve sözcük

içindeki önce gelen sesin sonrakine benzeşmesi olayına gerileyici

benzeşme adı verilir.

künbet > kümbet inbat > imbat

5.Yakın Benzeşme ve Uzak Benzeşme : Benzeşen sesleri, sözcük içinde

birbirlerine yakın yada uzak oluşlarına göre sınıflandırabiliriz.

Benzeşen sesler yan yana bulunuyorsa yakın, uzaktaki sesler birbirini

etkiliyorsa uzak benzeşme adını alır.

o bir > öbür anbar > ambar

Ünlü uyumlarını,sözcüğün ilk seslemindeki ünlünün çıkış yeri ve çıkış

biçimi açısından taşıdığı özellikleri, sonraki seslemde bulunan ünlüye ulaştırarak

kendisine benzetmesi olarak tanımlayabiliriz ( Ergenç, 1995 : 16 ).

ko - şuş - tur - mak dev - ril - mek

Ünsüz benzeşmesi, kök ya da gövdelerin son sesindeki ünsüzün kendisinden

sonra gelen ekin başındaki ünsüzle ötüm açısından benzeşmesidir ( Ergenç ,

1995 :16 ).

ger - gin araba - da okul - da

29

Page 30: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

b) Türkçe’de sözcüğün önsesinde birden fazla ünsüz bir arada bulunmaz. Aynı

seslem içinde önses ve sonseste birden fazla ünsüzün yer alması biçiminde

tanımlanan ünsüz yığılması, ses düzeniyle sıkı bir ilişki içerisindedir. Türkçe’de,

seslem yapısının kuralları gereği önseste ünsüz yığılması olmaz ( Ergenç,

1989:252-254 ). Sonsesinde ünsüz yığılması olan bir biçimbirime, ünsüzle başlayan

biçimbirimin eklenmesiyle içseste oluşan ünsüz yığılması Türkçe’de görülen bir

özelliktir.

kork - mak doldurt - mak

Sonseste ünsüz yığılmasını içeren sözcüklerin bir kısmı Türkçe, büyük bir

kısmı da yabancı kökenlidir. Türkçenin seslem sonunda görülen ünsüz

yığılmalarına aşağıdaki örnekleri verebiliriz :

kıvanç harç ters

c) Türkçe’de ötümsüz [t] sesini [s] sesi izliyorsa onunla kaynaşır(Ergenç,1984:81).

gitsem [ gɪssɛm ]

d) İç seste ötümlü [d] sesini akıcı ünsüzlerden [Ɩ] izlediğinde genellikle ötümsüz

[t] sesine dönüşür :

ödlek [ œtƖɛc ]

e) [v] sesi iki yanında ünlü bulunduğunda [υ] imiyle gösterilir, genellikle kaybolur

veya yarı ünlüye dönüşür ( Ergenç ,1984:87 ) :

tavuk [ tαυuk ] f) Konuşma sırasında başka dillerde olduğu gibi Türkçe’de de rastlanan ses

düşmeleri hem ünlüler hem de ünsüzler için geçerlidir. Ses düşmesi, sözcük

içinde bir sesin yitirilmesidir.

30

Page 31: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

- Türkçe’de genel olarak - cik, -cak , - cek gibi küçültme bildiren

biçimbirimlerin eklendiği köklerdeki öndamak ve artdamak [k] sesleri

yitirilmektedir( Aksan; 1978 : 44).

büyücek ( büyük + çek ) çabucak (çabuk + çak )

- Dişeti ünsüzü [ t ]’nin sözcük içinde genellikle düştüğü görülür. Düşen bu ses,

kimi zaman yazımda gösterilir kimi zamanda gösterilmez.

üstçavuş > üscavuş rastgele > rasgele

- Türkçe’de içsesteki ünlü düşmesi genellikle sözcükler ek aldığında ortaya

çıkmaktadır.

ileri ~ ileride ~ ilerde yukarı ~ yukarıda ~ yukarda

- Önseste ünlü düşmesi çok nadiren görülür.

ısıtma ~ sıtma

- Sonsesteki ünlü düşmeleri de genellikle belirtisiz ad tamlaması biçiminde

kurulmuş bileşik sözcüklerde, tamlanan ekinin düşmesiyle gözlenir.

zeytinyağı ~ zeytinyağ dipnotu ~ dipnot

g) Türkçe’de genellikle yabancı kökenli sözcüklerde gördüğümüz ses türemesi,

ses düşmesinin karşıtıdır. Önsesteki ünlü türemelerinin nedeni, Türkçe ses

dizgesinin önemli bir özelliğine dayanır.Ünsüz yığılması adı verilen ve özellikle

batı dillerinde görülen br, st, sp, sf, sk, sl, fr, pr, gr, gl, tr, kl, kr, hr gibi önseste yan

yana gelen ünsüzler arasına ya da başlarına bir ünlü eklenerek kullanılmaktadır.

station > istasyon statistique > istatistik

Ön sesteki ünlü türemesinin bir başka nedeni ise, Türkçe [ r ] ve [ l ] gibi

seslerin sözcük başında bulunmayışıdır. Bu ünsüzlerle başlayan sözcüklerin başına

31

Page 32: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

ünlü getirilmesi, yalnızca Anadolu ağızlarında ve kimi yerde halk dilinde görülür

( Aksan; 1978:50 ).

reçel ~ ireçel limon ~ ilimon

Sözcük içinde yan yana gelen ünsüzlerin arsına ünlü getirilerek meydana

gelen içses türemesi genellikle konuşma dilinde gözlenmektedir.

plaj > pilaj gardrop > gardırop

Ünsüz türemeleri ise çoğunlukla önses ve içseste görülür.Kimi sözcüklerde [h]

öntüremesi yazı diline geçmiştir.

öyük > höyük örgüç > hörgüç

Konuşma dilinde ve ağızlarda içsesteki türeme örneklerine oldukça sık

rastlanır.

kılıç > kılınç puan > puvan

3.2.1 ÜNLÜLER

Türkçe ünlüleri sesbirimsel özelliklerine göre, şu şekilde sınıflandırabiliriz:

a) ÇENE AÇISININ DURUMUNA GÖRE :

- Geniş ünlüler : a, e, o, ö - Dar ünlüler : ı, i, u, ü

b) DUDAKLARIN BİÇİMİNE GÖRE :

- Düz ünlüler : ı, i, a, e - Yuvarlak ünlüler : o, ö, u, ü

4. DİLİN DEVİNİMİNE GÖRE : - Ortadil ünlüsü : ı

32

Page 33: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

- Arkadil ünlüleri : a, o, u - Öndil ünlüleri : i, e, ö, ü ⇙ ⇘

Yuvarlak öndil Düz öndil ö, ü e, i

Türkçe’deki ünlülerin özellikleri ve kullanılışları aşağıda incelenmektedir:

[ a ] : geniş, düz , arkadil ( predorsal) ünlüsü [α ] : geniş , düz , arkadil ( postdorsal )ünlüsü

Geniş ve düz bir arkadil ünlüsü olan bu sesin ağız boşluğunun önünde

öndamaksıl [ a ] ( predorsal ) ve gerisinde artdamaksıl [α ] ( postdorsal ) çıkartılan

iki türü vardır.

alamet [ αla:’mεt ] aba [ α bα ]

Önses : ak [ αk ] alkol [ alkɔl ]

İçses : tas [ tαs ] alaka [ αla:kα ] Sonses : tasa [ tαsα ]

33

Page 34: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

*

* Ünlü ve ünsüzler bölümlerindeki resimler Nevin Selen’in Söyleyiş Sesbilimi, Akustik

Sesbilimi ve Türkiye Türkçesi kitabından alınmıştır. [ i ] : dar, düz , öndil ( kapalı ) ünlüsü [ɪ ] : dar , düz , öndil ( açık ) ünlüsü

Önses : iş [ ɪ∫ ] iade [ i αdε ] İçses : dil [ dɪl ] divan [ di:vαn ] Sonses : deri [ deɾɪ ]

[e ] : geniş , düz , öndil ( kapalı ) ünlüsü [ε ] : geniş , düz ,öndil ( açık ) ünlüsü

Önses : erat [ eɾαt ] eylem [ ε ɪlεm ]

34

Page 35: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

İçses : bekçi [ becʧɪ ] bel [ bεl ]

Sonses : dere [ deɾε ] deve [ devε ]

[ї ] : dar, düz , ortadil ünlüsü Önses : ırk [їɾk] İçses : kız [ kїz ]

Sonses : sarı [ sαɾї] [ Ү ] : dar , yuvarlak , öndil ( açık ) ünlüsü [ y ] : dar, yuvarlak, öndil ( kapalı ) ünlüsü

Önses : üç [ Үʧ ]

İçses : güz [ ɟҮz ] tüy [ ty.ɪ ]

Sonses : ütü [ Ү tҮ ]

35

Page 36: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

[œ ] : geniş, yuvarlak , öndil ( açık ) ünlüsü [ø ] : geniş, yuvarlak, öndil ( kapalı ) ünlüsü

Önses : ödev [ œdɛv ] öğle [ ø : lɛ ] İçses : köy [ cø.ɪ ] köpek [ cœpɛc ]

[u ] : dar, yuvarlak, arkadil ( açık ) ünlüsü

[u ] : dar, yuvarlak, arkadil ( kapalı ) ünlüsü

Önses : uç [ uʧ ] uğur [ u:ɣ ] İçses : huy [ hu.ɪ ] hurda [huɾdα ] Son ses : uyku [ u.ɪku ] uydu [ u.ɪdu ]

36

Page 37: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

[o ] : geniş, yuvarlak, arkadil ( kapalı ) ünlüsü

[ɔ ] : geniş, yuvarlak, arkadil ( açık ) ünlüsü Önses : oda [ ɔdα ] oyma [ o ɪmα ] İçses : boy [ bo.ɪ ] boş [ bɔʃ ] Sonses : alo [ α Ɩɔ ]

Türkçe ünlüler, ünlü dörtgeninde şöyle gösterilebilir ( Ergenç,1995:19) :

3.2.2. ÜNSÜZLER

37

Page 38: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Ünsüzler çıkış biçimlerine, yerlerine ve ses tellerinin durumuna göre

sınıflandırılır.

a. ÇIKIŞ BİÇİMİNE GÖRE : - Patlamalı ünsüzler: b, d, g, p, t, k - Geniz ünsüzleri : m, n - Çarpmalı ünsüzler : r - Yan daralma ünsüzleri : l - Sürtünücü ünsüzler : c, ç, f, h, j, s, ş, v, y, z b. ÇIKIŞ YERLERİNE GÖRE :

- Çift dudak ünsüzleri : b, p, m, - Dudak- diş ünsüzleri : f, v

- Dilucu - dişardı ünsüzleri : d, t - Dilucu – dişeti ünsüzleri : n, r, s, z

- Dil-öndamak ünsüzleri : c, ç, j, ş, y

- Dilucu – öndamak ünsüzleri : l

- Dil – artdamak ünsüzleri : k, g

- Gırtlak ünsüzleri : h

c. SES TELLERİNİN TİTREŞİMİNE GÖRE : - Ötümlü ünsüzler: b, c, d, g, j, m, n, r, v, y, z - Ötümsüz ünsüzler : ç, f, h, k, p, s, ş, t

PATLAMALI ÜNSÜZLER

38

Page 39: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

[ p ] : ötümsüz, patlamalı, çiftdudak ünsüzü Önses : perde [ peɾdɛ ] İçses : kirpi [ cɪɾpɪ ] Sonses : hap [ hαp ] [ b ] : ötümlü, patlamalı, çiftdudak ünsüzü Önses : betimsel [ betɪmsɛƖ] İçses : tabak [ tαbαk] Sonses : Ötümsüz [ p ]’ye dönüşür. [ t ] : ötümsüz, patlamalı, dilucu - dişardı ünsüzü

Önses : toz [ tɔz ]

39

Page 40: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

İçses : ütü [ уtу ]

Sonses : süt [ sуt ] [d ] : ötümlü, patlamalı, dilucu – dişardı ünsüzü

Önses : düş [ dYʃ ]

İçses : kedi [ cedɪ ] Sonses : ad [ αd ] [ k ] : ötümsüz, patlamalı, dil – artdamak ünsüzü [ c ] : ötümsüz, patlamalı, dil – artdamak ( öndamağa yakın)

Önseste daha solukludur. İki çıkarılma yeri vardır. [k] imiyle

gösterilen ses, dil sırtının arka tarafıyla artdamak arasındadır. [c] imiyle

gösterilen ses de öndil ünlüleriyle birlikte çıkar, dil sırtının ön kısmıyla

öndamak arasındadır.

Önses : kir [ cɪɣ ] kum [ kum ]

İçses : bakla [ bαkłα ] reklam [ rɛclam ] Sonses : tok [ tɔk ] epik [ epɪc ]

40

Page 41: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

[g ] : ötümlü, patlamalı, dil – artdamak ünsüzü

[ɟ ] : ötümlü, patlamalı, dil – artdamak ( öndamağa yakın) [g] imiyle gösterilen ses, artdamak ile dilin arka sırtı arasındadır. [ɟ ] imiyle

gösterildiğinde, öndamak ile dil sırtının ön kısmı arasında ön dil ünlüleriyle çıkarılır.

Önses : güz [ ɟʏz ] gar [ gαɣ ]

İçses : burgu [ buɾgu ] bilge [ bɪƖɟɛ ]

SÜRTÜNÜCÜ ÜNSÜZLER [ ʧ ] : ötümsüz, sürtünücü, dil – öndamak ünsüzü Önses : çöz [ʧœz]

İçses : kaçak [ kαʧαk] Sonses : saç [ sαʧ ] [ ʤ ] : ötümlü, sürtünücü, dil – öndamak ünsüzü Önses : cam [ ʤαm ]

41

Page 42: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

İçses : nacak [ nαʤαk ]

Sonses : sac [ sαʤ ]

[ f ] : ötümsüz, sürtünücü, dudak – diş ünsüzü

Önses : fil [ fɪƖ ] İçses : tüfek [ tУfɛc ] Sonses : af [ αf ] [ v ] : ötümlü, sürtünücü, dudak – diş ünsüzü [ v ]’den önce yuvarlak sonra düz öndil ünlüsü geliyorsa veya iki yanında

düz öndil ünlüsü varsa dudak - diş ünsüzü niteliğindedir.

Önses : varil [ vαɾɪƖ ]

İçses : evet [ evɛt ]

Sonses : ev [ ev ]

42

Page 43: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

[ s ] : ötümsüz, sürtünücü, dilucu - dişeti ünsüzü Önses : sargı [ sαɾgї ] İçses : kasap [ kαsαp ] Sonses : pas [ pαs ]

[ z ] : ötümlü, sürtünücü, dilucu – dişeti ünsüzü Son seste duran [ z ] sesi ötümsüz olma eğilimindedir ve [ z ] imiyle

gösterilir.

Önses : zeki [ zeci: ] İçses : beze [ bezɛ ] Sonses : kaz [ kαz ]

[ ʃ ] : ötümsüz, sürtünücü, dil - öndamak ünsüzü

43

Page 44: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Önses : şemsiye [ ʃemsɪјɛ ] İçses : döşek [ dœʃɛc ] Sonses : loş [ lɔʃ ] [ ʒ ] : ötümlü, sürtünücü, dil – öndamak ünsüzü

Önses : jilet [ʒɪlɛt]

İçses : ajan [αʒαn]

Sonses : bej [ bɛʒ]

[ h ] : ötümsüz, sürtünücü, gırtlak ünsüzü

Önses : havuç [ hαʋuʧ ] İçses : rahat [ rαhαt ] Sonses : ruh [ ruh ] [ ł ] : ötümlü, yan daralmalı, dilucu - öndamak ünsüzü Dilin dişlere değmesiyle [ Ɩ ], dişetlerine değmesiyle [ ł ] türü oluşur. Önses : lamba [ Ɩambα ]

44

Page 45: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

İçses : belge [ beƖɟɛ ] balta [ bαłtα ] Sonses : bel [ bɛƖ ] yol [ јɔł ] [ r ] : ötümlü, çok vuruşlu, dilucu –dişeti ünsüzü Birkaç vuruşla yuvarlanan türü önseste bulunur, [ r ] imiyle gösterilir. İçseste bulunan tek vuruşlu türü [ ɾ ]; yuvarlanan , sürtünücü ve sonseste yer alan türü de [ ɣ ] imiyle gösterilir.

Önses : reyon [ rɛјɔn ]

İçses : kira [ cɪɾα: ] Sonses : tür [ tУɣ ]

45

Page 46: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

[ m ] : ötümlü, genizsi, çiftdudak ünsüzü

Önses : miras [ mi:ɾαs ]

İçses : demlik [ demƖɪc ]

Sonses : çam [ ʧαm ]

[ n ] : ötümlü, genizsi, dilucu – dişeti ünsüzü [ n ] ünsüzü içseste, ön ve artdamak patlamalı ünsüzleri [ k ] ve [ g ] birlikte [ ŋ ] ’ye dönüşür.

Önses : nakış [ nαkїʃ ]

İçses : kanı [ kαnї ] yangın [ јαŋgїn ] yankı [ јαŋkї ] Sonses : tin [ tɪn ]

[ j ] : ötümlü, dil - öndamak, yarı ünlü

46

Page 47: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

[ j ] sesi çıkış yeri bakımından [ i ] sesine çıkış yeri açısından

benzediğinden ve az bir sürtünme duyulduğundan yarı ünlü sayılır.

Önses : yat [ jαt ] İçses : niyet [ nɪjɛt ] Sonses : tay [ tα ɪ] 3.2.3 ÜNLÜ KAYMALARI Türkçe’de iki ünlünün doğrudan doğruya yan yana durması olası değildir.

Ancak, yabancı kökenli sözcükler olup bugün yazı ve konuşma dilinde kullanılan

ünlülerden söz edebiliriz ( Ergenç, 1984 : 96 ).

Türkçe ünlü kaymalarını üç grupta inceleyebiliriz : A) Bir sözcüğün içerisinde bulunan ayrı nitelikli iki ünlü arasındaki < ğ >’ nin

söyleyişte yitirilmesiyle oluşan kayan ünlüler

ağıt [ α ї t ]

Dil, arka dil ünlüsü olarak [ α ]’nın çıkışından öne doğru kayarak bir

orta dil ünlüsü olan [ ї ] durumuna geçmiştir.

47

Page 48: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

B ) ̽ z + ü + y dizisinde oluşan kayan ünlüler

bay [ bα ɪ ] ̽ z imiyle ünsüz , ü imiyle ünlüler ifade edilmiştir.

Dil, bir arka dil ünlüsü olan [ α ] ’nın çıkışından öne doğru yükselerek düz bir öndil ünlüsü olan [ ɪ ]’nın çıkışına kayar.

C) Arapça ve Farsça kökenli sözcüklerin Türkçe’de zamanla değişmesiyle

oluşan kayan ünlüler

ait [ a ɪt ] sual [ su aƖ ]

Türkiye Türkçesi’nde bir de üçlü kayması vardır ( Ergenç,1984: 101) :

yığıl [ jїоuł ]

Dil, bir orta dil ünlüsü olan [ї ]’nın çıkışından arkaya doğru yükselerek

önce [ о ] ünlüsünün, oradan da [u] ünlüsünün çıkış biçimine kayar:

48

Page 49: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

3.3 İSPANYOLCA SES DİZGESİNİN ÖZELLİKLERİ

a) İspanyolca temel ünlüler şunlardır :

a , e , i , o , u Bu temel beş ünlünün yanı sıra her ünlünün üç farklı sessel değişkesi

vardır. Örneğin [a] sesi, kapalı [ a ], artdamaksıl [ a ] ve yumuşak [ ɐ ] türevlere

sahiptir. Diğer ünlüler de kapalı [ e, i, o, u ], açık [ ę, į, ǫ,ų ] ve yumuşak [ ə,ǃ,

ɵ,ʉ] olarak ayrıma uğrarlar. Her sesin üç değişkesi arasındaki fark çok küçüktür.

İspanyolca’nın kapalı ünlüleri diğer dillerinkinden çok kapalı değildir.

b) İspanyolca’da bir ünlüyü tanımlarken şu özellikleri belirlemek gerekir:

a) sesletim şekli, b) sesletim yeri, c) damağın durumu, d) dudakların durumu,

e) şiddet ( zayıf – kuvvetli ), f) akustik özelliği.

c) Birkaç farklı ünlünün tek bir hecede toplandığı gözlenebilir. Diftong ve

triftong adını verdiğimiz ünlü gruplaşmalarına İspanyolca’da da rastlamaktayız. İki

ünlünün yan yana gelerek tek hecede diftong oluşturduğu sözcüklerde bu iki

ünlü gerek vurgu, gerekse hece bölünmesi açısından aynı değerde değildir. Çünkü

İspanyolca’daki ünlülerden a, e, o “kuvvetli”, i ve u ise “zayıf ”tır.

d) Ünsüzlerin de İspanyolca’da sessel değişkeleri vardır. Sonseste yer alan

ünsüz, bulunduğu hecede kuvvetli ya da güçsüz bir vurgulamaya sahip olabilir.

Bu durum yanındaki seslerle ilişkilidir.

49

Page 50: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

e) < b > ve < v > harfleri İspanyolca’da aynı şekilde sesletilir. < h > harfi

yazılı dilde olmasına karşın sesbilimsel karşılığı yoktur.

f) İspanyolca’da < l > ve < m > arasında ayrı bir harf oluşturan < ll >

harfinin doğru sesletimi, dilin orta kısmı damakla tamamen birleşerek havanın

kenarlardaki dar aralıklardan çıkmasıyla < l > ve < y > karışımı olmalıdır, ancak

bugün artık pek çok yerde < y > gibi okunmaktadır. Bu özelliğe “ yeismo ” adı

verilir.

g) Anadili İspanyolca olan bir kişi için, [ b]≠ [ ƀ ] ayrımı otomatik olarak

gerçekleştiği halde bu dili yabancı dil olarak öğrenen öğreniciler açısından

oldukça zordur. İspanyolca’nın bu karakteristik özelliği ancak, çok büyük dikkatle

ve sözcüğün tümce içindeki konumu göz önüne alınarak doğru sesletilir ( Quilis ,

1997 :72 ).

[ b]≠ [ ƀ ]

- Nunca pagaba el vino que compraba - Los bandidos no volvieron .

h) [ d ] ve [ đ ] sesleri de, [ b ] ve [ ƀ ] sesleri gibi sözcük başında yer alma

durumlarına göre değişik gösterirler ( Fradejas , 1997 : 130 ).

[d] ≠ [đ]

- Vengo de parte de Daniel

- Daniel no me dio los datos que lo pedi

ı ) Genelde sözcüğün sonundaki [ m ] sesi [ n ] olarak sesletilir.

Album [ alƀųn ]

i) < nm > birlikte olduğu sözcüklerde [ n ] daha kapalı sesletilir.

50

Page 51: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Conmigo [ kn ]

j) [ p ]’nin [ t ]’den sonra geldiği bazı sözcüklerde bu ses sesletilmez.

Séptimo [setımo]

[ c ] ve [ s ]’ nin önündeki [ p ] daha net sesletilir.

eclipse [ eklįpse ]

Yunanca kökenli bazı sözcüklerde, [ p ] başta ise sesletilmez.

psicologia [xikɵlǫxiɐ]

Kapalı [a]’dan kapalı [ i ]’ye kadar çok sayıdaki değişkelerini de şu

şekilde gösterebiliriz:

3.3.1 ÜNLÜLER

İspanyolca’daki ünlüleri şu şekilde sınıflandırabiliriz:

a) ÖNDAMAK ÜNLÜLERİ : i, e, a

b) ARTDAMAK ÜNLÜLERİ : o, u

ÖNDAMAK ÜNLÜLERİ

51

Page 52: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

[ i ] : kapalı(cerrada) : Dilin ucu kesici alt dişlere dayanır ve arkada

damağın her iki tarafına da dokunarak ortada

çok dar bir aralık bırakır. Fransızca vie, Almanca

sieben, İngilizce see sesletimlerine oldukça yakın

fakat daha kuvvetli olduğu söylenmektedir

(Hermina, 1980:79).

viña [binɐ] vida [biđa] (bağ ) ( yaşam) *

[ į ] : açık( abierta) : Kapalı [ i ]’ ye oldukça benzemekle birlikte, dil

ile damak arasındaki boşluk biraz daha geniştir.

Bununla birlikte İng. think, Alm. nicht sesletimleri

kadar açıklık yoktur.

rico [ rįkɵ ] sentir [ seņtįɹ ] (zengin) (hissetmek)

[ ǃ ] : yumuşak(relajada) : Oldukça vurgusuz bir sesletimi vardır. Kısa ve

yumuşak bir söyleyişe sahiptir.

timido [ timǃđo ] catolico [ katolǃko ] ( utangaç) (katolik)

[ ị ]: yarı ünlü (semivocal) : baile [ baịle ] reina [ řҿịnɐ ]

52

Page 53: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

(dans) (kraliçe) [ j ]: yarı ünsüz(semiconsonante): piedra [ pjeđrɐ ] comercio [ komҿrθjɵ ]

(taş) (ticaret)

[ e ] : kapalı(cerrada) : Damak üzerinde şekil bulan bir sestir. Damak

ile dil arasında [ i ]’ den daha büyük bir açıklık

vardır.

pecho [ peĉɵ ] explicar [ esplǃkaɹ] (göğüs) (açıklamak)

*İspanyolca ünlü ve ünsüzler bölümünde kullanılan resimler, Antonio Quilis’in Principios de Fonologia y Fonética Españolas kitabından alınmıştır. kapalı / e / kapalı / e / [ ҿ ] : açık(abierta) : Sesletimi sırasında dil ve damak arasında büyük

bir uzaklık vardır. Özellikle dudaklar daha büyük

açılır. Hemen hemen Fr. perte, İng. let, Alm. fett

sesletimlerine benzer ( Lleo,1986 :110 ).

perro [ pҿřɵ ] verde [ bҿrđǝ ]

(köpek) (yeşil)

53

Page 54: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

açık / e / açık / e / [ ǝ ] : yumuşak(relajada) : Günlük konuşmalarda [ e ] sesi genelde

yumuşaktır. humedo [ umǝđo ] repetir [ řҿpǝtiɹ ] (nem) (tekrarlamak)

[ a ] : orta (media) : Dudaklar oldukça açık sesletilir. Dil alt çene boşluğuna

kadar uzanır, kenarlarına değer. Dil ucu kesici alt

dişlerin biraz altındadır (Quilis, 1997 :20 ).

caro [ karɵ] gitano [ xitanɵ] (pahallı) (çingene) [ a ] : öndamak(palatal ) : ch, ll, n, y ve ai diftongunun (ikili ünlü

gruplaşması) önünde [a]’ nın sesletimi daha damaksıldır.

calle [ kalə] aire [airə] (cadde) (hava)

54

Page 55: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

[ a ]: art-damak (velar) : Dil, ağzın ön tarafına doğru toplanır. Art-damak

üzerinde sesletilir.

causa [ kausɐ ] ahora [aora ] (neden) (şimdi) [ɐ ] : yumuşak(relajada) : ovalo [oƀɐlo ] agua [aǥwɐ ] (oval) (su) ART DAMAK ÜNLÜLERİ [ o ] : kapalı(cerrada): Dudaklar dışarı doğru uzanır. Dil, ağzın dibine doğru

toplanır. Fr. chose, Alm. Dose sesletimlerinde daha az

kapalıdır ( Duchet , 1982 :98 ).

boda [ bođɐ ] pollo [polɵ ] (düğün) (tavuk) [ ǫ ] : açık(abierta) : Dudak açıklığı daha büyüktür. Dil yine ağzın dibinde

toplanır. Fr. note, Alm. Sonne sesletimlerine benzemekle

birlikte Fr. or, İng. for sesletimleri kadar da açık değildir.

55

Page 56: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

rosa [ řǫsɐ ] voy [ bǫi ] (gül) (gidiyorum)

[ ɵ ] : yumuşak(relajada) : Dudakların yuvarlığını bozmadan alt ve üst

çene ayrılır.

Muchacho [ muĉaĉɵ ] queso [ kesɵ ] (erkek çocuk) (peynir)

[ u ] : kapalı (cerrada) : Dudaklar daha ön tarafa doğru uzar. Dil, ağzın

arka tarafındadır. Dil ucu, arka - damak düzeyindedir.

cura [ kurɐ ] aceituna [ aθęitunɐ ] (rahip) (zeytin)

[ ų] : açık(abierta) : Dudaklar ön tarafa doğru daha az uzar . Çene daha az

kapalıdır. Alm. Gurt, Mund sesletimleri kadar açık

değildir.

arruga [ ařųǥɐ ] lujo [ lųxɵ ] (kırışık) (lüks)

[ ʉ] : yumuşak (relajada) : Dudaklar çok fazla yuvarlaklaşmaz. Daha kısa

ve yumuşak bir sesletimi vardır.

ridiculo [ řįđikʉlo] cinturon [ θįņtʉrǫn]

(gülünç) (kemer)

56

Page 57: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

[ u] : yarı ünlü(semivocal): Alm. Laut sesletimine benzer. İngilizce

konuşan yabancılar açısından dudakların yuvarlığını

vermek oldukça güç olabilir ( Celdran , 1998 :27 ).

incauto [ įŋkautɵ] caudal [ kauđal] (dikkatsiz) (önemli) [w]:yarı ünsüz(semiconsonante): Dil ile dudaklar birbirine daha çok yaklaşır,

dil arka damağa yakınlaşır.

hueso [weso] agua [aǥwɐ] (kemik) (su) 3.3.2 İKİLİ VE ÜÇLÜ ÜNLÜ KAYMALARI ( Diftong – Triftong )

[ i ] ve [ u ] ünlüleri bir başka ses grubuyla aynı sözcük içinde yer

alarak ve fonetik bir grup oluşturarak diftong ( ikili ünlü gruplaşması ) adını alırlar.

[ i ] ve [ u ] yarı ünlü gibi sesletilirler. Diftonglarda ikinci ünlü daha baskındır.

Diftongları şu şekilde sıralayabiliriz:

AU : causa [ kausɐ ] IE : viejo [bjęxɵ] OI : hoy [ ǫį ] IO : sabio [saƀjɵ] AI : baile [baįlə] IU : ciudad [ θjuđađ] EI : aceite [aθęįta] UA : cuadro [kwađrɵ] EU : feudal [feuđal] UE : fuerza [fwęrθɐ] OU : bou [bou] UO : vacuo [bakwɵ] IA : sucia [ suθja ] UI : cuida [ kwiđɐ]

57

Page 58: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Bir hecede toplanmış üçlü ünlü gruplaşmaları, İspanyolca’da görülen

diğer bir ünlü kaymasıdır. [ a ] ve [ e ] hecenin ortasında yer alır. Triftongları şu

şekilde sıralayabiliriz:

IAI : despreciais [ despreθjais]

UAI : averiguais [ aƀerǃǥwais ] IEI : limpieis [ lįmpjęis] UEI : buey [ bwęi ]

3.3.3 ÜNSÜZLER İspanyolca’daki ünsüzleri şu şekilde sınıflandırabiliriz:

a) ÇIKIŞ BİÇİMİNE GÖRE :

- Patlamalı ünsüzler: p, b, t, d, k, g

- Geniz ünsüzleri : m, n, ñ

- Tek vuruşlu ünsüzler : r

- Çok vuruşlu ünsüzler : rr - Yan daralma ünsüzleri : l, ll - Sürtünücü ünsüzler : f, c, z, s, j

- Afrike ünsüzleri : y, ch

b) ÇIKIŞ YERLERİNE GÖRE :

58

Page 59: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

- Çift dudak ünsüzleri : b, p, m,

- Dudak- diş ünsüzleri : f

- Dilucu - dişardı ünsüzleri : c, z

- Dilucu – dişeti ünsüzleri : s, n, l, r

- Dil-öndamak ünsüzleri : y, ch, ñ, ll

- Dilucu – öndamak ünsüzleri : l

- Dil – artdamak ünsüzleri : k, g, j - Dilucu – diş : t, d

c) SES TELLERİNİN TİTREŞİMİNE GÖRE : - Ötümlü ünsüzler: b, d, g, y, m, n, ñ, l, ll, r

- Ötümsüz ünsüzler : p, t, k, f, c, z, s, ch, j Bu sınıflandırmalar doğrultusunda ünsüzleri şu şekilde inceleyebiliriz: [ p ] : ötümsüz , patlamalı , çiftdudak ünsüzü ( sorda, oclusiva, bilabial ) Bu ses, dudakların hızlı açılımıyla havanın çıkması sonucu üretilir.

Nefes alma işlemi, bu üretim esnasında yoktur.

opera [ opera ] copa [ kopa ] ( opera) (kupa)

59

Page 60: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

[ b ] : ötümlü, patlamalı, çiftdudak ünsüzü ( sonora , oclusiva, bilabial)

Bu sesin sesletimi sırasında dudaklar tamamen kapalıdır. Bu ses

İspanyolca’da < v > ve < b > harfleriyle yazılı dile dökülür. Her zaman sözcüğün

başında ya da [ n ], [ n ], [m] seslerinden sonra gelir.

[ v ] ve [ b ]seslerinin farksız olması, bazı sesletim sorunlarına

özellikle de yazım yanlışlarına neden olur.

vida [ biđɐ ] voz [ bǫθ ] sombra [ sǫmbɹa ] (yaşam) (ses) (gölge)

60

Page 61: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

[ƀ ] : ötümlü , sürtünücü , çiftdudak ünsüzü ( sonora, fricativa, bilabial)

[ b ] sesi ile oldukça karıştırılan bu sesin en belirgin farkı sürtünücü

olmasıdır. Hava dışarı çıkarken dudaklar yarı aralıktır.

uva [ uƀɐ ] alba [ alƀɐ ] (üzüm) (şafak)

Normal bir konuşma esnasında aynı sözcük tek başına kullanıldığında

farklı, bir tümce içinde başka bir sözcük veya tanımlık (articulo) farklı bir

sesletime uğrayabilir ( Casas, 1980: 87 ).

vida ---- v = ( b ) [ biđɐ ] La vida ---- v = ( ƀ ) [ ƀiđɐ ]

[ t ] : ötümsüz, patlamalı, dilucu – diş ünsüzü ( sorda, oclusiva, linguodental)

Bu sesin sesletimi sırasında dil, ön kesici dişlerin iç yüzüne dayanarak

havayı kuvvetli bir şekilde dışarıya bırakır.

tarde [ tarđǝ ] pinta [ pįņtɐ ] (geç) (boya)

61

Page 62: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

[ d ] : ötümlü, patlamalı, dilucu – diş ünsüzü ( sonora, oclusiva, linguodental ) Bu sesi sesletmek için alt ve üst çene yarı aralıktır. Dil ucu ön kesici

dişlerin alt bölümlerine dayanır. Bu ses, sözcük başında ve [ n ]ve [ l ] sesleriyle

birlikte sesletilir ( Duchet, 1982 : 104 ) .

doble [ doƀlə ] domingo [ domıŋgo] (duble) (pazar) [ đ ] : ötümlü, sürtünücü, dilucu - diş ünsüzü ( sonora, fricativa, linguodental) Bu sesin sesletimi için, dil ucu havanın çıkışını kapatmaksızın ön

kesici dişlerin duvarlarına hafif olarak dokunur. Dil hızlı bir şekilde dişlere dokunur.

Bu temas oldukça kısadır.

madera [ mađerɐ ] moda [ mođɐ ] (tahta) (moda) [ k ] : ötümsüz, patlamalı, dil – artdamak ünsüzü ( sorda, oclusiva,linguovelar)

Dilin arka tarafı havayı kapatarak artdamağa kadar yükselir. Dil ucu

alt kesici dişlerin daha altında kalır. Hiçbir nefes verme olayı yoktur.

62

Page 63: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Bu ses < k > ve [ a ], [ o ],[ u] seslerini takiben < c > harfiyle yazılı

dile geçer. Ayrıca ünsüz seslerle birlikte de < c > harfiyle gösterilir.

caza [ kaθɐ] cinco [θįŋkɵ] (av) (beş)

[ g ] : ötümlü, patlamalı, dil- artdamak ünsüzü ( sonora, fricativa, linguovelar)

Bu sesin sesletiminde de dilin arka tarafı artdamak düzeyindedir. Dil

ucu alt kesici dişlerin yüzeylerindedir. Havanın patlaması çabucak olur.

Bu ses sözcüklerin başında ya da [m], [n], [n]seslerinden sonra görülür.

ganancia [ gananθjɐ ] , tengo [ teŋgɵ ] ( kazanç) (sahibim)

[ ǥ ] : ötümlü, sürtünücü, dilucu - dişardı ünsüzü ( sonora, fricativa, linguointerdental)

[ g ] sesinin söylemine çok benzer. Göze çarpan fark, dil ile

artdamağın temasının tam olarak gerçekleşmemesidir. Bu ses, hiçbir zaman

sözcük başında ve [ m ], [ n ], [ n ] seslerini takiben yer almaz ( Casas , 1980 :

23 ).

rogar [ řǫgar ] cargo [ kargɵ ] (rica etmek) (görev)

63

Page 64: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

[ g ] ≠ [ ǥ ]

- Hagas lo que hagas el gato no se despertara

- No me gustan los gatos gordos [ f ] : ötümsüz, sürtünücü, dudak – diş ünsüzü ( sorda, fricativa, labiodental)

Bu sesin sesletiminde, alt dudak ön kesici dişlerin kenarlarına

havayı serbest bırakacak şekilde dokunur .

facil [ faθɪƖ ] forma [ fǫrmɐ ] (kolay) (form) [ θ] : ötümsüz, sürtünücü, dilucu – dişardı ünsüzü ( sorda, fricativa, linguointerdental) [ e ] ve [ i ] seslerini izleyen < c > ve < z > harfleriyle yazılı dilde yer

alır. Sesletimi için alt ve üst çene az açıktır. Dil, havanın çıkışını tamamen

kapatmaksızın alt kesici dişlere dayanarak üst kesici dişlerin kenarlarına

temas eder.

cruz [ kruθ ] vecino [ beθinɵ ] (haç) (komşu)

64

Page 65: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

[ s ] : ötümsüz, sürtünücü, dilucu – dişeti ünsüzü ( sorda, fricativa, linguoalveolar)

Alt ve üst çene hafif açıktır. Dilin yan tarafları, diş etlerine ve azı

dişlerinin iç yüzeylerine dayanır. Hava çıkışını kolaylaştırmak için dilin orta

bölümünde yuvarlak bir açıklık oluşturulur.

pesca [ peskɐ ] rosa [ řǫsa ] (balık avı) (gül) [ š ] : ötümsüz (sonorizado) < s > harfiyle sembolize edilen bu ses, genelde sözcüğün sonunda

yer alır ya da diğer ötümsüz bir ünsüzü takip eder ( Quilis, 1993:124 ).

mismo [ mįšmɵ ] asno [ ašnɵ ] (aynı) (katır)

[ s ] = [š ]

- Los estudiantes suelen suspender al menos una vez.

- Carlos es un muchacho muy esbelto .

[ ŷ] : ötümlü , afrike , dil – öndamak ünsüzü ( sonora, africada, linguopalatal)

Bu sesin sesletim esnasında, dil – damak bölgesindeki temas oldukça

geniştir.

yo [ ŷo] yema [ ŷema] (ben) (yumurta sarısı)

Bazı kişiler bu sesi sürtünücü gibi sesletirler. Bu durumda [ ĉ ] ile

aynı pozisyonda yer alır ( Lourdes, 1997:134 ).

65

Page 66: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

[ ĉ ] : ötümsüz, afrike , dil – öndamak ünsüzü ( sorda , africada, linguopalatal) < ch > harfiyle temsil edilir. Bu sesin oluşumu sırasında çeneler hafif

ayrıktır. Dil, damağın üst kısımlarına kadar ulaşır. Hava ilk olarak hafif

püskürtülür, daha sonra hızlı bir püskürtmeyle dışarı verilir ( Sanchez , 1984 : 69 ).

ancho [ anĉɵ ] chico [ ĉikɵ ] (geniş) (çocuk)

[ m ] : ötümlü, genizsi, çiftdudak ünsüzü ( sonora, nasal, bilabial)

66

Page 67: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Sesletimi için damak, havanın geniz boşluğundan çıkmasına izin

verecek şekilde açılır. Dudaklar kapalıdır.

madre [ mađrə] ramo [ řamɵ] (anne) (demet)

[ n ] : ötümlü, genizsi, dilucu – dişeti ünsüzü ( sonora, nasal, linguoalveolar)

Dil ucu, havanın ağız yoluyla çıkışını kapatacak şekilde üst çeneye ve

diş etlerine dayanır . Hava geniz boşluğundan dışarı çıkar .

Carne [ karnə ] noche [ noĉə ] (et) (gece)

[ ɳ ] : ötümlü, genizsi, dil – öndamak ünsüzü ( sonora, nasal, linguovelar) Sesletim sırasında alt ve üst çeneler hafif aralıktır. Dil ucu alt kesici

dişlere dokunur. Ağız hafif kapalıdır. Hava geniz boşluğundan dışarıya verilir.

viña [ biɳɐ ] pequeño [ pekeɳɵ ] (asma) (küçük)

[ ņ ] : ötümlü, genizsi, dilucu – dişeti ünsüzü ( sonora, nasal, linguoalveolar)

67

Page 68: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

[ t ] ve [ d ] seslerinden önce sesletilen [ n ] sesinin türevidir.

pintor [ pįņtǫɹ ] cantar [ kaņtar ] (ressam) (şarkı söylemek)

[ x ] : ötümsüz, sürtünücü, dil – artdamak ünsüzü ( sorda, fricativa, linguovelar)

Dilin art kısmı, havanın tamamen çıkışını önlemek için damağa

kadar yükselir. Dil ucu, alt kesici dişler seviyesinde kalır. < j > harfi ve [ e] , [ i ]’den

önce < g > ile yazılı dile yansır.

girar [ xiraɹ ] rojo [ řǫxɵ] coger [ kǫxęɹ ] (dönmek) (kırmızı) (binmek)

[ l ] : ötümlü, yan daralmalı, dilucu – dişeti ünsüzü ( sonora, lateral, linguoalveolar)

Dil ucu, [ ņ ]’nin sesletiminde olduğu gibi üst diş etlerine dayanır.

Hava, uzun bir açıklıkla dışarıya verilir. Hafif bir sürtünme oluşur ( Navarro,

1996:94) .

lado [ lađɵ ] selva [ sęlƀɐ]

68

Page 69: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

(taraf) (orman)

[ ʎ] : ötümlü, yan daralmalı, dil – öndamak ünsüzü ( sonora, lateral, linguopalatal)

< ll > harfiyle yazıya dökülür. Dil ucu, alt kesici dişlere dokunur.

Damak ile geniş bir temas vardır. Hava, iki küçük yan açıklıkla dışarıya çıkar.

pollo [ poʎɵ ] cebolla [ θeƀoʎɐ ] (tavuk) (soğan)

[ l ] ≠ [ ʎ ] polo pollo legar llegar calo callo [ r ] : ötümlü, tek vuruşlu, dilucu – dişeti ünsüzü ( sonora, vibrante simple, linguoalveolar) Sesletim sırasında dilin yan duvarları, havanın dışarı çıkışını

kapatarak alt azı dişlerine dayanır. Dil ucu kısa süreli bir kapanmanın ardından

tekrar eski durumuna gelir.

69

Page 70: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

fresco [ freskɵ ] cero [ θerɵ ] (serin) (sıfır)

[ ř] : ötümlü, çok vuruşlu, dilucu – dişeti ünsüzü ( sonora, vibrante multiple, linguoalveolar) Sesletim organları [ r ] sesinin çıkışıyla aynı durumdadır. Sadece bu

sesin oluşumunda dil, biraz daha geridedir. Dilin basınçla dişetlerine vurup geri

gitmesi birden fazla tekrar edilir. Bu da titreşim sayısının artmasına neden olur

( Guitrart , 1980 : 140 ).

tierra [ tǫřə] perro [ pęřɵ] (yeryüzü) (köpek) [ r] ≠ [ ř] cura curra pera perra pero perro

[ ɹ] : sürtünücü ( fricativa) Dilin hareketi daha yavaş ve yumuşaktır. Genelde son seste görülür. color [ kolǫɹ] salir [ salįɹ]

70

Page 71: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

(renk) (çıkmak) 3.4 TÜRKÇE VE İSPANYOLCA SES DİZGELERİNİN BENZER VE FARKLI YÖNLERİ

ŰNLŰLER :

Türkçe ve İspanyolca’da bulunan ünlüler, yukarıda ayrıntılı bir biçimde

irdelenmiş ve her iki dilin ünlülerinin farklılıkları gözlenmiştir.Bu durum iki dilin

ünlü tablolarıyla da belirginleşmektedir.

3.4.1 HER İKİ DİLDE BENZER OLAN ÜNLÜLER [e / e] : geniş, düz, öndil (kapalı) ünlüsü [ε / ҿ ] : geniş, düz, öndil (açık) ünlüsü TÜRKÇE İSPANYOLCA

71

Page 72: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

erat [eɾαt ], eylem [ε.ılεm ] explicar* [ esplǃkaɹ], perro [ pęřɵ] * İspanyolca sözcüklerin Türkçe karşılıkları 3.3.2 Ünlüler ve 3.3.3.Ünsüzler bölümlerinde verilmiştir.

[ i / i ] : dar, düz, öndil (kapalı) ünlüsü

[ɪ / į ] : dar, düz, öndil ( açık) ünlüsü

TÜRKÇE İSPANYOLCA iğde [ i:dɛ ], simit [sɪmɪt] sentir [ seņtįɹ ], vida [biđa]

[ a / a ] : geniş, düz, arkadil ( predorsal) ünlüsü [ α / a ] : geniş, düz, arkadil (postdorsal ) ünlüsü TÜRKÇE İSPANYOLCA anı[αnї ], laf [Ɩaf ] caro [ karɵ], calle [ kalə]

[u /ų] : dar, yuvarlak, arkadil ( açık ) ünlüsü [u /u] : dar, yuvarlak, arkadil ( kapalı ) ünlüsü TÜRKÇE İSPANYOLCA kulak [ kułαk], hurda [huɾdα ] incauto [ įŋkautɵ], arruga [ ařųǥɐ ]

72

Page 73: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

[ o / o ] : geniş, yuvarlak, arkadil ( kapalı ) ünlüsü [ ɔ / ǫ ] : geniş, yuvarlak, arkadil ( açık ) ünlüsü TÜRKÇE İSPANYOLCA

soru [sɔɾu], oğlak [o:łαk] rosa [ řǫsɐ ], boda [ bođɐ ]

3.4.2 TÜRKÇE’DE OLUP İSPANYOLCA’DA OLMAYAN ÜNLÜLER [œ ] : geniş, yuvarlak , öndil (açık) ünlüsü [ø ] : geniş, yuvarlak, öndil ( kapalı ünlüsü örtü [œɾty] öğe [ø ɛ] [Ү] : dar, yuvarlak, öndil ( açık ) ünlüsü

[y] : dar, yuvarlak, öndil ( kapalı ) ünlüsü

ümit [үmɪt] düğme [dy:mɛ] [ї] : dar, düz, ortadil ünlüsü ısı [ ïsї ]

3.4.3 İSPANYOLCA’DA OLUP TÜRKÇE’DE OLMAYAN ÜNLÜLER [ ʉ] : ( yumuşak )

ridiculo [ řįđikʉlo]

[w] : ( yarı ünsüz) hueso [weso]

73

Page 74: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

[ ǃ ] : ( yumuşak )

catolico [ katolǃko ]

[ j ] : (yarı ünsüz )

piedra [ pjeđrɐ ]

[ ǝ ] : ( yumuşak )

humedo [ umǝđo ] [ ɐ ] : ( yumuşak ) ovalo [oƀɐlo ] [ ɵ ] : ( yumuşak ) muchacho [ muĉaĉɵ ]

3.4.4 HER İKİ DİLDE BENZER OLAN ÜNSÜZLER :

[ p ] : ötümsüz, patlamalı, çiftdudak ünsüzü TÜRKÇE İSPANYOLCA perde [ peɹdɛ ] copa [ kopa ] [ b ] : ötümlü, patlamalı, çiftdudak ünsüzü

74

Page 75: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

TÜRKÇE İSPANYOLCA

taba [tαbα ] vida [ biđɐ ]

[ t ] : ötümsüz, patlamalı, dilucu - dişardı ünsüzü

TÜRKÇE İSPANYOLCA toz [ tɔz ] pinta [ pįņtɐ ] [d ] : ötümlü, patlamalı, dilucu - dişardı ünsüzü TÜRKÇE İSPANYOLCA kedi [cedɪ ] domingo [ domıŋgo]

[k ] : ötümsüz, patlamalı, dil - artdamak ünsüzü

TÜRKÇE İSPANYOLCA bakla [bαkłα ] caza [ kaθɐ] [g ] : ötümlü, patlamalı, dil-artdamak ünsüzü TÜRKÇE İSPANYOLCA

karga [kαɾgα] tengo [ teŋgɵ ]

[ f ] : ötümsüz, sürtünücü, dudak -diş ünsüzü TÜRKÇE İSPANYOLCA

75

Page 76: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

fil [ fɪƖ ] forma [ fǫrmɐ ] [ s ] : ötümsüz, sürtünücü, dilucu - dişeti ünsüzü TÜRKÇE İSPANYOLCA sargı [ sαɾgї ] pesca [ peskɐ ]

[ m ] : ötümlü, genizsi, çiftdudak ünsüzü

TÜRKÇE İSPANYOLCA demlik [ demƖɪc ] ramo [ řamɵ]

[ n ] : ötümlü, genizsi, dilucu - dişeti ünsüzü

TÜRKÇE İSPANYOLCA

tin [ tɪn ] noche [ noĉə ] [ Ɩ ] : ötümlü, yan daralmalı, dilucu – öndamak ünsüzü TÜRKÇE İSPANYOLCA

lamba [ Ɩambα ] selva [ sęlƀɐ]

[ r ] : ötümlü, tek vuruşlu, dilucu -dişeti ünsüzü

TÜRKÇE İSPANYOLCA

76

Page 77: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

perde [ peɾdɛ] cero [ θerɵ ]

3.4.5 HER İKİ DİLDE FARKLI OLAN ÜNSÜZLER :

[ ʒ ] - Tr. ötümlü, sürtünücü, dil - öndamak ünsüzü

bej [ bɛʒ]

[ x ] - İsp. ötümsüz, sürtünücü, dil - artdamak ünsüzü rojo [ řǫxɵ]

[ z ] - Tr. ötümlü, sürtünücü, dilucu – dişeti ünsüzü zeki [ zeci: ] [ ʐ ] - Tr. ötümsüz, sürtünücü, dilucu - dişeti ünsüzü

yoz [ jɔʐ] [ θ ] - İsp. ötümsüz, sürtünücü, dilucu - dişardı ünsüzü

cruz [ kruθ ]

[ j ] - Tr. ötümlü, dil - öndamak, yarı ünlü

yat [ jαt ]

[ ŷ ] - İsp. ötümlü, afrike, dil - öndamak ünsüzü

yema [ ŷema]

[υ ] - Tr. ötümlü, sızıcı, yarı ünlü

tavuk [ tαυuk ]

77

Page 78: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

[ b ] - İsp. ötümlü, patlamalı, çiftdudak ünsüzü

voz [ bǫθ ] [ v ] - Tr. ötümlü, sürtünücü, dudak - diş ünsüzü

varil [ vαɾɪƖ ]

[ ƀ ] - İsp. ötümlü, sürtünücü, çiftdudak ünsüzü

alba [ alƀɐ ]

[ ʧ ] - Tr. ötümsüz, sürtünücü, dil - öndamak ünsüzü

saç [ sαʧ ]

[ ĉ ] - İsp. ötümsüz, afrike, dil - öndamak ünsüzü

ancho [ anĉɵ ]

3.4.6 TÜRKÇE’DE OLUP İSPANYOLCA’DA OLMAYAN ÜNSÜZLER [ h ] : ötümsüz, sürtünücü, gırtlak ünsüzü rahat [ rαhαt ] [ ʃ ] : ötümsüz, sürtünücü, dil - öndamak ünsüzü

78

Page 79: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

şemsiye [ ʃɛmsɪјɛ ]

[ ʤ] : ötümlü, sürtünücü, dil - öndamak ünsüzü

sac [ sαʤ]

3.4.7 İSPANYOLCA’DA OLUP TÜRKÇE’DE OLMAYAN ÜNSÜZLER

[ đ ] : ötümlü, sürtünücü, dilucu - diş ünsüzü

moda [ mođɐ ] [ ɳ ] : ötümlü, genizsi, dil - öndamak ünsüzü pequeño [ pekeɳɵ ]

[ ņ ] : ötümlü, genizsi, dilucu - dişeti ünsüzü

cantar [ kaņtar ]

[ ʎ] : ötümlü, yan daralmalı, dil - öndamak ünsüzü cebolla [ θeƀoʎɐ ]

[ θ] : ötümsüz, sürtünücü, dil ucu - diş ardı ünsüzü

vecino [ beθinɵ ]

79

Page 80: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

3.5 KARŞITLIKLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ Türkçe ve İspanyolca’nın sesleri incelendikten sonra ortaya çıkan

karşıtlıkları şu şekilde sıralayabiliriz :

Her iki dilin ünlüleri arasındaki en büyük karşıtlık Türkçe ’de uzun ünlü

bulunmayışıdır. Örneğin, Türkçe’de İspanyolca’daki kadar kapalı ve uzun [ u ] sesi

yoktur. Bu sesin dışında [ a ]’nın da uzun türü yoktur. Uzun okunan [ a ]’ ya

<ğ>’ den önce gelen ve söyleyişte <ğ>’nin yitirilmesiyle uzayan yabancı kökenli

sözcüklerdeki [ a ]‘dır. İspanyolca’da ise uzun [ a ] vardır. Dil, ağzın ön tarafına

doğru toplanır ve art-damak üzerinde sesletilir.

Türkçe’de açık ve kısa [ɛ] türü gözlenirken, İspanyolca’da uzun, kapalı ve

schwa adı verilen, daha hafif sesletilen [ ə ] sesi oldukça yoğun kullanılmaktadır.

Türkçe’de yer alan [œ ], [ø ], [ Ƴ ], [y ], [ ї ] sesleri İspanyolca’da yoktur.

Konuşma dilinin ikinci büyük kümesi olan ünsüzler arasındaki karşıtlıkları şu

şekilde sıralayabiliriz:

Ötümsüz [p], [t], [k] ve ötümlü [b], [d], [g] sesleri çıkış yerleri ve

biçimleri açısından aynı olmakla beraber, İspanyolca’da ötümsüz sesler önseste

bulunduklarında Türkçe’dekilerden daha soluklu, ötümlüler ise daha kuvvetli

söylenmektedir.

İspanyolca’da [ b ] sesinin sesletiminde, dudaklar birbirine çok yaklaşmakla

beraber hiçbir zaman tam olarak bitişmez yani hava çok dar bir aralıktan, hiçbir

80

Page 81: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

engelle karşılaşmaksızın devamlı olarak çıkar. Bu yüzden [ b ] sesi Türkçe’deki [ b ]

ve [ v ] seslerinin bir karışımı gibi sesletilir. İspanyolca’da < b > ve < v >

harflerinin sesletiminde hiçbir fark yoktur. Ancak < b > harfi tümcenin başında

veya, < m > veya < n > harflerinden sonra yer alıyorsa Türkçe’deki [ b ] sesi gibi

tamamen bitiştirilerek sesletilir.

taba [tαbα ] = vida [ biđɐ ] bakla [bαkłα ] ≠ alba [ alƀɐ ]

İspanyolca’da [k ] sesi, [a] , [o] , [ u ] ünlüleri ve tüm ünsüzlerden önce < c >

harfiyle ; [ e ] ve [ i ] ünlülerinden önce < u > harfiyle birlikte < q > harfiyle, çok

nadir olarak da < k > harfiyle yazılır.

Casa, comer, clave, queso, quitar, kilo

İspanyolca [d] sesinin Türkçe’deki [d] sesi gibi - dilin dişlere

dokundurulmasıyla - sesletilmesi ise yalnızca [ d ]’nin sözcüğün başında veya [ l ]

ve [ n ] ünlülerinden sonra yer aldığı durumlarda görülür.

kedi [cedɪ ] = domingo [ domıŋgo]

düş [dуʃ ] ≠ moda [ mođɐ ]

İspanyolca’da [g] sesi [a, o, u] ünlülerinden önce < g > harfiyle, [ e, i ]

ünlülerinden önce ise < u > harfiyle yazılı dile aktarılır.

gato, gusto, goma, sangre, guerra, guitarra

[ θ ] sesi İspanyolca’da yerine göre bazen < c > bazen de < z > harfleriyle

yazılır. Türkçe’de olmayan peltek bir [ s ] sesi gibidir. Dilin ucu dişlerin arasında

olmak üzere havanın çıkışı için çok dar bir aralık bırakılır ( Quilis, 1997 : 98 ).

81

Page 82: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

cruz [ kruθ ] vecino [ beθinɵ ]

Türkçe’deki [ h ] sesi, İspanyolca’da < j > harfiyle veya [ e, i ] seslerinden

önce < g > harfiyle yazılır.

rojo [ řǫxɵ]

coger [ kǫxęɹ ] = hasta [hαstα]

Türkçe ’deki [ r ] sesi ile İspanyolca’daki tek vuruşlu [ r ] sesi birbirine

benzer. Çok vuruşlu [ r ] sesinden daha kuvvetli olan [ ř] sesi ise sözcüklerin

başında veya < n, l, s > harflerinden sonra sesletilir.

reyon [rɛјɔn] = cero [ θerɵ ]

İspanyolca’daki [ ʎ ] ve [ ɳ ] sesleri Türkçe’de yoktur. [ ʎ ] sesi Türkçe [ j ]

sesine benzemekle birlikte, dilin orta kısmı damakla tamamen birleşir ve sadece

kenarlarda havanın çıkması için dar bir aralık bırakılır. [ ɳ ] sesi ise Türkçe’de

[ n ] ve [ j ] seslerinin arka arkaya bulunması gibidir.

Türkçe’deki [ ʃ ] sesi ise İspanyolca’da yoktur.

aşı [αʃї]

4. UYGULAMA, BULGULAR VE DEĞERLENDİRME 4.1 VERİLERİN TOPLANMASI

İki dilin etkileşimi sonucu ortaya çıkan olumsuz aktarım olgusunu,

özellikle İspanyolca öğrenen Türkler açısından belirleyebilmek için sözlü dile

dayalı bir çalışma yapılmıştır.

82

Page 83: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Çalışmamız kapsamında yapılan özgün çözümleme için üç bölümden

oluşan bir sözlü sınama metni hazırlanmıştır ( Ek – 2 ). Birinci bölümde iki

paragraftan oluşan bir metin, ikinci bölümde beş tümce, son bölümde ise tek

bir sesle anlam değişimine uğrayan beş sözcük, anadili Türkçe olan 77 kişilik

örneklem grubuna okutulmuştur. Örneklem grubumuz; yetişkin, üniversite

öğrencisi ya da daha üst eğitimli kişilerden oluşturulmuştur (Tablo 3 ).

Deneklerimizin en belirgin özelliği ise İspanyolca’yı ikinci hatta üçüncü yabancı dil

olarak öğreniyor olmalarıdır ( Tablo 4-5). Uygulama metninin hazırlanması

aşamasında, Roma Cervantes Enstitüsü’nde görev yapan İspanyolca anadili

konuşucusu uzmanların görüşüne başvurulmuştur. Bu doğrultuda gerekli

değişiklikler yapıldıktan sonra uygulamaya geçilmiştir.

Uygulama aşamasında, kişinin sesletimini olumsuz yönde etkileyebilecek

heyecan ve stres gibi faktörlerden kaçınmak için öğrencilerin sesleri onların

haberi olmaksızın ses kayıt cihazına alınmış ve böylece verilerin daha doğru

sonuçlar vermesi sağlanmıştır. Her öğrencinin ses kayıt cihazına alınan sesletimi,

Roma Cervantes Enstitüsünde görev yapan bir İspanyol uzmanla birlikte

deşifre edilerek fonetik yazıma geçirilmiştir.

Öte yandan, sesletimde yapılan yanlışların yazılı dildeki etkilerini

görebilmek için, aynı öğrencilere yazılı dile dayanan bir uygulama da

yapılmıştır. Öğrencilere 10’ar tümce dikte ettirilmiş ve sözlü dille yazılı dil

arasında bir paralellik kurulması amaçlanmıştır.

Örneklem içinde yer alan öğrencilere, sesletim ve sesletimin yabancı dil

öğretimindeki yeri ve önemine ilişkin görüşlerini almak üzere bir anket

çalışması yapılmıştır. Anketler iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde,

öğrencilerin cinsiyeti, yaşları, mezun oldukları okul, bildikleri yabancı diller ve

düzeylerine ilişkin sorular yöneltilmiştir. İkinci bölümde ise sesletim ve sesletimin

yabancı dil öğretimindeki yerine ilişkin sorular yer almıştır.

83

Page 84: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Öğrencilere uygulanan anketler doğrultusunda elde edilen veriler,

bilgisayar ortamında çözümlenmiştir. Yanıtlar aracılığıyla oluşturulan tablolarda,

toplamlardan yüzde oranlarına ulaşılmıştır.

4.2 METİNLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Ayrımsal Dilbilim, anadili ve yabancı dilin yapılarında ayrılık görülen her

yerde olumsuz aktarım yanlışlarının ortaya çıkabileceğini ileri sürer. Oysa, bu

konu üzerinde çalışmalar yapan dilbilimciler, yapılan her yanlışın olumsuz

aktarım yanlışı olmadığını ortaya koymuşlardır. Yanlışlar çok değişik

nedenlere dayanabilir (Ergenç, 1984:134):

- Anadili kullanımında da ortaya çıkabilen dilsel yanlış kullanımları, - Bilmeme, - Anadili dizgesinin yabancı dil dizgesi karşısında bilinçsizce

egemenliği.

Yanlışların nedenleri, çoğu kez birbiriyle iç içedir. Bu durumu önlemek

için özenli bir ayrımsal çözümleme yapılmalıdır. Bunu sağlamak için, bir yandan

anadiliyle öğrenilen yabancı dilin, deneyimler sonucu ya da kuramsal olarak

bilinen yanlışlara yol açabilecek alanları seçilirken, denek olarak seçilen kişilerin

bu alandaki davranışları da iyi gözlenmelidir. Bu nedenle, biz de deneklere

verdiğimiz okuma metinlerini seçerken, kuramsal açıdan yanlışlık yapılabilecek

noktaları saptadıktan sonra, bu saptamanın ne ölçüde gerçekleştiğini izledik ve

diğer yandan da yanlışların dağılımını belirledik .

Belirlediğimiz yanlışları şu şekilde sıralayabiliriz:

84

Page 85: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

1) [ v ] → [ ƀ ] Türkçe [ v ] : ötümlü, sürtünücü, dudak - diş ünsüzü İspanyolca [ ƀ ] : ötümlü, sürtünücü, çiftdudak ünsüzü vive [ ƀibe ] → vive [ vibe ] (yaşıyor) İspanyolca’da özellikle sözcük başında yer alan [ ƀ ] sesi, yazımının da

etkisiyle deneklerin % 86 ’sı tarafından Türkçe [ v ] sesi olarak sesletilmiştir.

2) [ s ]

→ [ θ ] [ z ]

Türkçe [ s ] : ötümsüz, sürtünücü, dilucu - dişeti ünsüzü Türkçe [ z ] : ötümlü , sürtünücü, dilucu – dişeti ünsüzü İspanyolca [ θ ] : ötümsüz, sürtünücü, dilucu – dişardı ünsüzü

Peltek [ s ] olarak adlandırılan [ θ ] sesi, deneklerin % 96 ’sı tarafından

Türkçe [ s ] ve [ z ] sesleriyle sesletilmiştir.

Barcelona [ barθelonɐ ] → Barselona [ barselonɐ ]

agencia [axenθjɐ] → agenzia [axenzjɐ]

(acenta)

3) [ x ] → [ g ]

85

Page 86: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Türkçe [g ] : ötümlü, patlamalı, dil-artdamak ünsüzü

İspanyolca [x] : ötümsüz, sürtünücü, dil - artdamak ünsüzü

İspanyolca [e] ve [i] seslerinden önce gelen [x] sesi, deneklerin

% 75 ’ i tarafından Türkçe [ g ] sesi olarak sesletilmiştir.

gente [xentə] → gente [gentə]

(halk)

4) [ ŷ ] → [ h ] Türkçe [ h ] : ötümsüz, sürtünücü, gırtlak ünsüzü İspanyolca [ ŷ ] : ötümlü, afrike, dil – öndamak ünsüzü

İspanyolca [ ŷ ] sesi, deneklerin % 16’ sı tarafından Türkçe [ h ] sesi

olarak sesletilmiştir.

mayores [ maŷɵres ] → mayores [ mahɵres ]

(büyükler) 5) [ x ] → [ ʒ ]

Türkçe [ ʒ ] : ötümlü , sürtünücü , dil – öndamak ünsüzü İspanyolca [ x ] : ötümsüz, sürtünücü, dil - artdamak ünsüzü

İspanyolca [ x ] sesi, deneklerin % 29 ’u tarafından Türkçe [ ʒ ]

sesi olarak sesletilmiştir.

gimnasia [ ximnasjɐ ] → gimnasia [ʒimnasjɐ ]

86

Page 87: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

(jimnastik) 6) [ ʎ] → [ j ]

Türkçe [ j ]: ötümlü, dil – öndamak, yarı ünlü

İspanyolca [ l ] : ötümlü, yan daralmalı, dil – öndamak ünsüzü

İspanyolca [ l ] sesi, deneklerin % 49’u tarafından Türkçe [ j ] sesi

olarak sesletilmiştir.

allegar [ alegaɹ ] → allegar [ ayegaɹ ] (varmak)

7) -- → [ h ] Türkçe [ h ] : ötümsüz , sürtünücü , gırtlak ünsüzü İspanyolca : okunmaz

İspanyolcanın yazımında yer almasına rağmen sözlü dilde

sesletilmeyen bu harf, deneklerin % 48’i tarafından Türkçe [ h ] sesiyle

sesletilmiştir.

Ha [a ] → Ha [ ha ] (haber yardımcı fiili )

8) [ f ] → [ v ]

Türkçe [ v ] : ötümlü, sürtünücü, dudak - diş ünsüzü

İspanyolca [ f ] : ötümsüz, sürtünücü , dudak –diş ünsüzü

İspanyolca [ f ] sesi, deneklerin % 9’u tarafından Türkçe [ v ] sesi

olarak sesletilmiştir.

jefe [ xefə ] → jefe [ xevə ] (şef)

87

Page 88: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Sesletim yanlışları, aşağıdaki tabloda hata oranlarıyla birlikte görülebilir:

HATALI SESLETİM ( TÜRKÇE )

HATA ORANI % n = 77

[ θ ]

[ s ]- [ z ]

. 96

[ ƀ ] [ v ] . 86

[ x ] [ g ] . 75

[ l ] [ j ] . 49

- [ h ] . 48 [ x ] [ ʒ ]

. 29

[ ŷ ] [ h ] . 16

[ f ] [ v ] .9

Yukarıdaki açıklamaların ışığı altında 77 denek üzerinde yaptığımız

uygulama sonucunda, öğrencilerin yaptıkları yanlışları, daha önce Yanlış

Çözümlemesi başlığı altında verdiğimiz , Dulay ve Burt’un ( Gargallo; 2003:27-

28 ) yanlış sınıflandırmasına uygun olarak dört ana başlıkta inceleyebiliriz :

a) Anadili girişimi yanlışları : Bu tür yanlışlar öğrencinin

anadilini yansıtan, amaç dili, anadili olarak konuşanların bu dili edinimleri

sırasında görülmeyen yanlışlardır. Bu türe örnek olarak aşağıdaki yanlışları

gösterebiliriz :

[ v ] → [ ƀ ]

88

Page 89: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

İspanyolca’da [ b ] ve [ v ] sesleri aynı şekilde sesletilir. [ ƀ ] sesi

ise Türkçe’deki [ b ] sesinden çok az farkla ayrılır. Bu nedenle deneklerin %

86’sının [ ƀ ] sesini anadili girişimiyle [ v ] olarak seslettikleri gözlenmiştir. Bu

görüşümüzü dikte çalışması da desteklemektedir.Yazılı metinlerde de [ v ] sesi < b>

harfiyle yazılı dile geçmiştir.Yine deneklerin % 49’u İspanyolca [ l ] sesini Türkçe

[ j ] sesine yakınlığı nedeniyle [ j ] olarak sesletmişlerdir. İspanyolca’da < h > harfi

sesletilmez, ancak yazılı dilde bu harf vardır. İspanyolca’ya özgü bu özelliğe

rağmen deneklerin % 48’i < h > harfini Türkçe [ h ] sesi olarak sesletmişlerdir.

Dikte çalışmasında da [ h ] sesini duymadıklarından < h > harfini yazmamışlardır.

b) Amaç dil girişimi yanlışları : Bu tür yanlışlar öğrencinin anadili

yapısını yansıtmayan, amaç dili anadili olarak konuşanların bu dili edinimleri

sırasında yaptıkları yanlışlara benzeyen yanlışlardır. Bu tür yanlış türüne

uygulamamızda şu şekilde rastlamaktayız :

[ x ] → [ g ]

İspanyolca [ e,i ] seslerinden önce gelen [ x ] sesi deneklerin % 75’i

tarafından [ g ] sesi olarak sesletilmiştir. İspanyolca’da [ e,i ] seslerinden önce

[ g ] sesi verebilmek için < u > harfine ihtiyaç duyulmaktadır. Denekler < u >

harfiyle yazılmış gibi bir sesletimde bulunmuşlardır.

coger [ kǫxęɹ ] guerra [ geřɐ ]

c) Belirsiz yanlışlar : Bunlar hem anadili hem de amaç dil gelişimi

yanlışları olabilir. Bu tür yanlışa örnek olarak [ θ ] sesini verebiliriz:

Deneklerimizin % 96’sı tarafından İspanyolca [ θ ] sesi ( peltek s ),

Türkçe [ s ] ve [ z] sesleriyle sesletilmiştir. [ θ ] sesi Türkçe’de olmayan bir sestir.

89

Page 90: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Bu durumun etkisiyle de bu sesin yerine kimi zaman [ s ] kimi zaman da [ z] sesi

kullanılmıştır. Özellikle Latin Amerika ülkelerinde yaşayan anadili konuşucuları

tarafından da bu sesin [ s ] olarak sesletimi oldukça yaygındır ve bu sesletim

şekline ‘‘ seismo ’’ adı verilir.

d) Bireysel yanlışlar : Bu tür yanlışlar, ne anadili ne de amaç dil

gelişimi yanlışları olarak tanımlanabilir. Örneğin çalışmamızda İspanyolca [ ŷ ] sesi

deneklerin % 16 ’sı tarafından Türkçe [ h ] sesi olarak sesletilmiştir.

4.3 DİKTE METİNLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Örneklem grubumuzun sözlü dilde yaptığı yanlışların yazılı dile nasıl

yansıyacağını ortaya koymak için bir dikte çalışması yapılmıştır. Deneklerimize,

sorun olabileceği varsayılan seslerin yer aldığı 10’ar tümce dikte ettirilmiştir

( Ek- 3 ). Bu uygulama ile daha verimli sonuçlara ulaşmamız için, dikte metni

anadili İspanyolca olan bir okutmana okutulmuştur.

Sözlü dilde gördüğümüz bazı aktarım yanlışlarının yanısıra, İspanyolca’nın,

örneklem grubumuzun ikinci - bazı deneklerin üçüncü - yabancı dili olması

nedeniyle, birinci yabancı dilin yazım kurallarının etkileri de uygulama sonucunda

gözlenmiştir.

Yapılan yanlışlar ve oranlarını şu şekilde sıralayabiliriz :

1) gerente → jerente

İspanyolca’da [ ǥ] sesi, [ e ] ve [ i] seslerinden önce Türkçe [ ʒ ]sesine

benzer sesletilir. Bu durum yazılı dile de bir yanlış olarak yansımıştır. Hata oranı

% 61’dir.

90

Page 91: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

2) ñoño → yoño

İspanyolca [ ɳ ] sesi Türkçe’de olmayan bir sestir. Türkçe [ n ] ve [ j ]

seslerinin bir arada kullanımına benzer . Bu durum öğrencilerin [ j ] sesini daha

kuvvetli duymalarından ileri gelmektedir. Hata oranı % 43 ’ tür.

3) zumo → sumo

Bu yanlış sözlü dil yanlışlarının içinde de yer almaktadır. [ θ ] sesinin,

Türkçe [ s ] sesine benzerliğiyle yazılı dile de [ s ] olarak geçtiği

görülmektedir. Hata oranı % 43’ tür.

4) sin → cin Olumsuz aktarım yanlışlarından aşırı genelleme sınıfına dahil

edebileceğimiz bir yanlıştır. Yapılan diktede, [ s ] sesi yazılı dile, [ θ ] sesi gibi

aktarılmıştır. Deneklerin, sözlü dilde görülen % 96 oranındaki [ θ ] sesi yerine [ z ]

ve [ s ] sesletimi kaygısına bağlı olarak, dikte çalışmasında da [ s ] sesini [ θ ] sesi

olarak yazdıkları tespit edilmiştir. Hata oranı % 52’dir.

5) planificacion → planification

Birinci yabancı dili İngilizce olan deneklerin, sesletim benzerliğini

de gözönüne alarak yaptıkları bir yazım hatası olarak görülmektedir. Hata oranı

% 61’dir.

4.4. ANKET SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

91

Page 92: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Tezimizin bu bölümünde örnekleme alınan öğrencilere uygulanan anket

sonuçları değerlendirilerek yorumlanmıştır. Anketimiz iki bölümden oluşmaktadır.

İlk bölümde örneklem grubunun genel bir yapısını yansıtan kişisel bilgilere ikinci

bölümde ise sesletimin dil öğretimindeki yeri ve İspanyolca’nın sesletimi ile ilgili

görüşlere yer verilmiştir. Anket dil düzeyleri gözetilmeksizin 77 deneğe

uygulanmıştır.

I. BÖLŰM ( KİŞİSEL BİLGİLER ) TABLO 1 ÖRNEKLEM GRUBUNUN YAŞ DAĞILIMI 17 ve aşağısı

18 - 23 24 - 30 31 ve yukarısı

% 5

% 57

% 26

% 12

Tablo I ’ e göre tüm grubun % 5’i 17 ve aşağısı , % 57’si 18 - 23 yaş

aralığında , % 26’sı 24 - 30 ve % 12’si de 31 ve yukarı yaşlardadır. İspanyolca’yı

yabancı dil olarak öğrenenlerin genelde 18 – 30 yaş aralığında yoğunlaştığı

gözlenmektedir.

92

Page 93: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

TABLO 2

ÖRNEKLEM GRUBUNUN CİNSİYET DAĞILIMI

BAY

BAYAN

% 40

% 60

Tablo 2’ye göre tüm grubun %60 ’ı bayan ve % 40’ı bay öğrenciler

oluşturmaktadır. Tablodan görüldüğü gibi İspanyolcayı öğrenmek isteyenlerin

yarısından fazlasını bayanlar oluşturmaktadır.

TABLO 3 ÖRNEKLEM GRUBUNUN EĞİTİM DURUMLARI

GENEL LİSE

ÖZEL LİSE

ÜNİVERSİTE DİĞER

% 19

% 43

% 18

% 19

Tablo 3’e göre örneklem grubumuzun % 19’u genel lise ( devlet liseleri ), %

43’ü özel liselerden , % 18’ i çeşitli üniversitelerden ve % 19’u da meslek liseleri,

yurtdışı eğitim kurumlarından mezun öğrencilerdir. Bu tabloya bakarak

İspanyolcanın öğrenci profilinin yaklaşık yarısının özel liselerden mezun

öğrencilerden oluştuğunu söyleyebiliriz.

93

Page 94: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

TABLO 4 ÖRNEKLEM GRUBUNUN BİLDİĞİ YABANCI DİLLER

İNGİLİZCE

ALMANCA

FRANSIZCA

ARAPÇA

İTALYANCA

% 97

% 26

% 12

% 1

% 9

Tablo 4’e göre örneklem grubunun % 97’si İngilizce, % 26’sı Almanca, %

12’si Fransızca, % 9’u İtalyanca ve % 1’i Arapça dillerini bilmektedir. Bu tablo

sonuç olarak bize, İspanyolca’nın tüm deneklerin ikinci yabancı dili olduğunu

göstermektedir. Bunun yanı sıra deneklerin bir kısmının birden fazla yabancı dil

bildiğini, bu yüzden de İspanyolca’nın üçüncü yabancı dil konumunda olduğunu

görmekteyiz.

94

Page 95: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

TABLO 5 ÖRNEKLEM GRUBUNUN YABANCI DİL DÜZEYLERİ

ORTA İYİ ÇOK İYİ

İNGİLİZCE

% 13

% 40

% 47

ALMANCA

% 90

% 10

-

FRANSIZCA

% 56

% 44

-

ARAPÇA

-

% 100

-

İTALYANCA

-

% 100

-

Tablo 5’e göre örneklem grubunun %40’ı İngilizce’yi iyi, %47’si çok iyi,

%10’u Almanca’yı iyi, %44’ü Fransızca’yı iyi, %100’ü de Arapça ve İtalyanca’yı iyi

düzeyde bildiklerini belirtmişlerdir. Deneklerin, genelde, birinci yabancı dilleri olan

İngilizce’yi iyi veya çok iyi düzeyde bildikleri, ikinci yabancı dil konumundaki dillere

de orta düzeyde sahip oldukları söylenebilir.

95

Page 96: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

II . BÖLÜM ( PROGRAMA İLİŞKİN GÖRÜŞLER )

TABLO 1

SINIFINIZDA DÖRT DİL BECERİSİNDEN HANGİSİNE

DAHA FAZLA ÖNEM VERİLMEKTEDİR SORUSUNA VERİLEN

YANITLARIN DAĞILIMI

n % KONUŞMA

37

48

YAZMA

15

19

DİNLEME

6

8

OKUMA

19

25

Tablo 1’e göre örneklem grubunun %48’i sınıfiçi etkinliklerde konuşma

becerisine, %19’u yazma becerisine, %8’i dinleme becerisine, %25’i de okuma

becerisine önem verildiğini düşünmektedir. Sesletimle ilgili bir çalışma yaptığımız için

bu durum araştırmanın sonucunu etkileyebilecek bir görünümdür. Öğrencilerin hedef

dili (İspanyolca), sınıf içinde etkin bir şekilde duydukları ve konuşmaya çalıştıkları

söylenebilir.

96

Page 97: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

TABLO 2

DÖRT DİL BECERİSİNDEN HANGİSİNE DAHA FAZLA ÖNEM

VERİYORSUNUZ SORUSUNA VERİLEN YANITLARIN DAĞILIMI

n %

DİNLEME

2

3

OKUMA

9

12

KONUŞMA

4

5

YAZMA

28

36

HEPSİ

34

44

Tablo 2’de deneklerin %44’ünün dört dil becerisine eşit derecede, %3’ünün

dinleme, %5’inin konuşma, %36’sının yazma becerisine önem verdiğini görüyoruz.

Burada ilgi çekici bir nokta, öğrencilerin yalnızca %5’i konuşma becerisine önem

verirken %36’sının yazma becerisine önem veriyor olmasıdır. Diğer taraftan,

deneklerin çoğunluğu hedef dile tüm becerilerle sahip olma isteğindedir.

TABLO 3

97

Page 98: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

İYİ BİR SESLETİM İLETİŞİM AÇISINDAN ÖNEMLİ MİDİR

SORUSUNA VERİLEN YANITLARIN DAĞILIMI

n %

EVET

65

85

KISMEN

11

14

HAYIR

1

1

Tablo 3’e güre örneklem grubunun % 85’i sesletimin, iletişimin kurulma

aşamasında önemli olduğunu, %14’ü kısmen önemli olduğu,%1’i de önemsiz

olduğunu vurgulamaktadır. Bu sonuç bizi,sınıfiçi etkinliklerde sesletiminde önemli

bir yer tutması gerekliliğine götürebilir.

98

Page 99: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

TABLO 4 KONUŞMA VE SESLETİM, SİZE GÖRE AYNI TANIMDA BİRLEŞİR Mİ

SORUSUNUN YANITLARININ DAĞILIMI

n %

EVET

27

35

KISMEN

36

47

HAYIR

14

18

Yanıtların, konuşma ve sesletimin aynı tanımda birleşmesi konusunda

dağınık bir tablo oluşturduklarını görmekteyiz. Deneklerin % 35’i konuşma ve

sesletimi aynı tanımda birleştiriken % 47’lik bir grup, bu iki öğeyi kısmen aynı

tanımda birleştirmektedir. % 18’lik bir grup ise tamamen farklı tanımlamaktadır.

99

Page 100: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

TABLO 5 İSPANYOLCA SİZCE SESLETİMİ KOLAY BİR DİL MİDİR SORUSUNA

VERİLEN YANITLARIN DAĞILIMI

n %

EVET

32

41

KISMEN

40

52

HAYIR

5

7

Deneklerin % 52’lik bölümü, İspanyolca’yı, sesletimi kısmen kolay bir dil

olarak görürken, % 41’lik bir bölümü de bu dili sesletimi kolay bir dil olarak

nitelendirmektedir.Tabloya göre yalnızca % 7’si İspanyolca’yı sesletimi zor bir dil

olarak sınıflamaktadır. Deneklerin yarısının bu dili kısmen kolay bulduğu

gözönünde tutularak , ders planlarının hazırlanma aşamasında sesletim öğretimine

de gereken önemin verilmesinin olumlu sonuçlar getireceğini söylenebilir.

TABLO 6

100

Page 101: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

SINIFINIZDA SESLETİMLE İLGİLİ ALIŞTIRMALARA YER VERİLİYOR

MU SORUSUNUN YANITLARININ DAĞILIMI

n %

EVET

36

47

KISMEN

35

45

HAYIR

6

8

Tablo 6’ya göre, deneklerin % 47’si sınıfiçi etkinliklerde sesletim ile ilgili

alıştırmalara yer verildiğini, %45’i kısmen yer verildiğini, %8’i ise yer

verilmediğini belirtmektedir. Uygulamanın özel bir kurs ortamında

gerçekleştirildiği gözönünde tutularak, sınıfiçi etkinliklerde sesletiminde yer

aldığını söyleyebiliriz.Özellikle derslerde hedef dilin ( İspanyolca ), etkin bir

biçimde kullanılması, bu oranı etkilemektedir.

101

Page 102: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

TABLO 7

İYİ BİR İLETİŞİM ORTAMI SAĞLAMAK İÇİN DOĞRU SESLETİM

ÖNEMLİ MİDİR SORUSUNUN YANITLARININ DAĞILIMI

n %

EVET

63

82

KISMEN

14

18

HAYIR

-

-

Deneklerin % 82’lik bölümünün, doğru sesletimin iletişim açısından önemli

olduğu düşündüğünü görmekteyiz. Bunun da, çalışmamızı destekleyen bir sonuç

olduğu söylenebilir.Yalnızca % 18’lik bir bölüm, doğru sesletimin etkin iletişim

ortamının sağlanmasında kısmen önemli olduğunu düşünmektedir.

102

Page 103: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

TABLO 8

İSPANYOLCA ANADİLİ KONUŞUCULARINI ANLAMADA

ZORLUKLARLA KARŞILAŞIYOR MUSUNUZ SORUSUNUN

YANITLARININ DAĞILIMI

n %

EVET

61

79

KISMEN

14

18

HAYIR

2

3

Deneklerin % 79’luk bölümü, İspanyolca anadili konuşucularını

anlamada zorluklarla karşılaştıklarını, % 18’i kısmen, % 3’ü ise herhangibi bir

zorlukla karşılaşmadıklarını belirtmektedir. Bu durum, yabancı uzman eksikliğinin

bir sonucu olarak görülebilir. Bunun yanı sıra sesletim alıştırmaları ile dinleme –

anlama becerisine yönelik etkinliklerin bir arada yürütülmesi gerekliliği de

uygulamadan çıkan diğer bir sonuç olarak söylenebilir.

103

Page 104: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

4.4.1 ANKET VERİLERİ İLE SÖZLÜ VE YAZILI UYGULAMALARIN İLİŞKİLENDİRİLMESİ

Anketimizin ilk bölümünü oluşturan Kişisel Bilgiler Bölümünün sonuçları

göz önünde bulundurulduğunda İspanyolca’yı yabancı dil olarak öğrenmek isteyen

öğrenci grubunun 18-30 yaş aralığında yoğunlaştığı ve genç bir öğrenci grubunun

tercihi olduğu söylenebilir. İspanyolca, örneklem grubumuzun tümünün ikinci

veya üçüncü yabancı dili konumundadır. Bu durum, ilk yabancı dilin bu dili

öğrenirken bazı yönlerden olumlu bazı yönlerden de olumsuz etkiler yaratabileceği

sorusunu akıllara getirmektedir. Yine anket sonuçlarına dayanarak, öğrencilerin ilk

yabancı dili konumundaki İngilizce’yi genelde iyi bildiği ve bu yabancı dilin

üstüne ikinci veya üçüncü yabancı dil olan İspanyolca’nın yapılarını kurmaya

çalıştıkları gözlenmiştir.

Sözlü sınama metninin sonuçları incelendiğinde, sesletim yönünden beliren

olumsuz aktarım yanlışlarında daha çok anadilin ses dizgesel özelliklerinin ön

plana çıktığı gözlenmektedir. Örnek olarak, peltek [ s ] olarak adlandırılan [ θ ]

sesi, Türkçe [ s ] ve [ z ] sesleriyle sesletilmiştir ( agencia [axenθjɐ] → agenzia

[axenzjɐ]). Buna karşılık yazılı uygulamada, ikinci yabancı dilin yansımalarına

rastlanmaktadır. Bu duruma örnek olarak, dikte metinlerinin değerlendirilmesi

aşamasında gözlenen planificacion → planification yanlışını gösterebiliriz. Bu

yanlış, birinci yabancı dili İngilizce olan deneklerin, sesletim benzerliğini de

gözönüne alarak yaptıkları bir yazım hatası olarak görülmektedir.

Anketimizin ikinci bölümünü oluşturan programa ilişkin sorulara verilen

yanıtlar incelendiğinde, aşağıda sıralanan verilere ulaşılmıştır:

1. Örneklem grubumuzun büyük bir bölümü, sınıfiçi etkinliklerinde, -

öğrenim gördükleri kurumun programları doğrultusunda - konuşma becerisine

önem verildiğini belirtmişlerdir. Anketin, özel bir kurs programında öğrenim

104

Page 105: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

gören öğrencilerle gerçekleştirilmiş olmasının, böyle bir sonucun ortaya çıkmasında

etkili olduğu düşünülmektedir .

2. Öğrencilerin İspanyolca’yı, tüm dizgeleriyle birlikte ve tüm becerilere

sahip olarak öğrenme isteği yine anket uygulamasının ortaya çıkardığı bir sonuç

olarak sıralanabilir.

3. Örneklem grubumuz açısından, kesintisiz bir iletişim için, sesletim ve

sesletim öğretiminin önemli olduğu da ankette ortaya çıkan sonuçlardan birisidir.

Özellikle bizim çalışmamızın önemini de bir bakıma destekleyen bu sonuç

doğrultusunda, öğrenilecek yabancı dilin ilk önce ses dizgesi betimlenerek,

öğrencinin anadiliyle karşılaştırılması temel alınmalıdır. Karşılaştırma sonucunda ,

sorun yaşanacak sesler tespit edilerek, sorunları en aza indirecek öğretim yöntem

ve teknikleri sınıf ortamına taşınmalıdır.

4.Uygulama sonucunda ulaşılan sonuçlardan biri de örneklem grubumuzun

İspanyolca anadili konuşucularını anlamada zorluklarla karşılaştıklarıdır. Bu

sorunun çözümü aşamasında, dinleme-anlama ve sesletim – konuşma becerilerine

yönelik sınıfiçi etkinliklerinin bir arada yürütülmesi önem kazanmaktadır.

5. SONUÇ VE ÖNERİLER

Ayrımsal Çözümleme yöntemiyle İspanyolca ve Türkçe’deki sesler tek tek

incelenerek hangi noktalarda olumsuz aktarımın söz konusu olabileceği kuramsal

olarak saptanmıştır. Deneklere uyguladığımız araştırma yönteminin sonucunda elde

edilen verilere göre olumsuz aktarımdan doğan yanlışlara rastlandığı gözlenmiştir.

Yapılan tüm yanlışları olumsuz aktarım kategorisinde incelemek mümkün

değildir.

Yanlış çözümlemesi, yapılan tüm yanlışların anadilinden aktarılan yanlışlar

olarak açıklanamayacağını da ortaya çıkarmıştır. Bununla birlikte ayrımsal

çözümleme, yabancı dilin hangi yönlerinde yanlış yapılabileceğini, anadili ile amaç

105

Page 106: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

dilin hangi tür ayrılıklarının anadilinden aktarımına bağlı olacağı hakkında bilgi

verir.

Yukarıdaki açılamaların ışığı altında 77 denek üzerinde yaptığımız

uygulamadan, elde edilen sonuçları şu şekilde sıralayabiliriz:

a) Uygulama metninin sonuçları :

1. [ v ] → [ ƀ ]

İspanyolca’da [ b ] ve [ v ] sesleri aynı şekilde sesletilir. [ ƀ ] sesi

ise Türkçe’deki [ b ] sesinden çok az farkla ayrılır. Bu nedenle deneklerin %

86’sının [ ƀ ] sesini anadilinin etkisiyle [ v ] olarak seslettikleri gözlenmiştir.

2. [ x ] → [ g ]

İspanyolca [ e,i ] seslerinden önce gelen [ x ] sesi deneklerin %

75’i tarafından [ g ] sesi olarak sesletilmiştir. İspanyolca’da [ e,i ] seslerinden

önce [ g ] sesi verebilmek için < u > harfine ihtiyaç duyulmaktadır. Denekler < u >

harfiyle yazılmış gibi bir sesletimde bulunmuşlardır.

coger [ kǫxęɹ ] guerra [ geřɐ ]

3. [ θ ] → [ s ] ve [ z]

[ θ ] sesi Türkçe’de olmayan bir sestir. Bu durumun etkisiyle de bu sesin

yerine kimi zaman [ s ] kimi zaman da [ z] sesi kullanılmıştır. Özellikle Latin

106

Page 107: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Amerika ülkelerinde yaşayan anadili konuşucuları tarafından da bu sesin [ s ]

olarak sesletimi oldukça yaygındır ve bu sesletim şekline ‘‘ seismo ’’ adı verilir.

4. [ ʎ] → [ j ]

Deneklerin % 49’u tarafından [ ʎ] sesi yarı ünlü [ j ] sesi olarak

sesletilmiştir.

5. [ f ] → [ v ] Deneklerin % 9’ u tarafından [ f ] sesi Türkçe [ v ] sesi olarak sesletilmiştir.

6. [ ŷ ] → [ h ]

İspanyolca [ ŷ ] sesi deneklerin % 16 ’sı tarafından Türkçe [ h ] sesi olarak

sesletilmiştir.

7. [ x ] → [ ʒ ]

İspanyolca [ x ] sesi, deneklerin % 29 ’u tarafından Türkçe [ ʒ ] sesi

olarak sesletilmiştir.

8. -- → [ h ]

İspanyolcanın yazımında yer almasına rağmen sözlü dilde sesletilmeyen bu

harf, deneklerin % 48’i tarafından Türkçe [ h ] sesiyle sesletilmiştir.

b) Dikte metninin sonuçları

1. [ ǥ] → [ ʒ ]

107

Page 108: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

İspanyolca’da [ ǥ] sesi, [ e ] ve [ i] seslerinden önce Türkçe [ ʒ ]sesine

benzer sesletilir. Bu durum yazılı dile de bir yanlış olarak yansımıştır.

2. [ ɳ ] → [ j ]

İspanyolca [ ɳ ] sesi Türkçe’de olmayan bir sestir. Türkçe [ n ] ve [ j ]

seslerinin bir arada kullanımına benzer . Bu durum öğrencilerin [ j ] sesini daha

kuvvetli duymalarından ileri gelmektedir

3. [ θ ] → [ s ]

Bu yanlış sözlü dil yanlışlarının içinde de yer almaktadır. [ θ ] sesinin,

Türkçe [ s ] sesine benzerliğiyle yazılı dile de [ s ] olarak geçtiği görülmektedir.

4. [ s ] → [ θ ]

Yapılan diktede, [ s ] sesi yazılı dile, [ θ ] sesi gibi aktarılmıştır.

Deneklerin, sözlü dilde görülen % 96 oranındaki [ θ ] sesi yerine [ z ] ve [ s ]

sesletimi kaygısına bağlı olarak, dikte çalışmasında da [ s ] sesini [ θ ] sesi olarak

yazdıkları tespit edilmiştir

5. Birinci yabancı dil ( L1 ) yanlışları

İspanyolcanın, tüm deneklerin ikinci yabancı dili olması nedeniyle

özellikle yazılı dilde, İspanyolca kaynaklı olmayan sözcüklerin yazımında,

birinci yabancı dillerinin etkileri ortaya çıkmıştır (planificacion → planification).

c) Anket sonuçları

108

Page 109: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Uygulanan anket çalışmasının verileri doğrultusunda, genel olarak

öğrencilerin yaptıkları yanlışları dil öğretimine katkısı bakımından da üç ayrı

bölümde inceleyebiliriz:

1- Yabancı dil öğretmenine sağladığı yardım : Öğretmen, öğrencinin

yaptığı yanlışları düzenli bir şekilde çözümlerse, öğrencilerin öğretim amaçları

bakımından ilerlemelerini , öğretilmek istenenin ne kadarını algılayabildiklerini,

üzerinde daha çok durulması gereken noktaların neler olduğunu anlayabilir.

Uygulanan anket sonucunda deneklerin % 85’i iyi bir sesletimin iletişim açısından

önemli olduğunu savunmaktadır (Tablo 3) . Yine anket sonuçlarına göre, % 79’u

İspanyolca anadili konuşucularını anlamada zorluklarla karşılaştıklarını ifade

etmişlerdir (Tablo 8 ). Bu veriler ışığında, sınıfiçi çalışmalarda öğretmenlerin,

sesletim öğretimine yer vermeleri, amaç dili sınıf içinde etkin bir şekilde

kullanmaları ve imkanlar çerçevesinde anadili konuşucusu öğretim elemanlarından

yardımlar almaları gerektiği sonucuna varabiliriz.

2- Dil araştırmacısına sağladığı yardım : Dil araştırmacısı öğrencinin

yanlışlarını çözümleyerek, dilin nasıl öğrenildiğini ve yabancı dil öğretimi

sırasında öğrencinin dil gelişimini saptayabilir. Yapılan anketler sonucunda

deneklerin % 52’si İspanyolca’yı sesletimi kısmen kolay bir dil olarak

tanımlamışlardır (Tablo 5 ). Öte yandan, % 76’sı anadili konuşucusuna yakın bir

sesletimi önemli görmektedir. Bu verilerin, bir dil araştırmacısına, sınıf içinde en

iyi uygulanabilecek yöntem hakkında ışık tutabileceğini söyleyebiliriz.

3- Öğrencinin kendisine sağladığı yardım : Yabancı dil öğreniminin

herhangi bir döneminde öğrencinin yanlış yapması, öğrendiği dilin yapısı

hakkındaki varsayımlarını bir tür yoklamasıdır. Yanlış yapmak yoluyla öğrenci

yabancı dile ait varsayım ve genellemelerinin doğru olup olmadığını yoklama

olanağı bulabilir.

109

Page 110: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

5.1. ÖNERİLER

Yabancı dil öğretiminin genel amaçlarından biri de öğrencilerin öğrendikleri

dili anlaşılır bir şekilde konuşma becerisine sahip olabilmesidir.Konuşma , bilişsel

becerilerin yanı sıra psikomotor becerilerin de gelişmesine bağlı olarak gelişen

bir beceri olarak görülmektedir. Konuşma öğretimi, yabancı dil öğretiminin her

aşamasında yapılmaktadır. Sesletim ise seslerin ve sözcüklerin söyleyiş biçimi

olarak tanımlanabilir. Dil öğrenmede, ilk basamak o dildeki sesleri çıkarmak ve

sözcükleri söylemek olarak tanımlanabilir. Yabancı dil öğretiminde de özellikle

ilk düzeydeki derslerde genelde sesletim öğretimine yer verildiği göze

çarpmaktadır.

Tezimizde yapılan uygulamaların sonuçları da gözönüne alınarak,

İspanyolca öğretiminde özellikle başlangıç düzeyinde - düzeltilmezse daha ileri

düzeylerde dahi - sesletim güçlüklerine rastlandığı gözlenmektedir.

İspanyolca öğretiminde sesletim güçlüklerini tamamen ortadan kaldırabilmek

değil fakat bu güçlükleri en aza indirgemek için uygulamaya yönelik aşağıdaki

öneriler sunulmaktadır:

1- Yabancı dil derslerinin işlenişi sırasında sesletim öğretimine, çok zaman

ayırmamakla birlikte, öğrenciler sesletim hataları yaptıklarında sesletim öğretimine

yer verilmesi uygun görülmektedir.

2- Sesleri vurgulama, tonlama ve söyleyiş hatalarını en az düzeye ulaştırmak

için görsel-işitsel araçların kullanımına ağırlık verilmesinin yaralı olacağı

düşünülmektedir.Buna paralele olarak öğrencilerin algılama düzeylerini artırmak,

kulak alışkanlıklarını geliştirmek için dinleme öğretimine de önem verilmelidir.

3- Sesletim alıştırmalarına ve oyunlara derslerde yeterince zaman

ayrılmasının, sesletim hatalarını önlemede etkin olacağı kanısındayız.

110

Page 111: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Unutulmamalıdır ki bir sesi yanlış sesletmekten çekinen bir öğrenci, oyun

ortamında yanlış sesletme kaygısına kapılmayacaktır.

4- Yabancı dil derslerinde, Drama – Rol Yapma, Soru – Cevap tekniklerinin,

İkili Grup çalışmalarının da yararlı olacağı düşünülmektedir. Bu tekniklerin

çekingenliği bir kenara atıp, rahat ve doğal bir ortamda düzgün ve akıcı

konuşmaya ve bunun bir sonucu olarak doğru sesletime yardımcı olacağı

beklenmektedir.

5- Yüksek sesle okuma etkinliklerinin de ağızdan çıkan sesin, kulağın

duymasıyla, sesletimi geliştirme yolunda bir adım olarak ders programlarında yer

alması uygun görülmektedir.

6- Her dil bir ses ağıdır ve sesler en küçük anlam ayırt edici özelliğe

sahip öğelerdir. Doğru sesletilmediğinde de iletişim kopukluklarına neden olurlar.

Kesintisiz bir iletişimin sağlanması ve anlam kargaşasının yaşanmaması için

sesleri doğru sesletmek çok önemli bir etmen olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yabancı dil öğrenen herkes, zaten bir dili , kendi anadilini konuşmaktadır.

Öğrenilecek yabancı dil de anadilinden az yada çok ölçüde ayrılacaktır.Anadilinin

özelliklerinden sapma gösteren yabancı dil özellikleri, benzeyen veya aynı olan

özelliklere oranla daha güç öğrenilir. Anadili ve yabancı dil özellikleri konusunda

yapılacak dizgeli bir ayrımsal karşılaştırma yoluyla beklenebilecek güçlük ve olası

girişim kaynakları önceden belirlenecektir. Bu bilgiler doğrultusunda Türkiye’de

her geçen gün artan bir öğrenci sayısına ulaşan İspanyolca’nın, Türkçe ile

karşılaştırmalı çalışmalarda yer alması ve bu karşılaştırmalar sonucu ortaya

çıkacak veriler doğrultusunda, uygun ve etkili yabancı dil öğretim programlarıyla

öğretiminin yapılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu görüş doğrultusunda,

İspanyolca ve Türkçenin yalnızca sesbilim alanında değil, sesbilgisi( fonoloji),

biçimbilim, anlambilim gibi dilbilimin diğer alanlarında da karşılaştırmalı

çalışmalar yapılarak betimlenmesi gerektiğine inanmaktayız. Bu karşılaştırmalı

111

Page 112: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

çalışmaların, vereceği sonuçların İspanyolcanın yabancı dil olarak öğretimi alanında

oluşturulacak yöntem ve tekniklere de büyük yarar sağlayacağı düşünülmektedir.

Tezimizle, Türkiye’de ilk kez İspanyolca ve Türkçe sesbilim alanında

karşılaştırılmaya ve İspanyolcayı ikinci veya üçüncü yabancı dil olarak öğrenen

öğrencilerin ses düzlemine ilişkin yanlışları çözümlenmeye çalışılmıştır.

Çalışmamız, bu alana bir katkı sağlama umuduyla gerçekleştirilmiştir.

112

Page 113: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

6. KAYNAKÇA

Aksan, Doğan, Türkiye Türkçesi Gelişmeli Sesbilimi, TDK, Ankara, 1978

Aksan, Doğan, Her Yönüyle Dil Ana Çizgileriyle Dilbilim. TDK, Ankara, 1995

Aksan, Doğan, Türkiye Türkçesi Gelişmeli Sesbilimi, TDK, Ankara, 1978

Alarcos, Emilio, Fonologia Español, Gredos, Madrid, 1989

Anderson, Stephen, La Fonologia en el siglo XX, ( Çev. Miguel Aparicio) Visor

Madrid, 1990

Antonio, Jóse, Elementos Fonética , Editoral Sintesis, Madrid, 2003

Bayraktaroğlu, Sinan,Yabancı Dil Öğretim Güçlükleriyle İlgili AraştırmaYöntemleri

İzlem, Sayı : 3, 1979

Benveniste, Emile, Genel Dilbilim Sorunları, Yapı Kredi Yayınları, 1995

Borrego, Nieto, Practicas de Fonetica y Fonologia , Universidad de Salamanca,

Salamanca, 1997

Casas, Monroy, Fonetica Experimental, SGEL, Madrid, 1980

Celdran, Eugenio, Analisis Espectrografico de los Sonidos del Habla, Ariel

Practicum, Barcelona, 1989

Celdran, Eugenio, Fonologia General y Española Fonologia Funcional , Teide,

Barcelona, 1989

113

Page 114: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Celdran, Eugenio, Ejercicios de Fonetica y Fonologia, Barcelona, 1991

Chomsky, Noam, Principios de Fonologia Generativa,( Çev:Jose Antonia Millan),

Madrid, 1979

Cressey, William, Spanish Phonoloy and Morphology, Washington, 1978

Dede, Müşerref, Yabancı Dil Öğretiminde Karşılaştırmalı Dilbilim ve Yanlış

Çözümlemesinin Yeri, TDD, XLVII/ 379-380, 1983

Demircan, Ömer, Yabancı Dil Öğretim Yöntemleri, Elif Kitabevi, İstanbul, 1990

Demircan, Ömer, Türkçe’nin Ses Dizimi, Der Yayınevi, 1996

Demirel, Özcan, Yabancı Dil Öğretimi, USEM Yayınları, Ankara, 1993

Demirel, Özcan, Genel Öğretim Yöntemleri, Kardeş Kitabevi, Ankara, 1998

Duchet, Jean Louis, La Fonetica, Villasar de Mar, Barcelona, 1982

Ergenç, İclâl, Almanca ve Türkçenin Ses Yapılarının Karşılaştırılması, A.Ü.D.T.C.F.

Yayınları, No:345, 1984

Ergenç, İclâl, Türkiye Türkçesinin Görevsel Sesbilimi, DTCF Yayınları,Ankara,1989

Ergenç, İclâl, Konuşma Dili ve Türkçenin Söyleyiş Sözlüğü, Simurg, Ankara,1995

Ergenç, İclâl, Yabancı Dil Öğretimi ve Olumsuz Aktarım, Papirüs, İstanbul, 1998

Fernandez, S. Interlengua y Análisis de Errores, Edelsa, Madrid, 2000

114

Page 115: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Fradejas, Rueda, Fonologia Historica del Español, Visor libros, Madrid, 1997

Garcia, A., El Curriculo de Español Como Lengua Extranjera, EDELSA, 1993

Gargallo Santos,İ., Analisis Contrastivo, Analisis de Errores e Interlengua,Editorial

Sintésis,2003

Göknel, Yüksel, Türkçe Dilbilgisi, Esen Yayınları, İzmir, 1974

Guitart, Jorge M., La Estructura Fonica de la Lengua Castellana, Anagrama D.L.

Barcelona,1980

Harris, James, Fonologia generativa del Español,( Çev: Avrelio Planeta), Barcelona,

1975

Hermina, Martin, La Teorica Fonologia y Modelo de Estructura Compleja, Gredos

Madrid, 1980

Hyman, Laury, Fonetica: Teorica y analisis,( Çev: Rafael Monroy Casas), Paraninfo

Madrid, 1981

İmer, Kâmile, “Toplumsal Süreçlerin Dile Yansıması”, Dilb. Araşt. 1995, s:27

Joan, Julia, Diccionario de Fonética , Edicions, Barcelona, 2003

Kıran, Zeynel, Saussure’den Günümüze Dilbilim Akımları, Onur Yayınevi, 1986

Kocaman, Ahmet, Kitle İletişiminde Dil, Dilbilim ve Ötesi, Kitle İletişim

Araçlarında Dil Kullanımı, Dil Derneği Yayınları, s: 107- 109, 1995

115

Page 116: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Konrot, A., Sesbilgisi Çalışmalarında Nesnellik , Dilbilim ve Türkçe, Ankara,1991

Lleo, Conxita, Algunos Problemas de la Fonologia Generativa, Barcelona, 1986

Lourdes, Barrios, Problemas Teoricas en Fonetica Generativa , Barcelona, 1991

Lourdes, Aguilar, De la Vocal a la Consonante, Universidad de Santiago de

Compostela, 1997

Lyons, John, Kuramsal Dilbilime Giriş ( Çev: Ahmet Kocaman), TDK, 1983

Macpherson, I.R., Spanish Phonology, Manchester, 1985

Martinet, A İşlevsel Genel Dilbilim, (çev:Berke Vardar),Multılıngual,1998

Mosterin, Jesus, La Ortografia Fonetica del Español, Alianza Editorial, Madrid,

1981

Payrato, Luis , Panorama Lingüistica, Editorial Ariel, Madrid, 2002

Pietro, Robert, Estructuras Linguisticas En Contraste, Gredos, Madrid, 1986

Quilis, Antonio, Tratado de Fonologia y Fonetica Españolas, Gredos, Madrid, 1993

Quilis, Antonio, Principios de Fonologia y Fonetica Españolas, Arco, Madrid, 1997

Quilis, Antonio, El Comentario Fonologico y Fonetico de Textos, Arco Libros,

Madrid, 1997

Quilis, Antonio, Curso de Fonetica y Fonologia Españolas, Madrid, 1997

Sanchez, Benedito, Manual de Pronunciacion İnglesa Comparado con la Española,

Madrid, Omnivox, 1984

116

Page 117: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

Sanchez, Perez, Historia de la Enseñanza del Español, SGEL, Madrid, 1992

Sanchez, Perez, Hacia un Metodo İntegral en la Enseñanza de İdiomas, SGEL, 1993

Selen, Nevin, Söyleyiş Sesbilimi,Akustik Sesbilimi ve Türkiye Türkçesi, TDK

Yayınları, 1979

Tomas, Navarro, Manual de Pronunciacion Española, Madrid, 1996

Topbaş, Seyhun – Kopallı, Handan, Sesbilim ve Sesbilgisi Terimleri Üzerine,

Dilbilim Araştırmaları, S: 310-320, 1994

Vardar, Berke, Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü, ABC Yayınları, 1988

117

Page 118: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

ÖZET

“ İspanyolca ve Türkçe Ses Yapılarının Karşılaştırılması ” adlı tezimizin

birinci bölümünde; tezin konusu, amacı, önemi, yöntemi ve sınırlılıklarının yanısıra

temel tanımlar, kavramlar ve varsayımlara yer verilmiştir.

İkinci bölümde, ayrımsal dilbilim konusuna değinilmiş , olumsuz aktarım ve

olumsuz aktarım yanlışları tartışılmıştır.

Tezimizin üçüncü bölümünde, sesbilim hakkında genel bir bilgi sunulmuş

ve İspanyolca ile Türkçenin ses dizgeleri detaylarıyla incelenerek ortaya çıkan

karşıt özellikler üzerinde durulmuştur.

Dördüncü bölümde, yapılan uygulama hakkında bilgi verilmiştir.

Araştırmamızda, Ankara Üniversitesi Dil Öğretim Merkezi’nde ( TÖMER )

İspanyolca öğrenen öğrencilere verilen sözlü uygulama, dikte metinleri ve

anketlerden elde edilen sonuçlar değerlendirilmiş ve İspanyolca’yı ikinci yabancı dil

olarak öğrenen öğrencilerin ses düzlemine ilişkin yanlışlarının çözümlemesi de

yapılmıştır.

Beşinci ve son bölümde ise sonuç ve öneriler yer almaktadır.

118

Page 119: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

ABSTRACT

Our thesis is named as “ The Comparison of the Phonetic Constructions of

Spanish and Turkish Languages ” and in the first chapter; beside the subject, aim,

importance, method and limitations of this study, the basic definitions, concepts and

assumptions also are given place.

In the second chapter, contrastive linguistics is briefly discussed, negative

transfer and negative transfer errors are argued.

In the third chapter of our thesis, a general information is given about the

phonetics. Furthermore, phonetic constructions of Spanish and Turkish are

detailedly examined and opposite specialities of these two are argued.

In the fourth chapter, the implementation is explained. In our research, the

results obtained from the oral implementation, dictation and questionnaires are

evaluated, which were done with the students learning Spanish in Ankara University

Language Teaching Center ( TÖMER). On the other hand, the errors of the students

learning Spanish as a second language, related with the phonetic plane are analized.

In the fifth and last chapter , results and suggestions took place.

119

Page 120: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

SINOPSIS En la primera parte de la tesina titulada “ La Comparación Fonética de

Español y Turco” ya están presentados los más fundamentales conceptos,

definiciones e hipótesis además de exponer el tema de la ya mencionada tesina, el

método seguido, la importa y limitaciones que tiene aquélla.

La segunda parte está dedicada a la Lingüistica Contrastiva y la transmisión

negativa y ciertos errores que existen en ésta.

En la parte tercera de la referente tesina están tratados “ la fonética ” y

hasta con más detalles los sistemas fonéticas entre los idiomas español y turco y

los consecuentes rasgos opósitos que tienen éstos.

En la siguiente parte, se da a conocer el estudio basado en analizar los

errores foneticos en oral y dictados de los cursantes que estudian el español como

segunda lengua extranjera en TÖMER ,instituto de lenguas de la Universidad de

Ankara . Y en la misma parte se hallan expuestas las conclusiones de las encuestas

ya realizadas luego está presentado el comentario.

En la quinta y última parte ocupan lugar el epilogo y ciertas sugerencias.

120

Page 121: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

EK - 1

ANKET

I.BÖLÜM ( Kişisel Bilgiler )

Düzeyiniz : ( ) Temel I ( ) Temel 2 ( ) Temel 3 ( ) Temel 4

( ) Orta I ( ) Orta 2 ( ) Orta 3 ( ) Orta 4 ( ) Yüksek I ( ) Yüksek 2 Yaşınız : ( ) 17 ve aşağısı ( ) 18 – 23 ( ) 24 –30 ( ) 31 ve yukarısı Cinsiyetiniz : ( ) Bay ( ) Bayan Mezun Olduğunuz Okul : ( ) Genel Lise ( ) Özel Lise ( ) Üniversite ( ) Diğer ( lütfen belirtiniz ) ......................... Bildiğiniz yabancı diller : ( ) İngilizce / derecesi .................................. ( ) Fransızca / derecesi ................................. ( ) Almanca / derecesi .................................. ( ) Diğer / derecesi ................................... ( ) Diğer / derecesi .....................................

121

Page 122: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

II. BÖLÜM ( Programa İlişkin Görüşler )

1) Size göre, sınıfınızda, dört dil becerisinden hangisine daha fazla önem verilmektedir? ( ) Konuşma ( ) Yazma ( ) Dinleme ( ) Okuma

2) Siz, dört dil becerisinden hangisine daha fazla önem veriyorsunuz ?

( ) Dinleme ( ) Okuma ( ) Konuşma ( ) Yazma ( ) Hepsi

3) Size göre, iyi bir sesletim iletişim açısından önemli midir?

( ) Evet ( ) Kısmen ( ) Hayır

4) Konuşma ve sesletim size göre aynı tanımda birleşir mi ?

( ) Evet ( ) Kısmen

( ) Hayır

5) İspanyolca size göre sesletimi kolay bir dil midir?

( ) Evet ( ) Kısmen ( ) Hayır

6 ) Sınıfınızda sesletim ile ilgili alıştırmalara yer veriliyor mu ? ( ) Evet ( ) Kısmen ( ) Hayır

122

Page 123: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

7) Size göre, iyi bir iletişim ortamı sağlamak için doğru sesletim önemli midir?

( ) Evet ( ) Kısmen ( ) Hayır

8) İspanyolca anadili konuşucularını anlamada zorluklarla karşılaşıyor musunuz ?

( ) Evet ( ) Kısmen ( ) Hayır

9) Sizin için anadili konuşucusuna yakın bir sesletim önemli midir ? ( ) Evet ( ) Kısmen ( ) Hayır

123

Page 124: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

EK – 2 UYGULAMA METNİ

* Aşağıdaki parçayı lütfen okuyunuz

Mi jefe se llama Javier. Vive en Barcelona. Tiene cincuenta años . Su

mujer trabaja en una agencia de viaje. Tienen un gato y un perro. Sus hijos

son mayores.

Cervantes estuvo cautivo en Argel cinco años. Paso alli lo suyo. Pudo

allegar conocimientos sobre los costumbres, la politica, las miras de aquella

gente.

* Lütfen aşağıdaki tümceleri okuyunuz.

1. Vengo de parte de Daniel

2. Quien no juega es el que gana 3. Nunca paga el vino que compra 4. Ramon Ramirez se lo ha cortado

5. Voy al gimnasio los jueves

* Lütfen aşağıdaki kelimeleri okuyunuz.

1. pollo - polo

2. sueco - zueco

3. chaqueta - ancho 4. peña - pena 5. dibujo - dulce

124

Page 125: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

EK - 3

DİKTE METNİ

1. Vivo sin vivir en mi 2. El gerente no es buen jefe 3. Los exhibiciones son de una existencia precaria 4. La planificacion del ocio es dificil 5. La cara y la nariz son dos organos del hombre 6. Aquel señor es roñoso 7. Es un niño noño 8. Ven conmigo inmediatamente 9. Los fantasmas son creaciones del pensamiento 10. En algunos naciones se consume mucho zumo de fruta

125

Page 126: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

126

Page 127: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1693/2344.pdfkendisi değildir ( Göknel, 1974:47 ). Bu çalışma ile Türkiye’de ilk kez, İspanyolca

127