teknİk rapor - doa.ogm.gov.tr
TRANSCRIPT
![Page 1: TEKNİK RAPOR - doa.ogm.gov.tr](https://reader036.vdocuments.pub/reader036/viewer/2022071612/6156fea8a097e25c764fdaae/html5/thumbnails/1.jpg)
1
TEKNİK RAPOR
Konu: Adana - Karataş - Ağyatan Mevkiinde Yapılacak Ağaçlandırma Çalışması için arazi
etüdü yapılması ve toprak analiz sonuçlarının değerlendirilerek tür seçimine yönelik
öneriler sunulması.
Açıklama:
Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü ve Adana Orman Bölge
Müdürlüğü tarafından projelendirilerek uygulaması yapılacak olan OGM’ne tahsisli yaklaşık
1240 hektarlık sahada yapılacak ağaçlandırma çalışması için sahanın fiili durumu, tür seçimi ve
okaliptüs türünün dikilebilmesi konusunda rapor hazırlanması talebinde bulunulmuştur. Bu talep
doğrultusunda arazi etütleri yapılmış, toprak analiz sonuçları değerlendirilmiş ve konuyla
ilgili yapılmış araştırma sonuçları da değerlendirilerek bu teknik rapor hazırlanmıştır.
Ağyatan mevkiinde araziyi temsil edecek şekilde 16 adet profil açılmış, profillerde
gerekli incelemeler yapılarak “Yetişme Ortamı Etüt Çizelgesi” doldurulmuş ve 0-30, 30-60,
60-90 ve 90-120 cm derinliklerden toprak örnekleri alınmıştır. Her profil noktasında taban
suyu seviyesi etüt tarihi itibariyle tespit edilmiştir. Her profil noktasının etrafındaki yaygın
türler tespit edilerek ilgili çizelgeye işlenmiştir. Dikilmesi düşünülen öncelikli türlerden olan
okaliptüsün saha içinde ve yakın civarındaki özel ağaçlandırma sahasındaki gelişimleri de
incelenmiştir.
Arazide yapılan incelemeler de yer yer toprak üzerinde tuz birikintilerinin bulunduğu
görülmüştür. Toprak analiz sonuçları da toprakların farklı tuzluluk sınıflarında (tuzsuz, orta
tuzlu, yüksek tuzlu, çok yüksek tuzlu) yer aldığını göstermektedir. Bu nedenle özellikle tuzlu
toprakların bitkilendirilmesinde kullanılabilecek türlerle ilgili çalışmalar, okaliptüs türünün
tuzlu topraklarda yetişmesi ile ilgili yapılan araştırma sonuçları incelenmiş ve özet olarak
aşağıda sunulmuştur. Arazi etüdü, toprak analiz sonuçları, mevcut türlerin sahadaki
gelişimleri ve ilgili araştırma sonuçları doğrultusunda her bir profil noktasının temsil ettiği
alanlarla ilgili tür seçimine yönelik önerilerde bulunulmuştur.
İnceleme:
Dünyada her yıl 10 milyon ha arazi tuzluluk nedeni ile kullanılamaz duruma
gelmektedir. Bitkilerde toksik etki ve su açığı yaratma gibi olumsuz etkilere neden olan
tuzluluk; fazla sulama ve yağışlardan sonra suyun derinlere sızarken topraktaki bazı
mineralleri de beraberinde taşıması ve daha sonra kapillaritenin etkisi ile yukarıya doğru
hareket edip bünyesindeki mineralleri toprak yüzeyine bırakması ile oluşmaktadır (Dölarslan
![Page 2: TEKNİK RAPOR - doa.ogm.gov.tr](https://reader036.vdocuments.pub/reader036/viewer/2022071612/6156fea8a097e25c764fdaae/html5/thumbnails/2.jpg)
2
ve Gül, 2012). Toprağın tuzlanması, toprakta sodyum, kalsiyum ve magnezyum tuzlarının
(klorürler, sülfatlar ve karbonatlar) birikimidir (Kantarcı, 2000). Tablo 1. de toprak tuzluluk
sınıflaması görülmektedir.
Tablo 1. Toprak Tuzluluk Sınıflaması (U.S. Salinity Lab. Staff, 1954)
Tuzluluk Sınıfı EC(mmhos/cm) (%)
Tuzsuz topraklar < 2 < 0,15
Az tuzlu topraklar 2-4 0,16-0,35
Orta tuzlu topraklar 4-8 0,36-0,65
Yüksek tuzlu topraklar 8-16 0,66-1,00
Çok yüksek tuzlu topraklar >16 >1,00
Tuzdan etkilenmiş topraklar; iklim, anamateryal, drenaj yetersizliği, tuzlu veya
kalitesiz sulama suyu kullanılması, gereğinden fazla sulama suyu kullanılması, akarsuların ve
denizlerin etkisi, yüksek taban suyu, uygun olmayan fizyografi ve toprağın bünyesine bağlı
olarak dünyanın her yerinde birkaç dekardan, binlerce hektarlık alanlara kadar değişen
boyutlarda oluşabilmektedir. Toprak tuzluluğunun oluşumunda arazi şekli de önemli ölçüde
etkili olmaktadır. Arazi şeklinin değişiklik gösterdiği yerlerde özellikle çukur ve
düzlüklerdeki topraklar eğimli alanlara göre daha yüksek oranlarda tuz içermektedir. Öte
yandan arazi şeklinin taban suyu düzeyinin yükselmesine neden olduğu alanlarda suda mevcut
tuzlar kapilarite ve difuzyon olaylarının etkisiyle toprağın üst kısımlarına taşınarak burada
tuzlanmaya yol açabilmektedir.
Ülkemizde çorak (tuzlu ve alkali) topraklar çeşitli yollarla meydana gelmektedir.
Toprağın derinliklerinde bulunan tuzlu veya alkali materyalin aşınmayla yüzeye çıkması veya
tuzlu maddelerin kapilariteyle yükselerek toprak yüzeyine yakın kesimlerde birikmektedir
(Atalay, 2006). Ülkemizde, % 0-3 eğimdeki arazilerin toplam alanı 8,2 milyon hektardır.
Bunun 3 milyon hektarı tuzlu alkali ve taban suyu sorunu olan alanlardır. Bu 3 milyon hektar
araziden 1 milyon hektarı drenaja, 1,5 milyon hektarı da çorak toprak ıslahına muhtaç alüvyal
ovalardır (Kelly 1951, Öztan vd. 1967’ye atfen Gökoğlu, 2005). Dinç ve ark. (1990)
Çukurova’nın %17,9’una karşılık gelen 60.898 ha alanın tuzlu alan olduğunu bildirmişlerdir.
Topraklarda bulunan veya sulama sonucu oluşan tuzların neden olduğu toprak
tuzluluğu, bitkiler üzerinde iki şekilde etkili olmaktadır. Birincisi, bitkilerin toprak
çözeltisinden su alımını engelleyen toplam tuz etkisi veya ozmotik etki, ikincisi ise
bitkilerdeki bazı fizyolojik olayları etkileyen toksik iyon etkisidir. Topraklarda bulunan fazla
miktarlardaki değişebilir sodyum ise su geçirgenliği ve havalanmanın azalması gibi sorunlara
![Page 3: TEKNİK RAPOR - doa.ogm.gov.tr](https://reader036.vdocuments.pub/reader036/viewer/2022071612/6156fea8a097e25c764fdaae/html5/thumbnails/3.jpg)
3
neden olduğu için, bitki gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Toprak tuzluluğu, bitkinin
transpirasyonu ve solunumu yanında, su alımını ve kök gelişimini azaltmaktadır. Bunun
sonucunda hormonal dengede yıkım meydana gelmekte, fotosentez azalmakta, nitrat alımı
düşmesi sonucunda protein sentezinde azalma görülmekte ve bitki boyu kısalmaktadır
(Dölarslan ve Gül, 2012). Normal koşullarda bitkinin su alımını temelde kök hücrelerinde ve
kök ortamındaki ozmotik koşullar ayarlar. Suyun devamlı alınabilmesi için kök hücrelerindeki
ozmotik değerin toprak çözeltisinin ozmotik değerinden yüksek olması gerekir. Oysa toprakta
bulunan tuzlar kök ortamında yüksek bir ozmotik değerin ortaya çıkmasına neden olurlar. Bu
durumda bitkinin su gereksinmesi karşılanamadığı gibi, aşırı tuzlu ortamlarda köklerden
toprak çözeltisine doğru bir su kaybı da olabilmektedir (Eruz, 1979).
Bitkilerin optimum bir gelişim gösterebilmesi için, diğer çevre koşullarının yanında,
kök ortamındaki besin maddelerinin de optimum miktarlarda bulunması gerekir (Çepel,
1978). Ancak bu koşullarda dengeli bir beslenmeden söz edilebilir. Toprak tuzluluğu, bitkinin
su ve besin maddesi alımını olumsuz yönde etkilemesi nedeniyle, dengeli beslenme için
uygun olmayan koşullar yaratır.
Yapılan araştırmalar bitkilerin tuza karşı direncinin büyüme mevsiminin sonuna doğru
arttığını göstermektedir. Bitkiler, tuzlu bir ortamda kök bölgesindeki suyu alabilmek için
normal bir toprağa göre daha fazla enerji kullanmaktadır. Normal bir toprakta bitkinin
büyüme ve verim işlemlerinde kullanılan bu enerji, tuzlu topraklarda su alımında
kullanacağından bitkinin büyüme ve verimi azalmaktadır (Rhoades et al. 1992’ye atfen
Gökoğlu, 2005).
Bütün topraklar bir miktar suda çözünebilir tuzları içerir. Fakat bu tuzlar, bitki
büyümesini ve tohumların çimlenmesini engelleyecek düzeyde oldukları zaman, tuzlu
topraklar olarak değerlendirilir. Tuzdan etkilenmiş topraklar içerisinde, etkin bir drenaj ve iyi
kaliteli su mevcutsa ıslahı en kolay toprak tuzlu topraktır. Tuzlu topraklar, çoğunlukla iyi
yapılı ve permeabil olup normal fiziksel koşullara sahiptir (Lamond and Whitney, 1991).
Yapılan çalışmalar “Tuzluluk ve alkalilik” sorunu içeren toprakların iyileştirilmesinde
yaygın olarak aşağıda sıralanan yöntemlerin etkili olduğunu göstermektedir (Kırda, 1979):
a) Derin sürüm, patlatma, kumlama gibi fiziksel yöntemler,
b) Bitki yetiştirerek toprak geçirgenliğinin artırılması ve köklerin salgıladıkları
asitlerin etkileri ile alkaliliğin giderilmesini sağlamak gibi biyolojik yöntemler. Tuzlu toprak
kullanımında en ekonomik ve yaygın yöntem budur. Toprağın tuz içeriği tespit edilerek ona
uygun bitkiler yetiştirilmelidir.
![Page 4: TEKNİK RAPOR - doa.ogm.gov.tr](https://reader036.vdocuments.pub/reader036/viewer/2022071612/6156fea8a097e25c764fdaae/html5/thumbnails/4.jpg)
4
c) Topraktaki değişebilir sodyumun azaltılabilmesi için onunla yer değiştirebilecek
çözünebilir Ca iyonu içeriğini artırıcı kimyasal maddelerin kullanılmasını gerektiren kimyasal
yöntemler,
d) Kapalı veya açık drenaj sistemlerinin açılması ile tuzlu toprakların yıkanmasının
sağlandığı hidroteknik yöntemler çalışma yapılacak alanda uygulanmalıdır. Tuzlu toprak
idaresinde temel unsur drenajın sağlanmasıdır. Zira yüksek tabansuyu bitki kök bölgesinin
suyla kaplı olması demektir. Buda bitkilerin sağlıklı bir şekilde büyümesini engeller. Ayrıca
tuzlu su içeren drenaj ve sulama kanallarındaki sızmalar da önlenmelidir. Alan içerisinde
bulunan tuzcul bitkiler var ise koruma altına alınarak ıslah çalışmaları yapılmalıdır.
Tuzlu topraklar drenaj sistemlerinin kurulması, uygun su idaresi ve yıkama gibi
yöntemlerle ıslah edilebilirlerse de bu son derece zor ve masraflıdır. Tuzlu topraklar bir
yandan ıslah edilmeye çalışılırken diğer yandan da tuza dayanıklılığı yüksek bitkiler
yetiştirilerek değerlendirilmelidirler. Bitkiler toprak geçirgenliğini artırarak; solunum
sırasında karbondioksitin açığa çıkmasını sağlayarak; gölgeleme etkileri ile toprak yüzeyinden
buharlaşmayı azaltıp suyun yukarı doğru hareketi ile yüzey tuzlarının birikimini azaltarak,
iyileştirme işlevlerini yerine getirmektedir (Sönmez, 1990’a atfen Gürses ve ark., 1998). Aynı
araştırmacılar (Anonim, 1985’e atfen) özellikle ağaçların derin kök yapıları ile taban suyu
düzeyini denetleyerek toprak tuzluluğunu azalttığını ve Avustralya’nın bazı bölgelerinde
agroforestry uygulamalarının en önemli nedeninin bu olduğunu bildirmişlerdir. Avcıoğlu, (1990),
elektriksel geçirgenlik değeri 4 mmhos/cm’nin üzerinde olan sahaların yeniden tarıma
kazandırılmasını sağlamak amacıyla okaliptüs türlerinden olan Eucalyptus camaldulensis ile
ağaçlandırılmasını önermekte ve tuzluluğun baş gösterdiği sahalarda ıslah çalışmalarının
yapılarak, ağaçlandırma çalışmalarına önem verilmesi gerektiğini bildirmektedir.
Tuzlu Sahaların Ağaçlandırılması ve Okaliptüsün tuzlu topraklarda gelişimi:
Ülkemizde tuzlu ve sodyumlu toprakların ıslahı ile ilgili ilk çalışmalar Tarsus–
Alifakılı köyünde başlamıştır (Dinçer, 1953). Alap (1959), Tarsus ovasındaki çorak alanlarda
iki yıl üst üste yapılan çeltik tarımıyla 0-120 cm’lik toprak profilinde çözünebilir tuzların
%0,36-0,95’ ten 0,13-0,25’e kadar yıkanabildiğini bildirmiştir. Bu çalışmaya ilişkin deneme
alanlarının da yer aldığı Tarsus-Alifakı Çorağı’ında yıkanmış, kısmen ıslah edilmiş topraklarda
okaliptüslerin yetiştirilebildiği, hiç yıkanmamış topraklarda ise okaliptüslerin sık sulamalarla
tutundurulabildiği belirtilmektedir. Ayyıldız (1968), Alifakılı–Tarsus tuzlu topraklarının
fiziksel ve kimyasal özellikleri detaylı bir şekilde araştırarak, mevcut tuzların drenaj sistemi
sağlandıktan sonra yıkama ile giderilebileceğini tespit etmiştir.
![Page 5: TEKNİK RAPOR - doa.ogm.gov.tr](https://reader036.vdocuments.pub/reader036/viewer/2022071612/6156fea8a097e25c764fdaae/html5/thumbnails/5.jpg)
5
Doğu Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nce “Bazı Okaliptüs Tür
ve Orjinlerinin Değişik Tuzluluk Derecesindeki Topraklarda Gelişmelerinin
İncelenmesi” isimli proje tamamlanarak 1998 yılında yayınlanmıştır (Gürses ve ark., 1998).
Bu çalışma Akdeniz Bölgesi’ndeki tuzlu toprakların değerlendirilmesinde okaliptüs
türlerinin kullanılıp kullanılamayacağını belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Deneme
alanlarına dikimler yapılmadan önce her parselden 30 cm’lik kademeler halinde 120 cm
derinliğe kadar alınan toprak örneklerinin analizleri Eskişehir Orman Toprak Tahlil
Laboratuvarında yaptırılmış olup analiz sonuçlarının ortalamaları Tablo 2.de gösterilmiştir.
Tablo 2. Deneme Alanları Toprak Özellikleri ELEMANLAR 1 (Fidanlık) 2 (Alap) 3 (Alap) 4 (Alap)
Toprak Türü Kil Kil Kil Kil
pH 7.70 7.73 7.68 7.57
CaCO3 % Total 32.71 28.22 25.44 25.31
Organik Madde % 2.317 1.426 0.872 1.001
Total N % 0.311 0.193 0.275 0.285
me/100 gr Top. Değiş. Kat. Na+ 0.75 6.17 9.69 16.66
me/100 gr. Top. Değiş. Kat. K+ 1.92 0.93 1.05 0.98
P2O5 ppm 23 13 23 25
ECx10³ 25 °C de milimhos/cm. 0.54 3.01 4.65 10.07
% Tuz 0.024 0.159 0.224 0.510
C/N 3.9 4.6 4.2 1.8
me/100 gr. Top.Değ.Kat.Ca 42,96 44.31 46.59 48.88
Denemede kullanılan tür/orijinlerin tuzluluk sınıfları ve tüm deneme alanı itibariyle
gelişmeleri ile tür ve orijinlerin ayrı ayrı tuzluluk sınıfları itibariyle gelişmeleri incelenmiştir.
Tür ve orijin farkı gözetmeksizin tüm deneme alanında tuzluluk sınıfları itibariyle yapılan
değerlendirmelerde boy ve çap yönünden 1. tuzluluk sınıfı (tuzsuz) ilk sırada, 4. tuzluluk
sınıfı (yüksek tuzlu) son sırada yer almışlardır. Boy ve çap ortalamalarının sıralanmasında 1.,
2. ve 3. tuzluluk sınıflarının aynı grupta yer almış olmaları dikkat çekicidir. Bu sonuçlar tuzlu
toprakların değerlendirilmesinde okaliptüs türlerinin kullanılabileceğini göstermektedir.
Araştırmacılar bütün bu değerlendirmeler ışığında;
* Çukurova ve benzer yetişme ortamlarında, drenaj vb. öbür koşulların da uygun
olması durumunda, elektriksel geçirgenlik değeri 8 milimhos/cm'ye kadar olan tuzlu
topraklarda hiç kayıp olmaksızın; çok/yüksek tuzlu (8+ milimhos/cm) topraklarda ise %35'lik
bir ürün kaybı ile E. camaldulensis Karabucak orijini kullanılarak okaliptüs işletmeciliği
yapılabileceğini,
* Daha güvenilir sonuçlar elde edebilmek bakımından, deneme alanlarının
korunmaları mümkün olduğu takdirde, 10. yılsonunda bir değerlendirme daha yapılması
gerektiğini vurgulamışlardır.
![Page 6: TEKNİK RAPOR - doa.ogm.gov.tr](https://reader036.vdocuments.pub/reader036/viewer/2022071612/6156fea8a097e25c764fdaae/html5/thumbnails/6.jpg)
6
Ege Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nce “Tuzlu ve Alkali Topraklara
Sahip Olan İzmir-Sasalı’da Ağaçlandırmada Kullanılacak Uygun Bitki Türlerinin
Belirlenmesi” isimli bir araştırma yapılmıştır (Sayman ve ark., 2011). İzmir Büyükşehir
Belediyesi Ege Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’ne müracaat ederek bu alanların
ağaçlandırılması için danışmanlık hizmeti talep etmiştir. Bunun üzerine sahada gerekli etüt ve
çalışmalar yapılarak proje için ön veriler elde edilmiştir. Bu çalışmalar ile sahanın deniz
kökenli bir tuzluluk ve alkaliliğin etkisinde bulunduğu, yapılan analizler neticesinde tuzluluk
ve alkalilik derecesinin yer yer değişkenlik arz ettiği, açılan 80 adet toprak çukurunda
tuzluluk değerlerinin (EC) 1,018-21,460 mmhos/cm arasında, toprak tepkimesinin (pH) ise
7,59-9,60 arasında değiştiği belirlenmiştir. Yüzeyde buharlaşma sonucu bazı kısımlarda tuz
kristallerinin gözle görülebildiği, açılan toprak çukurlarında tuzluluk derecesinin kimi
yerlerde yüzeyde fazla, derinleştikçe azaldığı, kimi yerlerde ise bunun tersi olduğu
belirlenmiştir. Bunun yanı sıra temmuz ayında taban suyunun durumu incelenmiş, 2-2,5 metre
arasında bulunduğu tespit edilmiştir.
Araştırmada; akkavak (Populus alba L.), adi dişbudak (Fraxinus excelsior L), iğde
(Eleagnus angustifolia L.), ağaç ılgın (Tamarix tetrandra Pall.), demir ağacı (Casuarina
equisetifolia L.), Kıbrıs akasyası (Acacia cyanophylla Lindl.), gravilla (Grevillea robusta
Br.), gladiçya (Gleditschia triacanthos L.), aksöğüt (Salix alba L.) , kokarağaç (Ailanthus
altissima (Mill.) Swingle.), akdut (Morus alba L.), akçaağaç (Acer negundo L.), palmiye
(Washingtonia flifera (Lindl.) Wendl.), zakkum (Nerium oleander L.), fıstık çamı (Pinus
pinea L.), kızılçam (Pinus brutia Ten.), servi (Cupressus sempervirens L.), yalancı akasya
(Robinia pseudoacacia L.), sakız (Pistacia lentiscus L.), mantar meşesi (Quercus suber L.),
menengiç (Pictacia terebinthus L.), badem (Prunus amygdalus Batsch.), okaliptus
(Eucalyptus camaldulensis Dehn.), Katran ardıcı (Juniperus oxycedrus L.), Palamut meşesi
(Quercus ithaburensis Decne.) türleri kullanılmıştır.
Araştırma alanına dikilen 1500 adet fidanın ilk yıl vejetasyon dönemi sonunda 906
adedi tutmuştur (% 60,40). Buna göre en yüksek tutma başarısını menengiç, yalancı akasya,
Kıbrıs akasyası, dişbudak ve zakkum türleri göstermiştir. Tutma başarıları en düşük olan
türler ise kızılçam, fıstıkçamı ve mantar meşesi türleridir. Proje çalışmasının son yılında, 2011
yılı vejetasyon dönemi sonunda yapılan sayımlarla tüm türlerde yaşama oranı ortalama
%38,60 olarak belirlenmiştir. En yüksek yaşama başarısı menengiçte elde edilmiştir. Bu türü
yalancı akasya, Kıbrıs akasyası, ılgın, dişbudak, zakkum ve sakız türleri izlemektedir. Mantar
meşesi, kızılçam, fıstıkçamı ve gravilla türleri en düşük yaşama başarısı gösteren türler olarak
ortaya çıkmıştır.
![Page 7: TEKNİK RAPOR - doa.ogm.gov.tr](https://reader036.vdocuments.pub/reader036/viewer/2022071612/6156fea8a097e25c764fdaae/html5/thumbnails/7.jpg)
7
Türlerin tutma ve yaşama başarıları üzerinde tuzluluğun dışında strüktür, tekstür,
toprak tepkimesi, toprak su içeriği, suda çözünebilir katyonlar ve anyonların konsantrasyonu
gibi faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Saha taşıdığı özellikler ile çok heterojen olup,
tuzluluk durumlarında olduğu gibi bu özellikler açısından da çok kısa mesafelerde önemli
farklılıklar göstermektedir.
Araştırmacılar çalışmanın sonunda başarılı olarak ortaya çıkan menengiç, sakız,
yalancı akasya, Kıbrıs akasyası, ılgın, okaliptus, dişbudak ve zakkum türleri benzer
koşullardaki ağaçlandırma çalışmalarında kullanılabileceğini ve Kıbrıs akasyası, sakız,
okaliptus, zakkum gibi türler için ağaçlandırılacak sahalardaki minimum sıcaklıklar dikkate
alınması gerektiğini bildirmişlerdir. Aynı araştırmacılar bu sonuçların üç yıllık verilerin bir
değerlendirmesi olduğunu ve bu sahada ileriki yıllarda da gözlemlere devam edilmesi faydalı
olacağını vurgulamışlardır.
Mülga AGM’nün mühendislere yönelik düzenlediği seminer notlarında deniz kıyısı ve
tuzlu topraklardaki ağaçlandırmalarda kullanılabilecek türler: dallı servi, Radyata Çamı,
Sabina ardıcı, Sahil çamı, Sıtka ladini, Ilgın, Akasya, Akçaağaç, Kadın tuzluğu, Avrupa
Kayını, Adi dişbudak, Dağ karaağacı, Ak kavak, Yalancı akasya olarak belirtilmiştir (AGM,
1999).
Ağyatan Arazi Etüt ve Toprak Analiz Sonuçları:
Çalışma sahası; Adana ili Karataş ilçesi sınırlarında, güneyinde Ağyatan Gölü ve
Akdeniz, doğusunda Ceyhan Irmağı, kuzeyinde ve batısında Karataş ilçesi tarım arazileri
bulunan yaklaşık 1240 ha alana sahip alandır (Resim 1.).
Resim 1. Çalışma Alanı
Ağyatan Lagünü
Tarım Arazileri
Ceyhan Irmağı
Çalışma Alanı
Akdeniz
![Page 8: TEKNİK RAPOR - doa.ogm.gov.tr](https://reader036.vdocuments.pub/reader036/viewer/2022071612/6156fea8a097e25c764fdaae/html5/thumbnails/8.jpg)
8
Çalışma sahası Adana ilinin Akdeniz kıyı şeridinde yer almakta ve Ceyhan nehrinin
alüvyal birikintilerinden oluşmaktadır. Alanın büyük bir bölümünü kaplayan alüvyal arazi
Kuarterner yaşlı olup, çeşitli mineral fraksiyonlarının depolanmasıyla oluşmuş, derin ve
pekişmemiş materyallerden oluşmaktadır. Bu materyaller daha çok Seyhan, Ceyhan ve
Berdan nehirlerinin su toplama havzalarındaki değişik yaşlı tortul, şist ve püskürük kayaçlar
üzerinde oluşmuş toprakların taşınmasıyla oluşan delta birikintileridir (Dinç ve Ark.,1990).
Sahanın güneyinde yer alan Ağyatan Lagünü ve yakın çevresi özellikle kıyı kesiminde
tarımsal faaliyetlerin olmaması nedeniyle az tahrip olmuş bir lagündür. Hurma Boğazı’na
yaklaşık 1 km uzaklıktan deniz ile bağlantılıdır. Kuzey kesimde Bebeli ve Adalı yerleşimleri
yakınlarından derelerle tatlı su girişi yanında Ceyhan nehrinden bir kanal yoluyla tatlı su ile
beslenmektedir. Dalyan balıkçıları tarafından zaman zaman bu giriş kapatılmaktadır. Ceyhan
Nehri ağzının batısında yer alan 1130 ha alana sahip, yeraltı suları ve yağışlı dönemde nehir
sularıyla beslenen bir lagündür. En fazla 3 m derinliğe ulasan göl ile deniz arasında bağlantıyı
Hurma Boğazı adında dar bir boğaz sağlamaktadır (WWF-Türkiye, 2004’e atfen Dinçer,
2007).
Sahada yapılan gözlemlerde yoğun olarak Halimione, Halocnemum ve ılgın
(Tamarix), seyrek olarak Lupinus, Juncus ve Euphorbia, münferit olarak okaliptüs
(Eucalyptus camaldulensis), karaağaç (Ulmus minor), incir (Ficus sp.) ve Kıbrıs akasyası
(Acacia cyanophylla) türlerinin bulunduğu tespit edilmiştir. Arazi etütlerinde 4 no’lu profilin
açıldığı kısımda rüzgâr erozyonu görülmüştür.
Resim 2. Çalışma sahasında lagüne yakın alanlardaki
vejetasyondan bir görünüm
Resim 3. Çalışma sahasında yüzeyde tuzlaşmanın görüldüğü yerler ve vejetasyondan bir görünüm
![Page 9: TEKNİK RAPOR - doa.ogm.gov.tr](https://reader036.vdocuments.pub/reader036/viewer/2022071612/6156fea8a097e25c764fdaae/html5/thumbnails/9.jpg)
9
Resim 4. Saha yakınındaki okaliptüs özel ağaçlandırma sahasından bir görünüm (Yaş:6)
Resim 5. Saha yakınındaki okaliptüs özel ağaçlandırma sahasından bir görünüm(Yaş:6)
Resim 6. Sahada münferit olarak bulunan okaliptüslerden bir görünüm
Resim 7. Sahada en yaygın türlerden olan ve iyi gelişim gösteren ılgınlardan bir görünüm
Resim 8. Sahada münferit olarak bulunan karaağaç ve yanında ılgın
Resim 9. Sahada münferit olarak bulunan incir
Sahada lagüne yakın kısımlarda tuzcul otsu bitkiler yayılış göstermektedir. Sahada
münferit olarak bulunan okaliptüsler ile sahaya komşu sayılacak mesafede bulunan özel
ağaçlandırma sahasındaki 6 yaşındaki okaliptüslerin gelişimleri Resim 4 ve 5’te görüldüğü
gibi çok iyi değildir. Yine münferit olarak bulunan Kıbrıs akasyasının gelişimi iyidir. Sahada
en fazla yayılış gösteren tür ılgın olup, gerek gruplar halinde gerekse münferit olarak sahanın
bir çok yerinde yayılış göstermektedir ve gelişimleri de iyidir.
![Page 10: TEKNİK RAPOR - doa.ogm.gov.tr](https://reader036.vdocuments.pub/reader036/viewer/2022071612/6156fea8a097e25c764fdaae/html5/thumbnails/10.jpg)
10
Toprak analiz sonuçlarına göre sahada toprak bünyesi “kum, kumlu balçık, tozlu
balçık, balçıklı kum, balçık ve kil” türündedir. Toprak reaksiyonu 7,85-9,11 arasında olup
“orta alkali ve kuvvetli alkali” sınıfındadır. Kireç içeriği % 5,15-29,86 arasında ve çoğunlukla
“çok yüksek kireçli-kireççe zengin” sınıftadır. Organik madde içeriği % 0,40-3,42 arasında ve
çoğunlukla “az seviyede-fakir”dir. Toprak tuzluluğu 0,10-19,99 değerleri arasında olup
“tuzsuz, orta tuzlu, yüksek tuzlu ve çok yüksek tuzlu” sınıflarında yer almaktadır (Tablo.3).
Çalışma sahasında organik madde içeriği % 0,40-3,42 arasında ve çoğunlukla “az
seviyede-fakir”dir. Tuzdan etkilenmiş topraklar, karakteristik olarak organik maddece çok
fakir topraklardır. Pek çok tuzlu toprakta organik madde içeriği %1’ in altındadır. Tuzdan
etkilenmiş topraklarda organik madde ilavesinin; toprakta makro porların hacmini artırmak
suretiyle toprakta permeabiliteyi iyileştirdiği, böylelikle tuz yıkanmasını toprakta
hızlandırdığı, toprakta kabuk oluşumunu azaltarak infiltrasyonu iyileştirdiği, toprakta ozmotik
potansiyele bağlı olarak azalan yarayışlı su miktarını artırdığı, toprağın katyon değişim
kapasitesini artırarak, ozmotik potansiyeli düşürdüğü, azot alımını artırdığı ve yapısındaki
humik maddelere bağlı olarak Fe, Zn basta olmak üzere mikro bitki besin maddelerinin
yarayışlılığını artırdığı bildirilmiştir (Nishizaki et al. 2002’ye atfen Gökoğlu, 2005). Kısaca
bozulan toprak sistemi canlılığını yeniden kazanılmasının ve bozulan dengenin
düzeltilebilmesinin en iyi yolu, doğadaki canlı yaşam ya da başka bir ifadeyle toprakta
organik madde rezervinin artırılmasıdır ki bunun da en kolay yolu bitkilendirme
çalışmalarıdır.
Kireç içeriği % 5,15-29,86 arasında ve çoğunlukla “çok yüksek kireçli-kireççe zengin”
sınıftadır. Tuzlu toprakların fiziksel ve kimyasal özellikleri yatay ve dikey çok kısa
mesafelerde büyük değişiklik gösterir. Toprak kolloidleri tuzların etkisiyle floküle
durumdadır. Bu nedenle strüktürleri oldukça iyi, geçirgenlikleri yeterli, bünyeleri genellikle
incedir. Az veya çok kireç içerirler. Ancak fazla tuzlardan dolayı çözünmez halde bulunan bu
kirecin toprağa pek yararı yoktur. Çözünebilir Na, nadiren diğer katyonların yarısını
geçtiğinden ve tuzların çoğu nötr olduğundan, reaksiyonları nötral, değişebilir Na miktarı
azdır (Bonarius, 1970).
Her profil noktasında taban suyu seviyesi etüt tarihi itibariyle (Mayıs sonu) 80-130 cm
arasında tespit edilmiştir. Ancak taban suyu seviyesinin mevsimsel değişimi bilinmemektedir.
Kış mevsiminde daha yukarılara çıkabileceği tahmin edilmektedir. Bower and Fireman
(1957), tuzlu ve alkali toprakların ıslahında başarılı olabilmek için taban suyu seviyesinin
kurak bölgelerde 180 cm, nemli bölgelerde ise en az 75-120 cm’ ye düşürülmesi gerektiğini
belirtmişlerdir.
![Page 11: TEKNİK RAPOR - doa.ogm.gov.tr](https://reader036.vdocuments.pub/reader036/viewer/2022071612/6156fea8a097e25c764fdaae/html5/thumbnails/11.jpg)
11
Tablo 3. Toprak Analiz Sonuçları
Lab.
No
Profil
No
Derinlik
cm.
FİZİKSEL ANALİZLER KİMYASAL ANALİZLER Taban
Suyu
Kum Kil Toz
Toprak Türü pH
Total Organik
Madde
%
Tuz
% % % CaCO3
% mS/cm cm.
1748 1 0-30 58.20 8.76 33.04 Kumlu Balçık 8.12 12.87 1.51 9.88
110 1749 1 31-60 58.70 8.65 32.65 Kumlu Balçık 8.22 23.16 0.79 12.03
1750 1 61-90 91.25 6.89 1.86 Kum 8.08 18.56 0.39 14.90
1754 2 0-30 51.75 12.95 35.29 Balçık 8.23 18.02 1.58 8.64
110 1755 2 31-60 39.44 6.92 53.64 Tozlu Balçık 8.22 25.74 1.05 10.84
1756 2 61-90 58.64 7.00 34.36 Kumlu Balçık 8.12 21.88 0.92 11.76
1757 2 91-120 91.20 6.93 1.87 Kum 8.07 21.23 0.66 12.55
1762 3 0-30 20.47 45.81 33.72 Kil 7.99 20.59 2.62 3.77
120 1763 3 31-60 19.84 10.98 69.17 Tozlu Balçık 8.11 22.52 1.54 4.90
1764 3 61-90 32.41 7.00 60.59 Tozlu Balçık 7.85 23.16 1.01 6.35
1765 4 0-30 39.64 7.14 53.23 Tozlu Balçık 8.30 20.59 2.21 15.40
80 1766 4 31-60 89.30 6.82 3.88 Kum 8.56 22.52 0.80 13.71
1767 4 61-90 91.43 6.75 1.82 Kum 8.49 5.15 0.80 15.20
1768 5 0-30 24.83 7.12 68.05 Tozlu Balçık 8.55 19.95 2.15 16.65 80
1769 5 31-60 16.71 7.09 76.20 Tozlu Balçık 8.72 27.67 0.94 11.64
1770 6 0-30 30.75 6.96 62.29 Tozlu Balçık 8.22 21.88 0.94 13.05
130 1771 6 31-60 17.99 8.02 73.99 Tozlu Balçık 8.33 23.81 1.54 15.20
1772 6 61-90 19.24 7.05 73.71 Tozlu Balçık 8.30 26.31 1.41 15.31
1773 7 0-30 16.61 35.41 47.97 Tozlu Killi Balçık 8.37 21.88 1.41 6.07
130 1774 7 31-60 18.25 7.26 74.49 Tozlu Balçık 8.37 18.66 1.41 9.49
1775 7 61-90 33.66 7.09 59.24 Tozlu Balçık 8.48 24.45 1.07 9.25
1776 8 0-30 43.52 6.15 50.33 Tozlu Balçık 8.42 24.78 0.87 6.30
120 1777 8 31-60 92.12 6.05 1.83 Kum 8.81 19.70 0.40 3.20
1778 8 61-90 92.14 6.04 1.82 Kum 8.56 21.60 0.94 5.28
1779 8 91-120 15.87 6.62 77.51 Tozlu Balçık 8.37 20.33 2.21 12.94
1780 9 0-30 62.14 6.31 31.55 Kumlu Balçık 8.44 25.42 1.41 19.99
120 1781 9 31-60 73.27 6.60 20.13 Kumlu Balçık 8.50 19.70 1.21 17.45
1782 9 61-90 39.60 6.48 53.94 Tozlu Balçık 8.40 12.71 1.48 19.99
1783 9 91-120 27.05 6.23 66.72 Tozlu Balçık 8.30 22.87 2.01 19.99
1784 10 0-30 20.83 6.44 72.74 Tozlu Balçık 8.54 25.42 1.95 4.80
125 1785 10 31-60 59.45 6.49 34.06 Kumlu Balçık 8.50 21.80 1.27 7.38
1786 10 61-90 16.48 24.45 59.07 Tozlu Balçık 8.34 22.87 1.74 14.44
1787 10 91-120 20.23 6.28 73.50 Tozlu Balçık 8.50 21.60 0.80 6.81
1788 11 0-30 83.76 6.55 9.89 Balçıklı Kum 8.50 25.42 1.81 4.62
110 1789 11 31-60 20.96 6.14 72.91 Tozlu Balçık 8.77 29.86 1.68 6.62
1790 11 61-90 41.22 6.28 52.50 Tozlu Balçık 8.75 27.96 1.01 6.08
1791 12 0-30 15.62 10.59 73.79 Tozlu Balçık 8.48 25.42 1.54 11.28
80 1792 12 31-60 33.94 6.17 59.88 Tozlu Balçık 8.67 26.69 1.27 8.50
1793 12 61-90 16.26 6.26 77.48 Tozlu Balçık 8.62 25.42 0.47 8.77
1794 13 0-30 29.12 31.13 39.75 Killi Balçık 8.28 24.78 3.42 2.04
85 1795 13 31-60 26.22 22.37 51.41 Tozlu Balçık 8.83 27.96 1.27 1.30
1796 13 61-90 32.00 10.09 57.90 Tozlu Balçık 9.11 27.32 0.60 1.29
1797 14 0-30 21.11 6.21 72.69 Tozlu Balçık 8.33 24.15 1.81 8.27
80 1798 14 31-60 22.64 6.25 71.11 Tozlu Balçık 8.44 22.67 1.41 10.17
1799 14 61-90 13.45 7.16 79.39 Tozlu Balçık 8.59 23.51 1.88 10.80
1800 15 0-30 25.61 6.18 68.21 Tozlu Balçık 8.43 25.42 3.02 4.83
80 1801 15 31-60 23.76 6.99 69.25 Tozlu Balçık 8.67 25.42 1.61 4.66
1802 15 61-90 27.73 6.36 65.92 Tozlu Balçık 8.71 20.97 1.27 5.79
1803 16 0-30 92.17 6.01 1.82 Kum 8.23 23.51 1.14 0.14
110 1804 16 31-60 92.18 6.01 1.82 Kum 8.42 24.15 0.87 0.10
1805 16 61-90 92.19 6.00 1.81 Kum 8.45 29.23 0.74 0.31
1806 16 91-120 83.93 6.89 9.18 Balçıklı Kum 8.80 12.71 1.10 0.53
![Page 12: TEKNİK RAPOR - doa.ogm.gov.tr](https://reader036.vdocuments.pub/reader036/viewer/2022071612/6156fea8a097e25c764fdaae/html5/thumbnails/12.jpg)
12
Sahada yer yer toprak yüzeyinde tuzlulaşma görülmüştür. Beyaz tuz kabukları tuzlu
toprakların en belirgin özelliklerinden biridir. Üst toprak tuzlu olduğu zaman tuz
konsantrasyonuna bağlı olarak bu tip topraklarda, halofitik bitki örtüsü görülmekte, arazi
çıplak ya da bitki örtüsü içinde yer yer çıplaklıklar bulunmaktadır (Sönmez,2011). Resim 10.
da 9 no’lu profil ve profil yüzeyindeki tuzluluk görülmektedir.
Resim 10. 9 nolu profil ve profil yüzeyinde tuzluluk
Resim 10. Toprak yüzeyinde tuzluluk
Toprak analiz sonuçlarına göre tuzluluk sahada yapılacak çalışmaları ve tür seçimini
belirleyici en önemli faktördür. Profillerin tuzluluk sınıflarına dağılımı Tablo 4’te verilmiştir:
Tablo 4. Profillerin tuzluluk sınıflarına dağılımı:
Profil No Tuzluluk Sınıfı EC(mmhos/cm)
16,13 Tuzsuz topraklar < 2
- Az tuzlu topraklar 2-4
3,8,10,11,15 Orta tuzlu topraklar 4-8
1,2,4,5,6,7,12,14, Yüksek tuzlu topraklar 8-16
9 Çok yüksek tuzlu topraklar >16
Sonuç ve Öneriler:
Ağyatan gölü etrafındaki alüvyal sahada yapılan etütler ve toprak analiz sonuçları
toprak özelliklerinin heterojen olduğunu, toprakların farklı bünye ve tuzluluk sınıflarında
olduğunu, tüm toprakların kireççe zengin, kuvvetli alkali ve organik maddece fakir olduğunu
göstermektedir.
Saha ile ilgili değerlendirmelerde toprak tekstürü, pH değeri, kireç oranı, organik
madde ve tuzluluk değerlerine bakılarak profil bazında çalışılmıştır. Ayrıca sahada mevcut
türlerin fiili durumları tespit edilmiş ve bu doğrultuda önerilerde bulunulmuştur.
![Page 13: TEKNİK RAPOR - doa.ogm.gov.tr](https://reader036.vdocuments.pub/reader036/viewer/2022071612/6156fea8a097e25c764fdaae/html5/thumbnails/13.jpg)
13
Yapılan araştırma sonuçlarına göre tuzlu topraklara dayanıklı ve iyi gelişim gösteren
menengiç, sakız, yalancı akasya, Kıbrıs akasyası, ılgın, okaliptüs, dişbudak ve zakkum
türlerinin kullanılması,
Sahada okaliptüsün yetiştirilmesine uygun olan yerler belirtilmiştir. Ancak okaliptüs
türü ile yapılacak ağaçlandırmalarda okaliptüslerin gelişimine yönelik beklentinin çok yüksek
olmaması gerekir. Çünkü “Okaliptüs Yetiştiriciliği” el kitabında (Anonim, 1986) belirtildiği
gibi okaliptüs ağaçlandırmaları fakir, çorak, bataklık arazilerden kaçınarak veya bu gibi yerler
ıslah edilerek yapılmalıdır. Okaliptüste başarının sağlanması için drenaj şartlarının
sağlanması, uygun metotla toprak işlemenin yapılması, sulama, bakım vb. işlemlerin de
yapılması gerektiği,
Okaliptüs türü için Araştırma Müdürlüğümüzce daha önce yapılmış araştırma
sonuçlarına göre Karabucak orjinli Eucalyptus camaldulensis Çukurova ve benzer yetişme
ortamlarında drenaj vb. koşullarında uygun olması durumunda elektriksel geçirgenlik değeri 8
mmhos/cm’ye kadar olan tuzlu topraklarda hiç kayıp olmaksızın; çok tuzlu (8+ mmhos/cm)
topraklarda ise %35’lik bir ürün kaybı ile işletilebiliceği;
Yukarıda sıralanan bilgi ve araştırmalar doğrultusunda;
Ağyatan Gölü etrafında göl sınırından itibaren 100-300 m mesafede herhangi bir
çalışma yapılmaması,
1 ve 2 no’lu profil noktalarının kuzeybatısına okaliptüs, kalan kısımlarda ise ılgın,
sakız, menengiç, Kıbrıs akasyası, yalancı akasya, dişbudak türlerinin dikilmesi,
3, 10, 13 ve 15 no’lu profil noktalarının temsil ettiği alanlarda ağırlıklı tür olarak
okaliptüs türünün kullanılması,
4 no’lu profil noktasının kuzeyinde okaliptüs, kalan kısımlarında ise rüzgar erozyonu
varlığından dolayı mevcut türlerin korunarak boşlukların Kıbrıs akasyası, ılgın gibi türlerle
bitkilendirilmesi,
6, 7 ve 11 no’lu profil noktaları arasında kalan kısımların okaliptüs, ılgın, sakız,
menengiç, Kıbrıs akasyası, yalancı akasya, dişbudak gibi türlerle karışık dikilmesi,
8 no’lu profil noktasının temsil ettiği alanda mevcut türlerin korunması ve ılgın, sakız,
menengiç, Kıbrıs akasyası, yalancı akasya, dişbudak gibi türlerle bitkilendirilmesi,
11 no’lu profil noktasının doğusu, 7 no’lu profil noktasının güneyi, 5, 12 ve 14 no’lu
profil noktalarını da kapsayacak şekilde alanda mevcut vejetasyonunun korunması,
9 no’lu profil noktasının “Çok yüksek tuzlu > 16 mmhoc/cm” olması nedeniyle
koruma ile doğal türlerin arttırılması ve uygun olan kısımların ılgın, sakız, menengiç, Kıbrıs
akasyası, yalancı akasya, dişbudak türleri ile bitkilendirilmesi,
![Page 14: TEKNİK RAPOR - doa.ogm.gov.tr](https://reader036.vdocuments.pub/reader036/viewer/2022071612/6156fea8a097e25c764fdaae/html5/thumbnails/14.jpg)
14
Resim 11. Profil Noktaları ve Sahada Yapılan Planlama
Okaliptüs
Ilgın, Sakız, Menengiç, Kıbrıs Akasyası, Yalancı Akasya, Dişbudak
Müdahale Edilmeyecek Alan
Müdahale Edilmeyecek Ilgınla Kaplı Alan
Kumul Saha (Fıstık çamı-Kıbrıs Akasyası)
![Page 15: TEKNİK RAPOR - doa.ogm.gov.tr](https://reader036.vdocuments.pub/reader036/viewer/2022071612/6156fea8a097e25c764fdaae/html5/thumbnails/15.jpg)
15
![Page 16: TEKNİK RAPOR - doa.ogm.gov.tr](https://reader036.vdocuments.pub/reader036/viewer/2022071612/6156fea8a097e25c764fdaae/html5/thumbnails/16.jpg)
16
KAYNAKLAR
AGM, 1999. AGM Etüt Proje ve Özel Ağaçlandırma Çalışmaları Semine Notları, 3-7 Mayıs 1999,
Antalya.
ALAP, M. 1959. Tarsus’ta Çorak Arazi Islah Çalışmaları. Topraksu Dergisi:1,10-16.
ANONİM, 1986, Okaliptüs Yetiştiriciliği, OGM yayınları.
ATALAY, İ.,2006. Toprak Oluşumu, Sınıflandırılması ve Coğrafyası, Meta Basım Matbaacılık
Hizmetleri, İzmir.
AVCIOĞLU, E.,1990. “Okaliptüs: Yetiştiriciliği, İşletmesi, Kavak ve Hızlı Gelişen Yabancı Tür
Orman Ağaçları”, Araştırma Enstitüsü Dergisi, 1990/1‐21‐49, İzmit.
AYYILDIZ, M., 1968. Tarsus–Alifakı Tuzluluk İstasyonu Topraklarının Teşhis ve Islah İmkanları
Üzerinde Bir Araştırma. A.Ü. Zir. Fak. Yay. No: 351, Ankara.
BONARİUS, H. 1970. Untersuchungen über die Wasser - und Salzbewegung im Boden in
Abhaengigkeit vom jahreswitterungsverlauf und von der Bewaesserung in der Sibari -
Ebene (Süditalien). Kiel (Dissertation). S :7-39.
BOWER, C.A. AND FİREMAN, M. 1957. Soil the yearbook of agriculture. The United States
Department of Agriculture, Washington. D.C. USA.
ÇEPEL, N., 1978. Orman Ekolojisi. Taş matbaası, İstanbul.
DİNÇ, U., SARI, M. ŞENOL, S., KAPUR, S., SAYIN, M., DERİCİ, M.R., ÇAVUŞGİL, V., GÖK,
M., AYDIN, M., EKİNCİ, H., AĞCA, N., SCHLİCTİNG, E.,1990. Çukurova Bölgesi
Toprakları, Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Yardımcı Ders Kitabı No: 26,171,
Adana.
DİNCER, A., 2007. Aşağı Seyhan Ovası (ASO)’nda Su Kaynaklarının Geliştirilmesi İle Lagünlerin
İlişkisi.Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,Yüksek Lisans Tezi. Çevre
Mühendisliği Anabilim Dalı, Adana.
DİNÇER, D. 1953. Çukurova Çorak Topraklarının Islah İmkânları Üzerine Araştırmalar. Tarsus Sulu
Ziraat Deneme İstasyonu Yayın No:12.
DÖLARSLAN, M., GÜL, E., 2012. Toprak Bitki İlişkileri Açısından Tuzluluk. Türk Bilimsel
Derlemeler Dergisi 5 (2): 56-59, ISSN: 1308-0040, E-ISSN: 2146-0132,
www.nobel.gen.tr.(Erişim Tarihi: 30 Haziran 2014).
ERUZ, E., 1979. Toprak Tuzluluğu ve Bitkiler Üzerindeki Genel Etkileri. İ.Ü. Orman Fakültesi,
Toprak İlmi ve Ekoloji Kürsüsü, İstanbul.
GÖKOGLU, B., 2005. Organik Materyal Kullanımının Alkali Bir Toprağın Bazı Islah Göstergeleri
Üzerine Etkisi.Ankara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Toprak Anabilim Dalı,
Yüksek Lisans Tezi, Ankara.
GÜRSES, M.K., ÖZKURT, A., GÜLBABA, A.G., 1998. Bazı Okaliptüs Tür ve Orijinlerinin Değişik
Tuzluluk Derecesindeki Topraklarda Gelişmelerinin İncelenmesi. T.C. Orman
Bakanlığı, Doğu Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü. Teknik Bülten No: 6,
Orman Bakanlığı Yayın No: 093, DOA Yayın No: 10, Tarsus.
KANTARCI, M. D., 2000. Toprak İlmi. İ.Ü.Yayın No:4261, O.F.Yayın No:462, İstanbul.
KIRDA, C. 1979. Aşağı Seyhan sulama projesi alanında bulunan tuzlu ve tuzlu sodyumlu toprakların
yıkama modeli kullanılarak iyileştirilebilme ölçütlerinin saptanması. Ç. Ü. Zir. Fak.
Kültür Teknik Bölümü. Adana.
LAMOND, E.R. AND WHİTNEY, A.D. 1991. Management saline and sodic soils. Cooperative
Extension Service, Kansas State University. Kansas. USA.
SAYMAN, M., KILCI, M., AKBİN, G., PARLAK, S.,2011. Tuzlu ve Alkali Topraklara Sahip Olan
İzmir-Sasalı’da Ağaçlandırmada Kullanılacak Uygun Bitki Türlerinin
Belirlenmesi.T:C: Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Eğe
Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Teknik Bülten No:51, İzmir.
SÖNMEZ, B.,2011. Çorak Toprakların Islahı ve Yönetimi, Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim, S.
134, ss. 52-56.
U.S. SALİNİTY LAB. STAFF., 1954. Diagnosis and Improvement of Saline and Alkaline Soils.
Agric. Handbook no: 60, USDA.