transfer merkezi dergisi

32

Upload: cetin-kuzu

Post on 20-Feb-2016

245 views

Category:

Documents


10 download

DESCRIPTION

Nisan 2013

TRANSCRIPT

Page 1: Transfer Merkezi Dergisi
Page 2: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

2 | S a y f a

Tüm dergileri ücretsiz okuyun!

Page 3: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

3 | S a y f a

TRANSFER MERKEZİ

Aylık Futbol Dergisi Yıl:1 Sayı:1 Tarih: Nisan 2013

Dijital ve ücretsiz olarak yayınlanmaktadır.

www.transfermerkez.com [email protected]

0555 499 99 99

İmtiyaz Sahibi: Alternatif Medya ve İnternet Hizmetleri

Yazarlar: Çetin Kuzu, Serkan Çokaydın, Hüseyin Karabacak, Volkan Vardarlı, Canan Akarca Kuzu, Harun Yapar, Vedat Serin, Tamer Sami Sert.

AVRUPA 04 – Avrupa’da Altın Sezon 05 – Ryan Giggs’le 22 yıl

06 – Bir Altyapı Efsanesi: Manchester United

07 – Serie A’da parlayan bir yıldız: Mauro Icardi 27 – 7 Numaralar

RÖPORTAJ 09 – Adnan Erkan 13 – Abdulhamit Yıldız (Ş.Urfaspor)

ÜST LiGLER 15 – İnceleme: Adem Büyük (Kasımpaşa)

17 – Zamanda Yolculuk: Tarık Daşgün 19 – Yılmaz Vural Fenomeni

ALT LiGLER 21 – İnceleme: Sjoerd Ars (Konyaspor)

23 – Keşfedilenler 25 – Amatör Ligler 26 – KKTC Transfer Raporu

EKSTRA 28 – Nostalji 29 – Sporcu Sağlığı 30 – Spor Modası

Page 4: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

4 | S a y f a

Türk futbolu bu sezon Galatasaray ve Fenerbahçe sayesinde altın

sezonunu yaşıyor. 43 yıl sonra ilk kez 2 takımımızın aynı anda Avrupa’da

çeyrek finalde. Başarısızlıklar ve hayal kırıklıklarıyla geçen yıllar sonrasında

böyle bir sezon geçirmek gerçekten taraflı tarafsız herkesi mutlu ediyor.

Bu sezon Avrupa Kupaları'ndan en çok puan toplayan 20 takım arasında

2 Türk takımı var. Galatasaray, 21.7200 puanla 11. sırada, Fenerbahçe ise

17.7200 puanla 20. sırada yer alıyor. Umarım bu başarılar kalıcı hale gelir. İşte

bu sezon Avrupa'da en çok puan toplayan 20 takımın listesi.

Page 5: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

5 | S a y f a

Manchester United formasını ilk kez 2 Mart 1991'de Everton’a karşı giyen

Ryan Giggs, o formayı bir daha hiç sırtından çıkartmadı ve Mart ayında Manu

formasıyla 22 yılı doldurdu. Real Madrid’le oynadıkları Şampiyonlar Ligi

maçıyla 1.000. kez formayı giyerek kırılması güç bir rekora daha imza attı.

Page 6: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

6 | S a y f a

Manchester United, 1937 yılından beri yaptığı 3.631 maçta kadrosunda

en az altyapıdan gelen 1 oyuncu bulundurdu. Dile kolay, 76 yıl, 3.631 maç ve

her maç altyapıdan bir oyuncu.

David Beckham, Duncan Edwards, George Best, Bobby Charlton, Paul

Scholes, Ryan Giggs ve daha birçok yıldız Manu altyapısından yetişip adını

dünya futbol tarihine yazdırdı.

Büyük takım olmak için Chelsea, Manchester City gibi çok para

harcamak yetmiyor bazen, büyük takım olmak çok farklı bir şey. Sistemli

çalışma ve istikrar olmadan, altyapıya gereken değeri vermeden asla büyük

takım olamazsınız. Umarım Manu’nun altyapısı sayesinde yaşadığı başarılar

Türk takımlarına örnek olur da Rus milyarderleri, Arap şeyhleri gibi yıldız

transfer etmekle büyük olunmayacağını anlarlar.

Çetin KUZU

Page 7: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

7 | S a y f a

Tam adıyla Mauro Emanuel Icardi Rivero, 19 Şubat 1993 tarihinde

Arjantin'in Rosario şehrinde doğdu. Club Infantil Sarratea’da bir sezonda tam

58 gol attığında henüz 6 yaşını bile doldurmamıştı. Icardi 6 yaşına geldiğinde

ekonomik krizin vurduğu Arjantin’den ailesiyle birlikte ayrılarak İspanya'ya

taşınmak zorunda kaldı.İspanya’da Kanarya Adaları takımlarından Deportiva

Vecindario’nun altyapısına giren Icardi, 7 senesini bu takımda geçirirken,

burada bulunduğu süre içerisinde çeşitli yaş kategorilerinde 500'den fazla gol

atarak büyük takımların ilgisini çekmeyi başardı.

Icardi'nin buradan büyük takımlara sıçrama yapması hiç zor olmayacaktı ve 2008 senesinde Barcelona'nın dikkatini çekmeyi başardı. 2008-2011 yılları arasında Barcelona'nın altyapısında yer alan Icardi, oynadığı futbolla Avrupa’da birçok takımın dikkatini çekmeye devam ediyordu. Kendini geliştirebilmesi için Sampdoria'ya kiralanan Icardi, burada 1 sene kiralık olarak forma giydikten sonra Barcelona'ya geri döndü. Barcelona'nın profesyonel kontrat imzalamaması sonucu 2012 senesinde Sampdoria'ya bonservisiyle birlikte transfer oldu.

Şu anda Sampdoria forması giyen Arjantinli golcü, ara transfer döneminde Juventus başta olmak üzere Napoli, Inter ve Roma tarafından transfer edilmek istendi fakat kulübü Sampdoria ara transfer döneminde kendisini satmak istemediği için kulübünde kaldı.

Bu sezon 22 lig maçında 1436 dakika oyunda kalarak 9 gol atıp 2 asist

yapan Icardi'nin asıl dikkatleri üzerine çektiği maç ise Serie A'da ikinci devrenin ilk maçı olan Juventus maçı oldu. Maçta Juventus 1-0 öndeyken ve

Page 8: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

8 | S a y f a

Sampdoria 10 kişi oynadığı dakikalarda attığı 2 golle takımına galibiyeti getiren Icardi, sadece İtalyan takımlarının değil tüm Avrupa takımlarının dikkatini üzerine çekmeyi başardı.

Arjantin U-20 takımının formasını giyen Icardi, burada oynadığı 5 maçta 3

gol attı. Kulübü Sampdoria’nın Icardi’nin olası transferinde isteyeceği ücretin 15.000.000 € civarında olacağı tahmin ediliyor.

Barcelona, alt yapısından çıkardığı sayısız yıldızla tanınsa da Fabreagas,

Pique gibi pek çok yeteneği de A takımda oynamadan başka takımlara göndermişti. Anlaşılan o ki Barça aynı hatayı Icardi de yaptı. Çok genç yaşta keşfettikleri bir yıldızı 300.000 € gibi küçük bir meblağ karşılığında Samdoria’ya veren Barcelona, Icardi’yi bir gün geri almak isterse büyük paraları gözden çıkarması gerekecek gibi görünüyor.

Mauro Icardi pivot santrafor tabirinden ziyade ikinci forvet mevkiine daha çok uyan bir oyuncu modeli. Hava toplarına çok fazla hakim olamasa da hızı, top tekniği ve son vuruşlardaki ustalığıyla fark yaratıyor. Günümüz futbolunda durarak oynayan forvetlere nazaran artık hareketli, rakip savunmayı yıpratan forvetlere ihtiyaç duyulduğu şu dönemde birkaç sene sonra Avrupa’nın en etkili ve gözde forvetlerinden birisi olması muhtemel.

Serkan ÇOKAYDIN

Page 9: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

9 | S a y f a

Bu ayki konuğumuz Denizli Belediyespor'daki teknik direktörlük

görevinden geçtiğimiz günlerde ayrılan Adnan Erkan. Ankaragücü'nün kalesini

koruduğu yıllarda milli takıma kadar yükselen ve Türk futbolunun unutulmaz

isimlerinden biri olan Adnan Erkan'la keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Röportajımıza Denizli Belediyespor'la başlayalım. Ayrılık süreci

nasıl gelişti, neden istifa ettiniz? Tek neden istenen sonuçların

alınamaması mıydı?

Denizli Belediyespor'un sezon başındaki planlamasında az bütçeyle ve

genç oyuncularla lige başlayıp bu yıl ligde kalmak, gelecek yıllarda zirveye

oynayan bir takım yaratmak planlanmıştı. Fakat alınan şanssız maçlar sonucu

oluşan karşılıklı güven kaybı bu kararı almamı gerektirdi ve kulübün önünü

açmak için istifa ettim. İstifa kararımda elbette ki kötü sonuçların etkisi

olmuştur.

Denizli Belediyespor'un asıl amacı ligde üst sıralarda yer almak mı

yoksa Denizli futbolu için oyuncu yetiştirmek mi? Yani sıralama

açısından beklenen başarı gelmemiş olsa da sizce bu o kadar önemli

miydi?

Demin de söylediğim gibi asıl amacımız genç oyuncuları önce Denizli

sonrasında Türk futboluna kazandırmak için yola çıktık ve bu konuda yol

Page 10: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

10 | S a y f a

katettiğimizi söyleyebilirim. Bu takımın ligde kalacağından en ufak şüphem yok

ama futbolda beklenen olmazsa en önce teknik adamların değişmesi ve yeni

bir heyecan gelmesi doğaldır. Denizli Belediyespor'da yaşanan budur.

Denizlispor’un bu sezonki durumu için ne düşünüyorsunuz? Lige

kötü bir başlangıç yaptılar ancak ligin 2. Yarısında alınan başarılı

sonuçlardan sonra sıralamada hızla yükseldi takım. Sizce Denizlispor’un

bu sezon doğru ve yanlış yaptığı işler neydi?

Denizlispor Süper Lig kültürüne sahip bir kulüptür. Son yıllardaki birçok

kulüpte bulunan ekonomik sıkıntı Denizlispor'u da çok yıpratmış ve öncelikli

hedefi mali disiplini sağlamaya sevk etmiştir. Bu çerçevede oluşan birlik ve

beraberlik ortamı Denizlispor'u PTT 1. Ligde tutacağı gibi gelecek yıllarda daha

borçsuz ve muteber bir kulüp olma yolunda takımımızı ilerletecektir.

Denizli futbolu için genel düşünceniz ne? Kentte genç oyuncu

potansiyeli nasıl, takip ettiğiniz gelecek vadeden isimler var mı?

Fenerbahçe’nin genç yıldızı Recep Niyaz da Denizlispor çıkışlı bir

oyuncu, onun açtığı yoldan başka isimler de gelecek mi sizce?

Denizli her zaman futbolcu potansiyeli olan bir şehirdir. Hem

Denizlispor'da hem de Denizli Belediyespor'da ileride Türk futboluna hizmet

edecek gençler görüyorum. Mali sıkıntılardan kurtulup alt yapıya ağırlık

verildiğinde bu isimler artacaktır.

Denizli Belediyespor’dan önce Denizlispor’da Sportif Direktörlük

yaptığınızı biliyoruz, peki ondan önce neler yaptınız? Futbolu bıraktıktan

Page 11: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

11 | S a y f a

sonra kısa bir dönem kaleci antrenörlüğü yaptınız sanırım sonrasında

arada geçen sürede ne gibi çalışmalarınız oldu?

2003 yılında Mersin İdman Yurdu'nda futbolu bıraktıktan sonra 2004 yılını

Diyarbakırspor'da ve 2005 yılını da Konyaspor'da Sakıp Özberk ile beraber

kaleci antrenörü olarak tamamladım. 2005-2010 yılları arasında Denizli'de

ticari hayatım oldu ve 2010 yılındaki Denizlispor menajerliğiyle çok sevdiğim

futbola geri döndüm. Bundan sonra da futbolun içinde teknik adam olarak

görev almayı, futbolculuğumdan sonra teknik adam olarak da iyi bir kariyer

yapmayı arzuluyorum.

Futbolseverler sizi daha çok futbolculuk yıllarınızdan hatırlıyor, Türk

futbolunun önemli kalecilerinden biriydiniz. Unutamadığınız bir maç ya

da o yıllardan aklınızda kalan bir anınız var mı?

Çok şükür ki doya doya geçirdiğim 20 yılımda en sevdiğim işi, kaleciliği

zirvede oynama şansım oldu. İçimde geriye dönük en ufak bir ukde kalmadı.

Elbette ki sayısız hatıralarım var ama 1993 yılında küme düşen Konyaspor

takımından Ankaragücü'ne transfer olurken Ankaragücü yöneticilerinin beni 5-

0 Galatasaray'ın kazandığı bir maçta beğenerek transfer kararı almalarının

bende unutulmaz bir yeri vardır.

Futbol oynadığınız dönemde birlikte ya da karşılıklı oynadığınız

isimler içinde en beğendiğiniz oyuncular kimlerdi?

Birçok yetenekli isimle hem aynı takımda hem de rakip olarak oynama

şansım oldu. Bizim zamanımızda takım oyunundan çok bireysel yetenekler ön

plana çıkardı ve bu futbolun seyir zevkini güzelleştirirdi. Tabi ki yetenekli

futbolcuların arttığı ve takım oyunun en üst seviyede oynandığı bir futbol

arzusu içindeyim. Hakan Şükür, Okocha, Hagi, Şota, Hami Mandıralı gibi

isimlerle mevkiimiz gereği daha çok karşılaştığımız için ilk olarak bu isimleri

verebilirim.

Eski bir kaleci olarak şu an liglerimizde oynayan kaleciler içinde en

çok hangilerini beğeniyorsunuz? Süper Lig dışında PTT 1. Lig ve 2.

Lig’den de isimler söylerseniz daha mutlu oluruz.

Cenk Gönen Mert Günok ve Onur Kıvrak'ın ileride Türk futboluna

damgalarını vuracağını düşünüyorum. PTT 1. Lig'de iyi oynayan kaleciler var

ama Trabzon 1461 kalecisi Fatih çıkış yapacak bir görüntü veriyor.

2. Lig’de ise Altay'dan Ali Şaşal Vural ve Anadolu Selçuklu'dan Ahmet

Sabri Fener'i gelecek vadeden kaleciler olarak görüyorum.

Page 12: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

12 | S a y f a

Bugünkü Türk futbolunun durumunu nasıl görüyorsunuz? Alt

liglerde dikkatinizi çeken sorunlar ya da iyileştirilmesi gerektiğini

düşündüğünüz noktalar var mı?

Türk futbolunun en büyük probleminin sistemsizlik olduğunu

düşünüyorum. İster kulüplerimizde isterse Milli takımımızda kendi aralarında

bile iletişimden uzak ve her biri farklı çalışan alt yapı grupları görüyorum. Bu

bazı kulüplerde dönem dönem düzeltilse de genel olarak Türk futbolunun

sorunu olarak karşımıza çıkıyor.

Ben teknik adam ve oyuncu olarak en büyük yatırımın alt yapılara

yapılması gerektiğine inanıyorum. İdealist ve bilgili hocaların maddi manevi

olarak desteklenmesi ve federasyonun politikalarının her yönetimle birlikte

değişmeden devam etmesi buralarda en iyi ve en donanımlı hocalarımızın

olması gerektiğini düşünüyorum.

Zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyoruz, bizim için çok keyifli

bir röportaj oldu. Bundan sonraki kariyerinizde başarılar diliyoruz.

Ben teşekkür ediyorum. Sizlere de başarılar.

Röportaj: Çetin KUZU

Page 13: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

13 | S a y f a

Şanlıurfaspor’un başarılı sağ beki Abdulhamit Yıldız'la sizin için keyifli bir

sohbet gerçekleştirdik. Alt ligleri ve futbolun gerçek emekçilerini daha yakından

tanımak için röportajlarımıza bundan sonra da devam edeceğiz. Şimdi vakit

kaybetmeden keyifli söyleşimize geçelim.

Öncelikle seni tanıyalım. Nerede doğdun, futbola nasıl başladın, biraz

kendinden bahseder misin?

Ben Abdulhamit Yıldız. Diyarbakır'da doğdum ama aslen Konyalıyız.

Babam komiserdi ve iş icabı Konya'dan Diyarbakır'a vermişler ben orada

dünyaya geldim. 2 yaşında Hollanda’ya gittik, ben orada büyüdüm ve 7

yaşında futbola başladım.

15 yaşında AZ Alkmaar ve FC Volendam takımları beni istedi ben de bize

daha yakın olduğu için FC Volendam takımını seçtim. Volendam'da 17 yaşında

A takımda oynamaya başladım ve 3.5 sene oynadım. Oranın PTT 1. Ligi'nde

şampiyon olduk ve o yıl Hollanda Süper Lig'ine çıktı. Ajax, PSV, Feyenoord

gibi takımlara karşı oynadım.

Sana göre Hollanda futboluyla Türk futbolu arasındaki farklar neler?

Hollanda'da futbol daha fazla tekniğe ve ayağa oynanıyor burada daha

fazla kuvveti ve uzun topu seçiyorlar.

Page 14: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

14 | S a y f a

Türkiye'ye geldiğinde en çok hangi konularda zorluk çektin?

Türkiye’ye geldiğimde pek sorun çekmedim çünkü her sene Türkiye’ye

izine geliyordum burada yaşayan çok akrabam var çoğu Konya'da yaşıyor ve

iki amcam İzmir'de biri de Denizli'de.

Şanlıurfa'yla ilgili düşüncelerin ne, burada en çok neleri seviyorsun?

Şanlıurfa’da herşeyi sevdim diyebilirim zaten buranın Peygamberler Şehri

olması çok güzel bir şey ve insanları sıcak kanlı. Kısacası her şeyiyle sevdim

diyebilirim.

Boş zamanlarında neler yapıyorsun?

Boş zamanlarımda pek fazla bir şey yapmıyorum çoğu zaman tesiste

oluyorum bazen sinemaya gidiyorum onun dışında pek fazla bir şey yapmaya

zamanım olmuyor diyebilirim.

Birlikte oynamaktan keyif aldığın futbolcular kimler?

Şanlıurfaspor'da beğendiğim ve keyif aldığım oyuncu Serdar Özkan

diyebilirim, çok yetenekli. Ayrıca Gençlerbirliği'nde oynadığım ve benim

çocukluktan çok iyi arkadaşım olan Hurşut Meriç.

Karşılıklı oynadığın, seni en çok zorlayan oyuncular kimler?

Bu soruda düşünmemem gerekmiyor Hollanda'da oynadığımda beni üç

futbolcu çok zorlamıştı ve çok beğenmiştim o futbolcularla rakip olup karşılıklı

oynamak benim için çok zevkliydi. Benim için birisi Luis Suarez (şu an

Liverpool'da oynuyor), biri Robin Van Persie (şu an Manchester United'da

oynuyor) ve Ibrahim Affelay (şu an Schalke 04'te kiralık)

Yurtiçinden ya da yurtdışından kendine örnek aldığın futbolcular var mı?

Daniel Alves.

Bundan sonrası için hedeflerin neler?

Bu sene için hedefim bu sezonu en iyi yerde bitirmek. Geçen sene

Kasımpaşaspor'la güzel bir şampiyonluk yaşadım, onu Şanlıurfaspor'da da

yaşamak istiyorum. Çok güzel bir duyguydu bir daha yaşamak isterim inşallah

o da burada olur ve Urfa halkı bizi sonuna kadar desteklesin.

Röportaj: Abuzer ÇELİK

Page 15: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

15 | S a y f a

Bazı insanlar vardır, çok iyidirler hem işlerinde hem de insanlarla

ilişkilerinde. Adem Büyük de böyle bir futbolcudur. Gittiği her takımda attığı

goller ve gösterdiği performansla taraftarın sevgilisi olmayı başarmış ender

oyuncularından biridir. Size bu yazıda çok sevdiğim ve futboluna saygı

duyduğum Adem Büyük'ü anlatmak istiyorum.

Forvet mevkiinde oynayan Adem Büyük, 30 Ağustos 1987 tarihinde

Hopa'da doğdu. 25 yaşındaki oyuncu futbola Hopaspor altyapısında başladı,

oradan Arhavispor'a geçen Adem Büyük, Beşiktaş tarafından beğenildi ve

transfer edildi. Beşiktaş A2 takımıyla maçlara çıkan Adem 28 maçta 26 gol

atarak PAF Ligi'nde gol kralı olan ilk ve tek Beşiktaş futbolcusu oldu. Bu

başarılı sezonun ardından Beşiktaş Adem ile profesyonel sözleşme imzaladı.

Beşiktaş Adem'in tecrübe kazanması için Zeytinburnuspor'a kiraladı.

Zeytinburnuspor'da geçirdiği ek dönemin ardından Adem 1,5 sene de şimdiki

adıyla PTT 1. Lig takımlarından Akçaabat Sebatspor'a kiralandı. Bu 1,5

senenin ardından Adem'e yeni bir yol göründü, Adem 1 sene de Altay'da

oynayacaktı. Feyyaz Uçar yönetimindeki Altay’la çıktığı 27 maçta 16 gol bulan

Adem Büyük dikkatleri çekmeye başlamıştı yavaş yavaş ve Altay'daki

performansıyla U21 Milli Takımımızın katıldığı Toulon Turnuvası'na çağrıldı.

2008-2009 sezonuna girileceğinde takas yoluyla Manisaspor'a verildi.

Beşiktaş, Uğur İnceman'ı almak için Mustafa Aşan, Adem Büyük ve 1 milyon

Euro'yu gözden çıkarmıştı. Adem Büyük, Manisaspor'un Süper Lig'e

çıkmasında fayda sağlasa da Süper Lig'deki ilk maçlarda Manisaspor'da forma

Page 16: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

16 | S a y f a

şansı bulamadı ve Boluspor'a kiralandı. Boluspor'da 27 maçta 11 gol atan

genç oyuncu sezon sonu rotasını yeniden Manisa'ya çevirdi. Manisa'ya

geldikten sonra forma şansı bulamayan ve A2 takımıyla çalışan Adem Büyük,

o sezonun 2. devresinde yeni oyuncular getiren ve orta sıralarda olan PTT 1.

Lig takımı Mersin İdman Yurdu'na teknik patron Nurullah Sağlam'ın deyimiyle

çok cüzi bir miktarla yarım sezonluğuna kiralandı. Mersin İdman Yurdu'nda

oynadığı oyunla göz dolduran Adem Büyük 14 maçta 10 gol atarak ve birçok

da asist yaptı ve takım arkadaşlarıyla birlikte Mersin İdman Yurdu'nu şampiyon

yaparak Süper Lig'e taşıdı. Sezon sonu oyuncuyu bonservisiyle almak isteyen

Mersin İdman Yurdu, Manisaspor'un istediği ücretin çok fazla olmasından

dolayı bu transferde vazgeçti.

Aynı sezon Manisaspor'un kadrosunda bulunan Adem Büyük hiç forma

şansı bulamadı ve devre arasındaki transfer döneminde Uğur Tütüneker'in

isteğiyle Kasımpaşa'ya transfer oldu. Sezon sonunda play offa kalan

Kasımpaşa'nın Süper Lig'e çıkmasında Adem Büyük'ün etkisi aynen soyadı

gibiydi. Play offlarda Konyaspor ile oynadıkları 2 maçta 4 gol, finalde de

Adanaspor ile oynadıkları maçta tek gol atarak takımını Süper Lig'e taşıdı.

Adanaspor maçı sonunda yaşanılan olayların içinde bulunan Adem Büyük

PFDK tarafından 5 maçlık cezaya çarptırıldı. Maç sonu Metin Diyadin'in Adem

hakkındaki açıklamaları zehir zemberekti. Kendi oyuncusunun Adanaspor

taraftarını kışkırttığını söyleyen Metin Diyadin'in bu oyuncuyla devam

etmeyeceği iddiaları yankılanıyordu ama sonuçta devam edildi. Adem Büyük

şu anda Kasımpaşa için ter döküyor ve çoğu maçta ilk 11 oynuyor.

Mersin İdman Yurdu ve Kasımpaşa taraftarlarının sevgilisi!

Adem Büyük gittiği her takımda taraftarların en sevdiği isimlerden birisi

olmayı başardı ama özellikle Mersin İdman Yurdu ve Kasımpaşalı taraftarların

sevgilisi oldu. Bugün bile Mersin İdman Yurdu taraftarlarının takımında en çok

görmek istediği oyunculardan biridir Adem. Kasımpaşalılar ise Adem'e

sevgisini şu sözlerle dile getirdi: ''Adem BÜYÜK'tür, Kasımpaşa'dan dolayı''

Adem Büyük'ün en çok istediği şey Milli Takım formasını taşımak. O da

biliyor işinin kolay olmadığını ama imkansız da değil diyor. Bakalım Adem Milli

Takım formasını giyebilecek mi? Mersin İdman Yurdu'nda oynarken ünlü

yorumcu Ömer Üründül onu bir karşılaşmada David Villa'ya benzetmişti.

Kendisine bu sorulduğunda ''Ben kendimi daha çok Tevez tarzı oyuncu olarak

görüyorum'' demişti ve lakabı da ''Tevez Adem'' olarak kaldı.

Hüseyin KARABACAK

Page 17: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

17 | S a y f a

1995 senesin de bir futbolcu geldi Fenerbahçe Kulübüne. Olaylı bir

transfer çalışmasından sonra o günün parasıyla 125 milyar bonservis bedeli

ödeyerek renklerine bağladı Tarık’ı, -ki bu rakam o zamanın transfer

rekoruydu.

Tarık Daşgün o dönemin en yetenekli yıldızları arasında göze çarpıyordu.

Gençlerbirliği alt yapısında yetişen oyuncu özellikle Fenerbahçe maçlarındaki

etkili oyunlarıyla Fenerbahçeli yöneticilerin dikkatini çekmiş olacak ki, kendisini

transfer etmek için hiçbir fedakârlıktan kaçınmamışlardı.

Sürati ve top tekniği ilk göze çarpan özellikleriydi ancak eksik olan yanı

ise fiziğinin zayıf olmasıydı. Çabukluğu ve oyun zekâsı sayesinde birçok

kulübün canını yakmaya aday bir futbolcu olarak geldi Fenerbahçe’ye. O

Fenerbahçe’ye geldiğinde çocuktum daha. Açıkçası herkesin olduğu gibi

benimde çocuk yaşta olmama rağmen dikkatimi çekmeyi başarmıştı

yeteneğiyle.

Fenerbahçe’de ilk zamanlar fena oynamıyordu, herkes için Avrupa yıldızı

olmaya aday gösterilirken kendisini İstanbul’un büyüsüne biraz fazla kaptırdı.

Gece hayatı, kadınlar ve alkol derken dünyanın vitrinine çıkacağını

düşündüğümüz Tarık Daşgün, bir futbolcunun çöküşü tarzı belgesellerin

aranan başrol oyuncusu haline geldi.

Page 18: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

18 | S a y f a

16 Ağustos 1973’te Ankara’da doğan Tarık Daşgün, Gençlerbirliği

takımının alt yapısından profesyonel futbola adım attıktan sonra Yeni

Turgutluspor’da kiralık olarak oynamış ve ertesi sezon Gençlerbirliği’ne geri

dönmüştü. Gençlerbirliği’nde geçirdiği başarılı dönemin ardından 1995

senesinde Fenerbahçe’ye transfer oldu.

Büyük beklentiler içinde geldiği Fenerbahçe’de iki sezon top oynadıktan

bir anlamda çöküş dönemine girdi, çok az maçta forma bulabildi. Fenerbahçe

kariyerinden sonra 1997-1998 sezonu devre arasında Kocaelispor’a transfer

olan oyuncu burada da fazla varlık gösteremeden 1999 yılında Ankaragücü’ne

transfer oldu.

Daha sonra sırasıyla Yozgatspor ve Gençlerbirliği’nde birer sezon

oynadıktan sonra 2002-2003 sezonu öncesi Lig A ekiplerinden Sakaryaspor’a

transfer olarak dikey düşüşünü sürdürdü. Burada da 1,5 yıl kaldıktan sonra Lig

B takımlarından Karabükspor’un yolunu tutan Tarık, Karabükspor formasıyla

bir sezonda sadece 5 maç oynayabildi.

2005-2006 sezonunda Yozgatspor’a geri dönen futbolcu Antalyaspor

karşılaşması sonrası yapılan kontrollerde esrar kullandığı tespit edilen

oyuncuya 2 yıl hak mahrumiyeti cezası verildi. Arada kısa bir Kıbrıs

macerasının ardından 2007-2008 sezonunun ikinci yarısında futbola dönebilen

Tarık, Bingölspor’da 4 ay futbol oynadıktan sonra aktif futbol yaşantısını

noktaladı.

Bu kadar yetenekli bir oyuncu, futbol hayatı boyunca sadece 2 kez A milli

formayı giyebildi, yapabileceklerinin çok azını yapabildi. Böyle yetenekli bir

oyuncunun sonunun böyle olmaması gerekirdi diye düşünüyorum. Zira Tarık

kendisine bakabilseydi belki de geleceğin büyük yıldızlarından biri olacaktı.

Çocuk aklımla o süratli ve teknik haliyle hatırladığım Tarık benim

unutamadığım futbolcular arasında hafızamdaki yerini aldı. Bir gün tanışma

fırsatı bulup bu serüveni bir de onun ağzından dinlemeyi çok isterim, belki bazı

soruların cevabını verebilir, belki her şeyin bir açıklaması vardır kendince.

Bir zamanların yıldız futbolcusu Tarık Daşgün şu sıralar 3. Lig’de

Hacettepespor’un teknik direktörlüğünü yapıyor. Daha önce de Gençlerbirliği

A2 takımını çalıştırmıştı. Yani bir nevi yuvasına, Gençlerbirliği’ne geri dönmüş

durumda, sessiz sedasız işini yapıyor. Belki orada kendini yeniden kanıtlayıp

üst liglere dönebilir kim bilir.

Serkan ÇOKAYDIN

Page 19: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

19 | S a y f a

Yılmaz Vural, deyince herkesin aklına eğlenceli bir adam gelir. Yaptığı

çılgınlıklar, çok takım değiştirmesi aşırı sevinç gösterileri, sinirlendiğinde

oyuncu dövmesi ve ilginç söylemleriyle akılda kalmıştır daha çok. Peki

antrenörlüğü nasıldır Yılmaz Hoca'nın? Başarılı mıdır başarısız mı? Birçok

futbolseverin aklında çok takım değiştirmesi ve küme düşürdüğü takımlarla yer

etmiştir.

Peki gerçekten başarısız bir teknik adam mı Yılmaz Vural? Bence değil.

Öncelikle oynattığı ayağa pasa dayalı pozitif futbol bile onu diğer Anadolu

takımı hocalarından ayırmaya yeter. Kasımpaşa'daki ilk senesinde oynattığı

futbola taraflı tarafsız herkes hayran olmuş, hatta başka takım tutmalarına

rağmen Kasımpaşa tribününde maç izler olmuştu insanlar. Takımdaki ikinci

senesinde oyuncu kalitesi ve buna bağlı olarak takımın teknik kapasitesi

düşünce istediği oyunu sahaya yansıtamadı Yılmaz hoca ve klasik sonla bitti

Kasımpaşa macerası da. Daha sonra denediği Konyaspor macerası da

hüsranla sonuçlandı. Yine adı "Küme düşüren hoca" olarak anıldı. Belki de en

büyük hatası buydu, sezon içinde başkasının kurduğu takımları devralmak ve

ligin dibinden kurtarmaya çalışmak. Her hoca bu riski alamaz, çünkü takımı

oradan kurtaramayacağını bilir. Yılmaz Vural'ı diğerlerinden farklı yapan

yönlerinden biri de bu. Bu yanı çoğu zaman kendisine ve kariyerine zarar

verse de o zoru seçmekten vazgeçmiyor.

Page 20: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

20 | S a y f a

Gelelim Elazığspor macerasına. Elazığspor'un başına geçtiğinde

takımın 7 hafta sonunda sadece 3 puanı vardı ve ligin dibinde yer alıyordu.

Bülent Uygun'un şampiyon kadroyu dağıtıp sayısız transfer yaparak kurduğu

toplama takımı devralmaktan da korkmadı Yılmaz Hoca. Göreve geldikten

sonra takımın başında çıktığı 20 maçta 7 galibiyet, 8 beraberlik ve 5 yenilgiyle

toplam 29 puan topladı ve takımını 14. sıraya kadar çıkardı. Elazığspor 13.

İstanbul BŞB ile aynı puanda, Trabzonspor’un ise sadece 2 puan gerisinde.

Belki sezon sonunda Elazığspor küme düşecek ve yine Yılmaz Vural'a

küme düşüren başarısız hoca yakıştırmaları yapılacak ama bunun rasyonel bir

doğruluğu yok. Basit bir hesap yaparsak, Vural'ın takımın başında olduğu 20

haftada Elazığspor’un maç başına puan ortalaması 1,45. Yani sezon başından

beri takımın başında olsaydı takımı 39 puan toplayarak ligin en iyi 6. takımı

olacaktı. Bu bile Yılmaz Hoca'nın başarılı olduğunu göstermeye yetecek bir

istatistik. -ki bunu başka bir hocanın kurduğu kadro, Sinan Kaloğlu, Mehmet

Çakır gibi bu ligde miadını doldurduğu düşünülen adamlarla başarıyor olması

da ayrı bir takdir konusu.

Elazığspor, Akhisar Belediyespor’la beraber ligin en düşük bütçeli iki

takımından biri. Devre arasında da önemli transferler yapmadılar, zira takımın

maddi sorunları olduğu, oyuncuların alacaklarını zamanında alamama sıkıntısı

yaşadıkları da biliniyor. Tüm bu şartlar göz önüne alındığında Yılmaz Vural’ın

başardığı şeyin ne denli önemli olduğunu anlamak zor değil.

Pozitif kişiliği yüzünden şaklaban olmakla suçlanmaya devam edecek

belki ya da son sıralardaki takımların başına geçmeyi kabul ettiği için –aldığı

sonuçlar ne olursa olsun- küme düşüren hoca yakıştırmaları yapılacak ama

olsun. Yılmaz Hoca şu an itibariyle 2. yarının en başarılı hocası konumunda,

takımı aldığı ve getirdiği yer de ortada. Kim ne derse desin Yılmaz Vural Türk

futbolu için önemli bir isimdir ve hiçbir zaman unutulmayacak.

Çetin KUZU

Page 21: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

21 | S a y f a

Biliyorsunuz Konyaspor ara transfer döneminde Sjoerd Ars'ı transfer

etmiş, Ars böyle imza atmıştı Konyaspor'a. Konyaspor Sjoerd Ars'ı sezon

sonuna kadar kiralamış ve kiralama bedeli olarak Ars'ın kulübü Levski Sofia'ya

30 bin Euro gibi küçük bir meblağ ödemişti.

15 Nisan 1984 tarihinde Hollanda'nın Terbog kasabasında dünyaya

gelen Sjoerd Ars, futbola DVC'26 takımında başladıktan sonra, Feyenoord alt

yapısına transfer oldu. 2002 yılında De Graafschap takımında profesyonel

olan Sjoerd Ars, daha sonra Omniworld (36 maçta 17 gol), Go Ahead Eagles

(74 maçta 33 gol) RBC Roosendaal (74 maçta 33 gol) ve Zwolle (33 maçta 28

gol) formaları giydi.

2011-2012 sezonunda Levski Sofia ile çıktığı 14 maçta 6 gol atma

başarısı gösteren Ars, bu sezonun ilk devresinde 150 bin Euro karşılığında

Çin'in Tianjin Teda takımına kiralanmıştı. Çin’de 29 maçta 13 gol kaydeden

Ars, kariyerinde çıktığı 273 maçta 132 gollük bir performans sergiledi. Ars’ın

Konyaspor’a transferi sessiz sedasız olmuştu. Transfer olduğunda kimse bu

kadar beklenti içinde değildi ancak haftalar geçtikçe herkes onun adını

ezberlemeye başlayacaktı.

Konyaspor taraftarının forvetten yana en son yüzü Zafer Biryol'da

gülmüştü. Ondan sonra hiç iyi bir forvet gelmemişti takımlarına. Tazemeta,

Robak ve diğerleri bekleneni verememişlerdi. Ars da çok umut vermiyordu

Konyaspor'a. Transferin son günlerinde transfer edilmesi taraftarı kuşku içinde

bırakıyordu.

Page 22: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

22 | S a y f a

Ars ilk olarak Adana Demirspor ile oynanan maçta Konyaspor forması

ile tanışmıştı. 3 gol atarak Gençlerbirliği'nin yeni transferi Björn Vleminckx'in

yarattığı etkiyi yarattı üstümüzde. Vleminckx susmuştu 2-3 hafta gol atmıyordu

ama Ars öyle değil. Konyaspor’la gittiği ilk deplasman maçında Kütahya'da da

golünü atarak takımına 3 puan getirmişti.

2 maçta 4 gollük bu müthiş başlangıç beni Ars'ı çıplak gözle izlemeye

itti ve Konyaspor-Göztepe maçını izlemek için Konya Atatürk Stadyumu'na

doğru yola koyuldum. Ars ilk topla buluşmasında kafayla attığı gol tüm stadı

ayağa kaldırdı ama ofsayt kararı geldi. Erdal Kılıçarslan ile Ars'ın anlaşması,

paslaşmaları müthişti. Erdal'la Konyaspor golü buldu. Onun üstüne Ars biri ilk

yarı diğeri 2. yarı olmak üzere 2 güzel kafa vurdu ama kaleyi bulamadı. Ars'ı

izlemeye gelmiştik ve ondan gol bekliyorduk, tam o sırada Ars sahne aldı ve

yine bir hava topunda kafayla attı golü ve adeta Konya stadı yıkıldı.

Ars'ın beni en çok etkileyen yanı ise 1,92’lik Veli Kızılkaya ile 1,84’lük

Aytek'in arasından 4 tane kafa topuna vurmuş olmasaydı. Belki bunların

sadece biri golle sonuçlandı ama şansı biraz yanında olsaydı 2-3 gol bulması

muhtemeldi. Ars tam bir pivot santrfor, bu ligde kesinlikle fark yaratıyor.

Ars'ın bonservisi Levski Sofia'da. Sözleşmesinde bir yıl daha opsiyon var

ama böyle oynamaya devam ederse elde tutmak pek kolay olmaz. Bakalım

Ars sezon sonu nereye gidecek? Konyaspor Süper Lig'e çıkar mı çıkmaz mı

bilinmez ama Ars, böyle giderse seneye Süper Lig'de olur gibi!

Hüseyin KARABACAK

Page 23: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

23 | S a y f a

KEŞFEDİLENLER ve KEŞFEDİLEMEYENLER Türkiye'de alt liglerde oynayan bir çok yetenekli futbolcumuz var. Bu

oyuncular Süper Lig takımlarına transfer olsalar da genelde forma şansı

bulamıyorlar. Ama Bursaspor son yıllarda alt liglerden yaptığı transferlerde

gayet başarılı oldu.

Örneklerle başlayalım. Geçen sene Bursaspor'un PTT 1. lig takımı

Konyaspor'dan transfer ettiği Hakan Aslantaş. Gurbetçi oyuncu sol bek

mevkiinde top koşturuyor. 26 Yaşında Bursaspor'a transfer olan Hakan

Aslantaş borçları olan kulübü Konyaspor'a da 400.000 Euro para kazandırarak

gitmişti. Şu an Bursaspor takımının vazgeçilmezlerinden biri.

Yine Bursaspor'a Boluspor'dan gelen Ferhat Kiraz. Sol açık mevkiinde

oynayan Ferhat henüz 24 yaşında. Genç oyuncu özellikle hızlı olması ve adam

eksiltmesiyle dikkatleri üzerine çekiyor. Kanat oyuncusu olmasına rağmen gol

yollarında da etkili bir oyuncu. Ferhat Kiraz'ın iyi oyunu ve takıma hızlı

ısınması formayı bol bol terletmesine neden oldu. Bursaspor, Ferhat Kiraz için

Boluspor'a 800.000 TL civarı bir meblağ ödemişti.

Gelelim Bursaspor'un yeni transferi Şener Özbayraklı'ya. Sağ bek

mevkiinde oynayan 23 yaşındaki oyuncu, Polatlı Bugsaşspor'dan Bursaspor'a

750.000 TL bonservis ödenerek transfer edildi. TFF 2. Lig takımı için bu miktar

oldukça iyi. Bursaspor'a geldikten sonra formayı kapan Şener mevkiisinde

Page 24: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

24 | S a y f a

gösterdiği performansla göz doldurdu. Bursaspor için çok faydalı bir transfer

olacağa benziyor. İnşallah bozmaz ise Şener Türk Futbolunun son yıllarda

yetiştirdiği en iyi sağ beklerden biri olabilir. Trabzonspor’a attığı gol izleyenlerin

hafızalarında yer etti. Bu golle birlikte, kendine güveni geldikçe neler

yapabileceğini de izleyenlere göstermiş oldu.

Yaklaşık 2.500.000 TL ye 3 tane mücadeleci, sağlam oynayan ve belki

de yıllarca takımda top koşturtacağı oyuncu aldı Bursaspor. Hem de yaşça çok

da büyük olmayan oyuncular, Ferhat ve Şener genç bile sayılır. Bursaspor,

önceki yıllarda da Ozan İpek ve İbrahim Öztürk'ü alt liglerden transfer etmişti.

Demek ki Bursaspor kulübü alt ligleri çok iyi takip ediyor ancak diğer

takımlarımızda durumlar vahim gibi. Son yıllarda alt liglerden transfer olan

oyuncular geldikleri takıma fazla bir şey katamıyor maalesef. Mehmet Batdal

ve Mehmet Akyüz bu konuda ilk aklıma gelen isimler. Hem oyuncular, hem de

büyük diye nitelendirilen kulüpler zarar görüyor bu transferlerden. Aynı şekilde

milli takımlarımız da alt ligleri yok sayıyor, takımı hep birkaç takımdan kuruyor,

ki bu da Türk futboluna zarar veriyor.

Hüseyin KARABACAK

Page 25: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

25 | S a y f a

Fenerbahçe ve Kocaelispor formalarıyla hatırladığımız Faruk Yiğit, 47

yaşında futbol sahalarına geri döndü. Saç-sakal kombinasyonu ve fiziği

nedeniyle "Mağara Adamı", "İlk İnsan", "Ayı Faruk" gibi lakaplarla tanınan

Faruk Yiğit, 2. Amatör Lig takımlarından Yalova Demirspor'la sözleşme

imzalayarak 8 yıl sonra futbola döndü. Sahilspor’la yaptıkları ligin ilk maçında

10 numaralı formasıyla sahaya kaptan olarak çıkan tecrübeli oyuncu, 15.

dakikada takımını öne geçiren golü atmayı da başardı.

MUSTAFAKEMALPAŞASPOR KAPANDI

Bursa'nın en köklü kulüplerinden biri olan Mustafakemalpaşaspor tarihe karıştı. Bir dönem 2. Lig ve 3. Lig'de Bursa'yı başarıyla temsil eden Mustafakemalpaşaspor artık yok. 1923 yılında kurulan Mustafakemalpaşaspor, 2. Lig (2002-04) ve 3. Lig’de (2004-09) mücadele ettikten sonra profesyonel liglere veda eden Bursa temsilcisi 2009-11 döneminde Bursa Süper Amatör Lig'de yer aldı.

Geçen sezon ligden çekilen kırmızı-lacivertli takım, bu sezon da lige katılım yapmamıştı. 16 Ocak 2013'te mahkeme kararıyla kulübün kapatılması hikayenin sonu oldu. Kökenleri Bursaspor'dan bile eskiye dayananan, cumhuriyetle yaşıt böyle bir kulübün tarihe karışıp yok olması gerçekten üzücü.

Page 26: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

26 | S a y f a

KKTC TRANSFER RAPORU KKTC deyince hemen yanına "yavru vatan" etiketini yapıştırsak da

yıllardan beri "üvey evlat" muamelesi görmeye devam ediyor KKTC ve Kıbrıs

futbolu. Bunda KKTC'nin ülke olarak tanınmaması ve uygulanan ambargo

yüzünden FIFA organizasyonlarına katılamamasının da etkisi büyük elbette

ama bence medyanın yeterince yer vermemesi de önemli etkenlerden biri. Biz

alt ligler ve altyapılarla birlikte Kıbrıs futboluna da elimizden geldiğince yer

vermeye çalışacağız, umarım katkımız olur.

KKTC liglerinde ara transfer döneminde toplam 203 oyuncu takım

değiştirdi. Bu transferlerin içerisinde yakından tanıdığımız isimler de var. Daha

önce Boluspor formasıyla izlediğimiz Koffi Kouame, Lefke'ye transfer oldu.

Lefke Türk Spor Kulübü'nün bir diğer transferi ise Türkiye'den Çamlıdere

Şekerspor'dan oldu. Geçen sezon Kayseri Erciyesspor forması giyen Cemal

Taşlı da artık Lefke için mücadele edecek.

İlk yarıyı zirvede bitiren Küçük Kaymaklı ise geçen sezon İstanbul

Güngörenspor formasıyla PTT 1. Lig'de oynayan Ganalı golcü Benjamin

Boateng'i transfer ettiler. Ülkemizde Gençlerbirliği, Ankaragücü gibi birçok

takımda forma giyen Mustafa Engin Özmen de ligin alt sıralarındaki Serdarlı

Gençlerbirliği'ne transfer oldu.

KKTC liglerinde yabancı tercihi genelde Afrika kökenli oyunculardan yana

kullanılıyor. Kamerunlu golcü Pierre Herve Ateme Elanga (Küçük Kaymaklı),

Kamerunlu Yvar Ribal Baroung (Doğan Türk Birliği), Ugandalı golcü Geoffrey

Massa (Yenicami), Ganalı forvet Prince Adono Ghara (Lapta), Dansoko

Amadou Kain (Lefke), Kaute Souop Loique (Cihangir), Gouiffe A.Gouiffe (Türk

Ocağı Limasol), Herron Scarla Berrian (Hamitköy) ve Jacques Muken

(Gönyeli) bu ara transfer döneminde KKTC’ye gelen Afrikalı oyunculardı.

Page 27: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

27 | S a y f a

Page 28: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

28 | S a y f a

Nijerya 1994 5-Uche, 12- Siasia, 2- Eguavoen, 7-Finidi, 6- Nwanu, 1- Rufai

9- Yekini, 11- Amuneke, 5- Oliseh, 3- Iroha, 14- Amokachi

Erzincanspor – Fenerbahçe (1989)

Page 29: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

29 | S a y f a

Spor yaparken burundan nefes alınmalıdır.

Spora başlamadan önce bir bardak şekersiz kahve içilmesi

metabolizmanın daha hızlı çalışmasını sağlar.

2 saatlik bir çalışma için yarım litre su tüketilmelidir. Fakat spor

esnasında tek seferde bir fincandan fazla suyu içilmemelidir.

Spor öncesinde çok aç veya çok tok olunmamalıdır. Açlık hissediyorsanız

bir adet meyve veya bir bardak az yağlı süt içmeniz spordan sonra

yiyeceklere saldırmanızı önleyecektir.

Spor öncesi öğünde glisemik indeksi düşük (elma, yeşil mercimek,

baklagil vb.) besinler tüketilmesi verimi artırır.

Spordan sonraki öğünde kas miktarınızı artırmak için tüketilebilecek en

kolay besin yumurtadır. Biraz sütle yağsız veya az yağlı bir omlet idealdir.

Özellikle kadınlar diyetlerine demir açısından zengin besinler (kırmızı et,

yumurta, kuru kayısı, kuru üzüm, dut kurusu, kuru baklagiller, koyu yeşil

yapraklı sebzeler vb.) eklemeye özen göstermelidir.

Spor yapmadaki amaç yağları yakmak ise sabah saatlerinde, kas oranını

artırmaksa 15.00-17.00 saatleri arasında yapılması daha yararlı olacaktır.

Bel çevresini kontrol altına almak için basit şekerlerden uzak durup şeker

alımını sebze ve meyvelerden (yeşil elma, greyfurt vb.) sağlamak gerekir.

Sporu sadece kilo vermek amacıyla yapmayı kafanızdan silin. Çünkü

bıraktığınız anda verilen kilolardan daha fazlasının alındığı bilinmekte.

Spor yapmayı sağlığınız için yaşam tarzı haline getirin.

Unutmayınız ki uykusuz kalmak ve fazla spor yapmak da kas kaybına

neden olabilir. Bu nedenle verim almak için hem beslenmeye hem de

yeterli uyumaya özen gösterilmelidir.

Canan AKARCA KUZU

Page 30: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

30 | S a y f a

Nike’ın en yeni ürünü Flyknit Lunar1+ koşu ayakkabıları arasında çığır

açmaya hazırlanıyor. Flyknit Lunar1+ serisinin en önemli özelliği, örgü yapısı

ve minimum dikiş kullanılması. Bu sayede ayağı ikinci deri gibi saran

ayakkabılar ultra yumuşak Lunarlon köpük tabanı ve hafif yapısıyla her adımda

konforlu bir koşu deneyimi sunuyor.

Ayakkabının dış tabanına stratejik olarak yerleştirilen dayanıklı kauçuk

parçalarla da topuk ve ayağın ön bölümü darbelere karşı korunmuş oluyor.

Flyknit Lunar1+ bu özellikleriyle benzerlerinden keskin bir çizgiyle ayrılıyor.

ENERJİDE GERİ DÖNÜŞÜM ZAMANI Adidas BOOST™ enerji geri dönüşümü, üstün yastıklama, mükemmel uyum ve her türlü hava koşulunda rahat bir deneyim sunuyor. BOOST™ yastıklama teknolojisi sadece sektördeki en yüksek enerji geri dönüşümünü sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda her koşul altında performansını eşi görülmemiş düzeyde koruyor.

Page 31: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

31 | S a y f a

Samsung “Soçi 2014 Kampanyası”nı tanıttı Olimpiyat Oyunları’nın resmi sponsoru Samsung Electronics, uluslararası

spor platformları açısından büyük öneme sahip olan Soçi 2014 Kış

Olimpiyatları’na destek olmak amacıyla hazırladığı kampanyayı başlattı.

Londra 2012 Olimpiyat Oyunları kampanyasının elde ettiği başarının

ardından Samsung, Soçi 2014’ün Kış Olimpiyat Oyunları tarihinin en yenilikçi

ve sosyal erişimi en yüksek organizasyon olması amacıyla, Soçi 2014

Organizasyon Komitesi’ne destek verecek. Samsung’un, 2014 Soçi Olimpiyat

Oyunları Marka Elçisi Maria Sharapova da, insanları spor yapmaya ve

Olimpiyat Oyunları’nın bir parçası olmaya teşvik etmeyi amaçlayan Samsung

Takımı projesinde yer alacak.

Sporcuların bir dizi aktiviteye katılımı ve Samsung’un yenilikçi mobil

teknolojilerini kullanmaları ile hem de sporcular ile sporseverler arasında

kişisel bir bağ kurulması hedefleniyor.

Page 32: Transfer Merkezi Dergisi

TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013

32 | S a y f a