transfer merkezi dergisi
DESCRIPTION
Nisan 2013TRANSCRIPT
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
2 | S a y f a
Tüm dergileri ücretsiz okuyun!
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
3 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ
Aylık Futbol Dergisi Yıl:1 Sayı:1 Tarih: Nisan 2013
Dijital ve ücretsiz olarak yayınlanmaktadır.
www.transfermerkez.com [email protected]
0555 499 99 99
İmtiyaz Sahibi: Alternatif Medya ve İnternet Hizmetleri
Yazarlar: Çetin Kuzu, Serkan Çokaydın, Hüseyin Karabacak, Volkan Vardarlı, Canan Akarca Kuzu, Harun Yapar, Vedat Serin, Tamer Sami Sert.
AVRUPA 04 – Avrupa’da Altın Sezon 05 – Ryan Giggs’le 22 yıl
06 – Bir Altyapı Efsanesi: Manchester United
07 – Serie A’da parlayan bir yıldız: Mauro Icardi 27 – 7 Numaralar
RÖPORTAJ 09 – Adnan Erkan 13 – Abdulhamit Yıldız (Ş.Urfaspor)
ÜST LiGLER 15 – İnceleme: Adem Büyük (Kasımpaşa)
17 – Zamanda Yolculuk: Tarık Daşgün 19 – Yılmaz Vural Fenomeni
ALT LiGLER 21 – İnceleme: Sjoerd Ars (Konyaspor)
23 – Keşfedilenler 25 – Amatör Ligler 26 – KKTC Transfer Raporu
EKSTRA 28 – Nostalji 29 – Sporcu Sağlığı 30 – Spor Modası
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
4 | S a y f a
Türk futbolu bu sezon Galatasaray ve Fenerbahçe sayesinde altın
sezonunu yaşıyor. 43 yıl sonra ilk kez 2 takımımızın aynı anda Avrupa’da
çeyrek finalde. Başarısızlıklar ve hayal kırıklıklarıyla geçen yıllar sonrasında
böyle bir sezon geçirmek gerçekten taraflı tarafsız herkesi mutlu ediyor.
Bu sezon Avrupa Kupaları'ndan en çok puan toplayan 20 takım arasında
2 Türk takımı var. Galatasaray, 21.7200 puanla 11. sırada, Fenerbahçe ise
17.7200 puanla 20. sırada yer alıyor. Umarım bu başarılar kalıcı hale gelir. İşte
bu sezon Avrupa'da en çok puan toplayan 20 takımın listesi.
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
5 | S a y f a
Manchester United formasını ilk kez 2 Mart 1991'de Everton’a karşı giyen
Ryan Giggs, o formayı bir daha hiç sırtından çıkartmadı ve Mart ayında Manu
formasıyla 22 yılı doldurdu. Real Madrid’le oynadıkları Şampiyonlar Ligi
maçıyla 1.000. kez formayı giyerek kırılması güç bir rekora daha imza attı.
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
6 | S a y f a
Manchester United, 1937 yılından beri yaptığı 3.631 maçta kadrosunda
en az altyapıdan gelen 1 oyuncu bulundurdu. Dile kolay, 76 yıl, 3.631 maç ve
her maç altyapıdan bir oyuncu.
David Beckham, Duncan Edwards, George Best, Bobby Charlton, Paul
Scholes, Ryan Giggs ve daha birçok yıldız Manu altyapısından yetişip adını
dünya futbol tarihine yazdırdı.
Büyük takım olmak için Chelsea, Manchester City gibi çok para
harcamak yetmiyor bazen, büyük takım olmak çok farklı bir şey. Sistemli
çalışma ve istikrar olmadan, altyapıya gereken değeri vermeden asla büyük
takım olamazsınız. Umarım Manu’nun altyapısı sayesinde yaşadığı başarılar
Türk takımlarına örnek olur da Rus milyarderleri, Arap şeyhleri gibi yıldız
transfer etmekle büyük olunmayacağını anlarlar.
Çetin KUZU
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
7 | S a y f a
Tam adıyla Mauro Emanuel Icardi Rivero, 19 Şubat 1993 tarihinde
Arjantin'in Rosario şehrinde doğdu. Club Infantil Sarratea’da bir sezonda tam
58 gol attığında henüz 6 yaşını bile doldurmamıştı. Icardi 6 yaşına geldiğinde
ekonomik krizin vurduğu Arjantin’den ailesiyle birlikte ayrılarak İspanya'ya
taşınmak zorunda kaldı.İspanya’da Kanarya Adaları takımlarından Deportiva
Vecindario’nun altyapısına giren Icardi, 7 senesini bu takımda geçirirken,
burada bulunduğu süre içerisinde çeşitli yaş kategorilerinde 500'den fazla gol
atarak büyük takımların ilgisini çekmeyi başardı.
Icardi'nin buradan büyük takımlara sıçrama yapması hiç zor olmayacaktı ve 2008 senesinde Barcelona'nın dikkatini çekmeyi başardı. 2008-2011 yılları arasında Barcelona'nın altyapısında yer alan Icardi, oynadığı futbolla Avrupa’da birçok takımın dikkatini çekmeye devam ediyordu. Kendini geliştirebilmesi için Sampdoria'ya kiralanan Icardi, burada 1 sene kiralık olarak forma giydikten sonra Barcelona'ya geri döndü. Barcelona'nın profesyonel kontrat imzalamaması sonucu 2012 senesinde Sampdoria'ya bonservisiyle birlikte transfer oldu.
Şu anda Sampdoria forması giyen Arjantinli golcü, ara transfer döneminde Juventus başta olmak üzere Napoli, Inter ve Roma tarafından transfer edilmek istendi fakat kulübü Sampdoria ara transfer döneminde kendisini satmak istemediği için kulübünde kaldı.
Bu sezon 22 lig maçında 1436 dakika oyunda kalarak 9 gol atıp 2 asist
yapan Icardi'nin asıl dikkatleri üzerine çektiği maç ise Serie A'da ikinci devrenin ilk maçı olan Juventus maçı oldu. Maçta Juventus 1-0 öndeyken ve
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
8 | S a y f a
Sampdoria 10 kişi oynadığı dakikalarda attığı 2 golle takımına galibiyeti getiren Icardi, sadece İtalyan takımlarının değil tüm Avrupa takımlarının dikkatini üzerine çekmeyi başardı.
Arjantin U-20 takımının formasını giyen Icardi, burada oynadığı 5 maçta 3
gol attı. Kulübü Sampdoria’nın Icardi’nin olası transferinde isteyeceği ücretin 15.000.000 € civarında olacağı tahmin ediliyor.
Barcelona, alt yapısından çıkardığı sayısız yıldızla tanınsa da Fabreagas,
Pique gibi pek çok yeteneği de A takımda oynamadan başka takımlara göndermişti. Anlaşılan o ki Barça aynı hatayı Icardi de yaptı. Çok genç yaşta keşfettikleri bir yıldızı 300.000 € gibi küçük bir meblağ karşılığında Samdoria’ya veren Barcelona, Icardi’yi bir gün geri almak isterse büyük paraları gözden çıkarması gerekecek gibi görünüyor.
Mauro Icardi pivot santrafor tabirinden ziyade ikinci forvet mevkiine daha çok uyan bir oyuncu modeli. Hava toplarına çok fazla hakim olamasa da hızı, top tekniği ve son vuruşlardaki ustalığıyla fark yaratıyor. Günümüz futbolunda durarak oynayan forvetlere nazaran artık hareketli, rakip savunmayı yıpratan forvetlere ihtiyaç duyulduğu şu dönemde birkaç sene sonra Avrupa’nın en etkili ve gözde forvetlerinden birisi olması muhtemel.
Serkan ÇOKAYDIN
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
9 | S a y f a
Bu ayki konuğumuz Denizli Belediyespor'daki teknik direktörlük
görevinden geçtiğimiz günlerde ayrılan Adnan Erkan. Ankaragücü'nün kalesini
koruduğu yıllarda milli takıma kadar yükselen ve Türk futbolunun unutulmaz
isimlerinden biri olan Adnan Erkan'la keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Röportajımıza Denizli Belediyespor'la başlayalım. Ayrılık süreci
nasıl gelişti, neden istifa ettiniz? Tek neden istenen sonuçların
alınamaması mıydı?
Denizli Belediyespor'un sezon başındaki planlamasında az bütçeyle ve
genç oyuncularla lige başlayıp bu yıl ligde kalmak, gelecek yıllarda zirveye
oynayan bir takım yaratmak planlanmıştı. Fakat alınan şanssız maçlar sonucu
oluşan karşılıklı güven kaybı bu kararı almamı gerektirdi ve kulübün önünü
açmak için istifa ettim. İstifa kararımda elbette ki kötü sonuçların etkisi
olmuştur.
Denizli Belediyespor'un asıl amacı ligde üst sıralarda yer almak mı
yoksa Denizli futbolu için oyuncu yetiştirmek mi? Yani sıralama
açısından beklenen başarı gelmemiş olsa da sizce bu o kadar önemli
miydi?
Demin de söylediğim gibi asıl amacımız genç oyuncuları önce Denizli
sonrasında Türk futboluna kazandırmak için yola çıktık ve bu konuda yol
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
10 | S a y f a
katettiğimizi söyleyebilirim. Bu takımın ligde kalacağından en ufak şüphem yok
ama futbolda beklenen olmazsa en önce teknik adamların değişmesi ve yeni
bir heyecan gelmesi doğaldır. Denizli Belediyespor'da yaşanan budur.
Denizlispor’un bu sezonki durumu için ne düşünüyorsunuz? Lige
kötü bir başlangıç yaptılar ancak ligin 2. Yarısında alınan başarılı
sonuçlardan sonra sıralamada hızla yükseldi takım. Sizce Denizlispor’un
bu sezon doğru ve yanlış yaptığı işler neydi?
Denizlispor Süper Lig kültürüne sahip bir kulüptür. Son yıllardaki birçok
kulüpte bulunan ekonomik sıkıntı Denizlispor'u da çok yıpratmış ve öncelikli
hedefi mali disiplini sağlamaya sevk etmiştir. Bu çerçevede oluşan birlik ve
beraberlik ortamı Denizlispor'u PTT 1. Ligde tutacağı gibi gelecek yıllarda daha
borçsuz ve muteber bir kulüp olma yolunda takımımızı ilerletecektir.
Denizli futbolu için genel düşünceniz ne? Kentte genç oyuncu
potansiyeli nasıl, takip ettiğiniz gelecek vadeden isimler var mı?
Fenerbahçe’nin genç yıldızı Recep Niyaz da Denizlispor çıkışlı bir
oyuncu, onun açtığı yoldan başka isimler de gelecek mi sizce?
Denizli her zaman futbolcu potansiyeli olan bir şehirdir. Hem
Denizlispor'da hem de Denizli Belediyespor'da ileride Türk futboluna hizmet
edecek gençler görüyorum. Mali sıkıntılardan kurtulup alt yapıya ağırlık
verildiğinde bu isimler artacaktır.
Denizli Belediyespor’dan önce Denizlispor’da Sportif Direktörlük
yaptığınızı biliyoruz, peki ondan önce neler yaptınız? Futbolu bıraktıktan
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
11 | S a y f a
sonra kısa bir dönem kaleci antrenörlüğü yaptınız sanırım sonrasında
arada geçen sürede ne gibi çalışmalarınız oldu?
2003 yılında Mersin İdman Yurdu'nda futbolu bıraktıktan sonra 2004 yılını
Diyarbakırspor'da ve 2005 yılını da Konyaspor'da Sakıp Özberk ile beraber
kaleci antrenörü olarak tamamladım. 2005-2010 yılları arasında Denizli'de
ticari hayatım oldu ve 2010 yılındaki Denizlispor menajerliğiyle çok sevdiğim
futbola geri döndüm. Bundan sonra da futbolun içinde teknik adam olarak
görev almayı, futbolculuğumdan sonra teknik adam olarak da iyi bir kariyer
yapmayı arzuluyorum.
Futbolseverler sizi daha çok futbolculuk yıllarınızdan hatırlıyor, Türk
futbolunun önemli kalecilerinden biriydiniz. Unutamadığınız bir maç ya
da o yıllardan aklınızda kalan bir anınız var mı?
Çok şükür ki doya doya geçirdiğim 20 yılımda en sevdiğim işi, kaleciliği
zirvede oynama şansım oldu. İçimde geriye dönük en ufak bir ukde kalmadı.
Elbette ki sayısız hatıralarım var ama 1993 yılında küme düşen Konyaspor
takımından Ankaragücü'ne transfer olurken Ankaragücü yöneticilerinin beni 5-
0 Galatasaray'ın kazandığı bir maçta beğenerek transfer kararı almalarının
bende unutulmaz bir yeri vardır.
Futbol oynadığınız dönemde birlikte ya da karşılıklı oynadığınız
isimler içinde en beğendiğiniz oyuncular kimlerdi?
Birçok yetenekli isimle hem aynı takımda hem de rakip olarak oynama
şansım oldu. Bizim zamanımızda takım oyunundan çok bireysel yetenekler ön
plana çıkardı ve bu futbolun seyir zevkini güzelleştirirdi. Tabi ki yetenekli
futbolcuların arttığı ve takım oyunun en üst seviyede oynandığı bir futbol
arzusu içindeyim. Hakan Şükür, Okocha, Hagi, Şota, Hami Mandıralı gibi
isimlerle mevkiimiz gereği daha çok karşılaştığımız için ilk olarak bu isimleri
verebilirim.
Eski bir kaleci olarak şu an liglerimizde oynayan kaleciler içinde en
çok hangilerini beğeniyorsunuz? Süper Lig dışında PTT 1. Lig ve 2.
Lig’den de isimler söylerseniz daha mutlu oluruz.
Cenk Gönen Mert Günok ve Onur Kıvrak'ın ileride Türk futboluna
damgalarını vuracağını düşünüyorum. PTT 1. Lig'de iyi oynayan kaleciler var
ama Trabzon 1461 kalecisi Fatih çıkış yapacak bir görüntü veriyor.
2. Lig’de ise Altay'dan Ali Şaşal Vural ve Anadolu Selçuklu'dan Ahmet
Sabri Fener'i gelecek vadeden kaleciler olarak görüyorum.
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
12 | S a y f a
Bugünkü Türk futbolunun durumunu nasıl görüyorsunuz? Alt
liglerde dikkatinizi çeken sorunlar ya da iyileştirilmesi gerektiğini
düşündüğünüz noktalar var mı?
Türk futbolunun en büyük probleminin sistemsizlik olduğunu
düşünüyorum. İster kulüplerimizde isterse Milli takımımızda kendi aralarında
bile iletişimden uzak ve her biri farklı çalışan alt yapı grupları görüyorum. Bu
bazı kulüplerde dönem dönem düzeltilse de genel olarak Türk futbolunun
sorunu olarak karşımıza çıkıyor.
Ben teknik adam ve oyuncu olarak en büyük yatırımın alt yapılara
yapılması gerektiğine inanıyorum. İdealist ve bilgili hocaların maddi manevi
olarak desteklenmesi ve federasyonun politikalarının her yönetimle birlikte
değişmeden devam etmesi buralarda en iyi ve en donanımlı hocalarımızın
olması gerektiğini düşünüyorum.
Zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyoruz, bizim için çok keyifli
bir röportaj oldu. Bundan sonraki kariyerinizde başarılar diliyoruz.
Ben teşekkür ediyorum. Sizlere de başarılar.
Röportaj: Çetin KUZU
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
13 | S a y f a
Şanlıurfaspor’un başarılı sağ beki Abdulhamit Yıldız'la sizin için keyifli bir
sohbet gerçekleştirdik. Alt ligleri ve futbolun gerçek emekçilerini daha yakından
tanımak için röportajlarımıza bundan sonra da devam edeceğiz. Şimdi vakit
kaybetmeden keyifli söyleşimize geçelim.
Öncelikle seni tanıyalım. Nerede doğdun, futbola nasıl başladın, biraz
kendinden bahseder misin?
Ben Abdulhamit Yıldız. Diyarbakır'da doğdum ama aslen Konyalıyız.
Babam komiserdi ve iş icabı Konya'dan Diyarbakır'a vermişler ben orada
dünyaya geldim. 2 yaşında Hollanda’ya gittik, ben orada büyüdüm ve 7
yaşında futbola başladım.
15 yaşında AZ Alkmaar ve FC Volendam takımları beni istedi ben de bize
daha yakın olduğu için FC Volendam takımını seçtim. Volendam'da 17 yaşında
A takımda oynamaya başladım ve 3.5 sene oynadım. Oranın PTT 1. Ligi'nde
şampiyon olduk ve o yıl Hollanda Süper Lig'ine çıktı. Ajax, PSV, Feyenoord
gibi takımlara karşı oynadım.
Sana göre Hollanda futboluyla Türk futbolu arasındaki farklar neler?
Hollanda'da futbol daha fazla tekniğe ve ayağa oynanıyor burada daha
fazla kuvveti ve uzun topu seçiyorlar.
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
14 | S a y f a
Türkiye'ye geldiğinde en çok hangi konularda zorluk çektin?
Türkiye’ye geldiğimde pek sorun çekmedim çünkü her sene Türkiye’ye
izine geliyordum burada yaşayan çok akrabam var çoğu Konya'da yaşıyor ve
iki amcam İzmir'de biri de Denizli'de.
Şanlıurfa'yla ilgili düşüncelerin ne, burada en çok neleri seviyorsun?
Şanlıurfa’da herşeyi sevdim diyebilirim zaten buranın Peygamberler Şehri
olması çok güzel bir şey ve insanları sıcak kanlı. Kısacası her şeyiyle sevdim
diyebilirim.
Boş zamanlarında neler yapıyorsun?
Boş zamanlarımda pek fazla bir şey yapmıyorum çoğu zaman tesiste
oluyorum bazen sinemaya gidiyorum onun dışında pek fazla bir şey yapmaya
zamanım olmuyor diyebilirim.
Birlikte oynamaktan keyif aldığın futbolcular kimler?
Şanlıurfaspor'da beğendiğim ve keyif aldığım oyuncu Serdar Özkan
diyebilirim, çok yetenekli. Ayrıca Gençlerbirliği'nde oynadığım ve benim
çocukluktan çok iyi arkadaşım olan Hurşut Meriç.
Karşılıklı oynadığın, seni en çok zorlayan oyuncular kimler?
Bu soruda düşünmemem gerekmiyor Hollanda'da oynadığımda beni üç
futbolcu çok zorlamıştı ve çok beğenmiştim o futbolcularla rakip olup karşılıklı
oynamak benim için çok zevkliydi. Benim için birisi Luis Suarez (şu an
Liverpool'da oynuyor), biri Robin Van Persie (şu an Manchester United'da
oynuyor) ve Ibrahim Affelay (şu an Schalke 04'te kiralık)
Yurtiçinden ya da yurtdışından kendine örnek aldığın futbolcular var mı?
Daniel Alves.
Bundan sonrası için hedeflerin neler?
Bu sene için hedefim bu sezonu en iyi yerde bitirmek. Geçen sene
Kasımpaşaspor'la güzel bir şampiyonluk yaşadım, onu Şanlıurfaspor'da da
yaşamak istiyorum. Çok güzel bir duyguydu bir daha yaşamak isterim inşallah
o da burada olur ve Urfa halkı bizi sonuna kadar desteklesin.
Röportaj: Abuzer ÇELİK
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
15 | S a y f a
Bazı insanlar vardır, çok iyidirler hem işlerinde hem de insanlarla
ilişkilerinde. Adem Büyük de böyle bir futbolcudur. Gittiği her takımda attığı
goller ve gösterdiği performansla taraftarın sevgilisi olmayı başarmış ender
oyuncularından biridir. Size bu yazıda çok sevdiğim ve futboluna saygı
duyduğum Adem Büyük'ü anlatmak istiyorum.
Forvet mevkiinde oynayan Adem Büyük, 30 Ağustos 1987 tarihinde
Hopa'da doğdu. 25 yaşındaki oyuncu futbola Hopaspor altyapısında başladı,
oradan Arhavispor'a geçen Adem Büyük, Beşiktaş tarafından beğenildi ve
transfer edildi. Beşiktaş A2 takımıyla maçlara çıkan Adem 28 maçta 26 gol
atarak PAF Ligi'nde gol kralı olan ilk ve tek Beşiktaş futbolcusu oldu. Bu
başarılı sezonun ardından Beşiktaş Adem ile profesyonel sözleşme imzaladı.
Beşiktaş Adem'in tecrübe kazanması için Zeytinburnuspor'a kiraladı.
Zeytinburnuspor'da geçirdiği ek dönemin ardından Adem 1,5 sene de şimdiki
adıyla PTT 1. Lig takımlarından Akçaabat Sebatspor'a kiralandı. Bu 1,5
senenin ardından Adem'e yeni bir yol göründü, Adem 1 sene de Altay'da
oynayacaktı. Feyyaz Uçar yönetimindeki Altay’la çıktığı 27 maçta 16 gol bulan
Adem Büyük dikkatleri çekmeye başlamıştı yavaş yavaş ve Altay'daki
performansıyla U21 Milli Takımımızın katıldığı Toulon Turnuvası'na çağrıldı.
2008-2009 sezonuna girileceğinde takas yoluyla Manisaspor'a verildi.
Beşiktaş, Uğur İnceman'ı almak için Mustafa Aşan, Adem Büyük ve 1 milyon
Euro'yu gözden çıkarmıştı. Adem Büyük, Manisaspor'un Süper Lig'e
çıkmasında fayda sağlasa da Süper Lig'deki ilk maçlarda Manisaspor'da forma
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
16 | S a y f a
şansı bulamadı ve Boluspor'a kiralandı. Boluspor'da 27 maçta 11 gol atan
genç oyuncu sezon sonu rotasını yeniden Manisa'ya çevirdi. Manisa'ya
geldikten sonra forma şansı bulamayan ve A2 takımıyla çalışan Adem Büyük,
o sezonun 2. devresinde yeni oyuncular getiren ve orta sıralarda olan PTT 1.
Lig takımı Mersin İdman Yurdu'na teknik patron Nurullah Sağlam'ın deyimiyle
çok cüzi bir miktarla yarım sezonluğuna kiralandı. Mersin İdman Yurdu'nda
oynadığı oyunla göz dolduran Adem Büyük 14 maçta 10 gol atarak ve birçok
da asist yaptı ve takım arkadaşlarıyla birlikte Mersin İdman Yurdu'nu şampiyon
yaparak Süper Lig'e taşıdı. Sezon sonu oyuncuyu bonservisiyle almak isteyen
Mersin İdman Yurdu, Manisaspor'un istediği ücretin çok fazla olmasından
dolayı bu transferde vazgeçti.
Aynı sezon Manisaspor'un kadrosunda bulunan Adem Büyük hiç forma
şansı bulamadı ve devre arasındaki transfer döneminde Uğur Tütüneker'in
isteğiyle Kasımpaşa'ya transfer oldu. Sezon sonunda play offa kalan
Kasımpaşa'nın Süper Lig'e çıkmasında Adem Büyük'ün etkisi aynen soyadı
gibiydi. Play offlarda Konyaspor ile oynadıkları 2 maçta 4 gol, finalde de
Adanaspor ile oynadıkları maçta tek gol atarak takımını Süper Lig'e taşıdı.
Adanaspor maçı sonunda yaşanılan olayların içinde bulunan Adem Büyük
PFDK tarafından 5 maçlık cezaya çarptırıldı. Maç sonu Metin Diyadin'in Adem
hakkındaki açıklamaları zehir zemberekti. Kendi oyuncusunun Adanaspor
taraftarını kışkırttığını söyleyen Metin Diyadin'in bu oyuncuyla devam
etmeyeceği iddiaları yankılanıyordu ama sonuçta devam edildi. Adem Büyük
şu anda Kasımpaşa için ter döküyor ve çoğu maçta ilk 11 oynuyor.
Mersin İdman Yurdu ve Kasımpaşa taraftarlarının sevgilisi!
Adem Büyük gittiği her takımda taraftarların en sevdiği isimlerden birisi
olmayı başardı ama özellikle Mersin İdman Yurdu ve Kasımpaşalı taraftarların
sevgilisi oldu. Bugün bile Mersin İdman Yurdu taraftarlarının takımında en çok
görmek istediği oyunculardan biridir Adem. Kasımpaşalılar ise Adem'e
sevgisini şu sözlerle dile getirdi: ''Adem BÜYÜK'tür, Kasımpaşa'dan dolayı''
Adem Büyük'ün en çok istediği şey Milli Takım formasını taşımak. O da
biliyor işinin kolay olmadığını ama imkansız da değil diyor. Bakalım Adem Milli
Takım formasını giyebilecek mi? Mersin İdman Yurdu'nda oynarken ünlü
yorumcu Ömer Üründül onu bir karşılaşmada David Villa'ya benzetmişti.
Kendisine bu sorulduğunda ''Ben kendimi daha çok Tevez tarzı oyuncu olarak
görüyorum'' demişti ve lakabı da ''Tevez Adem'' olarak kaldı.
Hüseyin KARABACAK
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
17 | S a y f a
1995 senesin de bir futbolcu geldi Fenerbahçe Kulübüne. Olaylı bir
transfer çalışmasından sonra o günün parasıyla 125 milyar bonservis bedeli
ödeyerek renklerine bağladı Tarık’ı, -ki bu rakam o zamanın transfer
rekoruydu.
Tarık Daşgün o dönemin en yetenekli yıldızları arasında göze çarpıyordu.
Gençlerbirliği alt yapısında yetişen oyuncu özellikle Fenerbahçe maçlarındaki
etkili oyunlarıyla Fenerbahçeli yöneticilerin dikkatini çekmiş olacak ki, kendisini
transfer etmek için hiçbir fedakârlıktan kaçınmamışlardı.
Sürati ve top tekniği ilk göze çarpan özellikleriydi ancak eksik olan yanı
ise fiziğinin zayıf olmasıydı. Çabukluğu ve oyun zekâsı sayesinde birçok
kulübün canını yakmaya aday bir futbolcu olarak geldi Fenerbahçe’ye. O
Fenerbahçe’ye geldiğinde çocuktum daha. Açıkçası herkesin olduğu gibi
benimde çocuk yaşta olmama rağmen dikkatimi çekmeyi başarmıştı
yeteneğiyle.
Fenerbahçe’de ilk zamanlar fena oynamıyordu, herkes için Avrupa yıldızı
olmaya aday gösterilirken kendisini İstanbul’un büyüsüne biraz fazla kaptırdı.
Gece hayatı, kadınlar ve alkol derken dünyanın vitrinine çıkacağını
düşündüğümüz Tarık Daşgün, bir futbolcunun çöküşü tarzı belgesellerin
aranan başrol oyuncusu haline geldi.
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
18 | S a y f a
16 Ağustos 1973’te Ankara’da doğan Tarık Daşgün, Gençlerbirliği
takımının alt yapısından profesyonel futbola adım attıktan sonra Yeni
Turgutluspor’da kiralık olarak oynamış ve ertesi sezon Gençlerbirliği’ne geri
dönmüştü. Gençlerbirliği’nde geçirdiği başarılı dönemin ardından 1995
senesinde Fenerbahçe’ye transfer oldu.
Büyük beklentiler içinde geldiği Fenerbahçe’de iki sezon top oynadıktan
bir anlamda çöküş dönemine girdi, çok az maçta forma bulabildi. Fenerbahçe
kariyerinden sonra 1997-1998 sezonu devre arasında Kocaelispor’a transfer
olan oyuncu burada da fazla varlık gösteremeden 1999 yılında Ankaragücü’ne
transfer oldu.
Daha sonra sırasıyla Yozgatspor ve Gençlerbirliği’nde birer sezon
oynadıktan sonra 2002-2003 sezonu öncesi Lig A ekiplerinden Sakaryaspor’a
transfer olarak dikey düşüşünü sürdürdü. Burada da 1,5 yıl kaldıktan sonra Lig
B takımlarından Karabükspor’un yolunu tutan Tarık, Karabükspor formasıyla
bir sezonda sadece 5 maç oynayabildi.
2005-2006 sezonunda Yozgatspor’a geri dönen futbolcu Antalyaspor
karşılaşması sonrası yapılan kontrollerde esrar kullandığı tespit edilen
oyuncuya 2 yıl hak mahrumiyeti cezası verildi. Arada kısa bir Kıbrıs
macerasının ardından 2007-2008 sezonunun ikinci yarısında futbola dönebilen
Tarık, Bingölspor’da 4 ay futbol oynadıktan sonra aktif futbol yaşantısını
noktaladı.
Bu kadar yetenekli bir oyuncu, futbol hayatı boyunca sadece 2 kez A milli
formayı giyebildi, yapabileceklerinin çok azını yapabildi. Böyle yetenekli bir
oyuncunun sonunun böyle olmaması gerekirdi diye düşünüyorum. Zira Tarık
kendisine bakabilseydi belki de geleceğin büyük yıldızlarından biri olacaktı.
Çocuk aklımla o süratli ve teknik haliyle hatırladığım Tarık benim
unutamadığım futbolcular arasında hafızamdaki yerini aldı. Bir gün tanışma
fırsatı bulup bu serüveni bir de onun ağzından dinlemeyi çok isterim, belki bazı
soruların cevabını verebilir, belki her şeyin bir açıklaması vardır kendince.
Bir zamanların yıldız futbolcusu Tarık Daşgün şu sıralar 3. Lig’de
Hacettepespor’un teknik direktörlüğünü yapıyor. Daha önce de Gençlerbirliği
A2 takımını çalıştırmıştı. Yani bir nevi yuvasına, Gençlerbirliği’ne geri dönmüş
durumda, sessiz sedasız işini yapıyor. Belki orada kendini yeniden kanıtlayıp
üst liglere dönebilir kim bilir.
Serkan ÇOKAYDIN
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
19 | S a y f a
Yılmaz Vural, deyince herkesin aklına eğlenceli bir adam gelir. Yaptığı
çılgınlıklar, çok takım değiştirmesi aşırı sevinç gösterileri, sinirlendiğinde
oyuncu dövmesi ve ilginç söylemleriyle akılda kalmıştır daha çok. Peki
antrenörlüğü nasıldır Yılmaz Hoca'nın? Başarılı mıdır başarısız mı? Birçok
futbolseverin aklında çok takım değiştirmesi ve küme düşürdüğü takımlarla yer
etmiştir.
Peki gerçekten başarısız bir teknik adam mı Yılmaz Vural? Bence değil.
Öncelikle oynattığı ayağa pasa dayalı pozitif futbol bile onu diğer Anadolu
takımı hocalarından ayırmaya yeter. Kasımpaşa'daki ilk senesinde oynattığı
futbola taraflı tarafsız herkes hayran olmuş, hatta başka takım tutmalarına
rağmen Kasımpaşa tribününde maç izler olmuştu insanlar. Takımdaki ikinci
senesinde oyuncu kalitesi ve buna bağlı olarak takımın teknik kapasitesi
düşünce istediği oyunu sahaya yansıtamadı Yılmaz hoca ve klasik sonla bitti
Kasımpaşa macerası da. Daha sonra denediği Konyaspor macerası da
hüsranla sonuçlandı. Yine adı "Küme düşüren hoca" olarak anıldı. Belki de en
büyük hatası buydu, sezon içinde başkasının kurduğu takımları devralmak ve
ligin dibinden kurtarmaya çalışmak. Her hoca bu riski alamaz, çünkü takımı
oradan kurtaramayacağını bilir. Yılmaz Vural'ı diğerlerinden farklı yapan
yönlerinden biri de bu. Bu yanı çoğu zaman kendisine ve kariyerine zarar
verse de o zoru seçmekten vazgeçmiyor.
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
20 | S a y f a
Gelelim Elazığspor macerasına. Elazığspor'un başına geçtiğinde
takımın 7 hafta sonunda sadece 3 puanı vardı ve ligin dibinde yer alıyordu.
Bülent Uygun'un şampiyon kadroyu dağıtıp sayısız transfer yaparak kurduğu
toplama takımı devralmaktan da korkmadı Yılmaz Hoca. Göreve geldikten
sonra takımın başında çıktığı 20 maçta 7 galibiyet, 8 beraberlik ve 5 yenilgiyle
toplam 29 puan topladı ve takımını 14. sıraya kadar çıkardı. Elazığspor 13.
İstanbul BŞB ile aynı puanda, Trabzonspor’un ise sadece 2 puan gerisinde.
Belki sezon sonunda Elazığspor küme düşecek ve yine Yılmaz Vural'a
küme düşüren başarısız hoca yakıştırmaları yapılacak ama bunun rasyonel bir
doğruluğu yok. Basit bir hesap yaparsak, Vural'ın takımın başında olduğu 20
haftada Elazığspor’un maç başına puan ortalaması 1,45. Yani sezon başından
beri takımın başında olsaydı takımı 39 puan toplayarak ligin en iyi 6. takımı
olacaktı. Bu bile Yılmaz Hoca'nın başarılı olduğunu göstermeye yetecek bir
istatistik. -ki bunu başka bir hocanın kurduğu kadro, Sinan Kaloğlu, Mehmet
Çakır gibi bu ligde miadını doldurduğu düşünülen adamlarla başarıyor olması
da ayrı bir takdir konusu.
Elazığspor, Akhisar Belediyespor’la beraber ligin en düşük bütçeli iki
takımından biri. Devre arasında da önemli transferler yapmadılar, zira takımın
maddi sorunları olduğu, oyuncuların alacaklarını zamanında alamama sıkıntısı
yaşadıkları da biliniyor. Tüm bu şartlar göz önüne alındığında Yılmaz Vural’ın
başardığı şeyin ne denli önemli olduğunu anlamak zor değil.
Pozitif kişiliği yüzünden şaklaban olmakla suçlanmaya devam edecek
belki ya da son sıralardaki takımların başına geçmeyi kabul ettiği için –aldığı
sonuçlar ne olursa olsun- küme düşüren hoca yakıştırmaları yapılacak ama
olsun. Yılmaz Hoca şu an itibariyle 2. yarının en başarılı hocası konumunda,
takımı aldığı ve getirdiği yer de ortada. Kim ne derse desin Yılmaz Vural Türk
futbolu için önemli bir isimdir ve hiçbir zaman unutulmayacak.
Çetin KUZU
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
21 | S a y f a
Biliyorsunuz Konyaspor ara transfer döneminde Sjoerd Ars'ı transfer
etmiş, Ars böyle imza atmıştı Konyaspor'a. Konyaspor Sjoerd Ars'ı sezon
sonuna kadar kiralamış ve kiralama bedeli olarak Ars'ın kulübü Levski Sofia'ya
30 bin Euro gibi küçük bir meblağ ödemişti.
15 Nisan 1984 tarihinde Hollanda'nın Terbog kasabasında dünyaya
gelen Sjoerd Ars, futbola DVC'26 takımında başladıktan sonra, Feyenoord alt
yapısına transfer oldu. 2002 yılında De Graafschap takımında profesyonel
olan Sjoerd Ars, daha sonra Omniworld (36 maçta 17 gol), Go Ahead Eagles
(74 maçta 33 gol) RBC Roosendaal (74 maçta 33 gol) ve Zwolle (33 maçta 28
gol) formaları giydi.
2011-2012 sezonunda Levski Sofia ile çıktığı 14 maçta 6 gol atma
başarısı gösteren Ars, bu sezonun ilk devresinde 150 bin Euro karşılığında
Çin'in Tianjin Teda takımına kiralanmıştı. Çin’de 29 maçta 13 gol kaydeden
Ars, kariyerinde çıktığı 273 maçta 132 gollük bir performans sergiledi. Ars’ın
Konyaspor’a transferi sessiz sedasız olmuştu. Transfer olduğunda kimse bu
kadar beklenti içinde değildi ancak haftalar geçtikçe herkes onun adını
ezberlemeye başlayacaktı.
Konyaspor taraftarının forvetten yana en son yüzü Zafer Biryol'da
gülmüştü. Ondan sonra hiç iyi bir forvet gelmemişti takımlarına. Tazemeta,
Robak ve diğerleri bekleneni verememişlerdi. Ars da çok umut vermiyordu
Konyaspor'a. Transferin son günlerinde transfer edilmesi taraftarı kuşku içinde
bırakıyordu.
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
22 | S a y f a
Ars ilk olarak Adana Demirspor ile oynanan maçta Konyaspor forması
ile tanışmıştı. 3 gol atarak Gençlerbirliği'nin yeni transferi Björn Vleminckx'in
yarattığı etkiyi yarattı üstümüzde. Vleminckx susmuştu 2-3 hafta gol atmıyordu
ama Ars öyle değil. Konyaspor’la gittiği ilk deplasman maçında Kütahya'da da
golünü atarak takımına 3 puan getirmişti.
2 maçta 4 gollük bu müthiş başlangıç beni Ars'ı çıplak gözle izlemeye
itti ve Konyaspor-Göztepe maçını izlemek için Konya Atatürk Stadyumu'na
doğru yola koyuldum. Ars ilk topla buluşmasında kafayla attığı gol tüm stadı
ayağa kaldırdı ama ofsayt kararı geldi. Erdal Kılıçarslan ile Ars'ın anlaşması,
paslaşmaları müthişti. Erdal'la Konyaspor golü buldu. Onun üstüne Ars biri ilk
yarı diğeri 2. yarı olmak üzere 2 güzel kafa vurdu ama kaleyi bulamadı. Ars'ı
izlemeye gelmiştik ve ondan gol bekliyorduk, tam o sırada Ars sahne aldı ve
yine bir hava topunda kafayla attı golü ve adeta Konya stadı yıkıldı.
Ars'ın beni en çok etkileyen yanı ise 1,92’lik Veli Kızılkaya ile 1,84’lük
Aytek'in arasından 4 tane kafa topuna vurmuş olmasaydı. Belki bunların
sadece biri golle sonuçlandı ama şansı biraz yanında olsaydı 2-3 gol bulması
muhtemeldi. Ars tam bir pivot santrfor, bu ligde kesinlikle fark yaratıyor.
Ars'ın bonservisi Levski Sofia'da. Sözleşmesinde bir yıl daha opsiyon var
ama böyle oynamaya devam ederse elde tutmak pek kolay olmaz. Bakalım
Ars sezon sonu nereye gidecek? Konyaspor Süper Lig'e çıkar mı çıkmaz mı
bilinmez ama Ars, böyle giderse seneye Süper Lig'de olur gibi!
Hüseyin KARABACAK
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
23 | S a y f a
KEŞFEDİLENLER ve KEŞFEDİLEMEYENLER Türkiye'de alt liglerde oynayan bir çok yetenekli futbolcumuz var. Bu
oyuncular Süper Lig takımlarına transfer olsalar da genelde forma şansı
bulamıyorlar. Ama Bursaspor son yıllarda alt liglerden yaptığı transferlerde
gayet başarılı oldu.
Örneklerle başlayalım. Geçen sene Bursaspor'un PTT 1. lig takımı
Konyaspor'dan transfer ettiği Hakan Aslantaş. Gurbetçi oyuncu sol bek
mevkiinde top koşturuyor. 26 Yaşında Bursaspor'a transfer olan Hakan
Aslantaş borçları olan kulübü Konyaspor'a da 400.000 Euro para kazandırarak
gitmişti. Şu an Bursaspor takımının vazgeçilmezlerinden biri.
Yine Bursaspor'a Boluspor'dan gelen Ferhat Kiraz. Sol açık mevkiinde
oynayan Ferhat henüz 24 yaşında. Genç oyuncu özellikle hızlı olması ve adam
eksiltmesiyle dikkatleri üzerine çekiyor. Kanat oyuncusu olmasına rağmen gol
yollarında da etkili bir oyuncu. Ferhat Kiraz'ın iyi oyunu ve takıma hızlı
ısınması formayı bol bol terletmesine neden oldu. Bursaspor, Ferhat Kiraz için
Boluspor'a 800.000 TL civarı bir meblağ ödemişti.
Gelelim Bursaspor'un yeni transferi Şener Özbayraklı'ya. Sağ bek
mevkiinde oynayan 23 yaşındaki oyuncu, Polatlı Bugsaşspor'dan Bursaspor'a
750.000 TL bonservis ödenerek transfer edildi. TFF 2. Lig takımı için bu miktar
oldukça iyi. Bursaspor'a geldikten sonra formayı kapan Şener mevkiisinde
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
24 | S a y f a
gösterdiği performansla göz doldurdu. Bursaspor için çok faydalı bir transfer
olacağa benziyor. İnşallah bozmaz ise Şener Türk Futbolunun son yıllarda
yetiştirdiği en iyi sağ beklerden biri olabilir. Trabzonspor’a attığı gol izleyenlerin
hafızalarında yer etti. Bu golle birlikte, kendine güveni geldikçe neler
yapabileceğini de izleyenlere göstermiş oldu.
Yaklaşık 2.500.000 TL ye 3 tane mücadeleci, sağlam oynayan ve belki
de yıllarca takımda top koşturtacağı oyuncu aldı Bursaspor. Hem de yaşça çok
da büyük olmayan oyuncular, Ferhat ve Şener genç bile sayılır. Bursaspor,
önceki yıllarda da Ozan İpek ve İbrahim Öztürk'ü alt liglerden transfer etmişti.
Demek ki Bursaspor kulübü alt ligleri çok iyi takip ediyor ancak diğer
takımlarımızda durumlar vahim gibi. Son yıllarda alt liglerden transfer olan
oyuncular geldikleri takıma fazla bir şey katamıyor maalesef. Mehmet Batdal
ve Mehmet Akyüz bu konuda ilk aklıma gelen isimler. Hem oyuncular, hem de
büyük diye nitelendirilen kulüpler zarar görüyor bu transferlerden. Aynı şekilde
milli takımlarımız da alt ligleri yok sayıyor, takımı hep birkaç takımdan kuruyor,
ki bu da Türk futboluna zarar veriyor.
Hüseyin KARABACAK
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
25 | S a y f a
Fenerbahçe ve Kocaelispor formalarıyla hatırladığımız Faruk Yiğit, 47
yaşında futbol sahalarına geri döndü. Saç-sakal kombinasyonu ve fiziği
nedeniyle "Mağara Adamı", "İlk İnsan", "Ayı Faruk" gibi lakaplarla tanınan
Faruk Yiğit, 2. Amatör Lig takımlarından Yalova Demirspor'la sözleşme
imzalayarak 8 yıl sonra futbola döndü. Sahilspor’la yaptıkları ligin ilk maçında
10 numaralı formasıyla sahaya kaptan olarak çıkan tecrübeli oyuncu, 15.
dakikada takımını öne geçiren golü atmayı da başardı.
MUSTAFAKEMALPAŞASPOR KAPANDI
Bursa'nın en köklü kulüplerinden biri olan Mustafakemalpaşaspor tarihe karıştı. Bir dönem 2. Lig ve 3. Lig'de Bursa'yı başarıyla temsil eden Mustafakemalpaşaspor artık yok. 1923 yılında kurulan Mustafakemalpaşaspor, 2. Lig (2002-04) ve 3. Lig’de (2004-09) mücadele ettikten sonra profesyonel liglere veda eden Bursa temsilcisi 2009-11 döneminde Bursa Süper Amatör Lig'de yer aldı.
Geçen sezon ligden çekilen kırmızı-lacivertli takım, bu sezon da lige katılım yapmamıştı. 16 Ocak 2013'te mahkeme kararıyla kulübün kapatılması hikayenin sonu oldu. Kökenleri Bursaspor'dan bile eskiye dayananan, cumhuriyetle yaşıt böyle bir kulübün tarihe karışıp yok olması gerçekten üzücü.
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
26 | S a y f a
KKTC TRANSFER RAPORU KKTC deyince hemen yanına "yavru vatan" etiketini yapıştırsak da
yıllardan beri "üvey evlat" muamelesi görmeye devam ediyor KKTC ve Kıbrıs
futbolu. Bunda KKTC'nin ülke olarak tanınmaması ve uygulanan ambargo
yüzünden FIFA organizasyonlarına katılamamasının da etkisi büyük elbette
ama bence medyanın yeterince yer vermemesi de önemli etkenlerden biri. Biz
alt ligler ve altyapılarla birlikte Kıbrıs futboluna da elimizden geldiğince yer
vermeye çalışacağız, umarım katkımız olur.
KKTC liglerinde ara transfer döneminde toplam 203 oyuncu takım
değiştirdi. Bu transferlerin içerisinde yakından tanıdığımız isimler de var. Daha
önce Boluspor formasıyla izlediğimiz Koffi Kouame, Lefke'ye transfer oldu.
Lefke Türk Spor Kulübü'nün bir diğer transferi ise Türkiye'den Çamlıdere
Şekerspor'dan oldu. Geçen sezon Kayseri Erciyesspor forması giyen Cemal
Taşlı da artık Lefke için mücadele edecek.
İlk yarıyı zirvede bitiren Küçük Kaymaklı ise geçen sezon İstanbul
Güngörenspor formasıyla PTT 1. Lig'de oynayan Ganalı golcü Benjamin
Boateng'i transfer ettiler. Ülkemizde Gençlerbirliği, Ankaragücü gibi birçok
takımda forma giyen Mustafa Engin Özmen de ligin alt sıralarındaki Serdarlı
Gençlerbirliği'ne transfer oldu.
KKTC liglerinde yabancı tercihi genelde Afrika kökenli oyunculardan yana
kullanılıyor. Kamerunlu golcü Pierre Herve Ateme Elanga (Küçük Kaymaklı),
Kamerunlu Yvar Ribal Baroung (Doğan Türk Birliği), Ugandalı golcü Geoffrey
Massa (Yenicami), Ganalı forvet Prince Adono Ghara (Lapta), Dansoko
Amadou Kain (Lefke), Kaute Souop Loique (Cihangir), Gouiffe A.Gouiffe (Türk
Ocağı Limasol), Herron Scarla Berrian (Hamitköy) ve Jacques Muken
(Gönyeli) bu ara transfer döneminde KKTC’ye gelen Afrikalı oyunculardı.
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
27 | S a y f a
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
28 | S a y f a
Nijerya 1994 5-Uche, 12- Siasia, 2- Eguavoen, 7-Finidi, 6- Nwanu, 1- Rufai
9- Yekini, 11- Amuneke, 5- Oliseh, 3- Iroha, 14- Amokachi
Erzincanspor – Fenerbahçe (1989)
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
29 | S a y f a
Spor yaparken burundan nefes alınmalıdır.
Spora başlamadan önce bir bardak şekersiz kahve içilmesi
metabolizmanın daha hızlı çalışmasını sağlar.
2 saatlik bir çalışma için yarım litre su tüketilmelidir. Fakat spor
esnasında tek seferde bir fincandan fazla suyu içilmemelidir.
Spor öncesinde çok aç veya çok tok olunmamalıdır. Açlık hissediyorsanız
bir adet meyve veya bir bardak az yağlı süt içmeniz spordan sonra
yiyeceklere saldırmanızı önleyecektir.
Spor öncesi öğünde glisemik indeksi düşük (elma, yeşil mercimek,
baklagil vb.) besinler tüketilmesi verimi artırır.
Spordan sonraki öğünde kas miktarınızı artırmak için tüketilebilecek en
kolay besin yumurtadır. Biraz sütle yağsız veya az yağlı bir omlet idealdir.
Özellikle kadınlar diyetlerine demir açısından zengin besinler (kırmızı et,
yumurta, kuru kayısı, kuru üzüm, dut kurusu, kuru baklagiller, koyu yeşil
yapraklı sebzeler vb.) eklemeye özen göstermelidir.
Spor yapmadaki amaç yağları yakmak ise sabah saatlerinde, kas oranını
artırmaksa 15.00-17.00 saatleri arasında yapılması daha yararlı olacaktır.
Bel çevresini kontrol altına almak için basit şekerlerden uzak durup şeker
alımını sebze ve meyvelerden (yeşil elma, greyfurt vb.) sağlamak gerekir.
Sporu sadece kilo vermek amacıyla yapmayı kafanızdan silin. Çünkü
bıraktığınız anda verilen kilolardan daha fazlasının alındığı bilinmekte.
Spor yapmayı sağlığınız için yaşam tarzı haline getirin.
Unutmayınız ki uykusuz kalmak ve fazla spor yapmak da kas kaybına
neden olabilir. Bu nedenle verim almak için hem beslenmeye hem de
yeterli uyumaya özen gösterilmelidir.
Canan AKARCA KUZU
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
30 | S a y f a
Nike’ın en yeni ürünü Flyknit Lunar1+ koşu ayakkabıları arasında çığır
açmaya hazırlanıyor. Flyknit Lunar1+ serisinin en önemli özelliği, örgü yapısı
ve minimum dikiş kullanılması. Bu sayede ayağı ikinci deri gibi saran
ayakkabılar ultra yumuşak Lunarlon köpük tabanı ve hafif yapısıyla her adımda
konforlu bir koşu deneyimi sunuyor.
Ayakkabının dış tabanına stratejik olarak yerleştirilen dayanıklı kauçuk
parçalarla da topuk ve ayağın ön bölümü darbelere karşı korunmuş oluyor.
Flyknit Lunar1+ bu özellikleriyle benzerlerinden keskin bir çizgiyle ayrılıyor.
ENERJİDE GERİ DÖNÜŞÜM ZAMANI Adidas BOOST™ enerji geri dönüşümü, üstün yastıklama, mükemmel uyum ve her türlü hava koşulunda rahat bir deneyim sunuyor. BOOST™ yastıklama teknolojisi sadece sektördeki en yüksek enerji geri dönüşümünü sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda her koşul altında performansını eşi görülmemiş düzeyde koruyor.
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
31 | S a y f a
Samsung “Soçi 2014 Kampanyası”nı tanıttı Olimpiyat Oyunları’nın resmi sponsoru Samsung Electronics, uluslararası
spor platformları açısından büyük öneme sahip olan Soçi 2014 Kış
Olimpiyatları’na destek olmak amacıyla hazırladığı kampanyayı başlattı.
Londra 2012 Olimpiyat Oyunları kampanyasının elde ettiği başarının
ardından Samsung, Soçi 2014’ün Kış Olimpiyat Oyunları tarihinin en yenilikçi
ve sosyal erişimi en yüksek organizasyon olması amacıyla, Soçi 2014
Organizasyon Komitesi’ne destek verecek. Samsung’un, 2014 Soçi Olimpiyat
Oyunları Marka Elçisi Maria Sharapova da, insanları spor yapmaya ve
Olimpiyat Oyunları’nın bir parçası olmaya teşvik etmeyi amaçlayan Samsung
Takımı projesinde yer alacak.
Sporcuların bir dizi aktiviteye katılımı ve Samsung’un yenilikçi mobil
teknolojilerini kullanmaları ile hem de sporcular ile sporseverler arasında
kişisel bir bağ kurulması hedefleniyor.
TRANSFER MERKEZİ – NİSAN 2013
32 | S a y f a