türkiye’de kurumsal yönetim · 2009-07-13 · kurumsal yönetim’in yasal ve kurumsal...

21
Bankacılar Dergisi, Sayı 53, 2005 121 Türkiye’de Kurumsal Yönetim * Uluslararası Finans Enstitüsü Önsöz Kurum, gelişmekte olan piyasalara sermaye akımlarının artması üzerine, bu piyasalar- da özsermaye portföyünde 70 milyar dolarlık pay sahibi olan 16 önde gelen aktif yönetimi firmasının kıdemli yöneticilerini Uluslararası Finans Kurumu’nun (IIF’in) Özsermaye Danışma Grubu’nu kurmak üzere Ocak 2001 yılında davet etmiştir. Alliance Capital Ltd.’in Gelişmekte Olan Piyasalar Özsermaye’lerinin (Emerging Markets Equities) Genel Müdürü ve yatırım sorumlusu Edward Baker tarafından yönetilen toplantıda, Kurumun üyelik esaslarına kısmi ilgi duyan gelişmekte olan piyasalara sahip ülkelerde kurumsal yönetim düzenlemeleri- ni yürürlüğe koymayı amaçlamıştır. İlk kez Şubat 2002 yayımlanan ve 2003 yılında gözden geçirilen IIF Kurumsal Yönetim İlkeleri (IIF İlkeleri olarak kullanılacaktır) yatırım ortamını, azınlık hissedarlarının yönetim kurullarının yapısı ve sorumlulukları ile şirket yönetimi ve şirket mülkiyetinin şeffaflığı için yönergeler yayımlayarak yatırım ortamının geliştirilmesini amaçlamaktadır. Şirket/hissedar ilişkilerinin ölçülmesi bağlamında IIF İlkeleri ilkelerinin standart ola- rak uygulanmasına yönelik stratejiler ülke odaklıdır. Ülke Çalışma Kolları Brezilya, Çin, Hindistan, Lübnan, Meksika, Polonya, Rusya, Güney Afrika, Güney Kore ve Türkiye’de oluşturulmuştur. Temmuz 2004’te Türkiye Çalışma Kolu, İstanbul ve Ankara’da Edward Baker tarafın- dan yönetilen ve hükümet, T.C. Merkez Bankası, Sermaye Piyasası Kurulu, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, özel şirketler, hukuk firmaları, rating kuruluşlarının yöneticileri ve kurumsal yönetim ile ilgili danışmanların yanı sıra TÜSİAD, CGFT, KYD, YASED gibi Türk endüstrisinin kurumsal yönetiminde aktif rol alan özel sektör gruplarının ve Alliance Capital’den Sanem Bilgin, Sabancı Üniversitesi’nden Melsa Ararat ve IIF’ten Richard Gordon’ın katılımları ile toplantılar düzenlemiştir. Özet Değerlendirme Kurumsal Yönetim’in yasal ve kurumsal çerçevesi özellikle geçmiş bir kaç yılda IMF ile işbirliği halinde tamamlanan yapısal reformlara paralel şekilde gelişmiştir. Gelişme ilk olarak 1981 yılında Sermaye Piyasaları Kanunu’nun kabulü ve SPK’nın oluşturulması ile daha sonra SPK tarafından muhasebe ve denetim standartları için resmi tebliğ ve Kurumsal Yönetim İlkelerinin -uyum ya da açıklama temelinde- çıkarılması ile başlamıştır. Firma Yönetim Kurulu gözetim fonksiyonunu güçlendirmek için ayrıca yeni SPK düzenlemeleri oluşturulmuştur. Ticaret Kanunu’nda şu anda yapılmakta olan değişiklik taslağında Türki- ye’nin kurumsal yönetim altyapısında bir çok önemli eksikliklerin olduğu söylenmektedir. * IIF-Institute of International Finance, (April 2005), “Corporate Governance in Turkey: An Investors Perspective”, Equity Advisory Group,Task Force Report. Çeviren: M. Ayfer Kitiş, Diğde Çalık ve Şaban Toros, TC Ziraat Bankası A.Ş Organizasyon Bölümü.

Upload: others

Post on 06-Jun-2020

0 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Türkiye’de Kurumsal Yönetim · 2009-07-13 · Kurumsal Yönetim’in yasal ve kurumsal çerçevesi özellikle geçmiş bir kaç yılda IMF ... nın değerlendirmelerine uyumlu

Bankacılar Dergisi, Sayı 53, 2005

121

Türkiye’de Kurumsal Yönetim*

Uluslararası Finans Enstitüsü

Önsöz

Kurum, gelişmekte olan piyasalara sermaye akımlarının artması üzerine, bu piyasalar-da özsermaye portföyünde 70 milyar dolarlık pay sahibi olan 16 önde gelen aktif yönetimifirmasının kıdemli yöneticilerini Uluslararası Finans Kurumu’nun (IIF’in) ÖzsermayeDanışma Grubu’nu kurmak üzere Ocak 2001 yılında davet etmiştir. Alliance Capital Ltd.’inGelişmekte Olan Piyasalar Özsermaye’lerinin (Emerging Markets Equities) Genel Müdürü veyatırım sorumlusu Edward Baker tarafından yönetilen toplantıda, Kurumun üyelik esaslarınakısmi ilgi duyan gelişmekte olan piyasalara sahip ülkelerde kurumsal yönetim düzenlemeleri-ni yürürlüğe koymayı amaçlamıştır. İlk kez Şubat 2002 yayımlanan ve 2003 yılında gözdengeçirilen IIF Kurumsal Yönetim İlkeleri (IIF İlkeleri olarak kullanılacaktır) yatırım ortamını,azınlık hissedarlarının yönetim kurullarının yapısı ve sorumlulukları ile şirket yönetimi veşirket mülkiyetinin şeffaflığı için yönergeler yayımlayarak yatırım ortamının geliştirilmesiniamaçlamaktadır.

Şirket/hissedar ilişkilerinin ölçülmesi bağlamında IIF İlkeleri ilkelerinin standart ola-rak uygulanmasına yönelik stratejiler ülke odaklıdır. Ülke Çalışma Kolları Brezilya, Çin,Hindistan, Lübnan, Meksika, Polonya, Rusya, Güney Afrika, Güney Kore ve Türkiye’deoluşturulmuştur.

Temmuz 2004’te Türkiye Çalışma Kolu, İstanbul ve Ankara’da Edward Baker tarafın-dan yönetilen ve hükümet, T.C. Merkez Bankası, Sermaye Piyasası Kurulu, İstanbul MenkulKıymetler Borsası, özel şirketler, hukuk firmaları, rating kuruluşlarının yöneticileri vekurumsal yönetim ile ilgili danışmanların yanı sıra TÜSİAD, CGFT, KYD, YASED gibi Türkendüstrisinin kurumsal yönetiminde aktif rol alan özel sektör gruplarının ve AllianceCapital’den Sanem Bilgin, Sabancı Üniversitesi’nden Melsa Ararat ve IIF’ten RichardGordon’ın katılımları ile toplantılar düzenlemiştir.

Özet Değerlendirme

Kurumsal Yönetim’in yasal ve kurumsal çerçevesi özellikle geçmiş bir kaç yılda IMFile işbirliği halinde tamamlanan yapısal reformlara paralel şekilde gelişmiştir. Gelişme ilkolarak 1981 yılında Sermaye Piyasaları Kanunu’nun kabulü ve SPK’nın oluşturulması iledaha sonra SPK tarafından muhasebe ve denetim standartları için resmi tebliğ ve KurumsalYönetim İlkelerinin -uyum ya da açıklama temelinde- çıkarılması ile başlamıştır. FirmaYönetim Kurulu gözetim fonksiyonunu güçlendirmek için ayrıca yeni SPK düzenlemelerioluşturulmuştur. Ticaret Kanunu’nda şu anda yapılmakta olan değişiklik taslağında Türki-ye’nin kurumsal yönetim altyapısında bir çok önemli eksikliklerin olduğu söylenmektedir.

* IIF-Institute of International Finance, (April 2005), “Corporate Governance in Turkey: An InvestorsPerspective”, Equity Advisory Group,Task Force Report.Çeviren: M. Ayfer Kitiş, Diğde Çalık ve Şaban Toros, TC Ziraat Bankası A.Ş Organizasyon Bölümü.

Page 2: Türkiye’de Kurumsal Yönetim · 2009-07-13 · Kurumsal Yönetim’in yasal ve kurumsal çerçevesi özellikle geçmiş bir kaç yılda IMF ... nın değerlendirmelerine uyumlu

Uluslararası Finans Enstitüsü

122

Bu çabalara rağmen birtakım problemler mevcuttur. Türkiye özsermaye kültürünü ge-liştirmekte olmasına rağmen nispeten az sayıda firma İMKB’de işlem görmektedir. Bu işlemgören firmaların çoğu tek bir hissedar tarafından yönetilmekte, bu da azınlık hissedarları içinalınan birçok önlemi etkisiz kılmaktadır. SPK’nın Kurumsal Yönetim Endeksi oluşturacağıile ilgili planı açıklamasına rağmen, İMKB’de işlem gören firmaların SPK prensiplerineuyduklarını söylemek neredeyse imkansızdır.

Çok az sayıda firma SPK prensiplerine uymaktadır. Gelişmekte olan ülkelerdeki tipikciddi uygulama ve yürürlüğe koymadaki zayıflıklar, Türkiye’de düzenleyici otoritelerin istekliçabalarını ve kurumsal yönetim çerçevesindeki zayıflıkları belirleme çabalarını gölgelemek-tedir. Ama yine de Türkiye’nin Avrupa ile birleşme beklentisi değişim için önemli birkatalizör olup, Türkiye’nin Kurumsal Yönetim uygulamaları bu çerçevede hızla gelişebile-cektir. Bu zemine rağmen Çalışma Kolu Raporu, aşağıdaki alanlarda ilerlemeler kaydedildi-ğini belirtmektedir.

• Mülkiyet yapılarında şeffaflık,• Uluslararası finansal raporlama standartlarına, enflasyon muhasebesine ve konsolide

raporlamaya uyum,• İdareci olmayan üyelere sahip denetleme komitelerinin kurulması ve denetleme standartla-

rının yükseltilmesi,• Halka açık şirketler üzerinde düzenleyici gözetim,• Bankaların ve finansal kurumların düzenleme ve denetleme çerçevesi.

Çalışma Kolu’nun yapmış olduğu çalışmalara dayanarak Türkiye’deki kurumsal yönetimingeliştirilmesi, ivme kazanması ve sorunların giderilmesi için aşağıda yer alan görüşler tavsiyeedilmiştir:

• Çoklu oy hakkının ortadan kaldırılmasına yönelik adım atılması, örneğin bunun ortadankaldırılması için belirli bir zaman dilimine ihtiyaç duyulması,

• Çoğunluk hissesine sahip ortakların yönetici atamalarındaki özel haklarının kaldırılmasıve atama komisyonlarınca seçilmiş atamaların kısıtlanması ve oy hakkının küçük biryüzdesine sahip hissedarlara atama haklarının tanınması,

• Hissedar anlaşmazlıklarının hakem kararı ile çözülmesi,• İMKB’deki firmaların iyi kurumsal yönetim bağlılıkları için, IIF ilkeleri temel alınarak

kurumsal yönetim kurallarının tarafsız alt küme anahtarlarının yaratılması,• Yöneticilerin hatalarından dolayı görevden uzaklaştırılması amacıyla SPK’nın güçlendi-

rilmesi,• SPK kurumsal yönetim ilkelerinin uygun hukuki bağlayıcı kurallara, düzenlemelere,

şartlara dönüştürülmesi.

Çeşitli tahminlere göre halka açık Türk firmaların yaklaşık yarısı aileler ya da ilgilikuruluşlarca, genellikle çoklu oy hakkı sağlayan kurucu hisseleri ve/veya yönetim kuruluatama hakları aracılığıyla kontrol edilmektedir. Sonuç olarak, azınlık hissedarlarınınhaklarının korunması tam ifşaat ve titiz finansal raporlamaya dayanmaktadır. Bu iki alandaTürkiye geçmiş yıllara göre önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Türkiye’deki şirket toplulukları-nın bu kuralları uygulamasını zor bir hale getirmesine rağmen, zaruri kurallar firma sahiplerive ilişkili taraflar arasındaki işlemlere saygı göstermek şartı ile geniş ifşaatları gereklikılmaktadır. Kural dışı alım satım yasaklanmıştır. Yeni kanunlar; enflasyon muhasebesi ve2005 yılından itibaren IFRS’ye (Uluslararası Finansal Raporlama Sistemi) adaptasyonu ve

Page 3: Türkiye’de Kurumsal Yönetim · 2009-07-13 · Kurumsal Yönetim’in yasal ve kurumsal çerçevesi özellikle geçmiş bir kaç yılda IMF ... nın değerlendirmelerine uyumlu

Bankacılar Dergisi

123

konsolide raporlamayı zorunlu olarak gerektirmektedir. SPK bu Kanunların izlenmesi veuygulanmasında aktif bir rol oynamıştır. İMKB 30 endeksi şirketlerinin bir süredir IFRS’yeuygun raporlama yapmasına rağmen, tutarlılık son zamanlarda çıkarılan yasal değişikliklerlesağlanmıştır.

Birçok yönetim kurulu halen oy haklarının çoğunluğunu elinde tutan hissedardan ba-ğımsız hareket edememektedir. Bir araştırmaya göre borsaya kote firmaların yüzde 80’inin enaz bir yönetim kurulu üyesi, şirket kontrolünü elinde tutan aile mensubudur. Ortalama olarakyönetim kurulu üyelerinin üçte birinden fazlası kontrolü elinde tutan ailenin aynı soyadınasahip üyesidir ve bu çalışma evlilik dolayısıyla kurulan akrabalığı ve uzaktan akrabalığı dakapsamamaktadır.

Kurul prosedürleri sıklıkla kağıt üzerinde olup, denetim ve planlama gereğince ger-çekleştirilememektedir. Yeni SPK şartlarına göre, firma kurulları idareci olmayan bir kurulüyesi tarafından yönetilen ve çoğunluğu idareci olmayan üyelerden oluşan denetlemekomitelerine sahip olmalıdır. SPK ilkeleri, zaruri olmamakla birlikte, hem kurul adaylarınınatanması hem de tazminat konularını ele alan kurumsal yönetim komitelerinin kurulmasınıtavsiye etmektedir. Çok az şirket SPK ilkelerinin tavsiyesi doğrultusunda bağımsız yönetimkurulu üyesini yönetim kuruluna dahil etmektedir.

Bu konulardan bazılarını ele alan Ticaret Kanunuyla ilgili düzeltme taslakları hazır-lanmaktadır. Düzeltme taslaklarını hazırlayan komite, fazla ketum olduğu ve özel sektöreyeterince danışmadığı için eleştirilmiştir. Hükümet yetkilileri, çalışma kolu üyelerine, kanuntasarısı meclise gönderilmeden önce taslağın özel sektör ile birlikte tartışmaya açılarakyorumların dikkate alınacağını temin etmişlerdir.

Uyum ve şeffaflık esaslarıyla uygulanan SPK ilkeleri, kimi eksikliklere dikkat çek-mekte olup, hisse sahiplerinin haklarına geniş biçimde yer vermektedir, bir hisseye karşılık biroyu desteklemekte ve bağımsız kurul üyelerinin rolü ve kurul uygulama ve prosedürleri ileilgili önemli yönergeleri sağlamaktadır. Yine de bazı istisnalar haricinde bu kurallar şu andatam olarak takip edilmemektedir. SPK, İMKB’nin ilkeleriyle ve derecelendirme kuruluşları-nın değerlendirmelerine uyumlu bir hisse senedi piyasası endeksi oluşturma girişim planlarınıduyurmuştur. Ancak bazı ilkeler uyumluluğun değerlendirilmesini oldukça öznel halegetirebilecek bir şekilde hazırlanmıştır. Bu endeksin, ayrı bir pazara karşı olarak (örneğinBrezilya’daki yeni pazar) nasıl çalışılacağı konusu açık değildir. Çalışma Kolu; bağımsızderecelendirme maliyetinin ücret listesindeki kalifiye şirketlere önerilen yüzde 50 indiriminçok üstünde olabileceğinden endişe etmektedir. Ayrıca firmalar endekse uygun olmalarınarağmen bağımsız derecelendirme raporlarının kendilerinin kurumsal yönetim yapısındakieksikliklerini ortaya çıkaracağından endişe duymaktadırlar. Değişik derecelendirme şirketle-rince yapılan derecelendirmelerin karşılaştırılması konusunda kaygılar da bulunmaktadır.Yine de SPK beş firma hak kazandıktan sonra endekse başlayacağını ilan etmiştir. Bu esnadaSPK borsaya kote bütün firmaların 2005 yıllık raporlarının içinde yer alması gereken bir“Kurumsal Yönetim Uyum Raporu” tasarlamıştır. Söz konusu rapor firmalardan uyumunolmadığı alanları belirlemelerini talep edecek, bu da firmaların kurallara uyma konusundanasıl performans gösterdiklerinin iç yüzünün görülmesini sağlayacaktır.

Eğer Endeks yaklaşımı çalışmazsa, Türkiye Çalışma Kolu, SPK’nın ayrı bir İMKBlistesi için temel oluşturacak IIF ilkelerine dayanan öznel olmayan, anahtar yönetim kuralla-rından bir alt küme yaratması gerektiğini düşünmektedir. Zaman içerisinde, bu kurallar tümpiyasalar için genişletilebilir.

Page 4: Türkiye’de Kurumsal Yönetim · 2009-07-13 · Kurumsal Yönetim’in yasal ve kurumsal çerçevesi özellikle geçmiş bir kaç yılda IMF ... nın değerlendirmelerine uyumlu

Uluslararası Finans Enstitüsü

124

İlgili bütün kanunların ve SPK yönergelerinin düzenlenmiş, kapsamlı ve güncel birderlemesinin olmaması, uygulamaların gerçekleştirilmesini ve etkin yönetimini güçleştir-mektedir. Türkiye Çalışma Kolu, SPK’nın, kurumsal yönetim kuralları konusunda kapsamlıbir ana esaslar yönergesi hazırlaması gerektiğine inanmaktadır. Bu ana esaslar yönergesi(SPK internet sitesinde mevcuttur) yukarıda önerilmiş olan kurumsal yönetim piyasasıkurallarına ilişkin kanun ve yönergelerin yanısıra SPK ilkelerindeki kalan diğer tavsiyeleriiçermelidir.

Etkin kural yürütmelerinin noksanlığı diğer bir endişe kaynağıdır. SPK, izleme ve ic-ra/uygulama özelliklerini geliştirirken, Türkiye’nin ağır ceza ve sivil mahkeme süreçleri,hantal prosedürlere, kanunlar konusunda yetersiz bilgiye sahip davacı ve hakimlere, yükseksayıdaki dava sayısına bağlı olarak verimsiz kalmaktadır. Birçok prosedürle ilgili sorunuçözmesi beklenilen bir adli reform yasa tasarısı hükümet tarafından gözden geçirilmeklebirlikte, bu yasa tasarısı eğitim ve dava sayısı konularını içermemektedir.

Türkiye Çalışma Koluna ilişkin dile getirilen önemli bir sorun, grubun ana hissedarla-ra parti ilişkileri yoluyla sürekli olarak kar ayırmalarıdır. Bu tür faaliyetlerin cezası büyükolduğu halde, başarılı kovuşturmaların sayısı nispeten azdır. Zorunlu tahkim hükümleriazınlık hissedarlara, mahkemeye başvurmadan sözleşmeleri hükümsüz kılma ve ödemelerigeri alma dahil olmak üzere tazminat elde etme fırsatı yoluyla biraz destek sağlayabilmekte-dir. SPK ihlallerinin büyük kısmı piyasa manipülasyonuyla ilgilidir. Gözetim alanındaki enson gelişmeler SPK’nin usulsüzlükleri daha etkili bir şekilde saptamasına olanak tanımalıdır.

Bu raporda Çalışma Kolu’nun toplantıları sırasında, tek ana hissedar kontrolü ve etki-siz olan Yönetim Kurulu’ndan kaynaklanan problemlere odaklanarak tartışılan ana noktalarıdeğerlendirilmektedir. Ayrıca, Türkiye’deki özsermaye finansmanın oynadığı küçük rolüoluşturan güçleri ve bu güçlerin Türk ekonomisinin Avrupa Birliği ile birleşirken nasıldeğişmesinin beklendiği de raporda ayrıca ele alınmaktadır. IIF ilkeleri ile karşılaştırmalıTürk kurumsal yönetim yapısı analizi, zorunlu kurallar ve SPK ilkelerinden yapılan alıntılarınyer aldığı bir özetle birlikte verilmiştir.

Bu raporun amacı Türkiye’nin, IIF Özsermaye Danışma Grubu’nun gelişmekte olanpiyasa ülkelerinden oluşturmalarını istediği yatırım ortamını ne derece sağlayabildiğine ilişkinbir değerlendirme sunmaktır. Raporla diğer Çalışma Kolu raporlarında olduğu gibi, Türki-ye’deki kurumsal yönetime ilişkin ayrıntılı bir durum tespit raporu sunulması bu raporunamacı olmadığı gibi ne Çalışma Kolu ne de IIF bu rapordaki bilgilerin tam ya da doğruolduğunu herhangi bir şekilde iddia ya da garanti edemez.

Ana Kurumsal Yönetim Konuları

Gelişen Özsermaye Kültürü

Diğer birçok gelişmekte olan piyasalar gibi, Türkiye’nin az gelişmiş bir özsermayekültürü vardır. Son yıllarda piyasa kapitalizasyonu gayri safi milli hasılanın yüzde 20-25’ioranında değişmekteydi. Bu seviye OECD ortalaması olan yüzde 135’in oldukça altındadır.Sadece 290 şirket İMKB’de yer almaktadır. Gelir açısından en büyük 500 Türk şirketindensadece 1/5’i kayıtlıdır. Halka açıklık oranı yüzde 20 ile 25 arasında düşük orandadır. Piyasaişlemleri borsa hacminin dörtte üçünü oluşturan aktif olarak ticaret yapan 25 şirket üzerindeyoğunlaşmıştır. Ayrıca Türk şirketlerinin çoğu, bir grup sahibi bankanın etrafında organizeolmuş holdinglerin bir parçasıdır. En büyük beş iş grubu İMKB’de işlem gören firmaların

Page 5: Türkiye’de Kurumsal Yönetim · 2009-07-13 · Kurumsal Yönetim’in yasal ve kurumsal çerçevesi özellikle geçmiş bir kaç yılda IMF ... nın değerlendirmelerine uyumlu

Bankacılar Dergisi

125

değerinin yarısını oluşturmaktadır. Holdingteki bir şirket kayıtlı olduğunda, diğer üyeşirketleri denetleyen ana şirket genellikle kayıtlı olmamaktadır. Ücret değişimi ve transferfiyatlaması, piramit şeklindeki ve çapraz ortaklık yapılarında önemli bir problemdir. Bu senegerçekleşecek olan zorunlu konsolide raporlama bu tür suistimal durumlarının saydamolmasını sağlayacaktır.

Genel olarak özsermaye piyasasına erişimi olmayan firmaların, IIF kurumsal yöneti-min merkezinde yer alan azınlık hissedarlara koruma sağlamak için fazla bir teşvikleriolmayacaktır. Bu korumalara değer veren bir kurumsal kültür olmadan, yatırımcılarınözsermaye marketini yatırım yapmak için iyi bir yol olarak görme olasılığı azalmaktadır.Türkiye’de bu durum özsermaye finansmanına olan ilk talebin düşük bulunması sonucundaazınlık hissedar haklarına verilecek önemin azalmasına yol açmıştır. Bu durum, hissedaryatırım arzının düşük olmasına ve özsermaye finansman maliyetinin yüksek olmasıylasonuçlanmıştır.

Geçmiş Dönemdeki Zayıf Yapısal ve Makroekonomik Politikalar

Türk firmalarının sermaye piyasalarını benimsememelerinin birçok sebebi vardır.Bunlardan bir tanesi, özel kurumsal finans talebi üzerinde olumsuz etki yapan zayıf yapısal vemakroekonomik politikalar tarihidir. 1980’lere kadar Türk ekonomisi devlet iktisadi teşek-küllerinin karışık yapısını yöneten ve piyasa girişine kısıtlamalar getiren bir hükümettarafından yönetiliyordu. Devlet hükümet kontrolünü en üst seviyeye çıkarmak ve rekabeti vefirmaların yatırım fırsatlarını en az seviyeye indirmek için özel sektör firmalarıyla anlaşmayapmıştır. Bu durum özel yatırım sermayesi ihtiyacının nispeten düşük olmasına yol açmış vedevlet güvencesi dolayısıyla banka kredilerinin dikkatsizce yapılmasına neden olmuştur.

Makroekonomik politikaların mirası her zaman özel yatırımları teşvik etmemiştir.Merkez Bankası yoluyla finanse edilen sürekli hükümet bütçe açıkları, 1980’lerde ortalamayüzde 50’lerde, 1990’larda ise ortalama yüzde 70’lerde seyreden yüksek enflasyona, 1996’dayüzde 30’un üzerinde zirve yapan yüksek reel faiz oranlarına, 1980 ve 90’lardaki ortalamasınispeten düşük ekonomik büyümeye yol açmıştır. Bu durum firmaların karlı yatırım fırsatları-nı engellemiştir. Ayrıca garantili hükümet tahvillerinin yüksek faizli olması mevcut özelsermayenin büyük bir kısmının erimesine sebep olmuştur. İstikrarsız hükümetler, ordununmüdahaleleri politik istikrarsızlığı, faiz oranlarını arttırmış ve özel sektör yatırım fırsatlarınıkısıtlamıştır.

Diğer önemli problem başarısız vergi yönetimiydi. Kayıtlı firmaların nispeten doğrufinansal bilgileri sağlaması onları gelir vergisi için önemli bir hedef haline getirmiştir.Personeli yetersiz olan Türk vergi otoritesi kayıtlı olmayan firmaların yıllık hesap denetimininyapılmasını öncelikle ele almadığı için, kayıtlı firmalar vergilerin haksız bir kısmını ödemekzorunda kalmışlardır. Hükümet ve özel sektör görevlileri tarafından vergi yükü hakkındakikaygılar firmaların kayıtlı olmak istememesinin nedeni olarak sürekli bir şekilde dilegetirilmektedir.

Son olarak özel emeklilik fonlarının piyasaya girişi çok yeni olup, sektör henüz geliş-memiş durumdadır. Emeklilik fonları ve diğer büyük yatırımcıların, şirketler kurumsalyöneticiler için oy kullanmasına izin verilmiyordu. Bunun sonucunda iyi kurumsal yönetimleilgilenen kurumsal yatırımcının azlığı Türkiye’yi diğer daha gelişmiş piyasalardan ayırmakta-dır.

Page 6: Türkiye’de Kurumsal Yönetim · 2009-07-13 · Kurumsal Yönetim’in yasal ve kurumsal çerçevesi özellikle geçmiş bir kaç yılda IMF ... nın değerlendirmelerine uyumlu

Uluslararası Finans Enstitüsü

126

Ucuz Sermaye ve Yüksek Kar İçin Aile Kontrolünü Destekleme

Diğer gelişmekte olan piyasa ekonomilerinde olduğu gibi en büyük Türk firmalarınınçoğu aile hakimiyetindedir. İMKB’de işlem gören firmaların yüzde 45’inde hisse senetlerisahiplerinden tek bir tanesi oy hakkının yüzde 50’den fazlasını elinde tutmaktadır. Hesaplardeğişmekle beraber Türkiye’deki firmaların en azından 3’te 4’ünden fazlası ailelere aittir yada bir aileye bağlı holding tarafından kontrol edilmektedir. Ana hissedarlar firmalarınınüzerinde limitsiz kontrole sahip olmayı önemsemektedir. Sıkı kontrolü sağlamak için, ailebireyleri yeterince vasıflı olmadığı halde bazı durumlarda firmada yüksek ücretli işlere veyayan gelirlere sahip olmaktadır. Ayrıca denetleyen hissedarlar bazı durumlarda alışıla gelmişşekilde şirket varlıklarının kullanılması gibi yollarla karı düşürerek azınlık yatırımcıyıaldatma yoluna gitmektedir.

Bir çok aile şirketi yüksek iş standartlarını korumasına rağmen, medyada büyük ölçü-de yer alan birkaç durum azınlık hissedarlarına haksız muamelenin önemli bir kurumsalyönetim sorunu olduğunu göstermektedir. Örneğin, 1999 yılında SPK Türk Tuborg ile anaşirketi Yaşar Holding ve Yaşar Holdinge bağlı firmalar arasında yapılan işlemleri incelemiş-tir. İnceleme sonucunda, Bimpas (Tuborg’un pazarlama şirketi) tarafından sahip olunanTuborg hisselerinin Selçuk Yaşar’a (Yaşar Holding’in sahibi) satıldığı ve ödemenin aslında 2sene sonra yapıldığı SPK tarafından tespit edilmiştir. Tuborg ayrıca Altınyunus Otel (diğerYaşar Holding şirketi) ile 15 yıllığına 15 odayı ilan edilen fiyatların üzerinde kiralamıştır.Bunlara ek olarak, Tuborg ana sözleşmesini ihlal ederek diğer bir Yaşar Holding firması olanDesa’ya piyasa fiyatının altında varlık satarken Yaşar Vakfı’na varlık bağışında bulunmuştur.Son olarak SPK Türk Tuborg’un batmasını engellemek için Yaşar Holding’in bankası olanYaşarbank’tan hisse satın aldığından şüphelenmiştir. Bu durum ispatlanamamış fakatYaşarbank en sonunda iflas etmiş ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na alınmıştır. YaşarHolding bu olaydan sonra kurumsal yapısını geliştirmiş ve etkili iç denetim yapısına sahipTürkiye’de iyi bilinen bir firma haline gelmiştir. Ayrıca, bundan sonraki süreçte bankacılıksisteminin düzenlemeleri kökten değişmiş ve firmalar arası borçlanma artık çok yaygın birşekilde kullanılmamıştır.

Aile, Firma Piyasaya Açılmasına Rağmen Kontrolü Elinde Tutuyor

Kurucuların birden çok oy hakkının bulunmasının veya imtiyazlı hisselerin yaygınlığıaile kontrolünü sağlamak için kullanılan ana mekanizmadır. Bazı durumlarda aile oyhaklarının çoğunluğuna sahip olmayabilir ancak yöneticileri tayin etmek için gereken özelnitelikli hisseleri elinde tutulabilir. Ayrıca kayıtlı firmalarda tek bir hissedar bir holdinginbünyesindeki çatışan veya piramit mülkiyet yapısını kullanarak kontrol edebilir.

Böyle bir kurumsal ortamda azınlık haklarını korumak için yapılmış düzenlemeler çoketkili olamamaktadır. Mesela bazı kararlarda gereken hissedar onayına ilişkin ilkeler, oylamaazınlık hissedarlarını içermeyecek şekilde olursa etkisiz kalacaktır. Kurullarda azınlıkhissedar temsili ve bağımsız yöneticilerin bulunuşunu anlamsız kılacaktır. ÇoğunluklaTürkiye’deki kayıtlı firmalardaki oylama, azınlık hissedarlarını içermeyecek şekilde olmakta-dır. Ayrıca, diğer gelişmekte olan piyasa ekonomilerinde, aile merkezli yapısı olan firmalardadurum çoğunlukla aynı olduğundan, kurullar çoğunlukla ana hissedar tarafından alınankararları üstünde düşünmeden onaylar. Bir çok firma kurulları yönetici olmayan üyelerdenoluşmasına rağmen, yönetici olmayan üyeler genellikle küçük azınlık oluşturup ana hissedarınizini takip edip kurulda az bir rol oynarlar. Genelde ikincil kurullarda görev yaptıklarından buetkilerini azaltır. Çok yaygın bir uygulama da yöneticilere çok az veya hiç ücret vermemektir.

Page 7: Türkiye’de Kurumsal Yönetim · 2009-07-13 · Kurumsal Yönetim’in yasal ve kurumsal çerçevesi özellikle geçmiş bir kaç yılda IMF ... nın değerlendirmelerine uyumlu

Bankacılar Dergisi

127

Bu durum yöneticilerin kurullarda çalışmalarında caydırıcı bir rol oynamakta ve bazıbağımsız yöneticilerin bağımsız hareket etmekteki tereddütlerinin nedeni olarak görülmekte-dir. SPK Yönetim Kurulu üyelerinin ücretlendirilmesinin şirket performansı tabanlı olmasınıtavsiye etmektedir.

TÜSİAD bir tartışma dokümanı olarak firma kurul prosedürleri ve uygulamalarına i-lişkin bir kanun taslağı oluşturmuş, ancak şu ana kadar hiçbir firmanın bu dokümana uyduğubildirilmemiştir. Ekonomiye, ana hissedarının performanstan çok hakimiyete değer veren aileşirketleri hakim olduğu sürece kurumsal yönetimin tüm seviyelerinin gelişmesi çok zorolabilir.

Kuralların Uygulanmasının Yetersiz Olması

Zorunlu kuralların güçlü bir şekilde uygulanması sorun yaratmaktadır. SPK büyük birgüce, giderek artan vasıflı ve profesyonel personel sahip olmasına rağmen, ülkedeki zayıfyönetim kültürü geleneği, verimsiz ve genellikle yararsız hukuk sistemi tarafından engellen-mektedir. Temyizde başvurulan SPK kararları mahkemeler tarafından kabul görmemektedir.Hukuk sistemindeki temyizden kaçınma arzusu SPK’nin koyduğu idari cezaların küçükolmasının sebeplerinden biri olabilmektedir. SPK’nın internet sitesinde Sermaye PiyasasıKanunu’nun ihlalin tam olarak ifşası ve suçlamaların son durumu görülememektedir.

Türkiye, pek çok gelişmekte olan piyasada şirket faaliyetlerinin raporlanması yoluylaiyi kurumsal yönetimi ve azınlık hissedar haklarını desteklemede önemli bir rol oynayanfinansal basının zayıf olduğu bir ülkedir. Pek çok gelişmekte olan piyasada basın, sadecekuralları ihlal eden şirketleri teşhir etmekle kalmaz; aynı zamanda iyi kurumsal yönetimuygulamalarını izleyenlere de övgüyle yer verir. Türkiye’de finansal basın küçük ve monopolbir yapıya sahip olup ve kurumsal yönetim kurallarının uygulanmasında ters etkiye sebepolacak biçimde oldukça az etkiye sahiptir.

Gelecek İçin Öngörüler

Kurumsal yönetim, Türkiye’nin ekonomisini Avrupa ile entegre etmeye ve kurumları-nı Avrupa’daki kurumlarla uyumlaştırmaya çalışması nedeniyle muhtemelen gelişecektir.Kamu şirketlerinin özelleştirilmeye başlanması, beraberinde piyasaya giriş için yasalengellerin ortadan kaldırılması ve devletin genel ekonomiye doğrudan müdahalesininazalması, dikkatin kurumsal yönetimin önemine odaklanmasına yardım etmektedir.

Son iki yılda Türkiye’nin sermaye piyasasının daha derinleşmesini sağlayan yapısal vemakroekonomik politikalarda çarpıcı bir dönüşüme sahne olmuştur. Son bir kaç yıl içerisinde,IMF destekli program altında, kamu kesimi faiz dışı fazla GSMH’nin yüzde 5’ini aşmış, bu da2001 yılında yüzde 92 olan net kamu borcunun 2004 yılında GSMH’ye oranının yüzde 65’eineceği beklentisine neden olmuştur. Reel faizlerin şu sıralar hala yüksek olmasına rağmen,kamu borçlanma yükü azaldıkça reel faizler de düşecektir. Reel GSMH belirgin şekilde artmışve 2002-2004 arasında ortalama artış oranı yüzde 8 olmuştur. Bu belirgin yapısal vemakroekonomik gelişmelerin hem rekabeti hem de karlı yatırım olanaklarını büyük miktardaartırması böylelikle daha ucuz özel sektör finansmanı talebinin yükselmesine yol açmasıbeklenmektedir.

Gelişmeler mikro düzeyde de yaşanmıştır. Büyük holdinglerin yakın zamana kadar fi-nansmanlarının çoğunu karşıladığı birçok grup bankası Fon’a devredilmiştir. Sonuç olarak

Page 8: Türkiye’de Kurumsal Yönetim · 2009-07-13 · Kurumsal Yönetim’in yasal ve kurumsal çerçevesi özellikle geçmiş bir kaç yılda IMF ... nın değerlendirmelerine uyumlu

Uluslararası Finans Enstitüsü

128

geriye kalan bankalar daha sıkı gözetim altında olup grup içi borçlanmalar artık daha endergerçekleşmektedir. Bankacılık sektörünün şeffaflığını ve kalitesini artırmak için bir çok yasaldeğişiklik yapılmıştır. 27 Haziran 2001 tarihli Bankaların Kuruluş ve Faaliyetleri HakkındakiYönetmeliğin uygulamaya konulmasıyla, kredi riski yoğunlaşmasını engellemek için riskgrup tanımlaması ve bir grubun doğrudan veya bağlantılı borçlanma kredi hesaplamasıuygulamaya konulmuştur. Bankaları, hisse senedi sahiplerini ve iştirakleri aynı risk grubundadeğerlendiren bu düzenleme, risk yoğunlaşmasını önleyecek ve bankacılık sektörünün aktifyapısını geliştirecektir. Bir risk grubuna açtığı toplam krediler Bankalar Kanunu’ndaöngörülen sınırları aşan bankalar, bu risk gruplarına dahil kişilere ve firmalara başka krediaçmayacaklardır. Bankalar, öngörülen sınırları aşan kredi tutarlarını 2006 sonuna kadardereceli olarak azaltarak bitirmelidirler. Büyük ortaklarından borçlanmanın bir finansmanmetodu olmaktan yavaş yavaş çıkması ile birlikte, firmalar finansmanlarını daha fazlaşeffaflaştırabilmek için sermaye piyasalarına başvurmaya daha meyilli hale gelmiştir.Bankalarda kurumsal yönetimi geliştirmeye yönelik yaptırımlara, yönetim kurulununbağımsızlığın önemli bir unsuru olduğunu düzenleyen hükümlere, bağlı firmalara verilenkredilere ilişkin düzenlemelere ve risk yönetimine daha geniş yer veren yeni bir bankalarkanununun çıkarılması beklenmektedir.

Aynı zamanda, vergi yönetimi alanında da gelecek vaat eden gelişmeler olmuştur. Hü-kümet bu sorunun önemini kavrayarak kayıtdışı şirketlerdeki gelir vergisinin yönetiminigeliştirecek ve geniş bir vergi mükellefi biriminin yaratılmasını içerecek bir reform üzerindeIMF ve diğer kuruluşlarla çalışmaktadır. Şu anda, Türk şirketlerinin bu değişen şartlara nasılyanıt vereceklerini tahmin etmek güçtür. Yine de, pek çok Türk şirketinin iyi kurumsalyönetim uygulamaları geliştirmek için çalışmalara başladıkları kaydedilmelidir. Eğer buşirketler daha rekabetçi ve karlı olan yeni Türk ekonomisinde başarılı olurlarsa (diğerleribaşarısızken), gelecekte önemli bir katalizör olarak hareket edeceklerdir. Bu, şirket varlıkları-nın kendilerine değil şirkete ait olduğu fikri ile başa çıkamayan büyük hissedarların düşünceyapısında büyük ölçekli bir değişim gerektireceğinden zor/uğraştırıcı bir süreçtir.

Türkiye’de Kurumsal Yönetim Çerçevesi

Türkiye’de, SPK biri kayıtlı, diğeri kayıtlı olmamasına rağmen 250’den fazla hissedarıolan iki farklı kamu/genel şirket grubu tanımlamaktadır. Bunların her biri için farklı yasalrejimler vardır. Bu rapor, kayıtlı firmalara uygulanan kuralları dikkate almaktadır.

Azınlık Hissedarlarının/Küçük Hissedarın Korunması

Türk Yasaları IIF ilkelerinde küçük hissedarların korunmasına ilişkin anahtar ananoktaların yaklaşık olarak üçte ikisine hitap etmektedir. SPK ilkeleri ile birlikte bu yasalarneredeyse tüm ana noktalara hitap etmektedir. Önemli gelişmeler için çoklu oylama hakları-nın ve kurucu hisseler için yönetim adaylık haklarındaki imtiyazların azaltılması alanındaolmalıdır.

Oy Hakkı

Ticaret Kanunu vekaletle oylamaya olanak sağlamaktadır. Bununla birlikte, bazı şir-ketlerin küçük hissedarların oy haklarını uygulamalarını zor hale getirmek için karmaşıkvekaletle oylama prosedürleri kullandıklarına dair raporlar bulunmaktadır. Sonuç olarak, SPKvekaletle oy kullanma prosedürlerini ayrıntılarıyla tam olarak açıklayan bir tebliğ yayımla-mıştır. SPK Prensipleri aynı zamanda bir şirketin ana sözleşmesinde vekaletle oy kullanmayı

Page 9: Türkiye’de Kurumsal Yönetim · 2009-07-13 · Kurumsal Yönetim’in yasal ve kurumsal çerçevesi özellikle geçmiş bir kaç yılda IMF ... nın değerlendirmelerine uyumlu

Bankacılar Dergisi

129

sınırlayan hükümler bulunamayacağını da belirtmektedir. Vekaletle oy kullanma sistemlerininsuistimali SPK’nin bu inisiyatiflerini/girişimlerini ortadan kaldırmakta gibi görünmektedir.

IIF ilkeleri, bütün konularda/yayınlarda bir hissedara bir oy koşulunu talep etmektedir.Türkiye’de ne oy hakkı olmayan hissedara ne de çoklu oy hakkı olan hissedara ilişkin zorunlubir sınırlama bulunmamaktadır. Oy hakkı olmayan hissedarın nadir olmasına karşın, çoklu oyhakkı olan hissedar pek çok kayıtlı firmada bulunmakta ve çoklu oy hakkının aileler tarafın-dan şirketlerin kontrolünü ele geçirmek için bir yol olarak kullanıldığından bahsedilmektedir.SPK Prensipleri oylama ayrıcalıklarından kaçınılması gerektiğini belirtmektedir. Ayrıca,Ticaret Kanunu’nda çoklu oy hakkının kaldırılması yönünde bir değişiklik tasarı aşamasındaolup uzun süredir söz konusu değişiklik yapılamamıştır.

IIF ilkeleri, çeşitli/birikimli/toplu oylamaya olanak vermektedir. Türkiye’de, top-lu/birikimli oy kullanma gönüllülük esasına dayanır (garip bir biçimde, bu sadece 500’denfazla hissedarıyla kayıtlı olmayan şirketler için zorunludur) SPK Prensipleri toplu/birikimlioylamanın bir şirketin ana sözleşmesinde içerilmesi gerektiğini belirtmektedir.

Şirket Sermaye Yapısı

IIF ilkeleri, birleşmelerin ve büyük aktif/varlık hareketlerinin hissedarlarının onayınıgerektirmesini şart koşmaktadır. Türkiye’de birleşmeler hissedarların onayını gerektirenşirketin ana sözleşmesinde bir değişimi gerektirmektedir; ancak büyük aktif hareketlerihissedarların onayını gerektirmemektedir. Bununla birlikte, SPK Prensipleri bölünme ve satış,rehin satışı ya da önemli varlıkların kiralanmasını içeren bütün önemli kararların hissedarlarınonayını gerektirdiğini belirtmektedir. Mülkiyetin/sahipliğin tek elde toplanması nedeniyleböyle bir onayın sadece bir formalite olarak kalmasına rağmen, pek çok şirket bu uygulamayıizlememektedir.

IIF ilkeleri, bir hissedarın hissesi yüzde 35’i geçtiğinde tüm hissedarlara eşit

davranılacak şekilde kamu/genel/halka senetleri devralma teklifi yapılmasını istemektedir.Yasa aynı zamanda dağıtılmış hisse senedi sermayesinin makul eşiğini aşan bir telif yapıldı-ğında, belirgin bir payın senetleri devralma teklifi yoluyla yapılmasını şart koşmaktadır. Yasaaynı zamanda bir birleşme ya da devralma altında küçük hissedarların hisselerini piyasa rayiciüzerinde bir değerle satma hakları olması gerektiğini belirtmektedir.

Türkiye’de, senetleri devralma teklifi bir hissedarın hissesi/karı oy hakkının yüzde25’ini geçtiğinde ya da ele geçen hisse yüzde 25’i geçmese de yönetim kontrol değişikliğidurumunda sözkonusu olmaktadır. Bu aynı zamanda, bir hissedarın karı oy hakkınınbaşlangıçta yüzde 25 ile yüzde 50’si arasında İMKB ve yüzde 10 oranında ya da 12 aylık birsürede artıyorsa söz konusu olmaktadır. Yeni Sermaye Piyasası Kanunu Taslağında değerlen-dirmeler hakkında hükümler bulunmaktadır.

IIF ilkeleri, sermaye artışı durumunda hissedarlar için şufa/önalım hakkını şart koş-maktadır. Türkiye’de Ticaret Kanunu hissedarların önalım hakkı olduğunu belirtmektedir.Aynı zamanda, bu hakkın kamunun elindeki hisselerin (outstanding shares) sermayesininçoğunluğunu elinde tutanın oylarıyla sınırlandırılabileceğini de belirtmektedir. SPK’nınyönetiminde, yetkilendirilmiş hisse sermayesi sistemi ile görevlendirilen kayıtlı şirketler(kayıtlı şirketlerin pek çoğunun uyguladığı şekilde) şufa/önalım haklarının sınırlandırılmayetkisini yönetim kuruluna devredebilirler. Aynı zamanda, SPK her türlü sınırlamanın tümhissedarlara eşit şekilde uygulanmasını gerektirmekte ve hissedarlar arasında eşitsizlik

Page 10: Türkiye’de Kurumsal Yönetim · 2009-07-13 · Kurumsal Yönetim’in yasal ve kurumsal çerçevesi özellikle geçmiş bir kaç yılda IMF ... nın değerlendirmelerine uyumlu

Uluslararası Finans Enstitüsü

130

yaratacak sınırlamaları yasaklamaktadır. Yeni yasa ile değişmesinin beklenmesine karşın,yürürlükteki Ticaret Kanunu ve Sermaye Piyasası Kanunu hisse geri satın alınmalarına izinvermemektedir.

Hissedar Toplantıları/Diğer Haklar

IIF ilkeleri, hissedarların hissedar toplantılarına gerekli önemi vermeleri ve gündemin birkopyasına sahip olmaları gerektiğini belirtmektedir. Ticaret Kanunu, toplantı duyurularının veilgili tüm dokümanların yıllık toplantının en az 15 gün öncesinde hissedarlara gönderilmesigerektiğini belirtmektedir. SPK Prensipleri duyuru süresini üç haftaya çıkarmakta veduyuruların hem posta hem de elektronik araçlarla gönderilmesi gerektiğini belirtmektedir.Prensipler aynı zamanda toplantı duyurusu ile birlikte hangi materyallerin içerilmesigerektiğini ayrıntılandırmaktadır.

IIF ilkeleri, kamunun elindeki hisse senetlerinin minimum eşiğini kontrol eden hisse-darların özel bir toplantı düzenleyebileceklerini belirtmektedir. Halka açık şirketlerdeTürkiye’de toplam hisse sermayesinin yüzde 5 ya da daha fazlasını kontrol eden hissedarlarYönetim Kurulu’ndan özel gündem maddeleri ile özel bir toplantı düzenlenmesini talepedebilmektedirler. IIF ilkeleri, hissedar toplantıları için yaklaşık yüzde 30 oranında karar yetersayısına ve aynı zamanda en azından bazı küçük hissedarların varlığının gerektiğine işaretetmektedir. Türkiye’de Ticaret Kanunu, ilk toplantı için yüzde 25 oranında karar yeter sayısıöngörmekteyken, ertelenmiş toplantılar için böyle bir karar yeter sayısı öngörülmemektedir.

Aynı zamanda, Ticaret Kanunu bir şirketin ana sözleşmesinin değiştirilmesi söz konu-su İMKB, ilk toplantıda yüzde 50 gibi daha fazla bir karar yeter sayısı ve ertelenmiş toplantı-da üçte bir oranında karar yeter sayısı gerektiğini düzenlemektedir. Halka açık anonimşirketlerde Sermaye Piyasası Kanunu ilk toplantı için yüzde 25 toplantı yeter sayısı ve dahasonraki toplantılar için herhangi bir oran öngörmemektedir.

IIF ilkeleri, hissedarların, küçük hissedarların büyük hissedarlarla sorunları çözümle-mek için hakemlik prosedürüne başvurabilecekleri bir mekanizmaya sahip olmaları gerektiği-ni belirtmektedir.

IIF ilkeleri azınlık hissedarlarının, hakim hissedarlarla aralarında çıkabilecek anlaş-mazlıkları çözümlemek için hakemlik prosedürünü başlatabilecekleri bir mekanizmaya sahipolmaları gerektiğini belirtmektedir. Her ne kadar Türk kanunları hissedar hakemliğine atıftabulunmasa da, kanunda hissedarların düzeltme talebiyle, dava açma ya da SPK’ye şikayettebulunulmasına izin veren içtihatlar vardır. Şirket hisselerinin yüzde beşi ya da daha fazlasınıhissedarlar toplantısından önceki altı aylık periyotta elinde tutan hissedarlar, toplantısırasında, son iki yılı kapsayan suistimallerin araştırılması için özel bir denetçinin görevlendi-rilmesini talep edebilirler. Eğer bu gerçekleşmezse, bu sefer azınlık hissedarları mahkemedenözel denetçi tayin edilmesi için talepte bulunmaya hak kazanırlar. Bu durumda azınlıkhissedarlarının ellerindeki hisseler süreç sona erinceye kadar emanete alınırlar. Eğer mahkemetalebi reddeder ya da talep kabul edilir ancak özel denetçi tarafından hazırlanan rapor iddiaedilen suistimallerin gerçekleşmediğini saptar ve görevlendirmeyi talep eden hissedarlarınkötü niyetle hareket ettikleri tespit edilirse, bunu talep etmelerinden dolayı şirketin maruzkalabileceği zararlardan sorumludurlar. Eğer hissedar toplantısına yönelik gerekler yerinegetirilmezse, herhangi bir hissedar toplantı kararının ilga edilmesini 3 ay içinde mahkemedentalep edebilir.

Page 11: Türkiye’de Kurumsal Yönetim · 2009-07-13 · Kurumsal Yönetim’in yasal ve kurumsal çerçevesi özellikle geçmiş bir kaç yılda IMF ... nın değerlendirmelerine uyumlu

Bankacılar Dergisi

131

Yönetim Kurulu’nun Yapısı ve Yükümlülükleri

Yürürlükteki Türk Kanunları IIF ilkelerinin yönetim kurallarıyla ilgili ana hükümleri-nin yaklaşık üçte ikisini ihtiva eder. Bunlar CMP prensipleriyle birlikte hemen hemen tümkonuları kapsamaktadır. Daha kapsamlı bir gelişme, kurula aday gösterme prosedürününgeliştirilmesi ve tüm tarafların işlemlerinde açık ilkesinin gereklerini yerine getirme çabasınabağlıdır.

Kurul Yapısı

IIF ilkeleri bağımsız ve icracı olmayan yöneticiler hakkında bazı ana hükümler getir-mektedir. Bağımsız yöneticiler, şirket ya da yönetimle şahsi iş ilişkisi içinde olmayan vehakim hissedar olamayacak kişiler şeklinde tanımlanmıştır. IIF ilkeleri kapsamında kurulunminimum üçte biri icracı olmayan yöneticilerden oluşmalı, yine aynı şekilde bir kısmı dabağımsız olmalıdır. Buna ilaveten, bağımsız bir yönetici kurul üyesi önerme komitesindebulunmalı ve azınlık hissedarları da yönetici önerebilecek bir mekanizmaya sahip olmalıdır-lar. IIF ilkeleri ayrıca, bir kurul yeter sayısının bağımsız kurul üyelerinin katılımıyla sağlan-ması gerektiğini belirtir.

Türk sisteminin önemli yönlerinden biri de, Ticaret Kanunu’na göre kurul üyelerininsadece genel kurulda ve yine sadece hissedarlar tarafından aday gösterilebilmesidir. Mamafihyöneticileri sadece kurucuların ya da diğer hak sahiplerinin aday gösterme yetkisine sahipolmaları da az rastlanan bir durum değildir. Aday göstermedeki kısıtlamalar bir yandanherhangi bir hissedarın yönetici aday gösterebileceği kaotik genel kurullara mani olurken,aynı zamanda da aday gösterme komitesinin faydasına işaret eder ve seçme haklı hissesahiplerine kayda değer bir güç kazandırır. AIG Grup’un Galatasaray Sportif A.Ş. ile olanilişkisinin başarısızlığı çoğunluk hisse sahiplerinin mevcut Ticaret Kanunu altında nasılazınlık hisse sahiplerini mağdur ettiğinin iyi bir örneğidir. Dava Türk mahkemelerindegörülmüş ve daha sonra uluslararası tahkime götürülmüştür. Mahkeme AIG lehine kararvermiş ancak Galatasaray Kulubü karara itiraz etmiştir. Nihai olarak AIG Galatasay SportifA.Ş.’den çıkmaya karar vermiştir. Ticaret Kanunu değiştirilmediğinden, aday göstermehaklarının elimine edilmesi ve şirket yönetmeliğine belli bir hisseye sahip hissedarların adaygösterme hakkına sahip olabileceği hükmünün konması probleme bir çözüm getirebilmekte-dir. Aday gösterme komitelerini (örneğin; kurumsal yönetim) etkin hale getirmek için komitetarafından önerilen bir hissedar kurul üyesine, yöneticileri aday göstermek üzere yetkitanınmasını teminen yönetmelik maddeleri tadil edilmelidir.

Türkiye’nin yürürlükteki kanunları gayrimenkul yatırım ortaklıkları şirketleri hariçbağımsız yöneticilere atıfta bulunmamaktadır. Oysa ki SPK prensiplerinin bağımsız yönetici-ler hakkında detaylı kuralları vardır: Bu yöneticiler şirketle doğrudan ya da dolaylı hiçbirilişki içinde olamazlar, ödenmiş sermayenin yüzde beşinden fazlasına sahip olamazlar,herhangi bir hissedar grubunu temsilen seçilmiş olamazlar, daha önce dış denetçi tarafındanişe alınmamışlardır ve kurulda yedi yıldan fazla görev yapmış olamazlar. CMP prensiplerikurulun çoğunluğunun icracı olmayan yöneticilerden oluşmasını ve en az üçte birinin ikikişiden az olmamak kaydıyla bağımsız olmasına hükmeder. Hem yöneticileri aday gösterenve ücretlerini belirleyen kurumsal yönetim komitesi, hem de denetim komitesi bağımsızyöneticilere yer vermeli ve icracı olmayan yöneticiler çoğunlukta olmalıdırlar. SPK kurallarıyönetim kurulu için herhangi bir çoğunluk standartı getirmemektedir.

Page 12: Türkiye’de Kurumsal Yönetim · 2009-07-13 · Kurumsal Yönetim’in yasal ve kurumsal çerçevesi özellikle geçmiş bir kaç yılda IMF ... nın değerlendirmelerine uyumlu

Uluslararası Finans Enstitüsü

132

Son yıllarda icracı olmayan yöneticiler giderek artmaktadır. Ne var ki bu durum ba-ğımsız yöneticilerde aynı değildir. Büyük holdinglerde icracı olmayan yöneticiler, holdingşirketlerinden çok bağlı şirketlere konsantre olmakta, bu da genel etkinliklerini azaltmaktadır.Eskiden bağımsız yönetici olarak çalışacak insan havuzu yetersizken, günümüzde Türkyöneticilerini eğitmek amacıyla özel sektör gruplarınca harcanan çabalar, vasıflı Türkolmayan yöneticilerin daha kolay bulunabilmesiyle birleşerek (Türk ve çoğunlukla Avrupalışirketlerin birleşmesi sonucunda) potansiyel yönetici arzını arttırmıştır. Buna rağmen, yöneticimaaşlarındaki standardın düşük seyretmesi veya hiç olmaması, kalifiye insanların kurullardapozisyon kabul etmeleri konusundaki cesaretlerini kırmaktadır ki bu da bağımsız yöneticile-rin, yöneticilerin/sahiplerin tavsiyelerine eleştiride bulunmaksızın uymalarında bir faktörteşkil edebilmektedir.

IIF ilkeleri, aday önerme, ücretlendirme ve denetleme şeklinde en az üç komitenin ku-rulması gerektiğini söyler. SPK, denetleme komitesi olan şirketlerin bu komitelerde en az üçicracı olmayan yönetici bulundurmaları gerektiğini belirtmiştir. SPK prensipleri adaygösterme ve ücretlendirme görevlerini üstlenen kurumsal yönetim komitesi için de aynıgerekleri vurgular. Prensipler ayrıca, bu komiteler için en iyi uygulama şekillerini dedetaylarıyla anlatır. Kurumsal yönetim komiteleri seçimliktir ancak, denetim komitelerizaruridir ve her bir komitenin üyelerinin çoğunluğu icracı olmamalıdır.

IFF kodu ayrıca, azınlık hissedarlarının hem yıllık hem de diğer özel toplantılarda yö-netici önerebilecekleri bir mekanizmanın kurulmuş olmasına işaret eden hükümler detaşımaktadır. Ticaret Kanunu, ödenmiş sermayenin en az yüzde onuna sahip hissedarlaratoplantı ajandasına yönetici aday göstermenin de dahil olduğu “madde ekleme” hakkı verir.Bu sınır halka açık firmalarda yüzde 5’tir.

IFF kodu, yöneticilerin maksimum üç yıllık dönemlere sahip olması ve dönem limitle-rinin konması gerektiğini vurgular. Ticaret Kanunu en fazla üç yıllık bir dönem belirler ancakdönem limitleri içermez .

Kamuya Bilgi Açıklama

IFF kodu, değerli varlıkların iktisap ve satışın, yönetim kurulu değişikliklerini, ilgilitaraflar arası pazarlıkları, şirket sahiplerinin değişmesi ve yöneticilerin sahip olduklarıhisseleri içeren, hisse fiyatlarını etkileyebilecek her türlü maddi bilginin borsa aracılığıylaaçıklanmasını sağlar.

SPK ve SPK bildirgeleri, bilginin detaylı şekilde açıklanmasını sağlar. Aşağıdaki hu-suslar SPK ve İMKB’ye gerekli durumlarda bildirilmelidir.

• Sermaye yapısındaki değişiklikler ve kontrol,• Ana alımlar, satışlar ve duran varlıkların finansal kiralaması,• Operasyon ve yatırımlardaki büyük çaplı değişimler,• Finansal yapıdaki değişimler, katılımlar ve ortak girişimler,• Büyük çaplı yönetim değişiklikleri,• Varlık satın alma ve satmalarda detaylar.

Kurul üyeleri ve birim yöneticileri tıpkı özsermayelerin en az yüzde 5’ine sahip hisse-darlar gibi SPK’ye bilgi vermek zorundadırlar. Ancak ticari sırlarla ilgili bilgiler açıklanmak

Page 13: Türkiye’de Kurumsal Yönetim · 2009-07-13 · Kurumsal Yönetim’in yasal ve kurumsal çerçevesi özellikle geçmiş bir kaç yılda IMF ... nın değerlendirmelerine uyumlu

Bankacılar Dergisi

133

zorunda değildir. SPK prensipleri, Türkiye dışındaki borsalara kote şirketlerin, o ülkelerdekiifşaat kuralları neyi gerektiriyorsa, Türkiye’de de aynı şekilde ifşaatta bulunmalarını sağlar.

SPK, bilginin açıklanması için şirketlerle internet kullanımını kuvvetle desteklemek-tedir. SPK borsadan elektronik ortamda açıklanabilecek bilgi talep edilmesini teminen birbildirge hazırlamış ve şirketin internet sitesinin kamu açıklamaları için kullanılması gerektiği-ni belirtmiştir.

IIF ilkelerine göre, yöneticilerin maddi kazanımları yıllık raporda açıklanmalıdır. Tür-kiye’deki kanunlar, yönetici kazançlarının ya şirket tüzüğünde belirlenmesini ya da yıllıktoplantıda karara bağlanmasını öngörür. SPK prensipleri, hisse opsiyonlarını da içerecekşekilde yönetici kazançlarının yıllık raporda ifşa edilmesini ister ancak bu gözlemlenmemiştir.2004 yıllık raporlarında bazı açıklamaların ortaya çıkması umulmaktadır.

Diğer Sorumluluklar

IIF ilkeleri, kurul üyelerinin mevcut veya potansiyel menfaat çatışmalarının ifşa edil-mesini gerektirir ve potansiyel bir çatışma olduğu yerde üyeler oy kullanmazlar. TicaretKanunu, yöneticileri hisse sahiplerinin onayı olsa bile şirketle işlem yapamayan gayrimenkulyatırım ortaklıkları hariç, kurul üyelerinin şirketle olan iş ilişkilerinin hissedarlarca onaylan-masını ve ifşa edilmesini talep eder. Kurul üyelerinin böyle konularda tartışmaya girmesinecevaz vermez. Bir SPK bildirgesi, ilgili kurul üyelerini de içerecek şekilde tarafların işlemle-rinin yıllık raporda açıklanmasına hükmeder.

IIF ilkeleri ve SPK prensiplerine göre, kurul, denetleme komitesinin nezaretinde, içkontrol ve risk yönetimi sistemleri kurmak zorundadır. IIF ilkeleri, etkin bir yatırımcı ilişkileriprogramının önemine vurgu yapar. SPK prensipleri, kurumsal yönetim komitesine bağlıyatırımcı ilişkilerini ilgilendiren geniş zorunlulukları içermektedir. Bazı Türk şirketlerininyatırımcı ilişkileri departmanı vardır. Ayrıca SPK prensipleri IIF ilkelerinde de olduğu gibi,çevresel ve diğer sosyal sorumluluk konularını içeren etik ilkeler politikasının belirlenmesiniöngörür.

Muhasebe/Denetim

Türk mevzuatı IIF ilkelerinde muhasebe/denetim için gerekli anahtar ilkelerin üçte iki-sini ihtiva etmektedir. Bunlar SPK prensipleri ile birleştirildiğinde hemen hemen tümünüiçermektedir. Denetim komiteleri başkanlığının bağımsız yöneticilerce yürütülmesinin gereklikılınmasıyla gelişme gerçekleşebilecektir.

Standartlar

SPK, halka açık tüm şirketlerin 2005’den başlamak üzere uluslararası finansal rapor-lama sistemini kullanmaları ve denetimden geçmiş finansal hesaplarını yarım yıllık periyotlasunmalarını gerektirecek bir bildiri yayımlamıştır. Bu IIF ilkeleriyle uyumludur. Bunailaveten, 2004 başında başlamak üzere SPK, enflasyon muhasebesinin uygulanmasını gereklikılmaktadır. Enflasyon son iki yıl boyunca, geçmişteki olağanüstü yüksek seviyelerdençarpıcı bir şekilde düşüş gösterirken, enflasyon muhasebesinin finansal şeffaflığa olan piyasagüvenini güçlendireceği beklenmektedir.

Page 14: Türkiye’de Kurumsal Yönetim · 2009-07-13 · Kurumsal Yönetim’in yasal ve kurumsal çerçevesi özellikle geçmiş bir kaç yılda IMF ... nın değerlendirmelerine uyumlu

Uluslararası Finans Enstitüsü

134

IIF ilkeleri bağımsız denetleyicileri gerektirmektedir; en iyi uygulama olarak, firmalarMuhasebecilik Geliştirme Üzerine Uluslararası Forum tarafından kabul edilen standartlarasıkı sıkıya bağlı kalmalıdırlar. SPK bildirilerine göre, şirketler SPK tarafından onaylanmış dışdenetçiler tarafından tarafsızca denetlenmeli ve en azından her beş yılda bir şirketlerdenetçileri değiştirmelidirler. Denetçiler, yatırımcıları yanlış yönlendirirlerse bireyselyaptırımlara (medeni kanun yaptırımları) tabidirler. SPK prensipleri, denetçi firmaların eşzamanlı olarak danışmanlık hizmeti sağlamalarına izin vermez.

Denetleme Komitesi

IIF ilkeleri finansal altyapıya (background) sahip bağımsız bir yönetici tarafından yö-netilen etkin bir denetleme komitesinin önemini vurgular. Komitenin, dış denetleme hizmetle-rini kabul etmesi ve izlemesi gerekmekte olup, bağımsız denetçilerle olan irtibat yönetimkurulu üyeleri olmaksızın kurulmalıdır.

SPK bildirisine göre, şirketler en azından iki tane yürütmede rolü bulunmayan müdür-den oluşan bir denetleme komitesine sahip olmak zorundadırlar. Denetleme komitesi dışdenetçi tarafından sağlanan görev ve hizmetlere nezaret etmek zorundadır. SPK prensipleri,denetleme komitesi başkanlığının bağımsız bir üye tarafından yapılmasını ve komiteçoğunluğunun yürütmede rolü bulunmayanlardan oluşmasını zorunlu kılarak daha da ileriyegider. Tüm komite üyelerinin finansal tablo ve raporları analiz etme ve yorumlama kapasite-sine sahip olmalarını da zorunlu tutmaktadır. Son zamanlarda cep telefonu şirketi Telsim(Uzan ailesi tarafından tek başına sahip olunan şirket), Motorola ve Nokia’nın karışmışolduğu olay halka açık olmayan aile şirketlerinin üzerinde gözetim eksikliği olduğunungöstergesidir. Telsim, Motorola ve Nokia’dan almış olduğu milyarlarca dolarlık parayızimmetine geçirmekten suçlu bulunmuştur. Bu büyüklükteki bir olay tarafsız bir denetimkomitesi bulunsaydı muhtemelen engellenebilirdi.

Mülkiyetin ve Kontrolün Şeffaflığı

Türk kanun-tüzüklerinin kısıtlayıcı maddeleri, IIF ilkelerinde yer alan, mülkiyet vekontrolün transferine ilişkin ilkelerin yaklaşık dörtte üçünü içermektedir. Bunlar SPKprensipleri ile birleştirildiğinde hemen hemen tüm ilkeleri kapsamaktadır.

Şirketin tümünü ele geçirmeye yetecek oranda hisse senedi satın alma tekliflerini (yu-karıda tartışıldı) tetiklemesi gereken hisse mülkiyeti eşikleriyle ilgili konulara ilaveten, IIFilkeleri hem müdürlerin hem de yüksek mevkideki yöneticilerin tuttuğu hisse miktarının açığavurulması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Yüzde 3’ten fazla pay sahibi olan hissedarlarınkimliği açıklanmalıdır. Müdürler ve yüksek mevkideki yöneticilerin tüm ilgili işlemleriaçıklanmalıdır. Türk kanun-tüzüklerinin kısıtlayıcı maddeleri ve SPK prensipleri altında,bütün Yönetim Kurulu üyeleri, üst yöneticiler, halka açık şirketlerde öz sermayenin doğrudanveya dolaylı yüzde 5’inden fazlasına sahip hisse sahiplerinin şirketin hisse senetleriyle ilgiliişlemler de dahil olmak üzere sermaye piyasasında yaptığı bütün işlemler açıklanmalıdır.

SPK’e göre, rekabete ve dürüstlüğe aykırı hisse alışverişinde bulunmak, bilgi sızdır-mak (insider trading) hem idari hem de cezai yaptırımlarla cezalandırılabilecek bir suçtur. Buhükmü güçlendirmek için SPK prensipleri, hisse senedi fiyatını etkileyebilecek bilgiye sahipolma potansiyeli bulunan yöneticilerin isim listesinin halka duyurulmasını gerektirmektedir.

Page 15: Türkiye’de Kurumsal Yönetim · 2009-07-13 · Kurumsal Yönetim’in yasal ve kurumsal çerçevesi özellikle geçmiş bir kaç yılda IMF ... nın değerlendirmelerine uyumlu

Bankacılar Dergisi

135

Düzenleyici Çevre ve Uygulama

Türkiye’nin kurumsal yönetim kurumsal çatısı, IIF ilkelerinin düzenleyici konularlailgili bölümünde bulunan anahtar ilkelere işaret etmektedir. En çarpıcı problem etkinuygulamanın eksikliğidir. IIF ilkeleri, sermaye piyasaları denetleme makamı ve borsanınyeterli uygulama güçlerine sahip olmalarını ve takasların terk/kabul, yeniden gözden geçirme,askıya alma veya tüm listeleri yok etme gücüne sahip olması gerekliliğini ortaya koymaktadır.Ayrıca, her iki organizasyon siyasi olarak da bağımsız olmalıdır. Tüm uygulama (yürütme)otoriteleri usul hukuku da dikkate alınarak, yeterli personele ve profesyonel becerilere sahipolmalıdırlar.

SPK, düzenlemeleri ve muhasebe standartlarını yayımlamak ve uygulamaya koymak(Yürütme ve Muhasebe Bölümü), piyasa bütünlüğünü sağlamak üzere gözetim yürütmek(Piyasa Düzenleme ve İzleme Bölümü) ve toplamda yatırımcıyı sağlama almak için genişçapta gözetim yeteneklerine sahiptir. SPK, kesme (durdurma) ve vazgeçme emirleri yayımla-yabilir, yönetsel cezalar tayin edebilir (tayin ettikleri cezaların çok düşük olduğuna dairraporlar bulunsa da) ve yasadışı hareketlerde dosyaları cumhuriyet savcısına gönderebilir.SPK büyük oranda siyasi olmayan bir süreç sonunda tayin edilmiş bağımsız, kanuni (yasalaçıdan emredici) bir otoritedir. Kurul üyeleri sabit bir imtiyaza sahiptir ve yersiz siyasi vediğer baskılara maruz olmadıkları görülmektedir.

SPK personeli yüksek oranda kalifiye ve profesyonel olmakla övgü toplamıştır, ancakbazı gözlemciler, personelin birçoğunun genç ve sermaye piyasası operasyonlarında görecedeneyimsiz olduklarını belirtmişlerdir. Devlet tarafından tanzim edilen halihazırdaki ücrettavanı, SPK’nin kıdemli (senior quality) personel bulundurma şansını kısıtlamaktadır. Hemdevlet hem de özel sektörden birçok gözlemci, SPK’nin düzenlemeye yukarıdan aşağıyayaklaşımı uyguladığını belirtmişlerdir. Bu gözlemciler SPK’nin Ankara’dan İstanbul’ataşınması ve orada yönetmelikleri yayımlamadan önce piyasa katılımcıları ile istişaredebulunması ile daha piyasa dostu görüneceği ve daha etkin olacağını ileri sürmüşlerdir. SPKpersoneli taslak yönetmeliklerin tamamının yorum için kesinlikle internet sitelerindeyayınlandığını ve birçok resmi kuruluşa, birliğe, kamu şirketlerine, denetim firmalarına vekonu ile ilgili diğer taraflara tartışılmak üzere gönderildiğini Çalışma Grubuna söylemişlerdir.

Hükümet Türkiye’deki tek borsa olan İMKB’yi 1985’te kurmuştur. Bağımsız olması-na rağmen İMKB kendi kote etme (listeleme) ihtiyaçlarını kendisi saptamamış, bunlarKanunla veya SPK tarafından belirlenmişlerdir. Kuralların işletilmesinde İMKB, SPK ileyakın çalışmaktadır ve gerekçesi olduğu zaman, hisse senetlerinin izleme listesine alınması vetamamen silinmesini de kapsayan disiplin uygulamalarına gittiği bilinmektedir. Personelyüksek ölçüde kalifiye ve profesyonel olmasıyla tanınmaktadır. 2003 yılında borsanınözelleştirilmesi planları yeni bir devlet ihale kanununun kabulü nedeniyle gecikmiş olmaklabirlikte, hükümet özelleştirmeyi bu yılda tamamlamayı planlamaktadır.

Genel Görünüş ve Öneriler Türkiye düşük büyümeli ve görece kapalı bir ekonomiden daha hızlı büyüyen ve

AB’ye daha entegre bir ekonomiye doğru ilerlemektedir. Şirketler, artan rekabet ve şirketbüyümesi için fırsatlar vadeden bir ortamda başarılı olabilmeleri için gerekli olan özsermayeyisağlamak istiyorlarsa, kurumsal yönetimlerini geliştirmek zorundadırlar. Hem devlet hem deözel sektör bu gerekliliği fark etmiş ve bu doğrultuda hareket etmektedir. Hükümet ve SPK;TÜSİAD, CGFT, KYD ve YASED gibi özel sektör kuruluşları ile birlikte, kurumsal yönetim

Page 16: Türkiye’de Kurumsal Yönetim · 2009-07-13 · Kurumsal Yönetim’in yasal ve kurumsal çerçevesi özellikle geçmiş bir kaç yılda IMF ... nın değerlendirmelerine uyumlu

Uluslararası Finans Enstitüsü

136

kurallarını (tüzük) geliştirmek için yoğun olarak çalışmışlardır. Ancak, özsermaye kültürününyerleştirilmesi veya kurumsal yönetimin anahtar yönlerinin yeniden oluşturulması içinalınacak önemli mesafe bulunmaktadır. Birkaç gözlenmiş istisna bulunsa da, Türkiye’de aileşirketlerinin çoğunlukta olması bazı alanlarda ilerlemeyi sınırlamaktadır. Özellikle, hepsiolmasa da, birçok şirket aile kontrolünü sınırlayabilecek anahtar yönetim kısıtlamalarınıuygulamaktan kaçınmıştır. Ancak, en son yapısal ve makroekonomik reformlar ortamıdeğiştirmiştir. Piyasaya giriş bariyerleri azaltılmış ve büyüme ivmelendirilmiş, hem rekabethem de karlı yatırım için iş olanakları arttırılmıştır. Aynı zamanda grup bankalarından ucuzfinansman olanaklarının kısıtlanmasına yönelik tedbirler alınmıştır. Türkiye’nin AB ileyakınlaşması arttıkça ivmelenmesi gereken bu yeni iş ortamında, özsermayeye hem arzın hemde talebin de artması beklenmektedir. Kurumsal yönetim uygulamaları ortamın değişmesidolayısıyla gelişecektir. Çalışma Grubu kurumsal yönetim üzerine aşağıdaki özel aksiyonlarınuygulanmasını önermektedir:

• Çifte oylama haklarını elemek için ilave adımlar (SPK prensiplerini, belirlenmiş birzaman periyodunda elemeyi gerektirecek şekilde değiştirmek gibi) atılması,

• Tüm halka açık şirketlerin, kurumsal yönetim komitelerine sahip olması ve kurumsalyönetim komisyonlarına başkanlık edecek bağımsız yöneticilere sahip olması,

• Müdür atama imtiyazlarının ortadan kaldırılması, atamaların atama komitesince seçilen-lerle ve oy hakkına sahip olmaya yetecek minimum paya sahip hissedarlarca önerilenlerlesınırlı kalması,

• Hissedar anlaşmazlıklarında emredici tahkim gerekliliği,• SPK tarafından verilen bireysel cezaların artırılması,• Tüm kurumsal yönetim kurallarına yönelik tek ve kapsamlı, referanslarla bütün bir

uygulama rehberinin hazırlanması,• İMKB’deki firmaların iyi kurumsal yönetim bağlılığını yansıtan IIF ilkeleri temelli

anahtar, nesnel yönetim kuralları alt kümesinin yaratılması,• Ticari dava yargılamasında çifte muameleyi önlemek için mahkeme ve yargılama

kurallarının belirlenmesi,• SPK prensiplerinin hukuki bağlayıcı kurallara, düzenlemelere ve yönetmeliklere dönüştü-

rülmesi.

Aşağıda yer alan Türk otoritelerince alınacak geniş tabanlı tedbirler yönetim çatısınıdaha da güçlendirebilir:

• Bağımsız müdürler için ilave eğitim,• SPK ve özel sektör arasında daha fazla istişare,• Ticari davalara bakan yargıçlara daha fazla eğitim ve olası uzmanlaşmış mahkemelerin

oluşturulması,• Emekli fonlarının portföy özsermayesi yatırımları için yeni ilkelerin belirlenmesi.

Görev ekibi Türkiye gezisi süresince hem devlet sektörü hem de özel sektör ile kurdu-ğu diyaloğun geliştirilerek kuvvetlendirilmesini önermektedir. Çalışma Grubu sağlamkurumsal yönetim uygulaması geliştiren şirketlerin diğerlerince örnek alınmasını da öner-mektedir. Çalışma Grubu, kurumsal yönetimini geliştirerek büyümesini ve karlılık potansiye-lini geliştiren her bir şirketin, özellikle Türk şirketlerinin gelecekte içinde yer almak zorundakalacakları, gittikçe daha fazla rekabet ve karlılık içeren ortamda diğer şirketler için birerkatalizör gibi davranacaklarına inanmaktadır. Çalışma Grubu yukarıdaki önerilerin uygulan-masının bu sürece büyük oranda destek olacağına inanmaktadır.

Page 17: Türkiye’de Kurumsal Yönetim · 2009-07-13 · Kurumsal Yönetim’in yasal ve kurumsal çerçevesi özellikle geçmiş bir kaç yılda IMF ... nın değerlendirmelerine uyumlu

Bankacılar Dergisi

137

EK:

IIF Kurumsal Yönetim İlkelerinin Listelenen Şirketler Açısından Ticaret Kanunu (TK)/Sermaye Piyasaları Hükümleri (SPH)/ Sermaye Piyasaları Tebligatları (SPT) ve SPKMevzuatı İle Karşılaştırılması

ZORUNLUTicaret Kanunu (TK), Sermaye PiyasasıHükümleri (SPH), and Sermaye PiyasalarıTebligatları (SPT)

Konu IIF Kanunu

KANUNA UY VEYA AÇIKLASermaye Piyasası Kurulu Şirket İdaresi Mevzuatı(SPK Mevzuatı)

Azınlık Hissedarının KorunmasıOy Kullanma Hakları

Vekaleten oy kullanma izni (TK Madde. 360, detaylıuygulama SPT Sır. IV, No. 8, Madde 4 vb.).

Vekaleten Oy Kullanma Firmalar vekaleten oy kullanmayaözendirilmelidir.

Vekaleten oy kullanmayı kısıtlayan hükümlerfirmaların ortaklık anlaşmalarında bulunmamalıdır(SPK Mevzuatı Böl. I Madde. 4.6).Çoklu oy kullanılabilir hisse veya oy kullanılamazhisse sahibi olunabilir.

Bir hisse bir oy ilkesi “Bir hisse bir oy” uygulaması hisseçıkarımı birinci gereklilikolmalıdır. Oy kullanma hakkıyla ilgili öncelikler önlenmelidir.

(SPK Mevzuatı Böl. I Madde. 4.5).TercihliToplu oylama Toplu oylamaya izin verilmelidir.

Toplu oylama benimsenmelidir. (SPK Mevzuatı Böl.I Madde. 5, Böl. IV Madde. 3.4).

Sermaye YapısıBirleşmeler firmaların genel hüküm maddelerindedeğişiklik sebebidir, bu da hissedarların onayınıgerektirir (TK. Madde. 388).

Geri kalan hisseleri devralma teklifi için 12 ayiçindeki oylama hisseleri, hissedarın yüzde 25 payasahip olması, veya başlangıçta yüzde 25 ila yüzde 50arısında iken yüzde 10 veya daha fazla artması ya dasahip olunan hisseye bağlı olmaksızın yönetimkontrolü değişikliği gereklidir . Verilen fiyathedeflenen hisselere verilen fiyattan az olamaz. SPKsınırlı istisnalar getirebilir. (SPK Sır. IV, No. 8,Madde. 14 vb.).

Büyük toplu değişimlerdeizlenecek prosedürler

Hissedarın birleşmeyi onayı vebelli başlı varlık işlemlerigerekmektedir.

Yapılan bir teklif halka arzdabulunan hisselerin makul birfiyatının üzerinde İMKB, alımınbüyük bir bölümü halka arz ileolmalıdır.

Yüzde35’ten fazla hisseye sahipolmak, bütün hissedarlara eşitdavranılacak bir halka arzı tetikler.

Birleşmelerde veya devralmalarda,azınlık hissedarları hisselerini yasalolarak muhammen değerdensatabilme hakkına sahiptirler.

Büyük değişiklikler hissedarların onayınıgerektirmektedir (bölünmeler ve satışlar, alımlar,rehinler veya büyük montanlı leasingler), (SPKMevzuatı Böl. I Mad. 3.6). Geri kalan hisseleridevralma teklifi ile ilgili bilgi acilen açıklanmalıdır.(SPK Mevzuatı Böl. II Madde. 1.11.5, 6)

Sermaye artırımı(Rüçhan hakkı)

Hissedarın onayı gereklidir. Biryılın içinde ve minimum başlangıçseviyesinde yapılan herhangi birsermaye artışı öncelikle mevcuthissedarlara teklif verilerekyapılmalıdır.

Sermaye artırımında, hissedarlar genellikleellerindeki hisse oranında yeni hisselere sahipolabilirler. Hissedarların rüçhan hakkı kısmen veyatamamen hissedarlar toplantısında çoğunluğun kabuloyu ile kısıtlanabilir (TK Madde. 388). Kayıtlısermaye sistemini uygulayan firmalar için (en çoklistelenen şirketler) bu yetki kurulda tartışılabilir, bukısıtlamalar bütün hissedarlar için eşit şekildeuygulanmalıdır. (SPK Madde. 12). Hissedarlarınyeni hisselere sahip olmasını kısıtlayan yetki,hissedarlar arasında eşitsizliğe sebebiyet vermemeli-dir. (SPK Madde. 12).

Hisse geri alımı Hisse geri alımı bütün hissedarlaraayrıntılı bir şekilde açıklanmalıdır.

İzin verilmez, bazı istisna durumlarında uygulanabilir(TK Madde. 329).

Page 18: Türkiye’de Kurumsal Yönetim · 2009-07-13 · Kurumsal Yönetim’in yasal ve kurumsal çerçevesi özellikle geçmiş bir kaç yılda IMF ... nın değerlendirmelerine uyumlu

Uluslararası Finans Enstitüsü

138

Hissedar Toplantılarıİhbar ve ilgili belgeler, yıllık toplantıdan en az 15 günönce hissedarlara ulaştırılmalıdır. (TK Madde. 368).

Toplantı ihbarı vegündemi

Toplantı ihbarı ve gündemihissedarlara toplantıdan makul birzamandan önce gönderilmelidir. İhbardaki geniş detaylar ve gündem listelenmiştir.

(SPK Mevzuatı Böl. I Madde. 3).Olağanüstü toplantılar Minimum başlangıçlı halka arz

hisselerine sahip olan Azınlıkhissedarları, olağan üstü toplantılarıçağırma hakkına sahip olmalıdırlar.

Hisselerin en az yüzde 5’ine sahip olan hissedarlarolağan üstü toplantıları çağırabilirler. (TK Madde.366, SPK Madde. 11).

Yabancı hissedarlaramuamele

Yabancı hissedarlar yerlihissedarlarla eşit muamelegörmelidir.

Azınlık ve yabancı hissedarlar dahil bütün hissedarlareşit muamele görmelidir. (SPK Mevzuatı Böl. IMadde. 8.1).Sermayenin yüzde 5’ne sahip olanlar suistimaliddialarında hissedarlardan toplantı veya dilekçe ilemahkemeden bir denetçi atanmasını isteyebilir. Eğerhissedarlar toplantısı, kuralları ihlal ederse hissedarlarmahkemeye iptal davası için dilekçe verebilirler. (TKMadde. 348, 356, 367, 381 vb., SPK Madde. 12).

Hissedarlar arasındakianlaşmazlıklar

Azınlık ve yönetimdeki hissedarlararasındaki anlaşmazlıklarda, azınlıkhissedarlarını tahkime götürecekbir prosedür mekanizmasıbulunmalıdır.

Kurul, müşterek yönetim komitesi ve yatırımcıilişkileri bölümü, azınlık haklarının korunması dahilhissedar haklarının kullanımınıkolaylaştırmalıdır. (SPK Mevzuatı Böl. I Madde. 1).

Yeter Sayısı Çok yüksek veya çok alçaktutulmamalıdır. Önerilen düzeyyüzde 30 ve bazı bağımsızçoğunluk sahibi olmayanhissedarları kapsamalıdır.

Ertelenmiş toplantıda genellikle, yeterlilik sayısı vetoplantının tehiri için sermayenin yüzde 25hisseleridir Madde değiştirmek için yüzde 50’ninyüzde 33’ü yeterlidir. (TK Madde. 372, 388).

Yapı ve Yönetim Kurulunun SorumluluklarıKurul Yapısı

erhangi bir hüküm yok.Bağımsızlığın tanımı Yönetimle veya firmayla hiçbirzaman iş ve kişisel ilişkileri olamazve hissedarı, bu bağımsızlığıylaveya bağımsızlığı tehlikede olduğuiddiasıyla kontrol edemez.

Yöneticiler için 7 kriter, (şirketle doğrudan veyadolaylı ilişkisi olmamak, toplam hisse sermayesininyüzde 5’inden fazlasına sahip olamamak, dahaönceden herhangi bir özel hissedar grubunun temsiliiçin seçilmemiş olmak, yönetimde 7 yıldan fazlagörev almamış olmak, dış denetçiler tarafından görevlendirilmemiş olmak dahil) (SPK MevzuatıBöl. IV Madde. 3.3.5).Herhangi bir hüküm yok.Bağımsız yöneticilerin

hisseleriYönetimin en az üçte biri yürütmefaaliyetinde bulunamaz., bubağımsız olmanın çoğunluğudur. Yönetimde çoğunluk idari işlerde bulunmayanlardan

olmalıdır. Yönetim Kurulunun üçte biri bağımsız veen az iki kişi olmalıdır. (SPK Mevzuatı Böl. IVMadde 3.2.1; 3.3.1).yönetim kurulu başkanı ve genelmüdürü aynı kişi olamaz ve kurulun çoğunluğu idariişlere katılmayan üyeler olmalıdır. (SPK MevzuatıBöl. IV Art. 3.2.1).Herhangi bir hüküm yok.Toplantıların sıklığı ve

kayıtlarıBüyük şirketler için yönetim kurulutoplantıları üç ayda bir, denetimkomitesi toplantıları 6 ayda birdir.Toplantı tutanakları resmi tutanağageçirilmelidir.

Yönetim kurulu en az ayda bir toplanmalıdır. yönetimkurulu kararları toplantı tutanağına geçirilmelidir.(SPK Mevzuatı Böl. IV Madde. 2.16.2; 2.17.5;2.19.1).A.Ş.’lerde yönetim kurulunun toplantı yeter sayısıTürk Kanunlarına göre üye sayısının 1 fazlasıdır.Karar yeter sayısı toplantıya katılanların saltçoğunluğudur.

Yeter Sayısı İdari, idari olmayan ve idariolmayan bağımsız üyelerdenoluşmalıdır.

Yeter Sayısı maddelerde belirtilmelidir (SPKMevzuatı Böl IV Madde. 2.18).

Page 19: Türkiye’de Kurumsal Yönetim · 2009-07-13 · Kurumsal Yönetim’in yasal ve kurumsal çerçevesi özellikle geçmiş bir kaç yılda IMF ... nın değerlendirmelerine uyumlu

Bankacılar Dergisi

139

Yönetici adaylığı, ataması Bağımsız bir yönetici önderliğindeatama komitesi tarafındanyapılmalıdır. Azınlık hissedarları-nın yıllık olağan ve olağanüstütoplantılarda aday teklifiverebilecek bir mekanizmaoluşturulmalıdır.

yıllık olağan ve olağanüstü toplantılarda, sermayeninen az yüzde 10’na sahip hissedarlar yönetim için biraday teklif edebilirler (TK Madde. 366).

Bağımsız Yönetici Başkanlığında ve idareci olmayanyöneticilerin çoğunluğunda, Yönetim Kurulumüşterek idare komitesi ile yönetici atama ve adaygösterme işlemleri yapılmalıdır. (SPK Mevzuatı Böl.IV 5.2, 5.3. 5.7. Maddeler)Yönetim Kurulu en fazla 3 yıl için en az 3yöneticiden oluşmalıdır. (TK Madde. 312, 314)

Yöneticiler için sürelimitleri.

Büyük firmalar için yeniden seçim3 yılda bir belirtilen sürelimitleridir. Bağımsız üyeler 7 yıldan daha fazla görevde

bulunamazlar. (SPK Mevzuatı Böl. IV Madde. 3.3.4).İdari olmayan yöneticilerden asgari 2 kişiden oluşandenetim komitesi, firma denetimini inceler. (SPH Sır.X, No. 16 Madde. 28/A)

Kurul Komiteleri Kurul üç ana komite oluşturmalı-dır: atama, tazminat ve denetim.

Bağımsız yönetici başkanlığında idari olmayanyöneticilerin çoğunluğuyla ve ortak bir yönetimleolan ve bağımsız yöneticilerin çoğunlukta olduğu birdenetim komitesi (atama ve tazminat konularını dakapsayacak) olmalıdır. (SPK Mevzuatı Böl. IVMadde. 5.2, 5.3, 5.6, 5.7).

AçıklamaKamu açıklamaları hisse senedi alımı ve satımı, tahtadeğişimi bilgileri, hissedarların hisse senedi satışbilgileri, yöneticilerin hisse payları gibi bilgilerdenoluşmalıdır. (SPT, VIII, No. 39).

Hisse senetleri fiyatlarınıetkileyen bilgilerinaçıklaması

Hisse senetleri fiyatlarını etkileyenherhangi maddi bilgi borsa ileaçıklanmalıdır. Maddi bilgiler :hisse senedi alımı ve satımı, tahtadeğişimi bilgileri, hissedarlarınhisse senedi satış bilgileri,yöneticilerin hisse payları gibibilgilerden oluşmaktadır.

Şirketin değerini etkileyebilecek herhangi bir bilgigeç kalınmadan kamuya açıklanmalıdır. Yasalaçıklamaların yanı sıra yatırımcılar ve paysahiplerinin kararını etkileyebilecek bilgiler ayrıcaaçıklanmalıdır. (SPK, Mevzuat Bölüm II Madde. 1.3;1.12).Açıklanacak bilgi borsa kuruluna medya veyaelektronik ortamda yapılır (SPT Sıra VIII, No. 39,Madde. 16).

Bilgi açıklaması içinprosedürler

Yerel bilgi kanalları ve en iyiuygulama olarak şirketin internetsayfası

Şirketin internet sayfası kamuoyuna açıklamalar içinaktif olarak kullanılmalıdır. (SPK Mevzuat Bölüm. IIMadde. 1.11).Yöneticilere verilecek bedel yıllık yönetim kurulukararı ya da ana sözleşmede belirtilen hükümlerdahilinde yapılır (TK Madde 333, 369).

Yöneticilerin ödüllendi-rilmesi

Yıllık raporlarda açıklanmalıdır.Ödüllendirme kapsamında tazminedilen hisse senetleri tam anlamıylaaçıklanmalı ve hissedarlarınonayınasunulmalıdır.

Yöneticilere verilecek hisse opsiyonlarını da içerenödül yıllık raporda açıklanmalıdır (SPK Mevzuat IIMadde 3.2.2).

Diğer sorumluluklarYönetici çıkarına olduğu konuyu kurula açıklamalı-dır. Yönetici konuyla ilgili tartışmaların içinde yeralmayabilir. Hissedarların izni olmadan şirketle direkya da dolaylı olarak herhangi bir iş ilişkisinegirmeyebilirler. (TK Madde 332, 334, 335).

Çıkar çatışması Yöneticiler arasındaki olası ya dagerçekleşen çıkar çatışmalarıaçıklanmalıdır. Herhangi bir konuhakkında çıkara sahip olan yönetimkurulu üyeleri oylamadankaçınmalıdır. Yönetim Kurulu üyeleri kendi çıkarlarına ait olan

konularla ilgili konularda Kurul toplantılarınakatılamazlar. (SPK Mevzuat Bölüm IV Madde 2.20).

Page 20: Türkiye’de Kurumsal Yönetim · 2009-07-13 · Kurumsal Yönetim’in yasal ve kurumsal çerçevesi özellikle geçmiş bir kaç yılda IMF ... nın değerlendirmelerine uyumlu

Uluslararası Finans Enstitüsü

140

Denetim komitesi yönetimi denetlemek ve iç kontrolsisteminin etkinliğini artırmak zorundadır. (SPT SıraX No. 16 Madde 28/A)

İç kontrol ve risk yönetimisistemi

Denetim komitesinin birfonksiyonu şeklinde olmalıdır.

Kurul iç kontrol ve risk yönetimi mekanizmalarınıkurmak zorundadır. Denetim komitesi şirketin içkontrol sisteminin çalışmasını denetlemelidir. (SPKMevzuat Bölüm IV Madde 1.3.2; 5.6.4).Herhangi bir hüküm yoktur.Yatırımcı ilişkileri Yatırımcı ilişkileri programına

sahip olunmalıdır Kurumsal yönetişim komitesi başkanı ile ilişkiliyatırım ilişkileri departmanı için kapsamlı hükümler(SPK Mevzuat Bölüm I Madde 1.1).Herhangi bir hüküm yoktur.Sosyal sorumluluk ve etik

değerlerSosyal sorumluluk ve çevreselkonular ile ilgili politikalaroluşturulmalıdır. Etik değerler kurul tarafından hazırlanmalı ve

kamuoyunun bilgisine sunulmalıdır ve bu konu ileilgili bilgiler Genel Kurula sağlanmalıdır. Şirketkendi sosyal sorumluluğunu (çevre, kamu sağlığı,tüketici koruma vb) düşünmeli ve koyduğu etikkurallara bağlı davranmalıdır. (SPK Mevzuat BölümIII Madde 6; 7).

Muhasebe/DenetimStandartlarUlusal/Uluslararası GAAP Kullanılan muhasebe standardı

tanımlanmalıdır. Uygulananstandartlar yerel uygulamalarauygun olmalı, şirketin sahip olduğuşubelerde konsolide edilmiş (yıllık)olarak uygulanmalıdır.

Enflasyon ayarlaması için IFRS kullanılmalıdır. (SPTSıra XI No. 20 Madde 9; Sıra XI No. 25 Madde. 378sıralı).

Frekans Mali yıl sonunda yarı yıllık içdenetim raporu

Şirketler SPK’ya finansal hesaplarını bildirmeli veçeyrek dönemler bazında paylaşmalıdır. Yıl sonu veyıl-ortası dönelerine ait finansal sonuçlar haricideneticiler tarafından denetlenmiş olmalıdır. Haricideneticiler (SPT Sıra XI No. 1 Madde 48, 49; Sıra XINo. 3 Madde 10).sertifikasına sahip olmalıdır.Şirket SPK sertifikasına sahip hesap uzmanlarıncabağımsız olarak denetlenmelidir. Hesap uzmanlarıyatırımcıları yanlış yönlendirmelerine karşı kamu oyuönünde sorumlu tutulurlar. ((SP Hükümleri Madde16/4) (SPT Sıra X No. 16 Madde 32, 45).Bir denetim firması in fazla 5 yıllık sure içintutulabilir. (SPT Sıra X No. 16 Madde 24)

Denetim kalitesi Bağımsız kamu hesap uzmanları.En iyi uygulama olarak hesapuzmanları UluslararasıMuhasebecilik Gelişimi (IFAD)Forumunda planlanan küreselstandartlara sahip olmalıdır.

Denetim firması bağımsız ve olmalı maksimum 5yıllık dönemlerde rotasyona tabi tutulmalıdır. (SPKMevzuat Bölüm II Madde 4.1-2

Denetim KomitesiKomisyon şirketin denetimlerine nezaret edecekicracı yetkiye sahip olmayan minimum 2 yöneticitarafından oluşmalıdır. (SPT Sıra X No. 16 Madde28/A).

Denetim Komitesi Büyük firmalarda finansal geçmişesahip bağımsız yöneticilertarafından başkanlığında olmalıdır.

Denetim komitesi bağımsız kurul üyesi başkanlığındafaaliyet gösterir. Denetim komitesi üyelerininçoğunluğu icracı olamazlar. Tüm komite üyelerifinansal hesaplar ve raporları analiz etmek veyorumlama kabiliyetine haiz olmalıdır. (SPKMevzuat Bölüm IV Madde 3.1.5, 5.2, 5.3).

İç ve harici deneticiler ileİlişkiler//iletişim

Komite harici denetçiler tarafındansunulan servisleri onaylamalıdır.Her servise ödenen ücret yıllıkraporda belirtilmiş olmalıdır.Denetimciler ile iletişimidarecilerin olmadığı ortamlardayapılmalıdır. Aynı zamanda olandenetim hükümleri ve tek vebağımsız denetim harici servislerönlenmelidir.

Denetim komitesi bağımsız denetçiler tarafındanyapılacak işleri, randevuları nezaret ederek organizeetmelidir. (SPT Sıra X No. 16 Madde 28/A).

Page 21: Türkiye’de Kurumsal Yönetim · 2009-07-13 · Kurumsal Yönetim’in yasal ve kurumsal çerçevesi özellikle geçmiş bir kaç yılda IMF ... nın değerlendirmelerine uyumlu

Bankacılar Dergisi

141

Denetim komitesi şirketi harici olarak denetleyecekdenetçilere nezaret etmelidir. Harici denetçilertarafından yapılacak randevular ve işler Denetimkomitesinin gözetiminde olmalıdır. Komiteyöneticilerini, iç kendine ait ve harici denetçilerinitoplantılarına çağırabilir. Harici denetim yaptıklarısure içerisinde denetim firmaları, denetimdebulundukları firmaya danışmanlık yapamazlar. (SPKMevzuat Bölüm II Madde 4.3.1; Bölüm IV Madde5.6.1; 5.6.3; 5.6.4; 5.6.5).

Mülkiyet ve kontrol konularında şeffaflıkAzınlık paydaşlarınahisse senetlerininçoğunluğunu alması

Yüzde 35 oranını aşan oranlardahisse senedi alımı konusunda tümpaydaşlara eşit koşullardadavranılır.

Önemli yönetimsel değişiklikler hakkında yukarıdabelirtilen kısımlara bakınız.

Şirketin mali açıklamalarında çalışanlar tarafındanyapılan işlemler eklenmelidir. (SPT Sıra VIII, No.39).

Şirkete ait çıkar sağlayıcı bilgilerin ticareti idari vedisiplinsel yaptırımlara tabi olmalıdır. (SP HükmüMadde 47).

Çalışanlar arasında “kar transferlerinin saklanması”idari ve disiplinsel yaptırımlara tabi olmalıdır. (SPHükmü Madde 15/7, 46, 47/A).

Çalışanların mülkiyeti Şirket yönetici ve idarecilerininsahip olduğu hisseleri açıklamalı-dır.

Yönetici ve idareciler tarafındanverilen her türlü özel bilgiaçıklanmalıdır.

Doğrudan yada dolaylı olarak şirketin yüzde 5’tenfazla sermayesine sahip olan kurul üyeleri, yöneticilerve paydaşlar şirket ile ilgili yaptıkları tüm sermayepiyasası işlemlerini açıklamalıdır. (SPK MevzuatBölüm II Madde2.3).

Çıkar sağlayıcı bilgilerin ticaretini engellemekamacıyla, potansiyel olarak fiyatlama ile ilgili bilgisibulunan tüm yöneticiler ve diğer kişilerin isimlerinibulunduğu liste kamuoyuna açıklanmalıdır. (SPKMevzuat Bölüm II Madde 5.2).

Minimal önemli paydaşlar Minimal önemli paydaşlar (yüzde3-yüzde 10) ellerindeki hisseleriaçıklamalıdır.

Doğrudan ya da dolaylı olarak yüzde 5, yüzde 10yüzde 15, yüzde 20, yüzde 25, yüzde 33.3, yüzde 50,yüzde 66.6, yüzde 75 veya daha fazla oranındatoplam oy veya sermaye oranındaki değişimleraçıklanmalıdır. (SPT Sıra VIII, No. 39, Madde 5).

Düzenleyici ortamUygulama yetkisi Denetim otoritesi ve borsa yeterli

yetkiye ve güce ve borsa yetkileriyeterli olmalıdır. Borsa teminatlistelerini garanti etme, gözdengeçirme, askıya alma veya iptaletme gücüne sahip olmalıdır. Güçuygulayıcısı yetkililer yargıprosedürlerini anlama kabiliyetineve yeterli eğitime sahip olmalıdır.

SPK kanunun uygulanması ve yatırımcılarınkorunması düzenlenmeleri konularında geniş gücesahiptir. Talepleri durdurabilir, vazgeçirebilir, idaricezalar konusunda görüş bildirebilir, suçlu ilgilikovuşturma olaylarına durumlara referansgösterebilir. Araştırmalar yapar ve piyasa gözaltındatutar.

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası takip listesi şirketlistesi tutma yetkisine sahiptir.

Denetim yapısı veborsanın bağımsızlığı

Denetçi yapı ve borsan politikolarak bağımsız ve profesyonelolmalıdır.

SPK yasalarla belirlenmiş bağımsız yetkiye sahipolmalıdır. Kurul üyeleri siyasi olmayan süreçlerdengeçerek atanmalıdır. Üyeler işinde kalma hakkınasahip olmalıdır. Çalışanlar profesyonel olmalıdır.

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası bağımsızyasalarla belirlenmiş yetkilidir. Çalışma koşullarıprofesyoneldir.