türkçe

14
ÖSYM Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? Herkesçe anlaşılmama Yeni biçimler arama Kalıcı olmayı amaçlama Benzer duyguları işleme Karamsarlığı yeğleme A) B) C) D) E) Kim bilir kaç kere karar verip de başlayamadığım bir işi bu yıl da ertelemek zorunda kaldım. Türkçe Söz- lük’ü alıp baştan sona okuma düşüncem yine hayal oldu. Oysa sözcüklerin kuytulara yatmış, öteki yüzle - riyle karşılaşmak tadına doyulmaz bir eğlence olacak- tı benim için. Bu parçadaki altı çizili sözle, sözcüklere yönelik olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangi- sidir? İlk anda akla gelmeyen anlamlarını öğrenmek Yapısal özelliklerini tanımak Yenilerini eskilerinden ayırabilmek Gündelik dilde kullanılanları araştırmak Yeni bir sözlük oluşturmak A) B) C) D) E) 1. 2. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral- tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım- lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko- yarlar. Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma” sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten- miştir? Sanatçıları, farklı algılama kalıpları içinde düşün- dürme Gizli yeteneklerin gün ışığına çıkmasına olanak sağlama Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme Şiiri öteki türlerin önüne geçirme Sanatçıların birbirlerinden yararlanmasına ortam hazırlama A) B) C) D) E) Turgut Uyar’ın “Şiir çıkmazda çünkü insan çıkmazda.” sözüne katılmadığımı belirtmek isterim. Bu iki durum arasında karşıtlık ilişkisi var bence. Yani insan çık- mazdaysa şiir çıkmazda olamaz. Aksine, şiir çıkmaz- dan beslenir. Bu, zaman zaman varoluşsal, bireysel çıkmazlar olur; zaman zaman da savaşlar, felaketler gibi toplumsal çıkmazlar… Peki bu hep böyle olmak zorunda mıdır? Tabii ki değildir. Çıkmazlar olmadan da yazılabilir çok iyi şiirler. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada geçen “Şiir çıkmazdan beslenir.” sözüne anlamca en yakındır? Büyük ve eskimeyen şiirler, insanın dış dünya- sıyla iç dünyasını kaynaştırarak anlatanlardır. Şiirin evrenselliği insanın duygu dünyasına odak- lanmasına bağlıdır. Çözümsüz durumlar şiire kaynaklık eder. Yeni şiir türlerinin oluşturulmasında, yaşananla- rın payı vardır. İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister. A) B) C) D) E) 3. 4. Diğer sayfaya geçiniz. TÜRKÇE TESTİ 2011 - YGS / TÜR 1. Bu testte 40 soru vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz. M9991.01001 1

Upload: derslr1

Post on 01-Jul-2015

1.885 views

Category:

Education


4 download

TRANSCRIPT

Page 1: Türkçe

ÖSYMYahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçükmutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıpgeçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az CahitSıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi-ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip-çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de buanlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle-rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur.

Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyleanlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

Herkesçe anlaşılmama

Yeni biçimler arama

Kalıcı olmayı amaçlama

Benzer duyguları işleme

Karamsarlığı yeğleme

A)

B)

C)

D)

E)

Kim bilir kaç kere karar verip de başlayamadığım birişi bu yıl da ertelemek zorunda kaldım. Türkçe Söz-lük’ü alıp baştan sona okuma düşüncem yine hayaloldu. Oysa sözcüklerin kuytulara yatmış, öteki yüzle-riyle karşılaşmak tadına doyulmaz bir eğlence olacak-tı benim için.

Bu parçadaki altı çizili sözle, sözcüklere yönelikolarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangi-sidir?

İlk anda akla gelmeyen anlamlarını öğrenmek

Yapısal özelliklerini tanımak

Yenilerini eskilerinden ayırabilmek

Gündelik dilde kullanılanları araştırmak

Yeni bir sözlük oluşturmak

A)

B)

C)

D)

E)

1.

2.

Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarınıkitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-yarlar.

Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-miştir?

Sanatçıları, farklı algılama kalıpları içinde düşün-dürme

Gizli yeteneklerin gün ışığına çıkmasına olanaksağlama

Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme

Şiiri öteki türlerin önüne geçirme

Sanatçıların birbirlerinden yararlanmasına ortamhazırlama

A)

B)

C)

D)

E)

Turgut Uyar’ın “Şiir çıkmazda çünkü insan çıkmazda.”sözüne katılmadığımı belirtmek isterim. Bu iki durumarasında karşıtlık ilişkisi var bence. Yani insan çık-mazdaysa şiir çıkmazda olamaz. Aksine, şiir çıkmaz-dan beslenir. Bu, zaman zaman varoluşsal, bireyselçıkmazlar olur; zaman zaman da savaşlar, felaketlergibi toplumsal çıkmazlar… Peki bu hep böyle olmakzorunda mıdır? Tabii ki değildir. Çıkmazlar olmadanda yazılabilir çok iyi şiirler.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada geçen “Şiirçıkmazdan beslenir.” sözüne anlamca en yakındır?

Büyük ve eskimeyen şiirler, insanın dış dünya-sıyla iç dünyasını kaynaştırarak anlatanlardır.

Şiirin evrenselliği insanın duygu dünyasına odak-lanmasına bağlıdır.

Çözümsüz durumlar şiire kaynaklık eder.

Yeni şiir türlerinin oluşturulmasında, yaşananla-rın payı vardır.

İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.

A)

B)

C)

D)

E)

3.

4.

Diğer sayfaya geçiniz.

TÜRKÇE TESTİ

2011 - YGS / TÜR

1. Bu testte 40 soru vardır.

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.

M9991.01001

1

Page 2: Türkçe

ÖSYMAşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraçiçindeki sözün anlamını içermemektedir?

Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy-küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşamsürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir-ginlik kazandırmak)

Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküyesığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir işdeğildir. (zorluğu yenmek)

Öykünüzün kahramanı olan kadını, içimizden birigibi gösterebilmişsiniz. (inandırıcı olmak)

Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do-ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi-niz var. (yazarlık yeteneği olmak)

Öykülerinizde ayrıntılardan kaçınmanızı, yalınlı-ğa bağlı kalmanızı çok beğendim; bu, sizin yo-ğunluğa verdiğiniz önemi gösterir. (çığır açıcıolmak)

A)

B)

C)

D)

E)

Şair olarak başarımı ---- borçluyum çünkü ne kadarçok sözcükten kurtulursam şiire o kadar çok yaklaş-tığımı düşünürüm hep.

Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı-na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

sahip olduklarıma değil, vazgeçtiklerime

aynı metni eklemelerle zenginleştirmeme

aldığım notlardan yararlanmama

hayal gücümün zenginliğine

işlediğim duyguların çeşitliliğine

A)

B)

C)

D)

E)

5.

6.

(I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarakuçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşanşair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlaryükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerinioluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilinyerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-şik çağrışımlar uyandırmıştır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?

I. II. III. IV. V.A) B) C) D) E)

(I) Kimi şairler vardır, daha ilk şiirleriyle yeni bir içerik,yeni bir biçim yaratırlar. (II) Bu şairler, sürekli bir ara-yış içinde olduklarından zaman zaman şaşırtsalar dadüş kırıklığına uğratmazlar okurlarını. (III) Moda yö-nelişlere itibar etmezler, dışarıdaki “gürültü” dikkatinidağıtmaz bu tip şairlerin. (IV) Kendilerini yenileme sü-reci içinde olan bu şairler okurlarının beklentilerini bo-şa çıkarmazlar. (V) Şiirin iç sese dayandığının, yapı-sal bir bütünlük ve sağlamlık gerektirdiğinin bilincin-dedirler.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-ri anlamca birbirine en yakındır?

A) B) C)

E)D)

III. ve V. IV. ve V. II. ve IV.

I. ve III. I. ve II.

7.

8.

2011 - YGS / TÜR M9991.01001

Diğer sayfaya geçiniz.2

Page 3: Türkçe

ÖSYM(I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”,Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma-nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşıkelli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günübaşlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı-ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadarilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka-vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun,zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu-zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiyebenzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibican sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersineçok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-çi’nin romanıdır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-de değerlendirme söz konusu değildir?

I. II. III. IV. V.A) B) C) D) E)

(I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendindenöncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklikduymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarlarınönünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Neolacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bugözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkübu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamınagelir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

I. cümlede, usta yazarların, edebiyat dünyasın-daki gelişmelerden kaygılandıkları dile getiriliyor.

II. cümlede, genç yazarların değişen tutumlarıhakkında bilgi veriliyor.

III. cümlede, yanlış bir kanıya değiniliyor.

IV. cümlede, olumsuz bir durumla ilgili kişisel gö-rüş belirtiliyor.

V. cümlede, önceki cümlede belirtilenle ilgili yo-rum yapılıyor.

A)

B)

C)

D)

E)

9.

10.

Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynıgüneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturaninsanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çokihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyipaylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-dir bu yok edici yarış?

Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüvenindençıkarmaz mı

Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-ler arasında

Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekteşiirimizin tematik haritasını daraltır mı

Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğuizlenimi yaratılıyor

Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütlerkullanırlar mı

A)

B)

C)

D)

E)

11.

2011 - YGS / TÜR M9991.01001

Diğer sayfaya geçiniz.3

Page 4: Türkçe

ÖSYMSokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten ikibüyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce,kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı-lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanıngelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş-turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla-nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerinide öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibiöğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya,düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendirenöğretmenlerdi.

Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

Ayrıca insanın düşünce yapısını çözmeye çalış-tılar, gözleme ve deneye dayanan psikoloji bilimi-nin temellerini de attılar

Düşünce tarihinde bu yaklaşımlar, çok büyük tar-tışmalara konu oldu

Dolayısıyla, öğrencilerinin de kendileriyle tıpatıpaynı düşüncede olmasını beklemediler

Bu tutum, günümüz düşünce dünyasında da var-lığını sürdürmektedir

İnsanlığın zihinsel serüveninde ortaya çıkan bu ikiyöntem birbirini etkileyen bir gelişim süreci iz-lemiştir

A)

B)

C)

D)

E)

12. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuşturartık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yereldenulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişmeçizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâlinegelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılanduygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göreaşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

şiir, şairin şiiri düşünmeye başladığı andan oku-yucusuyla buluştuğu ana değin süren, uzun vesancılı bir dönemin ürünüdür

sanatçı, ortaya koyduğu ürünlerin hangi özellikle-ri taşıyacağını önceden saptamalıdır

sanatçı, yapıtını yaratırken bilinçli olarak ona ulu-sal niteliklerin dışına taşan yeni boyutlar kazan-dırır

her birimiz, yaşadığımız bölgenin rengini, doku-sunu, çizgisini yansıtan türkülerden ve şiirlerdenhoşlanırız

türküler, şiirler özünde kendi coğrafyalarının izle-rini taşısalar da sanatsal dilin içerdiği insansal özlebütün insanlığın ortak yaratısıdır

A)

B)

C)

D)

E)

13.

2011 - YGS / TÜR M9991.01001

Diğer sayfaya geçiniz.4

Page 5: Türkçe

ÖSYMGerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa-nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne-dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan birtürlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mıçıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarkenneyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız-dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu-karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki nedenbu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so-randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü-şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları-nın değerlendirilmesinde ona sorulacak sorularınönemli bir payı vardır. ----.

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göreaşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın nedenli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-maz

Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynınitelikteki durumların art arda sıralanmasındandoğuyor

Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendineözgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-tir

Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirlerve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır

Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarlasöyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisiniçekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor

A)

B)

C)

D)

E)

14. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklereolanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da birgerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendiniyineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadarsürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki desıçramanın yaşanacağı kesin.

Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılıkolarak söylenmiş olabilir?

Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neyebağlıyorsunuz?

Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlıkalıyor?

Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek içinneler yapılabilir?

Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısındaöykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusundane düşünüyorsunuz?

A)

B)

C)

D)

E)

Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynışeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olanhoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskıyapılmasını istemem.

Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılıkolarak söylenmiş olabilir?

Popüler edebiyat ürünleri arasında romanın yerinedir?

Yayımlandığında uzun süre gündemden düşme-yen bu romanı neden bu kadar geç okudunuz?

Okurlarınız, romanlarınızdaki fantastik dokuyunasıl karşılıyor?

Bir romanın üst üste baskı yapması, değerli oldu-ğunu gösterir mi?

Anlattıklarınızı niçin kendi çocukluğunuzla sınır-landırıyorsunuz?

A)

B)

C)

D)

E)

15.

16.

2011 - YGS / TÜR M9991.01001

Diğer sayfaya geçiniz.5

Page 6: Türkçe

ÖSYMÖdüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemleçizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa azşey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğinödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs-telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı,dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymayayanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy-duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirinbu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiğiemekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge-rektiği kanısındayım.

Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya-kınmaktadır?

Ödüllere karşı çıkılmasından

Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından

Günümüzde değer yargılarının değişmesinden

Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan-malarından

Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekliözeni göstermeyişlerinden

A)

B)

C)

D)

E)

Don Kişot ve Don Kişotluk üstüne şimdiye değin cilt-ler dolusu yazı yazıldı ve hâlâ yazılıyor. Ünlü bir filo-zof, “İnsan bu yapıtı hayatında üç kez okumalıdır:Duyguların hemen kolaylıkla harekete geçtiği genç-likte, mantığın egemen olmaya başladığı orta yaşta,her şeye felsefe açısından bakıldığı yaşlılıkta.” diyor.Bu sözleriyle yapıtın klasik bir yapısının olduğunu be-lirtiyor.

Bu parçada sözü edilen yapıtla ilgili olarak asılanlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

Roman türünün ilk ve temel örneği olduğu

Tadına, eleştirel bir okumayla varılabileceği

İnsanoğlunun değişik hâllerini yansıttığı

Düş dünyası geniş okurlara seslendiği

Yaşamın farklı dönemlerine özgü bakış açılarıylaokunmasının gerekliliği

A)

B)

C)

D)

E)

17.

18.

İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişenve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortakpaydayı oluşturuyor.

Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerinhangisi çıkarılabilir?

Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu

Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallarolduğu

İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-telik taşıdığı

Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı

Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği

A)

B)

C)

D)

E)

19.

2011 - YGS / TÜR M9991.01001

Diğer sayfaya geçiniz.6

Page 7: Türkçe

ÖSYMYirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji,başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay-gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarındangiderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar-tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığındaha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiçbitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş-meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Buyüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor.Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in-sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadargidiyor.

Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir?

İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-leştiren çağrışımlar yarattığı

İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği

Mutluluk anlayışının insandan insana değiştiği

İnsanların gelecek kaygısı çekmediği

Günümüzde, yaşama sevincinin azaldığı

A)

B)

C)

D)

E)

20. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşıdurmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmaklageçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözündeğerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyiromanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessizyaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzunkuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı ogerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zorama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beşkişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.

Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak buparçada yakınılan durumlardan biri değildir?

Okurların beğeni düzeyinin düşmesi

Gerçek sanatçıların giderek azalması

Eğitiminin, güzel duyusal (estetik) boyutlara da-yandırılmaması

Yazınsallıktan yoksun yapıtlara değer verilmesi

Yaşama ve insana olumlu boyutlar kazandırdığı-nın farkına varılamaması

A)

B)

C)

D)

E)

21.

2011 - YGS / TÜR M9991.01001

Diğer sayfaya geçiniz.7

Page 8: Türkçe

ÖSYMÇocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku-yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorununkendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var-mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ-retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar-tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yanyana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyide tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbirzaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın daiçten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki-tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü-ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başınabir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya-şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün-kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibidüşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak vegezmek aslında o kadar iç içe ki…

Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşıla-maz?

Yaşamdaki olgular kalıplaşmış sorulara sığdırıla-maz.

Bilgi edinmenin farklı yolları vardır.

Kitaplar dünyayı tanımamıza olanak sağlar.

Merak ögesi içermeyen kitaplar gezip görme is-teği de uyandırmaz.

Okuma ve gezme birbirini besleyen iki eylemdir.

A)

B)

C)

D)

E)

22. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödevyapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Biransiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemezbir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve bellibir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerdebulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklaransiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödevverirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbirçaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-meden götürüp veriyorlar.

Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerdenhangisi yoktur?

Sürdürülen bir tutuma tepki

Öğrenme coşkusunu tadamayış

Bilgiyi özümseyememe

Kolaycılığa yönlendirme

Duygularını başkalarıyla paylaşamama

A)

B)

C)

D)

E)

23.

2011 - YGS / TÜR M9991.01001

Diğer sayfaya geçiniz.8

Page 9: Türkçe

ÖSYMHemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılaryapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancıozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıylahoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz kiyazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl-mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca dakullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı birokuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş-masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey-sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadarönemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.

Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerdenhangisine değinilmemiştir?

Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına

Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna

Yazarlarda düşünsel sığlığa yol açtığına

Okuma zevkini azalttığına

Kullanımının, yazarların kendi düşüncelerini önem-semeyişlerinden kaynaklandığına

A)

B)

C)

D)

E)

24. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülüI

anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı II

sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti- III

ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu

anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama- IV

yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi

gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz V

anların.

Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangi-si fiilimsi değildir?

II. III. IV. I. V.A) B) C) D) E)

25.

2011 - YGS / TÜR M9991.01001

Diğer sayfaya geçiniz.9

Page 10: Türkçe

ÖSYM(I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize birziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağınıaralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz.(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerkenzamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in-sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve-ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geridöndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar yaşiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeylerdeğişir içimizde.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasındanoluşmuştur.

II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.

III. cümle, bileşik yapılı bir cümledir.

IV. cümlede, “görünmez” sözcüğü fiilden sıfat ya-pım eki almıştır.

V. cümlede, ilgeç kullanılmıştır.

A)

B)

C)

D)

E)

Doğa, bitki örtüsünü ve tüm canlıları nasıl biçimlendi-riyorsa benim şiirlerimi de etkilemiş; bir ses, bir renk, birkoku, bir titreşim olarak şiirlerime girmiştir.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerdenhangisi yanlıştır?

Ek almamış sözcükler vardır.

Bağımlı, sıralı bir cümledir.

Yüklem, çatısı bakımından etkendir.

İyelik eki almış sözcükler yoktur.

Belgisiz sıfat kullanılmıştır.

A)

B)

C)

D)

E)

26.

27.

(I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.(II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllardaatılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.(V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve bendoyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci ve yüklem” biçimindedir?

I. II. III. V. VI.A) B) C) D) E)

Usta şairlerin şiir hakkındaki yazılarını okumak, yal-nızca onların şiire ilişkin görüşlerini öğrenmemizi,kendi şiirlerini anlamamızı değil, bir devrin şiir anlayı-şını sorgulamamızı ve yapılan tartışmaları değerlen-direbilmemizi de sağlar.

Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur?

Bağlaç görevinde kullanılmış “de”

Sıfatlaştıran -ki

Sürerlik fiili

Ünlü düşmesi

Dönüşlülük zamiri

A)

B)

C)

D)

E)

28.

29.

2011 - YGS / TÜR M9991.01001

Diğer sayfaya geçiniz.10

Page 11: Türkçe

ÖSYMBir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler

üşüşüyor zihnime; acılı, ezik, buruk, yorgun, çekin- I II III

gen, kırgın, suçlayıcı, küskün… IV V

Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisindeünsüz benzeşmesi vardır?

II. III. IV. I. V.A) B) C) D) E)

Top peşinde koşan çocukları, pencereden sarkıp ça-

maşır asan genç kızları çekinmeden fotoğraflamak mı I

istiyorsunuz? O zaman Balat vazgeçilmez mekânınız-

dır. Hele akşamüstü eski semtin dar sokaklarına II

öyle bir ışık düşerki hayran kalırsınız. Son yıllarda III

yapılan restorasyon çalışmalarıyla güzelleşen Balat IV

Kültür Evini de görmeden edemezsiniz. V

Bu parçadaki numaralanmış sözlerin hangisinde biryazım yanlışı vardır?

IV. V. III. II. I.A) B) C) D) E)

30.

31.

Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-

şayan “sırsız seramik” ustasını bu sanatın meraklıları

tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-

ğu inceliğinde seramikler üretir, bunların üzerine de-

senler çizer sonra Bu desenlerin büyüleyiciliği

nereden geliyor Besbelli tarihten süzülmüş türlü

hayatlardan Ya yolu Tavas’a düşürüp görmeliyiz

onları ya da Türkiye’nin çeşitli müzelerini dolaşıp raf-

lara daha dikkatli bakmalıyız

Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretle-rinden hangisi yanlış kullanılmıştır?

V. II. I. III. IV.A) B) C) D) E)

32.

2011 - YGS / TÜR M9991.01001

Diğer sayfaya geçiniz.11

Page 12: Türkçe

ÖSYMEğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtlarıolmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha azbilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede-biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ-lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcıolur.

Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa-ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnekyoktur?

Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-lirtme

Ara sözleri ayırma

Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümeleriniayırma

Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-lirtme

Sıralı cümleleri birbirinden ayırma

A)

B)

C)

D)

E)

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo-zukluğu vardır?

Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi-riş yaptılar.

Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanınaheyecanla koştu.

Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilereşöyle bir baktı.

Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantıdüzenlediler.

Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-telendi.

A)

B)

C)

D)

E)

33.

34.

(I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerdegeçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denenbir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü“olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.(V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirinöğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-ğunu gösteriyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisidüşüncenin akışını bozmaktadır?

I. II. III. IV. V.A) B) C) D) E)

(I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarınıkapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyiponu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Buyüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarınyayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-ragraf hangi cümleyle başlar?

II. III. IV. V. VI.A) B) C) D) E)

35.

36.

2011 - YGS / TÜR M9991.01001

Diğer sayfaya geçiniz.12

Page 13: Türkçe

ÖSYM(I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamışolması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları daberaberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendikendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil-gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklaryetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta-nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele-vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum-da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari bireraraç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan-mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimiyayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojiksorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI)

Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisinedüşüncenin akışına göre “Bütün bunlardan daha daönemlisi, bu türden olumsuzluklar tekrar tekrar yaşa-nıyor.” cümlesi getirilebilir?

II. III. IV. V. VI.A) B) C) D) E)

Sözcükler anlamlı ses birimleridir. Başka bir deyişlenesnelerin ve varlıkların yerini tutan birer göstergedir.Aslında özel adlar dışında hiçbir sözcük, tek bir nes-nenin adı değildir. Çünkü bir sözcük, kimi yönleriyleötekilerden ayrılan, birbirlerine daha çok benzeyen,türdeş birçok nesnenin ortak adıdır. Söz gelimi çiçeksözcüğü belli bir çiçeğin değil, çiçek olma özelliğitaşıyan tüm bitkilerin ortak adıdır. Dünyadaki benzerözellikler taşıyan bazı bitkilerin ötekilerden ayrılarakfarklı bir küme oluşturduklarının anlaşılmasıyla,“çiçek” sözcüğü o kümenin adı olmuştur.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisiyoktur?

A) B)

C) D)

Abartma Tanımlama

Örnekleme Karşılaştırma

E) Genelleme

37.

38.

Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükleriçin: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.İşte ben böylesine severim sözcükleri.”

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-den hangisi söylenemez?

Değişik cümle türleri kullanılmıştır.

Alıntıya yer verilmiştir.

Kişileştirmeye başvurulmuştur.

İkileme kullanılmıştır.

Açıklama yapılmıştır.

A)

B)

C)

D)

E)

Şiirlerimde bir dereden söz etmişsem şırıldayan su-larda kar kokusu duyumsansın istemişimdir. Kaleiçi’nianlatmışsam kırlangıçların seslerine yansımış baharsevinci duyumsansın istemişimdir. Akdeniz’in üstün-de parlayan gün ışığı, ardıç kuşları… Her sabah bizeergen güzelliğiyle “Günaydın.” diyen Tahtalı Dağ’ınüstüne yığılmış mor bulutlar… Teleferik yapmak ama-cıyla dinamitlerle parçalanmış dağın, yok edilmişendemik bitkilerin kederi… Çam ağaçlarının, bin yıllıksedirlerin denizi yalayıp gelen esintisi dizelerimin üs-tünden geçsin istemişimdir.

Böyle diyen şairin şiirleriyle ilgili olarak aşağıda-kilerden hangisi söylenemez?

İmgelere başvurduğu

Değişik mekânlardan söz ettiği

Çağrışımlardan yararlandığı

Duyularla algılanan ayrıntılara yer verdiği

Üçüncü kişili anlatımla biçimlendirdiği

A)

B)

C)

D)

E)

39.

40.

2011 - YGS / TÜR M9991.01001

Türkçe Testi Bitti.Sosyal Bilimler Testine Geçiniz.

13

Page 14: Türkçe

ÖSYMYÜKSEKÖĞRETİME GEÇİŞ SINAVI (YGS)

27 MART 2011

 

 

TÜRKÇE TESTİ SOSYAL BİLİMLER TESTİ

TEMEL MATEMATİK TESTİ

FEN BİLİMLERİ TESTİ

1. D

2. A

3. B

4. C

5. E

6. A

7. B

8. C

9. B

10. A

11. B

12. C

13. E

14. A

15. D

16. B

17. A

18. E

19. B

20. A

21. C

22. D

23. E

24. A

25. E

26. E

27. D

28. E

29. C

30. E

31. C

32. B

33. D

34. A

35. B

36. C

37. E

38. A

39. D

40. E

  1. D

2. E

3. C

4. A

5. C

6. E

7. B

8. A

9. B

10. C

11. E

12. A

13. D

14. B

15. E

16. C

17. D

18. A

19. D

20. D

21. B

22. C

23. D

24. C

25. B

26. A

27. B

28. E

29. A

30. E

31. C

32. C

33. D

34. A

35. E

36. B

37. B

38. D

39. C

40. E

  1. C

2. A

3. E

4. D

5. C

6. A

7. B

8. C

9. C

10. B

11. A

12. A

13. D

14. E

15. C

16. C

17. C

18. B

19. B

20. D

21. D

22. B

23. A

24. B

25. E

26. B

27. D

28. A

29. D

30. C

31. E

32. B

33. D

34. A

35. E

36. E

37. A

38. E

39. A

40. D

  1. B

2. D

3. B

4. D

5. E

6. E

7. A

8. D

9. A

10. C

11. B

12. C

13. C

14. E

15. C

16. D

17. E

18. B

19. D

20. E

21. E

22. B

23. D

24. C

25. E

26. A

27. B

28. D

29. A

30. E

31. B

32. D

33. C

34. A

35. D

36. B

37. E

38. D

39. C

40. E