turkish studies - arastirmax...mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren...

22
Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 12/29, p. 179-200 DOI Number: http://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.12497 ISSN: 1308-2140, ANKARA-TURKEY This article was checked by iThenticate. 19. YÜZYILDAN CUMHURİYET DÖNEMİNE TÜRK MOBİLYA SANATI VE MOBİLYA ÜRETİMİNİN GELİŞİMİ Deniz DEMİRARSLAN * ÖZET Türk- İslam kültüründe sedir, yüklük, niş gibi yapıyla birlikte biçimlenen mekân donatı kültürü, 19. yüzyılda Batılılaşma/Modernleşme sürecine girmiştir. Bu sürecin başlamasında Avrupa ülkeleri ile başlayan siyasal, ekonomik ve kültürel ilişkilerin yoğunlaşması etkili olmuştur. 19. Yüzyılın ikinci yarısından sonra, öncelikle saraylarda ve daha sonra da toplumun elit tabakasına ait konutlarda yapıyla biçimlenen sabit iç mekân donatıları yerine Batı tarzı mobilyalar kullanılmaya başlanmıştır. Batı tarzı mobilyanın kullanımı zamanla toplumun diğer kesimlerinde de yaygınlık kazanmıştır. İlk Batı tarzı mobilya üretimi Yıldız Sarayı’nda Padişah II. Abdülhamid tarafından açılan ve Tamirhane-i Hümayun olarak isimlendirilen marangozhane bünyesinde olmuştur. Kendisi de usta bir marangoz olan Sultan Abdülhamid’in bizzat çalıştığı ve gelişimi için uğraşlar verdiği bu atölyede yetişen marangozlar, döşeme ustaları ve oyma ustalarının atölyenin kapanmasından sonra saraydan ayrılarak kendi mobilya atölyelerini kurmasıyla Osmanlı’nın son dönemi ile Cumhuriyetin ilk yıllarında mobilya üretimi gelişmiştir. Bu çalışma kapsamında Osmanlı’nın son döneminde mobilya üretiminin gelişimi, Tamirhane-i Hümayun ve başta İstanbul Sanayi Mektebi ( Dersaadet Sanayi Mektebi) olmak üzere İzmir, Bursa, Diyarbakır, Kastamonu İşkodra, Bosna gibi çeşitli şehirlerde mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir sektör haline gelmesindeki katkıları ve yansımaları incelenecektir. Çalışmanın konuyla ilgili Türk mobilya sanatı ve mobilya üretimi sektörüne ilişkin diğer çalışmalara yazılı bir kaynak teşkil etmesi amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Tamirhane-i Hümayun, Mobilya, Mobilya endüstrisi, Türk mobilyası * Doç. Dr. Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi İç Mimarlık, El -mek: [email protected]

Upload: others

Post on 23-Feb-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Turkish Studies - arastirmax...mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir sektör haline

Turkish Studies

International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 12/29, p. 179-200

DOI Number: http://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.12497

ISSN: 1308-2140, ANKARA-TURKEY

This article was checked by iThenticate.

19. YÜZYILDAN CUMHURİYET DÖNEMİNE TÜRK MOBİLYA

SANATI VE MOBİLYA ÜRETİMİNİN GELİŞİMİ

Deniz DEMİRARSLAN*

ÖZET

Türk- İslam kültüründe sedir, yüklük, niş gibi yapıyla birlikte

biçimlenen iç mekân donatı kültürü, 19. yüzyılda

Batılılaşma/Modernleşme sürecine girmiştir. Bu sürecin başlamasında Avrupa ülkeleri ile başlayan siyasal, ekonomik ve kültürel ilişkilerin

yoğunlaşması etkili olmuştur. 19. Yüzyılın ikinci yarısından sonra,

öncelikle saraylarda ve daha sonra da toplumun elit tabakasına ait

konutlarda yapıyla biçimlenen sabit iç mekân donatıları yerine Batı tarzı

mobilyalar kullanılmaya başlanmıştır. Batı tarzı mobilyanın kullanımı zamanla toplumun diğer kesimlerinde de yaygınlık kazanmıştır. İlk Batı

tarzı mobilya üretimi Yıldız Sarayı’nda Padişah II. Abdülhamid tarafından

açılan ve Tamirhane-i Hümayun olarak isimlendirilen marangozhane

bünyesinde olmuştur. Kendisi de usta bir marangoz olan Sultan

Abdülhamid’in bizzat çalıştığı ve gelişimi için uğraşlar verdiği bu atölyede

yetişen marangozlar, döşeme ustaları ve oyma ustalarının atölyenin kapanmasından sonra saraydan ayrılarak kendi mobilya atölyelerini

kurmasıyla Osmanlı’nın son dönemi ile Cumhuriyetin ilk yıllarında

mobilya üretimi gelişmiştir. Bu çalışma kapsamında Osmanlı’nın son

döneminde mobilya üretiminin gelişimi, Tamirhane-i Hümayun ve başta

İstanbul Sanayi Mektebi ( Dersaadet Sanayi Mektebi) olmak üzere İzmir, Bursa, Diyarbakır, Kastamonu İşkodra, Bosna gibi çeşitli şehirlerde

mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren

kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir

sektör haline gelmesindeki katkıları ve yansımaları incelenecektir.

Çalışmanın konuyla ilgili Türk mobilya sanatı ve mobilya üretimi

sektörüne ilişkin diğer çalışmalara yazılı bir kaynak teşkil etmesi amaçlanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Tamirhane-i Hümayun, Mobilya, Mobilya

endüstrisi, Türk mobilyası

* Doç. Dr. Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi İç Mimarlık, El-mek: [email protected]

Page 2: Turkish Studies - arastirmax...mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir sektör haline

180 Deniz DEMİRARSLAN

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/29

ART OF TURKISH FURNITURE FROM 19TH CENTURY UNTIL REPUBLICAN PERIOD AND DEVELOPMENT OF FURNITURE

PRODUCTION

ABSTRACT

Indoor outfit culture which was shaped with structures such as couch, alcove and niche in Turkish-Islamic culture get into

Westernization/Modernization process in 19th century. Intense political,

economic and cultural relations with European countries were also

effective in the initiation of this process. After the second half of the 19th

century, Western style furniture started to be used instead of fixed indoor

outfit which was shaped with the structure first of all in palaces and then in the houses of aristocracy. Use of Western style furniture became

common in other sections of society in time. The first Western style

furniture production began in the carpenters sections of Yıldız Palace

which was named as Tamirhane-i Hümayun (Imperial Repair-shop) and

founded by II. Abdulhamid. Carpenters, upholster masters and engravers who were trained in this workshop where Sultan Abdulhamid, as a skilled

carpenter himself, also worked and made great effort for its development

left the palace after the section was closed and founded their own

furniture workshops which resulted in the improvement of furniture

production in the final period of Ottoman Empire and first years of

Republican Period. Within the scope of this study, the reflections and contributions of development of furniture production in the last period of

Ottoman Empire on primarily Tamirhane-i Hümayun and Istanbul

School of Industry (Dersaadet Sanayi Mektebi) and on furniture

production in cities such as Izmir, Bursa, Diyarbakır, Kastamonu

İşkodra, Bosnia and on institutions which give technical education about furniture and furniture production becoming a sector in Republican

period. It was aimed that the study would serve as a written resource for

other studies in art of Turkish furniture and furniture production.

STRUCTURED ABSTRACT

In Turkish houses and palaces where Western-style furniture had

not been seen until 19th century, need for indoor furniture was analysed

which was shaped depending on Turkish-Islamic life style and habits of

nomadic life and built together with the structure. Westernization

movement which picked up speed in 19th century and grounded in 17th and 18th centuries changed use of furniture and goods in the internal

space like in all the other parts of life. Western style furniture production

emerged together with this great change of life. Furniture production

which was carried in limited numbers and in small workshops by the

craftsmen until 19th century turned into a sector together with the

foundation of big workshops and even factories. One of the most important reasons of this development is the start of furniture

importation with the increase of furniture catalogues, magazines and

arousal of such manners as a result of interaction and trade with Western

people. Participation to international exhibitions and fairs in various

countries increased interest towards Western style furniture. Palaces were the places where Western style furniture was used for the first time

Page 3: Turkish Studies - arastirmax...mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir sektör haline

19. Yüzyıldan Cumhuriyet Dönemine Türk Mobilya Sanatı ve Mobilya… 181

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/29

indoor and transition started afterwards. A big furniture workshop was founded within the palace in order to compensate the need for furniture

started and increased in palaces. The sector was developed when masters

who were brought up in this workshop called Tamirhane-i Hümayun left

the workshop and founded their own workshops. The interest of Sultan

II. Abdulhamid towards furniture and efforts of him for furniture

production in the palace is an important step for the art of Turkish furniture and furniture production. Educations about furniture

production in the institutions founded in the last period of Ottoman

Empire served as a basis for furniture production in the Republican

Period. Inclusion of furniture production within education since the

elementary grade in Republican Period caused furniture to be discussed not only as a production but as a design as well. This study explains

development of Turkish furniture art and furniture production from 19th

century until now. The study is composed of four sections. In the

introduction section first of all information was given about use of goods

in Turkish house and palaces. It was mentioned how Western style

furniture was used in internal spaces and when they began to be used and then the effects of Westernization movement on furniture and use of

goods were stated. Change of habits in use of furniture and alteration of

living spaces were explained. It was also mentioned in this section that

Westernization period which was also named as “The Courtesy Century”

is not only effective in daily life habits but also on the change of internal spaces of houses. However this change and interaction is mutual. With

the effect of Orientalism, European countries were influenced from

Ottoman life style, clothing and goods; it has become fashion to use

Ottoman goods.

In the second section, use and production of Western style

furniture in Ottoman period was analyzed. First of all traditional furniture production was briefly mentioned. When furniture production

in Ottoman was analyzed, it is seen that production was generally carried

out in small workshops named as “veneerer” (kaplamacı), “framework

master” (çatmacı), “box-maker” (kutucu), “throne-maker” (kürsücü)

where traditionally stable and few mobile furniture are produced and beginning from 19th century equipped workshops were made in order to

carry out Western style furniture production and then these big

workshops were supported with education and turned into factories.

Second section is composed of two sub-sections: Interest of Sultan II.

Abdulhamid towards art of furniture and foundation of Tamirhane-i

Hümayun and contributions to the art of furniture and production, other institutions which make Western style furniture production. Part of

furniture used in the palace was produced in the workshop which was

founded within Yıldız Palace and named as Tamirhane-i Hümayun; it is

known that the workshop has contributions on the development of

furniture production in Ottoman society. Interest of Sultan II. Abdulhamid towards furniture design and samples of furniture which

were produced by his own hands in Tamirhane-i Hümayun were

mentioned. Towards the end of 19th century, there was a great number of

furniture workshops most of which were operated by non-Muslims in

Istanbul. The best carpenter masters were Armenian and Greek

Ottomans. These skilled masters produced furniture they saw in pattern books arriving from the West. In the 19th century Industrial Schools have

Page 4: Turkish Studies - arastirmax...mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir sektör haline

182 Deniz DEMİRARSLAN

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/29

special contributions in the development of furniture production. Borstals, Industrial Schools and American colleges which are the

innovations of Westernization movement in educational field have

departments such as carpentry, woodwork, upholstery and give

education which is important factors in development of furniture

production. The most important process at this point is the foundation

of Sanayi-i Nefise Mektebi (School of Fine Arts) in 1822 and giving education about furniture design in Decorative Arts Department at this

school.

In the third section, furniture production in Republican period was

explained. Development of institutions which make furniture production,

educational institutions which supports furniture design and production were stated and furniture design in Turkey and development of furniture

sector was explained in details. Republican period is when

Westernization movement became popular and Westernization was

discussed together with Modernization. In the first years of Republican

period, architectural works and internal spaces of these works were the

most important examples of reflection of modernization on the society. Styles of architecture and indoor designs which are most common

throughout the world were applied on the structures of this period with

great skill. Internal spaces were equipped with furniture which is suitable

with the Western style period. During these developments, it was paid

attention not only on furniture production but also on the design of furniture.

In the final section; the effects of Western style furniture production

which started with immense interest and efforts of Sultan II. Abdulhamid

in 19th century and its reflections today were summarized; suggestions

were made for the development of furniture sector in the future. To sum

up as a result; interest of Sultan II. Abdulhamid towards furniture art has increased furniture production in the country; use of Western style

furniture has become widespread among society. This resulted in change

of dwelling plan with the use of new furniture. “Etiquette” rules became

popular in Ottoman society with all these developments. Tamirhane-i

Hümayun is an institution not only served as a carpenter workshop but as a design-art academy. Local production gained speed with other

industrial schools opened after Tamirhane-i Hümayun. Due to new

furniture factories founded with the support of furniture masters who

were brought in Tamirhane-i Hümayun, furniture production has become

an industrial sector in the country in the first years of Republic. Progress

has been observed in insurance, business and education much as art-design and production fields. Today, in order to adapt to international

standards and quality terms, sector studies should be in accordance with

human health and environmental conditions within international rules

carry out production in these criteria and laboratories should be created

for the measurements of these criteria. Studies should be carried out in order to increase education level of people employed in furniture sector

and policies should be developed in order to support related department

of universities which provide employment to furniture sector.

Organizations are needed for promotion of Turkish furniture sector in

foreign countries.

Keywords: Tamirhane-i Hümayun, Furniture, Furniture industry, Turkish furniture

Page 5: Turkish Studies - arastirmax...mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir sektör haline

19. Yüzyıldan Cumhuriyet Dönemine Türk Mobilya Sanatı ve Mobilya… 183

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/29

Giriş

Özü göçebe yaşama dayanan geleneksel yaşam özelliklerinin biçimlendirdiği geleneksel

Türk konut mekânlarında kullanılan, insanların konut içindeki günlük gereksinimlerini karşılayan

donatı elemanları yapıyla birlikte biçimlenen sedirler ve dolaplardan oluşmaktaydı (Göker, 2009).

Esasen Türk konutu ve saraylarında 19. yüzyıla dek Batı tarzında mobilyaya pek rastlanmamaktadır.

Ancak, iç mekânda hareketli mobilya olarak alçak iskemleler, tabureler, beşikler, sandıklar, rahleler,

sofralar, kavukluk olarak isimlendirilen raflar kullanılmış ve bu eşyalar Osmanlı döneminde ufak

atölyelerde üretilmişlerdir. Özellikle oturma mobilyası olarak Batı tarzı oturma mobilyasına

benzeyen en önemli mobilya iskemledir. Yemek iskemlesi, yemiş iskemlesi, hoşaf iskemlesi, tıraş

iskemlesi, fanus iskemlesi olarak çok çeşitli yapılan bu iskemlelerin yapımında Sedefkâri,

Edirnekâri, Eyübkâri, Marangozkâri gibi çeşitli yapım, uygulama ve süsleme teknikleri

kullanılmaktaydı (Demirarslan, 2016). Sedefkâri işçiliği ile yapılmış ve “ Şam İşi” olarak

isimlendirilen iskemleler sadece İmparatorluk sınırları içinde değil; Avrupa’da da yaygın bir şekilde

görülmekteydi. Sarayda bu iskemleler yabancı elçilerin kabulleri sırasında da kullanılmaktaydı.

Esasen Osmanlı’da Batı tarzı iskemlelerin üretimi ve kullanımına ilişkin çok sayıda bilgi Topkapı

Sarayı arşiv belgelerinde yer almaktadır. Bu belgelerin tarihleri 1680 yılına dek uzanmaktadır. Saray

defterlerindeki kayıtlardan edinilen bilgiler bu iskemlelerin İstanbul’da yapıldığını göstermektedir

(Şehsuvaroğlu, 2015). Öte yandan geleneksel oturma elemanı olan sedirler de 19. yüzyılda yaşanan

Oryantalizm akımı ile Avrupa kültürünü etkilemiş ve Avrupa’da Türk oturma elemanı olan sedir ve

minderlerin kullanımı yaygınlık kazanmıştır.

İç mekânın döşenmesinde Osmanlı Sarayı’nda koltuk ve iskemleler ile bazı Batı tarzı

mobilyalar 18. yüzyıldan itibaren seyrek de olsa kullanılmaya başlanmıştır ve bunların çoğunun

Avrupalı hükümdarlarca gönderilen hediyeler olduğu kayıtlarda yer almaktadır. Örneğin; 1719’da

Topkapı Sarayı’na gönderilmek üzere Viyana’daki Türk Büyükelçisine bir adet dört küre üzerinde

duran küçük masa, altı yuvarlak masa, altı adet tek gueridon (servis masası), bir kahve masası, iki

tek ayaklı masa verilmiştir (Hammer, 1836; Hitzel, 2010). Bu devre ait bazı arşiv kayıtlarında

sandalye üretimi ve tamirine ilişkin bilgilere de rastlanmaktadır. Arşiv kayıtlarında 1730 yılında

marangozkâri işi bir sandalye için ödenek ayrıldığı, 1736 yılında haremden gelen marangozkâri işi

sandalyenin yeniden altın varak kaplanarak, kadife döşemesinin yenilendiği, 1747 yılında Topkapı

Sahil Sarayı için iskemleler yaptırıldığına ilişkin belgeler yer almaktadır (Şehsuvaroğlu, 2015). II. Mahmud Osmanlı Sarayı’nda kullanılmak üzere Avrupa’dan çok sayıda mobilya getirtmiştir.

1775’te İstanbul’a gelen Macar asıllı Fransız Subayı Baron De Tott anılarında III. Ahmet’in kızı

Esma Sultan’ın sarayını ziyaret ettiğinde sarayda Frenk usulü dekorasyonun hazır bulunduğundan

bahsetmektedir (Yaşar, 2012). 1784’de Fransız sanatçı Antoine Ignace Melling’in padişah

III.Selim’in kız kardeşi Hatice Sultan için sarayın iç dekorasyonunu düzenlediği ve iskemleler

tasarladığı da bilinmektedir (Hitzel, Perot vd., 2001). III. Selim döneminde Topkapı Sarayı Harem

Dairesi meşk odasında yer alan bir ayna ve harem koleksiyonunda yer alan Barok- Rokoko üslubunda

yapılmış 1205 Hicri (1616 Miladi) tarihli bir yazı çekmecesinin üzerinde Usta Sa’id imzası yer

almaktadır. Bu imza 19. yüzyıldan önceki döneme ait Batı tarzı bir mobilya üreten ustanın ispatıdır.

Bu mobilya arka cephesinde yer alan ve Kapıdağlı Konstantin’e atfedilen yağlı boya ile yapılmış

Topkapı Sarayı’nın önündeki gemileri ile saraydaki yapıların tasvir edildiği manzara resmi ile

döneminin en güzel örnekleri arasında yer almaktadır (Yurttadur ve Cimilli, 2015).

19. yüzyılda Batılılaşma hareketleri Osmanlı toplumunun başta Fransız kültürü olmak üzere

Avrupa kültürü, yaşamı, sanatı ve edebiyatından etkilenmesine yol açmıştır. Zamanla Osmanlı

toplumunda üst tabakadan başlayarak görgü kuralları ve yaşam şekli değişmeye başlamıştır. Yaşar

eserinde (2012) bu dönemin “Nezaket Yüzyılı” olarak tanımlandığını belirtmektedir. Bu değişim

kendini öncelikle saraylarda Batı tarzı mobilya kullanımının başlaması ile kendini göstermiştir. Bu

Page 6: Turkish Studies - arastirmax...mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir sektör haline

184 Deniz DEMİRARSLAN

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/29

değişim yıllar içinde elit tabakaya ait konutlara ve sonrasında halkın konutlarına yayılmıştır.

Sedirlerin yerini koltuk ve kanepeler, basit tabure ve iskemlelerin yerini özel tasarım sandalyeler

almıştır. Yer sofrasında yemek yeme âdeti ortadan kalkmış, yemek masaları ve iskemleleri, vitrin ve

büfeler, komodinler için yemek odaları, yatak ve gardıroplar için yatak odaları konutlarda tahsis

edilmeye başlanmıştır (Demirarslan, 2009). Saray ve konakların selamlık bölümleri Avrupai

salonlara dönüşmüştür. Refik Halit Karay, Ahmet Mithat Efendi, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Halit

Ziya Uşaklıgil, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar’ın romanlarında İstanbul’da

başlayan Batılılaşma serüveninin iç mekândaki ve yaşam kültürünün değişimi üzerine etkilerine

vurgu yapılmaktadır. Bu konuyu Demiryürek (2010) eserinde Türk edebiyatında “sokağa ayna

tutma” anlayışının başlangıcı olan Tanzimat döneminde, devrin romancılarının alafranga tipin

fiziksel özelliklerini ve yaşam tarzındaki değişimleri somut bir biçimde romanlarında yansıttığı

şeklinde açıklamaktadır. Esasen bu Batılılaşma hareketleri II. Mahmud’un değişiklikler ve

yeniliklerle dolu saltanatı zamanında başlamıştır.

Batılılaşmanın etkisiyle 1835 yılında İstavroz Sarayı’nda, 1839 yılında ise Sâdabad

Kasrı’nda Avrupa’dan getirtilen iskemleler bulunuyordu. Sultan Abdülmecid döneminde saray ve

konaklarda tamamen Batı tarzı dekorasyon egemen olmuş, bilhassa Dolmabahçe Sarayı 15. Louis ve

16. Louis üslubunda salon takımları ile döşenmiştir. Dolmabahçe Sarayı’nda İtalyan mimar

D’Aronco tarafından çizilen tefrişat ve iç mekân projelerine uygun ürünler başta Fransa olmak üzere

İtalya, İngiltere, Avusturya ve Amerika’dan getirtilmiştir. Özellikle Amerika’dan getirilen mallar

İstanbul, İzmir ve Selanik limanlarına indirilmekteydi. Bilhassa İzmir limanında Levanten

tüccarların getirtmiş olduğu mallar arasında aydınlatma gereçleri, saatler, ahşap eşyalar, freze

makineleri, marangoz el aletleri, demir karyolalar, iskemle ve diğer mobilya türleri yer almaktaydı

(İnalcık, Göyünç vd. , 1982).

Dolmabahçe Sarayı’nın Harem bölümü Hünkâr Dairesi’nin dekorasyonu için Paris

Operası’nın dekoratörü Séchan görevlendirilmiş ve Séchan ile ressam Mösyö Meinz’in önerileriyle

sarayın büyük çoğunluğu Fransa’dan getirtilen eşyalarla döşenmiştir. Hatta bazı mobilyalar Mösyö

Meinz ve Mösyö Séchan tarafından tasarlanarak üretilmiştir. Saray ve Kasr-ı Hümayunların

mefruşatı ve tamiri işi Hazine-i Hâssa Nezâreti’nin görevleri arasındaydı. Sarayların her türlü tefrişat

işlerinin yürütülmesi için Hazine-i Hâssa Nezareti tarafından mefruşat kalemi ayrılmakta ve Mefruşat

Müdürlüğü tarafından işler yürütülmekteydi (Genç, Küçük vd., 2010).

Yıldız Sarayı’nın ise döşenmesinde ilk olarak 1879- 1880 yıllarında döşemeci Leon,

1889’da Sarkis Balyan, 1898’de D’Aronco çalışmıştır (Demirarslan, 2016). Mobilyalar Eyübkâri ve

Edirnekâri gibi üsluplardan Avrupa üsluplarına dönüşmüştür. Saraylar için yurtdışından mobilya

katalogları getirtilmiş, beğenilen mobilyalar sipariş edilmiştir. Paris, Londra, Viyana, Şam ve

Bombay kataloglardan beğenilen mobilyaların getirtildiği başlıca şehirlerdir. Dış Ticaret İstatistikleri

incelendiğinde 1913 yılındaki mobilya ithalatının 10.235.071 kuruş olduğu görülmektedir. 19.

yüzyılda mobilya ithalatı oranı imalat oranını % 46,8 oranında aşmaktaydı (Ökçün, 1970).

Sonrasında Pera ve Galata’da yurt dışından getirtilen mobilyaların satıldığı mobilya ve

mefruşat mağazaları açılmıştır. Mihal Raftakis, Stamatis Vulgaris, Tubini, Narliyan, Daryios

Patriyanu, Fokelstein, Kortesi Biraderler, Jean Balatti, Leon Friedmann, Hakkı Usta, Mora

Biraderler, Roupen Bedrossian mobilya fabrikaları ve atölyelerinde üretilen mobilyalar Psalty,

Haraçcı, Bon Marchè, Narsis Narlıyan, Cosmo Vuccino ve Ortakları, Garrus Kardeşlerin

Mevlevihane Mobilya Mağazası, Breuil, İngiliz Pazarı, Baker ve Hayden Mağazası, Yıldız Sarayı

Harem dairesinin mobilyalarının satın alındığı Leon Rosenthal (BOA/ Y. PRK. SGE/ 4/1 numaralı,

Hicri 05/M/1308 (Miladi 21 Ağustos 1890) tarihli belge) ve Maison Demilleville mağazalarında

satılmıştır (Demirarslan, 2009). Saraylar için üretilen mobilyaların bir kısmı da Yıldız Sarayı

Page 7: Turkish Studies - arastirmax...mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir sektör haline

19. Yüzyıldan Cumhuriyet Dönemine Türk Mobilya Sanatı ve Mobilya… 185

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/29

bünyesinde kurulan atölyede üretilmiş olup; bu atölyenin Osmanlı toplumunda mobilya üretiminin

gelişimine katkıda bulunduğu bilinmektedir.

1. Osmanlı Döneminde Batı Tarzı Mobilya Üretimi

Osmanlı’da mobilya üretimi incelendiğinde üretimlerin genellikle geleneksel olarak

kullanılan sabit ve az sayıdaki hareketli mobilyaların üretildiği “kaplamacı”, çatmacı”, “ kutucu”, “

kürsücü” gibi isimlendirilen küçük atölyelerde gerçekleştiği görülmektedir. Surnâme-i Hümayun’da

(1582) iskemleciler ve sandıkçıları gösteren bir minyatür daha 16.yüzyılda hareketli mobilya üretimi

yapan zanaatkarların varlığının ispatıdır. Arıburun eserinde (2012) bu minyatürü detaylı bir şekilde

açıklamaktadır. 19. yüzyıldan itibaren Batı tarzı mobilyaların üretimini sağlamak üzere donanımlı

atölyeler kurulduğu, sonrasında bu büyük atölyelerin eğitim ile desteklenerek fabrikalaştığı

görülmektedir (Demirarslan, 2016). 19. yüzyılda Osmanlı’da Batı tarzı mobilya üretimi yapan

marangozlara Fransızca ébéniste (abanoz)’den türeyen “ebenist”, Almanca Tauschiren’den ( altın ve

gümüş kakmacı) türeyen “Tavşan” adı verilmekteydi (Emiroğlu, 2001; Demirarslan, 2016). Saray

bünyesinde Ehl-i Hiref-i Hassa Teşkilatına bağlı olarak çalışan Kur’an-ı Kerim mahfazaları, rahleler,

yazı takımları, sandıklar olmak üzere çeşitli ahşap küçük el sanatı ürünlerini hazırlamakla görevli

kişilere de “Neccaran” adı verilmekteydi (Kalyoncu, 2015).

Bunun yanı sıra, 19. yüzyılın sonunda İstanbul’da gayrimüslimler tarafından kurulmuş olan

ve mobilya üreten atölyeler bulunmaktadır. Özkaraman (2004) ve Arıburun (2012) eserlerinde 1902

yılı İstanbul Salnamesinde İstanbul’da 51 adet marangoz, 28 adet mobilyacı ve 1 adet bahçe

mobilyaları yapan firma olduğunu belirtmektedir. Yasa ise eserinde (2013) Boratav’ın eserinden

(2007) aktarımla 1913 ve 1915 yıllarında yapılan, İttihat ve Terakki’nin çabaları olarak görülen

sanayi sayımları sonucuna göre Batı Anadolu ve Marmara Bölgesi’nde 1908 yılından önce kurulmuş

sınaî tesisleri arasında 7 adet marangoz olduğunu belirtmektedir. 1902 yılı ve 1913-1915 yıllarına ait

marangoz rakamlarının farklı oluşu; kavram farklılığından ileri gelmesi muhtemel bir durumdur.

Çünkü Osmanlı’da Ticaret ve Ziraat Nezareti kayıtlarında Marangozluk- Ağaç İşleri üç alt başlıkta

toplanmakta idi: Mobilyacılar (Mobilya üreten atölyeler), Dülgerler- Doğramacılar ( Kapı, pencere

gibi yapı elemanı üreten atölyeler ) ve Kutucular (yemiş, üzüm vb. meyve, sebze taşımada kullanılan

kasaları üreten atölyeler) (Ökçün, 1970). Bu doğrultuda T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü

araştırmaları incelendiğinde ise; 1913 yılında marangozluk ve doğramacılık yapan müesseselerinin

sayısının 10 iken 1915 yılında 13 olduğu görülmektedir. Bu işletmeler İstanbul’dadır. Diğer

şehirlerde küçük atölyelerde marangozluk işleri yapılmıştır. Bu müesseselerde çalışan usta sayısı da

1913’de 380 iken, 1915’de 210’dur. Bu müesseselerin mobilya, pencere, kapı, araba gibi eşyalar

ürettiği de bilinmektedir. Basit araç gereçler ile çalışan bu atölyelerin ürettikleri eşyalar da basittir.

Osmanlı’da ağaç işleri sanayinin az gelişmesinin nedenlerinden biri olarak tüketimin sınırlı olması,

hammadde temini ve işlenmesinin zor olduğu belirtilmektedir (Ökçün, 1970). Ancak, zaman içinde

Batı tarzı mobilya kullanım alışkanlığının yayılması ile ortaya çıkan mobilya gereksinimini

karşılamak üzere yapılan ithalatlar ekonomiyi zorladığından çeşitli atölyeler kurularak mobilya

üretimi desteklenmiştir. Batı tarzı mobilya üretiminin yapıldığı bu atölyelerden biri ve en önemlisi

Tamirhane-i Hümayun’dur.

1.1. Tamirhane-i Hümayun ve Padişah II. Abdülhamid’in Mobilya Sanatına İlgisi

Türk- İslam geleneğinin önemli bir özelliği olan Ahilik ve Fütüvvet geleneklerinin bir gereği

olarak her Osmanlı padişahı şehzadelik dönemlerinde el sanatı ve güzel sanatlar konularında eğitim

görmüşlerdir (Akça, 2016). Bunun sonucu olarak Padişah II. Abdülhamid de hükümdarlık

özelliklerinin yanı sıra usta bir marangoz olarak yetişmiştir. Her alanda yenilikçi bir padişah olan

Sultan II. Abdülhamid Batı tarzı mobilya üretimi ve bu mobilyaların iç mekânda kullanımına da

öncülük etmiştir. Batı tarzı mobilyaların bir kısmını sarayda kullanmak ve önemli kişilere hediye

Page 8: Turkish Studies - arastirmax...mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir sektör haline

186 Deniz DEMİRARSLAN

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/29

etmek üzere bizzat kendisi yapmıştır (Demirarslan, 2014). Esasen babası Sultan Abdülmecid de iyi

bir marangoz olup; hem babasından hem de babasının yanında çalışan marangoz Halil Efendi’den

marangozluk üzerine dersler almıştır. II. Abdülhamid Avrupa’dan mobilya katalogları getirterek bu

kataloglardaki mobilyaları saraydaki atölyesinde üretmiştir (Demirarslan, 2014). Ayşe Osmanoğlu

(2008), babası II. Abdülhamid’in marangozluğa olan ilgisinin dedesi Abdülmecid’den geçtiğini

anılarında şöyle belirtmektedir:

“Babamın marangozluğa olan merakı babasının zamanında başlamıştır. Çünkü Abdülmecid

Han da marangozlukla uğraşırmış ve yanında Halil Efendi adında usta bir sanatkâr varmış. Babam

bu Halil Efendi’den ders alırmış, onunla birlikte çalışırmış. Büyükbabamın marangoz takımlarında

bu Halil Efendi’nin imzaları kazılı imiş. Bu takımlar Yıldız’da, babamın atölyesinde idi. Kendisi de

bu aletlerle çalışırdı. Avrupa’dan yeni sistem birçok aletler de getirtmişti.”

Kızı Şadiye Osmanoğlu II. Abdülhamid’in marangozluk yönünün çok meşhur olduğunu

hatta Avrupa dergilerine bu yönü ile konu olduğunu anılarında belirtmektedir. Hususi dairesinin

hemen yanı başında bulunan geniş bir salonu marangoz atölyesi olarak düzenlemiş ve işinden fırsat

bulduğu her anı marangozluk işleri ile değerlendirmiştir. Şadiye Osmanoğlu babasının devlet

işlerinden yorulan sinirlerini dinlendirmek için marangozhanede uzun saatler çalıştığına

değinmektedir (Bicik, 2008):

“Babam, bu işleri o kadar büyük sanat heyecanı içinde yapardı ki, marangoz atölyesinde

kimse kendisini rahatsız etmek cesaretinde bulunamazdı.”

Kendisini marangozluk alanında geliştiren Sultan II.Abdülhamid, daha sonra Yıldız

Sarayı’nda sarayın ahşap mobilya ihtiyacını karşılamak üzere Hazine-i Hassa’ya bağlı Tamirhane-i

Hümayun adı verilen büyük mobilya yapım atölyesini kurmuştur. Esasen Sultan’ın bu atölyeyi

kurmasındaki amaç sık olarak değişen ve yenilenen saray mobilyalarının yurt dışından alınmasının

devletin hazinesine getirdiği yükten rahatsız olmasıdır. Yıldız Sarayı’nda başta padişaha ait daireler

olmak üzere harem kısmında, şehzade dairelerinde ve sarayın çeşitli yerlerinde ve diğer saraylarla,

saraya bağlı dairelerde bulunan dolaplardan sofra takımlarına kadar çeşitli eşyaların tamir ve üretimi

bu atölyede sağlanmaktaydı (Terzi, 2000).

Herhangi bir eşyanın imal ve tamiri konusu padişahın emriyle resmi bir evrakla Tamirhane-

i Hümayun’a bildirilir ve atölyenin başındaki nâzıra iletilirdi. İş nâzır tarafından ustabaşına sevk

edilirdi. Ustabaşı tarafından işin maliyeti, ne kadar sürede imal edileceği, hangi işlemlerden geçeceği,

kaç işçinin çalışacağı gibi konularda keşif işlemleri yapılırdı. Atölye tarafından yapılan her türlü

imalat tamamlandıktan sonra, üretilen eşya fen heyeti tarafından kontrol edilerek ikinci keşif yapılır

ve muayeneden sonra yerine teslim edilirdi. Bu usullerin dışında Tamirhane-i Hümayun’da hiçbir

üretim ve işlem yapılmamaktaydı. Bu üretim sürecinin işlemesi de Tamirhane-i Hümayun’un büyük

bir atölyeden ziyade bir fabrika gibi çalıştığını göstermektedir (Terzi, 2000; Demirarslan, 2016).

Sultan, Osmanlı’da bilinen ilk büyük çaplı mobilya yapım atölyesi olma özelliğini taşıyan

bu atölyeyi Avusturyalı mobilya sanatkârı Karl Jansen’in teşviki ile açmıştır. Bu fabrikanın

bünyesinde çoğunluğu yabancı olan 60 işçi çalışmaktaydı. İleri gelen ustalardan ikisi ressam Meinz

ve direktor Herman Yung Almanya’dan getirilmişti. Osmanlı saray mobilyaları üzerine araştırmaları

ile tanınan İrez ise eserinde (1988) Tamirhane-i Hümayun’da döşemeci Mösyö Leon, kornişci

Friedmann, Mösyö Franko, Mösyö Fransuva gibi gayrimüslim usta isimlerine de yer vermektedir.

Bu marangozhaneye İstanbul Sanayi Okulu’ndan pekiyi derece ile mezun olanlar işe alınmaktaydı.

Marangozhane müdürü ise Taşköprülü Mehmet Efendi idi. Mehmet Efendi Osmanlı’da ilk piyanoyu

yapan ve bu atölyenin yetiştirdiği kişidir (Demirarslan, 2014). Padişahın tahttan indirilmesiyle Yıldız

Sarayı’ndan çıkartılan Mehmet Usta Kastamonu’ya dönmüş ve Kastamonu Sanat Okulu’nda ahşap

işleri öğretmeni olarak görev yapmıştır. Sultan’ın marangozhanede birlikte çalıştığı bir başka usta da

Page 9: Turkish Studies - arastirmax...mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir sektör haline

19. Yüzyıldan Cumhuriyet Dönemine Türk Mobilya Sanatı ve Mobilya… 187

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/29

ünlü yazar Kemal Tahir’in babası Yüzbaşı Tahir Bey’dir. Mihal Raftakis ile Stamatis Vulgaris yine

bu atölyede çalışmış ve daha sonra kendi atölyelerini kurarak mobilya üretimine devam etmiş iki

önemli ustadır. Kayserili Salih Bey, Giritli Mustafa, Rupen Ağa ve kalemkâr İbrahim Ağa bu

atölyenin önemli ustaları olarak belirtilmektedir (Demirarslan, 2016, Etingü, 2005).

Bu atölyeye 1888 yılında 35 beygir gücünde bir buhar makinesi ve buhar gücüyle çalışan bir

rende alınmıştır. Almanya’dan ve Japonya’dan çok sayıda el testeresi ve alet getirtilmiştir. Hatta

ülkeye “Japonez” olarak isimlendirilen el testeresini ilk getiren de yine Sultan olmuştur. Sultan bu

aletleri kullanarak Tophane Fabrikası ustalarından Yüzbaşı Mehmet Efendi ile yazıhane, konsol,

masa, sehpa gibi mobilyalar üretmiştir. Bu el testereleri ve gereçler sadece Tamirhane-i Hümayun’da

kullanılmamış; piyasadaki küçük mobilya atölyelerine de dağıtılmış ve piyasada kullanımı yaygın

hale getirilmiştir (İrez, 1988; Demirarslan, 2014).

Tamirhane-i Hümayun’un açılma sebeplerinden biri de II. Abdülhamid’in sanayi ve

kalkınmaya vermiş olduğu önemdir. Sultan II. Abdülhamid dönemin gençlerinin memur, asker veya

ulemadan olmayı arzuladıklarını; zanaatkâr, fen adamı ya da tüccar olmayı istemediklerini, bu

durumun da sanat, zanaat, sanayi ve ilmin gelişiminde büyük bir eksiklik oluşturduğunu belirtmiştir.

Türkoğlu eserinde (1999);

“Neden hiçbir Osmanlı, büyük bir tüccar, mahir bir zanaatkâr veya bir fen adamı olmayı

düşünmüyor? Ben de marangozluk sanatı ile meşgul olduğumdan halka iyi bir numune sayılırım.

Şimdiye kadar böyle bir çalışmaya alışılmamış olması pek yazık.” şeklinde II.Abdülhamid’in

sözlerine yer vermiştir.

Bunun sonucunda da diğer gelişime yönelik çalışmalarının yanında Sultan II. Abdülhamid

üretime teşvik amaçlı bu büyük atölyeyi açmıştır. Ayrıca bu atölyede çalışan ustalara iftihar, sanayi

ve Mecidiye nişanları verilerek gençleri üretime teşvik amaçlanmıştır (Demirarslan, 2014). Bu

atölyede üretilen mobilyaların çoğunluğu pirinç plakalar üzerinde tarih ve usta isimleri yazan ve

Ayyıldız motifli, damgalı mobilyalardır ve kayıt altına alınmışlardır. Başbakanlık Osmanlı

Arşivi’nde bu atölyede üretilen mobilyalara ait çok sayıda defter ve evraklar yer almaktadır (Terzi,

2000). Tamirhane-i Hümayun mobilyalarında işlevsellik, çok işlevli ve hareketli olma özelliği,

geleneksel sanatlara yer verilmesi (sedef işçiliği, kakmacılık, Osmanlı motifleri gibi) önemli

özelliklerdir. Tamirhane-i Hümayun’da üretilen mobilyalar ülkede “Eyalet Üslubu” olarak

isimlendirilen mobilyanın yayılmasına öncülük etmiştir. Sultan II. Abdülhamid’in bizzat kendisi

tarafından bu atölyede üretmiş olduğu eserler arasında Tevfik Paşa’ya hediye etmiş olduğu bir dolap,

Hamidiye Camii’nin ahşap işleri, gül ağacı bir rahle, gül ağacından yapılmış ve çok çekmeceli bir

yazıhane, bir kâtip kutusu, Yıldız Sarayı Şale Kasr-ı Hümayun’u 14 numaralı Yemek Salonunda

bulunan “Sedefli Takım”ın bazı parçaları, Beylerbeyi Sarayı 12 No’lu harem yemek odasında yer

alan yemek takımı, Dolmabahçe Sarayı 93 numaralı odada deniz tarafındaki pencerelerin arasında

yer alan kavukluklar, Küçüksu Kasrı’nda yer alan bir masa, Maslak Kasr-ı Hümayunu’nda üst kata

çıkan çift kollu merdivenin ahşap korkulukları, Eyüp Sultan Türbesi’nin bronz kapısı önündeki sedef

kakmalı parmaklık, Saint Irene Askeri Müzesi’ndeki koltuk takımı yer almaktadır. Sultan II.

Abdülhamid tarafından yapılan bir başka marangozluk eseri de İstanbul Müftülüğü’ndeki Şer’iyye

Sicilleri Arşiv Binası’nda bulunmaktadır. Bu bina da Sultan II. Abdülhamid’in emriyle inşa edilmiş

olup; üç büyük salonu bulunan binada koridorlara arşiv dolapları sıralanmıştır. Ortaylı (2008) bu

dolap ile ilgili şöyle açıklamıştır:

“II. Abdülhamid padişah olmayıp marangozluk ve mobilyacılığıyla kalsa dahi kısa zamanda

zengin olurdu. Onun tersimi yani dizaynı kadar yüksek nitelik ve yaratıcılık sergileyeni az bulunur.

İstanbul Müftülüğü, Şer’iyye Sicilleri Arşivi’nde sicillerin saklandığı dolaplar onun eseridir ve bu

tip özgün tarihi evrakı muhafaza edebilecek böyle yüksek nitelikte bir tersim tasavvur edilemez.”

Page 10: Turkish Studies - arastirmax...mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir sektör haline

188 Deniz DEMİRARSLAN

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/29

Sultan’ın bizzat kendisi tarafından Tamirhane-i Hümayun’da üretilen bir diğer mobilya da

günümüzde Ankara Cumhurbaşkanlığı Atatürk Müze Köşkü’nde yer alan paravandır (Demirarslan,

2014). Daha önce de belirtildiği üzere; Tamirhane-i Hümayun bünyesinde çalışan diğer ustalar

tarafından yüzlerce çeşit mobilya üretilmiş ve hanedana ait saray, kasır ve köşklerde

kullanılmışlardır.

1.2. Batı Tarzı Mobilya Üretimini Destekleyen Unsurlar ve Üretim Yapan Diğer

Kuruluşlar

Daha önce de belirtildiği üzere; Batılı anlamda koltuk, yatak gibi hareketli eşyaya Osmanlı

iç mekânlarında nadiren de olsa rastlanmakla beraber; iskemleler, sandıklar, çekmeceler, rahle ve

kavukluklar hareketli eşya olarak küçük atölyelerde üretilmekteydi. Dönemin önemli mobilyası olan

iskemleler bilhassa eski Türk kahvehanelerinde ve bahçelerde kullanılmaktaydı. Kolçaksız ve

arkalıksız, ya da kısa arkalıklı çeşitleri olan bu mobilyanın ayakları ahşap, genellikle oturma yeri

hasırdandı (Emiroğlu, 2001). Arkalıksız, kolçaksız ve alçak iskemlelere “kürsü” denilmekteydi.

İskemle üretimi yapan zanaatkârlar da “iskemleci” ya da “ kürsücü” olarak isimlendirilmekteydi.

Osmanlı’da imalat yapan küçük çaptaki atölyelerden oluşan kunduracılık, iskemlecilik, demircilik,

dokumacılık gibi çeşitli zanaatların tamamı da “Hirfet” olarak adlandırılmaktaydı. Görülmektedir ki;

19. yüzyılın başlarında mobilya üretimi Hirfet anlayışı çerçevesinde küçük atölyelerde yapılıyordu.

Faroqhi eserinde 19. yüzyılda İstanbul’da ustaların Batı tarzı mobilya imalatına başladığını

belirtmektedir (Faroqhi, 2002). Ayrıca, Osmanlı’da mobilya üretiminin gelişiminde İmparatorluğun

yurt dışında katılmış olduğu uluslararası fuarların önemli katkısı bulunmaktadır. 1893 Chicago

Dünya Fuarı Türk Pavyonu’nda yerli üretim mobilyalar sergilenmiş ve dünyaya tanıtılmıştır. 1851

Londra Uluslararası Sergisi, 1855, 1867 ve 1889, 1900 Paris Sergileri, 1862 Londra, 1873 Viyana ve

1893’de Chicago’da yapılan dünya fuarları Osmanlı’nın el sanatlarındaki becerilerini ve mobilya

sanatındaki yeteneklerini gösterme imkânı vermiştir. Aynı zamanda bu sergi ve fuarlarda diğer

ülkelerin ürünlerinden de etkilenilerek mobilya üretiminde gelişmeler görülmüştür (Küçükerman,

1998).

Fuarların ekonomiye ve ülke tanıtımına katkılarından dolayı Sultan Abdülaziz döneminde

ilk defa Sergi-i Umumi-i Osmanî (Ottoman General Exposition) Fuarı İstanbul’da açılmıştır. Bu fuar

Osmanlı’da düzenlenen ilk dünya fuarıdır. Sultan Abdülaziz’in 1867 yılında Uluslararası Paris

Fuarı’na bizzat katılması bu gelişmelere öncülük etmiştir. Dünya fuarlarının ardından madalya

kazanan salon takımları ve diğer ev eşyaları özellikle Levanten tüccarlar tarafından İstanbul’a

getirtilmiş ve satışa sunulmuştur (Akın, 2002).

Bu gelişmelerin yanı sıra 1882 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi’nin açılmasıyla sanat tarihi,

mimarlık ve güzel sanatlarla birlikte dekoratif sanatlar alanında da eğitim verilmeye başlanması

mobilya tasarımı konusunda önemli bir gelişmedir. Batılı eğitim anlayışı ile ders programında sanat

tarihi, dekoratif sanatlar, perspektif, aritmetik, tasarı geometri, tarih, eski eserler, süsleme bilgisi ve

anatomi gibi dersler bulunan bu okulu Küçükerman (1998) Osmanlı mimarlarının ve tasarımcılarının

yetiştirilmesi için gereken uygun bir ortam olarak belirtmektedir.

19. yüzyılın sonuna gelindiğinde İstanbul’da çoğunluğu gayrimüslimler tarafından kurulmuş

çok sayıda mobilya üreticisi bulunmaktaydı. En iyi ahşap ustaları ise Ermeni ve Rum kökenli

Osmanlılardı. Bu hünerli ustalar Batıdan gelen patron kitaplarında gördükleri mobilyaları çeşitli

atölyelerde imal etmişlerdir (Artukoğlu, 2009). Daha önce de belirtildiği üzere; Cumhuriyet

öncesinde 1913-1915 yılları arasında 13 mobilya atölyesinin varlığı bilinmektedir (Ökçün, 1970;

Uzunarslan, 2002). Bunlar; Daryos Patriyanu (Beyoğlu – 1893), Psalty Mefruşat Ticarethanesi

(Beyoğlu – 1867), Osmanlı-Avusturya Mefruşat ve Halı Şirketi (Beyoğlu – 1915), Feriko Piyer

Mefruşat Mağazası (Beyoğlu – 1909), Kortesi Biraderler (Beyoğlu – 1902), Fokelstein Halı ve

Page 11: Turkish Studies - arastirmax...mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir sektör haline

19. Yüzyıldan Cumhuriyet Dönemine Türk Mobilya Sanatı ve Mobilya… 189

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/29

Mefruşat Fabrikası (Galata – 1897), Narlıyan Mefruşat Fabrikası (Nişantaşı – 1893), Hacı Ahmet

Efendi Marangoz Fabrikası (Fatih – 1914), Değirmenciyan B. ve Mahdumları (Balat – 1909), Hacı

Osman Efendi Marangoz Fabrikası (Çemberlitaş – 1909), Haseki Fabrikası (Haseki – 1914), Fridman

Leon J. (Sultanhamamı – 1909), Sarrafyan A. ve N. İmalat-ı Osmaniye Fabrikası (Paşalimanı, 1909)

müesseseleridir. Bu müesseselerin hepsi özel kişilere ait olup; sahipleri tarafından idare edilmekte

ve bunların sadece 5’i Teşvik-i Sanayi Kanunu’ndan yararlanmaktaydı. Birinci Dünya Savaşı

sırasında bu müesseseler savaşın getirmiş olduğu ekonomik çalkantıdan kötü etkilenmiştir. Kereste

ithalatı yapılmadığı ve bazılarının teçhizatına askeriye tarafından el konulduğu için üretimleri

durmuştur (Ökçün, 1970).

Bu mobilya fabrikaları bilhassa saraya mobilya üretimi yapmışlar ve bunu reklamlarında

özellikle vurgulamışlardır. Örneğin Yıldız Sarayı için üretim yapan Roupen Bedrossian firması lüks

mobilya yapımında özelleşmiş olduğunu ilanlarında vurgulamaktadır. Bu firmalar ilanlarında “

Padişahın marangozu, döşemecisi” gibi terimleri saygınlık unsuru olarak kullanmışlardır. Ayrıca, bu

mobilya fabrikalarının ilan, fatura ve belgelerinin üzerinde II. Abdülhamid tuğrasının yer alması da

bu padişahın döneminde mobilya üretimine verilen değerin bir ifadesidir (Semiz ve Kuş, 2009).

Bunun yanı sıra 19. yüzyılda Osmanlı’da mobilya üretiminin gelişiminde Sanayi

Mektepleri’nin önemli katkıları bulunmaktadır. 18. yüzyılın sonlarından itibaren Batılılaşmanın da

etkisiyle Osmanlı Devleti’nde lonca sistemine dayalı kalifiye eleman yetiştirme girişimi Batı

ülkelerine kıyasla yetersiz kaldığı için mesleki eğitim kurumlarının açılmasına karar verilmiştir. Bu

okullarda uzman eleman yetiştirmek üzere öğrenciler seçilerek Avrupa’ya gönderilmiştir. Ayrıca

daha önce de değinildiği üzere; Tamirhane-i Hümayun’da çalışmış ustalar bu sanat okullarında görev

almışlardır. Zeytinburnu ve Tophane Fabrikaları ve Sanayi Mektepleri (1848) kurulmuştur. Bu

sanayi mekteplerinin öncüleri ise ıslahhanelerdir. Sultan II. Abdülhamid devrinde açılan okullardan

biri de Darülhayr-i Âli olarak isimlendirilen ve yetimlere meslek edindiren ilköğretim seviyesinde

yatılı bir okuldur. Darülhayr-i Âli’de halıcılık, kunduracılık, terzilik, marangozluk, oymacılık ve

mürettiplik mesleklerinin eğitimi verilmiştir (Kapcı, 2013).

1863’de İstanbul’da açılan sanayi sergisinde Osmanlı sanayisinin Avrupa sanayisi karşısında

rekabet gücünün zayıf olduğu görüldüğünden devlet tarafından Islah-ı Sanayi Komisyonu

kurulmuştur. Bu komisyon Osmanlı pazarındaki yabancı mallarla rekabeti oluşturmak, güçlü sanayi

kuruluşları kurarak etkili devlet desteğini sağlamak, hammadde ithal ederek seri üretime geçmek,

her sanat dalı için gerekli okulları açarak kalifiye eleman yetiştirmektir. Bu amaçla, öncelikle

ıslahhanelerde terzilik, kunduracılık, ciltçilik, fotoğrafçılık, dokumacılık, döşemecilik ve

mobilyacılık bölümleri olan okullar açılmıştır. Niş, Rusçuk (1865) ve Sofya ıslahhanelerinden sonra

sırasıyla İzmir (1868), Bursa (1868), Kastamonu (1868), Bosna (1868), Erzurum (1869), Diyarbakır

(1870), Edirne, Adana, Halep, Kosova, Sivas, Trablusgarp, Manastır, İşkodra, Selanik, Şam, Bağdat

ve Konya’da sanayi mektepleri açılmıştır (URL-1, URL-2).

İstanbul Sanayi Mektebi de 1868’de Sultanahmet’te açılmıştır. Bu okulda demircilik,

dökümcülük, makine, mimarlık, maden, kunduracılık yanı sıra ağaç işleri de okutulmaktaydı. Bu

okuldan 20 kişi Avrupa’ya eğitime gönderilmiştir. Bu okullarda ağaç işleri imalatı üzerine kitaplar

da yazılmış ve üretimde yaygın şekilde başvuru kaynağı olarak kullanılmıştır. Bu okulun 1. sınıf

imtihanını başarı ile verenlere “çıraklık”, 2. 3. ve 4. sınıfları tamamlayanlara “kalfalık”, son sınıfı

tamamlayanlara da “ustalık” hakkı tanınmıştır. Bu okullardan iyi derecelerle mezun olanlara sermaye

ve iş imkânları sağlanmıştır. Örneğin; İzmir’ deki okulun ilk öğrencilerinden Bedros Efendi mezun

olduktan sonra önemli bir mobilya atölyesinin ustalarından birisi olmuştur (URL-1).

İkinci Meşrutiyet’in ilanından (1908) sonra Sanayi Mektepleri sanat okullarına

dönüştürülmüştür. 13 Mart 1913’de Umumiyye-i Vilayet Kanunu kapsamında Sanat Okulları

Page 12: Turkish Studies - arastirmax...mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir sektör haline

190 Deniz DEMİRARSLAN

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/29

açılmıştır. Bu okullardan başta marangozluk olmak üzere çeşitli dallarda eğitim görmeleri için

Almanya’ya öğrenci gönderilmiştir. Bunun yanı sıra Almanya ve Macaristan’dan bu okullarda eğitim

vermek üzere uzmanlar getirtilmiştir. Mevcut olanlara ek olarak Suriye, Hayfa, Kudüs, Yafa ve

Beyrut’ta yeni sanat okulları açılmıştır. 1914’de İstanbul Sanayi Mektebi’nde dekorasyon bölümü

açılmış ve aynı yıl kız öğrenciler de bu okullar da eğitim görmeye başlamıştır. Mobilya ve ağaç işleri

eğitimi verilerek üretimlerin gerçekleştiği bir diğer eğitim kurumu da Osmanlı Devleti bünyesindeki

misyonerlik çalışmaları sonucu açılan Amerikan kolejleridir. Amerikan Kolejleri bünyesinde

marangozluk ve ağaç işleri dersleri de okutulmaktaydı. Bunların arasında öne çıkan Elazığ- Harput

mobilya fabrikası (1900) da Amerikan Koleji bünyesinde açılmıştır (URL-2).

Daha önce de değinildiği üzere, Birinci Dünya Savaşı sırasında ise mobilya üretimi azalmış

olup; bu dönemde dönemin tek dekoratörü olarak isimlendirilen Selahattin Refik Bey’in kurmuş

olduğu Refik Bey mobilya fabrikası 1950’li yıllara dek hizmet vermiştir (Tosun, 2014). Bütün bu

gelişmelere rağmen Osmanlı’nın çeşitli alanlarda ve mobilyacılıkta Batı sanayisi ile rekabet

edebilecek düzeyde eğitim kuruluşları ile üretim atölyeleri kurmak ve geliştirmek üzere yaptığı

çalışmalar siyasi, ekonomik, politik, vb. durumlardan ötürü yetersiz kalmıştır. Ancak tüm bu

çalışmalar mobilya eğitimi konusunda etkili olmuştur ve önemli sonuçlar elde edilmiştir.

Ayrıca Osmanlı’da hammadde temini kolaylığı sebebiyle küçük çapta üretim yapan

atölyelerin yoğun olduğu şehirler de mevcuttur. Bunlardan biri Maraş’dır. Maraş ve çevresinde

ormanlık alanların varlığı ormancılığın, marangozluğun ve mobilyacılığın gelişmesini sağlamıştır.

Hicri 1284 ( Miladi 1867) tarihli salnamede tahtacılık olarak adlandırılan mobilyacılık Maraş’ta

önemli sanatlar arasında gösterilmektedir. Ayrıca Hicri 1300 (1882) tarihli salnamede bu şehirde

cevizden ve çınardan Avrupa taklidi yaylı iskemleler, masaların üretildiği kaydedilmektedir. 20.

yüzyılın başlarında da Maraş’ta marangozluk önemli bir iş kolunu oluşturmaktadır. Maraş

Mutasarrıfı olarak görev yapan Yahya Dede Paşa’nın II. Abdülhamid’e sunduğu hediyeler arasında

Maraşlı marangozlarca hazırlanan el yapımı bir çift koltuk da bulunmaktaydı. Bu olay yörede

geleneksel bir üretim tarzı haline gelen mobilyacılığın gelişmiş olduğunun bir göstergesi olarak

görülebilir (Şahin, 2011). 1900’lü yılların başında Trabzon’da da marangozluğun geliştiği

salnamelerde belirtilmektedir (Öztel, 2011). Bu şekilde çok sayıda şehirde marangozluğun ve

mobilya üretiminin gelişim sürecine girmiş olduğunu görmekteyiz.

Tüm bu gelişmelere ilave olarak, 19. yüzyılın ikinci yarısında başlayan Batılılaşma hareketi

ile artan mobilya kullanımının bir diğer sonucu da elde edilmesi güç olan mobilyaların sigortalanması

ve Osmanlı’da sigortacılığın gelişimine katkısı olmuştur. Örneğin, 20. yüzyılın başlarında La

Metropoliten şirketi her türlü ev eşyası ve mobilyayı sigortalamaktaydı (Baskıcı, 2002).

2. Cumhuriyet Dönemi’nde Mobilya Üretimi

Cumhuriyet dönemi Batılılaşma hareketlerinin yaygınlaştığı, Batılılaşmanın Modernleşme

ile birlikte ele alındığı bir dönemdir. Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda mimarlık eserleri ve bu

eserlerin iç mekânları modernleşmenin topluma yansımasının en önemli örnekleri olmuştur.

Dünyada en yaygın olan mimarlık ve iç mekân tasarım üslupları dönemin yapılarında büyük bir

ustalık ile uygulanmıştır. İç mekânlar Batı tarzındaki dönemin üsluplarına uygun mobilyalar ile

donatılmıştır. Bu gelişmeler esnasında sadece mobilya üretimine değil; mobilyanın tasarımına da

önem verilmiştir. Bir yandan dönemin tasarım anlayışı olan “Gesamtkunstwerk” ( Bütüncül Tasarım)

kapsamında mimarlar ve heykeltıraşlar, ressamlar mobilya tasarımı yaparken bir yandan da 1927

yılında mobilya tasarımı ve iç dekorasyon konularında öğrenciler Çekoslovakya, Almanya, Belçika,

Fransa, İtalya ve İsviçre’ye eğitime yollanmıştır.

Eğitimlerini bitirerek yurda dönen öğrenciler İstanbul, Ankara ve İzmir’deki sanat

okullarında ağaç işleri bölümlerinde eğitmen olarak görevlendirilmiştir. 1936 yılında Ankara’da

Page 13: Turkish Studies - arastirmax...mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir sektör haline

19. Yüzyıldan Cumhuriyet Dönemine Türk Mobilya Sanatı ve Mobilya… 191

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/29

Teknik Eğitim Okulu’nun açılmasıyla, bu okulda yer alan ağaç işleri ve metal işleri bölümleri

mobilya endüstrisinin gelişiminde katkıda bulunmuştur. Bu okullar daha sonra diğer illerde de

açılmıştır. 1949 yılında açılan İstanbul Maçka Mesleki Teknik Okulu bunlardan biridir. İstanbul

Devlet Güzel Sanatlar Akademisi bünyesinde 1923 yılında Tezyini Sanatlar bölümünün, 1925

yılında ise bu bölümün bir sanat dalı olarak kurulan İç Mimarlık bölümünün de mobilya tasarımının

gelişimi hususunda etkisi büyüktür. 1929 yılında İç Mimarlık atölyesinde Avusturya’dan gelen

Profesör Philip Ginther’in önderliğinde çağdaş mobilya tasarımları yapılmaya başlanmıştır. 1971

yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi bünyesinde Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nün,

1974’de İstanbul Endüstriyel Sanatlar Yüksek Okulu’nun kurulmasıyla mobilya eğitimi alanındaki

gelişmeler devam etmiştir (URL-3).

1930’lu yıllardan günümüze değin Halk Evleri’nde, 1940’lı yıllardan itibaren Çırak

Okulları’nda ve Köy Enstitüleri’nde ağaç işleri ve marangozluk bilgisi de öğretilmekteydi. Köy

enstitüsünü bitiren bir öğretmen sadece bir ilkokul öğretmeni olmuyor; aynı zamanda ziraatçılık,

sağlıkçılık, duvarcılık, demircilik, terzilik, balıkçılık, arıcılık, bağcılık ve marangozluk konularını da

uygulamalı olarak öğreniyordu. Günümüzde ise bazı Halk Eğitim Merkezleri’nde marangozluk ve

ağaç işleri eğitimi devam etmektedir. Bu halk eğitim merkezleri içinde günümüzde Türkiye’nin en

büyük halk eğitim merkezi İskilip’tedir ve ağaç işleri atölyesi ile dikkati çekmektedir (URL-4,

Demirarslan, 2016).

Ülke genelinde ağaç işlerine verilen eğitim sonucunda birçok şehirde mobilya üretimi yapan

atölyelerin sayısı artmıştır. Örneğin; Safranbolu’da Cumhuriyetin ilk yıllarında 250 adet marangoz

olduğu kayıtlarda yer almaktadır (Çınar, 2005). Zonguldak’ ta Molla Mehmet Efendi tarafından 1929

yılında, Şaban Efendi, Rıfat ve Ahmet Biraderler tarafından ise 1930 yılında kurulan marangoz

fabrikaları Cumhuriyetin ilk endüstri şehirlerinden biri olan Zonguldak için önemli ağaç işleri

müesseselerdir (Genç, 2010). Bu müesseseler mobilyacılıkta ve yapıda kullanılan ağaç

hammaddesinin işlendiği kuruluşlardır. Cumhuriyetin başkenti Ankara’da 1929 yılında Müdafaai

Milliye Vekâleti’ne, Selahattin Refik Bey’e ve Osman Arif Bey’e ait üç marangoz fabrikası

kayıtlarda yer almaktadır. 1930’lu yıllarda ise Alaiyeli Mahmut’un Kereste, Doğrama ve Marangoz

Atölyesi, Mühendis Ali Haydar’ın Doğrama Atölyesi, Emniyet Şirketi’nin Kereste ve Doğrama

Atölyesi, A. Tevfik ve Şürekâsı’nın Doğrama Atölyesi, Osman Akif’in Marangoz Atölyesi, Halit ve

Kadir’in Marangoz Atölyesi, Mustafa’nın ve Afşarzâde Emin’in Marangoz Atölyesi, İlya Keşof’un

Marangoz Atölyesi ve Selahattin Refik’in Marangoz Atölyesi Ankara’da önemli müesseselerdir.

Büyük oranda şehrin birçok bölgesine dağınık bir biçimde yerleşmiş olan kereste, doğrama ve

marangoz atölyeleri, bölgenin ihtiyacı doğrultusunda gelişme göstermiştir. 1933 yılında Ankara

Ticaret Odası tarafından yapılan saptamada Ankara’nın önde gelen sanayi kuruluşları arasında, Selahaddin Refik, Cumhuriyet, Sühulet, Keçecizâde Mehmet ve Sebat Marangoz, Doğrama ve

Mobilya Fabrikaları gelmektedir. 1932- 41 yılları arasında başkent Ankara’da marangoz, doğrama

ve mobilya atölyesi toplam sayısı 52’dir. Bu kuruluşlar Teşvik-i Sanayi Kanunu’ndan

yararlanmışlardır. Haraççı Kardeşler Mobilya Fabrikası, Mehmet Keçecioğlu Mobilya Fabrikası,

Salti Franko Mobilya Fabrikası erken Cumhuriyet döneminde özellikle verdikleri reklamlar ile

sektörde yer edinmiş önemli müesseselerdir (Koç ve Baskıcı, 2013).

Bir yandan bu gelişmeler devam ederken diğer yandan Cumhuriyet ile toplumdaki

Modernleşme hareketi mobilya kullanımı konusunda da devam etmiştir. Batı tarzı mobilyalar ile

evlerin nasıl döşeneceği konusunda dönemin yerli ve yabancı dergileri etkili olmuştur. Bu dergiler

arasında Modern Türkiye Mecmuası, Muhit Dergisi yerli dergiler, Ladies Home Journal, Woman’s

Home Companion, Scherl’s Magazine de etkili olan yabancı dergilerdir (Yazıcıoğlu, 2001).

Gelişmeler bu şekilde ilerlerken 1930’lu yıllardan başlayarak Vedat Tek, Sedad Hakkı

Eldem, Zeki Sayar, Aptullah Ziya, Seyfi Arkan, Fazıl Aysu gibi mimarların, Selahattin Refik, Nazımi

Page 14: Turkish Studies - arastirmax...mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir sektör haline

192 Deniz DEMİRARSLAN

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/29

Yaver, Hayati Görkey, Sadun Ersin, Gazanfer Erim gibi iç mimar ve tasarımcıların yanı sıra, Zeki

Kocamemi gibi ressamlar ile Füreya Koral gibi seramik sanatçılarının, 1950’li ve 60’lı yıllarda İlhan

Koman, Sadi Öziş, Şadi Çalık gibi heykeltıraşların, 1970’li yıllarda Önder Küçükerman, Güner

Mutaf ve daha birçok önemli tasarımcının mobilya tasarımları görülmektedir (Şumnu, 2013).

Türk mobilya tasarımcılarının uluslararası mobilya yarışmalarına katılarak dereceler alması

da mobilya tasarımını teşvik eden gelişmelerdir. Nazımi Yaver Yenal ile ilgili Arkitekt dergisinde

yayınlanan bir yazı Yıldız Sarayı Tefriş Projesi Yarışmasıyla ilgilidir. 1934 yılında yayınlanan

yazıda, Ernst Egli, Samih Saim, Selahattin Refik gibi önemli isimlerin jüri üyesi olduğu yarışmaya

altı proje yollandığı ve Dekoratör Ginther, Vedat Ömer gibi kişilerin ve Psalty, Kifyoti gibi mobilya

kuruluşlarının projelerini geride bırakan Nazımi Yaver’in projesinin yarışmayı kazandığı duyurulur.

Yarışmanın “bir Türk tarafından kazanılması” metinde ayrıca bir gurur kaynağı olarak sunulur ve

artık modern mobilyanın Türkler tarafından da tasarlanabildiğinin altı çizilir (Şumnu, 2013,

Demirarslan, 2016).

1933’te açılan Beşinci Yerli Mallar Sergisi’nde ise karşımıza yerli üretim mobilyalar

karşımıza çıkar. Bir özel girişim kereste fabrikası olan Zingal T.A.Ş. sergilediği mobilyalarla öne

çıkar. Zingal hem kereste fabrikasıdır, hem de imal ettiği yarı mamullerden bahçe çiti, ambalaj

sandığı, prefabrik ev ve mobilya imalatı yapmaktadır. Sergideki Zingal pavyonunun ve evinin

tasarımı Mimar Sedat Emin ve Suat Nazım tarafından yapılmıştır. Yalın ahşap mobilyalar geleneksel

el halılarıyla birlikte sergilenmiştir. Sehpa, koltuk, kanepe ve büfeler Art Deco üsluptadır. Sergide

yer alan koltuklar Ruhlmann ile Morris’in koltuklarının bileşkesi uygulamalardır (Turan, 2009).

1938’de Ankara Sergi Evi’nde açılan “Sanat Okulları Sergisi” de yine mobilyaların da arasında yer

aldığı yüzlerce yerli üretim ürüne ev sahipliği yapmıştır. Sergide boru metal konstrüksiyonlu, hasır

oturma düzlemi olan koltuk ve sandalyelerle, metal ve camdan yapılmış sehpalar gibi mobilyalar

vardır ve Ankara, Aydın, İstanbul, Diyarbakır’daki sanat okullarından gelen mobilyalar yer almıştır.

Bu sergiden yaklaşık otuz yıl önce düzenlenen Bursa sergisinde yer alan yatak odası mobilyalarıyla

karşılaştırıldığında, sanat okulları sergisinde yer alan mobilyaların Batıdaki modayı yakalamış

oldukları görülür (Turan, 2009).

1934 tarihli Yedigün dergisinde yayımlanan “asrî bir yatak odası” başlıklı öneri yazını

niteliğindeki haberde “eşya mütehassısı” ifadesinin kullanımı dikkat çekicidir. Turan eserinde (2009)

eşya mütehassısı teriminin “tasarımcı” anlamında kullanıldığını vurgulamaktadır. Bir uzmanın,

yapan kişiden ayrıştırılarak “eşyayı düşünen kişi” olarak ifade edilmesi yeni bir durumdur. Eşya

mütehassısından bahseden yazıya siyah beyaz lake mobilyaların, metal boru koltuk ve masanın yer

aldığı, aydınlık ve modern bir yatak odası fotoğrafı eşlik etmektedir. Sanat tarihçisi Celâl Esat

Arseven de eşyaların tasarımıyla ilgili olarak Yeni Mimarî (1931) adlı kitabında ürünlerin biçimleri,

kullanımı ve işlevlerinin yeni mimariyle birlikte değiştiğini ifade etmektedir ( Turan, 2009).

Erken Cumhuriyet döneminde mobilyanın her zaman seri üretimle çoğaltılma olanağı

olmamış; ancak özgün tasarımlar yapılmış ve uygulanmıştır. Hem Batılı ülkelerde hem de Türkiye’de

1940’lara kadar olan dönemde güzel sanatlar alanından sanatçıların yanı sıra mimarların da bütüncül

tasarım anlayışı çerçevesinde mobilya ve eşya tasarladıklarına tanık olunmaktadır. Erken

Cumhuriyet mimarlarının tasarladıkları mekânlar için mobilya tasarladıkları sıklıkla görülmektedir.

Öte yandan ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum Cumhuriyet inkılâplarının gerekleri

doğrultusunda “yerli malı, her şeyi biz yaptık” ilkesi uyarınca mobilya üretiminin de iç mekânda

yerli üretim olması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Diğer yandan Batı tarzı mobilya kullanımı

toplumsal statüyü ve prestiji belirleyen bir olgu olarak görüldüğünden mobilya tasarımı hususu

özellikle dönemin mimarları tarafından gerekli görülmüştür. Türk mimarlardan bazıları da, mekânda

kapı kulpundan menteşeye, sandalyeden masaya, duvarda asılanlara, yerlere serilen dokumalara,

Page 15: Turkish Studies - arastirmax...mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir sektör haline

19. Yüzyıldan Cumhuriyet Dönemine Türk Mobilya Sanatı ve Mobilya… 193

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/29

raflara konan vazolara kadar kendileri tasarlamıştır. Ayrıca, toplumun her kesimi tarafından ithal

mobilya pahalı olduğu için kullanılamamaktaydı. Bu nedenle erken Cumhuriyet döneminde yerli

mobilyanın tasarımı kadar üretimine de önem verilmiştir. Arif Hikmet Bey tarafından Avrupa

ülkelerindeki benzer nizamnameler dikkate alınarak ve Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullara

uyarlanarak hazırlanan “Güzel Sanatların Memleketimizde İnkişafına Dair Proje ve Kanun

Layihaları Esbabı Mucibe Raporu”nun tezyini sanatlar için yapılacak yarışmalarla ilgili bölümün on

yedinci maddesi bu konuyla ilgilidir:

“Madde 17 – Sipariş alan sanatkâr projesinin tatbiki esasında memleket haricindeki ihtisas

ve malzemeden istifa etmek zarureti Akademi meclisinin tasdikiyle tespit edilmedikçe yalnız Türk

sanatkârlarını çalıştıracak ve yerli malzeme kullanmağa mecburdur.” (İsmail, 1933:359)

denilmektedir. Teşvik-i Sanayi Kanunu’nun 13. maddesi gereğince ihalelerde de yerli malının tercih

edilmesi mecbur kılınmıştır (TCBDA/CAK, 18/12/1939, 17447, 166.155.6).

Turan eserinde (Turan, 2009) dönemin ünlü sanat tarihçisi Celal Esad Arseven’in bu

konudaki görüşüne yer vermiştir. Arseven’e göre; odaların eşyaları artık yorgancılık işinden çıkarak

bir mimar işi olmuştur, mimar en küçük iskemleyi düşünmeye mecburdur. Mimarın sorumluluk alanı

çok genişlemiştir. Ressam, heykeltıraş, doktor, iktisatçı ve idareci olmak zorunda kalan mimarın bir

de mobilyacılık görevini de yüklenmesi gerekmektedir. Arseven mobilyaya ek olarak iç mekânda

aydınlatma elemanlarının da tasarlanması gerektiğini belirtmektedir.

1942’de İstanbul Döşemeci, Yorgancı, Mobilyacı, Hallaç Sanatkârları İstihlak (Tüketim)

Kooperatif’nin kurulmasıyla bu tez doğrulanır (TCBDA/CAK, 2/17788, 25/4/1942). Erken

Cumhuriyet Döneminde ev içi mobilya, aydınlatma elemanları ve masa üstü kullanım nesneleri bu

atölyeler aracılığıyla dolaşım ve kullanıma giren en belirgin ürün olarak karşımıza çıkmaktadır

(Turan, 2009).

Erken Cumhuriyet Döneminde İstanbul’da üretim yapmakta olduğu bilinen mobilya ustaları

olarak Kalinikos Biraderler (Tarlabaşı), Mehmet Şişman ile oğlu İbrahim Şişman ve Darmi Usta

(Kumbaracı Yokuşu); Kosta Efendi (Sıraselviler), Çirigotis ve Vafopulos (Galatasaray), Dimitri

İksidas, Koço Mango, Dimitri Ananas ’dır (Kurtuluş). Ayrıca, Kemal Yılmaz, Pietro Usta

(Dolapdere), Bulgar Boris Vzlet, Akilya Monapoliz, Koçya Payidos, Anastas Mısırlıoğlu

(Kumbaracıyokuşu), Anastas Papazoğlu (Beyoğlu Tünel) da önemli mobilya ustalarıdır. Türk İşyeri

Rehberi’nde de 1924- 1925 yıllarında İstanbul’da mobilya ithalatı yapan firmalar Baker Firması

(Pera) ve Franco &Fila Firması ( Rıza Paşa Yokuşu), Mobilya satışı yapan firmalar Ali Haydar (

Mısır Çarşısı), Chalom&Mayer ( Mahmut Paşa), Şevki (Mısır Çarşısı), Celal (Mısır Çarşısı),

Friedmann (Kürkçü Han), Faik Raif (Mısır Çarşısı), Karakaş Mehmed (Mosor Çarşısı), Keçecizade

Mehmed (Fincancılar Yokuşu), Hasan Usta (Mısır Çarşısı), Mehmed Usta (Yorgancılar Caddesi),

Nazmi Usta (Yorgancılar Caddesi), Muhittin Sıtkı (Ketenciler Caddesi), Nuri Usta (Kapalıçarşı),

mobilya üretimi yapan firmalar ise Ben Mayor Chalom (Yeni Cami), Carasso David (Pera),

Callinicos ( Yeni Cami), Courtessi Freres ( Tünel), Leon Friedman (Kürkçü Han), Lazzaro Franco (

Fincancılar Yokuşu), Pysalty ( Pera) olarak belirtilmektedir (Annuaire Commercial Turc 1924-

1925).

Ayrıca bu ustaların dışında Macar uyruklu mobilya uzmanı Layoş oğlu İrfan İştvan

Bernhard'ın Devlet Demiryolları İdaresi’nin yeni bina ve tesislerinin mobilya yapımı işlerinde

çalıştığı bilgisine ulaşılmıştır (TCBDA/CAK, 2/17928, 20/5/1942). Görülmektedir ki; Erken

Cumhuriyet Döneminde de de mobilya üretimi yapan ustalar genelde Rum ve Ermeni azınlıktandır.

Bununla birlikte İstanbul ile İzmir’de İtalyan ustalarının da ahşap mobilya atölyelerinin bulunduğu

bilinmektedir (Uzunarslan, 2002, Turan, 2009). Ayrıca bu dönemde İzmit ve Adapazarı çevresinde

“Thonet” tipi sandalyeleri buharlı büküm tekniğiyle üreten atölyeler de bulunmaktaydı (Uzunarslan,

Page 16: Turkish Studies - arastirmax...mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir sektör haline

194 Deniz DEMİRARSLAN

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/29

2002). Çoğu azınlıklara ait bu atölyeler bir yandan kendilerinde bulunan mobilya kataloglarındaki

modelleri ya da müşterilerin dergilerden seçerek kendilerine getirdiği modelleri, diğer yandan da

mimarlar ve dekoratörlerce tasarlanan mobilyaları üretmişlerdir. Sipariş dışındaki modeller genelde

19. yüzyıla ait Batılı mobilyaların ucuz taklitleridir. (Turan, 2009). Beyoğlu’nda bulunan Pysalty ve

Baker gibi dönemin en son modasına uygun eşyanın satıldığı mobilya dükkânlarında yerli atölyelere

ürettirilmiş modern eşya da satılmaktaydı (Eminoğlu, 2000). Bununla birlikte Pysalty ve

Kalinikos’un dönemin mimarlarıyla ortaklaşa çalışarak mobilya üretimi yaptıkları tespit edilmiştir.

Örneğin Pysalty, Sedad Hakkı Eldem tarafından tasarlanan bir toplantı masası ve sandalyelerini

üretmiştir. Ayrıca Vedat Tek de tasarladığı bazı mobilyaları yine Pysalty atölyelerinde yaptırmıştır

(Yavuz, 2003). Pysalty firması yeni inşa edilmekte olan devlet kurumlarının binalarının yerli mobilya

ihalelerine de katılmıştır.

Metal atölyelerinde üretilen mobilyalar ise genelde hastaneler gibi aynı tip mobilyanın

yüksek sayıda kullanıldığı kamu işletmelerinde kullanılmaktaydı. Bunun dışında dönemin modası

kübik mobilya tarzında üretimler de yapılmaktaydı. Metal mobilya üretimi yurt dışındaki akımların

etkisiyle metal borunun kıvrılmasıyla oluşturan konstrüksiyona dayanıyordu. Bu atölyeler Galata ve

Tünel çevresinde yer almışlardı. Ahşap üzerine çalışan atölyelerin malzeme ve işçilik kalitesi yüksek

olanları da Galatasaray merkezli bir şekilde Dolapdere’ye kadar yayılmaktaydı. Genelde torna

işçiliğine dayalı, daha ucuz ve geleneksel mobilya üreten atölyeler ise “Tavuk Pazarı” olarak da

bilinen Çemberlitaş çevresi, Kapalıçarşı, Tahtakale (özellikle Fincancılar Yokuşu ve Rızapaşa

Yokuşu) Koska ve Balat çevresinde toplanmıştı (Uzunarslan 2002; URL-5). Tüm bunlarla birlikte

1948’de Arkitekt dergisinde çıkan “Mobilya Meselesi” adlı yazıda son yirmi yıldır Türkiye’deki yerli

mobilyacılığın hiçbir ilerleme gösteremediği, mevcut malzemeyle yapılan mobilyaların bir iki yıl

içerisinde kullanılamaz duruma geldiği belirtilmektedir (Arkitekt, 1948).

1950’li yıllara değin; Türkiye’de atölye üretimi olan mobilya sektörü, Türkiye’nin içine

girmiş olduğu sanayileşme süreci ile birlikte 1950’li yıllardan itibaren fabrikasyon üretime geçmiştir.

Baki Aktar ve Fazıl Aysu tarafından 1953 yılında kurulmuş olan Moderno firması, 1955 yılında Sadi

Öziş ve İlhan Koman tarafından (daha sonra Şadi Çalık’ın katılımıyla) kurulan Kare Metal firması

mobilya tasarımı ve üretimi konusunda öncü kuruluşlardır (Demirarslan, 2015). 1960’lı yıllarda

Akademi öğrencileri olan Yıldırım Kocacıklıoğlu ve Turhan Uncuoğlu’nun Interno Mobilya

Firmasını kurmaları, eş zamanlı olarak mimar Ratip Erhan ve Sadun Ersin’in Form adıyla bir mobilya

ve dekorasyon mağazası açmaları; Ankara’da Azmi ve Bediz Kozun MDP firmasını kurmaları

(Mobilya, Dekorasyon, Proje), yine Ankara’da Selçuk Millar ve Ali İhsan Şark’ın Şark Mobilya

firmasını kurmaları ve Turgut Cansever, Şevki Vanlı gibi isimlerin bu mağaza için tasarımlar

üretmeleri, Türkiye’de modern mobilyanın üretiminin önemli aşamaları sayılabilir (Şumnu, 2013).

Türkiye’de ilk seri üretim yapan mobilya fabrikası ise İzmir- Ödemiş’te kurulan Sim

Mobilya Fabrikası’dır. 1957 yılında ilk portatif seri üretim koltuğun üretildiği fabrika 1972 yılında

ilk yatak-divan (çek-yat) üretimini de gerçekleştirmiştir. Mobilyada seri üretim yapan şirketlerin

kurulması ve sunta, formika gibi çağdaş ürünlerin mobilya yapımında kullanılmaya başlanması

önemlidir. Kerimol Kardeşler’in 1954’de İstanbul Kartal’da kurdukları fabrikada mobilya yapımında

dönemin önemli bir malzemesi olan ilk sunta üretimi 1972’de gerçekleştirilmiştir (URL-6).

1970’li yıllarda metal mobilya ve büro mobilyaları üretimi gelişmeye başlamıştır. Bu arada

1974 yılında Türkiye’de ilk mobilya süpermarketinin (MEDAŞ) İstanbul’da açıldığı görülmektedir

(URL-6). Türkiye’nin ilk modüler ve panel mobilya üretimi yapan fabrikası (Kelebek Mobilya) ise

1978 yılında açılmıştır. Bu tarihten sonra ise modüler ve seri mobilya üretimi yapan kuruluşlar

Türkiye’de hızla artmıştır. 1985 yılında ilk kez Türk televizyonunda mobilya firması reklamı

yayınlanırken; ilk TSE belgesi alan mobilya 1987-1988 yılında üretilmiştir (Demirarslan, 2015). Son

yıllarda DATUMM (Dökümantasyon ve Arşivleme Türkiye’de Modern Mobilya- İzmir Ekonomi

Page 17: Turkish Studies - arastirmax...mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir sektör haline

19. Yüzyıldan Cumhuriyet Dönemine Türk Mobilya Sanatı ve Mobilya… 195

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/29

Üniversitesi’nde gerçekleştirilen bir bilimsel araştırma projesi) kapsamında Cumhuriyet döneminde

Türkiye’de mobilya tasarımı ve üretimi konusu detaylı olarak araştırılarak önemli bir dijital arşiv

çalışması yapılmaktadır.

Görülmektedir ki; mobilya üretimi Cumhuriyetin ilanından sonra bilhassa 1950’li yıllardan

itibaren ivme kazanmış ve bir sektör halini almıştır. Devlet İstatistik Kurumu Genel Sanayi ve

İşyerleri Sayımı geçici sonuçlarına göre; Türkiye’de mobilya sektöründe faaliyet gösteren işletme

sayısı 2002 yılında 29.346; 2009 yılında 45.564’dır. Bu alanda istihdam edilen kişi sayısı ise 2002

yılında 92.567, 2009 yılında 175.091 kişidir (TOBB, Türkiye Mobilya Ürünleri Meclisi Sektör

Raporu, 2012). 2014 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre ise mobilya sektörü imalat sanayi

içinde 20.867 işletme ile dördüncü, yarattığı 165.118 kişilik istihdam ile yedinci sırada yer

almaktadır. Mobilya sektöründeki işletme sayısı, imalat sanayisindeki işletme sayısının %10’unu

oluşturmaktadır (ÇKA, Mobilya Sektörü Araştırma Analiz Raporu, 2014, OAIB Mobilya Sektör

Raporu, 2016 ).

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre sektörde kayıt dışı firma oranı da %50-60

oranındadır. Bu durum da esasen mobilya üretim sektöründeki üretimin Türkiye’de çok daha fazla

olduğunu göstermektedir. Türkiye’de mobilya sektörü, pazarın yoğunlaştığı ve/veya orman

ürünlerinin yoğun olduğu belirli bölgelerde toplanmıştır. Önemli mobilya üretim bölgeleri toplam

istihdamdaki paylarına göre; İstanbul, Ankara, Bursa, Kayseri, Kocaeli, İzmir ve Adana şeklinde

sıralanmaktadır. Bunun dışında Bolu, Eskişehir, Sakarya, Zonguldak, Trabzon, Balıkesir, Antalya ve

Burdur'da da mobilya üretimi yapılmaktadır. İstanbul’da Masko (778 mağaza) ve Modoko (350

mağaza) yerleşimleri mobilya üretimi yapan küçük ölçekteki atölyelerin bir araya geldiği organize

sanayi bölgeleri olmaları açısından önemlidir. Başkent Ankara mobilya üretiminde her zaman için

önemli bir merkez olmuştur. Ankara’da 1960’lı yıllarda kurulan Siteler semtinde büyük ve küçük

ölçekte 10.000’i aşkın firma yer almaktadır. Bursa-İnegöl de önemli mobilya üretimi yapılan bir

merkezdir. Kayseri ise Türkiye’de en fazla mobilya üretimi yapan büyük kuruluşları kapsayan

önemli bir üretim merkezidir (OAIB, Mobilya Sektör Raporu, 2011). İzmir Karabağlar ve Kısıkköy

sektörün yoğunlaştığı bölgelerdendir. Yıldan yıla mobilya üretim hacminin artması, ihracatın

gelişmesi ve artması, mobilyada uluslararası alanda tasarım ve üretim standartlarının geliştirilmesine

de neden olmuştur. Sonuçta Türkiye mobilya tasarımı ve üretimine ilişkin kendi standartlarını

geliştirirken uluslararası standartlara da uygun mobilya üretimi gerçekleştirmektedir.

3. Sonuç

19. yüzyıla değin çok az sayıda hareketli eşya ile iç mekânda yaşamsal ihtiyaçların

karşılandığı Osmanlı toplumunda mobilya üretimi iskemle, rahle, çekmece, sandık üretimi gibi sınırlı

çeşitlerle ufak atölyelerde yapılmıştır. 19. yüzyılda Batılılaşma hareketlerinin mobilya kullanım

alışkanlıklarını etkilemeye başlamasına kadar olan süreçte “Hirfet” olarak isimlendirilen zanaat

grupları eşya üretiminde ön plandadır. Göçebe yaşamdan gelen alışkanlık ve geleneklere bağlı olarak

binayla birlikte şekillenen mobilyalar kullanıldıysa da Batı tarzı oturma mobilyalarına nadiren de

olsa Osmanlı saraylarında rastlanılmaktadır.

Ancak, Batı tarzı mobilyanın toplumun elit tabakasından başlayarak her tabakasına

yayılması ve Batı tarzı mobilya üretiminin başlaması 19. yüzyılda Batılılaşma hareketleri ile

olmuştur. Bu alanda yenilikçi padişah II. Abdülhamid ve onun kurmuş olduğu Tamirhane-i Hümayun

öncülük etmiştir. Tamirhane-i Hümayun saraya bağlı bir mobilya atölyesi olarak değil, idari yapısıyla

tam manasıyla bir fabrika olarak hizmet sunmuştur. Bu atölyede çalışan ustalar daha sonra kendi

atölyelerini ve fabrikalarını kurmuşlar ve mobilya üretiminin gelişmesine katkıda bulunmuşlardır.

Tamirhane-i Hümayun için yurtdışından getirtilen mobilya katalogları ve gereçler bu atölyeler

Page 18: Turkish Studies - arastirmax...mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir sektör haline

196 Deniz DEMİRARSLAN

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/29

tarafından da kullanılmış ve mobilya üretimine katkıda bulunulmuştur. Çok sayıda mobilya mağazası

açılmış ve mobilya satışı gerçekleştirilmiştir.

Batılılaşma hareketlerinin eğitim alanında getirdiği yeniliklerden Islahhaneler, Sanayi

Mektepleri ve Amerikan kolejlerinde marangozluk, ağaç işleri, döşemecilik gibi bölümlerin yer

alması ve eğitim verilmesi mobilya üretiminin gelişiminde önemli unsurlardır. 1822’de Sanayi-i

Nefise Mektebi’nin açılması ve bu okulda Dekoratif Sanatlar bölümü ile mobilya tasarımının ele

alınması bu konuda en önemli aşamalardan biridir.

Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde mobilya üretiminde yaşanan bu gelişmeler olduğu

gibi Cumhuriyet dönemine de yansımıştır. Eğitim alanındaki gelişmeler ve etkileri Cumhuriyetin ilk

yıllarında Halk Evleri, Çırak Okulları ve Köy Enstitüleri ile devam etmiştir. Sanayi-i Nefise

Mektebi’nin İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi olarak Cumhuriyet döneminde çalışmalarına

devam etmesi, başta Ankara ve İstanbul’da teknik okulların açılmasına da öncülük etmiş ve çok

sayıda mobilya tasarımcısı yetiştirilerek, üretim alanında çalışmalar yapılmıştır.

Osmanlı Dönemi’nde ithalat, fuar ve sergiler ile gelişen mobilya alanındaki uluslararası

ilişkiler Cumhuriyet döneminde de artarak devam etmiştir. Günümüzde ise mobilya sektörü İstanbul,

Ankara, Bursa, Kayseri, Kocaeli, İzmir ve Adana’da yoğunlaşmış olup; Türkiye ekonomisinin

önemli bir ihracat kolunu oluşturmaktadır. 1950’li yıllara değin; Türkiye mobilya endüstrisinde

çoğunluğu geleneksel yöntemlerle çalışan atölye tipi, küçük ölçekli işletmeler ağırlıkta iken 1957

yılından itibaren fabrikasyon üretimi başlamıştır. Ancak, 1990’lı yıllardan itibaren orta ve büyük

ölçekli işletmelerin katılımlarıyla ülke imalat sanayisi içinde % 3’lük üretim katkısıyla mobilya

üretimi önemli bilgi ve sermaye ağırlıklı imalat kolu olmuştur. Mobilya üretim miktarı ölçümlerinde

üretici firma sayısı, üretim miktarları, satış fiyatları, ihracat rakamları ile birlikte değerlendirildiğinde

ve inşaat sektörünün büyüklüğüyle sektördeki kayıt dışılık dikkate alındığında Türkiye mobilya

sektörü üretiminin 2023 yılında 25 milyar, ihracatın ise 10 milyar doları bulacağı tahmin

edilmektedir. 2001 yılından itibaren sürekli gelişen Türkiye mobilya sektörünün dünya mobilya

ihracatında 2012 yılı itibari ile 214 ülkeye yaptığı 1,9 milyar dolarlık ihracat kapasitesi ile 19. sırada

olması, Avrupa’da ise 14.sırada olması, sektörün büyüme potansiyelini ortaya koymaktadır (TOBB, Türkiye Mobilya Ürünleri Meclisi Sektör Raporu, 2012). Türkiye’de mobilya sektöründe yaşanan

tüm bu gelişmelerin ana kaynağını hiç kuşkusuz Osmanlı döneminde başlatılan ve Cumhuriyet

döneminde ivme kazanan çalışmalar oluşturmaktadır. Sonuç olarak özetlemek gerekirse;

-Sultan II. Abdülhamid’in mobilya sanatına ilgisi ülkede mobilya üretimini de artırmış; Batı

tarzı mobilyanın kullanımı halk arasında yaygınlaşmıştır. Bu durum da konut planlamasının yeni

mobilya kullanımıyla değişmesine yol açmıştır.

-Tüm bu gelişmeler ile “Âdâb-ı Muaşeret” kuralları Osmanlı toplumunda gelişerek

yaygınlaşmıştır.

- Tamirhane-i Hümayun sadece bir marangozluk atölyesi olarak değil; sanat-tasarım

akademisi olarak görev yapmış bir kuruluştur.

-Tamirhane-i Hümayun’u takiben açılan diğer sanayi mektepleri ile yerel üretim gelişmiş ve

hız kazanmıştır. Tamirhane-i Hümayun’da yetişmiş mobilya ustalarının teşvikiyle yeni açılan

mobilya fabrikaları sayesinde Cumhuriyetin ilk dönemlerinde mobilya üretimi ülkede bir sanayi

sektörü halini almıştır.

-Sanat-tasarım ve üretim alanlarında gelişim olduğu kadar konuyla ilgili sigortacılık,

işletmecilik ve eğitim alanlarında da ilerlemeler kaydedilmiştir.

Page 19: Turkish Studies - arastirmax...mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir sektör haline

19. Yüzyıldan Cumhuriyet Dönemine Türk Mobilya Sanatı ve Mobilya… 197

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/29

- Günümüzde Uluslararası standartlar ve kalite koşullarına uyum sağlayabilmek için insan

sağlığı ve çevre koşullarına uluslararası kurallar dâhilinde sektör çalışmalarının uyum sağlaması, bu

ölçütlere uygun üretim yapılması ve bunların ölçümü için gerekli laboratuvarların kurulması

gerekmektedir.

- Mobilya sektöründe istihdam edilen işgücünün eğitim düzeyinin artırılması yönünde

çalışmalar yapılması ve mobilya sektörüne istihdam sağlayacak üniversitelerin ilgili bölümlerine

destek verilmesi yönünde politikalar geliştirilmesi gerekmektedir.

- Türk mobilya sektörünün yurt dışındaki tanıtımı için faaliyetler düzenlenmesine ihtiyaç

duyulmaktadır.

KAYNAKÇA

Akın, N., (2002). 19. yy.’ın İkinci Yarısında Galata ve Pera. İstanbul: Literatür Yayınları.

Akça, G. (2017). Fütüvvetçilikte ve Türk fütüvvetçiliğinde (ahilik) ideal insan ve ahlâkı. Turkish

Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or

Turkic, Volume 12/3, s. 41-58.

Annuaire Commercial Turc. Edition 1924- 1925.İstan bul

Arıburun, L.N. E., (2012). 19. Yüzyıl Osmanlı Saray Mobilyaları: Batılılaşma Etkisi ve Biçimsel

Açıdan Yemek Kültüründeki Değişim Süreci. İstanbul: İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen

Bilimleri Enstitüsü, Dr. Tezi.

Artukoğlu, P., (2009). Batılılaşma’nın Osmanlı Aile Yaşamındaki İzleri, 7. Uluslar arası Türk

Kültürü Kongresi Türk ve Dünya Kültüründe İstanbul, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek

Kurumu Atatürk Kültür Merkezi, 5-10 Ekim 2009, Ankara 47-57.

Baskıcı, M. (2002). Osmanlı Anadolu’sunda Sigorta Piyasası 1860- 1918. Ankara Üniversitesi SBF

Dergisi. Cilt: 57, Sayı: 4.

Bicik, M. (2008). Bilinmeyen Yönleriyle II. Abdülhamid. İstanbul: Akis Kitap.

BOA/ Y. PRK. SGE/ 4/1 numaralı, Hicri 05/M/1308 (Miladi 21 Ağustos 1890) tarihli belge.

Boratav,K. (2007). Türkiye İktisat Tarihi. İstanbul: İmge Yayınları.

Çınar, H., (2005). An Overview of the Furniture Design Education and the Furniture Industry in

Turkey, Education and Science. 2005, Vol. 30, No 137 (82-88).

ÇKA, Mobilya Sektörü Araştırma Analiz Raporu, 2014.

Demirarslan, D. (2006). Batılılaşma Etkisiyle Osmanlıda Oturma Mobilyasının Gelişimi, Arkeoloji

Sanat Dergisi, Sayı 122 Mayıs.

Demirarslan, D., (2009). Batılılaşma/ Modernleşme Sürecinde Türk Barınma Kültüründeki

Değişimin İstanbul Kent Dokusuna Yansımaları, 7. Uluslar arası Türk Kültürü Kongresi

Türk ve Dünya Kültüründe İstanbul, Ankara: Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu

Atatürk Kültür Merkezi, 5-10 Ekim 2009.

Demirarslan, D.,(2014).Sultan Abdülhamid Han’ın Mobilya Sanatına İlgisi, Sultan II.Abdülhamid

Sempozyumu, Bildiri kitabı, Ankara: Türk Tarih Kurumu, 3. Cilt, 2014, s: 159-200.

Page 20: Turkish Studies - arastirmax...mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir sektör haline

198 Deniz DEMİRARSLAN

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/29

Demirarslan, D. (2015).Standardization of Furniture Design and Production in Turkey, 12th

International Conference Standardization, Protypes and Quality: A Means of Balkan

Countries’ Collaboration. Kocaeli, 22-24 October 2015, 355-360.

Demirarslan, D. (2016). The Development of Furniture Production in Ottoman Empire and Its

Reflections to the Republic Period, II. Uluslararası Mobilya Kongresi, Bildiri Kitabı, Muğla,

13-15 Ekim 2016.

Demiryürek, M. (2010). Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Değişen Moda Anlayışının Edebiyata

Yansımaları (1860-1923). Turkish Studies. Vol. 5/3, Summer 2010.s. 1009-1043.

Emiroğlu, K., (2001). Gündelik Hayatımızın Tarihi, Ankara: Dost Yayınları.

Etingü, T. (1966). Sultan Hamid’in Mobilyası. Hayat Tarih Mecmuası. Nisan -1966, sayı:3.

Genç, Y., Küçük, M., Gündoğdu ,R., Satar, S., Karaca, İ., Yıldırım, H.,O., Yılmaz, N. (2010).

Başbakanlık Osmanlı Arşivleri Rehberi. İstanbul: T.C. Başbakanlık Devler Arşivleri Genel

Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, yayın no: 108.

Genç, H., (2010). Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Zonguldak’ta Nüfus, Ticaret ve Sanayi (1920–1932).

ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 6, Sayı 12, s. 137–152.

Göker, M. (2009). Türklerde Oturma Elemanlarının Tarihsel Gelişim Süreci. Zeitschrift für die Welt

der Türken, Journal of World of Turks. Vol. 1, No. 1, 163-169.

Hammer, J. (1836). Histoire de l’Empire Ottoman. Çev. Heller, J., Paris.

Hitzel, F., Perot, J., Anhegger, R. (2001). Hatice Sultan ve Melling Kalfa. İstanbul: Türk Tarih Vakfı

Yayınları.

Hitzel, F. (2010). Harp ve Sulh Avrupa ve Osmanlılar. İstanbul: IFEA Kitapevi.

İnalcık, H., Göyünç, N., Lowrey, H. (1982). Osmanlı Araştırmaları III. İstanbul.

İrez, F., (1988). XIX. Yüzyıl Osmanlı Saray Mobilyası. Ankara: Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Kurumu

Atatürk Kültür Merkezi Yayını.

İsmail, N. (1933). “Güzel San’atların Memleketimizde İnkişafına Dair Proje ve Kanun Layihaları

Esbabı Mucibe Raporu”, Arkitekt, s.7.

Faroquhi, S. (2002). Osmanlı Kültürü ve Gündelik Yaşam. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları.

Kalyoncu, H. (2015). ‘Ehl-İ Hiref-İ Hassa’ Teşkilatının Osmanlı Kültür Ve Sanat Yaşamındaki Yeri

Ve Önemi. International Journal of Social Science, Number: 33, s. 279-294.

Kapcı, H. (2013). Osmanlı Eğitim Sisteminde Disiplin: Darülhayr-İ Âli Örneği. Uluslararası Sosyal

Araştırmalar Dergisi. Cilt: 6, Sayı: 28, Volume: 6 Issue: 28,Güz 2013.

Koç, B., Baskıcı, M. (2013). Bozkırdan Sanayinin Başkentine Ankara Sanayi Tarihi. Ankara Sanayi

Odası.

Küçükerman, Ö., (1998). Osmanlı İmparatorluğu’nda Mobilya- I. Tombak Antika Kültürü

Koleksiyon ve Sanat Dergisi, Sayı 21, s. 22-30. İstanbul.

Mobilya Meselesi. (1948). Arkitekt. sayı:199-200, sayfa: 173-177.

OAIB, Mobilya Sektör Raporu, 2011.

OAIB, Mobilya Sektör Raporu, 2016.

Page 21: Turkish Studies - arastirmax...mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir sektör haline

19. Yüzyıldan Cumhuriyet Dönemine Türk Mobilya Sanatı ve Mobilya… 199

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/29

Ortaylı, I. (2008). Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi. Ankara: Cedit Neşriyat.

Osmanoğlu, A., (2008). Babam Sultan Abdülhamid. ed. Elif Çakır. Selis Kitaplar: 86, İnceleme -

Araştırma: 17. İstanbul: Selis Kitaplar.

Özer, İ., (2005). Batılaşma ya da Batılılaşma. İstanbul: Truva Yayınları.

Özkaraman, S.M., (2004). Türkiye’de 1800-2004 Yılları Arasındaki Değişim Süreci İçinde Tasarımı

Etkileyen Faktörler ve Bir Örnek Olarak Mobilya Üretimi Modeli. Doktora Tezi. İstanbul:

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi.

Ökçün, G., (1970). Osmanlı Sanayi 1913- 1915 Yılları Sanayi İstatistiki. Tarihi İstatistikler Dizisi,

Cilt 4. Ankara: T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü.

Öztel, M., (2011). Osmanlı Devleti’nde Sosyoekonomik Yapısıyla Öne Çıkan Vilayet ve Sancakların

Kamu Maliyesindeki Yeri ve Önemi (1325-1327/1909-1912), Maliye Dergisi, Sayı 160

Ocak -Haziran 2011, 204-227.

Şehsuvaroğlu, H., “Eski İskemle ve Koltuklara Dair”,

http://earsiv.sehir.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/11498/17687/001583556010.pdf?seq

uence=1&isAllowed=y, erişim tarihi: 27.06.2015.

Semiz, Y., Kuş, R., “Osmanlı’da Mesleki Teknik Eğitim, İstanbul Sanayi Mektebi,

http://turkoloji.cu.edu.tr/GENEL/yasar_semiz_recai_kus_osmanlida_mesleki_teknik_egiti

m.pdf, erişim tarihi: 27.06.2015.

Şahin,H., (2011). Osmanlı Döneminde Maraş’ta İktisadi Faaliyetler: 19. Yüzyılın Sonu ve 20.

Yüzyılın Başlarında, Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi

(http://sbe.gantep.edu.tr) 2011 10(3):1057 -1076.

Şumnu, U. (2013). Erken Cumhuriyet Döneminde Mobilya. Ankara: İç Mimarlar Odası Yayını, 2013.

TCBDA/CAK, 18/12/1939, 17447, 166.155.6

TCBDA/CAK, 2/17788, 25/4/1942

TCBDA/CAK, 2/17928, 20/5/1942

Terzi, A., (2000). Hazine-i Hassa Nezareti. Ankara: Türk Tarih Kurumu.

TOBB, Türkiye Mobilya Ürünleri Meclisi Sektör Raporu, 2012.

Tosun, Ç., B., Özsu, A.C., (2014). “Cumhuriyet Döneminin Art Deco Mobilya Tasarımları:

Selahattin Refik Sırmalı ve Atatürk’ün Çalışma Odası”, Ankara Araştırmaları Dergisi

Journal of Ankara Studies, 2(2), 216-235, Aralık/December 2014.

Turan, G. (2009). Türkiye’de Erken Cumhuriyet Dönemi Zanaat ve Endüstri Üretiminde Tasarım.

İstanbul: İstanbul Teknik Üniversites, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Dr. Tezi.

Türkoğlu, S., (1999).Marangoz Padişah Sultan II. Abdülhamid, Antik Dekor Dergisi, Sayı: 50.

Yazıcıoğlu, H., (2001). Safranbolu Tarihi. İstanbul: Şa-To Türkiyat Yayınları.

Uzunarslan, Ş., (2002). Erken Cumhuriyet Dönemi Konutlarında Mekân ve Mobilya. Sanatta Yeterlik

Tezi. İstanbul : Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü İç

Mimarlık Ana Sanat Dalı.

URL-1: Yıldırım, M.A., “II. Meşrutiyet Devrinde Vilayet Sanayi Mekteplerini Yeniden

Yapılandırma Girişimleri: Vilâyet Sanayi Mektepleri Tertibatı,”,

http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18/1744/18525.pdf, erişim tarihi: 27.06.2015.

Page 22: Turkish Studies - arastirmax...mobilya yapımı ve mobilyaya ilişkin alanlarda teknik eğitim veren kurumlar ile bunların Cumhuriyet döneminde mobilya üretiminin bir sektör haline

200 Deniz DEMİRARSLAN

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/29

URL-

2:http://www.houshamadyan.org/en/mapottomanempire/vilayetofmamuratulazizharput/har

putkaza/economy/trades.html, erişim tarihi: 27.06.2015.

URL 3: http://www.datumm.org/tr/firma?id=12, erişim tarihi: 27.06.2015.

URl- 4: http://www.yaylahaber.com/iskilip/iskilip-halk-egitim-yeni-binasina-tasindi.htm, erişim

tarihi: 27.06.2015.

URL-5: http://www.ito.org.tr/itoyayin/0017976b.pdf, erişim tarihi: 03.11.2017.

URL-6: http://www.datumm.org/tr/hakkimizda

Yasa, B., D., (2013). 19. Y.Y.’dan Cumhuriyete Osmanlı İmparatorluğu’ndan Devralınan

Girişimcilik Mirası. Akademik Bakış Dergisi, Sayı: 39 Kasım – Aralık 2013.

Yaşar, F.T. (2012). Geç Dönem Osmanlı Âdâb-ı Muaşeret Kitaplarında Hane Tanzimi ve Salon

Adabı. Turkish Studies. Vol 7/2, 2012, s. 2919-2938.

Yavuz, Y., (2003). Kimliğinin İzinde III: Yeni Başkentte, M. Vedat Tek: Kimliğinin İzinde Bir Mimar

içinde, Haz. Batur, A., 173-215, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

Yurttadur, O., Cimilli, C. III. Selim Ve Döneminde Osmanlı Sarayı’ndaki Kültürel Hayatın Sanat

Ve Mimarideki Etkileri. Kalemişi Dergisi. Cilt 3, Sayı 5, s. 121- 146.