Ünite 1 Özet bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 Özet aktÇ...

25
1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur FİLHB Bu tür örgütlenmelerde kararlar katılımcı aktörlerin, yani ulus-devletlerin doğrudan kendilerince alınır. Buna göre, uluslararası örgütlerin katılımcılarının onaylamadıkları bir kararın alınması mümkün değildir Bütünleşme kavramı ise egemen devletlerin bir arada yeni bir siyasal, ekonomik, sosyal veya kültürel alanda bir birlik meydana getirmeleri şeklinde açıklanabilir. Ulusüstücülük (Supranasyonalite), ulus devletin otoritesinden daha üstün ve iradesiniulus-devlete kabul ettirebilme kapasitesine sahip bir otoritenin varlığına işaret etmektedir. Bu bakımdan federalizm, belirli bir coğrafyadaki ülkeler arasındaki işbirliği ve yakınlaşma süreçleri anlamına gelen bölgeselleşme kavramı açısından da ele alınmaktadır. bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ilk teoridir. 18. Yüzyıldan itibaren G.W.F. Hegel ve Jean-Jacques Rousseau gibi düşünürler tarafından savunulmuştur Hükümetlerarasıcılık, devletler arasında egemen bağımsızlık temelinde gerçekleşen karşılıklı ilişkileri ifade etmektedir. Hükümetlerarasıcılık, genelde ulusüstücülük yaklaşımına ve özelde de federalizme karşı bir söylemdir. Hükümetlerarası nitelikteki örgütlenmelerin temel felsefesi, her üye devletin en azından hayati önemde gördüğü konularda itiraz (veto) hakkına sahip olmasıyla devletlerin egemenliğinin korunacağıdır. “Kuşkuculuk” (Euroscepticism) veya “kötümserlik” (pessimism) olarak da ifade edilen bu bakış açısı, AB bütünleşmesinin ulus-devletin egemenliğini zayıflattığı, bu nedenle bütünleşmenin yavaşlatılmasını, durdurulmasını ve bazen de bu süreci bitirecek adımların atılmasını desteklemektedir. Yeni Kurumsalcılık yaklaşımı, siyasal aktörlerin davranış ve kararlarını belirlemede kurumların önemli olduğu temel varsayımına dayanmaktadır. Konfederasyon, üye devletlerini egemenliklerinin oy hakkı yoluyla korunduğu bir siyasal birliktir Fransa ile İngiltere arasında bir daha savaş yaşanmaması yolundaki çabalardan ilham alan William Penn’in 1693’te yazdığı “Avrupa’nın Şimdiki ve Gelecekteki Barışı Üzerine Deneme” başlıklı kitap, bu döneme ait bir Avrupa örgütlenmesi planıdır. İspanya Veraset Savaşları’nı sonlandıran ve günümüz Avrupa’sının temellerini atan 1713 tarihli Utrecht

Upload: vankhuong

Post on 01-Nov-2018

216 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

1

Ünite 1 ÖZET

AKTÇ kuran ülkeler

İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve

Lüksenburg’dur FİLHB

Bu tür örgütlenmelerde kararlar katılımcı aktörlerin,

yani ulus-devletlerin doğrudan kendilerince alınır.

Buna göre, uluslararası örgütlerin katılımcılarının

onaylamadıkları bir kararın alınması mümkün değildir

Bütünleşme kavramı ise egemen devletlerin bir arada yeni

bir siyasal, ekonomik, sosyal veya kültürel alanda bir birlik

meydana getirmeleri şeklinde açıklanabilir.

Ulusüstücülük (Supranasyonalite), ulus devletin

otoritesinden daha üstün ve iradesiniulus-devlete kabul

ettirebilme kapasitesine sahip bir otoritenin varlığına işaret

etmektedir.

Bu bakımdan federalizm, belirli bir coğrafyadaki

ülkeler arasındaki işbirliği ve yakınlaşma

süreçleri anlamına gelen bölgeselleşme kavramı

açısından da ele alınmaktadır.

bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ilk teoridir.

18. Yüzyıldan itibaren G.W.F. Hegel ve Jean-Jacques

Rousseau gibi düşünürler tarafından savunulmuştur

Hükümetlerarasıcılık, devletler arasında egemen

bağımsızlık temelinde gerçekleşen karşılıklı ilişkileri ifade

etmektedir.

Hükümetlerarasıcılık, genelde ulusüstücülük yaklaşımına ve

özelde de federalizme karşı bir söylemdir.

Hükümetlerarası nitelikteki örgütlenmelerin temel felsefesi,

her üye devletin en azından hayati önemde gördüğü

konularda itiraz (veto) hakkına sahip olmasıyla devletlerin

egemenliğinin korunacağıdır.

“Kuşkuculuk” (Euroscepticism) veya “kötümserlik”

(pessimism) olarak da ifade edilen bu bakış açısı, AB

bütünleşmesinin ulus-devletin egemenliğini zayıflattığı, bu

nedenle bütünleşmenin yavaşlatılmasını, durdurulmasını ve

bazen de bu süreci bitirecek adımların atılmasını

desteklemektedir.

Yeni Kurumsalcılık yaklaşımı, siyasal aktörlerin davranış

ve kararlarını belirlemede kurumların önemli olduğu temel

varsayımına dayanmaktadır.

Konfederasyon, üye devletlerini egemenliklerinin oy hakkı

yoluyla korunduğu bir siyasal birliktir

Fransa ile İngiltere arasında bir daha savaş yaşanmaması

yolundaki çabalardan ilham alan William Penn’in 1693’te

yazdığı “Avrupa’nın Şimdiki ve Gelecekteki Barışı

Üzerine Deneme” başlıklı kitap, bu döneme ait bir Avrupa

örgütlenmesi planıdır.

İspanya Veraset Savaşları’nı sonlandıran ve günümüz

Avrupa’sının temellerini atan 1713 tarihli Utrecht

Page 2: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

2

Antlaşması ise Avrupa’da Respublica Christiana teriminin

geçtiği son uluslararası antlaşma olmuştur (Nexon, 2006:

260).

Bundan sonra Avrupalılık bilinci, salt Hıristiyanlık bağı ile

ele alınmaktan vazgeçilmiştir.

Aydınlanma dönemi; akılcı düşünceyi vurgularken,

geleneksel ve değişmez kabul edilen varsayımlardan,

önyargılardan ve ideolojilerden arınmak, bu sayede de

skolastik düşünceden ve kilisenin etkisinden kurtulmak

anlamına gelmiştir.

İngiltere’de 18. Yüzyılın ikinci yarısında sanayi devriminin

başlaması ve bütün Kuzeybatı Avrupa’ya yayılması,

Avrupa’nın yeni kimliğinin belirleyici unsuru olmuştur

Ticaret Anlaşması ilk olarak 1786 yılında, Fransa ile

İngiltere arasında bir ticaret anlaşması imzalanmıştır

Alman Aydınlanması’nın filozofu Immanuel Kant ise 1795

yılında kaleme aldığı “Ebedi Barış Üzerine” başlıklı

çalışmasında, Avrupa’da sürekli barış ortamını sağlayacak

bir ‘Avrupa Birleşik Devletleri’nin oluşturulması fikrini

ortaya atmıştır

Edmund Burke 1796’da “hiçbir Avrupalı, Avrupa’nın hiçbir

yerinde tam anlamıyla sürgünde sayılamaz” diye yazdığı

zaman ‘Avrupa düşüncesi’ gerçekleşmiştir

1924 yılında Pan-Avrupa Hareketi

(Pan-European Movement) kurulmuştur.

Kalergi’nin Pan-Avrupa Birliği’nin ilk

şubelerinden biri ise Estonya’nın başkenti Talinn’de

1923 yılında açılmıştı (

Bütünleşme girişimlerine de tanık oluyoruz. Bunlardan ilki

1932 yılında Belçika, Hollanda ve Lüksemburg

arasında imzalanan Ouchy Sözleşmesi ile oluşturulan

Benelüks ülkeleri grubudur.

1958 yılında Benelüks Ekonomik Birliği kurulmuştur.

NATO’nun kurucu ülkeleri

arasında yer alan Norveç, İzlanda ve Danimarka;

yanlarına tarafsız devlet olan İsveç’i de alarak Kuzey

Konseyi’ni (Nordic Council) 1952 yılında kurmuşlardır.

Avrupanın Bütünleşmesi; öncelikleri şöyle

• Avrupa ekonomisinin yeniden güçlendirilmesi,

• Almanya’nın ve hegemonya iddiasıyla ortaya

çıkabilecek bir başka Avrupa devletinin

bütün Avrupa’yı güç ve şiddet yoluyla ele

geçirmeye yönelik politikalarının engellenmesi,

• SSCB’nin yayılmacı politikasının engellenmesi,

• Siyasi ve ekonomik açıdan güçlü bir konuma

gelebilmek ve SSCB ile ABD’nin

ardından üçüncü bir güç olabilmek için

Avrupa’da siyasi bir birlik oluşturulması.

Gaulle şunlardan oluşan bir barış planı

öngörmüştü (Akalın, 2006: 9):

• Batı Almanya’nın Fransız, İngiliz, Belçika

ve Hollanda ordularınca işgal edilmesi ve

bir Rehn Cumhuriyeti’nin kurulması,

• Rehn Vadisi’nin uluslararasılaştırılması,

• Tazminat bedeli olarak bölgedeki kömürün

Fransa’ya verilmesi,

• Saar eyaletinin ekonomik olarak Fransa ile

bütünleştirilmesi,

• Almanya’nın silahtan arındırılması.

**Fakat Jean Monnet bu plana karşı çıkmış

Monnet’in savunduğu

plan ise şunları kapsamaktaydı (Akalın,

2006: 58):

• Avrupa’nın ekonomik, siyasal ve kültürel

alanda birleştirilmesi,

• Ticaretin serbestleştirilmesi,

• Avrupa ile ABD arasında ekonomik ve siyasi

bağlar oluşturulması,

• Avrupa Birleşik Devletleri’nin yaratılması.

İngiltere ve Fransa’nın savunma amaçlı olarak

9 Mart 1947’de Dunkirk Antlaşması’nı imzalaması,

Churchill’in teklifinin ilk somut göstergesi

olmuştur.

Yeni İşlevselcilik (Neo-Fonksiyonalizm) olacaktır. Yeni

İşlevselcilik, Ernst B. Haas tarafından kaleme alınan ve ilk

kez 1958’de yayınlanan The Uniting of Europe: Political,

Social, and Economic Forces, 1950-1957 (Avrupa’nın

Birleştirilmesi: Siyasi, Sosyal ve Ekonomik Güçler, 1950-

1957) başlıklı kitapta ortaya atılmıştır.

Page 3: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

3

Ünite 2 ÖZET

Marshall Planı ile 1947’de ABD’nin verdiği ekonomik

destek ise Avrupa’da ekonomik bütünleşmeye zemin

hazırladı.

Fransa ve Almanya’yı bütünleşmeye

götüren ana sebep ise Ruhr havzası oldu.

İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda Almanya,

dört galip devlet arasında bölündü: ABD, Fransa,

İngiltere ve SSCB. 1948-1949 yılları arasında

Sovyetler Birliği’nin Berlin ile Batı arasındaki ulaşım

yollarını bloke ettiği Berlin ablukası, ABD,

İngiltere ve SSCB arasındaki 1945 tarihli Yalta ve

Potsdam Antlaşmaları’nın çökmesi ve Soğuk Savaş

geriliminin tırmanması anlamına gelmekteydi

Federal Almanya Cumhuriyeti; ABD, İngiliz ve Fransız

işgal bölgelerinin birleşmesiyle Haziran 1949’da kuruldu.

Doğu Almanya’da ise Demokratik Alman Cumhuriyeti

kuruldu ve komünist rejim altında yönetilmeye başladı

ABD Başkanı Harry S. Truman’ın Amerikan

Kongresi’nde

Truman Doktrini, Mart 1947’de açıkladığı komünist

saldırıya uğrayan tüm Avrupa ülkelerine yardım etme sözü

verdi.

Marshall Planı da (Avrupa İyileşme Programı) bu doktrinin

devamı niteliğindeydi.

İngiltere, Fransa ve Benelüks ülkeleri arasında

Mart 1948’de imzalanan Brüksel Antlaşması

NATO 1949 da kurulmuştur.

Türkiye NATO’ya 1952 de üye olmuştur.

Hem Jean Monnet hem de Robert Schuman, Avrupa

bütünleşmesine inanan ve bu yöndeki fikirle rin siyasal

eyleme aktarılması gerektiğini savunanbürokratlardı.

Mayıs 1950’de açıklanan Schuman Deklarasyonu,

ulus-üstü bir kömür ve çelik örgütü ile

hem Ruhr sorununa çözüm bulunmasını hem de

Alman sorununun Avrupa Birliği içinde eşitlik ve

ayrımcılığa maruz kalmadan çözülmesini mümkün

görüyordu

18 Nisan 1951 tarihinde, Avrupa Kömür ve Çelik

Topluluğunu (AKÇT) kuran Paris Antlaşması

Fransa, Almanya, İtalya, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg

arasında imzalandı.

Antlaşmanın yasama

organlarınca onaylanmasının ardından, 25 Eylül

1952 tarihinde AKÇT fiilen kuruldu.

Ulus-üstü karar verme yetkisine sahip Yüksek Otorite’nin

başkanlığına Jean Monnet atandı.

1955 yılında Almanya’nın NATO’ya kabul edildi.

25 Mart 1957 tarihinde imzalanan Roma Antlaşmaları ile

AET ve EURATOM kuruldu.

1958’de yürürlüğe giren Roma Antlaşmaları ile Altılar üç

sektörde ortak pazar oluşturmayı hedeflediler: enerji, tarım,

ulaştırma. Planlanan bu ortak pazar girişiminin ilk adımı

ise gümrük birliğiydi

Üç topluluğun (AKÇT, AET, EURATOM) ayrı kurumsal

yapıları, yani Komisyonu ve Bakanlar Konseyi vardı. Ayrıca,

bu toplulukların ortak bir Adalet Divanı ve Parlamentosu

bulunuyordu. Nihayet 8 Nisan 1965 tarihinde imzalanan

Birleşme Anlaşması (Füzyon Anlaşması) ile tek çatı altında

üç topluluk birleşmiş ve Avrupa Toplulukları (AT) olarak

anılmaya başlanmıştı. Bu anlaşmayla üç topluluk için, tek

Avrupa Komisyonu ve tek Avrupa Konseyi oluşturuldu

AT’nin ilk genişlemesi, de Gaulle’ün 1969 yılındaki

istifasının ardından üyeliğe uygun şartların oluşmasıyla

gerçekleşti. 1973 yılında İngiltere, Danimarka ve İrlanda

Topluluklara katıldı

Page 4: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

4

Norveç, üyelik için referandum düzenledi ve Norveç

halkının Topluluklara üye olmayı reddetmesi sonucunda bu

sürecin dışında kaldı.

Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle,

İngiltere’nin başvurusunu veto etti.

Fransa, 1965’te oybirliği ile karar alınması gereken

oturumlara katılmayarak yedi ay süren “boş sandalye

krizi”ne yol açtı.

Bretton Woods

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından kurulan Bretton Woods

sisteminin amacı, kur piyasalarında istikrarı sağlamaktı. Bu

amaçla Uluslararası Para Fonu (IMF), para birimlerinin altın

ve ABD Doları ile dönüştürülebilirliğini sağlıyordu.

1971 yılında Bretton Woods sistemi sona erdi.

1972 yılında AET üyeleri

Avrupa para yılanı sistemini kurdu ve kendi ulusal

para birimlerini ABD Doları karşısında iki yönlü

% 2,25 bandında tutmaya çalıştı

Türkiye, Avrupa Topluluğu’na 31 Temmuz

1959’da (Yunanistan’dan iki ay sonra) ortaklık

başvurusu yapmıştır.

Türkiye tam üyelik başvurusunu ise 14 Nisan

1987’de yaptı

17 Şubat 1986’da imzalanan Avrupa Tek Senedi’nin

(ATS) temel amacı da Ortak Pazarın Avrupa sanayisi

ve ticareti için faydalarını gözetmekti.

Ancak ATS’nin getirdiği ve başarısını borçlu olduğu

en önemli anayasal değişiklik/reform, Ortak

Pazarın tamamlanmasına ilişkin kararların “oy çokluğu”

ile alınması olmuştur

1 Ocak 1993

itibariyle de Ortak Pazara geçiş fiilen tamamlandı

Berlin Duvarı’nın 11 Kasım 1989’da yıkılması,

Avrupa’yı yeni bir siyasal düzenin oluşturulması ve

ekonomik öncelikler belirlenmesiyle karşı karşıya bıraktı.

1985 yılında Sovyetler Birliği Komünist Partisi

Genel Sekreteri seçilen Mikhail Sergeyevich Gorbachev

(Gorbaçov), uyguladığı glasnost (açıklık) ve

perestroika (yeniden yapılanma) siyasal ve ekonomik

reformlarıyla Sovyetlerin sorunlarına öncelik

tanımak ve yeni açılımlar getirmek istedi.

Page 5: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

5

Ünite 3 ÖZET

Page 6: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

6

Page 7: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

7

1-Öneri Aşaması

2-İlk okuma aşaması

3-İkinci okuma aşaması

4-Uzlaşma aşaması

5-Üçüncü okuma aşaması

Page 8: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

8

1-Yönlendirici İlkeler

2-Göstergeler ve Kıstaslar

3-Yeprel Politikaya aktarma

4-Gözetim ve Değerlendirme

Avrupa Parlementosu;

AB Zirvesi ;

Page 9: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

9

Ünite 4 ÖZET

1-Yetki

2-Norm koyma

3-Normatif etki ve

4-Uyuşmazlık Çözümü yönünden

İkici (Düalist) Görüş;

Uluslararası hukuk ile ulusal hukuk düzenini birbirinden ayrı,

bağımsız hukuk düzeni olduğunu belirtir, dolayısıyla bu

hukuk düzenlerinden birisi diğerini kendiliğinden

etkileyemez.

Tekçi (Monist) Görüş;

Başlıca Tadil/Değişiklik Antlaşmaları;

Page 10: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

10

1-Birincil Hukuk

2-Yazılı olmayan hukuk

3-AB Temel haklar şartı

4-AB’nin uluslararası anlaşmaları

5-İkincil Hukuk

Birincil Hukuk; Normlar hiyerarşisinin en tepesinde yer

almakta ve üye devletlerin kurucu nitelikli tasaruflarını

içekmekte, yani şu duzenlemelerden oluşmakta

-Kurucu antlaşmalar,

-Kurucu antlaşmalarını değiştiren antlaşmalar

-Katılım antlaşmaları

İkincil Hukuk; AB kurumlarını yetkileri çerçevesinde kabul

ettiği hukuktur ve normlar hiyerarşisinin en altında yer

almaktadır.

-Yasama tasarrufları

-Yetki devrine dayanan tasarruflar

-Uygulama tasarrufları

Öncelik İlkesi;

Öncelik ilkesi KAPSAMI;

Öncelik ilkesi kapsamı 4 yönden aydınlatılabilir.

1-AB hukukun kaynaklarından hangileri açısından

kullanılabilir.

2-Hangi ulusal hukuk kapsamında öncelikle uygulanır

3-Kim tarafından dikkate alınmalıdır.

4-Nasıl sonuç doğurmaktadır.

Page 11: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

11

Devlet Sorumluluğu ilkesinin koşulları:

1-İhlah edilen AB hukuku kuralı bireylere hak tanımayı

amaçlamalıdır.

2-AB hukuk yeterince ciddi biçimde ihlal edilmiş olmalıdır.

3-AB üyesi devletin AB hukukunu ihlali ile mağdur tarafların

uğradığı zara arasında doğrudan illiyet bağ olmalıdır.

Page 12: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

12

Ünite 5 ÖZET

*Dış Politika ve Avrupa Birliği

1Aralık 2009’da yürürlüğe giren Lizbon Antlaşması

Karar alma mekanizması, dış politika kararlarının yapıldığı

surecin ozunu oluşturmaktadır. Bu surec, dış politikada

kararın alınmasında takip edilen aşamaların ve kararların

alınmasına katılan kişilerin, kurumların ve kuruluşların

incelenmesiyle ilgilidir.

Karen Smith ;“Avrupa Dış Politika Sistemini Anlamak”

başlıklı makalesinde Karen Smith de bu durumu göz önünde

bulundurarak; Avrupa dış politikası sistemini özerklik ilkesi

ve karar alma usulleri üzerinden açıklamış, Avrupa dış

politikasını bütüncül bir sistemden ziyade, bir topluluk dış

politikası olarak tanımlamıştır.

Jordi Vaquer Fanes’in de altını cizdiği gibi, Avrupa dış

politikası “bir uluslararası ilişkiler sistemi, ulusal aktörlerin

kısmen ortak kısmen ise ayrı uluslararası faaliyetlerde

bulundukları toplu bir kurumdur”

*Ortak Dış ve Güvenlik Politikasının (ODGP) Tarihsel

arka planı

Maastricht Antlaşması’nın 128. Maddesinde AB’nin kultur

politikası şu şekilde yer almaktadır: “Birlik,

uye ulkelerin kültürlerinin gelişmesine katkıda bulunacak, bir

yandan da milli ve bölgesel farklılıklarına saygı duyacak,

aynı zamanda ortak kültürel mirası on plana cıkartacaktır.”

Birlik, kultur politikasında olduğu gibi, dış ve guvenlik

politikasında da bir yandan ulusal cıkarlara ve ulusal

politikalara halel getirmeme cabasındayken, diğer yandan da

ortak bir dış politikayı on plana cıkarma gayreti icindedir.

-Avrupa devletleri, ortak bir dış politika

oluşturulması hususunda ilk hukuki ustlenmeyi 1 Temmuz

1987’de yururluğe konulan Tek Senet ile sağlamışlardır.

ODGP hedeflerine ulaşılabilmesi icin Maastricht

Antlaşması’nda “işbirliği,” “ortak tutum” ve

“ortak eylem” olmak uzere uc tur arac ongorulmuştur.

İşbirliği; uye devletlerin dış politikalarıyla Birlik

cercevesinde geliştirilen dış politikanın birbirleriyle

uyumlu ve tamamlayıcı nitelikte olmasıdır.

Ortak tutum ; AB’nin dış politika konularında

ortak tutum belirlediği durumlarda uye devletlerin

ulusal dış politikalarını bu tutuma uyumlu

bir şekilde surdurmekle yukumlu olmalarını ifade

etmektedir.

Ortak Eylem Alanları; Bunun yanında, AB’nin hedeflediği

uluslararası siyasal etkinliğe ulaşabilmek icin ortak

eylem alanları belirlenmiştir.

Bu alanlar şu şekilde özetlenebilir ;

• AGİT süreci,

• Nükleer silahların yayılmasının engellenmesine bağlı

sorunlar,

• Güvenlik önlemleri dâhil Avrupa’da silahsızlanma ve

silahların kontrolu politikası,

• Güvenliğin ekonomik boyutu,

• Üçüncü ülkelere yapılan askeri teknoloji transferlerinin

kontrolu,

• Silah ihracatının kontrolü.

Bakanlar Konseyi ; ODGP’yi tanımlamak ve uygulamak

icin gerekli kararları alacak organ ise Bakanlar Konseyi

olarak belirlenmiştir.

AvrupaGüvenlik ve Savunma Politikası’nın oluşturulması;

Bu yapı 1997 yılında imzalanan ve 1999 yılında yururluğe

giren Amsterdam Antlaşmasıyla ortaya cıkmıştır.

Page 13: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

13

ODGP’nin amacları;

-Demokrasi,

-Hukukun ustunluğu

-İnsan haklarına ve temel ozgurluklere saygı gibi AB’nin

ortak değerlerini korumak, AB’nin guvenliğini ve

bağımsızlığını korumak, uluslararası işbirliğini artırmak

ve uluslararası guvenliği sağlamaktır

ODGP konusunda karar alma mekanizmasına

bir başka yenilik de Nice Antlaşmasıyla getirilmiştir.

26 Şubat 2001 tarihinde imzalanıp 1

Şubat 2003 tarihinde yururluğe giren Antlaşmaya

gore,

-Avrupa Guvenlik ve Savunma Politikasının

ODGP’nin bir parcası olduğu resmen ilan edilmiştir.

-Bununla birlikte belki de en onemli

gelişme Batı Avrupa Birliği’nin AB’ye dâhil edilmesidir.

-Aynı zamanda Nice Antlaşması Avrupa Birliği’nin bir butun

olarak anlaşamadığı konularda,

uye devletlerin kendi aralarında işbirliğine

giderek anlaşmalarına izin vermiştir.

*LİZBON antlaşması ve Ortak Dış ve Güvenlik Politikası

1 Aralık 2009’da yururluğe giren Lizbon Antlaşması da diğer

kurucu antlaşmalar gibi, bu tek ses olamama sorununu

mumkun olduğunca AB uyesi devletlerin cekince ve

itirazlarını dikkate alarak cozmeyi hedeflemektedir.

AB Anayasa Taslağının 2005 yılında Fransa ve Hollanda’da

yapılan referandumlarda reddedimiştir.

“Birliğin Dış Eylemine İlişkin Genel Hükümler”

ile ilgili 21. Madde’nin ilk paragrafına baktığımızda

-AB’nin dış ilişkilerinin demokrasi,

-Hukukun ustunluğu,

-insan hakları ve temel ozgurluklerin evrenselliği

ve bolunmezliği,

-İnsan onuruna saygı,

-Eşitlik ve dayanışma ilkeleri ile

-Birleşmiş Milletler Şartı’nda yer alan ilkelere ve uluslararası

hukukun ilkelerine saygıya dayandığını gormekteyiz.

Buna gore Birlik şu hedeflere ulaşmaya calışacaktır:

a. AB’nin değerlerini, temel cıkarlarını, guvenliğini,

bağımsızlığını ve butunluğunu korumak,

b. Demokrasiyi, hukukun ustunluğunu, insan

haklarını ve uluslararası hukuk ilkelerini

guclendirmek ve desteklemek,

c. Birleşmiş Milletler Şartı’nın amac ve ilkelerine, Helsinki

Nihai Senedi ilkelerine ve dış sınırlarla ilgili olanlar da dâhil

Paris Şartı’nın amaclarına uygun olarak, barışı korumak,

catışmaları onlemek ve uluslararası güvenliği guclendirmek,

d. Oncelikli olarak yoksulluğun ortadan kaldırılması

amacıyla, gelişmekte olan ülkelerin surdurulebilir ekonomik,

sosyal ve çevresel kalkınmasını desteklemek,

e. Uluslararası ticaret uzerindeki kısıtlamaların tedricen

kaldırılması da dâhil, tüm ülkelerin dunya ekonomisiyle

butunleşmesini teşvik etmek,

f. Surdurulebilir kalkınmayı sağlamak amacıyla, cevre

kalitesinin ve kuresel doğal kaynakların surdurulebilir

yönetiminin muhafaza edilmesi ve iyileştirilmesi için

uluslararası tedbirlerin geliştirilmesine katkıda bulunmak,

g. Doğal veya insan kaynaklı afetlere maruz kalan halklara,

ulkelere ve bolgelere yardım etmek,

h. Daha guclu cok taraflı işbirliğine ve kuresel

iyi yonetişime dayanan bir uluslararası sistemi

desteklemek.

Page 14: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

14

Nugent’e gore ise AB’nin kendisini dunya sahnesinde etkili

bir kuresel aktor olarak kabul ettirip ettiremeyeceği de Birlik

icindeki bu tutarlılık ve uyuma bağlıdır

AB’nin dış ilişkilerinin yönetiminde en onemli sorun olarak

varlığını surdurmektedir. Bu sorunun ustesinden neden

gelinemediğine ilişkin olarak şu nedenleri sayabiliriz:

• AB’nin dış ilişkilerinin ilgi alanlarının ve

faaliyetlerin ceşitliliği,

• AB’nin dış politikasındaki aktörlerin çeşitliliği,

• Üye devletlerin farklı konularda farklı dış

politika tercihleri.

Sınırlı yetki ilkesi

Beş başlık

altında acıklanan yetkiler şunlardır:

• Münhasır yetkiler,

• Paylaşılan yetkiler,

• Destekleyici, koordine edici ve tamamlayıcı

eylem alanları,

• Ekonomi ve istihdam politikalarının koordinasyonu,

• ODGP

Siyasi Güvenlik Komitesi;

COREPER ile

işbirliği icinde calışan Siyasi ve Güvenlik Komitesi

(SGK) de ODGP konusunda adı sıkca gecen

bir kurumdur. Her bir uye devletin buyukelci

duzeyinde ust kademeli gorevlilerinden ve Komisyon

temsilcisinden oluşan Siyasi ve Guvenlik

Komitesinin başlıca işlevi, “ODGP kapsamına

giren uluslararası gelişmeleri izlemek ve Bakanlar

Konseyine goruşler bildirerek politikaların tanımlanmasına

katkıda bulunmaktır

Çekimserlik;

İlgili üye devlet, dayanışma ruhu içinde, bu karara dayanan

Birlik eylemine aykırı düşebilecek veya bunu engelleyebilecek

bir eylemde bulunmaktan kaçınır ve diğer üye devletler

bu üye devletin tutumuna saygı gösterirler.

Çekimserliklerini bu şekilde ortaya koyan Konsey üyelerinin,

üye devletlerin en az üçte birini temsil etmeleri

ve Birlik nüfusunun en az üçte birini oluşturmaları

durumunda

Nitelikli Çoğunluk; Konsey aşağıdaki durumlarda Nitelikli

Çoğunlukla hareket eder;

• Avrupa Birliği Zirvesinin AB’nin stratejik cıkarlarına ve

hedeflerine ilişkin olarak 22. Maddenin 1. Paragrafı uyarınca

aldığı bir karar temelinde, bir Birlik eylem veya tutumunu

belirleyen bir karar kabul ederken,

• Avrupa Birliği Zirvesinin kendi inisiyatifiyle veya Birlik

Dışişleri ve Guvenlik Politikası Yuksek Temsilcisinin

inisiyatifiyle ortaya koyduğu ozel bir talebini takiben,

Yuksek Temsilci tarafından sunulan oneri uzerine, bir Birlik

eylem veya tutumunu belirleyen bir karar kabul ederken,

• Bir Birlik eylemini veya tutumunu belirleyen bir kararın

uygulanmasına ilişkin kararlar kabul ederken.

**Ukrayna’da 21 Şubat 2014’te Moskova yanlısı

Cumhurbaşkanı Viktor Yanukovych’in devrilmesinden

sonra, Rusya Kırım’a müdahale etmiştir.

“Kırım Cumhuriyeti” bağımsızlığını ilan etmiş ve

16 Mart 2014’te gerçekleştirilen ancak Kırım

Tatarlarının boykot ederek katılmadığı referandumla

da Kırım Rusya’ya katılma kararı almıştı.

Page 15: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

15

*Yuksek Temsilcinin gorev suresi beş 5yıldır.

*Gunumuzde bu gorev, İtalyan siyasetçi Federica

Mogherini tarafından yurutulmektedir.

Britanyalı Catherine Ashton ise Mogherini’den

once bu gorevi yurutmuş ve aslında bu goreve ilk

atanan siyasetci olmuştur.

AB Dışişleri ve Guvenlik Politikası Yuksek Temsilcisi

makamı 1 Aralık 2009’da yururluğe giren Lizbon Antlaşması

ile oluşturulmuştur.

Lizbon Antlaşması ile Yuksek Temsilciye doğrudan

uc birim bağlanmıştır:

1-Siyasi Birim,

2-Durum Merkezi,

3-AB Askeri Komitesi.

Akdeniz’e komşu ülkeler ile AB üyelerini bir çatı

altında toplamayı amaçlayan “Akdeniz İçin Birlik”

(Union for the Mediterranean-UfM) projesi,

14 Temmuz 2008’de Fransa’da yapılan bir zirve

toplantısı ile hayata geçirilmiştir. Projenin fikri önderliğini

Fransa’nın eski Cumhurbaşkanı Nicolas

Sarkozy yapmıştır.

Page 16: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

16

Ünite 6 ÖZET

Yumuşak Güç cesaretlendirme ve teşvik gibi araclarla,

diplomasi ve müzakereler yoluyla iktisadi yatırım ve yardım

vaatleri ile kullanılan guctur.

AB, genellikle “sivil guc” ya da “yumuşak guc” olarak

nitelenmektedir

Bruksel Antlaşması orgutunu kuran ulkelerin de

dahil olduğu Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü

4 Nisan 1949 tarihinde kurulmuştur. NATO’nun

12 kurucu uyesi şu devletlerdir:

Belcika,

İtalya,

Luksemburg,

Danimarka,

İzlanda,

Kanada,

Hollanda,

ABD,

Norvec

Fransa,

Birleşik Krallık, ve Portekiz.

(baş harfleri BİLDİKHANFBP)

2016 yılı itibariyle NATO’nun 28 uyesi bulunmaktadır.

Kuzey Atlantik Antlaşması’nın (NATO

Antlaşması) 5. Maddesi, silahlı bir saldırıya

uğrayan uye veya uyelere orgutun diğer

uyelerinin “silahlı kuvvet kullanımı da dahil

olmak uzere gerekli gorulen eylemlerde bulunarak”

yardım etmesini ongormektedir.

Pleven Planı onerilerini iceren Avrupa Savunma Topluluğu

Antlaşması’nı 1952

yılında imzalamışlardır.

Avrupa Savunma Topluluğu projesi,

Fransa Parlamentosu’nda soz konusu antlaşmanın

onaylanmaması sonucu hayata gecmemiştir.

*1948 tarihli Bruksel Anlaşması’nın 1954’te gözden

gecirilerek değiştirilmesiyle Batı Avrupa Birliği (BAB)

kurulmuştur.

AB’ye yonelen en onemli tehditler olarak şunlar

sıralanmıştır:

• Enerji güvenliği

• Siber güvenlik.

• Kitle imha silahlarının yayılması,

• İklim değişikliği,

• Başarısız devletler,

• Organize suçlar.

• Terörizm,

• Bölgesel çatışmalar,

(baş harfleri ESKİBOT)

2008 yılında gozden gecirilen belgeye Avrupa güvenliğine

dair aşağıdaki tehditler eklenmiştir:

• Enerji güvenliği

• İklim değişikliği,

• Siber güvenlik.

Ortak Savunma Ajansı;

12 Temmuz 2004

tarihinde AB uyesi devletlerin savunma bakanlarının

OGSP ile ilgili planlama ve araştırmaları ilerletmek

icin buluşmalarını sağlayacak bir platform olarak

Avrupa Savunma Ajansı kurulmuştur.

1 Aralık 2009 tarihinde Lizbon Antlaşması’nın

yururluğe girmesiyle BAB’ın tum gorevleri AB’ye

devredilmiş ve orgut 30 Haziran 2011 tarihinde

kapatılmıştır.

Lizbon Antlaşması’nda AB’nin sivil ve askeri

imkanları kullanabileceği gorevler şoyle sıralanmıştır:

• Ortak silahsızlandırma operasyonları,

• İnsani görevler ve kurtarma görevleri,

• Askerî danışmanlık ve destek görevleri,

• Çatışmaların önlenmesi ve barışın korunması gorevleri ile

catışma sonrasında barışın yeniden tesis edilmesine yonelik

tedbirler ve istikrarı sağlanması operasyonları da dahil, kriz

yonetiminde muharebe guclerinin gorevleri.

*AB, 29 Haziran 2016 tarihinde AB Dış ve Guvenlik

Politikası icin Küresel Bir Strateji adlı guvenlik belgesini

yayımlamıştır

** AB butcesi, askeri operasyonların finansmanında

kullanılamamaktadır. Bunun ustesinden

gelmek icin AB uyesi devletlerin katkılarıyla ATHENA

mekanizması oluşturulmuştur

Page 17: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

17

Tarihteki ilk OGSP operasyonu bir polis

operasyonu olmuştur. EUPM adıyla bilinen AB

Bosna-Hersek Polis Misyonu, Bosna-Hersek’teki

BM Uluslararası Polis Gorev Gucu’nun yerini

alarak 2003 yılında goreve başlamıştır.

Tarihteki ilk askeri OGSP operasyonu olan

Concordia operasyonu,

**OGSP karar alma süreçlerine katılım istemini geri

cekmesine karşılık olarak Türkiye’nin taleplerini

karşılamaya yonelik uc acılım getirmiştir:

1. AB uyesi olmayan NATO müttefiklerinin hem barış hem

de kriz zamanında Siyaset ve Guvenlik Komitesi ile duzenli

temaslarda bulunması;

2. Katılımcılar Komitesinin yetkilerinin genişletilmesi;

3. NATO muttefiklerinin taraf olduğu siyasi anlaşmazlıklara

AB askeri kuvvetlerinin mudahale etmeyeceği konusunda

siyasi güvence verilmesi.

Aralık 2001’de Turkiye, ABD ve Birleşik Krallık Ankara

Mutabakatı adı verilen uzlaşmaya varmıştır

Ankara Mutabakatı,

24-25 Ekim 2002 tarihlerinde yapılan Bruksel

AB Zirvesinde onaylanmıştır. Bu zirvede kısaca

Nice Uygulama Belgesi olarak adlandırılan belge

kabul edilmiştir.

Turkiye’nin 2006’da Avrupa

Jandarma Kuvveti’ne gozlemci uye olmak icin

yapmış olduğu başvuru, Fransa’nın vetosu nedeniyle

kabul edilmemiştir.

Page 18: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

18

Ünite video anlatımından notlar

AB üye devletleri, Soğuk Savaş döneminde dış güvenlik ve

savunma politikalarını 1949 yılında kurulan NATO temelinde

yürütmeyi tercih etmişlerdir.

Petersberg Bildirgesi;

Batı Avrupa Birliği’nin AB’nin savunma unsuru olarak

geliştirilmesini kararlaştırır.

Petersberg görevleri olarak da anılan BAB’ın yürütebileceği

askeri operasyonlar da bu bildirgede tanımlanır.

AB’nin sürekli bir ordusu olmadığı için askeri ve sivil

imkanların kullanıldığı operasyonlara AB üye devletleri

kendi imkânları ila katılırlar.

Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası alanını finansmanı,

genel olarak, AB üye devletleri tarafından yerine getirilir.

Page 19: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

19

Ünite 7 ÖZET

EKONOMİK BÜTÜNLEŞME AŞAMALARI

a. Tercihli ticaret anlaşması

b. Serbest ticaret alanı

c. Gümrük birliği

d. Ortak Pazar

e. Parasal birlik

f. Ekonomik birlik

Tercihli ticaret anlaşması imzalayarak tarafların ekonomik

ilişkilerini artırmaları, ekonomik bütünleşmenin en zayıf

aşamasıdır. Anlaşmaya taraf olan ülkeler arasında ticaretin

önündeki engelleri azaltmak suretiyle, (ancak tümüyle

kaldırılmaksızın), muayyen ürünlerin ticaretinin

kolaylaştırıldığı bütünleşme aşamasıdır.

Serbest ticaret alanı aşamasında üye ülkeler, aralarında

ticareti engelleyen veya kısıtlayan gümrük vergilerini ve

gümrük-dışı engelleri aşamalı olarak azaltırlar.

Gümrük birliği aşaması ise üye devletlerce aralarında mal

ticaretinin önündeki tüm engellerin (gümrük vergisi, kota,

ihraç yasakları vb.) kaldırıldığı aşamadır. Bu aşamada, taraf

olanlar üçüncü ülkelere karşı ortak bir ticaret politikası ve

ortak bir gümrük tarifesi uygularlar.

Ortak pazar, malların serbest dolaşımı yanında, tüm üretim

faktörlerinin dolaşımının serbest olduğu ekonomik

bütünleşme aşamasıdır. Bu aşamada her üye ülke, üçüncü

ülkelere karşı, bazı alanlarda kendi ulusal ekonomi

politikasını veya aralarında anlaşarak ortak bir politika

izleyebilir.

Parasal birlik aşaması, ortak paranın kullanıldığı ya da üye

ülke paralarının sabit bir kurdan birbirine bağlandığı

aşamadır.

Ekonomik birlik aşaması, en ileri ekonomik bütünleşme

aşamasıdır; üye ülkelerin ekonomi politikalarının tümüyle

uyumlaştırıldığı aşamadır.

AB’nin kurucu antlaşmasında (o tarihteki ismiyle Avrupa

Ekonomik Topluluğu Antlaşması ya da Roma Antlaşması)

gerek malların gerek işgücünün serbest dolaşımının dörder

yılı kapsayan üç aşamada ve toplam 12 yıllık bir sürede

tamamlanması öngörülmüştür.

EPB, iki boyutlu (parasal birlik ve ekonomik

birlik) ekonomik bütünleşme aşaması olup hem

tek bir paranın kullanılması hem de Birlik üyesi

ülkelerin ekonomi ve para politikalarının uyumlaştırılması

sürecini kapsamaktadır.

Aslında Avrupa ülkeleri arasında bir parasal birlik

oluşturulmasının ilk örneği, 1999 yılında oluşturulan

EPB değildir. 19. ve 20. yüzyıllarda Avrupa’da

gerçekleştirilen çok sayıda parasal birlik örnekleri

görülmüştür. Bunlar arasında şu birlikler sayılabilir

Latin Avrupa Parasal Birliği,

• İskandinav Parasal Birliği,

• Belçika-Lüksemburg Parasal Birliği,

• İsviçre-Lihtenştayn Parasal Birliği,

• Fransa-Monako Parasal Birliği,

• İtalya-San Marino-Vatikan Parasal Birliği.

Page 20: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

20

AB’nin ortak parası Avro kullanıma girmeden

önce, AB üyesi ülkelerin bir parasal birlik oluşturma

yönündeki girişimleri

1-Tüneldeki Yılan uygulamasının ve

2-Avrupa Para Sisteminin yürürlüğe girmesi ile

3-Avrupa Tek Senedinin kabulüdür.

Tüneldeki Yılan Uygulaması

AB üyesi ülkelerin bir parasal birlik alanı oluşturma

yönündeki girişimlerinin en önemlisi, ekonomik

ve parasal birliğin 1980’lere kadar gerçekleştirilmesini

tavsiye eden Werner Raporu’dur.

1969’da Lahey (Hague) Zirvesinde kabul edilen

Werner Raporu’nda (Warner Planı) 1980 yılına

kadar ekonomik ve parasal birliğin üç aşamalı

olarak gerçekleştirilmesi;

1- üye ülkelerin ulusal paraları arasındaki döviz kurlarının

geriye dönülmez biçimde sabitleştirilerek tam

konvertibilitenin sağlanması (ya da ülkelerce ortak tek bir

paranın kullanılması);

2- bir Topluluk Merkez Bankası ve Ortak Rezerve Fonu

kurularak para ve kredi politikalarının belirlenmesinde var

olan ulusal yetkinin bu kuruluşa devredilmesi ve

3- Birlik içinde ve üçüncü ülkelerle üye ülkeler arasında

sermaye hareketlerinin tümüyle serbestleştirilmesi

önerilmiştir.

Tüneldeki Yılan uygulamasının yürürlüğe konulması;

Werner Raporu’nun ardından, raporda 1 Ocak 1971 tarihinde

başlaması önerilen birinci aşama olan “tüneldeki yılan”

uygulaması yürürlüğe konulmuştur.

Birlik içinde döviz kurlarında istikrarın sağlanmasını

amaçlayan bu uygulama ile üye ülkelerin ulusal paraları, ±

%2,25’lik dalgalanma marjıyla birbirine bağlanmış ve bu

sistemi desteklemek amacıyla, Nisan 1973’te Avrupa

Parasal İşbirliği Fonu (European Monetary Cooperation

Fund) kurulmuştur.

Avrupa Para Sistemi

4-5 Aralık 1978’de gerçekleştirilen Brüksel Zirvesinde bir

Avrupa Para Sistemi’nin (APS-European Monetary

System) yürürlüğe konulmasına karar verilmiştir.

*İngiltere bu sistemin dışında kalmak istemiştir.

13 Mart 1979 tarihinde APS yürürlüğe girdiği

zaman öncelikli hedef, bir EPB alanı oluşturmaktan ziyade,

üye devletler arasında işbirliğini artırarak istikrarlı bir parasal

ortam yaratmaktı.

ECU, değerini bu dönemde Topluluk

üyesi olan dokuz devletin paralarından

belirli miktarlar içeren bir sepetten alan ve

maddi varlığı olmayan bir para birimiydi.

Yani nakdi değil kaydi para olarak işlevlerini

yerine getirmiştir.

Döviz Kuru Mekanizması

APS kurulduğunda dalgalanma marjı ±

%2,25 olarak kabul edilmiş, ancak çoğu ülkenin

bu marjları çok sık ihlal etmesi sonucu, Ağustos

1993’te dalgalanma marjı, ±%15’e genişletilmiştir

Dalgalanma marjı,

AB üyesi ülkelerinden herhangi birinin ulusal parasının diğer

üye ülkelerin ya da üçüncü ülkelerin ulusal paralarına karşı

değişmesine izin verilen alt ve üst limitleri ifade etmektedir.

Tüneldeki Yılan uygulaması aşamasında

kurulan, Avrupa Parasal İşbirliği Fonu’nun

(APİF), APS’nin yürürlüğe girmesiyle sorumlulukları

artırılmıştır. Böylece;

-Ulusal merkez bankalarının nezdindeki altın ve döviz

rezervleri karşılığında ECU ihraç etme;

-Üye ülkeler arasında döviz değişim mekanizmasının iyi

işlemesini sağlama;

-Bankaların hesap durumlarını, borçlarını ve alacaklarını her

ay belirleyip ödemelerini sağlama,

-Kullanılabilir kredi miktarını artırma ve

-Kısa vadeli finansmanın yönetimini yapma görevleri

verilmiştir.

Avrupa Tek Senedi ;

1987 yılında kabul edilen Avrupa Tek Senedinde ekonomik

ve parasal birlik’ kavramına ilk kez yer verilmesi olmuştur.

Üstelik Tek Senet ile birlikte konuya, üye devletler açısından

bağlayıcı bir nitelik kazandırılmıştır.

Page 21: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

21

Bu nedenle amacı, AB içinde işgücünün, sermayenin ve

malların serbest dolaşımını sınırlayan unsurları kaldırmak

olan ve ‘Kurucu Antlaşma’da ilk kez değişiklik yapan belge

olarak kabul edilen Avrupa Tek Senedinin 1 Temmuz

1987’de yürürlüğe girmesi, parasal birliğin gerçekleştirilmesi

yönünde çok önemli bir adım olmuştur.

APS’de döviz kuru mekanizmasının işleyişi açısından,

yaratması muhtemel güçlüklerin tartışıldığı 27-28 Haziran

1988’de yapılan Hannover Zirvesinde, aşamalı olarak

EPB’ye geçilmesi hedefi benimsenmiştir.

Avrupa Birliği Antlaşması ve Sonrası

Dönem

1989 yılında hazırlanan Delors Raporunun

önemli kısmı, Maastricht Antlaşması’nın (Avrupa

Birliği Antlaşması-ABA) içeriğini oluşturmuştur.

Bu Antlaşma, kurucu antlaşmalarda düzeltme ve

eklemeler yapmış ve ekonomik bloğun resmi adını

Avrupa Birliği (AB) olarak değiştirmiştir.

Maastricht kriterleri ile Kopenhag kriterlerini

birbiriyle karıştırmayınız.

- Maastricht kriterleri ekonomik ve parasal birlik kriterleri

iken,

-Kopenhag AB’ye üyelik için karşılanması gereken

kriterleri belirtmektedir.

Avro Bölgesi (EPB alanı)

Avro Bölgesi (EPB alanı) üç aşamada oluşturulmuştur;

Birinci Aşama (1 Haziran 1990-31 Aralık 1993):

Bu aşamada Birlik içi sermaye hareketlerinin tümüyle

serbestleştirilmesi amacı gerçekleşmiştir.

İkinci Aşama (1 Ocak 1994–31 Aralık 1998):

Avrupa Para Enstitüsünün kurulması ile 1 Ocak 1994’de

başlayan ikinci aşamada üye ülkeler, AB ülkelerinin merkez

bankaları arasındaki işbirliğini güçlendirmek ve fiyat

istikrarını sağlamak amacıyla, para politikalarının

koordinasyonunu güçlendirecek, Avrupa Para Sisteminin

işleyişini gözetleyecek ve Avrupa Para Biriminin kullanımını

kolaylaştıracak önlemleri almışlar ve ortak paranın

(Avronun)kullanılması sürecine uyum sağlamaya

çalışmışlardır.

İkinci aşamadaki diğer önemli gelişmeler şunlardır:

• Kamu sektörünün finansmanını yasaklayan yasal

düzenlemeler hazırlanmıştır,

• Finans sektöründe kamu sektörü kuruluşlarının ayrıcalıklı

yere sahip olmasını engelleyecek düzenlemeler yapılmıştır, •

Üye ülkelerin kamu sektörü sorumluluklarının, Birlik veya

bir başka üye ülke tarafından üstlenilmesini engelleyen

düzenlemeler yapılmıştır,

• Üye ülkelerin aşırı bütçe açıklarından kurtulmak

için programlar uygulamaya konulmuştur,

• Üye ülkelerin merkez bankalarına yasal olarak

bağımsızlık statüsü kazandırılmıştır,

• AMB kurulmuş ve EPB içinde güçlü kamu

maliyesi disiplininin sağlanması ve sürdürülmesi

amacıyla, İstikrar ve Büyüme Paktı

(İBP) kabul edilmiştir.

Üçüncü Aşama (1 Ocak 1999- Devam): Başlangıçta

bu aşamanın yani EPB alanının tesisinin tarihi, diğer

aşamalarda olduğu gibi kesinleştirilmemiş ve üye devletlerin

EPB alanına katılım için gerekli koşulları yerine getirip

getirmediklerine ilişkin hem Avrupa Komisyonu hem de

Avrupa Para Enstitüsünün hazırlayacağı raporların esas

alınarak tarihin belirlenmesine karar verilmiştir.

Ülkelerin BAŞ harfleri PİLHALİF veya HALİF PİL

Page 22: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

22

Yakınlaşma Raporu

Avrupa Komisyonu ile Avrupa Merkez Bankası tarafından

hazırlanan değerlendirme raporları, Yakınlaşma raporu

(Convergence report) başlığını taşımaktadır.

Ülkeleri aşağıdaki 3 üç kriteri yerine getirdiği takdirde

AVRO bölgesine katılması beklenmektedir.

• Mevzuata uygunluk kriteri,

• Yakınlaşma kriterleri (Maastricht kriterleri),

• Diğer kriterler.

Yakınlaşma Kriterleri (Maastricht kriterleri),

parasal ve mali kriterler olmak üzere

iki grupta toplanan ve bir AB üyesi ülkenin

Avro bölgesine katılabilmesi için yerine

getirmesi gereken kriterlerdir. Yakınlaşma

kriterleri (Maastricht kriterleri) ABİHA’nın

140. Maddesinde belirtilen şu beş kriterden

oluşmaktadır:

• Fiyat istikrarı,

• Faiz oranı,

• Döviz kuru.

• Devletin mali durumu (bütçe kriteri ve borç kriteri),

Bu kriterlerin üçü (enflasyon, faiz, döviz kuru

kriterleri) parasal istikrarı;

diğer ikisi (bütçe kriteri ve borç kriteri) mali disiplini

sağlamaya yöneliktir

Avro bölgesine katılan üye ülkeler yukarıda sıralanan şartları

zaman içinde yerine getirmedikleri takdirde yaptırım

mekanizması, diğer bir ifadeyle aşırı açık prosedürü

uygulanmaktadır. Nitelikli çoğunlukla karar alınarak

uygulanabilecek olan ve Avrupa Birliği Antlaşmasında yer

alan bu yaptırımlar şunlardır: • Üye ülkenin bonolarının

sağlıksız olduğu yönünde bildiri yayımlanması,

• Avrupa Yatırım Bankasının ilgili ülkeye kredi vermemesi,

• Avrupa Birliği’ne faizsiz depozito yatırılması zorunluluğu,

• Para cezası.

EKONOMİK VE PARASAL BİRLİK

ALANININ TEMEL UNSURLARI

Avrupa Birliği’nin EPB alanının temel unsurları

sırasıyla aşağıda ele alınacaktır. Bu unsurlar

şunlardır:

• Avro (ortak para),

• Döviz Kuru Mekanizması (DKM-II),

• Avro Sistem.

Avro

EPB alanında tek para tedavüldedir. Diğer bir ifadeyle AB

üyesi ülkeler, EPB alanına katıldıktan sonra ulusal paralarının

yerine ortak para olarak Avro’yu (Euro) kullanmaktadırlar. 9-

10 Aralık 1991’de yapılan Maastricht Zirvesinde, EPB’nin

üçüncü aşamasında, EPB alanında tek bir paranın

kullanımına karar verilmiştir.

31 Ocak 1998 gecesinde, EPB alanına katılım

koşullarını sağlayan 11 AB üyesi ülkenin ulusal paralarının

Avroya dönüşüm oranları, geri dönülmez şekilde sabitlenmiş

ve 1 Ocak 1999 tarihinden itibaren bu ülkelerde tek para

olarak Avro kullanıma girmiştir.

1 Ocak 2002 tarihine kadar EPB alanında ulusal paralar

tedavülde kalmaya devam etmiş ve Avro ise kaydi para

olarak işlem görmüştür

**

Amacı fiyat istikrarını sağlamak olan

Avro sistemin görevleri şu şekilde sıralanabilir:

• EPB alanındaki para politikasını belirlemek ve uygulamak,

• Döviz kuru operasyonlarını yönetmek,

• Üye devletlerin resmi döviz rezervlerini tutmak ve

yönetmek

• Ödemeler sisteminin

Avro sistemin

para politikasını yürütmekle görevli kurum olan AMB’nin

amaçlarına ulaşmak için kullandığı para politikası araçları

şunlardır:

• Açık piyasa işlemleri,

• Zorunlu karşılıklar,

• Mevduat kolaylığı.

Page 23: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

23

Ünite 8 ÖZET

VATANDAŞLIK VE AVRUPA

BİRLİĞİ VATANDAŞLIĞI

İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde, modern

vatandaşlık kurumu önemli değişimlerden geçmiştir.

Bu dönem toplumsal vatandaşlığın refah devleti

kapsamında kurumsallaştırıldığı dönemdir.

Toplumsal vatandaşlık aşamasına gelinceye değin,

medeni ve siyasal haklarla örülmüş vatandaşlık kurumunun

Batı Avrupa’da geçirdiği dönüşüm sürecini Thomas

Humphrey Marshall’a referansla özetlemek mümkündür.

Marshall 1949 yılında kaleme

aldığı “Citizenship and Social Class” (Vatandaşlık ve

Toplumsal Sınıflar) başlıklı makalesinde, Birleşik Krallık

örneğine referansla serbest piyasa ekonomisine sahip

toplumlarda yer alan önemli bir çelişkiye değinir

Modern Vatandaşlık

Modern vatandaşlık, bireyin devletle olan ilişkisinde

sahip olması gereken hakları ve yerine getirmesi gereken

yükümlülükleri ifade eden anayasal bir kavramdır.

Marshall, modern vatandaşlığın oluşumunu üç

temel eksende ele almıştır:

-Medeni haklar,

-Siyasal haklar ve

-Sosyal haklar

-İlk eksen; 17. yüzyılda mutlakiyetçiliğe ve baskıcı rejimlere

karşı bir tepki olarak gündeme gelen ve daha sonra hukuk

mahkemeleri, herkesin hukuk önünde eşitliği ilkesi, adil

yargılama, sözleşme hakkı ve mülkiyet hakkı gibi hakları

içerecek şekilde yaygınlaşan medeni haklar olarak gündeme

gelmiştir.

-İkinci eksen; 18. ve 19. yüzyıllarda modern demokrasinin

oluşmaya başlamasıyla birlikte gündeme gelen evrensel

seçme, seçilme ve örgütlenme gibi hakların ortaya çıkmasına

yol açan siyasal haklar şeklinde belirmiştir.

-Üçüncü eksen ise

yirminci yüzyılda sağlık ve eğitim hizmetleri ile işsizlik

parası ve çocuk parası gibi hizmetleri sunan, refah devletinin

oluşumuna yol açan sosyal haklarşeklinde ortaya çıkmıştır.

Bryan S. Turner, Marshall’ın refah devletinin sunduğu

medeni, siyasal ve sosyal haklarla çok fazla ilgilendiğini,

kültürel haklar konusuna hiç değinmediğini söyleyerek onu

eleştirir

Thomas (Tom) Bottomore de Marshall’ın toplumsal cinsiyet,

etnik azınlıklar, insan hakları, çevre hakları, ekonomik

haklar, kent hakkı ve kültürel haklar gibi konulara gereken

önemi vermediğini savunur.

**

Almanya’da misafir işçi (Gastarbeiter) olarak bilinen Türk

işçilerinin ve onların çocuklarının en azından bir kısmı,

Alman vatandaşlığına geçmediklerinden henüz siyasal hakları

tam olarak elde edememişlerdir. Ancak, sosyal ve medeni

haklardan büyük ölçüde faydalandıklarını söylemek

mümkündür

**

İsveçli sosyal bilimci Tomas Hammar (1990), bu durumdaki

kimseleri tanımlayabilmek için “denizen” kavramını

üretmiştir.

Turner, dört farklı vatandaşlık türünü anlatırken

iki farklı temel kriterden söz eder (Tablo 8.2). - Birinci kriter,

vatandaşlığın yukarıdan mı yoksa aşağıdan mı gelen

değişimlerle ortaya çıktığı konusu (aktif ve pasif);

-İkinci kriter ise vatandaşlığın özel alanda mı yoksa kamusal

alanda mı oluştuğu konusudur (özel ve kamusal).

Avrupa Birliği Vatandaşlığı

Taylor, 1994). Birey kimliğini,

sadece diğerlerinin ona karşı olan davranış ve

tutumlarını dikkate alarak inşa edebilir.

-(Kaya ve Kentel, 2008). Kendi kültürel kimliklerine

çoğunluk toplumu ve devlet tarafından saygı

gösterilmediğine inanan azınlık gruplarının ulusal kimliğe

yabancılaşmaları söz konusu olabilir.

-(Kymlicka ve Norman, 2000: 39)Ulusal kimliğe karşı

yabancılaşan azınlık grupları, siyasal alana da

yabancılaşmaktadır

(Habermas, 1994). Dünyadaki birçok etnik çatışma ve şiddet

olayının tırmanmasına vatandaşlık ve önceden belirlenmiş

ulusal kimlik arasındaki ilişkinin neden olduğu ortaya

çıkmıştır.

Page 24: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

24

İlk kez 1970’li yıllarda Avrupa Topluluğu

çevrelerince dillendirilen ve çalışanların serbest

dolaşımını öngören Topluluk vatandaşlığı,

daha sonra işçi olmayanları da kapsayan bir hareketlilik

öngörmüştür. 1975 yılında kaleme alınan Tindemans

Raporu’nda ayrıntılarıyla yer alan Topluluk vatandaşlığı ilk

kez, 1 Kasım 1993 tarihinde yürürlüğe giren Maastricht

Antlaşmasıyla

vücut bulmuştur.

Topluluk vatandaşlığı, Avrupa Konseyi

eski Başkanı İspanyol Felipe Gonzales tarafından

yazılan bir mektupla tartışmaya açılmıştır.

AVRUPA BİRLİĞİ

VATANDAŞLARININ HAKLARI

Birlik vatandaşlarına ilişkin temel unsur, her

Birlik vatandaşının üye ülkelerin sınırları içinde serbestçe

seyahat etme, yerleşme ve çalışma hakkı elde etmesidir.

Veil Raporu olarak bilinen Kişilerin Serbest Dolaşımına

İlişkin Üst Düzey Panel Raporu

Schengen Anlaşmasının imzalanması, AB’nin adeta iç

sınırları ortadan kalkan ancak dış duvarları yükselen bir kale

(Fortress Europe) olarak algılanmasına neden olmuştur.

SCHENGEN’DEN LİZBON

ANTLAŞMASINA GÖÇ

POLİTİKALARI

1972 yılında Münih olimpiyat oyunlarında yaşanan

terör saldırısı, güvenlik konusunda Avrupa Topluluğu üyesi

ülkelerin işbirliği yapmaları gerekliliğini ortaya çıkarmıştır.

Trevi Grubu Bu gurubun esas meselesi uluslararası terörizm

idi.

Adalet ve İçişleri sütununun içinde yer alan

vize, iltica ve göç politikaları Amsterdam Anlaşması (1997)

ile birinci sütuna taşındı. Birinci sütunda kararlar Konsey’de

ve nitelikli çoğunluk yöntemi ile alınıyordu.

Schengen (Şengen) Anlaşması

AB üye ülkeleri arasında Birlik iç sınırlarını kaldırmak, dış

sınırları yasadışı göç, insan kaçakçılığı, uyuşturucu ticareti ve

organize suçlara karşı güçlendirmek,komşu ülkelerle tampon

bölge oluşturmak, ortak bir vize politikası izlemek ve

sözleşme tarafları arasında bilgi alış-verişini sağlayacak bir

bilişim sistemi oluşturmak için 1985 yılında Schengen

(Şengen)

Anlaşması imzalanmıştır.

Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg ile

başlayan ve 26 ülkeye ulaşmıştır.

-2001 sonrası dönemde ortaya çıkan en önemli

Avrupa Zirvesi belgesi olan Lahey Programı

(2004), terör ve göç kontrolü arasında bir bağlantıkurmayı

başaramamıştır.

Lizbon Antlaşması

*oybirliği ilkesi ve ulusal veto ilkesi yerinenitelikli

çoğunluk ilkesini getiren Lizbon Antlaşması

-2009 yılında yürürlüğe giren Lizbon Antlaşması,

hem genişlemeyi sürdürebilmek hem de etkin

karar alma mekanizmalarını kurabilmek amacını

taşıyordu. Antlaşma ile:

a. Birlik yasal bir nitelik kazanıyor;

b. AB’yi oluşturan üç sütun birleştiriliyor;

c. Bazı kararlar için çifte çoğunluk kuralı getiriliyor:

d. Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyinin birlikte karar

alma ilkesi yasama sürecinde belirleyici kural oluyor;

e. Avrupa Konseyi Başkanlığı süresinin 2,5 yıl

olması ve yenilenebilme imkânının bulunması

kararlaştırılıyor;

f. Dışişleri ve Güvenlik Politikasından sorumlu

Yüksek Temsilci makamının oluşturulması

kararlaştırılıyor;

g. Vatandaş Hakları İnisiyatifinin kurulması

kararlaştırılıyor;

h. Demokratik katılımın güçlendirilmesi konusunda

güvence veriliyordu.

Amacı; Lizbon Antlaşması daha basit, hızlı ve açık karar

alma mekanizmaları inşa ederek AB kurumlarının

işlevselliğini artırmayı amaçlarken, aynı zamanda

-AB kurumlarına adli ve polisiye konularda daha

geniş yetkiler vermeyi hedef edinmiştir.

-LizbonAntlaşması; Avrupa Komisyonuna yeni yasal

düzenlemelerin yapılması konusunda öneri verme

yetkisi oluştururken,

-Avrupa Parlamentosunu yasaların oluşturulması sürecinde

daha da güçlü kılmışve Avrupa Adalet Divanının da yasama

yetkilerini artırmıştır.

Page 25: Ünite 1 ÖZET bölgesel bütünleşme konusunda ortaya konulan ...Ÿi... · 1 Ünite 1 ÖZET AKTÇ kuran ülkeler İtalya, Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksenburg’dur

25

Avrupa Birliği Mavi Kartı

Mavi Kart (Blue Card)Direktifi 25 Mayıs 2009 tarihinde

Lizbon Stratejisinin hedeflerini gerçekleştirme doğrultusunda

yürürlüğe girmiştir.

Avrupa Birliği Komisyonu Ocak 2005’te İktisadi

Amaçlı Göçün Düzenlenmesine İlişkin Politika

Önerilerini içeren bir Green Paper yayınlamıştır.

Bu metin, göçmenlere duyulan ihtiyaç konusunu

yeniden AB’nin siyasal gündemine taşımış, ancak

1999 tarihli Tampere Antlaşması gibi ortak bir

göç ve iltica politikası oluşturulmasını önerecek

kadar ileri gitmemiştir

Avrupa Konseyi, orijinalindeki idealizmden uzaklaşmış

şekliyle Avrupa Mavi Kart direktifini 25 Mayıs 2009

tarihinde onaylamış ve direktif yürürlüğe girmiştir.

**

**

EUROPOL: Avrupa Polis Teşkilatı

Kuruluşunun temel amacı özellikle insanların,

malların, sermayenin ve hizmetlerin serbest dolaşımı ile

birlikte yeni bir boyut kazanan sınıraşan suç faaliyetlerine

karşı etkisiz hale gelen üye ülke polis teşkilatları arasında

koordinasyonu sağlamak ve onların sınırı aşan suçlarla

mücadelesini mümkün kılacak altyapıyı ve mekanizmaları

oluşturmaktır.

Europol, 1997 Amsterdam Anlaşması ile kurulmuş

ve 1999 yılında tam olarak faaliyete geçmiştir.

Kurumun merkezi, Hollanda’nın Lahey (The

Hague; Den Haag) kentindedir.

EUROJUST: Avrupa Adalet Sistemi

1999 Tampere Avrupa Konseyi; örgütlü suçlarla mücadele

etmek için ulusal savcılar, yargısal kararlar veren makamlar

veya eşit seviyede polis memurlarından oluşan bir adli

yapının Eurojust adıyla kurulmasına karar verdi.