Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek ... filekaçış derinliğini...
TRANSCRIPT
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Ayşe BOZDUMAN
KOBALT İNCE FİLMLERİNİN X-IŞINI SOĞURMA SPEKTROSKOPİSİ İLE İNCELENMESİ
FİZİK ANABİLİM DALI
ADANA, 2008
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
KOBALT İNCE FİLMLERİNİN X-IŞINI SOĞURMA SPEKTROSKOPİSİ İLE İNCELENMESİ
Ayşe BOZDUMAN
YÜKSEK LİSANS
FİZİK ANABİLİM DALI
Bu Tez 12/08/2008 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği/Oyçokluğu İle Kabul Edilmiştir. İmza:............................. İmza:................................... İmza:....................................... Prof.Dr.Yüksel UFUKTEPE Prof.Dr.Metin ÖZDEMİR Y.Doç.Dr.Zerrin ESMERLİGİL DANIŞMAN ÜYE ÜYE Bu tez Enstitümüz Fizik Anabilim Dalında hazırlanmıştır. Kod No: Prof.Dr.Aziz ERTUNÇ Enstitü Müdürü
İmza ve Mühür
Bu Çalışma Ç.Ü. Bilimsel Araştırma Proje Birimi Tarafından Desteklenmiştir. Proje No: FEF2006YL69 Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.
I
ÖZ
YÜKSEK LİSANS
KOBALT İNCE FİLMLERİNİN X-IŞINI SOĞURMA SPEKTROSKOPİSİ İLE İNCELENMESİ
Ayşe BOZDUMAN
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
FİZİK ANABİLİM DALI
Danışman : Prof. Dr. Yüksel UFUKTEPE Yıl : 2008, Sayfa: 59
Jüri : Prof. Dr. Yüksel UFUKTEPE Prof. Dr. Metin ÖZDEMİR
Yrd. Doç. Dr. Zerrin ESMERLİGİL
Kobalt’ ın L2,3 uçlarında d toplam elektron kazanç derinliğini veya elektron
kaçış derinliğini hesaplamak için x-ışını soğurma spektroskopisini kullanarak ince
kobalt filmleri değişik kalınlıklarda oluşturuldu.
Uygun foton enerjisi ile uyarılan kobalt filmlerinde ortaya çıkan toplam
elektron ürünü kaydedilerek incelendi.
Toplanan veri ve analizler sonucunda eλ elektron kaçış derinliğini (escaping
depth) hesapladık. Bulunan bu değerler literatürde daha önce yapılmış olan diğer
çalışmalar ile karşılaştırılmış ve bu çalışmada elde edilen sonuçların uygun değerler
olduğu saptanmıştır.
Analizlerimiz sonucunda TEY elektron kaçış derinliği eλ =2.7±0.1 nm
bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: 3d Geçiş Metalleri, XAS, EXAFS
II
ABSTRACT
MSc
A STUDY OF COBALT THIN FILMS BY X-RAY ABSORPTION SPECTROSCOPY
Ayşe BOZDUMAN
DEPARTMENT OF PHYSICS
INSTITUTE OF NATUREL AND APPLIED SCIENCES UNIVERSITY OF CUKUROVA
Supervisor : Prof. Dr. Yüksel UFUKTEPE
Year : 2008, Pages: 59
Jury : Prof. Dr. Yüksel UFUKTEPE
Prof. Dr. Metin ÖZDEMİR
Asist. Prof. Zerrin ESMERLİGİL
A characterization of 3d metal thin films is essential to understand their
microscopic origins. We have used high resolution L-edge x-ray absorption
spectroscopy (XAS), which is element specific and sensitive to chemical
environment, to investigate the thin films of 3d metals. We have studied thin Cobalt
films by soft x-ray absorption spectroscopy to determine the total electron yield
sampling depth ( eλ ) in Co at the Co L2,3 edge. We have determined eλ (escaping
depth). This value was compared with studies in the past and thus the results in this
study are suitable.
Our analysis yields a value of eλ =2.7±0.1 nm for the TEY sampling depth.
Keywords: 3d Transition Metals, XAS, EXAFS
III
TEŞEKKÜR
Öncelikle tezimin hazırlanmasında bana yol gösterip bilgisi ve tecrübesiyle
her zaman yardımcı olan danışman hocam Sayın Prof. Dr. Yüksel UFUKTEPE’ ye
Yardımlarını hiçbir zaman esirgemeyen Arş.Gör. Güvenç AKGÜL ve
Arş.Gör. Funda AKSOY hocalarıma,
Hayatımın her aşamasında maddi ve manevi desteklerini hiçbir zaman
esirgemeyen sevgili aileme,
Tanıştığım günden bugüne kadar bu zorlu yolda her zaman yanımda olan,
umutsuzluğa düştüğüm her an bana güç veren ve hayatımdaki yeri ve önemi gün
geçtikçe büyüyen nişanlım A.Gaffar AKYOL’ a,
Burada ismi geçmeyen tüm arkadaşlarıma ve hocalarıma,
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.
IV
İÇİNDEKİLER SAYFA ÖZ………………………………………………………………………………………I
ABSTRACT……………………………………………………………………….......II
TEŞEKKÜR…………………………………………………………………………..III
İÇİNDEKİLER……………………………………………………………………….IV
TABLO LİSTESİ……………………………………………………………………..VI
ŞEKİL LİSTESİ……………………………………………………………………..VII
SEMBOLLER VE KISALTMALAR………………………………………………...IX
1. GİRİŞ………………………………………………………………………………..1
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR…………………………………………………………...4
2.1. Geçirme Kazancı (Geçirme Ölçümü)……………………………………...4
2.2. Fluoresans Kazancı………………………………………………………..5
2.3. Toplam Elektron Kazancı (TEY) Ölçümü………………………………...6
2.4. 3d Geçiş Metallerinin Özellikleri………………………………………….8
2.5. 3d Geçiş Metalleri İle İlgili Yapılan Önceki Çalışmalar……………….....9
3. MATERYAL VE METOD………………………………………………………...12
3.1. X-ışını Soğurma Spektroskopisi………………………………………….12
3.1.1. X-ışını Fluoresans Oluşumu………………………………………..16
3.1.2. Auger Elektronları Oluşumu…………………………………….....17
3.1.3. XAS Spektrasındaki Bölgeler……………………………………19
3.2. Elektronların Atomik Yörüngelere Dağılımı…………………………….23
3.2.1. Spin-Yörünge Etkileşmesi………………………………………..27
3.3. Sinkrotron Işınımı………………………………………………………..29
3.3.1. Sinkrotron Nedir?............................................................................33
3.3.2. Sinkrotron Işınımı Nedir?...............................................................34
3.3.3. Sinkrotron Işınımı Nasıl Üretilir?...................................................35
3.3.4. Wiggler ve Undulator Magnetler…………………………………36
3.4. Kobalt Metalinin Özellikleri……………………………………………..39
4. BULGULAR VE TARTIŞMA…………………………………………………..42
4.1 Deneysel Düzenek……………………………………………...42
V
4.1.1 İnce Film Hazırlanması…………………………………….44
4.1.2 Elektron Demeti İle Buharlaştırma Yöntemi………………44
4.1.3 Kuartz Kristal İnce Film Monitör………………………….46
4.2 Kobalt İnce Filmlerinin X-ışını Spektroskopisi İle İncelenmesi..47
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER……………………………………………………56
KAYNAKLAR…………………………………………………………………...57
ÖZGEÇMİŞ………………………………………………………………………59
VI
TABLO LİSTESİ Tablo 3.1. Baş kuantum sayısına karşılık gelen tabakaların harflerle gösterimi……24
Tablo 3.2. Yörünge kuantum sayısına karşılık gelen alt tabakaların harflerle
gösterimi………………………………………………………………...24
Tablo 3.3. Bir atomdaki elektronun bulunduğu yörünge ve dönme yönünü belirleyen
kuantum sayıları………………………………………………………….25
Tablo 4.1. Kobalt ince filmlerinden alınmış olan bir örnek veri grubu……………..49
VII
ŞEKİL LİSTESİ
Şekil 1.1. EM spektrumun şematik olarak gösterimi…………………………………1
Şekil 2.1. Geçirme deneyinde kazanç yöntemi……………………………………….4
Şekil 2.2. Fluoresans verimi…………………………………………………………..5
Şekil 2.3. Toplam elektron kazancı (TEY)…………………………………………...7
Şekil 2.4. X-ışını soğurma ölçümlerinde(a)Geçirme kazancı(b)Elektron kazancı
(b)Elektron kazancı……………………………………………………….10
Şekil 3.1. (a)Tipik bir XAS deney düzeneği, (b) Geçirme ve TEY ölçümü……….13
Şekil 3.2. XAS deneyinin şematik olarak gösterimi………………………………...14
Şekil 3.3. Herhangi bir atoma ait enerji yörüngelerinin şematik gösterimi…………15
Şekil 3.4. Platinyuma ait XAS spektrumu…………………………………………..15
Şekil 3.5. X-ışını fluoresans oluşumunun şematik olarak gösterimi………………..17 Şekil 3.6. Auger elektronu oluşumunun şematik olarak gösterimi………………….18 Şekil 3.7. Elementlerin atom numaralarına göre Auger elektronu enerji eğrileri…...19
Şekil 3.8. XAS spektrumundaki bölgeler…………………………………………..20
Şekil 3.9. Çoklu ve tekli saçılmaların şematik olarak gösterimi…………………….21
Şekil 3.10. K2[Pt(CN)4] içindeki Platinyumun LIII kenarının spektrumu…………...23
Şekil 3.11. Stern-Gerlack deneyi……………………………………………………26
Şekil 3.12. Spin-yörünge etkileşmesi sonucu 2p seviyesinde oluşan yarılma………27
Şekil 3.13. Pt için XAS spektrumu…………………………………………………28
Şekil 3.14. İlk gözlenen Sinkrotron Işınımı…………………………………………30
Şekil 3.15. Birinci, ikinci ve üçüncü jenerasyon sinkrotronlar tarafından üretilen ışın
demetinin parlaklığı……………………………………………………..31
Şekil 3.16. Günümüzde kullanılan sinkrotron ışınımı………………………………31
Şekil 3.17. Dünyadaki sinkrotron kaynakları……………………………………….32
Şekil 3.18. Fransa’daki Avrupa Sinkrotron Işınım Merkezi ………………..............32
Şekil 3.19. Sinkrotron halkası ve deneysel istasyonlar……………………………...33
Şekil 3.20. Elektromanyetik Spektrumun şematik olarak gösterimi………………...34
VIII
Şekil 3.21. Bir bükücü magnetin (bending magnet) gösterimi……………………...36
Şekil 3.22. Çok kutuplu Wiggler magnet……………………………………………36
Şekil 3.23. Undulator magnet……………………………………………………….37
Şekil 3.24. Altıgen sıkı-paket yapısı………………………………………………...41
Şekil 4.1. (a) X-ışınının Co ince filminden geçmesi (b) Co ince filminin üstten
görünümü…………………………………………………………………43
Şekil 4.2. Mini elektron demeti buharlaştırıcı ve kontrol mekanizması…………….45
Şekil 4.3. Elektron demeti buharlaştırma yöntemi (e-Beam Evaporation)………….46
Şekil 4.4. Kuartz kristal ince film monitörü…………………………………………47
Şekil 4.5. Kobaltın L 2,3 uçları için TEY spektrumu………………………………...51
Şekil 4.6. L3 ucunun kalınlığa karşı şiddet grafiği…………………………………..53
Şekil 4.7. L2 ucunun kalınlığa bağlı şiddet grafiği…………………………………..54
Şekil 4.8. L3 ve L 2 ucu piklerinin kalınlığa karşı şiddet grafiklerinin aynı skalada
gösterimi…………………………………………………………………55
IX
SEMBOLLER VE KISALTMALAR
EM : Elektromanyetik
XAS : X-ışını Soğurma Spektroskopisi
XANES : X-ışını Soğurma Yakın Kenar Yapısı
NEXAFS : Yakın Kenar X-ışını Soğurma İnce Yapısı
EXAFS : Genişletilmiş X-ışını Soğurma İnce Yapısı
TY : Geçirme Kazancı
FY : Fluoresans Kazancı
TEY : Toplam Elektron Kazancı
1.GİRİŞ Ayşe BOZDUMAN
1
1. GİRİŞ
Modern bilimin temel problemlerinden birisi maddenin elektronik yapısını
belirlemektir. Yani maddenin kimyasal ve fiziksel özelliklerini, elektronlarının
bulundukları enerji seviyelerini belirlemektir. Maddenin elektronik yapısını
belirlemede kullandığımız önemli bir yöntem elektromanyetik (EM) ışınımdır. EM
spektrum şematik olarak Şekil 1.1’de gösterilmiştir. EM ışınım; γ ışınlarından
( λ =10 11− m, E=10 5 eV) radyo dalgalarına ( 1=λ m, E=10 6− eV) kadar çok geniş
aralıklı enerjileri ve dalga boylarını kapsar. EM ışınımın; x- ışınlarından kızıl ötesine
kadar olan enerji aralığında bağ titreşimleri olabilir ve gerekli olursa çekirdek ve
değerlik elektronları atomdan koparılabilir.
Şekil 1.1. EM spektrumun şematik olarak gösterimi.
Şekil 1.1’de görüldüğü gibi sinkrotron ışınımı, 10 1− eV’dan 10 5 eV’a kadar
olan enerji aralığını ve 10 4− m’den 10 12− m’ye kadar olan dalgaboyu aralığını kapsar.
1.GİRİŞ Ayşe BOZDUMAN
2
EM ışınım; elektronun bağlanma enerjilerine uygun enerji aralığında madde
ile fotonun etkileşimini araştırarak maddenin elektronik yapısı hakkında bilgi elde
etmek için kullanılabilir. X-ışını ve mor ötesi (ultraviyole) bölgelerinde; EM ışınımın
soğurulmasıyla fotoelektronlar elde edilir. Böylece fotoelektron çalışmaları ve x-ışını
çalışmaları arasında bir ilişki vardır.
Periyodik tablonun 3d grubunda yer alan geçiş metallerinin 2p
elektronlarının bağlanma enerjisi X-ışınlarıyla incelemeye uygundur. Son yıllarda bu
çalışmalar yüksek enerjili spektroskopik teknikler kullanılarak çok yoğun bir şekilde
bilimsel araştırmalara konu olmaktadır (S.J.Naftel, 1999). 100-2000 eV enerji
aralığında çalışılan x-ışını soğurma spektroskopisi (X-ray Absorption Spectroscopy-
XAS) çalışmaları en uygun deneysel tekniklerden biridir.
XAS çalışmaları seçilen bir atomun yerleşik atomik yapısı (elektronik
yapısı), komşu atomların atomik yapısı ve kimyasal durumu hakkında önemli bilgiler
edinmemizi sağlar. Bu nedenle; XAS materyallerin elektronik özelliklerini
belirlemede, elektronların atom içindeki davranışlarını etkileyen faktörlerin
araştırılmasında kullanılan önemli deneysel tekniklerden biridir. Bu yöntem eşik
yakınında x-ışını soğurma ince yapı spektroskopisi (Near-Edge X-ray Absorption
Fine Structure Spectroscopy-NEXAFS) olarak bilinir. Atoma verilen enerji; soğurma
enerjisine eşit veya yakın olduğu zaman çekirdek seviyesindeki elektron soğurduğu
ışık enerjisiyle uyarılır ve değerlik bandına geçiş yapar. Eğer çekirdek seviyesinde
oluşan boşluğun (hole) yaşam süresi yeterince uzun olursa; elektronların enerji
dağılımına bağlı olarak soğurma spektrumları elde edilir. Elde edilen spektrum ışığı
soğuran atomun durum yoğunluğunu gösterdiği gibi, atomu çevreleyen kristal
yapının da bir yansıması olur. XAS’ın tamamen anlaşılabilmesi için modern fizik ve
kimya yasalarının birlikte kullanılması gerekir.
3d grubunda yer alan metallerin çoğu manyetik özellik göstermektedir. Bu
nedenle; bu grupta yer alan materyallerin 2p elektronlarının incelenmesiyle,
materyalin manyetik özellikleri, kristal alan etkisi, spin ve açısal momentumları
hakkında ayrıntılı bilgiler elde edilebilmektedir. Manyetik materyaller üzerine bilgi
kayıt edilebilmektedir ve bu nedenle hafıza elemanı olarak teknolojide önemli bir
yere sahiptir. Atom içindeki elektronların davranışlarının ve bu davranışları etkileyen
1.GİRİŞ Ayşe BOZDUMAN
3
sebeplerin bilinmesiyle, teknolojide kullanılabilecek alternatif materyaller
geliştirilebilmektedir.
Bu çalışmada; XAS kullanılarak 3d geçiş metallerinden biri olan saf kobalt
(Co) elementinin yumuşak x-ışını (soft x-ray) enerji aralığı ile etkileşimi
incelenmiştir. Kobalt metalinin 2p seviyesi, L2,3 ucu için temel elektronik yapısı ve
kobalt atomlarının yumuşak X-ışınlarıyla etkileşme parametreleri belirlenmiştir.
Herhangi bir metalin atomik ve kimyasal yapısı hakkında bilgi edinebilmek
için gerekli parametrelerden ikisi materyal içindeki elektronların kaçış derinliği eλ
(escape depth) ve x-ışınının materyale nüfuz etme derinliği xλ (attenuation length)
dir. Bu çalışmada SiN alt tabakası üzerine değişik kalınlıklarda oluşturulan saf Co
metal filmlerinden geçirilen x-ışını soğurulması incelenerek film kalınlığına bağlı
olarak elektronların kaçış derinliği belirlendi.
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ayşe BOZDUMAN
4
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
X-ışını soğurma spektroskopisi (X-ray Absorption Spectroscopy-XAS)
katıhal fiziği ve yüzey biliminde son yıllarda etkin bir şekilde kullanılmaktadır. XAS
ölçümlerinde yaygın olarak kullanılan 3 yöntem vardır; Geçirme Kazancı
(Transmission Yield-TY), Floresans Kazancı (Fluoresans Yield-FY), Toplam
Elektron Kazancı (Total Electron Yield-TEY).
2.1. Geçirme Kazancı (Geçirme Ölçümü)
XAS ölçümlerinde kullanılan geçirme yönteminde genellikle soğurma
katsayısı (µ); kalınlığı bilinen bir numune sayesinde hesaplanır. Şekil 2.1’de şematik
olarak gösterilen bu yöntemde lineer soğurma katsayısı Lambert-Beer yasası olarak
bilinen Ι= Ι0exp(-µx) ifadesi ile hesaplanmaktadır.
Şekil 2.1. Geçirme deneyinde kazanç yöntemi
Burada Ι0 gelen x-ışını şiddeti, Ι örnekten geçen x-ışını şiddeti, µ lineer soğurma
katsayısı ve x örnek kalınlığıdır.
Geçirme yönteminin olumsuz bir yanı yüzeye karşı duyarlı olmamasıdır ve
2 keV’dan daha düşük foton enerjilerinde doğrudan geçirme ölçümleri; ışınımın kısa
soğurma uzaklığından dolayı çok ince örnek tabakaları için uygundur. Lambert-Beer
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ayşe BOZDUMAN
5
ifadesi µ lineer soğurma katsayısının bağlı olduğu nicelikleri göstermektedir.
Lambert-Beer yasasıyla µ hesaplanabilir. Böylece maddenin yapısı hakkında bilgi
elde edilebilir. Çünkü µ maddenin ayırt edici bir özelliğidir. Ayrıca µ çoğu zaman
enerjinin bir fonksiyonudur. Aynı zamanda örnek yoğunluğu (ρ), atom sayısı (Z) ve
atomik kütleye (A) bağlıdır. Buna göre;
µ(E) ≈ ρ 3
4
AEZ (2.1)
şeklinde yazabiliriz.
2.2. Fluoresans Kazancı
Fluoresans kazancı yönteminde; x-ışını soğurulmasıyla meydana gelen
uyarılmış elektronun oluşturduğu boşluğun, üst enerji seviyesindeki elektronlar
tarafından doldurulması ve boşluğu dolduran elektronun enerjisini dışarıya ışınım
olarak yayımlaması söz konusudur. Bu ışınım enerjisine bakarak elektronun durumu
ve bir sistemdeki atomun kimlik tespiti yapılabilir. Çünkü boşluğu dolduran
elektronlar farklı enerji seviyelerinden geldikleri için yayımlanan ışığın enerjileri her
zaman için farklıdır. Fluoresans verimi Şekil 2.2’de gösterilmiştir.
Şekil 2.2. Fluoresans verimi
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ayşe BOZDUMAN
6
Ayrıca lineer soğurma katsayısı (µ) fluoresans yöntemi ile de
hesaplanabilmektedir. Buna göre aşağıdaki ifade yazılabilir:
µ(E)∝ 0I
I fluoresans (2.2)
Burada µ lineer soğurma katsayısı, Ifluoresans fluoresans ışınım şiddeti, I0 örneğe gelen
x-ışınının şiddetidir. Formülde de görüldüğü gibi, µ lineer soğurma katsayısı örnekte
meydana gelen fluoresans veriminin şiddeti ile doğru orantılıdır. Bu şiddet bir foto
diyot yardımıyla ölçülmektedir.
2.3. Toplam Elektron Kazancı (TEY) Ölçümü
Toplam elektron kazancı yönteminde (TEY); uyarılarak yüzeyden koparılan
elektronların bir dedektör yardımıyla kinetik enerjilerinin hesaplanması veya madde
içinde bir akım şiddeti oluşturarak bu akım şiddetinin doğrudan bir mikro
ampermetre ile ölçülmesiyle atomun yapısı hakkında bilgi edinmek söz konusudur.
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ayşe BOZDUMAN
7
(a)
(b)
Şekil 2.3. Toplam elektron kazancı (TEY)
(a) Atomik olarak toplam elektron kazancı
(b) TEY düzeneği
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ayşe BOZDUMAN
8
Yüzeylerin kimyasal özellikleri ve kristal yapı özellikleri ile ilgili
araştırmalarda foton uyarımıyla üretilmiş çeşitli kinetik enerjilerdeki elektronların
sayısı olarak bilinen Toplam Elektron Kazancı Yöntemi (TEY) Şekil 2.3’de şematik
olarak gösterilmiştir. Bu yöntem fotoelektronların çok kısa elektron kaçış
derinliğinden (escape depth) dolayı sınırlamaların üstesinden gelmektedir. Böylece
yüzey çalışmaları için kristalin yapısı hakkında doğru bilgiler edinilmesinde
avantajlar sağlamaktadır.
TEY ölçümleri; çekirdek seviyesindeki boşluğun çökmesinin bir sonucu
olarak yüzeyden kopan elektronların toplanması ve örnek içinde meydana gelen akım
şiddetinin ölçülmesiyle meydana gelen XAS’dır. Fe, Co, Ni gibi 3d geçiş metalleri
için boşluklar (holler) 2p kabuğunda oluşturulur ve bu boşluklar iki şekilde
doldurulur. Bunlar Auger elektronları tarafından (% 99.2) yada fluoresans çöküşü
olarak (%0.8) doldurulur. Bir materyalin soğurma tesir kesiti doğrudan soğurma
yöntemi ile üretilmiş boşluk sayısıyla doğru orantılıdır.
Toplam elektron kazancı ölçümü yaparak lineer soğurma katsayısının hesabı
yapılabilir. Buna göre lineer soğurma katsayısı aşağıdaki ifade ile verilebilir;
µ (hν) ∝0Ι
Ιörnek (2.3)
2.4. 3d Geçiş Metallerinin Özellikleri
3d geçiş metalleri; periyodik cetvelin orta kısmında (IIA-IIIA arasında)
bulunan ve bileşiklerinde birden fazla değerlik alabilen d yörüngelerinin kısmen yada
tam dolmasıyla oluşan B grubu elementleridir. Geçiş metalleri sertlikleri, yüksek
yoğunlukları, iyi ısı iletkenlikleri ve yüksek erime-kaynama sıcaklıklarıyla tanınırlar.
Özellikle sertlikleri nedeniyle saf halde veya alaşım halinde yapı malzemesi olarak
kullanılırlar.
Geçiş metallerinin elektron dizilimlerinde en dışta her zaman d-
yörüngesinde değişik sayıda elektron taşırlar. Tepkimelere giren elektronlarda d-
yörüngesindeki elektronlardır. d-bloğu geçiş elementlerinin değerlik elektronları 2B
ve 3B dışındaki gruplarda oldukça çeşitlilik göstermektedir. Bunun sebebi d-
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ayşe BOZDUMAN
9
bloğundaki elektronların çeşitli şekillerde bağ oluşturabilme özelliğine sahip
olmalarıdır. d-bloğu geçiş elementlerinin çoğunda s-yörüngesi tam doludur.
Periyodik tablodaki elementlerin yarıdan fazlası geçiş metalidir. Geçiş
metallerinde Fe, Co, Ni ferromanyetik maddeler olduğu halde diğer geçiş metalleri
paramanyetik özellik gösterirler. 3d geçiş metali grubundan olan Co (Kobalt)
periyodik tablonun 8B grubunda yer alır ve elektron dizilimi şu şekildedir;
Co 27 = 1s 2 2s 2 2p 6 3s 2 3p 6 4s 2 3d 7
Manyetik materyallerde değerlik (valans) bandı eşit olmayan bir yoğunlukla
spin-alt tabakalarına yarılır. Bu durumda Auger ve Fluoresans çöküşleri spin bağımlı
olmaktadır. Dolayısıyla soğurma tarafından oluşturulmuş spin boşluğu sadece aynı
spinli değerlik elektronları tarafından doldurulur. Bu nedenle saf Co daki L2,3 (2p)
seviyesi spin-orbit etkileşmesinden kaynaklanan bir yarılma sonucu soğurma
spektrumunda 2 ayrı enerji değerinde (2 p3/2, 2p1/2) maksimum pik vermektedir.
2.5. 3d Geçiş Metalleri İle İlgili Yapılan Önceki Çalışmalar
3d geçiş metallerinden Fe, Co, Ni’in 2p (L2,3) ucundaki XAS ile yapılmış
çalışmalardan biri Reiko Nakajima ve J.Stöhr’ e aittir (R.Nakajima, J.Stöhr, 1999).
Bu çalışmada Fe, Co, Ni’in farklı materyal kalınlıklarında ve değişik x-ışını gelme
açılarında (θ ) TEY ve Geçirme şiddeti ölçülmüştür. Yapılan bu çalışmada Fe, Co,
Ni metallerinin sivri bir uçtan başlayıp giderek kalınlaşan bir örnek üzerinde 0 Å’dan
başlayarak 130 Å’a kadar, Cu (110) alt tabakası üzerine üçgen tabaka şeklinde
yerleştirilmiştir. Burada doyum etkisinin herhangi bir θ -geliş açısı için
xλ cosθ >> eλ koşulunda meydana geldiği bulunmuştur. Bu çalışmada elektron kaçış
derinlikleri Fe için ( eλ ≈ 1.7 nm ), Co ve Ni için ( eλ ≈ 2.5 nm ) bulunmuştur.
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ayşe BOZDUMAN
10
Şekil 2.4. X-ışını soğurma ölçümlerinde (a) Geçirme kazancı (b) Elektron kazancı
T.Thole tarafından verilmiş sonsuz kalınlıklı bir tabaka için TEY (Total
Electron Yield) şiddeti;
Ι (θ ,E) = θλλ
λcosxe
eA+
= ex
Aλθλ /)cos(1+
(2.4)
eşitliği ile verilir (T.Thole ve ark, 1985). Burada ;
A : foton uyarımıyla üretilmiş yüzeye doğru yönelen elektronların sayısı
θ : x-ışınının materyale gelme açısı
eλ : elektron kaçış derinliği (escape depth)
xλ : dalgadaki azalma uzunluğu (attenuation length)
Işığın materyal üzerine gelme açısı değiştirildiğinde belirli bir değerden
sonra materyalin x-ışınlarına tepki vermediği gözlenir. Bu durum doyum (saturation)
olarak adlandırılır.
Açı bağımlı doyum etkileri için uygun parametre xλ cosθ ve eλ arasındaki
orandır. Burada xλ cosθ etkin soğurma uzaklığıdır. Herhangi bir açı için;
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ayşe BOZDUMAN
11
xλ cosθ >> eλ olduğunda doyum etkileri ortaya çıkar. Böylece ölçülmüş şiddet
kazancı ( Ι (θ ,E)) dalgadaki azalma uzunluğu ( xλ ) ile ters orantılı olur. Bu durumda
şiddet kazancı, lineer soğurma katsayısı µ (E) ile doğru orantılıdır. Böylece şiddet
kazancı;
Ι (θ ,E) ≅ θλ
λcosx
eA ∝
xλ1 = )(Eµ (2.5)
olur.
Bu orantılı terim açısal bağımlı doyuma neden olan α geliş açısının ve
foton enerjisinin bir fonksiyonudur. Buna göre (2.4) eşitliğinden;
Ι (θ ,E)cosθ = exec
Aλλθ /cos +
(2.6)
elde edilir.
Burada Ι (θ ,E)cosθ soğurma atomunun normalize olmuş şiddetini verir.
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
12
3. MATERYAL VE METOD
3.1. X-ışını Soğurma Spektroskopisi
X-ışını soğurma spektroskopisi (X-ray absorption spectroscopy-XAS);
atomların, moleküllerin, yüzeylerin, katıların ve sıvıların karakterizasyonu için
önemli deneysel bir tekniktir. XAS spektrumu seçmiş olduğumuz bir atomun veya
komşu atomların yerleşik atomik yapısı (elektronik yapısı) ve kimyasal yapısı
hakkında önemli bilgiler verir.
XAS’ın en yaygın kullanım nedenleri arasında; yerleşik atom
koordinasyonu, maddenin kimyasal/oksidasyon ve atomik durumu, düşük
konsantrasyonlarda bilgi vermesi ve çok küçük numunelere bile uygulanması
yatmaktadır. XAS ölçümleri hem düşük, hem de yüksek sıcaklıklarda yapılabilir.
XAS bilimsel alanda geniş bir yer tutar; genel biyoloji, çevre bilimi, materyal bilimi,
tomografi, madde araştırması gibi… Tipik bir XAS deney düzeneği Şekil 3.1’de
gösterilmiştir. XAS deneylerinde en önemli unsur, enerjisi çok küçük adımlarla
değişen x-ışınları kaynağıdır. Bunun için en uygun kaynak sinkrotron ışınımıdır.
Monokromatörler bir bilgisayar aracılığıyla hareket ettirilerek istenilen foton enerji
aralığı ve adımı ayarlanır. Gelen ışık örneğe ulaşmadan önce altın bir kafesten
geçirilerek Io ışınım şiddeti ölçülür. Örnekten geçirilen ışığın şiddeti, gerisine
konulan bir foto algıç (dedektör) ile belirlenir. Bütün bu işlemler yapılırken dışarıdan
ışık girmemesi gerekmektedir. İnce filmlerin ışığı geçirecek bir kalınlıkta olması
önemlidir. Aksi halde dedektör üzerine düşen ışık şiddeti ölçülemeyecek kadar küçük
olur. Bu nedenle örnek kalınlığı iyi kontrol edilmelidir.
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
13
(a)
(b) Şekil 3.1. (a)Tipik bir XAS deney düzeneği, (b) Geçirme ve TEY ölçümü
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
14
X-ışınları bir numune üzerine gönderildiği zaman, elektromanyetik ışınım
maddenin atomlarına bağlı elektronlarla etkileşir. Gönderilen ışın, bu elektronlar
tarafından hem saçılmaya uğratılır hem de soğurulur veya elektronları uyarır.
Şekil 3.2. XAS deneyinin şematik olarak gösterimi.
I0 şiddetine sahip paralel ve monokromatik bir x-ışını demeti, kalınlığı x
olan bir örnekten geçirildiği zaman, geçirilen x- ışınının şiddeti (I) aşağıdaki
denkleme göre azalır:
ln (I0/I) = µx (3.1)
Burada µ, lineer soğurma katsayısı olarak isimlendirilir ve atom tiplerine ve
materyalin yoğunluğuna (ρ) bağlı olarak değişir. Soğurmanın belirli enerji
değerlerinde şiddetli bir şekilde arttığı gözlemlenir ve bu yerler soğurma kenarı
olarak isimlendirilir. Gelen fotonların enerjisi, soğurma atomunun çekirdek
seviyesindeki bir elektronunu fotoelektron oluşturmak üzere numuneden dışarıya
uyarmaya yeterli olduğu zaman yani çekirdek seviyesindeki elektronun bağlanma
enerjisini yenecek değere sahip olduğu zaman soğurma kenarları oluşur. Bundan
dolayı bu soğurma kenarlarında soğurulan ışınım enerjileri soğurucu elementlerin K,
L, M,… kabuklarındaki elektronların bağlanma enerjilerine tekabül eder. Soğurma
kenarları, artan enerji değerine göre K, LI, LII, LIII, MI,… şeklinde isimlendirilir; bu
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
15
gösterimde herbir ifade sırasıyla 1s (2s1/2), 2s (2s1/2), 2p (2p1/2), 2p (2p3/2), 3s
(2s1/2),… orbitallerinden bir elektronun uyarılmasına denk gelir.
Şekil 3.3. Herhangi bir atoma ait enerji yörüngelerinin şematik gösterimi.
Şekil 3.4. Platinyuma ait XAS spektrumu.
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
16
Işık ile uyarılma durumunda madde içinde 2 durum söz konusudur. Auger
elektronlarının oluşumu veya Fluorescence ışınımı oluşumu. Auger elektronları ve
Fluorescence foton enerjisi madde için ayırt edici bir özelliktir. Ayrıca uygulanan x-
ışını enerjisi çekirdek seviyesindeki bir elektronun bağlanma enerjisinden daha
yüksek veya eşit olmalıdır. X-ışını soğurma kenarı enerjileri çekirdek seviyesi
enerjilerine uygun gelir. Dolayısıyla bu soğurma kenarı enerjileri her bir elementin
karakteristiğidir ve bundan dolayı x-ışınımı soğurumu bir element belirleme
yöntemidir.
X-ışınımı soğurma sürecinde atomda uyarılmış durum oluşur. Bu uyarılmış
durumda ayrılan elektronun boşluğu ile bir fotoelektron oluşur. Bir fotonun
soğurulmasından sonra birkaç femtosaniye (10-15s) içinde çekirdek seviyesindeki
boşluk içine olası çöküş meydana gelir. Uyarılmış durumu izleyen belli süreçler
vardır.
3.1.1. X-ışını Fluoresans Oluşumu
Daha yüksek seviyedeki elektronların çekirdek seviyesindeki boşluğu
doldurması ve enerjisini dışarıya bir foton olarak yayımlamasıdır. Çekirdek
seviyesinde oluşan boşluğu dolduran elektronların yayımladığı foton enerjisi
farklıdır. Çünkü oluşan boşluğu, farklı enerji seviyesindeki elektronlar doldurabilir.
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
17
Şekil 3.5. X-ışını fluoresans oluşumunun şematik olarak gösterimi.
Şekil 3.5’de x-ışını soğurulması sonucunda 1s seviyesinde oluşan bir
boşluğun 2p 2/3 seviyesindeki bir elektron tarafından doldurulması gösterilmiştir.
Boşluğu dolduran elektron, enerji fazlalığını foton olarak yayımlamıştır. Şekilde
görüldüğü gibi; bu boşluk diğer seviyedeki elektronlar tarafından da doldurulabilir.
Daha öncede belirtildiği gibi, farklı seviyelerdeki elektronların boşluğu doldurması
sonucunda, yayımlanan foton enerjileri de farklı olur. Dolayısıyla bu foton enerjisine
bakarak atomun karakterizasyonu hakkında bilgi elde etmek mümkün olur.
3.1.2. Auger Elektronları Oluşumu
Bu yöntemde; x-ışınları tarafından meydana getirilen çekirdek seviyesindeki
boşluk, üst seviyedeki elektronlar tarafından doldurulur. Boşluğu dolduran elektron
fazla enerjisini üst seviyedeki elektronlara verir. Böylece Auger elektronları oluşur.
Auger elektronlarının kinetik enerjisini ölçerek atomun hangi seviyesinden elektron
söküldüğü anlaşılabilir. Dolayısıyla Auger elektronları da madde için ayırt edici bir
özelliktir.
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
18
Şekil 3.6. Auger elektronu oluşumunun şematik olarak gösterimi.
Şekil 3.6’da görüldüğü gibi, 1s seviyesinde oluşan boşluk 2p 2/3
seviyesindeki elektron tarafından doldurulmuştur. Üst seviyedeki elektronun alt
seviyeyi doldurması (çöküş) sırasında, elektron fazla enerjisini kendi seviyesindeki
(üst seviyedeki) elektrona aktararak Auger elektronu oluşumu gerçekleşir.
Auger elektronları, atomun ayırt edici karakteristik bir özelliğini taşıması
nedeniyle Auger elektron enerjilerinden genel bir eğri elde edilir. Bu eğri Şekil 3.7’
de gösterilmiştir.
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
19
Şekil 3.7. Elementlerin atom numaralarına göre Auger elektronu enerji eğrileri.
Auger elektronları farklı şekilde adlandırılır. Örneğin;
KLL; aynı seviyedeki elektronlardan birisinin boşluğu doldurması
diğerinin ayrılması.
KLM; L’deki elektronun boşluğu doldurması M’dekinin ayrılması
gibi...
3.1.3. XAS Spektrumundaki Bölgeler
Bir x-ışını soğurma spektrumu, genel olarak 4 bölgeye ayrılır:
1) Ön-kenar (E<E0), gelen x-ışını demetinin enerjisinin (E) elektronun bağlanma
enerjisinden (E0) küçük olduğu bölge,
2) X-ışını soğurma yakın kenar yapısı (XANES), gelen x-ışını demetinin
enerjisinin E = E0 ± 10 eV olduğu bölge,
3) Yakın kenar x-ışını soğurma ince yapı (NEXAFS), soğurma kenarından
10eV-50eV uzaklıktaki bölge,
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
20
4) Genişletilmiş x-ışını soğurma ince yapı (EXAFS), soğurma kenarından 50 eV
uzaklıktaki bölgeden başlar ve1000 eV`un üzerindeki enerjilere kadar devam
eder.
Şekil 3.8. XAS spektrumundaki bölgeler.
Ön kenar bölgesinde göze çarpan küçük özellikler, genellikle elektronların
çekirdek seviyesinden daha yüksek yarı dolu veya boş olan seviyelere
uyarılmalarından kaynaklanır (s→p veya p→d).
XANES bölgesinde, çekirdek elektronları bağlı-olmayan seviyelere
uyarılırlar. XANES bölgesi, gelen x-ışını enerjisinin soğurma atomu elektronunun
bağlanma enerjisine eşit olduğu zaman gerçekleşir. Bu tür geçişlerin yüksek
olasılığından dolayı, soğurmada ani bir artış gözlenir. XANES spektrumu, soğurma
atomunun kimyasal duyarlılığı, bağ yapısı, koordinasyon kimyası ve elektronik
yapısı hakkında ayrıntılı bilgi verir.
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
21
NEXAFS bölgesinde, uyarılan elektronların kinetik enerjisi düşüktür (E-E0
küçük) ve birinci hatta daha yüksek koordinasyon kabukları tarafından güçlü çoklu
saçılmaya uğratılırlar.
EXAFS bölgesinde ise, fotoelektronlar yüksek kinetik enerjiye sahiptirler
(E-E0 büyük) ve baskın saçılma mekanizması en yakın komşu atomlar tarafından
oluşturulan tekli saçılmadır. EXAFS bölgesinin önemi, soğurma atomu çevresindeki
atomik yapı hakkında bilgi verir. Bu bilgiler en yakın komşu uzaklığının ölçülmesi,
koordinasyon yapısı, bölgesel dağılımı gibi nicelikleri kapsar.
(a) Çoklu saçılma (b) Tekli saçılma
Şekil 3.9. Çoklu ve tekli saçılmaların şematik olarak gösterimi.
Şekil 3.9’da görüldüğü gibi tekli saçılmalarda, uyarılan atomun elektronu
komşu atomlardan biriyle etkileşirken; çoklu saçılmalarda uyarılan atomun elektronu
komşu atomlarla birçok etkileşmeye girer.
EXAFS; soğurma sonrasında oluşan ve atomdan dışa doğru hareket eden
fotoelektronların komşu atomlardan tekli saçılmalarını içerir. EXAFS bölgesi,
soğurma atomundan ayrılan elektronun en yakın komşu atomlardan saçılması sonucu
dalga fonksiyonundaki (giden ve gelen) girişimler sonucu oluşan dalgalanmalardır.
EXAFS bölgesine bakarak komşu atomun yapısı hakkında bilgi alınabilir. EXAFS
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
22
bölgesinin oluşması sırasında; x-ışınları tarafından uyarılmış fotoelektron soğurma
atomundan ayrılarak en yakın komşu atoma bir dalga şeklinde hareket eder. Bu
dalganın küresel dalga şeklinde alınması uygun olur. Ayrıca bu dalganın dalga sayısı
olan k;
k= 20 )(2
hEEm − (3.2)
şeklinde verilir. Burada; m: elektronun kütlesi, E: ışınım enerjisi, h : Planck sabiti,
E 0 : bağlanma enerjisi olarak tanımlanır.
Fotoelektron en yakın komşu atomdan geri saçılarak soğurma atomuna
dönebilir. Böylece bu elektronun dışa doğru giden dalgası ile geri saçılan dalgası
arasındaki girişim yapıcı veya yıkıcıdır. Bu girişimler sonucu oluşan salınımlar XAS
spektrumuna yansır ve EXAFS bölgesini oluşturur. Şekil 3.10’da K2[Pt(CN)4]
içindeki platinyum Pt LIII kenarında x-ışını soğurmasındaki ani artışı, artan enerjiye
bağlı olarak göstermektedir. Soğurma kenarından sonraki maksimum ve
minimumlar, giden ve geri saçılan dalgalar arasındaki yapıcı ve yıkıcı girişime
karşılık gelir. Şekilde görüldüğü gibi; spektrumun tepe noktası oluşurken yapıcı
girişim, çukur noktası oluşurken yıkıcı girişim meydana gelir.
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
23
Şekil 3.10. K2[Pt(CN)4] içindeki Platinyumun LIII kenarının spektrumu.
X-ışını soğurulmasında, çekirdek seviyesi bağlanma enerjilerine eşit
olduğu zaman keskin bir yükseliş meydana gelir. Dolayısıyla her atom elektronları
bilinen bağlanma enerjilerine sahip olduğundan, x-ışını soğurulması elementin
elektronlarının bağlanma enerjilerine uygun olarak gerçekleşebilir.
3.2. Elektronların Atomik Yörüngelere Dağılımı
Elektronların atomda çekirdek etrafında nasıl dizildiğini ve bunu belirleyen
kuralları anlamak için, atomdaki enerji düzeylerini ve bunları belirlemek için
kullanılan kuantum sayılarını bilmek gerekir. Scrödinger denkleminin çözümüne
göre elektronların yerleşimini belirleyen kuantum sayıları baş kuantum sayısı n,
yörünge kuantum sayısı l ve manyetik kuantum sayısı lm dir. Bu kuantum
sayısından başka son bir kuantum sayısı ise spin kuantum sayısı s dir.
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
24
i. Baş Kuantum Sayısı (n): Bohr kuantum kuramında olduğu gibi n; 1, 2, 3,
... değerleri alabilir. Sayıların yanısıra tabakaları göstermek için harflerde kullanılır.
n = 1 ise bu birinci enerji seviyesini, n = 2 ise ikinci enerji seviyesini gösterir.
Baş Kuantum Sayısı (n): 1 2 3 4 5 ... Tabakaları Gösteren Harfler : K L M N O ...
Tablo 3.1. Baş kuantum sayısına karşılık gelen tabakaların harflerle gösterimi.
ii. Yörünge Kuantum Sayısı (l ): Baş kuantum sayısı ile tanımlanmış
enerji seviyeleri daha alt enerji seviyeleri içerirler. Bir enerji seviyesindeki alt enerji
seviyelerinin sayısı yörünge kuantum sayısını verir. Yörünge kuantum sayısı n-1
tanedir. Örneğin n=1 ise; alt enerji seviyelerinin l = n–1 = 0 olup alt enerji seviyesi
yoktur. Yani bir enerji seviyesi vardır. n=2 için; l = 2-1 =1 olup bir alt enerji seviyesi
vardır. Bir başka deyişle n=2 enerji seviyesi, iki enerji seviyesi bulundurur demektir.
Alt tabakaları göstermek için harflerde kullanılır.
Tablo 3.2. Yörünge kuantum sayısına karşılık gelen alt tabakaların harflerle
gösterimi.
iii. Manyetik Kuantum Sayısı ( lm ): Her alt tabaka ise bir veya daha fazla
yörüngeden oluşmuştur. Bir alt tabakadaki her bir yörünge manyetik kuantum sayısı
lm ile gösterilir. Manyetik kuantum sayısının aldığı değerler - l ile + l arasında
değişir. Bu nedenle l =0 ise; lm =0 değerini alır. l =1 ise; lm =0, -1, +1 değerlerini
alır.
Enerji seviyeleri, alt enerji seviyeleri ve yörüngeler enerji düzeyleri için;
tabakaların enerjileri baş kuantum sayısı n artmasıyla artar ve kuantum sayısı n
arttıkça tabakalar arasındaki enerji farkı azalır. 3.enerji seviyesinden başlayarak alt
tabakalarının birbirlerine karıştığı gözlenir.
Yörünge Kuantum Sayısı ( l ): 0 1 2 3 4 ... Alt Tabakaları Gösteren Harfler : s p d f g ...
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
25
Baş Kuantum Sayısı Yörünge Kuantum Sayısı ( l )
Manyetik Kuantum Sayısı ( lm )
Alt Tabakadaki Yörünge sayısı
n Tabaka l Alt tabaka 1 K 0 1s 0 1 2 L
0 1
2s 2p
0 -1 0 +1
1 3
3 M 0 1 2
3s 3p 3d
0 -1 0 +1 -2 -1 0 +1 +2
1 3 5
4 N 0 1 2 3
4s 4p 4d 4f
0 -1 0 +1 -2 -1 0 +1 +2 -3 -2 -1 0 +1 +2 +3
1 3 5 7
Tablo 3.3. Bir atomdaki elektronun bulunduğu yörünge ve dönme yönünü belirleyen
kuantum sayıları.
iv. Spin Kuantum Sayısı (s): Yukarıdaki 3 kuantum sayısına ek olarak spin
kuantum sayısı elektronun kendi ekseni etrafında dönmesi sonucu ortaya çıkar ve
dönme hareketinin 2 yönde olması nedeniyle sadece iki değer alabilir. s =-1/2 ve
s=+1/2 spin kuantum sayısı atom spektrumlarında gözlenen çizgilerin incelikli
yapısını açıklamak için getirilen öneriler sonucu ortaya çıkmıştır. Bu öneri için
deneysel kanıt, O.Stern ve W.Gerlack tarafından verilmiştir. Deneyde, gümüş metal
buharı ince bir demet halinde güçlü bir manyetik alandan geçirilmiştir (Şekil 3.11).
Gümüş atomunda en dış yörüngede bir tek elektron vardır ve manyetik alandan
geçen gümüş atomlarının iki yöne ayrıldıkları görülmüştür. Dönen yüklü tanecik
manyetik özellik gösterdiğinden elektron küçük bir mıknatıs gibi davranır ve
elektronun iki türlü dönme hareketi zıt yönlenmiş iki mıknatıs oluşturur. O halde
spinleri zıt olan elektronları taşıyan atomlar iki yöne saparlar.
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
26
Şekil 3.11. Stern-Gerlack deneyi.
Sonuç olarak; bir atomdaki her bir elektron dört kuantum sayısı; n, l , lm , s
ile gösterilebilir ve böylece elektronun bulunduğu yörünge ve dönme yönü
belirlenebilir. Fakat elektronların alabileceği kuantum sayılarına ilişkin bir kısıtlama
vardır. Bu Pauli ilkesi olarak bilinir. Buna göre; bir atomda, herhangi iki elektronun
bütün kuantum sayıları birbirinin aynı olamaz en azından biri farklı olmak
zorundadır. Örneğin; bir yörüngeye ait n, l ve lm değerleri aynı ise bu yörüngeye
girecek elektronlardan birinin spini +1/2 ise diğer elektronun spini ancak -1/2
değerini alabilir. Bu nedenle, herhangi bir yörüngedeki elektron sayısı ancak 2
olabilir demektir.
Elektron spini, atom ve moleküller için gözlenen manyetik özelliklerin
açıklanmasına yarar. Üç tür manyetik özellikten söz edilebilir. Bir madde, manyetik
alan tarafından çekilmez ise, spini bir yönde olan elektronların sayısı spini diğer
yönde olan elektronların sayısına eşit demektir. Bu maddeler diyamanyetik olarak
adlandırılırlar. Manyetik alan tarafından hafifçe çekilen maddeler ise paramanyetik
olarak adlandırılır. Bu tür maddelerde spinleri bir yönde olan elektronların sayısı,
spini diğer yönde olanların sayısından farklıdır. Ferromanyetik maddeler olarak
adlandırılan diğer grup ise paramanyetik maddelerden daha güçlü olarak manyetik
alandan etkilenirler. Demir, kobalt ve nikel ferromanyetik maddelerdir.
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
27
3.2.1 Spin-Yörünge Etkileşmesi
Hidrojen spektrumunun spektral çizgileri çok yüksek çözünmede incelendiği
zaman, birbirine yakın aralıklı yarılmalar olduğu görülür. Bu yarılma ince yapı
olarak isimlendirilir ve elektron spini için ilk deneysel kanıtlardan biridir.
Spektral çizginin küçük yarılması, spin açısal momentumu S
(S= )1( +ss h ) ile yörüngesel açısal momentum sayısı L (L= )1( +ll h ) arasındaki
bir etkileşme sonucu oluşur. Bu etkileşmeye spin-yörünge etkileşmesi denir.
B L S
B L S
Bµ+
Bµ−
Şekil 3.12. Spin-yörünge etkileşmesi sonucu 2p seviyesinde oluşan yarılma.
Elektronların enerji seviyeleri, elektronun spin manyetik momenti ( µ ) ile
elektronun yörüngesel açısal momentumu arasındaki etkileşmeden etkilenir. Bu olayı
elektronun spin manyetik momenti ile etkileşen yörüngesel açısal momentumun
neden olduğu bir manyetik alan gibi düşünebilir.
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
28
Şekil 3.13. Pt için XAS spektrumu
Şekil 3.13’de Platinyumdan alınan soğurma spektrumu örnek olarak
gösterilmiştir. Şekilde görüldüğü gibi LI, LII, LIII maksimum noktalarında soğurulma
gerçekleşir. Yani buralarda bir elektronik durum (elektron yoğunluğu) vardır.
Dolayısıyla gönderilen elektromanyetik ışının enerjisini soğuran bir elektronik
durum vardır. Fakat a, b, c ile işaretlenen noktalarında ise bir elektronik durum
yoktur. Burada L’deki elektronların LI, LII, LIII diye üç seviyeye ayrılmasının sebebi,
gönderilen x-ışını enerjisinden ve soğurma sürecinden dolayı spin-yörünge
etkileşmesinden kaynaklanan bir seviye yarılmasının meydana gelmesidir. Bu
etkileşme çok elektronlu atomlarda oldukça güçlüdür. Çünkü iç manyetik alanlar çok
güçlüdür.
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
29
3.3. Sinkrotron Işınımı
X-ışınları soğurma spektroskopisinde en uygun ışık kaynağı sinkrotron
ışınımı ile sağlanır. Bu nedenle ışınımın kaynağının genel özellikleri ve elemanları
dinamik bir süreç ile gelişmesini sürdürmektedir. Buna paralel olarak spektroskopik
yöntemler de gelişmektedir. XAS’ın gelişimi ve tarihi sinkrotron ışınımının
kullanımı ile paraleldir.
J.C.Maxwell’in elektromanyetizmanın teorisini 1873’de formüle etmesinden
sonra elektromanyetik ışınım düşüncesi, deneyciler kadar kuramsal fizikçilerinde
akıllarına yerleşmişti. Bundan sadece on dört yıl sonra, 1887’de G.Hertz
elektromanyetik dalga yaratmayı, göndermeyi ve almayı başarmıştır. Böylece Hertz
deneysel olarak hem elektromanyetik dalgaların varlığını ispatlamış hem de Maxwell
denklemlerinin güvenirliliğini göstermiştir. 1907’de Schott düzgün bir manyetik
alandaki elektronun elektromanyetik ışıması ile ilgili klasik teorisini formalize etmiş
ve sonuçlarını yayımlamıştır.
24 Nisan 1947 yılında Herb Pollock, Robert Langmuir, Frank Elder ve
Anatole Gurewitsch tarafından New York Schenectady de bulunan “General Electric
Research Laboratory” deki 70 MeV’luk saydam vakum tüpünde mavimsi-beyaz
renkte bir parıltının keşfedilmesi ile sinkrotron radyasyonu ilk olarak gözlenmiş oldu.
Şekil 3.14’de ok işareti ile gösterilen ışıltı bu ilk sinkrotron ışınımının resmidir.
Yüklü bir parçacık demeti, bir manyetik alan veya bir elektrik alan tarafından
yörüngesinden saptırılırsa ışıma yaparlar. Bu ışımaya Sinkrotron ışıması denir.
Yayımlanan bu ışınımın şiddeti ve spektrumu büyük oranda yüklü parçacıkların
kütlesine bağlıdır. Elektrik ve manyetik alanlar yardımıyla yüklü parçacıkların
hızlandırılarak bir dairesel yörüngede dolanmaya zorlandığı ve istenilen noktalarda
saptırılarak parçacıkların ışıma yapmasının sağlandığı bilimsel amaçlı
mekanizmalara Sinkrotron sistemleri denir.
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
30
Şekil 3.14. İlk gözlenen Sinkrotron Işınımı.
Fakat sinkrotron ışınımı fikri 19. yüzyıla kadar uzanır. Paris te “Ecole des
Mines”de çalışan Fransız fizikçi Alfred Lienard yüklü parçacıkların hareketine bağlı
etkilerin hesaplanmasında ilk defa gecikmeli potansiyeller kavramını tanımladı ve
şimdilerde sinkrotron ışınımı olarak bilinen olgunun ilk temel teorisini oluşturmuş
oldu. Lienard'ın teorisi bugün hala modern fizik ders kitaplarında yer almaktadır.
Daha sonradan Emil Wiechert tarafından bazı ilaveler yapıldığı için bu gecikmeli
potansiyeller genellikle “Lienard-Wiechert” potansiyelleri olarak bilinir. Lienard'in
makalesi J.J. Thomson tarafından elektronun keşfinden hemen sonra Cambridge de
bundan yaklaşık olarak 100 yıl kadar önce bulundu. Yine de sinkrotron ışınımının en
ilkel fikri Lienard'ın makalesinden daha da öncelere (1867) Ludwig Lorenz’e
dayandırılabilir.
Sinkrotron ışınımı teorisinin bir sonraki büyük gelişmesi 1908 yılında önce
Cambridge de daha sonra Aberystwyth da öğrenci olan ve elektromanyetik ışınımın
mekanik reaksiyonları konusunda ödüllü makaleye sahip G.A. Schott tarafından
yapıldı. Sinkrotron ışınımı fikri 24 Nisan 1947 yılında ilk defa gözlenmesinden önce
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
31
uzun yıllar etkin değildi. Fakat 1947 yılından sonra hem sinkrotronlar hem de
üretilen ışınımın parlaklığı sürekli olarak geliştirildi.
Şekil 3.15. Birinci, ikinci ve üçüncü jenerasyon sinkrotronlar tarafından üretilen ışın
demetinin parlaklığı.
Üçüncü jenerasyon sinkrotronlar bugünlerde en gelişmiş sinkrotronlardır ve
onların ürettiği ışınım ilk olarak gözlenen ışınımla kıyaslanamayacak kadar parlaktır.
Şekil 3.16. Günümüzde kullanılan sinkrotron ışınımı.
Şu anda dünya genelinde 50 den fazla sinkrotron merkezi bulunmaktadır
fakat herbirininin özelliği kapasitelerine ve ürettikleri ışığın parlaklığına göre değişir.
Şekil 3.17’de dünya genelindeki sinkrotron ışınımı merkezleri görülmektedir.
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
32
Şekil 3.17. Dünyadaki sinkrotron kaynakları.
Şekil 3.18. Fransa’daki Avrupa Sinkrotron Işınım Merkezi (Europian Synchrotron
Radiation Facility, Grenoble -ESRF).
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
33
Oldukça parlak olan sinkrotron ışınımı, atomik veya moleküler boyutlu
maddelerde, değişik özelliklere sahip olarak hazırlanmış materyallere kadar
maddenin çok çeşitli biçimlerini araştırmak için kullanılabilir. Elde edilen bilgiler
çevre, ileri teknolojiler, sağlık ve eğitim gibi alanlarda etkili olan çok büyük değere
sahiptir.
3.3.1.Sinkrotron Nedir?
Sinkrotron, elektronları yaklaşık olarak ışık hızına yakın bir değere kadar
hızlandıran hemen hemen bir futbol sahası boyutlarında çok büyük bir
mekanizmadır. Elektronlar manyetik alanlar tarafından saptırıldıkları için son derece
parlak ışın üretirler. Üretilen ışın bilimsel araştırma yapmak için kullanılmak üzere
deneysel çalışma istasyonlarına yönlendirilir.
Şekil 3.19. Sinkrotron halkası ve deneysel istasyonlar.
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
34
3.3.2. Sinkrotron Işınımı Nedir?
Sinkrotron ışınımı, ışık hızına yakın hızlarda hareket eden elektronların bir
manyetik alanın etkisi altında hareket yönünün değiştirilmesi ile yaydığı
elektromanyetik ışınımdır. Elektromanyetik ışınım, elektronun yörüngesine teğet
olarak dar bir koni içinde ileriye doğru yayılır (Şekil 3.18). Sinkrotron ışınımı,
şiddeti ve parlaklığı bakımından çok önemlidir ve tüm elektromanyetik spektrumu
tarayacak şekilde üretilebilir.
Şekil 3.20. Elektromanyetik Spektrumun şematik olarak gösterimi.
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
35
3.3.3. Sinkrotron Işınımı Nasıl Üretilir?
Elektronlar, merkezde (elektron tabancası) üretilir ve lineer ivmelendirici
(linac) tarafından ışık hızının % 99.9997`a kadar ivmelendirilirler. Daha sonra,
enerjileri artırılmak üzere Booster halkasına transfer edilirler. Booster halkasından da
en dış depolama halkasına gönderilirler.
1. Elektron tabancası
2. Linac
3. Booster halkası
4. Depolama halkası (storage
ring)
5. Işın konisi yolu (beamline)
6. Deney istasyonu
Elektronlar, düz bölmelerle ayrılmış bir seri magnet yardımı ile depolama
halkasında döndürülürler. Magnetler tarafından üretilen manyetik alan etkisiyle
hareket yönü saptırılmış elektronlar, elektromanyetik ışınım yayımlarlar; bu sebeple
her bir bükücü magnette (bending magnet) bir sinkrotron ışınım demeti üretilir.
Üretilen bu ışın demetleri, belirli bir deneysel teknik için uygun özel (spesifik) bir
dalgaboyu değerine odaklanabilir.
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
36
Şekil 3.21. Bir bükücü magnetin (bending magnet) gösterimi. Elektronun
yörüngesinin herbir saptırılmasında, bir ışın demeti üretilir.
3.3.4. Wiggler ve Undulator Magnetler
Sinkrotron halkasının düz bölmelerinde bazı ek aygıtların kullanılması ile
üretilen ışınımın şiddetinin önemli miktarda artırılabileceği gözlenmiştir.
İki çeşit ek aygıt vardır: bunlardan birisi, çok kutuplu wiggler (MPW)`dir.
Wiggler (zigzaglayıcı) magnet içerisinde, herbir bükmede bir ışın konisi yayımlanır;
bu sebeple yayımlanan ışın konileri birbirleriyle üstüste binerler. Dolayısıyla,
ışınımın şiddeti magnet sayısıyla orantılıdır. Magnet sayısı artırıldıkça, üretilen
ışınımın şiddeti de artar.
Şekil 3.22. Çok kutuplu Wiggler magnet (Herbir dalga tepesinde, bir ışın demeti
üretilir. Üretilen bu ışınlar, birbirini güçlendirirler ve yatay düzlemde gözlendikleri
zaman uyumsuz (incoherent) geniş bir sinkrotron ışınımı demeti olarak görülürler.)
İkinci tip ek aygıt, salındırıcı (undulator) olarak isimlendirilir. Daha hassas
ışınım dalgalanması (titreşimi) oluşturmak için kullanılan ve fazla güçlü olmayan
magnetlerdir. Bu magnetlerde, ışın konileri sadece üstüste biner ve birbirleriyle
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
37
girişime uğrarlar; bu sebeple ışıınımın sadece belli dalgaboyları 105 kez
güçlendirilir. Magnetlerin bileşenleri arasındaki aralık değiştirilerek elde edilen
ışınımın dalgaboyu değiştirilebilir ve böylece ışınım özel dalgaboyu değerlerine
ayarlanabilir.
Şekil 3.23. Undulator magnet. (Kutuplar, elektron demetinin daha az sapmasını
sağlarlar ve böylece sadece dar bir aralıkta 105 kez artırılmış belli frekanslara sahip
sinkrotron ışınım demeti üretilir.)
Günümüzde kullanılan üçüncü jenerasyon sinkrotron dizaynlarında, ek
aygıtlar ile üretilen ışınımın şiddetinin iyileştirilmesi amaçlanır. Özellikle ek
aygıtların yerleştirildiği düz bölmelerin pozisyonu ve boyutları üzerinde yoğun bir
şekilde çalışılmaktadır.
Sinkrotron halkasının elemanları optik sistem ve monokromatör (tek
renklendirici) yardımıyla deney istasyonlarına bağlanır. Hem depolama halkası hem
de deney düzeneklerinin yüksek vakum altında tutulması ve iki bölümün de 10-10 torr
mertebesinde olması gerekmektedir. Bu nedenle deney istasyonlarında, vakumun bu
değerde tutulması çok büyük önem taşımaktadır. Yapılacak deneyler bu durumu göz
önünde tutularak planlanmaktadır.
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
38
Sinkrotron ışınımı kendine has birtakım özelliklere sahiptir. Bu özellikler:
• Kaliteli parlaklık: Sinkrotron ışınımı son derece şiddetlidir (Klasik x-ışını
tüplerinin 105 katı kadar şiddetlidir).
• Geniş enerji spektrumu: Sinkrotron ışınımı kızılötesinden yüksek enerjili x-
ışınları (hard x-ray) bölgesine kadar geniş bir enerji aralığında yayımlanır.
• Ayarlanabilirlik: Seçilmiş herhangi bir dalgaboyunda şiddetli ışın elde
etmek mümkündür.
• Yüksek derecede polarize: Sinkrotron lineer, dairesel ve eliptik olabilen
yüksek derecede polarize ışın oluşturabilir.
• Çok kısa süreli pulslarda yayınım: Yayımlanan pulslar, tipik olarak bir
nanosaniyeden (1 saniyenin milyarda biri) daha kısa sürelidir (Zaman-
çözümlü deneysel çalışmalara olanak sağlar).
Sinkrotron ışınımının kendine has belirgin özellikleri, materyallerin her çeşit
yapısını yüksek derecede uzay, zaman ve enerji çözümlemesi ile incelemeye olanak
tanımaktadır. Bu durum materyallerin yapısını belirlemeye, yeni tipte materyal
geliştirmeye, değişen fiziksel ve kimyasal ortama göre materyalin her çeşit
davranışında meydana gelecek değişiklikleri anlayabilmemizi sağlamaktadır.
Sinkrotron ışınımı kullanılarak yapılan çalışmalardan bazılarının ana başlıkları
(Y.Ufuktepe, 2007);
• Moleküllerin yapısı ve iç atomik bağ uzunluklarının incelenmesi ile ilgili
çalışmalar.
• Protein ve diğer makromoleküllerin yapısını belirleme ile ilgili çalışmalar.
(Yeni ilaç yapımına olanak sağlamaktadır.)
• Çeşitli tipteki materyallerin, yüksek basınç ve sıcaklık ile ilgili olan
çalışmaları.
• Buz kristallerinin içinde geçici olarak meydana gelen yapısal değişim
(buzullar ile ilgili sonuçlara benzetilmektedir).
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
39
• Değişik fiziksel ve kimyasal uyarım ile moleküllerin yapısında meydana
gelen değişmeler.
• Tıptaki Anjiografi ile konulan teşhisler için yeni teknikler geliştirme ve
endüstri ile tıp radyografisi için yüksek çözümlemeye sahip bilgisayar destekli
tomografi geliştirme çalışmaları.
• Manyetik maddelerin ve nano boyutlu materyallerin özelliklerinin
incelenmesi ile ilgili çalışmalar.
• İnce film çalışmaları, yüzeyde atomik büyümeye bağlı olarak oluşan
değişimler.
• Endüstriyel uygulamalar; bilgisayarlar için tümleşik (entegre) devre üretimi
ve kimyasal buharlaşma ile yeni tekniklerde üretim çalışmaları. (x-ışını
litografisi)
• X-ışını görüntülemesi, x-ışını kırınımı, x-ışını saçılması temelindeki deneyler.
• Arkeolojik mikroanaliz teknikleri.
3.4. Kobalt Metalinin Özellikleri
Atom Numarası: 27
Sembol: Co
Atomik Ağırlık: 58.9332
Keşfi: George Brandt, 1735 (yaklaşık olarak), İsveç
Elektron Düzeni: [Ar] 4s2 3d7
İzotopları: Kobaltın 26 tane izotopu olduğu bilinmektedir. Kobalt-59, doğal olarak
oluşur ve kararlı bir yapıya sahiptir. Kobalt-48, Kobalt-49 ve Kobalt-51 izotopları
radyoaktif olmamasına rağmen sentezlenerek oluşturulan izotopları radyoaktiftir.
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
40
Özellikleri: Kobalt`ın erime noktası 1495°C, kaynama noktası 2870°C, özağırlığı
8.9 g/cm3 (20°C` de) ve değerlik sayısı 2 veya 3`tür. Sert ve kırılgan bir metaldir.
Görünüş olarak demir (Fe) veya nikele (Ni) benzemektedir. Kobaltın manyetik
geçirgenliği demirin yaklaşik olarak 2/3 katıdır. Geniş bir sıcaklık aralığında iki
allotropun karışımı olarak bulunur. b- formu, 400°C`nin altındaki sıcaklık
değerlerinde baskınken, yüksek sıcaklıklarda ise a-formu baskındır.
Kullanım Alanları: Kobalt ile bircok kullanışlı alaşım elde edilebilir. Özellikle
demir, nikel ve diğer metallerle birlikte mükemmel manyetik dayanıklılığa sahip olan
ve Alnico olarak bilinen alaşımı yapılabilir. Kobalt, krom ve tungsten ile birlikte
alaşım haline getirilip “Stellit” olarak bilinen bir biçime dönüştürülerek yüksek
sıcaklıklarda yüksek hızlı kesme takımı ve zımba olarak kullanılabilir. Kobalt,
magnet çeliklerde ve paslanmaz çeliklerde kullanılır. Sertlik ve oksitlenmeye karşı
direncinden dolayı elektroliz yoluyla kaplamada kullanılır. Kobalt tuzları cam,
çanak, çömlek, emaye, çini ve porselenlere parlak kalıcı mavi renk vermek amacıyla
kullanılır. Ayrıca, kobalt klörür çözeltisi görünmez mürekkep yapımında kullanılır.
Kobaltın diğer bir kullanım alanı da bazı hayvanların beslenmesinde temel bir
maddedir. Kobalt-60 önemli bir gama kaynağı olup kopyalama cihazı ve
radyoterapide kullanılır.
Element Sınıflaması: Geçiş Metali
Yoğunluk (g/cm3): 8.9
Erime Noktası (K): 1768
Kaynama Noktası (K): 3143
Görünüm: Sert, parlak mavimsi-gri metal
Atomik Yarıçap (pm): 125
3.MATERYAL VE METOD Ayşe BOZDUMAN
41
Atomik Hacim (cm3/mol): 6.7
Kovalent Yarıçap (pm): 116
İyonik Yarıçap: 63 (+3e) 72 (+2e)
Özısı (J/g mol, 20°C): 0.456
Ergime Isısı (kJ/mol): 15.48
Buharlaşma Isısı (kJ/mol): 389.1
Debye Sıcaklığı (K): 385.00
İyonizasyon Enerjisi (kJ/mol): 758.1
Oksidasyon Durumları: 3, 2, 0, -1
Örgü Yapısı: Altıgen Sıkı-Paket Yapı
Örgü Sabiti (Å): 2.510
Şekil 3.24. Altıgen sıkı-paket yapısı.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Ayşe BOZDUMAN
42
4. BULGULAR VE TARTIŞMA
4.1. Deneysel Düzenek
Deneysel veriler Amerika Birleşik Devletlerinin Kaliforniya
eyaletinde bulunan Stanford Üniversitesi’nin Sinkrotron Işınım Merkezi’nde
(Stanford Syncrotron Radiation Laboratory-SSRL) alınmıştır. Co filmleri
100 nm kalınlıklı X-ışınlarını %90 oranında geçirebilen SiN üzerine elektron
buharlaştırma yöntemi ile büyütülmüştür. SiN ince filmleri (1 1× cm’lik)
silikon katmanı (wafer) üzerine büyütülmüş daha sonra (1 1× mm’lik)
boyutlarındaki Si özel yöntemlerle yok edilip SiN ile kaplı bir pencere
açılmıştır. Alt tabaka üzerinde büyütülen Co ince filmlerinin kalınlığı 0.4
nm’den 30 nm’ye kadardır. Şekil 4.1’de alt tabaka yapısı ve üzerinde
depolanan Co’ın bir kesit görüntüsü verilmiştir.
(a)
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Ayşe BOZDUMAN
43
(b)
Şekil 4.1. (a) X-ışınının Co ince filminden geçmesi
(b) Co ince filminin üstten görünümü
Co ince filmleri vakum ortamında oluşturulmuştur. Filmlerin oluşturulması
sırasında, buharlaştırma boyunca ortam basıncı ≅ 10 10− torr ve daha aşağısında
tutulmuştur. Basıncın düşük seviyede tutulmasının sebebi Co filmlerinin saf olması
içindir. Aksi halde; vakum içindeki moleküller (H2O gibi) örneği kirletir, yani saf
olmasını engeller. Bu nedenle vakum ortamı iyi ayarlanmalıdır.
Tutucu üzerine monte edilmiş bir örnek, analiz odası ve film hazırlanma
odası arasında transfer edilebilmektedir. Bu işlem vakum bozulmadan
gerçekleştirilir. Soft x-ışını’na hassas bir fotodiyod, örnek arkasına yerleştirilmiştir.
Böylece numuneden geçen ışık algılanabilmektedir. Film kalınlığı kullanılan bir
Kuartz kristal ince film monitörü (Quartz Crystal Thin Film Monitor) ile kontrol
edilmektedir. Kalınlık aynı zamanda teorik olarak foton soğurma pik yüksekliğinin
ölçülmesi ile de hesaplanır. TEY verileri örnekteki akım şiddetinin doğrudan
ölçülmesi ile elde edilir.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Ayşe BOZDUMAN
44
4.1.1 İnce Film Hazırlanması
Film tabakalarını oluşturmak için elektron demeti ile buharlaştırma (e-beam
evaporation) yöntemi kullanıldı. Co üzerine hızlandırılmış elektron demeti
gönderilerek (bir Tungsten Flama’dan) Co buharlaşıncaya kadar ısıtılır. Bu arada
Co’ın bulunduğu ortam soğutulur. Böylece oda çeperlerinin ısınarak gaz çıkarması
ve vakumu bozması önlenir. Bu da oluşturulan kobalt ince filmlerinin kirlenmesini
önler. Buharlaşan Co atomları önünde bulunan ince film monitörünün kuartz kristali
üzerinde depolanır. Bir süre beklenerek buharlaşma oranının sabitleşmesi sağlanır.
Örneğin 10 dakika da 10 Å kalınlığa eşit olacak şekilde kararlı Co buharlaşma oranı
uygun elektrik akımı ile sağlanır. Daha sonra ince film monitörü geri çekilir ve aynı
konuma, üzerine film hazırlanacak alt tabaka konulur. Buharlaşma oranına göre
istenilen kalınlıkta film, alt tabaka üzerinde oluşturulur. Bundan sonra hazırlanan
ince film; özel bir transfer mekanizması ile hazırlanma odasından analiz odasına
transfer edilir.
4.1.2. Elektron Demeti İle Buharlaştırma Yöntemi (Electron Beam
Evaporation)
Isısal tekniklerle metallerin buharlaştırılması oldukça zordur. Bu nedenle ısı
kontrolü daha kolay sağlanabilen elektron demeti buharlaştırma tekniği kullanılır.
Kaynak; materyal üzerine hedeflendirilen bir elektron demeti enerjisini materyale
aktararak sıcaklığında artışa neden olur. Bunun sonucunda sıcaklık artışı olan
materyalden atomlar sökülür. Bir üst limiti olmayan sıcaklık; kullanılan bu elektron
demetiyle sağlanır.
Elektron buharlaştırma yönteminde Şekil 4.2’de gösterilen mini elektron
demeti buharlaştırıcıları kullanılmaktadır.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Ayşe BOZDUMAN
45
Şekil 4.2. Mini elektron demeti buharlaştırıcı ve kontrol mekanizması
Mini elektron demeti buharlaştırıcıları yüzey bilimi veya ince film
yapımında düşük elektron akısından (e-flux) buharlaşma oranının maksimum
kontrolünü sağlamak için kullanılır. Böylece mini elektron demeti
buharlaştırıcılarının yapımında maksimum buharlaştırma amaçlanmıştır.
Mini elektron demeti buharlaştırıcılarında elektron akısı herhangi bir
materyalde yaklaşık olarak 400 0 K ile 3100 0 K aralığında sıcaklık artışına neden
olabilmektedir.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Ayşe BOZDUMAN
46
Şekil 4.3. Elektron demeti buharlaştırma yöntemi (e-Beam Evaporation)
Şekil 4.3’de elektriksel potansiyel yardımıyla ısıtılan bir Tungsten filament
den elektronların ısısal yayınımı vardır. Manyetik alan elektron demetinin materyale
tam olarak odaklanmasını sağlamaktadır.
4.1.3. Kuartz Kristal İnce Film Monitörü (Quartz Crystal Thin Film Monitor)
İnce film kalınlığı, kullanılan bir Kuartz kristal ince film monitörü
tarafından kontrol edilmektedir. Elektron demeti ile buharlaştırılan materyalin
atomları kuartz kristal üzerine depolanarak belli bir zaman içinde kalınlığın
sabitlenmesi sağlanmaktadır. Kuartz monitör belirli depolama oranlarını belirler.
Kuartz kristalleri belli bir frekansta salınım yapar. Kuartz kristalleri üzerine bir
materyal depolandığında kristal üzerine kütle eklenmesinden dolayı rezonans
frekansı değişir. Buharlaştırılmış materyal farklı atomik kütleye sahiptir ve böylece
kuartz kristali monitörünün depolama oranı materyale bağımlı olur. Yeterli materyal
kuartz üzerine depo edildiği zaman rezonans frekansı değişir ve frekans değişimine
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Ayşe BOZDUMAN
47
bağlı olarak kalınlık ayarı yapılır. Tipik bir ince film monitörü kontrol cihazı Şekil
4.4’de gösterilmiştir.
Şekil 4.4. Kuartz kristal ince film monitörü
4.2. Kobalt İnce Filmlerinin X-ışını Soğurma Spektroskopisi İle İncelenmesi
EXAFS kimyasal hassalığından dolayı ince film materyallerinin analizi için
çok güçlü deneysel bir tekniktir. Bir materyalin atomik yapısı hakkında bilgi elde
etmemizi sağlar.
Yumuşak x-ışını enerji bölgesi (yaklaşık olarak 50-1500 eV) soğurma
spektrumunda, genellikle geçirme özellikleri yerine ikincil elektron kazanç tepkileri
kayıt edilir. Bu enerji aralığında çoğu materyaller için x-ışını nüfuz etme uzaklığı
( xλ ) bir mikrondan daha küçüktür. Bilindiği gibi x-ışını nüfuz etme uzaklığı,
soğurma katsayısının ( µ ) tersine eşittir ( xλ =1/ µ ). Yumuşak x-ışını enerji aralığında
fluoresans oluşumu çok düşük olasılıkla gerçekleşir (yaklaşık %0.8). Bu nedenle, bu
enerji aralığında TEY ölçümü daha yaygın bir şekilde yapılmaktadır.
Materyal üzerine gönderilen fotonlar, soğurulduktan sonra elektronların
kopmasına neden olur. Böylece elektron kazanç işaretleri doğrudan soğurma
katsayısının ile orantılı olur.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Ayşe BOZDUMAN
48
TEY işaretleri T.Thole (T.Thole, 1985) tarafından aşağıdaki gibi verilir.
αΙ (θ ,E) = C θλλ
λcosxe
e
+ (1-e ))cos(/(1/1( θλλ xet +− ) (4.1)
Burada; xλ =1/ xµ dalgadaki azalma uzunluğu, eλ elektron kaçış derinliği, θ ışığın
materyal üzerine gelme açısı, t film kalınlığıdır. C materyal bağımlı deneysel bir
sabittir. θλ cosx >> eλ olduğu zaman yukarıdaki eşitlik;
αΙ (θ ,E) ∝ θλ
λcosx
e (1-e dt /− ) ∝ )(Eµ (4.2)
halini alır. Dolayısıyla işaret kazancı olan αΙ (θ ,E) soğurma katsayısı ile doğru
orantılı olur. Eşitlik 4.1’ den verilmiş bir foton enerjisi için ince film durumunda
kalınlığa bağlı olarak toplam elektron kazancını veren TEY şiddeti aşağıdaki gibidir.
Ι (t) ∝ ∞Ι (1-e dt /− ) (4.3)
∞Ι hacimsel materyal için ölçülmüş maksimum elektron kazancıdır.
Bölüm 4.1’de deneysel düzenek ve veri toplanması ile ilgili ayrıntılar
verilmişti. Burada elde edilen verilerden bir tanesi örnek olarak Tablo 4.1’de
verilmiştir. İlk üç sütunda toplanan veriler temel ölçümleri göstermektedir. Diğer üç
sütun ise temel ölçümlerden türetilmiştir.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Ayşe BOZDUMAN
49
Tablo 4.1. Kobalt ince filmlerinden alınmış olan bir örnek veri grubu Enerji (eV) I0 Sc ScI0 SiNScI0 TEY 408 21789 31624 1,00137 0,63208 1,16619 418 23547 34037 0,99549 0,62234 1,19269 428 25199 34364 0,9137 0,61259 1,09612 438 26794 36538 0,91366 0,60285 1,13204 448 28506 37893 0,8793 0,5931 1,11126 458 30001 38216 0,82382 0,58336 1,0536 468 31593 41129 0,85184 0,57362 1,13953 478 33133 42636 0,83681 0,56387 1,1521 488 34456 42009 0,76921 0,55413 1,07022 498 35545 42071 0,7336 0,54438 1,04419 508 35759 41524 0,71122 0,53464 1,04196 518 36054 40730 0,67969 0,525 1,02178 528 37278 40630 0,63992 0,52461 0,9476 538 39631 40772 0,57879 0,54331 0,76355 548 42876 40929 0,50459 0,50036 0,77782 558 44159 40848 0,47502 0,50528 0,70071 568 45446 40109 0,43256 0,49125 0,66659 578 46741 39211 0,3889 0,48181 0,61115 588 47696 38184 0,35057 0,47626 0,55094 598,001 48517 36893 0,31041 0,47059 0,48588 603 48766 36364 0,29568 0,4677 0,46436 608 49043 35818 0,28034 0,46409 0,4437 613 49523 35333 0,26347 0,46463 0,40555 618 50377 35015 0,24506 0,4606 0,37903 623 51074 34609 0,22762 0,45725 0,35195 628,001 51593 34050 0,20997 0,45438 0,32246 Tabloda ilk sütunda verilen enerji eV cinsinden sinkrotron ışınımından elde
edilen foton enerjisidir. Görüldüğü gibi bu enerji çok küçük adımlarla değişmektedir.
Böylece Co ince filmleri tüm enerji aralıklarında ayrıntılı biçimde taranır. Bunu
geleneksel yöntemlerle elde edilen x-ışınları ile gerçekleştirmek mümkün değildir.
İkinci sütun örnek üzerine gelen x-ışını şiddetini ( 0Ι ) göstermektedir. Bu
şiddet ışığın materyale gelmeden önce altın bir kafesten geçirilmesi ve bu altın
kafesin bir mikroampermetreye bağlanması ile ölçülmüştür.
Üçüncü sütun örnekten geçen x-ışını şiddetini (Sc) göstermektedir. Bu
şiddeti ölçmek için örnek arkasına bir foto diyot, onun arkasına şiddet çoğaltıcı ve
sinyal değiştirici konularak ölçülmüştür.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Ayşe BOZDUMAN
50
Dördüncü sütun örnekten geçen x-ışını şiddetinin (Sc) normalize edilmiş
halidir. Burada normalize etmemizin sebebi; örnek üzerine gelen x-ışınının şiddeti
her zaman aynı olmayabilir. Halka içerisinde sürekli dönme esnasında bir kısım
enerji kaybı durumu söz konusu olabilir. Bu sebeple, gelen ışığın şiddetindeki
değişimin etkisini yok etmemiz gerekir. Burada Sc verilerini normalize etmek için
0Ι ’a bölünür. Böylece Sc 0Ι sütunu verilerinde gelen ışıktaki şiddet değişiminden
oluşacak etki yok edilmiş olur.
Beşinci sütun SiN alt tabakasından geçen x-ışını şiddetinin normalize
edilmiş değerleri bulunmaktadır. Burada da yine SiN üzerine gelen x-ışını
şiddetindeki değişimden oluşacak etkiyi yok etmemiz gerekir. SiN verilerini
normalize etmek için; SiN örneğinden geçen ışığın şiddeti, gelen ışığın şiddetine
bölünür ve gelen ışığın şiddetindeki değişimin etkisi yok edilmiş olur. Bu veriler SiN
alt tabasına Co depo edilmeden önce alınan verilerdir.
Altıncı sütunda TEY verileri bulunmaktadır. Burada Sc 0Ι verilerini
normalize etmek için SiNSc 0Ι ’a bölünür ve SiN etkisi yok edilmiş olur. Böylece bu
sütundaki veriler saf Co için TEY verileri olarak ölçülmüş olur.
Şekil 4.5’de 0.4, 0.8, 1.2, 1.6, 2.0, 2.7, 3.2, 4.0,5.0, 6.0, 8.0, 10.0, 12.5, 15.0,
20.0 ve 30.0 nm kalınlıklarındaki Co ince filmleri için L 2,3 civarındaki TEY
spektrumunu göstermektedir. Burada yatay eksen eV cinsinden sinkrotron ışınımı
foton enerjisi, düşey eksen keyfi birim olarak şiddeti göstermektedir.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Ayşe BOZDUMAN
51
Şekil 4.5. Kobaltın L 2,3 uçları için TEY spektrumu
Şekil 4.5’de; L 3 kenarı 778 eV değerinde ve L 2 kenarı 793 eV değerinde
rezonanstadır. Bu rezonans değerlerinde maksimum yükseklikleri ölçülerek L 3 ve L 2
kenarları için kalınlığa bağlı şiddet grafiği çizilmiştir. Her bir spektrumun kazanç
işaretleri L 3 başlangıç kenarının 760 eV enerjide sıfıra normalize edilmiştir. Bunun
nedeni L 3 maksimum şiddet yüksekliğini doğru biçimde belirlemektir. 760 eV L 3
kenarının maksimum şiddet başlangıcından yeterince uzaktadır. Kalınlığın artması ile
maksimum yükseklikleri de yani şiddet değerleri de artmıştır. Bu sürekli artış
beklendiği gibidir. TEY ölçümleri; çekirdek seviyesindeki boşluğun çökmesinin bir
sonucu olarak yüzeyden kopan elektronların toplanması ve örnek içinde meydana
gelen akım şiddetinin ölçülmesiyle hesaplanır. Örnek kalınlığının artmasıyla
çekirdek seviyesindeki boşluk sayısı artar ve bu boşlukların dolması sonucunda daha
fazla elektron yüzeyden kopar. Kalınlığın belirli bir değerinden sonra maksimum
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Ayşe BOZDUMAN
52
yükseklikleri sabit kalır. Bunun sebebi doyum etkilerinin meydana gelmesidir.
Doyum etkisi; Bölüm 2.5’de ayrıntılı olarak verilmiştir. Doyum etkisi; x-ışını nüfuz
etme derinliğinin ( xλ cosθ ) elektronun kaçış derinliğinden ( eλ ) çok büyük olması
durumunda meydana gelir. Yani doyum etkisi xλ cosθ >> eλ durumunda meydana
gelir. Filmin kalınlığının arttırılmasıyla kazanç işaretleri sürekli olarak artış
göstermez. Belirli bir kalınlıktan sonra kazanç işaretleri sabit kalır.
Fe, Co, Ni gibi 3d geçiş metalleri için boşluklar 2p seviyesinde oluşturulur.
Tablo 3.3’de görüldüğü gibi 2p seviyesinin yörünge kuantum sayısı l =1’dir. 2p
seviyesinde oluşturulan boşluklar sonucunda TEY spektrumunda 2 maksimum
gözlenir. Bu maksimumlar L 3 (2p3/2) ve L2 (2p1/2) dir. Şekilde görüldüğü gibi L 3 piki
daha düşük enerjide daha fazla bir şiddete sahiptir. Bunun sebebi L 3 kenarının gelen
ışınla daha önce etkileşmesidir yani gelen foton ilk olarak L 3 kenarını uyarır. L 3
kenarı L 2 kenarına göre daha dıştadır. L2 kenarının uyarılabilmesi için daha fazla
enerjiye ihtiyaç vardır. Yapılan deneysel hesaplamalar sonucunda L 3 kenarının 779
eV’luk enerjide, L 2 kenarının ise 793 eV’luk enerjide maksimum verdikleri
bulunmuştur. Bulunan sonuçlar daha önce yapılan çalışmalarla uyum göstermektedir.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Ayşe BOZDUMAN
53
Şekil 4.6. L3 ucunun kalınlığa karşı şiddet grafiği
Şekil 4.6; L 3 ucunun kalınlığa karşı şiddet grafiğini göstermektedir. Burada
kare noktalar her kalınlıkta ölçülen şiddeti göstermektedir. Siyah renkli eğri ise bu
noktalardan geçen eğridir. Deneysel verilerden geçen en uygun eğriyi elde etmek için
y=A.(1-e /x t− ) bağıntısı kullanıldı. Bu bağıntı (4.3) eşitliği ile kıyaslanırsa; A:sabit, t:
elektron kaçış derinliği (escape depth, eλ ), x: kalınlığa karşılık geldiği görülür.
Sonuç olarak L 3 pikinin kalınlığa karşı şiddet grafiğinden (Şekil 4.6), deneysel
noktalardan geçirilen bir eğri yardımıyla elektron kaçış derinliği eλ (L3) = 2.68 nm
bulundu.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Ayşe BOZDUMAN
54
Şekil 4.7. L2 ucunun kalınlığa bağlı şiddet grafiği
Şekil 4.7; L 2 ucunun kalınlığa bağlı şiddet grafiğini göstermektedir.
Buradaki kare noktalar her kalınlıktaki şiddeti göstermektedir. Buradaki
hesaplamalar L 3 ucunda yapılan hesaplamalarla aynı şekilde yapılmıştır. Sonuç
olarak L 2 pikinin kalınlığa karşı şiddet grafiğinden (Şekil 4.7), deneysel noktalardan
geçirilen bir eğri yardımıyla elektron kaçış derinliği eλ (L 2) = 2.80 nm bulundu.
Elde edilen elektron kaçış derinlikleri Şekil 4.4’ de aynı skalada birlikte
gösterilmiştir.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Ayşe BOZDUMAN
55
Şekil 4.8. L3 ve L 2 ucu piklerinin kalınlığa karşı şiddet grafiklerinin aynı skalada
gösterimi.
T.Thole (T.Thole ve ark, 1999) tarafından verilmiş olan eşitlik (4.1)
yardımıyla kalınlığa bağlı olarak şiddet grafiğinden faydalanarak L 2,3 ucu için
elektron kaçış derinlikleri bulundu.
SONUÇLAR VE ÖNERİLER Ayşe BOZDUMAN
56
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER
Sonuç olarak 0.4 nm ile 30 nm arasındaki saf Co ince filmlerinin L2,3
çalışmalarını TEY tekniği ile incelendi. TEY sinyallerini tanımlamak için T.Thole
modeli kullanıldı ve kaydedilen TEY verilerinden faydalanarak kaçış derinliği eλ ’yi
2.7±0.1 nm olarak belirlendi. Bulmuş olduğumuz bu sonuç daha önce yapılmış olan
Nakajima ( eλ = 2.5 nm) (R.Nakajima ve ark, 1999)’nın çalışmaları ile uygunluk
göstermesine rağmen T.J.Regan ( eλ =2.2 nm) (T.J.Regan ve ark, 2001) ve Dunn
( eλ =1.7 nm) (Dunn ve ark, 1995)’nın çalışmaları ile uygunluk göstermemiştir.
X-ışını soğurma spektroskopisinde ortaya çıkan XANES ve EXAFS
bölgesinin incelenmesi ile maddelerin yapısı hakkında ayrıntılı bilgiler alınabilir.
Böylece manyetik materyaller ile ilgili daha detaylı çalışmalar yapılabilir. Manyetik
materyaller üzerine bilgi kayıt edilebilmekte ve bu nedenle hafıza elemanı olarak
teknolojide kullanılmaktadır. Bilgisayar teknolojisi, ses ve görüntü temeline dayanan
teknolojideki hızlı gelişme, uygun materyallerin araştırılıp yeni tipte materyal
üretilmesi ile mümkündür.
3d geçiş metali grubundan olan ferromanyetik demir, nikel, kobalt gibi
metaller üzerinde yapılan çalışmalar sonucu yeni manyetik alaşımlar elde edilerek
çok yüksek çekim kuvvetine sahip sürekli magnetler yapılabilmektedir (M.Özcömert,
2005).
57
KAYNAKLAR
BAZİN, D., KOVACS, I., GUCZİ, L., PARENT, P., LAFFON, C., De GROOT, F.,
DUCREUX, O., LYNCH, J., 1999. Genesis of Co/Si 2O Catalysts: XAS
Study at the Cobalt 2,3L Absorption Edges. Journal of Catalysis, 189:456-
462.
DİPLAS, S., WATTS, J.F., MORTON, S.A., BEAMSON, G., TSAKİROPOULOS,
P., CLARK, D.T., CASTLE, J.E., 2000. Electron Spectroscopy with Cr βK
Photons: High Energy XPS and X-AES. Journal of Electron Spectrscopy and
RElated Phenomena, 113:153-166.
GOTA, S., GAUTİER-SOYER, M., SACCHİ, M., 2000. Fe 2p Absorption in
Magnetic Oxides: Quantifying Angular-Dependent Saturation Effects.
Physical Review B, 62:4187-4190.
NAFTEL, S.J., 1999. Interactions of Transition Metals with Silicon (100): The Ni-Si,
Co-Si and Au/Si(100) Systems. Submitted in Partial Fulfilment of
Requirements for the Degree of Doctor of Philosophy.
NAKAJİMA, R., STÖHR, J., IDZERDA, Y.U., 1998. Electron-Yield Saturation
Effects in L-edge X-ray Magnetic Circular Dichroism Spectra of Fe, Co and
Ni. Physical Review B, 59:6421-6429.
ÖZCÖMERT, M., 2005. İleri Malzeme Teknolojileri.
SRİVASTAVA, P., LEMKE, L., WENDE, H., CHAUVİSTRE, R., HAACK, N.,
BABERSCHKE, K., HUNTER-DUNN, J., ARVANİTİS, D.,
MARTENSSON, N., ANKUDİNOV, A., REHR, J.J., 1998. Magnetic
Extended X-ray Absorptions Fine Structure at the 2,3L edges of Fe and Co
on Cu(001). Journal of Applied Physics, 83:7025-7027
STÖHR, J., 1992. NEXAFS Spectroscopy. Springer Series in Surface Sciences, 25.
THOLE, B.T., VAN DER LAAN, G., FUGGLE, J.C., SAWATZKY, G.A.,
KARNATAK, R.C., ESTEVA, J.M., 1985. 3d X-ray Absorption Lines and
the 19 43 +nfd Multiplets of the Lanthanides. Physical Review B, 32:5107-
5118.
58
UFUKTEPE,Y., AKGÜL, G., LÜNİNG,J., 2005. X-ray Photoabsorption and Total
Electron Yield of Fe thin films at the 2,3L edge. Journal of Alloys and
Compounds, 401:193-196.
WAROT-FONROSE, B., TRAVERSE, A., CALMELS, L., SERİN, V., SNOECK,
E., 2006. Structural and Magnetic Studies of Co Thin Films. Micron, 37:478-
485.
59
ÖZGEÇMİŞ
1980 yılında Şanlıurfa’nın Birecik ilçesinde doğdum. İlk, Orta ve Lise
eğitimimi burada tamamladıktan sonra 1998 yılında Mersin Üniversitesi Fizik
bölümünü kazandım. Lisans eğitimimi tamamladıktan sonra, 2004 yılında Çukurova
Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimime başladım ve halen devam etmekteyim.