Çukurova Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ … · muk : muhasebe-i umumiye kanunu...

139
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MALİYE ANA BİLİM DALI TÜRKİYE’ DE KAMU YÖNETİMİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI ÇERÇEVESİNDE MALİ DİSİPLİN Murat KÜÇÜKTÜFEKÇİ YÜKSEK LİSANS TEZİ ADANA-2007

Upload: others

Post on 13-Oct-2020

1 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

MALİYE ANA BİLİM DALI

TÜRKİYE’ DE KAMU YÖNETİMİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI

ÇERÇEVESİNDE MALİ DİSİPLİN

Murat KÜÇÜKTÜFEKÇİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

ADANA-2007

Page 2: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

MALİYE ANA BİLİM DALI

TÜRKİYE’ DE KAMU YÖNETİMİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI

ÇERÇEVESİNDE MALİ DİSİPLİN

Murat KÜÇÜKTÜFEKÇİ

Danışman : Prof. Dr. Ahmet Fazıl ÖZSOYLU

YÜKSEK LİSANS TEZİ

ADANA-2007

Page 3: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne,

Bu çalışma, jürimiz tarafından MALİYE Anabilim Dalında YÜKSEK LİSANS TEZİ

olarak kabul edilmiştir.

Başkan: Prof. Dr. Ahmet Fazıl ÖZSOYLU

( Danışman)

Üye: Yrd. Doç. Dr. İsmail GÜNEŞ

Üye: Yrd. Doç. Dr. Erkut DÜZAKIN

ONAY

Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim elemanlarına ait olduklarını onaylarım.

…/…/2007

Prof. Dr. Nihat KÜÇÜKSAVAŞ

Enstitü Müdürü

NOT: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge,

şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat

Eserleri Kanunu’ndaki hükümlere tabidir.

Page 4: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

ÖZET

TÜRKĠYE’ DE KAMU YÖNETĠMĠNĠN YENĠDEN YAPILANDIRILMASI

ÇERÇEVESĠNDE MALĠ DĠSĠPLĠN

Murat KÜÇÜKTÜFEKÇĠ

Yüksek Lisans Tezi, Maliye Anabilim Dalı

DanıĢman: Prof. Dr. Ahmet Fazıl ÖZSOYLU

Eylül 2007, 126 Sayfa

Türkiye’ de kamu maliyesinde disiplinin bozulması 1980 sonrası uygulanan mali

politikaların bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Kamu kesimindeki açıkların günden

güne büyümesiyle açıkların finansmanına yönelik Merkez Bankası kaynaklarının

kullanımı, iç borçlanma ve dış borçlanma yolunun tercih edilmesi, kamu gelirleri

politikalarına verilen önemin azalmasıyla ortaya çıkan bir süreç olarak

görülmektedir. Türkiye’ de 1980 sonrası dönemde gerek vergi yükü gerekse vergi

gelirleri esnekliklerinin düşük kalması karşısında kamu harcamalarının önlenemeyen

yükselişinin frenlenememesi, sorunların en önemli nedenleri olarak görülmektedir.

Ülkemizde 1990’ lı yıllara kadar bu açıdan herhangi bir problem olmadığı

söylenebilir. 1994, 2000 ve 2001 krizleri göstermiştir ki, ülkemizde kamu mali

yönetiminde yeniden yapılanmanın kaçınılmaz olarak gerçekleşmesi gerektiğidir.

Çalışmamızda, ülkemizde kamu mali yönetiminin yeniden yapılandırılması

açısından ele alınarak mali disiplinin sağlanması konusunda ağırlıklı olarak

durulmaktadır. Bu çerçevede çalışmamızda başlangıçta mali disiplin için gerekli olan

temel kavramlar belirtilerek mali disiplinin sağlanması konusunda mali kuralların

gerekliliği üzerinde ayrıntılı olarak bilgiler sunulacaktır. Ülkemizde son zamanlarda

en sık kullanılan kavramlardan biri olan “Mali Disiplin” in sağlanması konusunda

karşılaşılan sorunlu uygulamalar ele alınmaktadır. Mali disiplinin sağlanması yönünde

ülkemizde 2003 yılında çıkarılan 5018 sayılı Kanun incelenerek, bu kanunun

getirdiği yenilikler çerçevesinde mali disiplinin sağlanması açısından yeterli olup

olmayacağı tartışılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Kamu Mali Yönetimi, Mali Reform, Bütçe Açığı, Mali

Disiplin, Mali Anayasa

Page 5: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

ABSTRACT

FINANCIAL DISCIPLINE WITHIN THE FRAME OF RESTRUCTURING

PUBLIC FINANCE ADMINISTRATION IN TURKEY

Murat KÜÇÜKTÜFEKÇĠ

Master Thesis, Public Finance Department

Advisor: Prof. Dr. Ahmet Fazıl ÖZSOYLU

September 2007, 126 Pages

The loss of discipline in public finance of Turkey is the result of financial

politics that were applied after 1980. The loss of discipline is viewed as a process

resulting from use of Central Bank resources to finance the growing deficit of public

sector, preferring domestic and external depts, decline of attachment to public income

politics.

The most important reason for the problem appears to be perpetual increase of

public expenditure, tax burden and low tax income elasticity after 1980 in Turkey.

Actualy, these politics can not told to cause any problem until 90’s. But the crisis in

1994, 2000 and 2001 showed that a reform in public financial administration is

unavoidably compulsory.

Our study is focused on maintaining financial discipline within the frame of

restructuring public finance administration. Within this perspective, at the beginning,

detailed information will be explained about the basic concepts needed to maintain

financial discipline. The problematic applications in maintaining “Financial

Discipline” which is one of the most popular concept in our country lately, will be

dealth with.

In 2003, a law “5018” was issued in order to maintain the financial discipline in

our country. This study is going to discuss the sufficiency of this law within the

perspective of maintaining financial discipline.

Keywords: Public Finance Administration, Financial Reform, Budget Deficit,

Financial Discipline, Financial Constitution.

Page 6: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

ÖNSÖZ

Tez çalışmam sırasında çok değerli yardımlarını gördüğüm, Çukurova

Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi ve aynı zamanda tez

danışman hocam olan Prof. Dr. Ahmet FAZIL ÖZSOYLU’ ya çok teşekkür ederim.

Bu tezin bu aşamaya gelmesinde her zaman bana destek olan ve yüksek lisansın ders

aşamasında yardımlarını esirgemeyen Araştırma Görevlisi Kemal Can KILIÇ’ a ve

artık tezimin bitmez dediğim anda ortaya çıkıp beni tekrar tezimin bu aşamaya

gelmesinde motive eden Ceyhan Meslek Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi olan

Kayahan Tüm’ e de teşekkürü bir borç bilirim. Unutmadan kendi bölümümün

Araştırma Görevlisi olan Soner Yakar’a da teşekkür ederim.

Bu tezin bu aşamaya gelmesi çok kolay gerçekleşmediği için sıkıntılı günlerimde

benden desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen ve her zaman başarılı olacağımı sürekli

yineleyen ailemi de burada anmadan geçmek doğru olmayacaktır. Sizlere sonsuz

Teşekkürler.......

Murat KÜÇÜKTÜFEKÇİ

Adana / Eylül 2007

Page 7: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

i

ĠÇĠNDEKĠLER

Sayfa No

KISALTMALAR LİSTESİ...........................................................................................v

TABLOLAR LİSTESİ.................................................................................................vii

GİRİŞ.............................................................................................................................1

1.BÖLÜM

KAMU YÖNETĠMĠNĠN YENĠDEN YAPILANDIRILMASI

ĠLE ĠLGĠLĠ TANIMLAR..........................................................................................5

1.1 Kamu Yönetimi ve Değişim..................................................................................5

1.2. Kamu Yönetiminin Yeniden Düzenlenmesi...........................................................6

1.3 Kamu Yönetiminin Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Yaklaşımlar....................8

1.4 Türkiye’de Kamu Yönetiminin Değişimine Genel Bir Bakış..................................9

1.4.1 Kamu Yönetiminin Temel Açıkları................................................................9

1.4.2 Ekonomide Yaşanan Krizler.........................................................................11

1.4.3 Siyasi İstikrarsızlık ve Siyaset Bürokrasi İlişkisi..........................................11

1.4.4 Avrupa Birliği’ne Uyum...................................... .......................................11

1.5 Kamu Mali Yönetiminin Yeniden Yapılandırılmasına Genel Bir Bakış...............12

2.BÖLÜM

MALĠ REFORMLAR ve MALĠ REFORMLARA BAĞLI

TEMEL KAVRAMLAR............................................................................................15

2.1 Mali Reformu Gerektiren Nedenler.......................................................................15

2.1.1 Mevcut Bütçe Uygulaması............................................................................15

2.1.2 Mali Saydamlık.............................................................................................16

2.1.3 Parlamentonun Bütçe Sürecinde Etkinliği....................................................16

2.1.4 Denetim Sisteminin Etkinliği........................................................................17

2.1.5 Kamu Mali Yönetiminde Mevcut Kurumsal Yapı........................................17

2.2 Reformun Kapsamı................................................................................................18

2.3 Mali Politikaların Temel Fonksiyonları.................................................................18

2.3.1 Mali Disiplin.................................................................................................19

2.3.2 Stratejik Öncelik Sıralaması..........................................................................20

2.3.3 Teknik Etkinlik..............................................................................................20

Page 8: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

ii

2.4 Mali Reformlarla İlgili Temel Kavramlar..............................................................21

2.4.1 Saydamlık......................................................................................................21

2.4.2 Mali Saydamlık.............................................................................................21

2.4.2.1 Kurumsal Alanda Saydamlığın Sağlanması......................................22

2.4.2.2 Kamu Hesaplarında Saydamlığın Sağlanması..................................24

2.4.2.3 Göstergeler ve Tahminlerde Saydamlığın Sağlanması….................27

2.4.3 Mali Sorumluluk...........................................................................................29

2.4.4 Hesap Verebilirlik.........................................................................................29

3. BÖLÜM

MALĠ DĠSĠPLĠNĠN SAĞLANMASINDA UYGULANAN MALĠ

KURALLAR...............................................................................................................32

3.1 Mali Kuralların Tanımı..........................................................................................32

3.2 Mali Kuralların Ortaya Çıkış Süreci......................................................................34

3.2.1 Gelişmiş Ülkelerde Mali Kuralların Ortaya Çıkış Süreci.............................35

3.2.1.1 Amerika Birleşik Devletleri..............................................................36

3.2.1.2 Yeni Zelanda ....................................................................................37

3.2.2 Gelişmekte Olan Ülkelerde Mali Kuralların Ortaya Çıkış Süreci….............40

3.2.2.1 Şili.....................................................................................................42

3.2.2.2 Malezya.............................................................................................43

3.3 Mali Kuralları Ortaya Çıkaran Temel Nedenler....................................................43

3.4 Mali Kuralların Düzenlenmeleri............................................................................44

3.5 Başlıca Mali Kurallar.............................................................................................46

3.5.1 Denk Bütçe Kuralı................................................................................ ........46

3.5.1.1 Klasik İktisata Göre Bakış.................................................................47

3.5.1.2 Keynesyen iktisata Göre Bakış.........................................................48

3.5.1.3 Parasalcılar........................................................................................49

3.5.2 Borçlanmaya Sınır.........................................................................................49

3.5.3 Borç Stokuna Sınır........................................................................................50

3.5.4 Rezervler.......................................................................................................51

3.5.5 Dolaylı Kurallar.......................................................................................... ..51

3.6 Mali Disiplinin Bütçe Prosedürünün Uygulanması Yoluyla Sağlanması..............51

3.6.1 Orta Vadeli Harcama Sistemi........................................................................51

Page 9: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

iii

3.6.2 Bütçe Programlarına Tavan Getirilmesi.......................................................53

3.6.3 Bütçe Uygulamasında Esneklik....................................................................54

3.6.4 Parlamentonun Rolünün Güçlendirilmesi.....................................................54

4. BÖLÜM

TÜRKĠYE’ DE MALĠ DĠSĠPLĠNĠN SAĞLANMASINDA

KARġILAġILAN SORUNLAR................................................................................56

4.1 Türkiye’de Mali Disiplinin Bozulma Süreci..........................................................56

4.2 Bütçenin Kapsamı..................................................................................................59

4.2.1 Bütçe Dışı Dolaysız Harcamalar...................................................................62

4.2.1.1 Fonlar................................................................................................62

4.2.1.2 Döner Sermayeler..............................................................................63

4.2.1.3 Mahalli İdareler.................................................................................64

4.2.1.4 Bağımsız Bütçeli Kamu Kuruluşları.................................................65

4.2.1.5 Vakıflar ve Dernekler........................................................................65

4.2.1.6 Yardım Sandıkları.............................................................................66

4.2.2 Bütçe Dışı Dolaysız Harcamalar...................................................................66

4.2.2.1 Devlet Mal ve Taşınmazları..............................................................66

4.2.2.2 Yarı Mali İşlemler.............................................................................67

4.2.2.2.1 KİT’ lerden Doğan Görev Zararlar....................................68

4.2.2.2.2 Merkez Bankasına Kur Farklarına Karşılık verilen

Tahviller.............................................................................69

4.2.2.2.3 Tahkimlerden Kaynaklanan Tahviller............................... 69

4.2.2.3 Koşullu Yükümlülükler.....................................................................70

4.2.2.3.1 Garantili Dış Borçlar..........................................................70

4.2.2.3.2 Devirli Krediler..................................................................71

4.2.2.3.3 İç Kefaletler........................................................................71

4.2.2.3.4 Mevduat Sigortası..............................................................72

4.2.2.3.5 Yap-İşlet/ Yap İşlet Devret Projeleri..................................72

4.2.2.3.6 Yatırım Stoku.....................................................................73

4.2.2.4 Vergi Harcamaları.............................................................................74

4.2.2.5 Çeşitli Kanunlarla Getirilen Vergi ve Benzeri Düzenlemeler...........74

4.2.2.6 Dış Proje Kredisi Uygulamaları .......................................................74

Page 10: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

iv

4.3 Muhasebe Sistemindeki Aksaklıklar......................................................................75

4.4 Kurumlar Arası Koordinasyon...............................................................................78

4.5 Bütçe Uygulamaları Sürecinde Mali Disiplini Bozucu Uygulamalar....................78

4.6 Bütçe Açığının Ölçülmesindeki Sorunlar..............................................................79

4.7 Devletin Yayınladığı Verilere ve Kamuoyunun Devletin Hesapları

İle Uygulamalarına İlişkin Bilgilere Erişebilirliği Sorunu.....................................80

4.8 Bütçe Hazırlama, Uygulama ve Raporlamaya İlişkin Kurallar Açısından

Değerlendirilmesi...................................................................................................83

4.9 Mali Alanda Uluslararası Standartlara Uyulması Sorunu......................................85

4.10 Devlet Hesaplarının Bağımsız Denetlemeye Tabi Olması...................................85

5. BÖLÜM

TÜRKĠYE’ DE MALĠ DĠSĠPLĠNĠN SAĞLANMASI ĠÇĠN YAPILAN

DÜZENLEMELERĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ..................................................87

5.1 5018 Sayılı Kanunu’nun Çıkarılması Süreci..........................................................87

5.2 5018 Sayılı Kanun ile Türk Kamu Mali Yönetimine Getirilen Yenilikler............89

5.2.1 Kamu Maliyesinde Yapılan Düzenlemeler...................................................91

5.2.2 Bütçe Açısından Yapılan Düzenlemeler.......................................................93

5.2.2.1 Orta Vadeli Harcama Sistemi............................................................96

5.2.2.2 Bütçenin Analitik Sınıflandırılması................................................101

5.2.2.3 Performans Esaslı Bütçelemeye Geçiş............................................104

5.2.3 Muhasebe Alanında Yapılan Düzenlemeler................................................105

5.2.4 Denetim Sisteminde Yapılan Düzenlemeler...............................................105

5.2.4.1 İç Kontrol........................................................................................107

5.2.4.2 İç Denetim.......................................................................................108

5.2.4.3 Dış Denetim.....................................................................................109

5.2.5 Getirilen Diğer Düzenlemeler.....................................................................111

SONUÇ......................................................................................................................113

KAYNAKÇA............................................................................................................117

ÖZGEÇMĠġ..............................................................................................................126

Page 11: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

v

KISALTMALAR LĠSTESĠ

ABD : Amerika Birleşik Devletleri

DĠE : Devlet İstatistik Enstitüsü

DPK : Dış Proje Kredileri

DPT : Devlet Planlama Teşkilatı

EMKT : Elektronik Menkul Kıymet Transferi Sistemi

EMU : European Monetary Union

ESA : European System of Integrated Economic

GAAM : Generally Accepted Accounting Practice

GFS : Government Finance Statistics

GKMS : Genel Olarak Kabul Edilmiş Muhasebe Standartları

GOS : Gelir Ortaklığı Senetleri

GSMH : Gayri Safi Milli Hasıla

GSYĠH : Gayri Safi Yurtiçi Hasıla

IFAC : International Federation of Accounts

IMF : International Monetary Fund

INTOSAI : International Organization of Supreme Audit Institutions

ĠLKSAN : İlkokul Öğretmenleri Sosyal Yardım Sandığı

KĠT : Kamu İktisadi Teşebbüsleri

KMYKK : Kamu Mali Yönetimi ve Mali Kontrol Kanunu

MTEF : Medium Term Expenditure Framework

MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu

OECD : Organization for Economic Co-operation and Development

OYAK : Ordu Yardımlaşma Kurumu

PRGF : Poverty Reduction and Growth Facility

SDDS : Special Data Dissemination Standarts

SDR : Special Drawing Rights

SNA : System of National Account

TBMM : Türkiye Büyük Millet Meclisi

TEAġ : Türkiye Elektrik Üretim İletim Anonim Şirketi

TEDAġ :Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi

TMO : Toprak Mahsulleri Ofisi

Page 12: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

vi

TODAĠE : Türkiye Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü

TRT : Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu

TÜBĠTAK : Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu

WB : World Bank

YĠD : Yap- işlet Devret Modeli

Page 13: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

vii

TABLOLAR LĠSTESĠ

Tablo 1 : Kurumsal Alanda Saydamlığın Sağlanmasına

Yönelik Yapılması Gerekenlerin Özeti ....................................................23

Tablo 2 : Saydamlık Düzenlemelerinin Özellikleri...................................................24

Tablo 3 : Sınıflandırma, Muhasebe, Mali ve Finansal Raporlama ..........................25

Tablo 4 : Muhasebe Sisteminde Saydamlığın Sağlanmasına

Yönelik Yapılması Gerekenlerin Özeti .....................................................26

Tablo 5 :Verilere İlişkin Gerçekleşmeler ve Projeksiyonlarda Saydamlığın

Sağlanmasına Yönelik Yapılması Gerekenlerin Özeti...............................27

Tablo 6 :Mali Riskler Belgesi...................................................................................28

Tablo 7 :Başlıca Mali Kurallar..................................................................................33

Tablo 8 :Bütçe Dışı Kamusal Harcama Alanları.......................................................60

Tablo 9 :Farklı Bütçe Açığı Tanımları......................................................................79

Tablo 10 :Bilginin Kamuya Açık olması....................................................................82

Tablo 11 :Bütçe Hazırlama, Uygulama ve Raporlamaya Süreçlerinin

Açık Olması................................................................................................84

Tablo 12 : Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Getirilen

Yeni Bütçe Sitemi......................................................................................94

Page 14: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

GĠRĠġ

Yeni bir yüzyıla girerken yaşanan hızlı değişim ve yenileşme, toplumsal ve

ekonomik örgütleri değişmeye ve gelişmeye, diğer bir ifadeyle yeni durumlara adapte

olmaya zorlamaktadır. Bu olgu, toplumsal bir kurum olan kamu yönetimi sistemi ve

bu sistem içinde belirli fonksiyonları gerçekleştirmek amacıyla oluşturulmuş bulunan

kamu kuruluşları içinde geçerlidir. Kamu yönetimi kuruluşları yapılan çeşitli

değişiklikler ve uyarlamalarla durmadan gelişir ve değişirler. Bu değişikliklerin pek

azı yeniden yapılandırma adı verilebilecek kadar önemlidir (8. Beş Yıllık Kalkınma

Planı, 2000, 3).

Günümüzde kamu yönetimi anlayışı hızla değişmekte, buna paralel olarak da

reform çabaları gündeme gelmektedir. Bir türlü kapatılamayan, sürekli büyüyen bütçe

açıkları; ekonominin küreselleşmesi ve bunun bir sonucu olarak uluslararası rekabetin

kızışması; özellikle uluslararası ilişkilerden kaynaklanan değişim baskılarıyla

karakterize olan yeni ekonomik koşullar ve halkın, tüm bu sorunların gereği gibi baş

edemeyen ekonomi yönetimlerine olan güvenini yitirmesi gibi faktörler kamu

yönetimlerini değişmeye zorlamaktadır. Öte yandan, daha çok ve daha kaliteli hizmeti

daha ucuza sağlama isteğinin toplumda giderek ağırlık kazanması; kamu

hizmetlerinin görülme tarzına olan ilginin yoğunlaşması; kamusal politikalarda ve

kamu yönetiminde şeffaflık taleplerinin artması da bu zorlamada önemli bir rol

oynamaktadır (Gören, 2000, 83).

Kamu kesiminin içinde faaliyet gösterdiği ortamlarda yapılagelen ve iyice ivme

kazanmış bulunan değişiklikler nedeniyle kamu program ve organizasyonlarının

amaçlarının bulanıklaşması, geleneksel hesap verme yükümlülüğü süreçlerinin

beklentileri karşılayamaması ve değişikliklere ayak uydurma güçlükleri, haklı olarak,

kamu yönetimlerini de yetersizlik psikozuna sürüklemiştir. Ayrıca kamu

harcamalarında gerekli disiplini sağlamak için konulan aşırı kontrol mekanizmaları,

kurulan çok hiyerarşili yönetim yapıları ve kaçınılmaz olarak sahnede yerini alan aşırı

kırtasiyecilik yüzünden iyice hantallaştığını fark eden kamu yönetimleri, özel sektörce

geliştirilen maliyet-etkin ve sonuç yönelimli yönetim biçimlerinin de etkisiyle

reformları artık bizzat ister olmuştur (Gören, 2000, 84).

Page 15: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

2

Türkiye kamu kurumlarının hantal yapıları, aşırı istihdam, yetki ve

sorumluluğun iyi dağıtılamamış olması, engelleyici bürokratik zihniyet, siyasetin

bürokrasi üzerindeki olumsuz etkileri gibi nedenlerle, kamu kesiminin öncü olma

yerine, gelişmelerin önünü tıkamakta olduğu şeklinde eleştiriler yapılmaktadır. Bu

nedenlerinde etkisiyle, kamu kuruluşlarının amaçlarında, görevlerinde, görevlerin

bölüşümünde, örgüt yapısında, personel sisteminde, kaynaklarında ve bunların

kullanılış biçiminde, yöntemlerinde, mevzuatında, haberleşme ve halkla ilişkiler

sisteminde mevcut aksaklıkları, bozuklukları ve eksiklikleri düzeltme amacını güden,

kısa ve uzun vadeli, geçici ve sürekli düzenlemeler, kamu yönetiminin öncelikli

gündem konusunu oluşturmaktadır (8. Beş Yıllık Kalkınma Planı, 2000, 4).

Bütün kamu yönetimlerini etkileyen yeniden yapılanma çabaları, kamu

kaynaklarının daha iyi kullanılıp yönetilmesini hedeflemekte ve dolayısıyla kamu

mali yönetimlerinde radikal değişiklikler ve yenilikler öngörmektedir. Bu

değişiklikler ve yeniliklerin bazıları;

•Kaynakların kullanımında kamu kurum ve kuruluşlarına daha ileri derecede

esneklikler, kimi alanlarda adeta özel sektör serbestiyeti tanınması,

•Orta vade kaynak planlaması tekniklerinin kamu yönetimine sokulması,

•Tahakkuk muhasebesinin yönetim bilgi sistemlerine entegrasyonu,

•Personel istihdamında kurumlara daha esneklik verilmesi,

•Yönetimlerle performans sözleşmeleri yapılması,

•Daha sıkı kontrol mekanizmalarının geliştirilmesi,

•Hesap verme yükümlülüğünün gelişkin raporlama sistemleri ve şeffaflık

politikaları yoluyla daha güçlendirilmesi,

•Kıt kamu kaynakları için yaratılan bir iç rekabet ortamının gerektirdiği bütçe

politikalarının sorunsuz, zamanlı ve güvenilir bir biçimde işleyecek bütçe hazırlama-

uygulama-izleme araçlarının geliştirilmesi olarak sıralanabilir (Yılmaz, 2001, 13).

Türkiye’ nin çok uzun süreden beri içinde yaşadığımız olumsuz ekonomik

koşullar nedeniyle, reformlara dünyadaki her ülkeden daha çok muhtaç hale

getirmiştir. Aşırı enflasyonist baskılar, gelecek kuşakların geleceğini bile ipotek altına

koyan dış ve iç borçlanma, dış ekonomik baskılar ve uluslararası rekabetin

Page 16: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

3

zorlayıcılığı, ekonomideki küreselleşmenin önümüze koyduğu imkan ve tuzaklar

yumağı temel ilkeleri 19. yüzyılda konulmuş olan ve bugüne kadar bazı yüzeysel

değişikliklere konu edilen kamu yönetimi ile kamu mali yönetimindeki yeniden

yapılanma ihtiyacının boyutlarını iyice belirginleştirmiştir. Özellikle kamu mali

yönetimimizin demode mali sistemlerini yamamakla, sorunların bir kısmına

perakendeci çözümler geliştirmeye çalışmakla kaybedecek vakti yoktur. Yapılacak

şey akılcı analizler, objektif değerlendirmeler ve tutarlı sistem tasarımlarıyla kamu

mali yönetimini topyekün yenilemektir (Gören,2000, 85).

Burada tez çalışmamızın birinci bölümünde kamu yönetimi ile ilgili bilgiler

sunulmaktadır. Kamu yönetiminin değişimine yönelik temel kavramlar ve kamu

yönetiminde yeniden yapılanma çerçevesinde genel yaklaşımlara yer verilmektedir.

Bunun yanında ülkemizdeki kamu yönetimine genel bir çerçeveden bakılmaktadır.

Çalışmamızın ikinci bölümünde de mali reformlar çerçevesinde teorik olarak

mali politikaların yerine getirmesi gereken temel fonksiyonları; mali disiplinin

sağlanması, kamu kaynaklarının stratejik önceliklere göre tahsis edilmesi ve teknik

etkinliğin sağlanması açısından incelenecektir. Bunun yanında mali disiplinin

sağlanmasına geçmeden önce mali disiplini yakından ilgilendiren temel kavramlar

üzerinde durulacaktır.

Üçüncü bölüme geldiğimizde mali disiplinin sağlanması için gerekli mali

kuralları inceleyeceğiz. Burada mali kuralların neler olduğu, özellikleri ve değişik

iktisat akımlarına göre bu kuralların nasıl değiştiğine bakacağız. Bunun dışında bütçe

prosedürünün mali disiplinin sağlanmasına nasıl bir etki edeceği ayrıntılı bir şekilde

incelenecektir.

Dördüncü bölümde ise ülkemizde mali disiplinin sağlanmasında karşılaşılan

sorunlar üzerinde duracağız. Bu sorunların neler olduğu ve bu sorunların özellikleri

ayrıntılı bir şekilde ele alınacaktır.

Beşinci bölümde ülkemizde mali disiplinin sağlaması konusunda yapılan

düzenlemelerin neler olduğunu ve bu düzenlemeler ile getirilmesi düşünülen

Page 17: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

4

yeniliklerin mali disiplinin sağlanmasında etkili olup olmayacağı konusunda

görüşlerimizi sunarak beşinci bölümü de tamamlanacaktır.

Sonuç bölümünde 5018 Sayılı Kanunu’nun getirdiği yeniliklerden bahsedilerek

özet tahminler geliştirilecektir.

Page 18: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

5

BĠRĠNCĠ BÖLÜM

KAMU YÖNETĠMĠNĠN YENĠDEN YAPILANDIRILMASI ĠLE ĠLGĠLĠ

TANIMLAR

Toplumsal ve ekonomik yaşamda köklü dönüşümlerin yaşandığı çağımızda

kamu yönetiminin de bu değişim karşısında kaçınılmaz olarak değişmesi gerçeği gün

ışığı gibi karşımızda durmaktadır. Bu çerçevede kamu yönetiminin değişmesinin

gerekliliği ve bunun yanında kamu yönetiminin yeniden yapılandırılması

yaklaşımlarının neler olduğu konusu üzerinde durulacaktır. Bu noktada ülkemizde

kamu yönetiminin yeniden yapılandırılmasına genel bir bakış çerçevesinde

değerlendirilecektir. En son olarak, kamu mali yönetiminin yeniden yapılandırılmasını

genel bir bakış açısından değerlendirerek birinci bölümü tamamlanacaktır.

1.1 Kamu Yönetimi ve DeğiĢim

Değişimin bir yaşam biçimine dönüştüğü günümüz dünyasında değişim

dinamikleri, başta yardımcı sistemler olmak üzere bütün kurumsal sistemleri etkin

olmaya yöneltmektedir (Uluğ, 2004, 1). Değişim kelimesi, aksaklık ve hataları

giderme, düzeltme, iyileştirme ve yeni bir biçim verme şeklinde sözlük anlamına

sahiptir. Bu çerçevede değişim ile ilgili bilinen en meşhur cümle olan “Hayatta

değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” cümlesinden de anlaşılacağı üzere

değişimin hayatın her alanında gerçekleştiği görülmektedir.

Kamu yönetimini değişmeye zorlayan nedenler sosyal, ekonomik ve siyasal

temelli gerçeklere dayanmaktadır (Yılmaz ve Dinçer, 2003, s: 21). Bunların bir

bölümü birçok ülke için geçerli olan genel nedenlere yönelik iken, bir bölümü de

durumsaldır. Kamu yönetim düzenini değişmeye yönelten genel nedenler içinde en

belirgin olanı, kamu açıklarıdır. Kamu harcamalarının bütçeye getirdiği yük ve bunun

mali sistemde yol açtığı sıkıntılar, daha etkili bir kurumsal yapıya olan gereksinimi

açığa çıkarmaktadır (Uluğ, 2004, 1).

Page 19: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

6

Kamu yönetimini değişmeye zorlayan önemli nedenlerin birisi de artan ve

çeşitlenen toplumsal istem ve beklentiler karşısında kamu kesimindeki performansın

yetersiz kalmasıdır. Artık toplum, yirmi yıl öncesinin “Kanaatkar’’ toplumu değildir.

Halk, ortak toplumsal gereksinimlerin karşılanması yönünde daha gözle görülür

istemler, tepkiler, beklentiler içerisindedir. Burada kuşkusuz bilgi ve iletişim

teknolojilerindeki hızlı değişimin büyük payı vardır (Uluğ, 2004, 2). Elbette, kamu

yönetiminin işleyişinden doğan dağınıklık, savurganlık, karmaşıklık ve hizmet

yetersizliklerinin de bu sonuçta payı vardır. Giderek kamu da hizmet konuları

genişleyip örgütsel yapı büyüdükçe, yurttaş gözünde kamusal hizmetlerin yavaş,

kalitesiz, pahalı, ulaşılması zor olarak algılanması başlı başına bir sorun haline

dönüşmüş bulunmaktadır (Kuyaksil, 1995, 99).

Kamu yönetimini değişmeye zorlayan etmenler arasında belirtilen genel

nedenler kadar, Türkiye’ye özgü başka gerçekler de vardır. Bunlar arasında, düşük

nitelikli (kalitesiz) işgücü istihdamı dikkat çekicidir. Kamu yönetimi sisteminde

yaşanan en önemli sorunlardan birisi, gerek yöneticiler gerekse öteki iş görenlerin

mesleki yeterliliklerindeki düşüklüktür. Daha da önemlisi ise izlenen tutarsız ve

çarpıtılmış istihdam politikalarıdır (Uluğ, 2004, 2).

Kamu kesimindeki yapısal değişimler “Reform”, “Yeniden Yapılanma” ya da

“Yeniden Düzenleme” adıyla anlam bulmaktadır. Bu çerçevede kamu yönetimini

yeniden düzenlenme, giderek ve sürekli geliştirmeden farklı olarak, alışılmış

dengeleri değiştirmeyi, mevcut düzenin katılıklarını gidermeyi amaç edinen büyük

değişiklerin gerçekleştirilerek yeni bir dengenin kurulmasını, çeşitli kademelerdeki

tedbirlerin birbirine bağlanarak bütünleştirilmelerini sağlamaya yönelmiş, bilinçli,

kararlı ve planlı bir çaba olmaktadır.

1.2 Kamu Yönetiminin Yeniden Düzenlenmesi

Yönetimler, en kısa ve en somut tanımı ile “Üretim araçları’’ dır. Üretim

konuları da yerine göre hizmet, mal ve yerine göre de fikir/düşünce, teknoloji ve

benzerleridir. Bilindiği gibi örgütler de bireyler gibi sosyal varlıklardır. Bunlar da

doğarlar; büyürler ve yaşlanırlar, hatta ölürler. Bilim ve teknolojideki sürekli

Page 20: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

7

gelişmelere ayak uyduramayan örgütler, doğal olarak eskimekte, demode olmakta ve

başka bir deyişle, teknolojinin sağladığı verim ve etkinlik düzeylerinin gerisinde

kalmaktadır. Bu sonuç, örgütlerin miktar ve kalite bakımlarından üretimlerinin, yeni

teknolojilerle boy ölçüşememesine neden olmaktadır (Kalkandelen, 1998, 100).

Yönetim, toplum sisteminin bir alt sistemidir ve toplum sistemi ile hem de bu

sistemin öteki ünitelerini teşkil eden diğer alt sistemlerle ilişkileri vardır. Doğal olarak

parçası olduğu toplum sisteminden etkilenir ve onu etkiler. Yönetim sistemi,

görevlerini toplum sistemi içerisinde yerine getirir. Bu nedenle yönetim sistemi

görevlerini yerine getirirken, toplum sistemine uymak, hedef saptamak ve değişen

koşullara göre hedef değiştirmek durumundadır (Sürgit, 1972, 14).

Yönetim sisteminin, örgüt yapısı, personelin nitelikleri, kullanıldığı araç ve

yöntemleri ile kuruluş sırasındaki koşullara uygun olması ve günün ihtiyaçlarını

karşılamış olması mümkündür. Ancak örgüt, mevzuat, araç-gereç ve yöntemler

değişen koşullar içerisinde zamanla etkinliğini kaybeder, yıllar geçtikçe ihtiyaçları

karşılamaktan uzaklaşır (Akın, 1998, 91).

Eğer bir yönetim: şimdiki istekleri karşılamıyorsa; şimdiki istekleri karşılamakla

birlikte yeni istekler karşısında çaresiz kalıyorsa; sadece bugün için yaşıyor ve ileriyi

göremiyorsa; görevlerinin gerektirdiği en etkili yöntemleri bulamıyorsa ve kendi

faaliyet alanındaki gelişmelerden habersiz ise yeniden düzenlemenin zorunlu olduğu

kabul edilir (Akın, 1998, 91).

Yönetimlerin etkinliklerini korumaları; yapılarını, teknolojinin ortaya

koydukları yeniliklere göre modernize etmeleri ile mümkündür. Bu durum, tüm

örgütleri, bir bakıma “Yeniden yapılanma süreci’’ ile karşı karşıya bırakmaktadır

(Kalkandelen, 1998, 97). Bu anlamda yeniden düzenleme, sistemli değişikliğe

elverişli olmayan statik bir yönetim düzenini sistematik ve sürekli değişikliğe elverişli

bir düzene çevirme amacını güden yönetimin modernleştirilmesi ile eş anlamlıdır.

(Sürgit,1972, 14). Bu çerçevede kamu yönetimlerinin de yeniden yapılandırılması

düşüncesinden hareketle değişimi kabul etmeleri ve yapılarını yeniden gözden

geçirerek kendilerini yapılandırmalıdırlar. Bu yapılandırma süreci konusunda gelişmiş

Page 21: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

8

ülkelerde daha hızlı ilerlerken gelişmekte olan ülkelerde bu süreç biraz daha uzundur.

Bu açıdan kamu yönetimlerinin yeniden yapılandırılmasında belli başlı yaklaşımlar

söz konusu olacaktır.

1.3 Kamu Yönetiminin Yeniden Yapılandırılmasına ĠliĢkin YaklaĢımlar

Kamu sisteminin nasıl yapılandırılabileceği konusu, en azından ilk aşamada, var

olan durumun bilimsel analizinin yapılmasını yönetim alanındaki yeni gelişmelerin

anlaşılmasını ve dış dünyada bu konu da atılan adımların belirlenmesini

gerektirmektedir. Elbette bunlar kendi başına yeterli koşular değildir, durumsal

özelliklerin daha ayrıntıda görülmesi gerekmektedir. (Uluğ, 2004, 5).

Geleneksel kamu yönetimi anlayışı batılı gelişmiş ülkelerde son çeyrek yüzyılda

önemli değişmelere uğramıştır. Pazara dayalı yönetim anlamında yeni kamu yönetimi

yaklaşımı, işletme yönetiminde kullanılan kavram ve yöntemleri kamu yönetiminde

kullanmaya yönelik bir çerçeve sunmaktadır. Bu yeni paradigma devletin toplumsal

rolü ve kamu hizmetlerinin niteliğini alabildiğine değiştirmeye yönelmiştir. Anılan

dönüşümde; kaliteye odaklaşma, esnekleşme, standart geliştirme, sonuç odaklılık,

örgütsel siyasa üretmede plan ve eylem ayrılığı, aşırıya varan yetki dağıtımı,

yöneticiden açık beklentiler ve hesap verebilirlik kavramları öne çıkarılmaktadır

(Uluğ, 2004, 6).

Her ülkede amaçlara ulaşmak için değişik yollar izlenmiştir. Ancak genel olarak

dört stratejiden bahsedilir. Bunlar:

Piyasa Stratejisi: Rekabeti ve sözleşmeyi esas alır.

Yönetsel Reform Stratejisi: Yöneticilerin profesyonel yetenek ve çalışmalarını

temel alır ve yöneticilerin güçlendirilmesini esas alır.

Program Stratejisi: Kaynakların yeniden dağıtımı için mevcut politikalar ve

bunların uygulanmasına yönelik programların analizine ve yeniden değerlendirilmesi

esasına dayanır.

Aşamalı ve Yavaş Değişim Stratejisi: Kamunun daha verimli çalışması için

kurallar ve uygulamanın sürekli gözden geçirilmesi esasına dayanır.

Page 22: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

9

Bu dört yaklaşımın da ortak noktaları bulunmaktadır. Hepsinde amaç ortaktır;

daha verimli ve etkili çalışan, vatandaşın taleplerine duyarlı bir kamu yönetimi

sistemi kurmaktır. Hepsinde hizmetlerin çeşitlendirilmesi ve hizmet sunumunda

esneklik teşvik edilmektedir (Yılmaz, 2001, 24-25).

Bununla beraber yaklaşımlar arasında temel bir farklılık da mevcuttur. Bu

farklılığın esas kaynağı devletin rolünün nasıl algılandığıdır. Piyasacı yaklaşım,

devletin politika belirleme rolü ile hizmet sunumu arasındaki keskin bir ayırıma

dayanır. Bu yaklaşımın hizmet sunumuna ilişkin görevlerin bağımsız, küçük birimler

yada gönüllü kuruluşlara devri yönünde temel bir tercih bulunmaktadır. Yönetsel

model, hizmet sunumu konusunda devlete daha geniş bir rol verir; fakat bu rolü

gerçekleştirirken bürokratik kurallara boğulmak yerine yöneticilere daha geniş bir

esneklik verilmesini savunur. Program yaklaşım, mevcut kaynaklarla en etkili sonucu

almak için kaynakların nerelere öncelikle ayrılması gerektiği sorusu üzerinde

odaklanır. Aşamalı yaklaşımda, devletin mevcut rolünde önemli değişiklik yapma

amacı güdülmeyip mevcut yapıyı biraz daha iyi çalışır hale getirmek istenilmektedir

(Uluğ, 2004, 6-7).

1.4 Türkiye’ de Kamu Yönetiminin DeğiĢimine Genel Bir BakıĢ

Dünyada ve ülkemizde yaşanan ve ana hatları ile ortaya konan değişimler ve

eğilimler ülkemizin kamu yönetimi alanına yansıtılamamış ve bunun sonucunda, gün

geçtikçe daha belirginleşmiştir (Dinçer ve Yılmaz, 2003, 65).

1.4.1 Kamu Yönetiminin Temel Açıkları

Dünyada ve ülkemizde yaşanan değişimler sonucunda Türkiye’ de kamu

yönetiminde yeniden yapılanmayı gerekli kılan dört temel açık oluştuğu söylenebilir.

Bunlar;

•Stratejik Açık

•Bütçe Açığı

•Performans Açığı

•Güven Açığı

başlıkları altında özetlenebilir (Dinçer ve Yılmaz, 2003, 65).

Page 23: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

10

Stratejik Açık:

Stratejik açık içinde çalışan kurumlar gündelik sorunlar altında kaybolmakta,

gerekli tercih ve öncelikleri ortaya koyamamakta, geleceğe dair vizyon ve hedefler

formüle edememektedir. Sonuç olarak, değişimi yönetmek yerine, değişime maruz

kalma ile sonuçlanan bir süreç yaşanmaktadır. Stratejik açığı olan ve bu nedenle “Yön

Duygusu’’ olmadan çalışan kurumların başka türlü bir sonuçla karşılaşması

beklenemez. Stratejik açık, özellikle uzun vadeli bir perspektifi gerektiren yatırım

kararların alınmasında belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Ülkemizin geleceğini

etkileyen bu kararların stratejik bir perspektif ile ele alınmamaktadır (Dinçer ve

Yılmaz, 2003 s:66- 67).

Performans Açığı:

Stratejik açık içinde uzun vadeli planlama yapamayan ve halkın taleplerine

duyarsız kalan kamu yönetiminin sunduğu hizmetler ile halkın beklentileri arasındaki

farklılık her geçen gün artmış ve kamu hizmetleri alanında ciddi boyutlara ulaşan bir

performans açığı doğmuştur (Dinçer ve Yılmaz, 2003 s:67).

Bütçe Açığı:

Ülkemizde kamu yönetimini yeniden yapılandırma gereğini çarpıcı bir şekilde

ortaya koyan en temel unsurlardan biridir. (Yılmaz, 2001, s: 4) Siyasi ve idari yapıları

içinde rasyonel kaynak tahsisi yapamayan ülkemiz, sonuçta gelirlerinin çok üzerinde

harcama yapan bir mali yapı ile başbaşa kalmıştır (Dinçer ve Yılmaz, 2003 s: 70).

Güven Açığı:

Bütçe açığı ve performans açığı ile ilişkili bir diğer açık güven açığıdır. Yapılan

geniş kapsamlı kamuoyu araştırmalarının da gösterdiği gibi vatandaşlarımız mevcut

sosyo ekonomik koşullardan ve yönetim kalitesinde derin bir memnuniyetsizlik

içindedirler. Sadece verimsiz hizmet değil, hizmet alırken herkese eşit davranılması

konusunda da toplumda yaygın bir şikayet hali oluşmuştur. Öncelikle devlet üzerinde

yoğunlaşan bu güvensizlik; trafikten vergiye, gümrüklerden tapu dairelerine,

emniyetten sağlık ve eğitim kurumlarına uzanan geniş bir yelpazede hizmetlerin

yetersizliğine ve kirliliğine işaret etmektedir (TÜSİAD, 2002, 68-69).

Page 24: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

11

1.4.2 Ekonomide YaĢanan Krizler

1950-1993 dönemine bakıldığında Türkiye’ nin sadece 1954 yılında % -3 , 1979

yılında % -0,5 ve 1980 yılında % -2.8 küçüldüğü gözlenmektedir. 1994-2001

döneminde ise ekonomide üç ayrı dönemde küçülmüş, küçülme oranları geçmişe

oranla çok daha yüksek boyutlarda olmuştur. Dünyada yaşanan şokların etkisi ile

ülkemiz 1990’ lı yıllar boyunca sürekli sorunlar yaşamış ve kısa süreli büyüme

dönemlerinin ardından krize girmiştir. 1994, 1999, 2001 yılları krizlerin zirveye

ulaştığı dönemler olmuştur (Dinçer ve Yılmaz, 2003, 74).

1.4.3 Siyasi Ġstikrarsızlık ve Siyaset Bürokrasi ĠliĢkileri

Kamu yönetiminin yeterli performansı gösteremeyişinde özellikle 1990’ lı

yıllarda yaşanan siyasi istikrarsızlıklar ve koalisyonlar etkili olmuştur. Etkili bir

koalisyon kültürü üretemeyen bir siyasi yapılanma içinde, koalisyon ortakları arasında

kamu yönetiminin rasyonel olmayan bir şekilde paylaşımı ve ortak politika oluşturma

zorlukları, kamu yönetimini olumsuz yönde etkilemiştir. Ayrıca ülkemizde siyaset ile

kamu yönetimi arasındaki ilişki sağlıklı bir temele oturtulamamıştır. Bir yandan

siyaset kurumu bürokrasinin gündelik işleyişine gereğinden fazla müdahil olurken,

diğer yandan bürokrasi esasen siyaset kurumu tarafından belirlenmesi gereken

politika ve stratejiler konusunda siyasetten yeterli girdi almadan çatışma alışkanlığını

sürdürmüştür (Dinçer ve Yılmaz, 2003, 77).

1.4.4 Avrupa Birliğine Uyum

Türkiye’nin AB’ ye tam üyelik hedefi doğrultusunda yönetim yapısına katılmayı

hedeflediği topluluk standartlarına kavuşturma çabası, kamu yönetiminde yeniden

yapılanma açısından önemli bir değişim faktörü olarak gündeme gelmiştir. Coğrafi ve

tarihsel ilişkilerimiz ile ekonomik bağlarımızın yanı sıra, milyonlarca insanımızın fiili

olarak yaşadığı bu birliğe katılma hedefi 40 yılı aşkın bir zamandır ülke olarak

benimsediğimiz temel bir tercihi ortaya koymaktadır (Dinçer ve Yılmaz, 2003, 78 -79

).

1963 yılında imzalanan Ankara Antlaşması, 1970 yılında imzalanan Katma

Protokol, 1987 yılında Tam Üyelik Başvurusu, 1995 yılında sağlanan Gümrük Birliği

Page 25: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

12

ve nihayet 1999 Helsinki Zirvesi ile kabul edilen aday ülke statüsü, Avrupa Birliği

yolunda alınan mesafeyi göstermektedir. Aday ülke statüsü alındıktan sonra; Türkiye

ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkiler Katılım Ortaklığı Belgesi, Ulusal Program,

İzleme Raporları, katılım öncesi ekonomik program ve ulusal kalkınma planı gibi bir

dizi plan ve program tarafından şekillendirilmeye başlanmıştır. Bu kapsamda

ülkemizde mevzuat ve kurumsal yapı olarak Avrupa Birliği’ne uyumu temel unsur

olarak gündeme gelmiştir. Kopenhang Kriterleri çerçevesinde siyasi ve ekonomik

alanlarda ve müktesebata uyum sağlanması konusunda çok yönlü çabalar

yoğunlaşmıştır (Dinçer ve Yılmaz, 2003, 80 ).

Küreselleşme sürecinin de bir parçası olarak görülebilecek olan bu bölgesel

entegrasyon çabası piyasa, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve demokratik değerler

üzerine kurulu bir birliktelik ve yönetim anlayışını yansıtmaktadır. Demokratikleşme

ve gelişmiş bir piyasa düzeni kurma, ekonomik gelişmenin nimetlerini adil bir şekilde

paylaşma hedefleri ile de uyum içinde olan AB’ ye tam üyelik sürecinde, yönetim

yapımızın çağdaş standartlara kavuşturulması bir gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır

(Akdoğan ve Aslan , 2002, 5).

1.5 Kamu Mali Yönetiminin Yeniden Yapılandırılmasına Genel Bir BakıĢ

1980’ li yıllar hem ekonomik hem de siyasi anlamda önemli değişimlerin ve

dönüşümlerin yaşandığı yıllar olmuştur. Bu dönemin başlamasıyla dünya konjonktürü

siyasi iktisadın temel değişimi işaretlerini vermiş, bin yılın son 20 yılı yeni bir bin

yılın başlangıç strateji ve politikalarının oluşumunun temellerinin atıldığı yıllar olarak

tarihe geçmiştir. Özellikle iletişim teknolojisindeki önemli gelişmelerin yine bu

dönem içinde yaşanması değişimin hızı ve boyutu üzerinde belirleyici bir dinamik

katkı sağlamıştır (8. Beş Yıllık Kalkınma Planı, 2000, 22).

Dünya ekonomisinde 1970’li yılların sonundan itibaren başlayan ve 80’li

yıllarda hızlanarak devam eden yapısal değişiklikler ekonomik ilişkilerin daha

karmaşık bir yapıya bürünmesine yol açmıştır. Kuşkusuz, bu değişim içerisinde kamu

sektörünün ekonomik ve mali faaliyetlerde bulunması bir önceki dönemden farklı

olarak daha profesyonel bir yaklaşım ve çabayı gerektirmiştir. Bu anlamda kamu

Page 26: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

13

sektörünün özellikle aşağıda üç madde halinde sıralanan unsurlara sahip olması etkin

ve verimli çalışan bir kamu sektörünün teminatları olarak görülmüş ve bir çok ülkede

bu amaçlar üzerine kurulu reform programları geliştirilmiş ve uygulanmıştır, bunlar;

•Yeterince bilgilendirilmiş bir kamusal karar alma sürecinin oluşturulması,

•Hizmetin üretilmesinde gerek siyasi ve gerekse bürokratik/teknik

sorumlulukların net bir şekilde tespiti ve birbirlerinden ayrıştırılması

•Hızlı bir şekilde karşılık veren ve etkin çalışan bir sistemin teşvik edilmesi

(Yılmaz (b), 1999, 66 ).

Tarih boyunca bütçesel reformların bize gösterdiği, bütçenin kamu sektörü

faaliyetlerinin sonuçları üzerinde üç farklı düzeyde etkiye sahip olduğu gerçeğidir.

Bunlar:

Düzey 1:Toplam mali disiplin

Düzey 2:Stratejik önceliklere göre kaynakların dağıtımı ve kullanımı

Düzey 3:Programların gerçekleştirilmesi ve hizmetlerin sağlanmasında verimlik

ve etkinlik (The World Bank, 1998, 17).

Bu üç düzeyin ifade ettiği, yüz yıldan fazla süren bir reform dönemini

yönlendiren; kamu kaynaklarının kontrolü, kaynakların gelecek dönemdeki

dağıtımının planlanması, kaynakların yönetimi şeklinde üç kamusal fonksiyonu

yeniden formüle etmektedir (Yılmaz (a), 1999, 5-6).

Yukarıda sıralanan üç düzey bütçe sonuçlarının üç farklı alan üzerine

yansımasını göstermektedir. Birinci düzey olan mali disiplini sağlamaya yönelik

kurumsal düzenlemeler, kanunlar yoluyla (Maastricht, Yeni Zelanda, Avustralya)

harcamalar üzerine konulan anayasal sınırlamalardan (Endonezya), yürütmenin

kamusal taahhütlerine kadar (Amerika ) uzanan bir aralık içinde yer almaktadır. Bunu

takip eden ikinci düzey olan stratejik önceliklere göre kaynakların dağılımında ise

kurumsal mekanizmaların temel sorumluluğu, belirlenen mali disiplin çerçevesinde

kıt kaynaklar üzerindeki rekabetçi talepleri önceliklendirmektedir. Düzey iki esas

olarak politik yapının tercihlerini yansıttığı gibi uygun çözüme ulaşmanın en güç

olduğu alan olma özelliğine sahiptir. Bu düzeyde kurumsal düzenlemeleri destekleyen

bilgilere ihtiyaç vardır. Bunlar ; Mevcut hükümet politikalarının orta vadede

Page 27: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

14

maliyetleri, her bir politikaya ilişkin çıktı ve sonuç bilgileri ve yeni politika önerileri

için maliyet, çıktı ve sonuç bilgileri bulunmalıdır.

Uygulanan programların veya çıktıların verimlilik ve etkinliğini tanımlayan

üçüncü düzey ise bir çok faktöre bağlıdır. Örgütsel performansa bağlı olan bu

düzeydeki kurumsal düzenlemeler şu şekilde özetlenebilir;

•Kaynaklar ve sistemler sorumlulukla birlikte yeterli destek verilmeli

•Amaçlar açık olmalı

•Görevler açık olmalı

•Üstlenilen görevleri ve amaçları sürdürebilmek için otorite (esneklik) verilmeli

•Otoritenin kullanılması için hesap verme sorumluluğu tesis edilmelidir (The

World Bank, 1998, 17).

Sağlıklı bir mali yönetim, karar süreçlerinde etkinliği yakalamak için olduğu

kadar, denetlenebilirliği yakalamak içinde hayati bir ihtiyaçtır. Sağlam mali yönetim

ve denetlenebilirlik, hesap verme sürecinin; hesap verme süreci de kamu yönetiminin

ve nihai çözümde, demokratik rejimin vazgeçilmez öğeleridir. Mali yönetim

bütçeleme, muhasebe, nakit yönetimi, borç yönetimi, iç kontrol mekanizmaları,

yönetim bilgi sistemi ve denetimi öğelerinden oluşur. Gerek literatürde gerekse

uygulamada, bu faaliyetlerden birine veya ikisine genellikle de bütçelemeye aşırı

önem verildiğini, diğerlerinin ise yeterince önemsenmediği görülmektedir (Gören,

2000, 87).

Page 28: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

15

ĠKĠNCĠ BÖLÜM

MALĠ REFORMLAR ve MALĠ REFORMLARA BAĞLI TEMEL

KAVRAMLAR

Bu bölümde mali reformu gerektiren etmenlerin neler olduğu konusu üzerinde

durulacaktır. Burada reformun kapsamı ne olması gerektiği konusunda gerekli bilgiler

verilecektir. Bunun yanında bir ülkede uygulanan mali politikaların öncelikle mali

disiplini sağlamaya yönelik olarak oluşturulması, stratejik öncelik sıralaması ve

teknik etkinlik açısından değerlendirilecektir. Bölümün sonunda ise mali disiplinin

sağlanması ile ilgili temel kavramlar üzerinde durulacaktır.

2.1 Mali Reformu Gerektiren Nedenler

Mali reformları gerekli kılan mali sebepler, büyük boyutlara varan kamu mali

açıkları ve buna bağlı olarak yükselen Borç/GSMH oranıdır. Kamu reformlarının

ortaya çıkışında sadece mali sebepler etken olmamıştır. “Yeni Kamu Yönetimi’’

anlayışı, kamu hizmetlerinin zamanında, belirli bir kalite ve optimal maliyet ile halka

ulaştırılmasını ve bunun için hizmet etkinliğinin arttırılması amacını benimsemiştir.

Bu reformları getiren itici güçlerden biri de, devletin üstlendiği rollerin yeniden

tanımlanması ile devletin kapsam ve boyutlarına açıklık getirilmesi gereği olmuştur

(Hürcan, 1999, 7).

2.1.1 Mevcut Bütçe Uygulaması

Siyasi rekabet sürecinde doğan yükümlülüklerin gerçekleşmesini bütçe sistemi

düzenler. İyi bir bütçe sistemi, makro ekonomik istikrarı sağlama, kaynak dağılımında

etkinliği ve hizmet üretiminde verimliliği özendirme ve hesap verme hedeflerini

içeren, bunun mekanizmalarını kuran ve bu hedeflere ulaşan bir bütçe sistemidir.

Türkiye de bütçenin kapsamı oldukça dar olup, kamu tarafından dağıtılan kaynakların

bir bölümünü kaydetmektedir. Ayrıca, mevcut kapsam içinde dahi bütçenin anılan

hedeflere ulaşmada yetersiz kaldığı görülmektedir (Atiyas ve Sayın, 1997, 21).

Page 29: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

16

Mevcut bütçe sistemimizin bugünkü işleyiş yapısı, 1980’den sonra yaşanan

ekonomik ve siyasi dönüşümleri kavrayacak bir yapılandırmaya geçememesinin

olumsuz sonuçlarını işleyişe somut bir şekilde yansıtmaktadır. Bu dönem süresince

uygulanan pragmatik kamu mali politikalarda bütçe sistemini daha karmaşık ve bilgi

üretmeyen bir yapıya dönüştürmüştür (Atiyas ve Sayın, 1997, 22).

2.1.2 Mali Saydamlık

Doğu Asya’da 1997’de yaşanan finansal krizin tartışılması sürecinde geliştirilen

yaklaşımlardan biri de ekonomide yaşanan gelişmelerin ve mevcut yapının resmini

verecek olan bilginin üretilmesinde karşılaşılan problemlerdi. Bu anlamda piyasalarda

yeterli açıklığın ve şeffaflığın olmaması krizin nedenlerinden birisi olarak

gösterilmiştir (Hürcan ve diğerleri, 1999, 99). Sadece Asya ekonomilerinde değil,

diğer ülke ekonomilerinin resmi bütçe hesaplarının da ekonomilerin gerçek

durumlarından daha sağlam bir görünüm sergiledikleri gözlenmiştir. Buradan

hareketle başta uluslararası örgütler olmak üzere, dünyada doğru bilginin üretilmesi

ve yayınlanmasını sağlamak üzere mali saydamlık konusunda çalışmalar

yoğunlaşmıştır (8. Beş Yıllık Kalkınma Planı, 2000, 83).

Şeffaflığın yeni kamu yönetimi anlayışı ve mali reformlarda taşıdığı önem

nedeniyle Uluslararası Para Fonu (IMF)’nin Guvernörler Kurulu Geçici Komitesi üye

ülkeler için 16 nisan 1998 tarihinde yapılan toplantısında şeffaflık ilkesi bakımından

ideal kuralları düzenleyen Mali Saydamlık İyi Uygulamalar Tüzüğü (Code of Good

Practices on Fiscal Transparency) kabul edilmiştir (8. Beş Yıllık Kalkınma Planı,

2000, 84).

2.1.3 Parlamentonun Bütçe Sürecinde Etkinliği

Parlamenter rejim, kuvvetler ayrılığı fikrinden hareketle müşterek çalışma ve

işte beraberlik esasını kabul eden rejim olarak nitelendirilmekte ve bu sistemde

yürütme, yasamanın içinden çıkmakta ancak her türlü faaliyetten dolayı yasamaya

karşı sorumlu bulunmaktadır. Yürütme organının o mali yıl içinde yapacağı işleri

gösteren bir program olan bütçelerin onaylanması, siyasi denetleme işlevi açısından

özel bir öneme sahiptir. Diğer bir deyişle, bütçe siyasal karar organlarının kamu

Page 30: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

17

idaresine kamu hizmetleri konusunda verdiği bir sipariş listesidir. Halkın temsilcileri,

devletin sağlamakla görevli olduğu hizmetlerin ve bu hizmetler için ayrılacak

kaynakların tespitinde hak sahibidirler (Atiyas ve Sayın, 1997, 25).

Halkın temsilcileri tarafından yapılan bütçe denetimi, öngörülen bu hizmetlerin

etkin şekilde yapılıp yapılmadığını tespit etmeye yönelik bir faaliyettir. Dolayısıyla,

hizmetlerin üretme durumunda bulunan ve kamu kaynaklarını kullanma yetkisi alan

hükümetler, alınan yetkinin nasıl kullanıldığı konusunda yasamaya karşı sorumludur.

Ülkelerde bu tür faaliyetler genellikle anayasalar ve yasalarla düzenlenir (8. Beş

Yıllık Kalkınma Planı, 2000, 86).

2.1.4 Denetim Sisteminin Etkinliği

Denetim, ekonomik faaliyet ve olaylarla ilgili olarak gerçekleşmiş sonuçları,

önceden belirlenmiş amaçlar, kriterler ve standartlara göre tarafsız olarak analiz

etmek ve ölçmek suretiyle kanıtlara dayanarak değerlendirmek, gelecekteki hataların

önlenmesine yardımcı olmak, kişi ve kuruluşların gelişmesine, mali yönetim ve

kontrol sistemlerinin geçerli, güvenilir ve tutarlı hale gelmesine, verimlilik,

tutumluluk ve etkinliğin iyileştirilmesine rehberlik etmek ve elde edilen sonuç ve

bulguları ilgililere duyurmak için uygulanan sistemli, planlı ve programlı bir süreçtir

(8. Beş Yıllık Kalkınma Planı, 2000, 97).

Türkiye’de bütçe işlemlerinin yasalara uygunluğunu Meclis adına denetleyen

ulusal denetim organı Sayıştay’ın denetim alanı tıpkı bütçenin kapsamı gibi çok

dardır. Böylece Kesin hesaplarda da kamu faaliyetlerinin bir bütün olarak

değerlendirilmesi yapılamamaktadır. Ayrıca, Sayıştay’ın denetimi performans

denetiminden çok hukuki denetime dayanmaktadır (Özer, 1995, 9).

2.1.5 Kamu Mali Yönetiminde Mevcut Kurumsal Yapı

İdari, mali ve hukuki yapıdaki dağınıklık ve kargaşa, sadece planlama

anlayışının değil, mali yönetimde disiplin ve otoritenin de kaybedilmesi sonucuna

götürmektedir. Böyle bir yapıda plana gerek kalmaz, varsa da uygulanmaz.

Türkiye’de 1980’ ler sonrasındaki mali politika yönelişlerinin bir kısmı böyle bir

Page 31: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

18

dokunun yaratılması olarak da görülebilir. Bu durum salt kötü yönetim veya optik

çarpılması gibi gerekçelerle açıklanalabilir değildir. Ancak bu durumun sürdürülemez

olduğu da açıktır (8. Beş Yıllık Kalkınma Planı, 2000, 108).

Bugün Türkiye’ de kamu harcamaları çok sayıda ve farklı yapıdaki bütçeler ile

fon ve döner sermaye işletmeleri arasında dağılmıştır. Kamu harcamalarının yönetimi;

genel bütçe, katma bütçe, özel bütçe, özerk bütçe, fonlar ve döner sermaye işletmeleri

aracılığıyla yapılmaktadır. Ayrıca, kamu kurumları nezdinde kurulu bazı vakıf,

dernek veya sandıkların da kamusal görevler ifa ettikleri kabul edilmekte ve bunlara

vergi bağışıklığı tanınarak, genel bütçeden pay verilerek veya devletin bizzat vermiş

olduğu hizmetler mukabilinde vatandaşlardan bu türden örgütlenmeler için ayrıca

ödeme talep edilerek, kamu adına kaynaklar elde edilmekte ve harcamalar

yapılmaktadır. Bu nedenle, bütçe birliği ilkesinden uzaklaşılmakta, konsolide bütçe

kapsamı dışında kalan kamu gelir ve giderleri nedeniyle kamu gelir ve giderlerinin

tam ve net miktarı görülememektedir (Çiçek, 2004, 83)

2.2 Reformun Kapsamı

OECD ülkelerine genel olarak bakıldığında, Yeni Zelanda ve İngiltere’ deki gibi

radikal reformların yanı sıra Avustralya ve İskandinav ülkelerinde olduğu gibi daha

ölçülü ve belirli amaçlara yönelik reform örneklerine de rastlamak mümkündür.

Reformların kapsamı ve başarısı üzerinde siyasi iradenin önemi tartışılmazdır. Yeni

Zelanda ve Avustralya örneklerini güçlü kılan en önemli etken reform çabalarının

siyasi iktidar tarafından teşvik edilmiş ve desteklenmiş olmasıdır (Hürcan, 1999, 7).

2.3 Mali Politikaların Temel Fonksiyonları

Ülkelerinde görülen mali politikalara ilişkin iyileştirmeler üzerine özellikle

dünya bankası tarafından ülke çalışmaları yapılmış ve öneriler üretilmiştir. Bu

çalışmalardan bir kısmı kamu harcamalarının seviyesi üzerinde durmuş (Public

Expenditure Review), bir kısmı ise devlet örgütlenme yapıları ve bu bağlamda

finansal yönetim ve bütçe sistemlerinin teknik analiz ve değerlendirmesine yönelik

olmuştur. Bu kapsamda elde edilen sonuçlarda verimli harcama yönetimi ve etkin bir

bütçe sisteminin üç temel işlevi yerine getirmesi beklenmektedir. Mali reformların da

Page 32: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

19

ana çerçevesini oluşturan unsurlar; mali disiplinin sağlanması, stratejik öncelik

sıralaması ve teknik etkinliklerin sağlanmasıdır (Hürcan, 1999, 8).

2.3.1 Mali Disiplin

Mali reformlarda, mali disiplinin sağlanması için merkezi hükümet ve ilgili mali

birimlere verilen yetkiler çerçevesinde harcama ve borçlanma yapılmasını düzenleyen

resmi kurallar getirilmesi ve kurallara uyulmaması halinde yaptırım uygulanması

öngörülmüştür (Hürcan,1999, 8). Mali disiplinin sağlanmasında yapılması gerekenler

şu şekilde özetlenebilir:

•Bütçe de bütünlük ve disiplin kurulmalı; bütçe tahminleri güvenilir bir makro

ekonomik çerçeveye oturtulmalı; bütçe ve muhasebe yapıları analizlere elverecek

şekilde bütünleştirilmeli; kuruluşlara kendi bütçelerini yönetmede daha çok

serbestiyet, hesap vermede tam yükümlülük getirilmelidir.

•Mali tablolar ile mali bilgileri ve performans bilgilerini üretebilen, tahakkuk

esasına dayalı, harcamacı kuruluşlar bazında uygulanan bir muhasebe sistemi

benimsenmelidir.

•Kamu borçlarıyla taahhüt, garanti ve teşviklerinin kayıt ve takibini

sağlayabilen, borçlanma politika ve stratejilerini belirleme de etkili bir borç yönetimi

bulunmalıdır.

•Harcamacı kuruluşlarca, amaçları elde etmeye yardımcı olacak tutarlı ve etkili

iç kontrol sistemleri yaratılmalı; iç kontrolleri sürekli gözeten, aksayan yanlarının

düzeltilmesine dikkat çeken etkili mekanizmalar oluşturulmalıdır.

•Makro ekonomik istikrar açısından mali kurallar belirlenmelidir.

•İhtiyaç tahminlemesi, tahsilat kontrolü ve raporlaması yapabilen, acil haller için

uygun eylem planları içeren bir nakit yönetimi kurulmalıdır.

•Kamu mali yönetiminin bütün öğelerinin doğru, hızlı ve uyumlu çalışmasına

imkan veren, bilişim teknolojisi imkanları ile donatılmış bir yönetim bilgi sistemi

kurulmalıdır.

•Kamu mali yönetimindeki mülki yönetime paralel yapılanmanın getirdiği

sakıncaların giderilmesi, bütçe uygulamalarının rasyonalizasyonu, izlenebilirliği ve

denetlenebilirliği için önemlidir (Gören, 2000, 80).

Page 33: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

20

Bu çerçeveden mali disiplinin sağlanması konusunda yapılması gerekenler

maddeler halinde sıralanmıştır. Bu bilgiler gelişmiş ülke örneklerinde uygulanan ve

başarılı sonuçlar alan uygulamalardan çıkarılan sonuçlar olarak karşımıza

çıkmaktadır.

2.3.2 Stratejik Öncelik Sıralaması

Mali sistemin sağlıklı işleyişini sağlayan ve harcama birimlerinin yerine

getirmesi gereken ikinci temel fonksiyon, mevcut kısıtlı kaynaklarla talep edilen

harcamaların önceliklere göre sıralanmasıdır. Burada toplum tercihlerinin tam olarak

bilinmemesi ve devletin hiyerarşik yapısı bazı engeller oluşturmaktadır. Harcamaların

önceliklere göre sıralanması siyasi bir süreçtir. Bu süreç seçmen kitlelerinin belirli

kısıtlara göre geniş talep ve tercihlerinin birleştirilmesi ile kollektif hale getirilmesinin

yanı sıra harcamacı kuruluşların mevcut harcamacalarından hangilerinin kısılıp, hangi

yeni programların uygulanabileceğinin ve bunlara ilişkin harcama tavanlarının

belirlenmesine yönelik karar mekanizmalarını içermektedir ( Hürcan, 1999, 9).

Harcamaların belirli kural ve yöntemler dahilinde belirlenmesi, sıralanması ve

sonuçlarının kamuya duyurulması saydamlık ve sorumluluk ilkelerini geliştirecek,

açıklanan verilere göre oluşacak sapmalar kamuoyuna karşı yükümlülük ve siyasi

maliyetler getireceğinden hedeflere ulaşılması için itici bir güç olacaktır (Hürcan,

1999, 10).

2.3.3 Teknik Etkinlik

Mali disiplinin sağlanması ve kamu harcamalarının öncelik sıralamasına göre

belirlenmesinin yanında bir başka önemli konu ise kamu hizmetlerinin etkinlik ilkesi

çerçevesinde üretilmesi ve kamuya sunulmasıdır (Hürcan, 1999, 10).

Ekonomik birim olarak gerçekleştirdiği faaliyetler açısından piyasalara daha

yakın ve dolayısı ile daha geniş enformasyona sahip olan harcamacı kuruluşların,

belirli düzeyde bir otonom yapı içerisinde çalışmaları ve bütçelerinin kendilerine

verilen sorumluluk içinde uygulamaları bu noktada önemli hale gelmektedir.

Harcamaların etkin yönetimi kuruluş açısından söz konusu mali yıl boyunca ne kadar

Page 34: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

21

ve hangi sürelerde kaynak giriş ve çıkışlarının mümkün olabileceğinin bilinmesine, en

azından tahmin edilmesine bağlıdır (Atiyas ve Sayın, 1997, 53). Kısaca, bütçe

kaynaklarının kullanımında teknik etkinliğin sağlanması, harcamacı kuruluşların

belirli bir otonom yapıda çalışmalarına, performansa dayalı sorumluluk

mekanizmalarına, kuruluşlar arasında rekabet yapısına ve kaynak akışına ilişkin

bilginin sağlanmasına dayanmaktadır (Hürcan, 1999, 10).

2.4 Mali Reformlarla Ġlgili Temel Kavramlar

2.4.1 Saydamlık

Saydamlık, devletin hedeflerini, bu hedeflere ulaşmak için hayata geçirdiği

politikaları ve bu politikaların yarattığı sonuçları izlemek için gerekli olan bilgiyi

düzenli, anlaşılabilir, tutarlı ve güvenilir bir biçimde sunmasıdır. Bu tanımda iki

unsurun altını çizmekte yarar vardır. Tanıma göre sistemin saydam olması için sadece

aktörlerin ne yaptıklarının bilinmesi değil, ne yapmaya niyetli oldukları konusunun da

kamuoyuna sunulması gerekmektedir. Niyetlerinin açık bir biçimde belirlenmesi ve

kamuoyuna sunulması hem niyetlerin kamu yararına uygun olup olmadığını tartışma

olanağı yaratır, hem de vatandaşlara daha sonra davranışları ve bu davranışların

sonuçlarını değerlendirmede önemli bir kıstas sunar. İkincisi, bilginin bir yerlerde

mevcut olması sistemin saydam olduğunu göstermez. Bilginin vatandaş tarafından

etkin bir biçimde kullanılabilmesini sağlayacak bir biçimde düzenli, anlaşılabilir ve

tutarlı olması gerekmektedir (Atiyas ve Sayın, 2000, 28).

2.4.2 Mali Saydamlık

Mali saydamlık, hükümetin yapısının ve fonksiyonlarının, mali politika

planlarının, kamu kesimi hesaplarının ve mali hedeflerinin kamuoyuna açık olmasıdır.

Kamu mali politikanın oluşturulması ve yürütülmesi ile ilgisi olan bütün kurum ve

kuruluşlar olarak tanımlanabilir. Mali saydamlık verilerin ulaşılabilirliğini,

kapsamlılığını, zamanlılığını, anlaşılır olmasını ve devlet faaliyetlerinin (kamu

kesiminin iç ve dış faaliyetlerinin) uluslararası karşılaştırılabilir olmasını sağlar.

Böylece devletin mali durumu seçmenlerce ve mali piyasalarca doğru bir şekilde

değerlendirilebilir. Mali saydamlık görevlilerin sorumluluğunu artırırken

sürdürülebilir olmayan nitelikteki politikaların getirmiş olduğu politik riskleri de

Page 35: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

22

arttırır. Ayrıca devlet faaliyetlerinin bugün ve geleceğe ilişkin ekonomik ve sosyal

etkileri de dahil fayda ve maliyetleri doğru olarak hesaplanır (Kopits ve Craig, 1998,

1).

Devlet faaliyetlerinde mali saydamlık ilk olarak, devletin mali faaliyetlerine

ilişkin niyet ve öngörüleri hakkındaki bilgilere ulaşılabilirliğini; ikinci olarak, devletin

tamamına ait düzenli bir şekilde sınıflandırılmış hesapların ve yarı mali nitelikteki

faaliyetlerine ilişkin tahmini içeren kapsamlı bütçe dökümanları da dahil olmak üzere

devlete ait ayrıntılı bilgi ve verileri; üçüncü olarak kamu görevlilerin seçimi ve

atanması ile ilgili kuralların açıkça ortaya konulmasını ve kamu alımları ile istihdamın

yasal çerçevesinin bir standarda bağlanmış olmasını; son olarak da, mali saydamlık

yayınlanan verilerin doğruluğu için bağımsız denetimi gerektirir (Kızıltaş, 2001, 8).

Saydamlığın mali reformlarda ve yeni kamu mali yönetimi anlayışında taşıdığı

önem nedeniyle, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (Organization of

Economic Cooperation and Devolopment-OECD), Dünya Bankası (World Bank-WB)

ve Uluslararası Para Fonu(International Monetary Fund-IMF) gibi uluslararası

kuruluşlar bu konudaki araştırmalarını arttırmışlardır (Hürcan, 1999, 13).

Bu çalışmalar kapsamında, üye ülkeler için IMF’ nin Guvernörler Kurulu

Komitesi’ nin 16 nisan 1998 tarihinde yapılan toplantısında saydamlık ilkesi

bakımından ideal kuralları düzenleyen “Mali Saydamlık Uygulamaları Düzenlemesi’’

(Code of Good Practices on Fiscal Transparency) kabul edilmiştir. Söz konusu

bilgilerden hareketle saydamlık ilkesi bu bölümde Kopits ve Craig’in 1998 yılındaki

çalışmalarında olduğu haliyle üç ana başlıkta ele alınmıştır.

• Kurumsal Alanda Saydamlığın Sağlanması

• Kamu Hesaplarında Saydamlığın Sağlanması

• Göstergeler ve Tahminlerde Saydamlığın Sağlanması

2.4.2.1 Kurumsal Alanda Saydamlığın Sağlanması

Kamu sektöründe görev ve sorumlulukların açıkça tanımlanmasından sonra, bu

görev ve sorumlulukları yerine getiren devletin çeşitli organları arasında

Page 36: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

23

koordinasyonun sağlanması ve bu ilişkilerden doğan faaliyet sonuçlarının saydamlık

ilkesi gereği açıkça kamuoyuna duyurulması gerekmektedir. Bu kapsamda, devletin

Merkez Bankası ve kamu bankalarının mali nitelikteki işlemleri de kamuoyuna

açıklanmalıdır (Hürcan, 1999, 14).

Tablo 1: Kurumsal Alanda Saydamlığın Sağlanmasına

Yönelik Yapılması Gerekenlerin Özeti

Genel Yapı ve Fonksiyonları

•Kamu ve özel sektör arasında fonksiyonların dağılımı açıkça belirlenmiş olmalıdır

•KİT’ler ve mali kurumların faaliyetleri ile devletin işlemleri arasındaki sınır iyi

belirlenmelidir. Ayrıca, bu kurumlarla olan ilişkilerden doğan yarı mali nitelikteki

işlemlerin ve hükümetin banka kurtarma operasyonlarının maliyetleri hakkında

kamuoyu aydınlatılmalıdır.

•Bütçe dışı operasyonların nedenleri ve büyüklükleri hakkında açıklamalar

yapılmalıdır.

•Hükümetin faaliyetleri hakkında, geniş yetkileri ve otoritesi olan bağımsız gözden

geçirme komiteleri kurulmalıdır.

Bütçe Süreci

•Taslak bütçede, mali hedefler ve öncelikler konusunda detaylı açıklamalara yer

vermelidir.

•Açık tartışma ortamı yaratılmalıdır.

•Saydam uygulama ve kontrol olmalıdır.

•Performans ve mali denetime ilişkin sonuçların kamuoyuna duyurulması

gerekmektedir.

Vergi Düzenlemeleri

•Vergi düzenlemelerinin yasal dayanağı olmalıdır.

•İdari kurallar, vergi ödeyicilerin hak ve yükümlülükleri ve vergi dairelerinde

çalışanların çalışma düzeni açık ve anlaşılır olmalıdır.

•Vergi harcamalarının tahminine ilişkin veri olmalıdır.

Finansman Operasyonları

•Kamu açığının finansman kaynakları ve bunlara ilişkin vade ve faiz yapısı kamuya

duyurulmalıdır.

Page 37: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

24

•Hükümetin kredi vermesinde ekonomik kriterlerin yanında politik kriterlerin de

belirlenmesi gerekmektedir.

Düzenleme

•Yasal ve idari düzenlemelerde sürecin açık olması,

•Basit ve anlaşılır ilke ve uygulamalar içermesi gerekmektedir.

Kaynak: Kopits G. and Craig J. (1998), Transparency in Goverment Operations IMF

Occasional Paper, no: 162

Mali yönetimde saydamlığın desteklenmesi açısından yasal ve yönetsel

düzenlemelerde; bütçe ve bütçe dışı aktivitelerin çerçevesi iyi tanımlanmalı, tüm

vergilerin yasal bir dayanağı olmalı ve kamu çalışanlarının davranışlarının ahlaki bir

sınırı olmalıdır. Mali yönetim bütçe ve bütçe dışı faaliyetlere uygulanan etkili yasal ve

idari kurallarla idare edilmelidir. Bütçenin etkinliği yasal dayanağının kuvvetli

olmasına bağlıdır. Bütçeler tüm merkezi hükümetin işlemlerini kapsamalı, brüt bazda

göstermeli ve bütçe yönetiminde etkili bir güce sahip olmalıdır (Atiyas ve Sayın,2000,

34).

Tablo 2: Saydamlık Düzenlemelerinin Özellikleri

•Düzenlemeler, açıkça ifade edilmiş, kolay anlaşılabilen, tutarlı ve yasal dayanağı

olan politika hedeflerini içermelidir.

•Yeni düzenlemelere karar verilmeden önce söz konusu değişikliğin fayda maliyet

analizleri, muhtemel etkileri ve bu elde edilen sonuçların diğer müdahale araçları

ile karşılaştırılmaları yapılmalıdır.

•Düzenlemelere başvuranlar için prosedürler, herkese açık ve eşit olmalıdır.

•Düzenleyici otoriteler arasında çakışan sorumluluklar en aza indirilmelidir.

•Düzenlemeler ve bunların etkileri periyodik olarak gözden geçirilmeli ve raporlar

halinde yayınlanmalıdır.

Kaynak: IMF, Manual on Fiscal Transparency 1998

2.4.2.2 Kamu Hesaplarında Saydamlığın Sağlanması

Kamu hesaplarında saydamlığın sağlanması için hesapların kapsamı, bütçe

verilerinin IMF’nin GFS (Government Finance Statistics) el kitabında General

Government olarak tanımlanan, merkezi hükümet bütçesinin yanı sıra sosyal güvenlik

Page 38: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

25

ve bütçe dışı tüm fonları da kapsayacak şekilde, kamunun ticari faaliyetler dışındaki

tüm faaliyetlerini içermelidir. Bunun yanı sıra, daha önce de belirtildiği üzere yarı

mali nitelikteki işlemlerin de hesaplara dahil edilmesi gerekmektedir (Hürcan, 1999,

17).

Tablo 3: Sınıflandırma, Muhasebe, Mali ve Finansal Raporlama

Finansal Raporlama

Hükümet tarafından konsolide pozisyonu veya belirli bir fonun finansal

performansını görmek üzere nakit veya yarı nakit bazda yoğunlaşılmaktadır. Bu

sistemin amacı ekonomik performans hakkında tüm olarak bilgi edinebilmektir.

Muhasebe sistemi borçlanmanın kaynağını göstermek zorunda olmadığı gibi

değerleri de net olarak göstermektedir

Mali Raporlama

Mali raporlamanın ve GFS’ nin de temel olarak vurguladığı nokta hükümetin

faaliyetlerinin ekonominin geri kalanına etkileri raporlamaktır. Şu andaki GFS

nakit bazda olduğundan finansal piyasalara, ödemeler dengesine etkileri iyi bir

şekilde izlenmektedir.

Sınıflandırma ve Muhasebe Sistemleri

Yukarıda açıklanan iki çeşit raporlama da saydamlık açısından önemlidir. Kayıt

etme ve raporlama, ister nakit ister tahakkuk bazda olsun, iyi dizayn edilmiş ise

hem finansal raporlamanın hem de mali raporlamanın ihtiyaçlarını karşılayacaktır.

Tahakkuk Bazda Kayıt Tutma

Hem mali hem finansal raporlamada nakit bazlı muhasebenin yarattığı kısıtlar

tahakkuk bazlı muhasebeye doğru geçişe neden olmaya başlamıştır. Harcama

emanetleri, gerçekleşmesi beklenen yükümlülükler ve nakit dışı operasyonlar,

ekonomide, nakit bazda muhasebe kaydından önce etki yaratmaktadır. Bu etkiler

tahakkuk bazlı muhasebede ve makro ekonomik politikalar üretilmesinde dikkate

alınmaktadır. Tahakkuk bazlı muhasebe hükümetlere kaynakları ne kadar etkin

kullandığı, yönetimin etkinliği hakkında bilgi vermektedir.

Kaynak : IMF , Manual on Fiscal Transparency 1998

Devletin yükümlülükleri tanımlanırken, geleceğe ilişkin olarak taahhütler ve

gerçekleşmesi muhtemel yükümlülükler de bu kapsamda ele alınmalıdır. Taahhütler,

Page 39: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

26

devletin yatırımına ilişkin işlemlerden ve cari işlemlerinden kaynaklanabilmektedir.

Gerçekleşmesi muhtemel yükümlülükler ise, Hazine’nin verdiği garantili borçlar,

mevduatlar için verilen Hazine garantileri, şirket kurtarma operasyonları olarak

sıralanabilir. Bu tür yükümlülüklerin raporlanması gerekmektedir (Hürcan ,1999, 19).

Saydamlık ilkesi devletin gelir ve giderlerinin sınıflandırılmasının da analitik

bilgi verecek düzeyde gelirlerin alt detayı bulunmalı, harcamalar GFS’ de belirtilen

ekonomik ve fonksiyonel sınıflandırmaya göre gruplandırılmalıdır.

Tablo 4: Muhasebe Sisteminde Saydamlığın Sağlanmasına

Yönelik Yapılması Gerekenlerin Özeti

Kapsam

•Devletin tüm fonksiyonlarını kapsamalıdır. Kamu kesimi genel dengesindeki tüm

kurumları kapsamalıdır.

•KİT’lerin ve kamu bankalarının yarı mali nitelikteki işlemlerini kapsamalıdır.

Kayıt Tutma Esası

•Tahakkuk bazlı kayıt tutma esası (emanetlerdeki değişim, borçlanmanın iskonto

edilmiş maliyeti ve ayni işlemler kapsanmalıdır.)

•Buna ek olarak nakit bazda kayıtlar da bulunmalıdır.

Değerleme ve Tanımlama

•Devletin varlıklarının ölçülmesi(yatırımları ve amortismanları kapsayacak)

•Devletin yükümlülüklerinin ölçülmesi

•Taahhütler ve gerçekleşmesi muhtemel yükümlülükler hakkında bilgi

•Net değerin tahmini

Sınıflandırma

•Gelirin alt dağılımı

•Harcamaların fonksiyonel ve ekonomik sınıflandırmaya göre dağılımı, finansmana

ilişkin olarak stok ve borçlanmanın vade, faiz ve kreditörlere göre alt dağılımıdır.

Kaynak: Kopits G. , and Craig J. , (1998) Transparency in Goverment Operations,

IMF Occasional Paper, no: 162

Page 40: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

27

2.4.2.3 Göstergeler ve Tahminlerde Saydamlığın Sağlanması

Mali dengenin doğrudan bir göstergesi olarak kabul edilen gelir ve gider farkını

içeren dengenin (Overall Balance: GFS’ teki gelir eksi gider eksi kredilerden geri

dönüşlerin düşülmüş hali) yanı sıra saydamlığı sağlamak üzere daha detaylı bilgileri

içeren göstergelere ihtiyaç duyulmaktadır. Bunlardan;

•Cari Dengede: Kamunun ulusal tasarruflar üzerindeki etkisinin gösterilmesi

amacıyla işlemlerin cari ve sermaye bazında ayrılmış olması gerekmektedir. Bu

kamu yatırım harcamalarının tatmin edici bir şekilde hesaplanmasını

gerektirmektedir.

•Birincil Denge:Gelir ve faiz dışı giderler arasındaki farkı göstermekte, böylece

kamuyu borçlanma politikalarında borçlanmayı azaltma ve istikrar kararları almaya

yöneltmektedir.

•Operasyonel Denge:Yüksek enflasyon ve borçlanma ile karşı karşıya bulunan

ülkelerde, nominal faizlerden enflasyonun etkisinin arındırılıp reel olarak gösterilmesi

ile hesaplanmaktadır ( Kızıltaş, 2001, 30).

Tablo 5 : Verilere İlişkin Gerçekleşmeler ve Projeksiyonlarda Saydamlığın

Sağlanmasına Yönelik Yapılması Gerekenlerin Özeti

Doğrudan Göstergeler

•Genel Denge; operasyonel denge, birincil denge ve cari denge ile birlikte

yayınlanmalıdır.

•Net Değer, hesaplama tahmini ile birlikte brüt ve net bazda stok verileri

yayınlanmalıdır.

Analitik Göstergeler

•Yapısal ve Düzeltilmiş Denge: Bütçe dengesinin dönemsel dalgalanmaların ve

dışsal şokların etkisinden arındırılması ile elde edilen büyüklük

•Sürdürülebilirlik Hesaplamaları ( gelecekteki faiz ve büyüme varsayımlarından

yola çıkarak borçlanmada istikrarı sağlayacak birincil dengenin hesaplanması)

•Emeklilik fonları gibi yükümlülüklerin net bugünkü değer hesaplamaları

•Kuşak hesaplamaları

Kısa ve Orta Vadeli Tahminler

Page 41: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

28

•Politik tahminlerle temel tahminlerin ayrılması

•Makroekonomik tahmin ve parametrelerin açık ve gerçekçi olması

Uzun Vadeli Senaryolar

•Temel senaryolarla düzeltilmiş senaryoların birbirinden ayrılması

•Makroekonomik tahminlerin ve demografik trendlerin açık ve gerçekçi olması

Kaynak : Kopits G. , and Craig J. , (1998) Transparency in Goverment Operations,

IMF Occasional Paper, no: 162

Klasik bütçe açığı tanımlarının kamu mali politikalarının oluşturulması sırasında

yeterli bilgi üretememesi nedeni ile kamu açığının daha kapsamlı tanımlanması

gerekmektedir. Net değer kavramı ile, klasik bütçe açığı tanımlarında içerilmeyen

dolayısıyla da tüketim kalıpları değişmeden düşükmüş gibi gösterilen bütçe açığı

ölçülmeye çalışılmaktadır. Klasik bütçe açıklarında hükümetler, bütçe hedeflerini

tutturabilmek için varlıklarını özelleştirerek ya da gerçekleşmesi muhtemel

yükümlülüklerini arttırarak açığını düşükmüş gibi göstermektedir. Bugünün bütçe

açığı görünür de azalmışken, geleceğe yönelik kamu kesimi net değeri azalarak daha

büyük mali ve sosyal problemlere yol açılabilmektedir (Easterly ,1998, 32)

Bunların hesaplanmasının yanı sıra gelecekteki emeklilik ödemelerinin bugünkü

değerinin hesaplanması yoluyla da yürürlükteki politikaların sürdürebilirliğine karar

verilmelidir. Bu oranlar sürdürülemez olduğunda yapısal reformlara öncelik

tanınmalıdır. Aynı zamanda uygulanan politikaların gelecekteki nesillere etkilerinin

ölçülmesinde gelişmiş ülkelerde nesilsel muhasebe yöntemi geliştirilmiştir. Devletin

yayınlaması gereken verilerden biri de, vergi harcamalarıdır. Bu büyüklük, vergi

indirimleri sayesinde bazı kesimlere yapılan transfer ödemesi gibi düşünülüp, kamu

oyuna ve meclise rapor edilmelidir. Mali riskler pek çok riskle karşı karşıyadır. Bu

riskler de bütçe ile birlikte meclise sunulmalıdır. Tablo 6 mali riskler belgesinin neler

içermesi gerektiğini göstermektedir (Hürcan ,1999, 23).

Tablo 6 : Mali Riskler Belgesi

Bu belgeler yıllık bütçelerle beraber sunulmalıdır. Konsolide bütçe içindeki gelir ve

gider tahminlerinin etkilenebileceği pozitif veya negatif yöndeki riskleri

Page 42: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

29

içermektedir. Bu tür belgelerin içermesi gerekli riskleri şöyle sıralayabiliriz

•Temel varsayım tahminlerindeki sapmalar

•Belirli harcama taahhütlerinin büyüklüğünün tahminindeki belirsizlikler

•Gerçekleşmesi muhtemel yükümlülükler

•Büyüklük ve zamanlama açısından bütçeye giriş veya bütçeden çıkışı kesinlik

kazanmayan gelir ve giderler

Kaynak : IMF , Manual on Fiscal Transparency 1998

2.4.3 Mali Sorumluluk

Sorumluluk ilkesi genel anlamda, karar vericilerin performanslarının

ölçülmesini ifade etmektedir. Bu aynı zamanda belirli performans kriterlerine göre

uygulama sonuçlarının değerlendirilmesini içermektedir. Mali reformların getirdiği

anlayış çerçevesinde, yöneticiler yetkilerini herhangi bir müdahale olmaksızın

kullanmalıdır. Bu sağlandığı taktirde yetkililer uygulama sonuçlarından sorumlu

tutulmalıdır (Yılmaz (b), 1999, 27).

Bütçe hazırlama ve uygulama sürecinde birçok OECD ülkesi ön denetimleri

azaltarak yöneticilere uygulamalarında esneklik sağlaması ve ortaya çıkan sonuçların

dikkate alınarak değerlendirilmesini benimsemiştir. Bu yetkiyi kullanan yöneticilerin

performans sözleşmelerine tabi tutulması ile sağlanmıştır. Önemli olan ortaya

çıkarılan kamu hizmetinin, kaynakların etkin kullanımı ve verimlilik ilkelerine göre

gerçekleştirilmesidir (Hürcan ,1999, 26).

2.4.4 Hesap Verebilirlik

Tevdi edilen sorumluluğun karşılığını verme yükümlülüğü olarak tanımlanan

hesap verme sorumluluğu, geleneksel çerçevede, sorumluluğun devri ve yanlış

yapılan işin cezalandırılması olarak algılanmaktadır. Bu görüşün aksine, modern

kamu yönetimi literatürü hesap verme sorumluluğunun daha çok teşvik edici

olduğunu vurgulamakta, bu çerçevede hesap verme sorumluluğunu başarıyı ve

hizmeti göstermenin , performansı artırmanın fırsatı olarak görmektedir. Bu bakış

açısıyla hesap verme sorumluluğu kavramı, performans sorumluluğunun

üstlenilmesini ve performansın kanıtlanmasını içermektedir (Bor, 2000, 117)

Page 43: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

30

Hesap verme sorumluluğu, her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve

kullanılmasında görevli ve yetkili olanların, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve

hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden,

raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından

sorumlu ve yetkili kılınmış mercilere hesap vermek zorunda olmasıdır (Polat, 2002,

71).

Hesap verme yönetim olgusunun özünde vardır ve bu nedenle de kaynakları

yöneten her kişi ve örgütsel birimin en temel yükümlülüğüdür. Muhasebeciler kaynak

kullanımı gerektiren işlemleri belgelendirmek ve kaydetmekten ve bu işlemleri

özetleyen mali raporları hazırlamaktan sorumludurlar. Bu nedenle muhasebe, bir çok

kaynağın kullanıldığı mali hesap verme süreci için temel bir unsur olma özelliğini

taşır. Kamu yönetiminde mali hesabın tutulması ile birlikte bütçeleme ve denetim

hesap verebilirliğin temel öğelerini oluşturur (Gören, 2000, 119).

Kamu yönetiminde şeffaflık ve hesap verme yükümlülüğü karşılıklı etkileşim

içinde olan kavramlardır. Yani yönetimde şeffaflığı sağlayabilmek için etkili ve iyi

işleyen hesap verme süreçlerine; hesap verme süreçlerinin etkili ve iyi işlemesi içinde

açık ve şeffaf mali politikalara ihtiyaç vardır. Bu nedenle sağlam bir hesap verme

yükümlülüğü şeffaflığı sağlamanın vazgeçilmez bir aracı; şeffaflık da hesap verme

yükümlülüğünün layıkı veçhile yerine getirebilmenin olmazsa olmaz bir ön

koşuludur. Esasen hesap verme yükümlülüğü, kamu fonlarının kullanımına açıklık

getirme, yani bu alanda şeffaf olma zorunluluğudur. Etkin hesap verme

yükümlülüğünün göstergeleri de;

•Görev ve sorumluluklarda netlik

•Performans beklentilerinde açıklık

•Beklentiler ve kapasiteler arasındaki denge

•Raporlamanın inanılırlığı

•Revizyon ve düzeltmelerin kabul edilebilirliği

olarak sıralanabilir. Bu ilkelerden her biri etkin hesap verme yükümlülüğünün değişik

bir özelliğini yansıtırlar ve tümü bir arada kamu yönetimindeki yeni gelişmelere ve

hizmet ifa şekillerine daha kolay cevap verebilen bir hesap verebilirlik anlayışı

yaratırlar (Gören, 2000, 120).

Hesap verme sorumluluğun üç boyutu bulunmaktadır.

Page 44: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

31

•Siyasal Hesap Verme Sorumluluğu: Yürütmenin parlamentoya karşı

sorumluluğu

•Yönetsel Hesap Verme Sorumluluğu: Kamu yöneticilerinin bağlı ya da ilişkili

olduğu bakanlarına karşı sorumluluğu

•Vatandaşa Yönelik Hesap Verme Sorumluluğu: Hem parlamentonun hem de

bütünüyle devletin vatandaşına karşı sorumluluğu (Polat, 2002, 71).

Page 45: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

32

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

“Bütçe denkleştirilmeli, devlet borcu azaltılmalı,

devlet yöneticilerinin haddini bilmezliği ıslah ve kontrol edilmelidir.”

Marcus Tellius Cicero

MALĠ DĠSĠPLĠNĠN SAĞLANMASINDA UYGULANAN

MALĠ KURALLAR

Bu bölümde, mali kuralların ne anlama geldiğini ve mali kuralların ortaya çıkış

sürecinde neler olduğu üzerinde durulmaktadır. Bunların yanı sıra hükümetlerin yani

iktidarların ellerinde bulunun sınırsız gücün sınırlandırılması çerçevesinde mali

disiplinin sağlanması için belli başlı mali kuralların neler olduğunu ve bu kuralların

ortaya çıkmasında etkili olan nedenler üzerinde durulmaktadır. Hükümetleri sınırlayan

bu mali kuralların iktidarlar tarafından delinmesinin engellenebilmesi için bu mali

kuralların nasıl düzenlenmesi gerektiği konusunda da çalışmada yer bulmuştur. Son

olarakta ülkelerin mali disiplini sağlamasında en önemli mali aracı olan bütçelerin

uygulanması sürecinde mali disiplinin sağlanması için neler yapılması gerektiği

üzerinde ayrıntılı olarak bilgi verilmeye çalışılmıştır.

3.1 Mali Kuralların Tanımı

Son yıllarda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin mali yapılarında görülen

bozulmalar, literatürde mali politika kuralları (Fiscal Policy Rules) olarak bilinen ve

mali disiplinin yasal ve anayasal yollarla sağlanması şeklindeki fikirlerin ortaya

çıkmasına, dolayısıyla bu fikirlere olan ilginin giderek artmasına neden olmuştur.

Mali kuralların temelinde, genel olarak makro ekonomik istikrarın sağlanması, mali

ve iktisadi politikaların desteklenmesi, uygulanan politikaların negatif etkilerinin

ortadan kaldırılması ve kredibilitenin arttırılması amaçları yer almaktadır. Anayasal

ve yasal temele dayanan mali kurallar, mali disiplinin sağlanmasında gerekli olan

temel unsurlardan birisidir (Günay ve Özen, 2002, 1).

Mali kurallar, makro ekonomik anlamda, mali performans göstergelerine kalıcı

olarak getirilen sınırlamalar veya oranlar olarak tanımlanabilir. Daha dar bir tanımı

ise, hem bütçe tahminlerine hem de bütçe uygulamalarına uyumun yaptırımlara tabi

olmasını gerektirir. Bu kuralların başlıcaları; denk bütçe kanunları, borçlanmaya, borç

Page 46: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

33

stokuna ve rezervlere ilişkin sınırlamalar içeren kurallardır. Tablo 7 de başlıca mali

kuralların neler olduğu gösterilmektedir (Hürcan, 1999, 29).

Tablo 7: Başlıca Mali Kurallar

Denk Bütçe veya Açığa iliĢkin Kurallar

•Bütçe gelir ve giderlerinin birbirine eşit olması veya bütçe açığının GSYİH’ nin

belli bir oranında sınırlandırılması,

•Yapısal olarak düzeltilmiş gelir ve giderin birbirine eşit olması,

•Cari gelirlerin ve cari giderlerin birbirine eşit olması (sadece sermaye

harcamalarının finansmanı için borçlanmaya izin verir).

Borçlanmaya ĠliĢkin Kurallar

•Hükümetin yurtiçi kaynaklardan borçlanması üzerine getirilen yasaklamalar

•Hükümetin merkez bankası kaynaklarından borçlanması üzerine getirilen

kısıtlamalar veya bu tür borçlanmaların geçmiş gelir ve giderlerin belli bir oran ile

kısıtlanması

Stok ve Rezerve ĠliĢkin kurallar

•Stok yükümlülüklerinin GSYİH’ nin belli bir oranında sınırlandırılması

•Bütçe dışı fon rezervlerinin (sosyal güvenlik fonları gibi) yıllık prim oranlarının

belli bir oranında hedef stok tutmalarının öngörülmesi

Kaynak : Kopits G. ,and Symansky S. , 1998, Fiscal Policy Rules , IMF Occasional

Paper, No: 162

Mali kuralların yasal dayanağı çeşitli biçimlerde olabilmektedir. Anayasalar,

yasalar, politik tedbirler veya uluslararası anlaşmalar ile bu kurallar tesis

edilebilmektedir. Ülkeler tarafından uygulanacak yasal mali kriterler, o ülkelerin

geleneklerine ve yasal teamüllerine bağlıdır. Genellikle anayasal düzenlemelerin

yaptırımının daha güçlü olduğu bilinmektedir. Ancak bazı ülkelerdeki yasaların, hatta

alınan bir takım politik tedbirlerin bile, anayasal düzenlemelerdeki gibi aynı yaptırım

gücüne sahip olduğu görülebilmektedir (Günay ve Özen, 2002, 1).

Mali kuralları gerektiren sebeplerin başında, mali disiplinsizliğin kaynağını

oluşturan miktarı büyük boyutlara varan bütçe açıkları ve buna bağlı olarak ortaya

çıkan ve gittikçe yükselen Borç/GSMH oranı gelmektedir. Bu nedenle yasamanın

Page 47: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

34

yürütmeyi denetlemesinde son yıllarda kullanılan en önemli araçlardan biri , özellikle

bütçe açığı ve kamu borçları ile ilgili yasal sınırlamalar getirilmesidir. OECD’ye üye

ülkelerde bütçeye getirilen yasal sınırlamalar bütçe reformlarında büyük önem

taşımaktadır (Günay ve Özen, 2002, 2).

3.2 Mali Kuralların Ortaya ÇıkıĢ Süreci

Kamu sektörünün büyümesiyle ortaya çıkan sorunlar karşısında politik ve idari

süreçlerde oluşan kamusal tercihleri tam anlamıyla yansıtmayan politikalardan

vazgeçilmesi gereği özellikle 1970’lerin başında ortaya çıkan petrol şoklarının da

etkisi ekonomileri yeniden yapılanma sürecine itmiştir. Bununla birlikte mali sürece

ilişkin başarısızlıkların giderilmesi için, ekonomik etkinlik ve rasyonalite kavramları

ön plana çıkmıştır. Bu teşhislere dayalı olarak kamu ekonomisindeki genişlemenin

sınırlandırılmasına yönelik kurumsal değişmeler bir enstrüman olarak kabul

edilmiştir. Bu anlamda özellikle A.B.D, İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde ekonomide

daha liberal eğilimlerin ortaya çıkması ve aşırı büyüyen bütçe harcamaları ve

açıklarının durdurulması gereği çok tartışılan konular olmuştur. Devletin bir

“Leviathan” olarak görüldüğü anlayış ve zulmedici devletten iyilik sever refah devleti

anlayışına geçiş sağlanmıştır (Musgrave, 1981, 71) .

Kamu sektöründeki bu aşırı genişlemenin önüne geçebilmede, kamu

sektöründeki yeniden dağılım politikalarının optimal seviyesinin belirlenmesi devletin

harcamalarının kısılması veya belirli bir sınırlama getirilmesi de önemli olmaktadır

(Musgrave ,1981, 72).

Görüleceği üzere kamu maliyesi teorisinde tartışılan temel konular itibariyle

bakıldığında kamu sektöründeki aşırı büyümenin kamu bütçe harcamalarının

büyümesi ile karakterize edildiği ve bu büyüme sonucunda da gerek yerel seviyede ve

gerekse merkezi idare harcamalarının büyüdüğü ifade edilmektedir. Nitekim gelişmiş

batı ülkelerinde 1970’li yıllardan sonra kamu sektörü politikalarına bir sınırlama

getirilmesi arayışı olsa da kamu finansal açıklarının frenlenemediği görülecektir. Esas

itibariyle kamu finansman açıklarının büyümesindeki birçok faktörün etkili olduğu

bilinmektedir. Sosyal güvenlik sisteminin sorun halini alması, tarımsal destekleme

Page 48: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

35

politikalarının bütçe üzerindeki yükünün artması, transfer harcamalarının bütçe

üzerindeki yükünün artış harcamalarının büyümesinin önemli sebepleridir. Bu

anormal bir biçimde büyüyen bütçe açıkları borç yükünün temel belirleyicileri

olmakta, harcamaların finansmanında vergi yükünün yükselmesini beraberinde

getirmektedir. 1973 yılında petrol fiyatlarının ani yükselmesi karşısında gelişmiş

birçok ülke bu gelişmeye karşı hızlı tedbir alamadığı için üretim maliyetleri ve enerji

maliyetlerinin yükselmesi ekonomik durgunluğun ortaya çıkmasına ve reel gelirin

düşmesine neden olmuştur (Sakal, 2003, 4). Bu gelişmeye karşı hızlı karar alamayan

hükümetler krizin etkisini hafifletebilmek için istikrar programı uygulamaktan ziyade

borçlanma yolunu tercih etmişlerdir. Aynı dönemde yüksek harcama eğilimlerinin

sürmesi daha yüksek dış borçlanma ihtiyacını doğururken, aynı zamanda iç borçlanma

ve genişletici para politikalarının uygulanması sonucunu doğurmuştur (Sakal ,2003,

5).

3.2.1 GeliĢmiĢ Ülkelerde Mali Kuralların Ortaya ÇıkıĢ Süreci

1970’ li yıllarda arka arkaya gelen petrol krizleri, yapısal sorunlar, gelişmekte

olan ülkelerin kalkınma sorunları ve dışa açık büyüme stratejileri giderek dünya

ekonomisine entegre olma çabalarını arttırmıştır. Ancak bu ülkelerde borçların aşırı

derecede yükselmesi genelde sermaye ihraç eden ülkeler durumundaki gelişmiş

ülkeleri de önemli ölçüde etkilemiştir. Bu gelişmelerin sonucu olarak 1980’ lerin

başlarında dünya ekonomisinin yapısını değiştiren benzeri görülmemiş uluslararası

dengesizlikler ortaya çıkmıştır. Bu gelişmelerden başta ABD ekonomisi olmak üzere

çoğu sanayileşmiş ülke etkilenmiştir. II. Dünya savaşı sonrası dünya ekonomik ve

mali sistemini kuran ABD kamu açıklarının aşırı yükselmesi ile ortaya çıkan

borçlanma sonucunda dünyanın en çok borçlu ülkesi konumuna gelmiştir. Buna

karşılık son 30-40 yıllık gelişme seyri içerisinde dünyanın ikinci büyük ekonomisi

haline gelen Japonya ise en çok alacaklı ülke haline gelmiştir (Sakal ,2003, 6).

Bu gelişmeler karşısında 1970’li yılların kamu maliyesindeki dengesizliklerini

aşmaya çalışan gelişmiş ülkeler bir taraftan da 1980’ li yılların başlarından itibaren

kendisini göstermeye başlayan borç krizi dolayısıyla bu ülkelerdeki mali kesim derin

bir kriz belirsizliği içerisine girmişlerdir. Zaman içerisinde ekonomik durgunluğun bir

Page 49: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

36

türlü aşılamaması kamu açıklarını büyütmüş, uluslararası beklenmedik gelişmeler

hükümetler üzerindeki baskıların artmasıyla sonuçlanmıştır. Mali açıkların uzun

dönemde ekonomik durgunluğun en önemli belirleyicisi olacağını politikacılar tahmin

edememiş ve bu açıkların etkileri hakkında herhangi bir politika arayışı içerisinde

olmamışlardır. Bu alanda ekonomist ve akademisyenlerin uyarılarına rağmen ortaya

çıkan gelişmelere kayıtsız kalındığı görülmüştür. Özellikle devletin ekonomik ve

sosyal fonksiyonlarının yeniden belirlenmesi yönünde bir tavır içerisinde olunmamış,

devletin gelir garantileri, yeniden dağılım politikaları, kamu personel istihdamındaki

artışlar ve mali alandaki devlet müdahaleleri daraltılmamıştır (Sakal ,2003, 7).

Esas itibariyle burada üzerinde durulması gereken temel konular; kamu

açıklarının genişleme sürecini devam ettirmesi ve yapısal nitelik kazanması,

ekonominin büyüme oranının düşmesi veya yavaşlaması ve reel faiz oranlarının

yüksekliğidir. Bu koşullar altında her yıl büyüyerek genişleyen kamu açıklarının

kümülatif etkisi, kamu borçlarının artışı ve borçların GSYİH’ ya oranının artış

anlamına gelir ki, bu gelişme de mali disiplinin bozulmasının en önemli

göstergelerinden birisi olmaktadır. Nitekim kamu finansman açıklarının büyüklüğü ve

reel faiz oranlarının kamu borçlarındaki artışların en temel belirleyicisi olmaktadır

(TÜSİAD, 1996, 74).

3.2.1.1 Amerika BirleĢik Devletleri

ABD’de federal bütçe açığı 1960’ lı yıllarda GSYİH’ ya oran olarak % 1’ in

altında gerçekleşirken zaman içerisinde artarak 1970’ li yılların sonunda % 3’ e

ulaşmıştır. Daha sonraki yıllarda izlenen politikalar sonucunda federal bütçe açığı

1983-1985 döneminde en yüksek tarihi değerini alarak % 4,9’ a ulaşmıştır. Bütçe

açıklarının azaltılması ile ilgili olarak ilk yasal düzenleme 1974 yılında bütçe yasası

ile getirilmiş, Kongre’ de yapılan tartışmalarda açıkların seviyesi üzerinde daha çok

tartışmalar yapılmıştır. Bütçe uygulama tekniği açısından Bütçe Yönetim Ofisi idari

yasal düzenlemenin yapılmasını istemiştir. Bu ofis, uygulanmakta olan Planlama-

Programlama ve Bütçeleme Sisteminin açıkların azaltılmasında etkisinin sınırlı

kaldığını açıkların artışında özellikle politik baskıların etkili olduğunu öne sürmüştür.

Nitekim 1977 yılında bütün yönetim brimlerinde Sıfır Esaslı Bütçeleme Sistemine

Page 50: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

37

geçilmiş, bu sistem aracılığıyla bütün birimlerin yapacakları her yıl yeniden

belirlenerek bu birimlere fon tahsis edilmesi esası getirilmiştir. Ancak bütçe

tekniklerindeki gelişme bütçe açıklarının seviyesinin artmasını engelleyememiştir

(Petrei, 1998, 27).

ABD’ de bütçe açıklarının hızlı artışı karşısında gerek eyaletlerde ve gerekse

federal seviyede birçok çalışma ve öneri geliştirilmiştir. Bu gelişmeler karşısında

ABD’de halen eyaletlerin çoğunda denk bütçe uygulaması mevcuttur. Eyalet

anayasaları genel olarak harcama ve gelirlerin birbirine denk olmasını emretmektedir

(Petrei, 1998, 28).

ABD’de federal devletin gelir ve harcamalarının birbirine denk olması uzun

yıllardır savunulmaktadır. Federal düzeyde açıkların süreklilik kazanması neticesinde

denk bütçe ilkesinin anayasada yer alması önerilmektedir. Bu konuda günümüze

değin bir çok farklı görüş ortaya atılmıştır. Akademik alana özellikle Chicago ve

Virginia okuluna mensup iktisatçılar anayasal denk bütçe ilkesini hararetle

savunmaktadırlar (Sakal, 2003, 13).

1985 yılında bütçe açıklarının kontrolüne yönelik bir yasa kabul edilmiştir. “The

Balanced Budget and Emergency Control Act of 1985’’ adında olan yasa, genel

olarak “Gramm- Rudmann- Hollings Act’’ olarak da bilinmektedir. Bu kanundan

sonra 1987 yılında “Balanced Budget and Emergency Deficit Control Reaffirmation

Act of 1987’’ çıkarılmış ve bu kanunu “Budget Enforcement Act of 1990’’ ve daha

sonra “Omnibus Budget Reconciliation Acts’’ gibi yasal düzenlemeler takip etmiştir.

En son 1996 yılı için hazırlanan bütçe yasası “Omnibus Budget Reconciliation Bill’’

de yenilik içermektedir. Bununla birlikte muhalefetin de anayasal denk bütçe önerisini

bütçe görüşmelerinde bir model olarak öne sürdüğü görülmektedir (TÜSİAD, 1996,

75).

3.2.1.2 Yeni Zelanda

1984’ e kadar olan döneme genel hatlarıyla bakıldığında, Yeni Zelanda da

devletin ekonomideki toplam kaynakların yaklaşık % 25’ ini kullanıyor olduğu

Page 51: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

38

görülmektedir. Ama bu dönemde asıl önemli olan nokta, gerek ekonominin girişim

gerekse de düzenleyici faaliyet anlamında ekonomide kaynak kullanımının devlet

tarafından yönlendiriliyor olmasıydı. Yani ekonomik yapıda oluşan mal ve hizmet

üretimi baskın bir şekilde devletin piyasaya müdahalesi sonucu değişen göreli fiyatlar

ve karlar sonucunda belirlenmekteydi. Bu dönemde devlet bir çok mal ve hizmetin

sağlayıcısı olmasının yanında enerji, ulaştırma, tarım ve haberleşme gibi temel

sektörlerde kurmuş olduğu teşebbüsler yoluyla aynı zamanda üretici konumuna

gelmişti. Aynı durum mali sektöre bakıldığında da görülmekteydi. Şöyle ki, devlet

hem en büyük ticari bankalardan birine sahip hem de sistemdeki en büyük sigorta

şirketinin yönetiminde yer alıyordu (Yılmaz (b), 1999, 6).

1970’lerden sonra başlayan dönem Yeni Zelanda açısından performansın çok

ciddi boyutta düştüğü yıllar olarak tanımlanmaktadır. Bu gelişmelerin nedenleri dört

başlık altında toplanabilir. Bunlar;

•Dünya ticaretinde ortaya çıkan belirsizlik

•Petrol fiyatlarındaki artışlar

•İngiltere’nin Avrupa Topluluğuna girmesi

•Hükümetlerin uygulamış oldukları müdahaleci ve hatalı politikalar (Yılmaz (b),

1999, 6).

Son maddeyle ilgili olarak özellikle uygulanan teşvik ve vergi politikaları örnek

olarak gösterilmektedir. Bu döneme bakıldığında teşvik ve vergisel düzenlemelerin

ağırlıkla verimliliği düşük olan sektörlere kaynak akışını sağlayacak şekilde dizayn

edildiği görülmektedir (Yılmaz(b), 1999, 6).

İlk petrol şokunun gelmesiyle ekonomideki büyüme on yıldan fazla bir dönem

için tamamen durmuştu. Petrol şokunun yaşanmasıyla birlikte hükümet öncelikle

teşvik politikalarını kullanarak ilgili sektörleri korumaya çalışmış ve bunun

finansmanı için dışarıdan borçlanma yoluna gitmiştir. 1970-1980 arası dönemde

ortalama enflasyon oranı OECD ortalamasının yaklaşık % 50 daha fazla olmuş, bütçe

açıkları GSYİH’ nin % 9’ larına çıkmış, işsizlik % 6 gibi Yeni Zelanda halkının alışık

olmadığı bir büyüklüğe ulaşmıştı. Hükümet gelinen bu noktada 1982 den başlayarak

Page 52: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

39

1984’e kadar ücretleri, fiyatları, kiraları ve faiz oranlarını dondurmuştu (Yılmaz (b),

1999, 7).

1984 yılının ortalarında seçime gidilmiş ve önceki hükümet bu seçimlerden

belirgin bir şekilde yenik çıkmıştır. Kamu açıklarının büyüklüğü, artan dış borç yükü,

işsizlik, enflasyon gittikçe tıkanan bir ekonomik yapı içinde, hükümetin değişmesi

kriz koşullarını yaşayan ekonomide krizin gelmesini çabuklaştırmıştır. Kriz kendisini

döviz piyasasında yaşanan devalüasyon beklentili bir spekülasyon ile göstermiş,

ülkedeki döviz rezervleri tükenme noktasına gelmiş ve bir anda hükümet döviz

ticaretini geçici olarak durdurmak zorunda kalmıştır. Özellikle uzun bir süre boyunca

dış ticaret dengesinin bozulmasının sonuçlarını yansıtan bir durum ülkeyi net bir

şekilde dış borçlarını ödeyememe tehlikesi ile karşı karşıya bırakmıştır (Yılmaz, 1999

(b), 7).

Ekonomik ve sosyal reform politikaları, İşçi Partisi (1984-1990) hükümeti

tarafından hazırlanmış ve uygulanmıştır. Reformun arkasındaki temel düşünce;

devletin ekonomik yaşamda daha iyi kaynak kullanımını sağlamak amacıyla

yapmakta olduğu ve son derece karmaşık bir yapıya bürünen müdahalelerin

kaldırılması ve mümkün olduğunca piyasa kurallarının uygulanmasına geçilmesini

sağlamak olarak görülmektedir. Bu anlamda gelen reformist hükümetin uygulamaya

başladığı temel ekonomik ve sosyal politika dönüşümlerini kısaca sıralarsak;

•Bir önceki dönemde uygulamasına geçilen fiyat, ücret ve döviz ticareti ile

direkt kontroller kaldırılmış ve yabancı yatırımlar üzerindeki devlet kontrolü ile ilgili

düzenlemeler iptal edilmiştir.

•Özellikle tarım ve sanayi sektörlerine yönelik kullanılan sübvansiyonların bir

çoğu iptal edilmiştir.

•Ulaştırma, enerji gibi dış ticarete konu olmayan sektörler üzerinde devletin

düzenleyici nitelikteki geniş çaplı müdahaleleri kaldırılmıştır.

•Merkez Bankası’ nın özerkliği arttırılmıştır. (1989’ da yapılan yasal değişiklik

ile Merkez Bankası fiyat istikrarını sağlamak için kendi başına müdahale yetkisi

verilmiştir.)

Page 53: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

40

•Vergi sistemi yeniden gözden geçirilmiş ve vergi reformu yapılmıştır, bu

anlamda katma değer vergisi sisteme girmiş, vergi oranları düşürülmüş ve bütün vergi

harcamaları (muafiyet ve istisnalar gibi) uygulamalar kaldırılmıştır.

•Sosyal politika anlamında öncelikli eğitim ve sağlık sektörleri ile ilgili temel

reformlar ele alınmıştır; eğitim sektöründe okulların yönetimi öğrenci velilerinden

seçilmiş bir kurula devredilmiş ve eğitim kurumlarının finansmanı konusunda daha

farklı yöntemlerin uygulanmasına geçilmiştir, sağlık sektöründe ise ciddi bir reform

ihtiyacından hareketle özellikle sistemi merkezi bir yapıdan kurtaracak ve hizmeti

sağlayan ile finansmanı sağlayan arasındaki ilişkiyi güçlendirecek uygulamalar

başlatılmıştır (Yılmaz (b), 1999, 8).

Kamu mali sisteminin hukuki yapısı reformların başlamasıyla birlikte çıkarılan

beş kanun çerçevesinde sağlanmıştır. Bu kanunlar; Kamu İktisadi Teşebbüsleri

Kanunu (State- Owned Enterprises Act 1986), Devlet Sektörü Kanunu (State Sector

Act 1988), Kamu Finansmanı Kanunu (Public Finance Act 1989), Finansal

Raporlama Kanunu (Financial Reporting Act 1993) ve Mali Sorumluk Kanunu (Fiscal

Responsibility Act 1994) olarak sıralanabilir (Yımaz (b), 1999, 17).

3.2.2 GeliĢmekte Olan Ülkelerde Mali Kuralların Ortaya ÇıkıĢ Süreci

Gelişmekte olan ülkelerin en temel sorunları genel olarak yurtiçi tasarrufların

yeterli olmaması dolayısıyla, ekonomik kalkınmanın yurt dışı kaynaklarla finanse

edilmesi zorunluluğudur. Ancak bu ülkelerde ekonominin bünyesinden kaynaklanan

yapısal sorunlar nedeniyle dış finansman bulmada da zorluklar çekilmektedir.

Uluslararası sermaye hareketleri açısından bu ülkeler her an mali kriz içerisine

düşebilecek ülkeler oldukları için dış finansman sağlamada da ciddi sorunlarla

karşılaşmaktadır. Nitekim bu güçlükler dünya finans piyasalarında ve siyasi

çevrelerde oldukça fazla tartışılan konulardan birisini oluşturmaktadır (Nemli, 1989,

31).

Gelişmekte olan ülkelerde makro ekonomik dengesizliğin en önemli

göstergelerin den birini kamu kesim açıkları oluşturmaktadır. Geniş bütçe açıkları

aynı zamanda enflasyonist para politikasının da önemli bir aracı durumundadır. Bu

Page 54: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

41

ülkelerde, hükümetler enflasyonu önemli bir politik tercih olarak kabul etmemekle

birlikte, izlenen amaçlar parasal büyümeye bu büyümede sonuç olarak enflasyonist

baskıların artmasına neden olmaktadır (Çelebi 1998, 11). Kamu harcamalarının hızlı

büyümenin bir amacı olarak kullanılması ve kamu harcamalarının gerek kamu

istihdam politikalarının ve gerekse kamu finansman açıklarının büyümesinden

kaynaklanan artışı kamu borçlarının da aşırı büyümesiyle sonuçlanmıştır. Gelişmekte

olan ülkelerde kamu harcamaları arttığında vergilerin arttırılması ekonomik ve politik

baskılar nedeniyle pek mümkün değildir. Bütçe açıklarını finanse etmenin yolu da

para basmaktır. Bu durum başta Latin Amerika ülkeleri olmak üzere diğer gelişmekte

olan ülkelerde de göze çarpmaktadır (Sakal, 2003, 35).

Özellikle 1970’ li yıllarda gelişmiş ülkelerdeki ekonomik durgunluk gelişmekte

olan ülkeleri de çok büyük etkilemiştir. Sanayileşmiş ülkelerin dış taleplerindeki

düşme gelişmekte olan ülkelerin ihracatlarını daralttığı için döviz gelirlerinde önemli

düşmelere neden olmuştur. Bu gelişme bir taraftan dış açıkların büyümesine neden

olurken bir taraftan da kamu harcamalarının artışından kaynaklanan kamu açıkları

borçların çok hızlı bir biçimde büyümesi sonucunu doğurmuştur (Sönmez ve Gönülü,

1989, 53).

1980’ li yıllarda tüm dünya ülkeleri ekonomilerinde yeniden yapılanma arayışı

içerisine girmişlerdir. Yeniden yapılanma süreci ülkeden ülkeye farklılık göstermekle

birlikte dünya ekonomisindeki gelişmeler ülkeleri ekonomik reformlar yapmaya

zorlamıştır. Gerekli reformların yapılması ve bütün ülkelerde sürdürülebilir bir

ekonomik büyümenin gerçekleştirilmesi dünya ekonomik refahının artması için

gereklidir. 1990’ ların başlarında dünya çok hızlı bir değişim sürecinden geçmiş,

geçmişte Doğu Bloğu içerisinde yer alan ülkeler geçiş ekonomileri niteliği

kazanmıştır. Gerek dış finansman açıkları ve mali açıklarla iç içe yaşayan ülkeler ve

gerekse geçiş ekonomilerinin gelişmiş ülkelerin yaptığı reform çalışmalarını dikkatle

inceleyerek ekonomileri yeniden yapılandırmaları gerekmektedir (Sakal, 2003, 60).

Bu nedenle daha iyi yönetişim ve ekonomik göstergelerin şeffaflaşmasıyla yeni

standartlar, kodlar her ülke tarafından kabul edilmesi gereken bir zorunluluk halini

almıştır. Bunlara ilave olarak, kamu kaynaklarının yönetiminde vatandaşın gözetim ve

denetiminde olmasını sağlayacak kurumsal yapılara da ihtiyaç vardır. Mali şeffaflık

Page 55: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

42

olarak da ifade edilebilecek bu düzenlemeler kapsamında, hükümetlerin mali politika

amaçlarının ve kamu sektörü hesaplarının halka açık olması ve kamu harcamalarının

uluslararası karşılaştırmalar yapmaya uygun şekilde açıklanması gerekir (Öztürk,

2002, 29). Bununla birlikte ekonomide kamu sektörü ve özel sektör arasında bir

dengenin kurulması, mali istikrarın kalitesi, ekonomik ve politik karar alma sürecinin

sağlıklı işlemesi ve uluslararası kurumlarla ilişkilerin geliştirilmesi gerekmektedir.

Bu doğrultuda ekonomik ve sosyal reformların sivil toplum örgütleri, iş çevrelerinin

organizasyonları ve kar amacı gütmeyen kurumlar, farklı dini ve teknik gruplar ve

diğer lokal hareketlerin gelişmeleri dikkate alınarak reformların yapılması ve

kalkınmanın gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu da ekonomik, sosyal ve siyasal

kurumsal reformların gerçekleştirilmesi ve desteklenmesi ile sağlanabilmektedir.

Nitekim bu reformların gerçekleşmesi dengeli bir kamu sektörü, maliyet ve etkinliğe

dayalı harcama programları, fakirliğin azaltılması ve vergi yükünün gelir dağılımını

dengeleyici bir vergi sistemini, iyi işleyen bir piyasa mekanizmasını ve yüksek

seviyede verimli bir istihdamı gerçekleştirmek anlamına gelmektedir (Sakal, 2003,

60).

3.2.2.1 ġili

1970’ lerin başında ekonomisinde çok yüksek kamu müdahalesini yaşamış olan

Şili yüksek enflasyon ve yüksek mali açıkları birlikte yaşamıştı. 15 yılı aşkın bir süre,

yarı anayasal reformlarla Şili ekonomisinin karakteristik yapısı ve ekonomik karar

alma süreci radikal olarak değişime uğramıştır. Yeni 1980 anayasası mülkiyet

haklarını garanti altına almış ve daha ihtiyatlı bir biçimde düzenleyici olarak devletin

rolü sınırlandırılmıştır. Bütçesel prosedürler yeniden düzenlenmiş ve çoğu devlet

işlemleri daha katı kurallar altında görülebilir biçimde kontrol altına alınmıştır. Devlet

ekonominin üretici sektöründen geri çekilmiş, yardım ve sağlık sigortası sistemi

özelleştirilmiş ve sağlık ve eğitim hizmetleri desantrilize edilmiştir. Bu reformlar

vergisel ayrıcalıklara dayanan lobi faaliyetleri, sosyal çıkarlara ya da ayrıcalıklı

çıkarlar yoluyla uygulamaya konulan düzenlemeleri azaltırken, kamu hizmetlerinin

daha etkin hale getirilmesini sağlamıştır. Devlet transferleri ve müdahalelerinin

maliyetleri içsel hale getirilmesiyle bir müşteri devlet ve yetkin devlet anlayışı

Page 56: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

43

yerleştirilmiş ve bundan dolayı sağlam maliye politikası başarılabilir hal almıştır

(Sakal , 2003, 62).

3.2.2.2 Malezya

Malezya 1980’lerin başlarında diğer gelişmekte olan ülkelere benzer makro

ekonomik sorunların yaşandığı bir ülke iken, 1982’ de kamu harcamaları GSYİH’ nin

% 45’ ini kapsıyordu ve mali açık GSYİH’ nin % 17’ siydi. Kamu yatırım programı o

yıl GSYİH’ nın % 18,7 sini kapsıyordu. Daha sonraki yıllarda, hükümet bir çok kamu

teşebbüsünü özel sektöre eşit koşullarda ticari hale getirilmiş olanları özelleştirmiştir.

Ekonomi yasal-kurumsal olarak serbestleştirildi. Sermaye harcamaları dikkate değer

bir şekilde sadece 1995’ de GSYİH’ nin % 5’ i kadar düşürülmüş ve hükümet altyapı

yatırımları için geleneksel teşebbüs ve mülkleri için özel sektörü teşvik etmiştir.

Koruyucu ücret ve istihdam politikaları da ekonomide kamu harcamalarının

daraltılmasında azaltıcı bir paya sahip olmuştur. Hükümet reformları ve harcama

kesintileriyle daha dengeli bir konjonktür ve daha kolay harcama azaltmalarıyla hızlı

ekonomik büyüme sağlanmıştır. 1995’ e kadar, kamu harcamaları 1980’ lerin

başındaki seviyenin yarısına ya da diğer bir deyişle GSYİH’ nin % 22,6’ sına

düşürülmüş ve bütçe fazlası elde edilmiştir (Sakal, 2003, 65).

3.3 Mali Kuralları Ortaya Çıkaran Temel Nedenler

Yapılması gereken istikrarlı bir büyüme ve fiyat istikrarını sağlayacak şekilde

mali disiplinin sağlanmasıdır. Bu amaçla mali istikrarın, müdahaleci politikalara yer

veren yıllık veya orta vadeli bütçeler veya orta vadeli istikrar programları ile mi yoksa

alternatif olarak ekonomik gelişmelere duyarlı olarak hazırlanan ve uygulanan mali

politika kuralları ile mi daha sağlıklı olarak tesis edileceğini araştırmak

gerekmektedir. Bunu yaparken mali kuralların geliştirilmesini gerekli kılan nedenleri

incelemekte fayda görülmektedir. Bu nedenler aşağıdaki gibi sıralanabilir; (Hürcan,

1999, 34)

•Makroekonomik İstikrarı Sağlamak: Hükümetin tüm yurtiçi kaynaklardan,

özellikle de merkez bankasından borçlanmasına getirilen sınırlama ve yasaklamalar

Page 57: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

44

para yaratılmasının durdurularak enflasyonist baskıların temel kaynağını ortadan

kaldırmış ve böylece istikrar sağlanmasını kolaylaştırmıştır.

•Diğer Finansal Politikalara Yardımcı Olma: Özellikle istikrarı sağlamak için

parasal araçların kullanımı konusunda diğer finansal politikalara yardımcıdır. Bir mali

kural, bütçe açıklarının azaltılmasında otomatik stabilizatörlerin kullanımına izin

verirken, para politikası üzerindeki yükü de azaltma eğilimindedir.

•Mali Sürdürebilirlik: Mali kurallar finansal Piyasalarda makul bir reel faiz

seviyesinin sağlanmasına yardım etmeli ve özel yatırımlar üzerindeki dışlama

(Crowding Out) etkisini ortadan kaldırmalıdır.

•Mali kurallar özellikle EMU (European Monetary Union) gibi ortak para

birimine geçen ülkelerde piyasanın olumsuz reaksiyonlarını engellemeli ve meydana

gelecek negatif etkilerin önlenmesini sağlamalıdır.

•Hükümetin Kredibilitesinin Arttırılması: Finansal Piyasalarda uzun süreli

olarak güvenin tesis edilmesinde, hükümetlerin kendilerini, bütçe açıkları, borçlanma

veya borç stoku verilerinde kalıcı kısıtlamalara tabi tutması gerekmektedir. Mali

kurallar özellikle seçim öncesi dönemlerde mali disiplinin sağlanmasına zıtlık teşkil

eden harcamalar sonucu oluşan ve kısa vadeli politik kaygılardan kaynaklanan kamu

açıklarının ortadan kaldırılması veya en azından azalmasına yardım eder.

Mali kuralları ortaya çıkaran nedenler sıralandıktan sonra bu kurallarla

ulaşılmak istenen hedeflere ulaşabilmek için bu mali kuralların dayanak noktalarının

iktidardaki siyasileri bağlayıcılığı olmalı ki siyasilerin keyfi uygulamaları sonucunda

bu kuralların delinmesini engellenebilmedir. Bu açıdan baktığımızda genellikle

gelişmiş ülkelerde mali kurallar “Yasa” olarak düzenlediğini görülmektedir.

3.4 Mali Kuralların Düzenlenmeleri

Son yıllarda birçok ülke, yasal ya da anayasal düzenlemelerle kamu maliyesi

otoritesinin bağımsızlığını kısıtlayıcı yönde uygulamalara geçti. Buna bağlı olarak,

bütçe açıkları ve kamu borçlanmasında bütçe mevzuatı ve diğer yasal düzenlemelerin

rolü üzerine yapılan araştırmalarda belirgin bir artış görülmektedir.

Page 58: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

45

Mali kuralların yasal dayanağı çok çeşitli olabilmektedir. Anayasalar, yasalar,

düzenlemeler, politika tedbirleri veya uluslararası anlaşmalarla düzenlenebilir. Bu

ülkelerin yasal kriterleri, gelenekleri ve düzenlemelerine bağlıdır. Anayasal

düzenlemelerin yaptırımının daha güçlü olduğu bilinmektedir. Fakat bazı ülkelerde

yasaların ve hatta politika tedbirlerinin aynı yaptırım gücüne sahip olduğu

görülmektedir (Hürcan, 1999, 36).

Amerika Birleşik Devletlerinde Federal Bütçe açığının azaltılması ya da

tamamen giderilmesi amacına yönelik olarak; 1985 yılına “Gramm-Rudman-Hollings

Act’’ daha sonra da “Budget Enforcement Act’’ ve “Ombinus Budget Reconciliation

Act’’ gibi yasal düzenlemeler uygulamaya konulmuştur (Corsetti and Roubini çev.

Egeli, 2003, 57).

Avrupa Birliği’ ne üye ülkelerin imzaladıkları Maastricht Anlaşması, üye ülke

hükümetlerinin iktisat politikaları üzerindeki yetkilerini belirli kriterler çerçevesinde

sınırlamıştır. Ekonomik ve parasal birlik için üzerinde uzlaşılan kriterlere göre birliğe

üye ülkelerde bütçe açıklarının GSYİH’ ye oranı % 3’ den; toplam borçların GSYİH’

ye oranı % 60’ dan fazla olmayacaktır. Birliğe üye ülkeler enflasyon ve uzun vadeli

devlet tahvillerine ödenen faiz oranı konusunda da sınırlamalara tabidir. Maastricht

anlaşması da bir tür ekonomik anayasa görünümündedir. Amaç hükümetlerin

makroekonomi yönetimindeki keyfiyetine son vermek, mali ve parasal disiplini

sağlamaktır (Aktan Coşkun Can, “Devlette Mali Disiplinsizlik Sorunu”, 3).

Mali disiplini sağlamak üzere yasal düzenlemeleri yapan ülkelerden Yeni

Zelanda’da Kamu İktisadi Teşebbüsleri Kanunu (State- Owned Enterprise Act -1986),

Devlet Sektörü Kanunu (State Sector Act-1988), Kamu Finansman Kanunun (Public

Finance Act-1989), Finansal Raporlama Kanunu (Financial Reporting act-1993) ve

Mali Sorumluluk Kanunu (Fiscal Responsibility Act-1994) olarak sıralanabilir

(Yılmaz (b), 1999, 17).

Hollanda ve Endonezya, mali kuralların politika tedbirleri ile uygulamasına

örnek teşkil eden ülkelerdir. Endonezya’ da mali kurallar “Guidelines of State

Policy’’ ile düzenlenmiştir. Bu tedbirlerin yasal dayanağı olmamasına rağmen, Maliye

Page 59: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

46

Bakanlığı tarafından bütçe uygulamaları sırasında bu kurallara uyulmaktadır.

Hollanda’ da 1961 yılında politik bir kavram olarak üretilen Yapısal Açık Tavanı

(Structural Deficit Ceiling) 1974 yılında şeffaf olmayan işlemler ve hesaplamalara yer

verdiğinden kaldırılmıştır. Buna benzer bir düzenlemeyi Hollanda EMU kriterini

sağlamak üzere 1995 yılında yeniden oluşturmuştur ( Hürcan, 1999, 36 ).

3.5 BaĢlıca Mali Kurallar

3.5.1 Denk Bütçe Kuralı

Kamu kaynaklarının dağılımı, doğrudan karar vericiler ile bunların kararlarını

etkileyen kişi ve grupların etkileşimi sonucu oluşur. En basit ifadesiyle, bu aktörler,

vatandaşlar, siyasetçiler ve bürokratlardan ibarettir. Bu aktörlerin her birinin farklı

tercihleri vardır. Bütçe sistemi, karar alma ve uygulama sürecinde bu aktörlerin

karşılıklı etkileşimini düzenleyen kurumlar (kural ve süreçler) ile aktörlerin

ulaşabildiği enformasyondan (buna enformasyon teknolojisi diyeceğiz) oluşur.

Kuralların bir bölümü formel kurallardır, anayasalar, yasalar, tüzük ve yönetmelikler

gibi. Bir bölümü enformeldir; yıllar içinde oluşan gelenek ve normlar enformel

kurallar arasında sayılabilir (Atiyas ve Sayın, 1997, 1).

En çok bilinen mali politika kuralı gelir ve giderlerin birbirine denk olmasını

şart koşan mali kurallardır. Bu genel denge ( Overall Balance), cari denge (Current

Balance) veya operasyonel denge (Operating Balance) olarak her yıl için

tanımlanabileceği gibi daha uzun dönemleri içerecek biçimde yapısal denge

(Cyclically Adjusted Balance) şeklinde de tanımlanabilir (Hürcan, 1999, 46).

Yasal sınırlamaların en uç birimi denk bütçe kuralıdır ve bu kuralın yasal değil

anayasal kural olarak onaylanmasıdır. Henüz hiçbir ülkede denk bütçe kuralı

Anayasa’ya girmemiştir. Fakat bu konuda iki ülkede girişim olmuştur. ABD’de ABD

Anayasası’na denk bütçe kuralı eklenmesini teklif eden yasa tasarısı Mart 1997’ de

tek bir oy farkı ile reddedilmiştir. Yürütme organı teklife çok şiddetle karşı çıkmıştır.

Fakat hedef gündemden inmemiştir. İsviçre’de 1998’ de hükümet anayasa’ ya denk

bütçe hükmü eklemeyi teklif etmiştir. Bunun parlamento onayından geçip kantonlarda

Page 60: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

47

onaylanması ve halkoyuna sunulması gerekiyordu. Bu da henüz sonuçlanmamıştır

(OECD, 1998, 2).

ABD’ de bütçe açıklarının hızlı artışı karşısında gerek eyaletlerde ve gerekse de

federal seviyede birçok çalışma ve öneri geliştirilmiştir. Bu gelişmeler karşısında

ABD’ de halen eyaletlerin çoğunda denk bütçe uygulaması mevcuttur. Eyalet

anayasaları genel olarak harcama ve gelirlerinin birbirine denk olmasını

emretmektedir. Halen Vermont eyaleti dışında tüm eyaletlerde, yani 49 eyalette denk

bütçe uygulaması anayasal hüküm halindedir. Ancak eyaletler arasında bazı

farklılıklar bulunmaktadır. Bunlar; 44 eyalette eyaletin guvernörü denk bütçe

hazırlamak zorundadır. 37 eyalette yasama organı her yıl bir denk bütçe yasasını

onaylamak zorundadır. 27 eyalette ise yasama organının onayladığı denk bütçe

yasasına uyulmak zorundadır ve açık tamamen yasaklanmıştır (Sakal, 2003, 13).

Denk bütçe kuralının dizaynında en önemli sorun uygulanabilirlik ve yaptırım

getirme konusunda ortaya çıkmaktadır. Bir çok durumda formel yaptırım

mekanizmaları mevcut değildir. Çok istisnai durumlarda yargılama kuralları var

olabilir, fakat bunlar esas olarak uygulanmaz. Denk bütçe kurallarının bütçe

açıklarının kapatılmasında vergi kullanılmasının da sınırlandırılması yönünde bir

kuralla beraber kullanılması gerektiği de savunulmuştur (Poterba, 1996, 397).

3.5.1.1 Klasik Ġktisata Göre BakıĢ

Bilindiği gibi, bütün piyasalarda tam rekabet koşullarının geçerli olması, her

arzın kendi talebini yaratması, ücret, faiz ve fiyatların esnek olması ve miktar

kuramının geçerliliği gibi temel varsayımlar üzerine kurulu olan klasik kuram, bu

varsayımlara dayalı olarak, ekonomi politikası yönünden bazı önemli sonuçlara

varmıştır. Klasik kurama göre, bu sonuçlardan bir tanesi, bir ekonomide ekonomik ve

sosyal alandaki aksaklıklar geçici ve bunları giderecek yeterli güçler piyasa

ekonomisinin yapısı içinde mevcut olduğu için, devletin ekonomik ve sosyal amaçlı

herhangi bir müdahalede bulunmasının gereksiz olmasıdır. Gerçekten, tam rekabet,

ücret ve faiz esnekliği varsayımları gerçekleştiği taktirde, ekonomi kendiliğinden ve

Page 61: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

48

sürekli olarak tam istihdama ulaşacak, üretilen her mal satılacak ve fiyatlar genel

düzeyi istikrarlığını koruyacaktır (Ataç, 1999, 6).

Klasik kuramca yukarıda ifade edilen duruma bağlı olarak varılan bir diğer

sonuç, devlet faaliyetlerinin temel hizmetlerle sınırlı tutulması, bunun sonucu olarak

devlet bütçesinin mümkün olduğu kadar küçük olması ve denk bütçe ilkesinin

gerçekleştirilmesidir (Ataç, 1999, 6).

Denk bütçe hükümet programlarının tam olarak gerçekleşmesine, ülke

ekonomisinin istikrarlı bir şekilde gelişmesine ve başta para politikası olmak üzere

tüm politikaların başarılı bir şekilde uygulanmasına yardımcı olur. Denk bütçe

özellikle enflasyonla mücadelede en etkili yöntemdir. Ayrıca kamu harcamaları kamu

gelirleriyle finanse edileceğinden, toplumdaki insanların yükleri hafifler, hükümete

duyulan güven artar (Gediz ve Yalçınkaya, 2001, 54).

3.5.1.2 Keynesyen Ġktisata Göre BakıĢ

Klasik görüşe karşın ekonominin kendi kendine dengeye gelmesinin

imkansızlığı 1929 bunalımında anlaşılmıştır. Keynesyen bu bunalımdan hemen sonra

açıkladığı görüşlerinde ücret ve fiyatlar esnek dahi olsa, ekonominin kaynaklarını tam

olarak kullanabilmek için maliye politikası yani bütçe politikası tedbirlerine ihtiyaç

olduğunu belirtmiştir.

Klasik ekonominin kendiliğinden tam istihdama ulaşmasını sağlayan

mekanizmalar; reel ücret esnekliği, tasarruf ve yatırımların faiz haddi karşısında

duyarlılığı, paranın yalnız işlem için talep edilmesidir. Keynes bu üç varsayım doğru

olmadığını belirterek, ücretlerin ve faiz haddinin esnek olmadığını, paranın spekülatif

amaçla da talep edilebileceğini, ekonominin kendi haline bırakılırsa eksik istihdamda

bir dengenin oluşacağını tam kapasiteye ulaşmak için para arzını ayarlayan para

politikasının yanında, bütçe açığı ile işleyen maliye politikasının uygulanması

gerektiğini ileri sürmüştür (Batırel, 1990, 145).

Page 62: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

49

Önemli olan bütçe dengesi değildir ekonominin makro dengesidir makro

ekonomik dengeyi sağlamak için bütçe bir araç olarak açık verdiği gibi fazla da

verebilir. Ekonomide uygulanacak bütçe politikasını belirleyen temel faktör, ülkenin

içinde bulunduğu ekonomik konjonktürdür. İşsizlik ve durgunluk dönemlerinde

yetersiz talebi teşvik etmek amacıyla açık bütçe politikası izlenmelidir. Enflasyonist

ortamda ise toplam talebi frenlemek amacıyla denk bütçe politikası tercihen bütçe

fazlası uygulanmalıdır (Ataç, 1999, 9-130-152).

3.5.1.3 Parasalcılar (Monetaristler)

Devletin para arz politikasıyla özel kesimi etkileyeceğine inanmaktadırlar. Faiz

oranlarının değişimi karşısında para talebinin esnekliği yoktur. Bu nedenle, para

hacminin arttırılması, harcamaları da aynı oranda arttırır. Buna karşılık devletin

tasarruf çekmesi, faiz oranlarını yükseltir; kamu harcamaları artarken, tasarruflar

çekildiğinden özel yatırımlar azalır, toplam harcamalar artmayabilir. Devletin

yapacağı en iyi şey, fiyat istikrarını sağlamaktır. Bunun içinde para arzının kontrol

edilmesi gerekir. Bu kontrol para arzını, reel milli gelir artışıyla orantılı olarak

artırmak suretiyle gerçekleştirilir. Fakat bu görüşlerin teorik temelleri yetersiz

olduğundan bugün büyük ölçüde değerlerini yitirmiştir (Gediz ve Yalçınkaya, 2001,

56).

3.5.2 Borçlanmaya Sınır

Son yıllarda hemen hemen tüm ülkelerde devlet borçlarının sürekli olarak ve

hızla arttığı görülmektedir. Gerçi artış hızının, ekonomilerin gösterdiği özellikler

nedeniyle her ülke için aynı olduğu söylenemez. Bilindiği gibi, yakın zamanlara dek,

borçlanma kamu maliyesinde önemli rol oynamamıştır. Çünkü, klasik ekonomistler

denk bütçe politikasını savunmuşlar, devletin borçlanmasının, olağanüstü dönemler

hariç, iyi bir şey olmadığını ileri sürmüşlerdir. Keynes ile birlikte bu düşünceden

büyük sapmalar meydana geldiği ve artık denk bütçenin vazgeçilmez bir kural

olmadığı, ekonominin içinde bulunduğu duruma fazla veya açık verebileceği

bilinmektedir (Ataç, 1999, 139 ).

Page 63: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

50

En eski ve fonksiyonel mali kurallar devlet borçlarına getirilen yasaklamalar ve

sınırlardır. Borçlanma sınırlamaları özellikle finansmanın kaynağına (Merkez

bankasından borçlanmaya veya tüm iç kaynaklardan borçlanmaya) ve borçlarının

federe veya federal devlet olmasına göre tanımlanabilmektedir.

Birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede devletin, Merkez Bankasından ve de

kamu mali kurumlarından doğrudan finansman yoluyla borçlanmaları yasaklanmıştır.

Bu kural, kısa vadeli avans kullanımını Merkez Bankasının insiyatifine bırakmıştır.

Bu Merkez Bankalarının bağımsızlıklarının kanıtı olarak gösterilmektedir (Hürcan,

1999, 47 ).

Borçlanma ile ilgili kurallar:

•Toplam Borç Yükü Anayasada oransal olarak sınırlandırılabilir. İç ve dış borç

toplamı ayrı ayrı GSYİH ya da GSMH’ ye oranları itibariyle sınırlandırılabilir.

•Borçlanma parlamentonun belirli bir oranda çoğunluğunun kararına

bağlanabilir.

•Yerel yönetimlerin borçlanma yetkisi ve sınırları anayasa da açık olarak

belirlenebilir.

•Hazine yönetiminin Merkez Bankası’ ndan kısa vadeli avans alımı tamamen

ortadan kaldırılabilir yada sınırlandırılabilir. Kısa vadeli avansların toplam kamu

harcamaları belirli bir yüzdesini aşamayacağı ve yıl içinde Merkez Bankası’na geri

ödenmesi şartı anayasada kural olarak düzenlenebilir (Aktan, 2003, 13).

3.5.3 Borç Stokuna Sınır

Bir mali kural bazen de devletin borç stokuna GSMH veya GSYİH’ nin belli bir

oranda sınır getirebilir. Avrupa Birliği’nde, Maastricht Anlaşması ile merkezi

hükümet borç stoku büyüklüğüne tavan getirilmiştir. Buna göre üye ülkelerin borç

stokları GSYİH’ ların % 60 oranında bulunmalıdır. Burada özelleştirme gelirlerinin

stok azaltmada kullanılabileceği de belirtilmektedir (Sakal, 2003, 19 ).

Page 64: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

51

3.5.4 Rezervler

Borçlanmaya ilişkin hedeflerin yanı sıra rezervler için de mali kurallar ile hedef

tanımlanabilir. ABD’ de gelecekteki emeklilik yükümlülüklerini fonlamak için sosyal

güvenlik fonlarının topladığı yıllık primleri, sosyal güvenlik fonları tarafından

belirlenen orana bağlı olarak biriktirilmesi gerektiği belirtilmektedir. Böylece bu

fonlar güvence altına alınmaktadır. Kanada’ da emeklilik planı yıllık rezerv prim

oranının en % 200 olması gerektiği belirtmektedir. Almanya’ da ise kamu emeklilik

fonları rezervlerinin en azından bir aylık primleri sağlaması gerektiği şartı konmuştur

(Hürcan, 1999, 49).

3.5.5 Dolaylı Kurallar

Bu kurallar parasal ve kurlara ilişkin düzenlemelerden türetilmiştir. Bunların

arasında en yaygın olanı sabit nominal kur düzenlemeleridir. Fakat IMF’ ye üye

ülkelerdeki uygulamalar özellikle de 1994 Meksika uygulaması, önceden duyurulan

bu sabit kur uygulamasının, denk bütçeye yakın bütçe açıklarında uygulanmasına

rağmen istikrarın sürdürülebilirliği açısından yeterli olmadıklarını göstermiştir

(Hürcan, 1999, 50).

3.6 Mali Disiplinin Bütçe Prosedürünün Uygulanması Yoluyla Sağlanması

OECD ülkelerinin çoğu son yıllarda bütçe sürecinde değişiklikler yapmışlardır.

Bu ülkelerin bütçe sürecindeki değişmelerin yönü birbirine benzemektedir. Bu

nedenle OECD ülkelerinde bütçe sürecinin işleyişi birçok bakımdan birbiriyle

benzeşmektedir (OECD, 1998, 2-3). Bu çerçevede mali disiplinin sağlanması

sürecinde bütçe ile ilgili uygulamaların ne derece de etkili olduğunu göstermek

amacıyla bu konuyu dört bölüm üzerinde anlatılacaktır.

3.6.1 Orta Vadeli Bütçe Süreci

Son yıllarda bütçe plan ve uygulamalarının mali yılla sınırlı olması nedeniyle,

kalkınma planları ile bütçeler arasında gereken ölçüde bağ kurulamamaktadır. Politika

oluşturma, planlama ve bütçeleme arasında kurulacak olan ilişki, bir orta vadeli

harcama sistemi ile kurulabilecektir. Orta vadeli harcama sistemi, bütçe sürecinin

Page 65: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

52

zaman boyutuna sahip olmasını sağlayarak, bir yıllık bütçelerin getirdiği

olumsuzlukların önlenmesi sağlanacaktır.

Bilindiği üzere kamu politika ve programlarının daha etkin ve verimli

uygulanabilmesine etki eden faktörlerden biri, öngörülebilirliktir. Uygulanan mali

politikalar açısından program ve projelere ayrılan kaynakların zaman içinde kesintiye

uğramaması konusunda kesinlik gerekmektedir. Bu nedenle program ve politikaların

gerek geliştirilmesi gerekse değerlendirilmesinde ve bütçesel dengesizliklerin

ayarlanmasında orta vadeli bir harcama yaklaşımına ihtiyaç duyulmaktadır. Çünkü

buradaki temel yaklaşıma göre orta vadeli harcama sistemi, devletin geleceğe yönelik

büyüklüklerini ve tercihlerini kesin bir şekilde ortaya koymaktadır (Yılmaz ve Susan,

2005, 119 ).

Politika oluşturma ve planlama kararları, bir yıllık bütçe sistemlerinde yeterince

disipline edilemeyebilir ve harcama kontrolleri yetersiz olabilir. Ayrıca yıllık

bütçelerde kaynakların yeniden tahsisi söz konusu olduğunda, bütçede öncelikli

hizmetlerin belirlenmediği ve mali veya politik disiplinin sağlanmadığı görülebilir.

Sonuç itibariyle, stratejik önceliklerin mevcut harcamalara tam anlamıyla

yansıtılmaması nedeniyle, faaliyetin performansı bu durumdan olumsuz etkilenir

(World Bank, 1998, 22-23 ).

Orta vadeli harcama sistemi; kamu harcamaları için ayrılacak kaynakların

yukarıdan aşağıya doğru, bugünkü ve orta vadede uygulanacak politikaların

maliyetlerini ise aşağıdan yukarıya doğru tahmin edilmesi toplam kaynaklarla

maliyetlerin karşılaştırılması ile oluşur (World Bank, 1998, 47 ).

Orta vadeli harcama sistemi esas olarak, karar alıcıların orta vadedeki harcama

limitlerini öngörmelerine yardımcı olan ve bu limitlerin orta vadedeki harcama

politikaları ve maliyetleri ile ilişkilendirilmesine olanak tanıyan kamu harcama

politikalarını geliştirmeye yönelik bir süreçtir (Dean,1997, 4). Bu sürecin; makro

disiplinin sağlanması, stratejik önceliklere kamu kaynaklarının dağıtılması, dağıtılan

kaynakların uygulamada etkin ve verimli kullanılması şeklinde üç temel amacı vardır.

Page 66: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

53

Ayrıca orta vadeli harcama sistemi ile fark edilebilir bir takım kolaylıklara ulaşmak

mümkündür.

•Makroekonomik dengeyi, özellikle mali disiplini iyileştirme; makroekonomik

dengenin ve mali disiplinin sağlanması amacına, mevcut kaynakların doğru tahmin

edilmesi ile daha kolay ulaşılabilir.

•Sektörlerarası ve sektör içi kaynak dağılımında, kaynakların en gerekli

amaçların gerçekleştirilmesine tahsisi ve tüm harcamaların etkinliğine göre kaynak

ayırmak mümkündür.

•İlgili kuruluşlar için öngörülebilirlikte artış sağlar.

•Mali kaynakların daha etkin kullanılmasını sağlar.

•Karar verme sürecinde meşruluğun artması ile politikacıların kamu harcama

larına ilişkin sonuçlarla ilgili hesap verebilirliğinde artış sağlar.

•Daha güvenilir bir bütçeleme sürecine götürür.

•Orta vadeli harcama sistemi aynı zamanda katı bütçe sınırlamaları ve politika

programlarına dayalı olarak, bakanların bütçelerinin yönetiminde daha esnek

olabilmelerini sağlayan, kamu harcamalarının daha etkin ve verimli yapılmasına çaba

gösteren bir sistemdir (World Bank, 1998, 50 ).

3.6.2 Bütçe Programlarına Tavan Getirilmesi

Yukarıdan aşağıya harcama sınırları- toplam harcama tavanı getirilmesi ve

harcamaların harcamacı kuruluşlara bu tavan içinde dağıtılması, harcamacı

kuruluşların ödeneklerine de üst sınırlar getirmektedir. Harcamacı kuruluşların kendi

bütçe tekliflerini hazırlarken bu sınırlara uyması zorunluluğu getirilmiştir. Daha çok

çaba; yasamayı toplam, derneşik bütçe pozisyonunu denetlemeye yöneltmek amacıyla

harcanmaktadır. Ülkelerin büyük çoğunluğu yasama organına bütçe stratejisini fiili

bütçeden ayrı olarak değerlendirme olanağı sağlamaktadır (Arın, 2000, 64).

Programlara getirilmek istenen tavanların ve sınırlamaların gelişmiş ülkeleri en

çok ilgilendiren alanı sosyal güvenlik açıkları ve sosyal harcamalar olmaktadır.

Bunların alanında mali disiplini sağlamak sosyal harcamalar bütçesinde bütün hepsini

Page 67: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

54

kapsayacak global sınırlamalar getirmek veya bazı programları daraltmakla mümkün

olabilmektedir.

Dağılımın etkinliğinin ve toplamlar üzerinde mali disiplin sağlanmasının

toplamları istikrara kavuşturmak ve hükümet politikası ile paralel hale getirmek gibi

bir yararı varsa da harcamaları daha düşük düzeyde belirleyen bir mali norm eski

öncelikleri ve programları yeni bütçede de dondurma ve yeni programları dışlama

sonucunu doğurmaktadır. Mali kısıt ne kadar uzun sürerse ve ne kadar sınırlayıcı

olursa bütçe önceliklerini o denli katılaştırma etkisine sahip olmaktadır. Burada bütçe

teklifini hazırlayan yürütme organı harcamacı kuruluşlardan gelen teklifleri bütçe

kısıtlarına uydurma sorumluluğunu üstlenmektedir. Harcamacı kuruluşların teklifi ne

kadar fazla olursa, bu kuruluşun harcamaları kısmındaki rolü o kadar büyük

olmaktadır (Arın, 2000, 65).

3.6.3 Bütçe Uygulamasında Esneklik

Bütçe uygulamasında harcamacı kuruluşlara daha büyük esneklik tanınmaktadır.

Bu belli sınırlar içinde belirlenmiş toplam ödeneklerin bileşimini belirlemede yürütme

yetkisinin arttırılması ve yasama organının bütçe ödeneklerini kalem kalem veya

program program belirleme yetkisinin azaltılması anlamına gelmektedir (Arın, 2000,

66).

3.6.4 Parlamentonun Rolünün Güçlendirilmesi

Parlamentodaki bütçe komisyonlarının ve meclis tartışmalarının etkinliğinin

düşük olmasının önemli bir nedeninin doğru bütçe bilgilerine ulaşamamak ve bütçeyi

yeteri kadar inceleyememek olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle bir dizi reform

yapılmıştır. Bunların bir kısmı harcamaları ve maliyetleri daha iyi izlemeyi

amaçlamıştır. Muhasebe sisteminin ve yöntemlerinin değişmesi, tahakkuk

muhasebesinde hesap tutma bazı OECD ülkelerinde büyük önceliğe sahip olmuştur.

Genellikle kamu muhasebesi sistemlerinin maliyetlerinin doğru belirlenmesine uygun

olmadığı ve maliyetlerle ilgili teknik bilginin de yeterli olmadığı kabul edilmektedir.

Yeni Zelanda, İzlanda, Kanada, Avustralya’ da bütçe ve mali hesapları bütün devlet

Page 68: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

55

kuruluşları için tahakkuk temelinde tutulmaktadır. Finlandiya, Hollanda ve İngiltere

kuruluşların hesaplarını tahakkuk bazına çevirmektedir (Arın, 2000, 67).

Kamu kesimi ile ilgili bilgilenmenin denetim açısından ve kamu kuruluşlarından

hesap sorma bakımından önemli olduğunu kabul eden reformlar kamu kesiminin

saydamlığını artırmayı hedeflemiştir. Saydamlığı engelleyen bazı yöntemler şöyle

sıralanmaktadır: Temel makroekonomik değişkenlerde (büyüme, işsizlik, faiz haddi)

iyimser tahminler yapmak; bu tahminlere dayanarak gelirleri olduğundan yüksek,

harcamaları olduğundan düşük göstermek; yıl sonunda “Beklenmeyen’’ bütçe açıkları

ortaya çıktığında “Öngörülemeyen” dışsal şokları sorumlu göstermek; çeşitli yeni

politikaların bütçe üzerindeki etkisi bakımından iyimser tahminler yapmak; bazı

harcama alanları bütçe içinde ve dışında tutma yönteminin yaratıcı ve stratejik olarak

kullanılması; bütçe tahminlerinin stratejik kullanımı; bütçe bazen şişirilerek

siyasetçilerin harcama kısıntısı yapmamasını meşru göstermeye çalışmak; yakın

zamanlarda da bütçe reformları sayısal bütçe açığını sınırlandırmaları yerine, bütçenin

hazırlanması ve onaylanması sürecinde kurumların ve prosedürün rolünün

tartışılmasına doğru kaymıştır. Bütçe açığının ve borçlanmanın üzerine getirilen

kısıtların esnek olmamasının getirdiği zorlamaların çeşitli yöntemlerle ve

manipülasyonla aşılmasını önlemek üzere bütçe prosedüründe değişiklikler

yapılmıştır (Arın, 2000, 68 ).

OECD bilgilerine göre, bütçe döneminin birden çok yılı kapsamasının ve bütçe

tahminlerinin ilerideki yıllar için de yapılmasının bütçe yönetimi ve denetimi

açısından disiplin sağlamaya hizmet edeceği umulmaktadır. Avustralya, Kanada,

Avusturya, İrlanda ve Macaristan bu yöntemi uygulamaktadır. Yeni Zelanda ve

Avustralya’ da üç yıllık bütçe tahmini yapılması, bakanların yetkilerinin arttırılması

ve harcamalardan yaptıkların kısıntıların bir kısmının bütçelerine eklenmesi, teşvik

unsuru olarak performans kıstaslarının uygulanması gibi yöntemler uygulandı.

Hollanda’da orta vadeli bir harcama planı çerçevesinde sosyal güvenlik harcamaları

dışında kalan harcamalar için bütçe tavanı saptanmıştır (Tanzi ve Schucknecht, 1999,

77-78).

Page 69: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

56

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

“Her millet layık olduğu devlete sahiptir.”

Joseph De Maistre

TÜRKĠYE’ DE MALĠ DĠSĠPLĠNĠN SAĞLANMASINDA

KARġILAġILAN SORUNLAR

Dördüncü bölüme geldiğimizde artık bundan önce anlattıklarımız çerçevesinde

ülkemizde mali disiplinin sağlanması konusunda karşılaşılan sorunların neler olduğu

üzerinde ayrıntılı olarak durmaya çalışılacaktır. Bunların başında ülkemizde bütçenin

kapsamının dar olması neticesiyle hükümetlerin bütün gelir ve giderlerin ayrıntılı

olarak gösteren genel bir bütçenin eksikliği ve bu çerçeve de bütçenin kapsamının dar

olmasına neden olan sorunlar üzerinde durulacaktır.. Bunun dışında ülkemizdeki

kamu yönetiminde uygulanan muhasebe sisteminin tüm dünya ülkelerinin sırasıyla

geçtiği tahakkuk muhasebe sistemine geçmemesi ile ortaya çıkan sorunlar üzerinde

durulacaktır. Bunların dışında ülkemizde kurumlar arasındaki bürokratik işlemler

nedeniyle mali disiplinin bozulmasında rol oynayan diğer etmenler verilmeye

çalışılacaktır. Bunlara ek olarak uluslararası standartlarda uygulamalara ve raporlama

sistemine geçilememesinin ülkemizde gerçeklerin yansıtılmasını engelleyen sorunlar

olarak karşımıza çıkmaktadır. Elbette bunun çerçevesinde eldeki verilerin net

olmaması yanında denetimin de etkinlik açısından çok uzak olması ve merkezi

yönetimi denetim konusunda bağımsız denetlemeye tabi tutacak kurumların eksikliği

başlıca sorunlar olarak karşımıza çıkacaktır.

4.1 Türkiye’ de Mali Disiplinin Bozulması Süreci

Türkiye’ de kamu maliyesinde disiplin bozulması esas itibariyle 1980 sonrası

uygulanan mali politikaların bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Kamu kesimindeki

açıkların günden güne büyümesiyle açıkların finansmanına yönelik Merkez Bankası

kaynaklarının kullanımı, iç borçlanma ve dış borçlanma yolunun tercih edilmesi kamu

gelirleri politikalarına verilen önemin azalmasıyla ortaya çıkan bir süreç olarak

görülmektedir. Türkiye’ de 1980 sonrası dönemde gerek vergi yükü ve gerekse vergi

gelirleri esnekliklerinin düşük kalması karşısında kamu harcamalarının önlenemeyen

yükselişinin frenlenememesi, sorunların büyümesinin en önemli nedenleri olarak

görülmektedir. Kamu harcamaları ve kamu gelirleri arasındaki ilişkiye bakıldığı

Page 70: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

57

zaman 1990’ lı yılların başlarına kadar çok ciddi bir sapmanın yaşanmadığı

görülmektedir. Ancak 1989 yılından sonra kamu harcamaları ve kamu gelirleri

arasındaki ilişki kopma noktasına gelmiş ve gelir ve harcamalara ilişkin trend farklı

yönlere doğru kaymıştır. Bu gelişmeler Türkiye’de uygulanan makroekonomik

istikrarın sağlanmasında maliye politikasındaki etkinsizliğin en önemli göstergesi

olmaktadır. Nitekim yaşanan enflasyon ile bütçe açıkları arasındaki ilişkinin doğrusal

bir bağlantı içerisinde olduğu yadsınamaz bir gerçektir (Sakal, 2003, 72).

Bugün Türkiye’ de kamu harcamaları çok sayıda ve farklı yapıdaki bütçeler ile

fon ve döner sermaye işletmeler arasında dağıtılmıştır. Kamu harcamalarının

yönetimi; genel bütçe, katma bütçe, özel bütçe , özerk bütçe, fonlar ve döner sermaye

işletmeleri aracılığıyla yapılmaktadır. Ayrıca, kamu kurumları nezdinde kurulu bazı

vakıf, dernek veya sandıklarında kamusal görevler ifa ettikleri kabul edilmekte ve

bunlara vergi bağışıklığı tanınarak, genel bütçeden pay verilerek veya devletin bizzat

vermiş olduğu hizmetler mukabilinde vatandaşlardan bu türden örgütlenmeler için

ayrıca ödeme talep edilerek, kamu adına kaynaklar elde edilmekte ve harcamalar

yapılmaktadır. Bu nedenle, bütçe birliği ilkesinden uzaklaşılmakta, konsolide bütçe

kapsamı dışında kalan kamu gelir ve giderleri nedeniyle kamu gelir ve giderlerinin

tam ve net miktarı görülememektedir (8. Beş Yıllık Kalkınma Planı, 2000, 108).

Bugün içinde ülkemizin de yer aldığı muhtelif gelişmişlik düzeyindeki bir çok

ülke iktisadi sorunlarını aşabilmek ve ekonomilerini sürdürülebilir bir büyüme

temeline oturtabilmek için istikrar programları uygulamaktadır. Bu programlar

genellikle Uluslararası Finansal Kuruluşlar (esas olarak IMF ve Dünya Bankası) ile

birlikte hazırlanmakta ve uygulamaya konmaktadır. Bugün yaklaşık olarak 52 ülke

toplamı 50,4 milyar SDR olan stand by, Genişletilmiş Fon Kolaylığı ya da PRGF

(Yoksulluğun Azaltılması ve Büyüme Kolaylığı) adı altında tanımlanabilecek

düzenlemelerle IMF gözetiminde istikrar programlarını uygulamakta ve yukarıda

sayılan amaçları gerçekleştirmeye çabalamaktadırlar. Bu ülkelerin önemli bir bölümü

son yirmi yılda muhtelif stand by düzenlemeleriyle IMF ile devamlı bir program

ilişkisi içinde bulunmuşlardır. Ülkemizde 1958’den bu yana çeşitli aralıklarla IMF’ye

vermiş olduğu 19 adet niyet mektubu ile ekonomisinde bu türden bir istikrar arayışı

içinde bulunmuştur (Emil ve Yılmaz, 2003, 1).

Page 71: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

58

İstikrar Programlarının hemen hepsinde ortak bir kaç özellik bulunmaktadır.

Bunlar; makroekonomik politika amaçlarının gerçekleşmesine katkıda bulunacak olan

para programları, içinde özelleştirme, bankacılık gibi unsurların yer aldığı yapısal

reform düzenlemeleri ve kamu sektörü açıklarının kontrol altına alınmasına yönelik

çabalar olarak nitelendirilebilir. Özellikle bu tür programlarda göze çarpan husus

ülkelerin içinde bulunduğu kamu borcu probleminin aşılması ve borç dinamiklerinin

sağlıklı bir zemine oturtulması için mali disiplinin öneminin sıkça vurgulanması ve bu

çerçevede faiz dışı fazla verilmesi sureti ile programın kamu sektörü ayağının

sağlamlaştırılmasıdır. Böylece yüksek enflasyon, ödemeler dengesi problemleri ve

içeride kamu açıkları ile karşı karşıya kalan ülkelerin uygulayacakları istikrar

programlarının önemli bir unsuru olarak tasarlayacakları sıkı maliye politikaları ile

kamu harcamalarını azaltmaları, gelirlerini arttırmaları, borçlarını çevirebilmeleri,

aynı zamanda devletin ekonomideki ağırlığını azaltarak özel sektöre gerekli mali

kaynakların yaratılması sureti ile büyüme ortamına geçilmesi bu programların temel

standart kurgusu ve beklentisi olarak ortaya konulmaktadır (Emil ve Yılmaz, 2003,1).

Ekonomi dengelerindeki bozulma geleceğe yönelik enflasyonist beklentileri

yükselttiği için ekonomik karar birimleri geleceğe yönelik finans ve yatırım planlarını

bu beklentilere göre yaptığı için enflasyonist baskı bir türlü klasik para ve maliye

politikası araçlarıyla kontrol altına alınamamıştır (Sakal ,2003, 72).

Türkiye’de güçlü yürütme/güçlü Başbakanlık biçiminde yapılanmış

merkeziyetçi lik ile parçalanmış bir kamu mali yönetiminin çelişkili birlikteliğindeki

çarpıklığı dikkate almayan, bunda köklü bir dönüşümü öngörmeyen her yeni adım

yüzeysel rütuşlardan öteye gidememe riskini taşımaktadır (8. Beş Yıllık Kalkınma

Planı, 2000, 109).

Bu durum, kamu kaynaklarının kullanımında yasama organının yeterince etkili

olamamasına, kamu harcamalarının denetim imkanının ortadan kalkmasına veya bu

denetimin güçsüzleşmesine, kamu kaynaklarının kullanımını düzenleyen plan ve

programların amaçlandığı şekilde gerçekleştirilememesine neden olmaktadır.

Böylece, devlet kendisinden beklenen görevleri yeterince yerine getiremediği gibi

Page 72: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

59

hizmetlerin maliyeti de gittikçe artmaktadır (8. Beş Yılllık Kalkınma Planı, 2000,

109).

Temel olarak bakıldığında kamu kesiminin aşırı genişlemesinden kaynaklanan

sorunları devletin kendi kendine ürettiğini söylemek pek yanlış olmayacaktır. Çünkü

dünya da serbest piyasa ekonomisinin koşulları oluşturulurken ülkemizde hala her

alanda devletin müdahalesinin yani kamusal alanın çok geniş olması etkinlik ve

verimlilik anlayışından uzak bir yönetim anlayışıyla sadece verilenin harcanmasına

dayanan bir kamu yönetiminde etkinlik, verimlilik, değişim, globalleşme gibi

kavramlara ne kadar uzak olduğu da şüphe götürmez bir gerçektir. Genel olarak kamu

ekonomisinin sorunlarına bakarsak şu şekilde bir görünüm karşımıza çıkmaktadır:

•Enflasyon son 20 yılda oldukça yüksek boyutlarda seyretmesi,

•Bütçe açıkları ve kamu kesimi açıklarının yüksekliği,

•Ağır vergi yükü ve kayıt dışı ekonominin yüksek boyutlarda olması,

•Ağır iç borç ve dış borç yükü,

•KİT’lerin finansman açıklarının giderek yükselmesi,

•Sosyal güvenlik sistemi açıklarının oldukça büyük boyutlara ulaşması,

•Yerel yönetimlerin finansman sorunları ve belediye iktisadi teşebbüs sorunu,

•Aşırı derecede bürokratikleşme (bürokrasinin genişlemesi, kırtasiyecilik,

gereksiz formaliteler, kuralcılık, yönetimde gizlilik ve örtbas etme, işlerin ağır

yürümesi, verimsizlik, israf ve savurganlık, bürokratik güç ve yetkiyi devretmeme,

personel, araç, gereç ve hizmet ünitelerinin artması, vatandaşların yönetime

ulaşmasındaki güçlükler).

•Kurumlar arası koordinasyon yetersizliği, kontrol ve denetimlerdeki

yetersizliktir (Sakal, 2003, 70).

4.2 Bütçenin Kapsamı

Bütçe kararların alınması, alınan kararların uygulanması ve sonuçların denetimi

bütçe sürecidir. Bütçe aslında kaynakların belli amaçlara tahsis etme ve almaşıklar

arasında seçiş yapma mekanizmasıdır. Bu yolla seçişler birbiriyle ilişkilendirilmekte

ve koordine edilmektedir. Bütçe böylece uygulama için bir çalışma planı sunmaktadır

(Arın, 2000, 22).

Page 73: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

60

Bütçe süreci araştırmacılarından belki de en ünlüsü olan Wildavsky bütçeyi

genel olarak mali kaynakların insan amaçlarına dönüştürülmesi, bütçe sürecini de

“Siyasal Araçlar’’ olarak tanımlar. Siyaset, politikaların belirlenmesinde kimin

tercihlerinin hakim olacağı konusundaki çatışma olarak tanımlanırsa, bütçe bu

mücadelenin sonuçlarını yansıtır. Bütçeler mali kaynakların farklı yaşam biçimlerine

hizmet etmek üzere siyasal süreçler yoluyla dağıtılması olarak kavramlaştırılabilir

(Wildavsky, 1986, 7-11).

Bütçe, hükümetin Meclis’e karşı temel sorumluluk mekanizmasıdır.

Hükümetlerin kamu kesimi üzerindeki kontrolleri bütçe vasıtasıyla kurulur. Bütçe

maliye politikası aracılığıyla ekonomiyi etkilemede kullanılan bir araçtır.

Hükümetlerin gelir toplamı ve gider yapma yetkilerini Meclisten alması parlamenter

sistemin özünü oluşturmaktadır. Bu ilke parlamenter sistemde hesap verme

sorumluluğunun ve şeffaflığın temelini oluşturur. Bunu sağlayan mekanizma ise

bütçedir. Meclis, bütçe ile ilgili hükümete gelir toplama ve gider yapma yetkisi verir,

bu yetkinin uygun kullanılmasını da bütçe sürecinin bir parçası olan kesin hesap

faaliyeti ile denetler. Meclis’ in denetimini hem doğrudan (Meclis içindeki faaliyetler

ve aşamalarla) hem de dolaylı olarak (Sayıştay gibi meclis adına denetim yapan

organlar aracılığıyla) gerçekleştirir (Sayıştay Raporu, 2000, 5-6).

Türkiye’ de bütçe kamu faaliyetlerinin dar bir bölümünü kapsamaktadır.

Ülkemizde pek çok kamu faaliyeti bütçe ile belirlenen kuralların dışında gerçekleştiril

mekte ve muhasebeleştirilmektedir. Bütçe dışı fonlar, döner sermayeler, vakıf ve

dernekler gibi birçok faaliyet kapsam ve denetimin dışında bulunmaktadır (Hürcan,

1999, 69-70). Bu çerçeve de kamusal harcama alanı dışında kalan harcama alanları;

dolaylı ve dolaysız olmak üzere iki başlık altında ele alınmıştır. Bu harcama alanları

tablo 8’ de gösterilmiştir (Emil ve Konukman, 2000, 32).

Tablo 8 : Bütçe Dışı Kamusal Harcama Alanları

Bütçe DıĢı Dolaysız Harcamalar Bütçe DıĢı Dolaylı Harcamalar

1- Fonlar

1-1 Bütçe içi Fonlar

1-Devlet Mal ve Taşınmazları

2-Yarı Mali İşlemler

Page 74: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

61

1-2 Bütçe dışı Fonlar

2- Döner Sermayeler

3-Mahalli İdareler

4-Bağımsız Bütçeli Kamu

Kuruluşları

5-Vakıflar ve Dernekler

6-Yardım Sandıkları

2-1 KİT’lerden Doğan Görev Zararları

2-2 Merkez Bankasına Kur Farklarına

Karşılık Verilen Tahviller

2-3 Tahkimlerden Kaynaklanan Tahviller

3- Koşullu Yükümlülükler

3-1 Garantili Dış Borçlar

3-2 Devirli Krediler

3-3 İç kefaletler

3-4 Mevduat Sigortası

3-5 Yap İşlet/ Yap İşlet Devret Projeleri

3-6 Yatırım Stoku

4- Vergi Harcamaları

5- Çeşitli Kanunlarla Getirilen Vergi ve

Benzeri Düzenlemeler (Bütçe ile ilişkisi kuru

lamayan ve doğrudan kuruma aktarılan

gelirler)

6-Dış Proje Kredisi Uygulamaları

Kaynak: Emil F. ve Konukman A. , 2000, Kamu Mali Yönetiminin Yeniden

Yapılandırılması ve Mali Saydamlık Özel İhtisas Komisyonu Raporu

Bütçenin kapsamının dar olması beraberinde ayrıca parçalanmış bir kamusal

karar alma sürecini de getirmektedir. Bu hem siyasi hem de teknik karar alma

süreçlerinde ciddi bir koordinasyon problemini ortaya çıkarmaktadır. Koordinasyon

sorununu çözmeye yönelen niyet ve girişimler olsa bile bu şekilde bilgi üretmeye

dayanamayan ve çeşitli direnç noktaları üreten sistem kendisinden beklenen bu yönlü

hizmeti de engelleyebilmektedir (Emil, 2004, 83). Bütçe kapsadığı faaliyetler

hakkında şu bilgileri içermemektedir (Atiyas ve Sayın, 2000, 23).

•Kamu faaliyetlerinin toplumsal refah üzerindeki etkisi

•Kamu faaliyetlerinin ölçülebilir çıktıları

•Faaliyetlerde kullanılan ayni kaynaklar

Bu bilgilerin kapsanmaması şu anlama gelir (Atiyas ve Sayın, 1997, 23):

Page 75: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

62

•Faaliyetlerin etkisinin bilinmemesi etkinliğin hedeflenmediğini göstermektedir.

•Faaliyet sonuçlarının ölçülebilir çıktılarla ifade edilmemesi hizmette

verimliliğin hedeflenmediğini göstermektedir.

•Ayni kaynakların maliyetinin bilinmemesi, bu kaynakların yönetilmediğini

gösterir.

Dolayısıyla, mevcut sistem bütçenin kapsadığı faaliyetlerde bile performans

yönetimine yönelik hiçbir işlevi yerine getirmemektedir. Bu durum, politikaları

hayata geçiren kamu kuruluşlarının yöneticilerine göre büyük bir enformasyon

avantajı sağlamaktadır. Bu ise, kuruluşlara ve onların yöneticilerine geniş rant

olanakları sağlamakta, yönetsel sorumluluğu büyük ölçüde zedelemektedir. Türkiye’

de bütçe sürecinde sadece nakdi bilgiler kullanılır. Bu bilgilerle de bütçe, sadece kısa

vadeli makroekonomik istikrar tedbirleri almaya yarayabilir. Bütçenin kapsamının dar

olması bu işlevinde yerine getirilmesini kısıtlar (Atiyas ve Sayın, 1997, 23).

4.2.1 Bütçe DıĢı Dolaysız Harcamalar

4.2.1.1 Fonlar

Fonlar, belirli veya birbirine yakın amaçlar grubunun gerçekleştirilmesi için

belirli kaynakların toplandığı ve harcandığı, bütçe bağlantılı veya bütünüyle bütçe dışı

kamusal nitelikli özel hesaplar olarak tanımlanabilir (Fonlar, www.hazine.gov.tr/

fonlar 230801.htm).

Günümüzde devletlerin sürekli olarak büyüyen ve gelişen ekonomik ve sosyal

ihtiyaçlar karşısında görevlerini yerine getirirken ek finansman ihtiyaçları da önemli

ölçüde artmıştır. Devletlerin fonksiyonlarını yerine getirirken kullandığı kaynaklardan

en önde geleni bütçelerdir. Devlet gelirlerinin toplanması ve giderlerinin yapılmasına

izin veren bütçeler çağdaş devletlerde bütçe hakkı ile bütçe hukukuna dayandırılmış

ve söz konusu haklar da ifadesini bütçe kural ve ilkelerinde bulmuştur. Gelişimi uzun

yıllar alan ve önemi konusunda geniş kabul gören bütçe ilkelerinin bazı istisnaları

bulunmaktadır. Bu istisnalardan birisi de fon uygulamalarıdır (Fonlar, www.hazine.

gov.tr / fonlar 230801.htm ).

Page 76: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

63

1980 sonrası kamu maliyesine bakıldığında, kaynak tahsisinde önemli işlevi

olan bütçe yasasının, kamu gelir ve giderlerinin tam olarak yansıtılmadığı, bütçe dışı

araçların çoğaldığı ve kapsamın büyüdüğü, parlamentonun yetkilerinin bir kısmının

yürütme organına devredildiği, bu nedenle mali disiplinin bozulduğu görülmektedir.

Bu süreçte mali sistemimizin bütçe birliğinin bozulması açısından en fazla etkileyen

fon uygulamaları olmuştur. Bunlar, ayrı kamu tüzel kişilikleri, özel harcama usulleri,

bilinen denetim süreçlerinin ve temel mali yasaların dışına çıkışlarıyla da Türk kamu

mali sisteminde ayrı bir “Fon Maliyesinin” doğmasına neden olmuşlardır (8. Beş

Yıllık Kalkınma Planı, 2000, 33).

Bütçe içi fonlar, bütçeden ödenek ayrılması yöntemiyle tamamen bütçe

kaynaklarından beslenen, ancak toplu olarak ayrılan bir ödeneğin harcama

kalemlerine dağıtımında yetkinin yürütmeye bırakıldığı fonlardır. Fonda gösterilen

ödeneği artırma konusunda da aynı mercii (Maliye Bakanlığı ya da Bakanlar Kurulu)

yetkili kılınabilir (Edizdoğan, 1998, 44).

Bütçe dışı fonlar ise kaynağı bütçe kanunu dışında ya da kısmen bütçe kanunu

kısmen de özel kanun ya da kararlarla sağlanan fonlara bütçe dışı fonlar adı verilir. Bu

fonlar özel kanunlarıyla oluşturulmuştur. Kendilerine ait özel gelirleri vardır ve bütçe

ilkeleri ve bütçe kanunlarının hükümleri dışında yönetilir ve uygulanırlar (Edizdoğan,

1998, 46).

4.2.1.2 Döner Sermayeler

Türk Kamu Mali Yönetiminde, bugünkü anlamda döner sermayeli işletmeler 26-

05-1927 tarih ve 1050 sayılı “Muhasebe-i Umumiye Kanununun’’ 49’uncu maddesi

ile hukuksal bir düzenlemeye tabi tutulmuş ve o tarihten sonra sayıca çoğalarak çok

değişik alanlarda faaliyette bulunmaya başlamışlardır. Bugün gelinen noktada bu

işletmeler, devletin temel kamu hizmeti ve görevlerinin yürütülmesi sırasında bir

ihtiyaç olarak görülmektedir. Bu işletmeler aracılığı ile ticari, sınai, tarımsal, kültürel

ve mesleki faaliyetler yapabilmekte, böylece boş olan bir kapasite kullanılmakta, belli

bir talep karşılanmakta, ayrıca da devlete ek gelir sağlanmaktadır (Akar, 2001, 14).

Page 77: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

64

Bütçenin genellik ilkesinden en önemli sapma döner sermayeli kuruluşlarla

ilgilidir. Genel ve katma bütçeli idarelere bağlı olarak çalışan, ticari ve sınai nitelikte

faaliyette bulunan fon işletmelerine “Döner Sermayeli İşletme’’ adı verilir. Devlet

(genel ve katma bütçeye giren) bu işletmelere değişken giderlerini karşılamak üzere

bir döner sermaye fonu (ödeneği) tahsis eder. Bu işletmeler aldıkları sermayeyi

faaliyetleri ile ilgili olarak çalıştırırlar, fiyat ve ücret karşılığı özel kişi ve kurumlarla

iş yapabilirler (Batırel, 1981, 19).

Döner sermaye esası, genel bütçe içindeki kuruluşlara iktisadi nitelik ve yönetim

bakımından serbestlik getirir. Başka bir deyişle, bu kuruluşların genellik ilkesine sıkı

sıkıya bağlı kalması iktisadi hayatın gerçekleriyle pek bağdaşmaz ve kuruluşun

hareket yeteneğini kısıtlar. Dolayısıyla, bu tür kuruluşların daha serbest hareket

edebilmeleri ve başarılı olabilmeleri için bu istisnaya başvurulmuştur (Edizdoğan,

1998, 38).

Döner sermayeli işletmelere örnek olarak, Maliye Bakanlığına Bağlı Damga

Matbaası, Darphane; Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olan Basımevleri ve Hastaneler,

Üniversitelerin Matbaaları, Tıp Fakülteleri, Meslek Liseleri Atölyeleri gösterilir

(Edizdoğan,1998, 40).

4.2.1.3 Mahalli Ġdareler

Kamu hizmetlerinin bazıları ülkenin tümünü kapsayacak nitelikte olmadığından

merkezi idare yerine mahalli kamu idareleri tarafından yürütülür. Bu bakımdan

mahalli idareler, merkezi hükümet dışında kamu hizmeti gören kamu tüzel kişilerden

oluşur.

Mahalli idareler bütçe yapma ve uygulama tekniği bakımından merkezi idareden

ayrılmakta, kamu hizmetlerinin daha bir şekilde yürütülmesi, kaynakların daha iyi

kullanılması, idari uygulamaların duruma göre ayarlanabilmesi ve denetim

kurallarının farklılaştırılabilmesi bakımlarından esnek bir idari örgüte

kavuşturulmaktadır. Nitekim, bu idareler bütçelerinin yürürlüğe girmesinde ve

uygulamanın aklanmasında yasama organı yerine mahalli idare meclisi onayının

Page 78: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

65

yeterli olması, bütçelerin idari bir işlem olarak kabul edilmesine ve “Özel Bütçe’’

olarak deyimlendirilmesine neden olmuştur. MUK’ nun 115. maddesinde de

“Giderleri özel gelirlerle karşılanan ve genel bütçe dışında yürütülen bütçelere katma

bütçe, yerel gider ve yerel geliri kapsayan bütçelere özel bütçe denir’’ denilmekle,

mahalli bütçeli kuruluşlar özel bütçeli kuruluş olarak tanımlanmıştır (Edizdoğan,

1998, 91).

4.2.1.4 Bağımsız Bütçeli Kamu KuruluĢları

Bütçenin transfer tertibinde yardım alan kuruluşlar Devlet Bütçesine Bağlı

dökümanlarda Bağımsız Bütçeli Kuruluşlar olarak tanımlanmaktadır. Bu kuruluşlar

devletin mali sisteminin dışında gelir elde edebilmekte, harcama yapabilmektedirler.

Mevcut yasal düzenlemelerinde, mali mevzuatla ilgili genel düzenlemelerin dışında

bırakılmaları ile ilgili hükümler bulunmakta, harcamalarında Maliye Bakanlığı’nın ve

Sayıştay’ın vize ve tescil işlemlerine tabi tutulmaktadırlar. Bu kuruluşlara devlet

bütçesinden yapılan ödemeler Genel Bütçe için harcama olarak kayıtlara geçmektedir.

Hazine birliği dışındaki söz konusu kuruluşların banka hesabına transfer edilen

kaynak, kuruluşun hizmetleri doğrultusunda zaman içinde kullanılmaktadır. Bu

konuda Genel Bütçeden 1999 mali yılında finansman açığı bulunan bu nitelikte yirmi

iki kuruma 2,6 katrilyon lira (bunun yaklaşık % 91’i sosyal güvenlik kuruluşlarından

kaynaklanmaktadır) olmak üzere konsolide bütçenin % 9,5’i oranında transfer

yapılmıştır (8. Beş Yıllık Kalkınma Planı, 2000, 35).

4.2.1.5 Vakıflar ve Dernekler

Ülkemizde ekonomik ve sosyal koşullar ile dernek ve vakıf geleneği de dikkate

alındığında, son yıllarda kamu kurum ve kuruluşlarının bünyelerinde büyük küçük

çok miktarda dernek ve vakfın kurulduğu görülmektedir. Bu kuruluşlar ilgili kamu

kurumunun personeli tarafından kurulmakta, sermaye çalışanların maaş ve

ücretlerinden kesinti yapılmak suretiyle sağlanmaktadır. Bu kuruluşların amacı

üyelerine emeklilik aylığı ve ikramiyesi vermek, sağlık yardımında bulunmak ve

dayanışmayı sağlamak olarak özetlenebilir (Akar, 2001, 21).

Page 79: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

66

Son yıllarda, ilgili kamu kurumunun ödenek yetersizliği nedeniyle normalde

kamu kurumunun yapması gereken hizmetlerin bu kurumlar eliyle yaptırılmaya

başlandığı görülmektedir. Hizmetin fiyatlandırılması olanağını da sağlayan bu

uygulama sonucunda önemli ölçülere ulaşan maddi büyüklükler bu kurumlarda

toplanmaya başlamıştır. Bu durum, kamu hizmeti niteliğinde faaliyetlerde bulunan

veya hizmetin üretilmesi sürecine katılan bu kuruluşların gerek yönetilmesi gerekse

ilgili kuruluşla bağlantısı olması nedenleriyle yeni tartışmalara neden olmaktadır. Bu

tartışmaların ana odak noktası bürokratik kaynaklı rant kavgası olabilmektedir. Bu

yapı beraberinde sistemin daha sağlıklı işlemesi ve dış denetime açılması yolundaki

çabaların önünde önemli direnç noktası dinamiği olmaktadır (8. Beş Yıllık Kalkınma

Planı, 2000, 35).

4.2.1.6 Yardım Sandıkları

Bugün Türkiye’ de kamu kurumları bünyesinde oluşturulmuş olan bir çok

yardımlaşma sandığı bulunmaktadır. Bunlardan bir kısmı kanunla kurulmuş olup

yasal olarak ana statüleri çerçevesinde faaliyet göstermektedir. Bu kurumların orijinal

gelir kaynakları üyelerinin maaşlarından sosyal güvenlik kesintisine benzer şekilde

yapılan kesintilerdir. (İLKSAN, OYAK, KİT’lerin pek çoğunun bünyesinde olan

yardımlaşma sandıkları gibi) Bu yardım sandıklarının gelir kaynaklarını ve

harcamalarını kamu harcamaları tanımında düşünmek ancak bazı şartların yerine

gelmesi ile mümkün olmaktadır. Katılımcı kişilerin kendi özgür iradeleri ile üyesi

oldukları ve ilgili kamu kuruluşlarıyla herhangi bir ekonomik ve finansal ilişkisi

olmayan yardım sandıklarını kamu harcama alanı içinde düşünmek doğru değildir (8.

Beş Yıllık Kalkınma Planı, 2000, 36).

4.2.2 Bütçe DıĢı Dolaylı Harcamalar

4.2.2.1 Devlet Mal ve TaĢınmazları

Türkiye’ de devlete ait taşınır veya taşınmaz üzerindeki bir tasarrufun mali

boyutunun ortaya çıkması, ancak tasarrufa konu işlemin bir nakit hareket doğurması

ile mümkün olabilmekte ve gerek kullanım, gerekse yönetimleri tamamen o mal ve

taşınmazların bulunduğu kurumlara bırakılmaktadır. Kurumlara devlete ait mal ve

taşınmazlar üzerinde tasarruf yetkisi tanınırken, bu kaynakların nasıl

Page 80: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

67

kullandıklarından dolayı kurumları sorumlu tutan bir uygulama da bulunmamaktadır

(Çiçek, 2004, 88).

Devletin mal ve taşınmazlarının gerektiği gibi takip edilememesi sonucunda,

özellikle son yıllarda artan bütçe açıkları nedeniyle bir çeşit kurtarıcı olarak gündeme

getirilen ve gerek görsel gerekse yazılı basının da yakından takip ettiği özelleştirme

faaliyetleri sonucunda devlet envanterinden çıkan mal veya taşınmazın gerçek boyutu

görülememekte dolayısıyla özelleştirme sonucu devlet kasasına giren nakdin elden

çıkan varlık ile ilişkisi tam olarak kurulamamaktadır (8. Beş Yıllık Kalkınma Planı,

2000, 37).

4.2.2.2 Yarı Mali ĠĢlemler

Yarı-Mali İşlemler (Quasi-Fiscal Activities) bugün bir çok ülkede uygulanan

politikalar içinde önemli bir yer tutan işlemlerdir. Genellikle bir ülkede Merkez

Bankası ve/ veya diğer kamu bankaları tarafından girişilen bazı faaliyetler nitelikleri

itibariyle finansal-parasal bir işlem yerine mali bir işlem niteliği taşırlar. Bunlara yarı-

mali işlemler denmesi ya da daha doğru ifade ile mali işlemlere benzer işlemler olarak

ifade edilmeleri ağırlıklı olarak bu işlemlerin bir vergileme, sübvansiyon ya da

doğrudan transfer niteliği taşıdıkları halde, geleneksel kamu bütçeleri sistemi içinde

bir kamu mali işlem olarak yer almamalarından ama özünde bu işlemlerle benzer

biçimde makroekonomik sonuçlar yaratmalarından kaynaklanmaktadır (Mackenzie ve

Stella, 1996, 1-7).

Merkez Bankası , kamu bankaları ve diğer KİT’ lerin, yarı mali (Quasi-Fiscal)

faaliyetleri bunların maliyetleri de bilinmemektedir. Üstelik bu faaliyetler genelde,

gelir dağılımı açısından desteklenmesi toplumsal kesimlerin yanı sıra, bu faaliyetler

etrafında örgütlenmiş gruplara aktarılan rantı da finanse etmektedir. Benzer şekilde,

yasal dayanağı bulunan hazine garantilerinin de, dönemsel olarak belirlenen üst

sınırları yoktur ve bütçelendirilmemektedir (Atiyas ve Sayın, 1997, 21).

Yarı mali işlemler, öncelikle devlet hesaplarında açıkça yer almamaları

nedeniyle istatistiksel ve devlet muhasebe sistemi açısından saydam olmayan bir

Page 81: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

68

görüntü yaratmakta, daha da önemlisi yarı- mali işlemler uygulanacak

makroekonomik politikaların seçimi açısından da saydamlık sorunu yaratmaktadırlar.

Yarı- mali işlemler bu açıdan devlet hesaplarında doğru bir biçimde yer almamasının

en önemli sonucu bütçe açığının ya da daha geniş bir ifadeyle kamu sektörü

borçlanma gereğinin doğru ölçülememesidir (Dedeoğlu ve diğerleri, 2000, 66).

4.2.2.2.1 KĠT’lerden Doğan Görev Zararları

Kamu iktisadi teşebbüsleri özerk bütçeli idareler olup, Genel Muhasebe Kanunu

Hükümlerine dahil olmayan kuruluşlardır. Bu kuruluşların bütçeleri, Genel Muhasebe

Kanunu’nun öngördüğü bütçe yöntemlerine uymaz ve Türkiye Büyük Millet Meclisi

onayından geçmez. Kamu iktisadi teşebbüsleri bütçe niteliğinde olmak üzere, yatırım

ve finansman programı ve işletme bütçesi hazırlar. Yatırım ve Finansman Programı,

Maliye Bakanlığınca, Kalkınma Planları ve Yıllık Programlara uygun olarak, DPT ve

denetimi olan Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu’na danışarak saptanır. Yatırım

ve finansman programının belirlenmesi için gerekli unsurlar; kaynak ödeme farkı,

toplam ve finansman kaynaklarıdır. Genel yatırım ve finansman dengesinin

kurulabilmesi kaynak-harcama dengesinin kurulmasına bağlıdır. Ancak Türkiye’de bu

kuruluşlar kaynak- harcama dengesini kuramadıkları için kamu bütçesi üzerinde

büyük yük teşkil etmektedir (Batırel, 1987, 24).

Bu kurumlar zaman içinde ekonomik ve siyasi gelişmeler sonucu devamlı olarak

siyasal iktidar tarafından politize edilmiş, aşırı istihdamın gerçekleştiği kurumlar

olmuşlardır. Öte yandan ekonomide faaliyet gösterdikleri alanlar da devamlı olarak

hükümetler tarafından yozlaştırılmıştır. KİT’lerin finansman açıkları son yıllar da

giderek arttığı için bu işletmeler kamu kesimi borçlanma gereğinin artmasındaki en

önemli birimlerden birisidir (Sakal, 2003, 113).

Bütçe Kanunu gereğince borçlanma limitleri dışında KİT’lerin finansman

ihtiyaçlarını karşılamak üzere ihraç edilen ikraz tahvilleri de bu tür borçlanmalardan

bir tanesidir. Bu tür özel tertip tahvillerin tümü finansman sağlamamakta ancak

bütçenin faiz yükünü arttırmaktadır. İkrazların bütçe finansmanına yansımaları ancak

nakden ödemeleri halinde tahvil anapara ödemesinde gözükmektedir. Bu tür

Page 82: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

69

yükümlülüklerin bütçe dışında kalması da bütçenin kapsamı ve şeffaflığı anlamında

sakıncalar yaratmaktadır. Hazine söz konusu kuruluşlar ile ikraz anlaşmaları

düzenleyerek borcu devralmakta ve karşılığında özel tertip devlet tahvili ihraç

etmektedir. İkraz anlaşmaları gereği kuruluş borcunu hazineye geri ödemekte veya

borç kuruluşun ödenmemiş sermayesinden mahsup edilmektedir (Hürcan, 1999, 81).

Hazine görev zararları karşılığı olarak, ilgili yıl bütçe kanunları uyarınca

kuruluşların görev zararlarından doğan alacakları karşılığında özel tertip tahvil ihraç

etmektedir. Kamu iktisadi teşebbüsü olarak faaliyet gösteren kamu bankaları bütçe

dışında faaliyet gösteren yarı kamusal faaliyet gösteren mali kurumlar olarak

faaliyetlerini sürdürmekte ve devletin destekleme politikalarında aracılık yapan

kurumlardır. Bu kurumlara içerisinde özellikle Halk Bankası ve Ziraat Bankası kendi

özel kanunları bulunmakla birlikte bankacılık sektöründe önemli bir ağırlığa sahip

kurumlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye’de toplam mevduatın yarısından

fazlasını toplayan kamu bankalarının uzun yıllar devletin hazinesi gibi kullanılması ve

kamu banka kaynaklarının düşük hazine senetleriyle nemalandırılması bu kurumların

kaynak maliyetlerini yükselten en önemli sorun olmuştur (Sakal, 2003, 128).

4.2.2.2.2 Merkez Bankasına Kur Farklarına KarĢılık Verilen Tahviller

Diğer bir yarı-mali işlem olarak ise 1211 sayılı Merkez Bankası Kanunun 61.

maddesi gereğince Merkez Bankasının aktif ve pasifinde yer alan altın ve dövizlerin

yeniden değerlenmesinden doğan aleyhteki kur farklarının Hazinece üstlenilmesi

sonucu Merkez Bankasına verilen kağıtlardan oluşmaktadır. Yeniden değerleme

farklarından doğan borçlar karşılığında uzun vadeli özel tertip devlet tahvili ihraç

edilmektedir. Bu senetlerin vade, faiz vs. şartları belirleyen Hazine Müsteşarlığı’nın

bağlı olduğu bakanın teklifi ile Başbakanlık makamı yetkilidir (Çiçek, 2004, 89).

4.2.2.2.3 Tahkimlerden Kaynaklanan Tahviller

Tahkim uygulaması kamu kurum ve kuruluşlarının birbirlerine olan borç ve

alacakların mahsubudur. Borç ve alacaklar mahsup edildikten sonra net alacaklı ve

borçlu kurumlar Hazine ile konsolide edilmektedir. Yani bir anlamda borçlar

silinmekte, net alacaklı olan kurumlara ise (ki bunlar çoğunlukla kamu bankalarıdır)

Page 83: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

70

Hazine’ce özel tertip tahvil ihraç edilmektedir. Tahkim uygulamaları mali disiplini

zedeleyici en önemli uygulamalardan olduğunu göstermektedir. Günün birinde tahkim

yapılacağını umut eden kamu kurum ve kuruluşları doğal olarak özellikle kamu

kurumlarına olan borçlarını ödememe tercihini kolaylıkla yapmaktadırlar. Nitekim her

tahkimden çok kısa süre sonra borç alacak tutarları tahkimle silinen miktarlara

ulaşmakta hatta bunları aşmaktadır (Dedeoğlu ve diğerleri, 2000, 57).

4.2.2.3 KoĢullu Yükümlülükler

4.2.2.3.1 Garantili DıĢ Borçlar

Hazine garantili borç ödemeleri yasal dayanağı olmasına rağmen bütçe

harcamaları içinde yer almaktadır. Yani ödeme koşulları Bütçe Kanunu ile

düzenlenmekte ancak buna rağmen garantili borç ödemeleri bütçe içinde bir büyüklük

olarak izlenememektedir. Hazine, Bütçe Kanunlarına dayanarak özel hukuk

hükümlerine tabi olsa dahi sermayesinin %50’ sinden fazlası kamu payından oluşan

kuruluşlar da dahil olmak üzere kamu kurum ve kuruluşların borçlanmalarına garanti

verebilmektedir (Çiçek, 2004, 92).

1995 yılından bu yana garantili krediler nedeniyle hazinece üstlenilen garantili

borç ödemelerinin hem faizleri hem de anaparaları bütçe ile ilişkilendirilmeksizin

anapara ödemelerinde izlenmeye başlanmıştır. Oysa uluslararası kabul görmüş

prensipler uyarınca bu kalemin harcamalar içerisinde gösterilmesi gerekmektedir.

Özellikle borçlanma gereği içinde giderek artan bir paya sahip olan bu tür işlemlerin

bütçe dışında bırakılması mali disiplini bozmakta ve bütçenin şeffaflığına gölge

düşürmektedir (8. Beş Yıllık Kalkınma Planı, 2000, 41).

Hazine Müsteşarlığı’nın, dış borçlarına garanti verdiği kuruluşlar, büyükşehir

belediyeleri, il özel idareleri, KİT’ler, üniversiteler ve bazı özelleştirme kapsamındaki

kuruluşlardır. Hazine garantisi nedeniyle, kamu tüzel kişilerinin borçların Hazine’ce

karşılanmasının nedenlerinden bazıları şöyle sıralanabilir; Bütçe yetersizlikleri,

programsızlıklar, hazine garantisi verilmesi sırasında dikkat edilmesi gereken

koşulların objektif kriterler halinde düzenlenmemiş olması, hazine garantisi

Page 84: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

71

verilmesinde siyasilerin etkisi ve ödemeleri hazine üstüne yıkarak kaynaklarını

arttırma istekleri şeklinde sıralanabilir (Hürcan, 1999, 72).

4.2.2.3.2 Devirli Krediler

Devirli ve tahsisli krediler Hazine’ce yurt dışından borçlanılıp Bütçe

Kanunlarında yer alan hükümler çerçevesinde kurumlara devredilen kredilerdir. Bu

türlü kredilerde her ne kadar kredi kamu veya özel kuruluşa devredilse bile borçlu

olarak Hazine görülmektedir (8. Beş Yıllık Kalkınma Planı, 2000, 41). Devirli

kredilerin daha çok finansal getirisi düşük ancak sosyal fayda açısından gerekli,

projeler açısından kullanılması dolayısıyla bir anlamda kendi veya projesinin

“Rating” i ile borç bulamayan kurumlara belli kriterler dahilinde kullandırılması

garantilerin ise ekonomik faydası-getirisi yüksek projelere sağlanması ve sıkı

yaptırımlara bağlanması gerekmektedir (Erdem, 2000, 83)

Bütçe Kanunu hükümleri uyarınca kuruluşlara devredilen kredilerin şartlarının

kredi anlaşmalarında yer alan şartlarla aynı olması gerekir. Ancak Hazine tarafından

bütçe kanunlarına göre yurt dışından temin edilip özel sektöre devredilen bazı

kredilerin devir şartlarının kullanıcılar lehine farklı hükümler içerdiği ve bu kredilerin

Hazine tarafından hazırlanan cetvellerde gösterilmediği tespit edilmiştir. Devirli

kredilerle ilgili gerçekçi değerlendirmelere ulaşılması ancak Hazine’nin vadesi

geçmiş veya vadesi gelmemiş bütün devirli kredi alacaklarının bilinmesi ile mümkün

olacaktır (Sayıştay, 1998, 16).

4.2.2.3.3 Ġç Kefaletler

Toprak Mahsulleri Ofisine verilen kefaletler (TMO Kefaletleri), Gelir Ortaklığı

Senetleri (GOS) ödemeleri, 45-55 otoyol senetleri ödemeleri ve özelleştirilecek

kurumlar için özelleştirme idaresine verilen kefaletler iç kefaletler kapsamını

oluşturmaktadır. 1998 yılında Bütçe Kanunu ile garantili dış borçlarda olduğu gibi iç

kefaletlerde de mali disiplinin sağlanması yolunda değişiklikler yapılmıştır. Bu

değişiklikler, KİT’lere verilen kefaletlerin tamamen kaldırılması ve özelleştirme

idaresine verilen kefaletlerin sınırlandırılması şeklindedir (Çiçek, 2004, 96-97).

Page 85: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

72

Hazine tarafından TMO kefaletleri için 1998 yılında yapılan ödemeler, 1997 yılı

Bütçe Kanunu’nda yer alan kefalet maddesinden kaynaklanmaktadır. 1997 yılı Bütçe

Kanunu’nun 41. maddesinin a bendinde:

“Kamu iktisadi teşebbüslerinin destekleme alımları ve diğer faaliyetleri ile ilgili

finansman ihtiyaçları için yapacakları borçlanmalara Hazine kefaleti vermeye, Hazine

Müsteşarlığı’ nın bağlı olduğu Bakan yetkilidir.’’

denmektedir. 1998 yılında KİT’ lere verilen kefalet maddesi Bütçe Kanunu’ndan

çıkarılmıştır. Ancak, buna rağmen TMO, 1998 yılında planlananın üstünde alım

yapmıştır. Bu nedenle, 1998 yılında Bütçe Kanunu’nda imkan olmayınca tüm

finansman yükü kamu bankalarının üstüne yüklenmiştir. Bu uygulamalar, Türkiye’de

mali disiplinin sağlanması için getirilen yasal düzenlemelerin de uygulanmadığı

görülmektedir (Hürcan, 1999, 77).

4.2.2.3.4 Mevduat Sigortası

Türkiye’de özellikle 1994 yılında meydana gelen mali kriz sonucunda bazı

bankaların sistem dışına çıkarılmasından sonra, tasarruf mevduatının tamamı devlet

güvencesi altına alınmış böylece güven ortamının yeniden tesisi amaçlanmıştır.

Türkiye’ de faaliyet gösteren ve mevduat kabulüne yetkili bulunan bankaların yurtiçi

şubelerinde gerçek kişiler tarafından açılmış olan Türk Lirası cinsinden tasarruf

mevduatı ile Türkiye’de yerleşik gerçek kişilere ait tasarruf mevduatı niteliğini haiz

döviz tevdiat hesapları mevduat sigortasına tabidir (Sayıştay, 2000, 145).

4.2.2.3.5 Yap ĠĢlet/Yap ĠĢlet Devret Projeleri

Yap-İşlet-devret modeli kamunun, kendi kaynakları ile gideremediği altyapı

ihtiyacını özel sektör kaynakları ile gidermek arzusu olarak ortaya çıkmıştır. Yap

işlet-devret modeli, ileri teknoloji ve yüksek maddi kaynak ihtiyacı duyulan projelerin

gerçekleştirilmesinde kullanılmak üzere geliştirilen özel bir finansman modeli olup,

yatırım bedelinin (elde edilecek kar dahil) şirkete, şirketin işletme süresi içerisinde

ürettiği mal veya hizmetin idare veya hizmetten yararlananlarca satın alınması

suretiyle ödenmesidir şeklinde tanımlanmaktadır. Yabancı literatürde yap işlet-devret

Page 86: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

73

modeli, toplum için yerine getirilmesi gereken temel altyapı yatırım ve kamu

hizmetlerinin gerçekleştirilmesinde devletin yerine özel sermayenin cevap vermesi

olarak algılandığı söylenebilir. Üretilen enerjinin TEAŞ ve TEDAŞ tarafından satın

alınması garantisi, enerji üretimi için gerekli olan girdi garantisi, yatırım süresince

kısa süreli ek kredilere ihtiyaç olması ve alınan kredinin enerji fonundan veya yabancı

kaynaktan sağlanması durumunda kredi garantisi, enerji fonunun, anlaşmada tesisin

idareye devredilmesi öngören maddeleri nedeniyle yapacağı ödemelere karşı garanti,

enerji fonunun yapacağı diğer ödemelere karşı garanti hazine tarafından YİD modeli

gerçekleştirilen projeler için sağlanan garantilerdir. Bu garantilerin tamamı ödeme

garantisi niteliğinde olup, şirkete performans garantisi sağlamaktadır (Yerlikaya,

2002, 28).

4.2.2.3.6 Yatırım Stoku

Yatırım stoku, genel anlamda kamu sektörü tanımı içinde yer alan kuruluşların,

yıllara sari yatırım projeleri ile ilgili olarak ihaleye çıkması, ihale sonucunda yaptığı

sözleşme ile keşifte belirlenen tutarlar üzerinden üstleniciye karşı bir yükümlülük

altına girmesi olarak tanımlanabilecek türden devlet taahhütleridir (8. Beş Yıllık

Kalkınma Planı, 2000, 42).

Yatırım programına giren yatırım projeleri, devletin bir taahhüdü niteliğindedir.

Bunların önemli bir kısmı sözleşmeye bağlanmıştır. Yatırım stoku, devletin harcama

taahhütleri ve uzun vadeli kaynak ihtiyacını göstermesi bakımından izlenmelidir

(Sayıştay, 2000, 151).

Yıllara sari mali yükümlülüklerin yaratılmasının en önemli araçlarından biri

taahhütlerdir. Taahhütler hem cari harcamalardan hem de yatırım harcamalarından

doğar. Ancak miktar olarak önemli olanı yatırımlardır. Yatırım programında halen altı

bin proje olduğu söylenmektedir. Bu projelerin bir çoğunun ihalesi yapılmış, işe

başlanmış ancak sonraki yıllarda yeterli ödenek ayrılmadığı için iş programından

sapılmış ve projeler durma noktasına gelmiştir. Hükümetler, bu altı bin projeyi bir

öncelik sırasına koyup, projelerin bir bölümünü eleyerek kıt kaynakları öncelikle

Page 87: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

74

projelere yönlendirmek yerine , yatırımlara yeni projeler eklenmiştir (Atiyas ve Sayın,

1997, 71).

4.2.2.4 Vergi Harcamaları

Devletin ekonomik veya sosyal gerekçelerle çeşitli kesim ve gruplara

diğerlerine göre bir vergi avantajı sağlaması şeklinde özetlenebilecek olan vergi

harcamaları çok yaygın bir politika aracı olarak kullanılmaktadır. Çeşitli sektörleri

teşvik etmek amacıyla kullanılan vergi indirimleri, istisnaları, çeşitli sosyal grupları

teşvik etmek amacıyla çıkarılan muafiyetler veya vergi indirimleri tipik vergi

harcamalarıdır.

Vergi harcamaları bir vergi politikası aracı olarak çok yaygın bir kullanım

alanına sahip olmakla birlikte, bu nitelikteki harcamaların miktarı ve kapsadığı

kesimler genellikle bilinmediği gibi aynı zamanda bu harcamalar

bütçelendirilmemektedir (Sakal, 2003, 77).

4.2.2.5 ÇeĢitli Kanunlarla Getirilen Vergi ve Benzeri Düzenlemeler

Bütçe kanunu dışındaki diğer düzenlemelerle, çeşitli kuruluşlara vergi benzeri

gelir toplama yetkisi verilmektedir. Bu çeşit gelir transferlerinin bütçeyle ilişkisi

kurularak, ilgili kuruma aktarılması gerekirken, gelirin kurumca doğrudan toplanması

bu miktarın kamusal harcama alanı dışında kalmasına neden olmaktadır. Buna örnek

olarak elektrik tüketimleri üzerinden TRT’ ye aktarılan pay gösterilebilir (8. Beş

Yıllık Kalkınma Planı, 2000, 44).

4.2.2.6 DıĢ Proje Kredisi Uygulamaları

Kamu kurum ve kuruluşlarının yatırım talepleri Devlet Planlama Teşkilatı (DPT)

tarafından incelenmekte, yıllık programlara bağlanmakta ve genel-katma bütçeli

kuruluşların ilgili mali yıl bütçelerine ödenekleri konulmaktadır. Dış proje

kredilerinin (DPK) çoğunlukla borçlusu Hazine olmakta veya Hazine’ ce garanti

sağlamaktadır. Normal şartlarda Bütçe Kanunlarına göre DPK ile yapılacak bir

yatırıma veya ihaleye Maliye Bakanlığı’nca vize verilmekte ve bu yatırım

harcamasında kullanılan DPK’ nin borç kaydının Hazine’ ce; ödenek kaydının ise

Page 88: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

75

Maliye Bakanlığı’nca yapılması gerekmektedir. Yatırım harcamasına ilişkin teknik

“Detaylar’’ ise DPT tarafından hazırlanan ve Bakanlar Kurulu Kararı ile her yıl ekim

ayında yürürlüğe giren ve gelmekte olan yıla ait yatırım programının “Uygulanması,

Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar’’ da belirtilmektedir (Dedeoğlu ve

diğerleri, 2000, 54). Kamu kurumları bir kaç istisna dışında 1998’ den önce ayni

nitelikteki kredi kullanımlarını hiç bir makama borç ve ödenek kaydedilmek üzere

bildirmemektedirler. Sadece DPT’ ye aylık veya üç aylık bir formatta belirli bilgileri

göndermekte, bu bilgiler ise çoğunlukla istatistiki amaçlı işler için kullanılmaktadır.

Kullanılan DPK’ ların nakit kısmı ödenekleşirken, ayni nitelikteki kullanımların çok

azı veya hiçbiri bütçeleştirilmemektedir (Erdem, 2000, 85).

4.3 Muhasebe Sistemindeki Aksaklıklar

Muhasebe kamu mali yönetiminde kilit rol oynar. Kamu yönetimlerini yeniden

yapılandırma çabası içerisindeki bütün ülkelerin, reform çalışmalarına muhasebe

sistemlerini rasyonelleştirmekle ve daha doğru, daha zamanlı, daha güvenilir bilgi

üretebilir hale getirmekle başlamaları rastlantı değildir. Gerçekten de, bir tür emanet

yönetimi olan kamu mali yönetiminde muhasebe, kamu kaynaklarının nerelerde ve

nasıl kullanıldığının hesabını tutmayı kolaylaştıran ve bu suretle kamu fonlarını

ellerinde bulunduran yöneticilerin bunları kendilerine verilen izinler çerçevesinde ve

rasyonel olarak kullandıklarının hesabını verebilmelerine olanak sağlayan son derece

önemli bir enstrümandır (Gören, 2000, 94).

Ocak 1994 tarihinde hazırlanan “Türkiye Cumhuriyeti Muhasebe, Finansal

Raporlama ve Denetim Hizmetlerinin Gelişimi’’ başlıklı bir Dünya Bankası

raporunun 2.01 numaralı paragrafında, yukarıdaki özellikleri taşıyan bir muhasebe ve

denetim anlayışının Türkiye’de “Göreli Olarak Yeni’’ olduğuna işaret ediliyor. Rapor

bu durumu, ticaret hayatına yüzyıllardır aile şirketlerinin egemen olmasına (yani

halka açık sermaye şirketlerinin olmayışına ve dolayısıyla da hissedarlara hesap

verme yükümlülüğünün özel sektörde dahi yerleşememesine) bağlamakta; bu yüzden

de muhasebeci ve denetçilerin mali bilgilerin güvenirliliği üzerine görüş belirtmeleri

ve rapor hazırlamalarına dönük denetim uygulamasının özel sektörde de yeni yeni

yerleşmekte olduğuna dikkat çekmektedir (World Bank Report January, 1993, 2).

Page 89: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

76

Gerçekten de yakın zamanlara kadar ülkemizde özel sektörde muhasebe, işletme

yönetiminin ihtiyacından çok, vergi mevzuatının getirdiği zorunluluklara uymak veya

vergi inceleme ve yoklamalarından kurtulmak maksadıyla uygulama alanı bulmuştur.

Ticarethanelerin çoğunun tek kişi işletmesi olmasının, işletme sahibinin yönetim

maksadıyla kullanacağı veriler için muhasebeye ihtiyaç duymamasının, bu veri ve

bilgileri kendi iş tecrübesiyle kestirebilmesinin veya başka yollarla sağlama

imkanlarını ellerinde bulundurmasının da bu durumda payı vardır. Halka açık

sermaye şirketlerinin yaygınlaşmasıyladır ki, şirket yöneticilerinin, şirketin durumu

hakkında şirketin gerçek sahibi olan hissedarlara hesap vermeleri gerekliliğinin önemi

kavranmış ve bunun bir sonucu olarak gerçek anlamda muhasebeye ve bağımsız

denetime olan ihtiyaç ülkemizde de artık kabullenilmiştir (ADETEF/TÜRKİYE, 1995

71).

Türk mali sisteminde muhasebe, sadece kayıt tutma fonksiyonunu yerine

getirmektedir. Çalışmalar sırasında görüldüğü üzere aylık konsolide bütçe çıkarılması

ve nakit kesinleşmelerinin hazırlanması esnasında, Saymanlıktan ve Muhasebat Genel

Müdürlüğü’ nden alınan verilerde niteliği bilinmeyen ama bir şekilde gelir girişi,

harcama veya finansman yaratmış kalemlerle karşılaşılmaktadır. Bu yüzden belki de

en öncelikli olarak ülkemizde muhasebe kayıtlarının tutulmasında, saymanlıkların

otomasyonunda ve muhasebe kayıtları sonucunda hazırlanan raporlarda daha detay ve

net açıklamalara yer verilmelidir (Hürcan, 1999, 88).

1994’ te Dünya Bankası Misyon Heyetince yapılan değerlendirmeler de Devlet

Muhasebe Sistemimizdeki hastalıklara hemen hemen aynı teşhisler konulmuştur. Bu

misyon heyetinin değerlendirmelerine dayanarak hazırlanan Kamu Mali Yönetimi

Projesi’nin danışmanlarından biri olan ADETEF firması, 1995 yılında mali

yönetimimiz için ikili muhasebe sistemi önermiştir. Türkiye’de genel olarak kabul

edilmiş olan Tek Düzen Hesap Planına dayalı bir tahakkuk muhasebesi ile bütçe gelir

ve giderlerinin kaydı amacıyla kullanılmak ve ita amirlerinin bütçenin uygulanma

derecesini izlenmesine olanak tanımak üzere geliştirilecek bir bütçe muhasebesidir

(ADETEF/TÜRKİYE, 1995, 73).

Page 90: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

77

Dünyadaki gelişmelere bakıldığında, muhasebe sistemlerinde nakitli bazlı kayıt

tutmadan tahakkuk bazda kayıt tutmaya geçişin başlamış olduğu görülmektedir.

Tahakkuk bazda kayıt tutma, devletin faaliyetlerine ilişkin daha geniş bilgi sağlaması

nedeniyle tercih edilmekte ve üzerinde çalışmalar yapılmaktadır (Hürcan, 1999, 90).

Türkiye’ de muhasebe sistemi konsolide bütçe nakit bazlı muhasebe sistemidir.

Harcamalar kısmında emanet ödemeleri izlenebilmektedir. “Emanet” kaleminde bütçe

harcama kalemleri ile ilgili olarak tahakkuk etmiş ancak nakit yetersizliği nedeniyle

ödenmemiş kalemler gösterilmektedir. Emanete alınan ödenek kaydı yapılmış bir

harcama kaleminin nakdi bulunduğu zaman emanetten bozdurma şeklinde kaydı

yapılarak bu kalemden düşülmektedir. Bu işlemler “Bütçe Dengesini” değil “Bütçe

Nakit Dengesini” etkilemektedir. Bütçe nakit dengesine ulaşılırken emanet kaleminin

yanı sıra bir de “Avans” kalemi bulunmaktadır. Avans kalemi içinde yer alan

“Bütçeden Mahsup Edilecek Ödemeler” kalemine mali disiplini bozucu olması nedeni

ile burada değinmekte fayda görülmektedir. Bütçeden mahsup edilecek ödemeler

kalemine faiz ve sosyal güvenlik ödemeleri için ödenek bittiği zaman

başvurulmaktadır (Dedeoğlu ve diğerleri, 2000, 50).

Devlet muhasebe alanındaki bir diğer sorun, Genel bütçe kayıtlarının, kurumsal

bazda değil idari bölümün esas alınarak oluşturulan saymanlıklarca karma bir şekilde

tutulması, bu kayıtlara dayanılarak yıl sonunda “Kurumsal Mali Tablolar’’ yerine

kaim olmak üzere saymanlık idare hesabı cetvelleri (Hesap özeti cetveli ile eklerinin )

düzenlenmesidir. Başka bir anlatımla muhasebe sistemimizin, kurumlar bazında değil

mülki bölümün bazında işletilmekte, dolayısıyla da kurum hesabı yerine, deyim

yerindeyse il ve ilçe hesabı tutulmaktadır. Genel bir kural olarak muhasebe sistemi

ekonomik bir birimin ekonomik sonuç doğuran işlemlerini kaydeder ve bu kayıtlara

dayanılarak yıl sonunda düzenlenen mali tablolar da o kurumun yıllık mali

pozisyonunu gösterir. Oysa uygulama, bulundukları yer, tabi oldukları bütçe rejimi ve

bağlandıkları saymanlık dışında hiçbir ortak yanları bulunmayan bakanlık şube

müdürlüklerinin bütün gelir ve gider işlemlerinin kaydından oluşan hesaplar, bir çok

ekonomik birimin tüm işlemlerinin karma bir şekilde tutulmasında ibarettir (Gören,

2000, 98).

Page 91: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

78

İdarenin yeniden Düzenlenmesi adlı eserde, çok yerinde bir teşhisle bu hususta,

“Merkezi tek bir devlet muhasebesi yerine, her kuruluşta ayrı muhasebe sistemi

kurulmalı ve bunların sonuçları merkezi bütçe ve hazine idaresi için konsolide

edilmelidir’’ tavsiyesine yer verilmektedir (TODAİE, 1972, 178).

4.4 Kurumlar Arası Koordinasyon

Kurumlar arasındaki ilişkilerin söz konusu kurumların başındaki kişilerin şahsi

ilişkileri ile çok yakından ilgili olduğu gözlenmektedir. Yani kurumsallaşmış,

belirlenmiş ilkeler yerine kurumlar arası ilişkilerde yöneticilerin dostluk seviyesine

dayalı gayet subjektif ilkeler bulunmaktadır. Getirilecek yasal düzenlemeler ile

kurumların yetki alanlarının çok iyi tanımlanması ve kurumlar arasındaki ilişkilerin

daha profesyonelce yürütülmesini sağlayacak kriterlere yer verilmesi sağlanmalıdır

(Hürcan, 1999, 82).

4.5 Bütçe Uygulamaları Sürecinde Mali Disiplini Bozucu Uygulamalar

Yedek ödenek uygulaması ve ödenekler arası aktarma Bütçe Kanunlarımızın

“Müdavim’’ maddeleridirler. “Gerektiğinde kullanılabilecek ödenekler’’ madde

başlığı altında, daha sonra “Aktarma’’ başlığı altında, yedek ödenekler ve ödenekler

arası aktarma yapabilmesine ilişkin hususlar ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir.

Bunların dışında da yedek ödenek sayılabilecek türden ödenekler mevcuttur.

Personel yedeği, ihbar ve kıdem tazminatlarını karşılama ödeneği, Bütçe Kanunu

metninde yer alan yedek ödenek türünden uygulamalardır. Bunlar ve madde

metinlerinde sayılmayan yedek ödenek benzeri bazı ödenekler Maliye Bakanlığı

bütçesinin 930 program 08 alt programında “Diğer Mali Transferle İlgili Ödemeler”

tertibinde yer almaktadır (Dedeoğlu ve diğerleri, 2000, 50).

Bütçelerin yaptırımlarını ve inandırıcılıklarını yitirmelerinde önemli bir neden

Kesin Hesap Kanunlarının Mecliste görüşülmesi sırasında ciddi bir şekilde

değerlendirilmemeleri gösterilebilir. Diğer konularda birbirleriyle son derece sert

tartışmalara giren siyasiler bütçe kesin hesap görüşmelerinde yıl başında alınan

Page 92: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

79

ödeneklerin neden aşıldığı gibi konularda birbirlerine son derece anlayışlı

davranmaktadırlar (Konukman, 2000, 145).

4.6 Bütçe Açığının Ölçülmesindeki Sorunlar

Türkiye’ de bütçe açığına ilişkin gösterge olarak sadece Birincil Denge( primary

balance) Bütçe Dengesi (overall balance) ve bütçe dengesi üzerine emanet ve avanslar

eklenmesiyle ulaşılan nakit dengesi yayınlanmaktadır. Oysa, gelişmiş ülke örnekleri

incelendiğinde görüldüğü üzere bütçe açığının ekonomideki etkilerinin daha doğru

değerlendirilmesini sağlamak üzere bütçe açığının yanı sıra operasyonel açığın

(operational deficit), cari açığın (current deficit), arttırılmış dengenin (augmented

balance) ve yapısal açığın (structural or cyclically adjusted deficit) da açıklanması

faydalı olacaktır (Hürcan, 1999, 86).

Tablo 9 : Farklı Bütçe Açığı Tanımları

•Operasyonel Açık (operational deficit) : Nominal faizler yerine reel faizlerle

hesaplanan bütçe açığı

•Cari Açık (current deficit ) : Gelirlerin, varlık satış gelirleri gibi sermaye

gelirlerinden arındırılmış haliyle harcamalardan yatırımın arındırılmış hali

arasındaki farktır. Burada kalemler arasında cari ve sermaye ayırımı yapılarak açık

tanımlanmaktadır. Bu açık kavramı, hükümetin tasarruflar üzerindeki etkisini

göstermektedir.

•ArttırılmıĢ Açık (augmented deficit) : Bütçe açığı üzerine yarı mali

nitelikteki(quasi fiscal) işlemlerin eklenmesiyle ulaşılan açıktır.

•Yapısal Açık (structural or cyclically adjusted deficit) : Devletin gelir ve

giderlerinde, GSMH’ sinde, dönemsel olarak meydana gelen dalgalanmalar

nedeniyle ortaya çıkan değişikliklerin etkisinden arındırılmış şekilde bütçe açığının

hesaplanmasıdır.

Kaynak : Hürcan Y.G. 1999 Mali Disiplinin Sağlanmasında Yasal Düzenlemele rin

Yeri, Önemi,, Dünya Uygulamaları ve Türkiye Örneğinin İncelenmesi

Page 93: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

80

4.7 Devletin Yayınladığı Verilere ve Kamuoyunun Devletin Hesapları ile

Uygulamalarına ĠliĢkin Bilgilere EriĢebilirliği Sorunu

Bu kapsamda Türkiye’de duruma bakıldığında cari yıl yanında geleceğe ve

geçmişe ilişkin verilerin düzenli, kapsamlı ve karşılaştırılabilir nitelikte elde

edilmesinde çeşitli sorunlar olduğu bilinmektedir. Konsolide bütçe borçlarının

seviyesi ve yapısı hakkında düzenli olarak bilgi yayınlanırken, finansal varlıklar

hakkında herhangi bir bilgi bulunmaktadır. Ayrıca, devletin varlık ve

yükümlülüklerinden türetilen devlet bilançosu da yayınlanmamaktadır (Hürcan ve

diğerleri, 2000, 116).

Kamuoyu cari yıl bütçesinin yanı sıra, geçmiş iki yıl bütçeleri ve orta vadede iki

ila dört yıllık dönemler için bütçe büyüklüklerinin ve izlenecek politikaların ne

olacağı, bunların altında yatan makroekonomik varsayımlar, devletin taşıdığı

yükümlülükler, vergi harcamalarının büyüklükleri, yarı mali işlemler diye bilenen

düzenlemelere ilişkin veriler ile devlet borçlarının yapısı, mali riskler ve büyüklüğü

konularında da mali raporlar sunulmalı ve bilgi verilmelidir. Bu tür bütçe dışı

faaliyetlerin büyümesi devletleri artan mali risklerle karşı karşıya bırakmaktadır

(Hürcan, 1999, 95).

Devletin gerçekleşmesi muhtemel yükümlülükleri dolayısıyla mali riskleri,

sermaye hareketlerinin artması, devletlerin bütçe kısıtları nedeni ile doğrudan

finansman yerine yatırımları gerçekleştirmek üzere garanti mekanizmalarına ağırlık

vermeleri nedenleriyle artmaktadır. Bütçe dışında yer alan bu tür büyüklükler hesaba

katılmadığında devletlerin mali durumları doğru olarak değerlendirilmemektedir. Bu

yüzden gerçekleşmesi muhtemel büyüklükler iyi tanımlanmalı, büyüklükleri iyi

ölçülmeli ve ortaya çıkan risk doğrultusunda iyi risk yönetimi stratejisi belirlenmelidir

(Kızıltaş, 2001, 248) .

Son yıllarda bütçe kanunlarında, kamu kuruluşlarının gelir ve giderlerinin

izlenmesi amacıyla madde yer almaktadır. 2001 Mali Yılı Bütçe Kanununda da bu

gelenek sürdürülmüş ve Kanunun 6. maddesinde, “Devletin tüm gelir ve giderleri ile

borç ve mali imkanlarının tespiti, takibi ve denetiminin yapılabilmesi amacıyla; genel

Page 94: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

81

bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idareler, döner sermayeli kuruluşlar, fonlar ve

fonlara tasarruf eden kuruluşlar , bütçenin transfer tertibinde yardım alan kuruluşlar,

belediyeler, belediyelere bağlı kuruluşlar, özel idareler, kamu iktisadi teşebbüsleri ve

diğer kamu kurum ve kuruluşları, gelir ve gider tahminlerini, mali tabloları,

birbirleriyle olan borç ve alacak durumlarını, personele ilişkin her türlü bilgi ve

belgeleri Maliye Bakanlığı’nca belirlenecek esas ve süreler dahilinde vermek

zorundadırlar (Kızıltaş, 2001, 168).

Maliye Bakanı madde kapsamına giren “Kurum ve kuruluşlardan, her türlü mali

işlemler ile ilgili bilgi, belge ve hesap durumlarını almaya; bu belge ve hesap

durumları ile borçlanma ve borç ödeme imkanları üzerinde inceleme yaptırmaya,

programlarına uygun harcama yapmayan, bilgi, belge ve hesap durumlarını ibraz

etmeyen idare , kurum ve kuruluşların bütçe ödenekleri ile ilgili gerekli önlemleri

almaya, bu maksatla gerektiğinde ilgili kurum ve kuruluşlardan alınan önlemlerin

uygulanmasını istemeye yetkilidir” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm çerçevesinde

Maliye Bakanlığı’ nın söz konusu kurumlardan bilgi isteme olanağı vardır. Ancak; bu

madde bugüne kadar yeterince işletilmemiştir (Kızıltaş, 2001, 169 ).

Merkezi hükümetin faaliyetlerine ilişkin raporlama ve istatistikler

geliştirilmekte ve uluslararası kabul gören Milli Hesaplar Sistemi (SNA), ESA 95 ve

GFS gibi standartlara uyumlaştırmaya rağmen, yerel yönetim maliyesinin

hesaplarında göze çarpar derecede gecikme söz konusu olmaktadır. Merkezi

hükümetin uygulamalarına ilişkin veriler, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, ve

Devlet Planlama Teşkilat Müsteşarlığı ve genel olarak da Devlet İstatistik Enstitüsü

tarafından yayınlanmaktadır. Verilerin yayınlanmasında IMF Special Data

Dissemination Standarts (SDDS) esas alınmakta veri yayınlama takvimi dahilinde

yayınlanmaktadır. DPT tarafından KİT’lerin ve yerel yönetimlerin verileri dahil

olmak üzere yıllık olarak veriler yayınlanmakla birlikte ,burada kullanılan

raporlamalar karşılaştırma yapmaya elverişli değildir (Kızıltaş, 2001, 169).

Teşvik mevzuatı kapsamında vergi indiriminde bulunulan kesime bir transfer

niteliğinde ve vergi harcamalarına ilişkin ve mali riskliliğin daha doğru

değerlendirilmesini sağlayacak diğer yükümlülüklere ilişkin herhangi bir raporlama

Page 95: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

82

yapılmamaktadır. Koşullu yükümlülükler kapsamında garantili iç ve dış borçların

Türkiye’de mali disiplini bozduğu bilinmektedir. Türkiye’ de devletin KİT’ler, Döner

sermayeler, vakıf vb. aracılığıyla gelir getirici faaliyetlerde de bulunduğu bir

gerçektir. Ancak bunlara ilişkin verilerin hepsi yayınlanmamaktadır.

Tüzükte hükümetlerin geçmiş, cari ve projeksiyonuna yapılmış dönemlere ait

mali faaliyetleri ile borçları ve finansal varlıkları hakkında tam bir bilgi setini

kamuoyuna sunması gerektiği belirtilmektedir. Tüzük bu bölümde mali bilgilerin

yayınlanmasında etkinliğini sağlaması için tablo 10’da verilen bilgiler olması

gerektiği konusunda birleşilmektedir.

Tablo 10 : Bilginin Kamuya Açık olması

•Bütçe dışı kamu faaliyetleri, bütçe kanunu ve ekli cetvelleri ile muhasebe raporları

içinde gösterilmelidir.

•Önceki iki yıla ait başlangıç ve revize bütçe rakamları cari yıl bütçe

dökümanlarında gösterilmelidir. Cari yıl bütçesi ile birlikte gelecek iki yıl için

orijinal ve revize edilmiş bütçe tahminleri de yayınlanmalıdır.

•Merkezi hükümetin koşullu yükümlülükleri, vergi harcamaları ve merkez

bankasının , kamu mali kurumları ve mali nitelikte olmayan kamu teşebbüslerinin

yarı mali faaliyetleri ile kamu bankaları, KİT’ler ve merkez bankaları ile

ilişkilerinden kaynaklanan yarı mali nitelikteki faaliyetleri bütçe dökümanları ile

birlikte yayınlanmalıdır.

•Merkezi hükümet, borçlarının seviyesi ve kompozisyonunu altı aydan fazla

gecikmeye meydan vermeyecek şekilde yayınlanmalıdır.

•Mali raporlamada kullanılan ilkeleri gösteren bir döküman hazırlanmalıdır.

•Mali veriler ve raporların yayınlanma takvimleri önceden kamuoyuna

açıklanmalıdır.

Kaynak : IMF , Manual on Fiscal Transparency 1998

Page 96: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

83

4.8 Bütçe Hazırlama,Uygulama ve Raporlamaya ĠliĢkin Kurallar Açısından

Değerlendirilmesi

Bütçenin hazırlanması, uygulanması ve raporlanmasında dağınıklık arz

etmektedir. Sorumluluklar farklı kurumlar arasında dağılmış ve her birinin bütçe

üzerinde sınırlı etkisi vardır. Dolayısıyla bütçe ile ilgili dökümanların

hazırlanmasında da aynı sorun devam etmektedir.

Türkiye’ de “Yıllık Programlar” ve Bütçe Tasarısı Metni ile birlikte Meclise

sunulan “Genel Ekonomik Hedefler” ve “Bütçe Gerekçesi” ana hatlarıyla mali

hedefleri, makro ekonomik çerçeveyi ve bütçenin hangi politikalara dayandırıldığını

içermekte; ancak mali riskleri tanımlamamaktadır. Yıllık bütçe tasarısı ile birlikte

TBMM’ ye sunulan Yıllık Ekonomik raporda, bu raporun hazırlandığı tarihe kadar

olan gelişmelere ilişkin rakamlar ve açıklamalar yer almaktadır (Kızıltaş, 2001, 205).

Tüzükte üzerinde önemle durulan bir diğer önemli nokta da bütçe çalışmalarının

orta vadeli hazırlanıp meclise sunulması gerektiğidir. Ayrıca, ek olarak ekonomik

mali durum raporları,, mali risklere ilişkin raporlar ve bütçe tahminlerine ilişkin

varsayımlara ilişkin çizelgelerle meclis bilgilendirilmelidir. Türkiye’ de beş yıllık

kalkınma planları hazırlanmakla birlikte bu planlar, yukarıda öngörülen makro

ekonomik çerçeveyi bir program dahilinde ortaya koyacak işlevle yükümlü

kılınmamışlardır (Kızıltaş, 2001, 2005).

Türkiye’ de bütçe tasarısı her yıl Anayasa’nın 162. maddesi gereği milli bütçe

tahminlerini gösteren raporla beraber mali yıl başından en az 75 beş gün önce Türkiye

Büyük Millet Meclisi’ne sunulmaktadır. Bunun yanında ekonomik ve mali

gelişmelere ilişkin daha önce değinilen detayda raporlara yer verilmemektedir.

Aslında Sayıştay Kesin Hesap Kanunu da Genel Uygunluk Bildiriminin yanında

Devlet Borçları Saymanlığı’nın tüm faaliyetlerine ilişkin “Hazine İşlemleri Raporu”

ve de 1997 yılından itibaren de “Dış Borç İzleme Raporu” vermektedir. Bu tür

raporların öneminin kavratılabilmesi ve bütünlüğünün sağlanması için konsolide

edilerek yayınlanması önem kazanmaktadır. Tüm bilgiler konsolide edilerek tek bir

döküman içinde anlaşılır biçimde yayınlanmalıdır. Bu raporların eksikliği

Page 97: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

84

kamuoyunda olayların nasıl geliştiği ve gelişeceği konusunda bilgi akışını

engellemekte bu eksiklikte varolan problemlere çözümler bulunması için politikalar

üretilmesini zorlaştırmaktadır. Kısaca, veri kısıtı nedeniyle varolan problemlerin

tanısı tam olarak konamadığından çözüm yolları da aranamamaktadır. Mali sistemde

kurumların iletişim eksikliğinden de kaynaklanan bir karmaşa mevcuttur (Hürcan,

1999, 99).

Bu konuda tüzükte incelenen konular, bütçe dökümanın içeriği, bütçe

tahminlerinin sınıflandırılması ve sunumu, bütçe uygulama ve işlemlerinin izlenmesi

ve mali raporlama üzerinde yoğunlaşmaktadır.

Tablo 11 : Bütçe Hazırlama, Uygulama ve Raporlamaya Süreçlerinin Açık

Olması

•Hükümetler mali politika hedefleri ve önceliklerini, ekonomik durum ve mali

sürdürülebilirlik üzerine değerlendirmelerini mali ve ekonomik içeren bir döküman

bütçe ile birlikte açıklanmalıdır.

•Bütçeye ilişkin makro ekonomik tahminleri gösteren orta vadeli makro ekonomik

yapıya ait bir rapor bulunmalıdır.

•Mali tahminlerdeki sapmalardan, koşullu yükümlülüklerden ve maliyetleri tam

anlamıyla saptanamayan programlardan kaynaklanan mali riskler raporlanmalıdır.

•Tüm kamusal faaliyetler bütçe içinde yer almalıdır. İşlemler brüt bazda

kaydedilmeli, ekonomik, fonksiyonel ve idari sınıflandırmaya tabi tutulmalıdır.

•Sınıflandırma sistemi kamu fonlarının toplanması ve kullanılmasında yönetsel

sorumlulukları tanımlamalıdır.

•Cari fiyatlarla hesaplanan bütçe gelir ve giderleri arasındaki farkı gösteren bütçe

dengesi ile birlikte daha detaylı ekonomik analiz yapmak üzere bütçe dengesinden

türetilen çeşitli bütçe büyüklükleri de hazırlanıp sunulmalıdır.

•Muhasebe standartlarını gösteren bir döküman da bütçe ile birlikte sunulmalıdır.

•Ekonomik ve mali verilerin raporlanmasında IMF’nin Devlet Veri Yayınlama

Sistemindeki veri yayınlama standartları takip edilmelidir.

•Merkezi hükümetin kesin hesapları, kapsamlı ve güvenilir olmalı, bütçe ödenekleri

ile uyumlu ve bağımsız dış denetime tabi olmalıdır. Denetim sonuçları mali yıl

Page 98: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

85

bitiminden sonra 12 ay içinde hazırlanmalıdır.

Kaynak : IMF , Manual on Fiscal Transparency 1998

4.9 Mali Alanda Uluslararası Standartlara Uyulması Sorunu

Mali alanda uyulması gereken uluslararası standartlar, istatistiki veriler

bakımından IMF Government Finance Statistics (GFS) ve UN System of National

Account (SNA), veri yayınlama bakımından IMF Special Data Dissemination

Standarts (SDDS), ve de muhasebe alanında çalışmaları yürütülen standartlar

International Federation of Accounts (IFAC)’ ın geliştirdiği standartlardır (Hürcan,

1999, 97).

Uluslararası veri yayınlama standartlarına uyulması bakımından Hazine

Müsteşarlığı’ nın yayınladığı verilere bakıldığında bütçe, iç borç stok ve dış borç stok

verileri IMF’ nin özel veri yayınlama standartları (SDDS) kapsamında

yayınlanmaktadır. Türkiye bu proje kapsamında 17 pilot ülkeden biridir. Veriler

önceden yayınlanan takvime uygun olarak Devlet İstatistik Enstitüsünün koordine

ettiği internet sayfalarında yayınlanmaktadır. SDDS kapsamında IMF’nin istediği

fakat Türkiye’nin teknik yetersizlik nedeniyle yayınlayamadığı sadece alıcılara göre

iç borçlanma durumunu gösteren tablodur. Merkez Bankası’ nın Elektronik Menkul

Kıymet Transferi Sistemi (EMKT) uygulanmaya başlandığında bu tablo da

yayınlanabilecektir (Hürcan, 1999, 97).

4.10- Devlet Hesaplarının Bağımsız Denetlemeye Tabi Olması Sorunu

Lima deklarasyonunda denetim terimine, bu fonksiyonun temel özellikleri ve

amaçları anlatılarak açıklık getirilmiştir. (INTOSAI, The Lima Declaration of

Guidelines on Auditing Precepts, Glosarry) Buna göre, “Kamu fonlarının yönetimi bir

vakıf (emanet idaresi) yerine geçtiğinden , denetim kavramı ve kurumu kamu mali

yönetimlerinde yaratılıştan vardır”. Denetim kendi içinde bir son değildir; ancak

amacı, mali yönetimin, kabul edilen ölçütlerden ve mevzuata uygunluktan

sapmalarıyla verimlilik, etkinlik ve tutumluluk ilkelerini ihlallerini:

Page 99: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

86

•“Düzeltici eylemi mümkün kılacak

•Hesap vermekle yükümlü olanların sorumluluk almalarını sağlayacak

•Bunları telafi ettirecek veya

•Bu tür ihlalleri önleyecek – hiç değilse daha güçleştirecek kadar erken bulup

ortaya çıkarmak olan düzenleyici bir sistemin vazgeçilmez bir parçasıdır.”

Avrupa Birliği Sayıştay'ına göre (kamu kesiminde) denetim, bir kuruluşun

faaliyetlerinin ve işlemlerinin hedeflere, bütçelere, kurallara ve standartlara uygun

olarak yürütülmesini ya da işlemesini güvence altına almak üzere incelenmesidir. Bu

incelemenin amacı, düzenli aralıklarla düzeltici önlemi gerektirebilecek sapmaları

belirlemektir (Yörüker, 1999, 2).

Bir çok ülke de ulusal denetim birimleri kurulmuş olsa da, bu birimler

bağımsızlık dereceleri ve yapıları bakımından farklılıklar göstermektedir. Bu

birimlerin temel işlevi, kamuya hesap verebilirliği teşvik etmek ve desteklemektir.

Mali şeffaflığın bir gereği de, bu ulusal denetim birimlerinin kanunla kurulmasıdır.

Ulusal denetim birimlerinin önemli bir özelliği de mevcut hükümetin kontrolünde

olmamasıdır.

Hükümet denetiminin ana unsuru usule uygunluk kontrolüdür. Bu da, her bir

kuruluşun mali hesap verebilirliğinin tasdiki; mali bildirimler üzerine fikir beyan

edilmesi, hükümetin bütün olarak mali hesap verebilirliğinin tasdiki, mali sistemin ve

işlemlerin denetimi ve iç kontrol ile denetim fonksiyonlarını içermektedir (IMF,

1998, 114).

Burada önemle altı çizilmesi gereken, Türkiye’de Sayıştay’ın yerine getirdiği

yasama adına denetim görevini yapan ulusal denetim kuruluşlarının iktidarda bulunan

hükümetin etkisinden uzak çalışabilmeleridir. Oysa, Türkiye’de bu durum incelendi

ğinde görüleceği gibi, Sayıştay başkan ve üyeleri meclis tarafından atanmaktadır. Bu

mali disiplinin sağlanması açısından saydığımız tüm ilkelere zıtlık oluşturmaktadır

(Hürcan, 1999, 109).

Page 100: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

87

BEġĠNCĠ BÖLÜM

TÜRKĠYE’DE MALĠ DĠSĠPLĠNĠN SAĞLANMASI ĠÇĠN YAPILAN

DÜZENLEMELERĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

Ülkemizde mali disiplinin sağlanması açısından çıkarılmış olan 5018 sayılı

Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu beşinci bölümde ayrıntılı olarak

incelenecektir. Bu Kanunun getirdiği yeniliklerin neler olduğu ve bu çıkarılan yeni

kanun ile nelerin hedeflendiği üzerinde durulacaktır.

5.1 5018 Sayılı Kanunu’nun Çıkarılması Süreci

Türkiye’ de 1970’li yılların başından itibaren ekonomik yapı hızla bozulmuş,

istikrarı yakalamak için yapılan bir çok girişim, siyasi yapıdaki dalgalanmalarla da

birleşince sonuçsuz kalmıştır. Türkiye, yüksek enflasyon, kamu açıkları, istikrarsız

büyüme, yüksek faiz ve bozuk gelir dağılımı ile sürekli olarak uğraşmış, bazı kısa

dönemli iyileşmeler dışında sorunlarına köklü bir çözüm bulamamış ve aradığı

istikrarı yakalayamamıştır. Bu arada yapısal reformlarla desteklenmeyen ekonomik

istikrar paketlerinin ömrü de kısa süreli olmuştur. Bazı yıllarda ekonomik ve mali

durumda iyileşmeler kaydedilse de sistem kolayca bozulabilir niteliğini

kaybetmemiştir ( Kesik, 2005, 45 ).

Böylece, kamu mali yönetim sisteminden kaynaklanan sorunlar ve devamında

kamu kaynaklarının etkin, verimli ve ekonomik kullanılmadığı düşüncesi, reform

çabalarını hızlandırmıştır. Esasında ülkemizde reform çabaları genelde ekonomik ve

mali krizler sonrası ortaya çıkmış ve ekonomide önemli bir yere sahip olan kamu

sektöründe önemli değişikliklere gitmek gerektiği anlayışı yaygınlık kazanmıştır.

1994 yılının nisan ayında yaşanan ekonomik krizin hemen akabinde, kamu mali

yönetim sisteminde bir takım değişikliklere gitmek gerektiği sonucuna varılmış ve bu

amaca yönelik olarak çeşitli kamu idaresi temsilcilerinden oluşan çalışma

komisyonları oluşturulmuştur. Komisyonlar çalışmalar yapmış ve raporlarını

hazırlayıp dönemin siyasi iradesine sunmuşlardır. Ancak reform çabalarının arkasında

yeterli siyasi irade gerçekleşmeyince bu çabalar sonuçsuz kalmıştır. Kamu mali

Page 101: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

88

yönetimi reformunda ikinci adım, ekonomide yaşanan önemli ekonomik sorunlar

neticesinde, 2000 yılında uygulanmaya başlanan yeni ekonomik program ile birlikte

başlamış ve 2001 yılında yaşanan ekonomik ve mali kriz sonucunda hız kazanmıştır.

Bu kapsamda devletin yarı mali işlemlerine çeki düzen verilmiş, uzun yıllardan beri

büyük sorun olan bütçe içi ve bütçe dışı fonlar ile özel ödenek ve özel hesap

uygulamaları bazı istisnalar dışında kaldırılmış, yıl içinde idare bütçelerine

parlamento izni alınmadan ödenek eklenmesine imkan veren hükümler kaldırılmış,

devlet borçlanması ve ihale sistemi çerçeve bir kanunla disiplin altına alınmıştır.

Kamu mali yönetim sisteminde en köklü ve bütünsel değişiklik, 2003 yılı sonunda

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu çıkarılması ile

gerçekleştirilmiştir. Yaklaşık seksen yıldır uygulanmakta olan ancak bugünün

dünyasında ortaya çıkan yeniliklerin gereklerini artık karşılayamaz hale gelen 1050

sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu yürürlükten kaldırılmak suretiyle yeni Kamu

Mali Yönetim anlayışı 5018 sayılı Kanun ile getirilmiştir. Bu kanun kamu maliyesinin

temel ilkelerinde ve kamu kaynağının kullanılmasında çok önemli değişiklikler

getirmektedir (Öz ve Kaplan, 2005, 243).

Yeni kamu mali yönetim anlayışının getirmiş olduğu önemli yenilikler, bütçenin

genellik ve birlik ilkelerinin uygulamada güçlendirilmesi, kamu kaynaklarının

kullanılmasında saydamlık, hesap verebilirlik ve performans esaslı bütçeleme ve çok

yıllı bütçelemenin öne çıkarılması, kamu kaynaklarının etkin, ekonomik ve verimli

kullanılması konusunda gerekli mekanizmaların getirilmesi ve çağdaş kamu mali

yönetim ilkelerinden biri olan önceden idarecilere serbesti tanıyıp sonrası harcama

sonrası denetimin etkinliğinin arttırılarak güçlendirilmesi, olarak sıralanabilir (Kesik

2005, 46).

Bu çerçevede ele alındığında Kamu Mali Yönetimi ve Mali Kontrol Kanunu

2003 yılında çıkarılan bir kanun olmasına karşın uygulanma yılı olarak 1.1.2006

olarak belirlenmiş ve bu süre içerisinde kurumların 5018 sayılı kanun ile getirilen

yeniliklere uyum sağlaması açısından süre verilmiştir. Buradan hemen 5018 sayılı

kanunun ülkemiz kamu mali yönetiminde ne gibi yenilikler getirdiğini tek tek

kalemleri alarak inceleyeceğiz.

Page 102: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

89

5.2 5018 Sayılı Kanun Ġle Türk Kamu Mali Yönetimine Getirilen Yenilikler

Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, mali sistemi köklü bir şekilde

değiştirmiştir. Getirilen en önemli değişiklik performansa dayalı mali yapıdır. Birkaç

yıldır alt yapısı hazırlanan performansa dayalı mali yapı çalışmaları bu kanun ile

somutlaştırılmıştır. Kanunun çıkarılma gerekçesi olarak, kamu mali yönetimindeki

etkinsizlik, verimsizlik, ihtiyaçlara cevap verememe gibi sebepler ön plana

çıkmaktadır. Bu kanun ile getirilen düzenlemeler kamu mali yönetiminde “Disiplini

ve Etkinliği” sağlamaya yöneliktir (Öz ve Kaplan, 2005, 245).

Bütçe türleri, uluslararası standartlarda benimsenen biçimde yeniden

tanımlanmış ve sınıflandırılmıştır. Bu çerçevede katma bütçe kaldırılmış, kamu

idareleri, idari ve mali statülerine genel bütçeli veya özel bütçeli hale getirilmiştir.

5018 sayılı Kanun, mali yönetim ve kontrol sistemimizin yapısını ve işleyişini yeni

bir anlayışla ele alarak bu hususların temel esaslarını düzenlemekte, kamu

bütçelerinin hazırlama, uygulama ve kontrol işlemlerinin nasıl yapılacağını, mali

işlemlerin muhasebeleştirilmesi ve raporlanmasını belirlemektedir (Kesik, 2005, 49 ).

Bütçe hakkının en iyi şekilde kullanılması sağlamak amacıyla, bütçenin kapsamı

genişletilmiştir. Döner sermayeli işletmeleri ile fonların, ilgili oldukları idare bütçeleri

içerisine alınması sağlanmış ve belirli bir süre sonunda da tasfiye edilmesi

öngörülmüştür (Tosun, 2003, 19-20). Böylece belirlenen harcamaların parlamentonun

bilgi ve denetimine tabi olması sağlanmaya çalışılmıştır. Kanunun kapsamı,

uluslararası sınıflandırmalara uygun olarak, genel yönetim kapsamındaki kamu

idareleri olarak belirlenmiştir. 1050 sayılı Kanun sadece devlet tüzel kişiliğine dahil

idareler ile özel mevzuatlarındaki hükümler saklı kalmak üzere katma bütçeli ve özel

bütçeli idarelerin mali yönetim ve denetimlerini kapsarken, 5018 sayılı Kanun;

merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve mahalli

idarelerden oluşan genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin mali yönetim ve

kontrolünü kapsamaktadır. Merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri de, Kanuna

ekli (I), (II),(III) sayılı cetvellerde gösterildiği üzere, genel bütçeli ve özel bütçeli

idareler ile düzenleyici ve denetleyici kurumlar bütçelerinden oluşmaktadır. Ancak

Page 103: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

90

düzenleyici ve denetleyici kurumların mali özerkliklerinin sağlanması amacıyla, bu

kurumlar Kanunun bazı maddelerinden istisna edilmiştir (Kesik, 2005, 49 ).

Bütçe hazırlama ve uygulama sürecinde kamu idarelerine önemli esneklikler

getirilmekte, kamu idarelerinin bütçe sürecindeki görev, yetki ve sorumlulukları

yeniden düzenlenmektedir. Bu kapsamda, kamu mali yönetiminde yetki- sorumluluk

dengesi yeniden kurulmakta, yetkisiz sorumluluk ile yetkili sorumsuzluk sorunu

aşılmaktadır. Harcama öncesi kontrol yapma ve harcama sonrası iç denetimi

gerçekleştirme görevleri ilgili kamu idarelerine devredilmiş ve bu kapsamda yeni bir

yapılanmaya gitmeleri öngörülmüştür (Kesik, 2005, 50 ). Halen harcama öncesinde

Maliye Bakanlığı tarafından yürütülmekte olan taahhüt ve sözleşme tasarılarının vize

işlemleri kaldırılmaktadır. Bu kapsamda, Sayıştay tarafından yürütülmekte olan

ödenek kullanımına ilişkin vize işlemi ile taahhüt ve sözleşmelerin tescil edilmesi

işlemine 2005 yılından itibaren son verilmiştir. Böylece harcama öncesi kontroller

azaltılmak suretiyle kamu hizmetlerinin hızlı bir şekilde sunulması için gerekli ortam

hazırlanmış olmaktadır. Denetimde ihtisaslaşmanın önü açılmak suretiyle belirli

kuralları ve standartları olan, sürekli işleyen, ilgili kamu idaresinin içinde yer alacak

bir iç denetim sistemi kurulması amaçlanmıştır. Belirlenmiş bir sistem dahilinde

işleyen denetim faaliyetlerinin yapılmasını sağlamak ve harcama sonrası iç denetimi

gerçekleştirmek üzere, iç denetçilerin atanması öngörülmektedir. Yeni getirilen

sistemin bir gereği olarak harcama sonrası denetim faaliyetinin güçlendirilmesi

istenmektedir (Gülen Fikret, “Bütçe ve Saydamlık”).

Sayıştay denetiminin kapsamı genişletilmektedir. Genel yönetim kapsamında

yer alan tüm idareler Sayıştay denetimine tabi tutulmaktadır. Ayrıca, aynı doğrultuda

5170 sayılı Kanunla 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında yapılan

değişiklikle, Sayıştay denetimine ilişkin Anayasada yer alan istisna hükmü

kaldırılmıştır (Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü, 2005, 18).

Kamu da aynı muhasebe sistemi kullanılması zorunluluğu getirilmiştir. Genel

yönetim kapsamındaki tüm kamu idarelerinde ortak muhasebe ve raporlama

standartları ile çerçeve hesap planı uygulanacaktır. Ayrıca, kamu maliyesine ilişkin

mali istatistiklerin hazırlanması ve kamuoyuna sunulması konusunda Maliye

Page 104: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

91

Bakanlığı yetkilendirilerek bu alandaki dağınıklık giderilmiştir. Buna göre; kamu

idarelerinin verileri bir bütünlük içerisinde yayımlanmış olacaktır. Uluslararası Para

Fonunun Devlet İstatistikleri (GFS) standartlarına uygun olarak yeni bütçe

sınıflandırması uygulamasına geçilmektedir. Mahalli idareler ve sosyal güvenlik

kurumlarının bütçe büyüklüklerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bilgisine

sunulmasını sağlamaktadır (Kesik, 2005, 51 ).

Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile getirilen yenilikleri kısaca yukarıda

değinmeye çalıştık. Yukarıda anlattıklarımızı aşağıda tek tek alarak daha yarıntılı bir

şekilde incelemeye çalışacağız.

5.2.1 Kamu Maliyesinde Yapılan Düzenlemeler

Kanunda, Kamu Mali Yönetimi, kamu kaynaklarının tanımlanmış standartlara

uygun olarak etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasını sağlayacak yasal ve yönetsel

sistem ve süreçler olarak tanımlanmıştır (Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme

Bakanlığı, 2006, madde 3-l, 13). Dolayısıyla mali yönetimin performansa dayalı

olacağı yasal hüküm altına alınmıştır. Zaten Kamu Yönetimi Temel Kanun

Tasarısında genel olarak performansa dayalı bir kamu yönetimi öngörülmektedir.

Tasarının 30. maddesinde bakanlıklara performans ve kalite ölçütleri geliştirme

görevi verilmiştir. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nda bu durum açıkça

ortaya konulmuştur.

Kanunda kamu maliyesinin temel ilkeleri açıkça sayılmıştır. Bunlardan önemli

olanlarını şöyle sıralayabiliriz. Kamu maliyesi kamu görevlilerinin hesap

verebilmelerini sağlayacak şekilde uygulanır. Maliye politikası makro ekonomik ve

sosyal hedefler ile uyumlu bir şekilde oluşturulur ve yürütülür. Kamu mali yönetimi

ekonomik, mali ve sosyal etkinliği birlikte sağlayacak şekilde yürütülür. Kamu

maliyesinde etkin gelir elde edilmesi harcama yapılması için gerekli analiz yöntemleri

(fayda-maliyet, maliyet- etkinlik v.b) kullanılır (Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme

Bakanlığı, 2006, madde 5, 15). Ancak burada sosyal etkinlik vurgusunda dikkat

edilmesi gereken durum devletin “Sosyal Devlet” olarak değil, “Düzenleyici Devlet”

olarak sosyal refahı etkinleştireceğidir (Öz ve Kaplan, 2006, 246).

Page 105: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

92

Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nda “Mali Şeffaflığa” ilişkin

hükümler önemlidir. Buna göre her türlü kaynağın elde edilmesi ve kullanılmasında

denetimi sağlamak amacıyla kamuoyunun zamanında bilgilendirileceği hükme

bağlanmıştır. (Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Bakanlığı, 2006, madde 7, 15). Bu

hüküm 9 ekim 2003 tarihinde kabul edilip 24 nisan 2004 tarihinde yürürlüğe girmiş

olan 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkında Kanun ile hayata geçirilmek istenen

“Kamudan Bilgi Alma Hakkı” ile doğru orantılıdır. (Öz ve Kaplan, 2005, 246).

Mali yapıda şeffaflık ile bağlantılı olarak memurların her konuda “Hesap

Verebilmeleri” hüküm altına alınmıştır. Buna göre, her türlü kaynağın elde edilmesi

kullanılmasında sorumlu olanlar yetkili mercilere hesap vermek zorundadırlar

(Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Bakanlığı, 2006, madde 8, 17). Mali şeffaflık ve

hesap verebilirlik ilkesini hayat geçirmek amacıyla üst yöneticilerin ve bütçe ile

ödenek tahsis edilen yetkililerin, idari sorumlulukları çerçevesinde her yıl faaliyet

raporları düzenlemeleri ve bu raporların stratejik planlama ve performans programları

uyarınca yürütülen faaliyetleri, belirlenmiş performans göstergelerine göre hedef ve

gerçekleşme durumu ile meydana gelen sapmaların nedenlerini açıklayacak şekilde

hazırlanması hüküm altına alınmıştır (Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Bakanlığı,

2006, madde 41, 47). Böylece üst yöneticiler kendi faaliyetlerini düzenli olarak

raporlayıp kamuoyuna duyuracaklardır. Bu raporların bir örneği Sayıştay’ a verilir.

Sayıştay, mahalli idarelerin raporları hariç idare faaliyet raporlarını, mahalli idareler

değerlendirme raporunu ve genel faaliyet raporunu dış denetim sonuçlarını dikkate

alarak görüşlerini de belirtmek suretiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ ne sunar

(Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Bakanlığı, 2006, madde 41, 48).

Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile kurumların “Performans Esaslı

Yönetimi” gerçekleştirmek amacıyla “Katılımcılık İlkesi” dahilinde stratejik planlama

yapacakları hükme bağlanmıştır (Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Bakanlığı,

2006, madde 9, 19). Bu durum kamu hizmetlerinin istenilen kalitede olması için

gerekli görülmüştür. Stratejik planlama Kamu Yönetimi Temel Kanun Tasarısında

tanımlanmıştır. Kamu kurum ve kuruluşlarının orta ve uzun vadeli amaçlarını, temel

ilke ve politikalarını, hedef ve önceliklerini performans ölçütlerini bunlara ulaşmak

için izlenecek yöntemler ile kaynak dağılımlarını içeren planlamaya “Stratejik

Page 106: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

93

Planlama” denilmektedir (Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Bakanlığı, 2006,

madde 3-n, 14 ). Böylece kamu kurumlarının bütçelerini stratejik amaçlara uyumlu ve

performans esaslı olarak hazırlamaları hükme bağlanmıştır.

Yukarıda yaptığımız açıklamalar neticesinde kurumların kendileri için stratejik

planlar yapacaklarını ve böylece bu stratejik planlara uymak için çalışmalarına bu

çerçevede devam edecekleri için bir nevi performanslarını ortaya koyacaklardır. Bu

nedenle bu konudan hemen sonra performansa yönelik yapılan düzenlemeler üzerinde

durulacaktır.

5.2.2 Bütçe Açısında Yapılan Düzenlemeler

Ülkemizde fonlar, giderek hemen hemen her alandan kaynak toplayan, kullanım

amaçları dışına çıkabilen, kaynakların etkin kullanımından uzaklaşmaya yol açan,

yeterli ve etkin denetimleri yapılamayan ve süresiz çalışan bir sisteme

dönüştüklerinden, mali disiplin ve şeffaflığı sağlamanın önünde aşılması gerekli bir

engel olduklarına dair genel görüş hakim olduğundan, fon sisteminin tasfiye edilmesi

yolu seçilmiştir. Bu çerçevede, 2000 yılında Maliye Bakanlığı, DPT ve Hazine

Müsteşarlığı’nca müştereken yapılan çalışmalarda; ilk aşamada kuruluşundan itibaren

hiç işlememiş, zamanla fonksiyonunu kaybetmiş, bütçeye gelir sağlamayan, 1993

yılından itibaren iz bütçeyle takip edilen fonlar ile kaldırılması halinde uygulamada

boşluk yaratmayacak fonlar tespit edilerek, 25 bütçe - içi ve 2 bütçe - dışı fon tasfiye

edilmiştir. 2001 yılında yapılan çalışmalar sonucunda, 36 bütçe - içi ve 6 bütçe - dışı

fonun tasfiyesi de 01.01.2002 tarihinden itibaren gerçekleşmiştir. 2000 ve 2001

yıllarında yapılan yasal düzenlemeler neticesinde toplam 69 fonun tasfiyesi

tamamlanmıştır. Fonların tasfiye edilmesi ile bütçe disiplini ve şeffaflığının

artırılması yönünde önemli bir yapısal reform da sağlanmıştır ( Cura, 2003, 8-9).

Ülkemizde 5018 sayılı Kanun öncesinde genel bütçe, katma bütçe, özel bütçe,

özerk bütçe, bunlara ilave olarak döner sermaye işletmeleri bulunmaktadır. Kamu

Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunun bütçe sistemine getirilen düzenleme ile yeni

bütçe sistemi oluşturulmuştur. Bunlar tablo 12’de gösterilmektedir.

Page 107: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

94

Tablo 12: Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Getirilen Yeni Bütçe

Sistemi

Kaynak: (Öz Ersan ve Kaplan, Ersin (2005) “Türk Mali Sisteminin Yeniden

Yapılandırılması”, Türk İdare Dergisi, S.446, 250)

“Genel Bütçe” olarak adlandırılan merkezi hükümet kurumlarını kapsayan bütçe

kapsamında TBMM, Cumhurbaşkanlığı, Bakanlıklar,Yüksek Yargı Organları, bazı

müsteşarlıklar ve bazı merkezi kurumlar (DİE, Devlet Meteoroloji İşleri Genel

Müdürlüğü, vs.) ve buna ilave olarak mevcut bütçe sistemi içerisinde katma bütçeli

kurum olarak işlem gören bazı kurumlar bulunmaktadır. Buna göre mevcut

uygulamada katma bütçeli kurum olarak çalışan Tarım Reformu Genel Müdürlüğü,

Karayolları Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Orman Genel

Müdürlüğü, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, Sosyal

Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Genel Müdürlüğü genel bütçeli kuruluşlar kapsamına

alınmıştır. Genel bütçe kapsamında 54 kurum sayılmıştır. Halen katma bütçeli bir

kurum olan Telsiz Genel Müdürlüğü’ ne ilişkin olarak Kamu Mali Yönetimi ve

Kontrol Kanununda bir düzenleme yapılmamıştır (Öz ve Kaplan, 2005, 246).

“Özel Bütçe” bir bakanlığa bağlı veya ilgili olarak belirli bir kamu hizmetini

yürütmek üzere kurulan, gelir tahsis edilen, bu gelirlerden harcama yapma yetkisi

verilen, kuruluş ve çalışma esasları özel kanunla düzenlenen kamu kurumlarıdır

(Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Bakanlığı, 2006, madde 12, 21 ). Özel bütçeli

Genel

Bütçe

Merkezi

Yönetim

Bütçesi

Özel Bütçe

Sosyal Güvenlik

Kurumları

Bütçesi

Mahalli

İdareler

Bütçesi

Düzenleyici ve

Denetleyici

Kurumlar

Bütçesi

Page 108: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

95

kuruluşlar içerisinde Yüksek Öğrenim Kurulu, Üniversiteler ve TODAİE, Türk Dil

Kurumu Başkanlığı, TÜBİTAK, TRT gibi çeşitli kurumlar ile halen katma bütçe

kapsamında olan Vakıflar Genel Müdürlüğü, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile

Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü yer almaktadır. Özel bütçe kapsamında

kurumlar 50 madde halinde sayılmıştır (Öz ve Kaplan, 2005, 251).

Mevcut düzenleme ile bütçenin kapsamı genişletilmiştir. Sosyal Güvenlik

Kurumları bütçesinin tanımlanması, Düzenleyici ve Denetleyici kurumlar bütçesinin

ise merkezi yönetim bütçesi kapsamına alınması ile bütçenin kapsamı genişlemiş ve

bu haliyle bütçe daha anlamlı hale gelmiştir. Mevcut haliyle devlet bütçesinin

kapsamı dar olup, kamu mali işlemlerinin önemli bir kısmını kapsamamaktadır.

Burada dikkati çeken bir başka düzenleme ise katma bütçeli idarelerin kaldırılarak

bu kurumların merkezi yönetim bütçesi kapsamına alınmasıdır. Katma bütçeli idareler

uygulamada, Muhasebe-i Umumiye Kanunu ile kendilerine atfedilen anlamları

yitirmişler, genel bütçe ödenekleri ile ayakta duran idareler haline gelmişlerdir (Öz

ve Kaplan, 2005, 252).

Merkezi yönetim bütçesinin hazırlanma süreci, Bakanlar Kurulu’ nun mayıs

ayının sonuna kadar toplanarak kalkınma planları, stratejik planlar ve genel ekonomik

koşulların gerekleri doğrultusunda makro politikaları, ilkeleri, hedef ve gösterge

niteliğindeki temel ekonomik büyüklükleri de kapsayacak şekilde Devlet Planlama

Teşkilatı Müsteşarlığı’nca orta vadeli programı kabul etmesiyle başlar. Orta vadeli

program, aynı süre içinde Resmi Gazetede yayınlanır. Orta vadeli program ile uyumlu

olmak üzere, gelecek üç yıla ilişkin toplam gelir ve gider tahminleri ile birlikte hedef

açık ve borçlanma durumu ile kamu idarelerinin ödenek teklif tavanlarını içeren

Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan orta vadeli mali plan, Haziran ayının on

beşine kadar Yüksek Planlama Kurulu tarafından karara bağlanır ve Resmi Gazetede

yayınlanır. Bu doğrultuda, kamu idarelerinin bütçe tekliflerini ve yatırım programını

hazırlama sürecini yönlendirmek üzere; Bütçe Çağrısı ve eski Bütçe Hazırlama

Rehberi Maliye Bakanlığı’ nca, Yatırım Genelgesi ve eski Yatırım Programı

Hazırlama Rehberi ise Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı’nca hazırlanarak

haziran ayının sonuna kadar Resmi Gazetede yayımlanır (Maliye Bakanlığı Strateji

Geliştirme Bakanlığı, 2006, madde 16, 25). Böylelikle üç yıllık bütçelemeye geçiş

Page 109: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

96

süreci başlatılmıştır. Üç yıllık bütçeleme ile maliye politikasının etkinliğinin

arttırılması, mali disiplinin ve mali şeffaflığın sağlanması, hükümet faaliyetlerinde

belirliliğin ve dolayısıyla güvenin sağlanması gibi hususlar hedeflenmektedir.

2004 yılından itibaren program bütçe sistemi terk edilerek “Analitik Bütçe

Sistemi” ne geçilmiştir. Analitik bütçe sistemi Kamu Mali Yönetimi Kontrol Kanunun

10. maddesinde düzenlenen performansa dayalı bütçeleme uygulaması ile birincil

olarak ilgili ve buradaki düzenlemeye paralel bir uygulamadır. IMF’nin GFS

(Government Finance Statistics) sınıflandırma sistemi ve ESA 95 (European System

of Integrated Accounts) esasına göre hazırlanmıştır. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol

Kanunu’nda “Bütçeler” uluslararası standartlara uygun olarak belirlenen bir

sınıflandırmaya tabi tutularak hazırlanır ve uygulanır (Maliye Bakanlığı Strateji

Geliştirme Bakanlığı, 2006, madde 13, 21).

Bu çerçevede bütçelerin uluslararası standartlara uygun olmasının yanında

günümüzde gelişmiş ülkelerin bir çoğu bütçelerini orta vadeli harcama sistemine göre

hazırlayıp buna göre uygulamaktadırlar, ancak ülkemizde orta vadeli harcama sistemi

yeni yeni uygulanmaktadır.

5.2.2.1 Orta Vadeli Harcama Sistemi

Mali politikanın temel hedefi ekonomik refahın arttırılmasıdır. Bunu

gerçekleştirmek için mali politika üç unsuru kullanır. Bunlar; kamu kaynaklarının

tahsisi, refah ve gelirin yeniden dağılımı ve ekonomik faaliyetlerin yeniden

düzenlenmesidir. Mali politikanın uygulanmasının önemli aracı olan bütçe, başta

kamu kaynaklarının tahsisi olmak üzere diğer unsurları da doğrudan veya dolaylı

olarak etkiler. Bütçeleme sürecinin, yukarıda sözü edilen unsurları nasıl etkilediğini

görmek mümkündür. Bu sürecin ilki, politikanın formüle edilmesidir. Daha sonra

yapılan politikaya uygun bir bütçe hazırlanır, uygulanır ve uygulamanın

değerlendirilmesi ve denetimi ile süreç sona erer. Bütçeleme sürecinin mantığı da

vatandaşın devlete vermiş olduğu yetkinin kullanılması olup, devlet bu yetkiyi

kullanırken neler yaptığını ve neler ürettiğini açıklayarak hesap verebilmelidir.

Tarihsel gelişim sürecine baktığımızda bütçeler para, insan ve muhasebe gibi girdi

Page 110: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

97

kaynaklı hazırlanırken, özellikle son yirmi yılda OECD ülkelerinde bütçeleme de yeni

anlayış hakim olmuş, kamu bütçelemesi ve yönetimi, girdi odaklı olmaktan ziyade

çıktı yani sonuç odaklı olarak gelişmeye başlamıştır (Kesik, 2005, 51). Bu nedenle

çok yıllı bütçeleme, bütçe sistemlerinde yaşanan sorunların üstesinden gelebilmek

için son yıllarda dünyada yaygın uygulama alanı bulmaktadır.

Dünya Bankası kaynaklarında “Orta Vadeli Harcama Sistemi” (Medium Term

Expenditure Framework) olarak adlandırılan çok yıllı bütçeleme; dar anlamda, çok

yıllı bir süreç kapsamında bütçe gelirlerini tahmin eden ve ödenek tavanları belirleyen

bütçe olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım, çok yıllı bütçelemeyi yüzeysel bir şekilde

ele almaktadır. Çünkü çok yıllı bütçeleme, sonraki bir kaç yılın ödeneğinin

planlanması değildir. Çok yıllı bütçeleme, yıllık bütçe sürecinin, özellikle çok yıllı

gelir ve harcama tahminleri veya çok yıllı bir mali plan gibi çok yıllı bir anlayış ile

birlikte değerlendirildiği, politika - plan - bütçe bağlantısının gerçekleştirildiği bir

bütçe yaklaşımı şeklinde algılanmalıdır (Kızıltaş, 2003, 13).

Bu çerçevede, orta vadeli harcama sistemi (Medium Term Expenditure

Framework-MTEF), karar alıcıların orta vadedeki harcama limitlerini öngörmelerine

yardımcı olan ve bu limitlerin orta vadedeki harcama politikaları ve maliyetleri ile

ilişkilendirilmesine imkan veren kamu harcama programlarını geliştirmeye yönelik

bir süreçtir. Bu süreç temelde üç yapı üzerine kurulmuştur. Makro ekonomik yapıyla

tutarlı bir şekilde kamu harcamaları için ayrılabilecek toplam kaynağın yukarıdan

aşağıya (top- down) doğru tahmin edilmesi, hem var olan ve hem de yeni

uygulanacak olan politikaların maliyetlerinin aşağıdan yukarıya doğru tahmin

edilmesi ve toplam kaynaklarla bu maliyetleri ilişkilendiren bir süreçtir (Yılmaz (a),

1999, 17-18).

Orta Vadeli olarak adlandırılmakta çünkü bu sistemin kapsadığı dönem

öngörülen bütçe yılı ve onu takip eden iki (veya daha çok) yıldır. Kaynak kullanımı

sürecine makro çerçevede getirilen en önemli fayda, ekonomideki varolan kaynak

yapısına göre kamusal kararların alınması ve önceliklere göre bunların harcama

alanlarına dağıtılmasıdır. Yani, eğer bir ekonomide kamuya ayrılacak olan kaynaklar

(belli bir ekonomik rasyonalite dahilinde) mevcut ve öngörülen programları, çıktıları

Page 111: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

98

karşılayacak düzeyde değilse, yapılacak olan daha az öncelikli olan programlar veya

çıktılar bütçe kapsamından çıkarılacak ve bu işlem bu şekilde denge sağlanana kadar

devam edecektir. Burada dikkat edildiği üzere kamusal karar sürecinde ağırlıklı olarak

belirleyici olan ihtiyaçlar değil kaynak yapısı olmaktadır. İkincil olarak, belli bir limit

dahilinde kaynakların hükümetin belirlemiş olduğu ihtiyaçlara göre dağıtılmasının

gerçekleştirilmesi öngörülmektedir. Burada şu nokta tabi önemli olmaktadır (özellikle

bazı az gelişmiş ülke örnekleri ile Sovyetler birliğinin dağılmasından sonra kurulan

yeni ülkelerde görüldüğü üzere), eğer gelirle gider arasında ciddi bir fark varsa gelir

yapısını geliştirecek ve gelirleri artıracak politikaların uygulanma gereği de ayrıca ön

plana çıkmaktadır (Yılmaz (a), 1999, 18).

Çok yıllı bütçeleme de ilk aşama, makroekonomik çerçevenin

kararlaştırılmasıdır. Makroekonomik çerçeve aynı zamanda gelecek üç yıla ilişkin

gelir ve harcama tahminlerinin yapılmasına yardımcı olacaktır. Dolayısıyla, ekonomik

tahminlerle mali hedeflerin birleştirilmesi suretiyle karşılıklı uyumun sağlanması ve

dolayısıyla makroekonomik çerçevenin gelecek üç yıl için çeşitli analiz yöntemleri

kullanılarak tahmin edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, mevcut ve yeni mali politikaların

maliyetlerinin belirlenmesi ve bunların ekonomik dengeler üzerindeki etkilerinin

tahmin edilmesi gerekmektedir (Saraç Osman , Maliye Dergisi, 131).

5018 sayılı Kanunun 16. maddesine göre hazırlanacak orta vadeli program, bu

anlamda işlevsel olabilecektir. Bu nedenle bu program, çok yıllı bütçelemenin

başlangıç noktası olarak ele alınabilir. Mayıs ayı sonuna kadar toplanacak Bakanlar

Kurulu, Kalkınma Planları, Stratejik Planlar ve Genel Ekonomik koşulların gerekleri

doğrultusunda makro politikalar, ilkeleri, hedef ve gösterge niteliğindeki temel

ekonomik büyüklükleri de kapsayacak şekilde Devlet Planlama Teşkilatı

Müsteşarlığı’nca hazırlanan orta vadeli programı kabul edecek ve program aynı süre

içinde Resmi Gazetede yayımlanacaktır (Saraç Osman , Maliye Dergisi, 131).

Çok yıllı bütçeleme de ikinci aşama, sektörlerin gözden geçirilmesidir. Bu

aşamada, sektörün/ bakanlığın amaçları ve faaliyetleri gözden geçirilerek bu amaç ve

faaliyetlerin maliyetleri hesaplanmalı, çıktıları ve sonuçları hakkında bilgi temin

edilmelidir. Bunun sonucunda, kullanılabilir kaynaklar dikkate alınarak bu amaç ve

Page 112: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

99

faaliyetlerin gerçekleşmesini sağlayacak olan programlar ve alt programlar bir öncelik

sırasına konmalıdır. 5018 sayılı Kanunun 16. maddesine baktığımızda, bu aşamaya

yer verilmemiştir. Ancak Kanunun 9. maddesinde idare stratejik planlarından

bahsedilmektedir ve bu aşama idare stratejik planları ile gerçekleştirilecektir. Ancak,

az önce de belirtildiği gibi, çok yıllı bütçeleme sürecinin Kanun da belirli bir sıra

dahilinde yer almaması, uygulamada karışıklıklara neden olabilecek niteliktedir

(Kesik, 2005, 56 ).

Üçüncü aşama, Maliye Bakanlığı ve DPT Müsteşarlığı’nca sektör bakanlıkları

arasında yürütülecek müzakerelerdir. Bu aşamada, bir önceki aşamada yapılan sektör

incelemesinin çıktıları üzerinde müzakere edilmektedir. Yine 5018 sayılı Kanunda bu

müzakereler için belirli takvim verilmemiştir. Dördüncü aşama, gelecek üç yıl için

sektör/ bakanlık harcama tavanlarının belirlenmesidir. Daha önceki aşamalarda

belirlenen öncelikler ve makroekonomik yapı dikkate alınmak suretiyle harcama

tavanları belirlenir. Diğer bir deyişle, harcamaların sektörel ve kurumsal dağılımı

konusunda detaylı bir çerçeve oluşturulur. Ayrıca gelecek üç yıla ilişkin toplam

gelirler için hedef belirlenir. Ancak, sektör/ bakanlık harcama tavanları ve toplam

gelirler konusunda nihai kararı Bakanlar Kurulu verecektir (Kesik, 2005, 56 ).

Beşinci aşamada, sektör/ bakanlık harcama tavanları Bakanlar Kurulu

onaylayacaktır. Çok yıllı bütçeleme sürecinde en önemli aşama, Bakanlar Kurulunca

kullanılabilir kaynaklar içinde kalmak suretiyle kamu kaynaklarının orta vadede tahsis

edileceği harcama alanlarının bir hükümet beyanı haline geldiği bu aşamadır. Bu

aşama, sadece bütçe tavanlarının belirlendiği basit bir aşama değildir. Hükümetin orta

vadedeki öncelikleri ve dolayısıyla politikaları yanında devletin ekonomideki rolünün

bütçeleme sürecine yansıdığı bir aşamadır. 5018 sayılı Kanuna göre, orta vadeli

program ile uyumlu olmak üzere gelecek üç yıla ilişkin toplam gelir ve gider

tahminleri ile birlikte hedef denge ve varsa borçlanma durumu ile kamu idarelerinin

ödenek teklif tavanlarını içeren orta vadeli mali plan Maliye Bakanlığı tarafından

hazırlanıp, Yüksek Planlama Kurulu tarafından haziran ayının ilk yarısında kabul

edilecektir. Ancak 5018 sayılı Kanun yukarıdaki genel kurala uymayan bir sistem

geliştirmiştir. Çünkü Orta Vadeli Plan, Bakanlar Kurulu yerine Yüksek Planlama

Kurulu tarafından kabul edilecektir. Dolayısıyla bir çok bakanın katılmadığı bir

Page 113: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

100

politika beyanı, diğer bir deyişle tüm kabine üyeleri tarafından paylaşılmayabilecek

bir orta vadeli bir kaynak tahsis süreci getirilmiş olacaktır (Saraç Osman , Maliye

Dergisi, 133 ).

Son aşamada, kamu idarelerinin belirlenmiş olan sektör/kurumsal öncelikler ve

tavanları dikkate alarak gelecek üç yıla ilişkin bütçelerin hazırlanmaları

gerekmektedir. Ancak, bütçe hazırlığı aşamasında Maliye Bakanlığı ve Devlet

Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, kurumlardan gelen bütçe tekliflerinde, orta vadeli

program ve mali plan ile belirlenen sektörel/kurumsal tavanlar ve önceliklere ne

ölçüde uyduklarına bakmaları gerekmektedir. Varsa tutarsızlıkların düzeltilmesi

konusunda ilgili sektör/kurum temsilcileri ile görüşerek tutarlılığı sağlamaları,

politika, plan ve bütçe bağlantısının gerçekleştirilmesi yönünde önemli bir katkı

sağlayacaktır (Kesik, 2005, 57 ).

1050 Sayılı Kanunda Anayasada yer alan 75 günden önce kurum ve kuruluşların

bütçe taslaklarının temmuz ayı sonuna kadar Maliye Bakanlığı’na gönderilmesi yer

almaktaydı. 5018 sayılı Kanunda bütçe hazırlık süreci, öncelikle orta vadeli harcama

programının DPT, ardından orta vadeli mali planın Maliye Bakanlığı tarafından

hazırlanmasına bağlanmıştır. Buna göre, merkezi yönetim bütçesinin hazırlanma

süreci, Bakanlar Kurulu’nun mayıs ayının sonuna kadar toplanarak kalkınma

planları, stratejik planlar ve genel ekonomik koşulların gerekleri doğrultusunda

makro politikaları, ilkeleri, hedef ve gösterge niteliğindeki temel ekonomik

büyüklükleri de kapsayacak şekilde Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı’nca

hazırlanan orta vadeli program kabul etmesiyle başlar. Orta Vadeli Program aynı

süre içerisinde Resmi Gazetede yayınlanır. Orta vadeli program ile uyumlu olmak

üzere, gelecek üç yıla ilişkin toplam gelir ve gider tahminleri ile birlikte hedef açık

ve borçlanma durumu ile kamu idarelerinin ödenek teklif tavanlarını içeren ve Maliye

Bakanlığı tarafından hazırlanan orta vadeli mali plan, haziran ayının on beşine kadar

Yüksek Planlama Kurulu tarafından karara bağlanır ve Resmi Gazetede yayınlanır.

Kamu idarelerinin tekliflerini ve yatırım programını hazırlama sürecini yönlendirmek

üzere; Bütçe çağrısı ve bütçe hazırlama rehberi Maliye Bakanlığı’nca, Yatırım

Genelgesi ve eski yatırım programı hazırlama rehberi ise Devlet Planlama Teşkilatı

Page 114: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

101

Müsteşarlığı’nca hazırlanarak haziran ayının sonuna kadar Resmi Gazetede yayınlanır

(Saraç Osman , Maliye Dergisi, 132).

5.2.2.2 Bütçenin Analitik Sınıflandırılması

Ülkemizde, mevcut bütçe kodlamasında, sınıflandırma sistematiğinin

kaybedilmiş olması, yeterli bir kurumsal ve fonksiyonel sınıflandırma yapılamamış

olması nedeniyle, analize elverişli bir ortam yaratılamaması ve mevcut kodlamanın

uluslararası karşılaştırmaların yapılmasına imkan vermiyor olması yeni bütçe

kodlaması ve sınıflandırması arayışlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur (Maliye

Bakanlığı, 2002, 4). Bütçe kodlaması; devlet faaliyetlerinin, kurumsal, fonksiyonel ve

ekonomik sınıflandırması olarak tanımlanmaktadır. Devlet faaliyetleri ile bu

faaliyetlerin milli ekonominin geneli veya bölümleri üzerindeki etkisinin analizi için

uygun bir bütçe sınıflandırmasına ihtiyaç duyulmasından ötürü bütçe kodlaması

uygulaması gündeme getirilmiştir. Bütçe kodlamasından güdülen amaç; devletin

faaliyetlerinin sonuçlarını ölçmek, izlemek, analiz etmek, ülkeler ve dönemler arası

karşılaştırmalar yapmaktır (Cura, 2003, 8-9).

1995 yılında kamunun yeniden yapılandırılmasını amaçlayan “Kamu Mali

Yönetimi Projesi” kapsamında yeni bir bütçe sınıflandırması üzerine çalışmalar

başlatılmış, 1998 yılında IMF uzmanlarıyla birlikte çalışılarak GFS (Government

Finance Statistics) Devlet Mali istatistikleri esasına dayalı bir sınıflandırma modeli

ortaya konulmuştur. Bu sınıflandırmanın 1999 yılında 4 kuruluşta test edilmesi

kararlaştırılmış ancak, proje hedeflerindeki değişiklikler nedeniyle, pilot olarak

seçilen kuruluşlardan sadece Hacettepe Üniversitesinde otomasyon desteği olmaksızın

test edilerek kesin hesap çıkarılmıştır. Daha sonra bu uygulamaya bir süre ara verilmiş

ve Avrupa Birliği’ ne katılım sürecinde bütçe kodlamasının uluslararası standartlara

uygun hale getirilmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır. 1998 yılında tamamlanmış olan

yeni bütçe kod yapısı yeniden gözden geçirilerek GFS’ deki değişikliklere ve Avrupa

Birliği’nde uygulanan ESA’ 95 (European System of Integrated Economic Accounts)

standardına uygun hale getirilmiştir (Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel

Müdürlüğü, 2004,7-8). Yeni Bütçe Kod Yapısı; Kurumsal Sınıflandırma, Fonksiyonel

Sınıflandırma ve Ekonomik Sınıflandırma olmak üzere üç ana gruptan ibaret olup,

Page 115: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

102

Fonksiyonel Sınıflandırma ile Ekonomik Sınıflandırma arasında ayrıca, Finansman

Tipi Sınıflandırma yer almaktadır. Yeni bütçe kodlamasını tanımlamak gerekirse yeni

kodlama bir alt yapı çalışmasıdır. Bu kodlama sistemi ile yeni ve istenilen bütçeleme

sistemlerini uygulamak mümkün olabilecektir. Yeni bütçe kodlamasının getirdiği

önemli yenilikler; program sorumlularının tespitine imkan vermesi, mevcut bütçede

var olmayan fonksiyonel sınıflandırmanın sağlanması, detaylı bir kurumsal

kodlamaya yer verilmesi, aynı kodlamanın konsolide bütçeli kuruluşlar dışındaki

kuruluşlarda da uygulanabilir olması, uluslararası karşılaştırmalara imkan vermesi ve

ölçmeye ve analize elverişli olması olarak sıralanabilir. Bu özellikleri ve ayrıca

analize elverişli istatistiki veriler üretmeye imkan vermesinden ötürü, yeni bütçe

kodlaması Analitik Bütçe Sınıflandırması olarak adlandırılmıştır (Cura, 2003, 6).

Uzmanların tespitleri doğrultusunda bahsi geçen sorunları ortadan kaldırması

planlanan bütçe yapısını rasyonel hale getirecek “Analitik Bütçe Sınıflandırması”nın

sistematiğini oluşturan kurumsal, fonksiyonel, ekonomik ve finansman tipi

sınıflandırma şu şekilde oluşturulmuştur;

Kurumsal Sınıflandırma :

Bütçe sistemi içinde yer alan idari yapı temel alınarak oluşturulan kurumsal

sınıflandırma; siyasi ve idari sorumluluğun belirlenmesini ve program sorumlularının

tespitini hedeflemektedir. Bu özelliğe ek olarak, bu sınıflandırmada aynı anayasal

otoriteye tahsis edilen kaynakların aynı kodda yer alması benimsenmiştir, bağlı ve

ilgili kuruluşlara verilen kaynaklar, kuruluşun bağlı bulunduğu kurum kodunda yer

alacaktır.

Fonksiyonel Sınıflandırma :

Fonksiyonel sınıflandırmanın içeriğinde; kişilere veya ticari kesime sunulan

hizmetlerle ilişkisiz ve devlet tarafından yapılması gerekli faaliyetler olan genel idare

hizmetleri, (genel kamu hizmetleri, savunma işleri ve hizmetleri ile kamu düzeni ve

güvenliği işleri ve hizmetleri) topluma, ailelere ve kişilere verilen doğrudan hizmetleri

içeren toplumsal ve sosyal hizmetleri, çevre koruma hizmetleri ve ticari faaliyetlerin

düzenlenmesi ve daha verimli sürdürülmesiyle ilgili devlet harcamalarını içeren,

genel idare organları tarafından sınai kuruluşlara araştırma, ticari tanıtma faaliyetleri,

Page 116: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

103

jeolojik araştırma sonuçları ve belirli sanayi gruplarının teftişi ve düzenlenmesi

hizmetlerinin yürütülmesi ile ekonomik kalkınma, bölgesel dengesizliklerin

giderilmesi, istihdam fırsatlarının yaratılması gibi devlet amaçlarının oluşturduğu,

ekonomik hizmetler yer almıştır

Finansman Tipi Sınıflandırma :

Genel devlet tanımına giren bütün kurumları kavrayabilmek için ihtiyaç

duyulan, devirli ödenekleri izlemek için geliştirilmiş, harcamanın hangi kaynakla

finanse edildiğini gösteren ve tek haneli koddan ibaret olan bir sınıflandırmadır.

Finansman tipi kodlar; genel ve katma bütçe, sosyal güvenlik kurumları, özerk

kuruluşlar, döner sermayeler, özel ödenekler, dış proje kredileri ve bütçe dışı

fonlardan oluşmaktadır.

Ekonomik Sınıflandırma :

GFS esaslarına göre oluşturulan bu sınıflandırma; devlet faaliyetlerinin, milli

ekonomi üzerindeki etkilerine göre gruplanmasıyla oluşturulmuştur. Devlet

faaliyetlerinin, milli gelir ve piyasa ekonomisi üzerindeki etkilerinin ölçülmesini

amaçlayan bir sınıflandırmadır. Bu sınıflandırma; bütçe politikalarının seçici bir

şekilde uygulanmasını sağlamaktadır (Cura, 2003, 6-7).

Konsolide bütçe kapsamındaki kurum ve kuruluşların 2004 yılı Bütçeleri

Analitik Bütçe Sınıflandırmasına göre hazırlanarak kanunlaşmış ve 01.01.2004

tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. Analitik bütçe sınıflandırmasının 01.01.2005

tarihinden itibaren mahalli idareler, sosyal güvenlik kurumları, düzenleyici ve

denetleyici kurumlar ile özel bütçeli kurum ve kuruluşlarda, 01.01.2006 tarihinden

itibaren döner sermayeli kuruluşlar ile diğer kurum ve kuruluşlarda (Kamu İktisadi

Teşebbüsler hariç) tamamen uygulamaya geçirilmesiyle, genel devlet tanımına giren

tüm kurum ve kuruluşların mali planlarının ve mali raporlarının uluslararası

standartlara uygunluğu sağlanarak konsolide edilebilir hale getirilmesi, performans

esaslı bütçelemeye temel teşkil edebilmesi ve mali yapıda saydamlığın ve hesap

verebilirliğin sağlanması hedeflenmektedir (Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol

Genel Müdürlüğü, 2004, 8).

Page 117: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

104

5.2.2.3 Performans Esaslı Bütçelemeye GeçiĢ

Dünyadaki performans esaslı bütçelemeye geçiş yönünde yaşanan gelişmelere

paralel olarak ülkemizde de Maliye Bakanlığı’nca , 2001 yılında “Sürekli Kalite

Geliştirme ve Kamu Bütçeleme Sisteminin Yeniden Yapılandırılması Projesi”

çerçevesinde pilot çalışmalar yapılmıştır. Proje kapsamında altı kurumda pilot olarak

seçilen çeşitli faaliyet ve projelere ilişkin performans esaslı bütçeleme çalışmaları

yapılarak, bu faaliyet/projeler için 2003-2007 yıllarını kapsayan stratejik planlar ile

2003 yılı performans planları ve kaynak ihtiyaç planları hazırlanmıştır (Erüz, 2005,

64 ).

5018 sayılı Kanun ile getirilmiş olan Performans esaslı bütçeleme sistemi

stratejik plan, performans programı ve faaliyet raporu olmak üzere esas olarak üç

unsur üzerine oturmaktadır. Stratejik planlar, kurumların ileriye dönük misyon ve

vizyonlarını ortaya koyarak, kurumun orta ve uzun vadeli stratejik amaç ve

hedeflerini belirlerken, performans programları, stratejik planda belirlenen stratejik

amaç ve hedefler doğrultusunda kurumun bir mali yıldaki performans hedef

düzeylerini, bu hedeflere ulaşmak için yürütülmesi gereken faaliyet ve projeler ile

kurumun kaynak ihtiyacını, performans göstergelerini ortaya koyan ve kurumun

bütçesine dayanak teşkil eden belgelerdir. Faaliyet raporları ise, kurumun performans

programı uyarınca yürüttüğü faaliyet sonuçlarının, hedeflenen sapmaları ve

nedenlerini içeren ve hesap verme sorumluluğunu gerçekleştirmek üzere hazırlanan

raporlardır (Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü, 2005, 20).

Stratejik plan hazırlamakla yükümlü olacak kamu idarelerinin ve stratejik

planlama sürecine ilişkin takvimin tespitine, stratejik planların kalkınma planı ve

programlarla ilişkilendirilmesine yönelik usul ve esasların belirlenmesinde Devlet

Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı yetkilidir. Kamu idareleri bütçelerini, stratejik

planlarında yer alan misyon, vizyon ve stratejik amaç ve hedeflerle uyumlu ve

performans esasına dayalı olarak hazırlanır. Kamu idarelerinin bütçelerinin stratejik

planlarda belirlenen performans göstergelerine uygunluğu ve idarelerin bu çerçevede

yürütecekleri faaliyetleri ile performans esaslı bütçelemeye ilişkin diğer hususları

Page 118: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

105

belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir (Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme

Bakanlığı, 2006, madde 9, 18).

Kamu harcama reformu kapsamında hazırlanan 5018 sayılı Kamu Mali

Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile kamu kaynaklarının etkili, verimli ve tutumlu

kullanılmasını sağlamak üzere performans esaslı bütçelemeye geçiş öngörülmüştür

(Erüz, 2005, 64 ).

5.2.3 Muhasebe Alanında Yapılan Düzenlemeler

Kamu gelir ve giderlerinin tahakkuk ettirildikleri mali yılın hesaplarında

gösterilir. Bütçe gelirleri tahsil edildiği, bütçe giderleri ise ödendiği yılda

muhasebeleştirilir. Kamu hesapları mali yıl esasına göre tutulur. Mali yılın bitimine

kadar fiilen yapılmış olan ödemelerden mahsup edilmemiş olanların, ödenekleri saklı

tutulmak suretiyle, mahsup işlemleri mali yılın bitimini izleyen bir ay içinde

yapılabilir. Zorunlu hallerde bu süre, Maliye Bakanlığı tarafından bütçe giderleri için

bir ay, diğer işlemlerde beş ayı geçmemek üzere uzatılabilir (Maliye Bakanlığı

Strateji Geliştirme Bakanlığı, 2006, madde 51, 57). Böylelikle bütçelerde sapmaların

önüne geçilmiş olunacaktır. “ Bütçeler ile Kesin Hesaplar Arasındaki Farklar” bir

ölçüde de olsa azaltılmış olacak ve her yıl ne kadar mali işlem yapıldığı, bu anlamda,

net olarak ortaya konacaktır. Tahakkuk esaslı muhasebe sistemi sayesinde, kurumlara

ilişkin olarak derlenecek olan istatistiki veriler daha anlamlı hale gelecektir (Öz ve

Kaplan, 2005, 249). Kamu yönetiminde son derece radikal reformlar gerçekleştirmiş

olan Yeni Zelanda bu alanda da öncü olmuş, kamu mali yönetimine Tam Tahakkuk

Esasına Dayalı Devlet Muhasebesi sistemine entegre etmiştir. Avustralya ve Kanada

tahakkuk muhasebesini kurma çalışmalarında son aşamaya gelmişlerdir (Gören, 2000,

98).

5.2.4 Denetim Sisteminde Yapılan Düzenlemeler

Denetim:Kamu Yönetimi Temel Kanununda “Kamu kurum ve kuruluşlarının

faaliyet ve işlemlerinde hataların önlenmesine yardımcı olmak, çalışanların ve

kuruluşların gelişmesine, yönetim ve kontrol sistemlerinin geçerli, güvenilir ve tutarlı

hale gelmesine rehberlik etmek amacıyla; hizmetlerin süreç ve sonuçlarını mevzuata,

Page 119: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

106

önceden belirlenmiş amaç ve hedeflere, performans ölçütlerine ve kalite standartlarına

göre; tarafsız olarak analiz etmek, karşılaştırmak ve ölçmek; kanıtlara dayalı olarak

değerlendirmek, elde edilen sonuçları rapor haline getirerek ilgililere duyurmaktır”

şeklinde tanımlanmıştır (Öz ve Kaplan, 2005, 252).

Mali yönetim ve kontrol sistemi alanında en köklü değişim 5018 sayılı Kamu

Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile yapılmıştır. Bu Kanunla mali yönetim ve

kontrol sistemimizin bütünüyle yeni bir anlayış çerçevesinde değiştirilmiştir.

Kanunda, planlama bütçeleme süreci yeniden tanımlanmış, idarelerin yönetim

sorumluluğuna ağırlık verilmiş, bütçe ve muhasebe birliğinin sağlanmasına yönelik

düzenlemelere yer verilmiş, sonuç veya amaç odaklı bir mali yönetim sistemi

kurulmaya çalışılmış ve yeni bir iç kontrol mekanizması oluşturulması öngörülmüştür

(Arcagök, 2005, 83 ).

Denetim konusunda “İç Kontrol”, “İç Denetim” ve “Dış Denetim” ayrımını

yapmak yerinde olacaktır. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununda iç kontrol

“Kamu idarelerinin malî işlem ve faaliyetlerine ilişkin tüm gelir, gider, varlık ve

yükümlülüklerinin amacına ve mevzuatına uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi için

uygulanan malî yönetim, harcama öncesi kontrol ile harcama sonrası iç denetim

faaliyetleridir” şeklinde tanımlanmıştır (Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme

Bakanlığı, 2006, madde 55, 59). İç denetim, “Kamu idaresinin çalışmalarına değer

katmak ve geliştirmek için kaynakların ekonomiklik, etkililik ve verimlilik esaslarına

göre yönetilip yönetilmediğini değerlendirmek ve rehberlik yapmak amacıyla yapılan

bağımsız ve nesnel güvence sağlayan danışmanlık faaliyetidir” şeklinde

tanımlanmıştır (Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Bakanlığı, 2006, madde 63, 67).

Dış denetim ise faaliyet sonuçlarının dışarıdan bir kurum tarafından

değerlendirilmesidir. Dış denetim kurumu Sayıştay’dır. Sayıştay Kanun Tasarısı

Taslağında Sayıştay’ın “Düzenlilik” ve “Performans” denetimi yapması

öngörülmektedir. Düzenlilik denetimi, “Mali Denetim” ve “Uygunluk Denetimini”

kapsamaktadır. Mali denetim, mali tablo ve raporların güvenilirliği ve doğruluğuna

ilişkin denetimdir. Uygunluk denetimi ise, mali işlemlerin mevzuata uygunluğunun

denetimidir (Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Bakanlığı, 2006, madde 68, 73).

Page 120: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

107

5.2.4.1 Ġç Kontrol

Avrupa Birliği uygulamasında kamu mali Yönetimi ve Kontrolü alanına ilişkin

olarak Kamu İç Mali Kontrolü (Public Internal Financial Control) yaklaşımı

kullanılmaktadır. Kamu iç mali kontrolü, harcama birimlerinin ilgili mevzuata, bütçe

tanımları ve kurallarına, iyi mali yönetim ilkelerine, saydamlık, etkinlik, etkililik ve

tutumluluğa uymalarını sağlamak amacıyla hükümet veya yetkili kuruluşlar

tarafından içsel olarak uygulanan mali kontrol sisteminin bütünü olarak

tanımlanmaktadır. Kamu iç mali kontrolü, hükümetin, tüm gelir, gider, varlık ve

yükümlülüklerini kapsar. Kamu İç mali kontrol sistemi, yapısal olarak, idarelerin

yönetim sorumluluğu çerçevesinde, mali yönetim ve kontrol sistemi ile iç denetim

mekanizmalarından ve bu iki alandaki merkezi uyumlaştırma birimlerinden oluşur

(Arcagök, 2005, 84).

Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’ na göre iç kontrol; idarenin

amaçlarına, belirlenmiş politikalara ve mevzuata uygun olarak faaliyetlerin etkili,

ekonomik ve verimli bir şekilde yürütülmesini, varlık ve kaynakların korunmasını,

muhasebe kayıtlarının doğru ve tam olarak tutulmasını, mali bilgi ve yönetim

bilgisinin zamanında ve güvenilir olarak üretilmesini sağlamak üzere idare tarafından

oluşturulan organizasyon, yöntem ve süreçle iç denetimi kapsayan mali ve diğer

kontroller bütünüdür. Görev ve yetkileri çerçevesinde, mali yönetim ve iç kontrol

süreçlerine ilişkin standartlar ve yöntemler Maliye Bakanlığı’nca, iç denetime ilişkin

standartlar ve yöntemler ise İç Denetim Koordinasyon Kurulu Tarafından belirlenir,

geliştirilir ve uyumlaştırılır. Bunlar ayrıca, sistemlerin koordinasyonunu sağlar ve

kamu idarelerine rehberlik hizmeti verir (Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme

Bakanlığı, 2006, madde 55, 59).

5018 sayılı Kanunun getirdiği mali kontrol modeline göre, her bir kamu

idaresinde mali işlemleri yürüten mali hizmetler birimi kurulması, harcama öncesi

kontrolün üst yöneticiye bağlı olarak çalışacak mali kontrol yetkilileri tarafından

yapılması, muhasebe hizmetlerinin muhasebe yetkilisince gerçekleştirilmesi ve

harcama sonrasında iç denetimin de yine üst yöneticiye bağlı olarak çalışacak iç

denetçiler tarafından yapılması gerekmektedir. Bu fonksiyonları ifa edecek personel,

Page 121: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

108

kural olarak, kamu idarelerinin personeli olacaktır. Ancak bu kuralın iki istisnası

bulunmaktadır. Birincisi, genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin merkez dışı

birimlerinde harcama öncesi kontrol görevi il defterdarlıkları tarafından yerine

getirilecektir. İkincisi ise hazine saymanlıkları hariç olmak üzere, genel bütçe

kapsamındaki kamu idarelerinin muhasebe yetkililerinin Maliye Bakanlığı’nca

atanmasıdır (Arcagök, 2005, 92 ).

5.2.4.2 Ġç Denetim

İç denetim, tanımından da anlaşılacağı üzere bir etkinlik denetimidir. İç kontrol

ise, yukarıda belirttiğimiz gibi bir hukuka uygunluk denetimidir. İç denetim

faaliyetleri, idarelerin yönetim ve kontrol yapıları ile mali işlemlerin risk yönetimi,

yönetim ve kontrol süreçlerinin etkinliğini değerlendirmek ve geliştirmek yönünde

sistematik, sürekli ve disiplinli bir yaklaşımla ve genel kabul görmüş standartlara

uygun olarak geliştirilir (Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Bakanlığı, 2006, madde

63, s: 67). İç denetçi görevinde bağımsızdır ve iç denetçiye asli görevi dışında hiçbir

görev verilemez ve yaptırılamaz.

İç denetim elemanı olan iç denetçiler, nesnel risk analizlerine dayanarak kamu

idarelerinin yönetim ve kontrol yapılarını değerlendirmek, kaynakların etkili,

ekonomik ve verimli kullanılması bakımından incelemeler yapmak ve önerilerde

bulunmak, harcama sonrasında yasal uygunluk denetimi yapmak ve kanunla verilen

diğer görevleri yerine getirmekle görevlidirler (Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme

Bakanlığı, 2006, madde 64, 68). Burada dikkat edilmesi gereken bir husus iç

denetçilerin harcama sonrasında yasal uygunluk denetimi de yapabileceğidir. Burada

yasanın lafzına bağlı kalarak bu yasal uygunluk denetimin sadece harcama sonrasında

olacağını söyleyebiliriz. Dolaysısıyla, iç denetçilerin asıl görevinin performans

denetimi yapmak olduğu ortaya çıkmaktadır. Ancak, önemle belirtmek gerekir ki

performans denetiminde yetkili kurum Sayıştay’dır.

Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile “İç Denetim Koordinasyon

Kurulu” oluşturulması hükme bağlanmıştır (Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme

Bakanlığı, 2006, madde 66, 70). Kurulun başlıca görevleri, iç denetime ilişkin

Page 122: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

109

raporlama standartlarını belirlemek, uluslararası uygulamalar ve denetim

standartlarıyla uyumlu risk analizleri yöntemleri geliştirmek, kamu idarelerinin

denetim birimleri ile işbirliğini sağlamaktır.

Maliye Bakanlığına Bağlı İç Denetim Koordinasyon Kurulu, Yedi üyeden

oluşur. Üyelerden biri Başbakanın, biri Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı’nın

bağlı olduğu Bakanın, biri Hazine Müsteşarlığı’nın bağlı olduğu Bakanın, biri İçişleri

Bakanının, başkanı dahil üçü Maliye Bakanının önerisi üzerine beş yıl süre ile

Bakanlar Kurulu tarafından atanır. Maliye Bakanı tarafından önerilecek adaylardan

birinin ekonomi, maliye, muhasebe, işletme alanlarından birinde doktora derecesine

sahip öğretim üyeleri arasından olması şartı aranır. Üyeler bir sürenin sonunda

yeniden atanabilirler. Gerekli görülen hallerde İç Denetim Koordinasyon Kurulu, oy

hakkı olmamak kaydıyla teknik yardım almak ve danışmanlık amacıyla uzman kişileri

de toplantılara davet edebilirler (Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Bakanlığı, 2006,

madde 66, 71).

5.2.4.3 DıĢ Denetim

Sayıştay tarafından yapılacak harcama sonrası dış denetimin amacı, genel

yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin hesap verme sorumluluğu çerçevesinde,

yönetimin mali faaliyet, karar ve işlemlerinin; kanunlara, kurumsal amaç, hedef ve

planlara uygunluk yönünden incelenmesi ve sonuçlarının Türkiye Büyük Millet

Meclisi’ne raporlanmasıdır (Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Bakanlığı, 2006,

madde 68, 73). Dış denetim, genel kabul görmüş uluslararası standartlar dikkate

alınarak mali denetim, hukuki denetim ve performans denetimi şeklinde

gerçekleştirilir. Dış denetimin asıl amacı performans denetimidir. Zira, Sayıştay 1996

yılından itibaren performans denetimi geçekleştirmek için yetkilendirilmiş ve

görevlendirilmiştir. Sayıştay, hazırlayacağı “Dış Denetim Genel Değerlendirme

Raporunu” TBMM’ye sunar (Öz ve Kaplan, 2005, 258).

Dış denetim, genel kabul görmüş uluslararası denetim standartları dikkate

alınarak; birincisi, kamu idaresi hesapları ve bunlara ilişkin belgeler esas alınarak,

mali tabloların güvenilirliği ve doğruluğuna ilişkin mali denetimi ile kamu idarelerin

Page 123: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

110

gelir, gider ve mallarına ilişkin mali işlemlerinin kanunlara ve diğer hukuki

düzenlemelere uygun olup olmadığının tespiti, ikincisi kamu kaynaklarının etkili,

ekonomik ve verimli olarak kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesi, faaliyet

sonuçlarının ölçülmesi ve performans bakımından değerlendirilmesi suretiyle

gerçekleştirilir (Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Bakanlığı, 2006,madde 68, 74).

Dış denetim sırasında, kamu idarelerinin iç denetçileri tarafından düzenlenen

raporlar, talep edilmesi halinde Sayıştay denetçilerinin bilgisine sunulur. Denetimler

sonucunda, düzenlenen raporlar, idareler itibariyle konsolide edilir ve bir örneği ilgili

kamu idaresine verilerek üst yönetici tarafından cevaplandırılır. Sayıştay, denetim

raporları ve bunlara verilen cevapları dikkate alarak düzenleyeceği dış denetim genel

değerlendirme raporunu TBMM’ ne sunar (Saraç Osman, Maliye Dergisi, 151 ).

Sayıştay tarafından hesapların hükme bağlanması; genel yönetim kapsamındaki

kamu idarelerinin gelir, gider ve mal hesapları ile bu hesaplarla ilgili işlemlerin yasal

düzenlemelere uygun olup olmadığına karar verilmesidir. Bu bağlamda işaret

edilmesi gereken bir başka nokta da, Sayıştay denetim kapsamına giren kuruluşların

sayıca artacak olmasının getireceği iş yükü artışının kamu idarelerinde iç kontrol ve iç

denetim sistemlerinin oluşumu, modern denetim metotları ve bilişim teknolojisi

imkanları ile dengelenecek olmasıdır. Tek tek işlemlere odaklanan “İşlem Tabanlı

Denetim” yaklaşımının getirdiği iş yükü ile “Sistem Tabanlı Denetim” yaklaşımının

getireceği iş yükü ayrı kriterlere göre değerlendirilmek durumundadır. Dolayısı ile iç

denetim, teftiş, soruşturma, inceleme fonksiyonlarının bir kurumda iyi ve sağlıklı

tanımlanması Sayıştay’ın dış denetim fonksiyonunun da iyi işlemesi için ön koşuldur

(Saraç Osman, Maliye Dergisi, 153 ).

İlk kez Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Sayıştay denetimine tâbi

tutulan düzenleyici ve denetleyici kurumlar ile özel bütçeli idarelerin 31.12.2005

tarihine kadar olan işlemlerinin dış denetimi ilgili kanunlarındaki hükümlere göre

yapılmaya devam edilir (Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Bakanlığı, 2006, madde

68, s: 86). Yani 1 Ocak 2004- 31 Aralık 2005 tarihleri arasında, adı geçen kurumların

dış denetiminde bir değişiklik olmayacaktır. Ancak 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren

Page 124: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

111

bu kurumlar da yapılacak düzenlemeye ve bu kanun hükümlerine göre Sayıştay’ın dış

denetimine tabi olacaklardır.

5.2.5 Getirilen Diğer Düzenlemeler

•Döner sermaye işletmeleri ve fonlar tasfiye edilmektedir. Kanun kapsamındaki

kamu idarelerinde kurulmuş bulunan döner sermaye işletmeleri ve fonlar 31.12.2007

tarihine kadar tasfiye edilecektir. Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerine bağlı

olarak kurulmuş bulunan döner sermaye işletmeleri ve fonların bütçeleri ilgili

idarelerin içinde yer alacaktır (Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel

Müdürlüğü, 2005, 19).

•Örtülü ödenek; kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetleri; Devletin milli

güvenliği ve yüksek menfaatleri ile Devlet itibarının gerekleri, siyasi, sosyal ve

kültürel amaçlar ve olağanüstü hizmetlerle ilgili hükümet icapları için kullanılmak

üzere Başbakanlık bütçesine konulan ödenektir. Kanunlarla verilen görevlerin

gerektirdiği istihbarat hizmetlerini yürüten diğer kamu idarelerinin bütçelerine de

örtülü ödenek konulabilir. Örtülü ödenek, bu amaçların dışında, Başbakanın ve

ailesinin kişisel harcamaları ile siyasi partilerin idare, propaganda ve seçim

ihtiyaçlarında kullanılamaz. İlgili yılda bu amaçla tahsis edilen ödenekler toplamı,

genel bütçe başlangıç ödenekleri toplamının binde beşini geçemez (Maliye Bakanlığı

Strateji Geliştirme Bakanlığı, 2006, madde 24, 32).

•Merkezi yönetim bütçe kanununda belirtilen hizmet ve amaçları

gerçekleştirmek, ödenek yetersizliğini gidermek ve bütçelerde öngörülmeyen

hizmetler için, bu kanuna ekli (I) sayılı cetvelde yer alan idareler ile (II) sayılı

cetvelde yer alan idarelerden merkezi yönetim bütçe kanununda gösterilecek

olanların bütçelerine aktarılmak üzere, genel bütçe ödeneklerinin yüzde ikisine kadar

Maliye Bakanlığı bütçesine yedek konulabilir. Bu ödenekten aktarma yapmaya

Maliye Bakanı yetkilidir (Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Bakanlığı, 2006,

madde 23, 32).

•Mevzuata aykırı karar, işlem, eylem veya ihmal sonucunda kamu kaynağında

artışa engel veya eksilmeye neden olunması olarak tanımlanan kamu zararına nelerin

Page 125: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

112

sebep olacağı 5018 sayılı Kanunda belirtilmiştir. 5018 sayılı Kanunda, kamu

kaynakları ile yükümlülüklerin yönetilmesinde, değerlendirilmesinde, korunmasında

veya kullanılmasında gerekli önlemlerin alınmaması veya özenin gösterilmemesi

suretiyle öz kaynağın azalmasına sebebiyet verilmesi sonucu kamu zararının

oluşacağı hükme bağlanmıştır. Ne var ki, “Gerekli önlemlerin alınmaması” veya

“Gerekli özenin gösterilmemesi” ifadelerinin yeterince açık olmaması nedeniyle,

kişilerin sorumluluklarını net olarak ortaya konulması mümkün olamayacak ve

dolayısıyla bu hüküm, yönetmeliğin uygulayıcıları arasında farklı yorumlara yol

açarak çeşitli sorunlara neden olacaktır. Uygulamada ortaya çıkabilecek bu soruna

sebep olunmaması amacıyla 5436 sayılı Kanun ile bu ifadeler çıkarılmış ve olası

yanlış yorumların önüne geçilmiştir. Diğer taraftan, “Kontrol, denetim, inceleme,

kesin hüküm bağlama veya yargılama sonucunda tespit edilen kamu zararının,

zararın oluştuğu tarihten itibaren hesaplanacak kanuni faiziyle birlikte ilgililerden

tahsil edileceği hükmünde yer alan kanuni faizden, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve

Temerrüt Faizine İlişkin Kanunda öngörülen faizin mi yoksa 6183 sayılı sayılı

Kanunda öngörülen faizin mi anlaşılması gerektiği yönünde ortaya çıkabilecek

karışıklıkların giderilmesi amacıyla, 5436 sayılı Kanun ile “Kanuni Faiz” ifadesi

“İlgili Faiz” ile değiştirilerek söz konusu durumlara ilişkin ilgili kanunlarında

öngörülen faizlerin uygulanacağı açıklığa kavuşturulmuştur ( Öztürk Gönül, 2006,

18).

Page 126: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

113

SONUÇ

Türkiye sanayileşen, kent nüfusu sanayileşmeden daha hızlı olarak artan, ülke

içi ve dışı ile hızlanan ve çeşitli biçimlerde haberleşen, akışkan ve artış hızı azalarak

artan nüfusa sahip bir ülkedir. Bu durumda, Türkiye'de devlet, genişleyen ve

çeşitlenen kamu hizmetleri talebi ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu artan ve farklılaşan

talepler karşısında politika oluşturma kapasitesi zorlanan kamu yönetimi sistemi,

onlara genellikle yanıt veremeyen bir durumdadır. Ancak, kamu yönetimi bazı özgül

istekleri karşılayan veya sadece onlara karşı hassasmış izlenimini veren bir görüntü

arz etmeye başlamıştır. Bu durumda, siyasal sistemin tüm vatandaşlara eşit olarak

hizmet sunması olanaksız bir hale gelmeye başlarken devletin hakça hizmet üretim ve

dağıtımı yapabilmesi sorgulanma; devletin ajanlarına ve siyasal kadrolara olan

güvenin aşınma; devletin kurum ve kurallarının işleyişini mümkün kılan siyasetin

meşruluk zeminlerinin yıpranma noktasına gelmesi söz konusudur.

Günümüzde pek çok ülke, tüm dünyada piyasa ekonomisinin yükselişi ile

birlikte daha çok tartışılır hale gelen devletin ekonomideki yeri konusunda yeni

adımlar atmaya başlamıştır. Bugün devletin görev ve sorumluluklarının yeniden

tanımlanması yönünde güçlü eğilim mevcuttur. Bu yeni tanımlama ile birlikte

devletin görevlerini etkin bir şekilde gerçekleştirmesi için mali alanda disiplinin

sağlanması gerekmektedir.

Değişimim hızlandığı, küreselleşme ve bilgi toplumunun gerektirdiği yönetim

anlayışına dayalı olarak, dünyada kamu mali yönetim sistemlerinde değişim ihtiyacı

öne çıkmış bulunmaktadır. Sadece kamu mali yönetim sistemlerinde değil kamu

yönetim anlayışında da yeniden yapılanma ihtiyacı ortaya çıkmış, sanayi

toplumundan bilgi toplumuna doğru geçiş, mevcut kalıplar içinde kamu

yönetimlerinin değişen şartlara uyum sağlamasınının güçlülüğünü ortaya çıkarmıştır.

Bunun sonucunda, yeni kamu yönetimi anlayışı ortaya çıkmış, bir çok ülke kamu

yönetimleri, anlayış ve uygulama değişikliğine gitmişlerdir.

Ülkemizde 1990’ lardan itibaren kaynak kullanımında ekonomik ve rasyonel

kararlar alınamamakta, kurumların faaliyetleri ile hedefleri arasında sapmalar

Page 127: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

114

oluşmaktadır. Çağdaş bütçeleme teknikleri kullanılmadığından en yüksek verimi

getirecek analizler ile kamu kaynak kullanım sisteminde etkinlik ve verimlilik elde

edilememektedir. Kamu hizmetlerine bugün ve gelecekte yeterli kaynak ayrılması ve

önceliklerin belirlenmesi, politika oluşturmayı ve planlamayı etkilemektedir. Bu

sistemin işleyebilmesi için harcama programının politika öncelikleri ve bütçe gerçeği

ile uyumlu olması gerekmektedir.

Mali disiplinin sağlanması, kamu harcamaları ile kamu gelirlerinin disiplin

altına alınmasını zorunlu kılmaktadır. Öte yandan ülkemizde en önemli ekonomik

sorunlarından biri olan yüksek enflasyonu önlemeye yönelik, Merkez Bankası’ nın

özerkliğini tanımayan adımlar atılmış ve ülkemizde Merkez Bankası, Merkezi

yönetimden ayrı olarak kendisine hedefler koyarak enflasyonla mücadele etmektedir.

Bu çerçevede ülkemizde artık enflasyon bir problem olmaktan çıkmış durumdadır.

Aynı zamanda ülkemizde yıllardır “Vergi Reformu” adı altında yapılan bir çok

düzenlemenin vergi sistemimizin iyileştirilmesi yönünde yeterli olmadığı açıktır. Bu

nedenle vergi sistemimizin ideal bir vergi sisteminde olması gereken açıklık, basitlik,

etkinlik ve tarafsızlık ilkeleri çerçevesinde yeniden yapılandırılması gerekmektedir.

Bu bağlamda ülkemizde 5018 sayılı Kanun ile bütçe bütünlüğünün sağlanması,

kalkınma planı ile bütçeler arasında sıkı bir bağ kurulması, sağlıklı bir hesap verme

mekanizmasının tesisi, harcama sürecinde yetki-sorumluluk dengesinin yeniden

kurulması, etkin bir iç kontrol sisteminin oluşturulması, kamu mali yönetiminde

etkinlik, tutumluluk, hesap verebilirlik, şeffaflık ve çok yıllı ile orta vadeli harcama

sistemine geçilmesi gibi çağdaş mali yönetim ilkelerinin hayat geçirilmesi

amaçlanmaktadır.

Ülkemizde 5018 sayılı Kanun çerçevesinde 2006 yılından itibaren orta vadeli

harcama sistemine göre bütçe oluşturulmasına geçilmiş bulunmaktadır. Ülkemizde

2002 yılı sonrası dönemde bütçe büyüklükleri üzerinde olumlu gelişmeler olmuştur.

2001 kriz sonrası uygulanan sıkı maliye politikaları, faiz giderlerinin düşmesi ile

sağlanan bütçe disiplini, bütçe açıklarının düşmesini sağlamıştır. Maliye

Bakanlığı’ndan yapılan açıklamalarda bütçe giderleri, bütçe gelirleri, faiz giderleri,

Page 128: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

115

bütçe açıkları yönünden gerçekleşmelerin hedeflerle uyumlu olduğu ve geçmiş yıllara

göre önemli iyileşmeler kaydedildiği belirtilmiştir.

5018 sayılı kanunla öngörülen harcama öncesi kontrol mekanizmasının Avrupa

Birliği normlarıyla uyum ve uygulanabilirlik açısından eksik yönleri olduğu ve geçiş

süreci içinde bu eksikliklerin giderilmesi gereğini belirtmek gerekir. Harcama öncesi

kontrolün ön mali kontrol olarak değiştirilmesi, ön kontrolün ve muhasebe hizmetinin

idarelerin yönetim sorumluluğu çerçevesinde gerçekleştirmesinin sağlanması, bu

görevleri yürüteceklerin rol ve sorumluluklarının açık bir şekilde tanımlanması,

kapsamlı eğitim programlarının uygulamaya konulması, merkezi uyumlaştırma

birimlerinin etkili faaliyet göstermesinin sağlanması ve idarelerin teşkilat yapılarında

gerekli düzenlemelerin yapılmasının yeni sistemin başarılı bir şekilde uygulanması

gerekli olduğu düşünülmektedir.

Modern iç denetim günümüz kamu idarelerinin ihtiyaçları dikkate alındığında

geriye dönük klasik denetimi kapsamakla birlikte, mutlaka ileriye dönük olmalı, daha

iyiye ve yeniliğe dayalı değişimi hedeflemelidir. Maliyet düşürücü, yenilik getirici,

sistemleri sorgulayıcı, iş ve hizmetlerin kalitesini yükseltici, eğitici, etkin, ekonomik

ve verimliliği artırıcı olmalıdır. Değişime ve yeniliklere açık ve dinamik, idarenin iş

ve işlem akışlarına, iç kontrol mekanizmalarının ve idare sistemlerinin çalışmalarına

bağlı olarak doğabilecek riskleri proaktif biçimde önceden öngörebilecek yapıda

olmalıdır. Doğabilecek risklere ilişkin proaktif tedbirler almayı amaçlayan, çağdaş ve

uluslararası standartlara uygun, uygulayıcı gözü dahil makro, mikro çok çeşitli

açılardan bakabilen kaliteli ve üstün vasıflı objektif bir denetim niteliği taşımalıdır. İç

denetim ülkemiz dışında tüm dünyada gerek Kıta Avrupası ve gerekse Anglo Saxon

kültürlerden gelen farklı ülkelerde aynı şekillerde uygulanmaktadır. Detaylı ve genel

kabul görmüş mesleki standartları etik kuralları, uygulama rehberleri ile kamu

yönetimimizde kısa zamanda büyük önem kazanacaktır. Ülkemiz iç denetim

uygulaması 5018 sayılı Kanun ile 2006 yılında yürürlüğe girmiştir.

Dış denetim kurumu “Sayıştay” dır. 5018 sayılı Kanun ile merkezi idareye dahil

kurum ve kuruluşlarla il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluşlar ve

mahalli idare birliklerinin dış denetiminin Sayıştay tarafından yapılacağı kanunda

Page 129: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

116

belirtilmiştir. 5018 sayılı Kanun ile artık kamu idaresi çerçevesinde hiçbir kurum

Sayıştay Denetiminin dışında kalmamakta ve böylece bütçe içerisinde yer alan her bir

bütçe kalemi Sayıştay tarafından denetlenmesine imkan vermektedir. Burada Sayıştay

tarafından yapılan harcama öncesi kontrol ise kaldırılmıştır. Ayrıca Sayıştay, yapacağı

denetimde performans esasına dayalı bir denetim yapacaktır.

Dünyada hızla yaygınlaşan performans esaslı bütçeleme anlayışı, Türkiye’nin

2006 yılından itibaren uygulaması, dünyadaki değişimi zamanında yakalamak

açısından umut verici gözükmektedir. Aynı zamanda ilk uygulama örneklerinden elde

edilen tecrübelerden de yararlanılacak olması, doğru bir yapının oluşturulması

açısından avantaj oluşturmaktadır. Ancak, bu noktada performans esaslı bütçelemenin

başarısının, kamu yönetimi anlayışımızda genel bir değişime bağlı olduğunun da

gözden kaçırılmaması gerekir. Performansa dayalı bütçe tekniğinin diğerlerinden

temel ayrılığı, mali disiplini sağlamayı hedeflemesidir. Diğer bir deyimle kamu

yönetiminde etkinliği ve verimliliği arttırmak amacını korurken, bunun yanı sıra kamu

harcamalarında mali disiplinin sağlanması da amaçlanmaktadır. Mali disiplinin

sağlanmasında üç ila beş yıllık planlar önemli araçlardır. Önemli olan iyi bir yapının

kurulması, geçiş döneminin iyi planlanması ve kamu idarelerince uygulamanın

sahiplenilmesidir. Performans esaslı bütçelemenin sağlayacağı faydaları elde etmek

için sabırlı olunmalı ve beklentiler gerçekçi bir düzeyde tutulmalıdır

5018 sayılı Kanun çerçevesinde ülkemizde mali disiplin sağlanması açısından

atılan en büyük adımlardan bir tanesidir. Ülkemizde 2006 yılından itibaren

uygulamaya geçen Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile mali disiplinin

sağlanması açısından gelişmiş ülkelerde uygulanmakta olan bir çok kural bu kanun

çerçevesinde Türk Kamu Mali hayatına girmiştir. Bunun yanında ülkemizde mali

disiplinin sağlanması yönünde bu işi başarı ile yapan ülke örneklerine bakarak nelerin

yapılması gerektiği ve nelerin yapılmaması gerektiğinin çerçevesi iyi çizilmelidir.

Ülkemizde Kamu Yönetiminde Mali disiplinin sağlanması konusunda sadece

Hükümetlerin bir işi gibi algılanması döneminin bitmesi gerektiği, tüm sivil toplum

örgütleri ve tüm toplum açısından takip edilmeli, ülkemizde mali disiplinin

sağlanması konusunda yönetimler baskı altına alınmalıdır.

Page 130: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

117

KAYNAKÇA

ADETEF/TURKEY (1995) , “Budget and Accounting Structure” Report No:2, Paris

Akar, Yasin (2001), “Kamu Harcama Yönetiminde Disiplin ve Etkinlik”, Uzmanlık

Tezi, Ankara: T.C Hazine Müsteşarlığı Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürlüğü

Akdoğan A.Argun, Onur Ender Aslan (2002) “Kamu Yönetimlerinde Değişim:

Sonraki Adımlar”, Amme İdaresi Dergisi c.35. S.2

Akın, Cengiz (1998), “Kamu Yönetimini Yeniden Düzenleme İhtiyacı”, Türk İdare

Dergisi, c. 70 S.419

Aktan, Coşkun Can, “Devlette Mali Disiplinsizlik Sorunu”, Erişim:

www.canaktan.org/canaktan-personal/canaktan-arastirmalari/anayasal-iktisat/aktan-

mali-disiplinsizlik.pdf (8 Aralık 2006)

Aktan Coşkun Can (2003), Değişim ve Devlet, Ankara: TİSK Yayınları

Arcagök, Mehmet Sait (2005), “Yeni Mali Yönetim ve Kontrol Sisteminde Harcama

Öncesi Kontrol”, Yirminci Maliye Sempozyumu, Erişim: maliyesempozyumu.

Pamukkale.edu.tr/20malsemp.pdf, (8 Aralık 2006)

Arın, Tülay (2000), “Parlamenter Bütçe Denetimi- Plan ve Bütçe Komisyonu: Yapı

ve İşlemler Üzerine Uluslararası Farklılaştırma”, Parlamento ve Sayıştay Denetimi,

İstanbul: Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı Yayınları

Ataç Beyhan (1999), Maliye Politikası Gelişimi, Amaçları, Araçları ve Uygulama

Sorunları, Anadolu Üniversitesi Eğitim, Sağlık ve Bilimsel Araştırma Çalışmaları

Vakfı Yayınları No: 118, Genişletilmiş Beşinci Baskı

Page 131: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

118

Atiyas İzak, Şerif Sayın (1997), Siyasi Sorumluluk, Yönetsel Sorumluluk ve Bütçe

Sistemi: Bir Yeniden Yapılanma Önerisine Doğru, İstanbul: Türkiye Ekonomik ve

Sosyal Etüdler Vakfı Yayınları

Atiyas İzak, Şerif Sayın ( 2000), “Devletin Mali ve Performans Saydamlığı”, Kamu

Maliyesinde Saydamlık, İstanbul: Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı

Yayınları

Ayşe, Ahmet Özen (2002), “Avrupa Birliği’nde Mali Disiplinin Sağlanmasına

Yönelik Maastricht Kriterlerinin Anayasal İktisat Perspektifinden

Değerlendirilmesi”, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi c.4

S.2

Batırel, Ömer Faruk (1981), Kamu Bütçesi, İstanbul: Nihat Sayar Yayın ve Yardım

Vakfı Yayınları İkinci Baskı

Batırel, Ömer Faruk (1987), Kamu Bütçesi, İstanbul: Nihat Sayar Yayın ve Yardım

Vakfı Yayınları Beşinci Baskı

Batırel Ömer Faruk (1990), Kamu Bütçesi, İstanbul: Çağ Ofset Yayınları

Bor K. Gülsüm (2000), “ Kamu Harcamalarının Etkinliğinin ve Performansının

Ölçülmesi”, Uzmanlık Tezi, Ankara: T.C Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Kamu

Finansmanı Genel Müdürlüğü

Bütçe Mali Kontrol Genel Müdürlüğü (2005), Bütçe ve Mali Kontrol Genel

Müdürlüğü 2004 Yılı Faaliyet Raporu, Ankara: Maliye Bakanlığı Yayınları

Corsetti G. , N. Roubini, Çev. Haluk Egeli (2003), “ Denk Bütçe Kuralları Üzerine

Yaklaşımları Karşısında Avrupa Yaklaşımları”, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü Dergisi c.5 S.2

Page 132: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

119

Cura, Serkan (2003), “Türkiye’ de Mali Şeffaflığı Sağlamaya Yönelik Bir Uygulama:

Analitik bütçe Sınıflandırması”, Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler

Fakültesi Dergisi c.18 S.1

Çelebi, Kemal (1998), Türkiye’de Ekonomik İstikrarsızlığın Dışsal- Yapısal

Nedenleri ve İstikrar Politikaları, Manisa: Emek Matbaacılık

Çiçek, Seçil (2004), “Bütçe Açıkları ve Mali Uyum Süreci: Türkiye Örneği”,

Uzmanlık Tezi, Ankara: Hazine Müsteşarlığı Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü

Dean P. (1997), “The Relevans of A Medium Term Expenditure Framework to the

Needs of Developing and Transtional Countries”, Draft.

Dedeoğlu Emin, Ferhat Emil, Cem M. Erdem (2000), “ Kamu Mali Mevzuatının

Uygulanması ve Saydamlığı Üzerine Gözlemler”, Kamu Maliyesinde Saydamlık,

İstanbul: Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı Yayınları

Dinçer Ömer ve Cevdet Yılmaz (2003), “Değişimin Yönetimi için Yönetimde

Değişim”, Kamu Yönetiminde Yeniden Yapılanma:1, Ankara: Başbakanlık Yayınları

Easterly W. (1998), “ When İs Fiscal Adjustment an illusion?, World Bank, Erişim:

www.worldbank.org/html/dec/Publications/Workpapers/wps2000series/wps2109/wp2

109.pdf, (27 Şubat 2007)

Edizdoğan Nihat (1998), Kamu Bütçesi, Bursa: Ekin Kitabevi

Emil Ferhat, Aziz Konukman (2000), “Kamu Mali Yönetiminin Yeniden

Yapılandırılması ve Mali saydamlık”, Ankara: Devlet Planlama Teşkilatı Yayınları

Emil Ferhat, Hakan Hakkı Yılmaz (2003), “Kamu Borçlanması, İstikrar Programları

ve Uygulanan Maliye Politikalarının Kalitesi: Genel Sorunlar ve Türkiye Üzerine

Gözlemler, Ankara: ERC/ODTÜ Uluslararası Ekonomi Kongresi, Erişim:

www.erc.metu.edu.tr/menu/series03/0307.pdf , (15 Mart 2007)

Page 133: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

120

Erdem, Can Memduh (2000), “Bütçe Şeffaflığı ve Disiplini: Türkiye’de Bütçe

Şeffaflığı ve Disiplinini Bozan Unsurlar”, Uzmanlık Tezi, Ankara: T.C Hazine

Müsteşarlığı Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürlüğü

Erüz, Ertan (2005), “ Yeni Mali Yönetim Yapısında Performans Esaslı Bütçeleme”,

Yirminci Maliye Sempozyumu, Erişim: maliyesempozyumu.Pamukkale.edu.tr/20

malsemp.pdf, (08 Aralık 2006)

Fonlar, Erişim:www.hazine.gov.tr/fonlar 230801.htm (17 Ocak 2007)

Gediz Burcu, Yalçınkaya M.Hakan (2001), “Nasıl Bir Bütçe Politikası”, Yönetim ve

Ekonomi Dergisi c.7 S.1

Gönüllü Erkut, Sinan Sönmez (1989), “Az Gelişmiş Ülkelerin Dış Borçlanma Süreci

Üzerinde Bunalımın Etkileri”, Dördüncü Maliye Eğitim Sempozyumu, İzmir: Aslar

Matbaacılık

Gören, İhsan (2000), “ Kamu Mali Yönetiminin Yeniden Yapılandırılması ve

Denetim”, Parlamento ve Sayıştay Denetimi, İstanbul: Türkiye Ekonomik ve Sosyal

Etüdler Vakfı Yayınları

Gülen Fikret, “ Bütçe ve Saydamlık”, Erişim: http://www.saydamlik.org/butcevesay

damlik.html (12 aralık 2006)

Günay Ayşe, Ahmet Özen (2002) “Avrupa Birliği’nde Mali Disiplinin Sağlanmasına

Yönelik Maastricht Kriterlerinin Anayasal İktisat Perspektifinden

Değerlendirilmesi”, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, c. 4

S. 2

Hürcan Yasemin Gürsoy (1999), Mali Disiplinin Sağlanmasında Yasal

Düzenlemelerin Yeri, Önemi, Dünya Uygulamaları ve Türkiye Örneğinin İncelenmesi,

Ankara: T.C Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Ekonomik Araştırmalar Genel

Müdürlüğü Yayınları

Page 134: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

121

Hürcan Yasemin, Emine Kızıltaş, Hakan Yılmaz (2000), “Türk Kamu Mali Yönetimi

Mali Saydamlık Standartlarının Neresinde- IMF İyi Uygulamalar Tüzüğü Temelinde

Bir Değerlendirme”, Kamu Maliyesinde Saydamlık, İstanbul: Türkiye Ekonomik ve

Sosyal Etüdler Vakfı Yayınları

IMF (1998), Manual on Fiscal Transparency Erişim: http://www.imf.org/external/

np/fad / trans/manual/intro.htm (5 Nisan 2007)

Kalkandelen A.Hayrettin (1998), “ Kamu Yönetiminde Yeniden Yapılanma”, Türk

İdare Dergisi, c. 70 S.420

Kamu Reformu Araştırması (2002), İstanbul: Türkiye Sanayicileri ve İşadamları

Derneği Yayınları

Kesik Ahmet (2005), “Yeni Kamu Mali Yönetim Sisteminde Orta Vadeli Program ve

Mali Plan Çerçevesinde Çok Yıllı Bütçenin Uygulanabilirliği”, Yirminci Maliye

Sempozyumu Erişim: maliyesempozyumu. Pamukkale. edu.tr/20malsemp.pdf, (08

Aralık 2006)

Kızıltaş Emine (2001), IMF Tarafından Belirlenen Mali Saydamlık Standartları, Bu

Standartların Türkiye’de Uygulanabilirliği ve Bu Konuda Yapılması Gereken

Düzenlemelere İlişkin Öneriler, Ankara: T.C Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol

Genel Müdürlüğü Devlet Bütçe Uzmanlığı Araştırma Raporu

Kızıltaş Emine (2003), “Çok Yıllı Bütçeleme Sistemi”, Bütçe Dünyası Dergisi, Sayı

16, Sonbahar

Konukman Aziz (2000), “Kesin Hesap Kanun Tasarıları Üzerine bir Değerlendirme”,

Kamu Maliyesinde Saydamlık, İstanbul: Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı

Yayınları

Kopits G. ,Craig J. (1998), Transparency in Government Operations, IMF Occasional

Paper, No: 158

Page 135: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

122

Kopits G. , Symansky S. (1998), Fiscal Policy Rules, IMF Occasional Paper No: 162

Kuyaksil Ali (1995), “ Yönetimi Yeniden Düzenleme”, Türk İdare Dergisi c.67 S.407

Mackenzie G. A , Stella (1996), “Quasi Fiscal Operations of Public Financial

Institutions”, IMF Occassional Paper, 142, Washington D.C

Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü (2004), “Analitik Bütçe

Sınıflandırması El Kitabı”, Ankara: Maliye Bakanlığı Yayınları

Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü (2005), “2004 Yılı

Faaliyet Raporu”, Ankara: Maliye Bakanlığı Yayınları

Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Bakanlığı (2006), “5018 Sayılı Kamu Mali

Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Ankara: Maliye Bakanlığı Yayınları

Musgrave R. (1981), “Leviathan Cometh or does he?” in H. Land- H.Tideman:

Taxable Expenditure limitations, Urban Institute Press, Washingon D.C

Nemli Arif (1989), “Gelişmekte Olan Ülkelerde Dış Finansman Sorunu”, Dördüncü

Maliye Eğitim Sempozyumu, İzmir: Aslar Matbaacılık

OECD (1998), “Survey of Recent Budgetary Developments”, Public Management

Service, Paris, Erişim: www.oecd.org/dataoecd/42/46/35651089.pdf, (22 Ocak 2007)

OECD (1999), “Senior Budget Officials Meeting, Statement by Chair”, Public

Management Service

Öz Ersan, Ersin Kaplan (2005), “Türk Mali Sisteminin Yeniden Yapılandırılması”,

Türk İdare Dergisi S.446

Özer Ahmet (1995), “Türkiye’nin Yönetim Yapısına Toplu Bakış ve Yeniden

Düzenleme İhtiyacı”, Türk İdare Dergisi, c.67 S.406

Page 136: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

123

Öztürk Namık Kemal (2002), “Bürokratik Devletten Etkin Yönetime Geçiş: İyi

Yönetişim”, Türk İdare Dergisi c.74 S.437

Öztürk Gönül (2006), “Son Değişikliklerle Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol

Kanunu”, Kamu Hesaplarına Uzman Bakış Dergisi S.1

Petrei H. (1998), Budget and Control, The John Hopkins University Press, Baltimore,

Mary Land

Polat Necip (2002), “Sayıştay, Hesap Verme Sorumluluğu ve Denetim Etkinliği”,

Sayıştay Dergisi S.49

Poterba James M. (1996), “Balanced- Budget Rules, Budget Institutions and Fiscal

Policy in the USA”, The American Economic Rewiev, Papers and Proceedings, May.

Vol. 86, no:2

Sakal Mustafa (2003), Türkiye’ de Mali Disiplin Sorunu: Kamu Açıkları ve

Borçlanmanın Sürdürülebilirliği, Ankara: Gazi Kitabevi

Saraç Osman, “Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Yapılan Düzenlemelerin

Değerlendirilmesi”, Maliye Dergisi, Erişim:193.255.144.134/calismalar/yayinlar/md/md

148/kamumaliyonetimi.pdf, (16 Nisan 2006)

Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2000), Kamu Yönetiminin İyileştirilmesi ve

Yeniden Yapılandırılması Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara: Devlet Planlama

Teşkilatı Yayınları

Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2000), Kamu Mali Yönetiminin Yeniden

Yapılandırılması ve Mali Saydamlık Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara: Devlet

Planlama Teşkilatı Yayınları

Sürgit Kenan ( 1972), Türkiye’de İdari Reform, Ankara: Türkiye Ortadoğu Amme

İdaresi Enstitüsü Yayınları

Page 137: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

124

Tanzi V. , Schuknecht L. (1999), “Kamu Kesiminin Yeniden Yapılandırılması: Son

Yıllara İlişkin Bir Değerlendirme”( çeviren: Mustafa Sakal, Maliye Yazıları no: 62)

TODAİE (1972), “İdarenin Yeniden Düzenlenmesi, İlkeler ve Öneriler”, İdari Reform

Danışma Kurulu Raporu, Ankara: Türkiye Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü

Yayınları

Tosun Ertan (2003), “Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Tasarısına İlişkin

Değerlendirme”, Bütçe Dünyası Dergisi, Sayı 16 Sonbahar

Türkiye’ de Kamu Harcamaları ve Kamu Borçlanması: Mali Disiplin Gereği Üzerine

Gözlem ve Öneriler (1996), İstanbul: Türkiye Sanayicileri ve İşadamları Derneği

Yayınları

Uluğ Feyzi (2004), “ Yönetiminde Yeniden Yapılanma ve Kamu Yönetimi Temel

Kanunu Tasarısı Üzerine Eleştirel Bir Bakış, Amme İdaresi Dergisi c.37 S.1

Wildavsky A. (1986), Budgeting- A Comparative Theory of Budgetary process,

Second Revised Edition, New Brunswick: Transaction Books

World Bank, 1998, s:17, Public Expenditure Management Handbook,The World Bank

Washington, D.C ,Erişim: www1.worldbank.org/publicsector/pe/handbook/

pem98.pdf, (18 Nisan 2007)

World Bank Report, “ Republic of Turkey, A Report on the Development of

Accounting, Financial Reporting and Auditing Services”, January 1993, Worldbank ,

Washington D.C

Yerlikaya Gökhan Kürşat (2002), Yap-İşlet-Devret Modeli: Hukuki Mahiyeti ve

Vergilendirme, Ankara: Seçkin Yayıncılık

Yılmaz Hakan Hakkı (a) (1999), Kamu Mali Yönetiminin Yeniden Yapılandırılması:

Dünya Bankası Orta Vadeli Harcama Sistemi, Ankara: Devlet Planlama Teşkilatı,

Yıllık Programlar ve Konjonktür Değerlendirme Genel Müdürlüğü Finansman Dairesi

Page 138: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

125

Yılmaz Hakan Hakkı (b) (1999), Kamu Mali Yönetiminin Yeniden Yapılandırılması:

Yeni Zelanda Örneği, Ankara: T.C Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı

Müsteşarlığı Yıllık Programlar ve Konjonktür Değerlendirme Genel Müdürlüğü

Finansman Dairesi

Yılmaz Osman (2001), Kamu Yönetimi Reformu: Genel Eğilimler ve Ülke

Deneyimleri, Ankara: İktisadi Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü Hukuki

Tedbirler ve Kurumsal Düzenlemeler Dairesi

Yılmaz Elif Binhan, Nazan Susam (2005), “ Türkiye’de Yeniden Mali Yapılanma

Sürecinde Orta Vadeli Harcama Sistemine Geçişin Bütçe Büyüklükleri Üzerindeki

Etkileri: Türkiye Üzerine Tahmini Model”, Yirminci Maliye Sempozyumu, Erişim:

maliyesempozyumu. Pamukkale. edu.tr/20malsemp.pdf, (08 Aralık 2006)

Yörüker Sacit (1999), Türkçe-İngilizce- Fransızca Denetim Terimleri Çeviri, Ankara:

T.C Sayıştay Başkanlığı Yayınları

1998 Yılı Hazine İşlemleri Raporu, Ankara: T.C Sayıştay Başkanlığı Yayınları

2000 Yılı Mali Raporu (2000), Ankara: T.C Sayıştay Bakanlığı

Page 139: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ … · MUK : Muhasebe-i Umumiye Kanunu OECD : Organization for Economic Co-operation and Development OYAK : Ordu Yardımlama

126

ÖZGEÇMĠġ

KĠġĠSEL BĠLGĠLER

Adı Soyadı : Murat KÜÇÜKTÜFEKÇİ

Doğum Yeri-Yılı : Kahramanmaraş- 15.02.1977

Adresi : Sümer Mah. 78 Sok. No: 19 P.K: 01140 Seyhan/ADANA

E-posta : [email protected]

Yabancı Dil : İngilizce

EĞĠTĠM DURUMU

2003-2007 : Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye

Anabilim Dalı Yüksek Lisans

1997-2002 : Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

Maliye Bölümü

1997-1998 : Çukurova Üniversitesi Yabancı Diller Merkezi

1991-1994 : Abdulkadir Paksoy Lisesi /ADANA

Ġġ DURUMU

15.09.2005- Devam E.: Çukurova Üniversitesi Ceyhan Meslek Yüksek Okulu

Öğretim Görevlisi/ ADANA

AKTĠVĠTELER

1997-2002 : Çukurova Üniversitesi Karate Takımında Yer Alma ( Karate

Takım Kaptanlığı)

2002-2005 : Çukurova Üniversitesi Karate Takımının Çalıştırılmasında

Antrenörlük