vii. oturum eĞİtİm · harİta mÜhendİslİĞİnde ÇaĞdaŞ eĞİtİm İÇİn akredİtasyon...

58
11. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007 BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI TMMOB HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI VII. OTURUM EĞİTİM Oturum Başkanı : Prof. Dr. Cevat İNAL Harita Mühendisliğinde Çağdaş Eğitim İçin Akreditasyon Çalışmaları Ömer AYDIN Çağdaş Gelişme ve Gereksinimlere Paralel Olarak Türkiye’de Harita Mühendisliği Eğitiminde Biçimlendirme Cemal BIYIK Avrupa Birliği Sürecinde Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği’nin Durumu H.Mustafa PALANCIOĞLU, Halil ERKAYA, R. Gürsel HOŞBAŞ Çağdaş Gelişmeler Işığında Ülkemizde Mesleğimizin Yeniden Adlandırılması Melih BAŞARANER

Upload: others

Post on 08-Aug-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

��11. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

VII.OTURUM EĞİTİM Oturum Başkanı : Prof. Dr. Cevat İNAL

Harita Mühendisliğinde Çağdaş Eğitim İçin Akreditasyon ÇalışmalarıÖmer AYDIN

Çağdaş Gelişme ve Gereksinimlere Paralel Olarak Türkiye’de Harita Mühendisliği Eğitiminde BiçimlendirmeCemal BIYIK

Avrupa Birliği Sürecinde Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği’nin DurumuH.Mustafa PALANCIOĞLU, Halil ERKAYA, R. Gürsel HOŞBAŞ

Çağdaş Gelişmeler Işığında Ülkemizde Mesleğimizin Yeniden AdlandırılmasıMelih BAŞARANER

Page 2: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

5611. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI

Ö. Aydın1

1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü, Ölçme Tekniği Anabilim Dalı, İstanbul, [email protected]

ÖZET

Günümüzde yaşam boyu eğitimin gerekliliğinin önemi her geçen gün artarken, küreselleşen dünya düzeni içerisinde temel eğitimden, yüksek eğitime ve hatta meslek yaşamı boyunca devam eden meslek içi eğitime kadar varolan ve devam eden bir süreklilik yaşanmaktadır. Eğitim politikaları açısından bakıldığında özellikle sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde sürekli kendini revize eden ve günün bilimsel, çağdaş ve ilerici değerlerine sahip eğitim modellerinin uygulanması gelişmiş dünya ülkelerinin benimsediği değerler haline gelmiştir.

İşte bu noktada ülkemizde de, gelişmiş dünya ülkelerinde olduğu gibi yüksek eğitim ve öğretimde eğitimin kaliteli, sürekli ve sürdürülebilir olması yönünde çeşitli çalışmalar yürütülmektedir. Ülkemizde Harita Mühendisliği alanında eğitim veren üniversite ve bölümlerimizde değişim ve gelişimin yaşandığı bu süreçte kendi eğitim politikalarını gözden geçirerek çeşitli çalışmalar yürütmektedirler. Özellikle uluslararası ve ulusal anlamda başlatılan devam ettirilen akreditasyon çalışmaları bu anlamda önemli işlevlere sahiptir.

Bu noktada ülkemizde Harita Mühendisliği eğitiminin ilk başladığı yer olan Yıldız Teknik Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü’ de güçlü, çağdaş ve ilerici kurumsal kimliği ile bu akreditasyon çalışmaları içerisinde uzun yıllar var olmuş ve de çağdaş mühendislik eğitiminin gelişimine önemli katkılarda bulunmuştur.

Anahtar Sözcükler: Harita Mühendisliği, Eğitim, Akreditasyon

Page 3: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

5711. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

ÇAĞDAŞ GELİŞME VE GEREKSİNİMLERE PARALEL OLARAK TÜRKİYE’DE HARİTA

MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİNDE BİÇİMLENDİRME

C. BıyıkKaradeniz Teknik Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü., Kamu Ölçmeleri Anabilim Dalı, Trabzon.

[email protected]

ÖZET

Harita, görsel bir bilgi sunma aracı olarak öncelikle askerî alanlarda kullanılmıştır. Bir ülkenin savunulmasında ve askeri harekâtlarda haritanın ve harita bilgilerinin önemi tartışılmaz biçimde kabul edilmiştir. Bu yüzden ülke haritalarının düşman eline geçmesi sakıncalı olduğundan genel olarak gizlilik arz ederler. Nitekim gerek Osmanlı döneminde ve gerekse Türkiye Cumhuriyeti döneminde ülke haritaları ve bunlarla ilgili bilgiler sivil hayatta kontrollü olarak kullanılmıştır. Son yıllarda bazı harita ve harita bilgilerinden gizlilik kaldırılmış olsa bile, konum bilgilerinin herkese açık olmasının sakıncaları her devirde mevcuttur. Konu askeri haritalar veya belirli standartlarda topoğrafik halihazır haritaların üretilmesi olduğunda, bu haritaları ve harita bilgilerini üretecek harita mühendislerinin de askeri okullardan yetiştirilmesi doğaldır. Bu okullarda amaca uygun müfredatla eğitilen harita mühendisleri görevlerini büyük fadakârlıklarla tamamlayarak Türk jeodezi tarihinde yerlerini almışlardır. Bu görevler halen çağdaş çalışmalara paralel olarak sürdürülmektedir.

Türkiye’de harita mühendisliğinin sivil hedeflere yönelmesi 1900’lü yılların başında başlamış olmakla beraber esas çalışmalar 1950’lerden sonrasına aittir. İlk zamanlar yalnızca bayındırlık işleri için ihtiyaç duyulan halihazır harita yapımı ve uygulaması ile kadastral çalışmaların gerektirdiği bilgileri içeren müfredatla yola çıkıldığı için dersler ölçme, hesap, çizim ve hukuk bilgileri temeline dayanıyordu. Bu dönemde, ülkemizde sivil harita mühendislerini yetiştiren eğitim kurumu, 1949 yılında öğrenci almaya başlayan İstanbul Yüksek Teknik Okulu (Yıldız)’dur.

Üniversite bünyesinde Jeodezi Bölümlerinin ilki olan KTÜ Jeodezi Bölümü 1968 yılından eğitime başladı. Bundan sonra harita mühendisliği eğitimi ülkemizin kalkınma hedeflerine yönelik müfredatla devam ettirildi. Bu amaca uygun nitelikte elemanların yetiştirlmesi için gelişmiş ülkelerdeki çağdaş bölümlerin müfredat programları ve ders içerikleri örnek alınmıştır. Bilhassa Almanya’daki jeodezi eğitimi müfredatından

Page 4: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

��11. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

yaralanılmıştır. Bu müfredat ülkemiz şartlarına kısmen uygun hale getirilerek okutulmuştur. Bu arada, halihazır harita yapımı ve kullanımasından başka kentsel ve kırsal alan düzenlemesi, kadastro yapımı ve imar uygulaması gibi projelere katılan harita mühendislerinin ihtiyacı olan bilgiler de güncellenerek müfredata eklenmiştir.

Kurulduğu ilk günden günümüze kadar ülkemizde jeodezi ve Fotogrametri (Harita) Mühendisliği bölümleri çok sayıda mühendis yetiştirmiştir. Bu bölümlerden, günümüzde öğrencisi olanların ders programları ve ders içerikleri çoğunlukla birbirinin benzeridir.

Öte yandan harita mühendisliği, diğer mühendislik çalışmalarının ihtiyaç duyduğu bilgileri üreten ve sunan bir konumda olduğundan, her devirde bilimsel yöntemlerden ve teknolojinin ürünlerinden yararlanmaktadır. Harita mühendisliği matematikteki yöntemleri, optiği, elektroniği, elektromanyetiği, bilgisayarı, fotoğrafı ve GPS sistemini tanıyarak amaçları doğrultusunda kullanmayı bilmiştir. Bu bakımdan, harita mühendisliğinin müfredatı dinamik bir yapı arz eder.

Bu bildiride harita mühendislerinden beklenen ürünlere göre ders müfredatlarının nasıl geliştirildiği üzerinde durulmuştur. Böylece, hem ülke kalkınması ve refahına katkıda bulunmak hem de mesleğin uygulama alanlarına sahip çıkarak, teknolojik gelişmelere paralel olarak kendini yenilemek suretiyle devamını sağlamak için günümüzde ve gelecekte nasıl bir harita mühendisi istendiği, bunun ders planlarına nasıl yansıması gerektiği hususlarında eğitime katkıda bulunmak amaçlanmıştır.

Anahtar Sözcükler: Harita Mühendisliği, Yükseköğretim, Ders Programları, Jeodezi ve Fotogrametri

Page 5: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

��11. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

AVRUPA BİRLİĞİ SÜRECİNDE JEODEZİ VE FOTOGRAMETRİ MÜHENDİSLİĞİ’NİN DURUMU

H. Palancıoğlu1, H. Erkaya2, R. G. Hoşbaş3

1Erciyes Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü, Ölçme Tekniği Anabilim Dalı, İstanbul, [email protected]

2Yıldız Teknik Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü, Ölçme Tekniği Anabilim Dalı, İstanbul, [email protected]

4Yıldız Teknik Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü, Ölçme Tekniği Anabilim Dalı, İstanbul, [email protected]

ÖZET

Teknolojinin gelişmesi ile son yıllarda çok büyük ilerlemeler kaydeden Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği, Türkiye’nin Avrupa Birliğine aday ülke olması ile yeni bir boyut kazanmıştır. Dolayısı ile Avrupa Birliği ülkelerindeki Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği sektöründeki ilgili standartlar ve akreditasyonlar ülkemiz için de önem kazanmış bulunmaktadır. Bu kapsamda yapılması gereken çalışmalar meslektaşlarımız tarafından yeterince bilinmemektedir.

Özellikle Avrupa Birliği ülkelerindeki Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği ile ilgili kurum ve kuruluşlar Türkiye’nin AB’ye üye olması ile birlikte Türkiye’de daha rahat harita ile ilgili işler yapabileceklerdir. Bu nedenle Türkiye’deki kurum ve kuruluşların da Avrupa ülkelerindeki mevcut iş potansiyelinden en iyi şekilde faydalanabilmeleri için gerekli olan akreditasyon ve yeterlilikleri almaları gerekmektedir. Bu sayede Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği sektöründe hem ekonomik hemde istihdam sorunları azalacaktır.

İlave olarak Türkiye’nin 2004 yılı itibarı ile AB’ye aday olması ile birlikte Avrupa Birliği projelerinden yararlanma imkanı doğmuştur. Fakat şu ana kadar Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği sektörü bu proje desteklerinden yeterince yararlananmamıştır. Özellikle Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği eğitimini belirli standartlara getirmek için AB tarafından sağlanan mesleki eğitim projeleri Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği sektörü için büyük fırsatlar sunmaktadır. Üniversiteler, kamu kurumları ve özel sektör işbirliğinde AB’ye sunulacak projelerin destek alma imkanı yüksektir. Avrupa birliğinin sağlamış olduğu maddi desteklerden özellikle Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği sektörünün en üst düzeyde yararlanması akreditasyon süreci içinde kolaylık sağlayacaktır. Bu çalışmada Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği sektörünün akredistasyon süreci ve AB projeleri hakkında bilgi verilecektir.

Anahtar Kelimeler: Haritacılık, Avrupa Birliği, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendislik Eğitimi

Page 6: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

6011. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

ÇAĞDAŞ GELİŞMELER IŞIĞINDA ÜLKEMİZDE MESLEĞİMİZİN YENİDEN ADLANDIRILMASI

M. BaşaranerYıldız Teknik Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü, Kartografya Anabilim Dalı, İstanbul mbasaran@

yildiz.edu.tr

ÖZET

Harita ve Kadastro Mühendisliği’nden Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği’ne geçiş yapan mesleğimiz için yeni gelişmelerle birlikte ülkemizde çağdaş bir kimlik ve vizyon arayışı üst noktaya ulaşmıştır. Son yıllarda mesleğimiz, bilimsel ve teknolojik gelişmeler ile birlikte Dünyada yeniden yapılanmaya girmiş ve bunun sonucunda klasik adlandırmalar yerini yeni kimliği ve vizyonu ifade eden daha çağdaş adlandırmalara bırakmıştır. “Ölçme ve Haritacılık” (Surveying and Mapping) ya da “Ölçme/Harita Mühendisliği” (Surveying Engineering) kavramlarına karşılık olarak ülkemizde kullanılan “Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği” kavramı artık Dünyanın bir çok ülkesinde “Jeomatik” (Geomatics) ya da “Mekansal Bilgi Bilimi” (Geospatial Information Science) gibi modern kavramlar ile değiştirilmiştir ya da zenginleştirilmiştir. Bu yazıda, ilgili kavramlar açıklandıktan sonra, Dünyadaki çeşitli akademik ve sektörel kurum ve kuruluşlardan örnekler ile desteklenerek mesleğimize yeni ad arayışlarına ilişkin öneriler sunulmaktadır.

Anahtar Sözcükler: Harita ve Kadastro Mühendisliği, Harita Mühendisliği, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği, Jeomatik, Mekansal Bilgi Bilimi

Page 7: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

6111. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

VII.OTURUM KAMU ÖLÇMELERİ III Oturum Başkanı : Mehmet Ali CANDAŞ

Türkiye’de Kentsel Dönüşüm ve Almanya DeneyimiErdal KÖKTÜRK, Erol KÖKTÜRK

Kentsel Dönüşüm UygulamalarıGülten KARA

Kentsel Dönüşüm Uygulamalarında TOKİ’nin RolüGürol KONYALIOĞLU

Kentsel Dönüşüm Uygulamalarının Ankara Kent Makroformu Üzerinde Ekonomik, Politik, Sosyo-Kültürel Etkilerinin İrdelenmesiM. Özge ARAS, Leyla ALKAN

Page 8: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

6211. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

TÜRKİYE’DE KENTSEL DÖNÜŞÜM VE ALMANYA DENEYİMİ

E. Köktürk1, E. Köktürk2

1Martı Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı, İstanbul, [email protected] Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü, Arazi Yönetimi Anabilim Dalı, İzmit, erolkokturk@

superonline.com

ÖZET

Hem gelişmiş ve hem de gelişmekte olan ülkelerde, kentin tamamen veya kısmen yenilenmesi, sağlıklaştırılması, canlandırılması uygulamaları yaygınlaşmaktadır. Özellikle, kentsel dönüşüm uygulamalarıyla, kentlerin ekonomik ve fiziksel çöküntüye uğramış bölgelerinde iyileşme sağlanarak yaşam kalitesinin artırılması ve kent ekonomisinin güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.

“Kentsel dönüşüm”, kent için öngörülen projelerin ve stratejik planlamanın girişimci ve kaynak yaratıcı bir aracı olarak adlandırılmaktadır. Kentin tümünün veya bir parçasının nitelik değiştirmesi, evrimsel bir oluşuma veya yapısal bir dönüşüme tabi tutulması şeklinde tanımlanmaktadır. Böylece, kentsel mekanda fiziksel ve sosyal dönüşümle birlikte, bütünsel bir sosyo-ekonomik, kültürel ve siyasal dönüşüm hedeflenmektedir.

Kentsel dönüşüm, planlama, arsa düzenlemeleri, değerleme, imar, yapılaşma, altyapı ve kent yönetimi konularında yeni açılımlar sağlamaktadır. Ayrıca, taşınmaz politikaları ve mülkiyet düzenlemeleri kapsamında kentsel mekanın iyileştirilmesine yönelik üretilen projelerin kamu-özel sektör-sivil toplum kuruluşları ve yerel halkın katılımı ve ortaklıkları yoluyla yaşama geçirilmesini ve tüm kentsel işlevlerin birbiri ile uyum içinde bütünleşmesini sağlayan bir eylem planı olarak kabul edilmektedir. Bu yaklaşıma göre, kentsel dönüşüm, tüm yerel aktörlerin katılacağı çalışma gruplarının ve ayrıntılı çalışmaların modellenmesidir. Bu model içinde;

• Proje geliştirme ve ayrıca arazi kullanım kararlarının, yapı yoğunluklarının, yapı güçlendirme/yıkma koşullarının belirlenmesi,

• Projeye katılma ve ortaklıkların belirlenmesi,• Proje alanındaki kişi ve kurumların mülkiyet ve imar haklarının saptanması

ve değerlemesi,

Page 9: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

6311. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

• Projeler ile yaratılacak değerlerin saptanması ve bunların nasıl paylaşılacağına karar verilmesi,

• Yatırımların planlanması ve akçalı kaynaklarının belirlenmesi

gerekmektedir.

Kentsel dönüşüm, var olan dokunun tümden kaldırılarak, kullanıcıların önceden hazırlanmış geçici konutlara aktarılması ve çalışmalar tamamlandığında da kat mülkiyetli yeni konutlara yerleştirilmeleri temeline dayanmakla birlikte, Türkiye’de son yıllarda yürürlüğe giren çeşitli yasalarda, “her türlü rant için her türlü müdahale”yi öngören yaklaşımların tercih edildiği görülmektedir. Halkın ve sivil toplumun katılımı yerine, Bakanlar Kurulu desteğinde belediyelerin ve valiliklerin tahakkümüne dayanan uygulama biçimleri, kamuoyunda sıkça eleştirilere konu olmaktadır.

Kuşkusuz kentleşmenin yeniden tasarlanması, hem uzun erimli hem de güncel çözümler üretmeyi kaçınılmaz kılmaktadır. Yapılanların konulan hedeflere göre yapılması, var olanların ise bu hedeflere göre dönüştürülmesi birbirine koşut olarak gerçekleştirilmesi gereken ödevlerdir.

Bu süreç de, yani kentlerimizin geleceğin kentlerine dönüştürülmesinde, en önemli araçlardan birisi “kentsel dönüşüm” olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye’de de, gerek merkezi ve gerekse yerel yönetimler kentsel dönüşüm çabaları içine girmişlerdir. İyi örneklerin yanı sıra, her yapılanı kentsel dönüşüm olarak niteleme yanlışları da görülmektedir.

Bu gelişmeler karşısında konunun tüm boyutlarıyla ele alınması gerekli olmaktadır. Ülkemiz koşullarında kentsel dönüşümün zorunluluğu, kapsamı ortaya konulmalıdır.

Bu nedenlerle bildiride, kentleşme süreci, edinilen deneyimler, politikalar ve stratejiler ışığında değerlendirilmekte; farklı ve yeni hedefler konulmakta; kentlerin toplumların yaşamında oynadıkları rollerin değişen nitelikleri ortaya konulmaktadır. Türkiye’deki gelişmeler gözden geçirilirken, kentsel dönüşüm konusunda Alman İmar Yasasındaki düzenlemelere ve Avrupa’daki yaklaşımlara yer verilmektedir. Türkiye’de, stratejik planlama ve kentsel dönüşüm konuları ele alınırken, bu konunun Harita-Tapu ve Kadastro Sektörünü ilgilendiren boyutları üzerinde de durulmaktadır.

Anahtar sözcükler: Geleceğin Kentleri, Kentsel Dönüşüm, Stratejik Planlama, Harita, Tapu ve Kadastro Sektörü, Ödevler

Page 10: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

6411. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

KENTSEL DÖNÜŞÜM UYGULAMALARI

G.Kara1

1Karadeniz Teknik Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü, Kamu Ölçmeleri Anabilim Dalı, Trabzon, [email protected]

ÖZET

Farklı nedenlerden dolayı zaman içinde kentsel standartlara uymayan, fiziki yapısı gittikçe bozulan veya terkedilen kent alanlarının yeniden kente kazandırılması kentsel dönüşüm olarak ifade edilmektedir. Bu alanların büyük bir çoğunluğu kent merkezlerinde, tarihi ve turistik alanlar veya kent cazibe merkezlerinde yer almaktadır. Kentlerin bu alanları gün geçtikçe terkedilmekte ve itici kent alanları haline dönüşmektedir. Günümüzde bu alanlar için kentsel dönüşüm uygulamaları başlatımıştır. Böylece kente yeni imar planlı alanlar kazandırmak, sosyal ve kamu kullanım alanlarını yeniden oluşturmak ve modern sağlıklı yerleşim alanları elde etmek amaçlanmıştır. Yapılaşma ve diğer ihtiyaçlar açısından, artık kent ihtiyaçlarını karşılayamayan bu alanların kentsel dönüşüm alanları içine alınmasında bazı kriterler gözönüne alınmaktadır. Bu alanların rantının yüksek olması, bulunduğu konum açısından kentin önemli bir noktasında bulunması, sosyal ve fiziki açıdan problem üreten bir alan olması vb. nedenlerle kentsel dönüşüm alanları belirlenmektedir. Örneğin; Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi, kuzey Ankara girişi ve çevresinin fiziksel durumunun ve çevre görüntüsünün geliştirlmesi ve iyileştirilmesi ve daha sağlıklı bir yerleşim düzeni sağlayarak kentsel yaşam standartlarını yükseltmek için hazırlanmıştır. Kentlerde kentsel dönüşüm projelerinin hazırlanması için kentsel dönüşüm ve gelişim alanlarının belirlenmesi gerekir. Bu alanların belirlenmesinde bazı kriterler dikkate alınmaktadır. 5215 sayılı Belediye Kanunu’nun(09.07.2004) 73. maddesine göre; bir yerin kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilebilmesi için; o yerin belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması ve en az 50.000 m2 olması şarttır. Kentsel dönüşüm ve gelişim projelerine konu olacak alanlar, meclis üye tam sayısının salt çoğunluğunun kararı ile ilân edilir.Kentsel dönüşüm proje alanları çoğunlukla çarpık yapılaşmanın olduğu kent alanları olmaktadır. Proje alanlarına karar verildikten sonra imar planlarının hazırlanması gerekmektedir. Kentsel dönüşüm projesi kapsamında hazırlanacak olan imar planları toplum ihtiyaçlarına cevap vermek zorundadır. İmar planlarının hazırlanmasında proje alanına göre farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Örneğin; proje alanı tarihi alanları

Page 11: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

6511. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

içeriyorsa, tarihi dokuya zarar vermeden mevcut durumu iyileştirmek amacıyla imar planının hazırlanması gerekmektedir. Kaçak yapılaşmanın olduğu alanlarda ise; mevcut yapılaşma kısmen veya bütünüyle yeniden imar planı üzerinde şekillenecektir.Dünyada uzun bir yol katetmiş olan kentsel dönüşüm uygulamaları ülkemizde son yıllarda başlamıştır. Özellikle de II. Dünya Savaşı’ndan büyük hasarla çıkan ve tarihi zenginlikleri dolayısıyla büyük önem taşıyan kentlerde yaşanan kentsel çöküntü, ilgili çevreleri konuyla yakından ilgilenmeye ve çözüm arayışlarına itmiştir. Bu nedenlerle Avrupa ülkeleri ve Amerika’da kentsel dönüşüm 1950’lerde önem kazanmış ve zaman içinde hak ettiği yeri bulmuştur. 1970 yılları kentsel dönüşüm ile ilgili arayışların, çalışmaların sürdürüldüğü yıllar olarak ifade edilmektedir. 1980’ lerden bu yana ise, kentsel dönüşüm ilkesel bazda yerleşmiş, özümsenmiş ve bu yönde uygulamalarla kendini ispat etmiştir. Türkiye’de son yıllarda önem kazanan kentsel dönüşüm, büyükşehirlerde uygulanmaya başlanmıştır. Ankara, Bursa, İstanbul ve Trabzon gibi büyükşehirlerde belirlenen kent alanlarında kentsel dönüşüm projeleri hazırlanmıştır. Trabzon ilinde, Trabzon Belediyesi sınırları içinde Zağnos ve Tabakhane dere içi bölgelerini kapsayan alan kentsel dönüşüm proje alanı olarak belirlenmiştir. Trabzon’da Kentsel Dönüşüm Projesi’nin hayata geçirilmesi için Trabzon Belediye Başkanlığı ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığı arasında protokol imzalanmıştır. Bir zamanlar mandalina ağaçlarının ve zeytinliklerin olduğu vadilerde şimdi görüntü kirliliği yaratan yapılar bulunmaktadır. Zamanla göç nedeniyle düzensiz yapı topluluklarına dönüşen bu alanlar kentin itici merkezleri haline gelmiştir. Bu çalışmada, dünyada uygulanmış olan kentsel dönüşüm projelerinden örnekler verilmiş ve Trabzon’da uygulanmakta olan kentsel dönüşüm projesi hazırlık aşamaları incelenmiştir. Proje alanında yapılan ve yapılmakta olan çalışmalar irdelenerek dünyada yapılan kentsel dönüşüm çalışmaları ile karşılaştırma yapılmıştır. Böylece kentsel dönüşüm proje alanlarının seçilmesinde, proje hazırlık ve uygulama aşamasında ne gibi kriterlerin dikkate alınması gerektiği belirlenmeye çalışılmıştır.

Anahtar Sözcükler: Kentsel dönüşüm, kentsel dönüşüm projesi, imar planları, çarpık yapılaşma.

Page 12: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

6611. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

KENTSEL DÖNÜŞÜM UYGULAMALARINDA TOKİ’NİN ROLÜ

G. KonyalıoğluBaşbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, Kentsel Yenileme Dairesi Başkanlığı, Ankara, [email protected]

ÖZET

Kentsel Dönüşüm, en genel anlamda; “ Değişime uğrayan kentsel bir bölgenin ekonomik, fiziksel ve çevresel sorunlarına kalıcı bir çözüm sağlamaya çalışan kapsamlı bir bakış ve eylem ” olarak tanımlanabilir.

Toplumun düşük yaşam şartlarının iyileştirilerek, fiziksel ve sosyal alt yapı eksikliklerinin giderilmesi, sorunların sistematik bir biçimde çözümlenmesi, varolan kentsel alanların planlanması ve yaşatılması kentsel dönüşüm projelerinin önem arz eden diğer yönlerindendir.

Sağlıksız konutların yaşanılır şehirler oluşturması nasıl mümkün değilse bu konutlarda yaşayanların da sağlıklı ve mutlu olması beklenemez. Plansız kentleşme yalnızca ekonomik ve fiziksel bir sorun olmayıp, sosyal ve kültürel boyutlarıyla da toplumları etkileyen bir olgudur.

Gecekondu ve kaçak yapılaşma Türkiye’nin mutlaka ve hızla çözmesi gereken bir sorundur. Konuyu arsa üretiminden finansman teminine, dar gelirlilere yönelik ucuz konut sunumundan alt yapı ve ulaşım imkânlarına, imar planlarının hazırlanmasından yapı denetimlerine dek çok yönlü düşünmek ve belirlenen politikaları eşgüdümle yürütmek gerekir.

Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, ülkemizdeki fakir grubun konut ihtiyacı olduğu bilinciyle alt gelir grubuna yönelik konut üretimlerine gecekondu sorununun çözümüne yönelik olarak kentsel dönüşüm uygulamalarına ağırlık vermektedir. Bilindiği üzere gecekondu dönüşümü ve kentsel yenileme son derece zor, zahmetli ve sabır isteyen bir iştir. Merkezi otoritenin irade ve desteği, yerel yönetimlerin gayret ve beraberliğini gerektirir.

Bu süreçte; mühendisler, mimarlar, şehir plancıları, ilgili meslek odaları, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği kaçınılmaz olduğu gibi bunlar kadar önemli bir

Page 13: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

6711. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

gereklilik de, kamuoyu desteğidir. Kentsel dönüşüm projelerindeki başarı gecekondu bölgelerinde yaşayan vatandaşları doğru bilgilendirerek ikna etmektir. Bu suretle projeler vatandaş desteği alınarak atağa kalkabilir. Böylesi büyük bir dönüşüm ancak sorumluluk duygusu, heyecan ve topyekün bilinçlenmeyle gerçekleşebilir.

Anahtar Sözcükler : Kente yönelik kapsamlı bir bakış ve eylem, dar gelirlilere ucuz konut sunumu, gecekondu sorununun çözümü, topyekün bilinçlenme.

Page 14: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

6811. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

KENTSEL DÖNÜŞÜM UYGULAMALARININ ANKARA KENT MAKROFORMU ÜZERİNDE EKONOMİK, POLİTİK, SOSYO-KÜLTÜREL

ETKİLERİNİN İRDELENMESİ

M. Ö. Aras1, L. Alkan2

1Gazi Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama.Bölümü, Şehircilik Anabilim Dalı, Ankara, [email protected] 2Gazi Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama.Bölümü, Şehircilik Anabilim Dalı, Ankara, [email protected]

ÖZET

Çeşitli aktiviteleri ve karmaşık ilişki ağlarını barındıran kentler, farklı rollerdeki aktörlerin müdahaleleriyle şekillenmektedir. Kimi zaman, bu müdahaleler bilinçli bir politikanın yansımasıyken, çoğu zaman informal ilişki ağlarının ürünü olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun sonucunda, kentler farklı büyüme eğilimleri göstermektedir. Bu büyüme eğilimleri bazı koşullarda kent makroformunu olumlu etkilerken, bazen de olumsuz sonuçlara yol açmaktadır.

Kentsel yapı üzerinde en etkili politikalardan biri de kentsel dönüşüm projeleridir. Kentsel dönüşüm projelerinin, kentsel toprak kullanımı üzerinde başta ekonomik olmak üzere bir çok etkisi bulunmaktadır. Dönüşüm projesi, uygulama alanı ile sınırlı kalmayıp, çevresindeki arazi fiyatları üzerinde de belirli bir rant oluşturabilmektedir. Bu sürecin bir sonucu olarak, kentsel dönüşüm projeleri, bazı aktörlerin elinde önemli bir güç haline gelebilmektedir.

Kentsel dönüşüm, kendiliğinden oluşmuş bir süreç olmayıp, kentsel topraklar üzerinde ekonomik, politik ve sosyo-kültürel müdahaleler sonucunda oluşan bir süreçtir. Dönüşüm, kamu kurumları, özel sektör, yerel yönetimler ve sivil toplum örgütleri gibi çeşitli aktörleri bir araya getirir. Kentsel dönüşüm, doğal afet riski altındaki alanlar, kent merkezindeki çöküntü alanları, tarihi kent merkezleri, ekonomik ömrünü tamamlamış alanlar üzerinde uygulanmakla birlikte, ülkemizde özellikle gecekondu ve kaçak yapılaşma alanlarına müdahale amacıyla da gerçekleştirilmektedir.

Kentsel dönüşüm projeleri, uzlaşma gerektiren yapısıyla, mülkiyetin ve değerin proje bazında, biraraya getirilmesi ve paylaşılması esasına dayanmaktadır. Bu nedenle, kentlerde, dönüşüm sürecinin gerçekleştirilmesi için öncelikle mülkiyet problemleri olmak üzere çözülmesi gereken önemli sorunlar bulunmaktadır.

Page 15: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

6911. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

Kentsel dönüşümün kentsel gelişim açısından çözüm mü yoksa sorun mu olduğu tartışma konusudur. Kentsel dönüşüm alanlarının, üst ölçek planlama sistematiği içerisinde dönüştürülemeyen alanların yapılaşmaya ve rant alanlarına açılması, sermaye mantığı içerisinde dönüştürülmesinde yeni bir araç haline gelmiştir.

Kentsel dönüşüm projelerinin kent üzerinde etkileri incelendiğinde, ekonomik, politik ve sosyo-kültürel olmak üzere üç farklı boyutu olduğu gözlemlenmektedir. Kentsel dönüşüm projelerinin ekonomik boyutu, çok genel bir çerçeveyle kentteki taşınmaz üzerindeki değer artışları olarak düşünülebilir. Politik boyutu, özellikle kentsel dönüşüm projelerinin uygulama aşamasında önem taşımaktadır. Farklı projeler incelendiğinde, bu projelerde yer alan aktörlerin de değiştiği gözlenmektedir. Kamu eliyle dönüşümün sağlandığı projeler yanında, kamu-özel işbirliği içerisinde gerçekleştirilen projeler de mevcuttur. Her dönüşüm projesinin içeriği ve amacındaki farklılıklar, doğurduğu sonuçlarla ilişkili olmaktadır. Kimi dönüşüm projelerinde hedeflenen mevcut sosyal ve kültürel yapının devamını sağlamak olurken, kimi projeler ise eski dokudan farklı yeni bir yapı kurmak eğilimi taşımaktadır. Genelleme yapmak gerekirse, projelerin sosyo-kültürel boyutu alanda yaşayan halkı doğrudan etkileyen en önemli faktördür.

Özellikle son 20-25 yıl içerisinde dünyada yaşanan hızlı değişimler ülkemizin birçok kentini etkilediği gibi başkent Ankara’yı da etkilemiştir. Yaşanan hızlı değişimler, Ankara’nın öncelikli olarak “başkent” olma özelliği ile farklı şekillerde kendini göstermiştir. Başkent olma kimliğiyle çelişmekte olmasına rağmen, Ankara nüfusunun % 62,5’lik bir kısmını gecekondulu nüfusun oluşturması göze çarpan bir gerçektir.

Bu çalışma kapsamında hedeflenen Ankara’da gerçekleştirilmiş kentsel dönüşüm projelerinin yukarıda bahsedilen üç farklı boyut kapsamında incelenmesidir. Bu çerçevede çalışmanın ilk aşaması olarak, Ankara’da tamamlanmış kentsel dönüşüm projelerinden bir örneklem seçilmiştir. Bu örneklem kapsamında, GEÇAK, Dikmen Vadisi, Portakal Çiçeği Vadisi, Zafertepe, Yatık Musluk, Eski Altındağ, Doğantepe, Kalaba Vadisi dönüşüm projeleri karşılaştırılmalı olarak incelenecektir. Örneklem seçiminde dikkat edilen noktalar, seçilen projelerinin Ankara genelini temsil etme niteliğine sahip olmasıdır. İkinci aşama olarak, seçilen projelerinin ekonomik, politik ve sosyo-kültürel boyutu çerçevesinde incelenmesi uygun görülmüştür. Bu aşamada hedeflenen, projelerin bu üçlü yapı içerisinde farklılıklarının ve benzerliklerinin irdelenmesidir. Son aşama olarak, seçilen örnek projelerin harita üzerinde değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Yapılan irdelemeler sonucunda, kentsel dönüşüm projelerinin Ankara genelinde nasıl bir yapı oluşturduğuna yönelik bir değerlendirmeye ulaşmak hedeflenmektedir. Bu çerçevede kentsel dönüşüm projelerinin Ankara genelinde hangi alanlarda taşınmaz üzerinde büyük rant artışlarına neden olduğu,

Page 16: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

7011. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

hangi alanlarda daha az etki yarattığı incelenecektir. Ayrıca, politik ve sosyo-kültürel süreçteki farklılıklar da bu anlamda irdelenecektir. Genel bir çerçeveye ulaşılabildiği taktirde, bu şema gelecek projeler bağlamında belirli bir ışık tutma kapasitesine sahip olacaktır.

Anahtar Sözcükler: Kentsel Dönüşüm, Rant, Mülkiyet, Planlama

Page 17: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

7111. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

IX.OTURUM JEODEZİ I Oturum Başkanı : Prof. Dr. Muhammet ŞAHİN

Ulusal CORS Sisteminin Kurulması ve Datum Dönüşümü Projesi (Çağrılı Bildiri)Kamil EREN, Turgut UZEL, Halil AKDENİZ, Ayhan CİNGÖZ, Nihat ŞAHİN, Sedat BAKICI

Güncel TUTGA (2005) Çalışmaları ve Tektonik BulgularAli KILIÇOĞLU, Bahadır AKTUĞ, Mehmet AÇIKGÖZ, Savaş Şahin ÖZKAN

Kuzey Anadolu Fay Zonu Batı ve Doğu Kesimlerinde Güncel Kabuk Hareketlerinin Jeodezik Yöntemlerle Belirlenmesi Haluk ÖZENER, Bülent TURGUT, Aslı GARAGON DOĞRU, Kerem HALICIOĞLU, Onur GÜRKAN

Sürekli Gözlem Yapan Referans İstasyonlarıTurgut UZEL, Kamil EREN, G. KIYMAZ, E. COŞKUN, M. TÜRK, E. SEÇKİN

Mühendislik Uygulamaları İçin Sabit GPS İstasyonlarına Dayalı Konum Doğruluklarının AraştırılmasıTaylan ÖCALAN, Metin SOYCAN, D. Uğur ŞANLI, Kutalmış GÜMÜŞ, Nursu TUNALIOĞLU

Page 18: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

7211. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

GÜNCEL TUTGA (2005) ÇALIŞMALARI VE TEKTONİK BULGULAR

B. Aktuğ, A. Kılıçoğlu, M. Açıkgöz, S. Ş. Özkan, H. K.DenizHarita Genel Komutanlığı, Tıp Fakültesi Cad. TR06100 Cebeci, Ankara, [email protected]

ÖZETTürkiye’de uluslararası ve ulusal projeler kapsamında 1990’lı yıllarda başlayan GPS çalışmaları, günümüzde artan bir ivme ile devam etmektedir. Ülkemizde, 1992 yılından bu yana gerek bölgesel deformasyonu izlemek amacıyla yapılan gerekse Türkiye Ulusal Temel GPS Ağı (TUTGA)’nın kurulması ve geliştirilmesi kapsamında 80’den fazla GPS ölçü kampanyası düzenlenmiş ve mekansal çözünürlük 30-50 km’ye inmiştir. Bunun yanı sıra, 1999 yılında kurulmasına başlanan Türkiye Ulusal Sabit GPS İstasyonları Ağı (TUSAGA) istasyon sayısı her geçen yıl artmakta olup, hâlihazırda 19 istasyonu ile hizmet vermektedir. 1992-2005 yılları arasındaki GPS ölçülerinin veri indirgemesi Bernese v4.0 yazılımı (Rothacher and Mervart, 1996) ile Uluslararası GNSS Servisi (IGS) standart ürünleri kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Değerlendirilen her bir kampanyanın SINEX formattaki çözümleri, elde edilen günlük çözümler birleştirilerek elde edilmiştir. GPS ölçü kampanyalarının birleştirilmesi iki aşamada yapılmış olup, öncelikle kampanya çözümleri Kalman Filtresi tekniği gevşek-kısıtlarla birleştirilmiş daha sonra kullanılan istasyonların niteliği ve veri uzunluğuna bağlı olarak koordinat ve hız çözümü için referans koordinat sistemi tanımlanmıştır. Kampanya çözümlerinin birleştirilmesi ve referans koordinat sisteminin tanımlanması işlemleri GLOBK v5.06 yazılımı ile yapılmıştır (Herring, 1997).

Uluslararası Yersel Referans Koordinat Sistemi sürekli bir gelişim içerisinde olup, 2002 yılında yayınlanan ITRF2000 koordinat ve hız alanı Türkiye Ulusal Temel GPS Ağı (TUTGA-99A)’nın kurulması aşamasında dayandırıldığı ITRF1996 ile uyumlu değildir. Dolayısıyla, her iki referans koordinat sistemi arasındaki dönüşüm (1) ve (2) eşitliklerinde verilmiş olup toplam 14 parametreli Helmert Benzerlik Dönüşümü ile olarak bilinmektedir. Bu eşitliklerdeki D, T ve R sırasıyla ölçek, üç boyutlu konumsal öteleme vektörü ile dönüklük matrisi olup,

.D ,

.T ve

.R ise bunların zamana göre

değişimini ifade etmektedir.

Page 19: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

7311. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

1112 XRXDTXX (1)

111112 XRXRXDXDTXX &&&&&&& (2)

Bu çalışmada, Türkiye hız ve koordinat alanı 80’den fazla GPS kampanya ölçüleri kullanılarak ITRF2000’e dayalı olarak belirlenmiş (Şekil1) ve TUTGA-99A ile uyumu 4 boyutlu diğer bir ifade ile 14 parametreli Helmert Dönüşümü ile sağlanmıştır. ITRF2000’e dayalı TUTGA koordinat ve hız alanının TUTGA-99A’a dönüştürülmesi için kullanılan yöntem genelleştirilmiş ve TUTGA-99A’nın yakın zamanda yayımlanan ITRF2005 ve müteakip sürümlerle yapılacak çalışmaların dönüştürülmesi için de önerilmektedir.

Ayrıca, ülkemizin içinde bulunduğu bölgedeki yerkabuğu hareketleri nedeniyle, Türkiye Ulusal Temel GPS Ağı noktaları farklı deformasyonel özellikler göstermektedir. Bu özelliklerin belirlenmesi ve açığa çıkarılması; Anadolu, Avrasya ve Arap Plakaları üzerinde yer alan noktaların plaka hareketlerine bağlı göreli referans koordinat sistemlerinin tanımlanması ile mümkündür. Bu kapsamda, 1992-2005 yılları arasında 400’den fazla TUTGA noktasında gerçekleştirilen tekrarlı GPS ölçülerine dayalı olarak komşu plaka hareketleri ve sıfır-net-dönüklük (NNR) dayalı hız çözümleri gerçekleştirilmiştir. Bu değerlendirmeler ışığında, ülkemizdeki göreli yatay plaka hareketleri güncel GPS ölçüleri ile belirlenmiş olup, Anadolu Plakasının Avrasya’ya göre hareketi Şekil 2’de verilmektedir.

Anadolu Plakasının bir mikro plaka olarak kabul edilmesi durumunda Avrasya Plakasına göre olan rölatif hareketi küre üzerinde Euler Kutup parametreleri ile ifade edilir. 1992-2005 yılları arasında yapılan GPS ölçülerinin değerlendirilmesi ile elde edilen sonuçlar, Anadolu Plakasının Avrasya Plakasına göre hareketinin en iyi 1.3800/Myıl ± 0.01, 31.6820N ± 0.064, 31.6130E ± 0.027 şeklinde Euler Kutup Parametreleri ile temsil edildiğini göstermektedir. Ancak, Anadolu-sabit sistemde elde edilen artık hızlar 1-5 mm/yr arasında olmakla beraber dağılımları sistematiktir. Bu şekliyle, Anadolu’nun iç deformasyonun ihmal edilebilir düzeyde olduğu yerine kuzey-güney uzanımlı faylarla ayrılmış geniş bir deformasyon alanı oluşturduğu değerlendirilebilir.

Page 20: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

7411. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

Şekil 1. ITRF2000’de yatay hız alanı (hata elipsleri 95% güven düzeyindedir).

Şekil 2. Avrasya-Sabit sistemde yatay hız alanı (hata elipsleri 95% güven düzeyindedir).

Anahtar Kelimeler: Global Konumlama Sistemi, Tektonik, Yerkabuğu deformasyonu

Page 21: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

7511. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

KUZEY ANADOLU FAY ZONU BATI VE DOĞU KESİMLERİNDE GÜNCEL KABUK

HAREKETLERİNİN JEODEZİK YÖNTEMLERLE BELİRLENMESİ

H. Özener, B. Turgut, A. G. Doğru, K. HalıcıoğluBoğaziçi Üniversitesi, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitütsü, Jeodezi Ana Bilim Dalı, Çengelköy, İstanbul,

[email protected], [email protected], [email protected], [email protected]

ÖZET

Avrasya, Afrika ve Arap levhalarının hareketleri nedeni ile sıkışan Anadolu levhası Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) ve Doğu Anadolu Fay Zonu (DAFZ) gibi önemli aktif faylara sahip bulunmaktadır. KAFZ’nin batı ve doğu kesimindeki kabuk deformasyonları, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Jeodezi Ana Bilim Dalı tarafından kurulan mikrojeodezik ağlar ile uzun yıllardır izlenmektedir. TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ve KRDAE’nin işbirliği ile KAFZ’nin batı ve doğu kesimlerinde GPS tekniği kullanılarak blok kinematiği ve kabuk deformasyonunu araştırmak üzere projeler yürütülegelmektedir. KAF’ın batı kesimine ait, jeodezik yersel ve uzay teknikleri kullanılarak gerçekleştirilmiş birçok çalışma bulunmakla birlikte, doğu kesiminin karmaşık kinematiği hakkında daha fazla bilgi edinebilmek için, bu bölgede detaylı çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. DAF ve KAF boyunca gerçekleşen doğrultu-atımlı faylanma, bu iki sistemin kesişiminde bulunan Karlıova bölgesindeki batıya doğru deformasyonu biçimlendirmekte ve bu kesişimden doğuya doğru olan deformasyon ise bölgede bulunan çok sayıdaki bindirme faylarının dağılımı ile tanımlanmaktadır. Söz konusu bölgede, 3 yıl boyunca 3 adet GPS kampanyası gerçekleştirilmiş ve sonuçlar jeoloji ve jeofizik disiplinleri ile ortak değerlendirilmeye çalışılmaktadır. Bu bildiride, KAFZ’nin batı ve doğu kesimlerinde, KRDAE Jeodezi Ana Bilim Dalı tarafından gerçekleştirilen çalışmalar sunulmaktadır.

Anahtar sözcükler: Kabuk Deformasyonu, GPS Ölçmeleri, Kuzey Anadolu Fayı, Doğu Anadolu Fayı, Deprem

Page 22: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

7611. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

SÜREKLİ GÖZLEM YAPAN REFERANS İSTASYONLARI

T. Uzel1, K. Eren2, G. Kıymaz3, E. Coşkun4, M. Türk5, E. Seçkin6

1İstanbul Kültür Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul [email protected] 2İstanbul Kültür Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul [email protected]

3İstanbul Kültür Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul [email protected] 4İstanbul Kültür Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul [email protected]

5İstanbul Kültür Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul [email protected] 6İstanbul Kültür Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İstanbul [email protected]

ÖZETSürekli Çalışan Referans Sistemi (CORS) istasyonları, ulusal uzamsal referans sisteminin kurulması, tanımlanması ve kullanılmasında temel bir role sahiptir. Bu yüksek teknoloji sistemi, konum belirleme etkinliklerini her bakımdan ekonomik ve kolay duruma getirmektedir.

Her sistemde olduğu gibi bu sistemin başarısı da teknolojisinin doğru, akılcı ve uygun bir şekilde uygulanmasına dayanmaktadır. Bunun için öncelikle teknolojiyi oluşturan sistemlerin sağlam, güvenli, sürdürülebilir ve kullanacak kurum ve kuruluşları destekleyecek özelliklere sahip olması büyük önem arz etmektedir.

Akılcı; fen ve teknik kurallara uygun biçimde tasarlanmış ve uygulanmış bir CORS istasyonu ve bu istasyon kapsamındaki pilye yapısı, CORS teknolojisinden en verimli şekilde yararlanabilmenin temelini oluşturmaktadır. Bu çalışmada, Türkiye’de halen devam eden CORS-TR projesi kapsamında kurulacak olan referans istasyonları ve pilye yapılarının uygulanmasında esas alınan teknik kurallar ve bu kurallar arkasında yatan bilimsel gerekçeler irdelenmiştir. Konu, dünya üzerinde uygulanmış projelerin yoğun bir şekilde taranması sonucunda özellikle referans istasyonu yerlerinin seçimi ve bununla ilişkili olarak pilye yapılarının tasarlanması başlıkları altında sunulmuştur.

CORS dünya üzerinde az sayıda ülke tarafından uygulanmaktadır. Bu ülkelerde tamamlanmış örnek projeler incelendiğinde istasyonların seçildiği yerlerin ve uygulanan pilye tiplerinin çok çeşitli olduğu görülmektedir. Bir başka deyişle, yer seçimi ve pilye seçimi konusunda ortak bir anlayış ve uygulama oluşmamıştır. Örneğin Avrupa’da genellikle çatılar tercih edilmekte iken Japonya, Çin ve Amerika’da, kolaylıkla tahmin edilebilecek nedenlerle, doğal zemin yeğlenmektedir.

Page 23: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

7711. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

Bu konuda daima gözönünde bulundurulması gereken, sadece alıcının elden geldiğince gökyüzüne açık olmasına dikkat etmektir. Uygulamalar incelendiğinde istasyon yerinin seçiminde ve pilye tasarımında farklılık oluşturan diğer hususlar, ekonomi ve güvenliktir. Bu açılardan Japonya dikkat çekici farklılıkta uygulamalar yapmaktadır. Diğer ülkelerde tamamlanmış ve teknik açıdan eşdeğer sayılabilecek örneklere bakıldığında Japonya son derece maliyetli pilye tasarımları uygulamaktadır. İstasyon güvenliği açısından bakıldığında Japonya hariç tüm ülkelerde pilyelerin tahrip edilebileceği düşüncesi, son derecede önemle dikkate alınmaktadır.

Yapılan incelemeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde her yere uyan tek tip optimum bir pilye tasarımının mümkün olamayacağı açıkça görülmektedir. Ancak yapılan araştırmalar ve incelemeler sonucunda, istasyon yer seçiminde ve pilye tasarımında dikkate alınması gereken belirli temel esasların olduğu saptanmıştır. Bu doğrultuda elde edilen bilgi birikimi ve deneyimler kullanılarak CORS-TR projesinde uyulacak esaslar ve pilye yapılarının tasarımları belirlenmiştir. Sözkonusu esaslar ve oluşturulan tasarımların geçerliliği ve yeterliliği çalışma kapsamında tartışılmıştır.

Anahtar Sözcükler: CORS, GPS, referans istasyonu, pilye

Page 24: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

7811. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

MÜHENDİSLİK UYGULAMALARI İÇİN SABİT GPS İSTASYONLARINA DAYALI KONUM

DOĞRULUKLARININ ARAŞTIRILMASI

T. Öcalan1, M.Soycan2, D.Uğur Şanlı3, K. Gümüş4, N.Tunalıoğlu5

1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü, Ölçme Tekniği Anabilim Dalı, İstanbul, [email protected]Ü, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü, Ölçme Tekniği Anabilim Dalı, İstanbul, [email protected]

3BÜ, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Jeodezi Anabilim Dalı, İstanbul, [email protected]Ü, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü, Ölçme Tekniği Anabilim Dalı, İstanbul, [email protected]Ü, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü, Ölçme Tekniği Anabilim Dalı, İstanbul, [email protected]

ÖZET

Global Navigasyon Uydu Sistemleri (GNSS) olarak bilinen ve bunlar içerisinde en etkin, verimli ve optimal çözüm sağlayan tekniklerden biri olan GPS’ nin birçok farklı alan ve disipline yönelik uygulamaları, bununla birlikte sağladığı getiriler, dünya ve ülkemizde bu tekniğin etkin kullanımını arttırmak amacıyla sabit GPS istasyonlarının oluşumunu sağlamıştır.

Özellikle deformasyonların belirlenebilmesi, temel jeodezik ağların yaşatılması ve güncelleştirilmesinin yanı sıra deprem ve jeodinamik olayların modellendirilmesi ve yorumlanması, gerçekleştirilecek tüm GPS çalışmalarında referans koordinat sistemi belirsizliğinin giderilmesi, uygun donanımlarla teçhiz edildiğinde, anlık veya yakın gerçek zamanlı DGPS düzeltme verileri üreterek duyarlı konumlama ve navigasyon imkânı ortaya koyması, RTK GPS uygulamaları için düzeltme verileri sağlaması ve mühendislik amaçlı çalışmalarda sabit nokta hizmeti vermesi gibi birçok hizmet sunan bu istasyonlar ve oluşturdukları ağlar günümüzde oldukça önem kazanmıştır.

Pratik mühendislik uygulamalarında da birçok ölçmecinin doğrudan ya da diğer yersel ve klasik ölçmeleri desteklemek amacıyla dolaylı olarak kullandığı bu sistemin, jeodezik ve mühendislik amaçlı uygulamaları GPS’deki bağıl nokta konumlama ilkesine dayalı olarak gerçekleşmektedir. Bu bildiri bu amaçla sabit GPS istasyonlarına dayalı olarak bağıl nokta konum doğruluklarının araştırılması için Amerika’da bulunan SCIGN (Southern California Integrated GPS Network) ağından seçilen sabit GPS istasyonları ile yapılan deneysel bir çalışma niteliğindedir.

Anahtar Sözcükler: Mühendislik Uygulamaları, Sabit GPS İstasyonu, Bağıl Nokta Konum Doğruluğu

Page 25: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

7911. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

IX.OTURUM KAMU ÖLÇMELERİ IV Oturum Başkanı : Nihat ŞAHİN

Raster Tabanlı Nominal Değerleme Yöntemine Dayalı Arsa-Arazi Düzenlemesi UygulamasıTahsin YOMRALIOĞLU, Recep NİŞANCİ, Bayram UZUN

Arsa Düzenlemesinde Eşdeğerlik İlkesinin ModellenmesiErol KÖKTÜRK, Erdal KÖKTÜRK

Türkiye’de Yabancıların Taşınmaz Edinimi Arazi Yönetimi Bağlamında Bir İncelemeBayram UZUN, Tahsin YOMRALIOĞLU

Yabancıya Toprak SatışıOrhan ÖZKAYA

Avrupa Birliği’ne Uyum Sürecinde Türkiye’deki Arsa ve Arazi Düzenlemesi Uygulamalarıİsmail ÇÖLKESEN, Faik Ahmet SESLİ, Nihat AKYOL

Page 26: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

8011. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

RASTER TABANLI NOMİNAL DEĞERLEME YÖNTEMİNE DAYALI ARSA-ARAZİ

DÜZENLEMESİ UYGULAMASI

T. Yomralıoğlu1, R. Nişanci1, B. Uzun1

1Karadeniz Teknik Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Müh.Bölümü, Kamu Ölçmeleri Anabilim Dalı, Trabzon [email protected], [email protected]., [email protected].

ÖZET

Bu çalışmanın temel amacı, kentsel alanlarda imar planı uygulama araçlarından biri olan Arsa ve Arazi Düzenlemesinin (AAD), “alan” yerine, parsel “birim değer” esasına dayalı bir modelin uygulanarak test edilmesidir. AAD, kentsel alanlardaki hızlı gelişme sonucunda ortaya çıkan konut amaçlı parsel ve sosyal donatı alanı ihtiyacının giderilmesi için yerel yönetimlerce sıkça kullanılan etkin bir yöntemdir. Bu amaçla, mevcut imar uygulama planları kısa sürede araziye yansıtılmakta ve imara uygun yeni parseller üretilirken kamusal alanlar da kamu adına bedelsizce kazanılmaktadır. Ancak ham kadastral parsel yapısından imar parseline geçiş sürecinde, parseller konumsal olarak değişikliklere uğrarken aynı zamanda ekonomik değerler de değişime uğramaktadır. Bu değişim arazi yapısına ve plan ölçütlerine bağlı olarak her bir parsel için farklı olabilmektedir. Bu bağlamda taşınmazların ekonomik değerlerinin de objektif kriterlere bağlı olarak belirlenmesi gerekmektedir. Çünkü parsellerin düzenleme öncesi ve sonrası birim değerleri arasında bağıl olmayan değer farklılıkları oluşmaktadır.

Parseller arası mevcut değer dağılım dengesinin AAD uygulaması ile değiştirilmesi sonucunda parsel malikleri arasında ekonomik eşitsizlikler ortaya çıkmaktadır. Nitekim AAD uygulamalarına yapılan itirazlar dikkate alındığında, parsellerin mutlaka bir değerleme işlemine tabi tutulması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda yapılan araştırmalarda adli yargıda açılan davaların önemli bir bölümü de parsellerin değer kaybına uğradığı, eşdeğer bir parsel dağıtımına tabi tutulmadığı yönündedir. Oysa ki düzenleme öncesi parseller arası değer dağılımı, aynı şekilde düzenleme sonrasına da yansıtılmalıdır. Ülkemizde AAD uygulamalarında parsellerin senet alanı esasına dayalı bir sistem uygulanmasından dolayı eşdeğerlilik sağlanamamaktadır. Bunu giderebilmek için, parsellerin yeniden dağıtımı bir başka ifadeyle düzenleme sonrasında birim “alan” yerine birim parsel “değeri” esas alınmalıdır. Ancak, ülkemizde mevcut parsellere ait rayiç değerlerin tespitindeki zorluklar böyle bir uygulama şeklini şimdilik zorlaştırmaktadır.

Page 27: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

�111. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

Taşınmaz rayiç değerlerinin belirlenmesinde yaşanan güçlükler, birim değer yerine kullanılabilecek yeni bir değerleme yöntemine olan gereksinimi ortaya koymaktadır. Çünkü belirlenen taşınmaz rayiçleri genelde objektif kriterlere dayandırılmamakta ve kişiden kişiye farklılıklar görülmektedir. Oysa taşınmaz rayiç değerleri yerine, parsel değerine etki eden faktörlerin fonksiyonel bir değeri kullanılabilir. Böylesine bir modelin kurulması, parsel bazlı, çok sayıdaki konumsal verinin bir veri tabanında toplanması, işlenmesi analiz edilmesi ve sorgulanmasını gerektirmektedir. Coğrafi Bilgi Sistemleri bu kapsamda geliştirilmiş önemli bir karar-destek sistemdir.

Bu çalışmada Trabzon ili, Beşirli mevkiinde 50 hektar örnek bir alanda nominal değer esasına dayalı AAD uygulaması gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda CBS ve raster veri modeli teknikleri kullanılarak düzenleme öncesi ve düzenleme sonrası raster tabanlı nominal değer haritaları oluşturulmuştur. Bunun yanı sıra alan ve değer esasına dayalı iki sistem karşılaştırılmıştır. Çalışma sonucunda nominal değerleme modelinin AAD uygulamalarında kullanılabilir bir yöntem olduğu saptanmıştır.

Anahtar Sözcükler: Taşınmaz Değerlemesi, Arsa ve Arazi Düzenlemesi, Nominal Değerleme, Coğrafi Bilgi Sistemleri

Page 28: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

8211. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

ARSA DÜZENLEMESİNDE EŞDEĞERLİK İLKESİNİN MODELLENMESİ

E. Köktürk1, E. Köktürk2

1Kocaeli Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü, Arazi Yönetimi Anabilim Dalı, İzmit, [email protected]

2Martı Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı, İstanbul, [email protected]

ÖZET

Ülkemizde kentleşme konusu, geleceğimiz açısından belirleyici bir olgu olma özelliğini sürdürmektedir. Kentleşmenin boyutları, niteliği ve kentlerimizin bugünkü durumu, yeni modeller ve uygulama araçları üretmeyi zorunlu kılmaktadır. Yeni bir planlama temeline dayalı, yeni bir kentleşme sürecinin başlatılması yaşamsal bir önem taşımaktadır.

Ülkemiz koşullarında, 1956 tarihli İmar Yasası ve değişikliklerinden başlayarak, son 50 yılda yaşanan pratik, sürecin “bütünsel” olarak kavranmasını da gerektirmektedir. Planlama-Arsa Düzenlemesi-İmar-Altyapı ve Ulaşım sürecinin bütünlüğünün tüzel olarak temellendirilememiş olması, kentlerimizin bugünkü duruma gelmesinin en önemli nedenidir. Özellikle de imar planlarının uygulanmasının, planlama süreciyle eklemlenmemiş olması, kendi başına, kopuk bir süreç olarak algılanması uygulamada sorunlar yaratmıştır.

Cumhuriyet Dönemi “İmar Yasaları”nda “arazi ve arsa düzenlemesi” konusu, ele alınışındaki yetersizlik yüzünden pek çok tartışmalara ve olumsuz gelişmelere neden olmuştur. Taşınmaz mülkiyet sistemimizi düzenleyen kuralların da zorlamasıyla, eşit oranlı toprak kesintisi ilkesine dayanan arsa düzenlemeleri uygulanamaz duruma gelinmiştir.

Öte yandan, arazi ve arsa düzenlemeleri, anayasadaki “eşitlik” kuralına uygun bir içerikle de ele alınamamıştır. Bu yüzden, ülkemizde son 50 yılda (1956-2006), kesintilerle de olsa uygulanmaya çalışılan, adına “hamur kuralı”, “tarla kuralı”, “şuyulandırma” gibi çeşitli isimler takılan arsa düzenlemesinin, anayasanın eşitlik kuralı yanı sıra, mülkiyet hakkına ilişkin kuralında yer alan sosyal bağlayıcılık temelinde yeniden ele alınması gerekmektedir.

Page 29: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

��11. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

Son 10 yılda neredeyse 10’dan fazla imar yasası taslağı kamuoyunda tartışmaya açılmıştır. Bu taslakların hiçbirinde arsa düzenlemesi konusu “köktenci” bir şekilde ele alınamamıştır. Ülkemiz Harita, Tapu ve Kadastro Sektörü bu konuda ciddi bir üretimsizlik örneği sergilemektedir.

Diğer ülkelerdeki örneklere bakıldığında, arsa düzenlemesinin Alman İmar Yasası içinde eşdeğerlik ilkesi temelinde ve 40 maddede düzenlendiği; Lihtenştayn’da özel yasası olduğu görülmektedir. Buna karşın, Türkiye’de arsa düzenlemesi konusunun İmar Yasasının bir tek maddesinde düzenlenmeye çalışılması, maddenin paragraf sayısı çoğaltılarak çözüm aranması, yaklaşımların yetersizliğini göstermektedir.

Oysa “arsa düzenlemesi”, kent planlarının ve planlama sürecinin ayrılmaz bir boyutu olarak ele alınmak ve modellenmek zorundadır. Bunun için, halen yürürlükte olan ve uygulama kabiliyetini yitiren “eşit oranlı toprak kesintisi” ilkesine dayalı arsa düzenlemesi yerine “değer eşitliği” ilkesine dayalı “eşdeğerlik ilkesi temelinde yeni modellemelere gereksinme vardır.

Bildiride, arsa düzenlemesi, eşdeğerlik ilkesi temelinde açıklanmakta ve ülkemizde var olan modelin kökten değiştirilerek, eşdeğerliğe dayalı yeni bir modelin yasallaştırılması üzerinde durulmaktadır.

Avrupa koşulları ve özellikle de imar tüzemizin esinlendiği Almanya koşulları ile karşılaştırmalı olarak, yeni bir modelin önemli öğeleri ortaya konulmaktadır. Bu yapılırken, izlemeyi kolaylaştırmak için “soru-yanıt” modeli temel alınmaktadır.

Anahtar Sözcükler: Eşdeğerlik İlkesi, Arsa Düzenlemesi, Planlama, Düzenleme Ortaklık Payı, Eşitlik-Eşdeğerlik, Türkiye Koşulları

Page 30: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

��11. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

TÜRKİYE’DE YABANCILARIN TAŞINMAZ EDİNİMİ: ARAZİ YÖNETİMİ BAĞLAMINDA BİR

İNCELEME

B. Uzun 1, T. Yomralıoğlu2

1Karadeniz Teknik Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Müh.Bölümü, Kamu Ölçmeleri Anabilim Dalı, GISLab, Trabzon, [email protected]

2Karadeniz Teknik Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü, Kamu Ölçmeleri Anabilim Dalı, GISLab, Trabzon, [email protected]

ÖZET

Liberalizasyon ve uluslar arası sermaye piyasaları, uluslararası finans akışları ve sonucunda uluslararası taşınmaz yatırımlarını önemli derecede etkilemiştir. Öyle ki, ulusal içerik taşıyan taşınmaz edinimine uluslar arası bir boyut kazandırmıştır. Öte yandan ülkemizde yabancıların taşınmaz edinimi ile ilgili yürürlüğe giren son yasal kurallar, arazi yönetimi bağlamında daha farklı değerlendirmeleri zorunlu kılmıştır. Bu çalışmada, özellikle “Yabancıların taşınmaz edinimi il alanlarının binde beşini aşamaz” yasa kuralı üzerinde odaklanılmıştır.

Çalışmanın öncül hipotezi: Bu kuralın yasalaştırılmadan önce, il alanları ile imar planında konut ve ticaret işlevli olarak ayrılan alanlar arasındaki oransal ilişkiyi irdeleyen teknik bir çalışma yapılmadığı savına dayanmaktadır. Çalışma kapsamında önce Trabzon ilinin yüzölçümü hakkında üç ayrı veri elde edilmiştir. Bu çelişkinin nedeni araştırılmış. Sonra, il kapsamında yabancıların imar planı kapsamında taşınmaz edinebileceği yasal kuralı nedeniyle, il genelinde imar planlı alanlar elde edilmiştir. Bu bağlamda; il belediyesi, 17 ilçe belediyesi ve 59 belde belediyesi olmak üzere toplam 77 belediyenin planlı alanları elde edilmiştir. Ancak bazı belde belediyelerinin imar planı bulunmadığı ve bazısında da imar planlı alanlarını kesin olarak bilemedikleri gözlenmiştir. Çalışmanın bu aşamasında, imar planlarında yerleşim alanı olarak ayrılan yapı adalarının planlama alanı içindeki oranı hesaplanmıştır. İl yüzölçümünün binde beşi ile imar planlarındaki yerleşilebilir alanlar toplamı karşılaştırılmıştır.

Sonuç olarak, yabancıların yerleşilebilir alanların tamamından daha büyük bir alanı elde edebileceğini gösteren soncul değerimiz elde edilmiştir. Binde beş sınırlamasının hiçbir veriye dayanmayan bilimsel bir ölçüt olmadığı yönündeki hipotezimizin doğrulandığı görülmüştür. Sonucun genelleştirilmesi ile topoğrafik yapısı benzer

Page 31: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

��11. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

ve yerleşim alanı dar/dağlık yapılı Ordu, Giresun, Rize, Artvin ve Gümüşhane gibi illerimizde de aynı durumun söz konusu olduğu görülmüştür. Çalışmanın sonucunda; kentsel toprak mülkiyeti yönetimi bağlamında bazı öneriler geliştirilmiştir.

Anahtar Sözcükler: Yabancıların taşınmaz edinimi, Uluslar arası taşınmaz, Yerleşilebilir alan, Taşınmaz edinim kısıtları

Page 32: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

8611. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

YABANCIYA TOPRAK SATIŞI

O. Özkaya

ÖZET:

Türkiye, “küreselleşme” sürecine sokularak, neo-liberal ekonomik sistemin dayatmalarıyla tüm kamu kaynaklarını birer birer elden çıkartmaktadır. Bunun adına da Avrupa Birliğine girmek için “Uyum Yasaları”na entegre olmak denmektedir. Dünyada artık ulusal sınırlar flû hale gelmiştir. Ulus devletlerin modası geçmiştir; dünya küçük bir köye dönüşmüş, direnmek boşunadır, savlarıyla bizim gibi gelişmekte olan ülkeler, ABD, AB, İngiltere ve İsrail baskıcı devletlerin dünya üzerinde kurdukları yeni “küresel emperyalizm” in egemenliği altına alınmak istenmekte ve bağımsızlığından vazgeçerek sömürgeleştirilmeye çalışılmaktadır.

Küresel yeni emperyalizm hiçbir kamusal alan kalmayacak diye emretmekte, onun desteklediği bu iktidarda bütün bu varlıklarımızı “özelleştirme” bahanesiyle yabancılara satmaktadır. Önce 4916 sayılı “Yabancılara Gayrimenkul Satışına Dair Yasa”yı çıkartıp bu Anayasa Mahkemesi tarafından iptâl edilince, 5444 sayılı Yasa’yı çıkartarak bu satış sürecini devam ettirmektedir. Ancak bu yasada Anayasa Mahkemesi tarafından iptâl istemiyle incele me altına alınmıştır. Ülkemizin tarımı çökertilerek çiftçimiz, köylümüz çaresiz bırakılmış, üret tiği ürünlerine AB tarafından kotalar konarak çok büyük bir çıkmazın içine sürüklenmiştir. Halkımıza tütün ekemesin, pamuk yetiştiremezsin, şeker pancarı kotalarını ben belirlerim denmektedir. Bu kuşatmalar çiftçimizi borç batağına düşürmüş sahillerdeki tütün tarlalarını, muz ve narenciye bahçelerini yabancılara satmaya yönelmiş, borlarından kurtulmanın yolunu bulmaya çalışmaktadır. Yani üreterek yaşamını kimseye muhtaç olmadan sürdürmesine izin verilmemektedir. Bugün, yabancıların en güzel sahil kentlerimizi bol dolarlı işgal sürecini yaşamaktayız.

Tarihte de bu süreç yaşanmış ve ülkemize bir “Kurtuluş Savaşı”na neden olmuştur.1896 tarihli tapularla İzmir-Urla ilçesine bağlı Uzunada ve Hekimada İngiliz mirasçılar tarafından talep edilebilmiştir. Bu olayın halen davası devam etmektedir.

Yine şirket alımlarıyla ilgili bilgi alma olanağından yoksun bulunmaktayız. Bu alımlarla ilgili veriler kamuoyuna açıklanmamaktadır. Ayrıca 49–99 yıllığına verilmiş olan kullanma hakları ile zilyetlikle yapılan alımların boyutları bilinememektedir.

Page 33: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

8711. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay Hukuk Daireler genel Kurulu’nun önceki iptal kararlarının ne anlama geldiğine bir türlü yanıt alınamamakta ve halkımızın bu konudaki duyarlılığına hiç önem verilmemektedir.

Yeni çıkartılan 5444 sayılı Yasa, Anayasa Mahkemesi’nin bozma kararına aykırılıklar içermektedir. Anayasa Mahkemesi’nin bozma gerekçeleri üç maddede toplanmıştır.

Satışlarda il yüzölçümlerinin %05 sınırı getirilmiş olmasına karşın Kilis’te %040, Hatay’da %020, G.Antep’te %06, Urfa’da %06 sınırları aşılmıştır. Antalya, Aydın, Muğla ve İzmir’de %05 sınırı zorlanmaya başlanmaktadır.

İlçeler olarak; Didim, Alanya, Kaş-Kalkan, Bodrum, Marmaris, Kuşadası, Datça, Fethiye, Dikili, Çeşme, Urla, Alaçatı, Ayvalık, Dalaman, Dalyan, Köyceğiz, Sarıgerme, Milas, Güllük, Kıyıkışlacık, Ortakışlacık gibi sahil bölgelerimizde durum hiç de iç açıcı gitmiyor.

Karşılıklılık ilkesi büyük bir saptırmaca ve gerçeği yansıtmamaktadır. Ne fiilen ve ne de hukuken örtüşmemektedir.

Özelleştirmeler kapsamında; bankalar, medya, limanlar, havaalanları, barajlar, madenlerimiz, 2b ile orman alanları, serbest bölgeler, endüstri bölgeleri, sahiller, ormanlar, sit alanları ve hazine arazileri teker teker elden çıkıp, Turizm Teşvik Yasası, Yabancı Sermayeyi Teşvik Yasası, Doğrudan Yabancı Sermayeyi Teşvik Yasası, Yap-İşlet-Devret Yasası ile yabancıların eline geçiyor.

KİT’ler; Telekom, Tüpraş, Pet-kim, Botaş, Seka, Seydişehir, Erdemir, İsdemir, Tekel, Et-balık, Sümerbank, Beykoz gibi Atatürk’ün Türk halkının refahı, kalkınması, mutluluğu için kurduğu ve her biri birer Türkiye demek olan dünyanın sayılı devleri arasında yer alan kamu işletmeleri, vergi rekortmeni kurumlar. Türk halkının işsizliğini önleyerek çare olan fabrikalarımız, kalelerimiz ve tersanelerimiz bugün dolarla işgal altındadır. Geçlerimiz işsizliğe, yalnızlığa ve korumasız bırakılmaya terk edilmektedir. İspanyol ve Norveç modeli ile ne yapılmak isteniyor? Vakıflar Yasası ile Yabancı Azınlık Vakıfları’nın talepleri nelerdir? Doğu Anadolu’da Ermeni talepleri ve Ermeni soykırım yalanları… Pontus, Süryani ve Rum soykırım yalanları.

EWRA(Avrupa Su Araştırma Birliği) Suda OPEC anlamına mı gelmektedir. Dicle ve Fırat’ın yönetimi AB tarafından talep edilmektedir.

Page 34: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

��11. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

Devlet Denetleme Kurulu’nun “Yabancılara Toprak Satışı”na ilişkin araştırma raporu neler içermektedir.

Satılacak yer kaldı mı? Sıra tarihi lise ve okullara geldi.

Mayınlı araziler hangi amaçla temizlenmek isteniyor? Birleşmiş Milletler Dünya Mayınlarını Temizleme Komisyonu’nun aldığı kararlara 10 yıl içinde uyulması gerektiği hususu ülkemizin sınır güvenliğini nasıl etkilemektedir? Bütün bunlar AB’ye girmek için, ülkemize emperyalizm tarafından ulusal bağımsızlığımızın ve ulus devlet yapımızın ortadan kaldırması amacına yönelik dayatmalar olarak kabul edilmelidir. 12.12.2006

Page 35: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

��11. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

AVRUPA BİRLİĞİ’NE UYUM SÜRECİNDE TÜRKİYE’DEKİ ARSA VE ARAZİ DÜZENLEMESİ

UYGULAMALARI

İ. Çölkesen1, F. A. Sesli2, N. Akyol3

1Karadeniz Teknik Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Müh. Bölümü, Kamu Ölçmeleri Anabilim Dalı, [email protected]

2Ondokuzmayıs Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Müh. Bölümü, Kamu Ölçmeleri Anabilim Dalı, [email protected]

3Karadeniz Teknik Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Müh. Bölümü, Kamu Ölçmeleri Anabilim Dalı, [email protected]

ÖZET

Roma antlaşmasının 2. maddesine göre Avrupa Birliği’nin görevi, bir ortak pazarın kurulması ve üye devletlerin ekonomi politikalarının zamanla yaklaştırılması yoluyla, topluluğun tümü içinde ekonomik gelişmelerin uyumlu olarak gelişmesini, sürekli ve dengeli yayılmasını, istikrarın artmasını, yaşam seviyesinin hızla yükseltilmesini ve devletlerarasında daha sıkı bir işbirliğini gerçekleştirmektir. Oysaki Avrupa Birliği’ne girmeye aday olduğumuz şu günlerde yaşam seviyesinin hızla yükseltilmesini sağlayacak araçlardan biri olan imar sistemimizde birçok zayıflıklar görülmektedir. Bunların başlıcaları; fiziki çevrenin yapılaşmasına ilişkin önlemlerin dağınıklığı, yetkilerde çok başlılık, buna karşılık sorumluluklarda yer alan belirsizlikler ve hepsinden önemlisi kendini denetleyebilme yetkisine sahip bir düzenlemenin oluşturulmamasıdır.

Ülkemizde geçmişten günümüze gelinceye kadar, doğal nüfus artışı ve köyden kente göçün etkisi ile kent mekânında ekonomik, toplumsal ve fiziki yeni oluşumlar doğmuş; iş, barınma, eğitim, sağlık, ulaşım ve diğer kentsel olanakların uygun şekilde sağlanması ve dağıtılması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu amaçla, Arsa ve Arazi Düzenlemesi, bir çok Avrupa Birliği Ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de, yeni alanların gelişiminde veya kentsel alanların yeniden düzenlenmesinde önemli bir araç olmuştur.

Arsa ve arazi düzenlemesi (AAD) şehir planlaması açısından kullanışsız yapıya sahip kadastro parsellerinin daha ekonomik kullanılabilir bir yapıya dönüşümünü sağlayan bir planlama aracıdır. Arsa ve Arazi Düzenlemesi’nde arazi sahipleri, arazilerinin

Page 36: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

9011. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

tamamı veya bir kısmı için gereken altyapının inşaatı, sokaklar ve diğer kamu alanları için kolektif bir şekilde arazilerinden vazgeçerler. Yeni sınırlar imar planına göre araziye uygulanır. Yeni inşaat alanları, alana göre veya arazi girdi değerlerine göre tahsis edilirler. Avrupa Birliğine girmeye hazırlandığımız şu günlerde planların yapılması ve uygulanması, yapılaşmanın plan, fen ve çevre koşullarına uygun olmasına önem verilmesi ve bu konudaki sorunların en aza indirgenmesi gerekmektedir.

Bu çalışmada arsa ve arazi düzenlemesinde kullanılan metotlar; Avrupa Birliği üyesi olan ve olmayan çeşitli ülkelerdeki ve Türkiye’deki uygulamalar genel olarak incelenmiş, aralarındaki benzer ve farklı özellikleri tespit edilmiş, Türkiye’nin Avrupa Birliği uyum sürecinde imar sistemindeki ve Arsa ve Arazi Düzenlemesindeki uygulama farklılıkları ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Anahtar Sözcükler: Planlama, Arsa ve Arazi Düzenlemesi, Avrupa Birliği

Page 37: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

�111. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

X.OTURUM JEODEZİ II Oturum Başkanı : Prof. Dr. Şenol KUŞÇU

Yer Bilimleri ve Bilgi Teknolojileri Aslı GARAGON DOĞRU, Gönül TOZ, Haluk ÖZENER

Yapay Sinir Ağlarının Jeodezide Uygulamaları Üzerine ÖnerilerOzan ARSLAN, Orhan KURT, Haluk KONAK

Kablosuz İletişim Ağlarında Konum Belirleme Teknikleri ve Kullanım AlanlarıHüseyin PEHLİVAN, İbrahim BAZ

Bir Test Ağinda Ortometrik Yüksekliklerle Elipsoidal Yüksekliklerin Karşilaştirilmasi A.O Erdoğan, Ö. Yıldırım

Page 38: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

9211. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

YER BİLİMLERİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ

A. G. Doğru1, G. Toz2, H. Özener1

1Boğaziçi Üniversitesi, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitütsü, Jeodezi Ana Bilim Dalı, Çengelköy, İstanbul, [email protected], [email protected]

2İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Fakültesi, Fotogrametri Ana Bilim Dalı, Maslak, İstanbul, [email protected]

ÖZET

Bilim ve teknoloji arasındaki doğal etkileşim, yani bilimsel çalışmaların bilgi üreterek teknolojik gelişmeye yol açması ve diğer taraftan da teknolojik gelişmelerin bilimsel araştırmaların daha uygun şartlarda yapılmasını sağlayarak bilimsel gelişmeyi hızlandırması, reddedilemez bir gerçektir. Elde edilmesi zahmetli ve maliyetli konumsal veriler ve bunları analiz etmeyi sağlayan araçlar, günümüz teknolojilerinden faydalanılarak paylaşılmakta ve yeniden kullanmak üzere internete taşınmaktadır. Hatta bunun da ötesine gidilerek, bilginin paylaşıldığı internetten, bilgisayar güçlerinin ve depolama kapasitelerinin paylaşıldığı bir internet dönemine geçilmiştir. Konum olarak birbirinden bağımsız bilgi teknolojileri kaynaklarını verimli bir biçimde paylaşmayı ve kullanmayı sağlayan bu sistemler sayesinde veri ve bilgi barındırma, merkezi bir yapıdan dağıtık bir yapıya geçiş yapmıştır. Günümüzde bilimin her alanında, özellikle de Yer bilimlerinde veri patlaması olmuştur. Bu durum beraberinde, yüksek boyutlu bu verileri saklama ve işleme problemini getirmiş olmakla birlikte, çok sayıdaki mevcut verilere ulaşım ve onları analiz edebilme güçlüğü gibi sorunları da ortaya çıkarmıştır. Yeryüzüne ait birçok bilgi, mevcut teknolojiler ve imkanlarla toplanmış ve toplanmaya devam etmektedir. Ancak bu verilerin kimler tarafından ve nasıl kullanıldığı ya da kullanılacağı kısmı hala çalışılmaktadır. Dünyada, kısa bir süre öncesine kadar veriyi elde etmek, depolamak ve gerektiğinde ulaşabilmek için çözümler üretilirken bugün, verilerin ağ yapıdaki bilgi işlem ortamlarında paylaşılan ve korunan bir kaynak olarak tanımlanmasıyla elde edilebilecek fırsatlar üzerine çalışılmaktadır. Bu çalışmada, söz konusu alanda Türkiye’deki mevcut durum ve dünyada bu konuda gerçekleştirilen önemli projelerden bazı örnekler gösterilmektedir.

Anahtar sözcükler: Yer bilimleri, Bilgi Teknolojileri, Web, Grid, Ontoloji

Page 39: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

��11. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

YAPAY SİNİR AĞLARININ JEODEZİDE UYGULAMALARI ÜZERİNE ÖNERİLER

O. Arslan1, O. Kurt1, H. Konak1 1Kocaeli Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Müh. Bölümü, Uzaktan Algılama ABD, Kocaeli, [email protected]

1Kocaeli Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Müh. Bölümü, Jeodezi ABD, Kocaeli, [email protected] Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Müh. Bölümü, Jeodezi ABD, Kocaeli, [email protected]

ÖZET

Bilgisayar sistemlerindeki gelişmelere paralel olarak ortaya çıkan yeni hesaplama teknikleri ve çözüm algoritmaları diğer bilimsel alanlarda olduğu gibi jeodezide de sıklıkla kullanılmaya başlamıştır. Esnek hesaplama (soft computing) yöntemleri olarak adlandırılan ve veriler üzerinde doğrusal olmayan ilişkileri yansıtabilen bu yöntemler (yapay sinir ağları, bulanık mantık, ..vb) jeodezinin bazı güncel konularında (geoid yüzeyi belirleme, gravite alanı modelleme, koordinat dönüşümü, ..vb.) uygulama alanı bulmaktadır. Bu uygulamalarda elde edilen sonuçlar klasik yöntemlerle elde edilen sonuçlarla değişik ölçütler açısından karşılaştırılmakta ve genel anlamda farklı jeodezik uygulamalar için uygun bir çözüm yöntemi olarak önerilmektedir.

Çok boyutlu veri uzayında doğrusal olmayan verileri işleyebilme kapasitesine sahip Yapay Sinir Ağları (YSA) parametrik olmayan yapısı nedeniyle çok çeşitli bilimsel disiplinlerde (fonksiyon tahmini, regresyon, patern tanıma, sınıflandırma, işlem kontrolu, robot teknolojisi, …vb) başarıyla kullanılmaktadır. Veri kümesinin olasılık dağılımı üzerinde herhangi bir varsayım yapmaması, parametrik yöntemlerin kısıtlamalarına sahip olmayışı ve farklı veri türlerine uyum yeteneği nedeniyle bu yöntemin daha etkin sonuçlar ürettiği bilinmektedir. Buna karşın yöntemin daha çok çalışma (işleme) zamanı gerektirmesi, ‘probleme uygun’ sinir ağı mimarisi (yapısı) seçme zorunluluğu, diğer doğrusal olmayan yöntemlere kıyasla başlangıç koşullarına ve “öğrenme” algoritması (kuralı)na daha çok bağımlı olması, çözüm sırasında bazı problemlere (yakınsama, yerel minimum, aşırı uyma, ..vb) sahip olabilmesi gibi bazı dezavantajlara sahip olduğu da bilinmektedir. Yalnızca başarılı biçimde “öğrenmiş-eğitilmiş” sinir ağları güvenilir sonuçlar vermekte ve bu da kurulan her sinir ağı mimarisinin uygun çözümü garanti etmediği anlamına gelmektedir. Yapay sinir ağları literatüründe kuşkusuz bu sakıncalar için çözümler önerilmekte ve farklı nitelikte problemler için standartlar geliştirilmeye çalışılmaktadır.

Page 40: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

��11. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

Jeodezik uygulamalar için, genel anlamda problemin çözümü için sözü edilen koşul ve özelliklerin yanısıra, seçilen problem için YSA kullanımının yarar sağlayıp sağlamayacağı; o tip problemler (ve veriler) için uygun olup olmadığı, hangi ağ topolojisinin seçilmesi gerektiği, doğrusal yöntemlere tercih edilme nedeni, problemin yapısı ve veri kümesi üzerinde yapılacak irdelemelerle açıkça ortaya konulmalıdır. Aksi takdirde çözümde ulaşılan sonuçlar yanıltıcı veya belirsiz olabilmektedir.

Bu çalışmada seçilen bir jeodezik uygulama üzerinde (GPS nivelmanı ile geoid yüzeyi belirleme) bilinen klasik yöntemlerle YSA tekniği farklı açılardan karşılaştırılacak, bu problem için YSA’nın potansiyeli değerlendirilecek, sonuçların iyileştirilmesi, güvenilirliği ve modelin geliştirilmesi için önerilerde bulunacaktır. Bu kapsamda jeodezik uygulamalarda güncel olarak kullanılmaya başlanan çok-katmanlı algılayıcı (MLP) sinir ağı ile RBF sinir ağı modeli seçilen örnek veri seti üzerinde çalıştırılarak elde edilen sonuç ve bulgular irdelenecektir.

Anahtar Sözcükler: Yapay sinir ağları, MLP sinir ağı, öğrenme algoritması.

Page 41: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

��11. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

KABLOSUZ İLETİŞİM AĞLARINDA KONUM BELİRLEME TEKNİKLERİ VE KULLANIM

ALANLARI

H. Pehlivan1, İ. Baz2

1Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Jeodezi ve Fotogrametri Müh.Bölümü, Ölçme Tekniği Anabilim Dalı, Kocaeli [email protected]

2Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Jeodezi ve Fotogrametri Müh.Bölümü, Fotogrametri ve Uzaktan Algılama Anabilim Dalı, Kocaeli [email protected]

ÖZET

Kablosouz iletişim sistemleri (Wireless Communication Systems) hayatımızda giderek büyük bir önem kazanmaktadır. Mobil iletişim, adına uygun olarak insanları hareketli bir yaşam tarzına sürüklemektedir. Son on yılda hücresel telefon ağları Amerika, Avrupa ve Asya ülkelerinde yüzlerce milyondan fazla aboneye ulaşmıştır.

Bu sıradışı gelişme, iletişim hizmetlerinde ki gelecek gelişmelerinde başlangıcı sayılabilir. Daha şimdiden telekomunikasyon (iletişim) araçları iş, ev, ofis ve sokakta kullanılmaktadır. İletişimin yeni şekli olarak mobil sistemlere görülmemiş bir talep vardır. 1970’lerden buyana kablosuz iletişim sistemleri anlamlı bir şekilde artmıştır. İlk Kuşak sistemler analog sistemlerdir ve 1980’lerde ortaya çıkmıştır. İkinci Kuşak (2G) sistemler halen kullanılan çoklu giriş teknolojisi kullanır ve halen GSM (Groupe Speciale Mobile or Global Systems for Mobile Communication) olarak bilinen şekliyle, geniş bir kullanıcı kitlesiyle ülkemizde de kullanılmaktadır. 1990’larda ortaya çıkmıştır. Halen gelişmeye devam eden Üçüncü Kuşak (3G) sistemler, bilinen kablosuz ağlara yeni bir bakış açısı ve hizmet türü ekleyerek, büyümeye devam etmektedir. 2G ve 3G sistemler geniş band özelliğini kullanır. Bu servisler hücresel (cellular) bir ağ mimarisiyle, kapsama alanı içinde, konum belirleme özelliğine de sahiptir.

Konum bilgisi üreten her sistem bir ölçme tekniği içerir ve bu da Harita Mühendislerinin bir konusudur. Mobil telefon ağları sağladığı iletişimin yanında konum bilgiside üretebilmektedir. Bu çalışmada; hücresel ağlar, hücresel koordinat sistemleri, GPS tekniği ile kullanılabilirliği ve bu sistemlerin konum belirleme teknikleri incelenerek, bu sistemlerden sağlanan konum verisinin; ulaşım, şehir planlama, acil durum olayları ve yönetim gibi konularında kullanılabileceği sonucuna varılmıştır.

Anahtar sözcükler: Mobil konum belirleme, hücresel ağlar, hücresel koordinat sistemleri, gps, gsm

Page 42: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

9611. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

BİR TEST AĞINDA ORTOMETRİK YÜKSEKLİKLERLE ELİPSOİDAL

YÜKSEKLİKLERİN KARŞILAŞTIRILMASI

A.O Erdoğan1, Ö. Yıldırım2

1Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Fotogrametri ve Jeodezi Daire Başkanlığı, Jeodezi Şubesi, Ankara, [email protected]

1Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Fotogrametri ve Jeodezi Daire Başkanlığı, Planlama Şubesi, Ankara, ö[email protected]

ÖZET

Jeodezinin amacı; yeryüzünün tamamının yada bir bölgesinin belirli bir ölçekte haritasını yapmaktır. Bu haritalarda konum ve yüksekliğe ait bilgiler bulunmaktadır. GPS teknolojisinin gelişmesiyle konum ve yüksekliğe ait bilgiler daha kolay elde edilmektedir. Elde edilen bu bilgiler WGS84 sistemindedir. Yatay kontrol ağlarının dayandığı referans yüzeyi ise Hayford Elipsoidi ve ED50 (European Datum 1950) datumudur. GPS yöntemi ile elde edilecek noktaların koordinatlarının pratik uygulamalarında kullanılabilmesi için, yapılan ölçmelerin WGS84 datumundan ED50 datumuna dönüştürülmesi gereklidir.

Jeodezik çalışmalarda ortometrik yükseklikler kullanılmaktadır. Bu çalışmada; GPS’den elde edilen elipsoidal yüksekliklerin jeodezik çalışmalarda ortometrik yükseklikler yerine kullanılabilirliğini araştırmak amacıyla bir test ağı oluşturulmuştur. Test ağına ait noktaların ED50 ve WGS84 sistemindeki koordinat elemanları bulunmuştur. Test ağına ait noktalardan değişik sayılarda eşlenik noktalar alınarak 3 Boyutlu 7 parametreli Bursa-Wolf dönüşüm modeli uygulanmış ve diğer noktalara ait ortometrik yükseklikler hesaplanmıştır. Bulunan bu değerler, ağa ait noktaların ED50 sistemindeki ortometrik yükseklikleri ile karşılaştırılmış, farklar yorumlanmıştır.

Anahtar Sözcükler: Ortometrik Yükseklik, Elipsoidal Yükseklik,üç boyutlu Dönüşüm Modelleri, Bursa-Wolf

Page 43: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

9711. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

X.OTURUM KAMU ÖLÇMELERİ V Oturum Başkanı : Prof. Dr. Cemal BIYIK

Ülke Genelinde Harita Üretim Faaliyetlerini Takip Etmek İçin Bir Prototip Çalışma( Harita Bilgi Bankası)Nihat ŞAHİN, Sedat BAKICI, Orhan ATARACI,

Türkiye’de Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetimi Gereksinimlerinin BelirlenmesiÖ. BAHAR, Çetin CÖMERT,

Türkiye’de Deniz Kadastrosu Gereksinimi Üzerine Bir DeğerlendirmeFaik Ahmet SESLİ, İsmail ÇÖLKESEN

Altyapı Tesislerinin Mülkiyetle İlişkisi: Trabzon Şehir Geçişi Tüneli ÖrneğiKamil KARATAŞ, Osman DEMİR, Cemal BIYIK

Kadastronun Güncellemesi ve Kentsel Yenileme Projeleri Üzerine Bir İncelemeŞaban İNAM , H. ÇAĞLA

Page 44: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

��11. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

ÜLKE GENELİNDE HARİTA ÜRETİM FAALİYETLERİNİ TAKİP ETMEK İÇİN BİR

PROTOTİP ÇALIŞMA (HARİTA BİLGİ BANKASI)

N. Şahin, S. Bakıcı2, O. Mataracı1,1Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Strateji Geliştirme Başkanlığı, Ankara [email protected]

2Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Geodezi ve Fotogrametri Dairesi Başkanlığı, Ankara, [email protected]

ÖZET

Harita ve harita bilgilerinin üretimlerinin izlenmesi için ilgili mevzuat (Büyük Ölçekli Harita ve Harita Bilgileri Üretim ve Kullanma Yönetmeliği ilgili maddeleri) gereğince, mekânsal (coğrafî) bilgilerin ve haritaların üretiminde ülke genelinde standardın sağlanmasını, üretimin tek elden izlenmesini ve sektörde hizmet tekrarının önlenmesini sağlamak için, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünde Harita Üretim İzleme Merkezi kurulması planlanmaktadır.

Bu kapsamda kullanılması ve yönetilmesi planlanan, Harita Bilgi Bankası(HBB) veritabanının Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) veritabanı ile de entegre olarak çalışması için gerekli olan analiz ve tasarım çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışmalar kapsamında bir web tabanlı prototip uygulama yazılımı geliştirilmiştir.

Harita bilgi bankası, TKGM’nin ve harita üreten diğer kurumların öncelikle ürettiği haritalara ait meta verilerin kayıt altına alınacağı bir sistem olacaktır. Bütün kurumlardan gelen meta veriler ile oluşacak olan meta veri tabanı sorgulanarak ülke genelinde üretilmiş haritalar hakkında çeşitli bilgilere ulaşılması planlanmaktadır.

Harita üreten kurumlar meta verileri tasarlanan bir Web Arayüzünü kullanarak ISO 19115 standartlarına uygun olarak bir form ile veritabanına girebileceklerdir. Web arayüzü ile gönderilen meta veriler kontrole tabi tutulmakta, gelen verinin yapısı ve şeması doğru ise internet map servisleri ile veri tabanına gönderilmektedir.

HBB portal yapısında tasarlanarak prototip yazılım oluşturulmuştur. Kısa vadede TAKBİS’te oluşturulan harita bilgilerinin ve ilgili meta veri katalog bilgilerinin mümkün olduğunca otomatik olarak sisteme dahil edildiği fonksiyonları içeren bir yapıda tasarlanmıştır. TKGM tarafından onaylanarak sisteme dahil edilen verilerin herkese açık olan bölümlerini sorgulayan kişilere meta veri kataloğunda tutulan

Page 45: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

��11. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

alanlar dikkate alınarak sorgulanabilmektedir. Böylece Web üzerinden HBB veri tabanında saklanan harita bilgileri ilgilisine sunulmuş olacaktır.

Bu proje ile; her türlü harita ile ilgili olarak nerede, ne zaman, hangi amaçla, hangi formatta, kim tarafından ..vb sorulara en kısa yoldan cevap bulunabilecek bir sistemin oluşması hedeflenmiştir. Bunun yanında kurumların harita bilgi kaynaklarına yönelik(temel verisetleri) envanterin kayıt altına alınması, üretilen temel veri setleri üzerinde denetim mekanizması sağlanması, farklı kurumlarca üretilen verisetlerinin kolay anlaşılır olması, daha önceden üretilmiş veri setlerinin bilinmeden tekrar üretilmesini önlemek için böyle bir sistemin kurulması oldukça önem arz etmektedir.

Bu bildiride, ülke genelinde harita üretim faaliyetlerini takip edebilmek için portal yapısında tasarlanan bu web tabanlı yazılımın tasarımı ve uygulama fonksiyonları hakkında detaylı bilgiler verilecektir.

Anahtar Sözcükler: Harita Bilgi Bankası, Harita Üretim İzleme Merkezi, TAKBİS, Metaveri

Page 46: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

10011. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

TÜRKİYE’DE BÜTÜNLEŞİK KIYI ALANLARI YÖNETİMİ GEREKSİNİMLERİNİN

BELİRLENMESİ

Ö. Bahar1, Ç.Cömert2,1Harita Müh., Trabzon, [email protected]

2Karadeniz Teknik Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Müh. Böl.,Fotogrametri ve jeodezi Anabilim Dalı, Trabzon, [email protected]

ÖZET

Kıyı bölgeleri, uluslararası pazarlara kolay erişim, verimli topraklara ve doğal kaynaklara sahip olması yönünden, insan yaşamında her zaman önemli bir yere sahip olmuştur. Bundan dolayıdır ki, kıyı alanları, Dünya yüzeyinin sadece küçük bir yüzdesini kapsamasına rağmen, yeryüzünde bir çok insan bu bölgelerde yaşamakta ve çalışmaktadır.

Ülkemiz kıyıları tümüyle stratejik bir öneme sahip olmakla birlikte, ne yazık ki, bu bölgelerimiz; endüstrileşme, ticari gelişmeler ve sürekli büyüyen nüfus baskısı nedeniyle, çevresel bozulmalar, erozyon, sel ve kıyı erozyonu gibi ciddi problemlerle karşı karşıyadır. Bunun dışında, birçok kullanıcı kıyılardan farklı amaçlarla yararlanmaktadır. Özel gruplar ve halk, kıyı bölgelerini; yaşam kaynağı (su ve yiyecek), ekonomik faaliyetler (alan, canlı ve cansız kaynaklar, enerji) ve rekreasyon (plajlar, su alanları) amaçlı olarak kullanmaktadır.

Stratejik olarak önem arz eden kıyı bölgelerimizin doğru bir planlama ile yönetilmesi gerekmektedir. Avrupa Komisyonunun tanımına göre, Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetimi (BKAY) , “genel amacı sürdürülebilir kalkınma, kıyı alanlarının korunması ve biyo-çeşitliliğin yaşatılması olan, pratik uygulamayı sağlayabilecek sürekli bir idare işlemidir. Bu kapsamda BKAY, daha etkin bir yönetim yoluyla, kıyı alanlarında en iyi kullanım, sürdürülebilir kalkınma ve kullanım koşullarının sağlanmasını amaçlar, zaman içinde kıyısal çevrenin fiziksel konumunu geliştirmeyi hedefler.” Ülkemizde bir çok kamu kurumu kıyı bölgeleri için yapılan çalışmalarda söz sahibidir. Örneğin, turizm bölgelerinin sınır tespiti sırasında, birbirinden bağımsız olarak çalışan, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile Özel Çevre Koruma Kurumu arasında, adı geçen sınır için bir takım anlaşmazlıklar ortaya çıkabilmektedir. Ve bu da zaman zaman yargıya intikal edip, yapılması gereken işlerin gecikmesine yol açmaktadır. Bu nedenle bu çalışma

Page 47: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

10111. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

kapsamında ülkemiz için sürdürülebilir bütünleşik kıyı yönetimi gereksinimlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, pek çok kamu kurumunun ilgi alanına giren kıyı bölgelerimiz için, ilgili kamu kurumlarının faaliyetleri incelenmiş ve karşılaşılan sorunlar, anlaşmazlıklar ortaya çıkarılmıştır. Konu ile ilgili Avrupa’da yapılan çalışmalar da irdelenerek, ülkemizde BKAY için kurumsal ve teknik gereksinimler belirlenmiştir. Çalışmanın uygulama kısmında, Web Servislerine dayalı bir BKAY sistemi geliştirilerek çeşitli uygulamalar gerçekleştirilmiştir.

Anahtar Sözcükler: Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetimi, Web Servisleri, Çevresel İzleme.

Page 48: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

10211. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

TÜRKİYE’DE DENİZ KADASTROSU GEREKSİNİMİÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

F. A. Sesli1, İ. Çölkesen2

1Ondokuzmayıs Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Müh. Bölümü, Kamu Ölçmeleri Anabilim Dalı, [email protected]

2Karadeniz Teknik Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Müh. Bölümü, Kamu Ölçmeleri Anabilim Dalı, [email protected]

ÖZET

Kıyı ve deniz alanları ülkelerin, toplumların ve bölgelerin refahı için büyük bir değere sahiptir. Bu alanlar yaşam standardını arttırmaya büyük katkıda bulunan sosyal, ekonomik ve doğal fonksiyonlar sağlarlar. Ayrıca tüm dünyada iklim hareketleri için de etkili alanlardır. Kıyı ve deniz alanları; yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan türler için doğal bir ortam olmakla beraber, bu türlerin yetiştirildiği ve saklandığı alanlar olma özelliğine de sahiptirler. Su arıtma tesisleri, turizm, ticaret, kültür balıkçılığı, iletişim ve madencilik kıyı ve deniz alanlarının hizmet ettiği sadece birkaç sosyo-ekonomik kullanım alanlarıdır. Bu nedenle tarih boyunca kıyılar ve denizler, gerek ekonomik gerekse kültürel anlamda en çok tercih edilen alanlar olmuş, toplumun ekonomik ve sosyal gelişmesine imkân sağlayarak ülkelerin kalkınmasında önemli roller üstlenmişlerdir. Deniz ve kıyı alanlarında bu denli farklı faaliyetlerin varlığı, başta Kanada ve Avustralya olmak üzere bir çok ülkede Deniz Kadastrosu kavramını gündeme getirmiştir. Fakat deniz ve çevresinde kadastro kavramı, kurumsal konular, kıyı ve deniz alanlarındaki çeşitli teknik ve yasal problemler nedeniyle hala belirsizdir.

Ülkemizde denizler ve kıyılarla ilgili mevzuat gözden geçirildiğinde; T.C. Anayasası’nın 43. maddesinde kıyıların, devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu, deniz, göl ve akarsu kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilmesi gerektiği, Türk Medeni Kanununun 715. Maddesine göre; “Sahipsiz yerler ile yararı kamuya ait mallar, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu, aksi ispatlanmadıkça, yararı kamuya ait sular ile kayalar, tepeler, dağlar, buzullar gibi tarıma elverişli olmayan yerler ve bunlardan çıkan kaynakların, kimsenin mülkiyetinde olmadığı ve özel mülkiyete konu olamayacağı, Sahipsiz yerler ile yararı kamuya ait malların kazanılması, bakımı, korunması, işletilmesi ve kullanılmasının özel kanun hükümlerine tâbi olduğu”, Kadastro Kanunu’nun 16/c

Page 49: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

10311. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

maddesine göre, “kayalar, tepeler, dağlar, tarıma elverişli olmayan sahipsiz yerler ile deniz, göl ve nehir kıyıları devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu, bu yerlerin tescil ve sınırlandırmaya konu olmadığı, 3621 ve bu kanunun bazı maddelerinde değişiklik yapılmasına dair 3830 sayılı Kıyı Kanununun 5. maddesinde de “Kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu ve bu yerlerin kullanımında kamu yararı gözetilmesi gerektiği”, belirtilmektedir.

Yukarıda bir kısmına kısaca değinilen kıyı alanları ve denizlerle ilgili mevzuat incelendiğinde, Anayasa, Medeni Kanun, Kıyı Kanunu, Kadastro Kanunu, v.b. çok sayıda yasal düzenleme bulunduğu, deniz ve kıyıların devletin hüküm ve tasarrufunda olduğu ve bu alanlarda özel mülkiyetin söz konusu olamayacağı başka deyişle bu alanların tescil edilemeyeceği belirtilmektedir. Ancak bu alanların içerdiği faaliyetlerin çeşitliliği, her geçen gün artan önemi, yenilenemez ve tekrar üretilemez alanlar niteliğinde olmaları nedeniyle, geçen süreç içersinde sürekli değişime uğrayan bu alanların kontrol altına alınması, nerede, ne kadar, ne var? sorularına cevap alınabilmesi, bu çok çeşitli faaliyetler ve taleplerin sınırlanabilmesi ve denetlenebilmesi, bir kayıt zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır.

Türkiye’de de yeryüzündeki diğer ülkelerde olduğu gibi, gıda, ticaret, ulaşım, hammadde temini, v.b. üretimi ve kullanımı için en çok talep edilen ve kullanılan denizlerin sahip olduğu kaynaklar ile nüfus artışı ters orantılı olduğundan, gelecekte denizlerin önemi daha da artacaktır.

Bu bağlamda yapılan çalışmada, gelişmiş ülkelerde ciddi tartışma ortamları oluşturulan Deniz Kadastrosu ile ilgili olarak, kıyı ve deniz alanlarındaki faaliyetler incelenerek, gelişmiş ülkelerdeki Deniz Kadastrosu kavramı ve bu bağlamda yapılan çalışmalar genel hatlarıyla açıklanacak, Türkiye için bu kavramın gerekli olup olmadığına ilişkin tartışma ortamı oluşturulacaktır. Anahtar Sözcükler: kıyı, deniz, mülkiyet, kadastro, deniz kadastrosu Bildiriyi Sunacak Kişi: Yrd. Doç. Dr. Faik Ahmet SESLİ

Page 50: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

10411. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

ALTYAPI TESİSLERİNİN MÜLKİYETLE İLİŞKİSİ:TRABZON ŞEHİR GEÇİŞİ TÜNELİ ÖRNEĞİ

K. Karataş1, O. Demir2, C. Bıyık3

1Karadeniz Teknik Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Müh.Bölümü, Kamu Ölçmeleri Anabilim Dalı, Trabzon, [email protected]

2Karadeniz Teknik Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü, Kamu Ölçmeleri Anabilim Dalı, Trabzon, [email protected]

3Karadeniz Teknik Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü, Kamu Ölçmeleri Anabilim Dalı, Trabzon, [email protected]

ÖZET

Kentleşmenin süratle arttığı günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte artan kentsel altyapı ihtiyaçlarının karşılanması için kentsel araziler çok boyutlu ve fonksiyonel olarak daha yoğun biçimde kullanılmaktadır. Bir taraftan altyapı tesisleri yapılırken diğer taraftan kısıtlı ve değerli olan kentsel arazilerin kullanılmasına getirilecek sınırlamanın derecesi de önem kazanmaktadır.

Ülkemizde altyapı tesislerinin mülkiyet haklarına doğrudan ya da dolaylı etkileri sebebiyle taşınmazlarda meydana gelecek kısıtlamalardan doğan zararlar, olabildiğince taşınmazlar üzerinde kurulan daimi irtifak hakkı ya da mülkiyet kamulaştırmaları ile giderilmeye çalışılmaktadır. Genel olarak bu tür işlemler için yeterli üç boyutlu konum bilgileri yoktur. Arazi üzerinde meydana gelecek kısıtlamalara karşılık yapılacak hukuki işlemlerden hangisinin yapılması gerektiğine karar verenlerin genelde uzman kişilerden olmaması bu tür işlemlerde yargı sürecini başlatmaktadır. Problemin sosyo - ekonomik etkileri, ülkemizde sürekli güncelliğini korumaktadır. Sorunun temelinde; altyapı tesislerinin mülkiyete getirdiği kısıtlamaların gerçekci bir modelle belirlenmemesi yatmaktadır. Burada, altyapı tesislerinin güzergâhlarının geçtiği taşınmazlarda kullanma, yararlanma ve tasarruf hakları açısından meydana gelecek kısıtlamaların objektif kriterlerle ortaya konulması gerekmektedir. Tünel, metro, doğalgaz, su ve kanalizasyon ana iletim hattı gibi altyapı tesisleri belirli bir derinlikte, geçtikleri güzergahta bulunan taşınmazları doğrudan ya da dolaylı olarak kullanım biçimi açısından etkilemektedir. Genel olarak bu etkinin derecesini, altyapı tesislerinin cinsi ve fonksiyonu, zemin yapısı, tesis – taşınmaz etkileşimi, can ve mal güvenliği gibi faktörler belirlemektedir. Bu faktörlerin kimler tarafından nasıl belirlenmesi gerektiği önemli bir husustur. Bunun için disiplinler arası çalışmaya ihiyaç vardır. Bu şekilde altyapı tesisi-mülkiyet ilişkisi optimum olarak belirlenebilir. Genelde bu tür

Page 51: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

10511. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

tesisler için daimî irtifak hakkı ile tapu kütüklerinde işlemler yapılmaktadır. Bundan etkilenen taşınmazlar için, etki derecesine göre irtifak hakkı tesisi ile taşınmazlardaki değer kaybına karşılık gelen bedelleri ödenmektedir. Bütün bu işlemlerin sağlıklı olabilmesi için üç boyutlu kadastroya ihtiyaç vardır. Burada üçüncü boyut altyapı tesislerini de kapsayacak şekilde olmalıdır.

Bildiri kapsamında, altyapı tesislerinden olan tünellerin mülkiyete etkileri, uygulama alanı olarak seçilen Trabzon Şehir Geçişi Tüneli üzerinde incelenmiştir. Trabzon Şehir Geçişi Tüneli üzerinde sit alanı, imara açık yerleşim alanı ve mevcut binalar yer almaktadır. Tünel üstü mülkiyetlerin çoğu özel mülk olup, tünel geçişinden dolayı değer kaybına uğramış ve daimi irtifak hakkı tesisi ile bu değer kayıpları giderilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmada, tünel geçişlerinin mülkiyete kullanım, yararlanma ve tasarruf hakları açısından olan direk etkileri araştırılmıştır. Sonuçta, mevcut durumla olması gereken durum Kadastro 2014 kapsamında hedeflenen arazi nesnesi verilerinin dikkate alınmasıyla analiz edilip tünel geçişlerinin mülkiyete olan etkisi objektif kriterlerle belirlenerek hangi durumlarda mülkiyet kamulaştırması, hangi durumlarda ise daimi irtifak hakkı tesisi yapılması gerektiği ortaya konulmuştur.

Anahtar Sözcükler: Altyapı Tesisleri, 3B Kadastro, Daimi İrtifak Hakkı, Arazi Nesnesi, Altyapı Güvenliği.

Page 52: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

10611. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

KADASTRONUN GÜNCELLEMESİ VE KENTSEL YENİLEME PROJELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME

Ş.İnam1 , H.Çağla2

1Selçuk Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü, Kamu Ölçmeleri Anabilim Dalı , Konya, [email protected]

2 Selçuk Üniversitesi Kadınhanı Meslek Yüksekokulu Harita Kadastro Programı , Kadınhanı -Konya , [email protected]

ÖZET:

Türkiye’de kadastro çalışmaları devlet tarafından sistematik olarak ve resen yapılmaktadır. Ancak kadastrodan sonra zeminde meydana gelen değişikliklerin ilgililerin talebi ile sicillere yansıtılması öngörülmüştür. Başka bir ifade ile zeminde ilgilileri tarafından fiilen gerçekleştirilen sınır değişiklikleri,yeni inşa edilen yapı ve tesisler ,yeni açılan yollar vb. değişiklikler Tapu ve Kadastro Birimlerinden ilgilileri tarafından talep edilip gerekli işlemler yapılmadıkça sicile yansıtılamamaktadır. Zeminde meydana gelen değişikliklerin sicillere işletilmesi için ilgilileri işlem yaptırmaya zorlayan yasal bir zorunluluk da bulunmamaktadır. Bu ve benzer nedenlerle zaman içerisinde zemin-kadastro haritası ilişkisi bozulmuş ve haritalar zemini yansıtmamaya başlamıştır.

Günümüzden 40-50 yıl önce oluşturulmuş olan kadastro bilgileri, mülkiyete devlet güvencesi vermek olarak belirlenen amacına uygun işlevi yerine getirememekte, projelerin ve yatırımların çok yönlü beklentileri ve gereksinmeleri karşısında yetersiz kalmaktadırlar. Varolan bilgi ve belgelerin % 60’lar oranlarında güncelleşmesi gereksinim duyulduğu da bilinmektedir.

Ülkemizin son 50 yıllık döneminde yaşanan kaçak ve kontrolsüz yapılaşma “bugünkü kent” gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Bu süreç, kimi zaman imara açılmayan alanların işgal edilerek yapılaşmasını, kimi zamanda yapılmış olan imar planlarına rağmen kaçak ve denetimsiz yapıların ortaya çıkarıldığı bir dönem olarak kent tarihindeki yerlerini almışlardır.

2000’li yıllarla birlikte, kentsel yenileme (güncel söylemiyle; kentsel dönüşüm), ilgili çevrelerde ilk kez etraflıca tartışılmaya başlanmış; yerel yönetimler bu kavrama imarla ilgili tüm sorunlarından kurtuluş yolu olarak sahip çıkmışlardır. Özellikle de 2004 yılında yürürlüğe giren 5216 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun, 2005

Page 53: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

10711. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

yılında yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu ve 5366 Sayılı Yıpranan Tarihi Ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması Ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun, Kentsel yenilemenin hızla yasal tabanını bularak son yıllarda kentlerimizin gündemini belirleyen en önemli kavram durumuna gelmiştir.

Kadastronun yaşayan ve süreklilik gerektiren bir hizmet olması, kadastro çalışmaları sonucunda üretilmiş olan tapulama ve kadastro paftalarının teknik nedenlerle olduğu gibi, toplumun sosyo - ekonomik yapısındaki dinamizme paralel olarak da günün şartlarına ve teknolojilerine uygun duruma getirilmesi gereği yerine getirilemeyince, kadastro da kendisinden çok yönlü beklentilere cevap veremez duruma düşmüştür

Kentsel yenileme uygulamalarının kentsel alanlarda, kadastronun güncellenmesi ve mülkiyet kullanımına sağlayacağı etkilerini incelemek, bu çalışmanın içeriğini oluşturacaktır.

Anahtar Kelimeler: Kentsel Yenileme, Kadastronun Güncelliği,Mülkiyet Kullanımı

Page 54: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

10811. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

Page 55: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

10911. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

XI.OTURUM CBS I Oturum Başkanı : Prof. Dr. Tahsin YOMRALIOĞLU

İstanbul için Deprem Hasar Analiz Programı Geliştirilmesi (Çağrılı Bildiri)Muhammet ŞAHİN

Doğal Afetlere Yönelik Konumsal Veri Tabanı Oluşturulması: Rize İli ÖrneğiSelçuk REİS, M. ATASOY, Recep NİŞANCI, A. YALÇIN, Temel BAYRAK, H. İNAN

Heyelanların Sosyo-Ekonomik Etkileri: Kutlugün Köyü(Trabzon) Heyelanı ÖrneğiTemel BAYRAK, M. ATASOY, Osman DEMİR

Heyelan Analizlerinde Coğrafi Ağırlıklandırılmış Regrasyon (Car) MetoduArzu ERENER, H. Ş. B., DÜZGÜN

Page 56: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

11011. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

DOĞAL AFETLERE YÖNELİK KONUMSAL VERİ TABANI OLUŞTURULMASI: RİZE İLİ ÖRNEĞİ

S. Reis1, M. Atasoy2, R. Nişancı3, A. Yalçın4, T. Bayrak5, H. İnan6

1Aksaray Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Müh. Böl., Kartoğrafya Anabi lim Dalı, Aksaray, [email protected] 2Aksaray Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Müh. Böl., Kamu Ölçmeleri Anabilim Dalı, Aksaray, [email protected]

3Karadeniz Teknik Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Müh. Böl., Kamu ölçmeleri Anabi lim Dalı, Aksaray, [email protected]

4Aksaray Üniversitesi, Jeoloji Müh. Böl., Uygulamalı Jeoloji Anabilim Dalı, Aksaray, [email protected] Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Müh. Böl., jeodezi Anabilim Dalı, Aksaray, [email protected]

6Aksaray Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Müh. Böl., Kamu ölçmeleri, Anabilim Dalı, Aksaray, [email protected]

ÖZET

Türkiye bir çok doğal afetin tehdidi altında bulunmaktadır. Bunlar arasında deprem, su baskını, heyelan, çığ ve kaya düşmesi en çok görülen doğal afetlerdir. Karadeniz Bölgesi doğal güzellikleri ve orman varlıkları ile önemli bir bölge olmasına karşın, “doğal afet” olgusu ile de çevresel tehlikelerle karşı karşıyadır. Deprem riskinin az olduğu bölgede, en önemli doğal afet tehlikesini sel ve heyelanlar oluşturmaktadır. Özellikle ülkemizdeki hızlı nüfus artışı, kırsal ve kentsel alanlardaki sağlıksız yapılaşma ile birlikte yerleşim alanlarındaki doğal afet risklerini de beraberinde getirmektedir. Nitekim Karadeniz Bölgesinde, mevcut yerleşim alanlarının plansız bir şekilde gelişmesi, yoğun yağış, olumsuz topografya koşulları, orman alanlarının açılması ve tarım arazilerinin uygun şekilde kullanılmaması sonucunda doğal afet riskleri önemli derecede artırmakta ve mal/can kaybına neden olmaktadır. Mevcut ve muhtemel doğal afetlerin risklerinin belirlenmesi ve en önemlisi de bunlara göre planlamaların (uygun yerleşim, sanayi yerlerinin seçimi, tarım arazilerinin belirlenmesi gibi) yapılması gerekmektedir. Böylece, afet öncesi yapılacak planlamalar ve alınacak tedbirler, sadece can kaybını önlemeyecek aynı zamanda da sosyal etkilerin ve ekonomik kayıpların en aza indirilmesini sağlayacaktır.

Bu çalışmanın temel amacı, doğal afet risklerine karşın gerekli tedbirlerin önceden alınmasına katkı sağlayacak temel harita altlıkları ve makro planların bilgi teknoloji desteği ile üretilmesini sağlamaktır. Bu amaçla Rize ilinde Coğrafi Bilgi Sitemleri (CBS) ve Uzaktan Algılama tekniklerini kullanarak afet yönetiminde kullanılabilecek bir konumsal bilgi sistemi tesis edilecektir. Bölgenin jeoloji, depremselliği, arazi örtüsü\kullanımı, ayrışma, toprak, yol, akarsu vb. konuma dayalı bilgileri toplanarak bir veri tabanı altında birleştirilerek, doğal afet için gerekli ham veriler CBS ortamında analiz edilmek üzere tutulacaktır Doğal afet yönetimi için gerekli olan, ancak mevcut

Page 57: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

11111. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

olmayan konumsal bilgiler (arazi örtüsü, yol, akarsu vb.) uydu görüntüleri ve hava fotoğrafları yardımı ile toplanacaktır.

Bu çalışmanın Rize ilinde gerçekleştirilmesi, benzer topografik, iklim ve arazi örtüsü özelliklerine sahip diğer illerde (özellikle Karadeniz Bölgesi) de uygulanması için bir model olacaktır. Ayrıca, klasik yöntemlerle oldukça güç olan doğal afet tespit çalışmaları, Coğrafi Bilgi Sistemi ve Uzaktan Algılama tekniklerinin bütünleşmesi ile gerçekleştirilecektir. Böyle bir yaklaşımla doğal afet çalışmalarında farklı disiplinlerin (Harita, jeoloji, jeofizik ve Şehir ve Bölge Planlama) ortak çalışması bilişim tabanlı olarak sağlanmış olacaktır.

Anahtar Sözcükler: Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS), Doğal afet, Risk haritası, Heyelan

Page 58: VII. OTURUM EĞİTİM · HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE ÇAĞDAŞ EĞİTİM İÇİN AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI Ö. Aydın1 1YTÜ, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü,

11211. Türkiye Bilimsel Harita ve Teknik Kurultayı / 2-6 Nisan 2007

BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

HEYELANLARIN SOSYO-EKONOMİK ETKİLERİ: KUTLUGÜN KÖYÜ(TRABZON) HEYELANI

ÖRNEĞİ

T. Bayrak1, M. Atasoy2, O. Demir3

1Aksaray Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Müh.Bölümü, Jeodezi Anabilim Dalı, Aksaray, [email protected] Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü, Kamu Ölçmeleri Anabilim Dalı, Aksaray,

[email protected] Teknik Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü, Kamu Ölçmeleri Anabilim Dalı, Trabzon,

[email protected]

ÖZET

Ülkemizde, oluşma sıklığı ve verdiği zararlar açısından heyelandan en fazla etkilenen bölge Doğu Karadeniz bölgesidir. Bölgede sıkça meydana gelen heyelan olayı önde gelen doğal afettir. Karadeniz Bölgesindeki hızlı nüfüs artışı sonucunda heyelan riski yüksek alanların yerleşime açılması, meydana gelen heyelanların daha fazla ekonomik kayıplara, yaralanmalara ve ölüm olaylarının artmasına neden olmuştur.

Heyelan çalışmaları konum-zaman ilişkisi, sosyo-ekonomik kayıplar, çevresel etkiler ve zararların azaltılmasıyla ilgili alanları kapsayan disiplinler arası çalışmayı gerektiren bir konudur. Üç boyutlu, zamana ve konuma bağlı karmaşık bir problem olan heyelanların sosyo-ekonomik etkilerinin belirlenmesinde farklı bilim dallarının beraber çalışması ve sonuçların birlikte yorumlanması gerekir. Bu çalışmada Doğu Karadeniz Bölgesi, Trabzon ili, Çağlayan ilçesinde heyelanlı bir bölge olan Kutlugün köyünde heyelanların sosyo-ekonomik etkilerinin belirlenmesi çalışmaları yapılmıştır.

Çalışma alanı öncelikle 18 aylık GPS ölçüleriyle izlenmiş ve heyelanın güncel durumunu belirlemek için jeodezik yöntemlerle deformasyon analizi yapılmıştır. Bu bağlamda tesis edilen bir jeodezik ağ yardımıyla heyelanın miktarı yanısıra heyelanın hızı ve ivmesi belirlenmiştir. Mevcut ve yapılan jeolojik çalışmalarla arazideki heyelanın tanımı ve sınıflaması yapılmıştır. İlave olarak heyelana neden olan etkenler belirlenmiştir. Heyelanın iklim koşulları ile olan ilişkileri araştırılmıştır. Mevcut durum belirlendikten sonra esas amaç olan heyelanın neden olduğu sosyo-ekonomik etkiler kapsamlı bir şekilde araştırılmıştır. Bu bağlamda 1973 ve 2002 yıllarına ait fotoğraflar kullanılarak arazinin kullanım durumu, mülkiyet sınırlarındaki değişim, bitki örtüsündeki değişim, yapılaşma vs. tespit edilmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda