denetimhome.files.wordpress.com · web viewekİp olarak yazdiĞim iz bulgular: dİkkat: bulgular...
TRANSCRIPT
1
EKİP OLARAK YAZDIĞIMIZ BULGULAR:
DİKKAT: Bulgular yanlış olabilir.
==0
Bir kelimeyi aramak için:
Ctrl + F aynı anda basın,
solda çıkan kutuya kelimeyi yazın ve
enter-a basarak ilerleyiniz.
==0
BULGU: Sayıştay’a Hesap Dönemi Başında ve Aylık Olarak Sunulması Gereken Bilgi ve
Belgelerin Sunulmaması
6085 Sayılı Sayıştay Kanunu’nun Hesapların verilmesi, muhasebe birimlerinin ve muhasebe
yetkililerinin bildirilmesi başlıklı 8 inci maddesinde;
“(1) Kamu idarelerinin hesapları, muhasebe yetkilileri tarafından hazırlanarak üst yöneticiler
veya görevlendirdiği harcama yetkilileri ile muhasebe yetkilileri tarafından denetime hazır
bekletilir veya Sayıştayın bildireceği yere gönderilir.
(2) Bu hesaplara ilişkin ve mevzuatına uygun olarak tutulan defter, kayıt ve belgelerden
Sayıştaya sunulacak olanların çeşitleri, verilme yeri, süresi ve usulleri Sayıştay tarafından
belirlenir.” Hükmü yer almaktadır.
Aynı maddenin 3 üncü maddesinde hesapların verilmemesinden doğan sorumluluğun
hesapların Sayıştay tarafından istendiği tarihte görev başında bulunan muhasebe yetkilisi ile üst
yönetici veya görevlendirdiği harcama yetkilisine ait olduğu belirtilmektedir.
Bu maddeye dayanılarak hazırlanan Kamu İdaresi Hesaplarının Sayıştay’a Verilmesi ve
Muhasebe Birimleri İle Muhasebe Yetkililerinin Bildirilmesi Hakkında Usul ve Esaslar
Hakkında Yönetmelik 17.12.2011 tarihli ve 28145 sayılı Resmi Gazete‟te yayımlanarak
yürürlüğe girmiştir.
2
Bu yönetmeliğin “Verilecek defter, mali tablo, belge ve bilgilerin çeşitleri” başlıklı 5 inci
maddesinde kamu idarelerinin hesap dönemi başında, aylık olarak ve hesap dönemi sonunda
Sayıştay Başkanlığına vermesi gereken bilgiler aşağıdaki gibi sayılmıştır:
(1) Hesap dönemi başında verilecek bilgiler şunlardır:
a) Muhasebe birimlerini gösterir cetvel.
b) Muhasebe yetkililerinin adı soyadı, unvanı ve elektronik adresini gösterir cetvel ile imza
sirküleri.
c) Kamu idaresi veya muhasebe birimleri adına açılmış bulunan banka hesap numaralarını
gösterir cetvel.
ç) Bütçe.
(2) Aylık olarak verilecek defter ve mali tablolar şunlardır:
a) Birleştirilmiş veriler defteri.
b) Aylık mizan.
Aynı usul ve esasların “Defter, mali tablo, belge ve bilgilerin verilme yeri ve süresi” başlıklı 6
ncı maddesinde de;
“ (1) Defter, mali tablo, belge ve bilgilerden 5 inci maddede sayılanların verilme yeri Sayıştay
Başkanlığıdır. Bu belgelerin onaylı bir örneği istemesi halinde ilgili denetçiye verilir.
(2) Hesap dönemi başında verilecek bilgiler Ocak ayı sonuna kadar Başkanlığa gönderilir.
(3) Aylık mizanlar ve birleştirilmiş veriler defteri takip eden ayın sonuna kadar Başkanlığa
gönderilir.
(4) Hesap dönemi sonunda verilecek defter, mali tablo ve belgeler; ilgili mali yılı takip eden
yılın Şubat ayı sonuna kadar Başkanlığa gönderilir.”
Düzenlemesi yer almaktadır.
3
Belediye’nin 2015 yılı denetiminde hesap dönemi başında ve aylık olarak Sayıştay
Başkanlığına gönderilmesi gereken evrakları Sayıştay Başkanlığına göndermediği tespit
edilmiştir. Söz konusu eksiklik hesapların verilmemesi nedeniyle sorumluluk oluşturacağı gibi
düzenlilik denetim sürecini de etkilemektedir.
==0
KESİN TEMİNAT MEKTUBU DENETİMİ
Bulgu 13: Yapım İşlerinde Kesin Kabul Tarihine Kadar Kesin Teminat Mektubu
Tutarının Yarısının Tutulması Zorunluluğuna Uyulmaması
Yapım işlerinde Kesin kabul tarihine kadar alınan kesin teminat mektuplarının yarısının
iade edilmeyerek İdarece muhafaza edilmesi kurulana uyulmadığı tespit edilmiştir.
4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun 13. Maddesinde; “Taahhüdün,
sözleşme ve ihale dokümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirildiği ve yüklenicinin bu
işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra alınmış olan kesin
teminat ve varsa ek kesin teminatların;
Yapım işlerinde; varsa eksik ve kusurların giderilerek geçici kabul tutanağının
onaylanmasından sonra yarısı, Sosyal Sigortalar Kurumundan ilişiksiz belgesi getirilmesi ve
kesin kabul tutanağının onaylanmasından sonra kalanı,… iade edilir.” Denilmiştir.
Yapım işlerinde geçici kabul ile birlikte alınan kesin ve ek kesin teminat mektuplarının
yarısının iade edildiği, ancak kalan yarısının kesin kabul tutanağının onaylanması ile birlikte
iade edilmesi gerektiği halde, teminat mektubunun süresi uzatılmadığından işlevsiz kaldığı
tespit edilmiştir. Buna mahal verilmemesi için teminat mektubunun süresinin bitiminden en az
bir ay öncesinden yazı ile mektubun süresinin uzatılmasının istenmesi, yüklenici tarafından
süre uzatım talebinin yerine getirilmemesi halinde ise mektubun nakde dönüştürülerek emanet
hesaplarında tutulması gerektiği değerlendirilmiştir.
GEÇİCİ KABULU YAPILDIĞI HALDE KESİN KABULÜ YAPILMAYAN YAPIM
İŞLERİNİN LİSTESİ
SIRA
NO
GEÇİCİ
KABULÜ
YAPILAN
YAPIM İŞİNİN
TOPLAM
SÖZLEŞME
TUTARI
(İŞ ARTIŞLARI
YÜKLENİCİ
FİRMA
GEÇİCİ KABUL
İTİBAR TARİHİ
4
ADI DÂHİL)
1
2
3
4
5
6
7
KAYITLARIMIZA UYGUNDUR …/…../2017
Düzenleyen Onaylayan
==0
AYDIN B.ŞEHİR BEL. SU VE KANALİZASYON İDARESİ – 2018
BULGU 1: Su Kayıpları Tebliğinde Bahsedilen Bazı İşlerin Yapılmaması
Su kayıp-kaçağı konusunda yapılan incelemede şu hususlar tespit edilmiştir:
-İçme-kullanma suyu sistemindeki kritik noktalarda, su basıncı sürekli ölçülüp,
izlenmemektedir (Efeler ve Didim ilçeleri hariç).
-Su temin miktarlarının hesaplanması maksadıyla; su kaynaklarının çıkış boru hattı üzerine
kaynağa en yakın noktaya, debi ölçer cihazı takılmamaktadır.
-Önceden yapılan su depolarında, giriş ve çıkış boru hattı üzerinde, debi ölçer cihazı
bulunmamaktadır.
-Terfi merkezleri çıkışı boru hattı üzerine debi ölçer cihaz takılmamıştır.
-İçme-kullanma suyu temin ve dağıtım sistemi planlarını sayısallaştırma çalışması
bitirilmemiştir.
-Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) veri tabanı oluşturulmamıştır.
-Yeni inşa edilen altyapı tesislerinin iş sonu projeleri, sayısal ortamda spatial yapıda
yapılmamaktadır.
-Mevcut sistemin hidrolik modellemesi yapılmamıştır.
-Sistemin kalibrasyonu yapılmamıştır.
5
-İçme-kullanma suyu temin ve dağıtım sistemlerinin entegre yönetiminde, Tebliğ, m. 12’deki
şartların tamamı yerine getirilmemektedir.
-Yüksek tüketimli abonelerin su kullanım miktarlarını uzaktan izleme sistemi mevcut değildir.
-Sisteme rehabilitasyon yapmadan önce, su kayıp oranı belirlenmemektedir.
-2019 ve önceki yıllara ait Tebliğ ekinde bahsedilen formlar, internet ortamında
yayınlanmamıştır.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı, içme-kullanma suyunun etkin kullanılması ve israfının
önlenmesi, su temin ve dağıtım sistemlerindeki su kayıplarının kontrol edilmesi amacıyla,
08.05.2014 tarih ve 28994 sayılı Resmi Gazetede İçme Suyu Temin ve Dağıtım Sistemlerindeki
Su Kayıplarının Kontrolü Yönetmeliğini yayınlamıştır.
Yönetmeliğin 11’inci maddesinde, Yönetmelikte belirtilen yükümlülükleri yerine
getirmeyenlerin, 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanun ve ilgili diğer mevzuata göre sorumlu olacağı ifade edilmiştir.
16.07.2015 tarih ve 29418 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan, İçme Suyu Temin ve
Dağıtım Sistemlerindeki Su Kayıplarının Kontrolü Yönetmeliği Teknik Usuller Tebliği’nin
5’inci maddesinde, Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin; idari ve fiziki su kayıplarının ölçüme dayalı
olarak belirlenmesini, şebekenin ve sistemin şartnamelere ve uygulama projelerine uygun
yapılmasını, kullanılan malzemelerin standartlara uygun olarak temin edilmesini, sistemde ana
basınç bölgesi ve alt bölgelerin oluşturulmasını, şebekede etkili bir basınç ve debi yönetimi ile
optimum işletme şartlarının sağlanmasını, sistemin izlenmesi ve kayıt altına alınmasını ve etkili
bir su yönetim sistemini sağlamakla yükümlü olduğu hükmü vardır. Tebliğin 6 ve devamı
maddelerinde ise, su kayıplarının önlenmesi, kullanılacak malzemeler, abonelik hizmetleri ve
izinsiz su kullanımı konularında idarenin yapacağı işler hakkında ayrıntılı bilgi verilmektedir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11’inci maddesinde, Üst
Yöneticinin kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını
sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden Meclise karşı sorumlu olduğu ifade
edilmiştir.
Yönetmelik ve Tebliğde bahsedilen işlerin yapılmasıyla, su kayıp ve kaçakları
azaltılacak, sonuçta kamu kaynakları daha verimli kullanılmış olacaktır.
BULGU 2: Kurum Mülkiyetindeki Taşınmaz Malların Fiili Envanterinin
Tamamlanmaması
Kurum mülkiyetindeki taşınmaz malların fiili envanterinin tamamlanmadığı tespit
edilmiştir.
6
Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmeliğin 5 ve 7’nci
maddelerinde, tapuda kayıtlı olan taşınmazların yönetmeliğe ekli Ek-2 numaralı cetvele,
maliyet bedeli üzerinden, maliyet bedeli belirlenemeyenler ise rayiç değeri üzerinden, rayiç
değeri belirlenemeyen taşınmazların ise iz bedeli üzerinden kayıtlara alınacağı, hükmü vardır.
Geçici madde 1’de ise, taşınmaz mallar maliyet bedeli veya rayiç değerleri üzerinden
kayıtlara alınıncaya kadar, ilgili birim tarafından taşınmazların mevcut kullanım şekilleri esas
alınarak, emlak vergi değeri üzerinden fiili envanterinin tamamlanacağı, yönetmelik eki
cetvelin doldurulacağı, ayrıca bu bilgilerin muhasebe birimine verileceği, muhasebe biriminin
ise, kayıtlı taşınmazların değerini ilgili hesaplardan çıkartıp, fiili envanter bilgileri üzerinden
tekrar ilgili taşınmaz hesaplarına kaydedeceği, ifade edilmektedir. Yönetmeliğe göre, bu
işlemler 31.12.2017 tarihine kadar tamamlanmalıdır.
Kurum yukarıda belirtilen envanter çalışmasını yapmamıştır. İdarenin taşınmaz malları
hakkında tam, doğru ve güvenli bilgi alınabilmesi için, 2708 adet taşınmazın mevcut kullanım
şekilleri esas alınarak, fiili envanteri tamamlanmalı, Taşınmaz Cetveline kaydedildikten sonra,
muhasebe birimince, mevcut kayıtlar çıkartılarak, envanter bilgileri taşınmaz hesaplarına
kaydedilmelidir.
BULGU 3: İdarenin Kamu Kurumlarına Tahsis Ettiği Taşınmazlar İle Kamu
Kurumlarının İdareye Tahsis Ettiği Taşınmazların Muhasebe Kayıtlarına Alınmaması
İdare, Aydın Köşk ilçesi 195 ada, 13 parselde bulunan taşınmazı, 24.05.2018-2018/113
tarih-sayılı Yönetim Kurulu kararıyla, büyükşehir belediyesine tahsis etmiştir. Ayrıca, muhtelif
arazi ve binalar, çeşitli kamu kurumlarınca idareye tahsis edilmiştir. Ancak tahsislerle ilgili
muhasebe kaydı yapılmamıştır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 187/2-a-1 maddesinde, kamu
idaresinin mülkiyetinde olan taşınmazlardan diğer kamu idarelerine tahsis edilenler ve kamu
idarelerince tahsisli olarak kullanılanların yardımcı hesaplar itibarıyla izleneceği, ifade
edilmektedir.
2018 Mahalli İdareler Detaylı Hesap Planına göre, muhasebe birimi;
A-İdarenin kamu kurumlarına tahsis ettiği taşınmazlar için 250.02 Arazi ve arsalar,
251.02 Yeraltı ve yerüstü düzenleri, 252.02 Binalar, 500.11 ve 500.13 Net değer yardımcı
hesaplarını kullanmalı,
B-Kamu kurumlarının idareye tahsis ettiği taşınmazlar için ise 250.03 Arazi ve arsalar,
251.03 Yeraltı ve yerüstü düzenleri, 252.03 Binalar ve 500.12 Net değer yardımcı hesaplarını
kullanmalıdır.
7
Yönetmeliğin 188 ve devamı maddelerinde tahsisler ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Buna
göre;
A-İdare, kamu kurumlarına taşınmazları tahsis ettiğinde, 250.02 Arazi ve arsalar
hesabına, 251.02 Yeraltı ve yerüstü düzenleri hesabına, 252.02 Binalar hesabına alacak, 500.11
Net Değer Hesabına borç kaydeder. Ayrıca, varlığa ilişkin ayrılmış amortisman tutarı 500 Net
Değer Hesabına alacak, 257 Birikmiş Amortismanlar Hesabına borç kaydedilir.
İdarenin başka kurumlara tahsis ettiği taşınmazların tahsis kaydı yapılmadığından, fiilen
kullanılmayan bu taşınmazlar hala İdarenin Bilançosunda görünmektedir.
B-Kamu kurumları idareye tahsis ettiğinde ise, idare, 250.03 Arazi ve arsalar hesabına,
251.03 Yeraltı ve yerüstü düzenleri hesabına, 252.03 Binalar hesabına borç, 500.12 Net Değer
Hesabına alacak kaydeder. Ayrıca, varlığa ilişkin ayrılmış amortisman tutarı 500-Net Değer
Hesabına borç, 257-Birikmiş Amortismanlar Hesabına alacak kaydedilir.
Başka kurumların idareye tahsis ettiği taşınmazların tahsis kayıtları yapılmadığından,
ilgili taşınmazlar idarenin Bilançosunda görünmemektedir.
Tahsis kayıtlarının yapılmaması nedeniyle, 250 Arazi ve arsalar hesabı, 251 Yeraltı ve
yerüstü düzenleri hesabı, 252 Binalar hesabı, 500 Net Değer Hesabı ve 257 Birikmiş
Amortismanlar Hesabı, mali tablolarda hatalı görünmektedir.
BULGU 4: Geçici Kabulü Yapılan Yapım İşlerinin İlgili Varlık Hesabına
Kaydedilmemesi
Duran varlıkların inşaatı sırasında, 258 Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabına kayıt
yapılmaktadır. Geçici kabul yapılınca; 258 hesabından çıkartılıp, 251 Yeraltı ve Yerüstü
Düzenleri Hesabına veya 252 Binalar Hesabına kaydedilmesi gerekirken, bu işlem
yapılmamaktadır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin; 191 ve 193’üncü maddelerinde,
yatırımın tamamlanıp geçici kabulün yapılması ile birlikte, 251 Yeraltı ve yerüstü düzenleri
hesabına, 252 Binalar hesabına borç, 258 Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabına alacak
kaydedileceği ifade edilmektedir.
2018 yılı içerisinde geçici kabulü yapılan toplam 18.364.686,00 TL 258 hesabında
kayıtlıdır. Bu tutarın ilgili varlık hesaplarına alınmaması nedeniyle, mali tablolarda bu tutar
kadar 258 hesabı fazla, ilgili varlık hesapları daha az görünmektedir.
BULGU 5: Taşınır Mal Yönetmeliği Gereği Yapılması Gereken Bazı İşlemlerin
Yerine Getirilmemesi
İdarenin taşınır mal işlemlerinin incelenmesinde;
-Taşınır konsolide görevlisinin resmi olarak görevlendirilmediği,
8
-Taşınır kayıt yetkilisi göreve başlarken, önceki ve sonraki taşınır kayıt yetkililerinin, Ambar
Devir ve Teslim Tutanağını imzalamadığı,
-Odalara tahsis edilen taşınırlar için Dayanıklı Taşınırlar Listesinin düzenlenmediği, tespit
edilmiştir.
Taşınır Mal Yönetmeliğinin;
7’nci maddesinde, kamu idaresinin taşınır hesaplarını, kurumsal sınıflandırmanın III üncü
düzeyi itibarıyla birleştirmek ve üst yönetici adına İdare Taşınır Mal Yönetimi Ayrıntılı Hesap
Cetveli ile İdare Taşınır Mal Yönetim Hesabı İcmal Cetvelini hazırlamak üzere, merkezde mali
hizmetler birimi yöneticisine bağlı konsolide görevlisinin belirleneceği,
10’uncu maddesinde, taşınır kayıt yetkilileri arasındaki ambar devir ve teslim alma
işlemlerinde, Ambar Devir ve Teslim Tutanağının (Örnek: 11) düzenleneceği, ve Taşınır Kod
Listesinin (B) bölümünde gösterilen taşınırlardan oda, büro, bölüm, geçit, atölye, garaj ve
servislere tahsis edilenler için Dayanıklı Taşınırlar Listesinin (Örnek: 8) düzenleneceği,
ifade edilmektedir.
Taşınır işlemlerinin yönetmeliğe uygun olması, taşınır malların takip ve kontrolünü
mümkün kılacaktır.
BULGU 6: Temsil ve Tanıtma Giderleri Tertibinden Alınan Yiyecek ve İçecekler
İçin Taşınır İşlem Fişinin Düzenlenmesi
Temsil ve tanıtma giderleri tertibinden, makam için alınan yiyecek ve içecekler için
taşınır işlem fişi düzenlendiği tespit edilmiştir.
Taşınır Mal Yönetmeliğinin “Belge ve Cetveller” başlıklı 10 uncu maddesinde, bütçenin
temsil ve tanıtma giderleri tertibinden makam için alınan yiyecek ve içecekler için, taşınır işlem
fişi düzenlenmeyeceği belirtilmiştir.
Temsil ağırlama tertibinden alınan su, kesme şeker ve içecekler için taşınır işlem fişi
düzenlenmektedir (yev.no: 7904, 11581, 31186). Yukarıdaki hükme göre temsil ve tanıtma
giderleri tertibinden, makam için alınan yiyecek ve içecekler için taşınır işlem fişi
düzenlenmemesi gerekmektedir.
BULGU 7: Bütçe Emanetlerinde Yer Alan Tutarlardan Zamanaşımına
Uğrayanların Gelir Kaydedilmemesi
Kurumun yılsonu mizan tablosunun incelenmesinde; 320 Bütçe Emanetleri hesabında
yer alan tutarlardan, beşinci yılın sonuna kadar ilgilisi tarafından talep edilmeyen tutarların
gelir kaydedilmediği görülmüştür.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun "Ödenemeyen giderler ve
bütçeleştirilmiş borçlar" başlıklı 34’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında;
9
"Ödeme emri belgesine bağlandığı halde ödenemeyen tutarlar, bütçeye gider yazılarak
emanet hesaplarına alınır ve buradan ödenir. Ancak, malın alındığı veya hizmetin yapıldığı
malî yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar talep edilmeyen emanet hesaplarındaki tutarlar
bütçeye gelir kaydedilir. Gelir kaydedilen tutarlar, mahkeme kararı üzerine ödenir'"
Hükmü yer almaktadır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin 248’inci maddesinde, 320-Bütçe
Emanetleri Hesabı'nın mali yıl içerisinde veya sonunda ödeme emri belgesine bağlandığı halde,
nakit yetersizliği veya diğer sebeplerle ilgililerine ödenemeyen tutarların izlenmesi için
kullanılacağı düzenlenmiştir.
Yönetmeliğin "Hesabın işleyişi" başlıklı 250’nci maddesinde zamanaşımına uğraması
nedeniyle gelir kaydedilmesi gereken tutarların 320-Bütçe Emanetleri Hesabından çıkarılarak
gelir kaydedileceği belirtilmektedir.
Zamanaşımına uğramış 294.493,96 TL’nin 320-Bütçe Emanetleri Hesabından
çıkarılarak gelir kaydedilmemesi, mali tablolardan Bilançoda Emanetlerdeki tutarın fazla,
Faaliyet Sonuçları Tablosunda Gelirlerin eksik görünmesine sebep olmuştur.
BULGU 8: Kişilerden Alacaklar Hesabının Mevzuata Uygun Kullanılmaması
Kurumun alacaklarına ilişkin yapılan incelemede, 140 Kişilerden Alacaklar hesabının
mevzuata uygun kullanılmadığı ve bu hesapta yer almaması gereken bazı tutarların bu hesaba
kaydedildiği tespit edilmiştir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin 110’uncu maddesinde;
“Bu hesap, faaliyet alacakları ve kurum alacakları dışında kalan alacakların izlenmesi
için kullanılır.”
Hükmüne yer verilmiştir.
Mezkûr Yönetmeliğin 111’inci maddesinde ise kişilerden alacakların doğuşu, kişilerden
alacaklar hesabına ilişkin işlemler ve diğer hükümlere ilişkin detaylı açıklamalar yer
almaktadır.
Kişilerden Alacaklar Hesabına yapılan kayıtlar; banka işlemlerine ilişkin EFT masrafları,
bankaca çıkılan mahiyeti belli olmayan tutarlar, banka pos satış tahsilatları, su ödemelerine
ilişkin banka entegrasyon tahsilat sistemi tutarları, bazı banka komisyonları ve diğer muhtelif
banka tahsilatlarından oluşmaktadır. Bahsi geçen bu kayıtlar, Kişilerden Alacaklar Hesabına
kaydedilecek işlemler arasında yer almamaktadır.
Kişilerden Alacaklar hesabında kayıtlı tutarlardan, yukarıda mahiyeti açıklanan 51.746,77
liranın hatalı kaydedilmesi sonucunda söz konusu hesap bu tutar kadar hatalı görünmektedir.
10
BULGU 9: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Aylık Paylarının, Kamu İdare Payları
Hesabında Takip Edilmemesi
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı adına gönderilen % 1’lik payların 363-Kamu İdare Payları
Hesabında takip edilmediği görülmüştür.
03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Çevre
Gelirlerinin Takip ve Tahsili ile Tahsilat Karşılığı Öngörülen Ödeneğin Kullanımı Hakkında
Yönetmeliğin “Çevre gelirleri” başlıklı 5’inci maddesinin (b) bendinde;
“Büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerince tahsil edilen su ve kullanılmış
suları uzaklaştırma bedelinin yüzde biri oranında alınacak miktardan” ibaresine yer verilmiş
olup, aynı Yönetmeliğin “Çevre gelirlerinin tahsili” başlıklı 6’ncı maddesinde ise; “…
Büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerince; çevre temizlik vergisi, katma değer
vergisi dâhil her türlü vergi ve cezadan arındırılmış net metreküp karşılığı su bedeli ve
kullanılmış suları uzaklaştırma bedeli olarak tahsil edilen meblağın yüzde biri oranındaki tutar
en geç ertesi ayın onbeşine kadar büyükşehir belediyesinin bulunduğu mahaldeki ilgili
muhasebe birimi hesaplarına aktarılır ve bütçeye gelir kaydedilir. Büyükşehir belediyelerince
ilgili muhasebe birimine yatırılan tutarı gösteren alındı belgesi, tutarın yatırıldığı ayın sonuna
kadar ilgili büyükşehir belediyesince Bakanlığa gönderilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğinin 363-Kamu İdareleri Payları Hesabı
ile ilgili 276’ncı maddesinde;
“Bu hesap, bütçe geliri olarak nakden veya mahsuben tahsil edilip, özel kanunları
gereğince diğer kurumlara aktarılmak üzere hesaplanan tutarların izlenmesi için kullanılır.”
Hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm gereği idare tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gönderilen aylık
payların muhasebeleştirilmesi sırasında önce 363-Kamu İdare Payları Hesabına kaydedilerek
tahakkuk kaydının yapılması, daha sonra bankadan gönderildiğinde bu hesabın kapatılması
gerekmektedir. Ancak, mevcut uygulamada tahakkuk kaydı yapılmadan doğrudan paranın
gönderilmesine ilişkin kayıt yapılmıştır. Bunun sonucunda 2018 yılında ödenen toplam
bakanlık payı olan 2.317.512,98 TL kurumun yılsonu Mizanında görünmemektedir.
BULGU 10: Fiilen Çalışan İşçiler İçin Kıdem Tazminatı Karşılığı Ayrılmaması
Fiilen çalışan bütün işçiler için kıdem tazminatı karşılığı ayrılmadığı tespit edilmiştir.
Kıdem tazminatı karşılığı ayrılmasının sebebi, emekli olunca ödenecek kıdem tazminatı
giderinin, işçinin çalıştığı yıllara yayılması ve belediyenin kıdem tazminatı sebebiyle
yükümlülük altına girdiği tutarın bilinmesini sağlamaktır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin;
11
-330 uncu maddesinde; 472 Kıdem tazminatı karşılığı hesabının ayrılan uzun vadeli kıdem
tazminatları karşılıklarının izlenmesi için kullanılacağı,
-331 inci maddesinde ise, hesaplanan kıdem tazminatı karşılık tutarlarının bu hesaba alacak,
630-Giderler Hesabına borç kaydedileceği, vadeleri bir yılın altına düşen kıdem tazminatı
karşılıklarının ise bu hesaba borç, 372- Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabına alacak
kaydedileceği, ifade edilmektedir.
Mali tablolarda 472 Kıdem tazminatı karşılığı hesabı tutarı 150.000,00 TL olarak
görünmektedir. Kurumda 306 adet daimi işçi çalışmaktadır. Her bir işçi için, her yıl bir maaş
tutarı kadar, kıdem tazminatı karşılığı olarak ayrılmalı, bu tutarlar her işçi için ayrı ayrı takip
edilmeli ve işçiler emekli olduklarında kendileri için ayrılan karşılıklar da kapatılmalıdır.
Kıdem tazminatı karşılıklarının tam olarak ayrılmaması nedeniyle, Bilançoda 472
hesabı ve Faaliyet Sonuçları Tablosunda kıdem tazminatı giderleri eksik görünmektedir.
BULGU 11: Daimi İşçilerin Yıllık Ücretli İzinlerini, Yılı İçerisinde Kullanmaması
Bazı kadrolu işçilerin yıllık izinlerini kullanmayıp biriktirdiği ve biriktirilen izinlerin
emeklilik aşamasında toplu izin ücreti ödemelerine dönüştürüldüğü görülmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 50 nci maddesinde, dinlenmenin çalışanların bir
hakkı olduğu ve bu hakların kullanımının kanunla düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 53’üncü maddesinde işçilere yıllık izin verileceği ve yıllık
ücretli izin hakkından vazgeçilemeyeceği, 56’ncı maddesinde yılık iznin 53’üncü maddede
gösterilen süreler içinde işveren tarafından sürekli bir şekilde verilmesinin zorunlu olduğu,
59’uncu maddesinde iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak
kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücretin sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti
üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödeneceği, 60’ıncı maddesinde yıllık ücretli izinlerin,
yürütülen işlerin niteliğine göre yıl boyunca hangi dönemlerde kullanılacağı, izinlerin ne suretle
ve kimler tarafından verileceği veya sıraya bağlı tutulacağı, yıllık izninin faydalı olması için
işveren tarafından alınması gereken tedbirler ve izinlerin kullanılması konusuna ilişkin usuller
ve işverence tutulması zorunlu kayıtların şekli Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
tarafından hazırlanacak bir yönetmelikle gösterileceği belirtilmiş, 03.03.2004 tarih ve 25391
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği’nde de Kanuna uygun
olarak yıllık izinlerin kullanımı ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır.
Yine Kanunu’nun “Yıllık ücretli izin hükümlerine aykırılık” başlıklı 103 üncü
maddesinde, yönetmeliğe aykırı olarak izin kullandırmayan veya eksik kullandıran işverene bu
durumda olan her işçi için idari para cezası verileceği hükmü vardır. İdari para cezası ödenmesi
durumunda, görevini yapmayan harcama yetkililerine rücu edilmesi mevzuat gereğidir.
12
İdare ile Belediye-İş Sendikası arasında yapılan toplu iş sözleşmesinin 20’nci
maddesinde, işçilere hizmetine göre 20-30 gün arası ücretli izin verileceği, iznin ait olduğu yıl
içinde mutlaka kullandırılacağı hükmü vardır. “Dinlenme” bir hak olarak Anayasamızda yer
almakta, İş Kanunu da bu haktan vazgeçilemeyeceğini hüküm altına almaktadır. Bir yıl
boyunca fiziken çalışarak yorulan bir işçinin dinlenmesi, hem kendi sağlığı, hem de iş güvenliği
açısından gereklidir.
İş Kanununun 59’uncu maddesinde yer alan, “İş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle
sona ermesi halinde, işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücretinin,
sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödeneceğine”
yönelik düzenlemenin, yıllık iznin kullanılıp kullanılmamasına ilişkin bir esneklik olarak değil,
izin kullanılamadan iş akdinin feshedilmiş olması durumlarında, işçinin mağduriyetinin
önlenmesi olarak algılanması gerekmektedir.
İşçi emekli olduğunda veya iş sözleşmesi son bulduğunda, kullanılmayan izin sürelerine
ait ücretinin son ücret üzerinden ödenmesi nedeniyle işçiler izin kullanmaktan feragat
edebilmektedir. İşveren olarak kurum yönetimlerine düşen görev çalışanların anayasal
haklarının kendi rızalarıyla bile olsa ihlaline yol açan bu uygulamaya izin vermemek
olduğundan, yıllık izinlerin kanunun öngördüğü şekilde kullandırılması sağlanmalıdır. Yıllık
izni kullandırma zamanını belirlemek işverenin yönetim yetkisi kapsamındadır. Bazı
dönemlerde iş yoğunluğu azalmaktadır. İdare, işleri aksatmayacak şekilde toplu izin
uygulayabilir, tüm izni bir anda kullandırabileceği gibi, aylara da bölebilir.
Sonuç olarak, sözü edilen düzenlemeler uyarınca, işçi yıllık izin hakkından feragat
edemez. İşçilerin emekliliği sırasında, gerek idarenin mali külfetlerle karşılaşmaması, gerekse
idari para cezalarına muhatap olmaması için, yıllık izinlerin düzenli olarak kullandırılması
uygun olacaktır.
BULGU 12: Kurumun Etkin Bir İç Kontrol Sisteminin Olmaması
Kurumun iç kontrol sistemi incelendiğinde;
-İç Kontrol İzleme ve Yönlendirme Kurulu’nun üst yönetici onayıyla görevlendirilmediği,
-Yöneticilerin görüşleri, kişi ve idarelerin talep ve şikâyetleri ile dış denetim raporları dikkate
alınarak, iç kontrol sisteminin her yıl değerlendirilmediği,
-Birimlerdeki hassas görevlerin belirlenmediği,
-Bazı birimlerin çalışma usul ve esasları hakkında yönergeyi hazırlamadığı ve
-Mali işlem akış şemalarının hazırlanmadığı,
-Kurumun belediye kanunu, stratejik plan ve performans programında gösterilen amaç ve
hedeflerine ulaşmasını engelleyecek risklerin ve tedbirlerin belirlenmediği,
13
-Görevden ayrılan personelin, iş ve işlemlerinin durumunu gösterir bir rapor hazırlamadığı, bu
raporun hazırlanması konusunda personele bir talimat verilmediği,
-Verilen hizmetler hakkında hizmet memnuniyeti ve personel memnuniyeti anketlerinin
yapılmadığı,
-Personelin yeterliliği ve performansının, bağlı olduğu yöneticisi tarafından yılda bir kez
değerlendirilmediği,
-Performansı düşük personel için eğitim planlaması yapılmadığı, tespit edilmiştir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun;
11 inci maddesine göre, üst yöneticiler iç kontrol sisteminin kurulması, yazılı prosedür ve
talimatların oluşturulması ve gözetilmesinden sorumludurlar.
60 ıncı maddesinde ise, iç kontrol sisteminin kurulması, standartlarının uygulanması ve
geliştirilmesi konularında çalışmalar yapılması görevlerinin, malî hizmetler birimi tarafından
yürütüleceği ifade edilmektedir.
Maliye Bakanlığı, kamu idarelerinde iç kontrol sisteminin oluşturulması, uygulanması,
izlenmesi ve geliştirilmesi amacıyla 18 standart ve bu standartlar için gerekli 79 genel şart
belirlemiş ve 26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi Gazetede yayınlamıştır.
İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esasların 5 inci maddesinde ise, kamu
idarelerinin tüm işlemlerinde Maliye Bakanlığınca belirlenen iç kontrol standartlarına uymakla
ve gereğini yerine getirmekle yükümlü bulunduğu ifade edilmiştir. İç kontrol sisteminin
kurulmasıyla, 5018 sayılı Kanunda ifade edilen “Kamu kaynağının verimli kullanılması ve
kötüye kullanımının engellenmesi” ilkesi gerçekleşecektir.
BULGU 13: Muhasebe Yetkilisi Olarak Görevlendirilen Personelin Sertifikasının
Bulunmaması
Muhasebe Yetkilisinin, muhasebe yetkilisi sertifikası bulunmadığı tespit edilmiştir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 62’nci maddesinde,
Muhasebe yetkilisi görevini yürütmek üzere atanacakların, “En az dört yıllık yüksek öğrenim
görmüş olmak ve muhasebe yetkilisi sertifikası almış olmak” şartını taşıması gerektiği,
muhasebe yetkilisi olacak görevlilerin, Maliye Bakanlığınca meslekî konularda eğitime tâbi
tutulacağı ve bu eğitimi başarıyla tamamlayanlara sertifika verileceği, ifade edilmektedir.
19.07.2017 tarihinde Muhasebe Yetkilisi olarak görevlendirilen personelin sertifikası
bulunmamaktadır. Muhasebe Yetkilisi Adaylarının Eğitimi, Sertifika Verilmesi ile Muhasebe
Yetkililerinin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin Geçici 1 inci maddesinde,
muhasebe hizmetlerinden birinci derecede sorumlu olanların, görevlerini sertifikalı muhasebe
14
yetkilisi atanıncaya kadar yürütecekleri ifade edilmiş, ancak bugüne kadar idare sertifikalı
muhasebe yetkilisi ataması yapmamıştır.
BULGU 14: Personel Performans Kriterlerinin Belirlenmemesi
Üst yönetici tarafından personel performans kriterlerinin belirlenmediği tespit
edilmiştir.
Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü, Büyükşehir Belediyesinin bağlı kuruluşu
olduğu için, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’na tabidir. Ayrıca, Aydın Büyükşehir
Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Teşkilat Yönetmeliği’nin 34’üncü
maddesinde, bu yönetmelikte yer almayan hususlarda, ilgili mevzuat hükümlerinin
uygulanacağı ifade edilmektedir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun;
18’inci maddesinde, “Belediye faaliyetlerinin ve personelinin performans ölçütlerini
belirlemek, izlemek ve değerlendirmek, bunlarla ilgili raporları meclise sunmak” üst
yöneticinin görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
22 nci maddesinde ise, memurlara, başarı durumlarına göre toplam memur sayısının %
10’unu ve Devlet memurlarına uygulanan aylık katsayının (30.000) gösterge rakamı ile çarpımı
sonucu bulunacak miktarı geçmemek üzere hastalık ve yıllık izinleri dahil olmak üzere,
çalıştıkları sürelerle orantılı olarak encümen kararıyla yılda en fazla iki kez ikramiye
ödenebileceği, hükmü vardır.
Bir kuruluşun yürüttüğü faaliyetlerde hedeflenen sonuçlara ulaşıp ulaşmadığı,
hizmetlerin verimli, etkin ve tutumlu bir düzeyde gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarının
değerlendirilmesinde performans ölçümü önemli bir yönetim aracı işlevi görür.
Performans ölçümünden elde edilen bilgi; “Hedefimiz nedir?”, “Arzuladığımız ve elde
ettiğimiz sonuçlar nelerdir?”, “Başarılı olduğumuzu nasıl anlarız?”, “Bu başarıları verimli,
etkin ve tutumlu bir biçimde mi elde ediyoruz?” ve “Ürettiğimiz hizmetler müşterilerimiz ve
paydaşlarımızı ne ölçüde memnun ediyor?” gibi soruların cevabını arayan yöneticilere
yapacakları değerlendirmelerde katkı sağlayacaktır.
Performans ölçümü, yöneticilerin organizasyonu kontrol altında tutmasını, performans
için sonuç geliştirilebilmesini, vatandaş ve müşterilerin yönetimin onlara verdiği önemi
yargılamalarını sağlayacak ve yöneticilere de performans gelişimi için gerekli veriyi sunacaktır.
Yine Belediye Kanunu ile başarılı personele ikramiye ödenmesinin öngörülmesi
performans ölçümünü gerekli kılmaktadır. Eğer sonuçlar ölçülmez ise başarı ile başarısızlığı
ayrımı yapılamayacağından; başarıyı ödüllendiremeyeceğimizden ve başarısızlığı da tespit
edemeyeceğimizden hatanın düzeltilme ihtimali de kalmamaktadır.
15
Örnek performans ölçütleri:
-Hukuk Birimi için kaybedilen dava/kazanılan dava oranı,
-Diğer birimler için günlük vatandaşa sunulan hizmet sayısı,
-Vatandaşların belediyede gerçekleştirdikleri işlemlerde (imar, ruhsat vb) standartlar (ruhsat
işlemleri 2 gün içinde sonuçlandırılır gibi) çerçevesinde çıkarılan dosya sayısı.
Bu performans ölçütlerinin belirlenmesi ve performans ölçütlerine dayalı olarak
çalışanlara ikramiye veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ilave ikramiyeler vermek, halkın
taleplerine ve kamu yararına uygun etkili ve kaliteli hizmet sunmayı, vatandaş ile kurum
çalışanları arasındaki işbirliğini arttırmayı, ayrıca çalışanlar açısından da verimlilik, yenilik ve
yaratıcılığın geliştirilmesini teşvik edecektir.
Performans kriterlerinin tespit edilmesiyle hem başarılı personele ödül verilebilecek,
hem de performansı düşük personeller için hizmetiçi eğitim planlaması yapılarak, personelin
işteki eksikliği giderilebilecektir.
BULGU 15: Personel Veriminin Artırılmasında Etkin Bir Yöntem Olan Ödül
Sisteminin Kullanılmaması
Başarılı personellere ödül verilmediği tespit edilmiştir.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst
yöneticilerin kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını
sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
Kaynakların etkili elde edilmesi ve kullanılmasında, personelin işini sevmesi ve işini
benimsemesi çok önemlidir. Personele işini sevdirmenin bir yolu da ödül sistemidir. Kamu
kaynağında önemli ölçüde tasarruf sağlanmasında, kamu zararının oluşmasının önlenmesinde,
gelirlerin artırılmasında ve sunulan hizmetlerin etkinlik ve kalitesinin yükseltilmesinde, ödül
sistemi çok büyük bir etkiye sahiptir.
Modern çalışma hayatında, stres, monotonluk, bilgisizlik, yetersizlik, işini sevmeme,
liyakata önem verilmemesi vs nedenlerle, hem çalışan mutsuz olmakta, hem de idarecilerin
işleri zorlaşmaktadır.
Memnuniyetsiz personel, kaynakları etkili, ekonomik ve verimli elde edemez ve
kullanamaz.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunun’nun 22 nci maddesinde, memurlara, başarı
durumlarına göre toplam memur sayısının % 10’unu ve Devlet memurlarına uygulanan aylık
katsayının (30.000) gösterge rakamı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarı geçmemek üzere
hastalık ve yıllık izinleri dahil olmak üzere, çalıştıkları sürelerle orantılı olarak encümen
kararıyla yılda en fazla iki kez ikramiye ödenebileceği, hükmü vardır.
16
Eğer, performans kriterleri belirlenir, buna göre personellerin performansı
değerlendirilir ve başarılı olanlara ikramiye verilirse, o personelin çalışma şevkini ve azmini
artırabileceği gibi, diğer personelleri de iş verimini artırma yönünde teşvik edecektir. Sonuçta
personel işini severek yapacak, verilen hizmetin kalitesi ve vatandaş memnuniyeti artacak,
kamu kaynağı etkili kullanılmış olacaktır.
BULGU 16: İdarenin E-İmza Kullanmaması
İdarenin e-imza kullanmadığı tespit edilmiştir.
Elektronik imzanın hukukî ve teknik yönleri ile kullanımına ilişkin esasları düzenleyen
5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu, 23.07.2004 tarihinde yürürlüğe girmiş, ardından
Elektronik İmza Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik
yayınlanmıştır. Bu iki mevzuat e-imza kullanımı hakkında bilgiler vermektedir. E-imza,
belgelerin elektronik ortamda oluşturulmasını sağlar. E-imza ile oluşturulan belge, elle atılan
imza ile aynı hukuki geçerliliğe sahiptir. Bu sayede bilgi-belge akışı hızlanır, kırtasiyecilik
azalır, kurumsal verim artar. Sonuçta, hem kamu hizmeti daha kaliteli hale gelir, hem de kamu
kaynakları daha ekonomik kullanılmış olur.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst
yöneticilerin kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve
kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden sorumlu olduğu ifade
edilmektedir. E-imza, emek ve zaman tasarrufu ile kamu kaynaklarının ekonomik
kullanılmasını sağlayacaktır.
BULGU 17: İdarenin Elektronik (Dijital) Arşive Geçmemesi ve Arşiv Odalarının
Standartlara Uygun Olmaması
Yapılan incelemede, elektronik arşivin oluşturulmadığı, bazı arşiv odalarının bodrum
katta bulunduğu, kapılarının ve dolapların çelik olmadığı, içeride kamera, yangın tüpü, duman
algılayıcı, otomatik yangın söndürme sisteminin bulunmadığı, su baskını ve depreme karşı
tedbir alınmadığı tespit edilmiştir.
Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğin 4
üncü maddesinde, basılı ortamdaki bilgi ve belgelerin elektronik ortama taşınması gerektiği
ifade edilmektedir. Personel özlük dosyalarının elektronik ortama taşınmaması, muhtemel
yangın sel vb. durumlardaki belge zayiatlarında, personel özlük işlemlerinin yapılmasında
sıkıntıya sebep olacaktır.
Yangın öncesinde ve sırasında alınacak tedbirlerin, organizasyonun, eğitimin ve
denetimin usul ve esaslarını belirlemek amacıyla, Binaların Yangından Korunması Hakkında
Yönetmelik 19.12.2007 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmıştır. 5018 sayılı Kamu Malî
17
Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst yöneticilerin kamu kaynaklarının
etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye
kullanımının önlenmesinden sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
Belgelerin elektronik ortama aktarılması ve arşiv odalarının standartlara uygun hale
getirilmesi, kamu kaynaklarının tasarruflu kullanılmasını sağlayacaktır.
BULGU 18: İdarenin Bilişim Sistemi ve Yönetim Politikasının Standartlara Uygun
Olmaması
Kurumun bilişim sisteminin incelenmesi sonucunda;
-Kurumun bilişim sistemi konusunda bir düzenlemesinin olmadığı,
-Bilişim sistemine zarar verebilecek muhtemel risklerin, düzenli olarak gözden geçirilmediği,
-Risk kütüğü tutulmadığı,
-Risk değerlendirilmesi ile görevli bir birimin bulunmadığı,
-Bilişim sistemi güvenliği (tehditler) konusunda personele yazılı bir bilgi verilmediği,
-Bilişim sisteminin, bağımsız firmalarca incelenmediği,
-Bilişim sistemi personelinin istihdamı, görevi ve eğitimi konusunda, kurumun bir yönergesinin
olmadığı,
-Sistemi kullanan personelde görev değişikliği olduğunda veya işten ayrıldığında, sisteme
erişim haklarının güncellenmesi/iptal edilmesi, anahtar ve kimliklerinin alınması konusunda
yazılı bir düzenleme yapılmadığı,
-Kurumun kullanıcı şifreleriyle ilgili yazılı politikasının olmadığı,
-Sistem odası içerisinde kameranın bulunmadığı,
tespit edilmiştir.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst
yöneticilerin, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde
edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî
yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinden sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Kamu İç Kontrol
Standartları Tebliği ile, bilişim sisteminin nasıl olacağı konusunda standartlar ve genel şartlar
belirlenmiştir.
ISO/IEC 27001 ve ISO/IEC 27002 uluslararası standartlarında, bilgi güvenliği kriterleri
belirlenmiştir. Bilgi ve iletişim sistemlerinde bulunan güvenlik zafiyetleri, bu sistemlerin
hizmet dışı kalmasına veya kötüye kullanılmasına, can kaybına, büyük ölçekli ekonomik
zarara, kamu düzeninin bozulmasına veya ulusal güvenliğin ihlaline neden olabilecektir.
18
Standartlara uygun bir bilişim sistemi kurulursa, 5018 sayılı Kanunda ifade edilen
“Kamu kaynağının verimli kullanılması ve kötüye kullanımının engellenmesi” ilkesi
gerçekleşmiş olacak, bu sayede kurum hizmetlerinin kalitesi artacaktır.
==0
BALIKESİR BURHANİYE BELEDİYESİ - 2018
1-BULGU: İç Kontrolle İlgili Bazı Çalışmalar Yapılmamıştır.
Kurumun iç kontrol sistemi incelendiğinde şu hususlar tespit edilmiştir:
-İdare, analizler yaparak amaç ve hedeflerinin gerçekleşmesini engelleyebilecek iç ve dış
riskleri ve tedbirleri belirlememiştir.
-Kurumun misyon ve vizyonu, temel ilkeleri kurum binasının görünür yerlerine asılmamıştır.
-Verilen hizmetler hakkında; hizmet memnuniyeti anketi ve personel memnuniyeti anketi
yapılmamıştır.
-Personelin performansı değerlendirilmemekte, performansı düşük personellerle ilgili eğitim
planları yapılmamaktadır.
-Ön mali kontrol birimi oluşturulmamıştır.
-Tutarı KDV hariç bir milyon lirayı aşan mal-hizmet alımlarında ve üç milyon lirayı aşan
yapım işlerinde, sözleşme imzalanmadan önce sözleşme tasarısı, ön mali kontrol için Mali Hiz.
Birimine gönderilmemektedir.
-Kurum değişikliği, emeklilik, istifa veya başka birimde görevlendirilme gibi nedenlerle,
görevinden ayrılan personel (yarım kalan / takip edilmesi gereken işlerle ilgili) “Son Görev
Raporu” nu (ekleriyle beraber), müdürüne veya üst yöneticiye vermemektedir.
-Bu raporun hazırlanması konusunda personele bir talimat verilmemiştir.
Birimlerin çoğunda;
-Görev tanımları yazılı olarak yapılmamıştır,
-Hassas görevler belirlenmemiştir,
-İş akış şemaları hazırlanmamıştır,
-Görev dağılım cetveli ve
-Birim teşkilat şeması düzenlenmemiştir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun;
11’inci maddesine göre, üst yöneticiler iç kontrol sisteminin kurulması, yazılı prosedür ve
talimatların oluşturulması ve gözetilmesinden sorumludurlar.
19
60 ıncı maddesinde ise, iç kontrol sisteminin kurulması, standartlarının uygulanması ve
geliştirilmesi konularında çalışmalar yapılması görevlerinin, malî hizmetler birimi tarafından
yürütüleceği ifade edilmektedir.
Maliye Bakanlığı, kamu idarelerinde iç kontrol sisteminin oluşturulması, uygulanması,
izlenmesi ve geliştirilmesi amacıyla 18 standart ve bu standartlar için gerekli 79 genel şart
belirlemiş ve 26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi Gazetede yayınlamıştır.
İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esasların 5 inci maddesinde ise, kamu
idarelerinin tüm işlemlerinde Maliye Bakanlığınca belirlenen iç kontrol standartlarına uymakla
ve gereğini yerine getirmekle yükümlü bulunduğu ifade edilmiştir. İç kontrol sisteminin
kurulmasıyla, 5018 sayılı Kanunda ifade edilen “Kamu kaynağının verimli kullanılması ve
kötüye kullanımının engellenmesi” ilkesi gerçekleşecektir.
2-BULGU: Temmuz Ayında, Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu Yayımlanmamıştır.
Belediyenin, Temmuz ayında kurumsal mali durum ve beklentilere ilişkin raporu
yayımlamadığı görülmüştür.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu’nun 30′ uncu maddesinin 3′ üncü
fıkrasında: “Genel yönetim kapsamındaki idareler bütçelerinin ilk altı aylık uygulama
sonuçları, ikinci altı aya ilişkin beklentiler ve hedefler ile faaliyetlerini; Maliye Bakanlığı ise
merkezî yönetim bütçe kanununun ilk altı aylık uygulama sonuçları, finansman durumu, ikinci
altı aya ilişkin beklentiler ve hedefler ile faaliyetleri kapsayan malî durumu temmuz ayı içinde
kamuoyuna açıklar.” denilmektedir.
Mali saydamlık ve hesap verilebilirliğin gereği olarak, belediye ilk altı aylık bütçe
uygulama sonuçlarını, ikinci altı aya ilişkin beklenti ve hedefleri ile faaliyetlerini kapsayan
“2018 Yılı Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu” nu Temmuz ayı içinde ve sonrasında
kamuoyuna açıklamamıştır.
Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu’nun kamuoyuna açıklanmamasıyla, 5018
sayılı Kanunda ifade edilen hesap verebilirlik, malî saydamlık ve kamuoyunu zamanında
bilgilendirme amaçları gerçekleşmemiştir.
3-BULGU Belediye, Elektronik (Dijital) Arşive Geçmemiş ve Arşiv Odalarını Standartlara
Uygun Hale Getirmemiştir.
20
Yapılan fiili denetimde şu hususlar tespit edilmiştir:
1-Belediyenin elektronik (dijital) arşivi yoktur.
2-Arşiv odaları bodrum katta olup,
3-Ana girişte kapı bulunmamaktadır.
4-Alt katta bulunması nedeniyle, sel riski vardır.
5-Yağmur yağdığında içeriye su sızdığı fiili olarak tespit edilmiştir.
6-İmar Müdürlüğüne ait arşiv odasında, yangın tüpleri bulunmamakta, dosyalar
depreme/yangına dayanıksız çelik raflarda muhafaza edilmektedir.
7-Nemli ortam nedeniyle belgeler zarar görmektedir.
Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğin 4
üncü maddesinde, basılı ortamdaki bilgi ve belgelerin elektronik ortama taşınması gerektiği
ifade edilmektedir.
Ayrıca, personel özlük dosyalarının elektronik ortama taşınmaması, muhtemel yangın
sel vb. durumlardaki belge zayiatlarında, personel özlük işlemlerinin yapılmasında sıkıntıya
sebep olacaktır.
Yangın öncesinde ve sırasında alınacak tedbirlerin, organizasyonun, eğitimin ve
denetimin usul ve esaslarını belirlemek amacıyla, Binaların Yangından Korunması Hakkında
Yönetmelik 19.12.2007 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmıştır.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11’inci maddesinde, üst
yöneticilerin kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve
kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden sorumlu olduğu ifade
edilmektedir. Belgelerin elektronik ortama aktarılması ve arşiv odalarının standartlara uygun
hale getirilmesi, kamu kaynaklarının tasarruflu kullanılmasını sağlayacaktır.
==0
4-BULGU: Muhasebe Yetkilisi Olarak Görevlendirilen Personelin Sertifikası
Bulunmamaktadır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 62 nci maddesinde, Muhasebe
yetkilisi görevini yürütmek üzere atanacakların, “En az dört yıllık yüksek öğrenim görmüş
olmak ve muhasebe yetkilisi sertifikası almış olmak” şartını taşıması gerektiği, muhasebe
yetkilisi olacak görevlilerin, Maliye Bakanlığınca meslekî konularda eğitime tâbi tutulacağı ve
bu eğitimi başarıyla tamamlayanlara sertifika verileceği, ifade edilmektedir.
21
06.06.2017 tarihinde Muhasebe Yetkilisi olarak görevlendirilen personelin sertifikası
bulunmamaktadır.
Muhasebe Yetkilisi Adaylarının Eğitimi, Sertifika Verilmesi ile Muhasebe Yetkililerinin
Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin Geçici 1 inci maddesinde, muhasebe
hizmetlerinden birinci derecede sorumlu olanların, görevlerini sertifikalı muhasebe yetkilisi
atanıncaya kadar yürütecekleri ifade edilmiş, ancak bugüne kadar idare sertifikalı muhasebe
yetkilisi ataması yapmamıştır.
==0
5-Bulgu: Mali Hizmetler Uzmanı veya Mali Hizmetler Uzman Yardımcısı İstihdam
Edilmemiştir.
Kurumda, Mali Hizmetler Uzmanı veya Mali Hizmetler Uzman Yardımcısının istihdam
edilmediği tespit edilmiştir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 60 ıncı maddesinde; malî
hizmetler uzman yardımcısı kadrosuna atanabilmek için gerekli özel yarışma sınavının, Öğrenci
Seçme ve Yerleştirme Merkezi ve Maliye Bakanlığınca yapılacağı, sınavda başarılı olanların,
ÖSYM tarafından başarı sırası ve yaptıkları tercihler dikkate alınarak belirleneceği ve
idarelerde malî hizmetler uzman yardımcısı kadrosuna atanacağı ifade edilmektedir.
5018 sayılı Kanunun 11 inci maddesinde; üst yöneticilerin, kaynakların etkili, ekonomik
ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının
önlenmesinden, malî yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesi ve izlenmesinden
sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
Mali Hizmetler Biriminin yapması gereken görevler, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi
ve Kontrol Kanunu’nun 60 ıncı maddesinde, 5436 sayılı Kanunun 15 inci maddesinde ve İç
Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esaslarda tek tek anlatılmıştır. Mali Hizmetler
Birimi bütçe, stratejik plan, performans programı, kesin hesap, mali istatistikler, gelir,
muhasebe, idare faaliyet raporu, taşınır ve taşınmaz mal, yatırım programı, iç kontrol, ön mali
kontrol işleri ile diğer mali işleri yapmak zorundadır.
Norm kadroda, dört adet mali hizmetler uzmanı ve iki adet mali hizmetler uzman
yardımcısı kadrosu bulunmaktadır. Ancak bu kadrolara atama yapılmamıştır.
Mali hizmetler uzmanı veya yardımcısı istihdam edilmesi, mevzuatta bahsedilen mali,
muhasebe, iç kontrol ve ön mali kontrolle ilgili görevlerin zamanında ve doğru bir şekilde
22
yapılmasını sağlayacak, sonuçta hizmetin kalitesi artacak, 5018 sayılı Kanunda bahsedilen
kaynakların etkin kullanılması ve kayıp/kötüye kullanımının önlenmesi gerçekleşecektir.
6-Bulgu: Belediyenin Bilişim Sistemi ve Yönetim Politikası, Standartlara Uygun Değildir.
Kurumun bilişim sistemi incelendiğinde;
-Kullanılan taşınmaz mal yazılımının, nokta yerine virgül kullandığı,
-Taşınmaz rakamlarını toplamanın mümkün olmadığı,
-Telsiz sisteminin analog olduğu,
-Bilgi İşlem Müdürlüğü’nün faaliyet alanını belirleyen yönergenin, ihtiyaçları karşılayamadığı
ve
-bilişim sistemlerine ilişkin tehditleri, bu tehditlerin kuruma yönelik muhtemel etkileri ve bu
tehditlere karşılık risklerin etkisinin nasıl minimize edileceği konusunda bir bilgi içermediği,
-bilişim sistemi güvenliği (tehditler) konusunda, personele yazılı bir bilgi verilmediği,
-risk kütüğü tutulmadığı,
-risk değerlendirilmesi ile görevli bir birimin bulunmadığı,
-bilişim sisteminin, bağımsız firmalarca incelenmediği,
-bilişim sistemi personelinin istihdamı ve eğitimi konusunda, kurumun bir politikasının
bulunmadığı ve
-personelin görevlerinin yazılı olarak belirlenmediği,
-lisanssız/izinsiz programların kullanıldığı (ofis, windows)
-bilgi işlem sorumlusunun, hizmet alımı şeklinde istihdam edildiği,
-yönetici haklarına sahip personelin (ayrıcalıklı kullanıcının), belirli aralıklarla takip
edilmediği,
-ziyaretçilerin (kim oldukları, ne iş yaptıkları, kimi ziyaret ettikleri, giriş ve çıkış saatlerini de
içerecek şekilde) kaydedilmediği, imzalarının alınmadığı ve yanlarına refakatçi verilmediği,
-kurumun bilişim sistemlerine ve uygulama programlarına, mantıksal erişim güvenliğini
sağlayan, bir erişim kontrol politikasının olmadığı,
-personelin kullandığı şifrelerin belirli aralıklarla değiştirilmesini zorunlu kılan düzenlemelerin
olmadığı,
-kullanıcı şifreleriyle ilgili yazılı politikasının bulunmadığı,
-dışarıdan yapılan sisteme giriş denemelerinin yönetime raporlanmadığı,
Sistem odası ile ilgili olarak;
-bodrum katında olması nedeniyle su baskını tehlikesinin bulunduğu,
23
-odaya girişte, kimlik kartı veya elektronik giriş kartının kullanılmadığı,
-odada cihazları koruyan anti-statik döşemenin olmadığı,
-sunucuların deprem tehlikesine karşı, duvara veya tabana sabitlenmediği,
-bir adet klimanın bulunduğu,
-nem oranı yüzde 60’ın altına inmesi durumunda, sistem yöneticisine haber veren alarm, cep
telefonuna mesaj gelmesi veya iklimlendirme sisteminin kurulması gibi bir tedbir alınmadığı,
-otomatik yangın söndürme sisteminin bulunmadığı,
-deprem gibi olağanüstü durumlarda sistemin kesintisiz çalışmasını sağlayan, Felaket Kurtarma
Merkezinin kurulmadığı,
-yedekleme (back-up) ünitesinin, sistem odasında bulunduğu,
-bir adet güvenlik duvarının olduğu,
tespit edilmiştir.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11’inci maddesinde, üst
yöneticilerin, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde
edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî
yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinden sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Kamu İç Kontrol
Standartları Tebliği ile, bilişim sisteminin nasıl olacağı konusunda standartlar ve genel şartlar
belirlenmiştir.
ISO/IEC 27001 ve ISO/IEC 27002 uluslararası standartlarında, bilgi güvenliği kriterleri
belirlenmiştir. Bilgi ve iletişim sistemlerinde bulunan güvenlik zafiyetleri, bu sistemlerin
hizmet dışı kalmasına veya kötüye kullanılmasına, can kaybına, büyük ölçekli ekonomik
zarara, kamu düzeninin bozulmasına veya ulusal güvenliğin ihlaline neden olabilecektir.
Standartlara uygun bir bilişim sistemi kurulursa, 5018 sayılı Kanunda ifade edilen
“Kamu kaynağının verimli kullanılması ve kötüye kullanımının engellenmesi” ilkesi
gerçekleşmiş olacak, bu sayede belediye hizmetlerinin kalitesi artacaktır.
7-BULGU: Belediye Mülkiyetindeki Taşınmaz Malların Fiili Envanteri Tamamlanmamıştır.
Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmeliğin 5 ve 7’nci
maddelerinde, tapuda kayıtlı olan taşınmazların yönetmeliğe ekli Ek-2 numaralı cetvele,
24
maliyet bedeli üzerinden, maliyet bedeli belirlenemeyenler ise rayiç değeri üzerinden, rayiç
değeri belirlenemeyen taşınmazların ise iz bedeli üzerinden kayıtlara alınacağı, hükmü vardır.
Geçici madde 1’de ise, taşınmaz mallar maliyet bedeli veya rayiç değerleri üzerinden
kayıtlara alınıncaya kadar, ilgili birim tarafından taşınmazların mevcut kullanım şekilleri esas
alınarak, emlak vergi değeri üzerinden fiili envanterinin tamamlanacağı, yönetmelik eki
cetvelin doldurulacağı, ayrıca bu bilgilerin muhasebe birimine verileceği, muhasebe biriminin
ise, kayıtlı taşınmazların değerini ilgili hesaplardan çıkartıp, fiili envanter bilgileri üzerinden
tekrar ilgili taşınmaz hesaplarına kaydedeceği, ifade edilmektedir. Yönetmeliğe göre, bu
işlemler 31.12.2017 tarihine kadar tamamlanmalıdır.
İdarenin hazırladığı Taşınmaz mal cetvelinde, taşınmazların toplam değeri
240.935.082,92 TL iken, Bilançoda 250 Arazi ve Arsalar Hesabı, 251 Yeraltı ve Yerüstü
Düzenleri Hesabı ve 252 Binalar Hesabı toplamı, 263.393.944,93 liradır. 22.458.862,01 lira
fark olması, bazı taşınmazların Taşınmaz Cetveline kaydedilmediği, yani taşınmazların fiili
envanterinin tamamlanmadığı anlamına gelmektedir.
Hesap verebilirliği ve malî saydamlığı sağlamak üzere yürürlüğe konulan 5018 sayılı
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 13’üncü maddesinde, bütçe gelir ve gider
tahminleri ile uygulama sonuçlarının raporlanmasında açıklık, doğruluk ve malî saydamlığın
esas olduğu ifade edilmektedir.
Belediyenin taşınmaz malları hakkında tam, doğru ve güvenli bilgi alınabilmesi için,
taşınmazlar mevcut kullanım şekilleri esas alınarak, fiili envanteri tamamlanmalı, Taşınmaz
Cetveline kaydedildikten sonra, muhasebe birimince, mevcut kayıtlar çıkartılarak, envanter
bilgileri taşınmaz hesaplarına kaydedilmelidir.
8-BULGU: Taşınmaz Mallar, 5393 Sayılı Kanuna Aykırı Olarak, Derneklere Tahsis Edilmiştir.
Mülkiyeti belediyeye ait yedi adet taşınmaz, belediye meclis kararıyla derneklere tahsis
edilmiştir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 75 inci maddesinin d bendinde aynen;
“Belediye, belediye meclisinin kararı üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve
sorumluluk alanlarına giren konularda; …
d) Kendilerine ait taşınmazları, aslî görev ve hizmetlerinde kullanılmak üzere bedelli veya
bedelsiz olarak mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına devredebilir veya
süresi yirmi beş yılı geçmemek üzere tahsis edebilir. Bu taşınmazlar aynı kuruluşlara kiraya da
25
verilebilir. Bu taşınmazların, tahsis amacı dışında kullanılması hâlinde, tahsis işlemi iptal
edilir. Tahsis süresi sonunda, aynı esaslara göre yeniden tahsis mümkündür.” Denilmektedir.
Bu hükme göre belediyeler kendilerine ait taşınmazları, aslî görev ve hizmetlerinde
kullanılmak üzere bedelli veya bedelsiz olarak sadece mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve
kuruluşlarına devredebilir veya süresi yirmi beş yılı geçmemek üzere tahsis edebilir. Dernekler
kamu kurum ve kuruluşu olmadığı için belediye tarafından tahsis yapılamaz. Kanuna aykırı
olarak gerçekleştirilen taşınmaz tahsisinin iptali gerekmektedir.
NOT: TABLO OLSUN.
DERNEĞİN İSMİNİN BAŞ HARFLERİNİ YAZ.
9-BULGU: Kurumlara Tahsislerde Yönetmelikte Bahsedilen Muhasebe Kayıtları Yapılmamış
ve 25 Yılı Aşan Tahsis Yapılmıştır.
A-Belediye mülkiyetindeki 18 adet taşınmaz mal, kamu kurumlarına tahsis edilmiş
ancak yönetmelikte bahsedilen muhasebe kayıtları yapılmamıştır.
Mahalli idareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin,
189’uncu maddesinde; tahsis edilen arazi ve arsanın kayıtlı değeri üzerinden 250 Arazi ve
Arsalar Hesabına alacak, 500-Net Değer Hesabına borç kaydedileceği,
193’üncü maddesinde; tahsis edilen binanın kayıtlı değer üzerinden 252 Binalar Hesabına
alacak, 500 Net Değer Hesabına borç kaydedileceği, ayrıca, varlığa ilişkin ayrılmış amortisman
tutarı 500 Net Değer Hesabına alacak, 257 Birikmiş Amortismanlar Hesabına borç
kaydedileceği, ifade edilmektedir.
Belediye, çeşitli kamu kurumlarına arazi, arsa ve bina tahsis etmiş, ancak yukarıda
bahsedilen muhasebe kayıtlarını yapmamıştır. Sonuç olarak, mali tablolar bu haliyle doğru bilgi
vermemektedir.
B-Taşınmaz mal, kamu kurumuna süresiz olarak tahsis edilmiştir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 75’inci maddesinde, belediyenin mülkiyetindeki
taşınmazları, aslî görev ve hizmetlerinde kullanılmak üzere bedelli veya bedelsiz olarak mahallî
idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına devredebileceği veya süresi yirmibeş yılı
geçmemek üzere tahsis edebileceği, ifade edilmektedir.
101-99 ada-parselde bulunan tarla, 05.07.2018 - 2018/195 tarih-sayılı Meclis kararıyla,
Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresine süresiz olarak tahsis edilmiştir.
26
Yönetmelikte tahsis en fazla 25 yıl ile sınırlandırılmıştır. Bu nedenle tahsisin iptal edilmesi
gerekmektedir.
10-BULGU: On Adet Taşınmaz Mal, Kamu Kurumları Tarafından Belediyeye Tahsis
Edildiğinde, Yönetmelikte Bahsedilen Muhasebe Kayıtları Yapılmamıştır.
Mahalli idareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin,
189’uncu maddesinde; tahsis edilen arazi ve arsalar, kayıtlı değeri üzerinden 250 Arazi ve
Arsalar Hesabına borç, 500 Net Değer Hesabına alacak kaydedileceği,
193’üncü maddesinde; tahsis edilen binalar kayıtlı değeri üzerinden 252 Binalar Hesabına borç,
500 Net Değer Hesabına alacak kaydedileceği, ayrıca, varlığa ilişkin ayrılmış amortisman tutarı
500 Net Değer Hesabına borç, 257 Birikmiş Amortismanlar Hesabına alacak kaydedilecveği,
ifade edilmektedir.
Belediyeye çeşitli kamu kurumları tarafından arazi, arsa ve bina tahsis edilmiş, ancak
yukarıda bahsedilen muhasebe kayıtları yapılmamıştır. Sonuç olarak, mali tablolar bu haliyle
doğru bilgi vermemektedir.
11-BULGU:Kiraya Verilen Duran Varlıklar Ilgili Hesaplarda Takip Edilmemektedir.
Belediye tarafından kiraya verilen duran varlıkların, 990 - Kiraya verilen duran varlıklar
hesabı ve 999- Diğer Nazım Hesaplar Karşılığı Hesabında izlenmediği tespit edilmiştir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğinin 476’ncı maddesinde, kiraya
verilen duran varlıkların, kayıtlı değerleri üzerinden 990 - Kiraya verilen duran varlıklar
hesabına borç, 999-Diğer Nazım Hesaplar Karşılığı Hesabına alacak kaydedileceği, kiraya
verilen duran varlıklardan kira süresi sona erenlerin kayıtlı değerleri üzerinden 990 hesabına
alacak, 999 hesabına borç kaydedileceği, ifade edilmektedir.
Belediye tarafından kiraya verilen taşınmazların ilgili hesaplarda izlenerek, yukarıda
açıklanan yönetmelik hükümlerine uygun işlem yapılması gerekmektedir.
12-BULGU: Belediye, Kira Süresi Biten Taşınmazların Kira Süresini, Taşınmaz Tahliye
Edilmeden ve İhaleye Çıkmadan Uzatmaktadır.
27
Kira sözleşmesi sona eren taşınmazların sözleşmesi, Encümen kararı ile yıl sonuna
kadar uzatılmaktadır.
Belediye mülkiyetinde olup kiraya verilen taşınmazların süresi 31.12.2017 tarihinde
sona erdiğinde, tahliye ve yeniden ihale yapılmayarak, ilgili kiracının talebiyle, Encümen
tarafından sözleşme 31.12.2018 tarihine kadar uzatılmıştır.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun “Kapsam” başlıklı 1'inci maddesinde;
“… belediyelerin alım, satım, hizmet, yapım, kira, trampa, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ve
taşıma işleri bu Kanunda yazılı hükümlere göre yürütülür.” denilmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 18'inci maddesine göre, taşınmaz mal alımına,
satımına, takasına, tahsisine, tahsis şeklinin değiştirilmesine veya tahsisli bir taşınmazın kamu
hizmetinde ihtiyaç duyulmaması hâlinde tahsisin kaldırılmasına; üç yıldan fazla kiralanmasına
ve süresi otuz yılı geçmemek kaydıyla bunlar üzerinde sınırlı aynî hak tesisine karar vermek,
Belediye Meclisinin görev ve yetkisindedir.
34'üncü maddede ise;
“Taşınmaz mal satımına, trampasına ve tahsisine ilişkin meclis kararlarını uygulamak; süresi
üç yılı geçmemek üzere kiralanmasına karar vermek.” denilerek, Belediye Encümeninin görev
ve yetkileri sayılmıştır.
5393 sayılı Kanun'un ilgili hükümlerine göre, taşınmazların 3 yıla kadar belediye
encümeni kararıyla ihale edilerek kiraya verilmesi mümkündür. 3 yılı aşan kiralamalarda ise
belediye meclisinin kararı gereklidir. Kira süresi biten taşınmazlar için yeniden kiralama
ihalesine çıkılması gerekmektedir.
2886 sayılı Kanun'un “Ecrimisil ve Tahliye başlıklı” 75'inci maddesinde;
“Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malları
ve Vakıflar Genel Müdürlüğü ile idare ve temsil ettiği mazbut vakıflara ait taşınmaz malların,
gerçek ve tüzelkişilerce işgali üzerine, fuzuli şagilden, bu Kanunun 9 uncu maddesindeki
yerlerden sorulmak suretiyle, idareden taşınmaz ve değerleme konusunda işin ehli veya uzmanı
üç kişiden oluşan komisyonca tespit tarihinden geriye doğru beş yılı geçmemek üzere tespit ve
takdir edilecek ecrimisil istenir. Ecrimisil talep edilebilmesi için, Hazinenin işgalden dolayı bir
zarara uğramış olması gerekmez ve fuzuli şagilin kusuru aranmaz. ... Kira sözleşmesinin bitim
tarihinden itibaren, işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket
edilir. Aksi halde ecrimisil alınır. İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine, bulunduğu
yer mülkiye amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir.”
denilmektedir.
28
5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15'inci maddesinde, 2886 sayılı Devlet İhale
Kanunu'nun 75'inci maddesi hükümlerinin belediye taşınmazları hakkında da uygulanacağı
belirtilmektedir.
Kurum mülkiyetindeki taşınmaz malları kiraya verme işleri 2886 sayılı Devlet İhale
Kanunundaki ihale usullerine göre yapılmalı ve sözleşme süresinin bitiminde, yeniden ihaleye
çıkılmalıdır. Kira süresi sonunda işgal devam ederse, sözleşmede aksine hüküm yoksa ecrimisil
alınmalı; işgalin devam etmesi durumunda taşınmazın tahliyesi için ilgili mülki amire talepte
bulunulmalıdır.
13-BULGU: Sözleşme Yükümlülüğünü Yerine Getirmeyen Kiracılar, İhale Yasaklısı
Yapılmamaktadır.
Belediyenin taşınmaz malını kiralayıp da sözleşme hükümlerine uymayan kiracılar
hakkında icra ve tahliye işlemlerinin başlatıldığı, ancak kiracıların ihale yasaklısı yapılmadığı
görülmüştür.
2886 sayılı Kanun'un “Müteahhit veya müşterinin sözleşmenin bozulmasına neden
olması” başlıklı 62'nci maddesinde;
“Sözleşme yapıldıktan sonra 63'üncü maddede yazılı hükümler dışında müteahhit veya
müşterinin taahhüdünden vazgeçmesi veya taahhüdünü, şartname ve sözleşme hükümlerine
uygun olarak yerine getirmemesi üzerine, idarenin en az 10 gün süreli ve nedenleri açıkça
belirtilen ihtarına rağmen aynı durumun devam etmesi halinde, ayrıca protesto çekmeye ve
hüküm almaya gerek kalmaksızın kesin teminatı gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek
hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir. Gelir kaydedilen kesin teminat, müteahhit veya
müşterinin borcuna mahsup edilemez.” denilmiş ve
İdarelerce İhalelere Katılmaktan Geçici Yasaklama başlıklı 84 üncü maddesinin üçüncü
fıkrasında da;
“Üzerine ihale yapıldığı halde usulüne göre sözleşme yapmayan istekliler ile sözleşme
yapıldıktan sonra taahhüdünden vazgeçen ve mücbir sebepler dışında taahhüdünü sözleşme ve
şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirmeyen müteahhit veya müşteriler hakkında da,
ihaleyi yapan bakanlık veya ilgili bakanlık tarafından, bir yıla kadar ihalelere katılmaktan
yasaklama kararı verilir ve bu kararlar Resmi Gazete'de ilan ettirildiği gibi ilgililerin
müteahhitlik sicillerine işlenir.” düzenlemesi yapılmıştır.
29
Kira sözleşmesinde belirtilen yükümlülüğünü yerine getirmeyen müşteri (kiracı)
hakkında Kanunun 62'nci maddesine göre kesin teminatın gelir kaydedilmesine karar verilerek
alacaklar için icra yoluna başvurulmaktadır. Ancak eylem taahhüdün sözleşme ve şartname
hükümlerine uygun olarak yerine getirmeme olduğuna göre, 2886 sayılı Kanun'un 84 üncü
maddesinin üçüncü fıkrası hükmünün de uygulanması sağlanmalıdır.
14-BULGU: Kira Bedelinin Alınamadığı Taşınmazlar İçin Tahliye ve İcra İşlemleri
Yapılmamıştır.
(22320, 52414, 34503, 22263, 31208, 111426, 112184, 49860, 65755) sicil numaralı
kiracılar, 2018 ve önceki yıllara ait kira bedellerini ödememişler, ancak belediye sözleşme
hükümleri gereği tahliye ve icra işlemlerine başlamamıştır.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun, “Ecrimisil ve Tahliye başlıklı” 75'inci
maddesinde;
“Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malları
ve Vakıflar Genel Müdürlüğü ile idare ve temsil ettiği mazbut vakıflara ait taşınmaz malların,
gerçek ve tüzelkişilerce işgali üzerine, fuzuli şagilden, bu Kanunun 9 uncu maddesindeki
yerlerden sorulmak suretiyle, idareden taşınmaz ve değerleme konusunda işin ehli veya uzmanı
üç kişiden oluşan komisyonca tespit tarihinden geriye doğru beş yılı geçmemek üzere tespit ve
takdir edilecek ecrimisil istenir. Ecrimisil talep edilebilmesi için, Hazinenin işgalden dolayı bir
zarara uğramış olması gerekmez ve fuzuli şagilin kusuru aranmaz. ... Kira sözleşmesinin bitim
tarihinden itibaren, işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket
edilir. Aksi halde ecrimisil alınır. İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine, bulunduğu
yer mülkiye amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir.”
denilmektedir.
Kira bedellerini aylarca ödemeyerek, sözleşme hükümlerine aykırı hareket eden
kiracılar hakkında tahliye ve 2004 sayılı İcra ve İflas kanununa göre icra işlemleri yapılmalıdır.
15-BULGU: Bir Adet Taşınmaz, İhale Yapılmadan Encümen Kararıyla Kiraya Verilmiştir.
Belediye mülkiyetindeki bir adet taşınmazın, ihale yapılmaksızın Encümen kararıyla bir
yıllığına kiraya verildiği tespit edilmiştir.
30
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 1 inci maddesinde, genel bütçeye dahil dairelerle
katma bütçeli idarelerin, özel idare ve belediyelerin alım, satım, hizmet, yapım, kira, trampa,
mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ve taşıma işlerinin bu Kanunda yazılı hükümlere göre
yürütüleceği ifade edilmekte, 35 ve devamı maddelerinde ise, ihale usulleri hakkında bilgi
verilmektedir.
287 ada ve 14 parselde bulunan taşınmaz, 22.05.2018 tarih ve 2018-527 sayılı Encümen
kararıyla bir derneğe bir yıllığına kiraya verilmiştir. Kiracıyla Geçici Kullanım Sözleşmesi
yapılmış ve Tahliye Taahhütnamesi imzalatılmıştır. İhale yapılmadan, Encümen kararıyla ve
geçici kullanım sözleşmesiyle, taşınmazın kiraya verilmesi mümkün değildir.
Yukarıdaki mevzuat gereği, taşınmazın tahliye edilip, ihaleyle kiraya verilmesi uygun
olur.
16-BULGU: Telekomünikasyon Firmalarından Alınması Gereken Geçiş Hakkı Bedeli
Belirlenmemiş ve Herhangi Bir Tahsilat Yapılmamıştır.
Telekomünikasyon firmalarından alınması gereken geçiş hakkı bedeli konusunda,
Belediye Meclisince bir tarifenin belirlenmediği ve herhangi bir tahsilatın yapılmadığı
görülmüştür.
Elektronik haberleşme hizmeti veren firmalar, gerekli şebeke ve altyapıyı kurmak,
bakım ve onarımını yapmak için, belediyenin taşınmazlarını kullanmaktadır. Bu işlerin nasıl
yapılacağı ve nasıl bir bedel alınacağı konusunda, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme
Kanunu’nda düzenlemeler yapılmıştır.
5809 sayılı Kanunun “Tanımlar ve Kısaltmalar” başlıklı 3’üncü maddesinde:
“... s) Geçiş hakkı: İşletmecilere, elektronik haberleşme hizmeti sunmak için gerekli şebeke ve
alt yapıyı kurmak, kaldırmak, bakım ve onarım yapmak gibi amaçlar ile kamu ve özel mülkiyet
alanlarının altından, üstünden, üzerinden geçmeleri için tanınan hakları,
ş) Geçiş hakkı sağlayıcısı: Geçiş hakkına konu olan kamuya ait ya da kamunun ortak
kullanımında olan taşınmazlar da dahil olmak üzere, taşınmaz sahipleri ve/veya taşınmaz
üzerindeki hak sahiplerini,
... z) İşletmeci: Yetkilendirme çerçevesinde elektronik haberleşme hizmeti sunan ve/veya
elektronik haberleşme şebekesi sağlayan ve alt yapısını işleten şirketi,” tanımlamaları
yapılmıştır.
31
Yine aynı Kanun'un “Geçiş hakkının kapsamı” başlıklı 22’nci maddesinin birinci
fıkrası:
“Geçiş hakkı; elektronik haberleşme hizmeti vermek amacıyla, her türlü elektronik haberleşme
alt yapısını ve bunların destekleyici ekipmanlarını, kamu ve/veya özel mülkiyete konu
taşınmazların altından, üstünden, üzerinden geçirme ve bu alt yapıyı kurmak, değiştirmek,
sökmek, kontrol, bakım ve onarımlarını sağlamak ve benzeri amaçlarla söz konusu mülkiyet
alanlarını bu Kanun hükümleri çerçevesinde kullanma hakkını kapsar.”
“Anlaşma serbestisi” başlıklı 25’inci maddesi:
“İşletmeci ile geçiş hakkı sağlayıcısı, ilgili mevzuata ve Kurum düzenlemelerine aykırı
olmamak koşulu ile geçiş hakkına ilişkin anlaşmaları 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu
hükümleri saklı kalmak üzere serbestçe yapabilirler. İşletmeciler, Kurum tarafından istenmesi
halinde yapılan anlaşma ile ekleri ve değişikliklerini, her türlü bilgi, belge ile yazışmaları
Kuruma bildirmekle yükümlüdürler.” Şeklinde düzenlenmiştir.
Geçiş hakkı ve bu hakka uygulanacak ücret tarifesine ilişkin usul ve esasların
belirlenmesi amacıyla Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından 27.12.2012
tarih 28510 sayılı Resmi Gazete'de Sabit ve Mobil Haberleşme Altyapısı veya Şebekelerinde
Kullanılan Her Türlü Kablo ve Benzeri Gerecin Taşınmazlardan Geçirilmesine İlişkin
Yönetmelik yayımlanmıştır.
Bu Yönetmeliğin “Geçiş hakkına ilişkin anlaşma” başlıklı 8’inci maddesine göre ilgili
firma (işletmeci) ve belediye (geçiş hakkı sağlayıcısı), geçiş hakkına ilişkin anlaşmaları
serbestçe yapabilirler. Ancak yönetmeliğin 9’uncu maddesi gereği, belediye kendi taşınmazını
kullanan firmadan geçiş hakkı bedelini alırken, yönetmelik ekinde belirtilen üst sınırı aşamaz.
Belediye ilgili yılın Gelir Tarifesini belirlerken, yönetmelik ekindeki üst sınırı dikkate alarak,
“Geçiş hakkı ücreti” ni belirleyecektir. Ancak Belediye Meclisi bugüne kadar geçiş bedelini
belirlememiştir.
İnternet-telefon firmaları, yerin altında / üstünde bir onarım yaparken veya kablo döşerken,
yola, kaldırıma zarar vermektedir. Bozulan, kırılan bu yerlerin tekrar eski haline getirilmesi için
belediye masraf yapmaktadır. Eğer geçiş bedeli belirlenip tahsil edilirse, belediyenin bu gideri
firmalarca finanse edilir.
Bu konunun Sayıştay denetim raporuna alınması üzerine Burhaniye Belediyesi,
Büyükşehir Belediyesi ile resmi yazışma yapmış, Büyükşehir Belediyesi bu konudaki geçiş
bedeli alma yetkisinin kendisine ait olduğunu ifade etmiştir. Oysa, Burhaniye Belediyesi
tasarrufunda olan yerler zarar gördüğünde, buraların tamirini Burhaniye Belediyesi yapması
32
nedeniyle, geçiş bedelini de Burhaniye Belediyesi’nin alması gerekir. Büyükşehir Belediyesinin
ısrar etmesi durumunda, hukuki yollara başvurulmalıdır.
17-BULGU:Asansör Periyodik Kontrol Ücreti Belediye Payı Konusunda Meclis Kararı Yoktur
ve Periyodik Kontrol Ücreti Payı Tahsil Edilmemektedir.
Burhaniye Belediyesi ile Makine Mühendisleri Odası Asansör Kontrol Merkezi
arasında, konusu idare sınırları içerisindeki asansörlerin periyodik bakımının yapılması olan
protokolün, Meclis kararı alınmadan Belediye Başkanı tarafından imzalandığı görülmüştür.
İl sınırları içerisindeki hizmete sunulan asansörlerin tescil ve periyodik kontrolleri, 5393
sayılı Belediye Kanunu'nun “Belediyelerin Yetkileri ve İmtiyazları” başlıklı 15 nci maddesinin
(s) bendinde yer alan;
“Belediye sınırları içerisinde, yapı ruhsatı veya yapı kullanma izni hangi idare
tarafından verilmiş olursa olsun, hizmete sunulacak olan asansörlerin tescilini yapmak, ilgili
teknik mevzuat çerçevesinde yıllık periyodik kontrollerini yapmak ya da yetkilendirilmiş
muayene kuruluşları aracılığıyla yaptırmak, gerekli hâllerde asansörleri hizmet dışı
bırakmak.” hükmü gereğince belediyelerin yetkisindedir.
Asansör İşletme, Bakım ve Periyodik Kontrol Yönetmeliğinin “Periyodik Kontrol
Ücreti başlıklı” 20 nci maddesinin 2 nci fıkrasında;
“A tipi muayene kuruluşu, bina sorumlusundan ve/veya asansör yaptırıcısından tahsil
edeceği periyodik kontrol ücretinin azami % 10'unu, protokol yapacağı ilgili idareye aktarır.
Periyodik kontrol ücretinin ilgili idareye aktarılacak kısmı, ilgili idarenin karar organı
tarafından belirlenir ve taraflar arasında imzalanacak protokolde yer alır.” Denilmektedir.
Yönetmelik hükmüne göre, söz konusu A tipi muayene kuruluşunun tahsil edeceği
periyodik kontrol ücretinin azami %10 payı, idarenin karar organı tarafından belirlenecektir. Bu
oranın %10 ve daha altı belirlenmesi kararı Belediye Meclisine bırakılmıştır.
Belediye Meclis Kararı alınmadan ilgili kurum ile 04.01.2018 tarihinde protokol
yapılarak Belediye Başkanı tarafından imzalanmıştır. Protokolün 7 nci maddesinde, bina
yöneticisinden alınacak periyodik kontrol hizmet bedeli belirlenmiş ve bu bedelin % 10-unun
belediyeye aktarılacağı ifade edilmiştir. Ancak 2018 yılı içerisinde belediyeye herhangi bir
bedel aktarılmamıştır.
Yukarıda yer alan mevzuat hükmü gereğince, söz konusu protokolün yapılabilmesi için
Belediye Meclis Kararı gerekmekte olup, Meclis Kararı olmaksızın yapılan protokol
33
geçersizdir. Bu nedenle A tipi muayene kuruluşunun tahsil edeceği periyodik kontrol ücretinin
azami %10'una kadar idareye aktarılacak bir tutar belirlenerek Belediye Meclis Kararı alınmalı,
bu karara istinaden protokol yapılmalı ve idare payının tahsili takip edilmelidir.
18-BULGU: Taşınır Mal Işlemlerinde Mevzuatın Öngördüğü Çalışmalar Yapılmamıştır
Taşınır mallarla ilgili olarak şu hususlar tespit edilmiştir:
-Belediyede ambar uygulaması yoktur. Sonuçta Taşınır Yönetmeliği’nin uygulanmasında
sıkıntılar yaşanmaktadır.
-Ambar olmadığı için, önceki ve sonraki taşınır kayıt yetkilileri arasında, Ambar Devir ve
Teslim Tutanağı (örnek: 11) düzenlenmemekte ve bu nedenle bir ihtilaf durumunda
sorumlunun tespiti mümkün olmamaktadır.
-Birimlerde, taşınır kayıt yetkilileri ve taşınır kontrol yetkilileri görevlendirilmemiştir.
-Yönetmelik hükmüne aykırı olarak, Mali Hizmetler Müdürüne bağlı olmayan bir personel,
Taşınır Konsolide Görevlisi olarak belirlenmiş ve yazılı görevlendirme yapılmamıştır.
-Belediyede hizmet verilen odalarda, odaya tahsis edilen taşınırları gösteren Dayanıklı
Taşınırlar Listesi (örnek-8) bulunmamaktadır.
-Tüketim malzemesi çıkış kayıtları üç ayda bir yapılması gerekirken, malzeme alımında, 150
hesabına, hem giriş, hem çıkış yapılmaktadır.
-2018 yılı sonunda taşınır mallar sayılmamıştır.
-Demirbaşlar personele teslim edilirken Taşınır Teslim Belgesi düzenlenmemekte, birimdeki
bütün demirbaşlar, müdürün üzerinde görünmektedir. İleride demirbaşlarla ilgili bir sorun
çıktığında sorumluyu tespit edememe riski vardır.
-Çeşitli işlerde kullanmak için kum malzemesinin alımında ve bütçenin temsil ve tanıtma
giderleri tertibinden makam için yiyecek ve içeceklerin alımında, Taşınır İşlem Fişi
düzenlenmektedir. (ör. yev: 1155, 1208)
-Kişilere ve muhtarlıklara sandalye, tekerlekli sandalye, bisiklet, oturma tezgahı gibi
malzemeler hibe edilirken, 257 ve 299 Amortisman Hesaplarına kayıt yapılmamıştır. (yev:
14485, 14484, 14473, 14472, 14471, 2094)
NOT: YEVMİYE NUMARALARINI RAPORDAN ÇIKART.
18.01.2007 tarih ve 26407 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Taşınır Mal
Yönetmeliği’nin;
34
5’inci maddesinde, harcama yetkilileri taşınırların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka
uygun olarak edinilmesinden, kullanılmasından, kontrolünden, kayıtlarının bu Yönetmelikte
belirtilen esas ve usullere göre saydam ve erişilebilir şekilde tutulmasını sağlamaktan sorumlu
olduğu, taşınır kayıtlarının bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak tutulması ve taşınır mal
yönetim hesabının hazırlanması sorumluluğunu, taşınır kayıt yetkilileri ve taşınır kontrol
yetkilileri aracılığıyla yerine getireceği,
6’ncı maddesinde, Taşınır kayıt yetkilisi ve Taşınır kontrol yetkilisinin, harcama
yetkililerince, gerekli bilgi ve niteliklere sahip personel arasından görevlendirileceği ve Taşınır
kontrol yetkilisi ile Taşınır kayıt yetkilisi görevinin aynı kişide birleşemeyeceği,
23’üncü maddesinde, taşınırların; oda, büro, bölüm, geçit, salon, atölye, garaj ve servis
gibi ortak kullanım alanlarına Dayanıklı Taşınırlar Listesi düzenlenmek ve istek yapan birim
yetkilisinin ve/veya varsa ortak kullanım alanı sorumlusunun imzası alınmak suretiyle
verileceği,
30’uncu maddesinde, kullanılmış tüketim malzemelerinin taşınır II nci düzey detay
kodu bazında düzenlenen onaylı bir listesinin, en fazla üç ayda bir, ilgili dönemin son iş günü
mesai bitimine kadar muhasebe birimine gönderileceği,
10/1-a maddesinde, satın alındığı andan itibaren tüketimi yapılan su, doğalgaz, kum,
çakıl, bahçe toprağı, bahçe gübresi için ve bütçenin temsil ve tanıtma giderleri tertibinden
makam için alınan yiyecek ve içecekler için, Taşınır İşlem Fişinin düzenlenmeyeceği,
10/1-b maddesinde, demirbaş, makine ve cihazların kamu görevlilerinin kullanımına
verilmesinde 6/A örnek numaralı Taşınır Teslim Belgesinin düzenleneceği,
32’nci maddesinde, taşınır kayıt yetkililerinin görevlerinden ayrılmalarında, yıl
sonlarında ve harcama yetkilisinin gerekli gördüğü durum ve zamanlarda taşınır sayımı
yapılacağı, ifade edilmektedir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 203’nci maddesinde ise,
amortismana tabi tutulduktan sonra her ne suretle olursa olsun kayıtlardan çıkarılan maddi
duran varlık tutarlarının ayrılan amortisman tutarı 257 Birikmiş amortismanlar hesabına borç,
ilgili hesaplara alacak kaydedileceği hükmü vardır.
Yönetmeliklerde bahsedilen işlemlerin yapılması, taşınır malların ekonomik
kullanılmasını, takip ve kontrolünü mümkün kılacaktır.
==0
BULGU: Kurumda Meydana Gelen Nakit Hareketleri, Kasa Hesabında Takip
Edilmemektedir.
35
Kurumun yıl sonu mizanına ilişkin olarak yapılan incelemede nakit hareketlerinin Kasa
Hesabı ile ilişkilendirilmediği görülmüştür.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğinin 100-Kasa Hesabına ilişkin 49’uncu
maddesinde;
“(1) Bu hesap, muhasebe birimleri veznelerince kanuni dolaşım niteliğine sahip ulusal
paraların alınması, verilmesi ve saklanmasına ilişkin işlemlerin izlenmesi için kullanılır.“
Hükmü yer almaktadır.
Mezkur Yönetmeliğin 50 ve 51’inci maddelerinde bu hesaba kayıtların nasıl yapılacağı
da ayrıntılı olarak hüküm altına alınmıştır.
Belediyede hizmet binasında tahsilat vezneleri bulunmakta olup, bu veznelerce tahsil
edilen paralar gün sonunda banka hesabına yatırılmaktadır. Ancak bu nakit paraların kaydı için
kasa hesabı kullanılmamaktadır. Dolayısıyla veznelerce tahsil edilen paraların
muhasebeleştirilmesinde önce Kasa hesabının borcuna, bankaya aktarıldıktan sonra da kasa
hesabının alacağına kaydedilmesi gerekmektedir.
Vezneye yatan paraların 100 Kasa Hesabında izlenmemesi, nakit hareketlerinin mali
tablolarda tam olarak görülmesine engel olmaktadır.
==0
BULGU: Takipli Alacakların Tahsil Oranı Çok Düşüktür.
Kurumun takipli alacaklarına ilişkin yapılan incelemede, 121 Gelirlerden Takipli
Alacaklar hesabında kayıtlı tutarların tahsilinde güçlük yaşandığı ve tahsil oranının çok düşük
kaldığı tespit edilmiştir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 121 Gelirlerden Takipli Alacaklar
Hesabı başlıklı 89’uncu maddesinde;
“Bu hesap, mevzuatı gereğince tahakkuk ettirilen faaliyet alacaklarından takibe alınan
tutarlar ile bunlardan yapılan tahsilat, tecil ve terkinlerin izlenmesi için kullanılır.”
Hükmüne yer verilmiş olup izleyen maddelerinde ise bu hesaba yapılacak kayıtlar
detaylı şekilde açıklanmıştır.
Yıl sonu mizanı kayıtları esas alındığında hesaba kayıtlı toplam borç tutarı
21.872.408,00 TL iken yapılan tahsilat tutarı 2.865.637,77 TL dir. 2018 yılı içerisinde tahsil
edilemeyen toplam takipli alacak tutarı 19.006.790,23 TL olarak gerçekleşmiş olup, bu tutar
toplam bütçe giderlerinin yaklaşık %34’üne tekabül etmektedir.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11’inci maddesinde, üst
yöneticinin, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde
edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden
36
sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
Bu nedenle, kurumun takipli alacaklarını tahsil etmeye dönük çalışmalarını
hızlandırması gerekmektedir.
==0
BULGU: Bütçe Emanetlerinde Yer Alan Tutarlar, Zamanaşımı Dolayısıyla
Bütçeye Gelir Kaydedilmemiştir.
Kurumun yıl sonu mizan tablosunun incelenmesi neticesinde 320 Bütçe Emanetleri
hesabında yer alan tutarlardan beşinci yılın sonuna kadar talep edilmeyen tutarların gelir
kaydının yapılmadığı görülmüştür.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun "Ödenemeyen giderler ve
bütçeleştirilmiş borçlar" başlıklı 34 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında;
"Ödeme emri belgesine bağlandığı halde ödenemeyen tutarlar, bütçeye gider yazılarak
emanet hesaplarına alınır ve buradan ödenir. Ancak, malın alındığı veya hizmetin yapıldığı
malî yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar talep edilmeyen emanet hesaplarındaki tutarlar
bütçeye gelir kaydedilir. Gelir kaydedilen tutarlar, mahkeme kararı üzerine ödenir” Hükmü
yer almaktadır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin 248’inci maddesinde, 320-Bütçe
Emanetleri Hesabı'nın mali yıl içerisinde veya sonunda ödeme emri belgesine bağlandığı halde,
nakit yetersizliği veya diğer sebeplerle ilgililerine ödenemeyen tutarların izlenmesi için
kullanılacağı düzenlenmiştir.
İlgili Yönetmeliğin 249’uncu maddesinde bu hesaba ilişkin işlemler açıklanmıştır.
"Hesabın işleyişi" başlıklı 250’nci maddesinde, zamanaşımına uğraması nedeniyle gelir
kaydedilmesi gereken tutarların, 320-Bütçe Emanetleri Hesabına borç, 600-Gelirler Hesabına
alacak; diğer taraftan 805-Gelir Yansıtma Hesabına borç, 800-Bütçe Gelirleri Hesabına alacak
kaydedileceği belirtilmiştir.
Ancak söz konusu hükümlere uyulmaması sonucunda 320-Bütçe Emanetleri
Hesabından zaman aşımına uğramış toplam 33.390,40 TL'nin hala bu hesapta görünmesi mali
tablolarda hataya sebep olmaktadır.
==0
BULGU: Finansmanın Ekonomik Sınıflandırması Cetveli Hazırlanmamıştır.
NOT: Bütçe denk ise, kurum borçlanma yapmayacaksa, bu cetvel hazırlanmaz.
37
Kurumun, 2018 yılına ilişkin Finansmanın Ekonomik Sınıflandırması Cetvelini
hazırlamadığı görülmüştür.
Bütçenin gelir bütçesine göre denk hazırlanması esastır. Ancak bütçe denkliği her
zaman sağlanamamaktadır. Borçlanma yoluyla elde edilen gelirler bütçede görülmediği için
belediyelerin mevcut borç ödemelerinin takibi ve yeni borçlanmalarının izlenmesi amacıyla,
Finansmanın Ekonomik Sınıflandırması Cetveli hazırlanmaktadır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 20'nci maddesinde;
“Finansmanın ekonomik sınıflandırması
(1) Bütçenin hazırlanmasında;
a) Bütçe açığı ortaya çıkar ise ve bu açık borçlanma yoluyla kapatılacaksa
yapılacak borçlanma tutarı,
b) Bütçe açığı ortaya çıkar ise ve bu açık önceki yıldan nakit devri yoluyla
kapatılacaksa devreden nakit tutarı,
c) Bütçe fazlası ortaya çıkar ise, bu fazlanın nasıl değerlendirileceği,
ç) Alınan borçların anapara ödemeleri,
“Finansmanın Ekonomik Sınıflandırması Cetveli’nde” (Örnek-16) gösterilir.
(2) Alınan borçlar ile bu borçların anapara ödemeleri gelir ve gider bütçelerinde
gösterilmez. Alınan borçların faiz tutarları gider bütçesinin faiz giderleri tertibinden ödenir.”
Hükmü vardır. Bu Cetvelin yeni yapılacak borçlanmalarla birlikte o yıl içerisinde
ödenecek borç anapara ödemelerini de gösterecek şekilde hazırlanması gerekmektedir. Bu
sayede belediyenin borç yapısı daha anlaşılır olacaktır.
==0
TUNCELİ BELEDİYESİ – 2017
BULGU 1: Tapuda Kayıtlı Olan Taşınmaz Mallar İçin Düzenlenen Taşınmaz İcmal
Cetvelinin, Yönetmelikte Bahsedilen Forma Uygun Olmaması.
Tapuda kayıtlı olan taşınmaz mallar için düzenlenen Taşınmaz İcmal Cetvelinin, Kamu
İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmelik’te bahsedilen forma uygun olmadığı
görülmüştür.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 44'üncü maddesinde kamu
idarelerinin taşınmazlarının kaydına ilişkin usul ve esasların çıkarılacak yönetmelik ile
belirleneceği belirtilmiştir.
Buna istinaden 2006/10970 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Kamu İdarelerine Ait
Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmelik çıkarılmıştır. Yönetmeliğin Kayıt Şekli başlıklı 7'nci
maddesinde:
38
(1) Kamu idareleri;
a) Tapu kütüğünde adlarına tescilli olan ve Ek 1’deki Kayıt Planının “Tapuda Kayıtlı Olan
Taşınmazlar” başlığı altında yer alan taşınmazların kaydını Ek 2’deki ‘Tapuda Kayıtlı Olan
Taşınmazlar Formu’nda,
b) (Değişik: 3/6/2014-2014/6455 K.) Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan ve Ek 1’deki Kayıt
Planının “Tapuda Kayıtlı Olmayan Taşınmazlar” başlığı altında yer alan taşınmazlardan
sadece ekonomik olarak değerlendirmeye konu olanlar ile kamusal ihtiyaçlarda kullanılanların
kaydını Ek 3’teki Tapuda Kayıtlı Olmayan Taşınmazlar Formu’nda,
c) Ek 1’deki Kayıt Planının “Orta Malları” başlığı altında yer alan taşınmazların kaydını Ek
4’teki ‘Orta Malları Formu’nda,
ç) Ek 1’deki Kayıt Planının “Genel Hizmet Alanları” başlığı altında yer alan taşınmazların
kaydını Ek 5’teki ‘Genel Hizmet Alanları Formu’nda,
d) Tapu kütüğünde üçüncü kişiler adına tescilli veya diğer kamu idarelerinin yönetiminde
olmakla birlikte irtifak hakkı tesisi, tahsis, kiralama, kullanma izni verilmesi gibi yollarla
kullanım hakkı kendilerine verilen taşınmazların kaydını Ek 6’daki “Sınırlı Aynî Haklar ile
Kişisel Haklar ve Tahsis Formu’nda”,
yer alan bilgileri içerecek şekilde bilgisayarda veya deftere yazarak kaydını tutarlar.
(2) Kamu idarelerinin taşınmaz kayıt ve kontrol işlemleriyle görevli birimlerince hazırlanan bu
formlar taşınmaz icmal cetvelleri hazırlanmak üzere mali hizmetler birimine gönderilir. Mali
hizmetler birimince bu formlar konsolide edilerek bu Yönetmeliğin ekinde (Ek 7) bulunan
örneğe uygun şekilde taşınmaz icmal cetvelleri oluşturulur.
(3) İcmal cetvellerinde, kayıt planında belirtilen unsurların her biri için bir satır ayrılır ve bu
taşınmazlara ilişkin adet, yüzölçüm ve değer toplamları belirtilir.”
hükümleri yer almaktadır.
Bu hükümlere göre, belediye taşınmazlarının söz konusu yönetmelik eki Tapuda Kayıtlı Olan
Taşınmazlar Formu’nda, Tapuda Kayıtlı Olmayan Taşınmazlar Formu’nda, Orta Malları
Formu’nda, Genel Hizmet Alanları Formu’nda, Sınırlı Aynî Haklar ile Kişisel Haklar ve Tahsis
Formu’nda yer alan bilgileri içerecek şekilde bilgisayarda veya deftere yazarak kaydının
tutulması ve bu formların esas alınarak taşınmaz icmal cetvellerinin oluşturulması
gerekmektedir.
Ancak yönetmelikte bahsedilen bu işlemler yapılmamıştır. Taşınmaz malların yönetmelik
ekindeki forma uygun olarak kaydedilmesi gerekmektedir.
BULGU 2: Belediyeye Ait Taşınmazların Değer Tespitinin Yapılmaması ve Muhasebe
Kayıtlarına Alınmaması.
39
Belediye adına tapuda kayıtlı olan 460 adet taşınmazın değer tespitinin yapılmadığı ve ilgili
muhasebe hesaplarına kaydedilmediği görülmüştür.
02.10.2006 tarih ve 26307 sayı ile yayımlanan Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına
İlişkin Yönetmeliğin “Kayıt ve kontrol işlemleri” başlıklı 5’inci maddesinde, tapuda kayıtlı
olan taşınmazların maliyet bedeli üzerinden veya bu bedel belirlenemiyorsa rayiç değer
üzerinden kayda alınması gerektiği, rayiç bedeli belirlenemiyorsa iz bedeli üzerinden kayıtlara
alınacağı ifade edilmiştir.
Yönetmeliğin geçici 1 inci maddesinde ise;
(1) Yönetmeliğin 5 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre maliyet bedeli veya rayiç değerleri
üzerinden muhasebe kayıtlarına alınması gereken taşınmazlar bu değerler üzerinden kayıtlara
alınıncaya kadar emlak vergi değerleri üzerinden ve aşağıdaki şekilde kayıtlara alınır:
a) Taşınmazların fiili envanteri emlak vergi değerleri üzerinden kayıt ve kontrol işlemleriyle
görevli birimlerince, mevcut kullanım şekilleri esas alınarak en geç 30/9/2014 tarihine kadar
tamamlanır ve bu Yönetmelik ekinde yer alan formlara ve icmal cetvellerine kaydedilir.
b) Fiili envanteri yapılan taşınmazlara ait bilgiler muhasebe kayıtları yapılmak üzere ilgili
muhasebe birimlerine verilir. Muhasebe birimleri, kayıtlı taşınmazları ilgili hesaplardan
1/10/2014 tarihi itibarıyla çıkarır ve aynı tarihte fiili envanter bilgileri üzerinden muhasebe
kayıtlarını yapar.
(2) Yönetmeliğin 5 inci maddesine göre yapılması gereken işlemler 31/12/2017 tarihine kadar
tamamlanır.” denilmektedir.
Buna göre; taşınmazlar, maliyet bedeli veya rayiç değerleri üzerinden muhasebe kayıtlarına
alınıncaya kadar, emlak vergi değerleri üzerinden kayıtlara alınacaktır. Taşınmaz malların fiili
envanteri yapılınca, ilgili hesaplardaki tutarlar (250 Arazi ve Arsalar Hesabı, 251 Yeraltı ve
Yerüstü Düzenleri Hesabı, 252 Binalar Hesabındaki tutarlar) çıkartılıp, fiili envanter bilgileri
üzerinden 250, 251, 252 hesaplarına kaydedilir ve bu işlemler, 31/12/2017 tarihine kadar
tamamlanacaktır. Ancak bahsedilen bu işlemler yapılmamıştır.
Belediye adına tapuda kayıtlı olan taşınmazların değer tespitinin Kamu İdarelerine Ait
Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmeliğe uygun olarak yapılması ve değerlerinin ilgili
muhasebe hesaplarına kaydedilmesi sağlanmalıdır.
BULGU 3: Kira Sözleşmesi Biten Taşınmazların Sözleşmesinin, Meclis Kararı ile Her Yıl
Uzatılması.
Kiraya verilen taşınmaz malların sözleşmesi bittiği halde, Meclis ve/veya Encümen
kararı ile sözleşme uzatılmaktadır. Bu şekilde süresi uzatılan taşınmaz sayısı 166 adet olup, bu
uygulama alışkanlık haline gelmiştir.
40
02.10.2017 gün 2017/85 sayılı son meclis kararında, sözleşmeyi uzatma gerekçesi
olarak; ilin sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi, esnafın ve belediyenin ekonomik durumu ve
OHAL gösterilmiştir.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun “Kapsam” başlıklı 1’inci maddesinde;
“… belediyelerin alım, satım, hizmet, yapım, kira, trampa, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi
ve taşıma işleri bu Kanunda yazılı hükümlere göre yürütülür.” denilmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun;
“Belediye Meclisinin Görev ve Yetkileri” başlıklı 18’inci maddesinde;
“Taşınmaz mal alımına, satımına, takasına, tahsisine, tahsis şeklinin değiştirilmesine veya
tahsisli bir taşınmazın kamu hizmetinde ihtiyaç duyulmaması hâlinde tahsisin kaldırılmasına;
üç yıldan fazla kiralanmasına ve süresi otuz yılı geçmemek kaydıyla bunlar üzerinde sınırlı
aynî hak tesisine karar vermek.” ,
“Belediye Encümeninin Görev ve Yetkileri” başlıklı 34’üncü maddesinde;
“Taşınmaz mal satımına, trampasına ve tahsisine ilişkin meclis kararlarını uygulamak; süresi
üç yılı geçmemek üzere kiralanmasına karar vermek.” hükümleri bulunmaktadır.
5393 sayılı Kanun’un ilgili hükümlerine göre, taşınmazların 3 yıla kadar belediye
encümeni kararıyla ihale edilerek kiraya verilmesi mümkündür. 3 yılı aşan kiralamalarda ise
belediye meclisinin kararı gereklidir. Kira süresi biten taşınmazlar için yeniden kiralama
ihalesine çıkılması gerekmektedir.
2886 sayılı Kanun’un “Ecrimisil ve Tahliye başlıklı” 75’inci maddesinde;
“Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malları ve
Vakıflar Genel Müdürlüğü ile idare ve temsil ettiği mazbut vakıflara ait taşınmaz malların,
gerçek ve tüzelkişilerce işgali üzerine, fuzuli şagilden, bu Kanunun 9 uncu maddesindeki
yerlerden sorulmak suretiyle, idareden taşınmaz ve değerleme konusunda işin ehli veya uzmanı
üç kişiden oluşan komisyonca tespit tarihinden geriye doğru beş yılı geçmemek üzere tespit ve
takdir edilecek ecrimisil istenir. Ecrimisil talep edilebilmesi için, Hazinenin işgalden dolayı bir
zarara uğramış olması gerekmez ve fuzuli şagilin kusuru aranmaz. … Kira sözleşmesinin bitim
tarihinden itibaren, işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket
edilir. Aksi halde ecrimisil alınır. İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine, bulunduğu
yer mülkiye amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir.”
denilmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15’inci maddesinde; 2886 sayılı Devlet İhale
Kanunu’nun 75’inci maddesi hükümlerinin belediye taşınmazları hakkında da uygulanacağı
41
belirtilmektedir. Buna göre kurum taşınmazları hakkında da 2886 sayılı Kanunun 75’inci
maddesi uygulanmalıdır.
Söz konusu mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere; kanun koyucu, Belediye
taşınmazlarının bu kanuna göre kiraya verilmesi gerektiği noktasında iradesini ortaya
koymuştur. Bu itibarla Kurum mülkiyetindeki taşınmaz malları kiraya verme işleri 2886 sayılı
Devlet İhale Kanunundaki ihale usullerine göre yapılmalı ve sözleşme süresinin bitiminde aynı
taşınmaz malın kiraya verilebilmesi için yeniden 2886 sayılı Kanundaki belirtilen usullerden
biriyle ihaleye çıkılmalıdır. Kira süresi sonunda işgal devam ederse, sözleşmede aksine hüküm
yoksa ecrimisil alınmalı; işgalin devam etmesi durumunda taşınmazın tahliyesi için ilgili mülki
amire talepte bulunulmalıdır.
İlgili mevzuat gereği, sözleşme sonunda taşınmaz mallar tahliye edilerek, tekrar ihaleye
çıkılması gerekir. Bu sayede rekabet oluşacağından, kamu kaynağı daha ekonomik kullanılmış
olacaktır.
BULGU 4: Mülkiyeti Belediyeye Ait İki Adet Taşınmazın, Belediye Meclisi Kararıyla
Derneklere Süresiz Olarak Tahsis Edilmesi.
Mülkiyeti belediyeye ait iki adet taşınmazın, Belediye Meclisi kararıyla derneklere
süresiz olarak tahsis edildiği görülmüştür.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 75 inci maddesinin d bendinde aynen;
“Belediye, belediye meclisinin kararı üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve
sorumluluk alanlarına giren konularda; …
d) Kendilerine ait taşınmazları, aslî görev ve hizmetlerinde kullanılmak üzere bedelli veya
bedelsiz olarak mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına devredebilir veya
süresi yirmi beş yılı geçmemek üzere tahsis edebilir. Bu taşınmazlar aynı kuruluşlara kiraya da
verilebilir. Bu taşınmazların, tahsis amacı dışında kullanılması hâlinde, tahsis işlemi iptal
edilir. Tahsis süresi sonunda, aynı esaslara göre yeniden tahsis mümkündür.
Kamu kurum ve kuruluşlarına belediyeler, bağlı kuruluşları ve belediye şirketlerince devir veya
tahsis edilen taşınmazlar, kamu konutu ve sosyal tesis olarak kullanılamaz.” Denilmektedir.
Bu hükme göre belediyeler kendilerine ait taşınmazları, aslî görev ve hizmetlerinde
kullanılmak üzere bedelli veya bedelsiz olarak sadece mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve
kuruluşlarına devredebilir veya süresi yirmi beş yılı geçmemek üzere tahsis edebilir.
Kızılay Derneği ve İlim Yayma Cemiyeti kamu kurum ve kuruluşu olmadığı için
belediye tarafından tahsis yapılamaz. Kanuna aykırı olarak gerçekleştirilen taşınmaz tahsisinin
iptali gerekmektedir.
42
Tablo: 3 Tahsis Edilen Taşınmaz Mallar
Taşınmazın Adresi Derneğin Adı Meclis Kararı
(Gün-Sayı)
Moğultay Mah. Eski
Belediye İşhanı A Blok
Kat:2 No:206
Türk Kızılay Derneği
Tunceli Şubesi
05.04.2017 ve
2017/28
Moğultay Mah. Belediye
Sk. Eski Hizmet Binası
Kat:2 No:2
İlim Yayma Cemiyeti
Tunceli Şubesi
05.04.2017 ve
2017/29
BULGU 5: İlk Madde ve Malzeme Hesabı, Tesis, Makine ve Cihazlar Hesabı, Taşıtlar
Hesabı ile Demirbaşlar Hesabının “Sonraki seneye devir” Rakamlarının, Taşınır Mal
Cetveli ile Bilançoda Farklı Olması.
2017 Taşınır Cetvelinde kayıtlı, 150 İlk Madde ve Malzeme Hesabı, 253 Tesis, Makine
ve Cihazlar Hesabı, 254 Taşıtlar Hesabı ve 255 Demirbaşlar Hesabının “Sonraki seneye devir”
rakamları ile aynı hesapların bilançodaki tutarları uyumlu değildir.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunun 50’nci maddesinde; “Bir
ekonomik değer yaratıldığında, başka bir şekle dönüştürüldüğünde, mübadeleye konu
edildiğinde, el değiştirdiğinde veya yok olduğunda muhasebeleştirilir. Bütün malî işlemlerin
muhasebeleştirilmesi ve her muhasebe kaydının belgeye dayanması şarttır.” denilmektedir.
Aşağıdaki tabloda görüleceği üzere taşınırların, Taşınır Kesin Hesap Cetvelindeki
tutarları ile bilançodaki tutarları birbirini tutmamaktadır. Bunun da kullanılan malzemelerin
muhasebe kaydının yapılmaması ve satın alınan ve muhasebeye intikal eden taşınırların taşınır
kayıtlarının yapılmamasından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Belediyenin aynı konudaki iki tablosunun farklı veri üretmesi, mali tablolara olan
güveni yok edecektir.
Tablo 4: 150, 253, 254 ve 255 Hesaplarının Bilanço ve Taşınır Hesabındaki Bakiyeleri
Hesaplar Gelecek Yıla Devreden Tutar
Bilanço Taşınır Hesabı
150 İlk Madde ve Malzeme Hesabı 769.324,70 768.876,30
253 Tesis, Makine ve Cihazlar Hesabı 4.288.495,66 4.294.235,74
43
254 Taşıtlar Hesabı 5.272.079,36 5.288.079,36
255 Demirbaşlar Hesabı 966.977,14 970.039,91
BULGU 6: Bazı Yatırım Harcamalarında, Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabının
Kullanılmaması.
258 Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabı’nda izlenmesi gereken tutarların bu hesapta
takip edilmeyip, doğrudan ilgili maddi duran varlık hesabına alındığı görülmüştür.
Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabı’nın niteliğinin açıklandığı Mahalli İdareler Bütçe
ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 204 üncü maddesine göre bu hesap, yapımı süren maddi duran
varlıklar için yapılan her türlü madde ve malzeme ile işçilik ve genel giderlerin; geçici ve kesin
kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece
onaylandığı tarihte, diğer hallerde işin fiilen tamamlandığını gösteren belgenin düzenlendiği
tarihte, ilgili maddi duran varlık hesabına aktarılıncaya kadar izlenmesi için kullanılır.
Aynı Yönetmelik’in 205 inci maddesinde adı geçen hesabın işleyişi açıklanmış ve
tamamlanıp geçici kabulü yapılan işlere ilişkin tutarların bu hesaba alacak, ilgili maddi duran
varlık hesabına borç kaydedileceği hüküm altına alınmıştır.
Kurum tarafından yılı içerisinde geçici kabulü yapılmayan 3 farklı yapım işine ait belge
ve kayıtlar incelendiğinde, geçici kabul işlemi yapılıncaya kadar 258- Yapılmakta Olan
Yatırımlar Hesabı’nda izlenmesi gereken 936.645,00- TL’nin doğrudan ilgili maddi duran
varlık hesabında izlendiği ve neticede cari yılda devam etmekte olan yatırımların mali tablolara
hatalı bir biçimde yansıtıldığı görülmüştür.
Yapılmakta olan yatırımların, geçici kabulü yapılıncaya kadar 258 No'lu Hesap'ta
izlenmesi gerekmektedir.
Mali tablolarda 258 Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabı toplam 936.645,00-TL daha az,
630 Giderler Hesabı daha fazla görünmektedir.
BULGU 7: Bilgisayar Programı Bedelleri Ödenmesinde Haklar Hesabının
Kullanılmaması.
Maddi olmayan duran varlıklarla (bilgisayar yazılımları) ilgili olarak, ekonomik değer
taşıyan harcamalar 260 Haklar Hesabında izlenmesi gerekirken doğrudan giderleştirilmiştir.
Belediye hizmetlerinde kullanılması için imar, kadastro, şehir planlama ve harita
yazılımları alınmıştır. Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 210’uncu maddesi
gereğince; bedeli karşılığı edinilen hukuki tasarruflar ile belirli alanlarda tanınan kullanma ve
yararlanma gibi hak ve yetkiler dolayısıyla yapılan ve ekonomik değer taşıyan harcamaların
260 Haklar Hesabında takip edilmesi gerekmektedir.
44
10 Ocak 2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Genel Yönetim Muhasebe
Yönetmeliği Genel Tebliği (Sayı: 1)’nin “Amortisman ve tükenme payı süre ve oranları”
başlıklı 5’inci maddesinin 2’nci fıkrasında, tutarına bakılmaksızın maddi olmayan duran
varlıklar için amortisman oranı % 100 olarak belirlenmiştir. Diğer bir ifadeyle maliyet bedeli
bu tutarlara kadar olan duran varlıklar, hesaplara alındığı yılın sonunda tamamen amorti
edilecektir.
Yukarıda yer alan mevzuat düzenlemesindeki amaç, maddi olmayan duran varlıklar için
yapılan harcamaların giderleştirilmesi ama aynı zamanda bilançoda da görülmesinin
sağlanmasıdır. Yapılan uygulamada Belediye tarafından alınan bilgisayar yazılımları
giderleştirilmiş (630 Giderler Hesabı kullanılmış), ancak 260 Haklar Hesabı ve 268 Birikmiş
Amortismanlar Hesabı kullanılmamıştır. Sonuçta bilançoda 260 ve 268 hesapları, toplam
49.259,10- TL eksik yer almaktadır.
BULGU 8: Kiraya Verilen Duran Varlıklar Hesabının Kullanılmaması.
Kurum mülkiyetindeki duran varlıklar kiraya verildiği halde, 990 Kiraya Verilen Duran
Varlıklar Hesabının ve 999 Diğer Nazım Hesaplar Karşılığı Hesabının kullanılmadığı tespit
edilmiştir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 11.09.2011 tarih 28051 nolu
Resmi Gazete ile yapılan değişiklik ile eklenen 410/B maddesinde, kiraya verilen duran
varlıkların, kayıtlı değerleri üzerinden 990 Kiraya Verilen Duran Varlıklar Hesabına borç, 999
Diğer Nazım Hesaplar Karşılığı Hesabına alacak kaydedileceği ifade edilmektedir. Bu hesap,
kiraya verilen taşınmazların takibini kolaylaştırmakta ve bilgi vermektedir. Bu nedenle
Yönetmelik gereği bu hesapların kullanılması gerekmektedir.
BULGU 9: Yıllara Sari Harcama Sözleşmesi Yapıldığı Halde, Gider Taahhütleri ve Gider
Taahhütleri Karşılığı Hesabının Kullanılmaması.
İdarenin, yaptığı sözleşmeyle yıllara sari bir ödeme taahhüdünde bulunduğu halde, 920-
Gider Taahhütleri Hesabı ve 921-Gider Taahhütleri Karşılığı Hesabı kullanmadığı tespit
edilmiştir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 406, 407 ve 408 inci maddelerine
göre;
-İhale dosyası ilk hakedişle birlikte muhasebe birimine verilir. Muhasebe birimince bu
sözleşmelere dayanılarak taahhüt tutarı, taahhüt kartına yazılır ve gider taahhütleri hesabına
kaydedilir.
-Gerek bir mali yıl içinde, gerekse ertesi yıl veya yıllara geçerli olarak yapılan sözleşmelere
dayanılarak girişilen taahhütler, bunlara yapılan ilaveler ve fiyat farkı tutarları ile taahhüdün
45
yerine getirilmesi dolayısıyla nakden veya mahsuben yapılan hakediş ödemeleri ve bu
ödemelerden yapılan kesintiler, taahhüt tutarından yapılan eksiltmeler, kısmen veya tamamen
bozulan sözleşmelere ilişkin taahhütler ve diğer bilgiler “Taahhüt Kartı”na (Örnek: 67)
kaydedilir.
-Gider taahhütleri hesabı, tahakkuk birimleri itibarıyla tutulur ve taahhüt tutarları, bu hesaba
katma değer vergisi hariç tutarlar üzerinden kaydedilir. Bu hesapta yer alan taahhütler, bütçe
hazırlanması sırasında dikkate alınır.
-Girişilen taahhüt tutarları ile bunlara ilave edilen her türlü taahhüt artışı 920 Gider Taahhütleri
Hesabına borç, 921-Gider Taahhütleri Karşılığı Hesabına alacak kaydedilir.
Sonuç olarak mal, hizmet alımı veya yapım işiyle ilgili olarak yıllara sari bir sözleşme
imzalamışsa, 920 ve 921 hesaplarının ve Taahhüt Kartı’nın kullanılması gerekmektedir.
BULGU 10: İşletme Hakkının Devri Niteliğindeki Kiralamalarda, Katma Değer
Vergisinin Tahakkuk Ettirilmemesi.
İşletme hakkının devri niteliğindeki kiralamalarda, tahakkuk kayıtları yapılırken KDV
eklenmediği tespit edilmiştir.
3065 Sayılı KDV Kanununun; 1’inci maddesinin birinci fıkrası ile, ticari, sınai, zirai,
serbest meslek faaliyeti kapsamındaki teslim ve hizmetler, aynı maddenin üçüncü fıkrasının f
bendi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 70’inci maddesinde belirtilen mal ve hakların
kiralanması işlemleri KDV’ye tabi tutulmuş; 17’inci maddesinin dördüncü fıkrasının d bendi ile
de iktisadi işletmelere dahil olmayan gayrimenkullerin kiralanması işlemleri KDV’den istisna
edilmiştir.
Buna göre, belediyelerin iktisadi işletmelere dahil olmayan gayrimenkullerinin
kiralanması işlemi KDV’den istisna edilmişken, GVK’nın 70’inci maddesinde sayılı haklar
arasında yer alan işletme hakkının devri niteliğindeki kiralamalar, KDV’ye tabi bulunmaktadır.
Dolayısıyla belediyenin işletme hakkının devri niteliğindeki kiralamalarda, % 18
oranında KDV tahakkuk ettirmesi gerekmektedir.
Bazı gayrimenkul kiralamalarında, işletme hakkının devri niteliğinde olup olmama
konusu, Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan birçok özelgede açıklanmıştır. Buna göre
belediyeler tarafından kiraya verilen otopark, çay bahçesi, büfe, wc, restoran, halı saha vb. gibi
yerlerin kiralanması, işletme hakkının devri niteliğinde değerlendirilmiştir.
Wc, otopark, hamam gibi işletme hakkının devri niteliğindeki kiralamalarda, ihaleye
KDV’siz rakam üzerinden çıkılıp, tahsilat aşamasında KDV’nin ilave edilmesi gerekmektedir.
46
Tablo: 5 Kira Tahakkuku Yapılırken KDV Eklenmeyen Tesisler
Taşınmazın Adresi Encümen Kararı
(Gün-Sayı)
Aylık Kira
Bedeli
Ali Baba Mah Otobüs
Terminali WC
11.05.2017-70 170,00
Moğultay Mahallesi
Ovacık yolu üzeri WC
27.01.2016-12 120,00
Alibaba Mah Dere Sk
No:1 Otopark
(İlhan Sarı)
25.05.2016-12 940,00
Moğultay Mah Ata Sk
Otopark (Uğur Biçkin)
14.12.2016-162 1.011,00
Atatürk Mah Muhlis
Akarsu Cd Otopark ve
Oto yıkama yeri (Ali
H. Ağırkaya)
30.10.2014-194 690,00
Alibaba Mah Dere Sk
Hamam (Özgür
Tütmez)
09.03.2016-30 643,00
BULGU 11: 3213 Sayılı Maden Kanunu, 5686 Sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal
Mineralli Sular Kanunu ile 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu Gereği Alınması
Gereken Belediye Payının, İlgili Kurumlardan Talep ve Takibinin Yapılmaması.
3213 sayılı Maden Kanunu, 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular
Kanunu ile 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu gereği alınması gereken belediye payının,
ilgili kurumlardan talep ve takibinin yapılmadığı tespit edilmiştir.
5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu'nun 10 uncu
maddesinde;
“... e) İdare payı: Akışkanın doğrudan ve/veya dolaylı kullanıldığı tesislerin gayrisafi
hasılatının % 1’i tutarında idare payı, her yıl Haziran ayı sonuna kadar idareye ödenir. Tahsil
47
edilen tutarın beşte biri, idare tarafından, kaynağın bulunduğu belediye veya köy tüzel
kişiliğine bir ay içerisinde ödenir”
3213 sayılı Maden Kanunu'nun 7 nci maddesinde;
“(Ek fıkra: 10/6/2010-5995/3 md.) Maden üretim faaliyetleri ile bu faaliyetlere dayalı ruhsat
sahasındaki tesisler için işyeri açma ve çalışma ruhsatları il özel idareleri tarafından verilir.
Bu ruhsatların verilmesi sırasında 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu hükümlerine göre
belediyelerin tahsil ettiği işyeri açma izni harcı il özel idaresi tarafından tahsil edilir. Bu
bedelin % 50’si ruhsatın bulunduğu bölgeyle sınırlı olarak altyapı yatırımlarında kullanılmak
üzere, doğrudan ilgili ilçe veya ilçelerin Köylere Hizmet Götürme Birlikleri hesabına aktarılır.
Bu alanların belediyelerin mücavir alanı içerisinde kalması durumunda tahsil edilen harcın %
50’si ilgili belediyenin hesabına aktarılır”
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun mükerrer 97 nci maddesinde;
“Müze giriş ücretleri ile madenlerden belediyelere pay:
(Ek: 4/12/1985-3239/126 md.)
a) Türkiye Büyük Millet Meclisine bağlı milli saraylar hariç belediye ve mücavir alan sınırları
içinde gerçek ve tüzelkişilerce işletilen her türlü müzelerin giriş ücretlerinin % 5'i belediye
payı olarak ayrılır.
Belediye payı olarak ayrılan miktarın, tahsilini takip eden ayın 15 inci günü akşamına
kadar müzenin bulunduğu yer (27.6.1984 gün ve 3030 sayılı Kanunun uygulandığı şehirde
Büyük Şehir Belediyelerine) belediyesine ödenmesi mecburidir.
Büyük Şehir Belediyelerince tahsil edilen payın yüzde 75'i İçişleri Bakanlığınca
bildirilecek son genel nüfus sayımı sonuçlarına göre nüfusları oranında ilgili ilçe
belediyelerine dağıtılır.
b) (Değişik: 26/5/2004-5177/33 md.) Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde
faaliyet gösteren maden işletmelerince, 3213 sayılı Maden Kanununun 14 üncü maddesinde
yer alan paylara ilaveten yıllık satış tutarının % 0,2'si nispetinde belediye payı ayrılır.
Bu pay, Devlet hakkının Hazineye ödenmesi sırasında ruhsat sahibi tarafından ilgili
belediyeye ödenir” Denilmektedir.
Belediye mücavir alanı içerisinde, muhtelif jeotermal ve maden üretim tesisleri
bulunmaktadır. Bu firmalar işyeri açma ruhsat harcı ile her yıl idare payını Defterdarlık ile
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğüne ödemektedir. Ödenen
tutarların bir kısmı belediye payı olarak, ilgili kurum tarafından belediyeye ödenmesi
gerekmektedir.
48
Belediye mücavir alanı içerisinde faaliyette bulunan maden ve jeotermal firmalarının
tespiti ve belediyeye ödenmesi gereken payların istenmesi için ilgili kurumlara (Defterdarlık,
Enerji Bakanlığı ve İl Özel İdaresine) yazı yazılması gerekir.
BULGU 12: Elektronik Haberleşmede Kullanılan Kabloların, Belediye Taşınmazlarından
Geçirilmesi Aşamasında, Yönetmelik Hükümlerinin Uygulanmaması.
Elektronik haberleşmede kullanılan kabloların taşınmazlardan geçirilmesi aşamasında
Yönetmelik hükümlerinin uygulanmadığı tespit edilmiştir.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından düzenlenen ve 27.12.2012
tarihli Resmi Gazetede yayımlanan, Sabit ve Mobil Haberleşme Altyapısı veya Şebekelerinde
Kullanılan Her Türlü Kablo ve Benzeri Gerecin Taşınmazlardan Geçirilmesine İlişkin
Yönetmelik, haberleşmede kullanılan kabloların taşınmazlardan geçirilmesiyle ilgili geçiş
hakkını ve geçiş hakkına ilişkin alınacak ücretleri düzenlemektedir.
Yönetmeliğe göre, Geçiş Hakkı Sağlayıcısı olan belediye, yönetmelik Ek-1’ de
belirtilen üst sınırı geçmemek üzere, geçiş hakkı ücreti almak zorundadır. Gerek ilgili firma,
gerekse belediye tarafından yapılması gereken işlemler ayrıntılı olarak anlatılmaktadır.
Madde 9/4 e göre, geçiş hakkı nedeniyle yapılacak keşif ücreti, sabit ve mobil
haberleşme altyapısı veya şebekelerinde kullanılan her türlü kablo ve benzeri gerecin
taşınmazlardan geçirilmesi nedeniyle taşınmazın tekrar eski haline getirilmesi bedeli, yer
değişikliği bedeli, var olan faaliyeti durdurma bedeli ve benzeri adlarla alınan diğer bedeller ve
tazminatlar, bu Yönetmelikte belirlenen ilkelere ve hükümlere uygun olmak kaydıyla ve
taraflar arasında yapılan geçiş hakkı anlaşmasında aksi belirtilmediği takdirde, işletmeci
tarafından ayrıca karşılanacaktır.
Ayrıca firma, geçiş hakkına ilişkin anlaşma ve ekleri ile değişikliklerini, her türlü bilgi
ve belgeyi süresi içerisinde eksiksiz ve doğru olarak EHABS denilen bilgi sistemine kaydetmek
zorundadır.
İl Telekom Müdürlüğü ile 14.06.2016 tarihinde bir protokol yapılmıştır. Bu protokolün
4 üncü maddesinde, belediye sınırları dahilinde, telefon hatlarının çekilmesi nedeniyle yollarda
meydana gelen zararların giderileceği, yol ve kaldırımın eski haline getirilmemesi halinde,
Belediye Meclisinin belirlediği fiyatlar üzerinden hesaplanan tutarın belediyeye ödeneceği
ifade edilmiş, ancak geçiş hakkı ücretiyle ilgili bir hüküm konulmamıştır.
Belediyede, elektronik haberleşme hizmeti sunan işletmelerle anlaşma yapma, geçiş
hakkı ücreti tahsil etme ve Yönetmelikte bahsedilen diğer işlemlerin yapılması şeklinde bir
uygulama bulunmamaktadır. Belediye Meclisi tarafından, yönetmelikte belirtilen üst sınırı
49
aşmamak üzere bir geçiş hakkı ücret tarifesi belirlenmemiştir. Bu konu 2016 denetim raporunda
da dile getirilmiş, ancak idare gerekeni yapmamıştır.
BULGU 13: Kamu Kurumları Tarafından Kamulaştırma Yapıldığında, İl Tapu
Müdürlüğünce Kamulaştırma Bilgilerinin Belediyeye gönderilmemesi.
Kamu kurumları kamulaştırma yapınca, İl Tapu Müdürlüğü’nün kamulaştırma
bilgilerini belediyeye bildirmediği tespit edilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu, belediyeler
tarafından tahsil edilen ve önemli bir gelir kaynağı olan emlak vergisini güvence altına almak
amacıyla tapu idaresine kamulaştırma ve devir gibi mülkiyet değişimlerini ilgili belediyeye
bildirme zorunluluğu getirmiştir. Emlak vergisinin beyana dayalı bir vergi olması nedeniyle bu
zorunluluk bir vergi güvenlik önlemidir.
Belediye sınırları içerisinde yapılmış olan kamulaştırma işlemlerinin tapu idaresi
tarafından ilgili belediyeye bildirilmemesi sonucunda;
-Kamulaştırılarak kamu tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan gayrimenkule ilişkin daha
önceden beyanname verilmediği, emlak vergisi ödenmediği ve bildirim yapılmamış
olduğundan bu hatanın düzeltilmeden devam ettiği,
-Kamulaştırılarak kamu tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan gayrimenkule ilişkin daha
önceden gelen emlak vergisi borçlarının bulunduğu ve bildirim yapılmamış olduğundan bu
hatanın düzeltilmeden devam ettiği,
-Kamulaştırılarak kamu tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan gayrimenkule ilişkin
Kamulaştırma Kanunundan kaynaklanan ek emlak vergisinin beyan edilmediği ve bildirim
yapılmamış olduğundan bu hatanın düzeltilmeden devam ettiği,
-Bildirim yapılmamış olması nedeniyle beyanname verilmiş olan gayrimenkullerde kamu adına
tescil tarihinden sonra tahakkuk yapılmaması gerekirken, eski malik adına tahakkuk yapılmaya
devam edildiği, tespit edilmiştir.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 30 uncu maddesinde, Tapu dairelerinin devir ve
ferağ işlemini, işlemin yapıldığı ayı takip eden ayın 15'inci günü akşamına kadar ilgili
belediyeye bildireceği, ifade edilmektedir.
Tapu Müdürlüğü ile irtibata geçilerek, kurumlarca yapılan kamulaştırma bilgilerinin
temin edilmesi ve o taşınmazlarla ilgili emlak vergisinin tahsil edilmesi/kayıtların kapatılması
gerekmektedir.
50
BULGU 14: İki Adet İşhanında Bulunan WC’lerin Su Tüketimleri, İşhanı Yönetimi
Adına Faturalandırılmadığı İçin, Su Bedelinin Tahsilinde Sıkıntıların Yaşanması.
İki adet işhanında bulunan WC’lerin su tüketimleri, İşhanı Yönetimi adına
faturalandırılmadığı için, su bedelinin tahsilinde sıkıntılar yaşandığı tespit edilmiştir.
Eski Belediye Hizmet Binası ile Eski Belediye İşhanında bulunan tuvaletleri, genelde
oradaki esnaf kullanmaktadır. Bu tuvaletlerin su aboneliği belediye adına olduğu için İşhanı
Yönetimi su faturasını ödemeye yanaşmamakta, sonuçta belediye alacağı günden güne
artmaktadır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, Üst
Yönetici olan Belediye Başkanının, kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde
edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden sorumlu
olduğu ifade edilmektedir.
İşhanı Yönetimi ile su abonelik sözleşmesi imzalanarak, faturalar Yönetim adına
düzenlendiği takdirde, su alacakları tahsil edilebilecektir.
Tablo: 6 Eski Belediye Hizmet Binası ile Eski Belediye İşhanından
Tahsil Edilemeyen Su Tüketim Bedelleri Toplamı (19.03.2018)
Adı Sicil No Su Borcu (TL)
Eski Belediye İşhanı 11265 12.543,37
Eski Belediye Hizmet Binası 26784 761,67
Toplam 13.305,04
BULGU 15: Kıdem Tazminatı Karşılığı Tutarının Hesabında, Emekliliği Hakeden Bütün
İşçilerin Dikkate Alınmaması.
472 Kıdem tazminatı karşılığı tutarının hesabında, emekliliği hakeden bütün işçilerin
dikkate alınmadığı tespit edilmiştir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin;
-330 uncu maddesinde; 472 Kıdem tazminatı karşılığı hesabının ayrılan uzun vadeli kıdem
tazminatları karşılıklarının izlenmesi için kullanılacağı,
-331 inci maddesinde ise, hesaplanan kıdem tazminatı karşılık tutarlarının bu hesaba alacak,
630-Giderler Hesabına borç kaydedileceği, vadeleri bir yılın altına düşen kıdem tazminatı
karşılıklarının ise bu hesaba borç, 372- Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabına alacak
kaydedileceği, ifade edilmektedir.
51
Belediyede 74 adet daimi işçi çalışmaktadır. Yapılan incelemede 2017 bütçesi
hazırlanırken, kıdem tazminatı karşılığı olarak 100.000,00 lira ödenek ayrıldığı görülmüştür.
Oysa yapılması gereken; bütçe hazırlanmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna yazı yazılarak,
emekliliği hakeden daimi işçiler belirlendikten sonra, hizmet sürelerine göre kıdem tazminatı
hesaplanmalı, bu kadar ödenek ayrılıp, yıl başında 472 hesabına kaydedilmeli ve emanet
hesabına alınmalıdır. Bunlardan faaliyet dönemi içinde ödeneceği öngörülen tutarlar ise, 472
hesabından 372 hesabına aktarılması gerekmektedir. Kıdem tazminatı karşılığı tutarların eksik
olması nedeniyle, 472 hesabı mali tablolarda hatalı görünmektedir.
BULGU 16: Daimi İşçilere Ait Yıllık Ücretli İzinlerin Biriktirilmesi.
Kadrolu işçilerin çoğunluğunun yıllık izinlerini kullanmayıp biriktirdiği ve biriktirilen
izinlerin emeklilik aşamasında toplu izin ücreti ödemelerine dönüştürüldüğü görülmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 50 nci maddesinde, dinlenmenin çalışanların bir
hakkı olduğu ve bu hakların kullanımının kanunla düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 53’üncü maddesinde işçilere yıllık izin verileceği ve yıllık
ücretli izin hakkından vazgeçilemeyeceği, 56’ncı maddesinde yılık iznin 53’üncü maddede
gösterilen süreler içinde işveren tarafından sürekli bir şekilde verilmesinin zorunlu olduğu,
59’uncu maddesinde iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak
kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücretin sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti
üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödeneceği, 60’ıncı maddesinde yıllık ücretli izinlerin,
yürütülen işlerin niteliğine göre yıl boyunca hangi dönemlerde kullanılacağı, izinlerin ne suretle
ve kimler tarafından verileceği veya sıraya bağlı tutulacağı, yıllık izninin faydalı olması için
işveren tarafından alınması gereken tedbirler ve izinlerin kullanılması konusuna ilişkin usuller
ve işverence tutulması zorunlu kayıtların şekli Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
tarafından hazırlanacak bir yönetmelikle gösterileceği belirtilmiş, 03.03.2004 tarih ve 25391
sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği'nde de Kanuna uygun olarak
yıllık izinlerin kullanımı ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır.
Yine Kanunu’nun “Yıllık ücretli izin hükümlerine aykırılık” başlıklı 103 üncü
maddesinde, yönetmeliğe aykırı olarak izin kullandırmayan veya eksik kullandıran işverene bu
durumda olan her işçi için idari para cezası verileceği hükmü vardır. İdari para cezası ödenmesi
durumunda, görevini yapmayan harcama yetkililerine rücu edilmesi mevzuat gereğidir.
Belediye ile Genel-İş Sendikası arasında yapılan toplu iş sözleşmesinin 61 inci
maddesinde, işçilere hizmetine göre 25-30 gün arası ücretli izin verileceği, yıllık izin hakkından
vazgeçilemeyeceği hükmü vardır.
52
“Dinlenme” bir hak olarak Anayasamızda yer almakta, İş Kanunu da bu haktan
vazgeçilemeyeceğini hüküm altına almaktadır. Bir yıl boyunca fiziken çalışarak yorulan bir
işçinin dinlenmesi, hem kendi sağlığı, hem de iş güvenliği açısından gereklidir.
İş Kanununun 59’uncu maddesinde yer alan, “İş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle
sona ermesi halinde, işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücretinin,
sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödeneceğine”
yönelik düzenlemenin, yıllık iznin kullanılıp kullanılmamasına ilişkin bir esneklik olarak değil,
izin kullanılamadan iş akdinin feshedilmiş olması durumlarında, işçinin mağduriyetinin
önlenmesi olarak algılanması gerekmektedir.
İşçi emekli olduğunda veya iş sözleşmesi son bulduğunda, kullanılmayan izin sürelerine
ait ücretinin son ücret üzerinden ödenmesi nedeniyle işçiler izin kullanmaktan feragat
edebilmektedir. İşveren olarak kurum yönetimlerine düşen görev çalışanların anayasal
haklarının kendi rızalarıyla bile olsa ihlaline yol açan bu uygulamaya izin vermemek
olduğundan, yıllık izinlerin kanunun öngördüğü şekilde kullandırılması sağlanmalıdır. Yıllık
izni kullandırma zamanını belirlemek işverenin yönetim yetkisi kapsamındadır. Bazı
dönemlerde iş yoğunluğu azalmaktadır. İdare, işleri aksatmayacak şekilde toplu izin
uygulayabilir, tüm izni bir anda kullandırabileceği gibi, aylara da bölebilir.
Sonuç olarak, sözü edilen düzenlemeler uyarınca, işçi yıllık izin hakkından feragat
edemez. İşçilerin emekliliği sırasında, gerek idarenin mali külfetlerle karşılaşmaması, gerekse
idari para cezalarına muhatap olmaması için, yıllık izinlerin düzenli olarak kullandırılması
uygun olacaktır.
BULGU 17: Belediyenin Bilişim Sistemi ve Yönetim Politikasının, Standartlara Uygun
Olmaması.
Kurumun bilişim sistemi incelenmiş ve şu sonuçlara varılmıştır:
-Telsiz sistemi ve telefon santralı analogtur. (Dijital/sayısal sistem, iletişim maliyetlerini
düşürmesinin yanı sıra yüksek kalitede ses transferi sağlamaktadır)
-Yönetim Bilgi Sistemi (YBS) ve Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi (BGYS)
kullanılmamaktadır. (Bu sistemlerin veriyi/bilgiyi toplayan, saklayan, işleyen, yeni bilgi
oluşturan, paylaşan ve karar vermeyi sağlayan sistem olması nedeniyle; hızlı bilgi akışı,
sorunun hızlı tespiti, hızlı çözüm, raporlama, kaynak ve zaman tasarrufu ile bilgi güvenliği
sağlar, verilen kamu hizmetinin kalitesini artırır)
-Kurumun bilişim sistemi konusunda (yönerge, yönetmelik, talimat, genelge, yazı vs) şeklinde
bir düzenlemesi bulunmamaktadır.
53
-Riskler düzenli olarak gözden geçirilmemekte, risk kütüğü tutulmamakta, risk
değerlendirilmesi ile görevli bir birim bulunmamaktadır.
-Bilişim sisteminin standartlara uygunluğu düzenli olarak kontrol/test edilmemektedir.
-İnternet hizmetinin kalitesini düşüren bakır kablolar kullanılmakta, fiber optik kablo
kullanılmamaktadır.
-Bilgi İşlem Bürosu kurulmamıştır. Bilişim sistemiyle sadece bir taşeron işçi ilgilenmektedir.
-Lisanssız/izinsiz programlar kullanılmaktadır.
-Personelin her türlü programı bilgisayarına yüklemesine izin verilmektedir.
Sistem odasıyla ilgili olarak;
-Odaya anahtarla girilmektedir. Girişte kimlik kartı veya elektronik giriş kartı kullanılmaması
risk oluşturmaktadır.
-Odanın kapısı tahta olup yangına karşı savunmasızdır.
-Odada cihazları koruyan anti-statik döşeme bulunmamaktadır.
-Yangın/ hırsız alarmı, yangın tüpü, duman dedektörü, otomatik söndürme sistemi
bulunmamaktadır.
-Kılimanın bir adet olması risk oluşturmaktadır.
-Deprem gibi olağanüstü durumlarda sistemin kesintisiz çalışmasını sağlayan, Felaket
Kurtarma Merkezi oluşturulmamıştır.
-Sistem yedeklerinin, sistem odasıyla aynı binada bulunması risk oluşturmaktadır.
-Kişiye özel kuralların oluşturulmasını sağlayan domain kullanılmamaktadır.
-Dışarıdan getirilen bir bilgisayar belediye internet ağına girebilmektedir.
-Kamera kayıtlarının görüntüleri en fazla 30 gün saklaması risktir.
Şifre belirlenmesiyle ilgili olarak;
-Sistem 1,2,3,4 gibi ardı ardına takip eden rakam ve harfleri şifre olarak kabul etmektedir,
-Şifrenin belirli aralıklarla değiştirilmesini zorunlu kılan düzenleme bulunmamaktadır,
-Yazılan şifrenin ekranda görünmemesi sağlanmamıştır,
-Sisteme şifre ile giriş yapıldıktan sonra, sistem açık bırakılarak belirli bir süre
kullanılmadığında, sistem otomatik olarak kapanmamaktadır.
Ayrıca belediyenin ek binalarında kullanılan internet ağında, güvenlik duvarı
bulunmamakta ve log kayıtları tutulmamaktadır.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst
yöneticilerin, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde
edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî
yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinden sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
54
26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Kamu İç Kontrol
Standartları Tebliği ile, bilişim sisteminin nasıl olacağı konusunda standartlar ve genel şartlar
belirlenmiştir.
ISO/IEC 27001 ve ISO/IEC 27002 uluslararası standartlarında, bilgi güvenliği kriterleri
belirlenmiştir. Bilgi ve iletişim sistemlerinde bulunan güvenlik zafiyetleri, bu sistemlerin
hizmet dışı kalmasına veya kötüye kullanılmasına, can kaybına, büyük ölçekli ekonomik
zarara, kamu düzeninin bozulmasına veya ulusal güvenliğin ihlaline neden olabilecektir.
Standartlara uygun bir bilişim sistemi kurulursa, 5018 sayılı Kanunda ifade edilen
“Kamu kaynağının verimli kullanılması ve kötüye kullanımının engellenmesi” ilkesi
gerçekleşmiş olacak, bu sayede belediye hizmetlerinin kalitesi artacaktır.
BULGU 18: Coğrafi ve Kent Bilgi Sisteminin Kurulmaması.
Coğrafi ve Kent Bilgi Sisteminin (CBS) kurulmadığı tespit edilmiştir.
Belediye ulaşımdan, planlamaya, çevrenin korunmasına, atık yönetimine, ekonomiye,
sağlığa, eğitime, kent güvenliğine ve turizme kadar çok sayıda kamu hizmetini yerine
getirmektedir. Belediyede gaz, su, emlak, çevre temizlik, imar ve harita birimlerinde
birbirinden bağımsız bilgi sistemleri kurulmaktadır. Bu da belediye yönetimi için ekonomik
kayıplara neden olmakta, ayrıca aynı bilgilerin farklı birimlerde üretilmesi bilgi karmaşası
sorununu doğurmaktadır.
İşte bu noktada Coğrafi ve Kent Bilgi Sistemleri (CBS), belediyenin faydalanmasına
sunulmakta, artan ve karmaşıklaşan kentsel sorunların çözümü çabalarına büyük katkı
sağlamaktadırlar.
CBS; her türlü coğrafi referanslı bilginin etkin olarak elde edilmesi, depolanması,
güncellenmesi, kullanılması, analizi ve görüntülenmesi için bilgisayar donanımı, yazılımı,
personel ve yöntemlerin organize olarak bir araya toplanmasını ifade eder. Dünya genelinde
GIS (Geographic Information System) olarak adlandırılan bu sistem, gelişmeye dayalı yerel
yönetim stratejisinde kentlerin planlanması, planların uygulanması, kentli ve taşınmazların
coğrafi olarak izlenmesi gibi alanlarda etkin şekilde kullanılan bir araç haline gelmiş ve kent
bazına indirgendiğinde Kent Bilgi Sistemi (KBS) çatısı altında yerini almıştır.
Kent bilgisi, altyapıdan üstyapıya, planlamadan sağlığa, güvenlikten ulaşıma, eğitimden
turizme kısaca kent hayatındaki tüm olgulardır. Kurumlarca toplanan, saklanan, paylaşılan ve
gerektiğinde kamuya sunulan hizmetlerdeki her bir fonksiyon, kent bilgisiyle doğrudan
ilişkilidir. Kent bilgi sistemleri ise kent ve kentliye ait bilgilerin belirli yöntemlerle toplanması
uygun yazılım ve donanımlar kullanıp bir veri tabanına aktarılması, veriler arasındaki ilişkilerin
kurulması, yönetilmesi ve doğru sorgulamalar oluşturup analizlerin yapılarak kentin her türlü
55
ekonomik, sosyal, kültürel, idari ve diğer hizmetlerinin en iyi şekilde gerçekleştirilmesini
sağlamak amacı ile kurulan sistemleri ifade eder.
KBS’ler kentsel faaliyetlerin yerine getirilmesinde optimum karar verebilmek için
ihtiyaç duyulan, planlama, mühendislik, eğitim, sağlık, emniyet turizm ve benzeri temel
hizmetler ile, yönetimsel bilgileri hızlı ve sağlıklı bir şekilde irdelemekte, bilgisayar
teknolojisinin yardımıyla, kentin sosyokültürel gelişiminin izlenerek gerekli fiziksel planlama
çalışmalarının yönlendirilmesine, kentin alt ve üst yapı tesislerinin bakım-onarım ve
yenilenmesine, imar-kadastro-insan-toprak ilişkilerinin kurulmasına, ulaşım-nüfus-suç vb.
analizlerin yapılmasına çağdaş bir anlayışla yardımcı olmaktadırlar. Hızla büyüyen ve gelişen
kentlerin bugüne ve yarına ilişkin ihtiyaçlarının karşılanabilmesi bakımından, bilgi
sistemlerinin kurulması ve önemli bir hizmet aracı olarak düşünülmesi, Türkiye’de de
belediyelerin gündemine girmiş bulunmaktadır.
Belediyeler, kent halkının yerel nitelikteki ortak hizmetlerinin yürütülmesinde görevli,
yetkili ve sorumludurlar. Yönetimlerde sağlıklı bilgiye hızlı erişimin sağlanması, kentsel
faaliyetlerin yerine getirilmesi, kente ait konumsal bilgilerin kontrol altına alınarak düzenli bir
şekilde işlenmesi ile mümkün olacaktır. Belediyede Harita ve Kadastro, İmar ve Planlama,
Yapı Kontrol, Emlak ve İstimlâk ve Fen İşleri Müdürlükleri vb. birimlerdeki konum bilgisine
dayalı hizmetlerin yürütülmesi aşamasında, veri temininin zorluğu ve organizasyon
eksikliğinden yoğunluk yaşanmakta ve işlemler zamanında yerine getirilememekte, tapu
kayıtlarının güncelleştirilmemesinden dolayı emlak vergisi kayıpları meydana gelmektedir.
Gelişen teknoloji ile kentteki konumsal bilgiler, bir araya getirilerek bir bilgisayar
ortamında depolanabilmekte ve işlemler bu bilgisayarlar aracılığı ile takip ve organize
edilebilmektedir. Bilgi teknolojisi, karar alma sürecinde temel girdileri oluşturan bilgilerin
hızlı, güvenilir ve kapsamlı olmasını sağlayarak, karmaşık organizasyonların etkin ve verimli
bir biçimde yönetimini kolaylaştırmaktadır. Bilgi teknolojisinden etkin olarak yararlanmak
belediyenin başarısı için ön koşul olmuştur.
Kent bilgi sistemleri;
. Hava fotoğrafları ve uydu görüntüleri verileriyle kaçak yapılaşmanın önlenmesi,
. Kentsel arazi kullanım, nazım ve uygulama imar planlarının üretilmesi,
. Yapılaşmanın imar verilerine göre kontrolü,
. İmar izni yapım ve işyeri ruhsatlarının doğru verilere uygun verilmesi,
. Kentin tarihsel ve yeşil dokusunun korunması,
. Emlak vergisinin geoteknik verilerden yararlanarak belirlenmesi ve vergi tahsilâtının mülkiyet
verilerinden yararlanılarak yapılabilmesi (dolayısıyla gelirlerin artması),
56
. Kentsel toprak değer analizleri yapılarak haksız kazancın ve vergi kaybının önüne geçilmesi,
. Ulaşım ve taşıt trafiğinin daha sağlıklı bir şekilde düzenlenmesi,
. Trafik hacminin kaza verilerinin analizi ve buna göre ulaşım planlarının hazırlanması gibi
önemli konularda katkı sağlayacaktır.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst
yöneticilerin, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde
edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî
yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinden sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
03.07.2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nda belediyelerin görev ve
sorumluluklarını hükme bağlayan 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında, “Belediye, mahalli
müşterek nitelikte olmak şartıyla;
a) (…) coğrafî ve kent bilgi sistemleri (…) hizmetlerini yapar veya yaptırır.” denilmektedir.
Yine 10.07.2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7 nci maddesinde
“Coğrafî ve kent bilgi sistemlerini kurmak” büyükşehir belediyelerinin görev, yetki ve
sorumlulukları arasında sayılmaktadır.
Bu çerçevede coğrafi ve kent bilgi sistemleri, kentsel hizmetlerin verimli yapılmasını
sağlayan bir araç olmasının yanında, yasal mevzuat gereği yerine getirilmesi gereken bir
görevdir.
BULGU 19: Belediyenin E-Devlet Kapısını Kullanmaması.
Vatandaşın bütün kamu hizmetlerinden hızlı bir şekilde ve internet ortamında
faydalanabilmesi amacıyla, 24/3/2006 tarihli ve 2006/10316 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile
e-Devlet Kapısı (www.turkiye.gov.tr) oluşturulmuştur. Ancak belediye bu sistemi
kullanmamaktadır.
E-Devlet kapısı ile bürokrasinin azaltılması, vatandaşın kamu hizmetlerine güvenli ve
hızlı bir şekilde ulaşması amaçlanmaktadır. Bu sayede bütün kamu kurumlarının hizmetleri,
elektronik ortamda ve bir noktadan verilmektedir.
57
31.07.2009 tarihinde yürürlüğe giren Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Uyulacak Usul
ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğin;
4 üncü maddesinde, idarenin vermiş olduğu hizmetlerin e-Devlet Kapısı ile entegre olmasını
sağlamak zorunda olduğu,
5 inci maddesinde ise, sunduğu kamu hizmetlerinin envanterini yönetmelik ek-1’e göre
oluşturarak kurumsal internet sayfasında ve e-Devlet Kapısında en güncel şekli ile
yayınlayacağı, ifade edilmektedir.
03.09.2016 tarih ve 29820 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan E-Devlet Hizmetlerinin
Yürütülmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ile, e-Devlet hizmetlerinin
kapsamı ve yürütülmesine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst
yöneticilerin kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve
kullanımını sağlamaktan sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
Kamu hizmetlerini yerine getirmekle yükümlü olan kurumların e-Devlet Kapısına
entegre edilmesi ile vatandaşın Devlet ile olan işleri daha hızlı yürütülecek, kurumun çalışma
verimi artacak ve ülke ekonomisine ciddi katkı sağlanmış olacaktır. Bu sayede kamu
kaynağının ekonomik kullanılması ilkesi gerçekleşmiş olacaktır.
BULGU 20: Belediyenin E-İmza Kullanmaması.
Belediyenin e-imza kullanmadığı tespit edilmiştir.
Elektronik imzanın hukukî ve teknik yönleri ile kullanımına ilişkin esasları düzenleyen
5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu, 23.07.2004 tarihinde yürürlüğe girmiş, ardından
Elektronik İmza Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik
yayınlanmıştır.
Bu iki mevzuat e-imza kullanımı hakkında bilgiler vermektedir. E-imza, belgelerin
elektronik ortamda oluşturulmasını sağlar. E-imza ile oluşturulan belge, elle atılan imza ile aynı
hukuki geçerliliğe sahiptir. Bu sayede bilgi-belge akışı hızlanır, kırtasiyecilik azalır, kurumsal
verim artar. Sonuçta, hem kamu hizmeti daha kaliteli hale gelir, hem de kamu kaynakları daha
ekonomik kullanılmış olur.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst
yöneticilerin kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve
kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden sorumlu olduğu ifade
edilmektedir. E-imza, emek ve zaman tasarrufu ile kamu kaynaklarının ekonomik
kullanılmasını sağlayacaktır.
58
BULGU 21: Belediyenin Elektronik (Dijital) Arşive Geçmemesi ve Arşiv Odalarının
Standartlara Uygun Olmaması.
Yapılan fiili denetimde elektronik arşivin oluşturulmadığı, arşiv odalarının bodrum
katında olduğu, yangın tüpü, duman dedektörü ve otomatik yangın söndürme sisteminin
bulunmadığı, yangın, su baskını ve depreme karşı tedbir alınmadığı görülmüştür.
Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğin 4
üncü maddesinde, basılı ortamdaki bilgi ve belgelerin elektronik ortama taşınması gerektiği
ifade edilmektedir.
Ayrıca, personel özlük dosyalarının elektronik ortama taşınmaması, muhtemel yangın
sel vb. durumlardaki belge zayiatlarında, personel özlük işlemlerinin yapılmasında sıkıntıya
sebep olacaktır.
Yangın öncesinde ve sırasında alınacak tedbirlerin, organizasyonun, eğitimin ve
denetimin usul ve esaslarını belirlemek amacıyla, Binaların Yangından Korunması Hakkında
Yönetmelik 19.12.2007 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmıştır.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst
yöneticilerin kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve
kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden sorumlu olduğu ifade
edilmektedir.
Belgelerin elektronik ortama aktarılması ve arşiv odalarının standartlara uygun hale
getirilmesi, kamu kaynaklarının tasarruflu kullanılmasını sağlayacaktır.
BULGU 22: İç Kontrol Sisteminin Oluşmasına Yönelik Çalışmaların Yapılmaması.
Kurumun iç kontrol sistemi incelendiğinde şu eksiklikler tespit edilmiştir:
-İdarenin 28.03.2017 tarihinde hazırladığı İç Kontrol Sistemi Değerlendirme Raporu’nda
bahsedilen eksiklikler Eylem Planı haline getirilmemiştir.
-Yine aynı tarihte Mali Hizmetler Müdürlüğü tarafından hazırlanan Kamu İç Kontrol
Standartlarına Uyum Eylem Planı, uygulanması için birimlere gönderilmemiştir.
-Belediyenin hedeflerinin gerçekleşmesini engelleyecek riskler PESTLE analizi,
GZFT/SWOT/FÜTZ analizi ve Beyin Fırtınası yöntemleri kullanılarak belirlenmemiştir.
-2016 Faaliyet Raporu hazırlanmamıştır.
-Kurum değişikliği, emeklilik, istifa veya başka birimde görevlendirilme gibi nedenlerle,
görevinden ayrılan personel (yarım kalan / takip edilmesi gereken işlerle ilgili) “Son Görev
Raporu” nu (ekleriyle beraber) müdürüne vermemektedir (bu konuda personele talimat
verilmemiştir).
59
-Geçmiş yıllara ait idare faaliyet raporları ile kurumun, varlık ve yükümlülüklerini gösteren
Bilanço ve Faaliyet Sonuçları Tablosu internet sitesinde yayınlanmamaktadır.
Müdürlükler tarafından yapılmayan işlemler:
-Yazışma dosyaları (kurum adı/birim adı/kodu/dosya numarası/konu adı/yılı) şeklinde standart
dosya planına uygun olarak hazırlanmamaktadır.
-Tutarı KDV hariç bir milyon lirayı aşan mal-hizmet alımlarında ve üç milyon lirayı aşan
yapım işlerinde, sözleşme imzalanmadan önce sözleşme tasarısı, ön mali kontrol için Mali
Hizmetler Birimine gönderilmemektedir.
-Personelin görevlerini ve bu görevlere ilişkin yetki ve sorumluluklarını kapsayan “Görev
Dağılım Çizelgesi” hazırlanmamıştır.
-Birimlere ait hizmet standartları tablosu hazırlanmamıştır.
-Hassas görevler tespit edilmemiştir.
-Birimlerinde çalışan bütün personelin performansı değerlendirilip rapor haline getirilmemiştir.
-Performansı düşük personelle ilgili eğitim planlaması yapılmamıştır.
-Bir faaliyetin/işlemin başlaması, uygulanması ve sonuçlandırılması aşamalarını içine alan iş
akış şemaları hazırlanmamıştır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun;
-11 inci maddesine göre, üst yöneticiler iç kontrol sisteminin kurulması, yazılı prosedür ve
talimatların oluşturulması ve gözetilmesinden sorumludurlar.
-60 ıncı maddesinde, iç kontrol sisteminin kurulması, standartlarının uygulanması ve
geliştirilmesi konularında çalışmalar yapılması görevlerinin, malî hizmetler birimi tarafından
yürütüleceği ifade edilmektedir.
İç Kontrol ve Ön Malî Kontrole İlişkin Usul ve Esaslar’ın 10 ve devamı maddelerinde,
ön mali kontrol hakkında ayrıntılı bilgi verilmektedir.
Maliye Bakanlığı, kamu idarelerinde iç kontrol sisteminin oluşturulması, uygulanması,
izlenmesi ve geliştirilmesi amacıyla 18 standart ve bu standartlar için gerekli 79 genel şart
belirlemiş ve 26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi Gazetede yayınlamıştır.
İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esasların 5 inci maddesinde ise, kamu
idarelerinin tüm işlemlerinde Maliye Bakanlığınca belirlenen iç kontrol standartlarına uymakla
ve gereğini yerine getirmekle yükümlü bulunduğu ifade edilmiştir.
Strateji Geliştirme Birimlerinin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 4
üncü maddesinde, iç kontrol faaliyetinin ayrı bir alt birim ve personel tarafından yürütülmesinin
zorunlu olduğu ifade edilmiş, 5 inci maddesinde de “ön mali kontrol faaliyetini yürütmek”, “iç
60
kontrol sistemini kurmak”, “standartların uygulanması ve geliştirilmesi için çalışmalar
yapmak” strateji geliştirme birimlerinin görevleri arasında sayılmıştır.
İç kontrol sisteminin kurulmasıyla, 5018 sayılı Kanunda ifade edilen “Kamu kaynağının
verimli kullanılması ve kötüye kullanımının engellenmesi” ilkesi gerçekleşecektir.
BULGU 23: İç Denetçi Kadrosu Bulunmasına Rağmen Bu Kadroya Atama
Yapılmaması.
İç denetçi kadrosu bulunmasına rağmen, bu kadroya atama yapılmadığı tespit edilmiştir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, yeni mali yönetim ve kontrol
sisteminin gereği olarak kamu idareleri bünyesinde iç denetim faaliyetinin kurulmasını
öngörmektedir.
İç denetim, Kanunda mali yönetim ve kontrol sisteminin bir unsuru olarak
tanımlanmıştır.
Kanunun 1 inci maddesinde; “kalkınma planları ve programlarında yer alan politika ve hedefler
doğrultusunda kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve
kullanılmasını, hesap verebilirliği ve mali saydamlığı sağlamak” şeklinde belirlenen amaca
ulaşılması, etkin işleyen bir iç kontrol sisteminin varlığını gerektirmektedir. İç kontrol
sisteminin de işletilmesi, bu sistemin önemli bir unsuru olarak tanımlanan iç denetimin
etkinliğine bağlıdır.
5018 sayılı Kanunda iç denetimin, iç denetçiler tarafından yapılacağı öngörülmüştür. İç
denetçilerin, İç Denetim Koordinasyon Kurulunun koordinatörlüğünde, Maliye Bakanlığınca iç
denetim eğitimine tâbi tutulup bu eğitimi başarıyla tamamlayan sertifikalı adaylar arasından
atanması gerekmektedir.
05.10.2006 tarih ve 2006/10911 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile belediyeye üç adet
iç denetçi kadrosu ihdas edildiği halde, belediye bünyesinde İç Denetim Birimi kurulmamış ve
iç denetçi ataması yapılmamıştır. İç denetçinin olmaması, 5018 sayılı Kanunda ifade edilen iç
kontrol sisteminin kurulmasını olumsuz etkilemektedir.
BULGU 24: Mali Hizmetler Uzmanı veya Mali Hizmetler Uzman Yardımcısının İstihdam
Edilmemesi.
Belediyede, Mali Hizmetler Uzmanı veya Mali Hizmetler Uzman Yardımcısının
istihdam edilmediği tespit edilmiştir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 60 ıncı maddesinde; malî
hizmetler uzman yardımcısı kadrosuna atanabilmek için gerekli özel yarışma sınavının, Öğrenci
Seçme ve Yerleştirme Merkezi ve Maliye Bakanlığınca yapılacağı, sınavda başarılı olanların,
61
ÖSYM tarafından başarı sırası ve yaptıkları tercihler dikkate alınarak belirleneceği ve
idarelerde malî hizmetler uzman yardımcısı kadrosuna atanacağı ifade edilmektedir.
5018 sayılı Kanunun 11 inci maddesinde, üst yönetici olan Belediye Başkanının,
kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan,
kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin
gözetilmesi ve izlenmesinden sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
Mali Hizmetler Biriminin yapması gereken görevler, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi
ve Kontrol Kanunu’nun 60 ıncı maddesinde, 5436 sayılı Kanunun 15 inci maddesinde ve İç
Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esaslarda tek tek anlatılmıştır. Mali Hizmetler
Birimi bütçe, stratejik plan, performans programı, kesin hesap, mali istatistikler, gelir,
muhasebe, idare faaliyet raporu, taşınır ve taşınmaz mal, yatırım programı, iç kontrol, ön mali
kontrol işleri ile diğer mali işleri yapmak zorundadır.
Mali hizmetler biriminde bulunan iki adet memur, yukarıda sayılan işleri yapmakta
zorlanmakta, işyükü altında ezilmekte, verilen kamu hizmetinin kalitesi düşük olmaktadır. Bu
nedenle birimde kadrolu işçi, taşeron işçi ve İŞKUR işçileri çalıştırılmaktadır.
Norm kadroda bulunan iki adet mali hizmetler uzmanı ve bir adet mali hizmetler
uzman yardımcısı kadrosu boş bulunmaktadır.
Maliye Bakanlığı, 2015 yılında yapacağı, “Malî hizmetler uzman yardımcılığı özel
yarışma sınavı” öncesi belediyeye talep yazısı göndermiş, ancak belediye malî hizmetler uzman
yardımcısı talep etmemiştir (13.07.2015 t. 297 s. yazı).
Mali hizmetler uzmanı veya yardımcısı istihdam edilmesi, mevzuatta bahsedilen mali,
muhasebe, iç kontrol ve ön mali kontrolle ilgili görevlerin zamanında ve doğru bir şekilde
yapılmasını sağlayacak, sonuçta hizmetin kalitesi artacak, 5018 sayılı Kanunda bahsedilen
kaynakların etkin kullanılması ve kayıp/kötüye kullanımının önlenmesi gerçekleşecektir.
==0
AYDIN KUŞADASI BELEDİYESİ – 2017
BULGU 1: Tapuda Kayıtlı Olan Taşınmaz Mallar İçin Düzenlenen Cetvelin,
Yönetmelikte Bahsedilen Forma Uygun Olmaması.
Tapuda kayıtlı olan taşınmaz mallar için düzenlenen cetvelin, Kamu İdarelerine Ait
Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmelik’te bahsedilen forma uygun olmadığı görülmüştür.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 44'üncü maddesinde kamu
idarelerinin taşınmazlarının kaydına ilişkin usul ve esasların çıkarılacak yönetmelik ile
belirleneceği belirtilmiştir.
62
Buna istinaden 2006/10970 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Kamu İdarelerine Ait
Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmelik çıkarılmıştır. Yönetmeliğin Kayıt Şekli başlıklı 7'nci
maddesinde:
(1) Kamu idareleri;
a) Tapu kütüğünde adlarına tescilli olan ve Ek 1’deki Kayıt Planının “Tapuda Kayıtlı Olan
Taşınmazlar” başlığı altında yer alan taşınmazların kaydını Ek 2’deki ‘Tapuda Kayıtlı Olan
Taşınmazlar Formu’nda,
b) (Değişik: 3/6/2014-2014/6455 K.) Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan ve Ek 1’deki Kayıt
Planının “Tapuda Kayıtlı Olmayan Taşınmazlar” başlığı altında yer alan taşınmazlardan
sadece ekonomik olarak değerlendirmeye konu olanlar ile kamusal ihtiyaçlarda kullanılanların
kaydını Ek 3’teki Tapuda Kayıtlı Olmayan Taşınmazlar Formu’nda,
c) Ek 1’deki Kayıt Planının “Orta Malları” başlığı altında yer alan taşınmazların kaydını Ek
4’teki ‘Orta Malları Formu’nda,
ç) Ek 1’deki Kayıt Planının “Genel Hizmet Alanları” başlığı altında yer alan taşınmazların
kaydını Ek 5’teki ‘Genel Hizmet Alanları Formu’nda,
d) Tapu kütüğünde üçüncü kişiler adına tescilli veya diğer kamu idarelerinin yönetiminde
olmakla birlikte irtifak hakkı tesisi, tahsis, kiralama, kullanma izni verilmesi gibi yollarla
kullanım hakkı kendilerine verilen taşınmazların kaydını Ek 6’daki “Sınırlı Aynî Haklar ile
Kişisel Haklar ve Tahsis Formu’nda”,
yer alan bilgileri içerecek şekilde bilgisayarda veya deftere yazarak kaydını tutarlar.
(2) Kamu idarelerinin taşınmaz kayıt ve kontrol işlemleriyle görevli birimlerince hazırlanan bu
formlar taşınmaz icmal cetvelleri hazırlanmak üzere mali hizmetler birimine gönderilir. Mali
hizmetler birimince bu formlar konsolide edilerek bu Yönetmeliğin ekinde (Ek 7) bulunan
örneğe uygun şekilde taşınmaz icmal cetvelleri oluşturulur.
(3) İcmal cetvellerinde, kayıt planında belirtilen unsurların her biri için bir satır ayrılır ve bu
taşınmazlara ilişkin adet, yüzölçüm ve değer toplamları belirtilir.”
hükümleri yer almaktadır.
Bu hükümlere göre, belediye taşınmazlarının söz konusu yönetmelik eki Tapuda Kayıtlı Olan
Taşınmazlar Formu’nda, Tapuda Kayıtlı Olmayan Taşınmazlar Formu’nda, Orta Malları
Formu’nda, Genel Hizmet Alanları Formu’nda, Sınırlı Aynî Haklar ile Kişisel Haklar ve Tahsis
Formu’nda yer alan bilgileri içerecek şekilde bilgisayarda veya deftere yazarak kaydının
tutulması ve bu formların esas alınarak taşınmaz icmal cetvellerinin oluşturulması
gerekmektedir.
63
Ancak yönetmelikte bahsedilen bu işlemler yapılmamıştır. Taşınmaz malların yönetmelik
ekindeki forma uygun olarak kaydedilmesi gerekmektedir.
BULGU 2: Belediyeye Ait Taşınmazların Değer Tespitinin Yapılmaması ve Muhasebe
Kayıtlarına Alınmaması.
Belediye adına tapuda kayıtlı olan 764 adet taşınmazın değer tespitinin yapılmadığı ve ilgili
muhasebe hesaplarına kaydedilmediği görülmüştür.
02.10.2006 tarih ve 26307 sayı ile yayımlanan Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına
İlişkin Yönetmeliğin “Kayıt ve kontrol işlemleri” başlıklı 5’inci maddesinde, tapuda kayıtlı
olan taşınmazların maliyet bedeli üzerinden veya bu bedel belirlenemiyorsa rayiç değer
üzerinden kayda alınması gerektiği, rayiç bedeli belirlenemiyorsa iz bedeli üzerinden kayıtlara
alınacağı ifade edilmiştir.
Yönetmeliğin geçici 1 inci maddesinde ise;
(1) Yönetmeliğin 5 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre maliyet bedeli veya rayiç değerleri
üzerinden muhasebe kayıtlarına alınması gereken taşınmazlar bu değerler üzerinden kayıtlara
alınıncaya kadar emlak vergi değerleri üzerinden ve aşağıdaki şekilde kayıtlara alınır:
a) Taşınmazların fiili envanteri emlak vergi değerleri üzerinden kayıt ve kontrol işlemleriyle
görevli birimlerince, mevcut kullanım şekilleri esas alınarak en geç 30/9/2014 tarihine kadar
tamamlanır ve bu Yönetmelik ekinde yer alan formlara ve icmal cetvellerine kaydedilir.
b) Fiili envanteri yapılan taşınmazlara ait bilgiler muhasebe kayıtları yapılmak üzere ilgili
muhasebe birimlerine verilir. Muhasebe birimleri, kayıtlı taşınmazları ilgili hesaplardan
1/10/2014 tarihi itibarıyla çıkarır ve aynı tarihte fiili envanter bilgileri üzerinden muhasebe
kayıtlarını yapar.
(2) Yönetmeliğin 5 inci maddesine göre yapılması gereken işlemler 31/12/2017 tarihine kadar
tamamlanır.” denilmektedir.
Buna göre; taşınmazlar, maliyet bedeli veya rayiç değerleri üzerinden muhasebe kayıtlarına
alınıncaya kadar, emlak vergi değerleri üzerinden kayıtlara alınacaktır. Taşınmaz malların fiili
envanteri yapılınca, ilgili hesaplardaki tutarlar (250 Arazi ve Arsalar Hesabı, 251 Yeraltı ve
Yerüstü Düzenleri Hesabı, 252 Binalar Hesabındaki tutarlar) çıkartılıp, fiili envanter bilgileri
üzerinden 250, 251, 252 hesaplarına kaydedilir ve bu işlemler, 31/12/2017 tarihine kadar
tamamlanacaktır. Ancak bahsedilen bu işlemler yapılmamıştır.
Belediye adına tapuda kayıtlı olan taşınmazların değer tespitinin Kamu İdarelerine Ait
Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmeliğe uygun olarak yapılması ve değerlerinin ilgili
muhasebe hesaplarına kaydedilmesi sağlanmalıdır.
64
BULGU 3: Kira Süresi Sona Eren Taşınmazların, Tahliye Edilmeden ve İhaleye
Çıkılmadan Encümen Tarafından Kira Süresinin Uzatılması ve Ecrimisil Alınmaması.
Kira süresi sona eren taşınmazların tahliye edilmeden ve ihaleye çıkılmadan, Encümen
tarafından kira süresinin uzatıldığı ve ecrimisil alınmadığı tespit edilmiştir.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun “Kapsam” başlıklı 1’inci maddesinde;
“… belediyelerin alım, satım, hizmet, yapım, kira, trampa, mülkiyetin gayri ayni hak
tesisi ve taşıma işleri bu Kanunda yazılı hükümlere göre yürütülür.” denilmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediye Meclisinin Görev ve Yetkileri” başlıklı
18’inci maddesinde;
“Taşınmaz mal alımına, satımına, takasına, tahsisine, tahsis şeklinin değiştirilmesine
veya tahsisli bir taşınmazın kamu hizmetinde ihtiyaç duyulmaması hâlinde tahsisin
kaldırılmasına; üç yıldan fazla kiralanmasına ve süresi otuz yılı geçmemek kaydıyla bunlar
üzerinde sınırlı aynî hak tesisine karar vermek.” ,
“Belediye Encümeninin Görev ve Yetkileri” başlıklı 34’üncü maddesinde;
“Taşınmaz mal satımına, trampasına ve tahsisine ilişkin meclis kararlarını uygulamak;
süresi üç yılı geçmemek üzere kiralanmasına karar vermek.” hükümleri bulunmaktadır.
5393 sayılı Kanun’un ilgili hükümlerine göre, taşınmazların 3 yıla kadar belediye
encümeni kararıyla ihale edilerek kiraya verilmesi mümkündür. 3 yılı aşan kiralamalarda ise
belediye meclisinin kararı gereklidir. Kira süresi biten taşınmazlar için yeniden kiralama
ihalesine çıkılması gerekmektedir.
2886 sayılı Kanun’un “Ecrimisil ve Tahliye başlıklı” 75’inci maddesinde;
“Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malları
ve Vakıflar Genel Müdürlüğü ile idare ve temsil ettiği mazbut vakıflara ait taşınmaz malların,
gerçek ve tüzelkişilerce işgali üzerine, fuzuli şagilden, bu Kanunun 9 uncu maddesindeki
yerlerden sorulmak suretiyle, idareden taşınmaz ve değerleme konusunda işin ehli veya uzmanı
üç kişiden oluşan komisyonca tespit tarihinden geriye doğru beş yılı geçmemek üzere tespit ve
takdir edilecek ecrimisil istenir. Ecrimisil talep edilebilmesi için, Hazinenin işgalden dolayı bir
zarara uğramış olması gerekmez ve fuzuli şagilin kusuru aranmaz. … Kira sözleşmesinin bitim
tarihinden itibaren, işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket
edilir. Aksi halde ecrimisil alınır. İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine, bulunduğu
yer mülkiye amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir .”
denilmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15’inci maddesinde; 2886 sayılı Devlet İhale
Kanunu’nun 75’inci maddesi hükümlerinin belediye taşınmazları hakkında da uygulanacağı
65
belirtilmektedir. Buna göre kurum taşınmazları hakkında da 2886 sayılı Kanunun 75’inci
maddesi uygulanmalıdır.
Kira süresi biten toplam 337 adet taşınmazın kira süresi, her yıl Encümen tarafından
mevcut kira bedeline yüzde 10 artış yapılarak uzatılmaktadır. (2017 yılı için: 09.12.2016 tarih
ve 4673 sayılı Encümen kararı)
Devlet İhale Kanunu'na göre kiraya verilen gayrimenkullerin, kira süresi sonunda ancak
yeniden ihale düzenlenerek kiraya verilebileceği; Danıştay ve Sayıştay kararlarında da yer
almaktadır.
Sayıştay Genel Kurulu, 21.1.1993 tarih ve 4761/1 sayılı kararında; genel ve katma
bütçeli idareler, özel idare ve belediyeler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar tarafından
2886 Sayılı Kanuna göre kiraya verilen gayrimenkullere ait kira sözleşmelerinin yenilenmesi
veya sona erdirilmesi konularında 2886 Sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğini
belirtmiştir.
Danıştay 10. Dairesi'nin 19.12.1991 tarih ve 1989/2736 E., 1991/3850 K. sayılı ilamı;
"2886 Sayılı Devlet İhale Yasasının 64 üncü Maddesinde, bu yasa kapsamındaki
idarelerin taşınır ve taşınmaz mallarını kiraya verme süreleri belirlenmiş olup; kira süresinin
bitimi üzerine taşınmaz malın yeniden kiraya verilebilmesi, ancak yeniden ihale yapılması
halinde mümkün bulunmaktadır. 2886 Sayılı Yasaya göre ihale yapma zorunluluğu yönünden
taşınmaz malın "musakkaf olup olmaması önem taşımamaktadır.
Musakkaf yapıların kiralanması hususunu düzenleyen 6570 Sayılı Yasa da, 2886 Sayılı
Yasadan kaynaklanan ihale yapma zorunluluğunu ortadan kaldırmamaktadır."
Söz konusu mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere; kanun koyucu, Belediye
taşınmazlarının bu kanuna göre kiraya verilmesi gerektiği noktasında iradesini ortaya
koymuştur. Bu itibarla Kurum mülkiyetindeki taşınmaz malları kiraya verme işleri 2886 sayılı
Devlet İhale Kanunundaki ihale usullerine göre yapılmalı ve sözleşme süresinin bitiminde aynı
taşınmaz malın kiraya verilebilmesi için yeniden 2886 sayılı Kanundaki belirtilen usullerden
biriyle ihaleye çıkılmalıdır. Kira süresi sonunda işgal devam ederse, sözleşmede aksine hüküm
yoksa ecrimisil alınmalı; işgalin devam etmesi durumunda taşınmazın 15 gün içinde tahliyesi
için ilgili mülki amire talepte bulunulmalıdır.
BULGU 4: Taşınmazların Cins Tashihlerinin Yapılmaması.
Belediyenin tapuda kayıtlı bazı taşınmazlarının cins tashihinin yapılmadığı görülmüştür.
Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmeliğin 4’üncü maddesinde cins
tashihi,
66
“Binalar, arazi ve arsalar ile yer altı ve yer üstü düzenlerinin mevcut kullanım şekilleri ile
tapu kayıtlarının farklılık göstermesi durumunda tapu kayıtlarının mevcut kullanım şekli
dikkate alınarak düzeltilmesi işlemi” şeklinde tanımlanmaktadır.
Aynı Yönetmelik’in 10’uncu maddesinde;
“(1) Kamu idarelerince; mülkiyetlerinde, yönetimlerinde veya kullanımlarında bulunan
taşınmazların mevcut kullanım şekli ile tapu kaydının birbirine uygun olmaması durumunda,
taşınmazlar mevcut kullanım şekli ile kayıtlara alınır. Kamu idareleri taşınmazların cins
tashihinin yapılması için gerekli işlemleri yaparlar.
(2) Tahsis edilen ve üzerinde irtifak hakkı tesis edilen taşınmazlar açısından bu yükümlülük
kullanan idarenin veya gerçek veya tüzel kişilerin durumu tespit eden yazısı üzerine taşınmaz
maliki idareye aittir. Ancak cins tashihine ilişkin gerekli belgeler ile buna ilişkin malî
yükümlülükler kullanıcılar tarafından karşılanır.” denilmektedir.
Buna göre; taşınmazların mevcut kullanım şekli ile tapu kaydının birbirine uygun olmaması
durumunda, taşınmazlar mevcut kullanım şekli ile kayıtlara alınıp, cins tashihinin yapılması
için gerekli işlemler yapılacaktır. Tapu kayıtlarında “arsa” “arazi” “bina” olarak görünen
taşınmazlar, yapılan kamulaştırmalar ile cadde/bulvar vs haline getirilmişse, Tapu
Müdürlüğüne yazılarak, ilgili taşınmazlar için “yol” şeklinde cins tashihi yapılmalıdır.
BULGU 5: Bazı Taşınmazların, Kamu Kurumlarına Yirmi Beş Yıldan Daha Fazla
Olarak Tahsis Edilmesi ve Kamu Kurumu Dışındaki Tüzel Kişilere Tahsis Edilmesi.
Bazı taşınmazların, kamu kurumlarına yirmi beş yıldan daha fazla olarak tahsis edildiği ve
kamu kurumu dışındaki tüzel kişilere ise Kanuna aykırı olarak tahsis edildiği tespit edilmiştir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Diğer Kuruluşlarla İlişkiler” başlıklı 75 inci maddesinde;
“Belediye, belediye meclisinin kararı üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve
sorumluluk alanlarına giren konularda;
…
d)Kendilerine ait taşınmazları, aslî görev ve hizmetlerinde kullanılmak üzere bedelli veya
bedelsiz olarak mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına devredebilir veya
süresi yirmi beş yılı geçmemek üzere tahsis edebilir. Bu taşınmazlar aynı kuruluşlara kiraya da
verilebilir. Bu taşınmazların, tahsis amacı dışında kullanılması hâlinde, tahsis işlemi iptal
edilir. Tahsis süresi sonunda, aynı esaslara göre yeniden tahsis mümkündür… ” denilmektedir.
İfade edilen mevzuat çerçevesinde belediyeler kendi mülkiyetindeki taşınmazları sadece asli
görev ve hizmetlerinde kullanmak üzere belediye meclisi kararı ile yirmi beş yılı geçmemek
koşulu ile mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına tahsis edebilirler. Aşağıdaki
tabloda kamu kurumlarına tahsis edilen taşınmazların tahsis sürelerinin 25 yılı aştığı ve yapılan
67
bazı tahsislerin de 75 inci maddeye aykırı olarak kamu kurum ve kuruluşları dışındaki bazı
dernek, vakıf ve kooperatiflere yapıldığı görülmektedir. Tahsis işlemlerinde mevzuata
uyulmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.
Tablo 3:Mahallî İdareler ile Diğer Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Tahsis Edilen
Taşınmaz Mallar (Süresi Yirmi Beş Yılı Geçenler)
Sıra
No
Ada-
ParselAdres Tahsis Edilen
Tahsis
SüresiBedeli
1 690-5
Davutlar Mahallesi
25.402,25m2'lik imarsız
taşınmaz
Adnan Menderes
Üni. RektörlüğüSüresiz Ücretsiz
2 1726-3
Kadınlar Denizi Mahallesi
Yüksel Yalova Caddesi Özer
Türk Stadyumu içinde bulunan
aşevi ve techizat
Aydın Büyükşehir
BelediyesiSüresiz Ücretsiz
3 305-1İkiçeşmelik Belediye Santral
Garajı yanı
İlçe Emniyet
Müdürlüğü
Kaçakçılık ve
Organize Suçlarla
Mücadele Grup
Amirliği
Süresiz Ücretsiz
4 2410-3 Cami yeriKuşadası İlçe
MüftülüğüneSüresiz Ücretsiz
68
Tablo 4: Kamu Kurumu Dışındaki Tüzel Kişilere Tahsis Edilen Taşınmaz Mallar
69
BULGU 6: Tahsis Edilen Taşınmazların, Net Değer Hesabı’na Kaydedilmemesi.
Belediyenin bazı kamu kurum ve özel derneklere tahsis ettiği binaların, 500 Net Değer
Sıra
No
Ada-
ParselAdres Tahsis Edilen
Tahsis
SüresiBedeli
1 ?-2535Güzelçamlı Mahallesi
6,892m2'lik alan
Güzelçamlı
Tarımsal Koop.Süresiz Ücretsiz
2 461-1Güzelçamlı Mahallesi
Kütüphane
Güzelçamlı Bilgi
Evi Kütüphanesi
Yaşatma Derneği
5 Yıl
3 304-20
Hacıfeyzullah Mah Mahmut
Esat Bozkurt Cad. Sahil Tic.
Merk No:38 ve 39
Türk Kadınlar
BirliğiSüresiz
Aylık
75,00TL'
sı
4 42-12 Dağ mahallesi
Kuşadası Eğitim
ve Geliştirme
Vakfı
12 ücretsiz
5 304-20
Hacıfeyzullah Mah Mahmut
Esat Bozkurt Cad. Sahil Tic.
Merk No: 46Türk Ocakları
Derneği
Kuşadası Şb.
Süresiz
Aylık
75,00TL
6 304-20
Hacıfeyzullah Mah Mahmut
Esat Bozkurt Cad. Sahil Tic.
Merk No: 45
Aylık
75,00TL
7 284-4Davutlar Mahallesi (Muhtarlık
bürosu yanı)
Atatürkçü
Düşünce Derneği
Davutlar Şubesi
SüresizAylık
75,00TL
8 461-1Güzelçamlı Mahallesi B1 Blok
Zemin kat No:7
Atatürkçü
Düşünce Derneği
Güzelçamlı
Şubesi
SüresizAylık
75,00TL
9 50-23
Cumhuriyet Mah Adnan
Menderes bulv.Lütfü Suyolcu
iş Merkezi 17/Z03
THK Süresiz ücretsiz
10 50-22
Camikebir Mahallesi Emek
Sokak No:26 ve Çağdaş Sokak
No:27
Türkiye Satranç
Fedarasyonu İlçe
Temsilciliği
Süresiz ücretsiz
11 50-22Camikebir Mahallesi Emek
Sokak No:11Tüm-Bel-Sen Süresiz ücretsiz
70
Hesabı’na kaydedilmediği görülmüştür.
252 Binalar Hesabı, Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nde 192 nci ve
193 üncü maddelerde açıklanmıştır. “Hesabın Niteliği “ başlıklı 192 nci maddesinde aynen:
“Binalar hesabı, eklenti ve bütünleyici parçaları dâhil olmak üzere, kamu idarelerinin
mülkiyetinde bulunan binalar ile bunlardan tahsise konu edilenlerin izlenmesi için kullanılır.”
Denilmiştir.
Hesabın İşleyişi başlıklı 193 üncü maddesinde hesaba ilişkin borç ve alacak kayıtları
gösterilmiştir. Maddenin alacak kayıtlarının açıklandığı ilgili fıkrasında aynen:
“(7) Tahsise konu edilen binalar tahsis eden kamu idaresine hizmet veren muhasebe birimince
kayıtlı değer üzerinden bu hesaba alacak, 500-Net Değer Hesabına borç kaydedilir. Ayrıca,
varlığa ilişkin ayrılmış amortisman tutarı 500-Net Değer Hesabına alacak, 257-Birikmiş
Amortismanlar Hesabına borç kaydedilir.”
Şeklindedir.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükmü gereği, belediyenin tahsis ettiği taşınmazları muhasebe
birimince kayıtlı değeri üzerinden, Binalar Hesabına alacak ve Net Değer hesabına borç,
ayrılmış amortisman tutarının Net Değer Hesabına Alacak, Birikmiş Amortismanlar Hesabına
borç kaydetmesi gerekirken söz konusu kaydın yapılmaması nedeniyle, 252 Binalar Hesabı,
500 Net Değer Hesabı ve 257 Birikmiş Amortismanlar Hesabı mali tablolarda hatalı
görünmektedir.
BULGU 7: Belediyeye Bağışlanan/Devredilen Kitap, Tablo ve Kültürel Eserlerin
Muhasebe Kaydının Yapılmaması.
6360 sayılı Kanunla kapatılan Güzelçamlı Belediyesinden devir alınan Kütüphane
(Bilgi Evi) ve Kültür Evi ile İbramaki Sanat Galerisinde, Çalıkuşu Evi’nde ve Kültür
Müdürlüğü depolarında bulunan ve yazar/şairlerce bağışlanan kitapların, sergi sonunda
sanatçılar tarafından bağışlanan tabloların ve saban, pulluk, kağnı, semer, eski su motoru, dikiş
makinesi, sinema cihazı, mutfak eşyaları, kıyafetler gibi tarihi ve kültürel değeri bulunan
eşyaların demirbaş kaydının yapılmadığı ve 255 Demirbaşlar Hesabının kullanılmadığı tespit
edilmiştir.
Taşınır Mal Yönetmeliği’nin;
5 inci maddesinin beşinci fıkrasında, taşınırların muhafazasından ve yönetilmesinden sorumlu
olanların, gerekli tedbirlerin alınmaması veya özenin gösterilmemesi nedeniyle taşınırın
kullanılmaz hale gelmesi veya yok olması sonucunda sebep oldukları kamu zararları hakkında,
Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerinin
uygulanacağını,
71
12 nci maddesinde, kamu idarelerince bütün taşınırların kayıt altına alınması gerektiği ve her
bir kaydın belgeye dayanmasının şart olduğu,
13 üncü maddesinde, taşınırların edinme şekline bakılmaksızın kamu idaresince kullanılmak
üzere teslim alındığında Taşınır İşlem Fişiyle giriş yapılacağı, bağış ve yardım yoluyla edinilen
taşınırlarda; bağış ve yardımda bulunan tarafından ispat edici bir belge ile değeri belirtilmiş ise
bu değer, belli bir değeri yoksa değer tespit komisyonunca belirlenen değerin esas alınacağı,
Değer Tespit Komisyonunun harcama yetkilisinin onayı ile taşınır kayıt yetkilisinin ve işin
uzmanının da katıldığı en az üç kişiden oluşacağı, komisyonun değer tespitinde ticaret odası,
sanayi odası, borsa, meslek kuruluşları, ilgili diğer kuruluşlardan veya aynı nitelikteki taşınırı
satın alan idarelerden ve fiyat araştırması sonuçlarından yararlanabileceği,
16 ncı maddesinde, bağış ve yardım olarak edinilen taşınırlar teslim alındığında, taşınır kayıt
yetkilisi tarafından Taşınır İşlem Fişi düzenlenerek kayıtlara alınıp fişin birinci nüshasının
bağış ve yardım edene verileceği veya gönderileceği,
ifade edilmektedir.
İbramaki Sanat Galerisinde her hafta ücretsiz olarak resim, fotoğraf vs sergiler
düzenlenmekte, yapılan sözleşme gereği sergi sonunda bir adet eser belediyeye bırakılmakta,
ancak bağış dilekçesi düzenlenmemekte ve Komisyon marifetiyle değeri tespit edilmemektedir.
Bu eserler, muhtelif depolarda saklanmaktadır. Bazı tabloların toz, neme karşı korumaya
alınmadığı görülmüştür. Ayrıca Çalıkuşu adlı romanın Osmanlıca 1922 yılı baskısı ve
vatandaşlar/yazar ve şairlerce bağışlanan kitaplar da bulunmaktadır.
Belediyeye bağışlanan/devredilen kitap, tablo ve kültürel eserlerin, Taşınır Mal
Yönetmeliği gereği muhasebe kaydının yapılması gerekmektedir.
BULGU 8: Belediye Depolarına Alınan Akaryakıtlar İçin Taşınır İşlem Fişlerinin
Düzenlenmemesi.
Belediye depolarına alınan akaryakıt için taşınır işlem fişi düzenlenmediği ve 630
hesabı kullanılarak doğrudan giderleştirildiği tespit edilmiştir.
Taşınır Mal Yönetmeliğinin "Belge ve Cetveller" başlıklı 10 uncu maddesinde;
"(1) Taşınır işlemlerinde, işlem türüne göre aşağıda belirtilen belge ve cetveller
kullanılır.
72
a) Taşınır İşlem Fişi (Örnek: 5; 5/A):.......................İhtiyaç duyulduğunda kullanılmak üzere
satın alınarak depolanan ya da arşivlenenler ile süreli yayınlardan ciltletilmiş olanlar hariç
olmak üzere aşağıda sayılan hallerde Taşınır İşlem Fişi düzenlenmez.
1)Satın alındığı andan itibaren tüketimi yapılan su, doğalgaz, kum, çakıl, bahçe
toprağı, bahçe gübresi ve benzeri maddeler,
2)Tesis, makine, cihaz, taşıt ve iş makineleri ile demirbaşların servislerince yapılan
bakım ve onarımlarında kullanılan yedek parçalar ile doğrudan taşıtların depolarına konulan
akaryakıt, likit gaz (LPG) ve yağlar,
3)Kısa sürede tüketilen mutfak tipi tüpler ve yangın söndürme tüplerine yapılan gaz
dolumları ile yazıcı kartuşlarının dolumları,
4)Dergi ve gazete gibi süreli yayınlar ile arşivlenme niteliği olmayan kütüphane
materyalleri.
5)(Ek: 8/10/2012-2012/3832 K.) Bütçenin temsil ve tanıtma giderleri tertibinden
makam için alınan yiyecek ve içecekler"
Hükümleri yer almaktadır.
Yukarıda zikredilen mevzuat hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere sayılan istisnalar
dışında kaynağına ve edinme yöntemine bakılmaksızın kamu idarelerine ait taşınır malların
tamamı Taşınır İşlem Fişi düzenlenerek kurum depolarına alınmalıdır.
Yine aynı yönetmeliğin eki olan Taşınır Kod Listesi'nde, alınacak yakıtlar için hangi
hesabın ve alt kodunun kullanılacağı aşağıdaki gibi sıralanmıştır;
"150 04 Yakıtlar, Yakıt Katkıları ve Katkı Yağlar Grubu
150 04 01 Katı Yakıtlar
150 04 02 Sıvı Yakıtlar
150 04 03 Gaz Yakıtlar"
Belediyenin depolarında stoklanan akaryakıt için taşınır işlem fişi düzenlenmemiş, 150
İlk Madde ve Malzeme Hesabına kayıt yapılmamış, 630 Giderler Hesabı kullanılmıştır.
Dolayısıyla kurumun depolarına giren akaryakıtın giriş çıkış kontrolünün sağlıklı
yapılamayacağı açıktır. Bu uygulama sonuçta mevzuata aykırılık teşkil etmektedir ve izleyen
dönemde akaryakıt için taşınır işlem fişi düzenlenmelidir.
Ayrıca, bu hatalı uygulama nedeniyle, mali tablolarda 150 ve 630 hesapları doğru ve
güvenilir bilgi vermeyecektir.
BULGU 9: Belediyenin İller Bankasındaki Sermaye Payının, Mali Kuruluşlara Yatırılan
Sermayeler Hesabına Kaydedilmemesi.
73
İller Bankası Anonim Şirketi (İlbank A.Ş.) sermayesine iştirak edilen tutarların, 240
Mali Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabında izlenmediği tespit edilmiştir.
6107 sayılı İller Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanun'un 'Ortaklık yapısı ve
sermaye' başlıklı 4 üncü maddesinde aynen;
“(1) Bankanın ortakları il özel idareleri ve belediyelerdir.
(2) Bankanın sermayesi 9.000.000.000 (dokuz milyar) Türk Lirasıdır. Bu sermaye
Bakanlar Kurulu kararı ile beş katına kadar artırılabilir.
(3) Sermaye tavanına ulaşıncaya kadar Bankanın ödenmiş sermayesine aşağıdaki
kaynaklar eklenir:
a) 2/7/2008 tarihli ve 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi
Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanuna göre her ay Maliye Bakanlığı ve İller Bankası
tarafından dağıtılacak vergi gelirleri paylarının toplamı üzerinden aylık olarak yüzde iki
oranında kesilecek miktarlar.
b) Bankanın vergi ve diğer yasal yükümlülükler düşüldükten sonraki yıllık safi kârından
yüzde otuz oranında ayrılacak pay.
c) Diğer mevzuat hükümleri ile Banka sermayesine aktarılması uygun görülen paralar ile
sermayeye eklenmek üzere yapılacak her türlü yardım ve bağışlar.”
denilmek suretiyle bankanın ortaklarının, il özel idareleri ve belediyeler olduğu ve
sermaye tavanına ulaşıncaya kadar, söz konusu ortaklara dağıtılacak vergi gelirleri paylarının
toplamı üzerinden aylık % 2 oranında kesilecek miktarların ödenmiş sermayesine ekleneceği
belirtilmiştir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin 240 Mali Kuruluşlara Yatırılan
Sermayeler Hesabının niteliğine ilişkin 178 inci maddesinde, söz konusu hesabın kanuni
yetkilere dayanılarak mali kuruluşların sermayesine iştirak edilen tutarlar ve bu sermaye
tutarlarının işletilmesinden doğan kar ve zararlar, bütçeye iade olunan tutarlar ile bu kuruluşlara
ikrazen verilen ve mahsup edilen tutarların izlenmesi için kullanılacağı belirtilmiştir.
179 uncu maddesinde ise;
Hesaba ilişkin işlemler
(1) Mali kuruluşlara yatırılan sermayeler hesabına ilişkin işlemler aşağıda gösterilmiştir.
a) Mali kuruluşların gerek nominal sermaye ve gerekse ayni sermaye transferi şeklindeki
iştirakler gerçeğe uygun değeri ile bu hesaba kaydedilir. Sermayesine iştirak edilen mali
kuruluşlara nakdi veya ayni sermaye şeklindeki katılımların bu hesapta kayıtlı tutarların ilgili
mali kuruluşların öz kaynak hesaplarında karşılık olarak yer alan tutarlarla eşit olması
gerekir. Sermaye iştiraklerinin enflasyon düzeltmesi işlemine tabi tutulması sonucu ortaya
74
çıkan değer artışları da ilgili mali kuruluşların kayıtlarına uygun olarak bu hesaba kaydedilir.
Değerleme artışlarının birbirine uygun şekilde hesaplara yansıtılmasında ilgili mali kuruluşun
enflasyon düzeltmesi işlemi sonucu ortaya çıkan yeni değerler esas alınır. Mali kuruluşlarca
yapılan enflasyon düzeltmesi işlemlerine ilişkin belgeler kuruma gönderilir. Muhasebe birimi
sermaye hareketlerine ilişkin bu belgeleri esas alarak muhasebeleştirme işlemlerini yapar.
Enflasyon düzeltmesi ve sermaye hareketlerine ilişkin belgelerin birer nüshası
muhasebeleştirme belgesine eklenir." denilmekte,
Yönetmeliğin 180 inci maddesinde ise;
(1) Mali kuruluşlara yatırılan sermayeler hesabına ilişkin borç ve alacak kayıtları
aşağıda gösterilmiştir.
a) Borç
1) Ödeneğine dayanılarak nakden verilen sermaye bir taraftan bu hesaba borç, 103-
Verilen Çekler ve Gönderme Emirleri veya ilgili diğer hesaplara alacak; diğer taraftan 830-
Bütçe Giderleri Hesabına borç, 835-Gider Yansıtma Hesabına alacak kaydedilir." denilmek
suretiyle hesaba ilişkin işlemler ile hesaba hangi durumlarda borç kaydının yapılacağı
düzenlenmiştir.
İlbank A.Ş. 'Belediye Bilgi ve Veri Bankası' sisteminden alınan ve belediyenin sermaye
iştiraklerini gösteren dokümanlar incelendiğinde; Kuşadası Belediyesi tarafından 31.12.2017
tarihine kadar İlbank A.Ş. sermayesine iştirak edilen toplam tutarın 1.562.101,81 TL olduğu,
ancak yılsonu mali tablolarda 240 Mali Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabının
kullanılmadığı ve mali tablolarda toplam 1.562.101,81 TL'lık hataya sebebiyet verildiği tespit
edilmiştir.
BULGU 10: Elektrik ve Doğalgaz İçin Ödenen Güvence Bedellerinin, Verilen Depozito ve
Teminatlar Hesabında İzlenmemesi.
Kurum tarafından ödenen güvence bedelleri ve depozitoların 126 veya 226 Verilen
Depozito ve Teminatlar Hesabında izlenmediği görülmüştür.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin 95 ve 168'inci maddelerinde;
kurumca bir işin yapılmasının üstlenilmesi veya bir sözleşmenin ya da diğer işlemlerin karşılığı
olarak geri alınmak üzere, diğer kamu idareleri veya kişilere verilen depozito ve teminat
niteliğindeki değerlerin izlenmesi için kullanılacağı, süresi bir yıldan az ise 126, bir yıldan fazla
ise 226 hesabının kullanılacağı, ifade edilmiştir.
Mevzuat hükmünden anlaşılacağı üzere, kurumca bir işin yapılmasının üstlenilmesi
veya bir sözleşmenin ya da diğer işlemlerin karşılığı olarak geri alınmak üzere, diğer kamu
75
idareleri veya kişilere verilen depozito ve teminat niteliğindeki değerlerin, 126 veya 226
Verilen Depozito ve Teminatlar Hesabında izlenmesi gerekmektedir.
Ancak Kurum tarafından, elektrik ve doğalgaz abonelikleri için ödenen güvence
bedellerinin doğrudan gider yazılarak, 630 Giderler Hesabında elektrik alımları ve yakacak
alımları olarak muhasebeleştirilmesi ve 126 - 226 Verilen Depozito ve Teminatlar Hesabının
hiç kullanılmaması sonucu, mali tablolarda 630, 126 ve 226 hesapları 38.859,66 TL hata
vermektedir.
BULGU 11: Güney Ege Kalkınma Ajansı Payının, Kamu İdareleri Payları Hesabında
İzlenmemesi.
Kurum tarafından Kalkınma Ajansına ödenen katılım payının, 363 Kamu idareleri
Payları Hesabı yerine, 320 Bütçe Emanetleri Hesabında izlendiği tespit edilmiştir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğinin 363 Kamu idareleri Payları
Hesabının niteliğini düzenleyen 276’ ncı maddesinde aynen;
“Bu hesap, bütçe geliri olarak nakden veya mahsuben tahsil edilip, özel kanunları
gereğince diğer kurumlara aktarılmak üzere hesaplanan tutarların izlenmesi için kullanılır”
hükmü,
Hesabın işleyişini düzenleyen 277’ nci maddesinde ise;
"(1) Kamu idareleri payları hesabına ilişkin alacak ve borç kayıtları aşağıda
gösterilmiştir:
a) Alacak
1) Bütçe geliri olarak tahsil edilip, özel kanunları gereğince diğer kurumlara
aktarılmak üzere hesaplanan tutarlar bir taraftan bu hesaba alacak, 630-Giderler Hesabına
borç; diğer taraftan 835- Gider Yansıtma Hesabına alacak, 830-Bütçe Giderleri Hesabına
borç kaydedilir.
b) Borç
1) Bu hesapta kayıtlı tutarlardan nakden veya mahsuben ödenen tutarlar bu hesaba
borç, 103-Verilen Çekler ve Gönderme Emirleri Hesabı veya ilgili diğer hesaplara alacak
kaydedilir." hükmü yer almaktadır.
Bu maddelere göre; 363 Kamu İdareleri Payları Hesabının bütçe geliri olarak nakden
veya mahsuben tahsil edilip, özel kanunları gereğince diğer kurumlara aktarılmak üzere
hesaplanan tutarların izlenmesi için kullanılacağı ifade edilmektedir. Geçmiş yıl kesinleşmiş
tahsisli olmayan bütçe gelirleri üzerinden ilgili mevzuata göre hesaplanıp aktarılan ajans payları
bu hesapta muhasebeleştirilmelidir.
76
5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında
Kanun'un 19 uncu maddesinin (d) bendi gereği ödemesi gerekli olan katılım payının, 363
hesabı yerine 320 hesabına kaydedilmesi nedeniyle, 320 Bütçe Emanetleri Hesabı ve 363 Kamu
İdareleri Payları Hesabı, Bilançoda toplam 739.675,93- TL hatalı görünmektedir.
BULGU 12: Yurt İçi Görev Yolluğu Avanslarının, Personel Avansları Hesabında Takip
Edilmemesi.
Belediye personelinin geçici görev yolluğu avanslarının, 161 Personel Avansları
Hesabında kayıt edilmesi gerekirken, 160 İş Avans ve Kredileri Hesabına kaydedildiği
görülmüştür.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin,
161 Personel Avansları Hesabına ilişkin "Hesabın niteliği" başlıklı 127’nci maddesinde;
"Bu hesap, mevzuatı uyarınca verilen sürekli ve geçici görev yolluğu avansları ile
ödeme gününden önce ödenmesine karar verilen maaş ve ücret ödemeleri karşılığı verilen
avansların izlemesi için kullanılır."
"Hesaba İlişkin İşlemler" başlıklı 128'inci maddesinde;
…. 2) Geçici görev yolluğu avansları: Harcırah Kanunu hükümlerine göre, memuriyet
mahalleri dışında bir yere geçici görev, kurs, tedavi, sınav gibi amaçlarla gönderilenlere
verilen avansların; asıl memuriyet mahalline dönüşten itibaren bir ay içerisinde bildirimin
dairesince muhasebe birimine verilerek mahsup işleminin yaptırılması ve varsa artan paranın
iade edilmesi gerekir. Süresi içerisinde mahsup belgelerini vermeyen, artan parayı iade
etmeyen veya mahsup belgelerini verdiği halde artan parayı iade etmeyenler hakkında 6245
sayılı Kanunun 59 uncu maddesi uyarınca işlem yapılır. Geçici görev yolluğu avansı alanların,
süresi içerisinde mahsup belgelerini vermemesi veya artan parayı iade etmemesi halinde, asıl
memuriyet mahalline dönüşlerinden itibaren bir ay sonundan başlamak üzere faiz alınır. Bir
kişiye, almış olduğu avansı mahsup etmeden başka bir görevlendirme nedeniyle yeniden avans
verildiği takdirde, bir aylık mahsup süresi, her görev için asıl memuriyet mahalline dönüş
tarihi esas alınarak ayrı ayrı hesaplanır. Avans ödendikten sonra geçici görevlendirmeden
vazgeçildiği için paranın geri alınması gerektiği takdirde, hesaplanacak faizin başlangıcı,
vazgeçme emrinin ilgiliye tebliğ edildiği tarihi izleyen 15 inci günün sonunda, eğer bu gün
tatile rastlarsa tatili izleyen günden başlar.”denilmektedir.
160 İş Avans ve Kredileri Hesabına ilişkin "Hesabın niteliği" başlıklı 124 ‘üncü
maddesinde;
"Bu hesap, kurumca mevzuatı gereğince bütçedeki ödeneğine dayanılarak verilen iş
avans ve kredilerinin izlenmesi için kullanılır." Denilmektedir.
77
Yukarıdaki madde hükümlerinden de açıkça anlaşılacağı üzere, yurt içi geçici görev
yolluğu avanslarının 161 Personel Avansları Hesabına kaydedilmesi gerekmektedir. İdare, 161
Personel Avansları Hesabını kullanmamış ve yurt içi geçici görev yolluğu avanslarını 160 İş
Avans ve Kredileri Hesabına kaydetmiştir. Sonuçta mali tablolarda yer alan 160 hesabı, doğru
ve güvenilir bilgi vermemektedir.
BULGU 13: 3213 Sayılı Maden Kanunu, 5686 Sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal
Mineralli Sular Kanunu ve 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu Gereği Alınması
Gereken Belediye Payının, İlgili Kurumlardan Talep ve Takibinin Yapılmaması.
3213 sayılı Maden Kanunu, 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular
Kanunu ve 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu gereği alınması gereken belediye payının,
ilgili kurumlardan talep ve takibinin yapılmadığı tespit edilmiştir.
5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanununda;
“Madde 10: e) İdare payı: Akışkanın doğrudan ve/veya dolaylı kullanıldığı tesislerin gayrisafi
hasılatının % 1’i tutarında idare payı, her yıl Haziran ayı sonuna kadar idareye ödenir. Tahsil
edilen tutarın beşte biri, idare tarafından, kaynağın bulunduğu belediye veya köy tüzel
kişiliğine bir ay içerisinde ödenir”
3213 sayılı Maden Kanununda;
“Madde 7: (Ek fıkra: 10/6/2010-5995/3 md.) Maden üretim faaliyetleri ile bu faaliyetlere
dayalı ruhsat sahasındaki tesisler için işyeri açma ve çalışma ruhsatları il özel idareleri
tarafından verilir. Bu ruhsatların verilmesi sırasında 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu
hükümlerine göre belediyelerin tahsil ettiği işyeri açma izni harcı il özel idaresi tarafından
tahsil edilir. Bu bedelin % 50’si ruhsatın bulunduğu bölgeyle sınırlı olarak altyapı
yatırımlarında kullanılmak üzere, doğrudan ilgili ilçe veya ilçelerin Köylere Hizmet Götürme
Birlikleri hesabına aktarılır. Bu alanların belediyelerin mücavir alanı içerisinde kalması
durumunda tahsil edilen harcın % 50’si ilgili belediyenin hesabına aktarılır”
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununda
“Müze giriş ücretleri ile madenlerden belediyelere pay:
Mükerrer Madde 97 – (Ek: 4/12/1985-3239/126 md.)
a) Türkiye Büyük Millet Meclisine bağlı milli saraylar hariç belediye ve mücavir alan
sınırları içinde gerçek ve tüzelkişilerce işletilen her türlü müzelerin giriş ücretlerinin % 5'i
belediye payı olarak ayrılır.
Belediye payı olarak ayrılan miktarın, tahsilini takip eden ayın 15 inci günü akşamına
kadar müzenin bulunduğu yer (27.6.1984 gün ve 3030 sayılı Kanunun uygulandığı şehirde
Büyük Şehir Belediyelerine) belediyesine ödenmesi mecburidir.
78
Büyük Şehir Belediyelerince tahsil edilen payın yüzde 75'i İçişleri Bakanlığınca
bildirilecek son genel nüfus sayımı sonuçlarına göre nüfusları oranında ilgili ilçe
belediyelerine dağıtılır.
b) (Değişik: 26/5/2004-5177/33 md.) Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde
faaliyet gösteren maden işletmelerince, 3213 sayılı Maden Kanununun 14 üncü maddesinde
yer alan paylara ilaveten yıllık satış tutarının % 0,2'si nispetinde belediye payı ayrılır.
Bu pay, Devlet hakkının Hazineye ödenmesi sırasında ruhsat sahibi tarafından ilgili
belediyeye ödenir”
Denilmektedir.
Belediye mücavir alanı içerisinde, muhtelif jeotermal ve maden üretim tesisleri
bulunmaktadır. Bu firmalar işyeri açma ruhsat harcı ile her yıl idare payını Defterdarlık ile
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğüne ödemektedir. Ödenen
tutarların bir kısmı belediye payı olarak, ilgili kurum tarafından belediyeye ödenmesi
gerekmektedir. Ancak bu paylar belediyeye ödenmemekte, belediye de bunun takibini
yapmamaktadır.
Belediye mücavir alanı içerisinde faaliyette bulunan maden ve jeotermal firmalarının
tespiti ve belediyeye ödenmesi gereken payların istenmesi için ilgili kurumlara (Defterdarlık,
Enerji Bakanlığı ve Aydın Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığına) yazı
yazılarak takibinin yapılması gerekir.
BULGU 14: Bütçe Emanetlerinde Yer Alan Bazı Tutarların, Zamanaşımı Dolayısıyla
Bütçeye Gelir Kaydedilmemesi.
Kurumun mali tablolarının incelenmesinde, Bütçe Emanetleri Hesabında kayıtlı olup,
zamanaşımı dolayısıyla bütçeye gelir kaydedilmesi gereken tutarların, gelir kaydedilmediği
tespit edilmiştir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun "Ödenmeyen giderler ve
bütçeleştirilmiş borçlar" başlıklı 34 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında; " Ödeme emri
belgesine bağlandığı halde ödenemeyen tutarlar, bütçeye gider yazılarak emanet hesaplarına
alınır ve buradan ödenir. Ancak, malın alındığı veya hizmetin yapıldığı malî yılı izleyen beşinci
yılın sonuna kadar talep edilmeyen emanet hesaplarındaki tutarlar bütçeye gelir kaydedilir.
Gelir kaydedilen tutarlar, mahkeme kararı üzerine ödenir" hükmü yer almaktadır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin 248 inci maddesinde, 320-Bütçe
Emanetleri Hesabı'nın, mali yıl içerisinde veya sonunda ödeme emri belgesine bağlandığı
halde, nakit yetersizliği veya diğer sebeplerle ilgililerine ödenemeyen tutarların izlenmesi için
kullanılacağı ifade edilmiştir.
79
Yönetmeliğin "Hesabın işleyişi" başlıklı 250’nci maddesinde, zamanaşımına uğraması
nedeniyle gelir kaydedilmesi gereken tutarların, 320-Bütçe Emanetleri Hesabına borç, 600-
Gelirler Hesabına alacak; diğer taraftan 805-Gelir Yansıtma Hesabına borç, 800-Bütçe Gelirleri
Hesabına alacak kaydedileceği belirtilmiştir.
Zamanaşımına uğradığı halde gelir kaydedilmeyen ve 320 hesabında bekletilen
737.286,20 TL nedeniyle, 320-Bütçe Emanetleri Hesabı ve 600-Gelirler Hesabı, bilançoda bu
tutar kadar hata vermektedir.
BULGU 15: 775 Sayılı Gecekondu Kanunu Hükümlerine Göre Oluşturulan Fon
Hesabının Amacı Dışında Kullanılması ve Fonlar veya Diğer Kamu İdareleri Adına
Yapılan Tahsilat Hesabının Kullanılmaması.
Belediyede, 775 sayılı Gecekondu Kanunu Hükümlerine göre oluşturulması gereken fon
hesabının teşkil ettirildiği, ancak belediye ve mücavir alan sınırları içindeki Hazineye ait
taşınmazlarının satış bedellerinden aktarılması gereken payın, fon hesabına değil başka bir
hesaba aktarıldığı ve bu paranın başka amaçlar için harcandığı ve 362 Fonlar veya Diğer Kamu
İdareleri Adına Yapılan Tahsilat Hesabının kullanılmadığı görülmüştür.
775 sayılı Gecekondu Kanununun “Fonların teşkili ve kullanılması” başlıklı 12’nci
maddesinde; belirtilen kaynaklardan sağlanacak gelirlerin, Türkiye Emlak Kredi Bankasında,
ilgili belediyeler adına açılacak özel hesaplarda toplanacağı, 13’üncü maddesinde ise bu
fonlarda toplanan paraların nerelerde kullanılması gerektiği açıklanmıştır.
775 sayılı kanunun 13 üncü maddesinde aynen:
“Buna göre 12’nci madde gereğince teşkil edilen fonda toplanan paralar, belediyelerce, Toplu
Konut İdaresi Başkanlığının izni alınmak şartıyla:
a) Bu kanundaki amaçlarda kullanılmak üzere arsa sağlanmasında, Toplu Konut İdaresi
Başkanlığınca onanan plan ve projelere göre halk konutu, nüve konut veya geçici misafir
konutu yapılmasında,
b) Islah olunacak gecekondu bölgeleri ile yeniden tesis edilecek önleme bölgelerinin yol,
meydan, kanalizasyon, su, elektrik ve benzerleri gibi kamu hizmet ve tesislerinin Toplu Konut
İdaresi Başkanlığınca onanan projelerine göre yapılmasında veya onarılmasında,
c) Kendi bütçe imkânlarıyla karşılanamayan ve fakat bu kanun gereğince yapılması gereken
tespit, harita alımı, plan ve projelendirme hizmetlerinde kullanılır. “
Denilmektedir.
Yukarıda mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere, ilgili fonda biriken paralar 775 sayılı
Kanunun 13 üncü maddesinde açıklanan yerlerde kullanılabilecek, bunun dışındaki yerlerde
kullanılamayacaktır.
80
4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun “Taksitle ödeme, satış bedelinden pay
verilmesi, belediyelere devir” başlıklı 5 inci maddesinde; “… Belediye ve mücavir alan
sınırları içindeki Hazineye ait taşınmazların satış bedellerinin tahsil edilen kısmından öncelikle
yerinde muhafaza edilemeyen yapıların tasfiyesinde kullanılmak şartıyla % 10'u, ilgili
belediyelerin 20.7.1966 tarihli ve 775 sayılı Kanun hükümlerine göre oluşturulan fon hesabına
aktarılır. Kalan kısmından ise ilgili belediyeye % 30, varsa büyükşehir belediyesine % 10
oranında pay verilir. ...Bu paylar tahsilini takip eden ayın yirmisine kadar ilgili idarelerin
hesaplarına aktarılır. …”
Denilmektedir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin Fonun teşkili ve muhasebeleştirilmesine
ilişkin “Belirli Bir Amaca Tahsisli Gelirler ve Alınan Paylar” başlıklı 18 inci maddesinin ikinci
fıkrasında aynen:
“20/7/1966 tarihli ve 775 sayılı Gecekondu Kanununun 12 nci maddesi gereği kurulan fonda
toplanacak paralar gelir bütçesinin ilgili bölümüne gelir kaydedilir. Diğer taraftan gider
bütçesinin ilgili tertibine tahsis amacı doğrultusunda kullanılmak üzere ödenek konulur. Bu
fondan yapılan harcamalarda 775 sayılı Kanunda belirtilen usul ve esaslar uygulanır.”
Denilmektedir.
Yapılan inceleme neticesinde, 4706 sayılı Kanunun 5 inci maddesi kapsamında yapılan
satışlardan belediyeye aktarılması gereken payların tahakkuk ve takibine ilişkin Belediye
tarafından herhangi bir işlem yapılmadığı görülmüştür. Maliye tarafından toplu olarak
gönderilen tutarların tamamının, kurumda Ziraat Bankasında açılmış bir Gecekondu Hesabı
olmasına karşın buraya aktarılmayıp, Vergi Resim ve Harçlar Banka Hesabına aktarıldığı ve
daha sonra da harcandığı görülmüştür.
2017 yılında, ilgili madde kapsamında yapılan satışlardan, belediyeye % 10’luk fon payı tutarı
37.558,72 TL gönderilmiş ve amacı dışında harcanmıştır. Bahse konu tutarın 362 Fonlar veya
Diğer Kamu İdareleri Adına Yapılan Tahsilat Hesabına aktarılarak muhasebeleştirilmesi ve fon
amacı doğrultusunda kullanılması gerekmektedir.
362 Fonlar veya Diğer Kamu İdareleri Adına Yapılan Tahsilat Hesabı, bilançoda yukarıdaki
tutar kadar eksik görünmektedir.
BULGU 16: Belediyenin Bilişim Sistemi ve Yönetim Politikasının, Standartlara Uygun
Olmaması.
Kurumun bilişim sistemi incelenmiş ve şu sonuçlara varılmıştır:
81
-Üst yönetim tarafından onaylanmış (donanıma/yazılıma erişim, verilere erişim, riskler,
güvenlik önlemleri, yetki ve sorumluluklar vs konularında) kurumun bir düzenlemesi (yönerge
vs) bulunmamaktadır.
-Bilişim sistemi bağımsız firmalarca incelenmemiştir,
-Güvenlik ihlalleri kaydedilmek suretiyle raporlanmamaktadır,
-Sistem odasında duman dedektörü ve otomatik yangın söndürme sistemi bulunmamaktadır,
-Deprem gibi olağanüstü durumlarda sistemin kesintisiz çalışmasını sağlayan, Felaket
Kurtarma Merkezi bulunmamaktadır,
-Yedekleme (back-up) ünitesi, sistem odasının bulunduğu binada olması nedeniyle risk
içermektedir,
-Bilişim sistemiyle ilgili personellerin görevleri yazılı olarak belirlenmemiştir.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst
yöneticilerin, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde
edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî
yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinden sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Kamu İç Kontrol
Standartları Tebliği ile, bilişim sisteminin nasıl olacağı konusunda standartlar ve genel şartlar
belirlenmiştir.
ISO/IEC 27001 ve ISO/IEC 27002 uluslararası standartlarında, bilgi güvenliği kriterleri
belirlenmiştir. Bilgi ve iletişim sistemlerinde bulunan güvenlik zafiyetleri, bu sistemlerin
hizmet dışı kalmasına veya kötüye kullanılmasına, can kaybına, büyük ölçekli ekonomik
zarara, kamu düzeninin bozulmasına veya ulusal güvenliğin ihlaline neden olabilecektir.
Standartlara uygun bir bilişim sistemi kurulursa, 5018 sayılı Kanunda ifade edilen
“Kamu kaynağının verimli kullanılması ve kötüye kullanımının engellenmesi” ilkesi
gerçekleşmiş olacak, bu sayede belediye hizmetlerinin kalitesi artacaktır.
BULGU 17: İç Kontrolle İlgili Bazı Çalışmaların Yapılmaması.
Kurumun iç kontrol sistemi incelenmiş ve şu sonuçlara varılmıştır:
-Ön mali kontrol görevlisi bulunmamaktadır.
82
-Tutarı KDV hariç bir milyon lirayı aşan mal-hizmet alımlarında ve üç milyon lirayı aşan
yapım işlerinde, sözleşme imzalanmadan önce sözleşme tasarısı ön mali kontrol için Mali Hiz.
Birimine gönderilmemektedir.
-Kurum değişikliği, emeklilik, istifa veya başka birimde görevlendirilme gibi nedenlerle,
görevinden ayrılan personel (yarım kalan / takip edilmesi gereken işlerle ilgili) “Son Görev
Raporu” nu (ekleriyle beraber), müdürüne veya üst yöneticiye vermemektedir.
-Üst yönetim, bu raporun hazırlanması konusunda personele bir talimat vermemiştir.
Bazı müdürlüklerde aşağıdaki eksiklikler tespit edilmiştir:
1-“Görev ve Çalışma Yönetmeliği” veya yönergesi bulunmamaktadır.
2-Müdürlükte çalışan personelin görevlerini ve bu görevlere ilişkin yetki-sorumluluklarını
kapsayan “Görev Dağılım Çizelgesi” bulunmamaktadır.
3-Vatandaşın, yapılmasını istediği işle ilgili getirmesi gereken belgeleri ve hizmetin
tamamlanma süresini gösteren hizmet standartları tabloları düzenlenmemiştir.
4-Hassas görevler belirlenmemiştir.
5-Birimce yapılan bir işin başlangıç, gelişme ve sonuçlanma aşamalarını şemalarla gösteren İş
akış şemaları bulunmamaktadır.
6-Personelin performansı değerlendirilmemektedir.
7-Performansı yüksek personellere ödül verilmemektedir.
8-Performansı düşük personellerle ilgili eğitim planları yapılmamaktadır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun;
11 inci maddesine göre, üst yöneticiler iç kontrol sisteminin kurulması, yazılı prosedür ve
talimatların oluşturulması ve gözetilmesinden sorumludurlar.
60 ıncı maddesinde ise, iç kontrol sisteminin kurulması, standartlarının uygulanması ve
geliştirilmesi konularında çalışmalar yapılması görevlerinin, malî hizmetler birimi tarafından
yürütüleceği ifade edilmektedir.
Maliye Bakanlığı, kamu idarelerinde iç kontrol sisteminin oluşturulması, uygulanması,
izlenmesi ve geliştirilmesi amacıyla 18 standart ve bu standartlar için gerekli 79 genel şart
belirlemiş ve 26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi Gazetede yayınlamıştır.
İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esasların 5 inci maddesinde ise, kamu
idarelerinin tüm işlemlerinde Maliye Bakanlığınca belirlenen iç kontrol standartlarına uymakla
ve gereğini yerine getirmekle yükümlü bulunduğu ifade edilmiştir. İç kontrol sisteminin
kurulmasıyla, 5018 sayılı Kanunda ifade edilen “Kamu kaynağının verimli kullanılması ve
kötüye kullanımının engellenmesi” ilkesi gerçekleşecektir.
83
BULGU 18: Temmuz Ayında, Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporunun
Yayımlanmaması.
Belediyenin, Temmuz ayında kurumsal mali durum ve beklentilere ilişkin raporu
yayımlamadığı görülmüştür.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu'nun 30' uncu maddesinin 3' üncü
fıkrasında:
"Genel yönetim kapsamındaki idareler bütçelerinin ilk altı aylık uygulama sonuçları,
ikinci altı aya ilişkin beklentiler ve hedefler ile faaliyetlerini; Maliye Bakanlığı ise merkezî
yönetim bütçe kanununun ilk altı aylık uygulama sonuçları, finansman durumu, ikinci altı aya
ilişkin beklentiler ve hedefler ile faaliyetleri kapsayan malî durumu temmuz ayı içinde
kamuoyuna açıklar." denilmektedir.
Mali saydamlık ve hesap verilebilirliğin gereği olarak, Kuşadası Belediyesinin ilk altı
aylık bütçe uygulama sonuçlarını, ikinci altı aya ilişkin beklenti ve hedefleri ile faaliyetlerini
kapsayan "2017 Yılı Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu" nun temmuz ayı içinde ve
sonrasında kamuoyuna açıklanmadığı görülmüştür.
2017 Yılı Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu'nun kamuoyuna
açıklanmamasıyla, 5018 sayılı Kanunda ifade edilen hesap verebilirlik, malî saydamlık ve
kamuoyunu zamanında bilgilendirme amaçları gerçekleşmemiştir.
BULGU 19: Muhasebe Yetkilisi Olarak Görevlendirilen Personelin Sertifikasının
Bulunmaması.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 62 nci maddesinde, Muhasebe
yetkilisi görevini yürütmek üzere atanacakların, “En az dört yıllık yüksek öğrenim
görmüş olmak ve muhasebe yetkilisi sertifikası almış olmak” şartını taşıması gerektiği,
muhasebe yetkilisi olacak görevlilerin, Maliye Bakanlığınca meslekî konularda eğitime
tâbi tutulacağı ve bu eğitimi başarıyla tamamlayanlara sertifika verileceği, ifade
edilmektedir.
24.11.2016 tarihinde Muhasebe Yetkilisi olarak görevlendirilen personel, iki yıllık
üniversite mezunu olup, sertifikası bulunmamaktadır. Muhasebe Yetkilisi Adaylarının
Eğitimi, Sertifika Verilmesi ile Muhasebe Yetkililerinin Çalışma Usul ve Esasları
Hakkında Yönetmeliğin Geçici 1 inci maddesinde, muhasebe hizmetlerinden birinci
derecede sorumlu olanların, görevlerini sertifikalı muhasebe yetkilisi atanıncaya kadar
yürütecekleri ifade edilmiş, ancak bugüne kadar idare sertifikalı muhasebe yetkilisi
ataması yapmamıştır.
BULGU 20: Memurlardan Dayanışma Aidatı Kesintisinin Yapılması.
84
Memurlara 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu
çerçevesinde verilen sosyal denge ödemelerinden, Kanuna aykırı olarak dayanışma aidatı
kesildiği görülmüştür.
4688 sayılı Kanunun;
32 nci maddesinde, belediyelerde belediye başkanının teklifi üzerine belediye meclisince sosyal
denge tazminatının ödenmesine karar verilmesi halinde, sendika ile belediye başkanının
sözleşme yapabileceğini belirtmiştir. Kanun maddesinde sosyal denge sözleşmesinin yapılma
usulü ve şekli belirlenmiş olup, bu maddede dayanışma aidatına ilişkin bir düzenlemeye yer
verilmemiştir.
28 inci maddesinin ikinci fıkrasında, toplu sözleşme ikramiyesi hariç olmak üzere toplu
sözleşme hükümlerinin uygulanmasında sendika üyesi olan ve sendika üyesi olmayan kamu
görevlileri arasında ayrım yapılamayacağı öngörülmüştür.
24 üncü maddesinde sendika gelirleri arasında üyelerin ödeyecekleri üyelik ödentileri sayılmış,
25 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, sendika tüzüğüne üyelik ödentisi dışında her ne ad
altında olursa olsun, üyelerden başka bir kesinti yapılmasını öngören hükümler konulamayacağı
kuralına yer verilmiştir.
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin ek madde 4 gereği, kamu görevlileri
sendikalarına üye olup, aylık veya ücretinden üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine,
kurumlarınca sözleşme ikramiyesi ödenmektedir. Yani sendikaya ödenen aidat kurumca
karşılanmaktadır.
Tüm Bel Sen Sendikası ile yapılan Toplu İş Sözleşmesinin 21 inci maddesinde,
"İşveren tarafından, sendikanın tüzüğünde belirtilen aidata ek olarak, toplu sözleşme
hükümlerinden yararlanan sendika üyelerinin taban aylıklarından % 1 oranında
dayanışma aidatı kesilerek sendika hesabına yatırılır. Sendikaya üye olmayan ve başka
sendikalara üye olan çalışanlardan % 2 dayanışma aidatı kesilir." hükmüne istinaden
sendika ilave olarak, aynı tutarda dayanışma aidatını memur sosyal denge ödemeleri
bordrolarından almaktadır.
Kanuna aykırı olarak sözleşmeye konan bu hüküm geçersiz olduğundan memurlardan
ilave olarak dayanışma aidatı kesilemez. Yargıtay Hukuk Dairelerinin Kanuna aykırı olan
Toplu Sözleşme hükümlerinin geçersiz olduğuna dair bazı kararları bulunmaktadır.
Kanun maddelerinden anlaşılacağı üzere yerel yönetimlerce imzalanan sosyal denge
sözleşmelerine dayanışma aidatı alınmasına dair hükümlerin konulamayacağı ve ilave kesintiler
yapılamayacağı açık olmasına rağmen, memurlardan sendika aidatı dışında ilave olarak
dayanışma aidatı kesintisi yapılması ve bunun sendikaya ödenmesi uygulamasına son verilmeli
85
ve sendikaya ödenen dayanışma aidatlarının hesaplanarak sendikadan geri alınması
sağlanmalıdır.
BULGU 21: Personel Performans Ölçütlerinin Hazırlanmaması.
5393 sayılı Belediye Kanunun 38 inci maddesine göre, Belediye Başkanı, personelin
performans ölçütlerini hazırlamak, uygulamak, izlemek ve değerlendirmek, bunlarla ilgili
raporları meclise sunmakla görevlidir.
Kanunun 18 inci maddesinde, belediye meclisinin görevlerinden biri, stratejik plân ile
yatırım ve çalışma programlarını, belediye faaliyetlerinin ve personelinin performans
ölçütlerini görüşmek ve kabul etmek olarak belirtilmiştir.
Bahse konu Kanunun 49'uncu maddesinde de sözleşmeli ve işçi statüsünde çalışanlar
hariç belediye memurlarına, başarı durumlarına göre toplam memur sayısının yüzde onunu ve
Devlet memurlarına uygulanan aylık katsayının (20.000) gösterge rakamı ile çarpımı sonucu
bulunacak miktarı geçmemek üzere, hastalık ve yıllık izinleri dâhil olmak üzere, çalıştıkları
sürelerle orantılı olarak encümen kararıyla yılda en fazla iki kez ikramiye ödenebileceği ifade
edilmiştir.
Bir kuruluşun yürüttüğü faaliyetlerde hedeflenen sonuçlara ulaşıp ulaşmadığı, hizmetlerin
verimli, etkin ve tutumlu bir düzeyde gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarının
değerlendirilmesinde performans ölçümü önemli bir yönetim aracı işlevi görür.
Performans ölçümünden elde edilen bilgi; "Hedefimiz nedir?", "Arzuladığımız ve elde
ettiğimiz sonuçlar nelerdir?", "Başarılı olduğumuzu nasıl anlarız?", "Bu başarıları verimli, etkin
ve tutumlu bir biçimde mi elde ediyoruz?" ve "Ürettiğimiz hizmetler müşterilerimiz ve
paydaşlarımızı ne ölçüde memnun ediyor?" gibi soruların cevabını arayan yöneticilere
yapacakları değerlendirmelerde katkı sağlayacaktır.
Performans ölçümü, yöneticilerin organizasyonu kontrol altında tutmasını, performans için
sonuç geliştirilebilmesini, vatandaş ve müşterilerin yönetimin onlara verdiği önemi
yargılamalarını sağlayacak ve yöneticilere de performans gelişimi için gerekli veriyi sunacaktır.
Yine Belediye Kanunu ile başarılı personele ikramiye ödenmesinin öngörülmesi
performans ölçümünü gerekli kılmaktadır. Eğer sonuçlar ölçülmez ise başarı ile başarısızlığı
ayrımı yapılamayacağından; başarı ödüllendiremeyeceği ve başarısızlığı da tespit
edemeyeceğimizden hatanın düzeltilme ihtimali de kalmamaktadır.
Belediye personeline aşağıdaki performans ölçütleri örnek olarak belirlenebilir;
86
a) Hukuk Birimi için kaybedilen dava/kazanılan dava oranı,
b) Diğer birimler için günlük vatandaşa sunulan hizmet sayısı,
c) Vatandaşların belediyede gerçekleştirdikleri işlemlerde (imar, ruhsat vb) standartlar (ruhsat
işlemleri 2 gün içinde sonuçlandırılır gibi) çerçevesinde çıkarılan dosya sayısı.
Bu performans ölçütlerinin belirlenmesi ve performans ölçümü Belediye Başkanı'nın
Kanundan kaynaklanan görevinin yerine getirilmesini sağlaması bir yana performans
ölçütlerine dayalı olarak çalışanlara ikramiye veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ilave
ikramiyeler vermek, halkın taleplerine ve kamu yararına uygun etkili ve kaliteli hizmet
sunmayı, vatandaş ile belediye çalışanları arasındaki işbirliğini arttırmayı, ayrıca çalışanlar
açısından da verimlilik, yenilik ve yaratıcılığın geliştirilmesini teşvik edecektir.
Performans kriterlerinin tespit edilmesinin bir faydası da hizmetiçi eğitim için önemli
bir dayanak olmasıdır. Bu sayede, performansı düşük personeller için hizmetiçi eğitim
planlaması yapılarak, personelin işteki eksikliği giderilebilecektir.
==0
ADANA B.ŞEHİR BEL. – 2017
BULGU 1: Belediyenin Mülkiyetinde Olduğu Halde Muhasebe Kayıtlarına Alınmayan
Taşınmazların Bulunması.
27.05.2016 tarih ve 29724 Mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe
giren Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin 188-193 üncü maddelerinde; her
türlü arazi ve arsa ve binaların izlenmesi için sırasıyla 250 Arazi ve Arsalar, 251 Yeraltı ve
Yerüstü Düzenleri ve 252 Binalar Hesaplarının kullanılacağı hüküm altına alınmış ve hesabın
işleyişi ayrıntılı bir biçimde açıklanmıştır.
02.10.2006 tarih ve 26307 sayı ile yayımlanan Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına
İlişkin Yönetmeliğin “Kayıt ve kontrol işlemleri” başlıklı 5’inci maddesinde, “Taşınmaz kayıt
ve kontrol işlemleri, kamu idarelerine ait taşınmazların mevcutlarla birlikte içinde bulunulan
yılda çeşitli yollarla edinilenlerin ve elden çıkarılanların miktar ve değer olarak takip edilmesi
amacıyla kayıt altına alınmasıdır. Kayıtların belgeye dayanması esastır.” hükmü yer almakta
ve maddenin devamında hangi değer üzerinden taşınmazların kayda alınacağı belirlenmiştir.
Maddede tapuda kayıtlı olan taşınmazların maliyet bedeli üzerinden veya bu bedel
belirlenemiyorsa rayiç değer üzerinden kayda alınması gerektiği ifade edilmiştir. Yapılan
incelemede, Belediye adına tapuda kayıtlı olan taşınmazlara ilişkin değer tespitlerinin
Yönetmeliğe uygun olarak yapıldığı görülmüş ancak ilgili muhasebe hesaplarına taşınmazların
tamamının kaydının yapılmadığı tespit edilmiştir. Yapılan tespite göre taşınmaz envanterine
87
kayıtlı toplam tutar 3.002.083.371,80 TL olarak gerçekleşmiştir. Ancak dönem sonu mizanına
göre 250, 251 ve 252 nolu hesaplarda kayıtlı toplam tutar 2.742.192.773,12 TL olarak
gerçekleşmiştir. Dolayısıyla taşınmazlara ilişkin olarak mali tablolarda 259.890.598,68 TL
eksiklik söz konusudur.
Belediye adına tapuda kayıtlı olup değerlemesi yapılan taşınmazların tamamının, Yönetmelik
gereği mali tablolarda gösterilmesi gerekmektedir.
BULGU 2: İdareye Bağışlanan Taşınmazların Muhasebe Kaydının Yapılmaması.
Kurum taşınmazları üzerinde yapılan incelemede, kuruma bağışlanan taşınmazların muhasebe
kayıtlarına alınmadığı görülmüştür. Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin “252
Binalar hesabı -Hesabın niteliği” başlıklı 192’nci maddesinde:
“(1) Binalar hesabı, eklenti ve bütünleyici parçaları dâhil olmak üzere, kamu idarelerinin
mülkiyetinde bulunan binalar ile bunlardan tahsise konu edilenlerin izlenmesi için kullanılır.”
denildikten sonra, “Hesabın işleyişi” başlıklı 193’üncü maddesinde: “Bedelsiz olarak kuruma
intikal eden binalar tespit edilen değerleri üzerinden bu hesaba borç, 600-Gelirler Hesabına
alacak kaydedilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bağış olarak İdareye geçen taşınmazların yukarıda belirtilen düzenlemeye göre
muhasebeleştirilmesi gerekmektedir. Aksi uygulamanın mali tabloların hatalı bilgi içermesine
neden olacağı açıktır.
Yılı içinde Belediyeye bağışlanan gayrimenkulün tapusunun alınmış olmasına rağmen ilgili
yılında muhasebe kayıtlarına alınmadığı tespit edilmiştir. Bağış olarak alınan taşınmazların
değeri 610.264,10 liradır. Bu itibarla bahse konu taşınmazların Mahalli İdareler Bütçe ve
Muhasebe Yönetmeliğinin ilgili maddelerine göre muhasebe kaydının yapılması gerekmektedir.
Bahse konu taşınmazın muhasebe kaydının yapılmaması nedeniyle, hem 252-Binalar Hesabı
hem 600-Gelirler Hesabı ve bu nedenle de mali tablolar hatalı olmuştur.
BULGU 3: Tahsis Edilen Taşınmazların Muhasebe Kayıtlarına Alınmaması.
Kurum taşınmazları üzerinde yapılan incelemede, kurumun tahsis ettiği taşınmazların
muhasebe kayıtlarına alınmadığı görülmüştür. Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe
Yönetmeliği’nde 252 Binalar Hesabı 192 nci ve 193 üncü maddelerde açıklanmıştır. “Hesabın
Niteliği “ başlıklı 192 nci maddesinde aynen:
“Binalar hesabı, eklenti ve bütünleyici parçaları dâhil olmak üzere, kamu idarelerinin
mülkiyetinde bulunan binalar ile bunlardan tahsise konu edilenlerin izlenmesi için kullanılır.”
Denilmiştir.
Hesabın İşleyişi başlıklı 193 üncü maddesinde hesaba ilişkin borç ve alacak kayıtları
gösterilmiştir. Maddenin alacak kayıtlarının açıklandığı ilgili fıkrasında aynen:
88
“(7) Tahsise konu edilen binalar tahsis eden kamu idaresine hizmet veren muhasebe birimince
kayıtlı değer üzerinden bu hesaba alacak, 500-Net Değer Hesabına borç kaydedilir. Ayrıca,
varlığa ilişkin ayrılmış amortisman tutarı 500-Net Değer Hesabına alacak, 257-Birikmiş
Amortismanlar Hesabına borç kaydedilir.”
Hükmü yer almaktadır.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükmü gereği belediyenin tahsis ettiği taşınmazları muhasebe
birimince kayıtlı değeri üzerinden Binalar Hesabına alacak ve Net Değer hesabına borç,
ayrılmış amortisman tutarının Net Değer Hesabına Alacak, Birikmiş Amortismanlar Hesabına
borç kaydetmesi gerekirken söz konusu kaydın yapılmaması nedeniyle söz konusu tutarlar
kadar ilgili hesapların doğruyu ve gerçeği yansıtmadığı düşünülmektedir.
Tahsisli taşınmazların toplam değeri 405.951.000,00 TL olup, mali tablolarda bu miktar kadar
eksik gerçekleşme meydana gelmiştir.
BULGU 4: Taşınır Mal Çıkışlarının Üçer Aylık Dönemlerde Yapılmaması.
Belediyenin taşınır kayıtlarının incelenmesi neticesinde taşınır mal çıkışlarının yılsonunda toplu
bir şekilde yapıldığı görülmüştür.
Taşınır Mal Yönetmeliği’nin “Taşınır Giriş ve Çıkış İşlemlerinin Muhasebe Birimine
Bildirilmesi” başlıklı 30’uncu maddesinin ikinci fıkrasında;
“Muhasebe kayıtlarında 150-İlk Madde ve Malzemeler Hesabında izlenen tüketim
malzemelerinin çıkışları için düzenlenen Taşınır İşlem Fişleri muhasebe birimine gönderilmez.
Bunların yerine, genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinde üç aylık dönemler itibarıyla,
diğer idarelerde ise üç ayı geçmemek üzere üst yöneticiler tarafından belirlenen sürede
kullanılmış tüketim malzemelerinin taşınır II nci düzey detay kodu bazında düzenlenen onaylı
bir listesi, en geç ilgili dönemin son iş günü mesai bitimine kadar muhasebe birimine
gönderilir.” denilmektedir.
Bu doğrultuda ilgili mevzuat gereği, muhasebe kayıtlarının mevzuata uygun olarak üçer aylık
dönemler itibariyle yapılması gerekmektedir. Bunun yapılmaması sonucunda taşınır mal
yönetimi mevzuata uygun şekilde yönetilmemektedir.
BULGU 5: İlan ve Reklam Vergisi Alacakları İçin İcra İşlemlerinin Başlatılmaması.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 1'inci maddesinde, bu Kanun hükümlerinin
belediyelere ait vergi, resim ve harçlar hakkında uygulanacağı ifade edilmektedir.
Kanunun;
100 üncü maddesinde, bilinen adrese gönderilen mektupların posta idaresince muhatabına
teslim edildiği tarihte tebliğ edilmiş sayılacağı,
101 inci maddesinde bilinen adresler tek tek sayılmakta,
89
102 nci maddesinde bilinen adreslere yapılacak tebliğler hakkında bilgi verilmektedir.
103 üncü maddesinde ise, 101 inci madde kapsamında bilinen adres yoksa veya 101 inci
maddenin birinci fıkrasının (1) ve (2) numaralı bentlerinde sayılan bilinen adreste tebliğ
yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde kayıtlı bir adresi bulunmazsa veya
başkaca nedenlerden dolayı tebliğ yapılamazsa, ilanen tebliğ yapılacağı ifade edilmekte,
104 ve 105 inci maddelerinde de ilanen tebliğin şekli ve muhteviyatı hakkında bilgi
verilmektedir.
Yapılan incelemede, ilan ve reklam vergisi tahsilatının çok düşük olduğu ve alacakların
büyük çoğunluğu için icra işlemlerinin başlatılmadığı görülmüştür.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun;
11 inci maddesinde, üst yöneticinin kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde
edilmesinden, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden sorumlu olduğu,
38 inci maddesinde ise, gelirlerin tarh, tahakkuk, tahsiliyle yetkili ve görevli olanların, tarh,
tahakkuk ve tahsil işlemlerinin zamanında ve eksiksiz olarak yapılmasından sorumlu olduğu,
ifade edilmektedir.
İlan ve reklam vergisi tahakkuk miktarı 27.769.695,77- TL olduğu halde, tahsilat
miktarı 10.114.676,46- TL olup, tahsilat oranı yüzde 36 dır. Belediyenin toplam 17.226.875,79-
TL ilan ve reklam vergisi alacağı bulunmakta olup, sadece 2.954.498,00 liralık alacak için icra
işlemleri başlatılmıştır.
Sondaj yöntemiyle mükelleflerin dosyaları incelenmiştir. Çoğu mükellefin borcunu
ödemediği, bunu alışkanlık haline getirdiği, bazı alacakların on yıl geriye kadar gittiği, ancak
ilgili birimin bazı alacaklar için ihbarname ve ödeme emri göndermediği, ayrıca icra
işlemlerinin başlaması için de haciz varakası düzenlemediği tespit edilmiştir.
İlan ve reklam vergisi alacaklarının tahsil edilmesi, 5393 sayılı Belediye Kanununda
belirtilen kamu hizmetlerinin yapılmasını kolaylaştıracaktır.
Bu nedenle, Mali Hizmetler Dairesi Gelir Müdürlüğü’nün ilan ve reklam vergisi
mükellef dosyalarını tek tek inceleyerek, alacaklar için ihbarname ve/veya ödeme emri
düzenlemesi, daha sonra da haciz varakası düzenleyerek İcra Müdürlüğüne göndermesi tahsilatı
artıracaktır. Mükelleflere tebliğ yapılamaması durumunda, 213 sayılı Kanunun 103 üncü
maddesi gereği ilan yoluyla tebliğ yapılmalıdır.
90
BULGU 6: Hazineye Ait Taşınmazların Satış Bedellerinden Tahsil Edilen Kısmının % 10-
unun, 775 Sayılı Gecekondu Kanunu Hükümlerine Göre Oluşturulması Gereken Fon
Hesabına Aktarılmaması, Bu Payın Amacı Dışında Kullanılması ve Fonlar Adına Yapılan
Diğer Kesintiler Hesabında Muhasebeleştirilmemesi.
Hazineye Ait Taşınmazların Satış Bedellerinin Tahsil Edilen Kısmından %10 Payın 775
Sayılı Gecekondu Kanunu Hükümlerine Göre Oluşturulması Gereken Fon Hesabına
Aktarılmadığı, vadeli ve vadesiz fon hesaplarında sembolik bir tutar bulunduğu, gelen tutarların
bu hesaba aktarılmadan belediyenin borcuna mahsup edildiği ve bahse konu tutarların 362
Fonlar Adına Yapılan Diğer Kesintiler Hesabında Muhasebeleştirilmediği görülmüştür.
775 sayılı Gecekondu Kanununun “Fonların teşkili ve kullanılması” başlıklı 12’nci
maddesinde; belirtilen kaynaklardan sağlanacak gelirlerin, Türkiye Emlak Kredi Bankasında,
ilgili belediyeler adına açılacak özel hesaplarda toplanacağı, 13’üncü maddesinde ise bu
fonlarda toplanan paraların nerelerde kullanılması gerektiği açıklanmıştır.
775 sayılı kanunun 13 üncü maddesinde aynen:
“Buna göre 12’nci madde gereğince teşkil edilen fonda toplanan paralar, belediyelerce, Toplu
Konut İdaresi Başkanlığının izni alınmak şartıyla:
a)Bu kanundaki amaçlarda kullanılmak üzere arsa sağlanmasında, Toplu Konut İdaresi
Başkanlığınca onanan plan ve projelere göre halk konutu, nüve konut veya geçici misafir
konutu yapılmasında,
b)Islah olunacak gecekondu bölgeleri ile yeniden tesis edilecek önleme bölgelerinin yol,
meydan, kanalizasyon, su, elektrik ve benzerleri gibi kamu hizmet ve tesislerinin Toplu Konut
İdaresi Başkanlığınca onanan projelerine göre yapılmasında veya onarılmasında,
c)Kendi bütçe imkânlarıyla karşılanamayan ve fakat bu kanun gereğince yapılması gereken
tespit, harita alımı, plan ve projelendirme hizmetlerinde kullanılır. “
Denilmektedir.
Yukarıda mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere, ilgili fonda biriken paralar 775 sayılı
Kanunun 13 üncü maddesinde açıklanan yerlerde kullanılabilecek, bunun dışındaki yerlerde
kullanılamayacaktır.
4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi
91
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun “Taksitle ödeme, satış bedelinden pay
verilmesi, belediyelere devir” başlıklı 5 inci maddesinde;
“… Belediye ve mücavir alan sınırları içindeki Hazineye ait taşınmazların satış bedellerinin
tahsil edilen kısmından öncelikle yerinde muhafaza edilemeyen yapıların tasfiyesinde
kullanılmak şartıyla % 10'u, ilgili belediyelerin 20.7.1966 tarihli ve 775 sayılı Kanun
hükümlerine göre oluşturulan fon hesabına aktarılır. Kalan kısmından ise ilgili belediyeye %
30, varsa büyükşehir belediyesine % 10 oranında pay verilir. ...Bu paylar tahsilini takip eden
ayın yirmisine kadar ilgili idarelerin hesaplarına aktarılır. …”
Denilmektedir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin Fonun teşkili ve muhasebeleştirilmesine
ilişkin “Belirli Bir Amaca Tahsisli Gelirler ve Alınan Paylar” başlıklı 18 inci maddesinin ikinci
fıkrasında aynen:
“20/7/1966 tarihli ve 775 sayılı Gecekondu Kanununun 12 nci maddesi gereği kurulan fonda
toplanacak paralar gelir bütçesinin ilgili bölümüne gelir kaydedilir. Diğer taraftan gider
bütçesinin ilgili tertibine tahsis amacı doğrultusunda kullanılmak üzere ödenek konulur. Bu
fondan yapılan harcamalarda 775 sayılı Kanunda belirtilen usul ve esaslar uygulanır.”
Denilmektedir.
Yapılan incelemede, 4706 sayılı Kanunun 5 inci maddesi kapsamında yapılan satışlardan
Belediyeye aktarılması gereken payların tahakkuk ve takibine ilişkin Belediye tarafından
herhangi bir işlem yapılmadığı görülmüştür. Hazine tarafından toplu olarak gönderilen
tutarların tamamı belediyenin borcuna mahsup edilmektedir. Kurumda Ziraat Bankasında
açılmış bir Gecekondu Hesabı olmasına karşın gelen tutarlar bu hesaba aktarılmamaktadır.
2017 yılında, ilgili madde kapsamında yapılan satışlardan Belediyeye gönderilen %10’luk fon
payı tutarı 37.558,72 TL olarak gerçekleşmiştir. Fon hesabına aktarılması gereken, hesapta
kayıtlı tutar vadeli hesapta 142.310,33 TL, vadesiz hesapta 1.075,00 TL dir. Mezkûr tutarların
362.01.99 nolu “Fonlar Adına Yapılan Diğer Kesintiler Hesabı”na alınmayarak tamamının
banka hesabında tutulduğu görülmüştür.
Bahse konu tutarın 362.01.99 nolu “Fonlar Adına Yapılan Diğer Kesintiler Hesabı”na
aktarılarak muhasebeleştirilmesi ve takibinin sağlanması gerekmektedir.
Bu hatalı uygulama sonucu, mali tablolarda 362 hesabı 143.385,33- TL daha az
görünmektedir.
92
BULGU 7: 6736 Sayılı Kanun ile Yapılandırılan Alacakların, Gelirlerden Alacaklar
Hesabında İzlenmeye Devam Edilmesi.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğinin 86, 87 ve 88 inci maddelerinde,
120- Gelirlerden Alacaklar Hesabının, 92, 93 ve 94 üncü maddelerinde 122 Gelirlerden Tecilli
ve Tehirli Alacaklar Hesabının ve 166 ile 167 nci maddelerinde ise 222 Gelirlerden Tecilli ve
Tehirli Alacaklar Hesabının nitelik ve işleyişine ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır.
Yukarıda adı geçen mevzuat hükümlerinin incelenmesinden de anlaşılacağı üzere,
Kurumun 120 Gelirlerden Alacaklar Hesabında izlemiş olduğu tutarlardan yeniden
yapılandırma suretiyle tecil ve tehir edilenlerin vadesine göre 122 veya 222 Gelirlerden Tecilli
ve Tehirli Alacaklar Hesaplarında izlenmesi gerekmektedir.
Yapılan incelemelerde, yeniden yapılandırılan alacakların 120 Gelirlerden Alacaklar
Hesabında izlenmeye devam edildiği tespit edilmiştir. Sonuçta mali tablolarda, 120 hesabı daha
fazla, 122 ve 222 hesapları daha az görünmektedir.
BULGU 8: Belediyenin Aksa Gaz Dağıtım Anonim Şirketindeki Payı ile Mal ve Hizmet
Üreten Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabının Uyuşmaması.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 241 "Mal ve Hizmet Üreten Kuruluşlara
Yatırılan Sermayeler Hesabı" başlıklı 181 inci maddesine göre mal ve hizmet üreten
kuruluşlara nakden veya ayni olarak verilen sermaye tutarları ve bu sermaye tutarlarının
işletilmesinden doğan kar ve zarar ile bütçeye iade olunan sermayelerin izlenmesi için bu
hesabın kullanılacağı belirtilmektedir.
Aynı yönetmeliğin 182 nci maddesinde ‘‘Mal ve hizmet üreten kuruluşlara yatırılan
sermayeler hesabına ilişkin işlemler aşağıda gösterilmiştir.
a) Mal ve hizmet üreten kuruluşlara gerek nominal sermaye ve gerekse ayni sermaye transferi
şeklindeki iştirakler gerçeğe uygun değerleri ile bu hesaba kaydedilir. Sermayesine iştirak
edilen mal ve hizmet üreten kuruluşlara nakdi veya ayni sermaye şeklindeki katılımlardan bu
hesapta kayıtlı tutarların ilgili mal ve hizmet üreten kuruluşların öz kaynak hesaplarında
karşılık olarak yer alan tutarlarla eşit olması gerekir…’’ Denilmektedir.
241 Nolu Hesabın işleyişi ise adı geçen yönetmeliğin 183 üncü maddesinde açıklanmıştır.
Belediyenin Aksa Gaz Dağıtım A.Ş. de % 4,42 ortaklığı bulunmaktadır ve bu şirketteki toplam
sermaye miktarı 1.768.000,00 TL’dir. Mali tablolar üzerinde yapılan incelemede ise kayıtlı
tutarın 44.200,00 TL olduğu görülmüştür. Yukarıdaki yönetmelik hükümlerinden anlaşıldığı
üzere belediyenin muhasebe kayıtlarında 241 Mal ve Hizmet Üreten Kuruluşlara Yatırılan
Sermayeler Hesabının 241.1.1.1 alt kodunda 1.768.000,00 TL borç bakiyesi bulunması
93
gerekirken 44.200,00 TL borç bakiyesi bulunmaktadır. Buna göre mali tablolarda 241 Nolu
Hesapta 1.723.800,00 TL lık hataya sebep olunmuştur.
BULGU 9: Bir Yıldan Uzun Vadeli Teminatlar İçin, Alınan Depozito ve Teminatlar
Hesabının Kullanılmaması.
Kurum tarafından gerçekleştirilen ihalelere ilişkin olarak mevzuat gereği
yüklenicilerden alınan teminatların, bir yıldan uzun veya kısa vadeli ayrımı yapılmaksızın
hepsinin, 330- Alınan Depozito ve Teminatlar Hesabında takip edildiği tespit edilmiştir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin 430- Alınan Depozito ve Teminatlar
Hesabı' başlıklı 319 uncu maddesinde, bu hesabın mevzuatları gereği nakden veya mahsuben
tahsil edilen ve bir yıldan uzun vadede iade edilecek olan depozito ve teminatların izlenmesi
için kullanılacağı hükmü yer almaktadır.
Bu hesaba kayıtlı tutarlardan vadesi bir yılın altına düşenler 430 Alınan Depozito ve Teminatlar
Hesabına borç, 330 Alınan Depozito ve Teminatlar Hesabına alacak kaydedilecektir
Genel Yönetim Muhasebe Yönetmeliğinde belirtilen ve muhasebe sistematiğinin temel
kavramlarından biri olan "Dönemsellik" ilkesi gereği, kamu idarelerinin faaliyetlerini belirli
dönemler itibariyle raporlamaları ve diğer dönemlerden bağımsız olarak saptamaları esastır.
Mizan ve diğer mali tablolarda yapılan incelemede ise; dönemsellik ilkesine uygun olmayacak
şekilde, bir yıldan uzun vadeli teminatlar için 430 hesabı yerine, 330 hesabı kullanılmıştır.
Sonuçta, mali tablolarda 330 hesabı daha fazla, 430 hesabı daha az görünmektedir.
BULGU 10: Aile Cüzdanı Alımında, Diğer Hazır Değerler Hesabının Kullanılmaması.
Kurumun mali tabloları üzerinde yapılan incelemede, aile cüzdanı alımlarına ilişkin muhasebe
kayıtlarında 108 Diğer Hazır Değerler Hesabı yerine, 630 Giderler Hesabı kullanılarak söz
konusu ödemelerin doğrudan gider yazıldığı görülmüştür.
27.05.2016 tarih ve 29724 Mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Mahalli
İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği 70, 71 ve 72 nci maddelerinde hesabın işleyişi
açıklanmaktadır. Buna göre 108 Diğer Hazır Değerler Hesabı hazır değerler hesap grubunda
sayılan hesaplar içerisinde tanımlanmayan ve niteliği itibariyle bu grupta izlenmesi gereken
diğer değerlerin izlenmesi için; 630 Giderler Hesabı ise aynı Yönetmeliğin 372 ve 373 üncü
maddeleri gereği Devlet Muhasebesi Standartları Kurulu tarafından belirlenen uluslararası
genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine göre tahakkuk ettirilen her türlü giderin izlenmesi için
kullanılmaktadır.
210 sayılı Değerli Kağıtlar Kanunu'nun eki tablonun 7 nci sırasında yer alan Aile
Cüzdanları bir tüketim maddesi olmayıp değerli kağıt niteliğinde bir Hazır Değer'dir. Bu
nedenle doğrudan gider kaydı yapılması mümkün değildir. Sonuç olarak, 108 Diğer Hazır
94
Değerler Hesabında yer alması gereken aile cüzdanları, hatalı uygulama sonucu bilançoda
görünmemektedir.
BULGU 11: Belediye Başkanının Sünnet, Nişan ve Düğün Törenlerinde, Altın Hediye
Etmesi.
Belediye Başkanının sünnet, nişan ve düğün törenlerinde altın hediye ettiği
görülmüştür.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde; üst
yöneticilerin kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde kullanımından sorumlu olduğu
ifade edilmektedir.
Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesi’nin 10
uncu maddesinde yer alan: “…yapılması belde için de gerekli olan veya mahalli örf, adet ve
sosyal yaşantı için de gerekli sayılan etkinlik ve törenler için (nişan, nikah, ölüm gibi) harcama
yapılabilir.” hükmüne dayanılarak altın bedelleri belediye bütçesinden ödenmektedir.
Törenlerde altın vermek amacıyla, 3.6.1.1 –Temsil ağırlama tören giderleri ekonomik
kodundan, 2016 yılında 536.000,00 lira, 2017 yılında 647.000,00 lira ödeme yapılmış olup, bu
durum her yıl tekrarlanan bir alışkanlık haline gelmiştir.
Belediye vergi, SGK ve müteahhitlere borcu nedeniyle, sürekli icra işlemlerine muhatap
olmakta, alacakları mahsup edilmekte ve taşınmazlarına ipotek konulmaktadır. Böyle bir
gerçek varken, üst yönetici olan Belediye Başkanının her yıl ortalama yarım milyon liralık altın
alıp, sünnet, nişan, düğün törenlerinde (tam, yarım, çeyrek) altın vermesi, kamu kaynaklarının
etkin ve ekonomik kullanılması hedefini güden, 5018 sayılı Kanunun ruhuna uygun
bulunmamaktadır.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14 üncü maddesinde; imar, su, kanalizasyon, ulaşım,
temizlik, katı atık, trafik, ağaçlandırma, konut hizmetleri vs tek tek sayılmak suretiyle,
belediyenin görevleri belirtilmiştir. Belediye bu alanlara öncelik vermelidir.
Ayrıca aynı maddede “Hizmetlerin yerine getirilmesinde öncelik sırası, belediyenin
malî durumu ve hizmetin ivediliği dikkate alınarak belirlenir.” denilerek, belediyenin malî
durumu ve hizmetin ivediliğinin önce geldiği özellikle vurgulanmıştır.
Törenlerde altın verilmesi, etik mevzuatına da uygun değildir. Kamu görevlilerinin,
uymaları gereken etik davranış ilkelerini belirlemek ve uygulamayı gözetmek üzere kurulan
Kamu Görevlileri Etik Kurulu, düğünlerde altın hediye edilmesini etik bulmamıştır. Kurul
2009/23 sayılı kararında, bir Belediye Başkanının, ilçede yapılan düğün ve sünnet törenlerinde,
hediye olarak takmış olduğu altınların parasını Belediye bütçesinden karşılamasını, Kamu
95
Görevlileri Etik Davranış İlkeleri Yönetmeliği’nin 15. maddesindeki, “Kamu görevlileri, kamu
kaynaklarını kullanarak hediye veremez” hükmüne aykırı bulmuştur.
Kurulun verdiği bu karar, İçişleri Bakanlığı’nın 24/05/1984 tarihli “Belediye
Bütçesinden Yapılacak Temsil, Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesi”nin 10. maddesindeki,
“… yapılması belde için gerekli olan veya mahalli örf, adet ve sosyal yaşantı içinde gerekli
sayılan etkinlik ve törenler için (nişan, nikah, ölüm gibi) harcama yapılabilir.” hükmü ile
çelişiyor gibi görünse de etik davranış ilkelerini belirleme yetkisi tamamıyla Kurula verilmiş ve
Kurul da bunu bir Yönetmelikle düzenlemiştir.
Normlar hiyerarşisine göre, Yönetmelik hükümleri üstün olup, yönergeden önce
gelmektedir. Çatışma halinde, en üstte yer alan Etik Kanunu ve Yönetmeliği uygulanmalıdır.
Belediye Başkanı, Belediye Temsil Ağırlama Yönergesine değil, etik mevzuatına uymak
zorundadır.
BULGU 12: Belediye Başkanlığınca Verilen Çalışma Belgesine İstinaden Özel Halk
Otobüslerinin İhalesiz Çalıştırılması.
Adana Büyükşehir Belediye sınırları içinde faaliyet gösteren halk otobüslerinin ihale
süreleri bitmiş olmasına rağmen yeniden ihale yapılmaksızın çalışmalarına devam ettirildiği
görülmüştür.
5393 sayılı Belediye Kanunu ile yürürlükten kaldırılan 1580 sayılı Belediye Kanununun
Belediyenin vazifeleri başlıklı 15 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve Belediyelerin hakları,
salahiyet ve imtiyazları başlıklı 19 uncu maddesinin beşinci fıkrasında yer alan hüküm ile 5393
sayılı Belediye Kanununun Belediyenin yetkileri ve imtiyazları başlıklı 15 inci maddesinin (p)
fıkrasındaki, “Kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma
araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek;
durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park
yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere
verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek.” hükümlerinden, toplu taşıma
hakkının belediyenin görev ve yetkisinde olduğu anlaşılmaktadır.
Gerek 1580 sayılı gerekse 5393 sayılı Belediye Kanunu’na göre toplu taşımaya ilişkin
haklar belediyeye aittir. Belediyeye ait olan bu hakkın Kanun çerçevesinde ihale yoluyla
rekabete uygun, saydamlığı sağlayarak sürenin belirli olması gibi hususları da içerecek şekilde
verilmesi gerekir. Bu yetki belediye adına Belediye Meclisine aittir. Belediye Meclisince
alınacak bir kararla bu yetki encümen tarafından da yerine getirilebilir. Ancak Meclis veya
Encümen imtiyaz niteliği taşıyan toplu taşıma hizmetlerini ihale yoluyla devretmemiş,
mevzuata uygun olmayan şekilde çalışma belgeleri düzenleyerek toplu taşımada bir tekel
96
oluşturulmuştur. Bu çerçevede toplu taşıma hizmetleri bakımından görevli ve yetkili olan
Belediyenin, ihale yapmadan rekabetsiz bir şekilde toplu taşıma imtiyazına izin vermesi
mümkün değildir. Kaldı ki 5393 sayılı Belediye Kanunu toplu taşıma hizmetlerini imtiyaz veya
tekel oluşturmayacak şekilde ruhsat vermek suretiyle de yerine getirilebileceğini belirtilmiştir.
Danıştay 13. Dairesinin Esas No:2015 / 985, Karar No: 2015 / 3164 numaralı kararında;
“Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; belediyelerin
yürütmekle görevli ve yetkili oldukları toplu taşıma hizmetini bizzat yapmak yerine imtiyaz
suretiyle devrine karar verilmesi için Danıştayın görüşü ve İçişleri Bakanlığının onayının
alınmasının ön koşul olduğu, kiralama yolunu seçmesi hâlinde ise hem taşınır hem taşınmazlar
için kira süresinin 10 yılla sınırlı olduğu ve her iki durumunda Devlet İhale Kanunu
hükümlerine tabi olduğu anlaşılmakta ve toplu taşıma hizmetlerinin ruhsat vermek suretiyle
yerine getirilmesi usulünde ise ruhsat verilecek sürenin, tespit edilen muhammen bedelin yıllık
mı yoksa ruhsat verilen süre için mi öngörüldüğünün, yıllık olarak tespit edilmiş ise her yıla
ilişkin artış oranının nasıl belirleneceğinin vb. hususların açık bir şekilde ortaya konularak söz
konusu ihalenin yine Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre yapılması gerektiği, toplu taşıma
hizmetlerinin gördürülmesinde ruhsat verme yönteminin seçilmesi hâlinde verilecek olan
ruhsatın süresiz bir şekilde verilemeyeceği, belli bir süre dâhilinde ruhsat verilmesi gerektiği
görülmektedir.
Bu durumda, ilgili mevzuat ve dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda;
toplu taşıma hizmetinin yerine getirilmesinde ruhsat verme yönteminin seçilmesi hâlinde,
süresiz olarak ruhsat vermenin söz konusu olmadığı, belli bir süre dâhilinde ruhsatın verilmesi
gerektiği, bu süreye göre muhammen bedelin belirlenmesinin şart olduğu, bu hususlar ortaya
konulduktan sonra Devlet İhale Kanunu hükümlerine uygun bir şekilde ihalenin yapılması
gerektiği”, ve
Aynı Dairenin Esas No:2014 / 384, Karar No: 2014 / 1950 kararında ise:
“Yukarıda yer verilen hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; büyükşehir belediyesi
sınırları dâhilinde toplu taşıma hizmetlerini yürütmenin ve bu amaçla toplu taşıma
vasıtalarının işletilmesi ve işlettirilmesinin kamu hizmeti olarak münhasıran büyükşehir
belediyelerine imtiyaz olarak verilmiş olduğu; toplu taşıma vasıtalarını işlettirmenin ise
imtiyaz sözleşmesi, ruhsat verme, kiralama veya hizmet satın alma yoluyla gördürülebileceği;
anılan usullerden herhangi birinin seçilmesi yoluyla toplu taşıma hizmetinin özel hukuk kişileri
eliyle sağlanması hâlinde büyükşehir belediyesinin kanunlarla kendisine verilen ulaşım
hizmetlerine ilişkin imtiyazdan vazgeçmiş sayılacağı sonucuna varılmakta olup; söz konusu
vazgeçme iradesinin ise, ancak, belediye adına imtiyaz verilmesinde görevli ve yetkili kılınan
97
belediye meclisince ortaya konulması hâlinde geçerli olacağının kabulü gerekmektedir.”
denilmektedir.
Bu kararlar değerlendirildiğinde, ulaşım hizmetinin belediyedeki yetkili organın
kararıyla rekabete uygun, saydam bir şekilde süresinin belirli olması gibi hususları da içerecek
şekilde ihale yoluyla verilmesi gerekir.
Belediye Başkanlığınca çalışma belgesi verilerek işe başlatılan ve halen toplu
taşımacılık yapan 419 adet özel halk otobüsüne ilişkin 2002 tarihli sözleşme kayıtların
incelenmesinde sözleşme süresinin üç yıl olduğu, en son tarihli olarak 2010 yılında encümen
kararında: “…ruhsat vermek suretiyle Özel Halk Otobüsleri ile yapılan sözleşmenin süresi
dolduğundan, Özel Halk Otobüsleri sahipleri tarafından Belediyemize ödenmesi gereken
güzergah bedelleri ödenmemekte olduğundan, Belediyemiz maddi zarara uğramakta olup,
sözleşmenin yenilenmesi gerekmektedir...” denilerek yeni sözleşme imzalanmış ve herhangi bir
süre öngörülmemiştir. Yani ihale yapılmadan süresiz bir sözleşme imzalanmıştır.
Özel Halk Otobüslerinin taşıma işini yıllardır yaptıkları, bu çalışma belgesinin ilgililer
yönünden süresiz bir şekilde kazanılmış hak olarak kabul edildiği ve uygulanmanın bu şekilde
süregeldiği anlaşılmaktadır. Mevcut çalışma belgelerinde bu belgelerin ne kadar süreyle geçerli
olduğuna ilişkin her hangi bir ibare bulunmamaktadır. İhale yapılmadan fiili bir durum olarak
gerçekleştirilen ancak mevzuatta karşılığı olmayan bu uygulamanın sürdürülebilmesi mümkün
değildir.
Faaliyette bulunan bu otobüslerin çalışma durumlarının, izin / tahsis suretiyle sürekli
uzatılması ve yıllardır devam etmesi, kazanılmış hak oluşturmaz. Kazanılmış hakkın
varlığından söz edebilmek için, bu hakkın yürürlükteki hukuk kurallarına uygun olarak tesis
edilen bir işlemle elde edilmiş olması gerekmektedir.
Belediyenin yürütmekle yükümlü olduğu bir hizmeti bizzat yerine getirmeyip, üçüncü
kişilere gördürebilmesi mümkün olmakla birlikte bu husus söz konusu hizmetin bir kamu
hizmeti olma niteliğini ortadan kaldırmadığı gibi bu konuda belediyenin görevinin sona
ermesine yol açmamakta ve bu hizmetin yerine getirilmesi yönünden sorumluluğu devam
etmektedir. Bu niteliği gözetildiğinde, belediyenin görevine giren bir hizmetin, süresiz olarak
üçüncü kişilere bir hak verilmesi suretiyle gördürülmesi, hukuken mümkün değildir. Aksi
takdirde, mevzuata aykırı tesis edilen bir belediye işleminin, bir kanunun dahi üstüne geçmesi,
o kanunun uygulanamaması sonucuna yol açacağı da bir gerçektir. Bu hizmetin belediyeler
tarafından yürütülmesi ya da üçüncü kişilere gördürülmesi, söz konusu hizmetin kamu hizmeti
olmasına ve bu hizmetin belediyelerce yürütülmesinde kamu yararı bulunduğu düşüncesine
98
dayandığından, bireysel yararların kamu yararına üstün tutulması sonucunu doğuracak bir
kazanılmış hak anlayışı kabul edilemez.
Toplu taşıma hizmetlerinin imtiyaz, kiralama ve ruhsat usullerinden biri ile üçüncü
kişilere gördürülebilmesi mümkün olmakla birlikte, her üç yöntem bakımından da bu hizmetin
üçüncü kişilere gördürülmesinde mutlak olarak belirli bir sürenin öngörülmüş olması
zorunludur. Kanunda öngörülen sürelerden daha uzun bir sürenin öngörülmesi ya da hiçbir
şekilde süre öngörülmemesi durumlarında, bu durumun hukuka aykırılık oluşturacağı
kuşkusuzdur. Yukarıda bahsettiğimiz gibi hukuka aykırı olarak tesis edilen işlemlerin ilgililer
yönünden geleceğe yönelik olarak kazanılmış hak oluşturması ise mümkün değildir. İlgililerin
bir hilesi ya da idareyi yanıltan bir davranışı olmaksızın, idarece tesis edilen mevzuata aykırı
işlemlerin düzeltilmesi zorunlu olmakla birlikte, söz konusu hukuka aykırı işlemlerin ortadan
kaldırıldığı tarihe kadar bu işlemlerin ilgililere sağlamış olduğu haklar ilgililer yönünden
kazanılmış hak oluşturur. Bir başka deyişle, kazanılmış haktan bahsedilebilmesi ancak
mevzuata aykırı işlemin ortadan kaldırıldığı tarihe kadar gerçekleşmiş olan haklar, yani
geçmişe yönelik haklar yönünden mümkün olabilir.
Mevzuata aykırı işlemlerin, mevzuata aykırılıklarının tespit edildiği tarih itibarıyla
hukuk düzeninden çıkarılmaları hukuk devletinin bir gereğidir. Bu nedenle, yukarıda açıklanan
hususlar da gözetildiğinde süresiz olarak yapılan ihale işleminin ortadan kaldırılması
zorunludur. Bu kapsamda belediyece toplu taşıma hizmetlerinin üçüncü kişilere
gördürülmesinin yöntemini belirleme ve bu konuda yeniden bir ihale yapıp yapmama
konusunda belediyenin takdir yetkisi bulunmakla birlikte (yani belediye kendisi de bu taşıma
işini yürütebilir), söz konusu hukuki durumun mevcut sözleşmelerin iptalini gerektireceği
kuşkusuzdur. Bu konu en kısa sürede yeniden bir ihale yapılıncaya kadar geçecek süre zarfında
toplu taşıma hizmetlerinden yararlanan belde halkının mağduriyetine yol açmayacak şekilde
çözümlenmelidir.
BULGU 13: İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı Almadan Faaliyette Bulunan İşletmelerle
İlgili Olarak, Yönetmeliğe Aykırı İşlem Tesis Edilmesi.
İşyeri açma ve çalışma ruhsatı almadan faaliyette bulunan işletmelerle ilgili olarak
Yönetmeliğe aykırı işlem tesis edildiği görülmüştür.
10.08.2005 gün ve 25902 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren İşyeri
Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin "İşyeri açılması" başlıklı 6’ncı
maddesinde, “Yetkili idarelerden usulüne uygun olarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı
alınmadan işyeri açılamaz ve çalıştırılamaz. İşyerlerine bu Yönetmelikte belirtilen yetkili
idareler dışında diğer kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili meslek kuruluşları tarafından özel
99
mevzuatına göre verilen izinler ile tescil ve benzeri işlemler bu Yönetmelik hükümlerine göre
ruhsat alma mükellefiyetini ortadan kaldırmaz. İşyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan
açılan işyerleri yetkili idareler tarafından kapatılır...” düzenlemesi yapılmıştır.
Zabıta ekipleri, ruhsatsız işyeri çalıştıranları tespit edince Tutanak düzenlemekte ve
konu Encümene havale edilmektedir. Encümen ise ruhsat alınması için 30 gün süre verilmesine
ve bu süre içinde ruhsat alınmazsa, işyerinin kapatılmasına karar vermektedir. Oysa yönetmelik
süre verilmesine imkân vermemektedir. Yönetmelikteki “İşyeri açma ve çalışma ruhsatı
alınmadan açılan işyerleri yetkili idareler tarafından kapatılır.” hükmüne göre yapılacak işlem,
işyerinin faaliyetine süre tanınarak devam etmesi değil kapatılmasıdır. Belediye yönetmelikteki
hükmü uygulamak yerine yetkisi olmadığı halde ihtar vermiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Emre aykırı davranış” başlıklı 32’nci maddesinin
birinci fıkrasında yer alan, “Yetkili makamlar tarafından adlî işlemler nedeniyle ya da kamu
güvenliği, kamu düzeni veya genel sağlığın korunması amacıyla, hukuka uygun olarak verilen
emre aykırı hareket eden kişiye yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu cezaya emri veren
makam tarafından karar verilir.” hükme göre de güncellenmiş yılı idari para cezası verilmesi
gerekmektedir.
İşyeri açma ve çalışma ruhsatı almadan faaliyette bulunan işyerlerine, Yönetmelikte
belirtildiği üzere kapatılma kararı ile idari para cezası verilmelidir.
BULGU 14: İdarenin, % 3 Oranında Engelli Memur Çalıştırma Zorunluluğuna
Uymaması.
Belediyede, kanunda istenenden daha az engelli memur çalıştırıldığı görülmüştür.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 53 üncü maddesinde, kurumların % 3
oranında engelli memur çalıştırmak zorunda olduğu, % 3’ün hesaplanmasında ilgili kurum veya
kuruluşun toplam dolu kadro sayısının dikkate alınacağı, engelliler için sınavların merkezi
olarak yapılacağı, engelli açığı bulunan kamu kurumunun bir sonraki yıl için alım yapacakları
engellilere ilişkin taleplerini, her yılın Ekim ayının sonuna kadar Devlet Personel Başkanlığına
(DPB) bildirmek zorunda olduğu, DPB' nın kurumların bildirimi üzerine, engelli
kontenjanlarına yerleştirme yapabileceği, ifade edilmektedir. Ayrıca Engelli Kamu Personel
100
Seçme Sınavı ve Engellilerin Devlet Memurluğuna Alınmaları Hakkında Yönetmelik’te de
ayrıntılı bilgi verilmektedir.
Kanuna göre, kurumlar engelli personel açığı varsa, Ekim ayı sonuna kadar, DPB.a
bildirmek zorundadırlar. Belediyede çalışan memur sayısı 1688 dir. Bunun % 3 ü kadar (51)
engelli memur çalıştırılması gerekirken, 20 kişi yani yaklaşık % 1 oranında engelli memur
çalıştırılmaktadır. İdare, son dört yıldır engelli memur talep yazısını DPB.a göndermemiştir.
Bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yetenekleri bakımından engel oranının
yüzde kırk ve üzerinde olup çalışabilir durumda olan vatandaşların istihdam edilmesi, çalışanın
moral ve ekonomik gücünü artıracağı gibi, ayrıca ülkenin refahını ve barışına da katkı
sağlayacaktır. % 3 oranında engelli memur çalıştırılması için DPB.a talep gönderilmesi Kanun
gereğidir.
BULGU 15: Harcırah Beyannamelerinde Uçak ile Ulaşım Bedellerinin Yer Almaması.
(NOT: Sorun yok. Uçak bileti temini: Bir firmadan hizmet alımı şeklinde yapıyorlar)
Kurumun ödeme emri belgelerinin incelenmesinde; uçakla seyahat edilen yurtiçi ve yurtdışı
geçici görev yolluğu ödemelerinde, uçak biletlerinin ve dolayısıyla uçak ile ulaşım bedelinin
harcırah beyannamelerine eklenmediği; bunun yerine uçak biletlerinin doğrudan temin yoluyla
acentelerden alındığı, bu ödeme için ayrı bir ödeme emri belgesi düzenlendiği ve geçici görev
yolluğu bildirimine eklenmeksizin ödeme yapıldığı görülmüştür.
15.08.2007 tarih ve 26614 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Mahalli İdareler Harcama
Belgeleri Yönetmeliğinin “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1'inci maddesinde;
“Bu Yönetmeliğin amacı, mahalli idarelerde malî işlemlerin gerçekleştirilmesi ve
muhasebeleştirilmesi kapsamında, harcamalarda ödeme belgesine bağlanacak kanıtlayıcı
belgeleri ve bunlardan bu Yönetmelikte düzenlenmesi gerekenlerin şekil ve türlerini
belirlemektir."
Aynı Yönetmeliğin “Yolluklara ilişkin diğer hükümler” başlıklı 23'üncü maddesinde;
“Yolluklarla ilgili giderlerin ödenmesinde;
(…)
b) Uçakla yapılan seyahatlerde yolcu biletinin; bilette kayıtlı gidiş-dönüşten birisinin
kullanılmaması nedeniyle biletin iadesi gerektiği takdirde gerçekleşen seyahat ücretini
gösteren belgenin; yabancı heyet ve temsilcilerin ülkelerine dönüşlerinde uçak biletlerinin
kendilerine verilmesi halinde ise söz konusu giderlerin tutarı ile kurumca karşılandığını
belirten ve ilgili birim yetkilisince imzalanan belgenin, (…)
ödeme belgesine bağlanması gerekir.”
101
Denilmektedir.
Buna göre; kurumda görev yapmakta olan personele, yolluk dahilinde uçakla seyahat bedelinin
ödenebilmesi, uçak biletinin ibrazı halinde mümkün bulunmaktadır. Aksi takdirde bu bedelin
ödenmesi mümkün değildir. Dolayısıyla geçici görev yolluğu beyannamelerinde uçak bedeli ve
bileti bulunmamaktadır.
Uygulamada, bu hususa riayet edilmemiş; uçakla seyahatin öngörüldüğü görevlendirmelerde,
uçak biletleri acentelerden alınmış ancak geçici görev yolluğu beyannamelerine eklenmemiştir.
Uçak biletleri ayrı bir ödeme emri düzenlenmek suretiyle yapılan görevlendirmeden
ayrıştırılmakta ve mevzuata aykırılığın yanı sıra tek bir ödeme emrinde düzenlenmesi gereken
ödeme için başka ödeme emri belgeleri düzenlenmek suretiyle kırtasiyecilik de artmış
olmaktadır.
Bu itibarla, yapılan görevlendirmelerde uçak biletleri ve bedellerinin geçici görev yolluğu
beyannamelerine eklenmesi ve mevzuata uygun hale getirilmesi gerekir.
BULGU 16: Daimi İşçilere Ait Yıllık Ücretli İzinlerin Biriktirilmesi.
Kadrolu işçilerin çoğunluğunun yıllık izinlerini kullanmayıp biriktirdiği ve biriktirilen
izinlerin emeklilik aşamasında toplu izin ücreti ödemelerine dönüştürüldüğü görülmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 50 nci maddesinde, dinlenmenin çalışanların bir
hakkı olduğu ve bu hakların kullanımının kanunla düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 53’üncü maddesinde işçilere yıllık izin verileceği ve yıllık
ücretli izin hakkından vazgeçilemeyeceği, 56’ncı maddesinde yılık iznin 53’üncü maddede
gösterilen süreler içinde işveren tarafından sürekli bir şekilde verilmesinin zorunlu olduğu,
59’uncu maddesinde iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak
kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücretin sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti
üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödeneceği, 60’ıncı maddesinde yıllık ücretli izinlerin,
yürütülen işlerin niteliğine göre yıl boyunca hangi dönemlerde kullanılacağı, izinlerin ne suretle
ve kimler tarafından verileceği veya sıraya bağlı tutulacağı, yıllık izninin faydalı olması için
işveren tarafından alınması gereken tedbirler ve izinlerin kullanılması konusuna ilişkin usuller
ve işverence tutulması zorunlu kayıtların şekli Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
tarafından hazırlanacak bir yönetmelikle gösterileceği belirtilmiş, 03.03.2004 tarih ve 25391
sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği'nde de Kanuna uygun olarak
yıllık izinlerin kullanımı ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır.
Yine Kanunu’nun “Yıllık ücretli izin hükümlerine aykırılık” başlıklı 103 üncü
maddesinde, yönetmeliğe aykırı olarak izin kullandırmayan veya eksik kullandıran işverene bu
102
durumda olan her işçi için idari para cezası verileceği hükmü vardır. İdari para cezası ödenmesi
durumunda, görevini yapmayan harcama yetkililerine rücu edilmesi mevzuat gereğidir.
Belediye ile Belediye-İş Sendikası arasında yapılan toplu iş sözleşmesinin 24 üncü
maddesinde, işçilere hizmetine göre 24-30 gün arası ücretli izin verileceği, iznin ait olduğu yıl
içinde mutlaka kullandırılacağı hükmü vardır. “Dinlenme” bir hak olarak Anayasamızda yer
almakta, İş Kanunu da bu haktan vazgeçilemeyeceğini hüküm altına almaktadır. Bir yıl
boyunca fiziken çalışarak yorulan bir işçinin dinlenmesi, hem kendi sağlığı, hem de iş güvenliği
açısından gereklidir.
İş Kanununun 59’uncu maddesinde yer alan, “İş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle
sona ermesi halinde, işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücretinin,
sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödeneceğine”
yönelik düzenlemenin, yıllık iznin kullanılıp kullanılmamasına ilişkin bir esneklik olarak değil,
izin kullanılamadan iş akdinin feshedilmiş olması durumlarında, işçinin mağduriyetinin
önlenmesi olarak algılanması gerekmektedir.
İşçi emekli olduğunda veya iş sözleşmesi son bulduğunda, kullanılmayan izin sürelerine
ait ücretinin son ücret üzerinden ödenmesi nedeniyle işçiler izin kullanmaktan feragat
edebilmektedir. İşveren olarak kurum yönetimlerine düşen görev çalışanların anayasal
haklarının kendi rızalarıyla bile olsa ihlaline yol açan bu uygulamaya izin vermemek
olduğundan, yıllık izinlerin kanunun öngördüğü şekilde kullandırılması sağlanmalıdır. Yıllık
izni kullandırma zamanını belirlemek işverenin yönetim yetkisi kapsamındadır. Bazı
dönemlerde iş yoğunluğu azalmaktadır. İdare, işleri aksatmayacak şekilde toplu izin
uygulayabilir, tüm izni bir anda kullandırabileceği gibi, aylara da bölebilir.
Sonuç olarak, sözü edilen düzenlemeler uyarınca, işçi yıllık izin hakkından feragat
edemez. İşçilerin emekliliği sırasında, gerek idarenin mali külfetlerle karşılaşmaması, gerekse
idari para cezalarına muhatap olmaması için, yıllık izinlerin düzenli olarak kullandırılması
uygun olacaktır.
BULGU 17: Belediyenin Bilişim Sistemi ve Yönetim Politikasının, Standartlara Uygun
Olmaması.
Kurumun bilişim sistemi incelenmiş ve şu sonuçlara varılmıştır:
-Bilişim sistemlerinin kurulması, güvenliği, düzenli aralıklarla denetimi, risk değerlendirmesi
yapılması, bilişim sistemleri personelinin istihdamı, görevleri, sorumlulukları ve eğitimi
konusunda yazılı bir düzenleme yoktur.
-Sistem, kullanıcıların şifresi belirlenirken, harf+rakam+özel karakterleri zorunlu kılmamakta,
1,2,3,4 gibi ardı ardına takip eden rakam ve harfleri kabul etmektedir.
103
-Bazı sunucuların bodrum katında olması nedeniyle su baskını tehlikesinin olduğu, yangın
tüplerinin olmadığı, bir adet klima çalıştığı, duman dedektörü, otomatik yangın söndürücü
sistemi, anti-statik döşemenin olmadığı tespit edilmiştir.
-Sistemle eşzamanlı olarak çalışan ve sistem arızalandığında devreye giren “Felaket Kurtarma
Merkezi“ bulunmamaktadır.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst
yöneticilerin, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde
edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî
yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinden sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Kamu İç Kontrol
Standartları Tebliği ile, bilişim sisteminin nasıl olacağı konusunda standartlar ve genel şartlar
belirlenmiştir.
ISO/IEC 27001 ve ISO/IEC 27002 uluslararası standartlarında, bilgi güvenliği kriterleri
belirlenmiştir. Bilgi ve iletişim sistemlerinde bulunan güvenlik zafiyetleri, bu sistemlerin
hizmet dışı kalmasına veya kötüye kullanılmasına, can kaybına, büyük ölçekli ekonomik
zarara, kamu düzeninin bozulmasına veya ulusal güvenliğin ihlaline neden olabilecektir.
Standartlara uygun bir bilişim sistemi kurulursa, 5018 sayılı Kanunda ifade edilen
“Kamu kaynağının verimli kullanılması ve kötüye kullanımının engellenmesi” ilkesi
gerçekleşmiş olacak, bu sayede belediye hizmetlerinin kalitesi artacaktır.
BULGU 18: İç Kontrolle İlgili Bazı Çalışmaların Yapılmaması.
Kurumun iç kontrol sistemi incelendiğinde;
-bazı birimlerde hassas görevlerin belirlenmediği,
-kurumun belediye kanunu, stratejik plan ve performans programında gösterilen amaç ve
hedeflerine ulaşmasını engelleyecek risklerin ve tedbirlerin belirlenmediği,
-görevden ayrılan personelin, iş ve işlemlerinin durumunu gösterir bir rapor hazırlamadığı, bu
raporun hazırlanması konusunda birim amirleri aracılığıyla personele talimat verilmediği,
-personelin yeterliliği ve performansının, bağlı olduğu yöneticisi tarafından yılda bir kez
değerlendirilmediği, tespit edilmiştir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun;
11 inci maddesine göre, üst yöneticiler iç kontrol sisteminin kurulması, yazılı prosedür ve
talimatların oluşturulması ve gözetilmesinden sorumludurlar.
60 ıncı maddesinde ise, iç kontrol sisteminin kurulması, standartlarının uygulanması ve
geliştirilmesi konularında çalışmalar yapılması görevlerinin, malî hizmetler birimi tarafından
yürütüleceği ifade edilmektedir.
104
Maliye Bakanlığı, kamu idarelerinde iç kontrol sisteminin oluşturulması, uygulanması,
izlenmesi ve geliştirilmesi amacıyla 18 standart ve bu standartlar için gerekli 79 genel şart
belirlemiş ve 26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi Gazetede yayınlamıştır.
İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esasların 5 inci maddesinde ise, kamu
idarelerinin tüm işlemlerinde Maliye Bakanlığınca belirlenen iç kontrol standartlarına uymakla
ve gereğini yerine getirmekle yükümlü bulunduğu ifade edilmiştir. İç kontrol sisteminin
kurulmasıyla, 5018 sayılı Kanunda ifade edilen “Kamu kaynağının verimli kullanılması ve
kötüye kullanımının engellenmesi” ilkesi gerçekleşecektir.
BULGU 19: Belediyenin Elektronik (Dijital) Arşive Geçmemesi ve Arşiv Odalarının
Standartlara Uygun Olmaması.
Elektronik arşivin oluşturulmadığı, arşiv odalarının bodrum katlarda olduğu, yangın
tüplerinin olmadığı veya süresinin geçtiği, yangın alarmı, kamera, duman dedektörlerinin ve
otomatik yangın söndürme sisteminin bulunmadığı, su baskını ve depreme karşı tedbir
alınmadığı tespit edilmiştir.
Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğin 4
üncü maddesinde, basılı ortamdaki bilgi ve belgelerin elektronik ortama taşınması gerektiği
ifade edilmektedir.
Ayrıca, personel özlük dosyalarının elektronik ortama taşınmaması, muhtemel yangın
sel vb. durumlardaki belge zayiatlarında, personel özlük işlemlerinin yapılmasında sıkıntıya
sebep olacaktır.
Yangın öncesinde ve sırasında alınacak tedbirlerin, organizasyonun, eğitimin ve
denetimin usul ve esaslarını belirlemek amacıyla, Binaların Yangından Korunması Hakkında
Yönetmelik 19.12.2007 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmıştır.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst
yöneticilerin kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve
kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden sorumlu olduğu ifade
edilmektedir. Belgelerin elektronik ortama aktarılması ve arşiv odalarının standartlara uygun
hale getirilmesi, kamu kaynaklarının tasarruflu kullanılmasını sağlayacaktır.
BULGU 20: Personel Performans Kriterlerinin Belirlenmemesi.
105
Personel performans kriterlerinin belirlenmediği tespit edilmiştir.
5393 sayılı Belediye Kanunun 38 inci maddesine göre, Belediye Başkanı, personelin
performans ölçütlerini hazırlamak, uygulamak, izlemek ve değerlendirmek, bunlarla ilgili
raporları meclise sunmakla görevlidir.
Kanunun 18 inci maddesinde, belediye meclisinin görevlerinden biri, stratejik plân ile
yatırım ve çalışma programlarını, belediye faaliyetlerinin ve personelinin performans
ölçütlerini görüşmek ve kabul etmek olarak belirtilmiştir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunun’nun 22 nci maddesinde, memurlara, başarı
durumlarına göre toplam memur sayısının % 10'unu ve Devlet memurlarına uygulanan aylık
katsayının (30.000) gösterge rakamı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarı geçmemek üzere
hastalık ve yıllık izinleri dahil olmak üzere, çalıştıkları sürelerle orantılı olarak encümen
kararıyla yılda en fazla iki kez ikramiye ödenebileceği, hükmü vardır.
Bir kuruluşun yürüttüğü faaliyetlerde hedeflenen sonuçlara ulaşıp ulaşmadığı,
hizmetlerin verimli, etkin ve tutumlu bir düzeyde gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarının
değerlendirilmesinde performans ölçümü önemli bir yönetim aracı işlevi görür.
Performans ölçümünden elde edilen bilgi; "Hedefimiz nedir?", "Arzuladığımız ve elde ettiğimiz
sonuçlar nelerdir?", "Başarılı olduğumuzu nasıl anlarız?", "Bu başarıları verimli, etkin ve
tutumlu bir biçimde mi elde ediyoruz?" ve "Ürettiğimiz hizmetler müşterilerimiz ve
paydaşlarımızı ne ölçüde memnun ediyor?" gibi soruların cevabını arayan yöneticilere
yapacakları değerlendirmelerde katkı sağlayacaktır.
Performans ölçümü, yöneticilerin organizasyonu kontrol altında tutmasını, performans
için sonuç geliştirilebilmesini, vatandaş ve müşterilerin yönetimin onlara verdiği önemi
yargılamalarını sağlayacak ve yöneticilere de performans gelişimi için gerekli veriyi sunacaktır.
Yine Belediye Kanunu ile başarılı personele ikramiye ödenmesinin öngörülmesi performans
ölçümünü gerekli kılmaktadır. Eğer sonuçlar ölçülmez ise başarı ile başarısızlığı ayrımı
yapılamayacağından; başarı ödüllendiremeyeceği ve başarısızlığı da tespit edemeyeceğimizden
hatanın düzeltilme ihtimali de kalmamaktadır.
Belediye personeline aşağıdaki performans ölçütleri örnek olarak belirlenebilir;
-Hukuk Birimi için kaybedilen dava/kazanılan dava oranı,
-Diğer birimler için günlük vatandaşa sunulan hizmet sayısı,
-Vatandaşların belediyede gerçekleştirdikleri işlemlerde (imar, ruhsat vb) standartlar (ruhsat
işlemleri 2 gün içinde sonuçlandırılır gibi) çerçevesinde çıkarılan dosya sayısı.
Bu performans ölçütlerinin belirlenmesi ve performans ölçümü Belediye Başkanı'nın
Kanundan kaynaklanan görevinin yerine getirilmesini sağlaması bir yana performans
106
ölçütlerine dayalı olarak çalışanlara ikramiye veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ilave
ikramiyeler vermek, halkın taleplerine ve kamu yararına uygun etkili ve kaliteli hizmet
sunmayı, vatandaş ile belediye çalışanları arasındaki işbirliğini arttırmayı, ayrıca çalışanlar
açısından da verimlilik, yenilik ve yaratıcılığın geliştirilmesini teşvik edecektir.
Performans kriterlerinin tespit edilmesiyle hem personele ödül verilebilecek hem de
hizmetiçi eğitim için önemli bir dayanak olacaktır. Bu sayede, performansı düşük personeller
için hizmetiçi eğitim planlaması yapılarak, personelin işteki eksikliği giderilebilecektir.
BULGU 21: Personel Veriminin Artırılmasında Etkin Bir Yöntem Olan Ödül Sisteminin
Kullanılmaması.
Personele ödül verilmediği tespit edilmiştir.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst
yöneticilerin kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını
sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
Kaynakların etkili elde edilmesi ve kullanılmasında, personelin işini sevmesi ve işini
benimsemesi çok önemlidir. Personele işini sevdirmenin bir yolu da ödül sistemidir. Kamu
kaynağında önemli ölçüde tasarruf sağlanmasında, kamu zararının oluşmasının önlenmesinde,
gelirlerin artırılmasında ve sunulan hizmetlerin etkinlik ve kalitesinin yükseltilmesinde, ödül
sistemi çok büyük bir etkiye sahiptir.
2015-2019 yılları Stratejik Planı hazırlanması aşamasında, iç paydaş analizi yapabilmek
için, kurum çalışanlarına memnuniyet anketi soruları sorulmuştur. Anket sonucunda, personelin
yarıya yakını;
-işinden memnun olmadığını,
-işinin kendisini heyecanlandırmadığını,
-başarıya en çok katkıda bulunanların terfi ettirilmediğini,
-stresli olduğunu ve
-yönetim tarafından takdir edilmediğini, İfade etmiştir. Memnuniyetsiz personelle, kaynakların
etkin elde edilmesi ve kullanılması mümkün değildir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunun’nun 22 nci maddesinde, memurlara, başarı
durumlarına göre toplam memur sayısının % 10'unu ve Devlet memurlarına uygulanan aylık
katsayının (30.000) gösterge rakamı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarı geçmemek üzere
hastalık ve yıllık izinleri dahil olmak üzere, çalıştıkları sürelerle orantılı olarak encümen
kararıyla yılda en fazla iki kez ikramiye ödenebileceği, hükmü vardır.
107
Eğer, performans kriterleri belirlenir, buna göre personellerin performansı
değerlendirilir ve başarılı olanlara ikramiye verilirse, o personelin çalışma şevkini ve azmini
artırabileceği gibi, diğer personelleri de iş verimini artırma yönünde teşvik edecektir. Sonuçta
personel işini severek yapacak, verilen hizmetin kalitesi ve vatandaş memnuniyeti artacak,
kamu kaynağı etkili kullanılmış olacaktır.
==0
ADANA B.ŞEHİR BEL. – 2016
adana-ilk-rapor-2016
==0
URFA EYYÜBİYE BELEDİYESİ – 2016
BULGU Belediyeye Bağışlanan Bazı Taşınmaz Malların Muhasebe Kaydının
Yapılmaması.
Belediyeye bağışlanan bazı taşınmaz mallar, 250 Arazi ve Arsalar Hesabı ve 252 Binalar
Hesabına kaydedilmemiştir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğinin 187 nci maddesinde, bağış veya
hibe olarak edinilen maddi duran varlıkların varsa bilinen değeri, yoksa değerlemesi
yapıldıktan sonra tespit edilen değeri ile hesaplara alınacağı ifade edilmektedir.
Kaydedilmeyen Taşınmaz Mallar
Cinsi Ada Parsel Tarih
Bina 1578 5 10.03.2016
Arazi 767 12 14.12.2016
Arazi 761 16 21.06.2016
Arazi 646 3 01.11.2016
Arazi 646 52 01.11.2016
Bina 1543 26 28.04.2016
Yukarıdaki taşınmaz malların , 250 Arazi ve Arsalar Hesabı ve 252 Binalar Hesabına
kaydedilmemesi nedeniyle, mali tablolarda bu hesaplar daha az görünecektir.
BULGU Kültür Katkı Payının İlgili İdareye Ödenmemesi.
Emlak vergisinin % 10-u tutarında tahsil edilen Kültür Katkı Payı ilgili idareye
(Şanlıurfa Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başk.a) ödenmemiştir.
Katkı Payı:
108
Tahsil edilen: 635.170,96
Ödenen: 465.848,74
Kalan: 169.322,22
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 12 nci maddesine göre;
belediyelerin ve il özel idarelerinin görev alanlarında kalan kültür varlıklarının
korunması ve değerlendirilmesi amacıyla kullanılmak üzere, mükellef hakkında
tahakkuk eden emlak vergisinin % 10’u nispetinde, Taşınmaz Kültür Varlıklarının
Korunmasına Katkı Payı tahakkuk ettirilir ve ilgili belediyesince emlak vergisi ile
birlikte tahsil edilir. Tahsil edilen miktar, il özel idaresi tarafından açılacak özel hesapta
toplanır ve bu pay valinin denetiminde kullanılır.
6360 sayılı Kanunun 1/5 maddesiyle, büyükşehir belediye teşkilatı bulunan illerdeki il
özel idareleri kaldırılmıştır.
Kanunun 3/3 maddesinde ise, 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kanununun 12 nci maddesi kapsamında, il özel idarelerince
kullanılan haklar ve yetkiler ile yürütülen görevlerin, il özel idaresi bulunmayan illerde
Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığınca kullanılıp yürütüleceği,
toplanan katkı payı tutarlarının, defterdarlıklar bünyesinde açılan emanet hesaplarına
aktarılacağı, ifade edilmektedir. Toplam 169.322,22 liralık katkı payı Yatırım İzleme ve
Koordinasyon Başkanlığına gönderilmemiştir.
BULGU Kurumsal Mevzuatın Kamu Mevzuat Sistemine Yüklenmemesi.
Resmi Gazetede yayımlanmaksızın yürürlüğe giren tüm mevzuatın tek merkezde
toplanması amacıyla, Başbakanlık tarafından Kamu Mevzuat Sistemi (KMS)
geliştirilmiştir. Başbakanlık İdareyi Geliştirme Başkanlığı, yayınladığı 28/07/2015
tarih ve 297 sayılı yazısı ile, kamu kurumlarının “çok gizli”, “gizli” ve “hizmete özel”
gizlilik derecesi taşımayan yönetmelik, yönerge, genelge gibi Resmi Gazetede
yayımlanmayan her türden mevzuatın, ilgili kuruluşların hukuk müşavirliği/hukuk işleri
müdürlüğü (bu birimlerin bulunmaması durumunda hukuk işlerinden sorumlu birim)
tarafından derlenerek sisteme kaydedilmesi, mevzuatta değişiklik olması veya mevzuatın
yürürlükten kaldırılması durumunda aynı gün içerisinde güncelleme yapılması, KMS
kayıt işlemlerinin yürütülmesi için hukuk müşavirliği/hukuk işleri müdürlüğü
birimlerinden en az iki personelin “KMS kurum sorumlusu” olarak görevlendirilmesi,
KMS kurum sorumlularının 04/09/2015 tarihine kadar “[email protected]”
109
adresine bildirilmesi ve yürürlükte bulunan mevzuatın en geç 27/11/2015 tarihine kadar
sisteme kaydedilmesi istenmiştir.
Ancak bugüne kadar belediyeye ait yönetmelik ve yönergeler sisteme kaydedilmiştir.
Belediye mevzuatının KMS’de yayınlanması, kamuoyunun bilgilendirilmesine ve
belediye yönetiminin geliştirilmesine katkı sağlayacaktır.
BULGU-İç Kontrolle İlgili Çalışmaların Yapılmaması.
Kurumun iç kontrol sistemi incelendiğinde;
-Bazı birimlerin personelin görev, yetki ve sorumluluğunu kapsayan görev dağılım
çizelgesini oluşturmadığı ve
-Hassas görevlerin belirlenmediği,
-Yöneticilerin görüşleri, kişi ve idarelerin talep ve şikâyetleri ile dış denetim raporları
dikkate alınarak, iç kontrol sisteminin 2016 yılında değerlendirilmediği,
-Kurumun belediye kanunu, stratejik plan ve performans programında gösterilen amaç
ve hedeflerine ulaşmasını engelleyecek risklerin / tedbirlerin ve her bir faaliyet için
kontrol yöntemlerinin belirlenmediği,
-2016 yılında personelin yeterliliği ve performansının, bağlı olduğu yöneticisi tarafından
değerlendirilmediği,
-Performansı yetersiz bulunan personelin performansını geliştirmeye yönelik önlemler
alınmadığı,
-Etik Komisyonu kurulmadığı,
tespit edilmiştir.
Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri İle Başvuru Usul Ve Esasları Hakkında
Yönetmeliğin 29 uncu maddesinde, kurumlarda etik kültürünü yerleştirmek ve
geliştirmek, personelin etik davranış
ilkeleri konusunda karşılaştıkları sorunlarla ilgili olarak tavsiyelerde ve yönlendirmede
bulunmak ve etik uygulamaları değerlendirmek üzere kurumun üst yöneticisi tarafından
kurum içinden en az üç kişilik bir etik komisyonu oluşturulacağı hükmü vardır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun;
11 inci maddesine göre, üst yöneticiler iç kontrol sisteminin kurulması, yazılı prosedür
ve talimatların oluşturulması ve gözetilmesinden sorumludurlar.
60 ıncı maddesinde, iç kontrol sisteminin kurulması, standartlarının uygulanması ve
geliştirilmesi konularında çalışmalar yapılması görevlerinin, malî hizmetler birimi
110
tarafından yürütüleceği ifade edilmektedir.
Maliye Bakanlığı, kamu idarelerinde iç kontrol sisteminin oluşturulması, uygulanması,
izlenmesi ve geliştirilmesi amacıyla 18 standart ve bu standartlar için gerekli 79 genel
şart belirlemiş ve 26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi Gazetede yayınlamıştır.
İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esasların 5 inci maddesinde ise, kamu
idarelerinin tüm işlemlerinde Maliye Bakanlığınca belirlenen iç kontrol standartlarına
uymakla ve gereğini yerine getirmekle yükümlü bulunduğu ifade edilmiştir. İç kontrol
sisteminin kurulmasıyla, 5018 sayılı Kanunda ifade edilen “Kamu kaynağının verimli
kullanılması ve kötüye kullanımının engellenmesi” ilkesi gerçekleşecektir.
BULGU Muhasebe Yetkilisinin Gerekli Şartları Taşımaması.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 62 nci maddesinde, Muhasebe
yetkilisi görevini yürütmek üzere atanacakların, “En az dört yıllık yüksek öğrenim
görmüş olmak ve muhasebe yetkilisi sertifikası almış olmak” şartını taşıması gerektiği,
muhasebe yetkilisi olacak görevlilerin, Maliye Bakanlığınca meslekî konularda eğitime
tâbi tutulacağı ve bu eğitimi başarıyla tamamlayanlara sertifika verileceği, ifade
edilmektedir.
7.1.2015 tarih ve 262-99/15 sayılı Olur ile Muhasebe Yetkilisi olarak görevlendirilen
Muzaffer Yılancı, lise mezunu olup, sertifikası bulunmamaktadır. Muhasebe Yetkilisi
Adaylarının Eğitimi, Sertifika Verilmesi İle Muhasebe Yetkililerinin Çalışma Usul ve
Esasları Hakkında Yönetmeliğin Geçici 1 inci maddesinde, muhasebe hizmetlerinden
birinci derecede sorumlu olanların, görevlerini sertifikalı muhasebe yetkilisi atanıncaya
kadar yürütecekleri ifade edilmiş, ancak bugüne kadar idare sertifikalı muhasebe
yetkilisi ataması yapmamıştır.
BULGU Daimi İşçilere Ait Yıllık Ücretli İzinlerin Biriktirilmesi.
Belediye ile Hizmet-İş Sendikası arasında yapılan toplu iş sözleşmesinin 31 inci
maddesinde, işçilere hizmetine göre 20-30 gün arası ücretli izin verileceği, hükmü
vardır.
Anayasa’nın 50 nci maddesinde, çalışanın dinlenmeye hakkı olduğu, 4857 sayılı İş
Kanunu’nun;
53 üncü maddesinde, yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemeyeceği,
59 uncu maddesinde ise, iş sözleşmesinin sona ermesi halinde, işçinin hak kazanıp da
kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti
111
üzerinden kendisine ödeneceği,
Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliğinin;
5 inci maddesinde, işverenin yıllık ücretli izinlerin, her yılın belli bir döneminde veya
dönemlerinde verileceğini tayin edebileceğini ve bunu işyerinde ilan edeceğini,
8 inci maddesinde, İzin Kurulu veya işverenin, işçinin istediği izin kullanma tarihi ile
bağlı olmadığı, ancak işçinin talebi ve iş durumunun dikkate alınacağı,
10 uncu maddesinde ise, işverenin Nisan ayı başı ile Ekim ayı sonu arasındaki süre
içinde, işçilerin tümünü veya bir kısmını kapsayan toplu izin uygulayabileceği,
İfade edilmektedir.
İşçinin her yıl yıllık ücretli izin kullanma hakkı vardır. Yıllık izin hakkı, bir dinlenme
iznidir. Bu izin, işçinin beden ve ruh sağlığı için gereklidir. Bir yıl boyunca çalışan
işçinin yıllık izin kullanması, beden ve ruh sağlığı açısından büyük önem taşır. Bu
nedenle işçi ve işveren, yıllık izin hakkından feragat edemez. Bu aynı zamanda Anayasal
bir haktır.
Yıllık izni kullandırma zamanını belirlemek işverenin yönetim yetkisi kapsamındadır.
Bazı dönemlerde iş yoğunluğu azalmaktadır. İdare, işleri aksatmayacak şekilde toplu
izin uygulayabilir, tüm izni bir anda kullandırabileceği gibi, aylara da bölebilir. İşçi buna
itiraz edemez, “Bu zaman bana uygun değil, ben izin kullanmak istemiyorum” diyemez.
İşçinin kullanmadığı izinler yanmaz. Aksine, işçi emekli olduğunda veya iş sözleşmesi
son bulduğunda, kullanılmayan izinler ücrete dönüşmektedir. Ödeme son ücret
üzerinden yapılacağından, işçinin eline çok yüksek miktar geçebilmektedir. Bu nedenle,
işçiler emekli olunca kullanmadığı izinlerin de parasını alacağı için, izin kullanmamakta,
idare de buna izin vermektedir. Bu şekilde, kurumda 19 yıllık (522 gün) izin alacakları
olan işçiler vardır.
Yıllık izinlerin birikmesine izin veren işveren, 4857 sayılı İş Kanunu’ndaki yıllık izin
hükümlerine uymadığı için ayrıca idari para cezasına muhatap olabilecektir. Kanunun
103 üncü maddesinde, izin kullandırmayan işverene, Çalışma ve İş Kurumu il
müdürlüğünce bu durumda olan her işçi için ikiyüzyirmi lira (2016 yılı yeniden
değerleme oranıyla 285,00 TL) idari para cezası verileceği ifade edilmektedir. Yıllık
iznini kullanmayan işçi sayısı 54 olduğuna göre (54 x 285 = 15.390,00 TL) kamu zararı
112
riski vardır. İdari para cezası ödenmesi durumunda, görevini yapmayan harcama
yetkililerine rücu edilecektir.
BULGU Kurumda E-İmzanın Kullanılmaması.
Elektronik imzanın hukukî ve teknik yönleri ile kullanımına ilişkin esasları düzenleyen
5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu, 23.07.2004 tarihinde yürürlüğe girmiş, ardından
Elektronik İmza Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında
Yönetmelik yayınlanmıştır.
Bu iki mevzuat e-imza kullanımı hakkında bilgiler vermektedir. E-imza, belgelerin
elektronik ortamda oluşturulmasını sağlar. E-imza ile oluşturulan belge, elle atılan imza
ile aynı hukuki geçerliliğe sahiptir. Bu sayede bilgi-belge akışı hızlanır, kırtasiyecilik
azalır, kurumsal verim artar. Sonuçta, hem kamu hizmeti daha kaliteli hale gelir, hem de
kamu kaynakları daha ekonomik kullanılmış olur.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst
yöneticilerin kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve
kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden sorumlu olduğu
ifade edilmektedir.
BULGU---Telefon ve İnternetin İhalesiz Satın Alınması
Telefon ve internet hizmeti ihalesiz, doğrudan temin yöntemiyle alınmaktadır.
Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü’nün 13.10.2011 tarih ve
13316 sayılı Genelgesi’nde, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında bulunan
idarelerin elektronik haberleşme hizmetlerini, ihale yoluyla temin etmelerinin esas
olduğu belirtilmiş, gerek bu genelgede, gerekse 21.03.2013 tarih ve 3003 sayılı
genelgede, yapılacak ihale ile ilgili ayrıntılı bilgi verilmiştir.
Telefon ve internet hizmeti veren birçok firma vardır. Gerek kablosuz, gerekse mevcut
telefon hatlarını kullanarak, özel firmalardan bu hizmetleri daha ucuza almak
mümkündür. İhale yapılmadan telefon ve internet hizmeti alınması, kamu kaynaklarının
israf edilmesine sebep olmaktadır.
5018 Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 8 inci maddesinde, kamu kaynağının
elde edilmesinde görevli ve yetkili olanların, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve
hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından ve kötüye kullanılmaması için
gerekli önlemlerin alınmasından sorumlu olduğu, ifade edilmektedir. İhale yapılması ile
rekabet gerçekleşeceğinden telefon, internet ve doğalgaz indirimli alınacak, bu sayede
kamu kaynakları etkin ve ekonomik kullanılmış olacaktır.
BULGU Kamu Hizmetleri Envanterinin İnternet Sayfasında ve E-Devlet Kapısında
113
Yayınlanmaması.
31.07.2009 tarihinde yürürlüğe giren Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Uyulacak Usul
ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğin;
4 üncü maddesinde, idarenin vermiş olduğu hizmetlerin e-Devlet Kapısı ile entegre
olmasını sağlamak zorunda olduğu,
5 inci maddesinde ise, sunduğu kamu hizmetlerinin envanterini yönetmelik ek-1’e göre
oluşturarak kurumsal internet sayfasında ve e-Devlet Kapısında en güncel şekli ile
yayınlayacağı, ifade edilmektedir.
Vatandaşın bütün kamu hizmetlerinden hızlı bir şekilde ve internet ortamında
faydalanabilmesi amacıyla, 24/3/2006 tarihli ve 2006/10316 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararı ile e-Devlet Kapısı oluşturulmuştur.
E-Devlet kapısı ile bürokrasinin azaltılması, vatandaşın kamu hizmetlerine güvenli ve
hızlı bir şekilde ulaşması amaçlanmaktadır. Bu sayede bütün kamu kurumlarının
hizmetleri, elektronik ortamda ve bir noktadan verilmektedir.
Kamu hizmetlerini yerine getirmekle yükümlü olan kurumların e-Devlet Kapısına
entegre edilmesi ile vatandaşın Devlet ile olan işleri daha hızlı yürütülecek, kurumun
çalışma verimi artacak ve ülke ekonomisine ciddi katkı sağlanmış olacaktır. Bu sayede
kamu kaynağının ekonomik kullanılması ilkesi gerçekleşmiş olacaktır. Ancak kurum
sunduğu kamu hizmetlerinin envanterini, yönetmelik ek-1’e göre oluşturarak kurumsal
internet sayfasında ve e-Devlet Kapısında yayınlamamıştır.
BULGU- Kurum Bilişim Sistemi ve Yönetim Politikasının Standartlara Uygun
Olmaması
Kurumun bilişim sistemi incelenmiş ve şu sonuçlara varılmıştır:
-Verinin elektronik ortamda transferinde, tam, doğru ve gizli olmasını ve gönderinin
gönderen tarafından reddedilememesini sağlayacak kontroller yoktur.
-Sunucunun olduğu odada otomatik yangın söndürücü sistemi ve anti-statik döşemenin
olmadığı tespit edilmiştir.
-Sistem, aynı şifre ile aynı anda birden fazla giriş yapılmasına izin vermektedir.
-Kullanıcı, eş zamanlı olarak birden fazla oturumu kullanabilmektedir.
-Sunucuların yedekleri aynı binada bulunmaktadır (binanın hasar görmesi durumunda
yedekler de zarar görecektir).
-Sistemle eşzamanlı olarak çalışan ve sistem arızalandığında devreye giren “Felaket
Kurtarma Merkezi“ bulunmamaktadır.
114
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst
yöneticilerin, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde
elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden,
malî yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinden sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Kamu İç Kontrol
Standartları Tebliği ile, bilişim sisteminin nasıl olacağı konusunda standartlar ve genel
şartlar belirlenmiştir.
ISO/IEC 27001 ve ISO/IEC 27002 uluslararası standartlarında, bilgi güvenliği kriterleri
belirlenmiştir. Bilgi ve iletişim sistemlerinde bulunan güvenlik zafiyetleri, bu sistemlerin
hizmet dışı kalmasına veya kötüye kullanılmasına, can kaybına, büyük ölçekli ekonomik
zarara, kamu düzeninin bozulmasına veya ulusal güvenliğin ihlaline neden olabilecek,
sonuçta 5018 sayılı Kanunda ifade edilen “Kamu kaynağının verimli kullanılması ve
kötüye kullanımının engellenmesi” ilkesi gerçekleşmemiş olacaktır.
==0
ORDU ÜNYE BELEDİYESİ – 2016
BULGU Daimi İşçilere Ait Yıllık Ücretli İzinlerin
Biriktirilmesi.
Belediye ile Belediye-İş Sendikası arasında yapılan toplu iş
sözleşmesinin 25 inci maddesinde, işçilere hizmetine göre
30-32 gün arası ücretli izin verileceği hükmü vardır.
Anayasa’nın 50 nci maddesinde, çalışanın dinlenmeye hakkı
olduğu, 4857 sayılı İş Kanunu’nun;
53 üncü maddesinde, yıllık ücretli izin hakkından
vazgeçilemeyeceği,
59 uncu maddesinde ise, iş sözleşmesinin sona ermesi halinde,
işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait
ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden
kendisine ödeneceği,
Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliğinin;
5 inci maddesinde, işverenin yıllık ücretli izinlerin, her yılın
belli bir döneminde veya dönemlerinde verileceğini tayin
115
edebileceğini ve bunu işyerinde ilan edeceğini,
8 inci maddesinde, İzin Kurulu veya işverenin, işçinin istediği
izin kullanma tarihi ile bağlı olmadığı, ancak işçinin talebi ve
iş durumunun dikkate alınacağı,
10 uncu maddesinde ise, işverenin Nisan ayı başı ile Ekim ayı
sonu arasındaki süre içinde, işçilerin tümünü veya bir kısmını
kapsayan toplu izin uygulayabileceği,
İfade edilmektedir.
İşçinin her yıl yıllık ücretli izin kullanma hakkı vardır. Yıllık
izin hakkı, bir dinlenme iznidir. Bu izin, işçinin beden ve ruh
sağlığı için gereklidir. Bir yıl boyunca çalışan işçinin yıllık izin
kullanması, beden ve ruh sağlığı açısından büyük önem taşır.
Bu nedenle işçi ve işveren, yıllık izin hakkından feragat
edemez. Bu aynı zamanda Anayasal bir haktır.
Yıllık izni kullandırma zamanını belirlemek işverenin yönetim
yetkisi kapsamındadır. Bazı dönemlerde iş yoğunluğu
azalmaktadır. İdare, işleri aksatmayacak şekilde toplu izin
uygulayabilir, tüm izni bir anda kullandırabileceği gibi, aylara
da bölebilir. İşçi buna itiraz edemez, “Bu zaman bana uygun
değil, ben izin kullanmak istemiyorum” diyemez.
İşçinin kullanmadığı izinler yanmaz. Aksine, işçi emekli
olduğunda veya iş sözleşmesi son bulduğunda, kullanılmayan
izinler ücrete dönüşmektedir. Ödeme son ücret üzerinden
yapılacağından, işçinin eline çok yüksek miktar
geçebilmektedir. Bu nedenle, işçiler emekli olunca
kullanmadığı izinlerin de parasını alacağı için, izin
kullanmamakta, idare de buna izin vermektedir. Bu şekilde,
kurumda 11 yıllık (331 gün) izin alacakları olan işçiler vardır.
Yıllık izinlerin birikmesine izin veren işveren, 4857 sayılı İş
Kanunu’ndaki yıllık izin hükümlerine uymadığı için ayrıca
idari para cezasına muhatap olabilecektir. Kanunun 103 üncü
116
maddesinde, izin kullandırmayan işverene, Çalışma ve İş
Kurumu il müdürlüğünce bu durumda olan her işçi için
ikiyüzyirmi lira (2016 yılı yeniden değerleme oranıyla 285,00
TL) idari para cezası verileceği ifade edilmektedir. Yıllık
iznini kullanmayan işçi sayısı 50 olduğuna göre (50 x 285 =
14.250,00 TL) kamu zararı riski vardır. İdari para cezası
ödenmesi durumunda, görevini yapmayan harcama
yetkililerine rücu edilecektir.
Bulgu: Bilişim Sistemi Yönetiminin Standartlara Uygun
Olmaması.
Kurumun bilişim sistemi incelenmiş ve şu sonuçlara
varılmıştır:
1-Bilişim sistemlerine ilişkin tehditler, bu tehditlerin kuruma
yönelik muhtemel etkileri ve bu tehditlere karşılık risklerin
etkisinin nasıl minimize edileceği konusunda bir düzenleme
bulunmamaktadır.
2-Bilişim sistemine yönelik riskler düzenli olarak gözden
geçirilmemektedir.
3-Risk değerlendirilmesi ile görevli bir birim yoktur.
4-Risk kütüğü tutulmamaktadır.
5-Bilişim sistemleri konusunda üst yöneticiye güven sağlayan
bağımsız inceleme çalışmaları yapılmamıştır.
6-Kurumun bilişim sistemi güvenlik politikası yoktur.
7-Bilişim sistemleri personelinin istihdamı ve eğitimi
konusunda bir politikası bulunmamaktadır.
8-Bilgi İşlem Müdürlüğünde istihdam edilen personel, hizmet
alımı şeklinde temin edilmekte olup, bu durum risk
oluşturmaktadır. (Yönetici haklarına sahip olan bu personeller
kurumun sırlarına vakıf olmakta ancak, ihale sonrasında bunlar
hakkında güvenlik soruşturması yapılmamaktadır)
9-Ayrıcalıklı kullanıcılar, belirli aralıklarla gözden
geçirilmemekte, takip edilmemektedir.
10-Bilişim sistemleri teçhizatı, yazılım ve verilerin fiziksel
güvenliği için yazılı bir düzenleme bulunmamaktadır.
117
11-Sunucuların bulunduğu sistem odasıyla ilgili olarak; hırsız
ve yangın alarmı, duman dedektörü, iklimlendirme sistemi ve
yangın durumunda otomatik olarak devreye giren yangın
söndürme sistemi bulunmamaktadır. Ayrıca sunucular yerden
7 veya 8 cm yukarıda olmadığı için su baskını riski vardır.
12-Deprem gibi olağanüstü durumlarda, sistemin
etkilenmemesini sağlayan “Felaket Kurtarma Merkezi”
bulunmamaktadır.
13-Veri yedekleri (backup), sistem odasıyla aynı binada
tutulmaktadır.
14-Kullanıcıların belirlediği şifreyle ilgili olarak;
-Sistem 1,2,3,4 gibi ardı ardına takip eden rakam ve harfleri
şifre olarak kabul etmektedir.
-Sistem, (+*?/) gibi özel karakterleri zorunlu kılmamakta,
-belirli sürelerde şifre değişikliğini zorunlu tutmamakta, bir
şifre aylarca belki yıllarca kullanılabilmektedir.
-Kullanıcı şifreleri, şifre dosyalarında kodlanarak
korunmamaktadır.
-Biçim, parola değişikliği, alfabetik veya sayısal karakterlerin
kullanılması, gizlilik, yeniden kullanılabilirlik, ortak şifre
kullanılması, şifre paylaşımı, acil durum şifrelerinin
kullanılması, tek yönlü veri şifrelemesi konularında
belirlenmiş bir kurum politikası bulunmamaktadır.
-Sisteme girerken başarısız şifrelerde sınır bulunmamaktadır.
15-Sisteme erişim ihlalleri/ yetkisiz giriş denemeleri düzenli
olarak gözden geçirilmemektedir.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11
inci maddesinde, üst yöneticilerin, sorumlulukları altındaki
kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi
ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının
önlenmesinden, malî yönetim ve kontrol sisteminin
işleyişinden sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan
Kamu İç Kontrol Standartları Tebliği ile, bilişim sisteminin
118
nasıl olacağı konusunda standartlar ve genel şartlar
belirlenmiştir.
ISO/IEC 27001 ve ISO/IEC 27002 ululararası standartlarında,
bilgi güvenliği kriterleri belirlenmiştir. Bilgi ve iletişim
sistemlerinde bulunan güvenlik zafiyetleri, bu sistemlerin
hizmet dışı kalmasına veya kötüye kullanılmasına, can
kaybına, büyük ölçekli ekonomik zarara, kamu düzeninin
bozulmasına veya ulusal güvenliğin ihlaline neden olabilecek,
sonuçta 5018 sayılı Kanunda ifade edilen “Kamu kaynağının
verimli kullanılması ve kötüye kullanımının engellenmesi”
ilkesi gerçekleşmemiş olacaktır.
BULGU Sözleşmeli Personelin Müdür Olarak
Görevlendirilmesi, Strateji Geliştirme Müdür Vekilinin
Teknik Eğitimli Olması, Mali Hizmetler Müdürlüğü ile
Strateji Geliştirme Müdürlüğünün Farklı Başkan
Yardımcısına Bağlı Olmaları.
A-Unvanı “Peyzaj Mimarı” olan sözleşmeli personel, Strateji
Geliştirme Müdürü olarak görevlendirilmiştir.
Anayasa’nın 128 inci maddesinde, Devletin, kamu iktisadi
teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare
esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu
hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin, memurlar
eliyle yürütüleceği, ifade edilmiştir.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 36 ncı
maddesinde, memurların sınıfları sayılırken “Genel idare
hizmetleri sınıfı” ndan da bahsedilmektedir. Üst yöneticiler bu
sınıfta yer almaktadır. Müdürlük kadrosu memurlar eliyle
yürütülmesi gerekmektedir.
B- Strateji Geliştirme Müdürü olarak görev yapan personel
teknik kökenli olup, peyzaj mimarlığı eğitimi almıştır.
İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esasların 5 inci
maddesinde ise, kamu idarelerinin tüm işlemlerinde Maliye
Bakanlığınca belirlenen iç kontrol standartlarına uymakla ve
119
gereğini yerine getirmekle yükümlü bulunduğu ifade
edilmiştir.
26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan
ve “Personelin yeterliliği ve performansı” başlıklı 3. Standart
için aşağıdaki şartlar sıralanmıştır:
“3.2. İdarenin yönetici ve personeli görevlerini etkin ve etkili
bir şekilde yürütebilecek bilgi, deneyim ve yeteneğe sahip
olmalıdır.
3.3. Mesleki yeterliliğe önem verilmeli ve her görev için en
uygun personel seçilmelidir.
3.4. Personelin işe alınması ile görevinde ilerleme ve
yükselmesinde liyakat ilkesine uyulmalı ve bireysel
performansı göz önünde bulundurulmalıdır”
Strateji Geliştirme Birimlerinin Çalışma Usul ve Esasları
Hakkında Yönetmeliğin
4 üncü maddesinde, Strateji geliştirme birimlerinin, stratejik
yönetim ve planlama, performans ve kalite ölçütleri geliştirme,
yönetim bilgi sistemi, mali hizmetler fonksiyonlarının olduğu
ifade edilmiş, 5 inci maddesinde de birimin görevleri
belirtilmiştir. 27 nci maddesinde de, strateji geliştirme
biriminin harcama birimlerine mali konularda danışmanlık
hizmeti sunacağı ifade edilmiştir.
Ayrıca Strateji Geliştirme Müdürü’nün bağlı olduğu başkan
yardımcısı da teknik kökenlidir (mimardır).
Strateji Geliştirme Müdürlüğüne vekalet eden personel, peyzaj
mimarlığı ve Strateji Geliştirme Müdürlüğü görevlerini
beraber yapmaktadır. Hem işlerin yoğunluğu, hem de maliye,
muhasebe, hukuk eğitimi almaması nedeniyle, müdürlükteki
işler yavaş ilerleyecek, hem de yanlış kararlar alabilecektir.
C-Mali Hizmetler Müdürlüğü ile Strateji Geliştirme
Müdürlüğü, farklı Başkan Yardımcısına bağlıdır.
Yukarıda bahsedilen 3. Standart için gerekli görülen bir şart da
şudur:
120
“3.1. İnsan kaynakları yönetimi, idarenin amaç ve hedeflerinin
gerçekleşmesini sağlamaya yönelik olmalıdır”
Maliye, muhasebe, iç kontrol gibi ortak konuları olan bu iki
birimin beraber çalışabilmesi için ya ikisinin aynı Başkan
Yardımcısına bağlı olması veya birisinin diğerinin alt birimi
olmasıyla mümkündür. Farklı Başkan yardımcılarına bağlılık
işteki verimi azaltacaktır. Mali Hizmetler Müdürlüğü ve
Strateji Geliştirme Müdürlüğünün aynı başkan yardımcısına ve
maliye-hukuk eğitimi almış bir başkan yardımcısına bağlı
olmaları, ilgili birimlerin performansını artıracak, belediye
hizmetlerinin kalitesi yükselecektir.
BULGU Belediye Birimlerinin Hizmet Standartları Tablosunu
Oluşturmaması.
Birimler hizmet standartları tablosunu oluşturmamıştır.
Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Uyulacak Usul ve Esaslara
İlişkin Yönetmeliğin 6 ncı maddesinde, idarelerin ek-2’de yer
alan örneğe göre oluşturacağı hizmet standartları tablosunda;
hizmetin adı, başvuruda istenen belgeler, hizmetin ne kadar
sürede tamamlanacağı ve şikâyet mercilerine ilişkin bilgilerin
yer alacağı, tablonun birimlerce vatandaşların kolayca
görebileceği panolarda, kurumsal internet sayfalarında ve e-
Devlet Kapısında duyuracağı, ayrıca, idarenin danışma
masalarında da istenilen belgeleri gösteren dokümanlar
bulundurulabileceği ve talep edenlere ücretsiz olarak
verebileceği, ifade edilmektedir. Tablolar vasıtasıyla vatandaş
bilgilenecek, kamu hizmetleri daha hızlı, kaliteli,
basitleştirilmiş ve düşük maliyetli bir şekilde yerine
getirilecektir.
BULGU İç Kontrolle İlgili Çalışmaların Yapılmaması.
Kurumun iç kontrol sistemi incelendiğinde;
-Mali Hizmetler Müdürlüğünde ön mali kontrol görevlisinin
bulunmadığı,
- Mal, hizmet alımı tutarı 1 milyonu, yapım işi tutarının 3
milyonu aştığı halde, sözleşme tasarılarının ön mali kontrol
121
için Mali Hizmetler Müdürlüğüne gönderilmediği,
-Yöneticilerin görüşleri, kişi ve idarelerin talep ve şikâyetleri
ile dış denetim raporları dikkate alınarak, iç kontrol sisteminin
her yıl değerlendirilmediği,
-Birimlerdeki hassas görevlerin tespit edilmediği,
-Kurumun belediye kanunu, stratejik plan ve performans
programında gösterilen amaç ve hedeflerine ulaşmasını
engelleyecek risklerin ve tedbirlerin belirlenmediği,
- Her bir faaliyetin başlaması, uygulanması ve
sonuçlandırılması aşamalarını içeren
iş akış şemalarının birimler tarafından hazırlanmadığı,
-Görevden ayrılan personelin, iş ve işlemlerinin durumunu
gösterir bir rapor hazırlamadığı, bu raporun hazırlanması
konusunda personele bir talimat verilmediği,
-Personelin yeterliliği ve performansının, bağlı olduğu
yöneticisi tarafından yılda bir kez değerlendirilmediği, tespit
edilmiştir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun;
11 inci maddesine göre, üst yöneticiler iç kontrol sisteminin
kurulması, yazılı prosedür ve talimatların oluşturulması ve
gözetilmesinden sorumludurlar.
60 ıncı maddesinde, iç kontrol sisteminin kurulması,
standartlarının uygulanması ve geliştirilmesi konularında
çalışmalar yapılması görevlerinin, malî hizmetler birimi
tarafından yürütüleceği ifade edilmektedir.
İç Kontrol ve Ön Malî Kontrole İlişkin Usul ve Esaslar’ın 10
ve devamı maddelerinde, ön mali kontrol hakkında ayrıntılı
bilgi verilmektedir.
Maliye Bakanlığı, kamu idarelerinde iç kontrol sisteminin
oluşturulması, uygulanması, izlenmesi ve geliştirilmesi
amacıyla 18 standart ve bu standartlar için gerekli 79 genel şart
belirlemiş ve 26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi Gazetede
yayınlamıştır.
122
İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esasların 5 inci
maddesinde ise, kamu idarelerinin tüm işlemlerinde Maliye
Bakanlığınca belirlenen iç kontrol standartlarına uymakla ve
gereğini yerine getirmekle yükümlü bulunduğu ifade
edilmiştir.
Strateji Geliştirme Birimlerinin Çalışma Usul ve Esasları
Hakkında Yönetmeliğin 4 üncü maddesinde, iç kontrol
faaliyetinin ayrı bir alt birim ve personel tarafından
yürütülmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiş, 5 inci
maddesinde de “ön mali kontrol faaliyetini yürütmek”, “iç
kontrol sistemini kurmak”, “standartların uygulanması ve
geliştirilmesi için çalışmalar yapmak” strateji geliştirme
birimlerinin görevleri arasında sayılmıştır.
İç kontrol sisteminin kurulmasıyla, 5018 sayılı Kanunda ifade
edilen “Kamu kaynağının verimli kullanılması ve kötüye
kullanımının engellenmesi” ilkesi gerçekleşecektir.
BULGU Bilgisayar Programı Bedelleri Ödenmesinde Farklı
Ekonomik Kodların Kullanılması ve 260 Haklar Hesabının
Kullanılmaması.
A-Bilgisayar yazılımı alım bedelleri 630.03.07.02.01
(Bilgisayar yazılımı alımları) kodundan ödenmesi gerekirken,
farklı kodlardan ödenmiştir.
Alınan Bilgisayar Programları
Ekonomik Kodu Yev. No Tutarı Açıklama
630.03.05.01.03—
Bilgisayar hizmet
alımı
744 20.000,00 enVision Mobil
Uygulama e-İmzalı
(Android ve IOS)
630.03.05.01.03—
Bilgisayar hizmet
alımı
235 2.950,00 Medoc EBYS Pafta
Görüntüleyici
630.03.05.09.90—
Diğer hizmet
alımları
3632 35.400,00 Medoc EBYS-Arşiv
Lisans Bedeli (Plan
ve Proje
123
Müdürlüğü- Kırsal
Hizmetler
Müdürlüğü-Fen
İşleri Müdürlüğü)
630.03.05.09.90—
Diğer hizmet
alımları
4608 23.895,00 Arşiv Programı
Veritabanı
Düzenleme Hizmeti
630.03.05.09.90—
Diğer hizmet
alımları
3631 11.800,00 Medoc EBYS-Arşiv
Lisans Bedeli
(Hukuk İşleri
Müdürlüğü)
630.03.05.01.03—
Bilgisayar hizmet
alımı
1127 40.000,00 Mobil Yönetim
Modülü
630.03.05.01.03—
Bilgisayar hizmet
alımı
5439 12.451,95 Netcad Tapu
Modülü/Kentrehberi
Nöbetçi Eczane
Uygulaması
630.03.05.01.03—
Bilgisayar hizmet
alımı
5717 28.933,60 Netgisserver 360
630.03.05.01.03—
Bilgisayar hizmet
alımı
12528 8.005,00 Antivirüs (3 Yıllık)
630.03.05.01.03—
Bilgisayar hizmet
alımı
6076 1.003,00 İnternet Sitesi
Yönetim Paneli Ek
Kullanıcı
630.03.02.01.02—
Büro malzemesi
alımı
1414 13.280,90 Sanal Sunucuların
Lisanslanması
630.03.05.01.03—
Bilgisayar hizmet
alımı
5438 1.286,20 Photoshop CC
Lisans
630.03.02.09.90— 12714 10.417,04 Belediyemiz
124
Diğer tüketim
malları
Server'larında
(Elektronik Belge
Yönetim enVision
ve Arşiv Sistemi
PaperPlus)
Kullanılmak Üzere
SQL Lisans ve
Kullanıcı Alımı
630.03.07.02.01—
Bilgisayar
yazılımı alımları
861 3.268,60 Sunucu
Sanallaştırma
Yazılımı ve Lisansı
(Vmware)
630.03.07.02.01—
Bilgisayar
yazılımı alımları
829 17.700,00 Sosyal Yardım
Uygulaması
630.03.07.02.01—
Bilgisayar
yazılımı alımları
830 30.326,00 Fen İşleri
Uygulaması
Toplam 260.717,2
9
2016 Mahalli İdareler Detaylı Hesap Planına göre, bilgisayar
programı alımları, 630.03.07.02.01 ekonomik koduna
kaydedilmesi gerekmektedir.
B-Bilgisayar programı lisans bedeli ödemeleri 260 Haklar
Hesabına kaydedilmemiştir. Mahalli idareler Bütçe ve
Muhasebe Yönetmeliğinin 210 uncu maddesinde, 260 Haklar
Hesabının, bedeli karşılığı edinilen hukuki tasarruflar ile belirli
alanlarda tanınan kullanma ve yararlanma gibi hak ve yetkiler
dolayısıyla yapılan ve ekonomik değer taşıyan harcamaların
izlenmesi için kullanılacağı ifade edilmiştir.
Bilgisayar programlarının kayıt edilmemesi nedeniyle 260
Haklar Hesabı, mali tablolarda 260.717,29-lira daha az
görünecek, bu sayede doğru ve güvenilir bilgi vermeyecektir.
125
BULGU Kültür Katkı Payının İlgili İdareye Ödenmemesi.
Emlak vergisinin % 10-u tutarında tahsil edilen Kültür Katkı
Payı ilgili idareye (Ordu Valiliği Yatırım İzleme ve
Koordinasyon Başk.a) ödenmemiştir.
2015 yılından devreden
2016 yılı tahsilatı
Toplam
Ödenen
Kalan
358.419,45
602.374,04
960.793,51
526.313,21
434.480,30
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun
12 nci maddesine göre; belediyelerin ve il özel idarelerinin
görev alanlarında kalan kültür varlıklarının korunması ve
değerlendirilmesi amacıyla kullanılmak üzere, mükellef
hakkında tahakkuk eden emlak vergisinin % 10’u nispetinde,
Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Payı
tahakkuk ettirilir ve ilgili belediyesince emlak vergisi ile
birlikte tahsil edilir. Tahsil edilen miktar, il özel idaresi
tarafından açılacak özel hesapta toplanır ve bu pay valinin
denetiminde kullanılır.
6360 sayılı Kanunun 1/5 maddesiyle, büyükşehir belediye
teşkilatı bulunan illerdeki il özel idareleri kaldırılmıştır.
Kanunun 3/3 maddesinde ise, 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 12 nci
maddesi kapsamında, il özel idarelerince kullanılan haklar ve
yetkiler ile yürütülen görevlerin, il özel idaresi bulunmayan
illerde Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığınca
kullanılıp yürütüleceği,
toplanan katkı payı tutarlarının, defterdarlıklar bünyesinde
açılan emanet hesaplarına aktarılacağı, ifade edilmektedir.
Toplam 434.480,30 liralık katkı payı Yatırım İzleme ve
Koordinasyon Başkanlığına gönderilmemiştir.
126
BULGU Kamu Hizmetleri Envanterinin İnternet Sayfasında ve
E-Devlet Kapısında Yayınlanmaması.
31.07.2009 tarihinde yürürlüğe giren Kamu Hizmetlerinin
Sunumunda Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğin;
4 üncü maddesinde, idarenin vermiş olduğu hizmetlerin e-
Devlet Kapısı ile entegre olmasını sağlamak zorunda olduğu,
5 inci maddesinde ise, sunduğu kamu hizmetlerinin envanterini
yönetmelik ek-1’e göre oluşturarak kurumsal internet
sayfasında ve e-Devlet Kapısında en güncel şekli ile
yayınlayacağı, ifade edilmektedir.
Vatandaşın bütün kamu hizmetlerinden hızlı bir şekilde ve
internet ortamında faydalanabilmesi amacıyla, 24/3/2006
tarihli ve 2006/10316 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile e-
Devlet Kapısı oluşturulmuştur.
E-Devlet kapısı ile bürokrasinin azaltılması, vatandaşın kamu
hizmetlerine güvenli ve hızlı bir şekilde ulaşması
amaçlanmaktadır. Bu sayede bütün kamu kurumlarının
hizmetleri, elektronik ortamda ve bir noktadan verilmektedir.
Kamu hizmetlerini yerine getirmekle yükümlü olan kurumların
e-Devlet Kapısına entegre edilmesi ile vatandaşın Devlet ile
olan işleri daha hızlı yürütülecek, kurumun çalışma verimi
artacak ve ülke ekonomisine ciddi katkı sağlanmış olacaktır.
Bu sayede kamu kaynağının ekonomik kullanılması ilkesi
gerçekleşmiş olacaktır. Ancak kurum sunduğu kamu
hizmetlerinin envanterini, yönetmelik ek-1’e göre oluşturarak
kurumsal internet sayfasında ve e-Devlet Kapısında
yayınlamamıştır.
BULGU: Taşınır Mal Cetveli ile Mizanın Uyumlu Olmaması
2016 Taşınır Cetvelinde kayıtlı, 150 İlk Madde ve Malzeme
Hesabı, 253 Tesis, Makine ve Cihazlar Hesabı, 254 Taşıtlar
Hesabı ve 255 Demirbaşlar Hesabının “Sonraki seneye devir”
127
rakamları ile aynı hesapların Mizan cetvelindeki bakiye
rakamları uyumlu değildir.
Hesap Taşınır Kesin Hesap Cetveli Mizan
150 İlk
Madde ve
Malzeme
Hesabı
1.665,85 1.134.754,21
253 Tesis,
Makine ve
Cihazlar
Hesabı
387.014,46 1.662.827,42
254 Taşıtlar
Hesabı
6.247.905,00 3.544.182,75
255
Demirbaşla
r Hesabı
2.269.955,63 1.336.341,60
Aynı konudaki bilgilerin, farklı tablolarda farklı tutarda yer
alması, muhasebenin “Tutarlılık” kuralına aykırıdır.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunun 1 inci
maddesinde, Kanunun çıkarılış amacının, hesap verebilirliği ve
malî saydamlığı sağlamak üzere, tüm malî işlemlerin
muhasebeleştirilmesini, raporlanmasını ve malî kontrolü
düzenlemek olduğu ifade edilmektedir.
Mali tablolar doğru bilgi vermezse, 5018 sayılı Kanunda ifade
edilen, hesap verebilirliği ve malî saydamlığı gerçekleştirmek
mümkün olamaz.
BULGU Kurumsal Mevzuatın Kamu Mevzuat Sistemine
Yüklenmemesi.
Resmi Gazetede yayımlanmaksızın yürürlüğe giren tüm
mevzuatın tek merkezde toplanması amacıyla, Başbakanlık
tarafından Kamu Mevzuat Sistemi (KMS) geliştirilmiştir.
Başbakanlık İdareyi Geliştirme Başkanlığı, yayınladığı
128
28/07/2015 tarih ve 297 sayılı yazısı ile, kamu kurumlarının
“çok gizli”, “gizli” ve “hizmete özel” gizlilik derecesi
taşımayan yönetmelik, yönerge, genelge gibi Resmi Gazetede
yayımlanmayan her türden mevzuatın, ilgili kuruluşların
hukuk müşavirliği/hukuk işleri müdürlüğü (bu birimlerin
bulunmaması durumunda hukuk işlerinden sorumlu birim)
tarafından derlenerek sisteme kaydedilmesi, mevzuatta
değişiklik olması veya mevzuatın yürürlükten kaldırılması
durumunda aynı gün içerisinde güncelleme yapılması, KMS
kayıt işlemlerinin yürütülmesi için hukuk müşavirliği/hukuk
işleri müdürlüğü birimlerinden en az iki personelin “KMS
kurum sorumlusu” olarak görevlendirilmesi, KMS kurum
sorumlularının 04/09/2015 tarihine kadar
“[email protected]” adresine bildirilmesi ve
yürürlükte bulunan mevzuatın en geç 27/11/2015 tarihine
kadar sisteme kaydedilmesi istenmiştir.
Ancak bugüne kadar belediyeye ait yönetmelik ve yönergeler
sisteme kaydedilmiştir. Belediye mevzuatının KMS’de
yayınlanması, kamuoyunun bilgilendirilmesine ve belediye
yönetiminin geliştirilmesine katkı sağlayacaktır.
==0
ARDAHAN İL ÖZEL İDARESİ - 2015
BULGU 1: 150, 253 ve 255 Hesaplarının, Taşınır Mal Cetvelindeki Miktarı ile
Mizan’daki Miktarının Uyumlu Olmaması, Kurum Harcama Birimlerindeki Taşınır
Görevlilerinin E-İçişleri Taşınır Modülünü Kullanmaması ve 2015 Yılı Taşınır Kesin
Hesabının Süresi İçerisinde Sayıştaya Gönderilmemesi.
a)150 İlk Madde ve Malzeme Hesabı, 253 Tesis, Makine ve Cihazlar Hesabı ve 255
Demirbaşlar Hesabının, Taşınır Mal Cetvelindeki miktarı ile Mizan’daki miktarı uyumlu
değildir.
Hesap Taşınır Cetveli Mizan
150 684.157,32 733.991,64
129
253 5.415.391,40 5.505.306,40
255 1.049.206,56 1.115.432,84
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun amacı, hesap verebilirliği ve
malî saydamlığı sağlamaktır. 7 nci maddesine göre, kamu hesaplarının, standart bir muhasebe
sistemi ve genel kabul görmüş muhasebe prensiplerine uygun bir muhasebe düzenine göre
oluşturulması zorunludur.
Muhasebenin temel ilkelerinden birisi de “Tam Açıklama”dır. Muhasebe sistemi tutarlı
ve doğru bilgi vermelidir. Tablolar işletmenin bilgilerine ihtiyaç duyan ve öğrenmek isteyen
ilgi gruplarına yardımcı olacak ölçüde, yeterli ve anlaşılır olmalıdır. Bu ilkelere uyulursa, hesap
verebilirlik ve malî saydamlık sağlanmış olur.
b)Kurum Harcama Birimlerindeki Taşınır Görevlileri, E-İçişleri Taşınır Modülünü
Kullanmamaktadır.
İçişleri Bakanlığının, 28.01.2013 tarih ve 269 sayılı yazısında, e-içişleri sisteminde yer
alan taşınır modülünün Ocak 2013 itibariyle uygulamaya alındığı, bu modüllerin personel
tarafından kullanılmamasından, vali, genel sekreter ve kaymakamların sorumlu olduğu ifade
edilmiştir. Söz konusu modüller, işlerin hızlı ve kaliteli olmasını, varlıkların kayıt altına
alınmasını, takip edilmesini, rapor alınmasını ve hesap verilebilirliği sağlamaktadır. Bakanlık
bu konuda her yıl eğitim vermekte, verdiği bu eğitimlere özel idare personeli de katılmaktadır.
Modüllerle ilgili eğitim dokümanları-videoları, yardım kılavuzları kullanıcılara yardımcı
olmaktadır. Modüller kullanılmadığı zaman, kayıtdışılık oluşmakta, taşınır malların takibinde
sıkıntılar yaşanmakta ve raporlar oluşturulamamaktadır.
c)Taşınır Mal Kesin Hesabı Şubat ayı sonuna kadar Sayıştaya gönderilmemiştir. Taşınır
Mal Yönetmeliği’nin, 35 inci maddesinin ikinci fıkrasında, Taşınır Kesin Hesap Cetveli ile
Taşınır Kesin Hesap İcmal Cetvelinin bir nüshasının, genel yönetim kapsamındaki kamu
idarelerince Sayıştayın ilgili mevzuatında belirlenen süre içinde Sayıştay Başkanlığına
gönderileceği hükmü vardır.
17.12.2011 tarih ve 28145 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Kamu İdaresi Hesaplarının
Sayıştaya Verilmesi ve Muhasebe Birimleri ile Muhasebe Yetkililerinin Bildirilmesi Hakkında
Usul ve Esaslar’ın 5 inci maddesinin üçüncü fıkrası, Taşınır kesin hesap cetveli ile taşınır
hesabı icmal cetvelini, hesap dönemi sonunda verilecek belgeler arasında saymıştır.
6 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında ise, hesap dönemi sonunda verilecek defter, mali
tablo ve belgelerin, ilgili mali yılı takip eden yılın Şubat ayı sonuna kadar Sayıştaya
130
gönderileceği ifade edilmiştir.
BULGU 2: Mülkiyeti Hazineye Ait Arsalar Üzerine Yapılan Binalar İçin 252
Binalar Hesabının Kullanılması.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 169 uncu maddesinde, bütçeye
gider kaydıyla gerçekleştirilip, yapılmakta olan yatırımlar hesabında izlenen bina yapımına
ilişkin tutarların, binanın tamamlanıp geçici kabulün yapılması ile birlikte, 252 Binalar
Hesabına kaydedileceği ifade edilmektedir. Burada kasdedilen binalar, mülkiyeti özel idareye
ait arsa üzerine yapılan binalardır. Eğer arsa mülkiyeti Hazineye aitse, o zaman 252 hesabına
kaydı özel idare değil, ilgili kurum veya Defterdarlık Milli Emlak Müdürlüğü yapacaktır.
Özel idare, merkezi idareden gelen ödeneklerle, Hazine arsası üzerine hizmet binaları,
kamu konutları, sağlık tesisleri, okullar yapmış, geçici kabulden sonra 252 Binalar Hesabına
kaydetmiştir. Kaydedilen tutar, yaklaşık 43.518.152,00 liradır. Arsa mülkiyetinin Hazineye ait
olması nedeniyle bu tutar, 252 hesabından çıkartılmalı ve ilgili kuruma veya Defterdarlığa yazı
yazılarak, bina maliyet bedellerini 252 Binalar Hesabına kaydetmeleri sağlanmalıdır.
252 hesabı, olması gerekenden daha fazla görünmekte, bu haliyle gerçeği
yansıtmamaktadır.
BULGU 3: 253 Tesis, Makine ve Cihazlar Hesabına Hatalı Kayıt Yapılması.
İdare, 01.12.2015 tarihinde Devlet Malzeme Ofisinden Komatsu 6d675-5 marka
Greyder iş makinesi almış, ancak 253 Tesis, Makine ve Cihazlar Hesabına kaydedilmiştir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin;
-171 inci maddesinde, bütçeye gider kaydıyla satın alınan tesis, makine ve cihazların tutarının
253 hesabına borç,
-173 üncü maddesinde ise, bütçeye gider kaydıyla edinilen taşıtların tutarlarının, 254 Taşıtlar
Hesabına borç, kaydedileceği ifade edilmektedir.
Bu nedenle, 743.325,66-TL taşıt bedelinin 254 Taşıtlar Hesabına kaydedilmesi gerekir.
Bu haliyle 253 ve 254 hesapları doğru bilgi vermemekte, tam açıklama, hesap verebilirlik ve
şeffaflık ilkeleri gerçekleşmemektedir.
BULGU 4: 258 Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabına Hatalı Kayıt Yapılması.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 180 inci maddesinde, yapımı
süren ve tamamlandığında ilgili maddi duran varlık hesabına aktarılacak tutarların 258
Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabına borç kaydedileceği ifade edilmektedir.
İdare binek aracı, iş makinesi, asfalt plenti, kalorifer kazanı ve brülörün tamir ve bakım
gideri ödemesinde, 258 Hesabını kullanmaktadır. Oysa 630 Giderler Hesabı kullanılmalıdır.
Sonuçta, 258 hesabı mali tablolarda, olması gerekenden daha fazla görünecek, muhasebedeki
131
tam açıklama ile 5018 sayılı Kanunda ifade edilen hesap verebilirlik ve malî saydamlık
sağlanmamış olacaktır.
BULGU 5: 372 ve 472 Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesaplarının Kullanılmaması.
Mali tabloların incelenmesi neticesinde, 372 ve 472 kıdem tazminatı karşılığı
hesaplarının kullanılmadığı görülmüştür.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 248 ve 249 uncu maddelerinde,
372 Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabıyla ilgili, 290 ve 291 inci maddelerinde ise 472 Kıdem
Tazminatı Karşılığı Hesabıyla ilgili açıklamalar yer almaktadır. Buna göre, vadeleri bir yılın
altına düşen ve faaliyet dönemi içerisinde ödenmesi öngörülen kıdem tazminatı tutarları 372
hesabına alacak, 472- Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabına borç kaydedilir. Ödenen tazminatlar
372 hesabına borç, ödemenin şekline göre ilgili hesaplara alacak; diğer taraftan 830-Bütçe
Giderleri Hesabına borç, 835-Gider Yansıtma Hesabına alacak kaydedilir.
Temel muhasebe kavramlarından olan “Tam Açıklama” ilkesi gereği, mali tablolar
yeterli ve anlaşılır bilgi vermelidir. “İhtiyatlılık” ilkesi gereği, işletmenin karşılaşabileceği
riskler göz önüne alınarak temkinli davranılmalıdır. Bu nedenlerle, emekliye ayrılması
muhtemel memur ve işçi personel, Sosyal Güvenlik Kurumuna resmi yazıyla teyit ettirdikten
sonra, 372 ve 472 Kıdem Tazminatı Hesaplarına kayıt yapılması gerekirken, bu işlemler
yapılmamıştır.
BULGU 6: 430 Alınan Depozito ve Teminatlar Hesabının Kullanılmaması ve
Yükleniciler Taahhütlerini Yerine Getirdikleri Halde, Teminat Mektuplarının İlgilisine
veya Bankaya İade Edilmemesi.
a)Bazı yapım işleri, yıllara sari olduğu halde, alınan kesin teminatlar 430 Alınan
Depozito ve Teminatlar Hesabına kaydedilmemiştir (Ör: Merkez, Hanak, Göle ve Çıldır
ilçelerindeki okul yapımı).
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 280 ve 281 inci maddesine göre,
nakden veya mahsuben tahsil edilen ve bir yıldan uzun vadede iade edilecek olan depozito ve
teminatlar alındığında, bu hesaba alacak kaydedilir. Bu hesapta kayıtlı tutarlardan vadesi bir
yılın altına inenler ise, bu hesaba borç, 330-Alınan Depozito ve Teminatlar Hesabına alacak
kaydedilir.
b)Yapım işinin kesin kabulü yapıldığı, mal teslim edildiği halde, yüklenicinin
istememesi nedeniyle, süreli veya süresiz, eski tarihli teminat mektupları muhafaza
edilmektedir.
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu madde 90, 4735 Sayılı
Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu madde 13 ve 14, Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliği
132
(Sıra No:15) ve Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğinin 395 inci maddesinde konu
ayrıntılı olarak açıklanmaktadır.
Taahhüt yerine getirilmişse (işin kabulü yapılmışsa), yüklenicinin bu işten dolayı,
idareye ve Sosyal Güvenlik Kurumuna borcu yoksa ve garanti süresi dolmuşsa, teminat
mektupları iade edilir. Eğer, taahhüt edilen iş yerine getirilmemişse veya o işle ilgili olarak
idareye ve SGK-a borcu varsa, kurum bankaya yazarak tazminini ister. Eski tarihli teminat
mektuplarının saklanması, 910 Teminat Mektupları Hesabının gerçeği yansıtmasını
engellemektedir.
BULGU 7: 990 Kiraya Verilen Duran Varlıklar Hesabının ve 999 Diğer Nazım
Hesaplar Karşılığı Hesabının Kullanılmaması.
Kurum mülkiyetindeki duran varlıklar kiraya verildiği halde, 990 Kiraya Verilen Duran
Varlıklar Hesabı kullanılmamaktadır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 11.09.2011 tarih 28051 nolu
Resmi Gazete ile yapılan değişiklik ile eklenen 410/B maddesinde, kiraya verilen duran
varlıkların, kayıtlı değerleri üzerinden 990 Kiraya Verilen Duran Varlıklar Hesabına borç, 999
Diğer Nazım Hesaplar Karşılığı Hesabına alacak kaydedileceği ifade edilmektedir. Bu hesap,
kiraya verilen taşınmazların takibini kolaylaştırmakta ve bilgi vermektedir.
BULGU 8: Bilgisayar Programı ve Güncelleme Bedelleri Ödendiği Halde, 260
Haklar Hesabı ve 268 Birikmiş Amortismanlar Hesabının Kullanılmaması.
Kurum hakkediş, hukuk, maaş, taşınır mal ve gelir takip programları güncelleme
bedelini ödemiş, ancak 260 Haklar Hesabı ve 268 Birikmiş Amortismanlar Hesabı
kullanılmamıştır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 186 ve 187 nci maddelerinde, 260
Haklar Hesabı hakkında bilgi verilmektedir. Bilgisayar programları güncelleme bedelleri
ödendiği zaman 260 hesabına ve yıl sonunda da 268 hesabına kayıt yapılmalıdır.
BULGU 9: Kesinleşen Sayıştay İlamlarında Belirtilen Kamu Zararının,
Sorumlularca Doksan Gün İçinde Ödenmemesi ve Tahsil İçin Üst Yöneticinin İcra
İşlemlerini Başlatmaması.
Kesinleşen Sayıştay ilamları, doksan gün içerisinde tahsil edilmemiş, icra işlemleri
başlatılmamıştır. 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun;
-7 nci maddesinde, sorumluların, ilamda yer alan kamu zararından tek başlarına veya birlikte
tazmin ile yükümlü olduğu,
133
-52 nci maddesinde, Sayıştay ilamlarının sorumlulara ve diğer birimlere tebliğ edileceği,
-53 üncü maddesinde, ilamların kesinleştikten sonra doksan gün içerisinde yerine getirileceği,
ilam hükümlerinin yerine getirilmesinden, ilamların gönderildiği kamu idaresi üst yöneticisinin
sorumlu olduğu, ilamlarda gösterilen tazmin miktarının, hüküm tarihinden itibaren kanuni faize
tabi tutularak, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre tahsil
olunacağı,
-9 uncu maddesinde ise, ilamların infazını izlemeyen ve gereklerini yerine getirmeyenler
hakkında üçüncü fıkradaki (yarım aylık kesme, görevden uzaklaştırma) hükümlerinin
uygulanacağı,
ifade edilmektedir.
Tahsil Edilmeyen Sayıştay İlamları
Hesap Yılı İlam No Tahsil Edilmeyen Miktar
2007 752 1.115,71 + faiz
1.124,53 + faiz
761,35 + faiz
2008 1358 1.135,50 + faiz
627,20 + faiz
884,30 + faiz
1.090,80 + faiz
707,28 + faiz
2009 882 7.912,61 + faiz
96,31 + faiz
107,10 + faiz
502,27 + faiz
779,16 + faiz
2013 109 135,18 + faiz
Toplam 16.979,30 + faiz
İlamda kamu zararını müştereken ve müteselsilen ödemeye hükmolunan sorumlular,
kamu zararını, (hüküm tarihinden itibaren işleyecek faiziyle beraber) ilamların
kesinleşmesinden itibaren doksan gün içerisinde ödemek zorundadır. Ödemezlerse, Üst
Yönetici (Vali), 2004 sayılı Kanun hükümlerine göre “İlamlı alacak” takibini başlatır ve bu
şekilde kamu zararı sorumlulardan tahsil edilir. Daha sonra sorumlular, ödeme yapılan ilgili
134
kişiye (Ahize) “Haksız iktisap ve sebepsiz zenginleşme” davası açar. Ancak yapılan
incelemede, sorumluların doksan gün içerisinde kamu zararını ödemedikleri ve Valinin icra
işlemleri için talimat vermediği tespit edilmiştir. Kanun gereği, tahsil için gerekeni
yapmayanlar hakkında, yarım aylık ödenmesi ve görevden uzaklaştırma cezaları
uygulanabilecektir.
BULGU 10: E-içişleri Sisteminde Bulunan Taşınmaz Modülünün Kullanılmaması
ve Taşınmaz İşlemlerinin Yönetmeliğe Uygun Yapılmaması.
a)Kurum taşınmaz mal görevlisi, E-içişleri Taşınmaz Modülünü kullanmamaktadır.
İçişleri Bakanlığının, 28.01.2013 tarih ve 269 sayılı yazısında, e-içişleri sisteminde yer
alan ve taşınmaz modülünün Ocak 2013 itibariyle uygulamaya alındığı, bu modüllerin personel
tarafından kullanılmamasından, vali, genel sekreter ve kaymakamların sorumlu olduğu ifade
edilmiştir. Söz konusu modüller, işlerin hızlı ve kaliteli olmasını, varlıkların kayıt altına
alınmasını, takip edilmesini, rapor alınmasını ve hesap verilebilirliği sağlamaktadır. Bakanlık
bu konuda her yıl eğitim vermekte, verdiği bu eğitimlere özel idare personeli de katılmaktadır.
Modüllerle ilgili eğitim dokümanları-videoları, yardım kılavuzları kullanıcılara yardımcı
olmaktadır. Ancak bu modül kullanılmamaktadır. Modül kullanılmadığı için, cetveller
sistemden alınamamakta, elle düzenlenmektedir. Sonuçta kayıtdışılık oluşmakta, taşınmaz
malların takibinde sıkıntılar yaşanmakta ve raporlar oluşturulamamaktadır.
b)Taşınmaz işlemleri Yönetmeliğe uygun yapılmamaktadır.
Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmeliğin;
5 inci maddesinin ikinci fıkrasında, Yönetmelik Ek 1’deki Kayıt Planının “Tapuda Kayıtlı Olan
Taşınmazlar” başlığı altında yer alan taşınmazların maliyet bedeli üzerinden, bu taşınmazlardan
maliyet bedeli belirlenemeyenler ise rayiç değerleri üzerinden kayıtlara alınacağı,
Geçici madde 1 de, maliyet bedeli veya rayiç değerleri üzerinden muhasebe kayıtlarına
alınması gereken taşınmazlar, bu değerler üzerinden kayıtlara alınıncaya kadar, emlak vergi
değerleri üzerinden kayıtlara alınacağı ve bu işlemlerin 31.12.2016 tarihine kadar
tamamlanacağı,
7 inci maddesinde, Yönetmelik Ek 2’deki ‘Tapuda Kayıtlı Olan Taşınmazlar Formu’nun
doldurulacağı ve Mali hizmetler birimince bu formların konsolide edilerek Yönetmelik ekinde
(Ek 7) bulunan örneğe uygun şekilde taşınmaz icmal cetvelleri oluşturulacağı,
10 uncu maddesinde, taşınmazların mevcut kullanım şekli ile tapu kaydının birbirine uygun
olmaması, bir kuruma tahsis edilmesi durumunda, idarenin cins tashihi yaptıracağı,
11 inci maddesinde ise;
135
-Kadastro, imar, ifraz, tevhid, cins tashihi, yüzölçüm değişikliği, kat mülkiyeti tesisi, kamuya
terk gibi nedenlerle taşınmazda meydana gelebilecek değişikliklerde kayıtların kapatılıp oluşan
taşınmazların esas alınarak yeni kayıt tesis edileceği,
-Terkin, satış, devir gibi mülkiyeti sona erdiren durumlarda sona eriş nedeni açıklanarak kaydın
kapatılacağı,
-Taşınmaza yapılan değer arttırıcı harcamaların, taşınmazın değerine ekleneceği, ifade
edilmektedir.
Yapılan incelemede, Yönetmelik ekindeki Ek-7/A Taşınmaz İcmal Cetvelinin
düzenlenmediği görülmüştür.
Mülkiyeti özel idareye ait arsalar üzerine yapılan binalar, taşınmaz cetveline
kaydedilmemiştir. Tahsis edilmesi mülkiyeti etkilememekte, bu tür harcamalar taşınmazın
değerini artırmaktadır.
Hizmet binaları ve kamu konutlarına toplam 354.295,00 TL bakım, onarım yapılmış,
ancak bu bedeller de taşınmaz değerine eklenmemiştir. Yönetmeliğin 11 inci maddesine göre,
taşınmaza yapılan değer arttırıcı harcamaların, taşınmazın değerine eklenmesi gerekmektedir.
Arsa ile ilgili kayıt kapatılarak, oluşan yeni değer üzerinden yeni kayıt açılmalıdır. Taşınmaz
cetveli bu haliyle, taşınmazların gerçek değerini yansıtmamaktadır.
Kullanım biçimi değişen veya tahsis edilen taşınmazlar için cins tashihi yapılmamıştır.
Sonuçta, taşınmaz cetvelleri ile tapu kayıtları arasında uyumsuzluk oluşmaktadır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun amacı, hesap verebilirliği ve
malî saydamlığı sağlamaktır. Temel muhasebe kavramlarından olan “Tam Açıklama” ilkesi
gereği, mali tablolar yeterli ve anlaşılır bilgi vermelidir. Tablolar bu haliyle gerçeği
yansıtmamaktadır. Kanunun 8 inci maddesinde, görevli ve yetkili olanların, kaynakların
muhasebeleştirilmesinden ve raporlanmasından sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
BULGU 11: Kurumun Kayıt Dışı Banka Hesaplarının Olması.
Ardahan Ziraat Bankası ve Halkbank şubelerinde, özel idarenin vergi numarası
kullanılarak açılmış banka hesapları bulunmaktadır. Mahiyeti bilinmeyen ve bakiyeleri sıfır
olup, hiç işlem görmeyen hesapların yanında, bakiyesi 8.271,56-TL olan banka hesabı da
vardır. Bu banka hesapları, 102 Banka Hesabı içinde yer almamaktadır.
Kayıtdışı Banka Hesapları
Banka Şubesi Hesap No Bakiyesi
Halkbank 67805000054 0
67806000012 0
136
67807000019 8.271,56
Ziraat Bankası 26472678-5005 0
26472678-5010 0
27997408-5002 0
8.271,56 lira, 102 Banka Hesabı içinde yer almalıdır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun çıkarılış amacı, hesap
verebilirliği, malî saydamlığı ve mali kontrolü sağlamaktır. Kanunun 11 inci maddesine göre,
üst yöneticiler, kaynakların etkili ve ekonomik şekilde elde edilmesi ve kullanımını
sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden sorumludur. Pasif olsa bile, kontrol
dışı olan, bilinmeyen hesapların varlığı bir risk oluşturmaktadır.
Ayrıca, “Kamu İdaresi Hesaplarının Sayıştaya Verilmesi ve Muhasebe Birimleri İle
Muhasebe Yetkililerinin Bildirilmesi Hakkında Usul ve Esaslar”a göre, kamu idaresi veya
muhasebe birimleri adına açılmış bulunan banka hesap numaralarını gösterir cetvel, her hesap
dönemi Ocak ayında, eğer değişiklik olduysa, bir ay içinde Sayıştaya bildirilmelidir. Ancak
bazı banka hesapları, Sayıştaya bildirilmemiştir.
BULGU 12: İç Kontrol ve Ön Mali Kontrolle İlgili Çalışmaların Yapılmaması.
a)İdarenin kaynakları, etkili ve ekonomik kullanarak hedeflerine ulaşması ve görevlerini
yerine getirmesinde en önemli araçlardan birisi de iç kontrol sistemidir. 5018 sayılı Kamu Mali
Yönetimi ve Kontrol Kanununun Beşinci Kısmında ve İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin
Usul ve Esaslar’da iç kontrol hakkında ayrıntılı bilgi verilmiştir.
Üst yöneticiler, iç kontrol sisteminin kurulması ve gözetilmesinden, harcama yetkilileri,
mali hizmetler birimi ve muhasebe yetkilisi ise, iç kontrol sisteminin işleyişinden
sorumludurlar.
İdarelerin iç kontrol sistemini oluşturmaları, izleme ve değerlendirmeleri için, Maliye
Bakanlığınca iç kontrol standartları belirlenmiş ve 26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi
Gazetede yayınlanmıştır.
İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esasların 5 inci maddesinde, kamu
idarelerinin tüm işlemlerinde bu standartlara uymakla ve gereğini yerine getirmekle yükümlü
bulunduğu ifade edilmiştir.
Maliye Bakanlığı 04.02.2009 tarih ve 4005-1205 sayılı yazısıyla, Kamu İç Kontrol
Standartları Uyum Eylem Planı Rehberi’ni hazırlamıştır. İdare eylem planı oluşturma, gerekli
prosedürler ve ilgili düzenlemeleri hazırlama aşamasında, Kamu İç Kontrol Standartlarına
Uyum Eylem Planı Rehberinden faydalanır. Kamu idareleri, Rehberi dikkate alarak, Eylem
137
Planını hazırlayarak üst yönetici onayını müteakip bir ay içinde bakanlığa göndermeleri
gerekmektedir.
Yürürlüğe konulmuş Eylem Planında, değişiklik yapılması halinde, revize edilmiş
Eylem Planı da üst yönetici onayını müteakip Bakanlığa gönderilecektir.
Yapılan incelemede idarenin, iç kontrol standartlarında, Kamu İç Kontrol Standartları
Uyum Eylem Planı Rehberinde ve Maliye Bakanlığının 02.12.2013 tarih ve 10775 sayılı
genelgesinde bahsedilen çalışmaları yapmadığı tespit edilmiştir:
1-Personelin görevlerini ve bu görevlere ilişkin yetki ve sorumluluklarını kapsayan görev
dağılım çizelgesi oluşturulmamıştır. (St:2.3)
2-Faaliyetlerin yürütülmesinde hassas görevlere ilişkin prosedürler belirlenmemiştir. (St:2.6)
3-Her görev için gerekli eğitim ihtiyacı belirlenmemiştir. (St:3.5)
4-Personelin yeterliliği ve performansı, bağlı olduğu yöneticisi tarafından, en az yılda bir kez
değerlendirilmemektedir. (St:3.6)
5-Performansı yetersiz bulunan personelin, performansını geliştirmeye yönelik önlemler
alınmamış, yüksek performans gösteren personel için ödüllendirme mekanizması
geliştirilmemiştir. (St:3.7)
6-İnsan kaynakları yönetimine ilişkin önemli hususlar (personel istihdamı, yer değiştirme, üst
görevlere atanma, eğitim, performans değerlendirmesi, özlük hakları vs) yazılı olarak
belirlenmemiş ve personele duyurulmamıştır. (St:3.8)
7-İdare, her yıl sistemli bir şekilde amaç ve hedeflerine yönelik riskleri belirlememiştir. (St:6.1)
8-Risklerin gerçekleşme olasılığı ve muhtemel etkileri, yılda en az bir kez analiz edilmemiştir.
(St:6.2)
9-Risklere karşı alınacak önlemler belirlenerek eylem planları oluşturulmamıştır. (St:6.3)
10-Her bir faaliyet ve risk için uygun kontrol strateji ve yöntemleri belirlenmemiştir. (St:7.1)
11-İdare, faaliyetleri ile mali karar ve işlemleri hakkında yazılı prosedürleri belirlememiştir
(Prosedür, faaliyet veya mali karar ve işlemin başlaması, uygulanması ve sonuçlandırılması
aşamalarını kapsar) (St:8.1, 8.2)
12-Görevinden ayrılan personelin, iş veya işlemlerinin durumunu ve gerekli belgeleri de içeren
bir rapor hazırlaması ve bu raporu görevlendirilen personele vermesi ilkesi uygulanmamaktadır.
(St: 11.3)
13-İdare, bütçesinin ilk altı aylık uygulama sonuçları, ikinci altı aya ilişkin beklentiler ve
hedefler ile faaliyetlerini kamuoyuna açıklamamıştır. (St: 14.2)
14-İdare, yöneticilerin görüşleri, kişi ve idarelerin talep ve şikâyetleri ile dış denetim
sonucunda düzenlenen raporları dikkate alarak, iç kontrol sisteminin eksik yönleri ve uygun
138
olmayan kontrol yöntemlerinin belirlenmesi, gerekli önlemlerin alınması konularında
değerlendirme yapmamaktadır. (St:17.1, 17.2)
15-Alınması gereken önlemler belirlenmemiş ve bir eylem planı çerçevesinde uygulanmamıştır.
(St: 17.5)
16- Kamu İç Kontrol Standartlarından veya bu standartlara ilişkin genel şartlardan bir kısmını
karşılayan ve iç kontrol sisteminin öngördüğü makul güvenceyi sağlayan mevcut düzenleme
veya uygulamalar, Eylem Planının “mevcut durum” bölümünde, bu düzenleme veya
uygulamaların makul güvence sağladığı ve bu nedenle yeni bir düzenleme veya uygulamaya
gerek bulunmadığı hususuna da “açıklama” bölümünde yer verilmesi gerekmekte iken bu
kısımlar boş bırakılmıştır.
17-Ayrıca, Kamu İç Kontrol Standartlarından veya bu standartlara ilişkin genel şartlardan bir
kısmını karşılayan ve iç kontrol sisteminin öngördüğü makul güvenceyi sağlayan mevcut bir
düzenleme veya uygulama bulunmadığı halde, çeşitli nedenlerle bu alanlara ilişkin çalışmaların
plan döneminden sonraki bir tarihe bırakılması halinde de bu duruma nedenleriyle birlikte
“açıklama” bölümünde yer verilmesi gerekmekte iken bu da yapılmamıştır.
18- Eylem Planı yürürlüğe girdikten sonra, planda öngörülen çalışmalar gerçekleştirilip İç
Kontrol İzleme ve Yönlendirme Kurulu’nun değerlendirmesine sunulmamıştır.
19- Eylem Planında öngörülen faaliyet ve düzenlemelerin gerçekleşme sonuçları, ilgili birim
tarafından altı ayda bir (Haziran ve Aralık ayı sonu itibarıyla iki dönem halinde)
değerlendirilip, eylem planı formatında üst yöneticiye raporlanmamış, birer nüshası bilgi için
on iş günü içerisinde Maliye Bakanlığına gönderilmemiştir.
b) Mali Karar ve İşlemlerde Ön Mali Kontrolün Yapılmaması.
Kısmi sözleşmeli personel alımı nedeniyle hazırlanan sözleşme tasarısı, ön mali kontrol
için İnsan Kaynakları Müdürlüğü tarafından Mali Hizmetler Müdürlüğüne gönderilmemiştir.
İç Kontrol ve Ön Malî Kontrole İlişkin Usul ve Esaslar’ın 25 inci maddesinde,
çalıştırılabilecek sözleşmeli personelle yapılacak sözleşmelerin kontrole tâbi olduğu, Bakanlık
tarafından vize edilen cetvellere ve tip sözleşmeye, ilgili kanunlarına, diğer mevzuatına ve
bütçelerinde öngörülen düzenlemelere uygunluk yönünden inceleneceği ve en geç beş işgünü
içinde sonuçlandırılacağı, uygun görülmeyen sözleşmelerin gerekçeli bir yazıyla ilgili birime
gönderileceği ifade edilmektedir. Bu nedenle sözleşmeli personel çalıştırılmasıyla ilgili
sözleşme tasarıları ön mali kontrol için Mali Hizmetler Müdürlüğüne gönderilmelidir.
BULGU 13: Kurumda Hukuk Servisi’nin Olmaması.
139
5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu'nun "İl özel idaresi teşkilâtı" başlıklı 35 inci
maddesinde, il özel idaresi teşkilatının genel sekreterlik, malî işler, sağlık, tarım, imar, insan
kaynakları ve hukuk işleri birimlerinden oluşacağı ifade edilmiştir.
Kurum, hukuki işlemlerin takibi için bir avukatla kısmi zamanlı sözleşme yapmıştır.
Davalarla ilgli olarak çok sayıda işlem yapılmaktadır. Sadece bir dava için; vekaletname ve
dava dilekçesi hazırlanır, temyiz ve avans işlemleri yapılır, bankadan para çekilir, temyiz
gerekçeleri hazırlanır, Adliyeye harç yatırılıp, dilekçe verilir, icra ve haciz işlemleri,
kurumlarla yazışmalar yapılır, duruşmaya katılır, keşif yapılır, bazen şehirlerarası yolculuk
yapılır. Mahkemeye sunulan belgelerin fotokopisi ve gelen belgeler dosyasına konur. Sonuç
olarak, bir dava için yirmiye yakın işlem yapılmaktadır. Ve dava yıllarca sürebilmektedir. 100-
den fazla davayı, başından sonuna kadar, tek tek takip etmek bir insanın gücünü aşmaktadır.
Avukat bu işlemlerle uğraşması nedeniyle, toplam tutarı milyonları bulan davalara iyi bir
şekilde hazırlanamamaktadır.
Ayrıca avukat hem avukatlık, hem katiplik hem de hukuki danışmanlık yapmakta,
idarenin araştırılmasını istediği konularda araştırma yaparak, idareye bilgi vermektedir.
Dava dosyaları avukatın bürosundadır. Resmi yazışmalar büroya getirilip götürülmekte,
bu da zaman kaybına yol açmaktadır. Dosyalar resmi belge niteliği taşıdığından özel idare
binasında durmalıdır.
Avukatın sık sık duruşmalara katılması ve hukuk personeli de olmadığı için, denetim
sırasında dava dosyalarını incelemek ve davalar hakkında bilgi almak mümkün olmamıştır.
Özel idarede hukuk servisine bir oda verilmesi ve bir personel görevlendirilerek, bu
konularda yetiştirilmesi, hukuki işlemlerin daha hızlı ve daha kolay yapılmasını, avukatın
davalara daha iyi hazırlanmasını, dolayısıyla davaların lehte sonuçlanmasını sağlayacaktır.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, “Üst
yöneticinin, sorumlulukları altındaki kaynakların verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını
sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden sorumlu olduğu” ifade edilmektedir.
BULGU 14: İdari Para Cezaları Tahakkuk Kaydının, Tahsil Aşamasında
Yapılması.
İdari para cezaları tahakkuk kaydı, tahsil aşamasında yapılmaktadır. 3213 sayılı Maden
Kanunu’nun 12 nci maddesinin beşinci fıkrası gereğince, ruhsatı olmadan kaçak maden üretimi
sebebiyle, firmalara idari para cezası verilmiştir. Encümen kararından sonra tahakkuk kaydı
yapılmamış, tahsil aşamasında tahakkuk hesabına giriş ve çıkış yapılmıştır.
Mahalli İdareler Muhasebe Yönetmeliğinin 84 üncü maddesine göre, alacaklar tahakkuk
edince, 120 Gelirlerden Alacaklar Hesabına borç, 600 Gelirler Hesabına alacak kaydedilir.
140
Alacak tahsil edilemeyip hukuki süreç başlatıldığında, 121 Gelirlerden Takipli Alacaklar
Hesabına borç, 120 hesabına alacak kaydı yapılır. Gelirler, tahakkuk edince önce tahakkuk,
sonra tahsil kaydı yapılmalıdır. Eğer tahakkuk kaydı yapılmaz ve alacak tahsil edilmezse, takibi
mümkün olamaz. Kamu zararı riski doğar. Mali tablolardaki 120 ve 121 hesapları, bu haliyle
güvenilir bilgi vermemektedir.
BULGU 15: Maden Ocağını İşleten Posof Belediyesi’nin Borcunu Ödemediği
halde, İdarenin Sözleşmeyi Fesh Etmemesi ve Her Yıl MİGEM-den Özel İdare Payı
Tahakkuk Listesinin İstenmemesi.
a)Özel İdare, I-a grubu maden ocağının işletme hakkını, kira bedeli karşılığı Posof
Belediyesine vermiştir. Belediye, (04.08.2015 - 04.058.2016) dönemine ait 59.613,60 liralık
kira bedelini ödememiştir. Taraflar arasında yapılan sözleşmede, kiracının taahhütlerini yerine
getirmediği takdirde, kesin teminatının gelir kaydedileceği, sözleşmenin fesh edileceği ve işin
genel hükümlere göre tasfiye edileceği hüküm altına alınmıştır. Ancak bu işlemler
yapılmamıştır.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi Ve Kontrol Kanunu’nun 8 inci maddesinde, kamu
kaynağının elde edilmesinde görevli ve yetkili olanların, kaynakların etkili, ekonomik, verimli
ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından ve kötüye kullanılmaması için
gerekli önlemlerin alınmasından sorumlu olduğu ifade edilmiştir.
b)Her yıl MİGEM-den özel idare payı tahakkuk listesi istenmemektedir.
Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliğinin 36 ncı maddesinde, (I-a) grubu
dışındaki maden ocaklarını işleten firmaların, her yıl Nisan ayı sonuna kadar, yıllık Satış Bilgi
Formu ve İşletme Faaliyeti Bilgi Formunu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri
Genel Müdürlüğü (MİGEM) -e verecekleri ifade edilmektedir.
İçinde özel idareye ödenmesi gereken miktarların da yazılı olduğu bu formlar, sadece
MİGEM-e verilmesi nedeniyle, özel idare Devlet Hakkı alacağını bilememekte ve takibini
yapamamaktadır.
Bu nedenle, idarenin her yıl (MİGEM)-den Devlet Payları tahakkuk listesini istemesi
gerekirken, bu liste istenmemiş ve bu suretle tahakkuk kaydı yapılmamıştır. İdare, maden
ocaklarından ne kadar alacağı olduğunu bilmemekte, firmanın yatırdığı tutarları doğru kabul
etmekte, çapraz denetim yapmamaktadır.
BULGU 16: Elektrik, Doğalgaz, Telefon ve İnternetin İhalesiz Alınması.
141
a)Elektrik alımı: İhale yapılmadan, bir firmayla indirim anlaşması yapılmıştır. Oysa,
17.06.2011 tarih ve 2011/DK.D-105 sayılı Kamu İhale Kurulu Kararında “Serbest Tüketici”
olan idarelerin elektrik ihtiyaçlarını, 4734 sayılı Kanun çerçevesinde, mal alım ihalesi olarak
temin etmeleri gerektiği ifade edilmekte, gerek bu kararda, gerekse Maliye Bakanlığı Bütçe ve
Mali Kontrol Genel Müdürlüğü’nün 13.10.2011- 13316 ve 21.03.2013- 3003 tarih ve sayılı
genelgelerinde, yapılacak ihale ile ilgili ayrıntılı bilgi verilmektedir.
Serbest tüketici olunmasına ilişkin hususlar, Elektrik Piyasası Serbest Tüketici
Yönetmeliği’nde yer almaktadır. Mevcut elektrik hatlarını kullanarak, özel firmalardan elektrik
almak mümkündür. Özel firmalar rüzgar, doğal gaz, linyit, hidroelektrik (HES), akaryakıt,
jeotermal gibi kaynaklardan elektrik üretmekte ve TEDAŞ tarifesine göre indirimli satmaktadır.
Bu şekilde piyasada 130 kadar firma bulunmaktadır. Serbest tüketiciler istediği tedarikçi firma
ile anlaşma yaparak, elektriği daha ucuza alabilecektir.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, her yıl Ocak ayında, serbest tüketici limitini
belirlemektedir. 2015 yılı için bu limit, 4.000-kwh (kilovatsaat) olarak belirlenmiştir. Bu
limitten daha fazla elektrik tüketenler, serbest tüketicidir. Bu nedenle serbest tüketici
olunabilmesi için, idarenin farklı noktalarındaki elektrik tüketimlerinin birleştirilmesinde yarar
vardır. Ayrıca idare, elektriğini doğrudan iletim sisteminden alıyorsa, limit şartına bağlı
olmaksızın serbest tüketici kapsamındadır.
Serbest tüketici olan idare, elektrik dağıtım şirketine 1 Ocak, 1 Nisan, 1 Temmuz veya 1
Ekim tarihlerinde başvurur ve EPDK tarafından yayınlanan sayaç tebliğine uygun, çok zamanlı
ölçüm yapabilen, dijital sayaç taktırır. İhale aşamasında ulusal düzeyde ilan yapılarak, bütün
firmaların katılımı sağlanmalıdır. Ayrıca fiyat farkı ödemek de mümkündür.
Tedarikçisini seçmeyen idareler, daha pahalı elektrik almaktadırlar. İhale yapılması
rekabeti getireceğinden, elektrik indirimli alınacak, kamu kaynakları etkin ve ekonomik
kullanılmış olacaktır.
b) Doğalgaz alımı: Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü’nün
13.10.2011 tarih ve 13316 sayılı Genelgesi’nde, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında
bulunan idarelerin serbest tüketici olmaları halinde, doğalgaz ihtiyaçlarını ihale yoluyla temin
etmelerinin esas olduğu ifade edilmiş, gerek bu genelgede, gerekse 21.03.2013 tarih ve 3003
sayılı genelgede, yapılacak ihale ile ilgili ayrıntılı bilgi verilmiştir.
Serbest tüketici olunmasına ilişkin hususlar; 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu ve
Doğalgaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nde yer almaktadır. Mevcut
doğal gaz hatlarını kullanarak, özel firmalardan doğal gaz almak mümkündür. BOTAŞ
haricinde doğal gaz ithal eden ve satan bir çok firma vardır. Toptan satış lisansı verilen firma
142
sayısı, şu anda 40 civarında olup, BOTAŞ’ın belirlediği fiyat tarifesi üzerinden indirim
yapmaktadırlar. Serbest tüketiciler, istediği tedarikçi firma ile anlaşma yaparak, doğal gazı daha
ucuza alabilir.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, her yıl Ocak ayında, serbest tüketici limitini
belirliyor. 18.12.2014 tarih ve 5362 numaralı Karar ile 2015 yılı için limit kaldırılmıştır. Bu
Kararda; şehir içi doğal gaz dağıtım lisansı ihalesi sonucunda, dağıtım lisansı sahibi olan tüzel
kişilerin, lisans yürürlük tarihinden başlamak üzere, ilk 5 yıllık süre bitmiş olması şartıyla, tüm
tüketicilerin Serbest Tüketici olduğu (konut tüketicileri hariç) ifade edilmektedir.
Ardahan’daki doğal gaz dağıtım firması olan Kargaz- Kars Ardahan Doğal Gaz
Dağıtım Ltd. Şti. firmasına, 20.01.2006 tarihinde lisans verildiğinden, artık 5 yıl şartı dolmuştur
ve kamu idareleri, istediği firmadan ihale ile doğal gaz alabilecektir. İdarenin, bağlı olduğu
dağıtım şirketine yazılı başvuruda bulunarak, mevcut sayaçlarını uzaktan okuma sistemine
uygun hale getirmesi gerekmektedir. Ayrıca 300 mbar ve üzeri doğalgaz kullanan serbest
tüketicilerin sistemlerine otomatik hacim düzeltici (korrektör) tesis etmesi zorunludur. İhale
aşamasında ulusal düzeyde ilan yapılarak, bütün firmaların katılımı sağlanmalıdır. Ayrıca fiyat
farkı ödemek de mümkündür.
Serbest tüketici olan İl Özel İdaresinin tedarikçi firmayı belirlememesi ve sözleşme
yapmaması, doğal gazın daha pahalı alınmasına, dolayısıyla kamu kaynaklarının israf
edilmesine sebep olmaktadır.
c)Telefon ve internet hizmeti alımı: İnternet hizmeti alımıyla ilgili olarak, bir firmayla
indirim anlaşması yapılmıştır. Oysa, Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel
Müdürlüğü’nün 13.10.2011 tarih ve 13316 sayılı Genelgesi’nde, 4734 sayılı Kamu İhale
Kanunu kapsamında bulunan idarelerin elektronik haberleşme hizmetlerini, ihale yoluyla temin
etmelerinin esas olduğu belirtilmiş, gerek bu genelgede, gerekse 21.03.2013 tarih ve 3003 sayılı
genelgede, yapılacak ihale ile ilgili ayrıntılı bilgi verilmiştir.
Telefon ve internet hizmeti veren birçok firma vardır. Gerek kablosuz, gerekse mevcut
telefon hatlarını kullanarak, özel firmalardan bu hizmetleri daha ucuza almak mümkündür.
İhale aşamasında ulusal düzeyde ilan yapılarak, bütün firmaların katılımı ve rekabet sağlanmış
olur.
İhale yapılmadan telefon ve internet hizmeti alınması, kamu kaynaklarının israf
edilmesine sebep olmaktadır.
Doğalgaz, elektrik, telefon ve internet ihaleleri yapılmadan önce, yaklaşık maliyet
hazırlanırken, geçen seneki toplam tüketim miktarı esas alınır ve ek binalar, şantiyeler, Vali
Konağı, okullar, kaymakam lojmanları, ilçe özel idare müdürlükleri, sosyal tesisler gibi özel
143
idareden ödeme yapılan bütün kurumlar dahil edilir. Bu sayede indirimli tarifeden ödeme
yapmaları sağlanmış olur. Kurumsal ve fonksiyonel kodları farklı olsa bile, bu kurumlara
indirim yapılacağı konusunda sözleşmeye hüküm konabilir.
BULGU 17: Personele Ödenen Sosyal Denge Tazminatı Tutarının, Sözleşmeye Net
Yazılması.
Kurum ile Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (BEMBİRSEN) arasında
akdedilen Sosyal Denge Tazminatı Sözleşmesi’nin 16 ncı maddesinde tazminatın net ödeneceği
ifade edilmektedir.
Sosyal Denge Tazminatı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61 inci maddesi gereği
“Ücret” niteliğinde olup, gelir vergisi kesintisine tabidir.
Sözleşmeye net ödenecek rakam yazıldığında, idare netten brüte giderek gelir vergisini
hesaplayıp bütçesinden ödemektedir. Oysa, sözleşmeye “Brüt” ifadesi yazılsaydı, vergiyi
personel ödeyecek, kamu kaynağı ekonomik kullanılacaktır.
Bundan sonraki sözleşmelerde tazminat miktarının brüt yazılması uygun olur.
BULGU 18: Tanklarda Bekletilen Kaçak Akaryakıtların Tasfiye Edilmemesi.
128-kg motorin 11.11.2014 ve 3.250-litre motorin 23.07.2015 tarihinde özel idareye
teslim edilmiş, ancak tasfiye işlemlerine başlanmamıştır.
128-kg kaçak akaryakıtın numune analiz sonucu gelmiş ve teknik düzenlemelere uygun
olduğu tespit edilmiştir. 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa Göre El Konulan
Akaryakıtın Teslimi, Muhafazası, Tasfiyesi ve Yapılan Masraflara İlişkin Uygulama
Yönetmeliğinin 16 ve 17 nci maddelerine göre, teknik düzenlemelere uygun olan kaçak
akaryakıt, kamu kurumlarına kullanım amacıyla bedelsiz olarak tahsis edilebilir veya satılabilir.
Kaynakların ekonomik kullanımını sağlamak için, 3.250-litre motorinin analiz
sonucunun Başsavcılıktan istenmesi ve sonuca göre Yönetmelik 16, 17 ve 18 e göre işlem
yapılması yönetmelik gereğidir.
BULGU 19: Kültür Katkı Payını Ödemeyen Belediyeler İçin İller Bankasına Yazı
Yazılmaması.
Katkı payını ödemeyen belediyeler için İller Bankasına yazı yazılmamıştır. 2863 sayılı
Kanunun 12 nci maddesine göre, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı olarak
tahsil olunan miktarlar, tahsil edildiği ayı takip eden ayın onuncu günü akşamına kadar, il özel
idarelerine bir bildirim ile beyan edilerek aynı süre içinde ödenir. Tahsil ettikleri katkı payını
yukarıda belirtilen süre içinde il özel idarelerine yatırmayan belediyelerden, bu katkı payları
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre gecikme
144
zammı tatbik edilerek tahsil edilir. Ödenmeyen paylar, ilgili il özel idaresinin talebi üzerine,
ilgili belediyenin İller Bankasından aldığı genel bütçe vergi gelirleri payından kesilerek talep
eden özel idareye gönderilir.
Kültür Katkı Payı Alacak Tablosu
Borçlu Belediye Borç Tutarı
Çıldır 6.504,78
Damal 3.814,65
Göle 26.875,76
Hanak 14.135,69
Posof 4.973,45
Köprülü 559,34
Toplam 56.863,67
BULGU 20: Sosyal Tesislerle İlgili Yapılan İşlemlerin Mevzuata Uygun Olmaması.
Özel idarenin Yemekhane, Lokal ve Kongre Binası olmak üzere üç adet sosyal tesisi
bulunmakta, bu tesisler gelir elde etmekte ve gider yapmaktadır. Ancak yapılan bazı işlemler
mevzuata uygun değildir.
Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca İşletilen Sosyal Tesislerin Muhasebe Uygulamalarına
Dair Esas ve Usullerin;
13 üncü maddesinde, yıllık gayrisafi hasılat tutarı 500.000,00 TL’ yi aşmayan sosyal tesisin,
işletme esası hesabına tabi olduğu,
20 nci maddesinde, tesisin işletme defteri kullanacağı, giderlerin defterin sol, gelirlerin ise sağ
tarafa günlük olarak kaydedileceği,
21 inci maddesinde, defterin bütün sayfalarının mühürlenip, kaç sayfalı olduğunun ilk sayfasına
yazılarak, yönetici tarafından onaylanacağı,
55 inci maddesinde, tesisin yıl sonunda işletme hesabı özeti tablosunu düzenleyeceği, bu
tabloda gider, gelir, banka ve kasa mevcudu, alacaklar ve borçların yer alacağı,
24 ve 56 ncı maddelerinde, birden fazla sosyal tesis varsa, mali raporların, faaliyet döneminin
bitimini takip eden bir ay içerisinde konsolide edileceği, (Örnek: 9/A, 9/B), konsolide edilen
mali raporların, ilgili oldukları mali yılı takip eden yılın Mart ayı sonuna kadar Maliye
Bakanlığına gönderileceği, ve
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun;
145
217 nci maddesinde, defter ve kayıtlara, rakam ve yazının yanlış yazıldığı takdirde,
düzeltmenin yanlış rakam ve yazı okunacak şekilde çizilmek, üst veya yan tarafına veyahut
ilgili bulunduğu hesaba doğrusu yazılmak suretiyle yapılabileceği, deftere yazılan bir kaydı
kazımak, çizmek veya silmek suretiyle okunamaz bir hale getirmenin yasak olduğu,
218 inci maddesinde, satırların çizilmeksizin boş bırakılamayacağı ve atlanamayacağı,
sayfaların yırtılamayacağı,
Maliye Bakanlığı’nın 06.04.2012 tarih ve 28256 sayılı Resmi Gazetede yayınladığı 5
sıra no’lu Genel Yönetim Malî İstatistikleri Genel Tebliği’nin, 6 ncı maddesinin dördüncü
fıkrasında ise, sosyal tesislerin hesap bilgilerinin, tüm sosyal tesisler için konsolide edilmiş ve
Genel Yönetim Detaylı Hesap Planına dönüşümü yapılmış olarak, ilgili birimi tarafından Kamu
Harcama ve Muhasebe Bilişim Sistemine (KBS’ye) girileceği,
ifade edilmektedir. Ancak yapılan incelemede;
-Gıda maddelerinin parça parça alındığı,
-Amatör spor kulübüne yardım yapıldığı,
-Bazı günlerde personele ücretsiz yemek verildiği,
-Spor Kulübü gecesinde ücretsiz yemek verildiği,
-Tanıtım Fuarı gideri ödendiği,
-Defterlerin bazı sayfalarının okunmayacak şekilde zımbalandığı,
-Tesislerle ilgili mali bilgilerin KBS sistemine girilmediği,
-Tesisler için tek banka hesabı kullanıldığı,
-Yemekhane bütçesinden diğer sosyal tesislerin giderlerinin ödendiği,
-Esas ve Usuller eki örnek-8’de bahsedilen ve yıl sonunda düzenlenmesi gereken “İşletme
Hesabı Özeti” tablolarının her tesis için ayrı ayrı düzenlenmediği, bu nedenle hesap verebilirlik
ve şeffaflık ilkelerinin gerçekleşmediği,
-Tesislere ait mali raporların, faaliyet döneminin bitimini takip eden bir ay içerisinde konsolide
edilmediği ve Mart ayı sonuna kadar Maliye Bakanlığına gönderilmediği,
Tespit edilmiştir.
Sosyal tesislerin gelir ve giderlerinin ayrı takip edilmemesi, tek banka hesabı/İşletme
Defteri/Karar Defteri kullanılması nedeniyle, tesisler hakkında net bilgi alınamamış,
muhasebenin “Tam Açıklama” ilkesi gerçekleşmemiştir. Tam açıklama, mali tabloların, bu
tablolardan yararlanacak olanların doğru karar vermelerine yardımcı olacak ölçüde, açık ve
anlaşılır şekilde düzenlenmesi demektir.
146
Yemekhane bütçesinden diğer sosyal tesislerin giderlerinin ödenmesi, muhasebenin
“Tam Açıklama” ilkesine uygun değildir. Ancak bir tesis, diğer tesise borç verebilir ve borçlar
dönem sonlarında hazırlanan “İşletme Hesabı Özeti” tablolarında gösterilir.
Gıda maddelerinin parça parça alınması, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol
Kanunu'nda ifade edilen, "Kamu kaynağının ekonomik kullanılması" ve "Kaynakların kötüye
kullanılmasının engellenmesi" ilkelerine uygun değildir. Toptan alım yapılması mümkündür.
Geçen seneki alımlar dikkate alınarak, bir yılı kapsayacak şekilde ihale yapılırsa, firmalar
büyük miktarda indirim yapacaktır. Alınan malı depoya getirme şartı yoktur. “İhtiyaç oldukça
teslim alınacağı” hükmü şartnameye konabilir. Bu sayede malın bayatlama, bozulma, çürüme
derdi olmaz.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, “Üst
yöneticinin, sorumluluğu altındaki kaynakların verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını
sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden sorumlu olduğu” ifade edilmektedir.
Kanunun 49 uncu maddesine göre, kamu kaynaklarının kötüye kullanımının önlenmesinin bir
yolu da muhasebe sisteminin kurulmasıdır.
==0
BURDUR İL ÖZEL İDARESİ – 2015
BULGU 1: 260 Haklar Hesabı ve 268 Birikmiş Amortismanlar Hesabının
Kullanılmaması.
a)Kurum Sta4cad, İçtihat ve Mevzuat, Maaş, Taşınır, Gelir ve Antivirüs programlarını
almış, ancak 260 Haklar Hesabı ve 268 Birikmiş Amortismanlar Hesabı kullanılmamıştır (yev:
91, 684, 1632, 2834).
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 186 ve 187 nci maddelerinde, 260
Haklar Hesabı hakkında bilgi verilmektedir. Bilgisayar programları güncelleme bedelleri
ödendiği zaman 260 hesabına ve yıl sonunda da 268 hesabına kayıt yapılmalıdır.
b)260 Haklar Hesabı kullanıldığı halde, 268 Birikmiş Amortismanlar Hesabı
kullanılmamaktadır.
İdarenin mali tablolarının incelenmesinde 260 Hesabının bulunduğu tespit edilmiştir.
Yönetmeliğin 190 ve 191 inci maddelerine göre 268 hesabı, maddi olmayan duran varlık
bedellerinin, kullanılabilecekleri süre içerisinde yok edilmesini izlemek için kullanılır. Maddi
olmayan duran varlıklar için ayrılan amortisman tutarları yıl sonunda bu hesaba alacak, 630-
Giderler Hesabına borç kaydedilir.
BULGU 2: 430 Alınan Depozito ve Teminatlar Hesabının Kullanılmaması ve
Yükleniciler Taahhütlerini Yerine Getirdikleri Halde, Teminat Mektuplarının İlgilisine
147
veya Bankaya İade Edilmemesi.
a)Bazı mal, hizmet alımı ve yapım işleri, yıllara sari olduğu halde, alınan kesin
teminatlar 430 hesabına kaydedilmemiştir. Ör: Okullar ve Hükümet Konağı yapım işi.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 280 ve 281 inci maddesine göre,
nakden veya mahsuben tahsil edilen ve bir yıldan uzun vadede iade edilecek olan depozito ve
teminatlar alındığında, bu hesaba alacak kaydedilir.
Bu hesapta kayıtlı tutarlardan vadesi bir yılın altına inenler ise, bu hesaba borç, 330-
Alınan Depozito ve Teminatlar Hesabına alacak kaydedilir. Yıllara sari mal-hizmet alımı ve
yapım işiyle ilgili teminat alındığında, 430 hesabına kaydedilmelidir.
b)Yapım işinin kesin kabulü yapıldığı, mal teslim edildiği halde, yüklenicinin
istememesi nedeniyle, süreli veya süresiz, eski tarihli teminat mektupları muhafaza
edilmektedir.
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu madde 90, 4735 Sayılı
Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu madde 13 ve 14, Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliği
(Sıra No:15) ve Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğinin 395 inci maddesinde konu
ayrıntılı olarak açıklanmaktadır.
Taahhüt yerine getirilmişse (işin kabulü yapılmışsa), yüklenicinin bu işten dolayı,
idareye ve Sosyal Güvenlik Kurumuna borcu yoksa, varsa garanti süresi dolmuşsa, teminat
mektupları iade edilir. Eğer, taahhüt edilen iş yerine getirilmemişse veya o işle ilgili olarak
idareye ve SGK-a borcu varsa, kurum bankaya yazarak tazminini ister. Eski tarihli teminat
mektuplarının saklanması, 910 Teminat Mektupları Hesabının gerçeği yansıtmasını
engellemektedir.
BULGU 3: 990 Kiraya Verilen Duran Varlıklar Hesabının Kullanılmaması.
Kurum mülkiyetindeki duran varlıklar kiraya verildiği halde, 990 Kiraya Verilen Duran
Varlıklar Hesabı kullanılmamaktadır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 410/B maddesinde, kiraya verilen
duran varlıkların, kayıtlı değerleri üzerinden bu 990 hesabına borç, 999-Diğer Nazım Hesaplar
Karşılığı Hesabına alacak kaydedileceği ifade edilmektedir. Bu hesap, kiraya verilen
taşınmazların takibini kolaylaştırmakta ve bilgi vermektedir.
BULGU 4: Kesinleşen Sayıştay İlamlarında Belirtilen Kamu Zararının,
Sorumlularca Doksan Gün İçinde Ödenmemesi, Tahsil İçin Üst Yöneticinin İcra
İşlemlerini Başlatmaması ve Sayıştay İlamları Cetvelinin Yanlış Doldurulması.
a)Kesinleşen Sayıştay ilamları, doksan gün içerisinde tahsil edilmemiş, icra işlemleri
başlatılmamıştır. 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun;
148
-7 nci maddesinde, sorumluların, ilamda yer alan kamu zararından tek başlarına veya birlikte
tazmin ile yükümlü olduğu,
-52 nci maddesinde, Sayıştay ilamlarının sorumlulara ve diğer birimlere tebliğ edileceği,
-53 üncü maddesinde, ilamların kesinleştikten sonra doksan gün içerisinde yerine getirileceği,
ilam hükümlerinin yerine getirilmesinden, ilamların gönderildiği kamu idaresi üst yöneticisinin
sorumlu olduğu, ilamlarda gösterilen tazmin miktarının, hüküm tarihinden itibaren kanuni faize
tabi tutularak, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre tahsil
olunacağı,
-9 uncu maddesinde ise, ilamların infazını izlemeyen ve gereklerini yerine getirmeyenler
hakkında üçüncü fıkradaki (yarım aylık kesme, görevden uzaklaştırma) hükümlerinin
uygulanacağı,
ifade edilmektedir.
Tahsil Edilmeyen Sayıştay İlamları
Hesap Yılı İlam No Tahsil Edilmeyen Miktar
2007 1268 24.364,46 + faiz
2008 1424 12.814,99 + faiz
Toplam 37.179,45 + faiz
İlamda kamu zararını müştereken ve müteselsilen ödemeye hükmolunan sorumlular,
kamu zararını, (hüküm tarihinden itibaren işleyecek faiziyle beraber) ilamların
kesinleşmesinden itibaren doksan gün içerisinde ödemek zorundadır. Ödemezlerse, üst yönetici
(Vali), 2004 sayılı Kanun hükümlerine göre “İlamlı alacak” takibini başlatır ve bu şekilde kamu
zararı sorumlulardan tahsil edilir. Daha sonra sorumlular, ödeme yapılan ilgili kişiye (Ahize)
“Haksız iktisap ve sebepsiz zenginleşme” davası açar. Ancak yapılan incelemede, sorumluların
doksan gün içerisinde kamu zararını ödemedikleri ve Valinin icra işlemleri için talimat
vermediği tespit edilmiştir. Kanun gereği, tahsil için gerekeni yapmayanlar hakkında, yarım
aylık ödenmesi ve görevden uzaklaştırma cezaları uygulanabilecektir.
b)Sayıştay İlamları Cetvelleri yanlış doldurulmaktadır. Mahalli İdareler Bütçe ve
Muhasebe Yönetmeliği Ek-3 Örnek-69’da örneği verilen Sayıştay İlamları Cetvelinde yer alan
(Sayıştay İlamının Numarası) kısmına, birinci sayfadaki ilam numarası, (Yılı) kısmına, ilamın
son sayfasında yazılı tarih yazılacaktır. Cetveldeki (Borçlunun adı-soyadı, unvanı) kısmına,
ilamda kamu zararını tazmini (ödemesi) istenen sorumluların adı ve unvanı yazılacaktır.
(İlamın kesinleştiği yıl) kısmına, ilamın kesinleştiği tarih yazılır. Tahsilat yapılınca miktar, ait
olduğu cetvele yazılır. Cetvelin sağ üst kısmında bulunan (Yılı) kısmına ise, ilamın birinci
149
sayfasında belirtilen hesap yılı yazılmalıdır. Ayrıca cetvele, ilamda tazmini istenen ne kadar
kamu zararı varsa hepsi yazılır. Tahsil edilince veya silinince, miktarı yazılarak bakiye bulunur.
Her ilam için ayrı cetvel düzenlenmelidir. Ancak bu işlemler yapılmamıştır. Bu haliyle,
Sayıştay ilamlarının takibi mümkün olmamaktadır.
BULGU 5: 2015 Yılı Taşınır Kesin Hesabının Süresi İçerisinde Sayıştaya
Gönderilmemesi ve E-içişleri Taşınır Modülünün Kullanılmaması.
a)Taşınır Mal Kesin Hesabı Şubat ayı sonuna kadar Sayıştaya gönderilmemiştir. Taşınır
Mal Yönetmeliği’nin, 35 inci maddesinin ikinci fıkrasında, Taşınır Kesin Hesap Cetveli ile
Taşınır Kesin Hesap İcmal Cetvelinin bir nüshasının, genel yönetim kapsamındaki kamu
idarelerince Sayıştayın ilgili mevzuatında belirlenen süre içinde Sayıştay Başkanlığına
gönderileceği hükmü vardır.
17.12.2011 tarih ve 28145 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Kamu İdaresi Hesaplarının
Sayıştaya Verilmesi ve Muhasebe Birimleri ile Muhasebe Yetkililerinin Bildirilmesi Hakkında
Usul ve Esaslar’ın 5 inci maddesinin üçüncü fıkrası, Taşınır kesin hesap cetveli ile taşınır
hesabı icmal cetvelini, hesap dönemi sonunda verilecek belgeler arasında saymıştır.
6 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında ise, hesap dönemi sonunda verilecek defter, mali
tablo ve belgelerin, ilgili mali yılı takip eden yılın Şubat ayı sonuna kadar Sayıştaya
gönderileceği ifade edilmiştir. Özel idareye ait Taşınır Kesin Hesabı süresi içerisinde Sayıştaya
gönderilmediği için denetim yapılamamıştır.
b)Kurum harcama birimlerindeki taşınır görevlileri, e-içişleri Taşınır Modülünü
kullanmamaktadır. İçişleri Bakanlığının, 28.01.2013 tarih ve 269 sayılı yazısında, e-içişleri
sisteminde yer alan taşınır ve taşınmaz modülünün Ocak 2013 itibariyle uygulamaya alındığı,
bu modüllerin personel tarafından kullanılmamasından, vali, genel sekreter ve kaymakamların
sorumlu olduğu ifade edilmiştir. Söz konusu modüller, işlerin hızlı ve kaliteli olmasını,
varlıkların kayıt altına alınmasını, takip edilmesini, rapor alınmasını ve hesap verilebilirliği
sağlamaktadır. Bakanlık bu konuda her yıl eğitim vermekte, verdiği bu eğitimlere özel idare
personeli de katılmaktadır. Modüllerle ilgili eğitim dokümanları-videoları, yardım kılavuzları
kullanıcılara yardımcı olmaktadır. Özel İdare Genel Sekreteri tarafından bütün birimlere
gönderilen 03.01.2014 tarih ve E.55 sayılı yazıda, personelin modülleri kullanması istenmiştir.
Ancak birimler bu modülleri kullanmamaktadır. Sonuçta kayıtdışılık oluşmakta, taşınır malların
takibinde sıkıntılar yaşanmakta ve raporlar oluşturulamamaktadır.
150
BULGU 6: E-içişleri Sisteminde Bulunan Taşınmaz Modülünün Kullanılmaması
ve Taşınmaz İşlemlerinin Yönetmeliğe Uygun Yapılmaması.
a)Kurum taşınmaz mal görevlisi, e-içişleri Taşınmaz Modülünü kullanmamaktadır.
İçişleri Bakanlığının, 28.01.2013 tarih ve 269 sayılı yazısında, e-içişleri sisteminde yer alan
taşınır ve taşınmaz modülünün Ocak 2013 itibariyle uygulamaya alındığı, bu modüllerin
personel tarafından kullanılmamasından, vali, genel sekreter ve kaymakamların sorumlu olduğu
ifade edilmiştir. Söz konusu modüller, işlerin hızlı ve kaliteli olmasını, varlıkların kayıt altına
alınmasını, takip edilmesini, rapor alınmasını ve hesap verilebilirliği sağlamaktadır. Bakanlık
bu konuda her yıl eğitim vermekte, verdiği bu eğitimlere özel idare personeli de katılmaktadır.
Modüllerle ilgili eğitim dokümanları-videoları, yardım kılavuzları kullanıcılara yardımcı
olmaktadır. Ancak bu modül kullanılmamaktadır. Modül kullanılmadığı için, cetveller
sistemden alınamamakta, elle düzenlenmektedir. Sonuçta kayıtdışılık oluşmakta, taşınır ve
taşınmaz malların takibinde sıkıntılar yaşanmakta ve raporlar oluşturulamamaktadır.
b)Taşınmaz işlemleri Yönetmeliğe uygun yapılmamaktadır.
Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmeliğin;
5 inci maddesinin ikinci fıkrasında, Yönetmelik Ek 1’deki Kayıt Planının “Tapuda Kayıtlı Olan
Taşınmazlar” başlığı altında yer alan taşınmazların maliyet bedeli üzerinden, bu taşınmazlardan
maliyet bedeli belirlenemeyenler ise rayiç değerleri üzerinden kayıtlara alınacağı,
Geçici madde 1 de, maliyet bedeli veya rayiç değerleri üzerinden muhasebe kayıtlarına
alınması gereken taşınmazlar, bu değerler üzerinden kayıtlara alınıncaya kadar, emlak vergi
değerleri üzerinden kayıtlara alınacağı ve bu işlemlerin 31.12.2016 tarihine kadar
tamamlanacağı,
7 inci maddesinde, Yönetmelik Ek 2’deki ‘Tapuda Kayıtlı Olan Taşınmazlar Formu’nun
doldurulacağı ve Mali hizmetler birimince bu formların konsolide edilerek Yönetmelik ekinde
(Ek 7) bulunan örneğe uygun şekilde taşınmaz icmal cetvelleri oluşturulacağı,
10 uncu maddesinde, taşınmazların mevcut kullanım şekli ile tapu kaydının birbirine uygun
olmaması, bir kuruma tahsis edilmesi durumunda, idarenin cins tashihi yaptıracağı,
11 inci maddesinde ise;
-Kadastro, imar, ifraz, tevhid, cins tashihi, yüzölçüm değişikliği, kat mülkiyeti tesisi, kamuya
terk gibi nedenlerle taşınmazda meydana gelebilecek değişikliklerde kayıtların kapatılıp oluşan
taşınmazların esas alınarak yeni kayıt tesis edileceği,
-Terkin, satış, devir gibi mülkiyeti sona erdiren durumlarda sona eriş nedeni açıklanarak kaydın
kapatılacağı,
151
-Taşınmaza yapılan değer arttırıcı harcamaların, taşınmazın değerine ekleneceği, ifade
edilmektedir.
Yapılan incelemede, taşınmaz cetvelinin yönetmelik (Ek-2)-ye uygun olmadığı,
TAKBİS-Zemin no, taşınmaz no, cilt no, sayfa no vs bilgilerin yazılmadığı görülmüştür. Ayrıca
Yönetmelik ekindeki Ek-7/A cetveli düzenlenmemiştir.
Özel idare hizmet binası ve kamu konutu inşaatı, bakım-onarım bedelleri de, taşınmaz
değerine eklenmemiştir. Yönetmeliğin 11 inci maddesine göre, taşınmaza yapılan değer arttırıcı
harcamaların, taşınmazın değerine eklenmesi gerekmektedir. Arsa ile ilgili kayıt kapatılarak,
oluşan yeni değer üzerinden yeni kayıt açılmalıdır. Taşınmaz cetveli bu haliyle, taşınmazların
gerçek değerini yansıtmamaktadır.
Kullanım biçimi değişen veya tahsis edilen taşınmazlar için cins tashihi yapılmamıştır.
Sonuçta, taşınmaz cetvelleri ile tapu kayıtları arasında uyumsuzluk oluşmaktadır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun amacı, hesap verebilirliği ve
malî saydamlığı sağlamaktır. Temel muhasebe kavramlarından olan “Tam Açıklama” ilkesi
gereği, mali tablolar yeterli ve anlaşılır bilgi vermelidir. Tablolar bu haliyle gerçeği
yansıtmamaktadır. Kanunun 8 inci maddesinde, görevli ve yetkili olanların, kaynakların
muhasebeleştirilmesinden ve raporlanmasından sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
BULGU 7: İç Kontrol ve Ön Mali Kontrolle İlgili Çalışmaların Yapılmaması.
a)İdarenin kaynakları, etkili ve ekonomik kullanarak hedeflerine ulaşması ve görevlerini
yerine getirmesinde en önemli araçlardan birisi de iç kontrol sistemidir. 5018 sayılı Kamu Mali
Yönetimi ve Kontrol Kanununun Beşinci Kısmında ve ‘İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin
Usul ve Esaslar’da iç kontrol hakkında ayrıntılı bilgi verilmiştir.
Üst yöneticiler, iç kontrol sisteminin kurulması ve gözetilmesinden, harcama yetkilileri,
mali hizmetler birimi ve muhasebe yetkilisi ise, iç kontrol sisteminin işleyişinden
sorumludurlar.
İdarelerin iç kontrol sistemini oluşturmaları, izleme ve değerlendirmeleri için, Maliye
Bakanlığınca iç kontrol standartları belirlenmiş ve 26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi
Gazetede yayınlanmıştır.
İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esasların 5 inci maddesinde, kamu
idarelerinin tüm işlemlerinde bu standartlara uymakla ve gereğini yerine getirmekle yükümlü
bulunduğu ifade edilmiştir.
Maliye Bakanlığı 04.02.2009 tarih ve 4005-1205 sayılı yazısıyla, Kamu İç Kontrol
Standartları Uyum Eylem Planı Rehberi’ni hazırlamıştır.
152
İdare eylem planı oluşturma, gerekli prosedürler ve ilgili düzenlemeleri hazırlama
aşamasında, Kamu İç Kontrol Standartlarına Uyum Eylem Planı Rehberinden faydalanır. Kamu
idareleri, Rehberi dikkate alarak, Eylem Planını hazırlayarak üst yönetici onayını müteakip bir
ay içinde bakanlığa göndermeleri gerekmektedir. Yürürlüğe konulmuş Eylem Planında,
değişiklik yapılması halinde, revize edilmiş Eylem Planı da üst yönetici onayını müteakip
Bakanlığa gönderilecektir.
Yapılan incelemede idarenin, iç kontrol standartlarında, Kamu İç Kontrol Standartları
Uyum Eylem Planı Rehberinde ve Maliye Bakanlığının 02.12.2013 tarih ve 10775 sayılı
genelgesinde bahsedilen çalışmaları yapmadığı tespit edilmiştir:
1-Personelin görevlerini ve bu görevlere ilişkin yetki ve sorumluluklarını kapsayan görev
dağılım çizelgesi oluşturulmamıştır. (St:2.3)
2-Faaliyetlerin yürütülmesinde hassas görevlere ilişkin prosedürler belirlenmemiştir. (St:2.6)
3-Her görev için gerekli eğitim ihtiyacı belirlenmemiştir. (St:3.5)
4-Personelin yeterliliği ve performansı, bağlı olduğu yöneticisi tarafından, en az yılda bir kez
değerlendirilmemektedir. (St:3.6)
5-Performansı yetersiz bulunan personelin, performansını geliştirmeye yönelik önlemler
alınmamış, yüksek performans gösteren personel için ödüllendirme mekanizması
geliştirilmemiştir. (St:3.7)
6-İnsan kaynakları yönetimine ilişkin önemli hususlar (personel istihdamı, yer değiştirme, üst
görevlere atanma, eğitim, performans değerlendirmesi, özlük hakları vs) yazılı olarak
belirlenmemiş ve personele duyurulmamıştır. (St:3.8)
7-İdare, her yıl sistemli bir şekilde amaç ve hedeflerine yönelik riskleri belirlememiştir. (St:6.1)
8-Risklerin gerçekleşme olasılığı ve muhtemel etkileri, yılda en az bir kez analiz edilmemiştir.
(St:6.2)
9- Risklere karşı alınacak önlemler belirlenerek eylem planları oluşturulmamıştır. (St:6.3)
10- Her bir faaliyet ve risk için uygun kontrol strateji ve yöntemleri belirlenmemiştir. (St:7.1)
11- İdare, faaliyetleri ile mali karar ve işlemleri hakkında yazılı prosedürleri belirlememiştir
(Prosedür, faaliyet veya mali karar ve işlemin başlaması, uygulanması ve sonuçlandırılması
aşamalarını kapsar) (St:8.1, 8.2)
12-Görevinden ayrılan personelin, iş veya işlemlerinin durumunu ve gerekli belgeleri de içeren
bir rapor hazırlaması ve bu raporu görevlendirilen personele vermesi ilkesi uygulanmamaktadır.
(St: 11.3)
13-İdare, yöneticilerin görüşleri, kişi ve idarelerin talep ve şikâyetleri ile iç ve dış denetim
sonucunda düzenlenen raporları dikkate alarak, iç kontrol sisteminin eksik yönleri ve uygun
153
olmayan kontrol yöntemlerinin belirlenmesi, gerekli önlemlerin alınması konularında
değerlendirme yapmamaktadır. (St:17.1, 17.2)
15-Alınması gereken önlemler belirlenmemiş ve bir eylem planı çerçevesinde uygulanmamıştır.
(St: 17.5)
16-15.06.2009 tarihinde onaylanan iç kontrol eylem planında, Bakanlık Eylem Planı
Rehberi’nde belirtilen bazı sütunlar bulunmamaktadır.
17-Eylemin gerçekleştirilmesinden elde edilecek çıktı veya sonuç (yönetmelik taslağı, tebliğ,
genelge, yönerge, talimat, idare ayrıntılı iç kontrol standartları, şema, rapor, çizelge, eğitim
programı, eğitim materyali, eğitim faaliyeti, rehber, bülten, broşür, el kitabı, yazılım, kontrol
listeleri, vb) bilgiler yer almamaktadır.
18- Kamu İç Kontrol Standartlarından veya bu standartlara ilişkin genel şartlardan bir kısmını
karşılayan ve iç kontrol sisteminin öngördüğü makul güvenceyi sağlayan mevcut düzenleme
veya uygulamalar, Eylem Planının “mevcut durum” bölümünde, bu düzenleme veya
uygulamaların makul güvence sağladığı ve bu nedenle yeni bir düzenleme veya uygulamaya
gerek bulunmadığı hususuna da “açıklama” bölümünde yer verilmesi gerekmekte iken bu
kısımlar boş bırakılmıştır.
19-Ayrıca, Kamu İç Kontrol Standartlarından veya bu standartlara ilişkin genel şartlardan bir
kısmını karşılayan ve iç kontrol sisteminin öngördüğü makul güvenceyi sağlayan mevcut bir
düzenleme veya uygulama bulunmadığı halde, çeşitli nedenlerle bu alanlara ilişkin çalışmaların
plan döneminden sonraki bir tarihe bırakılması halinde de bu duruma
nedenleriyle birlikte “açıklama” bölümünde yer verilmesi gerekmekte iken bu da
yapılmamıştır.
20-Eylem Planı yürürlüğe girdikten sonra, planda öngörülen çalışmalar gerçekleştirilip İç
Kontrol İzleme ve Yönlendirme Kurulu’nun değerlendirmesine sunulmamıştır.
21-Eylem Planında öngörülen faaliyet ve düzenlemelerin gerçekleşme sonuçları, ilgili birim
tarafından altı ayda bir (Haziran ve Aralık ayı sonu itibarıyla iki dönem halinde)
değerlendirilip, eylem planı formatında üst yöneticiye raporlanmamış, birer nüshası bilgi için
on iş günü içerisinde Maliye Bakanlığına gönderilmemiştir.
İç Kontrol sistemiyle ilgili bu çalışmaların yapılmaması, iç kontrolü güçleştirmekte,
5018 sayılı Kanunda bahsedilen kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde
elde edilmesi ve kullanılmasını, hesap verebilirliği ve malî saydamlığı sağlama hedefi
gerçekleştirilememektedir.
b) Mali Karar ve İşlemlerde Ön Mali Kontrolün Yapılmaması.
154
Alınan mal ve hizmetin sözleşme bedeli 1 milyon lirayı, yapım işinde sözleşme bedeli, 3
milyon lirayı aşan sözleşme tasarıları ile sözleşmeli personelle yapılacak sözleşme tasarısı, ön
mali kontrol için ilgili birim tarafından Mali Hizmetler Müdürlüğüne gönderilmemektedir.
İç Kontrol ve Ön Malî Kontrole İlişkin Usul ve Esaslar’ın 10 ve devamı maddelerinde,
ön mali kontrol (ÖMK) hakkında ayrıntılı bilgi verilmektedir. ÖMK, hem harcama birimince,
hem de mali hizmetler birimince yapılır:
Harcama biriminde ÖMK görevlisi, Gerçekleştirme Görevlisidir. İnceleme sonucu, mali
işlemi uygun bulursa, belgenin üzerine “Kontrol edilmiş ve uygun görülmüştür” şerhi düşer
veya yazılı görüş düzenler. Uygun bulmamışsa, yazılı görüşte nedenlerini açıklayarak, ilgili
yere gönderir. Yazılı görüşler ayrıntılı, açık ve gerekçeli olmalıdır.
Mali Hizmetler Müdürlüğünde ÖMK görevlisi, mali hizmetler birimi yöneticisi olup,
yetkisini yazılı olarak devredebilir. Eğer Harcama Yetkilisi ise, ÖMK görevlisi alt birim
yöneticisidir. Birime gelen mali işlemleri kontrol eder, uygun bulursa belgenin üzerine
“Kontrol edilmiş ve uygun görülmüştür” şerhi düşer veya yazılı görüş düzenler (form
doldurur). Uygun bulmamışsa, yazılı görüşte nedenlerini açıklayarak, ilgili birime gönderir.
İlgili birim, görüş yazısını işlem dosyasında saklar, bir örneği ödeme emri belgesine eklenir.
Mali hizmetler biriminin ön mali kontrolüne tabi mali karar ve işlemler, Usul ve
Esasların, 16-26 ncı maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak kontrol bununla sınırlı değildir. İdare
isterse, riskli alanları dikkate alarak bir düzenleme yapabilir. Üst Yöneticinin onayıyla
yürürlüğe girer ve on işgünü içinde Maliye Bakanlığı’na bildirilir.
ÖMK sonucunda uygun görüş verilmediği halde harcama yetkilileri tarafından
gerçekleştirilen işlemler, malî hizmetler birimince kayıtları tutulur ve aylık dönemler itibariyle
üst yöneticiye bildirilir. Söz konusu kayıtlar iç ve dış denetim sırasında denetçilere de sunulur.
Kamu kaynaklarının etkili, ekonomik, verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılması,
ön mali kontrol ile mümkündür.
Ancak, kurumda Gerçekleştirme Görevlisi ve mali hizmetler birimindeki Ön Mali
Kontrol Görevlisi, belgenin üzerine “Kontrol edilmiş ve uygun görülmüştür” şerhi
düşmemekte, uygun bulmadığı ödemelerde yazılı görüş vermemekte, harcama yetkilileri
sözleşme yapmadan önce, sözleşme tasarısının incelenmesi için Mali Hizmetler Müdürlüğüne
göndermemektedir.
BULGU 8: İdarenin İmza Yetkilileri Yönergesi’nin Bulunmaması.
Yapılan incelemede, özel idarenin İmza Yetkilileri Yönergesi’nin olmadığı tespit
edilmiştir.
155
5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun, “Yetkisiz tahsil ve ödeme”
başlıklı, 72 nci maddesinde, kanunların öngördüğü şekilde yetkili kılınmamış hiçbir gerçek
veya tüzel kişinin, kamu adına tahsilat veya ödeme yapamayacağı, yetkisiz tahsilat veya ödeme
yapanlar hakkında, ilgili kanunları uyarınca adli ve idari yönden gerekli işlemler yapılacağı,
5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’nun;
29 uncu maddesinde, Valinin il özel idaresinin başı ve tüzel kişiliğinin temsilcisi olduğu,
32 nci maddesinde, Valinin, görev ve yetkilerinden bir kısmını uygun gördüğü takdirde, vali
yardımcılarına, yöneticilik sıfatı bulunan il özel idaresi görevlileri ile ilçelerde kaymakamlara
devredebileceği, ifade edilmiştir.
Ayrıca, Valinin görev ve yetkileri, Kanunun 30 uncu maddesinde tek tek sayılmıştır.
Örneğin Vali, İl Encümenine başkanlık eder, idarenin taşınır ve taşınmaz mallarını idare eder,
gelir ve alacaklarını takip ve tahsil eder. Genel Sekreter veya yardımcıları/vekillerinin Vali’nin
görev ve yetkilerini kullanabilmesi için, idare ayrı ayrı yetki belgesi almaktadır. Bu ise çok
zahmetli bir süreç olup, kırtasiyeciliği artırmaktadır. Ayrıca, yetki belgesi üst yöneticinin görev
süresiyle sınırlıdır. Bu nedenle, idarenin İmza Yetkilileri Yönergesi’ni çıkarması uygun olur.
BULGU 9: İdari Para Cezalarının Tahakkuk Kaydının, Tahsilat Sırasında
Yapılması.
İdari para cezalarının tahsilatı sırasında tahakkuk hesabına giriş ve çıkış yapılmaktadır.
120 Gelirlerden Alacaklar Hesabının kullanılması, alacakların takibi için gereklidir.
Mahalli İdareler Muhasebe Yönetmeliğinin 84 üncü maddesine göre, alacaklar tahakkuk
edince, 120 hesabına borç, 600 Gelirler Hesabına alacak kaydedilir. Alacak tahsil edilemeyip
hukuki süreç başlatıldığında, 121 Gelirlerden Takipli Alacaklar Hesabına borç, 120 hesabına
alacak kaydı yapılır.
Gelirler, tahakkuk edince önce tahakkuk, sonra tahsil kaydı yapılmalıdır. Eğer tahakkuk
kaydı yapılmaz ve alacak tahsil edilmezse, takibi mümkün olamaz. Kamu zararı riski doğar.
Tahakkuk kaydının tahsilat sırasında yapılması, muhasebe tekniğine ve Yönetmeliğe uygun
değildir.
BULGU 10: Tahsil Edilmeyen Alacaklar İçin Hukuki Sürecin Başlatılmaması.
Taşınmaz malların özel ve resmi kurumlara kiraya verilmesi nedeniyle, idarenin kira
alacakları vardır. Ayrıca maden firmalarına, işyerlerine mevzuata aykırı eylemleri nedeniyle
para cezası verilmiştir. Baraj göllerinde bulunan balık çiftlikleri de İl Tarım Müdürlüğü
156
tarafından kiraya verilmekte, kira bedeli özel idareye ödenmektedir. Zaman zaman bu bedeller
ödenmemektedir.
31.12.2015 İtibariyle Alacaklar
Mahiyeti Tahsil Edilmeyen Alacaklar
Taşınmaz Mal Kiraları 160.862,00
Para Cezaları 1.669.209,93
Balık Çiftlikleri Kiraları 141.823,57
Toplam 1.971.895,50
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun;
-8 inci maddesinde, kamu kaynağının elde edilmesinde görevli ve yetkili olanların, kaynakların
etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından ve
kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumlu olduğu,
-38 inci maddesinde ise, kamu gelirlerinin tarh, tahakkuk, tahsiliyle yetkili ve görevli olanların,
ilgili kanunlarda öngörülen tarh, tahakkuk ve tahsil işlemlerini zamanında ve eksiksiz olarak
yapmaktan sorumlu olduğu,
ifade edilmiştir.
Sözleşmelerde, kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle kesin teminatın gelir
kaydedileceği, sözleşmenin fesh edileceği ve işin genel hükümlere göre tasfiye edileceği
şeklinde hükümler vardır. Kiracı resmi kurum ise, tahsis kararı kaldırılabilir. Balık çiftlikleri
alacakları için de Tarım Müdürlüğü’ne yazı yazılarak, kesin teminatlarının gelir kaydedilmesi
ve sözleşmenin fesh edilmesi istenir. Ayrıca icra işlemlerine başlanarak, icra takibi
yapılmalıdır.
BULGU 11: Merkezi İdarenin Tahsisli Ödeneklerinin, Tahsis Amacı Dışında
Kullanılması.
Merkezi idarenin tahsisli ödeneklerinin, tahsis amacı dışında kullanılması nedeniyle,
idarenin banka hesabında olması gereken paradan daha az paranın bulunduğu tespit edilmiştir.
5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun, “Bütçe İlkeleri” başlıklı 13
üncü maddesinde, bütçelerde gelir ve gider denkliğinin sağlanmasının esas olduğu ve
bütçelerde, ödeneklerin belirli amaçları gerçekleştirmek üzere tahsis edileceği,
5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasında ise;
Bakanlıklar ve diğer merkezi idare kuruluşlarının; yapım işleri, içme suyu, kanalizasyon,
sağlık, eğitim, kültür vb hizmetlere ilişkin yatırımları, kendi bütçelerinde bu hizmetler için
157
ayrılan ödenekleri, il özel idarelerine aktarmak suretiyle gerçekleştirebileceği, aktarma
işleminin ilgili bakanın onayıyla yapılacağı ve bu ödeneklerin tahsis amacı dışında
kullanılamayacağı, aktarılan ancak aktarıldığı mali yılı takip eden yıl sonuna kadar
kullanılamayan ödeneklerin, ilgili Bakanın onayı ile aynı veya başka bir il özel idaresine veya
Toplu Konut İdaresine aktarılabileceği,
ifade edilmiştir.
Kuruma ait cetvellerin incelenmesinde;
2016 yılına devreden ödenek: 55.656.980,90- TL olduğu halde,
2016 yılına devreden banka hesap kalanı: 43.009.045,05-TL olduğu,
12.647.935,85-liralık açık oluştuğu görülmüştür.
Bunun sebebi, il özel idaresinin gelirinden daha fazla gider yapması, dolayısıyla diğer
bakanlıkların gönderdiği ödeneklerin tahsis amacı dışında kullanılmasıdır. Bu suretle 5018
sayılı Kanunda ifade edilen, bütçenin; “Ödeneklerin, önceden belirlenen amaç için
kullanılması”, “Bütçede, gelir ve gider denkliği sağlanması” ilkeleri, uygulanmamış olmaktadır.
Devreden ödenek ile banka nakit kalanı eşit olmalıdır. İl Özel İdaresi, geçmiş yıllardan
birikerek bugüne kadar geldiği anlaşılan, bu nakit açığını kapatması için gelirinden daha az
gider yapmalıdır.
BULGU 12: Telefon ve İnternetin İhalesiz Alınması ve Elektrik İhalesinde, İlçe
Özel İdareleri ve Kaymakam Lojmanlarının Kapsam Dışı Bırakılması.
a)Telefon ve internet hizmeti alımı: İnternet hizmeti doğrudan temin yöntemiyle
alınmıştır. Oysa, Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü’nün 13.10.2011
tarih ve 13316 sayılı Genelgesi’nde, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında bulunan
idarelerin elektronik haberleşme hizmetlerini, ihale yoluyla temin etmelerinin esas olduğu
belirtilmiş, gerek bu genelgede, gerekse 21.03.2013 tarih ve 3003 sayılı genelgede, yapılacak
ihale ile ilgili ayrıntılı bilgi verilmiştir.
Telefon ve internet hizmeti veren birçok firma vardır. Gerek kablosuz, gerekse mevcut
telefon hatlarını kullanarak, özel firmalardan bu hizmetleri daha ucuza almak mümkündür.
İhale aşamasında ulusal düzeyde ilan yapılarak, bütün firmaların katılımı ve rekabet sağlanmış
olur. İhale yapılmadan telefon ve internet hizmeti alınması, kamu kaynaklarının israf
edilmesine sebep olmaktadır.
İhale yapılmadan önce, yaklaşık maliyet hazırlanırken, geçen seneki toplam tüketim
miktarı esas alınır ve ek binalar, şantiyeler, Vali Konağı, okullar, kaymakam lojmanları, ilçe
özel idare müdürlükleri, sosyal tesisler gibi özel idareden ödeme yapılan bütün kurumlar dahil
edilir. Bu sayede indirimli tarifeden ödeme yapmaları sağlanmış olur. Kurumsal ve fonksiyonel
158
kodları farklı olsa bile, bu kurumlara indirim yapılacağı konusunda sözleşmeye hüküm
konabilir.
b)Doğrudan temin yöntemiyle internet alımında ve ihaleyle elektrik alımında, ilçe
teşkilatı ve Kaymakam lojmanları kapsam dışı bırakılmıştır. Gerekçe olarak, ilçelerin kurumsal
kodunun farklı olduğu ifade edilmiştir. Firma, ilçe teşkilatına ve Kaymakam lojmanına da
elektrik/internet vermesi nedeniyle, bunlara indirim uygulayabilir. Şu anda bu birimler
elektriği/interneti daha pahalı almakta, kamu kaynakları etkin ve ekonomik kullanılmamaktadır.
Kurumsal kodun farklı olması, indirim yapılmasına engel değildir.
BULGU 13: Personele Ödenen Sosyal Denge Tazminatı Tutarının, Sözleşmeye Net
Yazılması.
Kurum ile Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (BEMBİRSEN) arasında
akdedilen Sosyal Denge Tazminatı Sözleşmesi’nin 8 inci maddesinde tazminatın net ödeneceği
ifade edilmektedir.
Sosyal Denge Tazminatı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61 inci maddesi gereği
“Ücret” niteliğinde olup, gelir vergisi kesintisine tabidir.
Sözleşmeye net ödenecek rakam yazıldığında, idare netten brüte giderek gelir vergisini
hesaplayıp bütçesinden ödemektedir. Oysa, sözleşmeye “Brüt” ifadesi yazılsaydı, vergiyi
personel ödeyecek, kamu kaynağı ekonomik kullanılacaktır. Bundan sonraki sözleşmelerde
tazminat miktarının brüt yazılması uygun olur.
BULGU 14: Kültür Katkı Payını Ödemeyen Belediyeler İçin İller Bankasına Yazı
Yazılmaması ve Katkı Payının Vadesiz Banka Hesabında Tutulması.
a)Toplam 665.289,26-TL, belediyelerce tahsil edildiği halde katkı payı hesabına
yatırılmayan katkı payı alacağı vardır. Katkı payını ödemeyen belediyeler için İller Bankasına
yazı yazılmamıştır. 2863 sayılı Kanunun 12 nci maddesine göre, taşınmaz kültür varlıklarının
korunmasına katkı payı olarak tahsil olunan miktarlar, tahsil edildiği ayı takip eden ayın
onuncu günü akşamına kadar, il özel idarelerine bir bildirim ile beyan edilerek aynı süre içinde
ödenir. Tahsil ettikleri katkı payını yukarıda belirtilen süre içinde il özel idarelerine yatırmayan
belediyelerden, bu katkı payları 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun hükümlerine göre gecikme zammı tatbik edilerek tahsil edilir. Ödenmeyen paylar, ilgili
il özel idaresinin talebi üzerine, ilgili belediyenin İller Bankasından aldığı genel bütçe vergi
gelirleri payından kesilerek talep eden özel idareye gönderilir.
b)Katkı payı vadesiz banka hesabında tutularak faiz gelirinden mahrum kalınmaktadır.
159
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 8 inci maddesinde, yetkililerin,
kaynakların kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumlu olacağı ifade
edilmektedir.
Hesapta toplam 915.157,70-TL vardır ve para çıkışı çok nadir olmaktadır. Bu para,
vadeli hesapta tutulursa, faiz geliri elde edileceğinden, kamu kaynakları daha ekonomik
kullanılmış olur.
BULGU 15: Sosyal Tesislerle İlgili Yapılan İşlemlerin Mevzuata Uygun Olmaması.
Özel idarenin yemekhane, misafirhane, lokal olmak üzere üç adet sosyal tesisi
bulunmakta, gelir elde etmekte, gider yapmaktadır. Ancak yapılan bazı işlemler mevzuata
uygun değildir.
Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca İşletilen Sosyal Tesislerin Muhasebe Uygulamalarına
Dair Esas ve Usullerin;
13 üncü maddesinde, yıllık gayrisafi hasılat tutarı 500.000,00 TL’ yi aşmayan sosyal tesisin,
işletme esası hesabına tabi olduğu,
20 nci maddesinde, tesisin işletme defteri kullanacağı, giderlerin defterin sol, gelirlerin ise sağ
tarafa günlük olarak kaydedileceği,
21 inci maddesinde, defterin bütün sayfalarının mühürlenip, kaç sayfalı olduğunun ilk sayfasına
yazılarak, yönetici tarafından onaylanacağı,
55 inci maddesinde, tesisin yıl sonunda işletme hesabı özeti tablosunu düzenleyeceği, bu
tabloda gider, gelir, banka ve kasa mevcudu, alacaklar ve borçların yer alacağı,
24 ve 56 ncı maddelerinde, birden fazla sosyal tesis varsa, mali raporların, faaliyet döneminin
bitimini takip eden bir ay içerisinde konsolide edileceği, (Örnek: 9/A, 9/B), konsolide edilen
mali raporların, ilgili oldukları mali yılı takip eden yılın Mart ayı sonuna kadar Maliye
Bakanlığına gönderileceği, ve
Maliye Bakanlığı’nın 06.04.2012 tarih ve 28256 sayılı Resmi Gazetede yayınladığı 5
sıra no’lu Genel Yönetim Malî İstatistikleri Genel Tebliği’nin, 6 ncı maddesinin dördüncü
fıkrasında ise, sosyal tesislerin hesap bilgilerinin, tüm sosyal tesisler için konsolide edilmiş ve
Genel Yönetim Detaylı Hesap Planına dönüşümü yapılmış olarak, ilgili birimi tarafından
KBS’ye girileceği,
ifade edilmektedir. Ancak yapılan incelemede;
a)Yemekhaneyle ilgili olarak;
-Gıda maddelerinin parça parça alındığı (Oysa, geçen seneki alımlar dikkate alınarak, bir yılı
kapsayacak şekilde ihale yapılırsa, firmalar büyük miktarda indirim yapacaktır. Alınan malı
160
depoya getirme şartı yoktur. “İhtiyaç oldukça teslim alınacağı” hükmü şartnameye konabilir.
Bu sayede malın bayatlama, bozulma, çürüme derdi olmaz)
b)Lokalle ilgili olarak;
-Gelir ve giderlerin ayrı bir İşletme Defterine yazılmadığı,
c)Genel olarak:
-Tesislerle ilgili mali bilgilerin KBS sistemine girilmediği,
-Kararların Karar Defteri’ne yazılmadığı,
-Tesisler için tek banka hesabı kullanılması nedeniyle hesapların karıştığı,
-İşletme defterinin bütün sayfalarının mühürlenmediği, kaç sayfalı olduğunun ilk sayfasına
yazılmadığı ve yönetici tarafından onaylanmadığı,
-Borçların banka ile değil, nakit olarak ödendiği,
-Esas ve Usuller eki örnek-8’de belirtilen “İşletme Hesabı Özeti” tablosunun her tesis için ayrı
ayrı düzenlenmediği, bu nedenle gelir, gider, kasa, banka, alacak ve borç takibinde sıkıntı
olduğu ve hesap verebilirlik, şeffaflık ilkelerinin gerçekleşmediği,
-Tesisler birbirine borç verdiğinde, “İşletme Hesabı Özeti” tablosuna kaydedilmediği,
-Tesislere ait mali raporların, faaliyet döneminin bitimini takip eden bir ay içerisinde konsolide
edilmediği ve Mart ayı sonuna kadar Maliye Bakanlığına gönderilmediği,
Tespit edilmiştir.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, “Üst
yöneticinin, sorumluluğu altındaki kaynakların verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını
sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden sorumlu olduğu” ifade edilmektedir.
Kanunun 49 uncu maddesine göre, kamu kaynaklarının kötüye kullanımının önlenmesi ancak
muhasebe sistemi ile mümkündür.
==0
KİLİS İL ÖZEL İDARESİ – 2015
BULGU 1: 252 ve 258 Hesaplarının Yanlış Kullanılması.
a)Özel idarenin mülkiyetindeki arsa üzerinde, Milli Eğitim Bakanlığı’nın gönderdiği
ödenekle okul yapılmış, hakediş ödemeleri sırasında 258 Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabı
kullanılmamış, 630 Giderler Hesabı kullanılmıştır (ör. yev: 1888, 1999). Sonuçta, mali tabloda
258 hesabı az, 630 hesabı fazla görünmektedir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 163 üncü maddesine göre,
bütçeye gider kaydıyla edinilen yapılmakta olan yatırımlara ilişkin ödeneklerin, bütçenin
ekonomik sınıflandırmasındaki “Sermaye Giderleri” bölümüne ait olması gerekir. Yapılmakta
olan yatırımlar hesabında izlenen maddi duran varlıklar, geçici kabul işlemi tamamlandıktan
161
sonra ilgili maddi duran varlık hesabına aktarılır. Yapılmakta olan yatırımlar hesabında izlenen
her bir iş için proje numarasıyla ayrı bir taahhüt kartı tutulur. Yapılmakta olan yatırımlar
hesabı, maddi duran varlık çeşitlerine göre bölümlenmekle birlikte, proje bazında raporlanır.
Bu hesapta kayıtlı tutarlar, girişilen taahhütler için fiyat farkı ve katma değer vergisi ödemeleri
dahil yapılan toplam ödemeleri gösterir.
Yönetmeliğin 181 inci maddesine göre ise, tamamlandığında ilgili maddi duran varlık
hesabına aktarılacak tutarlar, bir taraftan 258 hesabına borç, tamamlanıp geçici kabulü yapılan
işlere ilişkin tutarlar ise bu hesaba alacak, ilgili maddi duran varlık hesabına borç kaydedilir.
Yapımı devam eden maddi duran varlıklar, 258 hesabında izlenmesi gerekmektedir.
b)Özel idareye ait arsalar üzerine, Milli Eğitim ödeneğiyle yapılan okulların inşaatı bitip
geçici kabulü yapılınca, 258 ve 252 hesapları kullanılmamıştır (ör. yev: 1195, 1863).
252 Binalar Hesabına Alınmayan Binalar
Bina Bedeli
Sosyal Bilimler Lisesi 784.000,00
Yedi Aralık İlkokulu 1.157.000,00
E. M. Kudeyt İlkokulu 1.134.000,00
E. Çetin İlkokulu 2.511.000,00
Toplam 8.696.443,78
Gerekçe olarak bu binaların başka kurumlara tahsis edildiği ifade edilmiştir. Oysa tahsis
işlemi kullanımla ilgili olup, mülkiyeti etkilememektedir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 169 uncu maddesinde, yapılan
binaların geçici kabulden sonra 252 Binalar Hesabına borç, 258 Yapılmakta Olan Yatırımlar
Hesabına alacak kaydedileceği ifade edilmektedir. Bu nedenle, özel idare mülkiyetindeki
arsalar üzerine yapılan binaların 252 hesabına alınması gerekmektedir.
Sonuç olarak, mali tablolarda 252, 630 hesapları güvenilir bilgi vermemektedir.
BULGU 2: 430 Alınan Depozito ve Teminatlar Hesabının Kullanılmaması ve
Yükleniciler Taahhütlerini Yerine Getirdikleri Halde, Teminat Mektuplarının İlgilisine
veya Bankaya İade Edilmemesi.
a)Bazı mal, hizmet alımı ve yapım işleri, yıllara sari olduğu halde, alınan kesin
teminatlar 430 hesabına kaydedilmemiştir. Örneğin, Elbeyli İlçesi Çobanbey ve Dağ Hudut
Karakolları Sınır Hattına Duvar Yapılması İşi, Abdurrahman İyigün 16 Derslik Okul, İnönü
İlkokulu, Süleyman Demirel 16 Derslik Okul ve Otistik Çocuk Eğitim Merkezi Yapım İşleri
ihaleleri sonuçlanınca, 430 hesabı değil, 330 Alınan Depozito ve Teminatlar Hesabına
162
kaydedilmiştir. Oysa bu yapım işlerinin iş bitim tarihi ertesi yıl olması nedeniyle, 430 hesabı
kullanılmalıdır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 280 ve 281 inci maddesine göre,
nakden veya mahsuben tahsil edilen ve bir yıldan uzun vadede iade edilecek olan depozito ve
teminatlar alındığında, bu hesaba alacak kaydedilir.
Bu hesapta kayıtlı tutarlardan vadesi bir yılın altına inenler ise, bu hesaba borç, 330-
Alınan Depozito ve Teminatlar Hesabına alacak kaydedilir. Yıllara sari mal-hizmet alımı ve
yapım işiyle ilgili teminat alındığında, 430 hesabına kaydedilmelidir.
b)Yapım işinin kesin kabulü yapıldığı, mal teslim edildiği halde, yüklenicinin
istememesi nedeniyle, süreli veya süresiz, eski tarihli teminat mektupları muhafaza
edilmektedir.
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu madde 90, 4735 Sayılı
Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu madde 13 ve 14, Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliği
(Sıra No:15) ve Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğinin 395 inci maddesinde konu
ayrıntılı olarak açıklanmaktadır.
Taahhüt yerine getirilmişse (işin kabulü yapılmışsa), yüklenicinin bu işten dolayı,
idareye ve Sosyal Güvenlik Kurumuna borcu yoksa, varsa garanti süresi dolmuşsa, teminat
mektupları iade edilir. Eğer, taahhüt edilen iş yerine getirilmemişse veya o işle ilgili olarak
idareye ve SGK-a borcu varsa, kurum bankaya yazarak tazminini ister. Eski tarihli teminat
mektuplarının saklanması, 910 Teminat Mektupları Hesabının gerçeği yansıtmasını
engellemektedir.
BULGU 3: 920 Gider Taahhütleri Hesabı ve 921 Gider Taahhütleri Karşılığı
Hesabının Kullanılmaması.
Elbeyli İlçesi Çobanbey ve Dağ Hudut Karakolları Sınır Hattı Duvarı, Abdurrahman
İyigün 16 Derslik Okul, İnönü İlkokulu, Süleyman Demirel 16 Derslik Okul ve Otistik Çocuk
Eğitim Merkezi, Oylum Höyük Bazilika Sergi Binası ve Mahmut İslambey Konağı
Restorasyonu Yapım İşleri ile akaryakıt, madeni yağ alım ihalesi sonuçlanınca, idare yaptığı
sözleşmeyle yıllara sari bir ödeme taahhüdünde bulunduğu halde, 920 ve 921 hesaplarını
kullanmamıştır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 406, 407 ve 408 inci maddelerine
göre;
-İhale dosyası ilk hakedişle birlikte muhasebe birimine verilir. Muhasebe birimince bu
sözleşmelere dayanılarak taahhüt tutarı, taahhüt kartına yazılır ve gider taahhütleri hesabına
kaydedilir.
163
-Gerek bir mali yıl içinde, gerekse ertesi yıl veya yıllara geçerli olarak yapılan sözleşmelere
dayanılarak girişilen taahhütler, bunlara yapılan ilaveler ve fiyat farkı tutarları ile taahhüdün
yerine getirilmesi dolayısıyla nakden veya mahsuben yapılan hakediş ödemeleri ve bu
ödemelerden yapılan kesintiler, taahhüt tutarından yapılan eksiltmeler, kısmen veya tamamen
bozulan sözleşmelere ilişkin taahhütler ve diğer bilgiler “Taahhüt Kartı”na (Örnek: 67)
kaydedilir.
-Gider taahhütleri hesabı, tahakkuk birimleri itibarıyla tutulur ve taahhüt tutarları, bu hesaba
katma değer vergisi hariç tutarlar üzerinden kaydedilir. Bu hesapta yer alan taahhütler, bütçe
hazırlanması sırasında dikkate alınır.
-Girişilen taahhüt tutarları ile bunlara ilave edilen her türlü taahhüt artışı 920 Gider Taahhütleri
Hesabına borç, 921-Gider Taahhütleri Karşılığı Hesabına alacak kaydedilir.
Sonuç olarak mal, hizmet alımı veya yapım işiyle ilgili olarak yıllara sari bir sözleşme
imzalamışsa, 920 ve 921 hesaplarının ve Taahhüt Kartı’nın kullanılması gerekmektedir.
BULGU 4: 990 Kiraya Verilen Duran Varlıklar Hesabının Kullanılmaması.
Kurum mülkiyetindeki duran varlıklar kiraya verildiği halde, 990 Kiraya Verilen Duran
Varlıklar Hesabı kullanılmamaktadır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 410/B maddesinde, kiraya verilen
duran varlıkların, kayıtlı değerleri üzerinden bu 990 hesabına borç, 999-Diğer Nazım Hesaplar
Karşılığı Hesabına alacak kaydedileceği ifade edilmektedir. Bu hesap, kiraya verilen
taşınmazların takibini kolaylaştırmakta ve bilgi vermektedir.
BULGU 5: Aralık Ayı Memur ve İşçi Maaş Ödemelerinde, 162 Bütçe Dışı Avans ve
Krediler Hesabı ve 320 Bütçe Emanetleri Hesabının Kullanılmaması.
a)Memurlara 15 Aralık- 14 Ocak maaşı ödenirken, 162 Bütçe Dışı Avans ve Krediler
Hesabı kullanılmamaktadır (yev:1879). Ödenen maaşın yarısı bu yılın bütçesini, yarısı da
gelecek yılın bütçesini ilgilendirmektedir. 6 sıra numaralı Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel
Tebliğine göre, 15 Aralık memur maaşı ödenirken, 1 Ocak-14 Ocak maaş tutarı için 162 hesabı
kullanılmalıdır. Ocak ayının başında da, 162 hesabı kapatılarak 830 Bütçe Giderleri Hesabı
kullanılır.
b)İşçilerin 15 Aralık maaşı, 14 Ocak’ta ödenirken, 320 Bütçe Emanetleri Hesabı
kullanılmamaktadır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 217 ve devamı maddelerinde 320
hesabı hakkında ayrıntılı bilgi verilmektedir.
İşçiler çalıştıktan sonra maaş aldıkları için, Aralık maaşını Ocakta alacaklardır. Ödenen
maaşın yarısı bu yılın bütçesini, yarısı da gelecek yılın bütçesini ilgilendirmektedir. 15 – 31
164
Aralık maaşı için, bordro düzenlenerek, 320 ve 830 Bütçe Giderleri Hesabı kullanılmalı, 14
Ocakta da ayrı bir bordro ile, 320 hesabı kapatılarak, ödeme yapılmalıdır.
BULGU 6: İller Bankasına Ortaklık Payı Kesintisi Muhasebeleştirilirken, 240
Mali Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabının Kullanılmaması.
İller Bankasına ortaklık payı kesintisi muhasebeleştirilirken, 240 Mali Kuruluşlara
Yatırılan Sermayeler Hesabı kullanılmamaktadır. (yev: 1504, 1808, 2024)
5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay
Verilmesi Hakkında Kanun’un;
2 nci maddesine göre, özel idarelere genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamı üzerinden pay
verilir. Genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamının yüzde 0,5’i il özel idarelerine ayrılır.
3 üncü maddesine göre, paylar, Maliye Bakanlığı tarafından aylık olarak hesaplanır. Bakanlık,
il özel idarelerin paylarını, ilgili idarelere aktarılmak üzere, tahsil edilen ayı takip eden ayın
sonuna kadar, İller Bankasına aktarır. İller Bankası, müteakip ayın en geç onuncu günü mesai
saati sonuna kadar ilgili idarelere gönderir.
İller Bankası, payı özel idareye göndermeden önce, 6107 sayılı İller Bankası Anonim
Şirketi Hakkında Kanun’un 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi gereği, yüzde iki
oranında ortaklık payı kesintisi yapar.
Özel idare banka hesabına vergi geliri payı yatırılınca, ilgili personel İller Bankası
internet sitesinden kesinti miktarını öğrenir. Önce, gelirle ilgili Muhasebe İşlem Fişi düzenlenir,
sonra kesintiyle ilgili Ödeme Emri Belgesi düzenlenir. İller Bankası payı, ortaklık payı olması,
sermayeye ortak olunması nedeniyle, 240 Mali Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabı
Kullanılmalıdır.
BULGU 7: Bilgisayar Programı ve Güncelleme Bedelleri Ödendiği Halde, 260
Haklar Hesabı ve 268 Birikmiş Amortismanlar Hesabının Kullanılmaması.
Kurum hakkediş programı güncelleme bedeli ödemiş, ancak 260 Haklar Hesabı ve 268
Birikmiş Amortismanlar Hesabı kullanmamıştır (yev: 1293).
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 186 ve 187 nci maddelerinde, 260
Haklar Hesabı hakkında bilgi verilmektedir. Bilgisayar programları güncelleme bedelleri
ödendiği zaman 260 hesabına ve yıl sonunda da 268 hesabına kayıt yapılmalıdır.
BULGU 8: 2015 Yılı Taşınır Kesin Hesabının Süresi İçerisinde Sayıştaya
Gönderilmemesi, Taşınır Cetvellerinin Kendi Arasında ve Mizanla Uyumunun Olmaması
ve 150 İlk Madde ve Malzeme Hesabının Yanlış Kullanılması.
a)Taşınır Mal Kesin Hesabı Şubat ayı sonuna kadar Sayıştaya gönderilmemiştir. Taşınır
Mal Yönetmeliği’nin, 35 inci maddesinin ikinci fıkrasında, Taşınır Kesin Hesap Cetveli ile
165
Taşınır Kesin Hesap İcmal Cetvelinin bir nüshasının, genel yönetim kapsamındaki kamu
idarelerince Sayıştayın ilgili mevzuatında belirlenen süre içinde Sayıştay Başkanlığına
gönderileceği hükmü vardır.
17.12.2011 tarih ve 28145 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Kamu İdaresi Hesaplarının
Sayıştaya Verilmesi ve Muhasebe Birimleri ile Muhasebe Yetkililerinin Bildirilmesi Hakkında
Usul ve Esaslar’ın 5 inci maddesinin üçüncü fıkrası, Taşınır kesin hesap cetveli ile taşınır
hesabı icmal cetvelini, hesap dönemi sonunda verilecek belgeler arasında saymıştır.
6 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında ise, hesap dönemi sonunda verilecek defter, mali
tablo ve belgelerin, ilgili mali yılı takip eden yılın Şubat ayı sonuna kadar Sayıştaya
gönderileceği ifade edilmiştir.
B) 2014 Taşınır Cetvelinde kayıtlı, 150 İlk Madde ve Malzeme Hesabı, 253 Tesis, Makine ve
Cihazlar Hesabı, 254 Taşıtlar Hesabı ve 255 Demirbaşlar Hesabının "Sonraki seneye devir"
rakamları ile aynı hesapların 2015 Taşınır Cetvelinde kayıtlı "Geçen seneden devir" rakamları
uyumlu değildir.
2014 Taşınır Cetveli 2015 Taşınır Cetveli
Hesap Sonraki Seneye Devir Hesap Geçen Seneden Devir
150
253
254
255
0,00
4.003.501,64
4.524.790,89
633.655,96
150
253
254
255
838.536,31
21.682,40
0,00
11.364,87
C) 2015 Taşınır Cetvelinde kayıtlı 150, 253, 254, 255 hesaplarının "Sonraki seneye devir"
rakamları ile aynı hesapların 31 Aralık 2015 tarihli Mizanda kayıtlı "Sonraki seneye
devir" rakamları uyumlu değildir.
2015 Taşınır Cetveli 2015 Mizanı
Hesap Sonraki Seneye Devir Hesap Sonraki Seneye Devir
150
253
254
255
1.523.254,22
2.401.968,18
2.173.931,96
31.089,98
150
253
254
255
31.861.950,20
3.429.997,79
4.296.380,29
1.079.482,46
166
D) 31 Aralık 2015 Mizanında kayıtlı 150 İlk Madde ve Malzeme Hesabı kalanı, 2015 Taşınır
Cetvelinde kayıtlı 150 Hesabı kalanının yirmi kat fazlasıdır. 150 hesabı kalanı, Taşınır
Cetvelinde 1.523.254,22- lira iken, Mizanda 31.861.950,20- liradır.
Taşınır Mal Yönetmeliği eki Taşınır kod listesi “A-Tüketim malzemeleri” bölümünde sayılan
kırtasiye, ilaç, yakıt, temizlik, giyecek, yiyecek, yedek parça gibi satın alınıp ambarda
muhafaza edilen malzemeler için 150 hesabı kullanılır. Doğalgaz, elektrik, telefon, internet, su
ise ambara girmeden kullanıldığı için 150 hesabı değil, 630 Giderler Hesabı kullanılmalıdır.
Ayrıca bunlar için Taşınır İşlem Fişi de düzenlenmez.
Yönetmeliğin 4 üncü maddesinde belirtilen “Tüketim malzemesi” tanımına girmeyen bütün
mal ve hizmet bedeli ödemelerinde 150 hesabı kullanılmıştır. Örneğin araba-bina yapım/onarım
işleri, araca konulan yakıt, bilgisayar programı, doğalgaz, ilan, danışmanlık hizmeti gibi
giderler, 150 hesabına kaydedilmiştir. Oysa 630 Giderler Hesabı kullanılmalıdır.
Ayrıca yararlanma süresi, bir yıldan fazla olan malzemelerin bedeli, 150 hesabına kaydedilmiş,
253, 254, 255 hesapları kullanılmamıştır.
2014 Mizanı incelendiğinde, 150 hesabı kalanı 10.470.159,83-TL olduğu, hatalı kayıtların
geçmiş yıllarda da yapıldığı anlaşılmıştır.
E) İdare tüketim malzemelerini kullandığı halde, bir yıl içinde 150 hesabından çıkış olmamış ve
630 Giderler Hesabı kullanılmamıştır.
Taşınır Mal Yönetmeliği’nin, 30 uncu maddesine göre;
-Tüketim malzemelerinden çıkış yapıldığında, üç aylık dönemler itibariyle kullanılmış tüketim
malzemelerinin taşınır II nci düzey detay kodu bazında düzenlenen onaylı bir listesinin, en geç
ilgili dönemin son iş günü mesai bitimine kadar muhasebe birimine gönderileceği,
-Muhasebe yetkililerinin, taşınır giriş ve çıkış işlemlerine ilişkin olarak kendilerine gönderilen
Taşınır İşlem Fişlerinde gösterilen tutarları, II nci düzey detay kodu itibarıyla ilgili hesaplara
kaydedeceği, ifade edilmektedir. Ancak birimler, tüketim malzemesi çıkışlarını
bildirmemişlerdir.
Sonuç olarak, mali tablolarda kayıtlı 630, 253, 254, 255 hesapları olması gerekenden daha az,
150 hesabı ise çok fazla görünmektedir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun amacı, hesap verebilirliği ve malî
saydamlığı sağlamaktır. Temel muhasebe kavramlarından olan “Tam Açıklama” ilkesi gereği,
mali tablolar yeterli ve anlaşılır bilgi vermelidir. Tablolar bu haliyle gerçeği yansıtmamaktadır.
Kanunun 8 inci maddesinde, görevli ve yetkili olanların, kaynakların muhasebeleştirilmesinden
ve raporlanmasından sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
BULGU 9: E-içişleri Sisteminde Bulunan Taşınmaz Modülünün Kullanılmaması
167
ve Taşınmaz İşlemlerinin Yönetmeliğe Uygun Yapılmaması.
a)Kurum taşınmaz mal görevlisi, e-içişleri Taşınmaz Modülünü kullanmamaktadır.
İçişleri Bakanlığının, 28.01.2013 tarih ve 269 sayılı yazısında, e-içişleri sisteminde yer alan
taşınır ve taşınmaz modülünün Ocak 2013 itibariyle uygulamaya alındığı, bu modüllerin
personel tarafından kullanılmamasından, vali, genel sekreter ve kaymakamların sorumlu olduğu
ifade edilmiştir. Söz konusu modüller, işlerin hızlı ve kaliteli olmasını, varlıkların kayıt altına
alınmasını, takip edilmesini, rapor alınmasını ve hesap verilebilirliği sağlamaktadır. Bakanlık
bu konuda her yıl eğitim vermekte, verdiği bu eğitimlere özel idare personeli de katılmaktadır.
Modüllerle ilgili eğitim dokümanları-videoları, yardım kılavuzları kullanıcılara yardımcı
olmaktadır. Ancak bu modül kullanılmamaktadır. Modül kullanılmadığı için, cetveller
sistemden alınamamakta, elle düzenlenmektedir. Sonuçta kayıtdışılık oluşmakta, taşınır ve
taşınmaz malların takibinde sıkıntılar yaşanmakta ve raporlar oluşturulamamaktadır.
b)Taşınmaz işlemleri Yönetmeliğe uygun yapılmamaktadır.
Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmeliğin;
5 inci maddesinin ikinci fıkrasında, Yönetmelik Ek 1’deki Kayıt Planının “Tapuda Kayıtlı Olan
Taşınmazlar” başlığı altında yer alan taşınmazların maliyet bedeli üzerinden, bu taşınmazlardan
maliyet bedeli belirlenemeyenler ise rayiç değerleri üzerinden kayıtlara alınacağı,
Geçici madde 1 de, maliyet bedeli veya rayiç değerleri üzerinden muhasebe kayıtlarına
alınması gereken taşınmazlar, bu değerler üzerinden kayıtlara alınıncaya kadar, emlak vergi
değerleri üzerinden kayıtlara alınacağı ve bu işlemlerin 31.12.2016 tarihine kadar
tamamlanacağı,
7 inci maddesinde, Yönetmelik Ek 2’deki ‘Tapuda Kayıtlı Olan Taşınmazlar Formu’nun
doldurulacağı ve Mali hizmetler birimince bu formların konsolide edilerek Yönetmelik ekinde
(Ek 7) bulunan örneğe uygun şekilde taşınmaz icmal cetvelleri oluşturulacağı,
10 uncu maddesinde, taşınmazların mevcut kullanım şekli ile tapu kaydının birbirine uygun
olmaması, bir kuruma tahsis edilmesi durumunda, idarenin cins tashihi yaptıracağı,
11 inci maddesinde ise;
-Kadastro, imar, ifraz, tevhid, cins tashihi, yüzölçüm değişikliği, kat mülkiyeti tesisi, kamuya
terk gibi nedenlerle taşınmazda meydana gelebilecek değişikliklerde kayıtların kapatılıp oluşan
taşınmazların esas alınarak yeni kayıt tesis edileceği,
-Terkin, satış, devir gibi mülkiyeti sona erdiren durumlarda sona eriş nedeni açıklanarak kaydın
kapatılacağı,
-Taşınmaza yapılan değer arttırıcı harcamaların, taşınmazın değerine ekleneceği, ifade
edilmektedir.
168
Yapılan incelemede, taşınmaz cetvellerinin, Yönetmelik eki (Ek-2)’ye uygun olmadığı,
(TAKBİS-Zemin no ve rayiç-emlak vergisi değerleri yazılı değildir) ve (Ek-7/A) cetvelinin
düzenlenmediği görülmüştür.
Mülkiyeti özel idareye ait arsalar üzerine yapılan binalar, taşınmaz cetveline kaydedilmemiştir.
Tahsis edilmesi mülkiyeti etkilememekte, bu tür harcamalar taşınmazın değerini artırmaktadır.
Özel idare hizmet binası, kamu konutu ve sosyal tesislerdeki inşaatı, bakım-onarımı gibi değer
artırıcı harcama bedelleri de, taşınmaz değerine eklenmemiştir. Yönetmeliğin 11 inci
maddesine göre, taşınmaza yapılan değer arttırıcı harcamaların, taşınmazın değerine eklenmesi
gerekmektedir. Arsa ile ilgili kayıt kapatılarak, oluşan yeni değer üzerinden yeni kayıt
açılmalıdır. Taşınmaz cetveli bu haliyle, taşınmazların gerçek değerini yansıtmamaktadır.
Kullanım biçimi değişen veya tahsis edilen taşınmazlar için cins tashihi yapılmamıştır. Sonuçta,
taşınmaz cetvelleri ile tapu kayıtları arasında uyumsuzluk oluşmaktadır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun amacı, hesap verebilirliği ve malî
saydamlığı sağlamaktır. Temel muhasebe kavramlarından olan “Tam Açıklama” ilkesi gereği,
mali tablolar yeterli ve anlaşılır bilgi vermelidir. Tablolar bu haliyle gerçeği yansıtmamaktadır.
Kanunun 8 inci maddesinde, görevli ve yetkili olanların, kaynakların muhasebeleştirilmesinden
ve raporlanmasından sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
BULGU 10: İç Kontrol ve Ön Mali Kontrolle İlgili Çalışmaların Yapılmaması.
a)İdarenin kaynakları, etkili ve ekonomik kullanarak hedeflerine ulaşması ve görevlerini
yerine getirmesinde en önemli araçlardan birisi de iç kontrol sistemidir. 5018 sayılı Kamu Mali
Yönetimi ve Kontrol Kanununun Beşinci Kısmında ve İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin
Usul ve Esaslar’da iç kontrol hakkında ayrıntılı bilgi verilmiştir.
Üst yöneticiler, iç kontrol sisteminin kurulması ve gözetilmesinden, harcama yetkilileri,
mali hizmetler birimi ve muhasebe yetkilisi ise, iç kontrol sisteminin işleyişinden
sorumludurlar.
İdarelerin iç kontrol sistemini oluşturmaları, izleme ve değerlendirmeleri için, Maliye
Bakanlığınca iç kontrol standartları belirlenmiş ve 26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi
Gazetede yayınlanmıştır.
İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esasların 5 inci maddesinde, kamu
idarelerinin tüm işlemlerinde bu standartlara uymakla ve gereğini yerine getirmekle yükümlü
bulunduğu ifade edilmiştir.
Maliye Bakanlığı 04.02.2009 tarih ve 4005-1205 sayılı yazısıyla, Kamu İç Kontrol
Standartları Uyum Eylem Planı Rehberi’ni hazırlamıştır. İdare eylem planı oluşturma, gerekli
prosedürler ve ilgili düzenlemeleri hazırlama aşamasında, Kamu İç Kontrol Standartlarına
169
Uyum Eylem Planı Rehberinden faydalanır. Kamu idareleri, Rehberi dikkate alarak, Eylem
Planını hazırlayarak üst yönetici onayını müteakip bir ay içinde bakanlığa göndermeleri
gerekmektedir. Yürürlüğe konulmuş Eylem Planında, değişiklik yapılması halinde, revize
edilmiş Eylem Planı da üst yönetici onayını müteakip Bakanlığa gönderilecektir.
Yapılan incelemede idarenin, iç kontrol standartlarında, Kamu İç Kontrol Standartları
Uyum Eylem Planı Rehberinde ve Maliye Bakanlığının 02.12.2013 tarih ve 10775 sayılı
genelgesinde bahsedilen çalışmaları yapmadığı tespit edilmiştir:
1-Faaliyetlerin yürütülmesinde hassas görevlere ilişkin prosedürler belirlenmemiştir. (St:2.6)
2-Her görev için gerekli eğitim ihtiyacı belirlenmemiştir. (St:3.5)
3-Personelin yeterliliği ve performansı, bağlı olduğu yöneticisi tarafından her yıl
değerlendirilmekte, ancak değerlendirme sonuçları personel ile görüşülmemekte, performansı
yetersiz bulunan personelin performansını geliştirmeye yönelik önlemler alınmamaktadır.
(St:3.6, 3.7)
4-İnsan kaynakları yönetimine ilişkin önemli hususlar (personel istihdamı, yer değiştirme, üst
görevlere atanma, eğitim, performans değerlendirmesi, özlük hakları vs) yazılı olarak
belirlenmemiş ve personele duyurulmamıştır. (St:3.8)
5-İdare, her yıl sistemli bir şekilde amaç ve hedeflerine yönelik riskleri belirlememiştir. (St:6.1)
6-Risklerin gerçekleşme olasılığı ve muhtemel etkileri, yılda en az bir kez analiz edilmemiştir.
(St:6.2)
7-Risklere karşı alınacak önlemler belirlenerek eylem planları oluşturulmamıştır. (St:6.3)
8-Her bir faaliyet ve risk için uygun kontrol strateji ve yöntemleri belirlenmemiştir. (St:7.1)
9-İdare, faaliyetleri ile mali karar ve işlemleri hakkında yazılı prosedürleri belirlememiştir
(Prosedür, faaliyet veya mali karar ve işlemin başlaması, uygulanması ve sonuçlandırılması
aşamalarını kapsar) (St:8.1, 8.2)
10-Görevinden ayrılan personelin, iş veya işlemlerinin durumunu ve gerekli belgeleri de içeren
bir rapor hazırlaması ve bu raporu görevlendirilen personele vermesi ilkesi uygulanmamaktadır.
(St: 11.3)
11-İdare, bütçesinin ilk altı aylık uygulama sonuçları, ikinci altı aya ilişkin beklentiler ve
hedefler ile faaliyetlerini kamuoyuna açıklamamıştır. (St: 14.2)
12-İdare, yöneticilerin görüşleri, kişi ve idarelerin talep ve şikâyetleri ile dış denetim
sonucunda düzenlenen raporları dikkate alarak, iç kontrol sisteminin eksik yönleri ve uygun
olmayan kontrol yöntemlerinin belirlenmesi, gerekli önlemlerin alınması konularında
değerlendirme yapmamaktadır. (St:17.1, 17.2)
170
13-Alınması gereken önlemler belirlenmemiş ve bir eylem planı çerçevesinde uygulanmamıştır.
(St: 17.5)
14-Eylem Planı yürürlüğe girdikten sonra, planda öngörülen çalışmalar gerçekleştirilip İç
Kontrol İzleme ve Yönlendirme Kurulu’nun değerlendirmesine sunulmamıştır.
b) Mali Karar ve İşlemlerde Ön Mali Kontrolün Yapılmaması.
Alınan mal ve hizmetin sözleşme bedeli 1 milyon lirayı, yapım işinde sözleşme bedeli, 3
milyon lirayı aşan sözleşme tasarıları ile sözleşmeli personelle yapılacak sözleşme tasarısı, ön
mali kontrol için ilgili birim tarafından Mali Hizmetler Müdürlüğüne gönderilmemektedir.
İç Kontrol ve Ön Malî Kontrole İlişkin Usul ve Esaslar’ın 10 ve devamı maddelerinde, ön mali
kontrol (ÖMK) hakkında ayrıntılı bilgi verilmektedir. ÖMK, hem harcama birimince, hem de
mali hizmetler birimince yapılır:
Harcama biriminde ÖMK görevlisi, Gerçekleştirme Görevlisidir. İnceleme sonucu, mali
işlemi uygun bulursa, belgenin üzerine “Kontrol edilmiş ve uygun görülmüştür” şerhi düşer
veya yazılı görüş düzenler. Uygun bulmamışsa, yazılı görüşte nedenlerini açıklayarak, ilgili
yere gönderir. Yazılı görüşler ayrıntılı, açık ve gerekçeli olmalıdır.
Mali Hizmetler Müdürlüğünde ÖMK görevlisi, mali hizmetler birimi yöneticisi olup,
yetkisini yazılı olarak devredebilir. Eğer Harcama Yetkilisi ise, ÖMK görevlisi alt birim
yöneticisidir. Birime gelen mali işlemleri kontrol eder, uygun bulursa belgenin üzerine
“Kontrol edilmiş ve uygun görülmüştür” şerhi düşer veya yazılı görüş düzenler (form
doldurur). Uygun bulmamışsa, yazılı görüşte nedenlerini açıklayarak, ilgili birime gönderir.
İlgili birim, görüş yazısını işlem dosyasında saklar, bir örneği ödeme emri belgesine eklenir.
Mali hizmetler biriminin ön mali kontrolüne tabi mali karar ve işlemler, Usul ve
Esasların, 16-26 ncı maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak kontrol bununla sınırlı değildir. İdare
isterse, riskli alanları dikkate alarak bir düzenleme yapabilir. Üst Yöneticinin onayıyla
yürürlüğe girer ve on işgünü içinde Maliye Bakanlığı’na bildirilir.
ÖMK sonucunda uygun görüş verilmediği halde harcama yetkilileri tarafından
gerçekleştirilen işlemler, malî hizmetler birimince kayıtları tutulur ve aylık dönemler itibariyle
üst yöneticiye bildirilir. Söz konusu kayıtlar iç ve dış denetim sırasında denetçilere de sunulur.
Kamu kaynaklarının etkili, ekonomik, verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılması,
ön mali kontrol ile mümkündür.
Ancak, kurumda Gerçekleştirme Görevlisi ve mali hizmetler birimindeki Ön Mali
Kontrol Görevlisi, belgenin üzerine “Kontrol edilmiş ve uygun görülmüştür” şerhi
düşmemekte, uygun bulmadığı ödemelerde yazılı görüş vermemekte, harcama yetkilileri
171
sözleşme yapmadan önce, sözleşme tasarısının incelenmesi için Mali Hizmetler Müdürlüğüne
göndermemektedir.
BULGU 11: Bazı İdari Para Cezalarının Tahakkuk Kaydının, Tahsilat Sırasında
Yapılması ve Tahsil Edilmeyen Bazı İdari Para Cezaları İçin Hukuki Süreç
Başlatılmaması.
a)Bazı idari para cezalarının tahakkuk kaydı, tahsilat sırasında yapılmıştır (yev: 466,
640). İdari para cezalarının tahsilatı sırasında, tahakkuk hesabına giriş ve çıkış yapılmaktadır.
120 Gelirlerden Alacaklar Hesabının kullanılması, alacakların takibi için gereklidir.
Mahalli İdareler Muhasebe Yönetmeliğinin 84 üncü maddesine göre, alacaklar tahakkuk
edince, 120 hesabına borç, 600 Gelirler Hesabına alacak kaydedilir. Alacak tahsil edilemeyip
hukuki süreç başlatıldığında, 121 Gelirlerden Takipli Alacaklar Hesabına borç, 120 hesabına
alacak kaydı yapılır.
Gelirler, tahakkuk edince önce tahakkuk, sonra tahsil kaydı yapılmalıdır. Eğer tahakkuk
kaydı yapılmaz ve alacak tahsil edilmezse, takibi mümkün olamaz. Kamu zararı riski doğar.
Tahakkuk kaydının tahsilat sırasında yapılması, muhasebe tekniğine ve Yönetmeliğe uygun
değildir.
b)Tahakkuk edip tahsil edilmeyen bazı idari para cezaları için hukuki süreç
başlatılmamıştır (05.01.2015 tarih ve 01 sayılı En.Kar. ile 1.691,81-TL, 07.05.2015 tarih ve 34
sayılı En.Kar. ile 1.050,47-TL)
İdare, bazı firmaların ruhsatsız olarak maden üretimi yaptığını tespit edince, 3213 sayılı
Maden Kanunu’nun 12 nci maddesi gereği, idari para cezası vermektedir. Ayrıca, belediye
sınırları dışında ruhsatsız inşaat yapanlara, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42 nci maddesi gereği
para cezası verilir. Bu cezalar Encümen kararı ile tahakkuk eder. Daha sonra ilgili kişiye tebliğ
edilerek ödemesi istenir. Ödemezse hukuki süreç başlatılır icra yoluyla tahsil edilir.
Mahalli İdareler Muhasebe Yönetmeliği’nin 84 üncü maddesine göre, alacaklar
tahakkuk edince, 120 Gelirlerden Alacaklar Hesabına borç, 600 Gelirler Hesabına alacak
kaydedilir. Alacak tahsil edilemeyip hukuki süreç başlatıldığında, 121 Gelirlerden Takipli
Alacaklar Hesabına borç, 120 hesabına alacak kaydı yapılır.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun;
-8 inci maddesinde, kamu kaynağının elde edilmesinde görevli ve yetkili olanların, kaynakların
etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından ve
kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumlu olduğu,
172
-38 inci maddesinde ise, kamu gelirlerinin tarh, tahakkuk, tahsiliyle yetkili ve görevli olanların,
ilgili kanunlarda öngörülen tarh, tahakkuk ve tahsil işlemlerini zamanında ve eksiksiz olarak
yapmaktan sorumlu olduğu, ifade edilmiştir.
BULGU 12: Elektrik, Doğalgaz, Telefon ve İnternetin İhalesiz Alınması.
a)Elektrik alımı: İhale yapılmadan, bir firmayla indirim anlaşması yapılmıştır. Oysa,
17.06.2011 tarih ve 2011/DK.D-105 sayılı Kamu İhale Kurulu Kararında “Serbest Tüketici”
olan idarelerin elektrik ihtiyaçlarını, 4734 sayılı Kanun çerçevesinde, mal alım ihalesi olarak
temin etmeleri gerektiği ifade edilmekte, gerek bu kararda, gerekse Maliye Bakanlığı Bütçe ve
Mali Kontrol Genel Müdürlüğü’nün 13.10.2011- 13316 ve 21.03.2013- 3003 tarih ve sayılı
genelgelerinde, yapılacak ihale ile ilgili ayrıntılı bilgi verilmektedir.
Serbest tüketici olunmasına ilişkin hususlar, Elektrik Piyasası Serbest Tüketici
Yönetmeliği’nde yer almaktadır. Mevcut elektrik hatlarını kullanarak, özel firmalardan elektrik
almak mümkündür. Özel firmalar rüzgar, doğal gaz, linyit, hidroelektrik (HES), akaryakıt,
jeotermal gibi kaynaklardan elektrik üretmekte ve TEDAŞ tarifesine göre indirimli satmaktadır.
Bu şekilde piyasada 130 kadar firma bulunmaktadır. Serbest tüketiciler istediği tedarikçi firma
ile anlaşma yaparak, elektriği daha ucuza alabilecektir.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, her yıl Ocak ayında, serbest tüketici limitini
belirlemektedir. 2015 yılı için bu limit, 4.000-kwh (kilovatsaat) olarak belirlenmiştir. Bu
limitten daha fazla elektrik tüketenler, serbest tüketicidir. Bu nedenle serbest tüketici
olunabilmesi için, idarenin farklı noktalarındaki elektrik tüketimlerinin birleştirilmesinde yarar
vardır. Ayrıca idare, elektriğini doğrudan iletim sisteminden alıyorsa, limit şartına bağlı
olmaksızın serbest tüketici kapsamındadır.
Serbest tüketici olan idare, elektrik dağıtım şirketine 1 Ocak, 1 Nisan, 1 Temmuz veya 1
Ekim tarihlerinde başvurur ve EPDK tarafından yayınlanan sayaç tebliğine uygun, çok zamanlı
ölçüm yapabilen, dijital sayaç taktırır. İhale aşamasında ulusal düzeyde ilan yapılarak, bütün
firmaların katılımı sağlanmalıdır. Ayrıca fiyat farkı ödemek de mümkündür.
Tedarikçisini seçmeyen idareler, daha pahalı elektrik almaktadırlar. İhale yapılması
rekabeti getireceğinden, elektrik indirimli alınacak, kamu kaynakları etkin ve ekonomik
kullanılmış olacaktır.
b) Doğalgaz ihalesiz alınmaktadır. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel
Müdürlüğü’nün 13.10.2011 tarih ve 13316 sayılı Genelgesi’nde, 4734 sayılı Kamu İhale
Kanunu kapsamında bulunan idarelerin serbest tüketici olmaları halinde, doğalgaz ihtiyaçlarını
ihale yoluyla temin etmelerinin esas olduğu ifade edilmiş, gerek bu genelgede, gerekse
21.03.2013 tarih ve 3003 sayılı genelgede, yapılacak ihale ile ilgili ayrıntılı bilgi verilmiştir.
173
Serbest tüketici olunmasına ilişkin hususlar; 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu ve
Doğalgaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nde yer almaktadır. Mevcut
doğal gaz hatlarını kullanarak, özel firmalardan doğal gaz almak mümkündür. BOTAŞ
haricinde doğal gaz ithal eden ve satan bir çok firma vardır. Toptan satış lisansı verilen firma
sayısı, şu anda 40 civarında olup, BOTAŞ’ın belirlediği fiyat tarifesi üzerinden indirim
yapmaktadırlar. Serbest tüketiciler, istediği tedarikçi firma ile anlaşma yaparak, doğal gazı daha
ucuza alabilir.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, her yıl Ocak ayında, serbest tüketici limitini
belirliyor. 18.12.2014 tarih ve 5362 numaralı Karar ile 2015 yılı için limit kaldırılmıştır. Bu
Kararda; şehir içi doğal gaz dağıtım lisansı ihalesi sonucunda, dağıtım lisansı sahibi olan tüzel
kişilerin, lisans yürürlük tarihinden başlamak üzere, ilk 5 yıllık süre bitmiş olması şartıyla, tüm
tüketicilerin Serbest Tüketici olduğu (konut tüketicileri hariç) ifade edilmektedir.
Kilis’teki doğal gaz dağıtım firması olan GAZDAŞ - Gaziantep Doğal Gaz Dağıtım
A.Ş. firmasına, 24.02.2006 tarihinde lisans verildiğinden, artık 5 yıl şartı dolmuştur ve kamu
idareleri, istediği firmadan ihale ile doğal gaz alabilecektir. İdarenin, bağlı olduğu dağıtım
şirketine yazılı başvuruda bulunarak, mevcut sayaçlarını uzaktan okuma sistemine uygun hale
getirmesi gerekmektedir. Ayrıca 300 mbar ve üzeri doğalgaz kullanan serbest tüketicilerin
sistemlerine otomatik hacim düzeltici (korrektör) tesis etmesi zorunludur. İhale aşamasında
ulusal düzeyde ilan yapılarak, bütün firmaların katılımı sağlanmalıdır. Ayrıca fiyat farkı
ödemek de mümkündür.
Serbest tüketici olan İl Özel İdaresinin tedarikçi firmayı belirlememesi ve sözleşme
yapmaması, doğal gazın daha pahalı alınmasına, dolayısıyla kamu kaynaklarının israf
edilmesine sebep olmaktadır.
c)Telefon ve internet hizmeti alımı: Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel
Müdürlüğü’nün 13.10.2011 tarih ve 13316 sayılı Genelgesi’nde, 4734 sayılı Kamu İhale
Kanunu kapsamında bulunan idarelerin elektronik haberleşme hizmetlerini, ihale yoluyla temin
etmelerinin esas olduğu belirtilmiş, gerek bu genelgede, gerekse 21.03.2013 tarih ve 3003 sayılı
genelgede, yapılacak ihale ile ilgili ayrıntılı bilgi verilmiştir.
Telefon ve internet hizmeti veren birçok firma vardır. Gerek kablosuz, gerekse mevcut
telefon hatlarını kullanarak, özel firmalardan bu hizmetleri daha ucuza almak mümkündür.
İhale aşamasında ulusal düzeyde ilan yapılarak, bütün firmaların katılımı ve rekabet sağlanmış
olur.
İhale yapılmadan telefon ve internet hizmeti alınması, kamu kaynaklarının israf
edilmesine sebep olmaktadır.
174
Doğalgaz, elektrik, telefon ve internet ihaleleri yapılmadan önce, yaklaşık maliyet
hazırlanırken, geçen seneki toplam tüketim miktarı esas alınır ve ek binalar, şantiyeler, Vali
Konağı, okullar, kaymakam lojmanları, ilçe özel idare müdürlükleri, sosyal tesisler gibi özel
idareden ödeme yapılan bütün kurumlar dahil edilir. Bu sayede indirimli tarifeden ödeme
yapmaları sağlanmış olur. Kurumsal ve fonksiyonel kodları farklı olsa bile, bu kurumlara
indirim yapılacağı konusunda sözleşmeye hüküm konabilir.
BULGU 13: Kamu Konutu Doğalgaz Bedelinin Kurum Bütçesinden Ödenmesi.
Lojman doğalgaz bedeli kurum bütçesinden ödenmektedir. Özel idare sosyal tesisleri
denilen bölgede lojmanlar bulunmaktadır. Üç adet binada bulunan sekiz adet lojman ortak
kazandan ısınmaktadır. Binada resmi daire bulunmamaktadır. Lojmanda özel idare genel
sekreteri ve valilik personeli kalmaktadır (yev: 1880).
26/52005 tarih ve 25826 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 294 sıra no’lu Milli Emlak
Genel Tebliğinin 2 inci bölümünde, kamu konutlarının yakıtının konutlarda oturanlar tarafından
tedariki ve bedellerinin konutlarda oturanlarca karşılanmasının esas olduğu, doğal gazla ısıtılan
kamu konutlarında yakıtın tedarikinde bir güçlük söz konusu olmadığından (Devlet mahalleleri
ve hizmet binası gibi aynı kazandan ısıtılan konutlar hariç) bu konutların yakıt giderlerinin
idarelerce kesinlikle karşılanmayacağı ve oturanlarca karşılanmaya devam edileceği, ifade
edilmiştir.
Her ne kadar Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Tebliği gereği yakıt bedeli alınsa da,
kamu kaynaklarının ekonomik kullanılması ilkesi ve Milli Emlak Tebliği gereği, yakıt bedeli
oturanlarca karşılanmalıdır.
BULGU 14: Kültür Katkı Payı İçin Ayrı Bir Banka Hesabının Kullanılmaması.
Kültür katkı payı için ayrı bir banka hesabı kullanılmamaktadır. 2863 sayılı Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 12 nci maddesine göre; belediyelerin ve il özel
idarelerinin görev alanlarında kalan kültür varlıklarının korunması ve değerlendirilmesi
amacıyla kullanılmak üzere, mükellef hakkında tahakkuk eden emlak vergisinin % 10'u
nispetinde, Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Payı tahakkuk ettirilir ve ilgili
belediyesince emlak vergisi ile birlikte tahsil edilir. Tahsil edilen miktar, il özel idaresi
tarafından açılacak özel hesapta toplanır ve bu pay valinin denetiminde kullanılır. Katkı payı
için ayrı bir hesap kullanıldığı zaman, gelir ve giderini takip etmek daha kolay olacaktır. Bu
sayede, hesap verebilirlik ve mali saydamlık ilkeleri gerçekleşir.
==0
RİZE İL ÖZEL İDARESİ – 2015
175
BULGU 1: 258 Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabının Kullanılmaması.
Mülkiyeti özel idareye ait arsalar üzerine bina yapım bedelleri ödenirken 258 hesabı
kullanılmamış, 630 Giderler Hesabı kullanılmıştır. (Rize Vali konağı, Merkez Anadolu İmam
Hatip Lisesi, Merkez Ekrem Orhon Meslek Lisesi, Pazar Necat Sağbaş Anadolu Lisesi Kapalı
Spor Salonu, Çayeli 9 Mart İlkokulu, Ardeşen Deniz Mah. İlköğretim Okulu). Ayrıca mülkiyeti
hazineye ait olan arsa üzerine yaptırılan Polis Evi ödemesinde de gereksiz yere 258 hesabı
kullanılmıştır. (Yev: 282, 370, 2821, 3787, 4422, 4463, 4473)
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 163 üncü maddesine göre,
bütçeye gider kaydıyla edinilen yapılmakta olan yatırımlara ilişkin ödeneklerin, bütçenin
ekonomik sınıflandırmasındaki “Sermaye Giderleri” bölümüne ait olması gerekir. Yapılmakta
olan yatırımlar hesabında izlenen maddi duran varlıklar, geçici kabul işlemi tamamlandıktan
sonra ilgili maddi duran varlık hesabına aktarılır. Yapılmakta olan yatırımlar hesabında izlenen
her bir iş için proje numarasıyla ayrı bir taahhüt kartı tutulur. Yapılmakta olan yatırımlar
hesabı, maddi duran varlık çeşitlerine göre bölümlenmekle birlikte, proje bazında raporlanır.
Bu hesapta kayıtlı tutarlar, girişilen taahhütler için fiyat farkı ve katma değer vergisi ödemeleri
dahil yapılan toplam ödemeleri gösterir.
Yönetmeliğin 181 inci maddesine göre ise, tamamlandığında ilgili maddi duran varlık
hesabına aktarılacak tutarlar, bir taraftan 258 hesabına borç, tamamlanıp geçici kabulü yapılan
işlere ilişkin tutarlar ise bu hesaba alacak, ilgili maddi duran varlık hesabına borç kaydedilir.
Sonuç olarak, yapımı devam eden maddi duran varlıklar, 258 hesabında izlenmesi
gerekmektedir.
BULGU 2: 372 ve 472 Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesaplarının Kullanılmaması.
Mali tabloların incelenmesi neticesinde, 372 ve 472 kıdem tazminatı karşılığı
hesaplarının kullanılmadığı görülmüştür.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 248 ve 249 uncu
maddelerinde, 372 Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabıyla ilgili, 290 ve 291 inci maddelerinde
ise 472 Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabıyla ilgili açıklamalar yer almaktadır. Buna göre,
vadeleri bir yılın altına düşen ve faaliyet dönemi içerisinde ödenmesi öngörülen kıdem
tazminatı tutarları 372 hesabına alacak, 472- Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabına borç
kaydedilir. Ödenen tazminatlar 372 hesabına borç, ödemenin şekline göre ilgili hesaplara
alacak; diğer taraftan 830-Bütçe Giderleri Hesabına borç, 835-Gider Yansıtma Hesabına alacak
kaydedilir.
176
Temel muhasebe kavramlarından olan “Tam Açıklama” ilkesi gereği, mali tablolar
yeterli ve anlaşılır bilgi vermelidir. “İhtiyatlılık” ilkesi gereği, işletmenin karşılaşabileceği
riskler göz önüne alınarak temkinli davranılmalıdır. Bu nedenlerle, emekliye ayrılması
muhtemel memur ve işçi personel, Sosyal Güvenlik Kurumuna resmi yazıyla teyit ettirdikten
sonra, 372 ve 472 Kıdem Tazminatı Hesaplarına kayıt yapılması gerekirken, bu işlemler
yapılmamıştır.
BULGU 3: 430 Alınan Depozito ve Teminatlar Hesabının Kullanılmaması.
Bazı mal, hizmet alımı ve yapım işleri, yıllara sari olduğu halde, alınan kesin teminatlar
430 hesabına kaydedilmemiştir. Ör: Özel güvenlik, zemin etüt raporu hazırlanması, teknik
destek, sekreterya, sigorta hizmeti, araç kiralama, kalorifer yakıtı, akaryakıt, madeni yağ, lastik
alımı, yol yapımı, köprü korkuluk yapımı.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 280 ve 281 inci maddesine göre,
nakden veya mahsuben tahsil edilen ve bir yıldan uzun vadede iade edilecek olan depozito ve
teminatlar alındığında, bu hesaba alacak kaydedilir.
Bu hesapta kayıtlı tutarlardan vadesi bir yılın altına inenler ise, bu hesaba borç, 330-Alınan
Depozito ve Teminatlar Hesabına alacak kaydedilir.
BULGU 4: 920 Gider Taahhütleri Hesabı ve 921 Gider Taahhütleri Karşılığı
Hesabının Kullanılmaması.
İdare, yaptığı bir sözleşmeyle, yıllara sari bir ödeme taahhüdünde bulunduğu halde, 920, 921
hesaplarını kullanmamıştır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 406, 407 ve 408 inci maddelerine göre;
-İhale dosyası ilk hakedişle birlikte muhasebe birimine verilir. Muhasebe birimince bu
sözleşmelere dayanılarak taahhüt tutarı, taahhüt kartına yazılır ve gider taahhütleri hesabına
kaydedilir.
-Gerek bir mali yıl içinde, gerekse ertesi yıl veya yıllara geçerli olarak yapılan sözleşmelere
dayanılarak girişilen taahhütler, bunlara yapılan ilaveler ve fiyat farkı tutarları ile taahhüdün
yerine getirilmesi dolayısıyla nakden veya mahsuben yapılan hakediş ödemeleri ve bu
ödemelerden yapılan kesintiler, taahhüt tutarından yapılan eksiltmeler, kısmen veya tamamen
bozulan sözleşmelere ilişkin taahhütler ve diğer bilgiler “Taahhüt Kartı”na (Örnek: 67)
kaydedilir.
177
-Gider taahhütleri hesabı, tahakkuk birimleri itibarıyla tutulur ve taahhüt tutarları, bu hesaba
katma değer vergisi hariç tutarlar üzerinden kaydedilir. Bu hesapta yer alan taahhütler, bütçe
hazırlanması sırasında dikkate alınır.
-Girişilen taahhüt tutarları ile bunlara ilave edilen her türlü taahhüt artışı 920 Gider Taahhütleri
Hesabına borç, 921-Gider Taahhütleri Karşılığı Hesabına alacak kaydedilir.
Sonuç olarak mal, hizmet alımı veya yapım işiyle ilgili olarak yıllara sari bir sözleşme
imzalamışsa, 920 ve 921 hesaplarının ve Taahhüt Kartı’nın kullanılması gerekmektedir.
BULGU 5: 990 Kiraya Verilen Duran Varlıklar Hesabının Kullanılmaması
Kurum mülkiyetindeki duran varlıklar kiraya verildiği halde, 990 Kiraya Verilen Duran
Varlıklar Hesabı kullanılmamaktadır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 410/B maddesinde, kiraya verilen
duran varlıkların, kayıtlı değerleri üzerinden bu 990 hesabına borç, 999-Diğer Nazım Hesaplar
Karşılığı Hesabına alacak kaydedileceği ifade edilmektedir. Bu hesap, kiraya verilen
taşınmazların takibini kolaylaştırmakta ve bilgi vermektedir.
BULGU 6: Bilgisayar Programı ve Güncelleme Bedelleri Ödendiği Halde, 260
Haklar Hesabı ve 268 Birikmiş Amortismanlar Hesabının Kullanılmaması.
Kurum windows server lisansı, hakediş, ihale, internet güvenlik duvarı, loglama sistemi,
maaş, taşınmaz mal ve gelir takip programları güncelleme bedelini ödemiş, ancak 260 Haklar
Hesabı ve 268 Birikmiş Amortismanlar Hesabı kullanılmamıştır (örnek yevmiyeler: 283,565,
1739, 1740,2258).
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 186 ve 187 nci maddelerinde, 260
Haklar Hesabı hakkında bilgi verilmektedir. Bilgisayar programları güncelleme bedelleri
ödendiği zaman 260 hesabına kayıt yapılmalıdır.
BULGU 7: Yükleniciler Taahhütlerini Yerine Getirdikleri Halde, Teminat
Mektuplarının İlgilisine veya Bankaya İade Edilmemesi.
Yapım işinin kesin kabulü yapıldığı, mal teslim edildiği halde, yüklenicinin istememesi
nedeniyle, süreli veya süresiz, eski tarihli teminat mektupları muhafaza edilmektedir.
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu madde 90, 4735 Sayılı
Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu madde 13 ve 14, Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliği
(Sıra No:15) ve Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğinin 395 inci maddesinde konu
ayrıntılı olarak açıklanmaktadır.
178
Örnek olarak: Maden ocağını işleten bir firmanın ruhsatı iptal edildiği halde, teminatı
iade edilmemiş, ayrıca başka bir firma, işletme ruhsatı almış, arama ruhsat teminatı iade
edilmemiştir.
Taahhüt yerine getirilmişse (işin kabulü yapılmışsa), yüklenicinin bu işten dolayı,
idareye ve Sosyal Güvenlik Kurumuna borcu yoksa, varsa garanti süresi dolmuşsa, teminat
mektupları iade edilir. Eğer, taahhüt edilen iş yerine getirilmemişse veya o işle ilgili olarak
idareye ve SGK-a borcu varsa, kurum bankaya yazarak tazminini ister. Eski tarihli teminat
mektuplarının saklanması, 910 Teminat Mektupları Hesabının gerçeği yansıtmasını
engellemektedir.
BULGU 8: Yapılan Binaların, Geçici Kabulden Sonra 252 Hesabına Alınmaması.
Özel idare, merkezi idareden gelen ödeneklerle, kendi arsası üzerine çeşitli okullar ve
hizmet binaları yapmış, ancak geçici kabulden sonra 252 Binalar Hesabına kaydetmemiştir.
Gerekçe olarak bu binaların başka kurumlara tahsis edildiği ifade edilmiştir. Oysa tahsis işlemi
kullanımla ilgili olup, mülkiyeti etkilememektedir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 169 uncu maddesinde, yapılan
binaların geçici kabulden sonra 252 hesabına borç, 258 Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabına
alacak kaydedileceği ifade edilmektedir. Bu nedenle, özel idare mülkiyetindeki arsalar üzerine
yapılan binaların 252 hesabına alınması gerekmektedir.
BULGU 9: İşçilere Aralık Maaş Ödemesinde 320 Bütçe Emanetleri Hesabının
Kullanılmaması.
İşçilerin 15 Aralık maaşı, 14 Ocak’ta ödenirken, 320 Bütçe Emanetleri Hesabı
kullanılmamaktadır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 217 ve devamı maddelerinde 320
hesabı hakkında ayrıntılı bilgi verilmektedir.
İşçiler çalıştıktan sonra maaş aldıkları için, Aralık maaşını Ocakta alacaklardır. Ödenen
maaşın yarısı bu yılın bütçesini, yarısı da gelecek yılın bütçesini ilgilendirmektedir. 15 – 31
Aralık maaşı için, bordro düzenlenerek, 320 ve 830 Bütçe Giderleri Hesabı kullanılmalı, 14
Ocakta da ayrı bir bordro ile, 320 hesabı kapatılarak, ödeme yapılmalıdır.
179
BULGU 10: E-içişleri Sisteminde Bulunan Taşınmaz Modülünün Kullanılmaması,
Taşınmaz İşlemlerinin Yönetmeliğe Uygun Yapılmaması.
a)Kurum taşınmaz mal görevlisi, e-içişleri Taşınmaz Modülünü kullanmamaktadır. İçişleri
Bakanlığının, 28.01.2013 tarih ve 269 sayılı yazısında, e-içişleri sisteminde yer alan taşınır ve
taşınmaz modülünün Ocak 2013 itibariyle uygulamaya alındığı, bu modüllerin personel
tarafından kullanılmamasından, vali, genel sekreter ve kaymakamların sorumlu olduğu ifade
edilmiştir. Söz konusu modüller, işlerin hızlı ve kaliteli olmasını, varlıkların kayıt altına
alınmasını, takip edilmesini, rapor alınmasını ve hesap verilebilirliği sağlamaktadır. Bakanlık
bu konuda her yıl eğitim vermekte, verdiği bu eğitimlere özel idare personeli de katılmaktadır.
Modüllerle ilgili eğitim dokümanları-videoları, yardım kılavuzları kullanıcılara yardımcı
olmaktadır. Ancak bu modül kullanılmamaktadır. Modül kullanılmadığı için, cetveller
sistemden alınamamakta, elle düzenlenmektedir. Sonuçta kayıtdışılık oluşmakta, taşınır ve
taşınmaz malların takibinde sıkıntılar yaşanmakta ve raporlar oluşturulamamaktadır.
b)Taşınmaz işlemleri Yönetmeliğe uygun yapılmamaktadır.
Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmeliğin;
5 inci maddesinin ikinci fıkrasında, Yönetmelik Ek 1’deki Kayıt Planının “Tapuda Kayıtlı Olan
Taşınmazlar” başlığı altında yer alan taşınmazların maliyet bedeli üzerinden, bu taşınmazlardan
maliyet bedeli belirlenemeyenler ise rayiç değerleri üzerinden kayıtlara alınacağı,
Geçici madde 1 de, maliyet bedeli veya rayiç değerleri üzerinden muhasebe kayıtlarına
alınması gereken taşınmazlar, bu değerler üzerinden kayıtlara alınıncaya kadar, emlak vergi
değerleri üzerinden kayıtlara alınacağı ve bu işlemlerin 31.12.2016 tarihine kadar
tamamlanacağı,
7 inci maddesinde, Yönetmelik Ek 2’deki ‘Tapuda Kayıtlı Olan Taşınmazlar Formu’nun
doldurulacağı ve Mali hizmetler birimince bu formların konsolide edilerek Yönetmelik ekinde
(Ek 7) bulunan örneğe uygun şekilde taşınmaz icmal cetvelleri oluşturulacağı,
10 uncu maddesinde, taşınmazların mevcut kullanım şekli ile tapu kaydının birbirine uygun
olmaması, bir kuruma tahsis edilmesi durumunda, idarenin cins tashihi yaptıracağı,
11 inci maddesinde ise;
-Kadastro, imar, ifraz, tevhid, cins tashihi, yüzölçüm değişikliği, kat mülkiyeti tesisi, kamuya
terk gibi nedenlerle taşınmazda meydana gelebilecek değişikliklerde kayıtların kapatılıp oluşan
taşınmazların esas alınarak yeni kayıt tesis edileceği,
-Terkin, satış, devir gibi mülkiyeti sona erdiren durumlarda sona eriş nedeni açıklanarak kaydın
kapatılacağı,
180
-Taşınmaza yapılan değer arttırıcı harcamaların, taşınmazın değerine ekleneceği, ifade
edilmektedir.
Yapılan incelemede, taşınmaz cetvelinin yönetmelik (Ek-2)-ye uygun olmadığı, TAKBİS-
Zemin numaralarının yazılmadığı görülmüştür. Ayrıca Yönetmelik ekindeki Ek-7/A cetveli
düzenlenmemiştir.
Mülkiyeti özel idareye ait arsalar üzerine yapılan binalar, taşınmaz cetveline kaydedilmemiştir.
Gerekçe olarak bu binaların başka kurumlara tahsis edildiği ifade edilmiştir. Tahsis edilmesi
mülkiyeti etkilememekte, bu tür harcamalar taşınmazın değerini artırmaktadır.
Özel idare hizmet binası ve kamu konutu inşaatı, bakım-onarımı, etüt raporu, proje
hazırlanması bedelleri de, taşınmaz değerine eklenmemiştir. Yönetmeliğin 11 inci maddesine
göre, taşınmaza yapılan değer arttırıcı harcamaların, taşınmazın değerine eklenmesi
gerekmektedir. Arsa ile ilgili kayıt kapatılarak, oluşan yeni değer üzerinden yeni kayıt
açılmalıdır. Taşınmaz cetveli bu haliyle, taşınmazların gerçek değerini yansıtmamaktadır.
Kullanım biçimi değişen veya tahsis edilen taşınmazlar için cins tashihi yapılmamıştır. Sonuçta,
taşınmaz cetvelleri ile tapu kayıtları arasında uyumsuzluk oluşmaktadır.
BULGU 11: İç Kontrol ve Ön Mali Kontrolle İlgili Çalışmaların Yapılmaması.
a)İdarenin kaynakları, etkili ve ekonomik kullanarak hedeflerine ulaşması ve görevlerini
yerine getirmesinde en önemli araçlardan birisi de iç kontrol sistemidir. 5018 sayılı Kamu Mali
Yönetimi ve Kontrol Kanununun Beşinci Kısmında ve İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin
Usul ve Esaslar’da iç kontrol hakkında ayrıntılı bilgi verilmiştir.
Üst yöneticiler, iç kontrol sisteminin kurulması ve gözetilmesinden, harcama yetkilileri,
mali hizmetler birimi ve muhasebe yetkilisi ise, iç kontrol sisteminin işleyişinden
sorumludurlar.
İdarelerin iç kontrol sistemini oluşturmaları, izleme ve değerlendirmeleri için, Maliye
Bakanlığınca iç kontrol standartları belirlenmiş ve 26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi
Gazetede yayınlanmıştır.
İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esasların 5 inci maddesinde, kamu
idarelerinin tüm işlemlerinde bu standartlara uymakla ve gereğini yerine getirmekle yükümlü
bulunduğu ifade edilmiştir.
Maliye Bakanlığı 04.02.2009 tarih ve 4005-1205 sayılı yazısıyla, Kamu İç Kontrol
Standartları Uyum Eylem Planı Rehberi’ni hazırlamıştır.
181
İdare eylem planı oluşturma, gerekli prosedürler ve ilgili düzenlemeleri hazırlama
aşamasında, Kamu İç Kontrol Standartlarına Uyum Eylem Planı Rehberinden faydalanır.
Kamu idareleri, Rehberi dikkate alarak, Eylem Planını hazırlayarak üst yönetici onayını
müteakip bir ay içinde bakanlığa göndermeleri gerekmektedir. Yürürlüğe konulmuş Eylem
Planında, değişiklik yapılması halinde, revize edilmiş Eylem Planı da üst yönetici onayını
müteakip Bakanlığa gönderilecektir.
Yapılan incelemede idarenin, iç kontrol standartlarında, Kamu İç Kontrol Standartları
Uyum Eylem Planı Rehberinde ve Maliye Bakanlığının 02.12.2013 tarih ve 10775 sayılı
genelgesinde bahsedilen çalışmaları yapmadığı tespit edilmiştir:
1-Personelin görevlerini ve bu görevlere ilişkin yetki ve sorumluluklarını kapsayan görev
dağılım çizelgesi oluşturulmamıştır. (St:2.3)
2-Faaliyetlerin yürütülmesinde hassas görevlere ilişkin prosedürler belirlenmemiştir. (St:2.6)
3-Her görev için gerekli eğitim ihtiyacı belirlenmemiştir. (St:3.5)
4-Personelin yeterliliği ve performansı, bağlı olduğu yöneticisi tarafından, en az yılda bir kez
değerlendirilmemektedir. (St:3.6)
5-Performansı yetersiz bulunan personelin, performansını geliştirmeye yönelik önlemler
alınmamış, yüksek performans gösteren personel için ödüllendirme mekanizması
geliştirilmemiştir. (St:3.7)
6-İnsan kaynakları yönetimine ilişkin önemli hususlar (personel istihdamı, yer değiştirme, üst
görevlere atanma, eğitim, performans değerlendirmesi, özlük hakları vs) yazılı olarak
belirlenmemiş ve personele duyurulmamıştır. (St:3.8)
7-İdarenin yürüteceği program, faaliyet ve projeleri ile bunların kaynak ihtiyacını, performans
hedef ve göstergelerini içeren performans programı hazırlanmamıştır. (St:5.2)
8- İdare, her yıl sistemli bir şekilde amaç ve hedeflerine yönelik riskleri belirlememiştir.
(St:6.1)
9-Risklerin gerçekleşme olasılığı ve muhtemel etkileri, yılda en az bir kez analiz edilmemiştir.
(St:6.2)
10-Risklere karşı alınacak önlemler belirlenerek eylem planları oluşturulmamıştır. (St:6.3)
11-Her bir faaliyet ve risk için uygun kontrol strateji ve yöntemleri belirlenmemiştir. (St:7.1)
12-İdare, faaliyetleri ile mali karar ve işlemleri hakkında yazılı prosedürleri belirlememiştir
(Prosedür, faaliyet veya mali karar ve işlemin başlaması, uygulanması ve sonuçlandırılması
aşamalarını kapsar) (St:8.1, 8.2)
182
13-Görevinden ayrılan personelin, iş veya işlemlerinin durumunu ve gerekli belgeleri de içeren
bir rapor hazırlaması ve bu raporu görevlendirilen personele vermesi ilkesi uygulanmamaktadır.
(St: 11.3)
14-İdare, bütçesinin ilk altı aylık uygulama sonuçları, ikinci altı aya ilişkin beklentiler ve
hedefler ile faaliyetlerini kamuoyuna açıklamamıştır. (St: 14.2)
15-İdare, yöneticilerin görüşleri, kişi ve idarelerin talep ve şikâyetleri ile dış denetim
sonucunda düzenlenen raporları dikkate alarak, iç kontrol sisteminin eksik yönleri ve uygun
olmayan kontrol yöntemlerinin belirlenmesi, gerekli önlemlerin alınması konularında
değerlendirme yapmamaktadır. (St:17.1, 17.2)
16-Alınması gereken önlemler belirlenmemiş ve bir eylem planı çerçevesinde uygulanmamıştır.
(St: 17.5)
17-23.06.2009 ve 03.08.2015 tarihlerinde hazırlanan iç kontrol eylem planında, eylemin
gerçekleştirilmesinden elde edilecek çıktı veya sonuç (yönetmelik taslağı, tebliğ, genelge,
yönerge, talimat, idare ayrıntılı iç kontrol standartları, şema, rapor, çizelge, eğitim programı,
eğitim materyali, eğitim faaliyeti, rehber, bülten, broşür, el kitabı, yazılım, kontrol listeleri, vb)
bilgiler yer almamaktadır.
18- Kamu İç Kontrol Standartlarından veya bu standartlara ilişkin genel şartlardan bir kısmını
karşılayan ve iç kontrol sisteminin öngördüğü makul güvenceyi sağlayan mevcut düzenleme
veya uygulamalar, Eylem Planının “mevcut durum” bölümünde, bu düzenleme veya
uygulamaların makul güvence sağladığı ve bu nedenle yeni bir düzenleme veya uygulamaya
gerek bulunmadığı hususuna da “açıklama” bölümünde yer verilmesi gerekmekte iken bu kısım
boş bırakılmıştır.
19-Ayrıca, Kamu İç Kontrol Standartlarından veya bu standartlara ilişkin genel şartlardan bir
kısmını karşılayan ve iç kontrol sisteminin öngördüğü makul güvenceyi sağlayan mevcut bir
düzenleme veya uygulama bulunmadığı halde, çeşitli nedenlerle bu alanlara ilişkin çalışmaların
plan döneminden sonraki bir tarihe bırakılması halinde de bu duruma nedenleriyle birlikte
“açıklama” bölümünde yer verilmesi gerekmekte iken bu da yapılmamıştır.
20-Eylem Planı yürürlüğe girdikten sonra, planda öngörülen çalışmalar gerçekleştirilip İç
Kontrol İzleme ve Yönlendirme Kurulu’nun değerlendirmesine sunulmamıştır.
21-Eylem Planında öngörülen faaliyet ve düzenlemelerin gerçekleşme sonuçları, ilgili birim
tarafından altı ayda bir (Haziran ve Aralık ayı sonu itibarıyla iki dönem halinde)
değerlendirilip, eylem planı formatında üst yöneticiye raporlanmamış, birer nüshası bilgi için
on iş günü içerisinde Maliye Bakanlığına gönderilmemiştir.
b) Mali Karar ve İşlemlerde Ön Mali Kontrolün Yapılmaması.
183
Alınan mal ve hizmetin sözleşme bedeli 1 milyon lirayı, yapım işinde sözleşme bedeli, 3
milyon lirayı aşan sözleşme tasarıları ile sözleşmeli personelle yapılacak sözleşme tasarısı, ön
mali kontrol için ilgili birim tarafından Mali Hizmetler Müdürlüğüne gönderilmemektedir.
İç Kontrol ve Ön Malî Kontrole İlişkin Usul ve Esaslar’ın 10 ve devamı maddelerinde,
ön mali kontrol (ÖMK) hakkında ayrıntılı bilgi verilmektedir. ÖMK, hem harcama birimince,
hem de mali hizmetler birimince yapılır:
Harcama biriminde ÖMK görevlisi, Gerçekleştirme Görevlisidir. İnceleme sonucu, mali
işlemi uygun bulursa, belgenin üzerine “Kontrol edilmiş ve uygun görülmüştür” şerhi düşer
veya yazılı görüş düzenler. Uygun bulmamışsa, yazılı görüşte nedenlerini açıklayarak, ilgili
yere gönderir. Yazılı görüşler ayrıntılı, açık ve gerekçeli olmalıdır.
Mali Hizmetler Müdürlüğünde ÖMK görevlisi, mali hizmetler birimi yöneticisi olup,
yetkisini yazılı olarak devredebilir. Eğer Harcama Yetkilisi ise, ÖMK görevlisi alt birim
yöneticisidir. Birime gelen mali işlemleri kontrol eder, uygun bulursa belgenin üzerine
“Kontrol edilmiş ve uygun görülmüştür” şerhi düşer veya yazılı görüş düzenler (form
doldurur). Uygun bulmamışsa, yazılı görüşte nedenlerini açıklayarak, ilgili birime gönderir.
İlgili birim, görüş yazısını işlem dosyasında saklar, bir örneği ödeme emri belgesine eklenir.
Mali hizmetler biriminin ön mali kontrolüne tabi mali karar ve işlemler, Usul ve
Esasların, 16-26 ncı maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak kontrol bununla sınırlı değildir. İdare
isterse, riskli alanları dikkate alarak bir düzenleme yapabilir. Üst Yöneticinin onayıyla
yürürlüğe girer ve on işgünü içinde Maliye Bakanlığı’na bildirilir.
ÖMK sonucunda uygun görüş verilmediği halde harcama yetkilileri tarafından
gerçekleştirilen işlemler, malî hizmetler birimince kayıtları tutulur ve aylık dönemler itibariyle
üst yöneticiye bildirilir. Söz konusu kayıtlar iç ve dış denetim sırasında denetçilere de sunulur.
Kamu kaynaklarının etkili, ekonomik, verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılması,
ön mali kontrol ile mümkündür. Ancak, kurumda Gerçekleştirme Görevlisi ve mali hizmetler
birimindeki Ön Mali Kontrol Görevlisi, belgenin üzerine “Kontrol edilmiş ve uygun
görülmüştür” şerhi düşmemekte, uygun bulmadığı ödemelerde yazılı görüş vermemekte,
harcama yetkilileri sözleşme yapmadan önce, sözleşme tasarısının incelenmesi için Mali
Hizmetler Müdürlüğüne göndermemektedir.
BULGU 12: İdari Para Cezaları İçin Encümen’den Karar Alınmaması ve 120
Tahakkuk Hesabının Kullanılmaması, Taşınmaz Mal Kiraları ve Jeotermal Kaynakları
Kullanan Firmalardan Alınan İdare Payının Tahakkuk Kaydının, Tahsil Aşamasında
Yapılması.
184
a) İdari para cezaları için Encümen’den karar alınmamaktadır. Özel idare personelince, bazı
firmaların ruhsatsız olarak maden üretimi yaptığının tespit edilmesi üzerine, 3213 sayılı Maden
Kanunu’nun 12 nci maddesi gereği, Genel Sekreterlik Makamı Oluru ile idari para cezaları
tahakkuk ettirilmekte, tahsil edilmesi için de ilgili firmaya ödeme emri gönderilmektedir (yev.
2646, 3027). Oysa 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’nun 26 ncı maddesinde, İl Encümeni’nin
“Kanunlarda öngörülen cezaları verme” görev ve yetkisine sahip olduğu ifade edilmektedir.
İdari para cezası, Encümen’den karar çıkınca tahakkuk etmektedir. Ödeme emrinin tebliğ
tarihinden itibaren 15 gün içinde Sulh Ceza Mahkemesine dava açılması durumunda cezanın
tahsil edilme imkânı kalmayacaktır.
b) İdari para cezalarında 120 Gelirlerden Alacaklar Hesabı kullanılmamaktadır (yev: 39, 945,
232). Bu uygulama Mahalli İdareler Muhasebe Yönetmeliğine uygun değildir. Yönetmeliğin 84
üncü maddesine göre, alacaklar tahakkuk edince, 120 Gelirlerden Alacaklar Hesabına borç, 600
Gelirler Hesabına alacak kaydedilir. Alacak tahsil edilemeyip hukuki süreç başlatıldığında, 121
Gelirlerden Takipli Alacaklar Hesabına borç, 120 hesabına alacak kaydı yapılır.
Gelirler, tahakkuk edince önce tahakkuk, sonra tahsil kaydı yapılmalıdır. Eğer tahakkuk kaydı
yapılmazsa ve alacak tahsil edilmezse, takibi mümkün olamaz. Kamu zararı riski doğar.
120 hesabı, tahakkuk aşamasında kullanılmadığı gibi, ceza tahsil edilince de kullanılmamakta,
sadece banka ve gelir hesapları çalıştırılmaktadır. Sonuçta, 120 hesabı olması gerekenden daha
az görünecek, mali tablolar gerçeği yansıtmayacaktır.
c) Taşınmaz mal kiraları ve jeotermal kaynakları kullanan firmalardan alınan idare payının
tahakkuk kaydı, tahsil aşamasında yapılmaktadır. Oysa, firmanın Bilanço veya Gelir Tablosu,
Mart ayı sonuna kadar temin edilince 120 Gelirlerden Alacaklar Hesabına giriş yapılması,
Haziran ayı sonuna kadar tahsil edilince de tahakkuk hesabının kapatılıp gelir hesabına
kaydedilmesi gerekmektedir. Oysa, tahsilat sırasında tahakkuk hesabına giriş ve çıkış
yapılmaktadır. 120 hesabının kullanılması, alacakların takibi için gereklidir.
BULGU 13: MİGEM-den Özel İdare Payı Tahakkuk Listesinin Her Yıl
İstenmemesi.
Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliğinin 36 ncı maddesinde, (I-a) grubu
dışındaki maden ocaklarını işleten firmaların, her yıl Nisan ayı sonuna kadar, yıllık Satış Bilgi
Formu ve İşletme Faaliyeti Bilgi Formunu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri
Genel Müdürlüğü (MİGEM) -e verecekleri ifade edilmektedir.
185
İçinde özel idareye ödenmesi gereken miktarların da yazılı olduğu bu formlar, sadece
MİGEM-e verilmesi nedeniyle, özel idare Devlet Hakkı alacağını bilememekte ve takibini
yapamamaktadır.
Bu nedenle, idarenin her yıl (MİGEM)-den Devlet Payları tahakkuk listesini istemesi
gerekirken, bu liste istenmemiş ve bu suretle tahakkuk kaydı yapılmamıştır. İdare, maden
ocaklarından ne kadar alacağı olduğunu bilmemekte, firmanın yatırdığı tutarları doğru kabul
etmekte, çapraz denetim yapmamaktadır.
BULGU 14: Elektrik, Doğalgaz, Telefon ve İnternetin İhalesiz Alınması.
a)Elektrik alımı: İhale yapılmadan, bir firmayla indirim anlaşması yapılmıştır. Oysa,
17.06.2011 tarih ve 2011/DK.D-105 sayılı Kamu İhale Kurulu Kararında “Serbest Tüketici”
olan idarelerin elektrik ihtiyaçlarını, 4734 sayılı Kanun çerçevesinde, mal alım ihalesi olarak
temin etmeleri gerektiği ifade edilmekte, gerek bu kararda, gerekse Maliye Bakanlığı Bütçe ve
Mali Kontrol Genel Müdürlüğü’nün 13.10.2011- 13316 ve 21.03.2013- 3003 tarih ve sayılı
genelgelerinde, yapılacak ihale ile ilgili ayrıntılı bilgi verilmektedir.
Serbest tüketici olunmasına ilişkin hususlar, Elektrik Piyasası Serbest Tüketici
Yönetmeliği’nde yer almaktadır. Mevcut elektrik hatlarını kullanarak, özel firmalardan elektrik
almak mümkündür. Özel firmalar rüzgar, doğal gaz, linyit, hidroelektrik (HES), akaryakıt,
jeotermal gibi kaynaklardan elektrik üretmekte ve TEDAŞ tarifesine göre indirimli satmaktadır.
Bu şekilde piyasada 130 kadar firma bulunmaktadır. Serbest tüketiciler istediği tedarikçi firma
ile anlaşma yaparak, elektriği daha ucuza alabilecektir.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, her yıl Ocak ayında, serbest tüketici limitini
belirlemektedir. 2015 yılı için bu limit, 4.000-kwh (kilovatsaat) olarak belirlenmiştir. Bu
limitten daha fazla elektrik tüketenler, serbest tüketicidir. Bu nedenle serbest tüketici
olunabilmesi için, idarenin farklı noktalarındaki elektrik tüketimlerinin birleştirilmesinde yarar
vardır. Ayrıca idare, elektriğini doğrudan iletim sisteminden alıyorsa, limit şartına bağlı
olmaksızın serbest tüketici kapsamındadır.
Serbest tüketici olan idare, elektrik dağıtım şirketine 1 Ocak, 1 Nisan, 1 Temmuz veya 1
Ekim tarihlerinde başvurur ve EPDK tarafından yayınlanan sayaç tebliğine uygun, çok zamanlı
ölçüm yapabilen, dijital sayaç taktırır. İhale aşamasında ulusal düzeyde ilan yapılarak, bütün
firmaların katılımı sağlanmalıdır. Ayrıca fiyat farkı ödemek de mümkündür.
186
Tedarikçisini seçmeyen idareler, daha pahalı elektrik almaktadırlar. İhale yapılması
rekabeti getireceğinden, elektrik indirimli alınacak, kamu kaynakları etkin ve ekonomik
kullanılmış olacaktır.
b) Doğalgaz alımı: Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü’nün
13.10.2011 tarih ve 13316 sayılı Genelgesi’nde, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında
bulunan idarelerin serbest tüketici olmaları halinde, doğalgaz ihtiyaçlarını ihale yoluyla temin
etmelerinin esas olduğu ifade edilmiş, gerek bu genelgede, gerekse 21.03.2013 tarih ve 3003
sayılı genelgede, yapılacak ihale ile ilgili ayrıntılı bilgi verilmiştir.
Serbest tüketici olunmasına ilişkin hususlar; 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu ve
Doğalgaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nde yer almaktadır. Mevcut
doğal gaz hatlarını kullanarak, özel firmalardan doğal gaz almak mümkündür. BOTAŞ
haricinde doğal gaz ithal eden ve satan bir çok firma vardır. Toptan satış lisansı verilen firma
sayısı, şu anda 40 civarında olup, BOTAŞ’ın belirlediği fiyat tarifesi üzerinden indirim
yapmaktadırlar. Serbest tüketiciler, istediği tedarikçi firma ile anlaşma yaparak, doğal gazı daha
ucuza alabilir.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, her yıl Ocak ayında, serbest tüketici limitini
belirliyor. 18.12.2014 tarih ve 5362 numaralı Karar ile 2015 yılı için limit kaldırılmıştır. Bu
Kararda; şehir içi doğal gaz dağıtım lisansı ihalesi sonucunda, dağıtım lisansı sahibi olan tüzel
kişilerin, lisans yürürlük tarihinden başlamak üzere, ilk 5 yıllık süre bitmiş olması şartıyla, tüm
tüketicilerin Serbest Tüketici olduğu (konut tüketicileri hariç) ifade edilmektedir.
Rize’deki doğal gaz dağıtım firması olan AKSA Karadeniz Doğalgaz Dağıtım A.Ş
firmasına, 15.03.2007 tarihinde lisans verildiğinden, artık 5 yıl şartı dolmuştur ve kamu
idareleri, istediği firmadan ihale ile doğal gaz alabilecektir. İdarenin, bağlı olduğu dağıtım
şirketine yazılı başvuruda bulunarak, mevcut sayaçlarını uzaktan okuma sistemine uygun hale
getirmesi gerekmektedir. Ayrıca 300 mbar ve üzeri doğalgaz kullanan serbest tüketicilerin
sistemlerine otomatik hacim düzeltici (korrektör) tesis etmesi zorunludur. İhale aşamasında
ulusal düzeyde ilan yapılarak, bütün firmaların katılımı sağlanmalıdır. Ayrıca fiyat farkı
ödemek de mümkündür.
Serbest tüketici olan İl Özel İdaresinin tedarikçi firmayı belirlememesi ve sözleşme
yapmaması, doğal gazın daha pahalı alınmasına, dolayısıyla kamu kaynaklarının israf
edilmesine sebep olmaktadır.
c)Telefon ve internet hizmeti alımı: İnternet hizmeti alımıyla ilgili olarak, bir firmayla
indirim anlaşması yapılmıştır. Oysa, Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel
Müdürlüğü’nün 13.10.2011 tarih ve 13316 sayılı Genelgesi’nde, 4734 sayılı Kamu İhale
187
Kanunu kapsamında bulunan idarelerin elektronik haberleşme hizmetlerini, ihale yoluyla temin
etmelerinin esas olduğu belirtilmiş, gerek bu genelgede, gerekse 21.03.2013 tarih ve 3003 sayılı
genelgede, yapılacak ihale ile ilgili ayrıntılı bilgi verilmiştir.
Telefon ve internet hizmeti veren birçok firma vardır. Gerek kablosuz, gerekse mevcut
telefon hatlarını kullanarak, özel firmalardan bu hizmetleri daha ucuza almak mümkündür.
İhale aşamasında ulusal düzeyde ilan yapılarak, bütün firmaların katılımı ve rekabet sağlanmış
olur.
İhale yapılmadan telefon ve internet hizmeti alınması, kamu kaynaklarının israf
edilmesine sebep olmaktadır.
Doğalgaz, elektrik, telefon ve internet ihaleleri yapılmadan önce, yaklaşık maliyet
hazırlanırken, geçen seneki toplam tüketim miktarı esas alınır ve ek binalar, şantiyeler, Vali
Konağı, okullar, kaymakam lojmanları, ilçe özel idare müdürlükleri, sosyal tesisler gibi özel
idareden ödeme yapılan bütün kurumlar dahil edilir. Bu sayede indirimli tarifeden ödeme
yapmaları sağlanmış olur. Kurumsal ve fonksiyonel kodları farklı olsa bile, bu kurumlara
indirim yapılacağı konusunda sözleşmeye hüküm konabilir.
BULGU 15: Mevzuata Aykırı Olarak Özel İdare Genel Sekreteri İçin Konut
Kiralanması
Rize İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Şefik AYGÖL ile konut sahibi arasında kira
sözleşmesi imzalanmış ve toplam 17.400 TL kira bedeli bütçeden ödenmiş ve kiralama
döneminde Maliye Bakanlığının yayınladığı tebliğ doğrultusunda hesaplanan kira bedeli tutarı
(aylık 201,00-TL) personelden tahsil edilmiştir.
2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu’nun 2 nci maddesinde konut kiralamanın zaruri
hallerde ve kısıtlı olarak yapılacağı ifade edilmektedir. Kamu Konutları Yönetmeliği’nin 4
üncü maddesinin dördüncü fıkrasında ise bütçesinde yeterli ödeneğinin bulunması ve ilgili
Bakanlığın teklifi, Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Başbakanlıktan izin alınması
şartıyla konut kiralanabileceği ifade edilmiştir. Ancak bu şartların hiçbiri yerine getirilmeden
kiralama yapılmıştır.
Ayrıca kiralanan apartman dairesi için kira ödemesi, Genel Sekreterin Rize ilindeki
görevi sona ermiş ve söz konusu görev vekaleten yürütülmüş olmasına rağmen devam
etmiştir.Yerinde yapılan incelemede söz konusu dairede hali hazırda oturan kimse olmadığı
ancak içerisinde özel idare taşınır ve muhasebe kayıtlarında mevcut olmayan toplam 65.640,33
TL değerinde ev eşyasının yer aldığı görülmüştür. Bu husus ise ayrı bir bulgu konusu olarak ele
alınmıştır.
188
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 8 inci maddesine göre,
kurum yetkilileri, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde
edilmesinden, kullanılmasından, ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin
alınmasından sorumludur.
BULGU 16: Personele Ödenen Sosyal Denge Tazminatı Tutarının, Sözleşmeye Net
Yazılması.
Kurum ile Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (BEMBİRSEN) arasında
akdedilen Sosyal Denge Tazminatı Sözleşmesi’nin 8 inci maddesinde tazminatın net ödeneceği
ifade edilmektedir.
Sosyal Denge Tazminatı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61 inci maddesi gereği
“Ücret” niteliğinde olup, gelir vergisi kesintisine tabidir.
Sözleşmeye net ödenecek rakam yazıldığında, idare netten brüte giderek gelir vergisini
hesaplayıp bütçesinden ödemektedir. Oysa, sözleşmeye “Brüt” ifadesi yazılsaydı, vergiyi
personel ödeyecek, kamu kaynağı ekonomik kullanılacaktı.Bundan sonraki sözleşmelerde
tazminat oranlarının brüt ifade edilmesi gerekmektedir.
BULGU 17: Kaçak Akaryakıtların Tasfiye Edilmemesi.
Emniyet ve Jandarma birimlerinin özel idareye teslim ettiği yaklaşık 87 bin litre kaçak
akaryakıt, tanklar içerisinde yıllarca bekletilmekte, tasfiye edilmemektedir. Gerekçe olarak,
numune alınmadığı, analiz sonuçlarının gelmediği ve dava sürecinin devam ettiği ifade
edilmiştir. Kaçak akaryakıt miktarı, 2008 yılından itibaren sürekli artmış ve artmaya devam
etmektedir.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, “Üst
yöneticinin, sorumlulukları altındaki kaynakların verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını
sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden sorumlu olduğu” ifade edilmektedir.
Kaçak akaryakıtların nasıl bir işleme tabi tutulacağı, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele
Kanunu ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa Göre El Konulan Akaryakıtın
Teslimi, Muhafazası, Tasfiyesi ve Yapılan Masraflara İlişkin Uygulama Yönetmeliğinde
ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
5607 sayılı Kanunun Geçici 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında, 11.04.2013 tarihinden
önce el konulan kaçak akaryakıt hakkında, bu tarihten itibaren hakim veya mahkeme tarafından
tasfiye kararı verilmesi gerektiği, bu süreler içinde karar verilmemesi halinde yakıtın derhal
tasfiye edileceği ifade edilmektedir. Ancak bu madde hükmü uygulanmamış, kaçak akaryakıt
tasfiye edilmemiştir.
189
Uygulama Yönetmeliğinin Geçici 1’inci maddesinin ikinci fıkrasında da aynı hükümler
vardır.
İdare akaryakıtı tasfiye etmesi gerekirken, mahkemelere yazı yazarak analiz sonuçlarını
istemiştir. Sürekli yazışmalar, iş yükünü artırması nedeniyle, Rize 1. Asliye Ceza Mahkemesi,
03.11.2014 t. ve 2014/487 Muh s. yazısı ile 15.12.2014 t. ve 2014/556 Muh s. yazısında,
dosyalar içerisinde analiz raporu olup olmadığının tespit edilemediği ifade edilmiş, bu konuda
mahkemeye müzekkere yazılmaması istenmiştir.
Ayrıca Rize Pazar Cumhuriyet Başsavcılığının 12.12.2014 t. ve 2014/2592 s. yazısında
ise, bekleyen akaryakıtın analiz işlemleri yapılmadan tasfiye edilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Teslim alınan akaryakıtlar tanka karışık konulduğu için, numune alınmasının bir önemi
yoktur. Örneğin 100- litre kaçak akaryakıtın numune analiz sonucu teknik düzenlemelere
uygun olsa bile 100- litrelik yakıt, bozuk olan yakıtlarla karıştığı için kullanılamaz ve
satılamaz. Bu nedenle tanklarda karışık olarak bekleyen akaryakıtlar, bozuk (teknik
düzenlemelere uygun olmadığı) kabul edilerek, Yönetmeliğin 18 inci maddesine göre tasfiye
edilecektir. Bu maddenin birinci fıkrasında aynen:
“Numune analiz sonuçları teknik düzenlemelere uygun olmayan kaçak akaryakıt, il özel
idaresi veya defterdarlık tarafından en yakın rafinericiye satılır. Rafinerici, bu ürünleri almakla
yükümlüdür. Bu satışta ürünlerin satış bedeli, benzin, motorin türleri, gaz yağı, jet yakıtı ile
nafta ve solvent türlerinde rafineride bir önceki ay sonunda oluşan ham petrol/devir maliyet
fiyatından, diğer ürünlerde ise yüzde altmışından az olamaz.” şeklinde ifade edilmektedir.
Akaryakıtın rafineriye tesliminde şöyle bir sorun çıkmaktadır: Kaçak yakıt, 5607 sayılı
Kanunda tarif edilen “Akaryakıt” tanımına girmiyorsa (bitkisel yağ/mineral karışımı varsa)
rafineri teslim almamaktadır. Bu nedenle, teslim edilecek yakıtın “Akaryakıt” olduğunu ispat
eden (marker kontrol yazısı) gibi belgelerin rafineriye ibraz edilmesi gerekmektedir. (TÜPRAŞ,
özel idareye gönderdiği 05.03.2014 t. ve 1767 s. yazısında; kaçak akaryakıtın mühürlü tankerle
getirilmesi, mühür numaralarının bildirilmesi ve yakıtın suyu boşaltıldıktan sonra teslim
alacağını ifade etmiştir)
Tasfiye için yargılama sonucunu da beklemeye gerek yoktur. Yargılama kişi lehine
sonuçlanınca bedeli ödenir. 5607 sayılı Kanunun 16/A maddesinin dördüncü fıkrasında:
“Yargılamanın, tasfiye edilen kaçak akaryakıt sahiplerinin lehine sonuçlanması halinde;
satışı yapılan kaçak akaryakıtın toplam satış bedelinden vergiler düşüldükten sonra kalan tutarı,
akaryakıtın tahsis edilmiş olması halinde ise vergiler hariç üçüncü fıkra hükümlerine göre
belirlenen bedeli, el koyma tarihinden kararın kesinleştiği tarihe kadar geçen süre için kanuni
190
faiz ilave edilerek ilgili kurum bütçesinden hak sahibine ödenir. Gerekli ödenek, Maliye
Bakanlığınca ilgili kurumlara aktarılır.” hükmü vardır.
Kaçak akaryakıtın, numune alındıktan sonra teslim alınması, ayrı bidonlara konulması,
yakıtların birbirine karıştırılmaması önem arz etmektedir.
Sonuç olarak, kaçak akaryakıtlar yıllardır tanklarda bekletilmekte, fiziki olarak tehlike
arzetmekte ve kaynaklar ekonomik kullanılmamaktadır. Bu nedenle, akaryakıtların bir an evvel
tasfiye edilmesi gerekmektedir. İdare, 5607 sayılı Kanunun Geçici 6 ncı maddesinin üçüncü
fıkrasında ifade edilen “Derhal tasfiye edilir” amir hükmünü uygulamak zorundadır.
BULGU 18: Kamu İdaresine Ait Bazı Taşınırların Kaydının Olmaması
2015 yılı denetimleri sırasında, yerinde yapılan incelemede;
-Rize Genel Sekreterlik makamında bulunan taşınırların kayıtlarının olmadığı, taşınır işlem
fişlerinin düzenlenmediği,
-2014 yılı santral yenilenmesi kapsamında alınan sabit telefon cihazlarının kayıtlarının
olmadığı ve dolayısıyla demirbaş zimmet fişlerinin düzenlenmediği,
-2015 yılı kabin düzenleme işi kapsamında alınan taşınırların kayıtlarının olmadığı
-Genel Sekreter konutu olarak önceki yıllarda kiralaması başlatılmış ve 2015 yılında da kira
sözleşmesi yenilenmiş apartman dairesinde yapılan yerinde incelemede içerisinde bulunan ev
eşyalarına ilişkin herhangi bir kaydın olmadığı,
görülmüştür.
10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 44 üncü
maddesine dayanılarak hazırlananan Taşınır Mal Yönetmeliği'ne göre taşınır mahiyetinde olan
kamu idaresine ait tüm malların kayıt altına alınması gerekmektedir.
BULGU 19: Kültür Katkı Payı İşlemlerinin Mevzuata Uygun Olmaması.
a)Katkı payı için ayrı bir banka hesabı kullanılmamaktadır. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 12 nci maddesine göre; belediyelerin ve il özel idarelerinin
görev alanlarında kalan kültür varlıklarının korunması ve değerlendirilmesi amacıyla
kullanılmak üzere, mükellef hakkında tahakkuk eden emlak vergisinin % 10'u nispetinde,
Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Payı tahakkuk ettirilir ve ilgili belediyesince
emlak vergisi ile birlikte tahsil edilir. Tahsil edilen miktar, il özel idaresi tarafından açılacak
özel hesapta toplanır ve bu pay valinin denetiminde kullanılır. Katkı payı için ayrı bir hesap
açılması mevzuat gereğidir. Oysa özel idarenin banka hesabı kullanılmaktadır.
191
b)Katkı payı vadesiz banka hesabında tutularak faiz gelirinden mahrum kalınmaktadır.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 8 inci maddesinde, yetkililerin,
kaynakların kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumlu olacağı ifade
edilmektedir. Hesapta toplam 2.826.214,79-TL vardır ve para çıkışı çok nadir olmaktadır. Bu
para, vadeli hesapta tutulursa, faiz geliri elde edileceğinden, kamu kaynakları daha ekonomik
kullanılmış olur.
c)Katkı payını ödemeyen belediyeler için İller Bankasına yazı yazılmamıştır. 2863 sayılı
Kanunun 12 nci maddesine göre, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı olarak
tahsil olunan miktarlar, tahsil edildiği ayı takip eden ayın onuncu günü akşamına kadar, il özel
idarelerine bir bildirim ile beyan edilerek aynı süre içinde ödenir. Tahsil ettikleri katkı payını
yukarıda belirtilen süre içinde il özel idarelerine yatırmayan belediyelerden, bu katkı payları
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre gecikme
zammı tatbik edilerek tahsil edilir. Ödenmeyen paylar, ilgili il özel idaresinin talebi üzerine,
ilgili belediyenin İller Bankasından aldığı genel bütçe vergi gelirleri payından kesilerek talep
eden özel idareye gönderilir.
Kültür Katkı Payı Alacak Tablosu
Borçlu Belediye Borç Tutarı
Rize 746.061,40
Kendirli 7.383,13
Büyükköy 20.325,48
Derepazarı 3.653,13
Güneysu 2.269,02
İyidere 132.797,04
Pazar 195.144,65
Toplam 1.107.633,85
BULGU 20: Sosyal Tesislerle İlgili Yapılan İşlemlerin Mevzuata Uygun Olmaması.
Özel idarenin yemekhane, misafirhane, işçi lokali ve memur lokali olmak üzere dört
adet sosyal tesisi bulunmakta, gelir elde etmekte, gider yapmaktadır. Ancak yapılan bazı
işlemler mevzuata uygun değildir.
Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca İşletilen Sosyal Tesislerin Muhasebe Uygulamalarına
Dair Esas ve Usullerin;
13 üncü maddesinde, yıllık gayrisafi hasılat tutarı 500.000,00 TL’ yi aşmayan sosyal tesisin,
işletme esası hesabına tabi olduğu,
192
20 nci maddesinde, tesisin işletme defteri kullanacağı, giderlerin defterin sol, gelirlerin ise sağ
tarafa günlük olarak kaydedileceği,
21 inci maddesinde, defterin bütün sayfalarının mühürlenip, kaç sayfalı olduğunun ilk sayfasına
yazılarak, yönetici tarafından onaylanacağı,
55 inci maddesinde, tesisin yıl sonunda işletme hesabı özeti tablosunu düzenleyeceği, bu
tabloda gider, gelir, banka ve kasa mevcudu, alacaklar ve borçların yer alacağı,
24 ve 56 ncı maddelerinde, birden fazla sosyal tesis varsa, mali raporların, faaliyet döneminin
bitimini takip eden bir ay içerisinde konsolide edileceği, (Örnek: 9/A, 9/B), konsolide edilen
mali raporların, ilgili oldukları mali yılı takip eden yılın Mart ayı sonuna kadar Maliye
Bakanlığına gönderileceği, ve
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun;
217 nci maddesinde, defter ve kayıtlara, rakam ve yazının yanlış yazıldığı takdirde,
düzeltmenin yanlış rakam ve yazı okunacak şekilde çizilmek, üst veya yan tarafına veyahut
ilgili bulunduğu hesaba doğrusu yazılmak suretiyle yapılabileceği, deftere yazılan bir kaydı
kazımak, çizmek veya silmek suretiyle okunamaz bir hale getirmenin yasak olduğu,
218 inci maddesinde, satırların çizilmeksizin boş bırakılamayacağı ve atlanamayacağı,
sayfaların yırtılamayacağı,
Maliye Bakanlığı’nın 06.04.2012 tarih ve 28256 sayılı Resmi Gazetede yayınladığı 5
sıra no’lu Genel Yönetim Malî İstatistikleri Genel Tebliği’nin, 6 ncı maddesinin dördüncü
fıkrasında ise, sosyal tesislerin hesap bilgilerinin, tüm sosyal tesisler için konsolide edilmiş ve
Genel Yönetim Detaylı Hesap Planına dönüşümü yapılmış olarak, ilgili birimi tarafından
KBS’ye girileceği,
ifade edilmektedir. Ancak yapılan incelemede;
a)Misafirhaneyle ilgili olarak;
-Konaklayan kişilerden imza alınmadığı,
-Düzenlenen tahsilat makbuzlarının seri numaralarının olmadığı, bir kısım sayfaların yırtıldığı,
rakam ve yazıların çizildiği veya üzerinin daksille kapatıldığı, tutar kısmına iki adet miktarın
yazıldığı, tahsil eden görevlinin isminin yazılmadığı,
-Konaklama amacı dışında harcamalar yapıldığı, (Trafik cezası, araç bakımı, kargo, çiçek, gıda
bedeli, Vali-Genel Sekreter temsil ağırlama harcamaları, Genel Sekreter odasına buzdolabı
alımı, vs)
b)Yemekhaneyle ilgili olarak;
-Yemek bedelleri tahsil edilince tahsilat makbuzunun düzenlenmediği,
-Personele veresiye yemek yedirildiği,
193
-Alacakların tahsilinde sıkıntı yaşandığı,
-Kullanılan yemek kartı sisteminin sık sık hata verdiği,
-Valilik giderlerinin ödendiği,
-Gıda maddelerinin parça parça alındığı (Oysa, geçen seneki alımlar dikkate alınarak, bir yılı
kapsayacak şekilde ihale yapılırsa, firmalar büyük miktarda indirim yapacaktır. Alınan malı
depoya getirme şartı yoktur. “İhtiyaç oldukça teslim alınacağı” hükmü şartnameye konabilir.
Bu sayede malın bayatlama, bozulma, çürüme derdi olmaz)
c)İşçi ve memur lokaliyle ilgili olarak;
-Gelir ve giderlerin ayrı bir İşletme Defterine yazılmadığı,
-Yıl sonunda “İşletme Hesabı Özeti” tablosunun düzenlenmediği,
d)Genel olarak:
-Tesislerle ilgili mali bilgilerin KBS sistemine girilmediği,
-Yönetim Kurulu oluşturulmadığı,
-Kararların Karar Defteri’ne yazılmadığı,
-Tesisler için tek banka hesabı kullanılması nedeniyle hesapların karıştığı,
-Bankadan aylık hesap özeti alınmayarak, para giriş ve çıkışların takip edilmediği,
-İşletme defterlerinin yetkili amirce onaylanmadığı, bazı sayfalarının yırtıldığı, kayıtların
okunamayacak şekilde üzerinin çizildiği, elde edilen gelirlerin yazılmadığı,
-Görevli personele verilen avansların takibinde sıkıntı olduğu,
-Borçların banka ile değil, nakit olarak ödendiği,
-Tesisler birbirine borç verdiğinde, “İşletme Hesabı Özeti” tablosuna kaydedilmediği,
-Yıl sonlarında, tesisler için bir “İşletme Hesabı Özeti” tablosunun düzenlendiği, tesislerin
hangisinin kar, hangisinin zarar ettiğinin anlaşılamadığı, bu nedenle kamu kaynağının verimli
kullanılması, hesap verebilirlik ve şeffaflık ilkelerinin gerçekleşmediği,
-“İşletme Hesabı Özeti” tablosunun, Esas ve Usuller eki örnek-8 e uygun olmadığı,
-Tesislere ait mali raporların, faaliyet döneminin bitimini takip eden bir ay içerisinde konsolide
edilmediği ve Mart ayı sonuna kadar Maliye Bakanlığına gönderilmediği,
Tespit edilmiştir.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, “Üst
yöneticinin, sorumluluğu altındaki kaynakların verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını
sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden sorumlu olduğu” ifade edilmektedir.
Kanunun 49 uncu maddesine göre, kamu kaynaklarının kötüye kullanımının önlenmesi ancak
muhasebe sistemi ile mümkündür.
==0
194
TUNCELİ BELEDİYESİ 2017 RAPORU
BULGU 1: Tapuda Kayıtlı Olan Taşınmaz Mallar İçin Düzenlenen Taşınmaz İcmal
Cetvelinin, Yönetmelikte Bahsedilen Forma Uygun Olmaması.
Tapuda kayıtlı olan taşınmaz mallar için düzenlenen Taşınmaz İcmal Cetvelinin, Kamu
İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmelik’te bahsedilen forma uygun olmadığı
görülmüştür.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 44'üncü maddesinde kamu
idarelerinin taşınmazlarının kaydına ilişkin usul ve esasların çıkarılacak yönetmelik ile
belirleneceği belirtilmiştir.
Buna istinaden 2006/10970 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Kamu İdarelerine Ait
Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmelik çıkarılmıştır. Yönetmeliğin Kayıt Şekli başlıklı 7'nci
maddesinde:
(1) Kamu idareleri;
a) Tapu kütüğünde adlarına tescilli olan ve Ek 1’deki Kayıt Planının “Tapuda Kayıtlı Olan
Taşınmazlar” başlığı altında yer alan taşınmazların kaydını Ek 2’deki ‘Tapuda Kayıtlı Olan
Taşınmazlar Formu’nda,
b) (Değişik: 3/6/2014-2014/6455 K.) Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan ve Ek 1’deki Kayıt
Planının “Tapuda Kayıtlı Olmayan Taşınmazlar” başlığı altında yer alan taşınmazlardan
sadece ekonomik olarak değerlendirmeye konu olanlar ile kamusal ihtiyaçlarda kullanılanların
kaydını Ek 3’teki Tapuda Kayıtlı Olmayan Taşınmazlar Formu’nda,
c) Ek 1’deki Kayıt Planının “Orta Malları” başlığı altında yer alan taşınmazların kaydını Ek
4’teki ‘Orta Malları Formu’nda,
ç) Ek 1’deki Kayıt Planının “Genel Hizmet Alanları” başlığı altında yer alan taşınmazların
kaydını Ek 5’teki ‘Genel Hizmet Alanları Formu’nda,
d) Tapu kütüğünde üçüncü kişiler adına tescilli veya diğer kamu idarelerinin yönetiminde
olmakla birlikte irtifak hakkı tesisi, tahsis, kiralama, kullanma izni verilmesi gibi yollarla
kullanım hakkı kendilerine verilen taşınmazların kaydını Ek 6’daki “Sınırlı Aynî Haklar ile
Kişisel Haklar ve Tahsis Formu’nda”,
yer alan bilgileri içerecek şekilde bilgisayarda veya deftere yazarak kaydını tutarlar.
195
(2) Kamu idarelerinin taşınmaz kayıt ve kontrol işlemleriyle görevli birimlerince hazırlanan bu
formlar taşınmaz icmal cetvelleri hazırlanmak üzere mali hizmetler birimine gönderilir. Mali
hizmetler birimince bu formlar konsolide edilerek bu Yönetmeliğin ekinde (Ek 7) bulunan
örneğe uygun şekilde taşınmaz icmal cetvelleri oluşturulur.
(3) İcmal cetvellerinde, kayıt planında belirtilen unsurların her biri için bir satır ayrılır ve bu
taşınmazlara ilişkin adet, yüzölçüm ve değer toplamları belirtilir.”
hükümleri yer almaktadır.
Bu hükümlere göre, belediye taşınmazlarının söz konusu yönetmelik eki Tapuda Kayıtlı Olan
Taşınmazlar Formu’nda, Tapuda Kayıtlı Olmayan Taşınmazlar Formu’nda, Orta Malları
Formu’nda, Genel Hizmet Alanları Formu’nda, Sınırlı Aynî Haklar ile Kişisel Haklar ve Tahsis
Formu’nda yer alan bilgileri içerecek şekilde bilgisayarda veya deftere yazarak kaydının
tutulması ve bu formların esas alınarak taşınmaz icmal cetvellerinin oluşturulması
gerekmektedir.
Ancak yönetmelikte bahsedilen bu işlemler yapılmamıştır. Taşınmaz malların yönetmelik
ekindeki forma uygun olarak kaydedilmesi gerekmektedir.
BULGU 2: Belediyeye Ait Taşınmazların Değer Tespitinin Yapılmaması ve Muhasebe
Kayıtlarına Alınmaması.
Belediye adına tapuda kayıtlı olan 460 adet taşınmazın değer tespitinin yapılmadığı ve ilgili
muhasebe hesaplarına kaydedilmediği görülmüştür.
02.10.2006 tarih ve 26307 sayı ile yayımlanan Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına
İlişkin Yönetmeliğin “Kayıt ve kontrol işlemleri” başlıklı 5’inci maddesinde, tapuda kayıtlı
olan taşınmazların maliyet bedeli üzerinden veya bu bedel belirlenemiyorsa rayiç değer
üzerinden kayda alınması gerektiği, rayiç bedeli belirlenemiyorsa iz bedeli üzerinden kayıtlara
alınacağı ifade edilmiştir.
Yönetmeliğin geçici 1 inci maddesinde ise;
(1) Yönetmeliğin 5 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre maliyet bedeli veya rayiç değerleri
üzerinden muhasebe kayıtlarına alınması gereken taşınmazlar bu değerler üzerinden kayıtlara
alınıncaya kadar emlak vergi değerleri üzerinden ve aşağıdaki şekilde kayıtlara alınır:
a) Taşınmazların fiili envanteri emlak vergi değerleri üzerinden kayıt ve kontrol işlemleriyle
görevli birimlerince, mevcut kullanım şekilleri esas alınarak en geç 30/9/2014 tarihine kadar
tamamlanır ve bu Yönetmelik ekinde yer alan formlara ve icmal cetvellerine kaydedilir.
b) Fiili envanteri yapılan taşınmazlara ait bilgiler muhasebe kayıtları yapılmak üzere ilgili
muhasebe birimlerine verilir. Muhasebe birimleri, kayıtlı taşınmazları ilgili hesaplardan
1/10/2014 tarihi itibarıyla çıkarır ve aynı tarihte fiili envanter bilgileri üzerinden muhasebe
196
kayıtlarını yapar.
(2) Yönetmeliğin 5 inci maddesine göre yapılması gereken işlemler 31/12/2017 tarihine kadar
tamamlanır.” denilmektedir.
Buna göre; taşınmazlar, maliyet bedeli veya rayiç değerleri üzerinden muhasebe kayıtlarına
alınıncaya kadar, emlak vergi değerleri üzerinden kayıtlara alınacaktır. Taşınmaz malların fiili
envanteri yapılınca, ilgili hesaplardaki tutarlar (250 Arazi ve Arsalar Hesabı, 251 Yeraltı ve
Yerüstü Düzenleri Hesabı, 252 Binalar Hesabındaki tutarlar) çıkartılıp, fiili envanter bilgileri
üzerinden 250, 251, 252 hesaplarına kaydedilir ve bu işlemler, 31/12/2017 tarihine kadar
tamamlanacaktır. Ancak bahsedilen bu işlemler yapılmamıştır.
Belediye adına tapuda kayıtlı olan taşınmazların değer tespitinin Kamu İdarelerine Ait
Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmeliğe uygun olarak yapılması ve değerlerinin ilgili
muhasebe hesaplarına kaydedilmesi sağlanmalıdır.
BULGU 3: Kira Sözleşmesi Biten Taşınmazların Sözleşmesinin, Meclis Kararı ile Her Yıl
Uzatılması.
Kiraya verilen taşınmaz malların sözleşmesi bittiği halde, Meclis ve/veya Encümen
kararı ile sözleşme uzatılmaktadır. Bu şekilde süresi uzatılan taşınmaz sayısı 166 adet olup, bu
uygulama alışkanlık haline gelmiştir.
02.10.2017 gün 2017/85 sayılı son meclis kararında, sözleşmeyi uzatma gerekçesi
olarak; ilin sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi, esnafın ve belediyenin ekonomik durumu ve
OHAL gösterilmiştir.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun “Kapsam” başlıklı 1’inci maddesinde;
“… belediyelerin alım, satım, hizmet, yapım, kira, trampa, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi
ve taşıma işleri bu Kanunda yazılı hükümlere göre yürütülür.” denilmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun;
“Belediye Meclisinin Görev ve Yetkileri” başlıklı 18’inci maddesinde;
“Taşınmaz mal alımına, satımına, takasına, tahsisine, tahsis şeklinin değiştirilmesine veya
tahsisli bir taşınmazın kamu hizmetinde ihtiyaç duyulmaması hâlinde tahsisin kaldırılmasına;
üç yıldan fazla kiralanmasına ve süresi otuz yılı geçmemek kaydıyla bunlar üzerinde sınırlı
aynî hak tesisine karar vermek.” ,
“Belediye Encümeninin Görev ve Yetkileri” başlıklı 34’üncü maddesinde;
“Taşınmaz mal satımına, trampasına ve tahsisine ilişkin meclis kararlarını uygulamak; süresi
üç yılı geçmemek üzere kiralanmasına karar vermek.” hükümleri bulunmaktadır.
5393 sayılı Kanun’un ilgili hükümlerine göre, taşınmazların 3 yıla kadar belediye
encümeni kararıyla ihale edilerek kiraya verilmesi mümkündür. 3 yılı aşan kiralamalarda ise
197
belediye meclisinin kararı gereklidir. Kira süresi biten taşınmazlar için yeniden kiralama
ihalesine çıkılması gerekmektedir.
2886 sayılı Kanun’un “Ecrimisil ve Tahliye başlıklı” 75’inci maddesinde;
“Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malları ve
Vakıflar Genel Müdürlüğü ile idare ve temsil ettiği mazbut vakıflara ait taşınmaz malların,
gerçek ve tüzelkişilerce işgali üzerine, fuzuli şagilden, bu Kanunun 9 uncu maddesindeki
yerlerden sorulmak suretiyle, idareden taşınmaz ve değerleme konusunda işin ehli veya uzmanı
üç kişiden oluşan komisyonca tespit tarihinden geriye doğru beş yılı geçmemek üzere tespit ve
takdir edilecek ecrimisil istenir. Ecrimisil talep edilebilmesi için, Hazinenin işgalden dolayı bir
zarara uğramış olması gerekmez ve fuzuli şagilin kusuru aranmaz. … Kira sözleşmesinin bitim
tarihinden itibaren, işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket
edilir. Aksi halde ecrimisil alınır. İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine, bulunduğu
yer mülkiye amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir.”
denilmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15’inci maddesinde; 2886 sayılı Devlet İhale
Kanunu’nun 75’inci maddesi hükümlerinin belediye taşınmazları hakkında da uygulanacağı
belirtilmektedir. Buna göre kurum taşınmazları hakkında da 2886 sayılı Kanunun 75’inci
maddesi uygulanmalıdır.
Söz konusu mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere; kanun koyucu, Belediye
taşınmazlarının bu kanuna göre kiraya verilmesi gerektiği noktasında iradesini ortaya
koymuştur. Bu itibarla Kurum mülkiyetindeki taşınmaz malları kiraya verme işleri 2886 sayılı
Devlet İhale Kanunundaki ihale usullerine göre yapılmalı ve sözleşme süresinin bitiminde aynı
taşınmaz malın kiraya verilebilmesi için yeniden 2886 sayılı Kanundaki belirtilen usullerden
biriyle ihaleye çıkılmalıdır. Kira süresi sonunda işgal devam ederse, sözleşmede aksine hüküm
yoksa ecrimisil alınmalı; işgalin devam etmesi durumunda taşınmazın tahliyesi için ilgili mülki
amire talepte bulunulmalıdır.
İlgili mevzuat gereği, sözleşme sonunda taşınmaz mallar tahliye edilerek, tekrar ihaleye
çıkılması gerekir. Bu sayede rekabet oluşacağından, kamu kaynağı daha ekonomik kullanılmış
olacaktır.
BULGU 4: Mülkiyeti Belediyeye Ait İki Adet Taşınmazın, Belediye Meclisi Kararıyla
Derneklere Süresiz Olarak Tahsis Edilmesi.
Mülkiyeti belediyeye ait iki adet taşınmazın, Belediye Meclisi kararıyla derneklere
süresiz olarak tahsis edildiği görülmüştür.
198
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 75 inci maddesinin d bendinde aynen;
“Belediye, belediye meclisinin kararı üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve
sorumluluk alanlarına giren konularda; …
d) Kendilerine ait taşınmazları, aslî görev ve hizmetlerinde kullanılmak üzere bedelli veya
bedelsiz olarak mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına devredebilir veya
süresi yirmi beş yılı geçmemek üzere tahsis edebilir. Bu taşınmazlar aynı kuruluşlara kiraya da
verilebilir. Bu taşınmazların, tahsis amacı dışında kullanılması hâlinde, tahsis işlemi iptal
edilir. Tahsis süresi sonunda, aynı esaslara göre yeniden tahsis mümkündür.
Kamu kurum ve kuruluşlarına belediyeler, bağlı kuruluşları ve belediye şirketlerince devir veya
tahsis edilen taşınmazlar, kamu konutu ve sosyal tesis olarak kullanılamaz.” Denilmektedir.
Bu hükme göre belediyeler kendilerine ait taşınmazları, aslî görev ve hizmetlerinde
kullanılmak üzere bedelli veya bedelsiz olarak sadece mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve
kuruluşlarına devredebilir veya süresi yirmi beş yılı geçmemek üzere tahsis edebilir.
Kızılay Derneği ve İlim Yayma Cemiyeti kamu kurum ve kuruluşu olmadığı için
belediye tarafından tahsis yapılamaz. Kanuna aykırı olarak gerçekleştirilen taşınmaz tahsisinin
iptali gerekmektedir.
Tablo: 3 Tahsis Edilen Taşınmaz Mallar
Taşınmazın Adresi Derneğin Adı Meclis Kararı
(Gün-Sayı)
Moğultay Mah. Eski
Belediye İşhanı A Blok
Kat:2 No:206
Türk Kızılay Derneği
Tunceli Şubesi
05.04.2017 ve
2017/28
Moğultay Mah. Belediye
Sk. Eski Hizmet Binası
Kat:2 No:2
İlim Yayma Cemiyeti
Tunceli Şubesi
05.04.2017 ve
2017/29
BULGU 5: İlk Madde ve Malzeme Hesabı, Tesis, Makine ve Cihazlar Hesabı, Taşıtlar
Hesabı ile Demirbaşlar Hesabının “Sonraki seneye devir” Rakamlarının, Taşınır Mal
Cetveli ile Bilançoda Farklı Olması.
2017 Taşınır Cetvelinde kayıtlı, 150 İlk Madde ve Malzeme Hesabı, 253 Tesis, Makine
ve Cihazlar Hesabı, 254 Taşıtlar Hesabı ve 255 Demirbaşlar Hesabının “Sonraki seneye devir”
rakamları ile aynı hesapların bilançodaki tutarları uyumlu değildir.
199
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunun 50’nci maddesinde; “Bir
ekonomik değer yaratıldığında, başka bir şekle dönüştürüldüğünde, mübadeleye konu
edildiğinde, el değiştirdiğinde veya yok olduğunda muhasebeleştirilir. Bütün malî işlemlerin
muhasebeleştirilmesi ve her muhasebe kaydının belgeye dayanması şarttır.” denilmektedir.
Aşağıdaki tabloda görüleceği üzere taşınırların, Taşınır Kesin Hesap Cetvelindeki
tutarları ile bilançodaki tutarları birbirini tutmamaktadır. Bunun da kullanılan malzemelerin
muhasebe kaydının yapılmaması ve satın alınan ve muhasebeye intikal eden taşınırların taşınır
kayıtlarının yapılmamasından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Belediyenin aynı konudaki iki tablosunun farklı veri üretmesi, mali tablolara olan
güveni yok edecektir.
Tablo 4: 150, 253, 254 ve 255 Hesaplarının Bilanço ve Taşınır Hesabındaki Bakiyeleri
Hesaplar Gelecek Yıla Devreden Tutar
Bilanço Taşınır Hesabı
150 İlk Madde ve Malzeme Hesabı 769.324,70 768.876,30
253 Tesis, Makine ve Cihazlar Hesabı 4.288.495,66 4.294.235,74
254 Taşıtlar Hesabı 5.272.079,36 5.288.079,36
255 Demirbaşlar Hesabı 966.977,14 970.039,91
BULGU 6: Bazı Yatırım Harcamalarında, Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabının
Kullanılmaması.
258 Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabı’nda izlenmesi gereken tutarların bu hesapta
takip edilmeyip, doğrudan ilgili maddi duran varlık hesabına alındığı görülmüştür.
Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabı’nın niteliğinin açıklandığı Mahalli İdareler Bütçe
ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 204 üncü maddesine göre bu hesap, yapımı süren maddi duran
varlıklar için yapılan her türlü madde ve malzeme ile işçilik ve genel giderlerin; geçici ve kesin
kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece
onaylandığı tarihte, diğer hallerde işin fiilen tamamlandığını gösteren belgenin düzenlendiği
tarihte, ilgili maddi duran varlık hesabına aktarılıncaya kadar izlenmesi için kullanılır.
Aynı Yönetmelik’in 205 inci maddesinde adı geçen hesabın işleyişi açıklanmış ve
tamamlanıp geçici kabulü yapılan işlere ilişkin tutarların bu hesaba alacak, ilgili maddi duran
varlık hesabına borç kaydedileceği hüküm altına alınmıştır.
200
Kurum tarafından yılı içerisinde geçici kabulü yapılmayan 3 farklı yapım işine ait belge
ve kayıtlar incelendiğinde, geçici kabul işlemi yapılıncaya kadar 258- Yapılmakta Olan
Yatırımlar Hesabı’nda izlenmesi gereken 936.645,00- TL’nin doğrudan ilgili maddi duran
varlık hesabında izlendiği ve neticede cari yılda devam etmekte olan yatırımların mali tablolara
hatalı bir biçimde yansıtıldığı görülmüştür.
Yapılmakta olan yatırımların, geçici kabulü yapılıncaya kadar 258 No'lu Hesap'ta
izlenmesi gerekmektedir.
Mali tablolarda 258 Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabı toplam 936.645,00-TL daha az,
630 Giderler Hesabı daha fazla görünmektedir.
BULGU 7: Bilgisayar Programı Bedelleri Ödenmesinde Haklar Hesabının
Kullanılmaması.
Maddi olmayan duran varlıklarla (bilgisayar yazılımları) ilgili olarak, ekonomik değer
taşıyan harcamalar 260 Haklar Hesabında izlenmesi gerekirken doğrudan giderleştirilmiştir.
Belediye hizmetlerinde kullanılması için imar, kadastro, şehir planlama ve harita
yazılımları alınmıştır. Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 210’uncu maddesi
gereğince; bedeli karşılığı edinilen hukuki tasarruflar ile belirli alanlarda tanınan kullanma ve
yararlanma gibi hak ve yetkiler dolayısıyla yapılan ve ekonomik değer taşıyan harcamaların
260 Haklar Hesabında takip edilmesi gerekmektedir.
10 Ocak 2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Genel Yönetim Muhasebe
Yönetmeliği Genel Tebliği (Sayı: 1)’nin “Amortisman ve tükenme payı süre ve oranları”
başlıklı 5’inci maddesinin 2’nci fıkrasında, tutarına bakılmaksızın maddi olmayan duran
varlıklar için amortisman oranı % 100 olarak belirlenmiştir. Diğer bir ifadeyle maliyet bedeli
bu tutarlara kadar olan duran varlıklar, hesaplara alındığı yılın sonunda tamamen amorti
edilecektir.
Yukarıda yer alan mevzuat düzenlemesindeki amaç, maddi olmayan duran varlıklar için
yapılan harcamaların giderleştirilmesi ama aynı zamanda bilançoda da görülmesinin
sağlanmasıdır. Yapılan uygulamada Belediye tarafından alınan bilgisayar yazılımları
giderleştirilmiş (630 Giderler Hesabı kullanılmış), ancak 260 Haklar Hesabı ve 268 Birikmiş
Amortismanlar Hesabı kullanılmamıştır. Sonuçta bilançoda 260 ve 268 hesapları, toplam
49.259,10- TL eksik yer almaktadır.
BULGU 8: Kiraya Verilen Duran Varlıklar Hesabının Kullanılmaması.
Kurum mülkiyetindeki duran varlıklar kiraya verildiği halde, 990 Kiraya Verilen Duran
Varlıklar Hesabının ve 999 Diğer Nazım Hesaplar Karşılığı Hesabının kullanılmadığı tespit
edilmiştir.
201
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 11.09.2011 tarih 28051 nolu
Resmi Gazete ile yapılan değişiklik ile eklenen 410/B maddesinde, kiraya verilen duran
varlıkların, kayıtlı değerleri üzerinden 990 Kiraya Verilen Duran Varlıklar Hesabına borç, 999
Diğer Nazım Hesaplar Karşılığı Hesabına alacak kaydedileceği ifade edilmektedir. Bu hesap,
kiraya verilen taşınmazların takibini kolaylaştırmakta ve bilgi vermektedir. Bu nedenle
Yönetmelik gereği bu hesapların kullanılması gerekmektedir.
BULGU 9: Yıllara Sari Harcama Sözleşmesi Yapıldığı Halde, Gider Taahhütleri ve Gider
Taahhütleri Karşılığı Hesabının Kullanılmaması.
İdarenin, yaptığı sözleşmeyle yıllara sari bir ödeme taahhüdünde bulunduğu halde, 920-
Gider Taahhütleri Hesabı ve 921-Gider Taahhütleri Karşılığı Hesabı kullanmadığı tespit
edilmiştir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 406, 407 ve 408 inci maddelerine
göre;
-İhale dosyası ilk hakedişle birlikte muhasebe birimine verilir. Muhasebe birimince bu
sözleşmelere dayanılarak taahhüt tutarı, taahhüt kartına yazılır ve gider taahhütleri hesabına
kaydedilir.
-Gerek bir mali yıl içinde, gerekse ertesi yıl veya yıllara geçerli olarak yapılan sözleşmelere
dayanılarak girişilen taahhütler, bunlara yapılan ilaveler ve fiyat farkı tutarları ile taahhüdün
yerine getirilmesi dolayısıyla nakden veya mahsuben yapılan hakediş ödemeleri ve bu
ödemelerden yapılan kesintiler, taahhüt tutarından yapılan eksiltmeler, kısmen veya tamamen
bozulan sözleşmelere ilişkin taahhütler ve diğer bilgiler “Taahhüt Kartı”na (Örnek: 67)
kaydedilir.
-Gider taahhütleri hesabı, tahakkuk birimleri itibarıyla tutulur ve taahhüt tutarları, bu hesaba
katma değer vergisi hariç tutarlar üzerinden kaydedilir. Bu hesapta yer alan taahhütler, bütçe
hazırlanması sırasında dikkate alınır.
-Girişilen taahhüt tutarları ile bunlara ilave edilen her türlü taahhüt artışı 920 Gider Taahhütleri
Hesabına borç, 921-Gider Taahhütleri Karşılığı Hesabına alacak kaydedilir.
Sonuç olarak mal, hizmet alımı veya yapım işiyle ilgili olarak yıllara sari bir sözleşme
imzalamışsa, 920 ve 921 hesaplarının ve Taahhüt Kartı’nın kullanılması gerekmektedir.
BULGU 10: İşletme Hakkının Devri Niteliğindeki Kiralamalarda, Katma Değer
Vergisinin Tahakkuk Ettirilmemesi.
İşletme hakkının devri niteliğindeki kiralamalarda, tahakkuk kayıtları yapılırken KDV
eklenmediği tespit edilmiştir.
202
3065 Sayılı KDV Kanununun; 1’inci maddesinin birinci fıkrası ile, ticari, sınai, zirai,
serbest meslek faaliyeti kapsamındaki teslim ve hizmetler, aynı maddenin üçüncü fıkrasının f
bendi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 70’inci maddesinde belirtilen mal ve hakların
kiralanması işlemleri KDV’ye tabi tutulmuş; 17’inci maddesinin dördüncü fıkrasının d bendi ile
de iktisadi işletmelere dahil olmayan gayrimenkullerin kiralanması işlemleri KDV’den istisna
edilmiştir.
Buna göre, belediyelerin iktisadi işletmelere dahil olmayan gayrimenkullerinin
kiralanması işlemi KDV’den istisna edilmişken, GVK’nın 70’inci maddesinde sayılı haklar
arasında yer alan işletme hakkının devri niteliğindeki kiralamalar, KDV’ye tabi bulunmaktadır.
Dolayısıyla belediyenin işletme hakkının devri niteliğindeki kiralamalarda, % 18
oranında KDV tahakkuk ettirmesi gerekmektedir.
Bazı gayrimenkul kiralamalarında, işletme hakkının devri niteliğinde olup olmama
konusu, Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan birçok özelgede açıklanmıştır. Buna göre
belediyeler tarafından kiraya verilen otopark, çay bahçesi, büfe, wc, restoran, halı saha vb. gibi
yerlerin kiralanması, işletme hakkının devri niteliğinde değerlendirilmiştir.
Wc, otopark, hamam gibi işletme hakkının devri niteliğindeki kiralamalarda, ihaleye
KDV’siz rakam üzerinden çıkılıp, tahsilat aşamasında KDV’nin ilave edilmesi gerekmektedir.
Tablo: 5 Kira Tahakkuku Yapılırken KDV Eklenmeyen Tesisler
Taşınmazın Adresi Encümen Kararı
(Gün-Sayı)
Aylık Kira
Bedeli
Ali Baba Mah Otobüs
Terminali WC
11.05.2017-70 170,00
Moğultay Mahallesi
Ovacık yolu üzeri WC
27.01.2016-12 120,00
Alibaba Mah Dere Sk
No:1 Otopark
(İlhan Sarı)
25.05.2016-12 940,00
Moğultay Mah Ata Sk
Otopark (Uğur Biçkin)
14.12.2016-162 1.011,00
Atatürk Mah Muhlis 30.10.2014-194 690,00
203
Akarsu Cd Otopark ve
Oto yıkama yeri (Ali
H. Ağırkaya)
Alibaba Mah Dere Sk
Hamam (Özgür
Tütmez)
09.03.2016-30 643,00
BULGU 11: 3213 Sayılı Maden Kanunu, 5686 Sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal
Mineralli Sular Kanunu ile 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu Gereği Alınması
Gereken Belediye Payının, İlgili Kurumlardan Talep ve Takibinin Yapılmaması.
3213 sayılı Maden Kanunu, 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular
Kanunu ile 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu gereği alınması gereken belediye payının,
ilgili kurumlardan talep ve takibinin yapılmadığı tespit edilmiştir.
5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu'nun 10 uncu
maddesinde;
“... e) İdare payı: Akışkanın doğrudan ve/veya dolaylı kullanıldığı tesislerin gayrisafi
hasılatının % 1’i tutarında idare payı, her yıl Haziran ayı sonuna kadar idareye ödenir. Tahsil
edilen tutarın beşte biri, idare tarafından, kaynağın bulunduğu belediye veya köy tüzel
kişiliğine bir ay içerisinde ödenir”
3213 sayılı Maden Kanunu'nun 7 nci maddesinde;
“(Ek fıkra: 10/6/2010-5995/3 md.) Maden üretim faaliyetleri ile bu faaliyetlere dayalı ruhsat
sahasındaki tesisler için işyeri açma ve çalışma ruhsatları il özel idareleri tarafından verilir.
Bu ruhsatların verilmesi sırasında 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu hükümlerine göre
belediyelerin tahsil ettiği işyeri açma izni harcı il özel idaresi tarafından tahsil edilir. Bu
bedelin % 50’si ruhsatın bulunduğu bölgeyle sınırlı olarak altyapı yatırımlarında kullanılmak
üzere, doğrudan ilgili ilçe veya ilçelerin Köylere Hizmet Götürme Birlikleri hesabına aktarılır.
Bu alanların belediyelerin mücavir alanı içerisinde kalması durumunda tahsil edilen harcın %
50’si ilgili belediyenin hesabına aktarılır”
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun mükerrer 97 nci maddesinde;
“Müze giriş ücretleri ile madenlerden belediyelere pay:
(Ek: 4/12/1985-3239/126 md.)
204
a) Türkiye Büyük Millet Meclisine bağlı milli saraylar hariç belediye ve mücavir alan sınırları
içinde gerçek ve tüzelkişilerce işletilen her türlü müzelerin giriş ücretlerinin % 5'i belediye
payı olarak ayrılır.
Belediye payı olarak ayrılan miktarın, tahsilini takip eden ayın 15 inci günü akşamına
kadar müzenin bulunduğu yer (27.6.1984 gün ve 3030 sayılı Kanunun uygulandığı şehirde
Büyük Şehir Belediyelerine) belediyesine ödenmesi mecburidir.
Büyük Şehir Belediyelerince tahsil edilen payın yüzde 75'i İçişleri Bakanlığınca
bildirilecek son genel nüfus sayımı sonuçlarına göre nüfusları oranında ilgili ilçe
belediyelerine dağıtılır.
b) (Değişik: 26/5/2004-5177/33 md.) Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde
faaliyet gösteren maden işletmelerince, 3213 sayılı Maden Kanununun 14 üncü maddesinde
yer alan paylara ilaveten yıllık satış tutarının % 0,2'si nispetinde belediye payı ayrılır.
Bu pay, Devlet hakkının Hazineye ödenmesi sırasında ruhsat sahibi tarafından ilgili
belediyeye ödenir” Denilmektedir.
Belediye mücavir alanı içerisinde, muhtelif jeotermal ve maden üretim tesisleri
bulunmaktadır. Bu firmalar işyeri açma ruhsat harcı ile her yıl idare payını Defterdarlık ile
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğüne ödemektedir. Ödenen
tutarların bir kısmı belediye payı olarak, ilgili kurum tarafından belediyeye ödenmesi
gerekmektedir.
Belediye mücavir alanı içerisinde faaliyette bulunan maden ve jeotermal firmalarının
tespiti ve belediyeye ödenmesi gereken payların istenmesi için ilgili kurumlara (Defterdarlık,
Enerji Bakanlığı ve İl Özel İdaresine) yazı yazılması gerekir.
BULGU 12: Elektronik Haberleşmede Kullanılan Kabloların, Belediye Taşınmazlarından
Geçirilmesi Aşamasında, Yönetmelik Hükümlerinin Uygulanmaması.
Elektronik haberleşmede kullanılan kabloların taşınmazlardan geçirilmesi aşamasında
Yönetmelik hükümlerinin uygulanmadığı tespit edilmiştir.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından düzenlenen ve 27.12.2012
tarihli Resmi Gazetede yayımlanan, Sabit ve Mobil Haberleşme Altyapısı veya Şebekelerinde
Kullanılan Her Türlü Kablo ve Benzeri Gerecin Taşınmazlardan Geçirilmesine İlişkin
Yönetmelik, haberleşmede kullanılan kabloların taşınmazlardan geçirilmesiyle ilgili geçiş
hakkını ve geçiş hakkına ilişkin alınacak ücretleri düzenlemektedir.
Yönetmeliğe göre, Geçiş Hakkı Sağlayıcısı olan belediye, yönetmelik Ek-1’ de
belirtilen üst sınırı geçmemek üzere, geçiş hakkı ücreti almak zorundadır. Gerek ilgili firma,
gerekse belediye tarafından yapılması gereken işlemler ayrıntılı olarak anlatılmaktadır.
205
Madde 9/4 e göre, geçiş hakkı nedeniyle yapılacak keşif ücreti, sabit ve mobil
haberleşme altyapısı veya şebekelerinde kullanılan her türlü kablo ve benzeri gerecin
taşınmazlardan geçirilmesi nedeniyle taşınmazın tekrar eski haline getirilmesi bedeli, yer
değişikliği bedeli, var olan faaliyeti durdurma bedeli ve benzeri adlarla alınan diğer bedeller ve
tazminatlar, bu Yönetmelikte belirlenen ilkelere ve hükümlere uygun olmak kaydıyla ve
taraflar arasında yapılan geçiş hakkı anlaşmasında aksi belirtilmediği takdirde, işletmeci
tarafından ayrıca karşılanacaktır.
Ayrıca firma, geçiş hakkına ilişkin anlaşma ve ekleri ile değişikliklerini, her türlü bilgi
ve belgeyi süresi içerisinde eksiksiz ve doğru olarak EHABS denilen bilgi sistemine kaydetmek
zorundadır.
İl Telekom Müdürlüğü ile 14.06.2016 tarihinde bir protokol yapılmıştır. Bu protokolün
4 üncü maddesinde, belediye sınırları dahilinde, telefon hatlarının çekilmesi nedeniyle yollarda
meydana gelen zararların giderileceği, yol ve kaldırımın eski haline getirilmemesi halinde,
Belediye Meclisinin belirlediği fiyatlar üzerinden hesaplanan tutarın belediyeye ödeneceği
ifade edilmiş, ancak geçiş hakkı ücretiyle ilgili bir hüküm konulmamıştır.
Belediyede, elektronik haberleşme hizmeti sunan işletmelerle anlaşma yapma, geçiş
hakkı ücreti tahsil etme ve Yönetmelikte bahsedilen diğer işlemlerin yapılması şeklinde bir
uygulama bulunmamaktadır. Belediye Meclisi tarafından, yönetmelikte belirtilen üst sınırı
aşmamak üzere bir geçiş hakkı ücret tarifesi belirlenmemiştir. Bu konu 2016 denetim raporunda
da dile getirilmiş, ancak idare gerekeni yapmamıştır.
BULGU 13: Kamu Kurumları Tarafından Kamulaştırma Yapıldığında, İl Tapu
Müdürlüğünce Kamulaştırma Bilgilerinin Belediyeye gönderilmemesi.
Kamu kurumları kamulaştırma yapınca, İl Tapu Müdürlüğü’nün kamulaştırma
bilgilerini belediyeye bildirmediği tespit edilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu, belediyeler
tarafından tahsil edilen ve önemli bir gelir kaynağı olan emlak vergisini güvence altına almak
amacıyla tapu idaresine kamulaştırma ve devir gibi mülkiyet değişimlerini ilgili belediyeye
bildirme zorunluluğu getirmiştir. Emlak vergisinin beyana dayalı bir vergi olması nedeniyle bu
zorunluluk bir vergi güvenlik önlemidir.
Belediye sınırları içerisinde yapılmış olan kamulaştırma işlemlerinin tapu idaresi
tarafından ilgili belediyeye bildirilmemesi sonucunda;
-Kamulaştırılarak kamu tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan gayrimenkule ilişkin daha
önceden beyanname verilmediği, emlak vergisi ödenmediği ve bildirim yapılmamış
olduğundan bu hatanın düzeltilmeden devam ettiği,
206
-Kamulaştırılarak kamu tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan gayrimenkule ilişkin daha
önceden gelen emlak vergisi borçlarının bulunduğu ve bildirim yapılmamış olduğundan bu
hatanın düzeltilmeden devam ettiği,
-Kamulaştırılarak kamu tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan gayrimenkule ilişkin
Kamulaştırma Kanunundan kaynaklanan ek emlak vergisinin beyan edilmediği ve bildirim
yapılmamış olduğundan bu hatanın düzeltilmeden devam ettiği,
-Bildirim yapılmamış olması nedeniyle beyanname verilmiş olan gayrimenkullerde kamu adına
tescil tarihinden sonra tahakkuk yapılmaması gerekirken, eski malik adına tahakkuk yapılmaya
devam edildiği, tespit edilmiştir.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 30 uncu maddesinde, Tapu dairelerinin devir ve
ferağ işlemini, işlemin yapıldığı ayı takip eden ayın 15'inci günü akşamına kadar ilgili
belediyeye bildireceği, ifade edilmektedir.
Tapu Müdürlüğü ile irtibata geçilerek, kurumlarca yapılan kamulaştırma bilgilerinin
temin edilmesi ve o taşınmazlarla ilgili emlak vergisinin tahsil edilmesi/kayıtların kapatılması
gerekmektedir.
BULGU 14: İki Adet İşhanında Bulunan WC’lerin Su Tüketimleri, İşhanı Yönetimi
Adına Faturalandırılmadığı İçin, Su Bedelinin Tahsilinde Sıkıntıların Yaşanması.
İki adet işhanında bulunan WC’lerin su tüketimleri, İşhanı Yönetimi adına
faturalandırılmadığı için, su bedelinin tahsilinde sıkıntılar yaşandığı tespit edilmiştir.
Eski Belediye Hizmet Binası ile Eski Belediye İşhanında bulunan tuvaletleri, genelde
oradaki esnaf kullanmaktadır. Bu tuvaletlerin su aboneliği belediye adına olduğu için İşhanı
Yönetimi su faturasını ödemeye yanaşmamakta, sonuçta belediye alacağı günden güne
artmaktadır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, Üst
Yönetici olan Belediye Başkanının, kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde
edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden sorumlu
olduğu ifade edilmektedir.
İşhanı Yönetimi ile su abonelik sözleşmesi imzalanarak, faturalar Yönetim adına
düzenlendiği takdirde, su alacakları tahsil edilebilecektir.
Tablo: 6 Eski Belediye Hizmet Binası ile Eski Belediye İşhanından
Tahsil Edilemeyen Su Tüketim Bedelleri Toplamı (19.03.2018)
207
Adı Sicil No Su Borcu (TL)
Eski Belediye İşhanı 11265 12.543,37
Eski Belediye Hizmet Binası 26784 761,67
Toplam 13.305,04
BULGU 15: Kıdem Tazminatı Karşılığı Tutarının Hesabında, Emekliliği Hakeden Bütün
İşçilerin Dikkate Alınmaması.
472 Kıdem tazminatı karşılığı tutarının hesabında, emekliliği hakeden bütün işçilerin
dikkate alınmadığı tespit edilmiştir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin;
-330 uncu maddesinde; 472 Kıdem tazminatı karşılığı hesabının ayrılan uzun vadeli kıdem
tazminatları karşılıklarının izlenmesi için kullanılacağı,
-331 inci maddesinde ise, hesaplanan kıdem tazminatı karşılık tutarlarının bu hesaba alacak,
630-Giderler Hesabına borç kaydedileceği, vadeleri bir yılın altına düşen kıdem tazminatı
karşılıklarının ise bu hesaba borç, 372- Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabına alacak
kaydedileceği, ifade edilmektedir.
Belediyede 74 adet daimi işçi çalışmaktadır. Yapılan incelemede 2017 bütçesi
hazırlanırken, kıdem tazminatı karşılığı olarak 100.000,00 lira ödenek ayrıldığı görülmüştür.
Oysa yapılması gereken; bütçe hazırlanmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna yazı yazılarak,
emekliliği hakeden daimi işçiler belirlendikten sonra, hizmet sürelerine göre kıdem tazminatı
hesaplanmalı, bu kadar ödenek ayrılıp, yıl başında 472 hesabına kaydedilmeli ve emanet
hesabına alınmalıdır. Bunlardan faaliyet dönemi içinde ödeneceği öngörülen tutarlar ise, 472
hesabından 372 hesabına aktarılması gerekmektedir. Kıdem tazminatı karşılığı tutarların eksik
olması nedeniyle, 472 hesabı mali tablolarda hatalı görünmektedir.
BULGU 16: Daimi İşçilere Ait Yıllık Ücretli İzinlerin Biriktirilmesi.
Kadrolu işçilerin çoğunluğunun yıllık izinlerini kullanmayıp biriktirdiği ve biriktirilen
izinlerin emeklilik aşamasında toplu izin ücreti ödemelerine dönüştürüldüğü görülmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 50 nci maddesinde, dinlenmenin çalışanların bir
hakkı olduğu ve bu hakların kullanımının kanunla düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 53’üncü maddesinde işçilere yıllık izin verileceği ve yıllık
ücretli izin hakkından vazgeçilemeyeceği, 56’ncı maddesinde yılık iznin 53’üncü maddede
gösterilen süreler içinde işveren tarafından sürekli bir şekilde verilmesinin zorunlu olduğu,
59’uncu maddesinde iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak
kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücretin sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti
208
üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödeneceği, 60’ıncı maddesinde yıllık ücretli izinlerin,
yürütülen işlerin niteliğine göre yıl boyunca hangi dönemlerde kullanılacağı, izinlerin ne suretle
ve kimler tarafından verileceği veya sıraya bağlı tutulacağı, yıllık izninin faydalı olması için
işveren tarafından alınması gereken tedbirler ve izinlerin kullanılması konusuna ilişkin usuller
ve işverence tutulması zorunlu kayıtların şekli Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
tarafından hazırlanacak bir yönetmelikle gösterileceği belirtilmiş, 03.03.2004 tarih ve 25391
sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği'nde de Kanuna uygun olarak
yıllık izinlerin kullanımı ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır.
Yine Kanunu’nun “Yıllık ücretli izin hükümlerine aykırılık” başlıklı 103 üncü
maddesinde, yönetmeliğe aykırı olarak izin kullandırmayan veya eksik kullandıran işverene bu
durumda olan her işçi için idari para cezası verileceği hükmü vardır. İdari para cezası ödenmesi
durumunda, görevini yapmayan harcama yetkililerine rücu edilmesi mevzuat gereğidir.
Belediye ile Genel-İş Sendikası arasında yapılan toplu iş sözleşmesinin 61 inci
maddesinde, işçilere hizmetine göre 25-30 gün arası ücretli izin verileceği, yıllık izin hakkından
vazgeçilemeyeceği hükmü vardır.
“Dinlenme” bir hak olarak Anayasamızda yer almakta, İş Kanunu da bu haktan
vazgeçilemeyeceğini hüküm altına almaktadır. Bir yıl boyunca fiziken çalışarak yorulan bir
işçinin dinlenmesi, hem kendi sağlığı, hem de iş güvenliği açısından gereklidir.
İş Kanununun 59’uncu maddesinde yer alan, “İş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle
sona ermesi halinde, işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücretinin,
sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödeneceğine”
yönelik düzenlemenin, yıllık iznin kullanılıp kullanılmamasına ilişkin bir esneklik olarak değil,
izin kullanılamadan iş akdinin feshedilmiş olması durumlarında, işçinin mağduriyetinin
önlenmesi olarak algılanması gerekmektedir.
İşçi emekli olduğunda veya iş sözleşmesi son bulduğunda, kullanılmayan izin sürelerine
ait ücretinin son ücret üzerinden ödenmesi nedeniyle işçiler izin kullanmaktan feragat
edebilmektedir. İşveren olarak kurum yönetimlerine düşen görev çalışanların anayasal
haklarının kendi rızalarıyla bile olsa ihlaline yol açan bu uygulamaya izin vermemek
olduğundan, yıllık izinlerin kanunun öngördüğü şekilde kullandırılması sağlanmalıdır. Yıllık
izni kullandırma zamanını belirlemek işverenin yönetim yetkisi kapsamındadır. Bazı
dönemlerde iş yoğunluğu azalmaktadır. İdare, işleri aksatmayacak şekilde toplu izin
uygulayabilir, tüm izni bir anda kullandırabileceği gibi, aylara da bölebilir.
Sonuç olarak, sözü edilen düzenlemeler uyarınca, işçi yıllık izin hakkından feragat
edemez. İşçilerin emekliliği sırasında, gerek idarenin mali külfetlerle karşılaşmaması, gerekse
209
idari para cezalarına muhatap olmaması için, yıllık izinlerin düzenli olarak kullandırılması
uygun olacaktır.
BULGU 17: Belediyenin Bilişim Sistemi ve Yönetim Politikasının, Standartlara Uygun
Olmaması.
Kurumun bilişim sistemi incelenmiş ve şu sonuçlara varılmıştır:
-Telsiz sistemi ve telefon santralı analogtur. (Dijital/sayısal sistem, iletişim maliyetlerini
düşürmesinin yanı sıra yüksek kalitede ses transferi sağlamaktadır)
-Yönetim Bilgi Sistemi (YBS) ve Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi (BGYS)
kullanılmamaktadır. (Bu sistemlerin veriyi/bilgiyi toplayan, saklayan, işleyen, yeni bilgi
oluşturan, paylaşan ve karar vermeyi sağlayan sistem olması nedeniyle; hızlı bilgi akışı,
sorunun hızlı tespiti, hızlı çözüm, raporlama, kaynak ve zaman tasarrufu ile bilgi güvenliği
sağlar, verilen kamu hizmetinin kalitesini artırır)
-Kurumun bilişim sistemi konusunda (yönerge, yönetmelik, talimat, genelge, yazı vs) şeklinde
bir düzenlemesi bulunmamaktadır.
-Riskler düzenli olarak gözden geçirilmemekte, risk kütüğü tutulmamakta, risk
değerlendirilmesi ile görevli bir birim bulunmamaktadır.
-Bilişim sisteminin standartlara uygunluğu düzenli olarak kontrol/test edilmemektedir.
-İnternet hizmetinin kalitesini düşüren bakır kablolar kullanılmakta, fiber optik kablo
kullanılmamaktadır.
-Bilgi İşlem Bürosu kurulmamıştır. Bilişim sistemiyle sadece bir taşeron işçi ilgilenmektedir.
-Lisanssız/izinsiz programlar kullanılmaktadır.
-Personelin her türlü programı bilgisayarına yüklemesine izin verilmektedir.
Sistem odasıyla ilgili olarak;
-Odaya anahtarla girilmektedir. Girişte kimlik kartı veya elektronik giriş kartı kullanılmaması
risk oluşturmaktadır.
-Odanın kapısı tahta olup yangına karşı savunmasızdır.
-Odada cihazları koruyan anti-statik döşeme bulunmamaktadır.
-Yangın/ hırsız alarmı, yangın tüpü, duman dedektörü, otomatik söndürme sistemi
bulunmamaktadır.
-Kılimanın bir adet olması risk oluşturmaktadır.
-Deprem gibi olağanüstü durumlarda sistemin kesintisiz çalışmasını sağlayan, Felaket
Kurtarma Merkezi oluşturulmamıştır.
-Sistem yedeklerinin, sistem odasıyla aynı binada bulunması risk oluşturmaktadır.
-Kişiye özel kuralların oluşturulmasını sağlayan domain kullanılmamaktadır.
210
-Dışarıdan getirilen bir bilgisayar belediye internet ağına girebilmektedir.
-Kamera kayıtlarının görüntüleri en fazla 30 gün saklaması risktir.
Şifre belirlenmesiyle ilgili olarak;
-Sistem 1,2,3,4 gibi ardı ardına takip eden rakam ve harfleri şifre olarak kabul etmektedir,
-Şifrenin belirli aralıklarla değiştirilmesini zorunlu kılan düzenleme bulunmamaktadır,
-Yazılan şifrenin ekranda görünmemesi sağlanmamıştır,
-Sisteme şifre ile giriş yapıldıktan sonra, sistem açık bırakılarak belirli bir süre
kullanılmadığında, sistem otomatik olarak kapanmamaktadır.
Ayrıca belediyenin ek binalarında kullanılan internet ağında, güvenlik duvarı
bulunmamakta ve log kayıtları tutulmamaktadır.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst
yöneticilerin, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde
edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî
yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinden sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Kamu İç Kontrol
Standartları Tebliği ile, bilişim sisteminin nasıl olacağı konusunda standartlar ve genel şartlar
belirlenmiştir.
ISO/IEC 27001 ve ISO/IEC 27002 uluslararası standartlarında, bilgi güvenliği kriterleri
belirlenmiştir. Bilgi ve iletişim sistemlerinde bulunan güvenlik zafiyetleri, bu sistemlerin
hizmet dışı kalmasına veya kötüye kullanılmasına, can kaybına, büyük ölçekli ekonomik
zarara, kamu düzeninin bozulmasına veya ulusal güvenliğin ihlaline neden olabilecektir.
Standartlara uygun bir bilişim sistemi kurulursa, 5018 sayılı Kanunda ifade edilen
“Kamu kaynağının verimli kullanılması ve kötüye kullanımının engellenmesi” ilkesi
gerçekleşmiş olacak, bu sayede belediye hizmetlerinin kalitesi artacaktır.
BULGU 18: Coğrafi ve Kent Bilgi Sisteminin Kurulmaması.
Coğrafi ve Kent Bilgi Sisteminin (CBS) kurulmadığı tespit edilmiştir.
Belediye ulaşımdan, planlamaya, çevrenin korunmasına, atık yönetimine, ekonomiye,
sağlığa, eğitime, kent güvenliğine ve turizme kadar çok sayıda kamu hizmetini yerine
getirmektedir. Belediyede gaz, su, emlak, çevre temizlik, imar ve harita birimlerinde
birbirinden bağımsız bilgi sistemleri kurulmaktadır. Bu da belediye yönetimi için ekonomik
kayıplara neden olmakta, ayrıca aynı bilgilerin farklı birimlerde üretilmesi bilgi karmaşası
sorununu doğurmaktadır.
211
İşte bu noktada Coğrafi ve Kent Bilgi Sistemleri (CBS), belediyenin faydalanmasına
sunulmakta, artan ve karmaşıklaşan kentsel sorunların çözümü çabalarına büyük katkı
sağlamaktadırlar.
CBS; her türlü coğrafi referanslı bilginin etkin olarak elde edilmesi, depolanması,
güncellenmesi, kullanılması, analizi ve görüntülenmesi için bilgisayar donanımı, yazılımı,
personel ve yöntemlerin organize olarak bir araya toplanmasını ifade eder. Dünya genelinde
GIS (Geographic Information System) olarak adlandırılan bu sistem, gelişmeye dayalı yerel
yönetim stratejisinde kentlerin planlanması, planların uygulanması, kentli ve taşınmazların
coğrafi olarak izlenmesi gibi alanlarda etkin şekilde kullanılan bir araç haline gelmiş ve kent
bazına indirgendiğinde Kent Bilgi Sistemi (KBS) çatısı altında yerini almıştır.
Kent bilgisi, altyapıdan üstyapıya, planlamadan sağlığa, güvenlikten ulaşıma, eğitimden
turizme kısaca kent hayatındaki tüm olgulardır. Kurumlarca toplanan, saklanan, paylaşılan ve
gerektiğinde kamuya sunulan hizmetlerdeki her bir fonksiyon, kent bilgisiyle doğrudan
ilişkilidir. Kent bilgi sistemleri ise kent ve kentliye ait bilgilerin belirli yöntemlerle toplanması
uygun yazılım ve donanımlar kullanıp bir veri tabanına aktarılması, veriler arasındaki ilişkilerin
kurulması, yönetilmesi ve doğru sorgulamalar oluşturup analizlerin yapılarak kentin her türlü
ekonomik, sosyal, kültürel, idari ve diğer hizmetlerinin en iyi şekilde gerçekleştirilmesini
sağlamak amacı ile kurulan sistemleri ifade eder.
KBS’ler kentsel faaliyetlerin yerine getirilmesinde optimum karar verebilmek için
ihtiyaç duyulan, planlama, mühendislik, eğitim, sağlık, emniyet turizm ve benzeri temel
hizmetler ile, yönetimsel bilgileri hızlı ve sağlıklı bir şekilde irdelemekte, bilgisayar
teknolojisinin yardımıyla, kentin sosyokültürel gelişiminin izlenerek gerekli fiziksel planlama
çalışmalarının yönlendirilmesine, kentin alt ve üst yapı tesislerinin bakım-onarım ve
yenilenmesine, imar-kadastro-insan-toprak ilişkilerinin kurulmasına, ulaşım-nüfus-suç vb.
analizlerin yapılmasına çağdaş bir anlayışla yardımcı olmaktadırlar. Hızla büyüyen ve gelişen
kentlerin bugüne ve yarına ilişkin ihtiyaçlarının karşılanabilmesi bakımından, bilgi
sistemlerinin kurulması ve önemli bir hizmet aracı olarak düşünülmesi, Türkiye’de de
belediyelerin gündemine girmiş bulunmaktadır.
Belediyeler, kent halkının yerel nitelikteki ortak hizmetlerinin yürütülmesinde görevli,
yetkili ve sorumludurlar. Yönetimlerde sağlıklı bilgiye hızlı erişimin sağlanması, kentsel
faaliyetlerin yerine getirilmesi, kente ait konumsal bilgilerin kontrol altına alınarak düzenli bir
şekilde işlenmesi ile mümkün olacaktır. Belediyede Harita ve Kadastro, İmar ve Planlama,
Yapı Kontrol, Emlak ve İstimlâk ve Fen İşleri Müdürlükleri vb. birimlerdeki konum bilgisine
dayalı hizmetlerin yürütülmesi aşamasında, veri temininin zorluğu ve organizasyon
212
eksikliğinden yoğunluk yaşanmakta ve işlemler zamanında yerine getirilememekte, tapu
kayıtlarının güncelleştirilmemesinden dolayı emlak vergisi kayıpları meydana gelmektedir.
Gelişen teknoloji ile kentteki konumsal bilgiler, bir araya getirilerek bir bilgisayar
ortamında depolanabilmekte ve işlemler bu bilgisayarlar aracılığı ile takip ve organize
edilebilmektedir. Bilgi teknolojisi, karar alma sürecinde temel girdileri oluşturan bilgilerin
hızlı, güvenilir ve kapsamlı olmasını sağlayarak, karmaşık organizasyonların etkin ve verimli
bir biçimde yönetimini kolaylaştırmaktadır. Bilgi teknolojisinden etkin olarak yararlanmak
belediyenin başarısı için ön koşul olmuştur.
Kent bilgi sistemleri;
. Hava fotoğrafları ve uydu görüntüleri verileriyle kaçak yapılaşmanın önlenmesi,
. Kentsel arazi kullanım, nazım ve uygulama imar planlarının üretilmesi,
. Yapılaşmanın imar verilerine göre kontrolü,
. İmar izni yapım ve işyeri ruhsatlarının doğru verilere uygun verilmesi,
. Kentin tarihsel ve yeşil dokusunun korunması,
. Emlak vergisinin geoteknik verilerden yararlanarak belirlenmesi ve vergi tahsilâtının mülkiyet
verilerinden yararlanılarak yapılabilmesi (dolayısıyla gelirlerin artması),
. Kentsel toprak değer analizleri yapılarak haksız kazancın ve vergi kaybının önüne geçilmesi,
. Ulaşım ve taşıt trafiğinin daha sağlıklı bir şekilde düzenlenmesi,
. Trafik hacminin kaza verilerinin analizi ve buna göre ulaşım planlarının hazırlanması gibi
önemli konularda katkı sağlayacaktır.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst
yöneticilerin, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde
edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî
yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinden sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
03.07.2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nda belediyelerin görev ve
sorumluluklarını hükme bağlayan 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında, “Belediye, mahalli
müşterek nitelikte olmak şartıyla;
a) (…) coğrafî ve kent bilgi sistemleri (…) hizmetlerini yapar veya yaptırır.” denilmektedir.
Yine 10.07.2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7 nci maddesinde
“Coğrafî ve kent bilgi sistemlerini kurmak” büyükşehir belediyelerinin görev, yetki ve
sorumlulukları arasında sayılmaktadır.
Bu çerçevede coğrafi ve kent bilgi sistemleri, kentsel hizmetlerin verimli yapılmasını
sağlayan bir araç olmasının yanında, yasal mevzuat gereği yerine getirilmesi gereken bir
görevdir.
213
BULGU 19: Belediyenin E-Devlet Kapısını Kullanmaması.
Vatandaşın bütün kamu hizmetlerinden hızlı bir şekilde ve internet ortamında
faydalanabilmesi amacıyla, 24/3/2006 tarihli ve 2006/10316 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile
e-Devlet Kapısı (www.turkiye.gov.tr) oluşturulmuştur. Ancak belediye bu sistemi
kullanmamaktadır.
E-Devlet kapısı ile bürokrasinin azaltılması, vatandaşın kamu hizmetlerine güvenli ve
hızlı bir şekilde ulaşması amaçlanmaktadır. Bu sayede bütün kamu kurumlarının hizmetleri,
elektronik ortamda ve bir noktadan verilmektedir.
31.07.2009 tarihinde yürürlüğe giren Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Uyulacak Usul
ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğin;
4 üncü maddesinde, idarenin vermiş olduğu hizmetlerin e-Devlet Kapısı ile entegre olmasını
sağlamak zorunda olduğu,
5 inci maddesinde ise, sunduğu kamu hizmetlerinin envanterini yönetmelik ek-1’e göre
oluşturarak kurumsal internet sayfasında ve e-Devlet Kapısında en güncel şekli ile
yayınlayacağı, ifade edilmektedir.
03.09.2016 tarih ve 29820 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan E-Devlet Hizmetlerinin
Yürütülmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ile, e-Devlet hizmetlerinin
kapsamı ve yürütülmesine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst
yöneticilerin kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve
kullanımını sağlamaktan sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
Kamu hizmetlerini yerine getirmekle yükümlü olan kurumların e-Devlet Kapısına
entegre edilmesi ile vatandaşın Devlet ile olan işleri daha hızlı yürütülecek, kurumun çalışma
verimi artacak ve ülke ekonomisine ciddi katkı sağlanmış olacaktır. Bu sayede kamu
kaynağının ekonomik kullanılması ilkesi gerçekleşmiş olacaktır.
BULGU 20: Belediyenin E-İmza Kullanmaması.
Belediyenin e-imza kullanmadığı tespit edilmiştir.
Elektronik imzanın hukukî ve teknik yönleri ile kullanımına ilişkin esasları düzenleyen
5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu, 23.07.2004 tarihinde yürürlüğe girmiş, ardından
Elektronik İmza Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik
yayınlanmıştır.
214
Bu iki mevzuat e-imza kullanımı hakkında bilgiler vermektedir. E-imza, belgelerin
elektronik ortamda oluşturulmasını sağlar. E-imza ile oluşturulan belge, elle atılan imza ile aynı
hukuki geçerliliğe sahiptir. Bu sayede bilgi-belge akışı hızlanır, kırtasiyecilik azalır, kurumsal
verim artar. Sonuçta, hem kamu hizmeti daha kaliteli hale gelir, hem de kamu kaynakları daha
ekonomik kullanılmış olur.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst
yöneticilerin kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve
kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden sorumlu olduğu ifade
edilmektedir. E-imza, emek ve zaman tasarrufu ile kamu kaynaklarının ekonomik
kullanılmasını sağlayacaktır.
BULGU 21: Belediyenin Elektronik (Dijital) Arşive Geçmemesi ve Arşiv Odalarının
Standartlara Uygun Olmaması.
Yapılan fiili denetimde elektronik arşivin oluşturulmadığı, arşiv odalarının bodrum
katında olduğu, yangın tüpü, duman dedektörü ve otomatik yangın söndürme sisteminin
bulunmadığı, yangın, su baskını ve depreme karşı tedbir alınmadığı görülmüştür.
Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğin 4
üncü maddesinde, basılı ortamdaki bilgi ve belgelerin elektronik ortama taşınması gerektiği
ifade edilmektedir.
Ayrıca, personel özlük dosyalarının elektronik ortama taşınmaması, muhtemel yangın
sel vb. durumlardaki belge zayiatlarında, personel özlük işlemlerinin yapılmasında sıkıntıya
sebep olacaktır.
Yangın öncesinde ve sırasında alınacak tedbirlerin, organizasyonun, eğitimin ve
denetimin usul ve esaslarını belirlemek amacıyla, Binaların Yangından Korunması Hakkında
Yönetmelik 19.12.2007 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmıştır.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst
yöneticilerin kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve
kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden sorumlu olduğu ifade
edilmektedir.
Belgelerin elektronik ortama aktarılması ve arşiv odalarının standartlara uygun hale
getirilmesi, kamu kaynaklarının tasarruflu kullanılmasını sağlayacaktır.
BULGU 22: İç Kontrol Sisteminin Oluşmasına Yönelik Çalışmaların Yapılmaması.
Kurumun iç kontrol sistemi incelendiğinde şu eksiklikler tespit edilmiştir:
215
-İdarenin 28.03.2017 tarihinde hazırladığı İç Kontrol Sistemi Değerlendirme Raporu’nda
bahsedilen eksiklikler Eylem Planı haline getirilmemiştir.
-Yine aynı tarihte Mali Hizmetler Müdürlüğü tarafından hazırlanan Kamu İç Kontrol
Standartlarına Uyum Eylem Planı, uygulanması için birimlere gönderilmemiştir.
-Belediyenin hedeflerinin gerçekleşmesini engelleyecek riskler PESTLE analizi,
GZFT/SWOT/FÜTZ analizi ve Beyin Fırtınası yöntemleri kullanılarak belirlenmemiştir.
-2016 Faaliyet Raporu hazırlanmamıştır.
-Kurum değişikliği, emeklilik, istifa veya başka birimde görevlendirilme gibi nedenlerle,
görevinden ayrılan personel (yarım kalan / takip edilmesi gereken işlerle ilgili) “Son Görev
Raporu” nu (ekleriyle beraber) müdürüne vermemektedir (bu konuda personele talimat
verilmemiştir).
-Geçmiş yıllara ait idare faaliyet raporları ile kurumun, varlık ve yükümlülüklerini gösteren
Bilanço ve Faaliyet Sonuçları Tablosu internet sitesinde yayınlanmamaktadır.
Müdürlükler tarafından yapılmayan işlemler:
-Yazışma dosyaları (kurum adı/birim adı/kodu/dosya numarası/konu adı/yılı) şeklinde standart
dosya planına uygun olarak hazırlanmamaktadır.
-Tutarı KDV hariç bir milyon lirayı aşan mal-hizmet alımlarında ve üç milyon lirayı aşan
yapım işlerinde, sözleşme imzalanmadan önce sözleşme tasarısı, ön mali kontrol için Mali
Hizmetler Birimine gönderilmemektedir.
-Personelin görevlerini ve bu görevlere ilişkin yetki ve sorumluluklarını kapsayan “Görev
Dağılım Çizelgesi” hazırlanmamıştır.
-Birimlere ait hizmet standartları tablosu hazırlanmamıştır.
-Hassas görevler tespit edilmemiştir.
-Birimlerinde çalışan bütün personelin performansı değerlendirilip rapor haline getirilmemiştir.
-Performansı düşük personelle ilgili eğitim planlaması yapılmamıştır.
-Bir faaliyetin/işlemin başlaması, uygulanması ve sonuçlandırılması aşamalarını içine alan iş
akış şemaları hazırlanmamıştır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun;
-11 inci maddesine göre, üst yöneticiler iç kontrol sisteminin kurulması, yazılı prosedür ve
talimatların oluşturulması ve gözetilmesinden sorumludurlar.
-60 ıncı maddesinde, iç kontrol sisteminin kurulması, standartlarının uygulanması ve
geliştirilmesi konularında çalışmalar yapılması görevlerinin, malî hizmetler birimi tarafından
yürütüleceği ifade edilmektedir.
216
İç Kontrol ve Ön Malî Kontrole İlişkin Usul ve Esaslar’ın 10 ve devamı maddelerinde,
ön mali kontrol hakkında ayrıntılı bilgi verilmektedir.
Maliye Bakanlığı, kamu idarelerinde iç kontrol sisteminin oluşturulması, uygulanması,
izlenmesi ve geliştirilmesi amacıyla 18 standart ve bu standartlar için gerekli 79 genel şart
belirlemiş ve 26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi Gazetede yayınlamıştır.
İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esasların 5 inci maddesinde ise, kamu
idarelerinin tüm işlemlerinde Maliye Bakanlığınca belirlenen iç kontrol standartlarına uymakla
ve gereğini yerine getirmekle yükümlü bulunduğu ifade edilmiştir.
Strateji Geliştirme Birimlerinin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 4
üncü maddesinde, iç kontrol faaliyetinin ayrı bir alt birim ve personel tarafından yürütülmesinin
zorunlu olduğu ifade edilmiş, 5 inci maddesinde de “ön mali kontrol faaliyetini yürütmek”, “iç
kontrol sistemini kurmak”, “standartların uygulanması ve geliştirilmesi için çalışmalar
yapmak” strateji geliştirme birimlerinin görevleri arasında sayılmıştır.
İç kontrol sisteminin kurulmasıyla, 5018 sayılı Kanunda ifade edilen “Kamu kaynağının
verimli kullanılması ve kötüye kullanımının engellenmesi” ilkesi gerçekleşecektir.
BULGU 23: İç Denetçi Kadrosu Bulunmasına Rağmen Bu Kadroya Atama
Yapılmaması.
İç denetçi kadrosu bulunmasına rağmen, bu kadroya atama yapılmadığı tespit edilmiştir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, yeni mali yönetim ve kontrol
sisteminin gereği olarak kamu idareleri bünyesinde iç denetim faaliyetinin kurulmasını
öngörmektedir.
İç denetim, Kanunda mali yönetim ve kontrol sisteminin bir unsuru olarak
tanımlanmıştır.
Kanunun 1 inci maddesinde; “kalkınma planları ve programlarında yer alan politika ve hedefler
doğrultusunda kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve
kullanılmasını, hesap verebilirliği ve mali saydamlığı sağlamak” şeklinde belirlenen amaca
ulaşılması, etkin işleyen bir iç kontrol sisteminin varlığını gerektirmektedir. İç kontrol
sisteminin de işletilmesi, bu sistemin önemli bir unsuru olarak tanımlanan iç denetimin
etkinliğine bağlıdır.
5018 sayılı Kanunda iç denetimin, iç denetçiler tarafından yapılacağı öngörülmüştür. İç
denetçilerin, İç Denetim Koordinasyon Kurulunun koordinatörlüğünde, Maliye Bakanlığınca iç
denetim eğitimine tâbi tutulup bu eğitimi başarıyla tamamlayan sertifikalı adaylar arasından
atanması gerekmektedir.
217
05.10.2006 tarih ve 2006/10911 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile belediyeye üç adet
iç denetçi kadrosu ihdas edildiği halde, belediye bünyesinde İç Denetim Birimi kurulmamış ve
iç denetçi ataması yapılmamıştır. İç denetçinin olmaması, 5018 sayılı Kanunda ifade edilen iç
kontrol sisteminin kurulmasını olumsuz etkilemektedir.
BULGU 24: Mali Hizmetler Uzmanı veya Mali Hizmetler Uzman Yardımcısının İstihdam
Edilmemesi.
Belediyede, Mali Hizmetler Uzmanı veya Mali Hizmetler Uzman Yardımcısının
istihdam edilmediği tespit edilmiştir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 60 ıncı maddesinde; malî
hizmetler uzman yardımcısı kadrosuna atanabilmek için gerekli özel yarışma sınavının, Öğrenci
Seçme ve Yerleştirme Merkezi ve Maliye Bakanlığınca yapılacağı, sınavda başarılı olanların,
ÖSYM tarafından başarı sırası ve yaptıkları tercihler dikkate alınarak belirleneceği ve
idarelerde malî hizmetler uzman yardımcısı kadrosuna atanacağı ifade edilmektedir.
5018 sayılı Kanunun 11 inci maddesinde, üst yönetici olan Belediye Başkanının,
kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan,
kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin
gözetilmesi ve izlenmesinden sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
Mali Hizmetler Biriminin yapması gereken görevler, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi
ve Kontrol Kanunu’nun 60 ıncı maddesinde, 5436 sayılı Kanunun 15 inci maddesinde ve İç
Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esaslarda tek tek anlatılmıştır. Mali Hizmetler
Birimi bütçe, stratejik plan, performans programı, kesin hesap, mali istatistikler, gelir,
muhasebe, idare faaliyet raporu, taşınır ve taşınmaz mal, yatırım programı, iç kontrol, ön mali
kontrol işleri ile diğer mali işleri yapmak zorundadır.
Mali hizmetler biriminde bulunan iki adet memur, yukarıda sayılan işleri yapmakta
zorlanmakta, işyükü altında ezilmekte, verilen kamu hizmetinin kalitesi düşük olmaktadır. Bu
nedenle birimde kadrolu işçi, taşeron işçi ve İŞKUR işçileri çalıştırılmaktadır.
Norm kadroda bulunan iki adet mali hizmetler uzmanı ve bir adet mali hizmetler
uzman yardımcısı kadrosu boş bulunmaktadır.
Maliye Bakanlığı, 2015 yılında yapacağı, “Malî hizmetler uzman yardımcılığı özel
yarışma sınavı” öncesi belediyeye talep yazısı göndermiş, ancak belediye malî hizmetler uzman
yardımcısı talep etmemiştir (13.07.2015 t. 297 s. yazı).
Mali hizmetler uzmanı veya yardımcısı istihdam edilmesi, mevzuatta bahsedilen mali,
muhasebe, iç kontrol ve ön mali kontrolle ilgili görevlerin zamanında ve doğru bir şekilde
218
yapılmasını sağlayacak, sonuçta hizmetin kalitesi artacak, 5018 sayılı Kanunda bahsedilen
kaynakların etkin kullanılması ve kayıp/kötüye kullanımının önlenmesi gerçekleşecektir.
AYDIN KUŞADASI BELEDİYESİ 2017 RAPORU
BULGU 1: Tapuda Kayıtlı Olan Taşınmaz Mallar İçin Düzenlenen Cetvelin,
Yönetmelikte Bahsedilen Forma Uygun Olmaması.
Tapuda kayıtlı olan taşınmaz mallar için düzenlenen cetvelin, Kamu İdarelerine Ait
Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmelik’te bahsedilen forma uygun olmadığı görülmüştür.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 44'üncü maddesinde kamu
idarelerinin taşınmazlarının kaydına ilişkin usul ve esasların çıkarılacak yönetmelik ile
belirleneceği belirtilmiştir.
Buna istinaden 2006/10970 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Kamu İdarelerine Ait
Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmelik çıkarılmıştır. Yönetmeliğin Kayıt Şekli başlıklı 7'nci
maddesinde:
(1) Kamu idareleri;
a) Tapu kütüğünde adlarına tescilli olan ve Ek 1’deki Kayıt Planının “Tapuda Kayıtlı Olan
Taşınmazlar” başlığı altında yer alan taşınmazların kaydını Ek 2’deki ‘Tapuda Kayıtlı Olan
Taşınmazlar Formu’nda,
b) (Değişik: 3/6/2014-2014/6455 K.) Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan ve Ek 1’deki Kayıt
Planının “Tapuda Kayıtlı Olmayan Taşınmazlar” başlığı altında yer alan taşınmazlardan
sadece ekonomik olarak değerlendirmeye konu olanlar ile kamusal ihtiyaçlarda kullanılanların
kaydını Ek 3’teki Tapuda Kayıtlı Olmayan Taşınmazlar Formu’nda,
c) Ek 1’deki Kayıt Planının “Orta Malları” başlığı altında yer alan taşınmazların kaydını Ek
4’teki ‘Orta Malları Formu’nda,
ç) Ek 1’deki Kayıt Planının “Genel Hizmet Alanları” başlığı altında yer alan taşınmazların
kaydını Ek 5’teki ‘Genel Hizmet Alanları Formu’nda,
d) Tapu kütüğünde üçüncü kişiler adına tescilli veya diğer kamu idarelerinin yönetiminde
olmakla birlikte irtifak hakkı tesisi, tahsis, kiralama, kullanma izni verilmesi gibi yollarla
kullanım hakkı kendilerine verilen taşınmazların kaydını Ek 6’daki “Sınırlı Aynî Haklar ile
Kişisel Haklar ve Tahsis Formu’nda”,
yer alan bilgileri içerecek şekilde bilgisayarda veya deftere yazarak kaydını tutarlar.
(2) Kamu idarelerinin taşınmaz kayıt ve kontrol işlemleriyle görevli birimlerince hazırlanan bu
formlar taşınmaz icmal cetvelleri hazırlanmak üzere mali hizmetler birimine gönderilir. Mali
219
hizmetler birimince bu formlar konsolide edilerek bu Yönetmeliğin ekinde (Ek 7) bulunan
örneğe uygun şekilde taşınmaz icmal cetvelleri oluşturulur.
(3) İcmal cetvellerinde, kayıt planında belirtilen unsurların her biri için bir satır ayrılır ve bu
taşınmazlara ilişkin adet, yüzölçüm ve değer toplamları belirtilir.”
hükümleri yer almaktadır.
Bu hükümlere göre, belediye taşınmazlarının söz konusu yönetmelik eki Tapuda Kayıtlı Olan
Taşınmazlar Formu’nda, Tapuda Kayıtlı Olmayan Taşınmazlar Formu’nda, Orta Malları
Formu’nda, Genel Hizmet Alanları Formu’nda, Sınırlı Aynî Haklar ile Kişisel Haklar ve Tahsis
Formu’nda yer alan bilgileri içerecek şekilde bilgisayarda veya deftere yazarak kaydının
tutulması ve bu formların esas alınarak taşınmaz icmal cetvellerinin oluşturulması
gerekmektedir.
Ancak yönetmelikte bahsedilen bu işlemler yapılmamıştır. Taşınmaz malların yönetmelik
ekindeki forma uygun olarak kaydedilmesi gerekmektedir.
BULGU 2: Belediyeye Ait Taşınmazların Değer Tespitinin Yapılmaması ve Muhasebe
Kayıtlarına Alınmaması.
Belediye adına tapuda kayıtlı olan 764 adet taşınmazın değer tespitinin yapılmadığı ve ilgili
muhasebe hesaplarına kaydedilmediği görülmüştür.
02.10.2006 tarih ve 26307 sayı ile yayımlanan Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına
İlişkin Yönetmeliğin “Kayıt ve kontrol işlemleri” başlıklı 5’inci maddesinde, tapuda kayıtlı
olan taşınmazların maliyet bedeli üzerinden veya bu bedel belirlenemiyorsa rayiç değer
üzerinden kayda alınması gerektiği, rayiç bedeli belirlenemiyorsa iz bedeli üzerinden kayıtlara
alınacağı ifade edilmiştir.
Yönetmeliğin geçici 1 inci maddesinde ise;
(1) Yönetmeliğin 5 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre maliyet bedeli veya rayiç değerleri
üzerinden muhasebe kayıtlarına alınması gereken taşınmazlar bu değerler üzerinden kayıtlara
alınıncaya kadar emlak vergi değerleri üzerinden ve aşağıdaki şekilde kayıtlara alınır:
a) Taşınmazların fiili envanteri emlak vergi değerleri üzerinden kayıt ve kontrol işlemleriyle
görevli birimlerince, mevcut kullanım şekilleri esas alınarak en geç 30/9/2014 tarihine kadar
tamamlanır ve bu Yönetmelik ekinde yer alan formlara ve icmal cetvellerine kaydedilir.
b) Fiili envanteri yapılan taşınmazlara ait bilgiler muhasebe kayıtları yapılmak üzere ilgili
muhasebe birimlerine verilir. Muhasebe birimleri, kayıtlı taşınmazları ilgili hesaplardan
1/10/2014 tarihi itibarıyla çıkarır ve aynı tarihte fiili envanter bilgileri üzerinden muhasebe
kayıtlarını yapar.
(2) Yönetmeliğin 5 inci maddesine göre yapılması gereken işlemler 31/12/2017 tarihine kadar
220
tamamlanır.” denilmektedir.
Buna göre; taşınmazlar, maliyet bedeli veya rayiç değerleri üzerinden muhasebe kayıtlarına
alınıncaya kadar, emlak vergi değerleri üzerinden kayıtlara alınacaktır. Taşınmaz malların fiili
envanteri yapılınca, ilgili hesaplardaki tutarlar (250 Arazi ve Arsalar Hesabı, 251 Yeraltı ve
Yerüstü Düzenleri Hesabı, 252 Binalar Hesabındaki tutarlar) çıkartılıp, fiili envanter bilgileri
üzerinden 250, 251, 252 hesaplarına kaydedilir ve bu işlemler, 31/12/2017 tarihine kadar
tamamlanacaktır. Ancak bahsedilen bu işlemler yapılmamıştır.
Belediye adına tapuda kayıtlı olan taşınmazların değer tespitinin Kamu İdarelerine Ait
Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmeliğe uygun olarak yapılması ve değerlerinin ilgili
muhasebe hesaplarına kaydedilmesi sağlanmalıdır.
BULGU 3: Kira Süresi Sona Eren Taşınmazların, Tahliye Edilmeden ve İhaleye
Çıkılmadan Encümen Tarafından Kira Süresinin Uzatılması ve Ecrimisil Alınmaması.
Kira süresi sona eren taşınmazların tahliye edilmeden ve ihaleye çıkılmadan, Encümen
tarafından kira süresinin uzatıldığı ve ecrimisil alınmadığı tespit edilmiştir.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun “Kapsam” başlıklı 1’inci maddesinde;
“… belediyelerin alım, satım, hizmet, yapım, kira, trampa, mülkiyetin gayri ayni hak
tesisi ve taşıma işleri bu Kanunda yazılı hükümlere göre yürütülür.” denilmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediye Meclisinin Görev ve Yetkileri” başlıklı
18’inci maddesinde;
“Taşınmaz mal alımına, satımına, takasına, tahsisine, tahsis şeklinin değiştirilmesine
veya tahsisli bir taşınmazın kamu hizmetinde ihtiyaç duyulmaması hâlinde tahsisin
kaldırılmasına; üç yıldan fazla kiralanmasına ve süresi otuz yılı geçmemek kaydıyla bunlar
üzerinde sınırlı aynî hak tesisine karar vermek.” ,
“Belediye Encümeninin Görev ve Yetkileri” başlıklı 34’üncü maddesinde;
“Taşınmaz mal satımına, trampasına ve tahsisine ilişkin meclis kararlarını uygulamak;
süresi üç yılı geçmemek üzere kiralanmasına karar vermek.” hükümleri bulunmaktadır.
5393 sayılı Kanun’un ilgili hükümlerine göre, taşınmazların 3 yıla kadar belediye
encümeni kararıyla ihale edilerek kiraya verilmesi mümkündür. 3 yılı aşan kiralamalarda ise
belediye meclisinin kararı gereklidir. Kira süresi biten taşınmazlar için yeniden kiralama
ihalesine çıkılması gerekmektedir.
2886 sayılı Kanun’un “Ecrimisil ve Tahliye başlıklı” 75’inci maddesinde;
“Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malları
ve Vakıflar Genel Müdürlüğü ile idare ve temsil ettiği mazbut vakıflara ait taşınmaz malların,
gerçek ve tüzelkişilerce işgali üzerine, fuzuli şagilden, bu Kanunun 9 uncu maddesindeki
221
yerlerden sorulmak suretiyle, idareden taşınmaz ve değerleme konusunda işin ehli veya uzmanı
üç kişiden oluşan komisyonca tespit tarihinden geriye doğru beş yılı geçmemek üzere tespit ve
takdir edilecek ecrimisil istenir. Ecrimisil talep edilebilmesi için, Hazinenin işgalden dolayı bir
zarara uğramış olması gerekmez ve fuzuli şagilin kusuru aranmaz. … Kira sözleşmesinin bitim
tarihinden itibaren, işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket
edilir. Aksi halde ecrimisil alınır. İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine, bulunduğu
yer mülkiye amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir .”
denilmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15’inci maddesinde; 2886 sayılı Devlet İhale
Kanunu’nun 75’inci maddesi hükümlerinin belediye taşınmazları hakkında da uygulanacağı
belirtilmektedir. Buna göre kurum taşınmazları hakkında da 2886 sayılı Kanunun 75’inci
maddesi uygulanmalıdır.
Kira süresi biten toplam 337 adet taşınmazın kira süresi, her yıl Encümen tarafından
mevcut kira bedeline yüzde 10 artış yapılarak uzatılmaktadır. (2017 yılı için: 09.12.2016 tarih
ve 4673 sayılı Encümen kararı)
Devlet İhale Kanunu'na göre kiraya verilen gayrimenkullerin, kira süresi sonunda ancak
yeniden ihale düzenlenerek kiraya verilebileceği; Danıştay ve Sayıştay kararlarında da yer
almaktadır.
Sayıştay Genel Kurulu, 21.1.1993 tarih ve 4761/1 sayılı kararında; genel ve katma
bütçeli idareler, özel idare ve belediyeler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar tarafından
2886 Sayılı Kanuna göre kiraya verilen gayrimenkullere ait kira sözleşmelerinin yenilenmesi
veya sona erdirilmesi konularında 2886 Sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğini
belirtmiştir.
Danıştay 10. Dairesi'nin 19.12.1991 tarih ve 1989/2736 E., 1991/3850 K. sayılı ilamı;
"2886 Sayılı Devlet İhale Yasasının 64 üncü Maddesinde, bu yasa kapsamındaki
idarelerin taşınır ve taşınmaz mallarını kiraya verme süreleri belirlenmiş olup; kira süresinin
bitimi üzerine taşınmaz malın yeniden kiraya verilebilmesi, ancak yeniden ihale yapılması
halinde mümkün bulunmaktadır. 2886 Sayılı Yasaya göre ihale yapma zorunluluğu yönünden
taşınmaz malın "musakkaf olup olmaması önem taşımamaktadır.
Musakkaf yapıların kiralanması hususunu düzenleyen 6570 Sayılı Yasa da, 2886 Sayılı
Yasadan kaynaklanan ihale yapma zorunluluğunu ortadan kaldırmamaktadır."
Söz konusu mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere; kanun koyucu, Belediye
taşınmazlarının bu kanuna göre kiraya verilmesi gerektiği noktasında iradesini ortaya
koymuştur. Bu itibarla Kurum mülkiyetindeki taşınmaz malları kiraya verme işleri 2886 sayılı
222
Devlet İhale Kanunundaki ihale usullerine göre yapılmalı ve sözleşme süresinin bitiminde aynı
taşınmaz malın kiraya verilebilmesi için yeniden 2886 sayılı Kanundaki belirtilen usullerden
biriyle ihaleye çıkılmalıdır. Kira süresi sonunda işgal devam ederse, sözleşmede aksine hüküm
yoksa ecrimisil alınmalı; işgalin devam etmesi durumunda taşınmazın 15 gün içinde tahliyesi
için ilgili mülki amire talepte bulunulmalıdır.
BULGU 4: Taşınmazların Cins Tashihlerinin Yapılmaması.
Belediyenin tapuda kayıtlı bazı taşınmazlarının cins tashihinin yapılmadığı görülmüştür.
Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmeliğin 4’üncü maddesinde cins
tashihi,
“Binalar, arazi ve arsalar ile yer altı ve yer üstü düzenlerinin mevcut kullanım şekilleri ile
tapu kayıtlarının farklılık göstermesi durumunda tapu kayıtlarının mevcut kullanım şekli
dikkate alınarak düzeltilmesi işlemi” şeklinde tanımlanmaktadır.
Aynı Yönetmelik’in 10’uncu maddesinde;
“(1) Kamu idarelerince; mülkiyetlerinde, yönetimlerinde veya kullanımlarında bulunan
taşınmazların mevcut kullanım şekli ile tapu kaydının birbirine uygun olmaması durumunda,
taşınmazlar mevcut kullanım şekli ile kayıtlara alınır. Kamu idareleri taşınmazların cins
tashihinin yapılması için gerekli işlemleri yaparlar.
(2) Tahsis edilen ve üzerinde irtifak hakkı tesis edilen taşınmazlar açısından bu yükümlülük
kullanan idarenin veya gerçek veya tüzel kişilerin durumu tespit eden yazısı üzerine taşınmaz
maliki idareye aittir. Ancak cins tashihine ilişkin gerekli belgeler ile buna ilişkin malî
yükümlülükler kullanıcılar tarafından karşılanır.” denilmektedir.
Buna göre; taşınmazların mevcut kullanım şekli ile tapu kaydının birbirine uygun olmaması
durumunda, taşınmazlar mevcut kullanım şekli ile kayıtlara alınıp, cins tashihinin yapılması
için gerekli işlemler yapılacaktır. Tapu kayıtlarında “arsa” “arazi” “bina” olarak görünen
taşınmazlar, yapılan kamulaştırmalar ile cadde/bulvar vs haline getirilmişse, Tapu
Müdürlüğüne yazılarak, ilgili taşınmazlar için “yol” şeklinde cins tashihi yapılmalıdır.
BULGU 5: Bazı Taşınmazların, Kamu Kurumlarına Yirmi Beş Yıldan Daha Fazla
Olarak Tahsis Edilmesi ve Kamu Kurumu Dışındaki Tüzel Kişilere Tahsis Edilmesi.
Bazı taşınmazların, kamu kurumlarına yirmi beş yıldan daha fazla olarak tahsis edildiği ve
kamu kurumu dışındaki tüzel kişilere ise Kanuna aykırı olarak tahsis edildiği tespit edilmiştir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Diğer Kuruluşlarla İlişkiler” başlıklı 75 inci maddesinde;
“Belediye, belediye meclisinin kararı üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve
sorumluluk alanlarına giren konularda;
…
223
d)Kendilerine ait taşınmazları, aslî görev ve hizmetlerinde kullanılmak üzere bedelli veya
bedelsiz olarak mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına devredebilir veya
süresi yirmi beş yılı geçmemek üzere tahsis edebilir. Bu taşınmazlar aynı kuruluşlara kiraya da
verilebilir. Bu taşınmazların, tahsis amacı dışında kullanılması hâlinde, tahsis işlemi iptal
edilir. Tahsis süresi sonunda, aynı esaslara göre yeniden tahsis mümkündür… ” denilmektedir.
İfade edilen mevzuat çerçevesinde belediyeler kendi mülkiyetindeki taşınmazları sadece asli
görev ve hizmetlerinde kullanmak üzere belediye meclisi kararı ile yirmi beş yılı geçmemek
koşulu ile mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına tahsis edebilirler. Aşağıdaki
tabloda kamu kurumlarına tahsis edilen taşınmazların tahsis sürelerinin 25 yılı aştığı ve yapılan
bazı tahsislerin de 75 inci maddeye aykırı olarak kamu kurum ve kuruluşları dışındaki bazı
dernek, vakıf ve kooperatiflere yapıldığı görülmektedir. Tahsis işlemlerinde mevzuata
uyulmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.
Tablo 3:Mahallî İdareler ile Diğer Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Tahsis Edilen
Taşınmaz Mallar (Süresi Yirmi Beş Yılı Geçenler)
224
Tablo 4: Kamu Kurumu Dışındaki Tüzel Kişilere Tahsis Edilen Taşınmaz Mallar
Sıra
No
Ada-
ParselAdres Tahsis Edilen
Tahsis
SüresiBedeli
1 690-5
Davutlar Mahallesi
25.402,25m2'lik imarsız
taşınmaz
Adnan Menderes
Üni. RektörlüğüSüresiz Ücretsiz
2 1726-3
Kadınlar Denizi Mahallesi
Yüksel Yalova Caddesi Özer
Türk Stadyumu içinde bulunan
aşevi ve techizat
Aydın Büyükşehir
BelediyesiSüresiz Ücretsiz
3 305-1İkiçeşmelik Belediye Santral
Garajı yanı
İlçe Emniyet
Müdürlüğü
Kaçakçılık ve
Organize Suçlarla
Mücadele Grup
Amirliği
Süresiz Ücretsiz
4 2410-3 Cami yeriKuşadası İlçe
MüftülüğüneSüresiz Ücretsiz
225
BULGU 6: Tahsis Edilen Taşınmazların, Net Değer Hesabı’na Kaydedilmemesi.
Belediyenin bazı kamu kurum ve özel derneklere tahsis ettiği binaların, 500 Net Değer
Sıra
No
Ada-
ParselAdres Tahsis Edilen
Tahsis
SüresiBedeli
1 ?-2535Güzelçamlı Mahallesi
6,892m2'lik alan
Güzelçamlı
Tarımsal Koop.Süresiz Ücretsiz
2 461-1Güzelçamlı Mahallesi
Kütüphane
Güzelçamlı Bilgi
Evi Kütüphanesi
Yaşatma Derneği
5 Yıl
3 304-20
Hacıfeyzullah Mah Mahmut
Esat Bozkurt Cad. Sahil Tic.
Merk No:38 ve 39
Türk Kadınlar
BirliğiSüresiz
Aylık
75,00TL'
sı
4 42-12 Dağ mahallesi
Kuşadası Eğitim
ve Geliştirme
Vakfı
12 ücretsiz
5 304-20
Hacıfeyzullah Mah Mahmut
Esat Bozkurt Cad. Sahil Tic.
Merk No: 46Türk Ocakları
Derneği
Kuşadası Şb.
Süresiz
Aylık
75,00TL
6 304-20
Hacıfeyzullah Mah Mahmut
Esat Bozkurt Cad. Sahil Tic.
Merk No: 45
Aylık
75,00TL
7 284-4Davutlar Mahallesi (Muhtarlık
bürosu yanı)
Atatürkçü
Düşünce Derneği
Davutlar Şubesi
SüresizAylık
75,00TL
8 461-1Güzelçamlı Mahallesi B1 Blok
Zemin kat No:7
Atatürkçü
Düşünce Derneği
Güzelçamlı
Şubesi
SüresizAylık
75,00TL
9 50-23
Cumhuriyet Mah Adnan
Menderes bulv.Lütfü Suyolcu
iş Merkezi 17/Z03
THK Süresiz ücretsiz
10 50-22
Camikebir Mahallesi Emek
Sokak No:26 ve Çağdaş Sokak
No:27
Türkiye Satranç
Fedarasyonu İlçe
Temsilciliği
Süresiz ücretsiz
11 50-22Camikebir Mahallesi Emek
Sokak No:11Tüm-Bel-Sen Süresiz ücretsiz
226
Hesabı’na kaydedilmediği görülmüştür.
252 Binalar Hesabı, Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nde 192 nci ve
193 üncü maddelerde açıklanmıştır. “Hesabın Niteliği “ başlıklı 192 nci maddesinde aynen:
“Binalar hesabı, eklenti ve bütünleyici parçaları dâhil olmak üzere, kamu idarelerinin
mülkiyetinde bulunan binalar ile bunlardan tahsise konu edilenlerin izlenmesi için kullanılır.”
Denilmiştir.
Hesabın İşleyişi başlıklı 193 üncü maddesinde hesaba ilişkin borç ve alacak kayıtları
gösterilmiştir. Maddenin alacak kayıtlarının açıklandığı ilgili fıkrasında aynen:
“(7) Tahsise konu edilen binalar tahsis eden kamu idaresine hizmet veren muhasebe birimince
kayıtlı değer üzerinden bu hesaba alacak, 500-Net Değer Hesabına borç kaydedilir. Ayrıca,
varlığa ilişkin ayrılmış amortisman tutarı 500-Net Değer Hesabına alacak, 257-Birikmiş
Amortismanlar Hesabına borç kaydedilir.”
Şeklindedir.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükmü gereği, belediyenin tahsis ettiği taşınmazları muhasebe
birimince kayıtlı değeri üzerinden, Binalar Hesabına alacak ve Net Değer hesabına borç,
ayrılmış amortisman tutarının Net Değer Hesabına Alacak, Birikmiş Amortismanlar Hesabına
borç kaydetmesi gerekirken söz konusu kaydın yapılmaması nedeniyle, 252 Binalar Hesabı,
500 Net Değer Hesabı ve 257 Birikmiş Amortismanlar Hesabı mali tablolarda hatalı
görünmektedir.
BULGU 7: Belediyeye Bağışlanan/Devredilen Kitap, Tablo ve Kültürel Eserlerin
Muhasebe Kaydının Yapılmaması.
6360 sayılı Kanunla kapatılan Güzelçamlı Belediyesinden devir alınan Kütüphane
(Bilgi Evi) ve Kültür Evi ile İbramaki Sanat Galerisinde, Çalıkuşu Evi’nde ve Kültür
Müdürlüğü depolarında bulunan ve yazar/şairlerce bağışlanan kitapların, sergi sonunda
sanatçılar tarafından bağışlanan tabloların ve saban, pulluk, kağnı, semer, eski su motoru, dikiş
makinesi, sinema cihazı, mutfak eşyaları, kıyafetler gibi tarihi ve kültürel değeri bulunan
eşyaların demirbaş kaydının yapılmadığı ve 255 Demirbaşlar Hesabının kullanılmadığı tespit
edilmiştir.
Taşınır Mal Yönetmeliği’nin;
5 inci maddesinin beşinci fıkrasında, taşınırların muhafazasından ve yönetilmesinden sorumlu
olanların, gerekli tedbirlerin alınmaması veya özenin gösterilmemesi nedeniyle taşınırın
kullanılmaz hale gelmesi veya yok olması sonucunda sebep oldukları kamu zararları hakkında,
Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerinin
uygulanacağını,
227
12 nci maddesinde, kamu idarelerince bütün taşınırların kayıt altına alınması gerektiği ve her
bir kaydın belgeye dayanmasının şart olduğu,
13 üncü maddesinde, taşınırların edinme şekline bakılmaksızın kamu idaresince kullanılmak
üzere teslim alındığında Taşınır İşlem Fişiyle giriş yapılacağı, bağış ve yardım yoluyla edinilen
taşınırlarda; bağış ve yardımda bulunan tarafından ispat edici bir belge ile değeri belirtilmiş ise
bu değer, belli bir değeri yoksa değer tespit komisyonunca belirlenen değerin esas alınacağı,
Değer Tespit Komisyonunun harcama yetkilisinin onayı ile taşınır kayıt yetkilisinin ve işin
uzmanının da katıldığı en az üç kişiden oluşacağı, komisyonun değer tespitinde ticaret odası,
sanayi odası, borsa, meslek kuruluşları, ilgili diğer kuruluşlardan veya aynı nitelikteki taşınırı
satın alan idarelerden ve fiyat araştırması sonuçlarından yararlanabileceği,
16 ncı maddesinde, bağış ve yardım olarak edinilen taşınırlar teslim alındığında, taşınır kayıt
yetkilisi tarafından Taşınır İşlem Fişi düzenlenerek kayıtlara alınıp fişin birinci nüshasının
bağış ve yardım edene verileceği veya gönderileceği,
ifade edilmektedir.
İbramaki Sanat Galerisinde her hafta ücretsiz olarak resim, fotoğraf vs sergiler
düzenlenmekte, yapılan sözleşme gereği sergi sonunda bir adet eser belediyeye bırakılmakta,
ancak bağış dilekçesi düzenlenmemekte ve Komisyon marifetiyle değeri tespit edilmemektedir.
Bu eserler, muhtelif depolarda saklanmaktadır. Bazı tabloların toz, neme karşı korumaya
alınmadığı görülmüştür. Ayrıca Çalıkuşu adlı romanın Osmanlıca 1922 yılı baskısı ve
vatandaşlar/yazar ve şairlerce bağışlanan kitaplar da bulunmaktadır.
Belediyeye bağışlanan/devredilen kitap, tablo ve kültürel eserlerin, Taşınır Mal
Yönetmeliği gereği muhasebe kaydının yapılması gerekmektedir.
BULGU 8: Belediye Depolarına Alınan Akaryakıtlar İçin Taşınır İşlem Fişlerinin
Düzenlenmemesi.
Belediye depolarına alınan akaryakıt için taşınır işlem fişi düzenlenmediği ve 630
hesabı kullanılarak doğrudan giderleştirildiği tespit edilmiştir.
Taşınır Mal Yönetmeliğinin "Belge ve Cetveller" başlıklı 10 uncu maddesinde;
"(1) Taşınır işlemlerinde, işlem türüne göre aşağıda belirtilen belge ve cetveller
kullanılır.
228
a) Taşınır İşlem Fişi (Örnek: 5; 5/A):.......................İhtiyaç duyulduğunda kullanılmak üzere
satın alınarak depolanan ya da arşivlenenler ile süreli yayınlardan ciltletilmiş olanlar hariç
olmak üzere aşağıda sayılan hallerde Taşınır İşlem Fişi düzenlenmez.
1)Satın alındığı andan itibaren tüketimi yapılan su, doğalgaz, kum, çakıl, bahçe
toprağı, bahçe gübresi ve benzeri maddeler,
2)Tesis, makine, cihaz, taşıt ve iş makineleri ile demirbaşların servislerince yapılan
bakım ve onarımlarında kullanılan yedek parçalar ile doğrudan taşıtların depolarına konulan
akaryakıt, likit gaz (LPG) ve yağlar,
3)Kısa sürede tüketilen mutfak tipi tüpler ve yangın söndürme tüplerine yapılan gaz
dolumları ile yazıcı kartuşlarının dolumları,
4)Dergi ve gazete gibi süreli yayınlar ile arşivlenme niteliği olmayan kütüphane
materyalleri.
5)(Ek: 8/10/2012-2012/3832 K.) Bütçenin temsil ve tanıtma giderleri tertibinden
makam için alınan yiyecek ve içecekler"
Hükümleri yer almaktadır.
Yukarıda zikredilen mevzuat hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere sayılan istisnalar
dışında kaynağına ve edinme yöntemine bakılmaksızın kamu idarelerine ait taşınır malların
tamamı Taşınır İşlem Fişi düzenlenerek kurum depolarına alınmalıdır.
Yine aynı yönetmeliğin eki olan Taşınır Kod Listesi'nde, alınacak yakıtlar için hangi
hesabın ve alt kodunun kullanılacağı aşağıdaki gibi sıralanmıştır;
"150 04 Yakıtlar, Yakıt Katkıları ve Katkı Yağlar Grubu
150 04 01 Katı Yakıtlar
150 04 02 Sıvı Yakıtlar
150 04 03 Gaz Yakıtlar"
Belediyenin depolarında stoklanan akaryakıt için taşınır işlem fişi düzenlenmemiş, 150
İlk Madde ve Malzeme Hesabına kayıt yapılmamış, 630 Giderler Hesabı kullanılmıştır.
Dolayısıyla kurumun depolarına giren akaryakıtın giriş çıkış kontrolünün sağlıklı
yapılamayacağı açıktır. Bu uygulama sonuçta mevzuata aykırılık teşkil etmektedir ve izleyen
dönemde akaryakıt için taşınır işlem fişi düzenlenmelidir.
Ayrıca, bu hatalı uygulama nedeniyle, mali tablolarda 150 ve 630 hesapları doğru ve
güvenilir bilgi vermeyecektir.
BULGU 9: Belediyenin İller Bankasındaki Sermaye Payının, Mali Kuruluşlara Yatırılan
Sermayeler Hesabına Kaydedilmemesi.
229
İller Bankası Anonim Şirketi (İlbank A.Ş.) sermayesine iştirak edilen tutarların, 240
Mali Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabında izlenmediği tespit edilmiştir.
6107 sayılı İller Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanun'un 'Ortaklık yapısı ve
sermaye' başlıklı 4 üncü maddesinde aynen;
“(1) Bankanın ortakları il özel idareleri ve belediyelerdir.
(2) Bankanın sermayesi 9.000.000.000 (dokuz milyar) Türk Lirasıdır. Bu sermaye
Bakanlar Kurulu kararı ile beş katına kadar artırılabilir.
(3) Sermaye tavanına ulaşıncaya kadar Bankanın ödenmiş sermayesine aşağıdaki
kaynaklar eklenir:
a) 2/7/2008 tarihli ve 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi
Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanuna göre her ay Maliye Bakanlığı ve İller Bankası
tarafından dağıtılacak vergi gelirleri paylarının toplamı üzerinden aylık olarak yüzde iki
oranında kesilecek miktarlar.
b) Bankanın vergi ve diğer yasal yükümlülükler düşüldükten sonraki yıllık safi kârından
yüzde otuz oranında ayrılacak pay.
c) Diğer mevzuat hükümleri ile Banka sermayesine aktarılması uygun görülen paralar ile
sermayeye eklenmek üzere yapılacak her türlü yardım ve bağışlar.”
denilmek suretiyle bankanın ortaklarının, il özel idareleri ve belediyeler olduğu ve
sermaye tavanına ulaşıncaya kadar, söz konusu ortaklara dağıtılacak vergi gelirleri paylarının
toplamı üzerinden aylık % 2 oranında kesilecek miktarların ödenmiş sermayesine ekleneceği
belirtilmiştir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin 240 Mali Kuruluşlara Yatırılan
Sermayeler Hesabının niteliğine ilişkin 178 inci maddesinde, söz konusu hesabın kanuni
yetkilere dayanılarak mali kuruluşların sermayesine iştirak edilen tutarlar ve bu sermaye
tutarlarının işletilmesinden doğan kar ve zararlar, bütçeye iade olunan tutarlar ile bu kuruluşlara
ikrazen verilen ve mahsup edilen tutarların izlenmesi için kullanılacağı belirtilmiştir.
179 uncu maddesinde ise;
Hesaba ilişkin işlemler
(1) Mali kuruluşlara yatırılan sermayeler hesabına ilişkin işlemler aşağıda gösterilmiştir.
a) Mali kuruluşların gerek nominal sermaye ve gerekse ayni sermaye transferi şeklindeki
iştirakler gerçeğe uygun değeri ile bu hesaba kaydedilir. Sermayesine iştirak edilen mali
kuruluşlara nakdi veya ayni sermaye şeklindeki katılımların bu hesapta kayıtlı tutarların ilgili
mali kuruluşların öz kaynak hesaplarında karşılık olarak yer alan tutarlarla eşit olması
gerekir. Sermaye iştiraklerinin enflasyon düzeltmesi işlemine tabi tutulması sonucu ortaya
230
çıkan değer artışları da ilgili mali kuruluşların kayıtlarına uygun olarak bu hesaba kaydedilir.
Değerleme artışlarının birbirine uygun şekilde hesaplara yansıtılmasında ilgili mali kuruluşun
enflasyon düzeltmesi işlemi sonucu ortaya çıkan yeni değerler esas alınır. Mali kuruluşlarca
yapılan enflasyon düzeltmesi işlemlerine ilişkin belgeler kuruma gönderilir. Muhasebe birimi
sermaye hareketlerine ilişkin bu belgeleri esas alarak muhasebeleştirme işlemlerini yapar.
Enflasyon düzeltmesi ve sermaye hareketlerine ilişkin belgelerin birer nüshası
muhasebeleştirme belgesine eklenir." denilmekte,
Yönetmeliğin 180 inci maddesinde ise;
(1) Mali kuruluşlara yatırılan sermayeler hesabına ilişkin borç ve alacak kayıtları
aşağıda gösterilmiştir.
a) Borç
1) Ödeneğine dayanılarak nakden verilen sermaye bir taraftan bu hesaba borç, 103-
Verilen Çekler ve Gönderme Emirleri veya ilgili diğer hesaplara alacak; diğer taraftan 830-
Bütçe Giderleri Hesabına borç, 835-Gider Yansıtma Hesabına alacak kaydedilir." denilmek
suretiyle hesaba ilişkin işlemler ile hesaba hangi durumlarda borç kaydının yapılacağı
düzenlenmiştir.
İlbank A.Ş. 'Belediye Bilgi ve Veri Bankası' sisteminden alınan ve belediyenin sermaye
iştiraklerini gösteren dokümanlar incelendiğinde; Kuşadası Belediyesi tarafından 31.12.2017
tarihine kadar İlbank A.Ş. sermayesine iştirak edilen toplam tutarın 1.562.101,81 TL olduğu,
ancak yılsonu mali tablolarda 240 Mali Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabının
kullanılmadığı ve mali tablolarda toplam 1.562.101,81 TL'lık hataya sebebiyet verildiği tespit
edilmiştir.
BULGU 10: Elektrik ve Doğalgaz İçin Ödenen Güvence Bedellerinin, Verilen Depozito ve
Teminatlar Hesabında İzlenmemesi.
Kurum tarafından ödenen güvence bedelleri ve depozitoların 126 veya 226 Verilen
Depozito ve Teminatlar Hesabında izlenmediği görülmüştür.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin 95 ve 168'inci maddelerinde;
kurumca bir işin yapılmasının üstlenilmesi veya bir sözleşmenin ya da diğer işlemlerin karşılığı
olarak geri alınmak üzere, diğer kamu idareleri veya kişilere verilen depozito ve teminat
niteliğindeki değerlerin izlenmesi için kullanılacağı, süresi bir yıldan az ise 126, bir yıldan fazla
ise 226 hesabının kullanılacağı, ifade edilmiştir.
Mevzuat hükmünden anlaşılacağı üzere, kurumca bir işin yapılmasının üstlenilmesi
veya bir sözleşmenin ya da diğer işlemlerin karşılığı olarak geri alınmak üzere, diğer kamu
231
idareleri veya kişilere verilen depozito ve teminat niteliğindeki değerlerin, 126 veya 226
Verilen Depozito ve Teminatlar Hesabında izlenmesi gerekmektedir.
Ancak Kurum tarafından, elektrik ve doğalgaz abonelikleri için ödenen güvence
bedellerinin doğrudan gider yazılarak, 630 Giderler Hesabında elektrik alımları ve yakacak
alımları olarak muhasebeleştirilmesi ve 126 - 226 Verilen Depozito ve Teminatlar Hesabının
hiç kullanılmaması sonucu, mali tablolarda 630, 126 ve 226 hesapları 38.859,66 TL hata
vermektedir.
BULGU 11: Güney Ege Kalkınma Ajansı Payının, Kamu İdareleri Payları Hesabında
İzlenmemesi.
Kurum tarafından Kalkınma Ajansına ödenen katılım payının, 363 Kamu idareleri
Payları Hesabı yerine, 320 Bütçe Emanetleri Hesabında izlendiği tespit edilmiştir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğinin 363 Kamu idareleri Payları
Hesabının niteliğini düzenleyen 276’ ncı maddesinde aynen;
“Bu hesap, bütçe geliri olarak nakden veya mahsuben tahsil edilip, özel kanunları
gereğince diğer kurumlara aktarılmak üzere hesaplanan tutarların izlenmesi için kullanılır”
hükmü,
Hesabın işleyişini düzenleyen 277’ nci maddesinde ise;
"(1) Kamu idareleri payları hesabına ilişkin alacak ve borç kayıtları aşağıda
gösterilmiştir:
a) Alacak
1) Bütçe geliri olarak tahsil edilip, özel kanunları gereğince diğer kurumlara
aktarılmak üzere hesaplanan tutarlar bir taraftan bu hesaba alacak, 630-Giderler Hesabına
borç; diğer taraftan 835- Gider Yansıtma Hesabına alacak, 830-Bütçe Giderleri Hesabına
borç kaydedilir.
b) Borç
1) Bu hesapta kayıtlı tutarlardan nakden veya mahsuben ödenen tutarlar bu hesaba
borç, 103-Verilen Çekler ve Gönderme Emirleri Hesabı veya ilgili diğer hesaplara alacak
kaydedilir." hükmü yer almaktadır.
Bu maddelere göre; 363 Kamu İdareleri Payları Hesabının bütçe geliri olarak nakden
veya mahsuben tahsil edilip, özel kanunları gereğince diğer kurumlara aktarılmak üzere
hesaplanan tutarların izlenmesi için kullanılacağı ifade edilmektedir. Geçmiş yıl kesinleşmiş
tahsisli olmayan bütçe gelirleri üzerinden ilgili mevzuata göre hesaplanıp aktarılan ajans payları
bu hesapta muhasebeleştirilmelidir.
232
5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında
Kanun'un 19 uncu maddesinin (d) bendi gereği ödemesi gerekli olan katılım payının, 363
hesabı yerine 320 hesabına kaydedilmesi nedeniyle, 320 Bütçe Emanetleri Hesabı ve 363 Kamu
İdareleri Payları Hesabı, Bilançoda toplam 739.675,93- TL hatalı görünmektedir.
BULGU 12: Yurt İçi Görev Yolluğu Avanslarının, Personel Avansları Hesabında Takip
Edilmemesi.
Belediye personelinin geçici görev yolluğu avanslarının, 161 Personel Avansları
Hesabında kayıt edilmesi gerekirken, 160 İş Avans ve Kredileri Hesabına kaydedildiği
görülmüştür.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin,
161 Personel Avansları Hesabına ilişkin "Hesabın niteliği" başlıklı 127’nci maddesinde;
"Bu hesap, mevzuatı uyarınca verilen sürekli ve geçici görev yolluğu avansları ile
ödeme gününden önce ödenmesine karar verilen maaş ve ücret ödemeleri karşılığı verilen
avansların izlemesi için kullanılır."
"Hesaba İlişkin İşlemler" başlıklı 128'inci maddesinde;
…. 2) Geçici görev yolluğu avansları: Harcırah Kanunu hükümlerine göre, memuriyet
mahalleri dışında bir yere geçici görev, kurs, tedavi, sınav gibi amaçlarla gönderilenlere
verilen avansların; asıl memuriyet mahalline dönüşten itibaren bir ay içerisinde bildirimin
dairesince muhasebe birimine verilerek mahsup işleminin yaptırılması ve varsa artan paranın
iade edilmesi gerekir. Süresi içerisinde mahsup belgelerini vermeyen, artan parayı iade
etmeyen veya mahsup belgelerini verdiği halde artan parayı iade etmeyenler hakkında 6245
sayılı Kanunun 59 uncu maddesi uyarınca işlem yapılır. Geçici görev yolluğu avansı alanların,
süresi içerisinde mahsup belgelerini vermemesi veya artan parayı iade etmemesi halinde, asıl
memuriyet mahalline dönüşlerinden itibaren bir ay sonundan başlamak üzere faiz alınır. Bir
kişiye, almış olduğu avansı mahsup etmeden başka bir görevlendirme nedeniyle yeniden avans
verildiği takdirde, bir aylık mahsup süresi, her görev için asıl memuriyet mahalline dönüş
tarihi esas alınarak ayrı ayrı hesaplanır. Avans ödendikten sonra geçici görevlendirmeden
vazgeçildiği için paranın geri alınması gerektiği takdirde, hesaplanacak faizin başlangıcı,
vazgeçme emrinin ilgiliye tebliğ edildiği tarihi izleyen 15 inci günün sonunda, eğer bu gün
tatile rastlarsa tatili izleyen günden başlar.”denilmektedir.
160 İş Avans ve Kredileri Hesabına ilişkin "Hesabın niteliği" başlıklı 124 ‘üncü
maddesinde;
"Bu hesap, kurumca mevzuatı gereğince bütçedeki ödeneğine dayanılarak verilen iş
avans ve kredilerinin izlenmesi için kullanılır." Denilmektedir.
233
Yukarıdaki madde hükümlerinden de açıkça anlaşılacağı üzere, yurt içi geçici görev
yolluğu avanslarının 161 Personel Avansları Hesabına kaydedilmesi gerekmektedir. İdare, 161
Personel Avansları Hesabını kullanmamış ve yurt içi geçici görev yolluğu avanslarını 160 İş
Avans ve Kredileri Hesabına kaydetmiştir. Sonuçta mali tablolarda yer alan 160 hesabı, doğru
ve güvenilir bilgi vermemektedir.
BULGU 13: 3213 Sayılı Maden Kanunu, 5686 Sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal
Mineralli Sular Kanunu ve 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu Gereği Alınması
Gereken Belediye Payının, İlgili Kurumlardan Talep ve Takibinin Yapılmaması.
3213 sayılı Maden Kanunu, 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular
Kanunu ve 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu gereği alınması gereken belediye payının,
ilgili kurumlardan talep ve takibinin yapılmadığı tespit edilmiştir.
5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanununda;
“Madde 10: e) İdare payı: Akışkanın doğrudan ve/veya dolaylı kullanıldığı tesislerin gayrisafi
hasılatının % 1’i tutarında idare payı, her yıl Haziran ayı sonuna kadar idareye ödenir. Tahsil
edilen tutarın beşte biri, idare tarafından, kaynağın bulunduğu belediye veya köy tüzel
kişiliğine bir ay içerisinde ödenir”
3213 sayılı Maden Kanununda;
“Madde 7: (Ek fıkra: 10/6/2010-5995/3 md.) Maden üretim faaliyetleri ile bu faaliyetlere
dayalı ruhsat sahasındaki tesisler için işyeri açma ve çalışma ruhsatları il özel idareleri
tarafından verilir. Bu ruhsatların verilmesi sırasında 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu
hükümlerine göre belediyelerin tahsil ettiği işyeri açma izni harcı il özel idaresi tarafından
tahsil edilir. Bu bedelin % 50’si ruhsatın bulunduğu bölgeyle sınırlı olarak altyapı
yatırımlarında kullanılmak üzere, doğrudan ilgili ilçe veya ilçelerin Köylere Hizmet Götürme
Birlikleri hesabına aktarılır. Bu alanların belediyelerin mücavir alanı içerisinde kalması
durumunda tahsil edilen harcın % 50’si ilgili belediyenin hesabına aktarılır”
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununda
“Müze giriş ücretleri ile madenlerden belediyelere pay:
Mükerrer Madde 97 – (Ek: 4/12/1985-3239/126 md.)
a) Türkiye Büyük Millet Meclisine bağlı milli saraylar hariç belediye ve mücavir alan
sınırları içinde gerçek ve tüzelkişilerce işletilen her türlü müzelerin giriş ücretlerinin % 5'i
belediye payı olarak ayrılır.
Belediye payı olarak ayrılan miktarın, tahsilini takip eden ayın 15 inci günü akşamına
kadar müzenin bulunduğu yer (27.6.1984 gün ve 3030 sayılı Kanunun uygulandığı şehirde
Büyük Şehir Belediyelerine) belediyesine ödenmesi mecburidir.
234
Büyük Şehir Belediyelerince tahsil edilen payın yüzde 75'i İçişleri Bakanlığınca
bildirilecek son genel nüfus sayımı sonuçlarına göre nüfusları oranında ilgili ilçe
belediyelerine dağıtılır.
b) (Değişik: 26/5/2004-5177/33 md.) Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde
faaliyet gösteren maden işletmelerince, 3213 sayılı Maden Kanununun 14 üncü maddesinde
yer alan paylara ilaveten yıllık satış tutarının % 0,2'si nispetinde belediye payı ayrılır.
Bu pay, Devlet hakkının Hazineye ödenmesi sırasında ruhsat sahibi tarafından ilgili
belediyeye ödenir”
Denilmektedir.
Belediye mücavir alanı içerisinde, muhtelif jeotermal ve maden üretim tesisleri
bulunmaktadır. Bu firmalar işyeri açma ruhsat harcı ile her yıl idare payını Defterdarlık ile
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğüne ödemektedir. Ödenen
tutarların bir kısmı belediye payı olarak, ilgili kurum tarafından belediyeye ödenmesi
gerekmektedir. Ancak bu paylar belediyeye ödenmemekte, belediye de bunun takibini
yapmamaktadır.
Belediye mücavir alanı içerisinde faaliyette bulunan maden ve jeotermal firmalarının
tespiti ve belediyeye ödenmesi gereken payların istenmesi için ilgili kurumlara (Defterdarlık,
Enerji Bakanlığı ve Aydın Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığına) yazı
yazılarak takibinin yapılması gerekir.
BULGU 14: Bütçe Emanetlerinde Yer Alan Bazı Tutarların, Zamanaşımı Dolayısıyla
Bütçeye Gelir Kaydedilmemesi.
Kurumun mali tablolarının incelenmesinde, Bütçe Emanetleri Hesabında kayıtlı olup,
zamanaşımı dolayısıyla bütçeye gelir kaydedilmesi gereken tutarların, gelir kaydedilmediği
tespit edilmiştir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun "Ödenmeyen giderler ve
bütçeleştirilmiş borçlar" başlıklı 34 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında; " Ödeme emri
belgesine bağlandığı halde ödenemeyen tutarlar, bütçeye gider yazılarak emanet hesaplarına
alınır ve buradan ödenir. Ancak, malın alındığı veya hizmetin yapıldığı malî yılı izleyen beşinci
yılın sonuna kadar talep edilmeyen emanet hesaplarındaki tutarlar bütçeye gelir kaydedilir.
Gelir kaydedilen tutarlar, mahkeme kararı üzerine ödenir" hükmü yer almaktadır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin 248 inci maddesinde, 320-Bütçe
Emanetleri Hesabı'nın, mali yıl içerisinde veya sonunda ödeme emri belgesine bağlandığı
halde, nakit yetersizliği veya diğer sebeplerle ilgililerine ödenemeyen tutarların izlenmesi için
kullanılacağı ifade edilmiştir.
235
Yönetmeliğin "Hesabın işleyişi" başlıklı 250’nci maddesinde, zamanaşımına uğraması
nedeniyle gelir kaydedilmesi gereken tutarların, 320-Bütçe Emanetleri Hesabına borç, 600-
Gelirler Hesabına alacak; diğer taraftan 805-Gelir Yansıtma Hesabına borç, 800-Bütçe Gelirleri
Hesabına alacak kaydedileceği belirtilmiştir.
Zamanaşımına uğradığı halde gelir kaydedilmeyen ve 320 hesabında bekletilen
737.286,20 TL nedeniyle, 320-Bütçe Emanetleri Hesabı ve 600-Gelirler Hesabı, bilançoda bu
tutar kadar hata vermektedir.
BULGU 15: 775 Sayılı Gecekondu Kanunu Hükümlerine Göre Oluşturulan Fon
Hesabının Amacı Dışında Kullanılması ve Fonlar veya Diğer Kamu İdareleri Adına
Yapılan Tahsilat Hesabının Kullanılmaması.
Belediyede, 775 sayılı Gecekondu Kanunu Hükümlerine göre oluşturulması gereken fon
hesabının teşkil ettirildiği, ancak belediye ve mücavir alan sınırları içindeki Hazineye ait
taşınmazlarının satış bedellerinden aktarılması gereken payın, fon hesabına değil başka bir
hesaba aktarıldığı ve bu paranın başka amaçlar için harcandığı ve 362 Fonlar veya Diğer Kamu
İdareleri Adına Yapılan Tahsilat Hesabının kullanılmadığı görülmüştür.
775 sayılı Gecekondu Kanununun “Fonların teşkili ve kullanılması” başlıklı 12’nci
maddesinde; belirtilen kaynaklardan sağlanacak gelirlerin, Türkiye Emlak Kredi Bankasında,
ilgili belediyeler adına açılacak özel hesaplarda toplanacağı, 13’üncü maddesinde ise bu
fonlarda toplanan paraların nerelerde kullanılması gerektiği açıklanmıştır.
775 sayılı kanunun 13 üncü maddesinde aynen:
“Buna göre 12’nci madde gereğince teşkil edilen fonda toplanan paralar, belediyelerce, Toplu
Konut İdaresi Başkanlığının izni alınmak şartıyla:
a) Bu kanundaki amaçlarda kullanılmak üzere arsa sağlanmasında, Toplu Konut İdaresi
Başkanlığınca onanan plan ve projelere göre halk konutu, nüve konut veya geçici misafir
konutu yapılmasında,
b) Islah olunacak gecekondu bölgeleri ile yeniden tesis edilecek önleme bölgelerinin yol,
meydan, kanalizasyon, su, elektrik ve benzerleri gibi kamu hizmet ve tesislerinin Toplu Konut
İdaresi Başkanlığınca onanan projelerine göre yapılmasında veya onarılmasında,
c) Kendi bütçe imkânlarıyla karşılanamayan ve fakat bu kanun gereğince yapılması gereken
tespit, harita alımı, plan ve projelendirme hizmetlerinde kullanılır. “
Denilmektedir.
Yukarıda mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere, ilgili fonda biriken paralar 775 sayılı
Kanunun 13 üncü maddesinde açıklanan yerlerde kullanılabilecek, bunun dışındaki yerlerde
kullanılamayacaktır.
236
4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun “Taksitle ödeme, satış bedelinden pay
verilmesi, belediyelere devir” başlıklı 5 inci maddesinde; “… Belediye ve mücavir alan
sınırları içindeki Hazineye ait taşınmazların satış bedellerinin tahsil edilen kısmından öncelikle
yerinde muhafaza edilemeyen yapıların tasfiyesinde kullanılmak şartıyla % 10'u, ilgili
belediyelerin 20.7.1966 tarihli ve 775 sayılı Kanun hükümlerine göre oluşturulan fon hesabına
aktarılır. Kalan kısmından ise ilgili belediyeye % 30, varsa büyükşehir belediyesine % 10
oranında pay verilir. ...Bu paylar tahsilini takip eden ayın yirmisine kadar ilgili idarelerin
hesaplarına aktarılır. …”
Denilmektedir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin Fonun teşkili ve muhasebeleştirilmesine
ilişkin “Belirli Bir Amaca Tahsisli Gelirler ve Alınan Paylar” başlıklı 18 inci maddesinin ikinci
fıkrasında aynen:
“20/7/1966 tarihli ve 775 sayılı Gecekondu Kanununun 12 nci maddesi gereği kurulan fonda
toplanacak paralar gelir bütçesinin ilgili bölümüne gelir kaydedilir. Diğer taraftan gider
bütçesinin ilgili tertibine tahsis amacı doğrultusunda kullanılmak üzere ödenek konulur. Bu
fondan yapılan harcamalarda 775 sayılı Kanunda belirtilen usul ve esaslar uygulanır.”
Denilmektedir.
Yapılan inceleme neticesinde, 4706 sayılı Kanunun 5 inci maddesi kapsamında yapılan
satışlardan belediyeye aktarılması gereken payların tahakkuk ve takibine ilişkin Belediye
tarafından herhangi bir işlem yapılmadığı görülmüştür. Maliye tarafından toplu olarak
gönderilen tutarların tamamının, kurumda Ziraat Bankasında açılmış bir Gecekondu Hesabı
olmasına karşın buraya aktarılmayıp, Vergi Resim ve Harçlar Banka Hesabına aktarıldığı ve
daha sonra da harcandığı görülmüştür.
2017 yılında, ilgili madde kapsamında yapılan satışlardan, belediyeye % 10’luk fon payı tutarı
37.558,72 TL gönderilmiş ve amacı dışında harcanmıştır. Bahse konu tutarın 362 Fonlar veya
Diğer Kamu İdareleri Adına Yapılan Tahsilat Hesabına aktarılarak muhasebeleştirilmesi ve fon
amacı doğrultusunda kullanılması gerekmektedir.
362 Fonlar veya Diğer Kamu İdareleri Adına Yapılan Tahsilat Hesabı, bilançoda yukarıdaki
tutar kadar eksik görünmektedir.
BULGU 16: Belediyenin Bilişim Sistemi ve Yönetim Politikasının, Standartlara Uygun
Olmaması.
Kurumun bilişim sistemi incelenmiş ve şu sonuçlara varılmıştır:
237
-Üst yönetim tarafından onaylanmış (donanıma/yazılıma erişim, verilere erişim, riskler,
güvenlik önlemleri, yetki ve sorumluluklar vs konularında) kurumun bir düzenlemesi (yönerge
vs) bulunmamaktadır.
-Bilişim sistemi bağımsız firmalarca incelenmemiştir,
-Güvenlik ihlalleri kaydedilmek suretiyle raporlanmamaktadır,
-Sistem odasında duman dedektörü ve otomatik yangın söndürme sistemi bulunmamaktadır,
-Deprem gibi olağanüstü durumlarda sistemin kesintisiz çalışmasını sağlayan, Felaket
Kurtarma Merkezi bulunmamaktadır,
-Yedekleme (back-up) ünitesi, sistem odasının bulunduğu binada olması nedeniyle risk
içermektedir,
-Bilişim sistemiyle ilgili personellerin görevleri yazılı olarak belirlenmemiştir.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst
yöneticilerin, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde
edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî
yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinden sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Kamu İç Kontrol
Standartları Tebliği ile, bilişim sisteminin nasıl olacağı konusunda standartlar ve genel şartlar
belirlenmiştir.
ISO/IEC 27001 ve ISO/IEC 27002 uluslararası standartlarında, bilgi güvenliği kriterleri
belirlenmiştir. Bilgi ve iletişim sistemlerinde bulunan güvenlik zafiyetleri, bu sistemlerin
hizmet dışı kalmasına veya kötüye kullanılmasına, can kaybına, büyük ölçekli ekonomik
zarara, kamu düzeninin bozulmasına veya ulusal güvenliğin ihlaline neden olabilecektir.
Standartlara uygun bir bilişim sistemi kurulursa, 5018 sayılı Kanunda ifade edilen
“Kamu kaynağının verimli kullanılması ve kötüye kullanımının engellenmesi” ilkesi
gerçekleşmiş olacak, bu sayede belediye hizmetlerinin kalitesi artacaktır.
BULGU 17: İç Kontrolle İlgili Bazı Çalışmaların Yapılmaması.
Kurumun iç kontrol sistemi incelenmiş ve şu sonuçlara varılmıştır:
-Ön mali kontrol görevlisi bulunmamaktadır.
238
-Tutarı KDV hariç bir milyon lirayı aşan mal-hizmet alımlarında ve üç milyon lirayı aşan
yapım işlerinde, sözleşme imzalanmadan önce sözleşme tasarısı ön mali kontrol için Mali Hiz.
Birimine gönderilmemektedir.
-Kurum değişikliği, emeklilik, istifa veya başka birimde görevlendirilme gibi nedenlerle,
görevinden ayrılan personel (yarım kalan / takip edilmesi gereken işlerle ilgili) “Son Görev
Raporu” nu (ekleriyle beraber), müdürüne veya üst yöneticiye vermemektedir.
-Üst yönetim, bu raporun hazırlanması konusunda personele bir talimat vermemiştir.
Bazı müdürlüklerde aşağıdaki eksiklikler tespit edilmiştir:
1-“Görev ve Çalışma Yönetmeliği” veya yönergesi bulunmamaktadır.
2-Müdürlükte çalışan personelin görevlerini ve bu görevlere ilişkin yetki-sorumluluklarını
kapsayan “Görev Dağılım Çizelgesi” bulunmamaktadır.
3-Vatandaşın, yapılmasını istediği işle ilgili getirmesi gereken belgeleri ve hizmetin
tamamlanma süresini gösteren hizmet standartları tabloları düzenlenmemiştir.
4-Hassas görevler belirlenmemiştir.
5-Birimce yapılan bir işin başlangıç, gelişme ve sonuçlanma aşamalarını şemalarla gösteren İş
akış şemaları bulunmamaktadır.
6-Personelin performansı değerlendirilmemektedir.
7-Performansı yüksek personellere ödül verilmemektedir.
8-Performansı düşük personellerle ilgili eğitim planları yapılmamaktadır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun;
11 inci maddesine göre, üst yöneticiler iç kontrol sisteminin kurulması, yazılı prosedür ve
talimatların oluşturulması ve gözetilmesinden sorumludurlar.
60 ıncı maddesinde ise, iç kontrol sisteminin kurulması, standartlarının uygulanması ve
geliştirilmesi konularında çalışmalar yapılması görevlerinin, malî hizmetler birimi tarafından
yürütüleceği ifade edilmektedir.
Maliye Bakanlığı, kamu idarelerinde iç kontrol sisteminin oluşturulması, uygulanması,
izlenmesi ve geliştirilmesi amacıyla 18 standart ve bu standartlar için gerekli 79 genel şart
belirlemiş ve 26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi Gazetede yayınlamıştır.
İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esasların 5 inci maddesinde ise, kamu
idarelerinin tüm işlemlerinde Maliye Bakanlığınca belirlenen iç kontrol standartlarına uymakla
ve gereğini yerine getirmekle yükümlü bulunduğu ifade edilmiştir. İç kontrol sisteminin
kurulmasıyla, 5018 sayılı Kanunda ifade edilen “Kamu kaynağının verimli kullanılması ve
kötüye kullanımının engellenmesi” ilkesi gerçekleşecektir.
239
BULGU 18: Temmuz Ayında, Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporunun
Yayımlanmaması.
Belediyenin, Temmuz ayında kurumsal mali durum ve beklentilere ilişkin raporu
yayımlamadığı görülmüştür.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu'nun 30' uncu maddesinin 3' üncü
fıkrasında:
"Genel yönetim kapsamındaki idareler bütçelerinin ilk altı aylık uygulama sonuçları,
ikinci altı aya ilişkin beklentiler ve hedefler ile faaliyetlerini; Maliye Bakanlığı ise merkezî
yönetim bütçe kanununun ilk altı aylık uygulama sonuçları, finansman durumu, ikinci altı aya
ilişkin beklentiler ve hedefler ile faaliyetleri kapsayan malî durumu temmuz ayı içinde
kamuoyuna açıklar." denilmektedir.
Mali saydamlık ve hesap verilebilirliğin gereği olarak, Kuşadası Belediyesinin ilk altı
aylık bütçe uygulama sonuçlarını, ikinci altı aya ilişkin beklenti ve hedefleri ile faaliyetlerini
kapsayan "2017 Yılı Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu" nun temmuz ayı içinde ve
sonrasında kamuoyuna açıklanmadığı görülmüştür.
2017 Yılı Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu'nun kamuoyuna
açıklanmamasıyla, 5018 sayılı Kanunda ifade edilen hesap verebilirlik, malî saydamlık ve
kamuoyunu zamanında bilgilendirme amaçları gerçekleşmemiştir.
BULGU 19: Muhasebe Yetkilisi Olarak Görevlendirilen Personelin Sertifikasının
Bulunmaması.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 62 nci maddesinde, Muhasebe
yetkilisi görevini yürütmek üzere atanacakların, “En az dört yıllık yüksek öğrenim
görmüş olmak ve muhasebe yetkilisi sertifikası almış olmak” şartını taşıması gerektiği,
muhasebe yetkilisi olacak görevlilerin, Maliye Bakanlığınca meslekî konularda eğitime
tâbi tutulacağı ve bu eğitimi başarıyla tamamlayanlara sertifika verileceği, ifade
edilmektedir.
24.11.2016 tarihinde Muhasebe Yetkilisi olarak görevlendirilen personel, iki yıllık
üniversite mezunu olup, sertifikası bulunmamaktadır. Muhasebe Yetkilisi Adaylarının
Eğitimi, Sertifika Verilmesi ile Muhasebe Yetkililerinin Çalışma Usul ve Esasları
Hakkında Yönetmeliğin Geçici 1 inci maddesinde, muhasebe hizmetlerinden birinci
derecede sorumlu olanların, görevlerini sertifikalı muhasebe yetkilisi atanıncaya kadar
yürütecekleri ifade edilmiş, ancak bugüne kadar idare sertifikalı muhasebe yetkilisi
ataması yapmamıştır.
BULGU 20: Memurlardan Dayanışma Aidatı Kesintisinin Yapılması.
240
Memurlara 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu
çerçevesinde verilen sosyal denge ödemelerinden, Kanuna aykırı olarak dayanışma aidatı
kesildiği görülmüştür.
4688 sayılı Kanunun;
32 nci maddesinde, belediyelerde belediye başkanının teklifi üzerine belediye meclisince sosyal
denge tazminatının ödenmesine karar verilmesi halinde, sendika ile belediye başkanının
sözleşme yapabileceğini belirtmiştir. Kanun maddesinde sosyal denge sözleşmesinin yapılma
usulü ve şekli belirlenmiş olup, bu maddede dayanışma aidatına ilişkin bir düzenlemeye yer
verilmemiştir.
28 inci maddesinin ikinci fıkrasında, toplu sözleşme ikramiyesi hariç olmak üzere toplu
sözleşme hükümlerinin uygulanmasında sendika üyesi olan ve sendika üyesi olmayan kamu
görevlileri arasında ayrım yapılamayacağı öngörülmüştür.
24 üncü maddesinde sendika gelirleri arasında üyelerin ödeyecekleri üyelik ödentileri sayılmış,
25 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, sendika tüzüğüne üyelik ödentisi dışında her ne ad
altında olursa olsun, üyelerden başka bir kesinti yapılmasını öngören hükümler konulamayacağı
kuralına yer verilmiştir.
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin ek madde 4 gereği, kamu görevlileri
sendikalarına üye olup, aylık veya ücretinden üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine,
kurumlarınca sözleşme ikramiyesi ödenmektedir. Yani sendikaya ödenen aidat kurumca
karşılanmaktadır.
Tüm Bel Sen Sendikası ile yapılan Toplu İş Sözleşmesinin 21 inci maddesinde,
"İşveren tarafından, sendikanın tüzüğünde belirtilen aidata ek olarak, toplu sözleşme
hükümlerinden yararlanan sendika üyelerinin taban aylıklarından % 1 oranında
dayanışma aidatı kesilerek sendika hesabına yatırılır. Sendikaya üye olmayan ve başka
sendikalara üye olan çalışanlardan % 2 dayanışma aidatı kesilir." hükmüne istinaden
sendika ilave olarak, aynı tutarda dayanışma aidatını memur sosyal denge ödemeleri
bordrolarından almaktadır.
Kanuna aykırı olarak sözleşmeye konan bu hüküm geçersiz olduğundan memurlardan
ilave olarak dayanışma aidatı kesilemez. Yargıtay Hukuk Dairelerinin Kanuna aykırı olan
Toplu Sözleşme hükümlerinin geçersiz olduğuna dair bazı kararları bulunmaktadır.
Kanun maddelerinden anlaşılacağı üzere yerel yönetimlerce imzalanan sosyal denge
sözleşmelerine dayanışma aidatı alınmasına dair hükümlerin konulamayacağı ve ilave kesintiler
yapılamayacağı açık olmasına rağmen, memurlardan sendika aidatı dışında ilave olarak
dayanışma aidatı kesintisi yapılması ve bunun sendikaya ödenmesi uygulamasına son verilmeli
241
ve sendikaya ödenen dayanışma aidatlarının hesaplanarak sendikadan geri alınması
sağlanmalıdır.
BULGU 21: Personel Performans Ölçütlerinin Hazırlanmaması.
5393 sayılı Belediye Kanunun 38 inci maddesine göre, Belediye Başkanı, personelin
performans ölçütlerini hazırlamak, uygulamak, izlemek ve değerlendirmek, bunlarla ilgili
raporları meclise sunmakla görevlidir.
Kanunun 18 inci maddesinde, belediye meclisinin görevlerinden biri, stratejik plân ile
yatırım ve çalışma programlarını, belediye faaliyetlerinin ve personelinin performans
ölçütlerini görüşmek ve kabul etmek olarak belirtilmiştir.
Bahse konu Kanunun 49'uncu maddesinde de sözleşmeli ve işçi statüsünde çalışanlar
hariç belediye memurlarına, başarı durumlarına göre toplam memur sayısının yüzde onunu ve
Devlet memurlarına uygulanan aylık katsayının (20.000) gösterge rakamı ile çarpımı sonucu
bulunacak miktarı geçmemek üzere, hastalık ve yıllık izinleri dâhil olmak üzere, çalıştıkları
sürelerle orantılı olarak encümen kararıyla yılda en fazla iki kez ikramiye ödenebileceği ifade
edilmiştir.
Bir kuruluşun yürüttüğü faaliyetlerde hedeflenen sonuçlara ulaşıp ulaşmadığı, hizmetlerin
verimli, etkin ve tutumlu bir düzeyde gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarının
değerlendirilmesinde performans ölçümü önemli bir yönetim aracı işlevi görür.
Performans ölçümünden elde edilen bilgi; "Hedefimiz nedir?", "Arzuladığımız ve elde
ettiğimiz sonuçlar nelerdir?", "Başarılı olduğumuzu nasıl anlarız?", "Bu başarıları verimli, etkin
ve tutumlu bir biçimde mi elde ediyoruz?" ve "Ürettiğimiz hizmetler müşterilerimiz ve
paydaşlarımızı ne ölçüde memnun ediyor?" gibi soruların cevabını arayan yöneticilere
yapacakları değerlendirmelerde katkı sağlayacaktır.
Performans ölçümü, yöneticilerin organizasyonu kontrol altında tutmasını, performans için
sonuç geliştirilebilmesini, vatandaş ve müşterilerin yönetimin onlara verdiği önemi
yargılamalarını sağlayacak ve yöneticilere de performans gelişimi için gerekli veriyi sunacaktır.
Yine Belediye Kanunu ile başarılı personele ikramiye ödenmesinin öngörülmesi
performans ölçümünü gerekli kılmaktadır. Eğer sonuçlar ölçülmez ise başarı ile başarısızlığı
ayrımı yapılamayacağından; başarı ödüllendiremeyeceği ve başarısızlığı da tespit
edemeyeceğimizden hatanın düzeltilme ihtimali de kalmamaktadır.
Belediye personeline aşağıdaki performans ölçütleri örnek olarak belirlenebilir;
242
a) Hukuk Birimi için kaybedilen dava/kazanılan dava oranı,
b) Diğer birimler için günlük vatandaşa sunulan hizmet sayısı,
c) Vatandaşların belediyede gerçekleştirdikleri işlemlerde (imar, ruhsat vb) standartlar (ruhsat
işlemleri 2 gün içinde sonuçlandırılır gibi) çerçevesinde çıkarılan dosya sayısı.
Bu performans ölçütlerinin belirlenmesi ve performans ölçümü Belediye Başkanı'nın
Kanundan kaynaklanan görevinin yerine getirilmesini sağlaması bir yana performans
ölçütlerine dayalı olarak çalışanlara ikramiye veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ilave
ikramiyeler vermek, halkın taleplerine ve kamu yararına uygun etkili ve kaliteli hizmet
sunmayı, vatandaş ile belediye çalışanları arasındaki işbirliğini arttırmayı, ayrıca çalışanlar
açısından da verimlilik, yenilik ve yaratıcılığın geliştirilmesini teşvik edecektir.
Performans kriterlerinin tespit edilmesinin bir faydası da hizmetiçi eğitim için önemli
bir dayanak olmasıdır. Bu sayede, performansı düşük personeller için hizmetiçi eğitim
planlaması yapılarak, personelin işteki eksikliği giderilebilecektir.
ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ 2017 RAPORU
BULGU 1: Belediyenin Mülkiyetinde Olduğu Halde Muhasebe Kayıtlarına Alınmayan
Taşınmazların Bulunması.
27.05.2016 tarih ve 29724 Mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe
giren Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin 188-193 üncü maddelerinde; her
türlü arazi ve arsa ve binaların izlenmesi için sırasıyla 250 Arazi ve Arsalar, 251 Yeraltı ve
Yerüstü Düzenleri ve 252 Binalar Hesaplarının kullanılacağı hüküm altına alınmış ve hesabın
işleyişi ayrıntılı bir biçimde açıklanmıştır.
02.10.2006 tarih ve 26307 sayı ile yayımlanan Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına
İlişkin Yönetmeliğin “Kayıt ve kontrol işlemleri” başlıklı 5’inci maddesinde, “Taşınmaz kayıt
ve kontrol işlemleri, kamu idarelerine ait taşınmazların mevcutlarla birlikte içinde bulunulan
yılda çeşitli yollarla edinilenlerin ve elden çıkarılanların miktar ve değer olarak takip edilmesi
amacıyla kayıt altına alınmasıdır. Kayıtların belgeye dayanması esastır.” hükmü yer almakta
ve maddenin devamında hangi değer üzerinden taşınmazların kayda alınacağı belirlenmiştir.
Maddede tapuda kayıtlı olan taşınmazların maliyet bedeli üzerinden veya bu bedel
belirlenemiyorsa rayiç değer üzerinden kayda alınması gerektiği ifade edilmiştir. Yapılan
incelemede, Belediye adına tapuda kayıtlı olan taşınmazlara ilişkin değer tespitlerinin
Yönetmeliğe uygun olarak yapıldığı görülmüş ancak ilgili muhasebe hesaplarına taşınmazların
tamamının kaydının yapılmadığı tespit edilmiştir. Yapılan tespite göre taşınmaz envanterine
kayıtlı toplam tutar 3.002.083.371,80 TL olarak gerçekleşmiştir. Ancak dönem sonu mizanına
243
göre 250, 251 ve 252 nolu hesaplarda kayıtlı toplam tutar 2.742.192.773,12 TL olarak
gerçekleşmiştir. Dolayısıyla taşınmazlara ilişkin olarak mali tablolarda 259.890.598,68 TL
eksiklik söz konusudur.
Belediye adına tapuda kayıtlı olup değerlemesi yapılan taşınmazların tamamının, Yönetmelik
gereği mali tablolarda gösterilmesi gerekmektedir.
BULGU 2: İdareye Bağışlanan Taşınmazların Muhasebe Kaydının Yapılmaması.
Kurum taşınmazları üzerinde yapılan incelemede, kuruma bağışlanan taşınmazların muhasebe
kayıtlarına alınmadığı görülmüştür. Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin “252
Binalar hesabı -Hesabın niteliği” başlıklı 192’nci maddesinde:
“(1) Binalar hesabı, eklenti ve bütünleyici parçaları dâhil olmak üzere, kamu idarelerinin
mülkiyetinde bulunan binalar ile bunlardan tahsise konu edilenlerin izlenmesi için kullanılır.”
denildikten sonra, “Hesabın işleyişi” başlıklı 193’üncü maddesinde: “Bedelsiz olarak kuruma
intikal eden binalar tespit edilen değerleri üzerinden bu hesaba borç, 600-Gelirler Hesabına
alacak kaydedilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bağış olarak İdareye geçen taşınmazların yukarıda belirtilen düzenlemeye göre
muhasebeleştirilmesi gerekmektedir. Aksi uygulamanın mali tabloların hatalı bilgi içermesine
neden olacağı açıktır.
Yılı içinde Belediyeye bağışlanan gayrimenkulün tapusunun alınmış olmasına rağmen ilgili
yılında muhasebe kayıtlarına alınmadığı tespit edilmiştir. Bağış olarak alınan taşınmazların
değeri 610.264,10 liradır. Bu itibarla bahse konu taşınmazların Mahalli İdareler Bütçe ve
Muhasebe Yönetmeliğinin ilgili maddelerine göre muhasebe kaydının yapılması gerekmektedir.
Bahse konu taşınmazın muhasebe kaydının yapılmaması nedeniyle, hem 252-Binalar Hesabı
hem 600-Gelirler Hesabı ve bu nedenle de mali tablolar hatalı olmuştur.
BULGU 3: Tahsis Edilen Taşınmazların Muhasebe Kayıtlarına Alınmaması.
Kurum taşınmazları üzerinde yapılan incelemede, kurumun tahsis ettiği taşınmazların
muhasebe kayıtlarına alınmadığı görülmüştür. Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe
Yönetmeliği’nde 252 Binalar Hesabı 192 nci ve 193 üncü maddelerde açıklanmıştır. “Hesabın
Niteliği “ başlıklı 192 nci maddesinde aynen:
“Binalar hesabı, eklenti ve bütünleyici parçaları dâhil olmak üzere, kamu idarelerinin
mülkiyetinde bulunan binalar ile bunlardan tahsise konu edilenlerin izlenmesi için kullanılır.”
Denilmiştir.
Hesabın İşleyişi başlıklı 193 üncü maddesinde hesaba ilişkin borç ve alacak kayıtları
gösterilmiştir. Maddenin alacak kayıtlarının açıklandığı ilgili fıkrasında aynen:
“(7) Tahsise konu edilen binalar tahsis eden kamu idaresine hizmet veren muhasebe birimince
244
kayıtlı değer üzerinden bu hesaba alacak, 500-Net Değer Hesabına borç kaydedilir. Ayrıca,
varlığa ilişkin ayrılmış amortisman tutarı 500-Net Değer Hesabına alacak, 257-Birikmiş
Amortismanlar Hesabına borç kaydedilir.”
Hükmü yer almaktadır.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükmü gereği belediyenin tahsis ettiği taşınmazları muhasebe
birimince kayıtlı değeri üzerinden Binalar Hesabına alacak ve Net Değer hesabına borç,
ayrılmış amortisman tutarının Net Değer Hesabına Alacak, Birikmiş Amortismanlar Hesabına
borç kaydetmesi gerekirken söz konusu kaydın yapılmaması nedeniyle söz konusu tutarlar
kadar ilgili hesapların doğruyu ve gerçeği yansıtmadığı düşünülmektedir.
Tahsisli taşınmazların toplam değeri 405.951.000,00 TL olup, mali tablolarda bu miktar kadar
eksik gerçekleşme meydana gelmiştir.
BULGU 4: Taşınır Mal Çıkışlarının Üçer Aylık Dönemlerde Yapılmaması.
Belediyenin taşınır kayıtlarının incelenmesi neticesinde taşınır mal çıkışlarının yılsonunda toplu
bir şekilde yapıldığı görülmüştür.
Taşınır Mal Yönetmeliği’nin “Taşınır Giriş ve Çıkış İşlemlerinin Muhasebe Birimine
Bildirilmesi” başlıklı 30’uncu maddesinin ikinci fıkrasında;
“Muhasebe kayıtlarında 150-İlk Madde ve Malzemeler Hesabında izlenen tüketim
malzemelerinin çıkışları için düzenlenen Taşınır İşlem Fişleri muhasebe birimine gönderilmez.
Bunların yerine, genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinde üç aylık dönemler itibarıyla,
diğer idarelerde ise üç ayı geçmemek üzere üst yöneticiler tarafından belirlenen sürede
kullanılmış tüketim malzemelerinin taşınır II nci düzey detay kodu bazında düzenlenen onaylı
bir listesi, en geç ilgili dönemin son iş günü mesai bitimine kadar muhasebe birimine
gönderilir.” denilmektedir.
Bu doğrultuda ilgili mevzuat gereği, muhasebe kayıtlarının mevzuata uygun olarak üçer aylık
dönemler itibariyle yapılması gerekmektedir. Bunun yapılmaması sonucunda taşınır mal
yönetimi mevzuata uygun şekilde yönetilmemektedir.
BULGU 5: İlan ve Reklam Vergisi Alacakları İçin İcra İşlemlerinin Başlatılmaması.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 1'inci maddesinde, bu Kanun hükümlerinin
belediyelere ait vergi, resim ve harçlar hakkında uygulanacağı ifade edilmektedir.
Kanunun;
100 üncü maddesinde, bilinen adrese gönderilen mektupların posta idaresince muhatabına
teslim edildiği tarihte tebliğ edilmiş sayılacağı,
101 inci maddesinde bilinen adresler tek tek sayılmakta,
102 nci maddesinde bilinen adreslere yapılacak tebliğler hakkında bilgi verilmektedir.
245
103 üncü maddesinde ise, 101 inci madde kapsamında bilinen adres yoksa veya 101 inci
maddenin birinci fıkrasının (1) ve (2) numaralı bentlerinde sayılan bilinen adreste tebliğ
yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde kayıtlı bir adresi bulunmazsa veya
başkaca nedenlerden dolayı tebliğ yapılamazsa, ilanen tebliğ yapılacağı ifade edilmekte,
104 ve 105 inci maddelerinde de ilanen tebliğin şekli ve muhteviyatı hakkında bilgi
verilmektedir.
Yapılan incelemede, ilan ve reklam vergisi tahsilatının çok düşük olduğu ve alacakların
büyük çoğunluğu için icra işlemlerinin başlatılmadığı görülmüştür.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun;
11 inci maddesinde, üst yöneticinin kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde
edilmesinden, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden sorumlu olduğu,
38 inci maddesinde ise, gelirlerin tarh, tahakkuk, tahsiliyle yetkili ve görevli olanların, tarh,
tahakkuk ve tahsil işlemlerinin zamanında ve eksiksiz olarak yapılmasından sorumlu olduğu,
ifade edilmektedir.
İlan ve reklam vergisi tahakkuk miktarı 27.769.695,77- TL olduğu halde, tahsilat
miktarı 10.114.676,46- TL olup, tahsilat oranı yüzde 36 dır. Belediyenin toplam 17.226.875,79-
TL ilan ve reklam vergisi alacağı bulunmakta olup, sadece 2.954.498,00 liralık alacak için icra
işlemleri başlatılmıştır.
Sondaj yöntemiyle mükelleflerin dosyaları incelenmiştir. Çoğu mükellefin borcunu
ödemediği, bunu alışkanlık haline getirdiği, bazı alacakların on yıl geriye kadar gittiği, ancak
ilgili birimin bazı alacaklar için ihbarname ve ödeme emri göndermediği, ayrıca icra
işlemlerinin başlaması için de haciz varakası düzenlemediği tespit edilmiştir.
İlan ve reklam vergisi alacaklarının tahsil edilmesi, 5393 sayılı Belediye Kanununda
belirtilen kamu hizmetlerinin yapılmasını kolaylaştıracaktır.
Bu nedenle, Mali Hizmetler Dairesi Gelir Müdürlüğü’nün ilan ve reklam vergisi
mükellef dosyalarını tek tek inceleyerek, alacaklar için ihbarname ve/veya ödeme emri
düzenlemesi, daha sonra da haciz varakası düzenleyerek İcra Müdürlüğüne göndermesi tahsilatı
artıracaktır. Mükelleflere tebliğ yapılamaması durumunda, 213 sayılı Kanunun 103 üncü
maddesi gereği ilan yoluyla tebliğ yapılmalıdır.
246
BULGU 6: Hazineye Ait Taşınmazların Satış Bedellerinden Tahsil Edilen Kısmının % 10-
unun, 775 Sayılı Gecekondu Kanunu Hükümlerine Göre Oluşturulması Gereken Fon
Hesabına Aktarılmaması, Bu Payın Amacı Dışında Kullanılması ve Fonlar Adına Yapılan
Diğer Kesintiler Hesabında Muhasebeleştirilmemesi.
Hazineye Ait Taşınmazların Satış Bedellerinin Tahsil Edilen Kısmından %10 Payın 775
Sayılı Gecekondu Kanunu Hükümlerine Göre Oluşturulması Gereken Fon Hesabına
Aktarılmadığı, vadeli ve vadesiz fon hesaplarında sembolik bir tutar bulunduğu, gelen tutarların
bu hesaba aktarılmadan belediyenin borcuna mahsup edildiği ve bahse konu tutarların 362
Fonlar Adına Yapılan Diğer Kesintiler Hesabında Muhasebeleştirilmediği görülmüştür.
775 sayılı Gecekondu Kanununun “Fonların teşkili ve kullanılması” başlıklı 12’nci
maddesinde; belirtilen kaynaklardan sağlanacak gelirlerin, Türkiye Emlak Kredi Bankasında,
ilgili belediyeler adına açılacak özel hesaplarda toplanacağı, 13’üncü maddesinde ise bu
fonlarda toplanan paraların nerelerde kullanılması gerektiği açıklanmıştır.
775 sayılı kanunun 13 üncü maddesinde aynen:
“Buna göre 12’nci madde gereğince teşkil edilen fonda toplanan paralar, belediyelerce, Toplu
Konut İdaresi Başkanlığının izni alınmak şartıyla:
a)Bu kanundaki amaçlarda kullanılmak üzere arsa sağlanmasında, Toplu Konut İdaresi
Başkanlığınca onanan plan ve projelere göre halk konutu, nüve konut veya geçici misafir
konutu yapılmasında,
b)Islah olunacak gecekondu bölgeleri ile yeniden tesis edilecek önleme bölgelerinin yol,
meydan, kanalizasyon, su, elektrik ve benzerleri gibi kamu hizmet ve tesislerinin Toplu Konut
İdaresi Başkanlığınca onanan projelerine göre yapılmasında veya onarılmasında,
c)Kendi bütçe imkânlarıyla karşılanamayan ve fakat bu kanun gereğince yapılması gereken
tespit, harita alımı, plan ve projelendirme hizmetlerinde kullanılır. “
Denilmektedir.
Yukarıda mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere, ilgili fonda biriken paralar 775 sayılı
Kanunun 13 üncü maddesinde açıklanan yerlerde kullanılabilecek, bunun dışındaki yerlerde
kullanılamayacaktır.
4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun “Taksitle ödeme, satış bedelinden pay
247
verilmesi, belediyelere devir” başlıklı 5 inci maddesinde;
“… Belediye ve mücavir alan sınırları içindeki Hazineye ait taşınmazların satış bedellerinin
tahsil edilen kısmından öncelikle yerinde muhafaza edilemeyen yapıların tasfiyesinde
kullanılmak şartıyla % 10'u, ilgili belediyelerin 20.7.1966 tarihli ve 775 sayılı Kanun
hükümlerine göre oluşturulan fon hesabına aktarılır. Kalan kısmından ise ilgili belediyeye %
30, varsa büyükşehir belediyesine % 10 oranında pay verilir. ...Bu paylar tahsilini takip eden
ayın yirmisine kadar ilgili idarelerin hesaplarına aktarılır. …”
Denilmektedir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin Fonun teşkili ve muhasebeleştirilmesine
ilişkin “Belirli Bir Amaca Tahsisli Gelirler ve Alınan Paylar” başlıklı 18 inci maddesinin ikinci
fıkrasında aynen:
“20/7/1966 tarihli ve 775 sayılı Gecekondu Kanununun 12 nci maddesi gereği kurulan fonda
toplanacak paralar gelir bütçesinin ilgili bölümüne gelir kaydedilir. Diğer taraftan gider
bütçesinin ilgili tertibine tahsis amacı doğrultusunda kullanılmak üzere ödenek konulur. Bu
fondan yapılan harcamalarda 775 sayılı Kanunda belirtilen usul ve esaslar uygulanır.”
Denilmektedir.
Yapılan incelemede, 4706 sayılı Kanunun 5 inci maddesi kapsamında yapılan satışlardan
Belediyeye aktarılması gereken payların tahakkuk ve takibine ilişkin Belediye tarafından
herhangi bir işlem yapılmadığı görülmüştür. Hazine tarafından toplu olarak gönderilen
tutarların tamamı belediyenin borcuna mahsup edilmektedir. Kurumda Ziraat Bankasında
açılmış bir Gecekondu Hesabı olmasına karşın gelen tutarlar bu hesaba aktarılmamaktadır.
2017 yılında, ilgili madde kapsamında yapılan satışlardan Belediyeye gönderilen %10’luk fon
payı tutarı 37.558,72 TL olarak gerçekleşmiştir. Fon hesabına aktarılması gereken, hesapta
kayıtlı tutar vadeli hesapta 142.310,33 TL, vadesiz hesapta 1.075,00 TL dir. Mezkûr tutarların
362.01.99 nolu “Fonlar Adına Yapılan Diğer Kesintiler Hesabı”na alınmayarak tamamının
banka hesabında tutulduğu görülmüştür.
Bahse konu tutarın 362.01.99 nolu “Fonlar Adına Yapılan Diğer Kesintiler Hesabı”na
aktarılarak muhasebeleştirilmesi ve takibinin sağlanması gerekmektedir.
Bu hatalı uygulama sonucu, mali tablolarda 362 hesabı 143.385,33- TL daha az
görünmektedir.
248
BULGU 7: 6736 Sayılı Kanun ile Yapılandırılan Alacakların, Gelirlerden Alacaklar
Hesabında İzlenmeye Devam Edilmesi.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğinin 86, 87 ve 88 inci maddelerinde,
120- Gelirlerden Alacaklar Hesabının, 92, 93 ve 94 üncü maddelerinde 122 Gelirlerden Tecilli
ve Tehirli Alacaklar Hesabının ve 166 ile 167 nci maddelerinde ise 222 Gelirlerden Tecilli ve
Tehirli Alacaklar Hesabının nitelik ve işleyişine ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır.
Yukarıda adı geçen mevzuat hükümlerinin incelenmesinden de anlaşılacağı üzere,
Kurumun 120 Gelirlerden Alacaklar Hesabında izlemiş olduğu tutarlardan yeniden
yapılandırma suretiyle tecil ve tehir edilenlerin vadesine göre 122 veya 222 Gelirlerden Tecilli
ve Tehirli Alacaklar Hesaplarında izlenmesi gerekmektedir.
Yapılan incelemelerde, yeniden yapılandırılan alacakların 120 Gelirlerden Alacaklar
Hesabında izlenmeye devam edildiği tespit edilmiştir. Sonuçta mali tablolarda, 120 hesabı daha
fazla, 122 ve 222 hesapları daha az görünmektedir.
BULGU 8: Belediyenin Aksa Gaz Dağıtım Anonim Şirketindeki Payı ile Mal ve Hizmet
Üreten Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabının Uyuşmaması.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 241 "Mal ve Hizmet Üreten Kuruluşlara
Yatırılan Sermayeler Hesabı" başlıklı 181 inci maddesine göre mal ve hizmet üreten
kuruluşlara nakden veya ayni olarak verilen sermaye tutarları ve bu sermaye tutarlarının
işletilmesinden doğan kar ve zarar ile bütçeye iade olunan sermayelerin izlenmesi için bu
hesabın kullanılacağı belirtilmektedir.
Aynı yönetmeliğin 182 nci maddesinde ‘‘Mal ve hizmet üreten kuruluşlara yatırılan
sermayeler hesabına ilişkin işlemler aşağıda gösterilmiştir.
a) Mal ve hizmet üreten kuruluşlara gerek nominal sermaye ve gerekse ayni sermaye transferi
şeklindeki iştirakler gerçeğe uygun değerleri ile bu hesaba kaydedilir. Sermayesine iştirak
edilen mal ve hizmet üreten kuruluşlara nakdi veya ayni sermaye şeklindeki katılımlardan bu
hesapta kayıtlı tutarların ilgili mal ve hizmet üreten kuruluşların öz kaynak hesaplarında
karşılık olarak yer alan tutarlarla eşit olması gerekir…’’ Denilmektedir.
241 Nolu Hesabın işleyişi ise adı geçen yönetmeliğin 183 üncü maddesinde açıklanmıştır.
Belediyenin Aksa Gaz Dağıtım A.Ş. de % 4,42 ortaklığı bulunmaktadır ve bu şirketteki toplam
sermaye miktarı 1.768.000,00 TL’dir. Mali tablolar üzerinde yapılan incelemede ise kayıtlı
tutarın 44.200,00 TL olduğu görülmüştür. Yukarıdaki yönetmelik hükümlerinden anlaşıldığı
üzere belediyenin muhasebe kayıtlarında 241 Mal ve Hizmet Üreten Kuruluşlara Yatırılan
Sermayeler Hesabının 241.1.1.1 alt kodunda 1.768.000,00 TL borç bakiyesi bulunması
gerekirken 44.200,00 TL borç bakiyesi bulunmaktadır. Buna göre mali tablolarda 241 Nolu
249
Hesapta 1.723.800,00 TL lık hataya sebep olunmuştur.
BULGU 9: Bir Yıldan Uzun Vadeli Teminatlar İçin, Alınan Depozito ve Teminatlar
Hesabının Kullanılmaması.
Kurum tarafından gerçekleştirilen ihalelere ilişkin olarak mevzuat gereği
yüklenicilerden alınan teminatların, bir yıldan uzun veya kısa vadeli ayrımı yapılmaksızın
hepsinin, 330- Alınan Depozito ve Teminatlar Hesabında takip edildiği tespit edilmiştir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin 430- Alınan Depozito ve Teminatlar
Hesabı' başlıklı 319 uncu maddesinde, bu hesabın mevzuatları gereği nakden veya mahsuben
tahsil edilen ve bir yıldan uzun vadede iade edilecek olan depozito ve teminatların izlenmesi
için kullanılacağı hükmü yer almaktadır.
Bu hesaba kayıtlı tutarlardan vadesi bir yılın altına düşenler 430 Alınan Depozito ve Teminatlar
Hesabına borç, 330 Alınan Depozito ve Teminatlar Hesabına alacak kaydedilecektir
Genel Yönetim Muhasebe Yönetmeliğinde belirtilen ve muhasebe sistematiğinin temel
kavramlarından biri olan "Dönemsellik" ilkesi gereği, kamu idarelerinin faaliyetlerini belirli
dönemler itibariyle raporlamaları ve diğer dönemlerden bağımsız olarak saptamaları esastır.
Mizan ve diğer mali tablolarda yapılan incelemede ise; dönemsellik ilkesine uygun olmayacak
şekilde, bir yıldan uzun vadeli teminatlar için 430 hesabı yerine, 330 hesabı kullanılmıştır.
Sonuçta, mali tablolarda 330 hesabı daha fazla, 430 hesabı daha az görünmektedir.
BULGU 10: Aile Cüzdanı Alımında, Diğer Hazır Değerler Hesabının Kullanılmaması.
Kurumun mali tabloları üzerinde yapılan incelemede, aile cüzdanı alımlarına ilişkin muhasebe
kayıtlarında 108 Diğer Hazır Değerler Hesabı yerine, 630 Giderler Hesabı kullanılarak söz
konusu ödemelerin doğrudan gider yazıldığı görülmüştür.
27.05.2016 tarih ve 29724 Mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Mahalli
İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği 70, 71 ve 72 nci maddelerinde hesabın işleyişi
açıklanmaktadır. Buna göre 108 Diğer Hazır Değerler Hesabı hazır değerler hesap grubunda
sayılan hesaplar içerisinde tanımlanmayan ve niteliği itibariyle bu grupta izlenmesi gereken
diğer değerlerin izlenmesi için; 630 Giderler Hesabı ise aynı Yönetmeliğin 372 ve 373 üncü
maddeleri gereği Devlet Muhasebesi Standartları Kurulu tarafından belirlenen uluslararası
genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine göre tahakkuk ettirilen her türlü giderin izlenmesi için
kullanılmaktadır.
210 sayılı Değerli Kağıtlar Kanunu'nun eki tablonun 7 nci sırasında yer alan Aile
Cüzdanları bir tüketim maddesi olmayıp değerli kağıt niteliğinde bir Hazır Değer'dir. Bu
nedenle doğrudan gider kaydı yapılması mümkün değildir. Sonuç olarak, 108 Diğer Hazır
250
Değerler Hesabında yer alması gereken aile cüzdanları, hatalı uygulama sonucu bilançoda
görünmemektedir.
BULGU 11: Belediye Başkanının Sünnet, Nişan ve Düğün Törenlerinde, Altın Hediye
Etmesi.
Belediye Başkanının sünnet, nişan ve düğün törenlerinde altın hediye ettiği
görülmüştür.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde; üst
yöneticilerin kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde kullanımından sorumlu olduğu
ifade edilmektedir.
Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesi’nin 10
uncu maddesinde yer alan: “…yapılması belde için de gerekli olan veya mahalli örf, adet ve
sosyal yaşantı için de gerekli sayılan etkinlik ve törenler için (nişan, nikah, ölüm gibi) harcama
yapılabilir.” hükmüne dayanılarak altın bedelleri belediye bütçesinden ödenmektedir.
Törenlerde altın vermek amacıyla, 3.6.1.1 –Temsil ağırlama tören giderleri ekonomik
kodundan, 2016 yılında 536.000,00 lira, 2017 yılında 647.000,00 lira ödeme yapılmış olup, bu
durum her yıl tekrarlanan bir alışkanlık haline gelmiştir.
Belediye vergi, SGK ve müteahhitlere borcu nedeniyle, sürekli icra işlemlerine muhatap
olmakta, alacakları mahsup edilmekte ve taşınmazlarına ipotek konulmaktadır. Böyle bir
gerçek varken, üst yönetici olan Belediye Başkanının her yıl ortalama yarım milyon liralık altın
alıp, sünnet, nişan, düğün törenlerinde (tam, yarım, çeyrek) altın vermesi, kamu kaynaklarının
etkin ve ekonomik kullanılması hedefini güden, 5018 sayılı Kanunun ruhuna uygun
bulunmamaktadır.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14 üncü maddesinde; imar, su, kanalizasyon, ulaşım,
temizlik, katı atık, trafik, ağaçlandırma, konut hizmetleri vs tek tek sayılmak suretiyle,
belediyenin görevleri belirtilmiştir. Belediye bu alanlara öncelik vermelidir.
Ayrıca aynı maddede “Hizmetlerin yerine getirilmesinde öncelik sırası, belediyenin
malî durumu ve hizmetin ivediliği dikkate alınarak belirlenir.” denilerek, belediyenin malî
durumu ve hizmetin ivediliğinin önce geldiği özellikle vurgulanmıştır.
Törenlerde altın verilmesi, etik mevzuatına da uygun değildir. Kamu görevlilerinin,
uymaları gereken etik davranış ilkelerini belirlemek ve uygulamayı gözetmek üzere kurulan
Kamu Görevlileri Etik Kurulu, düğünlerde altın hediye edilmesini etik bulmamıştır. Kurul
2009/23 sayılı kararında, bir Belediye Başkanının, ilçede yapılan düğün ve sünnet törenlerinde,
hediye olarak takmış olduğu altınların parasını Belediye bütçesinden karşılamasını, Kamu
251
Görevlileri Etik Davranış İlkeleri Yönetmeliği’nin 15. maddesindeki, “Kamu görevlileri, kamu
kaynaklarını kullanarak hediye veremez” hükmüne aykırı bulmuştur.
Kurulun verdiği bu karar, İçişleri Bakanlığı’nın 24/05/1984 tarihli “Belediye
Bütçesinden Yapılacak Temsil, Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesi”nin 10. maddesindeki,
“… yapılması belde için gerekli olan veya mahalli örf, adet ve sosyal yaşantı içinde gerekli
sayılan etkinlik ve törenler için (nişan, nikah, ölüm gibi) harcama yapılabilir.” hükmü ile
çelişiyor gibi görünse de etik davranış ilkelerini belirleme yetkisi tamamıyla Kurula verilmiş ve
Kurul da bunu bir Yönetmelikle düzenlemiştir.
Normlar hiyerarşisine göre, Yönetmelik hükümleri üstün olup, yönergeden önce
gelmektedir. Çatışma halinde, en üstte yer alan Etik Kanunu ve Yönetmeliği uygulanmalıdır.
Belediye Başkanı, Belediye Temsil Ağırlama Yönergesine değil, etik mevzuatına uymak
zorundadır.
BULGU 12: Belediye Başkanlığınca Verilen Çalışma Belgesine İstinaden Özel Halk
Otobüslerinin İhalesiz Çalıştırılması.
Adana Büyükşehir Belediye sınırları içinde faaliyet gösteren halk otobüslerinin ihale
süreleri bitmiş olmasına rağmen yeniden ihale yapılmaksızın çalışmalarına devam ettirildiği
görülmüştür.
5393 sayılı Belediye Kanunu ile yürürlükten kaldırılan 1580 sayılı Belediye Kanununun
Belediyenin vazifeleri başlıklı 15 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve Belediyelerin hakları,
salahiyet ve imtiyazları başlıklı 19 uncu maddesinin beşinci fıkrasında yer alan hüküm ile 5393
sayılı Belediye Kanununun Belediyenin yetkileri ve imtiyazları başlıklı 15 inci maddesinin (p)
fıkrasındaki, “Kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma
araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek;
durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park
yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere
verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek.” hükümlerinden, toplu taşıma
hakkının belediyenin görev ve yetkisinde olduğu anlaşılmaktadır.
Gerek 1580 sayılı gerekse 5393 sayılı Belediye Kanunu’na göre toplu taşımaya ilişkin
haklar belediyeye aittir. Belediyeye ait olan bu hakkın Kanun çerçevesinde ihale yoluyla
rekabete uygun, saydamlığı sağlayarak sürenin belirli olması gibi hususları da içerecek şekilde
verilmesi gerekir. Bu yetki belediye adına Belediye Meclisine aittir. Belediye Meclisince
alınacak bir kararla bu yetki encümen tarafından da yerine getirilebilir. Ancak Meclis veya
Encümen imtiyaz niteliği taşıyan toplu taşıma hizmetlerini ihale yoluyla devretmemiş,
mevzuata uygun olmayan şekilde çalışma belgeleri düzenleyerek toplu taşımada bir tekel
252
oluşturulmuştur. Bu çerçevede toplu taşıma hizmetleri bakımından görevli ve yetkili olan
Belediyenin, ihale yapmadan rekabetsiz bir şekilde toplu taşıma imtiyazına izin vermesi
mümkün değildir. Kaldı ki 5393 sayılı Belediye Kanunu toplu taşıma hizmetlerini imtiyaz veya
tekel oluşturmayacak şekilde ruhsat vermek suretiyle de yerine getirilebileceğini belirtilmiştir.
Danıştay 13. Dairesinin Esas No:2015 / 985, Karar No: 2015 / 3164 numaralı kararında;
“Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; belediyelerin
yürütmekle görevli ve yetkili oldukları toplu taşıma hizmetini bizzat yapmak yerine imtiyaz
suretiyle devrine karar verilmesi için Danıştayın görüşü ve İçişleri Bakanlığının onayının
alınmasının ön koşul olduğu, kiralama yolunu seçmesi hâlinde ise hem taşınır hem taşınmazlar
için kira süresinin 10 yılla sınırlı olduğu ve her iki durumunda Devlet İhale Kanunu
hükümlerine tabi olduğu anlaşılmakta ve toplu taşıma hizmetlerinin ruhsat vermek suretiyle
yerine getirilmesi usulünde ise ruhsat verilecek sürenin, tespit edilen muhammen bedelin yıllık
mı yoksa ruhsat verilen süre için mi öngörüldüğünün, yıllık olarak tespit edilmiş ise her yıla
ilişkin artış oranının nasıl belirleneceğinin vb. hususların açık bir şekilde ortaya konularak söz
konusu ihalenin yine Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre yapılması gerektiği, toplu taşıma
hizmetlerinin gördürülmesinde ruhsat verme yönteminin seçilmesi hâlinde verilecek olan
ruhsatın süresiz bir şekilde verilemeyeceği, belli bir süre dâhilinde ruhsat verilmesi gerektiği
görülmektedir.
Bu durumda, ilgili mevzuat ve dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda;
toplu taşıma hizmetinin yerine getirilmesinde ruhsat verme yönteminin seçilmesi hâlinde,
süresiz olarak ruhsat vermenin söz konusu olmadığı, belli bir süre dâhilinde ruhsatın verilmesi
gerektiği, bu süreye göre muhammen bedelin belirlenmesinin şart olduğu, bu hususlar ortaya
konulduktan sonra Devlet İhale Kanunu hükümlerine uygun bir şekilde ihalenin yapılması
gerektiği”, ve
Aynı Dairenin Esas No:2014 / 384, Karar No: 2014 / 1950 kararında ise:
“Yukarıda yer verilen hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; büyükşehir belediyesi
sınırları dâhilinde toplu taşıma hizmetlerini yürütmenin ve bu amaçla toplu taşıma
vasıtalarının işletilmesi ve işlettirilmesinin kamu hizmeti olarak münhasıran büyükşehir
belediyelerine imtiyaz olarak verilmiş olduğu; toplu taşıma vasıtalarını işlettirmenin ise
imtiyaz sözleşmesi, ruhsat verme, kiralama veya hizmet satın alma yoluyla gördürülebileceği;
anılan usullerden herhangi birinin seçilmesi yoluyla toplu taşıma hizmetinin özel hukuk kişileri
eliyle sağlanması hâlinde büyükşehir belediyesinin kanunlarla kendisine verilen ulaşım
hizmetlerine ilişkin imtiyazdan vazgeçmiş sayılacağı sonucuna varılmakta olup; söz konusu
vazgeçme iradesinin ise, ancak, belediye adına imtiyaz verilmesinde görevli ve yetkili kılınan
253
belediye meclisince ortaya konulması hâlinde geçerli olacağının kabulü gerekmektedir.”
denilmektedir.
Bu kararlar değerlendirildiğinde, ulaşım hizmetinin belediyedeki yetkili organın
kararıyla rekabete uygun, saydam bir şekilde süresinin belirli olması gibi hususları da içerecek
şekilde ihale yoluyla verilmesi gerekir.
Belediye Başkanlığınca çalışma belgesi verilerek işe başlatılan ve halen toplu
taşımacılık yapan 419 adet özel halk otobüsüne ilişkin 2002 tarihli sözleşme kayıtların
incelenmesinde sözleşme süresinin üç yıl olduğu, en son tarihli olarak 2010 yılında encümen
kararında: “…ruhsat vermek suretiyle Özel Halk Otobüsleri ile yapılan sözleşmenin süresi
dolduğundan, Özel Halk Otobüsleri sahipleri tarafından Belediyemize ödenmesi gereken
güzergah bedelleri ödenmemekte olduğundan, Belediyemiz maddi zarara uğramakta olup,
sözleşmenin yenilenmesi gerekmektedir...” denilerek yeni sözleşme imzalanmış ve herhangi bir
süre öngörülmemiştir. Yani ihale yapılmadan süresiz bir sözleşme imzalanmıştır.
Özel Halk Otobüslerinin taşıma işini yıllardır yaptıkları, bu çalışma belgesinin ilgililer
yönünden süresiz bir şekilde kazanılmış hak olarak kabul edildiği ve uygulanmanın bu şekilde
süregeldiği anlaşılmaktadır. Mevcut çalışma belgelerinde bu belgelerin ne kadar süreyle geçerli
olduğuna ilişkin her hangi bir ibare bulunmamaktadır. İhale yapılmadan fiili bir durum olarak
gerçekleştirilen ancak mevzuatta karşılığı olmayan bu uygulamanın sürdürülebilmesi mümkün
değildir.
Faaliyette bulunan bu otobüslerin çalışma durumlarının, izin / tahsis suretiyle sürekli
uzatılması ve yıllardır devam etmesi, kazanılmış hak oluşturmaz. Kazanılmış hakkın
varlığından söz edebilmek için, bu hakkın yürürlükteki hukuk kurallarına uygun olarak tesis
edilen bir işlemle elde edilmiş olması gerekmektedir.
Belediyenin yürütmekle yükümlü olduğu bir hizmeti bizzat yerine getirmeyip, üçüncü
kişilere gördürebilmesi mümkün olmakla birlikte bu husus söz konusu hizmetin bir kamu
hizmeti olma niteliğini ortadan kaldırmadığı gibi bu konuda belediyenin görevinin sona
ermesine yol açmamakta ve bu hizmetin yerine getirilmesi yönünden sorumluluğu devam
etmektedir. Bu niteliği gözetildiğinde, belediyenin görevine giren bir hizmetin, süresiz olarak
üçüncü kişilere bir hak verilmesi suretiyle gördürülmesi, hukuken mümkün değildir. Aksi
takdirde, mevzuata aykırı tesis edilen bir belediye işleminin, bir kanunun dahi üstüne geçmesi,
o kanunun uygulanamaması sonucuna yol açacağı da bir gerçektir. Bu hizmetin belediyeler
tarafından yürütülmesi ya da üçüncü kişilere gördürülmesi, söz konusu hizmetin kamu hizmeti
olmasına ve bu hizmetin belediyelerce yürütülmesinde kamu yararı bulunduğu düşüncesine
254
dayandığından, bireysel yararların kamu yararına üstün tutulması sonucunu doğuracak bir
kazanılmış hak anlayışı kabul edilemez.
Toplu taşıma hizmetlerinin imtiyaz, kiralama ve ruhsat usullerinden biri ile üçüncü
kişilere gördürülebilmesi mümkün olmakla birlikte, her üç yöntem bakımından da bu hizmetin
üçüncü kişilere gördürülmesinde mutlak olarak belirli bir sürenin öngörülmüş olması
zorunludur. Kanunda öngörülen sürelerden daha uzun bir sürenin öngörülmesi ya da hiçbir
şekilde süre öngörülmemesi durumlarında, bu durumun hukuka aykırılık oluşturacağı
kuşkusuzdur. Yukarıda bahsettiğimiz gibi hukuka aykırı olarak tesis edilen işlemlerin ilgililer
yönünden geleceğe yönelik olarak kazanılmış hak oluşturması ise mümkün değildir. İlgililerin
bir hilesi ya da idareyi yanıltan bir davranışı olmaksızın, idarece tesis edilen mevzuata aykırı
işlemlerin düzeltilmesi zorunlu olmakla birlikte, söz konusu hukuka aykırı işlemlerin ortadan
kaldırıldığı tarihe kadar bu işlemlerin ilgililere sağlamış olduğu haklar ilgililer yönünden
kazanılmış hak oluşturur. Bir başka deyişle, kazanılmış haktan bahsedilebilmesi ancak
mevzuata aykırı işlemin ortadan kaldırıldığı tarihe kadar gerçekleşmiş olan haklar, yani
geçmişe yönelik haklar yönünden mümkün olabilir.
Mevzuata aykırı işlemlerin, mevzuata aykırılıklarının tespit edildiği tarih itibarıyla
hukuk düzeninden çıkarılmaları hukuk devletinin bir gereğidir. Bu nedenle, yukarıda açıklanan
hususlar da gözetildiğinde süresiz olarak yapılan ihale işleminin ortadan kaldırılması
zorunludur. Bu kapsamda belediyece toplu taşıma hizmetlerinin üçüncü kişilere
gördürülmesinin yöntemini belirleme ve bu konuda yeniden bir ihale yapıp yapmama
konusunda belediyenin takdir yetkisi bulunmakla birlikte (yani belediye kendisi de bu taşıma
işini yürütebilir), söz konusu hukuki durumun mevcut sözleşmelerin iptalini gerektireceği
kuşkusuzdur. Bu konu en kısa sürede yeniden bir ihale yapılıncaya kadar geçecek süre zarfında
toplu taşıma hizmetlerinden yararlanan belde halkının mağduriyetine yol açmayacak şekilde
çözümlenmelidir.
BULGU 13: İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı Almadan Faaliyette Bulunan İşletmelerle
İlgili Olarak, Yönetmeliğe Aykırı İşlem Tesis Edilmesi.
İşyeri açma ve çalışma ruhsatı almadan faaliyette bulunan işletmelerle ilgili olarak
Yönetmeliğe aykırı işlem tesis edildiği görülmüştür.
10.08.2005 gün ve 25902 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren İşyeri
Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin "İşyeri açılması" başlıklı 6’ncı
maddesinde, “Yetkili idarelerden usulüne uygun olarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı
alınmadan işyeri açılamaz ve çalıştırılamaz. İşyerlerine bu Yönetmelikte belirtilen yetkili
idareler dışında diğer kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili meslek kuruluşları tarafından özel
255
mevzuatına göre verilen izinler ile tescil ve benzeri işlemler bu Yönetmelik hükümlerine göre
ruhsat alma mükellefiyetini ortadan kaldırmaz. İşyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan
açılan işyerleri yetkili idareler tarafından kapatılır...” düzenlemesi yapılmıştır.
Zabıta ekipleri, ruhsatsız işyeri çalıştıranları tespit edince Tutanak düzenlemekte ve
konu Encümene havale edilmektedir. Encümen ise ruhsat alınması için 30 gün süre verilmesine
ve bu süre içinde ruhsat alınmazsa, işyerinin kapatılmasına karar vermektedir. Oysa yönetmelik
süre verilmesine imkân vermemektedir. Yönetmelikteki “İşyeri açma ve çalışma ruhsatı
alınmadan açılan işyerleri yetkili idareler tarafından kapatılır.” hükmüne göre yapılacak işlem,
işyerinin faaliyetine süre tanınarak devam etmesi değil kapatılmasıdır. Belediye yönetmelikteki
hükmü uygulamak yerine yetkisi olmadığı halde ihtar vermiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Emre aykırı davranış” başlıklı 32’nci maddesinin
birinci fıkrasında yer alan, “Yetkili makamlar tarafından adlî işlemler nedeniyle ya da kamu
güvenliği, kamu düzeni veya genel sağlığın korunması amacıyla, hukuka uygun olarak verilen
emre aykırı hareket eden kişiye yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu cezaya emri veren
makam tarafından karar verilir.” hükme göre de güncellenmiş yılı idari para cezası verilmesi
gerekmektedir.
İşyeri açma ve çalışma ruhsatı almadan faaliyette bulunan işyerlerine, Yönetmelikte
belirtildiği üzere kapatılma kararı ile idari para cezası verilmelidir.
BULGU 14: İdarenin, % 3 Oranında Engelli Memur Çalıştırma Zorunluluğuna
Uymaması.
Belediyede, kanunda istenenden daha az engelli memur çalıştırıldığı görülmüştür.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 53 üncü maddesinde, kurumların % 3
oranında engelli memur çalıştırmak zorunda olduğu, % 3’ün hesaplanmasında ilgili kurum veya
kuruluşun toplam dolu kadro sayısının dikkate alınacağı, engelliler için sınavların merkezi
olarak yapılacağı, engelli açığı bulunan kamu kurumunun bir sonraki yıl için alım yapacakları
engellilere ilişkin taleplerini, her yılın Ekim ayının sonuna kadar Devlet Personel Başkanlığına
(DPB) bildirmek zorunda olduğu, DPB' nın kurumların bildirimi üzerine, engelli
kontenjanlarına yerleştirme yapabileceği, ifade edilmektedir. Ayrıca Engelli Kamu Personel
256
Seçme Sınavı ve Engellilerin Devlet Memurluğuna Alınmaları Hakkında Yönetmelik’te de
ayrıntılı bilgi verilmektedir.
Kanuna göre, kurumlar engelli personel açığı varsa, Ekim ayı sonuna kadar, DPB.a
bildirmek zorundadırlar. Belediyede çalışan memur sayısı 1688 dir. Bunun % 3 ü kadar (51)
engelli memur çalıştırılması gerekirken, 20 kişi yani yaklaşık % 1 oranında engelli memur
çalıştırılmaktadır. İdare, son dört yıldır engelli memur talep yazısını DPB.a göndermemiştir.
Bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yetenekleri bakımından engel oranının
yüzde kırk ve üzerinde olup çalışabilir durumda olan vatandaşların istihdam edilmesi, çalışanın
moral ve ekonomik gücünü artıracağı gibi, ayrıca ülkenin refahını ve barışına da katkı
sağlayacaktır. % 3 oranında engelli memur çalıştırılması için DPB.a talep gönderilmesi Kanun
gereğidir.
BULGU 15: Harcırah Beyannamelerinde Uçak ile Ulaşım Bedellerinin Yer Almaması.
Kurumun ödeme emri belgelerinin incelenmesinde; uçakla seyahat edilen yurtiçi ve yurtdışı
geçici görev yolluğu ödemelerinde, uçak biletlerinin ve dolayısıyla uçak ile ulaşım bedelinin
harcırah beyannamelerine eklenmediği; bunun yerine uçak biletlerinin doğrudan temin yoluyla
acentelerden alındığı, bu ödeme için ayrı bir ödeme emri belgesi düzenlendiği ve geçici görev
yolluğu bildirimine eklenmeksizin ödeme yapıldığı görülmüştür.
15.08.2007 tarih ve 26614 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Mahalli İdareler Harcama
Belgeleri Yönetmeliğinin “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1'inci maddesinde;
“Bu Yönetmeliğin amacı, mahalli idarelerde malî işlemlerin gerçekleştirilmesi ve
muhasebeleştirilmesi kapsamında, harcamalarda ödeme belgesine bağlanacak kanıtlayıcı
belgeleri ve bunlardan bu Yönetmelikte düzenlenmesi gerekenlerin şekil ve türlerini
belirlemektir."
Aynı Yönetmeliğin “Yolluklara ilişkin diğer hükümler” başlıklı 23'üncü maddesinde;
“Yolluklarla ilgili giderlerin ödenmesinde;
(…)
b) Uçakla yapılan seyahatlerde yolcu biletinin; bilette kayıtlı gidiş-dönüşten birisinin
kullanılmaması nedeniyle biletin iadesi gerektiği takdirde gerçekleşen seyahat ücretini
gösteren belgenin; yabancı heyet ve temsilcilerin ülkelerine dönüşlerinde uçak biletlerinin
kendilerine verilmesi halinde ise söz konusu giderlerin tutarı ile kurumca karşılandığını
belirten ve ilgili birim yetkilisince imzalanan belgenin, (…)
ödeme belgesine bağlanması gerekir.”
Denilmektedir.
257
Buna göre; kurumda görev yapmakta olan personele, yolluk dahilinde uçakla seyahat bedelinin
ödenebilmesi, uçak biletinin ibrazı halinde mümkün bulunmaktadır. Aksi takdirde bu bedelin
ödenmesi mümkün değildir. Dolayısıyla geçici görev yolluğu beyannamelerinde uçak bedeli ve
bileti bulunmamaktadır.
Uygulamada, bu hususa riayet edilmemiş; uçakla seyahatin öngörüldüğü görevlendirmelerde,
uçak biletleri acentelerden alınmış ancak geçici görev yolluğu beyannamelerine eklenmemiştir.
Uçak biletleri ayrı bir ödeme emri düzenlenmek suretiyle yapılan görevlendirmeden
ayrıştırılmakta ve mevzuata aykırılığın yanı sıra tek bir ödeme emrinde düzenlenmesi gereken
ödeme için başka ödeme emri belgeleri düzenlenmek suretiyle kırtasiyecilik de artmış
olmaktadır.
Bu itibarla, yapılan görevlendirmelerde uçak biletleri ve bedellerinin geçici görev yolluğu
beyannamelerine eklenmesi ve mevzuata uygun hale getirilmesi gerekir.
BULGU 16: Daimi İşçilere Ait Yıllık Ücretli İzinlerin Biriktirilmesi.
Kadrolu işçilerin çoğunluğunun yıllık izinlerini kullanmayıp biriktirdiği ve biriktirilen
izinlerin emeklilik aşamasında toplu izin ücreti ödemelerine dönüştürüldüğü görülmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 50 nci maddesinde, dinlenmenin çalışanların bir
hakkı olduğu ve bu hakların kullanımının kanunla düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 53’üncü maddesinde işçilere yıllık izin verileceği ve yıllık
ücretli izin hakkından vazgeçilemeyeceği, 56’ncı maddesinde yılık iznin 53’üncü maddede
gösterilen süreler içinde işveren tarafından sürekli bir şekilde verilmesinin zorunlu olduğu,
59’uncu maddesinde iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak
kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücretin sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti
üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödeneceği, 60’ıncı maddesinde yıllık ücretli izinlerin,
yürütülen işlerin niteliğine göre yıl boyunca hangi dönemlerde kullanılacağı, izinlerin ne suretle
ve kimler tarafından verileceği veya sıraya bağlı tutulacağı, yıllık izninin faydalı olması için
işveren tarafından alınması gereken tedbirler ve izinlerin kullanılması konusuna ilişkin usuller
ve işverence tutulması zorunlu kayıtların şekli Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
tarafından hazırlanacak bir yönetmelikle gösterileceği belirtilmiş, 03.03.2004 tarih ve 25391
sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği'nde de Kanuna uygun olarak
yıllık izinlerin kullanımı ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır.
Yine Kanunu’nun “Yıllık ücretli izin hükümlerine aykırılık” başlıklı 103 üncü
maddesinde, yönetmeliğe aykırı olarak izin kullandırmayan veya eksik kullandıran işverene bu
durumda olan her işçi için idari para cezası verileceği hükmü vardır. İdari para cezası ödenmesi
durumunda, görevini yapmayan harcama yetkililerine rücu edilmesi mevzuat gereğidir.
258
Belediye ile Belediye-İş Sendikası arasında yapılan toplu iş sözleşmesinin 24 üncü
maddesinde, işçilere hizmetine göre 24-30 gün arası ücretli izin verileceği, iznin ait olduğu yıl
içinde mutlaka kullandırılacağı hükmü vardır. “Dinlenme” bir hak olarak Anayasamızda yer
almakta, İş Kanunu da bu haktan vazgeçilemeyeceğini hüküm altına almaktadır. Bir yıl
boyunca fiziken çalışarak yorulan bir işçinin dinlenmesi, hem kendi sağlığı, hem de iş güvenliği
açısından gereklidir.
İş Kanununun 59’uncu maddesinde yer alan, “İş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle
sona ermesi halinde, işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücretinin,
sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödeneceğine”
yönelik düzenlemenin, yıllık iznin kullanılıp kullanılmamasına ilişkin bir esneklik olarak değil,
izin kullanılamadan iş akdinin feshedilmiş olması durumlarında, işçinin mağduriyetinin
önlenmesi olarak algılanması gerekmektedir.
İşçi emekli olduğunda veya iş sözleşmesi son bulduğunda, kullanılmayan izin sürelerine
ait ücretinin son ücret üzerinden ödenmesi nedeniyle işçiler izin kullanmaktan feragat
edebilmektedir. İşveren olarak kurum yönetimlerine düşen görev çalışanların anayasal
haklarının kendi rızalarıyla bile olsa ihlaline yol açan bu uygulamaya izin vermemek
olduğundan, yıllık izinlerin kanunun öngördüğü şekilde kullandırılması sağlanmalıdır. Yıllık
izni kullandırma zamanını belirlemek işverenin yönetim yetkisi kapsamındadır. Bazı
dönemlerde iş yoğunluğu azalmaktadır. İdare, işleri aksatmayacak şekilde toplu izin
uygulayabilir, tüm izni bir anda kullandırabileceği gibi, aylara da bölebilir.
Sonuç olarak, sözü edilen düzenlemeler uyarınca, işçi yıllık izin hakkından feragat
edemez. İşçilerin emekliliği sırasında, gerek idarenin mali külfetlerle karşılaşmaması, gerekse
idari para cezalarına muhatap olmaması için, yıllık izinlerin düzenli olarak kullandırılması
uygun olacaktır.
BULGU 17: Belediyenin Bilişim Sistemi ve Yönetim Politikasının, Standartlara Uygun
Olmaması.
Kurumun bilişim sistemi incelenmiş ve şu sonuçlara varılmıştır:
-Bilişim sistemlerinin kurulması, güvenliği, düzenli aralıklarla denetimi, risk değerlendirmesi
yapılması, bilişim sistemleri personelinin istihdamı, görevleri, sorumlulukları ve eğitimi
konusunda yazılı bir düzenleme yoktur.
-Sistem, kullanıcıların şifresi belirlenirken, harf+rakam+özel karakterleri zorunlu kılmamakta,
1,2,3,4 gibi ardı ardına takip eden rakam ve harfleri kabul etmektedir.
259
-Bazı sunucuların bodrum katında olması nedeniyle su baskını tehlikesinin olduğu, yangın
tüplerinin olmadığı, bir adet klima çalıştığı, duman dedektörü, otomatik yangın söndürücü
sistemi, anti-statik döşemenin olmadığı tespit edilmiştir.
-Sistemle eşzamanlı olarak çalışan ve sistem arızalandığında devreye giren “Felaket Kurtarma
Merkezi“ bulunmamaktadır.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst
yöneticilerin, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde
edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî
yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinden sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Kamu İç Kontrol
Standartları Tebliği ile, bilişim sisteminin nasıl olacağı konusunda standartlar ve genel şartlar
belirlenmiştir.
ISO/IEC 27001 ve ISO/IEC 27002 uluslararası standartlarında, bilgi güvenliği kriterleri
belirlenmiştir. Bilgi ve iletişim sistemlerinde bulunan güvenlik zafiyetleri, bu sistemlerin
hizmet dışı kalmasına veya kötüye kullanılmasına, can kaybına, büyük ölçekli ekonomik
zarara, kamu düzeninin bozulmasına veya ulusal güvenliğin ihlaline neden olabilecektir.
Standartlara uygun bir bilişim sistemi kurulursa, 5018 sayılı Kanunda ifade edilen
“Kamu kaynağının verimli kullanılması ve kötüye kullanımının engellenmesi” ilkesi
gerçekleşmiş olacak, bu sayede belediye hizmetlerinin kalitesi artacaktır.
BULGU 18: İç Kontrolle İlgili Bazı Çalışmaların Yapılmaması.
Kurumun iç kontrol sistemi incelendiğinde;
-bazı birimlerde hassas görevlerin belirlenmediği,
-kurumun belediye kanunu, stratejik plan ve performans programında gösterilen amaç ve
hedeflerine ulaşmasını engelleyecek risklerin ve tedbirlerin belirlenmediği,
-görevden ayrılan personelin, iş ve işlemlerinin durumunu gösterir bir rapor hazırlamadığı, bu
raporun hazırlanması konusunda birim amirleri aracılığıyla personele talimat verilmediği,
-personelin yeterliliği ve performansının, bağlı olduğu yöneticisi tarafından yılda bir kez
değerlendirilmediği, tespit edilmiştir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun;
11 inci maddesine göre, üst yöneticiler iç kontrol sisteminin kurulması, yazılı prosedür ve
talimatların oluşturulması ve gözetilmesinden sorumludurlar.
60 ıncı maddesinde ise, iç kontrol sisteminin kurulması, standartlarının uygulanması ve
geliştirilmesi konularında çalışmalar yapılması görevlerinin, malî hizmetler birimi tarafından
yürütüleceği ifade edilmektedir.
260
Maliye Bakanlığı, kamu idarelerinde iç kontrol sisteminin oluşturulması, uygulanması,
izlenmesi ve geliştirilmesi amacıyla 18 standart ve bu standartlar için gerekli 79 genel şart
belirlemiş ve 26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi Gazetede yayınlamıştır.
İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esasların 5 inci maddesinde ise, kamu
idarelerinin tüm işlemlerinde Maliye Bakanlığınca belirlenen iç kontrol standartlarına uymakla
ve gereğini yerine getirmekle yükümlü bulunduğu ifade edilmiştir. İç kontrol sisteminin
kurulmasıyla, 5018 sayılı Kanunda ifade edilen “Kamu kaynağının verimli kullanılması ve
kötüye kullanımının engellenmesi” ilkesi gerçekleşecektir.
BULGU 19: Belediyenin Elektronik (Dijital) Arşive Geçmemesi ve Arşiv Odalarının
Standartlara Uygun Olmaması.
Elektronik arşivin oluşturulmadığı, arşiv odalarının bodrum katlarda olduğu, yangın
tüplerinin olmadığı veya süresinin geçtiği, yangın alarmı, kamera, duman dedektörlerinin ve
otomatik yangın söndürme sisteminin bulunmadığı, su baskını ve depreme karşı tedbir
alınmadığı tespit edilmiştir.
Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğin 4
üncü maddesinde, basılı ortamdaki bilgi ve belgelerin elektronik ortama taşınması gerektiği
ifade edilmektedir.
Ayrıca, personel özlük dosyalarının elektronik ortama taşınmaması, muhtemel yangın
sel vb. durumlardaki belge zayiatlarında, personel özlük işlemlerinin yapılmasında sıkıntıya
sebep olacaktır.
Yangın öncesinde ve sırasında alınacak tedbirlerin, organizasyonun, eğitimin ve
denetimin usul ve esaslarını belirlemek amacıyla, Binaların Yangından Korunması Hakkında
Yönetmelik 19.12.2007 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmıştır.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst
yöneticilerin kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve
kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden sorumlu olduğu ifade
edilmektedir. Belgelerin elektronik ortama aktarılması ve arşiv odalarının standartlara uygun
hale getirilmesi, kamu kaynaklarının tasarruflu kullanılmasını sağlayacaktır.
BULGU 20: Personel Performans Kriterlerinin Belirlenmemesi.
261
Personel performans kriterlerinin belirlenmediği tespit edilmiştir.
5393 sayılı Belediye Kanunun 38 inci maddesine göre, Belediye Başkanı, personelin
performans ölçütlerini hazırlamak, uygulamak, izlemek ve değerlendirmek, bunlarla ilgili
raporları meclise sunmakla görevlidir.
Kanunun 18 inci maddesinde, belediye meclisinin görevlerinden biri, stratejik plân ile
yatırım ve çalışma programlarını, belediye faaliyetlerinin ve personelinin performans
ölçütlerini görüşmek ve kabul etmek olarak belirtilmiştir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunun’nun 22 nci maddesinde, memurlara, başarı
durumlarına göre toplam memur sayısının % 10'unu ve Devlet memurlarına uygulanan aylık
katsayının (30.000) gösterge rakamı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarı geçmemek üzere
hastalık ve yıllık izinleri dahil olmak üzere, çalıştıkları sürelerle orantılı olarak encümen
kararıyla yılda en fazla iki kez ikramiye ödenebileceği, hükmü vardır.
Bir kuruluşun yürüttüğü faaliyetlerde hedeflenen sonuçlara ulaşıp ulaşmadığı,
hizmetlerin verimli, etkin ve tutumlu bir düzeyde gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarının
değerlendirilmesinde performans ölçümü önemli bir yönetim aracı işlevi görür.
Performans ölçümünden elde edilen bilgi; "Hedefimiz nedir?", "Arzuladığımız ve elde ettiğimiz
sonuçlar nelerdir?", "Başarılı olduğumuzu nasıl anlarız?", "Bu başarıları verimli, etkin ve
tutumlu bir biçimde mi elde ediyoruz?" ve "Ürettiğimiz hizmetler müşterilerimiz ve
paydaşlarımızı ne ölçüde memnun ediyor?" gibi soruların cevabını arayan yöneticilere
yapacakları değerlendirmelerde katkı sağlayacaktır.
Performans ölçümü, yöneticilerin organizasyonu kontrol altında tutmasını, performans
için sonuç geliştirilebilmesini, vatandaş ve müşterilerin yönetimin onlara verdiği önemi
yargılamalarını sağlayacak ve yöneticilere de performans gelişimi için gerekli veriyi sunacaktır.
Yine Belediye Kanunu ile başarılı personele ikramiye ödenmesinin öngörülmesi performans
ölçümünü gerekli kılmaktadır. Eğer sonuçlar ölçülmez ise başarı ile başarısızlığı ayrımı
yapılamayacağından; başarı ödüllendiremeyeceği ve başarısızlığı da tespit edemeyeceğimizden
hatanın düzeltilme ihtimali de kalmamaktadır.
Belediye personeline aşağıdaki performans ölçütleri örnek olarak belirlenebilir;
-Hukuk Birimi için kaybedilen dava/kazanılan dava oranı,
-Diğer birimler için günlük vatandaşa sunulan hizmet sayısı,
-Vatandaşların belediyede gerçekleştirdikleri işlemlerde (imar, ruhsat vb) standartlar (ruhsat
işlemleri 2 gün içinde sonuçlandırılır gibi) çerçevesinde çıkarılan dosya sayısı.
Bu performans ölçütlerinin belirlenmesi ve performans ölçümü Belediye Başkanı'nın
Kanundan kaynaklanan görevinin yerine getirilmesini sağlaması bir yana performans
262
ölçütlerine dayalı olarak çalışanlara ikramiye veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ilave
ikramiyeler vermek, halkın taleplerine ve kamu yararına uygun etkili ve kaliteli hizmet
sunmayı, vatandaş ile belediye çalışanları arasındaki işbirliğini arttırmayı, ayrıca çalışanlar
açısından da verimlilik, yenilik ve yaratıcılığın geliştirilmesini teşvik edecektir.
Performans kriterlerinin tespit edilmesiyle hem personele ödül verilebilecek hem de
hizmetiçi eğitim için önemli bir dayanak olacaktır. Bu sayede, performansı düşük personeller
için hizmetiçi eğitim planlaması yapılarak, personelin işteki eksikliği giderilebilecektir.
BULGU 21: Personel Veriminin Artırılmasında Etkin Bir Yöntem Olan Ödül Sisteminin
Kullanılmaması.
Personele ödül verilmediği tespit edilmiştir.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst
yöneticilerin kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını
sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
Kaynakların etkili elde edilmesi ve kullanılmasında, personelin işini sevmesi ve işini
benimsemesi çok önemlidir. Personele işini sevdirmenin bir yolu da ödül sistemidir. Kamu
kaynağında önemli ölçüde tasarruf sağlanmasında, kamu zararının oluşmasının önlenmesinde,
gelirlerin artırılmasında ve sunulan hizmetlerin etkinlik ve kalitesinin yükseltilmesinde, ödül
sistemi çok büyük bir etkiye sahiptir.
2015-2019 yılları Stratejik Planı hazırlanması aşamasında, iç paydaş analizi yapabilmek
için, kurum çalışanlarına memnuniyet anketi soruları sorulmuştur. Anket sonucunda, personelin
yarıya yakını;
-işinden memnun olmadığını,
-işinin kendisini heyecanlandırmadığını,
-başarıya en çok katkıda bulunanların terfi ettirilmediğini,
-stresli olduğunu ve
-yönetim tarafından takdir edilmediğini, İfade etmiştir. Memnuniyetsiz personelle, kaynakların
etkin elde edilmesi ve kullanılması mümkün değildir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunun’nun 22 nci maddesinde, memurlara, başarı
durumlarına göre toplam memur sayısının % 10'unu ve Devlet memurlarına uygulanan aylık
katsayının (30.000) gösterge rakamı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarı geçmemek üzere
hastalık ve yıllık izinleri dahil olmak üzere, çalıştıkları sürelerle orantılı olarak encümen
kararıyla yılda en fazla iki kez ikramiye ödenebileceği, hükmü vardır.
263
Eğer, performans kriterleri belirlenir, buna göre personellerin performansı
değerlendirilir ve başarılı olanlara ikramiye verilirse, o personelin çalışma şevkini ve azmini
artırabileceği gibi, diğer personelleri de iş verimini artırma yönünde teşvik edecektir. Sonuçta
personel işini severek yapacak, verilen hizmetin kalitesi ve vatandaş memnuniyeti artacak,
kamu kaynağı etkili kullanılmış olacaktır.
2017 Yılı Zorunlu Denetim Konuları ve BulgularıBir konuyu aramak için:
Ctrl + F aynı anda basıp, kelimeyi yazın ve enter-a basarak ilerleyiniz.
KONU-Önceki Yılın Raporundaki Bulgular Düzeldi Mi?
KONU-Bak: Stratejik Plan: Zayıf yönler. (Bulgu konusu çıkabilir)
KONU-Bak: En son Faaliyet Raporu: Zayıf yönler. (Bulgu konusu çıkabilir)
KONU-İnsan Kaynakları Md.den iste:1--Ödül-ikramiye verilen personel listesini iste.
(memur-işçi-söz personel olduğu belirtilecek)
(ayni ve nakdi)
2--Engelli, eski hükümlü ve terör mağduru memur çalıştırılmamaktadır.
3--Sicil formları, işe başlama, terfi gibi personel özlük belgeleri elektronik ortamda saklanıyor
mu?
264
KONU-Beş Müdürlükten İste:1—Birimdeki personelin ismi ve yapılmasından sorumlu olduğu işler listesi, (Görev Tanımı).
Böyle bir liste oluşturulup, üst yönetici onayıyla personel bilgilendirildi mi?
2—Birimin işlerinin hangi aşamalardan geçerek yapıldığını gösteren iş akış şemaları
oluşturuldu mu?
KONU-Mali Hiz. Md.den iste:1—Belediyenin sermaye aktardığı-ortak olduğu bütün şirketlerin listesi, ve ayrıntılı bilgi
(ortaklıkla ilgili karar, sermayesi, ortaklık payı, tutarı, aktif-pasif olduğu, son yıla ait bilanço,
gelir tablosu, en son ne zaman kar payı dağıttığı, belediyeye ödenip ödenmediği, kuruluş
tüzüğü)
KONU- ALTIN ALINMASI-(Belediye Başkanı çok suiistimal ediyor.
Her düğüne gidip altın takıyor)
Bir yıllık temsil ağırlama giderleri listesini iste
KONU- GÖREV-HİZMETLE İLGİSİ OLMAYAN İLAN BEDELLERİEtik Yönetmeliğinin 15. Maddesi: “Kamu görevlileri, kamu kaynaklarını kullanarak hediye
veremez, resmi gün, tören ve bayramlar dışında, hiçbir gerçek veya tüzel kişiye çelenk veya
çiçek gönderemezler; görev ve hizmetle ilgisi olmayan kutlama, duyuru ve anma ilanları
veremezler.”
KONU- Doğalgaz, elektrik, telefon, internetin ihaleyle alınması: 1-Elektrik alımı: İki defa ihale yapılmış, istekli çıkmamış.
265
2-Doğalgaz: Şubatta ihale yapıldı, istekli çıkmadı.
Enerji Müdürü Arman Bey dedi: (Adana)
Elektrik, doğalgaz, telefon ve internetin ihale ile alınmasında, şöyle bir sıkıntı
yaşanmaktadır:
4734 sayılı Kanun gereği idare, ihale üzerinde kalan istekliden, ihale bedeli üzerinden
hesaplanmak suretiyle % 6 oranında kesin teminat almaktadır. Normalde bir vatandaş elektrik,
doğalgaz vs alırken, firma güvence bedeli alırken, burada tam tersine güvence-teminat-
vermektedir. Bu durum firma açısından artı bir maliyettir. Bu nedenle, firma:
1-Ya ihaleye teklif vermemekte veya,
2-Yüksek teklif vermektedir.
KONU-ELEKTRİĞİN İHALESİZ ALINMASIBULGU: Elektrik ihale yapılmadan alınmaktadır.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, her yıl için serbest tüketici limitini belirlemektedir. 2016
yılı için bu limit, 3.600-kwh (kilovatsaat) olarak belirlenmiştir (karar tarih-sayısı: 24/12/2015-
5967). Bir yılda toplam 3.600 kwh elektrik tüketenler serbest tüketici olup, elektik tedarik
şirketini kendileri seçebilmektedir.
17.06.2011 tarih ve 2011/DK.D-105 sayılı Kamu İhale Kurulu Kararında “Serbest Tüketici”
olan idarelerin elektrik ihtiyaçlarını, 4734 sayılı Kanun çerçevesinde, mal alım ihalesi olarak
temin etmeleri gerektiği ifade edilmekte, gerek bu kararda, gerekse Maliye Bakanlığı Bütçe ve
Mali Kontrol Genel Müdürlüğü’nün 13.10.2011- 13316 ve 21.03.2013- 3003 tarih ve sayılı
genelgelerinde, yapılacak ihale ile ilgili ayrıntılı bilgi verilmektedir.
Serbest tüketici olunmasına ilişkin hususlar, Elektrik Piyasası Serbest Tüketici
Yönetmeliği’nde yer almaktadır. Mevcut elektrik hatlarını kullanarak, özel firmalardan elektrik
almak mümkündür. Özel firmalar rüzgar, doğal gaz, linyit, hidroelektrik (HES), akaryakıt,
jeotermal gibi kaynaklardan elektrik üretmekte ve TEDAŞ tarifesine göre indirimli satmaktadır.
Serbest tüketici olan idare, elektrik dağıtım şirketine başvurarak gerekli işlemleri yapar. İhale
aşamasında ulusal düzeyde ilan yapılarak, bütün firmaların katılımı sağlanmalıdır. Ayrıca fiyat
farkı ödemek de mümkündür. Tedarikçisini seçmeyen idareler, daha pahalı elektrik
almaktadırlar.
==0
266
KONU-Arşiv denetimi:TARİHİ KONAKLAR,
ARŞİV ODALARI,
RESİM, YAZMA ESERLER GİBİ TARİHİ-SANATSAL ESERLERİN SAKLANDIĞI
ODALAR:
1-Kameralar var mı?
a-Binanın dışında dört tarafı görüyor mu? Kör nokta var mı?
b-Bilgisayar sunucu odası, arşiv gibi önemli odaların kapısını görüyor mu?
c-Görüntüleri kaç gün saklıyor?
2-Kapılar-pencereler:
a-darbelere karşı dayanıklı mı?
b-dış kapı çelik kapı mı?
3-Her odada ısıtıcı (elektrikli soba) kullanılıyor mu?
b-Kılima var mı?
(Isıtıcılar, kılimalar, fotokopi makineleri, bilgisayarlar, sunucular, buzdolabı, çamaşır makinesi,
kalorifer-ısıtma kazanı vs çok miktarda elektrik harcar. Eski binaların elektrik tesisatı zayıftır,
fazla miktarda elektrik kullanıldığında, mevcut hatlar yetersiz kalır, yangına sebep olur)
4-Yangın tüpleri denetimi:
a-Her odada var mı?
b-El altında mı? (hemen kullanılabilecek bir yerde mi)
c-Son kontrol tarihi? Altı ayda bir kontrol ediliyor mu?
5-Değerli sanat, kültür eserleri giriş kat veya bodrum katta muhafaza ediliyorsa, su baskını
tehlikesi vardır. Ayrıca oluşan nem, eserlere zarar verir.
6-Duman dedektörü var mı?
7-Yangın alarmı var mı?
8-Karakola bağlı hırsızlık alarmı var mı?
==0
-Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik
-İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği
-TS ISO 11602 – Yangından Korunma – Taşınabilir ve Tekerlekli Yangın Söndürücüler
Standartı
==0
KONU-
267
Personel özlük dosyaları elektronik ortamda saklanmamaktadır.
Sicil formları, işe başlama, terfi gibi personel özlük belgeleri elektronik ortamda saklanmazsa
yangın, sel gibi durumlarda kağıt belgeler zarar göreceğinden, personel özlük işlemlerinin
yapılmasında sıkıntı yaşanabilecektir.
KONU-HİZMET TANITIMIBelediye hizmet tanıtımı ekonomik kod:
830.3.5.4.1 (ilan gideri)
830.3.6.2.1 (tanıtım gideri)
==0
KONU-SÖZLEŞME DENETİMİBULGU-Daimi işçi toplu iş sözleşmesine, mali ödemelerin net yazılması.
==0
KONU-KAMU KURUMUNUN HİZMETİNDEN ÜCRETSİZ VEYA İNDİRİMLİ FAYDALANILMASI
4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 1’inci maddesinde belediyelerin de dâhil
olduğu birçok kamu kurum ve kuruluşunca üretilen mal ve hizmet bedellerinde işletmecilik
gereği yapılması gereken ticarî indirimler hariç, herhangi bir kişi veya kuruma ücretsiz veya
indirimli tarife uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır.
==0
KONU-DANIŞMANLIK HİZMETİ ALIMIBULGU: Belediye personeli marifetiyle yürütülmesi gereken asli ve sürekli işlerin danışmanlık
hizmeti alımı ihalesine konusu edilmesi
268
KONU-İhale Edilen Bazı Yatırım Harcamalarında 258 Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabının Kullanılmaması
2-ÖRNEK BULGU
–258 Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabı’nda izlenmesi gereken tutarların bu hesapta takip
edilmeyip doğrudan ilgili maddi duran varlık hesabına alındığı görülmüştür.
Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabı’nın niteliğinin açıklandığı Mahalli İdareler Bütçe ve
Muhasebe Yönetmeliği’nin 204 üncü maddesine göre bu hesap, yapımı süren maddi duran
varlıklar için yapılan her türlü madde ve malzeme ile işçilik ve genel giderlerin; geçici ve kesin
kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece
onaylandığı tarihte, diğer hallerde işin fiilen tamamlandığını gösteren belgenin düzenlendiği
tarihte, ilgili maddi duran varlık hesabına aktarılıncaya kadar izlenmesi için kullanılır.
Aynı Yönetmelik’in 205 inci maddesinde adı geçen hesabın işleyişi açıklanmış ve tamamlanıp
geçici kabulü yapılan işlere ilişkin tutarların bu hesaba alacak, ilgili maddi duran varlık
hesabına borç kaydedileceği hüküm altına alınmıştır.
Kurum tarafından yılı içerisinde geçici kabulü yapılmayan 3 farklı yapım işine ait belge ve
kayıtlar incelendiğinde, geçici kabul işlemi yapılıncaya kadar 258- Yapılmakta Olan Yatırımlar
Hesabı’nda izlenmesi gereken ………… TL’nin doğrudan ilgili maddi duran varlık hesabında
izlendiği ve neticede cari yılda devam etmekte olan yatırımların mali tablolara hatalı bir
biçimde yansıtıldığı görülmüştür.
Yapılmakta olan yatırımların, geçici kabulü yapılıncaya kadar 258 No’lu Hesap’ta izlenmesi
gerekmektedir.
3-Mevzuat
4-Notlar
5-X Kurumu Çalışma kağıdı–
269
KONU-Belediyenin Şirketlerdeki Sermaye Tutarı İle 241 Mal ve Hizmet Üreten Kuruluşlara Yatırılan sermayeler Hesabının Uyuşmaması
2-ÖRNEK BULGU
–Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 241 Mal ve Hizmet Üreten Kuruluşlara
Yatırılan Sermayeler Hesabı başlıklı 181 inci maddesine göre mal ve hizmet üreten kuruluşlara
nakden veya ayni olarak verilen sermaye tutarları ve bu sermaye tutarlarının işletilmesinden
doğan kar ve zarar ile bütçeye iade olunan sermayelerin izlenmesi için kullanılacağı
belirtilmektedir.
Aynı yönetmeliğin 182 inci maddesinde ‘‘Mal ve hizmet üreten kuruluşlara yatırılan
sermayeler hesabına ilişkin işlemler aşağıda gösterilmiştir.
1. a) Mal ve hizmet üreten kuruluşlara gerek nominal sermaye ve gerekse ayni sermaye
transferi şeklindeki iştirakler gerçeğe uygun değerleri ile bu hesaba kaydedilir.
Sermayesine iştirak edilen mal ve hizmet üreten kuruluşlara nakdi veya ayni sermaye
şeklindeki katılımlardan bu hesapta kayıtlı tutarların ilgili mal ve hizmet üreten
kuruluşların öz kaynak hesaplarında karşılık olarak yer alan tutarlarla eşit olması
gerekir…’’
241 Nolu Hesabın işleyişi ise adı geçen yönetmeliğin 183 üncü maddesinde açıklanmıştır.
Belediyenin üç adet %100,bir adet %5,bir adet %0,24 olmak üzere 5 şirkete ortaklığı
bulunmaktadır ve bu şirketlerdeki toplam sermaye miktarı ………… TL’dir. Yukarıdaki
yönetmelik hükümlerinden anlaşıldığı üzere belediyenin muhasebe kayıtlarında 241 Mal ve
Hizmet Üreten Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabının ………… TL borç bakiyesi
bulunması gerekirken ………… TL borç bakiyesi bulunmaktadır. Buna göre 241 Nolu Hesapta
…………TL lık hataya sebep olunmuştur.
3-Mevzuat
4-Notlar—
a-MUHASEBEDEN İSTENECEK:
-İki adet 102 hesabı
270
-Yevmiye defteri
-240 ve 241 hesabı ayrıntısını iste
b-ŞİRKETTEN GELECEK-
-Meclis kararları
Kuruluşu, sermaye aktarımı, taşınmaz tahsisi vs
-Genel kurul kararları
-Yönetim kurulu kararları
-Denetim raporları
-Banka hesap özetleri
==0
KONU-775 Sayılı Gecekondu Kanunu Hükümlerine Aykırı Uygulamalar1-Hazineye Ait Taşınmazların Satış Bedellerinin Tahsil Edilen Kısmından %10 Payın 775
Sayılı Gecekondu Kanunu Hükümlerine Göre Oluşturulması Gereken Fon Hesabına
Aktarılmaması
İLGİLİ BELEDİYE: BÜYÜKŞEHİRLERDE İLÇE BELEDİYESİ.
2-362 Fonlar Adına Yapılan Diğer Kesintiler Hesabında Muhasebeleştirilmemesi
İLGİLİ BELEDİYE: BÜYÜKŞEHİRLERDE İLÇE BELEDİYESİ.
3-Fon Hesabının Amacı Dışında Kullanılması
İLGİLİ BELEDİYE: BÜYÜKŞEHİRLERDE İLÇE BELEDİYESİ.
1-ÖRNEK BULGU
BULGU-1: Gecekondu Fonu Hesabının Takibinin Yapılmaması
BULGU-2–775 sayılı Gecekondu Kanunu Hükümlerine göre oluşturulması gereken fon
hesabının teşkil ettirilmediği, belediye ve mücavir alan sınırları içindeki Hazineye ait
taşınmazlarının satış bedellerinden aktarılması gereken payın, fon hesabına kaydedilmediği
görülmüştür. (362 Fonlar veya Diğer Kamu İdareleri Adına Yapılan Tahsilat Hesabı
kullanılmıyor)
271
(Maliye Milli Emlak Müdürü aranıp, 2017 ve önceki yıllarda hazine taşınmazı satışı olup
olmadığı soruldu)
775 sayılı Gecekondu Kanununun “Fonların teşkili ve kullanılması” başlıklı 12’nci
maddesinde; belirtilen kaynaklardan sağlanacak gelirlerin, Türkiye Emlak Kredi Bankasında,
ilgili belediyeler adına açılacak özel hesaplarda toplanacağı, 13’üncü maddesinde ise bu
fonlarda toplanan paraların nerelerde kullanılması gerektiği açıklanmıştır.
775 sayılı kanunun 13 üncü maddesinde aynen:
“Buna göre 12’nci madde gereğince teşkil edilen fonda toplanan paralar, belediyelerce, Toplu
Konut İdaresi Başkanlığının izni alınmak şartıyla:
1. a) Bu kanundaki amaçlarda kullanılmak üzere arsa sağlanmasında, Toplu Konut İdaresi
Başkanlığınca onanan plan ve projelere göre halk konutu, nüve konut veya geçici misafir
konutu yapılmasında,
2. b) Islah olunacak gecekondu bölgeleri ile yeniden tesis edilecek önleme bölgelerinin yol,
meydan, kanalizasyon, su, elektrik ve benzerleri gibi kamu hizmet ve tesislerinin Toplu
Konut İdaresi Başkanlığınca onanan projelerine göre yapılmasında veya onarılmasında,
3. c) Kendi bütçe imkânlarıyla karşılanamayan ve fakat bu kanun gereğince yapılması
gereken tespit, harita alımı, plan ve projelendirme hizmetlerinde kullanılır. “
Denilmektedir.
Yukarıda mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere ilgili fonda biriken paralar 775 sayılı
Kanunun 13 üncü maddesinde açıklanan yerlerde kullanılabilecek, bunun dışındaki yerlerde
kullanılamayacaktır.
4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun “Taksitle ödeme, satış bedelinden pay
verilmesi, belediyelere devir” başlıklı 5 inci maddesinde; “… Belediye ve mücavir alan
sınırları içindeki Hazineye ait taşınmazların satış bedellerinin tahsil edilen kısmından öncelikle
yerinde muhafaza edilemeyen yapıların tasfiyesinde kullanılmak şartıyla % 10’u, ilgili
belediyelerin 20.7.1966 tarihli ve 775 sayılı Kanun hükümlerine göre oluşturulan fon hesabına
aktarılır. Kalan kısmından ise ilgili belediyeye % 30, varsa büyükşehir belediyesine % 10
oranında pay verilir. …Bu paylar tahsilini takip eden ayın yirmisine kadar ilgili idarelerin
hesaplarına aktarılır. …”
Denilmektedir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin Fonun teşkili ve muhasebeleştirilmesine
ilişkin “Belirli Bir Amaca Tahsisli Gelirler ve Alınan Paylar” başlıklı 18 inci maddesinin ikinci
fıkrasında aynen:
272
“20/7/1966 tarihli ve 775 sayılı Gecekondu Kanununun 12 nci maddesi gereği kurulan fonda
toplanacak paralar gelir bütçesinin ilgili bölümüne gelir kaydedilir. Diğer taraftan gider
bütçesinin ilgili tertibine tahsis amacı doğrultusunda kullanılmak üzere ödenek konulur. Bu
fondan yapılan harcamalarda 775 sayılı Kanunda belirtilen usul ve esaslar uygulanır.”
Denilmektedir.
Yapılan inceleme neticesinde, 4706 sayılı Kanunun 5 inci maddesi kapsamında yapılan
satışlardan Belediyeye aktarılması gereken payların tahakkuk ve takibine ilişkin Belediye
tarafından herhangi bir işlem yapılmadığı görülmüştür. Hazine tarafından toplu olarak
gönderilen tutarların tamamı 800.05.02.08.99 nolu “Mahalli İdarelere Ait Diğer Paylar
Hesabı”na kaydedilmektedir. ilgili yılında, ilgili madde kapsamında yapılan satışlardan
Belediyeye gönderilen %10’luk fon payı tutarı ile %30’luk pay tutarı toplamı …………TL’dir.
Fon hesabına aktarılması gereken %10’luk orana isabet eden ………… TL’lik tutarın
362.01.99 nolu “Fonlar Adına Yapılan Diğer Kesintiler Hesabı”na alınmayarak tamamının
600.05.02.08.99 Mahalli İdarelere Ait Paylar Hesabına kaydedildiği görülmüştür.
………… TL’lik tutarın 362.01.99 nolu “Fonlar Adına Yapılan Diğer Kesintiler Hesabı”na
aktarılarak muhasebeleştirilmesi ve takibinin sağlanması gerekmektedir.
2-Mevzuat
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu
Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları
Madde 7- Büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları şunlardır:
c) Kanunlarla büyükşehir belediyesine verilmiş görev ve hizmetlerin gerektirdiği proje, yapım,
bakım ve onarım işleriyle ilgili her ölçekteki imar plânlarını, parselasyon plânlarını ve her türlü
imar uygulamasını yapmak ve ruhsatlandırmak, 20.7.1966 tarihli ve 775 sayılı Gecekondu
Kanununda belediyelere verilen yetkileri kullanmak.
…………..
İlçe (…) belediyelerinin görev ve yetkileri şunlardır:
a) Kanunlarla münhasıran büyükşehir belediyesine verilen görevler ile birinci fıkrada
sayılanlar dışında kalan görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak.
b) Büyükşehir katı atık yönetim plânına uygun olarak, katı atıkları toplamak ve aktarma
istasyonuna taşımak.
c) Sıhhî işyerlerini, 2 nci ve 3 üncü sınıf gayrisıhhî müesseseleri, umuma açık istirahat ve
eğlence yerlerini ruhsatlandırmak ve denetlemek.
273
d) Birinci fıkrada belirtilen hizmetlerden; 775 sayılı Gecekondu Kanununda belediyelere
verilen yetkileri kullanmak, otopark, spor, dinlenme ve eğlence yerleri ile parkları
yapmak; yaşlılar, engelliler, kadınlar, gençler ve çocuklara yönelik sosyal ve kültürel
hizmetler sunmak; mesleki eğitim ve beceri kursları açmak; mabetler ile sağlık, eğitim,
kültür tesis ve binalarının yapım, bakım ve onarımı ile kültür ve tabiat varlıkları ve tarihî
dokuyu korumak; kent tarihi bakımından önem taşıyan mekânların ve işlevlerinin
geliştirilmesine ilişkin hizmetler yapmak.
==0
5393 sayılı Belediye Kanunu
Arsa ve konut üretimi
Madde 69- Belediye; düzenli kentleşmeyi sağlamak, beldenin konut, sanayi ve ticaret alanı
ihtiyacını karşılamak amacıyla belediye ve mücavir alan sınırları içinde, özel kanunlarına göre
korunması gerekli yerler ile tarım arazileri hariç imarlı ve alt yapılı arsalar üretmek; konut,
toplu konut yapmak, satmak, kiralamak ve bu amaçlarla arazi satın almak, kamulaştırma
yapmak, bu arsaları trampa etmek, bu konuda ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşları ve
bankalarla iş birliği yapmak ve gerektiğinde onlarla ortak projeler gerçekleştirmek yetkisine
sahiptir.
Belediye, bu amaçla bütçesinden gerekli parayı ayırmak suretiyle işletme tesis edebilir.
Arsalar hariç üretilen konut ve işyerlerinin satışı 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine
tâbi değildir. O belediye ve mücavir alan sınırları içinde kendisine, eşine veya onsekiz yaşından
küçük çocuklarına ait konutu olmayan dar gelirli kişiler ile afete maruz kalanlara, sanayi
bölgelerinden nakledileceklere ve üyelerinin tamamı bu durumda olan kooperatiflere, bedeli
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre oluşturulan takdir komisyonu tarafından
belirlenecek tutardan aşağı olmamak üzere arsa tahsisi yapılabilir. Durumları 775 sayılı
Gecekondu Kanununun 25 inci maddesine uyan kimselere de bu maddeye göre arsa ve konut
sağlanabilir. Bu fıkranın uygulama esasları, İçişleri Bakanlığı ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığı
tarafından müştereken hazırlanacak çerçeve yönetmeliğe uygun olarak belediye meclisleri
tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.
==0
775 Sayılı Gecekondu Kanunu
Kapsam ve tarif:
Madde 1 – Mevcut gecekonduların ıslahı, tasfiyesi, yeniden gecekondu yapımının önlenmesi ve
bu amaçlarla alınması gereken tedbirler hakkında bu kanun hükümleri uygulanır.
274
Madde 2 – Bu kanunda sözü geçen (Gecekondu) deyimi ile, imar ve yapı işlerini düzenliyen
mevzuata ve genel hükümlere bağlı kalınmaksızın, kendisine ait olmıyan arazi veya arsalar
üzerinde, sahibinin rızası alınmadan yapılan izinsiz yapılar kastedilmektedir.
Belediyelere arsa sağlanması:
Madde 3 – (Mülga: 3/7/2003-4916/38 md.)
Madde 4 – Gecekonduların ıslah, tasfiye ve önleme bölgeleri içinde bulunan binalı ve binasız
vakıf taşınmaz mallardan 3 üncü maddenin ikinci fıkrası kapsamı dışında kalanları, bu kanunda
belirtilen amaçlarda kullanılmak üzere, aşağıdaki şartlarla ve genel hükümlere göre bedeli
ödenmek suretiyle ilgili belediyelerin mülkiyetine geçer:
a) Arazi ve arsaların bedeli; bulunduğu şehir, kasaba ve bölgenin özellikleri, yapılmış ve
yapılacak kamu hizmet ve tesislerinin durumu vesair hususlar da gözönünde
bulundurularak, ilgili belediye ve Vakıflar İdaresi arasında anlaşma yolu ile tesbit edilir.
b) Bu arazi ve arsalar üzerinde Vakıflar İdaresine ait herhangi bir yapı bulunduğu takdirde,
bu yapının bedeli ayrıca hesaba katılır.
c) Bedele ait anlaşmazlıklar mahalli asliye hukuk mahkemelerince basit muhakeme usulü
ile hallolunur. Bu anlaşmazlıklar tapu tesciline engel olamaz.
Vakıflar İdaresi ve tapu daireleri vakıf taşınmaz malların cins, miktar ve yerleri ile diğer
vasıflarını açıkça belirten listeleri, talepleri üzerine en geç 2 ay içerisinde ilgili belediyelere
bildirmekle yükümlüdürler.
Belediyeler, kendi mali güçleri ve programlarına göre, bu taşınmaz malların tamamen veya
peyderpey tescilini istiyebilirler.
Sözü geçen bölgelerde Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri tarafından yaptırılacak kamu
hizmet ve tesisleri için lüzumlu vakıf taşınmaz mallar da yukarıdaki esaslara göre bu İdarelere
intikal ettirilir.
Madde 5 – Lüzumu halinde, belediyeler gecekondu ıslah ve tasfiye sahaları içinde bulunan
veya bu kanun hükümleri dairesinde yeniden teşkil edilecek önleme bölgeleri içine raslıyan
özel mülkiyetteki arazi ve arsaları ve bunlar içerisinde yapı veya sair herhangi bir tesis
bulunduğu takdirde bu yapı ve tesisleri, bu kanunda belirtilen amaçlarda kullanmak üzere,
Toplu Konut İdaresi Başkanlığının izni ile, sahipleriyle anlaşarak satınalabilirler veya
kamulaştırabilirler.
Madde 6 – (Mülga: 3/5/1985 – KHK. 247/3 md; Aynen Kabül: 2/3/1988 – 3414/3.md.)
Arsaların hangi amaçla kullanılabileceği:
275
Madde 7 – Belediyelerin mülkiyetinde bulunan ve bundan sonra bu kanuna göre mülkiyetine
geçecek olan arazi ve arsalardan, belediye meclisi kararı ile belli edilip, Toplu Konut İdaresi
Başkanlığınca uygun görülenler, bu kanun hükümleri dairesinde konut yapımına ayrılır.
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, belediye meclislerince tesbit edilen yerleri redde, aynen veya
değiştirerek onaylamaya veya değiştirilmek üzere geri göndermeye yetkili olduğu gibi, teklif
edilenler dışında lüzumlu gördüğü yerlerin de bu maksada ayrılmasını belediyelerden
isteyebilir.
Madde 8 – Bu kanun gereğince belediyelere devrolunan arazi ve arsalardan, şehir ve
kasabaların ticari, iktisadi, sınai faaliyet merkezlerinde veya kesif iş bölgelerinde bulunan, bu
ve sair sebeplerle alım-satım değerleri yüksek veya imar planlarına göre belirli bir kamu
hizmetine ayrılmamış olan veya ucuz konut yaptırılması uygun görülmiyenler, belediye meclisi
kararı ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığının tasvibi halinde, belediyelerce, karşılığı bu kanunda
belirtilen amaçlarda kullanılmak üzere 12 nci madde ile kurulan fon hesabına yatırılmak
şartiyle ve yönetmelik esaslarına göre kiraya verilebilir veya satılabilir veya başka şekil ve
surette kıymetlendirilebilir.
Madde 9 – 7 nci madde gereğince tesbit edilen sahalar içerisinde bulunup da, plan ve mevzuat
icaplarına göre dükkan, han, hamam, fırın, gazino, sinema, tiyatro, garaj ve saire gibi konut
dışında genel ihtiyaçlarla ilgili özel tesislere ayrılan yerler hakkında da 8 inci madde hükümleri
uygulanır.
Madde 10 – Bu Kanun hükümlerine dayanılarak belediyelere devrolunan arazi ve arsalardan
yapılacak imar veya ıslah planlarına göre, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi ve yeşil
saha gibi genel hizmetlere ayrılması gerekenleri hakkında ayrıca tahsis kararı alınmaz.
Madde 11 – Belediyeler, bu kanunda yazılı amaçlara tahsis edilmek üzere devraldıkları arazi ve
arsaları bu amaçlar dışında tasarruf edemezler.
Fonların teşkili ve kullanılması:
Madde 12 – Bu Kanundaki hizmetlerin yürütülebilmesi için aşağıdaki kaynaklardan sağlanacak
gelirler, Türkiye Emlak Kredi Bankasında, ilgili belediyeler adına açılacak özel hesaplarda
toplanarak birer fon teşkil edilir:
a) 5218, 5223, 6188 ve 7367 sayılı kanunlarla veya bu kanun hükümlerine dayanılarak
belediyelerin mülkiyetine geçen arazi ve arsaların veya izinsiz yapı yapılmak suretiyle işgal
edilmiş bulunan belediyeye ait sahaların ve bu arazi ve arsalar üzerinde belediyelerce
yaptırılan veya çeşitli şekillerde yapılarak belediyelere intikal eden yapıların, bu kanunun
gerektirdiği hallerde, kiralarından, satışlarından veya sair şekillerde
kıymetlendirilmelerinden elde edilecek gelirler,
276
b) 24 üncü madde gereğince alınacak katılma payları,
c) (Değişik: 6/5/1976 – 1990/1 md.) Belediye Meclislerince gerekli görülen hallerde
belediye bütçelerine konacak ödenekler,
d) 1580 sayılı Kanunun 5116 sayılı Kanunla değiştirilen 110 uncu maddesinin 19 uncu
fıkrasında yazılı gelir kaynağı hasılatından arta kalmış veya kalacak kısımlar,
e) Devlet bütçesinden veya 15 inci maddede sözü geçen fondan bu fona aktarılmak suretiyle
yapılacak yardımlar,
f) Diğer kanunlarla bu fona katılması kabul edilen sair gelirler,
g) Fondan verilen kredilerin taksit ve faizleri,
h) Her türlü bağış ve yardımlar,
i) Fonda toplanacak paraların faiz ve sair gelirleri.
Madde 13 – 12 nci madde gereğince teşkil edilen fonda toplanan paralar, belediyelerce, Toplu
Konut İdaresi Başkanlığının izni alınmak şartiyle :
a) Bu kanundaki amaçlarda kullanılmak üzere arsa sağlanmasında, Toplu Konut İdaresi
Başkanlığınca onanan plan ve projelere göre halk konutu, nüve konut veya geçici misafir
konutu yapılmasında,
b) Islah olunacak gecekondu bölgeleri ile yeniden tesis edilecek önleme bölgelerinin yol,
meydan, kanalizasyon, su, elektrik ve benzerleri gibi kamu hizmet ve tesislerinin Toplu
Konut İdaresi Başkanlığınca onanan projelerine göre yapılmasında veya onarılmasında,
c) Kendi bütçe imkanlariyle karşılanamıyan ve fakat bu kanun gereğince yapılması gereken
tesbit, harita alımı, plan ve projelendirme hizmetlerinde kullanılır.
Madde 14 – (Mülga : 23/5/2000 – 4568/5 md.)
Madde 15 – (Mülga : 23/5/2000 – 4568/5 md.)
Gecekonduların tesbiti:
Madde 16 – Gecekondu ıslah ve tasfiye bölgeleri ve bunların sınırları, belediyelerce bu
kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç 6 ay içinde, her türlü imkan ve araçtan
faydalanılarak tesbit olunur.
Bu bölgeler içinde bulunan bütün yapılar, gerek belediyelerin ve gerekse yardımcı olabilecek
diğer daire ve kurumların durum ve imkanları da gözönüne alınarak, Toplu Konut İdaresi
Başkanlığınca tayin edilecek şekil ve süreler içerisinde, mümkünse hava fotoğraflarında veya
haritalarda, mümkün olmayan yerlerde ise ölçekli krokilerde gösterilir.
Bu konuda belediyelerin, mülkiye amirlerinden istiyecekleri her türlü yardımlar, imkanlar
dahilinde karşılanır.
277
Mahalli imkanlarla karşılanamıyan tesbit, hava fotoğrafı alımı, kıymetlendirilmesi, harita alım
ve tanzimi ve benzeri gibi teknik yardımlar hakkında Toplu Konut İdaresi Başkanlığının
istekleri, ilgili Bakanlık, daire ve kurumlarca, lüzumunda Toplu Konut İdaresi Başkanlığı veya
belediyelerce sağlanacak fenni malzeme dışında herhangi bir karşılık aranmaksızın yerine
getirilir.
Yukarıda belirtilen esaslara göre hazırlanacak hava fotoğrafları, harita ve krokiler, tesbit
tarihlerini de ihtiva etmek suretiyle belediye encümenlerince öncelikle müzakere edilip karara
bağlandıktan sonra onaylanarak, incelenmek üzere Toplu Konut İdaresi Başkanlığına
gönderilir. Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca kabul edilen ve onanarak kesinleşen bölgelere ait
karar ve krokiler, belediye dairesinde ve bölge içindeki muhtarlıklarda herkesin görebileceği bir
yerde bir ay süre ile asılır ve keyfiyet mutat vasıtalarla halka duyurulur.
Belediye sınırları ve varsa mücavir sahalar dışındaki gecekondu bölgelerinde bu madde
gereğince yapılması gereken işlemler, Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca yürütülür.
Gerek gecekondu bölgelerinin, gerekse ıslah veya tasfiye edilecek gecekonduların tesbit şekli
ve esasları, mahalli özellikler ve teknik imkanlar da gözönünde tutularak, Toplu Konut İdaresi
Başkanlığınca tayin olunur.
Madde 17 – Belediye sınırları ve varsa mücavir sahalar içindeki bütün gecekonduların ve ayrıca
16 ncı madde gereğince tesbit edilen bölge ve sahalar içinde bulunan bütün yapıların sahipleri
ve her ne şekilde olursa olsun bu yapılarda oturan veya bunları işyeri olarak kullananlar, Toplu
Konut İdaresi Başkanlığınca hazırlanacak örneğe uygun bir beyannameyi ilan tarihinden
itibaren 3 ay içerisinde yapının bulunduğu yer belediyesine makbuz karşılığında vermek
zorundadırlar.
Yeniden gecekondu yapımının önlenmesi:
Madde 18 – Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra, belediye sınırları içinde veya dışında,
belediyelere, Hazineye, özel idarelere, katma bütçeli dairelere ait arazi ve arsalarda veya
Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerde yapılacak, daimi veya geçici bütün
izinsiz yapılar, inşa sırasında olsun veya iskan edilmiş bulunsun, hiçbir karar alınmasına lüzum
kalmaksızın, belediye veya Devlet zabıtası tarafından derhal yıktırılır.
Yıkım sırasında lüzum hasıl olduğunda, belediyeler ilgili mülkiye amirlerine başvurarak
yardım istiyebilirler. Mülkiye amirleri, Devlet zabıtası ve imkanlarından faydalanmak suretiyle,
izinsiz yapıların yıkım konusunda yükümlüdürler.
Özel kişilere veya bu maddenin 1 inci fıkrasında sözü geçenler dışındaki tüzel kişilere ait arazi
ve arsalar üzerinde yapılacak izinsiz yapılar hakkında, arsa sahiplerinin yazılı müracaatları
278
üzerine ve mülkiyet durumlarını tevsik etmeleri şartiyle bu madde hükümleri, aksi halde genel
hükümler ve 3194 sayılı İmar Kanunu hükümleri uygulanır.
Plan ve programlar:
Madde 19 – Islaha muhtaç veya tasfiyesi gereken gecekondu bölgeleri ile yeniden halk konutu
veya nüve konut yapımına tahsis edilecek sahaların seçimi, haritalarının hazırlanması, İmar ve
ıslah planlarının düzenlenmesi, Toplu Konut İdaresi Başkanlığının denetimi altında, ilgili
belediyelerce yapılır veya yaptırılır.
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, hazırlanan harita ve planları redde, düzeltilmek üzere geri
göndermeye, olduğu gibi veya değiştirerek onaylamaya ve lüzum gördüğü hallerde bu
hizmetleri kendisi yapmaya veya yaptırmaya yetkilidir.
Onaylanarak kesinleşen planlar belediye dairesinde herkesin görebileceği bir yerde bir ay süre
ile asılır ve keyfiyet mutat vasıtalarla halka duyurulur.
Madde 20 – Islah ve tasfiye tatbikatının yapılacağı şehir ve kasabaların ve buralardaki ıslah ve
tasfiye bölgelerinin program ve öncelik sırası Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca tayin olunur.
Belediyeler bu program ve öncelik sırasına ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca tespit
edilecek diğer esaslara göre kendi çalışma programlarını yapmaya ve onanmak üzere Toplu
Konut İdaresi Başkanlığına göndermeye mecburdurlar.
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı bu çalışma programlarını değiştirmeye yetkilidir.
Gecekonduların ıslah ve tasfiyesi :
Madde 21 – Belediyelere ait olan veya bu kanun uyarınca belediyelerin mülkiyetine geçmesi
gereken arazi ve arsalar üzerinde, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılıp, 16 ncı ve
17 nci maddelere göre tesbit edilmiş bulunan gecekondulardan konut olarak kullanılanları;
içinde oturanlar 25 inci maddedeki şartları haiz oldukları takdirde;
a) (Değişik: 16/5/2012-6306/11 md.) Gecekondunun sahibi ise, gecekondusuna karşılık
gelecek şekilde, borçlanma suretiyle veya sair şekillerde konut verilinceye veya nakde
dönüştürülüp ödeninceye veya konut yapmak üzere arsa tahsis edilip lüzumu halinde kredisi
sağlanmak suretiyle, 27 nci maddedeki süre ve şartlara uygun olarak konutunu yapıncaya
kadar,
b) Gecekondunun sahibi değil ise, ucuz kiralık konut temin edilinceye veya konut yapmak
üzere arsa tahsis edilip, lüzumu halinde kredisi sağlanmak suretiyle 27 nci maddedeki süre
ve şartlara uygun olarak konutunu yapıncaya kadar, yıktırılamaz.
(Ek fıkra: 16/5/2012-6306/11 md.) Birinci fıkra kapsamındaki uygulamalarda, yönetmelik ile
belirlenen şartlara göre nakdî yardım yapılabilir.
279
Birden fazla gecekonduya sahip olanların, bunlardan sadece seçecekleri bir tanesi hakkında
yukarıdaki hükümler uygulanabilir. Şu kadar ki; plan ve mevzuat icaplarına göre bu yapılardan
korunması mümkün olanları varsa, bunlardan birinin seçilmesi şarttır. Diğer korunması
gerekenlerden lüzumlu görülenleri, hangi amaçla kullanılmakta olursa olsun, belediyelerce
takdir olunacak bedel karşılığında alınarak, lüzum ve ihtiyaca göre, sürekli veya geçici bir
zaman için olduğu gibi veya değiştirilerek kullanılabilir veya kullanılmak üzere kiraya
verilebilir veya satılabilir. Belediyelerce tesbit edilecek veya ettirilecek bedellere, tebliğ
tarihinden itibaren 15 gün içinde, umumi hükümler dahilinde hukuk mahkemelerine itiraz
olunabilir.
Konuttan başka maksatlar için kullanılan gecekondulardan plan ve mevzuat icaplarına göre
korunması gerekenler hakkında da bu madde hükümleri uygulanabilir.
Madde 22 – Gecekondu ıslah bölgelerinde bulunup da, belediyelere ait olan veya bu kanun
uyarınca belediyelerin mülkiyetine geçmesi gereken arazi ve arsalar üzerinde, bu kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmış olan gecekondulardan, bu sahalar için yapılacak imar
ve ıslah planları ve mevzuat icaplarına göre olduğu gibi veya değiştirilerek korunması mümkün
olanları, planın tanziminden sonra yapılacak bildiriden itibaren en geç 2 yıl içinde yönetmelik
esasları dairesinde sahipleri tarafından imar ve ıslah edilir. Aksi halde, bu yapıların verilen süre
zarfında yıktırılması yoluna gidilir. Sahipleri tarafından yıktırılmıyan yapılar, enkazı
sahiplerine ait olmak üzere belediyelerce yıktırılır ve yıkım masrafı % 10 fazlasiyle ilgiliden
alınır.
Madde 23 – Tek başına veya toplu olarak yapılmış olan veya gecekondu ıslah bölgelerinde
bulunup da bu sahalar için yapılacak imar veya ıslah planlarına veya mevzuat icaplarına göre
yıkılması gereken izinsiz yapılar 21 inci madde hükümleri de gözönüne alınarak enkazı
kendilerine ait olmak üzere sahipleri tarafından yıktırılır. Bundan dolayı kendilerine herhangi
bir bedel verilmez. Sahiplerince yıkılmayan veya yıktırılmayan gecekondular, yıkma masrafı %
10 fazlasiyle kendilerinden alınmak üzere belediyelerce yıktırılır.
Kamu hizmet ve tesisleriyle ilgili giderlere katılma:
Madde 24 – Gecekonduların ıslah, tasfiye ve önleme bölgelerinde bulunan bütün yapıların,
binalı ve binasız arazi ve arsaların sahipleri, bu sahalarda belediyelerce gerek bu kanunun 12
nci maddesinde sözü geçen fondan faydalanmak suretiyle, gerekse diğer bütçe imkanları
yapılacak veya yaptırılacak yol, kaldırım, kanalizasyon, su, elektrik gibi kamu hizmet ve
tesisleri yapıldıktan sonra, bunlardan dolayı yapılan harcamaların tamamına, Belediye Gelirleri
Kanununda belirtilen şekil ve nisbetlerde katılırlar. Bu Katılma payları, belediyelerce
ilgililerden 10 yılda ve 10 eşit taksitte alınır.
280
Bu maddede sözü geçen arazi ve arsalardan özel mülkiyette bulunanlarının, başkaları tarafından
gecekondu yapılmak suretiyle işgal edilmiş olan kısımları için alınması gereken katılma payları
da, işgal devam ettiği sürece, gecekondu sahibinden alınır.
Tasfiye veya ıslah sebebiyle yıkılması gereken gecekonduların sahiplerinden, yıkılacak
gecekonduları dolayısiyle tahakkuk eden katılma paylarının yıkım gününden sonra ödenmesi
gereken taksitleri alınmaz.
Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca lüzum görülen bazı gecekondu ıslah bölgelerinin kamu
hizmet ve tesislerine harcanmak üzere, belediyelere ikrazlar dışında Devlet bütçesinden yapılan
yardımlardan dolayı, bu hizmet ve tesisler için yapılan harcamalar toplamı, bu yardım miktarını
aşmamak üzere Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca tesbit edilecek miktar kadar düşürülerek,
katılma payları buna göre hesaplanacağı gibi, belediye meclisleri de lüzum gördükleri takdirde,
bu maddede sözü geçen maliyet masraflarının bir kısmını kendi bütçelerinden ödemek suretiyle
indirebilirler veya yukarıda belirtilen taksit süresini 20 yılı geçmemek üzere uzatabilirler.
Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca yapılacak kamu hizmet ve tesisleri için de bu madde
hükümleri uygulanır.
Arsa tahsisi şart ve şekilleri:
Madde 25 – 7 nci madde gereğince tesbit olunan önleme bölgelerindeki arsalar, öncelikle
gecekonduların ıslahı ve tasfiyesi sebepleriyle açıkta kalacaklara ve diğer konutsuz
vatandaşlara verilir.
Bu arsalardan, ıslah ve tasfiye bölgelerinde bulunan diğer yapı sahiplerinden yapısının
tasfiyesini istiyenler de faydalanabilirler.
Her ne sebeple olursa olsun, bu kanun hükümlerince arsa tahsis edilecek kimselerin, yoksul
veya dar gelirli olması, kendisinin veya eşinin veya ergin olmıyan çocuğunun herhangi bir
belediye sınırı içinde ev yapmaya müsait arsaya veya her hangi bir yerde bir ev veya
apartmanın ayrı bir dairesine karşılık olan payına sahip bulunmaması şarttır.
Kimlerin yoksul ve dar gelirli sayılacağı, kendisine arsa tahsis edileceklerin öncelik sırası ve
yukarda sözü geçen diğer hususların esasları yönetmelikte belirtilir.
Madde 26 – (Değişik : 6/6/1984 – 3016/1 md.)
25 inci maddede sözü geçen arsalar yönetmelikte belirtilen şekil ve esaslar dahilinde ve tespit
olunacak bedellerle kendilerine arsa verilmesi gerekenlere dağıtılır.
Arsa ve binaların halihazır durumları ile şahıslara veya kamu kurum ve kuruluşlarına tahsis
veya satışları valiliklerince tespit ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca onaylanan emsal bedel
üzerinden yapılır.
281
Binalar ve konutlar, valiliklerin teklifi üzerine, bu bedelin yüzde yirmibeşi (% 25) peşin olarak
yatırılmak ve vade farkı alınmak kaydıyla taksitle de satılabilir.
Şahıslara veya kamu kurum ve kuruluşlarına, arsaların ve binaların satış veya tahsisine dair
esaslar Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca hazırlanacak yönetmelikle belirlenir.
Yardımlar ve muafiyetler :
Madde 27 – Bu kanun hükümlerine göre kendilerine arsa tahsis edilenlerle gecekondusunu
ıslah edeceklere, imkanları nispetinde Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca, mahalli
belediyelerce veya diğer daire ve kurumlarca her türlü teknik yardım yapılır ve bunlara uzun
vadeli konut kredisi verilmesi ve ayni yardım yapılması yoluna gidilir. Islahı gereken
konutların tesbiti işlemleri, arsa tahsisi, yeniden konut yapacaklara veya konutunu ıslah
edeceklere temin olunacak kredi veya yapılabilecek ayni ve teknik yardımların miktar, şekil ve
sair şartlarına dair esaslar yönetmelikte belirtilir.
Kendilerine arsa tahsis edilenler, yönetmelikte belirtilen işlemleri, tahsis tarihinden itibaren 6
ay içinde tamamlamıya ve krediye ihtiyaçları bulunduğu ve yönetmeliğe göre gerektiği
takdirde, Türkiye Emlak Kredi Bankasında kendilerine kredi tahsisini gerektirecek şekilde
hesap açtırmaya mecburdurlar. Bunlardan krediye hak kazananların kredi tahsis tarihinden
itibaren diğerlerinin ise, arsa tahsisi tarihinden itibaren en geç 1 yıl içinde konutlarını yapmaya
başlamaları ve 32 nci maddeye uygun olarak önceden tesbit edilen plana göre, nüve kısmını en
geç 2 yıl içinde bitirmeleri şarttır.
Bu şartlara uymıyanlardan, bu kanuna göre tahsis edilmiş veya edilecek taşınmaz mallar hiçbir
hüküm alınmasına lüzum kalınmaksızın geri alınır.
Madde 28 – Bu kanun hükümleri gereğince ıslah edilecek veya yeniden inşa olunacak
konutlarda kullanılacak lüzumlu orman emvali, onanlı ihtiyaç belgeleri ile Toplu Konut İdaresi
Başkanlığının talebi dikkate alınarak (6831 sayılı Orman Kanununun 33 üncu maddesi hükmü
saklı kalmak şartiyle) orman idarelerince öncelikle ve maliyet bedeli üzerinden verilir.
Bunun dışında, bu gibi yapılar için yapılacak diğer malzeme yardımları ve sağlanacak sair
kolaylıklar yönetmelikte belirtilir.
Madde 29 – Gerek gecekonduların tesbit, ıslah tasfiye ve önlenmesi hususlarında ve gerekse
ıslah olunacak gecekondu bölgeleriyle yeniden tesis edilecek halk konutu veya nüve konut
sahalarının her türlü kamu tesis ve hizmetlerinin ifasında Toplu Konut İdaresi Başkanlığının
veya anılan Başkanlıkça gösterilecek lüzum ve ihtiyaca binaen diğer Bakanlıkların, Devlet
dairelerinin ve sair kamu kurumlariyle kamu tüzel kişilerinin, mümkün olabilen her türlü
yardımda bulunmalarına veya kendi konularına giren hizmetleri yerine getirmelerine Bakanlar
Kurulunca verilecek karar üzerine, adı geçen daireler kendi asli vazifelerini, hizmet ve iş
282
programlarını aksatmaksızın ve herhangi bir karşılık talep etmeksizin bu yardım ve hizmetleri
yerine getirirler, gerekirse bütçelerinde bu maksatlar için lüzumlu ödeneği ayırırlar ve yine
lüzumu halinde iş programlarını, bu hususları da gözönünde bulundurarak düzenlerler.
Bu Bakanlık, daire ve kurumlarca, yukarda bahsi geçen yardım ve hizmetlerin, kendi imkanları
dahilinde ve Bakanlar Kurulu kararı alınmaksızın yerine getirilmesi de caizdir.
Madde 30 – Gecekondu ıslah bölgelerinde kamu tüzel kişilerine ait arazi ve arsalar üzerinde
bulunan, plan ve mevzuat icaplarına göre yıkılmayıp, olduğu gibi veya değiştirilerek korunması
mümkün olan gecekondulara ve bu kanun hükümlerine göre yeniden tesbit edilen konut
sahalarında belediyelerce tahsis olunan arsalarda ilgililerince yapılacak yapılara yapı
ruhsatiyesi verilebilmesi için; ilgilinin satış vaadini, kiralandığını veya tahsis edildiğini belirten
onanlı belgelerden birini ibraz etmesi şarttır.
Başka mahzur bulunmadığı takdirde ayrıca tapu senedi aranmaz.
Madde 31 – Toplu Konut İdaresi Başkanlığı bu kanundaki hizmetlerde kullanılmak üzere özel
mülkiyetteki arazi ve arsaları, bunlar içinde yapı veya sair her hangi bir tesis bulunduğu
takdirde bu yapı ve tesisleri sahipleri ile anlaşarak satınalabilir veya kamulaştırabilir.
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ve bu Başkanlığın izni ile belediyeler, gecekonduların ıslah,
tasfiye ve önlenmesi maksadiyle halk konutları, nüve konutlar ve geçici olarak kullanılacak
misafir konutları inşasına yetkilidir.
Bu yapılar, 3194 sayılı Kanunun 21, 23, 27, 30, 31 ve 32 nci maddelerine tabi olmadığı gibi,
Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca belediyelere ait olan veya bu kanunda belirtilen amaçlarda
kullanılmak üzere belediyelerin mülkiyetine geçen arazi ve arsalar üzerine de yapılabilir.
Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca yapılan veya yaptırılan konutlardan, Toplu Konut İdaresi
Başkanlığınca, lüzumlu görülenleri, bu kanundaki maksatlarda kullanılmak üzere ilgili
belediyelere devir ve temlik olunabilir.
Bu madde hükümlerine dayanılarak yapılan veya yaptırılan yapıların kira ve kullanma şekilleri
yönetmelikte belirtilir.
Madde 32 – Bu kanunun uygulanacağı sahaların imar ve ıslah planlarının tanzim ve onanması
işlemleri ile bu sahalarda yapılacak konutların tipleri, iç ve dış ölçüleri, oda ve müştemilat
durumları, mahalli şartlara göre kullanılacak malzeme cinsleri ve sair hususlara ait esaslar 3194
sayılı İmar Kanunu hükümlerine bağlı kalınmaksızın, hazırlanacak yönetmelikte gösterilir.
Madde 33 – Bu kanun hükümlerine dayanılarak yapılan ivazlı veya ivazsız devir, temlik,
kamulaştırma, alım, satım, kira, geri alma, geri verme, ifraz, tevhit, tescil, cins değişikliği, rehin
tesis ve terkini, ıslah, değişiklik, onarım, inşa ve ikmal gibi her türlü işlemler, sözleşmeler,
beyannameler ve benzerleri, tasarruf bonosundan ve her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.
283
Bu kanun gereğince teşekkül edecek fonlardan yapılacak sarfiyat, Artırma, Eksiltme ve İhale,
Divanı Muhasebat ve Muhasebei Umumiye kanunlarına tabi değildir.
Bu sarfiyatın şekil ve esasları yönetmelikte belirtilir.
Tahsis amacına aykırı davranışların önlenmesi:
Madde 34 – (Değişik birinci fıkra: 2/3/1988 – 3414/4 md.) Bu Kanun hükümlerine göre
belediyelerce tahsis olunan arsalar, yapılar ve bu arsalar üzerinde yapılan bina ile meydana
gelen taşınmaz mallar, tahsis tarihinden itibaren l0 yıl süre içinde:
a) Devir ve temlik olunamaz.
b) Rehin, ve diğer ayni haklarla takyidedilemez.
c) Satış va’di sözleşmesine konu teşkil edemez.
d) Taksim ve satış suretiyle şüyuun giderilmesi talebine konu olamaz.
e) Haczedilemez ve işgal olunamaz.
Ancak, (e) fıkrası hükmü mahfuz kalmak şartiyle, ölüm, emeklilik, görev nakli ve Türkiye
Emlak Kredi Bankasının veya konut kredisi veren diğer kuruluşların ipotekli alacaklarından
dolayı yapılacak satış ve işlemler bu kayıtlara bağlı değildir.
(Ek: 2/3/1988 – 3414/4. md.) 27 nci maddedeki inşaat yapımına ait süreler saklı kalmak
şartıyla, 20 yıllık süre içinde borçlanma bedellerinin tamamının ödenmesi halinde, takyitlerin
tamamı kalkar. Bu şekilde yapılacak devir, temlik ve satışlarda 33 üncü maddedeki muafiyetler
uygulanmaz.
Bu kanundan doğan ipotekli alacaklar dolayısiyle yapılacak satışlardan elde edilen bedelden, bu
kanunla ilgili borçları kesildikten ve arsa bu kanuna aykırı olmamak şartiyle, belediyeden ve
bankadan izin alarak, masrafını tamamen kendisi karşılamak suretiyle ek olarak yaptığı yapı ve
tesisler için harcadığı para ilgilisine verildikten sonra, artan 14 üncü maddede sözü geçen fona
yatırılır. Satış bedelinin bu fıkra gereğince ilgiliye verilen kısmı, diğer borçları sebebiyle de
hacz-edilebilir.
Belediye sınırları ve mücavir sahalar dışında uygulama :
Madde 35 – Belediye sınırları ve mücavir sahalar dışında bulunmakla beraber, Hazineye özel
idarelere, katma bütçeli dairelere ait arazi ve arsalarla Devletin hüküm ve tasarrufu altında
bulunan yerlerde, Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca lüzumlu görülüp, Bakanlar Kurulunca
kararlaştırılanları hakkında da bu kanun hükümleri uygulanır.
Bu gibi yerlerde, bu kanunla belediyelere verilmiş olan görev ve yetkiler, İçişleri Bakanlığı ve
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından birlikte tesbit edilecek yakın belediyelerden birisine
verilebilir.
Yönetmeliklerin hazırlanması:
284
Madde 36 – Toplu Konut İdaresi Başkanlığı; bu kanunda sözü geçen yönetmelikleri, ilgili
Bakanlıkların mütalaasını almak suretiyle, (…) hazırlamakla görevlidir.
Ceza hükümleri:
Madde 37 – (Değişik birinci fıkra: 23/1/2008-5728/318 md.) Bu Kanun hükümlerinden
faydalanmak amacıyla yalan beyanda bulunan veya hakikate aykırı beyanname verenler ile bu
Kanunun yayımından sonra belediye sınırları içinde veya dışında belediyelere, Hazineye, özel
idarelere veya katma bütçeli dairelere ait arazi ve arsalar üzerinde veya Devletin hüküm ve
tasarrufu altında bulunan yerlerde izinsiz yapı yapanlar, yaptıranlar, bu gibi yapıları satanlar,
bağışlayanlar, rehin edenler veya diğer şekillerde devredenler ve bilerek devir ve satın alanlar,
Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre cezalandırılır.
Özel kişilere veya bu maddenin 1 inci fıkrasında sözü geçenler dışında ki tüzel kişilere ait arazi
ve arsalar üzerinde yapılacak izinsiz yapılar hakkında ise arsa sahibinin mülkiyet durumlarını
vesikalandırmaları şartiyle yazılı müracaatları halinde bu madde hükümleri uygulanır.
Bu kanun hükümlerine aykırı olarak işgalde bulunanlarla oturma hakkını kaybedenler, ilgili
belediyelerce 6126 sayılı Kanunda belirtilen şekilde tahliye ettirilirler.
Birinci ve ikinci fıkra uyarınca hüküm giyenler, bu kanundan bir daha faydalandırılmazlar ve
borçları muacceliyet kesbeder.
(Değişik beşinci fıkra: 23/1/2008-5728/318 md.) 17 nci maddede sözü geçen beyannameyi,
haklı bir sebebe dayanmaksızın, zamanında vermeyenlere mahallî mülkî amir tarafından ikiyüz
Türk Lirası idarî para cezası verilir.
Madde 38 – (Mülga: 23/1/2008-5728/578 md.)
Çeşitli hükümler:
Madde 39 – Bu kanunun Türkiye Emlak Kredi Bankasına tahmil ettiği vazifelerin ifasına
karşılık olmak üzere adı geçen bankaya herhangi bir ücret ödenmez.
Madde 40 – Bu kanun gereğince yapılan kamulaştırmalarda 6830 sayılı İstimlak Kanununun 23
üncü maddesi uygulanmaz.
Madde 41 – Bu kanunun uygulanması gereken yerlerde, diğer kanunların bu kanuna aykırı
hükümleri uygulanmaz.
Yürürlükten kaldırılan kanunlar:
Madde 42 – 6188, 7367, 5/9/1963 tarih ve 327 sayılı kanunlar yürürlükten kaldırılmıştır.
Ek Madde 1 – (Ek: 3/5/1985 – KHK. 247/4 md; Aynen Kabül: 2/3/1988 – 3414/5 md.)
775 sayılı Gecekondu Kanununa göre yapılan hak sahipliği tespit işleminde beyan esası dikkate
alınır.
285
Ek Madde 2 – 3- (2/3/1988 – 3414 sayılı Kanunun 1 ve 2 nci maddesi olup, madde numarası
teselsül ettirilmiş bu maddeler İşlenemeyen Hükümler bölümünde korunmaktadır.)
Taşınmazların devri
Ek Madde 4 – (Ek: 22/3/2007-5609/2 md.)
189 sayılı Milli Savunma Bakanlığı İskân İhtiyaçları İçin Sarfiyat İcrası ve Bu Bakanlıkça
Kullanılan Gayrimenkullerden Lüzumu Kalmıyanların Satılmasına Selahiyet Verilmesi
Hakkında Kanun kapsamında bulunan taşınmazlar ile herhangi bir kamu hizmetine tahsis
edilmiş olan taşınmazlar hariç olmak üzere mülkiyeti Hazineye ait olup, 775 sayılı Kanuna göre
Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca başlatılacak olan projeler çerçevesinde kullanılacak olan
taşınmazlar, bedelsiz olarak Toplu Konut İdaresi Başkanlığına devredilerek, anılan Başkanlığın
talebi ve Maliye Bakanlığının onayı ile tapuda Toplu Konut İdaresi Başkanlığı adına tescil
edilir.
Birinci fıkra uyarınca Toplu Konut İdaresi Başkanlığına devri ve tescili gerçekleştirilen mallar
ile 23/5/2000 tarihli ve 4568 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca Toplu Konut İdaresi
Başkanlığına devredilen Gecekondu Fonu kaynaklarının 775 sayılı Kanun hükümleri uyarınca
kullanılması esastır.
Ek Madde 5 – (Ek: 22/3/2007-5609/2 md.)
Bu Kanuna ekli (I) Sayılı Listede yer alan kadrolar ihdas edilerek, 190 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin eki (III) Sayılı Cetvelin Toplu Konut İdaresi Başkanlığına ilişkin bölümüne
eklenmiştir.
Geçici maddeler:
Geçici Madde 1 – Belediyelerce tesbit ve kabul edilip, İmar ve İskan Bakanlığınca uygun
görülen gecekondu ıslah ve tasfiye bölgelerinde, bu kanunun yayımı tarihinden önce
kendilerine veya sahiplerinin kanunen muteber muvafakatleri alınmak suretiyle özel veya tüzel
kişilere ait arazi ve arsalar üzerinde yaptırılmış olup da, sadece bir ailenin oturmasına mahsus
ve konut olarak kullanılan izinsiz yapıların sahipleri ve içinde oturanlar da, 25 inci maddedeki
şartları haiz bulunmaları halinde, bu kanun hükümlerinden faydalandırılırlar.
Bu maddenin kapsamına giren ve tapuda ortak mülkiyet esaslarına göre kayıtlı bulunan arazi ve
arsalar üzerindeki yapılardan, hissedarlarına ait oldukları tesbit edilenlerden, bu bölgenin
şartlarına, plan ve yönetmelik esaslarına uygun olarak ifrazı kabil olanlar, belediye encümeni
karariyle ve o yapıya sahip olanların isteğiyle müstakil parsel olarak, yapı malikinin veya
maliklerinin adına tescil edilir.
286
Geçici Madde 2 – Bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce, kendisine ait olmıyan ve bu kanun
mucibince belediyelerin mülkiyetine geçecek olan veya esasen belediyelere ait bulunan arazi ve
arsalar üzerinde, bağ, bahçe ve meyvalık yetiştirmiş olanların bu tesis yerleri imar planına
uymadığı takdirde, muhtesatının belediyece takdir edilecek bedelleri ödenerek, ilgileri kesilir.
İlgililer takdir olunan bedele karşı 21 inci maddede belirtildiği şekilde itirazda bulunabilirler.
Geçici Madde 3 – Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce gecekonduların ıslah, tasfiye ve
önlenmesi ve konut yapımı amaçlariyle İmar ve İskan Bakanlığınca yapılmış ve yapılmakta
olan kamulaştırma, yapı ve diğer uygulama işlerinde de bu kanun hükümleri uygulanır.
Geçici Madde 4 – 6188 sayılı Kanundan doğan müktesep haklar ve yükümlülükler saklıdır.
Geçici Madde 5 – Gecekondu ıslah bölgelerinde bulunup belediyelere ait olan veya bu kanun
uyarınca belediyelerin mülkiyetine geçmesi gereken arazi ve arsalar üzerinde, bu kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılıp 16 ve 17 nci maddelere göre tesbit edilmiş bulunan
gecekonduların konut olarak kullanılanlarından imar ve ıslah planları ve mevzuat icaplarına
göre olduğu gibi veya değiştirilerek korunması gerekenlere, 30 uncu madde gereğince
gecekondusunu tamir ve ıslah ettiği takdirde, yapılacak imar planlarına ve hazırlanacak
parselasyona uygun olarak, bedeli mukabilinde tapuları verilir.
Bu madde hükümlerinden faydalanacakların 25 inci maddedeki şartları haiz olmaları gerekir.
Birden fazla gecekonduya sahip olanlar, bunlardan sadece seçecekleri bir tanesi için yukarıdaki
hükümlerden faydalanabilirler.
Geçici Madde 6 – (Ek: 6/5/1976 – 1990/2 md.)
12 nci madde ile teşkil edilmiş bulunan Fon’a 1/3/1976 gününden önce, adı geçen maddenin (c)
bendi gereğince belediye bütçesinden intikal eden ödenekten henüz harcanmamış olanları,
belediye meclisi kararı ile ve belediyenin diğer hizmetlerinde kullanılmak üzere fon’dan geri
alınabilir.
Geçici Madde 7 – (Ek: 6/5/1976 – 1990/2 md.)
12 nci maddenin (c) bendi gereğince belediye bütçelerinden fon’a aktarılması gerekli görülen
ödenekleri intikal ettirememiş belediyeler hakkında herhangi bir işlem yapılmaz.
Ayrıca, Gecekondu Kanununun çeşitli maddelerinde sözü geçen yükümlülükleri 1/3/1976
gününe kadar yerine getirememiş olan Belediye sorumluları hakkında ceza hükümleri
uygulanmaz.
Geçici Madde 8 – (Ek: 6/5/1976 – 1990/2 md.)
Belediyelere ait olan veya Gecekondu Kanunu uyarınca belediyelerin mülkiyetine geçmesi
gereken arazi ve arsalar üzerinde 1/3/1976 gününden önce yapıldıkları tespit edilen
gecekondular hakkında da sözü geçen Kanunun 21 nci maddesi hükümleri uygulanır.
287
Bu gecekondulardan haklarında yıkım kararı alınmış ve fakat bu karar henüz yerine
getirilmemiş olanlarının yıkımı durdurulur.
Haklarındaki yıkım kararları daha önce yerine getirilmiş bulunan gecekondu sahipleri, bundan
dolayı herhangi bir hak talep edemezler.
Bu madde kapsamına giren gecekondular hakkında 775 sayılı Gecekondu Kanununun ilgili
diğer bütün hükümleri uygulanır.
Devir ile ilgili geçiş hükümleri
Geçici Madde 9 – (Ek: 22/3/2007-5609/2 md.)
Hizmet binaları ve 189 sayılı Kanun kapsamında bulunan taşınmazlar ile herhangi bir kamu
hizmetine tahsis edilmiş olan taşınmazlar hariç olmak üzere, 775 sayılı Kanunun öngördüğü
maksatlar için kullanılmak üzere Bayındırlık ve İskân Bakanlığına tahsis edilmiş Hazine
taşınmazları ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığınca planlanmış projeler çerçevesinde
kullanılması öngörülmüş olmasına rağmen henüz bu Bakanlığa tahsis edilmemiş Hazine
taşınmazları, başkaca bir işleme gerek olmaksızın, bedelsiz olarak Toplu Konut İdaresi
Başkanlığına devredilerek, anılan Başkanlığın talebi ve Maliye Bakanlığının onayı ile tapuda
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı adına tescil edilir. Kamu hizmetlerine ayrılan yerler ile Maliye
Bakanlığınca değişik ihtiyaçlarla talep edilen taşınmazlar bedelsiz olarak Hazineye iade edilir.
Bu Kanun hükümleri uyarınca Bayındırlık ve İskân Bakanlığınca başlatılmış veya planlanmış iş
ve işlemler; bu işlere ilişkin her türlü hak, yetki ve görevler, alacak, borç ve mükellefiyetler
Toplu Konut İdaresi Başkanlığına devredilmiştir. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, Bayındırlık
ve İskân Bakanlığınca başlatılmış veya planlanmış işleri yürütmeye, bu konuda yeni işler
yapmaya, gerekli görülenleri belediyelere devretmeye veya tasfiye etmeye yetkilidir.
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı bu Kanunun uygulanmasından dolayı Bayındırlık ve İskân
Bakanlığının taraf olduğu işlemlerde ve sözleşmelerde taraf olur ve bu Bakanlık leh ve aleyhine
açılmış ve bu maddenin yürürlüğe girmesinden önceki bu Bakanlık iş ve işlemleri sebebiyle
açılacak olan davalarda ve icra takiplerinde kendiliğinden taraf sıfatını kazanır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Bayındırlık ve İskân Bakanlığı merkez teşkilâtında 775
sayılı Kanunun uygulanması ile ilgili iş ve işlemleri yürüten birimde tahsis edilmiş kadrolarda
bulunan personelden (1) Daire Başkanı, (1) Mühendis, (2) Şehir Plancısı, (5) Tekniker, (3)
Teknisyen, (1) Teknik Ressam ve (1) Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni, ek 5 inci madde ile
Toplu Konut İdaresi Başkanlığına ihdas edilen kadrolardan durumlarına uygun olanlara bir ay
içinde atanırlar ve atama işlemleri yapılıncaya kadar eski kadrolarına ait aylık, ek gösterge, her
türlü zam ve tazminatlar ile diğer malî haklarını almaya devam ederler. Söz konusu personelin,
atandıkları yeni kadroların aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatlar ile diğer malî hakları
288
toplamının net tutarının, eski kadrolarına bağlı olarak en son ayda aldıkları aylık, ek gösterge,
her türlü zam ve tazminatlar ile diğer malî hakları toplamının net tutarından az olması halinde
aradaki fark, farklılık giderilinceye kadar, atandıkları kadrolarda kaldıkları sürece herhangi bir
kesintiye tâbi tutulmaksızın tazminat olarak ödenir.
Geçici Madde 10 – (Ek: 20/8/2016-6745/12 md.)
Gaziantep ili, Şahinbey ilçesi sınırları içerisinde bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bu
Kanuna göre ilgili idarelerce yapılan arsa veya konut tahsis işleminin gerçekleştirilememesi
hâlinde; arsa veya konut tahsisi için ödenen bedeller, ilgili idarece yapılacak tebligatı müteakip
en geç üç ay içerisinde, ödeme gününden itibaren hesaplanacak kanuni faizi ile birlikte hak
sahiplerine veya kanuni mirasçılarına ödenir. Hak sahipleri bunun dışında ilgili idareden
herhangi bir hak, bedel ve tazminat talebinde bulunamazlar.
Bu maddenin birinci fıkrası hükmü; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce hak sahipleri
tarafından, ilgili idarelerce yapılan arsa veya konut tahsis işleminin gerçekleştirilememesi
nedenleriyle arsa veya konutların adlarına tescili, bedel veya tazminat ve benzeri taleplerle
açılan ve henüz kesinleşmeyen her türlü davada da uygulanır. Bu hükmün mahkemelerce
uygulanması nedeniyle reddedilen davaların yargılama giderleri davalı idare tarafından ödenir.
Bu madde kapsamında kalan davalarda mahkeme harçları ile her türlü vekâlet ücreti maktu
olarak belirlenir.
Yürürlük maddeleri:
Madde 43 – Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Madde 44 – Bu kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
==0
3-Notlar
4-X Kurumu Çalışma kağıdı
==0
Örnek çalışma kağıdı-İşlemler mevzuata uygun hale getirildi. Vadeli hesap açıldı.
-Fon paraları, belediye cari hesabına aktarılmış,
-Defterdarlığın fona ne kadar para gönderdiği resmi yazıyla istendi,
Defterdarlıktan Gecekondu Fonu için gelen paralar:
1-Fon Payı:
2017 115.131,15
2016 60.070,11
2015 10.256,02
2014 9.212,41
289
2-Belediye Payı:
2017 310.854,04
2016 161.037,61
2015 27.691,28
2014 24.873,77
Toplam: 719.126,39
-Bu paranın Gecekondu Fonu özel hesabına aktarılması gerekiyor.
-Bankada fon için ayrı bir hesap açıldı ve cari hesaptaki paralar buraya aktarıldı,
-Fondan bir harcama yapılmamış.
==0
-Hazine taşınmaz satış gelirinin % 10-u ilçe belediyesi fon hesabına aktarılır
(bu para yerinde muhafaza edilemeyen yapıların tasfiyesinde kullanılır)
-Kalan % 90-nın;
a- % 30-u ilgili belediyeye-belediye payı olarak verilir-
b- % 10-u büyükşehir belediyesine-belediye payı olarak verilir-
Bu paylar tahsilini takip eden ayın yirmisine kadar ilgili idarelerin hesaplarına aktarılır.
(Not: A. B. Bel.denetimi: Belediyenin vergi borcu var. Maliye, belediye payını göndermiyor,
mahsup ediyor) (belediye payı haczedilebilir) (% 10 fon payı haczedilemez-tahsisli olduğu için)
==0
-102 Banka Hesabı dört düzeylisini iste (gecekondu fonu banka hesabı var mı?)
-Gecekondu Fonu var mı- kullanılıyor mu,
-kullanılıyorsa, bununla ilgili belgeleri getiriniz.
-İlçe Mal Müdürlüğü-Defterdarlık (Emlak servisi)-ne sor: Bu yıl / geçen yıl hazine taşınmazı
satıldı mı?
-Satıldıysa, belediyenin gecekondu fonuna para aktarıldı mı? (yüzde on)
Mal Müdürlüğü/defterdarlık hazine taşınmazı satılınca,
-yüzde 10-unu gecekondu fonuna aktarmalı,
-362 hesabına kaydediliyor mu.
-kalanın yüzde 30-unu belediyeye pay olarak aktarır.
(4706 s. K.m.5)
-362 hesabından para çıkışı varsa, mevzuata uygun mu?
290
==0
Örnek çalışma kağıdı:
Gecekondu Fonuyla ilgili iki adet hesap var:
1-vadeli
2-vadesiz
A-FIKRASI DENETİMİ: Maliye idaresi % 30 belediye payını, belediyenin vergi borcuna
mahsuben kesmektedir, belediyeye gönderilmemekte.
B-FIKRASI DENETİMİ: Maliye idaresi % 30 belediye payını, belediyenin vergi borcuna
mahsuben kesmektedir, belediyeye gönderilmemekte. Tahsilat olmadığı için 362 hesabı
kullanılmamaktadır.
==0
KONU-Taşınmazlarla İlgili Bulgular1-ÖRNEK BULGU
Tapu kayıtlarında olup Taşınmaz Cetvelinde olmayan taşınmaz varsa bulgu.
1.ÖRNEK BULGU: Belediyenin Mülkiyetinde Olduğu Halde Muhasebe Kayıtlarına
Alınmayan Taşınmazların Bulunması.
27.05.2016 tarih ve 29724 Mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin 188-193 üncü maddelerinde; her türlü arazi ve
arsa ve binaların izlenmesi için sırasıyla 250 Arazi ve Arsalar, 251 Yeraltı ve Yerüstü Düzenleri ve 252
Binalar Hesaplarının kullanılacağı hüküm altına alınmış ve hesabın işleyişi ayrıntılı bir biçimde
açıklanmıştır.
02.10.2006 tarih ve 26307 sayı ile yayımlanan Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına
İlişkin Yönetmeliğin “Kayıt ve kontrol işlemleri” başlıklı 5’inci maddesinde, “Taşınmaz kayıt
ve kontrol işlemleri, kamu idarelerine ait taşınmazların mevcutlarla birlikte içinde bulunulan
yılda çeşitli yollarla edinilenlerin ve elden çıkarılanların miktar ve değer olarak takip edilmesi
amacıyla kayıt altına alınmasıdır. Kayıtların belgeye dayanması esastır.” hükmü yer almakta
ve maddenin devamında hangi değer üzerinden taşınmazların kayda alınacağı belirlenmiştir.
Maddede tapuda kayıtlı olan taşınmazların maliyet bedeli üzerinden veya bu bedel
belirlenemiyorsa rayiç değer üzerinden kayda alınması gerektiği ifade edilmiştir. Yapılan
incelemede, Belediye adına tapuda kayıtlı olan taşınmazlara ilişkin değer tespitlerinin
Yönetmeliğe uygun olarak yapıldığı görülmüş ancak ilgili muhasebe hesaplarına taşınmazların
tamamının kaydının yapılmadığı tespit edilmiştir. Yapılan tespite göre taşınmaz envanterine
kayıtlı toplam tutar 3.002.083.371,80 TL olarak gerçekleşmiştir. Ancak dönem sonu mizanına
291
göre 250, 251 ve 252 nolu hesaplarda kayıtlı toplam tutar 2.742.192.773,12 TL olarak
gerçekleşmiştir. Dolayısıyla taşınmazlara ilişkin olarak mali tablolarda 259.890.598,68 TL
eksiklik söz konusudur.
Belediye adına tapuda kayıtlı olup değerlemesi yapılan taşınmazların tamamının, Yönetmelik
gereği mali tablolarda gösterilmesi gerekmektedir.
2.ÖRNEK BULGU: –Kurumun yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde, taşınmaz
kayıtlarının Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmelik hükümlerine
uygun şekilde yapılmadığı görülmüştür.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 44’üncü maddesinde kamu
idarelerinin taşınmazlarının kaydına ilişkin usul ve esasların çıkarılacak yönetmelik ile
belirleneceği belirtilmiştir.
Buna istinaden 2006/10970 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Kamu İdarelerine Ait
Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmelik çıkarılmıştır. Yönetmeliğin Kayıt Şekli başlıklı
7’nci maddesinde:
“(1) Kamu idareleri;
1. a) Tapu kütüğünde adlarına tescilli olan ve Ek 1’deki Kayıt Planının “Tapuda Kayıtlı Olan
Taşınmazlar ” başlığı altında yer alan taşınmazların kaydını Ek 2’deki ‘Tapuda Kayıtlı
Olan Taşınmazlar Formu’nda,
2. b) Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan ve Ek 1’deki Kayıt Planının “Tapuda Kayıtlı Olmayan
Taşınmazlar” başlığı altında yer alan taşınmazların kaydını Ek 3’teki ‘Tapuda Kayıtlı
Olmayan Taşınmazlar Formu’nda,
3. c) Ek 1’deki Kayıt Planının “Orta Malları” başlığı altında yer alan taşınmazların kaydını
Ek 4’teki ‘Orta Malları Formu’nda,
ç) Ek 1’deki Kayıt Planının “Genel Hizmet Alanları” başlığı altında yer alan taşınmazların
kaydını Ek 5’teki ‘Genel Hizmet Alanları Formu’nda,
1. d) Tapu kütüğünde üçüncü kişiler adına tescilli veya diğer kamu idarelerinin yönetiminde
olmakla birlikte irtifak hakkı tesisi, tahsis, kiralama, kullanma izni verilmesi gibi yollarla
kullanım hakkı kendilerine verilen taşınmazların kaydını Ek 6’daki “Sınırlı Aynî Haklar ile
Kişisel Haklar ve Tahsis Formu’nda” yer alan bilgileri içerecek şekilde bilgisayarda veya
deftere yazarak kaydını tutarlar.
(2) Kamu idarelerinin taşınmaz kayıt ve kontrol işlemleriyle görevli birimlerince hazırlanan bu
formlar taşınmaz icmal cetvelleri hazırlanmak üzere mali hizmetler birimine gönderilir. Mali
hizmetler birimince bu formlar konsolide edilerek bu Yönetmeliğin ekinde (Ek 7) bulunan
örneğe uygun şekilde taşınmaz icmal cetvelleri oluşturulur.
292
(3) İcmal cetvellerinde, kayıt planında belirtilen unsurların her biri için bir satır ayrılır ve bu
taşınmazlara ilişkin adet ve yüzölçüm toplamları belirtilir.”
hükümleri yer almaktadır.
Bu hükümlere göre, belediye taşınmazlarının söz konusu yönetmelik eki Tapuda Kayıtlı Olan
Taşınmazlar Formu’nda, Tapuda Kayıtlı Olmayan Taşınmazlar Formu’nda, Orta Malları
Formu’nda, Genel Hizmet Alanları Formu’nda, Sınırlı Aynî Haklar ile Kişisel Haklar ve Tahsis
Formu’nda yer alan bilgileri içerecek şekilde bilgisayarda veya deftere yazarak kaydının
tutulması ve bu formların esas alınarak taşınmaz icmal cetvellerinin oluşturulması
gerekmektedir.
Yapılan denetimde, Kuruma ait taşınmazlar için Belediyece böyle bir çalışmanın yapılmadığı
görülmüştür.
2-Mevzuat
-Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmelik
(internet adresi- http://www.mevzuat.gov.tr/Metin.Aspx?
MevzuatKod=3.5.200610970&MevzuatIliski=0&sourceXmlSearch=TA%c5%9eINMAZ )
Mevcut taşınmazların kaydına ilişkin işlemler
GEÇİCİ MADDE 1-(Değişik: 3/6/2014-2014/6455 K.)
(1) Yönetmeliğin 5 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre maliyet bedeli veya rayiç değerleri
üzerinden muhasebe kayıtlarına alınması gereken taşınmazlar bu değerler üzerinden kayıtlara
alınıncaya
kadar emlak vergi değerleri üzerinden ve aşağıdaki şekilde kayıtlara alınır:
1. a) Taşınmazların fiili envanteri emlak vergi değerleri üzerinden kayıt ve kontrol
işlemleriyle
görevli birimlerince, mevcut kullanım şekilleri esas alınarak en geç 30/9/2014 tarihine kadar
tamamlanır ve bu Yönetmelik ekinde yer alan formlara ve icmal cetvellerine kaydedilir.
1. b) Fiili envanteri yapılan taşınmazlara ait bilgiler muhasebe kayıtları yapılmak üzere ilgili
muhasebe birimlerine verilir. Muhasebe birimleri, kayıtlı taşınmazları ilgili hesaplardan
1/10/2014
tarihi itibarıyla çıkarır ve aynı tarihte fiili envanter bilgileri üzerinden muhasebe kayıtlarını
yapar.
(2) Yönetmeliğin 5 inci maddesine göre yapılması gereken işlemler 31/12/2016 tarihine kadar
tamamlanır.
==0
293
DİKKAT:
Aralık 2017 ye kadar bu işlemleri yapmaları lazım:
http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2017/03/20170317-19.pdf
==0
3-Notlar
-Satın alınan taşınmazların listesi,
-Hibe alınan taşınmazların listesi,
-Belediyeye devredilen taşınmazların listesi,
-Kamulaştırılan taşınmazların listesini iste,
2-Sonra bunların muhasebe fişlerini iste,
(250, 252 hesaplara kaydı)
4-X Kurumu Çalışma kağıdı
Örnek çalışma kağıdı:
TAŞINMAZ CETVELİ DENETİMİ:
-Yıl sonunda Taşınmaz mal cetvelini iste –o yılın rayiciyle-
-tapu kayıtlarını iste-karşılaştır-
(personel tapu kayıtlarını TAKBİS den alabiliyor)
==0
-Tapudan gelen listede (Edinme tarihi) sütununa bak-en yeni tarihli taşınmazla ilgili muhasebe
fişlerini iste.
==0
YIL SONUNDA BAKILACAK:
1-Bütün tapular, taşınmaz cetveline kaydedilmiş mi?
2-Maliyet/rayiç/emlak vergisi değeri yazılmış mı?
3-Taşınmaz cetvelinde değerler varsa, bunların toplamı ile Mizandaki tutarlar uyumlu mu?
4-Tapudaki kullanım biçimi ile fiilen kullanım farklıysa, Tapu Müd.de tashih işlemi
yapılmalıdır.
==0
294
KONU-Belediyeye Ait Taşınmazların Değer Tespitinin Yapılmaması ve Muhasebe Kayıtlarına Alınmaması
1-ÖRNEK BULGU
–Belediye adına tapuda kayıtlı olan taşınmazların değer tespitinin yapılmadığı ve ilgili
muhasebe hesaplarına kaydedilmediği görülmüştür.
02.10.2006 tarih ve 26307 sayı ile yayımlanan Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına
İlişkin Yönetmeliğin “Kayıt ve kontrol işlemleri” başlıklı 5’inci maddesinde, “Taşınmaz kayıt
ve kontrol işlemleri, kamu idarelerine ait taşınmazların mevcutlarla birlikte içinde bulunulan
yılda çeşitli yollarla edinilenlerin ve elden çıkarılanların miktar ve değer olarak takip edilmesi
amacıyla kayıt altına alınmasıdır. Kayıtların belgeye dayanması esastır.” hükmü yer almakta
ve maddenin devamında hangi değer üzerinden taşınmazların kayda alınacağı belirlenmiştir.
Madde de tapuda kayıtlı olan taşınmazların maliyet bedeli üzerinden veya bu bedel
belirlenemiyorsa rayiç değer üzerinden kayda alınması gerektiği ifade edilmiştir. Belediye
adına tapuda kayıtlı olan taşınmazlara ilişkin değer tespitleri Yönetmeliğe uygun olarak
yapılmamış ve ilgili muhasebe hesaplarına da taşınmazların kaydı yapılmamıştır. Belediye
adına tapuda kayıtlı olan ancak değeri hakkında Belediye tarafından herhangi bir çalışma
yapılmamış olan 875 adet taşınmazın yönetmelik hükümlerine uygun olarak değerlerinin
belirlenmesi, Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği gereği de taşınmazların mali
tablolarda gösterilmesi gerekmektedir.
Belediye adına tapuda kayıtlı olan taşınmazların değer tespitinin Kamu İdarelerine Ait
Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmeliğe uygun olarak yapılması ve taşınmazların ilgili
muhasebe hesaplarına kaydedilmesi sağlanmalıdır.
2-Mevzuat
3-Notlar
4-X Kurumu Çalışma kağıdı
DENETİM:
295
-Yönetmeliğe göre düzenlenen taşınmaz cetvelini iste.
————0
KONU-Tahsis Edilen Taşınmazların Muhasebe Kayıtlarına Alınmaması
1-ÖRNEK BULGU
–Belediyenin Ankara Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Altındağ Kaymakamlığı İlçe
Müftülüğü’ne tahsis ettiği binaların, Net Değer Hesabı’na kaydedilmediği anlaşılmıştır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nde 252 Binalar Hesabı 192 nci ve 193 üncü
maddelerde açıklanmıştır. “Hesabın Niteliği “ başlıklı 192 nci maddesinde aynen:
“Binalar hesabı, eklenti ve bütünleyici parçaları dâhil olmak üzere, kamu idarelerinin
mülkiyetinde bulunan binalar ile bunlardan tahsise konu edilenlerin izlenmesi için kullanılır.”
Denilmiştir.
Hesabın İşleyişi başlıklı 193 üncü maddesinde hesaba ilişkin borç ve alacak kayıtları
gösterilmiştir. Maddenin alacak kayıtlarının açıklandığı ilgili fıkrasında aynen:
“(7) Tahsise konu edilen binalar tahsis eden kamu idaresine hizmet veren muhasebe birimince
kayıtlı değer üzerinden bu hesaba alacak, 500-Net Değer Hesabına borç kaydedilir. Ayrıca,
varlığa ilişkin ayrılmış amortisman tutarı 500-Net Değer Hesabına alacak, 257-Birikmiş
Amortismanlar Hesabına borç kaydedilir.”
Şeklindedir.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükmü gereği belediyenin tahsis ettiği taşınmazları muhasebe
birimince kayıtlı değeri üzerinden Binalar Hesabına alacak ve Net Değer hesabına borç,
ayrılmış amortisman tutarının Net Değer Hesabına Alacak, Birikmiş Amortismanlar Hesabına
borç kaydetmesi gerekirken söz konusu kaydın yapılmaması nedeniyle söz konusu tutarlar
kadar ilgili hesapların doğruyu ve gerçeği yansıtmadığı düşünülmektedir.
2-Mevzuat
3-Notlar
4-X Kurumu Çalışma kağıdı
DENETİM:
296
-Kurumlara, derneklere tahsis edilen taşınmaz listesini iste.
————0
KONU-Belediye Taşınmazlarının Tahsis İşlemlerine İlişkin Hatalı Uygulamalar
1-ÖRNEK BULGU
–5393 sayılı Belediye Kanunu’na göre belediyeler, belediye meclisinin kararı ile
mülkiyetlerindeki taşınmazları, sadece asli görev ve hizmetlerinde kullanmak üzere, 25 yılı
geçmemek koşulu ile mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına tahsis edebilirler.
Belediyelerde belediyeye ait taşınmazların belediye meclisi kararı olmaksızın ya da belediye
encümeni kararıyla tahsis edildiği, mülkiyeti başkasında olan taşınmazların tahsisinin yapıldığı
ve tahsis yapılabilecek kamu idareleri arasında sayılmayan dernekler ile şirketlere tahsis
işleminin yapıldığı görülmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Diğer Kuruluşlarla İlişkiler” başlıklı 75 inci maddesinde;
“Belediye, belediye meclisinin kararı üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve
sorumluluk alanlarına giren konularda;
…
d)Kendilerine ait taşınmazları, aslî görev ve hizmetlerinde kullanılmak üzere bedelli veya
bedelsiz olarak mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına devredebilir veya süresi
yirmi beş yılı geçmemek üzere tahsis edebilir. Bu taşınmazlar aynı kuruluşlara kiraya da
verilebilir. Bu taşınmazların, tahsis amacı dışında kullanılması hâlinde, tahsis işlemi iptal edilir.
Tahsis süresi sonunda, aynı esaslara göre yeniden tahsis mümkündür… ” denilmektedir.
İfade edilen mevzuat çerçevesinde belediyeler kendi mülkiyetindeki taşınmazları sadece asli
görev ve hizmetlerinde kullanmak üzere belediye meclisi kararı ile yirmi beş yılı geçmemek
koşulu ile mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına tahsis edebilirler.
==0
BULGU: TAŞINMAZ TAHSİSİ: Mülkiyeti Belediyeye Ait Taşınmazların 5393 sayılı
Kanunun 75’inci maddesini (c) fıkrasında belirtilenler dışında kalan Derneklere, Vakıflara ve
Şirketlere Tahsis Edilmesi: Olağanüstü hal kapsamında kapatılan dernek ve vakıflara taşınmaz
mal tahsisi yapılmıştır.
==0
2-Mevzuat
297
3-Notlar
4-X Kurumu Çalışma kağıdı
BİLGİ
Mülkiyeti belediyeye ait taşınmaz, Belediye Meclisi kararıyla derneklere süresiz olarak tahsis
edilemez.
DENETİM
-Yapılan tahsis mevzuata uygun mu
-meclis kararı olmalı,
-kamu kurumlarına tahsis-azami 25 yıl-
-mülkiyeti başkasında olan taşınmaz, başkasına tahsis edilemez,
tahsis edilen taşınmazın mülkiyeti belediyeye ait olmalıdır,
-dernek ve şirkete tahsis yapılamaz.
(belediye şirketine işletme hakkı devredilebilir)
—————-0
KONU-Taşınmazların Cins Tashihlerinin Yapılmaması
1-ÖRNEK BULGU
–Belediyenin tapuda kayıtlı taşınmazlarından cins tashihi yapılmayan taşınmazları olduğu
görülmüştür.
Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmeliğin 4’üncü maddesinde cins
tashihi,
“Binalar, arazi ve arsalar ile yer altı ve yer üstü düzenlerinin mevcut kullanım şekilleri ile
tapu kayıtlarının farklılık göstermesi durumunda tapu kayıtlarının mevcut kullanım şekli
dikkate alınarak düzeltilmesi işlemi” şeklinde tanımlanmaktadır.
Aynı Yönetmelik’in 10’uncu maddesinde taşınmazların cins tashihlerinin yapılması
gerektiğinden bahsedilmektedir.
298
“(1)Kamu idareleri; mülkiyetlerinde, yönetimlerinde ve kullanımlarında bulunan taşınmazların
mevcut kullanım şekli ile tapu kaydının birbirine uygun olmaması durumunda, tapu
kayıtlarında cins tashihinin yapılması için gerekli işlemleri yaparlar.
(2)Tahsis edilen ve üzerinde irtifak hakkı tesis edilen taşınmazlar açısından bu yükümlülük
kullanan idarenin veya gerçek veya tüzel kişilerin durumu tespit eden yazısı üzerine taşınmaz
maliki idareye aittir. Ancak cins tashihine ilişkin gerekli belgeler ile buna ilişkin malî
yükümlülükler kullanıcılar tarafından karşılanır.”
Yapılan taşınmaz denetimi sonucunda, idarenin tapuda kayıtlı taşınmazlarından, mevcut
kullanım şekli ile tapuda yer alan bilgileri farklı olan taşınmazlar olduğu tespit edilmiştir.
Mevzuat hükümleri uyarınca, tapuda kayıtlı olan taşınmazların kullanım şekilleri ile tapu
bilgilerinin uyumlu hale getirilerek cins tashihlerinin yapılması gerekmektedir.
2-Mevzuat
3-Notlar
Ramazan Bey: Tapu Müd.den veriler sayısal olarak alındı ve cetvele işlendi
Cafer Bey: Fiilen cadde olan taşınmazların, tapuda arsa, bina görünmesi sorunu: Oraları yola
terk etmek belediyenin işine gelmiyor. Genelde buralar gecekondu bölgesi. Yarın imar
uygulama planı yapılırsa, düzenleme sonunda bu yol arsa haline gelirse, belediye o arsayı
değerlendirmek ister.
4-X Kurumu Çalışma kağıdı
DENETİM:
Tapudan gelen listeyi aç,
-memura bu taşınmazın fiilen ne için kullanıldığını sor,
-Yazılanla fiili durum farklı mı.
Ör: yol, bina,
==0
KONU-BAĞIŞ DENETİMİ1–NAKİT BAĞIŞ:
299
BULGU-Belediyeye yapılan şartlı bağışların vadesiz hesapta takip edilmesi.
Uzun süre kullanılmayan şartlı bağışlar için vadesiz hesaplar kullanılmaktadır.
5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 11 inci maddesinde, üst yönetici olan
Belediye Başkanının, kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve
kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden sorumlu olduğu ifade
edilmektedir.
Vatandaşlar muhtelif tarihlerde kreş yapılması için belediyeye nakit yardım yapmışlardır. Kreş
yapılması şu sıra gündemde bulunmamaktadır. Bu nedenle bu paralar vadeli hesaplarda
değerlendirilirse, kamu kaynağı ekonomik kullanılmış olacaktır.
==0
2–TAŞINMAZ BAĞIŞI:
BULGU-İdareye Bağışlanan Taşınmazın Muhasebe Kaydının Yapılmaması
–Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin “252 Binalar hesabı -Hesabın niteliği”
başlıklı 192’nci maddesinde:
“(1) Binalar hesabı, eklenti ve bütünleyici parçaları dâhil olmak üzere, kamu idarelerinin
mülkiyetinde bulunan binalar ile bunlardan tahsise konu edilenlerin izlenmesi için
kullanılır.”denildikten sonra, “Hesabın işleyişi” başlıklı 193’üncü maddesinde: “Bedelsiz
olarak kuruma intikal eden binalar tespit edilen değerleri üzerinden bu hesaba borç, 600-
Gelirler Hesabına alacak kaydedilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bağış olarak İdareye geçen taşınmazların yukarıda belirtilen düzenlemeye göre
muhasebeleştirilmesi gerekmektedir. Aksi uygulamanın mali tabloların hatalı bilgi içermesine
neden olacağı açıktır.
Yılı içinde Belediyeye bağışlanan gayrimenkulün tapusunun alınmış olmasına rağmen ilgili
yılında muhasebe kayıtlarına alınmadığı tespit edilmiştir. Mezkür taşınmazın muhasebe
kaydının yapılmaması nedeniyle hem 252-Binalar Hesabı hem 600-Gelirler Hesabı ve bu
nedenle de mali tablolar hatalı olmuştur.
Bağış olarak alınan taşınmazın Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğinin ilgili
maddelerine göre muhasebe kaydının yapılmasının gerektiği düşünülmektedir.
2-Mevzuat
3-Notlar
4-X Kurumu Çalışma kağıdı
300
KONU-Kiraya Verilen Taşınmazların Muhasebe Kayıtlarında İzlenmemesi-990 hesabının kullanılmaması.
1-ÖRNEK BULGU
–Kurumun mali tablolarında söz konusu hesapların yer almadığı, dolayısıyla Belediye
tarafından kiraya verilen duran varlıkların ilgili hesaplarda izlenmediği tespit edilmiştir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğinin “990 – Kiraya verilen duran varlıklar
hesabı” ile ilgili 475 (1) maddesinde;
“Bu hesap kurumun, bilançolarında kayıtlı duran varlıklardan kiraya verilenlerin izlenmesi
için kullanılır” ifadesi yer almaktadır.
Yine aynı Yönetmeliğin 476 (1) maddesinde;
“ Kiraya verilen duran varlıklar hesabına ilişkin borç ve alacak kayıtları aşağıda
gösterilmiştir:
1. a) Borç
1 – Kiraya verilen duran varlıklar, kayıtlı değerleri üzerinden bu hesaba borç, 999-Diğer
Nazım Hesaplar Karşılığı Hesabına alacak kaydedilir.
1. b) Alacak
1 – Kiraya verilen duran varlıklardan kira süresi sona erenler kayıtlı değerleri üzerinden bu
hesaba alacak, 999-Diğer Nazım Hesaplar Karşılığı hesabına borç kaydedilir.” hükmü yer
almaktadır.
Belediye tarafından kiraya verilen taşınmazların ilgili hesaplarda izlenerek, yukarıda açıklanan
yönetmelik hükümlerine uygun işlem yapılması gerekmektedir.
2-ÖRNEK BULGU:
2-Mevzuat
3-Notlar
4-X Kurumu Çalışma kağıdı
==0
KONU-Taşınmaz kiralarının denetimi
301
1-ÖRNEK BULGU
2-Mevzuat
Pazar yerlerindeki satış yerleri ve toptancı halindeki komisyon evlerinin kiralanması
5957 Sayılı Sebze Ve Meyveler İle Yeterli Arz Ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların
Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanuna tabidir. (tahsis edilenlerden tahsis ücreti alınıyor-
Meclis her yıl tahsis ücreti belirliyor) (veya kiraya veriliyor)
1.1.2012-den önce kurulmuş toptancı halindeki tahsisli işyerleri, mevcut tahsis sahiplerine
1.1.2012-den itibaren 12 yıl süreyle kiralanmış sayılır-5957 s. K.m. geçici 1.
==0
3-Notlar
1-Taşınmaz kira geliri listesi iste,
2-Bunların dosyalarını iste,
3-İhale kararlarını iste,
4-İhale kararı yoksa: ecrimisil alınmalı ve tahliye işlemine başlamaları gerekir.
5-İhale kararı yok: Meclis-Encümen kararıyla eski sözleşmeyi uzatmışlarsa bulgu.
==0
4-X Kurumu Çalışma kağıdı
Örnek çalışma kağıdı:
Borçlulara ödeme emri gönderilmiş.
Ödemeyenler için, belediye avukatı 2004 sayılı İCRA VE İFLAS KANUNUNA göre yapılan
icra takibi yapıyor.
-Avukat Dosyasını getirecek.
-icra takip işlemlerine bakılacak.
==0
DENETİM:
-Son aylara ait kira tahsilatı belgelerini iste,
-990 hesabına kayıt yapılmış mı?
==0
KİRA ALACAKLARININ TAHSİLİ
Avukat bey takip ediyor.
302
SONUÇ-
1-Bir kısmı: tebliğ aşamasında,
2-Bir kısmı: tahsil edilmiş,
3-Bir kısmı: haciz işlemleri yapılmış,
4-Bir kısmı: dava süreci devam ediyor.
==0
KONU-Tesis kiraya verilirse kdv alınmalıdır
1-ÖRNEK BULGU
2-Mevzuat
Encümen kararları:
5393 sayılı Belediye Kanunu
Madde 34- Belediye encümeninin görev ve yetkileri şunlardır:
1. g) Taşınmaz mal satımına, trampasına ve tahsisine ilişkin meclis kararlarını uygulamak;
süresi üç yılı geçmemek üzere kiralanmasına karar vermek.
AYRINTISI:
https://tezcansite.wordpress.com/2017/02/22/245/
3-Notlar
4-X Kurumu Çalışma kağıdı-
Örnek çalışma kağıdı:
1-WC var,
2-Otopark dosyaları gelecek, yüzde 18 KDV alınıyor mu?
==0
Düğün salonu ve Restaurant aslında boş dükkan olarak kiraya verilmiş. Kiracıya malzeme
teslim edilmemiş (buzdolabı, klima, masa, sandalye, ocak, tencere, tabak, bulaşık makinesi vs
teslim edilmemiş)
==0
X KURUMU ÇALIŞMA KAĞIDI-—Bazı taşınmazlar 2016 yılında Encümen kararıyla beş yıl
kiraya verilmiştir.
303
Taşınmazın Adresi Encümen Kararı (Gün-Sayı) Aylık Kira Bedeli
Ali Baba Mah Dere Sk No:1
Otopark
(Barış Sarı)
27.01.2016-12 2.200,00
Moğultay Mahallesi Ovacık
yolu üzeri WC27.01.2016-12 120,00
==0
Taşınmaz düğün salonu, çay bahçesi, otopark, WC, yüzme havuzu gibi tesis ise, burasının
kullanım hakkı devredildiği için, KDV-ye tabi olup, kira + KDV alınmalıdır
==0
KONU-Belediyenin Kiraya Verdiği Taşınmazların Kira Süresini Kira Süresi Sonunda İhaleye Çıkmadan Uzatması Ve Ecrimisil Uygulaması
1-ÖRNEK BULGU
–2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun “Kapsam” başlıklı 1’inci maddesinde;
“… belediyelerin alım, satım, hizmet, yapım, kira, trampa, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ve
taşıma işleri bu Kanunda yazılı hükümlere göre yürütülür.” denilmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediye Meclisinin Görev ve Yetkileri” başlıklı 18’inci
maddesinde;
“Taşınmaz mal alımına, satımına, takasına, tahsisine, tahsis şeklinin değiştirilmesine veya
tahsisli bir taşınmazın kamu hizmetinde ihtiyaç duyulmaması hâlinde tahsisin kaldırılmasına;
üç yıldan fazla kiralanmasına ve süresi otuz yılı geçmemek kaydıyla bunlar üzerinde sınırlı
aynî hak tesisine karar vermek.” ,
“Belediye Encümeninin Görev ve Yetkileri” başlıklı 34’üncü maddesinde;
304
“Taşınmaz mal satımına, trampasına ve tahsisine ilişkin meclis kararlarını uygulamak; süresi
üç yılı geçmemek üzere kiralanmasına karar vermek.” hükümleri bulunmaktadır.
5393 sayılı Kanun’un ilgili hükümlerine göre, taşınmazların 3 yıla kadar belediye encümeni
kararıyla ihale edilerek kiraya verilmesi mümkündür. 3 yılı aşan kiralamalarda ise belediye
meclisinin kararı gereklidir. Kira süresi biten taşınmazlar için yeniden kiralama ihalesine
çıkılması gerekmektedir.
2886 sayılı Kanun’un “Ecrimisil ve Tahliye başlıklı” 75’inci maddesinde;
“Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malları ve
Vakıflar Genel Müdürlüğü ile idare ve temsil ettiği mazbut vakıflara ait taşınmaz malların,
gerçek ve tüzelkişilerce işgali üzerine, fuzuli şagilden, bu Kanunun 9 uncu maddesindeki
yerlerden sorulmak suretiyle, idareden taşınmaz ve değerleme konusunda işin ehli veya uzmanı
üç kişiden oluşan komisyonca tespit tarihinden geriye doğru beş yılı geçmemek üzere tespit ve
takdir edilecek ecrimisil istenir. Ecrimisil talep edilebilmesi için, Hazinenin işgalden dolayı bir
zarara uğramış olması gerekmez ve fuzuli şagilin kusuru aranmaz. … Kira sözleşmesinin bitim
tarihinden itibaren, işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket
edilir. Aksi halde ecrimisil alınır. İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine, bulunduğu
yer mülkiye amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir .”
denilmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15’inci maddesinde; 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun
75’inci maddesi hükümlerinin belediye taşınmazları hakkında da uygulanacağı belirtilmektedir.
Buna göre kurum taşınmazları hakkında da 2886 sayılı Kanunun 75’inci maddesi
uygulanmalıdır.
Söz konusu mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere; kanun koyucu, Belediye
taşınmazlarının bu kanuna göre kiraya verilmesi gerektiği noktasında iradesini ortaya
koymuştur. Bu itibarla Kurum mülkiyetindeki taşınmaz malları kiraya verme işleri 2886 sayılı
Devlet İhale Kanunundaki ihale usullerine göre yapılmalı ve sözleşme süresinin bitiminde aynı
taşınmaz malın kiraya verilebilmesi için yeniden 2886 sayılı Kanundaki belirtilen usullerden
biriyle ihaleye çıkılmalıdır. Kira süresi sonunda işgal devam ederse, sözleşmede aksine hüküm
yoksa ecrimisil alınmalı; işgalin devam etmesi durumunda taşınmazın tahliyesi için ilgili mülki
amire talepte bulunulmalıdır..
2-Mevzuat
3-Notlar
305
4-X Kurumu Çalışma kağıdı
DENETİM:
-Kiraya verilen taşınmaz listesi,
-Kiraya vermede hangi ihale usulü kullanılıyor: Pazarlık, açık ihale vs
-ihale yapılmadan bir sözleşme ile kiraya verilen taşınmaz var mı.
-Sözleşmeleri var mı,
-Sözleşmesi bittiği halde sözleşmesi, meclis-encümen kararıyla uzatılan var mı
-Ecrimisil alınanların listesi,
==0
Belediye ecrimisil alacağı tahsil aşamaları:
1-Taşınmaz Tespit Tutanağı: Görevliler taşınmazın işgal edildiğini tespit edere ve tutanak
düzenler.
2-Başkanlık oluru ile, ecrimisil (tazminat) bedelinin tespiti için, komisyon üyeleri belirlenir (üç
kişi)
3-Ecrimisil Kıymet Takdir Kararı: Komisyon ecrimisil bedelini belirlenir.
(Ayrıca Encümen Kararı alınmaz)
4-Ecrimisil İhbarnamesi gönderilir (işgal eden kişiye). Kişiye bilgi verilir: Ecrimisil bedeli,
tebliğ tarihinden itibaren 60 gün içinde peşin ödenmesi halinde yüzde 15 indirim yapılacağı,
taksitle ödeme imkanı olduğu vs bilgiler verilir.
5-Kişi ödemezse, ödeme emri gönderilerek, yedi gün içinde ödemesi istenir. (ödeme emri
servisi)
6-Yine ödemezse, icra işlemleri başlatılır. (icra servisi)
===0
Ör: K Belediyesi: Site yapılırken bir kısım arsa yola, parka gitmiş. Site kendi bahçesine,
-yüzme havuzu,
-arıtma tesisi,
-bekçi kulubesi,
-basket sahası,
-depo vs yaparken, belediyeye terk edilen kısmı da kullanmış, (birkaç metre),
-buralar için ecrimisil bedeli alınıyor,
-genelde yazlık sitelerde,
-Boşaltılıp tekrar ihaleye verilse, kimse talip olmaz.
306
-Ecrimisil bedelleri alınmaktadır.
==0
KONU-Satışı Yapılan taşınmazların Gerçek Değeri Değil Satış Bedelleri Üzerinden Kayıtlardan Çıkarılması
1-ÖRNEK BULGU
–Belediye tarafından ilgili yılında yapılan taşınmaz satış ihalelerinde, satışı yapılan
taşınmazların ilgili maddi duran varlık hesaplarındaki çıkış kayıtlarının taşınmazların kayıtlı
değeri üzerinden değil satış bedeli üzerinde yapıldığı ve bu şekilde muhasebe kayıtları ile
taşınmaz envanteri arasında uyumsuzluk olduğu tespit edilmiştir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğinin, 187’nci maddesinde aşağıdaki hüküm yer
almaktadır.
“…Amortisman ayrılmış olan varlıkların net değeri, kayıtlı değerden ayrılmış amortismanlar
düşüldükten sonra kalan tutardır. Devir ve trampa satış hükmündedir. Maddi duran varlıkların
satış işlemleri sırasında; amortismana tabi olanlarda net değeri, diğerlerinde kayıtlı değeri ile
satış bedeli arasında fark olması durumunda, öncelikle oluşan olumlu veya olumsuz, ilgili
varlık hesabı ve gelir veya gider hesaplarına kaydedilerek satış işlemi muhasebeleştirilir.”
Yine aynı Yönetmeliğin, 250 Arsa ve Araziler Hesabının işleyişini düzenleyen 189’uncu, 251
Yer altı ve Yerüstü Düzenleri Hesabının 191’inci ve 252 Binalar Hesabının 193’üncü
maddelerinde, satılan taşınmazların kayıtlı değerleri üzerinden kayıtlardan çıkarılması; arsa ve
araziler için kayıtlı bedel ile satış bedeli arasındaki olumlu/ olumsuz farkların 600/630
hesaplarına, diğer maddi duran varlıklar için satış bedeli ile net değeri arasındaki olumlu/
olumsuz farkların 600/630 hesaplarına kaydedilmesi gerektiği belirtilmektedir. Satış bedelleri
ise 100 Kasa veya 102 Bankalar hesabına ya da ilgili diğer hesaplara kaydedilecektir.
Taşınmaz satışlarına ve kayıtlara ilişkin yapılan inceleme sonucunda, ihale ile satışı yapılan
taşınmazların ihale bedelleri üzerinden kayıtlardan çıkışının yapıldığı görülmüştür. Satışı
yapılan taşınmazların, satış bedeli ile ilgili maddi duran varlık hesabının alacağına, satış tutarı
da 100/102 veya ilgili hesaplara kayıt yapılarak kayıt altına alınmasının sebebi, idare tarafından
kullanılan taşınmaz bilgilerini içeren programa, taşınmazın tahakkuk bilgisi olarak satış
307
bedellerinin kaydedilmesidir. Yani, taşınmaz kayıtlarının envanter çalışmasının yapılmaması
sonucu taşınmazların kayıtlı değerlerinin tam olarak tespitinin yapılmamasıdır. Örneğin;
15.12.2016 tarihinde ihale ile satılan arsanın satış bedeli …………TL dir ve bu tutar 11194 ve
11230 numaralı işlem fişleri ile muhasebe kayıtlarına alınmıştır. İdare tarafından 19 taşınmaz
satış ihalesi ile yaklaşık 200 adet konut satışına ilişkin işlemlerde, yukarıda bahsedilen
sebeplerden dolayı hatalı ve maddi duran varlık hesaplarında, bunların amortisman kayıtları ile
daha sonra yapılacak harcamalarda hesapların içeriğini ve mali tablolardaki doğruluğunu
etkileyecek işlem yapılmıştır.
Sonuç olarak, idare tarafından taşınmaz envanterinin sağlıklı bir şekilde çıkarılması, muhasebe
ile taşınmaz bilgi sisteminin entegrasyonunun sağlanması, taşınmaz programı üzerinden
taşınmazların kayıtlı değerlerinin açık bir şekilde yer almasını sağlayacak bilgilere yer
verilmesi, satışı yapılan taşınmazların kayıtlı değerleri üzerinden kayıtlardan çıkarılması
gerekmektedir. Bu durum hem taşınmazların kayıtlı değerleri üzerinden kayıtlarda izlenmesi
hem de taşınmazlara yönelik mali nitelikteki işlemlerin mevzuata uygun şekilde yerine
getirilmesi açısından önem arz etmektedir.
2-Mevzuat
3-Notlar
4-X Kurumu Çalışma kağıdı
DENETİM:
-Satılan taşınmazlarla ilgili belgeleri getiriniz.
-Muhasebe fişlerini incele.
===0
KONU-Kurum Taşınmazlarının Kiralanmasında Pazarlık Usülünün (51/g) Kullanılması
1-ÖRNEK BULGU
–Mülkiyeti belediyeye ait olan Şişli İlçesi sınırları içerisinde bulunan Merkez Mahallesi 10281
ada 6 parselde bulunan Nazım Hikmet Kültür Merkezi içerisinde ki büfe yeri, 19 Mayıs
308
Mahallesi 948 ada, 17 parselde bulunan Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi İçindeki büfe yeri
ve Merkez Mahallesi 10295 ada, 18 parselde bulunan Belediye Başkanlık Binasında yer alan
yemekhane bölümünün kiralanması işlemleri Belediye Encümen Kararıyla 1 ila 3 yıllığına
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 51/g maddesine göre pazarlık usulü yöntemi ile ihale
edilmiştir.
Ancak; bahse konu ihalelerin, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 51/g maddesine istinaden
pazarlıkla yapılması mümkün değildir.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 2′ nci maddesi;
“Bu Kanunun yürütülmesinde, ihtiyaçların en iyi şekilde, uygun şartlarla ve zamanında
karşılanması ve ihalede açıklık ve rekabetin sağlanması esastır.
…”
36′ ncı maddesi;
“Bu Kanunun 1 inci maddesinde yazılı işlere ilişkin ihalelerde, tekliflerin gizli olarak
verilmesini sağlayan kapalı teklif usulü esastır.
Ancak, 44 üncü maddede gösterilen işler belli istekliler arasında kapalı teklif usulüyle, 45 inci
maddede gösterilen işler açık teklif usulüyle, 51 inci maddede sayılan işler pazarlık, 52 nci
maddede gösterilen işler de yarışma usulüyle yaptırılabilir.”
51/g maddesi;
“Kullanışlarının özelliği, idarelere yararlı olması veya ivediliği nedeniyle kapalı veya açık
teklif yöntemleriyle ihalesi uygun görülmeyen, Devletin özel mülkiyetindeki taşınır ve taşınmaz
malların kiralanması, trampası ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ile Devletin hüküm ve
tasarrufu altındaki yerlerin kiralanması ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi,…”
hükümlerine yer vermiştir.
Yukarıdaki Kanun hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; ihalede açıklık ve rekabetin
sağlanmasının, Kanun’un temel ilke ve prensiplerinden olduğu ve bu ilke ve prensibin gereği
olarak, Kanun’un 36’ ncı maddesi hükmünde yer alan Kapalı Teklif Usulünün esas usul, diğer
usullerin ise belirli şartlar dahilinde uygulanacak istisnai usuller mahiyetinde olduğu
anlaşılmaktadır.
2886 sayılı Kanun’un 51/g maddesi; Devletin özel mülkiyetindeki taşınır ve taşınmaz malların
kiralanması, trampası ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ile Devletin hüküm ve tasarrufu
altındaki yerlerin kiralanması ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisine izin vermekte ve dolayısıyla
Belediyelerin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlar için söz konusu hüküm doğrultusunda
pazarlık ihalesi yapılmasına ise imkân vermemektedir.
309
Her ne kadar, 2886 sayılı Kanun’un “Kapsam” başlıklı 1’ inci maddesi; belediyelerin alım,
satım, yapım, kira, hizmet trampa, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ve taşıma işlerinin bu
Kanundaki yazılı hükümlere göre yürütüleceği belirtilmiş ise de, “Devletin özel
mülkiyetindeki” ve “Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler” ifadelerinden; Belediyelerin
özel mülkiyetinde bulunan taşınmazların değil, bilakis Hazineye ait olan taşınmazların tarif
edildiği hususu aşikârdır.
Nitekim Danıştay 13′ üncü Dairesinin 21.10.2008 tarih ve E:2007/4476, K: 2008/6874 sayılı
Kararında; “Belediyenin mülkiyetindeki taşınmazın, 2886 sayılı Kanun’un 51. maddesinin (g)
bendi uyarınca, pazarlık usulü ile turizm amaçlı tesis yapılmak ve işletilmek üzere mülkiyetten
gayri ayni hak tesis edilmek suretiyle, (daimi ve sürekli üst hakkı kurulmak suretiyle) 30
yıllığına kiralanmasına ilişkin belediye encümeni kararını, belediyelere ait taşınmazların
“devletin özel mülkü” ve “devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer” lerden olmadığı, bu
nedenle 2886 sayılı yasa’nın 51/g maddesi kapsamında kiralanmasının, trampasının ve
mülkiyetin gayri ayni hak tesisi yoluyla devrinin, olanaklı olmadığı gerekçesiyle, iptal eden
mahkeme kararının hukuka uygun olduğu” hususu hüküm altına alınmıştır.
Dolayısıyla, yukarıda izah edilen gerekçeler karşısında, yukarıda yer alan taşınmazların
kiralama işlemleri 2886 sayılı Kanun hükümlerine aykırı hareket edilmek suretiyle tekemmül
ettirildiği kanaatine varılmıştır.
2-Mevzuat
2886 sayılı kanun
İhale usullerinin neler olduğu:
Madde 35 – Bu Kanunun 1 inci maddesinde yazılı işlerin ihalelerinde aşağıdaki usuller
uygulanır:
1. a) Kapalı teklif usulü,
2. b) Belli istekliler arasında kapalı teklif usulü,
3. c) Açık teklif usulü,
4. d) Pazarlık usulü,
5. e) Yarışma usulü.
İşin gereğine göre bu usullerden hangisinin uygulanacağı, bu Kanun hükümlerine uyularak
idarelerince tespit edilir.
İhalelerde kapalı teklif usulünün esas olduğu :
Madde 36 – Bu Kanunun 1 inci maddesinde yazılı işlere ilişkin ihalelerde, tekliflerin gizli
olarak verilmesini sağlayan kapalı teklif usulü esastır.
310
Ancak, 44 üncü maddede gösterilen işler belli istekliler arasında kapalı teklif usulüyle, 45 inci
maddede gösterilen işler açık teklif usulüyle, 51 inci maddede sayılan işler pazarlık, 52 nci
maddede gösterilen işler de yarışma usulüyle yaptırılabilir.
Kapalı Teklif Usulü
Tekliflerin hazırlanması :
Madde 37 – Kapalı teklif usulünde teklifler yazılı olarak yapılır. Teklif mektubu, bir zarfa
konulup kapatıldıktan sonra zarfın üzerine isteklinin adı, soyadı ve tebligata esas olarak
göstereceği açık adresi yazılır. Zarfın yapıştırılan yeri istekli tarafından imzalanır veya
mühürlenir. Bu zarf geçici teminata ait alındı veya banka teminat mektubu ve istenilen diğer
belgelerle birlikte ikinci bir zarfa konularak kapatılır. Dış zarfın üzerine isteklinin adı ve soyadı
ile açık adresi ve teklifin hangi işe ait olduğu yazılır.
Teklif mektuplarının istekli tarafından imzalanması ve bu mektuplarda şartname ve eklerinin
tamamen okunup kabul edildiğinin belirtilmesi, teklif edilen fiyatın rakam ve yazı ile açık
olarak yazılması zorunludur. Bunlardan herhangi birine uygun olmayan veya üzerinde kazıntı,
silinti veya düzeltme bulunan teklifler reddolunarak hiç yapılmamış sayılır.
Tekliflerin verilmesi:
Madde 38 – Teklifler ilanda belirtilen saate kadar, sıra numaralı alındılar karşılığında komisyon
başkanlığına verilir. Alındı numarası zarfın üzerine yazılır.Teklifler iadeli taahhütlü olarak da
gönderilebilir. Bu takdirde dış zarfın üzerine komisyon başkanlğının adresi ile hangi işe ait
olduğu, isteklinin adı ve soyadı ile açık adresi yazılır. Posta ile gönderilecek tekliflerin ilanda
belirtilen saate kadar komisyon başkanlığına ulaşması şarttır. Postadaki gecikme nedeniyle
işleme konulmayacak olan tekliflerin alınış zamanı bir tutanakla tespit edilir.
Komisyon başkanlığına verilen teklifler herhangi bir sebeple geri alınamaz.
Dış zarfların açılması:
Madde 39 – Tekliflerin açılma saati gelince, kaç teklif verilmiş olduğu bir tutanakla
belirtildikten sonra dış zarflar hazır bulunan istekliler önünde alınış sırasına göre açılarak,
istenilen belgelerin ve geçici teminatın tam olarak verilmiş olup olmadığı aranır. Dış zarfın
üzerindeki alındı sıra numarası iç zarfın üzerine de yazılır.
Belgeleri ile teminatı usulüne uygun ve tam olmayan isteklilerin teklif mektubunu taşıyan iş
zarfları açılmayarak başkaca işleme konulmadan, diğer belgelerle birlikte kendilerine veya
vekillerine iade olunur. Bunlar ihaleye katılamazlar.
İç zarfların açılması ve son tekliflerin alınması
Madde 40 – Teklif mektuplarını taşıyan iç zarflar açılmadan önce, ihaleye katılacaklardan
başkası ihale odasından çıkarılır. Bundan sonra zarflar numara sırası ile açılarak, teklifler
311
komisyon başkanı tarafından okunur veya okutulur ve bir listesi yapılır. Bu liste komisyon
başkanı ve üyeleri tarafından imzalanır.
Şartnameye uymayan veya başka şartlar taşıyan veya 37 nci maddenin son fıkrası hükmüne
uygun olmayan teklif mektupları kabul edilmez.
(Ek fıkra: 25/1/2007-5577/1 md.) Kapalı teklif usûlü ile yapılan artırma ihalelerinde; geçerli en
yüksek teklifin altında olmamak üzere, oturumda hazır bulunan isteklilerden sözlü veya yazılı
teklif alınmak suretiyle ihale sonuçlandırılır.
(Ek fıkra: 25/1/2007-5577/1 md.) Ancak, geçerli teklif sayısının üçten fazla olması durumunda
bu işlem, geçerli en yüksek teklif üzerinden, oturumda hazır bulunan en yüksek üç teklif sahibi
istekliyle, bu üç teklif ile aynı olan birden fazla teklifin bulunması halinde ise bu istekliler dahil
edilmek suretiyle yapılır.
(Ek fıkra: 25/1/2007-5577/1 md.) Komisyon, uygun gördüğü her aşamada oturumda hazır
bulunan isteklilerden yazılı son tekliflerini alarak ihaleyi sonuçlandırabilir. Bu husus, ihale
komisyonunca ikinci bir tutanakla tespit edilir.
İhale sonucunun karara bağlanması :
Madde 41 – 40 ıncı madde gereğince kabul edilen teklifler incelenerek :
1. a) İhalenin yapıldığı, ancak ita amirinin onayına bağlı kaldığı
2. b) Tekliflerin daha ayrıntılı bir şekilde incelenmesi için süreye ihtiyaç duyulduğu ve
şartnamelerde daha uzun bir süre öngörülmemiş ise ihalenin 15 günü geçmemek üzere
başka bir güne bırakıldığı,
3. c) İhalenin yapılmadığı,
Hususlarından birine karar verilir ve bu husus gerekçeli bir karar veya karar özeti halinde
yazılarak, komisyon başkan ve üyeleri tarafından imzalanır ve durum hazır bulunanlara
bildirilir.
Tekliflerin aynı olması:
Madde 42 – (Mülga: 25/1/2007-5577/2 md.)
İhalenin yapılamaması
Madde 43 – Kapalı teklif usulü ile yapılan ihalelerde, istekli çıkmadığı veya teklif olunan bedel
komisyonca uygun görülmediği takdirde, ya yeniden aynı usulle ihale açılır veya idare yararı
görüldüğü takdirde, ihalenin bitiş tarihinden itibaren 15 gün içinde iş pazarlıkla yaptırılır.
İşin pazarlığa bırakılması halinde şartnamede belirtilen nitelik ve şartların aynen muhafazası
zorunludur. Yeni ihale yapılıncaya kadar geçecek günler içinde aynı nitelikler korunarak
günlük ihtiyaçlar oranında pazarlıkla mal alınabilir. Ancak ihale, şartnamede belirtilen nitelikte
312
mal bulunmaması sebebiyle geri kalmış ise günlük ihtiyaçlar şartnameye bağlı kalmaksızın
temin edilebilir.
Belli İstekliler Arasında Kapalı Teklif Usulü
Belli istekliler arasında yapılacak ihaleler:
Madde 44 – (Degişik : 2/3/1984-2990/7 md.)
Uçak, harp gemisi, harp mühimmatı, elektronik cihaz, askeri tesisat ve levazımat, silah ve
malzeme sistemleri, savunma sanayii ile ilgili faaliyetler ve bunlara ait her türlü yedek parça
alımı; barajlar, enerji santralleri, sulama tesisleri, limanlar, rıhtımlar, hava meydanları,
demiryolları, lokomotifler, karayolları, tüneller, köprüler, akaryakıt tesisleri, özelliği bulunan
yapım işleri bedii ve teknik hususiyetleri taşıyan sanat işleri, kentlerin ulaşım sistemlerine
ilişkin planlar, kentlerin harita, nazım ve imar planları, su, kanalizasyon ve enerji tesisleri ile
bunların etüt ve proje işlerinin ihalesi; diğer ihale usulleri yerine teknik yeterlilikleri ve güçleri
idarece kabul edilmiş en az üç istekli arasında kapalı teklif usulü ile yaptırılabilir.
Zorunlu nedenlerle üçten az istekliden teklif almak gerektiği takdirde Maliye ve Gümrük
Bakanlığının görüşüne dayanılarak Bakanlar Kurulundan bu hususta ayrıca karar alınması
şarttır.
Bu madde hükümlerine göre yapılacak ihalelerde, ihaleye katılacak isteklilerin isimleri
belirtilmek suretiyle bizzat ilgili veya bağlı bulunulan bakanın onayının alınması zorunludur.
Bu ihalelerle ilan yapılması zorunlu değildir. Gerekli görülen hallerde ihaleye davet edilecek
isteklilerin seçimi için 17, 18 ve 19 uncu maddeleri hükümlerine bağlı kalınmaksızın önseçim
ilanı yapılabilir.
Açık Teklif Usulü
Açık teklif usulü ile yapılabilecek ihaleler:
Madde 45 – Bu Kanunun 1 inci maddesinde yazılı işlerden, tahmin edilen bedeli her yıl Genel
Bütçe Kanunu ile tespit edilecek tutarı geçmeyen ihaleler açık teklif usulüyle yapılabilir.
Açık teklif usulünün uygulanması:
Madde 46 – Açık teklif usulüne göre ihaleler, isteklilerin ihale komisyonları önünde tekliflerini
sözlü olarak belirtmeleri suretiyle yapılır.
Ancak; istekliler ilanda belirtilen ihale saatine kadar komisyon başkanlığına ulaşmış olmak
şartıyla, 37 nci madde hükümlerine uygun olarak düzenleyecekleri tekliflerini iadeli taahhütlü
bir mektupla da gönderebilirler.
Teklif sahibi komisyonda hazır bulunmadığı takdirde posta ile gönderilen teklif son ve kesin
teklif olarak kabul edilir.
Açık teklif usulünde ihale:
313
Madde 47 – İlanda belirtilen ihale saati gelince, komisyon başkanı, isteklilerin belgelerini ve
geçici teminat verip vermemiş olduklarını inceleyerek, kimlerin ihaleye katılabileceğini bildirir.
Katılamayacakların belge ve teminatlarının geri verilmesi kararlaştırılır. Bu işlemler, istekliler
önünde, bir tutanakla tespit edilir.
Tutanaktan sonra, ihaleye giremeyecekler ihale yerinden çıkartılır. Diğer istekliler, önce
şartnameyi imzaya ve daha sonra, sıra ile tekliflerini belirtmeye çağrılır. Yapılacak teklifler
ihaleye ait artırma ve eksiltme kağıdına yazılır ve teklif sahipleri tarafından imzalanır.
İlk teklifler bu suretle tespit edildikten sonra, komisyon başkanı, posta ile yapılmış teklifler
varsa okutarak bu tekliflerin de ihaleye ait artırma ve eksiltme kağıdına yazılmasını sağlar.
Bundan sonra istekliler sıra ile tekliflerde bulunmaya devam ederler. İhaleden çekilen
isteklilerin bu durumları ihaleye ait artırma ve eksiltme kağıdına yazılır ve imzaları alınır.
İlgilinin imzadan çekinmesi halinde durum ayrıca belirtilir.
İhaleden çekilenler yeniden teklifte bulunamazlar.
Teklifler yapıldığı sırada, yapılan indirim veya artırımların işi uzatacağı anlaşılırsa;
isteklilerden komisyon huzurunda son tekliflerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. Daha
önce ihaleden çekilmiş olanlar bu durumda yazılı teklif veremezler.
İhale sonucunun karara bağlanması:
Madde 48 – Sözlü veya yazılı son teklifler alındıktan sonra, ihale 41 inci maddeye göre karara
bağlanır.
İhalenin yapılamaması:
Madde 49 – Açık teklif usulüyle yapılan ihalelerde istekli çıkmadığı, isteklilerin belgeleri veya
son teklifleri uygun görülmediği takdirde, yeniden aynı usulle ihale açılır veya idare yararı
görüldüğü takdirde, ihalenin bitiş tarihinden itibaren 15 gün içinde iş 43 üncü maddenin ikinci
fıkrasında belirtilen esaslar dahilinde pazarlıkla yaptırılabilir.
Pazarlık Usulü
Pazarlık usulünde ihale:
Madde 50 – Pazarlık usulü ile yapılan ihalelerde teklif alınması belli bir şekle bağlı değildir.
İhaleleler, komisyon tarafından işin nitelik ve gereğine göre. bir veya daha fazla istekliden
yazılı veya sözlü teklif almak ve bedel üzerinde anlaşmak suretiyle yapılır.
Pazarlığın ne suretle yapıldığı ve ne gibi tekliflerde bulunulduğu ve üzerine ihale yapılanların
neden dolayı tercih edildiği pazarlık kararında gösterilir.
Pazarlık usulüyle yapılacak işler:
Madde 51 – Aşağıda yazılı işlerin ihalesi, pazarlık usulüyle yapılabilir;
314
1. a) Yer, özellik (askeri birliklerin kuruluş özellikleri dahil) ve nitelikleri itibariyle her yıl
Genel Bütçe Kanununda gösterilecek belli tutarları aşmayan ve süreklilik göstermeyen, bu
Kanunun 1 inci maddesinde gösterilen işler,
2. b) Silahlı Kuvvetlerin manevra ve planlı tatbikatları ile sıkıyönetim faaliyetlerinin
gerektirdiği ve acele olarak temini zorunlu her türlü ihtiyaçları; Silahlı Kuvvetler için
Genelkurmay Başkanlığınca, güvenlik kuvvetleri için İçişleri Bakanlığınca tespit edilecek
özel durumlardaki her türlü ihtiyaçları ve taşıma işleri,
3. c) (Değişik : 2/3/1984 – 2990/8 md.) Önceden düşünülmesi mümkün olmayan ani ve
beklenmeyen olayların ortaya çıkması üzerine acele olarak yapılması gerekip, kapalı veya
açık teklif usulünün uygulanmasına yeterli süre bulunmayan işler; diğer ihale usulleriyle
temin edilemeyeceği açıkça belli olan işler; bilgisayar alımı, kiralanması, bakım ve onarımı;
her çeşit araç ve gerecin yetkili servislerine yaptırılacak periyodik bakım ve onarımları;
yedek parça ve lastik alımları,
4. d) 29 uncu maddeye göre ihalenin yapılmaması veya sözleşmenin bozulması nedeniyle,
yeniden yapılacak ihalelerin sonuçlandırılmasına kadar geçecek süre içindeki ihtiyaç
maddelerinin alımı,
5. e) 43 üncü ve 49 uncu maddeler uyarınca, pazarlık usulüyle sonuçlandırılacak işler,
6. f) İdarelerin, müştereken veya iştirak halinde sahibi bulundukları taşınmaz mallardaki
paylarının paydaşlara kiraya verilmesi,
7. g) Kullanışlarının özelliği, idarelere yararlı olması veya ivediliği nedeniyle kapalı veya açık
teklif yöntemleriyle ihalesi uygun görülmeyen, Devletin özel mülkiyetindeki taşınır ve
taşınmaz malların kiralanması, trampası ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ile Devletin
hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin kiralanması ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi,
8. h) (Değişik: 3/7/2003-4916/20 md.) Hazinenin veya Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün
mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki baraj, dalyan,
voli yerleri, göller, havuzlar, nehirler ve nehir ağızlarındaki av yerleri ile deniz ve iç sularda
belirlenmiş yerlerdeki su ürünleri üretim hakkının, 22.3.1971 tarihli ve 1380 sayılı Su
Ürünleri Kanununa göre il özel idarelerince kiraya verilmesi,
9. i) Özellikleri nedeniyle belli isteklilere yaptırılmasında yarar görülen her türlü hizmet,
eğitim, araştırma, etüt ve proje, planlama, müşavirlik, keşif, harita, fotoğraf, film, baskı,
sergileme, kontrol, muayene işleri ile teknik, fikri ve güzel sanatlarla ilgili çalışmayı
gerektiren diğer işler,
10. j) Para, tahvil, senet, pul, altın, gümüş, mücevher gibi kıymetlerle, güzel sanatlarla ilgili
veya tarihi değeri bulunan eşyanın özel ambalaj, koruma, sigorta ve taşıma işleri,
315
11. k) Çabuk bozulan, saklanması tehlikeli olan, saklama giderleri değerine veya beklemeden
doğacak yararına oranla yüksek bulunan malların satımı,
12. l) Tek kişi veya firma elinde bulunan taşınır mal, hak ve hizmetlerle, belirli taşınmaz
malların alımı veya kiralanması,
13. m) Ordu binek ve yük hayvanları ile damızlık olarak veya aşı, serum üretmek veya kontrol
ve araştırma işlerinde kullanılmak üzere hayvan alımı,
14. n) Milli Güvenlik nedeniyle gizli tutulması zorunluluğu Bakanlar Kurulunca kabul
edilen işler,
15. o) Hazineye mal edilmiş batık gemiler ile denize düşmüş malların çıkarılması,
16. p) (Değişik : 2/3/1984 – 2990/8 md.)
Özellikleri nedeniyle yabancı ülkelerden sağlanması zorunlu olan her türlü alım, kiralama,
onarım, yaptırma, keşfettirme, montaj, sigorta, taşıma ve hizmet işleri.
(a), (b), (c), (d), (i), (l) ve (p) bendlerinde yazılı işler için şartname düzenlenmesi, tahmini bedel
tespiti, teminat alınması ve sözleşme yapılması zorunlu değildir.
(i), (l) ve (p) bendlerinde yazılı işlerde Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınır.
Yarışma Usulü
Yarışma usulünün Uygulanması:
Madde 52 – İdareler her türlü etüt, plan, proje ve güzel sanatlara ilişkin işleri gerekli
görüldüğünde, yarışma ile yaptırabilirler. Bu işlerin mesleki kontrollük hizmetleri, projesi
uygulanacak olan yarışmacıya, pazarlıkla ihale edilebilir.
İdareler kuruluş kanunlarında yer alan işlere ilişkin yarışmaların yürütülmesiyle ilgili
yönetmelikleri hazırlarlar.
Mimarlık, mühendislik proje yarışmalarıyla ilgili yönetmelik Bayındırlık Bakanlığınca
hazırlanır.
3-Notlar
4-X Kurumu Çalışma kağıdı
DENETİM
-Kiraya vermede hangi ihale usulü kullanılıyor: Pazarlık, açık ihale vs
====0
316
KONU-Büyükşehir Belediye Şirketlerine İşletme Hakkı Devredilen Taşınmazların Şirket Tarafından Üçüncü Kişilere İhalesiz Devredilmesi
1-İlgili belediyeler
-Büyükşehir belediyesi.
2-ÖRNEK BULGU
–Büyükşehir Belediye şirketlerine işletme hakkı devredilen taşınmazların şirket tarafından 5216
sayılı kanunun 26 ncı maddesine aykırı olarak üçüncü kişilere ihalesiz devredildiği
görülmüştür.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 15 inci
maddesinin “h” bendinde belediyelerin tahsis edebilme yetkisi belirtilmiştir. “Mahallî müşterek
nitelikteki hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla, belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde
taşınmaz almak, kamulaştırmak, satmak, kiralamak veya kiraya vermek, trampa etmek, tahsis
etmek, bunlar üzerinde sınırlı aynî hak tesis etmek.”
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun “Şirket Kurulması” başlıklı 26 ncı maddesin de
“Büyükşehir belediyesi kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta
belirtilen usullere göre sermaye şirketleri kurabilir. Genel sekreter ile belediye ve bağlı
kuruluşlarında yöneticilik sıfatını haiz personel bu şirketlerin yönetim ve denetim kurullarında
görev alabilirler. Büyükşehir belediyesi, mülkiyeti veya tasarrufundaki hafriyat sahalarını, toplu
ulaşım hizmetlerini, sosyal tesisler, büfe, otopark ve çay bahçelerini işletebilir; ya da bu
yerlerin belediye veya bağlı kuruluşlarının % 50’sinden fazlasına ortak olduğu şirketler ile bu
şirketlerin % 50’sinden fazlasına ortak olduğu şirketlere, 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet
İhale Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın belediye meclisince belirlenecek süre ve bedelle
işletilmesini devredebilir. (Ek cümle: 12/11/2012-6360/10 md.) Ancak, bu yerlerin belediye
şirketlerince üçüncü kişilere devri 2886 sayılı Kanun hükümlerine tabidir.” denilmek suretiyle
büyükşehir belediyelerinin Şirket kurabileceği ve bu Şirketlerine belediye meclisince
belirlenecek süre ve bedelle işletmelerini devredebileceği belirtilmiştir. Fakat aynı maddenin
son cümlesinde ise belediye Şirketlerince bu yerlerin üçüncü kişilere 2886 sayılı Kanun
hükümlerine göre ihale edilmek suretiyle devredilebileceği belirtilmiştir.
317
Yukarıdaki kanun hükümleri incelendiğinde; Devlet İhale Kanunu hükümleri uygulanmaksızın
büyükşehir belediyeleri % 50 sinden fazla hissesine sahip olduğu belediye Şirketlerine sahip
olduğu taşınmazlarını devredebilecektir. Ancak; belediye Şirketlerinin devraldıkları bu
taşınmazları üçüncü kişilere devretmek istemeleri halinde (kiraya vermek gibi) belediye
Şirketlerinin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümleri doğrultusunda hareket etmeleri
gerekmektedir. Büyükşehir belediyesi tarafından belediye Şirketlerine devredilen taşınmazların
ilgili Şirketler tarafından üçüncü kişilere devrinde 2886 sayılı Kanun hükümlerinin
uygulanması gerektiği düşünülmektedir.
3-Mevzuat
4-Notlar
5-X Kurumu Çalışma kağıdı
-Belediye şirketi var mı
-Belediye şirketine devredilen taşınmaz var mı.
========0
KONU-Sözleşme Yükümlülüğünü Yerine Getirmeyen Kiracıların İhale Yasaklısı Yapılmaması
1-ÖRNEK BULGU
–Taşınmazı kiralayıp sözleşme imzalayan kişilerin sözleşmede belirlenen kira tutarlarını
ödememesi nedeniyle sözleşmenin fesih edilerek kesin teminatın gelir kaydedilmesine karşın
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 84 üncü maddesine göre işlem yapılmadığı görülmüştür.
2886 sayılı Kanun’un “Müteahhit veya müşterinin sözleşmenin bozulmasına neden olması”
başlıklı 62’nci maddesinde, “Sözleşme yapıldıktan sonra 63’üncü maddede yazılı hükümler
dışında müteahhit veya müşterinin taahhüdünden vazgeçmesi veya taahhüdünü, şartname ve
sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi üzerine, idarenin en az 10 gün süreli ve
nedenleri açıkça belirtilen ihtarına rağmen aynı durumun devam etmesi halinde, ayrıca
protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın kesin teminatı gelir kaydedilir ve
sözleşme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir.
318
Gelir kaydedilen kesin teminat, müteahhit veya müşterinin borcuna mahsup
edilemez.”, denilmiş ve İdarelerce İhalelere Katılmaktan Geçici Yasaklama başlıklı 84 üncü
maddesinin üçüncü fıkrasında da, “Üzerine ihale yapıldığı halde usulüne göre sözleşme
yapmayan istekliler ile sözleşme yapıldıktan sonra taahhüdünden vazgeçen ve mücbir sebepler
dışında taahhüdünü sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirmeyen
müteahhit veya müşteriler hakkında da, ihaleyi yapan bakanlık veya ilgili bakanlık tarafından,
bir yıla kadar ihalelere katılmaktan yasaklama kararı verilir ve bu kararlar Resmi Gazete’de
ilan ettirildiği gibi ilgililerin müteahhitlik sicillerine işlenir.” düzenlemesi yapılmıştır. Kira
sözleşmesinde belirtilen yükümlülüğünü yerine getirmeyen müşteri (kiracı) hakkında Kanunun
62’nci maddesine göre kesin teminatın gelir kaydedilmesine karar verilerek alacaklar için icra
yoluna başvurulmaktadır. Ancak eylem taahhüdün sözleşme ve şartname hükümlerine uygun
olarak yerine getirmeme olduğuna göre 2886 sayılı Kanun’un 84 üncü maddesinin üçüncü
fıkrasına göre de işlem yapılması gerekir.
Sözleşme hükmüne uymadığı gerekçesiyle sözleşmesi fesih edilen kişilerle ilgili 2886 sayılı
Kanun’un 62’nci madde hükmünün yanında 84 üncü maddesinin üçüncü fıkra hükmünün de
uygulanması sağlanmalıdır.
2-Mevzuat
3-Notlar
4-X Kurumu Çalışma kağıdı
DENETİM
-Kirasını ödemeyen kiracılar hakkında işlem yapıldı mı?
-fesih
-kesin teminatın gelir kaydedilmesi
-kişinin ihale yasaklısı yapılması.
====0
KONU-İhale Yapılmaksızın Mevzuatta Bir Karşılığı Olmayan “İşgaliye Sözleşmesi” İle Kiraya Verilmesi1-ÖRNEK BULGU
319
2-Mevzuat
3-Notlar
4-X Kurumu Çalışma kağıdı
-kira:
-ihale yapılmadan bir sözleşme ile kiraya verilen taşınmaz var mı.
Belediye Gelirleri ile ilgili bulgular
KONU-Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği Gereğince Ambalaj Atıklarının Toplanması İçin Yetki Verilen Şirketlerden Herhangi Bir Bedel Alınmaması
1-ÖRNEK BULGU
–Ambalaj atıklarının ilgili mevzuat uyarınca toplanması için verilen imtiyaz hakkının ihale
yapılmadan, rekabet sağlanmadan ve herhangi bir bedel alınmadan çevre lisansına sahip bir
şirkete protokol yapılarak verildiği tespit edilmiştir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 15’inci
maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde katı atıkların toplanması, taşınması, ayrıştırılması,
geri kazanımı, ortadan kaldırılması ve depolanması ile ilgili bütün hizmetleri yapmak ve
yaptırmanın belediyenin yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.
2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 8’inci, 11’inci ve 12’nci maddelerine dayanılarak hazırlanan
Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği 24.08.2011 tarih ve 28035 sayılı Resmi Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Yönetmelik’in “Genel ilkeler” başlıklı 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde
ambalaj atığı üreticilerinin, ambalaj atıklarını, bağlı bulundukları belediyenin ambalaj atıkları
320
yönetim planına uygun olarak, diğer atıklardan ayrı biriktirmek ve belediyenin toplama
sistemine bedelsiz vermekle yükümlü olduğu ifade edilmiştir.
Aynı Yönetmelik’in “Belediyelerin görev ve yetkileri” başlıklı 8’inci maddesinde belediyelerin
ambalaj atığını toplamak veya toplattırmak, bu iş için toplama ayırma tesisi kurmak veya
kurdurmak, işletmek veya işlettirmek konularında görevli ve yükümlü olduğu belirtilmiştir.
Mezkur Yönetmelik’in “Ambalaj atıklarını ayrı toplama sistemi” başlıklı 24’üncü maddesinde
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15’inci maddesi kapsamında, belediyelerin ambalaj
atıklarının kaynağında ayrı toplanmasından sorumlu olduğu, bu işi kendisinin yapacağı veya
sözleşme imzaladığı çevre lisanslı/geçici faaliyet belgeli toplama-ayırma tesisleri ile
gerçekleştireceği hüküm altına alınmıştır.
Ambalaj atıklarının toplanması hususunda gerek 5393 sayılı Kanun gerekse yukarıda belirtilen
Yönetmelik hükümlerine göre belediyeler hem yetkilidir hem de imtiyaz hakkı sahibidir. 2886
sayılı Devlet İhale Kanunu’nun “Kapsam” başlıklı 1’inci maddesinde belediyelerin kiralama
işlemlerinin 2886 sayılı Kanun’a tabi olduğu belirtilmiş, “Tanımlar” başlıklı 4’üncü
maddesinde ise “hakların kiralanması” “Kira” tanımı içinde değerlendirilmiştir. Belediye için
bir imtiyaz hakkı olan ve gelir getirici nitelikte bulunan ambalaj atıklarının toplanması, ya
Kurum tarafından kendi imkânları ile yerine getirilmeli ya da 2886 sayılı Kanun’a göre
rekabetin ve eşit muamele ilkelerinin sağlandığı bir ortamda en yüksek gelir ile ihale
edilmelidir.
Uygulamada, ambalaj üreticileri mevzuat gereği aralarında birleşerek kar amacı gütmeyen
ÇEVKO, TÜKÇEV gibi vakıflar kurmuşlar, yönetmelik gereği ambalaj atıklarının toplanması
sorumluluklarını bu şekilde yerine getirme yoluna gitmişlerdir. Bunlara yetkilendirilmiş
kuruluş denilmektedir. Belediye-Yetkilendirilmiş Kuruluş ve Çevre Lisanslı bir şirket arasında
üçlü sözleşme yapılmakta, söz konusu şirkete ambalaj atıklarıyla ilgili imtiyaz hakkı belediye
tarafından verilmekte, söz konusu şirket topladığı ambalaj atıklarını yetkilendirilmiş vakfa
fatura etmekte ve ücretini ondan almaktadır. Ayrıca söz konusu atıklar Şirket tarafından geri
dönüşüm amacıyla satılmakta ve iki türlü gelir elde edilmektedir.
Yapılan incelemede; Gaziosmanpaşa Belediye sınırları içerisindeki ambalaj atığı toplama
hakkının Kurum tarafından herhangi bir ihale yapılmadan, rekabet ve eşit muamele ilkeleri
sağlanmadan bir Şirketle protokol imzalanması suretiyle bedelsiz verildiği görülmüştür. Kurum
ile ilgili Şirket arasında 25.05.2013 tarihinde yapılan 5 yıl süreli protokol ile söz konusu şirkete
ambalaj atıklarının toplanması konusunda imtiyaz hakkı verilmiş, karşılığında herhangi bir
bedel de alınmamıştır.
321
Ambalaj atığı toplama imtiyazı verilen Şirketin toplamış olduğu kağıt-karton atıklarını piyasada
faaliyet gösteren firmalara sattığı anlaşılmıştır. İmtiyaz sahibi söz konusu firmanın, yılı içinde
….. ton ambalaj atığı topladığı tespit edilmiştir. Firma, toplanan atıkları satarak gelir elde
etmekte, bunun karşılığında imtiyaz hakkı aldığı Kuruma herhangi bir bedel ödememektedir.
Ambalaj atıklarının toplanması konusunda imtiyaz hakkının Kurum tarafından belli sürelerle
başka bir şirkete devredilebilmesi için, 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu hükümleri
çerçevesinde ihale yapılması, gerekli şartları taşıyan ve en yüksek bedeli ödemeyi kabul eden
firmaya söz konusu hakkın verilmesi gerektiği açıktır. Aksi bir uygulama hukuka aykırı olduğu
gibi kamu menfaatleri için de oldukça zararlıdır.
==0
2-Mevzuat
BELEDİYE ATIK MEVZUATI
5393 sayılı Belediye Kanunu
Belediyenin görev ve sorumlulukları
Madde 14- Belediye, mahallî müşterek nitelikte olmak şartıyla;
100. a) İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafî ve kent bilgi sistemleri;
çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık; zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve
ambulans; şehir içi trafik; defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut;
kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları
(Bu Kanunun 75 inci maddesinin son fıkrası, belediyeler, il özel idareleri, bağlı kuruluşları
ve bunların üyesi oldukları birlikler ile ortağı oldukları Sayıştay denetimine tabi şirketler
tarafından, orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları ile Devlete ait her derecedeki okul
binalarının yapım, bakım ve onarımı ile tefrişinde uygulanmaz.); sosyal hizmet ve yardım,
nikâh, meslek ve beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapar
veya yaptırır. (Mülga son cümle: 12/11/2012-6360/17 md.) (…)(Ek cümleler: 12/11/2012-
6360/17 md.) Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyeler,
kadınlar ve çocuklar için konukevleri açmak zorundadır. Diğer belediyeler de mali
durumları ve hizmet önceliklerini değerlendirerek kadınlar ve çocuklar için konukevleri
açabilirler.
Belediyenin yetkileri ve imtiyazları
Madde 15- Belediyenin yetkileri ve imtiyazları şunlardır:
322
1. d) Özel kanunları gereğince belediyeye ait vergi, resim, harç, katkı ve katılma paylarının
tarh, tahakkuk ve tahsilini yapmak; vergi, resim ve harç dışındaki özel hukuk hükümlerine
göre tahsili gereken doğal gaz, su, atık su ve hizmet karşılığı alacakların tahsilini yapmak
veya yaptırmak.
2. e) Müktesep haklar saklı kalmak üzere; içme, kullanma ve endüstri suyu sağlamak; atık su
ve yağmur suyunun uzaklaştırılmasını sağlamak; bunlar için gerekli tesisleri kurmak,
kurdurmak, işletmek ve işlettirmek; kaynak sularını işletmek veya işlettirmek.
3. f) …
4. g) Katı atıkların toplanması, taşınması, ayrıştırılması, geri kazanımı, ortadan kaldırılması ve
depolanması ile ilgili bütün hizmetleri yapmak ve yaptırmak.
…..
Belediye, (e), (f) ve (g) bentlerinde belirtilen hizmetleri Danıştayın görüşü ve İçişleri
Bakanlığının kararıyla süresi kırkdokuz yılı geçmemek üzere imtiyaz yoluyla devredebilir;
toplu taşıma hizmetlerini imtiyaz veya tekel oluşturmayacak şekilde ruhsat vermek suretiyle
yerine getirebileceği gibi toplu taşıma hatlarını kiraya verme veya 67 nci maddedeki esaslara
göre hizmet satın alma yoluyla yerine getirebilir.
==0
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu
Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları
Madde 7- Büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları şunlardır:
1. i) Sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak çevrenin, tarım alanlarının ve su
havzalarının korunmasını sağlamak; ağaçlandırma yapmak; gayrisıhhî işyerlerini, eğlence
yerlerini, halk sağlığına ve çevreye etkisi olan diğer işyerlerini kentin belirli yerlerinde
toplamak; inşaat malzemeleri, hurda depolama alanları ve satış yerlerini, hafriyat toprağı,
moloz, kum ve çakıl depolama alanlarını, odun ve kömür satış ve depolama sahalarını
belirlemek, bunların taşınmasında çevre kirliliğine meydan vermeyecek tedbirler almak;
büyükşehir katı atık yönetim plânını yapmak, yaptırmak; katı atıkların kaynakta toplanması
ve aktarma istasyonuna kadar taşınması hariç katı atıkların ve hafriyatın yeniden
değerlendirilmesi, depolanması ve bertaraf edilmesine ilişkin hizmetleri yerine getirmek, bu
amaçla tesisler kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek; sanayi ve tıbbî atıklara
ilişkin hizmetleri yürütmek, bunun için gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak, işletmek veya
işlettirmek; deniz araçlarının atıklarını toplamak, toplatmak, arıtmak ve bununla ilgili
gerekli düzenlemeleri yapmak.
323
………………..
İlçe (…) belediyelerinin görev ve yetkileri şunlardır:
1. b) Büyükşehir katı atık yönetim plânına uygun olarak, katı atıkları toplamak ve aktarma
istasyonuna taşımak.
==0
YÖNETMELİKLER
1522
0
AMBALAJ ATIKLARININ KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ
Kurum ve Kuruluş Yönetmeliği (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) Resmi Gazete
Tarihi: 24.08.2011Sayısı: 28035
1615
9
ATIK ELEKTRİKLİ VE ELEKTRONİK EŞYALARIN KONTROLÜ
YÖNETMELİĞİ
Kurum ve Kuruluş Yönetmeliği (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) Resmi Gazete
Tarihi: 22.05.2012Sayısı: 28300
7118
ATIK PİL VE AKÜMÜLATÖRLERİN KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ
Kurum ve Kuruluş Yönetmeliği (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) Resmi Gazete
Tarihi: 31.08.2004Sayısı: 25569
1229
0ATIK YAĞLARIN KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ
Kurum ve Kuruluş Yönetmeliği (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) Resmi Gazete
324
Tarihi: 30.07.2008Sayısı: 26952
2064
4
ATIK YÖNETİMİ YÖNETMELİĞİ
Kurum ve Kuruluş Yönetmeliği (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) Resmi Gazete
Tarihi: 02.04.2015Sayısı: 29314
1388
7
ATIKLARIN DÜZENLİ DEPOLANMASINA DAİR YÖNETMELİK
Kurum ve Kuruluş Yönetmeliği (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) Resmi Gazete
Tarihi: 26.03.2010Sayısı: 27533
1434
4
ATIKLARIN YAKILMASINA İLİŞKİN YÖNETMELİK
Kurum ve Kuruluş Yönetmeliği (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) Resmi Gazete
Tarihi: 06.10.2010Sayısı: 27721
1439
0
ATIKSU ALTYAPI VE EVSEL KATI ATIK BERTARAF TESİSLERİ
TARİFELERİNİN BELİRLENMESİNDE UYULACAK USUL VE…
Kurum ve Kuruluş Yönetmeliği (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) Resmi Gazete
Tarihi: 27.10.2010Sayısı: 27742
325
2321
4
ATIKSU TOPLAMA VE UZAKLAŞTIRMA SİSTEMLERİ HAKKINDA
YÖNETMELİK
Kurum ve Kuruluş Yönetmeliği (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) Resmi Gazete
Tarihi: 06.01.2017Sayısı: 29940
2081
7
BİTKİSEL ATIK YAĞLARIN KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ
Kurum ve Kuruluş Yönetmeliği (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) Resmi Gazete
Tarihi: 06.06.2015Sayısı: 29378
1432
9
ÇEVRE KANUNUNUN 29 UNCU MADDESİ UYARINCA ATIKSU ARITMA
TESİSLERİNİN TEŞVİK TEDBİRLERİNDEN FAYDALANM…
Kurum ve Kuruluş Yönetmeliği (Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı) Resmi
Gazete Tarihi: 01.10.2010Sayısı: 27716
2383
4
DÜZCE ÜNİVERSİTESİ TARIMSAL ATIKLARIN ENDÜSTRİYE GERİ
KAZANIMI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNE…
Üniversite Yönetmeliği (Düzce Üniversitesi) Resmi Gazete
Tarihi: 09.08.2017Sayısı: 30149
326
5672
GEMİLERDEN ATIK ALINMASI VE ATIKLARIN KONTROLÜ
YÖNETMELİĞİ
Kurum ve Kuruluş Yönetmeliği (Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı) Resmi Gazete Tarihi: 26.12.2004Sayısı: 25682
5401
HAFRİYAT TOPRAĞI, İNŞAAT VE YIKINTI ATIKLARININ KONTROLÜ
YÖNETMELİĞİ
Kurum ve Kuruluş Yönetmeliği (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) Resmi Gazete
Tarihi: 18.03.2004Sayısı: 25406
9844
KENTSEL ATIKSU ARITIMI YÖNETMELİĞİ
Kurum ve Kuruluş Yönetmeliği (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) Resmi Gazete
Tarihi: 08.01.2006Sayısı: 26047
2091
3
MADEN ATIKLARI YÖNETMELİĞİ
Kurum ve Kuruluş Yönetmeliği (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) Resmi Gazete
Tarihi: 15.07.2015Sayısı: 29417
327
1719
1
RADYOAKTİF ATIK YÖNETİMİ YÖNETMELİĞİ
Kurum ve Kuruluş Yönetmeliği (Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK)) Resmi
Gazete Tarihi: 09.03.2013Sayısı: 28582
5276
RADYOAKTİF MADDE KULLANIMINDAN OLUŞAN ATIKLARA İLİŞKİN
YÖNETMELİK
Kurum ve Kuruluş Yönetmeliği (Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK)) Resmi
Gazete Tarihi: 02.09.2004Sayısı: 25571
2327
3
TIBBİ ATIKLARIN KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ
Kurum ve Kuruluş Yönetmeliği (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) Resmi Gazete
Tarihi: 25.01.2017Sayısı: 29959
==0
3-Notlar
BİLGİ:
İki türlü atık var:
1-Evsel katı atık: Çöp:
2-Ambalaj atığı: Kağıt vs
A-BÜYÜKŞEHİR OLAN İLLERDE:
1-Çöpleri ilçe belediyeleri toplar (b.şehir bel toplamaz)
328
-İlçe belediyesi çöpü ya kendisi toplar veya bir firma toplar, (ihale veya protokol ile)
2-İlçe belediyeleri kağıt vs ambalaj atıkları konusunda Atık Yönetim Planı hazırlar,
-Büyükşehir bel ilgili birimine gönderir,
-B.şehir bel meclisi onaylar,
-Atık Yönetimi Yönetmeliği-m.5-o, m.8-2-b
B-DİĞER İLLERDE:
-Belediye personeli çöpleri çöp alanına götürür,
-Belediye ihale yapar.
-Firma çöpleri ayırıp fabrikalara satar.
Tunceli Belediyesi:
-Mahalli idare birliği kurulmuş (Katı Atık Yönetim Birliği) (İlçe belediyeleri üye). Bir projeleri
var: Pülümür Çayına uzak, meskun yerlere uzak bir bölgede (Kocalar Köyü civarı) tesis kurup,
çöpten enerji elde etmek. ÇED raporu vs eksiklikler tamamlanınca AB hibesi için başvurulacak
==0
NOT: Büyükşehir bel.deki caddelerin;
-bakım, onarım, temizliği (süpürülmesi) ni B.şehir bel yapar,
-çöp toplanmasını ilçe bel yapar.
==0
4-X Kurumu Çalışma kağıdı—
Örnek çalışma kağıdı: A Büy. Bel:
-Ambalaj Atık Planı var-2014 civarında çıktı, ancak yetersiz, 300 bin Suriyeli var –
güncellenmesi gerekir-
-Atık şb md ilçelere yazı yazmış-belediyece hazırlanan Atık Yönetim Planı istenmiş-
-Ancak ilçelerden dönüş olmamış-2017-
==0
KONU-Evsel Katı Atık Ücreti Takip ve Tahsil İşlemlerinin Uygulanmasında Tespit Edilen Hatalar1-İlgili belediyeler
329
(Bulguyla ilgili belediyeler:
1-B.şehir belediyesi olan illerde:
-ilçe belediye meclisi her yıl katı atık bedelini belirler,
-B.şehir bel. Sular İdaresi, su faturasıyla beraber tahsil edip, ilgili belediyeye gönderir.
2-B.şehir belediyesi olmayan illerde: il ve ilçe belediyeleri)
==0
2-ÖRNEK BULGU
–Kurum tarafından 13.05.2006 tarihinden itibaren alınması gereken evsel katı atık toplama,
taşıma ve bertaraf ücretine ait tarifenin 2014 yılı sonuna kadar belirlenmediği, tahakkuk ve
tahsilâtların yapılmadığı görülmüştür.
2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 26.04.2006 tarih ve 5491 sayılı Kanun’la değişik “İlkeler”
başlıklı 3’üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde; kirlenme ve bozulmanın önlenmesi,
sınırlandırılması, giderilmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için yapılan harcamaların kirleten veya
bozulmaya neden olan tarafından karşılanacağı ifade edilmiştir.
Aynı Kanun’un 26.04.2006 tarih ve 5491 sayılı Kanun’la değişik ‘Tanımlar’ başlıklı 2’nci
maddesinde ise “Kirleten” tanımının “faaliyetleri sırasında veya sonrasında doğrudan veya
dolaylı olarak çevre kirliliğine, ekolojik dengenin ve çevrenin bozulmasına neden olan gerçek
ve tüzel kişileri”, “Evsel katı atık” tanımının ise “tehlikeli ve zararlı atık kapsamına girmeyen
konut, sanayi, işyeri, piknik alanları gibi yerlerden gelen katı atıkları” ifade ettiği belirtilmiştir.
Kanun’un 26.04.2006 tarih ve 5491 sayılı Kanun’la değişik 11’inci maddesinin on birinci
fıkrasında aynen:
“Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler evsel katı atık bertaraf tesislerini kurmak, kurdurmak,
işletmek veya işlettirmekle yükümlüdürler. Bu hizmetten yararlanan ve/veya yararlanacaklar,
sorumlu yönetimlerin yapacağı yatırım, işletme, bakım, onarım ve ıslah harcamalarına
katılmakla yükümlüdür. Bu hizmetten yararlananlardan, belediye meclisince belirlenecek
tarifeye göre katı atık toplama, taşıma ve bertaraf ücreti alınır. Bu fıkra uyarınca tahsil edilen
ücretler, katı atıkla ilgili hizmetler dışında kullanılamaz.”
denilerek belediyelerin evsel katı atık dolayısıyla yapacakları harcamaların, bu hizmetten
yararlanan kişilerden, yani kirlenmeye, evsel katı atıkların oluşmasına sebep olanlardan
alınmasının bir zorunluluk olduğu ifade edilmiştir.
4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 1’inci maddesinde belediyelerin de dâhil
olduğu birçok kamu kurum ve kuruluşunca üretilen mal ve hizmet bedellerinde işletmecilik
330
gereği yapılması gereken ticarî indirimler hariç, herhangi bir kişi veya kuruma ücretsiz veya
indirimli tarife uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır.
Belediyeler tarafından gerçekleştirilen evsel katı atık toplama işi, kirleten kişilere yapılan bir
nev’i hizmettir. Zira, 2872 sayılı Kanun’da da belirtildiği üzere kirleten kişinin bu kirliliğin
giderilmesi için yapılacak harcamaları karşılaması Kanun’un temel prensiplerindendir.
Dolayısıyla bu hizmet için ücret tarifesi belirlenip, masrafların kirleten kişilerden alınması
gerekirken bu hususun yerine getirilmemesi veya eksik uygulanması, hem 2872 hem de 4736
sayılı Kanun’a açıkça aykırıdır.
Kurum tarafından katı atıkların toplanması için 2006 yılından 2014 yılı sonuna kadar yaklaşık
………… TL’lik bir harcama yapıldığı, buna karşılık aynı dönemde yaklaşık …………TL
çevre temizlik vergisi tahsil edildiği görülmüştür. Yani Belediye, kirliliğin önlenmesi amacıyla
yaptığı yaklaşık ………… TL’lik harcamanın sadece ………… TL’lik kısmını kirleten
kişilerden alabilmiş, yaklaşık ………… TL’lik kısım ise Belediye’nin bütçesinden çıkmıştır.
Sonuç olarak; 2872 sayılı Kanun’a göre 13.05.2006 tarihinden itibaren belediyeler tarafından
katı atık toplama, taşıma ve bertaraf ücret tarifesinin belirlenmesi ve bu ücretlerin kirleten tüm
kişilerden alınması gerekirken, Belediye tarafından hiçbir tahakkuk kaydı yapılmamasında
hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
4-Mevzuat
BAKINIZ: 5-a SORUSU.
==0
Mevzuatı-Süreç:
-2872 s. Çevre Kanunu,
-Evsel Atık Tarifelerinin Belirlenmesine Yönelik Kılavuz,
-Katı atık bedelini, ilçe Belediye Meclisi her yıl belirler,
-Büyükşehir Sular İdaresi –ASKİ- tahsil eder,
-ilçe belediyesi hesabına aktarılır.
==0
5-Notlar
6-X Kurumu Çalışma kağıdı-
Örnek çalışma kağıdı:
Konu incelenmiştir.
331
A. B. Bel.
ÇEVRE KORUMA D. BŞ-(Atık şube müd)
-çöpleri ilçe belediyesi aktarma istasyonuna getiriyor,
-8 adet aktarma ist var,
-B.şeh bel çöpü tırlarla
-çöplüğe getiriyor-(Sarıçam’a)
-Çöplükte tesis var,
-Tesisin işletmesi: 2009 da yap-işlet-devret ihalesi yapıldı- 30 yıllık
-şirket-ITC
-kullanabileceği eşyaları alıyorlar,
-ötekileri depoluyorlar—burada biyogaz üretiliyor—Gaz işletmeye ait.
-Tuhaf bir durum var:
-Belediye aleyhine sözleşme imzalanmış,
-Yıl: 2008,
-ITC adlı uluslararası firma,
-çöp tesisi yapmış (maliyeti 36.444.000,00-TL)
-Belediyenin çöplüğe getirdiği çöpleri ayırıyor,
-kullanılacak olanları kullanıyor,
-geri kalanını depoluyor,
-depodan çıkan gazdan enerji elde ediyor,
-Ayrıca, çöp için belediyeden ton başına (4,45-ABD doları+KDV) yi,
-her ayın sonunda alıyor, (ortalama ayda 1.000.000,00-TL)
-30 yıl sonra tesis belediyeye devredilecek,
(zaten teknolojisi eskiyecek)
(Belediye eski bir teknoloji için her ay para ödüyor)
==0
Gelir servisine soruldu:
1-ilçe Belediye Meclisi bu yıl katı atık bedelini belirledi mi? Cevap: Evet
2-Son beş yılın, katı atık bedeli tahakkuk-tahsilat tablosunu getirdi
==0
BİLGİ:
A-BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ OLAN İLLERDE:
-İlçe belediyesi çöpü aktarma istasyonuna getirir,
332
-Büyükşehir belediyesi bu çöpleri çöp alanına götürür,
-Belediye buraya tesis yapar veya yaptırır,
-Çöplerde cam, metal vs satılabilecek olanlar alınır,
-geri kalanı depolanır,
-biriken gazdan enerji elde edilir,
B-DİĞER İLLERDE:
==0
BİLGİ: KATI ATIK BEDELİ:
A-BÜYÜKŞEHİR OLAN İLLERDE:
-İlçe belediye meclisi, her yıl katı atık bedelini belirler,
-Büyükşehir bel.e bağlı Sular İdaresi,
-katı atık bedelini su faturası içerisinde tahsil edip,
-ilçe bel.e gönderir.
==0
Ör: A. Büy. Bel:
Su Faturasında Görünen Kalemler:
1-Atıksu bedeli
2-ÇTV-çevre temizlik vergisi
3-Bertaraf bedeli,
4-Katı atık bedeli.
B-DİĞER İLLERDE:
==0
Atıksu: Evsel, endüstriyel, tarımsal ve diğer kullanımlar sonucunda kirlenmiş veya özellikleri
kısmen veya tamamen değişmiş suları, (kanalizasyon)
Evsel katı atık: Tehlikeli ve zararlı atık kapsamına girmeyen konut, sanayi, işyeri, piknik
alanları gibi yerlerden gelen katı atıkları, (çöpler)
==0
333
KONU-Eğlence Vergisi Mükellefi Olan Bazı İşletmelerden Eğlence Vergisi Alınmaması
1-ÖRNEK BULGU
–Sinema, Oyun salonları, canlı müzikli işletmelerden eğlence vergisi alınmıyor.
–Belediye sınırları içerisinde yer alıp eğlence hizmeti sunan işletmeler için Eğlence Vergisi
tahakkukunun yapılmadığı, bu suretle Kurumun gelir kaybına uğradığı tespit edilmiştir.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu ile belediye ve mücavir alan sınırları içindeki eğlence
faaliyetleri eğlence vergisinin konusuna alınmıştır. Kanun’un 17 ve 21’inci maddelerinde
belirtilen ve belediye sınırları ile mücavir alanlar içinde yer alan eğlence işletmelerinin
faaliyetlerinin eğlence vergisine tabi olduğu hüküm altına alınmıştır. Kanun’un 21’nci
maddesinde ise eğlence vergisinin konusuna giren faaliyetler sayılmış, maddenin I/5 nolu
ayrımında, sirkler, lunaparklar, çalgılı bahçeler ve benzerlerinden %20 oranında eğlence vergisi
alınacağı belirtilmiştir. Ayrıca Kanun’un 20/3’üncü maddesinde, biletle girilmesi zorunlu
olmayan bar, pavyon, gazino, gece kulübü, taverna, diskotek, kabare, dansing, bilardo ve masa
futbolu salonları gibi eğlence yerlerinde işin mahiyetine göre çalışılan her gün için, Belediye
Meclislerince takdir edilecek miktarda eğlence vergisi ödeneceği hükme bağlanmıştır.
Danıştay 9’uncu Dairesinin 07.11.2007 tarih ve E: 2005/5313, K:2007/3726 sayılı kararında
özetle, “play station salonları biletle girilmesi zorunlu eğlence yerlerinden olmadığından, söz
konusu salonlardan belediye meclisince belirlenen tarifeye istinaden eğlence vergisi
alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı…” denilmektedir.
Görüldüğü üzere, Danıştay atari, oyun makinesi ve bilgisayar oyunlarının oynatıldığı play-
station oyun salonlarının faaliyetlerinin eğlence vergisinin konusuna girdiği görüşündedir.
Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğünden alınan verilere göre ruhsatlı veya ruhsatsız olarak
faaliyette bulunan ve faaliyet konusu oyun yeri olan oyun salonları tespit edilmiştir. Belediye
sınırları içerisinde 39 adet play-station oyun salonu olmasına rağmen bu yerlerin hiçbirisi için
eğlence vergisi tahakkuk ve tahsil işlemlerinin yapılmadığı görülmüştür.
2-Mevzuat
MEVZUATI:
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu
Madde 23- Büyükşehir belediyesinin gelirleri şunlardır:
1. a) (Mülga: 2/7/2008-5779/8 md.)
334
2. b) (Mülga: 2/7/2008-5779/8 md.)
3. c) 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununda yer alan oran ve esaslara göre büyükşehir
belediyesince tahsil olunacak at yarışları dahil müşterek bahislerden elde edilen Eğlence
Vergisinin % 20’si müşterek bahislere konu olan yarışların yapıldığı yerin belediyesine,
% 30’u nüfuslarına göre dağıtılmak üzere diğer ilçe (…) belediyelerine ayrıldıktan sonra kalan
% 50’si.
1. d) Büyükşehir belediyesine bırakılan sosyal ve kültürel tesisler, spor, eğlence ve dinlenme
yerleri ile yeşil sahalar içinde tahsil edilecek her türlü belediye vergi, resim ve harçları.
==0
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu
Madde 17 – Bu Kanunun 21 inci maddesinde belirtilen ve belediye sınırları ile mücavir alanlar
içinde yer alan eğlence işletmelerinin faaliyetleri Eğlence Vergisine tabidir.
Mükellef:
Madde 18 – Verginin mükellefi, eğlence yerlerini işleten gerçek veya tüzelkişilerdir.
İstisna ve muaflıklar:
Madde 19 – Aşağıda belirtilen eğlence faaliyetlerinden bu vergi alınmaz:
1. Ulusal bayramlar veya tarihi özellik taşıyan günler nedeniyle genel ve katma bütçeli
idareler ile il özel idareleri, belediyeler, köyler ve bunların kurdukları birlikleri tarafından
düzenlenen ve kazanç amacı gütmeyen tören, şenlik, müsabaka ve gösterilerle balo, temsil
ve benzeri faaliyetler,
2. Genel ve katma bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyeler ve köyler tarafından kültürel,
sosyal, turistik ve ekonomik amaçlarla düzenlenen kongre, konferans, fuar, festival, şenlik,
sergi ve benzeri faaliyetler ile tertip edilen eğlenceler ve konserler.
3. Eğitim ve öğretim kuruluşları ile okul dernekleri, kamu yararına çalışan dernekler,
orduevleri, askeri gazinolar ve askeri dinlenme tesislerinde tertiplenen eğlenceler.
4.(Değişik: 14/3/2007-5602/10 md.) Spor Toto Teşkilat Başkanlığı tarafından düzenlenen
müşterek bahis oynanması.
5. (Ek : 3/10/1984 – 3048/1 md.) Bira, alkollü içki içilmeyen, satılmayan ve ruhsatnamelerde
kahvehane, kıraathane, çayhane ve çay ocakları olduğu belirtilen yerler.
Matrah:
Madde 20 – 1. Biletle girilen yerlerde, Eğlence Vergisi hariç olmak üzere bilet bedeli olarak
sağlanan gayri safi hasılat (bilet bedeli dışında bağış veya başka adlar altında alınan paralar
dahil).
335
2. (Değişik: 14/3/2007-5602/10 md.) Müşterek bahislerde, iştirakçilerden tahsil edilen
tutardan Katma Değer Vergisi düşüldükten sonra kalan tutar.
3. (Değişik: 3/10/1984 – 3048/2 md.) Biletle girilmesi zorunlu olmayan bar, pavyon, gazino,
gece kulübü, taverna, diskotek, kabare, dansing, bilardo ve masa futbolu salonları gibi
eğlence yerlerinde işin mahiyetine göre çalışılan her gün için bu Kanunun 96 ncı maddesine
göre tespit edilen miktardır.
Nispet ve miktar:
Madde 21 – Eğlence Vergisi aşağıdaki nispet ve miktarlarda alınır.
Verginin
Nispeti
%
I – Biletle Girilen Yerlerde :
1. Yerli film göstermelerinden 20 (10)
2. Yabancı film göstermelerinden 50 (10)
3. Tiyatro, opera, operet, bale, karagöz, kukla ve ortaoyunundan 5 (0)
4. Spor müsabakaları, at yarışları ve konserlerden 10
5. Sirkler, lunaparklar, çalgılı bahçeler ve benzerlerinden 20
II – (Değişik: 14/3/2007-5602/10 md.) Müşterek Bahislerde: 5
III – (Değişik: 30/12/2004-5281/17 md.) Biletle girilmesi zorunlu
olmayan eğlence yerlerinden (Günlük, YTL) 5 100
(Ek ikinci fıkra: 21/2/2001-4629/6 md.; Değişik: 3/3/2004-5101/2 md.) (I) numaralı bendin (1)
ve (2) numaralı alt bentleri ile yerli ve yabancı film gösterimlerine ilişkin belirlenen vergi bu
Kanunun 22 nci maddesinin (1) numaralı bendinde öngörüldüğü şekilde hesaplanarak biletler
kullanılmadan önce mahallin mal müdürlüğüne veya muhasebe müdürlüğüne emaneten
yatırılır. Ödemenin yapıldığına dair banka dekontunun ibrazı üzerine belediye tarafından
biletlere özel damga konulur. Ödeme yapmayanlar hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının
Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Bahsi geçen yerlerde toplanan meblağın %
75’i Kültür ve Turizm Bakanlığı Merkez Saymanlık hesabına, % 25’i ilgili belediyeye tahsilini
takip eden ayın onbeşinci günü akşamına kadar aktarılır. (Ek cümle: 30/12/2004-5281/17 md.)
Maliye Bakanlığı yukarıdaki şartlara bağlı kalmaksızın, biletle girilen yerlere ilişkin eğlence
vergisinin hesaplanması ve ödenmesine dair işlemlerin ödeme kaydedici cihaz kullanılarak
yapılmasına ait usûl ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Verginin ödenmesi:
336
Madde 22 – 1. Vergi biletle girilen yerlerde bilet bedellerine eklenmek suretiyle hesaplanır ve
belediye tarafından özel damga konulması sırasında ödenir. Bu suretle alınan biletlerin
kullanılmadan iadesi halinde peşin olarak ödenen vergi geri verilir.
Genel ve Katma Bütçeli idarelerle İl Özel İdareleri ve köyler tarafından yürütülen spor
müsabakaları, at yarışları ve benzeri faaliyetlerde bilet bedeli ile birlikte alınan vergi takip eden
20 gün içinde ilgili belediyeye ödenir.
2. Müşterek bahislerde her aya ait vergi o ayı takip eden ayın 20 nci günü akşamına kadar
ilgili belediyeye bir beyanname ile bildirilir ve aynı sürede ödenir.
3. Biletle girilmesi zorunlu olmayan eğlence yerlerinde her aya ait vergi o ayı takip eden ayın
20 nci günü akşamına kadar ilgili belediyeye yatırılır.
==0
3-Notlar
A-At yarışları dahil müşterek bahislerden elde edilen eğlence vergisinin belediyeye ödenmesi:
Türkiye Jokey Kulübü, tahsil ettiği eğlence vergisinin;
-% 20’sini müşterek bahislere konu olan yarışların yapıldığı yerin belediyesine,
-% 30’unu nüfuslarına göre dağıtılmak üzere diğer ilçe belediyelerine,
-kalan % 50’sini büyükşehir belediyesine gönderir.
B-Eğlence yerlerinden tahsil edilen eğlence vergisi:
-B.şehir bel. olan yerlerde:
a-B.şehir bel.e bırakılan yerlerdeki eğlence vergisini, b.şehir bel tahsil eder.
b-B.şehir bel.ilçe bel: Kendi bölgelerindeki eğlence yerlerinin eğ.vergisini tahsil eder,
-Diğer il ve ilçe belediyeleri: Eğlence vergisini tahsil eder.
==0
4-X Kurumu Çalışma kağıdı—
Örnek çalışma kağıdı: Konu incelendi:
1-At yarışı dahil müşterek bahislerden elde edilen eğlence vergisinin % 50-si, büyükşehir bel.e
gönderiliyor. Her ay düzenli olarak tahsil edilmektedir. Türkiye Jokey Kulübü, her ay
belediyeye eğlence vergisi ödemektedir.
337
2-Belediyeye ait sosyal/kültürel tesisler, eğlence/dinlenme yerleri ile yeşil sahalar içerisinde
sinema salonu, oyun salonu, bilgisayar oyunları, canlı müzikli işletmeler gibi eğlence yerleri
bulunmadığı için eğlence vergisi tahsil edilmemektedir.
==0
Tahakkuk ve tahsilatlar istenecek.
Borçlu listesi istenecek,
-Alacakların tahsili için yapılan işlemler:
1-ödeme emri gönderildi mi
2-bankalara yazı gönderildi mi
3-tapu müd.e taşınmazlar için yazı gönderildi mi
4-emniyete arabaları için yazı gönderildi mi
==0
Eğlence vergisine tabi olanlar:
-bilardo, langırt oyun salonu,
-play station (internet oyunları) salonu,
-düğün salonu,
-sinema
-opera
-bale
-konser
-lunapark
-sirk
-spor yarışları
-at yarışı
-canlı müzik ruhsatı olanlar: otel, birahane, içkili lokanta, gazino vs
(Sadece içki-bira içilmesi yeterli değil, canlı müzik olmalı. Danıştay kararları var:
-9. Daire, 24.10.1984 gün, E.1984/263, K.1984/3043 sayılı kararı,
-18.09.1992 gün, E.1991/1700, K.1992/1870 sayılı kararı,
-Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu, 22.04.1994 gün, E.1993/110, K.1994/189 sayılı
kararı,
-İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü genelgesi: 16.02.1986 gün, 40568 sayılı.
338
-İstisna: orduevi, çay bahçesi, kıraathane, canlı müzik ruhsatı olmayan, kamu yararına çalışan
dernekler,
-vergi miktarını meclis takdir eder,
-vergi, çalışılan her gün için alınır,
-o ayın vergisi, sonraki ayın 20-sine kadar belediyeye ödenir.
==0
Eğlence vergisi mükellefleri:
-Sinema,
-Oyun/atari salonu,
-Canlı müzikli işletmeler (otel, birahane, gazino, çay bahçesi, diskotek vs)
Belediye, her ay, önceki ay için tahakkuk fişi ve aylık beyanname düzenleyip, ilgili mükellefe
veriliyor. Mükellef beyannameyi imzalıyor. İstediği zaman borcunu ödüyor.
Tahsilat denetimi: Mükellefler borcunu ödüyor, ödeyemeyen borcunu yapılandırıyor. (Pınar
Arpacıoğlu)
==0
O ilde at yarışı yapılıyorsa (hipodrom), il ve ilçelere eğlence vergisi ödeniyor.
==0
Ana caddeler Büy.Bel. sorumluluğundadır—
==0
Belediye, her ay, önceki ay için tahakkuk fişi ve aylık beyanname düzenleyip, ilgili mükellefe
veriyor. Mükellef beyannameyi imzalıyor. İstediği zaman borcunu ödüyor.
Tahsilat denetimi: Mükellefler borcunu ödüyor, ödeyemeyen borcunu yapılandırıyor.
==0
O ilde at yarışı yapılıyorsa (hipodrom), il ve ilçelere eğlence vergisi ödeniyor.
01.03.09.51-Eğlence vergisi: Büy.bel. at yarışlarından aldığı eğlence vergisinden, ilçe
belediyelerine pay gönderir.
(Çevre Temizlik Vergisi ile Eğlence Vergisi, mahsup edilir)
==0
-Alacakların tahsili için yapılan işlemler:
1-ödeme emri gönderildi mi
2-bankalara yazı gönderildi mi
3-tapu müd.e taşınmazlar için yazı gönderildi mi
4-emniyete arabaları için yazı gönderildi mi
339
==0
-çarşıya gidilerek,
Otel,
Oyun salonu,
Sinema,
Canlı müzik hizmeti veren
İşletmelerin ismi öğrenilir-
Personelden,
Eğlence vergisi tahakkuk
Ve tahsil fişlerini istenir.
====0
KONU-İlan ve Reklam Vergisi Tahakkuk ve/veya Tahsilinin YapılmamasıBulguyla ilgili belediyeler:
1-B.şehir belediyesi olan illerde:
-B.şehir bel: Kendisine ayrılan ana caddelerdeki ilan ve reklam vergisini tahsil eder,
-B.şehir bel. ilçe bel: Kendi bölgesindeki ilan ve reklam vergisini tahsil eder,
2-B.şehir belediyesi olmayan illerde: il ve ilçe belediyeleri, ilan ve reklam vergisini tahsil eder.
==0
2-ÖRNEK BULGU
BULGU: Reklam panolarından ilan-reklam vergisi alınmıyor.
SOR: A-Belediyenin reklam panoları var mı?
B-Hangi birim ilgileniyor?
3-Mevzuat
MEVZUAT:
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu
Madde 23- Büyükşehir belediyesinin gelirleri şunlardır:
1. a) (Mülga: 2/7/2008-5779/8 md.)
2. b) (Mülga: 2/7/2008-5779/8 md.)
3. c) …
340
4. d) Büyükşehir belediyesine bırakılan sosyal ve kültürel tesisler, spor, eğlence ve dinlenme
yerleri ile yeşil sahalar içinde tahsil edilecek her türlü belediye vergi, resim ve harçları.
5. e) 7 nci maddenin birinci fıkrasının (g) bendinde belirtilen alanlar ile bu alanlara cephesi
bulunan binalar üzerindeki her türlü ilân ve reklamların vergileri ile asma, tahsis ve
bakım ücretleri. (Ana caddeler, bulvarlar).
Madde-7- g) (Değişik: 12/11/2012-6360/7 md.) Büyükşehir belediyesinin yetki alanındaki
mahalleleri ilçe merkezine bağlayan yollar, meydan, bulvar, cadde ve ana yolları yapmak,
yaptırmak, bakım ve onarımı ile bu yolların temizliği ve karla mücadele çalışmalarını
yürütmek; kentsel tasarım projelerine uygun olarak bu yerlere cephesi bulunan yapılara ilişkin
yükümlülükler koymak; ilân ve reklam asılacak yerleri ve bunların şekil ve ebadını belirlemek;
meydan, bulvar, cadde, yol ve sokak ad ve numaraları ile bunlar üzerindeki binalara numara
verilmesi işlerini gerçekleştirmek.
==0
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu
Madde 12 – Belediye sınırları ile mücavir alanları içinde yapılan her türlü İlan ve reklam, İlan
ve Reklam Vergisine tabidir.
Mükellef ve sorumlu:
Madde 13 – İlan ve Reklam Vergisinin mükellefi, yurt dışından gönderilen ilan ve reklamlar
dahil olmak üzere, ilan ve reklamı kendi adına yapan veya yaptıran gerçek veya tüzelkişilerdir.
İlan ve reklam işlerini mutat meslek olarak ifa edenler, başkaları adına yaptıkları ilan ve
reklamlara ait vergileri mükellefler adına ilgili belediyeye yatırmaktan sorumludurlar.
İstisna ve muaflıklar:
Madde 14 – Aşağıda sayılan ilan ve reklamlardan vergi alınmaz.
1. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu tarafından yayınlanan ve yapılan ilan ve reklamlar,
2. Her türlü gazete, dergi ve kitaplarda yapılan ilan ve reklamlar,
3. Gerçek kişilerin ikametgahlarının iç veya dış kapılarına konan ve kimliklerini gösteren
levhalar,
4. İşletmelerin iştigal veya imal konusu maddelerinin ambalajları üzerinde bulunan ve kendi
işlerine ait ilan ve reklamları ile ambalaj muhtevasından olan prospektüs ve tarifnameler,
5. Gerçek veya tüzel kişilere ait işyerlerinin içine veya dışına asılan iş sahibinin kimliği ile
işin mahiyetini gösteren ve alanı 1/2 metrekareyi aşmayan ışıksız levhalar, (Alanı 1/2
metrekareyi aşan levhalar, aşan kısım üzerinden vergiye tabidir.)
341
6. Genel ve katma bütçeli idareler ile il özel idarelerinin, belediyelerin, köylerin ve bunların
kuracakları birliklerin ve Posta – Telgraf – Telefon ve T.C. Devlet Demiryolları
İşletmelerinin yapacakları her türlü ilan ve reklamlar,
7. Siyasi Partiler Kanununa göre, siyasi partilerin siyasi faaliyet sınırları içinde yapacakları
ilan ve reklamlar,
8. Altıncı bentte yazılı idarelerle, kooperatifler ve kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları tarafından ülke ürünlerinin ve turizminin reklamını yapmak ve herhangi bir
ticari ve sınai kuruluşa ait olmamak üzere hazırlanan her türlü levha ve afişlerle, aynı
kuruluşlar tarafından Türkiye’deki ticaret, sanayi, tarım ve mesleki müesseselerinin isim ve
ticaret unvanları ile ad ve adreslerini intiva etmek üzere yayınlanacak kitap, broşür, katalog
ve dergiler,
9. Umumi mahallere reklam amacı ile konulacak sıra, bank ve benzeri gereçler üzerindeki ilan
ve reklamlar,
10. Sinema ve tiyatroların kendi programlarına ilişkin olarak gösterinin yapıldığı binanın içinde
ve dış yüzünde yaptıkları ilan ve reklamlar.
Tarife ve nispet:
Madde 15 – İlan ve Reklam Vergisi aşağıdaki tarifeye göre alınır.
(Değişik Tarife: 30/12/2004-5281/16 md.)
Verginin Tutarı (YTL)
En az En çok
1. Dükkân, ticarî ve sınaî müessese ve serbest meslek erbabınca
çeşitli yerlere asılan ve takılan her çeşit levha, yazı ve resim gibi
tüm sabit ilân ve reklamların beher metrekaresinden yıllık olarak: 20 100
2. Motorlu taşıt araçlarının içine veya dışına konulan ilân ve
reklamların beher metrekaresinden yıllık olarak: 8 40
3. Cadde, sokak ve yaya kaldırımları üzerine gerilen, binaların
cephe ve yanlarına asılan bez veya sair maddeler vasıtasıyla yapılan
geçici mahiyetteki ilân ve reklamların metrekaresinden haftalık olarak: 2 10
4. Işıklı veya projeksiyonlu ilân ve reklamlardan her metrekare için
yıllık olarak: 30 150
342
5. İlân ve reklam amacıyla dağıtılan broşür, katalog, duvar ve
cep takvimleri, biblolar veya benzerlerinin her biri için: 0,01 0,25
6. Mahiyeti ne olursa olsun yapıştırılacak çeşitli afişler ve
benzerlerinin beherinin metrekaresinden: 0,02 0,50
Vergi tarifesinin uygulanmasında aşağıdaki esaslara uyulur:
a) Metrekare üzerinden yapılan hesaplamalarda, yarım metrekareye kadar olan kesirler
yarım metrekareye, yarım metrekareyi aşanlar ise tam metrekareye tamamlanır.
b) Herhangibir yüzeye yazılmak, takılmak veya çizilmek suretiyle yapılan ilan ve
reklamlarda yazı ve resimlerin kapladığı alanın yüzölçümü esas alınır.
c) Çok cepheli ilan ve reklamlarda metrekare hesabı her cephe için ayrı ayrı nazara alınır,
d) Vergi tarifesinin 1, 2 ve 4 üncü bentlerinde belirtilen ilan ve reklamların süresi 6 aydan;
3 üncü bendinde belirtilen ilan ve reklamın süresi 1 haftadan az olursa vergi miktarının
yarısı alınır. 6 ayı geçen süreler 1 yıl, hafta kesirleri de tam hafta sayılır.
e) Vergi tarifesinin 5 ve 6 ncı bentlerinde yer alan ve çok nüsha olarak basılan ilan ve
reklamlar üzerinde basımevinin ticari unvanı, adresi ve kaç nüsha olarak basıldığı ayrıca
belirtilir.
Verginin tarhı ve ödenmesi:
Madde 16 – Vergiye tabi ilan ve reklamlarda, ilan ve reklam işinin mükellefçe yapılması
halinde ilan veya reklam işinin yapılmasından önce mükellef tarafından, ilan ve reklam işinin
bu işi mutad meslek olarak ifa edenler tarafından yapılması halinde ilan ve reklam işini
yapanlarca ilan veya reklamın yapıldığı ayı takip eden ayın 20 nci günü akşamına kadar
verilecek beyanname üzerine, tarh ve tahakkuk ettirilir. Beyannameler vergi tarifesinin 1, 2, 3,
4, 5 ve 6 ncı bentlerinde yazılı ilan ve reklamlarda bunların yayınlandığı, dağıtıldığı veya teşhir
edildiği mahallin belediyesine verilir,
İlan ve Reklam Vergisi, beyanname verme süresi içinde ödenir. Şu kadar ki belediye meclisleri
vergi tarifesinin 1, 2 ve 4 üncü bentlerinde yazılı yıllık ilan ve reklamlara ait vergileri, yılı
içinde, iki eşit taksitte almaya yetkilidirler.
İlan ve Reklam Vergisinin ödendiğinin belgelendirilmesi yönünden ilgili belediyeler gerekli
usulleri ihdas edebilirler.
343
==0
4-Notlar
5-X Kurumu Çalışma kağıdı—
Örnek-Ç-K—Konu incelendi.
İlan ve reklam vergisiyle ilgili birimler:
1.AŞAMA
İlan-reklam
servisi
İlan-reklam vergisini
hesaplayıp tahakkuk
ettiriyor.
2.AŞAMA Gelir servisiÖdemeyenlere tebligat
gönderiyor.
3.AŞAMA İcra servisiÖdemeyenlere icra işlemi
başlatılıyor.
-vergi tahakkuk ettiriliyor,
-vatandaş gelip vergisini ödüyor,
-süresi içinde ödemeyenlere tebligat yapılıyor,
-yine ödemezse icra işlemleri başlatılıyor, (icra işlemi başlatılan tutar: 2.818.849,00-TL)
==0.
Belediye İcra Müdürü A. Bey, dosyaların icra birimine gelmediğini, Gelir Müdürlüğünün
göndermediğini söyledi.
İlgili birimden mükellef sayısını öğrendim. Bütün borçluların listesini elektronik ortamda
istedim (sicil, isim, adres, tarih, borç şeklinde)
Listeden sondaj usulü, borcu yüksek olan yirmi dosyayı iste.
Ödeme emri, haciz varakası var mı?
Büyükşehirde ilgili birimler:
1-İlan-reklam servisi: Mükellefi tespit eder. Sicil no verir. Alacağı tahakkuk ettirir.
2-Gelir-ilan-reklam servisi: Borç ödenmezse,
a-önce ihbarname gönderir -30 gün içinde ödenmesi için-
b-ödenmezse: Ödeme emri düzenler- 7 gün içinde ödenmesi için-
c-yine ödenmezse: Haciz Varakası düzenleyip, icra servisine gönderir.
344
3-İcra servisi tapuya, emniyete, bankalara yazı yazarak, borçlunun taşınmazına, arabasına,
parasına haciz işlemi uyguluyor.
==0
Örnek çalışma kağıdı:
İlan-reklam vergisi takip ve tahsil ediliyor.
1—Hesaplama sonucu ör. 2,05 m2 çıktıysa 2,50 m2 yapılır,
–2,56 m2 ise, 3,00 m2 yapılır.
–İlan-reklam vergisi iki dilim halinde alınır:
1- (1 Ocak-30 Haziran için)
2- (1 Temmuz-31 Aralık için)
Vatandaş, ör: 3 Martta faaliyete başlamışsa, (1 Ocak-30 Haz) vergisi tam alınır.
==0
BİLGİ
Belediye sınırları ile mücavir alanları içinde yapılan her türlü ilan ve reklam üzerinden ilan ve
reklam vergisi alınması gerekirken, bazı belediyelerde kiraya verilen reklam panolarında
yapılan reklamlar üzerinden ilan ve reklam vergisi alınmaması,
DENETİM:
1-Belediye görev alanında bulunan dört cadde ismini öğren,
2-İlan ve reklam vergisi müdürünü çağır,
3-Bu caddelerde bulunan ilan ve reklamların fotoğrafı çekilecek,
4-Sonra ilan-reklam vergisi tahakkuk fişleri getirilecek.
==0
SORU:
1-Reklam amacıyla kiraya verilen reklam panosu vs var mı? -büy bel.de var..
CEVABI:
2-Varsa, buralardan ilan ve reklam vergisi alındıysa belgeleri,
CEVABI:
3-İlan ve reklam vergisi tahakkuk ve tahsilat belgelerini getiriniz.
CEVABI:
4-Bir personeli görevlendirerek, belediye sorumluluğundaki yerlerde bulunan işyerlerinin ilan
ve reklam vergisini ödeyip ödemedikleri kontrol edilip, Denetçiye bilgi verilecek- ana caddeler
büy.bel. sorumluluğunda-
345
CEVABI:
5-1-Gelir denetimi:
–ilan ve reklam geliri listesi istenecek,
==0
KONU-Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisi Takip, Tahakkuk ve Tahsil İşlemlerinde Tespit Edilen Hatalar
1-İlgili belediyeler
(Bulguyla ilgili belediyeler:
1-B.şehir belediyelerindeki ilçe belediyeleri.
2-B.şehir belediyesi olmayan illerde: il ve ilçe belediyeleri)
2-ÖRNEK BULGU
3-Mevzuat
MEVZUAT
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu
Madde 34 – Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde elektrik ve havagazı tüketimi, Elektrik
ve Havagazı Tüketim Vergisine tabidir.
Mükellef ve sorumlu:
Madde 35 – Elektrik ve Havagazı tüketenler, Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisini ödemekle
mükelleftirler.
(Değişik ikinci fıkra: 9/7/2008-5784/14 md.) 20/2/2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası
Kanununa göre elektrik enerjisini tedarik eden ve havagazını dağıtan kuruluşlar, satış bedeli ile
birlikte bu verginin de tahsilinden ve ilgili belediyeye yatırılmasından sorumludurlar. Organize
sanayi bölgelerinde tüketilen elektrik enerjisinin vergisini organize sanayi bölgeleri tüzel
kişiliklerine elektriği temin eden kuruluş öder.
İstisnalar:
Madde 36 – Aşağıdaki yazılı yerlerde ve şekillerde tüketilen elektrik ve havagazı vergiden
müstesnadır.
346
1. Kazanç amacı gütmemek şartıyla işletilen; hastane, dispanser, klinik, sağlık ocağı ve
merkezleri, rehabilitasyon, teşhis ve tedavi merkez ve kurumları, doğum ve çocuk
bakımevleri, kreşler, sanatoryum, Prevantoryum gibi sağlık kuruluşları ile düşkünler evi,
yetimhaneler, Çocuk Esirgeme Kurumu ve korunmaya muhtaç çocukları koruma
birliklerine ait çocuk yurtları ve bunlara bağlı işyerleri gibi sosyal yardım kuruluşlarında,
2. Dini hizmetlerin ifasına mahsus ve umuma açık bulunan cami, mescit, kilise ve havra gibi
ibadethanelerde,
3. Milletlerarası panayır, sergi ve fuarlarda, bunların giriş yerlerinde, mal teşhir edilen ve
satılan pavyonlarda,
4. Doğrudan doğruya elektrik ve havagazı üreten dağıtım ve istihsal müesseselerinde.
Matrah:
Madde 37 – (Değişik: 9/7/2008-5784/15 md.)
Verginin matrahı; elektriğin iletimi, dağıtımı ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedelleri
hariç olmak üzere, elektrik enerjisi satış bedeli ile havagazının satış bedelidir. Matraha vergi,
fon ve paylar dahil edilmez.
Nispet:
Madde 38 – Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisi aşağıda gösterilen nispetlerde alınır.
1. a) İmal ve istihsal, taşıma, yükleme boşaltma, soğutma, telli ve telsiz telgraf ve telefon
müraselesi işlerinde tüketilen elektriğin satış bedeli üzerinden yüzde 1,
2. b) (a) bendi dışında kalan maksatlar için tüketilen elektriğin satış bedeli üzerinden yüzde 5,
3. c) Havagazının satış bedelinden yüzde 5.
Beyan ve ödeme:
Madde 39 – Elektrik enerjisini tedarik eden veya havagazını dağıtan kuruluşlar tahsil ettikleri
vergiyi, tahsil tarihini takibeden ayın 20 nci günü akşamına kadar belediyeye bir beyanname ile
bildirmeye ve vergiyi aynı sürede ödemeye mecburdurlar. Elektrik ve havagazı işleri bütçesi
içinde yer alan belediyeler bu hükümden müstesnadır.
==0
4-Notlar
NOT: Vergi matrahı, elektrik faturası tutarı olduğu için belediye bunu bilememektedir. Sayıştay
denetçisi denetim yaparken resmi yazıyla firmadan istemelidir.
Tahsil edilen vergi sonraki ayın 20-sine kadar ödenmek zorundadır.
Bu nedenle üç, beş ay öncesinin elektrik tahsilatı istenmelidir.
347
Bilgi aylık istenmeli, ilgili belediye adı belirtilmeli ve elektrik satan diğer firmaların satışları da
istenmelidir. Ör:
“Adana Seyhan Belediyesi sınırları içerisinde,
firmanızca ve elektrik-havagazı satışı yapan diğer firmalarca,
20xx yılı 1 Ocak-31 Ağustos arasında tahsil edilen elektrik bedelleri listesinin,
aylar itibariyle hazırlanarak,
beş gün içinde ivedilikle aşağıdaki adrese ve imzalı olarak ……. e-posta adresine gönderilmesi.
5-X Kurumu Çalışma kağıdı—
Örnek-Ç-K-konu incelendi- ilçe belediyesiyle ilgilidir.
==0
Örnek çalışma kağıdı:
Tamamı tahsil ediliyor.
Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisi, tahakkuku tahsiline bağlı bir gelirdir.
Vatandaş elektrik kullanır, faturası hesaplanırken, elektrik tüketim vergisi de eklenir.
Vatandaşın ne kadar elektrik kullanacağı önceden bilinemeyeceği için, önceden tahakkuk kaydı
yapılamaz.
Vatandaş elektrik firmasına borcunu öder,
Elektrik firması, belediyeye elektrik tüketim vergisini öder.
Belediye tahsil aşamasında, tahakkuk ve tahsil kaydını yapar.
Geçen ayın tahsil fişi istendi: 120 hesabı kullanılmaktadır.
==0
KONU-Alışveriş Merkezlerine Ruhsat Verilmemesi Nedeni İle 4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun Çerçevesinde Alınması Gereken Payların Alınmaması
KONU-YAPI RUHSATI(İŞYERİ AÇMA RUHSATI DEĞİL)
348
1-İlgili belediyeler
(B.şehir belediyesi)
2-ÖRNEK BULGU
(Yeni AVM yapılması)
–Büyükşehir Belediyesinin ruhsat verme yetkisi dâhilinde olan alışveriş merkezleri ile ilgili
olarak gerekli ruhsat verme çalışmalarının yapılmadığı ve yılı içerisinde il muhasebe
birimlerinden ilgili kamu idaresine herhangi bir pay aktarımı yapılmadığı tespit edilmiştir.
4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun’un 5 inci maddesinin altıncı fıkrasında “Yapı
denetim hizmet bedeli, yapı denetim kuruluşlarının hizmet bedellerinin ödenmesinde
kullanılmak üzere yapı sahibince il muhasebe birimlerinde açılacak emanet nitelikli hesaba
yatırılır. Yatırılan tutarların %3’ü ruhsatı veren idarenin, %3’ü Bakanlık bünyesinde bulunan
döner sermaye işletmesinin hesabına aktarılır.” Hükmü yer almaktadır.
Söz konusu Kanuna dayanılarak çıkarılan Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinin 25 inci
maddesinde yapı denetim hesabı düzenlenmiştir. Buna göre; “Kanun ile öngörülen hizmet
bedellerini karşılamak üzere, Bakanlıkça Defterdarlık Muhasebe Müdürlüğü ve Mal
Müdürlüklerinde emanet hesapları açılır. Yapı denetim kuruluşunun hizmet bedelleri, yapı
sahibince bu hesaplara yatırılır. Yapı denetim hizmetine ait her hakediş bedelinin %3’ü ruhsatı
veren ilgili idarenin ve %3’ü ise Bakanlık bünyesindeki döner sermaye işletmesinin hesabına
aktarılır.” denilmektedir.
Diğer taraftan 29.01.2015 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6585 sayılı Perakende
Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmesi başlıklı 5
inci maddesinin yedinci bendinde “Büyükşehirlerde, alışveriş merkezlerine yapı ruhsatı,
yapı kullanma izin belgesi ve işyeri açma ve çalışma ruhsatı vermeye büyükşehir belediyeleri
yetkilidir…” Denilmektedir. 6585 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan Alışveriş Merkezleri
Hakkında Yönetmeliğin 3 üncü maddesinin a bendinde de alışveriş merkezi tanımlanmış buna
göre 4 üncü maddede belirtilen niteliklere sahip perakende işletme alışveriş merkezi olarak
kabul edilmiştir.
İlgili Yönetmeliğin 4 üncü maddesinde alışveriş merkezinin nitelikleri şöyle belirtilmiştir:
“(1) Alışveriş merkezinin;
1. a) Bir yapıya veya alan bütünlüğü içinde yapılar topluluğuna,
2. b) En az beş bin metrekare satış alanına,
3. c) İçinde en az biri büyük mağaza niteliğini taşımak şartıyla beslenme, giyinme, eğlenme,
dinlenme, kültürel ve benzeri ihtiyaçların bir kısmının veya tamamının karşılandığı en az
349
on işyerine ya da büyük mağaza niteliği taşıyan işyeri bulunmasa dahi beslenme, giyinme,
eğlenme, dinlenme, kültürel ve benzeri ihtiyaçların bir kısmının veya tamamının
karşılandığı en az otuz işyerine,
ç) Bu Yönetmelikte belirtilen ortak kullanım alanlarına,
1. d) Merkezi bir yönetime,
Sahip olması gerekir.”
Buna göre 6585 sayılı Kanun kapsamında alışveriş merkezlerine yapı ruhsatı, yapı kullanma
izin belgesi ve işyeri açma ve çalışma ruhsatı vermeye büyükşehir belediyeleri yetkili
olduğundan alışveriş merkezlerine ilişkin yapı ruhsatlarının Büyükşehir Belediyesi tarafından
verilmesi ve bu doğrultuda il muhasebe birimlerinde açılan emanet hesaplarından yapı denetim
hizmet bedeli payı olan %3’lük payın kamu idaresine aktarılması gerekmektedir.
Büyükşehir Belediyesinin ruhsat verme yetkisi dâhilinde olan alışveriş merkezleri ile ilgili
olarak gerekli ruhsat verme çalışmalarının yapılmadığı ve yılı içerisinde il muhasebe
birimlerinden ilgili kamu idaresine herhangi bir pay aktarımı yapılmadığı tespit edilmiştir.
3-Mevzuat
BİNALARA RUHSAT VERİLMESİ MEVZUATI:
5393 sayılı Belediye Kanunu
Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı
Madde 73- (Değişik: 17/6/2010-5998/1 md.)
Belediye, belediye meclisi kararıyla; konut alanları, sanayi alanları, ticaret alanları, teknoloji
parkları, kamu hizmeti alanları, rekreasyon alanları ve her türlü sosyal donatı alanları
oluşturmak, eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel
dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak amacıyla kentsel dönüşüm ve
gelişim projeleri uygulayabilir. Bir alanın kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak ilan
edilebilmesi için yukarıda sayılan hususlardan birinin veya bir kaçının gerçekleşmesi ve bu
alanın belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması şarttır. Ancak, kamunun
mülkiyetinde veya kullanımında olan yerlerde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan
edilebilmesi ve uygulama yapılabilmesi için ilgili belediyenin talebi ve Çevre ve Şehircilik
Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca bu yönde karar alınması şarttır.
Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilecek alanın; üzerinde yapı olan veya
olmayan imarlı veya imarsız alanlar olması, yapı yükseklik ve yoğunluğunun belirlenmesi,
alanın büyüklüğünün en az 5 en çok 500 hektar arasında olması, etaplar halinde yapılabilmesi
hususlarının takdiri münhasıran belediye meclisinin yetkisindedir. Toplamı 5 hektardan az
350
olmamak kaydı ile proje alanı ile ilişkili birden fazla yer tek bir dönüşüm alanı olarak
belirlenebilir.
Büyükşehir belediye ve mücavir alan sınırları içinde kentsel dönüşüm ve gelişim projesi alanı
ilan etmeye büyükşehir belediyeleri yetkilidir. Büyükşehir belediye meclisince uygun
görülmesi halinde ilçe belediyeleri kendi sınırları içinde kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri
uygulayabilir.
Büyükşehir belediyeleri tarafından yapılacak kentsel dönüşüm ve gelişim projelerine ilişkin her
ölçekteki imar planı, parselasyon planı, bina inşaat ruhsatı, yapı kullanma izni ve benzeri tüm
imar işlemleri ve 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda belediyelere verilen yetkileri
kullanmaya büyükşehir belediyeleri yetkilidir.
Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve
kamulaştırılmasında anlaşma yolu esastır. Kentsel dönüşüm ve gelişim projesi kapsamında
bulunan gayrimenkul sahipleri ve belediye tarafından açılacak davalar, mahkemelerde öncelikle
görüşülür ve karara bağlanır.
Kentsel dönüşüm ve gelişim alanları içinde yer alan eğitim ve sağlık alanları hariç kamuya ait
gayrimenkuller harca esas değer üzerinden belediyelere devredilir. Kentsel dönüşüm ve gelişim
proje alanlarında yıkılarak yeniden yapılacak münferit yapılarda ilgili vergi, resim ve harçların
dörtte biri alınır.
Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarındaki gayrimenkul sahipleri ve 24/2/1984 tarihli ve
2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve
6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanuna istinaden, hak
sahibi olmuş kimselerle anlaşmaları halinde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanında hakları
verilir. (Ek cümle: 10/9/2014 – 6552/122 md.) Anlaşma sonucu belediye mülkiyetine geçen
gayrimenkuller haczedilemez. 2981 sayılı Kanun kapsamına girmeyen gecekondu sahiplerine
enkaz ve ağaç bedelleri verilir veya belediye imkanları ölçüsünde kentsel dönüşüm ve gelişim
proje alanı dışında arsa veya konut satışı yapılabilir. Bu kapsamda bulunanlara Toplu Konut
İdaresi Başkanlığı ile işbirliği yapılmak suretiyle konut satışı da yapılabilir. Enkaz ve ağaç
bedelleri arsa veya konut bedellerinden mahsup edilir.
Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilen yerlerde belediyelere ait gayrimenkuller ile
belediyelerin anlaşma sağladığı veya kamulaştırdıkları gayrimenkuller üzerindeki inşaatların
tamamı belediyeler tarafından yapılır veya yaptırılır. Belediye ile anlaşma yapmayan veya
belediyece kamulaştırılmasına gerek duyulmayan gayrimenkul sahiplerinden proje alanında
kendilerine 3194 sayılı Kanunun 18 inci maddesine göre ayrı ada ve parselde imar hakkı
verilmemiş olanlar kamulaştırmasız el atma davası açabilir.
351
Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında yapılacak alt yapı ve rekreasyon harcamaları,
proje ortak gideri sayılır. Belediyelere ait inşaatların proje ortak giderleri belediyeler tarafından
karşılanır. Kendilerine ayrı ada veya parsel tahsis edilen gayrimenkul sahipleri ile kamulaştırma
dışı kalan gayrimenkul sahipleri, sahip oldukları inşaatın toplam metrekaresi oranında proje
ortak giderlerine katılmak zorundadır. Proje ortak gideri ödenmeden inşaat ruhsatı, yapılan
binalara yapı kullanma izni verilemez; su, doğalgaz ve elektrik bağlanamaz.
Dönüşüm alanı sınırı kesinleştiği tarihte, bu sınırlar içindeki gayrimenkullerin tapu kütüğünün
beyanlar hanesine kaydedilmek üzere tapu sicil müdürlüğüne, paftasında gösterilmek üzere
kadastro müdürlüğüne bildirilir. Söz konusu gayrimenkullerin kaydında meydana gelen
değişiklikler belediyeye bildirilir.
Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilen yerlerde; ifraz, tevhit, sınırlı ayni hak tesisi ve
terkini, cins değişikliği ve yapı ruhsatı verilmesine ilişkin işlemler belediyenin izni ile yapılır.
(İptal ikinci , üçüncü, dördüncü cümleler: Anayasa Mahkemesi’nin 18/10/2012 tarihli ve E.:
2010/82, K.:2012/159 sayılı Kararı ile) (…) (1)
Belediye, kentsel dönüşüm ve gelişim projelerini gerçekleştirmek amacıyla; imar uygulaması
yapmaya, imar uygulaması yapılan alanlardaki taşınmazların değerlerini tespit etmeye ve bu
değer üzerinden hak sahiplerine dağıtım yapmaya veya hasılat paylaşımını esas alan
uygulamalar yapmaya yetkilidir.
Kentsel dönüşüm ve gelişim projelerinin uygulanması sırasında, tapu kayıtlarında mülkiyet
hanesi açık olan veya ayni hakları davalı olan taşınmazlar doğrudan kamulaştırılarak bedelleri
mahkemece tayin edilen bankaya belli olacak hak sahipleri adına bloke edilir. Belediye kentsel
dönüşüm ve gelişim projelerinin uygulama alanında bulunan taşınmazların kamulaştırılması
sırasında veraset ilamı çıkarmaya veya tapudaki kayıt malikine göre işlem yapmaya yetkilidir.
(Ek fıkra: 16/5/2012-6306/17 md.) Büyükşehirlerde büyükşehir belediye meclisinin, il ve
ilçelerde belediye meclislerinin salt çoğunluk ile alacağı karar ile masrafların tamamı veya bir
kısmı belediye bütçesinden karşılanmak kaydıyla kentin uygun görülen alanlarında bina
cephelerinde değişiklik ve yenileme ile özel aydınlatma ve çevre tanzimi çalışmaları yapılabilir.
Cephe değişikliği yapılacak binalarda telif hakkı sahibi proje müelliflerine talep etmeleri
hâlinde, değiştirilecek cephe veya cephelerin beher metrekaresi için bir günlük net asgari ücret
tutarını geçmemek üzere telif hakkı ödenir. Büyükşehir belediye meclisince uygun görülmesi
hâlinde, büyükşehir belediyesi içindeki ilçe belediyeleri kendi sınırları içinde bu fıkrada
belirtilen iş ve işlemleri yapabilir.
352
(Ek fıkra: 16/5/2012-6306/17 md.) Bina cephelerinde değişiklik ve yenileme ile özel
aydınlatma ve çevre tanzimi çalışmaları için yapılması gereken iş, işlem ve yetkilendirmeler,
kat maliklerinin arsa payı çoğunluğu ile verecekleri karara göre yapılır.
(Ek fıkra: 16/5/2012-6306/17 md.) Büyükşehir belediyelerince, kentsel dönüşüm ve gelişim
alanı ilan edilen alanlar ile 5366 sayılı Kanuna göre yenileme alanı ilan edilen alanlarda veya
bu Kanunun 75 inci maddesine göre kamu kurum ve kuruluşları ile protokol yapmaları hâlinde,
büyükşehir belediye meclisi kararı ile, yıkılan ibadethane ve yurtların yerine veya ihtiyaç
duyulan yerlerde ibadethane ve yurt inşa edilebilir.
Kentsel dönüşüm ve gelişim projesi kapsamındaki işler, kamu idareleriyle 75 inci madde
çerçevesinde ortak hizmet projeleri aracılığıyla gerçekleştirilebilir.
Bu Kanunun konusu ile ilgili hususlarda Başbakanlık Toplu Konut İdaresine 2985 sayılı Kanun
ve diğer kanunlarla verilen yetkiler saklıdır.
==0
4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu
Madde 4:
……………….
Yürürlüğe giren mevzii imar plânına göre arazi kullanımı, yapı ve tesislerinin projelendirilmesi,
inşası ve kullanımıyla ilgili ruhsat ve izinler ile işyeri açma ve çalışma ruhsatları OSB
tarafından verilir ve denetlenir. İşyeri açma ve çalışma ruhsatının verilmesi sırasında işyeri
açma ve çalışma ruhsatına ilişkin harçlar, OSB tarafından tahsil edilerek ilgili belediye veya il
özel idaresi hesabına yatırılır.
==0
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu
Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları
Madde 7- Büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları şunlardır:
20. c) Kanunlarla büyükşehir belediyesine verilmiş görev ve hizmetlerin gerektirdiği proje,
yapım, bakım ve onarım işleriyle ilgili her ölçekteki imar plânlarını, parselasyon plânlarını
ve her türlü imar uygulamasını yapmak ve ruhsatlandırmak, 20.7.1966 tarihli ve 775 sayılı
Gecekondu Kanununda belediyelere verilen yetkileri kullanmak.
Büyükşehir belediyesinin imar denetim yetkisi
Madde 11- Büyükşehir belediyesi, ilçe (…) belediyelerinin imar uygulamalarını denetlemeye
yetkilidir. Denetim yetkisi, konu ile ilgili her türlü bilgi ve belgeyi istemeyi, incelemeyi ve
gerektiğinde bunların örneklerini almayı içerir. Bu amaçla istenecek her türlü bilgi ve belgeler
en geç onbeş gün içinde verilir. İmar uygulamalarının denetiminde kamu kurum ve
353
kuruluşlarından, üniversiteler ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından
yararlanılabilir.
Denetim sonucunda belirlenen eksiklik ve aykırılıkların giderilmesi için ilgili belediyeye üç ayı
geçmemek üzere süre verilir. Bu süre içinde eksiklik ve aykırılıklar giderilmediği takdirde,
büyükşehir belediyesi eksiklik ve aykırılıkları gidermeye yetkilidir.
Büyükşehir belediyesi tarafından belirlenen ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapılar,
gerekli işlem yapılmak üzere ilgili belediyeye bildirilir. Belirlenen imara aykırı uygulama, ilgili
belediye tarafından üç ay içinde giderilmediği takdirde, büyükşehir belediyesi 3.5.1985 tarihli
ve 3194 sayılı İmar Kanununun 32 ve 42 nci maddelerinde belirtilen yetkilerini kullanma
hakkını haizdir. Ancak 3194 sayılı Kanunun 42 nci madde kapsamındaki konulardan dolayı iki
kez ceza verilemez.
==0
4-Notlar
5-X Kurumu Çalışma kağıdı-
Örnek çalışma kağıdı: konu incelendi-
İmar birimi-Yapı ruhsatı birimi—x hanım
-AVM yapılırken, yapı denetim kuruluşuna ödenen hizmet bedelinin %3’ünün, yapı ruhsatını
veren belediyeye ödenmesi gerekiyor.
Perakende kan.dan sonra (2015) avm ruhsatını b.şehir bel veriyor:
Sadece bir tane avm yapıldı, (01-avm)
İnşaat devam ediyor,
Yapı ruhsatını b.şeh bel verdi,
% 3 Belediye payı ödeniyor.
==0
KONU-Çevre Temizlik Vergisinden Alınan Payların Tahakkuk ve Tahsiline İlişkin Tespitler1-ÖRNEK BULGU
2-Mevzuat
354
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu
Çevre temizlik vergisi:
Mükerrer Madde 44 – (Değişik:25/12/2003 – 5035/41 md.)
Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde bulunan ve belediyelerin çevre temizlik
hizmetlerinden yararlanan konut, iş yeri ve diğer şekillerde kullanılan binalar çevre temizlik
vergisine tabidir.
Genel ve katma bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyeler, köyler, bunların kuracakları
birlikler, darülaceze ve benzeri kuruluşlar ve üniversiteler tarafından münhasıran hizmetlerinde
kullanılan binalar, Kızılay Genel Merkezi ile şubeleri ve kampları, Kredi ve Yurtlar Kurumuna
ait öğrenci yurtları, korumalı işyerleri ile umuma açık ibadet yerleri, karşılıklı olmak şartıyla
elçilik ve konsolosluk hizmetlerinde kullanılanlarla elçilerin ikametine mahsus olan binalar,
milletlerarası kuruluşlar ve bunların temsilcilikleri tarafından kullanılan binalar ile bunların
müştemilatı vergiye tâbi değildir. (2)
Verginin mükellefi, binaları kullananlardır. Mükellefiyet binanın kullanımı ile başlar.
(Değişik dördüncü fıkra: 30/12/2004-5281/18 md.) Konutlara ait çevre temizlik vergisi, su
tüketim miktarı esas alınmak suretiyle metreküp başına büyükşehirlerde 15 YKr, diğer yerlerde
12 YKr olarak hesaplanır.
(Değişik beşinci fıkra: 30/12/2004-5281/18 md.) İşyerleri ve diğer şekilde kullanılan binalara
ait Çevre Temizlik Vergisi, aşağıdaki tarifeye göre alınır ve büyükşehirlerde % 25 artırımlı
uygulanır.
Yıllık Vergi Tutarı (YTL)
Bina Grupları 1. Derece 2. Derece 3. Derece 4. Derece 5. Derece
1. Grup 1.400 1.120 840 700 560
2. Grup 850 670 500 420 340
3. Grup 560 450 340 280 225
4. Grup 280 225 170 140 115
355
5. Grup 170 140 100 85 70
6. Grup 85 70 50 40 30
7. Grup 30 25 18 15 12
Belediyenin çevre temizlik hizmetlerinden yararlanan ancak, su ihtiyacını belediyece tesis
edilmiş su şebekesi haricinden karşılayan konutlara ilişkin çevre temizlik vergisi, yukarıdaki
tarifenin yedinci grubunun belediye meclisince belirlenecek derecesi üzerinden hesaplanır.
Su tüketim miktarı esas alınmak suretiyle hesaplanan çevre temizlik vergisi, su faturasında
ayrıca gösterilmek suretiyle tahakkuk etmiş sayılır. Bu suretle tahakkuk eden vergi, su tüketim
bedeli ile birlikte belediyelerce tahsil edilir. Su ve kanalizasyon hizmetleri ayrı bir kanunla
düzenlenmiş bulunan büyük şehir belediye sınırları ve mücavir alanlardaki çevre temizlik
vergisi ise 20.11.1981 tarihli ve 2560 sayılı Kanun hükümlerine göre kurulan su ve
kanalizasyon idarelerince tahsil edilir.
İş yeri ve diğer şekillerde kullanılan binalara ait çevre temizlik vergisi, belediyelerce binaların
tarifedeki derecelere intibak ettirilmesi üzerine her yılın Ocak ayında yıllık tutarı itibarıyla
tahakkuk etmiş sayılır. Tahakkuk eden vergi, bir defaya mahsus olmak üzere, belediyelerin ilan
mahallerinde bir ay süreyle topluca ilan edilir. İş yeri ve diğer şekilde kullanılan binalarla ilgili
olarak tahakkuk eden bu vergi, her yıl, emlak vergisinin taksit sürelerinde ödenir.
Su ve kanalizasyon idareleri, büyük şehir dahilindeki her ilçe veya ilk kademe belediyesinin
belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan konutlara ilişkin olarak tahsil ettiği çevre
temizlik vergisi ile bu verginin süresinde ödenmemesi nedeniyle tahsil ettiği gecikme
zammının yüzde seksenini tahsilatı takip eden ayın yirminci günü akşamına kadar bir bildirim
ile ilgili belediyeye bildirerek aynı süre içinde öder. Tahsil edilen vergi ve gecikme
zammının yüzde yirmisini ise münhasıran çöp imha tesislerinin kuruluş ve işletmelerinde
kullanılmak üzere büyük şehir belediyesinin hesabına tahsilatı takip eden ayın yirminci günü
akşamına kadar aktarır.
Büyük şehir belediye sınırları içinde bulunan belediyelerin kendileri tarafından tahsil edilen
çevre temizlik vergisinin yüzde yirmisi aynı esaslar çerçevesinde büyük şehir belediyelerine
aktarılır.
356
Tahsil ettiği vergiyi veya gecikme zammını yukarıda belirtilen süre içinde ilgili belediyeye
yatırmayan idarelerden, bu tutarlar 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun hükümlerine göre gecikme zammı tatbik edilerek tahsil edilir.
Bu maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarında yer alan tutarlar, her yıl yeniden değerleme
oranında artırılır. Bu tutarların belirlenmesinde, vergi tutarlarının yüzde beşini aşmayan
kesirleri dikkate alınmaz.
Bakanlar Kurulu; beşinci fıkradaki tarifede yer alan bina gruplarını belirlemeye ve bu
maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarında yer alan tutarları yöreler, belediyelerin nüfusları ve
bina grupları itibarıyla ayrı ayrı dörtte birine kadar indirmeye veya yarısına kadar artırmaya
yetkilidir.
Belediye meclisleri, bulundukları mahallin sosyal ve ekonomik farklılıkları ile büyüklüklerini
de dikkate alarak binaların hangi dereceye gireceğini tespit etmeye yetkilidir.
Maliye Bakanlığı, mükellefiyetle ilgili olarak bildirim verdirmeye ve buna ilişkin usulleri
belirlemeye, İçişleri Bakanlığının da görüşünü alarak bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul
ve esasları belirlemeye yetkilidir.
3-Notlar
1—Evlere ait ÇTV: Su faturası içinde tahsil edilir (B.şehir olan illerde, Sular İdaresi). Sular
İdaresi, evlere ait ÇTV-yi tahsil edince yüzde 80-nini ilgili bel.ye gönderir. Kalan yüzde 20-sini
B.şehir bel.e gönderir.
2—Diğer binalara ait ÇTV: B.şehir olan illerde ilçe belediyeleri aşağıdaki tarifeye göre tahsil
eder. Her yılın Ocak ayında yıllık tutarı itibarıyla tahakkuk etmiş sayılır. Belediye tahsil ettiği
binalara ait ÇTV-nin yüzde 20-sini B.şehir bel.e gönderir.
==0
Ek. Kodu
01-02-09 Mülkiyet Üzerinden Alınan Diğer Vergiler
01-02-09-51 Bina Vergisi
01-02-09-52 Arsa Vergisi
01-02-09-53 Arazi Vergisi
01-02-09-54 Çevre Temizlik Vergisi
6-X Kurumu Çalışma kağıdı-
Örnek çalışma kağıdı:Konu incelendi.
1-İlçe belediyeleri paylarını A.. B.şehir Bel.e gönderiyor.
357
2-ASKİ, ilgili payı büyükşehir bel.e gönderiyor.
==0
KONU-Diğer Kamu İdareleri Tarafından Yapılan Kamulaştırma İşlemlerinden Kaynaklanan Emlak Vergisi Tarh, Tahakkuk ve Tahsiline İlişkin Tespitler
1-İlgili belediyeler:
Emlak vergisi:
A-Büyükşehir olan illerde:
1.2.9.51-Bina Vergisi– ilçe belediyeleri bu vergiyi alır.
1.2.9.52-Arsa Vergisi– ilçe belediyeleri bu vergiyi alır.
1.2.9.53-Arazi Vergisi– ilçe belediyeleri bu vergiyi alır.
B-Büyükşehir belediyesi olmayan illerde: il ve ilçe belediyeleri
2-ÖRNEK BULGU
Taşınmaz mallardan sorumlu olan müdüre sordum, Tapu Müdürlüğünün bilgilendirme
yapmadığını söyledi.
ÖRNEK-1-BULGU: Kamu kurumları kamulaştırma yapınca, İl Tapu Müdürlüğü’nün
kamulaştırma bilgilerini belediyeye bildirmediği tespit edilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu, belediyeler tarafından
tahsil edilen ve önemli bir gelir kaynağı olan emlak vergisini güvence altına almak amacıyla
tapu idaresine kamulaştırma ve devir gibi mülkiyet değişimlerini ilgili belediyeye bildirme
zorunluluğu getirmiştir. Emlak vergisinin beyana dayalı bir vergi olması nedeniyle bu
zorunluluk bir vergi güvenlik önlemidir.
Belediye sınırları içerisinde yapılmış olan kamulaştırma işlemlerinin tapu idaresi tarafından
ilgili belediyeye bildirilmemesi sonucunda;
358
-Kamulaştırılarak kamu tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan gayrimenkule ilişkin daha
önceden beyanname verilmediği, emlak vergisi ödenmediği ve bildirim yapılmamış
olduğundan bu hatanın düzeltilmeden devam ettiği,
-Kamulaştırılarak kamu tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan gayrimenkule ilişkin daha
önceden gelen emlak vergisi borçlarının bulunduğu ve bildirim yapılmamış olduğundan bu
hatanın düzeltilmeden devam ettiği,
-Kamulaştırılarak kamu tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan gayrimenkule ilişkin
Kamulaştırma Kanunundan kaynaklanan ek emlak vergisinin beyan edilmediği ve bildirim
yapılmamış olduğundan bu hatanın düzeltilmeden devam ettiği,
-Bildirim yapılmamış olması nedeniyle beyanname verilmiş olan gayrimenkullerde kamu adına
tescil tarihinden sonra tahakkuk yapılmaması gerekirken, eski malik adına tahakkuk yapılmaya
devam edildiği,
tespit edilmiştir.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 30 uncu maddesinde, Tapu dairelerinin devir ve ferağ
işlemini, işlemin yapıldığı ayı takip eden ayın 15’inci günü akşamına kadar ilgili belediyeye
bildireceği, ifade edilmektedir.
Tapu Müdürlüğü ile irtibata geçilerek, kurumlarca yapılan kamulaştırma bilgilerinin temin
edilmesi ve o taşınmazlarla ilgili emlak vergisinin tahsil edilmesi/kayıtların kapatılması
gerekmektedir.
ÖRNEK-2-BULGU:
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümlerince kamu kurumları tarafından
kamulaştırılan taşınmazların emlak vergisi ile ilgili işlemlerin mevzuata uygun olarak
gerçekleştirilmesi için gerekli olan kamulaştırma bilgileri ilgili tapu idaresinden
alınmamaktadır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10’uncu maddesinde; "Kamulaştırılması yapılan
taşınmaz mal, tahsis edildiği kamu hizmeti itibariyle sicile kaydı gerekmeyen bir niteliğe
dönüşmüş ise, istek halinde mahkemece sicil kaydının terkinine karar verilir. Bu tescil ve terkin
işlemi sırasında mal sahiplerinin bu taşınmaz mal nedeniyle vergi ilişkisi aranmaz. Ancak, tapu
dairesi durumu ilgili vergi dairesine bildirir" hükmü bulunmaktadır.
2942 sayılı Kanun’un 39’uncu maddesinde ise; “Kamulaştırılan taşınmazın
kamulaştırıldığı yıla ait emlak vergisi tarhına esas olan vergi değeri, kesinleşen kamulaştırma
bedelinden az olduğu takdirde, kamulaştırma bedeli ile vergi değeri arasındaki fark üzerinden,
cezalı emlak vergisi tarh olunur. Emlak Vergisi beyannamesinin ek süreye rağmen verilmemiş
359
olması halinde, kesinleşen kamulaştırma bedeli, kamulaştırmanın yapıldığı yıla ait vergi değeri
yerine geçer ve bu değer üzerinden cezalı emlak vergisi tarhiyatı yapılır” düzenlemesine yer
verilmiştir.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 30’uncu maddesinde ise; “Devir ve ferağı
yapılan bina ve arazinin, devir ve ferağın yapıldığı yıl ile geçmiş yıllara ait ödenmemiş Emlak
Vergisinin ödenmesinden, devreden devralan müteselsilen sorumlu tutulurlar. Devralanın
mükellefe rücu hakkı saklıdır. Tapu daireleri devir ve ferağ işlemini, işlemin yapıldığı ayı takip
eden ayın 15'inci günü akşamına kadar ilgili belediyelere bildirir” düzenlemesine yer
verilmiştir.
(TB-Bedelsiz devir: Bir hakkın, alacağın veya malın herhangi bir bedel alınmadan bir
başkasına aktarılması)
(TB-Ferağ: Devir; devretme; bir hakkı birine geçirme; mirî veya vakıf arazinin
yararlanma hakkının satışı)
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri çerçevesinde emlak vergisine konu taşınmazın
kamu kurumları tarafından kamulaştırılması halinde kamu kurumları, 1319 sayılı Emlak
Vergisi Kanunu hükümleri çerçevesinde bu vergiden muaf oldukları için mükellefiyet ortadan
kalkmaktadır.
Kamulaştırılan taşınmazın kamulaştırıldığı yıla ait emlak vergisi tarhına esas olan vergi
değeri, kesinleşen kamulaştırma bedelinden az olduğu takdirde ise kamulaştırma bedeli ile
vergi değeri arasındaki fark üzerinden cezalı emlak vergisi tarh edilecektir.
Devir ve ferağ yapılan bina ve arazinin geçmiş yıllara ait ödenmemiş Emlak Vergisinin
ödenmesinden devreden ve devralan müteselsilen sorumlu tutulmuş olup Tapu Daireleri devir
ve ferağ işlemini, işlemin yapıldığı ayı takip eden ayın 15'inci günü akşamına kadar ilgili
belediyelere bildirmekle yükümlü tutulmuştur.
Kamulaştırma, devir ve ferağ işlemleri nedeniyle emlak vergisinin mükellefi ve
sorumlusu değişmekte, cezalı emlak vergisi tarhı söz konusu olabilmektedir. Ayrıca vergiye
konu emlakin bu vergiden muaf kamu idareleri tarafından kamulaştırılması halinde ise muafiyet
söz konusu olabilmektedir. Bu nedenle kamulaştırma, devir ve ferağ gibi nedenlerle emlak
vergisiyle ilgili işlemlerin mevzuata uygun olarak yapılabilmesi için gerekli bilgilerin belediye
tarafından başta tapu idareleri olmak üzere diğer kurum ve kişilerden alınması gerekmektedir.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 37’nci maddesinde; “Bu Kanunda geçen "Vergi
dairesi" tabiri, belediyeleri ifade eder” düzenlemesine yer verilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul
Kanunu’nun “Devamlı bilgi verme” başlıklı 149’uncu maddesinde; “Kamu idare ve
360
müesseseleri (Kamu hizmeti ifa eden kurum ve kuruluşlar dahil) ile gerçek ve tüzelkişiler
vergilendirmeye ilişkin olaylarla ilgili olarak Maliye ve Gümrük Bakanlığı ve vergi dairesince
kendilerinden yazı ile istenecek bilgileri belli fasılalarla ve devamlı olarak yazı ile vermeye
mecburdurlar” düzenlemesine, “Bilgi vermekten imtina edememek” başlıklı 151’inci
maddesinde de; “Kendilerinden bilgi istenilen gerçek ve tüzel kişiler, özel kanunlarda yazılı
mahremiyet hükümlerini ileri sürerek, bilgi vermekten imtina edemezler” düzenlemesine yer
verilmiştir. 213 sayılı Kanun’un mükerrer 335’inci maddesinde ise 149’uncu madde hükümleri
çerçevesinde bilgi verme görevini yerine getirmeyenlere “Özel Usulsüzlük Cezası” kesileceği
düzenlenmiştir.
Yukarda yer verilen hükümler çerçevesinde kamulaştırma, devir ve ferağ işlemleriyle
ilgili bilgilerin emlak vergisi açısından vergi dairesi hükmünde olan belediye tarafından ilgili
kurum ve kişilerden istenilmesi, ilgili kurum ve kişiler tarafından ise istenilen bilgilerin
verilmesi, aksi durumda belediye tarafından özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir.
3-Mevzuat
EMLAK VERGİSİ DENETİMİ:
1-Bina Vergisi istisnası:
–Belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan binalar,
-Kamu kurumlarına ait binalar,
-Kamu menfaatine yararlı derneğe ait bina,
-İbadethaneler
-Ordu evi vs
-Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ait binalar (Vakıf senedindeki cihete
tahsis edilmek şartiyle) ile organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler, endüstri bölgeleri,
teknoloji geliştirme bölgeleri ve sanayi sitelerinde yer alan binalar;
– Mesken olarak kullanılan bina veya apartman dairelerinin, 2.500 Yeni Türk Lirasından az
olmamak üzere vergi değerinin 1/4 ü, inşalarının sona erdiği yılı takibeden bütçe yılından
itibaren 5 yıl süre ile geçici muafiyetten faydalandırılır.
==0
2-Arazi Vergisi istisnası:
–Belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arazi,
-Kamu kurumlarına ait araziler,
-Kamu menfaatine yararlı derneğe ait arazi,
-Mezarlık,
361
-Belediye sınırları içerisinde olup, parsellenmeyen arazinin toplam vergi değerinin 10.000
lirasıarazi vergisinden müstesnadır.
(Denetim: Arazinin 2017 yılı değeri kaç liradır)
==0
Ayrıntılı bilgi için bakınız: https://tezcansite.wordpress.com/2013/01/01/263/
==0
Belediye sınırları içerisindeki toprak:
a-Parsellendiyse arsa denir,
b-Parsellemediyse arazi denir.
==0
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu.
1319 SAYILI EMLAK VERGİSİ KANUNU
BİRİNCİ KlSIM: Bina Vergisi
Mevzu:
Madde 1– Türkiye sınırları içinde bulunan binalar bu kanun hükümlerine göre Bina Vergisine
tabidir.
Bina tabiri:
Madde 2 – Bu kanundaki bina tabiri, yapıldığı madde ne olursa olsun, gerek karada gerek su
üzerindeki sabit inşaatın hepsini kapsar.
Bu kanunun uygulanmasında Vergi Usul Kanununda yazılı bina mütemmimleri de bina ile
birlikte nazara alınır.
Yüzer havuzlar, sair yüzer yapılar, çadırlar ve nakil vasıtalarına takılıp çekilebilen seyyar evler
ve benzerleri bina sayılmaz.
Mükellef:
Madde 3 – Bina Vergisini, binanın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa binaya
malik gibi tasarruf edenler öder.
Bir binaya paylı mülkiyet halinde malik olanlar, hisseleri oranında mükelleftirler. Elbirliği
mülkiyette malikler vergiden müteselsilen sorumlu olurlar.
Daimi muaflıklar:
Madde 4 – (Değişik birinci fıkra: 16/10/1981-2536/1 md.) Aşağıda yazılı binalar, kiraya
verilmemek (24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanun kapsamında yapılan işletme hakkı
362
devirleri hariç) şartıyla Bina Vergisinden daimi olarak muaftır. ( (a), (b), (s), (y) ve (z) fıkraları
için kiraya verilmeme şartı aranmaz.)
a) (Değişik: 17/7/1972-1610/1 md.) Özel bütçeli idarelere (Mazbut vakıflar dahil), il
özel idarelerine, belediyelere, köy tüzel kişiliğine, kanunla kurulan üniversitelere ve Devlete ait
binalar;
1. b) (Değişik: 17/7/1972-1610/1 md.) İl özel idareleri, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil
ettikleri birlikler veya bunlara bağlı müesseselere ait;
2. aa) Su, elektrik, havagazı, mezbaha ve soğuk hava işletme binaları;
3. bb) Belediye sınırları içindeki yolcu taşıma işletme binaları ve kapalı durak yerleri;
4. c) (Değişik: 17/7/1972-1610/1 md.) Köylere ve köy birliklerine ait tarım işletme binaları,
soğuk hava depoları, içmeler ve kaplıcalar ile bunlar tarafından köylünün umumi ve
müşterek ihtiyaçlarını karşılamak maksadiyle işletilen hamam, çamaşırhane, değirmenler ve
köy odaları;
5. d) Ordu evleri, askeri gazino ve kantinler ile bunların müştemilatı;
6. e) Kamu menfaatlerine yararlı derneklere ait binalar (Kurumlar Vergisine tabi işletmelere
ait olmamaları veya bunlara tahsis edilmiş bulunmamaları şartiyle);
7. f) (Değişik: 17/7/1972-1610/1 md.) Kazanç gayesi olmamak şartiyle işletilen hastane,
dispanser, sağlık, rehabilitasyon, teşhis ve tedavi merkezleri, sanatoryum, prevantoryum,
öğrenci yurtları, düşkünler evi, yetimhaneler, revirler, kreşler, kütüphaneler ve korunmaya
muhtaç çocukları koruma birliklerine ait yurtlar ve işyerleri ile benzerleri;
8. g) Dini hizmetlerin ifasına mahsus ve umuma açık bulunan ibadethaneler ve bunların
müştemilatı;
9. h) Zirai istihsalde kullanılmak şartiyle makina ve alet depoları, zahire ambarları,
samanlıklar, arabalıklar, ağıllar, ahırlar, kümesler, kurutma mahalleri, böcekhaneler, serler
(seralar) ve benzeri binalarla, işçi ve bekçi bina, kulübe ve barakaları;
10. i) Su ürünleri müstahsillerinin istihsalde kullandıkları ağ ve alet depoları, kayıkhaneler,
denizlerde ve göllerdeki işçi ve balıkçı kulübe ve barakaları;
(Yukarıda “h” ve “i” fıkralarında yazılı binaların bir kısmı ikamete ve bir kısmı da mezkür
fıkralarda yazılı maksatlara tahsis edilmiş bulunduğu takdirde vergi, yalnız ikamete tahsis
olunan kısım için uygulanır.)
1. j) (Değişik: 4/12/1985-3239/100 md.) Umuma tahsis edildiği Maliye ve Gümrük
Bakanlığınca kabul edilen rıhtım, iskele, dalgakıran ve bunların mütemmimleri ile,
demiryolları ve köprü, rampa ve tünel, yeraltı ve yerüstü geçitleri, peron alimantasyon
tesisleri, iskele ve istasyon binaları ile yolcu salonları, cer ve malzeme depoları gibi
363
demiryolu mütemmimleri, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğüne ait hava
liman ve meydanlarındaki terminal binaları, teknik blok, hangar, sistemlere ait depo;
elektronik, elektrik ve mekanik sistemlere ait laboratuvar ve bakım tesisleri, pist taksirut ve
apron sahası ile ısı ve enerji santralleri, hidrofor tesisleri, gerek hava liman ve
meydanlarında ve gerekse uçuş yolları üzerindeki seyrüsefer yardımcı (radar, ILS, VOR,
DME, NDB gibi) tesisleri ile hava yer ve yer muhabere sistemleri (VHF, UHF, HF) ve
yukarıda belirtilen sistem ve tesislerin mütemmimleri. (Diğer depolar, antrepolar, müstakil
lojman ve müstakil idarehane binaları mütemmim sayılmaz);
2. k) Her nevi su bentları, baraj, sulama ve kurutma tesisleri;
3. l) Yabancı devletlere ait olup elçilik ve konsolosluk olarak kullanılan binalar ile elçilerin
ikametine mahsus binalar ve bunların müştemilatı (Karşılıklı olmak şartiyle) ve merkezi
Türkiye’de bulunan milletlerarası kuruluşlara, milletlerarası kuruluşların Türkiye’deki
temsilciliklerine ait binalar;
4. m) (Değişik: 8/12/1980-2350/1 md.) Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara
ait binalar (Vakıf senedindeki cihete tahsis edilmek şartiyle) ile organize sanayi bölgeleri,
serbest bölgeler, endüstri bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri ve sanayi sitelerinde yer
alan binalar;
5. n) Enerji nakil hatları ve direkleri.
6. o) (Ek: 17/7/1972-1610/1 md.) Gençlik ve Spor Bakanlığı Beden Terbiyesi Gene
Müdürlüğüne tescil edilmiş amatör spor kulüplerine ait binalar (Gelir veya Kurumlar
Vergisine tabi işletmelere ait olmamaları veya bunlara tahsis edilmemeleri şartiyle);
7. p) (Ek: 17/7/1972-1610/1 md.) Tarım kredi, tarım satış kooperatifleri, 1163 sayılı Kanuna
uygun olarak teşekkül eden kooperatifler ve bu kooperatiflerin kuracağı kooperatif
birlikleri, kooperatif merkez birlikleri ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliğinin ve Türk
Kooperatifçilik Kurumunun sahip oldukları kendi hizmet binaları.
8. r) (Ek: 8/12/1980-2350/1 md.) Karşılıklı olmak şartiyle Uluslararası Andlaşmalar
hükümlerine göre azınlık sayılan cemaatlara ait özel okul binaları.
9. s) (Ek: 16/10/1981-2536/1 md.) Türk Silahlı Kuvvetlerini (Jandarma Genel Komutanlığı
dahil) güçlendirmek amacıyla kurulmuş vakıflara ait binalar.
10. t) (Ek: 21/1/1982-2587/1 md.) Tersane binaları (müstakil büro ve müstakil lojman binaları
hariç.)
11. u) (Ek: 4/12/1985-3239/100 md.) Belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan binalar
(Gelir Vergisinden muaf esnaf ile basit usulde Gelir Vergisine tabi mükellefler tarafından
bizzat işyeri olarak kullanılan binalar hariç olmak üzere, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde
364
kullanılan binalar ile muayyen zamanlarda dinlenme amacıyla kullanılan binalar için bu
muafiyet uygulanmaz.)
12. v) (Ek: 30/7/2003-4962/14 md.) Doğalgaz, ham petrol ve bunların ürünlerinin nakli ve
dağıtımı amacıyla kullanılan boru hatları ile bunların ayrılmaz parçası olan istasyonlar
(Pompa, kompresör, basınç düşürme ve ölçüm, hat vana grupları, haberleşme, pik, katodik
koruma gibi),
13. y) (Ek: 12/12/2003-5020/8 md.) ) 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanunu
hükümlerine göre temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimleri veya hisseleri
kısmen veya tamamen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna intikal eden bankalara, tasfiyeleri
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu eliyle yürütülen müflis bankaların iflâs idarelerine ait
binalar.
14. z) (Ek: 3/4/2013-6456/22 md.) 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç
Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 7/A maddesi kapsamında kira sertifikası
ihracı işlemine konu olan binalar.
Geçici muaflıklar:
Madde 5 – (Değişik: 17/7/1972-1610/2 md.)
2. a) Mesken olarak kullanılan bina veya apartman dairelerinin, 2.500 Yeni Türk Lirasından
az olmamak üzere vergi değerinin 1/4 ü, inşalarının sona erdiği yılı takibeden bütçe
yılından itibaren 5 yıl süre ile geçici muafiyetten faydalandırılır.
Bu binaların, bina apartman ise dairelerin, mesken olarak kullanılması şartiyle, satınalma veya
sair suretle iktisap olunması halinde de yukardaki muaflık hükmü kalan süre için uygulanır.
Mevcut binalara ilave yapılması halinde, 33 üncü maddenin (1) sayılı bendine göre beyan
edilen değerden bu kısma isabet eden değer için, yukarda yazılı muafiyet aynı şart ve süre ile
uygulanır.
Binanın, bina apartman ise dairenin, kısmen veya tamamen mesken olarak kullanılmaması
halinde bu binaya veya daireye tanınmış bulunan muafiyet bu halin vukubulduğu yılı takibeden
bütçe yılından itibaren düşer.
1. b) Turizm Endüstrisini Teşvik Kanunu hükümleri dairesinde turizm müessesesi belgesi
almış olan Gelir veya Kurumlar Vergisi mükelleflerinin adı geçen kanunda yazılı
maksatlara tahsis ettikleri ve işletmelerine dahil binaları, inşalarının sona erdiği veya
mevcut binaların bu maksada tahsisi halinde turizm müessesesi belgesinin alındığı yılı
takibeden bütçe yılından itibaren 5 yıl süre ile geçici muafiyetten faydalandırılır.
2. c) Deprem, su basması, yangın gibi tabii afetler sebebiyle binaları yanan, yıkılan veya
kullanılmaz hale gelen veya yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ ve benzeri
365
(Deprem hariç) afetlerle zarar görmesi muhtemel yerlerdeki binaların vergi mükellefleri
tarafından afetin vukubulduğu veya afete maruz bulunduğunun yetkili kuruluşça tebliği
tarihinden itibaren en geç 5 yıl içinde afetin vukubulduğu yerde veya kamu kuruluşlarınca
gösterilen yerlerde inşa edilen binalar inşalarının sona erdiği yılı, kamu kuruluşlarınca ilgili
kanunlarına göre inşa olunup hak sahiplerine teslim edilen binalar devredildikleri yılı
takibeden bütçe yılından itibaren 10 yıl süre ile geçici muafiyettenfaydalandırılır. (Bu halde,
bu maddenin (a) fıkrası hükmü uygulanmaz.)
Şu kadar ki, kamu kuruluşlarınca afet bölgesi olduğu nedeniyle inşaat yasağı konulan yerlerde
yapılan binalar için bu muafiyet uygulanmaz.
Muafiyetten faydalanacak mükellefler, İmar ve İskan Bakanlığından veya bu Bakanlığın yetkili
kıldığı kuruluşlardan afete maruz kaldıklarına dair alacakları bir belgeyi vergi dairesine ibraz
etmeye mecburdurlar.
1. d) Fuar, sergi ve panayır yerlerinde inşa edilen binalar (Bu yerlerin açık bulunmadığı
zamanlarda da kullanılanlar hariç), bu maksada tahsis edildikleri süre için vergiden muaftır.
2. e) Planlama Teşkilatınca tespit ve tayin edilen geri kalmış bölgelerde inşa edilen sınai
tesisler, inşalarının sona erdiği yılı takibeden bütçe yılından itibaren 5 yıl süre ile geçici
muafiyetten faydalandırılır.
3. f) (Ek : 18/5/1987-3365/4 md.; Mülga: 18/6/2017-7033/11 md.)
4. g) (Ek: 15/7/2016-6728/39 md.) Yatırım Teşvik Belgesi kapsamında inşa edilen binalar,
inşalarının sona erdiği tarihi takip eden bütçe yılından itibaren beş yıl süre ile geçici
muafiyetten faydalandırılır.
Yukarda (a), (b), (c) ve (d) fıkralarında yazılı muafiyetlerden istifade için, mezkür fıkralarda
yazılı hallerin vukuunda, keyfiyetin bütçe yılı içinde ilgili vergi dairesine bildirilmesi şarttır.
Ancak, bu olaylar bütçe yılının son üç ayı içinde vukubulduğu takdirde bildirim, olayın
vukubulduğu tarihten itibaren üç ay içinde yapılır.
Süresinde bildirimde bulunulmazsa muafiyet, bildirimin yapıldığı yılı takibeden bütçe yılından
muteber olur. Bu takdirde bildirimin yapıldığı bütçe yılının sonuna kadar geçen yıllara ait
muafiyet hakkı düşer. (Köylerdeki inşaat için bildirimde bulunulmaz.)
Madde 6 – (Mülga: 4/12/1985-3239/141 md.)
Matrah:
Madde 7 – Bina Vergisinin matrahı, binanın bu kanun hükümlerine göre tesbit olunan vergi
değeridir.
Sabit istihsal tesisatına ait değerler vergi matrahına alınmaz.
366
(Üçüncü ve dördüncü fıkralar Mülga : 17/7/1972-1610/3 md.)
Nispet:
Madde 8 – (Değişik: 22/7/1998-4369/65 md.)
(Değişik: 8/1/2002-4736/4 md.) Bina vergisinin oranı meskenlerde binde bir, diğer binalarda
ise binde ikidir. Bu oranlar, 5216 sayılı Kanunun uygulandığı büyük şehir belediye sınırları ve
mücavir alanlar içinde % 100 artırımlı uygulanır. Bakanlar Kurulu, vergi oranlarını yarısına
kadar indirmeye veya üç katına kadar artırmaya yetkilidir.
(Değişik ikinci fıkra: 30/7/2003-4962/15 md.) Bakanlar Kurulu, kendisine bakmakla mükellef
kimsesi olup onsekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını
belgeleyenlerin, gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları
aylıktan ibaret bulunanların, gazilerin, engellilerin, şehitlerin dul ve yetimlerinin Türkiye
sınırları içinde brüt 200 m²’yi geçmeyen tek meskeni olması (intifa hakkına sahip olunması hali
dahil) halinde, bu meskenlerine ait vergi oranlarını sıfıra kadar indirmeye yetkilidir. Bu hüküm,
yukarıda belirtilenlerin tek meskene hisse ile sahip olmaları halinde hisselerine ait kısım
hakkında da uygulanır. Muayyen zamanda dinlenme amacıyla kullanılan meskenler hakkında
bu hüküm uygulanmaz. Geliri olmadığını belgelemenin usul ve esaslarını belirlemeye Maliye
Bakanlığı yetkilidir.
Yeni inşa edilen bina veya binaların vergisi, arsasının (veya arsa payının) vergisinden az
olamaz. (Ek cümle: 30/7/2003-4962/15 md.) Bu hüküm binaların inşalarının sona erdiği yılı
takip eden bütçe yılından itibaren dört yıl uygulanır.
Yetki
Mükerrer Madde 8 – (Mülga : 22/7/1998-4369/82 md.)
Mükellefiyetin başlaması ve bitmesi:
Madde 9 – (Değişik: 17/7/1972-1610/5 md.)
(Değişik birinci fıkra: 3/4/2002-4751/2 md.) Bina vergisi mükellefiyeti;
1. a) 33 üncü maddenin (1) ilâ (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden
sebeplerin doğması halinde bu değişikliklerin vuku bulduğu, aynı maddenin (8) numaralı
fıkrasında yazılı halde ise bu duruma bağlı olarak takdir işleminin yapıldığı tarihi,
2. b) Dört yılda bir yapılan takdir işlemlerinde takdir işleminin yapıldığı tarihi,
3. c) Muafiyetin sukut ettiği tarihi,
Takip eden bütçe yılından itibaren başlar.
Yanan, yıkılan, tamamen kullanılmaz hale gelen veya vergiye tabi iken muaflık şartlarını
kazanan binalardan dolayı mükellefiyet, bu olayların vukubulduğu tarihi takibeden taksitten
itibaren sona erer.
367
Oturulması ve kullanılması kanunların verdiği yetkiye dayanılarak yasak edilen binaların
vergileri, mükelleflerce keyfiyetin vergi dairesine bildirilmesi veya vergi dairesince re’sen
tespit edilmesi üzerine, bu olayların vukua geldiği tarihlerden sonra gelen taksitlerden itibaren,
bu hallerin devam ettiği sürece alınmaz.
Beyan esası:
Madde 10 – (Mülga: 3/4/2002-4751/7 md.)
Verginin tarh ve tahakkuku:
Madde 11 – (Değişik: 3/4/2002-4751/2 md.)
Bina vergisi, ilgili belediye tarafından;
1. a) Dört yılda bir defa olmak üzere takdir işlemlerinin yapıldığı yılı takip eden bütçe yılının
Ocak ve Şubat aylarında,
2. b) 33 üncü maddenin (1) ilâ (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden
sebeplerle bildirim verilmesi icabeden hallerde, vergi değerini tadil eden sebeplerin
meydana geldiği bütçe yılını takip eden yılın Ocak ayı içinde, vergi değerini tadil eden
sebep yılın son üç ayı içinde vuku bulmuş ve bildirim, vergi değerini tadil eden sebebin
meydana geldiği bütçe yılını takip eden yılda verilmiş ise bildirimin verildiği tarihte,
3. c) 33 üncü maddenin (8) numaralı fıkrasında yazılı hallerde, takdir işlemlerinin yapıldığı
bütçe yılını takip eden yılın Ocak ve Şubat aylarında,
29 uncu maddeye göre hesaplanan vergi değeri esas alınarak yıllık olarak tarh olunur. Bildirim
posta ile gönderilmiş ise vergi, bildirim verme süresinin son gününü takip eden yedi gün içinde
tarh olunur. Bu suretle tarh olunan vergiler, tarh edilen tarihte tahakkuk etmiş sayılır ve
mükellefe bir yazı ile bildirilir.
Yapılan tarh ve tahakkuku takip eden yıllarda, 29 uncu maddeye göre tespit edilen vergi değeri
üzerinden hesaplanan bina vergisi, her bütçe yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş
sayılır.
Bir il veya ilçe hududu içerisinde birden fazla belediye olması halinde, belediye ve mücavir
alan sınırları dışında bulunan binaya ait bina vergisini tarha yetkili olacak belediye, ilgili valiler
tarafından belirlenir.
İKİNCİ KISIM: Arazi Vergisi
Mevzu:
Madde 12 – (Değişik: 17/7/1972-1610/7 md.)
368
Türkiye sınırları içinde bulunan arazi ve arsalar bu kanun hükümlerine göre Arazi Vergisine
tabidir.
Belediye sınırları içinde belediyece parsellenmiş arazi arsa sayılır.
Belediye sınırları içinde veya dışında bulunan parsellenmemiş araziden hangilerinin bu kanuna
göre arsa sayılacağı Bakanlar Kurulu kararı ile belli edilir.
Aksine hüküm olmadıkça bu kanunun diğer maddelerinde yer alan arazi tabiri arsaları da
kapsar.
Mükellef:
Madde 13 – Arazi Vergisini, arazinin maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa
araziye malik gibi tasarruf edenler öder.
Bir araziye paylı mülkiyet halinde malik olanlar, hisseleri oranında mükelleftirler. Elbirliği
mülkiyette malikler vergiden müteselsilen sorumlu olurlar.
Mülkiyeti ihtilaflı bulunan arazi için mutasarrıfı bulunmayan kişiler tarafından ödenen Arazi
Vergileri ihtilafın ödeme yapan aleyhine sonuçlanması halinde ihtilafla ilgili bulunanların karar
tarihinden itibaren bir yıl içerisinde başvurmaları şartiyle kendilerine ret ve iade olunur.
Daimi muaflıklar:
Madde 14 – (Değişik birinci fıkra: 16/10/1981-2536/2 md.) Aşağıda yazılı arazi kiraya
verilmemek (24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanun kapsamında yapılan işletme hakkı
devirleri hariç) şartıyla Arazi Vergisinden daimi olarak muaftır. ((a), (b), (f), (ı) ve (j)
fıkralarındaki arazi için kiraya verilmeme şartı aranmaz.)
1. a) Özel bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyelere ve köy tüzel kişiliğine, kanunla
kurulan üniversitelere ve Devlete ait arazi;
2. b) İl özel idareleri, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birlikler veya bunlara
bağlı müesseseler tarafından işletilen:
3. aa) Su, elektrik, havagazı, mezbaha ve soğuk hava işletmelerine ait arazi;
4. bb) Belediye sınırları içindeki yolcu taşıma işletmelerine ait arazi;
5. c) Kamu menfaatlerine yararlı derneklere ait arazi (Kurumlar Vergisine tabi işletmelere ait
olmamaları veya bunlara tahsis edilmiş bulunmamaları şartiyle);
6. d) Yabancı devletlere ait olup gerek elçilik ve konsolosluk binaları gerekse elçilerin
ikametlerine mahsus binalar yapılmak üzere sahip olunan arazi ve arsalar ile bu çeşit
binalardan yanan, yıkılanların arsaları (Karşılıklı olmak şartiyle) ve merkezi Türkiye’de
bulunan milletlerarası kuruluşların Türkiye’deki temsilciliklerine ait arazi ve arsalar;
7. e) Mezarlıklar.
369
8. f) (Ek : 16/10/1981-2536/2 md.) Türk Silahlı Kuvvetlerini (Jandarma Genel Komutanlığı
dahil) güçlendirmek amacıyla kurulmuş vakıflara ait arazi ve arsalar.
9. g) (Ek : 4/12/1985-3239/104 md.) Belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arazi.
(Gelir Vergisinden muaf esnaf ile basit (1) usulde Gelir Vergisine tabi mükellefler
tarafından bizzat işyeri olarak kullanılan arsa ve arazi hariç olmak üzere, ticari, sınai ve
turistik faaliyetlerde kullanılan arazi ile arsalar ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazi için
bu muafiyet uygulanmaz.)
10. h) (Ek : 23/6/2000 – 4586/14 md.) Petrolün boru hatları ile transit geçişi ile ilgili projeler
kapsamında; kamulaştırma ile görevlendirilen kamu kurum veya kuruluşunun maliki veya
irtifak hakkı sahibi olduğu ve ilgili proje yatırımcıları lehine irtifak hakkı tesis edilmiş
gayrimenkuller.
ı) (Ek: 12/12/2003-5020/9 md.) 4389 sayılı Bankalar Kanunu hükümlerine göre temettü hariç
ortaklık hakları ile yönetim ve denetimleri veya hisseleri kısmen veya tamamen Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonuna intikal eden bankalara, tasfiyeleri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
eliyle yürütülen müflis bankaların iflâs idarelerine ait arazi ve arsalar.
1. i) (Ek: 25/2/2010-5953/2 md.) Toplu Konut İdaresi Başkanlığına ait arazi ve arsalar.
2. j) (Ek: 3/4/2013-6456/23 md.) 4749 sayılı Kanunun 7/A maddesi kapsamında kira
sertifikası ihracı işlemine konu olan arazi ve arsalar.
Geçici muaflıklar:
Madde 15 – (Değişik: 17/7/1972-1610/8 md.)
Aşağıda yazılı arazi geçici olarak Arazi Vergisinden muaftır.
1. a) Özel kanunlarına göre Devlet ormanları dışında insan emeğiyle yeniden orman haline
getirilmek üzere ağaçlandırılan arazi 50 yıl;
2. b) Toprak ve topoğrafik özellikleri ve erozyon gibi sınırlayıcı faktörler sebebiyle kültür
bitkilerinin yetişmelerini engelleyen araziden; bataklık, turbiyer, çorak, makilik, çalılık,
taşlık ve sair haller dolayısiyle üzerinde tarım yapılamayan sahaların, ıslah tedbirleriyle
yeniden tarıma elverişli hale getirilmesinde 10 yıl;
3. c) Teknik, ekonomik ve ekolojik bakımlardan gerekli şartları haiz olan arazide yeniden
fidanla dikim veya aşılama veya yeniden yetiştirme suretiyle ağaçlık, meyvalık, bağ ve
bahçe meydana getirilmesinde asgari 2 yıl, azami 15 yıl;
4. d) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca, organize sanayi bölgeleri için iktisap olunduğu veya
bu bölgelere tahsis edildiği kabul edilen arazi (Sanayici lehine tapudaki tescilin yapılacağı
370
tarihe kadar), Bakanlar Kurulunca serbest bölge ilan edilen arazi (Kullanıcı lehine tapuda
tescilin yapılacağı tarihe kadar).
5. e) (Ek: 15/7/2016-6728/40 md.) Yatırım Teşvik Belgesi kapsamında yapılan yatırımlar için
iktisap olunan veya tahsis edilen araziler Yatırım Teşvik Belgesi süresince.
Geçici olarak muaflıktan istifade için arazinin bu maddede yazılı cihetlere tahsis edilmiş
olduğunun ilgili vergi dairesine bütçe yılı içinde bildirilmesi şarttır. Muafiyetler, arazinin tayin
olunan cihetlere tahsis edildiği yılı takibeden bütçe yılından başlar. Bütçe yılı içinde bildirim
yapılmazsa muafiyet, bildirimin yapıldığı yılı takibeden bütçe yılından muteber olur. Bu
takdirde bildirimin yapıldığı bütçe yılının sonuna kadar geçen yıllara ait muafiyet hakkı düşer.
(a) ve (b) fıkralarında yazılı muafiyet konusu arazinin bu fıkralarda gösterilen cihetlere tahsis
edilmiş olup olmadığının şartları ile (c) fıkrasına göre geçici muafiyet verilecek haller, bunların
şartları ve muafiyet süreleri Tarım ve Orman Bakanlıkları ile Türkiye Ziraat Odaları Birliğinin
mütalaası alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belli edilir ve Bakanlar Kurulu kararı ile
yürürlüğe konulur.
Arazi vergisinde istisna:
Madde 16 – (Değişik: 21/1/1982 – 2587/5 md.)
(Değişik birinci fıkra: 4/12/1985-3239/105 md.) Mükelleflerin bir belediye ve bu belediyenin
mücavir alan sınırları içinde bulunan arazisinin (arsalar hariç) toplam vergi değerinin 10.000
Türk Lirası Arazi Vergisinden müstesnadır. Bu miktarı üç misline kadar artırmaya Bakanlar
Kurulu yetkilidir.
Bu hükmün tatbikatında mükellef ile eş ve velayet altındaki çocuklara ait arazi değerleri toplu
olarak nazara alınır.
Bu maddede yazılı istisna, hisseli arazide mükelleflerin hisse miktarları ayrı ayrı nazara
alınmak suretiyle uygulanır.
Matrah:
Madde 17 – Arazi Vergisinin matrahı arazinin bu kanun hükümlerine göre tespit olunan vergi
değeridir.
(İkinci ve üçüncü fıkralar Mülga: 17/7/1972-1610/10 md.)
Nispet:
Madde 18 – (Değişik: 8/1/2002-4736/4 md.)
Arazi vergisinin oranı binde bir, arsalarda ise binde üçtür. Bu oranlar, 5216 sayılı Kanunun
uygulandığı büyük şehir belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde % 100 artırımlı uygulanır.
371
Bakanlar Kurulu, vergi oranlarını yarısına kadar indirmeye veya üç katına kadar artırmaya
yetkilidir.
Mükellefiyetin başlaması ve bitmesi:
Madde 19 – (Değişik: 19/7/1972-1610/12 md.)
Arazi vergisi mükellefiyeti;
1. a) 33 üncü maddenin (1) ilâ (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden
sebeplerin doğması halinde bu değişikliklerin vuku bulduğu tarihi, aynı maddenin (8)
numaralı fıkrasında yazılı halde ise bu duruma bağlı olarak takdir işleminin yapıldığı tarihi,
2. b) Dört yılda bir yapılan takdir işlemlerinde takdir işleminin yapıldığı tarihi,
3. c) Muafiyetin sukut ettiği tarihi,
Takip eden bütçe yılından itibaren başlar.
Vergiye tabi iken muaflık şartlarını kazanan araziden dolayı mükellefiyet, bu olayın
vukubulduğu tarihi takibeden taksitten itibaren sona erer.
Kanunların verdiği yetkiye dayanılarak tasarrufu yasak edilen arazinin vergisi, mükelleflerce
keyfiyetin vergi dairesine bildirilmesi veya vergi dairesince re’sen tespit edilmesi üzerine
yasaklama tarihini izliyen taksitlerden itibaren bu hallerin devam ettiği sürece alınmaz.
Deprem, su basması, yangın gibi tabii afetler sebebiyle yanan, yıkılan binaların arsalarına ait
vergiler, bu olayların vukua geldiği tarihleri takibeden bütçe yılından itibaren iki yıl süre ile
alınmaz.
Üzerine bina yapılan arsanın Arazi Vergisi mükellefiyeti, inşaatın bittiği yılı takipeden bütçe
yılından itibaren sona erer.
Beyan esası:
Madde 20 – (Mülga: 3/4/2002-4751/2 md.)
Verginin tarh ve tahakkuku:
Madde 21 – (Değişik: 3/4/2002-4751/2 md.)
Arazi vergisi, ilgili belediye tarafından;
1. a) Dört yılda bir defa olmak üzere takdir işlemlerinin yapıldığı yılı takip eden yılın Ocak ve
Şubat aylarında,
2. b) 33 üncü maddenin (1) ilâ (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden
sebeplerle bildirim verilmesi icabeden hallerde, vergi değerini tadil eden sebeplerin
meydana geldiği bütçe yılını takip eden yılın Ocak ayı içinde, vergi değerini tadil eden
sebep bütçe yılının son üç ayı içinde vuku bulmuş ve bildirim, vergi değerini tadil eden
372
sebebin meydana geldiği bütçe yılını takip eden yılda verilmiş ise bildirimin verildiği
tarihte,
3. c) 33 üncü maddenin (8) numaralı fıkrasında yazılı hallerde, takdir işlemlerinin yapıldığı
bütçe yılını takip eden yılın Ocak ve Şubat aylarında,
29 uncu maddeye göre hesaplanan vergi değeri esas alınarak yıllık olarak tarh olunur. Bildirim
posta ile gönderilmiş ise vergi, bildirim verme süresinin son gününü takip eden yedi gün içinde
tarh olunur. Bu suretle tarh olunan vergiler, tarh edilen tarihte tahakkuk etmiş sayılır ve
mükellefe bir yazı ile bildirilir.
Yapılan tarh ve tahakkuku takip eden yıllarda, 29 uncu maddeye göre tespit edilen vergi değeri
üzerinden hesaplanan arazi vergisi, her bütçe yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş
sayılır.
Bir il veya ilçe sınırları içerisinde birden fazla belediye olması halinde, belediye ve mücavir
alan sınırları dışında bulunan araziye ait arazi vergisini tarha yetkili olacak belediye, ilgili
valiler tarafından belirlenir.
ÜÇÜNCÜ KISIM: Kısımlar Arasında Müşterek Hükümler
Muaflık ve istisna hükümlerinin bu kanunda yer alması esası:
Madde 22 – (Değişik: 17/7/1972-1610/14 md.)
Bina ve Arazi Vergileri ile ilgili muaflık ve istisna hükümleri bu kanuna eklenmek veya bu
kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir.
Bildirim verme ve süresi:
Madde 23 – (Değişik: 3/4/2002-4751/2 md.)
Bu Kanunun 33 üncü maddesinde (8 numaralı fıkra hariç) yazılı vergi değerini tadil eden
nedenlerin bulunması halinde (geçici ve daimi muafiyetten faydalanılması hali dahil) emlâk
vergisi bildirimi verilmesi zorunludur. Devlete ait arazi için bildirim verilmez.
Bildirimler;
1. a) Yeni inşa edilen binalar için, inşaatın sona erdiği veya inşaatın sona ermesinden evvel
kısmen kullanılmaya başlanmış ise her kısmın kullanılmasına başlandığı bütçe yılı
içerisinde,
2. b) Bu Kanunun 33 üncü maddesinde (8 numaralı fıkra hariç) yazılı vergi değerini tadil eden
sebeplerin doğması halinde, değişikliğin vuku bulduğu bütçe yılı içerisinde,
Emlâkın bulunduğu yerdeki ilgili belediyeye verilir.
373
Yukarıdaki fıkralarda yazılı haller bütçe yılının son üç ayı içinde vuku bulduğu takdirde
bildirim, olayın vuku bulduğu tarihten itibaren üç ay içinde verilir. Elbirliği mülkiyetinde
mükellefler müşterek imzalı bir bildirim verebilecekleri gibi, münferiden de bildirim
verebilirler. Paylı mülkiyet halinde ise bildirim münferiden verilir.
Elbirliği mülkiyetinde münferiden bildirim verildiği takdirde, gayrimenkule ait vergi değeri
üzerinden hissedarların adedine göre ayrı ayrı tarh ve tahakkuk yapılır.
Bildirimlerin şekli ve kapsamı Maliye Bakanlığınca belirlenir.
Beyannamelerin şekli ve muhtevası:
Madde 24 – (Mülga: 7/3/2002-4751/7 md.)
Köylerde yapılacak beyan:
Madde 25 – (Mülga: 7/3/2002-4746/7 md.)
Muhtar ve ihtiyar kurulunun görevleri:
Madde 26 – (Mülga: 3/4/2002-4751/7 md.)
Ek süreler içinde beyanname verilmesi:
Madde 27 – (Mülga: 3/4/2002-4751/7 md.)
İştirak halinde ve müşterek mülkiyette beyanname verilmesi:
Madde 28 – (Mülga: 3/4/2002-4751/7 md.)
Vergi değeri
Madde 29 – (Değişik: 7/3/2002-4751/2 md.)
Vergi değeri;
1. a) Arsa ve araziler için, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun asgari ölçüde birim değer
tespitine ilişkin hükümlerine göre takdir komisyonlarınca arsalar için her mahalle ve arsa
sayılacak parsellenmemiş arazide her köy için cadde, sokak veya değer bakımından farklı
bölgeler (turistik bölgelerdeki cadde, sokak veya değer bakımından farklı olanlar ilgili
valilerce tespit edilecek pafta, ada veya parseller), arazide her il veya ilçe için arazinin
cinsi (kıraç, taban, sulak) itibarıyla takdir olunan birim değerlere göre,
2. b) Binalar için, Maliye ve Bayındırlık ve İskan bakanlıklarınca müştereken tespit ve ilân
edilecek bina metrekare normal inşaat maliyetleri ile (a) bendinde belirtilen esaslara göre
bulunacak arsa veya arsa payı değeri esas alınarak 31 inci madde uyarınca hazırlanmış
bulunan tüzük hükümlerinden yararlanılmak suretiyle,
Hesaplanan bedeldir.
Vergi değeri, mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıldan itibaren her yıl, bir önceki yıl
vergi değerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca aynı yıl için tespit edilen
yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde artırılması suretiyle bulunur.
374
33 üncü maddeye (8 numaralı fıkra hariç) göre mükellefiyet tesisi gereken hallerde vergi
değerinin hesaplanmasında, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 49 uncu maddesinin
(b) fıkrasına göre belirlenen arsa ve arazi birim değerleri, takdir işleminin yapıldığı yılı takip
eden ikinci yıldan başlamak suretiyle her yıl, bir önceki yıl birim değerinin, 213 sayılı Vergi
Usul Kanunu hükümleri uyarınca aynı yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranının yarısı
nispetinde artırılması suretiyle dikkate alınır.
(Değişik dördüncü fıkra: 16/6/2009-5904/33 md.) Vergi değerinin hesabında bin liraya,
verginin hesaplanmasında ise bir liraya kadar olan kesirler dikkate alınmaz.
Bakanlar Kurulu, bu maddede belirtilen artış oranını sıfıra kadar indirmeye veya yeniden
değerleme oranına kadar artırmaya yetkilidir. Bakanlar Kurulu bu yetkisini, 2464 sayılı
Belediye Gelirleri Kanununun 95 inci maddesi uyarınca belirlenen belediye grupları itibarıyla
farklı oranlar tespit etmek suretiyle de kullanabilir.
Ödeme süresi:
Madde 30 – (Değişik : 17/7/1972 – 1610/20 md.)
Emlak Vergisi birinci taksidi Mart, Nisan ve Mayıs aylarında, ikinci taksidi Kasım ayı içinde
olmak üzere iki eşit taksitte ödenir.
(İkinci fıkra Mülga: 4/12/1985-3239/141 md.)
Maliye Bakanlığı ödeme aylarını, bölgelerin özelliklerine göre değiştirebilir.
Kanunlar veya diğer kamu düzeni koyan mevzuatla tasarrufu kısıtlanan bina arsa ve arazinin
vergisi, kısıtlamanın devam ettiği sürece 1/10 oranında tahsil olunur. 9 ve 19 uncu madde
hükümleri saklıdır.
Kısıtlamanın kaldırılması halinde, kaldırılma tarihini takibeden bütçe yılından itibaren emlakin
vergisi, tüm vergi değeri üzerinden ödenir.
Kısıtlamanın devam ettiğı sürede tecil edilen verginin 9/10 u bina, arsa veya arazinin satılması,
istimlaki veya hibe yoluyla ahara devir ve temliki halinde, tahsilat zamanaşımına uğramamış
olanları muaccel hale gelir.
(Değişik: 8/12/1980-2350/7 md.) Kanunla ve diğer mevzuatla yapılan kısıtlamaların neler
olduğu, süresi, tevsiki ve kısıtlama koyan kamu organlarının görevleri ve sorumlulukları
Maliye Bakanlığınca, Milli Eğitim, İmar ve İskan ve İçişleri Bakanlıklarının mütalaaları
alınarak hazırlanacak bir yönetmelikle tanzim olunur.
(Değişik: 4/12/1985-3239/110 md.) Devir ve ferağı yapılan bina ve arazinin, devir ve ferağın
yapıldığı yıl ile geçmiş yıllara ait ödenmemiş Emlak Vergisinin ödenmesinden devreden
devralan müteselsilen sorumlu tutulurlar. Devralanın mükellefe rücu hakkı saklıdır. Tapu
daireleri
375
devir ve ferağ işlemini, işlemin yapıldığı ayı takip eden ayın 15’inci günü akşamına kadar ilgili
belediyelere bildirir.
Vergi dairesince yapılacak işlem:
Madde 31 – (Değişik: 17/7/1972-1610/21 md.)
(Birinci fıkra Mülga: 4/12/1985-3239/141 md.)
Vergi değerlerinin takdirinde şehir ve köylerin tabii, iktisadi ve bölgesel şartlarına göre nazara
alınacak piyasa bedeli, maliyet bedeli, kira veya yıllık istihsal değeri gibi normlar ile uyulacak
usul ve esaslar, mükelleflerden ve üçüncü şahıslardan istenecek bilgiler tüzükte belirtilir.
(Üçüncü ve dördüncü fıkralar Mülga: 4/12/1985-3239/141 md.)
Bildirim verilmemesi halinde yapılacak işlemler:
Madde 32 – (Değişik: 3/4/2002-4751/2 md.)
Bildirimin süresinde verilmemesi halinde, vergi idarece tarh edilir. İdarece tarhiyatta her yıla
ilişkin vergi değeri, 29 uncu madde hükmü dikkate alınarak hesaplanır.
Vergi değerini tadil eden sebepler:
Madde 33 – Vergi değerini tadil eden sebepler aşağıda gösterilmiştir:
1. Yeni bina inşa edilmesi (Mevcut binalara ilaveler yapılması veya asansör veya kalorifer
tesisleri konulması yeni inşaat hükmündedir.)
2. (Değişik: 17/7/1972-1610/23 md.) Bir binanın yanması, yıkılması suretiyle veya sair
sebeplerle tamamen veya kısmen harabolması veya binada mevcut asansör veya kalorifer
tesislerinin kısmen veya tamamen kaldırılması;
3. Bir binanın kullanış tarzının tamamen değiştirilmesi veya bir binanın ikamete mahsus
mahallerinden bir kısmının dükkan, mağaza, depo gibl ticaret ve sanat icrasına mahsus
mahaller haline kalbedilmesi, (Bu hükmün uygulanmasında bir apartmanın her dairesi bir
bina sayılır ve tadil sebebi, yalnız kullanış tarzı tamamen veya kısmen değiştirilen daire için
geçerli olur.)
4. Arazinin hal ve heyetinde değişiklik olması:
5. a) Arazinin fidanlandırılması veya ağaçlandırılması, bağ haline getirilmesi;
6. b) Fidanlı, ağaçlı veya kütüklü bir arazinin tarla haline getirilmesi veya gelmesi;
7. c) Tarım yapılan bir arazinin tabii bir afet veya arıza sebebiyle veya sair sebepler yüzünden
tarıma elverişsiz hale gelmesi.
8. d) Tarım yapılmıyan bir arazinin tarıma elverişli hale getirilmesi,
9. e) Arazinin parsellenmek suretiyle arsalar haline getirilmesi.
10. Bir binanın mütemmimi durumunda olan arazinin mütemmimlik durumundan çıkması veya
bir arazi ve arsanın bina mütemmimi durumuna girmesi.
376
11. Bir bina veya arazinin takvim veya ifraz edilmesi veya mükellefinin değişmesi (Araziden
bir kısmının istimlak edilmesi de ifraz hükmündedir.)
12. Müteaddit arazi ve arsaların tek bir arazi ve arsa haline getirilmesi veya müteaddit hisselere
ayrılmış olan bir binanın bütün hisselerinin birleştirilmesi.
13. (Ek: 17/7/1972-1610/23 md.) Herhangi bir sebep yüzünden bir şehir, kasaba veya köyün
tamamında devamlı olmak üzere bina veya arazinin değerlerinde % 25 i aşan oranda artma
veya eksiltme olması;
(Son fıkra Mülga: 17/7/1972-1610/23 md.)
Madde 34 – (Mülga: 8/12/1980-2350/6 md.)
Madde 35 – (Mülga: 22/7/1998-4369/82 md.)
Çeşitli Hükümler
Köy kıymet beyanı defterlerinin doldurulmasına yardım:
Madde 36 – (Mülga: 3/4/2002-4751/7 md.)
Usul hükümleri:
Madde 37 – (Değişik: 4/12/1985-3239/113 md.)
Bu Kanun hükümleri saklı kalmak şartıyla, bu Kanuna göre alınacak vergiler hakkında 213
sayılı Vergi Usul Kanunu ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun
hükümleri uygulanır.
Bu Kanunda geçen “Vergi dairesi”tabiri, belediyeleri ifade eder.
Bu Kanunun uygulanmasında, Vergi Usul Kanununun vergi inceleme yetkisi hariç olmak
üzere;
1. Belediye gelir şube müdürü, gelir şube müdürü olmayan yerlerde belediye hesap işleri
müdürü, hesap işleri müdürü olmayan yerlerde muhasebeci, vergi dairesi müdürü sıfat ve
yetkisini haizdir.
2. Vergi Usul Kanununda mahallin en büyük mal memuruna verilmiş görev ve yetkiler,
belediye başkanları tarafından kullanılır.
Vergi hasılatından verilecek paylar:
Madde 38 – (Mülga: 3/7/2005-5393/85 md.)
Payların dağılımı:
Mükerrer Madde 38 – (Ek: 4/12/1985-3239/114 md.; Mülga: 7/12/2004-5272/87 md.)
Kesirler:
Madde 39 – (Mülga: 22/7/1998-4369/82 md.)
Bina ve arazi vergilerinde zamanaşımı süresinin başlangıcı:
Madde 40 – (Değişik: 8/12/1980-2350/11 md.)
377
Bildirim dışı kalan bina ve arazinin vergi ve cezalarında zamanaşımı, bu bina ve arazinin
bildirim dışı bırakıldığının idarece öğrenildiğı tarihi takip eden yılın başından itibaren başlar.
Kaldırılan hükümler:
Madde 41 – (Değişik birinci fıkra: 20/7/1971-1446/3 md.) Aşağıda yazılı kanunlarla diğer
kanunlardaki bu kanuna uymıyan hükümler 1/3/1972 tarihinden itibaren yürürlükten
kaldırılmıştır :
1. 4/7/1931 tarihli ve 1837 sayılı Bina Vergileri Kanunu ile 1996, 2413, 2870,2898,4873,
5648, 5649, 6256, 206, 309, 177, 491, 496 sayılı Kanunlar ile ek ve tadilleri ve 1454 sayılı
Kanunun 13 üncü maddesi ile 3202 sayılı Kanunun 5453 sayılı Kanunla değişik 5 inci
maddesinin (b) fıkrası, 2871 sayılı Kanunun 2, 3 ve 4 üncü ve 4040 sayılı Kanunun 489
sayılı Kanunla değişik 31 inci maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 4 üncü ve 5419 Sayılı
Kanunun 3 üncü maddeleri,
2. 27/6/1931 tarihli ve 1833 sayılı Arazi Vergisi Kanunu ile 2567,3585, 3726,4699,5650,
6255, 483 sayılı Kanunlar ile ek ve tadilleri ve 3116 sayılı Kanunun 5653 sayılı Kanunla
değişik 86 ncı maddesinin arazi vergisi muafiyeti ile ilgili hükmü ve 3653 sayılı Kanunun 7
nci maddesi,
3. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 50, 51, 53, ila 62, 77 ve 78 inci maddeleri,
4 – (Ek: 17/7/1972-1610/24 md.; Değişik: 25/8/1977-2104/1 md.) Özel kanunların bina ve arazi
vergilerine ilişkin muaflık ve istisna hükümleri (31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanun
gereğince yapılan milletlerarası antlaşmalarla tanınan muaflık ve istisna hükümleri ile,
11/7/1972 tarihli ve 1606 sayılı Kanunla tanınan muaflık hükümleri saklıdır.)
Ek Madde 1 – (Ek: 4/12/1985-3239/115 md.)
Mahalli idarelerce tahsil edilen vergi, resim, harç ve paylara ilişkin yurt dışı danışmanlık
hizmetleri Maliye ve Gümrük Bakanlığınca yürütülür. Bu hizmetlerin yürütülmesine ilişkin
usul ve esaslar Maliye ve Gümrük Bakanlığınca belirlenir.
Ek Madde 2 – (Ek: 3/4/2002 –4751/2 md.)
1. a) Emlâk vergisi mükellefleri tarafından en son verilmiş bulunan emlâk vergisi
beyannameleri belediyelerce muhafaza edilir ve bu Kanuna göre ilgili belediyelerce
yapılacak tarhiyat sırasında, bina veya araziye ilişkin olarak bu beyannamelerde yer alan
bilgiler dikkate alınır.
2. b) Köylerde bulunan bina ve araziye ilişkin olarak 1998 yılı genel beyan döneminde
muhtarlar tarafından doldurulup belediyelere teslim edilen köy kıymet beyanı defterleri
ilgili belediyelerce muhafaza edilir. Köy kıymet beyanı defterlerinde kayıtlı bina ve
378
arazilerin vergi değerlerinin tespiti gereken hallerde belediyeler, 29 uncu maddeye göre
gerekli tespiti yapar ve ilgililere bildirir.
Geçici Madde 1 – Bu kanunun 5 inci maddesinin (a) ve (b) fıkralarındaki geçici muaflık
hükümleri gerek bu kanunun yürürlüğü tarihinden önce muaflıktan faydalanmamış binalar
hakkında, gerekse 6188 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi ile 1837 sayılı Kanunun 206 ve 491
sayılı kanunlarla değişik 4 üncü maddesi gereğince geçici muafiyet almış binalar hakkında da,
bu binaların inşalarının sona erdiği yılı takibeden 10 yıllık devrenin 1/3/1972 tarihinden sonra
kalan kısmı için uygulanır. (Ancak, 1/3/1972 tarihine kadar tarhi gereken bina, buhran ve
savunma vergileri, mezkür tarihe kadar mer’i olan kanun hükümlerine göre tarh. tahakkuk ve
tahsil olunur.)
1833 sayılı Arazi Vergisi Kanunu ile ek ve tadilleri gereğince tanınan geçici muafiyetler
saklıdır.
Geçici Madde 2 – (Değişik: 20/7/1971-1446/4 md.)
1971 bütçe yılı sonuna kadar olan dönemlerle ilgili tarh, tahakkuk, tahsil ve diğer işlemlerin
Bina, Arazi, İktisadi Buhran ve Savunma Vergisi Kanunları ile Vergi Usul Kanunu ve bunların
ek ve tadilleri ve 1454 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi ile 3202 sayılı Kanunun 5453 sayılı
Kanunla değişik 5 inci maddesinin (b) fıkrası, 5237 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi ve 2871
sayılı Kanunun 2, 3 ve 4 üncü maddeleri hükümleri gereğince Özel İdareler tarafından
yapılmasına devam olunur.
Şu kadar ki, 1971 bütçe yılına ait Bina, İktisadi Buhran ve Savunma Vergisi ile Arazi Vergisi
mükellefiyeti, 1/3/1971 tarihinden itibaren başlar ve bu vergiler 1971 yılının Temmuz ve Kasım
aylarında olmak üzere iki eşit taksitte ödenir.
Geçici Madde 3 – 28/2/1971 tarihine kadar ki dönemlere ait olarak tahakkuk edip de bu
kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar tahsil edilmemiş bina, buhran, savunma ve arazi vergisi
borçlarının kanunun meriyetinden itibaren geçecek ilk 2 nci ay sonuna kadar tamamını
ödeyenlerin, vergi cezası ve gecikme zamlarının % 90 ı,2 nci iki ay sonuna kadar tamamını
ödeyenlerin vergi cezası ve gecikme zamlarının % 80 i ve 3 üncü iki ay sonuna kadar tamamını
ödeyenlerin vergi cezası ve gecikme zamlarının % 70 i affedilir.
Bu devreye taallük eden vergilerden ihtilaflı bulunanlar (Kanunun meriyetinden sonra ihtilaflı
hale gelenler dahil) ödeme süresinin başladığı tarihten itibaren ikişer aylık süreler içerisinde
tamamen ödendikleri takdirde 1 inci fıkrada açıklandığı nispette aftan faydalanırlar.
Geçici Madde 4 – 1970 yılında emlak vergisinin uygulanmasiyle ilgili her türlü giderlere
harcanmak üzere 1970 yılı Bütçe Kanununun Maliye Bakanlığı kısmının 14.000 inci bölümüne
379
14.496 numaralı (Diğer giderler) maddesine gerekli ödeneği kaydetmeye veya bu tertibe aynı
maksatla ödenek aktarmaya Maliye Bakanı yetkilidir.
Geçici Madde 5 – (Mülga: 11/12/1981-2562/28 md.)
Geçici Madde 6 – (Ek: 20/7/1971-1446/5 md.)
1971 bütçe yılı içerisinde Emlak Vergisi Kanununun 5 ve 15 inci maddeleri hükümlerine göre
yapılacak bildirimler ile 23 üncü maddesi gereğince verilecek beyannameler bir defaya mahsus
olmak üzere 1972 bütçe yılının Mart, Nisan ve Mayıs aylarında verilir ve yapılan bu beyan ve
bildirimlere istinaden tarh ve tahakkuk ettirilecek vergilere ait mükellefiyet 1972 bütçe yılı
başından itibaren başlar.
Köylerde yapılacak beyanlar hakkında da yukardaki hüküm uygulanır.
Bu maddede yazılı beyan süresini bir misline kadar uzatmaya Maliye Bakanlığı
yetkilidir.
Geçici Madde 7– (Ek: 20/7/1971-1446/6 md.)
1971 yılında Emlak Vergisinin uygulanması ile ilgili her türlü giderlere harcanmak üzere 1971
yılı Bütçe Kanununun Maliye Bakanlığı kısmının ilgili bölüm ve maddelerine gerekli ödeneği
kaydetmeye veya bu tertiplere aynı maksatla ödenek aktarmaya Maliye Bakanı yetkilidir.
Geçici Madde 8 – (Ek: 20/7/1971-1446/7 md.)
1971 bütçe yılında Savunma Vergisi Kanununa göre tahsil edilip Hazineye yatırılacak miktar
Gelir Bütçesinin 55 000 Servet ve Servet Transferleri Üzerinden Alınan Vergiler bölümünün 55
100 Emlak Vergisi maddesine gelir kaydolunur.
Geçici Madde 9 – (Ek: 17/7/1972-1610/25 md.)
20/7/1971 tarihli ve 1446 sayılı Kanunun 5 inci maddesi hükmü saklıdır.
Geçici Madde 10 – (Ek: 17/7/1972-1610/25 md.)
Bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra beyanname verme süresi Maliye Bakanı tarafından
altı ay daha uzatılabilir. Bu süre içerisinde mükellefler dilerlerse yeniden beyanname
verebilirler. Bu uzatma süresi kullanılmadığı takdirde,1319 sayılı Kanun hükümlerine
müsteniden beyanda bulunan mükellefler adına yapılan tarhiyat, bu kanunun yürürlüğe girdiği
tarihi takibeden beş yıl içinde idarece düzeltilir. Fazla ödenen vergiler ret ve iade olunur.
Geçici Madde 11 – (Ek: 8/12/1980-2350/12 md.)
1982 Bütçe Yılına rastlayan Emlak Vergisi genel beyan dönemi, 1980 Bütçe Yılına alınmış
olup, müteakip genel beyanda bulunma süresi; 1980 yılı başlangıç kabul edilmek suretiyle, bu
Kanunun 23 ncü maddesindeki esaslara göre hesaplanır.
1980 Yılı Bütçe Kanununun 10/E maddesine göre, Maliye Bakanlığınca aynı yıl yapılan beyana
davet, bu Kanunun 23 üncü maddesine göre yapılmış genel beyana davet hükmündedir. Mezkür
380
hükmün kapsamı dışında kalan yerlerdeki mükelleflerin bu Kanunun yürürlüğe girdiği ayı takip
eden 3 aylık süre içinde genel beyana davetleri ve genel beyanda bulunmaları sağlanır.
1980 Yılı Bütçe Kanununun 10/E maddesine göre yapılan beyana davet üzerine 29/8/1980
tarihine kadar ve bu tarihi takip eden 2 aylık ek süre içinde beyanda bulunan mükellefler, 1981
yılının Ocak ayı sonuna kadar daha önce beyan ettikleri vergi değerlerini yükseltici yönden
yeniden beyanda bulunabilirler. Bu beyanlar da genel beyan hükmünde kabul edilir.
Yukarıdaki esaslara göre beyanda bulunan mükelleflere Emlak Vergisi Kanununun 27 nci
maddesinde belirtilen 2 aylık ek süre tanınmaz.
Geçici Madde 12 – (Ek: 8/12/1980-2350/12 md.)
Emlak Vergisi Kanununun 4 ncü maddesine bu Kanunla eklenen (r) fıkrasında belirtilen binalar
için 1972 yılından itibaren tarh ve tahakkuk ettirilen Emlak Vergileri ile bunlara bağlı zam ve
cezalardan bu Kanunun yürürlük tarihinde henüz tahsil edilmemiş bulunanları terkin olunur.
Geçici Madde 13 – (Ek: 8/12/1980-2350/12 md.)
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun uygulanmaya başladığı tarihten önceki dönemlere ilişkin
olarak il özel idarelerince tarh ve tahakkuk ettirilip henüz tahsil edilmemiş olan bina, arazi ve
buna müteferri diğer vergi ve resimler ile ceza ve gecikme zamları tahsil edilmez. İdari ve mali
yargı organlarındaki uyuşmazlıklar geri alınır, cebri kovuşturmaya ilişkin her türlü işlem
kaldırılır.
Geçici Madde 14 – (Ek: 4/12/1985-3239/116 md.)
Bakanlar Kurulu, ödenecek Emlak Vergisi miktarını ilgili belediye meclislerinin kararı ve
belediye başkanının teklifi üzerine, mahalleler, köyler veya cadde, sokak yahut değer
bakımından farklı bölgeler itibariyle birlikte veya ayrı ayrı olmak üzere 1986 yılı için % 40’tan,
1987 yılı için % 20’den fazla olmamak üzere indirebilir.
Bakanlar Kurulu, gerekli gördüğü takdirde, belediye meclislerinin kararı ve belediye
başkanlarının talebi olmadan ödenecek Emlak Vergisi miktarını Türkiye genelinde 1986 yılı
için % 40’tan, 1987 yılı için % 20’den fazla olmamak üzere indirebilir.
Geçici Madde 15 – (Ek: 4/12/1985-3239/116 md.)
1/1/1986 tarihinden önceki dönemlerde meydana gelen vergiyi doğuran olaylar sebebiyle bu
tarihe kadar beyan edilmiş bina ve araziye ait Emlak Vergisinin tarh, tahakkuk ve tahsil
işlemlerine Maliye ve Gümrük Bakanlığına bağlı vergi dairelerince devam olunur. 1/1/1986
tarihine kadar beyannamesi verilmemiş bina ve araziye ait tarh, tahakkuk ve tahsil işlemleri
ilgili belediyeler tarafından yapılır.
Geçici Madde 16 – (Ek: 4/12/1985-3239/116 md.)
381
1. a) 1980 ila 1982 dönemlerine ait olup 1/1/1986 tarihine kadar beyannamesi verilmemiş olan
ve idarece tarh işlemi sonuçlanmamış bulunan bina ve arsalar hakkında 1983 yılında
uygulanan bina metrekare normal inşaat maliyet bedelleri ile arsalara ait asgari ölçüde birim
değerleri,
2. b) 1980 ile 1985 dönemlerine ait olup 1/1/1986 tarihine kadar beyannamesi verilmemiş olan
ve idarece tarh işlemi sonuçlandırılmamış bulunan arazi hakkında 1986 yılında uygulanacak
asgari ölçüde arazi birim değerleri,
uygulanır.
Geçici Madde 17 – (Ek: 18/5/1987-3365/5 md.)
Bu Kanunun 5 inci maddesinin (f) fıkrasındaki geçici muafiyet, daha önceki yıllarda inşaatı
biten binalar için inşaatın bittiği yılı takip eden yılın başından itibaren hesaplanır ve kalan süre
kadar uygulanır.
Bu maddede yer alan geçici muafiyete tabi binaların 1987 yılına ait emlak vergileri terkin,
tahsil edilmiş bulunanlar red iade olunur.
Geçici Madde 18 – (Ek: 11/8/1999-4444/8 md.)
1998 genel beyan dönemi veya 1998 yılında ortaya çıkan ve vergi değerini tadil eden
nedenlerle emlak vergisi beyannamesi veren mütelleflerden dileyenler 1/11/1999-31/12/1999
tarihleri arasında yeniden beyanda bulunabilirler. Bu suretle beyanda bulunacak mükelleflerin
bildirecekleri değerler; 1998 yılı genel beyan dönemine ilişkin olarak 1319 sayılı Emlak
Vergisi Kanununun 10 ve 20 nci maddeleri hükümlerine göre hesaplanan asgari ölçüde tespit
edilen vergi değerinin, bu yıla ait yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle bulunacak
değerden düşük olamaz. Düşük olması halinde mükellefin beyanı, bu şekilde hesaplanan değere
yükseltilir.
Mükellefler tarafından bu şekilde yeniden beyan olunacak bina, arsa ve arazi matrahları dikkate
alınarak, mükelleflerin 1999 yılı için tahakkuk eden vergilerinde herhangi bir düzeltme
yapılmaz.
Mükelleflerin 2000 yılı emlak vergisi matrahları, bu madde hükümleri de dikkate alınmak
suretiyle bu Kanunun değişik 29 uncu maddesi hükümlerine göre belirlenir.
Geçici Madde 19- (Ek: 8/1/2002-4736/4 md.)
8 inci maddenin birinci fıkrası ile 18 inci madde hükümlerine göre, büyük şehir belediye
sınırları ve mücavir alanlar içinde uygulanan artırımlı vergi oranı, Adapazarı Büyük Şehir
Belediye sınırları ve mücavir alarlar içinde 2002 ila 2005 yıllarında uygulanmaz. 10.7.2004
tarihli ve 5216 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin (b) fıkrasına göre Adapazarı Büyük Şehir
Belediyesine ayrılacak payın oranı, 2002 ila 2005 yıllarında % 5 olarak uygulanır.
382
Geçici Madde 20– (Ek: 3/4/2002-4751/4 md.)
1. a) Emlâk vergisi mükellefleri, 2001 yılı bina, arsa ve arazi vergisi tarhına esas olan vergi
matrahlarının aynı yıla ait yeniden değerleme oranında artırılması sonucu bulunacak tutarlar
üzerinden, 8 ve 18 inci maddelerde yazılı vergi oranlarına göre hesaplanan tutarın yarısı
kadar tahakkuk ettirilecek emlâk vergisini, 2002 yılına ait bina, arsa ve arazi vergisinin
birinci taksiti olarak, aynı yılın Mart, Nisan ve Mayıs ayları içinde öderler.
2001 yılında ortaya çıkan ve vergi değerini tadil eden nedenlerle mükellefiyeti 2002 yılında
başlayan mükellefler ise 1998 yılı genel beyan dönemine ilişkin olarak asgari ölçüde takdir
olunan arsa ve arazi birim metrekare değerleri ile 2001 yılına ait bina metrekare normal inşaat
maliyet bedeli dikkate alınarak bulunan asgari beyan değerinin 2001 yılına ait yeniden
değerleme oranında artırılmış tutarları üzerinden, 8 ve 18 inci maddelerde yazılı vergi
oranlarına göre hesaplanan tutarın yarısı kadar tahakkuk ettirilecek emlâk vergisini, 2002 yılına
ait emlâk vergisinin birinci taksiti olarak aynı yılın Mart, Nisan ve Mayıs ayları içinde öderler.
1. b) 2002 yılında yapılacak genel beyana esas olmak üzere 2001 yılında yapılmış olan arsa ve
arazilere ait asgari ölçüde birim değer tespitlerine ilişkin takdir kararları, takdir
komisyonlarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde
incelenerek, arsa ve arazilerin takdir işleminin yapıldığı tarihteki asgari ölçüde birim
değerleri yeniden takdir edilmek suretiyle karara bağlanır. Bu kararlar hakkında,
Büyükşehir belediyesi bulunan illerde 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 49 uncu
maddesinin (b) fıkrasının ikinci bendi hükmü uygulanır.
Takdir kararlarından; arsalara ait olanlar, takdirin ilgili bulunduğu il ve ilçe merkezlerindeki
ticaret odalarına, ziraat odalarına ve ilgili mahalle ve köy muhtarlıkları ile belediyelere, araziye
ait olanlar ise il merkezlerindeki ticaret ve ziraat odaları ile belediyelere imza karşılığında
verilir. Kendilerine karar tebliğ edilmiş bulunan daire, kurum, teşekkül ve ilgili mahalle ve köy
muhtarlıkları otuz gün içinde ilgili vergi mahkemesi nezdinde dava açabilirler. Vergi
mahkemeleri nezdinde açılan davalar hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 49
uncu maddesinin (b) ve (c) fıkraları uygulanır.
1. c) 2002 yılına ait emlâk vergisi, mükellefler tarafından belediyelere en son verilmiş bulunan
emlâk vergisi beyannamelerinde yer alan bilgiler ile 2002 yılı genel beyan dönemi için (b)
fıkrasına göre takdir komisyonlarınca tespit edilerek kesinleşen arsa ve arazi birim
metrekare değerleri ve bu yıla ait bina metrekare normal inşaat maliyet bedelleri dikkate
alınarak 29 uncu maddeye göre bulunan vergi değeri üzerinden, ilgili belediyelerce 2002
yılının Kasım ayı içinde hesaplanan vergiden, (a) fıkrasına göre birinci taksit olarak
tahakkuk ettirilen vergi mahsup edilerek, kalan kısım 2002 yılının Kasım ayı içinde tarh
383
edilir ve ikinci taksit olarak ödenir. 2002 yılı için hesaplanan emlâk vergisi, birinci taksit
olarak tahakkuk ettirilen vergiden az ise aradaki fark, verginin ödenmiş olması halinde
mükellefin diğer vergi borçlarına mahsup edilir, vergi borcunun bulunmaması halinde ise
mükellefe red ve iade olunur. Vergi ödenmemişse tahakkuktan terkin edilir.
Bu madde hükmüne göre tarh olunan vergiler mükellefe tebliğ olunmaz ve tahakkuk eden
vergiler mükellefe bir yazı ile bildirilir.
Bu maddenin yürürlük tarihinden önce 2002 yılı genel beyan dönemi ile ilgili olarak emlâk
vergisi beyannamesi vermek suretiyle adlarına vergi tahakkuk ettirilen mükelleflerin vergileri,
bu madde hükmüne göre tahakkuk ettirilecek vergiler dikkate alınarak düzeltilir.
Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
Geçici Madde 21– (Ek: 3/4/2002-4751/4 md.)
1.1.2002 tarihinden önceki dönemlerde meydana gelen vergiyi doğuran olaylar nedeniyle bu
tarihe kadar mükellefiyetini tesis ettirmemiş bulunan bina ve arazi vergisi mükelleflerinin
bildirimde bulunmak suretiyle mükellefiyetlerini tesis ettirmeleri ve 1998-2001 yıllarına
ilişkin olarak idarece tarh ve tahakkuk ettirilecek vergilerini her yıl için ayrı ayrı % 50
fazlasıyla 2002 yılı Mayıs ayı sonuna kadar ödemeleri halinde, 1998 yılından önceki
vergilendirme dönemlerine ait emlâk vergileri aranmaz, 1998-2001 yıllarına ilişkin olarak
yapılan tarhiyatlar hakkında vergi cezası kesilmez ve gecikme faizi uygulanmaz. Bu maddede
belirtilen süre içinde bildirim vermeyen ve ödemelerini tam yapmayan mükellefler bu madde
hükmünden yararlanamazlar.
Geçici Madde 22– (Ek: 1/7/2006-5538/7 md.)
Takdir Komisyonlarınca 2005 yılında yapılan arsa ve arazilere ait asgarî ölçüde birim değer
tespitlerine ilişkin takdir kararları, anılan komisyonlarca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren otuz gün içinde incelenerek, arsa ve arazilerin takdir işleminin yapıldığı tarihteki asgarî
ölçüde birim değerlerinde düzeltmeye gerek görülenler yeniden takdir edilmek suretiyle karara
bağlanır. Bu kararlar hakkında, büyükşehir belediyesi bulunan illerde 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun mükerrer 49 uncu maddesinin (b) fıkrasının ikinci bendi hükmü uygulanır.
Takdir kararlarından; arsalara ait olanlar, takdirin ilgili bulunduğu il ve ilçe merkezlerindeki
ticaret odalarına, ziraat odalarına ve ilgili mahalle ve köy muhtarlıkları ile belediyelere, araziye
ait olanlar ise il merkezlerindeki ticaret ve ziraat odaları ile belediyelere imza karşılığında
verilir. Kendilerine karar tebliğ edilmiş bulunan daire, kurum, teşekkül ve ilgili mahalle ve köy
muhtarlıkları ilgili vergi mahkemesi nezdinde dava açabilirler. Vergi mahkemeleri nezdinde
dava açılmasında ve bu dava üzerine verilen kararlar aleyhine Danıştaya başvurulmasında 213
384
sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 49 uncu maddesinin (b) ve (c) fıkraları hükümleri
uygulanır.
Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesine göre ilgili belediyelerce 2006 yılının Kasım ayı
içinde bu maddeye göre hesaplanacak emlak vergisinden, 2005 yılında yapılan asgarî ölçüde
arsa ve arazi metrekare birim değerleri ile 2006 yılına ait bina metrekare normal inşaat maliyet
bedelleri dikkate alınarak birinci taksit olarak tahakkuk ettirilen emlak vergisi mahsup edilir ve
kalan tutar 2006 yılının Kasım ayı içinde ikinci taksit olarak ödenir. 2006 yılı için hesaplanan
emlak vergisinin birinci taksit olarak tahakkuk ettirilen vergiden az olması halinde aradaki fark,
verginin ödenmiş olması halinde mükellefin ilgili belediyeye olan 1319 sayılı Emlak Vergisi
Kanunu ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu kapsamındaki diğer borçlarına mahsup edilir.
Borcun bulunmaması halinde ise mükellefe red ve iade olunur. Emlak vergisi ödenmemiş ise
tahakkuktan terkin edilir.
Bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
Yürürlük ve yürütme:
Madde 42 – Bu Kanun 1/3/1971 tarihinde yürürlüğe girer.
Madde 43 – Bu Kanunu Maliye Bakanı yürütür.
===0
4-Notlar
5-X Kurumu Çalışma kağıdı-
Örnek çalışma kağıdı:ilçe bel.ni ilgilendirmektedir-
KONU-Belediyeler Tarafından Yapılan Kamulaştırma İşlemlerinden Kaynaklanan Emlak Vergisi Tarh, Tahakkuk ve Tahsiline İlişkin Tespitler
1-İlgili belediyeler
Emlak vergisi:
385
A-Büyükşehir olan illerde:
1.2.9.51-Bina Vergisi– ilçe belediyeleri bu vergiyi alır.
1.2.9.52-Arsa Vergisi– ilçe belediyeleri bu vergiyi alır.
1.2.9.53-Arazi Vergisi– ilçe belediyeleri bu vergiyi alır.
B-Büyükşehir belediyesi olmayan illerde: il ve ilçe belediyeleri
2-ÖRNEK BULGU
BULGU: KAMULAŞTIRMA EMLAK VERGİSİ DENETİMİ:
Kolay denetim yapmak için, BİR ÖNCEKİ YILIN belgelerini iste:
1-Kamulaştırma bedeli ödenen taşınmazların ödeme belgelerini iste,
2-Taşınmaz sahiplerinin, emlak vergisi denetimi:
a-emlak vergisi beyannamesi vermiş mi?
b-emlak ver.borcu var mı,
c-borcu varsa tahsil edilmiş mi?
d-Emlak vergisi kamulaştırma yapıldıktan sonraki yıl için tahakkuk ettirilmemeli.
e-Kamulaştırma bedeli ile emlak vergisi değeri arasında olumlu fark varsa, ek emlak vergisi
alınmalıdır.
==0
==0
3-Mevzuat
4-Notlar
5-X Kurumu Çalışma kağıdı-
Örnek çalışma kağıdı: ilçe bel.ni ilgilendirmektedir-
ÇAL-KAĞ-Konu incelendi-Belediye sınırları içerisinde iki arazi kamulaştırılmış ve
kamulaştırma bedeli ödenmiştir. Yapılan incelemede, bu arazinin emlak (arazi) vergisi istisna
kapsamında olduğu anlaşılmıştır. (2017 değeri, 10.000-liranın altındadır). Belediyenin yaptığı
işlem mevzuata uygundur.
==0
Çalışma kağıdı:
Emlak Vergisi servisinden bilgi alındı:
a-Belediye, Tapu müd ile söz. yaptı-Belediye personeli, Takbis sistemine girip, taşınmaz
mallarla ilgili bilgiler alıyor. Bir taşınmaz mal satış, bağış, intikal ile sahip değiştirdiğinde,
386
sisteme düşüyor. Personel, devredenin emlak vergisi mükellefiyetini sonlandırıp, devir alan
kişiye mükellefiyet tesis ediyor.
b-Şu ana kadar belediye veya kamu kurumları kamulaştırma bedeli ödememiş. Belediyenin şu
anda dört adet kamulaştırma işlemi var, süreç devam ediyor, bedel ödenmemiş.
c-Taşınmaz malın satışında, Tapu Müd.belediyeden emlak vergisi borcu yok kağıdını istiyor.
Satıcı belediyeye müracaat edince, varsa emlak vergisi borcunu ödüyor, borcu yok kağıdıyla
beraber Tapu Müd.e gidiyor)
==0
-Kamulaştırma denetimi:
a-Ekonomik kodu 830.6.4.2.90 ve 830.3.4.2.90 olan ödeme belgelerinin çıkarılması.
-Kamulaştırma ödeme belgelerinin getirilmesi.
KONU-Telekomünikasyon Altyapı ve Şebekelerinden Alınması Gereken Geçiş Hakkı Bedellerinin, Takip ve Tahsil Edilmemesi
2-ÖRNEK BULGU
BULGU-1: Bazı belediyeler Geçiş Hakkını almıyor.
BULGU-2: Elektronik haberleşmede kullanılan kabloların taşınmazlardan geçirilmesi
aşamasında Yönetmelik hükümleri uygulanmamaktadır.
ÖZET: Belediye Meclisi, geçiş hakkı ücret tarifesini belirlememiş
ve geçiş hakkı ücreti tahsil etmemiştir.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından düzenlenen ve 27.12.2012 tarihli
Resmi Gazetede yayımlanan, Sabit ve Mobil Haberleşme Altyapısı veya Şebekelerinde
Kullanılan Her Türlü Kablo ve Benzeri Gerecin Taşınmazlardan Geçirilmesine İlişkin
Yönetmelik, haberleşmede kullanılan kabloların taşınmazlardan geçirilmesiyle ilgili geçiş
hakkını ve geçiş hakkına ilişkin alınacak ücretleri düzenlemektedir.
387
Yönetmeliğe göre, Geçiş Hakkı Sağlayıcısı olan belediye, yönetmelik Ek-1’ de belirtilen üst
sınırı geçmemek üzere, geçiş hakkı ücreti almak zorundadır. Gerek ilgili firma, gerekse
belediye tarafından yapılması gereken işlemler ayrıntılı olarak anlatılmaktadır. Madde 9/4 e
göre, geçiş hakkı nedeniyle yapılacak keşif ücreti, sabit ve mobil haberleşme altyapısı veya
şebekelerinde kullanılan her türlü kablo ve benzeri gerecin taşınmazlardan geçirilmesi
nedeniyle taşınmazın tekrar eski haline getirilmesi bedeli, yer değişikliği bedeli, var olan
faaliyeti durdurma bedeli ve benzeri adlarla alınan diğer bedeller ve tazminatlar, bu
Yönetmelikte belirlenen ilkelere ve hükümlere uygun olmak kaydıyla ve taraflar arasında
yapılan geçiş hakkı anlaşmasında aksi belirtilmediği takdirde, işletmeci tarafından ayrıca
karşılanacaktır.
Ayrıca firma, geçiş hakkına ilişkin anlaşma ve ekleri ile değişikliklerini, her türlü bilgi ve
belgeyi süresi içerisinde eksiksiz ve doğru olarak EHABS denilen bilgi sistemine kaydetmek
zorundadır.
İl Telekom Müdürlüğü ile 14.06.2016 tarihinde bir protokol yapılmıştır. Bu protokolün 4 üncü
maddesinde, belediye sınırları dahilinde, telefon hatlarının çekilmesi nedeniyle yollarda
meydana gelen zararların giderileceği, yol ve kaldırımın eski haline getirilmemesi halinde,
Belediye Meclisinin belirlediği fiyatlar üzerinden hesaplanan tutarın belediyeye ödeneceği
ifade edilmiş, ancak geçiş hakkı ücretiyle ilgili bir hüküm konulmamıştır.
Belediyede, elektronik haberleşme hizmeti sunan işletmelerle anlaşma yapma, geçiş hakkı
ücreti tahsil etme ve Yönetmelikte bahsedilen diğer işlemlerin yapılması şeklinde bir uygulama
bulunmamaktadır. Belediye Meclisi tarafından, yönetmelikte belirtilen üst sınırı aşmamak üzere
bir geçiş hakkı ücret tarifesi belirlenmemiştir. Bu konu 2016 denetim raporunda da dile
getirilmiş, ancak idare gerekeni yapmamıştır.
4-Mevzuat
5-Notlar
-İlgili belediye: Bütün kamu kurumları,
Büyükşehirlerde: Büyükşehir Belediyesi
BÜYÜKŞEHİRDE AYKOME (altyapı koordinasyon merkezi)
İLGİLİ YÖNETMELİĞİ OKU-
-SÜREÇ:
388
1-Elektronik haberleşme hizmeti verern firma, (telefon, internet firması)
2-özel veya kamu taşınmaz malın (yol, kaldırım vs) altında, üstünde altyapı kurmak veya
onarım yapmak istediği zaman,
3-a-işin uzunluğu 400 metrenin üstündeyse, Bakanlık onayını aldıktan sonra,
3-b-işin uzunluğu 400 metrenin altındaysa,
4-İlgili kamu kurumuna başvurur.
5-B.şehir belediye personeli,
-kazı yapılacak yere gider, keşif yapar,
6-Altyapı kazı izin bedeli tespit edilir (zemin tahribat ücreti + ruhsat harcı + keşif ücreti)
7-Firma bu bedeli öder ve
8-UKOME (Ulaşım Koordinasyon Merkezi) ne başvurur, sonra
9-Firma kazıya-onarıma başlar,
10-İş bitince, firmadan Geçiş Hakkı Bedeli alınır. (yapılan iş üzerinden -mt veya m2 üzerinden)
(Geçiş hakkı bedelini Belediye Meclisi belirliyor, her yıl için ayrı)
11-İş 31 Aralıkta bitmeyecekse, dilekçe verilince firmaya süre uzatımı verilir,
12-Ertesi sene iş bitince, o sene yapılan iş için, o senenin geçiş hakkı bedeli alınır.
13-NOT: İş, ilçe belediyesi sınırı içinde olduysa, asfalta-kaldırıma verilen zararı, b.şehir
belediyesi ilçe belediyesine öder (zemin tahribat ücreti) (zemin tahribat ücretini firmadan alır,
ilçe belediyesine öder)
6-X Kurumu Çalışma kağıdı-
Örnek çalışma kağıdı:
Geçiş hakkı bedeli meclis kararıyla belirlenmiştir ve ilgili firmalardan tahsil edilmektedir.
İLGİLİ KİŞİ: AYKOME-FEN İŞLERİ-
==0
Örnek çalışma kağıdı:
-Fırat Elektrik AŞ ve Telekom Müdürlüğü ile protokol yapılmıştır. Bu iki idare, kazıdan önce
belediyeye haber vermek ve yolu eski haline getirmek zorundadır.
==0
Geçiş Hakkı: Telefon, internet firmaları kabloları kaldırımın, yolun altına döşemek için,
belediyeye geçiş hakkı adı altında ödeme yaparlar. (bedeli Belediye Meclisi belirler). Bu
konuda yönetmelik var: SABİT VE MOBİL HABERLEŞME ALTYAPISI VEYA
389
ŞEBEKELERİNDE KULLANILAN HER TÜRLÜ KABLO VE BENZERİ GERECİN
TAŞINMAZLARDAN GEÇİRİLMESİNEİLİŞKİN YÖNETMELİK…
BULGU: Bazı belediyeler Geçiş Hakkını almıyor. Tespiti için ilgili firmalara yazı yazılır:
Vodafone, Türk Telekom AŞ, Turkcell, Elektrik İdaresi (bölgede hangisi varsa), Super online
AŞ,
Altyapı Kazı Ruhsat Bedeli: Yolda, kaldırımda bir kazı yapılacaksa, belediyeye ödeme yapılır.
Zemin Açma İzni ve Toprak Hafriyatı Harcı: Ör: Bina yapılırken alınır. (2464
s.Bel.Gel.Kan.m.80-d)
===0
KONU-Şehiriçi Ulaşım Hizmetlerinin İşletilmesinde Mevzuata Aykırı Uygulamalar
1-İlgili belediyeler
1-B.şehir olan illerde: Şehiriçi ulaşım hizmetleriyle büyükşehir belediyesi ilgileniyor.
–5216 s.K.m.7-f
2-Diğer iller: il ve ilçe belediyeleri.
2-ÖRNEK BULGU
4-Mevzuat
5393 sayılı Belediye Kanunu
Belediyenin görev ve sorumlulukları
Madde 14- Belediye, mahallî müşterek nitelikte olmak şartıyla;
100. a) İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafî ve kent bilgi sistemleri;
çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık; zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve
ambulans; şehir içi trafik; defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut;
kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları
(Bu Kanunun 75 inci maddesinin son fıkrası, belediyeler, il özel idareleri, bağlı kuruluşları
ve bunların üyesi oldukları birlikler ile ortağı oldukları Sayıştay denetimine tabi şirketler
tarafından, orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları ile Devlete ait her derecedeki okul
binalarının yapım, bakım ve onarımı ile tefrişinde uygulanmaz.); sosyal hizmet ve yardım,
390
nikâh, meslek ve beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapar
veya yaptırır. (Mülga son cümle: 12/11/2012-6360/17 md.) (…)(Ek cümleler: 12/11/2012-
6360/17 md.) Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyeler,
kadınlar ve çocuklar için konukevleri açmak zorundadır. Diğer belediyeler de mali
durumları ve hizmet önceliklerini değerlendirerek kadınlar ve çocuklar için konukevleri
açabilirler.
Belediyenin yetkileri ve imtiyazları
Madde 15- Belediyenin yetkileri ve imtiyazları şunlardır:
1. f) Toplu taşıma yapmak; bu amaçla otobüs, deniz ve su ulaşım araçları, tünel, raylı sistem
dâhil her türlü toplu taşıma sistemlerini kurmak, kurdurmak, işletmek ve işlettirmek.
2. p) Kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile
taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri
ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit
etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik
düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek.
Belediye, (e), (f) ve (g) bentlerinde belirtilen hizmetleri Danıştayın görüşü ve İçişleri
Bakanlığının kararıyla süresi kırkdokuz yılı geçmemek üzere imtiyaz yoluyla devredebilir;
toplu taşıma hizmetlerini imtiyaz veya tekel oluşturmayacak şekilde ruhsat vermek suretiyle
yerine getirebileceği gibi toplu taşıma hatlarını kiraya verme veya 67 nci maddedeki esaslara
göre hizmet satın alma yoluyla yerine getirebilir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu
Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları
Madde 7- Büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları şunlardır:
1. f) Büyükşehir ulaşım ana plânını yapmak veya yaptırmak ve uygulamak; ulaşım ve toplu
taşıma hizmetlerini plânlamak ve koordinasyonu sağlamak; kara, deniz, su ve demiryolu
üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve
tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde,
sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek,
işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin
gerektirdiği bütün işleri yürütmek.
391
2. p) Büyükşehir içindeki toplu taşıma hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gerekli tesisleri
kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek, büyükşehir sınırları içindeki kara ve denizde
taksi ve servis araçları dahil toplu taşıma araçlarına ruhsat vermek.
….
(Değişik son fıkra: 1/7/2006-5538/23 md.) 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunuyla
Sanayi ve Ticaret Bakanlığına ve organize sanayi bölgelerine tanınan yetki ve sorumluluklar ile
sivil hava ulaşımına açık havaalanları ve bu havaalanları bünyesinde yer alan tüm tesisler bu
Kanunun kapsamı dışındadır.
Alt yapı hizmetleri—AYKOME–
Madde 8- Büyükşehir içindeki alt yapı hizmetlerinin koordinasyon içinde yürütülmesi amacıyla
büyükşehir belediye başkanı ya da görevlendirdiği kişinin başkanlığında, yönetmelikle
belirlenecek kamu kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşların temsilcilerinin katılacağı alt yapı
koordinasyon merkezi kurulur. Büyükşehir ilçe (…)(1) belediye başkanları kendi belediyesini
ilgilendiren konuların görüşülmesinde koordinasyon merkezlerine üye olarak katılırlar. Alt yapı
koordinasyon merkezi toplantılarına ayrıca gündemdeki konularla ilgili kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşlarının (oda üst kuruluşu bulunan yerlerde üst kuruluşun)
temsilcileri de davet edilerek görüşleri alınır.
Alt yapı koordinasyon merkezi, kamu kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşlar tarafından
büyükşehir içinde yapılacak alt yapı yatırımları için kalkınma plânı ve yıllık programlara uygun
olarak yapılacak taslak programları birleştirerek kesin program hâline getirir. Bu amaçla, kamu
kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşlar alt yapı koordinasyon merkezinin isteyeceği coğrafî
bilgi sistemleri dâhil her türlü bilgi ve belgeyi vermek zorundadırlar. Kesin programlarda
birden fazla kamu kurum ve kuruluşu tarafından aynı anda yapılması gerekenler ortak
programa alınır. Ortak programa alınan alt yapı hizmetleri için belediye ve diğer bütün kamu
kurum ve kuruluşlarının bütçelerine konulan ödenekler, alt yapı koordinasyon merkezi
bünyesinde oluşturulacak alt yapı yatırım hesabına aktarılır.
Ortak programa alınan hizmetler için kamu kurum ve kuruluş bütçelerinde yeterli ödeneğin
bulunmadığının bildirilmesi durumunda, büyükşehir belediyesi veya ilgisine göre bağlı kuruluş
bütçelerinden bu hizmetler için kaynak ayrılabilir. Kamu kurum ve kuruluşları alt yapı ortak
yatırım hizmetleri için harcanan miktarda ödeneği, yeniden değerleme oranını da dikkate alarak
ertesi yıl bütçesinde ayırır. Ayrılan bu ödenek belediye veya ilgili bağlı kuruluşunun hesabına
aktarılır. Bu bedel ödenmeden ilgili kamu kurum veya kuruluşu, büyükşehir belediyesi
sınırlarında yeni bir yatırım yapamaz.
392
Ortak programa alınmayan yatırımlar için bakanlıklar, ilgili belediye ve diğer kamu kurum ve
kuruluşları alt yapı koordinasyon merkezi tarafından belirlenen programa göre harcamalarını
kendi bütçelerinden yaparlar.
Koordinasyon merkezleri tarafından alınan ortak yatırım ve toplu taşımayla ilgili kararlar,
belediye ve bütün kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilgililer için bağlayıcıdır.
Ulaşım hizmetleri—UKOME—
Madde 9- (Değişik birinci fıkra: 12/11/2012-6360/8 md.) Büyükşehir içindeki kara, deniz, su,
göl ve demiryolu üzerindeki her türlü taşımacılık hizmetlerinin koordinasyon içinde
yürütülmesi amacıyla büyükşehir belediye başkanı ya da görevlendirdiği kişinin başkanlığında,
yönetmelikle belirlenecek kamu kurum ve kuruluşları ile, Türkiye Şoförler ve Otomobilciler
Federasyonunun görevlendireceği ilgili odanın temsilcisinin katılacağı Ulaşım Koordinasyon
Merkezi kurulur. İlçe belediye başkanları kendi belediyesini ilgilendiren konuların
görüşülmesinde koordinasyon merkezlerine üye olarak katılırlar. Ulaşım Koordinasyon
Merkezi toplantılarına ayrıca gündemdeki konularla ilgili üye olarak belirlenmeyen ulaşım
sektörü ile ilgili kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından ihtisas meslek odalarının
temsilcileri de davet edilerek görüşleri alınır.
Bu Kanun ile büyükşehir belediyesine verilen trafik hizmetlerini plânlama, koordinasyon ve
güzergâh belirlemesi ile taksi, dolmuş ve servis araçlarının durak ve araç park yerleri ile
sayısının tespitine ilişkin yetkiler ile büyükşehir sınırları dahilinde il trafik komisyonunun
yetkileri ulaşım koordinasyon merkezi tarafından kullanılır.
Ulaşım koordinasyon merkezi kararları, büyükşehir belediye başkanının onayı ile yürürlüğe
girer.
Ulaşım koordinasyon merkezi tarafından toplu taşıma ile ilgili alınan kararlar, belediyeler ve
bütün kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilgililer için bağlayıcıdır.
Koordinasyon merkezinin çalışma esas ve usulleri ile bu kurullara katılacak kamu kurum ve
kuruluş temsilcileri, İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Büyükşehir belediyelerine bu Kanun ile verilen görev ve yetkilerin uygulanmasında,
13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun bu Kanuna aykırı hükümleri
uygulanmaz.
Şirket kurulması
Madde 26- (Değişik: 29/3/2011-6215/21 md.) (1)
Büyükşehir belediyesi kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen
usullere göre sermaye şirketleri kurabilir. Genel sekreter ile belediye ve bağlı kuruluşlarında
393
yöneticilik sıfatını haiz personel bu şirketlerin yönetim ve denetim kurullarında görev
alabilirler. Büyükşehir belediyesi, mülkiyeti veya tasarrufundaki hafriyat sahalarını, toplu
ulaşım hizmetlerini, sosyal tesisler, büfe, otopark ve çay bahçelerini işletebilir; ya da bu
yerlerin belediye veya bağlı kuruluşlarının % 50’sinden fazlasına ortak olduğu şirketler ile bu
şirketlerin % 50’sinden fazlasına ortak olduğu şirketlere, 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet
İhale Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın belediye meclisince belirlenecek süre ve
bedelle işletilmesini devredebilir. (Ek cümle: 12/11/2012-6360/10 md.) Ancak, bu yerlerin
belediye şirketlerince üçüncü kişilere devri 2886 sayılı Kanun hükümlerine tabidir.
==0
5-Notlar
6-X Kurumu Çalışma kağıdı-
KONU-Otobüslerin ihalesiz olarak kiraya verilmesi
1-İlgili belediyeler
1-B.şehir olan illerde: Şehiriçi ulaşım hizmetleriyle büyükşehir belediyesi ilgileniyor.
–5216 s.K.m.7-f
2-Diğer iller: il ve ilçe belediyeleri.
2-ÖRNEK BULGU
Belediye Başkanlığınca Verilen Çalışma Belgesine İstinaden Özel Halk Otobüsleri İhalesiz
Çalıştırılmaktadır.
Adana Büyükşehir Belediye sınırları içinde faaliyet gösteren halk otobüslerinin ihale
süreleri bitmiş olmasına rağmen yeniden ihale yapılmaksızın çalışmalarına devam ettirildiği
görülmüştür.
5393 sayılı Belediye Kanunu ile yürürlükten kaldırılan 1580 sayılı Belediye Kanununun
Belediyenin vazifeleri başlıklı 15 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve Belediyelerin hakları,
salahiyet ve imtiyazları başlıklı 19 uncu maddesinin beşinci fıkrasında yer alan hüküm ile 5393
sayılı Belediye Kanununun Belediyenin yetkileri ve imtiyazları başlıklı 15 inci maddesinin (p)
fıkrasındaki, “Kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma
394
araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek;
durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park
yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere
verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek.” Hükümlerinden, toplu taşıma
hakkının belediyenin görev ve yetkisinde olduğu anlaşılmaktadır.
Gerek 1580 sayılı gerekse 5393 sayılı Belediye Kanunu’na göre toplu taşımaya ilişkin
haklar belediyeye aittir. Belediyeye ait olan bu hakkın Kanun çerçevesinde ihale yoluyla
rekabete uygun, saydamlığı sağlayarak sürenin belirli olması gibi hususları da içerecek şekilde
verilmesi gerekir. Bu yetki belediye adına Belediye Meclisine aittir. Belediye Meclisince
alınacak bir kararla bu yetki encümen tarafından da yerine getirilebilir. Ancak Meclis veya
Encümen imtiyaz niteliği taşıyan toplu taşıma hizmetlerini ihale yoluyla devretmemiş,
mevzuata uygun olmayan şekilde çalışma belgeleri düzenleyerek toplu taşımada bir tekel
oluşturulmuştur. Bu çerçevede toplu taşıma hizmetleri bakımından görevli ve yetkili olan
Belediyenin, ihale yapmadan rekabetsiz bir şekilde toplu taşıma imtiyazına izin vermesi
mümkün değildir. Kaldı ki 5393 sayılı Belediye Kanunu toplu taşıma hizmetlerini imtiyaz veya
tekel oluşturmayacak şekilde ruhsat vermek suretiyle de yerine getirilebileceğini belirtilmiştir.
Danıştay 13. Dairesinin Esas No:2015 / 985, Karar No: 2015 / 3164 numaralı kararında;
“Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; belediyelerin
yürütmekle görevli ve yetkili oldukları toplu taşıma hizmetini bizzat yapmak yerine imtiyaz
suretiyle devrine karar verilmesi için Danıştayın görüşü ve İçişleri Bakanlığının onayının
alınmasının ön koşul olduğu, kiralama yolunu seçmesi hâlinde ise hem taşınır hem taşınmazlar
için kira süresinin 10 yılla sınırlı olduğu ve her iki durumunda Devlet İhale Kanunu
hükümlerine tabi olduğu anlaşılmakta ve toplu taşıma hizmetlerinin ruhsat vermek suretiyle
yerine getirilmesi usulünde ise ruhsat verilecek sürenin, tespit edilen muhammen bedelin yıllık
mı yoksa ruhsat verilen süre için mi öngörüldüğünün, yıllık olarak tespit edilmiş ise her yıla
ilişkin artış oranının nasıl belirleneceğinin vb. hususların açık bir şekilde ortaya konularak söz
konusu ihalenin yine Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre yapılması gerektiği, toplu taşıma
hizmetlerinin gördürülmesinde ruhsat verme yönteminin seçilmesi hâlinde verilecek olan
ruhsatın süresiz bir şekilde verilemeyeceği, belli bir süre dâhilinde ruhsat verilmesi gerektiği
görülmektedir.
Bu durumda, ilgili mevzuat ve dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda;
toplu taşıma hizmetinin yerine getirilmesinde ruhsat verme yönteminin seçilmesi hâlinde,
süresiz olarak ruhsat vermenin söz konusu olmadığı, belli bir süre dâhilinde ruhsatın verilmesi
gerektiği, bu süreye göre muhammen bedelin belirlenmesinin şart olduğu, bu hususlar ortaya
395
konulduktan sonra Devlet İhale Kanunu hükümlerine uygun bir şekilde ihalenin yapılması
gerektiği”, ve
Aynı Dairenin Esas No:2014 / 384, Karar No: 2014 / 1950 kararında ise:
“Yukarıda yer verilen hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; büyükşehir belediyesi
sınırları dâhilinde toplu taşıma hizmetlerini yürütmenin ve bu amaçla toplu taşıma
vasıtalarının işletilmesi ve işlettirilmesinin kamu hizmeti olarak münhasıran büyükşehir
belediyelerine imtiyaz olarak verilmiş olduğu; toplu taşıma vasıtalarını işlettirmenin ise
imtiyaz sözleşmesi, ruhsat verme, kiralama veya hizmet satın alma yoluyla gördürülebileceği;
anılan usullerden herhangi birinin seçilmesi yoluyla toplu taşıma hizmetinin özel hukuk kişileri
eliyle sağlanması hâlinde büyükşehir belediyesinin kanunlarla kendisine verilen ulaşım
hizmetlerine ilişkin imtiyazdan vazgeçmiş sayılacağı sonucuna varılmakta olup; söz konusu
vazgeçme iradesinin ise, ancak, belediye adına imtiyaz verilmesinde görevli ve yetkili kılınan
belediye meclisince ortaya konulması hâlinde geçerli olacağının kabulü gerekmektedir.”
denilmektedir.
Bu kararlar değerlendirildiğinde, ulaşım hizmetinin belediyedeki yetkili organın
kararıyla rekabete uygun, saydam bir şekilde süresinin belirli olması gibi hususları da içerecek
şekilde ihale yoluyla verilmesi gerekir.
Belediye Başkanlığınca çalışma belgesi verilerek işe başlatılan ve halen toplu
taşımacılık yapan 419 adet özel halk otobüsüne ilişkin 2002 tarihli sözleşme kayıtların
incelenmesinde sözleşme süresinin üç yıl olduğu, en son tarihli olarak 2010 yılında encümen
kararında: “…ruhsat vermek suretiyle Özel Halk Otobüsleri ile yapılan sözleşmenin süresi
dolduğundan, Özel Halk Otobüsleri sahipleri tarafından Belediyemize ödenmesi gereken
güzergah bedelleri ödenmemekte olduğundan, Belediyemiz maddi zarara uğramakta olup,
sözleşmenin yenilenmesi gerekmektedir...” Denilerek yeni sözleşme imzalanmış ve herhangi bir
süre öngörülmemiştir. Yani ihale yapılmadan süresiz bir sözleşme imzalanmıştır.
Özel Halk Otobüslerinin taşıma işini yıllardır yaptıkları, bu çalışma belgesinin ilgililer
yönünden süresiz bir şekilde kazanılmış hak olarak kabul edildiği ve uygulanmanın bu şekilde
süregeldiği anlaşılmaktadır. Mevcut çalışma belgelerinde bu belgelerin ne kadar süreyle geçerli
olduğuna ilişkin her hangi bir ibare bulunmamaktadır. İhale yapılmadan fiili bir durum olarak
gerçekleştirilen ancak mevzuatta karşılığı olmayan bu uygulamanın sürdürülebilmesi mümkün
değildir.
Faaliyette bulunan bu otobüslerin çalışma durumlarının, izin / tahsis suretiyle sürekli
uzatılması ve yıllardır devam etmesi, kazanılmış hak oluşturmaz. Kazanılmış hakkın
396
varlığından söz edebilmek için, bu hakkın yürürlükteki hukuk kurallarına uygun olarak tesis
edilen bir işlemle elde edilmiş olması gerekmektedir.
Belediyenin yürütmekle yükümlü olduğu bir hizmeti bizzat yerine getirmeyip, üçüncü
kişilere gördürebilmesi mümkün olmakla birlikte bu husus söz konusu hizmetin bir kamu
hizmeti olma niteliğini ortadan kaldırmadığı gibi bu konuda belediyenin görevinin sona
ermesine yol açmamakta ve bu hizmetin yerine getirilmesi yönünden sorumluluğu devam
etmektedir. Bu niteliği gözetildiğinde, belediyenin görevine giren bir hizmetin, süresiz olarak
üçüncü kişilere bir hak verilmesi suretiyle gördürülmesi, hukuken mümkün değildir. Aksi
takdirde, mevzuata aykırı tesis edilen bir belediye işleminin, bir kanunun dahi üstüne geçmesi,
o kanunun uygulanamaması sonucuna yol açacağı da bir gerçektir. Bu hizmetin belediyeler
tarafından yürütülmesi ya da üçüncü kişilere gördürülmesi, söz konusu hizmetin kamu hizmeti
olmasına ve bu hizmetin belediyelerce yürütülmesinde kamu yararı bulunduğu düşüncesine
dayandığından, bireysel yararların kamu yararına üstün tutulması sonucunu doğuracak bir
kazanılmış hak anlayışı kabul edilemez.
Toplu taşıma hizmetlerinin imtiyaz, kiralama ve ruhsat usullerinden biri ile üçüncü
kişilere gördürülebilmesi mümkün olmakla birlikte, her üç yöntem bakımından da bu hizmetin
üçüncü kişilere gördürülmesinde mutlak olarak belirli bir sürenin öngörülmüş olması
zorunludur. Kanunda öngörülen sürelerden daha uzun bir sürenin öngörülmesi ya da hiçbir
şekilde süre öngörülmemesi durumlarında, bu durumun hukuka aykırılık oluşturacağı
kuşkusuzdur. Yukarıda bahsettiğimiz gibi hukuka aykırı olarak tesis edilen işlemlerin ilgililer
yönünden geleceğe yönelik olarak kazanılmış hak oluşturması ise mümkün değildir. İlgililerin
bir hilesi ya da idareyi yanıltan bir davranışı olmaksızın, idarece tesis edilen mevzuata aykırı
işlemlerin düzeltilmesi zorunlu olmakla birlikte, söz konusu hukuka aykırı işlemlerin ortadan
kaldırıldığı tarihe kadar bu işlemlerin ilgililere sağlamış olduğu haklar ilgililer yönünden
kazanılmış hak oluşturur. Bir başka deyişle, kazanılmış haktan bahsedilebilmesi ancak
mevzuata aykırı işlemin ortadan kaldırıldığı tarihe kadar gerçekleşmiş olan haklar, yani
geçmişe yönelik haklar yönünden mümkün olabilir.
Mevzuata aykırı işlemlerin, mevzuata aykırılıklarının tespit edildiği tarih itibarıyla
hukuk düzeninden çıkarılmaları hukuk devletinin bir gereğidir. Bu nedenle, yukarıda açıklanan
hususlar da gözetildiğinde süresiz olarak yapılan ihale işleminin ortadan kaldırılması
zorunludur. Bu kapsamda belediyece toplu taşıma hizmetlerinin üçüncü kişilere
gördürülmesinin yöntemini belirleme ve bu konuda yeniden bir ihale yapıp yapmama
konusunda belediyenin takdir yetkisi bulunmakla birlikte (yani belediye kendisi de bu taşıma
işini yürütebilir), söz konusu hukuki durumun mevcut sözleşmelerin iptalini gerektireceği
397
kuşkusuzdur. Bu konu en kısa sürede yeniden bir ihale yapılıncaya kadar geçecek süre zarfında
toplu taşıma hizmetlerinden yararlanan belde halkının mağduriyetine yol açmayacak şekilde
çözümlenmelidir.
3-Mevzuat
5-Notlar
6-X Kurumu Çalışma kağıdı-
KONU-Elektronik Bilet (Akbil – Kentkart) Uygulamalarında Sözleşmeye Aykırı Uygulamaların Bulunması1-İlgili belediyeler
1-B.şehir olan illerde: Şehiriçi ulaşım hizmetleriyle büyükşehir belediyesi ilgileniyor.
–5216 s.K.m.7-f
2-Diğer iller: il ve ilçe belediyeleri.
2-ÖRNEK BULGU
Elektronik Ücret Toplama ve Araç Takip Sisteminin işletilmesi işinde;
A) işin ihale Edilmesine ilişkin Meclis Kararı Bulunmaması
Elektronik Ücret Toplama ve Araç Takip Sisteminin işletilmesi işi 09.05.2006 tarih ve
2006/265 sayılı encümen kararı ile 5 yıllığına ve %5 komisyon ile Kent Kart Marmara
Elektronik Ltd.şti’ne verilmiştir. Firma ile 10.05.2006 tarihinde sözleşme imzalanmıştır.
17.05.2011 tarihli encümen kararı ile sözleşme süresi 3 yıl, 11.02.2014 tarihli encümen kararı
ile sure bir kez daha 3 yıl uzatılarak sözleşmenin bitiş tarihi 10.05.2017 olarak belirlenmiştir.
işin başlangıcında meclis kararı alınmamış ve ihale yapılmamıştır. Bu işin ihale edilmesine
gelir tarifesindeki “şehir içi biletlerin satışından satışı yapan dükkân sahiplerine %10 iskonto
yapılacaktır” düzenlemesi gerekçe gösterilmekte ise de bu düzenleme elektronik ücret toplama
sistemi kurulması ve beş yıllığına işletme hakkının devredilmesini kapsamamaktadır.
398
5393 Sayılı Belediye Kanunu’nda 3 yıla kadar kiralamalarda belediye encümeni, 3 yıldan fazla
kiralamalarda belediye meclisi yetkili kılınmıştır. 3 yıldan fazla süreli kiralamalar için belediye
meclisine verilen yetkinin encümence kullanılması mümkün olmadığı gibi başlangıçta
kiralamanın 3 yıl yapılıp akabinde encümence üçer yıllık süreleri aşmayacak şekilde ihale
yapılmaksızın uzatılması da mümkün görülmemektedir.
B) Gelirin Tamamının Kayıtlara Alınmaması ile Yüklenicinin Binişler
Gerçekleşmeden Komisyonunu Alması
Bu iş kapsamında Belediye-Yüklenici-Banka ortak kullanımı olan bir hesapta hasılat
toplanmaktadır. Toplu taşımayı kullanacak kişi kartına dolum yaptığında ödediği tutar hesaba
aktarılmakta, binişler gerçekleştikten sonra paylar hesaplanmaktadır.
Söz konusu hesapta Belediye araçlarına binişten kaynaklı toplanan ulaştırma gelirlerinin
tamamı Belediye geliri olup toplanan tüm hasılat öncelikle gelir olarak kaydedilmeli, ilgilinin
hakedişi ise giderleştirilmelidir. Bu durum belediyenin olması gereken gelir ve giderinin daha
az olmasına neden olmakta, başta belediyenin borçlanma limiti, personel alımı, gelire dayalı
bazı payların aktarımı ve benzerlerini etkilemektedir. Ayrıca söz konusu tutarın KDV’sine
ilişkin kısmı da muhasebe kayıtlarına alınmamış olmaktadır.
işe ilişkin sözleşmenin 3 üncü maddesinde kullanıcı hesabı, banka nezdinde Çanakkale
Belediyesi adına açılan biniş bedellerinin yatırılacağı hesap olarak tarif edilmiş, 5 inci
maddesinin altıncı bendinde kullanıcı hesabından yüklenici payı olarak %5 kesileceği
düzenlenmiştir. Belediye payının gerek işin sözleşmesi gerekse Kamu Haznedarlığı Tebliği’ne
göre ertesi gün Belediye hesabına aktarılması icap etmektedir.
Ayrıca söz konusu işe ilişkin uygulamada yüklenici payı binişler gerçekleşmeden firma
hesabına aktarılmaktadır. Binişler gerçekleştikten sonra hesaplamalar yapılmalı ve yüklenici
payı hesaba aktarılmalıdır.
Sonuç olarak Belediye gelirinin mali tablolara doğru yansıtılması açısından Belediye araçlarına
binişten kaynaklı toplanan ulaştırma gelirlerinin tamamının öncelikle gelir olarak muhasebe
kaydının yapılmasının, yüklenicinin hakedişinin ise giderleştirilerek muhasebe kayıtlarına
399
alınmasının, yüklenici payının ise binişlerden sonra firma hesabına aktarılmasının gerekeceği
düşünülmektedir.
Kamu idaresi cevabında;
A) Elektronik Ücret Toplama ve Araç Takip Sisteminin işletilmesi ile ilgili ihale yapılmadığı,
Encümen Kararına istinaden Kent Kart Marmara Elektronik Ltd. şti ile 2006 yılında sözleşme
imzalandığı, Kent Kart Marmara Elektronik San. Tic. A.ş. firmasının Elektronik Ücret Toplama
ve Araç Takip Sistemimize ait %5’ lik işletme komisyonunun denetim sonrası %3,75 olarak
06/01/2016 tarih ve 2016/1 sayılı Meclis kararı ile revize edilerek kamu yararı gözetildiği,
Var olan sistemin içerisinde 100 araç Özel Halk Otobüsü, 6 araç Belediye Otobüsü ile birlikte
Özel Halk Otobüsü sahiplerinin de kullandığı sistem için 06/01/2016 tarih ve 2016/14 sayılı
Meclis Kararı ile işin ihale edilmesi kararı alındığı,
ilk sözleşme imzalandığında Meclis Kararının bulunmaması sebebi bu uygulamaların sadece
izmir ve istanbul’da kullanıldığı, istanbul’da kullanılan sistemin Belediye şirketi olan iETT
bünyesinde akbil ile yapılması ve tüm alt yapının iETT katkılarıyla gerçekleştirildiği,
Çanakkale Belediyesinde ilgili tarihte yeterli nitelikli ve donanım bulunmadığından dolayı
izmir’de kullanılan Kent Kart Elektronik Ücret Toplama ve Araç Takip Sisteminin tercih
edildiği, bu süreçte Belediye bütçesinden kaynak aktarılmaksızın şu anda kullanılan mevcut
altyapı ve sistemin hayata geçirildiği, ilgili firmanın uluslararası denetim firmalarınca yapılan
tespitler doğrultusunda dünyanın en iyi araç takip ve ücret toplama sistemi seçildiği,
izmir Büyükşehir Belediyesi’ nde yapılan ihalede mevcut sistemin değişmesinin kamu zararı da
oluşacak şekilde çok büyük sıkıntılara yol açtığı, aynı sorunları yaşamamak adına ihale ile ilgili
çalışmaların titizlikle yürütüldüğü,
B) Bulgu doğrultusunda otobüs biniş gelirinin tamamının Nisan 2016 itibarı ile kayıtlara
alınmaya başlandığı, ödenmesi gereken komisyonun ise her ay bitiminde ilgili ayın binişlerine
göre hakedişe bağlanarak giderleştirildiği,
Belirtilmiştir.
Sonuç olarak A) Elektronik Ücret Toplama ve Araç Takip Sisteminin işletilmesi işi idare
cevabında da belirtildiği üzere meclis kararı olmaksızın ihalesiz olarak verilen firma tarafından
işletilmektedir. Bulgu sonrasında firmanın aldığı komisyon %5 ten %3,75 e çekilmiş olup
400
Belediye’nin net olarak daha fazla hasılat elde etmesini sağlayacaktır. ihale süreci devam
etmekte olup ihalenin mevzuata uygun bir şekilde yürütülmesi ve neticelendirilmesi
gerekmektedir.
B) idare bulgu konusunun gereğinin 2016 yılı Nisan ayından itibaren yapıldığını belirtmekle
birlikle 2015 yılı mali tablolarında söz konusu kayıtlar yer almamıştır.
4-Mevzuat
5-Notlar
6-X Kurumu Çalışma kağıdı-
Adana:
Bilgi: Beldetaş-
1-Elektronik bilet (Kentkart) kullanan ulaşım vasıtaları:
-Belediye otobüsleri
-Özel otobüsler
-Metro,
-Dolmuşlar,
2-Elektronik ücret toplama ve araç takip otomasyonu sistemi işletme hakkı,
-Belediye şirketi olan BELDETAŞ AŞ. ne
-on yıllık süre ile,
-Meclis kararıyla devredildi-2013 yılında-
-Protokol yapıldı,
-protokolde firmanın yapacağı işler tek tek sayılıyor,
-ödeme: Akıllı bilet sistemini işletip, bilet gelirinin % 8-ini komisyon olarak alacak.
3-BELDETAŞ, ihale yaptı-2013 yılında-
-Kazanan firma: Kentkart AŞ,
-Belediye ile yapılan protokolde bahsedilen işler,
-Kentkart AŞ.e yaptırıldı,
-sistemin sunucuları Ulaşım Dairesi Başkanlığında.
4-Ücret ödemesi:
-Biniş dikkate alınıyor.
ör: -Vatandaş kartına para yükledi, sonra 100-TL kullandı,
-Bunun % 92-sini
401
-BELDETAŞ
-belediyeye aktarıyor,
-günlük bilet geliri üzerinden.
KONU-İşletme hakkı devrinde ortaya çıkan sorunlar1-İlgili belediyeler
1-B.şehir olan illerde: Şehiriçi ulaşım hizmetleriyle büyükşehir belediyesi ilgileniyor.
–5216 s.K.m.7-f
2-Diğer iller: il ve ilçe belediyeleri.
2-ÖRNEK BULGU
4-Mevzuat
5-Notlar
6-X Kurumu Çalışma kağıdı-
KONU-İhaleli İşlerde Sözleşmeye Aykırı Uygulamaların Bulunması1-İlgili belediyeler
1-B.şehir olan illerde: Şehiriçi ulaşım hizmetleriyle büyükşehir belediyesi ilgileniyor.
–5216 s.K.m.7-f
2-Diğer iller: il ve ilçe belediyeleri.
2-ÖRNEK BULGU
4-Mevzuat
402
5-Notlar
6-X Kurumu Çalışma kağıdı-
KONU-Kamu Kurumları Tarafından Kamulaştırılan Taşınmazlar İle Devir Ve Ferağ Edilen Taşınmazlara İlişkin Bilgilerin Tapu İdaresinden Alınmaması
1-ÖRNEK BULGU
–2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümlerince kamu kurumları tarafından kamulaştırılan
taşınmazların emlak vergisi ile ilgili işlemlerin mevzuata uygun olarak gerçekleştirilmesi için
gerekli olan kamulaştırma bilgileri ilgili tapu idaresinden alınmamaktadır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10’uncu maddesinde; “Kamulaştırılması yapılan
taşınmaz mal, tahsis edildiği kamu hizmeti itibariyle sicile kaydı gerekmeyen bir niteliğe
dönüşmüş ise, istek halinde mahkemece sicil kaydının terkinine karar verilir. Bu tescil ve terkin
işlemi sırasında mal sahiplerinin bu taşınmaz mal nedeniyle vergi ilişkisi aranmaz. Ancak,
tapu dairesi durumu ilgili vergi dairesine bildirir” hükmü bulunmaktadır. 2942 sayılı
Kanun’un 39’uncu maddesinde ise; “Kamulaştırılan taşınmazın kamulaştırıldığı yıla ait emlak
vergisi tarhına esas olan vergi değeri, kesinleşen kamulaştırma bedelinden az olduğu takdirde,
kamulaştırma bedeli ile vergi değeri arasındaki fark üzerinden, cezalı emlak vergisi tarh
olunur. Emlak Vergisi beyannamesinin ek süreye rağmen verilmemiş olması halinde, kesinleşen
kamulaştırma bedeli, kamulaştırmanın yapıldığı yıla ait vergi değeri yerine geçer ve bu değer
üzerinden cezalı emlak vergisi tarhiyatı yapılır” düzenlemesine yer verilmiştir.1319 sayılı
Emlak Vergisi Kanunu’nun 30’uncu maddesinde ise; “Devir ve ferağı yapılan bina ve arazinin,
devir ve ferağın yapıldığı yıl ile geçmiş yıllara ait ödenmemiş Emlak Vergisinin ödenmesinden
devreden devralan müteselsilen sorumlu tutulurlar. Devralanın mükellefe rücu hakkı saklıdır.
Tapu daireleri devir ve ferağ işlemini, işlemin yapıldığı ayı takip eden ayın 15’inci günü
akşamına kadar ilgili belediyelere bildirir” düzenlemesine yer verilmiştir.
403
(TB-Bedelsiz devir: Bir hakkın, alacağın veya malın herhangi bir bedel alınmadan bir başkasına
aktarılması)
(TB-Ferağ: Devir; devretme; bir hakkı birine geçirme; mirî veya vakıf arazinin yararlanma
hakkının satışı)
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri çerçevesinde emlak vergisine konu taşınmazın kamu
kurumları tarafından kamulaştırılması halinde kamu kurumları, 1319 sayılı Emlak Vergisi
Kanunu hükümleri çerçevesinde bu vergiden muaf oldukları için mükellefiyet ortadan
kalkmaktadır.
Kamulaştırılan taşınmazın kamulaştırıldığı yıla ait emlak vergisi tarhına esas olan vergi değeri,
kesinleşen kamulaştırma bedelinden az olduğu takdirde ise kamulaştırma bedeli ile vergi değeri
arasındaki fark üzerinden cezalı emlak vergisi tarh edilecektir.
Devir ve ferağ yapılan bina ve arazinin geçmiş yıllara ait ödenmemiş Emlak Vergisinin
ödenmesinden devreden ve devralan müteselsilen sorumlu tutulmuş olup Tapu Daireleri devir
ve ferağ işlemini, işlemin yapıldığı ayı takip eden ayın 15’inci günü akşamına kadar ilgili
belediyelere bildirmekle yükümlü tutulmuştur.
Kamulaştırma, devir ve ferağ işlemleri nedeniyle emlak vergisinin mükellefi ve sorumlusu
değişmekte, cezalı emlak vergisi tarhı söz konusu olabilmektedir. Ayrıca vergiye konu emlakin
bu vergiden muaf kamu idareleri tarafından kamulaştırılması halinde ise muafiyet söz konusu
olabilmektedir. Bu nedenle kamulaştırma, devir ve ferağ gibi nedenlerle emlak vergisiyle ilgili
işlemlerin mevzuata uygun olarak yapılabilmesi için gerekli bilgilerin belediye tarafından
başta tapu idareleri olmak üzere diğer kurum ve kişilerden alınması gerekmektedir.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 37’nci maddesinde; “Bu Kanunda geçen “Vergi
dairesi” tabiri, belediyeleri ifade eder” düzenlemesine yer verilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul
Kanunu’nun “Devamlı bilgi verme” başlıklı 149’uncu maddesinde; “Kamu idare ve
müsseseleri (Kamu hizmeti ifa eden kurum ve kuruluşlar dahil) ile gerçek ve tüzelkişiler
vergilendirmeye ilişkin olaylarla ilgili olarak Maliye ve Gümrük Bakanlığı ve vergi dairesince
kendilerinden yazı ile istenecek bilgileri belli fasılalarla ve devamlı olarak yazı ile vermeye
mecburdurlar” düzenlemesine, “Bilgi vermekten imtina edememek” başlıklı 151’inci
maddesinde de; “Kendilerinden bilgi istenilen gerçek ve tüzel kişiler, özel kanunlarda yazılı
mahremiyet hükümlerini ileri sürerek, bilgi vermekten imtina edemezler” düzenlemesine yer
verilmiştir. 213 sayılı Kanun’un mükerrer 335’inci maddesinde ise 149’uncu madde hükümleri
çerçevesinde bilgi verme görevini yerine getirmeyenlere “Özel Usulsüzlük Cezası” kesileceği
düzenlenmiştir.
404
Yukarda yer verilen hükümler çerçevesinde kamulaştırma, devir ve ferağ işlemleriyle ilgili
bilgilerin emlak vergisi açısından vergi dairesi hükmünde olan belediye tarafından ilgili kurum
ve kişilerden istenilmesi ilgili kurum ve kişiler tarafından ise istenilen bilgilerin verilmesi, aksi
durumda belediye tarafından özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir.
2-ÖRNEK BULGU
Belediyelerde Kamulaştırma İşlemlerinden Kaynaklanan Emlak Vergisi Tarh, Tahakkuk ve
Tahsiline ilişkin Tespitler
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu, belediyeler tarafından
tahsil edilen ve önemli bir gelir kaynağı olan emlak vergisini güvence altına almak amacıyla
tapu idaresine kamulaştırma ve devir gibi mülkiyet değişimlerini ilgili belediyeye bildirme
zorunluluğu getirmiştir. Emlak vergisinin beyana dayalı bir vergi olması nedeniyle bu
zorunluluk bir vergi güvenlik önlemidir.
Bazı belediyelerde belediye sınırları içerisinde yapılmış olan kamulaştırma işlemlerinin tapu
idaresi tarafından ilgili belediyelere bildirilmemesi sonucunda;
•Kamulaştırılarak kamu tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan gayrimenkule ilişkin daha
önceden beyanname verilmediği, emlak vergisi ödenmediği ve bildirim yapılmamış
olduğundan bu hatanın düzeltilmeden devam ettiği,
•Kamulaştırılarak kamu tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan gayrimenkule ilişkin daha
önceden gelen emlak vergisi borçlarının bulunduğu ve bildirim yapılmamış olduğundan bu
hatanın düzeltilmeden devam ettiği,
•Kamulaştırılarak kamu tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan gayrimenkule ilişkin
Kamulaştırma Kanunundan kaynaklanan ek emlak vergisinin beyan edilmediği ve bildirim
yapılmamış olduğundan bu hatanın düzeltilmeden devam ettiği,
•Bildirim yapılmamış olması nedeniyle beyanname verilmiş olan gayrimenkullerde kamu adına
tescil tarihinden sonra tahakkuk yapılmaması gerekirken, eski malik adına tahakkuk yapılmaya
devam edildiği,
Tespit edilmiştir.
4-Mevzuat
5-Notlar
-Kamulaştırma denetimi:
a-Ekonomik kodu 830.6.4.2.90 ve 830.3.4.2.90 olan ödeme belgelerinin çıkarılması.
-Kamulaştırma ödeme belgelerinin getirilmesi.
405
6-X Kurumu Çalışma kağıdı-
Örnek çalışma kağıdı:
Emlak Vergisi servisinden bilgi alındı:
a-Belediye, Tapu müd ile söz. yaptı-Belediye personeli, Takbis sistemine girip, taşınmaz
mallarla ilgili bilgiler alıyor. Bir taşınmaz mal satış, bağış, intikal ile sahip değiştirdiğinde,
sisteme düşüyor. Personel, devredenin emlak vergisi mükellefiyetini sonlandırıp, devir alan
kişiye mükellefiyet tesis ediyor.
b-Şu ana kadar belediye veya kamu kurumları kamulaştırma bedeli ödememiş. Belediyenin şu
anda dört adet kamulaştırma işlemi var, süreç devam ediyor, bedel ödenmemiş.
c-Taşınmaz malın satışında, Tapu Müd.belediyeden emlak vergisi borcu yok kağıdını istiyor.
Satıcı belediyeye müracaat edince, varsa emlak vergisi borcunu ödüyor, borcu yok kağıdıyla
beraber Tapu Müd.e gidiyor)
==0
KONU-Otopark çeşitleri:1-Özel alan: Yer altında veya yer üstünde:
Ör: Sabancı camisi bahçesi yer altı otoparkı.
2-Yol kenarları: Belediye burası için ihaleyle bir firmaya verdi (2015-te). Firma hırsa kapıldı,
yüksek bedel teklif etti. İhaleyi kazandı, ancak zarar etti, aylık ödemeleri aksattı. Bu sefer
kanun dışı yollara başvurdu:
a-Çalışanlarının SGK primini ödemedi,
b-15 dakika park edenden almaması gerekirken bunlardan da otopark aldı,
Halk şikayetleri arttı. Belediye sözleşme hükümlerine dayanarak söz feshetti, firmanın açtığı
davayı belediye kazandı.
Ancak bu dönemde halk şu şekilde mağdur oldu: İnsanlar veya esnaf, yolun kenarına arabasını
sabahtan akşama kadar koydu. Hatta kaldırımlara bile araba koydular. Halk mağdur oldu.
Kimse arabasını rahat parkedemedi.
Bunu üzerine, buraların işletim hakkı, Meclis kararıyla belediye şirketine verildi (Yeni Adana
İmar).
İşletme hakkının ihalesiz belediye şirketine verilmesinin avantajları:
406
a-Yatırım harcamasını şirket yaptı. Şirket 300 adet cihaz aldı (400 bin lira). Fiş verme cihazı.
Merkezi sisteme bağlı.
b-Aynı zamanda Maliye Bak.nın haberi var, vergi ödeniyor (ihaleyle firmaya verildiğinde ise
ne kadar vergi verdiği takip edilemiyordu).
c-245 kişi çalışıyor, istihdam yaratıldı.
d-Otopark bedeli ödemeyenler, plaka numarasından tespit edilip icraya veriliyor.
e-Şirket karının % 5-ini belediyeye aktarıyor (belediye geliri arttı). Arabasını park etmek
isteyen esnaf aylık kart aldı.
f-Her yolda görevli olduğu için, kaldırıma parka izin verilmiyor,
g-Paralı olunca, insanlar işi bitince hemen arabasını alıyor. Vatandaş çok kolay park yeri
buluyor. (Hatta arabasını uzun süre bırakmasınlar diye belediye otopark bedelini artırabilir.
Yani bedelin yüksek olmasının bedeli, yolun fazla işgal edilmesini önlemek) (Başka bir çözüm:
Bir saat ücretsiz. Bir saati geçerse, iki saatlik bedel alınsın)
Otopark görevlisi, fiş vermeyip parayı cebe atabilir. Bu nedenle vatandaşın fiş istemesi
gerekiyor. Önerim oldu: Otopark görevlisinin tişörtüne yazı yazılabilir: Lütfen fiş alınız.
KONU-Otopark Bedellerine İlişkin Gelirlerin Vadeli Hesapta Takip Edilmemesi
1-Konu adı
2-ÖRNEK BULGU
–Muhasebe kayıtları ve mali tablolarının incelenmesinde, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 37’nci
ve 44’üncü maddelerine dayanılarak hazırlanan Otopark Yönetmeliği gereği tahsil edilen
otopark bedellerinin vadeli hesapta izlenmediği görülmüştür.
Otopark Yönetmeliğinin 10‟uncu ve 11‟inci maddelerinde; otopark bedellerinin kamu
bankalarından herhangi birinde açılacak otopark hesabına yatırılacağı, bu hesapta toplanan
meblağa yasaların öngördüğü faiz oranının uygulanacağı ve otopark bedellerinin belediye
sınırları içerisinde yapılacak veya yaptırılacak otoparklar için kullanılması gerektiği
belirtilerek, bu meblağın otopark tesisi dışında başka bir amaçla kullanılamayacağı hüküm
altına alınmıştır.
407
18.11.2015 tarihli 29536 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu
Haznedarlığı Genel Tebliği’nin “Kaynakların Değerlendirilmesi ve Nemalandırılması” başlıklı
6’ncı maddesi
“(1) Kurumlar kısa vadeli kaynaklarını, vadesiz ve/veya vadeli mevduat, özel cari hesap
ve/veya katılma hesabı ile repo/ters repo araçlarını kullanarak değerlendirir. Kısa vadeli
kaynaklar için uygulanacak vadeli mevduat faiz oranı ve katılma hesabı getiri oranı, TCMB
tarafından haftalık olarak en son açıklanan, bankalarca TL üzerinden 1 aya kadar vadeli
olarak açılan mevduatlara uygulanan ağırlıklı ortalama faiz oranının;
1. a) Gecelik vade açılması halinde % 70’inden,
2. b) 7 güne kadar vade açılması halinde % 80’inden,
3. c) 8 günden 30 güne kadar vade açılması halinde % 90’ından düşük olamaz“
Denmektedir.
Ancak; Belediye tarafından ilgili yılında tahsil edilen ve önceki yıldan devreden …………….
TL tutarındaki otopark bedelinin Belediyenin …………….. Şubesindeki ……………….. hesap
numaralı vadesiz hesabında tutulmaktadır.
Anılan mevzuat hükümleri dikkate alınarak kaynakların nemalandırılması ve bunlara ilişkin
muhasebe kayıtlarının zamanında yapılması gerekmektedir.
4-Mevzuat
PARK, OTOPARK MEVZUATI
5393 sayılı Belediye Kanunu
Belediyenin yetkileri ve imtiyazları
Madde 15- Belediyenin yetkileri ve imtiyazları şunlardır:
1. p) Kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile
taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri
ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit
etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik
düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek.
==0
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu
Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları
Madde 7- Büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları şunlardır:
408
1. f) Büyükşehir ulaşım ana plânını yapmak veya yaptırmak ve uygulamak; ulaşım ve toplu
taşıma hizmetlerini plânlamak ve koordinasyonu sağlamak; kara, deniz, su ve demiryolu
üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve
tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde,
sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek,
işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin
gerektirdiği bütün işleri yürütmek.
2. l) Yolcu ve yük terminalleri, kapalı ve açık otoparklar yapmak, yaptırmak, işletmek,
işlettirmek veya ruhsat vermek.
İlçe (…) belediyelerinin görev ve yetkileri şunlardır:
1. d) Birinci fıkrada belirtilen hizmetlerden; 775 sayılı Gecekondu Kanununda belediyelere
verilen yetkileri kullanmak, otopark, spor, dinlenme ve eğlence yerleri ile parkları yapmak;
yaşlılar, engelliler, kadınlar, gençler ve çocuklara yönelik sosyal ve kültürel hizmetler
sunmak; mesleki eğitim ve beceri kursları açmak; mabetler ile sağlık, eğitim, kültür tesis ve
binalarının yapım, bakım ve onarımı ile kültür ve tabiat varlıkları ve tarihî dokuyu
korumak; kent tarihi bakımından önem taşıyan mekânların ve işlevlerinin geliştirilmesine
ilişkin hizmetler yapmak.
Ulaşım hizmetleri—UKOME—
Madde 9- (Değişik birinci fıkra: 12/11/2012-6360/8 md.) Büyükşehir içindeki kara, deniz, su,
göl ve demiryolu üzerindeki her türlü taşımacılık hizmetlerinin koordinasyon içinde
yürütülmesi amacıyla büyükşehir belediye başkanı ya da görevlendirdiği kişinin başkanlığında,
yönetmelikle belirlenecek kamu kurum ve kuruluşları ile, Türkiye Şoförler ve Otomobilciler
Federasyonunun görevlendireceği ilgili odanın temsilcisinin katılacağı Ulaşım Koordinasyon
Merkezi kurulur. İlçe belediye başkanları kendi belediyesini ilgilendiren konuların
görüşülmesinde koordinasyon merkezlerine üye olarak katılırlar. Ulaşım Koordinasyon
Merkezi toplantılarına ayrıca gündemdeki konularla ilgili üye olarak belirlenmeyen ulaşım
sektörü ile ilgili kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından ihtisas meslek odalarının
temsilcileri de davet edilerek görüşleri alınır.
Bu Kanun ile büyükşehir belediyesine verilen trafik hizmetlerini plânlama, koordinasyon ve
güzergâh belirlemesi ile taksi, dolmuş ve servis araçlarının durak ve araç park yerleri ile
sayısının tespitine ilişkin yetkiler ile büyükşehir sınırları dahilinde il trafik komisyonunun
yetkileri ulaşım koordinasyon merkezi tarafından kullanılır.
409
Ulaşım koordinasyon merkezi kararları, büyükşehir belediye başkanının onayı ile yürürlüğe
girer.
Ulaşım koordinasyon merkezi tarafından toplu taşıma ile ilgili alınan kararlar, belediyeler ve
bütün kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilgililer için bağlayıcıdır.
Koordinasyon merkezinin çalışma esas ve usulleri ile bu kurullara katılacak kamu kurum ve
kuruluş temsilcileri, İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Büyükşehir belediyelerine bu Kanun ile verilen görev ve yetkilerin uygulanmasında,
13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun bu Kanuna aykırı hükümleri
uygulanmaz.
Madde 23- Büyükşehir belediyesinin gelirleri şunlardır:
f) 7 nci maddenin (f) bendine göre tespit edilen park yerlerinin işletilmesinden elde
edilen gelirin ilçe ve ilk kademe belediyelerine, nüfuslarına göre dağıtılacak %50’sinden
sonra kalacak %50’si.
Şirket kurulması
Madde 26- (Değişik: 29/3/2011-6215/21 md.) (1)
Büyükşehir belediyesi kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen
usullere göre sermaye şirketleri kurabilir. Genel sekreter ile belediye ve bağlı kuruluşlarında
yöneticilik sıfatını haiz personel bu şirketlerin yönetim ve denetim kurullarında görev
alabilirler. Büyükşehir belediyesi, mülkiyeti veya tasarrufundaki hafriyat sahalarını, toplu
ulaşım hizmetlerini, sosyal tesisler, büfe, otopark ve çay bahçelerini işletebilir; ya da bu
yerlerin belediye veya bağlı kuruluşlarının % 50’sinden fazlasına ortak olduğu şirketler ile bu
şirketlerin % 50’sinden fazlasına ortak olduğu şirketlere, 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet
İhale Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın belediye meclisince belirlenecek süre ve bedelle
işletilmesini devredebilir. (Ek cümle: 12/11/2012-6360/10 md.) Ancak, bu yerlerin belediye
şirketlerince üçüncü kişilere devri 2886 sayılı Kanun hükümlerine tabidir.
Belediyeler arası hizmet ilişkileri ve koordinasyon
Madde 27- (Değişik birinci fıkra: 12/11/2012-6360/11 md.) Büyükşehir kapsamındaki
belediyeler arasında hizmetlerin yerine getirilmesi bakımından uyum ve koordinasyon,
büyükşehir belediyesi tarafından sağlanır. Büyükşehir belediyesi ile ilçe belediyeleri veya ilçe
belediyelerinin kendi aralarında hizmetlerin yürütülmesiyle ilgili ihtilaf çıkması durumunda,
büyükşehir belediye meclisi yönlendirici ve düzenleyici kararlar almaya yetkilidir.
………
410
(Ek fıkra: 12/11/2012-6360/11 md.) İmar mevzuatı uyarınca belediyelerin otoparkla ilgili
olarak elde ettikleri gelirler tahsil tarihinden itibaren kırkbeş gün içinde büyükşehir
belediyesine aktarılır. Büyükşehir belediyeleri bu geliri tasdikli plan ve beş yıllık imar
programına göre hazırlanan kamulaştırma projesi karşılığında otopark tesisi için gerekli arsa
alımları ile bölge ve genel otoparkların inşasında kullanır. Bu gelirler bu fıkrada belirtilen amaç
dışında kullanılamaz.
==0
5-Notlar
6-X Kurumu Çalışma kağıdı
Örnek çalışma kağıdı:
-otopark bedeli özel bir hesapta tutuluyor,
-iki adet otopark hesabı var: vadeli ve vadesiz.
-Otopark hesabındaki parayla otopark yapılmış.
-Vatandaş, otopark bedelini ilçe belediyesi banka hesabına yatırıyor. İlçe belediyesi, biriken
parayı büy bel.e aktarıyor. ilçe belediyelerinden alacakların tespiti için her yıl ilçe
belediyelerine yazı yazılarak bu paraların aktarılması isteniyor (15 adet ilçe bel var)
-Benim önerim: Vatandaş doğrudan büy bel otopark hesabına aktarsın
SONUÇ-
Bulgu yazıldı, idare ilçeler adına hesap açtırdığını belirtti.
==0
Örnek çalışma kağıdı:
Vatandaş bina yapacağı zaman, belediyeye geliyor. Otopark bedeli hesap ediliyor, bu bedeli
Büy.şehir bel.nin banka hesabına yatırıp, makbuzunu getirdikten sonra, ruhsat veriliyor.
Büy.şehir belediyesi bu konuda Usul ve Esaslar çıkarmış. Vatandaş otopark bedelinin % 25-ini
nakit ödüyor, % 75-ini de 18 ay içinde ödeyeceğine dair noterden taahhütname getiriyor)
(Otopark hesabı büy.şehir bel kontrolünde)
==0
Örnek çalışma kağıdı:
-Vadeli hesap açılmış.
OTOPARK GELİRİ DENETİMİ
411
1 –PARKMETRE
(Sokağa park yapıldığı zaman, görevli fiş veriyor. İki, üç saat sonra arabayı almaya gelince,
görevli gelerek borcunu hesap ediyor, parayı nakit alıyor) (Bazı şehirlerde bu işi makine
yapıyor)
İşletme hakkı belediye şirketine devrediliyor.
2-İMAR MEVZUATI GEREĞİ ALINAN OTOPARK PARASI DENETİMİ
BULGU-1: İlçe belediyesi tahsil ettiği otopark parasını, 45 gün içinde büy. bel.e aktarmıyor.
BULGU-2: Belediye otopark parasını, otopark amacı dışında kullanıyor.
SORU: İmar mevzuatı gereğince tahsil edilen otopark bedeli hakkında bilgi veriniz.
a-Hangi banka hesabında tutuluyor,
b-Hesap, ilçe Belediyesine mi ait, yoksa Büyükşehir Belediyesine mi?
c-Otopark geliri tahsilat miktarı,
d-Büy,Bel.e aktarılan tutar,
e-Bu hesaptan yapılan harcamaların belgesi,
==0
Örnek cevaplar:
a-hangi banka hesabında tutuluyor,
Büy. Belediyesi, ilçe Belediyesine otopark banka hesabının numarasını bildirmiş.
b-özel bir hesap mı yoksa belediyenin kullandığı genel hesap mı
(özel hesap) Ziraat Bankasında.
c-otopark geliri tahsilat miktarı,
Büy.Belediyesi biliyor.
d-Büy,Bel.e aktarılan tutar,
Ruhsat alacak kişi,
İlçe Bel.e başvuruyor.
Otopark parası hesap ediliyor,
kişi Büy.Bel.nin açtığı hesaba parayı yatırıyor,
makbuzunu İlçe Bel.e getiriyor.
makbuz dosyaya konuyor,
MEVZUATI:
1–5216 s.k.m.27
2—OTOPARK YÖNETMELİĞİ
412
İlçe belediyelerince:
1. a) Otopark gelirlerinden Büyükşehir Belediyelerine aktarılması gereken tutarların
aktarılmaması
2. b) Bu gelirlerin amacı dışında kullanılması
==0
(X Kurumu Çalışma kağıdı-
Vatandaş bina yapacağı zaman, belediyeye geliyor. Otopark bedeli hesap ediliyor, bu bedeli
Büy.şehir bel.nin banka hesabına yatırıp, makbuzunu getirdikten sonra, ruhsat veriliyor.
Büy.şehir belediyesi bu konuda Usul ve Esaslar çıkarmış. Vatandaş otopark bedelinin % 25-ini
nakit ödüyor, % 75-ini de 18 ay içinde ödeyeceğine dair noterden taahhütname getiriyor)
(Otopark hesabı büy.şehir bel kontrolünde)
==0
KONU-Otopark Hesabında Toplanan Bedellerin Amacı Dışında Kullanılması ve Büyükşehir Belediyelerinin Otopark Hesabına Aktarılmaması1-Konu adı
2-ÖRNEK BULGU
4-Mevzuat
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu
Madde 23- Büyükşehir belediyesinin gelirleri şunlardır:
f) 7 nci maddenin (f) bendine göre tespit edilen park yerlerinin işletilmesinden elde
edilen gelirin ilçe ve ilk kademe belediyelerine, nüfuslarına göre dağıtılacak %50’sinden
sonra kalacak %50’si.
5-Notlar
6-X Kurumu Çalışma kağıdı
==0
413
Örnek çalışma kağıdı:
Vatandaş bina yapacağı zaman, belediyeye geliyor. Otopark bedeli hesap ediliyor, bu bedeli
Büy.şehir bel.nin banka hesabına yatırıp, makbuzunu getirdikten sonra, ruhsat veriliyor.
Büy.şehir belediyesi bu konuda Usul ve Esaslar çıkarmış. Vatandaş otopark bedelinin % 25-ini
nakit ödüyor, % 75-ini de 18 ay içinde ödeyeceğine dair noterden taahhütname getiriyor)
(Otopark hesabı büy.şehir bel kontrolünde)
==0
KONU-Yol harcamalarına katılma payı:1-Konu adı
2-ÖRNEK BULGU
4-Mevzuat
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu
Madde 86 – (Değişik birinci cümle: 12/11/2012-6360/28 md.) Belediyelerce veya belediyelere
bağlı müesseselerce aşağıdaki şekillerde inşa, tamir ve genişletilmeye tabi tutulan yolların iki
tarafında bulunan veya başka bir yola çıkışı olmaması dolayısıyla bu yoldan yararlanan
gayrimenkullerin sahiplerinden meclis kararı ile Yol Harcamalarına Katılma Payı alınabilir.
a) Yeni yol açılması;
b) Mevcut yolların yüzde 40 nispetinde veya daha fazla genişletilmesi;
c) Kaldırımsız ve bakımsız bulunan yolların, kaldırım veya parke kaldırım haline
getirilmesi veya asfalt yapılması, kaldırım veya şose halindeki yolların da parke, beton veya
asfalta çevrilmesi;
d) Mevcut kaldırım veya parkelerin sökülüp yeniden düzenlenmesi,
Yolların kaldırımlar da dahil olmak üzere (15) metreden fazla genişliklerine düşen giderler,
belediyelere ait olup harç payına konu teşkil etmez.
İki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller için asıl cepheyi teşkil eden yoldan
düşen pay tam, diğer yollara ait pay ise yarım olarak hesaplanır.
Payların hesaplanması:
Madde 89 – (Değişik: 4/12/1985-3239/121 md.)
1. a) Harcamalara katılma payları, bir program dahilinde veya istek üzerine doğrudan doğruya
yapılan işlerde, bu hizmetler dolayısıyla yapılan giderlerin tamamıdır. Şu kadar ki yapılacak
giderler peşin ödendiği takdirde bu paylar ilgililerden yüzde yirmibeş noksanı ile alınır.
414
Ancak, bu tür hizmet giderleri Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile İller Bankası tarafından
tespit edilen ve yayınlanan rayiç ve birim fiyatlara göre hesaplanan tutarları aşamaz.
Özel Devlet yardımları, karşılıksız fon tahsisleri, bu işler için yapılacak bağış ve yardımlar ve
istimlak bedelleri giderler tutarından indirilir.
Harcamalara katılma payları bina ve arsalarda vergi değerinin yüzde 2’sini geçemez.
(Son paragraf iptal: Ana. Mah. nin 28/3/2002 tarih ve E. 2001/5, K. 2002/42 sayılı kararı ile.)
1. b) Belediyelerin (3030 sayılı kanunun uygulandığı şehirlerde hizmeti veren belediyelerin)
görüşü alınmak suretiyle, Harcamalara Katılma paylarını 1/2’ye (peşin ödemede 1/3’e)
kadar indirmeye, pay çeşitlerine göre farklılaştırma yapmaya, payların ödenecek miktarını
birlikte veya pay çeşitlerine göre ayrı ayrı olmak üzere İçişleri Bakanlığınca bildirilecek son
genel nüfus sayımı sonuçlarını da dikkate almak suretiyle ve belediyeler itibariyle tespit
etmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.
Payların tahakkuk şekli:
Madde 90 – Yol Harcamalarına Katılma Payı, bu hizmetin yapıldığı yollardan faydalanan, Su
Tesisleri İle Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payları ise hizmetten faydalanma şekillerine
göre ilgili gayrimenkul sahipleri arasında ve 89 uncu maddeye göre hesaplanan katılma payları
toplamının ilgili gayrimenkullerin vergi değerleri toplamına oranlanarak dağıtılması suretiyle
hesaplanıp tahakkuk ettirilir. Şu kadar ki, ibadet yerleri hakkında harcamalara katılma payı
tahak-
kuku yapılmaz.
Tahakkuk zamanı:
Madde 91 – Harcamalara katılma paylarının tahakkuku, işler hangi ihale usulü ile yapılmış
olursa olsun, hizmetin tamamlanarak halkın istifadesine sunulmuş olmasından sonra yapılır.
(Ek: 4/12/1985-3239/122 md.) Ancak, yapılacak yazılı tebliğ ile verilecek süre içinde ilgililerin
harcamalara katılma paylarını peşin ödemeyi kabul etmeleri halinde, bu paylar, kabule ilişkin
yazılı başvuru tarihinden itibaren bir ay içinde tahakkuk ettirilir.
Payların ilanı:
Madde 92 – Yukarıdaki maddelerde yazılı esaslar dairesinde hesaplanan paylar, mükelleflerin
soyadları, adları, adresleri ve kendilerine isabet eden pay miktarını gösteren ve mahiyetlerine
göre mahalle, cadde ve sokak itibariyle düzenlenecek tahakkuk cetvellerinin bir ay süre ile
belediye ilan yerlerine asılması suretiyle ilan olunur.
Katılma payları tutarları mükelleflere ayrıca tebliğ olunur.
Tahsil şekli:
415
Madde 93 – (Değişik birinci fıkra: 4/12/1985-3239/123 md.) Harcamalara katılma payları
belediyelerce veya bunlara bağlı müesseselerce, 92 nci maddeye göre payların ilan ve tebliğ
edildiği yılı takip eden yıldan itibaren iki yılda ve dört eşit taksitte, peşin ödemelerle tahakkuk
tarihinden itibaren bir ay içinde tahsil olunur. Ancak, yukarıda yazılı ödeme sürelerini, ilgili
belediyelerin teklifi üzerine, 5 yıla (peşin ödemelerde bir yıla) kadar uzatmaya ve buna göre
taksit sürelerini tespit etmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bakanlar Kurulunca bu yetkinin
kullanılması halinde, uzatılan ödeme süreleri için belediyeler, belediye meclislerinin kararı
üzerine ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca
alınan tecil faizi oranını aşmamak üzere faiz alabilirler.
Satış, hibe ve trampa gibi devir hallerinde ferağ sırasında o tarihe kadar ödenmemiş taksitler
peşin olarak tahsil olunur.
Harcamalara katılma payına tabi gayrimenkullerin listesi belediyelerce ilgili tapu dairelerine
bildirilir. Bu gayrimenkullerin satış, hibe ve trampaları halinde tapu dairesi payın tahsilini
sağlamak üzere, belediyeyi haberdar eder ve pay ödenmedikçe intikal işlemi yapılmaz.
Yönetmelikle tespit olunacak hususlar:
Madde 94 – Harcamalara Katılma Paylarının uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye,
Bayındırlık ve İmar ve İskan Bakanlıklarının görüşü alınarak İçişleri Bakanlığınca
düzenlenecek bir yönetmelikte belirtilir.
5393 SAYILI BELEDİYE KANUNU
Hemşehri hukuku
Madde 13- Herkes ikamet ettiği beldenin hemşehrisidir. Hemşehrilerin, belediye karar ve
hizmetlerine katılma, belediye faaliyetleri hakkında bilgilenme ve belediye idaresinin
yardımlarından yararlanma hakları vardır. Yardımların insan onurunu zedelemeyecek
koşullarda sunulması zorunludur.
Belediye, hemşehriler arasında sosyal ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesi ve kültürel değerlerin
korunması konusunda gerekli çalışmaları yapar. Bu çalışmalarda üniversitelerin, kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sendikaların, sivil toplum kuruluşları ve uzman kişilerin
katılımını sağlayacak önlemler alınır.
Belediye sınırları içinde oturan, bulunan veya ilişiği olan her şahıs, belediyenin kanunlara
dayanan kararlarına, emirlerine ve duyurularına uymakla ve belediye vergi, resim, harç, katkı
ve katılma paylarını ödemekle yükümlüdür.
Belediyenin yetkileri ve imtiyazları
Madde 15- Belediyenin yetkileri ve imtiyazları şunlardır:
416
1. d) Özel kanunları gereğince belediyeye ait vergi, resim, harç, katkı ve katılma paylarının
tarh, tahakkuk ve tahsilini yapmak; vergi, resim ve harç dışındaki özel hukuk hükümlerine
göre tahsili gereken doğal gaz, su, atık su ve hizmet karşılığı alacakların tahsilini yapmak
veya yaptırmak.
Meclisin görev ve yetkileri
Madde 18- Belediye meclisinin görev ve yetkileri şunlardır:
1. f) Kanunlarda vergi, resim, harç ve katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine
bağlı hizmetler için uygulanacak ücret tarifesini belirlemek.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu
Büyükşehir belediyesinin gelirleri
Madde 23- Büyükşehir belediyesinin gelirleri şunlardır:
1. g) Hizmetlerin büyükşehir belediyesi tarafından yapılması şartıyla 2464 sayılı Belediye
Gelirleri Kanununda belirtilen oran ve esaslara göre alınacak yol, su ve kanalizasyon
harcamalarına katılma payları.
==0
5-Notlar
6-X Kurumu Çalışma kağıdı-
KONU-SU ALTYAPI TESİSLERİ HAK BİLGİ:1-Kanalizasyon sistemi:
Tuvalet atıkları boru ile Arıtma Tesisine gelir, arıtılır, katı atık (çamur) çimetnto fabrikasına
satılır, temiz su nehire, denize dökülür. Arıtma tesisleriyle büyükşehirlerde, B.şehir bel sular
idaresi-ASKİ vs- ilgileniyor.
Adanadaki arıtma tesisleri:
-Karataş
-Yüreğir
-Seyhan
-Ceyhan
417
2-Yağmur suyu sistemi: Yağmur sularını arıtma tesisine göndermemek için (çünkü hem
temizdir, hem de tesisi meşgul eder), yol altında ikinci bir boru döşenir. Nehire-denize verilir.
(Adanada çalışmalar devam ediyor-2018 Şubat)
KONU-Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı Tahakkuk ve/veya Tahsilinin Yapılmaması1-İlgili belediyeler
Bulguyla ilgili belediyeler:
1-B.şehir olan illerde: Büy.şehir bel. Sular İdaresi.
2-B.şehir belediyesi olmayan illerde: il ve ilçe belediyeleri.
==0
1.ÖRNEK BULGU: Yeni kanalizasyon yapılması veya mevcut olanın ıslah edilmesi
durumunda bunlardan faydalanan gayrimenkul sahiplerinden kanalizasyon harcamalarına
katılma payı alınması gerekirken, bazı belediyelerde kanalizasyon harcamalarına katılma
payının tahakkuk ve tahsilinin yapılmaması.
NOT: Büyükşehir belediyelerinde kanalizasyon işlerini, (ASKİ gibi Su ve Kanalizasyon
İdaresi) yapar.
–2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu
–5216 s. kanun, madde 23– Büyükşehir belediyesinin gelirleri şunlardır:
g) Hizmetlerin büyükşehir belediyesi tarafından yapılması şartıyla 2464 sayılı Belediye
Gelirleri Kanununda belirtilen oran ve esaslara göre alınacak yol, su ve kanalizasyon
harcamalarına katılma payları.
==0
2-ÖRNEK BULGU
Yeni içme suyu şebekesi yapılması, mevcut olanın ıslah edilmesi veya genişletilmesi
durumunda dağıtımın yapıldığı saha dâhilindeki gayrimenkul sahiplerinden su tesisi
harcamalarına katılma payı alınması gerekirken bazı belediyelerde su tesisi harcamalarına
katılma payının tahakkuk ve tahsilinin yapılmaması,
NOT: Büyükşehir belediyelerinde içme suyu şebeke işlerini, (ASKİ gibi Su ve Kanalizasyon
İdaresi) yapar.
418
–2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu
–5216 s. kanun, madde 23– Büyükşehir belediyesinin gelirleri şunlardır:
g) Hizmetlerin büyükşehir belediyesi tarafından yapılması şartıyla 2464 sayılı Belediye
Gelirleri Kanununda belirtilen oran ve esaslara göre alınacak yol, su ve kanalizasyon
harcamalarına katılma payları.
==0
3.ÖRNEK BULGU:
–Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen içme suyu şebekesi
ve atık su kanal şebekesi yapım, yenileme ve tamirat işleri için yapılan harcamalara karşılık
olarak Su Tesisleri ve Kanalizasyon harcamalarına katılma paylarının tahakkuk ve tahsilatının
yapılmadığı görülmüştür.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı başlıklı
87 nci maddesinde yeni kanalizasyon tesisi yapılması ve mevcut tesislerin ıslahı için yapılan
giderlerin, Su Tesis Harcamalarına Katılma Payı başlıklı 88 inci maddesinde yeni içme suyu
şebekesi yapılması ve mevcut tesislerin tevzii ve ıslahı için yapılan giderlerin bunlardan
faydalananlardan katılma payı olarak tahsil edileceği belirtilmiştir.
Aynı Kanunun 89 ila 94 üncü maddelerinde ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun
Harcamalara Katılma Payları İle İlgili Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 7, 92
ve 94 üncü maddelerinde katılma paylarının tahakkuku ve tahsiline ilişkin usuller
belirlenmiştir. Bu itibarla, içme suyu şebekesi ve atık su kanal şebekesi (kanalizasyon) yapım,
yenileme ve tamiratı için yapılan harcamalara katılma paylarının hesaplanarak tahakkuk ve
tahsilatının yapılması gerekmektedir.
4-Mevzuat
Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı Mevzuatı
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu
Kanalizasyon harcamalarına katılma payı:
Madde 87 – Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, aşağıdaki şekilde kanalizasyon
tesisi yapılması halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden, Kanalizasyon
Harcamalarına Katılma Payı alınır:
1. a) Yeni kanalizasyon tesisi yapılması,
2. b) Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi.
İki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller, hangi yoldaki kanalizasyona
bağlanmış ise, payın hesabında o yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır.
==0
419
Payların hesaplanması:
Madde 89 – (Değişik: 4/12/1985-3239/121 md.)
1. a) Harcamalara katılma payları, bir program dahilinde veya istek üzerine doğrudan doğruya
yapılan işlerde, bu hizmetler dolayısıyla yapılan giderlerin tamamıdır. Şu kadar ki yapılacak
giderler peşin ödendiği takdirde bu paylar ilgililerden yüzde yirmibeş noksanı ile alınır.
Ancak, bu tür hizmet giderleri Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile İller Bankası tarafından
tespit edilen ve yayınlanan rayiç ve birim fiyatlara göre hesaplanan tutarları aşamaz.
Özel Devlet yardımları, karşılıksız fon tahsisleri, bu işler için yapılacak bağış ve yardımlar ve
istimlak bedelleri giderler tutarından indirilir.
Harcamalara katılma payları bina ve arsalarda vergi değerinin yüzde 2’sini geçemez.
(Son paragraf iptal: Ana. Mah. nin 28/3/2002 tarih ve E. 2001/5, K. 2002/42 sayılı kararı ile.)
1. b) Belediyelerin (3030 sayılı kanunun uygulandığı şehirlerde hizmeti veren belediyelerin)
görüşü alınmak suretiyle, Harcamalara Katılma paylarını 1/2’ye (peşin ödemede 1/3’e)
kadar indirmeye, pay çeşitlerine göre farklılaştırma yapmaya, payların ödenecek miktarını
birlikte veya pay çeşitlerine göre ayrı ayrı olmak üzere İçişleri Bakanlığınca bildirilecek son
genel nüfus sayımı sonuçlarını da dikkate almak suretiyle ve belediyeler itibariyle tespit
etmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.
Payların tahakkuk şekli:
Madde 90 – Yol Harcamalarına Katılma Payı, bu hizmetin yapıldığı yollardan faydalanan, Su
Tesisleri İle Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payları ise hizmetten faydalanma şekillerine
göre ilgili gayrimenkul sahipleri arasında ve 89 uncu maddeye göre hesaplanan katılma payları
toplamının ilgili gayrimenkullerin vergi değerleri toplamına oranlanarak dağıtılması suretiyle
hesaplanıp tahakkuk ettirilir. Şu kadar ki, ibadet yerleri hakkında harcamalara katılma payı
tahakkuku yapılmaz.
Tahakkuk zamanı:
Madde 91 – Harcamalara katılma paylarının tahakkuku, işler hangi ihale usulü ile yapılmış
olursa olsun, hizmetin tamamlanarak halkın istifadesine sunulmuş olmasından sonra yapılır.
(Ek: 4/12/1985-3239/122 md.) Ancak, yapılacak yazılı tebliğ ile verilecek süre içinde ilgililerin
harcamalara katılma paylarını peşin ödemeyi kabul etmeleri halinde, bu paylar, kabule ilişkin
yazılı başvuru tarihinden itibaren bir ay içinde tahakkuk ettirilir.
Payların ilanı:
Madde 92 – Yukarıdaki maddelerde yazılı esaslar dairesinde hesaplanan paylar, mükelleflerin
soyadları, adları, adresleri ve kendilerine isabet eden pay miktarını gösteren ve mahiyetlerine
420
göre mahalle, cadde ve sokak itibariyle düzenlenecek tahakkuk cetvellerinin bir ay süre ile
belediye ilan yerlerine asılması suretiyle ilan olunur.
Katılma payları tutarları mükelleflere ayrıca tebliğ olunur.
Tahsil şekli:
Madde 93 – (Değişik birinci fıkra: 4/12/1985-3239/123 md.) Harcamalara katılma payları
belediyelerce veya bunlara bağlı müesseselerce, 92 nci maddeye göre payların ilan ve tebliğ
edildiği yılı takip eden yıldan itibaren iki yılda ve dört eşit taksitte, peşin ödemelerle tahakkuk
tarihinden itibaren bir ay içinde tahsil olunur. Ancak, yukarıda yazılı ödeme sürelerini, ilgili
belediyelerin teklifi üzerine, 5 yıla (peşin ödemelerde bir yıla) kadar uzatmaya ve buna göre
taksit sürelerini tespit etmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bakanlar Kurulunca bu yetkinin
kullanılması halinde, uzatılan ödeme süreleri için belediyeler, belediye meclislerinin kararı
üzerine ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca
alınan tecil faizi oranını aşmamak üzere faiz alabilirler.
Satış, hibe ve trampa gibi devir hallerinde ferağ sırasında o tarihe kadar ödenmemiş taksitler
peşin olarak tahsil olunur.
Harcamalara katılma payına tabi gayrimenkullerin listesi belediyelerce ilgili tapu dairelerine
bildirilir. Bu gayrimenkullerin satış, hibe ve trampaları halinde tapu dairesi payın tahsilini
sağlamak üzere, belediyeyi haberdar eder ve pay ödenmedikçe intikal işlemi yapılmaz.
Yönetmelikle tespit olunacak hususlar:
Madde 94 – Harcamalara Katılma Paylarının uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye,
Bayındırlık ve İmar ve İskan Bakanlıklarının görüşü alınarak İçişleri Bakanlığınca
düzenlenecek bir yönetmelikte belirtilir.
==0
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu
Madde 23- Büyükşehir belediyesinin gelirleri şunlardır:
1. g) Hizmetlerin büyükşehir belediyesi tarafından yapılması şartıyla 2464 sayılı Belediye
Gelirleri Kanununda belirtilen oran ve esaslara göre alınacak yol, su ve kanalizasyon
harcamalarına katılma payları.
==0
5393 SAYILI BELEDİYE KANUNU
Hemşehri hukuku
Madde 13- Herkes ikamet ettiği beldenin hemşehrisidir. Hemşehrilerin, belediye karar ve
hizmetlerine katılma, belediye faaliyetleri hakkında bilgilenme ve belediye idaresinin
421
yardımlarından yararlanma hakları vardır. Yardımların insan onurunu zedelemeyecek
koşullarda sunulması zorunludur.
Belediye, hemşehriler arasında sosyal ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesi ve kültürel değerlerin
korunması konusunda gerekli çalışmaları yapar. Bu çalışmalarda üniversitelerin, kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sendikaların, sivil toplum kuruluşları ve uzman kişilerin
katılımını sağlayacak önlemler alınır.
Belediye sınırları içinde oturan, bulunan veya ilişiği olan her şahıs, belediyenin kanunlara
dayanan kararlarına, emirlerine ve duyurularına uymakla ve belediye vergi, resim, harç, katkı
ve katılma paylarını ödemekle yükümlüdür.
Belediyenin yetkileri ve imtiyazları
Madde 15- Belediyenin yetkileri ve imtiyazları şunlardır:
d) Özel kanunları gereğince belediyeye ait vergi, resim, harç, katkı ve katılma paylarının
tarh, tahakkuk ve tahsilini yapmak; vergi, resim ve harç dışındaki özel hukuk hükümlerine
göre tahsili gereken doğal gaz, su, atık su ve hizmet karşılığı alacakların tahsilini yapmak
veya yaptırmak.
Meclisin görev ve yetkileri
Madde 18- Belediye meclisinin görev ve yetkileri şunlardır:
f) Kanunlarda vergi, resim, harç ve katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine
bağlı hizmetler için uygulanacak ücret tarifesini belirlemek.
5-Notlar
Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı
Ayrıntılı gelir tablosu
Ekonomik kodu: 800-05-02-04-51
A-Gelir servisinden iste:
1--20xx yılı Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı listesi: İsim-Tahakkuk-Tahsilat.
2—Tahsil edilen Harcamalara Katılma Payının tahakkuk belgeleri,
B—Tahakkuk belgelerine bak: Harcamalara Katılma Payıyla ilgili yerin adres, ada, parsel
numarasını tespit et,
2.AŞAMA:
C—İlgili birimden, 20xx yılında YAPILAN (Yeni kanalizasyon yapılması veya mevcut olanın
ıslah edilmesi işleri) listesini iste. -Listeye ada ve parsel no eklensin-
D—(B) maddesiyle karşılaştır. Tahakkuk ettirilmeyen, harcamalara katılma payı var mı?
422
6-X Kurumu Çalışma kağıdı-
==0
Örnek çalışma kağıdı:
Su, kanalizasyon hizmetleri, A. Büy.şehir Bel Su ve Kanalizasyon İdaresi tarafından yerine
getirilmektedir.
==0
Yeni kanalizasyon yapılması veya mevcut olanın ıslah edilmesi durumunda bunlardan
faydalanan gayrimenkul sahiplerinden kanalizasyon harcamalarına katılma payı alınması
gerekirken, bazı belediyelerde kanalizasyon harcamalarına katılma payının tahakkuk ve
tahsilinin yapılmaması,
—Kanalizasyon hizmetini Büy.Bel. vermektedir—
SORU- 1- Kanalizasyon yapımı var mı?
2-veya mevcut kanalizasyon hattı ıslah edilen var mı?
3-varsa, harcamalara katılma payı alındığına dair tahsil belgeleri gelecek,
– Kanalizasyon işi —
Büyükşehir olan illerde, belediyenin su birimi ilgileniyor (Aski vs), harcamalara katılma payını
bu birim alıyor-
==0
KONU-Su Tesisi Harcamalarına Katılma Payı Tahakkuk ve/veya Tahsilinin Yapılmaması
1-İlgili belediyeler
Bulguyla ilgili belediyeler:
1-B.şehir olan illerde: Büy.şehir bel. Sular İdaresi.
2-B.şehir belediyesi olmayan illerde: il ve ilçe belediyeleri.
==0
2-ÖRNEK BULGU
423
–Su Tesisi Harcamalarına Katılım Payı Tahakkukunun Yapılmaması
Kurumun gelirleri incelendiğinde; su tesisi harcamalarına katılım payının tahakkuk ve
tahsilinin yapılmadığı tespit edilmiştir.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun “Su tesisi harcamalarına katılma payı” başlıklı
88’inci maddesinde;
“Belediyelerce veya belediyelere bağlı müesseselerce beldede aşağıdaki şekillerde su tesisleri
yapılması halinde, dağıtımın yapıldığı saha dahilindeki gayrimenkullerin sahiplerinden, Su
Tesisleri Harcamalarına Katılma Payı alınır: a) Yeni içmesuyu şebeke tesisleri yapılması, b)
Mevcut şebeke tesislerinin tevsii ve ıslahı. Birden fazla yol kenarında bulunan gayrimenkullere
ait payın hesabında, bunların yalnız suya bağlandıkları yol üzerindeki uzunlukları esas alınır.”
denilmektedir. Mevzuatta belirtildiği üzere yeni içme suyu şebekesi yapılması, mevcut olanın
ıslah edilmesi veya genişletilmesi durumunda su tesisi harcamalarına katılma payının tahakkuk
ve tahsilinin yapılması zorunludur. Su tesisi harcamalarına katılım payının nasıl hesaplanacağı
“2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununun Harcamalara Katılma Payları ile ilgili
Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Yönetmelik”te açıklanmıştır. Ancak Belediyenin gelirleri
incelendiğinde su tesisi harcamalarına katılma payına ilişkin tahakkuka rastlanmamıştır.
3-ÖRNEK BULGU:
Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen içme suyu şebekesi
ve atık su kanal şebekesi yapım, yenileme ve tamirat işleri için yapılan harcamalara karşılık
olarak Su Tesisleri ve Kanalizasyon harcamalarına katılma paylarının tahakkuk ve tahsilatının
yapılmadığı görülmüştür.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı başlıklı
87 nci maddesinde yeni kanalizasyon tesisi yapılması ve mevcut tesislerin ıslahı için yapılan
giderlerin, Su Tesis Harcamalarına Katılma Payı başlıklı 88 inci maddesinde yeni içme suyu
şebekesi yapılması ve mevcut tesislerin tevzii ve ıslahı için yapılan giderlerin bunlardan
faydalananlardan katılma payı olarak tahsil edileceği belirtilmiştir.
Aynı Kanunun 89 ila 94 üncü maddelerinde ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun
Harcamalara Katılma Payları İle İlgili Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 7, 92
ve 94 üncü maddelerinde katılma paylarının tahakkuku ve tahsiline ilişkin usuller
belirlenmiştir. Bu itibarla, içme suyu şebekesi ve atık su kanal şebekesi (kanalizasyon) yapım,
yenileme ve tamiratı için yapılan harcamalara katılma paylarının hesaplanarak tahakkuk ve
tahsilatının yapılması gerekmektedir.
4-Mevzuat
424
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu
Su tesisleri harcamalarına katılma payı:
Madde 88 – Belediyelerce veya belediyelere bağlı müesseselerce beldede aşağıdaki şekillerde
su tesisleri yapılması halinde, dağıtımın yapıldığı saha dahilindeki gayrimenkullerin
sahiplerinden, Su Tesisleri Harcamalarına Katılma Payı alınır:
a) Yeni içmesuyu şebeke tesisleri yapılması,
b) Mevcut şebeke tesislerinin tevsii ve ıslahı.
Birden fazla yol kenarında bulunan gayrimenkullere ait payın hesabında, bunların yalnız suya
bağlandıkları yol üzerindeki uzunlukları esas alınır.
Payların hesaplanması:
Madde 89 – (Değişik: 4/12/1985-3239/121 md.)
1. a) Harcamalara katılma payları, bir program dahilinde veya istek üzerine doğrudan doğruya
yapılan işlerde, bu hizmetler dolayısıyla yapılan giderlerin tamamıdır. Şu kadar ki yapılacak
giderler peşin ödendiği takdirde bu paylar ilgililerden yüzde yirmibeş noksanı ile alınır.
Ancak, bu tür hizmet giderleri Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile İller Bankası tarafından
tespit edilen ve yayınlanan rayiç ve birim fiyatlara göre hesaplanan tutarları aşamaz.
Özel Devlet yardımları, karşılıksız fon tahsisleri, bu işler için yapılacak bağış ve yardımlar ve
istimlak bedelleri giderler tutarından indirilir.
Harcamalara katılma payları bina ve arsalarda vergi değerinin yüzde 2’sini geçemez.
(Son paragraf iptal: Ana. Mah. nin 28/3/2002 tarih ve E. 2001/5, K. 2002/42 sayılı kararı ile.)
b) Belediyelerin (3030 sayılı kanunun uygulandığı şehirlerde hizmeti veren belediyelerin)
görüşü alınmak suretiyle, Harcamalara Katılma paylarını 1/2’ye (peşin ödemede 1/3’e)
kadar indirmeye, pay çeşitlerine göre farklılaştırma yapmaya, payların ödenecek miktarını
birlikte veya pay çeşitlerine göre ayrı ayrı olmak üzere İçişleri Bakanlığınca bildirilecek son
genel nüfus sayımı sonuçlarını da dikkate almak suretiyle ve belediyeler itibariyle tespit
etmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.
Payların tahakkuk şekli:
Madde 90 – Yol Harcamalarına Katılma Payı, bu hizmetin yapıldığı yollardan faydalanan, Su
Tesisleri İle Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payları ise hizmetten faydalanma şekillerine
göre ilgili gayrimenkul sahipleri arasında ve 89 uncu maddeye göre hesaplanan katılma payları
toplamının ilgili gayrimenkullerin vergi değerleri toplamına oranlanarak dağıtılması suretiyle
hesaplanıp tahakkuk ettirilir. Şu kadar ki, ibadet yerleri hakkında harcamalara katılma payı
tahak-
kuku yapılmaz.
425
Tahakkuk zamanı:
Madde 91 – Harcamalara katılma paylarının tahakkuku, işler hangi ihale usulü ile yapılmış
olursa olsun, hizmetin tamamlanarak halkın istifadesine sunulmuş olmasından sonra yapılır.
(Ek: 4/12/1985-3239/122 md.) Ancak, yapılacak yazılı tebliğ ile verilecek süre içinde ilgililerin
harcamalara katılma paylarını peşin ödemeyi kabul etmeleri halinde, bu paylar, kabule ilişkin
yazılı başvuru tarihinden itibaren bir ay içinde tahakkuk ettirilir.
Payların ilanı:
Madde 92 – Yukarıdaki maddelerde yazılı esaslar dairesinde hesaplanan paylar, mükelleflerin
soyadları, adları, adresleri ve kendilerine isabet eden pay miktarını gösteren ve mahiyetlerine
göre mahalle, cadde ve sokak itibariyle düzenlenecek tahakkuk cetvellerinin bir ay süre ile
belediye ilan yerlerine asılması suretiyle ilan olunur.
Katılma payları tutarları mükelleflere ayrıca tebliğ olunur.
Tahsil şekli:
Madde 93 – (Değişik birinci fıkra: 4/12/1985-3239/123 md.) Harcamalara katılma payları
belediyelerce veya bunlara bağlı müesseselerce, 92 nci maddeye göre payların ilan ve tebliğ
edildiği yılı takip eden yıldan itibaren iki yılda ve dört eşit taksitte, peşin ödemelerle tahakkuk
tarihinden itibaren bir ay içinde tahsil olunur. Ancak, yukarıda yazılı ödeme sürelerini, ilgili
belediyelerin teklifi üzerine, 5 yıla (peşin ödemelerde bir yıla) kadar uzatmaya ve buna göre
taksit sürelerini tespit etmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bakanlar Kurulunca bu yetkinin
kullanılması halinde, uzatılan ödeme süreleri için belediyeler, belediye meclislerinin kararı
üzerine ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca
alınan tecil faizi oranını aşmamak üzere faiz alabilirler.
Satış, hibe ve trampa gibi devir hallerinde ferağ sırasında o tarihe kadar ödenmemiş taksitler
peşin olarak tahsil olunur.
Harcamalara katılma payına tabi gayrimenkullerin listesi belediyelerce ilgili tapu dairelerine
bildirilir. Bu gayrimenkullerin satış, hibe ve trampaları halinde tapu dairesi payın tahsilini
sağlamak üzere, belediyeyi haberdar eder ve pay ödenmedikçe intikal işlemi yapılmaz.
Yönetmelikle tespit olunacak hususlar:
Madde 94 – Harcamalara Katılma Paylarının uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye,
Bayındırlık ve İmar ve İskan Bakanlıklarının görüşü alınarak İçişleri Bakanlığınca
düzenlenecek bir yönetmelikte belirtilir.
==0
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu
Madde 23- Büyükşehir belediyesinin gelirleri şunlardır:
426
g) Hizmetlerin büyükşehir belediyesi tarafından yapılması şartıyla 2464 sayılı Belediye
Gelirleri Kanununda belirtilen oran ve esaslara göre alınacak yol, su ve kanalizasyon
harcamalarına katılma payları.
==0
5393 SAYILI BELEDİYE KANUNU
Hemşehri hukuku
Madde 13- Herkes ikamet ettiği beldenin hemşehrisidir. Hemşehrilerin, belediye karar ve
hizmetlerine katılma, belediye faaliyetleri hakkında bilgilenme ve belediye idaresinin
yardımlarından yararlanma hakları vardır. Yardımların insan onurunu zedelemeyecek
koşullarda sunulması zorunludur.
Belediye, hemşehriler arasında sosyal ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesi ve kültürel değerlerin
korunması konusunda gerekli çalışmaları yapar. Bu çalışmalarda üniversitelerin, kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sendikaların, sivil toplum kuruluşları ve uzman kişilerin
katılımını sağlayacak önlemler alınır.
Belediye sınırları içinde oturan, bulunan veya ilişiği olan her şahıs, belediyenin kanunlara
dayanan kararlarına, emirlerine ve duyurularına uymakla ve belediye vergi, resim, harç, katkı
ve katılma paylarını ödemekle yükümlüdür.
Belediyenin yetkileri ve imtiyazları
Madde 15- Belediyenin yetkileri ve imtiyazları şunlardır:
d) Özel kanunları gereğince belediyeye ait vergi, resim, harç, katkı ve katılma paylarının
tarh, tahakkuk ve tahsilini yapmak; vergi, resim ve harç dışındaki özel hukuk hükümlerine
göre tahsili gereken doğal gaz, su, atık su ve hizmet karşılığı alacakların tahsilini yapmak
veya yaptırmak.
Meclisin görev ve yetkileri
Madde 18- Belediye meclisinin görev ve yetkileri şunlardır:
f) Kanunlarda vergi, resim, harç ve katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine
bağlı hizmetler için uygulanacak ücret tarifesini belirlemek.
5-Notlar
Su Tesisi Harcamalarına Katılma Payı
Ayrıntılı gelir tablosu
Ekonomik kodu: 800-05-02-04-52
A-Gelir servisinden iste:
1--20xx yılı Su Tesisi Harcamalarına Katılma Payı listesi: İsim-Tahakkuk-Tahsilat.
427
2—Tahsil edilen Harcamalara Katılma Payının tahakkuk belgeleri,
B—Tahakkuk belgelerine bak: Harcamalara Katılma Payıyla ilgili yerin adres, ada, parsel
numarasını tespit et,
2.AŞAMA:
C—İlgili birimden, 20xx yılında YAPILAN (Yeni su tesisi yapılması veya mevcut olanın ıslah
edilmesi işleri) listesini iste. -Listeye ada ve parsel no eklensin-
D—(B) maddesiyle karşılaştır. Tahakkuk ettirilmeyen, harcamalara katılma payı var mı?
6-X Kurumu Çalışma kağıdı-
==0
Örnek çalışma kağıdı:
Su, kanalizasyon hizmetleri, A. Büy.şehir Bel Su ve Kanalizasyon İdaresi tarafından yerine
getirilmektedir.
==0
Yeni içme suyu şebekesi yapılması, mevcut olanın ıslah edilmesi veya genişletilmesi
durumunda dağıtımın yapıldığı saha dâhilindeki gayrimenkul sahiplerinden su tesisi
harcamalarına katılma payı alınması gerekirken bazı belediyelerde su tesisi harcamalarına
katılma payının tahakkuk ve tahsilinin yapılmaması,
—-Şebeke suyu hizmetini Büy.Bel. vermektedir—
SORU-1- Yeni İçme suyu şebekesi yapıldı mı
2-veya mevcut şebeke ıslah edildi mi, genişletildi mi,
3-cevap evet ise: harcamalara katılma payı alındığına dair tahsil belgelerinin gelmesi,
– İçme suyu şebekesi denetimi:
Büyükşehir olan illerde, belediyenin su birimi ilgileniyor (Aski vs), harcamalara katılma payını
bu birim alıyor-
==0
428
KONU-Belediye Sınırları İçindeki Bazı İşletmelerin İşyeri Açma Ve Çalışma Ruhsatı Olmadan Faaliyette Bulunmaları1-ÖRNEK BULGU
–İşyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan faaliyette bulunan işletmelerle ilgili yönetmeliğe
aykırı işlem tesis edilmiştir.
10.08.2005 gün ve 25902 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren İşyeri Açma ve
Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin
İŞYERİ AÇMA VE ÇALIŞMA RUHSATLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK
“İşyeri açılması” başlıklı 6’ncı maddesinde, “Yetkili idarelerden usulüne uygun olarak işyeri
açma ve çalışma ruhsatı alınmadan işyeri açılamaz ve çalıştırılamaz. İşyerlerine bu
Yönetmelikte belirtilen yetkili idareler dışında diğer kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili
meslek kuruluşları tarafından özel mevzuatına göre verilen izinler ile tescil ve benzeri işlemler
bu Yönetmelik hükümlerine göre ruhsat alma mükellefiyetini ortadan kaldırmaz. İşyeri açma ve
çalışma ruhsatı alınmadan açılan işyerleri yetkili idareler tarafından kapatılır…” düzenlemesi
yapılmıştır.
Zabıta ekiplerince ruhsatsız işyeri çalıştıranlar tespit edildiği halde süre tanınarak ihtar
verilmektedir. Ancak yönetmelik süre verilmesine imkân vermemektedir. Yönetmelikteki
“İşyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan açılan işyerleri yetkili idareler tarafından kapatılır.”
hükmüne göre yapılacak işlem işyerinin faaliyetine süre tanınarak devam etmesi değil
kapatılmasıdır. Belediye yönetmelikteki hükmü uygulamak yerine yetkisi olmadığı halde ihtar
vermiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Emre aykırı davranış” başlıklı 32’nci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan, “Yetkili makamlar tarafından adlî işlemler nedeniyle ya da kamu güvenliği,
kamu düzeni veya genel sağlığın korunması amacıyla, hukuka uygun olarak verilen emre aykırı
hareket eden kişiye yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu cezaya emri veren makam
tarafından karar verilir.” hükme göre de güncellenmiş yılı idari para cezası verilmesi
gerekmektedir.
İşyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan faaliyette bulunan işyerlerine Yönetmelikte
belirtildiği üzere kapatılma kararı ile idari para cezası verilmelidir.
2-ÇALIŞMA RUHSATI HAKKINDA MEVZUAT:
429
5393 sayılı Belediye Kanunu
Belediyenin yetkileri ve imtiyazları
Madde 15- Belediyenin yetkileri ve imtiyazları şunlardır:
1. c) Gerçek ve tüzel kişilerin faaliyetleri ile ilgili olarak kanunlarda belirtilen izin veya
ruhsatı vermek.
2. l) Gayrisıhhî müesseseler ile umuma açık istirahat ve eğlence yerlerini ruhsatlandırmak ve
denetlemek.
(l) bendinde belirtilen gayrisıhhî müesseselerden birinci sınıf olanların ruhsatlandırılması ve
denetlenmesi, büyükşehir ve il merkez belediyeleri dışındaki yerlerde il özel idaresi tarafından
yapılır.
Şehirlerarası özel otobüs terminali işletmesi ve akaryakıt istasyonları
Madde 80- Belediye sınırları ve mücavir alanları içinde, kara yolu ile yolcu taşıma hakkına
sahip gerçek ve tüzel kişilerin şehirlerarası otobüs terminali kurmalarına ve işletmeleri ile her
türlü akaryakıt ile sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG)
istasyonlarına nazım imar ve uygulama imar plânına uygun olmak kaydıyla belediye tarafından
izin verilebilir. Akaryakıt istasyonlarına izin verilmesi için nazım imar plânında akaryakıt
istasyonu olarak gösterilmesi şarttır. Bu istasyonlara çalışma ruhsatı büyükşehirlerde
büyükşehir belediyesi tarafından verilir.
Uygulanmayacak hükümler
Madde 84- Bu Kanunla, belediyenin sorumlu ve yetkili kılındığı görev ve hizmetlerle sınırlı
olarak; 24.4.1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumî Hıfzıssıhha Kanunu, 4.7.1934 tarihli ve 2559
sayılı Polis Vazife ve Selâhiyet Kanunu, 10.6.1949 tarihli ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu,
12.9.1960 tarihli ve 80 sayılı 1580 Sayılı Belediye Kanununun 15 inci Maddesinin 58 inci
Bendine Tevfikan Belediyelerce Kurulan Toptancı Hal’lerinin Sureti İdaresi Hakkında Kanun,
2.7.1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanunu, 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları
Trafik Kanunu, 3.5.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu, 14.6.1989 tarihli ve 3572 sayılı
İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek
Kabulüne Dair Kanun, (…) (1) , 10.7.2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu,
1.5.2003 tarihli ve 4856 sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun ile 14.7.1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda bu Kanun hükümlerine
aykırılık bulunması durumunda bu Kanun hükümleri uygulanır.
4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu
430
Madde 4:
Yürürlüğe giren mevzii imar plânına göre arazi kullanımı, yapı ve tesislerinin projelendirilmesi,
inşası ve kullanımıyla ilgili ruhsat ve izinler ile işyeri açma ve çalışma ruhsatları OSB
tarafından verilir ve denetlenir. İşyeri açma ve çalışma ruhsatının verilmesi sırasında işyeri
açma ve çalışma ruhsatına ilişkin harçlar, OSB tarafından tahsil edilerek ilgili belediye veya il
özel idaresi hesabına yatırılır.
==0
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu
Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları
Madde 7- Büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları şunlardır:
1. d) Büyükşehir belediyesi tarafından yapılan veya işletilen alanlardaki işyerlerine,
büyükşehir belediyesinin sorumluluğunda bulunan alanlarda işletilecek yerlere ruhsat
vermek ve denetlemek.
2. j) Gıda ile ilgili olanlar dâhil birinci sınıf gayrisıhhî müesseseleri ruhsatlandırmak ve
denetlemek, yiyecek ve içecek maddelerinin tahlillerini yapmak üzere laboratuvarlar
kurmak ve işletmek.
3. l) Yolcu ve yük terminalleri, kapalı ve açık otoparklar yapmak, yaptırmak, işletmek,
işlettirmek veya ruhsat vermek.
4. p) Büyükşehir içindeki toplu taşıma hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gerekli tesisleri
kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek, büyükşehir sınırları içindeki kara ve denizde
taksi ve servis araçları dahil toplu taşıma araçlarına ruhsat vermek.
5. t) Her çeşit toptancı hallerini ve mezbahaları yapmak, yaptırmak, işletmek veya işlettirmek,
imar plânında gösterilen yerlerde yapılacak olan özel hal ve mezbahaları ruhsatlandırmak
ve denetlemek.
……………
İlçe (…) belediyelerinin görev ve yetkileri şunlardır:
1. c) Sıhhî işyerlerini, 2 nci ve 3 üncü sınıf gayrisıhhî müesseseleri, umuma açık istirahat ve
eğlence yerlerini ruhsatlandırmak ve denetlemek.
3-Notlar
4-X Kurumu Çalışma kağıdı-
431
==0
Örnek çalışma kağıdı:
Zabıta Müd.den personelin düzenlediği tutanaklar istendi. 2016 beş klasör, 2017 beş klasör-
Dosyalar arşivdeymiş.
1.KONU-Ruhsat olmadan açılan işyerleri tespit edilince: Zabıta personeli Tespit Tutanağı
düzenliyor. İşyeri mühürleniyor, Mühürleme Tutanağı düzenlenir. İşyeri sahibi gerekli belgeleri
hazırlayarak belediyeye müracaat ediyor, harcını ödüyor, İşyeri Açma Ruhsatı kendisine
veriliyor. Bu ruhsatı dükkanın görünür bir yerine asmak zorunda, Mühür Açma Tutanağı
düzenlenir) (Ruhsat almadığı halde mührü söktüğü tespit edilirse, Bel.Başkanı savcılığa suç
duyurusunda bulunuyor) (Sonuç: Mühürleme var)
2.KONU-Şu konularda: (inşaat yasağına uymayarak inşaat yapmak), (seyyar satıcılık yapmak),
(canlı müzik belgesi olmadan canlı müzik hizmeti vermek),(izinsiz çiçek, kitap, dergi, patates,
soğan satışı yapmak),(kaldırımı işgal ederek yaya ve araç geçişine engel olmak),(dilencilik
yapmak),(çevreyi kirletmek, çöpü çöp konteynırı dışına dökmek),
-Zabıta Tespit Tutanağı düzenler,
-Encümen kararı çıkar,
3.KONU-İdari yaptırım kararı verilmesi:
-Gürültü yapılması nedeniyle,
-Zabıta ”İdari Yaptırım Karar Tutanağı” düzenler,
-5326 s.Kabahatler Kan m.36-2,
-idari para cezası: 2.500-TL
-Tutanağı Mali Hiz Müd.e gönderir,
-Mali H.Md tahsil işlemlerini başlatır,
(Encümen kararına gerek yok) ??
==0
KONU-Hizmet Alımı Suretiye Çalıştırılan İşçiler Dahil Olmak Üzere İşçiler İçin Kıdem Tazminatı Karşılığı Ayrılmaması1-ÖRNEK BULGU
–Hizmet alımı suretiyle çalıştırılan işçiler için kıdem tazminatı karşılığı ayrılmadığı tespit
edilmiştir.
432
11.09.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı “İş Kanunu İle
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması İle Bazı Alacakların
Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun”un 8 inci maddesi ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112
nci maddesine eklenen fıkraya göre, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 62 nci maddesinin
birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca yapılan ihaleler kapsamında alt işverenler tarafından
çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatlarının ilgili kamu kurum ve kuruluşları tarafından
ödenmesi hükme bağlanmış, bu madde kapsamında alt işverenler yanında çalışan işçilerin bu
işyerlerinde geçen hizmet süresinin hesabı, alt işverenden ve alt işveren işçisinden istenecek
belgeler ve ödeme süreci ile ilgili diğer usul ve esasların Maliye Bakanlığı ve Kamu İhale
Kurumunun görüşleri alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılan
yönetmelikle belirleneceği şeklinde düzenleme yapılmıştır. Bu çerçevede hazırlanan “Kamu
İhale Kanununa Göre İhale Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları
Kapsamında İstihdam Edilen İşçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkında
Yönetmelik” 08.02.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Yapılan bu düzenlemelere göre; idarelerin bünyesinde 4734 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin
(e) bendine göre çalışan kişilerin sayısının, çalıştıkları sürelerin, aldıkları ücretlerin, kıdem
tazminatına dâhil olan ve olmayan unsurlar da dikkate alınmak suretiyle hesaplanması ve 472
No’lu hesapta kıdem tazminatı karşılığı olarak gösterilmesi, bunlardan faaliyet dönemi içinde
ödeneceği öngörülen tutarların 472 No’lu hesaptan 372 No’lu hesaba aktarılması
gerekmektedir.
2.ÖRNEK BULGU:
Kıdem Tazminatı Karşılığı Tutarının Hesabında, emekliliği hakeden bütün işçiler dikkate
alınmamaktadır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 330 uncu maddesinde; 472 Kıdem
tazminatı karşılığı hesabının ayrılan uzun vadeli kıdem tazminatları karşılıklarının izlenmesi
için kullanılacağı,
331 inci maddesinde ise, hesaplanan kıdem tazminatı karşılık tutarlarının bu hesaba alacak,
630-Giderler Hesabına borç kaydedileceği, vadeleri bir yılın altına düşen kıdem tazminatı
karşılıklarının ise bu hesaba borç, 372- Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabına alacak
kaydedileceği, ifade edilmektedir.
Belediyede 74 adet daimi işçi çalışmaktadır. Yapılan incelemede 2017 bütçesi hazırlanırken,
kıdem tazminatı karşılığı olarak 100.000,00 lira ödenek ayrıldığı görülmüştür. Oysa yapılması
gereken; bütçe hazırlanmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna yazı yazılarak, emekliliği
433
hakeden daimi işçiler belirlendikten sonra, hizmet sürelerine göre kıdem tazminatı
hesaplanmalı, bu kadar ödenek ayrılıp, yıl başında 472 hesabına kaydedilmeli ve emanet
hesabına alınmalıdır. Bunlardan faaliyet dönemi içinde ödeneceği öngörülen tutarlar ise, 472
hesabından 372 hesabına aktarılması gerekmektedir. Kıdem tazminatı karşılığı tutarların eksik
olması nedeniyle, 472 hesabı mali tablolarda hatalı görünmektedir.
2-Mevzuat
3-Notlar
4-X Kurumu Çalışma kağıdı-
Örnek çalışma kağıdı:
-472 Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabı kullanılıyor,
-Hizmet alımı suretiyle çalıştırılan personel var mı?
-Varsa, hizmet alımı suretiyle çalıştırılan işçiler için kıdem tazminatı karşılığı ayrıldı mı.
==0
Yıl sonunda insan kaynakları müdürüne sor:
Mizanda yazılı 472 hesabındaki rakam nasıl hesaplandı?
sadece daimi işçiler mi esas alınmış?
(örnek: A bel.de daimi işçiler esas alınmış: Hesaplama şekli:
Muhasebe İşlem Fişi, yev.no: 7452
Emin K.-işe giriş tar: 20.04.1987 Çalışma süresi: 29 yıl, 4 ay, 20 gün
Kıdem Taz. Karşılığı Hesabı:
20 gün 4 ay 29 yıl TOPLAM
227,40-TL 1.365,48-TL 118.799,37-TL 120.392,-TL
-Personel hizmet alımı kapsamında çalıştırılan personel dikkate alındı mı?
-Personel hizmet alımı ihalesi yapan birimler:
* Temizlik İşleri Müd. (İhale: Katı atıkların toplanması, taşınması ve Kent Temizliği) (3 yıllık)
(sokak temizliği)
* Temizlik İşleri Müd. (Vektörle mücadele hiz alımı)
434
* Park Bahçeler Müd. (Hizmet alımı) (3 yıllık) (Park ve sokaklarda bulunan ağaçların bakımı)
* Destek Hiz. Müd. (personel hiz alımı-sekreterlik, bilgi-işlem, hizmetli, usta-teknik eleman)
(özel güvenlik hiz-belediye binalarında)
* Kültür ve Sosyal İş. Müd (Basın yayın halkla ilişkiler hiz alımı) (21 kişi)
==0
KONU-JEOTERMAL KAYNAKLAR VE MADENLERDEN BELEDİYE PAYININ ALINMASI DENETİMİ. İlgili Belediye:
Büyükşehirlerde: İlçe belediyeleri.
Diğer illerde: İl ve ilçe belediyeleri.
1-ÖRNEK BULGU
3213 sayılı Maden Kanunu, 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu
ve 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu gereği alınması gereken belediye payının, ilgili
kurumlardan talep ve takibi yapılmamıştır.
5686 SAYILI JEOTERMAL KAYNAKLAR VE DOĞAL MİNERALLİ SULAR
KANUNUNDA
“m.10: e) İdare payı: Akışkanın doğrudan ve/veya dolaylı kullanıldığı tesislerin gayrisafi
hasılatının % 1’i tutarında idare payı, her yıl Haziran ayı sonuna kadar idareye ödenir. Tahsil
edilen tutarın beşte biri, idare tarafından, kaynağın bulunduğu belediye veya köy tüzel
kişiliğine bir ay içerisinde ödenir”
3213 SAYILI MADEN KANUNUNDA
“Madde 7:
(Ek fıkra: 10/6/2010-5995/3 md.) Maden üretim faaliyetleri ile bu faaliyetlere dayalı ruhsat
sahasındaki tesisler için işyeri açma ve çalışma ruhsatları il özel idareleri tarafından verilir. Bu
ruhsatların verilmesi sırasında 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu hükümlerine göre
belediyelerin tahsil ettiği işyeri açma izni harcı il özel idaresi tarafından tahsil edilir. Bu bedelin
% 50’si ruhsatın bulunduğu bölgeyle sınırlı olarak altyapı yatırımlarında kullanılmak üzere,
doğrudan ilgili ilçe veya ilçelerin Köylere Hizmet Götürme Birlikleri hesabına aktarılır. Bu
435
alanların belediyelerin mücavir alanı içerisinde kalması durumunda tahsil edilen harcın % 50’si
ilgili belediyenin hesabına aktarılır”
2464 SAYILI BELEDİYE GELİRLERİ KANUNUNDA
“Müze giriş ücretleri ile madenlerden belediyelere pay:
Mükerrer Madde 97 – (Ek: 4/12/1985-3239/126 md.)
1. a) Türkiye Büyük Millet Meclisine bağlı milli saraylar hariç belediye ve mücavir alan
sınırları içinde gerçek ve tüzelkişilerce işletilen her türlü müzelerin giriş ücretlerinin % 5’i
belediye payı olarak ayrılır.
Belediye payı olarak ayrılan miktarın, tahsilini takip eden ayın 15 inci günü akşamına kadar
müzenin bulunduğu yer (27.6.1984 gün ve 3030 sayılı Kanunun uygulandığı şehirde Büyük
Şehir Belediyelerine) belediyesine ödenmesi mecburidir.
Büyük Şehir Belediyelerince tahsil edilen payın yüzde 75’i İçişleri Bakanlığınca bildirilecek
son genel nüfus sayımı sonuçlarına göre nüfusları oranında ilgili ilçe belediyelerine dağıtılır.
1. b) (Değişik: 26/5/2004-5177/33 md.) Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde faaliyet
gösteren maden işletmelerince, 3213 sayılı Maden Kanununun 14 üncü maddesinde yer
alan paylara ilaveten yıllık satış tutarının % 0,2’si nispetinde belediye payı ayrılır.
Bu pay, Devlet hakkının Hazineye ödenmesi sırasında ruhsat sahibi tarafından ilgili belediyeye
ödenir”
Denilmektedir.
Belediye mücavir alanı içerisinde, muhtelif jeotermal ve maden üretim tesisleri bulunmaktadır.
Bu firmalar işyeri açma ruhsat harcı ile her yıl idare payını Defterdarlık ile Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğüne ödemektedir. Ödenen tutarların bir
kısmı belediye payı olarak, ilgili kurum tarafından belediyeye ödenmesi gerekmektedir.
Belediye mücavir alanı içerisinde faaliyette bulunan maden ve jeotermal firmalarının tespiti ve
belediyeye ödenmesi gereken payların istenmesi için ilgili kurumlara (Defterdarlık, Enerji
Bakanlığı ve Aydın Valiliği YİKOB) yazı yazılması gerekir.
2-Mevzuat
5686 SAYILI JEOTERMAL KAYNAKLAR VE DOĞAL MİNERALLİ SULAR KANUNU
m.10: e) İdare payı: Akışkanın doğrudan ve/veya dolaylı kullanıldığı tesislerin gayrisafi
hasılatının % 1’i tutarında idare payı, her yıl Haziran ayı sonuna kadar idareye ödenir. Tahsil
edilen tutarın beşte biri, idare tarafından, kaynağın bulunduğu belediye veya köy tüzel
kişiliğine bir ay içerisinde ödenir.
436
m-3-İdare: İl özel idarelerini ifade eder.
JEOTERMAL KAYNAKLAR VE DOĞAL MİNERALLİ SULAR KANUNU UYGULAMA
YÖNETMELİĞİ
YATIRIM İZLEME VE KOORDİNASYON BAŞKANLIĞI GÖREV, YETKİ VE
SORUMLULUKLARI İLE ÇALIŞMA USUL VE ESASLA…
Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığının görev, yetki ve sorumlulukları
MADDE 5 – (1) Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığının görevleri şunlardır:
1. g) Tüzel kişilikleri kaldırılan il özel idarelerine, 3/6/2007 tarihli ve 5686 sayılı Jeotermal
Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu, 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanunu
ve 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun ilgili
maddeleri kapsamında verilen her türlü görevi yapmak, hak ve yetkileri 6360 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesi çerçevesinde kullanmak,
ğ) (Değişik:RG-30/12/2016-29934) Maden veya jeotermal ve doğal mineralli su kaynaklarının
bulunduğu yere en yakın yerleşim yerlerinin altyapı ve mahalli müşterek ihtiyaçlarında
kullanılmak üzere aktarılan ödenekleri kullanmak,
==0
6360 s. Kanunda m.35
Gelirleri hazineye bırakılıyor,
YİKOB gelir olarak sayılmamış,
Maliye deft hes yattı
Migem-e veriliyor ruhsat
Kumçakıl ocakları iş yeri açma ruhsat veriliyor,
==0
1-Özel idarenin yapması gereken işleri YİKOB yapıyor,
2-Yönetmelik m.13-e göre, İç.Bakanlığı bütçesine YİKOB için ödenek konuyor.
YİKOB-un ayrıca bir geliri yok. Ör: Maden üretim tesisi açıldığı zaman, özel idarenin yapması
gereken işleri YİKOB yapıyor, ancak işyeri açma ruhsat harcı Maliyeye (Defterdarlığa)
yatırılıyor.
==0
3213 SAYILI MADEN KANUNU
Madencilik faaliyetlerinde izinler (2)
Madde 7
(Ek fıkra: 10/6/2010-5995/3 md.) Maden üretim faaliyetleri ile bu faaliyetlere dayalı ruhsat
sahasındaki tesisler için işyeri açma ve çalışma ruhsatları il özel idareleri tarafından verilir. Bu
437
ruhsatların verilmesi sırasında 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu hükümlerine göre
belediyelerin tahsil ettiği işyeri açma izni harcı il özel idaresi tarafından tahsil edilir. Bu bedelin
% 50’si ruhsatın bulunduğu bölgeyle sınırlı olarak altyapı yatırımlarında kullanılmak üzere,
doğrudan ilgili ilçe veya ilçelerin Köylere Hizmet Götürme Birlikleri hesabına aktarılır. Bu
alanların belediyelerin mücavir alanı içerisinde kalması durumunda tahsil edilen harcın % 50’si
ilgili belediyenin hesabına aktarılır. (2017-Kuşadası Bel-m2 başına 1,00-lira-yıllık. Ör: 100 m2
dükkan için 100- lira).
(Büyükşehir belediyesi olan illerde il özel idarelerinin tüzel kişiliği kaldırılması nedeniyle, özel
idarenin yapması gereken görevler, valiye bağlı olarak kurulan Yatırım İzleme ve
Koordinasyon Başkanlığı tarafından yerine getirilmektedir)
5686 SAYILI JEOTERMAL KAYNAKLAR VE DOĞAL MİNERALLİ SULAR KANUNU
m.10: e) İdare payı: Akışkanın doğrudan ve/veya dolaylı kullanıldığı tesislerin gayrisafi
hasılatının % 1’i tutarında idare payı, her yıl Haziran ayı sonuna kadar idareye ödenir. Tahsil
edilen tutarın beşte biri, idare tarafından, kaynağın bulunduğu belediye veya köy tüzel
kişiliğine bir ay içerisinde ödenir.
m-3-İdare: İl özel idarelerini ifade eder.
2464 SAYILI BELEDİYE GELİRLERİ KANUNU.
Müze giriş ücretleri ile madenlerden belediyelere pay:
Mükerrer Madde 97 – (Ek: 4/12/1985-3239/126 md.)
1. a) Türkiye Büyük Millet Meclisine bağlı milli saraylar hariç belediye ve mücavir alan
sınırları içinde gerçek ve tüzelkişilerce işletilen her türlü müzelerin giriş ücretlerinin % 5’i
belediye payı olarak ayrılır. (2)
Belediye payı olarak ayrılan miktarın, tahsilini takip eden ayın 15 inci günü akşamına kadar
müzenin bulunduğu yer (27.6.1984 gün ve 3030 sayılı Kanunun uygulandığı şehirde Büyük
Şehir Belediyelerine) belediyesine ödenmesi mecburidir.
Büyük Şehir Belediyelerince tahsil edilen payın yüzde 75’i İçişleri Bakanlığınca bildirilecek
son genel nüfus sayımı sonuçlarına göre nüfusları oranında ilgili ilçe belediyelerine dağıtılır.
1. b) (Değişik: 26/5/2004-5177/33 md.) Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde faaliyet
gösteren maden işletmelerince, 3213 sayılı Maden Kanununun 14 üncü maddesinde yer
alan paylara ilaveten yıllık satış tutarının % 0,2’si nispetinde belediye payı ayrılır.
438
Bu pay, Devlet hakkının Hazineye ödenmesi sırasında ruhsat sahibi tarafından ilgili belediyeye
ödenir.
==0
3-Notlar
BİLGİ:
Yer altından sıcak su çıkıyor. Ör: K. Belediyesinde:
1-KUYU: Vatandaşın arazisinde çıkıyor, mülkiyeti kendisine ait.
2-KUYU: Vatandaşın arazisinde çıkıyor, mülkiyeti kendisine ait.
3-KUYU: J-845: Davutlar mahallesinde. Arazi Hazineye ait, tesis belediyeye ait, işletme
ruhsatı belediye adına (30 yıllık). Su boşa akmasın diye kuyu ağzı kapatıldı, korumaya alındı.
55 lt/sn (saniyede 55 lt su kendiliğinden çıkıyor). Sıcaklığı 58 derece. İçindeki tortular
nedeniyle, ısıtmaya uygun olmadığı söylendi-tesisatı tıkıyormuş-
MTA-dan izin alındı, harç ödendi, Belediye çevredeki otellere suyu götürmek için boru
döşeyecek, ancak bu arazinin kendisine tahsis edilmesini istiyor, Maliye Bak kabul etmiyor.
Sonuç: Belediye, otellerin yoğun olduğu Güzelçamlı bölgesinde, kendi arazisi üzerinde yeni bir
kuyu açma projesi var. Öneri: Yap-işlet-devret ile yaptırılabilir,
4-KUYU: 1998/23 kuyusu:
-Arazi belediyeye ait.
-üzerine termal tesis yapılıp, işletilip, süre sonunda belediyeye bırakılması şartıyla,
-bir firmayla söz yapılmış,
-firma her yıl kira ödüyor,
-firmanın borcu yok,
-kira baş 2001
-kira süresi: 49 yıl,
-otele sıcak su veriliyor,
-10 lt/sn
==0
4-X Kurumu Çalışma kağıdı-
439
KONU-Su ve Kanalizasyon İdarelerinin görevleri için kullandığı taşınmaz malları, tesisleri, işlemleri ve faaliyetleri her türlü vergi resim ve harçtan muaf olması1-İlgili belediyeler
Bulguyla ilgili kurum:
B.şehir belediyesi sular idaresi.
2-ÖRNEK BULGU
SONUÇ: SULAR İDARESİ VERGİDEN MUAFTIR.
KONU: SULAR İDARESİ, ELEKTRİK FATURASI ÖDERKEN, ELEKTRİK TÜKETİM
VERGİSİ DE ÖDEMİŞTİR.
–Kurumun elektrik enerjisi teminine ilişkin ödemelerin incelenmesi neticesinde; 2560 sayılı
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’a
aykırı olarak elektrik tüketim vergisi bedellerinin ödendiği tespit edilmiştir.
29.05.1981 tarih ve 17354 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2464 sayılı
Belediye Gelirleri Kanunu’nun 34’üncü maddesinde “Belediye sınırları ve mücavir alanlar
içinde elektrik ve havagazı tüketimi, Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisine
tabidir” düzenlemesine, 35’inci maddesinde ise;
“Elektrik ve Havagazı tüketenler, Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisini ödemekle
mükelleftirler. (Değişik ikinci fıkra: 9/7/2008-5784/14 md.) 20/2/2001 tarihli ve 4628 sayılı
Elektrik Piyasası Kanununa göre elektrik enerjisini tedarik eden ve havagazını dağıtan
kuruluşlar, satış bedeli ile birlikte bu verginin de tahsilinden ve ilgili belediyeye
yatırılmasından sorumludurlar…”düzenlemesine yer verilmiştir.
Mezkûr Kanun’un 36’ncı maddesinde bu vergiden istisna tutulan tüketimlerin neler olduğu,
37’inci maddesinde verginin matrahı, 38’inci maddesinde verginin oranları ve 39’uncu
maddesinde ise beyan ve ödeme hususları düzenlenmiştir.
23.11.1981 tarih ve 17523 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2560 sayılı
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında
Kanun’un “Muafiyetler” başlıklı 21’inci maddesinde;
“a) İSKİ’nin görevleri için kullandığı taşınmaz malları, tesisleri, işlemleri ve faaliyetleri her
türlü vergi resim ve harçtan muaftır.” hükmü yer almaktadır.
440
Buna göre; 2560 sayılı İSKİ Kanunu 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’ndan yaklaşık 6 ay
sonra yürürlüğe girmiş daha yeni bir Kanun’dur. Ayrıca 2464 sayılı Kanun’un belediyelerin
gelirleri hususunda düzenlemeler getiren “genel hükümler içeren bir kanun” olduğu, 2560
sayılı Kanun’un ise İSKİ’nin kuruluş ve görevlerini düzenleyen “özel hükümler içeren bir
kanun” olduğu görülmektedir. Bununla birlikte 2464 sayılı Kanun’da muafiyet ve istisnalara
ilişkin düzenlemelerin yalnızca bu Kanun’da düzenlenmesi gerektiği yönünde bir hüküm de
bulunmamaktadır. 2560 sayılı Kanun’un “Muafiyetler” başlıklı 21’inci maddesinde ise
İSKİ’nin bu Kanun’a göre yürütmekte olduğu görevleri ile ilgili işlem ve faaliyetlerinin her
türlü vergi resim ve harçtan muaf tutulacağı hüküm altına alınmıştır.
Danıştay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 05.05.1988 tarih ve 19805 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanan 11.02.1988 tarih ve E. 1987/3 K. 1988/1 sayılı kararında önceki ve
sonraki kanun hükümleri arasında çelişme olduğu takdirde somut olayda özel ve sonraki
kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir.
Mezkûr Karar’da, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun değişik 22’nci maddesiyle
getirilen “Bina ve Arazi Vergileriyle ilgili muaflık ve istisna hükümleri, bu kanuna eklenmek
veya bu kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir” hükmünden sonra yürürlüğe
konulan 4792 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’nun değişik 24’üncü maddesiyle
getirilen düzenleme irdelenmiş, kanun koyucunun iradesini, “Kuruma ait taşınır, taşınmaz
mallar ile bunlardan elde edilen hak ve gelirleri kurumun adı ve kuruluş kanununun tarih ve
sayısı vergi kanunlarında, dolayısıyla Emlak Vergisi Kanununda yazılı olmasa dahi Emlak
Vergisi dâhil her türlü vergi, resim ve harçtan muaf tutulması gerektiği” şeklinde ortaya
koyduğu değerlendirilerek, içtihat aykırılığının SSK mallarının emlak vergisinden muaf olan
karar yönünde giderilmesi yönünde hüküm tesis edilmiştir.
Bu durumda; 2464 sayılı Kanun’un 29.05.1981 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girdiği, 2560
sayılı Kanun’un ise 23.11.1981 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girdiği düşünüldüğünde, özel
hükümler içeren ve daha yeni tarihli olan 2560 sayılı Kanun’un, genel hükümler içeren 2464
sayılı Kanun’a göre öncelikli olarak uygulanması gerektiği açıktır. Ayrıca 2464 sayılı
Kanun’da muafiyet ve istisnalara ilişkin düzenlemelerin yalnızca bu Kanun’da düzenlenmesi
gerektiği yönünde bir hüküm de bulunmamaktadır. Buradan hareketle 2560 sayılı Kanun ile
İSKİ’ye getirilen vergi resim ve harç muafiyetinin elektrik tüketim vergisini kapsamayacağı
yönünde bir görüş doğru olmayacaktır.
İlgili yılda Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin sorumlu sıfatı ile elektrik dağıtım şirketlerine
ödemiş olduğu elektrik ve havagazı vergisi tutarının ……. TL olduğu tespit edilmiştir.
441
İSKİ’den elektrik dağıtım şirketlerince tahsil olunan belediye tüketim vergisi bedellerinin
hukuki dayanaktan yoksun olması sebebiyle, idarece ödenen tutarların iadesine ilişkin gerekli
takibatın başlatılması, gelecek dönemlerde tahakkuk edecek olan tutarlara ilişkin de gerekli
girişimlerin başlatılarak fiili durumun mevzuata uyar hale getirilmesi gerektiği açıktır.
4-Mevzuat
5-Notlar
6-X Kurumu Çalışma kağıdı-
Örnek çalışma kağıdı:
Konu, A. Büy.şehir Bel Su ve Kanalizasyon İdaresi ile ilgilidir
==0
KONU-MUHASEBE YETKİLİSİ DENETİMİBULGU: Muhasebe Yetkilisinin Gerekli Şartları Taşımaması,
Dört yıllık yüksek öğrenim görmeyen ve sertifikası olmayan personel, muhasebe yetkilisi
olarak görevlendirilmiştir.
5018 Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 62 nci maddesi:
Muhasebe yetkilisi görevini yürütmek üzere atanacakların, 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 48 inci maddesinde belirtilenler ile aşağıdaki şartları taşıması gerekir:
a) En az dört yıllık yüksek öğrenim görmüş olmak.
b) Kamu idarelerinin muhasebe hizmetlerinde en az dört yıl çalışmış olmak koşuluyla bu
idarelerde muhasebe yetkilisi yardımcısı veya eşiti görevlerde bulunmak.
c) Muhasebe yetkilisi sertifikası almış olmak.
d) Son üç yıl içerisinde olumsuz sicil almamış olmak.
e) Aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezası almamış olmak.
f) Görevin gerektirdiği bilgi ve temsil yeteneğine sahip olmak.
Ancak, belde ve nüfusu 25.000’in altında olan ilçe belediyeleri ile mahalli idare birliklerinde
muhasebe yetkilisi görevini yürütmek üzere atanacakların, yukarıdaki fıkranın (c), (d), (e) ve (f)
442
bentlerinde belirtilen şartları taşımaları kaydıyla, en az lise mezunu olmaları ve kamu
idarelerinin muhasebe hizmetlerinde en az dört yıl çalışmış olmaları yeterlidir.
9.12.1994 tarihli ve 4059 sayılı Kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla genel bütçe
kapsamındaki kamu idarelerinde muhasebe yetkilisi Maliye Bakanlığınca, diğer kamu
idarelerinde ise üst yöneticiler tarafından atanır.
Muhasebe yetkilisi olacak görevliler, Maliye Bakanlığınca görevin niteliği dikkate alınarak
meslekî konularda eğitime tâbi tutulur ve bu eğitimi başarıyla tamamlayanlara sertifika verilir.
(Değişik son fıkra: 24/7/2008-5793/36 md.) Muhasebe yetkilisi sertifika programına başvuru
şartları, adayların eğitimi, eğitim süresi, sertifika sınavı, sertifika verilmesi, bu işlemlerin genel
yönetim kapsamındaki kamu idareleri itibarıyla ayrı ayrı veya birlikte yapılması ile muhasebe
yetkililerinin çalışma usul ve esasları, Maliye Bakanlığınca hazırlanan ve Bakanlar Kurulu
tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenir.
==0
KONU-YARDIM DENETİMİBULGU: SPOR KULÜBÜ, DERNEK, VAKIF, BİRLİK GİBİ TÜZEL KİŞİLERE NAKDİ VE
AYNİ YARDIM ÖDEME BELGELİRİNİ İSTE:
Mevzuata uygun olmalıdır.
==0
KONU-Muhtarlıklara Yapılan Yardımlar Denetimi
KONU-Mevzuata Aykırı Olarak Muhtarlıklarda Çalıştırılmak Üzere Hizmet Alımı Suretiyle Yardımcı Personel İstihdam Edilmesi1-ÖRNEK BULGU
–Kadıköy Belediyesince yapılan ihalelerin incelenmesi neticesinde, muhtarlıkların daha etkili
şekilde çalışmasını sağlamak amacıyla 01.04.2015-31.12.2017 tarihleri arasını kapsayan
443
personel hizmet alımı yapılarak her bir muhtarlıkta yardımcı personel çalıştırıldığı tespit
edilmiştir.
2108 sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Kanunu’nun 1’inci maddesinde;
“Köy muhtarları ile şehir ve kasaba mahalle muhtarlarına, 14.750 gösterge rakamının memur
aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda aylık ödenek verilir.
Bu ödenek damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaz.
Bu ödeneğin karşılığı her yıl İçişleri Bakanlığı bütçesine konulur ve yılı içinde söz konusu
bütçeden il özel idare bütçelerine aktarılır.
Muhtar ödeneği, her ayın onbeşinci günü il özel idareleri tarafından ilgililere peşin olarak
ödenir.” hükmü yer almaktadır.
Muhtarların ödeneklerine esas alınan gösterge rakamı yıllar itibariyle değişiklikler göstermiş,
Kanunun ilk halinde 3.000 olarak belirlenmiş olan gösterge rakamı 12/7/2013 tarihli ve 6495
sayılı Kanunun 77’nci maddesiyle, “5.700” şeklinde değiştirilmiştir. 29/1/2016 tarihli ve 6663
sayılı Kanunun 12’nci maddesiyle, “5.700” ibaresi “14.750” şeklinde değiştirilmiş; söz konusu
değişikliğin, Kanunun yayım tarihi olan 10/2/2016 tarihini izleyen ayın onbeşinde yürürlüğe
gireceği adı geçen Kanunun 35’inci maddesi ile hüküm altına alınmıştır.
Şehir ve Kasabalardaki Mahalle Muhtar ve İhtiyar Kurulları Tüzüğü’nün 35 ve 38’inci
maddelerinde;
“Madde 35 – Muhtarların hangi işlerden ne miktar harç alacakları her yılbaşında il içindeki
bütün şehir ve kasabalar için il idare kurullarınca kararlaştırılacak bir tarife ile belirtilir ve
ilan olunur.
Madde 38 – Muhtarlık işlerinden alınacak harçlar yalnız muhtarlara aittir. Muhtarlık
işlerinin yürütülmesi için gerekli olan kira, ısıtma, aydınlatma, hizmetçi ücreti, kırtasiye gibi
giderler bu harçlardan ödenir”, denilmek suretiyle muhtarlık hizmeti için gerekli giderlerin
bahsi geçen harçlardan karşılanacağı belirtilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine göre özetle; 2108 sayılı Kanun ile belirlenen
miktarda muhtarlara bir ödenek tahsis edildiği, ayrıca Şehir ve Kasabalardaki Mahalle Muhtar
ve İhtiyar Kurulları Tüzüğü uyarınca muhtarların düzenlemiş oldukları belgelerden harç geliri
elde edileceği görülmektedir. Muhtarlık işlerinin yürütülmesi için gerekli giderlerin de bu harç
gelirlerinden karşılanması gerektiği hükmü açıktır.
Diğer taraftan, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Mahalle ve Yönetimi” başlıklı 9’uncu
maddesinin son fıkrasında da “Belediye, mahallenin ve muhtarlığın ihtiyaçlarının
karşılanması ve sorunlarının çözümü için bütçe imkânları ölçüsünde gerekli ayni yardım ve
desteği sağlar; kararlarında mahallelinin ortak isteklerini göz önünde bulundurur ve
444
hizmetlerin mahallenin ihtiyaçlarına uygun biçimde yürütülmesini sağlamaya çalışır.”
hükmüne yer verilmiştir. Bu çerçevede belediye, mahallenin ve muhtarlığın ihtiyaçlarını göz
önüne alarak bütçe imkânları doğrultusunda ancak ayni yardımda bulunabilecek olup
sağlayacağı destek de ayni nitelikte olacaktır. Personel desteğinin ise ayni yardım niteliğinde
düşünülemeyeceği değerlendirilmektedir.
Maddede geçen “destek” kelimesinin geniş yorumlanarak yapılacak her türlü yardımın ve
personel görevlendirilmesinin bu kapsamda değerlendirilmesinin doğru bir yaklaşım olmadığı
düşünülmektedir. Kanunun lafzında geçen “destek” ibaresinden, muhtarların tahsil etmesi
gereken harçlardan elde ettikleri gelirlerin giderlerini karşılamaya yetmemesi halinde telefon,
aydınlatma, ısınma, kira gibi ayni nitelikteki genel giderlerin anlaşılması gerektiği
değerlendirilmiştir.
Öte yandan, 5393 sayılı Kanunun “Diğer kuruluşlarla ilişkiler” başlık 75’inci maddesinde;
“Belediye, belediye meclisinin kararı üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve
sorumluluk alanlarına giren konularda;
…
1. b) Mahallî idareler ile merkezî idareye ait aslî görev ve hizmetlerin yerine getirilmesi
amacıyla gerekli aynî ihtiyaçları karşılayabilir, geçici olarak araç ve personel temin
edebilir.
…”
hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yer verilen Kanun hükmüne göre, belediyelerin meclislerince alınacak karar üzerine
görev ve sorumluluk alanına giren konularda; mahalli idareler ile merkezi idareye ait asli görev
ve hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla geçici olarak personel temin edebileceği hüküm
altına alınmıştır. Ancak, mahalle muhtarlıklarına personel desteği sağlanmasının, mahalle
muhtarlıkları, Anayasa’da mahalli ve merkezi idare kapsamında ifade edilmediğinden ve kamu
tüzel kişiliği bulunmadığından, bu madde kapsamında değerlendirilemeyeceği
düşünülmektedir.
2-Mevzuat
3-Notlar
4-X Kurumu Çalışma kağıdı
445
Örnek çalışma kağıdı:
Muhtarlık Müdürü:
-Muhtarlıklarda çalışması için bir eleman gönderiyor musunuz? Hayır
-Meclis kararı ile, muhtarlığın elektrik, telefon, internet faturasını belediye ödüyor. Aylık limit
250-lira.
-Belediye Muhtarlık binasını yapıyor-ihale ile
==0
KONU-Mevzuata Aykırı Olarak Muhtarlıklara Yapılan Nakdi Yardımlar
1-ÖRNEK BULGU
2-Mevzuat
3-Notlar
4-X Kurumu Çalışma kağıdı
Örnek çalışma kağıdı:
Nakdi yardım yok. Ayni yardım var: elektrik, internet, telefon faturaları ödeniyor
==0
KONU-Sayıştay İlamlarının Gereğinin Yapılmaması
1-ÖRNEK BULGU
–Gelir kayıt ve belgelerinin incelenmesi sonucunda, 2008 ve 2009 yılları denetimine ait tazmin
hükmolunan muhtelif tutarların tahsil edilmediği görülmüştür.
446
6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 53’üncü maddesinde “Sayıştay ilamları kesinleştikten sonra
doksan gün içerisinde yerine getirilir. İlam hükümlerinin yerine getirilmesinden, ilamların
gönderildiği kamu idarelerinin üst yöneticileri sorumludur…” denilmektedir.
Aynı Kanunun 9’uncu maddesinde ise “…Hesabı bu Kanun hükümlerine göre zamanında ve
tam olarak vermeyen sorumlular veya diğer ilgililer ile Sayıştay denetimine giren kamu
idareleri görevlilerinden, denetleme ve yargılama sırasında, istenilen her çeşit bilgi, belge ve
defterleri vermeyen ve denetleme ve yargılamayı güçleştirenlerin aylıkları, Sayıştayın istemi
üzerine ilgili kamu idarelerince, hesabı veya istenen bilgi, belge ve defterleri eksiksiz verinceye
kadar yarım olarak ödenir. Yarım aylık kesilmeye başlandığı tarihten itibaren muhasebe
yetkilileri en çok üç ay, diğer görevliler ise Sayıştayca belli edilen süre içinde yine hesabı
veya istenilen bilgi, belge ve defterleri vermez veya denetleme ve yargılamayı
güçleştiren sebepleri ortadan kaldırmazlarsa, bu defa ilgili kamu idarelerince
mevzuatındaki usule göre görevden uzaklaştırılarak haklarında gerekli soruşturma veya
kovuşturma yapılır.
Sayıştay ilamlarının infazını izlemeyen ve gereklerini yerine getirmeyenler hakkında da üçüncü
fıkradaki hükümler uygulanır.” denilmektedir.
2008 yılına ait ilam 03.10.2011 tarihinde, 2009 yılına ilişkin ilam ise 18.02.2013 tarihinde
kesinleşmiştir. Yukarıdaki hükümlere karşın ayrıntısı aşağıda gösterilen 2008 ve 2009 yıllarına
ait toplam ………… TL’lik kesinleşmiş ilam hükmü halen infaz edilmemiştir.
Tablo 7: İnfaz Edilmeyen Sayıştay İlamları
Bütçe
Yılı
İlam
Madde
No
Tutar (TL)
2008 3 5.909,20
2008 4 23.308,08
2008 6 26.649,18
2008 9 15.604,00
447
Toplam: 71.470,46
2009 1 7.300,24
2009 10 12.515,88
2009 13 21.991,54
2009 14 4.654,47
2009 32 15.347,07
2009 38 7.283,28
Toplam: 212.033,4
2-Mevzuat
3-Notlar
4-X Kurumu Çalışma kağıdı
Örnek çalışma kağıdı:
Sayıştay ilamlarında tazmin hükmolunan muhtelif tutarların tahsil edilmediği görülmüştür.
Okan bey ilgileniyor)
(İlamları Sayıştay Başsavcılık takip ediyor)
==0
448
KONU-Sosyal Denge Tazminatı Sözleşmelerinde Mevzuata Aykırı Hükümler Konulması1-ÖRNEK BULGU
–Belediyede çalışan memur ve sözleşmeli personele yapılan sosyal denge ödemelerine ilişkin
alınan Meclis kararının 2014 yılında alındığı ve belirsizlik içerdiği görülmüştür.
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun Geçici 14’üncü
maddesi, “Söz konusu sözleşmeleri 31/12/2015 tarihinden önce sona eren veya mevcut
sözleşmeleri bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra karşılıklı olarak feshedilen kapsama
dâhil idareler, sözleşmelerinin sona eriş veya fesih tarihini izleyen bir ay içinde sözleşmelerin
sona erdiği veya feshedildiği tarih ile bu Kanunda öngörülen toplu sözleşme dönemi sonuna
kadarki dönemle sınırlı olmak üzere üçüncü fıkra hükümleri dikkate alınmaksızın 32’nci madde
hükümleri çerçevesinde sözleşme yapabilir.” ile “Mahalli İdarelerde Sözleşme imzalanması”
başlıklı 32’nci maddenin birinci fıkrasındaki, “27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin ek 15’inci maddesi hükümleri çerçevesinde sosyal denge
tazminatının ödenmesine belediyelerde belediye başkanının teklifi üzerine belediye meclisince,
il özel idaresinde valinin teklifi üzerine il genel meclisince karar verilmesi halinde, sözleşme
döneminde verilecek sosyal denge tazminatı tutarını belirlemek üzere ilgili mahalli idarede en
çok üyeye sahip sendikanın genel başkanı veya sendika yönetim kurulu tarafından
yetkilendirilecek bir temsilcisi ile belediyelerde belediye başkanı, il özel idaresinde vali
arasında toplu sözleşme sürecinin tamamlanmasını izleyen üç ay içerisinde sözleşme
yapılabilir.” hükmünün birlikte değerlendirilmesinde, sözleşme sona erdiğinde belediye
başkanı sosyal denge ödemesiyle ilgili yazıyı meclise sevk ederek meclise teklifte bulunmalı,
meclis tarafından sosyal denge ödenmesiyle ilgili karar verilmesi halinde belediye başkanı da
ilgili sendika ile sözleşme imzalamalıdır.
Belediye ile Sendika arasında imzalanan sözleşmede sözleşmenin yürürlük ve süresinin
01.01.2015 tarihinde başlayıp 31.12.2016 tarihinde sona ereceği belirtildiği halde, 24 üncü
maddesinin (c) fıkrasında, “Sözleşme süresi bitiminde yeni sözleşme imzalanıncaya kadar eski
sözleşmenin hükümleri devam eder. Yeni sözleşme imzalanmaması halinde eski sözleşmeden
alınan iyileştirme zammı ve diğer sosyal hak ve ikramiyeler her yıl %10 (yüzde on) artırılarak
devam ettirilir.” denilmiştir.
449
2014 yılında alınan 06.05.2014 gün ve 83 numaralı Meclis kararında, “4688 ve 6356 sayılı
Kanunlar çerçevesinde belediyemiz ile memur ve işçi sendikaları arasında yapılacak toplu iş
sözleşmelerini yapmaya Belediye Başkanına yetki verilmesine” denilerek yetki Belediye
Başkanına verilmiştir. Bu tarihten sonra başka bir meclis kararı alınmamıştır.
Meclis şayet birden fazla yılı kapsayacak bir sözleşme için yetki vermeyi düşünüyor ise bunu
kararında belirtmelidir. Meclisin hangi şartta ve ne kadar süre ile yetki verdiği belirsizdir. 2015
ve 2016 yılı sözleşmesinin 24’üncü maddesinin (c) fıkrasında yer alan ifadeye göre belirsiz ve
sınırsız bir şekilde 2016 yılı sözleşmesi uygulanabilir ki, bu durum 4688 sayılı Kanun’un
32’nci maddesinin ikinci paragrafında yer alan sözleşmenin toplu sözleşme dönemi ile sınırlı
olarak uygulanacağı ve sözleşme süresinin hiçbir şekilde izleyen mahalli idareler genel seçimi
tarihini geçemeyeceği hükmüne aykırılık oluşturur.
Memurlara verilecek sosyal denge sözleşmesiyle ilgili Meclis kararı alınması, meclisin yetki
verdiği sürenin belirtilmesi ve toplu sözleşmede de bu süreye uyulması ile sosyal denge
sözleşmesine 4688 sayılı Kanun’a aykırılık oluşturan hükmün konulmaması gerekir.
2-Mevzuat
3-Notlar
4-X Kurumu Çalışma kağıdı
Örnek çalışma kağıdı:
İnsan Kaynakları Müd ilgileniyor. Tavanı geçiyor. Yeni sözleşme yapmayıp, eski sözleşmeyi
uzatmışlar. 4688 sayılı Kanunun Geçici 14 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 2016-2017 Yerel
Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Toplu Sözleşmenin 7 nci maddesi buna izin veriyor.
Sözleşmenin yürürlük maddesinde uzatıldığı yazıyor) (K. Belediye Başkanlığı ile TÜM-BEL-
SEN arasında yapılan toplu iş sözleşmesi- Yürürlük süresi: 01.01.2016-31.12.2017) (sorun
yok).
==0
KONU-191 İndirilecek Katma Değer Vergisi Hesabının Kullanımının Hatalı Olması
1-ÖRNEK BULGU
450
2-Mevzuat
3-Notlar
4-X Kurumu Çalışma kağıdı-
KONU-Kurum Tarafından Ödenen Katma Değer Vergilerinin Tamamının İndirim Konusu Yapılması.1-ÖRNEK BULGU
–Kurumun ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyet kapsamına girmeyen, kuruluş amaçlarına
uygun teslim ve hizmetlerine ilişkin KDV indirim konusu yapılamayacak olmasına rağmen
191-İndirilecek KDV Hesabında kaydedilmek suretiyle indirim konusu yapılmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1/1-3-g maddesinde, Genel ve katma bütçeli
idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere,
üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut
bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya
bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve
hizmetlerinin KDV’ye tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.
Kanunu’nun 30’uncu maddesinin (a) bendinde, vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna
edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu
mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan katma değer vergisinin, vergiye tabi işlemler
üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilemeyeceği ifade edilmiştir.
KDV Genel Uygulama Tebliği’nin “1.B.2 Kamu Kurum ve Kuruluşları, Dernek ve Vakıflar ile
Mesleki Kuruluşların Vergilendirilmesi” başlıklı bölümünde “3065 sayılı Kanunun (1/3-g)
maddesinde sayılan; genel bütçeye dâhil idareler, özel bütçeli idareler, il özel idareleri,
belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birlikler, üniversiteler, dernek ve vakıflar ile
her türlü mesleki kuruluşların ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyet kapsamına girmeyen,
kuruluş amaçlarına uygun teslim ve hizmetleri vergiye tabi değildir.” düzenlemesi yer almıştır.
451
Bu açıklamadan da anlaşılacağı üzere belediyelerin kuruluş amaçlarına uygun ticari, sinai, zirai
ve mesleki faaliyet niteliği bulunmayan faaliyetlerinin verginin konusuna dahil edilmemesi
gerektiğidir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 191 İndirilecek katma değer vergisi
hesabı başlıklı 153’üncü maddesinde; “(1) Bu hesap, mal ve hizmetin satın alınması sırasında
satıcılara ödenen veya borçlanılan ve kurum açısından indirim hakkı doğuran katma değer
vergisinin izlenmesi için kullanılır.
(2) Mahalli idareler, bir bedel karşılığı satmak üzere ürettikleri mal veya hizmetin üretim
girdisi olarak satın aldıkları mal veya hizmetlere ilişkin olarak ödemiş oldukları Katma Değer
Vergisini indirim konusu yaparlar. Bunun dışında kurumun satışa konu olmayan kamu hizmeti
üretiminde nihai tüketici olarak kullanmak veya tüketmek üzere satın alınmış mal veya hizmet
için ödenen Katma Değer Vergisi indirim konusu yapılmaz ve bu tutarlar ilgili gider hesabı
veya varlık hesabına yapılacak muhasebe kaydında maliyet bedeline ilave edilir.” hükmüne yer
verilmiştir.
Belediyeler kuruluş amacına uygun teslim ve hizmetleri ile ilgili olan işlemler dolayısıyla
yüklendikleri KDV’yi indirim konusu yapamayacaklardır. Buna göre KDV’si indirim konusu
yapılmayacak olan tüm mal ve hizmet alımları doğrudan giderleştirilmeli ya da ilgili malın
maliyetine eklenerek aktifleştirilmelidir.
Yılı içerisinde Kurumun vergiye tabi teslim ve hizmetleri kapsamında ………… TL tutarında
katma değer vergisi tahsilatı yaparak 391- Hesaplanan KDV hesabına kaydetmesine karşın,
191- İndirilecek KDV hesabına ………… TL tutarında kayıt yapıldığı ancak kaydedilen bu
tutarın ………… TL tutarındaki kısmının vergiye tabi teslim ve hizmetler kapsamında indirim
konusu yapılabileceği, ………… TL tutarındaki kısmının ise vergiye tabi işlemler nedeniyle
indirim konusu yapılabilecek KDV kapsamında olmadığı tespit edilmiştir. Bu tutarın ilgisine
göre giderleştirilmesi veya varlık hesaplarında aktifleştirilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, önceki yıllarda da hatalı uygulamanın yapılması neticesinde 190- Devreden KDV
hesabının yıl sonu bilançosunda …….. TL’ye ulaşmıştır. Bu tutar bilanço aktif büyüklüğünün
% …’ine tekabül etmektedir.
Kurumun ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyet kapsamına girmeyen, kuruluş amaçlarına uygun
teslim ve hizmetlerine ilişkin KDV’yi indirim konusu yaparak 191- İndirilecek KDV hesabına
kaydetmesi neticesinde,
1-191- İndirilecek KDV Hesabına ………… TL hatalı kayıt yapılarak ay sonlarında 191-
İndirilecek KDV Hesabı ile 391-Hesaplanan KDV Hesabının mahsup edilmesi sonucu 190-
Devreden KDV Hesabının bilançoda olması gerekenden yüksek tutarlarda yer almasına,
452
2-630-Giderler Hesabı’nın olması gerekenden daha düşük çıkmasına ve dolayısıyla Faaliyet
Sonuçları Tablosunda yer alan olumlu faaliyet sonucunun gerçeği yansıtmamasına ve bu
nedenle de 2016 yılı Bilançosunda 590- Dönem Olumlu Faaliyet Sonuçları hesabının olması
gerekenden çok daha yüksek görünmesine ve bu hatalı uygulamanın önceki yıllarda da
yapılıyor olmasından dolayı 570- Geçmiş Yıllar Olumlu Faaliyet Sonuçları Hesabının
olduğundan yüksek görünmesine,
3-Aktifleştirilmesi gereken 15-Stoklar hesap grubunda stokta kalan tutarın olduğundan daha
düşük görünmesine ve yine aktifte yer alan 25-Maddi Duran Varlıklar hesap grubunun itfa
edilmeyen kısımlarının olması gerekenden düşük tutarda görünmesine, neden olunmuştur.
2-Mevzuat
3-Notlar
-Belediye, piyasaya mal-hizmet satıyor (ör: ekmek, otobüs-ulaşım hizmeti, itfaiye baca
temizliği, iş makinesi kiraya verilmesi vs)
-Gelir elde ediyor,
-KDV tahsil ediyor,
-Bu KDV, 191 hesabına kaydediliyor.
Not: Piyasaya, mal-hizmet satılmıyorsa, 191 hesabı kullanılmaz.
Not: Belediye ULAŞIM MÜDÜRLÜĞÜ:
1-Otobüs-ulaşım geliri elde etmiş: xx TL tahsil edilen KDV, 391 Hesaplanan katma değer
vergisi hesabına kaydedilir.
2-Ulaşım Müdürlüğü kırtasiye bedeli ödemiş, KDV tutarı 191 hesabına kaydedilmiş.
(kırtasiye, yakıt, telefon vs üretimin maliyetini oluşturuyor)
BİLGİ:
190 Devreden Katma Değer Vergisi Hesabı
191 İndirilecek Katma Değer Vergisi Hesabı
391 Hesaplanan Katma Değer Vergisi Hesabı
KDV KONUSU
BELEDİYE MAL ALDI, BELEDİYE MAL SATTI,
453
KDV ÖDEDİ:
100-mal
18-kdv (191 Hes borç yazılır)
118-
KDV ALDI:
200-mal
36-kdv (391 Hes alacak yazılır)
236-
AY SONUNDA: AY SONUNDA:
EĞER 191 HES > 391 HES İSE
190 hes borç yazılır.
EĞER 391 HES > 191 HES İSE
360 hes alacak yazılır ve
Maliyeye ödenir.
NOT: MALİ HİZMETLER MÜDÜRLÜĞÜNDE, piyasaya mal-hizmet satılmadığı için,
Mali Hizmetlerin kırtasiye ödemesinde ödenen KDV için, 191 hesabına kayıt yapılmaz.
191 İndirilecek katma değer vergisi hesabı
Hesabın niteliği
MADDE 153 – (1) Bu hesap, mal ve hizmetin satın alınması sırasında satıcılara ödenen veya
borçlanılan ve kurum açısından indirim hakkı doğuran katma değer vergisinin izlenmesi için
kullanılır.
(2) Mahalli idareler, bir bedel karşılığı satmak üzere ürettikleri mal veya hizmetin üretim
girdisi olarak satın aldıkları mal veya hizmetlere ilişkin olarak ödemiş oldukları Katma
Değer Vergisini indirim konusu yaparlar. Bunun dışında kurumun satışa konu olmayan kamu
hizmeti üretiminde nihai tüketici olarak kullanmak veya tüketmek üzere satın alınmış mal
veya hizmet için ödenen Katma Değer Vergisi indirim konusu yapılmaz ve bu tutarlar ilgili
gider hesabı veya varlık hesabına yapılacak muhasebe kaydında maliyet bedeline ilave edilir.
==0
Belediyenin Yevmiye Defterine bakıldı.
Belediyede 191 İndirilecek Katma Değer Vergisi Hesabı kullanılmıyor. Gerekçe, kurumlar bir
bedel karşılığı satmak üzere ürettikleri mal veya hizmetin (ör: çay, yemek vs), üretim girdisi
olarak satın aldıkları mal veya hizmetlere ilişkin olarak (sebze, meyve, şeker, yağ vs) nedeniyle
ödemiş oldukları Katma Değer Vergisini indirim konusu yaparlar. Oysa Kuşadası
Belediyesinde, satış yapılan bir mal-hizmet yoktur (bütçe içi işletme yok). Bu nedenle 191
İndirilecek Katma Değer Vergisi Hesabı kullanılmıyor.
454
==0
Ancak 190 Devreden Katma Değer Vergisi Hesabı ve
391 Hesaplanan Katma Değer Vergisi Hesabı kullanılıyor.
Çünkü geçmişten gelen KDV var (190 hesabı).
Ör: Geçen yıldan devreden 190 Devreden KDV hesabı: 5.158.871-TL
Makbuz, şartname vs satışı nedeniyle KDV alınıyor: 2.242-TL
190 Devreden KDV hesabı: …………………………. 5.156.628-TL
Ay sonunda Maliyeye verilen KDV Beyannamesinde bu tutar gösteriliyor ve KDV ödenmiyor.
(EK: 1 ve 2)
==0
Daha önceden su satışı varken, 190 ve 191 hesabı kullanılmış.
Su büy.bel.e geçince, ilçe belediyesinde 191 hesabı kullanılmıyor, ancak 190 hesabı
kullanılıyor.
Ör: 2017 yev defteri:
Yevmiye
Tarihi
Yevmiye
No
Hesap
Kodu
Kurum
Kodu
Fonksi
yonel
Kod
Fins.
Kodu
Ekonomik
Ayrıntı
Kodu
Hesap Adı
01.03.201
72524 190
Devreden
Katma
Değer
Vergisi
Hesabı
391 01Hesaplanan
Kdv. % 1
391 03Hesaplanan
Kdv. % 18
455
KDV KAPANIŞI OCAK AYI. Yevmiye Toplamı
SONUÇ: İlişikli bir konu yok.
4-X Kurumu Çalışma kağıdı-
Konu incelenmiştir. Uygulama mevzuata uygundur. Fen İşleri, Ulaşım gibi mal-hizmet üreten
birimler, 191 hesabını kullanmakta, diğer birimler 191 hesabını kullanmamaktadır.
==0
KONU-Katma Değer Vergisine Tabi Olan Bazı Mal ve Hizmetlere İlişkin Gerekli Kayıtların Yapılmaması1-ÖRNEK BULGU
2-Mevzuat
3-Notlar
4-X Kurumu Çalışma kağıdı-
Örnek çalışma kağıdı:
191-İndirilecek KDV Hesabı kullanılmamaktadır.
==0
KONU-Büyükşehir Belediyelerine Bağlı İdarelerin Kesin Hesap Fazlarının Büyükşehir Belediyesine Eksik Ya da Hiç Gönderilmemesi
456
1-İlgili kurum: Büyükşehir belediyelerindeki bağlı idareler ve B.şehir belediyesi.
(Ayrıntılı bilgi: tezcansite…..)
2-ÖRNEK BULGU
3-MEVZUATI:
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu
Büyükşehir belediyesinin gelirleri
Madde 23- Büyükşehir belediyesinin gelirleri şunlardır:
j) Bağlı kuruluşların kesin hesaplarındaki gelirleri ile giderleri arasında oluşan fazlalık
sonucu aktarılacak gelirler.
……..
Büyükşehir belediyeleri ve bağlı kuruluşları ile ilçe (…)(1) belediyeleri; tahsil ettikleri vergiler
ve benzeri malî yükümlülüklerden birbirlerine ödemeleri gereken paylar ile su, atık su ve
doğalgaz bedellerini zamanında yatırmadıkları takdirde, ilgili belediye veya bağlı kuruluşun
talebi üzerine söz konusu tutar, İller Bankası tarafından, yükümlü belediyenin genel bütçe vergi
gelirleri payından kesilerek alacaklı belediyenin hesabına aktarılır. (Değişik ikinci cümle:
21/4/2005-5335/28 md.) Gecikmeden kaynaklanacak faiz ve benzeri her türlü zararın
tazmininden, ilgili ilçe (…) (2) belediye başkanı ve sayman şahsen sorumludur. Bu fıkra hükmü,
ilçe ve ilk kademe belediyeleri hesabına yapılacak her türlü aktarmaları zamanında yapmayan
büyükşehir belediye başkanı, bağlı kuruluş genel müdürleri ve saymanları hakkında da
uygulanır.
4-Notlar
5-X Kurumu Çalışma kağıdı-
Bağlı idare: ASKİ-Kesin hesap fazlasını belediyeye aktarıyorlar-2016 yılı karı: 18.804.470,00-
TL. Belediyenin ASKİ-ye borcu var, mahsup ediyorlar. MİF düzenleniyor. Kullanılan hesaplar:
303 Kamu İdarelerine Mali Borçlar Hesabı, 600, 800, 805-gelir hesapları.
==0
DİĞER KONULAR:
KONU-Doğrudan teminle veya açık ihaleyle personel hizmeti alımı denetimi:
457
1-ÖRNEK BULGU
2-Mevzuat
3-Notlar
1-Asgari Ücret Desteği (Hazine teşvik kesintisi-5510 sayılı Kan. geçici 68. madde uyarınca)
kesinti yapılması gerekiyor. (Taşeron işçinin gündeliği 85- liranın altındaysa, her takvim günü
için 3,33-TL devlet desteği vardır. Örnek: 8 işçi x 3,33 x 31 gün = 825,84)
2-Kesinti tutarı 333 emanet hesabına kaydedilir, (gelir hesabı kullanılmaz)
3-103, 102 hesabı kullanılır.
4-X Kurumu Çalışma kağıdı-
==0
KONU-BANKA KREDİLERİ –
KONU-İLLER BANKASI DENETİMİ:1-ÖRNEK BULGU
İller Bankası Tarafından Tahakkuk Ettirilen Borçların Mali Tablolarda Görünmemesi
-İller Bankası borç listesi: Toplam borç, faizi, ödenen, kalan, iste.
2-Mevzuat
3-Notlar
4-X Kurumu Çalışma kağıdı-
1-İller Bankasından belediyenin borcu istenir (internet sitesinden indirilir)
2-Bu borç, Mizanda görünmüyorsa bulgu.
458
3-Diğer banka borçları, Mizanda görünüyor mu?
4-Faiz ödemeleri ve ana para ödemelerinde, farklı muhasebe hesabı kullanılmalıdır.
==0
SORU
İller Bankasından kredi alındıysa,
İller Bankasının sistemine girilerek,
borç listesi çıkarıp [email protected] adresime gönderiniz.
==0
SORU: Bankalara (iller Bankası dahil) borç listesini düzenleyiniz: Şablon şu adrestedir:
https://tezcansite.files.wordpress.com/2016/01/yurtici-banka-borcu2.xlsx
MİZAN:
300-kısa vadeli borçlar
300.01 Iller Bankasından Alınan Krediler 2.189.617,75–
7.527.700,75– 0,00 5.338.083,00
400-uzun vadeli borçlar
400.01 Iller Bankasından Alınan Krediler 2.666.444,92–
8.046.357,87– 0,00 5.379.912,95
DENETÇİNİN YAPACAĞI İŞLER
1-Önce İller Bankası borç listesi istendi (toplam) ör: Kalan ana para: 5.338.083,00-TL
2-Yıl sonu mizanında 300.01 ve 400.01 hesap kalanları toplandı. 5.338.083,00-TL
(300 ve 400 hesapta sadece ana para yer alır, faizler gider hesabına kaydedilir)
==0
SORU: 630.05.03.01.01
630.07.01.09.01
630.05.03.01.90
ödeme belgelerini getiriniz.
==0
SORU: Son üç aya ait, İller Bankasıyla ilgili ödeme emirleri veya MİF-ler.
459
[email protected] adresime gönderiniz.
DENETÇİNİN YAPACAĞI İŞLER:
-Ortaklık payı kesintisi 240 hesabına kaydedilmeli.
==0
KONU-Kamu Özel İşbirliği Modeli Çerçevesinde Yaptırılan Yatırım ve Hizmetlerin Muhasebeleştirilmemesi1-ÖRNEK BULGU
2-Mevzuat
3-Notlar
4-X Kurumu Çalışma kağıdı-
Kamu özel işbirliği modeli çerçevesinde yaptırılan yatırım ve hizmet bulunmamaktadır.
==0
KONU-ESKİ TARİHLİ TEM. MEKTUPLARININ İADE EDİLMEMESİ.1-ÖRNEK BULGU
2-Mevzuat
3-Notlar
4-X Kurumu Çalışma kağıdı-
SÜRESİZLER BORÇLAR KAN. GEREĞİ 10 YIL SAKLANIYOR, BAZI SORUNLAR
NEDENİYLE GEÇİCİ KABULÜ YAPILMAMIŞ.
460
==0
KONU-İÇ KONTROL DENETİMİ: A-1-Geçen yıla ait iç kontrol sistemi değerlendirme raporu,
(altı ayda bir hazırlanması gerekiyor)
(İç kontrol sistemi değerlendirilirken, yöneticilerin görüşleri, kişi ve idarelerin talep ve
şikayetleri, iç-dış denetim raporları dikkate alınır)
A-2-Belediyenin Belediye Kanununda, Stratejik Planda, Performans Programında gösterilen
hedeflere ulaşmayı engelleyen riskler belirlendiyse, bu risklere karşı alınacak tedbirler
belirlendi mi?
A-3-İnsan kay müd hizmetiçi eğitim listesini iste,
Mali Hiz Müdürü,
Beş birimden,
Şunları isteyecek:
B-0-kamu hizmet standartları tabloları,
B-1-birimin çalışma usul ve esasları hakkında yönerge,
B-2-iş akış şemaları,
B-3-kişiye özel görev tanımları-(görev-sorumluluklar)
B-4-birimlerde tespit edilen hassas görevler,
B-5-Birimden ayrılan veya görevi değişen personel, kendisinden sonra gelecek personele
verilmek üzere Son Görev Raporu düzenliyor mu? (Raporda personele verilen iş ve işlemlerin
son durumu ile varsa resmi belgeler eklenir)
B-6-Geçen sene, birimdeki personelin yeterliği ve performansı değerlendirildiyse, Performans
Değerlendirme Raporu,
İstenir.
==0
KONU-BİLİŞİM SİSTEMİ DENETİMİ
==0
461
KONU-Engelli, eski hükümlü ve terör mağduru memur çalıştırılmamaktadır.MEVZUATI….
==0
KONU-Daimi işçilerin yıllık izinlerinin biriktirilmesi.Biriken yıllık izin süresi 10 yılı (402 günü) bulan işçiler vardır.
Bir işçinin 10 yıl izin kullanmaması eşyanın tabiatına aykırıdır. Bir yıl boyunca fiziken
çalışarak yorulan bir işçinin dinlenmesi, hem kendi sağlığı, hem de iş güvenliği açısından
gereklidir.
==0
KONU-920-Gider Taahhütleri Hesabı ve 921-Gider Taahhütleri Karşılığı Hesabı kullanılmıyor.==0
KONU-Belediyenin ortak olduğu şirketler hakkında bilgi:-hissesi, (yüzde 99)
-şirket aktif/pasif
-kuruluş tarihi,
-şirkette bulunan belediye sermayesi,
-karar,
-tüzük,
==0
462
KONU-BİLGİSAYAR PR ALIMIÖRNEK BULGU:
Bilgisayar Programı Bedelleri Ödenmesinde Haklar Hesabı Kullanılmamıştır.
Yıl sonunda Bilgi işlem müdürlüğünden alınan programların listesi istenir.
Maddi olmayan duran varlıklarla (bilgisayar yazılımları) ilgili olarak, ekonomik değer taşıyan
harcamalar 260 Haklar Hesabında izlenmesi gerekirken doğrudan giderleştirilmiştir.
Belediye hizmetlerinde kullanılması için imar, kadastro, şehir planlama ve harita yazılımları
alınmıştır. Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 210’uncu maddesi gereğince;
bedeli karşılığı edinilen hukuki tasarruflar ile belirli alanlarda tanınan kullanma ve yararlanma
gibi hak ve yetkiler dolayısıyla yapılan ve ekonomik değer taşıyan harcamaların 260 Haklar
Hesabında takip edilmesi gerekmektedir.
10 Ocak 2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Genel Yönetim Muhasebe Yönetmeliği Genel
Tebliği (Sayı: 1)’nin “Amortisman ve tükenme payı süre ve oranları” başlıklı 5’inci maddesinin
2’nci fıkrasında, tutarına bakılmaksızın maddi olmayan duran varlıklar için amortisman oranı
% 100 olarak belirlenmiştir. Diğer bir ifadeyle maliyet bedeli bu tutarlara kadar olan duran
varlıklar, hesaplara alındığı yılın sonunda tamamen amorti edilecektir.
Yukarıda yer alan mevzuat düzenlemesindeki amaç, maddi olmayan duran varlıklar için
yapılan harcamaların giderleştirilmesi ama aynı zamanda bilançoda da görülmesinin
sağlanmasıdır. Yapılan uygulamada Belediye tarafından alınan bilgisayar yazılımları
giderleştirilmiş (630 Giderler Hesabı kullanılmış), ancak 260 Haklar Hesabı ve 268 Birikmiş
Amortismanlar Hesabı kullanılmamıştır. Sonuçta bilançoda 260 ve 268 hesapları, toplam
49.259,10- TL eksik yer almaktadır. (yev: 2229)
KONU-BELEDİYE ALACAKLARININ TAHSİLİ-TAKİBİ:1-Borçluya ödeme emri gönderiliyor (ödeme emri servisi)
-ödemezse: icra işlemleri başlar (icra servisi)
2-Yapılandırma: 6736 s.kanun, 7020 s. Kanunla vatandaşın borcu taksitlendirildi, bir kısmı
affedildi.
==0
463
KONU- Coğrafi ve kent bilgi sistemi kurulmamıştır.BAK:
https://www.google.com.tr/search?sourceid=ie7&q=co%C4%9Fraf
%C3%AE+ve+kent+bilgi+sistemi+CBS+mevzuat&rls=com.microsoft:tr-TR:IE-
Address&ie=UTF-8&oe=UTF-
8&rlz=1I7LENP_trTR562&gfe_rd=cr&dcr=0&ei=oyqpWo6tI4vd8AePzJuABw&gws_rd=ssl
ÇALIŞMA KAĞIDI:
ADANA-Coğrafi kent bilgi sistemi kurulması çalışmalar devam ediyor.
Kent Bilgi Sistemi Şube Müdürlüğü, Bilgi işlem Dairesi Başkanlığı bünyesinde Adana
Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 12.01.2015 tarih ve 67597785-050.01.04-01 sayılı kararıyla,
sürdürülebilir kalkınma, kaynakların ve projelerin daha verimli kullanılabilmesi, kent sınırları
içerisindeki tüm planlama çalışmalarına altlık oluşturulabilmesi ve karar vericiler ile kent halkı
için bir karar destek mekanizması oluşturmak amacıyla kurulmuştur.
Yatırım ve projelerin planlanması, izlenmesi, değerlendirilmesi ve kaynakların verimli
kullanılmasının önemli bir hale geldiği günümüzde Kent Bilgi Sisteminin temelini oluşturan
Coğrafi Bilgi Sistemleri kullanımını zorunlu hale getirmiştir. Genel olarak Coğrafi Bilgi
Sistemi, dünya üzerindeki karmaşık sosyal, ekonomik, çevresel vb. sorunların çözümüne
yönelik mekana/konuma dayalı karar verme süreçlerinde kullanıcılara yardımcı olmak üzere,
büyük hacimli coğrafi verilerin; toplanması, depolanması, işlenmesi, yönetimi, mekânsal
analizi, sorgulaması ve sunulması fonksiyonlarını yerine getiren donanım, yazılım, personel,
coğrafi veri ve yöntem bütünüdür.
Bu bağlamda Kent Bilgi Sistemi Şube Müdürlüğü Daire Başkanlıklarında dağınık ve farklı veri
tiplerinde tutulan veriler için uygun veri tabanı tasarımı ile güncelleme, veri girişi ve uygulama
çalışmaları devam etmektedir. Kente ait alt ve üst yapı çalışmaları, jeolojik, hidrolojik
durumu, çevresel, tarımsal, sosyal ve sanayi alanları sayısal, mekansal, sorgulanabilir,
raporlanabilir ve güncellenebilir bir veri tabanına aktarılmakta, veriler 27 ayrı kategoride 150
veri tabakası işlenmiş ve nitelik bilgileri oluşturulmuş şekilde tutulmaktadır.
Veri toplama ve güncelleme işlemlerinin tamamlanması ile birlikte yeni veri girişleri için
uygulama geliştirmeleri de tamamlandıktan sonra tüm Daire Başkanlıklarının ve ASKİ Genel
Müdürlüğünün teknik destek sağlayarak Kent Bilgi Sistemi Şube Müdürlüğü ile sürekli
464
koordinasyonda olması planlanmaktadır. Bu sebeple tüm Daire Başkanlıklarımızdan ve ASKİ
Genel Müdürlüğümüzden sorumlu oldukları iş konularında uzman personellerin sisteme
entegrasyonu ile birlikte sürekli yaşayan, güncel ve sorgulanabilir veriler, tanımlanacak olan
veri kullanım kuralları çerçevesinde belediyemiz karar vericileri, teknik personelleri ve Adana
halkının kullanımına açılacaktır.
KONU-BULGU: Mali Hizmetler Uzmanı veya Mali Hizmetler Uzman Yardımcısı İstihdam Edilmemektedir..
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 60 ıncı maddesinde; malî hizmetler
uzman yardımcısı kadrosuna atanabilmek için gerekli özel yarışma sınavının, Öğrenci Seçme
ve Yerleştirme Merkezi ve Maliye Bakanlığınca yapılacağı, sınavda başarılı olanların, ÖSYM
tarafından başarı sırası ve yaptıkları tercihler dikkate alınarak belirleneceği ve idarelerde malî
hizmetler uzman yardımcısı kadrosuna atanacağı ifade edilmektedir.
5018 sayılı Kanunun 11 inci maddesinde, üst yönetici olan Belediye Başkanının, kaynakların
etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye
kullanımının önlenmesinden, malî yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesi ve
izlenmesinden sorumlu olduğu ifade edilmektedir.
Mali Hizmetler Biriminin yapması gereken görevler, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve
Kontrol Kanunu’nun 60 ıncı maddesinde, 5436 sayılı Kanunun 15 inci maddesinde ve İç
Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esaslarda tek tek anlatılmıştır. Mali Hizmetler
Birimi bütçe, stratejik plan, performans programı, kesin hesap, mali istatistikler, gelir,
muhasebe, idare faaliyet raporu, taşınır ve taşınmaz mal, yatırım programı, iç kontrol, ön mali
kontrol işleri ile diğer mali işleri yapmak zorundadır.
Mali hizmetler biriminde bulunan iki adet memur, yukarıda sayılan işleri yapmakta
zorlanmakta ve işyükü altında ezilmekte, verilen kamu hizmetinin kalitesi düşük olmaktadır.
Bu nedenle birimde kadrolu işçi, taşeron işçi ve İŞKUR işçileri çalıştırılmaktadır.
Norm kadroda bulunan iki adet mali hizmetler uzmanı ve bir adet mali hizmetler uzman
yardımcısı kadrosu boş bulunmaktadır.
465
Maliye Bakanlığı, 2015 yılında yapacağı, “Malî hizmetler uzman yardımcılığı özel yarışma
sınavı” öncesi belediyeye talep yazısı göndermiş, ancak belediye malî hizmetler uzman
yardımcısı talep etmemiştir (13.07.2015 t. 297 s. yazı).
Mali hizmetler uzmanı veya yardımcısı istihdam edilmesi, mevzuatta bahsedilen mali,
muhasebe, iç kontrol ve ön mali kontrolle ilgili görevlerin zamanında ve doğru bir şekilde
yapılmasını sağlayacak, sonuçta hizmetin kalitesi artacak, 5018 sayılı Kanunda bahsedilen
kaynakların etkin kullanılması ve kayıp/kötüye kullanımının önlenmesi gerçekleşecektir.
RESMİ YAZILAR
1–MALİYE BAKANLIĞI YAZISI:
==0
2018 ZORUNLU KONULAR VE BULGULAR
TEZCAN-Taşınmazlara İlişkin Hususlar1. Tapuda Kayıtlı Olan Bir Kısım Taşınmazların Muhasebede Görünmemesi
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE XX-Bütün belediyeler
-B.şehir Bel.
-B.şehir ilçe bel.
-Diğer il belediyesi
-B.şehir bağlı idaresi (ASKİ vs)
-B.şehir şirketi.
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
==0
Ocak ayında: Denetçi Tapu Müdürlüğüne yazı
yazarak, belediye mülkiyetindeki taşınmazların
tapu kaydını ister. 10 gün süre ver. Adres:
Belediye.
(B.şehir belediyelerinde, merkez ilçe ve diğer
ilçelerin tapu müdürlüğüne yazı gönderilecek)
Resmi yazı örneği: tezcansitede.
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
466
==0
Soru: Tapu Müd.den en son ne zaman tapu kaydı
istendi, getirsinler.
Burhaniye: En son: Tem. 2017
==0
Geldi:
1-Online tapu listesi-
2-Belediye veri sistemi-Sanpaş taşınmaz listesi,
(iki listeyi karşılaştır)
Soner bey Tapu Müd.yazı yazıp belediye tapu
bilgilerini temin edecek.
==0
Belmur bey: Altı adet taşınmazı sisteme
giremiyoruz. Bilgiler çok eski. Adı farklı. Sistem
Kabul etmiyor.
Tapuda kayıtlı olan: 1637
Sanpaş sisteminde: 1631
==0
MARTA KADAR TAŞINMAZ TABLOSU YENİ
HALİ GELMEZSE BULGU YAZ:
1-BULGU: Kurumca hazırlanan Taşınmaz Mal
Cetveli, Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların
Kaydına İlişkin Yönetmelik eki-2 forma uygun
değildir.
Yok: cilt no, sayfa no, sıra no, cinsi, mevcut
kullanım şekli, edinme şekli-tarihi, maliyet bedeli,
rayiç bedeli, iz bedeli, emlak v.d., kayıtlardan çıkış
nedeni, tarihi, açıklamalar.
==0
Çalışma cetveli:
1-Emlak İstimlak Müdürlüğü (Belmur bey) tabloyu
oluşturacak,
2-Mali hiz Emlak vergisi servisi, rayici bilinmeyen
taşınmazların emlak vergisi değerlerini girecek.
==0
467
Kurumun yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde, taşınmaz kayıtlarının Kamu
İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde yapılmadığı
görülmüştür.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 44'üncü maddesinde kamu
idarelerinin taşınmazlarının kaydına ilişkin usul ve esasların çıkarılacak yönetmelik ile belirleneceği
belirtilmiştir.
Buna istinaden 2006/10970 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Kamu İdarelerine Ait
Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmelik çıkarılmıştır. Yönetmeliğin Kayıt Şekli başlıklı 7'nci
maddesinde:
“(1) Kamu idareleri;
a) Tapu kütüğünde adlarına tescilli olan ve Ek 1'deki Kayıt Planının “Tapuda Kayıtlı Olan
Taşınmazlar ” başlığı altında yer alan taşınmazların kaydını Ek 2'deki 'Tapuda Kayıtlı Olan
Taşınmazlar Formu'nda,
b) Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan ve Ek 1'deki Kayıt Planının “Tapuda Kayıtlı Olmayan
Taşınmazlar” başlığı altında yer alan taşınmazların kaydını Ek 3'teki 'Tapuda Kayıtlı Olmayan
Taşınmazlar Formu'nda,
c) Ek 1'deki Kayıt Planının “Orta Malları” başlığı altında yer alan taşınmazların kaydını Ek
4'teki 'Orta Malları Formu'nda,
ç) Ek 1'deki Kayıt Planının “Genel Hizmet Alanları” başlığı altında yer alan taşınmazların
kaydını Ek 5'teki 'Genel Hizmet Alanları Formu'nda,
d) Tapu kütüğünde üçüncü kişiler adına tescilli veya diğer kamu idarelerinin yönetiminde olmakla
birlikte irtifak hakkı tesisi, tahsis, kiralama, kullanma izni verilmesi gibi yollarla kullanım hakkı
kendilerine verilen taşınmazların kaydını Ek 6'daki “Sınırlı Aynî Haklar ile Kişisel Haklar ve
Tahsis Formu'nda” yer alan bilgileri içerecek şekilde bilgisayarda veya deftere yazarak kaydını
tutarlar.
(2) Kamu idarelerinin taşınmaz kayıt ve kontrol işlemleriyle görevli birimlerince hazırlanan bu
formlar taşınmaz icmal cetvelleri hazırlanmak üzere mali hizmetler birimine gönderilir. Mali hizmetler
birimince bu formlar konsolide edilerek bu Yönetmeliğin ekinde (Ek 7) bulunan örneğe uygun şekilde
taşınmaz icmal cetvelleri oluşturulur.
(3) İcmal cetvellerinde, kayıt planında belirtilen unsurların her biri için bir satır ayrılır ve bu
taşınmazlara ilişkin adet ve yüzölçüm toplamları belirtilir.”
hükümleri yer almaktadır.
Bu hükümlere göre, belediye taşınmazlarının söz konusu yönetmelik eki Tapuda Kayıtlı Olan
Taşınmazlar Formu'nda, Tapuda Kayıtlı Olmayan Taşınmazlar Formu'nda, Orta Malları Formu'nda,
Genel Hizmet Alanları Formu'nda, Sınırlı Aynî Haklar ile Kişisel Haklar ve Tahsis Formu'nda yer alan
bilgileri içerecek şekilde bilgisayarda veya deftere yazarak kaydının tutulması ve bu formların esas
alınarak taşınmaz icmal cetvellerinin oluşturulması gerekmektedir.
468
Yapılan denetimde, Kuruma ait taşınmazlar için Belediyece böyle bir çalışmanın yapılmadığı
görülmüştür.
2. Belediyeye Ait Taşınmazların Değer Tespitinin Yapılmaması ve Muhasebe Kayıtlarına
Alınmaması
..
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler
-B.şehir Bel.
-B.şehir ilçe bel.
-Diğer il belediyesi
-B.şehir bağlı idaresi (ASKİ vs)
-B.şehir şirketi.
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
Şubat ayında: 2018 tablolarını karşılaştır.
Belmur beyden iste.
Taşınmaz Tablosunu e-postayla göndersin.
2-BULGU:
Taşınmaz cetvelindeki tutar ile Mizan 250, 251,
252 toplamı uyumlu değil.
Örnek metin:
Belediyenin Mülkiyetinde Olduğu
Halde Muhasebe Kayıtlarına
Alınmayan Taşınmazların
Bulunması.
27.05.2016 tarih ve 29724 Mükerrer
sayılı Resmi Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe giren
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe
Yönetmeliği’nin 188-193 üncü
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
469
maddelerinde; her türlü arazi ve
arsa ve binaların izlenmesi için
sırasıyla 250 Arazi ve Arsalar, 251
Yeraltı ve Yerüstü Düzenleri ve 252
Binalar Hesaplarının kullanılacağı
hüküm altına alınmış ve hesabın
işleyişi ayrıntılı bir biçimde
açıklanmıştır.
02.10.2006 tarih ve 26307 sayı ile
yayımlanan Kamu İdarelerine Ait
Taşınmazların Kaydına İlişkin
Yönetmeliğin “Kayıt ve kontrol
işlemleri” başlıklı 5’inci
maddesinde, “Taşınmaz kayıt ve kontrol işlemleri, kamu idarelerine ait taşınmazların mevcutlarla birlikte içinde bulunulan yılda çeşitli yollarla edinilenlerin ve elden çıkarılanların miktar ve değer olarak takip edilmesi amacıyla kayıt altına alınmasıdır. Kayıtların belgeye dayanması esastır.” hükmü yer almakta ve
maddenin devamında hangi değer
üzerinden taşınmazların kayda
alınacağı belirlenmiştir. Maddede
470
tapuda kayıtlı olan taşınmazların
maliyet bedeli üzerinden veya bu
bedel belirlenemiyorsa rayiç değer
üzerinden kayda alınması gerektiği
ifade edilmiştir. Yapılan
incelemede, Belediye adına tapuda
kayıtlı olan taşınmazlara ilişkin
değer tespitlerinin Yönetmeliğe
uygun olarak yapıldığı görülmüş
ancak ilgili muhasebe hesaplarına
taşınmazların tamamının kaydının
yapılmadığı tespit edilmiştir.
Yapılan tespite göre taşınmaz
envanterine kayıtlı toplam tutar
3.002.083.371,80 TL olarak
gerçekleşmiştir. Ancak dönem
sonu mizanına göre 250, 251 ve 252
nolu hesaplarda kayıtlı toplam tutar
2.742.192.773,12 TL olarak
gerçekleşmiştir. Dolayısıyla
taşınmazlara ilişkin olarak mali
tablolarda 259.890.598,68 TL
eksiklik söz konusudur.
Belediye adına tapuda kayıtlı olup
değerlemesi yapılan taşınmazların
tamamının, Yönetmelik gereği mali
tablolarda gösterilmesi
gerekmektedir.
471
Belediye adına tapuda kayıtlı olan taşınmazların değer tespitinin yapılmadığı ve ilgili muhasebe
hesaplarına kaydedilmediği görülmüştür.
02.10.2006 tarih ve 26307 sayı ile yayımlanan Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına
İlişkin Yönetmeliğin “Kayıt ve kontrol işlemleri” başlıklı 5'inci maddesinde, “Taşınmaz kayıt ve kontrol
işlemleri, kamu idarelerine ait taşınmazların mevcutlarla birlikte içinde bulunulan yılda çeşitli yollarla
edinilenlerin ve elden çıkarılanların miktar ve değer olarak takip edilmesi amacıyla kayıt altına
alınmasıdır. Kayıtların belgeye dayanması esastır.” hükmü yer almakta ve maddenin devamında hangi
değer üzerinden taşınmazların kayda alınacağı belirlenmiştir. Madde de tapuda kayıtlı olan
taşınmazların maliyet bedeli üzerinden veya bu bedel belirlenemiyorsa rayiç değer üzerinden kayda
alınması gerektiği ifade edilmiştir. Belediye adına tapuda kayıtlı olan taşınmazlara ilişkin değer
tespitleri Yönetmeliğe uygun olarak yapılmamış ve ilgili muhasebe hesaplarına da taşınmazların kaydı
yapılmamıştır. Belediye adına tapuda kayıtlı olan ancak değeri hakkında Belediye tarafından herhangi
bir çalışma yapılmamış olan 875 adet taşınmazın yönetmelik hükümlerine uygun olarak değerlerinin
belirlenmesi, Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği gereği de taşınmazların mali tablolarda
gösterilmesi gerekmektedir.
Belediye adına tapuda kayıtlı olan taşınmazların değer tespitinin Kamu İdarelerine Ait
Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmeliğe uygun olarak yapılması ve taşınmazların ilgili muhasebe
hesaplarına kaydedilmesi sağlanmalıdır.
3. Belediye Tarafından Kamu Kurumlarına Yapılan Tahsislerin Muhasebe Kayıtlarında
Takip Edilmemesi
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler -B.şehir Bel.
-B.şehir ilçe bel.
-Diğer il belediyesi
-B.şehir bağlı idaresi (ASKİ vs)
-B.şehir şirketi.
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
3-BULGU VAR.
5393 Sayılı Kanuna Aykırı Olarak, Taşınmaz
Malların Tahsisi Yapılmıştır.
Mülkiyeti belediyeye ait taşınmazlar, belediye
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
472
meclis kararıyla derneklere tahsis edilmiştir.
TABLO AŞAĞIDA
==0
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 75 inci
maddesinin d bendinde aynen;
“Belediye, belediye meclisinin kararı üzerine
yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve
sorumluluk alanlarına giren konularda; …
d) Kendilerine ait taşınmazları, aslî görev ve
hizmetlerinde kullanılmak üzere bedelli veya
bedelsiz olarak mahallî idareler ile diğer kamu
kurum ve kuruluşlarına devredebilir veya süresi
yirmi beş yılı geçmemek üzere tahsis edebilir. Bu
taşınmazlar aynı kuruluşlara kiraya da verilebilir.
Bu taşınmazların, tahsis amacı dışında kullanılması
hâlinde, tahsis işlemi iptal edilir. Tahsis süresi
sonunda, aynı esaslara göre yeniden tahsis
mümkündür.
Kamu kurum ve kuruluşlarına
belediyeler, bağlı kuruluşları ve belediye
şirketlerince devir veya tahsis edilen taşınmazlar,
kamu konutu ve sosyal tesis olarak kullanılamaz.”
Denilmektedir.
Bu hükme göre belediyeler kendilerine ait
taşınmazları, aslî görev ve hizmetlerinde
kullanılmak üzere bedelli veya bedelsiz olarak
sadece mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve
kuruluşlarına devredebilir veya süresi yirmi beş yılı
geçmemek üzere tahsis edebilir.
Büyükşehir Belediyesi Kürek İhtisas Kulübü kamu
473
kurum ve kuruluşu olmadığı için belediye
tarafından tahsis yapılamaz. Kanuna aykırı olarak
gerçekleştirilen taşınmaz tahsisinin iptali
gerekmektedir.
Burhaniye Belediyesince Derneklere Tahsis Edilen Taşınmazlar Listesi
Sıra Ada Parsel Meclis Kararı Tarihi Sayısı Dernek
1 179 4 06.03.2013 2013/118 Burhaniye Kültür ve Sanat Derneği
2 167 9 06.03.2013 2013/91 Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür
Vakfı Burhaniye Şubesi
3 3432 02.10.2015 2015/306 Burhaniye Avcılık ve Atıcılık İhtisas
Derneği
4 289 25 04.05.2017 2017/111 Burhaniye Belediye Spor Kulübü
5 813 2 05.11.2015 2015/343 Pelitköy Ümmühan Camii Yaptırma
ve Yaşatma Derneği
6 829 1 04.01.2016 2016/12 Bahçelievler Camii Yaptırma ve
Yaşatma Derneği
Yapılan denetim ve incelemeler neticesinde, Bahçelievler Belediyesi tarafından kamu
kurumlarına yapılan 3 adet taşınmaz tahsisinin muhasebe kayıtlarında izlenmediği tespit edilmiştir.
Mahalli idareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin 252 Binalar hesabı Hesabın niteliği
başlıklı 192' nci maddesinde, “Binalar hesabı, eklenti ve bütünleyici parçaları dâhil olmak üzere, kamu
idarelerinin mülkiyetinde bulunan binalar ile bunlardan tahsise konu edilenlerin izlenmesi için
kullanılır.” Hükmü ile Hesabın İşleyişi başlıklı 252 Binalar Hesabının borç ve alacak kaydına ilişkin
193' üncü maddesinde “Tahsise konu edilen binalar tahsis eden kamu idaresine hizmet veren muhasebe
birimince kayıtlı değer üzerinden bu hesaba alacak, 500-Net Değer Hesabına borç kaydedilir. Ayrıca,
varlığa ilişkin ayrılmış amortisman tutarı 500-Net Değer Hesabına alacak, 257-Birikmiş
Amortismanlar Hesabına borç kaydedilir.” Hükmü yer almaktadır.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükmü gereği belediyenin tahsis ettiği taşınmazları, muhasebe
birimince kayıtlı değeri üzerinden Binalar Hesabına alacak ve Net Değer hesabına borç, ayrılmış
474
amortisman tutarının da Net Değer Hesabına Alacak, Birikmiş Amortismanlar Hesabına borç
kaydedilmesi gerekirken, mevzuat hükümlerinin yerine getirilmemesi ve kaydın yapılmaması nedeniyle
tahsise konu olan taşınmazların mali tablolarda takibi yapılamamaktadır.
4. Belediyeye Tahsisi Yapılan Taşınmazların Muhasebe Kayıtlarında Takip Edilmemesi
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler -B.şehir Bel.
-B.şehir ilçe bel.
-Diğer il belediyesi
-B.şehir bağlı idaresi (ASKİ vs)
-B.şehir şirketi.
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
FAYSAL BEYE:
KAYIT YAPILMIŞ MI SORULACAK.
Hayır yapılmamış.
4-BULGU:
Yapılan taşınmaz mal tahsislerinin muhasebe
kayıtlarında izlenmediği tespit edilmiştir.
a) Altı adet taşınmaz, çeşitli kurumlara tahsis
edilmiştir. Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe
Yönetmeliği’nin, 188 ve devamı maddelerinde, 250
Arazi ve arsalar hesabı, 251 Yeraltı ve yerüstü
düzenleri hesabı ve 252 Binalar hesabıyla ilgili
olarak, belediye muhasebe birimince, kayıtlı değer
üzerinden ilgili duran varlık hesabına alacak, 500
Net değer hesabına borç kaydedileceği ve varsa
varlığa ilişkin ayrılmış amortisman tutarı 500-Net
Değer Hesabına alacak, 257-Birikmiş
Amortismanlar Hesabına borç kaydedileceği ifade
edilmektedir.
b) Üç adet taşınmaz, çeşitli kurumlar tarafından
belediyeye tahsis edilmiştir. Yönetmelikte,
belediyece kayıtlı değeri üzerinden ilgili duran
varlık hesabına borç, 500-Net Değer Hesabına
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
475
alacak kaydedileceği ve varsa varlığa ilişkin
ayrılmış amortisman tutarı 500-Net Değer
Hesabına borç, 257-Birikmiş Amortismanlar
Hesabına alacak kaydedileceği, ifade edilmektedir.
Ancak bu işlemler yapılmamıştır. Kaydın
yapılmaması nedeniyle tahsise konu olan
taşınmazların mali tablolarda takibi
yapılamamaktadır.
Yapılan denetim incelemeler neticesinde Bahçelievler Belediyesi'ne tahsisi yapılan 5 adet
taşınmazın muhasebe kayıtlarında izlenmediği tespit edilmiştir.
Mahalli idareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin 252 Binalar hesabı Hesabın niteliği
başlıklı 192' nci maddesinde, “Binalar hesabı, eklenti ve bütünleyici parçaları dâhil olmak üzere, kamu
idarelerinin mülkiyetinde bulunan binalar ile bunlardan tahsise konu edilenlerin izlenmesi için
kullanılır.” Hükmü ile Hesabın İşleyişi başlıklı 252 Binalar Hesabının borç ve alacak kaydına ilişkin
193' üncü maddesinde “Tahsise konu edilen binalar tahsis edilen kamu idaresine hizmet veren
muhasebe birimince kayıtlı değeri üzerinden bu hesaba borç, 500- Net Değer Hesabına alacak
kaydedilir. Ayrıca, varlığa ilişkin ayrılmış amortisman tutarı 500- Net Değer Hesabına borç, 257-
Birikmiş Amortismanlar Hesabına alacak kaydedilir.” Hükmü yer almaktadır.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükmü gereği Belediye'ye tahsisi yapılan taşınmazların muhasebe
birimince kayıtlı değeri üzerinden Binalar Hesabına borç ve Net Değer hesabına alacak, ayrılmış
amortisman tutarının Net Değer Hesabına borç, Birikmiş Amortismanlar Hesabına alacak kaydedilmesi
gerekirken, mevzuat hükümlerinin yerine getirilmemesi ve kaydın yapılmaması nedeniyle tahsis alınan
taşınmazların mali tablolarda takibi yapılamamaktadır.
==0
KONU: Taşınmaz kiralarının incelenmesi:
Taşınmaz kira alacak listesini iste,
Taşınmaz hangi yöntemle kiraya veriliyor:
1-İşgaliye sözleşmesiyle, (12. soru)
2-Sözleşme yapmadan ecrimisil alınması (11. soru)
3-ihale usulüyle (7. soru)
476
4-Kira süresi bitince Encümen/Meclis kararıyla kira uzatılıyor mu? (6. soru)
5-B.şehir bel. şirketine işletme hakkı devredilen taşınmazların listesini temin et. Şirket muhasebecisine
bu taşınmazları sor-kendileri mi işletiyor, ihaleyle bir firmaya mı veriyor)
(8. soru)
Taşınmaz kira alacağı denetimi:
1-Taşınmaz kira alacak listesini iste,
2-Borcu fazla olanların, borç dökümünü iste.
-incele: önceki yıllar var mı? (Dönemi sütununda yazar)
3-Önceki yıllar varsa:
a-ödeme emri gönderilmiş mi? Tarihi?
b-icra işlemleri yapıldığına dair belgeleri iste. (ör: haciz yazısı)
-Kira alacağı, 2004 s.kanuna göre-avukat eliyle-
-Vergi alacağı, 6183 s.kanuna göre tahsil edilir-mali hiz icra servisi eliyle-
4-Borcunu ödemeyen kiracılar, ihale yasaklısı yapılıyor mu? (9. soru)
5-Tesis kiralamasında KDV tahakkuk ettiriliyor mu? (ör: düğün-spor salonu, maden ocağı, benzin
istasyonu vs)
==0
ÇALIŞMA KAĞIDI:
1-Benzin ist.kdv ödeniyor,
2-Mehmet Gök icraya verilmiş,
3-Bahtiyar sert, icraya verilmiş,
4-Taşınmazlar için 31 Aralıkta ihale yapılmazsa bulgu var,
==0
2886 s.Kanun
Madde 35 – Bu Kanunun 1 inci maddesinde yazılı işlerin ihalelerinde aşağıdaki usuller uygulanır:
a) Kapalı teklif usulü,
b) Belli istekliler arasında kapalı teklif usulü,
477
c) Açık teklif usulü,
d) Pazarlık usulü,
e) Yarışma usulü.
İşin gereğine göre bu usullerden hangisinin uygulanacağı, bu Kanun hükümlerine uyularak
idarelerince tespit edilir.
İhalelerde kapalı teklif usulünün esas olduğu :
Madde 36 – Bu Kanunun 1 inci maddesinde yazılı işlere ilişkin ihalelerde, tekliflerin gizli
olarak verilmesini sağlayan kapalı teklif usulü esastır.
Ancak, 44 üncü maddede gösterilen işler belli istekliler arasında kapalı teklif usulüyle, 45 inci
maddede gösterilen işler açık teklif usulüyle, 51 inci maddede sayılan işler pazarlık, 52 nci maddede
gösterilen işler de yarışma usulüyle yaptırılabilir.
Belli istekliler arasında yapılacak ihaleler:
Madde 44 – (Degişik : 2/3/1984-2990/7 md.)
Uçak, harp gemisi, harp mühimmatı, elektronik cihaz, askeri tesisat ve levazımat, silah ve
malzeme sistemleri, savunma sanayii ile ilgili faaliyetler ve bunlara ait her türlü yedek parça alımı;
barajlar, enerji santralleri, sulama tesisleri, limanlar, rıhtımlar, hava meydanları, demiryolları,
lokomotifler, karayolları, tüneller, köprüler, akaryakıt tesisleri, özelliği bulunan yapım işleri bedii ve
teknik hususiyetleri taşıyan sanat işleri, kentlerin ulaşım sistemlerine ilişkin planlar, kentlerin harita,
nazım ve imar planları, su, kanalizasyon ve enerji tesisleri ile bunların etüt ve proje işlerinin ihalesi;
diğer ihale usulleri yerine teknik yeterlilikleri ve güçleri idarece kabul edilmiş en az üç istekli arasında
kapalı teklif usulü ile yaptırılabilir.
Zorunlu nedenlerle üçten az istekliden teklif almak gerektiği takdirde Cumhurbaşkanınca bu
hususta ayrıca karar alınması şarttır. (1)
Bu madde hükümlerine göre yapılacak ihalelerde, ihaleye katılacak isteklilerin isimleri
belirtilmek suretiyle bizzat ilgili veya bağlı bulunulan bakanın onayının alınması zorunludur.
Bu ihalelerle ilan yapılması zorunlu değildir. Gerekli görülen hallerde ihaleye davet edilecek
isteklilerin seçimi için 17, 18 ve 19 uncu maddeleri hükümlerine bağlı kalınmaksızın önseçim ilanı
yapılabilir.
Açık teklif usulü ile yapılabilecek ihaleler:
478
Madde 45 – Bu Kanunun 1 inci maddesinde yazılı işlerden, tahmin edilen bedeli her yıl Genel
Bütçe Kanunu ile tespit edilecek tutarı geçmeyen ihaleler açık teklif usulüyle yapılabilir.
Pazarlık usulüyle yapılacak işler:
Madde 51 – Aşağıda yazılı işlerin ihalesi, pazarlık usulüyle yapılabilir;
a) Yer, özellik (askeri birliklerin kuruluş özellikleri dahil) ve nitelikleri itibariyle her yıl Genel
Bütçe Kanununda gösterilecek belli tutarları aşmayan ve süreklilik göstermeyen, bu Kanunun 1 inci
maddesinde gösterilen işler,
b) Silahlı Kuvvetlerin manevra ve planlı tatbikatlarının gerektirdiği ve acele olarak temini
zorunlu her türlü ihtiyaçları; Silahlı Kuvvetler için Genelkurmay Başkanlığınca, güvenlik kuvvetleri için
İçişleri Bakanlığınca tespit edilecek özel durumlardaki her türlü ihtiyaçları ve taşıma işleri, (1)
c) (Değişik : 2/3/1984 - 2990/8 md.) Önceden düşünülmesi mümkün olmayan ani ve
beklenmeyen olayların ortaya çıkması üzerine acele olarak yapılması gerekip, kapalı veya açık teklif
usulünün uygulanmasına yeterli süre bulunmayan işler; diğer ihale usulleriyle temin edilemeyeceği
açıkça belli olan işler; bilgisayar alımı, kiralanması, bakım ve onarımı; her çeşit araç ve gerecin yetkili
servislerine yaptırılacak periyodik bakım ve onarımları; yedek parça ve lastik alımları,
d) 29 uncu maddeye göre ihalenin yapılmaması veya sözleşmenin bozulması nedeniyle, yeniden
yapılacak ihalelerin sonuçlandırılmasına kadar geçecek süre içindeki ihtiyaç maddelerinin alımı,
e) 43 üncü ve 49 uncu maddeler uyarınca, pazarlık usulüyle sonuçlandırılacak işler,
f) İdarelerin, müştereken veya iştirak halinde sahibi bulundukları taşınmaz mallardaki paylarının
paydaşlara kiraya verilmesi,
g) Kullanışlarının özelliği, idarelere yararlı olması veya ivediliği nedeniyle kapalı veya açık
teklif yöntemleriyle ihalesi uygun görülmeyen, Devletin özel mülkiyetindeki taşınır ve taşınmaz
malların kiralanması, trampası ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ile Devletin hüküm ve tasarrufu
altındaki yerlerin kiralanması ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi,
h) (Değişik: 3/7/2003-4916/20 md.) Hazinenin veya Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün
mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki baraj, dalyan, voli yerleri,
göller, havuzlar, nehirler ve nehir ağızlarındaki av yerleri ile deniz ve iç sularda belirlenmiş yerlerdeki
su ürünleri üretim hakkının, 22.3.1971 tarihli ve 1380 sayılı Su Ürünleri Kanununa göre il özel
idarelerince kiraya verilmesi,
479
i) Özellikleri nedeniyle belli isteklilere yaptırılmasında yarar görülen her türlü hizmet, eğitim,
araştırma, etüt ve proje, planlama, müşavirlik, keşif, harita, fotoğraf, film, baskı, sergileme, kontrol,
muayene işleri ile teknik, fikri ve güzel sanatlarla ilgili çalışmayı gerektiren diğer işler,
j) Para, tahvil, senet, pul, altın, gümüş, mücevher gibi kıymetlerle, güzel sanatlarla ilgili veya
tarihi değeri bulunan eşyanın özel ambalaj, koruma, sigorta ve taşıma işleri,
k) Çabuk bozulan, saklanması tehlikeli olan, saklama giderleri değerine veya beklemeden
doğacak yararına oranla yüksek bulunan malların satımı,
l) Tek kişi veya firma elinde bulunan taşınır mal, hak ve hizmetlerle, belirli taşınmaz malların
alımı veya kiralanması,
m) Ordu binek ve yük hayvanları ile damızlık olarak veya aşı, serum üretmek veya kontrol ve
araştırma işlerinde kullanılmak üzere hayvan alımı,
n) Milli Güvenlik nedeniyle gizli tutulması zorunluluğu Cumhurbaşkanınca kabul edilen işler,
(1)
o) Hazineye mal edilmiş batık gemiler ile denize düşmüş malların çıkarılması,
p) (Değişik : 2/3/1984 - 2990/8 md.)
Özellikleri nedeniyle yabancı ülkelerden sağlanması zorunlu olan her türlü alım, kiralama,
onarım, yaptırma, keşfettirme, montaj, sigorta, taşıma ve hizmet işleri.
(a), (b), (c), (d), (i), (l) ve (p) bendlerinde yazılı işler için şartname düzenlenmesi, tahmini bedel
tespiti, teminat alınması ve sözleşme yapılması zorunlu değildir.
(i), (l) ve (p) bendlerinde yazılı işlerde Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınır.
Yarışma usulünün Uygulanması:
Madde 52 – İdareler her türlü etüt, plan, proje ve güzel sanatlara ilişkin işleri gerekli
görüldüğünde, yarışma ile yaptırabilirler. Bu işlerin mesleki kontrollük hizmetleri, projesi uygulanacak
olan yarışmacıya, pazarlıkla ihale edilebilir.
İdareler kuruluş kanunları ile Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde yer alan işlere ilişkin
yarışmaların yürütülmesiyle ilgili yönetmelikleri hazırlarlar. (2)
Mimarlık, mühendislik proje yarışmalarıyla ilgili yönetmelik Bayındırlık Bakanlığınca
hazırlanır.
480
5. Kiraya Verilen Taşınmazların Muhasebe Kayıtlarında İzlenmemesi
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler -B.şehir Bel.
-B.şehir ilçe bel.
-Diğer il belediyesi
-B.şehir bağlı idaresi (ASKİ vs)
-B.şehir şirketi.
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
Emlak Müdürü Belmur bey bu konuyu biliyor.
-kira listesini getirdi.
==0
Şubat ayında 990, 999 HESABINA BAKILACAK.
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
Kurumun mali tablolarında söz konusu hesapların yer almadığı, dolayısıyla Belediye tarafından
kiraya verilen duran varlıkların ilgili hesaplarda izlenmediği tespit edilmiştir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğinin “990 - Kiraya verilen duran varlıklar
hesabı” ile ilgili 475 (1) maddesinde;
“Bu hesap kurumun, bilançolarında kayıtlı duran varlıklardan kiraya verilenlerin izlenmesi
için kullanılır” ifadesi yer almaktadır.
Yine aynı Yönetmeliğin 476 (1) maddesinde;
“ Kiraya verilen duran varlıklar hesabına ilişkin borç ve alacak kayıtları aşağıda
gösterilmiştir:
a) Borç
1 - Kiraya verilen duran varlıklar, kayıtlı değerleri üzerinden bu hesaba borç, 999- Diğer
Nazım Hesaplar Karşılığı Hesabına alacak kaydedilir.
b) Alacak
1 - Kiraya verilen duran varlıklardan kira süresi sona erenler kayıtlı değerleri üzerinden bu
hesaba alacak, 999-Diğer Nazım Hesaplar Karşılığı hesabına borç kaydedilir.”
hükmü yer almaktadır.
Belediye tarafından kiraya verilen taşınmazların ilgili hesaplarda izlenerek, yukarıda açıklanan
yönetmelik hükümlerine uygun işlem yapılması gerekmektedir.
481
6. Belediyenin Kiraya Verdiği Taşınmazların Kira Süresini Kira Süresi Sonunda İhaleye
Çıkmadan Uzatması ve Ecrimisil Uygulaması
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler -B.şehir Bel.
-B.şehir ilçe bel.
-Diğer il belediyesi
-B.şehir bağlı idaresi (ASKİ vs)
-B.şehir şirketi.
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
Encümen kararıyla uzatılıyor.
Şubat ayında taşınmaz kira listesine bak.
Kiraların süresi 31 Aralıkta bitenler ne oldu?
Yeni ihale varsa, pazarlık usulü (51-g) uygulanmış
mı? (7. Soru)
Eğer ihale yapılmazsa BULGU:
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun “Kapsam” başlıklı 1'inci maddesinde;
belediyelerin alım, satım, hizmet, yapım, kira, trampa, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ve
taşıma işleri bu Kanunda yazılı hükümlere göre yürütülür.” denilmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu'nun “Belediye Meclisinin Görev ve Yetkileri” başlıklı 18'inci
maddesinde;
“Taşınmaz mal alımına, satımına, takasına, tahsisine, tahsis şeklinin değiştirilmesine veya
tahsisli bir taşınmazın kamu hizmetinde ihtiyaç duyulmaması hâlinde tahsisin kaldırılmasına; üç yıldan
fazla kiralanmasına ve süresi otuz yılı geçmemek kaydıyla bunlar üzerinde sınırlı aynî hak tesisine
karar vermek.” ,
“Belediye Encümeninin Görev ve Yetkileri” başlıklı 34'üncü maddesinde;
“Taşınmaz mal satımına, trampasına ve tahsisine ilişkin meclis kararlarını uygulamak; süresi
üç yılı geçmemek üzere kiralanmasına karar vermek.” hükümleri bulunmaktadır.
5393 sayılı Kanun'un ilgili hükümlerine göre, taşınmazların 3 yıla kadar belediye encümeni
kararıyla ihale edilerek kiraya verilmesi mümkündür. 3 yılı aşan kiralamalarda ise belediye meclisinin
kararı gereklidir. Kira süresi biten taşınmazlar için yeniden kiralama ihalesine çıkılması gerekmektedir.
2886 sayılı Kanun'un “Ecrimisil ve Tahliye başlıklı” 75'inci maddesinde;
“Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malları ve
482
Vakıflar Genel Müdürlüğü ile idare ve temsil ettiği mazbut vakıflara ait taşınmaz malların, gerçek ve
tüzelkişilerce işgali üzerine, fuzuli şagilden, bu Kanunun 9 uncu maddesindeki yerlerden sorulmak
suretiyle, idareden taşınmaz ve değerleme konusunda işin ehli veya uzmanı üç kişiden oluşan
komisyonca tespit tarihinden geriye doğru beş yılı geçmemek üzere tespit ve
takdir edilecek ecrimisil istenir. Ecrimisil talep edilebilmesi için, Hazinenin işgalden dolayı bir
zarara uğramış olması gerekmez ve fuzuli şagilin kusuru aranmaz. ... Kira sözleşmesinin bitim
tarihinden itibaren, işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket edilir.
Aksi halde ecrimisil alınır. İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine, bulunduğu yer mülkiye
amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir.”
denilmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15'inci maddesinde; 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun
75'inci maddesi hükümlerinin belediye taşınmazları hakkında da uygulanacağı belirtilmektedir. Buna
göre kurum taşınmazları hakkında da 2886 sayılı Kanunun 75'inci maddesi uygulanmalıdır.
Söz konusu mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere; kanun koyucu, Belediye
taşınmazlarının bu kanuna göre kiraya verilmesi gerektiği noktasında iradesini ortaya koymuştur. Bu
itibarla Kurum mülkiyetindeki taşınmaz malları kiraya verme işleri 2886 sayılı Devlet İhale
Kanunundaki ihale usullerine göre yapılmalı ve sözleşme süresinin bitiminde aynı taşınmaz malın
kiraya verilebilmesi için yeniden 2886 sayılı Kanundaki belirtilen usullerden biriyle ihaleye çıkılmalıdır.
Kira süresi sonunda işgal devam ederse, sözleşmede aksine hüküm yoksa ecrimisil alınmalı; işgalin
devam etmesi durumunda taşınmazın tahliyesi için ilgili mülki amire talepte bulunulmalıdır.
7. Kurum Taşınmazlarının Kiralanmasında Pazarlık Usulünün (51/g) Kullanılması
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler -B.şehir Bel.
-B.şehir ilçe bel.
-Diğer il belediyesi
-B.şehir bağlı idaresi (ASKİ vs)
-B.şehir şirketi.
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
Soru-6-ya bak.
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
Mülkiyeti belediyeye ait olan Şişli İlçesi sınırları içerisinde bulunan Merkez Mahallesi 10281
ada 6 parselde bulunan Nazım Hikmet Kültür Merkezi içerisinde ki büfe yeri, 19 Mayıs Mahallesi 948
ada, 17 parselde bulunan Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi İçindeki büfe yeri ve Merkez Mahallesi
483
10295 ada, 18 parselde bulunan Belediye Başkanlık Binasında yer alan yemekhane bölümünün
kiralanması işlemleri Belediye Encümen Kararıyla 1 ila 3 yıllığına 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun
51/g maddesine göre pazarlık usulü yöntemi ile ihale edilmiştir.
Ancak; bahse konu ihalelerin, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 51/g maddesine istinaden
pazarlıkla yapılması mümkün değildir.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 2' nci maddesi;
“Bu Kanunun yürütülmesinde, ihtiyaçların en iyi şekilde, uygun şartlarla ve zamanında
karşılanması ve ihalede açıklık ve rekabetin sağlanması esastır.
36' ncı maddesi;
“Bu Kanunun 1 inci maddesinde yazılı işlere ilişkin ihalelerde, tekliflerin gizli olarak
verilmesini sağlayan kapalı teklif usulü esastır.
Ancak, 44 üncü maddede gösterilen işler belli istekliler arasında kapalı teklif usulüyle, 45 inci
maddede gösterilen işler açık teklif usulüyle, 51 inci maddede sayılan işler pazarlık, 52 nci maddede
gösterilen işler de yarışma usulüyle yaptırılabilir.”
51/g maddesi;
“Kullanışlarının özelliği, idarelere yararlı olması veya ivediliği nedeniyle kapalı veya açık
teklif yöntemleriyle ihalesi uygun görülmeyen, Devletin özel mülkiyetindeki taşınır ve
taşınmaz malların kiralanması, trampası ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ile Devletin hüküm
ve tasarrufu altındaki yerlerin kiralanması ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi,...”
hükümlerine yer vermiştir.
Yukarıdaki Kanun hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; ihalede açıklık ve rekabetin
sağlanmasının, Kanun'un temel ilke ve prensiplerinden olduğu ve bu ilke ve prensibin gereği olarak,
Kanun'un 36' ncı maddesi hükmünde yer alan Kapalı Teklif Usulünün esas usul, diğer usullerin ise
belirli şartlar dahilinde uygulanacak istisnai usuller mahiyetinde olduğu anlaşılmaktadır.
2886 sayılı Kanun'un 51/g maddesi; Devletin özel mülkiyetindeki taşınır ve taşınmaz malların
kiralanması, trampası ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki
yerlerin kiralanması ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisine izin vermekte ve dolayısıyla Belediyelerin
özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlar için söz konusu hüküm doğrultusunda pazarlık ihalesi
yapılmasına ise imkân vermemektedir.
Her ne kadar, 2886 sayılı Kanun'un “Kapsam” başlıklı 1' inci maddesi; belediyelerin
alım, satım, yapım, kira, hizmet trampa, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ve taşıma işlerinin bu
Kanundaki yazılı hükümlere göre yürütüleceği belirtilmiş ise de, "Devletin özel mülkiyetindeki" ve
"Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler" ifadelerinden; Belediyelerin özel mülkiyetinde bulunan
taşınmazların değil, bilakis Hazineye ait olan taşınmazların tarif edildiği hususu aşikârdır.
Nitekim Danıştay 13' üncü Dairesinin 21.10.2008 tarih ve E:2007/4476, K: 2008/6874 sayılı
Kararında; “Belediyenin mülkiyetindeki taşınmazın, 2886 sayılı Kanun'un 51. maddesinin (g) bendi
uyarınca, pazarlık usulü ile turizm amaçlı tesis yapılmak ve işletilmek üzere mülkiyetten gayri ayni hak
484
tesis edilmek suretiyle, (daimi ve sürekli üst hakkı kurulmak suretiyle) 30 yıllığına kiralanmasına ilişkin
belediye encümeni kararını, belediyelere ait taşınmazların "devletin özel mülkü" ve "devletin hüküm ve
tasarrufu altındaki yer" lerden olmadığı, bu nedenle 2886 sayılı yasa'nın 51/g maddesi kapsamında
kiralanmasının, trampasının ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi yoluyla devrinin, olanaklı olmadığı
gerekçesiyle, iptal eden mahkeme kararının hukuka uygun olduğu” hususu hüküm altına alınmıştır.
Dolayısıyla, yukarıda izah edilen gerekçeler karşısında, yukarıda yer alan taşınmazların
kiralama işlemleri 2886 sayılı Kanun hükümlerine aykırı hareket edilmek suretiyle tekemmül ettirildiği
kanaatine varılmıştır.
8. Büyükşehir Belediye Şirketlerine İşletme Hakkı Devredilen Taşınmazların (Tesislerin)
Şirket Tarafından Üçüncü Kişilere İhalesiz Devredilmesi
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler -B.şehir Bel.
-B.şehir ilçe bel.
-Diğer il belediyesi
-B.şehir bağlı idaresi (ASKİ vs)
-B.şehir şirketi.
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
Konu B.şehir belediyesini ilgilendirmektedir.
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
Büyükşehir Belediye şirketlerine işletme hakkı devredilen taşınmazların şirket tarafından 5216
sayılı kanunun 26 ncı maddesine aykırı olarak üçüncü kişilere ihalesiz devredildiği görülmüştür.
5393 sayılı Belediye Kanunu'nun “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 15 inci
maddesinin “h” bendinde belediyelerin tahsis edebilme yetkisi belirtilmiştir. “Mahallî müşterek
nitelikteki hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla, belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde taşınmaz
almak, kamulaştırmak, satmak, kiralamak veya kiraya vermek, trampa etmek, tahsis etmek, bunlar
üzerinde sınırlı aynî hak tesis etmek.”
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun “Şirket Kurulması” başlıklı 26 ncı maddesin de
“Büyükşehir belediyesi kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usullere
göre sermaye şirketleri kurabilir. Genel sekreter ile belediye ve bağlı kuruluşlarında yöneticilik sıfatını
haiz personel bu şirketlerin yönetim ve denetim kurullarında görev alabilirler. Büyükşehir belediyesi,
mülkiyeti veya tasarrufundaki hafriyat sahalarını, toplu ulaşım hizmetlerini, sosyal tesisler, büfe,
otopark ve çay bahçelerini işletebilir;
ya da bu yerlerin belediye veya bağlı kuruluşlarının % 50'sinden fazlasına ortak olduğu şirketler ile bu
şirketlerin % 50'sinden fazlasına ortak olduğu şirketlere, 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale
485
Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın belediye meclisince belirlenecek süre ve bedelle işletilmesini
devredebilir. (Ek cümle: 12/11/2012-6360/10 md.) Ancak, bu yerlerin belediye şirketlerince üçüncü
kişilere devri 2886 sayılı Kanun hükümlerine tabidir.” denilmek suretiyle büyükşehir belediyelerinin
Şirket kurabileceği ve bu Şirketlerine belediye meclisince belirlenecek süre ve bedelle işletmelerini
devredebileceği belirtilmiştir. Fakat aynı maddenin son cümlesinde ise belediye Şirketlerince bu yerlerin
üçüncü kişilere 2886 sayılı Kanun hükümlerine göre ihale edilmek suretiyle devredilebileceği
belirtilmiştir.
Yukarıdaki kanun hükümleri incelendiğinde; Devlet İhale Kanunu hükümleri uygulanmaksızın
büyükşehir belediyeleri % 50 sinden fazla hissesine sahip olduğu belediye Şirketlerine sahip olduğu
taşınmazlarını devredebilecektir. Ancak; belediye Şirketlerinin devraldıkları bu taşınmazları üçüncü
kişilere devretmek istemeleri halinde (kiraya vermek gibi) belediye Şirketlerinin 2886 sayılı Devlet
İhale Kanunu hükümleri doğrultusunda hareket etmeleri gerekmektedir. Büyükşehir belediyesi
tarafından belediye Şirketlerine devredilen taşınmazların ilgili Şirketler tarafından üçüncü kişilere
devrinde 2886 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği düşünülmektedir.
9. Sözleşme Yükümlülüğünü Yerine Getirmeyen Kiracıların İhale Yasaklısı Yapılmaması
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler -B.şehir Bel.
-B.şehir ilçe bel.
-Diğer il belediyesi
-B.şehir bağlı idaresi (ASKİ vs)
-B.şehir şirketi.
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
Kira geliriyle Belmur bey ilgileniyor.
Listeyi getirecek.
Listeden yapılandırma yapmamış olan beş adet
borçlunun dosyasını iste, incele.
Ödemiyorsa neden ihale yasaklısı yapılmıyor.
-BULGU:
Belediyenin taşınmaz malını kiralayıp da
sözleşme hükümlerine uymayan kiracılar hakkında
icra ve tahliye işlemlerinin başlatıldığı, ancak
kiracıların ihale yasaklısı yapılmadığı görülmüştür.
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
486
2886 sayılı Kanun'un “Müteahhit veya
müşterinin sözleşmenin bozulmasına neden
olması” başlıklı 62'nci maddesinde, “Sözleşme
yapıldıktan sonra 63'üncü maddede yazılı
hükümler dışında müteahhit veya müşterinin
taahhüdünden vazgeçmesi veya taahhüdünü,
şartname ve sözleşme hükümlerine uygun olarak
yerine getirmemesi üzerine, idarenin en az 10 gün
süreli ve nedenleri açıkça belirtilen ihtarına
rağmen aynı durumun devam etmesi halinde,
ayrıca protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek
kalmaksızın kesin teminatı gelir kaydedilir ve
sözleşme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre
tasfiye edilir.
Gelir kaydedilen kesin teminat, müteahhit
veya müşterinin borcuna mahsup edilemez.”,
denilmiş ve İdarelerce İhalelere Katılmaktan Geçici
Yasaklama başlıklı 84 üncü maddesinin üçüncü
fıkrasında da, “Üzerine ihale yapıldığı halde
usulüne göre sözleşme yapmayan istekliler ile
sözleşme yapıldıktan sonra taahhüdünden
vazgeçen ve mücbir sebepler dışında taahhüdünü
sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak
yerine getirmeyen müteahhit veya müşteriler
hakkında da, ihaleyi yapan bakanlık veya ilgili
bakanlık tarafından, bir yıla kadar ihalelere
katılmaktan yasaklama kararı verilir ve bu
kararlar Resmi Gazete'de ilan ettirildiği gibi
ilgililerin müteahhitlik sicillerine işlenir.”
düzenlemesi yapılmıştır.
Kira sözleşmesinde belirtilen
yükümlülüğünü yerine getirmeyen müşteri (kiracı)
hakkında Kanunun 62'nci maddesine göre kesin
teminatın gelir kaydedilmesine karar verilerek
alacaklar için icra yoluna başvurulmaktadır. Ancak
eylem taahhüdün sözleşme ve şartname
hükümlerine uygun olarak yerine getirmeme
487
olduğuna göre, 2886 sayılı Kanun'un 84 üncü
maddesinin üçüncü fıkrası hükmünün de
uygulanması sağlanmalıdır.
==0
2-BULGU:
310 ada ve 12 parselde bulunan taşınmazın
kiracısı sözleşme hükümlerine uymadığı halde,
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 62 ve 84 üncü
maddesine göre işlem yapılmadığı görülmüştür.
2886 sayılı Kanun'un “Müteahhit veya
müşterinin sözleşmenin bozulmasına neden
olması” başlıklı 62'nci maddesinde, “Sözleşme
yapıldıktan sonra 63'üncü maddede yazılı
hükümler dışında müteahhit veya müşterinin
taahhüdünden vazgeçmesi veya taahhüdünü,
şartname ve sözleşme hükümlerine uygun olarak
yerine getirmemesi üzerine, idarenin en az 10 gün
süreli ve nedenleri açıkça belirtilen ihtarına
rağmen aynı durumun devam etmesi halinde,
ayrıca protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek
kalmaksızın kesin teminatı gelir kaydedilir ve
sözleşme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre
tasfiye edilir.
Gelir kaydedilen kesin teminat, müteahhit
veya müşterinin borcuna mahsup edilemez.”,
denilmiş ve İdarelerce İhalelere Katılmaktan Geçici
Yasaklama başlıklı 84 üncü maddesinin üçüncü
fıkrasında da, “Üzerine ihale yapıldığı halde
usulüne göre sözleşme yapmayan istekliler ile
sözleşme yapıldıktan sonra taahhüdünden
vazgeçen ve mücbir sebepler dışında taahhüdünü
sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak
yerine getirmeyen müteahhit veya müşteriler
hakkında da, ihaleyi yapan bakanlık veya ilgili
bakanlık tarafından, bir yıla kadar ihalelere
katılmaktan yasaklama kararı verilir ve bu
kararlar Resmi Gazete'de ilan ettirildiği gibi
488
ilgililerin müteahhitlik sicillerine işlenir.”
düzenlemesi yapılmıştır.
Kiracı Sarıbaş Tarım, 11.09.2018 itibariyle
8.400,00 lira kira borcu bulunmaktadır. Yukarıdaki
hükümler gereği, sözleşmesinde belirtilen
yükümlülüğünü yerine getirmeyen müşteri (kiracı)
hakkında, sözleşmenin fesih edilerek kesin
teminatın gelir kaydedilmesi, tahliye ve icra
işlemlerinin başlatılması ve kişinin ihale yasaklısı
yapılması gerekmektedir.
Örnek bulgu:
Taşınmazı kiralayıp sözleşme imzalayan kişilerin sözleşmede belirlenen kira tutarlarını
ödememesi nedeniyle sözleşmenin fesih edilerek kesin teminatın gelir kaydedilmesine karşın 2886
sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 84 üncü maddesine göre işlem yapılmadığı görülmüştür.
2886 sayılı Kanun'un “Müteahhit veya müşterinin sözleşmenin bozulmasına neden olması”
başlıklı 62'nci maddesinde, “Sözleşme yapıldıktan sonra 63'üncü maddede yazılı hükümler dışında
müteahhit veya müşterinin taahhüdünden vazgeçmesi veya taahhüdünü, şartname ve sözleşme
hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi üzerine, idarenin en az 10 gün süreli ve nedenleri açıkça
belirtilen ihtarına rağmen aynı durumun devam etmesi halinde, ayrıca protesto çekmeye ve hüküm
almaya gerek kalmaksızın kesin teminatı gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek hesabı genel
hükümlere göre tasfiye edilir.
Gelir kaydedilen kesin teminat, müteahhit veya müşterinin borcuna mahsup edilemez.”,
denilmiş ve İdarelerce İhalelere Katılmaktan Geçici Yasaklama başlıklı 84 üncü maddesinin üçüncü
fıkrasında da, “Üzerine ihale yapıldığı halde usulüne göre sözleşme yapmayan istekliler ile sözleşme
yapıldıktan sonra taahhüdünden vazgeçen ve mücbir sebepler dışında taahhüdünü sözleşme ve
şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirmeyen müteahhit veya müşteriler hakkında da, ihaleyi
yapan bakanlık veya ilgili bakanlık tarafından, bir yıla kadar ihalelere katılmaktan yasaklama kararı
verilir ve bu kararlar Resmi Gazete'de ilan ettirildiği gibi ilgililerin müteahhitlik sicillerine işlenir.”
düzenlemesi yapılmıştır. Kira sözleşmesinde belirtilen yükümlülüğünü yerine getirmeyen müşteri
(kiracı) hakkında Kanunun 62'nci maddesine göre kesin teminatın gelir kaydedilmesine karar verilerek
alacaklar için icra yoluna başvurulmaktadır. Ancak eylem taahhüdün sözleşme ve şartname hükümlerine
uygun olarak yerine getirmeme olduğuna göre 2886 sayılı Kanun'un 84 üncü maddesinin üçüncü
fıkrasına göre de işlem yapılması gerekir.
Sözleşme hükmüne uymadığı gerekçesiyle sözleşmesi fesih edilen kişilerle ilgili 2886 sayılı
Kanun'un 62'nci madde hükmünün yanında 84 üncü maddesinin üçüncü fıkra hükmünün de
uygulanması sağlanmalıdır.
489
10. Belediyenin Mahallî İdareler ile Diğer Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Yaptığı Taşınmaz
Tahsis İşlemlerinin 5939 Sayılı Kanunun 75' inci Maddesine Aykırı Olması
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler -B.şehir Bel.
-B.şehir ilçe bel.
-Diğer il belediyesi
-B.şehir bağlı idaresi (ASKİ vs)
-B.şehir şirketi.
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
Konu incelendi.
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
5393 sayılı Belediye Kanunu'na göre belediyeler, belediye meclisinin kararı ile
mülkiyetlerindeki taşınmazları, sadece asli görev ve hizmetlerinde kullanmak üzere, 25 yılı geçmemek
koşulu ile mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına tahsis edebilirler. Belediyelerde
belediyeye ait taşınmazların belediye meclisi kararı olmaksızın ya da belediye encümeni kararıyla tahsis
edildiği, mülkiyeti başkasında olan taşınmazların tahsisinin yapıldığı ve tahsis yapılabilecek kamu
idareleri arasında sayılmayan dernekler ile şirketlere tahsis işleminin yapıldığı görülmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu'nun “Diğer Kuruluşlarla İlişkiler” başlıklı 75 inci maddesinde;
“Belediye, belediye meclisinin kararı üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve
sorumluluk alanlarına giren konularda;
d)Kendilerine ait taşınmazları, aslî görev ve hizmetlerinde kullanılmak üzere bedelli veya
bedelsiz olarak mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına devredebilir veya
süresi yirmi beş yılı geçmemek üzere tahsis edebilir. Bu taşınmazlar aynı kuruluşlara kiraya da
verilebilir. Bu taşınmazların, tahsis amacı dışında kullanılması hâlinde, tahsis işlemi iptal edilir.
Tahsis süresi sonunda, aynı esaslara göre yeniden tahsis mümkündür... ” denilmektedir
11. Belediye Sınırları İçerisinde Yer Alan Park Alanlarının İhale Yapılmaksızın Ecrimisil
Yoluyla İşletmeye Açılması ve İşletilen Alanlar Genişlemesine Rağmen Ecrimisilin
Güncellenmemesi
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler -B.şehir Bel.
-B.şehir ilçe bel.
-Diğer il belediyesi
490
-B.şehir bağlı idaresi (ASKİ vs)
-B.şehir şirketi.
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
Konu incelendi.
Ecrimisil bedeli ödeyen kiracılar yok.
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
Yapılan denetim ve incelemeler neticesinde Belediye sınırları içerisinde yer alan 17 adet park
alanının işgal edildiği, fuzuli şağil durumunda olanlara ecrimisil takdir edildiği, ecrimisilin takdir
edildiği tarihlerde kullandıkları açık ve kapalı alanların tespit edildiği fakat kullanım alanlarının zaman
içerisinde artmasına rağmen mevcut ecrimisilin güncellenmediği ve bu yerlerin tahliye edilip ihale
edilmeden kullandırılmaya devam edildiği tespit edilmiştir.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun Kapsa başlıklı 1'inci maddesinde, “Genel bütçeye
dahil dairelerle katma bütçeli idarelerin, özel idare ve belediyelerin alım, satım, hizmet, yapım,
kira, trampa, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ve taşıma işleri bu Kanunda yazılı hükümlere göre
yürütülür.” denilmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu'nun Belediye Meclisinin Görev ve Yetkileri başlıklı 18'inci maddesinin
( e) bendinde, “Taşınmaz mal alımına, satımına, takasına, tahsisine, tahsis
şeklinin değiştirilmesine veya tahsisli bir taşınmazın kamu hizmetinde ihtiyaç duyulmaması
hâlinde tahsisin kaldırılmasına; üç yıldan fazla kiralanmasına ve süresi otuz yılı geçmemek kaydıyla
bunlar üzerinde sınırlı aynî hak tesisine karar vermek.” Aynı kanununun Belediye Encümeninin Görev
ve Yetkileri başlıklı 34'üncü maddesinde; “Taşınmaz mal satımına,
trampasına ve tahsisine ilişkin meclis kararlarını uygulamak; süresi üç yılı geçmemek üzere
kiralanmasına karar vermek.” hükümleri bulunmaktadır.
2886 sayılı Kanun'un Ecrimisil ve Tahliye başlıklı 75'inci maddesinde; “Devletin özel
mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malları ve Vakıflar Genel Müdürlüğü
ile idare ve temsil ettiği mazbut vakıflara ait taşınmaz(1) malların, gerçek ve tüzelkişilerce işgali
üzerine, fuzuli şagilden, bu Kanunun 9 uncu maddesindeki yerlerden sorulmak suretiyle, idareden
taşınmaz ve değerleme konusunda işin ehli veya uzmanı üç kişiden oluşan komisyonca tespit tarihinden
geriye doğru beş yılı geçmemek üzere tespit ve takdir edilecek ecrimisil istenir. Ecrimisil talep
edilebilmesi için, Hazinenin işgalden dolayı bir zarara uğramış olması gerekmez ve fuzuli şagilin
kusuru aranmaz.
Ecrimisile itiraz edilmemesi halinde yüzde yirmi, peşin ödenmesi halinde ise ayrıca yüzde
onbeş indirim uygulanır. Ecrimisil fuzuli şagil tarafından rızaen ödenmez ise, 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.
Kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren, işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm
491
varsa ona göre hareket edilir. Aksi halde ecrimisil alınır. İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi
üzerine, bulunduğu yer mülkiye amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir.
“denilmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu'nun Belediyenin yetkileri ve İmtiyazları başlıklı 15'inci
maddesinde; 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 75'inci maddesi hükümlerinin belediye taşınmazları
hakkında da uygulanacağı belirtilmektedir. Buna göre kurum taşınmazları hakkında da 2886 sayılı
Kanunun 75'inci maddesi uygulanmalıdır.
İfade edilen mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, gerçek veya tüzel kişiler tarafından
işgale uğrayan yerlerin tespit edilmesinin ardından kurulacak komisyon tarafından fuzuli şagile ecrimisil
takdir edilmeli ve tahliyesi için işlemlere başlanmalı ve bu yerler 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu'na
göre ihale edilmelidir.
Mevcut durum incelendiğinde, aşağıdaki tabloda belirtilen 17 Park alanının işgal edildiği, bu
işgalin tespiti ile kullanım alanları dikkate alınarak ecrimisil tayin edildiği ve tahliye işlemlerinin
gerçekleştirilmediği; tahliye işleminin gerçekleştirilmediği gibi tespit edilen bu kullanım alanlarının
aşılması üzerine de ecrimisil güncellemesi yapılmadığı tespit edilmiştir. Bu durum mevzuat
hükümlerine aykırılık teşkil etmektedir.
İfade edilen mevzuat çerçevesinde belediyeler kendi mülkiyetindeki taşınmazları sadece asli
görev ve hizmetlerinde kullanmak üzere belediye meclisi kararı ile yirmi beş yılı geçmemek koşulu ile
mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına tahsis edebilirler.
12. Belediyeye ait Taşınmazların İhale Yapılmaksızın Mevzuatta Bir Karşılığı Olmayan
“İşgaliye Sözleşmesi” ile Kiraya Verilmesi
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler -B.şehir Bel.
-B.şehir ilçe bel.
-Diğer il belediyesi
-B.şehir bağlı idaresi (ASKİ vs)
-B.şehir şirketi.
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
Konu incelenmiştir.
BULGU:
Belediye mülkiyetindeki bir adet taşınmazın, ihale
yapılmaksızın Encümen kararıyla bir yıllığına
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
492
kiraya verildiği tespit edilmiştir.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 1 inci
maddesinde, genel bütçeye dahil dairelerle katma
bütçeli idarelerin, özel idare ve belediyelerin alım,
satım, hizmet, yapım, kira, trampa, mülkiyetin
gayri ayni hak tesisi ve taşıma işlerinin bu Kanunda
yazılı hükümlere göre yürütüleceği ifade edilmekte,
35 ve devamı maddelerinde ise, ihale usulleri
hakkında bilgi verilmektedir.
287 ada ve 14 parselde bulunan taşınmaz,
22.05.2018 tarih ve 2018-527 sayılı Encümen
kararıyla bir derneğe bir yıllığına kiraya verilmiştir.
Kiracıyla Geçici Kullanım Sözleşmesi yapılmış ve
Tahliye Taahhütnamesi imzalatılmıştır. İhale
yapılmadan, encümen kararıyla ve geçici kullanım
sözleşmesiyle, taşınmazın kiraya verilmesi
mümkün değildir.
Yukarıdaki mevzuat gereği, taşınmazın tahliye
edilip, ihaleyle kiraya verilmesi uygun olur.
A. TEZCAN-Belediye Gelirlerine İlişkin Hususlar
1. Telekomünikasyon Altyapı ve Şebekelerinden Alınması Gereken Geçiş Hakkı Bedellerinin
Belirlenmemesi ve Herhangi Bir Tahsilatın Yapılmaması
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
1-2018 yılı için Meclisin belirlediği fiyat tarifesini
iste (Yazı işleri müd.den)
2-SORU: İnternet-telefon firmaları belediyeye bir
ücret ödüyor mu? Yerin altında veya üstünde bir
onarım yaparken veya kablo döşerken. Firmaların
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
493
ödemesiyle ilgili belgeleri iste.
3-SORU-Belediye Meclisi bununla ilgili bir tarife
belirledi mi?
Hayır yok-
==0
Aralık ayında Şakir beye sor.
2019 Gelir Tarifesine Geçiş Bedeli konulduysa
resmini watsaptan göndersinler.
Geçiş Bedeli tarifesi belirlenmezse bulgu yaz.
BULGU:
(Geçiş bedeli alınmıyor, tarife yok)
Kurum tarafından Telekomünikasyon Altyapı ve Şebekelerinden alınması gereken geçiş hakkı
bedelleri konusunda bir belirleme yapılmadığı ve dolayısıyla herhangi bir tahsilatın yapılmadığı
görülmüştür.
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun “Tanımlar ve Kısaltmalar” başlıklı 3.
Maddesinde:
“... s) Geçiş hakkı: İşletmecilere, elektronik haberleşme hizmeti sunmak için gerekli şebeke ve
alt yapıyı kurmak, kaldırmak, bakım ve onarım yapmak gibi amaçlar ile kamu ve özel mülkiyet
alanlarının altından, üstünden, üzerinden geçmeleri için tanınan hakları,
ş) Geçiş hakkı sağlayıcısı: Geçiş hakkına konu olan kamuya ait ya da kamunun ortak
kullanımında olan taşınmazlar da dahil olmak üzere, taşınmaz sahipleri ve/veya taşınmaz üzerindeki
hak sahiplerini,
... z) İşletmeci: Yetkilendirme çerçevesinde elektronik haberleşme hizmeti sunan ve/veya
elektronik haberleşme şebekesi sağlayan ve alt yapısını işleten şirketi,” tanımlamaları yapılmıştır.
Yine Aynı Kanun'un “Geçiş hakkının kapsamı” başlıklı 22. Maddesinin birinci fıkrası:
“Geçiş hakkı; elektronik haberleşme hizmeti vermek amacıyla, her türlü elektronik haberleşme
alt yapısını ve bunların destekleyici ekipmanlarını, kamu ve/veya özel mülkiyete konu taşınmazların
altından, üstünden, üzerinden geçirme ve bu alt yapıyı kurmak, değiştirmek, sökmek, kontrol, bakım ve
onarımlarını sağlamak ve benzeri amaçlarla söz konusu mülkiyet alanlarını bu Kanun hükümleri
çerçevesinde kullanma hakkını kapsar.”
“Anlaşma serbestisi ” başlıklı 25. Maddesi:
“İşletmeci ile geçiş hakkı sağlayıcısı, ilgili mevzuata ve Kurum düzenlemelerine aykırı
olmamak koşulu ile geçiş hakkına ilişkin anlaşmaları 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümleri saklı
kalmak üzere serbestçe yapabilirler. İşletmeciler, Kurum tarafından istenmesi halinde yapılan anlaşma
ile ekleri ve değişikliklerini, her türlü bilgi, belge ile yazışmaları Kuruma bildirmekle yükümlüdürler.”
Şeklinde düzenlenmiştir.
Geçiş hakkı ve bu hakka uygulanacak ücret tarifesine ilişkin usul ve esasların belirlenmesi
494
amacıyla Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından 27.12.2012 tarih 28510 sayılı
Resmi Gazete'de Sabit ve Mobil Haberleşme Altyapısı veya Şebekelerinde Kullanılan Her Türlü Kablo
ve Benzeri Gerecin Taşınmazlardan Geçirilmesine İlişkin Yönetmelik yayımlanmıştır.
Bu Yönetmeliğin “Geçiş hakkına ilişkin anlaşma” başlıklı 8. Maddesine göre işletmeci
ve Geçiş Hakkı Sağlayıcısı; geçiş hakkına ilişkin anlaşmaları serbestçe yapabilirler. Ayrıca “Geçiş hakkı
ücretleri” başlıklı 9. Maddesinde; “Geçiş hakkı kullanımında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine ait
mülkiyet alanları dışında kalan yerler için Geçiş Hakkı Sağlayıcısı tarafından, geçiş hakkını kullanan
işletmeciden talep edilen geçiş hakkı ücreti, Geçiş Hakkı Ücret Tarifesinde belirtilen fiyatları aşamaz.”
Düzenlemesi bulunmaktadır.
Söz konusu düzenlemeye istinaden yönetmelik ekinde yer alan tablo incelendiğinde ayrıntısı
aşağıda belirtilen şekilde tarife belirlemesinin yapıldığı görülmüştür.
Tablo 7: Geçiş Hakkına Konu Taşınmazlara İlişkin Tarife
Geçiş Hakkına Konu Taşınmazların ve Yerlerin Niteliği Ücret Üst Sınırı (Yıllık)
Tapuda kamu kurum ve kuruluşları adına kayıtlı
taşınmazlar
Metrekaresi, taşınmazın
emlak vergisine esas asgari metrekare
birim değerinin yüzde 2'si
Büyükşehir belediyeleri sınırları içerisinde kalan ve
büyükşehir belediyelerinin tasarrufunda ve/veya
sorumluluğunda olan yerler Metresi 1,00.-TL
Büyükşehir belediyeleri sınırları içerisinde kalan ve ilçe
belediyelerinin tasarrufunda ve/veya sorumluluğunda olan
yerler Metresi 0,70.-TL
Buna göre belediyeler tarafından söz konusu tavan tarife tutarlarına göre ücret belirlemesinin
yapılarak geçiş hakkı bedellerinin tahsilatının sağlanması gerekmektedir
2. Su ve Kanalizasyon İdarelerinin Görevleri İçin Kullandığı Taşınmaz Malları,
Tesisleri, İşlemleri ve Faaliyetleri Her Türlü Vergi Resim ve Harçtan Muaf Olması
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler -B.şehir Bel.
-B.şehir ilçe bel.
-Diğer il belediyesi
-B.şehir bağlı idaresi (ASKİ vs)
-B.şehir şirketi.
495
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
Konu b.şehir bel.ile ilgilidir.
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
Kurumun elektrik enerjisi teminine ilişkin ödemelerin incelenmesi neticesinde; 2560 sayılı
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'a aykırı
olarak elektrik tüketim vergisi bedellerinin ödendiği tespit edilmiştir.
29.05.1981 tarih ve 17354 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2464 sayılı
Belediye Gelirleri Kanunu'nun 34'üncü maddesinde “Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde
elektrik ve havagazı tüketimi, Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisine tabidir” düzenlemesine, 35'inci
maddesinde ise;
“Elektrik ve Havagazı tüketenler, Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisini ödemekle
mükelleftirler. (Değişik ikinci fıkra: 9/7/2008-5784/14 md.) 20/2/2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik
Piyasası Kanununa göre elektrik enerjisini tedarik eden ve havagazını dağıtan
kuruluşlar, satış bedeli ile birlikte bu verginin de tahsilinden ve ilgili belediyeye
yatırılmasından sorumludurlar...” düzenlemesine yer verilmiştir.
Mezkûr Kanun'un 36'ncı maddesinde bu vergiden istisna tutulan tüketimlerin neler olduğu,
37'inci maddesinde verginin matrahı, 38'inci maddesinde verginin oranları ve 39'uncu maddesinde ise
beyan ve ödeme hususları düzenlenmiştir.
23.11.1981 tarih ve 17523 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2560 sayılı
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un
“Muafiyetler” başlıklı 21'inci maddesinde;
“a) İSKİ'nin görevleri için kullandığı taşınmaz malları, tesisleri, işlemleri ve faaliyetleri her
türlü vergi resim ve harçtan muaftır.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre; 2560 sayılı İSKİ Kanunu 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'ndan yaklaşık 6 ay
sonra yürürlüğe girmiş daha yeni bir Kanun'dur. Ayrıca 2464 sayılı Kanun'un belediyelerin gelirleri
hususunda düzenlemeler getiren “genel hükümler içeren bir kanun” olduğu, 2560 sayılı Kanun'un ise
İSKİ'nin kuruluş ve görevlerini düzenleyen “özel hükümler içeren bir kanun” olduğu görülmektedir.
Bununla birlikte 2464 sayılı Kanun'da muafiyet ve istisnalara ilişkin düzenlemelerin yalnızca bu
Kanun'da düzenlenmesi gerektiği yönünde bir hüküm de bulunmamaktadır. 2560 sayılı Kanun'un
“Muafiyetler” başlıklı 21'inci maddesinde ise İSKİ'nin bu Kanun'a göre yürütmekte olduğu görevleri ile
ilgili işlem ve faaliyetlerinin her türlü vergi resim ve harçtan muaf tutulacağı hüküm altına alınmıştır.
Danıştay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 05.05.1988 tarih ve 19805 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanan 11.02.1988 tarih ve E. 1987/3 K. 1988/1 sayılı kararında önceki ve sonraki kanun
hükümleri arasında çelişme olduğu takdirde somut olayda özel ve sonraki kanun hükümlerinin
uygulanacağı belirtilmektedir.
496
Mezkûr Karar'da, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun değişik 22'nci maddesiyle getirilen
"Bina ve Arazi Vergileriyle ilgili muaflık ve istisna hükümleri, bu kanuna eklenmek veya bu kanunda
değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir" hükmünden sonra yürürlüğe konulan 4792 sayılı Sosyal
Sigortalar Kurumu Kanunu'nun değişik 24'üncü maddesiyle getirilen düzenleme irdelenmiş, kanun
koyucunun iradesini, "Kuruma ait taşınır, taşınmaz mallar ile bunlardan elde edilen hak ve gelirleri
kurumun adı ve kuruluş kanununun tarih ve sayısı vergi kanunlarında, dolayısıyla Emlak Vergisi
Kanununda yazılı olmasa dahi Emlak Vergisi dâhil her türlü vergi, resim ve harçtan muaf tutulması
gerektiği" şeklinde ortaya koyduğu değerlendirilerek, içtihat aykırılığının SSK mallarının emlak
vergisinden muaf olan karar yönünde giderilmesi yönünde hüküm tesis edilmiştir.
Bu durumda; 2464 sayılı Kanun'un 29.05.1981 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girdiği, 2560
sayılı Kanun'un ise 23.11.1981 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girdiği düşünüldüğünde, özel
hükümler içeren ve daha yeni tarihli olan 2560 sayılı Kanun'un, genel hükümler içeren 2464 sayılı
Kanun'a göre öncelikli olarak uygulanması gerektiği açıktır. Ayrıca 2464 sayılı Kanun'da muafiyet ve
istisnalara ilişkin düzenlemelerin yalnızca bu Kanun'da düzenlenmesi gerektiği yönünde bir hüküm de
bulunmamaktadır. Buradan hareketle 2560 sayılı Kanun ile İSKİ'ye getirilen vergi resim ve harç
muafiyetinin elektrik tüketim vergisini kapsamayacağı yönünde bir görüş doğru olmayacaktır.
İlgili yılda Su ve Kanalizasyon İdaresi'nin sorumlu sıfatı ile elektrik dağıtım şirketlerine
ödemiş olduğu elektrik ve havagazı vergisi tutarının.................TL olduğu tespit edilmiştir.
İSKİ'den elektrik dağıtım şirketlerince tahsil olunan belediye tüketim vergisi bedellerinin
hukuki dayanaktan yoksun olması sebebiyle, idarece ödenen tutarların iadesine ilişkin gerekli takibatın
başlatılması, gelecek dönemlerde tahakkuk edecek olan tutarlara ilişkin de gerekli girişimlerin
başlatılarak fiili durumun mevzuata uyar hale getirilmesi gerektiği açıktır.
3. Hafriyat ve İnşaat Atıklarının Kontrolü ile Gelir Takibinin Yerine Getirilmemesi
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE Büyük şehirlerde, B.şehir Bel.
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
Konu b.şehir bel.ile ilgilidir.
==0
SORU: Fen iş.müd.e:
Inşaat atıkları konusunda bilgi almak istiyorum.
İnanç bey-Fen işleri
Imar uğur
1-Burhaniyede inşaat atıkları nereye dökülüyor,
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
497
imar yıkım ruhsat
-belirlenmiş bir alan var mı.
yok-nereye-
1-çöplüğe
2-bina timeline
3-yola dolgu
2-Hangi belediye ilgileniyor.
B.şehir bel
B.şehir bel alan belirlememiş.
3-b.şehir bel.den inşaat-hafriyat atıkları konusunda
kimden bilgi alabilirim,
Çevre kontrol daire baş. Mustafa bey-
4-büyükşehir belediyesi ücret tarife cetveli temin
edilecek,
5-büyükşehir belediyesi ücret tarife cetvelinde
bununla ilgili bir tarife var mı?
Kamu idaresinin hesap ve işlemleri üzerinde yapılan incelemede, idare tarafından belirlenmiş,
kurulan veya işletilen bir hafriyat toprağı ve inşaat atığı döküm ve bertaraf sahasının bulunmadığı,
büyükşehir belediyesi ücret tarife cetvelinde hafriyat toprağı ve inşaatı atığı toplama, taşıma ve
bertarafına ilişkin bir ücret belirlenmediği, hafriyat toprağı ve inşaat atıklarını toplama ve taşımaya
ilişkin idarece yetkilendirilmiş bir kuruluş olmadığı için kamuoyuna ilan edilemediği görülmüştür.
Yukarıda sayılan sebeplerden ötürü mücavir alan sınırları içerisinde gerçekleştirilmekte olan
hafriyat toprağı ve inşaat atıklarının taşınması, biriktirilmesi ve bertarafı faaliyetlerinin denetlenemediği,
yıl içinde biriken, toplanan ve bertaraf edilen hafriyat toprağı ile inşaat/yıkıntı atıklarına ilişkin istatistiki
bilgi elde edilememesi sebebiyle yılsonlarında Valiliğe bildirim yapılamadığı görülmüştür.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun “Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve
sorumlulukları” başlıklı 7 inci maddesinin (i) bendinde;
“Sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak çevrenin, tarım alanlarının ve su havzalarının
korunmasını sağlamak; ağaçlandırma yapmak; gayrisıhhî işyerlerini, eğlence yerlerini, halk sağlığına
ve çevreye etkisi olan diğer işyerlerini kentin belirli yerlerinde toplamak; inşaat malzemeleri, hurda
depolama alanları ve satış yerlerini, hafriyat toprağı, moloz, kum ve çakıl depolama alanlarını, odun ve
kömür satış ve depolama sahalarını belirlemek, bunların taşınmasında çevre kirliliğine meydan
vermeyecek tedbirler almak; büyükşehir katı atık yönetim plânını yapmak, yaptırmak; katı atıkların
kaynakta toplanması ve aktarma istasyonuna kadar taşınması hariç katı atıkların ve hafriyatın yeniden
değerlendirilmesi, depolanması ve bertaraf edilmesine ilişkin hizmetleri yerine getirmek, bu amaçla
tesisler kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek; sanayi ve tıbbî atıklara ilişkin hizmetleri
498
yürütmek, bunun için gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek; deniz araçlarının
atıklarını toplamak, toplatmak, arıtmak ve bununla ilgili gerekli düzenlemeleri yapmak.” denilmektedir.
Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği'nin “Belediyelerin Görev
ve Yetkileri” başlıklı 8'inci maddesinde;
“İl belediye mücavir alanı içerisinde il ve ilçe belediyeleri, büyük şehirlerde büyükşehir
belediyeleri, büyükşehir belediyeleri dışında ise ilçe belediyeleri,
a) Hafriyat toprağı, inşaat/yıkıntı atıkları ile doğal afet atıklarının toplanması, geçici
biriktirilmesi, taşınması, geri kazanılması ve bertarafı ile ilgili yönetim planı hazırlamakla,
b) Hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıkları geri kazanım tesisleri sahaları ile depolama
sahalarını belirlemek, kurmak/kurdurtmak ve işletmek/işlettirmekle,
c) Depolama sahası yerinin seçimi, inşaatı veya işletilmesi sırasında çevre ve insan sağlığını
olumsuz etkilemeyecek şekilde gerekli tedbirleri almak veya aldırtmakla,
d) Hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıklarının toplanması, taşınması ve bertaraf bedelini
belirlemekle,
e) Hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıkları için toplama, taşıma hizmeti verecek firmaların
adresleri ve telefon numaraları ile nakliye bedellerini halkın bilgileneceği şekilde ilan etmekle,
f) Hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıklarının toplanması, geçici biriktirilmesi, taşınması ve
bertarafı faaliyetlerini denetlemekle,
g) Belediye sınırları içindeki hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıkları geri kazanım tesisleri ile
depolama sahalarına izin vermek ve gerektiğinde bu izni iptal etmekle,
h) Toplanan inşaat/yıkıntı atıklarını öncelikle altyapı çalışmalarında kullanmak/kullandırmakla,
ı) Belediye sınırları içinde oluşan, toplanan, geri kazanılan ve bertaraf edilen hafriyat toprağı
ile inşaat/yıkıntı atıklarına ilişkin istatistiki bilgileri valilikler aracılığı ile yıl sonunda Bakanlığa
bildirmekle,
j) Doğal afet atıklarının yönetimi konusunda valilik koordinasyonunda oluşturulan Kriz
Merkezi kararlarını uygulamakla,
yükümlüdürler.”denilmektedir.
Görüldüğü gibi gerek 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu, gerekse de Hafriyat Toprağı,
İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği, büyükşehir belediyelerine hafriyat toprakları ve
inşaat/yıkıntı atıklarının takip ve kontrolü hususunda önemli görevler vermektedir.
Ülkemizde kentleşmenin ve buna bağlı olarak da inşaat faaliyetlerinin hızla arttığı
düşünüldüğünde, hafriyat toprakları ve inşaat atıklarının takip ve kontrolünün çevresel etkilerinin
oldukça önemli seviyede olduğu düşünülmektedir. Bu sebeple kamu idaresi açısından hafriyat atıklarını
bertaraf, takip ve kontrolü ile ilgili tedbirlerin alınmasının, hem çevrenin korunması hem de önemli gelir
kalemi olması sebebiyle mevzuatta belirtilen sorumlulukların yerine getirilmesinin elzem olduğu
değerlendirilmektedir.
499
4. Alışveriş Merkezlerine Ruhsat Verilmemesi Nedeni ile 4708 Sayılı Yapı Denetimi
Hakkında Kanun Çerçevesinde Alınması Gereken Payların Alınmaması
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE Büyük şehirlerde, b.şehir belediyesi.
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
Konu b.şehir bel.ile ilgilidir.
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
Büyükşehir Belediyesinin ruhsat verme yetkisi dâhilinde olan alışveriş merkezleri ile ilgili
olarak gerekli ruhsat verme çalışmalarının yapılmadığı ve yılı içerisinde il muhasebe birimlerinden ilgili
kamu idaresine herhangi bir pay aktarımı yapılmadığı tespit edilmiştir.
4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un 5 inci maddesinin altıncı fıkrasında “Yapı
denetim hizmet bedeli, yapı denetim kuruluşlarının hizmet bedellerinin ödenmesinde kullanılmak üzere
yapı sahibince il muhasebe birimlerinde açılacak emanet nitelikli hesaba yatırılır. Yatırılan tutarların
%3'ü ruhsatı veren idarenin, %3'ü Bakanlık bünyesinde bulunan döner sermaye işletmesinin hesabına
aktarılır.” Hükmü yer almaktadır.
Söz konusu Kanuna dayanılarak çıkarılan Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinin 25 inci
maddesinde yapı denetim hesabı düzenlenmiştir. Buna göre; “Kanun ile öngörülen hizmet bedellerini
karşılamak üzere, Bakanlıkça Defterdarlık Muhasebe Müdürlüğü ve Mal Müdürlüklerinde emanet
hesapları açılır. Yapı denetim kuruluşunun hizmet bedelleri, yapı sahibince bu hesaplara yatırılır. Yapı
denetim hizmetine ait her hakediş bedelinin %3'ü ruhsatı veren ilgili idarenin ve %3'ü ise Bakanlık
bünyesindeki döner sermaye işletmesinin hesabına aktarılır.” denilmektedir.
Diğer taraftan 29.01.2015 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6585 sayılı Perakende
Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmesi başlıklı 5 inci
maddesinin yedinci bendinde “Büyükşehirlerde, alışveriş merkezlerine yapı ruhsatı,
yapı kullanma izin belgesi ve işyeri açma ve çalışma ruhsatı vermeye büyükşehir belediyeleri
yetkilidir...” Denilmektedir. 6585 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan Alışveriş Merkezleri Hakkında
Yönetmeliğin 3 üncü maddesinin a bendinde de alışveriş merkezi tanımlanmış buna göre 4 üncü
maddede belirtilen niteliklere sahip perakende işletme alışveriş merkezi olarak kabul edilmiştir.
İlgili Yönetmeliğin 4 üncü maddesinde alışveriş merkezinin nitelikleri şöyle belirtilmiştir:
“(1) Alışveriş merkezinin;
a) Bir yapıya veya alan bütünlüğü içinde yapılar topluluğuna,
b) En az beş bin metrekare satış alanına,
c) İçinde en az biri büyük mağaza niteliğini taşımak şartıyla beslenme, giyinme, eğlenme,
dinlenme, kültürel ve benzeri ihtiyaçların bir kısmının veya tamamının karşılandığı en az on
500
işyerine ya da büyük mağaza niteliği taşıyan işyeri bulunmasa dahi beslenme, giyinme,
eğlenme, dinlenme, kültürel ve benzeri ihtiyaçların bir kısmının veya tamamının karşılandığı en
az otuz işyerine,
ç) Bu Yönetmelikte belirtilen ortak kullanım alanlarına,
d) Merkezi bir yönetime,
Sahip olması gerekir.”
Buna göre 6585 sayılı Kanun kapsamında alışveriş merkezlerine yapı ruhsatı, yapı kullanma
izin belgesi ve işyeri açma ve çalışma ruhsatı vermeye büyükşehir belediyeleri yetkili olduğundan
alışveriş merkezlerine ilişkin yapı ruhsatlarının Büyükşehir Belediyesi tarafından verilmesi ve bu
doğrultuda il muhasebe birimlerinde açılan emanet hesaplarından yapı denetim hizmet bedeli payı olan
%3'lük payın kamu idaresine aktarılması gerekmektedir.
Büyükşehir Belediyesinin ruhsat verme yetkisi dâhilinde olan alışveriş merkezleri ile ilgili
olarak gerekli ruhsat verme çalışmalarının yapılmadığı ve yılı içerisinde il muhasebe birimlerinden ilgili
kamu idaresine herhangi bir pay aktarımı yapılmadığı tespit edilmiştir.
5. Belediye Sınırları İçindeki Bazı İşletmelerin İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı
Olmadan Faaliyette Bulunmaları
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
İSTE:
1-İşyeri açma ve çalışma ruhsatı verilen
toplam işletme sayısı, (iptaller hariç): 4.156
(Brh. Bel.de Zabıta müd)—4156 adet
ruhsat verilen aktif işletme vardır.
2-İşyeri çevre temizlik vergisi aktif
mükellef sayısı: 57.339
(Brh. Bel.de Mali hiz Gelir servisi)
Feyyaz bey getirecek.
==0
BULGU
2018 yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi
neticesinde; belediye sınırlarında işyeri açma ve
çalışma ruhsatı olmaksızın faaliyet yürüten
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
501
işletmelerin olduğu tespit edilmiştir.
10.08.2005 tarih ve 25902 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanan İşyeri Açma ve Çalışma
Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik'e göre belediye
sınırları ve mücavir alanlar içinde bu Yönetmelik
kapsamındaki işyerlerinin açılıp faaliyet göstermesi
için ilgili belediyeden işyeri açma ve çalışma
ruhsatının olması gerekmektedir.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun
"İşyeri Açma İzni Harcı" başlıklı 81'inci
maddesinde;
"Belediye sınırları veya mücavir alanlar
içinde bir işyerinin açılması "İşyeri Açma İzni
Harcına" tabidir."
Hükmü yer almaktadır.
İlgili birimlerden alınan verilere göre,
kurumun yetki ve görev sınırları içinde 24.09.2018
tarihi itibariyle, sadece 4.156 adet işyeri açma ve
çalışma ruhsatı verildiği ve sadece bu
işyerlerinden işyeri açma ve çalışma ruhsatı harcı
tahsil edildiği tespit edilmiştir. Ancak kurumun
Mali Hizmetler Müdürlüğünden alınan işyeri çevre
temizlik vergisi aktif mükellef listesinde ise
57.339 aktif işletme olduğu görülmüştür.
Bu verilerden hareketle, işyeri açma ve
çalışma ruhsatı almaktan muaf olan işletmeler hariç
olmak üzere, toplam 53.183 adet işyerinin ruhsatsız
faaliyet gösterdiği; buna bağlı olarak da
belediyenin, işyeri açma ve çalışma ruhsat harcı
geliri kaybının olduğu değerlendirilmektedir.
2017 yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde; Sultanbeyli Belediyesi sınırlarında
işyeri açma ve çalışma ruhsatı olmaksızın faaliyet yürüten işletmelerin olduğu tespit edilmiştir.
10.08.2005 tarih ve 25902 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İşyeri Açma ve Çalışma
Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik'e göre belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde bu Yönetmelik
kapsamındaki işyerlerinin açılıp faaliyet göstermesi için ilgili belediyeden işyeri açma ve çalışma
ruhsatının olması gerekmektedir.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun "İşyeri Açma İzni Harcı" başlıklı 81'inci
502
maddesinde;
"Belediye sınırları veya mücavir alanlar içinde bir işyerinin açılması "İşyeri Açma İzni
Harcına" tabidir."
Hükmü yer almaktadır.
Yapı Kontrol Müdürlüğünden alınan verilere göre, Kurumun yetki ve görev sınırları içinde
31.12.2017 tarihi itibariyle sadece 6.150 adet işyeri açma ve çalışma ruhsatı verildiği ve sadece bu
işyerlerinden işyeri açma ve çalışma ruhsatı harcı tahsil edildiği tespit edilmiştir. Ancak Kurumun Mali
Hizmetler Müdürlüğünden alınan işyeri çevre temizlik vergisi aktif mükellef listesinde ise 9.822 aktif
işletme olduğu görülmüştür.
Bu verilerden hareketle, işyeri açma ve çalışma ruhsatı almaktan muaf olan işletmeler hariç
olmak üzere toplam 3.383 adet işyerinin ruhsatsız faaliyet gösterdiği; buna bağlı olarak da belediyenin,
işyeri açma ve çalışma ruhsat harcı geliri kaybının olduğu değerlendirilmektedir.
6. Asansör Muayene Kuruluşundan Periyodik Kontrol Ücreti Payının Tahsil
Edilmemesi
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
Tayfur bey
1-Asansör yıllık kontrolünü belediye mi yapıyor,
firma-oda mı yapıyor.
Oda yapıyor, protokol imzalandı,
2-meclis kararı var mı.
Hayır,
3-belediyeye para aktarıyor mu,--GELİR ŞELİĞİ
—BİLİR
Hayır.
BULGU:
meclis kararı yok,
belediye payı aktarılmıyor,
Asansör periyodik kontrol ücreti belediye payı
konusunda meclis kararının olmaması.
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
503
Burhaniye Belediyesi ile Makine
Mühendisleri Odası Asansör Kontrol Merkezi
arasında, konusu idare sınırları içerisindeki
asansörlerin periyodik bakımının yapılması olan
protokolün, Meclis kararı alınmadan Belediye
Başkanı tarafından imzalandığı görülmüştür.
İl sınırları içerisindeki hizmete sunulan
asansörlerin tescil ve periyodik kontrolleri, 5393
sayılı Belediye Kanunu'nun “Belediyelerin
Yetkileri ve İmtiyazları” başlıklı 15 nci maddesinin
(s) bendinde yer alan “Belediye sınırları içerisinde,
yapı ruhsatı veya yapı kullanma izni hangi idare
tarafından verilmiş olursa olsun, hizmete
sunulacak olan asansörlerin tescilini yapmak, ilgili
teknik mevzuat çerçevesinde yıllık periyodik
kontrollerini yapmak ya da yetkilendirilmiş
muayene kuruluşları aracılığıyla yaptırmak,
gerekli hâllerde asansörleri hizmet dışı bırakmak.”
hükmü gereğince belediyelerin yetkisindedir.
Asansör İşletme, Bakım ve Periyodik
Kontrol Yönetmeliğinin “Periyodik Kontrol Ücreti
başlıklı” 20 nci maddesinin 2 nci fıkrasında;
“A tipi muayene kuruluşu, bina
sorumlusundan ve/veya asansör yaptırıcısından
tahsil edeceği periyodik kontrol ücretinin azami %
10'unu, protokol yapacağı ilgili idareye aktarır.
Periyodik kontrol ücretinin ilgili idareye
aktarılacak kısmı, ilgili idarenin karar organı
tarafından belirlenir ve taraflar arasında
imzalanacak protokolde yer alır.” Denilmektedir.
Yönetmelik hükmüne göre, söz konusu A
tipi muayene kuruluşunun tahsil edeceği periyodik
kontrol ücretinin azami %10 payı, idarenin karar
organı tarafından belirlenecektir. Bu oranın %10 ve
daha altı belirlenmesi kararı Belediye Meclisine
bırakılmıştır.
Belediye Meclis Kararı alınmadan ilgili
504
kurum ile 04.01.2018 tarihinde protokol yapılarak
Belediye Başkanı tarafından imzalanmıştır.
Protokolün 7 nci maddesinde, bina yöneticisinden
alınacak periyodik kontrol hizmet bedeli
belirlenmiş ve bu bedelin % 10-unun belediyeye
aktarılacağı ifade edilmiştir. Ancak 2018 yılı
içerisinde belediyeye herhangi bir bedel
aktarılmamıştır.
Yukarıda yer alan mevzuat hükmü
gereğince, söz konusu protokolün yapılabilmesi
için Belediye Meclis Kararı gerekmekte olup,
Meclis Kararı olmaksızın yapılan protokol
geçersizdir. Bu nedenle A tipi muayene
kuruluşunun tahsil edeceği periyodik kontrol
ücretinin azami %10'una kadar idareye aktarılacak
bir tutar belirlenerek Belediye Meclis Kararı
alınmalı, bu karara istinaden protokol yapılmalı ve
idare payının tahsili takip edilmelidir.
==0
Asansör İşletme Bakım ve Periyodik Kontrol
Yönetmeliği gereğince, binalardaki asansörlerin
periyodik kontrolünün yapılması için, Burhaniye
Belediyesi ile Makine Mühendisleri Odası Asansör
Kontrol Merkezi arasında, 04.01.2018 tarihinde
protokol yapılmıştır. Protokolün 7 nci maddesinde,
bina yöneticisinden alınacak periyodik kontrol
hizmet bedeli belirlenmiş ve bu bedelin % 10-unun
belediyeye aktarılacağı ifade edilmiştir. Ancak
2018 yılı içerisinde belediyeye herhangi bir bedel
aktarılmamıştır.
Batman Belediyesi ile Batman Makine Mühendisleri Odası arasında konusu idare sınırları
içerisindeki asansörlerin periyodik bakımının yapılması olan protokolün, meclis kararı alınmadan
505
Belediye Başkan Vekili tarafından imzalandığı görülmüştür.
İl sınırları içerisindeki hizmete sunulan asansörlerin tescil ve periyodik kontrolleri, 5393 sayılı
Belediye Kanunu'nun “Belediyelerin Yetkileri ve İmtiyazları” başlıklı 15 nci maddesinin (s) bendinde
yer alan “Belediye sınırları içerisinde, yapı ruhsatı veya yapı kullanma izni hangi idare tarafından
verilmiş olursa olsun, hizmete sunulacak olan asansörlerin tescilini yapmak, ilgili teknik mevzuat
çerçevesinde yıllık periyodik kontrollerini yapmak ya da yetkilendirilmiş muayene kuruluşları
aracılığıyla yaptırmak, gerekli hâllerde asansörleri hizmet dışı bırakmak.” hükmü gereğince
belediyelerin yetkisindedir.
Asansör İşletme, Bakım ve Periyodik Kontrol Yönetmeliğinin “Periyodik Kontrol Ücreti
başlıklı” 20 nci maddesinin 2 nci fıkrasında;
“A tipi muayene kuruluşu, bina sorumlusundan ve/veya asansör yaptırıcısından tahsil edeceği
periyodik kontrol ücretinin azami % 10'unu, protokol yapacağı ilgili idareye aktarır. Periyodik kontrol
ücretinin ilgili idareye aktarılacak kısmı, ilgili idarenin karar organı tarafından belirlenir ve taraflar
arasında imzalanacak protokolde yer alır.”
Denilmektedir.
Yönetmelik hükmüne göre, söz konusu A tipi muayene kuruluşunun tahsil edeceği periyodik
kontrol ücretinin azami %10 payın idarenin karar organı tarafından belirlenebileceği dolayısıyla azami
olarak belirtilen bu oranın %10 ve daha altı belirlenmesi kararı Belediye Meclisine bırakılmıştır.
Yapılan incelemelerde, Belediye Meclis Kararı alınmadan ilgili kurum ile 11.05.2016 tarihinde
protokol yapılarak Belediye Başkan Vekili tarafından imzalandığı, protokolün “Asansör Periyodik
Kontrol Bedeli” başlıklı 7 nci maddesine ‘İlgili İdare Batman Belediyesi Katkı Payı İstememektedir'
şeklinde not düşülerek İdare lehine herhangi bir pay öngörülmediği tespit edilmiştir. Yukarıda yer alan
mevzuat hükmü gereğince söz konusu protokolün yapılabilmesi için Belediye Meclis Kararı gerekmekte
olup Meclis Kararı olmaksızın yapılan protokolün söz konusu bu hükmü geçersizdir. Bu nedenle A tipi
muayene kuruluşunun tahsil edeceği periyodik kontrol ücretinin azami %10'una kadar İdareye
aktarılacak bir tutar belirlenerek Belediye Meclis Kararı alınmalı ve bu karara istinaden protokol
yapılmalıdır.
7. Yapı Ruhsatı veya Yapı Kullanma İzni Olmayan Binalardan Emlak Vergisinin
Alınmaması
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler -B.şehir Bel.
-B.şehir ilçe bel.
-Diğer il belediyesi
-B.şehir bağlı idaresi (ASKİ vs)
-B.şehir şirketi.
KONU
506
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
-imar barışı işlemleriyle
Feyyaz beye sor:
-Ruhsatı olmadığı halde kullanılan binaların emlak
vergisi alınıyor mu?
==0
Konu incelendi.
1-Ruhsatı olmadığı halde oturulan binalardan arsa
vergisi alınıyor. (binde 6)
Vatandaş itiraz ederse, emlak vergisi alınıyor
(binde 1 veya 2)
2-2018-İmar barışı yasası nedeniyle, ruhsatı
olmayan binanın sahibi, Çevre Bakanlığına para
ödüyor, ruhsatı alıyor. Belediyeye gitmiyor. Bina
31.12.2017 tarihinden önce yapılmış olmalı. Ancak
vatandaş Haziran 2018-de kaçak binayı yapıyor,
2017-de yaptım diye beyan veriyor. Bakanlık
araştırmıyor.
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
Yapı ruhsatı veya yapı kullanma izni olmayan binalardan emlak vergisi alınmasında belediyeler
arasında uygulama farklılıkları olduğu tespit edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununa göre yapı; karada ve suda, daimi veya muvakkat, resmi ve hususi
yeraltı ve yerüstü inşaatı ile bunların ilave, değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve müteharrik
tesislerdir. Kanunun 21'inci maddesine göre bu Kanunun kapsamına giren bütün yapılar için 26'ncı
maddede belirtilen istisna dışında belediye veya valiliklerden yapı ruhsatiyesi alınması mecburidir.
Kanunun 30'uncu maddesine göre ise, yapı tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması
mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için inşaat ruhsatını veren
belediye veya valilikten; 27'nci maddeye göre ruhsata tabi olmayan yapıların tamamen veya kısmen
kullanılabilmesi için ise ilgili belediye ve valilikten izin alınması mecburidir. Ancak günümüzde bu
ruhsatları veya izinleri almadan kullanılan yapılar mevcuttur. Uygulama da bu yapılardan emlak vergisi
alınıp alınamayacağı veya emlak vergisinin arsa üzerinden mi bina üzerinden mi alınacağı hususunda
tereddütler oluşmaktadır. Bu sebeple bazı belediyelerin bina vergi değeri üzerinden emlak vergisi aldığı,
bazı belediyelerin arsa vergi değeri üzerinden emlak vergisi aldığı, bazı belediyelerin ise bu yapılardan
emlak vergisi almadığı görülmüştür.
Yapı ruhsatiyesi alınmayan yapılar (kaçak yapı) ile yapı kullanma izni olmayan yerleri ayrı ayrı
değerlendirmek gerekmektedir. Kaçak yapılar, “gecekondu” ve “imar mevzuatına aykırı yapı” olmak
507
üzere iki grupta değerlendirilebilir. 775 sayılı Gecekondu Kanununun 2'nci maddesine göre gecekondu,
imar ve yapı işlerini düzenleyen mevzuata ve genel hükümlere bağlı kalınmaksızın, kendisine ait
olmayan arazi veya arsalar üzerinde, sahibinin rızası alınmadan yapılan izinsiz yapılardır. İmar Kanunu
32'nci maddeye göre imar mevzuatına aykırı yapı ise, bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan
yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlanması veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı
yapılmasıdır. 775 sayılı Kanunun 18'inci maddesine göre; “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
sonra, belediye sınırları içinde veya dışında, belediyelere, Hazineye, özel idarelere, katma bütçeli
dairelere ait arazi ve arsalarda veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerde yapılacak,
daimi veya geçici bütün izinsiz yapılar, inşa sırasında olsun veya iskan edilmiş bulunsun, hiçbir karar
alınmasına lüzum kalmaksızın, belediye veya Devlet zabıtası tarafından derhal yıktırılır.”
denilmektedir. 3194 sayılı Kanunun 32'nci maddesine göre ise, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan
bina, imar planına ve ruhsatına uygun hale getirilemiyorsa belediye encümeni veya il idare kurulu
kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir. Bu sebeple
kanunlar kaçak yapıya oldukça ağır yaptırımlar düzenlemişlerdir. Bu nedenle kaçak yapılar, bazı
belediyelerce görmezden gelinerek emlak vergisi alınmamaktadır.
Yapı kullanma izni, İmar Kanunun 30'uncu maddesine göre yapı tamamen bittiği takdirde
tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının
kullanılabilmesi için izin verilmesidir. Ancak uygulamada çoğu zaman bu izin alınmadan fiilen
yapıların kullanılmaya başlandığı görülmektedir. Bazı belediyelerce yapı kullanma izni olmayan ancak
fiilen kullanılmaya başlanan yapılar için arsa vergi değeri üzerinden emlak vergisi alındığı
görülmektedir.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun “Mükellef” başlıklı 3'üncü maddesinde; “Bina Vergisini,
binanın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa binaya malik gibi tasarruf edenler öder.”
denilmektedir. Özellikle kaçak yapılarda, tapu kayıtlarında bina maliki gözükmese bile binaya malik
gibi tasarruf edenlerin mükellef olarak emlak vergisi ödemeleri gerekmektedir. Ayrıca 213 sayılı Vergi
Usul Kanunu 3'üncü maddesine göre, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya, ilişkin
muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. İncelemelerde, belediyelerce bu konuya ilişkin olarak farklı
uygulamaların olduğu görülmüştür. Bu itibarla, kaçak yapı olması veya yapı kullanma izninin
bulunmaması emlak vergisinin bina vergi değeri üzerinden alınmasına engel olmamaktadır. Çünkü
burada vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyeti binadır. Dolayısıyla uygulamaların buna göre yapılması
gerektiği değerlendirilmiştir.
B. TEZCAN-Taşınır Mevzuatına İlişkin Hususlar
1. Taşınır Malların Kayıt ve Kullanımında Mevzuatta Belirtilen Hükümlerin
Uygulanmaması
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler -B.şehir Bel.
508
-B.şehir ilçe bel.
-Diğer il belediyesi
-B.şehir bağlı idaresi (ASKİ vs)
-B.şehir şirketi.
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
TAŞINIR DENETİMİ
BULGU:
A-Ambar uygulaması yoktur.
B-Birimlerde, taşınır kayıt yetkilileri ve taşınır
kontrol yetkilileri görevlendirilmemiştir. Sadece bir
personel, taşınır kayıt ve kontrol yetkilisi olarak
görevlendirilmiştir.
C-Odalara tahsis edilen taşınırlar için Dayanıklı
Taşınırlar Listesi (örnek-8) düzenleniyor mu?
(Katındaki odaları gez) (Mali hiz müd odasına bak)
bulgu: (Bazı odalarda yok)
1-SORU: Ambarınız var mı?
Cevap: Ambar yok:
Doğrusu: Her birimin ambarı olur. Ambardan
taşınır kayıt yetkilisi sorumlu. Malzemeler alınır,
ambara konur, sonra ihtiyacı olan birim sisteme
girip Taşınır İstek Belgesi gönderir. Taşınır Kayıt
Yetkilisi, malzemeyi verir.
Ambar yok, uygulama şöyle:
Doğrudan temin usulü:
A-Tüketim malzemesi alımı: Firma belirlendikten
sonra, muayene komisyonu gidiyor dükkanda
malzemeleri uygun bulursa, firma o malları
kullanacak ilgili müdürlüğe veriyor.
B-Bilgisayar vs: Belediyeye gelir, muayene ve
kabul işlemi yapılır, sonra ilgili birime verilir.
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
509
2-SORU: Şu hesapların giriş ve çıkışı olan
yevmiyelerin dökümü istenir:
150,
253,
254,
255,
(Borç kaydı: alımlar)
3-SORU: Listeden beşer adet seçilip, ödeme
belgesi veya mif belgesi istenir (muhasebe işlem
belgesi). NOT: Büyük rakamlı belgeleri iste.
4-SORU-Taşınır giriş ve çıkışı olduğunda, Taşınır
kayıt yetkilisi, taşınır fişlerini muhasebe yetkilisine
ne zaman gönderiyor? (En geç 10 gün içinde
göndermelidir) (150 Hesabı-Tüketim
malzemelerinde üç ayda bir)
Cevap: Ödeme sırasında 253, 254, 255 hesabına
giriş yapılır.
Tüketim malz. alımında ise, 150 hesabına, hem
giriş, hem çıkış yapılıyor. (Tüketilmesini
beklemeden 150-den çıkartılıyor, aynı gün)
5-SORU-Taşınır alımında ve kişilere
verilmesinde, Taşınır İşlem Fişi düzenleniyor mu?
(m.10) (örnek-5)
Taşınır alımı belgelerine bak, bilgisayar vs
İlgili müdürlüğe sor,
Cevap: Alımda, Taşınır İşlem işi ve Taşınır Teslim
Belgesi düzenleniyor.
OCAK AYINDA:
6-SORU-Bu yılın Taşınır Yönetim Hesabı istenir,
7-SORU-Geçen yılın Taşınır Yönetim Hesabı
istenir,
8-SORU-Devreden rakamlar, iki cetvelde uyumlu
mu?
==0
9-SORU-Taşınır kayıt yetkilisi ve taşınır kontrol
yetkilisi görevlendirme belgeleri istenecek,
Cevap: Hidayet Cihanlar Destek Hiz. müd. Taşınır
510
kayıt ve kontrol yetkilisi olarak 2016 da
görevlendirildi.
10-SORU-Taşınır kayıt yetkilisi göreve başlarken,
eskisi ve yenisi Ambar Devir ve Teslim Tutanağını
imzalamış mı?
Cevap-Ambar olmadığı için devir-teslim yok.
11-SORU-Taşınır konsolide görevlisi kimdir?
(genelde muhasebe yetkilisi oluyor)
12-SORU-Tüketim malzemeleri defteri kullanılıyor
mu? (örnek-1-Dosyamda var)---Sistemden bir
sayfa örnek alınacak-
Cevap: Evet
13-SORU-Dayanıklı taşınırlar defteri kullanılıyor
mu? (örnek-2)
(defterler elektronik ortamda düzenlenir-m.11)
--Sistemden bir sayfa örnek alınacak-
Cevap: Evet
14- SORU-Kuruma ait taşıt ve iş makinelerinin
listesini iste (müdürlük itibariyle).
GELDİ.
15-SORU-Bu araçlar, şöfore veya ilgili yöneticiye
verilirken, Taşınır Teslim Belgesi düzenleniyor
mu? (örnek-6)
Cevap: Evet.
1-Araç ilgili müdürlüğe teslim edilirken, taşınır
yetkilisi, teslim belgesini sistem üzerinde düzenler,
çıktısını alır, imzalatır.
2-İlgili müdürlük, araç göreve çıkacağı zaman,
Görev Defterine şöförün ismi yazılır.
Her birimde araçlar var:
-fen iş müd-iş makineleri
-destek müd-binek, otobüs,
-sağlık müd.-ambulans, cenaze arabası.
16-SORU-Ambar görevlisinden taşınır talep
edilirken, Taşınır İstek Belgesi kullanılıyor mu?
(örnek-7).
Cevap: Hayır. Ambar olmadığı için bu uygulama
511
yok.
Birim ihtiyaç duyduğu taşınırları, kağıt ortamında
Talep Formu ile istiyor.
Ocak ayında
17-SORU-Hurdaya ayrılan taşınır begelerini iste.
18-SORU-Hurdaya ayrılan taşınırların kayıtlardan
çıkarılmasını sağlamak için Kayıttan Düşme Teklif
ve Onay Tutanağı düzenleniyor mu? Evet
==0
19-SORU-Odalara tahsis edilen taşınırlar için
Dayanıklı Taşınırlar Listesi (örnek-8) düzenleniyor
mu? (Katındaki odaları gez) (Mali hiz müd odasına
bak) bulgu: (Bazı odalarda yok)
==0
20-SORU
-Yıl sonunda
21-SORU-Sayım Tutanağı düzenlenmiş mi?
taşınırlar sayılıyor mu? (örnek-12)
-2017 de yapıldı.
22-SORU-Taşınır Sayım ve Döküm Cetveli
düzenlendi mi?
(Gelecek yıla devir rakamı ile Sayım Tutanağı
uyumlu olmalıdır)
23-SORU-Harcama Birimi Taşınır Mal Yönetim
Hesabı Cetveli düzenlendi mi? (Taşınır kayıt
yetkilisi sorumlu) (örnek-14)
24-SORU-Taşınır Hesap Cetveli düzenlendi mi?
(Taşınır konsolide görevlisi sorumlu) (örnek-15)
25-SORU-İdare taşınır mal yönetimi ayrıntılı hesap
cetveli, (Kullanılıyor)
26-SORU- İdare taşınır mal yönetim hesabı icmal
cetveli,
27-SORU-Müze/Kütüphane Yönetim Hesabı
Cetveli
(Değerli eserler için düzenlenir) (örnek-18)
==0
AMORTİSMAN DENETİMİ
512
OCAK ayında bak:
ÖZET:
1-Mal çıkışında aynı anda amortisman işlemi
yapılır.
2-Mal girişinde 31 Aralıkta amortisman işlemi
yapılır,
3-Önceki yılların mal girişinde 31 Aralıkta
amortisman işlemi yapılır.
1-SORU-YIL İÇİNDE VARLIK HESABINDAN
ÇIKIŞ YAPILMASI DENETİMİ
(satış, devir, bağış, tahsis, yıkılma vs nedeniyle
çıkış yapılması)
251 Yeraltı ve Yerüstü Düzenleri Hesabı-Alacak
kaydı varsa,
252 Binalar Hesabı-Alacak kaydı varsa,
253 Tesis, Makine ve Cihazlar Hesabı-Alacak
kaydı varsa,
254 Taşıtlar Hesabı-Alacak kaydı varsa,
255 Demirbaşlar Hesabı-Alacak kaydı varsa,
256 Hizmet İmtiyaz Varlıkları Hesabı-Alacak
kaydı varsa,
260 Haklar Hesabı-Alacak kaydı varsa,
264 Özel Maliyetler Hesabı-Alacak kaydı varsa,
294 Elden Çıkarılacak Stoklar ve Maddi Duran
Varlıklar Hesabı-Alacak kaydı varsa,
297 Diğer Çeşitli Duran Varlıklar Hesabı-Alacak
kaydı varsa,
varlık hesabından çıkış yapılmış demektir,
mutlaka amortisman hesabı kapatılır :
257 Birikmiş Amortismanlar Hesabı-Borç kaydı
yapılmalı,
268 Birikmiş Amortismanlar Hesabı-Borç kaydı
yapılmalı,
299 Birikmiş Amortismanlar Hesabı-Borç kaydı
513
yapılmalı,
2-SORU-YIL İÇİNDE VARLIK HESABINA
GİRİŞ YAPILMASI DENETİMİ (ÖR: ARABA
ALIMI)
251 Yeraltı ve Yerüstü Düzenleri Hesabı-Borç
kaydı varsa,
252 Binalar Hesabı-Borç kaydı varsa,
253 Tesis, Makine ve Cihazlar Hesabı-Borç kaydı
varsa,
254 Taşıtlar Hesabı-Borç kaydı varsa,
255 Demirbaşlar Hesabı-Borç kaydı varsa,
256 Hizmet İmtiyaz Varlıkları Hesabı-Borç kaydı
varsa,
260 Haklar Hesabı-Borç kaydı varsa,
264 Özel Maliyetler Hesabı-Borç kaydı varsa,
294 Elden Çıkarılacak Stoklar ve Maddi Duran
Varlıklar Hesabı-Borç kaydı varsa,
297 Diğer Çeşitli Duran Varlıklar Hesabı-Borç
kaydı varsa,
varlık hesabına giriş yapılmış demektir,
31 Aralıkta amortisman kaydı yapılmalıdır:
257 Birikmiş Amortismanlar Hesabı-Alacak kaydı,
268 Birikmiş Amortismanlar Hesabı-Alacak kaydı,
299 Birikmiş Amortismanlar Hesabı-Alacak kaydı,
(ör: Kamyon alındı, 100.000-lira ödendi. Amort.
Oranı: % 10: 10.000-lira.
630 Gid.Hes. Borç: 10.000-TL
257 Bir.Amort.Hes. Alacak: 10.000-TL )
(hangi mal için amortisman işlemi yapıldığı,
Yevmiye Defterinde yazar)
==0
3-SORU- ÖNCEKİ YILLARDA ALINAN
VARLIKLAR İÇİN DE AMORTİSMAN
AYRILMALIDIR (31 Aralıkta):
514
Bütün alımlar Duran Varlık Amort. Defterinde
yazar. (örnek-65) (Muh.yön.m.491)
==0
4-SORU-D uran varlıklar amortisman defteri
kullanılıyor mu?
==0
5-ÖRNEK: ÖNCEKİ YILLARDA
AMORTİSMAN AYRILMADIYSA:
2004: Bina alındı, 200.000-TL, Yıl sonunda
amortisman ayrılmadı.
2005: Önceki yıl alınan bina için amortisman
ayrılmadı.
2006: Hata farkedildi, Yıl sonunda amortisman
ayrıldı, amort.oranı % 2 (4.000-TL) :
630 Gid.Hes Borç: 4.000-TL (1.dipnot)
500 Net Değer Hes. Alacak: 8.000-TL (2.dipnot)
257 Bir.Amort.Hes. Alacak: 12.000-TL (3.dipnot)
1.dipnot: 2006 için,
2.dipnot: 2004 ve 2005 için,
3.dipnot: 3 yıllık.
==0
6-ÖRNEK: MAKİNE KIRILDI, HURDAYA
ÇIKTI:
-Makinenin kayıtlı değeri: 240.000-TL
-Birikmiş Amortismanı: 40.000-TL
-Şu anki değeri: 200.000-TL
630 Gid.Hes Borç: 200.000-TL
299 Bir.Amort.Hes. Alacak: 200.000-TL
==0
Mahalli İdareler Bütçe Ve Muhasebe
Yönetmeliği
MADDE 187 – (1) Maddi duran varlıklar
hakkında; Taşınır Mal Yönetmeliği ve 13/9/2006
tarihli ve 2006/10970 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararıyla yürürlüğe konulan Kamu İdarelerine Ait
Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmeliğin ilgili
515
hükümleri ile aşağıdaki hükümlere göre işlem
yapılır.
(2) Maddi duran varlıklar hesap grubuna
ilişkin işlemler aşağıda gösterilmiştir:
…………………..
ç) Maddi duran varlıkların amortisman
işlemleri
1) Bir yıldan fazla kullanılabilen ve
yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye
maruz kalan maddi duran varlıklar için aşağıdaki
hükümlere göre amortisman ayrılır.
2) Amortismana tabi varlıklar; birden fazla
muhasebe döneminde kullanılması beklenen, sınırlı
bir hizmet süresi olan, kurum tarafından mal ile
hizmet üretim ve tedarikinde kullanılan ve/veya
kurum içi genel yönetim amaçları için elde tutulan
varlıklardır. Bu Yönetmelik kapsamına dâhil kamu
idarelerince muhasebe sistemine dâhil edilen maddi
duran varlıklardan; arazi ve arsalar, yapım
aşamasındaki sabit varlıklar, varlıkların elde
edilmesi için verilen avans ve krediler ile sanat
eserleri dışındakilerden hangilerinin amortismana
tabi tutulacağı ve bunlara ilişkin uygulanacak
amortisman süre, yöntem ve oranları ile ilgili
olarak Maliye Bakanlığınca belirlenen esas ve
usuller uygulanır. Ayrılan amortisman tutarı gider
olarak muhasebeleştirilir. Varlıkların ilk defa
amortisman hesaplanmasına esas alınacak değeri
kayıt bedelidir. Ancak, enflasyon düzeltmesine tabi
tutulmuş olan varlıklar için amortisman
hesaplamasına esas alınacak değer düzeltme
sonucu ortaya çıkan değerdir. Bir varlık için
yapılan harcamaların, varlığın iyileştirilmesi,
ömrünün uzatılması veya veriminin arttırılması
sonucunu doğurması durumunda amortisman
hesaplaması varlığın yeni değeri üzerinden yapılır.
Bir varlığın kullanımından elde edilebilecek
516
ekonomik fayda tüketildikçe, bu tüketimi
yansıtabilmek amacıyla ayrılan amortismanların
birikmiş tutarı, varlığın defter değeri altında eksi
değer olarak gösterilir. Amortismana tabi olup,
yangın, deprem, su basması gibi afetler neticesinde
değerini tamamen veya kısmen kaybeden varlıklar
ilgili mevzuatı uyarınca yetkili mercilerin uygun
görüşü üzerine giderleştirilir. Çeşitli nedenlerle
kamu idarelerinde kullanılma olanaklarını yitiren
maddi duran varlıklardan diğer duran varlıklar
hesap grubuna aktarılanların birikmiş amortisman
tutarları, diğer duran varlıklar hesap grubu içindeki
birikmiş amortismanlar hesabına aktarılır.
Duran varlıklar amortisman defteri
(Örnek- 65)
MADDE 491 – (1) Duran varlıkların
amortismanına ilişkin bilgilerin kaydedildiği bu
defter, duran varlıkların çeşitlerine göre bölümlere
ayrılmak suretiyle tutulur.
(2) Kayda alınan duran varlıkların cinsi,
nevi, miktarı, edinme tarihi, edinme değeri,
amortisman oranına ilişkin bilgiler deftere sütun
başlıklarına göre kaydedilir.
(3) Kayda alınan maddi olmayan duran
varlıklara ilişkin bilgiler de yukarıdaki fıkrada
açıklandığı şekilde bu deftere sütun başlıklarına
göre kaydedilir.
(4) Maddi duran varlığın maliyetine
eklenmesi gereken onarım ve değişiklik yapılması
durumunda, maddi duran varlık yeni satın alınmış
gibi değerlendirilerek onarım ve değişikliğin hangi
duran varlıkla ilgili olduğu defterin “cinsi ve nevi”
sütununda belirtilmek suretiyle kaydedilir.
(5) Daha sonraki yıllara ait amortisman
ayırma işlemlerine ilişkin bilgiler, duran varlıklar
tamamen amorti edilene kadar defterin sayfalarında
517
yer alan ilgili sütunlara kaydedilerek izlenir.
(6) Kayıttan düşülmesi gereken maddi duran
varlıklar defterin “satış veya terkin tarihi”
sütununa, satıldığı veya terkin edildiği belirtilmek
suretiyle kaydedilir.
Yapılan denetimlerde İdare taşınır mallarının kayıt, muhafaza ve kullanımında “Taşınır Mal
Yönetmeliği” hükümlerine uyulmadığı tespit edilmiştir.
Anılan Yönetmelik hükümleri doğrultusunda tayin edilmesi gereken taşınır kayıt ve kontrol
yetkilileri ile taşınır konsolide görevlisinin tayin edilmediği; taşınırların bunları sürekli kullanacak
personele verilmesinde, sorumlulukların belirlenmesi açısından düzenlenmesi gereken taşınır teslim
belgelerinin düzenlenmediği; yılsonlarında yapılması gereken sayım işlemlerinin son üç yıldır
yapılmadığı; taşınırların fiziki durumunun mali tablolarla karşılaştırılması bakımından hazırlanması
gereken taşınır mal yönetim hesabının hazırlanmadığı görülmüştür.
Kurumun taşınır kayıtlarının incelenmesinde; Taşınırlara ait teslim belgesinin düzenlenmediği
ve dayanıklı taşınırlar defterinin düzenli olarak tutulmadığı görülmüştür.
Taşınır Mal Yönetmeliğinin 9'uncu maddesinin (b) bendinde; Dayanıklı Taşınırlar Defterinin
Taşınır Kod Listesinin (B) bölümünde yer alan dayanıklı taşınırların kayıtları için
kullanılacağı ve her bir dayanıklı taşınıra ait giriş ve çıkış kaydının ayrı yapılacağı belirtilmektedir.
Aynı Yönetmeliğin 10' uncu maddesinin (b) bendinde ise;
“Taşınır Teslim Belgesi (Örnek: 6; 6/A): Taşınır Kod Listesinin (B) bölümünde gösterilen kara
taşıtları ve iş makinelerinin bunları sürekli olarak kullanacak personele verilmesinde 6 örnek numaralı
Taşınır Teslim Belgesi düzenlenir. Bu belge, vardiya usulü çalışılan yerlerde kullanılan kara taşıtları ve
iş makineleri için işyerinde koordinasyonu sağlayan sorumlu yönetici adına düzenlenir. Sorumlu
yönetici, kendisine teslim edilen taşıt veya iş makinesi ile kullanıcısını ayrıca tutulacak kayıtlarda izler.
Demirbaş, makine ve cihazların kamu görevlilerinin kullanımına verilmesinde ise 6/A örnek numaralı
Taşınır Teslim Belgesi düzenlenir.”
Denilmektedir.
Belirtilen mevzuat hükümleri çerçevesinde “Dayanıklı Taşınırlar Defterinin” ile “Taşınır
Teslim Belgelerinin” düzenlenmesi gerekmektedir.
Yapılan denetim ve incelemeler neticesinde duran varlıklar amortisman defterinin tutulmadığı
tespit edilmiştir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin 187'nci maddesinde bir yıldan fazla
kullanılabilen ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz kalan maddi duran varlıklar
için amortisman ayrılacağı, bu yönetmelik kapsamına dâhil kamu idarelerince muhasebe sistemine dâhil
edilen maddi duran varlıklardan; hangilerinin amortismana tabi tutulacağı ve bunlara ilişkin
uygulanacak amortisman süre, yöntem ve oranları ile ilgili olarak Maliye Bakanlığınca belirlenen esas
518
ve usullerin uygulanacağı belirtilmiştir ve Tutulacak Diğer Defterler başlıklı 18'inci Bölümünün 491'inci
maddesinde Duran Varlıklar Amortisman Defteri sayılmıştır.
Ayrıca 04.11.2015 tarih ve 29522 sayılı Resmi Gazete' de yayımlanarak yürürlüğe giren
Amortisman ve Tükenme Paylarına ilişkin Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliği'nin 9'uncu
maddesinde amortismana tabi her bir varlık Ek-2'de yer alan Duran Varlıklar Amortisman Defterine
kaydedileceği belirtilmiştir.
Kurum tarafından edinilen duran varlıkların amortisman hesaplamalarında edinim tarihlerinin
göz ardı edilmesi ve her ne suretle olursa olsun kayıtlardan çıkarma durumunda ilgili duran varlığa ne
kadar amortisman ayrıldığının belli olmaması nedenleriyle duran varlıklara ilişkin amortisman kayıtları
gerçeği yansıtmamaktadır. Söz konusu hatanın temelinde duran varlıklara ilişkin “Duran Varlıklar
Amortisman Defterinin” kullanılmaması yatmaktadır. Belediye'nin aktifinde bulunan duran varlık
sayısının ve çeşidinin çokluğu, her birinin aktife giriş tarihlerinin ve amortisman oranlarının farklı
olması ve “Duran Varlıklar Amortisman Defterinin” kullanılmıyor olması sebebiyle hatalı muhasebe
kayıtlarının toplam tutarı tam olarak tespit edilememiştir.
Maddi duran varlıklara ilişkin 257- Birikmiş Amortismanlar hesabının alacağında yer alan
5.165.368,53 TL'nin Duran Varlıklar Amortisman Defterinin tutulmaması sebebiyle gerçeği
yansıtmamaktadır.
Maddi Duran Varlıklar Hesabında kayıtlı bulunan bazı varlıklara ilişkin amortisman
ayırma işleminin yapılmadığı tespit edilmiştir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin Hesap grubuna ilişkin işlemler başlıklı
187'nci maddesi “Maddi duran varlıkların amortisman işlemleri” alt başlığında, “ Bir yıldan fazla
kullanılabilen ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz kalan maddi duran varlıklar
için aşağıdaki hükümlere göre amortisman ayrılır.” Hümkü ile “ Amortismana tabi varlıklar; birden
fazla muhasebe döneminde kullanılması beklenen, sınırlı bir hizmet süresi olan, kurum tarafından mal
ile hizmet üretim ve tedarikinde kullanılan ve/veya kurum içi genel yönetim amaçları için elde tutulan
varlıklardır. Bu Yönetmelik kapsamına dâhil kamu idarelerince muhasebe sistemine dâhil edilen maddi
duran varlıklardan; arazi ve arsalar, yapım aşamasındaki sabit varlıklar, varlıkların elde edilmesi için
verilen avans ve krediler ile sanat eserleri dışındakilerden hangilerinin amortismana tabi tutulacağı ve
bunlara ilişkin uygulanacak amortisman süre, yöntem ve oranları ile ilgili olarak Maliye Bakanlığınca
belirlenen esas ve usuller uygulanır. Ayrılan amortisman tutarı gider olarak
muhasebeleştirilir... ” hükmü yer almaktadır.
Yönetmelik'in 257 Birikmiş Amortismanlar Hesabı, Hesabın niteliği başlıklı 202'nci
maddesinde “Bu hesap, maddi duran varlık bedellerinin ekonomik ömrü içerisinde giderleştirilmesi ve
hesaben yok edilmesini izlemek için kullanılır.” hükmü ile “Maddi duran varlıklar hesapları için
ayrılan amortisman tutarları yılsonunda bu hesaba alacak, 630- Giderler Hesabına borç kaydedilir.”
hükmü yer almaktadır.
İncelemeler neticesinde 251,252,253,254,255 Maddi Duran Varlıklar Hesabına kayıtlı bulunan
519
bazı taşınır ve taşınmazlara yönelik amortisman ayırma işleminin yapılmadığı ve bu sebepten dolayı
da maddi duran varlıkların gerçek değerlerinin takip edilmediği tespit edilmiştir. 257 No'lu hesap ve
ilgili 251,252,253,254,255 No'lu hesaplar birlikte incelendiğinde ve yapılan hesaplamalar da 2015
yılında 3.749.763,94 TL, 2016 yılında 4.294.535,07 TL, 2017 yılında 8.535.909,27 TL amortisman
hesaplanması gerekirken toplamda 16.580.208,28 TL amortisman ayırma işlemi yapılmamıştır.
Ayrıca amortisman ayırma işleminin 257 Birikmiş Amortisman Hesabının alacak, 630 Giderler
Hesabı borç çalışacak şekilde yapılıyor olması 6'lı Faaliyet Hesapları ana grubunu da ilgilenmektedir.
Bu ilgiden dolayı 630 Giderler hesabına yapılacak her kayıt faaliyet sonuçlarını ve dolayısıyla üretilecek
tabloları da etkilemektedir. Mali Tablolar bu işlemin yapılmamasından dolayı 16.580.208,28 TL hatayı
içinde barındırmaktadır.
Bununla beraber bazı varlıklara amortisman ayrılmadığından dolayı çıkış işlemleri yapılırken
varlıklara ilişkin amortisman tutar ve çıkışlarının mali tablolarda yer almadığı tespit edilmiştir.
Muhasebat Genel Müdürlüğü 47 Sıra No'lu Amortisman ve Tükenme Payları Genel Tebliğinin
2'nci maddesinde; Aşağıdaki hesaplarda izlenen duran varlıklar, amortisman ve tükenme payına tabidir:
251 - Yeraltı ve Yerüstü Düzenleri Hesabı,
252 - Binalar Hesabı,
253 - Tesis, Makine ve Cihazlar Hesabı,
254 - Taşıtlar Hesabı,
255 - Demirbaşlar Hesabı.”
5' inci maddesinde; “Duran varlıklar için amortisman ve tükenme payı ayrılmasında
normal amortisman yöntemi uygulanır. Bu yönteme göre varlıklar için amortisman ve tükenme
payı, varlığın yararlanma süresine göre Ek-1'de yer alan Amortisman ve Tükenme Payı Süre ve
Oranları Listesinde belirlenen oranlarda her yıl eşit olarak ayrılır.”
Denilmektedir.
Yine 257 No'lu hesap ve ilgili 251,252,253,254,255 No'lu hesaplar birlikte incelendiğinde;
6.675.407,09 TL varlık çıkışı olmasına rağmen bu varlıkların amortisman çıkışlarının yapılmadığı tespit
edilmiştir.
Ç. TEZCAN-Personel Mevzuatına İlişkin Hususlar
1. Mahalli idareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına dair
Yönetmeliğe Aykırı Olarak Atma Yapılması
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler -B.şehir Bel.
-B.şehir ilçe bel.
-Diğer il belediyesi
-B.şehir bağlı idaresi (ASKİ vs)
520
-B.şehir şirketi.
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
OCAK AYI DENETİMİ:
1-Soru: Unvan değişikliğiyle ilgili bir atama oldu
mu? Eylül-HAYIR-
2-Soru: Olduysa sınav yapıldı mı?
BİLGİ: Memur kadrosundaki biri 4 yıllık
mühendislik bitirdi. Mühendis kadrosuna atanıp
müh maaşı alması için sınava girmesi lazım.
Mahalli idareler müdürlüğü ilan yapıyor. Belediye
ihtiyaç duyduğu kadro ve sayısını müdürlüğe
bildiriyor. Belediyedeki memurlar başvuruyor,
sınavı kazanırsa o kadroya atnıyor.
==0
3-Soru: Görevde yükselmeyle ilgili bir atama oldu
mu? 2017-de oldu.
4-Soru: Olduysa sınav yapıldı mı?-evet-
Görevde yükselme (memurun şef, VHKİ olması,
müdür olunması sınavla oluyor)
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
Yapılan denetim ve incelemeler neticesinde, unvan değişikliğine tabi olan kadrolara yapılan
bazı atmaların mevzuat hükümlerine aykırı olarak gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.
Açıktan ilk defa yapılan atamalar dışındaki mühendis, mimar, tekniker, ekonomist vb. unvan
değişikliğine tabi kadrolara yapılacak atamalarda Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve
Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Mezkûr
yönetmeliğin ilgili hükümleri ise şu şekildedir:
“ MADDE 5-
(2) Unvan değişikliğine tabi kadrolar aşağıda belirtilmiştir:
a) Sanat tarihçisi, arkeolog, dekoratör, desinatör, ekonomist, ev ekonomisti, fizikçi, grafiker,
heykeltıraş, hidrobiyolog, hidrolog, istatistikçi, jeofizikçi, jeolog, jeomorfolog, kaptan, kimyager,
laborant, matematikçi, mimar, mühendis, paleontolog, pilot, ressam, restoratör, şehir plancısı, teknik
ressam, tekniker, teknisyen, topograf, peyzaj mimarı, ölçü ve ayar memuru, antropolog, bakteriyolog,
biolog, çocuk gelişimcisi, diş protez teknisyeni, diyetisyen, ebe, fizikoterapist, fizyoterapist, hemşire,
521
odyolog, pedagog, psikolog, radyoterapist, sağlık fizikçisi, sağlık memuru, sağlık teknikeri, sağlık
teknisyeni, sosyal çalışmacı, sosyal hizmet uzmanı, tıbbi teknolog, veteriner hekim, veteriner sağlık
teknikeri, veteriner sağlık teknisyeni, sosyolog, programcı, kütüphaneci, mütercim, tercüman, avukat,
imam, kameraman, çocuk eğitimcisi, çocuk eğiticisi, antrenör, fotoğrafçı, dalgıç, balık adam, bandocu.
MADDE 8 — (1) Unvan değişikliği suretiyle atanacaklarda aşağıdaki genel şartlar
aranır.
b) Unvan değişikliği sınavında başarılı olmak, ”
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinde de belirtildiği üzere unvan değişikliğine tabi kadrolara
yapılacak atamalarda ön koşul unvan değişikliği sınavında başarı olmaktır. Mevzuat hükümlerine göre;
sınav şartı yerine getirilmeden unvan değişikliği yapılması mümkün gözükmemektedir.
Kurumda yaptığımız incelemede, aşağıdaki tabloda gösterilen unvan değişikliğine tabi
kadrolara yapılan atamaların, sınav şartı sağlanmadan yapıldığı anlaşılmıştır. Mevcut uygulamanın
mevzuata aykırı olarak gerçekleştirildiği ve atamaların iptal edilmesi gerektiği düşünülmektedir.
2. Özel Kalem Müdürlüğüne Yapılan Atamaların Mevzuatın Düzenleniş Amacına Aykırı
Olması
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler -B.şehir Bel.
-B.şehir ilçe bel.
-Diğer il belediyesi
-B.şehir bağlı idaresi (ASKİ vs)
-B.şehir şirketi.
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
KONU İNCELENDİ. Özel klem müdürü dört yıldır
görevdedir.
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
Arnavutköy Belediyesince özel kalem müdürlüğüne yapılan atamaların incelenmesi sonucunda,
söz konusu atamaların mevzuatın düzenleniş amacına aykırı olarak, memuriyete sınavsız girişin bir
yöntemi haline getirildiği, atamalardan bazılarının Bakanlık onayının gelmesi beklenmeksizin yapıldığı
tespit edilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun;
“İstisnai memurluklar” başlıklı 59'uncu maddesinde;
“... Özel Kalem Müdürlüklerine, ... bu Kanunun atanma, sınavlar, kademe ilerlemesi ve
dereceye yükselmesine ilişkin hükümleriyle bağlı olmaksızın tahsis edilmiş derece aylığı ile memur
atanabilir.
522
Birinci fıkrada sayılan memurların bulundukları bu kadrolar emeklilik aylığının hesabında ve
diğer memurluklara naklen atanmalarında herhangi bir sınıf için kazanılmış hak sayılmaz. Bu
görevlerde bulunan memurların emeklilik kıdemleri yürümekte devam eder.”
denilmektedir.
“İstisnai memurluklara atanmada aranacak şartlar” başlıklı 60'ıncı maddesinde;
“İstisnai Devlet memurluklarına 48 inci maddede yazılı genel şartları taşıyan kimselerden
atanmalar yapılabilir.
Kuruluş kanunlarındaki özel hükümler saklıdır.
.” denilmektedir.
“İstisnai memurluklara atananlara bu Kanunun uygulanacak hükümleri” başlıklı 61'inci
maddesinde:
“60 ıncı madde gereğince istisnai memurluklara atananlar hakkında bu Kanunun atanma,
sınavlar, kademe ilerlemesi ve derece yükselmesi dışında kalan bütün hükümleri uygulanır.
Ancak istisnai bir memuriyet kadrosuna atananlar, atandıkları kadronun derece aylığının ilk
kademesini kazanılmış hak olarak elde ettikleri tarihten itibaren, haklarında bu
kanunun kademe ilerlemesi ve derece yükselmesine dair hükümleri uygulanır.
...” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda anılan mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere Devlet Memurları Kanunu;
atanma, sınavlar, kademe ilerlemesi ve derece yükselmesine ilişkin hükümleriyle bağlı
olmaksızın bazı görevlere memur atanabileceğini kabul etmiştir. Kamu yönetiminde siyasi ve idari
açıdan özellik taşıyan bazı görevlere yine belli bazı siyasi ve idari nedenlerle personel rejimine bağlı
kalmaksızın memur atanabilme olanağı sağlayan bu gibi görev kadrolarına “istisnai memuriyetler” adı
verilmektedir.
657 sayılı Kanun'da istisnai memuriyet olarak sayılan özel kalem müdürlüğü kadrosu hususunda
İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünce 03.06.2009 tarih ve
B.05.0.MAH.0.08.01.00/900-14626 sayılı Genelge yayımlanmış ve söz konusu kadroya yapılacak
atamalara ilişkin bir takım düzenlemeler getirilmiştir. Söz konusu Genelgede; özel kalem müdürlüğü
kadrolarına atanacakların, öncelikle belediyede çalışan memurlar ile diğer kamu kurum ve
kuruluşlarında çalışan memurlar arasından seçilmesinin esas olduğu, memurlar arasından yapılacak
atamalarda, Bakanlık izninin alınmayacağı, Özel kalem müdürlüğü kadrolarına yapılacak açıktan
atamaların ise Bakanlık izni ile yapılacağı belirtilmiştir. Ayrıca, 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunu'nun 59'uncu maddesi kapsamında tanınan atama yetkisinin, sınırsız bir yetki olmadığı, bu
yetkinin memuriyete sınavsız girişin bir yönetimi gibi kullanımına hukuken imkân bulunmadığı, bu
sebeple, özel kalem müdürlüğü kadrolarına atanacakların seçiminde, belediye başkanlarının bir seçim
dönemi boyunca çalışabilecekleri ehliyet ve liyakat sahibi kişileri seçmelerinin esas olduğunun altı
önemle çizilmiştir.
Sayıştay Genel Kurulunun 04.04.2005 tarih ve 5119/1 karar nolu Kararında; istisnai
523
memuriyete açıktan atanıldıktan sonra, diğer memur kadrolarına atanma hususuna ilişkin 657 sayılı
Kanun'da açık bir düzenlemenin olmadığı, ancak açıktan istisnai memuriyete atanan kişinin naklen diğer
memur kadrolarına atabilecekleri kabul edilse bile, bu konuda açılmış sınavlara girmiş ve başarılı olmuş
kişilerin atamayı bekledikleri bir durumda, bu sınavlara girmediği halde bazı kişilerin istisnai
memurluklar kullanılarak diğer memurluk kadrolarına atanmaları, devlet memurluğu alımı için
duyurulan sınava katılarak başarılı olmuş ve atamayı bekleyen kişiler aleyhine haksız bir durum
yarattığı, ayrıca, sınavlarda başarılı olarak atanmayı bekleyenler varken, istisnai memurluk kadrolarının
sınavsız devlet memurluğu teminine yönelik uygulamaya dönüştürülmesi, bu memuriyete atanmada
tanınan kolaylığın istismarı anlamına da geldiği belirtilmiştir. Bu durumun Anayasanın kişilerin kanun
önünde eşitlik ve
kamu hizmetine girmede eşitlik ilkelerini ihlal edici nitelikte olduğunun altı çizilmiştir. Sonuç
olarak şu karar verilmiştir; “... Sadece hizmetin gereği olarak kullanılması gereken istisnai memurluk
kadrolarının, devlet memurluğuna girmede esas olan sınav sistemini aşmaya yönelik olarak diğer
memur kadrolarına naklen atanma amacıyla kullanılması, Anayasa ve 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunu ile getirilmiş bulunan kanun önünde eşitlik ile liyakat ilkesinin ihlali anlamına geldiğinden, bu
yolla devlet memurluğu kadrolarının liyakat esasına uymayan ve bu kadroların gerektirdiği niteliklere
sahip bulunmayan kişilerin atanmasına imkân sağlayabileceğinden, 657 sayılı Kanunun anılan 59'uncu
maddesi hükümleri uyarınca açıktan istisnai memurluk kadrolarına atananların bir müddet sonra devlet
memurluğuna alınma için açılmış bulunan sınavlara katılmadan ve dolayısıyla bu sınavlarda başarılı
olmadan diğer memurluk kadrolarına atanmaları hususu, uygulama ve sonuçları bakımından Hazine
menfaatlerini zarar uğratıcı nitelikte bulunduğunun TBMM'ye sunulmasına ...”
Yukarıda yer verilen İçişleri Bakanlığı Genelgesi ve Sayıştay Genel Kurulu Kararından
anlaşılacağı üzere; belediyelerde yer alan özel kalem müdürlüklerine atama yetkisinin sınırsız bir yetki
olmadığı, bu kadroya yapılacak atamaların bir takım esas ve usullerinin olduğu, yapılacak olan
atamalarda bu usullere riayet edilmesi gerektiği ayrıca bu kadronun memuriyete sınavsız atama yolu
olarak kullanılamayacağı belirtilmiştir.
Belediye özel kalem müdürlüğüne atanacakların öncelikle belediyede çalışan memurlar ile
diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan memurlar arasından seçilmesinin esas olduğu, bu mümkün
değilse yapılacak açıktan atamanın Bakanlık iznine müteakip yapılması gerektiği ve ayrıca belediye özel
kalem müdürlüğü kadrosuna atanan özel kalem müdürünün bir seçim dönemi boyunca görev yapması
amacıyla atanacağının esas olduğu açıktır.
Arnavutköy Belediyesi'nin 2017 yılı hesabının incelenmesi sonucunda; aşağıdaki tabloda
görüleceği üzere, Belediyenin kurulmuş olduğu 2009 yılından bu yana toplamda 2 seçim dönemi
geçirdiği, söz konusu iki dönemde de aynı Belediye Başkanı'nın seçilmiş olduğu, buna rağmen özel
kalem müdürlüğü kadrosuna 10 farklı kişinin 12 defa atandığı, bu atamalardan yalnızca 2'sinin devlet
memurları arasından yapıldığı, diğer atamaların açıktan atama yapılması suretiyle gerçekleştirildiği,
açıktan yapılan atamalardan 4 tanesi için Bakanlık izninin dahi beklenilmediği görülmüştür.
524
Yapılan atamalar incelendiğinde; açıktan yapılan atamaların memuriyete sınavsız girişin bir
yolu olarak kullanıldığı, özel kalem müdürü olan 4 kişi için Bakanlık izninin dahi beklenmeksizin
atamalarının yapıldığı, açıktan atanan kişilerin bir süre sonra memur olarak başka bir kadroya
geçirildiği, bazılarının ise naklen başka bir kamu kurumuna tayin olduğu görülmüştür. Devlet memurları
arasından özel kalem müdürlüğüne yapılan atamalarda ise ataması yapılanların her ikisinin de yaklaşık
iki ay boyunca görevlerinde kaldığı, bu süre sonunda söz konusu kişilerden birinin mühendis diğerinin
ise şef kadrosuna atandığı görülmektedir. Söz konusu atamaların Mahalli İdareler Personelinin Görevde
Yükselme Ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun olduğu görülmüşse de
bu kadar kısa süreli atamaların söz konusu kişilerin unvanlarını değiştirmek için başarılı olmak zorunda
oldukları unvan değişikliği sınavına girmeksizin unvanlarının değiştirilmesi adına yapıldığı açıktır.
Sonuç itibariyle, özel kalem müdürlüğüne yapılan atamalarda; öncelikle Belediyede çalışan
memurlardan ya da diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan memurlardan olması gerekliliğine
uyulmadığı, bir seçim dönemi boyunca çalıştırılması esasına riayet edilmeyerek bu kadronun
memuriyete sınavsız atama yolu olarak kullanılır hale geldiği, unvan değişikliği sınavında başarılı olma
şartını sağlayamayan memurlar için de unvan değişikliği yapabilmenin bir yolu olarak görüldüğü, bu
suretle kanun önünde eşitlik, kamu görevine girmede eşitlik ve liyakat ilkesine aykırı bir durumun
oluşturulduğu tespit edilmiştir.
3. Sosyal Denge Tazminatı Sözleşmelerinde Mevzuata Aykırı Hükümler Konulması
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler -B.şehir Bel.
-B.şehir ilçe bel.
-Diğer il belediyesi
-B.şehir bağlı idaresi (ASKİ vs)
-B.şehir şirketi.
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
İsmi: Memur toplu sözleşmesi (Sosyal denge
tazminatı sözleşmesi değil)
-Sözleşme sona erdiğinde,
-belediye başkanı sosyal denge ödemesiyle ilgili
yazıyı meclise sevk ederek meclise teklifte
bulunmalı,
-meclis tarafından sosyal denge ödenmesiyle ilgili
karar verilmesi halinde
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
525
-belediye başkanı da ilgili sendika ile sözleşme
imzalamalıdır.
Konu incelendi.
Br. Belediyesi: Seçimden sonar meclisten karar
çıkıyor, bel baş.a yetki veriyor. Seçime kadar bir
daha karar çıkmıyor.
Belediyede çalışan memur ve sözleşmeli personele yapılan sosyal denge ödemelerine ilişkin alınan
Meclis kararının 2014 yılında alındığı ve belirsizlik içerdiği görülmüştür.
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun Geçici 14'üncü
maddesi, “Söz konusu sözleşmeleri 31/12/2015 tarihinden önce sona eren veya mevcut sözleşmeleri bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra karşılıklı olarak feshedilen kapsama dâhil idareler,
sözleşmelerinin sona eriş veya fesih tarihini izleyen bir ay içinde sözleşmelerin sona erdiği veya
feshedildiği tarih ile bu Kanunda öngörülen toplu sözleşme dönemi sonuna kadarki dönemle sınırlı
olmak üzere üçüncü fıkra hükümleri dikkate alınmaksızın 32'nci madde hükümleri çerçevesinde
sözleşme yapabilir.” ile “Mahalli İdarelerde Sözleşme imzalanması” başlıklı 32'nci maddenin birinci
fıkrasındaki, “27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15'inci maddesi
hükümleri çerçevesinde sosyal denge tazminatının ödenmesine belediyelerde belediye başkanının teklifi
üzerine belediye meclisince, il özel idaresinde valinin teklifi üzerine il genel meclisince karar verilmesi
halinde, sözleşme döneminde verilecek sosyal denge tazminatı tutarını belirlemek üzere ilgili mahalli
idarede en çok üyeye sahip sendikanın genel başkanı veya sendika yönetim kurulu tarafından
yetkilendirilecek bir temsilcisi ile belediyelerde belediye başkanı, il özel idaresinde vali arasında toplu
sözleşme sürecinin tamamlanmasını izleyen üç ay içerisinde sözleşme yapılabilir.” hükmünün birlikte
değerlendirilmesinde, sözleşme sona erdiğinde belediye başkanı sosyal denge ödemesiyle ilgili yazıyı
meclise sevk ederek meclise teklifte bulunmalı, meclis tarafından sosyal denge ödenmesiyle ilgili karar
verilmesi halinde belediye başkanı da ilgili sendika ile sözleşme imzalamalıdır.
Belediye ile Sendika arasında imzalanan sözleşmede sözleşmenin yürürlük ve süresinin
01.01.2015 tarihinde başlayıp 31.12.2016 tarihinde sona ereceği belirtildiği halde, 24 üncü maddesinin
(c) fıkrasında, “Sözleşme süresi bitiminde yeni sözleşme imzalanıncaya kadar eski sözleşmenin
hükümleri devam eder. Yeni sözleşme imzalanmaması halinde eski sözleşmeden alınan iyileştirme
zammı ve diğer sosyal hak ve ikramiyeler her yıl %10 (yüzde on) artırılarak devam ettirilir.”
denilmiştir.
2014 yılında alınan 06.05.2014 gün ve 83 numaralı Meclis kararında, “4688 ve 6356 sayılı
Kanunlar çerçevesinde belediyemiz ile memur ve işçi sendikaları arasında yapılacak toplu iş
sözleşmelerini yapmaya Belediye Başkanına yetki verilmesine” denilerek yetki Belediye Başkanına
verilmiştir. Bu tarihten sonra başka bir meclis kararı alınmamıştır.
Meclis şayet birden fazla yılı kapsayacak bir sözleşme için yetki vermeyi düşünüyor ise bunu
kararında belirtmelidir. Meclisin hangi şartta ve ne kadar süre ile yetki verdiği belirsizdir. 2015 ve 2016
526
yılı sözleşmesinin 24'üncü maddesinin (c) fıkrasında yer alan ifadeye göre belirsiz ve sınırsız bir şekilde
2016 yılı sözleşmesi uygulanabilir ki, bu durum 4688 sayılı Kanun'un 32'nci maddesinin ikinci
paragrafında yer alan sözleşmenin toplu sözleşme dönemi ile sınırlı olarak uygulanacağı ve sözleşme
süresinin hiçbir şekilde izleyen mahalli idareler genel seçimi tarihini geçemeyeceği hükmüne aykırılık
oluşturur.
Memurlara verilecek sosyal denge sözleşmesiyle ilgili Meclis kararı alınması, meclisin yetki
verdiği sürenin belirtilmesi ve toplu sözleşmede de bu süreye uyulması ile sosyal denge sözleşmesine
4688 sayılı Kanun'a aykırılık oluşturan hükmün konulmaması gerekir.
4. Mevzuata Aykırı Sözleşmeli Personel Çalıştırılması ve Memuriyete Atanması
A) Sözleşmeli Olarak İstihdam Edilip Memur Kadrolarına Atanan Programcı ve
Çözümleyici Kadrolarında Çalışan Sözleşmeli Personelin Mevzuatta Öngörülen
Şartları Taşımamaları
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler -B.şehir Bel.
-B.şehir ilçe bel.
-Diğer il belediyesi
-B.şehir bağlı idaresi (ASKİ vs)
-B.şehir şirketi.
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
Sözleşmeli olarak istihdam edilip memur
kadrolarına atanan yok.
==0
BİLGİ:
Sözleşmeli personelin memur kadrosuna atanması:
-657 sayılı Kanun: Geçici Madde 41
2 Ağustos 2013 Resmî Gazete 6495 sayılı Kanun 9. Madde ile oldu.
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
Kamu İdaresinde 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 49'uncu maddesine göre programcı ve
çözümleyici kadrolarında sözleşmeli personel olarak çalışmakta iken, kanunla memuriyete geçirilen 19
kişi programcı ve çözümleyici kadroları için gerekli olan yabancı dil şartını taşımamaktadır.
5393 sayılı Kanunu'nun "Norm kadro ve personel istihdamı" başlıklı 49'uncu maddesinin
527
üçüncü fıkrasında,
“Belediye ve bağlı kuruluşlarında, norm kadroya uygun olarak çevre, sağlık, veterinerlik,
teknik, hukuk, ekonomi, bilişim ve iletişim, plânlama, araştırma ve geliştirme, eğitim ve danışmanlık
alanlarında avukat, mimar, mühendis, şehir ve bölge plâncısı, çözümleyici ve programcı, tabip, uzman
tabip, ebe, hemşire, veteriner, kimyager, teknisyen ve tekniker gibi uzman ve teknik personel yıllık
sözleşme ile çalıştırılabilir. Sözleşmeli personel eliyle yürütülen hizmetlere ilişkin boş kadrolara ayrıca
atama yapılamaz. Bu personelin,
yürütecekleri hizmetler için ihdas edilmiş kadro unvanının gerektirdiği nitelikleri taşımaları
şarttır. Beşinci fıkrasında, “ Üçüncü ve dördüncü fıkra hükümleri uyarınca çalıştırılacak personele her
ne ad altında olursa olsun sözleşme ücreti dışında herhangi bir ödeme yapılmaz ve ücret mahiyetinde
aynî ya da nakdî menfaat temin edilmez. Bu personel hakkında bu Kanunla düzenlenmeyen hususlarda
vize şartı aranmaksızın 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B) fıkrasına göre
istihdam edilenler hakkındaki hükümler uygulanır.” denilmektedir.
22.02.2007 gün ve 26442 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Belediye ve
Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmeliğin
“Sözleşmeli personel” başlıklı 21'inci maddesinde;
“(1) Belediye ve bağlı kuruluşlarında, norm kadroya uygun olarak 5393 sayılı Kanunun 49
uncu maddesinin üçüncü fıkrasında sayılan unvanlardaki personel yıllık sözleşme ile çalıştırılabilir.
(2) Sözleşmeli personel eliyle yürütülen hizmetlere ilişkin boş kadrolara ayrıca atama yapılamaz.
Bu madde hükümlerine göre çalıştırılacak personel için İçişleri Bakanlığı tarafından unvanlar
itibarıyla getirilecek sınırlamalara uyulur.
(3) Bu personel hakkında, 5393 sayılı Kanunda düzenlenmeyen hususlarda vize şartı aranmaksızın
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B) fıkrasına göre istihdam
edilenler hakkındaki hükümler uygulanır. Bu personele ait sözleşme örnekleri
sözleşmenin imzalanmasını izleyen 30 gün içinde İçişleri Bakanlığına (Mülga ibare:RG-
10/4/2014-28968) (...) gönderilir.
(4) Mahalli idare birliklerinde ise 5355 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin beşinci
fıkrası hükümlerine göre işlem yapılır.” hükmü yer almaktadır
06/06/1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Sözleşmeli
Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasların 15'inci maddesinde,
“(Değişik: 22/11/2010-2010/1169) Esaslara Sözleşmeli Personel Pozisyon Unvanları ile
Asgari Nitelikleri Gösterir (4) sayılı Cetvel eklenmiştir. Bu cetvelde belirtilenler dışında sözleşmeli
personel pozisyonları kullanılamaz ve talepte bulunulamaz. Kurumlar, söz konusu cetvelde belirlenen
asgari niteliklere, hizmetin gereği ilave nitelikler belirleyebilirler.” denilmektedir.
Esasların “Sınav şartı” başlıklı Ek 2'nci maddesinin yedinci fıkrasında,
“3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 49 uncu maddesi ve bu maddeye yapılan
atıflara istinaden istihdam edilecek sözleşmeli personelin hizmete alınmasında bu madde hükümleri
528
uygulanmaz.” hükmü yer almaktadır.
Programcı ve çözümleyici olarak işe alınacak kişilerin 5393 sayılı Kanun'un 49'uncu
maddesinin 3 üncü fıkrasında belirtilen hizmetler için ihdas edilmiş kadro unvanının gerektirdiği
nitelikleri taşımaları gerekir. Bunun yanı sıra bu kişilerin Devlet Memurları Kanununun 4'üncü
maddesinin (B) fıkrasına göre istihdam edilen sözleşmeli personel hakkındaki hükümlere uygun kişiler
olması gerekir. 657 sayılı Kanun'un 4'üncü maddesinin (B) fıkrasına göre istihdam edilecek sözleşmeli
personel hakkında 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren Sözleşmeli Personel
Çalıştırılmasına İlişkin Esaslara bakılması gerekir.
Yukarıda belirtilen düzenlemelere göre 5393 sayılı Kanun'un 49'uncu maddesine göre istihdam
edilecek sözleşmeli personelde vize ve sınav hariç 06/06/1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararı ile yürürlüğe konulan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda yer alan hükümler
uygulanacaktır.
Esasların ekinde yer alan 4 sayılı Cetvelin A -Sözleşmeli Personel Pozisyon Unvanları İle
Asgari Nitelikleri Gösterir Cetvelde, programcı unvanı için istenen nitelikler;
“Yükseköğretim kurumlarının bilgisayar programcılığı ile ilgili bölümlerinden en az ön lisans
düzeyinde mezun olmak veya en az ön lisans mezunu olmak koşuluyla bilgisayar programcılığı alanına
ilişkin ders aldığını belgelendirmek veya bu alanda Milli Eğitim
Bakanlığı onaylı sertifika sahibi olmak ve en az D düzeyinde KPDS veya dengi yabancı dil bilgisine
sahip olmak.” şeklinde belirtilmiştir.
Buna göre programcı olarak istihdam edilecek kişinin,
-Yükseköğretim kurumlarının bilgisayar programcılığı ile ilgili bölümlerinden en az ön lisans
düzeyinde mezun olması,
- En az ön lisans mezunu olmak koşuluyla bilgisayar programcılığı alanına ilişkin ders aldığını
belgelendirmesi veya bu alanda Milli Eğitim Bakanlığı onaylı sertifika sahibi olması,
-En az D düzeyinde KPDS veya dengi yabancı dil bilgisine sahip olması,
gerekir.
Aynı şekilde çözümleyici kadrosu içinde Esasların ekinde yer alan 4 sayılı Cetvelin A -
Sözleşmeli Personel Pozisyon Unvanları İle Asgari Nitelikleri Gösterir Cetvelde, çözümleyici unvanı
için istenen nitelikler, Yükseköğretim kurumlarından en az lisans düzeyinde mezun
olmak ve istihdam edileceği bilgi işlem birimlerindeki programlama dili ile diğer programlama
dillerinden en az iki tanesini bildiğini belgelemek ve en az D düzeyinde KPDS veya dengi yabancı dil
bilgisine sahip olmak. şeklinde belirtilmiştir.
Buna göre çözümleyici olarak istihdam edilecek kişinin,
-Yükseköğretim kurumlarından en az lisans düzeyinde mezun olması
-İstihdam edileceği bilgi işlem birimlerindeki programlama dili ile diğer programlama
dillerinden en az iki tanesini bildiğini belgelemesi
-En az D düzeyinde KPDS veya dengi yabancı dil bilgisine sahip olması
529
Kamu idaresinde programcı ve çözümleyici kadrosunda sözleşmeli olarak işe başlamış,
12.07.2013 gün ve 6495 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunun 9'uncu maddesinin (b) bendi gereği memur kadrosuna atanmışlardır.
Programcı ve çözümleyici kadroları için en az D düzeyinde KPDS veya dengi yabancı dil bilgisine
sahip olduğuna dair belge şartı, ilgili kişiler tarafından sağlanmadığından sözleşmeli personel olarak
çalıştırılmaları ve dolayısıyla sözleşmeli personel statüsünden memuriyete geçirilme işlemleri mevzuata
aykırıdır.
B) Mevzuatta Belirlenmeyen Unvanlarda Sözleşmeli Personel İstihdam Edilmesi ve
Bunların Memur Kadrosuna Atanması
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler -B.şehir Bel.
-B.şehir ilçe bel.
-Diğer il belediyesi
-B.şehir bağlı idaresi (ASKİ vs)
-B.şehir şirketi.
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
1-SORU: eğitmen, 5 ekonomist, 3 fizikçi ve 1
çocuk eğiticisi adı altında sözleşmeli personel
çalıştırılıyor mu?
Cevap-hayır
Çalışan söz personel: 12 adet: veteriner, müh,
sağlık memuru, tekniker.
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 49'uncu maddesine göre sözleşmeli olarak çalıştırılması
mümkün olmayan unvanlardaki kişilerin çalıştırıldığı ve Kanunla memuriyete geçirildiği görülmüştür.
5393 sayılı Kanun'un "Norm kadro ve personel istihdamı" başlıklı 49'uncu maddesinin üçüncü
fıkrasında;
"Belediye ve bağlı kuruluşlarında, norm kadroya uygun olarak çevre, sağlık, veterinerlik,
teknik, hukuk, ekonomi, bilişim ve iletişim, planlama, araştırma ve geliştirme, eğitim ve danışmanlık
alanlarında avukat, mimar, mühendis, şehir ve bölge plancısı, çözümleyici ve programcı, tabip, uzman
tabip, ebe, hemşire, veteriner, kimyager, teknisyen ve tekniker gibi uzman ve teknik personel yıllık
sözleşme ile çalıştırılabilir" ve beşinci fıkrasının ikinci cümlesinde, “Bu personel hakkında bu Kanunla
düzenlenmeyen hususlarda vize şartı aranmaksızın 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü
maddesinin (B) fıkrasına göre istihdam edilenler hakkındaki hükümler uygulanır.” düzenlemeleri
530
yapılmıştır.
Yukarıda yer verilen hükme göre, avukat, mimar, mühendis, şehir ve bölge plancısı,
çözümleyici ve programcı, tabip, uzman tabip, ebe, hemşire, veteriner, kimyager, teknisyen ve tekniker
gibi uzman ve teknik personel belediyelerde sözleşmeli personel olarak çalıştırılabilir. Bu kanunda
belirtilen kadro ve unvanlar dışındaki “gibi uzman ve teknik personel” in hangi kadro ve personel
olabileceği 06/06/1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Sözleşmeli
Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasların incelenmesiyle somutlaştırılabilir. 7/15754 sayılı Esaslara ekli
cetvelde sözleşmeli çalıştırılacak unvanlar ile bunların nitelikleri belirtilmiştir. Belediyelerde 5393 sayılı
Kanun'un 49'uncu maddesine göre sözleşmeli personel olarak çalıştırılacakların ya maddede belirtilen
avukat, mimar, mühendis, şehir ve bölge plancısı, çözümleyici ve programcı, tabip, uzman tabip, ebe,
hemşire, veteriner, kimyager, teknisyen ve tekniker olması ya da 7/15754 sayılı Esaslara ekli cetvelde
yer alan uzman ve teknik personel olması gerekir.
Norm kadro cetvelinde boş olarak bulunan 5393 sayılı Kanun'un 49'uncu maddesinde belirtilen
unvanlar ile 7/15754 sayılı Esaslara ekli cetvelde yer alan unvanlardan uzman ve teknik personel
kadrolarında sözleşmeli personel çalıştırılabilir. Bunun haricindeki kadrolarda sözleşmeli personel
çalıştırılamaz. Belediyenin ihtiyacı olan ancak sözleşmeli çalıştırılması mümkün olmayan kadrolar için
memur veya işçi olarak çalıştırmak mümkündür. 5393 sayılı Kanun'un 49'uncu maddesinde
belirtilmeyen ve 7/15754 sayılı Esaslara ekli cetvelde yer almayan 6 eğitmen, 5 ekonomist, 3 fizikçi ve
1 çocuk eğiticisi olmak üzere toplam 15 sözleşmeli personel mevzuata aykırı olarak çalıştırılmaktadır.
5393 sayılı Kanun'un 49'uncu maddesinde belirtilen unvanlar ile 7/15754 sayılı Esaslara ekli
cetvelde yer alan unvanlardan uzman ve teknik personel kadrolarında sözleşmeli personel
çalıştırılabileceği göz önüne alındığında buralarda yer almayan unvanların sözleşmeli personel olarak
çalıştırılmaması gerekir.
DEVAMI:
E-TEZCAN-Otopark Yönetmeliği'ne Aykırı Hususlar
D. KADİR-İhale Mevzuatına İlişkin Hususlar
1. Yaklaşık Maliyet Hesabında Yer Alan Yüklenici Karının Mevzuata Aykırı Bir Şekilde
Sözleşme ve Genel Gider Dâhil Bedel Üzerinden Hesaplanması
Yapılan denetim ve incelemeler neticesinde 2014/74208 İhale kayıt numaralı Bina İç Temizlik
Hizmeti Alımı İşi ile 2014/79045 ihale kayıt numaralı Özel Güvenlik Hizmeti Alımı işine ilişkin
yaklaşık maliyetin yanlış hesaplandığı tespit edilmiştir.
Hizmet Alımı İhale Uygulamaları Yönetmeliği'nin Yaklaşık maliyetin hesaplanması ve
güncellenmesi başlıklı 9' uncu maddesinde; “Hizmetin gerçekleştirilmesi için gerekli olan iş
kalemlerine veya iş gruplarına ilişkin miktarların tespit edilen fiyatlarla çarpımı sonucu bulunan
tutarların toplanması ile elde edilen genel toplam tutar, sözleşme giderleri ve genel giderler ile KDV
hariç olarak belirlenir.” hükmü yer almaktadır.
531
Anılan mevzuat hükmünden açıkça görüleceği üzere yaklaşık maliyet hesaplanırken alınacak
hizmetin miktarları tespit edilen fiyatlarla çarpılarak sözleşme giderleri ve genel giderler hariç olarak
hesaplanacaktır.
Aşağıda belirtilen işlere ilişkin yapılan incelemelerde idare tarafından yaklaşık maliyet hesabı
yapılırken, sözleşme giderleri ve genel giderler dahil tutar üzerinden yüklenici karı hesaplanarak
yaklaşık maliyetin belirlendiği görülmüştür.
a) 2014/74208 İhale Numaralı Bina İç Temizlik Hizmeti Alımı İşine Ait Yaklaşık
Maliyet Hesaplanmasında
İlgili işin sözleşme giderleri ve genel giderler hariç tutarı 10.951.573,27 TL.'dir. İşe ilişkin
sözleşme giderleri ve genel giderler olan %4'lük tutar ise 400.822,90 TL.'dir. Belirlenen kar oranı ise %
17'dir ve 1.861.767,46 TL olarak hesaplanmalıdır. Dolayısıyla yaklaşık maliyetin 13.214.163,63 TL
olması gerekmektedir.
Ancak İdare tarafından yüklenici karının sözleşme giderleri ve genel giderler dahil tutar
üzerinden hesaplanması sonucu yaklaşık maliyet 13.282.303,52 TL olarak belirlenmiştir. Yüklenici
karının sözleşme giderleri ve genel giderler dahil tutar üzerinden hesaplanması sonucu yaklaşık maliyet
68.139,89 TL fazla hesaplanmıştır.
b) 2014/79045 İhale Numaralı Özel Güvenlik Hizmeti Alımı İşine Ait Yaklaşık
Maliyet Hesaplamasında
İlgili işin sözleşme giderleri ve genel giderler hariç tutarı 37.198.951,95 TL'dir. İşe ilişkin
sözleşme giderleri ve genel giderler olan %4'lük tutar ise 1.481.814,08 TL'dir. Belirlenen kar oranı ise
%17'dir ve 6.323.821,83 TL olarak hesaplanmalıdır. Dolayısıyla yaklaşık maliyetin 45.004.587,86 TL
olması gerekmektedir.
Ancak İdare tarafından yüklenici karının sözleşme giderleri ve genel giderler dahil tutar
üzerinden hesaplanması sonucu yaklaşık maliyet 45.256.496,26 TL olarak belirlenmiştir. Yüklenici
karının sözleşme giderleri ve genel giderler dahil tutar üzerinden hesaplanması sonucu yaklaşık maliyet
251.908,40 TL fazla hesaplanmıştır.
Yaklaşık maliyetin mevzuat hükümlerinin belirttiği şekilde yapılmamış olması başta sınır
değerin doğru olarak belirlenmesi olmak üzere aşırı düşük teklif sorgulanmasının doğru ve net olarak
yapılmasına engel teşkil etmektedir. Yaklaşık maliyet hesaplamasının, alınacak hizmetin miktarlarının
tespit edilen fiyatlarla çarpılarak sözleşme giderleri ve genel giderler hariç olarak hesaplanması doğru
olacaktır. Mevcut uygulama mevzuat hükümlerine aykırılık teşkil etmektedir.
2. Düşük Teklif Veren Firmaların İhalenin Esasını Etkilemeyecek Nedenlerle İhale Dışı
Bırakılması
Yapılan incelemelerde, düşük teklif veren firmaların ihalenin esasını etkilemeyecek, rekabeti
engelleyecek nedenlerle ihale dışı bırakıldığı görülmüştür.
Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından “Kültür ve Spor Tesisleri İçin Personel
Çalıştırılması” ihalesi gerçekleştirilmiş olup, söz konusu ihalenin yaklaşık maliyeti
532
2.889.930,50 -TL' dir. Söz konusu ihaleye 5(beş) firma teklif vermiş, 4(dört) firma ihale dışı bırakılmış
ve ihaleyi en yüksek teklifi veren firma kazanmıştır.
Söz konusu firmaların elenme gerekçeleri arasında, iş deneyim belgesinin benzer iş tanımına
uygun olmaması, iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi sözleşmesinin olmaması nedenlerinin olduğu
görülmüştür.
İhale dosyasında yapılan incelemelerde;
Benzer iş tanımı nedeniyle elenen firmaların ihalede istenilen benzer iş kapsamına uygun
olduğu görülmekle birlikte ihale dışı bırakılmalarında hukuka uyarlılığın bulunmadığı düşünülmektedir.
İş yeri hekimi ve iş güvenliği sözleşmesinin bulunmaması firmaların elenme nedeni olarak
gösterilmiş olmasına rağmen mevzuatta bu şekilde bir belgenin istenileceğine dair herhangi bir hüküm
bulunmadığı, söz konusu maddenin rekabeti engelleyici bir husus olduğu değerlendirilmektedir. Bu
bağlamda, ihale dışı bırakılan firma tarafından söz konusu elenme nedeni için idareye şikayet
başvurusunda bulunularak itiraz edilmiş fakat itiraz İdare tarafından yerinde görülmemiştir.
Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik' in 3 üncü
maddesinde; “ Yüklenici, tüm giderleri kendisine ait olmak üzere
çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Bu çerçevede; çalışanların iş
güvenliği uzmanı, iş yeri hekimi ve zorunlu olması halinde diğer sağlık personeli tarafından sunulan
hizmetlerden yararlanması, çalışanların sağlık gözetiminin yapılması, mesleki risklerin önlenmesi,
eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve
gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hâle getirilmesi ve
mevcut durumun iyileştirilmesi, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup
uyulmadığının izlenmesi, denetlenmesi ve uygunsuzlukların
giderilmesi gibi iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı kapsamında iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin alınması
zorunlu tedbirler yüklenicinin sorumluluğundadır ” denilerek söz konusu sorumluluğun bizatihi
yüklenicide olduğu yönetmelik hükmünde hali hazırda belirtilmiştir. Bu bağlamda, idari şartnameye
ayrıca “ işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı sözleşmesinin olması ” şeklinde ibare konularak henüz
ihale yapılırken firmalardan söz konusu sözleşmelerin istenmesi ve bu sebeple ihale dışı bırakılmasının
yerinde olmadığı değerlendirilmektedir. Diğer taraftan Kültür ve Sosyal İşleri Müdürlüğünün yaptığı
diğer hizmet ihalelerinde işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı sözleşmesinin aranmadığı görülmüştür.
Yukarıda yer verilen mevzuat ve yapılan açıklamalar çerçevesinde, ihalelerde kamu menfaati
göz önünde bulundurularak katılımı kısıtlayıcı, rekabeti engelleyici hususlara yer verilmemeli, benzer iş
tanımı, mevzuatın ruhuna uygun olarak ihalelere katılımı artıracak dolayısıyla rekabet düzeyini mümkün
olan en yüksek seviyede gerçekleştirecek şekilde geniş yorumlanmalıdır.
3. Kurum Tarafından Yapılan Bazı İhalelerde Rekabeti Engelleyecek Hususların Yer
Alması
Kurumun ihale dosyalarının incelenmesinde; ihale şartnamelerinin bir kısmında rekabeti bozan
hükümlerin bulunduğu görülmüştür.
533
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun “Temel ilkeler” başlıklı 5'inci maddesinde idarelerin, 4734
sayılı Kanun'a göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği,
kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli
kullanılmasını sağlamakla sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır.
Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliği'nin “Makine, teçhizat ve diğer ekipmana ilişkin
belgeler” başlıklı 41'inci maddesinde makine, teçhizat ve ekipman için kendi malı olma şartının
aranmamasının esas olduğu, ancak, işin niteliğinin gerektirdiği hallerde, söz konusu hususun yeterlik
kriteri olarak belirlenebileceği belirtilmiştir.
Yine Kamu İhale Genel Tebliği'nin 9'uncu maddesinde de Yönetmelik hükmüne benzer şekilde
“kendi malı olma şartının aranmamasının” esas olduğu ifade edilmiştir.
4734 sayılı Kanun'un “Teknik şartnameler” başlıklı 12'inci maddesinde teknik şartnamelerde
rekabeti engelleyici hususlar bulunmayacağı, belli bir marka, model, patent, menşei, kaynak veya ürün
belirtilemeyeceği ve belirli bir marka veya modele yönelik özellik ve tanımlamalara yer verilemeyeceği
hüküm altına alınmıştır.
Görüldüğü üzere idarelerin, rekabetin sağlanması, uygun şartlarda hizmetin temini ve
kaynakların verimli kullanabilmesi için ihale dokümanında fırsat eşitliğini bozacak, rekabeti azaltıp
fiyatın yükselmesine sebep olacak kısıtlamalara gitmemesi esastır. İşin görülmesi için kullanılacak
makinelerin yüklenicinin kendi malı olması kuralı, ihaleye girecek firmaların azalmasına, istenen
rekabetin oluşamamasına neden olacak ve fiyatın yükselmesine sebebiyet verecektir. Bu nedenle
idarelerin bu takdir yetkisini gerçekçi teknik zorunluluklarda kullanması, mümkün mertebe bu gibi
kısıtlamalarla ihaleye çıkılmaması, böyle bir kısıtlama yapılacaksa da teknik şartnamede belirli bir
marka veya modele yönelik özellik veya tanımlamalara yer vermeyerek rekabet ve eşit muameleyi
temin etmesi esastır.
Alımın niteliği dikkate alınmak suretiyle, idarece temini öngörülen makine ve ekipmandan bir
kısmının isteklinin kendi malı olmasına yönelik düzenleme yapılmasının idarenin takdir yetkisi
dâhilinde olduğu kabul edilmekle birlikte, idarenin bu takdir yetkisini 4734 sayılı Kamu İhale
Kanunu'na aykırı sonuç doğuracak şekilde kullanmaması gerektiği de açıktır. Aksi bir uygulama sadece
belli firmalara yönelik ihalelerin yapılmasına sebep olabilecektir ki, bu husus ihale mevzuatında yer alan
“eşit muamele” ilkesine aykırıdır.
Söz konusu husus Kamu İhale Kurulunun birçok kararında yerini bulmuştur. Kamu ihale
Kurulu 16.10.2014 tarih ve 2014/UH.II-3391 numaralı kararında “isteklinin kendi malı olması yönünde
getirilen şartın ihalede rekabeti daralttığı, idarenin bu takdir yetkisini 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'na
aykırı sonuç doğuracak şekilde kullanmaması gerektiği, düzenlemenin fırsat eşitliğini ve rekabeti
engelleyici nitelikte olduğu, 4734 sayılı Kanun'un 5'inci maddesinde yer alan kaynakların verimli
kullanılması ve ihtiyaçların uygun şartlarda ve zamanında karşılanması ilkelerinin de ihlali anlamına
geldiği” gibi gerekçelerle ihaleyi iptal etmiştir.
Görüldüğü üzere gerek mevzuat gerekse Kamu İhale Kurul kararlarında “kendi malı olma”
534
şartının aranmamasının esas olduğu, idarenin takdir yetkisinin Kamu İhale Kanunu'na aykırı
kullanılmaması gerektiğine vurgu yapılmıştır. Bu nedenle kendi malı olma şartının keyfi değil ancak
teknik zorunluluk durumlarında idarelerce kullanılması gerektiği, aksi bir uygulamanın ihalede rekabeti
engelleyerek kaynakların verimli kullanılmasının önüne geçeceği, eşit muamele ve fırsat eşitliği
ilkelerini bozacağı açıktır.
İhale dokümanları incelendiğinde işin muhteviyatı gereği aynı zamanda gerçek bir teknik
zorunluluğu gerektirecek izaha rastlanılmamış olup rekabeti engelleyecek hükümlerin ihale
dokümanında yer alması usul haline getirilmiştir.
Vazgeçilemez teknik bir zorunluluk olmadan kendi malı olma kısıtlamasına gidilmesi
Kanunu'nun temel ilkelerinden olan “rekabetin sağlanması” ve “kaynakların verimli kullanılması”
ilkelerinin zedelenmesine neden olmuştur.
4. İhale Şartnamesine Konulmuş Hüküm Gereği Kapsamda Olmayan Başka Yerler İçin
İhale Yapılmaksızın Yüklenici Firma ile Ek Protokol Yapılması
Kurumun Billboard ihalesinde, işin şartnamesine konulmuş hüküm gereği, kapsamda olmayan
başka yerler için ihale yapılmaksızın, aynı firma ile ek protokol yapıldığı tespit edilmiştir.
İlçe sınırları dâhilinde 300 adet billboard konulması işi için 2886 Sayılı yasaya göre ihaleye
çıkılmış ve 21 Eylül 2007 tarihinde 10 yıllık kira sözleşmesi yapılmıştır. Aynı firma ile 03.06.2015
tarihinde de ek protokol yapılmıştır.
İhale kapsamında yüklenici firma şunları yapacaktır;
1. Bu ihale ile yüklenici firmanın arazide tesis ettiği billboardların sözleşme tarihi itibari ile %20'si
(60 adet) idarenin kullanımına ayrıca sözleşmenin bitim tarihinden itibaren 300 adet bilboardın
tamamı idareye teslim edilecektir
2. 300 adet bilboard ile idareye ait 30 adet raket panonun bakım ve onarımını üstlenilmiştir. Söz
konusu raketler %20 kullanıma dâhil değildir.
İdare tarafından kira sözleşmesinin 12'nci maddesi gereği yüklenici firmaya protokol yapmak üzere
03.06.2015 tarihinde teklifte bulunulmuştur.
İhale şartnamesinin 12'nci maddesi;
”Belediye sınırları içerisin de ihtiyaç duyulması halinde, ihale edilecek söz konusu billboardlar
dışında yenilerini koymak istemesi halinde şartlarını ve bedellerini belirlemek suretiyle yüklenici
firmaya teklifte bulunur kabul edilmemesi halinde yeni bir ihale ile söz konusu billboardlar dışındaki
yeni konulacak billboardlar da ihale edilebilir.”
Denilmektedir.
Yapılan protokol gereği yüklenici firma 100 adet clp pano, 10 adet megaliegt pano, 10 adet
billboard, 1 adet led ekran karşılığında, idarenin ihtiyaç duyduğu 1 adet led ekran, 50 adet clp pano, 30
adet billboard olmak üzere toplam 81 adet ürünü hazırlayacaktır.
Ek protokol dosyasında toplam 81 adet ürünün maliyet hesabının nasıl yapıldığına ilişkin
idarece herhangi bir evrak hazırlanmamıştır.
535
Ayrıca 30 adet billboard için uygun alan tespit edilemediği gerekçesi ile tesliminin
yapılamadığı belirtilmiştir. Bu durumda idare tarafından bu ihtiyacın neye göre belirlendiği
anlaşılamamıştır.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunun “İlkeler” başlıklı 2'nci maddesi;
“Bu Kanunun yürütülmesinde, ihtiyaçların en iyi şekilde, uygun şartlarla ve zamanında
karşılanması ve ihalede açıklık ve rekabetin sağlanması esastır.
Başka başka istekliler tarafından karşılanması mutat olan muhtelif işler bir eksiltmede
toplanamaz. Ancak, ihalelerinin ayrı ayrı yapılacağı açıklanmak suretiyle ilanları bir arada
yapılabilir.”
Denilmektedir.
Mezkûr mevzuat hükmünden de anlaşılacağı üzere başka firmalar tarafından da yapılabilecek
bir işin, ihalesi devam eden işin yüklenicisine öncelik verileceğinin belirtilerek idari şartnameye
eklenmesinde herhangi bir kamu yararı bulunmamaktadır.
Belirtilen mevzuat hükümleri ve yapılan açıklamalar çerçevesinde idarenin ihale şartnamesine
10 yıl boyunca billboard, led ekran, megaliegt pano gibi işler için, bir firmaya öncelik vereceğini
taahhüt etmesinin ve bu kapsamda herhangi bir maliyet hesaplaması yapmadan protokol yapmasının
Devlet İhale Kanunun “ihtiyaçların en iyi şekilde, uygun şartlarla ve zamanında karşılanması, ihalede
açıklık ve rekabetin sağlanması” ilkelerine aykırı olduğu ve kanuni herhangi bir dayanağının
bulunmadığı düşünülmektedir.
5. İhale Komisyon Üyelerinin Mevzuatın Gerektirdiği Şartları Taşımaması
Yapılan denetim ve incelemeler sonucunda, ihale komisyonu teşekkül ettirilirken üyelerde
bulunması gereken şartlara riayet edilmediği görülmüştür.
4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu'nun ihale komisyonunun oluşumu ve komisyon üyelerinin
taşıması gereken vasıfları içeren İhale Komisyonu başlıklı 6' ncı maddesinde “İhale yetkilisi, biri
başkan olmak üzere, ikisinin ihale konusu işin uzmanı olması şartıyla, ilgili idare personelinden en az
dört kişinin ve muhasebe veya malî işlerden sorumlu bir personelin katılımıyla kurulacak en az beş ve
tek sayıda kişiden oluşan ihale komisyonunu, yedek üyeler de dahil olmak üzere görevlendirir.” Hükmü
yer almaktadır. Yine aynı madde, komisyona üye olarak görevlendirilecek personelin ihalenin
gerektirdiği teknik veya diğer nitelikleri taşımaması durumunda da yol göstererek “İhaleyi yapan
idarede yeterli sayı veya nitelikte personel bulunmaması halinde, bu Kanun kapsamındaki idarelerden
komisyona üye alınabilir.” Hükmüne yer vermiştir.
a) 2016/399745 İhale numaralı akaryakıt alım işine ait ihale komisyonun da işin uzmanı olarak
ifade edilen kişin Kamu yönetimi lisansı olan bilgisayar işletmeni kadrosunda yer aldığı,
b) 2017/17878 ihale numaralı elektrik alımı ihale komisyonunda yer alan ve uzman olarak ifade
edilen kişilerin işletme mezunu ve ticaret lisesi mezunu olduğu aynı zamanda mali üyenin
bilgisayar işletmeni kadrosunda yer aldığı ve muhasebe veya mali işlerden sorumlu olmadığı,
c) Belediye kadrosunda iki adet gıda mühendisi bulunmasına rağmen 2016/356246 ihale numaralı
536
Memur Personele 12 Aylık Öğlen Yemeği Hizmeti Alım İşine ait ihale komisyonun da işin
uzmanı olarak ifade edilen personellerin işletme bölümü ve ticaret lisesi mezunu olduğu ve yine
mali üyenin bilgisayar işletmeni kadrosunda yer aldığı ve muhasebe veya mali işlerden sorumlu
olmadığı, tespit edilmiştir.
Kurumun Kadro Cetvelleri incelendiğinde ihale komisyonunun teşekkülüne ihtiyaç duyulan
nitelik ve sayıda personelinin olduğu fakat buna rağmen ifade edilen kanunun ilgili maddesinde
belirtilen işin uzmanının ve muhasebe veya mali işlerden sorumlu personelin ihale yetkilileri tarafından
ihale komisyonunda görevlendirilmediği tespit edilmiştir. Anılan mevzuat hükümleri ve yapılan
açıklamalardan anlaşılacağı üzere mevcut uygulama mevzuat hükümlerine aykırılık teşkil etmektedir.
E. TEZCAN-Otopark Yönetmeliği'ne Aykırı Hususlar
1. Otopark Bedellerine İlişkin Gelirlerin Vadeli Hesapta Takip Edilmemesi
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler -B.şehir Bel.
-B.şehir ilçe bel.
-Diğer il belediyesi
-B.şehir bağlı idaresi (ASKİ vs)
-B.şehir şirketi.
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
Konu büy.ş. belediyesini ilgilendiriyor.
Yeni yapılan bina için otopark bedeli tahsil
ediliyor. Büyükşehir bel hesabına yatırılıyor.
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
Muhasebe kayıtları ve mali tablolarının incelenmesinde, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 37'nci ve
44'üncü maddelerine dayanılarak hazırlanan Otopark Yönetmeliği gereği tahsil edilen otopark
bedellerinin vadeli hesapta izlenmediği görülmüştür.
Otopark Yönetmeliğinin 10"uncu ve 11"inci maddelerinde; otopark bedellerinin kamu
bankalarından herhangi birinde açılacak otopark hesabına yatırılacağı, bu hesapta toplanan meblağa
yasaların öngördüğü faiz oranının uygulanacağı ve otopark bedellerinin belediye sınırları içerisinde
yapılacak veya yaptırılacak otoparklar için kullanılması gerektiği belirtilerek, bu meblağın otopark tesisi
dışında başka bir amaçla kullanılamayacağı hüküm altına alınmıştır.
18.11.2015 tarihli 29536 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu
Haznedarlığı Genel Tebliği'nin “Kaynakların Değerlendirilmesi ve Nemalandırılması” başlıklı 6'ncı
maddesi
“(1) Kurumlar kısa vadeli kaynaklarını, vadesiz ve/veya vadeli mevduat, özel cari hesap ve/veya
537
katılma hesabı ile repo/ters repo araçlarını kullanarak değerlendirir. Kısa vadeli kaynaklar için
uygulanacak vadeli mevduat faiz oranı ve katılma hesabı getiri oranı, TCMB tarafından haftalık olarak
en son açıklanan, bankalarca TL üzerinden 1 aya kadar vadeli olarak açılan mevduatlara uygulanan
ağırlıklı ortalama faiz oranının;
a) Gecelik vade açılması halinde % 70'inden,
b) 7 güne kadar vade açılması halinde % 80'inden,
c) 8 günden 30 güne kadar vade açılması halinde % 90'ından düşük olamaz"
Denmektedir.
Anılan mevzuat hükümleri dikkate alınarak kaynakların nemalandırılması ve bunlara ilişkin
muhasebe kayıtlarının zamanında yapılması gerekmektedir.
2. Otopark Hesabında Toplanan Bedellerin Amacı Dışında Kullanılması
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler -B.şehir Bel.
-B.şehir ilçe bel.
-Diğer il belediyesi
-B.şehir bağlı idaresi (ASKİ vs)
-B.şehir şirketi.
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
Konu büy.ş. belediyesini ilgilendiriyor.
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
Belediye'nin otopark hesabında toplanan paraların Otopark Yönetmeliği'nde belirlenen amaçlar
dışında harcandığı tespit edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununa dayanılarak Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca çıkarılan 01.07.1993
tarihli Otopark Yönetmeliği'nin 4'üncü maddesinin (f) fıkrasında; otopark ihtiyacının parselinde
karşılanması mümkün olmayan durumlara ilişkin ilkelerin belediye meclisince belirleneceği, parselinde
otopark ihtiyacı karşılanamayan durumlarda belediyesince bu yönetmelik hükümlerine göre belirlenecek
otopark bedelinin alınacağı ifade edilmiştir.
Ayrıca otopark bedeli alınan parsellerin otopark ihtiyacının belediyesince karşılanması zorunluluğu
belirtilmektedir.
Söz konusu yönetmeliğin “Mali Hükümler” başlıklı 10'uncu maddesine göre; otopark bedelleri,
kamu bankalarından herhangi birinde açılacak otopark hesabına yatırılır, bu hesapta toplanan meblağa
yasaların öngördüğü faiz oranı uygulanır.
Aynı yönetmeliğin “Otopark Hesabından Yapılacak Harcamalar” başlıklı 11'inci maddesine
göre; otopark hesabında toplanan meblağ, belediyelerin kendi kaynaklarından ayıracağı tahsisatla
538
birlikte, tasdikli plan ve beş yıllık imar programına göre hazırlanan kamulaştırma projesi karşılığında
otopark tesisi için gerekli arsa alımları ile bölge veya genel otoparkları için kullanılır. Otopark
hesabında toplanan meblağ otopark tesisi dışında başka bir amaçla kullanılamaz. Otopark hesabında
toplanan meblağın, amacında kullanılıp kullanılmadığı hususu İçişleri Bakanlığı'nca denetlenir.
Rize Belediyesine ait otopark hesabı incelenmiş, toplam 2.257.018,25-TL gelir elde edildiği
tespit edilmiştir. Söz konusu hesabın mali yıl boyunca para hareketleri incelendiğinde ilgili hesaptan
yukarıda adı geçen yönetmelik hükümlerine aykırı olarak Belediye'nin söz konusu hesabın açılış
amacına uygun olmayan giderler için harcama yapıldığı görülmüştür. Oysa mezkur yönetmelikte
belirtildiği üzere, ilgili hesapta toplanan paradan kamu idaresinin faiz geliri elde etmesi
öngörülmektedir. Yine otopark hesabında toplanan meblağın, otopark tesisi dışında başka amaçlarla
kullanılması mevzuata aykırılık teşkil etmektedir.
3. Otopark Yönetmeliği Uyarınca Nakden Tahsil Edilen Bedellerin Büyükşehir Belediyesine
Aktarılmaması
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler -B.şehir Bel.
-B.şehir ilçe bel.
-Diğer il belediyesi
-B.şehir bağlı idaresi (ASKİ vs)
-B.şehir şirketi.
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
Otopark bedeli b.şehir bel hesabına
yatırılmaktadır.
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
Belediye tarafından otopark ihtiyacı parselinde karşılanamayan ve idaresince İmar Kanununun
37 nci maddesine göre otopark tesis edilemeyen alanlarda otopark bedelinin arsa payı hariç %25'i yapı
ruhsatının verilmesi sırasında nakden tahsil edilmesine rağmen söz konusu tutarlar otopark
ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla Muğla Büyükşehir Belediyesine gönderilmemiştir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun “Büyükşehir ve İlçe Belediyelerinin Görev ve
Sorumlulukları” başlıklı 7 nci maddesinde büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları
arasında yolcu ve yük terminalleri, kapalı ve açık otoparklar yapmak, yaptırmak, işletmek, işlettirmek
veya ruhsat vermek sayılmıştır.
Aynı Kanunun 27 nci maddesinde düzenlenen; “İmar mevzuatı uyarınca belediyelerin
otoparkla ilgili olarak elde ettikleri gelirler tahsil tarihinden itibaren kırk beş gün içinde büyükşehir
belediyesine aktarılır. Büyükşehir belediyeleri bu geliri tasdikli plan ve beş yıllık imar programına göre
539
hazırlanan kamulaştırma projesi karşılığında otopark tesisi için gerekli arsa alımları ile bölge ve genel
otoparkların inşasında kullanır. Bu gelirler bu fıkrada belirtilen amaç dışında kullanılamaz.” amir
hükmünün de açıkça belirttiği gibi ilçe belediyelerinin, Otopark Yönetmeliği'ne göre tahsil ettikleri
otopark gelirlerini, tahsil tarihinden itibaren kırk beş gün içinde büyükşehir belediyelerine, aktarma
yükümlülükleri vardır.
Ayrıca Otopark Yönetmeliği'nin Genel Esaslar Başlıklı 4 üncü maddesinin Ek Üçüncü
Paragrafında “...Otopark ihtiyacı parselinde karşılanamayan ve idaresince İmar Kanununun 37 nci
maddesine göre otopark tesis edilemeyen alanlarda otopark bedelinin arsa payı hariç %25'i yapı
ruhsatının verilmesi sırasında nakden, kalan %75'i ve arsa payı ise belediyesince veya il özel idaresince
parselin otopark ihtiyacı karşılandıktan en geç doksan gün sonra o yıla ait miktarlara göre
değerlendirilerek tahsil edilir.” Düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bağlamda, Bodrum Belediyesi tarafından otopark ihtiyacı parselinde karşılanamayan ve
idaresince İmar Kanununun 37 nci maddesine göre otopark tesis edilemeyen alanlarda otopark bedelinin
arsa payı hariç %25'i yapı ruhsatının verilmesi sırasında 2017 yılı için toplam 1.209.474,16-TL nakden
tahsil edilmesine karşın tahsil edilen söz konusu tutarlar 45 gün içerinde Büyükşehir Belediyesine
gönderilmesi gerekirken 2017 yılı içerisinde bu tutarlara ilişkin herhangi bir gönderim söz konusu
olmamıştır. Tespit edilen tutarların otopark ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla Büyükşehir
Belediyesine gönderilmesi gerekmektedir.
4. Büyükşehir Belediyesinden İlçe Belediyesine Aktarılması Gereken Otopark Geliri
Paylarına İlişkin Takibin Yapılmaması
.
ÖRNEK BULGU:
İLGİLİ BELEDİYE -Bütün belediyeler -B.şehir Bel.
-B.şehir ilçe bel.
-Diğer il belediyesi
-B.şehir bağlı idaresi (ASKİ vs)
-B.şehir şirketi.
KONU
YAPILAN HATA
DOĞRUSU
2018-BURHANİYE-Çalışma Kağıdı:
OCAK AYINDA:
Muhasebe yetkilisine sorulacak.
B.şehir belediyesi, yol kenarlarına araç
park edenlerden aldığı park bedelinin yarısını ilçe
bel.e göndermek zorunda.
Eylül-para gelmedi.
2018-ASKİ-Çalışma Kağıdı:
540
Belediye muhasebe kayıtlarında yapılan incelemede Balıkesir Büyükşehir Belediyesince ilçe
belediyesine yatırılması gereken otopark gelirlerine ilişkin payların aktarılmadığı, ilçe belediyesince de
söz konusu payların talep edilmediği tespit edilmiştir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7 nci maddesinin (f) bendi uyarınca
karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve
işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek Büyükşehir Belediyelerinin yetkileri arasındadır.
5216 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi büyükşehir belediyesinin gelirlerine ve bu gelirlerin ilçe
belediyeleri ile paylaşılmasına dair düzenlemeler içermekte etmekte olup (f) bendinde, kanunun 7 nci
maddesinin (f) bendine atıf yapılmakta ve bu bende göre; tespit edilen park yerlerinin işletilmesinden
elde edilen gelirin %50'sinin ilçe ve ilk kademe belediyelerine nüfuslarına göre dağıtılması
öngörülmektedir.
Mezkur maddenin 1 inci fıkrasının o bendinde ise;
“Büyükşehir belediyeleri ve bağlı kuruluşları ile ilçe (.)(1) belediyeleri; tahsil ettikleri vergiler
ve benzeri malî yükümlülüklerden birbirlerine ödemeleri gereken paylar ile su, atık su ve doğalgaz
bedellerini zamanında yatırmadıkları takdirde, ilgili belediye veya bağlı kuruluşun talebi üzerine söz
konusu tutar, İller Bankası tarafından, yükümlü belediyenin genel bütçe vergi gelirleri payından
kesilerek alacaklı belediyenin hesabına aktarılır.
Gecikmeden kaynaklanacak faiz ve benzeri her türlü zararın tazmininden, ilgili ilçe (...) (2)
belediye başkanı ve sayman şahsen sorumludur. Bu fıkra hükmü, ilçe ve ilk kademe belediyeleri
hesabına yapılacak her türlü aktarmaları zamanında yapmayan büyükşehir belediye başkanı, bağlı
kuruluş genel müdürleri ve saymanları hakkında da uygulanır.” Denilerek Büyükşehir ve İlçe
Belediyelerinin birbirlerine yapmak zorunda oldukları ödemelerin zamanında yapılmamasından
kaynaklanan her türlü zarardan ilgili belediye başkanları ve saymanlar sorumlu tutulmuşlardır.
Yapılan incelemede büyükşehir belediyesince, Gönen Belediyesine yukarıda yer alan mevzuata
göre aktarılması gereken payların ödenmediği, ilçe belediyesince de alacağına ilişkin herhangi bir talep
veya yazışma yapılmadığı görülmüştür. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ile gerekli yazışmalar
yapılarak, parkmetre gelirlerinin takibinin yapılması kamunun yararına olacaktır.
TEZCAN SORULAR BİTTİ-
F. KADİR-Şehir içi Ulaşım Hizmetlerinin İşletilmesinde Mevzuata Aykırı Uygulamalar
1. Otobüslerin ihalesiz olarak kiraya verilmesi
2. Elektronik Bilet Uygulamalarında Sözleşmeye Aykırı Uygulamaların
Bulunması
3. İşletme hakkı devrinde ortaya çıkan sorunlar
4. İhaleli İşlerde Sözleşmeye Aykırı Uygulamaların Bulunması
G. KADİR-775 Sayılı Gecekondu Kanunu Hükümlerine Aykırı Uygulamalar
1. Hazineye Ait Taşınmazların Satış Bedellerinin Tahsil Edilen Kısmından %10
Payın 775 Sayılı Gecekondu Kanunu Hükümlerine Göre Oluşturulması Gereken
541
Fon Hesabına Aktarılmaması
2. Gecekondu Fonuna Aktarılan Payların 362 Fonlar Adına Yapılan Diğer
Kesintiler Hesabında Muhasebeleştirilmemesi
3. Gecekondu Fonu Gelirlerinin İlçe Belediyelerine Gönderilmesi Gerekirken,
Defterdarlık Tarafından Büyükşehir Belediyelerine Gönderilmesi
4. Gecekondu Fonu Hesabının Amacı Dışında Kullanılması
775 sayılı Gecekondu Kanunu Hükümlerine göre oluşturulması gereken fon hesabının teşkil
ettirilmediği, belediye ve mücavir alan sınırları içindeki Hazineye ait taşınmazlarının satış bedellerinden
aktarılması gereken payın, fon hesabına kaydedilmediği görülmüştür.
775 sayılı Gecekondu Kanununun “Fonların teşkili ve kullanılması” başlıklı 12'nci maddesinde;
belirtilen kaynaklardan sağlanacak gelirlerin, Türkiye Emlak Kredi Bankasında, ilgili belediyeler adına
açılacak özel hesaplarda toplanacağı, 13'üncü maddesinde ise bu fonlarda toplanan paraların nerelerde
kullanılması gerektiği açıklanmıştır.
775 sayılı kanunun 13 üncü maddesinde aynen:
“Buna göre 12'nci madde gereğince teşkil edilen fonda toplanan paralar, belediyelerce, Toplu
Konut İdaresi Başkanlığının izni alınmak şartıyla:
a) Bu kanundaki amaçlarda kullanılmak üzere arsa sağlanmasında, Toplu Konut İdaresi
Başkanlığınca onanan plan ve projelere göre halk konutu, nüve konut veya geçici misafir konutu
yapılmasında,
b) Islah olunacak gecekondu bölgeleri ile yeniden tesis edilecek önleme bölgelerinin yol,
meydan, kanalizasyon, su, elektrik ve benzerleri gibi kamu hizmet ve tesislerinin Toplu Konut İdaresi
Başkanlığınca onanan projelerine göre yapılmasında veya onarılmasında,
c) Kendi bütçe imkânlarıyla karşılanamayan ve fakat bu kanun gereğince yapılması gereken
tespit, harita alımı, plan ve projelendirme hizmetlerinde kullanılır. “
Denilmektedir.
Yukarıda mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere ilgili fonda biriken paralar 775 sayılı
Kanunun 13 üncü maddesinde açıklanan yerlerde kullanılabilecek, bunun dışındaki yerlerde
kullanılamayacaktır.
4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun “Taksitle ödeme, satış bedelinden pay
verilmesi, belediyelere devir” başlıklı 5 inci maddesinde; “... Belediye ve mücavir alan sınırları içindeki
Hazineye ait taşınmazların satış bedellerinin tahsil edilen kısmından öncelikle yerinde muhafaza
edilemeyen yapıların tasfiyesinde kullanılmak şartıyla % 10'u, ilgili belediyelerin 20.7.1966 tarihli ve
775 sayılı Kanun hükümlerine göre oluşturulan fon hesabına aktarılır. Kalan kısmından ise ilgili
belediyeye % 30, varsa büyükşehir belediyesine % 10 oranında pay verilir. ...Bu paylar tahsilini takip
eden ayın yirmisine kadar ilgili idarelerin hesaplarına aktarılır. ...”
Denilmektedir.
542
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin Fonun teşkili ve
muhasebeleştirilmesine ilişkin “Belirli Bir Amaca Tahsisli Gelirler ve Alınan Paylar” başlıklı 18 inci
maddesinin ikinci fıkrasında aynen:
“20/7/1966 tarihli ve 775 sayılı Gecekondu Kanununun 12 nci maddesi gereği kurulan fonda
toplanacak paralar gelir bütçesinin ilgili bölümüne gelir kaydedilir. Diğer taraftan gider bütçesinin
ilgili tertibine tahsis amacı doğrultusunda kullanılmak üzere ödenek konulur. Bu fondan yapılan
harcamalarda 775 sayılı Kanunda belirtilen usul ve esaslar uygulanır.”
Denilmektedir.
Yapılan inceleme neticesinde, 4706 sayılı Kanunun 5 inci maddesi kapsamında yapılan
satışlardan Belediyeye aktarılması gereken payların tahakkuk ve takibine ilişkin Belediye
tarafından herhangi bir işlem yapılmadığı görülmüştür. Hazine tarafından toplu olarak gönderilen
tutarların tamamı 800.05.02.08.99 nolu “Mahalli İdarelere Ait Diğer Paylar Hesabı”na
kaydedilmektedir. ilgili yılında, ilgili madde kapsamında yapılan satışlardan
Belediyeye gönderilen %10’luk fon payı tutarı ile %30’luk pay tutarı toplamı...........................TL’dir.
Fon hesabına aktarılması gereken %10’luk orana isabet eden ...................................... TL’lik tutarın
362.01.99 nolu “Fonlar Adına Yapılan Diğer Kesintiler Hesabı”na alınmayarak tamamının
600.05.02.08.99 Mahalli İdarelere Ait Paylar Hesabına kaydedildiği görülmüştür.
................ TL'lik tutarın 362.01.99 nolu “Fonlar Adına Yapılan Diğer Kesintiler
Hesabı”na aktarılarak muhasebeleştirilmesi ve takibinin sağlanması gerekmektedir.
Ğ. KADİR-Belediye Borçlarına İlişkin Hususlar
1. 5393 sayılı Belediye Kanunu Hükümlerine Göre Borçlanma Limiti Kapsamına
Sosyal Güvenlik Primi ve Vergi Borçları ile Piyasaya Olan Borçların da Dâhil
Edilerek Borçlanma Sınırının Tespit Edilmesi
5393 sayılı Belediye Kanunu'nun Borçlanma başlıklı 68'inci maddesi ve bu hükme dayanılarak İçişleri
Bakanlığı tarafından çıkarılan “Borçlanma” konulu 21.02.2005 tarih ve
45201 sayılı genelgeye göre;
1. İller Bankası kredileri ve faizleri,
2. Banka Kredileri ve faizleri,
3. Dış krediler ve faizleri,
4. Hazineye olan borçlar ve faizleri,
5. Piyasa borçları (bütçe emanetleri),
6. Vergi ve sosyal güvenlik borçları
Toplanarak borçlanma limiti tespit edilmelidir. Yukarıda sayılan kalemlerin toplanması
suretiyle hesaplanan borç stoku, belediyenin kesinleşmiş bütçe gelirlerinin yeniden değerleme oranıyla
arttırılan miktarını (büyükşehir belediyeleri için 1,5 kat) geçiyorsa belediyeler borçlanma
yapamayacaktır. 68'inci maddenin birinci fıkrasının (f) bendinde belirtilen borçlanmalarda Bütçe
Kanunu'nun 13'üncü maddesi hükmüne binaen borçlanma limitinin hesaplanmasına dahil edilmiştir.
543
Limitin aşılmasına rağmen yeni borçlanmaya gidilmesinin tek bir istisnası vardır. O da 2018 yılı Bütçe
Kanunu'nun 13'üncü maddesine göre yapılacak;
■ Avrupa Birliği ile katılım öncesi mali iş birliği çerçevesinde desteklenen projelerin finansmanı
için yapılan borçlanmalar,
■ Çok taraflı yatırım ve kalkınma bankalarından doğrudanveya İller Bankası Anonim
Şirketi aracılığıyla yapılan borçlanmalar (dış kredi),
■ SUKAP kapsamında yürütülecek işler için İller Bankası Anonim Şirketinden yapılan
borçlanmalardır.
2. 5393 sayılı Belediye Kanunu Hükümlerine Göre Borçlanma İçin İçişleri Bakanlığından
İzin Alınmaması
Kurumun borç stokunun 5393 sayılı Belediye Kanunu'nda belirtilen sınırın üzerinde olduğu ve
en son kesinleşmiş bütçe gelirlerinin, 213 ayılı Vergi Usul Kanununa göre belirlenecek yeniden
değerleme oranıyla artırılan miktarının yılı içinde yüzde onunu geçen iç borçlanma için İçişleri
Bakanlığının onayı alınmamıştır.
5393 sayılı Belediye Kanunun “Borçlanma” başlıklı 68 inci maddesinde; “... d) Belediye ve
bağlı kuruluşları ile bunların sermayesinin yüzde ellisinden fazlasına sahip oldukları şirketlerin, faiz
dâhil iç ve dış borç stok tutarı, en son kesinleşmiş bütçe gelirleri toplamının 213 sayılı Vergi Usul
Kanununa göre belirlenecek yeniden değerleme oranıyla artırılan miktarını aşamaz. Bu miktar
büyükşehir belediyeleri için bir buçuk kat olarak uygulanır. e) Belediye ve bağlı kuruluşları ile bunların
sermayesinin yüzde ellisinden fazlasına sahip oldukları şirketler, en son kesinleşmiş bütçe gelirlerinin,
213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre belirlenecek yeniden değerleme oranıyla artırılan miktarının yılı
içinde toplam yüzde onunu geçmeyen iç borçlanmayı belediye meclisinin kararı; yüzde onunu geçen iç
borçlanma için ise meclis üye tam sayısının salt çoğunluğunun kararı ve İçişleri Bakanlığının onayı ile
yapabilir. Yukarıda belirtilen usûl ve esaslara aykırı olarak borçlanan belediye yetkilileri hakkında,
fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmeyen durumlarda 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun görevi kötüye
kullanmaya ilişkin hükümleri uygulanır.” denilmektedir. A - Kurumun borç stokunun 5393 sayılı
Belediye Kanunu'nda belirtilen sınırın üzerinde olduğu anlaşılmaktadır. Belediyenin 2015 yılı sonu
bütçe geliri olan 637.309.201,98-TL'ye, % 5,58'lik yeniden değerleme oranı uygulandığında bu tutar
672.871.055,45-TL olmaktadır. Belediye Kanunu büyükşehir belediyeleri için borç tavan tutarını
hesaplanan bu tutarın 1,5 katı olarak öngörmüştür. Dolayısıyla Gaziantep Büyükşehir Belediyesi için
borç stok tavan tutarı 1.009.306.583,18-TL olmaktadır. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi'nin 2016 yılı
sonu itibariyle bilançosuna göre 1.527.481.178,76-TL borcu bulunmaktadır. Mevcut borç stokunun,
anılan mevzuat hükmüne göre borçlanma sınırının üzerinde olduğu görülmektedir. B - Kurumun, en son
kesinleşmiş bütçe gelirlerinin, 213 ayılı Vergi Usul Kanununa göre belirlenecek yeniden değerleme
oranıyla artırılan miktarının yılı içinde yüzde onunu geçen iç borçlanma için İçişleri Bakanlığının onayı
alınmamıştır.
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi için azami borç stok tutarı ve yapılan borçlanmaların, 5393
544
sayılı Belediye Kanunun 68. Maddesi çerçevesinde incelenmesi neticesinde; Gaziantep Büyükşehir
Belediyesinin 2015 yılı kesinleşmiş bütçe geliri 637.309.201,98 TL'dir. 2015 yılı yeniden değerleme
oranının % 5,58 olması nedeniyle yeniden değerleme oranında artırılan 2015 yılı bütçe geliri
672.871.055,45 TL'dir. Belediye Kanunu'na göre bu tutarın %10'u olan 67.287.105,54 TL üzeri
borçlanmalarda İçişleri Bakanlığının izninin alınması gerekmektedir. Kurum tarafından 2016 yılı
içerisinde 318.000.000,00-TL'lik borçlanma için meclis kararı alındığı ve bu tutar için İçişleri
Bakanlığı'ndan izin alındığı anlaşılmaktadır. 2016 yılında kurumun toplam 585.518.716,07-TL
borçlandığı, İçişleri Bakanlığı'ndan alınan 318.000.000,00-TL borçlanma izninin 267.518.716,07-TL
üzerinde olduğu ve bu tutarın, en son kesinleşmiş bütçe gelirlerinin, 213 ayılı Vergi Usul Kanununa
göre belirlenecek yeniden değerleme oranıyla artırılan miktarının yılı içinde yüzde onu olan
100.930.658,32-TL'yi aştığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla 267.518.716,07-TL tutarındaki kredi için
mevzuata aykırı olarak İçişleri Bakanlığından izin alınmadığı görülmüştür.
3. İller Bankası Tarafından Tahakkuk Ettirilen Borçların Mali Tablolarda Görünmemesi
Etimesgut Belediyesinin mali tablolarının incelenmesinde; İller Bankası tarafından 5779 sayılı
İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun
gereğince genel bütçe vergi gelirlerinden Belediye adına tahakkuk ettirilen yasal paydan, henüz
gerçekleştirilmemiş olan kanuni kesintilerin, Belediye tarafından borç tahakkuklarının yapılmadığı ve
borç hesaplarında izlenmediği tespit edilmiştir.
5779 sayılı Kanun'un “Kesinti yapılması” başlıklı 7'nci maddesinde; “2) İl özel idareleri ve
belediyeler ile bu idarelere bağlı kuruluşların ve bunlara ait tüzel kişilerin, 21/7/1953 tarihli ve 6183
sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip edilen Devlete olan
borçları, 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun kapsamında tanımlanan Hazine alacağı niteliğindeki borçları, İller Bankasına olan
borçları ile sosyal güvenlik kuruluşlarına olan borçlarına ve 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir
Belediyesi Kanununun geçici 3 üncü, 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun geçici 5 inci
maddeleri kapsamında uzlaşma sağlanmış borçları ile bu maddeler kapsamındaki kuruluşlara olan ve
31/12/2006 tarihi itibarıyla tahakkuk etmiş ve uzlaşma sağlanmamış olan borçlarına karşılık, bu idareler
adına her ay genel bütçe vergi gelirleri tahsilatı toplamı üzerinden ayrılacak tutardan, alacaklı idarelerin
talebi üzerine, ilgisine göre Maliye Bakanlığı veya İller Bankası tarafından kesinti yapılarak alacaklı
idarelere ödenir. (4) (Değişik: 28/1/2010-5951/12 md.) Bu maddenin ikinci fıkrası kapsamındaki
borçlardan 1/3/2010 tarihinden önce doğmuş olanlar ile bu tarihten önce Hazinece verilen garantilerden
veya ikrazen kullandırılan kredilerden kaynaklanan 4749 sayılı Kanun kapsamındaki Hazine alacakları
için yapılacak kesintilerin genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamı üzerinden, il özel idareleri ve
belediyeler adına aylık olarak ayrılacak tutara oranı, yüzde 40'ı aşamaz” denilmektedir. İller Bankası,
5779 Sayılı Kanun gereğince genel bütçe vergi gelirlerinden Belediye adına tahakkuk ettirilen yasal
payları ve bundan kesilen veyahut henüz kesilmemiş olmakla birlikte ilerde kesileceği bilinen kanuni
kesintilerin tutarını her ay ilgili Belediyelere göndermektedir. Bu kesintiler, genel olarak elektrik
545
tüketimlerine, Belediyeler Birliği, Kalkınma Ajansı ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının alacaklarına
ilişkin tahakkuk etmiş olan borçlardır. Bu borçlara ilişkin olarak ilgili ay tahakkuk eden tutardan kesinti
yapılmış olsun veya olmasın Belediyeye bildirilmektedir. Buna rağmen, tahakkuk etmiş olan bazı
borçların muhasebenin ilgili borç hesaplarında izlenmediği görülmüştür Bu kapsamda, Etimesgut
Belediyesinin 889.527,12 TL elektrik alımlarına, 368.131,12 TL Türkiye Belediyeler Birliğine olmak
üzere toplam 1.257.658,24 TL tahakkuk etmiş ancak henüz İller Bankasınca kesinti yapılmamış
borcunun, ilgili borç hesaplarında tahakkuk kayıtlarının yapılması gerekmektedir
4. Mevduat Faiz Gelirlerinin Net Tutar Üzerinden Muhasebeleştirilmesi
Kamu idaresinin mali tablolarında 2017 yılı içinde toplam 223.537,09 TL mevduat faiz geliri
elde ettiği görülmüş; ancak bunlara ilişkin muhasebe kayıtları incelendiğinde tahakkuk eden faiz
gelirinin %15 gelir vergisi stopajı düşülerek net tutar üzerinden muhasebeleştirildiği tespit edilmiştir.
Genel Yönetim Muhasebe Yönetmeliği'nin “Gayri safilik ilkesi” başlıklı 39'uncu maddesinde;
“Gelir ve giderler, herhangi bir düzenleme veya standart ile aksi kararlaştırılmadıkça netleştirilmeden
kaydedilir” denmektedir.
Aynı Yönetmeliğin “Faaliyet Sonuçları Tablosu İlkesi” başlıklı 6'ncı maddesinin (a) fıkrasında;
“Kamu idarelerinin faaliyetlerine ilişkin gelir ve gider işlemleri, tahakkuk esasına dayalı olarak gelir
ve gider hesaplarında izlenir. Gelir ve gider hesapları, bütçe ile ilgili olsun veya olmasın, genel kabul
görmüş muhasebe ilkeleri gereği tahakkuk eden her türlü gelir ve giderin kaydına mahsustur.” hükmü
yer almaktadır.
Buna göre, tahakkuk eden faiz gelirlerinin stopaj kesintisi yapılmadan önceki brüt tutar
üzerinden 600.05.01.09.03 Gelirler Hesabında, buna ilişkin olarak stopaj yapılan vergi ve benzeri
giderlerin de 630.03.04.03.01 Vergi Ödemeleri ve Benzeri Giderler Hesabında muhasebeleştirilmesi
gerekmektedir.
Mevduat faizlerinin net tutar olarak kaydedilmesi şeklinde yapılan hatalı muhasebeleştirme
dolayısıyla 600.05.01.09.30 kodunda izlenen mevduat faizlerinin ve 630.03.04.03.01 Vergi Ödemeleri
ve Benzeri Giderlerinin 39.447,72 TL eksik görünmesine sebep olmuştur.
5. Kesin Mizan- İtfa Tablosuna İlişkin Hatalar (Olması gereken borçlar ile Mali tablolarında
yer alan borçların karşılaştırılması gerekmektedir.)
Belediyelerden alınan borç stok ve ödemelerine ilişkin bilgilerin birleştirilmesiyle hazırlanan
itfa tablosu ile belediyelerin kesin mizanları karşılaştırıldığında tablolarda yer alan verilerin birbirini
tutmadığı görülmektedir. Bu durum belediyelerin borçlarını doğru muhasebeleştirememelerine ve mali
tablolarında hataya yol açmaktadır.
Tablo 1- Kesin Mizan-İtfa Tablosu Karşılaştırması (TL)
Yıllar 2014 2015 2016 2017
İller İtfa 2.146.410.088
,82.497.952.793,27 3.266.694.354,94 5.135.394.220,78
Bankası Tablosu 5
546
BorçlarıKesin 2.554.240.424
,72.626.009.372,93 3.932.437.482,91 5.797.659.019,49
Mizan 7
Fark 407.830.335,9
2128.056.579,66 665.743.127,97 662.264.798,71
İtfa 3.597.587.986
,43.974.843.028,57 4.873.360.535,82 7.782.819.926,24
TicariTablosu 2
Banka
BorçlarıKesin 3.837.952.991
,44.184.783.054,97 5.324.057.627,54 8.351.305.698,91
Mizan 7
Fark240.365.005,0
5209.940.026,40 450.697.091,72 568.485.772,67
İtfa 6.770.601.810
,27.732.084.532,22 10.728.090.931,84 12.547.262.798,90
Dış Tablosu 0
Borçlar Kesin 6.220.189.218
,76.951.114.700,22 9.142.599.580,02 11.171.268.375,15
Mizan 5
Fark 550.412.591,4
5780.969.832,0 1.585.491.351,8 1.375.994.42
3,70 2 5
Tabloların bakiyeleri arasında ciddi bir tutarsızlık olduğu görülmektedir. Bu tutarsızlığın en önemli
nedeni itfa tablosunda yer alan tutarların kesin mizanda yanlış hesap alanlarına kaydedilmesinden
kaynaklanmaktadır. Toplamda borç stok tutarları arasında önemli bir fark bulunmamaktadır. Örneğin;
itfa tablosunda yer alan İller Bankası borçlarının bir kısmının kesin mizanda ticari bankalara borç olarak
kaydedildiği ya da dış borçlara kaydedilmesi gereken bir kısım tutarların ise hazine alacaklarına
kaydedildiği görülmüştür.Bu tutarsızlığın diğer sebepleri aşağıdaki gibidir:
■ 2014 yılında kurulan büyükşehir belediyelerinin kuruluş aşamasında borçlarının tespiti ve kaydı
açısından yeterli alt yapıya sahip olmaması ve bu kayıtların henüz düzeltilememesi,
■ Borçların eksik kaydedilmesi,
■ Bazı belediyelerin yapılandırılmış hazine borçlarını, Kamu İdarelerine Mali Borçlar Hesabı
yerine Vadesi Geçmiş Ertelenmiş veya Taksitlendirilmiş Vergi ve Diğer Yükümlülükler Hesabı
ve Kamuya Olan Ertelenmiş veya Taksitlendirilmiş Borçlar Hesabında takip etmesi,
■ Hazine borçlarının bir kısmının Gider Tahakkukları Hesaplarına kaydedilmesidir.
6. Finansmanın Ekonomik Sınıflandırması Cetvelinin Hazırlanmaması
Bütçenin gelir bütçesine göre denk hazırlanması esastır. Ancak bütçe denkliği her zaman
sağlanamamaktadır. Borçlanma yoluyla elde edilen gelirler bütçede görülmediği için belediyelerin
547
mevcut borç ödemelerinin takibi ve yeni borçlanmalarının izlenmesi amacıyla Mahalli İdareler Bütçe ve
Muhasebe Yönetmeliğinde 20'nci maddesinde bütçenin ayrılmaz bir parçası olan Finansmanın
Ekonomik Sınıflandırma Cetveli hazırlanması hükme bağlanmıştır. Bazı belediyelerin bu dokümanı hiç
hazırlamadığı bazı belediyelerin ise Yönetmelik hükmünü içerecek şekilde (borç anapara ödemeleri
göstererek) hazırlamadığı görülmüştür. Bu Cetvelin yeni yapılacak borçlanmalarla birlikte o yıl
içerisinde ödenecek borç anapara ödemelerini de gösterecek şekilde hazırlanması gerekmektedir.
H. KADİR-Çeşitli Konulara İlişkin Hususlar
1. İhale Edilen Bazı Yatırım Harcamalarında 258 Yapılmakta Olan Yatırımlar
Hesabının Kullanılmaması
258 Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabı'nda izlenmesi gereken tutarların bu hesapta takip
edilmeyip doğrudan ilgili maddi duran varlık hesabına alındığı görülmüştür.
Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabı'nın niteliğinin açıklandığı Mahalli İdareler Bütçe ve
Muhasebe Yönetmeliği'nin 204 üncü maddesine göre bu hesap, yapımı süren maddi duran varlıklar için
yapılan her türlü madde ve malzeme ile işçilik ve genel giderlerin; geçici ve kesin kabul usulüne tabi
olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarihte, diğer hallerde
işin fiilen tamamlandığını gösteren belgenin düzenlendiği tarihte, ilgili maddi duran varlık hesabına
aktarılıncaya kadar izlenmesi için kullanılır.
Aynı Yönetmelik'in 205 inci maddesinde adı geçen hesabın işleyişi açıklanmış ve tamamlanıp
geçici kabulü yapılan işlere ilişkin tutarların bu hesaba alacak, ilgili maddi duran varlık hesabına borç
kaydedileceği hüküm altına alınmıştır.
Kurum tarafından yılı içerisinde geçici kabulü yapılmayan 3 farklı yapım işine ait belge
ve kayıtlar incelendiğinde, geçici kabul işlemi yapılıncaya kadar 258- Yapılmakta Olan
Yatırımlar Hesabı'nda izlenmesi gereken........................TL'nin doğrudan ilgili maddi duran varlık
hesabında izlendiği ve neticede cari yılda devam etmekte olan yatırımların mali tablolara hatalı bir
biçimde yansıtıldığı görülmüştür.
Yapılmakta olan yatırımların, geçici kabulü yapılıncaya kadar 258 No'lu Hesap'ta izlenmesi
gerekmektedir.
2. Belediyenin Şirketlerdeki Sermaye Tutarı ile 241 Mal ve Hizmet Üreten
Kuruluşlara Yatırılan sermayeler Hesabının Uyuşmaması
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin 241 Mal ve Hizmet Üreten Kuruluşlara
Yatırılan Sermayeler Hesabı başlıklı 181 inci maddesine göre mal ve hizmet üreten kuruluşlara nakden
veya ayni olarak verilen sermaye tutarları ve bu sermaye tutarlarının işletilmesinden doğan kar ve zarar
ile bütçeye iade olunan sermayelerin izlenmesi için kullanılacağı belirtilmektedir.
Aynı yönetmeliğin 182 inci maddesinde ‘‘Mal ve hizmet üreten kuruluşlara yatırılan
sermayeler hesabına ilişkin işlemler aşağıda gösterilmiştir.
a) Mal ve hizmet üreten kuruluşlara gerek nominal sermaye ve gerekse ayni sermaye transferi
şeklindeki iştirakler gerçeğe uygun değerleri ile bu hesaba kaydedilir. Sermayesine iştirak edilen mal ve
548
hizmet üreten kuruluşlara nakdi veya ayni sermaye şeklindeki
katılımlardan bu hesapta kayıtlı tutarların ilgili mal ve hizmet üreten kuruluşların öz kaynak
hesaplarında karşılık olarak yer alan tutarlarla eşit olması gerekir...” Denilmektedir.
241 Nolu Hesabın işleyişi ise adı geçen yönetmeliğin 183 üncü maddesinde açıklanmıştır.
Belediyenin üç adet %100,bir adet %5,bir adet %0,24 olmak üzere 5 şirkete ortaklığı
bulunmaktadır ve bu şirketlerdeki toplam sermaye miktarı .................................. TL'dir. Yukarıdaki
yönetmelik hükümlerinden anlaşıldığı üzere belediyenin muhasebe kayıtlarında 241 Mal ve Hizmet
Üreten Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabının ............................................. TL borç bakiyesi
bulunması gerekirken....................TL borç bakiyesi bulunmaktadır. Buna göre 241 Nolu Hesapta
................TL lık hataya sebep olunmuştur.
3. Sayıştay İlamlarının Gereğinin Yapılmaması
Gelir kayıt ve belgelerinin incelenmesi sonucunda, 2008 ve 2009 yılları denetimine ait tazmin
hükmolunan muhtelif tutarların tahsil edilmediği görülmüştür.
6085 sayılı Sayıştay Kanunu'nun 53'üncü maddesinde “Sayıştay ilamları kesinleştikten sonra
doksan gün içerisinde yerine getirilir. İlam hükümlerinin yerine getirilmesinden, ilamların gönderildiği
kamu idarelerinin üst yöneticileri sorumludur..." denilmektedir.
Aynı Kanunun 9'uncu maddesinde ise “...Hesabı bu Kanun hükümlerine göre zamanında ve
tam olarak vermeyen sorumlular veya diğer ilgililer ile Sayıştay denetimine giren kamu idareleri
görevlilerinden, denetleme ve yargılama sırasında, istenilen her çeşit bilgi, belge ve defterleri vermeyen
ve denetleme ve yargılamayı güçleştirenlerin aylıkları, Sayıştayın istemi üzerine ilgili kamu
idarelerince, hesabı veya istenen bilgi, belge ve defterleri eksiksiz verinceye kadar yarım olarak ödenir.
Yarım aylık kesilmeye başlandığı tarihten itibaren muhasebe yetkilileri en çok üç ay, diğer görevliler ise
Sayıştayca belli edilen süre içinde yine hesabı veya istenilen bilgi, belge ve defterleri vermez veya
denetleme ve yargılamayı güçleştiren sebepleri ortadan kaldırmazlarsa, bu defa ilgili kamu idarelerince
mevzuatındaki usule göre görevden uzaklaştırılarak haklarında gerekli soruşturma veya kovuşturma
yapılır.
Sayıştay ilamlarının infazını izlemeyen ve gereklerini yerine getirmeyenler hakkında da üçüncü
fıkradaki hükümler uygulanır.” denilmektedir.
2008 yılına ait ilam 03.10.2011 tarihinde, 2009 yılına ilişkin ilam ise 18.02.2013
tarihinde kesinleşmiştir. Yukarıdaki hükümlere karşın ayrıntısı aşağıda gösterilen 2008 ve 2009
yıllarına ait toplam.................... TL'lik kesinleşmiş ilam hükmü halen infaz edilmemiştir.
4. İndirilecek Katma Değer Vergisi Hesabının Kullanımının Hatalı Olması
A- Kurum Tarafından Ödenen Katma Değer Vergilerinin Tamamının İndirim Konusu
Yapılması
Kurumun ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyet kapsamına girmeyen, kuruluş amaçlarına uygun
teslim ve hizmetlerine ilişkin KDV indirim konusu yapılamayacak olmasına rağmen 191-İndirilecek
KDV Hesabında kaydedilmek suretiyle indirim konusu yapılmıştır.
549
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1/1-3-g maddesinde, Genel ve katma bütçeli
idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere,
dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan
veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer
müesseselerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetlerinin KDV'ye tabi olduğu
hüküm altına alınmıştır.
Kanunu'nun 30'uncu maddesinin (a) bendinde, vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna
edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve
hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan katma değer vergisinin, vergiye tabi işlemler üzerinden
hesaplanan katma değer vergisinden indirilemeyeceği ifade edilmiştir.
KDV Genel Uygulama Tebliği'nin “1.B.2 Kamu Kurum ve Kuruluşları, Dernek ve
Vakıflar ile Mesleki Kuruluşların Vergilendirilmesi” başlıklı bölümünde “3065 sayılı Kanunun (1/3-g)
maddesinde sayılan; genel bütçeye dâhil idareler, özel bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyeler ve
köyler ile bunların teşkil ettikleri birlikler, üniversiteler, dernek ve vakıflar ile her türlü mesleki
kuruluşların ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyet kapsamına girmeyen, kuruluş amaçlarına uygun
teslim ve hizmetleri vergiye tabi değildir.” düzenlemesi yer almıştır. Bu açıklamadan da anlaşılacağı
üzere belediyelerin kuruluş amaçlarına uygun ticari, sinai, zirai ve mesleki faaliyet niteliği bulunmayan
faaliyetlerinin verginin konusuna dahil edilmemesi gerektiğidir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin 191 İndirilecek katma değer vergisi
hesabı başlıklı 153'üncü maddesinde; “(1) Bu hesap, mal ve hizmetin satın alınması sırasında satıcılara
ödenen veya borçlanılan ve kurum açısından indirim hakkı doğuran katma değer vergisinin izlenmesi
için kullanılır.
(2) Mahalli idareler, bir bedel karşılığı satmak üzere ürettikleri mal veya hizmetin üretim
girdisi olarak satın aldıkları mal veya hizmetlere ilişkin olarak ödemiş oldukları Katma Değer Vergisini
indirim konusu yaparlar. Bunun dışında kurumun satışa konu olmayan kamu hizmeti üretiminde nihai
tüketici olarak kullanmak veya tüketmek üzere satın alınmış mal veya hizmet için ödenen Katma Değer
Vergisi indirim konusu yapılmaz ve bu tutarlar ilgili gider hesabı veya varlık hesabına yapılacak
muhasebe kaydında maliyet bedeline ilave edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Belediyeler kuruluş amacına uygun teslim ve hizmetleri ile ilgili olan işlemler dolayısıyla
yüklendikleri KDV'yi indirim konusu yapamayacaklardır. Buna göre KDV'si indirim konusu
yapılmayacak olan tüm mal ve hizmet alımları doğrudan giderleştirilmeli ya da ilgili malın maliyetine
eklenerek aktifleştirilmelidir.
Yılı içerisinde Kurumun vergiye tabi teslim ve hizmetleri kapsamında........................... TL
tutarında katma değer vergisi tahsilatı yaparak 391- Hesaplanan KDV hesabına kaydetmesine
karşın, 191- İndirilecek KDV hesabına........................ TL tutarında kayıt yapıldığı ancak
kaydedilen bu tutarın....................TL tutarındaki kısmının vergiye tabi teslim ve hizmetler
kapsamında indirim konusu yapılabileceği,........................TL tutarındaki kısmının ise vergiye tabi
550
işlemler nedeniyle indirim konusu yapılabilecek KDV kapsamında olmadığı tespit edilmiştir. Bu tutarın
ilgisine göre giderleştirilmesi veya varlık hesaplarında aktifleştirilmesi
gerekmektedir.
Ayrıca, önceki yıllarda da hatalı uygulamanın yapılması neticesinde 190- Devreden
KDV hesabının yıl sonu bilançosunda.................TL’ye ulaşmıştır. Bu tutar bilanço aktif
büyüklüğünün % .. .’ine tekabül etmektedir.
Kurumun ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyet kapsamına girmeyen, kuruluş amaçlarına uygun
teslim ve hizmetlerine ilişkin KDV’yi indirim konusu yaparak 191- İndirilecek KDV hesabına
kaydetmesi neticesinde,
1. 191- İndirilecek KDV Hesabına .........................TL hatalı kayıt yapılarak ay sonlarında
191- İndirilecek KDV Hesabı ile 391-Hesaplanan KDV Hesabının mahsup edilmesi sonucu 190-
Devreden KDV Hesabının bilançoda olması gerekenden yüksek tutarlarda yer almasına,
2. 630-Giderler Hesabı'nın olması gerekenden daha düşük çıkmasına ve dolayısıyla Faaliyet
Sonuçları Tablosunda yer alan olumlu faaliyet sonucunun gerçeği yansıtmamasına ve bu
nedenle de 2016 yılı Bilançosunda 590- Dönem Olumlu Faaliyet Sonuçları hesabının olması
gerekenden çok daha yüksek görünmesine ve bu hatalı uygulamanın önceki yıllarda da yapılıyor
olmasından dolayı 570- Geçmiş Yıllar Olumlu Faaliyet Sonuçları Hesabının olduğundan yüksek
görünmesine,
3. Aktifleştirilmesi gereken 15-Stoklar hesap grubunda stokta kalan tutarın olduğundan daha
düşük görünmesine ve yine aktifte yer alan 25-Maddi Duran Varlıklar hesap grubunun itfa
edilmeyen kısımlarının olması gerekenden düşük tutarda görünmesine, neden olunmuştur.
B- Katma Değer Vergisine Tabi Olan Bazı Mal ve Hizmetlere İlişkin Gerekli Kayıtların
Yapılmaması
Kurumun ticari nitelikte olan ve KDV tahsilatı yaptığı faaliyetlere yönelik giderlerine ilişkin
KDV indirim konusu yapılmamıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1/1-3-g maddesinde; Genel ve katma bütçeli
idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere,
dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan
veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer
müesseselerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetlerinin KDV’ye tabi olduğu
hüküm altına alınmaktadır.
KDV Genel Uygulama Tebliği'nin “1.B.2 Kamu Kurum ve Kuruluşları, Dernek ve Vakıflar ile
Mesleki Kuruluşların Vergilendirilmesi” başlıklı bölümünde; Genel bütçeye dâhil
idareler, özel bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birlikler,
üniversiteler, dernek ve vakıflar ile her türlü mesleki kuruluşların ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyet
kapsamına girmeyen, kuruluş amaçlarına uygun teslim ve hizmetleri vergiye tabi olmayacağı, ancak
belediyelere bağlı otobüs, havagazı, su, elektrik, mezbaha, soğuk hava deposu vb. işletmeler ile döner
551
sermayeli kuruluşlar, istisna kapsamına girmeyen faaliyetleri dolayısıyla vergiye tabi olacakları hüküm
altına alınmaktadır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin "Hesabın niteliği" başlıklı 153' üncü
maddesinde mal ve hizmetin satın alınması sırasında satıcılara ödenen veya borçlanılan ve kurum
açısından indirim hakkı doğuran katma değer vergisinin izlenmesi için 191 İndirilecek KDV hesabının
kullanılması gerektiği ifade edilmiştir. Aynı maddenin devamında ise mahalli idarelerin, bir bedel
karşılığı satmak üzere ürettikleri mal veya hizmetin üretim girdisi olarak satın aldıkları mal veya
hizmetlere ilişkin olarak ödemiş oldukları Katma Değer Vergisini indirim konusu yapmaları gerektiği
belirtilmektedir.
Mezkûr yönetmeliğin "Hesabın işleyişi" başlıklı 154 ncü maddesinde ise; Kurumların katma
değer vergisi tahsilatı yaptıkları faaliyetleri ile ilgili mal ve hizmet alımları nedeniyle yapılan giderin,
Katma Değer Vergisi hariç tutarı 630 Giderler Hesabına veya aktifleştirilecek bir unsur ise ilgili hesaba
borç, indirilecek katma değer vergisi tutarı bu hesaba borç, kaydedileceği, ay sonlarında ise, hesaplanan
katma değer vergisi hesabının alacak kalanı, devreden katma değer vergisi hesabı ile indirilecek katma
değer vergisi hesabının borç kalanları toplamından fazla ise, söz konusu fark 360 Ödenecek Vergi ve
Fonlar Hesabına alacak, devreden katma değer vergisi hesabı ile indirilecek katma değer vergisi
hesabının borç bakiyeleri toplamı hesaplanan katma değer vergisi hesabının alacak bakiyesinden fazla
ise, varsa devreden katma değer vergisi hesabının borç bakiyesi 190 Devreden Katma Değer Vergisi
Hesabına alacak, hesaplanan katma değer vergisi hesabının alacak bakiyesi 391 Hesaplanan Katma
Değer Vergisi Hesabına borç, sonraki döneme devreden katma değer vergisi tutarı 190 Devreden Katma
Değer Vergisi Hesabına borç kaydedileceği ifade edilmektedir.
Ancak Belediyede, su ve taşıma hizmeti gibi, bir bedel karşılığı satılan mal ve hizmetler
bulunduğu halde, bu mal ve hizmetlerin sunulmasında kullanılan ve KDV doğuran giderlerin
191indirilecek KDV hesabı kullanılmadan giderleştirildiği anlaşılmıştır. Bu uygulamanın 191 nolu
hesapta olması gereken tutar kadar 630 Giderler hesabının ve 360 Ödenecek Vergi ve Fonlar hesabının
fazla görünmesine ve bunun sonucunda kurumun ödeyeceği KDV tutarının olması gerekenden yüksek
olmasına neden olduğu düşünülmektedir
5. Büyükşehir Belediyeleri Bağlı İdarelerinin Kesin Hesap Fazlalıklarının
Büyükşehir Belediyesine Eksik Ya da Hiç Gönderilmemesi
6. Dernek ve Vakıflara Ait Bakım ve Onarım İşlerinin Yapılması ve Ayni
Yardımda Bulunulması
Arnavutköy Belediyesince yapılan ve ayrıntısına aşağıdaki tabloda yer verilen bir takım ihaleler
kapsamında; Arnavutköy 2428 parselde yer alan mülkiyeti bir Cemiyete ait bulunan ve bir Vakfa ait
Eğitim Kurumlarınca işletilen özel okul binasına çeşitli imalatlar yapıldığı, Arnavutköy 16079 parselde
yer alan aynı Cemiyetin Arnavutköy şube binasına iç cephe boyası yapıldığı ve ayrıca mülkiyeti
Belediyeye ait olup bir Dernek tarafından kiralanan yapının iç cephe boyasının Belediye tarafından
yapıldığı tespit edilmiştir.
552
5393 sayılı Belediye Kanunu'nun “Belediyenin görev ve sorumlulukları” başlıklı 14'üncü
maddesinde Belediyelerin mahallî müşterek nitelikte olmak şartıyla orta ve yüksek öğrenim öğrenci
yurtları ile Devlete ait her derecedeki okul binalarının yapım, bakım ve onarımı ile tefrişini yapabileceği
hüküm altına alınmıştır.
Mezkûr Kanunun “Diğer kuruluşlarla ilişkiler” başlıklı 75'inci maddesinde ise; belediyelerin,
belediye meclisinin kararı üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve sorumluluk alanlarına
giren konularda kamu yararına çalışan dernekler, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınmış vakıflar
ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebileceği, diğer dernek ve vakıflar ile mahallin en büyük mülki
idare amirinin izninin alınması kaydı ile ortak hizmet projesi gerçekleştirilebileceği hüküm altına
alınmıştır.
5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun “Bütçelerden yardım yapılması”
başlıklı 29'uncu maddesinin birinci fıkrasında kamu kurumlarınca gerçek veya tüzel kişilere kanuni
dayanağı olmadan kamu kaynağı kullandırılamayacağı, yardımda bulunulamayacağı veya menfaat
sağlanamayacağı hüküm altına alınmıştır. Aynı fıkranın ikinci cümlesinde genel yönetim kapsamında
yer alan kurumların bütçelerinde öngörülmesi kaydı ile yukarıda yer alan hususa bir istisna getirilmiş ise
de 6360 sayılı Kanun ile Belediye Kanunu'nun 75'inci maddesine eklenen ek fıkra ile belediyeler bu
kapsamdan dahi çıkarılmış ve dernek ve vakıflara yardım yapmasının, menfaat sağlamasının tamamen
önüne geçilmiştir.
5393 sayılı Kanun'un 14'üncü maddesi incelendiğinde mahalli ve müşterek olmak şartıyla
belediyelere orta ve yükseköğretim öğrenci yurtları yapma veya yaptırma yetkisi verildiği ve buna
ilişkin esasların düzenlendiği görülmektedir. Kanun koyucunun madde metninde orta ve yükseköğrenim
öğrenci yurdu yapılması hususunda devlet veya özel yurt ayrımı yapmaksızın belediyelere bu görevi
tevdi ettiği açıktır. Söz konusu maddenin (b) bendinde ise belediyelere, devlete ait her derecedeki okul
binalarının inşaatı ile bakım ve onarımını yapma veya yaptırma yetkisi verildiği görülmektedir. Kanun
koyucunun okul binalarının yapım, bakım ve onarımı hususunda belediyelere yüklemiş olduğu görevin
orta ve yükseköğrenim öğrenci yurtlarında olduğu gibi sınırsız olmadığı, yalnızca devlet okullarının
yapım, bakım ve onarımı ile sınırlı olduğu hususu da madde metninden açıkça anlaşılmaktadır.
Ayrıca yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinden, ortak hizmet projeleri yapılması ile ilgili
olarak belediyelerin yalnızca görev ve sorumluluk alanlarına giren konularda kamu yararına çalışan
dernekler, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınmış vakıflar ile ortak hizmet projeleri
gerçekleştirebileceği, diğer dernek ve vakıflar ile gerçekleştirilecek ortak hizmet projelerinin ise
mahallin en büyük mülki idare amirinin izninin alınması suretiyle gerçekleştirilebileceği görülmektedir.
Yukarıda yer alan tabloda belirtilen yapım işlerinin Belediye tarafından gerçekleştirilmesi ile
ilgili olarak, ilgili Cemiyetin Arnavutköy Belediyesine başvurusunun bulunduğu, bu başvuru üzerine
Belediye Meclis Kararı ile ortak hizmet projesi yürütülmesi hususunda Belediye Başkanına yetki
verildiği, Belediye Başkanının bu yetkisini kullanarak Arnavutköy Belediyesi adına mezkûr Cemiyet ile
ortak hizmet projesi protokolü imzaladığı görülmüştür.
553
Yukarıda belirtilen protokollerin incelenmesi sonucunda, ortak hizmet projesi olarak
isimlendirilen bu protokollerde herhangi bir ortak amaç belirtilmediği, yalnızca Belediyenin söz konusu
imalatları projelendirmek ve yapmakla mükellef tutulduğu, bunun dışında ortak hizmet projesi
kapsamında başkaca bir hüküm bulunmadığı görülmüştür. Ortak hizmet projeleri, isminden de
anlaşılacağı üzere ortak olarak gerçekleştirilecek bir hizmet projesinin varlığını gerektirmektedir. Bu
durumda ortak hizmet gerçekleştirmeye karar veren ve bu hususta protokol imzalayan tarafların her
birinin söz konusu ortak hizmet projesi kapsamında yapacakları hizmetleri maddi veya gayri maddi
olarak belirlemeleri ve protokolde yer almasını sağlamaları gerekmektedir. Aksi durumda ortak
yürütülen bir hizmetten veya projeden bahsetmek mümkün olmayacaktır. Nitekim, Belediye'nin tarafı
olduğu ortak hizmet projesi protokollerinin bu haliyle bir projenin gerçekleştirilmesinden çok, Belediye
tarafından belirlenen bir derneğe veya cemiyete yine Belediye tarafından belirlenen miktarda yardım
yapılması niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Belediyece derneklerden gelen taleplerin ortak hizmet projesi olarak değerlendirilmesi
sırasında, söz konusu hizmetin Belediyenin görev ve sorumlulukları arasında tanımlanıp tanımlanmadığı
ve gerçekleştirilecek ortak hizmet projesinin mahalli müşterek olma niteliği taşıyıp taşımadığı göz
önünde bulundurulmalıdır. Zira Belediyenin görev ve sorumluluklarının düzenlendiği 5393 sayılı
Kanunun 14'üncü maddesinde Belediyenin görev ve sorumluluklar sayılırken bu görev ve
sorumlulukların yerine getirilmesi hususu mahalli ve müşterek nitelikte olması şartına bağlanmıştır.
Belediyenin görev alanına girmeyen, mahalli ve müşterek olma özelliği taşımayan bir konuda, meclis
kararı alınması ve protokol düzenlenmesi, ilgili konuyu ortak hizmet projesi statüsüne taşımayacaktır.
Belediye Kanunu'nun belediyenin görev ve sorumluluklarını belirleyen 14'üncü maddesi ile
diğer kurum ve kuruluşlarla ilişkilerini düzenleyen 75'inci maddesi birlikte değerlendirildiğinde;
• 5393 sayılı Kanun'un 14'üncü maddesi devlete ait her derecedeki okul
binalarının yapım, bakım ve onarım işlerinin Belediyeler tarafından yapılabileceğini
öngördüğünden dolayı, özel okul binasına imalat gerçekleştirilmesinin Belediyenin görev ve
sorumluluğunda bulunmadığı,
• Belediyenin görev ve sorumluluğunda bulunmayan bir husus ile ilgili 5393 sayılı Kanunun
75'inci maddesi kapsamında kamuya yararlı dahi olsa herhangi bir dernek, vakıf vb. ile ortak
hizmet projesi yapılamayacağı,
• Belediyenin mahalli müşterek bir nitelikte olmayan özel okul binasına yüzme havuzu, konferans
salonu, spor salonu, çatı imalatı yapılması ile bahçe ve peyzaj düzenlemesi yapılmasının
mevzuat hükümlerine aykırı olduğu açıktır.
Kaldı ki, Belediyece yapılan imalatların mülk sahibi konumunda bulunan ve kamuya yararlı
dernek olarak ilan edilmiş olan Cemiyet tarafından kullanılmadığı görülmektedir. Söz konusu taşınmaz
üzerindeki özel okulun Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınmamış olan bir Vakıf tarafından
işletildiği, yapılan imalatların mahalli müşterek ihtiyaçlara cevap vermekten ziyade, söz konusu özel
okula ücreti mukabilinde kayıt olan öğrencilerin kullanımına sunulduğu, uygulamanın bu haliyle
554
mahalli müşterek ihtiyaçlara cevap vermekten uzak olduğu hususu da açıktır.
Yukarıda bahsedilen olaydan farklı olarak, Belediye mülkünde kiracı olarak bulunan bir
Derneğin idari binasının iç cephe boyasının Belediye tarafından yapılması hem 6098 sayılı Türk Borçlar
Kanunu'na hem de Belediye ile söz konusu dernek arasında imzalanan kira sözleşmesi hükümlerine
aykırıdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun “Bakım borcu” başlıklı 365'inci maddesinde;
“Kiracı, kiralananın bakımını gereği gibi sağlamakla yükümlüdür.
Kiracı, yerel âdete uygun olarak küçük onarımları yapmak, bozulan veya kullanılmayla yok
olan düşük değerli araç ve gereçlerin yerine yenilerini koymak zorundadır.” hükmü yer almaktadır.
Ayrıca Belediye ile müsteciri olan dernek arasında imzalanan kira sözleşmesinin 10'uncu
maddesinde;
“Kiracının kiralanan şeyin içinde ve dışında yaptıracağı tezyinat masrafları tamamen
kendisine ait olacak ve mukavele müddeti bittiğinde hiçbir güne bedel ve masraf ve tazminat istemeğe
hakkı olmamak üzere gayrimenkul inşaatın cümlesi kiraya verenin olacaktır.” denilmektedir.
Bu kapsamda Belediyenin kendi mülkünde esaslı yapım, bakım ve onarım işleri dışında kalan
yerel âdete göre küçük onarım sayılan işlerin söz konusu taşınmazın kiracıları tarafından yapılması veya
yaptırılması gerekmektedir.
Sonuç olarak, ortada bir ortak hizmet projesi protokolü olsun veya olmasın Belediyenin görev
alanına girmeyen bir konu ile ilgili mahalli ve müşterek nitelikte olmayan harcama yapılması ve/veya
yardımda bulunulması yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine aykırıdır ve yapılan iş ve işlemlerde
hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
7. Kurum Araçlarının Mevzuata Aykırı Olarak Bir Kısım Kişi, Kurum, Kuruluş ve Dernek
Faaliyetlerinde Kullandırılması
Arnavutköy Belediyesi araçları ile bu araçlara ilişkin görevlendirmelerin incelenmesi
sonucunda; çeşitli dernek (köy dernekleri, eğitim ve kültür dernekleri vs.), vakıf, sivil toplum kuruluşu
ve kişiler için kuruma ait otobüs ve minibüs gibi araçların görevlendirildiği, bunun için de söz konusu
kişi ve kurumlardan herhangi bir ücret alınmadığı görülmüştür.
Yapılan incelemelerde yukarıda yazılı kişi ve kurumlar tarafından düzenlenen gezi, ziyaret,
toplantı ve cenaze (yolcu nakli) için Arnavutköy Belediyesine ait araçların görevlendirildiği tespit
edilmiştir.
5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 14'üncü maddesinde belediyenin görev ve sorumlulukları tek
tek sayılmış, amatör spor kulüplerine yapılacak yardım dışında diğer derneklere, vakıflara, sivil toplum
kuruluşlarına veya kişilere ücretsiz hizmet ve yardım yapılabileceğine dair bir hükme yer verilmemiştir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun “Bütçelerden yardım yapılması”
başlıklı 29'uncu maddesinin birinci fıkrasında aynen:
“Gerçek veya tüzel kişilere kanuni dayanağı olmadan kamu kaynağı kullandırılamaz, yardımda
bulunulamaz veya menfaat sağlanamaz. Ancak, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin
bütçelerinde öngörülmüş olmak kaydıyla; kamu yararı gözetilerek dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş,
555
sandık ve benzeri teşekküllere yardım yapılabilir.” hükmü yer almaktadır.
Görüldüğü gibi genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ancak bütçelerinde öngörülmüş
olması kaydıyla; kamu yararı gözeterek dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri
teşekküllere yardım yapabilmektedir. Söz konusu madde önceleri belediyeleri de kapsamakta iken,
12.11.2012 tarih ve 6360 sayılı Kanun'un 19 maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 75'inci
maddesine eklenen fıkra ile belediyelerin dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri
teşekküllere yardım yapabilmesinin önü tamamen kapanmıştır.
Yukarıda yer alan mevzuattan da anlaşılacağı üzere; dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş,
sandık ve benzeri teşekküllere belediyeler tarafından yardım yapılabilmesini sağlayacak kanuni bir
dayanak mevcut değildir. Kanunî dayanağı olmadan dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve
benzeri teşekküllere yardım yapılabilmesi ise 5018 sayılı Kanun'un 29'uncu maddesine açıkça aykırıdır.
Yapılan görevlendirmelerin yardım değil, bir hizmet olduğu kabul edilse dahi uygulamanın
doğru olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Zira 4736 sayılı Kanun'un 1'inci maddesinde belediyeler
ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmelerce üretilen mal ve hizmet bedellerinde işletmecilik
gereği yapılması gereken ticarî indirimler hariç herhangi bir kişi veya kuruma ücretsiz veya indirimli
tarife uygulanmayacağı belirtilmiştir.
Ancak, Arnavutköy Belediyesi'ne ait 2017 yılı ücret tarifeleri incelendiğinde; sivil toplum
kuruluşlarının düzenleyeceği sosyal ve kültürel faaliyetler için şehir içi ve şehirlerarası yolculuklar için
tahsis edilen araçlardan herhangi bir ücret alınmayacağının hükme bağlandığı görülmektedir.
Arnavutköy Belediyesi tarafından 2017 yılında yapılan araç tahsislerinden bazıları örnek
mahiyetinde aşağıda gösterilmiştir:
Sonuç olarak; bir kısım dernek, vakıf, sivil toplum kuruluşu ve kişilerin şahsi ve kurumsal
ihtiyaçları için Belediye'ye ait araçların görevlendirilmesinin kanunî herhangi bir dayanağı olmadığı
gibi, 6360 sayılı Kanun ile kamu kaynağının söz konusu kurum ve kuruluşlar için kullandırılması
yasaklanmıştır. Söz konusu görevlendirmelerin bir hizmet üretimi olarak görülmesi durumunda ise belli
bir fiyat tarifesinin belirlenmesi ve herhangi bir kurum ve kişi ayrımı yapılmadan herkese aynı fiyatlar
üzerinden hizmetin sunulması gerekmektedir. Meclis kararı alınmak suretiyle söz konusu hizmetin sivil
toplum kuruluşları için ücretsiz kılınmasının yasal dayanağı bulunmamaktadır. Ayrıca, başvuran bazı
kişi ve kurumların taleplerinin kabul edilip bazılarının taleplerinin reddedilmesi kamu imkânlarından
faydalanmakta tutarlılık ve eşitlik ilkesini zedeleyeceği gibi, kamu kaynağında eksilişe, giderlerde ise
artışa sebep olacaktır.
BELEDİYELER İLE İLGİLİ İHTİYARİ
BULGU KONULARI
2018 YILI
1. Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Belediye İçin Ayrılan Payın Hatalı Hesaplanması (İSKİ
Açısından)
2. Elektrik Alımlarında Serbest Tüketici Sıfatıyla İhale Yapılmak Yerine Doğrudan Alım Yoluna
Gidilmesi
3. Kalkınma Ajansı Payının 363 Kamu İdareleri Payları Hesabında İzlenmemesi
4. Müze Giriş Ücretlerinden Kuruma Pay Ödenmemesi
5. 150 İlk Madde Ve Malzeme Hesabının Hatalı Kullanılması
6. Taşınır Mal Çıkışlarının Üçer Aylık Dönemlerde Yapılmaması
7. Kartlı Sayaç Abonelerinden Bakım Bedeli Alınmaması
8. Kurumun Katılma Payı Hesaplama Yönteminin Belediye Gelirleri Kanunu'na Uygun
Olmaması
9. Su Faturasına Yersiz İtiraz Eden Abonelerden Gecikme Zammı ve Sayaç Okuma Bedeli
Tahsil Edilmemesi
10. İşçilerin Birikmiş Yıllık İzinlerinin Kullandırılmaması
11. Geçici Kabul Noksanlıkları İçin Yapılan Kesintilerin 333 Emanetler Hesabında İzlenmemesi
12. Yevmiye Defterinde Eksik Yevmiyelerin Bulunması ve Geriye Dönük Kayıt Yapılması
13. Haberleşme Vergisi Beyannamelerine İlişkin Tahakkuk Kayıtlarının Eksik Yapılması
14. Yangın Sigorta Vergisi Takip, Tahakkuk ve Tahsil İşlemlerinde Tespit Edilen Hatalar
15. Yol Harcamalarına Katılım Payı Takibinin ve Tahsilatının Yapılmaması
16. Amatör Spor Kulüplerine Yapılan Yardımlara İlişkin Tespitler
17. Sayıştay Denetim Raporlarının Belediye Meclisinde Görüşülmemesi
18. Doğalgaz Dağıtım Şirketine Ortak Olunmaması/Ortaklık Payının Muhasebe Kayıtlarına
Yansıtılmaması
19. İtiraz Edilmemesi Nedeniyle Yüzde Yirmi İndirim Uygulanarak Mali Hizmetler Birimine
İntikal Ettirilen Ecrimisiller Hakkında Sonradan Dava Açıldığı Halde İndirilen Tutarların
Takip ve Tahsil Edilmemesi
20. Dış Mali Borçlara Kur Değerlemesinin Yapılmaması
21. Belediye Tarafından Hak Sahiplerine Yapılan Ödemelerde Toplu Ödeme Sisteminin
Kullanılması
22. İçişleri Bakanlığı İzni Alınmadan Uluslararası Kuruluşlara Üye Olunması
23. Belediyeye Avrupa Birliğinden Aktarılan Hibelerin Ve Söz Konusu Hibeler Çerçevesinde
Yapılan İşlemlerin İdare Tarafından Muhasebeleştirilmemesi
24. İller Bankası A.Ş.' deki Ortaklık Payının Tasfiyesinin Gerçekleşmemesi
25. 108 Diğer Hazır Değerler Hesabının Kullanılmaması
26. Kurum Veznelerinden Yapılan Tahsilatlarda Kasa Hesabı ve Hazır Değerler Hesabının
Kullanılmaması
27. Satışı Yapılan Taşınmazların Muhasebe Kayıtlarından Çıkışının Hatalı Yapılması
28. Fiyat Farkı Ödemelerinden Ek Kesin Teminat Alınmaması
29. Doğrudan Temin ve Pazarlık Yöntemi ile Yapılan Alımlarda 4734 Sayılı Kamu İhale
Kanununda Belirtilen Üst Limitin Aşılması
30. Pazarlık Usulü İhale Yönteminin Rutin Uygulama Haline Getirilmesi
31. Belediyenin Hüküm ve Tasarrufu Altında Olan Yerlerin Otomatik Para Ödeme Makinesi
(ATM) Konulmak Üzere Kiraya Verilmesinde İhale Mevzuatının Uygulanmaması
32. Ayrı Olarak İhale Edilmesi Gereken Bazı Yapım İşlerinin İş Artışı Yapılmak Suretiyle
Mevcut Yüklenicilere Yaptırılması
33. Muayene ve Kabul İşlemleri İçin Mevzuatta Belirlenen Sürelere Riayet Edilmemesi
34. Bina İnşaat Harcının Mevzuatta Öngörüldüğü Şekilde Hesaplanmaması
35. Belediye Şirketinin Zararının Sermaye Artırımı Yoluyla Finanse Edilmesi
36. Sosyal Tesislerin İşletilmesinde Mevzuata Aykırı Uygulamaların Bulunması
37. Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği Gereğince Ambalaj Atıklarının Toplanması İçin
Yetki Verilen Şirketlerden Herhangi Bir Bedel Alınmaması
38. 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun 34 üncü Maddesine Göre Büyükşehir Belediyesine
Bırakılan Yerler ile Belediye Sınırları ve Mücavir Alanlarda Elektrik ve Havagazı Tüketim
Vergisi Tahakkuk ve Tahsilatı Yapılmaması
39. Taşınır Malların Alımı ve Elden Çıkarılması Aşamalarında Kullanım Ömrü
Tamamlanmamış Olanlarla Hurdaya Ayrılan Malların, Taşınır Mal Yönetimi Hesabı İçerinde
Yer Alan Tutanaklarla Birlikte İncelenerek (253-254-255 No.lu Hesaplar ile 294 No.lu
Hesabın Karşılaştırılması ve Hesapların Uyumu)
40. İdare Aleyhine Sonuç Doğuran Kesinleşmiş İlam Hükümlerinin Tahsili İçin Doğrudan İcra
Müdürlüklerine Başvurulması Nedeniyle İcra Vekâlet Ücreti Ödenmesi ve İcra Masraflarına
Neden Olunması;
“İdari yargı davalarında Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi
Mahkemelerinin ilamlarında idare aleyhine doğan borçların ifasında idareye başvurulmadan
İcra Dairelerine müracaat konusunda hukuki düzenleme bulunmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Kararların Sonuçları” başlıklı 28'inci
Maddesinin 1. fıkrasına göre Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare ve Vergi
Mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre
idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir
şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez. Anılan maddenin 2.
fıkrasına göre ise konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda
hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderleri,
davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu
bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılır.
Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler
dairesinde infaz ve icra olunur.”
41. Yapım Kontrollük Hizmetleri Teminine Yönelik Gerçekleştirilen Danışmanlık Hizmet Alım
İhalelerinde Yer Alan Geri Ödenecek Masraflar Başlıklı İş Kaleminin Birim Fiyat Tarifinin
İhale Mevzuatına Uygun Olmaması ve Bu İş Kaleminden Yapılan Ödemelerde Sözleşme
Hükümlerine Riayet Edilmemesi (Bk. İBB 2017 Yılı Düzenlilik Denetim Raporu)
42. Danışmanlık Hizmet Alım İhalelerinde İstekliler Tarafından Sunulan İş Deneyim
Belgelerinin Değerlendirilmesinde Yapılan Hatalar;
i) Sunulan iş deneyim belgesinin içeriğinin benzer iş tanımına uygun olmaması
ii) Birden fazla işler içeren sözleşmeler için düzenlenen iş deneyim belgelerinin yalnızca benzer
iş tanımına uygun olan kısmının dikkate alınması gerekirken bu ayrıştırma yapılmaksızın
toplam belge tutarı üzerinden değerlendirme yapılması
iii) Yurt dışı işler için iş deneyimini gösteren belgelerin mevzuatında öngörülen şartları
taşımamasına karşın geçerli kabul edilmesi