furkanbenlioglu.files.wordpress.com€¦ · web viewfarklı kültürlerin sanatı ve...
TRANSCRIPT
Ünitenin Adı: Portre ve Portre Tamamlama
İçerik: Bu ünite portre sanatçılarını öğretme ve portrede oran-orantı kavramayı içermektedir.
Sınıf: 5.Sınıf
Süre: 40 dakika teorik anlatım+ 40 dakika uygulama
Hedefler:
1. Geçmişten günümüze kadar uzanan süreçte yapılan önemli portre çalışmalarını
tanıyabilme (Bilişsel Hedef- Sanat Tarihi).
2. Portre türündeki eserlerin sanat tarihi içindeki yerini ve önemini kavrayabilme
(Bilişsel Hedef- Sanat Tarihi).
3. Portre eserlerini inceleyip yorumlayabilme ( Bilişsel/ Duyuşsal- Sanat Eleştirisi).
4. Gözlemlediği portre çalışmalarından yola çıkarak görsel tasarım oluşturabilme
(Psikomotor- Uygulamalı Çalışma).
5. Portre çalışmasını karakalem tonları ile tamamlayabilme (Psikomotor- Uygulamalı
Çalışma).
6. Portre türlerinin dönemlerini inceleyip, farklı dönemlerin güzellik anlayışlarını ayırt
eder.(Bilişsel- Estetik)
Kazanımlar:
. Görsel sanat çalışmasında farklı malzemeleri kullanır. Okulun imkânlarına göre video,
bilgisayar, fotoğraf makinesi, tablet vb. tercih edilebilir. (A4 boyutunda fotoğraf) (GİB)
5.1.5.
. Görsel sanat çalışmalarını oluştururken sanat elemanlarını ve tasarım ilkelerini kullanır.
Renk: Öğrencinin oluşturduğu renkler, açık, koyu, ton Form: İç bükey, dış bükey, negatif,
pozitif Doku: Yüzey süslemesi Değer (valör): Bir rengin şiddeti, derecelendirilme Denge:
Simetrik, asimetrik (G.İ.B.) 5.1.7.
. Farklı kültürlerin sanatı ve sanatçıları arasındaki benzerlik ve farklılıkları açıklar. Türk
kültürü başta olmak üzere Avrupa, Asya, Afrika vb. kültürlere ait sanatçı ve eserlerinden
örnekler incelenir.(K.M.) 5.2.1.
. Geçmişte ve günümüzde yapılmış olan sanat eserleri arasındaki farklılıkları belirler.(K.M.)
5.2.2.
. Seçilen sanat eserinin görsel özelliklerini analiz eder.(S.E.E) 5.3.2.
Öğrenci Analizi: Okul, orta düzeyde bir semtte bulunmaktadır. Öğrenciler okula yakın
mesafeden gelmektedir.
Ders Saati Planı:
25 dk Konu Anlatımı
15 dk Örnek Gösterme
40 dk Uygulama
Değerlendirme Kriterleri:
Özgünlük : 35 puan
Teknik Beceri : 35 puan
Zamanı İyi Kullanabilme: 10 puan
Malzemeler : 10 puan
Temizlik : 10 puan
Amaç ve Gerekçe:
Bu ünitede öğrencilere üç boyutlu yapıya sahip olan portreyi iki boyutlu yüzeyde üç boyut
hissini vererek nasıl çizeceklerini öğretmek amaçlanmaktadır.Portrenin tarihçesinden yola
çıkarak, kendilerine verilen yarım portreyi tamamlayarak portre yapmayı öğrenir. Daha sonra
yapacağı portre ve figür çalışmalarında öğrendiği bilgileri uygulayabilir.
Araçlar ve Gereç:
Siyah beyaz A4 boyutunda cepheden portre çıktısı, 30x50 resim defteri, 2B, 4B resim kalemi,
silgi, yapıştırıcı.
PORTRENİN TARİHÇESİ
‘Fayyum Portreleri, Mısır’ın Fayyum bölgesindeki yeraltı mezarlıklarından çıkarıldıkları için
bu adla nitelendirilmişlerdir. Portreler Mısır’ın Roma İmparatorluğu egemenliği altında
olduğu dönemde, MS. I - III. yüzyıllar arasında gerçekleştirilmiştir. Günümüzdeki portreleri
aratmayacak şekilde tasvir edilen bu portreler, modelin bireysel niteliklerini olabildiğince
ayrıntılı bir biçimde gösterir. Çalışmamızda, ölüye sonsuz yolculuğu sırasında eşlik etmek
üzere yapılmış olan bu portrelerdeki bilinmeyenler üzerinde durulmuştur.’ (Korkmaz Ekici,
Deniz , Sosyal Bilimler Enstitüsü dergisi, Karabük, 2013., s.1).
‘Fayyum Portreleri, Mısır'da 1. ve 3. yüzyıllarda mumyalanmış cesetlerin baş kısmına
yerleştirilmiş, ahşap panolar üzerine resmedilmiş portre resimlere verilen bir isimdir. Çarpıcı
bakışlarıyla izleyiciye direkt olarak bakan bu çehreler dünyanın bilinen ilk portreleridir. Bu
eserler ayrıca eşsiz özellikleriyle bilinen ilk tipik ikon resimlerdir. Günümüze değin gelen
yaklaşık 1000 mumya portresi bulunmaktadır (Borg, 2009). Portreler Mısır’ın birçok
bölgesindeki mumya mezarlarından çıkarılmasına rağmen, büyük çoğunluğu Fayyum
bölgesinde bulunduğundan bu isimle adlandırılmışlardır (Berger, 2003: 52). Bu kutsal ve
şaşırtıcı portreler mezarlarından ilk çıkarıldığında akla gelen ilk soru; bu portrelerde
betimlenenler kimlerdi? Yapılmalarının amacı ne olabilirdi? Mısır sanat özellikleriyle
örtüşmeyen bu portrelerin Mısır’dan çıkması nasıl açıklanabilirdi? Ayrıca bu portrelerin
yapıldığı dönemi takip eden 2000 yıllık klasik Avrupa resmine kıyasla daha çağdaş
görünmeleri de çok şaşırtıcıydı. Tüm bu soruları yanıtlayabilmek ve portre sahiplerinin
kimliklerini saptayabilmek için Fayyum bölgesi ve erken Mısır tarihçesinden bahsetmek
gerekmektedir.’ (Korkmaz Ekici, Deniz , Sosyal Bilimler Enstitüsü dergisi, Karabük, 2013,
s1).
‘Genellikle ölmeye yakın zamanlarda muhtemelen hasta haliyle modellik yapması da portre
sahiplerinin buruk bir ruhu hali yansıtmasının sebebidir. İzleyici ilk kez bir Fayyum
portresiyle karşılaştığında, yüzlerdeki sükûnet izleyiciyi kısa bir süre durdurur ve sonra
düşündürür. Bu portreler izleyende sahiplerini kaybetmiş ya da terk edilmiş eski bir eve girip,
eski ev sahiplerinin albümlerindeki fotoğraflara baktığımızda bir zamanlar yaşayan insanların
artık yaşamadıklarını kavradığımız o andaki hissettiklerimizle özdeş duygular uyandırırlar.
Portre direkt kendisini izleyen bizlere adeta şunları söylemekte: Beni unutma! Bir zamanlar
ben de yaşıyordum. Tıpkı senin gibi! Canan Bayer’e göre Fayyum Portreleri; yitip gitmiş bir
dünyanın bir anlık da olsa gözümüzde canlanmasını olanaklı kılmaktadır. Bu portreler, bizden
binlerce yıl önce yaşamış olan farklı ulus, kültür ve inançlardan insanların, artık yaşamıyor
olsalar da bir zamanlar bu dünyada tıpkı bizler gibi yaşamış olduklarını kavramamızı sağlar;
yaşamın bizlere bir armağan olduğunu ve her zaman da öyle olacağını doğrularlar. O
nedenledir ki portreleri yapılan kişilerin bakışları günün birinde yitip gideceği bilinen hayat
üzerinde yoğunlaşır (Bayer, 2007')’. (Korkmaz Ekici, Deniz , Sosyal Bilimler Enstitüsü
dergisi, Karabük, 2013, s.34).
1 2
Feyyum portresi Feyyum portresi
Rönesans
‘Rönesans resim sanatı, Antik Yunan ve Roma sanatından etkilenmiş olsa da uzun süre
Bizans mozaik ve fresklerin etkisinde kalmıştır.14. yy’da İtalyan sanatçılar resimde kaçış
noktasını bularak perspektifi geliştirmişlerdir.Perspektif kurallarına mekan, hacim ve ışık-
gölge de eklenerek yeni bir resim anlayışı ortaya çıkmıştır.İtalyan sanatçılar eserlerinde daha
yumuşak renk tonlarına yönelmişlerdir.Rönesans resminde güzellik ve zerafet sanatçılar için
önemlidir.Dini konuların yanı sıra doğaya ait motifler, stilize edilmeden tuvallere taşınmıştır.
Konular zenginleşmiş, sanatçılar kişisel duygularını işlemiştir. Böylece giderek Orta Çağın
katı kural ve şekilciliğinden uzaklaşılmıştır. Hollandalı sanatçılar, doğa gözlemine yer
vermiştir. Alman sanatçılar ağırlıklı olarak ağaç ve gravür alanında çalışmıştır. İtalya’da ise
din ve mitoloji konularında çıplak vücudun anatomik yapısı incelenmiştir. Manzara resimleri
bu dönemde ortaya çıkmıştır. Bu dönemde renk tonları yumuşamış ve fırça vuruşları
bağımsızlaşmıştır.Işık ve renk resimde ifadeyi, üçgen kompozisyonu vurgulayacak biçimde
kullanılmıştır.Işık ve gölge farklı açıdan karşımıza çıkmıştır.’(Sevindik, İlyas, Rönesans
Ressamları,1)
Albert Dürer
‘Albrecht Dürer(1471-1528),Alman ressam ve gravürcüsüdür. XVI. Yy. Alman resminin en
önemli temsilcilerinden biri olan Dürer, çok yönlü çalışmalarıyla, Rönesans’ın, Avrupa’nın
kuzey kesiminde yayılmasında etkili olmuştur. Çok sayıda altar panosu, dinsel resim, portre
ve bakır oyma baskı yapmıştır. On üç yaşındayken yaptığı kendi portresi ve ertesi yıl
gerçekleştirdiği Geç Gotik üsluptaki “Madonna ve Müzik Melekleri” ile erken gelişen
yeteneğini kanıtladı. 1486 ‘da babasının girişimiyle ressam ve ağaç baskı öğrencisi Michael
Wohlgemuth’un (1434 – 1519) atölyesine çırak girdi.’(http://www.tarihnotlari.com/albrecht-
durer/, 05.04.2016)
3
“Self-PortraitorPortrait of the Artist Holding a Thistle” , 1493
Albrecht Dürer
Tuv. üz. Yağb., 56x44 cm, Lauvre, Paris
4
Oto Portre, 1500
Albert Dürer,
Tuv.üz.yağb., 66x49 cm, Alte Pinakothek
Leonardo da Vinci
‘Resim, Leonardo da Vinci'nin sanatında önemli bir yer tutar. Onun bütün araştırmalarının yüce ereği resimdi. Nitekim bu amaçla yeni bir üslûp geliştirip kabul ettirdi: tuvalleri gölge ve ışık yığınları halinde işlenmiş, düzenli geometrik (üçgensi ya da piramitsi) kompozisyonlar halindedir; eritilmiş, yumuşatılmıştan kenarlar, bir çizgiyle belirlenmemiş, estom planmıştır(hafif gölgelerle belirlenmiştir sfumato tekniği). Hafifletilmiş, örtülmüş olan renkler derin bir gizem ve şiir izlenimi yaratır. Leonardo resimlerinde ruhun sırlarını, tutkuları, duyguları vermeğe çalışır. İtalya'da o tarihte yeni olan bu teknikle yağlıboya resimler de yaptı.’(http://hbogm.meb.gov.tr/aol/kitaplar/aol/SanatTarihi1_2/7.pdf, 05.04.2016)
5
Mona Lisa, 1503-1517
Leonardo da Vinci,
Tuv.üz.yağb., 77x53 cm,
Lauvre Museum.
6
“Lady with an Ermine”, 1489-90,
Leonardo da Vinci,
Tuv.üz.yağb., 54x39 cm, Czartoryski Museum
7 8
9 10
BAROK DÖNEMİ
‘Barok resim sanatında sıkça işlenen konular arasında azizlerin yaşamı, mitolojik konular, ailelerin tarihi ve kahramanlık öyküleri yer alır. Ayrıca barok sanatında manzaralar ve natürmort ile tek ya da grup portreleri de ön plandadır. Barok resim sanatının ayırt edici özelliklerinden birisi de kuvvetli gelen ışığın yüzeyde gölgeler oluşturacak şekilde yansımasıdır. Bunun sonucunda ise resimdeki duygu ve hareket güçlenir. Bu sanatın önde gelen ressamları arasında Caravaggio(İtalya), Velazquez(İspanya),
Rubens(Belgium), Lorrain(Fransa) ve Rembrant(Hollanda) sayılabilir. ‘(http://www.makaleler.com/barok-sanat%C4%B1-nedir)(05.04.2016)
Rembrant
11
Otoportre, 1659,
Rembrant,
Tuv.üz.yağb., 84.4x66, National Gallery
12
“Miğferli Adam”, 1650,
Rembrant,
67,5 x 50,7cm, Tuv.üz.yağb., Gemalde Galerie
JohannesVermeer
13
“İnci Küpeli Kız”, 1665,
JohannesVermeer,
Tuv.üz.yağb. 44x39cm, Mauritshuis
EMPRESYONİZM
‘Çağdaş sanat akımları sanat dünyası için bir yenilenme hareketi niteliğindedir. Bu yenilenme süreci
kimilerine göre bir değişim kimilerine göre ikinci Rönesans kimilerine göre de bir devrim
boyutundadır. Hangi boyutta olursa olsun çağdaş sanat akımlarının sanat dünyasında yepyeni sayfalar
açtığı bir gerçektir. Bu sayfaların oluşumunda özellikle yirminci yüzyılın başlangıç noktasına yakın
olan akımlar etkili olmuştur. Bu akımlardan biri de Empresyonizm (İzlenimcilik) akımıdır.
Empresyonizm sanat dünyasındaki yeni sayfaları başlatması açısından modern sanat dünyasında ayrı
bir yere sahiptir denebilir. Kendisinden sonra çıkan tüm akımlarla olumlu ya da olumsuz bir şekilde
etkileşim içinde olan Empresyonizm, neredeyse tüm sanat akımlarını peşinden sürüklemiştir. Akımın
çevresine etkileri değişik zamanlarda değişik boyutlarda devam etmiştir. Farklı kültürlerde farklı
tepkiler oluşurken farklı zamanlarda da farklı yorumlar ortaya çıkmıştır denebilir. Bu araştırmada
Empresyonizm; doğuş süreci, sanat dünyasına katkıları, eserlerin o güne göre sıra dışı özellikleri ve
diğer akımlarla etkileşimi gibi bazı yönlerden incelenerek günümüze yansımaları açısından
tartışılacaktır. Empresyonizm Akımının Doğuş Süreci Empresyonizm adı, Claude Monet’in“İzlenim,
Gündoğumu” adlı resminden kaynaklanır. Eserin orijinal adı “Empression, Sunrise”dır. Eser Türkçe
olarak İzlenim, Gün Doğumu, Doğan Güneş gibi adlarla anılmaktadır. Bu sözcük zamanla sergiye
katılan tüm resimler için kullanılmaya başlandı. Bu adlandırma sonrasında “empresyon” sözcüğünü
tüm sanat dünyasının gündemine oturmuş oldu. Sergideki ressamların ortaya koyduğu yeni sanat
görüşü bile bu kelime ile ifade edilir oldu. Hatta bu kelime dönemin kültürünü belirleyen genel bir
kavram haline geldi. Böylece Empresyonizm adı sanat dünyasına yerleşmeye başladı. Bu gelişmeler
sonucuna bakılarak akımın adı bir rastlantı sonucu ortaya çıkmıştır denebilir. Empresyonist ressamlar
kendilerinden önceki bazı sanatçıların etkisinde kaldılar. Bu anlamda Özellikle Velazquez, Goya,
Turner, Delacroix gibi sanatçılar Empresyonizmin öncüsü oldu denebilir. Bu sanatçıların en önemli
ortak özelliği konulara getirdikleri yeniliklerle birlikte rengi ön plana çıkarmalarıydı. Bunun yanı sıra
duygularını da bir ifade aracı olarak kullanmışlardı. Böylece Empresyonistler, Romantik ressamların
öncülüğü sayesinde 20. yüzyıl sanatının kapılarını açtılar (Şentürk, 1999). Ayrıca Barbizon Okulu
sanatçıları da empresyonist tarzı andıran resimlere uzak durmadılar. Barbizon sanatçıları denilen
ressamlar Fransa’da bizon köyünde aristokrasiden uzakta yaşamış ve ürünler vermişlerdi. Barbizon
okulu, ormanların ıssızlığında, ağaçların organik gücünde ve toprağın katılığında doğanın
sonsuzluğunu dile getiriyordu (Bazin, 1998)’.(Ayaydın,Abdullah, Empresyonizm akımının güncel
bakış açısıyla incelenmesi,2015, sayfa:85)
Claude Monet
14
“Otoportre”, 1886,
Claude Monet,
Tuv.üz.yağb. 46x56 Private Collection
EKSPRESYONİZM
‘Ekspresyonizm bir hayat anlayışı, bir dünya görüşüdür. Fakat bu görüşte önemli olan kişinin ruhsal durumudur. Doğa ikinci planda kalır. Bu akımın sanatçıları, kendilerini boğan, ezen ızdırapları sanatlarına sokmuşlar, haksızlıklara karşı olan isyanlarını, yeni bir renk ve biçim görüşüyle anlatmak istemişlerdir. Yapıtlarında kadın vücutlarını çekinmeden çirkinleştiriyorlar; insan yüzlerini korkunç, iğrenç ifadeli karnaval maskeleri halinde yapıyorlardı. Çizgileri kaprisli, kullandıkları renkler ise fovist ressamlarınki gibi cesaretlidir.’(M.EB, 2011, s14, 04.04.2016)
VINCENT VAN GOGH
15
“Bandajlı Otoportre” ,1889
Vincent van Gogh,
Tuv.üz.yağb., 60 x 49 cm, Courtauld Galleries, London.
KÜBİZM
Doğadaki her şey küreye, koniye ve silindire dayanır. Bu akımın sanatçıları çevresindeki her şeyi geometrik biçimler olarak görüyorlardı. Kübizmi Empresyonist görüşe bir tepki olarak incelemekyerinde olur.Pablo Picasso ve Georges Braque’ın özellikle 1907-1914 yılları arasında Paris’te geliştirdikleri Kübizm 20. yy.ın en etkili yenilikçi akımlarından biridir. Sanatın gelişiminde bir devrim olarak nitelenen Kübizm, geleneksel perspektife, ışık- gölge kullanımlarına ve sanatı doğanın taklit edilmesi olarak gören kuramlara karşı çıkmış; doğadaki biçim, doku, renk ve mekânları taklit etmek yerine, parçalara ayrılmış nesneleri çeşitli yönlerden aynı anda algılanabilecek biçimde yan yana getirerek yeni bir gerçeklik yaratmıştır. Kübistler nesnelere bir de zaman boyutun U katmayı denemişler, biçim sorununu ön plana alıp rengi ikinci plana atmışlardır. Kübizm 1910-1912 arasında çözümsel (Analitik) evreyi, 1912’den sonra Bireşimsel (Sentetik) evreyi yaşamıştır. (MEB, Ankara Çağdaş Sanat Akımları, Ankara, 2011, s: 28)
Pablo Picasso
16
“Otoportre”, 1907,
Pablo Picasso,
Tuv.üz.yağb., 50x46cm, Národni Galerie, Prague, Czech Republic,
17
Marie-ThereseWalter, 1932,
Pablo Picasso,
Tuv.üz.yağb., 103x 97cm,
Osman Hamdi Bey
TÜRK RESSAMLARDAN ÖRNEKLER
18
Fesli çocuk portresi,
Osman Hamdi Bey,
50x39 cm, Tuz.üz.yağb., MSGÜRHM
19
Pembe Başlıklı Kız, 1904,
Osman Hamdi Bey,
Tuv.üz.yağb., 50x40 cm, Pera Müzesi
Şeker Ahmet Paşa
20
Otoportre,
Şeker Ahmet Paşa,
Tuv.üz.yağb., 116x85 cm, MSGÜRHM
Hale Asaf
21
Otoportre,
Hale Asaf,
Tuv. Üz. Yağb. 50x36 cm, Özel Koleksiyon
PORTRE ÇİZİMİ
‘İnsan başını görünmeyen iç yapısını bilmek, çizim yaparken kolaylık sağlayacaktır. Kafatası
kemikleri, yüzün ve başın bize görünen dış hattını belirleyen birçok ayrıntıya sahiptir. Yüzün
ayrıntılarının şekilleri ve yerleri, kafatası kemiklerinin yapısına bağlıdır. Burnun, dudağın, gözün,
kulağın yerleri kafatasında sabittir. Çizim yaparken ayrıntıları kafatasının yapısını dikkate alarak
çizmek gerekir. İnsan başı kafatası, iki bölümden oluşur; üst bölgede yer alan kafa kemikleri ve alt
bölümdeki alt çene kemiği. Alt çene kemiği, kafatası kemiklerinin içinde en hareketli olanıdır.
Gülerken, ağlarken, yemek yerken, vb. ağzın açık, hareket halindeki durumları alt çene kemiğinin
hareketiyle sağlanır. Başın yapısını doğru çizebilmek için tam karşıdan görünüşünde, daire çizilir ve
dairenin yanları basıklaştırılır. Kafatası yuvarlağı kaşların hizasında son bulur ve bu noktada gözler
yer alır. Kaşlar ise dairenin tam ortasında yer alır. Çene kemiğinin çizilen dairenin alt yayı üzerinde
olduğunu resimde de görebilirsiniz. İnsan başı oval, üst kısmı daha geniş alta doğru daralan yumurta
şekline benzer. Başın Karşıdan Görünüşü Başın genişliği yüksekliğinin üçte ikisi kadardır (saçın
yüksekliği hariç). Diğer bir deyişle baş; genişliği iki buçuk, yüksekliği üç buçuk birim boyutlarında bir
dikdörtgen içinde yer alır. Gözü birim olarak aldığımızda ise başın yüksekliği yedi, genişliği beş göz
büyüklüğü kadardır. Çizime başlarken yatay ve dikey eksen çizgileri çizilip başın genişlik ve
yüksekliği eksen çizgileri üzerine işaretlenir. Yukarıda verilen ölçüler ideal baş ölçüleridir. Bu ölçüleri
bilmek imgesel çizimler yaparken başın proporsiyonlarını hatırlamada yardımcı olabilir. Fakat her
insanda ölçüler karakteristik yapıya bağlı olarak farklılık gösterebilir. Bu yüzden canlı modelden çizim
yaparken, kağıdınıza çizeceğiniz yatay ve dikey aks (eksen) çizgileri üzerine (ölçü alma tekniğini
kullanarak başın en veya yüksekliğinden birini birim alarak diğerini tespit edip) işaretlemeniz daha
uygun olacaktır. Dikey ve yatay aks çizgileri başı eşit parçalara ayırır (Modele tam karşıdan
bakıldığında). Yatay aks çizgisi gözün tam ortasından, dikey aks çizgisi burnun tam ortasından geçer.
İnsan başı kafatasından itibaren yatay aks çizgileri ile 3 ½ parçaya böldüğümüzde, saç başlangıç
noktası ile çene bitimine kadarki kısım üç eşit bölümden oluşur. Birinci bölüm saç çizgisi ile kaş
hizası arasında, ikinci bölüm kaş hizası ile burun altı çizgisi arasında, üçüncü bölüm ise burun altı
çizgisi ile çene alt çizgisi arasındaki bölümden oluşur. Kafatası başlangıç noktası ile saç hizası
arasında kalan bölüm ise 1/3 bölümün yarısı kadardır. Kulak, kaş ile burun alt noktası arasındaki
mesafede yer alır. Burun genişliği iki göz arasındaki mesafeye eşittir. Ayrıca iki göz arası bir göz
genişliği kadardır. Burun genişliği bir göz genişliği kadardır diyebiliriz. Dürer ve Leonardo da Vinci
başın ve yüzün oranlarını incelemişlerdir. Leonardo da Vinci’nin profilden başın kanonları(Kanon:
modül adı verilen bir ölçü biriminden yararlanılarak insan vücudunun oran ve boyutlarını saptayan bir
ölçme sistemidir.) kendi çizimi ile aşağıda verilmiştir. Profilden baş çiziminde kolaylık sağlaması
açısından aşağıdaki çizimde gösterildiği gibi iki oval şekilden faydalanabilirsiniz. Ovallerden biri
dikey diğeri ise yatay konumdadır. Profilden çizim yaparken önden görünüş çiziminde yüzün
ayrıntılarının yerlerini belirlerken kullandığımız yatay ve dikey aks çizgilerini kullanırız. Başın profil
görünüşünde alından çeneye doğru kavis oluşturduğunu görebilirsiniz. Profilden göz çizerken en çok
yapılan hata gözü karşıdan görünüşü gibi çizmektir. Gözün profilden görünüşü şekildeki gibi üçgen
formbiçimindedir.’(http://ismek.ibb.gov.tr/ismek-el-sanatlari-kurslari/webedition/file/
2013_hbo_program_modulleri/insan_basi_cizimi.pdf, 05.04.2016)
22
23
Öğrencinin Hazırlığı;
Öğrenci öğretmenin bir hafta öncesinden verilen malzemelerini tam olarak getirmeli.
Söz Dağarcığı;
Portre: Bir kimsenin yağlı boya, sulu boya, karakalem vb. bir yolla yapılmış resmi. (Türk Dil Kurumu)
Papartu: Sergilenmek üzere hazırlanan fotoğraf veya tablonun kenarlarında fon kâğıdı ile oluşturulan,
çerçeve ile konu arasındaki boşluk. (Türk Dil Kurumu)
Üç boyut: Bir cismin en, boy ve yüksekliği. İkiboyut karşıtı. (Türk Dil Kurumu)
Eskiz: Taslak. (Türk Dil Kurumu)
Kaynakça
D. K. Ekici / Karabük Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 3 (1), 2013, 27-36(28,
03, 2016, 20:00)
http://img.eba.gov.tr/ekitap_ftp/sanat-tarihi/0/derskitabi/meb/sanat-
tarihi_0_derskitabi_meb_sanat_tarihi_MEHxH.pdf (04, 04, 2016, 22:23)
http://www.tarihnotlari.com/albrecht-durer/(02, 04, 2016, 20:00)
http://joiss.karabuk.edu.tr/Makaleler/2096412498_3.%20d.korkmaz.pdf(01, 04, 2016, 22:23)
http://arsivbelge.com/yaz.php?sc=3206(30,03 2016, 19:00)
http://ismek.ibb.gov.tr/ismek-el-sanatlari-kurslari/webedition/file/
2013_hbo_program_modulleri/insan_basi_cizimi.pdf. (04.04.2016)
(http://www.makaleler.com/barok-sanat%C4%B1-nedir)(05.04.2016)