tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · web viewordan çıkmış olabilir yani...

116
T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO :2009/191 CELSE NO :64 CELSE TARİHİ :13.05.2010 BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN 20909 ÜYE :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298 ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266 C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954 C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924 KÂTİP :MEHMET ALİ ALTUNKAYNAK 128002 Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ile Üye Hakimler Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu’ndan oluşan mahkeme heyeti tarafından 13 Mayıs 2010 tarihli oturum açıldı. Tutuklu sanıklardan Mustafa Dönmez, Mehmet Haberal, Fatih Hilmioğlu, Durmuş Ali Özoğlu, İbrahim Şahin, Mehmet Dalagan ve Levent Ersöz dışındaki tutuklu sanıklar cezaevinden getirildi. Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı. Sanık müdafilerinden Sanık Kemal Aydın müdafii Av. Ayhan Okutan, Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon ve Mehmet Haberal müdafii Av. Yasemin Antakyalıoğlu, Sanıklar Taylan Özgür Kırmızı, Muhammed Sarıkaya, Yalçın Küçük müdafi Av. Hüseyin Fatih Demir geldikleri görülmekle, huzurdaki yerlerine alındı. Açık yargılamaya devam olundu. Sanık Kemal Aydın tekrar huzura alındı. SORGU VE SAVUNMASINA KALDIĞI YERDEN DEVAMLA: Mahkeme Başkanı:" Sanığa Klasör 85 dizi 193’deki savcılık ifadesi okundu. Savcıya verdiğiniz ifadeyi okuyorum size.” Sanık Kemal Aydın:”Efendim ifadeye geçmeden savcılık ifadesine savunmamda eksik bıraktığım bir hususu arz edeyim. Mümkün mü?” Mahkeme Başkanı:" Tabi buyurun.” Sanık Kemal Aydın:”Ondan sonra. Efendim iddianamede atladığım bir konuydu herhalde yazarken atladım kredi kartı temin ettiğim kendimin benim ve kız kardeşim Neriman Aydın hanımefendinin kredi kartı temin ederek bu kredi kartlarını terör örgütü üyelerine dağıttığımız konusu

Upload: others

Post on 25-Jan-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI

ESAS NO :2009/191CELSE NO :64CELSE TARİHİ :13.05.2010

BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN 20909ÜYE :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924KÂTİP :MEHMET ALİ ALTUNKAYNAK 128002

Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ile Üye Hakimler Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu’ndan oluşan mahkeme heyeti tarafından 13 Mayıs 2010 tarihli oturum açıldı.

Tutuklu sanıklardan Mustafa Dönmez, Mehmet Haberal, Fatih Hilmioğlu, Durmuş Ali Özoğlu, İbrahim Şahin, Mehmet Dalagan ve Levent Ersöz dışındaki tutuklu sanıklar cezaevinden getirildi.

Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı. Sanık müdafilerinden Sanık Kemal Aydın müdafii Av. Ayhan Okutan, Sanıklar Ahmet

Hurşit Tolon ve Mehmet Haberal müdafii Av. Yasemin Antakyalıoğlu, Sanıklar Taylan Özgür Kırmızı, Muhammed Sarıkaya, Yalçın Küçük müdafi Av. Hüseyin Fatih Demir geldikleri görülmekle, huzurdaki yerlerine alındı.

Açık yargılamaya devam olundu.Sanık Kemal Aydın tekrar huzura alındı.SORGU VE SAVUNMASINA KALDIĞI YERDEN DEVAMLA:Mahkeme Başkanı:" Sanığa Klasör 85 dizi 193’deki savcılık ifadesi okundu. Savcıya

verdiğiniz ifadeyi okuyorum size.”Sanık Kemal Aydın:”Efendim ifadeye geçmeden savcılık ifadesine savunmamda eksik

bıraktığım bir hususu arz edeyim. Mümkün mü?”Mahkeme Başkanı:" Tabi buyurun.”Sanık Kemal Aydın:”Ondan sonra. Efendim iddianamede atladığım bir konuydu herhalde

yazarken atladım kredi kartı temin ettiğim kendimin benim ve kız kardeşim Neriman Aydın hanımefendinin kredi kartı temin ederek bu kredi kartlarını terör örgütü üyelerine dağıttığımız konusu var çok önemli bir konu. Atlamıştım onu arz edeyim Yüce mahkemeye. Öncelikle Cumhuriyetin Yüce mahkemesini Saygıdeğer Başkan, Saygıdeğer Heyet ve iddia makamının Sayın savcılarını saygıyla selamlıyorum. Efendim ben bankacılık tahsil ettim ziraat bankasında da memur olarak çalıştım. Karım da yüksek okul mezunudur ve Ziraat bankasında memuriyet hayatını tamamlamış karı kocayız. Biz hiç kredi kartı kullanmadık. Benim de kredi kartı yok, karım da kredi kartı kullanmadı. Ben sadece kredi kartına kullanmamak üzere 2007 yılının 20 Aralık’ında Ümitköy Ziraat bankası Ümitköy şubesinden kredi kartı maaşımı alıyorum. Maaşımı aldığım şubede bir hanımefendi kızımız benim çok sevdiğim bir rahmetli ağabeyimin kızıydı. Kızı bana o maaşımı alırken bunu özellikle arz ediyorum efendim çok önemli bu husus çünkü iddianamenin çok böyle insanı aşağılayan durumlarından birisidir bunu da özelikle Yüce mahkemenin bilgisine sunmak istiyorum. Bana kızımız o ağabeyimin kızı Kemal amca bize kredi kartı temin etme konusunda her memura kontenjan verdiler ben kontenjanımı tamamlayamadım on eksiğim var. Sana mutlaka kredi kartı şeyi dolduracağım ve kredi kartı vereceğiz. Yapma

Page 2: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:2

kızım dedim. 20 Aralıkta, 20 Aralık 2007 de böyle bana form doldurdu ziraat bankasından kredi kartı verdiler. O kredi kartını da hiç kullanmadan hiçbir yere makineye kurmadan geri sonra ben tutuklandıktan sonra kendim de tutuklanmadan evvel kullanmadım kullanmam çünkü. O kredi kartını geri iade ettim. Karımın da kredi kartı yoktu ben kredi kartı kullanmadım. Şimdi efendim bakınız yani insana iftira etmek ve bunun hukuk eliyle yapılması ve bunu devletin güvenlik birimleriyle yapılması insan onuruna ondan daha fazla dokunan bir şey olamaz. Konuyu arz ediyorum efendim. Eren Mumcu komando piyade teğmen Eren Mumcu’nun babası Trabzon da bir bankadan Eren Mumcu için bir kredi kartı alıyor efendim. Dikkatinize özellikle sunmak istiyorum. O kredi kartı amcası Eren Mumcu’nun amcası Ankara’ya geliyor. Eren Mumcu İstanbul da piyade okulunda eğitim görüyor. Kredi kartını getirip bana veriyor. Eren’e verilmek üzere amcası, babasının aldığı bankadan aldığı kredi kartını getirip bana veriyor. Eren’e verilmek üzere. Ben de Neriman hanımefendiye kız kardeşime diyorum ki, Eren’in babası kredi kartı gönderdi amcası verdi Eren burada yok. Bu kredi kartını kendisine nasıl ulaştıracağız lütfen gereğini yapın. Neriman, Noyan’ı arıyor Eren’in arkadaşını. Diyor ki, Kemal amcasına kredi kartı getirttiler kredi kartı bende babası gönderdi kredi kartını Eren’e vereceğiz Eren’e nasıl gönderelim. Diyor ki, Noyan Neriman teyze Eren Ankara’ya gelecek yakında geldiğinde verirsiniz. Efendim telefon konuşmaları böyle, olay bu. Bu olayı aldılar savcılar Kemal Aydın bilinmeyen yollardan kredi kartı Neriman Aydın ve Kemal Aydın kredi kartı temin ederek terör örgütü üyelerine Ergenekon silahlı terör örgütünün üyelerine kredi kartı dağıtmaktadırlar ifadesiyle iddianameye yazmışlardır. Bunu nereye koyalım yani buna nasıl iddianame diyelim. İnsan onuruna böyle hakaret edilir mi ve bunu hukuk adıyla yapıyorsunuz, devlet adıyla devletin güvenlik görevlileri yapıyor bunu. Polis yapıyor MİT’çisi yapıyor bu ne biçim bir şey. Hadi onları anladık peki savcılara ne oluyor. Telefon konuşmaları böyle, böyle belli bir olay. Bu insan onuruna bundan daha aşağılık bir şey olur mu? Bunu yapanlara insan demiyorum. Bunu yapanlara devlet görevlisi demiyorum. Savcı demiyorum, polis demiyorum, MİT’çi demiyorum, başbakan demiyorum. Böyle bir şey olamaz. Böyle iddianame olmaz böyle bir şey olmaz, insan onuruyla bu kadar oynanmaz. Hiçbir kredi kartıyla alışveriş yapmadım yapmam. Almayacağım kredi kartım olmayacak. Ha çocukların var çocuklarım kullanıyorlar kredi kartları var ama ben kullanmayacağım kredi kartım da yok. Kredi kartıyla insanların hayatını kontrol ediyorlar. Ne yiyip içtiğine bile bakıyorlar. Ve ondan sonra insanların üzerine işte bize de yaparlar aynı şeyleri. Teknoloji çok gelişti her şeyi yapmak mümkün insanlara. Ben kredi kartı onun için kullanmıyorum. Affınıza sığınıyorum sesimin yüksekliğinden Yüce heyetinizden özür diliyorum. Ama insan onuruna bu kadar hakaret olmaz. Ve bu iddianame adına bu terör örgütü adına olmaz böyle şeyler. Arz ettim efendim. Bu kadarıyla iktifa etmek istiyorum arz ediyorum.”

Mahkeme Başkanı:" Bitirdiniz mi?”Sanık Kemal Aydın:”Bitirdim efendim.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 85 dizi 193 ve 176 arasında bulunan savcılık ifadesi

okundu, soruldu.”Sanık Kemal Aydın:”Efendim usul şartları açısından eğer Yüce mahkemece bir mahsur

yoksa savcılık ifadesindeki tüm ifadelerimi kabul ediyorum.”Mahkeme Başkanı:" Okumak durumundayız.”Sanık Kemal Aydın:”Evet yani o.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa Klasör 85 dizi 193 ve 176 arasında bulunan savcılık

ifadesinin okunmasına devam olundu, soruldu”Sanık Kemal Aydın:”Hayır hiç o yanlış, hiç internetten indirilen yazıların.”Mahkeme Başkanı:" Sanığa Klasör 85 dizi 193 ve 176 arasında bulunan savcılık

ifadesinin okunmasına devam olundu, soruldu.”Sanık Kemal Aydın:”Efendim notlar aldım internet sayfalarından indirdim değil onların

tamamı indirilendir. Daha önce de arz ettim. Hiç bilgisayar tuşuna elimi basmadım bilmiyorum

2

Page 3: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:3

yani istesem de indiremem. O internet sayfalarından indirilenler konusu, indirdim konusu indirilendir efendim. Bir de Şahin Başbağ’la konuşmalarım var. Burada telefonlarda soruldu ama tespit edilen 14 kişinin telefonlarla görüşmesi tespit edildi sıralamasında ne bilemiyorum maksadı nedir. Ben biliyorum tabi MİT’çi olması, MİT mensubu olması nedeniyle onları o diğerleri gibi tespit edilen sıralara yazmamışlardır. Onu arz ediyorum. Emre için Genelkurmay başkanlığına yazı yazılmamıştır. Onu düzeltiyorum. Ne Neriman yazmıştır ne de ben harp okulu öğrencisi Emre için harp okulu, Genelkurmay başkanlığına yazı yazılmamıştır o ifadeyi düzeltiyorum. Biz ben Emre ile kendim konuştum. Emre’ye kendisinin savunmasında ne yazacağını yazdım. Özellikle de sen Harbiyelisin Atatürk’ün Bursa, Bursa nutkunu da yaz savunman olarak ver dedim onun düzeltilmesini arz ediyorum. Bizim Bedrettin Dalan ile benim çok eski yıllardan tanışıklığım vardır. Samimiyetim yoktur. Çok eski yıllardan tanırım ama samimiyetimiz yoktur. Gümüşhane’nin kuruluş yıldönümü kurtuluş yıldönümü falan gibi ve cenaze gibi hadiselerde karşılaştığım bir insandır. Hemşerim olması Bayburt ayrılmadan evvel aynı vilayetin çocuğu olmamız nedeniyle Zafer, Savcı Zafer Hazar’a bizim Bedrettin Dalan dememin sebebi de o nedenledir. Veli Küçük beyle ilgili yapılan söylediğim hadisenin düzeltilmesini istiyorum. Ben Sayın Savcı bana sorguda ilk defa karşılaştığımda Ergenekon olayı anlatılınca bana bir şeyler söyledi ergene bu olayla ilgili örgütle ilgili. O zaman şu anda şüphelerim oluştu dedim o şeye o konuşmanın üzerine. Veli Küçük paşa bir paşadır. Bir paşanın alınmasını Türkiye de tutuklanması benim için çok önemliydi onu düzeltmek istiyorum efendim. Birde cumhurbaşkanı başbakan için telefonlarda söylediğim geçmişteki siyasiler için söylediğim de ahlaka mugayir Türk töresine de uymayan bize de yakışmayacak sözler vardır onlarla ilgili dava açılsa o şahıslardan da özür dilerim, af da dilerim bunu da terbiyesizlik olarak bu cümlelerin bana yakışmayan hiç kimseye yakışmayan terbiyesizlik olarak addederim ama o telefon konuşmasını terör örgütü yaftasıyla değerlendirilmesini anlamam mümkün değildi. Yoksa terbiyesiz ifadeleri kendime yakıştıramıyorum. Yüce mahkeme huzurunda da özellikle de özür diliyorum. Yapmamam lazımdı. Düşmanınıza bile onları yapmaya hakkınız yok. Değil ki ülkenizin cumhurbaşkanı başbakanına bir konu daha var. Ben de o belli şekillerin bulunduğu Arapça dendi orda Süreyya bey söylenmişti hayır orda hatırlayamadım, bana onu Hakasya Türk’ü olan Ankara da tahsil yapan Rusya federasyonundan Timur diye bir kardeşim vermişti. Onu düzelteyim efendim. Ali Özoğlu ve Hatice Bahtiyar’ı Ergün Poyraz’ı tanıdığımda tanımadım büroda. Ankara da açtıkları yayınevinin Ankara da açmak istediği büroda Ergün Poyraz’ı o büroda tanıdım Hayri Bildik vasıtasıyla tanıdım. Hayri Bildik tanıştırdı orada karşılaştım. Hatice Bahtiyar’ı da orada gördüm ama Hatice Bahtiyar’ın yayınevinin ortağı olduğunu falan bilmiyordum. Bizimle öyle tanıştırmadılar orada çalışan bir insan olarak kendisiyle Neriman konuştuğu halde Neriman da yayınevinde demek ki, çalışan bir insan olarak değerlendirmiştik. Onu düzeltmek istiyorum efendim. Ali Özoğlu ile ve Hatice Bahtiyar ile birebir özellikle Hatice hanımla karşılaştık ama tanışmamız Ocak 2007’nin başındadır. O zaman toplumsal dönüşüm yayınlarının sahibi olduklarını da öğrendik. Hava harp okulundan orda bir ifade var. Hava harp okulundan da öğrencilerin geldiği ifadesi var. O tamamen yanlıştır. Ben hava harp okulundan hiç kimseyi tanımıyorum. Kara harp okulundan tanığım öğrencilerdir beşi de burada bu davaya tutuklu olarak bulunan insanlardır efendim. Islah etmek sözü şey itibariyledir yani terbiye düşüncelerinizi aktarın doğru manasındadır. Orda öyle yazılmış. Şimdilik arz edeceklerim bundan ibaret efendim.”

Mahkeme Başkanı:" Sanığa klasör 85 dizi 202’deki 13. Ağır ceza mahkemesinde vermiş olduğu hakimlik ifadesi okundu, soruldu.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet efendim doğrudur. Orada Hamza Demir ile ilgili onu gerçi daha önce de savunmamda da söyledim ama yine arz edeyim efendim, düzeltme açısından. Ben ülkü ocaklarının teşkilatlanmasında bulundum. Kayseri’ye gittiğimde Develi de babası tabi sonradan onlar bize göre çok daha yaşları küçüktü. Onlar o yıllardan kalan hatıralarını tanıdıklar için şey

3

Page 4: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:4

yaptılar. Ben 76 yılında irtibatımı kesince o boşluk nedeniyledir. Yoksa ben de hatırladım sonra burada tutuklandıktan sonra niçin 17 yıl eski yıldan tanıdığım dediğim onu düzeltmek istiyorum efendim. Eceli gelen köpek cami duvarına işer sözü bir deyimdir Türkçe deyimdir. Evet zannediyorum Veli Küçük paşa tutuklandığında birisi bana sordu bir arkadaşım kim sordu hatırlamıyorum şimdi Ercüment hoca olabilir. Bana bu ifadeleri Zekeriya Öz bey için mi Zekeriya Öz için mi söylediniz diye, Sayın savcı için mi söylediniz diye hakim bey sormuştu. Hayır ben Zekeriya Öz ismini tutuklandığımda adliyeye geldiğimde öğrendim. Bu işleri bu savaşı yapmaya Zekeriya Öz’ün gücü yetmez. Bu savaş bir başka büyük savaştır. Bu siyasiler eliyle yürütülmektedir. Kastım da siyasilerdir. Bugünkü siyasi iktidardır kastım. Aynı sözümde duruyorum bu savaşı onlar açtılar. Katil Abdullah Öcalan katil siyasilerden evet daha az tehlikelidir anlamında söylüyorum bu ifadeleri. Katil Türkiye’yi yöneten siyasilerden daha az tehlikelidir. İfadem onun içindir efendim zaten savunmamda da arz ettim daha şeyde bundan ibarettir efendim.”

Mahkeme Başkanı:"Sanığa Nüfus kaydı okundu, soruldu.”Sanık Kemal Aydın:”Evet efendim doğrudur.”Mahkeme Başkanı:" İddia makamı.”Sanık Kemal Aydın:”Efendim iddia makamı sorularına geçmeden evvel bir hususu Yüce

mahkemeden talep ediyorum. Bu iddianamenin altındaki imzaların Sayın savcılara ait olup olmadığını öğrenmek istiyorum arz ve talep ediyorum.”

Mahkeme Başkanı:" Efendim iddia makamından soruldu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sayın Başkanım müsaadenizle Sanık Kemal

Aydın’a birkaç soru tevcih etmek istiyorum. Tabi ki iddianame bizim tarafımızdan yazılmış ve imzalanmıştır o konuda hiç kimsenin şüphesi olmasın. Sanık Kemal Aydın, Ergün Poyraz ile irtibatınız tam olarak ne zaman ne vesile ile başladı ilişkinizin boyutu nedir. Klasör 85 sayfa 69, 70’de Neriman Aydın’ın almış olduğu notlarda Ergün Poyraz’ın Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan üst rütbelilerle ilgili dönme, sebatayist ve mason şeklinde beyanlarının olduğunu bu kişinin Türk Silahlı Kuvvetlerinin yardım ve korumasıyla kitap yazdığını belgelere ulaştığını sizin yanınızda bu şekilde konuşamadığını sizden korkuyor yada çekiniyor olduğu şeklinde yazmış olduğu beyanlar var. Bu çerçeve de açıklar mısınız Ergün Poyraz ile aranızdaki irtibatı?”

Sanık Kemal Aydın:”O notun tamamının okunmasını istiyorum. O alınan notun tamamının okunmasını istiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Neriman Aydın’ın almış olduğu notun mu istiyorsunuz?”

Sanık Kemal Aydın:”Evet efendim evet Sayın savcım o notun tamamının okunmasını.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Tamam. Uzunca bir metin siz yokken yazmış

kendisi.”Sanık Kemal Aydın:”Evet ben not alın talimatını ben vermiştim kardeşime onların

buluşacaklarını biliyordum Tenzile hanım nedeniyle ne konuşuluyor bende bileyim dedim. Ama tamamını lütfederseniz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”3 Mart 2006, Sevgi Erenerol, Ergün Poyraz, Tenzile Rüstemhanlı, Önder bey parantez içinde Ercüment Ovalı, Mevlüt Aydın 30 dakika. Saat 17:30 da 9:30’a kadar bir sohbet Kemal abim toplantıya katılamadı. Antalya seyahati nedeniyle. Unutmadan konuşulanları kayda geçirmekteyim. Bir, Ergün Poyraz’ın en son sarf ettiği cümlelerden başlamak istiyorum. Hayri B. Beyin muhtemelen Hayri Bildik beyin kendisini kazıkladığından. Necip beyin kitaplarının trilyon liralar tuttuğundan. Kendisine kazık atıldığından bahsetti. Bunları neden söyledi. Sevgi hanım toplumsal dönüşüm yayınevinde neler oluyor insanlar parantez içinde Hüseyin Mümtaz vesaire kimseler paralarını alamadılar. Galiba devirler falan olmuş dedi. Ergün Poyraz da bunun üzerine parantez içinde o kadın devrildi dedi. Yine parantez içinde Hayri bey evden bile çıkmıyormuş dedi. İki olarak başlayan bölümde paşalardan

4

Page 5: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:5

ve Türk ordusunun paşa Yahudiler elinde olduğundan bahsedildi. T.K., Y.B. baş harflerini söylüyoruz E.Ö. H.Ö.’nün akraba ve dönme sebatayist Yahudi olduklarından bahsedildi. Yani bu bahsedilen kişilerde Genelkurmay başkanlığı yapan yapacak olan kişiler. Bu fikirlerin ısrarlı sahibi Ergün Poyraz ya şimdi Ergün Poyraz’ın bu düşüncesini yorumlamak istiyorum. Bu adam Türk Silahlı Kuvvetlerinin yardım ve korumasıyla kitap yazıyor. Belgelere ulaşıyor ama adam ordu aleyhinde propagandaya ısrarla devam ediyor. Bu adam gerçekten ordunun mu yoksa oradaki din ağırlıklı kesimin mi yoksa ordudaki mason ağırlıklı kesimin mi emrinde diyor devamda sorular çok fazla şüphelerim yüksek boyutlarda. Birde Kemal abimin yanında konuşmadığı hususları o yokken bu Kemal abimden korkuyor mu çekiniyor mu bir diğer konu Necip Hablemitoğlu’nun çok yakın bir arkadaşı tarafından onu tanıyan biri tarafından öldürüldüğünü ifade etti. Sevgi hanımda teyit etti. Bu konuda abimin düşüncelerini alalım birde hep o Yahudi bu falan mason falanca ermeni gibi bir muhabbet yapıldı. Onun Yahudi bunun mason falancanın ermeni olmasını değiştiremeyeceğimize göre biz Türk milletinin evlatları devletimizi nasıl elde ederiz diye gayret ve çalışma yapmak zorundayız diyor devamında başka bir sayfada Sevgi hanım Tenzile hanım hariç Ergün Poyraz’ın düşünceleri ve kanaatim parantez içinde köyümüze gidip silahımızla beklemek şeklinde ortaya çıktı. Ümitsiz karamsar ve Türk milletinin Türk milletinin gücü feraseti öz değer ve düşünceleri bir şey sayılarak yok sayılarak ifadelerine devam etti. E. Poyraz. Başka bir sayfada Önder beyin doktora öğrencilerinden biri yarbaymış hoca bunu ele geçirince veryansın ediyormuş. Yarbayın hocaya generallerle ilgili söylemi hocam paşalara siyaset dese ki meclise kadar köpek gibi dört ayak üzerinde gideceksiniz paşalar köpek gibi dört ayak giderken daha gerçekçi olsun diye tek ayaklarını kaldırıp yoldaki ağaçlara da ç noktalarını yaparak giderler yazıyor. Evet bu şekilde notlar alınmış. Burada sizden korkuyor mu çekiniyor mu şeklinde de bir beyanı var. Ergün Poyraz ile bu samimiyetinizin derecesi nedir?”

Sanık Kemal Aydın:”Buradaki Sayın Savcım, Saygıdeğer Başkanım burada alınan notta ben o tarihte Ankara dışında olacaktım gezmek için bir yere Antalya’ya zannediyorum. Kardeşim onları ağırlayacağını özellikle Tenzile hanım nedeniyle Azerbaycan’dan gelecek Sevgi hanım nedeniyle ağırlayacağını biliyordum. Kendisine ne konuşursunuz ne sohbet ederseniz bir not alınız bende bakıyım ne konuştunuz diye zaten içeriğini Sayın Savcı okudu Yüce mahkemeye. Kız kardeşim de benimle birlikte tutuklu. Benden sonra savunmasını yapacak. Konunun kendisiyle ilgili olan bölümlerine cevap verecektir. Ama ben Sayın savcımın bana sorduğu Ergün Poyraz ile ilgili tanışıklığım konusundaki sorusunu tekraren cevaplıyorum arz ediyorum. Ergün Poyraz’ı tam yıl olarak hatırlamıyorum o büronun toplumsal dönüşüm yayınları Ankara da zannediyorum kırmızı beyaz dergisi adında da kırmızı beyaz adında da bir dergi çıkarmak için Ankara da bir büro açtılar yayınevinin faaliyetlerini Ankara da yürütmek bir de Ankara merkezdi zannediyorum öyle düşünüyorum. Kırmızı beyaz adlı bir dergi çıkarmayı düşündükleri için bir büro açtılar Ankara meşrutiyet caddesinde şu anda adres olarak tam şeyini bilmiyorum. O büro açıldığında Hayri Bildik biz Ali beyi Ali Özoğlu beyi ve Hatice Bahtiyar’ı tanımıyoruz. Toplumsal dönüşüm yayınlarının sahibi ortağı olduklarını da bilmiyoruz. O büroya gittik Hayri bey için gittik. Hayri bey aradı Hayri Bildik bey aradı onu da sonradan tutukladılar zannediyorum itirazla bırakıldı yakında avukatımızla birlikte tutuklandı. Büroya gittik büronun açılışına gittik. Açıldıktan sonra o büroya kardeşimle beraber Neriman hanımla gittik orda oturduk. Ergün Poyraz adını biliyorum yayınevinden kitapları çıktığı için kitaplarını okumuştum. O yayınevinin kitapları nedeniyle okudum şeyini ama Ergün Poyraz’ı tanımıyordum. Ergün Poyraz’ı birebir büroda orda tanıdım ama tarih olarak şimdi o büronun açıldığı tarihi bilmediğim için yıl olarak söyleyemiyorum. Orda yanlışlık yapmak hata yapmak istemiyorum orda tanıdım. Ordaki tanışıklığımıza göre orda telefon alışverişimiz de oldu kendisiyle. Ve ondan sonraki süreçte muhtelif zamanlarda beni aradığı benim de Ergün Poyraz’ı aradığım hatta büroya gidip geldiğimizde de sohbet ettiğim ancak büroda büroya sekreter olarak da Hayri bey birisini bulun

5

Page 6: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:6

bize Neriman hanım kız kardeşimde tanıdığı birisinin çalışmayan bir evladını bir kız çocuğumuzu orda çalışmaya başlattılar işe aldılar sağ olsunlar. Bu nedenle de birkaç defa gidip geldik. O gidip gelmelerimizde de ben devlet terbiyesi de almış devlet tecrübesi de olan bir insanım. Büronun işleyişinde de yanlışlar gördüm. Çokta gidip gelmek şeyime gelmedi zaten çok kısa bir süre sonra da büro kapatıldı tanışmamızın noktası odur. Orda başladı muhtelif zamanlarda benimle telefonla benim onunla konuşuyorum orda nitekim arz ettim şeye durumu geçmişte konuşmamız da var 2007 seçimlerinden herhalde iki gün önceydi yani Sevgi hanımı ayrıca o notlarda bir şey daha vardı düzeltmem Saygıdeğer Başkanım. Beni Sevgi hanımla Ergün Poyraz tanıştırmadı. Yani orda düzeltilmesi gereken şeylerden birisi de odur. Ergün Poyraz’ı o tarihte tanıdım ondan sonra da muhtelif zamanlarda kendisiyle telefon görüşmelerimiz olmuştur. Evet Ergün Poyraz Sayın savcımın sorusuna şu noktada Ergün Poyraz beyle karşılaştığımızda sohbetlerimizde karşılaştığımız zamanlarda üç beş neyse benimle çokça sohbet etmekten imtina ediyordu. Etmiyor, yani benimle arzu edilen ölçüde konuşmuyordu. Abi diyerek mi konuşmuyordu onun şeyini bilemiyorum tabi. Ama tanışıklığımızın sebebi, ilişkimizin sebebi Sayın Savcım bundan ibarettir. Ordan başladı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ergün Poyraz’ın Türk Silahlı Kuvvetlerinin yardım ve korumasıyla kitap yazdığı konusunda ne biliyorsunuz?”

Sanık Kemal Aydın:”Bir şey bilmiyorum da yorumum şu kendisini Ergün Poyraz’ı jandarma genel komutanlığı tarafından evine gidiyorum korumaları var evinde. Koruyanlar kim bunlar diye götürdüm kendisini evine bırakmak için arabamla kim bunlar dedim. Asker bunlar dedi. Kimin nereye ait dedim. Jandarma genel komutanlığına ait dedi. Böyle olunca da korunduğunu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Korumalar mı jandarma genel komutanlığına ait?”

Sanık Kemal Aydın:”Evet öyle söyledi. Jandarmaydı görevliler askerdi. Asker olduğu için sordum nereye ait dedim. Jandarma genel komutanlığına ait dedi korumalar onun tarafından korunmuş olması hasebiyle demek ki ordan da bilgiler alabiliyor şeyini taşıyorum, yorumunu taşıyorum başka bir şey yok. Bu kanaati taşıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ergün Poyraz’ın tepkimiz net isimli bir internet sitesi olduğundan haberiniz var mıydı?”

Sanık Kemal Aydın:”Hayır ben tepkimiz net internet sitesinin Ergün Poyraz’ın değil ben Sevgi hanımların olduğunu ben internet sitesine girmeyi falan bilmiyorum hiçte kullanmadım yani bilgisayar şey yapmıyorum. Ama Sevgi hanım Neriman kardeşime tepkimiz nokta net bakar mı Kemal bey siz bakar mısınız dediğinden biliyorum onun da Ergün Poyraz’a ait olduğunu bilmiyordum. Ben bildiğim Türk Ortodoks kilisesi diye yani Sevgi hanımların sitesi diye biliyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Milli güç birliği platformu isminde bir platform duydunuz mu?”

Sanık Kemal Aydın:”Hayır ilk defa duyuyorum Sayın savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ergün Poyraz size bahsetti mi hiç bunlardan.”Sanık Kemal Aydın:”Hayır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Milli güç birliği, Ayasofya derneği.”Sanık Kemal Aydın:”Hayır. İlk defa, ilk defa duyuyorum. İlk defa duyuyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Cumhuriyet çalışma grubu diye bir grup

duydunuz mu?”Sanık Kemal Aydın:”Anlamadım efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Cumhuriyet çalışma grubu.”Sanık Kemal Aydın:”Hayır.”

6

Page 7: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:7

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ayışığı, Sarıkız, Yakamoz ve Eldiven darbe planları hakkında bilginiz oldu mu?”

Sanık Kemal Aydın:”Hayır, hayır Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” İfadelerinizde Mehmet Şener Eruygur’u medyadan tanıdığınızı bunu haricinde kendileriyle herhangi bir görüşmenizin olmadığını beyan ettiniz doğru mudur?”

Sanık Kemal Aydın:”Evet, evet doğrudur efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”kardeşinizin Mehmet Şener Eruygur ile bir

irtibatı var mıdır bundan bilginiz var mıdır?”Sanık Kemal Aydın:”Vardır. Mehmet Şener Eruygur’a yazdığı mektup malum zaten

kendisi burada söyleyecek o mektup üzerine kendisini davet ettiğini niçin yazdın bu mektubu diye davet ettiğini biliyorum o nedenle karşılaştıklarını biliyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ne mektubu yazmıştı?”Sanık Kemal Aydın:”Mektup var zaten iddia makamında var.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Şöyle bir mektup var. 5 Mart 2004 tarihli,

jandarma genel komutanı orgeneral Şener Eruygur şeklinde yazmış. Değerli büyüğüm 2003 Ağustos ayında şahsımı kabulünüzde yüksek makamlarınıza bir iki cümle ile açıklamaya çalıştığım tedbir alabileceğiniz düşüncesiyle diye başlıyor mektubu.”

Sanık Kemal Aydın:”Ben.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yani bu mektubu yazmadan önce 2003 yılında

Ağustos ayında kendisiyle görüştüğü yönünde bir şey anlaşılıyor.”Sanık Kemal Aydın:”Tabi ben.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sizin kendisi nezdinde Neriman Aydın sizi

lideri olarak beyan ediyor. Sizin bilginiz dışında da böyle bir görüşme olması ihtimali zayıf o nedenle soruyorum yani Neriman Aydın 2003 Ağustos ayında Mehmet Şener Eruygur ile nerede ne zaman ne şekilde görüştü hangi konuları görüştüler haberiniz var mı açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Sayın Savcım Neriman hanım bilge bir insandır. Kendisi bu kürsüye geldiği zaman nasıl bir bilge insan olduğunu zaten sizler de hepiniz Yüce heyeti önünde göreceksiniz. Neriman hanım yazmasını beceren bir insandır. Ben Neriman hanımefendinin ağabeysiyim. Ağabeyinin ötesinde ben ona babalık da yaptım. Onun da bilgi rehberlerinden birisiyim. Şimdi insanlar ağabey kardeş de olsa insanların hususiyetlerinde farklılıklar vardır. Onun başka abisi de var ama o abisine önderim demiyor. Çünkü o abisinden benden aldığı bilgi düzeyinde benden bilgilendiği şekilde bilgilenmemiştir. Bilgi başka bir şeydir. O da abisi bende Mevlüt de abisi bende Kemal da abisi ama Kemal abisine önderim derken o bilgi önderidir o. Ölünceye kadar da bilgi önderi olarak kalacağım. Şimdi buradan bir şey çıkarmak başka şeyleri anlamak onu Yüce heyetin taktirlerine bırakıyorum. Neriman hanımın jandarma genel komutanına mektup yazdığın biliyorum. Ve o mektup üzerine çağırıldığını davet edildiğini biliyorum konuştuğunu biliyorum ama Neriman hanımın sonradan yazdığı mektuplarla ilgili bir bilgim yoktu. Geçen hafta içinde yazdığı mektupların birisini bana verdi cezaevinde okudum koğuşumda çokta güldüm. Kendisi burada okuyacak tümünü çokta güldüm. İki senedir cezaevinde doğru dürüst gülememiştim ama mektubu okuyunca çok güldüm çokta mutlu oldum babasına falan da rahmet okudum. O zaten kendisine ait olan hususları cevaplayacaktır. Benim bir şey söylememe gerek yok ama mektubun üzerine Sayın Şener Eruygur’un kendisini davet ettiğini niçin bu mektubu yazdın dediğini biliyorum. Söyleyeceklerim bundan ibaret.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yine Neriman Aydın’ın yazmış olduğu 20 Temmuz 2004 tarihli Mehmet Şener Eruygur’a hitaben yazılan mektupta şöyle diyor. Türk ulusuna bildirge niteliği taşıyacak bir gazetenin acil olarak ihtiyacımız olduğunu belirtmek isterim. Söz konusu gazeteye gönüllü olarak ve bundan büyük bir haz duyarak makale verecek ulusalcı araştırmacı yazarlarımızın artık var olduğunu bilmek büyük bir imkan olup Türk ulusunu

7

Page 8: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:8

uyandırmak yolunda önemli mesafeler aldıracağı, Siyonist emperyalistlerin Türk ulusuna kolay kolay etki edemeyeceklerini Türk ulusunun uyandırılma süresini kısaltacağı düşüncesini taşımaktayız. Paşam bu konuyla ilgili olarak Türk ulusunun ve Türkiye Cumhuriyetinin geleceği için yapacağınız hizmetin Türk ulusunun bir an evvel yönetimde hakim olmasına imkanlar fırsatlar hazırlayacağı muhakkaktır. Türk ulusunu emperyalist Siyonist AB ve ABD’ye sömürge yapmaya yemin etmiş siyasi zihniyetlere bu gazete ile yada bir televizyon kanalı ile Türk ulusunun layık göreceği tokadı atma fırsatı doğacak ve Türk ordusunu yıpratacak bir ihtilale gerek kalmayacaktır düşüncesindeyiz. Çünkü bu kez yapacağınız bir ihtilalin ulusal tam bağımsızlıktan ulusal devlet varlığımızdan yana olmasını vatan ve devlet hainlerinin ise kafalarını almasını bekleriz diye devam ediyor. Candan Eren’den bahsediyor daha sonra. Bu mektuptan sizin haberiniz var mı?”

Sanık Kemal Aydın:”Sayın Savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Siz yazılmasında katkı sağladınız mı?”Sanık Kemal Aydın:”Neriman hanım burada sanık tutuklu sanık.(2-3 kelime

anlaşılamadı)”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Kendisine soracağız biz sadece sizi lider

olarak gördüğü için bu konuları soruyoruz.”Sanık Kemal Aydın:”Tekrar soruyorum ben onun ağabeysiyim onun terimleriyle de

önderiyim. Bilgi önderiyim. O mektuplara gereken cevabı verecektir.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bir kısmı da sizin bilgisayardan çıkmış

bunlardan bir kısmı.”Sanık Kemal Aydın:”Ben bilgisayar kullanmıyorum hiç hayatımda bilgisayarım yok. Benim

evimden alınan bilgisayarlarım özür diliyorum bu arada Yüce heyetin huzurunda kayıtlara da girsin Sayın heyetim de Sayın Yüce mahkeme heyeti de dinlesin. Benim evimden alınan bilgisayarlar bana ait değil. Birisi ikisi de devlet memuru olan birisi kızım birisi oğlum bilgisayarlarıdır. Onlar da halalarıyla onların yakını bilge kişi halalarıyla yazışmışlardır. Yazışmış olabilirler. Ordan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yeni Neriman Aydın’dan ele geçirilen not defterinde şöyle bir not var. 5 Haziran 2005 Ankara da bir toplantı düzenleyelim. Atatürk ve din konulu. Konuşmacılar Mehmet Dumlu parantez içinde H.Z. Metin Aydoğan, Atilla İlhan, Rauf Denktaş, Şener Eruygur, Kemal Aydın ara konser Kerkük Türkleri Abdurrahman Kızılay, Cengiz Yucak H.B. Araz F. Meydan Stephan bu toplantının alt yapısını hazırlayalım Hakan ve Neriman. Yani kendisiyle hiç görüşmediğiniz medyadan tanıdığınız bir kişiyle bir konferans toplantı düzenleneceğinden bahsediliyor. Şimdi bu samimiyetiniz işte nereden geliyor. Yani Mehmet Şener Eruygur’u davet edebileceğiniz katılabileceğini düşündüğünüz bir toplantı tertip etmek düşüncesi samimiyet gerektirir yani bunu, bunu açıklayabilir misiniz bize?”

Sanık Kemal Aydın:”Tanıma, Evet. Tanımadığım kişi kim onların içerisinde kimi söyledim. Mehmet Şener Eruygur’u tanımıyorum hiç karşılaşmadım. Ama diğer kişiler lütfederseniz diğer kişileri diğer kişilerin hepsini tanıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Mehmet Dumlu.”Sanık Kemal Aydın:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Metin Aydoğan, Atilla İlhan.”Sanık Kemal Aydın:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Rauf Denktaş.”Sanık Kemal Aydın:”Atilla İlhan’ı da bir defa görmüştüm rahmetliyi evet Atilla İlhan.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yani bu samimiyetinizi ölçmek istiyorum.”Sanık Kemal Aydın:”Denktaş’la da hiç karşılaşmadım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yani kendisini çağıracak kadar yakınlığınız.”

8

Page 9: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:9

Sanık Kemal Aydın:”Ben not bana ait değil Saygıdeğer Başkanım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Neriman Aydın almış sizi de konuşmacı olarak

düşünmüşler.”Sanık Kemal Aydın:”Not Neriman’a ait Neriman Aydın hanımefendiye ait bu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Kendisi açıklayacak diyorsunuz tamam.”Sanık Kemal Aydın:”Şimdi açıklayacak bir de benim tanımadığım kişiler değil böyle

söylersek soru yanlış olar Yüce heyet de yanlış bilgilenmiş olar. Benim o kişiler içerisinde tanıdığım insanlar var. Tanımadığım Denktaş var, tanımadığım Şener Eruygur var birebir tanımıyorum ama Denktaş arz ettim zaten var savunmada. Kendisine çok saygı duyuyorum bundan ibarettir. Kendisi cevaplayacaktır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sizin olduğu söylenen 533 236 97 86 numaralı telefon size mi aittir?”

Sanık Kemal Aydın:”Evet bana aittir Sayın savcım evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu telefona 545 467 88 99 numaralı

telefondan bu telefonu kullanan da Mehmet Ali Çelebi olarak belirlenmiş.”Sanık Kemal Aydın:”Evet tamam.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bir mesaj gönderilmiş telefon incelemenizde

ele geçmiş klasör 85 sayfa 189’da bu mesajı görebilirsiniz. Orada Kemal amca merhaba bir arkadaşıma ders anlatıp geleceğim ellerinizden öperim şeklinde bir mesaj.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu mesajla ilgili size soracağım Mehmet Ali

Çelebi arkadaşlarına nasıl ne şekilde ders anlatmaktadır. Ve size niçin bu konuda bilgi vermektedir. Bunu açıklayabilir misiniz?”

Sanık Kemal Aydın:”Tabi, tabi efendim. Mehmet Ali Çelebi’yi tanıştı 2006 yılında tanıdım tanıdıktan sonra Mehmet Ali Çelebi’nin ve onunla birlikte tanıdığım diğer dört arkadaşıyla birlikte onlara şunu söyledim. Benimle tanıştığınızı münasebetinizin olduğunu önce ailelerinize söyleyeceksiniz. Sonra okul idaresine söyleyeceksiniz. Okul idaresi bilecek. Eğer okul idaresi bilmiyorsa aileleriniz bilmiyorsa benimle münasebet kuramazsınız. Benim Türk Silahlı Kuvvetlerine özer bir hassasiyetim vardır. Çünkü, tahmin edebiliyordum bazı şeylerin olabileceğini onun içinde Mehmet Ali Çelebi beni ailesiyle tanıştırdı Noyan’ın ailesiyle tanıştığım gibi onlar tanıştığım andan itibaren Mehmet Ali Çelebi ile dünyevi hayatımdaki bilgilerin tümüne yakınını paylaştım onunla paylaşmaya özen gösterdim, not tutturdum kendisine anlattım. Konuştum. O da insan çok aydın bir çocuk. Çok aydın bir Türk çocuğu. Ben ona Genelkurmay başkanım diyorum. Şimdi burada sabah karşılaştığımda da günaydın Sayın Genelkurmay başkanım diyorum. Ben ona şunu da söylüyorum. Benim ömrüm senin Genelkurmay başkanı olduğunu görmeye yetmez benim mezar taşıma gelip Genelkurmay başkanı olduğunu söyleyeceksin. Görevini o zaman yapmış olacaksın dediğim bir vatan evladı kendisini çok seviyorum. Çok bilge bir insan. Bilgileri de müthiş kullanan bir insan. Aldığı bilgileri bize insanlar bilgileri mezara götürmek için edinmez Saygıdeğer Başkanım, Saygıdeğer Heyet, ben edindiğim bilgileri hayatımda hep başkalarıyla paylaştım Mehmet Ali de edindiği bilgileri çevresindeki insanlarla paylaşan insanlardır. Belli ki mesajında edindiği güzel hoşuna gittiğini söylediği bir bilgiyi bir başka arkadaşıyla paylaşmış onun için de bana böyle bir mesaj çekmiş. Böyle yorumluyorum zaten kendisine de sorduğunuzda o da burda sanık o da cevaplayacaktır Sayın savcım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Şimdi sohbet etmek normal bir şey yani.”Sanık Kemal Aydın:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”İki kişi bir araya gelip sohbet etmesi ama ders

vermek ona özel bilgilerle donatmak ona, onu bilgilendirmek farklı konularda bilgi sahibi yapmak anlamlarına geliyor o açıdan sordum?”

9

Page 10: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:10

Sanık Kemal Aydın:”Şimdi insanlar. Şimdi buralardan Sayın savcım buralardan suç çıkarmak mümkün değil. Ver bilgi verdim Kemal amca bana şunu yazabilirdi. Kemal amca örendiğim bilgileri bir başka arkadaşıma aktardım diyebilirdi ama ders verdim diyor. bu Türkçe dilinin icaplarından olan bir şeyi yaptı yoksa başka bir amacı yok Sayın savcım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yine aynı size ait telefona 6 Mart 2008 tarihinde 533 257 22 24 numaralı telefondan. Bu telefon da Durmuş Ali Özoğlu’nun kullandığı anlaşılıyor.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Türk ordusu bu an itibariyle yeni operasyona

başlıyor. Allah Mustafa Kemal’in ordusunu tüm düşmanlarından korusun gazamız mübarek olsun şeklinde bir mesaj gelmiş.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu Türk ordusunun başlattığı yeni operasyon

nedir size niçin bu konuda bilgi verilmektedir bunu açıklayabilir misiniz?”Sanık Kemal Aydın:”Tabi açıklarım. Zannediyorum Ali bey yazar olması basın mensubu

olması hasebiyle zannediyorum Kuzey Irak’a yapılacak askeri harekatla ilgili zannediyorum edindiği bir bilgiyi benimle paylaştı o mesajda. Kendisinin bana.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”O tarihte Kuzey Irak’a operasyon yapıldı mı 6 Mart 2008 tarihinde?”

Sanık Kemal Aydın:”Bilmiyorum yani ben öyle şey yapıyorum. Benimle paylaştığı tekraren lütfeder misiniz efendim metninin tamamı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Türk ordusu bu an itibariyle yeni operasyona başlıyor Allah Mustafa Kemal’in ordusunu tüm düşmanlarından korusun. Gazamız mübarek olsun.”

Sanık Kemal Aydın:”Ben öyle Irak’a yapılan operasyon diye hatırlıyorum. Onun içindir. Benimle paylaşıyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Şimdi isimlerini sayacağım kişiler şu anda sanık konumunda değiller isterseniz cevapta vermeyebilirsiniz.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ancak birçok yerde isimleri geçtiği için

soruyorum. Tayyip Yelen?”Sanık Kemal Aydın:”Tanımıyorum efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Anıl Çeçen?”Sanık Kemal Aydın:”Tanımıyorum efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Arif İsken Köni?”Sanık Kemal Aydın:”Köni değil Arif İskender Könder.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Könder evet.”Sanık Kemal Aydın:”Arif İskender Könder’i ağabeyim olarak tanıyorum ama uzun yıllardır

kendisiyle birebir münasebetim yoktur. Eski Talat Aydemir ihtilalinde ordudan ayrılan bir ağabeyimdir. Kendisini çok severim ayaklı kütüphane gibi de bir insandır. Kendisine çok saygı da duyarım. Ama uzun yıllardır hiç şeyim yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Şakir Keçeli?”Sanık Kemal Aydın:”Tanımıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ulusal güç birliği hareketi adı adlında bir

oluşumdan haberiniz oldu mu?”Sanık Kemal Aydın:”Hayır hiç.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu oluşumun Ankara da yaptığı toplantılarda

özellikle ATO’da yaptığı toplantıya katıldınız mı?”

10

Page 11: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:11

Sanık Kemal Aydın:”Hayır katılmadım ben bu manada Saygıdeğer Heyeti de bilgilendirmiş olayım madem ki soruyorsunuz Sayın Savcım Arif abi bir dernek kurduklarını bu derneğe benim de gelmemi dahil olmamı istedi. Abi benim dernekte işim olmaz ben gelmeyeceğim dedim ve gitmedim katılmadım bilmiyorum yani dernek kurduklarını duymuştum Arif abinin de içinde olduğu beni de davet ettiler ama gitmedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yani sizle o bu dernek çalışmaları sırasında görüştünüz.”

Sanık Kemal Aydın:”Hayır hiç görüşmedim sadece beni davet etti.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Davet etti.”Sanık Kemal Aydın:”Dedi ki, biz bir dernek kurduk dedi. Senin de bu derneğe katılmanı

gelmeni istiyorum dedi. Hayır abi ben derneğe partiye inanmıyorum dedim. Ben güvenmiyorum ve katılmadım. Yoksa çok sevdiğim bir insan bilgilerinden de istifade ettiğim geçmişte. Değerli bana rehberlik eden ağabeylerimden de birisidir. Arif İskender Könder Şarköy de ikamet etmektedir. Şarköy de kaymakamdı sonra orda kaldı Malatyalıdır. Darendelidir çok sevdiğim bir ağabeyim çok seviyorum. Ama dernekle münasebetim yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Siz evet buyurun. Vatansever kuvvetler güç birliği hareketi derneğiyle bir ilginizin olmadığını beyan ettiniz.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet, evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Mesut Sezer isminde bir şahsı tanıyor

musunuz?”Sanık Kemal Aydın:”Tanıdım efendim arz edeyim açıklayayım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Taner Ünal’ı tanıyor musunuz?”Sanık Kemal Aydın:”Efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Taner Ünal.”Sanık Kemal Aydın:”Taner, arz edeyim Sayın Başkanım Sayın Heyet, vatan sever güç

kuvvetleri birliği diye bir şeyin ortada olduğunu biliyordum. Taner Ünal’ı ve Mesut Sezer’i Avukat Abdulkadir Erdil’in bürosunda gördüm. Orda karşılaştım Ankara da. Abdulkadir Erdil’de çok eski yıllardan tanıdığım MHP’li yıllardan tanıdığım. MHP ile Karamanlıdır kendisi bir avukat ağabeyimdir. 70’li yaşlarda bir ağabeyim onun bürosuna davet etmişti beni. Taner Ünal’ı ve Mesut Sezer’i onun bürosunda tanıdım bana da kartlarını verdiler. Sonra Mesut Sezer ile çeşitli defalar beni aradı telefonlarım yani telefon münasebetimiz nasılsın abi bilgilerim ondan ibarettir. Her ikisini de burada tanıdım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Mesut Sezer ile yoğun bir telefon görüşme trafiğiniz var. O nedenle sordum?”

Sanık Kemal Aydın:”Yoğun değil sayılı. Sayıları bellidir.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Mersin il başkanlığını yapıyor bu derneğin.

Vatansever kuvvetler güç birliği derneğinin.”Sanık Kemal Aydın:”Evet. bana tanıdıktan sonra da benim düşüncelerime herhalde sevgi

duyan saygı duyan bir kardeşimiz Mesut beni aramıştır birkaç defa bende onu bayramlarda falan aradım. Hatta tutuklandığında da aradım. Bundan ibaret.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Kuvai milliye derneğiyle bir ilginizin olmadığın söylediniz.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet efendim yoktur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Mehmet Fikri Karadağ’ı tanımadığınızı.”Sanık Kemal Aydın:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ancak Mehmet Fikri Karadağ’ın ajandasında

sizin isminiz ve ev telefonunuz kayıtlı.”Sanık Kemal Aydın:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu konuyu nasıl açıklıyorsunuz?”

11

Page 12: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:12

Sanık Kemal Aydın:”Koğuşta beraber kaldığım Selim Akkurt çok akıllı bir Türk çocuğu bu önceki davada yargılanan malumlarınız olduğu üzere. Geldi bir gün dedi ki, Fikri Karadağ seninle ilgili abi savunmada çok güzel şeyler söyledi dedi. Tanımıyorum dedim hayır seni tanıdığını söyledi dedi. Ben kendisine sor dedim. Sor bakalım nerden. Elazığ deyince bana geldi sonra Selim söyledi Elazığ. Evet Elazığ’a görevli gittiğim teftişte henüz Kızılay da müfettişken görevli gittiğimde Elazığ da bir ağabeyim Nurhak gazetesinin sahibi olan bir öğretmen ağabeyin onun bürosunda karşılaşmıştım orda tanıştım demek ki kartımı vermiştim aldı saklıyormuş. Sadece o bir karşılaşmadır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Daha sonra görüşmeniz olmadı mı bu?”Sanık Kemal Aydın:”Hayır hiç, hiç, hiçbir de karşılaşmam olmadı görüşmem olmadı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Durmuş Ali Özoğlu ile Ocak 2007 de İbrahim

Özcan ile de 2007 Mart ayında tanıştığınızı söylediniz doğru mudur?”Sanık Kemal Aydın:”Evet, doğrudur efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Size savcılık ifadenizde sorduğumuzda şu

şekilde söylemiştiniz. Durmuş Ali Özoğlu ile 2007 yılından önce yazdığı şifre çözüldü isimli kitabını okuduktan sonra kitabını yayınlayın toplumsal dönüşüm yayınevine mektup yazıp kitabı çok beğendiğimi teşekkür ettiğimi belirttim. 2007 yılı Ocak ayında kız kardeşim Neriman ile birlikte sırf Durmuş Ali Özoğlu ile tanışmak amacıyla bir dini bayram arifesinde İstanbul’a geldik. Cağaloğlu’ndaki yayınevinin merkezine geldik. Durmuş Ali ve Hatice Bahtiyar ile orada tanıştık. O gece Hatice Bahtiyar bizi misafir etti biz İstanbul da sadece bu şahıslarla görüştük. Bizimle herhangi bir projeleri konusunda paylaşımda bulunmadılar. Her gittiğimiz yere Neriman Aydın ile birlikte gittik şeklinde beyanınız var.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet. doğrudur efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ancak sanık Neriman Aydın’dan ele geçirilen 7

numaralı CD içerisindeki bel1.doc isimli Word belgesi içeriğinde 7 Ocak 2006 yer İlksan öğretmen evi tesisleri Ankara kalesi altı ulus başlığı altında 6 Ocak 2006 gecesinden misafirimiz olan, misafirimiz olan Ali Özoğlu ve Hatice Bahtiyar ile birlikte baba evimizde Çankaya da kahvaltı sohbetinden sonra malum mekana intikal ettik. İbrahim beyle kahve içtik sohbet ettik. İlk beş on dakika sükunetini muhafazadan sonra vatansever güçler birliğinin tüzüğünü hazırladığından ve memleketimize dair bir takım endişelerden bahsetti şeklinde devam eden bir günlük var.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Buradaki tarih 7 Ocak 2006. Genelde insanlar

Ocak ayında Aralık ayından kalma 2006-2007 karıştırmış olabilir. O konuda 7 Ocak 2007 de olabilir bu tarih.”

Sanık Kemal Aydın:”Aynen öyle, aynen öyle efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu konuda şeyimiz yok ancak sizin Durmuş Ali

Özoğlu ile İstanbul’a gelip tanıştım demenizle burada Neriman Aydın’ın Ankara da buluşma konusu çelişiyor artı İbrahim Özcan ile Mart ayında tanıştık beyanınız var.”

Sanık Kemal Aydın:”2007’nin Mart ayı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu da, bu da yine Ocak ayında yapılan

görüşme de İbrahim Özcan’ın da bulunduğu belirtiliyor. Bu çelişkiyi ne şekilde açıklıyorsunuz?”Sanık Kemal Aydın:”O tarih yanlıştır. Kardeşim zaten ona sorduğunuzda da cevabını

verecektir. O notun tutulduğu tarih sadece tarih itibariyle yanlıştır. Yoksa o diğerlerinin muhtevası doğrudur. O muhteva doğrudur tarih yanlıştır. Kendisi de söyler tarih yanlış atılmıştır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yani 2006-2007 karışmış olabilir ama Ocak ayı da mı yanlış diyorsunuz?”

Sanık Kemal Aydın:”O evet yani bizim Ali Özoğlu ile tanışma tarihimiz Ocak 2007’nin başıdır bir Kurban bayramı veya Ramazan bayramı hangisinin dini bayram nedeniyledir. Bizatihi

12

Page 13: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:13

onunla tanışmak için gittik ve tanıştık. 2007 içerisinde Ankara da kitap fuarı açıldı. Kitap fuarında İbrahim Özcan beyle de kitap fuarında karşılaştık. O tarih o nedenle yanlıştır. Zaten kendisi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Biliyorsunuz insan unutabilir ancak yazılar unutmaz. Günlükler de günü gününe tutulmasa da bir gün sonra tutulur.”

Sanık Kemal Aydın:”Onun için , onun için yazıyoruz da onun için hesabını veriyoruz.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ama yani Ocak Mart karışması yani çok yakın

değil yani.”Sanık Kemal Aydın:”Ama kendisine sorun. Hayır hiçbir şeyimiz yok tanışmada bir

sıkıntımız yok söyleyeceklerim Sayın savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet.”Sanık Kemal Aydın:”Yani sadece tarih yanlıştır ama diğer tarafı doğrudur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sizin el yazınız olduğu iddia edilen 85. klasör

sayfa 6 da Telekom’da dinleme ekibi var. Hasan Sivrikaya ekiple ilgili isim sorulacak şeklinde bir notunuz var.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet, evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Öncelikle bu yazı size mi ait?”Sanık Kemal Aydın:”Bana ait tabi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Telekom’daki dinleme ekibi konusu nedir bu

bilgi size nereden geldi Hasan Sivrikaya ile ne ilgisi vardır. Ekip hangi ekiptir yani bu konular niye size geliyor açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Ben sosyal bir insanım Türkiye de olup bitenleri takip ediyorum konuşuyorum. Hasan beyde Kızılay teftiş kurulu başkanı benim bir kardeşim çok sevdiğim bir arkadaşım onunla bir sohbet anında o da nereden duyduysa kendisine Telekom’da dinleme ekibi kurulduğunu ve Türkiye de çok insanı dinlediklerini söyledi. Bende o şekilde bir not aldım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Hasan Sivrikaya mı söyledi size burada ekip var diye?”

Sanık Kemal Aydın:”Evet ben. Evet, Telekom’da çok insan dinliyorlar bir ekip kurulmuş yani çok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yani yasal olmayan dinleme yapıldığını mı söyledi size?”

Sanık Kemal Aydın:”Evet yasal olmayan bir dinleme yapıldığını söyledi Hasan bey bende.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Siz bunu ilettiniz mi ilgili makamlara?”Sanık Kemal Aydın:”Hayır hiçbir yere iletmedim benim cebimde duruyor.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Genelde mektup yazıyoruz bildiriyoruz

diyordunuz. Bu konuyu ilettiniz mi?”Sanık Kemal Aydın:”Yazarım, yazarım doğruluğuna inanırsam. Yani bir kaynağını

bulursam söyledim söyleyeceğim yere çekinmem savcılıkta olsa yazarım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Konuyu iletmediniz.”Sanık Kemal Aydın:”Ama bu konuda, bu konuda bilgi edinemedim. Yani bu işin sadece

bir duyumdur. Hasan kardeşimle aramızda geçen bir konuşmadır o söylediği böyle böyle gayri yasal dinleme yapılıyor Telekom’da ekip kuruldu sadece bu kadardır öyle kendim not aldım öylece cebimde duruyordu. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yine klasör 85 sayfa 6 da o gün G.K baş bugün soru işareti. Bir notunuz var. Yine bir başlık atmışsınız. Devlet düşüncesinde herkesi memnun etmek yoktur. Harun Karaca tam okunamıyor Zile deniliyor. Bunun altına da şöyle bir not var. David Aseo’nun kardeşi Cumhuriyet mitinglerini finanse etmiştir. Bunun altında da Şişli belediyesinde başkan Y. Başk. Y. Başkan yardımcısı anlamında bu notları açıklayabilir misiniz kimdir David Aseo, kardeşi kimdir?”

13

Page 14: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:14

Sanık Kemal Aydın:”Hatırladığım kadarıyla, şimdi ben sohbet ederken çevremdeki insanlarla not alırım not tutarım. Konuşmalarını kesmemek için falan kahvede tutulan notlardır. O günlerde zannediyorum Cumhuriyet mitingleri ile ilgiliydi demek ki sordular konuşuyorduk onların finansmanı diye falan diye David Oseo ismi orda geçti. Ve şişli belediyesinde başkan yardımcısı olduğunu söylediler bende öylece not aldım. Harun Karaca ismini hatırlamadım. Yani Harun Karaca T şeyini niçin yazdığımı hatırlamadım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yani David Aseo denen kişinin kardeşi mi şişli belediyesinde çalışıyor?”

Sanık Kemal Aydın:”Öyle söylediler yani o, o şekilde hatırlıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu Türk asıllı bir insan değil anlaşılan isme

bakılırsa.”Sanık Kemal Aydın:”Şişli belediyesi, şişli. Yok Türk asıllı David Aseo Türkiye’deki haham

başı ve onun kardeşiymiş. Şişli belediyesinde başkan yardımcısıymış öyle söylediler bende öylece yazdım. Konuşmam.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yine aynı sayfada bir Notunuz var Alb albay kısaltılmışı galiba Gery taba NATO da görevli parantez içinde de Bülent Kuş parantez değil çizgi yazmışsınız altında da Bülent Kuş böyle bir notunuzun var. O NATO da görevli olan albayın ismi nedir yani bunu açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Arz edeyim şimdi Bülent Kuş Antalya da kardeşim serbest mali müşavirlik yapıyor. Bana bir Rus şirketinin de şeyini yapıyor ayrıca danışmanlığını yapıyor sevgili Bülent. Dedi ki, abi buraya birilerle dedi benim müşavirliğini yaptığım şirketle dedi iş yapmak isteyen birileri geldi Amerikalılar dedi. Gery Taba adında da o yazdı bana bir NATO da görevli albay olduğunu söyledi dedi. Biz bir yanlışa da düşmeyelim burada birilerine de bana soruyorlar müşavirlik yapıyorum dedi. Bu nedir araştırabilir misiniz öğrenebilir misiniz dediği bir nottur. Kişi hakkında da herhangi bir bilgi sahibi olamadım. Ondan ibaret Sayın savcım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sizin defterinizde aldığınız bir takım notlar var. Kendiniz bahsettiniz bunları kimseyle paylaşmadım. Irkçılığı öven değişik düşünceler içeren yazılar.”

Sanık Kemal Aydın:”Paylaşmadığımı şu mana, şu manada söylüyorum. Ben bilgilerimi herkesle paylaşamam. Basın yayın organlarında paylaşmadım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yazılar var. Ha onun için soracağım yani siz sürekli gece yarılarına kadar 11’e kadar 12’ye kadar sabaha kadar oturup sohbet ettiğinizi söyleyen bir insansınız bunları muhakkak paylaştığınız anlaşılıyor. Klasör 81 sayfa 29 da şöyle diyorsunuz biz sürgün listeleri hazırlayacağız. Biz gereğini yapacağız. Onlardan öğrendiklerimiz gibi yapacağız. Bizi kınamasınlar diye tıpatıp aynısını yapacağız hiç merak etmesinler. Şeklinde bir notunuz var. Bunu biraz açar mısınız sanık Levent Temiz’de de buna benzer azınlıklarla ilgili tek tip elbise giydirilmesi onlara değişik uygulamalar yapılması şeklinde de yazılar çıkmıştı. Bu konuyu biraz açar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Şimdi yazılı kaydından tamamının okunmasını talep ediyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Tamamını siz okursanız uygun olur çünkü el

yazınız baya zor okunuyor.”Sanık Kemal Aydın:”Ben bilgisayara girip bakma şansım olmadı yani okusam anlatırım

bütün şeylerimi özelliğini niçin yazdığım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Şimdi ekrana versem ordan okuyabilir

misiniz?”Sanık Kemal Aydın:”Okuyabilirsem ekranda hay hay.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Çok uzun bir yazı bu ben sadece 29. sayfadan

yazdım. “

14

Page 15: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:15

Sanık Kemal Aydın:”Devletimizi azınlık ırkçılarına nasıl işgal ettirdik diye ola ki şaşırmayınız. Daha büyük Atatürk’ün ölümünden üzerinden altı yıl geçmeden Türk ırkının evlatları devlet tarihine başlatılan, devlet, devletlerine başlatılan işgal eylemine 1944 yılında karşı koyma eylemine başlamışlardır. Hüseyin Nihal Atsız ve arkadaşlarının başkaldırıları devletimize yönelen etnik azınlık ırkçılığına karşı koymaktır. Bu başkaldırı eylemi sonradan çarptırılarak esas mecrası dışında tehlikeye telakki edilerek sadece Marksizme karşı bir eylemmiş noktasına geçildi, geçildi. Buna rağmen büyük hareket siyasallaşmayı da başardı. Adı MHP’si olan milliyetçi hareket partisi olan bir siyasal faaliyet doğmuş sebebinin gerçeklerin gereklerini yerine getiremediği için Türk milliyetçiliği dahası davacı davası payidar olamamış. Buna bağlı olarak da Türkiye Cumhuriyeti devleti azınlık ırkçılarının işgaline uğramıştır. Müsebbibi bunun hesabını Türk ırkına nasıl müsebbipleri bunun hesabını Türk ırkına nasıl verecekler doğrusu pekte aklım ermemektedir. Ben şahsen sorumlularından kıyamet gününde dahi hesap soracağımı biliyorum. 7.7.2003 tarih. Şimdi okudum buyurun ne açıklanmasını istediğiniz husus.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”ileriki ben ileriki sayfasından sordum bu bütünlük bozulmasın okuyum dediğiniz için verdim kendinize.”

Sanık Kemal Aydın:”Bunlar ayrı ayrı konular dikkat ederseniz. Bu birisiydi. Diğerine de devam edeyim bir başka konu. Ben konu başlıklarını böyle yazıyorum kendime göre sonra açarım diye.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Irkçılığımız diye başlayan başlıktan devam ederseniz altta.”

Sanık Kemal Aydın:”Türk ulusu siyasi partilerin.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Onun bir altında.”Sanık Kemal Aydın:”Irkçılığı, ırkçılığın yaradılışlar ters bir olay, ırkçılık yaratılışlara ters bir

olay değildir.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Irkçılığımız diye galiba, ırkçılığımız.”Sanık Kemal Aydın:”Yaratılışa ırkçılığımız diyelim ırkçılığımız yaratılışlar, ırkçılığımız

yaratılışlar ters bir olay değildir şöyle ki, tanrı buyuruyor ki ben sizi kavim kavim yarattım birbirinizi daha iyi anlayasınız daha iyi tanıyasınız diye. bana göre ırk kavramını reddetmek tanrıyı inkar etmektir. Bizim ırkçılığımız yaratılışımıza duyduğumuz sevgi ve hürmettir. Bir nevi tanrıya ibadettir. Aksini düşünmek yaratan tanrının gücünden şüpheye düşmek olarak düşünüyorum. O zaman derim ki, yaratanın gücü yetersiz miydi ki aynı dili konuşan aynı dine inanan ve aynı tenden insanlar yaratmadı. Bütün bir silinmişler, bütün bir gerçekler tanrının, tanrının yaratılıştaki güzelliğidir. Ben de saygı ve sevgi duymak, duymak insanlığın görevidir demişim silinmiş bu kadar efendim. Buyurun şimdi Sayın savcım buradaki.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yok devam ediniz yani ben 29. sayfadan “Sanık Kemal Aydın:”Yani bitti orda.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Daha ilerden sordum size. Ajanda sayfası

olarak bakarsak. “Sanık Kemal Aydın:”Orda bitti.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”İleriye gelelim dizi size ordan dizi olarak

söyleyim.”Sanık Kemal Aydın:”Nerede efendim. Kaçıncı sayfada efendim 261 nosu.?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”17 yazıyor üzerinde sağ köşede 17 yazıyor.

Dizi olarak 253.”Sanık Kemal Aydın:”17, 17 sayfa olarak 253 mü efendim?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Dizi olarak 253 şeyle basılan numaratörle

basılan 253. bu millete bu ülkeye ve bu ırka hizmet etmek istiyorum diyen herkes dedikten sonra biz sürgün listeleri hazırlayacağız. Biz sürgün listeleri hazırlamayacağız biz gereğini yapacağız. ”

15

Page 16: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:16

Sanık Kemal Aydın:”17”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet.”Sanık Kemal Aydın:”Bir yemin metni hazırlayacağız. Muhtevasında ırkımız devletimiz gibi

değerler bulundurulacak.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ondan önce olması lazım. Onu da soru olarak

soracaktım ya isterseniz ordan başlayın.”Sanık Kemal Aydın:”Ben o dediğiniz.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yemin metnini açıklar mısınız. Siz yemin

metnini bir açıklayın daha sonra ben size göstereyim o sayfayı?”Sanık Kemal Aydın:”Bir yemin metni hazırlayacağız. Muhtevasında ırkımız, devletimiz gibi

değerler bulundurulacak. Ordumuz büyük Atatürk herkes kendi inancındaki Tanrı ifadesine göre bu değerlere ihanet etmeyeceğim gibi ettirmeyeceğim evet bunu yazdım böyle. Buradaki yemin metni bu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet nedir bu yemin metni biliyorsunuz basına da yansıdı kuvai milliye derneğinin bir yemin metni vardı orada da ölmek öldürmek üzerine yapılan yeminler vardı. Siz bir takım askeri okul öğrencileriyle çevrenizde sosyal kişilik olarak geniş bir çevreyle içli dışlısınız bu yemini yaptırdınız mı bu yemin metni nedir? Özellikle Neriman Aydın sizi milli mücadele hareketinin lideri olarak görmesi. Lider olarak eğer kendinizi görüyorsanız bu yemini herhangi bir yerde yaptırdınız mı açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Şimdi buradakine mi cevap vereceğim sizin sorduklarınıza mı?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”O, o kapsamda sorduğuma cevap

vereceksiniz.”Sanık Kemal Aydın:”Yok yeminle o bağ. O söylediklerinizle yemin sorduğunuz soruyla

yemin farklı onlar ayrı ayrı konu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Buyurun, buyurun siz istediğiniz gibi cevap

verin.”Sanık Kemal Aydın:” Ben milli mücadele konusuna cevap verdim savunmamda bir miktar.

Yemin konusu da varda ona da verdim. Ama tekrar Yüce mahkemeye arz ediyorum. Bir yemin metni hazırlayacağız muhtevasında ırkımız, devletimiz gibi değerler bulundurulacak, ordumuz büyük Atatürk herkes kendi inançlarındaki tanrı ifadesine göre bu değerlere ihanet etmeyeceğim gibi ettirmeyeceğim demişim not almışım. Demişim ki ben, bir şey yaparsam bu ülkede siyasi parti faaliyeti de yaparsam benimle beraber olmasını istediğim insanlara bir yemin metni sunacağım beraber olacak mısınız olacaksanız bunun gereğini yapın. Yemin metni de hazırlamadım. Bundan ibarettir Sayın savcım. Bir şey yaparsam. Yemin metni ondan ibaret. Mason cemiyetlerine giren insanlara da yemin ettirirler. Kıbrıs da mücahitler hareketinin de bir yemin metni vardır. Yemin kutsal şeyler içindir. Mecliste milletvekili seçilen insanlar da meclis kürsüsünde milletvekilliği sıfatını kazanmalarının ilk şartıdır yemin etmek. Biz sürgün listeleri hazırlamayacağız biz gereğini yapacağız. Olanlardan öğrendiklerimiz gibi davranacağız. Bizi kimse kınamasınlar diye tıpatıp aynısını yapacağız hiç merak etmesinler.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Kime karşı yapacaksınız bunları açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Türkiye bir savaş yaşamaktadır Sayın savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet.”Sanık Kemal Aydın:”Türkiye’ye savaş açılmıştır savaşın muhatapları vardır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Nedir bu savaş?”Sanık Kemal Aydın:”Devam ediyor 1984 yılından beri bir savaş devam ediyor. 40 binin

üzerinde insanımızı kaybettik bu savaşın müsebbipleri cezalandırılmasın mı ceza görmesin mi? Mahkemelerinize gelmiyor mu sizin önünüze gelmiyor mu?”

16

Page 17: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:17

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Böyle bir savaş yok yani. Terör eylemleri var. Devlette bununla mücadele ediyor. Savaş yok.”

Sanık Kemal Aydın:”O sizin,”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Savaş iki devlet arasında olur.”Sanık Kemal Aydın:”O sizin değerlendirmeniz Sayın savcım. Benim değerlendirmemde

bu savaştır. Terör örgütü bu işin sadece taşeronudur. Terör örgütü kim ki Türkiye ile savaşsın. Türkiye ile savaşan terör örgütü mü öyle mi addediyorsunuz? Öyle ettiğiniz için işin içinden çıkamıyoruz. Terör örgütüne Amerika birleşik devletlerinin Avrupa birliğinin ve komşu ülkelerin nasıl yardım ettiğini görmüyor musunuz? Terör örgütü eylemiyle bu iş anlatılabilir mi? Bu terör örgütü değildir. Terör örgütü sadece bu savaşta bir taşerondur. Esas bu işin arkasında Amerika birleşik devletleri başka İsrail Avrupa birliği ülkeleri komşu ülkelerimiz bu örgütün başı yirmi sene Suriye de muhafaza edilmedi mi? Bu örgütün başına Yunanistan nazaros ismiyle mavros nazaros ismiyle pasaport vermedi mi? Onunla dünyayı dolaşmadı mı? Atina da PKK kampı yok mu kurulmadı mı? Kuzey Kıbrıs da PKK kampı yok mu kurulmadı mı? Siz buna mı?”

Mahkeme Başkanı:" Yani siz bunu savaş olarak algılıyorsunuz bitti buyurun Savcı bey evet.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet efendim savaş olarak algılıyorum bu bir savaştır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yine aynı sayfada devam eden bir bölüm var

ancak önce şunu söyleyim savunmanız sırasında Mahmut Ali Çöregani hakkında CIA ajanı olduğunu beyan ettiniz. Bunu Elyar da.”

Sanık Kemal Aydın:”CIA ajanlarının emrinde.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Elyar’a da söyleyemediğinizi söylediniz.”Sanık Kemal Aydın:”Evet, evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu sayfada da şöyle bir ifadeniz var. Bir büyük

Türk lideri Mahmut Ali Çöregani ise Atatürk hava alanında ülkemize girişte alı konabilmektedir. Talabani ve Barzani ise cirit atmaktadır. Bunların hesabını mutlaka soracağız.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Irkımıza sözümüzdür. Kürdüm diyenlerin

yüzde doksan yedisi 2002 seçimlerinde oylarını HADEP’e vermişler. CNN’in yaptığı araştırma sonucu. Ancak salak Türklerin verdikleri oylarla Türkiye Büyük Millet Meclisine yüzlerce kürdüm diyen adamı Türkiye’nin her yerinden milletvekili yapmayı başardılar. Biz Türklere helal olsun şeklinde beyanınız var.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Burada özellikle siz biraz önce de savaş

dediniz. Bu terör örgütüyle ve arkasındaki güçlerle bahsettiniz. Savunmanız sırasında da Diyarbakır’a zaman zaman gittiğinizi.”

Sanık Kemal Aydın:”Çok gidiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Oradaki insanları işte bu savaşın yanlış

olduğunu anlattığınızı güya kendi beyanınızlar emperyalistlerin oyunu olduğunu anlattığınızı söylediniz. Kürtlerle bir sorununuzun olmadığını söylediniz. Burada kürdüm diyen milletvekillerinin seçilmesi konusu birde Mahmut Ali Çöregani hakkında söylediklerinizi açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Şimdi ikisi farklı farklı konular söyleyim. Benim düşünce dünyamda Kürt diye bir şey yok Allah Kürt diye bir ırk yaratmadı. Ben muhatap olduklarıma Kürt diye bir ırk yoktur. Kürt diye ırkı önce Ruslar 1500’lü yıllarda ortaya attılar. Türk coğrafyaları üzerindeki egemenliklerini hakim kılabilmek için sonra da onlardan İngilizler aldılar Osmanlı devletini Osmanlı imparatorluğunu yıkabilmek için amaçlarına uygun olarak kullanmaktadırlar. Ben savunmamda da arz ettim. Demek ki, dikkat etmemişsinizdir. Kürt diye bir ırk yok. Ben muhataplarıma Diyarbakır da Batman da Kürt diye bir ırk yok bu bir suni yaratılıştır. Ve bunu

17

Page 18: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:18

Türkiye Cumhuriyeti devletinin aleyhine kullanmaktadırlar Türküm demediğiniz sürece bu işten kurtulmanız mümkün değil siz de hayat bulamazsınız. Türkiye Cumhuriyeti devleti de hayat kuramaz diyenlerdenim ben. Benim kürdüm yok ki kürdüm ile sıkıntım olsun.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Türküm demekle bir insan Türk olur mu?”Sanık Kemal Aydın:”O bir düşüncedir. Size göre olmayabilir ama bana göre öyle. Ne

mutlu Türküm diyene ifadesinde kendine yer bulan herkes Türk olabilir. Bu bir, burada soracağınız başka bir şey varsa söyleyin. Benim kürdüm yok. Türkiye de Kürt yok. Türkiye de Türk milletini Kürt yapılan emperyalizmin amaçları için Kürt yapılan evlatları var. Onlar da bu savaşta Türkiye’nin aleyhine kullanılmaktadırlar. Her muhatabıma, her muhatabıma bunu söylüyorum. Kürt yok, Kürt yaratılmış suni bir hadise var. Bu suni hadise üzerinden emperyalizm Türk milletini ve Türkiye Cumhuriyeti devletini vurmaktadır. Benim muhataplarıma söylediğim budur. Onun için benimle muhatap olan Kürtçülük yapanlar duvarları dövmektedir. Sen provokatör müsün diye. benim, benim bakışım bu. Ben Ziya Gökalp gibi bakıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Günlerce Türk ve Türkçülük üzerine konuştunuz. Dinledik savunmanızda.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Burada Türklerin başına S. Bir şey koyarak

konuşmanızı ifadenizi nasıl açıklıyorsunuz?”Sanık Kemal Aydın:”Nasıl efendim söyler misiniz?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ancak S. Türklerin verdikleri oylarla yani

Türkleri aşağılamanızın nedeni nedir burada?”Sanık Kemal Aydın:”Şimdi siz kızdığınız zaman çocuklarınıza hakaret etmiyor musunuz?

Benim çocuklarım var iki tane yetişkin çocuğum var bir yanlış yaparlarsa kızdığımda onlara belki de ahlaka mugayir ifadelerle hakaret ediyorum, söylüyorum. Bu çocuklarımı sevmediğim anlamına mı gelmektedir yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Çöregani ile ilgili beyanlarınıza ne diyorsunuz?”

Sanık Kemal Aydın:”Çöregani şimdi Amerika birleşik devletlerinin ne demek olduğunu ben biliyorum. Emperyalizmin ne demek olduğunu biliyorum. Gücünü nereden aldığını biliyorum. Çöregani başlangıçta ben Çöregani’yi çok eski yıllardan 361 oy aldığını ama meclise İran meclisine sokulmadığını da bilenlerdenim. İran’ı terk edinceye kadar da benim için muteber insanlardan birisi hala seviyorum da şimdi bundan sonraki güvenim yoktur. Çöregani’yi seviyorum ama şimdi güvenmiyorum. Amerika’nın, Amerika birleşik devletlerinin emperyalist bir ülkenin o kadar çok güdümünde ki, Amerika birleşik devletlerinin Ortadoğu da büyük Ortadoğu projesiyle ne yapmak istediğini biliyorum. O projede şu anda Mahmut Ali Çöregani Amerika birleşik devletlerinin amaçları için kullanılan bir adamdır. Ama onunla onun çevresinde Türk dünyasından özellikle İran Türklerinin İran Türklüğünün inanılmaz bir parçası vardır. O parça şimdi insanların liderlerini liderim dediği insanı terk etmesi o kadar kolay değildir. İnsanların sevdiklerini terk etmesi o kadar değil kolay değildir. Yanlışını görür de vazgeçemez. Yanlışını görür vazgeçemez. Ben Alparslan Türkeş’e tabi ol onu çok seviyordum. Sevdiğim bir insandı yanlışlarını gördüm sevmeye devam ediyorum. Bugün biriler Fethullah Gülen Amerika da CIA’nın emrinde çiftliğinde orda koruması altında ama benim ülkemde benim yakınlarım da var Fethullah Gülen hiç güvenlerini kaybetmiyorlar. Fethullah Gülen’e nasıl güvenini Türkiye de bulunan insanlar Amerika’nın emrinde olmasına rağmen kaybetmiyorsa bende Mahmut Ali Çöregani Amerika’nın emrinde olduğunu bilmeme rağmen hala kendisine yola çıkmam bir şey yapmam ama sevgimi kaybetmiyorum. Efendim.”

Mahkeme Başkanı:" Anlaşıldı konu buyurun.”

18

Page 19: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:19

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Size ifadeniz sırasında Neriman Aydın sorulduğunda sizin kardeşiniz olduğunu kendisinin toplumsal haber nokta com isimli kime ait olduğunu bilmediğiniz sitede makaleler, makaleleri olduğunu beyan etmişsiniz. “

Sanık Kemal Aydın:”Başlangıçta yazı yazıyor, nasıl bilmediğimiz site olsun yani. Siteyi Ali Özoğlu organize ediyor. Ordaki ifade yanlıştır düzeltelim. Bilmediği site olur mu? Ali Özoğlu ile tanışıyoruz. Ali Özoğlu’yu okuyun diyorum herkese Ali Özoğlu’nu Hatice Bahtiyar’ı okuyun diyorum. Neriman’ı okuyun diyorum. Ali Özoğlu’nun çıkardığını nasıl bilmem orda bir yanlışlık var.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Şöyle bitmedi henüz devam ediyor. Toplumsal haber isimli sitenin kime ait olduğunu bilmediğinizi ancak Hatice Bahtiyar ve Durmuş Ali Özoğlu isimli şahısların bu sitede görevli olduklarını bu şahısların ricasıyla kardeşimiz Neriman Aydın’ın bu sitede makale yazmaya başladığını hatta şahısların isteği üzerine Sabih Kanadoğlu’nun da bu sitede yazması için tanıdığınız Candan Eren vasıtasıyla ricada bulunduğunuzu beyan etmişsiniz. İfadeniz bu şekilde.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet, oradaki hepsi doğru. Yanlış olan.”Mahkeme Başkanı:" Soruyu bi sorun, soru bitsin. Soru bitsin dinleyiniz lütfen.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Serkan isimli sorumuz biterse lütfen. Serkan

isimli şahısla yaptığınız 25 Şubat 2008 saat 18:50 telefon görüşmesinde hal hatır soruluyor Antalya da olduğunu söylüyor.”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim o aynı konuşmaya bağlı Sayın savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yaramazlık yok canımız sıkılıyor işte

görüyoruz haberleri izliyoruz. Bu kara harekatı falan hep böyle bizden 15 şehit askerimiz var dedim bi arayım Kemal abiyi bir konuşayım. Bir rahatlayım dedim ya. Siz de Serkan savaş nedir. Savaş ne anlam ifade gelir canım benim. Serkan, tabi vereceğiz zayiat da vereceğiz. Siz, bu şimdi siz Türk milletini bu savaş 12 Nisan 2007 tarihinde başladı. Sevgili Serkan. Şimdi biraz önce savaş konusu gündeme geldiğinde. Esas sorum toplumsal haberle ilgili ama bunu da sormak istiyorum. 84 de başladığından bahsettiniz. 12 Nisan 2007 de bir savaş başladığından söz ediyorsunuz. Bu konuyu açar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Şimdi Sayın savcım öncelikle toplumsal haberle ilgili o sorunuzu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”O konu, o konuyu biraz sonra soracağım.”Sanık Kemal Aydın:”Tekrarlayın cevaplayım. Serkan ayrı toplumsal haber ayrı. Toplumsal

haber konusundaki ordaki ifademde yanlışlık vardır. Şu yanlışlığı düzeltelim. Nasıl toplumsal haberde Ali Özoğlu’nu okuyun Neriman Aydın’ı okuyun Hatice Bahtiyar’ı okuyun derim de toplumsal haberi Ali Özoğlu’nun çıkarmadığını o ifade yanlıştır bir. Kimin çıkardığını toplumsal haberin kime ait olduğunu biliyorum. Neriman da orda kardeşim de bilerek yazı yazıyordu. Ali Özoğlu Hatice Bahtiyar’ın organize ettiğini onların tertiplediğini biliyorum. Bir bunu düzeltelim. Diğerlerinin.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ben ifadenizi birebir okudum.”Sanık Kemal Aydın:”Ben.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”İfadenizi birebir okudum.”Sanık Kemal Aydın:”Müsaade buyurun beş gün.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Düzeltebilirsiniz tabi ki.”Sanık Kemal Aydın:”Efendim beş gün aç susuz kırk derecede havasız bir mekanda

emniyet müdürlüğünün bodrumlarında insan gayri insani muhataplara muhatap olacaksınız yetmiyormuş gibi Beşiktaş adliyesinin nezarethanesinde gayri insani şartlarda oturacak yeri bile olmayan yerde bulunacaksınız. Sonra çıkacaksınız on üç buçuk saat savcılıkta ifade vereceksiniz. Sonra yedi buçuk saat Sayın savcı soracak vereceksiniz. O ifadelerinizdeki bir tane cümle yanlışlığını şimdi diyeceksiniz ki aynısı müsaade edin düzeltelim. Bilerek yazmıştır

19

Page 20: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:20

bende toplumsal haberin Ali Özoğlu bey tarafından çıkarıldığını biliyorum. O bir oraya verelim. Diğer Serkan konusunu lütfen şeyi metni tam okursanız ona da cevabımı vereyim efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Şimdi tapeyi okurken içinden soru sordum size 12 Nisan 2007 tarihindeki.”

Sanık Kemal Aydın:” Tamamını okuyun ben sorularınız cevaplayacağım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Savaşla ilgili.”Sanık Kemal Aydın:”Tabi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Tamamını okuyum o zaman siz şey yapın.

Şimdi Türk milleti onu, onu hiç kimse hissedemez.”Sanık Kemal Aydın:”Tapenin tamamının okunmasını istiyorum Sayın savcım.Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ve bu savaşın dünyayla savaş olduğunu

henüz kimse algılamadı. Serkan, ama Türk milletinin de ne kadar güçlü ve büyük bir ordusunu unuttular herkes yani böyle. Siz, eyvallah aferin Türk milletinin ne kadar güçlü bir ordusu aferin güzel Türk onu unuttular şimdi bütün dünya, bütün dünya Türk milletinin ordusunun ne demek olduğunu öğrenecek. Serkan, evet. siz, tabi savaş vatan evlatlarını şehit olması ben bugün Ankara’daki tane şehit cenazesindeydim. Serkan, evet Kemal abi. Siz, şu anda da, şu anda da kendi evimde annemin evinde yemek yiyorum kahvaltı başında o dün şehit olan bir binbaşı bir pilot üsteğmen yüzbaşı ve bir pilot üsteğmen evet onların Ankara’daki cenaze törenindeydim. Şu anda da masada pilot teğmen oturuyor. Yanımda Mehmet Ali Çelebi oturuyor. Onunla beraberdik onunla şeye gittik cenazedeydik. Kemal abi selamını söylüyorum annemin de selamı var filan selamlar evet. Türk milleti şimdi savaşın sıcak yüzünü gördünüz. O tabi sizin içinizi yakıyor Türk çocuklarının tabi. Türk evlatlarının şehit olması e bu ama bu bi savaş. Dua edin ve bu psikolojik savaşa mağlup olmayın. Düşmanın yürüttüğü psikolojik savaşta ona karşı koyun. İki türlü savaş yaşıyoruz bir sıcak savaş malum olduğu üzere bir de psikolojik savaş. Nokta nokta anlaşılamayan bir yer var. Ekranlarında şimdi bir yıl öncesinden Irak’a ordu müdahale edemez Türkiye’nin gücü yoktur dediler mi? Serkan, dediler tabi ki herkes bunu konuşuyordu zaten. Siz, herkes konuşuyor değil mi? Serkan, tabi ki. Siz, ama ama şimdi Türkiye Irak’a müdahale edince devlet gücünü gösterince önce hava harekatı yapıldı e dağları bombaladılar dediler değil mi? Siz evet boş dağları bombaladı. Siz de şimdi boş dağları bombaladılar şimdi ifadeleri sende söyle. Şimdi kara harekatı başladı. E buna ne gerek vardı demeye başladılar değil mi o nokta çocukları aynı o nokta çocukları. Serkan, evet evet Kemal abi. Benim işte benim işte bende şimdi bende bunları gördükten sonra bunları artık tak ediyor. Yani Kemal abi internet aleminde de gerçek alemde de yani internet aleminde gerçek bir alem bizim kardeşlerimiz dostlarımız var. Siz de şöyle diyorsunuz internette şimdi yaz kağıt kalem var mı Serkan. Serkan, söyle Kemal abi. Siz toplumsal haber nokta com. Serkan, toplumsal haber nokta com. Sadece ordaki her şeyi inceliyorsun ordaki her şeyi. Orayı biz, orayı biz devlet organize ediyor. Orasını esas devlete ait anladın mı şimdi dediğim yeri. Anladım Kemal abi şeklinde devam ediyor. Burada açık bir şekilde orayı biz diyorsunuz. Devlet organize ediyor, orasını esas devlete ait şeklinde beyanlarınız var. Bunu açıklar mısınız daha önce?”

Sanık Kemal Aydın:”Sorunuz, sorunuz bu mu?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Daha önce bilmiyorum kime ait olduğunu

bilmiyorum dediğiniz yer esas devlet bize ait şeklinde beyanınız var?”Sanık Kemal Aydın:”Tekrar söylüyorum Sayın savcım. Ben sorgulama tekniklerini bilen

de bir insanım 22 sene müfettişlik yaptım. Tekrar ediyorsunuz cevap verdim. Tekraren söylüyorum şimdi soruya katarak söylüyorsunuz soru arasında.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet.”Sanık Kemal Aydın:”Toplumsal haber nokta com Ali Özoğlu tarafından çıkarıldığını

biliyorum. Bildiğim içinde Neriman kardeşim de orda o da bilmektedir. Onun için yazı yazmaktadır. Tekraren soru içerisinde soru sorduğunuz için söylüyorum. O ifadeler beş gün çok

20

Page 21: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:21

olumsuz şartlarda ki, on üç buçuk saat emniyette sonra dönüp zatıalinize gelip yedi buçuk saat yirmi buçuk saat beş gün gayri insani şartlarda kırk derece sıcakta bize gayri insani muamelelerin yapıldığı bir ortamda ifade verdim. Bazı şeyleri devletin ayakları altında kalmasın diye söylemekten imtina ediyorum tekrar düzeltiyorum. Ordaki toplumsal dönüşüm yayınlarını Ali Özoğlu’nun çıkardığını biliyorum. Neriman da biliyor onun için orada yazıyoruz bu bir. İki, şimdi Serkan’ın olayına gelince. Serkan’ın konuşmasına, oradaki sizi soru sormanız devlet esas devlet falan alın kağıt kalem yazınız evet. toplumsal haber de kardeşim yazıyor insanların okumasını güvendiğim insan Ali Özoğlu bilgisine sonsuz derece güven duyduğum tanıdıktan sonra da çok bahtiyar olduğum bir insan çok bilge bir insan. Hatice hanım da öyle onların muhataplarımın tümüne bu insanların üçünü toplumsal haberde mutlaka okuyun ve toplumsal haberi de inceleyin diyorum. Devlet ifadesini mutlaka kullanırım esas devlet ifadesini psikolojik savaştır insanlarımız Türkiye Cumhuriyeti devletinde uzun yıllardır Türk milleti üzerine yoğun bir psikolojik savaş uygulanmaktadır. Özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri devlet kavramı ve Türk milleti üzerine. Bu kavramlar üzerine. Mustafa Kemal’i de utanıyorum söylemeye. Mustafa Kemal üzerine. Türk milleti üzerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ve devlet kavramları üzerine düşmanımız 10 Kasım 38’den beri yoğun bir psikolojik savaş yürütmektedir. İnsanlarımızın düşünce dünyasında bu olguları yıkmaya çalışıyorlar. Bu olguları Türk milleti kaybederse bu varlığını koruyamaz düşüncelerini taşıyorum onun içinde ben kırk senedir kendimi bildiğimden beri muhataplarıma devlet, Türk Silahlı Kuvvetleri, Mustafa Kemal vurgusu yaparak konuşurum. Serkan da demek ki, dinlemediniz Serkan ile ilgili de Fenerbahçe Trabzonspor maçının akıbetini Sayın savcım herhalde merak ediyordunuz. Serkan ile ilgili iddianamedeki konulara da bu konuyla ilgili bu telefon konuşmasıyla ilgili çok geniş de cevap vermiştim ama tekrar arz ediyorum. Serkan’ı bir defa gördüm Ankara’ya askerlik görevini yapmak üzere geldiğinde Buluş kahvesinde gördüm. Zannediyorum Karslı bir vatan evladı. Soy ismini de hatırlamıyorum. Onun için cep telefonumda öyle yazılı. Adımı ona Aydın Karahanlı verdi Güney Azerbaycanlı bir Türk çocuğu verdi. Antalya’da da olduğunu bilmiyorum bana orda da çok güzel zaten telefon konuşması her şeyi anlatıyor. Toplumsal dönüşüm yayınlarının Ali Özoğlu ve Hatice Bahtiyar’ın dışında hiçbir yerle bağlantısı yoktur. Esas devlet, devlet dememin sebebi insanların dikkatini çekmek içindir. Dikkatle bakmalarını sağlamak içindir. Arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet, orada özellikle şunu öğrenmek istemiştim sanık olarak yargılanan Durmuş Ali Özoğlu Hatice Bahtiyar ve Neriman Aydın’ın da orada yazı yazdığını.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Orayı biz devlet organize ediyor. Orasını esas

devlete ait sözlerinizle.”Sanık Kemal Aydın:”Şimdi kardeşim yaz, eyvallah”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Acaba bu şahısları mı kastettiniz demek

istedim kendinize göre yorum yaptınız.”Sanık Kemal Aydın:”Özür dilemişim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Devam ediyor. Şimdi orada Neriman halanın

da Neriman ablanın da yazılarını göreceksin. Orda şimdi üç tane isim yazıyorsun. Ali Özoğlu, evet. Hatice Bahtiyar evet ve Neriman Aydın’ın o Ağustosta başladı yayına bütün yazılarını indiriyorsun. Ve onların hepsini okuyorsun. Ve o yazıların üzerinde çalışıyorsun sonra beni arıyorsun. Tamam Kemal abi diyor. sonra devam ediyorsunuz. Bir haftadır, bir haftadır sitedeki hiçbir şey yenilenmiyor yenilenemiyor çünkü yenilenmiş şimdi söylüyorlar. Yeni dediler çünkü savaş var anladın mı? Diyorsunuz. Evet Kemal abi diyor. şimdi derhal giriyorsun bu üç tane insanın Ağustostan başladığı günden bu güne kadarki yazılarını indiriyorsun. Evet, yazı diyor. ordaki orda video kasetler var. Orda video kasetler var. Evet diyor. orda her şey var. Ordaki o sitedeki her şeyi inceliyorsun. Hiçbir yere de bakmıyorsun. Tamam anladın mı. Tamam Kemal

21

Page 22: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:22

abi. Devam ediyorsunuz. Şimdi o zaman bunu yaptıktan sonra konuşuyoruz. Bunu dostlarına falan arkadaşlarına falan takip ettirebilirsin sonra konuşuyoruz Serkan. Serkan, diyor ki Kemal abi şimdi benim Malatya da kardeşlerim İstanbul’daki arkadaşlarım zaten bir tanesini getirdim. Artık tak etti yani bu savaş bize dokunduğu için bizi yakmaya başladı. Eyvallah. Her türlü şeye karşı artık mücadelemizi göstermeye diyorsunuz. Diyor siz de, biz bütün biz milletin yapacağını yapacağız savaşımızı bizim askerimiz ordumuz yapıyor ama onların bizden istediği Serkan bir şey var psikolojik savaşta bak ne dedim dün böyle söylediler. Evet, dün bu hava harekatında böyle söylediler. Şimdi be böyle söylüyorlar. O çocukları şimdi siz onlara diyeceksiniz ki gene küfürlü konuşuyorsunuz. Dün siz şöyle söylediniz evet Türkiye bunu yapamaz. Türk ordusunun buna gücü yoktur dediniz. Yaptı şimdi dağları bombalıyor dediniz bu kara harekatsız olur mu kara harekatı şimdi o çocukları kimin emrindesiniz diyeceksiniz. Evet, Neriman Aydın senin kardeşin mi diye soruyor. Siz de ablan mı diye soruyor evet benim kardeşim diyorsunuz. Ablamız tamam Kemal abi. Zaten Neriman Aydın laik ne yazıyor. Laiklik adam olmak meselesidir diyor. siz de laiklik adam olmak meselesi midir yazıya hemen yazıya girdin öyle mi geldi. Serkan, evet Hatice Bahtiyar var Türk milleti bu suça ortak ordaki yazılardan bahsediyorlar. Sonra siz şöyle diyorsunuz eyvallah şimdi sonra konuşuruz Serkan ben yakında bir Antalya’ya geleceğim geldiğimde ararım seni Kemal Abi diyor hiç gittin mi Genelkurmaya falan görüştün mü diye size soruyor. Siz de telefonlardan telefonlarda hiçbir şey konuşmuyoruz. Tamam Kemal abi diyor ve vedalaşıyorsunuz.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet. sorunuzu alalım”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yani burada siz sürekli esas devletin Türk

Silahlı Kuvvetleri olduğunu, Genelkurmay olduğundan söz ettiniz. Ve burada da bu sitenin esas devlete ait olduğunu ifade ediyorsunuz. O şahısta size Genelkurmaya gidip gitmediğinizi soruyor. Siz de bunlar telefonda konuşulmaz diyorsunuz. Bu konuyu açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Sizin yorum. Sayın savcım sizin yorumunuz. Tekrar söylüyorum o site Ali Özoğlu ve Hatice Bahtiyar tarafından çıkarılmaktadır, tanzim edilmektedir. Kız kardeşim de orada yazı yazmaktadır. Esas devlet demem muhatabıma insanlar dikkat göstersinler, dikkatini çekmek içindir arz ettim. Tekrar arz edeyim. Devlete Türk milleti kavramına devlet kavramına Türk Silahlı Kuvvetlere ve Mustafa Kemal değerlerine saldırı var. O saldırıları muhataplarıma kafalarındaki o düşman saldırısının psikolojik savaş yöntemiyle saldırının ortadan kaldırılması için devlet kavramını bu kavramları hep kullanırım. Esas devletten de ben Türk Silahlı Kuvvetlerini kastederim. Bu ifade bana aittir. Ben insanların dikkatini çekmek içindir söylediğim şeyler. Zaten konuşma her şeyi anlatıyor. İnsanların dikkatini çekmek için Serkan’ın dikkatini çekeyim okutsun okusun ve okutsun.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Telefonda konuşamadığınız konu nedir?”Sanık Kemal Aydın:”Şimdi uzatıyor bakınız kaç dakikalık bir konuşma. Telefonlar sohbet

aracıda değildir. Haberleşme aracıdır. Sadece onu artık o noktada kesmek için söyledim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Savaş konusunda 1984 12 Nisan 2007 fakrını

açıklar mısınız?”Sanık Kemal Aydın:”Sayın savcım bütün devletin bütün imkanları elinizde, elinizdeydi.

Benim bütün yazılı kayıtlarım da elinizde. Rehberlerim elinizde, telefon rehberim elinizde. Benim Türk Silahlı Kuvvetlerine Genelkurmay başkanı da dahil hiç kimseyle ilgili telefon adres bütün hayatımda kırk yıllık telefon rehberim elinizde. Çok aradınız orayı çok karıştırdınız Türk Silahlı Kuvvetleriyle sıkıntısı olduğu için bazı savcıların çok aradınız hiçbir şey bulabildiniz mi? Cebimden çıkan o iki tane not. Yıllar önce aldığım bir tabip yüzbaşı bir de bir jandarma albayının Baki Tuğ beyin bürosunda bana verdiği notun dışında. Ahmet Erdem’in telefonu dışında. Yarbay Ahmet bir şey bulabildiniz mi? Yok bulamadınız. Bu telefonda neyi bulacaksınız. Benim Türk Silahlı Kuvvetleriyle birebir asla ilişkim yok olmamıştır. Genelkurmay kapısından içeriye girmedim. Girmedim hiç. Ama ben Türk Silahlı Kuvvetlerini çok seviyorum. Ben varlık sebebimi

22

Page 23: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:23

Türk Silahlı Kuvvetlerinin varlığında görüyorum. Öyle değerlendiriyorum yani buradan bir şey çıkaramazsınız. Arıyorsanız ama çok seviyorum. Bunun için yargılanacaksam bunun için cezaya ölmeye hazırım. Ama benim Türk Silahlı Kuvvetleriyle Yaşar Büyükanıt ile Hilmi Özkök ile veya öncekilerle hiç birisiyle hiç kimseyle bir alakam yoktur Genelkurmay başkanlığının kapısından içeri de hiç girmedim. Askerlik de yapmadım. Sayın savcım arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bir takım görüşmelerinizde de psikolojik savaş yapma görevinin size verildiğinden bahsediyorsunuz.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu görevi size kim verdi onu açıklar mısınız?”Sanık Kemal Aydın:”Kendim verdim kendim. Ben Mustafa Kemal diyor ki vatanı

savunmak için emir gerekmez. Hazreti Muhammed de diyor ki vatan sevgisi imandandır diyor. ben hiç kimseden emir almadım. Yani beni emir alacak bir yerler arıyorsanız bulamazsınız bana emir verecek kimse yok. Yapım o değil yani müsait değilim emir almaya. Kimse veremez. Kendim karar veriyorum ülkemi seviyorum hangi şartlarda bir ailenin çocuğu olduğum da bütün bilgileriyle devletin elindedir. Neyle geçindiğimi neyle yaşadığımızı hepiniz biliyorsunuz. Bu ülke de bir karış tapulu toprağı olmayan bir vatan evladıyım ben. Gümüşhaneliyim araştırdınız da Gümüşhane de insanlar gönderdiler araştırdılar. Yedi ay tuttular. Olmaz biz iki kardeş yatıyoruz. Biz vatan bekçiliğini yapmak için hiç kimseden emir almayız Sayın savcım. Kendim psikolojik savaşın Türkiye’ye açılmış bir büyük psikolojik savaşın olduğunu biliyorum. Değerlerini söylüyorum o değerlere saldırı vardır. O değerlerin önünde bu milletin evladı olarak Mustafa Kemal’e iman etmiş bir insan olarak ilahi boyutta da Hazreti Muhammed’e iman etmiş bir insan olarak görevi kendime veriyorum. O ifadeyi karşımdaki insanlar da bu işe duyarlı olsunlar diye kullanıyorum. Bundan ibarettir arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sizin toplumsal haberde herhangi bir göreviniz yok anladığım kadarıyla.”

Sanık Kemal Aydın:”Hayır. Keşke mümkün olsa da yapabilseydim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sizin, sorumu bitireyim 31 ;Aralık 2007

tarihinde Aydoğan isimli şahısla zannedersem Aydoğan Aksüngü.”Sanık Kemal Aydın:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yaptığınız görüşmede. Şöyle bir şey geçiyor

diyalog. Aydoğan, bizim öyle bir sıkıntımız yok canım abim neyse neyse ha şimdi canım abim şu anda toplumsal haberdeyim interneti okuyom da gazeteleri şeyi. Siz de, okudun mu, okuyom bakıyom diyor. daha sonra ya Hasan Demir’i uzun süredir göremiyom burada şeklinde bir beyanı var. Siz de, çıkardık diyorsunuz. Aydoğan, iyi etmişsiniz. Kemal Aydın, çıkardık. Aydoğan, zaten. Kemal Aydın, orda ona layık olmadı çıkardık anladın mı? Ya zaten filan diyor canım benim devam ediyorsunuz görüşmeye. Yani buradaki siz orda yazı yazan bir kişiyi çıkardığınızdan söz ediyorsunuz bunu açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Hasan Demir benim çok sevdiğim bir kardeşim. Ben tutuklandıktan sonra da benim için yeniçağ gazetesinde yazmaktadır. Ailece görüştüğüm kendisini çok seviyorum. Kastamonulu bir Türk evladıdır. Kendisini çok seviyorum. Yazılarını da okuyorum. O sıra yazdığı yazılar şimdi Aydoğan benim çok yakınım Saygıdeğer Başkanım. Çok ailevi hususiyetlerim olan bir insandır. Şimdi Ali Özoğlu ve Hatice Bahtiyar’ın Neriman ablasının da orada yazdığını biliyor. Ona bir mensubiyet o zaten toplumsal haberi bir mensubiyet duygusuyla yaklaşıyor. Ve öyle benimsemiş olarak okuyor. Biz birlikteymiş ifadesiyle onun için söylüyorum bunu çıkardık diye. yayınlanıyor yine yazıları. Arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”O siteden çıkartılmasında sizin rolünüz nedir yani onu öğrenmek istedim?”

Sanık Kemal Aydın:”Hayır benim rolüm yok. Ben çıkarıldığını biliyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Çıkarttık.”

23

Page 24: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:24

Sanık Kemal Aydın:”O tarihte çıkarılmıştı şimdi yine yazıyor.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yani çıkarıldı demiyorsunuz da çıkarttık.”Sanık Kemal Aydın:”Evet yani o bizim toplumsal habere olan yakınlığımın ifadesi olarak

öyle söylüyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yine Bülent Kuş isimli şahısla yaptığınız

telefon görüşmesi 8.2.2008 00:06 06 dakikalık bir görüşme uzun bir görüşme saat onda yapılmış. Bu görüşmenin içerisinde vakıflar yasasıyla ilgili bir yazı mail olarak Neriman’a attığından bahsediyor Bülent Kuş. Ve şöyle diyor, şimdi ben toplumsal haberi sürekli okuyorum. Gerçekten harika bir site yani. Sizde devam ediyorsun düşüncelerinde evet. dehşet hazırlamalar sunular var çok harika çok çok mükemmel. Onu okuyan insan beyninden şöyle bir saunadan çıkıp soğuk suyla buzlu suya girmiş gibi oluyor. Siz de aynen demi canım benim. Bülent, evet ben fazla vaktinizi almayım abi diyor. hayır hayır al benim zamanım var sıkıntı yok diyorsunuz ve devamında Bülent anladım peki bu o zaman Kemal abi yani nerelerde yayınlanır sitede büyük bir ihtimal yayınlanır. Neriman ablanın telefonu yok gerçi olsa onla da paylaşırdım bunu da mail attım bende. Sizde onu diyecektim telefonda vereyim şimdi vereyim telefonunu. Ona biz şey yaparız telefonla da konuş ablanla. Tamam diyor. siz de, ben veririm şimdi telefonu. Ablanla her şeyi paylaşabilirsin. Biliyorsun ablan bu işlerin lideri konumunda bir insan. Yani ben ne isem ablanı da öyle görebilirsin tamam mı canım benim. Tamam abi diyor. Bülent’im kendin gibi onunla her şeyi paylaş. O işin orda yazı yazmasının sebebi ismi ile bir emrin gereğidir anladın mı? Evet, evet. Sizde o emir başkomutandır. Şimdi başkomutan biz başkomutanlıktan yıllar önce bu işlere başlarken şimdi başkomutan biz başkomutanlıktan yıllar önce bu işlere başlarken ısrarla bu milleti aydınlatacak bir yayın organı vücuda getirin talebinde bulunduk. Bu millet emperyalizmin emrindeki basın yayın organlarıyla îğfal edilmektedir tamam mı evet diyor. Yani şurada son bölümdeki özellikle okumuş olduğum bölümü soruyorum. Bu işlerin lideri konumunda sizin gibi lideri konumunda diyorsunuz. Orda yazı yazması da ismiyle beraber bir emrin gereğidir diyorsunuz. Ve o emir de başkomutandan geldi diyorsunuz. Ve siz zamanında işte başkomutana bir yayın organı vücuda getirilmesi talebinde bulunduğunuzu daha önceki sorularımda da bahsettim Neriman Aydın Şener Eruygur’a yazdığı bir yayın organı çıkarılmasıyla ilgili bir yazı vardı. Burada başkomutandan kastedilen acaba başka birisi mi siz bunu ne şekilde değerlendiriyorsunuz. Bu emir kimden geldi. İsim olarak kim söyledi burada yazı yazmasını?”

Sanık Kemal Aydın:”Ben söyledim. Kemal Aydın.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Başkomutan siz misiniz?”Sanık Kemal Aydın:”Evet, bizim başkomutanlarımız bana sorguda sorduğunuz sorular

Genelkurmayı falan ilgilendirdiği için bir numara Genelkurmay başkanı, başkomutan Genelkurmay biz ilerleyen safhada sorularınızda olacaktır biz ben anama da başkomutan diyorum karıma da başkomutanım diyorum. Çocuklarımla konuşurken benden bir talepte bulundular mı başkomutana bildirin diyorum. Başkomutanım onların başkomutanı anneleri. Benim başkomutanım da anam söylüyorum. Neriman’ın lideri de benim önderi. Önderim diyor ya zaten. Toplumsal dönüşüm yayınlarında yazı yazmasını ben istedim. Yani Ali kardeşini o çok seviyor. Ali Özoğlu’nu çok seviyor. Hatice çok seviyor. Biz abi kardeş tanışıklığımız yakındır ama bizim samimiyetlerimiz yıllara bağlı değildir yıllarla gelişen bir şey değildir, gördüğümüz. Ali Özoğlu yazı yazın kardeşim Ali Özoğlu kardeşim Neriman hanımefendiye yazı yazın dediğinde Neriman benden izin aldığı için ben ona izin verdim. Yazabilirsin kızım dedim. Ben söylemeseydi yazmazdı Sayın savcım. Yok bir yer yani bir yer yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Başkomutana yazı yazdığınız bir yayın organı çıkarılmasını istediğinizi.

Sanık Kemal Aydın:”Onu yazma onların size cevabını Yüce heyete sunacaktır.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Siz söylüyorsunuz buradaki beyan size ait.”

24

Page 25: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:25

Sanık Kemal Aydın:”Hayır ben o size açıklayacaktır. Benim evet Türk Silahlı Kuvvetlerinin Türkiye’deki.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yazan o olabilir ama siz yazdırdığınızı burada bir şekilde söylüyorsunuz. Söylemiş oluyorsunuz.”

Sanık Kemal Aydın:”Şimdi benim düşüncelerim var benimle hayatı yaşayan bir insandır. Ben onun benim beş yaşından beri benim rehberliğimde büyüyen bir insan. Biz aile ilişkisini konuşuyoruz burada bir aile ilişkisi. Ben onun başkomutanıyım. O zaten arz edecek merak etmeyin soruların cevabını kendi ağzından yazığı mektuplarda okuyacağız birlikte dinleyeceğiz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet. o emir başkomutandır şimdi başkomutan biz başkomutanlıktan yıllar önce bu işlere başlarken ısrarla bu milleti aydınlatacak bir yayın organı vücuda getirin talebinde bulunduk. Sizin söylediğiniz. Bu millet emperyalizmin emrindeki basın yayın organlarıyla îğfal edilmektedir tamam mı Bülent evet diyor siz de onun için bunun gereği yapılması üç dört sayfalık bir gazete mi çıkarırsınız. Ne çıkarırsınız diye bir talebimiz oldu yani biz bunu söyledik. Doğru insanlar yazsın doğru kişiler ve doğruları yazsınlar ve bu millete de Türkiye’nin her tarafına dağıtın dağıtalım diye. onlar bu yolu tercih ettiler tamam mı? Bu yolla aydınlatmayı. Böyle olunca da dediler ki dedi ki, o zaman bu madem ki bu talepte bulundunuz doğru taleptir bu talebi yerine getireceğiz. O zaman düşüncelerinizi burada yaz anladın mı canım. Evet. Bu emir üzerine bide mahlas isimle değil kendi öz isminizle yazın. Evet. diyor.”

Sanık Kemal Aydın:”Arz ettim tekrar söyleyim mi? Ne arıyorsunuz? O siteyi Ali Özoğlu ve Hatice Bahtiyar yönetiyor onlar çıkardı. Ama ben muhataplarıma dikkatli bakmalarını daha çok üzerinde durmalarını.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Gazete çıkarılması talebiniz bunun üzerine onların bu şeklide internet yoluyla bu psikolojik.”

Sanık Kemal Aydın:”Var.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”savaşı veya işte yapılacak yayınların bu

şekilde yayılması yolunu tercih ettiklerinden söz ediyorsunuz ben bu konuyu öğrenmek istiyorum yoksa Ali Özoğlu’nun değil?”

Sanık Kemal Aydın:”Psikolojik savaş, ben psikolojik savaşı bana kimse emir vermedi yapıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu sitede yapılan emir.”Sanık Kemal Aydın:”Ali Özoğlu bey de, Özoğlu beyde çok bilgili bir insan. Ali Özoğlu beyi

tanıyıncaya kadar Sayın başkanım Yüce heyet beni mazur gürünüz ukalalık eden insandım acaba benden daha çok şey bilen insan var mı diye kendi kendime bazen ukalalık ediyordum ta ki Ali Özoğlu’nu tanıyıncaya kadar. Ali Özoğlu’nu tanıdıktan sonra hayır benden daha çok insan var bilen vardır dediğim bir insan Ali Özoğlu. Ali Özoğlu bu kadar yakın bir tarihte tanışmış olmamıza rağmen Ali Özoğlu ile bu kadar içten bu kadar yakın olmamızın sebebi Ali Özoğlu ile Türkiye üzerine Türkiye Cumhuriyeti devletine ve Türk milletine yönelik tehdit ve tehlikelerde hem fikir olmamızdandır. Ben Ali Özoğlu’nun şahsında şunu gördüm. Basın yayın organlarında Ali Özoğlu gibi düşünen Kemal Aydın gibi düşünen insanın varlığını hiç düşünmüyordum. Basın yayın organlarında basında yazar bir çizer insanın böyle bir insanla karşılaştığımda çok mutlu oldum. Ali Özoğlu’nu da ben nasıl ki psikolojik savaş yapılıyor Türkiye’ye ve onu kendime görev edindim emir almadım Ali Özoğlu da bu görevi kendine görev edinmiş bir insan. Zararına da olsa bu işi yapıyor olay bundan ibarettir.”

Duruşmaya saat 13:30’a kadar ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Bu arada tutuksuz sanık Hüseyin Nazlıkul ile bir kısım sanıklar müdafileri Av. Nurperi

Sancak, Gizem Duygu Öcalan, Mehmet Eren Turan, Orhan Gürel ve Bülent Vural’ın da geldikleri görülmekle, huzurdaki yerlerine alındı.

Sanık Kemal Aydın tekrar huzura alındı.

25

Page 26: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:26

Çapraz Sorgusuna Kaldığı Yerden Devamla.Mahkeme Başkanı:" İddia makamı, buyurun savcı bey.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sayın Başkanım müsaadenizle sorularıma

devam ediyorum. Beyanlarınızda sanık Hamza Demir’i avukat arkadaşınız olan Abdülkadir Erdil’in bürosunda iki yıl kadar önce tanıdığınızı bu şahsın ne iş yaptığını bilmediğinizi görüşmelerinizin olduğunu beyan ettiniz. Savunmanız sırasında da bu iki yıl değil daha önceye dayalı bir tanışıklığınız olduğundan bahsettiniz. Doğru mudur?”

Sanık Kemal Aydın:”Savunmamı Sayın savcım belli ki savunma yaparken bizi dinlememişsiniz. Şimdi o sorgu sırasında söylediğim ifadelerimdi. Sorgumda Yüce heyet önünde ülkü ocaklarının kurucuları arasında olduğumu, Türkiye’deki teşkilatlanmasında bulunduğumu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bende aynı şeyi söyledim yani savunmanızda bunu daha önceye dayalı olduğunu söylediğinizi beyan ettiniz dedim doğru mudur dedim.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet, doğrudur efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet.”Sanık Kemal Aydın:”Sadece aradaki kopukluk nedeniyle.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu şahıs ile evet bu şahıs ile aranızdaki bağ

nedir, Hiyerarşik bir yapı var mıdır? Hamza Demir’in size istihbarı bilgi getirme gibi bir görevi var mıdır bunu açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Her insanla münasebetlerim gibidir Hamza Demir ile münasebetlerim. Diğer insanlarla münasebetlerim neyse onunla da odur. O da bu ülkenin duyarlı bir vatan evladıdır. Duyarlı vatan evladı olduğu için iki senedir aynı takım elbiseyle giydiği elbiselerle hapis yatıyor. Altı sene Alparslan Türkeş’in hayatında altı sene Mersin de ülkü ocakları başkanlığı yapmış bir insandır. Mersin Türkiye’deki terör olaylarının en hat safhadaki illerindendir. Bilmiyorum iddia makamının Sayın savcıları herhalde bilmiyor. Bu kadar duyarlı insanlar Türkiye’yi bu kadar yakından ilgilendiren bir yörede ülkü ocakları başkanlığı yapmış bir insan Türkiye’nin meseleleriyle duyarlıdır. Benim kadar duyarlıdır o da duyduğu bilgileri benimle paylaşıyor. Bir istihbarı görevi yoktu. Benim ben bir yere ait değilim. MİT’in, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, KGB’nin, MOSSAD’ın, emniyetin hiçbir yerin adamı değilim, ajanı değilim. İstihbarat görevlisi değilim. Ben Türk milletine Türkiye Cumhuriyeti devletine bağlı bir vatandaşım. O da benim bu bağlılığımdan dolayı benimle yakınlığından dolayı sahip olduğu bilgileri benimle paylaşıyor. Bundan ibarettir arz ederim Sayın savcım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Şunun için soruyorum Hamza Demir ile aranızdaki telefon görüşmeleri var ve bir takım belgeler var. Bunlardan bir tanesi 31 Ocak 2008 tarihinde saat 12:44 de Hamza Demir ile yaptığınız telefon görüşmesinde sizin güzel Türk gözlerinden öpüyorum dediğiniz Hamza’nın abiciğim ellerinden öperim abim nasılsın diyor. Hal hatırdan sonra Hamza Demir’in ben sana ufak bir bilgi vereceğim de bir rapor tutacağım da bu Kilis de bizim Türk şirketleri üzerinde oranın biliyon o şey o toprak satma olayı falan durduydu. Şimdi bizim Türk şirketleri üzerinden bizim Ahmet abi aradı. Dedi ki, gardaş dağlara taşlara bu Yahudiler para veriyor. dönümüne bir milyar iki milyar veriyorlar dedi bizim Türk şirketleri üzerinden dedi. Abi ben ismini falan hep alacağım. Şu anda Ahmet abi Kilis’te dün beni aradı epey dertlendi ağlıyor diyor siz de telefonda konuşma diyorsunuz. Hamza da he tamam bide bizim eski abilerimizden şimdi birini tanıdım da bu minibüsçüler federasyonu başkanı genel başkanıymış. İstanbul başkanıymış o da bir şeyler anlatıyor. Güzel rapor tutup geleceğiz abi. Güzel rapor tutacağız abi. Diyor sizde tamam öpüyorum sizi bütün bilgiler lazım öpüyorum diyorsunuz. Başka bir tapede 14 Şubat 2008 günü 10:29 da Hamza Demir ile yaptığınız görüşmede Hamza Demir abi dün mesajımı aldın mı diye şey yaptım. Siz de aldım aldım.”

Sanık Kemal Aydın:”Buradaki (1 kelime anlaşılamadı) ney?”Mahkeme Başkanı:" Dinleyin bitsin dinleyin.”

26

Page 27: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:27

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Hamza Demir ben bir iki konu daha vardı abi onun için diyor siz de telefonda konuşmayalım Hamza Demir tamam he biliyom onun için. Yine başka bir görüşme Hamza Demir ile 26 Şubat 2008 Tarihinde yapılan görüşmede hal hatır sormadan sonra nasılsın iyisin dedikten sonra Hamza sağol abiciğim ben burada bu telefonda olmazdı abim diyor. Siz, he. Hamza, Batman’dan bir şeyler yakaladım. Siz de eyvallah çok önemli içinde bir tane de siz neyse canım bu olayı kapatmaya çalışıyorsunuz. O da diyor ki, he bir tane namussuz var da. Siz de neyse canım ya diyorsunuz. O da ben notlarını he notlarını tabi onların hep aldım. Siz de tamam öpüyorum diyorsunuz. O da he gelince abi şeklinde devam ediyor. Yapılan aramalar sırasında da operasyon sırasında sanık Durmuş Ali Özoğlu’nun kullanımında bulunan Eminönü ilçesi Hocapaşa mahallesi, Hocapaşa hamamı sokak okumuş iş hanı no 6/2 sayılı adreste yapılan aramada bir adet not kağıdının ön ve arka yüzünde Ercan Ersoy isimli şahıs hakkında bunun tanışıklığı olan Botan yüzbaşı Artvinli çok samimiler Batman da hava üssünde pilotsuz uçaklara bakıyor. Bunlar ihanet içindeler. Mutlaka takip edilmeleri gerekiyor. Mehmet Tekinalp isimli şahıs hakkında bu adam İzmir’e geleli beş ay oldu. Bu adam bu süre zarfında altı tane kuyumcu dükkanı açıyor. On tane iş yerine cebir kullanarak parantez içinde terör örgütü üzerinden ortak olma bu adamla Dengir Fırat’ın sık sık görüştüğü biliniyor şeklinde notlar var. Bu notların altında Hamza Demir yazdığı görülüyor. Yine Neriman Aydın’ın adresinde yapılan arama sırasında bir adet notebook yazan ajanda içerisinde bir Mehmet Koçarslan Tunceli doğumlu Reina ve Galatasaray adasının işletmesi PKK ile işbirliğinde İstanbul’u ayakta tutanlardan biri. İki, paşa halen görevde olan bir paşadan Erdoğan Polat Irak’tan ABD doları getirerek Euro’ya dönüştürüp piyasaya sürüyorlar. Paranın yüzde yirmisini de Mehmetçik vakfına verildiğinden de bahsediyor. Üç, Edirneli albay oğlu ve gelini teğmen Tayyip Erdoğan hayranı TSK’dan rahatsızlık duyan bu dönemde TSK’nın üst düzeyinin emekli edilerek bunlardan kurtulacakmış T.C. devleti bu üç tır’ı varmış Bulgaristan da basılan dolarları kaçak yollarla Türkiye’ye sokuyorlarmış şeklinde de bilgi notları ele geçirilmiş. Sizin Hamza Demir ile diyalogunuz içerisinde kendisinden bu istihbarat bilgilerini toplamasını istediniz mi bir, ikincisi niçin böyle bilgileri size getiriyor. Üç, bu bilgileri siz herhangi bir resmi kuruma iletiyor musunuz, bu notlardan bir tanesi Durmuş Ali Özoğlu’nda ele geçirilmiş telefon görüşmenizde geçen Batman ile ilgili olay. Siz bu raporları Durmuş Ali Özoğlu’na veya başka birine mi iletiyorsunuz açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Beş altı tane konuyu farklı farklı konuların toplamını bir arada sordunuz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet.”Sanık Kemal Aydın:”Lütfen teker teker sorunuz soruları cevaplayacağım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sorularımı sonunda sordum bir iki üç olarak

sordum. Hamza Demir’e istihbarat toplama görevi verdiniz mi? Telefon görüşmelerinizde o istihbarı bilgilerden size rapor tutup göndereceğini söylüyor. Siz de telefonda konuşturmamak için sözünü kesmeye çalışıyorsunuz. Telefonda konuşmayalım diyorsunuz. Böyle bir görev verdiniz mi kendisine?”

Sanık Kemal Aydın:”Saygıdeğer Başkanım tekrar arz ediyorum Yüce mahkemeye. Türk Silahlı Kuvvelerini, Milli İstihbarat Teşkilatın, Emniyetin, KGB’nin, MOSSAD’ın, CIA’nın, İngiliz istihbaratının adamı, ajanı, görevlisi değilim. Hiçbir yere bağlı değilim hiç kimseden emir almıyorum. Hiçbir yere bağlı değilim. İddia makamı eğer bir yere bağlılığımı aldığım istihbarat bilgilerini birisi için aldığımı söylüyorsa Yüce mahkemeye benim ait olduğum yeri ispatla mükelleftir. Lütfen onu Yüce mahkemeye sunsunlar. Tekraren arz ediyorum. Duyarlı milleti, devleti, vatanı için hassasiyetler taşıyan duyarlı bir Türk çocuğuyum. Malım yok, mülküm yok, gemim yok, apartmanım, hanım, hamamım yok. Yabancı ülkelerin paraları bankalarında milyarlarca dolar param yok. Devlette bulunduğum görevlerde devletimi dolandırmadım onun için hakkımda açılmış soruşturmalar falan da yok. Hiçbir şey yok. Hayatı berrak tertemiz bir

27

Page 28: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:28

insanız. Hayatımda da bir karış babadan anadan kendi doğduğum Gümüşhane de bir karış tapulu toprağı olmayan bir ailenin çocuğuyum. Sadece babamın 54 yaşında bu dünyadan göçmüş babamın mala madırgayla onu inşaatlarla hayat iştigal edenler bilir. Hayatını kazandı bize 1968 yılında Ankara birlik mahallesi 14. sokak da yaptığı 68 yılında yaptığı evimizdir bize tapulu olan yer. Bir de son ben memuriyet hayatını yaşarken emlak bankasından aldığım krediyle karımın da birlikte ödeyip aldığım dairem var. Onun dışında bir şeyim yok. Bir, iddia makamının bunu eğer bunun aksi bir şey varsa iddia makamı bunları bütün devletin imkanları ellerinde hem de bu kadar yetkili savcıların elinde lütfen buraya Yüce mahkemeye sunsunlar. Kimse adına hiçbir şey yapmıyorum. Hamza Demir de bunları hiç kimse adına yapmıyor benden aldığı bir görev nedeniyle de yapmıyor. Tekrar arz ediyorum. Ben Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk milleti için nasıl ki bu ülkenin duyarlı bir vatandaşı olarak ülkemde yaşanan felaketi görüyor ilgileniyorum Hamza Demir de aynen benim duygularımı yaşayan üstelik benim ülkü ocakları geçmişiyle ilgili ilişkilerim var geçmişten bana güveni var. Sonra geçen yıllardan sonra benimle karşılaşıyor. Duyarlı da bir insan bu insanların uzağında çevresi var çevresiyle gezerken muhatap olduğu hadiselerden edindiği endişelerini bilgi diye aldığı gördüğü endişelerini benimle paylaşıyor. Şimdi iddia makamı özellikle şu konunun üzerinde duruyor. Ben onu telefonunda susturuyorum durduruyorum. Onların endişesi o. Şunun için özellikle durduruyorum. Hamza Demir üzülmesin kardeşim çokça söylüyorum o da mahcup oluyor, Türk insanıdır. Maddi şartları yerinde olmayan işi olmayan bir insan. Telefon taşıyor. Ben bile aldığım maaşla telefonumu ücretlerini ödemekte zorlanıyorum. Ücretlerini ödemekte zorlanan bir insan Hamza nasıl olsa bir araya geliyoruz anlaşıyoruz. Su al geldiğinde görüşürüz diyerek kesiyorum. İddia makamının çok üzerinde durduğu hadise onu durdurarak acaba ona bir şey konuşturtmamayı mı engelliyor. Hayır, ben telefonlarımın dinlendiğini zaten biliyordum. Sorgumda da Sayın savcıya söyledim. Herkese söyledim. Dinlendiğimi tahmin edebiliyorum. Tahmin etmenin ötesinde biliyorum. Çünkü ben bu ülkenin Türk milletinin düşmanlarının düşmanıyım. Onların kovanına çomak sokan adamım. Bu da yeni değil ben 17 yaşından beri Türk milletinin meselelerine çok yakın bir insanım. Ben bu ülkede felaket sağ sol savaşı yaşanırken bu savaşın emperyalist oyun olduğunu bu oyunu ancak iki kişi durdurabilir Sayın merhum Ecevit ile merhum Türkeş durdurabilir.”

Mahkeme Başkanı:" Konuyu, konuyu dağıtmayalım o soruya cevap verdiniz mi tamam mı sual?”

Sanık Kemal Aydın:”Evet. tamam efendim yani bir maksadı yok.”Mahkeme Başkanı:" Buyurun, buyurun tamam.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ergenekon terör örgütünün en önemli

hedeflerinden biri istihbarat toplamadır. Bu bilgiler size geliyor ve aynı bilgiler Durmuş Ali Özoğlu’nda da çıkıyor. Bu Hiyerarşik yapı var mı onu sordum. Yani size gelen Hamza Demir tarafından getirilen bilgiler Durmuş Ali Özoğlu’na ne şekilde ulaşıyor?”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim Durmuş Ali Özoğlu ile ben sosyal münasebeti olan aynen bu ülke için duyarlılıklar aynı düzeyde olan iki insanız. Onunla paylaşmam duyarlılığı olan arkadaşımla dostumla paylaşmamı Hiyerarşik bir yapı anlayışı diye oluşturulmasını koymanın bir anlamı yok. İsteseler de kuramazlar. Biz örgüt kurmayız yani Kemal Aydın’ın kafasında örgüt olmaz. Ali Özoğlu’nun kafasında da örgüt olmaz. Biz onunla bu ülkenin iki tane duyarlı insanıyız. Bana bir bilgi geldi onunla paylaşıyorum. Onun bilgisine güveniyorum.”

Mahkeme Başkanı:" Sadece bilgi paylaşımı yani Hiyerarşik bir durum söz konusu değil.”Sanık Kemal Aydın:”Evet efendim. Evet, evet efendim. Değildir efendim.”Mahkeme Başkanı:" Bitti efendim buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sayın başkanım meslektaşım devam edecek

ben daha sonra tekrar devam edeceğim.”

28

Page 29: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:29

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Dosya kapsamına göre Neriman Aydın ve siz bir mücadele ve hareket içerisinde olduğunuzdan başlattığınızdan değişik yerlerde bahsediyorsunuz. buna ilişkin size birkaç sorum olacak. Evinizde yapılan aramada elde edilen ABS alçı yazılı koyu renkli ajanda da yazılı bazı notlardan ilk önce size okuyacağım. Bu ajandadaki yazıların 2003-2004 yıllarına ait olduğu ajandadaki bazı tarihlerden anlaşılıyor. 85. klasörün 22. sayfasının 2. paragrafında bu size okundu bir yemin metni hazırlanacak ve bu büyük mücadeleye katılmak isteyen herkese bu yemin yaptırılacak. 25. sayfanın son paragrafında kadrolarımızı kendimiz her türlü şekilde yetiştireceğiz onları öyle bir hale getireceğiz ki görev aldıklarında gözümüz ırkımız için arkada kalmayacak. Gerekli her türlü siyasi bilgi de kendilerine verilecektir. 26. sayfanın 2. paragrafında bu davanın tüm mensupları hatta inananları inanılmaz tehdit ve tehlikelere maruz kalacaklardır. Bu durumu göze alamayan kimse bu işe kalkışmasın. 28. sayfada hareketimizin en büyük gücü ve silahı sabır ve bilgi olacaktır. Davanın tüm sahiplerinin gerekli bilgi ile donatılması sağlanacaktır. Sondan 3. paragrafta 28. sayfanın son paragrafında bir yemin metni hazırlayacağız parantez içerisinde muhtevasında ırkımız devletimiz gibi değerler bulunacak 29. sayfanın 3. paragrafında bu da size daha önce okundu. Biz sürgün listeleri hazırlamayacağız biz gereğini yapacağız. Onlardan öğrendiklerimiz gibi davranacağız. Bizi kınamasınlar diye tıpatıp aynısını yapacağız hiç merak etmesinler. 30. sayfanın 6. paragrafında alçak işbirlikçiler şunu unutmasınlar ki Türkiye esas ellere geçerse bu ülkeden soyduklarınızla ABD’de bey gibi yaşarız, avuçlarını yalasınlar yani hiçbir yere siz kaçırmayacağız ona göre. 35. sayfanın son paragrafında da Türk çocukları intikam duygularından yoksun olmamalıdır intikam alacaklarının listelerini mutlaka tutmalıdırlar ki unutmasınlar. Bu el yazısı notlarda bir hareketten, davadan, mücadeleden, mücadelenin kendi kadrolarını yetiştireceğinden her türlü siyasi eğitim verileceğinden bahsediliyor. Bu mücadelenin esaslarına dair de birtakım notlar yazılmış. Bahsettiğiniz bu mücadele, dava nedir, 2003 yılını esas olarak bu konuya açıklık getirir misiniz?”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim Sayın savcının sorularını bu şekilde cevaplamayacağım. Benim defterlerimde kayıtlı notlarımda o okuduğu notların tümü şimdi onlar da istihbarat mantığıyla iddia makamı savcılık makamında oturanlarda istihbarat mantığıyla istihbarat adamı mantığıyla hareket ediyor. Benim notlarımda o notlarımda benim yazılarım şöyledir. Başlık alırım bir konu, o konuyu için bir görüşümdür o sadece kayıt olsun ilerde kitap falan yazacaksam onun altını doldururum diye. Şimdi okudukları 8, 10 tane konu okudu değişik ve paragraf diyerek okudu. Onlar paragraf değil onların hepsinin başında yıldız işareti vardır. Hepi başlı başlına bir konudur. Kendisine has özelliği olan bir konudur benim düşüncelerim, ben düşüncelerim. Öyle yazılıyorum deftere şimdi onları topladı Sayın savcı istihbaratçı mantığıyla ordan örgüt çıkaracak. Şimdi Kemal’in hayatında örgüt olmayınca, olamayınca, bulamayınca yazdıklarını da bu tür bir de yazdıklarını örgüt mantığı içerisinde sunarak aynı iddianamede, iddianameyi de böyle yazdılar. İddianame de şimdi bana yemin metni biraz önce söylendi. Bir diğer Mehmet Ali Pekgüzel Bey söyledi, söyledim. Ben bir şey yaparsam benimle olacak insanlara yemin ettireceğim bu benim en tabi hakkımdı. Türkiye Cumhuriyeti devletinde seçim yapılıyor, seçimde milletvekili seçilen insan mazbatasını alıyor meclis kürsüsünden yemin etmediği takdirde milletvekilliği geçerli değil. Yemin metni var orda yemin ediyor. Yeminlerine sadıklar mı sadık değiller mi onu da görüyoruz. Tayyip Erdoğan’da yemin etti edenlerden birisi Kürt sorunu dedi. Şimdi teker teker sorarsa onların hepsi ayrı ayrı konulardır, hepsi ayrı başlıktır ne söylemek istediğini anlatırım ama bu şekilde cevap vermem çünkü onların hepsinin konusu ayrı konular yıldız bir konu yazmışım yemin metni. Bir başka konu bir başka o metni okusun paragraf dediği metni okusun onun içinden sorusunu sorsun Yüce mahkemeye arz edeceğim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ben size zaten o şekilde okudum sayfa numarasını ve paragrafını vererek yani her birisi bir paragraf şeklinde.”

29

Page 30: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:30

Sanık Kemal Aydın:”Teker teker okuyunuz Sayın savcım. O benim yıldızlı başlıklar konusunu okuyun. Onlara sorunuzu sorun Yüce heyete cevaplarımı arz edeceğim. Bu siz 10 tane değişik paragraf diyerek okudunuz üstelik yani burda hile var burada da mı yani iddianame yazdınız hileye dayalı iddianame yazdınız altına imza attınız istihbarat raporunun. Şimdi aynı mantığı benim yazdığım şeylerde bana suç isnat etmek için okuyorsunuz onu kabul etmek mümkün değildir yazdığım şekilde okuyun ben ne yazıldığını biliyorum. Sorun o bölümleri okuyun sorunuzu sorun cevaplayacağım.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Peki”Sanık Kemal Aydın:”Ne demek istediğimi anlatacağım.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”85. klasörün 25. sayfasının son paragrafında

kadrolarımızı.”Sanık Kemal Aydın:”Paragraf değil efendim bana paragraf okumayın o yazının bütününü

okuyun. Eğer paragrafsa paragraf Türkçe’de ben kompozisyon dersi aldım edebiyat okudum paragraf bir yazının bütünlüğü içerisindeki bir bölümdür düşünce değişikliğinin olduğu bölümdür lütfen o yazının tümünü okuyun o paragrafı da onun içerisinde değerlendirelim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Kadrolarımızı kendimiz her türlü şekilde yetiştireceğiz onları öyle bir hale getireceğiz ki görev aldıklarında gözümüz, ırkımız için arkada kalmayacak gerekli her türlü siyasi bilgide kendilerine verilecektir evet bu bölüm.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet burda sormak istediğiniz ne var? Zaten orda açık ben arz edeceğim, Ne istiyorsun?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Burda bir kadro yetiştirilmesinden bahsediliyor. Kendilerine her türlü siyasi bilginin verileceğinden bahsediliyor.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Görev aldıklarımda bunları uygulayacaklarından

bahsediliyor. Bu konuyu açıklar mısınız?”Sanık Kemal Aydın:”Recep Tayyip Erdoğan’a yetiştirdiği kadrolarla ilgili soru sordunuz

mu, soru sormayı düşündünüz mü?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Soruma cevap verirseniz orda.”Sanık Kemal Aydın:”Hayır vereceğim soru bu cevap veriyorum. Recep Tayyip Erdoğan

aldı belediye başkanı oldu, il başkanı oldu. Kadroları yetiştirdi il başkanı iken o yetiştirdiği kadroları sonra belediye başkanı oldu İstanbul belediyesinin kadrolarına taşıdı. Sonra iktidara geldi o kadroları aldı denizciliğini götürdü ulaştırma bakanı yaptı diğerini çevre bakanı yaptı, yaptı kadro bende.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Yani siyasi bir siyasi hareketin kadrolarından mı bahsediyorsunuz, nedir?”

Sanık Kemal Aydın:”Müsaade edin, müsaade edin arz ediyorum öyle evet cevabı yok bu işlerin bu işlere bedava burda 2 defa ağırlaştırılmış müebbet cezası istediniz hakkımızda bir de terör örgütü olmayan şeyler.

Mahkeme Başkanı :”Devam edin, devam edin sizi dinliyoruz.”Sanık Kemal Aydın:”Şimdi bende bu ülke için düşünceleri olan bir insanım, düşünceleri

olan bir insanım. Çevremde insan yetiştirmek isterim kendi ölçülerimde Türkiye’ye bakışı benim gibi olan insanlar yetiştirmek isterim. Eğer bir şey yaparsam çok tabidir ki o insanlarla yola çıkmak isterim amaç bundan ibarettir geleceğe yönelik düşüncelerimin içerisinde olan bir şey.”

Mahkeme Başkanı :”Yazının amacı o.”Sanık Kemal Aydın:”Evet efendim amacı o.Mahkeme Başkanı :”Bitti, buyurun savcı bey.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Yasal bir oluşumdan söz ediyorsunuz. Bu davanın 26.

sayfanın 2. paragrafı bu davanın.”

30

Page 31: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:31

Sanık Kemal Aydın:”Paragraf değil efendim lütfen Sayın savcım bakınız tekrar arz ediyorum Yüce mahkemeyi yanıltmayalım benim yazılarım oradakiler paragraf yok. Paragraf bir bütün düşünce içerisindeki ayrı bir başlıktır. Benim oradaki her düşüncem efendim Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet, düşüncelerim bir yıldız şeyi içerisinde farklı farklı düşünceleri koyup alt alta yazmışım farklı farklıdır her şey paragraf değil. Bir düşüncedir o düşüncemle ilgili okuyunuz sorunuz.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”O şekilde okuyayım bu davanın tüm mensupları hatta inananları inanılmaz tehlike, tehdit ve tehlikelere maruz kalacaklardır bu durumu göze alamayan kimse bu işe kalkışmasın. Burda bahsedilen dava, karşılaşılacak tehlike ve tehditler bunların göze alınmasından bahsediyorsunuz. Bunun içiriği nedir, nasıl bir davaya kalkışılacaktır ki tehdit ve tehlikelerle duludur, bunu açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Saygıdeğer Başkanım benim ve kız kardeşimin muhatap olduğu hadise bu işi anlatmaya yetmiyor mu? Biz böyle düşünüyoruz diye Türkiye için duyarlı insanlarız diye günün birinde aldılar getirdiler bizi 23 aydır bunlara bu düşüncelerle bizi içeriye koydular, tutukladılar ve yatıyoruz. Biz kendi başımıza gelecekleri bile önceden görebilmişiz. Türkiye için Türkiye bir emperyalist saldırı altındadır. 10 Kasım 1938’den bu güne Mustafa Kemal’in kurduğu devlet Türkiye Cumhuriyeti devleti bir emperyalist saldırı yok etme tehdidi ile karşı karşıyadır. Böyle bir tehdide karşı koyan insanlar karşı koymayı düşünen insanlar mutlaka günün birinde o güçler Türkiye’ye hakim oldukları sürece bu akıbeti yaşarlar. Benim bugün yaşadığım akıbet kız kardeşimin bugün muhatap olduğu akıbet kastedilen şey odur bizde onu yaşıyoruz. Öngörümüzde de ne kadar doğdu çıktık o da onun belgesi arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Sizlerin burda bahsettiğiniz gibi kanunlar çerçevesinde yürüttüğünüz herhangi bir faaliyetten dolayı ceza sorumluluğu altında olduğunuz iddia edilmiyor.”

Sanık Kemal Aydın:”Ben 23 aydır yatıyorum.” Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Burda yasadışı, yasadışı bir takım faaliyetler icra

ettiğinizden bahiste burda yargılanıyorsunuz.”Sanık Kemal Aydın:”İşte bunlar yasadışı.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”29. sayfada biz sürgün listeleri hazırlamayacağız

gereğini yapacağız onlardan öğrendiklerimiz gibi davranacağız bizi kınamasınlar diye tıpa tıp aynısını yapıcağız hiç merak etmesinler. Burada bir sürgün listesi hazırlanmayacağından gereğinin yapılacağından bahsediliyor. İleriye dönük bir plan bu konu nedir?”

Sanık Kemal Aydın:”İleriye dönük plan sizin yorumunuz siz sorunuzu ben bana ait düşünceler ben arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Yani okudum sizin yazdığınız.”Sanık Kemal Aydın:”Evet, PKK, Türkiye etnik ırkçılık temelinde bir bölücü terörün

muhatabıdır. Türk çocukları nasıl Kürt yapılır, Kürtçü yapılır sonra da Kürdistan ideali için uydurma ideal için dağa çıkarıldıklarını hepimiz biliyoruz. Onlar hangi yolu takip etmiş çıkarmışlarsa bende zaten takip ediyorum o yolu onların takip ettiği yolla o çocuklarımızı Türk milletine kazandıracağız. O yolu takip ediyorum onun için Diyarbakır’a gidiyorum hiç görevim olmadığı halde onun için Diyarbakır’dan, Batman’dan, Siirt’ten gelen insanlar Antalya’dan Kürtçülük ideolojisine bağlı gelen insanlarla konuşuyorum bu yanlıştır onları indirin diyorum.”

Mahkeme Başkanı :”Efendim orda yazılanların anlamı o mudur?”Sanık Kemal Aydın:”Evet efendim.”Mahkeme Başkanı :”Onu niye öyle yazmadın da öyle yazdın?”Sanık Kemal Aydın:”Efendim bunları kısa kısa not alıyorum, bunlar bir zorlama üzerine

yazıyorum. Neriman kardeşim bana abi düşüncelerini lütfen al yarın sen kitap yazmıyorsun yazmada bu konuda çok ihmalkarsın. Bizim çoluğumuza çocuğumuza kalır. Yarın biz bunları değerlendiririz o maksatla sadece başlıklar halinde not ediyorum sonra yazmayı düşünürsem

31

Page 32: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:32

altını doldururum o düşünceler bana ait düşüncelerdir altını doldururum onun için başlık halinde yazıyorum öyle binlerce konu var efendim.”

Mahkeme Başkanı :”Buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Burda sürgün listeleri ile PKK terörü teröristleri

arasındaki bağı bağ anlaşılmadı bunu bir daha açıklayabilir misiniz?”Sanık Kemal Aydın:”Efendim sürgüne gönderilmiş insanlar yok mudur? Türkiye

Cumhuriyeti Osmanlı devleti yıkıldığı zaman Osmanlı Meclisi mebusanından insanlar alıp doldurup Malta adasına sürgüne göndermediler mi? Olmadı mı bunlar? Biz öyle bir şey düşünmüyoruz dedik, ben öyle düşünce ona gerek yok o yanlıştır biz terör örgütü nedeniyle bu ülkeye savaş açmış insanları sürgüne göndermeyelim onları kazanalım maksadımız odur o düşüncem halinde tutuyorum. Biz onları kazanacağız, nitekim onları kazanma yoluna girdiğimde de çok büyük başarılar elde ettim efendim arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”33. sayfada alçak işbirlikçiler şunu unutmasınlar ki Türkiye esas ellere geçerse bu ülkeden soyduklarınızla ABD’de bey gibi yaşarız. Avuçlarını yalasınlar yani hiçbir yere sizi kaçırmayacağız ona göre.”

Sanık Kemal Aydın:”Sorunuzu sorun Sayın savcım.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Evet, burda anlatılan konu nedir?”Sanık Kemal Aydın:”Yazıyor anlattığım gibi yani siz orda neyi öğrenmek istiyorsunuz?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Yani soruma şöyle başladım. 2003 yılının ajandasına

yazdığınız bence bir bütünlük arz eden bu yazı ve notlar o tarihte veya o tarihlerde başlattığınız iddia edilen hareketin esas amaç ve yöntemlerine ilişkin bir takım notlar olduğunu söyledim yani genel sorum bu şekildeydi.”

Sanık Kemal Aydın:”O sizin, o sizin.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Tabi yani.”Sanık Kemal Aydın:”Uydurmanız. O sizin takdiriniz o sizin uydurmanız. Benim

düşüncelerim üzerinden.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Şimdi tekrar tekrar siz istediğiniz için soruyorum.”Sanık Kemal Aydın:”Evet sorunuz sorunuzu sorunuz.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Evet burda alçak işbirlikçiler şunu unutmasınlar ki

Türkiye esas ellere geçerse bu ülkeden soyduklarınızla ABD’de bey gibi yaşarız. Avuçlarını yalasınlar yani hiçbir yere sizi kaçırmayacağız ona göre.”

Sanık Kemal Aydın:”Savunmamda bunları arz ettim 650 sayfalık savunmamda arz ettim siz bizi dinlememişsiniz veya dinlediniz işinize öyle geliyor Türkiye’nin soyulduğunu Türkiye’nin soyulduğunu çok açık ve net söyledim ve bunu da emperyalistler iş birlikçileri aracılığıyla yaptıklarını söyledim. Türkiye’yi terör örgütü ile vurmak iktisadi bakımdan da soymak olduğunu soyduğunu söyledim. Hala soyulan Türkiye, Türkiye diyorum ki Türkiye’yi soyanlar Türkiye’nin bedelini borçlarını ödesinler diyorum orda çok açık başka siz defterlerimin tamamını incelediniz orda şu var benim yazdığım notlarımda. Türkiye’yi soyanlar Türkiye’nin borçlarını ödemelidir Kemal niye ödesin? Ben sigorta emeklisiyim. Hiçbir şeyim yok bu ülkede ama Türkiye’nin borçlarının vebalini ben ödüyorum her şeye zam geliyor ben ödüyorum peki Türkiye’yi 3 bin tane aile soyuyor var notlarımda. O 3 bin aile soyuyor Türkiye’yi o 3 bin aile Türkiye’yi soymanın bedelini ödesin, versin onlar versin niye Kemal versin? Gümüşhane’nin Gülaçar köyünde doğmuş bir karış tapulu toprağı olmayan Kemal bu bedeli ödesin, onu diyorum kastım odur. Orda var onlar çok daha geniş teferruatlı olanlar var arz ederim efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu konuya ilişkin son yazı, Türk çocukları intikam duygularından yoksun olmamalıdır. İntikam alacaklarının listelerini mutlaka tutmalıdırlar ki unutmasınlar. Bu dava kapsamında ki Kuvai Milliye derneklerinin de bir söylemi ihanet edenler listesi bazı yerlerde sayı da veriliyor. Nedir sizin bahsettiğiniz burda listesi tutulacak kişiler?”

32

Page 33: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:33

Sanık Kemal Aydın:”Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet defalarca tekrar ama söyleyeceğiz bu bir yargılamadır. Türk tarihi açısından da çok önemlidir. Hiçbir derneğin üyesi değilim Kuvai Milliye’yle de bir hiç alakam ilişkim yok, olmamıştır. Ola ki Kuvai Milliye’deki insanların ve oradaki şeylerin benim düşüncelerime de yakınlığı da olabilir çok tabidir. Şimdi Sayın iddia makamı Sayın savcının getirip Kuvai Milliye demesi yanlış istihbarat mantığı o hem de beynelmilel istihbarat mantığı. Kemal’in. Kemal’in eylemlerinde suç arıyorsanız Kemal’e şey yapın, Kemal Aydın’a sorunuz ben onu cevaplayayım. Benim Kuvai Milliye ile falan bir ilişkim falan yok, olmadı. Olabilir miydi? Uygun görseydim olurdu kanunların şeyiyle kurulmuş bir dernek ben ülkü ocaklayım ben Milliyetçi Hareket Partisini terk etmiş adamım oymuyor bana dedim evet efendim. Şimdi orda bizim kastımız hiç kimse değildir kendime özgü Türkiye için düşüncelerim ifadeleridir ve devamı da değil efendim. O Sayın iddia makamı şunun devamı diyerek okuyor devam değil tekrar arz ediyorum onlar hepsi ayrı ayrı konulardır. Arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Size ait bir kısım telefon görüşmelerinde yine bir süredir bir mücadele içerisinde olduğunuzdan bahsediyorsunuz bu telefon görüşmelerinin tamamı sizin savunmanızda ileri sürdüğünüz gibi değil tamamı 85. klasörde eksiklik bir şekilde yer alıyor. Bunların içerisinde soruma esas olan size ait cümleleri soracağım İsmail 11.03.2008 tarihinde İsmail Sarıkaya ile yaptığımız telefon görüşmesinin soruma esas olan kısmını size okuyorum.”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim tamamını okur musunuz lütfen?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ben bu şekilde okuyacağım eğer anlam

çıkartamazsınız.”Sanık Kemal Aydın:”Cevap vermem efendim, cevaplamam efendim ben zaten onları

cevapladım şeyde ama tamamını okursanız cevap vereceğim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Savunmanızda, savunmanızda bu telefon

görüşmelerini tek tek izah etseydiniz bunlara gerek kalmazdı.”Sanık Kemal Aydın:”Vardı var siz dinlemediniz vardı hepsi var.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bana siz gelmezseniz biz geliriz ben bu ülkenin 6

senedir bu ülkenin dağında taşında benim Diyarbakır, Batman, Mardin ve Şırnak’ta izlerim var Urfa’da her ay 2 defa Diyarbakır’a gidiyorum. 30.01.2008 tarihinde Ercüment Ovalı ile yaptığınız telefon görüşmesinin soruma esas kısmında onun için insanları bu manada uyarmak lazım. O bir ses her tarafa yayılır yani nasıl biz Diyarbakır’da sesi her tarafa yaydık sokağa çıkaracak adam bulamadı o dölleri, sokağa çıkarıp Türkiye Irak’a müdahale ettiğinde isyan çıkarttılar sokağa çıkartacak adam bulamadılar anladın mı? Allah Allah nasıl koştuk 6 senedir, ne koştum ne mücadele, ama Allah nasıl yapıyor işleri siz isteyince. Onun için hep doğruları yapacağız canım benim ve 31.12.2007 tarihinde Aydoğan Aksüngü ile yaptığınız telefon görüşmesinde canım benim yorulduk deme Allah 5 buçuk senede bize neler gösterdi neler, başa ulaştık bile devletimiz ulaştık bize ya devletimiz. Devletimiz için değer ifade ediyoruz devletimiz bizi adam sınıfına koydu bizi adam sınıfında değerlendiriyor. Allah’a şükürler olsun fikirlerimiz, ulan bunların fikirlerinde doğrular var alıp kullanıyor yani diyebiliyor bundan daha büyük ne olabilir? Bütün bu görüşmelerinizde belirli bir tarih vererek bir faaliyetin içerisinde bulunduğunuzdan bahsediyorsunuz. 6 sene önce ne oldu, neden böyle bir tarih veriyorsunuz, açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Saygıdeğer Başkanım telefon görüşmeleri farklı kişilerle farklı zamanlarda Sayın savcı o farklı kişilerle konuştuğum telefonlar tek tek okur tamamını okursa düşüncelerimi arz edeceğim aksi takdirde cevap vermeyeceğim zaten onları cevapladım ama farklı zamanlarda farklı kişilerle yapılmış telefon görüşmelerim onlar. Onları bir bütün halinde bir araya getirip örgüt işte istihbarat mantığı bu savcılarda Cumhuriyeti bırakmış Cumhuriyetini bırakmış savcılarda bu mantıkla hareket ediyor. Eğer lütfederse Sayın Başkanım lütfederse Aydoğan Aksüngü’yle, Ercüment Ovalı ile konuştuğum yaptığım telefon konuşmasını ayrı ayrı

33

Page 34: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:34

tek tek baştan sona okursa Sayın savcım sorularına cevap vereceğim. Aksi takdirde vermeyeceğim efendim çünkü cevaplamıştım zaten savunma da var.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bunları isterseniz size okuyabilirim her bir telefon görüşmesini ben okudum burda anlamı bozacak hiçbir şey yok sadece burda sizi okuduğum gibi 6 senedir bir faaliyetin içerisinde bulunduğundan bahsediyorsunuz telefon görüşmelerinde sayfalara tutuyor telefon görüşmeleri bu yönden bir anlam çıkartamıyorsanız tekrar okuyabilirim Sayın Başkan karar versin.”

Sanık Kemal Aydın:”Tekrar arz ediyorum efendim. Farklı zamanlarda farklı kişilerle yaptığım örgüt yapıyor oradan.”

Mahkeme Başkanı :”Yani 3 ayrı kişiyle konuştuğunda belli bir ortak nokta bulacaksınız ki onları soracaksınız ona öyle mi, onu mu sordunuz?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Evet Sayın Başkan sorum da o şekildeydi bütün bu görüşmelerinizde.”

Mahkeme Başkanı :”Onu biraz açın o zaman, o zaman biraz daha açın (bir iki kelime anlaşılmadı).”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bütün bu görüşmelerinizde belirli bir tarih vererek bir faaliyetin içerisinde bulunduğunuzdan bahsediyorsunuz 6 sene önce ne oldu, neden böyle bir tarih veriyorsunuz açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim ben emekli olduktan sonra 2001 yılında emekli olduktan sonra duyarlı bir insanım boş duruyorum Türkiye olup biten hadiselerle memuriyet hayatımdan kurtulunca kendimce arz ettiğim daha önceden çeşitli defalar arz ettiğim şekilde Türkiye’nin Türk milletinin meselelerini ilgilendiren olaylara duyarlılığım nedeniyle özellikle etnik bölücü azınlık ırkçılığına dayalı olan hadisede bu millete, ülkeme faydalı olabilirim miyim düşüncelerimle diyerek özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesindeki insanlarımıza nasıl anlatırız bunu? Dağa çıkmalarını nasıl engelleriz anlayışı ile kendim kendi irademle hiç kimseden emir almadan hiç kimsenin bir dahli olmaksınız vatanıma olan duygularımla insanlara olan bilgilerimi aktarıyorum. Muhataplarımla ki konuşmalarımda arz ettiğim hadiseler bundan ibaret. 2001 yılında emekli oldum bir 5, 6 ay sonra Türkiye’de olan hadiseler emekli oturup karımda emekli gidip bir yerde yaşamayı çocuklarımda çalışıyor. Vicdanıma yediremedim Türkiye’de savaş oluyor o zaman en vahim bölgede Güneydoğu Anadolu bölgesidir olay oluyor çevrem var o bölgede insanlar var dostlarım var o dostlarımla bilgilerimizi paylaşalım bu savaşta Türkiye Cumhuriyeti devletine yardımcı olalım düşüncelerimizdir efendim hareket dediğimiz şey. Benim şahsi düşüncelerimdir kendi yaptığım işlerdir bunları yaparken kiminle yaparsanız benim Diyarbakır’da dostlarım vardı dostlarımla. Onlar beni tanıştırıyorlar gidiyorum insanlarla konuşuyorum bu işin yanlışlığını anlatıyorum arz ediyorum efendim yaptığım şey budur hareket diye çıkarmaya çalıştıkları olay bundan ibarettir efendim arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Neriman Aydın’ın bir mektubundan size sorularım olacak. Bu Mektup size yazılmış, Sayın Kemal Aydın Ankara 03.08.2004, Sayın Aydın başlıklı bu mektup çevrenizdeki herkesin özellikle sizden sonra bu mücadeleyi devam ettirecek şahısların sizin gibi bilgili ve yetenekli olmalarını beklemeyin lütfen. Mustafa Kemal Atatürk gibi biri olabildi mi? Hayır olması da mümkün değil. Türk çocukları hangi bilginin sahibi olurlarsa olsunlar sizin gibi olmaları mümkün değildir bu yaradılışa karşı gelmek olur. Tabi bunda ısrar ederseniz çünkü her birinin farklı yetenekleri vardır. Türk budunu son zamanlarda kendine yol gösteren bir önderi elbette çıkartacaktır. 21. yüzyılda bu önder siz olacaksınız ancak siz sizden sonra kimin olacağını asla bilemeyeceksiniz. Tıp ki Mustafa Kemal Atatürk gibi bu nedenle malum konu üzerinde ısrar etmemenizi tavsiye etmek istiyorum size ve sakın ola ki sakın ola hiç kimseyi abartmayınız ve hiçbir insanı savunmadan söylemlerinizi yapınız. Malumlarınız olduğu üzere Türk ulusunun sadece savunacağı değil yaptıklarına eserlerine sahip çıkarak vasiyetleri söylemlerine tutunacağı yegane insan büyük önder bütün Türklerin atası Mustafa Kemal

34

Page 35: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:35

Atatürk’tür. Çağlar ötesi düşünceleri ve fikirleriyle kıyamete kadar Türk ulusuna yol göstermeye devam edecektir inancındayım. Tanrı Mekke’nin, Medine’nin 1924 yılından beri emperyalistlerin işgalinde olduğundan Yüce Peygamberimizi haberdar kılsın. Tanrı Türkü korusun, Tanrı sizi korusun. Türk ulusunun yeniden dirilişindeki kutsal ve ilahi görevinizi Tanrı zaferle tamamına erdirsin Tanrı Türk budununu öndersiz bırakmasın siz bir büyük Türk’e Türk budunu adına sevgilerimle. Kız kardeşiniz Neriman Aydın tarihe düşülen nottan bu mektupta Neriman Aydın sizin bir mücadele yürüttüğünüzden bu mücadelenin 21. yüzyıldaki lideri olduğundan bahsediyor. Nedir sizin lideri olduğunuz mücadele açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Anlatıyor mektupta anlatmış ya. Yani okuryazar olan herkes o mektubu anlar bu ifadelerle mahkemenin Yüce mahkemenin affına sığınarak kendimi ifadelerimi düzelterek kullanmaya çalışıyorum. Saygıdeğer Başkanım biraz önceki soruya istinaden anlattım. Ben duyarlı bir insanım kardeşimde benim gibi bu ülke için çok duyarlı bir insan. 2001 yılında emekli olunca kardeşim bana abi bak Türkiye’de bir şeyler oluyor şu bilgilerini bu insanlarla özellikle bu bölücü savaşla ilgili olan bilgilerini çevrende var o yörede bu insanlarla paylaş dediği bir insanım, abisiyim, büyüğüyüm önderim dediği insan. O da suç ya abisi önderim dediği için Sayın savcılar başka yerde terör örgütü çıkaramayınca orda arıyorlar orda da bulmaları mümkün değil tabi. Bana bende tamam kardeşim yapacağım ömrünü yatıp, gezip yatma bu işi şu işe yap dedi bir şey yapıyorum. Kendi vicdanımda kimseden emir almadan yaptığım bir durum bu. Ayrıca çok daha özellikle olan bir hadise bana böyle bir mektup yazılmadı. Kardeşim yazıyor, yazar çok önemli derlemeleri var bir yığın konuda bilgisayarında zaten var kitap çalışmaları yapıyor. Benim çevremde sevdiğim insanlar var o insanlara güven addettim bunlardan birisi Ercüment hoca Profesör Doktor Ercüment Ovalı. Birisi de avukat Hakan Erdem’di ben onları çok sevdiğim 2 tane insandı. Neriman bu işlerin böyle olmayacağını yani onlarda gördüğü hadiseyi tarihe not kalsın diye benim haberim yok. Ben o mektubu burda tutukluyken bu mahkemeye geldiğimizde arkadaki odada Neriman bana okudu ve güldüm bana hatıra olarak yaptığı çalışmalarda tarihte not kalsın diye abisine diye yazdığı benimde haberim yok bir nottur düşüncelerini yazmış. O düşüncelerini de benim Türk milleti ile ilgili olan duyarlılığım ve bu duyarlılığıma konu gösterdiğim gayretim içindir. Bir görevim yok kimse bana bir görev vermedi hiçbir şeyin öncüsü önderi değilim ama çıkarsam yapacağım bu milletin önünde önder olmayı kendi gayretimle bu milletin önüne koyacağım bu da benim en tabi hakkımdır. Yani Recep Tayyip Erdoğan nasıl yaptı çıktı parti kurdu ha o bir yerlerden emir aldı. Amerika’daki ADL Siyonist örgütler getirdi ben öyle yapmayacağım gücüm yeterse milletime hizmet edeceğim budur efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Neriman Aydın size ve sizden sonra hareketin liderinin kimin olduğu konusunda ısrarcı olmamanızı istiyor. Bu konu nedir?”

Sanık Kemal Aydın:”Benim kendimce ben 60 yaşında bir adımım onlar 58 yaşındaki yazılmış şeylerdir 58 yaşındaydım onlar yazılırken. Ölüm herkes için var babam 54 yaşında öldü Mustafa Kemal’de 57 yaşında diyor ki benim de arzu ettiğim insanlardandır insan yetiştirenin Türk milletinin hayatına insanlar bırakalım dediği Neriman hanımefendi de Mustafa Kemal bırakmadı sende böyle bir gayret içerisinde olma. Bırak kendi mecrası içerisinde olsun dediği bir anlayıştır bu. Gayret etme böyle şeylere diyor bana etme. Amaç o arz ederim efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Neriman Aydın’ın aynı konuda birçok kişiye yazdığı mektuplar var burda da bir mücadelenin başlatıldığından bahsediyor. Örnek olarak size okuyorum Orhan Ağaçlı Ankara 21.01.2004 başlı mektubunda Türk insanı olarak başlattığımız kurtuluş mücadelesinde engin düşünce ve fikirlerinizi Türk ulusundan esirgemeyeceğinizi düşünüyor. Sağlıklı ömürler diliyorum diyor bir yerinde Mustafa Ünsal Ankara 20.02.2004, başlıklı mektupta.”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim mektupların tamamını lütfeder misiniz?”

35

Page 36: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:36

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Evet bu mektupta da Sayın Ünsal Türk ulusuna tarihini ve ecdadını ecdadının neler yaptığını 7 düvelin Türk ulusunu bu topraklardan atmak için başlattığı 66 yıllık artarak devem eden savaşını hatırlatmak gibi kutsal bir görevi üstlenmiş yeniden bağımsızlık mücadelesini başlatmış bulunuyoruz. Şimdilik siyasi bir oluşum düşünmüyoruz öncelikle Türk ulusunu bu topyekün mücadeleye hazır hale getirmeyi düşünüyoruz. Yine Sayın Avni Özgül, Ankara 05.03.2004 başlıklı mektupta emanetin gereğini yapmak üzere Türk ulusunun birlikteliği için başlattığımız mücadelede katkılarınız Türk ulusuna cesaret verecektir. Yine Sayın Mustafa Kırali USİAD genel başkan yardımcısı Ankara, 20.08.2004 başlıklı mektupta, Sayın Kırali sizlerin de ifade ettiğiniz üzere Türkü Türkün Türkü korumasına gelmiştir. O halde ulusal tam bağımsızlık cephenizi kurma mücadelemizde var mısınız Sayın Kırali? Şeklinde bunlar anlam olarak bir şey değiştirmiyor mektuplar çok uzun ancak burda söz konusu olan bir mücadele başlatıldığında siyasi bir oluşum düşünülmediğinden ilk aşamada öncelikle halkın topyekün olarak bilinçlendirilmesinin hedeflendiğinden bahsediliyor. Bu konu nedir, bu konuda siz bilgi sahibi misiniz, açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim Neriman hanım efendi burda zaten cevap verecek ama mektupların anlamı manası nasıl bozulur? Nasıl istihbarat örgütü mantığıyla yapıldığını kardeşim şimdi mektubu överdi. Orhan Ağaçlı bildiğiniz üzere Türkiye’nin önemli iş adamlarından birisi Neriman Hanım o kadar duyarlı bir insan ki Mustafa Ünsal denen kişi de zatta İzmir’de Selçuk’ta incir üreticiliği yapıp, tesisleri var yurtdışına ithal eden ticaret yapan bir insan bunları tanımaz incir alıyor bakıyor güzel ama incirin üzerinde paketlerin üzerinde yabancı isim yazıyor. Mektup yazıyor diyor ki bu güzel bir şey yapan insan buna niçin Türkçe şeyiyle yapmıyorsunuz da değiştiriyorsunuz. Mektup yazıyor ona o da diyor ki bana isim bulun diyor ismini değiştireyim ve dost oluyoruz biz. Ama şimdi Orhan Ağaçlı’ya yazılan mektubu Yüce mahkemenin sabrına şimdi nerden suç çıkarmaya çalışıyorlar iddia makamı onun için arz ediyorum sabrınıza sığınarak. Ankara 08.01.2004, Sayın Ağaçlı 13 Aralık 2003 tarihinde Ankara, Adana yolculuğumuzun dönüşünde ailece, ailece Ankara, adana asfaltı E-90 Nevşehir kavşağı Aksaray 68200 adresinde Türk ulusuna ve ülkemizi gezip görmeye gelen yabancı gezmenlere parantez içinde turistlere hizmet verdiğiniz çok sık ve temiz tesislerinizde bir saat konaklamış bulunuyoruz. Özellikle bu topraklarda her bir yanı birbirini kıskandıracak tabiat güzelliklerine sahip vatanımız Türkiye’de başımızı dik tutmamızı hürriyet içerisinde ibaret etmemizi ve serbestçe ticaret yapıp para kazanmamızı kazanmanızı borçlu olduğunuz büyük Türk Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk demek Türkçe demektir. Ne Mutlu Türküm Diyene. Ülkelerini yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır ve kati olarak bilinmelidir ki Türk milletinin milli dili ve milli benliği bütün hayatında hakim ve esas olacaktı şeklindeki sözlerini Türk ulusuna vasiyetlerini ecdadımızın bu topraklar uğruna ne için, kimin için kan döküp can verdiklerini bir Türk kadını olarak size hatırlatmak gereğini duyduğum için üzüldüğümü ifade etmeliyim. Anlaşılan Türk insanı, Türk ulusu henüz ecdadını ve ecdadının neler yaptığını ne için kimin için yaptığını 65 senedir öğrenememiş. O ecdat ki gelecek Türk nesli bu topraklarda başı dik dursun diye hür ve bağımsız yaşasın diye sınırları belli olan bağımsız bir vatana ve devlete sahip olsun diye. Çanakkale’de, Anafartalar’da, Arıburnu’nda, Sakarya’da, Kocatepe’de, Dumlupınar’da can verdi, kan döktü. Her Türk ailesinin Çanakkale savaşlarında 22 gün 22 gece süren Sakarya meydan muhaberelerinde şehidi olduğunu hatırlayınız lütfen. İstiklal harbini yapan Türk evlatları Türkçe konuşuyorlardı Sayın Ağaçlı İngilizce değil ünlem Türkçe konuştukları Türk oldukları için İngiltere, Yunanistan, İtalya, Fransa gibi işgalci devletlere karşı istiklal kurtuluş savaşı yapmışlardı ve büyük Türk Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türk milletini hürriyetine ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti devletine kavuşturmuşlardı. Onları rahmet, minnet ve şükranla anıyor huzurlarında saygı ile eğiliyoruz. Türk ulusu hürriyet ve vatanın ne anlama geldiğini kavrayamadığı içindir ki 11 Kasım 38’den beri ülkemizin ve vatanımızın yaşadığı işgalin bir tesadüf olmadığı gerçeği yüzümüze bir tokat gibi inmektedir. Aynı tokadı

36

Page 37: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:37

sizin de yüzümüzde hissettiğinizi düşünüyorum. İnşallah yanılmıyorumdur Sayın Ağaçlı, Dünya’nın 3 büyük dilinden biri olan ve dili, dil bilimcileri, Matematiksel yapısıyla kendisiye hayran bırakan Dünya coğrafyasında sadece Türklerin Türk soylu insanların konuştuğu Türkçe’miz bizim dilimiz nasıl olurda sizlerin de katkı ve yardımlarıyla katledilebilir? Ticari müessesenizde kullanılmayacak kadar kendine yer bulamayacak kadar alçaltılabilir ve yerini soyu sopu belirsiz hemen herkesin 250 kelime ile konuştuğu sömürge dili İngilizce’ye bırakabilir? Annelerimiz, babalarımızın ve bir kuşak öncesi dedelerimizin, dedelerinizin 7000 yıl öncesinde Türk atalarınızın konuştuğu şu anda sizlerin ve Türk çocuklarınızın konuştuğu ve Türk olmanın en büyük özelliği ve kanıtı bu topraklardaki binlerce yıllık tarihimizin işareti dilimiz Türkçe’ye Türkçe konuşarak şahadete ulaştıran ecdadınıza ihanet ettiğinizi hiç düşündünüz mü? İhanet sadece eline silah alıp dağa çıkmakla mı oluyor sanıyorsunuz? Sayın Ağaçlı ecdadımız kurtuluş savaşını bu toprakları, bu devleti, bu vatanı kendilerinden sonra gelecek nesiler bir başka ülkeye köle yapsınlar, satsınlar diye yapmadılar. Türk ulusu bu topraklarda ilelebet sonsuza kadar başı dik bağımsız ve hür yaşayan kimseye boyun eğmesin diye can verdiler, şehit oldular Tesislerinizde İngilizce kelimeler kullanmanızın bu vatana ne kadar sahip olduğunuzun olacağınızın anlamına geliyor. Oysa muhafaza ve müdafaa etmeniz için çocuklarınızdan önce bu vatan size emanet edildi. Ne kadar muhafaza ve müdafaa ettiğinizi görmüş bulunuyoruz. Yarın çocuklarınızı ABD’li Yanki’nin soluk benizli İngiliz’in Türkiye’ye bir gün sahip olacağının hayallerini kuran Alman köpeklerinin ülkemizde satın alacağı tarlalarda satın alacağı sanayi kuruluşlarında gündelikçi olarak çalışma, çalıştırmak için sabırsızlandığını görüyorum ve çok üzülüyorum. Sayın Ağaçlı konuyla ilgili saatlerce gürlerce konuşmak ve yazmak mümkün ancak izninizle özetlemek gerekirse dilimiz kimliğimizdir, kültürümüzdür. Milletimizin ta kendisidir, Türklüğümüzdür, geçmişimizdir, ecdadımızdır, geleceğimizdir, istiklalimizdir. Bu vatandaki yaşama teminatımızdır. Vatanımızdaki ispatımızdır kurtuluş savaşı yıllarında binlerce erkek nüfusu şehit veren Türkiye’yi düşününüz. Yunan ve ermeni çetelerinin köylerimizde ırzına geçtikleri kızlarımızın analarımızı, nenelerimizi katlettikleri on binlerce insanımızı düşününüz ben bir Türk olarak emanete böyle bir ihaneti hiçbir ülkenin tarihinde henüz görmedim. Ne kadar da çabuk unuttuk her şeyi kurtuluş savaşını yaşayan nesillerimiz daha bu Dünya’dan göçmediler. Dedeniz hayattaysa ona sormanız yeterli Sayın Ağaçlı düşüncelerimi ve eleştirilerimi hoşgörü ile karşılayacağınızı tahmin ediyorum mektubumu okuduğunuz için teşekkürlerimi ve saygılarımı sunuyorum. Bundan daha büyük vatanperverlik Saygıdeğer Başkanım bir vatan evladı çocuğumu Adana’da askere götürdük teslim ettik Adana’da 6. Kolordu mu 4. Kolorduya, 6. Kolorduya teslim ettik dönüyoruz yemek yedik karım, kız kardeşim ve ben orda o tesisleri de ilk defa görüyor ordaki İngilizce ifadelerinin Türkiye için ne anlama geldiğini biliyor bu kadar duyarlı bir insan Neriman Aydın hanımefendi yazdığı binlerce mektup var şimdi buralardan terör örgütü çıkacaksınız ve sonra önderim dediği Kemal abisi ile getireceksiniz evladım dediği kardeşim dediği Mehmet Ali Çelebi’yle Hamza’yla getirip içeri koyacaksınız. Ondan sonra Türkiye’yi sevdiğinizi söyleyeceksiniz bunlarla da suçlayacaksınız bunlar şeref sayfasıdır. Burda suç arayanların bilmiyorum kendilerini muayeneye götürmeleri lazım bu mektuplarda suç arayanların biz bunlara cevap veririz bunlar bizim şeref abidelerizdir. Bunun cevabı da var Orhan Ağaçlı biliyorum ki cevapta yazmıştır yazıyor insanlar. İncir üreticisi firmasının ismini değiştirdi dostuz incir gönderiyor yiyoruz.”

Mahkeme Başkanı :”Savcı bey konu anlaşıldı mı?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Anlaşıldı Sayın Başkan Türkçe ve Türk dilinin

korunması konusundaki fikirler herhangi bir şekilde suç konusu yapılmış değildir bunu herhangi bir yerde bulamazsınız kimse de iddia edemez ancak daha öncede okuduğum bir kısım mektuplarla birlikte bu mektubun da bir yerinde geçen ve daha bir çok örneği olan bir mücadele başlattığınızdan sizin lideri onluğunuzdan bahsediyor. Bu konuyu size sormak istedim.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet tekraren arz edeyim efendim.”

37

Page 38: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:38

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Evet”Sanık Kemal Aydın:”Tekraren arz ediyorum efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Sayın Hayri Bildik Ankara 14.01.2005 Ankara başlıklı

mektup. Sayın Bildik başınıza gelen hadise ile ilgili olarak birkaç gündür aklımı işletmeye çalıştım. Sayın Kemal Aydın Bey ile konu üzerinde bir hayli konuştuk konuştuklarımızdan sizi de haberdar etmek istedik şeklinde bir süre Hayri Bildik ve Ergün Poyraz arasındaki nizadan bahsediliyor. Devamında da Sayın Kemal Aydın başlattığı ve son 1 senedir tanımadığımız çevrelerce dillendirilmeye başladığına şahit olduğumuz Türkün ulusal birlikteliğinde sizinle olan fikri beraberliğimizin istiklalimizin ve istikbalimiz için taşıdığı anlam itibariyle malum servislerce gündeme alınmış olabileceğini düşünmemizde yanılmadığımıza inanıyoruz. Yaşadıklarımız malum servisin bu birlikteliğe vazgeçilmez yanımız siz Hayri Bildik beyi Ulusal cephe dışı bırakma gayretlerini ortaya koymaya yeter diye düşünüyoruz. Sayın Bildik daha fazla zamanınızı almak istemiyoruz düşüncemiz odur ki her 3 ayda bir kurmay heyet olarak bir araya gelip hadiseleri kat edilen yolları yapılması gerekenleri görüşmemiz ve bunları zapta geçirmemiz geleceğe dair yolumuz için son derece faydalı olacaktır diye düşünüyoruz. Parantez içerisinde bu şahsi düşüncemdir henüz Sayın Kemal Aydın beye söylemedim şu anda mektubu yazarken aklıma geldiği için sizinle paylaşmak istedim. Burada da Neriman Aydın sizin başlattığınız bir hareketten ve bu hareketin Hayri Bildik toplumsal dönüşüm yayınları ile fikri beraberliğinden kurmay heyet olarak her 3 ayda bir toplanıp plan program yapılıp bunların zapta bağlanmasından bahsediyor. Bu konu hakkında bilgi sahibi misiniz, açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Bakın mektupta zaten diyor ki Kemal Aydın beyle de paylaşılmadı düşüncelerini. Efendim o konu toplumsal dönüşüm yayınlarının Ankara’da açtığı büro ile ilgilidir büronun yönetimindeki eksiklikler nedeniyle Ergün Poyraz’a yönetimi bırakılmış bizde o insanı tanıyoruz bize de buraya uğrayın dediler Hayri Bey gidip geldik Neriman ve bey orda gördüğümüz eksiklikleri kendisine anlatma amacı taşımaktadır. Şimdi Hayri Bildik’le Ergün Poyraz’ın ilişkileri yazar yayıncı ilişkisi, samimi bir ilişki. Biz her ikisini de kişileri sonradan tanıyoruz. Tama ilişkimiz oluştu sonradan ama o insanlarla ilgili şimdi Ergün Poyraz’la ilgili büronun yönetimindeki gördüğümüz eksiklikler ile ilgili hadiseleri yazacaksınız. Şimdi çok eski ilişkileri olan insanları takdir edersiniz ki (bir kelime anlaşılmadı). Burda hadiseleri bu şekilde uyarma niteliğinde insanlar var sorarsa daha fazlasını söylerim. Sayın savcı şunun üzerinde duruyor efendim tekrar söylüyorum ben emekli olduktan sonra onların iddia makamının çok üzerinde durduğu hadise tekrar arz ediyorum ama ne yapılım soru sorulduğu için arz ediyorum efendim. Ben 2001’de emekli oldum, 2002 yılında ülkemle ilgili meselelere duyarlılık gösteren bir gayret içerisindeyim. Kardeşim bunu Neriman Hanım bunu böyle ifade ediyor. Benim şahsımda ifade ediyor hadise bundan ibarettir arz ederim efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Başka bir konuya ilişkin bir telefon görüşmesi okuyup sorularım olacak. 31.01.2008 tarihinde diğer sanıklardan Mehmet Ali Çelebi ile yaptığınız telefon görüşmesinde Kemal Aydın, sağol sen nasılsın komutan, ya bu senin telefon mu? Mehmet Ali Çelebi, iyiyiz valla bu evet 2. hat Kemal amca yani kaydederseniz iyi olur. Kemal Aydın, e abi yani ne demek yani devlet sahibi siz olursunuz da durum kötü olur mu? Mehmet Ali Çelebi, biz devlet sahibiyiz de Türk milliyetçiliğinin olmadığını söyleyen subaylarda duyduk ya biz Kemal amca yeni tespit ettik. Kemal Aydın, nasıl? Mehmet Ali Çelebi, tespit ettik onu da harp okulundan. Kemal Aydın, nasıl, nasıl subay dedin? Mehmet Ali Çelebi, yani bir şey Türk, Türk milliyetçiliği yoktur Atatürk milliyetçiliği vardır siz Türk milliyetçisiyim derseniz başkaları da Kürt milliyetçisiyim der demiş şahsiyet. Kemal Aydın, yani yani Türklüğü reddedeceksiniz değil mi? Mehmet Ali Çelebi, evet yani. Kemal Aydın, Atatürk’ün milliyetçiliği yoktur, Atatürk’ün milliyetçisi olur mu, Atatürk ilmi bir hüküm, bir milletin en büyük insanıdır, mensup olduğu ırkı sevmekle övünen bir insandır. Kişilerin milliyetçiliği olur mu? Onu emperyalist düşünceli maksatlı olan insanlar söyleyecekler ki bak biz ne dedik her bir yer nereye dönüyor. Hep işin biz size bir nokta

38

Page 39: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:39

özledim oraya dönüyor değil mi? Mehmet Ali Çelebi, Evet. Kemal Aydın, ne Türklüğü yok etmeye açılmış bir savaştır bu. Mehmet Ali Çelebi, evet. Kemal Aydın. Değil mi? Mehmet Ali Çelebi, evet Kemal amca. Kemal Aydın, Türklüğü, Atatürk’ü hem de Atatürk gibi büyük bir Türk tarihinin en büyüğünü kullanarak Türklüğü yok ediyor. Mehmet Ali Çelebi, evet. Kemal Aydın, güya kendi aklınca. Mehmet Ali Çelebi, değil mi yani evet doğru. Kemal Aydın, tamam mı? Mehmet Ali Çelebi, evet Kemal amca. Kemal Aydın, şimdi Türk tarihinin en büyük türkü, en büyük insanının adını kullanarak Türklüğü imha ediyor adam. Mehmet Ali Çelebi, evet Kemal amca. Kemal Aydın, o çocuğu. Mehmet Ali Çelebi, onları yazıyoruz Kemal amca. Kemal Aydın, eyvallah. Bu görüşmede özet olarak Mehmet Ali Çelebi size harp okulunda Atatürk milliyetçisi olduğunu söyleyen bir subay tespit ettiğini ve onları yazdığını söylüyor siz ise telefon görüşmesindeki sözleriniz gibi Atatürk milliyetçiliğini söz konusu olamayacağını söyleyerek aksi görüşte olanlara küfür ediyorsunuz.”

Sanık Kemal Aydın:”Ne küfür ettiysem onu da okuyun lütfen. Herkes duysun önemli ya kayda geçmiş şu küfrü de lütfen bir okuyun ben talep ediyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”O çocuğu diye okudum zaten.”Sanık Kemal Aydın:”Efendim”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”O çocuğu diyorsunuz.”Sanık Kemal Aydın:”Sadece o çocuğu mu, o kadar mı başka bir şey yok mu?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Evet”Sanık Kemal Aydın:”Burda aradığınız.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Subayların Atatürk milliyetçiliği çizgisinde bulunması

sizi neden rahatsız etmiştir, açıklar mısınız?” Sanık Kemal Aydın:”Beni rahatsız eden açıklayayım arz edeyim efendim. Atatürk

milliyetçiliği yoktur Atatürk kişidir kişilerin milliyetçiliği olmaz Atatürk Türk milliyetçisidir büyük bir Türk milliyetçisidir bütün mesele eğer Türk milliyetçiliğini milliyet mensubunu milliyeti reddediyorsa insan Atatürk’ü hayli hayli reddeder. Zaten bir süreçte başlatılan süreçte buraya geldik önce Atatürk milliyetçiliği diye ortaya atılan hadise bunun içindir. Millet Türk milleti kavramını ortadan kaldırmak içindir ordan Türk milletinin yokluğuna gideceklerdir önce Atatürk milliyetçiliği diye koydular. Sonra Türk milletinin işte Türk diye yoktur noktasına geldik. Subay bunu bilmelidir Atatürk milliyetçiliği olmaz Atatürk Türk milliyetçisidir. Atatürk o zaman Atatürk öldü milliyetçilikte öldü. Ama milletler yaşar milletlerin milliyetçiliği olur. Subay bunu siliyor benim kastım o noktadaki kastım odur. Ayrıca da Mehmet Ali bu konuşmayı Neriman teyzesinin makale yapması toplumsal haberde yapması içinde kendisinden ricada bulunmuştur. Ayrıca Anayasa mahkemesi kararı var Atatürk milliyetçiliği Türk milliyetçilidir diye. Şimdi buradan yanlış yerde duruyorsunuz Sayın iddia makamı yanlış yerde. Kemal Aydın üzerinden.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Peki başka bir soruya geçiyorum Mehmet Ali Çelebi’ye aksi görüşte olan bu kişileri takip edip not etme görevini siz mi verdiniz, açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Görev vermiyoruz görev yok orda telefon.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Not ediyoruz.”Sanık Kemal Aydın:”Telefon açık edin not bir gün gelir sizde hesabını sizde niye bunu

yaptınız diye sorarsınız. Kimseye görev vermiyoruz benim görev verecek yekti ve makamım yok. Ben Türk Silahlı Kuvvetlerinin görevlisi değilim. Ne generalim ne albayım askerliğimi de yapmadım. Hiçbir yere ait değilim kimseye de görev vermiyorum. Bu çocukla tanışıyorum, beni seviyor, evimde kalıyor kendisini çok seviyorum duyarlı bir Türk çocuğu bana düşüncelerini anlatıyor bende ona bunları not et diyorum saklayın görün arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Savunmanızda dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın 12 Nisan 2007 tarihindeki açıklamasından bahsettiniz hatta bu açıklama içeriğine göre kendinize bölücü teröre karşı psikolojik savaş görevi çıkarttığınızı söylediniz. Size bu açıklamadan bir pasaj okuyorum. Bizim milliyetçiliğimiz Atatürk milliyetçiliğidir

39

Page 40: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:40

bu da hiçbir zaman etnik temele dayalı bir milliyetçilik anlayışı olmamıştır. Bizim milliyetçiliğimiz etnik temele dayalı bir milliyetçilik anlayışı olmamıştır. Bizim milliyetçiliğimiz kendi insanımızı, vatanımızı, bayrağımızı, devletimizi sevmek demektir. Yani bizim milliyetçiliğimiz vatanseverliktir bunda endişe duyulacak hiçbir şey yoktur. Tam aksine bu milliyetçilik gurur duyulacak ifade edildikçe mutlu olunacak bir milliyetçiliktir. Atatürk Türkiye Cumhuriyetini kuran halka Türk denir demiştir hiçbir etnik ayrım yapmamıştır. Zaten Anayasamızda bu anlayıştadır. Türkiye Cumhuriyeti anayasası hiçbir zaman soydaşlık esasına dayalı bir Anayasa değildir. Yurttaşlık esasına dayalı bir anayasadır. Bu coğrafyada yaşayan bütün insanların hepsini birden kapsar. Etnik ayrımcılık yoktur. Bunlar Türk Silahlı Kuvvetleri adına konuşmaya en yetkili kişi olan Genelkurmay Başkanının Atatürk milliyetçiliğinin hakkındaki görüşleri. Anayasamızda da Atatürk milliyetçiliği anlayışı benimsenmiştir. Buna göre Türk Silahlı Kuvvetlerinin subay adayları ve subaylarına bu yönde eğitim, öğretim verdiği anlaşılıyor. Siz ise tam tersine bu anlayışı eleştirmekten öte yanınıza gelip giden subay adayları ve subaylara kendi milliyetçilik anlayışınızı empoze ediyor aksi yönde düşünenlerin takip edilmesi yönünde sözler söylüyorsunuz. Bu ise sizin görüş ve düşüncelerinizi Türk Silahlı Kuvvetlerinin bildiği ve onay verdiği şeklindeki savunmanızla çelişiyor. Savunmanızla açıkça çelişen bu konuyu açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Size göre, ben Yaşar Büyükanıt’ın söylediklerine katılmıyorum ben bu Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran ebedi önder Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediklerine katılıyorum benim için kural onlar ayet gibidir Kuran ayeti gibidir Türkiye’yi kuran, Türkiye’yi kuran halka Türk milleti denir. Yaşar Büyükanıt’ın Atatürk milliyetçiliği ifadesine katılmıyorum. O Yaşar Büyükanıt’ın düşüncesidir. Benim düşüncem Mustafa Kemal’i Türkiye’yi kuran halka Türk milleti denir noktasındadır. Çelişip çelişmediğinin takdirini Yüce mahkemenin takdirlerine sunuyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu saate Sayın orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın düşüncesi değil.”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim beni ilgilendirmiyor, ben katılmıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Başlangıç kısmında hepimizi bağlayan Türkiye

Cumhuriyeti Anayasasında da.”Sanık Kemal Aydın:”Ben Mustafa Kemal’in düşüncelerine katılıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Atatürk milliyetçiliği benimsenmiştir.”Sanık Kemal Aydın:”Hayır ben katılmıyorum Atatürk milliyetçiliği tekraren arz ediyorum

Yüce mahkemeye arz ediyorum burda tarihi kayıtlarda kalsın kişilerin milliyetçiliği olmaz. Bu ifadeyi kullanan bana göre herkesin ifadesi yanlıştır. İster Yaşar Büyükanıt, ister Cumhurbaşkanı, ister Başbakan herkesin ki yanlış milletlerin milliyetçiliği olur kişilerin milliyetçiliği olmaz. Bu Kemal Aydın böyle düşünüyor, nerden bakıyorum buraya? Mustafa Kemal’in düşüncesinden bakıyorum Türkiye’yi kuran halka Türk milleti denir diyor. Bende bu millete mensup olmaktan diyor, şeref duyuyorum. Yüzlerce ifadesi var ben Mustafa Kemal’in düşüncesiyim.”

Mahkeme Başkanı :”Evet savcı bey buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Harp okulu öğrencileri ve subaylar ile ilişkiniz var. Bu

kişilerin sizin evlerinize geliş gidişleri bazen de yatılı olarak kalmaları resim bir durum mudur, yasal evci izniyle mi size gelip kalıyorlardı? Askeri Hiyerarşik üstlerinin bu konudan haberi var mıdır, açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Kendisine Mehmet Ali Çelebi burda tutuklu kendinize sorarsınız o size cevap verir.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ona soracağız ben size soruyorum.”Sanık Kemal Aydın:”Sorarsanız cevabını verir muhatabı o biz evimizde Sayın Başkanım

Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet biz töremiz gereği bana mahkemede de çıkarıldığım mahkemede de soruldu cevapladım ama Sayın savcılar ben tekrar ederken iddianamede

40

Page 41: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:41

yazılanları tekrarlara cevap verirken bile burda sıkıldım Yüce mahkemeyi niçin şey yapıyorum. Ama yazanlar yazdılar birde sormaktan iddia makamı aynı şeyleri sormaktan bıkmıyorlar. Bu bir operasyonun bu hadiseler bilerek yapılan hadiselerdir bu tekrar olayı milli hassasiyetleri olan insanların tahammül gücünü ölçmeye çalışırlar. Şimdi iddia makamının savcılarının yaptığı bu yazdılar yetmedi buna devam ediyorlar şimdi ama biz tahammüllü insanlarız bu milletim için her şeyi ben her türlü tahammülü her türlü savaşı göze almış onun altından kalkarım. Şimdi ben evimde insanları ben bütün dostlarımı evimde misafir ederim. Gittiğim yerde de misafir olurum. Mehmet Ali’yle de Noyan’la da tanıştıktan sonra münasebetlerimiz bu boyuttadır. Tekrar arz ediyorum daha önceki sorularında arz ettim ama onlar oralarda durmak istemiyor. Ben o çocuklarla tanıştığımda kendilerine benimle tanıştığınızı okul idaresine o zaman öğrencilerdi okul idaresine söyleyeceksiniz münasebetinizi. Aileleriniz ile beni tanıştıracaksınız, nitekim o her 2 vatan evladı da güzel Türk çocukları beni aileleri ile tanıştırdı. Benim evimde Sayın savcının söylediği evde misafir ettiğim insan Noyan’ın annesi de Mehmet Ali Çelebi annesi de geliyorlar, misafir oluyorlar. Nitekim geçen Pazar günü Mehmet Ali’nin bu Pazar günü Mehmet Ali’nin tüm ailesi, kız kardeşleri, babası annemin evindeydi misafirdiler. Şimdi biz böyle yaparız bunun bir maksadı yok. Benim bütün Türk Silahlı Kuvvetlerinde bütün ömrüm sürecinde tanıdığım uğraşıyorlardı bulamazlar elindeki bütün belgelerim bulsanıza, bulamazsınız. Tanıdığım anası da babası da atası da varı da yoğu da 5 tane öğrenci, 5 tane, şimdi 4’ü teğmen birisi öğrenci. O 4’ünü de 5’ini de getirip bu büyük savaşta tutukladılar. Sonra 1 tanesi kaldılar, onu bırakmıyorlar çünkü ona Genelkurmay Başkanım diyorum o çok yetenekli bir insan Mehmet Ali. Onu da Genelkurmay Başkanı dediğim için. Bizde ifadeleri yanlış kullanıyoruz bazen, başlarına iş açıyoruz milletin onun başka bir gayesi amacı yok.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Sizin evinize gelip gitmeleri misafir olmaları söz konusu değil, burda söz konusu edilen yani itham konusu edilen konu düzenli olarak bir örgüt faaliyeti çerçevesinde sizin evinize gelip gitmeleri sizin onlara ders vermeniz konu edilen bu. Misafirlik, sohbet ayrı konular.”

Sanık Kemal Aydın:”Siz nerden bunun şeyini ortaya koyun belgesini, o evi dinlediniz. O evi takip ettiniz iddia ediyorum Yüce mahkeme huzurunda evim o çocukların geldiği ev mobil telefonlarla dinlendi, takip edildi, o evdeki konuşmaları lütfen Yüce mahkemeye sununuz lütfen. Bakınız orda toplantı mı yapılıyor sohbet mi yapılıyor, müthat mı geliyorlar o insanlar medeni insanlardır bizim evlerimizde insanlarla secde sohbet edilir siz onlara toplantı demekle 39 numara Buluş kahvesinde ve benim 80 yaşındaki anamın oturduğu evde kız kardeşimin oturduğu eve gelen insanlara toplantı yapıyor demekle toplantı olmaz örgüt demekle olmaz. O evi takip ediyorsunuz, hala takip ediliyor o ev benim anam takip ediliyor her gün 24 saat, 72 saat şey altına alınıyor video kasetlerle onları buraya getirin bu mahkemeye getirin onları verin benim savunma yapmama gerek kalmayacaktır o zaman.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Evet, bir telefon görüşmesi okuyup size sorularım olacak. Belli bir ima ile MİT görevlisi Şahin Başbağ.”

Sanık Kemal Aydın:”Özür diliyorum Sayın savcım bir müsaade eder misiniz? İşin muhatabı diyor ki getiriyor burada yargılanacak üstlerimin bilgisi var en baştan itibaren diyor Türk Silahlı Kuvvetlerinin bilgisi dahilindedir diyor toplamda 6 kez kaldım diyor resmi tatilde evde arz ederim efendim. Buyurun efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Belli bir ima ile MİT görevlisi Şahin Başbağ ile bir çok görüşmeniz olduğu halde hiçbir tanesinin dosyada olmadığından söz ettiniz.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet niye koymadınız?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Aslında var onu size okuyorum.”Sanık Kemal Aydın:”1 tane”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”26.04.2008 tarihinde Şahin Başbağ ile yaptığınız

telefon görüşmesinde Şahin Başbağ, ne yapıyorsun abi? Kemal Aydın, ne yapayım ders

41

Page 42: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:42

çalışıyoruz 6 tane kahraman kardeşim var olarla ders çalışıyorum. Türkiye üzerine dersimizi Dünya ölçeğinde çalışıyoruz ne yapalım bize de bu iş düştü.”

Sanık Kemal Aydın:”Büyük örgüt kuruyoruz.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Şahin Başbağ, Türkiye’nin dersi biter de Dünya’nın

dersi başlar inşallah. Kemal Aydın, bizi, bizi ders edilmekten kurtarsınlar kendi dertlerine düşsünler ama bu işi yapmak için biz görevliyiz biz olmazsak düşmeyecek onları kendi dertleri ile biz dertlendireceğiz. Yoksa şeklinde devam ediyor.”

Sanık Kemal Aydın:”Okuyunuz, okuyunuz tamamını okuyunuz.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu şekilde yani anlam bu şekilde.”Sanık Kemal Aydın:”Cevap vereceğim hayır cevabını tamamını lütfen Sayın savcım lütfen

okuyunuz sonuna kadar da cevap verelim heyete Sayın Yüce mahkemeye cevap vereceğim lütfen okuyunuz, tamamını okuyunuz hepsi 2 dakikalık telefon konuşması.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Şahin Başbağ, ya, Kemal Aydın, efendim. Şahin Başbağ, Sayın kardeşim, güzel kardeşim, hürmet ediyorum saygılar sunuyorum. Kemal Aydın, sağ olun hürmet edenin çok olsun dostum. Şahin, amin, amin kardeşim amin. Kemal Aydın, nasılsın, Şahin, ne yapıyorsun abi?, Kemal, ne yapayım, ders çalışıyoruz. Şahin Başbağ, ders çalışıyoruz değil mi? Kemal Aydın, evet. Şahin Başbağ, iyi. Kemal Aydın, 6 tane kahraman kardeşim var olarla ders çalışıyorum. Şahin Başbağ, eyvallah, eyvallah. Kemal Aydın, Türkiye üzerine dersimizi Dünya ölçeğinde çalışıyoruz ne yapalım? Şahin Başbağ, inşallah. Kemal Aydın, bize de bu iş düştü. Şahin Başbağ, Türkiye’nin dersi biter de Dünya’nın dersi başlar inşallah. Kemal Aydın, inşallah. Şahin Başbağ, inşallah, inşallah. Kemal Aydın, bizi, bizi ders edilmekten kurtarsınlar kendi dertlerine düşsünler ama bu işi yapmak için biz görevliyiz biz olmazsak düşmeyecek. Şahin Başbağ, elbette, elbette. Kemal Aydın, onları kendi dertleri ile biz dertlendireceğiz yoksa. Şahin Başbağ, eyvallah. Kemal Aydın, dertlenmezler. Şahin Başbağ, aldıysan veririm, verdiysem alırım. Ben şimdi giderim senin ananın göreyim dediğiniz gün inşallah görürüz. Kemal Aydın, göreceğiz çok yakında. Şahin Başbağ, eyvallah, eyvallah. Kemal Aydın, şimdi, şimdi Bakara suresinin 120. ayeti var. Şahin, eyvallah. Kemal Aydın, diyor ki orda Cenabı Hak bizim iman ettiğimiz Allah. Şahin, eyvallah. Kemal Aydın, yani bizim iman ettiğimiz Allah diyor ki sen birilerine uymadıkça ne Yahudiler, ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. Şahin, evet, Kemal Aydın, evet, onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan. Şahin, evet. Kemal Aydın, bilmiş olu ki Allah’tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır diyor Bakara 120’de. Şahin, eyvallah. Kemal Aydın, bizim inandığımız Allah böyle diyor şimdi Allah’lar çok olunca bizim inandığımız Allah demek durumundayım. Şahin, eyvallah. Kemal Aydın, Allah’ların sayısı çok. Şahin, eyvallah, eyvallah. Kemal Aydın, bu bizim inandığımız tek Allah’tan bahsediyoruz. Bu onun bize emrini okudum sana. Şahin, eyvallah. Kemal Aydın, canım benim öpüyorum seni. Şahin, sağol, sağol görüşelim abi ben Ankara’dayım alo. Kemal Aydın, görüşmek üzere hoşça kal canım benim. Şahin, Kemal abi hürmet ediyorum. Kemal Aydın, sağol Şahin sağol. Görüşme bu şekilde.”

Sanık Kemal Aydın:”Buyurun efendim sorunuzu sizi rahatsız eden sorular nedir? Onları anlayayım ayetler, mayetler konuşuyoruz. Yoksa 6 kişiyle ders çalışıyoruz dememiz mi orda çünkü belli ki ordasınız. Buyurun sorunuzu efendim arz edeyim cevabımı arz edeyim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu tarihte yanınızda kimler vardı, kimden bahsediyorsunuz, açıklar mısınız? 6 tane komutanla ders çalıştığınızı söylüyorsunuz.”

Sanık Kemal Aydın:”Komutanla söylemiyorum komutan yok orada ifadeyi doğru şey yapılım. Orda komutan.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Pardon 6 tane kahraman kardeşim diyorsunuz.”Sanık Kemal Aydın:”Komutan yok. Ben o mekan oturduğum mekan o tarihte eğer nasıl

olsa şimdi o telefon yapıldığında bulunduğunuz mekanın da tespitini yapmak mümkün. İddia makamı zannediyorum yapmıştır, bu kadar büyük bir iddianameyi böyle suçlarla bizi

42

Page 43: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:43

yargılayanlar iddianame hazırlayanlar hazırlamıştır konusu Konur Sokak 39 numarada daimi oturduğum Buluş Kıraathanesidir. Ben oraya gittiğimde Buluş Kıraathanesine dostlarım gelir. Zannediyorum buradaki isimlerden sadece birisi daha önceki şeylerde o anda yanımda oturanlardan birisi de Hamza kardeşimdi. 5,6 kişi demek ki sohbet ediyoruz. Çok güzelde konularmış bak ayetler varmış Kuran ayetleri Kuran ayetlerinde Hıristiyanları, Yahudileri dost edinmeyiz ve onlarda var onun için okuyum dedim. Ben ne olduğunu biliyorum ama buradan suç nasıl suç çıkaracaksınız, örgüt çıkaracaksınız Kemal’i bununla nasıl suçlayacaksınız bu benim hayatım kahvede oturuyorum dostlarım geliyor onlarla sohbet ediyorum ve MİT görevlisi olduğunu bildiğim bir dostuma da diyorum ki ders çalışıyoruz. İnsanlarla sohbet ediyoruz. Sohbet ediyoruz da diyebilirdim ders çalışıyoruz dedim bu işe daha fazla sohbetten daha ziyade ciddi konuşuyor yani burda mavra yapmıyoruz anlamındadır onun için kullanıyorum ders çalışma ifadesini kullanıyorum oturuyorsun sohbet ediyoruz insanlarla konuşuyoruz. Peki burda örgüt burda meclisi yıkmak, burda Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmak burda hükümeti çalışmaz hale getirme ne var bu telefon konuşmasında arz ederim efendim konuşma bundan ibaret.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Görüşmenizde ders verme işinin size düştüğünüzü söylüyorsunuz. Bu görevi size kim verdi açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Israrla söylüyorum tekraren arz edeyim sordukları sürece arz edeceğim efendim müsaadelerinizle. Efendim 2001 yılında sabrınıza sığınıyorum beni bağışlayınız 2001 yılında emekli oldum. 6 ay gibi bir zaman oturdum evimde ben bu ülkede savaş oluyor, kan akıyor, bu ülkenin meseleleri var bende bu ülkenin düşünen özür diliyorum affınıza sığınıyorum bilen bir insanıyım bu ülkenin meselelerine vakıf bir insanım. Oturmaya memleketim için uygun görmedim dedim ki özellikle de teröre yönelik savaşla ilgili hadisede düşüncelerimi insanlarla paylaşalım. Görevi kendime verdim kendim uyguluyorum kimseden emir almıyorum. Kimsenin bir yeri bir kuruma ait insan değilim onu yapıyorum eğer bunu iddia ediyorsanız benim bir yere ait olduğunu iddia ediyorsanız iddia makamı bunu Yüce mahkemeye sunmalıdır çünkü iddia makamının elinde devletinin bilgileri var. Bunu bana sorarak mı çıkaracaksınız? O zaman olmaz bulamazsınız devletin bilgileri her türlü bilgi Beşiktaş’taki özel yetkili savcılığın elindedir. Başbakandan daha fazla yetkilisiniz. Cumhurbaşkanından daha fazla yetkileriniz var ulaşamayacağız hiçbir yer yok lütfen benim ait olduğum yeni Yüce mahkemeye sununuz o zaman bende bir yere ait olduğumu diyeyim ki tamam bende falan yere aittim.”

Mahkeme Başkanı:”Buyurun savcı bey.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ülkemizin en iyi eğitim öğretim kurumları arasında

gösterilen bulunan harp okulu öğrencilerine siz ne dersi veriyoruz, ne eğitim öğretim dersi veriyorsunuz, açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim ben bilge bir insanım bunları söylerken utanıyorum. Bana ağır geliyor. Bunları söylemek ben hayatımı kaldırımlarda boşuna geçirmedim. Benimle Ankara’da Atatürk bulvarında yürürseniz çıkarsak yürümeye bir küçük Anadolu kasabındaki insanların birbirine selam verdiği gibi bakanlıklardan Sıhhiye’ye kadar yürüyelim onlarca insan bana selam verir ben böyle sosyal bir adamım ve ömrümde de ben sinemada, içki masalarında, barda, pavyonda geçirmedim. Öğrenerek, okuyarak ben milletimi ilgilendiren ülkemi ilgilendiren meselelere duyarlı bir insan olarak yetiştim hasbelkader karşılaştığım bu millet evlatlarıyla bunlara hayatımda edindiğim bilgileri anlattım. Türk milletini ilgilendiren bütün konularda ne aklınıza geliyorsa evlilik meselesini bile konuşuyorum. Nasıl evlilik yaparsanız mutlu olursunuz ben onlara aldıkları maaşı ailelerine vermeleri gerektiğinde telkin edip ve yaptırdım benimle münasebeti olan çocuklar aldıklarını teğmen maaşlarını ailelerine verdiler. Aklınıza ne gelirse konuşuyorum bir şey yok normal kendi çocuklarımla konuştuğum gibi onlarla da konuşuyorum. Maksadı yok ben anlıyorum da iddia olmaz 3 tane teğmenle orduya sızılmaz.”

Mahkeme Başkanı :”Evet savcı bey buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu düşüncelerinizi yaymak gibi bir niyetiniz var mı?”

43

Page 44: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:44

Sanık Kemal Aydın:”Efendim muhatap olduğum herkese doğruluğuna inandığım bütün düşüncelerimi söylerim söz konusu ne konusu olursa olsun. Muhatapsam konu açılmışsa muhatabım beni dinleme lüzumu hissediyorsa lütfediyorsa konu açılmışsa konuyla ilgili tüm bilgilerimi herkesle paylaşırım. Bunun asker, sivil, polis falan ayrımı yok herkesle konuşurum.”

Mahkeme Başkanı :”Yani bunun içerisinde Atatürk milliyetçiliğinin olmadığını da. O da dahil öyle mi?”

Sanık Kemal Aydın:”Tabi efendim, evet efendim, evet söylerim efendim söylerim yani konu açılırsa hayır Atatürk milliyetçiliği yanlış bir ifadedir ben Atatürk Türk milliyetçisidir. Ben onun Türk milliyetçiliği düşüncesine inanıyorum derim. Fikirlerimi ortaya koyarım.”

Mahkeme Başkanı :”Buyurun savcı bey.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”İddianame kapsamında tabi evlilik vesaire gibi bazen

de çok yararlı konular olabilir iddianame kapsamında suçlandığınız konular belli bu düşüncelerinizi yaymaktan bahsediyorum. Bu size daha önce soruldu bu yönden cevap vermenizi isteyeceğim. 25.04.2008 tarihinde Mehmet Ali Çelebi ile yaptığınız görüşmede siz yaverim nasılsın, gözlerinden öpüyorum kolay gelsin, işleriniz arkadaşlarına ne söyleyeceğini biliyorsun. Mehmet Ali Çelebi, tabi teğmenleri topluca yakaladım. Sizde. Teğmenleri topluca yakaladın mı hepsini ıslah et. Mehmet Ali Çelebi, ıslah edeceğim. Ne söyleyeceğini biliyorsun kendilerinin devlet olduklarını teğmenlere hatırlat görüşme bu şekilde emniyet ifadenizde bu görüşmenizi söyle cevaplamışsanız burda da benzer bir savunma yaptınız.”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim konuşmanın tamamını tekrar Sayın savcım o konuşmanın tamamını lütfen lütfeder misiniz?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu görüşme size daha önce Sayın Başkan tarafından okundu, ifadenizde de geçiyor ayrıca ben bunun tamamını okudum anlamı değiştirecek hiçbir şey ve sorguda bitmez.”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim lütfedin soruya cevap verecek suçlanan benim yani. Ben ona cevap vereceğim benim elimde yok.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Peki ben okuyayım siz isterseniz cevap vermeyin. Mehmet Ali Çelebi isimli benim kendilerine öğrettiğimi yakaladığı askeriden arkadaşlarına anlatmasını istedim. Şahısları ıslah etmesini istedim toplu bulduğu arkadaşlarına ders anlatmasını istedim. Mehmet Ali Çelebi isimli şahıs benim sohbetlerimde 2, 3 yıldır geldiği için arkadaşlarına bunları anlatmasını istedim. Siz Mehmet Ali Çelebi’ye subay arkadaşlarını ıslah et diyorsunuz bunu açıklar mısınız, diğer subaylar ile birlikte olduğunuz sürece kendilerine ne öğrettiniz? Subay arkadaşlarına neyi anlatmasını istiyorsunuz, açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim Mehmet Ali’ye söylediğim orda Mehmet Ali’ye söylediğim cevabımdır arz ederim bu soru ile ilgili Mehmet Ali’ye orda ordaki ifademde savcılık ifadesinde söylediğim cevabımdır arz ederim. Söyleyeceğim ilave edeceğim bir şey yok.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Burda kendilerinin devlet olduklarını teğmenlere hatırlat diyorsunuz nedir bu konu? Burda ne amaçladınız, ne anlattınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim arz edeyim. Ben Türkiye Cumhuriyeti devletinin ordusuz yaşamayacağına inanan bir insanım çünkü benim tarihimdeki tüm devletlerimi ordum kurmuştur. Onlara şunu söylerim karşılaştığım Mehmet Ali’lere veya karşılaştığım herkese sivil hayatta da söylerim bakınız bende bu ülke için ölmeye ahdetmiş bir insanım sözüm var Türkiye’yi yaşatmak için ölmeye. Ama benim ölümüm bu devleti yaşatmaz özellikle bu subay çocuklara bunu söylerim benim ölümüm bu devleti yaşatmaz ama sizin ölümünüz bu devleti yaşatıyor. Onun içinde siz aileniz anneniz, babalarınız bile şunlarla konuşurken söyleyin deyin onlara ki deyin ki Kemal amca biz senden önemliyiz. Çünkü sen öldüğünde senin ölümün bu devleti yaşatmaz ama bizim ölümümüz bu devleti yaşatır. O zaman biz senden önemliyiz siz kendinizi böyle devlet yerinde bu manada devleti tarif ederken koyarsanız sizin artık millet nezdinde ki anlamınızın çok farklı olur ve ben böyle düşünüyorum ve o çocuklara da hep bunu söylüyorum.

44

Page 45: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:45

Siz bizden önemli Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan insanlar bizden önemlidir. Ben bu düşüncedeyim efendim. Diyorum ki siz yaşatıyorsunuz sizin ölümünüz yaşatıyor bizim ölümümüz Kemal’in ölümü yaşatmaz. Bende ölürüm yeminle durum bu arz ederim efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”06.06.2008 tarihinde Aydoğan ve Emine Aksüngü ile yaptığınız bir telefon görüşmesinden size sorum olacak.”

Sanık Kemal Aydın:”Karı, koca bunlar.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Siz 2 tane Türk komutanla oturduk Noyan komutan

Çelebi komutan tamam mı? Onlarla ablan var birde ben varım eve de gitmiyoruz zaten gerçi bizim hanımda çok şikayetçi değiller hanım yengen o manada şanslıyız. Siz o kadar benim kadar şanslı değilsiniz. Şimdi sen de madem bu işlerle uğraşacaktın neden evlendin bak bu akşam dün gece her gece 11’den evvel gitmiyorum. Bu gecede eve gitmiyorum. Çocuklar teğmenler burada Noyan’ın ailesi burda yok. Ama Mehmet ailenin Mehmet Ali’nin ailesi Ankara’da biliyor musunuz? Şimdi onlar burda oturdular sabahleyin belli ki 2’den aşağı yatmayacağız bir defa yani e gerisi şimdi Emine bunları duysun şimdi belli ki 2’den aşağı yatmayacağız. Mehmet Ali’nin ailesi de Ankara’da. Annesi, babası kardeşleri de Ankara’da. Bak şimdi Neriman ablan evde yukarda Çankaya’da Cumhurbaşkanlığı köşkünün yanındayız. Seslerimiz duyuluyor tabi bunları ben özellikle sana diyorum lazım olacak diye. Telefonu daha sonra Neriman Aydın alıyor ve Aydoğan Aksüngü ile konuşmaya devam ediyor. Bir kısmı şu Neriman Aydın, talebimiz şu devletimizi yönetmek en büyüğü bu değil mi bu? O günlere çok yakın tanklar hazır buradan sana şey olsun bu da sana müjde. Aydoğan Aksüngü, onlar hazırdır zaten ama bizde hazırız bizde. Neriman Aydın, onun için bizi çok seviyorlar haberin olsun çok sevgileri var sana. İşte millet diyorlar işte millet, millet bu işte diyorlar çok mutlu oluyorlar. Bu görüşmede siz Mehmet Ali Çelebi ve Noyan Çalıkuşu ile geç saatlere kadar sohbet ettiğinizi her gece saat 11’den evvel eve gitmediğinizi eşinizin madem bu işlerle uğraşacaktın neden evlendin dediğini belki şaka yollu olarak. Mehmet Ali Çelebi’nin ailesinin Ankara’da olmasına rağmen sizinle birlikte olduğunu anlatıyorsunuz emniyet ifadenizde bu görüşmenizi şöyle cevaplamışsınız. Askeri personel mesai bittikten sonra benim ikametimde kalmaktadırlar ve gece yarılarına kadar kendileri ile sohbet yapmaktayız çeşitli konularda sohbetler yapmaktayız. Türkiye üzerine çeşitli konular konuşmaktayız. Özel konuştuğumuz bir konu yoktur. Bu sohbetleri yapmaktaki maksadım geleceğin komutanı olacak olan Türkiye’nin geleceği olan şahısları bilgilendirmektir. Bunun haricinde bir amacım yoktur. Siz Harp okulu öğrencileri veya subaylar ile ne sıklıkla bir araya geliyordunuz bunu açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Anlamadım özür diliyorum efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Harp okulu öğrencileri ve subaylar ile ne sıklıkla bir

araya geliyordunuz bunu açıklar mısınız?”Sanık Kemal Aydın:”Efendim Harp okulu öğrencileri ile nasıl münasebetimiz oluştuğunu

anlattım.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hayır ne sıklıkla bu telefon görüşmesinde gece 11’den

evvel eve gitmediğinizi Mehmet Ali Çelebi ailesi Ankara’da olmasına rağmen.”Sanık Kemal Aydın:”Ben gitmiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Evine gitmeyerek size geldiğini siz söylüyorsunuz sizin

beyanlarınız.”Sanık Kemal Aydın:”Evet, evet burda.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu sözlerinize açıklık getirir misiniz?”Sanık Kemal Aydın:”Burda, burda Mehmet Ali’nin evine gitmemesi benim annemin evinde

kalmamı sizin kurguladığınız terör örgütü ile ilgili sorunuz nedir onu sorun ona cevap vereyim ben orası benim annemin evi. Annemin evinde kalıyorum bu çocuklarda benim evimde gelip misafir kalıyorlar. Sohbet ediyorum nitekim burda ders çalışmıyoruz dedim nitekim ifadelerimizde

45

Page 46: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:46

ders çalışıyoruz deyin demeyince bir şey bulamadınız. Şimdi bunu anlatır mısınız efendim burda ben karımla konuşuyorum. Benim karımda ayrıca benim bunu söylemez o söz bana aittir.”

Mahkeme Başkanı :”Efendim hangi sıklıkla sizin evinize geldiğinizi.”Sanık Kemal Aydın:”Çok az.”Mahkeme Başkanı :”Onu soruyorlar size.”Sanık Kemal Aydın:”Evet çok az gelirler.Mahkeme Başkanı :”Bunu söyleyin.”Sanık Kemal Aydın:”Onlar okula gidiyor onların hafta onlar okula gidiyor sokaktaki insan

değil ki teğmen olduktan sonra da işine gidiyor. Ya cumartesidir ayda bir defa iki defa ya üstelik yatılı okuyorlar onların dışarıda olma şansı yok. Bunlar ancak cumartesi günü olabilecek hadiselerdir bu da ya 3 defadır, ya 5 defadır ya 6 defadır efendim.”

Mahkeme Başkanı :”Peki efendim buyurun savcı bey.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Mehmet Ali Çelebi ile bu ilişkinizde ailesinin bir itirazı

söz konusu oldu mu? Kendisine bu konu ifadesinde sorulmuş abisiyle yaptığı bir telefon görüşmesi kendisine sorulmuş size bu konuda bir sorun bir sıkıntı iletildi mi? Bunu açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Ailesi beni çok seviyor özellikle annesi beni çok sever biraz önce arz ettim efendim Pazar günü annemi ziyarete gittiler ailece.”

Mahkeme Başkanı :”Herhangi bir sıkıntı oldu mu?”Sanık Kemal Aydın:”Hayır efendim söz konusu değil.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Davamıza konu olan Kuvai Milliye ve Vatansever

kuvvetleri güç birliği hareketi derneklerinin bir söylemi var. Bu dernekler 1. iddianamede Ergenekon örgütünün sivil toplum kuruluşları arasında bir yapılanma olarak gösteriliyor. Kuvai Milliye 1919 derneğinin kuruluş bildirgesinde şeyle deniyor. Devletimiz D dinci dönme takımı tarafından yönetilmekte Türk milleti kendinden olan Türk soylu yöneticilere kavuşabilme özlemi duymaktadır. Hıyaneti Vataniye kanununun zamanı geldiğinde yürürlüğe konulması için çalışılacaktır. 11 Kasım 1938’den bu güne kadar ihanet eden her şahıs kurum ve kuruluş hesap verecektir. Vatan mutlaka korunacak millet daima büyüyerek sonsuza kadar yaşatılacaktır. Zira kendisini bu uğurda feda edecek çok vatan evladı vardır deniyor siz de aynısıyla bu düşünceleri dile getiriyorsunuz bunu savunmalarınızda dinledik. Yine savunmalarınızda yüksek bir vatanseverlik duygusu taşıdığınızı bu duruma seyirci kalamayacağınızı kendi çapınızda ve kendinize göre çabaladığınızı söylüyorsunuz. Diğer yandan vatanı satmak hainlik yapmakla suçladığınız sadece iktidar partisi değil diğer tüm partileri de aynı kategoriye koyuyorsunuz. Telefon görüşmelerinize göre bu konu gayet açık o partileri de hainlikte suçluyor. Ağza alınmayacak küfürler ediyorsunuz.”

Sanık Kemal Aydın:”Söyleyiniz küfürleri okudunuz lütfen okuyunuz.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Anayasal düzenimizde devlet yönetimine gelme şekli

bellidir. Bu duruma göre o halde devlet yönetimini istediğiniz şekle getirilmesi çabalarını nasıl sonuç verecektir açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Lütfen o küfürleri okuyun ben cevap vereyim.”Mahkeme Başkanı :”Efendim cevap verin. Küfür okuma yeri değil burası.”Sanık Kemal Aydın:”Şimdi eyvallah özür diliyorum efendim. Şimdi Kuvai Milliye Derneği

ile bir ilişkim yok. Kuvai Milliye derneğine üye değilim olmam da. Hiçbir derneğe üye olmam efendim. İlişkim yok Kuvai Milliye derneğinin bildirgesinde benim söylediklerime uyanlar olabilir. Burası 72 milyonluk Türkiye. Yani uyuyor diye Kuvai Milliye Derneği bildiri yayınlamış benimde söylemlerimle uyuyor, düşüncelerime uyuyor diye burda suç bağlantısı kurmanın hukuken bir anlamı olabilir mi efendim? Bunla suçlanabilir mi insan? Böyle bir mantıksızlık olur mu? Suçlu yaratma ve Kuvai Milliye derneğinin bildirgesine bağlı olarak. Ben Kemal Aydın’ım Kuvai Milliye ile alakam yok. Kuvai Milliye Derneği de insanlardan oluşuyor onlarında insanların içindeki

46

Page 47: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:47

düşünceleri takdir edersiniz ki birbirine efendim benzer. Beni kendi düşüncelerimden dolayı sorgulayabilirsiniz, cevap verebilirim ayrıca düşünce sorgulanması da gayri hukuki bir şeydir günümüz Dünya’sında. Onlar ayrı bir şey İhaneti Vataniye kanunu bu ülkenin kanunuydu Türkiye Cumhuriyeti devletinin Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet kanundu birileri yaptı sonra geldi biriler kaldırdı benim gücüm olursa ben o kanunu yeniden getirir Türk milletinin hayatına koyarım benim arzu ettiğim devlet 10 Kasım 1938’de Mustafa Kemal öldüğündeki Türkiye Cumhuriyeti devletini geri istiyorum. Benim arzu ettiğim devlet odur Sayın savcılar iddia makamı bu işi hazırlayanlar rahatsız olabilir ben Mustafa Kemal’in bıraktığı 10 Kasım 38, 1938’de bıraktığı devletimi geri istiyorum benim istediğim devlet o arz ederim efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Kendi düşüncenize göre bunu sağlamak için bir mücadele bir hareket içerisinde olduğunuz zaten iddia ediliyor. Bu sizin kendi fikirleriniz nasıl bunun sağlayacaksınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Tayyip Erdoğan nasıl sağladıysa öyle sağlayacağım Tayyip Erdoğan’ın sağladığı yoldan bende sağlayacağım o yolu takip edeceğim önderim örnek aldığım insan o bana önder olamazda örnek aldığım takip ettiği yoldan sağlayacağım efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”04.01.2008 tarihinde Aydoğan Aksüngü ile yaptığınız bir telefon görüşmeniz var. Bu görüşmede size göre ülkenin şartlarından ve yaptığınız mücadeleden bahsediyorsunuz. Uzun olan bu telefon konuşmasının soruma esas olan ilgili bölümünü size okuyorum. Burda Aydoğan Aksüngü’ye siz bir gecede onların oyununu bozduk şimdi bir gecede her şeylerini dümdüz edeceğiz sen devam bir gecede dümdüz edeceğiz hiç kafanı yorma 69 senelik oyunlarını bir gecede hepsini başlarına geçireceğiz bir daha geri gelmemek üzere çoluk çocuklarını da cezalandıracağız. Yalnız cezalandıracağız kendileri yalnız olsa çoluk çocuklarına da çünkü piçler yeniden kalkar gelirler yarın o piçleri kullanırlar bunları da cezalandıracağız canım benim bir daha bu ülkede söz sahibi. Bunlar size ait sözler. Bu görüşmede bir gecede yapılacak bir hareket ile her şeyin çözüleceğinden bir daha ülke yönetiminde söz sahibi olunamayacak şekilde çoluk çocuklarını dahi cezalandırılacağından bahsediyorsunuz. Bahsettiğiniz bir gecede aniden gerçekleşecek hareket nedir, ne bekliyorsunuz açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Tayyip Erdoğan 6 ayda parti kurdu 1 yıl içerisinde iktidar oldu Tayyip Erdoğan sokakta yasaklı da bir insandı. Tüm kamu haklarından da yasaklı bir insandı. Parti kurdu yasaklı olmasına rağmen başına geçti 6 ayda parti kurdu 1 yıl sonra Türkiye’de 300 küsur milletvekili ile iktidar oldu. Aynı yolu takip edeceğim.”

Mahkeme Başkanı :”Bir gece ama bu sizin ki bir gece yani. İddialı bir şey o.”Sanık Kemal Aydın:”Evet, bizimki konuşma efendim konuşmaMahkeme Başkanı :”O 1 sene dediniz o an.”Sanık Kemal Aydın:”Efendim konuşma ama konuşma bir sohbet ediyorsunuz insanla

karşılıklı bir konuşuyorsunuz bir telefon konuşması telefon sohbeti. Karşılıkta Türkiye’yi ilgilendiren hadiseler tahrik var karşı tarafın söylediği şeylerde de insan onu söylüyor başka türlü Türkiye’de iddia makamının.”

Mahkeme Başkanı :”Sohbet olmaz diyorsunuz peki savcı bey uzun daha var mı sorularınız.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Var Sayın Başkan.”Duruşmaya kısa bir ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Bu arada tutuklu sanık Mehmet Koral çapraz sorgu sırasında rahatsızlığı sebebiyle

salondan ayrıldı.Sanık Kemal Aydın tekrar huzura alındı.Çapraz sorgusuna devamla.Mahkeme Başkanı:" Savcı bey buyurun.”

47

Page 48: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:48

Sanık Kemal Aydın:”Bir hususu düzeltmeme yani ilave edeceğim geçen konularla ilgili müsaade ederseniz. Genelkurmay Başkanlığı askeri savcılığı Ankara’nın 04 Ağustos 2008 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına CMK 250. maddesiyle ilgili birimi Beşiktaş İstanbul diye bir yazı göndermiş. Şimdi iddia makamı Mehmet Alilerle yani Harbiyeli çocuklarla benim ilişkilerimin var olup olmadığını üzerinden ısrarla durdular. Benim bundan haberim yoktu, halbuki iddia makamının elinde bu husus var ben arz ediyorum efendim. Yüce mahkemeye kayıtlara girmesi hakkında sadece bir yığın isimler var. Hurşit Tolon dahil ona, Levent Ersöz’de. Kemal Aydın, Neriman Aydın, Ercüment Ovalı, Durmuş Ali Özoğlu, İbrahim Özcan, Muhammed Avar ve Siyami Yalçın isimli şahısların yapmış olduğu görüşlerde. Söz konusu şahıslar tarafından yapılan bu konuşmalarda bazı emekli ve halen görevde olan askeri şahısların isimleri de geçmektedir. Bu konuşmaların daha önceki dönemlerdeki görev arkadaşlığı arkadaş, eş ve dost konuşmalarını içeren sosyal içerikli görüşmeler olduğu değerlendirilmektedir. Takdirlerinize sunuyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı:" Savcı bey buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”21.01.2008 tarihinde yine Aydoğan Aksüngü ile

yaptığınız bir telefon görüşmesinde geçen size ait cümlelerin soruma esas olan bölümlerini okuyorum.”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim istirham ediyorum, Yüce mahkemeden talebim lütfen konuşmaların tamamının okunmasını arz ve talep ediyorum. Üzerinden çok uzun zaman geçmiş, iki yıldır tutukluyum o konuşmanın yapıldığı zaman dört yıl gibi bir zaman. Şimdi ona bağlı suç örgütü suç unsuru yaratılıyor. Bende kendimi o ölçüde savunma kutsal savunma hakkımı kullanayım. Zaman ne yapalım zaman biz içeride yatıyoruz nasıl olsa. Tamamının okunmasını arz ediyorum efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bunların tamamının dosya içerisinde bulunduğunu söyledim.”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim ben bilgisayar kullanmasını bilmiyorum cezaevinde yatıyorum takdir ederseniz ki, bilmiyorum da. Benim sadece elimde done olarak yazılan iddianame sayfaları vardır. Ben iddianameye cevaplarımı bu sayfalara bağlı kalarak arz ettim. Dolayısıyla bilmediğim konular yani uzaklaştığım zaman aşımına uğrayan, insan hafıza taşıyor unutmamız çok normal onun için tamamının okunmasını bu bakımdan arz ve talep ediyorum efendim lütfediniz. Savunma bu kutsal savunma hakkımızı doğru kullanalım, 23 aydır yatıyorum.”

Mahkeme Başkanı:" Evet Savcı bey buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ben bunu size çıkarttığım şekilde okuyayım, eğer

anlayamayacaksanız bu konuyu hatırlamıyorsanız tamamını okuyacağım. Birileri şimdi birilerinin uykuları kaçacak.”

Mahkeme Başkanı:" Kiminle konuşması savcı bey?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Aydoğan Aksüngü ile yaptığını beyan etmiştim Sayın

Başkan. Ben Ankara’daki ben o Ankara’dakiler için söylüyom. Şimdi onlar bekliyorlar ne zaman kapı çalacak ne zaman. Olacam çok kötü bir şeydir, biz hiçbir şey beklemiyoruz anasını satayım. Biz zaten savaşa hazır adamlarız diyorsunuz. Bu görüşmenin genelinde de bu konu bahsediliyor yönetimdekilerin uygulamalarından eleştirilerden bahsediliyor ve bu sözler sizin tarafınızdan söyleniyor. Sorum şu şekilde bahsettiğiniz Ankara’da ne zaman kapılar çalınacak diye uykuları kaçan kişiler kimlerdir, konu nedir ne anlatıyorsunuz, açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Saygıdeğer Başkan bakınız bu konuşmada terör örgütü olgusu yaratıyor iddia makamı. Bu ifadelerle yaratıyor ve bana yaratılmış bu ifadelerimde yaratılmış terör örgütünün sorusu soruluyor lütfen. Lütfen.”

Mahkeme Başkanı:" Hatırlayamadınız mı?”Sanık Kemal Aydın:”Hatırlayamadım efendim lütfen tamamını.”

48

Page 49: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:49

Mahkeme Başkanı:" Tamamını okuyalım savcı bey.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Kemal Aydın, Efendim. Aydoğan, gecen güzel olsun

güzel abim. Kemal Aydın, gözlerinden öpüyorum sağ ol seninde. Aydoğan, uyuyor muydun yoksa. Kemal Aydın, valla uyumaya çalışıyorum. Aydoğan, Uyandırdım o zaman. Siz, portakal kabuklarını keserken diyordum böyle. Aydoğan, anladım. Kemal Aydın, yoruldum uyumaya çalışıyorum sen nasılsın. Aydoğan, şükür abi ya oturuyorum Emine ile baş başa kaldık çocuklar uyuyor. Kemal Aydın, selam söyle kardeşime sizi çok seviyorum. Aydoğan, onunda size selamı var. Kemal Aydın, Allah sizi var etsin Allah sevginizi güzelliklerinizi bozmasın. Aydoğan, amin cümlemizin abi. Kemal Aydın, canım benim bozdurmayız tabi insan önünde Allah sana bütün güzellikleri sizlere nasip etsin canım benim. Aydoğan, şimdi kişiler arasındaki mutlaka bizim elimizde. Kemal Aydın, eyvallah. Aydoğan, yani kişiler arasındaki mutlaka ama bir de toplumları iyi etmek. Kemal Aydın, ya o bizim elimizde değil. Aydoğan, he o işte he işte o. Kemal Aydın, biz gayretimizi göstereceğiz. Aydoğan, evet. Kemal Aydın, adamlar bizi satacak satarsa satsın ne yapalım işin sonunu Allah getirecek. Aydoğan, yani şimdi insanların ikili ilişkilerde insanın canım abim. Kemal Aydın, eyvallah ona karışmayız ne yapalım. Aydoğan, ama işte gönlümüz onu istiyor. Kemal Aydın, şimdi Aydoğan Ertürk’ü nasıl şey yapayım, ben yani Ahmet’i nasıl ona, ona şansımız yok. Aydoğan, ya o işte yani onlar kendi insan kendi eliyle yapar. Ne yaparsa yani. Kemal Aydın, gülelim o şeyi yani hep sen toplum deyip de bunu doğruyu söyledin. Bu işler böyle toplumla falan canım benim aynen öyle. Aydoğan, evet abi. Kemal Aydın, güzel kardeşim aynen öyle biz görevimizi yapalım. Hiç kimseye çocuklarımıza getiririz Allah arkasını getiriyor nasıl olsa görüyoruz. Aydoğan, şüphesiz. Kemal Aydın, canım benim onun için Allah büyüktür Allah kerim. Yüce Mevla her şeyin mutlak hakimi sahibi, her şeyi o istedi mi her şey oluyor çok şükür. Bu günleri göreceğimizi hiç tahmin etmemiştim, böyle bu kadar birileri yatsın kalksın bana ne ya birileri şimdi birilerinin uykuları kaçacak. Aydoğan, şimdi dilin öyle söylüyor da yani he sen şey için diyon buradakiler için mi diyon abi. Kemal Aydın, yo oradakiler ne ya. Aydoğan, he ya anladım abi he ya anladım he. Kemal Aydın, ben buradakiler için söylüyorum buradaki. Aydoğan, anla anladım he tamam. Kemal Aydın, ben Ankara’daki ben Ankara’dakiler için söylüyorum. Aydoğan, he ben tamam abi ya mutlaka şimdi elbette. Kemal Aydın, şimdi onlar bekliyorlar, bekliyor ne zaman kapı çalacak ne zaman. Olacam, çök kötü bir şeydir, biz hiçbir şey beklemiyoruz anasını satayım biz zaten savaşa hazır adamlarız. Aydoğan, yani yani şimdi ölümü göze almayanlar. Kemal Aydın, eyvallah. Aydoğan, başarılı olamaz yani. Kemal Aydın, eyvallah canım benim onun için. Aydoğan, he abi. Kemal Aydın, dinliyorum dinliyorum. Aydoğan, şimdi vatan yönetmek millet yönetmek yani ölümü göze alabilmek hakkı hukuku bilmektir yani. Bize yani ölmeyi bilecek yani niçin öldüğünü bilecek ölmesini bilecek insanlar gerek. Bu millete bu milletimize. Kemal Aydın, kesinlikle. Aydoğan, niçin varolduğunu niçin yaşadığını yaşamın anlamını manasını bilen insanlar gerek yoksa canı tatlı insanlarla iş olmaz. Kemal Aydın, eyvallah. Aydoğan, ben bunları yaşadım. Kemal Aydın, değil mi. Aydoğan, yani şimdi insanın canı tatlı yani dedim ki yani anlattım daha önce yani toprağın altında yatanlar niçin yatıyor ya. Kemal Aydın, ya onlar enayiydi onlar keriz. Aydoğan, onlar işte. Kemal Aydın, onlar kerizdi onun için yatıyorlar. Aydoğan, ama. Kemal Aydın, bunlar bunlar akıllı. Aydoğan, evet. Kemal Aydın, sen şimdi Şemdinli’ye gidersin Çukurca’ya öğrenirsin, Eruh’ta görev yaptın mı 3000-4000 metre rakımda vatan bekleyen insanların ne demek olduğunu anlarsın. Aydoğan, evet. Kemal Aydın, tamam mı oradan mektup yazarsın telefon edersin. Bu şekilde devam ediyor Sayın Başkan bir süre daha gidiyor ama soruma esas olan kısımda zaten telefon görüşmesinin anlamı ve benim sorumun anlamı açıkça anlaşılıyor. İsterse bir süre daha devam edebilirim.”

Mahkeme Başkanı:" Evet.”Sanık Kemal Aydın:”Efendim ben maksadın iddia makamını anladım. Zaten yazılı

iddianameden savunmamı arz ederken Yüce mahkemeye bunun bir istihbarat raporu olduğunu. Üstelik hem de kendi ülkemizin istihbarat teşkilatının değil beynelmilel istihbarat teşkilatlarının

49

Page 50: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:50

emperyalist güçlerin istihbarat raporu olduğunu söyledim. Ancak bu istihbarat raporunun yanında Cumhuriyet Savcılarının olacağını iddia makamının olacağını düşünmemiştim. Şimdi iddia makamının da o yanında olduğunu görüyorum o Türkiye’nin aleyhine. Bunlar bizim için söylemek Türkiye Cumhuriyeti devleti adına söylemek zor ama söyleyeceğiz ne yapalım yargılanıyoruz. Tarihin sayfalarında kötü düşünceler olarak kalacak. Mustafa Kemal ölümü göze alan ölümü göze aldığı için düşmanla kurtuluş mücadelesi yapmış bir büyük insandır ve 57 yıllık ömründe Mustafa Kemal’in hiçbir şeyi yoktur. Evet herkese söylerim bu vatanı korumak isteyen bu vatanı seven herkes ölümü göze almalıdır. Eğer ölümü göze almıyorsanız. Bu vatanın sahibi olamazsınız. Daha doğrusu çocuklarınıza vatan bırakamazsınız. Ecdadımız ölümü göze aldı Mustafa Kemal önderliğinde ölümü göze aldığı için yedi düvelle savaşmayı başarmış ve bize Türkiye Cumhuriyeti devletini emanet etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti devleti 1984 yılından beri biraz önceki sorularında iddia makamı adına terör savaşı diyerek İngilizlerin emperyalist güçlerin koyduğu basit bir ölçekle nasıl algıladıklarını ortaya koydular. Ben ise bunun bir büyük savaş olduğunu terör örgütünün taşaron olduğunu söyledim. terör örgütü taşarondur. O terör örgütünün Türkiye Cumhuriyeti devletiyle baş etmesi savaşması mümkün değildir. Ama iddia makamında bulunan bu ülkenin savcılarının bu savaşı göremiyor olması Türkiye Cumhuriyeti devleti adına çok vahim bir durumdur. Şimdi ben defalarca sorulan soruları arz ettim savunmamda yaptım. Türkiye Cumhuriyeti devleti büyük bir savaşa muhataptır bu terör savaşını sadece dünyanın desteklediği bu terör savaşını bölücü terör savaşını sadece güvenlik güçleriyle önleme mümkün değildir. Burada vatandaşlara görev düşmektedir. Bende bu ülkenin bu hadiseleri bilen vatandaşıyım. Olayları biliyorum bu duygularla muhataplarıma olayları anlatıyorum. terör örgütü Ankara’dan yönetilmektedir. Sınırlar dışında olanlar terör örgütünün dağda savaşan insanları sadece bu işin piyonlarıdır ellerine silah verilmiş insanlardır. Siyasi yeri Ankara’dır, başı Ankara’dır başkentten yönetilmektedir. İstanbul’dan kuvvet bulmakta İzmir’den iş adamından kuvvet bulmaktadır. Aydoğan ile Aydoğan çok duyarlı bu ülke için üstelik ilkokul mezunu bir insanımız. Çok duyarlı bir vatan evladı benimde aile dostluğum var. gecenin o saatinde bile arıyor ve konuşuyoruz. Kastımız orada konuştuğumuz şey terör savaşıdır, Türkiye Cumhuriyeti devletinin karşı karşıya olduğu bunlar bertaraf edilmelidir. Arz ederim.”

Mahkeme Başkanı:" Konu o.”Sanık Kemal Aydın:”Evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”O Ankara’da ne zaman kapıları çalacak diye uykuları

kaçan kimseler terör örgütünün yöneticileri mi bahsettiğiniz bölücü terör örgütünün yöneticileri mi?”

Sanık Kemal Aydın:”Evet kastım odur. Siz başka bir iddia makamı istihbarat raporundan başka bir şey söylüyorsanız çıkarın onun cevabını arz edeyim Yüce mahkemeye.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Savunmanızda dava sanıklarından kardeşiniz Neriman Aydın’ın mektupları size ait iddianame bölümünde yer verilmesini eleştirdiniz.”

Sanık Kemal Aydın:”Zaten o olmasaydı iddianame yazamazdınız. Telefon konuşmaların dışında.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat taşkın:“Emniyet ifadenizde bu konudaki beyanlarınız şöyle; ilgili bölümü okuyorum ben Genelkurmay Başkanı ile birebir hiç görüşmedim. Kendisine yazmış olduğumuz mektuplar vardır. Bu mektupları Türkiye ve ordu ile ilgili kaygılarımızı kendisine ilettik. Bunu da orduyu yukarıda belirttiğim esas devlet olarak gördüğümüz için yazdım. Ülkemle ilgili kaygılarımı kendileriyle yazılı olarak paylaştım. Bunun haricinde her hangi bir yüz yüze görüşmemiz olmamıştır. Benim Genelkurmay başkanı ile bir irtibatım yoktur. Genelkurmaya mektuplar yazdığımdan dolayı Genelkurmay ile tanışıklığım olduğu şeklinde konuşmaktayım. Ercüment Ovalı’nın bir sıkıntısı olduğundan Genelkurmay Başkanlığı’na mektup yoluyla bilgi vermekteyiz, dönemin Genelkurmay başkanı Hilmi Özkök’e yazıdan mektup konusunda bu yazıyı Neriman Aydın isimli kardeşim ile birlikte yazdık bu yazıyı Neriman Aydın isimli

50

Page 51: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:51

kardeşimle birlikte yazdık bu yazıyı Genelkurmay başkanlığına Türkiye için duyduğumuz kaygıları ve yaşanan olumsuzlukları anlattık bu ifade içeriklerinden söz konusu mektupların sizin bilginiz dahilinde yazıldığı hatta bir kısmını birlikte hazırladığınız anlaşılıyor bu yüzden size ait iddianame kısmında yer verilmiş buna dair sorularım olacak, emniyet ifadesinde bu beyanlarınız doğru mudur? Açıklar mısınız? “

Sanık Kemal Aydın: “Emniyetteki ifadelerimin doğruluğunu Yüce mahkeme Saygıdeğer başkan okuduğunda doğrudur dedim, doğrudur.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat taşkın: “Neriman Aydın’la birlikte yazdığınızı beyan ettiğiniz dönemin Genelkurmay başkanı Hilmi Özkök hitaplı 02.09.2002 tarihli oldukça uzun mektubun bazı bölümlerini okuyarak açıklama getirmenizi istiyorum, mektupta Türk soyuna mensubiyet anlamında bağlılık duyan ve milli olan nüfus da dahil Türk soylu nüfusla işbirliği yapma, onu örgütleme ve gizli koruma altına alma zamanınız geldi de geçiyor, geç kalıyoruz paşam geç, deniyor burada Genelkurmay başkanından Türk soylu nüfusla işbirliği yapması, örgütlemesi, ve gizli koruma altına alması isteniyor bu isteğinizi açıklar mısınız? “

Sanık Kemal Aydın: “Efendim, mektubun tamamı okunduğunda iddia makamının bu görüşünün olmadığı anlaşılacaktır, ya iddia makamı mektubun tamamını okusun Yüce heyete cevaplayayım ya da bu soru olmaz, bu soru iddia makamının bu iddianameyi hazırlarken takındığı tavırdır suç ve suçlu yaratma, bu mektup yedi sayfalık bir mektup yedi sayfalık, Hilmi Özkök’e yazılmış mektuptur, o zaman Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan ve partisi iktidar değildi, kaygılarımızı Türkiye için düşüncelerimizi arz ediyorum oturuyoruz Neriman Aydın çok zeki çok akıllı, çok bilge bir insan. Evet ben onu yetiştirdim ben onu hatırladım ama o da şimdi beni hazırlıyor bilgileriyle ben istifade ediyorum ben de ona önderim diyorum. Benim başka kardeşlerimde var benim kardeşim 50 yaşında kardeşim var. abi niye bu kadar hassasiyet gösteriyorsunuz koyun bu ülkeyi korumak size mi kaldı, koyun kim koruyorsa korusun bizde yaşarız diyen de kardeşim var o da benim kardeşim Neriman da kardeşim o mektup altı buçuk sayfalık normal A4 kağıtta altı buçuk sayfalık bir mektup orda yok yok, o mektubun tamamı okunduğunda iddia makamının ortaya koyduğu bu soru olmaz soru olmaz, onun için cevap, bu manada cevap vermeyeceğim, ben tabi o mektubun yazıldığını biliyorum bana okundu.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat taşkın: “Bunları savunmanızda asıl suçlandığınız konular savunma harici konuşmalar yapmak yerine bunları ele alıp cevaplasaydınız sormak zorunda kalmazdık.”

Sanık Kemal Aydın: “Ben yaptım savunmamda Saygıdeğer Başkanım o mektupla ilgili savunmamda detaylı şeyler verdim arz ediyorum o zaman savunmamda yaptığım cevabım o iş için geçerlidir efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat taşkın: “Mektupta paşam biz Türklerin nerede olursak olalım yurdun hangi köşesinde bulunursak bulunalım birlik olmamız birlikte düşünmemiz, beraber hareket etmemiz, Türk milletinin gönlümde kafasında bir kuvai milliye ruhu yaratarak Türk yurduna, ali Türk devletine 11 Kasım 1938’de kaybettiği bağımsızlığını yeniden kazandırmamız gerekmektedir, konu acildir ve de çok önemlidir, bu nedenle bizimde tıpkı dış güçler başta ABD ve AB ülkeleri strateji yapıcıları ve belirleyicileri gibi ulusal ve uluslar arası planlar, ve programlar hazırlayarak Türk halkının bu konudaki duyarlılığını en üst seviyeye çıkararak bu kutsal mücadeleyi bir an önce başlatmamızda ve vakit kaybetmeden icraata geçirmemizde sizlerin öncülüğünü ve bizleri koruma altına almanız konusundaki faaliyetleriniz, hareketlerinizi, ve işaretinizi bekliyoruz deniyor, burada Genelkurmay başkanından kuvai milliye ruhu yaratmak için plan ve programlar yapması ve sizleri de koruma altına alması isteniyor bu isteğinizi açıklar mısınız? “

Sanık Kemal Aydın: “Efendim tekrar arz ediyorum. mektubun tamamını okusunlar cevap vereceğim Hilmi Özkök’ün, iddia makamının ve Yüce mahkemeden her hangi bir savcılıklardan bu mektubun yazılmasından dolayı her hangi bir şikayeti var mı bulundu mu bulunmadı mı Hilmi

51

Page 52: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:52

Özkök Türkiye Cumhuriyeti devleti Genelkurmay başkanıdır. Kendisine yazılmıştır 2002 tarihinde yazılmıştır o mektup yedi sayfalık bir mektuptur içinde Türkiye’yi ilgilendiren ülkemizi ilgilendiren kaygılarımızı paylaşıyoruz yazdık, ben de görüşlerimi koydum kardeşimde altına imzasını atıp, o medeni insan yazdı ve gönderdi, Hilmi Özkök’ün bir şikayeti var mı? bu konuda Kemal Aydın hakkında Neriman Aydın hakkında bir şikayeti var mı? Hilmi Özkök’ün. Hilmi Özkök’ün ifadesine bu konulardaki ifadesine başvuruldu, herhalde zannediyorum bu mektup bu asrın davasının savcıları tarafından zatıaline de sorulmuştur, şimdi o, o mektupta suç unsuru olmuş olsaydı Genelkurmay başkanlığına yazılmış bizatihi kendisine yazılmış dört senede o mektup yazıldığında dört günlük Genelkurmay başkanıydı. Dört yıl Genelkurmay başkanlığı yaptı Hilmi Özkök, o mektuptaki suçu unsurlarını ilgili makamlara bildirecek bilgi, kabiliyet, yeteneğe sahiptir ki Genelkurmay başkanı oldu. Biz görüşlerimizi arz ettik oradan terör örgütü çıkmaz, oradan darbe çıkmaz, o mektuplardan. O medeni.

Mahkeme Başkanı:" Bitti mi soruya cevabınız?”Sanık Kemal Aydın:”Evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat taşkın: “Mektupta biz Türk soyu ile bağlantı kurmanız

bulunduğumuz yerlerde ve görevlerde bizi korumanız, olmamız gereken yerlerde ve mevkilerde olmamızı sağlamanız sayımızı ve yerimizi tespit etmeniz bu kadar zor muydu deniliyor burada Genelkurmay başkanı henüz sizleri koruma altına almadığı olmanız gereken yer ve mevkilerde olmanızı sağlamadığı için eleştiriliyor, bu konuyu açıklar mısınız Genelkurmay başkanı veya başkanlığından daha önce sizleri hangi mevkilere ve nasıl getirmesini ümit ediyordunuz, bu nasıl olacaktı bunu açıklar mısınız.?

Sanık Kemal Aydın: “Saygıdeğer Başkanım, tekrardan arz ediyorum. Sayın iddia makamı, mektubun tamamını okursa soracakları bütün sorulara cevap veririm aksi takdirde cevap vermeyeceğim, çünkü burada suçlama, seçmelerden suçlama konusu beni suçlayarak suçlu yaratma konusudur. Aksi takdirde cevap vermeyeceğim efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat taşkın: “Mektupta paşam nereden ve nasıl ve başlayacağınıza karar veremiyor, kestiremiyorsanız, Türk milletini ve Türk soyuna sorun o size yol göstermek için rehber olmaya hazırdır, sadece işaretlerinizi beklemektedir bundan emin olunuz diyor. Burada Genelkurmay başkanına işe nereden, ve nasıl başlayacağı konusunda sizden fikir alabileceğinizi söylüyorsunuz mahkemeye açıklar mısınız sizin planınız nedir?

Sanık Kemal Aydın: “Susma hakkımı kullanıyorum. Ya tamamını okuyacak mektubun aksi halde cevap vermeyeceğim hiçbir soruya mektupla ilgili hiçbir soruya cevap vermeyeceğim, efendim ya baştan alacaklar okuyacaklar Yüce mahkeme huzurunda, mektup okunduktan sonra sorularını sorsunlar hepsini cevaplayacağım. Aksi takdirde cevap vermeyeceğim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat taşkın: “Sayın Başkan benim okuduğum bölümler tamamen mektubun içerisinde anlamı bozmayacak şekilde bahsedildiği gibi yedi sayfalık bir mektup, ben anlamı bozmayacak şekilde bu sorularımı sordum cevap verip vermemek sanığın takdirine kalmış. Savunmanızda değindiğiniz psikolojik savaş konusu bazı telefon görüşmenizde de geçiyor bu telefon görüşmelerinin tamamını da okuyabilirim hepsi klasörlerde mevcut.”

Sanık Kemal Aydın: “ Okuyunuz.”Cumhuriyet Savcısı Nihat taşkın: “Bu aşamada sadece sorularıma esas olan kısımlarını

okuyorum.”Sanık Kemal Aydın:”Hayır efendim bakınız.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” 30.01.2008 tarihinde Aydoğan Aksüngü ile yaptığınız

telefon görüşmesinde size ait bölümlerde şunları söylüyorsunuz. Esas şunu sor oy verenlere, sor tamam mı esas şimdi bunlara oy verenlere deki yani onu ölçelim onlar üzerinden yürüyeceğiz bu psikolojik savaş oy verenler Türkiye Cumhuriyeti devleti tasfiye edilsin Türk ordusuyla Türkiye Cumhuriyetiyle uğraşılsın diye mi verdi acaba, acaba verenler böyle düşünüyor mu buna nasıl bakıyorlar diye sormak lazım yani şimdi esas bizim cevap vermekten

52

Page 53: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:53

yani bu doğruda bunları sonra söyleyeceksin önce onları konuşturacaksın tamam mı bu bir psikolojik savaş önce onları konuşturacaksın sonra bunları söyleyeceksin en sonra bunlar doğru şeyler tabi şimdi milleti hazırlamak durumundayız şimdi bi tarafından böylece başlayacağız işe şimdi tamam, tamam mı şimdi tabi insanları bu manada bu psikolojik savaşta insanları hazırlamak lazım insanların insanlara kendi kendilerine yaptığı tercihin yanlış olduğunu kendisine karar verdirtmek lazım, insanların kendileri karar verirse gördükleri yaptıkları işin eylemine o zaman ondan vazgeçeler, senin benim etkimle bir başkasının etkisiyle insanlar yanlışta olsa tercihlerinden vazgeçmez inatlaşır ayrıca diyorsunuz, burada seçimler konusunda bir partiye oy veren insanlar konusunda Aydoğan Aksüngü’ye nasıl bir konuşma tarzı izleyeceğine dair öğütler veriyorsunuz. Aynı şekilde 25.02.2008 tarihinde Serkan isimli kişi ile yaptığınız telefon görüşmesinde bu size daha önce okundu. Siz, biz milletin yapacağını yapacağız savaşımızı bizim ordumuz yapıyor ama onların bizden istediği Serkan bir şey var psikolojik savaşta bak ne dedim dünde böyle söylediler burada Serkan size tamam Kemal abi hiç gittin mi Genelkurmay’a falan hiç görüştün mü şeklinde soruyor. Sizde, sen telefonlardan, telefonlarda hiçbir şey konuşmuyoruz, diyorsunuz son olarak da bu konuya ilişkin 12.03.2008 tarihinde Aydoğan Aksüngü ile yaptığınız telefon görüşmesinde siz Aydoğan Aksüngü’ye bize aştığın savaşta şimdi Amerikan imparatorluğu son buldu zavallı sığınacak yer bulamayacaksınız, de canım benim seni çok öpüyorum, tabi bu psikolojik savaş bizde psikolojik savaş tarafını yürütmek durumundayız psikolojik savaşta da olduğu üzere Yaşar Büyükanıt Paşa bu büyük muhteşem adam yürütecekse o zaman bize ne gerek var yani diyorsunuz. Sadece bu görüşmeler değil görüşmelerinizin genelinde şöyle bir anlam çıkıyor sizin ifadelerinize göre emperyalist Amerika, ülkemizdeki hain işbirlikçileri aracılığıyla bir psikolojik savaş yürütüyor, sizde buna karşı olarak planlı bir psikolojik savaş faaliyeti yürütüyorsunuz, savunmanızda dönemin Genelkurmay başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın 14 Nisan 2007 tarihli açıklamasından kendinize psikolojik savaş görevi çıkarttığınızı söylediniz ancak söz konusu açıklamalar genel olarak bölücü terör ile ilişkili sizin görüşmeleriniz ise siyaset ve yönetimdeki parti ile ilişkili olduğu anlaşılıyor, sizinde ilişkiniz bulunan diğer sanıklardan Durmuş Ali Özoğlu’nda gizli askeri psikolojik hareket belgeleri bulunduğu iddia edildi bu belgelerin sonuç başlığı altına şöyle yazıyor, psikolojik harekâtın tamamlanması ve icrası son derece gizli bir konudur yetkisiz kişilerin planlara nüfusu ve faaliyetleri hakkında bilgi sahibi olması kesinlikle engellenmelidir. Koordinesiz ve mevzuata aykırı olarak yapılacak icra devletin ve milletin bekası ve güvenliğini doğrudan etkileyebilecek ve tehlikeye sokabilecek deniliyor, devlet size okuduğum gibi mevzuata göre bir psikolojik harekât yürütüyor siz devlet görevlisi olmadığınızı söylüyorsunuz, devlet de gerek Cumhuriyet başsavcılığımıza, gerekse mahkemeye böyle bir bildirimde bulunmadı. O halde siz hangi yetki ile bir psikolojik savaş yürütüyorsunuz bu psikolojik savaştaki düşman tanımlamalarınız, psikolojik savaşta kullandığınız argümanlar nelerdir, yöntemler nelerdir bunları açıklar mısınız? “

Sanık Kemal Aydın: “Saygıdeğer Başkanım defalarca arz ettim bu bir savaş sonucunda ben buradayım şimdi de mahkeme huzurunda savaş yapıldığını burada yaşıyorum, okunan metin iddia makamında Sayın savcının okuduğu hadise açılan savaşın asıl belgesidir çok açık, üstelik o soruları da kendisi hazırlamadı o soruları ABD adına hazırlayıp sordular ancak tekrar arz ediyorum kutsal savunma hakkımın gerekliliklerini yerine getirmem için her şeye cevap vereceğim gizli kapaklı hiçbir şey bana telefon konuşmalarını tek tek okuyacak o konuşmalardan çıkardıkları soruları soracak ben cevaplayacağım iddia makamı kendilerine başkalarının emperyalist güçlerin istihbaratçılarının hazırladığı soruları soruyor bu soruları onlar hazırladı, bu savcıların hukuk adamlarının hazırlayacağı sorular değil okusun metinleri içerde yatan benim.

Mahkeme Başkanı.” O kadar okunanları anlamadınız mı? anlamadığınızı soruyor? anlamadıysanız mesele yok.”

53

Page 54: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:54

Sanık Kemal Aydın: “Hayır efendim anlamadım. Tamam teker teker okunmasını istiyorum. ”

Cumhuriyet Savcısı Nihat taşkın: “Sayın Başkan tapeler klasörünü sanığını masasına koyalım, yani okumaktansa kendisi hızlıca göz geçirebilir burada soruya ilişkin kısımda.”

Sanık Kemal Aydın: “Efendim soruya yargılanan benim muhatap olan benim iddia makamı, iddia makamı iddialarını yazdı iddia makamının yazdığı iddianameye ben satırı satırına paragraf paragraf cevap verdim Yüce mahkeme huzurunda arz ettim şimdi geldik sorgulama noktasına eğer onlar sorulacak soruysa 100 sayfa iddianame yazdılar 200 sayfa yazarlardı. Tekrar edinceye kadar ben onları Yüce mahkeme huzurunda cevaplamış olurdum aksi takdirde ben kutsal savunma hakkımın gerekliliklerini yerine getiremem mağdur edilmiş insan benim, Sayın Taşkın iddia makamı kürsüsünde oturuyor çıkıp evine gidecek biraz sonra arabasına binecek evine gidecek ama ben hapishanenin duvarları arasına gideceğim, zaman benim için burada önemli onun için değil lütfen okusun lütfen okusun ben cevaplayacağım teker teker konuşmaları efendim, arz talebimdir Yüce mahkemeden istirham ediyorum, okusun cevaplayacağım içerde yatan benim hapiste yatan benim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat taşkın: “Sayın Başkan meslektaşım devam edecek.”Mahkeme başkanı:” Buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sanık Kemal Aydın Sevgi Erenerol’la

tanışıklığınız konusunu düzelttiniz savunmanız sırasında. Kendisinin basın sözcüsü olduğu Ortodoks Kilise’sinde her hangi bir toplantıya katıldınız mı o toplantı da mevcut sanıklardan kimse var mıydı açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın: “Sayın savcım daha önce de arz etmiştim kuruluş yıl dönümü nedeniyle 80. kuruluş yıl dönümüdür. Bilmiyorum, bize davet etti bende kız kardeşimle günü birlik sabah İstanbul’a geldik kilise de katıldık o kuruluş yıl dönümüne katıldık ve döndük oradan bir çok insan vardı ama iki tane insanın hafızamda kaldı birisi zaten söylemiştim sorgum sırasında da söylemiştim ama birisin hatırlamamıştım Tuncer Kılınç Paşa vardı. Birde Batı Trakya Müftüsü Mehmet Emin Ağa’ydı onunla sohbet ettim. Onun dışındaki kişileri tanımıyordum normal hayattan da tanıdığım kişilerle karşılaşmadım arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Noyan Çalıkuşu ile tanışmanız konusu Mehmet Ali Çelebinin beyanlarına göre bir seminerde olduğu söyleniyor fakat siz kendi beyanınızda Metin Çıtrak isimli bir şahıs vasıtasıyla tanıştığınızı söylüyorsunuz bu şahıs kimdir? Bahsedilen seminer nedir? Kendisiyle tanışmanız ne şekilde oldu ayrıntılı olarak açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın: “ Evet, arz edeyim. Efendim biraz önce incir üreticisi diye mektup yazıldı Mustafa Ünsal Bey’in Söke Selçuk’ta ziyaretine gittik Metin Çıtrak bey’i de daha önce tanıyordum. Mustafa Bey’i ziyaretlerine gidince ailevi ziyaretine kardeşimle kız kardeşimle günü birlik iki günlüğüne gittik Metin Bey’le de konuştuk. Metin Bey’de orta Selçuk festivalinin bir vakıf var, vakıfta dedi ki Kemal Bey ben dostlarımı da bir araya getireyim sizinle tanıştırayım sohbet edelim dedi, seminer yok Mehmet Ali Çelebi bu sohbetimizi seminer şeklinde söylemiş olabilir orda bizi topladı o vakıfta kendi başkanı,vakıf kendine ait bir mekan orda oturduk sekiz on kişi sayısını bilemiyorum, o insanlarla sohbet ettik seminer değil, sadece böyle bir tanışma orda birileriyle tanıştık, orda da Noyan’la tanıştık. O sohbetimiz sırasında da Noyan’la tanıştık, şey bundan ibarettir arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Noyan Mehmet ali Çelebi’yi size ne amaçla ne getirdi? “

Sanık Kemal Aydın: “Noyan kendisini Ankara’ya gelip tanıştıktan sonra sohbet ederken çok hassas bir çocuklar esasında benim çok tenkit ettiğim bir eğitim Harbiye’nin bir eğitim sistemi var ama çok özellikli tarafları var bize göre Mehmet Ali’yi benimle tanıştırmak için benden müsaade istedi Noyan. Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer heyet bizim sancaktarımız dediğimiz

54

Page 55: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:55

ve Mehmet Ali’yi de çok seviyorlar, çok zeki askeri lisede de zannediyorsam birincilikle bitirdi, onlar kendi aralarında Mehmet Ali’ye o bizim sancaktarımız bana da aynen böyle söyledi, Kemal Amca bizim bir sancaktar harp okulundan arkadaşımız var tanıştırmak istersem bir mahsuru var mı dedi. Sizce bir mahsuru yoksa bence de yok getirirsin tanıştırırım, öyle tanıştık arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin yanınıza gelen kişilerin sınırlı sayıda olduğundan söz ettiniz.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Fakat Neriman Aydın’da ele geçirilen bir not

kağıdı üzerinde Özgür Şener 12. bölük bölüğe 3. sınıfta katıldığında 117 puanı varmış jandarma özel harekat olmak istiyormuş takım komutanı üsteğmen seni bu okuldan atacağım ifadesini kullanmış eksi kırk puanla nisan ayında atılmış, Nusret Memiç 4. bölük 2006-2007 eğitim yılında kasıtlı olarak disiplin puanı düşürülmüş Necdet Yücel 19. bölük babası Cumhuriyet Gazetesi’nde yazılar yazmış 19. bölükse Ali Çakay bu yılbaşından itibaren disiplin puanı düşürülmeye başlanmış Aykut Öztürk 19. bölük artı atılanlar yazdığı arka kısmında ise Emrah Erverdi disiplin puanı eksi otuz kredisi 3400 asker olmak subay olmak isteyen bir Harbiyeli kısaca hayata askerlikte tutunduğunu ifade ediyor 9. bölük Önay May kredisi 3500 civarında beden eğitimi ve spordan askeri eğitim sınavlarından sorunu yok harp okulunu kaldıramayacak birisi değil 9. bölük kur. Yüzbaşı in bölüğündeki 2006-2007 eğitim öğretim yılında 1. sınıf kısmı yıla 29 mevcutla başlamış şuanda söz konusu kısmın mevcudu yirmidir, yukarda ismi geçen Emrah Erverdi ve Önay May’da aynı bölüktedir. Barışcan Şahin, Erdem Gürkan 9. bölük Baha Cangören 15. bölük Bayram Burak Güzelcik gönderilen şeklinde bir yazı ele geçirilmiş. Bu şahıslar askeri okuldan ayrılan veya devam eden kişiler bunlarla irtibatınız nedir açıklar mısınız?“

Sanık Kemal Aydın: “Efendim arz edeyim; Mehmet Ali geldikçe annemin evinde bizim evde kaldıkça kaldığı bir oda da var o notların tamamı Mehmet Ali Çelebi’ye ait ben tabi Neriman’ın evinden alındığı için bana sorulduğunda Neriman’ın evinden alındığı notlardır eve gelen, onların bir kısmı zannediyorum birkaç tanesi daha önce Mehmet Aliyle bir defa yemeğe geldiler ben onu addettim, ama notlar Mehmet Ali Çelebi’ye ait notlarmış onlar ile ilgili bilgileri zaten kendisi daha teferruatlı bir şekilde arz edecektir, arz ederim efendim. benim onların içerisinden bir Nusret Memiç’i tanıyorum başkasını tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Muhammet Murat Avar isimli sanıkla yaklaşık bir yıl önce Erzurum 9. Kolordu’da görev yapan Yarbay Ahmet Erdem vasıtasıyla tanıştığınızı Ahmet Erdem isimli şahsım Muhammet Murat Avar isimli şahsı sizin yanınıza gönderdiği.”

Sanık Kemal Aydın:”Aracılığıyla tanıştım evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Erzurum ilinde yerel gazetecilik yaptığınız

söylediğini bu şahsa iş bulmasını istediğini bu vesile ile tanıştığınızı beyan etmişsiniz, savunmanız sırasında da Muhammet Murat Avar isimli şahsın özellikle Doğu Anadolu terörün yaygın olduğu yerlerde Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki bir takım ihalelerde, kömür ihalelerinde yolsuzluk olduğunu tespit ettiğini bunları muvazzaf subay olan istihbarat subayı Ahmet Erdem’e ilettiğini bununda size gönderdiğiniz söylediniz doğru mudur?”

Sanık Kemal Aydın: “Efendim orda bir düzeltme yapalım yanlışlar var,ben Muhammet Avar’ benimle iş bulsun diye bana göndermedi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet ifadeniz bu şekilde. “Sanık Kemal Aydın: “Düzelteyim yani bana iş bulsun onun zaten işi var gazetecilik,

Erzurum’da gazete çıkarıyor yerel gazetede çalışıyor. Yarbay Ahmet Erdem onu bana Ankara’ya geldiğinde benimle tanışmak için gönderdi kendisi de getirmedi geldi telefonumu verdi ve tanıştım, ve gazeteci olması Doğu Anadolu’da şeylerle ilgili bana anlattı, PKK terör örgütü ile ilgili şeyler iş bulması için değil iş talebi de yoktur. Murat Avar’ın Murat Avar daha sonra yine Ahmet Erdem vasıtasıyla bana Siyami Yalçın’ı getirdi, Siyami Yalçın yapılan ihalelerdeki

55

Page 56: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:56

yolsuzlukları, hususları anlattı yoksa Murat Avar’ın şeyi yok, bir iş talebi de yok. Bu kömür işinde de Murat Avar sadece arkadaşını bizimle yine Ahmet Erdem aracılığıyla bana gönderilen Siyami Yalçın anlattı, özellikle kömür konusunda o kömür ihaleleri konusunu da sadece askeriye de değil iş tedarik bölge komutanlığında değil, milli eğitim bakanlığının o bölgede sağlık bakanlığının ve savunma bakanlığına ait diğer birimlerde yapılan ihalelerde PKK terör örgütü yandaşlarının ihaleleri aldığının kömür yerine altına taş koyup, üstüne onlar anlattı birde dosya verdi kendi altındaki imzasıyla hiçte bakmadık ona ve gönderdi Neriman Genelkurmay başkanlığına Neriman Aydın’da kendisini on beş dakika görmüştür, Siyami Yalçın tanışmamız bu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Muhammed Murat Avar’ın tespit etmiş olduğu yolsuzluklar özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde söylediğinize göre.”

Sanık Kemal Aydın: “Yok Hayır Muhammet Avar’ın tespit ettiği yolsuzluklar değil, Murat Avar’ın tespit ettiği yolsuzluklar değil, Murat Avar yanında getirdiği sonradan bilahare getirdiği Siyami Yalçın iş adamı o ihalelere giriyor, Murat Avar’la o getirdi Murat Avar benimle tanış.“

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şunu sormak istiyorum yani bu Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde bir takım yolsuzluklar yapılıyor. Kömür alımlarında özellikle terör örgütüne yandaş kişilere verildiğini iddia ediliyor.”

Sanık Kemal Aydın:”Hayır bakın. Efendim arz edeyim tekrar savunmada.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ben bi sorumu bitireyim. Ve bu konular 9.

Kolorduda muvazzaf olarak görev yapan istihbarat subayına bizzat arz ediliyor o da gidin Kemal Aydın’a anlatın diyor sizin beyanınıza göre yani orda bizzat orda muvazzaf olan görev yapan bir subayımız istihbarat subayımız konu ile ilgili kendisi işlem yapabilecekken rapor edebilecekken gidin diyor Kemal Aydın’a Genelkurmay başkanına bildirsin diyor sizin beyanınız bu yani savunmanızda bu şekilde anlattınız ben böyle anladım yani istihbarat subayı gereğini yapabilecekken niye size gönderip Kemal Aydın gitsin Genelkurmay başkanına söylesin yani Genelkurmay başkanı kömür yolsuzlukları ile uğraşacak bir kişi midir yani orda kendisi Erzurum’da bizzat görevli olarak bu işi yapabilir burada sizin konumunuz nedir bunu bir açıklar mısınız niçin size gönderiliyor? “

Sanık Kemal Aydın: “Açıklayacağım, efendim bu sorunun muhatabı ben değilim Yarbay Ahmet Erdem onu sorsanız.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ona da sorarız yeri gelince şuan size soruyoruz niçin size geliyorlar.”

Sanık Kemal Aydın: “Yani sorsanız çok iyi olur ben bu sorudan kurtulmuş olurum şimdi Ahmet Yarbay, Yarbay Ahmet Erdem benim yakınım çok yakınım şimdi sizde görev yapıyorsunuz devlette bazı şeylerin ne kadar sıralama da zorluğunu yaşayan insansınız bende devletimde görev yaptım bu işin zorluğunu bilirim Ahmet Erdem niye halledemedi ama Ahmet Erdem biz burada halledemeyiz bu iş olmaz bu mümkünse Genelkurmay başkanlığına gidin Kemal Bey’e söyleyin o yapsın dedi Ahmet niye söyledi niye yapamadı, Ahmet sen bunu niye yapmadın diye sorma gereği duymadım çünkü biliyorum ki Ahmet orda onu yapamaz Ahmet bir yarbay kolordu komutanına çıkıp iş tedarik bölge komutanlığındaki ihalelerde böyle yapılıyor diyemez.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Niçin.”Sanık Kemal Aydın: “Diyemez biliyorum ben bu devleti tanıyorum sizde tanıyorsunuz,

sizde diyemezsiniz yeri geldiği zaman.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani istihbarat görevlisinin işi nedir? “Sanık Kemal Aydın: “Ben onu sormam sorgulamam bana ne yaptı mı işini yapmadı mı

Ahmet bana gönderdi bende aldım bana gönderdi aldım dediler ki gelen çocuk Siyami Yalçın özellikle ticaretle uğraşan o dedi abi benim hiçbir talebim yok çocuğun bir talebi de yok dedi ki iş tedarik bölge komutanlıklarında dedi hatta sağlık bakanlığının, milli savunma bakanlığının, milli

56

Page 57: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:57

eğitim bakanlığının ihalelerinde özelikle hep terör örgütü mensupları alıyor, ihalelerde yolsuzluk oluyor biz bir şey istemiyoruz bu işe mani olunsun kendisi de altına imzasını attı yazdı, o olan hadiseleri bir dosyanın içerisinde bizde onları Genelkurmay başkanlığına gönderdik, ne yapıyorlarsa yapsınlar ha şunu mu diyorsunuz Genelkurmay başkanı tabi kömür ihalesiyle de ilgilenecek çocuk oyuncağı mı bu terör örgütü finans kaynağı sağlıyor, o şeylerden ve onunla yaşıyor terör örgütü silaha nasıl ulaşıyor, maddi kaynaklarını keserseniz ulaşamaz, bu yollar terör örgütünün ulaştığı yollardır. Genelkurmay başkanı bununla uğraşmayıp da neyle uğraşacak ne işi var sadece.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bahsettiğiniz gazeteci dediğiniz kişi her yere yazı yazabilir gazeteye yazı yazan her türlü resmi makama da yazı yazar. Yani Genelkurmay başkanına bu iş ihbar edilecekse veya savcılığa bildirilecekse kendisi de yazabilir. Yani Kemal Aydın’ın fonksiyonu nedir burada özellikle size geliniyor Genelkurmay başkanına yazısı yani siz daha mı iyi daktilo yazıyorsunuz.”

Sanık Kemal Aydın: “Sayın savcım bu sorunun muhatabı ben değilim, Murat Avar sanıktı niye sormadınız çağırdığınızda buraya gelecek yargılanacak tutuksuz sanık ona sorarsınız o size cevabını verir. Ben Murat Avar’a sen niye yazmadın demem ben vatandaşlık, benim Türkiye’ye bakış açım böyle değil demem ben yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bedrettin Dalan ile hemşerilik ilişkiniz olduğunu söylediniz bir savcının İngilizce kursu görmesi ile ilgili ifadelerde geçtiğinde kendiniz, kendisiyle bizzat veya telefonla Ercüment Ovalı hakkında her hangi bir görüşme yaptınız mı? “

Sanık Kemal Aydın: “Hayır efendim, kendisiyle zaten şeyin yok münasebetim yok sadece hemşeri olmada cenaze de, kurtuluş günlerinde karşılaşmanın ötesinde Sayın Bedrettin Dalan ile birebir bir şeyim yok ama manen seviyorum Bedrettin Dalan’ı, manen seviyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu soruyu şunun için soruyorum, Durmuş Ali Özoğlu ile Neriman Aydın arasında 29 Arılık 2007 tarihinde yapılan bir görüşme var telefon görüşmesi uzunca bir görüşme bu görüşmenin içerisinde konu ile ilgili şöyle bir konu geçiyor, bu şey kargo gelmiş bana haber ettiler diyor Durmuş Ali. Neriman o Ercüment Hoca’nın şeyleri dava dosyaları Durmuş Ali dava dosyaları, Neriman Aydın, kopyaları evet ablacığım Durmuş Ali öyleymiş kopyaları ben avukata verdirttireyim mi yoksa bana ulaştırsınlar ben inceleyim mi Neriman aydın hangi avukata birine mi vereceksin Durmuş Ali Özoğlu evet evet yoksa dursun mu Neriman Aydın sen bilirsin yani bunlar senin için hazırlandı Durmuş Ali Özoğlu anladım tamam ablacığım Neriman Aydın onlar için onlar senin için hazırlandı esasları şeyde zaten Hakan’da Durmuş Ali Özoğlu ha Hakan şimdi davaya girip çıkıyor değil mi Neriman Aydın girip çıkıyor girip çıkıyor en son bu geçen haftaki davada o tekeli oğlu denen hoca profesör evet ben Ercüment Hoca’nın odasından kendim çaldım diye itiraf etti ve bu kayıtlara geçti, Durmuş Ali Özoğlu a güzel Neriman Aydın evet en son böyle bir hadise oldu ikincisi de dün akşam hoca abin aradı dedi ki Bedrettin Dalan aradı dedi ki bize ancak Türk çocuklarına yardım etmek düşer hoca gel sözleşmeyi imzalayalım ha kök hücre kurduracak Yeditepe laboratuar, anladım bu siz ne diyorsunuz sizden ne düşünce alsınlar tabi ki ee şey hocanın şeyi ney durum ne bakış açısı ne mailli ne ablacığım şeklinde devam eden bir görüşme var.”

Sanık Kemal Aydın: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burada Ercüment Ovalı Bedrettin Dalan ile

görüştüğünü söylüyor, başka bir telefon görüşmesinde de Durmuş Ali Özoğlu ile siz yaptığınız görüşmede münasebetlerini Bedrettin Dalan ile bizim üzerimizden kursun şeklinde bir beyanları bu beyanlara ne diyorsunuz. ? Siz araya girdiniz mi hiç?”

Sanık Kemal Aydın: “Efendim bu beyanlardan, şimdi bu beyanlardan sormak istediğiniz soruyu sorun ben cevap vereyim yani bu insanlar medeni insanlar arasında iki tane Ali Özoğlu ile Neriman Hanımefendi arasında ben konun tabi mahiyetini biliyorum, ama siz maksada yönelik sorularınızı sorarsanız ben ona göre cevap veririm şimdi madem ki bu kişiler beni

57

Page 58: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:58

ilgilendirmeyen kişiler arasında yapılan bu konuşmaları bana yargılandığım bir davada suçlanma nedeni olarak soruyorsunuz nedenini soracaksınız ki ben cevap vereyim, ben bunları biliyorum niçin yapıldığını biliyorum bu konuşmaların, ama bana lütfen benim suçlanmamla ilgili olan tarafı ne bana bu soruları niçin soruyorsunuz onu siz lütfederseniz bende Yüce mahkemeye bu manada arz edeceğim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ercüment Ovalı aynı zamanda davamızın sanıklarından sizin beyanınıza göre dahi bir adam dahi bir adam kök hücre keşfeden bir adam sizin beyanınıza göre ve bu adam.”

Sanık Kemal Aydın: “Evet benim beyanıma göre değil Dünya’ya göre dahi. Hayır benim beyanıma göre değil. Dünyanın dahiliğini kabul ettiği bir insandır kök hücre dalında Ercüment Profesör Doktor Ercüment Ovalı dünyanın üstadıdır bu noktada bana göre değil sizin için olmayabilir o düşünce size göre ama dünyaya göre Profesör Doktor Ercüment Ovalı dahidir. Evet buyrun.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Ve bu adamla yaptığınız telefon görüşmelerinde her türlü münasebetinde sizin aracı kılmasını hatta MİT mensupları ile yaptığı bir görüşme var, orada sizinle muhatap olmalarını söylüyorsunuz.”

Sanık Kemal Aydın:”Şimdi buradan MİT’e geçtik ona da cevap vereceğim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yani Ercüment Ovalı ile ilgili, Bedrettin Dalanla

ilgili münasebetlerinde siz bizzat kendisinin kendi başına hareket etmemesini telkin ediyorsunuz sürekli size sormasını veya işte sizin onlarla muhatap olmanızı söylüyorsunuz bu konuyu açar mısınız niçin böyle bir yola tevessül ediyorsunuz?”

Sanık Kemal Aydın: “Efendim ben telkin etmem, ben teklim etmem o dahi bir insan ben onun rehberi durumundayım nasıl ki Neriman Aydın’ın yetişmesinde ona öncülük ettim önderim diyor O da bana önderim diyor ben O’nu 14 yaşında tanıdım özür diliyorum 9 yaşında tanıdım onu ve ben onun annesinin elinden ekmek yedim, babasının elinden ekmek yedim benim hukukum çok eski yıllara gider onun bütün hayatında ben varım. O’na rehberlik etmiş bir insanım babası benim değerli ağabeyim, Mustafa Ovalı hayatımdaki rehberlerimdendir. Hayat rehberlerimdendir, o da bana Kemal senin hayat rehberlerindendir ona göre hareket edeceksin demiştir o bir düsturdur. Ercüment Ovalı bana sormadan evliliğini bile yapmamıştır, bizim hukukumuz böyle bana sorar evliliğini iş hayatında her şeyini sorar ben onun için sevilen, güvenilen, rehber olacak bir insanım bu hususu bundan ibaret.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani dahi dediğiniz ve profesör olan bir kişi size sormadan hiçbir şey yapamıyor.”

Sanık Kemal Aydın: “Dahilik başka bir şey bu işler başka bir şeydir, peygamberlik başkadır insan olmak başkadır, Mustafa Kemal olmak başka kemal olmak başka bunlar başka şeyler. ( bir kelime anlaşılamadı) anlaşamadığımız yerler onlar.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şöyle bir tapeniz var tamamını okuyun diyeceğiniz için baştan okuyorum.”

Sanık Kemal Aydın:”Tabi iyi olur. Merhabaları da okuyun yani zaman bizim için yatıyoruz yatarız biz”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ercüment Ovalı ile 9 Şubat 2008 tarihinde merhabalaştıktan sonra , Ercüment Ovalı diyecektim ya Erzurum’a gittim 4 gün ondan sonra döndüm iş güç koşturmaca öyle daldık şimdi de ziyarete geldiler beni sana bir iki isim soracağım abi evet canım diyorsunuz, Ercüment Ovalı bir tanesi Baki Tuğ çok iyi tanıyor buranın MİT başkanı çok akıllı ve çok vicdanlı bir adam he diyorsunuz babası da subaymış zaten evet geçmişte diyorsunuz Ercüment Ovalı, seni de tanıyor Coşkun Arda, Mustafa Arda’nın oğlu Coşkun Arda beni de mi tanıyor diyorsunuz, evet o karanfil sokakta onlar altlı üstlülermiş başka isimlerdir o zaman tanıyorum çünkü bu ismi he doğru diyorsun baba Mustafa babası Mustafa Ardaymış ne zaman geldiler sana diyorsunuz Ercüment Ovalı şimdi bir iki üç saattir beraberiz,

58

Page 59: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:59

dediler ki hocam bundan sonra oturdular konuştular, olayları molayları he diyorsunuz, dediler ki hocam bizden habersiz sakın ha yani biz seni burada korumaya alıyoruz sizde diyorsunuz ki ben korunuyorum demedin mi onlara Ercüment Ovalı sinkaflı bir şey söylemedim abi diyor. Kemal Aydın ya diyorlardı MİT’i beni şimdi önemli değil ama diyebilirdin ben en son devlet zaten koruyor deseydin yani teşekkür ederim. Ercüment Ovalı, ama aynen bizim gibi düşünüyorlar abi yani sizde şimdi eyvallah biliyoruz şimdi buradan devam edeceğim, korunduğunu söylüyorsunuz devlet koruyor diyorsunuz bu koruma nerden geliyor Ercüment Ovalı’ya MİT’le irtibata geçiyor siz devlet koruyor diyorsunuz. “

Sanık Kemal Aydın: “İnsanların manevi desteğe ihtiyacı vardır Sayın savcım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu manevi destek vermek için söylenmiş bir

söz müdür?”Sanık Kemal Aydın: “Müsaade buyurunuz. Ercüment Ovalı’nın peşinde bütün MOSSAD

İsrail peşinde ben Ercüment Ovalı’nın yurtdışına gitmesine yasak koymuş, benim ricamla İsrail’e gitmesine yasak koymuş adamım. Amerika seyahatlerine mutlaka yanında bir başka bilim adamı götürmesini söylemiş bir adamım, ben dünyayı bilen bir adamım dünyada olup bitenleri bilen bir adamım ve dünyada bilim adamlarının nasıl yok edildiğini bilen bir adamım örneklerini burada Yüce mahkemenin zamanını almak sabrını taşırmak istemiyorum, nasıl öldüklerinin örneklerini veririz bilen bir insanım. Ercüment Ovalı böyle tehlikelere karşı bir insandır. Ercüment Ovalı’nın böyle tehlikelere karşı bir insandır, Ercüment Ovalı’nın hem maddi hem manevi düşüncede özellikle manevi manada ihtiyacı vardır ben ona onu ben korunuyorum, nerdeydiniz şimdiye kadar Milli İstihbarat teşkilatının elemanlarını söylesin diye söylüyorum kim koruyacak Ercüment Ovalı’yı, kim koruyacak Trabzon’da Karadeniz Teknik Üniversite’sinde profesör, ATİ Teknoloji’yi kurdu sonra sizin sayenizde iddia makamının sayesinde Türk milleti o büyük eserden mahrum kaldı inşallah başka zamanda başka yerlerde devam edecek, şimdi koruması olsa onu koruyan birileri olsaydı. Sizin kast ettiğiniz manada yanında olurdu. Ergün Poyraz’ı koruyorlardı ben kastınızı anlıyorum, Ergün Poyraz’ı koruyanlar yanına verdiler jandarmaları devletin askerlerine koruttular Ercüment Ovalı’nın öyle bir koruması yoktu söylenenler budur bunun içindir Sayın savcım arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Konuşmanız devam ediyor her şeyi aynen bizim gibi başkomutan vesaire hepsi sizde şimdi sen olaylara hiç başka boyuttan bakmayacak mısın hiç tersinden bakmayı ben sana öğretemedim, şimdi senin karşına gelenler benim karşıma gelenler Ercüment Ovalı, diyeceksin yani sizde şimdi senin ve benim karşım değil şimdi Profesör Doktor Ercüment Ovalı dünyanın büyük bilim adamı kendini ortaya koymuş bu memlekette yapamayacağı, kimsenin yapamayacağı işleri yapmış Türk Silahlı Kuvvetlerinin başkomutanın ismini zikrettiği bu ülkede ismini zikrettiği bir insan Ercüment Ovalı şimdi onun karşısına gelen insanlar başkomutanla ilgili senin gibi düşünmezlerse, senin gibi olduklarını söylemezlerse seninle nasıl arkadaşlık ilişki kuracaklar, Ercüment Ovalı evet evet doğrudur, doğrudur siz şimdi seninle ilgili bilgileri yani başkomutanın seninle ilgili bilgilerinin olduğunu onlar biliyorlar o devlet koca bir kurum Milli İstihbarat Teşkilatı devletin Türk Silahlı Kuvvetlerinden sonraki devletin en önemli kurumudur. Evet evet işgal edilmiş olsa da, çok devletin omurgasını oluşturan iki kurumdan birisidir anladın mı diyorsunuz evet abi diyor, şimdi seninle görüşmeye gelenler güzel Türk şimdi Yaşar bu ülkenin başkomutanının seninle ne düşündüğünü bilmiyorlar mı evet evet burada Milli İstihbarat Teşkilatının işgal edilmiş olduğundan bahsediyorsunuz, bu ne işgalidir açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Tabi açıkladım siz dinlemediniz beni savunmamda Sayın savcım,”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dinledim ben baştan sona kadar dinledim.”Sanık Kemal Aydın: “Dinlemediniz yok yok dinlemediniz.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sürekli emperyalizmden Amerika’dan

bahsettiniz.”

59

Page 60: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:60

Sanık Kemal Aydın: “Yok dinlemediniz. Amerika’yı duymak Türk milletinin düşmanlarını duymak sizin işinize gelmiyor siz taraf olmuşsunuz, tarafınız da belli Türk düşmanlarından, Türkiye Cumhuriyeti devleti düşmanlarından yanasınız, burada okuduğunuz şeyde bir hususu maksadınızı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bunlar hakaret içeriyor biliyor musunuz?”Sanık Kemal Aydın: “Bir daha gönderirsiniz savcıya bir daha ceza verirsiniz yatarız

önemli değil ben 60 yaşındayım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Cevap verin lütfen.”Sanık Kemal Aydın: “Arz edeyim efendim, ATİ Teknoloji Ercüment Ovalı Karadeniz

Teknik Üniversitesi’nin de yüzde yirmilik bölümünü alarak bir bilim adamını ATİ Teknoloji kök hücre çalışmalarını yapmak için bir teknolojik şirket kurdu oradaki faaliyetlere geçmek üzere o teknolojinin o şirketin kuruluş hisselerinin bir kısmı da askeri vakıfların bir kısmını da askeri vakıflar aldı, askeri vakıflar alınca şirketin yönetiminde çok tabi olarak emekli bir general yönetiminde bulunuyor, geldi girdi dolayısıyla Genelkurmay başkanı da biliyor ATİ Teknolojisinde olanları Ercüment Ovalı ismini biliyor Genelkurmay başkanındaki yetkili olan herkes biliyor esas sormaları planladıkları esas şeyin hadisesi nerden biliyordu benim Genelkurmay başkanlığıyla bir ilişkim yok Ercüment Ovalı’ı benim Genelkurmayla ben irtibatlandırmadım. Ben tanıştırmadım ha ben onunla bir şey olursa yaparım yazarım o ayrı bir şey ama ben tanıştırmadım. ATİ Teknolojinin yönetiminde ortak olan askeri vakıflar nedeniyle biliyorlar zaten bu bir hadise bundan ibarettir. Diğer sorunuzu özür diliyorum son esas sorunuzu Sayın savcım bir defa lütfeder misiniz?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İşgal edilmesini sordum.”Sanık Kemal Aydın: “Ha MİT’in ben MİT’in tekraren arz ediyorum efendim daha önce arz

ettim Sayın savcımız dinlememişti, arz ediyorum. MİT Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan itibaren kuruluş yasasında MİT Müsteşarı orgeneral rütbesindeki bir muvazzaf subayın atılmasını gerektiren bir düzenleme ile kurulmuştur, ta ki MİT Milli İstihbarat Teşkilatı bu yasa değiştirilerek sivil bir insanın atanmasına kadar o tarihten sonra ben MİT’i kendi gözlemlerimle bu ülkenin duyarlı bir vatandaşı olarak kendi gözlemlerimle MİT’in bu uygulamaya geçtikten sonra ABD istihbaratının, İsrail ve İngiliz istihbaratının MİT Teşkilatı üzerinde inanılmaz etkili olduğunu düşünen bir insanlardan birisiyim Kemal Aydın böyle düşünüyor, ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nın bu manada işgal altında olduğunu düşünüyorum, söylüyorum bu benim düşüncem, böyle görüyorum düşünüyorum ve söylüyorum şey bundan ibarettir bu benim görüşlerim arz ederim efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Konuşma uzunca devam ediyor burada Baki Bey’den bahsediliyor onla ilgili gücümden falan bahsediyorsunuz.”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim lütfen okur musunuz?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Daha sonra kendisiyle görüşmeye gelen

MİT’çilerin isimlerinden bahsediliyor devamında da şöyle diyor ha ondan sonra da senden de söz ettim ben burada diyor Ercüment Ovalı siz evet diyorsunuz, ondan sonra bizim dedim bizim her şeyimizi her hareketimizi Kemal Abi belirler, Kemal Aydın belirler.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet eyvallah.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”O sırada Oğuz dedi ki ya beni hala

tanıştırmadın dedi ondan sonra doğru haklısın dedim tanıştıracağım dedim, ondan sonra epey bir projeyi anlattım bir sürü soru sordular bir sürü şey konuştuk tarih konuştuk, eyvallah din konuştuk, kafaları acayip adam hayran oldu geldi içine abi aşağı gezdi, gezdiler mi gezdirdim mi diyorsunuz gezdiler abi gezdiler bir de zaten ben onlara bir yani kendi bildiğim kadar bir din anlattım kafaları allak bullak oldular adamlar giderken hala soru soruyordu bana öyle işin şeyiymişim gibi kompetanıymışım gibi, siz de diyorsunuz öyle bu ülkenin başbakanı sensin cumhurbaşkanı da ne demek bu ülkenin başı sensin sen diyor sağ ol diyor biz sana devlet gibi

60

Page 61: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:61

davranacaksın demedik mi diyorsunuz Ercüment Ovalı öğrenemedik abi daha diyor sizde bizim çok şükür çok büyük bir devletimiz var ve biz yaptıklarımız devletimiz yanında hem tanrı yanında hem devletimiz yanında da zayi gitmez Ercüment Hoca’nın bu millet için yaptıkları ne devletin yanında zayi gitti zaten Allah’ın zayi yanında gitmez O’nun ilmini icra ediyor ama devletimizin de ne olduğunu gördük değildi evet abi diyor yani burada özellikle diyor ki bizim her şeyimiz her hareketimizi Kemal Abi belirler diyor yani Ercüment Ovalı ile sizin aranızda ki bu baba dostluğu ne kadar ileridir ki bu profesörün bütün hareketini sizin belirlediğinizi söylüyor bunu açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın: “Ben öyle bir adamım işte etkiliyorum yani eğer mümkün olsa da benimle münasebeti olan insanlar böyledir beni böyle severler ben böyle seviliyorum adamlığımda buluyorum gücümü kuvvetimi ve sahip olduğum bilgilerde buluyorum, dostluğumda buluyorum, Türk töresinde, adabında buluyorum, bunun için çok sevilirim, çok seviliyor olmanın sorgulanması terör örgütü ile alakası ne?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu sadece sevgiden kaynaklanan bir ilişki midir?”

Sanık Kemal Aydın: “O sizin onu siz takdir edemezseniz onu kimsede takdir edemez, sevgimi evet anlattım siz orda durmak istemiyorsunuz onu bir başka yere bağlıyorsunuz diyorum ki Yüce mahkeme huzurunda tekraren arz ediyorum, iddia makamı çok ısrarla benim bir yere ait olduğum üzerinde ısrarla Yüce mahkemeyi etki altında tutmak istemektedir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin girilmeyen hiçbir sır bilgisi olduğunun bilinmeyen yer kalmadı buna Genelkurmayın kozmik odası dedikleri yani sır bilgilerinin saklandığı yerde dahil oraya girdiler bu iddia makamının elinde tüm bu bilgiler var Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer heyet benimle ilgili varsa şüpheleri benim üzerimden gidemezler eğer beni arıyorlarsa yani beni bir yerlere koyacaklarsa buradan gidemezler lütfen mahkemeye sunsunlar efendim arz ediyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu görüşmenin içerisinde de babasının asker olduğundan bahsediyor Mustafa Ovalı’dan bahsediyor ve devamında evet abi hem de şey telefonlarına kadar verdiler yirmi dört saat diyor sizde sana derler ki bir de emrindeyiz der giderler şimdi bak Ercüment Ovalı abi onu da dediler seninle uğraşanların dediler, ha seninle uğraşanların listesi dediler. Ben manyak oldum garip bir adam garip bir Türk çocuğu orda tek başına sizde ya hiç öyle değil şimdi biz siz devlet gibi hareket ediyoruz biz yani ben diyorsunuz bana şey sordu diye devam ediyor, siz biz devlet gibi hareket ediyoruz diyorsunuz. Bunu açıklar mısınız? ”

Sanık Kemal Aydın:“Efendim lütfen okur musunuz konuşmayı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Başka bir konuya geçiyor onun için.”Sanık Kemal Aydın:”Hayır okuyun o. Efendim konuşur.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hrant Dink olayını da ne düşünüyorsun dedi

valla ben olayı bilmiyorum dedim, dedim ama benim cesaretim olsaydı dedim kalkarım ben vururdum dedim devlet iş yapmayınca dedim o insanlar küfredip küfredip yapması gereken işlerini yapmayınca elbette ki sokakta ki çocuk dedim eyvallah diyorsunuz. Başkalarına alette olabilir dedim doğrudur o şey olabilirler ben bilmem onları dedim, gazetede gazetesinde şunu yazacak Türkün boşalan zehirle kanının yerine Ermeni’nin asil kanı dolduracaktır diyecek kusacak, Ercüment Ovalı sizde siz böyle diyorsunuz Ercüment Ovalı yazacak bende bunu içime sindireceğim o çocuk kadar cesaretli bir adam değilim dedim, sizde eyvallah diyorsunuz. Ercüment Ovalı o kadar cesaretli olsaydım bende kalkar vururdum, ha birisi onu kullanmış kullanmamış bunlar ayrıntı dedim asıl vahşet bütün bunlara küfreden adamlara devlet eğer bir ay ceza verseydi bunlar olmazdı. Kesinlikle diyorsunuz. Ha ondan sonra birisi kullanmış mı kullanmamış mu yok ya dedim yani aynen böyle, bir ay ceza verselerdi onu mahkemeye çıkarsalardı diyorsunuz, Ercüment he yani çıkarsalardı kardeşim da para cezası verselerdi bir lira siz eyvallah eyvallah diyorsunuz. Ercüment Ovalı, sen devlet olarak bunu yapma ondan

61

Page 62: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:62

sonra o çocuklarının arkasında bilmem ne mi varmış lan tabi ki olur tabi olur sen sizde onları biri tahrik eder tahrik, Ercüment Ovalı eder tabi devlet devletliğini yapmazsa sizde evet para da verir pulda verir her şeyi verir, diye devam ediyor. Evet devlet gibi hareket ettiğinizi söylemiştiniz o konuyu açar mısınız? başka konuya geçiyor.“

Sanık Kemal Aydın: “Efendim lütfen tamamını okur musunuz biz sohbet ediyoruz biz bakınız orda ne güzel şeyler varmış Ercüment Ovalı ile aramızda yapılmış olan konuda Hrant Dink’in devletin çok basit bir eylemi ile öldürülemeyeceğini bile konuştuk bakın orda o konuşmada tamamını okuduğunuzda Kemal Aydın’la Ercüment Ovalı sohbet ediyorlar, Hrant Dink’in çok basit bir devlet tedbiriyle bir aylık bir ceza ile bile Hrant Dink’in öldürülemeyeceğini söylüyoruz veya bunun devletin ayıbı olduğunu söylüyoruz, bakınız o konuşmaya devam ediniz lütfen.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burada Türkçülükten bahsediyorsunuz işte Mustafa Kemal’in askeriyiz diyorsunuz yine ondan sonra şöyle diyorsunuz tamam onlara ve emir diyeceksiniz ki emir alacağımız bir tane makam kaldı Türkiye Cumhuriyeti devletinde o Genelkurmay başkanlığıdır. Başkomutandan emir alırız başkomutanın emrini gereğini yaparız, Ercüment Ovalı evet abi diyor, biz Türkiye Cumhuriyeti devletinin diyorsun onlara siyasetle emperyalizmin kontrolündeki siyasetle ayakta kalacağına asla inanmıyoruz anladın mı çünkü siyaset emperyalizmin kontrolündedir karşılaştırdığında onlarla bana soracağım şeyler olursa karşılaşmadan evvel sende notlar dursun anladın mı tamam abi diyor yani bizim herkesle konuş biz kimseyle de konuşmaktan imtina etmeyiz oldu mesela söz konusu oldu benimle konuşmak istiyor telefonu açıp dayayabilirsin bana tamam abi diyor ve onlara şunu söyleyebilirsin bu konuda benim abim bilgisi üstadım abim ben söyledim diyor Ercüment Ovalı benim cevap veremeyeceğim konular olabilir özelliklede siyasi konularda dünya ölçeğinde Türkiye’de diyebilirsin onlara da sorunuzu sorun cevabınızı alın karşınızda da versin diyor evet diyor tamam onlara şunu söyle biz biz devletimizin emrindeyiz devletimizden sır saklamayız biz düşmandan sır saklarız ama dersin onlara ki ama bizim Milli İstihbarat Teşkilatı ile kaygılarımız var sivilleştirme adı. Ercüment Ovalı söyledim söyledim, söyledim dedim ki; benim inandığım grup dedim MİT’in M sinin gittiğini düşünüyor dedim sizde aynen onları söyleyebilirsiniz CIA’in İngiliz istihbaratının ve MOSSAD’ın sivilleştirme operasyonu adı altında bu kuruma muktedir olduklarına düşünüyoruz. Ercüment Ovalı evet muktedir olduğunu bizim endişemizdir o tamam mı diyorsun onlara bizim endişe kaynağımız evet şimdi bu böyle onlunca da bizim Türk Silahlı Kuvvetlerinden başka güveneceğimiz hiçbir kurum Türkiye’de kalmamıştır. Dolayısıyla da biz o kurum şimdi bizden ne isterlerse yaparız tamam mı bu varlığın onlara onu söyle onlara konuşurken deki benim konuşmalarımı kaydedebilirsiniz yani evet evet sen onu söyleyebilirsin yani benim konuşmalarımı seni onlar kaydederler zaten onların arabasında kayıt cihazı onlar çok basit çünkü Ercüment Ovalı hiç saklımız yok abi hiç saklımız yok, Kemal Aydın hayır onlara sen bildiğini onlar senin konuşmalarını kaydettiğini onların sen bildiğini bilsin onlar Ercüment Ovalı anladım, siz anladın benim konuşmalarımı o şimdi sen çıkınca beni arayacağını onlar biliyorlar onlar ayrıldığında Kemal Aydın diyorsun biz ekibiz diyorsun bir beraberiz Ercüment Ovalı, evet siz onlar biliyorlar bir ekipten bahsediyorsunuz bu ekipte kimler var başka.”

Sanık Kemal Aydın: “Sayın savcı o konuştuğunuz konuşmayı çözemeyecek yetenekte olmadığınızı olduğunuzu biliyorum her şeyi benim sorgumu yaptınız yedi saat o her şey o kadar açık ki nasıl bir terör örgütü Kemal Aydın ve nasıl Ergenekon silahlı terör örgütü ki diyor ki MİT’le konuştuğunda daya kulağıma ver telefonu konuşayım, konuşmalarını söyle kayıt etsinler buradan mı terör örgütü çıkarma gayretindesiniz, buradaki halinize iddia makamının haline acırım, burada burada bu konuşma bu savaşın nasıl başlatıldığının niçin başlatıldığının delili bu konuşma Ercüment Ovalı ile yapılan bu konuşma her şeyi açıklamaya yetiyor her şeyi Hrant Dink’inden bilmem neyine kadar MİT’i şimdi terör örgütü kuran adamlar ben akıllı bir insanım özür diliyorum Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer heyet akıllı bir insanım çok akıllı olmasam da

62

Page 63: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:63

akıllı bir insanım aklını kullanmasını en az en önemlisi aklını kullanmasını bilen bir adamım şimdi Milli İstihbarat Teşkilatının elemanlarıyla oturacaksınız bir araya geleceksin daha sonra ben gittim daha sonrası var Trabzon’a gittim o Milli İstihbarat Teşkilatı’nın bölge başkanıyla Trabzon’da ATİ Teknoloji’de yanında bir başka insanla birlikte de üç buçuk saat sohbet ettim onlarla konuşmalarımın oradaki konuşmalarımın da kaydedildiğini de biliyorum ben, terör örgütü böyle mi kurulur terör örgütü suçu böyle mi devlete Milli İstihbarat Teşkilatının en üst düzey yöneticileri ile konuşarak mı darbe teşebbüsünde bulunulur darbe yapılır darbe anlayışı olur ve bunları iddianame diye yazacaksınız sonra da beni içeri tıkacaksınız başkalarını tıkacaksınız 23 ay burada bu ülkeyi seven insanları ha şunu söyleyemediniz yazamadınız derdimiz Mustafa Kemal’le ve Mustafa Kemal’in kurduğu Türkiye Cumhuriyeti devletiyle derdimizdir onu buraya yazamadığınız için bu olumsuz şeylerden terör örgütü çıkarmaya çalışıyorsunuz üzülüyorum biz ekibiz tabi ekibiz nasıl Neriman’la konuşuyor işte telefon konuşmaları önünüzde Neriman’la konuşuyor Kemal Aydın’la konuşuyor Ercüment Ovalı Ali Özoğlu’ya konuşuyor ekip ekip bu işte. Dertlerimiz bu birbirimizle dertlerimizi paylaşan insanlar ekip mi arıyorsunuz ha biz bir ekibiz işte üç tane dört tane Mehmet Ali Çelebi, oturup sohbet ediyoruz ekibiz ama Sayın Tuncay Özkan’la terör örgütü üyesi yaptınız bizi bir araya getirdiniz tanımadığımız insanlarla burada yüzlerce insanla bizi bir araya getirdiniz bizi terör örgütü üyesi yaptınız. E tanımıyoruz birbirimizi düşüncelerimiz farklı dünyamız farklı şimdi buradan Milli İstihbarat Teşkilatı’nın Trabzon bölge sorumlusuyla Karedeniz bölge sorumlusuyla oturuyoruz sohbet ediyoruz o da konuşuyor bende konuşuyorum sonra biz terör örgütü oluyoruz arz ederim Sayın Başkanım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Evet buradaki anlamadığız konu o değil anlamadığımız konu dahi dediğiniz bir profesör her türlü ilişkilerinde sizin, sizin önderliğinizi kabul etmesi sizin aracı olmanızı istemesi yani direk kendisi muhatap olabileceği bir çok konuda.”

Sanık Kemal Aydın:”Ben, Sayın savcım siz beni ( bir iki kelime anlaşılamadı) söylemeye. Sizin hakkınız yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Hatta siz diyorsunuz ki Dalan’la ilişkilerinizde biz aracı olacağız.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet efendim orada bir şey soruyorsanız söyleyeyim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” kendisinin bir kendisinin bir irtibata geçmesine

dahi izin vermiyorsunuz yine başka bir telefon görüşmeniz var onu da okuyayım.”Sanık Kemal Aydın:”Biliyorum ben biliyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”20 Şubat 2008 tarihinde Ercüment Ovalı ile,

telefona bakmadınız filan diye başlıyor abi yoktum şimdi odama girince gördüm diyor Ercüment Ovalı şimdi tamam sendeki bilgileri çok acil Genelkurmay istiyor şimdi hemen yazıyorum abi şimdi diyor toplantı halindeler hemen Neriman’a geçiyorsun yazıyorsun, toplantı halendiler hemen Neriman’a geçiyorsun yazıyorsun, tamam abi tamam diyor bu toplantı halinde olan kimdir? Yani siz Ercüment Ovalı’nın bu bilgilerini Genelkurmaya iletme konusunda kimlerle irtibata girdiniz? “

Sanık Kemal Aydın:”Sayım savcım konuşmanın tamamını okuyunuz lütfen sorularınız sonunda tamamını okuyun.?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Devamında da şöyle diyor topla çok değerlendirmesi gereken şeylerdir hiçbir ayrıntıyı kaçırmasın hoca diyorlar bütün geçen şeyleri oraya not olarak yaz bütün geçen şeyleri oraya not olarak yaz tamam abi tamam yazıyorum, tamam mı tamam abi hemen yaz onları, hemen Neriman’a geç istiyorlar bilgileri hemen tamam abi hadi öpüyorum gönderirim, sağ ol kolay gelsin sağ ol şeklinde bir konuşma.”

Sanık Kemal Aydın:”Bitti mi efendim konuşma tamamı o mu?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Evet.”Sanık Kemal Aydın:”Bitti mi efendim konuşma tamamı o mu?”

63

Page 64: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:64

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Evet, evet. Bu ayrı bir konuşma evet.”Sanık Kemal Aydın:”Tamamı bu mu? Konuşmanın bu olmaması lazım bunun daha

devamı var.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Tape bu şekilde yani daha varsa bilemiyorum.”Sanık Kemal Aydın:”Lütfen bir bakar mısınız?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Bu kadar.”Sanık Kemal Aydın:”Bu kadar mı? Tamam Sayın savcım o kadar herhalde evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“20 Şubat 2008 saat 12:44. buradan

orijinalinden söyleyebilirim. Kim kiminle toplantı halinde burada bilgileri niçin size ulaştırması gerekiyor ulaştırdığı bilgiler nelerdir?”

Sanık Kemal Aydın:”Evet arz edeyim efendim. Askeri vakıfların Türk Tıp San.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Şöyle orijinalini verebilir misin? Buradan

bakabilirsin. İmzalı mühürlü.”Sanık Kemal Aydın:”Yok tamam ben anladım şimdi Sayın savcım anladım daha çünkü

Ercüment’le kısa konuşmayız da onun için tereddüt ettim,”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“44 saniyelik bir görüşme.”Sanık Kemal Aydın:”Evet. ATİ Teknoloji, ATİ Teknoloji sıkıntı da olan sıkıntısı olan bir

hadiseydi. Türk Tıp San diye yine askeri vakıfların bir kurumu var. Türk Tıp San’ın hisse alması söz konusu toplantı halinde onunla ilgili bilgiler göndermesi lazım o bilgiler Türk Tıp San’daki toplantıya göndereceğiz, Türk Tıp San’da ona göre karar verecek olay odur. Türk Tıp San.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Genelkurmay istiyor diyorsunuz bir toplantıdan bahsediyorsunuz.”

Sanık Kemal Aydın:”Genelkurmayın şeyinde kurulmuş bir kurum. Türk Tıp San Genelkurmayın bir vakfı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Genelkurmaya bağlı?”Sanık Kemal Aydın:” Evet Genelkurmaya bağlı bir serum üreten bir büyük vakıf o vakfın

hisse alması şirkette onun için istedim şimdi, ben dışarıda da bir adamım. Bana Neriman’a gönderin dememin şeyi şu; ben sokaktayım benim sabit adresim yok onları iletebileceğim ilgili yerlere mektuplar iletebileceğim, faksı iletebileceğim bir şansım yok bilgileri, onun için Neriman’la konuş kardeşimle O’na gönder O da ilgili yere göndersin sebepte onun içindir, arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Yine Ercüment Ovalı ile 15 Mart 2008 tarihinde yaptığınız görüşmede hal hatır sormadan sonra özel telefonlara bile ulaşamıyoruz dedim ki ne diye bir beyanınız var estağfurullah abi ne demek daha gitmemişimdir abi diyor Ercüment Ovalı’yla aranızda özel bir telefon mu var?”

Sanık Kemal Aydın:”Evet bazı insanların ben tek telefon kullanıyorum hayıtımda ama Ercüment Ovalı çok önemli bir bilim adamı Doktor, ve hastaları var kullandığı telefona ulaşmak normal bir telefonda mümkün değildir çünkü hep hastaları arar hepte meşgul çalar, ben ona dedim ki bir telefon alda aradığımızda sana ulaşalım bunun üzerine aldı yakın tarihte bir telefon almıştı kolay haberleşelim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Numarasını hatırlıyor musunuz?”Sanık Kemal Aydın:”Hatırlamıyorum, maalesef. Onu ver sekreterler tutsun da hastalarına

onlar baksın, sende kendine bir telefon al.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Yine bu görüşme içerisinde MİT elemanlarıyla

tekrar görüşeceğinden bahsediyor. Siz de şöyle diyorsunuz söylediğimi unutmuyorsun bizim karşımıza öyle gelmek mecburiyetindeler yoksa gelemezler o kisve altında o şekil altına gelecekler biz onların emir aldığı yere bakarız onların emir aldığı yer sakat yerdir, ihanet içerisindedir onların emir aldığı yer ben onların yüzüne diyorum onlar onun için onları şüphe ile bakmak, onlara şüphe ile yaklaşmak onlar, onlara karşı tedbirli olmak bizim görevimizdir,

64

Page 65: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:65

görevimiz. Evet evet abi diyor ne zaman Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşundaki esaslara yeniden kavuşturacağız yeniden kanunu o kanunu yapacağız oranın başında muvazzaf bir korgeneral rütbesi insan bulunacak, evet ancak o zaman güvenli evet diyor o zaman güveneceğiz şimdi sadece insan, beşeri insan boyutunda bizimle münasebetleri de bizim istediğimiz zamanda, dilimde, boyutta bizim istediğimiz miktarda olacak diyorsunuz, kendisine evet diyor ben bunların her şeyini biz ayarlayacağız tamam mı diyorsunuz, evet diyor biz ayarlayacağız bizim istediğimiz kadar bizimle beraber olacaklar bizim istediğimiz şeyleri bizden duyacaklar biz istediğimiz yerde bizimle buluşabilecekler anladın mı? diyorsunuz evet abi diyor biz onu yap onun için onların üzerindeki soru işareti kocamandır diyorsunuz evet diyor, onlar onlar şimdilik Tayyip Erdoğan’dan ve Tayyip Erdoğan gibi olanlardan emir alıyorlar, onların emrinin gereğini yapıyorlar onlar Devlet Bahçeli gibi olanlardan emir alıyorlar, onlar Deniz Baykal gibi olanlardan, onlar evet evet diyor onlar Mehmet Ağar gibi olanlardan emir alıyorlar onun içindir ki Sevgi Erenerol içerde. Diyorsunuz bu MİT’in onlardan emir almasıyla Sevgi Erenerol’un içerde olmasını.”

Sanık Kemal Aydın:”Konuşma bitti mi efendim?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Devam ediyor.Ya yazık ki yazık abi kaç defa

kaç kişi yani Emin Gürses denen adam yani bu Türkiye’nin yetiştirdiği ender, diyor Ercüment Ovalı, hayııır Emin, Emin Gürses hak etti diyorsunuz, hak etti mi? abi diyor sizde Trabzon’a gelip de Trabzon’da kendisini tanıştırılmak istenen Ercüment Ovalı tabi bunu da araştırıyorum, Ercüment abi ben sana benim tanıdığım diyor dava var dinle beni buda fırsat dur söyleyeyim tamam söyle abi hakkında dava var onun için ben onunla görüşemem dersen, adamı da o çocuğunu da çocuğunu böyle içeri koyarlar diyorsunuz evet diyor, şimdi biz üzülürüz biz bunları değerlendiririz de biz Emin Gürses’e yapılanların haksızlık olduğunu onun hesabı yaptırıp söyleriz de ama Emin Gürses Trabzon’da Ercüment Ovalı için bir bilim adamı için bu cümleleri söylerse adamın anasını sövüyorsunuz orda böyle gör diyorsunuz sağ ol abi, sağ ol abi diyor, evet buraya kadar bir açıklarsanız.”

Sanık Kemal Aydın:”Bittimi efendim bittimi lütfen.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Devamı Emin Gürses’le başka şeyler de

söylüyorsunuz, biraz devamında da Veli Küçük’ten bahsediyorsunuz, şimdi ha o zaman ne oluyor ben içerde olanlardan tabi paşa çok muhteşem bir insandır, Veli Küçük Paşa bunu siz söylüyorsunuz bak, paşa çok muhteşem bir insandır Veli Küçük Paşa, ama bu işlere yemin etmiş insanlardır. Onlar bu işler için benim gibi ölümü göze almış insan onlar yatar çıkar onlar için önemli değildir diyorsunuz, evet diyor ama ama Sevgi Hanım, Sevgi Hanım’a yapılanı nasıl kabul ederiz anladım mı? diyorsunuz ya diyor bak 8-9 ay oldu Ergün Poyraz’ı mahkemeye çıkarmadılar ama, ama bu ülkede hukuk hukuk bu ülkede değil mutlaka insanlar her insana bir gün hukuk lazım olur evet diyor, biz insanlara bu ülkenin düşmanlarını hukuksuzluğu yaşatacağız unutma bu sözümü diyorsunuz biz de bu ülkenin düşmanlarına Türk milletinin ve Türk devletinin düşmanlarına hukuksuzluğu yaratacağız, hukuksuzluğu arayacaklar, hukuku arayacaklar, bulamayacaklar anladın mı? diyorsunuz evet abi diyor, o hukuk gezmeye gitti giyeceğiz hukuk çıktı gezmeye gitti. Ercüment Ovalı evet eskiden olduğu gibi diyor siz devamında Emin Gürses Trabzon’da Ercüment Ovalı gibi bir bilim adamı değil mi hakkında dava varmış anlamam öyle mi? sen çıktığında telefon edersin. Abi buradaki adamlar tabi buradaki o gurubun buradaki adamları benim hakkımda olumsuz rapor verdikleri için anlamam. Sen bak diyor. Sevgi Erenerol’da aynı şekilde kaçtı gitti sizde şimdi canım benim Ercüment, Emin Gürses de kaçtı gitti abi onlara da kızmıyorum ben kızmıyorum çünkü sövüyorsunuz buradaki adamlar pardon Ercüment sövüyor, o zaman hayır bak hayır hayır bak, şimdi bak o zaman siz adam olamazsınız ben Ahmet Türk’le görüşüyorum ya. Hı diyor, devam ediyor ben PKK dağa adam çıkaran adamlarla görüşüyorum ya diyorsunuz yani konular birbirini atlıyor onun için bölüm bölüm sormak istiyorum, ama tamamının okunmasını istiyorsunuz.”

65

Page 66: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:66

Sanık Kemal Aydın:”Ama Sayın savcım, Sayın savcım bakınızCumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Bunu açıklarsanız önce Sevgi Erenerol’la ilgili

Emir Gürses’le ilgili bölümü açıklarsanız MİT’le ne bağlantısı var bunların?”Sanık Kemal Aydın:”Bakınız bir telefon bağlantısında biz Ercüment’le neleri konuşuyoruz

ben özellikle istiyorum Yüce mahkemenin bilgi heyetin bilgisi dâhilinde olsun diye siz o konuşmadan bir saatlik konuşmadır veya 50 dakikalık içinde bir Ercüment Ovalı ile yüzlerce konuyu konuşmuşuz siz oradan yüzlerce konu bu bir telefon konuşmasıdır, bir birini seven iki insan Türkiye’yi ilgilendiren bizi ilgilendiren meseleleri gündeme getiriyor siz alıyorsunuz iddia makamı o konuşmadan iki tane cümleyi kendinize göre örgüt yaratacaksınız, o konuşmanın tamamını okuduğunuzda orda örgüt çıkmayacağına Yüce mahkeme, Yüce heyet karar verecektir çünkü orda örgüt olmaz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Bunların hepsi var dosyada var yani iddianameye hepsinin yazılması gerekmez ilgili bölümler yazılır klasör halinde var bakabilirsiniz.”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim Yüce heyet cevap verecek bizde cevaplayacağız bunlar iddianamede olanlara biz zaten cevap verdik Emin Gürses var, Veli Küçük var, Sevgi Hanım var, bakın yatıyorduk döndük, Ergün Poyraz var niye yatıyor mahkemeye çıkarılmadı, hukuksuzluktan bahsediyoruz aynı hukuksuzluğu bizde yaşıyoruz, bende 23 ay sonra Yüce mahkeme huzuruna geldim benim içinde Kemal Aydın’a hukuksuzluk yapıldı diyordu Kemal Aydın’a şimdi onları da tutun getirin çok diyen var, Kemal Aydın mahkeme huzuruna 23 ay sonra mahkeme huzuruna ancak çıkabildi. Hukuk devletinin gereği mi? 23 ay sonra savunmak için bir mahkemenin önüne çıkabilmek iddia makamı hukuk bu mu hukuk Türkiye’de demokratik hukuk bu mu hem de bu gerekçelerle yatıyorum 23 aydır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Diğer davalara bakınca en kısa zamanda hakim huzurunda çıkanlar sizlersiniz.

Sanık Kemal Aydın:”Ben diğer davasına bakmam ben hukuk devletinin nizamına bakarım. Mustafa Kemal’in 1938’de bıraktığı.”

Mahkeme Başkanı:”Efendim soruya cevap verir misiniz? lütfen konuyu gene dağıttık, lütfen savcı bey soruyu sorar mısınız?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“MİT’le, Emin Gürses’in, Sevgi Erenerol’un, içerde olması bağlantısını ne şekilde kuruyorsunuz.”

Sanık Kemal Aydın:”Hayır öyle bir bağlantı yok, MİT’le.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Emiri ordan alıyor onun için bunlar içerde

şeklinde.”Sanık Kemal Aydın:”Hayır öyle bir şey yok.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Aynen okuyorum, emri Tayyip Erdoğan’dan

alıyor, Deniz Baykal’dan alıyor, Mehmet Ağar’dan alıyor, Devlet Bahçeli’den alıyor, onun içindir ki Sevgi Erenerol içerde diyorsunuz. Yani bu sözünüzü soruyorum size tamamını okutturup onu unutturuyorsunuz beni soracağım soruyu unutturuyorsunuz.”

Sanık Kemal Aydın:”Unutturmam niye unutturayım. Sevgi Hanım’ın içerde bulunmasının sebebi Deniz Baykal falan değil Mehmet Ağar değil Sevgi Hanım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Sizin beyanınızı okuyorum.”Sanık Kemal Aydın:”Sevgi hanım’ın içerde bulunması, o bir konuşmadır bi telefon

konuşması yapıyoruz, Sevgi Hanım’ın içerde bulunmasının müsebbibi Recep Tayyip Erdoğan’dır, AKP hükümetidir, Deniz Baykal’ın ben siyasi görüşünü katılmıyor olabilirim, Mehmet Ağar’ın katılmıyor olabilirim, ona, onlara bu haksızlığı yapmaya hakkım yok, Sevgi Hanım’ın içerde bulunmasının sebebi Recep Tayyip Erdoğan, bunu soruyorsanız söylüyorum. Emin Gürses’in bulunmasının sebebi de O’dur, Veli Küçük’ün bulunmasının sebebi de O’dur. Bence öyle ben böyle düşünüyorum.”

66

Page 67: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:67

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Veli Küçük’le ilgili Ağrı’ya bir ziyaret yapılacağından Ermeni ekibinin ona engel olduğundan dolayı bir notu sakladığınızdan bahsettiğiz ama burada diyorsunuz ki; paşa çok muhteşem bir insandır, Veli Küçük paşa ama bu işlere yemin etmiş insanlardır, onlar bu iş için benim gibi ölümü göze almış insan onlar yatar çıkar onlar için önemli değildir. Bunu ne şekilde yorumluyorsunuz Veli Küçük’le ilgili.”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim Orada ne aradığınızı söyleyin ben cevap vereyim ben şimdi sizin ben anlarım sizin söylediğinizi anlıyorum 22 sene müfettişlik yaptım, bende sorgu yapmayı biliyorum, ama siz maksadınızı söyleyin ben Yüce mahkemeye arz edeceğim. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Maksadım Veli Küçük bu örgütün yöneticisi olmakla suçlanıyor, ve sizde henüz de hakkınızda hiçbir soruşturma yokken bu yorumları yapıyorsunuz, bu fikirleri söylüyorsunuz, yemin etmiş adamdır diyorsunuz bu işlere yemin etmiş adam bu işler dediğiniz nedir yemin edilen konu nedir?”

Sanık Kemal Aydın:”Yaparım, evet, evet.”Mahkeme Başkanı:”Nerden biliyorsunuz bunları?”Sanık Kemal Aydın:”Arz edeyim efendim, ben Veli Küçük’ü tanımam bilmemde Türkiye ile

ilgilenen bir insanım benim Veli Küçük’ün hakkındaki o kanaate götüren olay Türkiye üzerine diaspora üzerindeki Ermenilerin, Ermeni papazların, Türkiye büyük Ermenistan gezisi diye tertip ettikleri bir gezi var Türkiye’de. Samsun’da başlayıp Ağrı’da devam eden bir gezi var. Buna bu Türkiye’nin, Türkiye Cumhuriyeti devletinin aleyhine kabul edilemez bir gezidir, Sayın Başkanım Saygıdeğer heyet bu geziyi sadece.”

Mahkeme Başkanı:”Engelleyen odur,evet ondan mı kaynaklandı?”Sanık Kemal Aydın:”Evet efendim kahramanlık düşüncesi benim o düşünce.”Mahkeme Başkanı:" Evet ondan mı kaynaklandı?”Sanık Kemal Aydın:”Evet efendim. Onun dışında varsa Veli Küçük’le yakınlığım,

tanıdığım, Sayın paşa ile ha şimdi yakınız koğuş arkadaşım şimdi de çok seviyorum 2 aydır da beraber yatıyorum, şimdi çok seviyorum çok özel hususiyetim oluştu o ayrı bir şey ama ceza evine kadar Sayın Veli Küçük’le bir yakınlığım bir hususiyetim filan yok sadece o nazarı itibarıyla kendisine kahraman diyorum birde askerdir, askerler ölmeyi göze almış adamlardır yeminleri vardır, yeminlerinin gereği diyorum, aradığınız, aradığınız yok orda Sayın savcım, arz ederim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Veli Küçük’le her hangi yazışmanız oldu mu veya Neriman Aydın vasıtasıyla bir şey yazdınız mı kendisine?”

Sanık Kemal Aydın:”Benim yazışmam yok ben yazışma yapmadım Saygıdeğer Başkanım, Veli Küçük Bey’in Neriman kardeşimden biliyorum, Batı Trakya Türkeli dergisi diye Batı Trakya Türklerinin Çıkardığı bir dergi var. o dergide Sayın Veli Küçük’ün bir makalesi çıkmış, bizde dergiyi takip ediyoruz o dergideki Veli Küçük’ün düşüncelerinden dolayı Sayın paşanın düşüncelerinden dolayı Neriman kardeşim ona bir takdir mektubu yazdı, hadise bundan ibaret sonra bizde onunla ilgili suçlanıyoruz terör örgütü suçu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Bu mektubun içinde şöyle bir beyan olduğunuzu biliyor musunuz? Değerli büyüğüm en önemli kurtuluş ilkesi halkın örgütlenmesidir, diyerek yolumuzu ve yönümüzü gösteren Mustafa Kemal Atatürk’ün huzurlarında şükran ve minnetle eğilirken vasiyetlerinin gereğin en kısa zamanda yapacağınızdan yapacağımızdan, tanrının kendisini haberdar etmesini diliyor, yegane teminatımız hayatta ve ayakta kalma sebebimiz Türk Silahlı Kuvvetlerinin, siz değerli komutanına bütün Türklerin yurdu anlamına gelen Türkiye’ye ve adı soyumun adıyla tarihe kazınan ve kıyamete kadar hiç kimsenin ortadan kaldırmasına müsaade etmeyeceğimiz tek varlığımız yegane bağımsız 1923 11 Kasım 1938 Türkiye Cumhuriyet devletine kutsal hizmetleriniz için yeniden tam bağımsızlık diyerek mücadeleye hazırlanan 65 yıldır hiçbir mevki ve makamda hiçbir ticari girişimde emanet edildiği yegane kurum tarafından korunup kollanmayan Türk ulusu adına teşekkürlerimi sunuyorum lütfen kabul ediniz saygılarımla. Bundan bu şekilde yazdığından haberiniz var mı? kardeşinizin.”

67

Page 68: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:68

Sanık Kemal Aydın:”Bu mektuptaki suç ifadelerini söyleyin de sizi rahatsız eden ifadeleri ben söyleyeyim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Yani Veli Küçük’le irtibatın sadece onunla sınırlı demiştiniz, ama.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet sadece onunla sınırlı sadece o mektupla sınırlı, sadece Neriman Hanım hiç Veli Küçük paşayı görmedi sadece o mektupla sınırlı sadece okuduğu dergiden aldığı gördünüz mektup yazıyor yol uğrağı geçtiğimiz bir turistik tesiste gördüğü yanlışı alıyor adresini oraya mektup yazıyor bu duyarlı vatandaş işidir, o da takip ettiği dergiden aldığı, gördüğü, yazısından beğendi ve takdirlerini yazmış o düşüncelerini koymuş zaten kendisi burada arz ederim efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Evet bir X şahıs denmiş 5456132393 numaralı telefon biliyor musunuz bu telefonu? “

Sanık Kemal Aydın:”Efendim arz edeyim X ben lise fen kolu lise de fen kolu okudum, X bilinmeyenlerin karşılığıdır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Evet.”Sanık Kemal Aydın:”Bu iddianameyi hazırlayanlar o X telefonunun kim olduğunu ortaya

koymalıdır, karım mı, kızım mı, metresim mi, imam nikahlı karım mı?lütfen açıklayın.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Söyleyeyim size telefon numarasını

söylüyorum size 5456132393 bu numarayı biliyor musunuz?”Sanık Kemal Aydın:”Efendim, numarayı bilmiyorum muhatabını söyler misiniz.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Bu telefon Mustafa Ziya Altay üzerine kayıtlı,

ama kim kullanıyor.”Sanık Kemal Aydın:”Tanımıyorum, Mustafa Ziya Altay’ı tanımıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Tanımıyorsunuz, evet. Bu telefon görüşmesi

21 Mart 2008 tarihinde yapılmış şöyle diyorsunuz canım öpüyorum seni, X şahıs ya sana bir şey soracaktım unuttum ya sor diyorsunuz,sen korktun da.”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim özür diliyor, kayıtlı olan mı konuşuyor? Mustafa Altay dediğiniz insan mı konuşuyor?

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Evet telefon onun üzerine kayıtlı.”Sanık Kemal Aydın:”Ama konuşan kim?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Konuşan o olabilir başkası olabilir, siz

biliyorsunuz yani sizin muhatap olduğunuz bir şahıs.”Sanık Kemal Aydın:”Ben tanımıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Belki içeriğini okuyucunca anlayacaksınız. Sor

sen korktun da dışarı çıkamadın deme abi diyor, size sen korktun da dışarı çıkamadım demi abi tarih 21 Mart 2008 saat 16:25 Bu bizim Ergenekon operasyonları ile ilgili de olabilir, sizde diyorsunuz ki Türkiye Cumhuriyet devletinde korkmayacak bir tane insan varsa 75 milyon insan içerisinde Yaşar Büyükanıt Paşa’dan sonra onun bir ekibi var o ekipten sonraki sivil hayattaki tek adam benim, bunu bana sen buna cevap veremediysen bunu sana söyleyenlere benim söyleyecek sözüm yok, diyorsunuz bu sözünü açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Devam edin efendim telefon konuşmasını.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Nedir Yaşar Büyükanıt paşadan sonraki ekip?

Cevap vermiyorsunuz sonra başka konular geliyor.”Sanık Kemal Aydın:”Hayır bitirin lütfen.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Devam ediyor, hayır hayır ben Cudi Dağı’na

gidiyorum ben Irak’a gidiyorum ben diyorsunuz, Cudi Dağı’na gidiyorum Irak’a gidiyorum, baba diyor ben Kandil’e gitti ama diyorsunuz baba diyor yani bunu da bana söylüyorsanız ben size diyorsunuz baba baba şimdi ben ordan çıktım geldim benim mekanımda aklıma geldi bir ikincisi evet ben sana öyle değil ben sana diyorum ki sana bir şeyler söylüyorum ne olur bunun sonu

68

Page 69: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:69

diyorum ben sana sizde bu sonucu ben sana sen beni dinlemedin, o gün kendi şeyini sen duyduklarına göre gittin, bunun sonucu bellidir bunun sonucu bakınız idam kararı verildiğinde mahkeme idam kararı verildiğinde hakim kalemi kırar niye kırar, kalemi bu kalem bir daha idam kalemi yazmasın diye kırar, yani usul şudur, idam kötü bir cezadır değil mi evet diyor insan hayatına son veren bir cezadır yani idam kararı verdiğinde hakim kalemi kırar niye bu kalemle bir daha idam kararı yazmak istemediği için olmasın diye şimdi karar verilmiştir kalem kırılmıştır sonucu bellidir diyorsunuz. Evet diyor gözlerinden öpüyorum diyorsunuz ben bir şeyler oluyor da diyor bende sizde telefonda telefon da olmaz seninle o işi telefonda mı konuşacağız yani diyorsunuz yok yok yok yarın yok yarın görüşmek üzere. Gözlerinden öpüyorum eyvallah sağ ol abi diyor sizde yeni yani kalemi kırarlar biter iş gözlerinden öpüyorum, diyorsunuz saygı sunduk sağ ol eyvallah, sağ ol gözlerinden öperim, hatırladınız mı kiminle yaptığınız bu görüşmeyi?”

Sanık Kemal Aydın:”ilteriş dediniz efendim?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Kalemini kırdığınız.”Sanık Kemal Aydın:”ilteriş dediniz sonunda.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Efendim?” Sanık Kemal Aydın:” ilteriş var mı?Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Nitelik mi?”Sanık Kemal Aydın:”İlteriş, ilteriş var mı?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Mustafa Ziya Altay üzerine kayıtlı bir telefon.”Sanık Kemal Aydın:”Efendim sonunda en sonunda ilteriş ifadesini kullandınız mı? “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Yani kalemi kırarlar biter iş gözlerinden

öpüyorum saygı sunduk sağ ol eyvallah sağ ol gözlerinden öperim. İlteriş falan yok.”Sanık Kemal Aydın:”Ha biter iş özür diliyorum ilteriş diye tanıdığım bir çocuk var acaba o

mu diye.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Şimdi bir kalem kırmaktan bahsediyorsunuz

birde ekipten bahsediyorsunuz yani Yaşar Büyükanıt Paşa’dan sonra bir ekip var ve bu ekipten sonra sivil hayatta sizin olduğunu söylüyorsunuz nedir bu ekip olayı açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Söylüyorum ekip Kemal, Neriman, Ercüment ekibiz, Türkiye’yi seven ekibiz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Kalem kırılması konusu nedir?”Sanık Kemal Aydın:”Türkiye’nin düşmanlarının kaleminin kalemini kırmak Türkiye savaş

yaşıyor, kırmayalım mı düşmanların kalemini, Türkiye savaş yaşıyor iş savaş yaşıyor 40.000 tane her gün belki 25 günde, günde 25 tane vatan evladı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Ne şekilde kırıyorsunuz yani ne yapıyorsunuz bu konuda?”

Sanık Kemal Aydın:”Nasıl kırar devlet kalemi?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Devletin güvenlik güçleri var, her şey var.”Sanık Kemal Aydın:”Bitti.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Sizin kalem kırmadınız nasıl oluyor?”Sanık Kemal Aydın:”Devletin güçleri var benim konuşmalarımın hepsinde elinize silah

sopa almayacaksınız diyorum konuşmalar okuyorsunuz. En büyük silahınız bilgi ve sabrınızdır onu kullanın, devlet üstesinden gelir diyor her şeyin her konuşmamda herkese söylüyorum böyle konuşmalar var yüzlerce iddianamede sizde sorgumu yaptınız konuşmalar da elinizde devlet kırar kalemini bak mahkemenin kalem kırmasından bahsediyoruz idamdan kalem şunun için kırılır diyoruz muhatabımıza, benim kalem kıracak bir şeyim yok, yani benim gücüm yok benim silahlı birliklerim falan yok tekrar söylüyorum Yüce mahkeme huzurunda lütfen şu isnatlarınızı Yüce mahkemeye bildiriniz kozmik oda dahil girdiniz, özellikle Beşiktaş Adliyesi’nin savcıları, savcılığı için söylüyorum, girdiniz beni sorguluyorsunuz o zaman bulduysanız bir şeyler Yüce mahkemeye lütfen bildirin bizde kendimizi bilelim nereye ait olduğumuz bilelim, arz ederim.”

69

Page 70: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:70

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Aydoğan isimli bir şahısla 10 Nisan 2008 tarihinde yaptığınız bir telefon görüşmesinde bu Aydoğan Aksüngü olsa gerek.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet o.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Çünkü telefon kaydı Mustafa Uysal üzerine

çıkıyor Mustafa Uysal Aydoğan Aksüngü’nün kardeşi.”Sanık Kemal Aydın:”Yok, tamam.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Burada hal hatır sormaktan sonra şöyle

diyorsunuz son hışımla görevlerini tamamlamaya çalışıyorlar ama hepsinin karıları dul ve yetim kalacak. Aydoğan, e mutlaka yani mutlaka onlar. Sizde, çocukları dul karıları yetim kalacak. Aydoğan, çalıştıkları kendi sonlarına doğru çalışıyorlar yani. Sizde, evet iyi koşuyorlar. Yani kendi sonlarına doğru çalışıyorlar. Sizde, alçaklar satmadıkları bir şey kalmadı şeklinde bir görüşmeniz var. Burda karıları dul ve yetim kalacak dediğiniz kişiler.”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim konuşmayı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Kimlerdir?”Sanık Kemal Aydın:”Sayın savcım tamamını okur musunuz?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Tamamı uzun.”Sanık Kemal Aydın:”Ne yapalım yani düzeltiyoruz başka nasıl cevap verelim yani.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Başka konular başka konulara geçeceğim.”Sanık Kemal Aydın:”Şimdi okuduğunuz konuşmalarda gördünüz mü 40 tane konu

konuşuyoruz insanlarla bunu nasıl cevaplayayım bir yerleri ben nereye söylediğimi biliyorum da.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Şöyle o zaman okuyorum dinleyiniz lütfen.

Aydoğan, olsun bizim kimliğimiz var abi onu asla satamayacaklar, satın alamayacakları bir kimliğimiz var o hepsine yeter, hepsine bedel. Eyvallah canım benim diyorsunuz. Aydoğan, şimdi bir genç var konuşuyoruz ara sırada böyle denk geliyor sabahları fakülte mezunuyum abi diyor mesela bir devlet işine gireceğim diyor benden diyor KPSS istiyor diyor ben diyor fakülte bitirdim ya diyor sonra oraya girsem diyor dahi diyor torpil yani geçerli diyor gene almıyorlar diyor. Sizde, deseydin girsin oraya açtıkları yer o KPSS’ye falan girsin de bizde ona bu yolda yardımcı olalım. KPSS şimdi bu alçaklar çıkarmadı ki bundan önceki alçaklar Ecevit çıkardı. O Devlet Bahçeli falan da onlar da evet dedi. Sizde evet abi diyor Aydoğan. Yani aynı yoldan yürüdüler bunu. Sizde, yok bu çocuk ben Kemalist’im diyor yani ben diyor Atatürk çocuğuyum diyor yani milliyetçi, Atatürk bir çocuk. Sizde gözlerinden öpüyoruz milliyetçiliğin içine s’li nokta nokta içine s nokta nokta milliyetçiliğin. Aydoğan, onların milliyetçiliği bizim milliyetçiliğimiz farklı onların milliyetçiliği, sizde, e nokta nokta oğulları eş nokta nokta, Aydoğan, böyle milliyetçi MHP’li milliyetçi yani milletini seviyorum demek. Sizde her şeyi kirlettiler o çocukları bütün kavramları bütün güzel mukaddes kavramları kirlettiler o çocukları. Aydoğan, evet abi evet temizlemek bize düşüyor abi temizlemek. Sizde, birisinin, birisinin adında Cumhuriyet var ihanet ediyor, birinin adında milliyetçilik var ihanet ediyor tamam mı? Aydoğan, birinin adında din var siz din var ihanet ediyor var da ya yani hepsi var yani. İşte bak diyor sizde o dölleri, evet, evet diyor. O gün bir tanesi diyor bana ki şimdi kapatılmasına hak var mı? Falan mı kursak diyor Hak parti falan mı diyorum ki dedim ki ya tabi oğlum Allah’la aldatmayı aklınıza koymuşsunuz yani başka bir şey olamaz. Şeklinde başka bir konuya geçiyorsunuz. Buraya kadar olanları bir açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim lütfün devam ediniz.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Burda bir parti kurulmasından bahsediliyor

Hak partisi.”Sanık Kemal Aydın:”Hayır öyle bir şey yok. Bakınız lütfen devam ediniz cevap vereyim

yoksa vermem susma hakkımı kullanırım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Oğlum Allah’la aldatmayı aklınıza

koymuşsunuz yani başka bir şey olamaz. Aydoğan, öyle de böyle de. Kemal Aydın, yani bütün

70

Page 71: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:71

şeyiniz Allah’a aldatmaya aklınıza koydunuz tabi hep öyle düşüneceksiniz başka düşünme şansınız yok tamam mı? Aydoğan, yani Allah’ın adını bile kullanmaya hiç şeyleri yok. Siz, yani yok zaten siz, siz onu meslek edindiniz. Allah’la aldatmayı meslek edindiniz yavrum tabi böyle düşünmeniz lazım Allah pa olsun isterseniz dedim. Yani Allah pa deyin yani Allah partisi deyin. Yani daha iyi olur. Yani, yani. Sağı solu şey yapmaya gerek yok dedim Allah partisi deyin olsun gitsin dedim. Allah pa olsun yani bu siyasal bitirmiş bir vatandaş akıllı tabi yani oralara girerken, çıkarken akıllıydı işte aklınızı Allah karıştırdı sizin hiç doğru düşünemiyorsunuz. Evet, tamam mı Allah aklınızı dumura uğrattı sizin darbe vurdu aklınıza şaşırdınız. Ne yapayım Allah partisi değil de dedim Allah pa deyin Allah partisi daha iyi olsun dedim. Ya, ya. Tamam mı Allah pa deyin dedim Hak parti falan filan ne Allah pa deyin dedim. Ya, ya, tamam. Allah’a partisi deyin de olsun bu iş dedim, vicdanları körelmiş kaskara olmuş, eyvallah kaskara olmuş. Öyle diyor ya işte Kuran çalışınca görüyorsun orda diyor ya öyle diyor yani evet onların vicdanına nokta nokta köpek ondan sonra oluyor köpek b nokta gibi oluyor vicdanları diyorsunuz vicdanlarından bahsediyorsunuz burda hayvanlardan, Kuran’dan, Peygamberden filan bahsediyorsunuz. Bu durumlar dedim bugünlük yarınlık değil dedim ya 1919’da da dedim aynı dedim bundan daha kötüydü dedim işgal edildin dedim. Tabi ki diyorsunuz işgal edildin dedim orduyu dağıttılardı sizde devlet yoktu vatan sınırı yoktu hiçbir şey yoktu ordu yoktu asker yoktu hiçbir şey yoktu yani diyor. Şimdi ordun var Dünya’yla baş edecek devasa bir ordun var Allah’tan korkun lan yani lan bakmaz mısınız oraya diyorsunuz. Dedim şunu dedim yani böyle umutsuz olmayın bir dedim ya insan çıkıyor ne cebinde parası yok kuruşu düzenli ordusu yok tek başına dedim bütün Dünya’yı yeniyor hı ya işte bu böyle dedim ya. O zaman o zaman Allah inancınız nerde sizin? Şeklinde Allah inancından bahsediyorsunuz. Her şey birdir her şey birden çıkar şimdi onlar biz bir kişiyiz ne yapabiliriz diyorlar. Onlara demek lazım mı tabi diyorsunuz da yeniden tekrarlayalım evet abi. Allah bir kuvvetin kaynağı bir en büyük kuvvet birdir her şey birden zuhur eder ve her şey bire döner. Evet abi. Şimdi siz bir kişi deyip geçmeyelim Allah bir değil mi yani? Bütün kuvvet, kudret ona ait değil mi şeklinde bahsediyorsunuz. Devamında işte bırakın televizyonda, gazetede de söylenenlerin hiç birine inanmayın. Siz bizim bir komutanımız var komutanlarımız var diyor Aydoğan, aynen diyorsunuz. Onların ağzından çıkan sözlere bakın onları çok iyi eyvallah, eyvallah diyorsunuz. Sonucu göreceksiniz ne demek istiyor. Sizde, öyle büyük bir adam var ki öyle büyük adamlar topluluğu var ki yani diyor bir bir başkomutan var ki onun bir ekibi var ki lan ümitsiz olmak aptallık demektir lan böyle bir şey olur mu diyorsunuz. Yani sonra komutanlarımızın konuştuklarına örnekler veriyorum bakın diyorum bunlar evet bunlar bunlar manası budur bunların anlamı budur tamam mı? Sağol canım sağol benim yani size düşün görev budur canım benim diyorsunuz. Evet.”

Sanık Kemal Aydın:”Bitti mi, bitti mi efendim?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Burda devamında da siz SHP için en doğruyu

birileri CHP için birileri MHP için birileri AKP için düşünüyor fark eden bir şey yok, yok diyor o da. Neticede ama anlattım dedi ki doğru söylüyorsunuz. Evet emperyalizm kontrolündeki siyasetle Türkiye’yi ebedi yapmak mümkün değil bak 10 Kasım 1938 sabahı başladı devam ediyor İzmit’te oturduğuna göre dedim Gölcük, Gölcük’te gittiğinde sokaktaki hangi insana sorarsan sor Kemal Aydın e kadın erkek çocuk fark etmez dedim. 99’da 8 yaşında olan çocuklara sorarsan onlar bilirler gerçeği tamam mı? Evet abi, yani 99’da Kemal Aydın diye birisini sor onlar size anlatır şeklinde kendinizden bahsediyorsunuz daha sonra da ihanete daha çenesi bağlanmadan ihanete başladılar dedim, Türkiye Cumhuriyeti devletini sonlandırmaya ama biz onların yedi ceddini sonlayacağız. Bu iş bitti dedim tamam mı? İnşallah diyor o da. Şimdi adam annem içeri neyse Neriman’la içeri girdiler hoca sıraları geldi biz onunla bir yarım saat daha konuştuk adam gitti. Dedi ki ne iş yapıyorsun? Dedim ki emekliyim Kızılay Genel Merkezinde dedim müfettiştim. Orda çok erken emekli dedim ki kovdular biz emekli oldum iyi ki kovmuşlar şimdi baştakiler yapmıyor adam nasıl gülüyor valla Allah razı olsun kovanlardan ki dedim esas işimizi yapıyoruz

71

Page 72: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:72

dedim tamam mı? Şeklinde devam ediyor, başka bir konuya geçiyorsunuz Kara çarşaflı o bile başını sallıyordu dedim ki ona ya dedim ki ana akşam dedim ki kara çarşaflılar değil onlara çarşafa giydittirenler var parayla, pulla onların anasını sinkaf demişsiniz evet evet abi. Tamam, mı o kadınlar o kadınlara çarşafı giydiren onların kocası, kardeşleri. Evet, yakınları çarşafı onlara giydireceğiz. Sen merak etme menfaat için, menfaat için diyor Aydoğan sizde ondan sokakta onları gezdireceğiz sokakta çarşafla gezenleri erkek biliyor musunuz diye soyun bakılım şimdi cascavlak bir de çıkarsa diyor. Sizde bu işler yakın canım benim şimdi ne yapalım bize düşen görev bu. Çok şükür Allah’a devlet sahibiyiz, hamd olsun Allah’a çok şükür. Allah bize Yüce Mevla Türk milletine Yaşar Büyükanıt gibi ve onun ekibi gibi bir ekip Türkiye’nin başına nasip et diyor yoksa Türkiye’yi sonlardı bu o çocukları bizde savaşarak ölürdük tamam mı? Diyorsunuz zaten onu diyorum abi şükür ya çok şükür eğer diyorum bak şu anda Hilmi Özkök gibi şe nokta bir daha olsa olaydı diyor ya diyor ordan başka bir konuya geçiyorsunuz ve vedalaşıyorsunuz.”

Sanık Kemal Aydın:”Bitti mi?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu görüşmeyi açıklar mısınız?”Sanık Kemal Aydın:”Efendim bitti mi?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet yani ondan sonra vedalaşıyorsunuz

evet.”Sanık Kemal Aydın:”Tamam buyurun sorun şimdi burda sormak istediğinizi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ben tek tek sorarak gittim ama siz tekrar şey

yaptınız.”Sanık Kemal Aydın:”Ama tabi bir bütünlük okuyunca Yüce mahkeme.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Son hışımla görevlerini tamamlamaya

çalışıyorlar. Ama hepsinin karıları dul, yetim kalacak dedikleri kimlerdir, kimi duy kimi yetim bırakıyorsunuz açıklar mısınız?’

Sanık Kemal Aydın:”Türkiye, Türkiye Cumhuriyeti devleti bir bölücü etnik savaşın muhatabıdır ve Kürdistan’ın sınırlarını belirledik diyorlar.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Konuşma içerisinde hiç o konu geçmiyor. Baştan sona okudum.”

Sanık Kemal Aydın:”Müsaade buyurunuz Sayın savcım müsaade buyurunuz. Biz o kardeşimle her gün konuşuyoruz yüzlerce konuşmamız var. Biz her konuştuğumuzda muhataplarımıza bizi seven insanlarla aynı şeyleri tekrar ederek konuşmayız. Burada da bakınız yüzlerce konu konuştuk Allah’ın birliğinden Gölcük depremine kadar ihanete varıncaya kadar, Türkiye’nin federasyonlara, çarşafa, kıyafet kanuna kadar, KPSS girişindeki insanlara, Milliyetçi Hareket Partisinden, Cumhuriyet Halk Partisinden bilmem kimine kadar, Allah partisi kurulmasına kadar siyasette dinin kullanılmasına kadar 1919’dan bugüne kadar her şeyi konuştuk o konuşmada. Nasıl bunları konuşmadınız diye ithamda bulunuyorsunuz? Burada başı koparacaklar Türkiye’de başı koparacakları herkes biliyor. Türkiye Cumhuriyetinin kanunları bu devlete ihanet edenlerin başını koparacaktır. Türkiye Cumhuriyeti devleti bir savaş yaşamaktadır, Türkiye’de Kürdistan’ın sınırlarını belirleniyor. Türkiye federasyonlara bölünmelidir deniyor, Türkiye federasyonlara bölünürse bu birinci derecede savcıların görevidir Türkiye’yi federasyona böleceğiz diyenler hakkında soruşturma yapmak ama Cumhuriyet savcılarının görevi. Savcıların değil Cumhuriyet savcılarının bak buraya 1919’dan buraya Türkiye Cumhuriyeti devleti bir savaşın muhatabıdır. Türkiye Cumhuriyeti devletine bir savaş açılmıştır. Bu savaş durdurulamazsa bu savaş açanların kafası koparılamazsa durdurulamazsa Türkiye bölünür. Sormak istediğiniz öğrenmek istediğiniz buysa arz ediyorum. Diğer başka bunların içinde gölcük, deprem, Allah birdir, kuvvetin kaynağı bir, 1919, dünyayla baş edecek ordusu olan, siyasette dinin kullanılması, Allah ile aldatma falan onlarla ilgilide görüşleriniz varsa, terör örgütü ile ilişkileriniz.”

72

Page 73: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:73

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Konuşmada her bir normal bir vatandaşın anlayabileceği gibi bir öğrencinin KPSS’ye girmesiyle ilgili bir konu görüşülürken siz bunları söylüyorsunuz. Burada ne PKK geçiyor ne ayrılıkçı bölücü terör örgütü.”

Sanık Kemal Aydın:”Burada bakınız sadece KPSS değil Milliyetçi Hareket Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi hepsi var, Allah ile aldatma var, siyasette din var, 1919’dan bugüne var her şey, Allah’ın birliği var, Allah’ın birliğindeki kuvvet var, Türk Silahlı Kuvvetlerine güven var, Yaşar Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanı olmasıyla benim düşüncelerimde Türkiye’nin bulduğu kuvvet noktası var, Göçlük depremi var daha ne olacak yani bu konuşmada böyle bir konuşma. KPSS ile mi başladı, KPSS’ye sığdıramazsınız onu bakın bunların hepsi var. o da benim not aldıklarım arz ediyorum efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yine Aydoğan Ertürk isimli bir şahısla yaptığınız görüşme, bu siz Ertürk demişsiniz ama Aksüngü’de olabilir. 532 377 7127 numaralı telefonla 27 Haziran 2008 tarihinde tamamını okuyorum.”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim iddia makamı şey yapamadı mı tespit edemedi mi, Ertürk mü Aksüngü mü?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Aydoğan diyor ki, efendim abi. Kardeşim öpüyorum seni, ellerinden öpüyorum telefon kesildi birden diyor. Sizde tünele tünele giriyorum dedim ya kesilmez dedim ama kesildi demek ya veya keser alçaklar diyorsunuz. Aydoğan, keser doğru. Sizde, hergün bir şeyler duyuyor alçaklar. Evet abi diyor. Sizde, şimdi imamları da dahil et, dahil ettim bir şeylere imamlarla ben ilgileneceğim diyorsunuz. Anladım diyor. Yani imamlarla ilgilenme görevi benim haberin olsun diyorsunuz. Tamam abi diyor. Sizde, birebir ilgileneceğim yani o üç tane yer söylemiştim, üç tane yer söylemiştim. Onlara dördüncüsü hatta birincisi imamları ekleyin. Şimdi onların hepsini soyacağız video kasetleri alacağız, ne kadar sünnetsiz imam var onu bu millet görecek, evet evet tamam mı aynen, aynen diye devam ediyor. Burada üç tane yer söylediğinizden söz ediyorsunuz. bu üç yer nedir, dördüncüsü imamlar olarak ekliyorsunuz bu bir liste mi yapıyorsunuz bu dört yer olarak belirlediğiniz şeyler nelerdir açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Zaten lise, lütfen konuşmayı tamamlayınız Sayın Savcım, yoksa cevap vermem efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Devamında, soruyu o zaman not alın tekrar sordurmayın.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ben okuyorum. Evet evet tamam mı, aynen

aynen veya 40 yaşından sonra sünnet olmuşlar var. 40 yaşından sonra falan şimdi onları da tespit ettireceğiz, evet abi aynen tamam mı işimiz çok, işimiz çok diyorsunuz, işimiz çok, işimiz çok. Uykusuz gecelere hazırız diyor, hazır mesele yok evet. Zaten hazırdır canım benim diyorsunuz. Evet hazırız her zaman hazırız diyor. Eyvallah uykusuz gecelere hazır ol canım benim diyorsunuz. Huzurlu diyor. Sizde sünnetsiz imamları da bu millet görecek diyorsunuz. Evet evet diyor. Göstereceğiz onlara diyorsunuz. Gerçek Hıristiyanları diyor. Sizde o dölleri diyorsunuz. Aynen abi aynen diyor. Siz canım benim Türk milletine sünnetsiz imamlarla nasıl saldırdıklarını görecektir. Aydoğan, mutlaka hesapları soracağız bunun için yemin ettik diyor. Eyvallah diyorsunuz. Daha önce bu yemin konusunu sormuştuk size bu yeminler kimlere yaptırıldı ne şekilde yapıldı. Yemin ettik diyor bu muhatabınız. Devamında, Allah bunu nasip etsin diyor. Eyvallah diyorsunuz. Biz onu her zaman diyoruz el ayak olalım dil olalım. Sizde ne kadarda sünnetsiz imam varmış bu millet görecek diyorsunuz. Evet abi diyor. Yanımdan şimdi bir tane rahibe kıyafetli vatandaş geçiyor. Tekrar onun için ettim diyorsunuz ve güldüğünüzü yazıyor parantez içinde. Aydoğan’da gülüyor parantez içinde diyor. Değerlendirelim fırsatları, değerlendireceğiz abi tabi aynen sizde Allah nasip etti yani şimdi gitsin desin ki bu ülkede sünnetsiz imam varmış adam valla telefonda söyleye söyleye gitti şimdi gitsin söylesin hadi

73

Page 74: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:74

tamam mı, bütün Türkiye bu canım benim seni çok seviyorum şimdi o çocukları işi benim diyorsunuz. Tamam abi paylaşırız yani aramızda, nasıl olsa görev taksimi yapacağız, herkes bir şeyle ilgilenecek canım abim. Tamam abi paylaşırız ya aramızda nasıl olsa görev taksimi yapacağız her şey bir şeyle ilgilenecek canım abim diyor. Sizde, yani herkeste ben istiyorum ki kesin emin elde olsun atlamasın diyorsunuz bir görev taksimi yapıyorsunuz bir ekip yani bu anlaşılan. Devamında siz zaten çok önemli çok önemli diyor. Sizde, birileri atlamasın diye canım benim. Aydoğan, anladım abi çok önemli. Sizde, kurban olurum seni yaradan Allah’a canım benim filan sağ olasın canım benim. Çok şükür Allah bize bu günleri gösterdi diyorsunuz şükür şükür abi. Daha sonra Allah’a hamd olsun ona ne kadar şükretsek az gelir bize bugünleri gösterdi ve biz bugünleri konuşuyoruz, biz bugünleri konuşuyoruz diyorsunuz. Evet abi diyor. Tamam mı diyorsunuz. Aydoğan , kuduruyorlar yani şu an diyor. Sizde, bakayım altı ay sonra bu ülkede bir tane bir tane yanlış isim bir yerde görecek misiniz. Görüşmenin tarihini de söyledim altı ay sonra bu ülkede bir tane bir tane yanlış isim bir yerde görecek misiniz diyorsunuz siz. Evet abi Allah diyor. Sizde, Türkçe olmayan bir isim bir yerde görecek misiniz diyorsunuz. Evet her zaman diyoruz abi tamam mı. Her zaman bir tane bir tane yabancı isimli tabela diyor, bir tane yabancı tabela görecek misiniz bu ülkede bakayım onları nerelerine sokacaklar o yazanlar diyorsunuz, evet yazdıranlar diyorsunuz. Nasıl öyle can havliyle diyor. Canım benim eyvallah. Hep konuşuyoruz abi hatta geçenlerde bir öğretmenle konuşuyorum MHP’li tabi siyasetin yanlışını söylüyoruz anlatıyoruz falan bunlarda tabi diyor bu milletle olmaz. Hani insanlar hep yani millet olmazsa bilenler yapar diyoruz yani, işte ne olur askerle olur milletle olmazsa askerle olur diyoruz. Bizde askere karşıyım falan filan. Sizde, tabi olacaksın senin görevin o deseydin oğlum. O da yani o işte. Sizde, asker olmazsa senin karını kızını gelir sinkaf onun için olacaksınız. Sen sen karını kızını bacını sinkaf için askere karşı olmak durumundasın çünkü karşı olmasan onlar korurlar sinkaf ettirmez sen sinkafa talipsin diyorsunuz. Aydoğan, şimdi ben sertleşmeye başladım tabi böyle sert konuşmaya başladım, gözüne baka baka onlar hemen güneş gözlüğünü çıkardı, güneş gözlüğünün arkasından bakıyor bana karşımda oturuyor. Siz, niye deseydin güneş gözlüğü falan taktın. Aydoğan, şimdi biraz daha sertleştim gidiyor. İşte demokrasi var diyor. Demokrasi dedim ne demek dedim. Türkçe konuşa ne demek dedim. Deseydim demokrasinin diyorsunuz. O da o zaman haklılıkta da burası İngiltere mi lan dedim. Sizde, yani erkeğin erkeği sinkafıdır demokrasi diyorsunuz. Aydoğan, yani madem hak hukuk diye biliyoruz onu deme abi. O zaman hak hukuk de Türkçe konuş güzel abim. Sizde, demokrasilerde onların dedikleri demokraside erkeğin erkeği sinkaf etmesi serbest diyorsunuz evet abi diyor. Kadının kadınla ilişkisi serbest diyorsunuz. Evet abi diyor. Biraz uyuşturucu kullanmak serbest, zina serbest ama hukuk devletlerinde hukuk devletlerinde bunlar yasak değil mi diyorsunuz. Tabi diyor. Bunları söylüyorsun Mustafa Kemal Allah’ın nizamında yasak değil mi bunlar. Evet abi. Allah’ın nizamında da yasak değil mi bunlar, erkeğin erkeği kadının kadınla ilişkisi falan diyorsunuz. Mutlaka diyor. O dölleri o dölleri Mustafa Kemal’in kurduğu devletin yasakları arasında bunlar değil mi diyorsunuz. Evet diyor. Tabi onlar demokrasi peşindeler dedim ya orduya düşman olacaklar yani diyor, çünkü ordu onların karılarını kızlarını sinkaf etmekten koruyor. Ona şükretmiyorlar o gözle bakmıyorlar diyor. Onlar karılarını kızların sinkaf talipler onun için tabi falan diye devam ediyorsunuz. sonra vedalaşıyorsunuz. Sorularımı sordum cevap verir misiniz? Tamamı bu kadar.”

Sanık Kemal Aydın:”Sorularınızı sormadınız benim Aydoğan ile aramda geçen konuşmayı okudunuz, sorularınızı soramadınız. Soru sormaya soru yaratmaya çalıştınız. ( bir iki kelime anlaşılamadı)”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Tekrar okuyorum. Birebir ilgileneceğim yani o üç tane yer söylemiştim şimdi onlara dördüncüsü hatta birincisi imamları ekleyin beyanınızda o üç tane yer neresidir, ne listesi yapıyorsunuz, kimleri nereye ekliyorsunuz bunları açıklar mısınız?”

74

Page 75: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewOrdan çıkmış olabilir yani benim bilgisayarım yok Sayın savcım bundan ibarettir söyleceğim.” Cumhuriyet

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 13.05.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:64 Sayfa:75

Sanık Kemal Aydın:”Osmanlı devletini Arap yarımadasından Saygıdeğer Başkanım, Osmanlı devletinin Arap yarımadasındaki hakimiyetine sünnetsiz imam din adamı olarak adı esas adı Lavrens olan bir İngiliz ajan Arap yarımadasındaki Osmanlı devletinin hakimiyetine son vermiştir. Arap halkını Türk devleti Osmanlı devletine isyanını sebebidir. Ben bu Lavrens olayının halen yaşadığımız Türkiye’de günümüzde devam ettiğini ve çok samimi bir şekilde kendi kanaatimdir bu. Sünnetsiz imamlar olduğunu düşünenlerdenim. Türkiye üzerine oynanan oyunda Türkiye üzerine oyun oynanıyor.”

Mahkeme Başkanı:"Dördüncüsü sünnetsiz imam. Üç tane daha var diyorsunuz onları açıklayın diyor, kim onlar?”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim var onlar konularda ileriki.”Mahkeme Başkanı:" Onları açıklayın.”Sanık Kemal Aydın:”Eyvallah arz edeceğim efendim arz edeceğim bir gireyim. Benim üç

tane konu şudur; Milli İstihbarat Teşkilatı yeniden düzenlenmelidir, içişleri bakanlığı yeniden düzenlenmelidir, dış işleri bakanlığı yeniden düzenlenmelidir. Sayın Savcım Yüce mahkemeye arz ediyorum efendim. MİT, Milli İstihbarat Teşkilatı, sivilleştirme operasyonundan sonra.”

Mahkeme Başkanı:" Yani o üç tanesi bunlar anlattığınız mı?”Sanık Kemal Aydın:”Evet efendim.”Mahkeme Başkanı:"Evet Savcı bey öbür soru neydi?Sanık Kemal Aydın:”İmamlarla ilgiliydi söyledim sünnetsizliğine sünnetsiz imamlar

olduğunu.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bunları soyup sokağa çıkaracağınızdan

bahsediyorsunuz ve bu 27 Haziran 2008’de yapılan bir görüşme altı ay sonra hiçbir yabancı levha tabela kalmayacak şeklinde tarih veriyorsunuz. Bunu açıklar mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Ha benim düşüncem o söylediğim düşüncem.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Nedir yani altı ay sonra ne olacak ne

değişecek?”Sanık Kemal Aydın:”Türkiye’deki tabelaların Türkiye’deki tabelaların Türkçe olmayan

tabelaların ortadan kaldırılması benim düşüncemdir notlarımda var.”Mahkeme Başkanı:" Yani altı ay sonra o düşüncenin ürünü mü?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Düşüncenizde altı ay sonra.”Sanık Kemal Aydın:”Efendim o onun ürünü.”Mahkeme Başkanı:" Başka bir dayanağı var mı?”Sanık Kemal Aydın:”Hayır efendim yani konuşmamızın aramızda geçen konuşmanın.”Mahkeme Başkanı:" Savcı Bey devam edecek mi daha?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Var başkanım uzun sürebilir sonra devam

edelim.”Sanığın çapraz sorgusu sırasında bir kısım sanıklar müdafileri Av. Cahit Subaşı ve Şule

Gökyay Ağazade’nin geldikleri görülmekle, huzurdaki yerlerine alındılar.Saatin 17:45 olması karşısında sanığın çapraz sorgu işlemine bugünkü oturuma mahsus

olmak üzere son verildi.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Oturuma 14 Mayıs 2010 günü saat 09:00’da kaldığı yerden devam edilmek üzere ara

verilmesine oy birliğiyle karar verildi. 13.05.2010

Başkan 20909 Üye 28298 Üye 37266 Katip 128002

75