sivasmesem.meb.k12.trsivasmesem.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/58/01/198673/... · web viewÖrnek 1...
TRANSCRIPT
BİYOGRAFİ (YAŞAM ÖYKÜSÜ)Edebiyat, sanat, siyaset, ticaret vb. alanlarda yaptıkları ve yaşadıklarıyla devrini etkilemiş kişilerin hayatını anlatan yazı türüne biyografi (yaşam öyküsü) denir. Kişinin kendi hayatını anlattığı yazılara otobiyografi, Divan Edebiyatı'nda şairlerin hayatını anlatan eserlere de tezkire adı verilir. Biyografinin başlıca özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
Biyografilerde genellikle tanınmış kişiler konu edinir. Biyografide amaç; bir kişiyi hayatı, eserleri, kişilik ve görüşleriyle yani edebi şahsiyetiyle tanıtmaktır. Biyografide kişi her açıdan tanıtılır. Kişinin öne çıkan tarafları, özgün yanları, çağdaşlarından farklı ve benzer yönleri, izleri, etkileri, etkilendikleri gibi. Bir kişinin biyografisi iki ana unsur çerçevesinde şekillenir. Birincisi anlatılan kişinin doğumu, aile çevresi, eğitim süreci, hizmetleri, resmi görevleri, evliliği, çocukları vb. bilgilerin yer aldığı resmi hayatı; ikincisi de sanat görüşü, üzerinde durduğu konular, dil anlayışı, eserdeki dil ve anlatımı, üslubu, etkilediği ve etkilendiği akımlar, görüşleri vb. unsurların yer aldığı edebi şahsiyetidir. Biyografi yazarı ele aldığı kişiyle ilgili bütün belge ve bilgileri toplar. Dolayısıyla anlatılanlar bilgi, belge ve kanıtlara dayanır. Biyografisi yazılan kişi, kendisi tarafından değil o kişi hakkında araştırma yapan bilgi, belge ve tanıklara ulaşan kişiler tarafından kaleme alınır. Biyografi (yaşam öyküsü) anlatımında üçüncü kişi anlatımı kullanılır. Biyografi anlatımı sade, açık ve anlaşılır bir dile dayanır. Anlatılanlar çoğunlukla kronolojik bir yol izler. Yani kişi, tarihsel sıralama dikkat edilerek anlatılır. Ünlü kişilerin hayatlarını konu alıp bunları roman tarzında işleyen ve edebi değer taşıyan yazılara "biyografik roman" adı verilir. Oğuz Atay'ın "Bir Bilim Adamının Romanı" buna örnek verilebilir. Yazar bu romanında Mustafa İnan'ı anlatarak aslında bir dönemin idealist neslini anlatmaya çalışır. Yakın tarihte ölmüş kişilerin iyi taraflarının anıldığı daha çok gazete ve dergilerde yayımlanan biyografi türü de "nekroloji" olarak adlandırılır. Biyografi türü için eskiler "tercüme-i hal" tabirini kullanmışlardır.
Türk Edebiyatında Biyografi
Türk edebiyatının ilk biyografi örnekleri Divan Edebiyatı'ndaki "tezkireler"dir. Şairlerin, hayatları, eserleri ve değerlendirmelerin yer aldığı bu tezkireler "şuara tezkireleri" olarak adlandırılır. Türk edebiyatında şairlerin biyografilerinin yer aldığı ilk Türkçe şuara tezkiresi de 15. yüzyılda Ali Şir Nevaî tarafından kaleme alınan "Mecâlisü'n Nefâis" adlı eserdir. Anadolu sahasında Osmanlı Türkçesiyle yazılan ilk tezkire Edirneli Sehi Bey'in "Heşt Behişt" eseridir.
Türk edebiyatında önemli biyografi örnekleri:
Beşir Fuad: Victor Hugo
Ahmet Hamdi Tanpınar: Yahya Kemal
Fuat Köprülü: Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar
Şevket Süreyya Aydemir: Tek Adam, İkinci Adam
Süleyman Nazif: Mehmet Akif
Mehmet Kaplan: Namık Kemal, Hayatı, Sanatı ve Eserleri
Kenan Akyüz: Tevfik Fikret
Birol Emil: Mizancı Murad Bey, Hayatı ve Eserleri
Biyografi Örnekleri
Örnek 1
YUNUS EMRE
1250'de Eskişehir ilinde doğduğu ve yine 1320 yılında orada vefat ettiği bilinir. Tahsilini büyük ihtimalle Konya'da yapmıştır. İran, Azerbaycan, Sivas, Tebriz, Şiraz, Şam gibi yerleri gezdiği buralarda tasavvufi fikirlerini yaymaya çalıştığı bilinir. Yunus Emre'nin evliliği ve evlendiyse de çocuklarının olup olmadığı hakkında kaynaklarda ikna edici bir bilgi mevcut değildir. Hocası; Tapduk Emre'nin Yunus'un yetişmesinde büyük katkısı olmuştur. 13. yüzyılın önemli halk şairi olan Yunus Emre, Dünya edebiyatında da tanınan bir mutasavvıftır. Yunus Emre'de Allah inancı ile insan sevgisi sonsuzdur. Eserlerinde en çok bu iki konuyu işler. Eserlerinde duygu ve düşüncelerini somutlaştırarak anlatma yoluna gider. Şiirlerinde hem yerli hem de evrensel mesajları yoğun olarak işler. Geniş halk topluluklarına seslendiğinden dili oldukça sade, duru, içtenlikli ve dolambaçsızdır. Halk dilinin deyişlerinden de zaman zaman yararlanır. Duygulu ve coşku dolu bir hümanizm düşüncesine sahip olan Yunus'un şiirlerinde "lirizm" önemli bir unsurdur. Hece ölçüsünü ağırlıkla kullanmasıyla bilinen Yunus, zaman zaman aruz ölçüsünü de kullanır. İlahi nazım biçimi ile özdeşleşen Yunus; nazım birimi olarak hem dörtlük hem de beyit nazım birimini kullanmıştır.
Eserleri
Divan, Risaletü'n Nushiye
Açıklama: Bir kişinin biyografisi iki unsur çerçevesinde şekillenir. Birincisi anlatılan kişinin doğumu, aile çevresi, eğitim süreci, hizmetleri, resmi görevleri, evliliği, çocukları vb. bilgilerin yer aldığı resmi hayatı; ikincisi de sanat görüşü, üzerinde durduğu konular, dil anlayışı, eserdeki dil anlatım ve üslubu, etkilediği ve etkilendiği akımlar, görüşler vb. unsurların yer aldığı edebi şahsiyeti. Yukarıdaki biyografide de ilk kısım Yunus Emre'nin doğum ve ölümünü, aile hayatını, eğitimini ve gittiği yerlere değindiğinden resmi hayatını; ikinci bölüm ise Yunus'un sanat anlayışını, eserlerinde en çok işlediği konuları, dil ve anlatımını, üslubunu, etkilendiği akımı, kullandığı nazım birimlerini dile getirdiğinden edebi şahsiyetini oluşturur.
Örnek 2
FUZULİ
1483'te Kerbela'da doğmuş yine 1556 yılında yine Kerbela'da vefat etmiştir. 16. yüzyıl Divan Edebiyatı'nın Azeri sahasının ve aynı zamanda bütün Divan Edebiyatı'nın en büyük şairi kabul edilir. Asıl adı Mehmet olan Fuzuli, Kerbela'da yaşamış, orada iyi bir eğitim görmüş Arapça ve Farsçayı çok iyi öğrenmiştir. Maddi imkânsızlıklardan hayatı çok büyük sıkıntılar içerisinde geçmiştir.
Fuzuli, derin bilgi birikimi ve kültürüyle öne çıkan bir şairdir. Geniş bilgi birikimi, derin duyuş ve düşünüşü Fuzuli'yi devamlı yazmaya heveslendirmiş, böylece şaheser niteliğinde eserler kaleme almıştır. Eserlerinde aşkı (platonik aşkı) farklı ve bütün
boyutlarıyla işlemiştir. Aşk acısıyla kıvranmasına rağmen bundan haz duyduğunu söyler. Bu aşk maddi, dünyevi bir aşk değil ilahi bir aşktır. Aşk acısından hiçbir zaman şikâyet etmemiştir. Şiirin bir ilim olduğunu ilimden yoksun bir şiirin temelsiz bir duvar olduğunu vurgular. Bir aşk ve ıstırap şairi olan Fuzuli, lirik şiirde öncü sayılır. Dünya edebiyatı seviyesinde lirik anlatımda klâsik eserler oluşturmuştur. Şiirlerinde tasavvuf düşüncesi önemli yer tutar. Fuzuli'ye göre gerçek varlık Allah'tır. Var olan her şey onun bir yansımasıdır. Eserlerinin dili Azeri Türkçesidir. Dönemine göre dili oldukça sadedir. Bağdat yöresinin 16. yüzyıldaki konuşma dili eserlerinde yer alır. Gazel ve kaside nazım biçimini çok fazla kullanmıştır. "Su Kasidesi"ni naat türünde ve Türkçe yazmıştır. Bağdat'ın fethedilmesinden sonra Kanuni Sultan Süleyman başta olmak üzere devrin ileri gelenlerine kasideler sunar. Fuzuli, kendisinden sonra gelen birçok Divan ve Halk şairi üzerinde etkili olmuştur.
EserleriDivan (Türkçe, Arapça, Farsça), Leyla ile Mecnun, Şikâyetname, Hadikatü's Süeda, Beng ü Bade, Heft Cam, Sıhhat ü Maraz, Rind ü Zahid.
Açıklama: Şairlerin, hayatları resmi ve edebi olmak üzere iki şekilde incelenir. Yukarıdaki biyografide de ilk kısımda Fuzuli'nin resmi hayatı yani doğum ve ölümü, eğitimi, aile çevresi, yaşadığı yer, içinde bulunduğu ortam; ikinci bölümde ise Fuzuli'nin şiirlerinde işlediği konular, etkilediği sanat akımı, devirler, eserlerinde kullandığı dil ve üslup, kullandığı nazım biçimleri ve türleri üzerinde durulmuştur.
Örnek 3
FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL
1898'da İstanbul'da doğan Çamlıbel, 1973'te yine İstanbul'da vefat eder. Babası Süleyman Nazif annesi Fatma Ruhiye Hanım'dır. İlk ve orta öğrenimini Bakırköy'de bitirir. Lise yıllarından sonra tıp okuduysa da burayı bitirmeden gazeteciliğe başlar. Sonra öğretmenliğe döner ve çeşitli yerlerde öğretmenlik yapar. 1931'de Ankara Kız Lisesi'nde coğrafya öğretmenliği yapan Azize Hanım ile evlenir. Ondan, İsmet ve Yeliz isminde iki çocuğu olur. Beş Hececiler içerisinde yer alan Çamlıbel; öğretmen, siyasetçi ve şair kimlikleriyle bilinir. TBMM'de dört dönem milletvekili görevinde bulunur.
Beş Hececiler'in içinde en genç aynı zamanda en başarılı sanatçı olan Çamlıbel bir Anadolu şairidir. "Sanat" şiiri memleket ve sanat anlayışını tarif edecek güzelliktedir. "Folklor" ve "Halk Edebiyatı" onun sanatını süsler. Duygu ve düşünceyi birlikte işleyen realist ve romantik bir şairdir. Sanatının ilk devrelerinde romantizmin, Anadolu'ya açıldıktan sonra realizmin etkisindedir. Anadolu'yu gördükten sonra yazdığı şiirlerinde gözleme çok önem verir. Aruz ölçüsünü tümüyle terk etmemiştir. "Şarkın Sultanları" ve "Gönülden Gönüle" şiirlerini aruzla yazar. Şiirlerinde Anadolu ve memleket sevgisini anlatır. Hasret, aşk, ölüm, tabiat, gurbet, kahramanlık şiirlerindeki başlıca temaları
oluşturur. Şiirlerinin çoğu lirik veya epik şiirler oluşturur. "Han Duvarları" şiiri Anadolu'yu en güzel yansıtan şiirlerin başında gelir. Dili son derece yalın ve gösterişsizdir.
EserleriHan Duvarları, Çoban Çeşmesi, Şarkın Sultanları, Bir Ömür Böyle Geçti, Gönülden Gönüle, Elimle Seçtiklerim, Suda Halkalar, Zindan Duvarları, Heyecan ve Sükûn, Canavar, Özyurt, Akın, Kahraman, Yıldız Yağmuru.
Açıklama: Biyografide hem resmi hem de edebi taraflarıyla kişiler anlatılır. Yukarıdaki biyografide de Faruk Nafiz Çamlıbel'in hayat öyküsü anlatılmıştır. İlk kısımda doğumu, ölümü, aile bilgileri, öğrenim hayatı ve bulunduğu görevler dile getirilmiştir. Yani, resmi hayatı anlatılmıştır. İkinci kısımda ise bağlı olduğu akım, sanat anlayışı, eserlerinde işlediği konular, dil ve üslubu, kullandığı nazım biçimleri, etkileri, eserleri ve özellikleri anlatılmıştır ki bu da şairin edebi şahsiyetini oluşturmaktadır.
OTOBİYOGRAFİ (ÖZ YAŞAM ÖYKÜSÜ)
Yaptıkları ve yaşadıklarıyla toplumu etkilemiş, başarılı olmuş bir kişinin kendi yaşamını yine bizzat kendisinin anlatmasına otobiyografi (öz yaşam öyküsü) denir. Otobiyografinin (öz yaşam öyküsü) başlıca özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
Otobiyografide yazar, kendi öyküsünü kendi ağzından anlattığı için birinci kişili anlatımı kullanır. Otobiyografi anı ile benzerlikler gösterdiği için en çok anılardan beslenir. Otobiyografide anılarda olduğu gibi yaşanan dönemi yansıtmak gibi bir kaygı yoktur. Otobiyografinin merkezinde birey vardır. Kişi, kendi yaşam serüvenini anlatır. Kişi, kendisine ait sanat eserlerini, düşüncelerini, önemli işlerini otobiyografilerde dile getirir. Otobiyografilerde öznellik ön plana çıkar. Otobiyografi yazımına doğumdan itibaren başlanır, yazımda gereksiz olan bilgilerden kaçınılır. Otobiyografi yazımında kaynak kişi olarak kişi ya kendisini ya da aile büyüklerinden birinin sahip olduğu bilgileri kullanır. Otobiyografiler, iyi birer belgesel niteliği taşır. Yazarın yaşadığı döneme ışık tutan yazılardır. Otobiyografiler, düşünsel anlamda bir planla kaleme alınır. Otobiyografide kişinin başkalarınca nasıl göründüğü değil; kişinin kendisini nasıl gördüğü ön plana çıkar. Otobiyografi yazmak oldukça zor bir iştir. Kişi kendisini anlattığı için hoşuna giden şeyleri anlatıp diğerlerini gizleyebilir. Kısacası yazımda objektif olmak oldukça zordur. Otobiyografide tıpkı biyografide olduğu gibi kişi kendi hayatını anlatırken iki dönem halinde anlatır. İlkin resmi hayatından bahseder. Doğumu, aile çevresi, öğrenim durumu, bulunduğu görevler gibi. Sonrasında ise edebi şahsiyetinden, ilgi alanlarından, hobi, fobi sanat anlayışı vb. özelliklerinden bahseder. Kişinin kendi hayatını roman şeklinde anlatması da "otobiyografik roman" olarak adlandırılır. Necip Fazıl Kısakürek'in "Kafa Kâğıdı", Aziz Nesin'in "Böyle Gelmiş Böyle Gitmez" adlı eserleri bu türe güzel birer örnek oluşturur.
Otobiyografi ile Anı (Hatıra) Farkı
Dil ve anlatım açısından birbirlerine çok benzeseler de otobiyografi türü anı türüne nazaran daha geniş bir zaman dilimini kapsar. Anı, anlatış tarzı olarak otobiyografilere benzese de anı, otobiyografi içinde sadece bir kısım olabilir. Diğer bir ifadeyle otobiyografiler anılara göre daha geniş ve uzun bir zamanı kapsar. Otobiyografide yazar kendisini konu edinir. Hep kendisini anlatır. Anıda ise yazar kendisi dışındaki dışsal olaylara da yönelir. Başkalarını ve onların yaşadığı dönemi de anlatır. Ayrıca otobiyografiler anılara göre daha kısa yazılardır.Otobiyografi ve Biyografi farkıBiyografi de anlatım başka biri tarafından yapılır. Üçüncü bir şahıs birinin hayatını kaleme alır. Otobiyografi de ise kişi bizzat kendisi, kendi hayatını kaleme alır. Biyografi "yaşam öyküsü"; otobiyografi "öz yaşam öyküsü" olarak adlandırılır. Biyografi, otobiyografi türüne oranla daha nesneldir. Otobiyografide kişi bizzat kendi hayatını kaleme aldığı için öznellik ön plandadır. Biyografide belgeler, kanıtlar asıl kaynaklardır; otobiyografide ise kişinin kendi hafızası veya aileden birinin hafızası bu görevi görür.
DİLEKÇE
Herhangi bir isteği bildirmek veya bir şikayeti dile getirmek amacıyla kamu veya özel kurum ve kuruluşlara yazılan resmi yazılara dilekçe denir. "Arzuhâl" olarak da bilinir. Dilekçe vermek bir vatandaşlık hakkıdır. Dilekçe hakkı anayasa teminatı altındadır.
Dilekçe Yazılırken Dikkat Edilecek Hususlar: Dilekçeler, her konuda yazılabilir. Konuya göre isimlendirilir. Şikayet dilekçesi, temyiz dilekçesi, velayet dilekçesi gibi. Dilekçeler, resmi bir mektup türü olarak kabul edilir. Onun için dilekçelerin bir yazılış şekli vardır. Anlatımda resmi ve saygılı bir dil kullanılmalı, saygı çerçevesi iyi çizilmeli, cümleler nesnellik içermelidir. İçerik, dolaysız bir şekilde, süssüz, sanatsız, açık ve anlaşılır olmalıdır. İçerikte özlülük esas alınmalıdır. Yazım kurallarına ve noktalama işaretlerine dikkat edilmelidir. Dilekçeler Yasal BİR zeminde yazılmalıdır. Yazılan her kelimeden sorumlu olunacağı hususu göz ardı edilmemelidir. Dilekçede çizgisiz beyaz kâğıt kullanılmalıdır. Kâğıdın sadece ön yüzü kullanılmalı; arka yüzüne geçilmemelidir. Kâğıdın; sağ, sol, üst ve alt kenarlarında boşluklar bırakılmalı (2,5 cm); bilgisayardan yazılacaksa "yazı tipi" özenle seçilmelidir. Bilgisayar yazımı tercih edilmelidir. Daktilo, mavi veya siyah silinmez kalemle de yazılabilir. Bunların dışındaki renkli kalemler kullanılamaz. Dilekçe yazılan resmi kurumun adı ortalanarak yazılır. Hiyerarşik düzene dikkat edilmelidir. Üst makamlara yazılan dilekçelerde "arz ederim", alt makamlara yazılan dilekçelerde "rica ederim" sözleriyle dilekçe bitirilir. Yine üst makam bilgilendirilmek istendiğinde "bilgilerinize arz ederim", bir sorunun çözülmesi isteniyorsa "gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim" şeklinde yazılmalıdır. Dilekçelerde sol alt tarafta açık adres yazılır. Sağ alt tarafta ise tarih, ad-soyad ve imza yer alır. İmza, ismin üst tarafındaki boşluğa atılır. İmzasız dilekçelerin geçerliliği yoktur. Konuyla ilgili sunulacak ek belgeler ekler bölümünde tek tek belirtilir.
Uyarı: Kurum isimleri yazılırken en çok bunlara getirilen eklerde yanlışlık yapılır. Türkçenin yazım kurallarına göre kurum, kuruluş ve iş yeri adlarına gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz.
ÖrnekTürkiye Büyük Millet Meclisi'ne (yanlış)Türkiye Büyük Millet Meclisine (doğru)
İskele Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürlüğü'ne (yanlış)İskele Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürlüğüne (doğru)
Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü'ne (yanlış)Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğüne (doğru)
Dilekçe Örnekleri
Örnek 1
GAZİ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNE ANKARA
Üniversitenizin Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden 07.08.1999 tarihinde mezun oldum. İstanbul Üniversitesi’ne yüksek lisans yapmak için başvuru yaptım. Yüksel lisans başvurumda dört yıllık not bilgilerim istenmektedir. İlgili yıllara ait not bilgilerimin tarafıma verilmesini arz ederim.
12.05.2008 m. akalın ADRES: Mustafa AKALIN Bahçıvan Mahallesi, Kumru Sokak Ceylan Apartmanı B blok No: 5 Çankaya/ANKARA
Örnek 2
İSKELE KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ MÜDÜRLÜĞÜNE VAN
Okulunuzun 12-D sınıfından 186 numaralı Betül Yıldız'ın velisiyim. Eşimin rahatsızlığı nedeniyle kızımın ona refakat etmesi gerekmektedir. Bu sebepten kızımın 29.05.2015 tarihinden itibaren üç günlük mazeret izinli sayılması hususunda; Gereğini bilgilerinize arz ederim.
10.05.2016
m. Yıldız ADRES: Mustafa YILDIZ Ali Paşa Mahallesi, Toraman Sokak Erek Apartmanı 68/C İpekyolu/ VAN
MEKTUPBaşka bir yerde bulunan bir kişiye, kuruma bir isteği bildirmek amacıyla yazılan özel ve resmi haberleşmeyi sağlayan yazılara mektup denir. Mektup türünün geçmişi yazının bulunduğu tarihe kadar uzanır. En eski örnekler Mısır firavunları ve Hititlere aittir. Mektup türünün başlıca özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
Türkçeye Arapçadan geçmiştir. Mektup, düzyazı şeklinde yazılır. Mektup, silinmez kalemle yazılır. Mektupların sağ üst köşesine tarih; yanına da yazıldığı yerin adı yazılır. Mektubun sağ alt köşesine ad ve soyad yazılır ve mektup imzalanır. Sol alt köşesine de adres yazılır. Mektuplar, hitapla başlar. Gönderilen kişinin yaşı, yakınlık derecesi ve kültür düzeyi mektuptaki hitap sözünü belirler. Hitaptan sonra giriş ve amaç bölümü yer alır. Mektubun yazılış gerekçesi burada belirtilir. Mektup, kulağa hoş gelen sevgi ve esenlik cümleleriyle bitirilir. İnsan kişiliğinin bir aynası olan mektuplar, konularına ve yazılış üsluplarına göre türlere ayrılır. Mektuplar; özel mektup, iş mektubu, resmi mektup ve edebi mektup olmak üzere dörde ayrılır.
Özel Mektup
Birbirlerinden uzakta bulunan yakın akraba veya arkadaşların haberleşmek amacıyla yazdıkları sadece mektubu yazan ve onu okuyanı ilgilendiren yazılardır. Özel mektuplarda doğal ve samimi bir anlatım ve üslup ön plandadır. Başlıca özellikleri şunlardır: Konu bakımından sınırsız denecek kadar çeşitli konularda yazılabilir. Daha çok güncel konular tercih edilir. Anlatımdaki içtenlik ve samimiyet mektubun gücünü belirler. Özel mektuplar, sadece yazan ve okuyan kişiyi ilgilendiren mektuplardır. Dolayısıyla isteğe bağlı yazılan mektuplardır. Konularına göre; aile mektupları, özür mektupları, taziye mektupları, davet mektupları, teşekkür mektupları gibi isimlerle anılır. Dile getirilen konuya göre mektuptaki üslup değişebilir. Sanatçıların ve edebiyatçıların genel konular üzerine yazdıkları özel mektuplar vardır. Bunlara "edebi mektup" adı da verilir. Özellikle sanat, siyaset ve düşünce adamlarının özel mektupları onların yaşadıkları devir hakkında bilgi edinmemizi sağladığı için bu mektuplar önemli birer belge niteliğindedir.
İş MektubuÖzel kişilerle ticari kurumlar veya bunların kendi aralarında alım ve satım gibi konularla ilgili yazdıkları mektuplardır. Başlıca özellikleri şunlardır: İş mektupları kişiler ile kurumlar veya kurumlar arasında yazılır. İş mektupları konularına göre; sipariş, satış, şikâyet, tavsiye, alacak ve başvuru mektubu başlıklarına ayrılır. İş mektuplarının en çok kullanılan şekline dilekçe adı verilir. İş mektupları, kurum veya kişiye uygun bir hitapla başlar. İş mektubunun resmiyeti için isim, adres ve tarih belirtilir. Bu mektuplar, ciddi, resmi ve saygılı bir üslupla kaleme alınır. Mektupta amaç net olarak belirtilir, açık ve yalın bir anlatım tercih edilir. Kurumların gönderdiği mektuplarda genellikle kurumun antetli (başlıklı) zarfı kullanılır. İş mektubu başka bir mektuba cevap niteliği taşıyorsa bu durum metnin başında yer alan "ilgi" bölümünde belirtilir.
Mavi silinmez kalem veya bilgisayar çıktısı tercih edilir. İş mektuplarında teknik terimler ve kısa cümleler tercih edilir. İş mektuplarında ciddi hava korunmalı, saygı çerçevesi iyi çizilmelidir. Mektup, noktalama ve imla açısından kusursuz olmalıdır. Mektubun yazılacağı kâğıt çizgisiz, beyaz A4 kâğıdı olmalıdır. Bu mektuplara, kendisine mektup yazılan kişi veya kurumun isim ve adresi ile başlanır. Kâğıdın sağ üst tarafına tarih yazılır. Adres ve tarihi takiben uygun aralıktan sonra paragraf yapılarak istek dile getirilir. Mektubun sağ alt kısmında mektubu yazanın adı ve soyadı ile imzası bulunur. Mektup alt bir makama yazılırsa "rica ederim"; üst makama yazılırsa "arz ederim"; makamlar denk ise "arz ve rica ederim" şeklinde sonlanmalıdır. Mektubun ekleri varsa mektubun sonunda ve sol tarafta yer alan ekler başlığı altında bu ekler sıralanmalıdır. Mektup bittiğinde sağ alt köşe imzalanmalıdır.
Resmi Mektup Resmi kurumların ve tüzel kişilik taşıyan kuruluşların birbirlerine yazdıkları resmi yazılara ve vatandaşların dilekçeyle bildirdikleri isteklerine verilen yazılı cevaplara denir. Başlıca özellikleri şunlardır: Resmi mektuplarda anlatımda ciddi ve saygılı bir üslup hakimdir. Konu dışındaki bilgiler ve özel istekler anlatımda yer almaz. Resmi mektupların yazılış şeklini yönetmelikler ve genelgeler belirler. Anlatımın samimiyetten uzak, açık ve anlaşılır olmasına dikkat edilir. Yani ciddi ve ağırbaşlı bir anlatım tercih edilir. Resmi mektuplar daha çok daktilo veya bilgisayarla yazılır. Mümkün olmayan durumlarda silinmeyen kalem kullanılır. Süslü, sanatlı, pürüzlü anlatımdan özenle kaçınılır. Resmi mektuplar posta, faks, e-posta ile gönderilebilir. Son yıllarda kurumlar arasında elektronik iletişim daha çok tercih edilmektedir. Resmi mektuplar en çok iş mektuplarına benzer. Resmi mektuplar; başlık, metin ve son kısım olmak üzere üç bölüme ayrılır. Başlık kısmı; makam, dosya numarası, tarih, konu, adres ve varsa ilgi kısmından oluşur. Metin kısmında, doğrudan doğruya işle ilgili konudan söz edilir. Gerekli bilgiler yazılır. İşle ilgili konu dolambaçsız açık bir şekilde belirtilir. Sonuç bölümü üst makama "arz ederim", alt makama "rica ederim" denk makamlara "arz ve rica ederim" şeklinde yazılır. Mektup metninin sağ alt tarafında mektubu yazanın makamı, adı, soyadı ve imzası bulunur. Önce isim yazılır. İsim küçük; soyad büyük harflerden oluşur. Altına sözcüklerin sadece ilk harfleri büyük yazılan makam unvanı belirtilir. Bunların üst tarafına da imza atılır.
Edebi Mektup
Sanat, ideoloji, felsefe gibi konularda görüş ve düşüncelerin ortaya konulduğu mektuplara denir. Başlıca özellikleri şunlardır: Edebi mektuplarda mektubun yazıldığı dönemin edebiyat ve düşünce hareketleri ile ilgili bilgiler yer alır. Bilinen yazarlar birbirlerine yazdıkları mektuplarla fikir ve sanat olaylarını eserlerine taşırlar.
Edebi mektuplar sanatsal amaç esas alınarak yazılan mektuplardır. Bu mektuplar bir dergi ya da gazetede yayımlanır. Edebi mektuplarda yazar, birine hitaben duygu, düşünce ve görüşlerini belirtse de bunları herkese anlatmayı amaçlar. Sanatçıların fikir ve sanat hadiselerini tartışmak için birbirlerine yazdıkları mektuplar da edebi metinler içerisinde değerlendirilir. Roman, öykü gibi olaya dayalı anlatım türlerinde de edebi mektuplardan faydalanılır. Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Ziya'ya Mektuplar", Nazım Hikmet'in "Kemal Tahir'e Hapishaneden Mektuplar" eserleri edebi mektup özelliği taşır.
Dünya Edebiyatında Mektup
İlk örneklerini Yunan edebiyatında gördüğümüz mektup türü; Latin edebiyatında gelişip yaygınlaşır. Fransa bu anlamda öne çıkar. Dünya edebiyatında mektup türünün usta kişileri ancak 18. yüzyılda yetişmiştir. Voltaire, Rousseau, Balzac, Dostoyevski mektup türünde başarılı yapıtlar ortaya koymuşlardır. Genç Werther'in Acıları (Goethe), Vadideki Zambak (Balzac); İnsancıklar (Dostoyevski), Nouvelle Heloise (Rousseau) Dünya edebiyatında mektup türünde ön plana çıkan yapıtlardır.
Türk Edebiyatında Mektup
Türk edebiyatında mektup türünün geçmişi oldukça eskidir. "Münşeat" türü bu anlamda önemlidir. Gerek özel gerekse resmi yazılarda münşeatlara çokça yer verilmiştir. Fuzuli'nin "Şikâyetname" ismindeki eseri Türk edebiyatında mektup türünün ilk örneği sayılır.
Türk edebiyatında mektup türü, Tanzimat'tan sonra önem kazanmaya başlar. Akif Paşa, bu anlamda önemli çalışmalar yapar. Namık Kemal, Abdulhak Hamit Tarhan, Muallim Naci Tanzimat edebiyatında mektup türüyle öne çıkan diğer önemli şahsiyetlerdir.
Handan (Halide Edip Adıvar), Mutallaka (Hüseyin Rahmi Gürpınar), Bir Kadın Düşmanı (Reşat Nuri Güntekin) eserleri mektuplardan oluşan romanlardır. Hac Yolunda, Avrupa Mektupları (Cenap Şahabettin) eserleri de mektuplardan oluşan gezi yazılarıdır.
Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Ziya'ya Mektuplar", Nazım Hikmet'in "Kemal Tahir'e Hapishaneden Mektuplar" Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Mektuplar" adlı eseri Cumhuriyet Dönemi'nde kitap hâline getirilmiştir.
Bir Serencam (Yakup Kadri Karaosmanoğlu), Handan (Halide Edip Adıvar), Bir Kadın Düşmanı (Reşat Nuri Güntekin) eserleri de mektup türünde kaleme alınmış önemli eserlerdir.
GÜNLÜK (GÜNCE)Günlük (günce); Latincedeki "dies" (gün) sözcüğü ile "diarium" (günlük) sözünden gelir. Bir kişinin tarih belirterek günü gününe tuttuğu, günlük yaşamından kesitler sunduğu notlara günlük (günce) denir.
Günlükler yazarın yaşamından izler taşır. Yazarın kişiliği, ruhsal yapısı ve düşünce yapısı günlüklere yansır. Günlükler, tüm gerçekliğiyle yaşamı yansıtan birer aynadır. Günlükler, mutlaka olayları yaşayan kişiler tarafından kaleme alınır. Günlükler, yazıldıkları devrin önemli olaylarına ilişkin tarihsel belgeler olarak da öne çıkar. Özellikle biyografi, tarih ve anı için birer belge niteliğindedir. Günlükler, içten, doğal, samimi bir üslupla kaleme alınır. Birinci kişi ağzından anlatımla yazılan kısa ve özlü yazılardır.
Günlük (günce) türünde kullanılan dil, konuşma diline yakın bir dildir. Günlükler, hangi amaçla yazılırsa yazılsın mutlaka bir kurguya sahipler. Günlükler, her şeyin tüm içtenliğiyle anlatıldığı özel günlük de denilen içe dönük günlükler ve yayımlanmak amacıyla yazıldığı için yazarın kendini değil çevresini anlattığı dışa dönük günlükler olmak üzere ikiye ayrılır. Günlükler, ilk çıkış zamanlarında edebi içerikten ve duygudan yoksun, sadece kamu kurumlarında bazı bilgilerin unutulmaması için tutulmuştur. Günlükler; 19. yüzyılda romantizm akımının etkisiyle yazarların iç dünyasındaki yoğun duygulara tercüman olmaya başlar. Tarihte günlük türünü ilk defa Romalılar kullanmıştır.
Günlük Çeşitleri1. İçe Dönük Günlükler: Yazarın içinde bulunduğu koşullardan hoşnut olmadığı ve sürekli yakındığı günlüklerdir. Duygu yoğunluğunun ön planda olduğu bu günlük türünde yazar, bir şekilde kendi kendisiyle konuşur. Dünya edebiyatında Stendhal ve Puşkin'in günlükleri bu türdendir. Türk edebiyatında Nurullah Ataç bu türde başarılı örnekler vermiştir.
2. Dışa Dönük Günlükler: Birer belge niteliğindeki bu günlüklerde yazar; dönemin sanat, siyaset ve edebiyat adamları ile olaylarını kaleme alır. Yazar, anlatımda öyküleme tekniğinden yararlanır. Dünya edebiyatında Paul Gaugin'in Markiz adalarında yazdığı günlük ile Türk edebiyatında Tomris Uyar'ın günlükleri dışa dönük günlüklere güzel birer örnek oluşturur.
Dünya Edebiyatında GünlükDünya edebiyatında günlük türü çok eskilere dayanır. Doğu toplumlarına oranla günlük türü Batı'da daha fazla gelişme göstermiştir. İlk günlükleri Romalıların yazdıkları bilinir. Rönesans akımının sonlarına doğru günlükler edebi nitelikler kazanmaya başlar. 1800'lü yıllarda Fanny Burney'in birçok olaya kendi duygusallığını da eklemesiyle oluşturduğu günlük İngiliz edebiyatında önemli bir yer tutar.
19. yüzyılda romantizm akımının etkisiyle günlükler hem nicelik olarak çoğalır hem de yazarların iç dünyalarını yoğun duygularla yansıtmasını beraberinde getirir. Böylece edebi niteliği ön planda olan günlükler yazılmaya başlanır. 20. yüzyılda edebiyat günlükleri Batı'da yaygınlaşır.
Dünya edebiyatında Andre Gide'nin "Kalpazanlar", Thomas Man'ın "Doktor Faustas" eserleri günlük türünde yazılmış başarılı yapıtlar olarak göze çarpar. Julien Green, Max Frisch, Stefan Zweig gibi yazarlar, Dünya edebiyatına günlük türünün seçkin örneklerini bırakırlar.
Türk Edebiyatında Günlük
Edebiyat tarihimizde Divan Edebiyatı'nda tutulan "Ruzname" isimli savaş notları ile Evliya Çelebi'nin ünlü eseri olan "Seyahatname"si tam bir günlük niteliği taşımasalar da edebiyat tarihimizin ilk günlük örnekleri sayılır. Batı edebiyatındaki günlüklere benzer günlüklerin Türk edebiyatında yer alması Tanzimat Dönemi'ne rastlar. Tanzimat Dönemi'nde günlüklere "ruzname" adı verilirdi. Direktör Ali Bey'in "Seyahat Jurnali" isimli eseri Türk edebiyatında Batılı anlamda yazılan ilk günlük örneğidir. Nigâr Hanım'ın "Hayatımın Hikâyesi" de ilk günlüklerimiz arasında yer alır.
Günlük türünde Türk edebiyatında öne çıkan en önemli yazar şüphesiz Nurullah Ataç'tır. Nurullah Ataç'ın bir gazetede günlük yazılarının çıkmasıyla günlük türü büyük önem
kazanır. Nurullah Ataç, yazılarının başlığını "Günce" olarak koyar ve bu deyişi edebiyat tarihimize kazandırır. Oğuz Atay ve Cemal Süreya da günlük türünde önemli kişilerdir.
Türk edebiyatında önemli günlükler ve yazarları:
Nurullah Ataç: Günce, Gazi Günlüğü, Uçuş Günlüğü, Avusturya GünlüğüOktay Akbal: Geçmişin Kuşları, Anılarda Görmek, Yeryüzü KorkusuSalah Birsel: Günlük, Kuşları Örtünmek, Bay sessizlik, Aynalar Günlüğü, Nezleli Karga, Yaşlılık GünlüğüÖmer Seyfettin: RuznameFalih Rıfkı Atay: Yolculuk DefteriRefik Ahmet Altınay: Kafkas YollarındaTomris Uyar: Sesler, Gündökümü, Günlerin Tortusu, Yüzler, SokaklarOğuz Atay: GünlükCemal Süreya: GünlerNihat Erim: GünlüklerFevzi Çakmak: Mareşal ve GünlükleriHilmi Yavuz: Geçmiş Yaz DefterleriCahit Zarifoğlu: Yaşamakİlhan Berk: El Yazılarına Vuruyor GüneşAdalet Ağaoğlu: Damla Damla GünlerOktay Akbal: Anılarda Görmek, Geçmişin Kuşları ve Yeryüzü Korkusu
Günlük (Günce) ile Anı (Hatıra) Farkı
Günlük ile anı türünün farkını Andre Gide "Günlüğün anıdan tek farkı, günü gününe tutulmuş olmasıdır." sözüyle dile getirir. Anı da günlük de kişilerin başından geçen gerçek yaşantının ürünleridir. Anı yaşandıktan sonra kaleme alınır; günlük ise adından anlaşıldığı üzere günü gününe yani yaşanırken kaleme alınan bir türdür. Dolayısıyla anı geçmişle ilgiliyken; günlük, içinde yaşanılan zamana yöneliktir. Anılar, öznel nitelikler içerse de daha somut ve nesnel özellik taşır. Günlükte ise öznellik ön plandadır. Önemli bir fark da günlük (günce) türünün anı (hatıra) türüne göre daha kısa olmasıdır.
Günlük (Günce) ile İlgili Örnekler
Örnek 1GÜNCE (11 Mayıs 1957)
Bugün üçüncü gündür yatıyorum, üşütmüşüm, sayrılandım (hastalanmak) onun için. Çok sıkılıyorum. Oysa ben yatmağı severim, günün uzun bir bölümünü yatakta geçiririm, yazılarımın çoğunu yatakta yazarım. Gücün yatmak gereğince dayanamıyorum, kalkmak, dolaşmak geliyor, içimden. Galib’in üycüğünü (beyit) söylüyorum kendi kendime: "Ab-ı hayat-ı sohbet-i ahbaptan cüda / Mahileriz kilücee-i deryaya hasretiz" Bu üycüğü andım da usuma geldi. Geçenlerde alığın aruzla yazılmış şiirleri sevmezsiniz, değil mi?" gibi bir söz söyledi. Söyleyişinden belliydi, o yırları yalnız sevmediğim değil, bilmediğim kanısındaydı. Gençlerimizin çoğu böyle beylik düşüncelerle yetindikleri için alık oluyor. Beylik düşünceler onları alıklığa, alıklık da beylik düşüncelere götürüyor. Sayrılar evine (hastane) düştüm. Bu kez önemliye benziyor. Öldürür mü, öldürmez mi? Orasına bilemem
ya. İstanbul'a gidecektim, sağınlar (hekimler) bırakmıyor. Bir süre yazı yazamayacağım. Ben de yazamayacağım Kavaf oğlu da yazamayacak. Ayrılamaz benim yanımdan. Kim bilir? Ola ki son yazdığım çizeklerdir bunlar. Öyleyse ne yapalım? Bunca yıl yaşadım, yeter bana.
Nurullah Ataç
Örnek 2
543. Gün
Milliyet Sanat'a uğradım. Fethi Naci Eleştiri Günlüğü'nü yollamış. TV'de, sekiz otuz haberlerinde, birden Edip Cansever'in ölüm haberi verildi. Bu haber inanılmaz ölçüde sarstı beni. Rastlanmadık bir biçimde ve yüksek sesle ağlamaya başladım. Oğlum fazla kaygılanmış, gelip avutucu şeyler söyledi. Turgut'ta bunca sarsılmamıştım. Üst üste gelişte bir şey var belki. Otuz yıllık arkadaşımdı. Yalnız sanat serüvenimizi değil haya serüvenimiz de iç içe durumlar yaşamıştır.
Cemal Süreya
Örnek 3Hayatımın Hikâyesi31.10.1917 İleride, bu satırlar bir kimsenin gözüne değerse, defterin güzelliğine şaşılmasın! Onu, bugün, Mahmutpaşa'da satın aldım, ama az kaldı canım pahasına. Aman Yarabbi! İstanbul'umuza böyle ne oldu? Kalabalıktan tramvaylara girmek kabil değil ki! Toptan gülle çıkar gibi zorla bir vagona attım. Bu, tramvaya girmek değil, ezilmek, üst baş parçalamak… Ne oldu halkımıza Yarabbi? Bu her yeri dolduran kifayetsiz, kaba, kötü dilli insan kalabalığı nereden geldi? Evde yalnızlığıma, sokakta bu kalabalığa dayanamıyorum, ağlayacak hale geliyorum. İşte böyle, avunmak için, avare bir kuş gibi çırpınıyorum. Şu defterle de dertleşmesem çıldıracağım. 8.2.1918 Dün Naciye Sultan'a telefon edip "Pek göreceğim geldiyse de vasıta bulunmadığı için mehcur kaldığımı" söylemiştim. Lütfen araba gönderdi. Havanın şiddetine rağmen pek rahat gittim. Beşe kadar birlikte vakit geçirdik, çay içtik. Sultan Efendi pek ziyade iltifat etti, -Bu harb ne zaman bitecek? diye benden sordu. Halimiz ne olacak Yarabbi? Acıklı insanlık daha ne zamana kadar böyle inleyecek?
Nigar Hanım
FİİLLER TEST 1
1. Fiiller ile ilgili verilen aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) İş, oluş veya hareketi bir kip ve kişiye bağlayarak anlatan sözcüklere fiil denir.B) İsimleri, fiilden ayırmak için kelimenin köküne "-me, -ma" olumsuzluk eki ya da "-mak, -mek" mastar eki getirilir. C) Kılış fiilleri iş bildiren fiillerdir. Eğer bir fiil geçişli ise yani nesne alabilirse kılış fiilidir. D) Durum fiilleri bir durağanlığı, hareketsizliği ifade eden öznenin kendi isteğiyle gerçekleşen ve hareket ifade eden fiillerdir. E) Kılış fiilleri "neyi", "kimi" sorularına cevap vermez.
2. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi birleşik zamanlı bir fiil değildir?
A) Senin anlattıklarını ben zaten biliyordum.B) Olanları bir bir yazmıştı Ahmet orada.C) Bütün umutlar kaşla göz arasında kayboldu.D) Bütün şehir onu bağrına basmıştı.E) Ne kadar çok çalışsa da başaramayacaktı Ali.
3. Ek fiilin (ek eylem) bir görevi de isim veya isim soylu sözcüklere gelerek onları yüklem yapmaktır.
Buna göre aşağıdakilerden hangisinde ek fiil farklı bir görevdedir?
A) Ayşe'nin yeni aldığı kazak çok güzeldi. B) Onun görünüşüne aldanma meğer çok gençmiş.C) Öğretmenmiş bizlere bunu orada yapan kişi.D) Mustafa, düzenli çalıştığından okulunda çok başarılıdır.E) Duyduğum kadarıyla Ahmet bu yıl Umreye gidecekmiş.
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim-fiil eklerinden biri yoktur?
A) Saz çalmayı ev arkadaşımdan öğrenmiştim.B) Onun şiir okuyuşu genellikle ilginç olur.C) Yemek sofrasının da bir oturuş şekli vardır.D) Güzel yazı yazmak yetenek gerektirir.E) İki kap yemek yiyen kişi bir anda fenalaştı.
5. Ek fiil aşağıdaki kip eklerinden hangisini alamaz?
A) Görülen Geçmiş Zaman: i+di= idiB) Öğrenilen Geçmiş Zaman: i+miş= imişC) Geniş Zaman: (i)+dir= dirD) Şimdiki Zaman: i+yor= iyorE) Şart kipi: i+se= ise
6. İsteğimizin dışında gerçekleşen yani bir durumdan bir duruma geçişi anlatan fiillere oluş fiilleri denir. Bu fiiller nesne almaz. Süreçle alakalı olduklarından bir zamana yayılan fiillerdir.
Yukarıdaki açıklamaya göre aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi oluş fiili değildir?
A) Mehmet Ali, o akşam oldukça acıkmıştı.B) Evine kadar arkadaşının yardımıyla yürüdü.C) Bahçemizdeki yeni fidanlar gün be gün büyüyordu.D) Suyun içinde uzun süre kalan demir tamamen paslanmıştı.E) Sonbaharın havasından olsa gerek bahçedeki bitkiler oldukça sararmıştı.
7. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi türemiş bir fiil değildir?
A) Hasan bizimle resmen oynuyordu orada.B) Hep birlikte onların evinde maçı izliyorduk.C) Kuzey yarım kürede günler kışa doğru iyice kısalır.D) Hastalıktan iyice incelmişti bizim Mustafa.E) Silecektiler isimlerimizi bir bir listelerden o akşam.
8. Fiilimsiler (eylemsiler) ile ilgili verilen aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Fiilimsiler, fiilden isim yapım ekleri aldıkları için türemiş sözcük sayılır. B) Olumsuzluk eklerini almazlar. C) Cümledeki görevleri ad, sıfat veya zarftır. D) Ek almadan yüklem olamazlar.E) Fiillerden ayrı olmakla birlikte fiillerde olduğu gibi çatı eklerini alabilirler.
9. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi basit zamanlı bir fiil değildir?
A) Çocuk saatlerce durakta evden gelecek olan annesini bekliyor.B) Soruları daha iyi anlamak için hep birlikte okuyalım.C) Başarılı bir öğrenci olmak için okula zamanında gelmeliyiz.D) Onu tanıdığımdan bu yana her sabah spor yapardı.E) Nihayet oradan atlamayı başarabildi Yüksel Bey.
10. Aşağıdaki cümlelerden hangisi özne-yüklem ilişkisi bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) İki kardeş oyuncakların paylaşımında sonunda anlaştı. B) Âşıklar meydanda nazikçe atıştılar.C) Taraflar, anlaşma sağlanamayınca çatıştılar.D) Öğretmen, uzun süre ona bakmak zorunda kaldı.E) Ayrılacağız diye o munis yerde saatlerce bakıştık.
11. Anlamca kaynaşmış birleşik fiiller üç şekilde oluşur. Bu fiiller bir kurala bağlı kalmadan oluşan fiillerdir.
Buna göre aşağıdakilerden hangisinin yüklemi deyim şeklinde oluşan birleşik fiiller arasında yer almaz?
A) Köyü ve çocukluk yılları gözünde tütüyordu onun.B) Çocuk, köyün altında otlayan kuzulara taş atıyordu durmadan.C) Baktık ki sonuç almayacak ağırdan aldı meseleyi.D) Can atar Betül, annesine kavuşmak için.E) Annesinin kazada öldüğünü televizyondan öğrenince aklını oynattı.
12. Değişim ve ilerleme ile özdeşleşen modernizm, eleştiriyi önemser. Onu değişimin bir Iaracı olarak kullanır. Modernizmde insan karmaşık bir varlık olarak sunulur. Modernizm, insan II IIImerkezci bir anlayışı benimser. Modernizmde soyut ve kutsalların yerini bilimsellik, akıl ve IVsomut değerlendirmeler alır. VYukarıdaki numaralanmış sözcüklerden hangisi geçişsiz bir fiildir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
13. Çekimli fiil, bir fiilinin kişi ve kip ekleri almasına denir. Fiil kök veya gövdesine kip ve kişi ekleri getirilerek çekimli fiil oluşturulur. (Fiil kök veya gövdesi+kip eki+ şahıs eki= çekimli fiil)
Buna göre aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden hangisi çekimli fiil değildir?
A) Haksızlık yapıp tüm insanlarla birlikte olmaktansa adaletli davranıp tek başına kalırım. B) Yüksekliği istedim, onu alçak gönüllülükle buldum.C) Yarın bambaşka bir insan olacağım diyorsun. Niye bugünden başlamıyorsun?D) Felaket içinde karar verebilmek yarı kurtuluştur.E) Bir adamın büyük olup olmadığını, onun alçak gönüllülüğünden anlayabilirsiniz.
14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ek fiilin olumsuz soru şekline örnek vardır?
A) Sen gerçekten de çok yaramaz değil misin?B) O, işlerini zamanında yapmaz mı gerçekten?C) Sen hâlâ bekâr mısın İsmail?D) Ben sillesini yedim feleğin, sen neden dertlisin?E) Bu güzel anları yaşamak için mi saatlerce ter dökmüştünüz?
15. Oğlunu çaresiz bir şekilde orada bekliyordu.
Yukarıdaki cümlenin çatı özellikleri hangi seçenekte doğru olarak verilmiştir?
A) Etken, geçişliB) Etken, geçişsizC) Dönüşlü, geçişliD) İşteş, geçişsizE) Edilgen, geçişli
16. Aşağıdakilerden hangisi nesne-yüklem ilişkisi bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) Korkma! sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak.B) Ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge.C) Burada geçti benim güzel günlerim.D) Sevenlerine bir mektupla veda etti.E) Sana benim gözümle bakmayanın mezarını kazacağım.
17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir fiilimsi ek fiil alarak yüklem olmuştur?
A) Sizler gerçekten bu okulun en yaramaz öğrencileri değil misiniz?B) Dün evde her zamankinden faklı bir şekilde yalnızdım.C) Son görüştüğünüz kişi akşam eve en geç gelendi.D) Çocukluk arkadaşlarım yazın topluca köydeki evimize geleceklermiş.E) Ek fiil konusu ile ilgili sınavda çıkabilecek sorularda ümitsizdi.
18. Aşağıdaki cümlelerden hangisi nesne-yüklem ilişkisi bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) Semih en son arabasını yine aynı kişiye sattı.B) Akşam oldukça çok geç bir saatte uyudu.C) Okuldaki yoksul çocuklara kırtasiyeden birçok kitap aldı.D) Tam iki gün boyunca her yerde aradım.E) Yakalanacağını anlayınca arkadaşını onlara teslim etti.
19. Ek fiilin bir görevi de basit kipli fiilleri birleşik kip yapmaktır.
Buna göre aşağıdakilerden hangisinde ek fiil bu görevinde kullanılmamıştır?
A) Yeni hatırladım doğrusu eskiden hafta sonları buraya geliyormuşuz.B) Haftada klasiklerden bir kitap okuyacaksan seninle gelirim.C) Annesine haftada bir mektup yazarmış.D) Hepimiz bu konuda birbirimizi daha iyi anlamalıydık.E) Dün evde her zamankinden faklı bir şekilde yalnızdım.
20. Aşağıdakilerden hangisinin fiil kipinde anlam kayması olmamıştır?
A) Her hafta düzenli olarak spor yapıyorum.B) Adam bir bakmış ki arabası yerinde değil.C) Merak etme biraz sonra söylediklerinizi yapıyorum.D) Gördüğüm kadarıyla her zaman eve geç geliyorsun Hasan.E) Nasrettin Hoca bir gün çok sevdiği arkadaşına misafirliğe gider.
CEVAP ANAHTARI: 1-E 2-C 3-E 4-E 5-D 6-B 7-E 8-B 9-D 10-D 11-B 12-C 13-D 14-A 15-A 16-E 17-C 18-B 19-E 20-B
FİİLLER TEST 2
1. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden hangisi kılış fiili değildir?
A) Bütün soruları on dakika içerisinde yazdı.B) Esra, kardeşinin yüzünü silinmez kalemle çizdi.C) Saçlarını -üzüntüden olsa gerek- bir bir yoldu.D) Kendilerine ikram edilen şalgam suyunu afiyetle içtiler.E) Çocuğun günden güne boyu uzuyordu.
2. Günümüzde hemen hemen hiçbir alanda dile yeterince önem verilmiyor. Dilin daha çok Ireklam boyutu ön plana çıkıyor. Dilimizi koruma çabası içerisine girersek önce sokaktan II IIIbaşlamalıyız bu işe. Böylece daha çabuk yol alırız. IV V
Yukarıdaki metindeki numaralanmış sözcüklerden hangisi birleşik zamanlıdır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
3. Aşağıdakilerden hangisinin fiil kipinde bir anlam kayması olmamıştır?
A) Söylediklerinizi her yazın yapıyoruz.B) Her sabah bu masada ders çalışıyor.C) Komşularımız her hafta burada toplanıyor.D) Dosyam masanın gözlerinde olmalı.E) Bugünden itibaren daha çok görüşüyoruz tamam mı?
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde aslında edat olan bir sözcük ek fiil alarak yüklem olmuştur?
A) Yöneticiliğinizi çok beğendim, oldukça ilgilisiniz.B) Meğer insana asıl doğruları söyleyen insanın içiymiş.
C) Dün beni aradığınızda ben işteydim.D) Bunca uğraş ve emek aslında hep senin içindi.E) Çalışmadığına göre yine sınavı başaramayacak.
5. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden hangisi isim-fiil (ad-eylem) değildir?
A) Danışma kısmına giren kişi bizimle bir şey danışmak istediğini söyledi.B) Doktor evimizde yarayı sarmaya başlayınca annem de mutfakta sarma sarıyordu. C) Seni bulmak için aramadık yer bırakmadı Ali.D) Maçın bitiş düdüğüyle stat bir anda karıştı.E) Bir elinde çakmak diğerinde dondurma olan çocuk yanındakine bir tokat çakmak istiyordu.
6. Aşağıdakilerden hangisinin yüklemi yapısı bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) Askerlikten döner dönmez hemen evlendi.B) Hayatta her şey bir adım atmakla başlar.C) O mübarek zat orada oldukça susamıştı.D) Yeniliklerin birçoğu ilkin genellikle benimsenmez.E) Karın çoğunu yolun diğer tarafına atmışlardı.
7. Aşağıdakilerden hangisi özne-yüklem ilişkisi bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) Yusuf, öğretmeninden notunu açıklamasını istedi.B) Şiddetli rüzgârın etkisiyle elmalar ağaçtan düşmüş.C) Kuşlar, sonbaharda sıcak diyarlara göç eder.D) Ali, arkadaşına haklı gerekçelerle fena kırılmış.E) Yağmur hafif hafif yağmaya başlamıştı.
8. "Etmek ve olmak" eylemleri kimi zaman cümlelerde yardımcı eylem olmaktan çıkıp asıl eylem olur. Bu durumlarda genellikle başka bir sözcüğün yerine kullanılırlar.
Buna göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde "etmek ve olmak" fiilleri asıl eylem görevinde değildir?
A) Konuklara öncelikle programın akışını arz etti.B) Bu ev etse etse on milyar eder bence. C) Sabahın erken saatlerinde annenle evde olmalısın.D) En son aldığın giysi üzerime oldu. E) Bahçedeki meyvelerin birçoğu henüz olmamış.
9. Ek fiilin iki görevi vardır: İsim soylu sözcüklere gelerek onları yüklem yapar ya da basit kipleri birleşik kip durumuna getirir.
Buna göre aşağıdakilerden hangisinde ek fiil farklı bir görevde kullanılmıştır?
A) Öğrencilerimizden bazıları gerçekten de çok çalışkandı.B) Bizim oralar şu an oldukça ihtişamlıdır.C) Bir zamanlar bizler de çocuklar gibi şendik.D) Anlaşılan o zamanlar ben de çalışkanmışım.E) Bu zorlukları hep birlikte aşmıştık o yıllarda.
10. Aşağıdaki cümlelerden hangisi özne-yüklem ilişkisi bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) Gecenin bir yarısı kapı hızlı bir şekilde vuruldu.B) Kitaplar masada unutulmuş yine.
C) Okula gitmek üzere sabah erkenden evden ayrıldı.D) En güzel anılar uzun kış gecelerinde anlatılır.E) Bahçedeki ağaçlar nihayetinde budandı.
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem gereklilik kipindedir?
A) Akıllı olmak da bir şey değil mühim olan o aklı yerinde kullanmaktır.B) Alışkanlıklar bırakılmazlarsa zamanla ihtiyaç haline gelir.C) Bir ailede anne olmazsa orada büyüyen çocuklar gölgede kalmış meyveler gibi olgunlaşmaz.D) Aşk, dünyanın en tatlı mutluluğu ile en derin acısından yaratılmıştır.E) Camdan evde oturanlar başkalarına taş atmamalıdırlar.
12. Aşağıdakilerden hangisi nesne-yüklem ilişkisi bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) Dilinden düşürmediği şarkıları bir de sizin için söyledi.B) Kuşların cıvıltısını kulaklarımın dibinde hissediyorum.C) Sabahın ilk ışıklarına kadar gece namazı kılardı.D) Gözleri gözyaşlarından daha güzel bir şey yıkayamaz. E) Arkadaşına çok uzun bir süre anlamsız anlamsız baktı.
13. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi oldurgan çatılı fiil değildir?
A) Sonunda herkesi orada uyuttu.B) Saçlarını usturayla kazıttı.C) Karanlıkta oraya sızanları bir bir öldürdü.D) Katılımcıları saatlerce kahkaha ile güldürdü.E) Mehmet Bey, çocuğunu doktora baktırdı.
14. Aşağıdaki dizelerin hangisinde ek fiil yüklem görevinde değildir?
A) Bugün hava her zamankinden oldukça güzeldi.B) Rüyalara uzattığım bu eller miydi?C) En muteber haslet çalışmaktır her zaman.D) Ağlarsam sesimi duyar mısınız mısralarımda?E) Hayatımın en mühim prensibi, kimseye hiçbir şekilde adaletsiz davranmamaktır.
15. Aşağıdakilerden hangisinin yüklemi haber kiplerinden biriyle çekimlenmemiştir?
A) Bilmelidir kişi kadrini bilenle bilmeyeni.B) Baktı göz ucuyla kendisini seyreden çocuğa.C) Her akşam babasının yanına gider Esma.D) Nedense biraz çabuk gitmiş o akşam eve.E) Böyle giderse yanacak ortalıkta kalan bütün çocuklar.
16. Geçişli bir fiilin "-t, -r, -dir" çatı ekleriyle geçişlilik derecesinin artırılmasına ettirgen çatılı fiil denir.
Buna göre aşağıdakilerden hangisinin yüklemi ettirgen çatılı bir fiil değildir?
A) En güzel elbiseleri ona aldırdı.B) Kaybolan silgisini kardeşine buldurdu.C) Annesini doktora iyice baktırdı.D) Ölümünün ikinci yılında kardeşine mevlit okuttu.E) Zorla onlara köyünde okul açtırdı.
17. Herkes gelen kişiyi izliyordu. Kimse onu tanıma noktasında bir çaba sarf etmiyordu. I II III IV
Adam, yüzünü kaldırıp gülüp geçti. V
Yukarıdaki numaralanmış sözcüklerle ilgili verilen aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) I. sözcük sıfat-fiil ekini almıştır.B) II. sözcük basit yapılı bir fiildir.C) III. sözcük isim-fiil ekini almıştır.D) IV. sözcük hem birleşik yapılı hem de birleşik zamanlı bir fiildir.E) V. sözcük zarf-fiil (ulaç) ekini almıştır.
18. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi ek fiilin geniş zamanıyla çekimlenmemiştir?
A) Mutluluk elin erişebileceği çiçeklerden bir demet yapma sanatıdır.B) Doğudaki ülkelere göre bence epeyce bilgiliyiz.C) Son zamanlarda bizimkiler oldukça mutlular.D) Sizleri geç keşfettik meğer çok zekiymişsiniz.E) Ne kadar bilirsen bil, anlatabildiklerin karşındakinin anlayabileceği kadardır.
19. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "sıfat-fiil (ortaç)" yoktur?
A) Bir tek kişiye yapılan haksızlık, bütün topluluğa yönelmiş bir tehdittir.B) Bir ülkenin geleceği o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır.C) Bir okul açan bir hapishane kapatır.D) Bir şeyi bildiğin zaman, onu bildiğini göstermeye çalış. E) Bütün donanımıyla askere değil de elindeki alfabesiyle öğretmene güvenirim.
20. Bir durağanlığı, hareketsizliği ifade eden öznenin kendi isteğiyle gerçekleşen ve hareket ifade eden fiillere durum fiilleri denir.
Buna göre aşağıdaki cümlelerin yüklemlerinden hangisi durum fiili değildir?
A) Furkan, dün akşam çok geç uyumuştu.B) Önüne bakmadan yürüyünce bütün bardakları kırdı.C) Ayağının tozuyla onların evine kadar yürüdü.D) Çocuğunu o durumda görünce hüngür hüngür ağladı.E) Araç yavaş seyrettikten bir süre sonra durdu.
CEVAP ANAHTARI: 1-E 2-C 3-D 4-D 5-B 6-E 7-D 8-A 9-E 10-C 11-E 12-E 13-B 14-D 15-A 16-C 17-B 18-D 19-E 20-B
NOKTALAMA İŞARETLERİDuygu ve düşünceleri açık ve etkili bir şekilde ifade etmek için ifadenin vurgu ve ton özellikleri ile okuma ve anlamayı kolaylaştırmak üzere kullandığımız işaretlere noktalama işaretleri denir. Başlıca noktalama işaretleri şunlardır:
NOKTA İŞARETİ (.)1. Cümle sonlarına konur.
Örnek
Yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun gözyaşlarımızın rengi aynıdır.
Her insan, yapmadığı tüm iyiliklerden suçludur.
Tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur.
2. Kısaltılmış bazı sözcüklerden sonra konur.
Örnek
Ar. (Arapça), Alb. (albay), Alm. (Almanca), Av. (avukat), Bnb. (binbaşı), Böl. (bölüm), Bulg. (Bulgarca), Cad. (cadde), Çev. (çeviren), Dr. (doktor), Ecz. (eczane), Ed. (edebiyat) İng. (İngilizce), Mah. (mahalle), Prof. (profesör), Sok. (sokak), s. (sayfa), sf. (sıfat), vb. (ve benzerleri), Yrd. Doç. (yardımcı doçent)
3. Sayılardan sonra sıra bildirmek için kullanılan "-ıncı, -inci, -uncu, -üncü" ekleri yerine konur.
Örnek
5. (beşinci)
III. Mehmet
12. (on ikinci)
XX. yüzyıl
3. Cadde
5. Sokak
Not: Sıralanan rakamların virgül ya da çizgiyle ayrılanların yalnızca sonuncu rakamına nokta konur.
Örnek
Yarışmaya 9, 10, 11 ve 12. sınıftaki öğrenciler katılacak.
XV-XX. yüzyıllar arasındaki tarihi hadiseleri anlamak çaba gerektirir.
4. Tarihlerde gün, ay ve yılı gösteren rakamlar arasına konur.
Örnek
05.05.2005
29.06.1976
Uyarı: Tarihlerde ay adları yazıyla yazılabilir. Bu yazımlarda ay adından önce ve sonra nokta işareti konulmaz.
Örnek
18 Mart 1918 (doğru)
18. Mart 1918 (yanlış)
18 Mart. 1918 (yanlış)
18. Mart. 1918 (yanlış)
5. Saat ve dakikayı gösteren rakamları ayırmada konur: Gerek cep telefonlarında gerekse diğer dijital araçlarda saat ve dakika arasında iki nokta (:) işareti kullanılmaktadır. Bu bir noktalama yanlışlığıdır. Buna dikkat etmek gerekir.
Örnek
Bugün 06.00'da okuldaydım.
Uçak 10.23'te İstanbul'a hareket edecek.
Mehmet, bizi Van'da 05.45'te arkadaşlarıyla karşılayacak.
6. Cümle değeri taşıyan "evet, peki, hayır" gibi anlatımlardan sonra cümle devam etmiyorsa nokta işareti konulur.
Örnek
— Evimize akşam gelecek misin?— Hayır.— Yarın bize gelecek misin?— Evet.
7. Dört basamaklı sayılarda binler basamakları arasında kullanılır. En az üç basamaklı sayılarda her üç basamaktan sonra nokta işareti konur.
Örnek
1.000.000.000
100.000
10.000
1.000
8. Matematiksel işlemlerde çarpı işareti yerine konur.
Örnek
5.5=25
9.4=36
9. Herhangi bir yazının konu başlıklarını gösteren rakam ve harflerden sonra konur.
Örnek
I. SIFATLAR
A. NİTELEME SIFATLARIB. BELİRTME SIFATLARI
Uyarı: Büyük harflerle yapılan kısaltmalarda nokta kullanımı terk edilmiştir. (T.C. Türkiye Cumhuriyeti ve T. Türkçe hariç)
Örnek
TBMM, TDK, THY
Uyarı: Yazı başlıklarında nokta kullanılmaz.
İNSANLIK ONURU
10. Bibliyografik künyelerin sonuna konulur.
Örnek
Kaplan, Mehmet, Oğuz Kaan Destanı, İstanbul, 1979.
Güntekin, Reşat Nuri, Çalıkuşu, İnkılâp Kitapevi, İstanbul, 2003.
Orhan Pamuk, Kar, OP Basımevi, Antalya, 2010.
11. Genel ağ adreslerinde "//" işaretinden sonra gelen ilk sözcükten sonra ve devamında konur.
Örnek
https://www.google.com.tr/
https://www.edebiyatokulu.org/
Nokta İşareti (.) ile İlgili Alıştırmalar
Aşağıda yer alan cümlelerin sonundaki nokta işaretinin konuş nedenini araştırınız.
Ağaç ne kadar yüksek olursa olsun yaprakları yine de yere düşer.
Güzel gören, güzel düşünür; güzel düşünen, hayatından lezzet alır.
Dr. Mustafa Bey hızla olay yerine ulaşmaya çalışıyordu.
XI. yüzyıl inançlı, kararlı insanların yüzyılı olacaktır.
5, 6, 7. yaş grubundakiler bu yarışmaya davetlidir.
01.01.2001 tarihi bize çok şeyi hatırlatıyor.
Maç 20.00’da başlayacak.
5.000.000 kişi bu olaydan etkilenecek.
Sarıkaya, Abdurrahman, Eğitim Yönetiminde Etik, Van, 2015.
VİRGÜL İŞARETİ (,)1. Eş görevli sözcükler ya da söz gruplarını ayırırken konulur.
Örnek
Manavdan elma, üzüm, portakal, mandalina aldı. (Belirtisiz nesneleri ayırmıştır.)
Okulun bahçesi, sınıfın kapısı birer isim tamlamasıdır. (İsim tamlamalarını ayırmıştır.)
Sabır, zaman ve metanet en güçlü savaşçılardır. (Özneleri ayırmada kullanılmıştır.)
2. Sıralı cümleleri ayırmada konur.
Örnek
Bahçeyi suladı, civcivlere yem verdi.
Arkadaşına baktı, bir şeyler söyledi.
Çok yeme, sıcak yeme, çiğ yeme.
Ali okula gitti, okulda kimse yoktu.
Umduk, bekledik, düşündük.
3. Özellikle uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş özneden sonra konur.
Örnek
Mustafa, sabahları aynı saatte kalkmasına rağmen dün okula geç kalmıştı.
Para, insanın temel karakteristik özelliği neyse onu öne çıkarır.
Eğitim, insanın okulda öğrendiği her şeyi unuttuğunda arta kalan şeydir.
4. Özneyi vurgulamak, belirtmek amacıyla konur.
Örnek
Ahmet, her zaman bunu yapar.
Toplum bilimciler, daima uyanık olmalıdır.
Şiir, hem ozanın hem de yazıldığı çağın resmidir.
5. Ara sözleri ayırmak amacıyla (ara sözlerin başında ve sonunda) konur.
Örnek
Annesini, biricik varlığını, kaybetmişti.
İstanbul'da, o hatıraların şehrinde, yıllarca çalışmıştım.
Örnek olsun diye, örnek istemez ya, söylüyorum.
6. Anlam karışıklığını önlemek amacıyla genellikle adlaşmış sıfatlardan sonra konulur.
Örnek
İhtiyar, adama merhamet dolu gözlerle bakıyordu.
Yaralı, askere yardım etmeye çalışıyordu.
Genç, doktora bir şeyler anlatıyordu.
Yaşlı, bekçiyi oyalamaya çalışıyordu.
Hırsız, çocuğu bir süre kovaladı.
7. Yazıda tırnak içine alınmayan alıntı cümlelerden sonra konur.
Örnek
Bir daha size gelmeyeceğim, diyordu.
İnsan, yapmadığı tüm iyiliklerden suçludur, diyordu.
Necip Fazıl, tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur, derdi.
8. "Evet, hayır, yok, peki, pekâlâ, olur, hayhay, öyle, haydi, elbette, başüstüne, tamam …" gibi cümle başında kullanılan ret ve teşvik içeren sözcüklerden sonra konur.
Örnek
Evet, birlikte başarabiliriz.
Hayır, yanlışta ısrar etmeyeceğim.
Peki, söylediğiniz şekilde işi yapalım.
Hayhay, bir saat içinde her yer hazır olur.
Olur, ben de bu yıl tatili orada geçireyim.
Haydi, bu işi hemen bitirelim.
Pekâlâ, dediğiniz gibi olsun.
Elbette, sizinle gelmeyi isterim.
Tamam, bir daha bu davranışta bulunmayacağım.
Başüstüne, salonu birazdan hazırlarız.
9. Hitaplardan sonra konur.
Örnek
Sayın Valim,
Saygıdeğer Konuklar,
Sevgili Kardeşim,
Değerli Arkadaşım,
Muhterem Hanımefendiler,
Kıymetli Gençler,
10. Anlamı etkili kılmak amacıyla tekrarlanan sözler arasına konur.
Örnek
Hüzün, yine hüzün, yine hüzün…
Akşam, yine akşam, yine akşam,Göllerde bu dem bir kamış olsam! (Ahmet Haşim)
Yalnızlık, yine yalnızlık, yine yalnızlık…
11. Kullanılmadığında anlamın farklı bir boyut kazandığı (cümledeki anlamın değiştiği) sözcüklerden sonra konur.
Örnek
Oku; adam ol baban gibi, eşek olma.
Çabala, çalış Mustafa gibi, başarısız olma.
Her şeyi zamanında yap öğretmenin gibi, aptallık yapma.
12. Kesirli sayılarda kesirli kısmı göstermek amacıyla konur.
Örnek
35,4 (Otuz beş tam, onda dört)
11,6 (On bir tam, onda altı)
0,44 (sıfır tam, yüzde kırk dört)
35,32 (otuz beş tam, yüzde otuz iki)
13. Cümlede özne göreviyle kullanılan ve bir isimden önce gelen "bu, şu ve o" zamirlerinden sonra virgül işareti (,) konur.
Örnek
O, kitabı çok güzel bulmuş.
O, kedinin farklı gözlerine hayran kalmıştı.
O, eski defterleri çoktan kapatmış, Osmanlıya kucağını açmıştı.
Bu, arkadaşını asla unutmayacak.
Şu, bahçeyi satın aldı.
14. Bibliyografik künyelerde yazar, eser, basımevi vb. maddelerden sonra konur.
Örnek
Mehmet Kaplan, Atatürk Şiirleri, TDK Yayınları, Ankara, 2000.
Dadaloğlu, Bütün Şiirleri, Umutbahar Yayınları, Ankara, 2004.
Türk Dil Kurumu, İmla Kılavuzu, TDK Basımevi, Ankara, 2009.
Akın Gülten, Şiiri Düzde Kuşatmak, Alan Yayıncılık, 1. Baskı, İstanbul, 1983.
Falih Rıfkı Atay, Tuna Kıyıları, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1938.
15. Konuşma çizgisinden önceki ifadenin sonuna konur.
Örnek
Bahçe kapısını açtı. Sermet Bey'e,— Bu anahtar köşkü de açar, dedi. (Ömer Seyfettin)
Virgül İşareti (,) ile İlgili Önemli Uyarılar
1. "ve, ile, veya, yahut" bağlaçlarından önce de sonra da virgül işareti konulmaz.
Örnek
Okula Mustafa, ile Mehmet gelmişlerdi. (yanlış)
Okula Mustafa ile, Mehmet gelmişlerdi. (yanlış)
Okula Mustafa ile Mehmet gelmişlerdi. (doğru)
Kitap, defter, ve kalemlerini okulda unutmuştu. (yanlış)
Kitap, defter ve, kalemlerini okulda unutmuştu. (yanlış)
Kitap, defter ve kalemlerini okulda unutmuştu. (doğru)
Bu hafta sonu İstanbul'a, veya Ankara'ya gideceğiz. (yanlış)
Bu hafta sonu İstanbul'a veya, Ankara'ya gideceğiz. (yanlış)
Bu hafta sonu İstanbul'a veya Ankara'ya gideceğiz. (doğru)
Mustafa, yahut Muhammed Furkan bize gelsin akşam. (yanlış)
Mustafa yahut, Muhammed Furkan bize gelsin akşam. (yanlış)
Mustafa yahut Muhammed Furkan bize gelsin akşam. (doğru)
2. "vb.", "vs." gibi kısaltmalardan önce virgül işareti konulmaz.
Örnek
Çarşıdan kitap, kalem, defter, vs. malzemeler almıştı. (yanlış)
Çarşıdan kitap, kalem, defter vs. malzemeler almıştı. (doğru)
3. İsim veya sıfat tamlamalarında tamlayan ile tamlanan arasına kesinlikle virgül işareti gelmez.
Örnek
Kırmızı, gömlek ona çok yakışmıştı. (yanlış)
Kırmızı gömlek ona çok yakışmıştı. (doğru)
Bahçenin, gülleri bir başka güzeldi o diyarlarda. (yanlış)
Bahçenin gülleri bir başka güzeldi o diyarlarda. (doğru)
4. İkilemeler arasına virgül işareti konulmaz.
Evli, barklı insanlar bir araya gelmişlerdi. (yanlış)
Evli barklı insanlar bir araya gelmişlerdi. (doğru)
Güzele her daim deste, deste güller ile gitmek gerek. (yanlış)
Güzele her daim deste deste güller ile gitmek gerek. (doğru)
El, ele tutuşup kırlara açıldılar. (yanlış)
El ele tutuşup kırlara açıldılar. (doğru)
Eş, dost toplanıp onları ziyarete gittik. (yanlış)
Eş dost toplanıp onları ziyarete gittik. (doğru)
Eski, püskü elbiseler giyen kişi eğri, büğrü konuşunca herkesten fırça yemişti. (yanlış)
Eski püskü elbiseler giyen kişi eğri büğrü konuşunca herkesten fırça yemişti. (doğru)
5. "-sa, -se" şart kipi ekinden sonra virgül işareti kullanılmaz.
Örnek
Ahmet bunu zamanında yazacaksa, bizi büyük bir sıkıntıdan kurtarmış olur. (yanlış)
Ahmet bunu zamanında yazacaksa bizi büyük bir sıkıntıdan kurtarmış olur. (doğru)
Sebebi ne olursa, olsun namaz kılmamanın mazereti olamaz. (yanlış)
Sebebi ne olursa olsun namaz kılmamanın mazereti olamaz. (doğru)
7. "hem… hem, ya… ya, ne… ne, de… de, gerek… gerek" bağlaçlarından sonra virgül işareti kullanılmaz.
Onlar hem, nalına hem, mıhına vuruyordu. (yanlış)
Onlar hem nalına hem mıhına vuruyordu. (doğru)
Şair; ne, serden ne, yardan vazgeçilir, diyordu. (yanlış)
Şair ne serden ne yardan vazgeçilir, diyordu. (doğru)
Çalışmayanlar ya, bu deveyi gütmeli ya, bu diyardan gitmelidirler. (yanlış)
Çalışmayanlar ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmelidirler. (doğru)
Gelen de, giden de, bu saatte kadar olmadı. (yanlış)
Gelen de giden de bu saatte kadar olmadı. (doğru)
Olayda gerek, komşularımız gerek, akrabalarımız yanımızdan hiç ayrılmadılar. (yanlış)
Gerek komşularımız gerek akrabalarımız bu olayda yanımızdan hiç ayrılmadılar. (doğru)
8. Zarf-fiil ekleri olan "-ıp, -ip, -erek, -arak, -ınca, -ince, -dıkça, -dikçe, -madan, -meden, -alı, -eli, -esiye, -asıya, -e, -a, -cesine, -casına, -dığında, -diğinde, -(i)r... -mez, -ken, -meksizin, -maksızın" eklerinden sonra virgül işareti (,) kullanılmaz.
Örnek
Bu şekilde konuşarak, kendini inkâr ediyorsun. (yanlış)
Bu şekilde konuşarak kendini inkâr ediyorsun. (doğru)
Babası gelince, eve doğru koştu. (yanlış)
Babası gelince eve doğru koştu. (doğru)
Soruları doğru yaptıkça, kendine olan güveni artıyordu. (yanlış)
Soruları doğru yaptıkça kendine olan güveni artıyordu. (doğru)
Dereyi görmeden, paçayı sıvamamak gerekir. (yanlış)
Dereyi görmeden paçayı sıvamamak gerekir. (doğru)
Buraya geleli, bir yıl oldu. (yanlış)
Buraya geleli bir yıl oldu. (doğru)
Kalabalık adamı öldüresiye, dövdü. (yanlış)
Kalabalık adamı öldüresiye dövdü. (doğru)
Güle güle, gidin arkadaşlar. (yanlış)
Güle güle gidin arkadaşlar. (doğru)
Doğru cevabı bilmişçesine, seviniyordu. (yanlış)
Doğru cevabı bilmişçesine seviniyordu. (doğru)
Eve gittiğinde, annesi onu hep öperdi. (yanlış)
Eve gittiğinde annesi onu hep öperdi. (doğru)
Gelir gelmez, sofraya oturdu. (yanlış)
Gelir gelmez sofraya oturdu. (doğru)
Ders çalışırken, dünya ile irtibatını keserdi. (yanlış)
Ders çalışırken dünya ile irtibatını keserdi. (doğru)
Bunları yazmaksızın, öğrenemezsiniz. (yanlış)
Bunları yazmaksızın öğrenemezsiniz. (doğru)
9. Metinde "-ınca, -ince" anlamıyla zarf-fiil görevinde kullanılan "mı, mi" eklerinden sonra virgül işareti kullanılmaz.
Örnek
Ben aç yattım mı, kötü kötü rüyalar görürüm nedense. (yanlış) ("yatınca" anlamında)
Ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense. (doğru) ("yatınca" anlamında)
O eve geldim mi, kavga başlardı. (yanlış) ("gelince" anlamında)
O eve geldim mi kavga başlardı. (doğru) ("gelince" anlamında)
Virgül İşareti ile İlgili Alıştırmalar
1. Aşağıdaki cümlelerdeki virgül işaretinin konuş gerekçelerini araştırınız.
Mustafa, Furkan, Serkan aynı takımda oynadılar.
Eve geldi, kitaplarını alıp doğruca okula gitti.
Furkan, babasının yıllarca onun için uğraştığını, çabaladığını fark etmeye başlamıştı.
Öğretmenini, her şeyim dediği kişiyi, asla unutmayacaktı.
İhtiyar, adama şöyle bir baktı.
O güzelim yılları hep hatırlayacağım, diyordu.
Tamam, söylediklerinizi yarın harfiyen yerine getireceğim.
Gurbet, yine gurbet, yine gurbet…
Çalış, öğren arkadaşın gibi, tembel olma.
O, hayatı her zaman anlamsız görüyordu.
Orhan Pamuk, Kar, OP Basımevi, Antalya, 2010.
2. Aşağıda yer alan cümlelerde virgül işareti yanlış konulmuştur. Gerekçelerini araştırınız.
Babamın vasiyeti üzerine Ali, ile Ahmet onu köyüne götürdüler.
Annesine çanta, ayakkabı, gömlek, vs. şeyler aldı.
Ali yaramaz, öğrencileri idareye şikâyet etti.
Başarının, sırrını öğrenmeye çalışıyordu.
Kaptan onun mırın, kırın etmeden ilerlemesini istiyordu.
İnsanlar, da meğer duygusuz olabiliyormuş.
Bu sınavı bana göre başaracaksa, Burhanettin başaracak.
O ne, annesine ne, babasına doyabildi hayatında.
Bu yıl hem, haca hem, umreye gitmeyi düşünüyorum.
Ya, olduğun gibi görün; ya, göründüğün gibi ol.
Bir an bütün işlerini bitirip, evine gitmek istiyordu.
Sınıfta yersiz bağırınca, dışarı atıldı.
Ben yârime gül demem; gülünce, susturamıyorum.
Seni her gördükçe, onu hatırlıyorum.
Millet olarak yola durmadan, devam ediyorduk.
Sen gittin gideli, bak kuşlar uçmaz oldu.
Yabancıyı öldüresiye, dövdüler.
Sınavı kazanmışcasına, seviniyordu.
Doktor geldiğinde, iş işten geçmişti.
Soruya bakar bakmaz, soruyu hemencecik anladı.
Kuşlar bizim diyarımıza uçarken, hüzün doluyordu içim.
Arkadaşına durmaksızın, gel diye bağırıyordu.
Babası onu gördü mü, başlardı ağlamaya.
NOKTALI VİRGÜL İŞARETİ (;)1. Bağlaçlarla bağlanabilen ancak yazılmayan bu bağlaçlar yerine konur.
Örnek
Ankara'ya doktora gelmiş; memleketinde tedavi olamamış. (çünkü)
Mustafa'ya çok dil döktüm; Mustafa'yı bir türlü ikna edemedim. (ama)
Olanları izliyordu; olanlara bir türlü anlam veremiyordu. (fakat)
Annesini çok seviyordu; annesi ona her zaman kızıyordu. (oysa)
Çok duyarlı bir kişiliğe sahipti; bir türlü oraya sesini duyuramıyordu. (ancak)
2. Sıralı cümlelerde öğeler arasına virgül konmuşsa bunları ayırmada kullanılır.
Örnek
At ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır.
Kel ölür, sırma saçlı olur; kör ölür, badem gözlü olur.
Mutluluktan, heyecandan uyuyamadı; erkenden ayağa kalktı.
Bülbül ötmüş, gül dinlemiş; kuşlar uçmuş, el izlemiş.
3. Öğelerde anlam karışıklığını önlemek için kullanılır.
Örnek
Matematik; Türkçe, tarih ve coğrafyadan daha anlaşılmazdır.
Ayşe; Mustafa, Fatma ve Ali'den çalışkandır.
İstanbul; Ankara ve İzmir'den daha az güvenlidir.
Tiyatro; roman ve masala göre daha öğreticidir.
Müdür; öğretmen, öğrenci ve çevre etkileşimini başlatır.
4. Virgül ile birbirinden ayrılmış sözleri veya söz gruplarını farklı söz veya söz gruplarından ayırmak amacıyla konur.
Örnek
Mustafa, Yusuf, Furkan çarşıya; Ahmet, İbrahim, Hasan sinemaya gittiler.
Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş İspanya'ya; Trabzon ve Bursa İtalya'ya gidecek.
İlçelerden en çok Sapanca, Arifiye, Salihli'yi; illerden Bolu ve Sakarya'yı seviyorum.
Erkek çocuklara Ali, Mustafa, Furkan; kız çocuklarına Tuba, Betül, Esra ismini vermişlerdi.
Yemeklerden kavurma, kebap, sarma; içeceklerden ayran, soda, su severdi.
Noktalı Virgül (;) İşareti ile İlgili Önemli Uyarılar
1. "ama, fakat, lakin, ancak, yalnız, çünkü…" bağlaçlarından önce kullanılan noktalı virgül kullanımı terk edilmiştir.
Örnek
Fatma çok ders çalışmış; ama verimli çalışmamış. (yanlış)
Fatma çok ders çalışmış ama verimli çalışmamış. (doğru)
Size gelmek istiyorum; ancak evinizin adresini bilmiyorum. (yanlış)
Size gelmek istiyorum ancak evinizin adresini bilmiyorum. (doğru)
Çok ders çalışıyordu; fakat bir türlü başarılı olamıyordu. (yanlış)
Çok ders çalışıyordu fakat bir türlü başarılı olamıyordu. (doğru)
Babasını dört gözle bekliyordu; çünkü onu çok seviyordu. (yanlış)
Babasını dört gözle bekliyordu çünkü onu çok seviyordu. (doğru)
2. Noktalı virgülden sonra gelen sözcük özel isim değilse büyük harfle başlamaz.
Örnek
Ahmet; İsmail, Yakup ve İlhan'dan daha yaramazdır. (Özel isim olduğundan büyük harfle başlamıştır.)
Kel ölür, sırma saçlı olur; kör ölür, badem gözlü olur. (küçük harf)
Ahmet'i çok aramış; bir türlü bulamamış. (küçük harf)
Noktalı Virgül İşareti (,) ile İlgili Önemli Uyarılar
1. Aşağıdaki cümlelerdeki noktalı virgül (;) işaretinin konuş gerekçelerini araştırınız.
Babasına bir kravat almıştı; onun doğum günüydü.
Arkadaşına randevu aldı; onu tedavi edemedi.
Baki gitmiş, gazel ölmüş; şair gitmiş, şiir bitmiş.
Sabri; İsmail, İbrahim ve Hasan'dan daha duyarlıdır.
Selim, Fuat, Fethi inşaata; Mehmet, Faruk camiye gittiler.
2. Aşağıdaki cümlelerde noktalı virgül yanlış kullanılmıştır. Nedenlerini araştırınız.
Sizi anlamaya çalışıyorum; yalnız siz anlamamakta ısrar ediyorsunuz.
Onu çok duygusuz biliyorduk; fakat babasının ölümüne saatlerce ağlamıştı.
Kendisine çok güveniyordu; lakin çok çalışmıştı.
İKİ NOKTA İŞARETİ (:) 1. Kendisinden sonra örnek verilen cümlelerin sonuna konur.
Örnek
Derslerin çoğundan sınıfını geçti: matematik, tarih, coğrafya…
Hint-Avrupa dil ailesinde aşağıdaki diller yer alır: Farsça, Hintçe, İngilizce…
Zamirler adların yerini tutan sözcüklerdir: ben, sen, o…
Okulda kimler yoktu ki: Ayşe, Mustafa, İbrahim…
Yeni harfler alındıktan sonra eski yazı ile bir tek kelime bile yazmayan iki kişi görmüşümdür: Atatürk ve İnönü.
2. Kendisinden sonra yapılacak açıklamalardan önce konur.
Örnek
Çağdaşları ona şu lakabı takmıştı: Vatan şairi.
Hayatın en önemli kuralı şudur: Çok çalışıp başarılı olmaktır.
3. Karşılıklı konuşmalarda, konuşma çizgisinden önce konur.
Örnek
Mustafa Efendi:
—Neden yazdıklarını önemsiz buluyorsun?
İsmail:
—Yazdıklarınızı okuyunca bu kanıya vardım.
4. Matematikte bölme işareti yerine konur.
Örnek
50: 5=10
40: 20=2
88: 44=2
5. Kavramlar tanımlanırken ilgili kavramdan hemen sonra konur.
Örnek
Şiir: Duygu ve düşüncelerin güzel ve etkili bir biçimde kullanıldığı yazılara denir.Gezi Yazısı: Bir kimsenin gezip gördüğü yerleri, bu yerlerle ilgili edindiği bilgi ve izlenimleri anlattığı yazı türüdür.Roman: Yaşanmış ya da yaşanabilecek olayları zamana ve kişiye bağlı olarak anlatan türdür.
6. Genel ağ adreslerinde kullanılır.Örnekhttp://www.edebiyatokulu.orghttps://www.google.com.tr
7. Başkasından aktarılan yazı ya da sözlerde tırnak işaretinden önce konur.
Örnek
Tolstoy: "En güçlü iki savaşçı, sabır ve zamandır." der.
Voltaire: "Her insan, yapmadığı tüm iyiliklerden suçudur." der.
Necip Fazıl Kısakürek: "Tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur." der.
İki Nokta (:) İşareti ile İlgili Önemli Uyarılar
1. Zamanı belirtmek için saat ve dakika arasına konulan iki nokta (:) işaretinin kullanımı terk edilmiştir. Türkçede, saat ve dakika arasında nokta (.) işareti konur.
Örnek
Sabah 15:00 sularında köye varmışlar. (yanlış)
Sabah 15.00 sularında köye varmışlar. (doğru)
2. İki noktadan sonra sıralanan örnekler özel isim değilse küçük harfle; cümle ise her zaman büyük harfle başlar.
Örnek
Çarşıdan birçok meyve almıştı: elma, üzüm, muz, çilek…
(Cümledeki örneklerin ilk sözcüğü özel isim olmadığı için iki noktadan sonra küçük harfle başlanmıştır.)
Toplantıya kimler gelmemişti ki: Mustafa, Furkan, Betül, Tuba…
(Yukarıdaki cümlede iki nokta işaretinden sonra gelen örneklerden ilki özel isim olduğu için sözcük büyük harfle başlamıştır.)
Babasının yanına koşarak ona şunu söyledi: Seni her zamankinden daha çok seveceğim.
(İki nokta işaretinden sonra gelen kısım bir cümle olduğundan cümle büyük harfle başlamıştır.)
İki Nokta İşareti (:) ile İlgili Alıştırmalar
Aşağıda yer alan iki nokta işaretinin konuş gerekçelerini araştırınız.
Ders araç ve gereçlerin çoğunu evde unutmuştu: kitap, silgi, defter…
En büyük amacı şuydu: Ülkesine hizmet edecek bir mevkiye gelmekti.
40:2'yi bir türlü sınıftaki öğrencilere kavratamadı.
Tuluat: Yazılı metne dayanmayan, hazırlıksız olarak sahnede akla gelen sözlerle oynanan oyun.
ÜÇ NOKTA İŞARETİ (…)1. Herhangi bir sebeple tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur.
Örnek
Ah o eski günlerim bir geri gelse…
Muş Ovası uçsuz bucaksız güzelliğiyle önümüzde duruyordu ki…
Yolumuzun sağ tarafında uçsuz bucaksız bozkırlar…
Onun için yaptıklarım bir bir aklıma geliyor da…
Bir anda karşımıza bir yabani hayvan sürüsü çıktığında…
2. Söylenmek istenmeyen sözler yerine konur.
Örnek
Bütün mahalle ona "… Mustafa" derdi.
Kılavuzu karga olanın burnu b…tan çıkmaz.
Hızlı koşan atın... seyrek düşer. (atasözü)
Arabacı B...'a yaklaştığını söylüyor, ikide bir fırsat bularak arabanın içine doğru başını çeviriyordu. (Ahmet Hamdi Tanpınar)
Gizli tanık …'den bunları öğrenmişler.
O …siz adamla beni bir daha yan yana getirmezseniz çok iyi olur.
3. Alıntılarda başta, ortada, sonda alınmayan sözcük, sözcük grupları ve bölümlerin yerine kullanılır.
Örnek 1
Nelson Mandela; "… en büyük zafer hiçbir zaman düşmemekte değil her düştüğünde ayağa kalkmakta yatar." der.
Yukarıdaki cümlede cümlenin ilk sözcüğü yazılmadığı için üç nokta işareti kullanılmıştır.
Örnek 2
Dost dost diye nicesine sarıldımBenim sâdık yârim kara topraktırBeyhude dolandım boşa yoruldumBenim sâdık yârim kara topraktır…
Yukarıdaki şiirde şiirin sondan devam ettiğini belirtmek için üç nokta işareti konmuştur.
Örnek 3
Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara suKim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su…Umduğum oldur ki rûz-ı haşr mahrûm olmayamÇeşm-i vaslun vire men teşne-i dîdâra su
Yukarıdaki şiirde şiirin orta beyitleri yazılmadığı için üç nokta işareti kullanılmıştır.
Örnek 4…Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:Yeryüzünde yer beğen!Nereye dikilmek istersen,Söyle, seni oraya dikeyim!(Arif Nihat Asya)
Yukarıdaki şiirde şiirin baş tarafı yazılmadığı için üç nokta işareti kullanılmıştır.
4. Örnekler sıralandıktan sonra "ve benzerleri" yerine konur.
Örnek
Okul çantasından birçok şey çıkardı: kitap, defter, cetvel…
O her alanda eser veren biriydi: roman, tiyatro, masal…
Sözcük türlerini şöyle sıralayabiliriz: sıfat, zarf, zamir…
5. Ünlem ve seslenme ifadelerinde anlamı pekiştirmek için konur.
Örnek
— Koca Ali... Koca Ali, be!.. (Ömer Seyfettin)
6. Özellikle tiyatro metinlerinde karşılıklı konuşmalarda susma yerine kullanılır.
Örnek 1
—Oğlum sen misin?—…— Niçin konuşmuyorsun?
Örnek 2
— Kimsin?— Ali...— Hangi Ali?— ...— Sen misin, Ali usta?— Benim!..— Ne arıyorsun bu vakit buralarda?— Hiç...— Nasıl hiç? Suya çekicini mi düşürdün yoksa!.. (Ömer Seyfettin)
7. Sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümün okuyucunun hayal dünyasına bırakıldığını göstermek veya ifadeye güç katmak için konur.
Örnek
Sana uğurlar olsun... Ayrılıyor yolumuz! (Faruk Nafiz Çamlıbel)
Üç Nokta (…) işareti ile İlgili Önemli Uyarılar
1. Ünlem ve soru işaretinden sonra üç nokta işareti gelirse üç nokta işareti yerine iki nokta işareti konulmalıdır. Türk Dil Kurumu iki nokta işaretini yeterli saymaktadır.
Örnek 1
— Koca Ali... Koca Ali, be!... (yanlış)
— Koca Ali... Koca Ali, be!.. (doğru)
Örnek 2
Gök ekini biçer gibi!... Başaklar daha dolmadan. (yanlış)
Gök ekini biçer gibi!.. Başaklar daha dolmadan. (doğru)
Örnek 3
Nasıl da akşam oldu?... Nasıl da yavrucaklar sustu?... (yanlış)
Nasıl da akşam oldu?.. Nasıl da yavrucaklar sustu?.. (doğru)
2. Üç nokta yerine dört ve daha fazla nokta kesinlikle kullanılmaz.
Örnek
Okula kimler gelmemişti ki: Ahmet, Osman, Ömer.... (yanlış)
Okula kimler gelmemişti ki: Ahmet, Osman, Ömer.................. (yanlış)
Okula kimler gelmemişti ki: Ahmet, Osman, Ömer... (doğru)
Üç Nokta İşareti (…) ile İlgili Alıştırmalar
1. Aşağıdaki üç nokta işaretlerinin konuluş gerekçelerini belirtiniz.
Seni geçen yıldan bu yana öyle özlüyorum ki…
O …li adamı derhal buradan uzaklaştırın.
Yunus Emre: "… hoş gör, Yaradan'dan ötürü." der.
Doğum gününde çocuğunu hediyelere boğmuştu: oyuncak, elbise, tablet…
2. Aşağıdaki üç nokta işaretleri yanlış konulmuştur. Bunların nedenlerini araştırınız.
Ne güzeldi o yıllar!... Ne şirindi o yerler!...
Mustafa neredeyse bütün arkadaşlarını doğum gününe çağırmıştı: Ali, Osman, Ömer!...
Herkes farklı bir hediye takdim etmişti: Gömlek, otomobil, bilgisayar…………….
SORU İŞARETİ (?)
1. Soru anlamlı tüm cümlelerin sonuna konur. Yani soru eki "mi" ve birer soru sözü olan; soru zamiri, soru sıfatı, soru zarfının yer aldığı cümlelerin sonunda yer alır.
Örnek
Türkçenin ilk yazılı metinleri nerede bulunmaktadır? (soru zamiri)
Kim yarın günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yapacak? (soru zamiri)
Hangi ülke bu rezaletin sorumluluğunu üstlenecek? (soru sıfatı)
Niçin bülbül yaslı bakışır dağlar? (soru zarfı)
Sanat eserlerinde dilin ikinci planda olamayacağını anlayacak mı bir gün? (soru edatı)
2. Şüphe duyulan bilgilerin yanına ya da kesin bilinmeyen yer, tarih vb. durumlar için kullanılır. Bu durumlarda soru işareti (?) parantez içerisinde belirtilir.
Örnek
Ahmet Yılmaz 1940 (?) yılında doğmuş.
Köroğlu'nun Bolu'da (?) yaşadığı bilinir.
Karacaoğlan'ın Güneydoğu Anadolu'da (?) yaşadığı söylenilir.
Samsun’dan İstanbul'a uçakla iki saatte (?) varmış.
Fatih Anadolu Lisesi'nden 1997 (?) yılında mezun olmuş.
Dede Korkut'un (570?-632) yılları arasında, Hz. Muhammed (S.A.V) zamanında yaşadığı rivayet edilmektedir.
3. Soru bildiren ancak soru eki veya sözü içermeyen cümlelerin sonuna konur.
Örnek 1
Gümrükteki memur başını kaldırdı:
— Adınız?
Örnek 2
— Mesleğiniz?
— Öğretmenlik.
— Branşınız?
— Türk Dili ve Edebiyatı.
Örnek 3
— Babası silahı alır almaz evden fırladı ve iki el ateş etti.
— Sonra?
— Bir eve hızlıca koştu.
— Başka?
Soru İşareti (?) ile İlgili Önemli Uyarılar
1. Soru anlamı taşıyan sıralı cümlelerde soru işareti cümlenin sonuna konur. Önceki cümlelerde soru işareti (?) yerine virgül işareti (,) konulur.
Örnek
İhsan mı çalışmadı, öğretmen mi düşük not verdi, yanlışlık mı oldu?
Mustafa okula geldi mi, gelmedi mi?
Üsküdar'dan mı, Hisar'dan mı, Kavaklardan mı? (Yahya Kemal Beyatlı)
Hasan geçen yaz evini mi, arabasını mı boyadı?
Çamların kozalaklarını topladı mı, yaktı mı?
2. Soru anlamı taşıyan fakat cevap gerektirmeyen cümlelerin sonuna da soru işareti (?) konur. Bu tür cümlelerin cevabı kendi içinde gizlidir. Bunlara "sözde soru cümlesi" de denir.
Örnek
Mustafa'dan daha çalışkan öğrenci mi olur? ("olmaz" anlamında / sözde soru cümlesi)
Bu havada bahçede top mu oynanılır? ("oynanmaz" anlamında / sözde soru cümlesi)
Bu yetimlere benden başka kim bakabilecek ki? (kimse bakamayacak anlamında / sözde soru cümlesi)
Hasan'ı hiç sevmez olur muyum? ("severim" anlamında / sözde soru cümlesi)
Böyle sahnelere yürek mi dayanır? ("dayanmaz" anlamında / sözde soru cümlesi)
3. "mı, mi" eki temel cümlede zarf tümleci görevinde kullanıldığı zaman cümlenin sonuna soru işareti (?) konmaz.
Örnek
Sabah erken bize geldi mi yürüyüşe çıkarız. ("Gelince" anlamını verdiği için zarftır.)
Ders çalışmaya başladı mı dünyayla ilişkisini keser. ("Başlayınca" anlamını verdiği için zarftır.)
Her ayın sonu geldi mi şehre maaşını almaya giderdi. ("Geldiğinde" anlamında olduğu için zarftır.)
4. İçerisinde soru sözcükleri (soru zamiri, soru sıfatı, soru zarfı) ve soru eki ("mi" soru edatı) bulunan cümlelerde soru anlamı yoksa cümlenin sonuna soru işareti konmaz.
Örnek
Niçin bu kadar mecalsiz düştüğümü anlayamadım.
Yolu bu civarlara düştü mü mutlaka bize haber verir.
Nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak çevreyi.
Bizi kim arayıp sorarsa biz de onları arayıp sorarız.
Kaç kişi toplantıya katılmıştı, bir türlü hatırlayamadım.
Soru İşareti (?) ile İlgili Alıştırmalar
1. Aşağıdaki cümlelerdeki soru işaretlerinin konuş gerekçelerini araştırınız.
Sınavda son konulardan çok fazla soru sorulacağını kim söylemiş?
Bunları bugüne kadar niçin bize söylemediniz?
Saha çalışmasına bize sınıftaki hangi öğrenciler eşlik edecek?
O da bir gün bu kutlu yürüyüşümüze katılacak mı?
Köroğlu'nun 1567 (?) yılında doğduğu söylenilir.
Sizi bu konuda desteklemez olur muyum efendim?
2. Aşağıda yer alan cümlelerde soru işaretlerinin yer almamasının nedenlerini bulmaya çalışınız.
Bu çocuk sizi gördü mü her zamanki gibi ağlamaya başlar.
Defalarca anlatmama rağmen konuyu niçin anlamadığını anlayamadım.
Kaç gün ağladı sızladı; kimse onu dinlemedi.
Hangi gün beyaz gömlek giysem yağmur yağar.
Bunu yapan kim olursa olsun bunun hesabını verecek.
ÜNLEM İŞARETİ (!)1. Şaşma, heyecan, sevinç, acı, korku gibi duyguların yer aldığı söz, söz grupları veya cümlelerin sonuna konur. Bu sözlerin olduğu yerler vurgulanarak okunur.
Örnek
Ey Türk Gençliği!
Kazanmışım, anne kazanmışım!
Tüh, sınavı geçememişim!
Eyvah! Ne yer, ne yâr kaldı.
Aşk olsun!
Hay Allah, sizi çıkaramadım!
Burası ne kadar da güzel!
Hava ne kadar da sıcak!
Eyvah, Mustafa kalp krizi geçiriyor!
Bravo, çok güzel koştun!
Aman Allah'ım bu ne mutluluk!
Ah, baş ağrım yine tuttu!
Eh, bu sınavı da geçtim!
Yaşasın, babam gelmiş, babam!
Hayret, ne çabuk büyümüş!
Dikkat et, önüne araba çıkabilir!
2. Ünlem değeri taşıyan hitaplardan sonra konur.
Örnek
Ordular! ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!
Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle!
Dur, yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak bir devrin battığı yerdir.
Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.
Ey müminler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız.
Müminler! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz.
Not: Ünlem işareti, seslenme ve hitap sözlerinden hemen sonra konulabileceği gibi cümlenin sonuna da konulabilir.
Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururkenSana uğurlar olsun... Ayrılıyor yolumuz! (Faruk Nafiz Çamlıbel)
3. Ünlem işareti; küçümseme, alay etme ve kinaye amacıyla kullanıldığında parantez içine konur.
Örnek
Onun gibi zekiler şair (!) olabilirmiş.
İsteseymiş seçkin bir sanatkâr (!) olabilirmiş.
Bu okul süper yönetiliyor; musluklar dışında okulda her şey akıyor (!)
Eh bu hızla gidersek okula belki yarın sabah varırız (!)
Süper zekiler de yanılabilir ama aptallar asla yanılmaz (!)
İyi bir esnaf olduğu beşinci iflasından sonra anlaşıldı (!)
Not: Ünlem işareti, seslenme ve hitap sözlerinden hemen sonra konulabileceği gibi cümlenin sonuna da konulabilir. Her iki kullanım da doğru kabul edilmektedir.
Örnek
Eyvah! ne yer ne yâr kaldı.
Eyvah ne yer ne yâr kaldı!
Saygıdeğer arkadaşlar, iyi ki geldiniz!
Saygıdeğer arkadaşlar! İyi ki geldiniz.
Not: Ünlem işaretinden sonra üç nokta işareti (…) gelirse üç nokta yerine, iki nokta kullanılır.
Örnek
Nasıl da akşam oldu!... Nasıl da yavrucaklar sustu!... (yanlış)
Nasıl da akşam oldu!.. Nasıl da yavrucaklar sustu!.. (doğru)
Ünlem İşareti (!) ile İlgili Alıştırmalar
Aşağıdaki cümlelerde ünlem işaretinin konuş nedenini araştırınız.
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Eyvah, aldandık! Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik.
Yaşasın, takımımız birinci olmuş!
Ashabım! Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız.
O kadar başarılı biri ki liseyi 6. senesinde bitirdi!
Trafikte o kadar dikkatli ki kasabada çarpmadığı benim arabam kalmış!
KISA ÇİZGİ İŞARETİ (-)1. Satır sonuna sığmayan sözcüklerin bölünmesinde kullanılır.
Örnek
Asıl adı Hasan olup Çukurova'da doğar. Çukurova ve Toroslar bölgesinde Varsak Türkmenleri içinde yetiştiği söylenir.
2. Bir olayın başlangıç ve bitiş tarihlerini gösteren tarihleri arasına konur.Örnek
1877-1878 yıllarında Osmanlı-Rus Savaşı bölgede büyük felaketlere yol açar.
2018-2019 eğitim-öğretim yılı bu yıl biraz gecikmeli başlayacak.
1914-1918 yıllarında meydana gelen I. Dünya Savaşı bizim aleyhimize sonuçlandı.
1912-1913 yıllarındaki Balkan Savaşları ile Osmanlı kendi ana topraklarına döner.
1618-1648 yıllarındaki Otuz Yıl Savaşları tarihte iç savaş nitelikli savaşlar arasında değerlendirilir.
3. "ve, ile, ila, ...-den ...-e" anlamlarını vermek için kelimeler ya da sayılar arasına konur.
Örnek
Bursa-İstanbul arasına yeni bir köprü inşa ediliyor.
Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri giderek içinden çıkılmaz bir hal almaktadır.
Hint-Avrupa dil ailesi, en gelişmiş dillerden biridir.
Öğretmen bütün öğrencilerden Türkçe-İngilizce sözlük almalarını istiyordu.
Okulumuzda dersler 08.00-15.30 saatleri arasında yapılmaktadır.
Galatasaray-Fenerbahçe mücadelesi hiç bu kadar çetin geçmemişti.
4. Dil bilgisinde kelimelerin kökleri ve gövdelerini ayırmada konulur.
Örnek
"Sevgi" kelimesinin kökü "sev-" fiilidir.
"Yazdır-" sözcüğü bir eylem gövdesidir.
"Gel-" fiilini şimdiki zamanın I. tekil şahsına göre çekimleyiniz.
"İzle-" sözcüğünün gövde oluşumunu inceleyiniz.
Yaz-, oku-, eğlen-, işle-, güldür-, kazıt-, açıl-
5. Yapım ve çekim eklerinin başında kullanılır. İsimden isim, fiilden isim yapım eklerinde sadece ekin baş tarafına; isimden fiil ve fiilden fiil yapım eklerinin hem başına hem sonuna konur.
Örnek
İnsan-lık, ağaç-lı, ev-siz, aş-çı, vatan-daş (isimden isim yapım ekleri)
Giy-im, sil-gi, gez-i, at-kı, sol-gun, seç-kin (fiilden isim yapım ekleri)
İz-le-, kısa-l-, su-sa-, ben-imse-, yaş-a- (isimden fiil yapım ekleri)
Çiz-il-, uç-uş-, sev-in-, yaz-dır-, uç-ur-, çık-ar- (fiilden fiil yapım ekleri)
Okul-u, araba-m, insan-lar, bahçe-nin, yaz-dı (çekim ekleri)
6. Heceleri göstermek için konur.
Örnek
Ge-le-cek-ten
Ya-pı-la-cak-tı.
Ço-cuk-lar-dan
İn-san-lık-tan
İz-le-miş-ti.
7. Cümle içindeki ara sözlerin, ara cümlelerin başına ve sonuna konur.
Örnek
Köyümü- çocukluğumun bütün hatıralarını barındıran yeri- asla unutmam.
Annemi- en sevdiğim varlığımı- kaybettim.
Babamı- hiç unutmam- akşam beni hep dizlerine alıp oynardı.
Mustafa- o da orada doktordu- olaya zamanında müdahale etmemişti.
Bu güzel paketi anneme- ilk öğretmenime- hazırladım.
Cihan yırtılsa- emin ol- bu cephe sarsılmaz.
8. Matematikte çıkarma işareti olarak kullanılır.
Örnek
Öğrencilerine bir türlü 40-15=25 işlemini öğretemedi.
9. Sıfırdan küçük değerleri göstermek için konur.
Örnek
Arabalarımızı -34 °C derecede çalıştırmaya çalışıyorduk.
Alacağımız antifriz suyunun -40 °C derecede donmaması gerekir.
Kısa Çizgi işareti (-) ile İlgili Uyarılar
Cümle içinde sayı adlarının yinelenmesi sırasında araya kısa çizgi işareti konmaz.
Örnek
Beş-on yıl sonra bu programlar olduğu gibi değişecek. (yanlış)
Beş on yıl sonra bu programlar olduğu gibi değişecek. (doğru)
Üç-beş çocukla bu işler yürümez. (yanlış)
Üç beş çocukla bu işler yürümez. (doğru)
UZUN ÇİZGİ İŞARETİ (—)1. Karşılıklı konuşmalarda konuşmanın başına konur. Buna konuşma çizgisi de denir.
Örnek 1
— Niçin bunu yazmamıştın?
— Yazmak için zamanım olmadı.
— Yine de yazmak için zaman bulmaya çalış.
Örnek 2
Frankfurt'a gelene herkesin sorduğu şunlardır:
— Eski şehri gezdin mi?
— Rothschild'in evine gittin mi?
— Goethe'nin evini gezdin mi?
Örnek 3
Paltosunu güzelce giyinerek yanındakine döndü:
— Üşüyor musun yavrum?
— Eh, üşüyorum!
— Neden güzel giyinmedin evladım?
— Haklısın efendim, haklısın.
Uzun Çizgi İşareti (—) ile İlgili Uyarılar
Tiyatro oyunlarında uzun çizgi konuşanın adından sonra konabilir.
Örnek
Sıtkı Bey —Kaleyi kurtarmak için daha güzel bir çare var. Gerçekten ölecek adam ister.
İslam Bey —Ben daha ölmedim.
Karşılıklı konuşmalar tırnak işareti içerisinde verildiği zaman uzun çizgi kullanılmaz.
Örnek
Hüzün dolu bir yakarışla: "Nerede evladım, nerede?" diye söylenince herkes ağlamaya başladı.
Arabamız tutarken Erciyes'in yolunu:
"Hancı dedim, bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu'nu?"
(Faruk Nafiz Çamlıbel)
EĞİK ÇİZGİ ( / )1. Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur.
Örnek
29/04/1453
15/IX/2011
2. Matematikte bölme işareti olarak kullanılır.
Örnek
40/2=20
28/2=14
3. Dil bilgisinde eklerin farklı biçimlerini göstermek için kullanılır.
Örnek
-lık / -lik
-a / -e
-ı / -i
-dı / -di
-daş / -deş
-sız / -siz
4. Genel ağ adreslerinde kullanılır.
Örnek
http://edebiyatokulu.org
http://google.com.tr
http://tdk.gov.tr
5. Dizeler yan yana yazıldığında dizelerin aralarına konur.
Örnek
Uçun kuşlar uçun doğduğum yere / Şimdi dağlarında mor sünbül vardır
Ormanlar koynunda bir serin dere / Dikenler içinde sarı gül vardır. (Rıza Tevfik Bölükbaşı)
6. Adres yazılırken apartman numarası, daire numarası ile semt ve şehir arasına konur.
Örnek
Ali Paşa Mahallesi Yılmaz Bulvarı No: 68/3
65100 İpekyolu / Van
7. Fizik, matematik, kimya vs. alanlarda birimler arası orantılar gösterilirken kullanılır. Bu kullanımlarda araya boşluk konulmaz. g/sn (gram/saniye)
Örnek
30 m/s kaç km/h dir?
106 km/h kaç m/s dir?
ft³/ saniye x 1700 = litre/dakika (l/dak)
TIRNAK İŞARETİ (" ")1. Alıntıların belirtilmesinde kullanılır. Başka bir kişiden veya yazıdan olduğu gibi aktarılan sözler tırnak içine alınır.
Örnek
Yaşar Kemal: "Çukurova benim gençliğimdir." demiş.
Voltaire: "Her insan, yapmadığı tüm iyiliklerden suçludur." der.
Necip Fazıl Kısakürek: "Tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur." der.
2. Özellikle belirtilmek istenen sözcükler ile vurgulanmak istenen öğeler tırnak içine alınır. Eser isimleri ve terimler bu anlamda ön plana çıkar.
Örnek
Toplantıda tartışılan en önemli mesele "yozlaşma" konusuydu.
Fiillerde karşımıza en çok çıkan "kip" kavramıdır.
Türk edebiyatının en çok okunan eseri "Çalıkuşu" romanıdır.
Sınavlarda en çok "Noktalama İşaretleri" konusunda zorlanıyorum.
Divan edebiyatında "hamse" sahibi olmak herkese nasip olmamıştır.
Tırnak İşareti ile İlgili Önemli Uyarılar
1.Tırnak içindeki alıntının sonunda bulunan noktalama işareti (nokta, soru işareti, ünlem, üç nokta vb.) tırnak içinde kalır ve tırnak'ın dışını etkilemez. Tırnak işaretinden sonra gelen "dedi, demiş, diyor vb. sözcükler" küçük harfle başlar.
Örnek
Furkan: "Babamı çok seviyorum." Dedi. (yanlış)
Furkan: "Babamı çok seviyorum". dedi. (yanlış)
Furkan: "Babamı çok seviyorum." dedi. (doğru)
Örnek 2
Şair: "Niçin bülbül yaslı bakışır dağlar?" Demiş. (yanlış)
Şair: "Niçin bülbül yaslı bakışır dağlar"? demiş. (yanlış)
Şair: "Niçin bülbül yaslı bakışır dağlar?" demiş. (doğru)
Örnek 3
Yahya Kemal: "İzmir üzerine dünyada bir şehir daha yoktur!" Diyorlar. (yanlış)
Yahya Kemal: "İzmir üzerine dünyada bir şehir daha yoktur"! diyorlar. (yanlış
Yahya Kemal: "İzmir üzerine dünyada bir şehir daha yoktur!" diyorlar. (doğru)
2. Bir söz tırnak içine alındığında sonrasında bir ek geldiğinde ayrıca kesme işareti (') kullanılmaz. Tırnak işaretinden sonra boşluk bırakılmaz.
Örnek
Yahya Kemal Beyatlı'nın ünlü şiiri olan "Sessiz Gemi" 'sini bir kez okumalıyız. (yanlış)
Yahya Kemal Beyatlı'nın ünlü şiiri olan "Sessiz Gemi"sini bir kez okumalıyız. (doğru)
3. Cümle içerisinde geçen ve özel olarak belirtilmek istenen sözler, kitap ve dergi adları ile başlıkları tırnak içine alınmaksızın eğik yazıyla (italik) dizilerek de gösterilebilir.
Örnek
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur eseri beni çok etkilemişti.
Admin Türkçede Yönetici olarak adlandırılır.
Tanzimat ile ilk tiyatro örneğimiz Şair Evlenmesi kaleme alınır.
Höyük sözü Anadolu'da tepe olarak geçer.
Yahya Kemal Beyatlı'nın Aziz İstanbul eserinde kendimi buldum.
4. Karşılıklı konuşmalarda uzun çizgi yerine konur.
Örnek
Mustafa, herkesin olduğu ortamda arkadaşına: "Seninle sonra görüşürüz." diye bağırmış. Arkadaşı da dönüp: "Görüşürüz." demiş.
5. Tırnak içerisindeki sözler içinde yeniden tırnak işareti kullanılması gerekirse tek tırnak işareti kullanılır.
Örnek
Arkadaşının gözlerinin içine bakarak "Niçin öğretmenimiz 'beyit' sözcüğünü anlatmadı." deyip merak içinde kalmıştı.
Öğretmen sınıfta öğrenciye "Niçin bu sanatçının 'Bayrak' şiirini okumadınız?" diyerek dikkatleri oraya çekmeye çalışıyordu.
KESME İŞARETİ (')
1. Özel isimlerden sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Örnek
a. Kişi adları, soyadları ve takma adlardan sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Yahya Kemal Beyatlı'nın, Yunus Emre'yi, Reşat Nuri Güntekin'den, Muhibbi'ye
Mustafa'nın, Âşık Veysel'den, Şinasi'yle, Namık Kemal'se, Mehmet Akif Ersoy'muş, Gül
Baba'ya, Fatih Sultan Mehmet'e, Sultan Ana'nın, Falih Rıfkı Atay'mış
b. Millet, boy, oymak adlarından sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Türk'ün, Rus'tan, Kırgız'dan, İngiliz'e, Özbek'in, Afgan'da, Alman'sın.
c. Devlet adlarından sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Türkiye'nin, Türkiye'mizin, İran'ın, Amerika Birleşik Devletleri'ne, Selçuklu Devleti'nden
ç. Din ve mitoloji ile ilgili özel adlardan sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Allah'tan, Azrail'i, Zeus'a
d. Gök bilimiyle ilgili adlardan sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Merkür'ü, Halley'den, Samanyolu'nda, Venüs'ü, Büyükayı'da, Yedikardeş'ten
e. Kıta, deniz, nehir, dağ, göl, boğaz, geçit, yayla; ülke, bölge, il, ilçe, köy, semt, bulvar, cadde, sokak vb. yer adlarından sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Afrika'nın, Marmara Denizi'ni, Fırat Nehri'nde, Ağrı Dağı'nda, Van Gölü'nün, Çanakkale Boğazı'nı, Gülek Geçidi'ne, Beşoluk Yaylası'na, Türkiye'den, Doğu Anadolu'nun, Muş'tan, Malazgirt'in, Muratkolu'nun, Laleli'den, Turgut Özal Bulvarı'ndan, İskele Caddesi'nde, Toraman Sokak'ta
f. Saray, han, köşk, kale, köprü, anıt vb. adlardan sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Çırağan Sarayı'nda, Kızlarağası Hanı'nda, Hoşap Kalesi'nden Boğaziçi Köprüsü'ne, Çanakkale Şehitleri Anıt'ı
g. Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge ve genelge adlarından sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Medeni Kanunu'nun, Millî Eğitim Temel Kanunu'na, Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin, Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği'ni, Milli Eğitim Bakanlığı Okul Müzeleri Yönergesi'nde, Başbakanlık Genelgesi'nin
h. Kitap, dergi, gazete, tablo, heykel, müzik vb. adlardan sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Yaban'dan, Türk Fen Eğitim Dergisi'nde, Sabah'ta, Resmî Gazete'de, Kaplumbağa Terbiyecisi'ni, Yunus Emre Oratoryosu'nu, Onuncu Yıl Marşı'ndan, İstiklal Marşı'mız
h. Hayvanlara verilen özel adlardan sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Fino'yu, Sarıkız'da, Tekir'in, Pamuk'a, Minnoş'u
2. Kısaltmalardan sonra gelen ekleri ayırmada kullanılır.
Örnek
THY'nin uçuş filosu gittikçe genişlemektedir.
TBMM'nin topluma örnek olması herkesin ortak dileğidir.
BM'de bu konuyla alakalı birçok etkinlik yapılacak.
TV'yle 1980'lerde tanıştık.
ABD'de bu yıl çok fazla denetim yapılacak.
TDK'nin saygınlığına gölge düşürmemek gerekir.
RTÜK'ten birçok yayıncı kuruluşa ceza yağdı.
3. Rakamlardan sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılır.
Örnek
Sınavda 2'nci olman seni üzdü mü?
1976'da Malazgirt'te doğmuşum.
8'inci maddenin 3'üncü fıkrası 1972'nin 18'inde kabul edildi.
2'nci katın 8'inci dairesinde oturuyorlar.
Ali 9'uncu; Mustafa 11'inci sınıfta okuyor.
4. Bazı sözcüklerde anlam karışıklığını önlemek için konur.
Örnek
Kadı'nın kelime anlamını bir türlü öğrenemedim.
5. Şiirde seslerin ölçü ve söyleyiş gereği düştüğünü göstermek için konur.
Örnek 1
Bir ok attım karlı dağın ardınaDüştü m'ola sevdiğimin yurdunaİl yanmazken ben yanarım derdineEngel aramızı açtı n'eyleyim
(Karacaoğlan)
Örnek 2
Güzelliğin on par'etmezBu bendeki aşk olmasa
(Âşık Veysel)
Örnek 3
Karac'oğlan der ki ismim öğerlerAğı oldu yediğimiz şekerler
Güzel sever diye isnad ederlerBenim Hakk'dan özge sevdiğim mi var
6. Kişi adlarından sonra gelen saygı ve unvan sözlerine getirilen ekleri ayırmak için konur.
Örnek
Mustafa Bey'e, Betül Hanım'ı, Talat Paşa'ya, İsmail Efendi'nin, Türk Dil Kurumu Başkanı'na…
7. Bir ek veya harften sonra gelen ekleri ayırmak için konur.
Örnek
Bunu a'dan z'ye kadar yanlış yapmışsın.
Dilimizde -lık'la yapılmış sözcükler çokça yer alır.
Kesme İşareti (') ile İlgili Uyarılar
1. Kurum, kuruluş, kurul, birleşim, oturum ve iş yeri adlarına gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz.
Örnek
Türkiye Büyük Millet Meclisine
Türk Tarih Kurumunun
Türk Dil Kurumundan
Türk Patent Enstitüsüne
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına
Tarih Bölümü Başkanlığına
Bakanlar Kurulunun
İstişare Kurulundan
Yargıtay Genel Kurulundan
Mavi Köşe Bakkaliyesinden
İskele Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürlüğüne
Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dekanlığına
Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğüne
Yürütme Kuruluna Başbakanlığa
Rektörlüğe
Hukuk Genel Kurulundan
2. Belli bir kanun, tüzük, yönetmelik kastedildiğinde büyük harfle yazılan kanun, tüzük, yönetmelik sözlerinin ek alması durumunda kesme işareti konur.
Örnek
Bu Kanun'un 23. Maddesinin f bendi...
Yukarıdaki yazıda zikredilen Yönetmelik'in 8'nci maddesine göre...
3. Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen diğer ekler kesmeyle ayrılmaz.
Örnek
Türkçe, Türkçenin, Türkçü, Türkçülük, Türklük, Türklüğün, Türklerden, Türkleşmek, Türkleşmekten, Müslümanlık, Müslümanlıktan, İslamcı, Hristiyanlık, Hristiyanlıktan, Yahudilik, Yahudilikten, Amerikalı, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Aydınlı, Vanlım, Manisalı, İstanbullu, Ankaralı, Mustafalar, Fatihler, Aligil, Mehmetler, Reşat Nuriler, İsveçliden, Atatürkçülükten, Atatürkçülüğün vb.
4. Özel adlar yerine kullanılan "o" zamiri cümlede kesinlikle büyük harfle yazılmaz ve ondan sonra gelen ekler de kesme işaretiyle ayrılmaz.
Örnek
Kurtuluş Savaşı'nda O'nun etkisini hiç kimse inkâr edemez. (yanlış)
Kurtuluş Savaşı'nda onun etkisini hiç kimse inkâr edemez. (doğru)
5. Noktalama işaretlerinin çoğundan sonra bir harf boşluğu kadar (bir karakter) ara verilir. Kesme işareti ise ait olduğu kelimenin sağına bitişik yazılır. Kesme işaretiyle ondan sonra gelen ek arasında boşluk bırakılmaz.
Örnek
Olayla ilgili her şeyi Mustafa'dan öğrenmişti .
Ankara'nın bir gün taşı toprağı altın olacak.
6. Özel adlar için parantez içinde bir açıklama yapılırsa kesme işareti parantez işaretinden (yay ayraçtan) önce konur.
Örnek
Yakup Kadri (Karaosmanoğlu)'nun (yanlış)
Yakup Kadri'nin (Karaosmanoğlu) (doğru)
7. Yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu olduğu zaman ekten önce kesme işareti konur.
Örnek
Hisar'dan, Boğaz'dan…
8. Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adlarına gelen eklerini ayırmak için konur. Belirli bir tarih yoksa ek ayrılmadığı için oraya kesme işareti konulmaz.
Örnek
Okullar 18 Eylül'de açılacak bu yıl. 25 Eylül 2014 Salı'nın ilk saatlerinde de toplantı yapılacak. (tarih belirli)
Önümüzdeki haziranda birlikte geziye çıkacağız. (tarih belirli değil)
9. Akım, çağ ve dönem adlarından sonra gelen ekler kesmeyle ayrılmaz.
Örnek
Yeni Çağın, Yükselme Döneminin, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatına
10. Sonunda III. tekil kişi iyelik eki olan özel ada, bu ek dışındaki bir iyelik eki getirildiğinde kesme işareti konmaz.
Örnek
Muş Ovamızın güzelliği
Hoşap Kalemizin ihtişamlığı
Gökçeadamızdaki kuşlar
11. Sonunda nokta işareti yer alan kısaltmalar ile üslü kısaltma ve rakamlar kesme işaretiyle ayrılmaz. Bu tür kısaltmalardaki ekler, noktadan ve üs işaretinden sonra kelime ve üs işaretinin okunuşuna göre yazılır.
Örnek
vb.leri (ve benzerleri)
m²ye (metre kareye)
cm³e (santimetre küpe)
85ten (sekiz üssü beşten)
Alm.dan (Almanya'dan)
İng.yi (İngiltere'yi)
mad.si (maddesi)
12. Satır sonuna denk gelen özel isimlerden sonra gelen çekim eklerini ayırmak için kullanılır. Buraya ayrıca kısa çizgi (-) işareti konmaz.
Örnek .................................................................................................................Ankara' nın
13. Ek getirildiğinde "Avrupa Birliği" kesme işareti ile kullanılır.
Örnek
Avrupa Birliği'ne üye ülkeler... (kaynak Türk Dil Kurumu / tdk.gov.tr)
TEK TIRNAK İŞARETİ (' ')
Tırnak içinde verilen ve yine tırnak içine alınması gereken sözcük ya da ifadelerin belirtilmesi için konur.
Örnek
İsmail Bey "Şairler içinde 'Fuzuli' başkadır." deyip saatlerce Fuzuli'nin edebi şahsiyeti ve eserlerinden bahsetti.
"Atatürk henüz 'Gazi Mustafa Kemal Paşa' idi. Benden ona dair bir kitap için ön söz istemişlerdi." (Falih Rıfkı Atay)
Teknik direktörü "kimse geriye çekilmesin, hedefiniz sürekli 'gol atmak' olsun." deyip takımını ateşlemeye çalışıyordu.
Türkçe öğretmeni "Noktalama işaretlerini işlerken sürekli 'tek tırnak işareti'ne dikkat edin." deyip herkese konuyu kavratmaya çalışıyordu.
PARANTEZ (YAY AYRAÇ) İŞARETİ ( )1. Eşanlamlı sözcükler, eş değerdeki tarihler ve rakamlar parantez (yay ayraç) içinde gösterilir.
Örnek
Cümle anlamında tek anlamadığım yer nesnel (objektif) kavramıydı.
Edebiyat (yazın) güzel sanatların en önemli dallarındandır.
Kasabaya ulaşmak için daha 5 km (5000 metre) gitmeleri gerekiyordu.
2. Tiyatro eserlerinde konuşanın hareketlerini, durumunu anlatan yerler ile ek açıklamaların belirtilmesinde kullanılır.
Örnek 1
Dekor: (Geniş bir köy evinin salonudur. İki yan tarafta divan vardır. Orta yerde kilim bulunur.)
Erkek Sesi — (Dışarıdan) Ayşe kadın!.. Ayşe kadın! Çabuk hazırlan! Düşman neredeyse köye girmek üzeredir.
Ayşe Kadın — (Cephane sandıklarından birisini daha evin bodrumuna indirir.) Biraz daha işim var. Bitirir bitirmez ben de geleceğim. Siz yolunuza devam edin.
Örnek 2
Sarı Naciye — (Fırlayarak): Sen kim oluyorsun be ırgat?
3. Yabancı sözcüklerin telaffuzu parantez içerisinde belirtilir.
Örnek
Voltaire (Volter) ünlü eserleriyle edebiyat dünyamıza damgasını vurmuştur.
Shakespeare (Şekspir) İngilizcenin en büyük şairi kabul edilir.
Balzac, (Balzak) köy kökenli bir ailenin çocuğudur.
Bacon (Beykın) İngiliz edebiyatında deneme türüyle ün yapmıştır.
4. Kişilerin doğum ve ölüm tarihleri parantez içinde gösterilir.
Örnek
Edebiyat tarihimizde iz bırakan Fazıl Hüsnü Dağlarca (1914-2008) yılları arasında yaşamıştır.
5. Bir söze alay, kinaye veyahut küçümseme anlamı kazandırmak için kullanılan ünlem işareti yay ayraç içine alınır.
Örnek
Yeni başkan çok akıllı (!) olduğunu her defasında söyleyip durur.
Mustafa kadar zeki (!) birisi ancak bu sorunu çözer.
Siyasetçilerimizin adaletli (!) olduklarına inancımız tamdır.
Onun aldığı isabetli (!) kararlar neticesinde buradayız.
6. Bir bilginin şüpheyle karşılandığını veya kesin olmadığını belirtmek amacıyla kullanılan soru işareti parantez (yay ayraç) içine alınır.
Örnek
Köroğlu, Bolu'da (?) yaşamıştır.
Karacaoğlan'ın Güneydoğu Anadolu'da (?) yaşadığı bilinir.
Fatih Anadolu Lisesi'nden 1997 (?) yılında mezun olmuş.
Dede Korkut'un (570?-632) yılları arasında, Hz. Muhammed (S.A.V) zamanında yaşadığı rivayet edilmektedir.
Fuzuli'nin 1483 (?) yılında Kerbela'da doğduğu tahmin edilir.
7. Bir yazının maddelerini belirten sayı veya harflerden sonra kapama ayracı konur.
Örnek
Sıfatlar temelde ikiye ayrılır:
I) Belirtme Sıfatları
II) Niteleme Sıfatları
İstiare sanatı ikiye ayrılır:
1) Açık İstiare
2) Kapalı İstiare
Tamlamalarda iki unsur yer alır:
A) Tamlayan
B) Tamlanan
Sözcükler iki ana grupta incelenir:
a) Fiiller
b) İsimler
8. Alıntıların aktarıldığı eser, yazar veya künye bilgilerini göstermek amacıyla kullanılır.
Örnek 1
Ne acayip değil mi? Bize benzer gayeler taşıyanlar en tehlikeli düşmanlarınız oluyor. Mimarın hasmı mimar, hekimin hasmı hekim... Bir adam sana ne kadar yakınsa senden nefret etme ihtimali o kadar fazla. (Elif Şafak)
Örnek 2
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, mal mı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mi olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı? (Victor Hugo)
Örnek 3
Eşin var, aşiyanın var, baharın var ki beklerdinKıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin? (Mehmet Akif Ersoy)
9. Matematikte çeşitli işlem sırasını veya büyüklüklerini belirtmek için konur.
Örnek
(5x5) +8=33 işlemin sonucudur.
10. Cümlenin yapısıyla doğrudan doğruya ilgisi olmayan açıklamalar parantez (yay ayraç) içine alınır.
Örnek
Mustafa'nın o davranışları (İstemeden bu davranışlardan bahsedeceğim.) herkesin dikkatini çekiyordu.
Bu okulun öğrencilerini (Öğrenci demek öğrenciliği inkâr demektir.) hiçbir zaman unutmayacağım.
11. Cümle içindeki açıklamalar parantez içinde gösterilebilir.
Örnek
O kutsal diyar (Mekke) hiçbir zaman unutulmayacak.
Adana ve çevresi (Çukurova) ülkemizin can damarıdır.
Yazıyı o yörenin şivesiyle (Erzurum şivesi) kaleme almış.
Parantez (Yay Ayraç) İşareti ile İlgili Önemli Uyarılar
1. Parantez işaretinden önce gelen özel ve cins isme ait ek parantezden sonra değil önce konur.
Örnek 1
Ahmet (doktor)'un hastaya acil müdahale etmesi gerekiyordu. (yanlış)
Ahmet'in (doktor) hastaya acil müdahale etmesi gerekiyordu. (doğru)
Örnek 2
Yahya Kemal Beyatlı (1884-1958)'nın hayatı İstanbul ile özdeştir, diyebiliriz. (yanlış)
Yahya Kemal Beyatlı'nın (1884-1958) hayatı İstanbul ile özdeştir, diyebiliriz. (doğru)
DENDEN İŞARETİ (")1. Alt alta yazılan aynı sözcük, söz gruplarının ve sayıların tekrar yazılmasını önlemek amacıyla kullanılır. Madde sıralamasında çok büyük bir kolaylık sağlar.
Örnek 1
a. İsimden isim yapım eklerib. Fiilden isim yapım "c. İsimden fiil yapım "d. Fiilden fiil yapım "
Örnek 2
a. Etken fiilb. Edilgen "c. Oldurgan "d. Ettirgen "
KÖŞELİ AYRAÇ ( [ ] )1. Bazı durumlarda parantez içinde verilen bir kısım bilgilerin yine parantez içinde verilmesi gerektiği durumlarda köşeli ayraç işaretine başvurulur. Yani ayraç içinde ayraç işaretine başvurulması gereken durumlarda yay ayraçtan önce köşeli ayraç konur.
Örnek
Halikarnas Balıkçısı [Cevat Şakir Kabaağaçlı (1886-1973)] en güzel eserlerini Bodrum'da yazmıştır.
2. Bibliyografik yani kaynak olarak verilen makale ve kitapların künyeleri ile ilgili bazı ayrıntıları göstermek amacıyla kullanılır.
Örnek
Reşat Nuri [Güntekin], Çalıkuşu, Dersaadet, 1922. Server Bedi [Peyami Safa]
3. Çevirilerde çeviriyi yapan kişi veya kişilerin eklemiş olduğu tamamlayıcı sözler için kullanılır.
Örnek"Eldem, Osmanlıda en önemli fark[ın], mezar taşının şeklinde ortaya çık[tığını] söyledikten sonra..." (Hilmi Yavuz)4. Matematikte yay parantez içindeki işlemlerin yeniden parantez içine alınması gerektiği yerlerde kullanılır.Örnek
[(8 + 8) × (7 - 4) + 9] × 3 = ?
NOKTALAMA İŞARETLERİ TEST 1
1. "Nokta (.)" ile ilgili verilen aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Bitmiş cümlelerin sonuna konur.B) Kısaltılmış bazı sözcüklerden sonra konur.C) Sayılardan sonra sıra bildirmek için kullanılan "-ıncı, -inci, -uncu, -üncü" ekleri yerine konur.D) Tarihlerde gün, ay ve yılı gösteren rakamlar arasına konur.E) Kesirli sayılarda kesirli kısmı göstermek amacıyla konur.
2. Güntekin ( ) Reşat Nuri ( ) Çalıkuşu ( ) İnkılâp Kitapevi ( ) İstanbul ( ) 2003 ( )
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (,) (,) (;) (,) (,) (.) B) (,) (.) (,) (,) (,) (.) C) (,) (,) (,) (;) (,) (…)D) (,) (;) (,) (,) (,) (.) E) (,) (,) (,) (,) (,) (.)
3. Çocuğa yeni bir isim bulmuşlardı ( ) Mustafa Eren ( )
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (,) (.) B) (;) (.)
C) (:) (.) D) (;) (…) E) (:) (…)
4. Evet ( ) birlikte başarabiliriz ( ) Haydi ( ) o zaman ne duruyoruz ( )
Yukarıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (!) (.) (,) (.) B) (,) (.) (,) (.) C) (;) (.) (,) (.) D) (,) (.) (;) (.) E) (,) (:) (,) (.)
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "nokta (.)" yanlış kullanılmıştır?
A) Her insan, yapmadığı tüm iyiliklerden suçludur. B) III. Mehmet Osmanlı padişahlarının en tutumlu olanları arasında yer alır.C) Yarışmaya 9, 10, 11 ve 12. sınıftaki öğrenciler katılacak.D) XV-XX. yüzyıllar arasındaki tarihi hadiseleri anlamak çaba gerektirir.E) 18. Mart 1918'de Çanakkale'de bir destan yazılmıştır.
6. ( ) Mesleğiniz ( ) ( ) Öğretmenlik ( ) ( ) Branşınız ( ) Yukarıdaki diyalogda boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (—) (?) (—) (:) (—) (?) B) (—) (?) (—) (…) (—) (?) C) (—) (!) (—) (….) (—) (?)D) (—) (?) (—) (.) (—) (?) E) (—) (?) (—) (…) (—) (:)
7. İhsan mı çalışmadı ( ) öğretmen mi düşük not verdi ( ) yanlışlık mı oldu ( )
Yukarıda boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (?) (?) (?) B) (?) (,) (?) C) (,) (,) (?) D) (,) (?) (?) E) (,) (;) (?)
8. "Virgül (,)" ile ilgili verilen aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Bibliyografik künyelerin sonuna konur.B) Eş görevli sözcükler ya da söz gruplarını ayırmada konur.C) Sıralı cümleleri ayırmada konur.
D) Özellikle uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş özneden sonra konur.E) Özneyi vurgulamak, belirtmek amacıyla konur.
9. Mustafa Efendi ( ) ( ) Neden yazdıklarını önemsiz buluyorsun ( ) İsmail ( )
Yukarıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (:) (-) (?) (:) B) (;) (—) (?) (:) C) (:) (—) (?) (:) D) (:) (.) (?) (.) E) (,) (—) (?) (;)
10. http ( ) ( ) www ( ) edebiyatokulu ( ) org
Yukarıda boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (:) (//) (.) (.) B) (.) (//) (.) (.) C) (:) (.) (.) (.) D) (.) (//) (:) (.) E) (.) (.) (.) (.)
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "noktalı virgül (;)" yanlış kullanılmıştır?
A) Fatma çok ders çalışmış; ama verimli çalışmamış.B) İstanbul; Ankara ve İzmir'den daha az güvenlidir.C) Mustafa, Yusuf, Furkan çarşıya; Ahmet, İbrahim, Hasan sinemaya gittiler.D) Tiyatro; roman ve masala göre daha öğreticidir.E) Yemeklerden kavurma, kebap, sarma; içeceklerden ayran, soda, su severdi.
12. Yeni harfler alındıktan sonra eski yazı ile bir tek kelime bile yazmayan iki kişi görmüşümdür ( ) Atatürk ve İnönü ( )
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (.) (.) B) (;) (…) C) (:) (…) D) (;) (.) E) (:) (.)
13. Voltaire ( ) ( ) Her insan ( ) yapmadığı tüm iyiliklerden suçludur ( ) ( ) der ( )
Yukarıda boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (:) (") (,) (,) (") (.) B) (;) (") (,) (.) (") (.) C) (:) (") (;) (.) (") (.)D) (:) (") (,) (;) (") (.) E) (:) (") (,) (.) (") (.)
14. "İki nokta (:)" ile ilgili verilen aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Kavramlar tanımlanırken ilgili kavramdan hemen sonra konur.B) Kendisinden sonra örnek verildiğinde bu cümlenin sonuna konur. C) Kendisinden sonra yapılacak açıklamalardan önce konur.D) Matematikte bölme işareti yerine konur.E) Saat ve dakikayı gösteren rakamları ayırmada konur.
15. Hint ( ) Avrupa dil ailesinde aşağıdaki diller yer alır ( ) Farsça ( ) İngilizce ( )
Yukarıda boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (-) (:) (,) (…) B) (-) (:) (,) (.) C) (,) (:) (,) (.) D) (-) (.) (,) (.) E) (-) (.) (,) (…)
16. İlçelerden Sapanca ( ) Arifiye ( ) Salihli'yi ( ) illerden Bolu ve Sakarya'yı seviyorum ( )
Yukarıda boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (,) (.) (;) (.) B) (,) (,) (:) (.) C) (,) (,) (;) (.) D) (,) (,) (,) (.) E) (,) (,) (,) (!)
17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "üç nokta işareti (…)" yanlış konulmuştur?
A) Toplantıya üç kişi katılmıştı: Mustafa, Furkan, Tuba…B) Yolumuzun sağ tarafında uçsuz bucaksız bozkırlar…C) Bütün mahalle ona "… Mustafa" derdi.D) Nelson Mandela; "… en büyük zafer hiçbir zaman düşmemekte değil her düştüğünde ayağa kalkmakta yatar." der.E) Muş Ovası, uçsuz bucaksız güzelliğiyle önümüzde duruyordu ki…
18. Kel ölür ( ) sırma saçlı olur ( ) kör ölür ( ) badem gözlü olur ( )
Yukarıda boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (,) (.) (,) (.) B) (,) (:) (,) (.)
C) (;) (.) (,) (.) D) (,) (.) (;) (.) E) (,) (;) (,) (.)
19. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "parantez işareti ( )" yanlış kullanılmıştır?
A) Eşin var, aşiyanın var, baharın var ki beklerdin / Kıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin? (Mehmet Akif Ersoy)B) Adana ve çevresi (Çukurova) ülkemizin can damarıdır.C) Yazıyı o yörenin şivesiyle (Erzurum şivesi) kaleme almış.D) Ahmet'in (doktor) hastaya acil müdahale etmesi gerekiyordu.E) Yahya Kemal Beyatlı (1884-1958)'nın hayatı İstanbul ile özdeştir, diyebiliriz.
20. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "virgül (,)" doğru kullanılmıştır?
A) Babası gelince, eve doğru koştu.B) Soruları doğru yaptıkça, kendine olan güveni artıyordu. C) Dereyi görmeden, paçayı sıvama.D) Ahmet, Ali, Serkan aynı takımda oynadılar.E) Buraya geleli, bir yıl oldu.
CEVAP ANAHTARI: 1-E 2-E 3-C 4-B 5-E 6-D 7-C 8-A 9-C 10-A 11-A 12-E 13-E 14-E 15-A 16-C 17-A 18-E 19-E 20-D
NOKTALAMA İŞARETLERİ TEST 2
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "nokta (.)" yanlış kullanılmıştır?
A) Yarın uçak 10.23'te İstanbul'a hareket edecek.B) 1.000.000 TL ile çok güzel bir ev alınabilir.C) Kaplan, Mehmet, Oğuz Kaan Destanı, İstanbul, 1979.D) https://www.edebiyatokulu.orgE) 29 Ekim. 1923'te Cumhuriyet ilan edildi.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "virgül (,)" yanlış kullanılmıştır?
A) Okulun bahçesi, sınıfın kapısı birer isim tamlamasıdır.B) Sabır, zaman ve metanet en güçlü savaşçılardır. C) Çok yeme, sıcak yeme, çiğ yeme.D) Para, insanın temel karakteristik özelliği neyse onu öne çıkarır.E) Şiir hem ozanın hem de yazıldığı çağın, resmidir.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "virgül (,)" farklı bir görevde kullanılmıştır?
A) Annesini, biricik varlığını, kaybetmişti.B) En zengin adam, aklını başında taşıyandır. C) İstanbul'da, o hatıraların şehrinde, yıllarca çalışmıştım.D) Örnek olsun diye, örnek istemez ya, söylüyorum.E) Köyümü, çocukluk yıllarımın geçtiği diyarı, hayatımda bir hatıra olarak bileceğim.
4. Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı ( ) İlerle ( )
Yukarıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (.) (.) B) (;) (!) C) (:) (.) D) (:) (…) E) (:) (!)
5. Cihan yırtılsa ( ) emin ol ( ) bu cephe sarsılmaz ( )
Yukarıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (,) (,) (…) B) (-) (-) (.) C) (,) (;) (.) D) (-) (,) (.) E) (;) (,) (.)
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "üç nokta işareti (…)" yanlış kullanılmıştır?
A) Gizli tanık …'den bunları öğrenmişler.B) O …siz adamla beni bir daha yan yana getirmezseniz çok iyi olur.C) Onun için yaptıklarım bir bir aklıma geliyor da…D) O, her alanda eser veren biriydi: roman, tiyatro, masal…E) Gök ekini biçer gibi!... Başaklar daha dolmadan.
7. Sıtkı Bey ( ) Kaleyi kurtarmak için daha güzel bir çare var ( ) Gerçekten ölecek adam ister ( )
Yukarıda boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (,) (,) (.) B) (-) (-) (.) C) (-) (:) (.) D) (-) (,) (.) E) (,) (-) (.)
8. Guy de Maupassant ( ) Güy dö Mopasan ( ) Fransa ( ) da dünyaya gelen bir romancı ve kısa öykü yazarı olarak bilinir ( )
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (,) (-) (') (.) B) (-) (-) (') (.) C) (,) (,) (') (.) D) (,) (;) (') (.) E) (() ()) (') (.)
9. Yarışmaya 9 ( ) 10 ( ) 11 ve 12 ( ) sınıftaki öğrenciler katılacak ( )
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (.) (.) (.) (.) B) (,) (.) (.) (.) C) (,) (,) (.) (.) D) (,) (;) (.) (.) E) (.) (.) (,) (.)
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "ünlem (!)" farklı bir nedenden konulmuştur?
A) Hay Allah, sizi çıkaramadım!B) Onun gibi zekiler şair (!) olabilirmiş.C) Hava ne kadar da sıcak!D) Eyvah, Mustafa kalp krizi geçiriyor!E) Bravo, çok güzel koştun!
11. XV ( ) XX ( ) yüzyıllar arasındaki tarihi hadiseleri anlamak üstün çaba gerektirir ( )
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (-) (.) (.) B) (,) (.) (.) C) (-) (.) (?) D) (-) (-) (.) E) (-) (-) (!)
12. Albert Einstein ( ) ( ) Eğitim ( ) insanın okulda öğrendiği her şeyi unuttuğunda arta kalan şeydir ( ) ( ) der ( )
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (; (") (,) (.) (") (.) B) (:) (") (;) (.) (") (.) C) (,) (") (,) (.) (") (.) D) (:) (") (,) (.) (") (.) E) (:) (") (,) (") (.) (.)
13. Anlam karışıklığını önlemek amacıyla genellikle adlaşmış sıfatlardan sonra "virgül işareti" konur.
Aşağıdakilerden hangisinde bunu örneklendiren bir kullanım yoktur?
A) İhtiyar, adama merhamet dolu gözlerle bakıyordu.B) Yaralı, askere yardım etmeye çalışıyordu.C) Yaramaz, arkadaşına bir şey anlatmaya çabalıyordu.D) Genç, doktora bir şeyler anlatıyordu.E) Yaşlı gitti genç, onun yerine geldi.
14. Ahmet ( ) olanları izliyordu ( ) olanlara bir türlü anlam veremiyordu ( )
Yukarıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (,) (;) (…) B) (;) (;) (.)
C) (;) (,) (.) D) (,) (,) (.) E) (,) (;) (.)
15. Ayşe ( ) İsmail ( ) Fatma ve Ali ( ) den çalışkandır ( )
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (:) (,) (,) (.) B) (;) (,) (') (.) C) (,) (,) (') (.) D) (,) (;) (') (.) E) (:) (;) (') (.)
16. "Kesme işareti (')" ile ilgili verilen aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Millet, boy, oymak adlarından sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.B) Kişi adları, soyadları ve takma adlardan sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.C) Devlet adlarından sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.D) Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen diğer ekler kesmeyle ayrılır.E) Din ve mitoloji ile ilgili özel adlardan sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
17. Okulumuzda dersler 08 ( ) 00 ( ) 15 ( ) 30 saatleri arasında yapılmaktadır ( )
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (:) (-) (:) (.) B) (.) (,) (.) (.) C) (.) (-) (.) (.) D) (:) (,) (:) (.) E) (.) (;) (.) (.)
18. ( ) gel ( ) ( ) fiilini şimdiki zamanın I ( ) tekil şahsına göre çekimleyiniz ( )
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (") (-) (") (.) (.) B) (") (.) (") (.) (.) C) (") (-) (") (,) (.)D) (") (-) (") (-) (.) E) (-) (,) (;) (.) (.)
19. 1877 ( ) 1878 yıllarındaki Osmanlı ( ) Rus Savaşı bölgede büyük felaketlere yol açar ( )
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?
A) (-) (;) (.) B) (-) (-) (…)
C) (-) (-) (!) D) (-) (-) (.) E) (,) (,) (.)
20. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "virgül (,)" doğru kullanılmıştır?
A) Onlar hem, nalına hem, mıhına vuruyordu.B) Çalışanlar ya, bu deveyi gütmeli ya, bu diyardan gitmelidirler, diyordu yeni müdür.C) Şair; ne, serden ne, yardan vazgeçilir, diyordu.D) Buraya bu saate kadar gelen de, giden de, olmadı. E) Öğretmenini, her şeyim dediği kişiyi, asla unutmayacaktı.
CEVAP ANAHTARI: 1-E 2-E 3-B 4-E 5-B 6-E 7-B 8-E 9-C 10-B 11-A 12-D 13-E 14-E 15-B 16-D 17-C 18-A 19-D 20-E
YAZIM KURALLARI
Başlıca yazım kuralları şunlardır.
"de" Bağlacı ile "-de, -da" Eklerinin Yazımı
a. "de, da" Bağlacının Yazımı
Bağlaç olan "de, da" her zaman ayrı yazılır. "te, ta" şekli yoktur. Ünsüz benzeşmesi kuralına uymaz. Kalınlık-incelik uyumuna uyar. Özel isimden sonra gelirse kesme işareti kullanılmaz. Cümleye "dahi, bile, başkaları gibi" anlamlar katar. Cümleden çıkarıldığında cümledeki anlam bozulmaz, cümle kısmen daralır. Yazımda bir kelime gibi kabul edilir. Söylenişte vurgulu söylenir.
Örnek 1
Okula gelirken kitaplarınızı da getirin.
Cümledeki "de, da" bağlacını çıkardığımızda cümle: "Okula gelirken kitaplarınızı getirin." şekline dönüşür. Cümlede bir anlam kaybı olur. "Başka ders araç gereçlerinizi getirdiğiniz gibi" anlamı cümleden kaybolur.
Örnek 2
Evi bulmakta çok da zorlanmadık.
Cümledeki "de, da" bağlacını çıkardığımızda cümle: "Evi bulmakta çok zorlanmadık." şekline dönüşür. Bu da dil bilgisi açısından doğru bir cümledir. "de, da" bağlacını bir kelime gibi düşünmek gerekir. "Çok" sözcüğü sert ünsüzle bitmesine karşın ek ünsüz benzeşmesi kuralına uymamış çünkü bağlaç olan "de, da"nın "-te, -ta" şekli yoktur.
Örnek 3
Zonguldak da güzel bir şehirdir.
Cümledeki "de, da" bağlacını çıkardığımızda cümle "Zonguldak güzel bir şehirdir." şekline dönüşür. Bu, doğru bir cümledir. Cümlede kısmen anlam daralması olur. Yalnız, "başka güzel şehirler gibi" anlamı cümlede kaybolur. Dil bilgisi açısından ise doğru bir cümledir. Yine "de, da" özel isimden sonra geldiği halde kesme işareti kullanılmamıştır çünkü "de,da" bağlacını bir kelime gibi düşüneceğiz.
b. "-de, -da, -te, -ta" Hâl (durum) Ekinin Yazımı
İsim çekim ekidir. "-de, -da, -te, -ta" hâl (durum) eki her zaman kelimeyle bitişik yazılır. Ünsüz benzeşmesi kuralına uyar. Yani "-te, -ta" şekli vardır. Cümleden çıkarıldığı zaman cümledeki anlam tamamen bozulur, cümle dil bilgisi açısından
da doğru cümle olma özelliğini kaybeder.
Örnek 1
Mahalledeki çocuklar parkta oyun oynuyorlardı.
Cümledeki hâl ekini çıkardığımızda cümle; "Mahalledeki çocuklar park oyun oynuyorlardı." şekline dönüşür. Bu da dil bilgisi açısından doğru bir cümle değildir. Anlam tamamen bozulmuştur. Sözcüğün ünsüz benzeşmesi kuralına uyması ekin hal eki olduğunun başka bir göstergesidir.
Örnek
Herkes evde birbirine yardım etmeye çalışıyordu.
Cümledeki hâl ekini çıkardığımızda cümle; "Herkes ev birbirine yardım etmeye çalışıyordu." şekline dönüşür. Bu da dil bilgisi kurallarına aykırıdır. Cümle şekilsel ve anlamsal olarak tamamen bozulmaktadır.
Örnek
Zonguldak'ta önemli miktarda kömür madeni çıkarılır.
Cümledeki hâl ekini çıkardığımızda cümle; "Zonguldak önemli miktarda kömür madeni çıkarılır." şekline dönüşür. Cümle; dil bilgisi açısından şekil ve anlam bakımından doğru bir cümle değildir. Özel isimden sonra kesme işaretinin kullanılmış olması ekin hâl eki olduğunun başka bir göstergesidir.
c. "-de, -da" Yapım Ekinin Yazımı "-de, -da" yapım eki görevinde olduğu zaman her zaman bitişik yazılır. Sıfat tamlaması kurar. Sözcükten çıkarıldığı zaman tamlama bozulur dolayısıyla cümledeki anlam da bozulur.Örnek 1Çatılarına göre fiillerde öğrenciler en çok sözde özne nedir sorusunu sorar.Cümledeki yapım ekini (sıfat yapan eki) çıkardığımızda cümle; "Çatılarına göre fiillerde öğrenciler en çok söz özne nedir sorusunu sorar." şekline dönüşür ki bu da dil bilgisi açısından şekil ve anlam bakımından yanlış bir cümledir. Ayrıca "sözde özne" tamlaması da bozulmuş olur.
Örnek 2Okulumuzun en gözde öğrencisidir.
Cümledeki yapım ekini çıkardığımızda cümle; "Okulumuzun en göz öğrencisidir." şekline dönüşür ki cümle gerek şekil gerekse anlam bakımından yanlış bir cümle olur.
"de" Bağlacı ile "-de, -da" Eklerinin Yazımıyla İlgili Önemli Uyarılar
1. "ya" sözüyle birlikte kullanılan "de, da" sözleri her zaman ayrı yazılır.
Örnek
Çabuk yanıma gel ya da çık git evine.
2. "de, da" bağlacı kalınlık-incelik uyumuna uyar.
Örnek
Gölgende bana da yer ver.
3. "de, da" bağlacı ile "-de, -da" ekleri satır sonuna denk gelirse bağlaçta kesme işareti gelmez; hâl eki ve yapım eklerinde gelir.
Örnek
………………………………………………………………………………………………………………………………..okula sende gelmelisin. (bağlaç)
………………………………………………………………………………………………………………………………………..park-ta top onuyorlardı. (hal eki)
…………………………………………………………………………………………………………………….okulumuzun göz- de öğrencisi bu yıl başarısız oldu. (sıfat yapan ek / yapım eki)
"de" Bağlacı ile "-de, da" Eklerinin Yazımıyla İlgili Alıştırmalar
Aşağıda yer alan "de, da" bağlacı ile "-de, -da" eklerinin yazımıyla ilgili doğru ve yanlış yazımları belirtiniz.
Bir gün olur Mustafa da hatasının nedenini anlar. ( )
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder... ( )
Ne var şu dünyada ekmekten daha aziz? ( )
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum! ( )
Seninde saçların tarumar olur. ( )
Sen de gizlidir bu karanlığın tılsımı. ( )
Sinop' da güzel bir şehirdir. ( )
Sinop'ta güzel bir şehirdir. ( )
Sinop ta güzel bir şehirdir. ( )
Sinop da güzel bir şehirdir. ( )
Bahçede kuşlar cıvıldaşırken sen bana şarkı söylerdin Leyla. ( )
Almanca da seçmeli dersler arasına girdi. ( )
Dünya da en güzel şey vefadır. ( )
Hayat da insana çok şey öğretir. ( )
Hayat ta insana çok şey öğretir. ( )
"ki" nin Yazımı
Türkçede üç çeşit "ki" bulunur.
İlgi Zamiri "–ki"
Sözcüğe her zaman bitişik yazılır. Ek durumunda olan tek zamirdir. "Tamlanan"ın yerini tutar. Büyük ünlü uyumu ile küçük ünlü uyumuna uymaz. "-ki"den başka şekli yoktur.
Örnek
Senin baban sizi unutmuş; bizimki yine bizi unutmamış.(bizim babamız: belirtili isim tamlaması)
Senin için rahat edebilir benimki kan ağlıyor.(benim içim: belirtili isim tamlaması)
Benim kalbim arada bir çarpıyor; seninki ne durumda?(senin kalbin: belirtili isim tamlaması)
Bizim çocuk matematikte tel tel dökülmüş; sizinki sınavda ne yapmış?(sizin çocuğunuz: belirtili isim tamlaması)
Benim arkadaşım vefalıdır oysaki onunki her zaman ona yanlış yapar.(onun arkadaşı: belirtili isim tamlaması)
Sıfat Yapan "-ki"
İsimlere gelerek onlara yer ve zaman anlamı katan bir ektir. Sözcüğe her zaman bitişik yazılır. Ek durumunda olup eklendiği sözcüğe sıfat özelliği kazandırır. Yer bildiren isimlere gelip onlara sıfat özelliği kazandırdığında "-de, -da" hâl ekiyle kullanılır. Zaman bildiren sözcüklerin sonuna da doğrudan gelir.
Örnek
Çarşıdaki hesap her zaman evdeki hesaba uymaz.
Yoldaki işaretler bize her şeyi öğretir.
Zannımca bugünkü maç beraberlikle sonuçlanacak.
Mustafa aynadaki yansımalardan nefret ediyordu.
Dildeki yozlaşma okuldaki eğitimle önlenebilir.
Dünkü maç bugünkü maçtan heyecanlıydı.
Duvardaki saat ile koldaki saat aynı zamanı gösterir.
Bağlaç "ki"
Farsça bir bağlaç olan "ki" bağlacı Türkçenin cümle yapısına aykırı kullanılır. Sözcükten her zaman ayrı yazılır. "ki" bağlacı bir sözcük olarak kabul edilir. Vurgu ve bağlama amacıyla kullanılır. Cümleden çıkarıldığında diğer "-ki" ekleri kadar cümle anlam ve yapı bakımından bozulmaz. Sadece "ki" şekli vardır.
Örnek
Çalışmalısın ki kazanasın.
Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer.
Konuyu kendisi anlamamış ki bize de anlatsın.
Demek ki dediklerimizi yapmamış.
Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil, şuurla işlensin.
Sen ki, son ehl-i salîbin kırarak savletini / Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddîn'i.
Bu çalışmayla bu sınavı kazanabilir miyim ki…
"ki" Eki ile İlgili Önemli Uyarılar
1. "ki" bağlacı kaynaştığı kimi sözcüklerle bitişik yazılır.
Örnek
Çünkü, mademki, halbuki, belki, sanki, meğerki, oysaki (Bunların hiçbirisinde "-ki" eki değişmez sadece "çünkü" bağlacında küçük ünlü uyumuna uyup "ki" eki "kü" şekline dönüşür.)
2. "ki" bağlacı kaynaştırmanın oluşmadığı sözlerde her zaman ayrı yazılır.
Örnek
Diyelim ki, demek ki, öyle ki, elbette ki, tut ki, ne var ki…
3. Şüphe veya pekiştirme göreviyle kullanılan "ki" sözü ayrı yazılır
Örnek
Ders zili çaldı mı ki hiç kimse dışarıda yok. (şüphe)
Vali okulumuza gelecek mi ki? (şüphe)
4. "ki" nin yer aldığı kelimeye "-ler, -lar" eklerini getirdiğimizde anlamlı bir sözcükle karşılaşırsak "ki" ilgi zamiri; anlam bozulup anlamsızlaşırsa "ki", bağlaç veya sıfat yapan "-ki" ekidir.
Örnek
Sizinki yine maçı kaybetmiş.
Cümleye "-ler" ekini getirdiğimizde; "Sizinkiler yine maçı kaybetmiş." şekline dönüşür ki bu da dil bilgisi açısından doğru bir cümledir. Öyleyse cümledeki "-ki" eki ilgi zamiri olan ektir.
Kalpteki sızı çabuk çabuk geçmez.
Cümleye "-ler" ekini getirdiğimizde; "Kalptekiler sızı çabuk çabuk geçmez." şekline dönüşür ki cümle, yapı bakımından dil bilgisine aykırı bir cümle olur. Öyleyse buradaki "-ki" eki sıfat yapan yani yapım eki olan "–ki" ekidir.
Bil ki sizin de saltanatınız bir gün bitecektir.
Cümleye "-ler" ekini getirdiğimizde; "Bil kiler sizin de saltanatınız bir gün bitecektir." şekline dönüşür ki bu da yapı bakımından doğru bir cümle değildir. Dolayısıyla burada yer alan "ki" eki, bağlaç olan ki ekidir.
5. Çekimli fiillerden sonra gelen "ki" eki daima bağlaç olan "ki" ekidir.
Örnek
Çiğ yemedim ki karnım ağrısın.
Beni öyle seviyor ki anlatamam.
6. Sıfat yapan yani yapım eki olan ki eki sıfat tamlaması kurar. Önünde yer alan isme "hangi" sorusunu yönelterek de sıfat yapan "-ki" ekini bulabiliriz.
Örnek
Derideki yara gider; derindeki yara gitmez. (Hangi yara?)
İçimdeki ses beni hiçbir zaman yanıltmadı. (Hangi ses?)
"mi" Soru Ekinin Yazımı
1. Kendisinden önceki sözcükten her zaman ayrı yazılır.
Örnek
Sen Hiç Sevdin mi?
Sen hiçGidenin bıraktığı boşlukta,Sonsuzluğa yuvarlandın mı?Boğazını parçalayan,Sessiz çığlıklar attın mı?Değer mi, niçin, nedenlerle,Beyninin duvarlarını çınlattın mı?
(...)(Zehra Atasoy)
2. Kendisinden sonra gelen ekler "mi" ekiyle bitişik yazılır.
Örnek 1
Ağlasam sesimi duyar mısınız, mısralarımda;Dokunabilir misiniz gözyaşlarıma, ellerinizle?…(Orhan Veli Kanık)
Örnek 2…Bu eller miydi masallar arasındanRüyalara uzattığım bu eller miydi.Arzu dolu, yaşamak dolu,Bu eller miydi resimleri tutarken uyuyan.(Fazıl Hüsnü Dağlarca)
3. "mi" eki kendisinden önce gelen sözcüğün son ünlüsüne göre hem büyük hem de küçük ünlü uyumlarına uyar.
Örnek
Sen mi bunları yapmışsın yavrum?Bize perşembe mi geleceksiniz?
Gök cisimleri içinde en sevdiğin yıldız mı?Bu kahramanlıkları tarihe yazdıran bu bölük mü?
Örnek
"mi" Soru Ekinin Yazımıyla İlgili Uyarılar
1. "mi" soru eki cümleye soru anlamı katmasa da her zaman ayrı yazılır. Bu durumlarda cümleye farklı anlamlar katabilir.
Örnek
Akşamları geç yattım mı sabaha kadar uyuyamazdı. (zaman)
Bizim eve geldi mi hemencecik sahile giderdik. (zaman)
Güzel mi güzel bir elbise almıştı. (pekiştirme)
2. Hem isim çekim eki hem de fiil çekim eki olarak kullanılır.
Örnek
Bu yaşına kadar Yaşar Kemal'i hiç okudun mu? (fiil çekim eki)
Bahçemizden gül koparan sen miydin? (isim çekim eki)
Bunların sonucunu doğru tahmin etseydi böyle konuşur muydu? (fiil çekim eki)
Gülün derdinde her daim olan bülbül mü? (isim çekim eki)
3. Soru anlamı soru zarfıyla sağlandığı zaman bazen "-me, -ma" olumsuzluk eki ünlü daralmasına uğrayarak "-mı, -mi, -mu, -mü" şekline dönüşebilir. Bunu "mi soru eki" ile karıştırmamalıyız.ÖrnekSöylediklerimi niçin yaz mıyorsunuz?Yukarıdaki cümlede soru anlamı "mi" soru ekiyle değil soru zarfı olan "niçin" sözcüğüyle sağlanmıştır. Olumsuzluk ekleri olan "-me, -ma" ünlü daralmasına uğradığında şeklen "mi" soru ekine benzer. Burada da böyle bir durum söz konusudur. Cümlede bir yazım yanlışı da vardır çünkü "-me, -ma" olumsuzluk ekleri her zaman sözcüklerle bitişik yazılır.
4. Birleşik yapılı fiillerde "mi" soru eki iki sözcük arasına girebilir.ÖrnekDüşüncelerini açıklamaktan vaz mı geçtin?
"ile"nin Yazılışı
1. "ile" hem edat hem de bağlaç olarak kullanılır.
Örnek
Ali, Mustafa ile Ahmet'e başarılar diledi. (bağlaç)
Evden okula her sabah servis ile gider. (edat)
Köyümüze yeni atanan öğretmen ile eski öğretmen vedalaştı. (bağlaç)
Ankara'ya her seferinde uçak ile gitti. (edat)
Gönül yarası ile bıçak yarası birbirine benzemez. (bağlaç)
2. "ile" ayrı yazılabildiği gibi kelimelere bitişik de yazılabilir. Ünsüz ile biten kelimelere eklenerek yazıldığı zaman "i" ünlüsü düşer ve ünlü uyumlarına uyar. Yani "-la, -le" şeklinde kullanılır.
Örnek
Çiçek ile > çiçekle
Kuş ile > kuşla
Cam ile > camla
Cümle İçerisinde Kullanımı
Evinin önündeki çiçekle herkese mesaj vermeye çalışıyordu.
Bahçedeki kuşlar şarkı söylüyordu.
Arabanın ön tarafındaki kırık camla yola devam etmeyeceğini anlamıştı.
3. "ile" ünlüyle biten kelimelere bitişik yazıldığı zaman araya "y" koruyucu ünsüzü girer ve "ile"nin başındaki "i" ünlüsü düşer.
Örnek
Kapı ile > kapıyla
Çevre ile > çevreyle
Sopa ile > sopayla
"ile"nin Cümle İçerisinde Kullanımı
Çocuk kapıyla birlikte içeri girdi.
Onun çevreyle ilişkisi hep pozitifti.
Sopayla eğitim devri çoktan kapandı.
"ile"nin Yazılışı ile İlgili Önemli Uyarılar
1. "ile" ince okunan ve ünsüzle biten bazı kelimelere getirildiğinde ünlü uyumuna uymayabilir.
Örnek
Dikkat ile > dikkatle
Sadakat ile > sadakatle
Şefkat ile > şefkatle
Cümle İçerisinde Kullanımı
Çocuk dikkatle etrafına bakıyordu.
Kardeşine her zamanki gibi şefkatle yaklaştı.
O her zaman sadakatle iş görür.
2. "ile" ayrı yazıldığı zaman kelimede ünlü uyumu aranmaz.
Örnek
Okul ile ev arasında gidip geliyoruz.
Mastar Eklerinin Yazılışı"-mek"le biten mastarlardan sonra "–a, -e, -ı, -i" eklerinden biri geldiği zaman "k" ünsüzü düşüp, yerine "y" kaynaştırma ünsüzü gelir. Bu tür sözcüklerde yumuşama olmaz.
Örnek
Yazmak > yazma-y-ı
Gülmek > gülme-y-i
Silmek > silme-y-i
Darılmak > darılma-y-ı
Mastar Ekinin Doğru ve Yanlış Yazım Örnekleri
Kaldırımda yürümeği özlemişti. (Yanlış)Kaldırımda yürümeyi özlemişti. (Doğru)
Ablasını görmeğe gitmiş. (Yanlış)Ablasını görmeye gitmiş. (Doğru)
Kişinin birini sevmeğe vakti olması gerekir. (Yanlış)Kişinin birini sevmeye vakti olması gerekir. (Doğru)
Mastar Eklerinin Yazılışıyla İlgili Uyarılar
1. Sözcükler olumsuz yapılırken sadece araya "–me, -ma" olumsuzluk ekleri girer.
Örnek
Yazmak > yazma-y-ı > yazmama-y-ı
Gülmek > gülme-y-i > gülmeme-y-i
Silmek > silme-y-i > silmeme-y-i
2. Sözcükler olumsuz yapılırken de "–me, -ma" olumsuzluk eklerinden sonra yine "y" koruyucu ünsüzü gelir. Diğer kullanımlar yanlıştır.
ÖrnekYazmak > yazma-y-a > yazmama-y-a (doğru)Yazmak > yazma-ğ-a > yazmama-ğ-a (yanlış)
Gülmek > gülme-y-e > gülmeme-y-e (doğru)Gülmek > gülme-ğ-e > gülmeme-ğ-e (yanlış)
Silmek > silme-y-e > silmeme-y-e (doğru)Silmek > silme-ğ-e > silmeme-ğ-e (yanlış)
Fiil Çekimi ile İlgili Yazılışlar-a / -e, -acak / -ecek, -ayım / -eyim, -alım / -elim, -an / -en vb. eklerden önce gelen ünlü veya ekin geniş ünlüsü söyleyişe bakılmaksızın -a / -e ile yazılır.
Örnek
başlaya, gelmeye; başlayacağım, gelmeyeceksin; başlayayım, geleyim; başlayalım, gelmeyelim; başlayan, gelmeyen vb.
Satır Sonuna Sığmayan Sözcüklerin Yazımı1. Türkçede bir sözcük satır sonuna sığmazsa sözcüğün yazılabilen heceleri yazılıp sonuna kısa çizgi eklenir. Satıra sığmayan heceler bir sonraki satırın başına yazılır.
Örnek………………………………………………………………………………………................Ahmet eline bir kitap ala-rak gelmişti.
2. Satır sonuna sığmayan birleşik sözcükler tek bir sözcük olarak kabul edilip ona göre hecelenir.
Örnek…………………………………………………..……………………………………………………bahçede bulduğum hanı-melleri ne güzeldi.
.................................................................................................………………………..ba-şöğretmen Türkiye'ye birçok mesaj verir.
…………………………………………………………………………………………………………………………………………hası-raltı etmişti her şeyi.
…………………………………………………………………………………………………………………………………………deni-zaltı alınacak.
Satır Sonuna Sığmayan Sözcüklerin Yazımıyla İlgili Önemli Uyarılar
1. Satır sonunda ve başında tek ünlüden oluşan bir hece bırakılmaz.
Örnek………………………………………………………………………………………………………………………………………..o-kula doğru yol almaya başladı. (yanlış)
………………………………………………………………………………………………………………………………………oku- la doğru yol almaya başladı. (doğru)
……………………………………………………………………………………………………………………………………müdafa-a yapıldı. (yanlış)
……………………………………………………………………………………………………………………………………müda-faa yapıldı. (doğru)
2. Kesme işareti satır sonuna denk geldiğinde yalnız kesme işareti kullanılır.
Kesme işaretiyle ayrıca kısa çizginin kullanılması yanlıştır.
Örnek…………………………………………………………………………………………………………………………………….2005'-te son kez yapıldı. (yanlış)
……………………………………………………………………………………………………………………………………..2005'te son kez yapıldı. (doğru)
……………………………………………………………………………………………………………………………24 Temmuz'-da orada buluşmuşlardı. (yanlış)
…………………………………………………………………………………………………………………………….24 Temmuz'da orada buluşmuşlardı. (doğru)
……………………………………………………………………………………………………………………………………Aydın'-ın ülkemiz ekonomisine katkılarıydı. (yanlış)
…………………………………………………………………………………………………………………………………...Aydın'ın ülkemiz ekonomisine katkılarıydı. (doğru)
Kesme İşaretinin Kullanıldığı Yerler
Kesme işaretinin yanlış kullanılması bir yazım yanlışı kabul edilir. Kesme işareti ile ilgili başlıca yazım kuralları şunlardır:
1. Özel isimlerden sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Örnek
a. Kişi adları, soyadları ve takma adlardan sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Atatürk'e, Yahya Kemal Beyatlı'nın, Muhibbi'ye, Mustafa'nın, Âşık Veysel'den, Şinasi'yle, Namık Kemal'se, Mehmet Akif Ersoy'muş, Gül Baba'ya, Fatih Sultan Mehmet'e, Sultan Ana'nın...
b. Millet, boy, oymak adlarından sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Türk'ün, Rus'tan, İngiliz'e, Afgan'da, Alman'sın.
c. Devlet adlarından sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Türkiye'nin, Türkiye'mizin, Amerika Birleşik Devletleri'ne, Selçuklu Devleti'nden
ç. Din ve mitoloji ile ilgili özel adlardan sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Allah'tan, Azrail'i, Zeus'a
d. Gök bilimiyle ilgili adlardan sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Merkür'ü, Halley'den, Samanyolu'nda, Venüs'ü, Büyükayı'da, Yedikardeş'ten
e. Kıta, deniz, nehir, dağ, göl, boğaz, geçit, yayla; ülke, bölge, il, ilçe, köy, semt, bulvar, cadde, sokak vb. yer adlarından sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Afrika'nın, Marmara Denizi'ni, Fırat Nehri'nde, Ağrı Dağı'nda, Van Gölü'nün, Çanakkale Boğazı'nı, Gülek Geçidi'ne, Beşoluk Yaylası'na, Türkiye'den, Doğu Anadolu'nun, Muş'tan, Malazgirt'in, Muratkolu'nun, Laleli'den, Turgut Özal Bulvarı'ndan, İskele Caddesi'nde, Toraman Sokak'ta
f. Saray, han, köşk, kale, köprü, anıt vb. adlardan sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Çırağan Sarayı'nda, Kızlarağası Hanı'nda, Hoşap Kalesi'nden, Boğaziçi Köprüsü'ne, Çanakkale Şehitleri Anıtı'nda
g. Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge ve genelge adlarından sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Medeni Kanunu'nun, Millî Eğitim Temel Kanunu'na, Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin, Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği'ni, Milli Eğitim Bakanlığı Okul Müzeleri Yönergesi'nde, Başbakanlık Genelgesi'nin
h. Kitap, dergi, gazete, tablo, heykel, müzik vb. adlardan sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Yaban'dan, Türk Fen Eğitim Dergisi'nde, Sabah'ta, Resmî Gazete'de, Kaplumbağa Terbiyecisi'ni, Yunus Emre Oratoryosu'nu, Onuncu Yıl Marşı'ndan, İstiklal Marşı'mız
h. Hayvanlara verilen özel adlardan sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Fino'yu, Sarıkız'da, Tekir'in, Pamuk'a, Minnoş'u
2. Kısaltmalardan sonra gelen ekleri ayırmada kullanılır.
Örnek
THY'nin uçuş filosu gittikçe genişlemektedir.
TBMM'nin topluma örnek olması herkesin ortak dileğidir.
BM'de bu konuyla alakalı birçok etkinlik yapılacak.
TV'yle 1980'lerde tanıştık.
ABD'de bu yıl çok fazla denetim yapılacak.
TDK'nin saygınlığına gölge düşürmemek gerekir.
RTÜK'ten birçok yayıncı kuruluşa ceza yağdı.
3. Rakamlardan sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılır.
Örnek
Sınavda 2'nci olman seni üzdü mü?
1976'da Malazgirt'te doğmuşum.
8'inci maddenin 3'üncü fıkrası 1972'nin 18'inde kabul edildi.
2'nci katın 8'inci dairesinde oturuyorlar.
Ali 9'uncu; Mustafa 11'inci sınıfta okuyor.
4. Bazı sözcüklerde anlam karışıklığını önlemek için konur.
Örnek
Kadı'nın kelime anlamını bir türlü öğrenemedim.
5. Şiirde seslerin ölçü ve söyleyiş gereği düştüğünü göstermek için konur.
Örnek 1
Bir ok attım karlı dağın ardınaDüştü m'ola sevdiğimin yurdunaİl yanmazken ben yanarım derdineEngel aramızı açtı n'eyleyim
(Karacaoğlan)
Örnek 2
Güzelliğin on par'etmezBu bendeki aşk olmasa
(Âşık Veysel)
Örnek 3
Karac'oğlan der ki ismim öğerlerAğı oldu yediğimiz şekerlerGüzel sever diye isnad ederlerBenim Hakk'dan özge sevdiğim mi var
6. Kişi adlarından sonra gelen saygı ve unvan sözlerine getirilen ekleri ayırmak için konur.
Örnek
Mustafa Bey'e, Betül Hanım'ı, Talat Paşa'ya, İsmail Efendi'nin, Türk Dil Kurumu Başkanı'na…
7. Bir ek veya harften sonra gelen ekleri ayırmak için konur.
Örnek
Bunu a'dan z'ye kadar yanlış yapmışsın.
Dilimizde -lık'la yapılmış sözcükler çokça yer alır.
Kesme İşareti ( ' ) ile İlgili Uyarılar
1. Kurum, kuruluş, kurul, birleşim, oturum ve iş yeri adlarına gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz.
Örnek
Türkiye Büyük Millet Meclisine
Türk Tarih Kurumunun
Türk Dil Kurumundan
Türk Patent Enstitüsüne
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına
Bakanlar Kurulunun
İstişare Kurulundan
Yargıtay Genel Kurulundan
Mavi Köşe Bakkaliyesinden
İskele Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürlüğüne
Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dekanlığına
Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğüne
Yürütme Kuruluna Başbakanlığa
Rektörlüğe
Hukuk Genel Kurulundan
2. Belli bir kanun, tüzük, yönetmelik kastedildiğinde büyük harfle yazılan kanun, tüzük, yönetmelik sözlerinin ek alması durumunda kesme işareti konur.
Örnek
Bu Kanun'un 23. Maddesinin f bendi...
Yukarıdaki yazıda zikredilen Yönetmelik’in 8'inci maddesine göre...
3. Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen diğer ekler kesmeyle ayrılmaz.
Örnek
Türkçe, Türkçenin, Türkçü, Türkçülük, Türklük, Türklüğün, Türklerden, Türkleşmek, Türkleşmekten, Müslümanlık, Müslümanlıktan, İslamcı, Hristiyanlık, Hristiyanlıktan, Yahudilik, Yahudilikten, Amerikalı, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Aydınlı, Vanlım, Manisalı, İstanbullu, Ankaralı, Mustafalar, Fatihler, Aligil, Mehmetler, Reşat Nuriler, İsveçliden, Atatürkçülükten, Atatürkçülüğün vb.
4. Özel adlar yerine kullanılan "o" zamiri cümlede kesinlikle büyük harfle yazılmaz ve ondan sonra gelen ekler de kesme işaretiyle ayrılmaz.
Örnek
Kurtuluş Savaşı'nda O'nun etkisini hiç kimse inkâr edemez. (yanlış)
Kurtuluş Savaşı'nda onun etkisini hiç kimse inkâr edemez. (doğru)
5. Noktalama işaretlerinin çoğundan sonra bir harf boşluğu kadar (bir karakter) ara verilir. Kesme işaretinde ise kesme işaretiyle ondan sonra gelen ek arasında boşluk bırakılmaz.
Örnek
Mustafa'dan her şeyi öğrenmişti olayla ilgili.
Ankara'nın bir gün, taşı toprağı altın olacak.
6. Özel adlar için parantez içinde bir açıklama yapılırsa kesme işareti parantez işaretinden (yay ayraçtan) önce konur.
Örnek
Yakup Kadri (Karaosmanoğlu)'nun (yanlış)
Yakup Kadri'nin (Karaosmanoğlu) (doğru)
7. Yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu olduğu zaman ekten önce kesme işareti konur.
Örnek
Hisar'dan, Boğaz'dan…
8. Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adlarına gelen çekim eklerini ayırmak için konur. Belirli bir tarih bildirmezse ek ayrılmadığı için kesme işareti konulmaz.
Örnek
Okullar 18 Eylül'de açılacak bu yıl. 25 Eylül 2014 Salı'nın ilk saatlerinde de toplantı yapılacak. (tarih belli)
Önümüzdeki haziranda yurt dışına geziye çıkacağız. (tarih belli değil)
9. Sonunda III. tekil kişi iyelik eki olan özel ada, bu ek dışındaki bir iyelik eki getirildiğinde kesme işareti konmaz.
Örnek
Muş Ovamızın güzelliği
Hoşap Kalemizin ihtişamlığı
Gökçeadamızdaki kuşlar
10. Sonunda nokta işareti yer alan kısaltmalar ile üslü kısaltma ve rakamlar kesme işaretiyle ayrılmaz. Bu tür kısaltmalardaki ekler, noktadan ve üs işaretinden sonra kelime ve üs işaretinin okunuşuna göre yazılır.
Örnek
vb.leri (ve benzerleri)
m²ye (metre kareye)
cm³e (santimetre küpe)
85 ten (sekiz üssü beşten)
Alm.dan (Almanya'dan)
İng.yi (İngiltere'yi)
mad.si (maddesi)
11. Satır sonuna denk gelen özel isimlerden sonra gelen çekim eklerini ayırmak için kullanılır. Buraya ayrıca kısa çizgi (-) işareti konmaz.
Örnek .................................................................................................................Ankara' nın çehresi başkaydı.
12. Ek getirildiğinde "Avrupa Birliği" kesme işareti ile kullanılır.
Örnek
Avrupa Birliği'ne üye ülkeler...
13. Bazı Arapça kelimeler Türkçede de bu özelliği anlaşılacak şekilde telaffuz edildiği için kesme işareti barındırır.
Örnek
cüz'î, iz'an, kat'î, kıt'a, Kur'an, şer'î…
Kaynak: Türk Dil Kurumu / tdk.gov.tr
Düzeltme işareti (^) ile ilgili Yazım Kuralları
1. Yazılışları aynı ancak anlamları ve söylenişleri farklı kelimeleri ayırt etmek için bu işaret kullanılır. Okunuşları uzun olan ünlülerin üzerine konur.
Örnekadem (yokluk), âdem (insan)adet (sayı), âdet (gelenek, alışkanlık)alem (bayrak), âlem (dünya, evren)aşık (eklem kemiği), âşık (vurgun, tutkun)hala (babanın kız kardeşi), hâlâ (henüz)hal (sebze, meyve satılan yer), hâl (durum, vaziyet)şura (şu yer), şûra (danışma kurulu)
2. Arapça ve Farsçadan dilimize giren birtakım kelimelerle özel adlarda bulunan ince "g, k" ünsüzlerinden sonra gelen "a ve u" ünlüleri üzerine konur.
Örnek
dergâh, gâvur, karargâh, tezgâh, yadigâr, Nigâr; dükkân, hikâye, kâfir, kâğıt, Kâzım; gülgûn; mahkûm, mezkûr, sükûn, sükût vb.
3. Kişi ve yer adlarında ince "-l" ünsüzünden sonra gelen "-a ve -u" ünlüleri de düzeltme işareti ile yazılır.
Örnek
Halûk, Lâle, Nalân; Balâ, Elâzığ, İslâhiye, Lâdik, Lâpseki, Selânik vb.
4. Nispet ekinin, belirtme durumu ve iyelik ekiyle karışmasını önlemek için kullanılır.
Örnek
(Türk) askeri ve askerî (okul)(İslam) dini ve dinî (bilgiler)(fizik) ilmi ve ilmî (tartışmalar)(Atatürk’ün) resmi ve resmî (kuruluşlar) vb.
5. Nispet eki alan kelimelere Türkçe ekler getirildiğinde düzeltme işareti olduğu gibi kalır.
Örnek
millîleştirmek, millîlik, resmîleştirmek, resmîlik vb.
Uyarı: Alfabetik sıralamalarda kısa ünlüler, uzun ünlülerden önce gelir.
Örnek
"hala" kelimesi "hâlâ" kelimesinden önce gelir.
Kaynakça (Yararlanılan Kaynaklar)
Türk Dil Kurumu / tdk.gov.tr
Birleşik ve Ayrı Yazılan Kelimelerin Yazımı
A. Bitişik Yazılan Birleşik Kelimeler
Birleşik sözcükler, iki veya daha çok sözcüğün kalıplaşıp kaynaşması sonucu oluşur. Birleşik sözcükler anlamca bir bütün olup tek bir kavramı karşılar. Belirtisiz isim tamlamaları, sıfat tamlamaları, birleşik fiiller, ikilemeler, kısaltma grupları ve kalıplaşmış çekimli fiillerden oluşan ifadeler yeni bir kavramı karşıladıklarında birleşik kelime olur.
Örnek
Hanımeli (belirtisiz ad tamlaması biçiminde), Atatürk (eksiz iki ad), karaciğer (sıfat tamlaması biçiminde), mirasyedi (bir isim, bir çekimli fiil), gökdelen (bir isim, bir fiilimsi), birkaç (iki sıfat), kaptıkaçtı (iki çekimli fiil), çıtçıt (ikileme), yazabilmek (iki fiil)
Birleşik kelimeler, yazılış bakımından bitişik yazılanlar ve ayrı yazılanlar olmak üzere ikiye ayrılır. Birleşik kelimeler aşağıdaki durumlarda bitişik yazılır.
1. Ses düşmesine uğrayan birleşik kelimeler bitişik yazılır.
Örnek
Kayın+ana > kaynanaKayın+ata > kaynataKahve+altı > kahvaltıPazar+ertesi > pazartesiCuma+ertesi > cumartesiGüllü+aş > güllaçSütlü+aş > sütlaçNe+için > niçinNe+asıl > nasıl
2. Dilimize Arapçadan girmiş azil (azl), emir (emr), hüküm (hükm), keşif (keşf), küfür (küfr), nakil (nakl), zehir (zehr), devir (devr) gibi birtakım kelimeler "etmek, edilmek, olmak, olunmak, eylemek" yardımcı fiilleriyle birleşirken asıllarına uyarak ikinci hecedeki ünlülerini düşürür. Bu birleşik fiiller bitişik yazılır.
Örnek
Azil+etmek > azletmekDevir+etmek > devretmekEmir+etmek > emretmekHüküm+etmek > hükmetmekKahır+etmek > kahretmekKayıp+olmak > kaybolmakKeşif+etmek > keşfetmekKüfür+etmek > küfretmekNakil+etmek > nakletmekNeşir+olmak > neşrolmakNeşir+etmek > neşretmekSabır+etmek > sabretmekSeyir+etmek > seyretmekŞükür+ etmek > şükretmekZehir+etmek > zehretmekZikir+etmek > zikretmek
Uyarı: Bu kelimeler ünlüyle başlayan bir yardımcı fiil veya ek almadıkları zaman "azil, defin, emir, hüküm, kayıp, keşif, meyil, nakil, sabır, seyir, zehir, zeyil, zikir" şeklinde söylenir ve yazılır.
3. Dilimize Arapçadan girmiş af (afv), his (hiss), ret (redd), zan (zann), zem ( zemm) gibi birtakım kelimeler "etmek, edilmek, olmak, olunmak, eylemek" yardımcı fiilleriyle birleşirken sondaki sesler, asıllarına uyarak veya asıllarının etkisinde kalarak çift sese dönüşür. Bu tür birleşik fiiller bitişik yazılır.
Örnek
affetmek, affeylemek, affolunmak, halletmek, hissetmek, hissedilmek, reddetmek reddeylemek, reddolunmak, zannetmek, zemmetmek
Uyarı: İsim kısımları tek başına kullanılmayıp sadece "etmek, olunmak" yardımcı fiilleriyle kalıplaşan birleşik kelimeler bitişik yazılır.
Örnek
ahzetmek, bahşetmek, bahşolunmak, hamletmek, hazfetmek, rekzetmek, serdetmek.
4. Vurgusu son heceye kaymış birleşik kelimeler bitişik yazılır.
Örnek
açıkgöz, anaerkil, ataerkil, babayiğit, bastıbacak, boşboğaz, büyükbaş (hayvan), camgöz, cingöz, düztaban, elverişli, işveren, kafakol, Karagöz, karagöz (balığı), küçükbaş (hayvan), önayak (olmak), paragöz, pisboğaz, tepegöz.
5. Kelimelerden biri veya ikisi, birleşme sırasında benzetme yoluyla anlam değişmesine uğrarsa bu tür birleşik kelimeler bitişik yazılır
a. Organ bildiren sözlerle kurulan bitki, hayvan, hastalık, alet, eşya, tarz ve yiyecek adları bitişik yazılır.
Bitki adları: aslanağzı (bitki), aslankuyruğu (bitki), aslanpençesi (bitki), ayıkulağı (bitki), cinsaçı (bitki), civanperçemi (bitki), gelinparmağı (üzüm), geyikdili (bitki), horozgözü (bitki), horozibiği (bitki), katırtırnağı (bitki), kazayağı (bitki), keçiboynuzu (bitki), keçisakalı (bitki), koyungöbeği (mantar), köpekayası (bitki), kurtbağrı (bitki), kuşburnu (bitki), sığırödü (bitki), tavşanbıyığı (bitki), turnagagası (bitki); akkuyruk (çay), altınbaş (kavun), altıparmak (palamut), beşbıyık (muşmula), karabaldır (bitki), topbaş (bitki).
Hayvan adları: danaburnu (böcek), öküzburnu (kuş); akbaş (kuş), alabacak (at), beşparmak (deniz hayvanı), beşpençe (deniz hayvanı), çakırkanat (ördek), elmabaş (tepeli dalgıç), iribaş (kurbağa kurtçuğu), kamçıkuyruk (koyun), kamışkulak (at), karabaş, karagöz (balık), karakulak (hayvan; haberci), kepçeburun (yaban ördeği), kızılkanat (balık), sarıağız (balık), sarıgöz (balık), sarıkulak (balık), sarıkuyruk (balık), tokmakbaş (balık), uzunkuyruk (kuş), yeşilbaş (ördek).
Hastalık adları: itdirseği (arpacık); delibaş (hastalık), karabacak (hastalık), karataban (hastalık).
Alet ve eşya adları: balıkgözü (halka), deveboynu (boru), domuzayağı (çubuk), domuztırnağı (kanca), horozayağı (burgu), kargaburnu (alet), keçitırnağı (oyma kalemi), kedigözü (lâmba), leylekgagası (alet), sıçankuyruğu (törpü); baltabaş (gemi) gagaburun (gemi), kancabaş (kayık).
Biçim, tarz, tür, motif vb. adlar: ayıbacağı (yelken tarzı), balıksırtı (desen), civankaşı (nakış), eşeksırtı (çatı tarzı), kazkanadı (oyun), kırlangıçkuyruğu (işaret), koçboynuzu (işaret), köpekkuyruğu (spor), sıçandişi (dikiş).
Yiyecek adları: dilberdudağı (tatlı), hanımgöbeği (tatlı), hanımparmağı (tatlı), kadınbudu (köfte), kadıngöbeği (tatlı), kargabeyni (yemek), kedidili (bisküvi), tavukgöğsü (tatlı), vezirparmağı (tatlı).
Uyarı: İlk ögesi organ adı olan şu örnekler de bitişik yazılır.
Örnek
bağrıkara (kuş), baldırıkara (bitki), baştankara (kuş), karnıkara (börülce), sırtıkara (balık), yanıkara (hastalık).
b. Eşya veya nesne bildiren sözlerle kurulan bitki, hayvan, tarz, yiyecek ve oyun adları bitişik yazılır.
Örnek
acemborusu (bitki), çayırsedefi (bitki), çobançantası (bitki), çobandüdüğü (bitki), çobaniğnesi (bitki), çobantarağı (bitki), çobantuzluğu (bitki), gelinfeneri (bitki), güveyfeneri (bitki), katranköpüğü (mantar), keçisedefi (bitki), kuşekmeği (bitki), kuşyemi (bitki), kuzgunkılıcı (bitki), suibriği (bitki), suşeridi (bitki), şeytanarabası (uçuşan tohum), şeytanfeneri (bitki), şeytantersi (bitki), venüsçarığı (bitki), yılanyastığı (bitki), sazkayası, şeytaniğnesi (hayvan), yılaniğnesi (balık), balgümeci (dikiş), beşikörtüsü (çatı tarzı), turnageçidi (fırtına), bülbülyuvası (tatlı), kuşlokumu (kurabiye), beştaş (oyun), dokuztaş (oyun), üçtaş (oyun).
c. İnsana özgü isim ve sıfatlarla kurulan bitki, hayvan ve eşya adları bitişik yazılır.
Örnek
adayavrusu (tekne), akşamsefası (bitki), camgüzeli (bitki), çadıruşağı (bitki), çayırgüzeli (bitki), çayırmelikesi (bitki), gecesefası (bitki), gündüzsefası (bitki), saksıgüzeli (çiçek), yalıçapkını (kuş); bozbakkal (kuş), bozyürük (yılan), karadul (örümcek), sarısabır (bitki).
ç. Benzetme yoluyla kurulan gök cisimlerinin adları bitişik yazılır.
Örnek
Altıkardeş (yıldız kümesi), Arıkovanı (yıldız kümesi), Büyükayı (yıldız kümesi), Demirkazık (yıldız), Güneybalığı (yıldız), Küçükaslan (yıldız), Küçükayı (yıldız kümesi), Kervankıran (yıldız), Samanuğrusu (yıldız kümesi), Samanyolu (yıldız kümesi), Üçkardeş (yıldız kümesi), Yedikardeş (yıldız kümesi)
d. İnsan isimleriyle kurulan bitki, hayvan ve yemek adları bitişik yazılır.
Örnek
alinazik (kebap), ayşekadın (fasulye), hafızali (üzüm), havvaanaeli (bitki), karafatma (böcek), meryemanaeldiveni (bitki).
6. Kurallı birleşik fiilleri oluşturan yeterlilik, sürerlik, yaklaşma ve tezlik fiilleri birleşik yazılır.
Örnek
yapabilmek, uyuyakalmak, yazadurmak, çıkagelmek, süregelmek, düşeyazmak, öleyazmak, açıvermek, alıvermek, gelivermek
7. Bir veya iki öğesi emir kipiyle kurulan kalıplaşmış birleşik kelimeler her zaman bitişik yazılır.
Örnek
alaşağı (etmek), albeni, ateşkes, çalçene, çalyaka, dönbaba, gelberi, incitmebeni, rastgele, sallabaş, sallasırt, sıkboğaz, unutmabeni; çekyat, geçgeç, kaçgöç, kapkaç(çı), örtbas, seçal (self-servis), veryansın (etmek), yapboz (puzzle), yazboz.
8. "-an/-en, -r/-ar/-er ve -maz/-mez ve –mış/-miş" ekleriyle kurulmuş sıfat-fiil eklerinden kalıplaşmış birleşik kelimeler bitişik yazılır.
Örnek
ağaçkakan, ağrıkesen, boğazkesen, cankurtaran, çöpçatan, dalgakıran, filizkıran, gökdelen, günebakan, oyunbozan, saçkıran, yelkovan, yolgeçen, yolkesen;akımtoplar, barışsever, basınçölçer, bilgisayar, füzeatar, gazölçer, sanatsever, tekerçalar, uçaksavar, yurtsever;değerbilmez, etyemez, kadirbilmez, karıncaezmez, kuşkonmaz, külyutmaz, sugeçirmez, tanrıtanımaz, varyemez, vurdumduymaz;göngörmüş, çokbilmiş.
9. "-di /-du / -dü, -tı/ -ti /-tu /-tü" ekleriyle kurulan kalıplaşmış birleşik kelimeler bitişik yazılır.
Örnek
albastı, ciğerdeldi, çıtkırıldım, dalbastı, fırdöndü, gecekondu, gündöndü, hünkârbeğendi, imambayıldı, kaşbastı, kolbastı, külbastı, mirasyedi, serdengeçti, şıpsevdi.
10. Her iki ögesi de "-di /-du /-dü, -tı /-ti /-tu /-tü veya -r /-ar /-er" eklerini almış ve kalıplaşmış bulunan birleşik kelimeler bitişik yazılır.
Örnek
dedikodu, kaptıkaçtı, oldubitti, biçerdöver, konargöçer, okuryazar, uyurgezer, yanardöner.
11. Hayvan, bitki, organ ve çeşitli nesne adlarıyla kurulan ve içinde renklerden birinin adı veya "renk" sözü geçmeyen renk adları bitişik yazılır.
Örnek
baklaçiçeği, balköpüğü, camgöbeği, devetüyü, fildişi, gülkurusu, güvercinboynu, güvercingöğsü, kazayağı, kavuniçi, kızılşap, narçiçeği, ördekbaşı, ördekgagası, tavşanağzı, tavşankanı, turnagözü, vapurdumanı, vişneçürüğü, yavruağzı.
Uyarı: Örneklerden sonra "renk" sözü kullanılırsa bu söz ayrı yazılır.
Örnek
devetüyü rengi, fildişi rengi, gülkurusu rengi.
12. Renk adlarıyla kurulan ve bitki, hayvan veya hastalık türlerinden birini gösteren birleşik kelimeler bitişik yazılır.
Örnek
akağaç, akçaağaç, akdarı, akdiken, akkavak, aksöğüt, alacamenekşe, alaçam, karaağaç, karacaot, karaçalı, karadut, kızılağaç, sarıçiçek, akbalık, alabalık, akdoğan, akkuş,
alacakarga, alakarga, beyazsinek, bozayı, karakuş, karasinek, aksu, karahumma, kızılyara, mavihastalık, maviküf.
13. Somut olarak yer bildirmeyen "üst", "alt" ve "üzeri" sözlerinin sona getirilmesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır.
Örnek
akşamüstü, akşamüzeri, ayaküstü, ayaküzeri, bayramüstü, gerçeküstü, ikindiüstü, olağanüstü, öğleüstü, öğleüzeri, suçüstü, yüzüstü, ayakaltı, bilinçaltı, gözaltı, şuuraltı.
14. İki veya daha çok kelimenin birleşmesinden oluşmuş kişi adları, soyadları ve lâkaplar bitişik yazılır.
Örnek
Alper, Aydoğdu, Birol, Gülnihal, Gülseren, Gündoğdu, Varol; Abasıyanık, Adıvar, Atatürk, Güntekin, Karaosmanoğlu, Tanpınar, Yurdakul, Boynueğri Mehmet Paşa, Tepedelenli Ali Paşa, Yirmisekiz Çelebi Mehmet, Yedisekiz Hasan Paşa.
15. İki veya daha çok kelimeden oluşmuş Türkçe yer adları bitişik yazılır.
Örnek
Çanakkale, Gümüşhane, Acıpayam, Pınarbaşı, Beşiktaş, Kabataş.
Uyarı: Şehir, kent, köy, mahalle, dağ, tepe, deniz, göl, ırmak, su vb. kelimelerle kurulmuş sıfat tamlaması ve belirtisiz isim tamlaması kalıbındaki yer adlarında birinci kelime tek başına söz konusu yer adını ifade etmezse bu tür yer adları bitişik yazılır.
Örnek
Akşehir, Eskişehir, Suşehri, Yenişehir; Atakent, Batıkent, Korukent, Çengelköy, Sarıyer, Yenimahalle; Karabağ, Uludağ; Kocatepe, Tınaztepe; Akdeniz, Karadeniz, Kızıldeniz; Acıgöl; Kızılırmak, Yeşilırmak; İncesu, Karasu, Akçay.
16. Şahıs adları ve unvanlarından oluşmuş mahalle, meydan, köy vb. yer ve kuruluş adlarındaki unvan grubu; unvan kelimesi sonda ise gelenekleşmiş olarak bitişik yazılır.
Örnek
Abidinpaşa, Bayrampaşa, Davutpaşa, Ertuğrulgazi, Kemalpaşa (ilçesi); Necatibey (Caddesi), Mustafabey (Caddesi), Gazi Osmanpaşa (Üniversitesi)
17. Ara yönleri belirten kelimeler bitişik yazılır.
Örnek
güneybatı, güneydoğu, kuzeybatı, kuzeydoğu.
18. "baş" sözüyle oluşturulan sıfat tamlamaları bitişik yazılır.
Örnek
başbakan, başçavuş, başeser, başhekim, başhemşire, başkahraman, başkarakter, başkent, başkomutan, başköşe, başmüfettiş, başöğretmen, başparmak, başpehlivan, başrol, başsavcı, başşehir, başyazar, başyardımcı vb.
19. Bir topluluğun yöneticisi anlamındaki "başı" sözüyle oluşturulan belirtisiz isim tamlamaları bitişik yazılır.
Örnek
ahçıbaşı, binbaşı, çarkçıbaşı, çeribaşı, elebaşı, mehterbaşı, onbaşı, ustabaşı, yüzbaşı.
20. "oğlu, oğulları, kızı" sözleriyle oluşturulan belirtisiz isim tamlamaları bitişik yazılır.
Örnek
Caferoğlu, Karaosmanoğlu, Topaloğlu, Aydınoğulları, Candaroğulları, Osmanoğulları; çapanoğlu, dayıoğlu, eloğlu, halaoğlu, hinoğluhin, amcakızı, elkızı.
21. "ağa, bey, efendi, hanım, nine" vb. sözcüklerle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır.
Örnek
ağababa, ağabey, beyefendi, efendibaba, hanımanne, hanımefendi, hacıağa, hanımnine, hıyarağalık, kadınnine, paşababa.
22. "dal" sözüyle oluşturulan sıfat tamlamaları bitişik yazılır.
Örnek
dalkavuk, dalkılıç, daltaban, daluyku.
23. Aşağıda yer alan kelime ve deyimler de gelenekleşmiş ve yaygınlaşmış olarak bitişik yazılır.
Örnek
Açıortay, adamotu, âdemotu, ağırbaşlı, ağırcanlı, ağırkanlı, ahududu, akaryakıt, akciğer, aksakal, akyuvar, alyuvar, anamal, anaokulu, anapara, anayasa, anneanne, atardamar, atasözü, aybaşı, ayçiçeği, ayçöreği, babaanne, basmakalıp, başıboş, başıbozuk, başörtü, başvurmak, beşibiryerde, bilirkişi, birdenbire, birdirbir, birtakım, bugün, buzdolabı, çeşitkenar, çiftetelli, delikanlı, demirbaş, denizaltı, denizaşırı, derebeylik, dereotu, dışbükey, dikdörtgen, dipnot, doludizgin, dolunay, dörtkenar, dörtnala, düzayak, ebekuşağı, enikonu, erbaş, eşkenar, gelişigüzel, giderayak, gökyüzü, gözyaşı, günaşırı, güvenoyu, halkoyu, hayhay, içbükey, içgüdü, ikizkenar, ilkbahar, ilkokul, ilköğrenim, ilköğretim, ipucu, kabataslak, kamuoyu, karaciğer, karekök, kartopu, kenarortay, kelaynak, külhanbeyi, külkedisi, milletvekili, ortaokul, öngörmek, öngörü, önsezi, öteberi, özdeyiş, paralelkenar, pekâlâ, pekiyi, sadeyağ, sağduyu, semizotu, serinkanlı, sıcakkanlı, sıkıyönetim, sıradağlar, sivrisinek, soğukkanlı, sütanne, sütkardeş, sütnine, takımada, tekdüze, tepetaklak, tereyağı, tıpkıbasım, tıpkıçekim, toplardamar, topyekûn, tozpembe, varoluş, varsayım, vazgeçmek, yanardağ, yarıçap, yarımada, yarıyıl, yavrukurt, yerküre, yeryüzü, yılbaşı, yöneylem, yüznumara, yüzyıl, zeytinyağı
Uyarı: "vazgeçmek" birleşik fiili, "mi" soru ekiyle kullanıldığı zaman ayrı yazılır.
Örnek
Vaz mı geçtin?
24. Belgisiz sıfat ve zamirlerin bazıları gelenekleşmiş olarak bitişik yazılır.
Örnek
Biraz, birazı, birkaç, birkaçı, birtakım, birçok, birçoğu, hiçbir, hiçbiri, herhangi.
25. "hane, name, zade, zede" kelimeleriyle oluşturulan birleşik kelimeler bitişik yazılır.
Örnek
çayhane, dershane, eczahane, hastahane, kahvehane, pastahane, postahane, yatakhane, yazıhane, yemekhane, beyanname, kanunname, pendname, seyehatname, Oğuzname, Battalname, amcazade, Vahapzade, Sami Paşazade, Recaizade, depremzede, afetzede, selzede, kazazede vb.
26. "ev" kelimesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır.
Örnek
aşevi, bakımevi, basımevi, doğumevi, gözlemevi, huzurevi, konukevi, orduevi, polisevi, öğretmenevi, yayınevi.
Uyarı: "Dershane, eczahane, hastahane, pastahane, postahane" gibi sözlerde hane kelimesindeki "h"nin yazılmaması doğru değildir.
27. "perver" ve "perest" kelimeleriyle Farsça kurala göre oluşturulan birleşik kelimeler bitişik yazılır.
Örnek
hamiyetperver, misafirperver, vatanperver; ateşperest, hayalperest, menfaatperest.
28. Farsça kurala göre oluşturulan isim ve sıfat tamlamaları ile kalıplaşmış diğer ibareler bitişik yazılır.
Örnek
dârıdünya, ehlibeyt, ehvenişer, erkânıharp, gayriahlâkî, gayriciddî, gayriinsanî, gayrimenkul, gayrimeşru, gayrimüslim, gayrisafi; asgarımüşterek, hüsnühat, hüsnükabul, hüsnüniyet, suiistimal, hamdüsena, meddücezir, tarumar; âlemşümul, âlicenap, gülfidan, mevlithan, sahipkıran; anbean, keşmekeş, özbeöz; pürhiddet, pürmelâl.
29. Arapça kurala göre oluşturulan tamlamalar ve kalıplaşmış diğer ibareler bitişik yazılır.
Örnek
dârülâceze, dârülfünun, fevkalâde, hıfzıssıhha, şeyhülislâm, tahtelbahir; aleykümselâm, Allahüâlem, bismillâh, fenafillâh, inşallah, maşallah, velhâsıl.
30. Kanunda bitişik geçen veya bitişik olarak tescil ettirilmiş olan kuruluş adları bitişik yazılır.
Örnek
İçişleri, Dışişleri, Genelkurmay, Yükseköğretim Kurulu, Açıköğretim Fakültesi vb.
31. Yabancı dillerden geçen ön ek veya edatlar bitişik yazılır.
Örnek
alelâcele, bîçare, bilâistisna, bilvesile, bîvefa, lâdinî, lâkayt, naçar, namağlûp, namüsait, devalüasyon, Panislâmizm, Pantürkizm, sürrealizm.
32. "oto, tele, matik" ögeleriyle kurulan alıntılar da bitişik yazılır.
Örnek
otobiyografi, otokritik, telekart, telekız, telekonferans, bankamatik.
33. Müzikte kullanılan makam adları bitişik yazılır.
Örnek
acembuselik, hisarbuselik, muhayyerkürdi vb.
B. Ayrı Yazılan Birleşik Kelimeler
1. "etmek, edilmek, eylemek, olmak, olunmak" yardımcı fiilleriyle kurulan birleşik fiiller, ilk kelimesinde herhangi bir ses düşmesi veya türemesi yoksa ayrı yazılır.
Örnekalt etmek, arz etmek, azat etmek, dans etmek, el etmek, göç etmek, ilan etmek, kabul etmek, kul etmek, kul olmak, not etmek, söz etmek, terk etmek, var olmak, yok etmek, yok olmak vb.
2. Birleşme sırasında kelimelerinden hiçbiri veya ikinci kelimesi anlam değişikliğine uğramayan birleşik kelimeler ayrı yazılır.
a. Hayvan türlerinden birinin adıyla kurulan birleşik sözcükler ayrı yazılır.
Örnek
ada balığı, ateş balığı, dil balığı, kedi balığı, kılıç balığı, köpek balığı, ton balığı, yılan balığı, acı balık, bıyıklı balık, dikenli balık vb.ardıç kuşu, arı kuşu, çalı kuşu, deve kuşu, muhabbet kuşu, saka kuşu, tarla kuşu, yağmur kuşu vb.ağustos böceği, ateş böceği, cırcır böceği, hamam böceği, ipek böceği, uğur böceği; çalgıcı böcek, sümüklü böcek vb.at sineği, et sineği, meyve sineği, sığır sineği, su sineği, uyuz sineği vb.deniz yılanı, su yılanı; Ankara keçisi, dağ keçisi, yaban keçisi, tarla faresi, dağ sıçanı, tarla sıçanı, dağ tavuğu, ada tavşanı, yaban tavşanı; şeytan örümceği; bal arısı, yaprak arısı, deniz ördeği, Ankara kedisi, Afrika domuzu, yer domuzu vb.
b. Bitki türlerinden birinin adıyla kurulan birleşik sözcükler ayrı yazılır.
Örnek
ayrık otu, çörek otu, eğrelti otu, kelebek otu, ökse otu, taşkıran otu, yüksük otu; sütlü ot vb.ateş çiçeği, ipek çiçeği, lavanta çiçeği, mum çiçeği, yayla çiçeği, yıldız çiçeği vb.avize ağacı, dantel ağacı, mantar ağacı, öd ağacı, pelesenk ağacı, tespih ağacı vb.altın kökü, helvacı kökü, meyan kökü; ek kök, saçak kök, yumru kök vb.dağ elması, yer elması, deve dikeni, kuş üzümü, çakal armudu, dağ armudu, at kestanesi, can eriği, kuzu mantarı, su kamışı, şeker kamışı, dağ nanesi, Japon gülü, Antep fıstığı, sırık fasulyesi, soya fasulyesi, taş bademi, deniz menekşesi, kuzu sarmaşığı, Hint inciri, kavak inciri, armut kurusu, kaya sarımsağı, şeker pancarı, yaban pancarı vb.kuru fasulye, kuru incir, kuru soğan, kuru üzüm vb.
Uyarı: Çiçek dışında bir anlam taşıyan baklaçiçeği (renk), narçi-çeği (renk), suçiçeği (hastalık); ot dışında anlamlar taşıyan ağızotu (barut), sıçanotu (arsenik); ses düşmesine uğramış olan çöreotu ve yazımı gelenekleşmiş olan semizotu, dereotu bitişik yazılır.
c. Nesne, eşya ve alet adlarından biriyle kurulan birleşik kelimeler ayrı yazılır.
Örnek
alçı taşı, çakmak taşı, kireç taşı, lüle taşı, Oltu taşı, buzul taş, damla taş, dikili taş, yaprak taş vb.arap sabunu, el sabunu, yel değirmeni, su dolabı, müzik odası, duvar saati, kol saati, duvar takvimi, masa takvimi, kriz masası, masa örtüsü, el kitabı, alt geçit, tüp geçit, üst geçit, çekme kat, dolma kalem, dönme dolap, toplu iğne, vurmalı çalgılar, vurmalı vb.afyon ruhu, katran ruhu, nane ruhu, tuz ruhu vb.
ç. Yol ve ulaşımla ilgili birleşik kelimeler ayrı yazılır.
Örnek
çevre yolu, deniz yolu, hava yolu, kara yolu, keçi yolu, köprü yol vb.
d. Durum, olgu ve olay bildiren sözlerden biriyle kurulan birleşik kelimeler ayrı yazılır.
Örnek
açık oturum, açık öğretim, ana dili, Ay tutulması, baş ağrısı (hastalık), baş belası, çıkış yolu, çözüm yolu, dil birliği, güç birliği, iş birliği, iş bölümü, madde başı, ses uyumu, yer çekimi vb.
e. "bilim" ve "bilgi" sözleriyle kurulan birleşik kelimeler ayrı yazılır.
Örnek
anlam bilimi, dil bilimi, edebiyat bilimi, gök bilimi, halk bilimi, ruh bilimi, toplum bilimi, toprak bilimi, yer bilimi; dil bilgisi, halk bilgisi, ses bilgisi, şekil bilgisi vb.
f. "yuvar" ve "küre" sözleriyle kurulan birleşik kelimeler ayrı yazılır.
Örnek
göz yuvarı, ışık yuvarı, renk yuvarı; hava küre, ışık küre, su küre, taş küre, yarı küre, yarım küre vb.
g. Yiyecek, içecek adlarından biriyle kurulan birleşik kelimeler ayrı yazılır.
Örnek
talaş böreği, badem yağı, kuyruk yağı, maden suyu, tulum peyniri, tas kebabı, İnegöl köftesi, irmik helvası, acı badem kurabiyesi, yoğurt tatlısı, badem şekeri vb.burgu makarna, kakaolu kek, çiğ köfte, içli köfte; dolma biber, sivri biber, kesme şeker, kuru yemiş vb.
Gök cisimleri ayrı yazılır.
Örnek
Çoban Yıldızı, Kutup Yıldızı, kuyruklu yıldız; gök taşı, hava taşı, meteor taşı vb.
h. Organ veya organ yerine geçen sözlerden biriyle kurulan birleşik kelimeler ayrı yazılır.
Örnek
süzgün göz, aşık kemiği, serçe parmak, azı dişi, köpek dişi, kuyruk sokumu, safra kesesi, takma diş, takma kirpik, takma kol, ekşi surat, kepçe surat, karga burun, kepçe kulak vb.
ı. Benzetme yoluyla insanın bir niteliğini anlatmak üzere bitki, hayvan ve nesne adlarıyla kurulan birleşik kelimeler ayrı yazılır.
Örnek
çetin ceviz, sarı çıyan, sağmal inek, eski toprak, kara maşa, çakır pençe, demir yumruk, kuru kemik vb.
i. Zamanla ilgili birleşik kelimeler ayrı yazılır.
Örnek
bağ bozumu, gece yarısı, gün ortası, hafta başı, hafta sonu vb.
3. -r / -ar / -er, -maz / -mez ve -an / -en sıfat-fiil ekleriyle kurulan sıfat tamlaması şeklindeki birleşik kelimeler ayrı yazılır.
Örnek
bakar kör, çalar saat, döner sermaye, güler yüz, yazar kasa, tükenmez kalem, uçan daire vb.
4. "renk" sözü veya renklerden birinin adıyla kurulmuş isim tamlamasının yapısındaki renk adları ayrı yazılır.
Örnek
bal rengi, duman rengi, saman rengi, ateş kırmızısı, çivit mavisi, gece mavisi, limon sarısı, safra yeşili, süt kırı vb.
5. Rengin tonunu belirtmek üzere renkten önce kullanılan sıfatlar ayrı yazılır.
Örnek
açık mavi, kirli sarı, koyu mavi, koyu yeşil vb.
6. Yer adlarında kullanılan "batı, doğu, güney, kuzey, güneybatı, güneydoğu, kuzeybatı, kuzeydoğu, aşağı, yukarı, orta, iç, yakın, uzak" kelimeleri ayrı yazılır.
Örnek
Batı Trakya, Doğu Anadolu, Güney Kutbu, Kuzey Amerika, Aşağı Ayrancı, Yukarı Ayrancı, Orta Anadolu, Orta Asya, Orta Doğu, İç Anadolu, Yakın Doğu, Uzak Doğu vb.
7. Kişi adlarından oluşmuş "mahalle, bulvar, cadde, sokak, ilçe, köy" vb. yer ve kuruluş adlarında, sondaki unvanlar hariç şahıs adları ayrı yazılır.
Örnek
Yunus Emre Mahallesi, Ziya Gökalp Bulvarı, Nene Hatun Caddesi, Fevzi Çakmak Sokağı, Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi vb.
8. "Dış, iç, sıra" sözleriyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır.
Örnek
çağ dışı, din dışı, kanun dışı, olağan dışı, yasa dışı, sıra dışı, ceviz içi, hafta içi, yurt içi, aklı sıra, ardı sıra, peşi sıra, yanı sıra vb.
9. Somut olarak yer belirten "alt ve üst" sözleriyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır.
Örnek
deri altı, su altı, toprak altı, yer altı (yüzey); böbrek üstü bezi, tepe üstü (en yüksek nokta) vb.
10. "Alt, üst, ana, ön, art, arka, yan, karşı, iç, dış, orta, büyük, küçük, sağ, sol, peşin, bir, iki, tek, çok, çift" sözlerinin başa getirilmesiyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır.
Örnek
alt kurul, alt yazı, üst kat, ana bilim dalı, ana dili, ön söz, ön yargı, art damak, art niyet, arka plan, yan cümle, karşı görüş, iç savaş, iç tüzük, dış borç, dış hat, orta kulak, orta oyunu, büyük dalga, sağ bek, sol bek, peşin fikir, peşin hüküm, bir hücreli, iki eşeyli, tek hücreli, çok hücreli, çift kanatlılar vb.
Gün, Ay ve Tarih Adlarının YazımıBir tarihle birlikte kullanılan gün ve ay adları büyük harfle diğer durumlarda küçük harfle başlar. Yani belirli bir tarih varsa büyük harf; yoksa küçük harf kullanılır. Yıl belli değilse sadece ay ve gün adı belli olsa da yine ay adı büyük yazılır.
Örnek
TBMM, 23 Nisan 1920'de açıldı. (gün, ay ve yıl bellidir.)18 Aralık'ta evlenecek. (gün ve ay bellidir.)3 Ekim Salı günü bize gelecek. (gün ve ay bellidir.)Mustafa çarşamba Ankara'ya gidecek. (sadece gün bellidir.)
Bir pazar günü de bize gelsen kıyamet mi kopacak? (sadece gün bellidir.)Sınav haziranda yapılırsa daha çok çalışmış oluruz. (sadece ay bellidir.)Bütün hastalıklar nisan oldu mu azar. (sadece ay bellidir.)
Gün, Ay ve Tarih Adlarının Yazımıyla İlgili Önemli Uyarılar
1. Tarihler rakamla yazıldığında aşağıdaki biçimlerde yazılabilir:
20. 01. 199210/05/200529 Ekim 192320 –06 –200222. VIII. 200625 – VI – 2005
2. Tarihi belli gün ve ad adlarından sonra ekler ayrılırken tarihi belli olmayan ay ve gün adlarına gelen ekler ayrılmaz.
Örnek
28 Haziran'da yapılacak sınavlarda daha çok kişi görev alabilecek. (ay ve gün belli)Bu yıl da haziranda ilk kez genel bir sınav yapılacak. (sadece ay belli)Sizinle pazartesiyi salıya bağlayan akşam orada buluşalım. (sadece gün belli)
2. "Gün" sözcüğü gün, ay ve yıl adlarıyla kullanıldığında hiçbir zaman büyük yazılmaz.
Örnek
28 Eylül Pazartesi günü okullar açılacak.Önümüzdeki salı günü okula gelin görüşelim.28 Ekim 1918 Çarşamba günü her şey ortaya çıktı.
Gezegen ve Yıldız Adlarının Yazımı
1. Gezegen ve yıldız adları büyük harfle başlar. Ay, güneş ve dünya sözcükleri yalnız astronomi terimi olarak kullanıldığında büyük harfle başlar.
Örnek
Mustafa, Halley'i farklı bir gök cismi olarak biliyordum, diyordu. (yıldız)
Onlar Küçükayı'yı görmek için uzay bilimini araştıracaklar. (yıldız)
O derste Dünya'nın hareketlerini bir türlü anlamıyordu.
Onlara göre Güneş'in Dünya'ya olan uzaklığı her zaman tartışma konusu olmuştur.
Bazen Ay'ın farklı biçimlere girmesi bazı kişilerde heyecan uyandırır.
Türkiye ilk kez böyle bir Güneş tutulmasına tanık oldu.
Bilim insanları Merkür ve Venüs'ten sonra diğer gezegenleri inceleyecekler.
Öğrenciler coğrafya dersinde Mars ve Jüpiter'in yanı sıra Satürn'ü de merak ediyorlardı.
Günümüzde uzay bilimciler için Uranüs, Neptün ve Plüton birer soru işareti değildir.
Uyarı: "Ay, güneş, dünya" sözcükleri astronomi terim anlamında kullanılmadığı zaman küçük harfle başlar. Ay, "ay ışığı" güneş de "güneş ışını" anlamında kullanıldığı zaman küçük yazılır.
Örnek
Ahmet, güneş girmeyen eve doktor girer, derdi. (güneş ışını)Bütün dünya onu kararından vazgeçiremedi.Bizim dünyamız da elbet bir gün aydınlanır.Artık akşamları odamızda ay olmayacak. (ay ışığı) Bu dünyada onun kabul edeceği bir şey değildir.Onun dünyası sanatla, şiirle süslü bir dünyadır.Bir gün sizin dünyanıza da başkaları girmiş olacak.
Deyimlerin YazımıDeyimler, en az iki sözcükten oluşur. Deyimler kalıplaşmış sözler olduklarından deyimleri oluşturan bütün sözcükler her zaman ayrı yazılır.
Örnek
O hiçbir zaman benim nazarımda acemi çaylak olmaktan öteye gidemedi.
Onları bu durumda aciz bırakmak istemiyordu.
Yolsuzluklarını açığa çıkarmak boynumun borcu olsun.
Her şeyde açık kapı bırakmak onun en önemli özelliğiydi.
Hiçbir konuda açmaza düşmek istemiyordu.
Ağır söz bazen sahibini de yaralar.
Arkadaşlarından ağzı bozuk olana rastlamadım.
Yanınızda bir yıl kalsa rahatsız olmazsınız herifin sanki ağzı var dili yok.
Bu önemli şeyleri ağzı gevşek kişilere asla anlatma.
Çocuğun ağzından laf almak için uğraşıyordu.
Sabırsızlanıyor bir an ağzından baklayı çıkarmak istiyordu.
O alı al moru mor biriyle karşılaşınca ürktü.
Her şeye ayak bağı olmaya çalışıyordu.
Olayı ancak ayak üstü değerlendirebildiler.
Bu kadar boğazına düşkün birini görmedim.
Böyle cadı kazanı yerlerde de çalışılmaz.
Okulda cana yakın kişilerle çalışmaktan zevk alırım.
Can kuşu hiç kimsede kalıcı değildir.
O kimseyi dinlemeden çat kapı içeri girerdi.
Kişiye her zaman devlet kuşu konmaz.
O dini bütün kişileri daha çok severdi.
Okul onun için ekmek kapısı olmuştu.
Genç yaşında kimseye el açmak istemiyordu.
Eli açık kişiler toplumda daha çok sevilir.
Konuyu eni konu düşünmeden karar verme, diyordu.
Bazı siyasetçilerde gaf yapmak alışkanlık haline gelmiş.
İşlerimiz Gayya kuyusu gibi olmuş son zamanlarda.
Mehmet, gözü aç insanlardan her zaman uzak dururdu.
O hep gözü kara biri olarak bilinirdi.
Bu har gür bize çok şey kaybettirecektir.
Ülkenin o içler acısı durumu herkesi hüzne boğmuştu.
İyi gün dostu kişilerle işim olmaz.
Kem göz bazen insanın evini yıkar.
Böyle kalın kafalı kişilere laf anlatmak da zordur.
Askerlik geleneğimizde nara atmak hep var olmuştur.
Okuldaki olaylara neşter vurmak için gün sayıyordu.
Olanların perde arkası bizi fazla ilgilendirmez.
En zor zamanlarda bile pes etmek nedir bilmezdi.
Düşmana pusu kurmak için toplanmışlardı.
Böyle sudan ucuz elbise bulamazsın.
Ülkemizde tuzu kuru olan kişiler daha rahat konuşur.
Bu işin püf noktası çok soru çözmektir.
Sayıların Yazımı
1. Sayılar harflerle de yazılabilir.
Örnek
Yüz on iki kişi oraya gelmişti.
On beş gün sonra tatile gireceğiz.
Üç hafta sonra onlar da buradan gitmiş olacak.
En zor sınavlarını onuncu sınıfta vermişti.
2. Yazıya geçirilen ve birden fazla olan sayıların her basamağı ayrı yazılır
Örnek
Yaş otuz beş yolun yarısı eder.Yarışmaya on beş okul katılmıştı.Beş yüz doksan kişi izleyici olarak salona girmiş.Bin yüz seksen üç kişi aynı anda kitap okumuş.
3. Para ile ilgili işlemlerle senet, çek, fatura vb. ticari evraklarda geçen sayılar bitişik yazılır. Amaç belgenin üzerinde sonradan değişiklik yapmanın önüne geçmektir.
ÖrnekBankadan yüzseksenaltı Türk lirası istemişti.Faturada sekizyüzyirmibeş TL yazıyor.
4. "Yüzde" ve "binde" işaretleri yazılırken sayılarla işaret arasında hiçbir boşluk bırakılmaz.
Örnek
%50 oranındaki zam haberine bile sevinmemişlerdi.
Bu sınavda sınıfın %30'u resmen dökülmüş.
5. Sayılarda kesirler virgül ile ayrılır.
Örnek
20,4 (yirmi tam, onda 4)
8,12 (sekiz tam, yüzde 12)
6. Üleştirme sayıları rakamla değil yazıyla belirtilir.
Örnek
Herkese 6'şar elma düşmüştü. (yanlış)
Herkese altışar elma düşmüştü. (doğru)
Nöbetçi öğretmen öğrencileri 2'şer 2'şer içeri aldı. (yanlış)
Nöbetçi öğretmen öğrencileri ikişer ikişer içeri aldı. (doğru)
Yarışmaya her okuldan 5'er kişilik gruplar katıldı. (yanlış)
Yarışmaya her okuldan beşer kişilik gruplar katıldı. (doğru)
7. Adları sayılardan oluşan iskambil oyunları bitişik yazılır.
Örnek
ellibir, yirmibir vb.
8. Dört veya daha çok basamaklı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara ayrılarak yazılır ve aralarına nokta konur.
Örnek
Maçı tam 67.127 kişi izlemiş.
Müzeyi bu tarihe kadar 1.324.268 kişi ziyaret etmiş.
9. Sıra sayıları yazıyla ve rakamla gösterilebilir. Rakamla gösterilmesi durumunda ya rakamdan sonra bir nokta konur ya da rakamdan sonra kesme işareti konularak derece gösteren ek yazılır. Ayrıca ilgili sayı harflerle yazıldıktan sonra eğer rakam sesli harfle bitmişse "-nci, -ncı, -ncu, -ncü" ekleri; sessizle bitmişse "-ıncı, -inci, -uncu, -üncü" ekleri getirilir.
Örnek 1
Mustafa 2'nci sınıfı başka bir okulda okumayı düşünüyor.
Bu tür cümlelerde öncelikle ilgili sayıyı harflerle yazıp sayının ünlü veya ünsüz ile bittiğini tespit etmek gerekir. "2" rakamı "iki" şeklinde yazılır. Yani ünlü ile bitmiş öyleyse buna gelecek ek ünlü ile başlayan "–ıncı, -inci, -uncu, -üncü" eklerinden birisi olamaz. "iki sayısı "-nci, -ncı, -ncu, -ncü" eklerinden birini almalıdır. Yani iki+nci: ikinci olmalıdır.
Örnek 2
Mustafa 2.'inci sınıfı başka bir okulda okumayı düşünüyor.
Sayılara nokta işareti gelmişse ayrıca kesme işareti ve ekler kullanılmaz. Bu cümlede bir yanlışlık söz konusudur. Hem nokta hem de kesme işareti birlikte kullanılmıştır.
Örnek 3
Mustafa 2. sınıfı başka bir okulda okumayı düşünüyor.
Cümledeki sayı yazımında herhangi bir yanlışlık söz konusu değildir.
Örnek 4
Mustafa 2'nci sınıfı başka bir okulda okumayı düşünüyor.
Cümledeki sayı yazımında herhangi bir yanlışlık söz konusu değildir.
Örnek 5
Türk tarihinde 15'nci ile XX. yüzyıllar arasında önemli şeyler yaşanmış.
Cümledeki "15" sayısını harflerle yazdığımız zaman "on beş" yazımı ortaya çıkar. Sayının son rakamı ünsüzle yani "ş" sesiyle bitmiştir. 15'nci yazıyla "on beşnci" olur ki bu da yanlış bir yazımdır. Öyleyse son rakama gelecek ek ünlü ile başlamalıdır. O da 15'inci (on beşinci) olur.
Örnek 6
Türk tarihinde 15. ile XX. yüzyıllar arasında önemli şeyler yaşanmış.
Cümlede yer alan her iki rakam da doğru yazılmıştır.
10. Romen rakamları tarihî olaylarda, yüzyıllarda, hükümdar adlarında, tarihlerde ayların yazılışında, kitap ve dergi ciltlerinde, kitapların asıl bölümlerinden önceki sayfaların numaralandırılmasında, maddelerin sıralandırılmasında kullanılır.
Örnek
Kimse, II. Dünya Savaşı bir daha olsun elbette istemez.
Bence XXI. yüzyıl iletişim çağı olacaktır.
Osmanlı İmparatorluğu en çok II. Mehmet döneminde fetih yapar.
Herkesi V. Karl'ın o olaydan sonra ne yapacağı heyecanı sarar.
O hadiseler 20.XII.1996'da Bitlis'te bir okulda meydana gelir.
Kitapta I. cilt I) ve II) diye ikiye ayrılıyordu.
11. Dört veya daha çok basamaklı sayıların kolay okunabilmesi amacıyla içinde geçen "bin, milyon, milyar ve trilyon" sözleri harflerle yazılabilir.
Örnek
Bu yıl ilimize tarım alanında tam 100 milyon yatırım yapılacak.Türkiye'nin en son sayımdaki nüfusu 82 milyon civarındaydı.Bu binanın anahtar teslimi bize 9 trilyon liraya mal olacak.İlgili firma 5 trilyon 185 milyar Türk lirasıyla en düşük teklifi sundu.
12. Saat ve dakika metin içinde yazıyla da yazılabilir.
Örnek
Yarın sabah sekizi on geçe orada hazır olalım.
Akşam altıya çeyrek kala onlara ziyarete gidelim.
Bizim oralarda saat beşte yavaş yavaş karanlık çöker.
13. Saat, para tutarı, ölçü, istatistiki verilere ilişkin sayılarda rakam kullanılır.
Örnek
Okulumuzda dersler her sabah 08.10'da başlar; 15.30'da sona erer.
Kurumumuza 2.500.000 Türk lirası bağışta bulunan kişiye plaket takdim edildi.
Yolun 25 kilometrelik kısmının etüt çalışması yapıldı.
Her eve 300 kilogram kömür dağıtsak kömürü tüketmiş olacağız.
Bu yazıyı 20 metre kumaş üzerine de nakşedebilirsin.
İlimizde 1.200.000 kişi yaşamaktadır.
14. Bayağı kesirlere getirilecek ekler alttaki sayı esas alınarak yazılır.
Örnek
5/9'u (beş bölü dokuzu)
1/2'si (bir bölü ikisi)
4/5'i (dört bölü beşi)
15. Rakamla yazılmış bir sayıya gelen ekler kesme işaretiyle ayrılır. Ekler, ses uyumlarına girer.
Örnek
1985'te bir kez 2003'te iki kez ülkemizi ziyaret ettiler.
Sabah 11.25'te herkes söylediğimiz yerde hazır bulunsun.
1982'de Türkiye büyük bir olayla karşılaşır.
16. Ev, apartman, cadde, sokak, kitapların sayfa numaraları ile tarihlerde gün ve yılı gösteren sayılar rakamla gösterilir. Tarihlerdeki ay ismi yazıyla yazılabilir.
Örnek
5. Cadde, 17. Sokak, 4. Blok, 181. sayfa, 12.02.2012
Sayıların Yazımı ile İlgili Uyarılar
1. Hükümdar adlarında kullanılan rakamlar hükümdarın adından önce yazılır.
Örnek
En çok II. Murat bu seferi arzuluyordu.
Osmanlı Devleti'nde III. Selim ile köklü değişiklikler yaşanır.
2. Rakamla başlayan cümlelerde rakamdan sonra gelen ilk sözcük özel isim değilse küçük harfle yazılır.
Örnek
1453 yılında hayata gözlerini kapamış.
18. yüzyıl savaşlarla geçen bir yüzyıl olarak bilinir.
3. Sayılara getirilen ekler ünsüz uyumuna (sert ünsüzlerin benzeşmesi kuralına) uyar ve kesmeyle ayrılır. Bu durumlarda en son rakamı harfe dönüştürüp yazımı bulmaya çalışmalıyız.
Örnek 1
Takımı ligde en son 1925'de şampiyon olmuş.
"1925" yılını oluşturan son rakam bizim için önemlidir. O da "5" rakamıdır. Harflerle yazıldığı zaman "beş" şeklinde karşımıza çıkar. "ş" sert bir ünsüz olduğu için sözcüğün ünsüz benzeşmesi kuralına uyması gerekir. Yani son rakam "te" ekini almalıdır. Cümledeki sayının doğru yazılışı aşağıdaki gibidir:
Takımı ligde 1925'te şampiyon olmuş.
Örnek 2
2004'te birinci 2008'de ikinci olmuştu.
2004 tarihinin son rakamı olan "4" rakamı harflerle yazıldığı zaman onun "t" sesiyle bittiği görülür. Dolayısıyla doğru yazılmıştır. 2008 tarihindeki "8" rakamı ise sert bir ünsüz olmadığı için gelen ek; "te" değil de "de" olmalıdır. Yani yazım doğrudur.
4. Saat gösterilirken saatin dakika bölümünün ikisi de sıfırlı ise gelen ek saate uygun yazılmalıdır.
Örnek
17.00'da bütün memurların mesaisi biter.
Uyarı: Bir zorunluluk olmadıkça cümle rakamla başlamaz.
Ek Fiilin Yazılışı
Ek eylemin çekimli biçimleri olan "idi, imiş, ise" ek olarak yazıldığı zaman bitişik, sözcük olarak yazıldığında ayrı yazılır. Sözcüklere bitişik de ayrı da yazılabilir.
Örnek
Ahmet bir zamanlar buralarda çobandı. (çoban idi)
Bu yerler bir zamanlar tenhaymış. (tenha imiş)
Yarın okulda olacaksanız uğrayalım. (olacak iseniz)
Bize uğramıyor değildi. (değil idi)
Ek Fiilin Yazılışıyla İlgili Uyarılar
1. Ünsüz harfle biten sözcüklere ulandığı (bitişik yazıldığı) zaman "i" sesi düşer. Birleşik yazımlarda kalınlık-incelik (büyük ünlü uyumu) uyumuna uyar.
Örnek
Bitkin idi > bitkindiÇirkin idi > çirkindiRahatsız idi > rahatsızdıTemiz imiş > temizmişÇalışkan imiş > çalışkanmışTembel imiş > tembelmişBakar ise > bakarsa
Gelir ise > gelirseÇocuk ise > çocuksa
2. Ünlü harfle biten kelimelere bitişik yazıldığı zaman araya "y" kaynaştırma ünsüzü girer. Bu durumda baştaki "i" ünlüsü düşer ve sözcük kalınlık-incelik (büyük ünlü uyumu) uyumuna uyar.
ÖrnekEvli idi > evliydiBaşarılı idi > başarılıydıZeki idi > zekiydiSonuncu imiş > sonuncuymuşAkıllı imiş > akıllıymışNe ise > neyseBu ise > buysaHasta ise > hastaysa
3. Ek fiilin zarf-fiil eki almış şekli olan "iken" ayrı yazılabildiği gibi kelimelere bitişik de yazılabilir. Bitişik yazıldığı zaman "iken"in başındaki "i" sesi düşer.
Örnek
Yazılacak iken > yazılacakkenYazıyor iken > yazıyorkenİçer iken > içerkenUyur iken > uyurkenSilmiş iken > silmişkenDoktor iken > doktorkenOkur iken > okurkenGeliyor iken > geliyorkenBilmiyor iken > bilmiyorkenÇizer iken > çizerken
4. "iken" ünlü ile biten sözcüklere bitişik yazıldığı zaman ise "iken"in başındaki "i" ünlüsü düşer ve araya "y" kaynaştırma ünsüzü girer.
Örnek
Bilgili iken > bilgiliykenEvde iken > evdeykenOkulda iken > okuldayken
Yolda iken > yoldaykenİlgili iken > ilgiliykenÖğrenci iken > öğrenciykenBizde iken > bizdeykenNöbetçi iken > nöbetçiyken
Ek Fiilin Yazılışının Cümle İçerisindeki Kullanımı ile İlgili Örnekler
Bize geldiğinde de gereğinden fazla bitkindi. (bitkin idi)
Görüntü gerçekten de çok çirkindi. (çirkin idi)
Oranın havası bizim buralara nispetle daha temizmiş. (temiz imiş)
Eskiden beri her işinde böyle çalışkanmış. (çalışkan imiş)
Bize erken gelirse hep beraber onlara gideceğiz. (gelir ise)
Onu yapan bu çocuksa derhal gereğini yapalım. (çocuk ise)
İsmail daha bir haftalık evliydi. (evli idi)
Diğer işlerinde de böyle başarılıydı. (başarı idi)
Bütün bunları bize yapan Mustafa’ymış. (Mustafa imiş)
Küçüklüğünde de aynen böyle akıllıymış. (akıllı imiş)
Bunları neyse sonra konuşalım. (ne ise)
Beklediğimiz kişi buysa sorun yok. (bu ise)
Biri ayran içerken diğer sigara içiyordu. (içer iken)
Birisi evdeyken asla evde durmak istemezdi. (evde iken)
O gün o nöbetçiyken bütün bunlar yaşandı. (nöbetçi iken)
Bütün bunları onlar bilmiyor değildi. (bilmiyor değil idi)
“şey” Kelimesinin Yazımı
"şey" belgisiz zamiri her zaman her kelimeden ayrı yazılır.
Örnek
Her şeyi sana feda etmeye hazırım canım kardeşim!
Birçok şey almıştı öğrencilerine.
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Bana bir şey öğretenin aklına şaşarım!
Çok şey söylendi şiir vadisinde.
Yönetici bize herkesin önünde az şey söylemedi.
Cana gelecek olan şey hiç gelmesin.
Birtakım şeyler ancak zamanla mecrasını bulur.
Size iki şey bırakıyorum. Bunlara tutunursanız asla delalete düşmezsiniz.
Uyarı: Aşağıdaki cümlelerdeki "şey" belgisiz zamiri yanlış yazılmıştır.
Herşeyi ona bıraktım ben bugünden sonra.
Birçokşey söylendi onun yaptıkları hakkında.
Hiçbirşey bizi bu kutsal davamızdan alıkoyamayacak.
Birşey öğrenmek için diğerinin gözüne bakıyordu.
Çokşey öğrenmek için zamana ihtiyacımız var.
Azşey işitmek istiyorsan dikkatli olmalısın.
İkişeyden sonra sizden soğudum doğrusu.
Pekiştirmeli Sözlerin YazılışıPekiştirme görevi üstlenen sıfat ve zarflar bitişik yazılır. "m, p, r, s" harflerine özellikle dikkat etmek gerekir.
Örnek
Dümdüz yolda kaza yapınca şaşırmıştık. (sıfat görevinde)
Bir gün bizim buralar da yemyeşil bir çevreye kavuşacaktır. (sıfat görevinde)
Denizin en çok masmavi rengi onu etkilemişti. (sıfat görevinde)
Herkesin içinde bu sözleri işitince mosmor kesilmişti. (zarf görevinde)
Onun kapkara yüzüne bir anlam veremedik. (sıfat görevinde)
O hastalıktan sonra nedense sapsarı kesilmişti. (zarf görevinde)
Hiçbir şüpheye mahal bırakmadan apaçık konuştu. (zarf görevinde)
Tertemiz duygularla herkesi selamlıyordu. (sıfat görevinde)
Her yerde olduğu gibi ölüme de yapayalnız gitti. (zarf görevinde)
Sapasağlam beyinler küçük olaylardan etkilenmez. (sıfat görevinde)
Çırılçıplak bebeğe birisi yardım etmeye çalışıyordu. (sıfat görevinde)
Paramparça şişeler her tarafa dağılmıştı. (sıfat görevinde)
O her alanda hayatının son demine kadar apak kalmıştı. (zarf görevinde)
Bir şey tümden yapılmadığı zaman tümden terk edilmez. (zarf görevinde)
Düpedüz yalanlarla çevresini yönlendirmeye çalışıyordu. (sıfat görevinde)
Adamcağız, bütün aceleciliğine rağmen yağmurda sırılsıklam oldu. (zarf görevinde)
Şehirdeki bütün şantiyelerini kapatıp oradan büsbütün ayrılmıştı. (zarf görevinde)
Yaralar bütün bedenini çepeçevre sarmıştı. (zarf görevinde)
Sipsivri dili ile herkesi kendine düşman ettirmişti. (sıfat görevinde)
Çok doluydu çünkü evi güpegündüz soyulmuştu. (zarf görevinde)
Darmadağınık oda onun ruh halini anlatmaya yeterdi. (sıfat görevinde)
İkilemelerin Yazılışı
1. İkilemeler ayrı yazılır.
Örnek
adım adım, ağır ağır, akın akın, allak bullak, aval aval (bakmak), çeşit çeşit, derin derin, gide gide, güzel güzel, karış karış, kös kös (dinlemek), kucak kucak, şıpır şıpır, tak tak (vurmak), takım takım, tıkır tıkır, yavaş yavaş, kırk elli (yıl), üç beş (kişi), yüz yüz elli (yıllık) vb.bata çıka, çoluk çocuk, düşe kalka, eciş bücüş, eğri büğrü, enine boyuna, eski püskü, ev bark, konu komşu, pılı pırtı, salkım saçak, sere serpe, soy sop, süklüm püklüm, yana yakıla, yarım yamalak vb.
2. "m" sesi ile yapılmış ikilemeler de ayrı yazılır.
Örnek
at mat, çocuk mocuk, dolap molap, kapı mapı, kitap mitap, ders mers vb.
3. İsim durum (hâl) ekleri ve iyelik ekiyle yapılan ikilemeler ayrı yazılır.
Örnek
baş başa, diz dize, el ele, göz göze, iç içe, omuz omuza, yan yana; baştan başa, daldan dala, elden ele, günden güne, içten içe, yıldan yıla; başa baş, bire bir (ölçü), dişe diş, göze göz, teke tek; ardı ardına, boşu boşuna, günü gününe, peşi peşine, ucu ucuna vb.
Uyarı: Vurgusu son hecede bulunan ikilemeler bitişik yazılır.
cırcır (böceği), cızbız, civciv, çıtçıt, dırdır, fırfır, fısfıs, hımhım, hoşbeş, şıpşıp (bir tür terlik), altüst (etmek), yüzgöz (olmak).
Uyarı: Eş anlamlı ikilemelerde vurgu normal olarak ikinci hecededir. Vurgusu ilk heceye kayan ikilemeler bitişik yazılır.
Örnek
darmadağın, darmadağınık, darmaduman, karmakarışık
Uyarı: İkilemeleri oluşturan sözcükler arasına hiçbir noktalama işareti gelmez.
Örnek
Adım, adım hedefine doğru ilerliyordu. (yanlış)
Adım adım hedefine doğru ilerliyordu. (doğru)
Alıntı Kelimelerin Yazılışı
1. Çift ünsüz harfle başlayan Batı kökenli alıntılar, ünsüzler arasına ünlü konulmadan yazılır.
Örnek
francala, gram, gramer, gramofon, grup, Hristiyan, kral, kredi, kritik, plan, pratik,
problem, profesör, program, proje, propaganda, protein, prova, psikoloji, slogan, snop, spiker, spor, staj, stil, stüdyo, trafik, tren, triptik vb.
Uyarı: Bu tür birkaç alıntıda, sözün başında veya iki ünsüz arasında bir ünlü türemiştir. Bu ünlü söylenişte de yazılışta da gösterilir.
Örnek
iskarpin, iskele, iskelet, istasyon, istatistik, kulüp vb.
2. İçinde yan yana iki veya daha fazla ünsüz bulunan Batı kökenli alıntılar, ünsüzler arasına ünlü konmadan yazılır.
Örnek
alafranga, apartman, biyografi, elektrik, gangster, kilogram, orkestra, paragraf, tel-graf vb.
3. İki ünsüzle biten Batı kökenli alıntılar, ünsüzler arasına ünlü konmadan yazılır.
Örnek
film, form, lüks, modern, natürmort, psikiyatr, slayt, teyp vb.
4. Batı kökenli alıntıların içindeki ve sonundaki "g" ünsüzleri olduğu gibi korunur.
Örnek
biyografi, diyagram, dogma, magma, monografi, paragraf, program; arkeolog, demagog, diyalog, filolog, jeolog, katalog, monolog, psikolog, ürolog vb.
Uyarı: "fotoğraf" ve "topoğraf" kelimelerinde "g"ler, "ğ"ye döner.
5. Türkiye Türkçesine mal olmuş bazı yabancı kelimeler dilimizde söylendiği gibi yazılır.
Örnek
Banka, sigorta, kitap, blender, fırkateyn, fosseptik, master, kampus vb.
6. Çift ünsüzle biten bazı Arapça ve Farsça kelimelerin son iki ünsüz sesi arasına ünlü bir ses girer.Örnek
emr> emir, nakl> nakil, ilm> ilim, hükm> hüküm, şehr> şehir, fikr> fikir, nutk> nutuk, sabr> sabır, zehr> zehir
Uyarı: Bu kelimelere ünlüyle başlayan bir ek ya da "etmek, olmak, olunmak, eylemek, kılmak" yardımcı fiillerinden biri gelirse sonradan gelen ünlü, yazılışta da söylenişte de düşer.
Örnek
Emir > emretmek, azil > azli, nutuk > nutku, şahıs > şahsı, şehir > şehri, zehir > zehri
7. Ön ek, son ek, edat içeren yabancı kelimeler ve iki kelimeden oluşanlar şu şekillerde yazılır:
Örnek
alelâcele, bîçare, bilvesile, bîvefa, ilelebet, lâdinî, lâkayt, naçar, namağlûp, namüsait, namütenahi; Panislâmizm, Panturanizm, Pantürkizm; sürrealizm, realizm, romantizm; otobiyografi, telekart, telekonferans, bankamatik vb.
8. Türkiye Türkçesine geçmemiş fakat kullanılan bazı sözcükler aşağıdaki gibi yazılır.
Örnek
Center, centrum, pipeline, pizza, by-pass vb.
9. Türkler tarafından kullanılan Arapça ve Farsça kişi ve yer adları Türkçedeki söylenişine göre yazılır.
Örnek
Ahmet, Nurettin, Fuat, Mehmet, Şemsettin, Osman, İsa, Abdullah, Abdurrahman; Mekke, Medine, Bağdat, Filistin, Mısır, Suudi Arabistan, Cidde, İsfahan, İskenderiye, Şam, Şiraz
10. Latin yazı sistemini kullanan dillerdeki özel adlar özgün biçimleriyle yazılır.
Örnek
Beethoven, Byron, Cervantes, Eminescu, Grimm, Moliere, Rousseau, Shakespeare; Hollanda, Lüksemburg, İngiltere; Buenos Aires, New York, Nice, Rio de Janerio, Londra, Paris, Roma, Cenevre, Marsilya; Napolyon, Şarlken, Şarl,
Uyarı: Yabancı özel adlardan türetilmiş akım adları Türkçe söylenişlerine göre yazılır.
Örnek
Dekartçılık, Epikürcülük, Kalvenci, Kalvencilik, Kalvenizm, Kartezyenizm, Lüterci, Lütercilik, Marksçılık, Marksist, Marksizm, realist, realizm, romantizm, dadaizm, fütürizm vb.
11. Yunanca isimler, Yunan harflerinin Lâtin alfabesindeki karşılıkları kullanılarak yazılır.
Örnek
Homeros, Herodotos, Sokrates, Aristoteles, Euripides, Pindaros, Solon, Venizelos, Platon, Karamanlis, Onasis, Papandreu vb.
Uyarı: Bazıları dilimize farklı şekilde de yerleşmiştir.
Örnek
Herodot, Sokrat, Aristo, Eflâtun, Pisagor, Öklid
12. Rusça isimler, Rus harflerinin Lâtin alfabesindeki karşılıkları yani Rus harflerinin ses değerlerini karşılayan Türk harfleri kullanılarak yazılır.
Örnek
Çehov, Çaykovski, Gogol, Puşkin, Tolstoy, Petersburg, Bolşevik, Dostoyevski, Gorbaçov, İlyiç,Katayev, Mendeleyev, Şolohov, Moskova, Orenburg, Volga, Yenisey.
13. Çince ve Japonca adlar, Türkçede yerleşmiş biçimlerine göre yazılır. Kişi isimlerinde tire kullanılır.
Örnek
Pekin, Şanghay, Tokyo, Hiroşima, Kyoto, Nagazaki, Osaka, Sun Yat-sen, Lin Yu-tan, Honan, Huangho,Kanton, Nankin, Pekin, Şanghay, Vuhan.
Uyarı: Çincede soyadları küçük adlardan önce gelir. Soyadları genellikle tek hecelidir.
Örnek
Sun Yat-sen, Lin Yu-tang.
14. Türk devlet ve topluluklarındaki özel adlar Türkçede yerleşen söyleniş biçimlerine göre yazılır.
Örnek
Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan; Semerkant, Taşkent, Bakü; Abdullah Tukay, Bahtiyar Cengiz Aytmatov, İslam Kerimov, Vahapzade, Cafer Cebbarlı, Cemal Kemal vb.
Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler
A. Cümleler, büyük harfle başlar.
Örnek
Tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur. En güçlü iki savaşçı, sabır ve zamandır.Yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun gözyaşlarımızın rengi aynıdır.Her insan, yapmadığı tüm iyiliklerden suçludur. Asla vazgeçmeyin, kaybedenler yalnızca vazgeçenlerdir.
Uyarı: Cümle içinde tırnak veya yay ayraç içine alınan cümleler büyük harfle başlar ve sonlarına uygun noktalama işareti (nokta, soru, ünlem vb.) konur.
Örnek
Kısakürek: "Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım." der.Anadolu kentlerini, köylerini (Köy sözünü de çekinerek yazıyorum.) gezsek bile görmek için değil, kendimizi göstermek için geziyoruz. (Nurullah Ataç)
Uyarı: İki çizgi, iki virgül arasındaki açıklama cümleleri büyük harfle başlamaz.
ÖrnekAnnesini -en sevdiği varlığını- kaybetti.
Uyarı: İki noktadan sonra gelen cümleler büyük harfle başlar.
Örnek
Arkadaşına her zaman şunu tembihlerdi: Söyleyecek sözü olmayan yüksek sesle konuşur.
Uyarı: İki noktadan sonra cümle ve özel ad niteliğinde olmayan örnekler sıralandığında bunlar büyük harfle başlamaz.
Örnek
Bu eskiliği siz de çok evde görmüşsünüzdür: duvarlarda çiviler, çivi yerleri, lekeler... (Memduh Şevket Esendal)
Uyarı: Örnek niteliğindeki kelimelerle başlayan cümlede de ilk harf büyük yazılır.
Örnek
"Banka, bütçe, devlet, fındık, kanepe, menekşe, şemsiye" gibi yüzlerce kelime, kökenleri yabancı olmakla birlikte artık dilimizin malı olmuştur."Et-, ol-" fiilleri, dilimizde en sık kullanılan yardımcı fiillerdir.
Uyarı: Rakamla başlayan cümlelerde rakamdan sonra gelen kelime büyük harfle başlamaz.
Örnek
2003 yılında birlikte tatile gitmiştik.
B. Dizeler büyük harfle başlar.
Örnek
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır? Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır. Aşk cellâdından ne çıkar madem ki yar vardır. Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır. Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır. O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır. Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır.
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır. Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır. Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır. Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır. Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır. Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır.Senden umut kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır. Sevgili! En sevgili! Ey sevgili!
(Sezai Karakoç)
C. Özel Adlar Büyük Harfle Başlar
1. Kişi adları, soyadları büyük harfle başlar.
ÖrnekMehmet Akif Ersoy, Mustafa Kemal Atatürk, Kâzım Karabekir, Ahmet Hamdi Tanpınar, Dadaloğlu, Karacaoğlan, Bayburtlu Zihni, Honore de Balzac, vb.
Uyarı: Takma adlar da büyük harfle başlar.
Örnek
Muhibbi (Kanuni Sultan Süleyman), Adli (II. Bayezid), Avni (Fatih Sultan Mehmet) Tarhan (Ömer Seyfettin), Aka Gündüz (Hüseyin Avni, Enis Avni), Server Bedi (Peyami Safa), Kirpi (Refik Halit Karay), Ateşböceği (Reşat Nuri Güntekin), Deli Ozan (Faruk Nafiz Çamlıbel), Ahmet Agâh (Yahya Kemal Beyatlı)vb.
2. Kişi adlarından önce ve sonra gelen unvanlar, saygı sözleri, rütbe adları ve lakaplar büyük harfle başlar.
ÖrnekGazi Mustafa Kemal Paşa, Avukat Hasan Bey, Kaymakam Furkan Bey, Doktor Remzi Efendi, Savcı İsmail Yıldız, Sayın Prof. Dr. Hasan Altun, Betül Hanım, Ahmet Mithat Efendi, Mustafa Efendi, Bay Ali Çiçekçi; Mareşal Fevzi Çakmak, Tümgeneral Mahmut Esat, Yüzbaşı Mehmet Şefik Aker, Kurmay Albay Ahmet Feyzullah; Mimar Sinan, Avcı Mehmet, Nişancı Mehmet Paşa, Dede Korkut, Fatih Sultan Mehmet, Çolak Salih, Genç Osman, Deli Petro, Deli İbrahim, Aslan Yürekli Richard vb.
Uyarı: Akrabalık adı olup lakap veya unvan olarak kullanılan kelimeler büyük harfle başlar.
Örnek
Baba Gündüz, Dayı Kemal, Hala Sultan, Dede Korkut, Nene Hatun; Gül Baba, Susuz Dede,
Telli Baba vb.
Uyarı: Akrabalık bildiren kelimeler özel adla kullanılsa bile küçük harfle başlar.
Örnek
Mehmet amcamı her zaman hatırlayacağım.
Esra teyze herhalde bize de uğrar.
3. Cümle içinde özel adın yerine kullanılan makam veya unvan sözleri büyük harfle başlar.
Örnek
Şehrimize il dışından gelen heyetleri Vali; il içinden ilçeye gelen kişileri de Kaymakam kabul eder.
4. Saygı bildiren sözlerden sonra gelen ve makam, mevki, unvan bildiren kelimeler büyük harfle başlar.
Örnek
Sayın Cumhurbaşkanı,Sayın Başbakan,Sayın Bakan,Sayın Başkan,Sayın Rektör,Sayın Vali,
Sayın Müftü,
Uyarı: Mektuplarda ve resmî yazışmalarda hitaplar büyük harfle başlar.
Örnek
Sevgili KardeşimKıymetli ArkadaşlarAziz DostumCanım AnneciğimDeğerli Dinleyiciler
5. Hayvanlara verilen özel adlar büyük harfle başlar.
Örnek
Her zamanki gibi Boncuk yine sevimliydi.
Sobanın yanında uyuyan Pamuk oldukça uykusuz görünüyordu.
Bu sabah da Fino direğin yanında sağı solu kolluyordu.
Bizim Tekir belki de en güzel yavruyu doğurmuştu.
Her akşam Minnoş sobanın yanında mırıldanarak uyurdu.
Herkes Fındık ne yapar diye merak ederdi.
6. Millet, boy, oymak adları büyük harfle başlar.
Örnek
Bunu bir Türk yapamaz demişti.Çalışkanlık, bir Japon için en önemli meseledir. Bir Alman ve İngiliz bir Arap'la yolculuğa çıkmış.Orta Asya Kazak ve Kırgız biri için farklı bir anlam taşır.Dadaloğlu, Avşar boyuna mensup bir saz şairidir. Geleneklerimizi Hacımusalı ve Karakeçili olanlardan da öğrenebiliriz.Kızık, Kayı, Bayındır, Salur, Bayat, Peçenek, Çengi ve Kınık boylarını tek tek saydı.
7. Dil ve lehçe adları büyük harfle başlar.
Örnek
Belki de bu sitede Türkçenin inceliklerine vakıf olacaksınız.Okulumuzda Almanca ve İngilizce seçmeli ders olarak okutulur.Günümüzde Arapça ve Rusça öğrenmek büyük avantaj sağlamaktadır.Edebiyat okuyanlar Kazakça, Oğuzca, Kırgızca, Tatarca ve Özbekçe bilmek zorundadırlar.
8. Devlet adları büyük harfle başlar.
ÖrnekHac için Suudi Arabistan'a gittilerKimse Suriye ve Irak'ta küçük hesaplar peşine düşmemelidir.Kırım Özerk Cumhuriyeti ilk kez bu kadar güzel bir tatbikat yapmış.
9. Din ve mezhep adları ile bunların mensuplarını bildiren sözler büyük harfle başlar.ÖrnekBu coğrafyada Müslümanlık hep hâkim olmuştur.Bir zamanlar Hristiyanlık ve Musevilik de bu okullarda öğretiliyordu.Bazı coğrafyalarda Budizm ve Katoliklik insanlara cazip gelmiştir.Bizim edebiyatımızda bir dönüm noktası da İslamiyet'in kabulü olmuştur.Bizler Hanefilik mezhebinin derinliğini; Şafiilik mezhebinin de hikmetlerini kavrayamadık.
Uyarı: Din ve mezhep adlarının mensuplarını bildiren sözler büyük harfle başlar.
Örnek
Her Müslüman örnek bir kişiliğe sahip olmak zorundadır.Bir gün üç Hristiyan beraber yolculuğa çıkar.Bugün Musevi toplumu da bunları hoş görmüyor.Bir Budist size rast gelirse ondan bir fıkra anlatmasını isteyin.İmam, Hanefi mezhebinde olanları dikkatli olmaları hususunda özellikle uyardı.
10. Din ve mitoloji ile ilgili özel adlar büyük harfle başlar.
Örnek
Her duasında Tanrı bizi korusun, derdi.Bu zor zamanlarında Allah yardımcıları olsun.Bunu İlah biliyor yeter.Üzüntülüydü çünkü Cebrail bugün vahyi kesmişti.Yunanlıların Zeus aşkı herhalde hiç bitmeyecek.Onlar için Kibele çok çok önemliydi.
Uyarı: "Tanrı, Allah, İlah" sözcükleri özel ad olarak kullanılmadıkları zaman küçük harfle başlar.
Örnek
Eski Yunan tanrıları.Müzik dünyasının ilahı diye isimlendiriyorlar.
"Amerika'da kaçakçılığın allahları vardır." (Tarık Buğra)
Uyarı: Bazı dini kavramların küçük harfle yazılması gelenekleşmiştir.
Örnek
cennet, cehennem, uçmak, tamu, peygamber, sırat köprüsü vb.
11. Gezegen ve yıldız adları büyük harfle başlar.
1. Gezegen ve yıldız adları büyük harfle başlar. Ay, güneş ve dünya sözcükleri yalnız astronomi terimi olarak kullanıldığında büyük harfle başlar.
Örnek
Mustafa, Halley'i farklı bir gök cismi olarak biliyordum, diyordu. (yıldız)
Onlar Küçükayı'yı görmek için uzay bilimini araştıracaklar. (yıldız)
O derste Dünya'nın hareketlerini bir türlü anlayamıyordu.
Onlara göre Güneş'in Dünya'ya uzaklığı her zaman tartışma konusu olmuştur.
Bazen Ay'ın farklı biçimlere girmesi kişilerde heyecan uyandırır.
Türkiye, ilk kez böyle bir Güneş tutulmasına tanık oldu.
Bilim insanları Merkür ve Venüs'ten sonra diğer gezegenleri inceleyecekler.
Öğrenciler coğrafya dersinde Mars ve Jüpiter'in yanı sıra Satürn'ü de merak ediyorlardı.
Günümüzde uzay bilimciler için Uranüs, Neptün ve Plüton birer soru işareti değildir.
Uyarı: "Ay, güneş, dünya" sözcükleri astronomi terim anlamında değilse küçük harfle başlar. Ay, "ay ışığı" güneş de "güneş ışını" anlamında kullanıldığı zaman küçük yazılır.
Örnek
Ahmet, güneş girmeyen eve doktor girer, derdi. (güneş ışını)
Bütün dünya onu kararından vazgeçiremedi.
Artık akşamları odamızda ay olmayacak. (ay ışığı)
Bu dünyada onun kabul edeceği bir şey değildir.
Bir gün sizin dünyanıza da başkaları girmiş olacak.
Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş. (Hüseyin Cahit Yalçın)
12. Yön adları özel ismin önünde kullanılırsa büyük; isimden sonra kullanılırsa küçük harfle başlar.
Örnek
Umutları daha çok Kuzey Asya'da yeşermişti. (önce)Amerika'nın güneyinde hayat farklı yaşanır. (sonra)Mustafa için Kuzey Anadolu farklı bir önem taşır. (önce)Mustafa için Anadolu'nun kuzeyi farklı bir önem taşır. (sonra)
Uyarı: Yön adları; belli devletleri, ulusları, kültürleri, düşünce, hayat tarzı ve politikaları karşıladığında "doğu" ve "batı" sözlerinin ilk harfleri büyük yazılır.
ÖrnekMalumunuz bizler Doğu kültürü ile büyüdük.Bizi Batı bir türlü içine almak istemiyor.Bizler Doğu mistisizmini bir türlü anlayamadık.Bir zamanlar Batı medeniyetini öğrenmek daha zordu.
13. Kıta, deniz, okyanus, bölge, şehir, ilçe, semt, mahalle, meydan, bulvar, cadde, sokak, park, dağ, deniz, göl, tepe, yayla, ırmak, ova, boğaz, kanal, geçit adları büyük harfle başlar.
Örnek
Küresel ısınma toplantısı Afrika'da yapılacak.En eski yerleşim yerleri Asya ve Avrupa'dır.İran, Hazar Denizi'nde büyük bir medeniyet kurmuş.O havada Manş Denizi mükemmel görünüyordu.Büyük Okyanus ile Atlas Okyanusu arasında çok önemli bir mesafe vardır.Asya ve Avrupa'nın kesişme noktası Türkiye'dir.Bu kışı Doğu Anadolu şiddetli geçirdi.Türkiye’nin tahıl ambarı İç Anadolu Bölgesi'dir.Emekli olunca Sakarya'ya yerleşeceğim.
Ne zaman Edremit'ten geçsem seni hatırlarım.Ahmet Ali Paşa Mahallesi'nde ikamet etmekteydi.Herkes nedense Karaköy Meydanı önünde; Ali, Zafer Meydanı önünde bekliyordu.İlk arabalar Turgut Özal Bulvarı'ndan geçmek zorunda kaldı.Belediye oraya Mustafa Kemal Bulvarı ismini layık gördü.Çalışanlar, Cemal Nadir Sokağı ile temizliğe başladılar.Gelenler en çok Antalya Milli Parkı'nı beğenmişler.Türkiye’nin en uzun caddesi İskele Caddesi'dir.Ankara Güniz Sokak ismini bir daha hatırladı.Şaire adeta ilham olmuştu Ağrı Dağı.Kışın Uludağ, Erciyes'te kayak yapmak oldukça zevklidir.Gezide herkes Everest Tepesi'ni merak ediyordu.Bu yıl da Marmara Denizi'nde yüzeceğiz.Bir hatırası kalmaz mı Van Gölü'nde feribotla gece Tatvan'a gitmenin.Unutma, Murat Nehri'nde balık tuttuğumuz günleri.Lalelerle süslendiğinde bir başka olur haziranda Muş Ovası.Toplantıda Türkiye, Asya ülkelerine ev sahipliği yapacak.Ünlü padişahın Süveyş Kanalı ile ilgili projesini bazı kişiler maalesef anlayamadı.Seyyahlar için Panama Geçidi ülkemizde de Gülek Geçidi ayrı bir heyecana sebep olur.En duygusal anlarını kamyonu Zigana Geçidi'ni geçince yaşardı.Konya Ovası'nın bittiği yerde Çukurova başlar.Yeşilırmak ve Kızılırmak bir gün Dicle Irmağı ve Fırat Nehri ile beslenecek.Tuna Nehri akmam diyor, etrafımı yıkmam diyor.İstanbul'un Asya Yakası, Avrupa Yakası'ndan daha sakindir.Çanakkale Boğazı da İstanbul Boğazı da hep emsalsiz olarak kalacaklar.Mülteciler için Ege Denizi ve Çanakkale Boğazı önemli geçiş yerleridir.İlkbaharın Erciyes Dağı bir başka şenlenir.
Uyarı: Özel ada dâhil olmayıp tamlama kuran şehir, il, ilçe, belde, köy vb. sözler küçük harfle başlar.
Örnekİstanbul ili, İpekyolu ilçesi, Arısu beldesi, Muratkolu köyü vb.
Uyarı: Yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu olduğunda yer adının ilk harfi büyük yazılır.
Örnek
Hisar'dan, Boğaz'dan, Köşk'e vb.
14. Saray, köşk, han, kale, köprü, kule, anıt, müze vb. yapı adlarının bütün ke-limeleri büyük harfle başlar.
Örnek
Dolmabahçe Sarayı, İshakpaşa Sarayı, Çırağan Sarayı, Yıldız Sarayı, Beylerbeyi Sarayı, Çankaya Köşkü, Renda Köşkü, Hünkâr Köşkü, Huber Köşkü, Horozlu Han, Kızlarağası Hanı, Çengel Han, Rüstem Paşa Hanı, Ankara Kalesi, Alanya Kalesi, Hoşap Kalesi, Galata Köprüsü, Mostar Köprüsü, Malabadi Köprüsü, Çobandede Köprüsü, Irgandi Köprüsü, Mevlana Müzesi, Sümela Manastırı, Boğaziçi Kulesi, Beyazıt Kulesi, Zafer Abidesi, Bilge Kağan Anıtı vb.
15. Kurum, kuruluş ve kurul adlarının her kelimesi büyük harfle başlar.
Örnek
Avrupa Parlamentosu göç meselesini görüşmek üzere toplandı.Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmasını tamamlayarak tatile girdi.Olayların aslını Türk Tarih Kurumu bize sunacak.Türk Dil Kurumu bu konularda en güvenilir kaynaktır.Sosyal Güvenlik Kurumu sigortasız çalışanların peşini bırakmaz.Sermaye Piyasası Kurulu her ay rutin olarak toplanır.Öğrenciler için Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi farklı bir yerdir. Konuyu en son Anayasa Mahkemesi karara bağlayacak.Bir zamanlar Devlet Malzeme Ofisi kalite anlamına gelirdi.Millî Kütüphane sadece belirli gün ve saatlerde hizmet verir.Çocuk Esirgeme Kurumu çalışanları bir başka mutluydu.Devlet Demir Yolları iç hat sayısını yine genişletecek.Atatürk Orman Çiftliği eski kimliğinden çok uzakta şimdilik.Gazi Üniversitesi onun hayatında bir dönüm noktası olmuştur. İskele Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi günden güne daha da başarılı bir okul haline gelmektedir.Anadolu Kulübü bu yıl farklı faaliyetlere başlayacak.Mavi Köşe Bakkaliyesi eski kitaplarımızda çokça geçer.Her konuda olduğu gibi Türk Ocağı yine iyi bir duruş sergiledi.Yeşilay Derneği çalışanları dövizleriyle yine sahadalar.Muharip Gaziler Derneği bu yıl daha çok burs verecek.Farklı projelere imza atan Alioğlu İnşaat başarıdan başarıya koşmaktadır.Bakanlar Kurulu bu kez farklı bir konuyu karara bağlayacak.Türk Dili Dergisi Yayın Danışma Kurulu yeni yazılara imza attı.
Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı yeni üyeleriyle ilk toplantısını yaptı.Gazi Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunuyum.Din Öğretimi Genel Müdürlüğü yarışmalara çok önem verir.Uyarı: Kurum, kuruluş, kurul, merkez, bakanlık, üniversite, fakülte, bölüm, kanun, tüzük, yönetmelik ve makam sözleri asılları kastedildiğinde büyük harfle başlar.
ÖrnekTürkiye Büyük Millet Meclisi her yıl 1 Ekim'de toplanır. Bu yıl ise Meclis, yeni döneme erken başlayacak.
Türk Dil Kurumu çalışmalarını titizlikle sürdürüyor. Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü, Kurumun 21 Mayıs 2009 tarihinde Kars'ta düzenlediği toplantıda kullanıma açıldı.
2876 sayılı Kanun bu yıl yeniden gözden geçirilecek.
Yazarlara ödenecek telif ücreti, Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği’ne göre düzenlenir. Yapılan işlem Yönetmelik'in 4'üncü maddesine aykırı düşmektedir.
16. Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge adlarının her kelimesi büyük harfle başlar.
Örnek
Medeni Kanun, Çıraklık ve Mesleki Eğitim Kanunu, Tarihi Kentler Birliği Tüzüğü, Türk Bayrağı Tüzüğü, Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği, Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği, Yönetici Atama Yönetmeliği vb.
17. Kitap, dergi, gazete ve sanat eserlerinin (tablo, heykel, beste vb.) her kelimesi büyük harfle başlar.
Örnek
Atatürk'ün Nutuk eserini herkes okumalıdır.Sen, eserin Eskiye Bakış kısmını hazırla.Suç ve Ceza en çok okunan klasiklerdendir.En beğendiği eseri Kendi Gök Kubbemiz'di.Akif, Safahat ile ününü her tafra yayar.Ben Anadolu Notları'nı; arkadaşım Sinekli Bakkal kitabını satın aldı.Halide Edip, Mor Salkımlı Ev eserine ayrı bir önem vermiş.O haberi de Resmi Gazete sayesinde öğrenmişti.Türk Edebiyatı dergisinde birçok yazım çıkacak.Bence o dergi Türk Dili dergisi kadar kuşatıcı değildir.Varlık, Yaşar Nabi Nayır tarafından yayımlanan aylık sanat ve edebiyat dergisidir.
Kütüphanesinde Sabah, Türkiye, Milliyet, Hürriyet gazetelerini sürekli bulundurur.Türk Kültürü dergisi 1962 yılından bu yana faaliyetini sürdürmektedir.Kaplumbağa Terbiyecisi, Osman Hamdi Bey'in iki farklı versiyonunu çizdiği tablosudur.Türkiye’den kaçırılan heykeller arasına Yorgun Herkül de girer.Festivalde bugün, Yekta Kara rejisiyle Mozart'ın ünlü eseri Saraydan Kız Kaçırma var.Onuncu Yıl Marşı, Çamlıbel ve Çağlar tarafından yazılan ve 1933'te bestelenen marştır.
Uyarı: Özel ada dâhil olmayan gazete, dergi, tablo vb. sözler büyük harfle başlamaz.
Örnek
Sabah gazetesi, Türk Dili dergisi, Halı Dokuyan Kızlar tablosu, Yorgun Herkül heykeli vb.
Uyarı: Kitap, makale, tiyatro eseri, kurum adı vb. özel adlarda yer alan kelimelerin ilk harfleri büyük yazıldığında "ve, ile, ya, veya, yahut, ki, da, de" sözleriyle "mı, mi, mu, mü" soru eki küçük harfle yazılır.
Örnek
Suç ve Ceza, Kızıl ile Kara, Mai ve Siyah, Leyla ile Mecnun, Haristan ve Gülistan, Diyorlar ki, Dünyaya İkinci Geliş yahut Sır İçinde Esrar, Ya Devlet Başa ya Kuzgun Leşe, Ben de Yazdım, Başarmak ve Kazanmak, Türk Dili ve Edebiyatı, Karga ile Tilki vb.
Uyarı: Özel adın tamamı büyük yazıldığında "ve, ile, ya, veya, yahut, ki, da, de" sözleriyle "mı, mi, mu, mü" soru eki de büyük harfle yazılır.
Örnek
DİL VE TARİH-COĞRAFYA FAKÜLTESİ
KEREM İLE ASLI
18. Ulusal, resmî ve dinî bayramlarla anma ve kutlama günlerinin adları büyük harfle başlar.
Örnek
Cumhuriyet Bayramı, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı, Nevruz Bayramı, Berat Kandili, Miraç Kandili; Anneler Günü, Öğretmenler Günü, Çanakkale Şehitlerini Anma Günü, Dünya Kadınlar Günü, 14 Mart Tıp Bayramı, Hıdırellez vb.
19. Tarihî olay, çağ ve dönem adları büyük harfle başlar.
Örnek
Kurtuluş Savaşı, Çanakkale Savaşı, Millî Mücadele, Yontma Taş Devri, İlk Çağ, Orta Çağ, Lale Devri, Cahiliye Dönemi, Buzul Dönemi, Cumhuriyet Dönemi, Millî Edebiyat Dönemi, Servetifünun Dönemi'nin, Tanzimat Dönemi'nde vb.
20. Kurultay, bilgi şöleni, çalıştay, açık oturum vb. toplantıların adlarındaki her kelimenin ilk harfi büyük yazılır.
Örnek
Uluslar Arası Türk Dili Kurultayı, Dünyada Türkçe Öğretimi 10. Bilgi Şöleni, Kitle İletişim Araçlarında Türkçenin Kullanımı Bilgi Şöleni, Manas Bilgi Şöleni, Karamanlı Türkçesi Araştırmaları Çalıştayı vb.
21. Özel adlardan türetilen bütün kelimeler büyük harfle başlar.
Örnek
Türkçe, Türkçü, Türkçülük, Türklük, Türkleşmek, Müslümanlık, İslamcı, Hristiyanlık, Yahudilik, Amerikalı, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Manisalı, Ankaralı, Reşat Nuriler, İsviçreli, Atatürkçülük, Panislâmizm, Panturanizm vb.
Uyarı: Özel ad kendi anlamı dışında yeni bir anlam kazanmışsa büyük harfle başlamaz.
Örnek
acem (Türk müziğinde bir perde)hicaz (Türk müziğinde bir makam)nihavent (Türk müziğinde bir makam)amper (elektrik akımında şiddet birimi)jul (fizikte iş birimi)allahlık (saf, zararsız kimse)donkişotluk (gereği yokken kahramanlık göstermeye kalkışma) vb.
Uyarı: Para birimleri büyük harfle başlamaz.
Örnek
avro, mark, ruble, sterlin, dinar, riyal, dolar, lira, kuruş, liret vb.
Uyarı: Özel adlar yerine kullanılan "o" zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz.
Örnek
Kurtuluş Savaşı'nda O'nun etkisini hiç kimse inkâr edemez. (yanlış)
Kurtuluş Savaşı'nda onun etkisini hiç kimse inkâr edemez. (doğru)
Uyarı: Müzikte kullanılan makam ve tür adları büyük harfle başlamaz.
Örnek
buselik, rast, uşşak, hümayun, muhayyer, acemaşiran, acembuselik, bayati, hicazkâr, türkü, varsağı, bayati, karcığar vb.
22. Yer, millet ve kişi adlarıyla kurulan birleşik kelimelerde sadece özel adlar büyük harfle başlar.
Örnek
Antep fıstığı, Siirt fıstığı, Adana kebabı, Brüksel lahanası, Frenk gömleği, Hindistan cevizi, İngiliz anahtarı, İngiliz kumaşı, Japon gülü, Antep tatlısı, Maraş dondurması, Van kedisi vb.
Ç. Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adları büyük harfle başlar: Bir tarihle birlikte kullanılan gün ve ay adları büyük harfle diğer durumlarda küçük harfle başlar. Yani belirli bir tarih varsa büyük harf; yoksa küçük harf kullanılır. Yıl belli değilse sadece ay ve gün adı belli olsa da yine ay adı büyük yazılır.
Örnek
TBMM, 23 Nisan 1920'de açıldı. (gün, ay ve yıl bellidir.)18 Aralık'ta evlenecek. (gün ve ay bellidir.)3 Ekim Salı günü bize gelecek. (gün ve ay bellidir.)Mustafa çarşamba Ankara'ya gidecek. (sadece gün bellidir.)Bir pazar günü de bize gelsen kıyamet mi kopacak? (sadece gün bellidir.)Sınav haziranda yapılırsa daha çok çalışmış oluruz. (sadece ay bellidir.)Bütün hastalıklar nisan oldu mu nükseder. (sadece ay bellidir.)
Uyarı: Tarihi belli olan gün ve ad adlarından sonraki ekler ayrılırken tarihi belli olmayan ay ve gün adlarına gelen ekler ayrılmaz.
Örnek28 Haziran'da yapılacak sınavlarda daha çok kişi görev alabilecek. (ay ve gün belli)Bu yıl da haziranda ilk kez genel bir sınav yapılacak. (sadece ay belli)Sizinle pazartesiyi salıya bağlayan akşam orada buluşalım. (sadece gün belli)
Uyarı: "Gün" sözcüğü gün, ay ve yıl adlarıyla kullanıldığında hiçbir zaman büyük yazılmaz.
Örnek
28 Eylül Pazartesi günü okullar açılacak.
D. Tabela, levha ve levha niteliğindeki yazılarda geçen kelimeler büyük harfle başlar.
Örnek
Giriş, Çıkış, Müdür, Vezne, Başkan, Doktor, Otobüs Durağı, Dolmuş Durağı, Şehirler Arası Telefon, 5. Kat, 6. Sınıf, 2. Blok vb.
E. Kitap, bildiri, makale vb.nde ana başlıktaki kelimelerin tamamı, alt başlıktaki kelimelerin ise yalnızca ilk harfleri büyük olarak yazılır.
Örnek
MOTİVASYON VE BAŞARI
Günümüzde İnternet Kullanımının Yeri ve Önemi
F. Kitap, dergi vb.nde bulunan resim, çizelge, tablo vb.nin altında yer alan açıklayıcı yazılar büyük harfle başlar. Açıklayıcı yazı, cümle niteliğinde değilse sonuna nokta konmaz.
Not: Nokta, iki nokta, üç nokta, soru ve ünlem işaretleriyle biten cümlelerden sonra gelen cümlelerin ilk sözcüğü büyük harfle başlar.
Yazımı En Çok Karıştırılan Sözcükler YANLIŞ/DOĞRU ahçı > aşçı abaküz > abaküs antreman > antrenman
alış veriş > alışverişard arda > art ardaabönman > abonmanadaktör > adaptöramator > amatöracitasyon > ajitasyonalüvyön > alüvyonanbar > ambarbazan > bazenbeyenmek > beğenmekbırokoli > brokolibroşör > broşürbroj > broşbıriyantin > briyantinbir kaç > birkaçbir çok > birçokbirşey > bir şeybisküvit > bisküvibiriç > briçbranj > branşcanbaz > cambazcant > jant
cünbüş > cümbüşçenber > çemberçukulata > çikolatadirek > direktegzerzis > egzersizerezyon > erozyonelektirik > elektrikgramafon > gramofongrayder > greyderheralde > herhaldehukuğa > hukukaherkez > herkesherşey > her şeyher hangi > herhangiHıristiyan > Hristiyanhoparlor > hoparlör
istakoz > ıstakoziskanto > iskontoiskanbil > iskambiliskapin > iskarpinkarekter > karakterkılasik > klasikkanbur > kamburkünbet > kümbetkiprik > kirpikkirbit > kibritkontür > kontörkıravat > kravatkırater > kraterkıral > kralkıraliçe > kraliçekıredi > kredikıreş > kreşklavuz > kılavuzkolleksiyon > koleksiyonlaboratuar > laboratuvarorta okul > ortaokulorjinal > orijinalotöbüs > otobüssüpriz > sürpriztenbel > tembeltonbul > tombul
traş > tıraştraktor > traktörtranvay > tramvaymakina > makineminübüs > minibüsmüracat > müracaatmüteahit > müteahhitpantalon > pantolonpardesü > pardösüpenbe > pembepıroje > projepilaj > plajprodektör > prodüktörprejektör > projektörproplem > problempicama > pijamapriket > briketpısikolog > psikologprefesor > profesörpıratisyen > pratisyensantraç > satrançsatlık > satılıkstajer > stajyersarmısak > sarımsaksaklanbaç > saklambaçseyehat > seyahatsömestr > sömestrisıpor > sporsünbül > sümbülşöför > şoförünüversite > üniversiteünvan > unvanyaya geçiti > yaya geçidiyalnış > yanlışyanlız > yalnız
Kısaltmalar DiziniA Alay
AA Anadolu Ajansı
AB 1. Adalet Bakanlığı 2. Amerikan Borsası 3. Avrupa Birliği
ADSL Asimetrik sayısal abone hattı
AGİK Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Konferansı
AGİT Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı
AİHM Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
AKBİL Akıllı bilet
AKM Atatürk Kültür Merkezi
AKUT Arama Kurtarma Teşkilatı
Alb. Albay
ALES Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı
Alm. Almanca
AO Anonim ortaklık
AOÇ Atatürk Orman Çiftliği
AÖF Açıköğretim Fakültesi
APS Acele Posta Servisi
Apt. Apartman, apartmanı
Ar. Arapça
AR-GE Araştırma geliştirme
ark. Arkeoloji
Arş. Gör. Araştırma Görevlisi
Asb. Astsubay
ASELSAN Askerî Elektronik Sanayii
ASO Ankara Sanayi Odası
astr. Astronomi
AŞ Anonim şirket
AŞTİ Ankara Şehirler Arası Terminal İşletmesi
AT Avrupa Topluluğu
Atğm. Asteğmen
atm. Atmosfer
ATO Ankara Ticaret Odası
Av. Avukat
AVM Alışveriş merkezi
AYM Anayasa Mahkemesi
BAE Birleşik Arap Emirlikleri
BCG Verem aşısı
Bçvş. Başçavuş
BDDK Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu
BDT Bağımsız Devletler Topluluğu
bk. Bakınız
Bl. Bölük
BM Birleşmiş Milletler
Bn. Bayan
Bnb. Binbaşı
BOTAŞ Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi
Böl. Bölüm
Bşk. Başkan, başkanlık, başkanı, başkanlığı
BTK Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu
Bul. Bulvar, bulvarı
Bulg. Bulgarca
C Cilt
Cad. Cadde, caddesi
Cm Santimetre
CMUK Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu
coğ. Coğrafya
Cum. Bşk. Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanlığı
ÇAYKUR Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü
ÇED Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Planlama Genel Müdürlüğü
çev. Çeviren
Çvş. Çavuş
D Doğu
DAP Doğu Anadolu Projesi
DB Dünya Bankası
db. Dil bilgisi
DDY Devlet Deniz Yolları
DGM Devlet Güvenlik Mahkemesi
DGS Dikey Geçiş Sınavı
DHMİ Devlet Hava Meydanları İşletmesi
DİB Diyanet İşleri Başkanlığı
DİE Devlet İstatistik Enstitüsü
dk. Dakika
DKK Deniz Kuvvetleri Komutanlığı
Dl Desilitre
Dm Desimetre
DMİ Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü
DMO Devlet Malzeme Ofisi
DNA Deoksirübo nükleik asit
Doç. Doçent
doğ. Doğum tarihi
Dr. Doktor
DSİ Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü
DTCF Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
Dz. Kuv. Deniz Kuvvetleri
dzl. Düzenleyen
E Eczane
EBK Et ve Balık Kurumu Genel Müdürlüğü
Ecz. Eczacı
ed. 1. Edebiyat 2. Editör
EFT Bankalar arası para aktarımı
EGM Emniyet Genel Müdürlüğü
EGO Ankara Belediyesi Elektrik, Gaz, Otobüs İşletmeleri
EĞİTEK Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü
EKG Kalp akım grafiği (Elektrokardiyogram)
Ens. Enstitü, enstitüsü
EPDK Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu
EÜAŞ Elektrik Üretim Anonim Şirketi
f. Fiil
Fak. Fakülte
Fak-Fuk Fon Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu
Far. Farsça
FİSKOBİRLİK Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği
Fr. Fransızca
G Gram
G Güney
GAP Güneydoğu Anadolu Projesi
GATA Gülhane Askerî Tıp Akademisi
GD Güneydoğu
Gen. General
GİB Gelir İdaresi Başkanlığı
Gön. Gönderen
gr. Gramer
GSM Mobil cep telefonu
GSMH Gayrisafi millî hasıla
HABITAT Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Konferansı
HAVAŞ Hava Alanları ve Yer Hizmetleri Genel Müdürlüğü
haz. Hazırlayan
HDD Ana bellek sürücüsü (Hard Disk Drive)
hek. Hekimlik, hekim, hekimi
HIV AIDS hastalığına neden olan virüs
HKK Hava Kuvvetleri Komutanlığı
Hm Hektometre
huk. Hukuk
Hv. Kuv. Hava Kuvvetleri
Hz. öz. Hizmete özel
Hz. 1. Hazret, Hazreti 2. Hizmet, hizmette
İETT İstanbul Elektrik, Tünel, Tramvay İşletmesi
İKÖ İslam Konferansı Örgütü
İLBANK İller Bankası Genel Müdürlüğü
İMKB İstanbul Menkul Kıymetler Borsası
İng. İngilizce
INTERPOL Uluslararası Cinayet Polisi Komisyonu
is. İsim
ISBN Uluslararası standart kitap numarası
İSDEMİR İskenderun Demir Çelik Fabrikaları
İSEDAK İslam Konferansı Örgütü Ekonomik ve Ticari İş Birliği Daimî Komitesi
İSKİ İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi
İSO İstanbul Sanayi Odası
İsp. İspanyolca
ISSN Uluslararası standart dizi numarası
İŞKUR Türkiye İş Kurumu
işl. İşleyen
İt. İtalyanca
İTO İstanbul Ticaret Odası
İTÜ İstanbul Teknik Üniversitesi
J Jandarma
Jap. Japonca
JGK Jandarma Genel Komutanlığı
Kal Kalori
KB Kuzeybatı
KBB Kulak, Burun, Boğaz
KDV Katma değer vergisi
KEİ Karadeniz Ekonomik İş Birliği
Kg Kilogram
KİK 1. Kamu İhale Kurumu 2. Kamu İktisadi Kuruluşları
KİT Kamu İktisadi Teşekkülü
KKK Kara Kuvvetleri Komutanlığı
KKTC Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Km Kilometre
KOBİ Küçük ve Orta Boy (Ölçekli) İşletme
koor. Koordinasyon
Korg. Korgeneral
KOSGEB Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı
KPDS Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı
KPSS Kamu Personel Seçme Sınavı
kr. Kuruş
Kur. Kurmay
L Litre
Lat. Latince
LES Lisansüstü Eğitim Giriş Sınavı
LPG Sıvılaştırılmış Petrol Gazı
Ltd. Limitet
LYS Lisans Yerleştirme Sınavı
M Metre
Mah. 1. Mahalle, mahallesi 2. Mahkeme, mahkemesi
MASAK Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı
MB 1. Maliye Bakanlığı 2. Bilgisayarda bellek birimi (megabyte)
Md. Müdür, müdürlük, müdürlüğü
MEB Millî Eğitim Bakanlığı
MGK Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği
MİT Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı
MKE Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu
MKYK Merkez Karar Yönetim Kurulu
Mm Milimetre
MOBESE Bölgesel güvenlik sistemi (Mobil Elekronik Sistem Entegrasyonu)
MOSSAD İsrail Gizli Haber Alma Örgütü
MÖ Milattan önce
MS Milattan sonra
MSB Millî Savunma Bakanlığı
MTA Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
Müh. Mühendis, mühendisi, mühendislik
Mür. Müracaat
NASA Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Araştırmaları Merkezi
NATO Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı
No. Numara
Nö. Nöbetçi
ODTÜ Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Onb. Onbaşı
Opr. Operatör
Or. Ordu
Ora. Oramiral
Ord. Ordinaryüs
Org. Orgeneral
Ort. Ortaklık, ortakları, ortaklığı
OSB Organize Sanayi Bölgesi
OYAK Ordu Yardımlaşma Kurumu
ÖİB Özelleştirme İdaresi Başkanlığı
öl. Ölüm tarihi
ör. Örnek
ÖSS Öğrenci Seçme Sınavı
ÖSYM Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi
ÖTV Özel tüketim vergisi
ÖYS Öğrenci Yerleştirme Sınavı
öz. Özel
ped. Pedagoji
PO Petrol Ofisi
POAŞ Petrol Ofisi Anonim Şirketi
Prof. Profesör
PTT Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü
RAM Bilgisayarda okunabilir ve yazılabilir bellek
RK Rekabet Kurumu
RNA Ribo nükleik asit
Ro-Ro Gemiye taşıt indirme bindirme
RTÜK Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
Rus. Rusça
S Sayı
s. Sayfa
sa. Saat
SAS Su Altı Savunma (Komandoları)
SAT Su Altı Taarruz (Komandoları)
Sb. Subay
SBS Seviye Belirleme Sınavı
SEK Süt Endüstrisi Kurumu Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
SEKA Selüloz ve Kâğıt Sanayii Kurumu
sf. Sıfat
SGK 1.Sosyal Güvenlik Kurumu 2. Sahil Güvenlik Komutanlığı
SHÇEK Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
SKT Son kullanma tarihi
Sn. 1. Sayın. 2. Saniye
Sok. Sokak
SPK Sermaye Piyasası Kurulu
SSK Sosyal Sigortalar Kurumu
STK Sivil Toplum Kuruluşu
STÖ Sivil Toplum Örgütü
Ş Şirket
Şb. Şube
T Ton
T. Türkçe
T.C. Türkiye Cumhuriyeti
TAEK Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
tar. Tarih
TARİŞ Tarım Satış Kooperatifleri Birliği
Tb. Tabur
TBB 1. Türkiye Bankalar Birliği 2. Türkiye Barolar Birliği
TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi
TCDD Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları
TCK Türkiye Cumhuriyeti Karayolları
TCMB Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
TCZB Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası
TDK Türk Dil Kurumu
TEAŞ Türkiye Elektrik Üretim Anonim Şirketi
TEDAŞ Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi
TEFE Toptan eşya fiyatları endeksi
TEK Türkiye Elektrik Kurumu
tel. Telefon
telg. Telgraf
TFF Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı
Tğm. Teğmen
THY Türk Hava Yolları
TIR Uluslararası Kara Yolu Taşımacılığı
tic. Ticaret
TİGEM Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü
TİM Türkiye İhracatçılar Merkezi
TİSK Türkiye İşverenler Sendikası Konfederasyonu
TKİ Türkiye Kömür İşletmeleri
TL Türk lirası
TM Türk malı
TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği
TMO Toprak Mahsulleri Ofisi
TMSF Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
TOBB Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
TODAİE Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü
TOKİ Toplu Konut İdaresi Başkanlığı
TP Türk Petrolleri
TPAO Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı
TPE Türk Patent Enstitüsü
TR Türkiye
TRT Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu
TSE Türk Standartları Enstitüsü
TSK Türk Silahlı Kuvvetleri
TSKB Türkiye Sınai Kalkınma Bankası
TTB Türk Tabipleri Birliği
TTK 1. Türk Tarih Kurumu 2.Türkiye Taşkömürü Kurumu
TTKB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı
Tug. Tugay
Tuğa. Tuğamiral
Tuğg. Tuğgeneral
TUS Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı
TÜBİTAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
TÜFE Tüketici fiyatları endeksi
TÜİK Türkiye İstatistik Kurumu
Tüm. Tümen
Tüma. Tümamiral
Tümg. Tümgeneral
TÜPRAŞ Türkiye Petrol Rafinerileri Anonim Şirketi
TÜRKAK Türk Akreditasyon Kurumu
TÜRKSAT Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme Anonim Şirketi
TÜRSAB Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği
TV Televizyon
TZDK Türkiye Zirai Donatım Kurumu
TZOB Türkiye Ziraat Odaları Birliği
UNICEF Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuklara Yardım Fonu
USAŞ Uçak Sanayi Anonim Şirketi
Uzm. Uzman
Ü Üniversite
Üçvş. Üstçavuş
ÜDS Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı
ÜFE Üretici fiyatları endeksi
ÜT Üretim tarihi
Ütğm. Üsteğmen
vb. Ve başkası, ve başkaları, ve benzeri, ve benzerleri, ve bunun gibi
vd. Ve devamı, ve diğerleri
Vet. Veteriner
vs. Vesaire
W Elektrik güç birimi (Watt)
Yay. Yayını, yayınları
Yb. Yarbay
Yd. Sb. Yedek subay
YDS Yabancı Dil Sınavı
YKr Yeni kuruş
YÖK Yükseköğretim Kurulu
Yrd. Doç. Yardımcı Doçent
YSE Yol, Su, Elektrik Genel Müdürlüğü
YSK Yüksek Seçim Kurulu
YTL Yeni Türk lirası
Yun. Yunanca
YURTKUR Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu
yy. Yüzyıl
Yzb. Yüzbaşı
YAZIM KURALLARI TEST 1
1. "de, da" bağlacı ile ilgili verilen aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Bağlaç olan "de, da" her zaman ayrı yazılır. B) "te, ta" şekli yoktur. Ünsüz benzeşmesi kuralına uymaz.C) Özel isimden sonra gelirse kesme işareti kullanılmaz.D) Cümleye "dahi, bile, başkaları" gibi anlamlar katar. E) Kalınlık-incelik uyumuna uymaz.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "ki"nin yazımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?
A) Aşk, öyle engin bir denizdir ki, aşkın ne başlangıcı ne de sonu vardır.B) Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet, sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir.C) Geçmiş zaman olurki hayali cihan değer.D) Senin için rahat edebilir, benimki kan ağlıyor.E) Senin baban sizi unutmuş; bizimki bizi unutmamış.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "mi" soru ekinin yazımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?
A) Sen mi bunları yapmışsın yavrum?B) Söylediklerimi niçin yaz mıyorsunuz?C) Bu yaşına kadar Yaşar Kemal'i hiç okudun mu? D) Güzel mi güzel bir elbise almıştı Betül. E) Akşamları geç yattı mı sabaha kadar uyuyamazdı.
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "kesme işareti" yanlış kullanılmıştır?
A) Yahya Kemal Beyatlı'nın bütün eserlerini okumak gerekir.B) Türk'ün gücünü dünyaya göstereceğiz, diyordu.C) Türkiye'nin kendi sorunlarını çözecek gücü vardır her zaman.D) Türkçe'nin dil bilgisi özellikleri yeteri kadar bilinmiyor.E) Gezegenler içerisinde en çok Venüs'ü merak ediyordu.
5. Aşağıdakilerden hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) Birkaç öğrenci sınıfta yine kavga etmiş.B) Eski şirket işini devretmeye hazırlanıyordu.C) Şükretmek insanın en büyük faziletidir.D) Sürekli olarak aynı şeyi zikrediyorlardı hocalarımız.E) Neleri yapacağımızı bir bir emir etti.
6. Aşağıdakilerden hangisinde birleşik sözcüklerle ilgili bir yazım yanlışı vardır?
A) Bir damla göz yaşı çok şeyin yansımasıdır.B) Bazı kişiler milletvekili olunca değişir.C) Bugün yapmadığımız bazı şeyler için yarın geç olabilir.D) Hükümet güvenoyu alarak göreve başladı.E) Yarıyıl tatilinde yine kaymaya gidecekler.
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde gün, ay ve tarih adları ile ilgili bir yazım yanlışı vardır?
A) TBMM, 23 Nisan 1920'de açıldı.B) 18 Ocak'ta ilk kez oraya gidecek. C) Bir Pazar bize gelirsen bizi oldukça sevindirmiş olacaksın.D) 3 Ekim Salı günü bize gelecekler hep birlikte.E) En geç çarşamba günü orada olmam gerekir.
8. Deyimler, en az iki sözcükten oluşur. Deyimler, kalıplaşmış sözler olduklarından deyimleri oluşturan bütün sözcükler her zaman ayrı yazılır.
Buna göre aşağıdakilerden hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) İşlerimiz Gayya kuyusu gibi olmuş son zamanlarda.B) Her şeye ayakbağı olmaya çalışıyordu.C) Bu har gür bize çok şey kaybettirecektir.D) Ülkemizde tuzu kuru olan kişiler daha rahat konuşmaktadır.E) Böyle kalın kafalı kişilere laf anlatmak da zordur.
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sayıların yazımı ile ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?
A) Yüz seksen altı kişi aynı anda dövizleri kaldırdılar havaya.B) Nöbetçi öğretmen, öğrencileri 2'şer 2'şer içeri aldı.C) Yaş otuz beş yolun yarısı eder.D) Bankadan yüzseksenaltı Türk lirası istemişti.E) Faturada sekizyüzyirmibeş TL yazıyor.
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı yoktur?
A) 1985'te bir, 2003'te iki kez ülkemizi ziyaret ettiler.B) 18. Yüzyıl savaşlarla geçen bir yüzyıl olarak bilinir.C) Takımı ligde en son 1925'de şampiyon olmuş.D) 17:00'da bütün memurların mesaisi biter. E) 29 Ekim 1923'de yeni bir sayfa açılır ülkemizde.
11. "Şey" sözcüğü ile ilgili aşağıdakilerden hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) Her şeyi sana feda etmeye hazırım canım vatanım!B) Birtakım şeyler ancak zamanla mecrasını bulur.C) Bana bir şey öğretenin kırk yıl kölesi olurum.D) Yönetici bize herkesin önünde az şey söylemedi.E) İkişeyden sonra sizden soğudum doğrusu.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) Bir gün bizim buralar da yemyeşil bir çevreye kavuşacaktır.B) Hiçbir şüpheye mahal bırakmadan apaçık konuştu.C) Darma dağınık oda onun ruh halini anlatmaya yetiyordu. D) Düpedüz yalanlarla çevresini yönlendirmeye çalışıyordu. E) Çok öfkeliydi çünkü evi güpegündüz soyulmuştu.
13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) Gide gide vardım Siverek'in yoluna.B) Araba bata çıka ilerliyordu o yolda.C) Her iki takım arasında başa baş bir mücadele oldu.D) Bütün konuyu baştanbaşa yeniden işledik.E) Bugünlere el ele vererek geldik.
14. Aşağıdakilerden hangisinde büyük harflerin kullanımı ile ilgili bir yazım yanlışı vardır?
A) Honore De Balzac'ı okuduğunuz anda edebiyatın zevkine varmış olursunuz.B) Duruşmada Avukat Tuncay Bey gayet iyi bir savunma yaptı.C) Hastanede, Doktor Remzi Efendi ona müdahale etmiş.D) Mehmet amcamı daima saygıyla yad edeceğim.E) Betül Hanım'ın bu son çıkışlarından hepimiz rahatsız olduk.
15. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden hangisinin yazımı doğrudur?
A) Bazı futbolcular antreman yapmak için sahaya çıkmışlardı. B) Basit toplama ve çarpma işlemleri için kullanılan aritmetik hesaplamaları yapmaya yardımcı bir alettir abaküz. C) Arda, art arda çok güzel çalımlar attı. D) Herkes o gazeteye abönman olmak istiyordu anlaşılan. E) Amator futbol takımında oynamaya başladı.
16. Aşağıdaki cümlelerde geçen kısaltmalardan hangisi yanlış verilmiştir?
A) Alb. İsmail Bey bu rütbeyi en çok hakkeden kişiydi.B) Yeni bir tarifeye geçecek AKBİL ücretlerde bu ay.C) Bu okulda İngilizce ve Alm. ders olarak okutulmaktadır.D) Vatan Caddesi ile Sevgi Aprt. onun için çok şey demekti.E) Arş. Gör. Hasan DAL yeni bir araştırmaya başlamış.
17. Aşağıdakilerden hangisinde büyük harflerin kullanımı ile ilgili bir yazım yanlışı vardır?
A) Ahmet, Ali Paşa Mahallesi'nde ikamet etmekteydi.B) Herkes nedense Karaköy Meydanı önünde; Ali, Zafer Meydanı önünde bekliyordu.C) İlk arabalar Turgut Özal Bulvarı'ndan geçmek zorunda kaldı.D) Gelenler en çok Antalya Milli parkını beğenmişler.E) Çalışanlar, Cemal Nadir Sokağı ile temizliğe başladılar.
18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı yoktur?
A) Ahmet de mi bize gelecekti o akşam?B) Ahmet te mi bize gelecekti o akşam?C) Ahmet'te mi bize gelecekti o akşam?D) Ahmet'de mi bize gelecekti o akşam?E) Ahmet demi bize gelecekti o akşam?
19. Aşağıdakilerden hangisinde büyük harflerin kullanımı ile ilgili bir yazım yanlışı vardır?
A) Festivalde bugün, Yekta Kara rejisiyle Mozart'ın ünlü eseri Saraydan Kız Kaçırma var.B) Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı bu yıl daha da coşkuluydu.C) Onuncu Yıl Marşı, Çamlıbel ve Çağlar tarafından yazılan ve 1933'te bestelenen marştır.D) Leyla ile Mecnun, Diyorlar ki eserlerini okurken bir hayli etkilenmiştir o.E) Türk Dili ve Edebiyatı dersi artık liselerde ana ders olacak.
20. Aşağıdakilerden hangisinde birleşik sözcüklerle ilgili bir yazım yanlışı vardır?A) Bütün dillerde dil bilgisi kuralları dilin ana unsurunu oluşturur.B) Bu konuda işbirliği yapmazsak hepimiz kaybedeceğiz.C) Yer çekimi konusunu fen hocamızla yeni işledik.D) Halk edebiyatında dil bilimi çalışmaları için şehir şehir dolaştılar.E) Güney yarım küre daha fazla ısı alır bu mevsimde.CEVAP ANAHTARI: 1-E 2-C 3-B 4-D 5-E 6-A 7-C 8-B 9-B 10-A 11-E 12-C 13-D 14-A 15-C 16-D 17-D 18-A 19-B 20-BYAZIM KURALLARI TEST 2
1. "de, da" bağlacı ile ilgili verilen aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Cümleden çıkarıldığında anlam bozulmaz, cümle kısmen daralır.B) Söylenişte vurgulu söylenir.C) Yazımda bir kelime gibi kabul edilir.D) Hal eki olan "-de, -da" eklerinden sonra da gelebilir.E) Ünsüz benzeşmesi kuralına uyar. Yani "-te, -ta" şekli vardır.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "ki"nin yazımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?
A) Madem ki sözümüz geçmiyor biz de sözümüzün geçtiği bir yere gideceğiz.B) Demek ki dediklerimizi yapmamış.C) Türk dili, dillerin en zenginlerindendir yeter ki bu dil, şuurla işlensin.D) Sen ki, son ehl-i salîbin kırarak savletini / Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddîn'i.E) Bu çalışmayla bu sınavı kazanabilir miyim ki…
3. Birleşik yapılı fiillerde "mi" soru eki iki sözcük arasına girebilir.
Buna göre aşağıdaki seçeneklerin hangisinde "mi" soru eki birleşik yapılı bir fiilin arasına girmiştir?
A) Bunların sonucunu doğru tahmin etseydi böyle konuşur muydu? B) Akşamları geç yattı mı sabaha kadar uyuyamazdı.C) Bahçemizden gül koparan sen miydin?D) Düşüncelerini açıklamaktan vaz mı geçtin?E) Gülün derdinde her daim olan bülbül mü aceb?
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen "kesme işareti" yanlış kullanılmıştır?
A) Turgut Özal Bulvarı'ndan Millet Caddesi'ne yürümek istiyordu.B) Yazın, Van Gölü'nün serin sularına kendini bırakırdı Mehmet.C) "Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne" hitaben bir dilekçe yazdı.D) Toraman Sokak'ta oturan arkadaşımız başka mahalleye taşınmış.E) Bu mevsimde Doğu Anadolu'nun en soğuk yeri Erzurum olur.
5. Aşağıdakilerden hangisinde birleşik sözcüklerle ilgili bir yazım yanlışı vardır?
A) Afvetmek Allah'a mahsus olan bir şeydir.B) Sizleri zemmetmek için bu kürsüye çıkmadım.C) İşlerimiz hallolmak üzeredir.D) Mahkeme, sanığın verdiği ifadeyi reddetti.E) Bütün servetini daha hayattayken bahşetti.
6. Aşağıdakilerden hangisinde birleşik sözcüklerle ilgili bir yazım yanlışı vardır?
A) Biraz dinlendikten sonra yola devam ettiler.B) Birkaç asır biz de dünyaya hükümran olduk.C) Bu konuda birçok kişi de bizim gibi düşünüyordu.D) Hiçbir güç bizi doğru yoldan ayıramaz.E) Birtakım elbise alıp eve doğru yola çıktı.
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde gün, ay ve tarih adları ile ilgili bir yazım yanlışı vardır?
A) Sınav haziranda yapılacaksa sınava şimdiden daha sıkı çalışmamız gerekir.B) Bütün hastalıklar Nisan oldu mu azar. C) Bu yıl salıyı çarşambaya bağlayan gecede o günü kutlayacağız inşallah.D) 28 Eylül Pazartesi günü okullar açılacak.E) 28 Mayıs'ta yapılacak olan sınavlarda daha çok kişi görev alacak.
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sayıların yazımı ile ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?
A) O hadiseler 20.XII.1996'da Bitlis'te bir okulda meydana gelir.B) İlgili firma 5 trilyon 185 milyar Türk lirasıyla en düşük teklifi sundu.C) Akşam altıya çeyrek kala onlara ziyarete gidelim.D) Seksenüç kişi aynı anda oraya gider.E) İlimizde 1.200.000 kişi yaşamaktadır.
9. Aşağıdakilerden hangisinde büyük harflerin kullanımı ile ilgili bir yazım yanlışı vardır?
A) En son Dede Korkut'tan bize bahsetmeye başlamıştı hocamız.B) Şehrimize il dışından gelen heyetleri vali; il içinden ilçeye gelen kişileri de kaymakam kabul eder.C) Türk halkı hiçbir zaman Nene Hatun'u unutmayacak.D) Bu konuda Telli Baba da bir şeyler söyledi.E) Esra teyze buraya geldiğine göre bize de uğrar.
10. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A) Onun bu konuda çok fazla ajitasyon yaptığını düşünüyorum. B) Bunları beğenmek zorunda değilsiniz elbette. C) Hardalgillerden küçük ve yeşil bir sebzedir brokoli. D) Konuyla ilgili birçok broşür dağıtıldı. E) Bir iki bisküvit yemekle karın doymaz, derdi.
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı yoktur?
A) 2'nci sınıfa başlar başlamaz annesi ona servis tuttu.B) Bazı 8'nci sınıf öğrencileri TEOG sınavına girmemiş.C) 5. inci sınıfla birlikte Arapça öğrenmeye başladılar.D) 5.'inci dersin yoklaması biraz geç yapılmıştı.E) 2. nci sıradaki kişinin sırasını almaya çalışıyordu.
12. Aşağıdakilerden hangisinde büyük harflerin kullanımı ile ilgili bir yazım yanlışı vardır?
A) Türkiye'nin en uzun caddesi İskele Caddesi'dir.B) Tuna nehri akmam diyor, etrafımı yıkmam diyor.C) Şaire adeta ilham olmuştu Ağrı Dağı.D) Gezide herkes Everest Tepesi'ni merak ediyordu.E) Bu yıl da Marmara Denizi'nde yüzeceğiz.
13. Kısaltmalardan sonra gelen ekler kısaltmanın okunuşuna uygun yazılır.
Aşağıdakilerden hangisinde bu kurala uyulmamıştır?
A) DSİ'ye bu yıl çok fazla işçi alınacak.B) TV'de söylenenleri halk bu kez çabuk algıladı.C) TBMM'nin her alanda topluma örnek olması gerekir.D) DDY'da kış aylarında bakım çalışması yapılacak.E) AKOM'a ilk kurtarma malzemesi almak için Ankara'ya gitti.
14. I. Ağlamak için gözden yaş mı akmalı? II. Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı? III. Sevmek için güzele mi bakmalı? IV. Çirkin bir ten de güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı? V. Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Yukarıdaki numaralanmış dizelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
15. Aşağıdakilerden hangisinde büyük harflerin kullanımı ile ilgili bir yazım yanlışı vardır?
A) Kurban bayramı bu yıl bir hayli güzel geçti.B) Berat Kandili'ni idrak etmek için herkes camiye gitmeye başladı.C) Çanakkale Şehitlerini Anma Günü bütün okullarımızda saygı duruşu ile başladı.D) 24 Kasım Öğretmenler Günü özel bir gün olmaya devam edecek.E) 14 Mart Tıp Bayramı, doktorlarımızı iyice kaynaştırdı.
16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüğün yazımı doğrudur?
A) İnsanca bir yaşam için çok fazla bir şey istemiyordu.B) Yaşca kendisinden oldukça büyük birisiyle evlendi.C) Önündekine hafifce dokunarak onu uyardı.D) Sonucunu açıkca söylemek gerekirse biz kaybettik.E) Salakca davranışı ona çok şey kaybettirdi.
17. Özel isimlerden türeyen sözcükler büyük harfle başlatılır. Bunların almış oldukları ekler kesme işareti (') ile ayrılmaz.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uyulmamıştır?
A) Ağrılı bir gencin hazin dramını anlatmış son romanında.B) İzmir'e gidecek gençleri selamlamak için söz aldı.C) Türkçe'nin söz dizimi hakkında oldukça az bir bilgiye sahibiz.D) Türkçülük fikri, Ziya Gökalp'te en üst düzeydedir.E) Türkiye'nin geleceği çok daha iyi olacaktır bu gidişle.
18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) 1925'te ülkemizde birçok yenilik gerçekleştirildi.B) Muş da doğunun parlayan şehirleri arasında yer alır.C) Sinop'da çok fazla tarihi yerlere rastlanmaz.D) Karabük'te sanayi oldukça gelişmiştir.E) Gelen de giden de bizi maalesef anlayamadılar.
19. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı yoktur?
A) Hiç bilen ile bilmiyen bir olur mu?B) Aşılmasına imkan olmayan hiçbir duvar yoktur.C) Uygulamalı dersleri laboratuarda işlemeye başlamışlardı.D) Caddelerde asvalt namına bir şey kalmamıştı.E) Ağlamıyan çocuğa meme vermezler, demiş atalarımız.
20. Aşağıdakilerden hangisinde birleşik sözcüklerle ilgili bir yazım yanlışı vardır?
A) Böbrekleri nedeniyle sürekli maden suyu tüketiyordu.B) Haftasonu ailesiyle bize gelecekler.C) Kahta'da çiğ köfte yemek bir başkadır.D) Son zamanlarda yaptığım dolma biberleri sevmeye başlamıştı.E) Günde az bir kuru yemiş yemek kalbe çok iyi gelir.
CEVAP ANAHTARI: 1-E 2-A 3-D 4-C 5-A 6-E 7-B 8-D 9-B 10-E 11-A 12-B 13-D 14-D 15-A 16-A 17-C 18-C 19-B 20-B