yde4 yarasalar

31
Yaratıcı düşünmeyi geliştiren etkinlikler – YDE 4 YARASALAR Osman KESKİN Teknoloji ve Tasarım Öğretmeni

Upload: osman-keskin

Post on 29-Jun-2015

59 views

Category:

Documents


2 download

TRANSCRIPT

Page 1: Yde4 yarasalar

Yaratıcı düşünmeyi geliştiren

etkinlikler – YDE 4

YARASALAR

Osman KESKİN

Teknoloji ve Tasarım Öğretmeni

Page 2: Yde4 yarasalar

Bu sunum Talim Terbiye Kurulu’nun 21.03.2006 tarih ve 24 sayılı kararı ile kabul edilen ve 2583 sayılı tebliğler dergisinde yayınlanan teknoloji ve tasarım dersi öğretim programının uygulama esaslarında belirtilen yaratıcı düşünmeyi uyaran etkinlik olarak planlanmıştır.

Buna göre zümre öğretmenler kurulu kararı ile öğretmenler bilim insanlarına ve buluşlara yönelik yaptıkları araştırma sonuçlarını ve yaratıcı düşünmeyi uyaran etkinlikleri yapılacak planlamaya göre derslerinde kullanabilir.

YARASALAR

Page 3: Yde4 yarasalar

Sevgili Öğretmen;

Bu etkinliği öğrencilerin gözlem yapma ve çevrelerini gözlemleyerek tespit ettiği durum ve bilgileri ve diğer derslerde edindiği bilgileri kullanarak hayatta işimize yarayacak, yaşam kalitemizi artıracak çalışmalar elde etmesini sağlamada veya yaratıcı zihinsel beceri kazandırmayı hedeflemektedir. Etkinlik sürecinde öncelikle yarasaların özellikleri belirtilip bu özellikleri öğrencilerin not etmesi sağlanır daha sonra öğrencilerden öğrendikleri bu özellikleri hayatımıza uyarlamak adına ne tür çalışmalarda kullanabileceğimiz konusunda fikir belirtmelerini sağlayın. Fikirlerin sınırlanmamasına özen göstermeniz gerekir. Son olarak tüm sınıfın belirttiği fikirleri harmanlayarak geliştirdikleri bu düşünceleri günlüklerine yazmaları sağlanır.

YARASALAR

Page 4: Yde4 yarasalar

Sevgili öğrenciler, Yarasa denince, insanların çoğunun aklına kan ve ölümle dolu kabuslar geliyor. Bizler, ondan söz edilince tiksiniyor ve olumsuz düşünceler geliştiriyoruz... Oysa bilim insanları, yarasaları "dünya üzerindeki en kabiliyetli ve başarılı hayvanlar" olarak görüyorlar... Bu sunumda sizlere yarasaların özelliklerinden bahsedeceğim ve sunumun sonunda bu sevimsiz görünen yaratıkların bizlere nasıl ilham vereceğini göreceksiniz. Sunumu etkin olarak takip ediniz ve yarasaların özelliklerini defterinize not ediniz.

Osman KESKİN

YARASALAR

Page 5: Yde4 yarasalar

YARASALAR

Page 6: Yde4 yarasalar

Yarasaların doğasını araştırmak için ilk bilimsel girişim 18. yüzyılın en büyük bilim insanlarından Lazzaro Spallanzani tarafından yapıldı. Spallanzani, fiziğe, kimyaya, jeolojiye ve volkanolojiye önemli katkılarda bulunmuş bir bilim adamıydı. Biyoloji alanında ise uzuvlar, kan dolaşımı, sindirim, üreme ve solunumla ilgili bilgilere çok daha yenilerini ekledi... Gözlerini kullanmadan uçtukları farkedildi 64 yaşındaki Spallanzani, 1793'te döneminin en büyük bilimadamıyken yarasaların uçarken gözleri kapalı ya da gözleri çıkarılmış olsa bile önlerine çıkan nesnelere çarpmadıklarını buldu. Bir dizi deneyden sonra, gözün yerini bilinen diğer duyulardan hiçbirinin almadığı ortaya çıktı. Yarasalar gözün yerine bizim bilmediğimiz başka bir organı ya da bir duyuyu kullanıyordu. Bu buluşlar yayınlandı.

YARASALAR

Page 7: Yde4 yarasalar

Şunun kulaklarını çıkaralım bakalım ne olacak? Sonra, 1793-94 kışında, Louis Jurine adlı Cenevreli bir cerrah, yarasaların kulakları çıkarıldığında, kör olsa da olmasa da hayvanın tamamen savunmasız hale geldiğini söyledi... İlk başta, Spallanzani, Jurine'in çalışmasına şüpheyle yaklaştı. Ancak daha sonra onun sonuçlarını kendisi de doğruladı. Jurine haklıydı; yarasalar kulaklarıyla görüyordu. Buluşlarını hiçbir zaman yayınlamadı. Ama ölene kadar geçen 5 yıllık sürede ardı ardına deneyler yaptı. Tüm bu deneyler ana gerçeği daha da doğruladı ve geliştirdi.

YARASALAR

Page 8: Yde4 yarasalar

Kulaklarıyla mı görüyormuş? Buna kim inanır? Spallanzani'nin bulgularını neden yayınlamadığı bilinmiyor. Ancak, onun gibi politik bir bilim adamının ilk başta ortaya attığı "yeni bir organ ya da duyu" ile, sonradan ortaya çıkan "kulak" arasındaki farkı anladığına emin olabiliriz... İlki ancak bir "gizem", ikincisi ise bir "anormallik"ti. Gizemler en fazla daha fazla gizem yaratırken, anormallikler ise alay konusu olma riski yaratıyordu. Bilim adamı, profesyonel güvenilirliğini böylesine havada bir konuyu ilerletmek için tehlikeye atmak yerine, daha sağlam işler yapmayı tercih etmiş olabilirdi.

YARASALAR

Page 9: Yde4 yarasalar

Araştırmalar alay konusu oluyor…"Peki, o zaman yarasalar gözleriyle mi duyuyorlar?« Gerçekten de, ölümünden sonra Spallanzani'nin yaptığı deneylerin raporları bulundu ve alay konusu oldu. Hatta bir meslektaşı, "Peki, o zaman yarasalar gözleriyle mi duyuyorlar?" diye dalga bile geçti... Sonraki 140 yıl boyunca, profesyonel zooloji, karanlıkta uçan yarasaların çevrelerini gelişmiş dokunma duyusuyla algıladıklarına inandı...

YARASALAR

Page 10: Yde4 yarasalar

Amerika'nın Chiricahua Dağları'nda yaşayan "Plecotus townsendii", "gölgesinden daha hızlı su içen hayvan" olarak tanınıyor. Bu yarasa türü, kısa ama geniş kanatları sayesinde dakikalarca suyun üzerinde gezinip avını kovalayabiliyor...

YARASALAR

Page 11: Yde4 yarasalar

İki üniversite öğrencisi çalışmaları yeniden başlatıyor Spallanzani, bulgularını yayınlama konusunda farklı bir tavır da sergileyebilirdi. Ancak, buluşunu kariyerinin en üst noktasında yapmış olması onun için büyük bir şanssızlıktı. Genç biri olsaydı, kaybedecek çok az şeyi olabilirdi. İşte bu nedenle, modern yarasa araştırmalarının iki üniversite öğrencisi tarafından başlatılmasına şaşmamak gerekiyor.

YARASALAR

Page 12: Yde4 yarasalar

Yarasaların çıkardıkları yüksek frekanslı seslerin ekosundan faydalanarak yön bulduğu kanıtlanıyor 1938 yılında Donald Griffin adındaki yarasa meraklısı bir Harvard öğrencisi, bir fizik profesörününün, böceklerin yüksek frekanslı seslerini farkeden bir alıcı geliştirdiğini duydu. Bunun üzerine. 1920'li yıllarda "yarasaların yönlerini bulmak için yüksek frekanslı seslerin ekolarından yararlandıklarını" söyleyen bir İngiliz akustik uzmanının sözlerini hatırladı. Griffin bu alıcıyı ödünç aldı ve kafesteki yarasalar üzerinde deneyler yapmaya başladı. Sonraki iki yıl süresince, Robert Galambos adlı bir başka Harvard öğrencisiyle çalışmalarını sürdürdü. Bu ikili, yarasaların yüksek frekanslı sesler çıkardıklarını ve bu seslerin ekolarından gelen bilgilere dayanarak yönlerini bulduklarını kanıtladı. Karanlıktaki yollarını akustik bir projektör ışığıyla aydınlatan bu hayvanlar, doğal "sonar" cihazları sayesinde görmeseler bile hiçbir şeye çarpmıyorlardı...

YARASALAR

Page 13: Yde4 yarasalar

Tipik tepkiler, "Neden böyle bir şey için daha fazla zaman harcamak istiyorsunuz?" şeklindeydi... Deneyler son derece inandırıcıydı ve sonuçların kabul edilmesi uzun sürmedi... Griffin ve Galambos, artık farklı olduğu kadar rahatsız edici entellektüel ve duygusal bir atmosferin içine girmişlerdi. Buldukları temel gerçek kabul edilmişti ama çalışmalara devam etmeleri için hiçbir şey yapılmadı. Tipik tepkiler, "Neden böyle bir şey için daha fazla zaman harcamak istiyorsunuz?" şeklindeydi... Bu tip davranışlar o kadar fazlalaşmıştı ki, iki bilimadamı motivasyonlarını yitirmeye başladı...

YARASALAR

Page 14: Yde4 yarasalar

Öğretmenleri, iki başarılı öğrencinin kariyerlerini mahvetmelerini önlemeye çalışıyordu Griffin ve Galambos'un öğretmenleri sadece koruyucu görevi yapıyor ve bu iki başarılı öğrencinin kariyerlerini mahvetmelerini önlemeye çalışıyordu. Bilim sosyal bir işti... Bir bilimadamının başarılı olması. diğer bilimadamlarının onun işinden ne kadar yararlanabildiğiyle ölçülüyordu. Griffin ve Galambos'un yarasaların bu kabiliyetleriyle ilgili buluşu ise çok farklı çok garipti... Diğerlerinin çalışmalarıyla ile uzaktan yakından ilgisi yoktu... Onların çalışmalarına kim hakemlik yapacaktı? Onları kim yayınlayacaktı?

YARASALAR

Page 15: Yde4 yarasalar

Bir üniversite öğrencisinin, olağandışı bir gerçeği bulması gerçek bir başarıydı... Bir adı olmadığından, Griffin ona bir ad takmıştı; "ekolokasyon" (sesin yankılanmasından faydalanarak bir cismin bulunduğu yön ve uzaklığı saptama)... Bir üniversite öğrencisinin, olağandışı bir gerçeği bulması gerçek bir başarıydı... Ancak, kendisini tek kişilik bir profesyonel topluluk olarak görmesi ise bir intihardan başka bir şey değildi...

YARASALAR

Page 16: Yde4 yarasalar

"Batoloji" (yarasa bilimi) doğuyor Bununla birlikte Griffin, azimle yolunda ilerlemeye devam etti. Batı Almanya'dan Martin Eisentraut ve Cornell'den William Wimsatt ile önce Cornell'de sonra da yine Harvard'da bir iş kolu başlattı. Bu ekip öğrencilere ders verdi, Yayınlar oluşturdu, terimler buldu ve tanımladı, teknik prosedürler geliştirdi, alan gözlemleri ve laboratuvar bilgilerinin yapısını oluşturdu... İşler yine de yavaş ilerliyordu: 1940 ve 1960 yılları arasında her yıl ekolokasyon üzerinde sadece iki tez yayınlandı. Ama, 1960'dan sonraki yıllarda, ise sadece ekolokasyon üzerinde her yıl 40 tez yazıldı. "Batoloji" (yarasa bilimi) doğdu ve Meksikalı hikayecilerin doğru oldukları oltaya çıktı. Yarasalar farklıydı... Ve onların farklı olmayı başarma yollan bize son derece tanıdık geliyordu...

YARASALAR

Page 17: Yde4 yarasalar

Yarasayı farklı kılan geceleri avlanması ve bunun için sesten yararlanması… Yarasalar, memelilere de çok benziyor... Örneğin, beslenme alışkanlıkları açısından bakıldığında, meyve, çiçek poleni, böcek, kurbağa, kemirgen hayvan, kuş, memeli kanı ya da diğer yarasaları yiyen yarasalara rastlanabiliyor. Yarasalara sivrisineklerin memelisi olarak bakılıyor. Vampir yarasalar sadece Amerika'da yaşıyor, benzerlerine Avrupa'da rastlanmıyor. Birkaç yarasa türü ise ortalarda sadece geceleri dolaşmıyor. Özellikle meyve yiyen türler yönlerini ekolokasyon yöntemiyle bulmuyor. Ama yine de yarasayı farklı kılan ve onları diğerlerinden ayıran özellik, geceleri havada avlanması ve bunun için de sesten yararlanması...

YARASALAR

Page 18: Yde4 yarasalar

Sesin ekosunu dinliyor, sonra da bunun hangi yönden, ne kadar uzaktan, hangi hızla geldiğine karar veriyor Bu hayvanlar öncelikle bir dağ vadisindeki bağırışın ekosunu dinliyor, sonra da bunun hangi yönden, ne kadar uzaktan, hangi hızla geldiğine karar veriyor. "Kulakla görebilmek" amacıyla yapılan araştırmalarda, ekolokasyon yöntemini kullanarak büyük engellerin olduğu yerlerde yollarını bulmayı çok az kör başarabildi... Hiç biri de bir basket topunu yakalamayı beceremedi. Yarasalar ise bundan çok daha karmaşık işleri ekolokasyon yardımıyla halledebiliyor. Son olarak, ekolokasyon hedeften dönen ekoları okumayı içeriyor. Ama bu sıra da, potansiyel bir kurban, ekolokasyon yapan bir avcının seslerini, onun kendisini fark ettiği sürenin yarısında algılıyor. Avına böyle bir savunma imkanı sağlayan bir avcının yaşayabilmesi ise gerçekten alkışlanacak bir olay...

YARASALAR

Page 19: Yde4 yarasalar

Yarasaların uçuşları ile ilgili ilginç deneyler Belki de yarasaların araştırılmayı bekleyen en etkileyici özelliği, onların olağanüstü zihinsel güçleri, özellikle de öğrenme becerileri ve seslerini yeni çevrelere uydurabilmeleri... Bir dizi araştırma bunun tam tersini savunsa, da her iki tarafın elindeki kanıtlar eşit... Bir yarasa karmaşık engellerle dolu bir yerde uçmaya alıştığında, fiziksel yapısına göre hareket etmeyi bırakıyor. Yani, yeni engeller konulduğunda, yarasa bunlara çarpıyor. Yarasanın çevresinden dolanmaya alıştığı engeller kaldırıldığında bile hayvan yeni geçit yollarını kullanmıyor. Bir başka deneyde ise, yarasalar tellerle dolu üç boyutlu bir labirentte uçmaya alıştırılıyor. Bu teller ortadan kaldırılıp, yerlerine fotoelektrik ışınlar ve alıcı hücreler konulduğunda hiçbir ışın kırılmıyor, çünkü yarasalar uçuş rotalarını değiştirmiyorlar. Artık orada olmayan teller akıllarında yer etmiş olduğundan, hayvanlar bunlardan kaçınarak uçuyorlar. Bu da bu yaratıkların ne kadar zeki olduklarının bir kanıtı...

YARASALAR

Page 20: Yde4 yarasalar

Yarasaların özelliklerine benzer özellik taşıyan başka bir memeli: Yunuslar… Ekolokasyon yöntemini kullanan, öğrenme ve hatırlama kabiliyetleri olan bir başka memelili daha var... Yarasalar kadar olmasa da bu memeliler de son derece sosyal hayvanlar... Bunlar, hayvanlar aleminin en sevilen yaratıklarından biri olan yunuslar... Onlarla iletişim kurabilmek için büyük servetler harcandığı biliniyor. Çeşitli filmlerde ve televizyon dizilerinde rol alan bu hayvanları Japon balıkçılarından koruyabilmek için büyük çabalar harcanıyor. Açıkça görülüyor ki, gece ve karanlık ile ilgili korkularımızın sembolü yarasalar son derece farklı yaratıklar... Yeni bilgiler ışığında bu hayvanların diğerleriyle olan benzerlikleri de ortaya çıkıyor...

YARASALAR

Page 21: Yde4 yarasalar

İnce telleri bile algılayabiliyorlar Yarasa araştırmalarının bir kolu, bu hayvanların ne kadar usta olduklarını araştırıyor. Örneğin, yarasalar yolları üzerindeki çok ince telleri bile algılayıp bunlara çarpmadan uçabiliyor.

Çıkardıkları ses havalı matkap sesinin enerjisinden 20-60 kat daha fazla... Bir diğer araştırma kolu da sonar seslerinin kendisiyle ilgileniyor. Bu çalışma sonunda ortaya çıkan ilk ilginç sonuç da, yarasa seslerinin son derece yüksek olduğu... Küçük kahverengi yarasanın sesindeki enerji, hayvanın ağzının yanında ölçüm yapıldığında, birkaç metre uzaktaki havalı matkabın sesinin enerjisinden 20 kat daha fazla... Yine burada da her yarasaya ve her türe göre farklılıklar olabiliyor. Örneğin, bazı ılıman iklim yarasaları son derece yüksek sesler çıkarabiliyor. Başka türlerde ise havalı matkaptan 60 kat daha kuvvetli seslere rastlanabiliyor. Eğer bu sesler bizim için çok yüksek olan frekanslarda emilmeseydi, bütün gece beynimizin içi çok yüksek seslerle dolup taşar ve gece bir işkenceye dönüşürdü...

YARASALAR

Page 22: Yde4 yarasalar

Farklı oktavlarda sürekli ses çıkarıyorlar… Saniyede 10-200 ses.. Bu kadar çok ses geniş bir kelime dağarcığı demek Yarasa sesi, gürültülü bir patlamadan çok çevreye farklı seviyelerde yayılan akustik bir ses... Küçük kahverengi yarasanın ses göndermesi saniyenin binde ikisi-üçü kadar sürüyor. Bu o kadar kısa bir süre ki, yarasa bu arada hiçbirşey yapamaz gibi görünüyor. Gerçekten de, gönderilen her sesin odağı ve frekansı sürekli bir değişim geçiriyor. Bu kısa süre içinde her sesin frekansı bir oktav düşüyor. Ve dar düz bir odaktan, geniş bir alana yayılıyor. Bu değişmeler, yarasanın geri gelen ekolardan zengin fakat karmaşık bilgiler almasını sağlıyor.

YARASALAR

Page 23: Yde4 yarasalar

Yarasaları hiç böyle bilmezdik değil mi?

YARASALAR

Page 24: Yde4 yarasalar

Yarasaların bilmediğimiz özel

yetenekleri nelermiş?

Hatırlayalım…

YARASALAR

Page 25: Yde4 yarasalar

Yarasaların bu yeteneklerinden yola çıkarak düşünelim.

Bu özellikler hayatımızın hangi alanına uyarlanarak kullanılabilir?

Ya da

bu özelliklerden yola çıkarak nasıl ürünler

veya teknolojik gelişmeler olabilir?

YARASALAR

Page 26: Yde4 yarasalar

Evet, gördüğünüz gibi basitçe bir

yarasanın özelliklerini bilmek ve onları

hayata uyarlamak çok fazla sayıda yeni

fikre sebep olmaktadır..

Bu sebeptendir ki teknoloji ve tasarım

dersinde gözlem yaparsanız

etkinliklerdeki verim de artar.

YARASALAR

Page 27: Yde4 yarasalar

Yarasadan ilham almış çalışmalar

YARASALAR

Page 28: Yde4 yarasalar

Bu etkinlikte aklınıza gelen çalışmaları veya

çözümleri özetleyerek günlüklerinize

yazmayı unutmayınız.

YARASALAR

Page 29: Yde4 yarasalar

YARASALAR

GELECEK HAFTA İÇİN ÇALIŞMA:

Hayvan davranışları ve özellikleri konusunda bir araştırma

yapıp hayvanların sahip oldukları özel yetenekleri tespit

ediniz ve bu özellikleri kullanarak (gerçekleştirme kaygısı

olmadan)hayatın hangi alanlarına yönelik yeni çalışmalar

geliştirilebileceği hususunda düşüncelerinizi ifade eden bir

çalışma yapmanız gerekmektedir.

Bu hususta veterinerler ile görüşebilirsiniz.

Page 30: Yde4 yarasalar

Sormak veya eklemek istediğiniz?

Teşekkürler

YARASALAR

Page 31: Yde4 yarasalar

Kaynak:

Hazırlayan:

Osman KESKİN Teknoloji ve Tasarım Öğretmeni

Mail grubuna üye olmak için:

[email protected]

Diğer çalışmalarım için Teknoloji ve Tasarımcılar grubu Facebook

YARASALAR