yeni - tÜstav · 2017. 6. 11. · 101 • tkp mk genel sekreteri haydar kutlu yoldaşın honduras...
TRANSCRIPT
Bütün ülkelerin proleterleri, birleşiniz!
•
YENI v
ÇAG
11 (257) Kasım
1985
Komünist ve i şç i parti lerin i n teori ve enformasyon dergis i
ıÇiNDEKILER
Josef Czyrek Partin in holk aydınlarına g öste rd iğ i özen.
George Haui Bunal ımdan ç ık ış yo lunu bu lmak zorun ludu r .
Pavel Volobeyev Ek im Devrimi deneyim i ve sosya l izme giden yol lar ın seç im i
Ho Şi Ban, Randolfo Banegas, linen lorzovikis N i ka ragua'yı savu nmak ortak görevim izd i r .
Jaime Barrios Ha lk iktidarı işbaşında
• Komünistlerin enternasyona l izmi ve barış ın korunmas ı
• Ana çatışma a la nında
Enyo Savov Barışçı, nükleer s i lah la rd a n a rı nd ı rı lm ı ş Ba lkan lar iç in .
Anatole Carbeau Provokasyonun yönetic i ler i
aZEL S A Y F A L A R
• T K P Merkez Kom itesi'n in bild i ri s i .
• TKP Merkez Komites i 'n in b i ld i ris i .
Sayfa
3
13
24
35
43
46
63
. . 79
89
94
97
-
• TKP MK Genel Sekreteri Haydar Kutlu yoldaş ın SBKP Merkez Kom itesi'ne mesajı . . . . 99
• TKP MK Genel Sekreteri Haydar Kutlu yoldaşın Fi l istin Komunist Partisi Merkez Komitesi'ne mesaj ı . . . . . . . . . . . . 100
• TKP MK Genel Sekreteri Haydar Kutlu yoldaşın Yemen Sosya list Partisi MK Genel Sekreteri A. Nasır Muhammed yoldaşa mesajı . . 101
• TKP MK Genel Sekreteri Haydar Kutlu yoldaşın Honduras Komü-n ist Partisi 4. Kongresi'ne mesaj ı . . . . . . . . . . . 102
• TKP MK Genel Sekreteri Haydar Kutlu yoldaşın Venezuella Ko-m ün ist Partisi 7. Kongresi'ne mesajı . . . . . . . . . 103
" BARIŞ VE SOSYAliZM SORUNLARI" - "YENi ÇAG» derg is in in Yazı
Kuru lu ve Yazı Konseyi'nde aşağıdaki ü lkeler komünist ve işçi parti leri n i n temsi lc i leri bu lunmaktadı r : ABD, Arjantin, Avusturya, Belçika, Bolivya, B rezilya, Bulgaristan, Büyük Britanya, Cezayir, Çekos/ovakya, Danimarka, Demokratik Alman Cumhuriyeti, Ekvador, Endonezya, Federal Alma nya Cumhuriyeti, F i l ip in ler, Fi l istin, F in landiya , Fransa, G uatema la , Guyana, Güney Afrika Cumhuriyeti, H i ndistan, Honduras, Irak, i ran, ı rlanda, Ispanya, ısra i l , i sveç, isviçre, italya, Ja mayka, Japonya, Kanada, K ıbrıs, Kolombiya, Kosta-Rika, Küba, lübnan, lüksemburg, Macaristan, Meksika, Mısır, Moğolista n, Panama, Parag uay, Peru, Polonya, Portekiz, Romanya, Salvador, Senegol, Sovyetler Birliği, Sri lanka. Sudan, Suriye. Ş i l i, Türkiye, U ruguay, Ordün, Venezuella, Vietnam, Yunanistan.
SON REDAKSiYON TARiH i : 28 Eylü l 1985
YAZIŞMA ADRESLERi MiZ :
2
BOX 16367 S 1 0327 Stockholm iSVEÇ
Stredisko pro rozsirovani tisku -Yeni çağ Pra ha 6, Thakurova 3 Czechoslovakia
Partinin halk aydınlarına gösterdiği özen
Josef eıyrek
Polonya Birleşik işçi Partisi (PBIP) MK Politik Büro üyesi, Merkez Komitesi Sekreteri
Marksist devrimci ler, ayd ın lar ın gerçeğin b i l imsel o larak kavra nmasına ve dünyada dönüşümleri n gerçekleşti r i lmesine a ktif katı l ım ını sağla mak için her zaman çaba harcamış lard ı r. V. i . lenin ' in bel i rttiği g ibi, « aydınla r, adı üstünde a yd ı nd ı riar, çünkü onlar sınıfsa l çıkarları n gel işmesini ve tüm toplumdaki polit ik gruplaşma ları çok daha b i l inçl i , çok daha kararl ı ve çok daha tam olara k yansıtmakta ve d i le getirmektedirier.» (1)
Polonya işçi hareket in in yüzyı l ı aşkın ta ri h i boyunca bi l inç l i p roleterler, aydın lar içindeki sı n ıfsal ayrışmayı görerek, b i lg is ini , deneyim, enerji ve yeteneklerin i emekç i halkın davasına adayan aydın lar ın temsilci leri ne sayg ı duymuşla rd ı r. Polonya B i rleş i k I şç i Partisi ' n in öncelleri, u lusal ve sosya l kurtu luş için, yen i b i r Polonya iç in işçi lerle bir l ikte savaşıma katı lan kafa emekçi ler inin i lerici rolüne, hiç b i r öteki toplumsa l gücün veremed iği değeri vermişlerd i r.
Sosya l izmin doğası yaratıcı düşünceye, çel işki leri aşma süreci içinde, yeni i le eski a rasındaki savaş içinde sürek l i m ükemmel leşmesi için geniş olanaklar yaratmaktad ı r. Ayd ın lar ın g irişkenl iğ ine, onların mesleki ve politik aktifl iğ ine olan ve g iderek a rta n gereksinim işte burada n kayna klanmaktad ı r. Günümüz koşu l ları nda doğa l o lan uzmanlaşmaya karş ın , toplu mumuzun DU kes imi b i r bütün o lara k ideoloj ik, polit ik ve ekonomik birl iğ i gerektiren sosyalist dönüşümler sürecinin öne koyduğu ödevleri yerine getirmekted ir. Ayd ın lar b i l imde ve teknik i lerlemede, eğ itim ve kültürde, halk ekonamisin in tüm a lanlarında verim l i l iğ in a rt ır ı lmasında, toplumsa l b i l ince ve insan la r a ras ındaki i l i şk i lere sosya l ist, hümanist değerlerin kazo ndırı lmasında büyük bir rol oynamaktad ı rlar.
PBi P Merkez Komitesi' n in Mayıs 1 985'te yapı lan 19. Plenumu'nda, ayd ınlar ın Polonyo 'n ın çağdaş gel işmesindeki yeri ve görevleri üzerinde duruldu. Tartış malarda vurgulandığı g ib i , yeni d üzen aydın ların ülke yaşamına a ktif katı lmaları ve bu rolü yerine getirmeleri için nesnel koşul lar ı yaratıyor. Sosya lizm, ayd ın ları da tüm emekç i lerin durumuna getiriyor, onları toplumun malı olan üretim a raçla rına ortak ediyor. Toplumun öncüsü o lan işçi s ın ıfıyla bu kesim a rasındaki i l işki ler, kapita l izmde burjuvazin in dayattığı boyun eğmenin tam tersine, partnerl i k nite l iğ in i a l ıyor.
Partimiz, işçi lerin pa rtisidir. Ve doğal olarak parti, her şeyden önce
(I) V. i. lenin, Tüm yapıtlar, c . 7, s. 343.
3
toplumda işçi sınıfın ın konumlarını güçlendirmeye, yaşam ın çeşitl i a lanla rında onun rolünü artı rmaya çal ışmaktad ı r. Biz bu olguyu, toplumdaki ard ıc ı l gel işmeni n sosya l ist özünü n derinleşmesi iç in gerekl i ve öneml i bir koşu l olara k görüyoruz. Ancak bu söylenenler, öteki sosyal g ru pların rolünün küçümsendiği an lamına gelmiyor. Tersine, işçi s ın ıfı kendi ta ri hsel m isyonunu yerine getirerek, tüm ha l k güçlerinin tam olara k kurtarı lmasının en elverişl i koşul ları nı yaratıyor. PBiP MK Birinci Sekreteri Wojciech Ja ruzelski yoldaşı n Plenum'da bel i rttiğ i g ibi, .. PBI P 9. Kongres i 'n in genel doğrultusu, i şçi s ınıf ın ın toplumda öncü bir rol oynadığ ına ve part in in kendi s ın ıfsa l pol itikasını öteki s ın ıf ve emekçi kes imler a leyhine değil, tüm halk ın ç ı karları ya rarına uygu ladığ ına i l i şk in Marksist-Len inist görüşten kaynak/anmaktadır.» (2)
işçi lerin, köylülerin ve kafa emekç i ler inin bir l iğ i , tüm emekç i lerin ç ıka rların ın ortakl ığı temel ine dayanmaktad ı r. Bu, sosyal-ekonomik ve kü ltürel i lerleme davasına h izmet etmektedi r. Parti, gerek işçi sı nıfı n ın yönetici rolünü küçü ltmeye yöne l i k her türlü yeltenişe, gerekse ayd ın lara yöne l i k her türlü tavı rların kışkı rtı lmasına kesin karşı ç ıkma ktadır. Biz, aydınların «özel misyonu »na i l i şk in tezleri kesi n l i kle reddediyoruz, 19. yüzy ı l ın koşu lları nda ortaya çıkan ve aydınların güya .. halk ın ruhun u yön lendird ikleri »n i iddia eden bu tezlerin günümüz gerçeklerine uymad ığın ı açıklıyoruz, ama aynı zamanda ayd ın ların zengin geleneklerine, onların Polonya tarihine, uygarlığ ı n gelişmesine yaptıkları katkıya derin bir saygı duyuyoruz.
Savaş yı l ları ve H itlerci lerin işga l i , zaten sayıca pek te fazla olmayan Polanya aydınlarına b üyük kayıplar verdirdi . 1945'te, kimi değerlend irmelere göre ü lkemizde orta ve yüksek öğren iml i kişilerin sayısı 100 bin do laylarına d üşmüştü, yan i savaş öncesine kıyasla yarı-yarıya aza lmıştı . Bugün Polanya Ha lk Cumhuriyeti'nde yüksek öğren imli k iş i ler in sayısı 1,5 m ilyondur. Bun lar ın ya rısından fazlası işçi ve köylü a i le lerinden gelmedir, çünkü sosyalizm kafa emekçisi olmak isteyen işçi ve köylü gençle ri ne oku l lar ın kapı lar ın ı a rd ına kadar açmıştır. Kadı nların kü ltürel yüselişi tari hsel boyutla ra u laşm ıştır ve bugün öğrenimi i , kültürlü k iş i ler in önem l i bir bölümünü kadınla r oluşturmaktad ır. Çağdaş aydınla r yeni değerler sistemin in etkisi a ltı nda, i lerici deneyim bir ik imi , demokratik ve devrimci gelenekler ruhunda yetişmektedirler.
Savaştan önceki ayd ınları n da öneml i b i r kes imi bu geleneklere bağl ı ka lmış ve ü lkenin ku rtu luşunun daha i l k günlerinde, Polanya U lusa l Kurtuluş Komitesi'n i n Temmuz Manifesti'nde yer a lan kapsaml ı programsal görüşleri ve bunların derin yu rtsever ve i nsa ncıl an lamı aydın lar kes imin i de sarmıştır. i şç i ve m ühendislerin , bi l im adamı ve sanat usta la rın ın ortak çaba la rı sonucunda savaş harabelerin in a ltından yen i kentler yükselmiştir, endüstri merkezleri kuru l up gel işmiştir, u lusa l kültürün anıtları yeniden
(2) «Trybuna ludu . . , 16 Mayıs 1985.
4
parlakl ı k kazanmıştır. Büyük toprak sahiplerin in sömürüsünden kurtulan köye teknik ve bi l imsel çalışma yöntemle ri g irm iştir.
Polonya'da b i l im in, gerek temel gerekse pratik araştı rmalar alanında elde ettiğ i başarı lar dünya ölçüsünde i lg i görmektedir. oıkenin b i rçok bölgesinde yen i yen i b i l imsel kurum ve kuruluşlar oluşturu lmuştu r, üste l ik bunların pek çoğu , önceleri hiç b i r b i l imsel kuru luşun bulu nmadığ ı bölgelerde kuru lmuştur. 40 yıl içinde edeb iyat, m üzik, heyke/c i l ik, tiyatro ve sinema sanatı alanlarında yaratı lan değerli yapıtlar tüm halk ın varl ığ ı o lmuş , dünya ölçüsünde bu alanda e lde edilen kazanımlara katkıda bulunmuştu r. Bir ikmiş olan b i rçok soruna karş ın eğit im, öğretim ve sağ l ı k sistem inde d inamik bir gel işme sağ lanmışt ı r.
Sosyalizm kuruculuğunda b izim e lde ettiğimiz başarılar ortadadır, ama bun lar, 40 yı l l ı k dönemin çeş itli aşamalarında ortaya ç ıkan güçlükler ve engeller o lmasayd ı , kuşkusuz çok daha büyük olab i l i rd i . Dogmatizm ve sekterl ik bel irtiler inin, gerçekleri değerlendirmedeki volü ntarist tutum ların yaratt ığı o lumsuzlukları özel l ikle kafa emekç i leri çok daha şiddetli h issetmişlerdir. örneğin, Batı teknolojisine ilişkin lisansların sorumsuzca ithal edilmesi bi l im ve tekniğe ağ ı r darbe indirm iştir, çünkü aynı zamanda POlonya'da m ühendisl ik alanında düşünce gelişmemiştir. Bu yanl ı ş politika, ne yazık k i , ayd ın ların bel l i b i r kesim iilde taraftarlar bulmuş, hatta bu politikanı n girişimciliğini yapan aydın lar olmuştu r.
Bu kesim in sosyalist yaratıcı l ık sürecine daha aktif ve verimli katı l ımın ı engel leyen olgu ları n başında, bu kes im in k im i temsi lc i lerinde hôlô varolan önyarg ı lar ve kökleri onların karmaş ık kaderlerine ve varlı klı s ınıflarla olan eski bağları na dayanan yaşam tarzları gelmekted i r. Obskürantist (karanl ı kçı) d ünya görüşü ve mi l l iyetç i l i kle, aynı zamanda Batıya kozmopolitik bir yönelimle içiçe giren tutucu görüşler belirmişti. Kimi bi l im adamları ve sanatç ı lar çoğu kez demagoj ilerin etkisi altında kalmış lar, dışardaki kötü öğütçülere kulak vermişler, n ih i l izmin yoluna g i tm işlerdi r. Bunlardan bir bölümü, özellikle son yıllarda, hatalara ilişk in ilkesel eleşt i ri ile sosyalizme yöne l i k revizyonist sald ı rı lar arasındaki farkı hôlô kavramış değild i r.
Batının antikomünist merkezleri bu durumdan yararlanmayı kararlaştırmış bulunuyorlar. Polonya aydın ların ı devletin karşısına çıkarmayı kendilerine amaç edi nen bu merkezler, b i l imsel ve kültürel yaşamda karışıkhk yaratmaya, geçmiş dönemlerin gerici sloganları n ı canlandırmaya çalışmış lar, çeşit l i «yapısal alternatif»ler ortaya atmışlar, bu planlar suya d üşünce de « iç göç » çağrı ları, « kü ltürü devlet sı nı rların ın d ış ına çı karma .. çağrıları yapmaya başlamışlardır. Batıda sürdü rü lmekte olan yayım politikası, bir takım kiş i lere haksız yere ödüller verilmesi, antisosyalist içerikl i ve çoğu kez sanat değeri çok düşük olan kimi eserlerin değerl i yapıtlarmış g ib i gösterilerek geniş ölçüde reklôm edi lmesi hôlô uğursuz n iyetleri desteklemek iç in yapı lmaktadır.
5
" Polonya halkı n ın ruhu »nun savunucu ları pozuna bürünen, gerçekte ise Bat ı l ı anti komünist merkezlerin planları n ın uygu layıcısı ve bu merkezlerin ç ıkarların ı n savunucusu rol ünü üstlenen karş ıdevrimci ler, b i l im ve kültür emekçi leri arasında korku ve tedirg in l i k yaratmak, on ları b i r felaketin kaç ın ı lmazl ığ ına inandı rmak için yırtı n ıp du ruyorlar. Kaderc i l iğ in ve i lg isizl iğ in tek alternatifi olarak muhalefet yapmayı öneriyorlar.
işte böyle b i r ortamda partimiz, ü lkemizin yaşadığ ı en zor dönemde sosyalist devletin yanı nda yer alma, u lusal ç ı karları savunma yiğitl iğ in i gösteren çok sayıdaki ayd ın ın bu tutumuna büyük değer biçmektedir. Biz, çeşitl i nedenlerle kuşkuya kapı lan, ruhsal bunalım lar geçiren , ama d üşmanca eylemlerden u zak du ran, g ün lük görevlerini namusluca yerine get iren kişi lere anlayış gösteriyoruz, saygı l ı davranıyoruz.
PBiP'nin aydınlara ilişkin bugünkü politikası ulusal uzlaşma stratejisinden kaynaklanıyor. Bu polit ika, herkesle b i rl i kte, hatta kararsızl ığa düşmüş, ancak sosyalist gerçeği kabu l eden kişi lerle bir l ikte, doğru çözüm yolları arayıp bu lmaya hazır oluşu ifade ed iyor. Aynı zamanda bu pol itika, bozgunculuk ve anarş i , karşıdevrimci serüvenler taraftarlarıyla, halk d üzen in in düşmanlarıyla h iç b i r uzlaşmanın söz konusu olmadığ ın ı ve 010-mıyacağın ı da açıkça gösteriyor. B iz, bunlara karşı savaşı sonuna kadar, antisosyalist güçlerin ve belg i ler in kesin yeni lg isine dek yü rüteceğiz.
Devletimiz in Anayasal i lkele rinin benimsenmesi , PHC' nin kanunlarına sayg ı l ı o lunması ve herkesin bu lunduğu görev ve işte namusluca çalışması uzlaşma doğru ltusunun geniş temel in i oluştu ruyor.
Derin bunal ım ve ekonomik geri lemeden sonra, halk ekonomisinde önemli kayıplara yolaçan emperyalizm in çeşitl i yasak ve boykotiarına karş ın , Polonya yen iden gel işme yolunda h ız al ıyor. Son ik i yıl iç inde ulusal gel i rin yüzde 12 oranında artması bunu kanıtlıyor. Ancak uğranı lan zararı n tam olarak yeniden karş ı lanabilmesi için, b i l imsel-teknik devrimin is- _
temlerinin düzeyine u laşılabilmesi ve entansif gelişme yoluna g irilebi lmesi için ü lkemiz bugün tüm olanakları seferber etmek zorundadı r.
Bu nun için PBiP, çağ ımız ın istemlerine yanıt verecek b i l imsel ve ekonomik programların hazırlanmasına ve bunların ardıcı l olarak gerçekleşt i ri lmesine ayd ın ların aktif kat ı l ımına büyük önem veriyor. Polanya işçi sı nıfı ve tüm top lumumuz bi l imsel-teknik kadrodan emek ü retkenl iğ in in artış ın ı , güç, araç ve zamanı n çok daha verimli kul lanı lmasını sağ layacak yeni l ikçi kararlar alması nı ve bun ları geniş ölçüde p ratikte uygu laması n ı bekliyor. O lkemiz yaratıcı ve yapıcı g i riş imlere, kötü lüğün her bel irtis in in , savu rgan l ık, gösteriş ve i lg isizl iğ in yerilmesi gerek l i l iğ ine gereksinim duyuyor. Aydınları n , zor ve halk için öneml i olan sorun lara yapıcı yaklaş ımı , bu sorunların çözüm üne aktif katı lımı onları n toplum yaşamındaki rolünü bel i rliyor.
Biz, Polonya'n ın BO'1i yı l ların sonu na ve daha sonraki on yılı kapsayan
6
dönem içindeki gelişmesine ilişk in perspektifleri hazı rlaman ın belirleyici aşamasına bosmış bulu nuyoruz. PBi P' n i n 1 0. Kongresi' nde tartış ı l ıp onaylanacak olon yeni Parti Programı tasarısı üzerindeki çal ı şmalar sü rüyor.
Parti, sağlam ve bilimsel temellere dayand ı rı lmış b i r stratejin in hazırlanmas ında yaratıcı güçlerin yak ın ilgisine ve etkili yard ımı na güveniyor. işte bunun için biz, bilim adamlar ın ı çeşitli düzeylerdeki danışma organlar ına a l ıyoruz. Onlar s ık s ık fikir a lışverişierine katı l ıyor, onla ra U lusal Yeniden Doğuş Yurtsever Hareketi' nin forumla rı ndo, bil imsel kurum la rda ve öteki kuruluşlarda kendi görüşlerini açı kla ma olanakları sağ lan ıyor.
Işgücü, enerji ve hammadde kaynakları n ı n s ın ı rl ı olduğu bugünkü koşul larda toplumsal gereksinimlerin daha tom ola rak ka rş ı lanması ve önümüzde duran ödevlerin hızla çözüme kavuştu ru lması a ncak üretimin yetHn leştir i lmesi ve b i l imsel kazan ım la rdon yara rlan ı lmas ı yoluyla sağla nabilir. Bu do, a raştı rma potansiyel in in , elde edilen sonuçlar ın pratik olarak yaşama geçirilmesi ça l ışmaları n ın temel sorun larda yoğun laştı rı lması n ı gerekli k ı l ıyor. Bu temel soru nlar a ras ında emek g ücü kaynakla rı ve ha lk ekonomisinin ü retim fonları n ı n en verimli bir biçimde ku l lan ı lması , yatır ım süresinin kısa ltı lmas ı , sanayide, inşaatto ve ta rım sektöründe daha az enerji ve madde ku llanımı gerektiren teknolojilerin payının artırı lması , i letişim a raçla rı n ı n ve mikroelektroniğin daha geniş kul lan ım ı , ü retim süreç ler in in komple otomatizasyonu ve robot kul lanımı için kadro, b i limselteknik ve ü retim koşu l ları n ı n yaratı lmas ı , nükleer ve bioteknoloj i lerin geliştir i lmesi yer a lı yor.
Bilimsel a raştırma ve proje çal ı şmalarına ilişkin programlar sisteminde değişiklik yapıfması ve aynı za manda güçlerin bi rleştirilmesi yoluyla bilimsel ve üretimle i lgili ödevlerin gerçekleştirilmesi iç i n ekonomik ve örgütsel-hukuksa l temel lerin oluştu ru lması öngörüıüyor. Ayrıca, b i l im-üretim ve ü retim-bi lim işletmelerinin, küçük ça pl ı eğitim-üretim birimlerinin vb. kurulması da gündemde bu lunuyor.
Gelişme program la rı a ras ındaki uyum ve birliği a nca k devlet sağ layabilir. Bilimsel-teknik ilerleme süreçlerinin p lan lanmasında devletin rolünün a rtması n ın evrensel bir eği l im ha line gelmes i bir ras lantı değildi r. Biz, bi limsel kurumların daha geniş girişimlerde bu lunma ları için en elveriş l i koşu l la rı yaratmaya çal ışarak bu yönde yürüyoruz.
Yarı n ı n ve daha uzunca bir dönemin perspektifleri sadece bilim ve tekniğin ülke ölçüsü ndeki boşa rı lar ına değil, aynı za manda rasyona lizas-
-yonun , her işletmede ü retimi mükemmel leştirmenin ne ölçüde gerçekleşeceğ ine de bağlıd ı r. Şimdi gerçekleştirmekte olduğumuz ekonomik reformun başarısı için çözümleyici önkoşu l la rı , bu iki düzeyde ileriye doğru yürümek ve aynı zama nda çevreyi de korumak oluşturuyor. Bu reformun ekonomik mekanizma ları , eğer yenil ik lere yolu açarsa, bilimsel-tekn ik i ler-
7
lemeyi teşvik ederse, üretilen mal ların ka l itesini a rtı rı r ve ü retim g iderlerin in azaltı lmasın ı sağ larsa , o zaman ro lünü oynamış olacaktı r .
Ulus lara rası b i l imsel ve b i l imsel -tekn i k bağlar, özel l ik le son zamanlarda Ekonomik Yard ım laşma Konseyi (EYK) çerçevesinde varı lan a nlaşmalar önümüzde geniş çevrenler açmaktad ı r. Her şeyden önce de, b i rçok a la nda a raştı rma ların en yüksek dünya ölçütleri düzeyinde yürütü ldüğü Sovyetler Bir l iğ i i le işb ir l iğ in in geliştir i lmesi bu olanakla rı çok daha a rtırmaktad ı r. Biz, amacı , tekn ik i le rlemenin tüm rezervlerini seferber ederek, SSCB'nin nitel bakımdan yen i bir sosya l -ekonomik gel işme düzeyine çıkarmak olan, SBKP ve onun Merkez Komitesi Genel Sekreteri Mihai l Gorbaçov yoldaş ta rafından ş imdi atı lmakta olan ad ım la ra büyük bir değer biç iyoruz. Bizi Sovyetler Bir l iğ i'yle bağ layan bağ lar, b i l im a lan ında elde ed i len sonuçların karş ı l ık l ı ya ra r temel i nde değ iş-tokuşunu daha da genişletme olanağı sağlamaktad ı r. Bu a la ndaki ana hedefler, Polonya i le SSCB arasında 1 984'te imza lanmış bu lunan uzun vadeli ekonomik ve b i l imsel-tekni k işbir l iğ i p rogram ında bel i rlenm iştir.
Bununla b i rl i kte b iz, kend i olanakla rımız ve partnerlerimizin buna hazı r o lmaları ölçüsünde gel işmiş kapita l ist devletlerle ve gel işmekte olan ü lkelerle karş ı l ı k l ı ya ra r temelinde ekonomik ve b i l imsel-teknik temasla rı geniş letmeye çal ışacağız.
PBIP'n in Polonya ayd ınlar ına bağladığı umutla r ın ın ik inci temel yönünü öğ retim-eğitim ça l ışmala rında, her d üzeyde h ı z l ı b i r yüksel iş in sağlanması oluşturmaktad ı r. Başka b i r deyişle, eğ itim-öğretim s istemini günümüzün istemlerine yanıt verecek bir düzeye ç ıka rmaktı r. Bu, özel l ik le yüksek okullar iç in geçerl id ir, çünkü bu oku l larda son y ı l larda öğretim-eğ itim sürecinde bel l i b i r düşüş görü lmekted i r. Ayrıca, ün iversite y'apıs ın ın halk ekonomis in in bell i mesleklerde uzman kadro i htiyaçlar ın ı ka rş ı layacak b i r biçimde yeniden düzenlenmesi ve ge l iştir i lmesi de büyük önem taşıyor. Polonya 'n ın k im i yüksek öğrenim kurum ları nda endişe verici bir olay gözleniyor. Antisosya l ist güçler Yüksek Oğren im Kurumları 'n ın va rolan özerk l iğ in i kendi amaçla rı doğ ru ltu sunda kul lanmaya yelten iyorla r. işte bu du rum karşıs ı nda biz, Yüksek Oğren im Yasası'nda k imi değiş ik l ikler ya pmak zorunda ka ldık ve bu değiş ik l iklerle, Polonya'n ın yüksek oku l ları devletin oku l la rı ve sosya l ist okul lard ı r i l kesi temelinde yüksek öğretim kurumlarında sosya l ist devletin etk in l iğ i i le yapıcı özerkl ik a rasında b i r uyumlu luk sağla nmış o ldu .
Toplumsa l b i l incin biç imlenmesine i l i şkin bütünsel b i r sistemin oluşturulmasında aydın lara önemli b ir rol düşmektedir. Bu s istem, sosya l izmin genel idelerine ve yu rtsever geleneklere dayanma l ı, entelektüel bakımdan zeng in olmal ı ve k iş in in çokyönlü, a henkl i gel işmesini sağlama lıd ı r. işte bu a landa eğitim in önünde soru mlu ödevler bulunmaktad ı r. Bu ödevler a rasında en ertelenmez olanı ise, öğretim in her düzeyinde ve tüm okul-
8
larda teknik eğit imin gerçekleştir i lmesi, b i l imsel düşünce ve bi lg ilerin toplum içi nde çok daha geniş ölçüde yayg ın laştırı lmas ıd ı r. Biz, emekç i lerin mesleki hazırl ık lar ın ın sürekl i mükemmel leşti r i lmesi , uzma nlaşma düzeyleri n in yükselt i lmesi için gerekli koşu l lar ın ya rat ı lmasın ı da önemli sayıyoruz. Ve, n i hayet, insanlar ın emek a lan ında eğit i lmesini prati kte tam olarak gerçekleştirme, emeğe her bakımdan sayg ıyı yayg ın laştırma ödevi de önümüzde du ruyor.
Kültürel değerlerin çoğa ltı lmas ı , korunması ve yayg ın laştı r ı lması her zaman ayd ın lar ın başta gelen b i r görevi olmuştur ve öyle de ka lmaktad ı r. PBiP sanat a la nında, b i l im ve kültür a lan ında tam bir yaratıcı l ı k özgürlüğünden yanadır, yenic i l ik ve deneme yapma ha kkını , öteki ha l kların kültüründe ola n tüm i lerici ve insancı l değerlerin benimsenmesini savunmaktadır. Ancak burada da, yen i topluma hizmet etmek, kend i sosya l i st devletleri iç in sorumlu luğu paylaşmak, değişmez b i r istem o larak ka l maktad ı r. Yaratıc ı l ığa ve sanata böyle aç ı k konumlardan yaklaşı rken biz, aydın lar ın tüm faa l iyetlerin i n sosya l ist içeriğe sa h ip olmasın ı istiyoruz, Marksist-Lenin ist ideolojiye uygun olmas ın ı savu nuyoruz.
Ha lkı n yaşamıyla sıkı s ı kıya bağlı o lan , insa nların i htiyaç ve istemlerini yakından b i len ayd ınlar ın yaratt ığı edebiyat ve sanat eserlerin in y ığ ın lar üzerindeki mora l etkisi o lumlu olabi l iyor. Sanat ustalarını b irleştiren çeş i t l i kuru luş lar ve pa rti örgütleri, toplumsal yükümlü l üklerini işte böyle kavramala rı için sa natçı la rı buna özendi rmeye ça l ışıyorla r. Komünistler, ka rş ı l ı kl ı saygı ve g üvene, sosya l i st devletin top lum için çok daha değerli yapıtlar meydana getirilmesini destekleme hakkın ın herkesçe kabu l ed i l mes i temel i ne daya l ı olarak tüm sanatçı grup larıyla partnerl ik i l i şki ler inin kuru lmasından yanadı rla r.
PBiB'n in 10. Kongresi' ne sunu lmak üzere, Polonya kültürünün gel işmes ine i l işkin b i r perspektif program tasa rısı hazır lan ıyor. Sözkonusu program tasarısı , sanat a lanındaki yaratıcı l ı k d üzeyin in genişleti lmesi o lanakla rı ve bu düzeyin genel orta öğrenim s istemin in uygu landığ ı ü lkemizin gereksin imlerine yanıt verebi lecek duruma geti r i lmesiyle i l g i l i b ir d izi zor soruna çözüm yolla rı n ı içermektedir.
Pa rti Plenumu 'nda kararlar ın a l ı nmasından önce ayd ın la rla geniş görüş a l ı ş verişinde bu lunu ldu , danışmalar yapı ld ı . Çeşitl i mesleklerden temsi l c i lerin, komünistlerin, bağ laş ık parti lerden üyelerin ve ayn ı zamanda çok sayıda partisiz yu rttaş ın katı l ım ıyla 700'den fazla toplantı yap ı ld ı .
Yapı lan da nışma ları d i kkate a lan Merkez Komitesi, ayd ın la r ortam ındaki hava nın iyileştiri lmesi, ayd ı nlar kes imin in toplumsa l ve mesleki aktifl iğ in in daha da a rtırı lması için, b i l im in maddi temel in in geliştir i lmesine ve ayrıca kafa emeğin i özendirecek çok daha etkin bir sistemin oluştu rulmasına i l işk in b i r d izi sorunun çözüme kavuşturu lması gerektiği sonucu na vard ı . Burada söz konusu o lan şun lard ı r :
9
Birincisi , b i l imse l -tekn ik ilerleme için, yaratıcı çal ışma la ra i l iş kin laboratuvar lar ın donat ı lması için ya pı lan yatırımlar ın a rtı r ı lması , uzmanl ık a lan ına i l işk in özel l iteratürden daha gen iş ölçüde yara rla n ı lmas ın ın sağla nmas ıd ı r. Aynı zamanda, va rolan a raç ve gereçlerin tam ve veriml i ku l lan ı lması da önemlid ir.
ikincisi , yüksek düzeydeki uzman kadroları n ekonominin çeş itli sektörlerine ve top lumsa l yaşamın değiş ik a lan la rı na yerleştiri lmesinin rasyonel bir biçimde olması ve ayrıca bu kadrola rın yerel ve bölgesel p landa, işletmeler ve kurumlar içinde çok iyi bir şekilde dağı l ım ın ın sağlanması büyük önem taşıyor. Bugün, iş lev ve görevlerde iki l i b i r durum yaratan, yönetim aygıtında şişkinl iğe yol açan, sorum lu l uk ve yetki a lan ında belirsiz l i kiere neden olan k im i o lumsuz olayla rı ortadan ka ld ı rmak iç in b i l imin örgütsel yapısı nda yeni düzenlemelere yöne l ik ad ım la!' atı lacakt ı r. Ş imd i ki örgütsel yapı çerçevesinde, ne yaz ık k i , öneml i yaratıcı potansiyele sa h ip kişiler s ı rf idari iş lerle uğraşmakta , hatta s ı radan büro iş leri yapmaktad ı rla r. B i l imsel-tekni k i lerleme, her şeyden önce, derin ve geniş b i lg ilere, yurtsever görüş ve konumlara sah ip olan , sosya l izme sadık , yetenekli ve aktif uzman ları n öne ç ıkar ı lmas ın ı gerekl i k ı l ıyor.
Dçüncüsü, derin b i lg i lere, deneyim ve g i riş imci l iğe daya l ı yüksek vasıf l ı emeği ödü l lend i rmenin iyileşti r i lmesini çok önemli sayıyoruz. Dcret ve maaşlar ın ayarlanması s ı ras ında nite l ölçütlerin rolünün a rt ır ı lması , sosya l ada lete aykı rı o lan basit denkleştirme konseptinden kesin l ik le a rın ı lmas ı gerekiyor.
Bu raya kadar bel irt i lenler, h iç bir şekilde maddi n itel ik l i özend irmenin rolünü aza ltmıyor. Ya ratıcı emek her yerde saygı görmel idi r. Ancak böyle bir yaklaşım ve davra nış g üvensiz l iğ in , önyargı la rı n, hatta ayd ın la r a ra s ında, özel l ik le genç kadro lar a rasında hôlô varolan haya l k ı rık l ığ ın ın aş ı lmasına yard ım edecektir.
PBI P Merkez Komitesi tüm Polonya ayd ınlar ına, hem devlet imiz in politikas ın ı sa rsı lmazca destekleyenlere, hem de hôlô bu politikaya güvenle bakmaya n, kara rs ız l ıktan ku rtu lamamış ola nlara seslenerek, ortak ya ratıcı çaba lara kendi katk ı la rıyla katı lmaya, 2 1 . yüzyı l ın istemlerine gerektiği g ibi yanıt vermeye çağ ı rm ışt ı r.
Pa rti l i ayd ın lar çok daha büyük b i r sorumlu luk taş ımaktad ı rlar. PBiP' n in s ı ra la rı nda ayd ın la rın çeşitli katmanlarından ve meslek g ruplarından yaklaş ık b i r m i lyon temsi lc i bulunuyor. Bunlar a rası nda çok değerl i b i l im adamları , tekn ik ve ekonomik i lerlemen in ya ratıcı lar ı , ekonomik ve kü l türe l yaşamın örgütleyicileri, çok sayıda i lerici pedagog, doktor ve gazeteci , tan ınmış sanatçı yer a l ıyor. Pa rti nin bu sosya l katmanlar a rasındaki gücü, tam dengel i o lmasa da, önemli b i r düzeydedir. Yüksek oku l la rdaki bi l im adamı ve öğretim üyeleri n in yüzde 24'ü , gazeteci lerin yüzde 23,1'i, öğretmenlerin yüzde 21,3' ü, doktorların yüzde 1 4,6'51, kültür ve sanat
1 0
emekç i lerin in de yüzde 1 1 ,7'si PBI P üyesid i r. Parti, on lar ın bu lundukları meslek kuru luşlar ında aktif eylem yürütmelerin i , pa rti polit ikas ın ı bura larda yaşama geçirmelerin i , pa rtisizlerin d e bizim program ı mızı desteklemeler in i sağlaya bi lmelerini başta gelen görevleri saymaktadır. Ayd ın lar ın o luşturduğu parti örgütlerin in çal ışmalarında, ki bazı ları nda bu çal ışma lar henüz zayıftır, ideolojik ve politik militanlığı a rtırara k, ayd ın ları toplumun temel ödevleri etrafında daha s ık ı b i rleşti rmeye ça l ış ıyoruz.
Toplum b i l im leri a lan ında ça l ışan komünistlerin önünde çok da ha yüksek istemler bu lunuyor. Parti, onları n çaba ların ı , Ma rksist-Lenin ist teori ve metodolojiye daya na ra k, sosya l ist dönüşüm sü reçlerini ve bu süreçlere uygu n savaş ım biç imlerini , üretim i l i şki lerindeki değiş ik l i kleri ve aynı za manda toplumsal b i l inç ve gereksi n im lerin oluşması yol larını derinlemesine a na l ize etme doğru ltusuna yönlendi riyor.
Bizim ideoloj ik cephemizin aktif kes imi ayd ın lar kadrosundan oluşmaktad ı r. Parti eğit imi sistemi iç inde binlerce konferansçı ve raportör, gazeteci ve redaktör kendi ç� l ı şmalarıYla top lum içinde Ma rksizm-Len in izm ideoloj is in i yayıyor, PBIP'n in Program ı'n ı ve parti polit ikas ın ı , b i l imse l dünya görüşünü propoganda ed iyor.
Part in in ayd ın lar a ras ında etkis in i sağlam laştı rmak için b iz, on lar a ra s ındaki tüm çal ı şmalarımı zı iyi leşti rmeye kararlıyız. N e k i , meslekleri nin özel l iği ve bu kesimin a yrı ayrı g rup ların ın sosya l tutum la rı, k iş i le ri n karakterist ik özel l ik leri, ne yazı k k i , her zaman dikkate a l ınmıyor, üste l i k bazen çok nazik sorun lara i l kel b i r tutumla yaklaş ıyorla r. Bu tü r hata lar ın epey zararı o ldu. Parti Merkez Komitesi tüm parti örgütlerin i kafa emekç i ler inin çeşlt l i g ru plarıylçı açık ve samimi d iya loğa, değerlendirme ve görüş a l ı şve rişini g ün lük iş ler ha l ine getirmeye, aydınla rla tek tek temaslar ku rmaya ve d i rekt temasları geniş letmeye çağırd ı .
B i l im ve kültür a lan ın ın çeşitl i da l larında ça l ışma yürüten merkezi parti kol lektiflerine (3) bu bakı mda n büyük ve sorumlu b i r rol düşüyor. Çeşit l i ya kıcı , g üncel sorun lar üstüne ideolojik-teorik ve b i l imsel-teknik konferans lar düzen lemenin verim l i ve ya ra rl ı olduğu görü l üyor.
Ayd ın lar a rasında ça l ı şmanın başarısı önem l i ö lçüde b izim değerlendirmelerimiz in doğru, kanıtla rımızı inand ı rıc ı , ideoloj i k-eğitim faa l iyetlerimiz in atak, örgütsel çalışmalarımız ın da düzenl i olmasına bağ l ıdır. Oze l l ik le, sosya l izm kurucu luğu süreçlerinin çok daha karmaşı klaştığ ı günümüz koşu l ları nda .
Polonya aydın ları n ın kendi ha lkı karşı s ındaki yu rtseverl ik ödevini biz, g ünümüz dünyasında ü lke ç ı ka rlar ına neyin h izmet ettiğ i , ü lken in ka lk ın-
(3) Burada söz konusu olan, PBiP M K'ne bağl ı o larak ça l ı şan danışma organ larıd ı r. Bu organ larda komünistler, tanınmış bi l im ve kültür adam ları , yazar, ressa m, fi losof vb. yer olmaktadır. (Not Red.)
1 1
ması ve savunması ıçın nelerin gerektiği ve nelerin de ü l ke ç ıka rla rına ters düştüğünün doğru değerlendi ri lmesinde görüyoruz. Buna, H itler faşizmine karşı veri len savaş ta rihine baş vurulması , Polanya 'n ın bu savaşta uğratı ld ığ ı büyük kay ıp ları n sürekl i hatırlatı lmas ı , tarihsel utkuya bizim yaptığ ımız katk ı ları n devam l ı an lat ı lması ya rdı m ediyor. Part im iz, entel lektüel emek a la nında çalışanların Reagan yönetim in in ve federal Almanya'da g iderek daha çok boy göstermeye başlayan i nt ikamc ı la rın Polonya'ya karşı izled ik le ri politikanın gerçek a maçlarını kavrama la rı ve bunları yermelerini , emperya l izmin sosya l ist ü lkelere dayattığı s i lah lanma yarış ın ın nükleer savaş teh l ikesini nası l a rtı rdığını yığ ın la ra an latma larını sağlamak için büyük çaba harcıyor. B i l im ve teknik, kültür ve eğitim alanında ça lışanların, aydın lar ın hümanizmi, insanl ığın geleceğ i ve uygarl ığ ı n korunmasına i l işkin kayg ı la rı bugün, uzayın m i l itarizasyonu yonundeki ç ı lg ınca planlara en enerjik bir b iç im de karşı ç ıkılmasını gerekli k ı l ıyor.
Polonya aydı n ları her zaman barış için savaşıma a ktif o lara k katı lmışlard ı r. Savaş ın yerle b i r ettiği Wroclaw kentinde 1 948'de top lanan kültür ve sanat temsilc i ler inin kongresinde emperya l izmin sa ld ırgan polit ikasının ha lk lara karşı hazır ladığı yeni bir savaş teh l ikesi karşıs ında tüm insan l ığ ı uyara n i lk ses ayd ı n ların sı ra ları ndan yükse lmiştir. « Soğu k savaş" y ı l la rında, en insancı l değerler ad ına , tan ınmış b i l im adamla rı ve sanat ustaları barış ı savunmuşlord ı r ve onlar ın bu tutumu bugün de Polonya ' daki yen i kuşak aydın lar iç in esin kaynağı o lmaktad ı r.
Wroclaw geleneğ in i sürdüren ü l kemizin değerli sanat ve kültür ustala rından, tanı nmış b i l im adamlarından bir g rup, dünyamız ın ba rışçı geleceğ in i koru ma belgisi a ltı nda Ocak 1 986'da Varşova'da bir d ünya ayd ınlar kongresi toplanmasın ı önerd i . Bu Kongre, B i rleşmiş Mi l letler' in i lan ettiği bar ış yı l ı n ın en öneml i eylemlerinden b i ri olacaktır. B iz , bu foruma dünyan ın tüm anaka ra ları ndan katı laca k o lan b i l im ve kültür temsi lci lerinin s i lahsızlanma ve halk ları n barışçı işbirl iğ i yararına i nandı rıcı sözünü söyleyeceklerinden em iniz.
12
Bunalımdan çıkı, yol unu bulmak zorunludur
George Haui
Lübnan Komünist Partisi (LKP) MK Genel Sekreteri
Lübnan birbirini izleyen fı rtına l ı olaylarla dolu b i r dönem yaşıyor. Beklenmedik, oldukça çel işki l i ve ilk bakışta son derece karı ş ı k bir tablo ortaya çık ıyor. Ya ln ız biz im ü lkemizin deği l , aynı zamanda bütün bölgenin yazg ıs ın ın bağlı olduğu temel konula rın çözümü iç in savaşım ın , özgürlük, barış, i lerleme ve sosyal izm güçleri i le emperya lizm, siyonizm ve sald ı rı güçleri a rası nda dünya çapında süreg iden savaş ım ın a rta n sertl iğ i , bu tabloda yansımasını bu luyor.
BAŞARI YOLUNDA ATıLAN ADIMLAR
Lübnan u lusa l-yurtsever g üçleri son dönemde bir d izi önemli, gerçekten tarihsel başarı lar elde ettiler. En boşta söz konusu olon, Amerikan-NATO sa ld ı rganlar ın ın ü l keden kovu lmuş olmasıd ı r. ısra i l , Lübna n topra kların ın b i r bölümünü, bu orada Beyrut'u bu saldı rgan ları n « refakatında .. işga l etmişti. Bu başarı, önemi bakım ından, ısra i l işga lcilerine vurulan darbeden h iç te daha küçük bir başarı değ i ld i r ve ABD'n in Vietnam'dan sonraki e n büyük yen i lg is in i simgelemekted i r. Bu başarı, ABD'n in "Vietnam sendromu .. ndan kurtu lmaya başlamak üzere olan d ış polit ikadaki saldırganl ık doktrin ine öneml i b i r darbe i nd ird i . " Çoku luslu g üç" oluşturma politikosı do fiyaskoya uğradı . B irleş i k Amerika'n ın, ısra i l yönetimin in ve Arap geric i l iğ i n in Ya kındoğu'daki kendi amaçlarını g izlemek için BMO'n ü paravana etme çaba ları n ı n boşa ç ı kmasından sonra ortaya ç ı ka n Camp David Anlaşması'n ın çürük meyvası b iç im inde oluşan bu pol itika suya düşürüldü.
Tarihsel önemde başka b i r olgu do, israi l işgalci lerine karşı Lübnan yu rtseverler inin d i reniş indeki yüksel iş oldu. Lübna n'da geri l la ha reketi türünden s i lah l ı operasyonla rı n köy ve kentlerdeki y ığ ınsal ha lk d i reniş leriyle içiçe geçtiği bir kurtu luş savaşı b iç imi oluştu. Bütün bun lar, yurdumuzun kurtu luşu için savaşımda hangi sosyal gruptan ve sınıftan, hangi ideoloj ik görüşten olursa olsun, en geniş güçleri b i rleştirme yönündeki politik çaba la rla destekleniyor. Lübnan yu rtseverleri n in aktif eylemleri sonucunda ısra i l çatışmanın ta ri h inde i lk kez stratej i k g i ri ş imi yitirdi, ısra i l' in ordu la rı Washington'un jandarmal ı k rolünü önceki g ib i başarıyla oynayamaz oldu lar.
işgale karşı savaşanların ön sıraları nda komün istler bu lunuyor. Beyrut'un
13
d üştüğü 1 6 Eyl ü l 1982 g ünü partim iz Lübnan Yu rtsever Di reniş Cephesi kurulması için çağrıda bu lundu. (1) I ki g ün sonra ise işga lc i lere karşı i l k s i lah l ı operasyonu gerçekleştird i . Başkentte, Dağ l ı k Lübnan'da, Bekaa Vad isi 'n in batı kes im inde ve özel l ik le ü lkenin güneyindeki sert çarpışmala rda komünistler ön s ıra la rda yer a ld ı , öncü lük ettiler. ısra i l saldırganlar ının işgal ettikleri topraklar ın büyük bölümünü boşalttıktan sonra , sadece s ın ı r boyunca 8 ile 12 ki lometre geniş l iğ inde bir bölgeyi e l inde bulundurmaya devam ettiği bugünkü koşu l la rda, savaşçı la r ımız, g i ri ş imi e lden b ı rakmıyorlar.
Yu rtsever d i reniş in , din ve cemaat a kım la rı da içinde, en değiş ik sosya l pol it ik güç leri b i rleştiren b i r ha lk hareketi ne dönüşmesi , komün istlerin buradaki öncü lük ro lünü yitirdikleri a nlamına gelm iyor. Tersine, bu rolün a rttığ ını gösteriyor. Eğer devrimci partin in belg i le ri ve rotas ı y ığ ın lar ın , en geniş i lerici güçlerin desteğ iyle ka rş ı lan ıyorsa, bu , onun polit ikasın ı n doğru luğunu kanıt l ıyor.
Burjuva propagandasının, d i reniş in d insel n ite l ik l i o lduğu, sözde müsl üman la rı n ya da hatta ya ln ız ş i i le rin (2) hareketi o lduğu yo lundaki uydurmalar ı , ha lk içinde derin kök sa lmış o lan a ntiemperya l i st ha reketi kara lamaya, sorunu Lübna n'da siyonistıerin ve ş i i le ri n o lmak' üzere << ik i terör»ün söz konusu olduğu b iç iminde çarpıtmaya yönel ikt i r. Düşmanlarımız bu g ib i görüşleri b i l inç l i o lara k yayıyorlar. Ne yazık k i , bu ya lanı Lübnan'daki k imi yığı nsa l i letiş im araçları da yinel iyor. Böyle l ikle bun lar, bazen fa rkı na bi le va rmadan, emperya l izme hizmet etmiş oluyorlar.
Lübnan yu rtseverleri n in üçüncü büyük başarısı , i sra i l işgalci ler inin işbir l ikç is i , emperya l izmin ajanı durumundaki iç geric i l iğe vu rdukları da rbe oldu. Iç geric i l iğ in vu rucu gücünü, s iyonistıerin süngüsüyle ayakta duran, d in temel ine daya l ı , faş ist eğ i l im l i fa lanj ist parti o luştu ruyor.
ı sra i l ' in sa ldı r ıs ı ve bu sa ld ı rın ın sonuçları yüzünden meydana gelen büyük sars ı ntı lar, Lübnan ' ın polit ik ve sosya l -ekonomik sistem i ndeki bunal ım ı daha da deri n leştird i . Bu sistem, f inans o l igarş is in in b i r avuç tems i l c i s in in egemenl iğ ine dayan ıyor. F inans ol igarş is i , banka , sanayi ve ta rım sermayesinin ve aynı zamanda hizmetler ve d ış tica ret a lan ları nda faa l iyet gösteren sermayenin kaynaşmasıyla oluştu. Ekonomik a landa, dolayısıyla da polit ik ve idari a lan larda en güçlü konum la r, Lübnan burjuvazis in in hristiyan tabakasın ı n e l inde bulunuyor. Bu tabaka hristiyan lar ın a lt katmanlar ın ı , işçi leri , köylü leri , orta katmanla rı n temsi lc i lerini sömürmekle bir l ikte, bütün hristiyan lar adına konuşma hakkını kend i lerine maletmiş durumdadır. Müs lüman burjuvazin in bir kesim i de bu tabakayla küçük ka rdeş hakkı temel inde işbir l iğ i yapıyor.
(1) Aynı y ı l ı n 26 Eyl ü l' ünde bu cephe kuru lu . (Not Red.) (2) Şi i l ik , i s lamdaki başl ıca iki akımdan bir i . (Not Red.)
1 4
Olkenin sosya l-ekonomik sistemi ABD emperya l izmine, u lus larötesi tekellere to mamen bağıml ı duru mdad ı r. Bu da kapita l izm in genel bunaI ımın ı n yarattığ ı o lgular ın <<itha line» yard ımcı oluyor. Biz im burjuvazin in üst zümresi, kapita l izmin temelleri ni sa rsmayacak, ama onun egemenliğini k ısmen de o lsa s ın ı rlayacak her reform istemine ç ı lg ınca d i reniyor ve ekonomik, sosya l ve politik değ iş ik l ikten ya na her çı kıŞı , « Lübnan' ın özgürlüğüne » sa ld ı rı ola rak görüyor. Ama bugün bir dizi iç faktörün etkisiyle ve d ıştan yen i bir sa ld ır ın ın olmadığ ı koşu l larda burjuvazinin bu kesimi , kimi a la nlarda önceleri o lduğu gibi egemen durumunu korumakla birl ikte, erkini, etkis in i yeniden eski durumuna getirebilecek durumda değ i l d i r. Lübna n' ın birl iğ in i yeniden sağla maktan i se a rt ık çok daha uzaktır. O lkedeki bugünkü du rumun özü işte budur.
1982 y ı l ı nda, i sra i l sa ld ı rganla rı Lübnan'a dald ıktan sonra pa rtimiz ha l kı işga lcilere ka rş ı a ktif d i renişe çağ ı rı rken, b i r d izi ertelenmez görev i leri sürdü . Bu görevlerden k imi leri deyim yerindeyse, «savunma nitel iğ indeydi» ve şunu içeriyordu : ABD'nin sa ldı rı teh l ikesini ortadan ka ld ı rmak, ABD ve öteki NATO ü lkelerin in b i rl iklerini çekip gitmeye zorlamak ; i sra i l işgalci lerini e le geçird iğ i topraklardan tamamen kovmak ; fa lanj istlerin ü lke üzerinde egemenl ik kurmasını engellemek. Biz aynı zama nda bağıms ız l ığ ın yeniden sağlanması , Lübna n' ın bütünlüğünün korunması ve Ara p dünyas ın ın b i r parçası durumunun güçlenmesi temel inde demokratik gel işmeyi savunma çağ rıs ında bu lunuyorduk . Komünistler ha lk yığ ın lar ın ın sosya l -ekonomik ve pol i t ik gel işme yolunu seçme özgürlüğüne kavuşma ları zorun lu luğunu bel irtiyorlard ı .
Bugün güçlenen d in ve cemaat temel indeki eği l imler bu amaçlarla çel işki içine g i rmiş bulunuyor. Onceki aşamadaki yurtsever yükselişte önem l i b ir rol oynayan d insel faktör, ı sra i l işga lci lerine ve Amerikan egemenl i ğ ine karşı savaşımda u lusa l-demokratik yöneliş i n i ad ım adım yiti riyor, köklü demokratik reformun uygulanmasına a rtan ölçüde ka rş ı koyuyor. Ulu sa l -yurtsever güçler üzerinde g iderek daha yıkıcı etkide bulunuyor, Lübnan'daki iç bölünmenin deri nleşmesine nesnel olarak destek oluyor. U lu sa l-yurtsever güç ler in en başta komüni stlerin işga lci /ere karşı d i reniş in örgütlenmesindeki önemini gözden düşü rmeye yönel ik olan ve daha sonra tam b i r fiyaskoya uğraya n denemelere g i rişenlerin tam da d insel açıdan yaklaşım tarafta rları o lması , bu bakımdan i lg inçtir.
Partimiz zor koşu l larda savaştı ve s i lah l ı ve polit ik, y ığı nsa l ve b i reysel bütün savaş ım biçimlerini uyum içinde u ygu ladı. O lkenin güneyinde, Dağl ık Lübnan'da ve Beyrut'ta çarpışmalar doruk noktas ına tırmandığ ı nda bi le b iz en küçük g revlere dahi katı lmaktan geri durmadı k, emekç i lerin sosya l-ekonom ik istemlerini destekled ik .
Oteki yu rtsever güçlerle işbirl iğ in in tüm aşamaları nda komünistler, Ma rksizm-Leninizm konumları ndan ideolojik savaş yürütmeyi işçi s ın ıfı n ın
15
ve onun öncü parti s in in ta rihsel m i syonununu vurgu lamayı unutmad ı lar, u nutmuyorlar. LKP, d ünya komünist hareketin in deneyimlerinden sürekl i ya ra rlanması sayesinde b irçok hatayı önleyebiidi. Lega l ça l ışmaların geniş çapta yayıld ığ ı aşamalarda bi le b iz durumda öngörülmeyecek her değ i ş i k l i k karş ıs ında parti n in güven l iğ in i sağ layacak i l lego l parti yapısını her zaman titizl ikle koruduk. Tipik bir örnek verel im. a lken in güneyinde k im i bölgelerin kurtarı lmasından sonra , başarından baş ı dönen b irçok yoldaş, parti kadrola rın ın y ığ ın lar a rasında lega l ça l ışmaya yönlendir i lmesi için LKP'n in Lübnan Ulusal Direniş Cephesi'ndeki i l legol müfrezelerinin kısmen dağıt ı lmasını isted iler. Ama, uzun vadel i zor savaşırnda bel ireb i lecek koşu l ları gözönüne a la n parti yönetimi i l lego l ça l ışman ın tamamen korunmasını gerekl i buldu. Ve bunu yapmakla halkı olduğu görüldü. Daha sonra bu, Amerika l ı ların, i srai l l i lerin ve Arap geric i l iğ in in yeniden işga l ed ilen bölgelerde ana a maçlarından b i ri olan komünistleri ortadan kaldırma amacını gerçekleşti rmelerini engel ledi . Bugün partimiz önceleri o lduğu g ibi savaş ım ın her biç imin i kul lanmaya hazırd ı r.
Direniş süresince b iz en geniş ulusal-yurtsever g üçleri kendi belgilerimiz çevresinde birleşt irmeye ça l ıştık. LKP ile Va l id Canpolat' ı n yönetimindeki Sosya l ist I lerleme Partisi a ras ındaki ta ri hsel bağlaş ık l ı k kendis in i kan ıtladı , bu bağlaşık l ık Lübnan U lusa l Selamet Cephesi'ne temel oldu. Bu cephede yurtsever hareketin omurgas ın ı o luşturan çevrelerin yanıs ıra , gen iş burjuva katmanların ın temsi lc i leri de yer aldı . Bunlar a rası nda daha önceleri de defa larca bu görevde bu lunmuş olan Lübnan Başbakanı R. Keram i ve eski cumhurbaşkan ı S. Franj i g ib i sayg ın pol itikacı lar da söz konusudur.
En radikal yu rtsever unsurlar ın kara rl ı çabaları sonucunda, bu y ı l ın Ağustos ayında U lusa l B i rl i k Cephesi kuru ldu . Bu cephede, Sosya l ist i lerleme Partisi, Lübnan Komü nist Partis i , Arap Sosyal ist Yeniden Doğuş Partisi (Lübnan seksiyonu) , Su riye U lusa l Sosyal Pa rtis i , U lusa l Demokratik Cephe'den başka partiler ve «Emel .. Hareketi, Sayda Kenti Pol it ik Konseyi vb., toplam 15 yurtsever ve ilerici örgüt b i raraya geld i . Bun lar ın yan ı sıra ü lkenin birçok ün lü politikacısı ve kamuoyu tem si lc is i de cepheye katı ldı . Cephenin dayanağın ı , d insel görüşlerindeki fa rklara karş ın top lumun ulusa l-demokratik temelde yen i baştan d üzenlenmesinden yana tutumların ı ortaya koyan sosya l güçler oluştu ruyor.
Bugün en önemli görev, köklü politik reformu gerçekleştirmektir. B i{ önceleri de Lübnan' ın kurtu luşu, bütün lüğünün yeniden sağlanması ve Arap devleti nite l iğ in in kesinleşmesi görevlerin i h içbir zaman iç polit ik dönüşümleri gerçekleştirme görevlerinden a yrı ele olmadık. Şimdi ise bunlar a rası ndaki kopmaz bağ çok daha açı k biçimde ortaya çıkmış bu lunuyor. Yurdumuzun bütün toprakları n ı kurtarma, bağımsızl ığ ın ı yeniden sağlama, u lusal egemenlik ve toprak bütünlüğünü güve nce a ltına alma gö-
16
revlerini gerçekleştirmek, a nca k lübnan' ın Arap ü lkesi n ite l iğ in in kesinleş me si ve buradan kaynak lanan i stem lerin gerçekleştir i lmesi temel inde, ancak politik yapıda kararlı ve kapsamlı reform yoluyla olanaklıdır. Söz konusu olon, d insel temeldeki egemenl iğ in her biç im ine, dolayısıyla sı nıfsal-di nsel öncel ikler sistemine de son verecek b ir reformdur.
Komünistler ısra rla Ulusa l Direniş Cephesi 'n in kurulması çağrısı nda bulunarak, bugünkü aşamada durumun gel işmesiyle. i lg i l i temel sorunlara yurtseverce yanıt verd i le r. Bu na ve cephenin kurulmasına tepki ola rak, son zamanda ü l keyi sarsan barbarca s i lahl ı terör tı rma nd ı rı ldı . Sık nüfus lu bölgelerde yüzlerce masum insan bu teröre kurban g itti. Terörist eylem leri örgütleyenler, en geniş u lusal güçleri d i n i temel a lmayan yurtsever program çevresinde bi rleştiren cephenin kurulması karşısında ç ıka rları ve planları teh l ikeye g i ren çevrelerd ir. Söz konusu p rogram lübnan' ın bütün lüğünün sağlanması , onun polit ik sistem in in gerçek demokratik temel üzerinde yen iden d üzen lenmesi ve ü lkeni n Arap dünyas ın ın pa rçası durumunun güç lenmesi için koşu l ları içeriyor.
SAC';CllARIN TESLlMIYETÇILlÖINI AŞARAK
Bugün devrim im izde, tama men şa rtlı olarak iki yön ayırdedebi l iriz : U lusal ve demokratik. Bel i rtmek gerekir ki , u lusal görevlerin büyük ve ana bölümü gerçekleştir i lm iştir ve amaçları bugünkü aşamanın görevlerin i tamamlayan ve gel iştiren yen i aşamanın yakın l ığ ı söz konusudur. Bunların a rasına mekan ik o lara k b i r ayı rım ç izg isi çekmek o lanakl ı değ i ld ir . N itekim, genel demokratik nite l i kl i sorun lar ın çözümü iç in öncE:!leri o lduğu g ib i bundan böyle de çaba harcanacaktır. Ama yen i o lan ın kend ine özgü açık öze l l ik leri görü lmekted ir. Amerikan ve ısra i l işgalci lerin in ü l keden kovu lmas ında n ve sosya l-ekonomik ve politik sistemin köklü bir b içimde yen i baştan d üzen lenmesinden son rak i gelişme a lternatif in in seç imi gündeme getiri lmektedir.
Böyle b ir düze nlemeye yönelmek hiç te kolay değildir. Bütün Lübnanl ı yurtseverler ısrai l'e, emperya l izme ve iç gE:!ric i l iğe ka rş ı ortak b i r savaş yürütmekte olsa da, onlar ın top lumumuzun daha sonrak i gel işme yolu konusu ndaki görüşleri farklıdır. Bu, en başta politik reform konusunda geçE:!rl id i r.
Komün ist Partisi , baş düşmana karş ı ortak savaş ım ın ç ıka rların ın varolan çel işki lerin üstündE:! tutu lması için çaba harcıyor. lşga lci lE:!re ve fa lanj istlE:!re karşı koyuşu artı rarak, va ro lan rE:!j ime dE:!vrimci a lternatif o lacak iç reform hareketi içi ndE:! bir l iğ in sağlanmasına yardımcı olacak b i r b iç imdE:! demokratla r ve yu rtseverlerin b i rl iğ in i güçlE:!ndirmek reel o lara k ola nak l ıd ı r.
Biz şunu an l ıyoruz : Bugün karşı laştığ ım ız zorluk lar, yen i ödevlerin ka-
17
rakterinden kaynaklanıyor. Bu sorunlar s ih i rl i değnekle çözülemez. Onümüzde yoğu n b i r çal ışma dönemi bulu nuyor.
Bölgedeki genel durum lübnan'daki olayları ,doğrudan etki l iyor. lübnan ve Yakındoğu buna l ım la rı bölünmez b i r biçimde b i rb i riyle bağl ıd ı r.
Cemayel-Vazan hükümeti i le ısra i l hükümeti a rası nda imza lanan 1 7 Mayıs 1983 Anlaşması , Washington'un onayın ı a la rak, as l ında Camp David' in ik inci halkası o ldu . Bu an laşmanın temelinde iki i l ke yatıyordu: çatışmaya çeki lmiş her Ara p ü l kesiyle i sra i l a ras ında ayrı l ı kçı sözleşmeye va rı lması ve «toprak karş ı l ığ ında barış» biçim indeki sahte belgin in gerçekleştiri lmesi . i şte bu nedenle 1 7 Mayıs Anlaşması 'n ın daha sonraki ipta l i , genel o la rak Camp David'e da rbe oldu. Bu başarı, ısrail'e ka rşı koyuşta, .. Amerikan modeli çözüme» ve Arap geric i l iğ i nin sa ld ı rı la rı na karşı tutumda son derece öneml i rol oynaya n Suriye'n in lübna n yurtseverlerine her bakımdan gösterd iğ i destek o lmadan elde edi lemezdi . Su riye hem 1 7 Mayıs Anlaşması 'n ı , hem de Amman Anlaşması 'n ı çı) sert bir şeki lde kınad ı , Yakı ndoğu buna l ım ın ı n kapsam l ı çözümü için çağrıda bu lunuyor.
F i l i stin l i i lerici güç lerin lübna n yurtseverlerinden ya na savaşıma katı l ması, başa rıyı sağ layan etmenlerden b iri o ldu. F i l i st in l i i lerici güçler F i l i s t in Kurtu luş Orgütü yönetimin in a ld ığ ı sağ oportünist tutu mu reddederek, lübna n Yu rtsever Direniş Cephesi 'n in i sra i l işga lc i lerine karşı yiğitçe gerçekleştiı 'd iği operasyonlara katı ldı lar. Glkem izin u lu sa l-yurtsever g üçleriyle bir l ikte onlar Dağ l ı k lübnan'da çarpı ştı lar, Beyrut'un güneyin i sara n a yaklanmaya katıld ı la r. Ve ABD'yi den iz p iyade/erini ger i çekmek zorunda bıra ka n ve 17 Mayıs Anlaşması 'n ı suya düşüren 6 Şubat 1 984 Beyrut y ığı nsa l d i reniş inde öneml i rol oynad ı la r. Lübnan l ı lar i le F i l isti nI i ierin savaş b i rl iğ i , FKO Beyrut'tan a)\rı ld ıkta n sonra da devam etti. Bu birl ik , FKO yönet imin in soruna .. Amerikan ın çözüm model ine» katı lmak iç in sağ oportünist konumlara geçmesinden, yani emperya l izme ve siyonizme karşı kara rl ı savaşımdan f i i len vazgeçmesinden sonra da varl ığ ın ı korudu .
, FKO içinde sağ güç lerin izled iği rota , bu örgütün resmi yönetimin i Lüb
nan ve Fi l istin yurtseverleriyle karşı karşıya getird i . Böylece ya ln ız F i l istin ha lk ın ın davas ına değ i l , aynı zamanda 15 yı l ı aşk ın bir zamandır sü re giden ve uğrunda bir l ikte ka n döktüğümüz a rtak savaş ımı mıza da darbe vuru ldu . Lübnan'da ve bütün Ara p bölgesinde yeni lg is in i önlemeye ça l ı şan Amerikan emperya l izmi, siyanizm ve gerici l ik bu ndan hemen yararlandı .
isra i l ' i n 1982'de Beyrut'u ele geçirmesinden sonra birbirine karşı duran
çı) Kra l H üseyin i le FKO Yürütme Kuru lu Başkanı Y. Arafat a rası nda 1 1 Subat 1985'te imzalanan Amman Anlasması asl ında F i listi n l i ler in hakia rın ı ve en başta u lu sa l devlet hakkı nı ' görmezden gel iyor, FK'O' nün Fi l ist in l i lerin tek yasa l temsi lcis i rol ünü yadsıyor. (Not Red.)
1 8
ik i konum açık seçi k ortaya ç ı ktı . F i l istin devrimci güçleri i le b i rl i kte biz işgale karşı ç ıktık. Ama daha o zaman bizim tarafım ızda n ve FKO yönet imince ya pı lan açık lamalar «değ iş ik yönlere» bakıyordu . Lübnan u lusa l yu rtsever çevreleri , düşma nın kaza ndığ ı başarı lar ın geçici o lduğunu ve koşu l lar ın orta k savaş ımı geniş letmeye uygun olduğunu bel i rterek, Amerikan emperya l izmiyle, siyonizmle ve Ara p geric i l iğ i i le uzlaşmayı olanaksız sayıyordu . FKO yönetim in in etki l i üyeleri, bu o rada Yürütme Kurulu Başkanı Y. Arafot, başka bir ya klaşıma doğru kaydı lar. Onlar şu görüşü savundu la r : F i l istin soru nuna çözüm, ABO'nin «istemlerine» uygun olmad ıkça, perspektiften yoksundur, çarpışmaya devam etmek an lamsızd ı r ve F i l istin Kurtu luş Orgütü Amerikan planlar ın ın çerçevesi içinde kendisine bir yer bu lmak zoru ndad ı r. Böylece bu yönetici ler, burjuva propaga ndas ın ın dünya nın etki ola nlarına bölündüğüne, as l ında ise Yakındoğu'nun Bir leşik Amerika 'n ın «özel ç ı ka r» bölgesi o lduğuna i l işk in sovını f i i len ka bul etmiş oldular.
FKO yönetici leri «Amerikan modeli çözüme» yonaşmaklo, bu tutumun yaratacağı sonuçla rı b i l inçl i o larak kabul lend iler. Yan i F i l istin devrimin in saf lar ın ı bö lme ve savaşkon çekirdeğini dağ ıtma, savaşan Fi l isti nl i lerin değişik g ruplar ın ı b i rleştiren kendi örgütünü torpi l leme, i lerici g üçlerle, öze l l ikle Lübnan u lusa l-yu rtsever hareketiyle, komünistlerle ve Suriye i le bağlaş ık l ıkton vazgeçme yoluna g ittiler. Yukarıda sözü edi len «toprak karş ı l ığ ı barı ş» belgisi temel i nde ayrı l ı kç ı pazarl ığa razı o lmakla Arafot, ürdün geric i l iğ i ile bir l ikte ve Mıs ır Devlet Başkanı H. Mübarek' in ve k imi gerici rej im ierin h imayesinde hareket ed iyor.
Ya kındoğu buna l ım ın ın gel işmesindeki olumsuz olgu lar, Lübnan yu rtseverlerin in kaza ndığı başa rıya gölge d üşürdü, ABO'ye gir iş imi e le geçirmek için yeni b ir denemede bu lunma olanağı verd i . Kuşkusuz Lübnan sovaşçı ları n ın e lde ettiği başa rı n ın B i rleşik Amerika'yı ve Batı Avrupalı bağ· laşı k lar ın ı Ya kındoğu bunal ımın ı ayrı l ı kçı temelde çözmekten, çözümü kendi teke l i ne geç i rme çabasından vazgeçmeleri iç in hemen i kna edeceği konusunda hiçb i rimiz haya l beslemed ik. Hesa bımız şuna dayanıyordu : Beyaz Saray tepeden bakma tutumundon vazgeçmek zorunda kala· cak, yeni güçler orantıs ın ı kabul edecek ve soruna tek gerçekçi çözüm yolu na, yan i BMO'nün gözetim inde yapı laca k ve Sovyetler Birl iğ i 'n in , bütün i lg i l i ta rafların, bu o rada F i l istin Kuruluş Orgütü'nün aktif katı lacağ ı bir u lusla ra rası konferans topla nmasına razı olacaktır. Ama FKO içinde sağcı ların politikası, biz im bu umutla rımızı boşa ç ıka rd ı , bölgede teh l ike l i haya l lerin yeniden ortaya ç ı kmasına yard ımcı oldu. Böyle l i kle, Arap geric i l iğ in in Washington'un yard ım ı i le «barışmo » olana kları a raştı rmasın ın, deyim uygunsa, maddi temel i ya ratı lmış oldu.
Arap dünyasında durumun kötüleşmesindeki etmenlerden b iri de, B i rleşik Ameri ka'ya dayanarak kendi konu mlar ın ı güç lend irmeye çal ışan yerl i geric i l iğ in aktifleşmesid i r. Onun, kimi Yakı ndoğu rej im ierinin ve FKO
19
yönetimin in katı l ımıyla, askersel-pol it ik blok çatıştırma çaba ları da bunu gösteriyor. Gerici l iğ in l iderleri, bunun yanısıra, Amman Anlaşması ' n ın g i riş imci l iğ in i yapanlara ve en başta Kraı Hüseyin'e hareket a lan ı açmak, a rd ından da ı srai l ve ABD i le yeni ayrı l ı kçı görüşmeleri başlatmak için, Fas Arap Konferans ı 'n ın (") kararlar ın ı geçersiz k ı lmaya ça l ışıyorlar.
Bu amaçla bu y ı l ın Ağustos ayında Arap devlet ve hükümet başka nla rı Kazablanka'da (Fas) danışma top la ntısına çağrı ld ı lar. Bu toplant ın ın örgütlenmesinde Washington'un büyük ölçüde pa rmağ ı vardı . Toplantı i lerici güçlerce boykot edildiği ve Arap dünyası ha lk ları tarafı ndan kınandığı iç in burada az ü lke temsi l ed i ld i , sonuçları ise k ıs ıt l ı ka ld ı . Bununla b i rl i kte, bu toplantı n ın b i r teh l i ke kaynağ ı olduğu ortadad ı r. Bu teh l i ke , Amman Anlaşması ' n ı n ayn ı zamanda, ABD'n in Fi l istin ha lk ın ın yiğitçe yürüttüğü savaş ımı balta lamaya , F i l istin davasını «yoketmeye», Arap Daya'n ı k l ı k Cephesi güçler ini , en başta Suriye'yi dumura uğratmaya, Arap i lerici çevre lerine, öze l l i kle Lübnan d ireniş hareketine karşı komployu geniş letmeye yönel ik çaba ların ın üstünü örtme denemelerinde giz l id i r. Kazablanka'da kabu l ed i len rota, tes l imiyet rotasıdır.
Bu rotan ın F i l istin l i yönetici ler a rasındaki taraftarlar ın ın başla rı na defne tacı tak ı lacağı na biz inanmıyoruz. Bunları n « po l itika y ı ld ızları », FKO çözüm formü lü parantezin i n dışı na resmen atı l ı r atılmaz ve Ordün Kral ı şu ya da bu biç imde F i l isti n l i le r ad ına görüşmede bu lunma yetkisi a l ı r a lmaz, kaçın ı lmazl ık la sönecektir. Işgal altındaki toprakların geri a l ınması için ödünsüz savaşımdan fii len vazgeçenler, « toprak karş ı l ığ ı barı ş » belgis in i yaşama geçiremezler. Savaş cephesinden kaçan ve soylu savaşım yolundan sapa n sağcı lar b loku , FKO'nün « bölgede barış ı tehdit etmekten» vazgeçmesi ka rş ı l ığ ında ı sra i l ' i i l haktan vazgeçmeye zorlayamaz. Ancak, ısra i l' in işga l indeki toprak larda egemenl iğin in g üçlenmesinin önüne geçebi lecek durumda olanlar F i l istin halk ın ı topraklarına kavuşturabi l i rler. B iz şuna kes in l ikle inanıyoru z : F i l istin halkı , onun devrimci g üçleri, örgü tler in in rotasını doğru ltmayı başaraca klard ı r. Geniş yu rtsever cephede birleşen �u güçler FKO'nün bugünkü yönetim in in oportünist çabalarını boşa ç ıka rtacak ve örgütü bölgedeki i leric i ler bağlaş ıkl ığ ın ın başlıca dayanakla rından biri o larak öncü konumlara geti receklerd ir.
ORTAK SAVAŞıMıN ON SıRALARıN DA
Lübnan ı ı lar ın özlemleri nası l F i listin l i ler in yazgısı çözüme u laşmadan gerçekleştiri lemeyecekse, Fi l i stin sorunuyla bağ içinde ele a l ı nmadan
(�) Fas' ın başkentinde yapı lan konferansta (1 982) Arap devletleri Yakındoğu çatışmasına ortak yaklaş ım septadı lar. Bu yaklaşım, örneğin , ısra i l ' in işgal i ndeki bütün toprakların boşa ltı /masın ı , FKO'ne Filistinl i Ie r adına görüşme yürütme yetkis in i n veri lmesini , F i l i st in l i ler in kend i u lusa l devletin i ku rma hakkı n ın tanınmasını vb. öngörüyor.
20
Lübnan'da o lup bitenleri an lamak da aynı biçimde olanaksızd ı r. Bununla bir l ikte, u lusal-yu rtsever hareketin rotas ın ı bel i rlemek ve gerektiğ inde dü· zeltmek, her şeyden önce onun kend i devrimci g üçlerinin davasıd ır. Yakındoğu'daki genel durumu gözönüne a lmadan, Lübnan'da b i r l iğ i sağlamak, toprak ları n tamamını ku rta rma k ve ü lkeni n Arap dünyas ına a itliğ i n i kesin l i kle yerleştirmek olanaksızd ır . ate yandan işçi lerin, köylülerin ve geniş ha lk katmanlar ın ın yaşamsa l gereksin imlerin in karş ı lanmasın ı öngören sosyal-ekonomik a sgar i progra m gerçekleştiri lmeden, ü lkemizin gerçek demokratik reform yoluna g i rmesi olanaksızdır .
Bu amaçlara u laşmanın önkoşu lu o larak biz , Su riye 'n in a ld ığ ı kesin tutumla güçlenmesine ya rdımcı olduğu Arap u lusa l-kurtuluş hareketi n in yeniden yükselmesinde, FKa içindeki bunal ımın sağl ık l ı b i r temel üzerinde g ideri lmesinde ve bölgedeki komün ist ve işçi parti lerin in eyleml�rini aktifleşti rmesinde görüyoruz. Son yı l lar ın olayları şunu gösteriyor : Arap dünyasındaki u lusal-kurtuluş hareketi bunal ım du ru mundan, anca k i şç i s ın ıfı ve onun öncü partisi bu hareket içinde baş ro lü oyna maya başlarsa kurtu labi l ir. Bu rolü ise, kanımızca ortak program ın, devrimci alternatifin bel i rlenmesi ve gerçekleştir i lmesi uğrunda yü rütülecek enerj ik savaş ım sağ layacaktır.
"Yık ımlara uğratı lm ış ve uğratı lma kta olan bir zamanlar ın mükemmel ve barışçı l Lübnan' ı » üstüne üzüntüleri d i le getiren sözlere sık s ık ras Ianıyor. Bu sözler duygu la nd ı rıc ı etki yapıyor, ama biz ü lkeyi ağ ı r bunal ımdan kurtaracak yakın bir çözümün henüz görülmediği görüşümüzü, tüm açıkl ığ ıyla vurgu luyoruz. Ve ü l keyi bu buna l ımdan en az Lübna n burjuvazis i ku rta rabi l i r. Biz ise iç ve d ış düşmana karş ı savaş ımda ciddi görevleri gerçekten de ye rine getirmeye devam ediyoruz. Ama , LKP'nin demokratik çözüm öneris in i yaşama geçi rmeyi sağ layacak güçler orantısı henüz kuru lamadı .
Komünis�ler ödünlere ve geçic i çareler a ra nmasına karşı değ i ld i r. Çünkü bunlar a maca yakın laşmaya yardımcı o labi l i r. Bel irleyici çatışmada he- " men başarı elde edi lmesinden söz etmek, bugün gerçekçi olmaz ve bu nedenle olaylar ın g id işatı nı genel savaş yönünde yapay ola rak zorlamak yanl ış o lu r. Biz ka ra rl ı b ir savaşım yürütüyor, gerici rej imden konumları b i re r b i re r geri a l ıyor, aynı zamanda kendi gücümüzü a rt ı rıyoruz. Ama komün istler, belirl i b i r esnekl iğ in gelecekteki başarıların önkoşu l lar ın ın ortaya ç ı kmasına nesnel olarak yardım etse de, ödünler yönündeki ad ımlar konusunda hiç te hayal beslem iyorlar.
Yukarıda söylenenlerden a nlaşı lacağ ı gibi , isra i l işga l inden kurtu luş iç in, Amerikan egemenl iğ ine karşı, Lübnan' ı n bütün lüğü ve Ara p özgünlüğünün korunması uğrundaki savaş ımda i şç i sı nıfın ın partisi n i n g üçlenmesi ve safla r ın ın s ık laşması büyük önem taşıyor. Biz her za man pa rtimizin s ın ıfsa l ka ra kter in i , Lübna n sorununu dinse l ya klaşım temel i nde değ i l ,
21
u lusa l-demokratik temelde çözme çağrısı n ı n s ın ıfsa l nite l iğ in i vurgu lu yoruz.
Biz bu temelden söz ederken, top lumun sosya l-politik yapıs ın ı köklü bir b iç imde değ iştirecek geniş kapsaml ı demokratik reformu kastediyoruz. Bu reformun temel i l keleri şu noktalarda somutlaşıyo r :
- Olkedeki t üm pol it ik kuru m la rda d insel yaklaş ımı tamamen ortadan ka ld ı rma k ;
- halkın temsi l edi lme s istemin i , öze l l ikle parlamento seçim sistemin i orantı l ı l ı k i lkelerine uygun biçimde hız la değiştirmek ;
- yasama ve yürütme organları a rasında yetkileri adalet temelinde paylaştı rma k, yürütme erkini öncel ik le halk ve onun parlamentosu tarafından denetlenen hükümetin e l inde toplama k ;
- yönetim sistemin i modernleştirmek, devlet memurları n ı n sorumlu lu ğunu a rtıran yasalar hazı rlamak ;
- ve son olarak, orduyu, özel l ik le subay personel in i yeni baştan düzenlemek.
U lusa l -yurtsever güçle rin ve bunların ana müfrezeleri olan LKP, Sosyal ist i lerleme Partisi ve öteki u lusa l- i lerici partilerin bir l iğ in i daha da g üçlend irmeden, söz konusu geniş kapsaml ı dönüşümler sağlanamaz. Lübnan d ireniş hareketin in öncüsünün izled iği rotayı paylaşa nlarla , bu güçlerin safla rını genişletmek olanak l ıd ı r. Olayların bu yönde gel işmesi, Sosya l ist i lerleme Parti s i 'n in sorun lara d insel temelde ya klaşan parti nitel iğ in i hafifletecek, din ve cemaat temelindeki akı m ları n a ktifliğ ini art ırmasıyla ortaya ç ıkan sorun lar ın g ideri lmesine ya rd ım edecek ve ulusaldemokratik savaşımda yüksel iş sağ layacaktır.
Halk y ığı nlarına dayanan, i sra i l işga l i ne ve ABD sızmasına karşı , aynı zamanda fa lanj ist pa rti n in egemenl iğ ine karşı savaş ımda sayg ın l ı k kazanan " Emel» hareketi i le Ulusal Bir l ik Cephesi içinde işbirl iğ in i güç lendirmeye t#üyük önem veriyoruz. Bu ha reket, köklü pol it ik ve sosyal-ekonomik reformdan ya na ç ıkan i şç i ve köylü leri b i rleşti riyor. Ama bu hareket içinde, değ iş ik olumsuz etmenlerin, bu a rada ant ikomünizmin etkis i a ltında bulunan ve b i rçok i l kesel konuda sekter konumlarda bu lunan, sorun lara d in ve cemaat açıs ından yaklaşan güçler de yera lıyor. " Emel» hareketi i le geniş b i r bağlaş ık l ık kurmak, gerçekleştir i lmesi gereken ve o lanakl ı o lan uzu n vadeli b i r görevd i r.
Lübnan u lusa l-yu rtsever güçler in in Su riye i le i l i şki lerini gel iştirmesi bölgesel düzeyde özel l ikle büyük önem kazanıyor. Kuşkusuz, bunu yaparken, biz, en başta oluşan durumla i lg i l i b i rçok çözümleyici konu lardaki görüş b ir l iğ imize dayanacağız .
Lübnan'da elde edi len başarı ların temel in i u lus lararası dayanışma, i le-
22
rici a ntiemperya l i st güçlerin halk ım ıza gösterd iği ya rd ım oluşturuyor. Böl gede Amerika n emperya l izmine karşı savaşımdon bu savaş ımda kurtu luş hareketin in değ iş ik müfreze leri ve Su riye'n in oynadığ ı ro lden söz ederken, biz şunu a kl ım ızdan ç ıko rmıyoruz : Sosya l ist ü lkelerin ve en boşta Sovyetler Bir l iğ i 'n in karar l ı , a rd ıc ı l desteği o lmasayd ı büyük başarıya u laşamazdık. SSCB i le dostlu k bağlar ının güç lendir i lmesi siyonistıerin 1982 y ı l ında Lübnan'a, F i l istin devrimine ve Su riye'ye karşı g i riştiği saldır ının sonuçlar ın ı g idermede güçlü bir temel oldu.
B iz im yürüttüğümüz savaş ım, dünya komün ist hareketi n in sürdü rdüğü savaş ımın b i r parçasıd ı r. LKP ya ln ız Lübnan halk ına yu rdun ç ı ka rların ı savunurken yaşamın ı vermeye hazı r savaşç ı lar sağlam ıyor, ya ln ız ü lken in yu rtsever g üçler in in b irleşmesi, Ara p dayanışmasının g üçlenmesi iç in savaş ı m yürütmekle ka lm ıyor, aynı zamanda enternasyonal izmin pekişmesine katkıda bu lunuyor. Bu i se, Lübnan sorununu , Arap u lusa l -kurtuluş hareket in i Sovyetler B i rl iğ i 'n in , tüm sosya list top lu luğun pol itikasıyla b i rleştiren bir köprüdür.
Dnümüzde daha çok büyük zorluk lar var. Ama biz, savaşım ım ıza ivme veren perspektifleri de görüyoruz. ABD ve isra i l ' i n Lübnan' ı «Amerikan mal ikonesine .. , Arap ü l kelerinde iç geric i l iğ i besleyen b i r .. i sra i ! çiftl iğ ine» çevirmeye c idden belbağ ladık la rı zamanlar ta rihe karıştı. Bugün a rtık halk ı mıza , onun iradesine karşın Lübna n sorununa .. kendi .. çözümünü dayatmaya hiç k imse cesaret edemez. Bu çözüm ü l kemiz işç i s ın ıfı n ı n ve onun pa rtis inin aktif katkısı o lmadan gerçekleştir i lemez. Proleta rya bunal ıma ada letl i çözüm bu lma yönündeki bütün eylem lere katılmaya hazırd ı r. Ama eğer burjuvazi onun ü lkenin yazg ıs ın ın beli rlenmesine kat ı lmasın ı engel lemeye kalkacak o lursa, pr9'etarya, hakların ı güce başvura ra k savu nmak zorunda kalaca kt ır.
Partimiz Lübnan ' ın u lusa l ç ıka rlarına uygun bütün barışçı, o lum lu çözüm leri destekleyecek, sela ml ıyacaktır. Ama bununla bir l ikte biz, savaşımın bütün biç imler in i uygu lamaya, tek cephe çerçevesinde Lübnonl ı öteki yu rtseverlerle o rtak eylem yürütmeye her zaman hazırız. Kesin utkunun güvencesi budur.
23
Ekim Devrimi deneyimi ve sosyalizme
giden yolların seçimi
Pavel Volobuyev
SSCB Bilimler Akademisi aday üyesi
Gerek Büyük Sosya l ist Ekim Devrim i deneyim i , gerekse len in' in Rusya'daki sosya list devrim in itici g üçleri , ekonomik ve toplumsa l önkoşul ları ve d inamiğ i konusunda yaptığı tah l i l yeni toplumsal sistemin oluşmasın ın temelinde yatan ta rihse l yasa l l ı kla rı gösteriyor. Bu , u lusla rarası işçi sı nıf ı hareketin in enternasyonalist kazan ımıd ı r. lenin, Rusya proleta ryasın ın insan l ığ ın kapita l izmden sosya lizme geçiş i aşamasını baş latan sosyal i st g i ri ş im in in önem in i değerlendirirken şöyle d iyordu : "Oneml i o lan , buzun k ı rı lm ış olmasıd ı r. Yol açı lmış ve g id i lecek yol gözükmüştür . .. (I)
Sosya l izme g iden yol lar ın çeşitl i l iğ i ve her bir ulusun sosya l izme geçiş in somut ta rihsel biç imini seçmesi lenin ' in m i ras ın ın öneml i b i r bölümünü oluşturan f ik i rler a rası nda yer a l ıyor. Gümüzün tari hsel pratiği bu fiki rleri ina ndı rıcı b i r şekilde kanıt l ıyor. Sosya lizme g iden yolun seç imi kardeş parti lerin faaliyetinde kil it sorundur. Kardeş pa rti lerin herbirisi güncel koşul lara bağl ı o larak, kapita l ist baskıya karşı ve sosya l ist toplumu ku rmak iç in kendi yolunda savaş ım veriyor. Bu iş i devrim sürec in in özgü l lüklerin in ta rihsel yasa l l ı kla rın ı n ı ş ığ ında, sosya lizme g iden yolu bağımsız bir şekilde beli rleme ayrıca l ığ ın ı kul lanara k ve kendi ha lk ın ın özgü l u lusa l koşu l larıyla uyum iç inde gerçekleştiriyor.
lenin ' in devrim teorisi , sü reci n çok çeşitl i l iğ in i gösteriyor ve sınıf savaş ım ın ın g idiş i içersinde ortaya ç ıkan çelişk i l i eğ i l imler karmaşası içersin�e köklü toplumsal dönüşümler gerçekleştirmeyi sağlayacak etki l i yol ve a raçların a raştı r ı lmasın ı da beraberinde getiriyor.
lENIN' IN DEVRI MCi SAVAŞIM STRATEJiSi
Rusya'daki devrimci kurtuluş hareketi n in proleter aşamasına yükselmesinden onla rca y ı l önce (1 890'n ın orta la rı nda), Rusya'daki i leri 'görüş l ü düşünürler feodal ve köleci d üzene karşı ç ı kt ı lar ve ütopik sosya l izmi savundu lar. Yani Rus devrimci leri yaklaş ık 1 50 yıl önce kapita l izm i saf d ış ı eden yen i , sosya l ist b i r gel işme yolundan ülkede toplumsal dönüşümlerin gerçekleştiri lebi leceğ ine ina nıyorlard ı . 1 9. yüzyı l ı n ik inci ya rısında, Rus
(I) V. i . len in, Tüm yapıt lar, c. 44, s . 150 (Rusça).
24
ayd ınları hareketi, özel l i kle Narodni kler aynı şekilde burjuva yönel iml i toplumsa l i lerlemeyi reddediyordu.
Kapita l ist o lmayan gel i şme fikri top lumsa l düşüncenin değerli b i r kaza nımıydı . Ama gerçekten b i l imsel b i r şeki lde i l k defa olara k K. Marks ve F. Engels' i n yapıtları nda d i le getir i ldi . Bununla bir l ikte Rus devrimci demokratla rın ı n ve Narodnik lerin pol itik-ekonomik top lu luk ve köylü devrim i yoluyla sosya lizme geçiş i becerebi lecekleri umudu bir ütopyadan iba- ' retti (2) K. Marks, 1 9. yüzyı l ı n sonlarında Rusya 'n ın « Batı Avrupa ü lkeleri örneğ in i izleyerek kapita l ist bir u lu s o lmak için . . . bir d izi karış ık l ıktan geçtiğ in i .. söylüyor. e) K. Marks, Rus Narodnik ideologla rıyla yaptığ ı polemiklerde, Batı Avrupa'da kapita l izmin kökenleri konusundaki görüşünün kapita l ist gelişmenin ta rihsel koşu l lar ne o lursa olsun bütün ü lkeler ve ha lkla r için kaçı n ı lmaz olduğunu söyleyen bir teori gibi gösteri lmek istenmesine şiddetle karşı ç ıktı . O , «tüm ha lkları n . . Batı Avrupa ü lkeleleri n in geçtikleri kapita l izm yolu ndan « g itmeye mahkum oldukları na .. inanmıyordu . (4) I l k Rus Marksisti o lon Georg i Plehanov 1 9. yüzyı l ı n sonunda Marksimı' in « h içbir ü lkeyi h içbir şeye mahkum etmediğ in i , bel i rl i b ir zamanda bütün halklar i ç i n ortak ya da ,zorun lu ' h i ç b i r yol göstermediği .. ni (5) bel irtirken son derece hakl ıydı .
len in bu fik i rleri gözönünde bu lundura rak ve dünya çapındaki devrim sürecinin k ısa b i r değerlendirmesini yaparak sosya l izme g iden yolların fa rklı olab i leceği ve kaç ın ı lmazl ıkla fa rklı olacağı anlayış ı nı dile getird i . Sosya l ist topluma geçme konusundaki ta rihsel zorun lu luk kendisini u lu sa l bağlamda gösterir. Somut ta rihsel koşul lar ın çok çeş itl i o lması , kapita l ist ü lkelerin eş itsiz gel işmesi ve dolayısıyla sosya l izmin maddi ve özell i kle de sübjektif-polit ik önkoşul lar ın ın fa rklı d üzeylerde o lgu nlaşmış olması , sosya l izme g iden yol ların çeşitl i l iğ in in ve sosya l izmin fa rklı ü l kelerde değiş ik zamanlarda zafere u laşmasın ın temel inde yatan nedendir. len in , bütün halkları n er geç sosya l izme u laşacakları n ı , oma her halk ın sosyal izme kendi yolundan u laşacağını, her b i r ü lkeni n koşu l larına uygun demokrasi ve sosya l ist dönüşüm biçim ve yol lar ına başvuracağ ın ı , dolayısıyla, sosya l ist gel işmenin u lusa l özel l i kler içi nde sağ lanacağ ı nı , bu özell i klerin « her b i r ü lkede farklı o lduğunu ve b iz im bu öze l l ik leri ortaya çıkartmamız, incelememiz ve öngörebi lmemiz gerekt iğ in i .. (G) bel irtti .
Lenin, Narodnikleri ideolojik alanda bozgu na uğratmas ın ın son oşa-
(2) Pol itik-ekonomik top lu luktaki toplumsa l i l i şk i leri temel a la ra k sosya lizme «g i rme .. tasarı m la rı 1 960' 1 1 y ı l larda bazı Afrika ü lkelerinde tartış ı ld ı . Ama sadece bu sosya l temelde toplumu sosya l ist çizg i lerle yeniden örg ütleme planları n ı n gerçekleşmeyecek bir şey olduğu görüldü .
(3) Marks ve Engels, Yapıtla r, c. 19, s . 1 20 (Rusça) . (4) Agy. (5) G. V. Plehanov, Seçme Felsefi Yapıtlar, c . 1, Moskova, 1956. (6) V. i. lenin, Tüm yapıtlar, c. 4 1 , s. 74.
25
molarında, top lumun gel işeceği sosya l i st yolun, b i reylerin ya do parti lerin isteklerine göre keyfi b i r şeki lde seçi lem iyeceğ in i bel i rtti ve toplumun gel işme olanaklarını p roleta ryan ın gel işmekte olon ka pita l izm temel inde verd iği s ın ıf savaş ımı tarafı ndan yaratı ld ığ ın ı vurgu ladı .
Bununla bir l ikte proleta rya ka pita l izmin evrim inin tip ve biç im leri karş ı sı nda i lg isiz ka lamaz. Rusya'da k ırsa l o lan larda kap ita l izmin ve daha geniş b i r bağlamda genel ola rak kap ita l izmin ge l işmesini ince leyen len in, burjuvazin in ono daya nağ ı olon öze l mü lk iyetin egemen l iğ i ve emeğin sermaye tarafı ndan sömürüsü vb. temel inde ortaya fa rk l ı biçim ve tiplerde kapita lizmler çıkabi leceğin i gösterdi . Bu kapita l izmler, ü retici güç lerin gel işme hız ına, toplumsal yaşamın ne ölçüde demokratikleştiğ ine, halk yığ ı n ların ın refah ın ın boyutlarına ve benzeri şeylere göre birbirlerinden fa rkl ı laşır lar.
Kapita lizm çağındaki i lk burjuva demokratik devrimi olon 1 905-1 907 devrim i s ı rası nda Rusya işçi s ı n ıfı ve köylü lüğü ü l keyi daha i leric i , burjuva-köylü tipi kapita l izm yolunda gel işmeye sokma g i riş im inde bulundu. Devrimci proleta ryaya öncü lük eden Bolşevikler, onu devrimin önderi durumuna getirmek, böylece burjuva dönüşümlerin sadece boyutların ı değ i l , t ip ini de kesin b i r şeki lde etkilemek i stediler. Çünkü bu dönüşümleri kim in ve nasıl gerçekleştireceğ i sorunu , ü lkenin ta rihsel yazg ı sı açıs ından b i rinc i l önemdeydi. lenin ' in görüşünce, a ncak feodal toprak mülk iyetin i n devrimci bir şeki lde ortadan kaldır ı lması , Çar l ığ ın devri lmesi ve burjuvazin in yetki ler ini s ın ı rlayan demokratik b i r cumhu riyetin kuru lması , doğrudan sosyal izm için savaşıma geçme olanakları yaratab i l i rdi .
Ya sosya l izm ya da kapita l izm seçeneğ i kend isini 1 9 1 7 Şubatında Rusya 'da kapita l izmin en gerici korunağı o lon Ço rl ığ ın burjuva demokratik devrimin zaferiyle y ık ı lmas ından sonra kesin b i r biçimde gösterd i . Dlke şimd iye kadarki bu en derin ve u l u s çapındaki toplumsal bunal ımdon an cak yeni tip, temelden yeni b i r toplumsal gel işmeye , sosya l i st toplum sistemine devrimci b i r geçişle kurta r ı labi l i rd i .
Rus sosyal demokrasi hareketi içersinde lenin' in karş ıs ında yer o lo n ve Marksizm'in as l ına sod ı k kaldık lar ın ı iddia eden Menşevi kler, lenin ' in Rusya 'n ın sosya l izme doğru i lerlemesi fikrine ka rşı ç ıkt ı la r. Bolşevikleri « devrimci serüvenci l ik .. le suçladı lar. D i kenin geri ka lm ış l ığ ın ı , ekonominin perişan durumda olmasın ı , proletarya nın sayıca azl ığ ın ı ve benzeri şeyleri bahane o larak öne sürdü ler. Rusya 'n ın sosya lizm için yeterince r lgunlaşmamış o lduğunu, sosya l izmin Batı 'dan gelmesini beklemekten başka yapaca k bir şey olmadığ ın ı , çünkü a ncak Batı Avrupa'daki top lumsa l gel işmenin b i r tür evrensel b i r· model sağlayabi leceğin i iddia etti ler.
Lenin, ekonomik ve sosyal açıdan Rusya'da kapita l izmin «orta dere cede gel işm iş » tipte o lduğunu, sanayi ve bankacı l ı k a lan ında tekelcil ik aşamasına u laştığ ın ı , ü l kede proletaryan ın yığ ınsa l l ığ ın ın ve yoğun luğu-
26
nun ise yeterince yüksek olduğunu gösterdi . Ote yandan Rusya 'n ın görece geri ka lmış l ığ ı Lenin ' in belirttiğ i g ib i b i r devr imin başlatı lmasına pek elveriş l iydi. « . . . geri ka lmış ü lke devrim i kolayca başlatab i l i rd i , çünkü devrim in ka rşıtları bölünmüştü, burjuvazi örgütlü deği ld i . » eı
len in , ülkenin sosya l ist yola g irmesi zorun lu luğunu savunurken polit ik önkoşu l lar ın o lgunluğuna büyük önem verdi . Rusya'da savaş ım yeteneği ve politik nite l ik leri açıs ından çok güçlü olon ve Bolşevik Partisi tarofı nda n yönlendiri len devrimci b ir proleta rya vard ı . Bolşevikler demokratik ortam ın bütününü yan i halk ın kendi l iğ inden a ktif faa l iyetlerde bulu nmas ın ı , g i rişimc i l iğ in i ve enerj is in i ve proleta ryanın öncü rol oynamasın ı sosya l izm iç in kuvvetli b i r it ici güç olara k değerlendiriyo r/ard ı .
Lenin ' in derinlemesine ta h l i l ettiğ i sosya l ist devr imin u lus lara ras ı yanı do önemli b i r itki sağ l ıyordu . Orneğ in « ta m yetk i l i b i r yönetic i» ve «güçlü bir hız land ı rıcı » o lan B i rinci Dünya Savaşı bütün toplumsa l çelişki leri keskin leştirmiş, kapita l izmin temel /erini sarsmış ve getird iğ i felaketlerle Avrupa çapında bir devrimci durumun olgu nlaşmasını h ı zland ı rmıştı. Yıkıcı savaş Rusya halk ların ı «yok olmak ya do sosya l izme doğru h iç beklemeden emin adımlar otmak a rasında derha l bir tercih ya pma » (Rı du ru munda bırakm ıştı.
Sosya l i st devr imin objektif ekonomik ve sosyal önkoşu l lar ın ın biçimlenmekte olduğu koşu l larda Lenin sübjektif faktörün, yani devrimci güçlerin temel pol it ik, sosyal ve u lusa l soru nları radikal bir şekilde çözme hazı rI ık la rı n ın oynadığ ı bel i rleyic i ro lün a lt ın ı çizd i . Len in, daha sonra Rusya'n ın sosyal izme doğru gel işmenin a l ı ş ı lagelmiş tarihse l s ı ra lamasın ı değ i ş ik l iğe uğ rata bi ld iğ in i, sosya l izmin maddi önkoşu lla rı n ın « bütünüyle » 01-gunlaşmasını beklemeyip işe «öteki uçtan» başıoyab i ld iğ in i , yan i önce pol itik erki e le geçirip, sonra bu e rke dayanara k toplumsal ilerleme için gerek l i o lan modern ü retici g üçleri gel iştirebi ld iğ in i bel irtt i .
Rusya'n ın sosya l ist yolu terc ih i Lenin' in ta n ınmış Nisan Tezleri' nde o l gu nlaşmış bir ta rihsel zorun lu luk o lara k d i le geti r i ld i . lenin, devrim i , yaklaşan sosya l izme geçişi hiç de doğa üstü güçlerle bir tür « bi l inmeyenin iç ine da ima » ola ra k görmed i . O, devrim i , kapita l i stlerin ve büyük toprak sahipler inin egemen oldukla rı düzenin buna l ım ından, ü l kenin 19 17'de içinde bulunduğu çı kmazdo n pratik b i r çıkış yolu , yani toplumsa l gel işmenin somut sorun la rına somut b i r ya nıt olara k gördü .
işçi s ın ıfı hareketin in amac ı ve ü lküsü olo n sosya l izmi lenin, u lu sa l b i r gereksinim olarak tanıttı . Böylece sosya l izm, Marks ve Engels ta rafından bu lunan bütün proleter devrim lerin başa rıya u laşmasın ın önkoşu l la rına uygun bir şeki lde p rati kte somut b i r ü lkenin, Rusya 'n ın u lu sa l koşu l la rı ve
eı v. i. lenin, Tüm ya pıt/ar, c. 36, s. 252. (") Agy, c . 34, s. 1 1 2.
27
ç ıka rla rıyla bağdaştı rı ld ı . Rusya işçi s ın ıf ın ın stratej is i objektif devrim sürecine bağl ı kaldığı ve mümkün olanla zorun lu olan ın s ın ı rlarını açıkça görebildiği iç in, Bolşevik Partisi teorik b i r tasa rım o lan sosya lizm i güncel b i r hedefe dönüştürebi ld i , ü lkeyi u lusa l b i r felakete dönüşme teh l i kesi gösteren buna l ımdan sosya l ist yoldan ç ıkartab i id i . Ve y ığ ın la rı olanaklı olan en kısa sü rede burjuva demokratik ge l işme aşamasına geçi reb iidi.
Dolayısıyla Rusya'da sosya lizm iç in verilen savaş ım ta r ih i b i r yandan bu savaşımın aşamalı o lduğunu , pek çok a lternatifler sunduğunu ve tutucu bu rjuva yolla sosya l ist devrime büyüyen devrimci demokratik yol a rasındaki çekişmeyi kendi içinde ba rınd ı rd ığ ın ı gösteriyor. Rusya'da sosya l izm savaş ın ın ta rihi , öte yandan da d i rimsel sosyal ve u lu sa l sorunlar ın devrimci b iç imde çözümünün ta rihsel b i r yasa l l ık olduğunu gösteriyor. (9) 1 9. yüzyı l ı n i kinci ya rıs ında ve 20. yüzyı l ın baş la rı nda Rusya'da yapı lan çeşitli burjuva reformları n ın olum lu sonuçla rı , h içbir şekilde Ekim Devr imi 'yle ve onu izleyen sosya l izm kurucu luğuyla kıyaslanamaz. Ekim Devrim i ve sosya l izm kuruculuğu s ın ıf sömürüsü ne son veri lmesi , sosyal ve u l u sa l hak eşitl iğ i , ekonomik ve kültürel geri kalm ış l ığ ın üstesinden gel inmesi , tüm halk iç in proletarya demokrasis i yapı ların ın yaratı lması ve benzer i g ib i ha lk y ığ ın lar ın ın ve bütün ü lkenin d i rimse l sorunlarına çözüm getird i .
Rusya'da sosya l izm i n zaferi sosya l i st yo lun seçi lmesin in k las ik Marksist formüle göre, ya ni kapita l izmi temel a lara k ve kapita l izme devrimci yoldan son vererek yapıldığını gösterd i . Sovyet devletinin deneyimi aynı za manda sosya l izme kapita l ist olmayan b i r gel işme yolu izlenerek varma olanağı bulunduğunu da gösterd i . Ekim Devr im i yapı ld ığ ında ü lke nüfusunun yaklaşık alt ıda biri kapitalizm öncesi (ve hatta feodalizm öncesi) gel işme aşaması nda bu lunuyordu. Ve kapita l izm i atlayarak sosya l izme doğru i lerled i . Bunu Sovyetler B i rl iğ i ' ndeki i leri u lu s ların kardeşçe yardım ı ve Komünist Partisi ' nin enternasyonal ist politikası olanaklı kıldı. Böylece b i r kere daha teorik b i r tasa rım , ya n i kapita l ist o lmayan yol dünyadaki toplumsal gel işmen in yeni ta rihsel yasa l l ı kla rı ndan bir i durumuna geldi . Kapita l ist o lmayan yol , son 30-40 yı l ın tarih i tarafı ndan doğrulanmıştır.
Ekim Devrim i 'n in u lus la ra rası önemi gerçekte onun Lenin' in devrim stratej isinin yaşama uygun luğunu ve güçlü lüğünü kanıtlamış olmasındadır . Geçm işte olduğu g ib i bugün de devrimci ler, Len in' in « hang i yo lun seçileceğ in i » (10) s ın ıf savaş ım ın ın bel i rled iği konusundaki f ikr ine büyük önem veriyorlar. Sosya l ist devrim ler çağını başlatan ve Sovyet Cum�uriyeti 'n in ku ru lmasına yol açan s ınıf savaş ımıd ı r.
(9) Ekim Devrimi deney imi örneğ in sosya l reformizmin işçi s ı nıfı hareketi içersinde etk i l i o lmadığın ı gösterd i . Rus Menşevikleri ve Sosyal Devrimci ler' i « saf demokrasi »yi ve p ro leta rya d i ktatörlüğü i le burjuva d iktatörlüğü a ras ında sa l lana n b i r tür « üçüncü yo l »u savundular ve eninde sonunda karşı devrimin safla rı na kayd ı la r.
28
DEVRIMCI TAKTiÖIN ROLO
Ekim Devrimi, Rusya'yı kes in bir şeki lde sosya l ist gel işmeye yönlendirdi . Ve insan l ığ ın toplumsa l gel işme doğru ltusunda köklü b i r değiş ikliğ in başlangıç noktas ın ı o lu ştu rdu . Ekim Devrim i deneyimi emekçilerin sosya l izm savaşımın ın başarıya u laşmas ın ın sadece toplumsal i lerlemenin genel çizgis in in doğ ru bir şekilde seçi lmesine bağlı o lmadığın ı gösterd i . Devrimci taktikler ve devrim sürecinin genel doğru ltusu içersinde i lerlemesi için en e lveriş l i yol, b iç im, ad ım ve olanakların araştırı lması sınıf sava'ş ımında büyük ve k imi zaman beli rleyici önemdedir. Devrimci amaca doğru g iden harekette çok geniş bir seçenekler yelpazesi bu lunması ve u lu sa l özell ik ler ve u luslara ra sı koşul lar dolayısıyla durumda değ iş ik l ikler o lması , doğru nu n bu lunmasını g üçleştirir. Lenin , sadece güncel pratikte kendini gösteren seçenekleri deği l , somut devrim süreci açısında n olanakl ı olan bütün a lternatifleri teorik olara k tah l i l etmenin ne denli öneml i olduğunun ısra rla a ltı n ı ç izdi. Len in, en etkin eylem ç izg i ve yöntemle rin i seçip devrimci lere verebi lmek ve onları olaylardaki herhangi b i r yön değişik l iğine ve savaşım biç im ve araçla rının değişmesine hazır l ık l ı kı lmak iç in o la na kl ı a lternatifleri derinlemesine ta h l i l etti. Bu do devrimci değ iş ik l iğ in olağanüstü kaygan koşul ları nda sosya l izme giden somut yolu seçmekte kul lan ı lacak metodolajiyi ortaya koyan Marksist-Leninist proletarya devrimi öğretisine ve Ekim Devrim i deneyimine u lus lara rası b i r değer kazand ı rd ı .
Bu konuda devrimci güç lerin yaptı kları eylem tipleri, erki e le geçi rmek için başvurdukları barışçı ya da ba rışçı o lmayan yöntemler, öncelik l i hedeflerin ifade edi lmesi ve benzeri şeylerin bazı yanların ı bel irte l im .
i l k olarak «doğrudan » gel işme yolunun mu yoksa «z ikzak l ı » gel işme yo" unun mu seçileceği soru nunu ele alal ım. Bu yol/ann seç imi konusunda «çözümü, ta r ih , savaşımın içindeki g üçlerden istemektedi r». (11) Bu yol lardan bir incisi y ığ ı n ları n doğruda n devrimci savaş ım vermeleri, a ktif devr imci yaratıc ı l ık la rı ve eski e rk i devirmek iç in .. cepheden sald ı rı » yolu, yan i h a l k iç in en elveriş l i , o m a aynı zamanda d a en fazla g ü ç gerektiren » (12) yoldur. I ki nc isi , yan i .. dolo mbaçı ı » ve .. zorak i » olanı ise yeterince güçlü o lunmadığı ve geçic i b ir uz laşmanın zorun lu olduğu durumlar iç indir. Bu her iki yolu da Ekim Devrimi 'nden önce değerlendiren Lenin şöyle d iyord u : .. iş ler in objektif du rumu doğrudan devrimci yolu gösterd iğ inde, b i r Marks ist kesin l ik le devrim in bu yoldan gelişmesi için kavga verir». (13) Lenin, « zikzoklı . . yolu seçme durumunun doğabileceğin i de belirtti. Fakat bu durumda partin in « • • • i l keleri ne, s ın ıf ına , devrimci amacına sad ık kalab i lmeyi başarması » (H) gerektiğini hatırlattı.
(lO) V. i. Lenin, Tüm yapıtlar, c . 1 1 , s . 1 03. (11) Agy, c. 14, s. 8. (12) Agy. (13) Agy, c . 1 6, s . 20. (H) Agy, c. 34, s. 373.
29
Böylesi, biçim bakımından esnek, ama s ı nıfsa l bakımdan tuta rlı ve i l ke l i b ir politika 1917 Ekiminde uygulandı . Bolşevik Partisi ü lke ha lklarına tari h lerin in bu dönüm noktas ında açık s ın ıfsa l dayanak nokta lar ın ı gösterd i . Len in şöyle yazd ı : .. Sosya l izme doğru korkmada n yürümeliyiz . . . Yolumuz Sovyet Cumhuriyeti 'nden, banka ve tekellerin u lusal laşt ı r ı lmasından, işçi denetim inden, herkes için çal ışma zorun lu luğundan, toprağ ın u lu sa l laşt ırı lmasından, toprak sa hiplerinin hayvan la rı na ve avadan l ı k la rı na el konması ndan geçmel id i r". (ıs) Len in ' in mecazi o larak söyled iğ i g ib i , bu önlemlerin gerçekleşt i ri lmesi , bu ad ım ların atı lması , Rusya 'n ın bir ayağ ın ı sosya l izme atmasını sağ lad ı .
Görü lüyorki, Sovyet erk in in ku ru lması , bütün demokratik ve sosya l ist dönüşüm lerin gerçekleşmesinde a na a raç o larak b irinci yerde gelmekted ir. Lenin , Sovyet Cumhu riyeti ile o lanakl ı sosya l ist a lternatife kıyasla ü l ken in toplumsal ve pol itik gel işmesinde b i r ad ım ger i g itme an lamına gelen a l ı ş ı lagelmiş burjuva parlamenter cumhu riyeti a rasında b i r terc ih yapmak sözkonusu olduğunda ha lk ın Sovyet Cumhuriyeti 'n i ve sosyal izmi terc ih edeceğinden emindi . Lenin, ha lk ın Sovyet leri kurmasına, .. tüm yaşamın onlar ın kontro lü a lt ına a l ı nmasına " ya rd ımc ı o lman ın Bolşevik Part is i 'n in görevi olduğuna, böylece halk için .. Kurucu Meclis a racı l ığıyla ya da ondan bağımsız o larak . . . terc ih ini işçi ve Köylü Sayıavları Sovyetleri Cumhu riyeti 'nden yana yapmasın ı n" (16) daha kolay olacağ ı na inanıyordu .
Len in' in ya klaş ım ı , parlamento d ı ş ı devrimci savaş ım biç im leri uygu laya n Bolşevikleri n, parlamenter o lan lar da içinde, öteki savaş ım biç imleri ni de d ışta lamadık lar ın ı gösteriyor. Büyük önder sosya lizme geçiş için ola na.kl ı aşamaları inceledi ve d iğerle r in in ya nısı ra .. kombine gelişme tipleri" f ikr ini ortaya koydu . Sovyet e rkiyle Ku rucu Mec lis' in bir a rada götürülmesi g ib i .
Sorunun bir d iğer öneml i yan ı ise, sosya l izme barışçı ve ba rışçı o lmaya n geçiş yol ları a rası ndaki karşı l ı k l ı i l i şkid i r. Lenin, sürekl i yeni toplumsal sistemi ha lk yığ ın la rı iç in. en avantaj l ı ve en az ac ı l ı bir biçimde ku rman ın yol lar ını a raştı rd ı . Marks ve Engels g ib i o da barışçı yolun yeğlenmesi gerektiğ i n in a lt ın ı ç izd i . Ama .. barışçı " yol kavramı h iç de sınıf savaş ımı verilmeyen bir hareket, yani « sa lt parlamenter" ve gerçekte reformist yol lara başvurul ması an lam ına gelmemektedir. Len in devrim in ba rışçı yoldan gel işmesi olanağın ı .. son derece değerli " (Ii) olarak nitelendiriyordu. Bu yo l Ekim Devrim i öncesinde özel l ik le de 1917 yı l ın ın Mart-Haziran ayla rı a rasındaki, ik i l i erk döneminde, burjuvazi güçlü b i r şekilde zor ku l lanma olanaklar ın ı yit ird iğ i , azami ölçüde demokrat ik özgü rlükler elde edi ld iğ i ve emekç i lerin erki n in Sovyetler biçim inde potansiyel olarak hazır olduğu bir sırada bir-
(15) Agy, c. 34, s. 373. (Hi) Agy, c. 3 1 , s. 164. ( I i) Agy, c. 34, s. 1 35.
30
çok kez ortaya ç ı ktı . lenin ' in polit ik erkin emekçiler ta rafı ndan barışçı b i r şeki lde e le geç i ri lmesi ve sosyal izme barışçı b i r şeki lde geç iş konusundaki ta hl i l i devrim teoris in in öneml i b i r parças ıd ı r.
Bu sorunla s ık ı s ık ıya bağl ı o lan b i r diğer konu da lenin' i n gel işti rd iğ i sosya lizme devrimci-demokratik yo ldan g itme görüşüdür. Bu rada söz konusu olan, politik ve ekonomik hareketi n, yaşam alanlar ın ın gerici bürokratik, tekelci burjuva bir şeki lde d üzen lenmesinden ka lk ıp aşamalı bir şekilde devrimci demokratik biçimde düzenlenmesine doğru gitmesi 010-
nağıd ır. Halk y ığ ın lar ın ın sosya list değ i l , genel n itel i kte demokratik görevler çevresinde toparlanması ve bu y ığın la rın burjuvaziyle " uzlaşma » hayo lle rinden vazgeçmeleri yoluyla erk in emekçilerin e l ine geçmesi, sosyal izme doğru , " Sovyetlerin iç ı'ndeki s ın ıf lar ve parti ler a ra sındaki savaş ımın barışçı b i r şeki lde ortadan kaldırı lması » ('�) o lanağına doğru, yan i sosyal izmin çoğunluğun vazgeçi lmez istemi duru muna getiri lmesine doğru at ı lmış b ir ad ım olabi l i rd i . Ekonomik a la nda do Bo lşevikler bu aşamada büyük sermayenin egemenliğini yok edici ve proleta ryanın top lumdaki rolünü� öne ç ı kart ıc ı köklü ön lemler gerçekleştirmeyi planlıyor/ardı.
Ekim Devrimi 'n in sosya l izme geçişteki öteki yola, barışçı olmayan, s ilah l ı yola başvuru lması konusundaki deneyimi de büyük ta rihsel önem taşıyor. Sovyet erki nin barışçı yolda n kurulması olanaklar ı politik bakımdan ortadan kalkı nca len in Bolşevik Pa rtisi ' n i ve emekçi y ığı nlar ın ı s i lah l ı b i r ayaklanma başlatmaya çağ ı rd ı . O zamana kadar y ığ ın lar politik deneyimleriyle burjuva demokratik reformlar ve burjuvaziyle yapı lan an laşmalar vasıtasıyla iç inde bulunulan korkunç ekonomik ve pol i t ik bunal ımdan çık ış iç in "daha kolay» b i r yol bu lunu lamıyacağın ı pek güzel öğrenmişlerd i . Objektif koşu l la r ü lkede sosyal izmin kurulmasın ı ivedi b i r zorun lu luk o larak dayatıyordu . Bu objektif koşu l lar u lusal y ık ım teh l ikesi , savaşın uzayıp gitmesi, ekonominin çökmesi, toprak soru nunun ve u lusa l soru nun bel irgin leşmesi ve «u mutsuz du ru m » (!!I) id i . Devrime karşı yeni bir fesat hazı rlamakta olan ka rş ıdevrimci askerleri h ızla etkisiz k ı lmak gerekiyordu . Yığın lar demokratik istem ler ve ivedi ihÜyaçla rın ın karış lanması iç in savaş ırn lar vererek sosyal izm için savaş ıma varm ış lard ı . Toplumun yeni gel işme yolunun yığınlar ın kend isi tarafından seç imi mekanizması böyleyd i . Başkent Petrograd'daki s i lah l ı ayakıpnma devrimci güçleri n üstünlüğü sayesinde hemen hemen hiç kon dökülmeden gerçekleşti r i ldi . lJIkenin her yerinde erk in Sovyetıere geçmesi pratikte barışçı bir şeki lde gerçekleştir i ldi .
len in ' in ş iddete başvurma ve iç savaşı devrim in evrensel vazgeçi lmez
(IR) Agy, c . 34, s. 8 1 . (ın) Bel iryeci kavgan ın a rifesinde lenin çarpıcı b i r aç ık l ı kla şöyle d i
yordu : « . . . objektif ola ra k başka ç ık ış yolu yok, . . . ya Korn i lov'cular ın d iktatörl üğü ya da proleta rya d i ktatörlüğü dışında başka Ç ı k ış yo lu ola maz. (Agy, s. 406)
3 1
bi r i l kesi olarak gösterd iği şekl indeki iddiala r Marksizm ' in ka rş ıtlar! ta rafından öne sürü lmekted i r ve tamamen as ı lsızd ı r. Bu savaş ın, Rusya 'n ın u lusal ç ı ka rlarına aykırı o lara k yabancı müda ha leciler in desteğiyle burjuvazi tarafından başlatı ldığı yadsınamaz. Len in başka ülkelerin sosyal izme « başka yol lardan , daha insa ncıl yol lardan», « şiddete başvurmadan, Kerenski ve emperya l istler in bize dayattı k ları bu kanl ı yola başvu rmadan» (20) g ideceklerin i öngörüyordu. N itekim işçi s ın ıf ın ın e rki barışçı yoldan ele geçi rmesi yolla rı özel l ik le Alman faşizm in in ve Japon m i l itarizm in i n I k inci Dünya Savaşı 'nda kesin yen i lg iye uğratı lmasından sonra , pek çok kez görü ldü . Ve d ünyanın çeşitli ü lkelerinde uygu landı . lenin ' in göstermiş olduğu devrim in genel yasa l l ı kla rı komünist ve işçi parti leri n in program ların ın ve polit ika ların ın merkezini o luşturdu la r.
SORUNUN ULUSLARARASl ANEMI
Dünyada son 30-40 yı l iç inde meydana gelen gel işmeler Len inci devrim teoris in in temel tezleri n in ca nl ı l ığ ın ı b i r kez daha kanıtıad ı . Bu, sosya l izme g iden yolların seç im i konusu için de geçerl idir. Kuşkusuz kadeş partilerin 20. yüzyı l ın ikinci yarısında toplumsa l i l işki lerin sosya l ist doğ rultuda dönüşüme uğratı lmasın ın somut yol larını bel irlemelerinde yen i faktörler de rol oynamıştı r.
Bütünüyle yen i ta rihsel durumun sonucu olarak sosya lizme geçiş in objektif ola nakla rı geniş lemiş ve sosya l izme doğru i lerleme yol la rın ın çeşitl i l iğ i geçmiş ta rihsel deneyime göre çok daha a rtm ıştır. Bu çeşitl i l i k içersinde yığı nların sosyal kurtu luş yolunu a radık ları koşu l larda, devrimci Marksist part i lerin önemi a rtmaktad ı r. Toplumsa l gel işmede i l kesel yeni yo lun seç imi , sınıf savaş ımı içinde ve tek köklü top lumsa l yenilenme a racı o lara k kalan devrim in gel işmesi s ırası nda o lu r. Ş imdiye kadar hiçbir yerde hiçbir k imsenin reform izm yoluyla sosya l izme vardığ ı görülmemiştir.
Ote ya ndan sınıf savaşımların ın sosyal . politik ve ekonomik koşul ları g iderek daha karmaşıklaşıyor. Bu da devrimci g üçlerin , kardeş pa rt i lerin durumu bağımsız bir şeki lde değerlendi rmeleri yönünde bun lara yönel ik istemler de artıyor.
Bütün sosya l ist ü lkelerde devrim le r u lusa l koşu l lar ın ve dış polit ik durumun dayattığı biçimlerde yapıldı. Sosyal izme barışçı ve aşamal ı bir şeki lde geçi lmesi konusundaki Len inci f ik i rler bir d izi Güney-Doğu ve Orta Avrupa ülkesinde yapı lan sosya l ist devrim ler s ı rası nda yaratıcı b i r şekilde gel iştiri lerek olayların içersinde somutlaştı rı Id ı . Kardeş parti ler bu devrimIerde ne başkaları n ı n deneyimlerini mekan ik bir şekilde kopye etti ler ne de bu deney imi tanımazl ıkton geld i ler. Sosyal ist dönüşüm lerin yol, biçim
(20) Agy, c . 38, s. 261 , 262.
32
ve yöntemleri konusunda o zamana kadar elde ed i lmiş b i lg i ler in incelenmesi ve parti ler arası nda ki deneyim a l ışverişi yeni top lumun kurulmasına büyük ölçüde yard ımcı oldu. Uygu lamalar gösteriyor k i , denenm iş ve s ınanmış yöntemlerin s ık ı b i r şekilde incelenmesi sosya l ist dönüşümleri güçleştirm iyor, tam tesine kolaylaştı rıyor.
Günümüzde sosya l ist ü lkeler reel , yaşayan sosya l izm i yetkinleştirmede ilk yol açıcı ları o luyorla r. Ku rucu luk konusunda, kapita l ist d ünyanın d üşmanca tutumla rın ın etkis in i azaltma konusunda gelişme s ı ras ında ortaya ç ıkan çel işki le ri çözme konusunda sürekl i daha etkin araçlar a raştı rı l ıyor. Kısaca söylemek gerekirse, sosya l ist s istemin ta ri hsel ü stün lüklerinden en iyi bir şekilde yararlanmanın yo l la rı a raştı r ı l ıyor. Reel sosyal izm, içeriği g ittikçe zenginleşen, ekonomik potansiyeli g ittikçe a rtan , yığı n ları n öz yönetimlerinin yaygın laşması ve b i reylerin her yönlü gel işmeleri için gerekl i koşu l lar ın o luştuğu bir top lu luk durumuna gel iyor. Yen i s istem çok çeşitl i b iç imlerde yetkinleşiyor.
Tekelci devlet kapita l izmin in bu lunduğu ü lkelerdeki komünist ve ıŞÇı partileri de program ları nda ve politik, örgütsel ça l ışmalarında sosya l ist dönüşümlerin gerçek olanakların ın tah l i l i konusu na büyük yer ayı rıyorlar. Len in, devrim süreçlerin in kaçın ı lmaz bir şeki lde gittikçe daha karmaşıklaşacağın ı öngörmüştü. Lenin, devrim teorisi nde sübjektif ve objektif faktörlerin eşitsiz bir şeki lde olgu nlaşmala rını titizli kle incelem işti : « Ekonom ik ve toplumsa l gel işmenin koşu l ları sayesinde b i r devrim olgun laştı kta n sonra devrimci s ın ıfla rın her za man bu devrim i yapmak için yeterl i güce sah ip olacakları n ı sanmak yanl ış o lur. Hayır. I nsan toplumu i lerici ögelerin bu kadar , iş ine gelecek' biçimde ve bu kadar rasyonel bir yapıya sah ip değ i ldir. Devrim olgu nlaşmış olabi l i r, ama devrim i yapmakla görevli güçler henüz yetersiz ka labi l ir, bu durumda toplum çürür ve bu çürüme bazen onlarca yıl sürer» (21) .
Pratik, ka pita l izmin yavaşlamış ola n çürüme süreci içersinde onun ömrünü uzatma meka nizmasın ı n yetkinleşmiş olmasın ın sosya l ist yo lun seç imin i özel l ik le güçleştird iğ in i gösteriyor. Gel işmiş toplu msal s istemler (L.enin, Batı kapita l izminin güçlü ve sağla m bir şekilde örgütlenmiş olduğunu söylüyordu) (22) «yük»lere, yan i işleyişlerindeki ciddi bozukluklara daha uzun süre daya nma ve yeni koşul lara adapte olma, böylece bunal ım ın devrimci b i r patlamaya dönüşmesini engelleme yeteneğine sah iptirler.
Bu açıdan baktığ ımızda Len in in « saf .. toplumsa l devrim olmayacağ ı , devrimlerin sosya l ist eğ i l im ağ ı r basmakla bir l ikte b i rb i ri nden çok fa rklı toplumsa l hareketleri bünyesinde ba rı ndırd ığ ı konusundaki f ik i rlerin in ne denl i güncel olduğu görülüyor. Bütün bunlar ba rış savaşım ıyla s ık ı s ı kıya
(2 1) Agy, c. 1 1 , s. 366-367. (22) Agy, c. 37, s. 67.
33
bağl ı b ir a ntitekel savaş ım stratej is i gel iştiren kardeş pa rti lerin teori ve pratiği ne yansıyor.
iki sistemin yanyana yaşaması koşu l ları nda, len in ' in s ın ıf savaşımlar ı n ın ve y ığ ın lar ın genel demokratik hareketi n in burjuva top lumun sosya l ve politik yönelimi üzerindeki etkisi konusundaki fikirleri büyük a nlam taşıyor. Bu rjuva top lumunun en gerici u nsu rla rı n ın bugün izled ik leri m i l i tarizasyon ve savaş hazırl ı kları yolu ön lenemez b i r şey değ i ld i r. Bu yolun karşısına sermaye ülkelerinde d e gittikçe daha geniş destek bulan dün
yada gerg i n l iğ in aza lt ı lması , yumuşama fikri d i ki lmektedir. Emperya l izmin günümüzde sosya l ist d ünyaya, i şç i s ın ıf ına ve u lusa l kurtuluş hareketine karş ı b i r karş ısa ld ı rı yöneltme g iriş im ler in in sadece emekçi yığ ı n ları n ı n sosyal ve demokratik haklarına deği l , aynı zamanda toplumsal i lerleme eğ i l im in in kend is ine de zarar verdiğ i g iderek daha geniş çevreler ta ra fından a nlaşı lıyor. Bütün bun lar teh l ikel i m i l itarist ç izgiye son verme olanakla rı n ı n g iderek a rttığ ı n ı gösteriyor. Komünist ve işç i parti leri s ın ıf savaş ım ı stratej i lerini g ünümüzdeki gel işmen in g ü ncel eğ i l im ler in in ış ığ ında hazı rlayarak, bunal ı mdan ha lk y ığı n ları n ı n ç ı karına bir şeki lde ç ıkmak ve sosya l izm yolunda önemli basa makla r sayd ı kları demokratik dönüşümler yapmak için savaş ıma g iriyorlar.
Ekim Devrim i deneyimi ve len in ' in devrim teorisi u lusa l kurtuluş hareket indeki yen i olayları n ve bu hareketin devrimci sürecindeki rol ünün tahI i l i nde de a nahta r görevi görüyor. Günümüzde u lusa l kurtu luş devrimlerin in sosyal devri m lere büyümesi soru nu dünyan ın çeşitl i yerlerinde ortaya ç ıktıkça len in sosya l izme geçiş in devrimci -demokratik biç imleri, u l u sa l kurtuluş savaş ımıyla toplumsa l kurtuluş savaş ımı arası ndaki karş ı l ı k l ı bağ ve utka n sosya l izmin yen i kurtu lmuş ü lkelere yard ım ın ın önemi konusundaki fi kirleri ş imd iye kadar görülmedik boyutlara u laş ıyor. Bu fikirler i leri top lumsa l sistemi kurma yönünde yen i somut olanaklar bulmak iç in geniş b i r a lan oluştu ruyor.
Marksist-len in ist teoriden ve u lus la rarası kom ün ist hareketinin deney iminden esi n lenerek devrimci demokrat öncü nün sosya l ist yönel imi seçtiği pek çok Afrika, Asya ve latin Amerika halkı n ı n önünde kapita l ist gel işme tipini a şma perspektifleri açı lıyor. Bunun sonucu nda gel işmekte olan dünyan ı n devrimci demokrat güçleri sosya l izm savaş ım ına katıl ıyor. Bu da sosya l ist geleceğe geçiş sorununun ince lenmesine çok sayıda yen i u nsur katıyor. Bu inceleme tarih sürec in in gerçek yapıcıs ı ola n emekçi yığ ın ları n ı n köklü değ iş ik l ik ler gerçekleştirme, hayatla rı n ı kökten yeni leştirme ve sosyal adalet istekleri gibi sarsı lmaz bir temel üzerinde yapıl ıyor.
Rusya'daki Ekim Devrimi deneyimi ve len in' i n teorik mirası çağdaş işçi
sı nıfı hareketine ve bütün öteki i lerleme güçlerine ta rih in i lerlemesini durdu rmaya çalışa n gerici l iğe ka rşı verd i kleri savaşta sad ık b i r şekilde h i z · met ediyor.
34
Nikaragua'yı savunmak ortak görevimizdir
Ho Şi Ban
Vietnam Komünist Part/sİ'nin dergideki temsilcisi
Randolfo Banegas
Honduras Komünist Partisi MK üyesi, partinin dergideki temsilcisi
linen lorzavilis
Yunanistan Komünist Partisi MK üyesi, partinin dergideki temsilcisi
Orta Amerika aç ık b i r yara g ibid i r. Burada, ABD kara, hava, deniz kuvvetlerin i n büyük çapl ı manevra ları eş l iğ inde olup biten dramatik olaylar dünyan ın i lerici, demokratik kamuoyunun tepkisiyle karşı laşıyor, u luslara ras ı örgüt ve ha reketlerin ve Washington'un h iç de hoşuna g itmeyen bir biçimde ABD'n in bağ laşı kla rı n ın protestolarına yol açıyor.
Söz konusu o lan ABD emperya l izm in in s i lah l ı müdahalesinin artmasıd ı r. Onun Pa nama'daki, EI Salvador'daki ve Kosta Rika'daki askersel varlığı {l rtıyor. Hondura s fi i len ABD işga l i a lt ındadır. Saldır ının sivri ucu Nikaragua'ya yönelti im iştir. Emperya l izm her an üstü örtü lü operasyonlardan, şu ya da bu şeki lde g izl i y ık ıc ı ve terörist faal iyetlerden, l imanlar ın mayınIanmasından, ekonomik ablukadan ve son haddine varan psikoloj i k baskıdan N ikaragua Devrim i 'n i , EI Salvador'daki ve öteki ü lkelerdeki u lu sa l ku rtu luş hareketlerini s indir ip ezmek amacıyla a ç ı k sa ld ı rıya geçebi l i r.
Washington'un emperya list n iyetleri, politik, sosyal-ekonomik, askersel sonuçla r ın ın ne olacağı önceden kestir i lmesi zor b i r durum yaratab i l i r. Saldırgan durduru lmalıdır. N ika ragua' nı n savunu lması , bütün u luslar ın ve hükümetlerin, barı ş ı , demokrasiyi, u lu sa l egemenl iğ i ve kend i yazgıs ın ı bel irleme hakkın ı kutsa l saya n herkesin davasıd ır. Bu bizim ortak enternasyonal ist görevimizdir.
Dünya ka muoyu Orta Amerika bölgesindeki patlamaya hazı r durumu ya kından izl iyor. Kardeş parti lerin onayladı kları belgelerde ve yönetic i lerinin yaptıkları açıklamalarda, ABD'nin şu a ndaki empryal ist çizgisinin « Santa Fe belgesine» dayandığ ı , yan i gerek öz, gerekse biçim olara k « büyük sopa » pol it ikas ına geri dönüş olduğu belirti l iyor. Bunun başl ıca özel l iğ i, ka rş ıdevrimci g üç lerin eşl iğ inde açık sa ld ı rgan l ı k ve veri l i durumdak i en küçük bir değ iş ik l iğe karşı a rtan hoşgörüsüzlüktür. B ir başka ayırdedici özell iği , Latin Amerika'n ın karşı karşıya bulunduğu ivedi sorunların çözümüne yard ım etmek bir yana, en azından bunları görmek ve ele almak konusunda gösterilen isteksizl ikt i r. Tam tersine, bu çizgi, varolan
35
sorun lar ın daha da keskin leşmesine götürüyor ve bölge ha lk la rı n ın u lusa l gereks in imlerini , esenl iğ in i ve egemen l iğ in i küçümsüyor.
En gerici emperyal i st çevrelerin ç ıka rları n ı d i le getiren ş imdiki ABD yönetim i Beyaz Saray'a yerleştikten sonra « Sovyet-Küba-Sand inist komünizm ine» karş ı , « Batı değerleri n i », ABD'nin « u lusa l güvenl iğ i n i » savunduğunu öne sü rmeye başlad ı . Başkan Reagan' ın aç ıkça izled iği a maç, N i ka ragua'daki Sandin ist hükümeti devirmek, EI Salvador'a «demokratik b i r çözüm» dayatmak, bölgede u lus larötesi tekel lere hammadde ve ucuz işgücüne kolayca sa h ip olma olanakla rın ı sağlayacak yerli burjuvazilerin polit ik önderl iğ in i gara nti etmektir. (I)
Gerçekten de Nikaragua Devrim i 'n in ya da Salvador'daki geril laların en büyük kapita l ist gücün «güvenl iğ in i tehdit ettiğ i »ne inanmak gülünçtür. Halk ın daha iyi b ir gelecek için savaş ımın ı « komünist sızm a » i le özdeşleştirmek, ç i rkin a maçları hakl ı gösterebi lmek için ku l lan ı lan eskimiş b i r görüştür. Ve böyle duru m la rda her zaman görüldüğü g ib i , bu a maçla rın g izlenebi lmesi için ya lanla rdan bir duman perdesi oluştu ru luyor.
Gerçek ise bambaşkadı r. Komplola rı kuran, Sandin istler değil, karş ı devrimciler ve onla rı besleyenlerdir. On m i lyonla rca dola r yıkıcı faa l iyetler iç in harcandı . Beyaz Saray' ı n baskısıyla, Amerikan Kongresi ka rşı devrimci leri beslemek i ç i n «ek insancı l ya rd ı m »lar yap ı lmasına i z i n verd i . Demagajiye bakı n : Sand ino'nun ü l kesinde iğrenç suçlar işleyen eşkiyalara karşı « insancı l tutu m ." Bir de olgulara bakı n : Son dört yı lda 2.500 a nti-Sa ndinist eylem yap ı ld ı ; yaşl ı . kad ın , çocuk demeden 1 2.500 N i karagua yu rttaş ı öldürü ld ü ; bu ü lkeye verilen maddi za ra rları n ya rım m i lyar doları bu lduğu tahmin edi l iyor. Uygu lanan devlet terörizmi işte böyled ir.
Basındaki haberlere bakı l ı rsa, Amerikan m i l itaristıeri ve casusluk örgütleri Nikaragua iş in i «çantada kekl i k» o lara k görüyorlar. Bunlara göre a skersel operasyonlar önce çoğunlukla önemli hedeflere yönel i k hava akı nıarı b iç im inde o lmal ıd ı r. Sonra yeniden kurulacak bir « hükümet» kend i «ordusu »nu oluşturacak ve olası d iren iş yuva ların ı yok edecektir.
S ins i l iğ in ve a rsızl ığ ın bir örneği olan bu görüş yen i değild ir. Bir zamanlar yoğun hava sa ld ı rı la rı n ı n Vietnam'a karşı « kolay bir zafer»e yolaçacağ ı i leri sürülmüştü. Sa ld ı rganlar ın s ins i planlar ı , b i r on yı l ın , Vietnam'a ölüm ve y ık ım getiren bir on yı l ı n kôbusu oldu. Birbir ini izleyen Amerikan yönetim leri, « kendi hükümet"lerini Saygon'da erkte tutmaya ça l ı ştı la r. 1975 i lkbaharı nda Vietnam halk ı evrensel-tarihsel bir zafer kazandı . Geniş bir u lus lara rası dayanışma görerek, özgürlüğünü ve bağ ımsız l ığ ın ı kesinl ik le savundu.
Görülüyor k i , bu ders, yen i doğmuş Sovyet Rusya'ya, Kore'ye ve Küba'-
( I ) Bak M. Stührenberg. «Strategie americaine. Rol I bo ek en a rrierecour", Revolution, 29 Mart 1 985.
36
ya saldırı larda a l ı nan eski derslerle b i rl ikte ABD yönetim çevrelerine ş u basit gerçeği a nlatmam ıştı r : Polit ik sorunlar her zaman sila h g ücüyle çözü lemez ve askersel üstünlük, devrimin i savunan, büyük ideoloj ik, polit ik ve moral üstünlüğe sah ip olan ve ilerici insan l ığ ın desteğ ini alan halklara karşı zafe rin garantisi olamaz.
Gerçekten de emperya l istler, taktiklerini değ işiti rmelerine rağmen tarihsel deneyim lerden ender sonuç ç ıka rtıyorlar. Şu a ndaki Washington yönetiminin ç izgisi, sertlik konusunda, kendi lerinden öncekini aş ıyor. CiA, gerici güçleri bira raya geti riyor, pa ra l ı asker çetelerini o luştu ruyor, s i lahlandırıyor ve eğ itiyor. Pentagon çeşitl i türden « olağanüstü durum»lar için askersel manevra lar yapıyor, Honduras' ı e n b üyük köprü başıno dönüştürüyor, bi rbi riyle bağl ı askersel üslerden oluşa n dev b i r bölge oluşturuyor. N i karagua'ya ka rş ı askersel operasyonlar iç in dal ları olan b ir a ltyap ı ve loji stik sistem ku ruyor.
Sandinistler, en az beş darbe önledi ler, 7 b in in üzerinde karşıdevrimciyi ö ldürüp büyük m iktarda askeri gan imet ele geç irerek, birçok sald ı rıyı geri püskürttüler. N i karagua'n ın u lusa l ordusu ve mi l isleri her an ha rekete hazı r du ru mdadır. « I kinci bir Grenada olmamalı \ Geçit yok \» belgisi a l tında işçi ler, köylü ler, aydın lar, kadın lar ve hatta erg in l i k çağına gelmemiş gençler a ktif savunmaya katı lmak için gönül lü yazılıyorla r.
Şimdiki Washington yönetim in in saldırgan ve serüvenci tutumunun kökeninde yatan, korkunç yoksu l luğa, en temel i nsan hakla rı n ın kabaca çiğnenmesine, yerel ol igarş i lerin ve u lusla rötesi tekellerin keyfi yönet imlerine, yen isömü rgeciliğe ve ABD'ye bağıml ı l ığa « hayı r ! » demeye cesa ret eden halklara "örnek b i r ders vermek» isteğidir. Ozgür! ükleri iç in savaşan halkla r ezgi boyunduruğunu k ı rmak, demokratik hükümetler ku rmak ve sosya l i lerleme yoluna g i rmek için mücadele ed iyorlar. Bir d izi yeni sosya l başkaldı rıyla karşı karş ı ya gelen emperyal istler, yitird iklerini geri a lmaya çal ış ıyorlar, bu yönde s i lahl ı korsan l ı k eylem lerine b i le başvuruyorlar.
Bütün bunla rı n temel inde kapita l ist sistemi etkileyen genel buna l ım ın t ırmanması ve tekellerin dünya üzerindeki güçler i l işkisinin barış, u lusal bağımsız l ık , toplumsa l eşitl ik ve i lerleme güçlerinin ya rarı na değişmesinden duydukları korku vardır. « Komün ist teh l ike»ye, atıfta bu lunmala r, dünyamızdaki savaşları ve toplumsal adaletsizl iği ya ratan ın bizzat emperyal izmin olduğunu g izlemek içindir . Bu, onu ta ri hsel açıda n yok olmaya mahkum ediyor. Ne var ki, emperya l izm hôlô güçlü ve teh likelid ir. Onun sa ld ı rgan eylemleri büyük b i r askersel teh l ike o luşturuyor ve u lu slararası gergin l iğ in tırmanmasına yol açıyor. Bundan ötürü Nikaragua Devrimi 'n i , savaşan Salvador ve öteki ha lkları savu nmak, bar ış iç in , vazgeçilmez insan hakk ı olan yaşama hakk ı , özgürlük ve geleceğ ini bağıms ız olarak seçmek uğru na evrensel m ücadelenin bir pa rçası durumuna gelm iştir.
37
Şimdiki koşu l lar, emekç i lerin enternasyonal ist dayanışmasına özel b i r önem veri lmesini gerektiriyor. Bu bayrağı a ltında ilerici insan l ığ ın Ekim Devrimi 'n in her yı ldönümünü kutlad ığ ı dayan ışmadır. Enternasyona lizm ü lküsü 19 . yüzy ı lda formüle edilen ve ta rih i lerledikçe artan ölçüde tam uygu lanmasına başlan ı lan şu küçük komün ist belg ide ifade bu lu r : " Bütün ü l ke lerin proleterleri, birleşin i z ! »
Sovyet Rusya'n ın savunu lmas ında u lus lara rası dayanışmanın rol ü üzerinde dururken Lenin şöyle demişti r : " Bütün dünyadan, üste l ik de bize düşman olan ü lke lerden de, emekçi lerin sempatisi bize yönelen bütün sa ld ır ı lar ın tümüyle boşa ç ıkartı lmasında beli rleyici kaynak, bel irleyici neden olmuştur,» (2)
Daha sonra b i rçok ülkeden enternasyonal istler ispanya Cumhuriyeti 'n in savunulmasına, o zamanlar henüz eşitsiz o lan faşizme karşı i spanya'daki savaşa, 1 945'deki Büyük Zafer'in başlangıcı olan kavgaya katı ld ı lar. Dünya sosya l ist sistem in in kuru lmasın ın öneml i etmeni , Sovyet halk ın ın ve onun komün ist partisin i n enternasyonalist tutumu olmuştu r. Sosyal ist toplu luğun, dünya komünist ve işçi hareketi n in ve u lusal kurtuluş kuvvetlerinin yabancı tekel lere ve yerl i o l igarşi lere karşı savaşan hal kla ra verd ikleri kardeşçe destek, yiti rilen ta rihsel g irişim i geri kazanmaya yönel ik emperya l ist ça baları çoğun lukla boşa ç ıka rtan güç o lmuştur. Bu, Vietnam'da, Küba'da, Angola'da, Etiyopya'da ve daha b irçok ü lkedeki deneyim lerle kanıtlanmıştır.
Bugün N ika ragua'ya karşı tutum , pol it ik g üçlerin ve kişi lerin, partilerin ve örg ütleri n gerçek a maçları ve hedefleri açıs ında n bi r ölçüttür. N ikaragua Devrimi 'n i destekleme hareketi, gerçekten bir u lus lara rası ka rakter kazanmıştır. Ve her zaman olduğu gibi; komünistler bu hareketin en ön sıralarında yer o lmaktadı rlar . SBKP ve Fransız Komünist Partisi' n in ortak açıkla masında saldırı teh l ikesi ka rş ısında bu lunan ve " özgürl üğünü ve bağı msızl ığ ın ı kah ramanca savunan N ika ragua hal kıyla ateşl i dayan ışma lçırı nı vurgu lamayı gerekli gördük leri» (3) belirti l iyor. Sandinist Devrim i i l e dayanışma yakın geçmişte Havana'da yapı lan kardeş partilerin bölgesel konferansında, Bolivya, Kanada, Kolomb iya , Finlandiya , Fransa, Ingi ltere, Guya na. Macaristan, Jamayka, Romanya , Güney Afrika ve I sveç komün ist parti lerin in kongrelerinde d i le getirild i .
Lat in Amerika'daki durum komünistlerin enternasyonal ist tutumu, N ikaragua Devrim i'ne ve öteki kurtuluş ha reketlerine destekleri i le u lu sa l konuları ele a lmala rı ndaki diyalektik bağı ortaya koyuyor. Honduras Komün ist Partisi Merkez Komitesi Genel Sekreteri Rigoberto Padil la Rush Nika ragua'nın savunu lmasın ın , ü l kedeki ABD askersel varl ığ ı nedeniyle
(2) V. i. Lenin, Tüm yapıtlar, c. 44, s. 293 (Rusça). (3) Sovyetler Birl iği Komünist Partisi-Frans ız Komünist Partis i Ortak Açık
laması , Pravda, I 'Humanite, 4 Eylü l 1 985.
38
ayaklar a lt ına a lınan egemenl iğ in i yeniden kazanma savaş ımın ın en iyi b iç im i o lduğunu vurgu lad ı . (4) Bu görüş EI Salvador Komün is t Partisi Merkez Komitesi Genel Sekreteri Sefik Jorge Handal ' ın sözlerinde yankı bu ldu . Handal , enternasyona l ist görevlerin i yerine getirerek ve ü lkeler in in ve bütün dünyan ın demokrat ik güçleriyle bir l ikte davra narak, komünistlerin, emperya l ist saldırganın N i ka ragua'yı ya da EI Salvador'u ya da her ikisini b irden işgal etmesin i önlemek iç in el lerinden geleni yaptı klarını , komün istleri n si lahl ı çatışmaya görüşmeler yoluyla hakça ve onurlu bir polit ik çözüm bu lunmasına çal ışt ık ları n ı , kardeş ha lkların kendi yazgı lar ını bel irleme hakkı ve ba rış iç in savaşı m verd i klerini bel irtti. (i)
Emperyal izmin a rtan sald ı rgan l ığ ı , ortak tartışmayı ve ortak eylem i gerektiren sorunlar ın doğmasına yol açıyor. Bu genel soru nlar, Latin Amerika kardeş parti lerinin bölgesel ve a ltbölgesel konferans ıarı nda ele a l ın ı yor. S ık s ık bun la ra geniş b ir a ntiemperya list, demokratik hareket ve güçler yelpazesin in tems i lc i leri de katı l ı yor. B i rçok i lerici parti ve örgüt, Orta Amerika ve Karayipler'deki duru m u olağanüstü teh l ikel i o larak değerlendiriyor. Komünistlerle işbir l iğ i içinde, bun la r, emperya l izm in t ırmanan müda halesine ve onun yerli kukla ların ın keyfi yönetim ine karşı savaşım ı n strateji s in i ve taktiklerin i oluşturuyorlar. Bu savaş ım ın en yak ın a maçları , sosya l ist Küba'yı desteklemek iç in bir l ikte hareket, N i ka ragua'ya ka rşı gen iş kapsam l ı yard ı m ve EI Salvador, Guatemala ve öteki ü lkelerin yurtseverleriyle g üç lü dayan ışmadır. Askersel üsler in kaldır ı lması , bölgeye nükleer s i lah lar ın yerleşt ir i lmesinin önlenmesi, para l ı a sker ku l lanmama yükümlü lüğünün üstlen i lmesi , emperyal ist tekellere bağ ım l ı l ığa son veri l mes i , Washington'u n kurduğu askersel blokların dağıt ı lması g ib i istemler, geleceğe uzanan omaçla r a ra sı nda yeralıyor.
Bütün bun la r, komün ist parti leri n in y ığ ınsal a ntiemperyal ist ve demokratik hareketler içinde işçi sınıfının rolünü g üçlendirme çabalar ın ın a rtan önemin i , g ittikçe kötüleşen yapısa l buna lım ı n aş ı lab i lmesi iç in yol ları a ra m a , aşır ı dış borç ları n s i l inmesi , yeni , a d i l b i r u lus lara rası ekonomik düzenin kuru lması ve gerçek demokrasi iç in , halkla rı n egemenlik haklarına saygı gösterilmesi iç in ortak b ir platformda toplan ı lmas ın ın önemin i gös-te riyor. ,
Barış güçlerin in 1 983 Prag forumundan sonra geçen y ı l Lizbon'da yap ı lan Nikoragua'y ı savunma konferansı , Managua'daki send ikal toplantı i le N ikaragua'yla dayanışma eylem leri özel l i kle güçlendi . Bu y ı l , bu eylemler, BM gözet iminde Na i robi'de yap ı lan kad ın toplantıs ında, gazetecilerin u luslara rası toplantı lar ında, sendikacı ları n ve demokras i ve barış güçlerinin tems i lc i ler in in Hava na'ckıki top la ntıs ında, Moskova 'daki Dünya Genç-
(") Bak : EI proceso revolucionario hondureno en el momento actua\ , 1 983, s. 1 .
t» Bak : S . J . Haldal , " Devrim i n özü .. , Yen i çağ, sayı 4, 1 985.
39
l i k ve Oğrenci festival i' nde ve A BD'de Beyaz Saray'a karşı d üzenlenen m iting ve gösteri lerde doruk noktasına u laştı.
Tüm anaka ra la rda N i ka ragua'yı destekleme komiteleri kuru luyor. Bunlarda önde gelen b i l im adamları , sanatç ı lar, politikacı lar ve kamuoyu temsilci leri görev a l ıyorlar. N ikaragua halk ına yardı m etmek için vakıfla r ku ru luyor, fonlar aç ı l ıyor, i laç ve yiyecek toplanıyor. ABD'de ve Kanada' da emekç i ler yüzbinlerce dolar topladılar. Atina'daki i nşaat i şç i leri Sen d ikası şu a nda N ika ragua'daki çift l ik lerde çal ıştı r ı lan traktörler satı n aldı . Alman Kom ün ist Partisi ve FAC'n in gençl ik ve öğrenci örgütleri Managua'da bir basım evin i donattılar. Genç Fransız komünistleri ve Isveçli sosyal demokratlar N i karagua'da üç mesleki eğitim merkezi kurdular. Bu enternasyonalist dayanışmanın listesi çok uzundur. Birçok ü lkede, CiA'n ın para lı a skerleri tarafından yak ıp y ık ı lan hastanelerin, oku lla rın , evlerin ve fabrika lar ın yapımı ve onarım ı için ya da N ikaragua'daki kahve hasatına katı lmak için gönül lü ça l ı şma grupları oluştu ruluyor. N i karagua'ya hareket eden yen i b i r genç Yunanl ı enternasyonal ist g rubu uğurlamak iç in dü zen lenen topla ntıya kat ı lanlar şöyle dedile r : « Hepimiz N ika ragua halkıyla bir l ikte daha iyi bir d ünya için savaşıyoruz. N ikaragua halkı geçmiş in karanl ığ ından bar ış ın , özgü rlüğün ve kardeş l iğ in parlayan aydı n l ığ ına yürüyor. » (6)
Nika ragua'ya gösteri len u lu s la ra ras ı desteğin b i r özel l iğ i de, b i rçok kapita l ist ü lke hükümetinin doğrudan ya da dolayı i ola ra k bu desteğe katı lmasıdı r. ABD'nin Latin Amerika 'dak i faa liyetler inin, öze l l ikle de Malvinas çatışmas ın ın , Grenada'n ın işga l in in ve Orta Amerika bölgesindeki geniş si lah l ı çatışma tehl ikes in in a rtmasın ın gerçekçi devlet adamla rı ve ka muoyu temsi lc i ler inin konumları n ı etkilemesi sonucunda oluşmuştur.
Kolomb iya , Meksika, Panama ve Venewella'dan o luşan «Contadora G rubu »nun kurulması ve bunun Orta Amerika'daki du rumun barışç ı l çözümünden yana tutum a lması latin Amerika l iderler in in e> politik düşüncesinde o lan değiş ik l ikleri yansıtıyor. ABD yönetimin in ve uyduların ın , Orta Amerika'daki bunal ıma politik çözüm a rayışları na ka rşı tertipledikleri açık sabotajlara karş ın , bu g rup k imi i lerlemeler kaydetti. Bu g rubun hazırladığ ı « Barış ve işbir l iği Belgesi» özlü biç imdeki b i r çözüme temel o luştura bi l ir. N i karagua, bunu imzalamaya hazı r o lduğunu açı klamıştı r ve barışa bağ l ı l ığ ın ı . ABD i le görüşmelere devam etmek iç in yaptığ ı a ra l ıksız çabalarla kanıt lamıştır. Beyaz Saray, hem bu belgeyi, hem de b izzat görüşmeleri balta lama k iç in el inden geleni yapıyor.
(6) Odigid is, 13 Ara l ı k 1 984 (Yunanca). (i) "Contadora Grubu » hakkında ayrıntıl ı bi lgi iç in BSS'n in 1 984/9. sayı
sına bak. O gün le rde kardeş partilerin tems i lc ileri bu g rubun üyelerine ka ra rsız ve yarım ağız davran ış ları nedeniyle eleşti ri ler getirmiş ler, ancak barışçı çabalara o lumlu değer biçmiş lerd i .
40
Ne ki " Contadora » sürec in i etkis iz k ı lmanın olanaksız olduğu görüldü. 1 985 Temmuzu sonunda, Peru Başkanı Alan Garcia Perez bölge ü l kelerine ya ln ızca emperyal i st hegemonyac ı l ı k karşıs ında ekonomik ve polit ik bütünleşme çağrısı yapmakla ka lmadı , aynı za manda Sand in ist Devrim i le dayan ışmayı ve " Contadora » sürecini g üç lendirmek için bir cephen in kurulması gerektiğ in i de söyledi . Arjantin, Brezilya ve Uruguay hükümetleri , ona katı ld ı lar . Bu, Amerika -içi i l işk i lerde yeni b i r polit ik ge l işmelerin başladığ ın ı gösteriyor.
Oybirl iğ iyle ABD'n in N i ka ragua'ya uygu ladığ ı tica ri ve ekonomik yaptırım ları mahkum eden 24 latin Amerika ü lkesin in tutum u açı k olarak bunu kanıtlıyor. ABD'de komü nistlere sem pati duyduklarını söylemenin ola naksız olduğu b irçok pol iti kacı , şu andaki yönetimin Sa ndin istlere karŞ ı isterik tutumuna karşı çı kıyor ve aç ık işga l in çok teh l ike l i sonuçlarında n korkuyor.
Batı Avrupa'da da b i rçok pol itikacı ve kamuoyu temsi lc is i , Orta Amerika'da barışı savunuyor. Bu bağlamda atı lan adımlar, Sosya l ist Enternasyona l' in forum la rında a rdarda selamlandı . B i rçok kap'ita l i st Avrupa ü lkes in in l iderleri Beya� Saray' ı n bu a ltbölgedeki pol itikas ın ın Batı'n ın ç ıka rlarına ters d üştüğünü ve " Contadora Grubu»nun faa l iyetlerini balta lad ığ ın ı söyled i . Avrupa sosya l demokratla rı n ın görüş leri n i açıkla rken. ispanya Dış iş leri Bakanı Fernando Moran, Washington'un başarı umutla rı n ın za yıf o lduğunu, Avrupal ı lar ın sert Amerikan politikasını tartışmasız kabul etmelerin i n zor olduğunu ve her zaman dünya çapı nda çatışma rizikosunu a rtır ıcı ka ra rlara karşı olduklarını vu rgu lad ı . (8)
Bağlantıs ız lar Hareketi 'n in üyesi ü lkeler ABD'nin sa ld ı rgan eylemlerini ş iddetle kı nıyorla r. Bu y ı l lua nda'da yapı lan b i r konferansta Orta Amerika'daki sorun la rın politik a raçlarla çözülebileceğin i açıkladı lar . "Contadora » sürecine verdikleri desteği yineledi ler, bunun başarıyla sonuçlanması için her çabayı göstereceklerini bel i rttiler ve N ika ragua ve öteki savaşan ha lklarla dayan ışmala rı nı d ile getird i le r.
Orta Amerika'daki duru mu n barışçı l çözüm ü konusu b i rçok BMö belgesinde yansıtı ld ı . ABD'nin N ika ragua 'ya karşı ticari ve e konomik yaptı r ımlarıyla bağl ı durumu irdeleyen G üven l i k Konseyi, " Contadora Grubu »nun çaba ları na yüksek değer biçti.
Buradan çıkan sonuç, u lu s lara ras ı topl u luğun üyelerin in çoğun luğunun Washington yönetim in i n izlediği sald ı rgan ç izgiye karşı o lduğudur. B iz bunda günün bir özel l iğ in i , emperya l ist haydutluğu n ola nakların ı s ın ırlayan öneml i b ir etmeni ve ABD'n in u lus lara ras ı a landa ya l ıt lanmasına katkıyı görüyoruz.
Aramızdan b iri, Managua'daki Amerikan b üyükelçi l iğinin ka rşıs ındaki
(8) Bak : Cambio 1 6, 8 Nisan 1985.
bir ku l übenin duvarı nda b i r aliş gördü. Bunda beyaz bir çarşafın üzerinde kırmızı harflerle şun lar yazı l ıydı : «Yankiler, tesl im olmayacağız. » Bu saldırgana ciddi b i r uyarı ve Nikaragual ı yu rtseverlerin devrimlerini savunma karar l ı l ığ ın ı d i le getiren açık b i r kanıttı. On ların savunması gereken şeyler çoktu r ve onlar ya ln ız değ i ldi rler. Sosyalist toplu luğun , bütün dünyadaki komünistlerin, u lusal kurtuluş g üç ler inin ve tüm i lerici insanl ığ ın desteğ ine sah iptirler.
Yiğit Nikaragua halkıyla u l u slararası dayanışma genişlesin ve daha etki l i o lsu n !
42
Halk iktidarı işbaşında
Guyana'dan okuyucumuz John Bishop dergimize gönder
diği mektubunda şunlan yazıyor: « Biz EI Salvador'daki gelişmeleri ve ülke topraklannın büyük bir kısmını kontrolleri altında tutan devrimci güçlerin başarılarını yakından izli
yoruz. Onlann kurtanlmış bölgelerdeki faaliyetlerini anlatır mısınız?
Bu soruyu EI Salvador Komünist Partisrnin dergimizdeki temsilcisi Jaime Barrios yanıtflyor.
Komünistlerin de içinde bulunduğu Farabundo Marti U lusa l Kurtu luş Cep hesi (FMLN) ve onun savaş örgütü Si lahl ı Kurtu luş Güçleri (FAL) halen ü lke topra kla rı n ı n üçte bir in i kontro lü a ltında tutuyor. Bu bölgelerde emekçi yığ ın ların ve aynı za manda kentlerde ve k ırsal kesimdeki orta katmanları n emellerine yanıt veren b i r halk iktidarı oluşuyor ve güçleniyor. Kontrol a ltındaki bölgelerde işleri planla rken, FMLN, bu bölgelerin korunmas ı ve g üçlendi ri lmesi gereken devrimci savaşın cephe gerisi olduğu görüşünü çık ış noktası yapıyor. Çünkü, bi l indiği g ib i zafer büyük ölçüde cephe geris inin ne denli sağlam olduğuna bağ l ıd ı r.
Halk iktidarı halk tarafında n seçilen bir yerel organlar sistem idir. Bu yerel organlar ın her bir inde b i r genel sekreter (genel yönetimi gerçekleştiren) erzak şefi (yiyeceklerin sağlanması ve halk için gerekli mal la"n ü ret imi işleri ni d üzenleyen) ve mil is şefi (bölgen in güven l iğ inden sorumlu) bulunmaktadır. Gittikçe daha çok sayıda kadı n da seçimle işbaş ı na gelerek görev ya pmakta ve bu zor görevleri başarıyla yerine getirmektedir.
Halk iktida rı organları kontro lü a lt ındaki bölgelerde çal ışma larındaki en temel görevleri ayrıntı ları ile planl ıyorlar. Ayrıca şunu da vurgulamak gerekiyor : Hükümet ordusunun geri l la üs lerine sürekli saldırı ları a lt ında bu görevlerin yerine getirilmesi olağanüstü zor bir iş . Kendilerinden kat kat üstün düşman g üç lerinin baskısı altında ayaklananlar sık sık kuşa tmadan ku rta rdı klan bin lerce kadın , çocuk, yaşlı i nsanla b ir l ikte m ütevazi malmü lklerini ve çift l ik hayva nların ı yan la rına a lara k bölgelerin içlerine kadar çekilmek zorunda kalıyorla r. Ancak düşman her yerde hatta geçici garnizonlarda b ile asker b ı rakma o lanağı bu lamayara k geri çeki ldiğ i zaman savaşçı ler ve yerl i halk geri dönüyorlar.
Hükümetin uçakla rı köylerdeki sivi l halkı sürekl i o lara k bomba l ıyor, cezalandırma, tepeleme müfrezeleri geri l la ları destekl iyen ıeri insafsızca yok ediyor ve bütün mahsulü ve ta rım a raçlarını imha etme taktikleri kullanıyor. Ama egemen sınıf lara ve bugünkü rejime sosya l-ekonomik alanda meydan okuyarak, halk i ktidarı yaşıyor, faa l iyet gösteriyor.
43
Iktidarın yerel organların ın temel işlevleri a rasında geri l la lara ve tüm ha lka yiyecek maddesi sağlama görevi vardır. Bu nedenle tarım ü retim in in gel iştir i lmesi için çok büyük çaba harcanıyor. Kontrolümüz a lt ındaki bütün bölgelerde köylü ler kollektif olara k büyük toprak parçalar ın ı sürüp ek iyorla r ve genel l ikle p i rinç, fasu lye, darı yetiştiriyorlar. Devrimci ordu nun savaşç ı la rı da f ı rsat buldukça çeşit l i bölgelerdeki çiftl ik le rde çal ışanları n a ra sı na katıiıyarlar. Qte yandan halk iktidarı bu bölgelerde yaşayan a i le lerin tah ı l stokları olması iç in b i reysel üretim in gel işmesini de teşvik ediyor.
Çocuklara süt sağlamak, halk iç in peynir yapmak için gerici b üyük çiftlik sah ipler inin hayvan la rı kamu laştı r ı l ıyor.
Bütün bun lar savaş s ı rası nda ve g übre ve tarım a raçları n ı n yetersiz o l duğu ve modern tarım a raçlar ın ın hiç olmadığı koşu l larda yapı ld ığ ı iç in çoğu kez isteni len m iktarda ürün sağlanam ıyor. Qte yandan geri l la ların yiyecek kaynağ ın ı kesmeye ça lışan düşman, son zamanlarda hayvanları öldürmeye başladı . Fakat yine de FMLN genel l ikle yiyecek maddeleri ü retim in in p lan lanması ve gerçekleştiri lmesinde başarı l ı oldu . Fır ınlar ve şekerleme imalathaneleri işleti liyor ve bölgelerde eğer düşman saldırıs ı o l duğu ve halk ı b i r yerden başka yere götürmek gerektiği zaman gerekli yiyecek stokları sağlamak amacıyla konserve yapma olanak la rı a raştırıl ıyor.
Ha lk iktidarı organlar ın ın başka bir temel görevi de bö lgelerdeki ha lk ın ve savaşçı ları n sağl ığ ın ı korumaktır. Burada da y ine t ıbbi donatım ve gerekl i i laçları n eksik l iğ i g ib i zorluklarla karş ı laş ı l ıyor. Tenha bölgelerde, küçük ç iftliklere kuru lmuş seyya r hastane lerde amel iyatlar gaz lambası ıŞığ ı nda yapı l ıyor. Elektriğ in olduğu yerlerde ise karatma kura l ları kesinl ik le uygu lanıyor. Hükümet birl ikleri bir sa ld ırı baş lattığ ı zaman, hasta ne personeli özel o lara k kuru lan s ığ ına klara çeki lmek ve yer a ltında e l lambas ı ı ş ığ ında ça l ı şmak zorunda kal ıyor.
Bu zor koşu l larda kendilerini bütünüyle halk devrimi davasına adamış doktor, sağl ık personel i ve tıp öğrenci ler inin özveri l i çalışma ları i le iş ler yürütülüyor. Bunlar hasta ne ler in b i rinde bazı a meliyat a letleri yapmayı bi le başard ı lar. Bu a letler şimdi operatörlerce a meliyatlarda başarıyla kul lanı lıyor. Hasta ve yara lı ların bak ımın ı sağ layan, t ıbbi otla rda n i laçlar yapan ve ha lk a rasında tıbbi b i lg i lend irme kampa nya ları düzenleyen hastane sağ l ık görevl i leri ekipleri doktorların en büyük yardımcıs ıdır. Her sekiz günde bir özel ekipler kapı kapı dolaşarak sağlığı koruma önlemler i a l ı yorlar ve ha lka sağ l ı k bakımı konusunda b i lg i veriyorlar. Bu laş ıc ı hasta l ı klar ın önlenmesine büyük önem veri l i yor. Son günlerde bazı bölgelerdeki hastanelerde doğum yapma ve anal ığ ı koruma bölümler i açı ld ı .
Halk iktidarı eğ itim a lan ında da öneml i iş ler ya pıyor. Çocuklar ve yetişk in ler, savaşçı lar ya da sivi l ha lk a rasında okuma-yazma b i lmezl iği orta-
44
dan kaldırmak için kurtar/Imış bölge içinde heryerde seferberlik yapıl ıyor. Elbette koşu l lar çok elverişl i değ iL . Kitaplar ve öteki öğ retim a raçla rı yetersiz ve hükümet b irl iklerin in sa ld ı rı la rı görevl i leri okul lar ın yerini sürek l i değ iştirmek zorunda b ı ra kıyor. Ceza la ndırma. tepeleme müfrezeler in in hücum lannda okulla r yıkıldığı zaman sınıflar açık havada top lan ıyor. Yen i iktidar organları b üyük g üç lüklere karşın. öğretim i şleri n in sürdü rülmesinde ve okuma-yazma b i lmezl iğ in ortadan ka ld ı rı lmasında başarı l ı çal ışmalar yapıyorlar. Tüm bunlar halk ımız ın geleneksel kültür değerleri i le bağın ı sürdürmesine yard ımc ı o luyor ve ku rtu luş m ücadelesin in görevlerinin yerine getirilmesini sağ l ıyor.
Halk i ktida rınca a l ı na n önlemler FMLN i le halk a rasında bağ ları g üçlendiriyor. Bu o lmadan a ya klananlar ın ABD emperya l izmi tarafından yetiştirilen ve donatı lan rej im in profesyonel ordusu karşısında d i renmesi mümkün olamazdı.
Yeni bir top lumun kuru lmasın ı n bugün henüz g ündemde o lmamasına karş ın . geril lalar ın yönettiği bölgelerde insanlar a rasında yeni türden ilişkiler geliş iyor. Halk iktidarının girişimiyle kurulan çeşitli atelyelerde kol lektif çal ışma düzenleniyor. Kad ı nla rı n ü retime katı lması nı ve d iğer öneml i fonksiyonlar görmesini sağ lamak iç in bazı bölgelerde kreşler. çocu k ba hçeleri açı ld ı . FMLN savaşç ı ları ha lk la bir l ikte s ığınakla rın yapı lması . s iperlerin kazılması ve gerilla bölgelerinde gece gündüz nöbet tutu lması işlerine katılıyorlar.
Kurtarı l mış bölgelerde doğmakta olan yen i ü retim i l iş ki leri daha iyi. daha insa nca bir top lumun fi l i z vermesi. Salvador komü nistlerin in . tüm yu rtseverlerin uğrunda savaştı kla rı ayd ın l ı k bir gelecek hakkında açık bir fikir veriyor.
45
Komünistlerin enternasyonalizm i
ve barı,ın korunması
Bunda n önceki sayı larım ııda bi ld i ri ld iğ i g ib i , « Ba rış ve Sosya l izm Soru nla rı » derg isi Komintern' i n 7. Kongresi ' n in 50. yılı nedeniyle Prag'da u lusla ra rası bir sempozyum düzenled i . Sempozyuma şu kiş i ler katıld ı : Rando/fo Banegas (Hondu ras Kom ün ist Partisi M K üyesi) . Jaime Barrios (Salvador Komünist Partisi MK Po l it ik Komisyon üyesi), Ro/and Bauer (Almanya Sosya l ist Bir l ik Partisi MK üyesi), Ton Bogeskov (Da nimarka Komünist Partisi a raştı rma uzmanı ) , Rau/ Va/des Vivo (Küba Komünist Partisi MK üyesi) , Luis Emilio Veintimi/la (Ekvador Komünist Partisi MK üyesi) , Ore/ Viciani (Şi l i Komünist Partis i 'n in derg ideki temsi lc ıs i) , Frantizek Hav/ieek (Çekoslovakya B i l im ler Akademisi aday üyesi) , Ganço Ganev (Bu lgar Komün ist Partisi MK üyesi) , Rogelio Gonza/es (Paraguay Komünist Partisi MK üyesi ) , Xavier Garayeaa, (Ekvador Komünist Partisi MK Yürütme Komitesi üyesi), Ero/ Cantekin (Türkiye Komünist Partisi M K üyesi) , Fe/ix Dixon (Pa nama Halk Partisi MK üyesi) , Ali ileri (Türkiye Komün ist Partisi MK üyesi) . Edgar Caicedo (Kolombiya Komün ist Partisi MK üyesi) , Georg Kwiatowski (Alman Kom ünist Partis i 'n in dergideki temsi l c is i) , Raja Collure (Sri La nka Komünist Partisi MK Pol it ik Büro aday üyesi), Luis Or/ando Corra/ez (Kosta - Rika Oncü Halk Partisi MK Pol it ik Komisyon üyesi). Unni Krishnan (Hind istan Komünist Partisi U lusa l Konsey üyesi), Jose Lava (Fi l ip in ler Komün ist Partisi MK Pol it ik Büro üyes!). Jose Maria Laona (Arjantin Komünist Partisi MK üyesi) , Domingos Lopes (Portekiz Komünist Partisi MK aday üyesi) . Badamin Lhamsuren (Moğol istan Devrimci Halk Partisi MK üyesi), ibrahim Ma/ik (isra i l Komünist Partisi MK üyesi) , Ali Ma/ki (Cezayir Sosya l ist Oncü Partisi MK üyesi), Sam Moeti (Lesoto Komünist Partisi 'n in derg ideki temsi lcis i) , David Moraes (Bol ivya Komünist Partisi MK Pol it ik Komisyon üyesi) , Farid Mugahed (Mıs ır Kom ünist Partisi MK üyesi) , ib Nörlund (Da nima rka Komün ist Partisi MK Yürütme Komitesi ve Sekretarya 'üyesi), Jerzy Paw/owicı (Polonya Birleşik işçi Pa rtisi'ne bağl ı Sosyal B i l im ler Akademisi doçenti), Yevgeni Panlilov (Felsefe bi l im leri doktor adayı, BSS çal ışan ı ) , John Piltman (ABD Komün ist Partisi MK Polit ik Büro üyesi) Dona/d Ramotor (Guyana i leric i Halk Partisi Yürütme Komitesi üyesi) , Jose Riva (Domin ik Komünist Partisi MK üyesi) , V. Ribakov (Ekonomi b i l im leri doktor adayı , SSCB), Refik Samhun (Lübnan Komün ist Partisi Pol it ik Büro üyesi), Janusı Secıys (PBI P M K Ulus lara rası şube çal ışanı ) , Prof. D. Sirkov (BKP MK' ne bağl ı Bulgaristan Komün ist Partisi Ta rihi Enstitüsü müdürü ya rd ımcıs ı) , Yuri Sk/arov (BSS başredaktörü) Prof. Katalin Sıokolay (MSI P Yüksek Parti Okulu görevl is i) . Sandor Sıorcsik (MSiP' n in derg ideki temsi lcisi) , Agamemnon Stavrou (Kıbrıs Emekçi Halk ın ın Ilerici Partisi MK üyesi), William Stewart
46
(Kanada Komünist Partisi Yönetim Kurulu üyesi), Satiadjaya Sudiman (Endonezya Komünist Partisi MK üyesi) , E/ean Thomas .(Jamayka işçi Partisi MK üyesi). Hans Vossen (Alman Komünist Partisi Yönetim Kuru lu 'na bağl ı o larak iş letmelerdeki çal ışmalar üzerine a raştırmacı), Bruna Furch
(Avustu rya Kom ünist Pa rtis i 'n in derg ideki temsi lc is i) , Kadim Habib (Irak Komünist Partisi MK üyesi), Ali Havari ( ira n Halk Partisi MK Bir inci Sekreteri) Salim Halid (Urdün Kom ünist Partisi MK üyesi) . Halid Hammami
(Suriye Komünist Partisi MK Pol it ik Büro üyesi), Ho Şi Ban (Vietnam Komünist Partis i 'n in derg ideki temsi lc is i) , Prof. Horst Schumacher (ASBP MK'sine bağl ı Marksizm-len in izm Enstitüsü'nde görevli) ve Rondy Ohman ( isveç Komün istleri Sol Partisi 'n in dergideki temsi lc is i) . Sempozyumda ayrıca Kom intern'in 7. Kongresi'ne katı lan lardan biri o lan Halid Bagdaş (Suriye Komünist Partisi MK Genel Sekreteri) ve Stavras Zorba/as' ın (Yunan istan Komün ist Partisi Ma rksist Eğ itim Merkezi yöneticisi) b i ld ir i leri de okundu.
" Barı ş ve Sosya l izm Sorun la rı » derg is in in 8. sayıs ında sempozyuma . katı lan lar ın Komün ist Enternasyonal ' i n 7. Kongresi'n i n fiki rlerin in ta ri hse l
an la m ına ış ık tutan b i ld ir i leri ve konuşmalar ın ı sunmuştuk. Aşağıda komün istlerin günümüzde barış için savaşırndaki ente�nasyonal ist konumların ı e le a lan tartışmanın b i r dökümünü sunuyoruz. '-
SAVAŞ TEHLIKES INE KARŞI DiRENiŞ SORUNU UZERI N E
Sempoıyumda, bugün bir d ünya savaşı tehdidine karşı verilen savaş ıma yaklaş ım ın özünün komün istlerin şu açık çağrısı nda formüle edi ld iğ i bel irti ld i : " Savaş daha başlamadan engel lenmel id i r ! » Bu yaklaş ımda özgün olan ned ir?
Karl Ma rks, komünist hareketi n u luslara rası eylemin in ideoloj i k temeller ini ortaya koyan " U lus lara rası i şçi ler Bir l iğ i 'n in Kuruluş Bi ldiJ:jsi »nde ( 1 864) , öteki sorun lar ın yanıs ı ra savaşa karşı savaş ım ı da ele o ldu . Bunu metodolojik o larak görece bağımsız ik i soruna ayırd ı . Birincisi, u lus lara rası işçi s ınıfı n ı n savaşa ve savaşa neden olan yönetici sömürücü sı nıf ları n polit ikasına karşı koymoda e l i ndeki olanakları harekete geçirmesi ve yara rlanması . ikincisi, böylesi can ice b i r faa l iyetin durduru lamadığ ı durumlarda işçi s ın ıfı n ı n izleyeceği taktikler. Kom ün ist hareketin ta rihi boyunca Ma rksistler bu soru nun iki yanı üzerinde içinde bulundukla rı koşu l lar ıŞ ı ğ ında ça l ı şt ı lar.
H. Schumacher, işçi sı nıfı n ın , öze l l i kle onun devrimci kanad ı nın her ne pahasına olursa o lsun emperya l ist savaş teh l ikesine karşı savaş henüz başlamadan önce savaş ım vermeye her zaman kararlı olduğunu söyledi. Bu nedenle i k inci Enternasyona l' i n Stuttga rt Kongresi 'n in (1 907) ka ra rları ,
47
işçi s ınıf ını yaklaşan Birinci Dünya Savaşı'na karşı koymak iç in e lden gelen her şeyi yapmaya çağ ı rd ı . Ote yanda n savaş patlak verirse, bunun derin leştireceği buna l ım ı , kapita l izm in çöküşünü hızlandı rmak iç in ku l lanmanın işç i s ın ıfı partilerinin görevi olduğu önemle vurgu lanıyordu . Ancak o dönemde bu a na hatlar ya ln ızca bi rkaç işçi s ınıfı partis in in pratik eylem inde yaşama geç i ri ld i .
Bu iki sorun da Komintern' i n 7. Kongresi' nde (1 935) ele a l ındı . Işçi s ın ı f ın ı faşist sa ld ı rı la ra karşı koymaya ve savaşı engel lemeye yöneiten kararları nda şöyle den iyordu : « Eğer işçi s ın ıfı n ı n tüm önleme çaba larına karşın yeni bir emperya l ist savaş ç ıka rsa, komün istler barış için savaşımda örgütlenen savaş karşıtların ı , emperya l ist savaşı , faşist savaş tacirlerine ve burjuvaziye ka rş ı ve kapita l izmin y ık ı lması için bir iç savaşa çevirecek bir çal ışmaya yönlend i receklerdir. (1)
,
Tartışmada şöyle b i r soru ortaya ç ıktı : Böylesi bir yaklaş ım nükleer savaş tehdidine karş ı da geçerl i midir? D. Ramotar, savaş tehl ikesine karşı tutum belirlerken, şimdi ba rış içinde b i ra rada yaşamakta n başkaca hiçbir mantıklı a lternatifin olmadığı a kı lda tutu lmal ıd ı r, dedi. Oteki konuşmacı lar da, eğer emperya l izm nükleer savaşa başvu rursa, bunun toptan b i r y ı k ım olacağın ı bel irtti ler. Barış o lmadan tüm sosya l program la rın an lamı yoktur, çünkü nükleer b i r savaştan sonra onları yerine getirecek tek b i r k iş i bi le olmayacaktır. .. Günümüz koşu l ları nda, yok edic i b i r n ükleer savaşı bir iç savaşa ya da ulusal kurtuluş savaş ına çevirmek üzerine konuşmak an lamsızd ı r" d iyen E. Thomas sözlerin i şöyle sürdürdü : .. Sorun başkad ı r. Sorun, emperya lizm in politikas ın ın bir devam ı o lan d ünya savaşın ı , bu sistem dünyan ın bir parçası o lara k kalsa bile, bunun tamamen nası l dışlanabi leceğ idir. "
A. Stavrau , geçmişle karşı laştı rı ld ığ ında savaşı önleme sorununun ş imdi köklü bir değ işime uğradığ ın ı vu rgu lad ı . A. Havari, savaş ın önlenmesin in ya ln ızca insan uygar l ığ ın ın , halk ları n ç ıka rlarına en iy i uyan bir gelişme yolu sağlaması anlam ı na gelmediğ in i , bunun insanoğlu için b i r ö lüm kal ım sorunu olduğunu bel irtti. Komünistler n ükleer savaşa yer veri lmemesi görüşünü ben imsiyorlar ve y ığ ı nla ra da bunu benimsetmeye çal ışıyorlar. Komünist parti lerinin stratej i leri günümüzde toplumsal i lerlemenin zorun lu koşu lu o lan barış içinde ya nyana yaşama i lkesine bağ l ı o larak dünya barış ın ın koru nması olgusu üzerinde temel lend i ri l iyor.
Savaşa karşı savaş ıma günümüzdeki yaklaş ım ın bir başka temel nitel iğ i , onu önlemenin gerçekten olanakl ı o lmasıdır. J. Lava, .. Ş imdi devletler, sı nıfla r ve sosyal güçler a rasındaki denge barıştan yanad ı r. Bu ta ri hsel önemdeki bir olguda kendini göstermekted ir. Faşizm üzerindeki zaferden buyana geçen 40 yıl boyunca emperya l ist çevre lerin bir başka savaş
(1) Komünist Enternasyona l ' in 7. Kongresi ve faşizme ve savaşa karş ı savaş ım , Moskova, 1 975, s. 389 (Rusça) .
48
çıkarmalar ın ın engel lenmesi olanak l ı o lmuştu r» dedi . Günümüzde barış güç ler inin çok daha büyük potansiye l ler inin olduğunu vurgu laya n J . M. Lanao şöyle ded i : « Biz bunu çıkış noktası yapara k ve insan l ığ ın geleceğ in i düşünerek şuna inanıyoruz k i , ha lk lar emperya l izmin sa ld ı rgan polit ikasının önünde oş ı lmaz bir engel di kmeyi başaracaklord ı r. Kuşkusuz mevcut potansiyel leri hayata geçirmek büyük ölçüde savaşa ka rş ı o lon herkesin ortak eylem ine ve top lumun barışçı l yolda gel işmesini yönetme yeteneğinde olo n güçlü b i r ha lk lar ve hükümetler hareketi yaratmaya bağl ıd ır .»
D. Lopes, K. Habib ve A. Havari sosya l izmin emperya l izmle askersel dengeyi sağlaması ve bunun korunmasın ın , günümüzde savaş ın önlenmesi stratej is in in daya ndığ ı u luslara rası i l işki lerde yepyeni b i r etmen olduğunu bel irtti ler. Emperya l ist güçlerin stratej i k dengeyi bozmasına izin vermenin, sa ld ı rgan l ık ve savaş g üçlerini cesaretlendirmekle eş an lamda olduğunu vurgu lad ı l a r. Barışı güç lend i rmek iç in b i r yanda n denge korunma l ıd ı r, bir yandan do Sovyetler Birl iği ve öteki sosya l ist ü l kelerin öteden beri savunduğu g ib i , eşitl i k ve karş ı l ı kl ı güven temel inde a skersel çatışma si lahların ın düzeyi d üşü rü lmeli , nükleer si la h ların yok ed i lmesine, genel ve to m bir s i la hsızlo nmaya gid i lmel id i r. Horst Schumacher, gerçek u lus lara rası g üven l ik ya lnızca tüm devletlerin işbir l iğ i i l keleri üzerine oturtu lab i l i r ; bu, ak l ın ve gerçek l i l iğ in bir koa l isyonunu ya ratma pol it ikasının anahta r ögesid i r, dedi.
Sempozyuma katı lan lar savaş teh l i kesine karşı koymoda Bağla ntısızla r Hareketi içindeki Asya, Afrika ve Latin Amerika ü l kelerinin o rtan rolünü vurgulad ı la r. L. Carralez ve V. Ribakov bu hareket iç inde geri ka lmış l ığa karş ı , yen i b i r ekonomik d üzen ve halk lar a rasında daha iy i i l işki ler için savaş ım lo , s i lah ıanma ya rışına ve nükleer tehdide ka rş ı koyuş a ras ındaki organik bağın a rtan ölçüde görüldüğünü söyled i ler. Yeni kurtu lmuş ü lkelerin sosya l ist ü lkeler ve u lus lara rası işçi sı nıfı hareketin i dost ve bağ ıoşık
( o larak görebi leceğ i, g ittikçe daha geniş ve o rta n ölçüde an laşı lıyor.
Nükleer bir felakete yol açab i lecek gel işmelerin önünü a lman ın olanakları üzerinde duran J . Riva bazı çevrelerde ifade ed i len «emperya l izm i n yığdığ ı y ığı nsal k ır ım s i lahları n ı n ve ilk vuruş savunma sistem leri geliştirmesinin d ünya savaşı sorununu kapita l i st ü lkelerdeki geniş kamuoyunun d i le getird iği barış istemin in , ba rıştan yana o lan ları n i radesin i n .d ış ına ç ıkardığına » i l i şk in kuşku lara d ikkat çekti. E . Thomas ve B. Fuch böylesi kuşku ların , nükleer savaş ın tümüyle ABD ve SSCB'ye bağlı bir sorun olduğu, bunda bizim ya pabi leceğ im iz hiçb i r şey olmadığı ve zaman varken yaşamaya bakmak gerekt iğ i görüşünde de ifade bulduğunu söyled i ler. Böylesi yazgıcı düşünceler, insa nları pasifl iğe itiyar, u lus lara rası polit ikaya m üdaha le etme konusunda cesa retlerin i kı rıyor. Bu düşünceler her ü lken in dünya çapında bir çatışmanın engellemesine önem l i katkı la rı olacağ ı olgusunun an laş ı lma masında n kaynakla nıyor.
49
Konuşmacı /ar çeşit l i ü lkelerin deneyim lerine dayanarak, u lusal çapta savaş ım ın, ü lken i n dış politikasın ı n ha lk y ığın ların ın barış istemleriyle m i yoksa ABD emperya l izmin in saldırgan çizg i siyle koa l i syon içindeki « savaş partisi"yle mi b iç im leneceğ i n i beli rled iğ in i gösterd i ler. Ancak ya ln ızca tek bir ü lkenin sı nırları içinde hareket ederek nükleer teh li ken in önlenmesin in o lanaksız o lduğu da vu rg u landı . Barış sorunu özde u luslara ras ı bir sorundur ve bu, başarın ın hem tüm ülkelerdeki kazan ım lar (ayrı ayrı her ü lkede barışı n savunu lması çabalar ını her yol la a rtı rman ın zorun luluğu bundan dolayıd ı r) ve hem de barış g üç lerinin u lusla ra ras ı işbirl iğ i ve daya nışmasıyla bel irlendiğ i a nlamına geliyor.
Oyleyse farklı sınıfsal g üçlerle böylesi dayan ışma eylem leri nde b i rleştir ici i l ke ned ir? Konuşmacı/a r i k inci Dünya Savaşı 'ndan önce ve savaş s ırası nda bu i l kenin faşist barbarl ığa ka rş ı uygarl ığın korunması olduğunu bel i rttiler. Faşizm, komü nistlerin, sosya l i stlerin ve burjuva demokratların ortak düşmanıydJ. Aynı şeki lde faşizmi n d ünya uygarl ığının geleceği açısından getird iğ i teh l i ken in b i l i ncine varı lması ve Nazizmin başlattığ ı savaşta zafer kazanmasın ın kabu l ed i lemezliği a nti-Hitler koa l isyonunu ortaya çıkard ı . J . Riva « Bazı ü l kelerde faş izm gerçek b i r tehdit oluşturmakla b i rl i kte, bu, barış ve demokrasi g üçlerini toparlamada a rtık ortak payda olan bir sorun o lma ktan çıkmıştır" ded i .
L. Ve intim i l la ve R. Gonzales bugün insanl ığın nük leer yık ımla tehdit ed i ld iğ in in b i l i nc inde olmanın , farkl ı ve hatta karşıt sosyal ve politik eğil imden erkek ve kadınları savaşa karşı b irleştirmenin i lkesi olduğunu söyledi ler. Bundan ötürü, yeryüzündeki tüm halk lara savaş tehdid in in on la rı ne denl i doğrudan etk i lediğini gösterebi lmeleri iç in yardımcı olmak, komünistlerin başta gelen görevidir. E. Caicedo bunu şöyle açık ladı : « Baz ı ları hôlô yanl ış o lara k ü lkeleri çatışma a lan ın ın hemen ya k ın ında o lmadığı için nükleer b i r y ık ımda zorar görmeyeceklerini d üşünüyorlar. Dünyanın uzak b i r köşesine g iderek, kend in i nükleer ölümden karuyabi lmenin olanaksız o lduğunu kavrayamıyorlar. »
Kapita l ist ü l kelerdeki pek çok insan için nükleer tehdidin görünen sosyal-s ın ıfsa l yüzü geçm işteki faşist teh l i ken in olduğu gibi aç ık deği ldir. Bu insa nla r çok sık olara k nük leer tehdidin modern s i lah lar ın doğasından ve bu yığınsal s i lah depola rından kaynaklandığına inanıyorla r. Hatta bazı a ktif barış savaşç ı ları hôlô bu teh l i kenin polit ik kaynağın ı doğru olmayan bir şekilde tanımlıyorlar. J. lava, D. Ramotor ve W. Stewart, emperyal ist propagandanın « Batıya Sovyet tehdidi» konusundaki iddia ları ndan kuşku duymayanlar da dah i l o lmak üzere, a ntikomünist kör inançları n etk is indeki insan lar ın da n ükleer s i lah la ra ka rşı ç ı ktığ ı n ı bel i rttiler.
Uluslara rası du rumun keskinleşmesin in ve s i lahlanma yarış ın ın suçunu karşıt askersel bağlaş ık ları n s ı rt ına «eşit» ya da « paylaş ı lan» şekilde y ı kan formül ler nükleer tehdide karşı ses in i yükseltenler a rası nda oldukça yayg ınd ı r. Ne ki barış hareketindeki ideoloji lerin özgürlükleri nükleer sa-
50
vaş tehdidin in kaynakla rı konusundaki böylesi yan lış görüşleri bu tehdidin ortadan ka ldır ı lmasın ın insan l ığ ın o rta k kaygısı olduğunun anlaş ı lması ve devletlerin barış içinde yanyana yaşamasın ın u lusla rarası yaşam ın zorunlu ve tek olası b iç imi o lduğunun tanınması i le bira rada varolduğu 01-gusunda kend in i göstermektedir.
Kuşkusuz bu, böylesi yanl ış a nlayış ların teh l i kel i o lmadığı a nlam ına gelmez. Tersine bun lar barış hareketi içindeki ve çevresindeki o lumsuz eğ i l im leri beslemeye h izmet ederler. Böylece bazı barış savaşçıları mevcut savaş hazırl ıkla r ına karşı ived i ve güçlü tavır a lma yerine barışın b i r önkoşulu o larak sosya l ist toplu luğun tek tarafl ı olarak s i la hsızlanmasında ya da sosya l ist ü lkelerin toplumsal ve polit ik düzenlerinde b i r tür « I iberizasyonlar» yapmasında ısrar etmeye başlıyorlar. W. Stewart « komünistler, ,ortak sorum lu luk' ve nük leer s i laha sah ip devletlere ayrımsız bir yaklaşım gibi konula rda, böylesi temelsiz görüşlerin barış davasına za rar verd iğ in i serg ilemek iç i n polemiğ i sürdürüyorlar. Bunu barış g üç lerinin b ir l iğ in i pekişti rmeye yard ım edecek ve herhangi bir bölünmeyi önleyecek biç imlerde yü rütüyoruz» dedi.
. A. Hava ri, kom ün istlerin, geniş y ığ ın lar ın n üklee r savaş ın ne getireceğ in i ve teh l ikeni n nereden geld iğ in i gö rmeleri ni sağ lamak g ib i özel b i r soru mlu luğu olduğunu söyled i . Bu bağlamda nerede yürütü lürse yürütüIsün, a ld ığ ı b iç im le r ve özg ün lük lerinden bağımsız o la ra k, barışın temel görevinin her yerde aynı olduğu bel irt i ld i . Bu, komün ist/erin geniş ha lk y ığ ınların ı ABD emperyalizminin saldı rgan çevrelerinin ve öteki ü lke lerdeki onun la b irl ik içinde olan gerici g üçlerin hegemonyacı ç izgisine ka rşı koymak a macıyla örgütlemesid ir. insan l ığ ın üzerindeki nükleer y ık ım tehd idi tam do bu sa ldırgan çevrelerden kaynaklanmaktad ı r.
O. Vician i savaş tehlikesin in kaynakla r ı nı çözüm led i ve u luslara rası emperya l izmin ve hatta onun jeneratörü ola rak ABD emperya l izm in in deI i l olarak gösteri lmesi, yeterl i deği ld i r, dedi ve şöyle devam etti : « U luslarUtesi tekeller d üzeyinde işleyen ABD askersel-sanayi kompleksi, s i lah l ı kuvvetlerin tepe yönet imi ve en gerici politik g ruplar, u l'vs lara rası gerg inl ik ve çatışma pol it ikalarının sosyal dayanağını o luşturmaktadı r ve bun lar d ünya arenasındaki sald ırgan ve teh l ikeli oyun la rı n başl ıca k ışk ırtıcıs ıd ı r. Fakat bunla r a rası nda bi le ş imdi ABD'deki politik erkin başl ıca a raçlar ını kul lanan en saldırgan çevrelerin tan ım lanması gereği va rd ı r. Bun lar, s i lahlanma yarışının tırmandırı lmasını , yerel savaş la rı n başlamasını, aç ık terörist d iktatörlüklere desteği ve nükleer sald ı rganl ık iç in ç ı lg ın planla rı hazırfayan ve yöneten lerdir . ..
ULUSLARARASI DAYANıŞMANı N DiYALEKTlGi
Komünistlerin nükleer tehdite karşı savaşırndaki eylemin in etki l i l iğ i , büyük ölçüde onla rın u lus lara rası politika larını ne ölçüde a rdıc ı l uygu la-
5 1
d ı kları na bağl ıd ı r. Bu d üşünce, ' proleter dayanışmasın ın içeriğini gunumüzde barışın korunmasın ı n gerekleri ış ığ ında e le a lan konuşmacı lar taraf ından b i rçok d üzeyde temel lendiri ldi.
B . Lhamsu ren şöyle dedi : " Proleter enternasyonal izm inde, sosyal ist amaç her zaman genel demokratik sorunlarla organ i k olara k kaynaşmışt ı r . Bu sorunlar ın çözümünden u za klaşon, e n iy i du rumda çölde tek başına kalmış b i ris ine benzer. » Proleter enternasyonal izmini , onun içeriğinden barış ın korunması görevini d ı ştalayarak ele a lan b ir görüş, tekyanl ıd ı r, son derece dar ve yanl ıştı r. Ve bu ya lnızca günümüzün u luslara rası ortam ı açıs ından böyle deği ld ir. Genel o lara k Marksizm' in temel i l keleri, komünist hareketin gelenekleri, deneyimler i ve polit ik i l ke leri açıs ından da böyledir.
Konuşmacı ların beli rttikleri g ib i , proleter dayan ışmasın ı n ka ra kteristik ve ayırdedici yönü, bar ış ın ve sosya lizmin - yan i reel sosyal izmin - ayrı l maz olduğudur. Komünistler barı ş i ç i n savaşımı her zaman « işçi ' s ın ıf ın ın kurtu luşu iç in verilen genel savaş ımın b i r parças ı» (2) o lara k görmüşlerd i r. Ve bu böyle b i r « pa rça »d ı r ki , bu olmadan « genel» in kend isi de, devrimci hareketin i l keleri ve görevlerine i l i şk in Marksist-Len in ist görüşün çarpıtı lmış b i r biç im ine döner. L. Corrales ve K. Habib, bu « parça »nın reddedi lmesinin cezas ın ın ne olduğunu göstermek a macıyla sol maceracı l ığ ı , «emperya lizm üzerindeki sonu l utkuyu kaza nmak için barışın feda edilmesi » çağrısında bulunan saçma ve korkunç « teori »yi hatırlattı lar.
Komün istlerin progra matik amaçla rı n ın gerçekleştiri lmesi açıs ından barış ın b i ri nci l öneminin fa rkında olunmasına karşı n , y ine de hôlô, proleter enternasyonalizm ine yeterince değer veri lmediği ve hatta bunun reddedi ldiği görülmektedir. Sempozyumda, proleter dayanışmasın ın a nlamsız ve yetersiz olduğu yolundaki görüşler de ele a l ınd ı . Proleter enternasyona l izmine, nükleer tehdit in yok edi lmesi a macıyla yalnızca komünistleri değ i l , aynı zamanda sosyal-sınıfsal, polit ik ve ideoloj i k görüş açısından fa rkl ı laşan, barış ve barış içinde yanyana yaşama için eylem lere katı lanları n geniş bir yelpazesini de harekete geçi rme gereğ ine yanıt veren bir başka tür enternasyonal izm karşı konu luyor.
Bu bağlamda, komünist harekette kimsenin, tüm ha lkların genel insanc ı l kaygı lar ın ı , bu gezegende yaşamın korunması kayg ıs ın ı ifade eden genel demokratik dayanışman ın yara rl ı ve pratik ola ra k uygun olduğu ndan kuşku duymadığı belirti ld i . Tam tersine komünistler böylesi b i r dayanışmayı kabul ed iyorlar ve her yolla bunu teşvik ediyorlar, çünkü bu, olanakl ı en geniş barış cephesi için, tüm savaş karşıtların ın kaynaşmasına ve ortak eylem ine d uyu lan gereğ i yansıtmaktadır .
Ancak, barış güçlerin i n nükleer bir felaketin önlenmesin in ne kadar
(2) K. Marks ve F. Engels, Yapıtlar, c. 1 6, s. 1 1 (Rusça) .
52
gerekli o lduğunun kavranmasından kaynaklanan bu a rta n enternasyonal ist bi l inci , komün istlerin enternasyonal izmini hiç de önemsiz kı lmaz. B. lhamsuren bu konuda şöyle ded i : « Komünistlerin b i rl iğ i genel demokratik hedefler ve barış uğruna savaşanla rın tümünün daya nışmasın ın çekirdeğin i o luşturu r, çünkü buna a rdıc ı l ı ı k, amaca uygun luk ve perspektif katar . ..
S. Moeti, J. Riva ve Ho Şi Ban ise savaş ka rşıtı ha reketi daha etkin k ı l man ın , komünist hareketin u lusla ra rası işbir l iğine ve Marks, Engels ve lenin ' in düşünceleri temel indeki i lkel i bir l iğ in in daha da büyümesine a rtan ö lçüde bağl ı o lduğunu bel i rttiler. E. Caicedo şunu vurguladı : «Sovaş ı n önlenmesi için s ı nıfsa l çerçeveyi oldukça aşan tüm ba rış g üçlerinin bağlaşıkl ığı zorun lu o lmakla bir l ikte, bu a maca u laşı lması herşeyden önce devrimci güçlerin, komünist parti lerinin kendi a ra la rı ndaki b i rl iğe bağ l ıd ı r. Tarihsel m i syon la rı, bar ış ın korunmas ın ın b i rinci l sorum lu luğunu bunlar ın omuzuna yüklemektedir. Eğer savaş karşıtı g üçlerin d ünya çapında uyum iç inde olmasını istiyorsak, kendi s ı ra ları mızı güçlend i rmel iyiz. »
Tartışmalar s ı ras ında, J. Pawlowicz, komünistlerin ba rı ş ın ko runması konusundaki tutumlarında ideoloj ik ve politik bir l iğ in onlar ın enternasyonal izminin b i r ölçütü o lara k görülüp görülemeyeceği sorusunu ortaya attı. Ta rtışma larda da bel irti ld iğ i gibi , komün ist hareketin hedefleri bu çerçeve içinde s ın ı rl ı değ i ld i r : D. Sirkov şöyle dedi : « Komün istlerin ta rihsel m isyonlar ı ş imdi şu ikili görevin üzerine g id i lmesinden oluşmaktad ı r : Toplumsal i lerleme için savaş ım ve nükleer savaş tehditin in yok ed i lmesi . » Günümüzde komünistlerin politikasında, m i l itarizme ve savaşa karşı savaş ım ın önemi ve rol ü a rtmakta, genel demokratik görevler de büyüyen bir an la m kaza nmaktad ı r. Ancak bu, enternasyona l izmin s ın ıfsa l , a ntikapital ist içeriğ in i asla aza ltmamaktad ı r.
Sempozyumda, ş imdik i u lus lara rası koşu l la rı n nerede eylem yürütü rlerse (yürütsün ler komünistleri n progra matik a maçlarına va rma ları açıs ından beli rleyici önemde o lması nedeniyle, enternasyona l izmin ölçütünün ne olduğu konusuna böylesi bir yaklaşım ı n tümden temelsiz olmadığı bel irt i ldi . H . Hamami şöyle dedi : « Nük leer savaş ın önlenmesi ve d ünya barış ı n ın korunması sorunu, u lu sla ra rası komünist hareketin başl ıca sorun larından biri o lmuştu r. » Komünistlerin bar ış ın ve ba rış içinde yanyana yaşamanın korunması uğ rundaki b i rl iğ i , elbette genel demokratik daya nışma i le özdeş değ i ld i r, çünkü bu bir l ik s ın ıf i l kesi üzerine otu rmaktadır. Bu ik incisi , öze l l i kle ABD emperya lizm in in başını çektiği en gerici çevrelerin politikas ın ın neden olduğu nükleer tehdidin kaynağ ın ın ve kökünün, sınıf ka rakteri n in kavranmasında, öte yandan, sosya l izm i n u lus lara rası barışın sağlam bir kalesi o larak görü lmesinde ve aynı zamanda savaş ın hazırla nması ve başlatı lması politikasına karşı d i renen s ın ıfsa l ve ulusal kurtuluş savaş ım ın ın önem inin b i l inmesinde ifadesini bu lmaktad ı r.
53
Böylece, komün istleri n işbirl iğ i , ya ln ızca ba rışa i l işk in sorun la rı kapsadığı durumlarda bile, tuta rl ı bir enternasyona l izme dayanmak zoru nda d ı r. Komün istler bu du rumda da barış ha reketi iç inde bağımsız l ık lar ın ı korurla r. S. Zorba las' ı n kanısı nca, g ünümüz koşu l la rı nda komünist ve işçi parti leri n in insan l ığ ın yüzyüze olduğu s i lahsızlanma, ba rış , yeni bir ekonom ik d üzen, demokras i ve u lusal ku rtuluş için savaşan halklarla dayanışma gibi sorun lar ın çözümü için daha da i leri ortak eylemlere g i rişmesi öze l l i k le yara rl ıd ı r.
S. Sud iman, J. Riva ve H. Hamami , ba rışa i l işk in konu larda proleter enternasyonal izmi konumları nda yer a lman ın, nük leer b i r d ünya savaşın ın önlenmesinde sosya l izmin ve Sovyetler Bir l iğ i 'n in nesnel ve olağanüstü öneml i ro lünden söz etmekten şu ya da bu biçimde geri du ru lmasın ı d ıştaladığ ın ı bel irttiler. Barış ın ko runması yönündeki çaba lar, eğer günümüzün bu bel i rleyici barış g ücüne karşı eylem lerle b irleştir i l iyorsa, boşunadır. Bu bağlamda, Rau l Va ldes Vivo, değiş ik ü l kelerdeki komün istlerin sosya l ist toplu luğun barış g i ri ş im lerini desteklemesinin önem in i vurgu lad ı .
Sempozyuma katı lan lar proleter enternasyona l izm in in günce l l iğ ine i l iş k in kuşkular ın teorik temel in i ele a l ı rken, bunun, günümüzde barış ın sı nıfsa l ve u lusal kurtu luş savaş ım ın ın d iya lektiğ in in yeterince an laş ı lamaması ndan kayna klandığ ın ı bel i rttiler. Bu kuşku lar, şu ya da bu b iç imde, ş imdi bar ış ın ko runmas ın ın , i şç i sı nıfı ve u lusa l ku rtu luş hareketlerin in öteki görevlerinden vazgeçi lmesini zoru nlu k ı ld ığ ı düşüncesinden kaynaklanmaktad ı r. Bu ya nl ış b i r d üşünce tarzıd ı r. E. Thomas şöyle dedi : « Bu rada, barış için savaş ım ın öncel iğ i sorununa soyut bir yaklaş ım , bu savaş ımın , ha lk yığ ı n ların ın ekonomik ç ıka rlar ı , pol it ik hakları ve u lusa l soru nların ın çözümü için gün lük savaş ım larından koparı lması durumu vard ı r . » E. Caicedo şunu ek ledi : « Barış ya da devrim , barış ya da ha lk ları n u lusa l bağımsızIığı gibi bir iki lem formüle edenler, ya nl ış yaklaşım içindedi rler. » Barış , emekçi ha lk ın s ın ıfsa l ve u lusal çıkarları , sosya l izmin ç ı ka rla rı gözardı edi lerek korunamaz.
Başka konuşmacı la r da komün istlerin s ın ı f düşmanla rı n ın sosya l izm in, u lus lara rası komün ist hareketin ve u lusa l ku rtu luş hareketi n in za ra rına bir barıştan sözetti klerin i , bunu hayal ettiklerin i bel i rttiler. Emperya l izmin sa l d ı rgan çevre leri dünya sosya l izmin i , komün ist hareketi ve Marksist-Lenin ist ideoloj iyi « ta rih in çöplüğünde» görmek istedi klerin i açıklam ışlard ı r. Ayrıca on lar, bunu ya ln ızca söylemeklede ka lm ıyorla r. Onlar ın stratejisi halklar ın toplumsa l ve pol it ik yaşa m la rın ı , ABD'nin ve u lus lara rası sermayenin benci l tutku larına uygun olarak zorla değiştiri lmesini amaçlamaktad ı r. Burada, Washington 'un hegemonyacı a maçları, onun sı nıfsal a maçları i le yakından bağl ıd ı r. Emperya l i st çevreler, u lus la ra rası s ın ıf savaş ımın ı askersel b i r çatışmaya dönüştürerek sosya l izme ve ku rtu luş hareketlerine karşı savaşı mda sosya l öç a lmayı üm it etmekted irler. Sud iman şöyle ded i : «Tüm ü lkelerin ha lkların ın egemenl iğ i , güvenl iğ i ve barışçı yaşam ı , ABD
54
emperya l izm in in sa ld ı rgan askersel faa l iyeti ta rafı ndan tehdit a lt ında tutu lmaktad ı r. »
Bu a rada, emperya l izmin çatışmayı ş iddetlendirmeyi amaçlayan polit ikasının, sınıf çatışmasındaki konumlar ın ı koruması ya da g üçlendirmesi sonucunu h iç de güvence a lt ına almadığı , konuşmacı lar ta raf ından vurgu la iıdı. Bu politika, kapita l izmden sosya l izme geçiş olan çağ ımız ın içeriğ in i değiştirememekte ve geçici de o lsa dünya devrimci sürec in in i lerIemesin i engel leyememektedir. Emperya l izmin nükleer savaş tehd idin i a rt ırmasına karş ı n, s ın ıfsa l ve u lusal ku rtuluş savaş ımı sürmekte, halk y ığ ınlar ı emperya l izmin üzerine g iderek a rtan b ir bask ı uygu lamakta ve sosya l ist toplum gel işmekte ve güçlenmekted i r. Sosya l izmin, işçi s ınıf ı ve u lusa l kurtuluş ha niıketler in in kazan ım la rı , devletlerin bar ı ş içinde ya nyana yaşamasın ın maddi temel in i o luştu rmaktad ı r.
Ve intim i l la , Schu macher ve başka lar ı , emperya l ist propagandanın, toplumsa l statükoyu emekç i ha lk ın lehine değişti rmeyi a maçlayan i lerici güçlerin savaş ımın ı kara lamayı ve y ığ ın ları n barış istemi üzerine spekülasyonlarda bulu nmayı sürdü rmekte o lduğunu bel irtti ler. Kurtu luş hareketleri, işçi s ın ı f ın ın hakları için, sosya l izmin ç ıka rlarını korumak için ve rd iğ i savaşım, a ntiemperya l ist güç lerin ka rş ı l ı k l ı dayanışması ve komünistlerin enternasyona l izmi, bun ları n tümü emperya lizm tarafından u lus lara ras ı i l i ş k i leri bozan etmenler o larak n itelend ir i lmekted ir . Sözde bar ış uğ runa emekçi halkın sın ıfsal faa l iyetinin yavaşlatı lması , u lusal kurtuluş hareketinin du rdu ru lması , ya da «donduru lması » ve bunun sosya l izmle sıkı bağlaş ık l ığ ına son veri lmesi düşüncesi reklam ed i lmektedir . Bütün bu propaganda, bar ış ın korunmasın ın güç lü pota nsiye l in in, s ın ıfsal ve u lusa l kurtuluş savaşım ı i le savaşa karşı savaş ımın kaynaşmasında yatan bu potansiye l in o rtaya ç ı kmasın ı engel lemeye yönel ikt ir.
i Konuşmaeı lar böylesi b i r b i rl iğe i l i şk in soru ları n basit olmadığın ın, teorik ve pratik a landa bütünüyle aç ık ola ra k görü lemed iğ in in a lt ını çizd i ler. Şimd iki dönemin görülmesi gereken özgün yan ın ın sınıf çatışmasını nükleer bir felaketin ön lenmesine ve sa ldı rgan l ı k eylemlerine ka rşı yön lend i rmenin bel i rleyici b i r an lam kazandığ ıd ı r. D. S i rkov şöyle ded i : « Genel o larak sorun, s ın ıfsa l ç ıka rla rla, nükleer bir savaş ın engel lenmesine yönelik genel demokratik savaş ım a rasında optimal dengeyi bu lmak ve bunu her bölgede, ü l kede ve genel ola rak dünyada her veri l i a nda yapabi lme sorunudur. Görev ka rmaşı ktır, çünkü nü kleer bir savaş ın ön lenmesi kesin b i r zorun luktu r, ayn ı zama nda iki toplumsa l sistem a rasındaki , emek i le sermaye a rasındaki , u l usa l kurtu luş hareketi ile emperya l izm arasındaki çel işki ler son derece gerg in b i r du rumdadır .»
Bar ış için savaş ım ın toplumsal i lerleme savaş ımı i le bağlanmasın ın biç im leri üze rindeki tartı şma, sorunun metodoloj ik yön leri üzerinde, özne l ve nesnel etmenlerin, u lusal olanla u luslara rası olan ın i l işkisi üzerinde
55
odaklaştı. Emperyalist saldırgan l ı k politikasına ve savaş hazırlı k la rına karşı d i renme olanaklar ın ın. sosya l i st top lumun ve savunma yeteneğin in daha da gel işti r i lmesi ve u lus lara rası işç i s ın ıfı n ı n ve u lusa l kurtuluş g üçler in in konum la rın ın g üçlendir i lmesiyle daha da a rttığı vurgu landı . S ın ıf çatışması i le savaş ka rşıtı savaş ım a ras ındaki i l işk i . aynı şeki lde bunun yönel iminde de ortaya çı kmaktadır. Kapita l i st ü l ke lerde savaşın maddi ve - politik hazı r l ığ ı . as l ında. emekç i ha lk ın ekonomik ve toplumsal kazan ımlar ın ı ça lan . haklar ın ı aya klar a ltı na a lan sı nıfsal güç le r tarafı ndan yürütülmektedir.
B irçok konuşmacı sorunun bu yönünü. u l usal kurtuluş hareketi açıs ından ele a ld ı . Corra/es şöyle dedi : « Çağdaş devrimci süre�e ve p rat ik faa l iyetimize i l işk in teori k incelemelerim izde. s ı k s ı k yan l ı ş b i r şekilde barış için savaş ım ı u lu sa l kurtu luş ha reketi nden ayınyoruz. Ha lbu ki. u lusa l kurtu luş hareketi sa ld ı rgan l ığ ın ve savaş ın temel kaynağ ın ı . emperya l izmi zayıflotma amacına yönel i kt i r ve barış iç in savaşım ın cephe hattı ndadı r. Barrios şu görüşü d i le getird i : « Bir zamanla r emperya lizmin a rka bahçes i o lan Latin Amerika. u lusa l ve sosya l kurtuluş iç in . demokras i ve toplumsal i lerleme için muazzam b i r savaş a lan ı ha l ine gelm iştir. Böylece d ünya barı ş ın ın korunmasına katkıs ın ı a rtırmaktad ı r. »
Tartışmaya katı lan lar. işçi s ınıfın ın . demokras i ve özgürlüğün ç ı ka rlar ı için savaşımdaki her başarı n ın nesnel olara k barış savaş ım ını i lerlettiği görüşünü benimsedi le r. Lanao şöyle ded i : « Ne ki. bunun. savaş karşıtı savaşımdaki pota nsiyel ler imizin tümü olduğunu düşünenler yanlış ya pmaktad ı r ve dar b i r ya klaş ım içi ndedi r . .. Ve görüşünü kantı lamak için ik i duruma işaret etti. Komün istler savaş karşıtı ha rekete bar ış ın korunmas ından başka hiçbir istem öne sü rmeyen büyük toplumsal güç lerin katı l masına ya rdımcı olma ktad ı r. Ote yandan. i şç i s ın ıfı ve u lusal ku rtuluş hareketin in. b i r dünya savaş ın ın ön lenmesin i n zoru nluğundan kaynaklanan geniş bir sorun lar yelpazesi üzerinde çok yön lü b i r faa l iyet yürütmesi gereği vard ı r. Garaycoa şöyle ded i : « Bar ış savaş ımı i le a ntiemperyal ist savaş ım a rasındaki bağ çok s ık ıd ır ve ayrı lmazd ı r. Ancak her ik is in i özdeş görmek de yan l ı ş olacaktı r. »
Ta rtışmada işçi sı nıfı ve u lusa l ku rtu luş hareketleri i le barış hareketin i b i rleştirmenin nesnel temel i çözümleni rken şöyle dend i : Savaş hazırl ık lar ın ın. işç i s ın ı f ın ın koşu l lar ını kötüleştirdiğ i , kapita l i st ekonomide bunal ım olgusunu derinleştird iğ i . gel işmekte olan ü l kelerde yen i sömürgeci sömürüyü şiddetlend i rd iğ i ve bu ü l kelerin çoğu kez insan ın yaşamın ı sürd ürmesi nin en temel koşu l la rına i l i şk in geniş sorun lar yelpazesin in üzerine g id i lmesine engel olduğu olgusunun fa rkında olunması büyük önem taş ı ma ktad ı r. B i r dünya savaşı teh l ikesi u lusa l ve sosyal ku rtu luşun sorun lar ın ın çözümünü zorlaştıran genel b ir pol i t ik atmosfer yaratmaktadır. Savaş genel o larak. ya ln ızca emperya l izme ve tekelci sermayeye ka rşı uzun ve sürekl i savaşımda kazan ı lan herşeyi değ i l . aynı zamanda gezegenimizdeki
56
yaşamın b izzat kendisini de s i l ip süpürme tehdid in i yaratmaktadı r. J. lava, işçi s ın ıfı ve u lusal kurtulu� hareketi için barı ş uğruna savaşı m ı n ac i l gereğin in buradan kaynaklanmakta o lduğunu vurgu ladı. Bu savaş ım öteki politik hedeflerle s ık ıs ık ıya bağl ıd ı r ama kendi içinde de ayrı b i r görevd i r. Ulusal kurtu luş savaş ım ı keekin b iç imler o lmakta , bu orada emperyal ist saldırganl ığa karş ı s i lah l ı savaş ım ı do içermekted ir. Ancak bu du rum b i le dünya barış ın ın korunması gereğin i son derece öneml i o lmaktan çıkarmamaktadır.
W. Stewart şöyle dedi : « Komün istlerin faa l iyetlerinde öncel iklerin belirlenmesinin zorun lu olduğuna inanıyor ve nük leer savaş tehdidine karşı savaş ımı en ac i l ve b irinci l görev olara k öne koyuyoruz. Ancak bunu , demokras in in korunması ve genişletil mesine i l i şk in ve eko nomik bunal ımdan emekçi halk ın ç ıka rlar ın ın göz önünde tutu larak ç ık ı lmasına i l i şk in öteki görevlerden koporm ıyoruz . .. Sempozyuma katı lanlar bu görüşü desteklediler ve barış soru nunun günümüzde dünya politikas ın ın en önemli sorunu olmakla kalmayıp, y ığ ı nla rın savaş karşıtı eylemin in büyümesi i le, g i derek a rtan sayıda ü l kede iç politik yaşam ın da merkez sorunlarından bir i hal ine gelmekte olduğunu vurgu lad ı la r. Bel i r l i koşu l larda, savaş ın önlenmesi sorunu, i ktidar sorununda do bel irleyici ha le geleb i l i r.
Oznel etmen, komünistlerin bi l inçl i faal iyeti, işç i s ın ıfı ve u lusal ku rtuluş hareketin in b ütün savaş karşıtı potansiyel in in seferber edilmesinde ve bunla rı n b i r dünya savaş ın ı önleme çabaları nda rol ler inin a rt ı rı lmasında beli rleyici öneme sah iptir. Konuşmacı lar, çabalar ın işte bu doğ rultuda yoğun laştı r ı lmakta olduğunu bel irtti ler. H. Vossen şöyle dedi : « FAC'de geçm işe kıyasla işçi s ın ıfı g iderek a rta n ölçüde barış savaşım ına aktif o lara k katı lmaktadır , a ncak bu hôlô yetersiz düzeydedir. a lkemiz işçi s ın ıfı n ın barış ın korunmas ına daha somut katı l ım ı için yapı lması gereken daha çok şey vard ı r . .. D. lope� �ciyle ded i : « Portekiz'de emperyal izmin m i l i tarist çizgis in in tehl ikeleri konusunda, i şç i s ın ıfı ve sendika l hareket içinde uyanı kl ık, öteki toplumsal g üçlerden daha faz lad ı r. Anca k bu gerekl i örgütsel düzeye ve somut eyleme dönüşmemiştir. Bu konuda yapı lacak çok şey vard ı r . .. F. Dixon, k imi latin Amerika ü lkelerinde nükleer tehdid in y ığ ın lara a nlatı lması konusunda çabalar ın yetersizl iğ ine d i kkat çekti. Caicedo « Barış ı n korunmasın ı latin Amerika halk ların ın kend i ç ıka rların ı daha aci len etkilediğ in i h issett iği dava i le bağ lamanın doğru b i r mekanizmasını bulma .. n ı n gereğinden söz ett i . Bu tür bir bağın , savaş karşıtı hareketin s ın ıfsal, a ntiemperyalist istemlerle s ın ır l ı tutulması an lamına gelmediğ in i , tom tersine, bunun u lu sa l kurtuluş g üç lerin in ve onları n geniş antiemperyalist potansiyel ler inin bar ış sorunun çözüme kavuşturu lması çabalarına daha aktif katı l ım ı demek olduğunu bel irtti.
X. Garaycoa, işçi s ın ıfı ve u lusa l kurtuluş hareketi ile savaş tehdidine ka rş ı koyma çabaları a rası nda somut bağlantı biçim leri a ra rken göz
57
önü nde tutulması gereken öneml i b i r metodoloj i k zorun lu luğun şu gerekten kayna klandığını beli rtti : «One, ya ln ızca bu hareketlerin barış ın korunmasındaki ro l ler in i ve faa l iyetler in i a rtı ran değ
'i I , aynı zama nda savaş ın engel lenmesi sorununun önce l iğ in in tanınması temel inde öteki barış güçler i i le işbirl iğ ine olanak veren görevler konması . Oteki lerin yanıs ıra , barış ve u lusa l bağımsızl ı k savaş ımı stratej is in in günümüzdeki özgünlüklerini bel i rleyen işte budur .»
Konuşmacı lar, bu görevler a rasında, savaş ın maddi hazırl ığ ın ın yapı lması demek olan s i lah lanma yarış ın ın durduru lması görevinin herşeyden önce geldiğini bel irttiler. S i lah lanma ya rışı , işçi s ın ıf ın ın ve gel işmekte olan ü l kelerin halk ları n ı n sömürülmesini a rtı rman ı n başl ıca a racı ve toplumsal i lerlemenin ve emekçi y ığ ı n ları n du rumunun iyileştir i lmesin in önündeki başl ıca engel ha l ine gelm iştir.
Emperya l ist sa ldırganl ığa, devlet terörizmi po l it ikasına, emperya l izmin ve uşaklar ın ın baş lattığ ı yerel savaş lara ve çatışma lara ka rş ı somut eylem, (Lübnan'da, Afgan ista n'da, N i karagua'da ya da Güney Afrika'da) s ın ıfsal ve u lusal ku rtu luş savaş ımı i le dünya çapındaki savaş tedidine karşı koyma a ras ındaki bağ ın önemli b i r ifadesid ir. Yerel savaş lar ın dünya çapında b i r çatışmaya büyümesi g ib i büyük b i r teh l i ke vard ı r ve kom ünistle r bunun geniş ha lk y ığ ın la rı ta rafında n anlaş ı lmasın ı amaçl ı yorlar.
Tartışmada, Latin Amerika ülkelerin in dış borç ları n ı n ipta l i istemin in böylesi b i r bağ iç in somut b i r biç im olabi leceğinden söz ed i ld i . Rau l Va l des Vivo, bu istemin savaş karşıtı b i r yönü o lduğunu , çünkü borç veren banka la ra ödemelerin, askersel harcama ları nda kısı ntıya g idecek kreditör ü l keler ta rafı ndan yap ı lmasın ı öngördüğünü söyledi . Dış borçları n s i l i n mesi istemin in harekete geçirici an lamın ı göstererek şöyle ded i : « i ngi l tere'n in ABD yönetimince de desteklenen Arja ntin'e sa ld ı rıs ı , kıta nın ta rih inde her zaman bir u lusa l kurtu luşçu içeriği o luşmuş olan Latin Amerika nizm ruhunu canlandırd ı . N ikaragua ve EI Salvador'a Amerikan müdaha lesine ka rşı d i reniş bu dayan ışma duygusunu yen i b ir düzeye ç ıka rd ı . Ş imd i Latin Amerika ha lkların ın d ış borç lar konusunda genel b i r d ireniş i neden beklenmes in? .
BARIŞSEVER GOÇLERiN iŞBIRLiCiNI GOÇLEN DIRMEK
Sem pozyumda, b i r d ünya savaş ın ın engel lenmesi iç in verilen savaş ım ın kom ün istlerin toplumsa l ve polit ik faa l iyet a lan ın ı büyük ölçüde gen işlettiği bel i rt i ld i . işçi s ın ıfı n ı n barış ın savu nu lmasına geniş ölçüde katı l ım ı ve bunu etki lemesi doğa ld ı r ki onun Marksist-Len in ist öncüsünün çal ışmaları nda ağ ı rl ı k verd iğ i yönlerden b irid i r. Aynı zamanda komünistler bar ış için savaşa n ların safların ı gen işletmeyi ve barış ı n korunmasını a rzu
58
eden tüm güçleri ha rekete geçi rmeyi ve onla rla u lusa l ve u lus lara rası p landa işbir l iğ i yapmayı amaçlamaktadı rla r.
Sempozyuma katı la nlar, barış hareketleri a rası nda işbir l iğ i sorununu çözüm lerlerken bunun barış için savaş ımla toplumsa l i lerleme iç in savaş ım ı b irbirine bağlama g ib i daha geniş bir konunun parçası olduğu saptamasından hareket ettiler. Ne ki bu aynı şeki lde özgün b i r soru ndur, çünkü bu konu işçi sı nıfı n ın emekçilerin s ın ıf savaş ımın ı paylaşmayan, hatta bunla rı reddederek savaş ka rş ı tı konum larda yer a lan larla bağlaşıkl ığı ve eylembir l iğ in i içermektedir. Konuşmacı la r, bu neden le, ba rış ın korunmasın ın , komünistlerin nüfusun en değiş ik katmanları a rası nda çal ı şmanın yo l ve yöntemlerinde büyük bir esnekl ik göstermelerin i ve bunlara özgün yaklaş ım larda bu lunma yeteneğinde olmaların ı gerek l i k ı ld ı ğ ın ı bel irttiler.
Günümüz savaş ka rşıtı hareketlerin karakteristik çizgisi , amaçları , nitel iğ i ve b i leş imi açıs ından demokratik ve genel o lma larıd ı r. Bu nedenle de bu ha reketlerde işbir l iğ i için herkese ortak bir sın ıfsa l temel o lamaz. Böylesi b i r temel i on ların nükleer bir savaş ın engel lenmesi için duyduk ları kaygı o luşturmaktad ı r. Ne ki konuşmacı lar bu temel i güç lendi rirken, bir yandan bar ış ha reketin in kend isi iç indeki ve aynı zamanda savaş karşıtı eylem lerindeki çel işki lerin, öte ya ndan işçi s ın ıf ı n ın ve u lusa l ku rtu luş g üçleri n in gerçek konumları a rasındaki çel işki lerin d ikkate a l ı nması ve zama nında çözü lmesi gerektiğ in i bel i rttiler.
Konuşmacı lar böylesi çel işki lerin, örneğ in, işçi sı nıf ı n ın ba rış için savaş ımda yetersiz düzeydeki a ktif rol ü i le, işçi lerin oldukça büyük bir kesiminin seçim lerde u luslara rası geri l im i a rtı ran ve s i lahla nma ya rış ın ı t ı rmandıra n b i r pol itika izleyen politik parti lere destek vermesi olgusunda ortaya ç ıktığ ı nı bel i rttiler. Bu çel işki lerin ne ölçüde g ideri leceğ i büyük ölçüde komün istlerin emekçi halk içindeki ideoloj ik ve politik ça l ışma larına bağl ıd ır. işçi s ın ıfı hareketine burjuva ideoloj is in in yapt ığ ı etk i , işç i sı n ı f ın ın ya lnız sosya l savaş ımda deği l , aynı zama nda barış iç in savaşımda olanakların ı tam o larak ortaya koymasını engellemektedir.
Böylesi çel işki leri çözmenin yo l lar ı konusunu ele a lan J . M. Lanao görüşünü şöyle ifade etti : « Ekonomik buna l ım ın çözümüne yaklaşımda b i rb i riyle çatışan güçler, y ine de barış iç in savaş ımda ortak b i r temel bu lab i lmektedir. Arjantin l i komün istler, Cumhurbaşkan ı 'n ın barı ş ın korunması yönündeki, uzayın s i la hlandır ı lmasına karşı, Orta Amerika 'n ın içişlerine emperya l ist karışmaya ka rş ı ve Sovyetler Bir l iği , Küba ve öteki sosya l ist ü lkelerle i l işk i le ri n gel işti r i lmesi yönündeki o lumlu ad ım la rın ı destekliyor. Cumhurbaşka nı 'n ın barışı n korunması yönündeki g i riş im lerinde temsi l ettiği güçleri görmezden gelmemiz yan l ı ş o lurdu . Bu sekter bir tutum a lmak demek o lurdu . Ne ki , hükümetin ekonomik ve toplumsa l çizg isi nde kendini açı kça gösteren emperya l izmin ve yer l i o l igarş in in baskı sıyla uzlaşma lara ve sa l lant ı lara da kararl ı l ı kla karşı çı kıyoruz .»
59
S. Zorba los şöyle dedi : « Ba rış hareket in in g ücü onun gen iş l iğ inden ve b i rl iğ inden gel i r. Bu neden le bunu bütünüyle b i r parti davasına dönüştürme yönündeki eğ i l im i aşmak ve b i rl iğ i bozan ve ortak savaş karşıtı faa l i yeti zorlaştı ran eylemleri önlemek zorun ludur . .. Yunan komü nistlerin in , kent ve köylerdeki emekçi insanlar ın, esk i askerlerin, sanat ve bi l im adamlar ın ın , gençlerin ve kadınlar ın daha da geniş katı l ım ı yoluyla barış hareketi n i genişletmek iç in nas ı l ça l ışt ık larını serg i ledi. Başarı, b i rçok Yunan yurttaş ın ın kayg ı noktas ın ı o luştu ra n konular ın öne ç ı kar ı lmas ı i le sağlanıyor : Doğu Akdeniz'deki tartışma l ı konu la rın barışçı yoldan çözüme kavuşturu lması , Yunan toprak larındaki ABD a skersel ü sleri n in kaldır ı lması ve topra kla rım ıza nükleer s i lah yerleşti ri lmemesi , ü lken in sa ld ı rgan NATO b lokundan ç ıkması ve askersel harca ma la rı n k ıs ı lmas ı . lJ lkede üç değişik ha rekete mensup olan barış savaşç ı ları n ın o rtak eylem yapmala rı daha geniş bir b i rl ik için yeni olanak ların a ranmas ın ın sonucudur. Bunlar n ükleer s i lah larda n a rı nd ı rı lm ı ş bölgelerin oluşturu lmas ın ı , nükleer s i lahlar ın dondu ru lmas ın ı ve uzayın s i lahlandırı lmas ın ın engel lenmesini a maçlayan g i riş im leri desteklemektedir.
S. Zorba los şöyle devam etti : «Aynı zamanda, barış savaş ım ı ile emekç i ha l k ı n yaşamsal ç ıka rla rın ı n savunu lmasın ı b irbiri i le bağlayan Yunan komünistleri, PASOK hükümetin in , g rev hakkın ı kısıtlayan a ntidemokratik kara rnamele rin i n ipta l in i istemekte ve buna l ım ın yükünü emekç i halk ın s ı rt ına y ıkan « kemerleri s ıkma . . polit ikası uygulama çabaları na karş ı d i renmekted i rler . ..
Ta rtışmada, barış güç lerini işçi s ın ıfı i le yu rtsever bir temelde bağlaman ın büyük potansiyelleri de e le a l ınd ı . K im i ü lkelerde Washington'un sa l d ı rgan polit ikası i l e bağlanan iç gerici l iğ in ha reketlenmesinin, bunlar ın a rtan askersel, polit ik ve ekonomik bağ ım l ı l ığ ı i le i l i şk i l i olduğu gösteri ldi . Bu neden le ülkenin barıştan yana bir pol itika iz lemesi için savaş ım, böylesi bir bağ ım l ı l ı k aşı lmadan hiç bir ufka sah ip o lamaz.
Çeş itl i u l u s lara rası konu larda ve bunlar ın çözümüne yaklaşımda fa rklı değerlend irmelerden kaynaklana n barış hareketi içindeki çelişkilerin ve olası fa rkl ı l ı k la rın , a na çabanın, barış için savaş ım ı daha da güçlü ve amaca yönel i k k ı lma istemin in önüne geçmesine asla iz in veri lmemelid i r. S. Moeti şunu vurgu ladı : « K'omün istler savaş hazı rl ık larına ka rşı tüm ciddi eylem leri desteklerler ve kendi görüş lerin in kabu l ed i lmesini şart koşmazlar ; a ncak, barış savaşçı ları tarafı ndan sosya l izmin, işçi s ın ıfı ve u lusa l kurtu luş hareketin in ba rış için savaşımdaki rolünün an laş ı lması ve g üçlend ir i lmesi iç in konumla rın ı açı kla rla r . .. Başka konuşmacı la r da, bu konuya i l i şk in o larak, savaş karşıtı harekete karş ı sekter tutu m la rı n ve somut eylem yerine içi boş devrimci lafazanl ığ ın geç i ri lmesin in ka bul edi lemez olduğunu bel i rttiler.
Barış hareketleri b i rçok özgün ç izgi taş ımaktadır. Çünkü fa rklı gel iş-
60
mektedirler, değ iş ik savaş kaşıtı sorun la rla yüzyüzedirler v;. her ü l kenin genel ekonomik, toplumsa l ve polit ik yaşam ında fa rklı yer dlmaktad ı rlar. D . Si rkov, değiş ik hareketlerin u lus lararası gerg in l iğ i tı rmand ı ran la ra karşı bağımsız ve parale l savaş ım yü rütebi leceklerini bel irtti ve şöyle devam etti : « Bun ları n işbir l iği ortak bir program ın ya da nükleer tehdide karşı eylem leri yöneten ve koord ine eden örgütsel yapı lar ın ka bülünü zorunlu k ı lmamal ıd ır» . W. Stewart şöyle dedi : " Ba rış iç in eylemi n b i rçok yönünün o lduğu b i l i nmel id ir. Bunları b i r tür tek b iç ime sokmaya çal ı şmak saçma! ı ktır. Ancak bunlar ın birbirine yaklaşma ve benzeşme süreci i le bel irlendiği olgusu da görülmel id i r. Orneğ in, ABD yönetim in in Yı ld ızla r Savaş ı hazır l ığı p lan lar ın ın protesto edi lmesinde ortak b i r tutumun gelişmekte o lduğuna i l i şk in işaretler var. K imi ü lkelerde savaş karşıt ları n ın u lusal koa l isyonları ortaya çı kıyor. Kanada'da Komünist Partisi, Yen i Demokratik Parti ve başl ıca sendika merkezleri şu istemler çevresinde bi rleşiyorla r : Kanada'da " Cru ise» roketlerinin denemelerine son verilmesi ve ü lkenin nükleer s i lah lardan a rındır ı lmış b i r bölge hal ine geti ri lmesi , uzayın s i lahlandırı lması ndan vazgeçi lmesi, nükleer ve genel s i la hsız lanma yönünde önlemler a l ı nması , askersel-stratejik denge yönündeki istemlerin tan ı nması ve yumuşamaya geri dönülmesi. Deneyim gösteriyor ki , savaş karŞıtı savaşımda bel ir l i m in imum (asgari) programlar o luştu rmak olanakl ı d ı r ve yararl ıd ı r . ..
Sempozyumda, tüm barış güçlerinin işbirl iğ in i güçlendirmen in, işçi s ın ı f ın ın savaş karşıtı eylemlerdeki rolünü a rtırmasına ve herşeyden önce bar ış konusunda bir l iğ in i sağla masına büyük ölçüde ya rdımcı olduğu vurgu la ndı . Deneyim gösteriyor k i , işçi s ın ıfı burada bel i rleyici toplumsa l güç o labi l i r.
Ba rış savaşçı ları n ın b i rleşmesin i n, savaş ın engellenmesine yönel ik pol it ik, ekonomik ve ideoloj i k sorun la rı n çözümü etrafında olduğu bel i rt i ldi . i b Nörlund savaş ın hazır lanma biçimlerin in sistematik b i r l i stes in i sundu ve buna uygun ola ra k bunlara ka rş ı koyma nın ana çizg i lerini de ortaya koydu : Si lah lanma yarış ına karşı savaşım, tehl ikel i biçimde kötüleşmiş olan u lus lara rası durumun daha da istikrarsız hale gelmesinin önlenmesi ve savaş tacirlerini etk i l i biçimde ya l ı tlayacak ölçüde emperya l ist propa gandaya ka rşı koyuş. i b Nörlu nd şöyle dedi : « Barış iç in eylemi n her çizg ide a rdıc ı l gel iş imi kend i l iğ inden ortaya ç ıkmaz. Bu, sınıf çatışmasın ı n yasa larını bi len bi l inç l i güç ler in etkisi a lt ında ya pı lab i l i r. Kom ünistlerin sorumlu luğu işte buradan doğmaktad ı r. Barış cephesin i , geçmişte o lduğundan çok daha geniş ve güçlü , savaş ın hazırl ı k ları n ı ve patlamasın ı engel lemeye yetenek l i b i r barış cephesini zaman ında kurmak önemli ve gerekl id ir. »
i b Nörlund, barışın korunması uğrundaki ideoloj i k faa l iyette, ağ ı rl ığ ı nükleer b i r savaş tehdid i ne vermenin, sosyal ist toplu luğun u luslararası durumu iyi leştirme yönündeki politik g i riş imle ri konusunda b i lg i le rin yayg ın -
61
laştırı lmasın ın, a ntisovyetizm ve a ntikomünizm in serg i lenmesinin ve barış güçleri arasında karş ı l ı k l ı a nlayış için çal ışman ın önemli olduğunu ekledi.
A. Hava ri, barış konusunda ideoloj ik savaş ımın keskin leşmekte olduğunu bel irtti. Sosya l izmin ve komünist hareketin ve ha lk ların u lusa l kurtu luş savaş ım ın ın rolüyle i lg i l i yanl ış d üşünceler, etk i l i savaş karşıtı eylemleri zorlaştırıyor. Böylesi düşüncelerin etkisi g ideri lmek isteniyorsa, emperya l ist propagandaya karşı daha güçlü bir d i reniş gösteri lmel i ve komünistler kendi ideoloj ik ve pol it ik konumla rın ı açık lamak için daha fazla ça ba göstermel idi rler.
Hareketim iz, savaşa karşı savaşımda eşit hakl ı bir partnerdir. Ancak, Erol Cantekin ve Sam Moeti, komü nistlerin savaş karşıtı hareketin konumlar ını g üçlendirmede başı çeken b i r rol leri o lduğunu bel i rttiler. Bunun bar ış savaşçı lorına emirler yayınlama ya da ta l imat verme isteği i le h içbir i lg is i yoktur. Çünkü komün istler çağımız ın öncü sınıfın ın ç ıka rların ı d i le getirirler ve onların savaş ım ın koşul lar ın ı , a raçlarını , çizgisini ve gel işme ufuk ları n ı an lama larına ya rdımcı olan b i l imsel Marksist-Leninist teori tarafı ndan yönlendiri lmektedirler. Onlar barış hareketi içinde en enerj ik, a maçl ı ve tutar l ı pol it ik güç olarak davran ı rlar.
Sempozyum'un çal ışması nı toparlarken, « Ba rış ve Sosya l izm Sorun la rı " derg is in in Genel Teorik Sorun lar Kom isyonu Başkan ı Ganço Ganev, Kominte rn' in 7. Kongresi 'n in ideoloj ik m i rası n ın g ünümüzde barış ve toplumsa l i lerleme iç in savaş ımın özg ünlüğüne ve deneyimine açıklık getiri lmesi için gerekli olan konular ın ta rtış ı lmasına temel sağladığını bel irtti. Konuşmacı la r Marksist a raştı rmac ı la rın i lg i duydukları şu konuları ele a ld ı la r : ik inci Dünya Savaşı sonrası dönemde barış ve s ın ıf savaşım ı d iya lektiğ iyle i lg i l i Marksist görüşün gel işti r i lmesi ; savaş karşıtı harekette işçi s ın ıfı n ın rolünü a rtıra n etmenler; barış içrn savaşım i le işçi s ınıfı ve u l u sa l kurtuluş hareketleri a ras ındaki i l i şk i ; barış güçleri a rasındaki bağlaş ık i ık pol itikas ın ın i lkeleri ; bar ış için savaşımda genel demokratik daya nışma ve komünistle rin enternasyona l izmi.
7. Kongre'n in bize devrettiği d üşüncelerle i l işki l i başka konu lar da ele a l ınd ı . B i r d izi part in in Kongren i n oluşturduğu çizgi doğru ltusunda faşizm i , yaklaşan savaşı geri püskürtmedeki ta rihsel deneyim i komünistlerin işç i sı nıfın ın b i rl iğ i için savaşımı emperya l ist sa ldırganl ığa karşı u lusal yu rtsever d ireniş i örgütlemedeki deniy imleri üzerine b i ld i ri ler sunu ldu .
Tartışma derg in in i lerdeki faa l iyeti açıs ından genel b i r sonuç ç ıka rı l masını sağladı . Savaş ka rşıtı hareketin ideoloj ik açıdan temellend i ri lmesi ve bunda komünistlerin rolü, bugün ya ln ızca Marksist a raştı rmalar ın son derece önemli bir konusu olmakla ka lmaya n, aynı zamanda komünist harekette daha sık ı b i r b i r l iğ in sağlanmasına yard ım eden ve daha enerj ik savaşım iç in u lus lara rası işbir l iğ in in somut yönleri üzerinde görüş b i rl i ğ in i g üç lend i ren b i r etmendir.
62
Ana çatışma alanında
(ASYA VE AFRi KA'DA ANTi KOMUNiZMiN BUGUNKU DZELLiKLERi VE EGi Ll MLERi)
" Banş ve Sosyalizm Sorunlan .. dergisi'nin Asya ve Afrika'da Ulusal Kurtuluş Hareketinin Sorunları Komisyonu, Asya ve Afrika'da antikomünizmin sosyal kaynaklan, yönelim ve biçimleri konusunda görüş değiştokuşunda bulundu. Tartışma, Sri Lanka Komünist Partisi'nden Raja Collure, Filipinler Komünist Parfisi'nden Jose Lava, israil Komünist Partisi'nden ıbrahim Malik'ten oluşan uluslararası çalışma grubunun ham/adığı bir tebliğ temelinde yaptıdı. Aşağıda, tarttşmadan bir özet bulacaksınız.
Antikomünizmin bel irg i n bir yanı , onun çok çeşitli o lmasıd ı r. Dyle ki , biçimleri, yönel imleri, kavramları , doktrinleri, tarzları ve yöntemleri bi le türdeş değ i ld i r. Ta rihsel anın ağır basan özgü l lükleri ne, u lusa l ve yerel koşu l la ra , hatta sözcü ler inin eğ i l im , heves ve terc ih lerine göre, her seferinde yen i b i r yan kazan ı r.
Asya ve Afrika'da da, a ntikomünizmin kend ine özg ü yanları va rdı r. Dzell i kle, söz konusu görünüm lerin doğuş ve gel işme biç imlerinden ötürü, bu böyledir. Herkesin b i ld iğ i g ib i , a ntikomün izm, yükselen komünist hareketin meydan okumasına ka rş ı , egemen burjuva sı nıfı n ı n b i r yanıtı o larak ortaya ç ıkt ı . Ancak Asya ve Afrika 'n ın sömürge ve bağ ım l ı ü lkelerinde, a ntikomünist görüş ve duygu lar, örgütlü işçi sınıf ı hareketi bir yana, daha burjuvazinin ve proletarya nın oluşmasından çok önce yayı lmaya başlad ı . Bu görüşler, u lusal ve toplumsal kurtuluş düşüncesine, " devrimci sa lg ın . . a ka rşı b i r çeşit önleyici o lara k sömürgeci yönetic i ler ta raf ından eki id i .
Ancak, toplumsal gel işmey i yavaşlatmak ve Doğu ülkelerin in " dünya devrimci hareketinin genel g irdabına girmesi .. ni (i) önlemek için emperyal istlerin yapabi lecekleri bir şey yoktu. Ekim Devrim i , köle halk ları n ta ri hsel eyleme devasa ölçü lerde gözle rini açma la rı n ı sağladı . Bu devrim , evrensel ölçüde işçi s ın ı fı hareketin in u lusa l kurtu luş savaşçı la rıyla bağlaşı k l ığ ın ın yolunu açtı. Aynı zamanda, ezilen ü l kelerde yığ ı nsa l savaş ı mın örgütlü ve a maça yönel ik o lmas ı düşüncesini getirebilecek güçlerin olgunlaşmasını bel i rleyen etmen oldu . Ekim Devrimi'nden sonrak i i lk on yı lda, Asya, Afrika ve Latin Amerika ü lkelerinde 22 komünist pa rtisi kuruldu.
Yen i ta rihsel aşamada, a ntikomü nizm yen i çizg i le r kaza nd ı . Bir incis i ,
(I) V. i . Len in, Tüm yapıtla r, c . 45, s. 403 (Rusça) .
63
a ntisovyetizm, örgütlü işçi s ın ıfı devletine, Sovyetler Bir l iği 'ne saldır ı lar başa geçti. Rusya'da sosya l ist devrim in zaferinden sonra, dünyadaki gelişmeler açısından önemli her sorun, çok yönlü ve sınıf kavrayışına daya l ı savaşıma bakara k e le a l ı nmaya başlandı . Lenin ' in de bel i rttiğ i g ib i , « tek b ir u lusa l ya da sömürge sorununu , dünyan ı n en ücra köşesi b i le söz konusu olsa, doğru olara k ortaya koymak» (2) a rtık bu gerçeği göz önüne a lmadan olanakl ı değ i ld i .
ik incisi , sömürgeci basRı zincir ini kırma peşinde koşan u lusa l kurtu luş hareketine karşı sa ld ı rı la r daha da şiddetlend i . Ozünde, tek b i r yu rtsever l ider, tek b i r özgürlük ve bağımsızl ı k savaşçısı b i le komünizmi yayma suçlaması d ış ında b ı rakı lmadı . Emperya l ist geric i l iğ in n iyetlerine karş ın , bu , komünizmin başa rı hanesine yazı lma l ıd ı r. Çünkü bu , komünizmin insanl ığın en yüce ü lkülerini s imgelediğ in i doğru luyor. Aynı zamanda, dünya devrimci sürecinin önem l i b i r b i leşen i o lara k kurtuluş hareketin in oynadığı rolü emperya l istlerin b i ld i klerini gösteriyor. Ortak düşmanı ezmek için, u luslara rası proleta rya i le u lusal kurtu luş güçlerinin sıkı ve savaşkan bağlaş ık l ığ ı konusunda Len in' i n tezi. « Bütün ü lkelerin proleterleri ve ezilen halkları, b i rleş in ! » belgisinde özlü a nlatım ın ı buldu. O zamandan bu ya na, bu bağlaşık l ığ ı dağ ıtma , birbi rlerinden yalıtlayara k devrimcilerin konumunu zayıf/atma çabaları , a ntikomünist çal ışmaları n ana yönel imlerinden b i ri oldu .
Emperya l izmin sömürge sistemin in çökmesiyle, u lusa l ku rtu luş bölgesinde anti komün izm in ana a macı, devrimci sürecin daha da derinleşmes in i engelleme, özgürlüğüne yeni kavuşmuş ü lkeleri kapita l ist d ünyanın bağ ım l ı ve sömürülen çeperi statüsünde tutma , bu ü l kelerin toplumsa l i lerlemeye geçiş in i ve sosya l izmi ku rma ların ı önlemeye dönüştü. Antikomünizm, ideoloj ik destekle emperya list yen isömürgeci stratejiye bel l ibaşl ı a raçları sağlama görevin i üzerine a ldı . Antikomün izmin yönel imleri ve yöntem leri, u l uslara rası a la nda ve tek tek ü l kelerde güçler dengesindeki değiş im ler, olayların g id iş indeki dolambaç ve dönemeçler, emperya l izmin stratej i k ve taktik doğrultusundaki değ iş im le rin etkisi a lt ında o luşuyor ve biçimleniyor.
SON DONEMiN " HAÇlı SEFERelLERI » VE ONLARıN YANDAŞLARı
1970' I i y ı l la rın sonla rı ve 1980' J j yı l lar ın başlarında, antikomün izmin ideoloj i k ve politik yapıs ında önemli değiş ik l ikler o ldu . Bu değ iş ik l i kler, sosya l izmle olan ta rihsel yarışmayı, yumuşama koşul la rı nda, barışçıl a raçla rla kazanma konusundaki tahmin lerin g itg ide a rtan ölçüde açık u mutsuzluğuna e n sa ld ı rgan emperya l ist çevrelerin, başta ABD'n in yanıtıydı . Bu çevre le r, polit ik ve sosya l öç stratejisine dayanarak b i r karşı
(2) V. ı . Len in , Tüm yapıtla r, c. 4 1 , s. 242.
64
taarruzu örg ütlemeye çaba lad ı la r. Komünizme ka rş ı « haçl ı seferi » i lan edip, yüzlerindeki maskeyi ata rak, aç ık sa ld ı rıya geçtiler. öyle ki , komünizmi «ta rih in çöplüğü»ne atmaya ka lkışacak kada r i leri g ittiler. Bu da, emperya l ist geric i l iğ in d ünyadaki gelişmelerin kendi senaryosuna h içbir b içimde uymaması karş ıs ınd a ki u mutsuzca kayg ı lar ın ı yansıtıyor. Emperya l izmin egemenl ik a lan ın ı dara ltan , onu temel inden sarsan köklü değ iş ik l ikleri durdurma çabaları n ı n sonunda beyhude olduğunu kanıtlıyor.
Oçüncü Dünya'daki du rum da işte bunu doğruluyor. Gerçi u lusal kurtuluş hareketin in gel işmesi, «detant» (<< yumuşama ») kavramın ın polit ik sözlüğe g irişinden çok önce başlamış bulunsa da , u luslara ras ı i kl imin yumuşaması , emperya l izmin doğrudan m üdahale olası l ık ları n ın dara lmas ı , özgürl ük savaşç ı ları n ı n m ücadelesi iç in , tartışma götü rmez b i r b iç imde daha elverişl i d ış koşu l la r yarattı'. 1 970'Ii y ı l larda Güney Vietnam, Laos, Kamboçya, Angola, Mozambik, Etiyopya ve Afgan ista n' ın emperya l ist denetim yörüngesinden ç ıktıklarını bel irtmek yetecektir.
Arzulamadığ ı değişikl i kleri durdurma çabası içinde olan Washington, antikomü nizmi yaln ızca devlet pol itikası d üzeyine çıkarmakla kalmad ı . Bunu ayn ı zamanda u luslara rası a la nda bütün eylemleri nde b i r kı lavuz olara k ku l landı . Her şeyi ya siyah ya da beyaz ola ra k gören a ntikomünizm, Oçüncü Dünya 'yı , ka rşıt sosya l sistemler arası nda b i r « savaş a lan ı » saymaya başladı . ABD egemen çevrelerinin kavrayış ına göre, u lusa l kurtu luş hareketi, genç devletler ha lklar ın ın bağımsız l ık lar ın ı pekiştirme savaş ımı , on lar ın kendi yazg ı la rın ı bel irleme hakk ı , nesnel neden lerden ve toplumsal gel işme yasalarından doğan bir olgu değil , Moskova'n ın ve u luslara rası komünizmin entrika ları 'n ın sonucuydu ve buna yanıt, a ncak ş iddetle, askeri g üç kul lana rak veri lebi l i rd i ve veri lmel iydi . . Washington yönetimi u lusa l kurtuluş hareketine karşı savaş i lan etm iş bu lunuyor ve bunu «u luslararas ı terörizme karşı savaş ırn» maskesiyle örtmeye çabalıyor. Amerika 'n ın politika cephaneliğinde bu yeni b i r konu deği ldir. Ancak ş imdik i makam sa h ib in in Beyaz Saray'a gelmesiyle, bu konu geçmişte raslanmadık ölçüde g ürültü kazanmış , eşi görülmedik b ir düzeye yükselm iştir. Şimdi ABD resmi çevreleri, özgürlük savaşçı ların ın tek tek bazı örgütlerine değ i l , u lusa l kurtu luş hareketi n in bütününe «terörist»
. etiketini yapıştırıyorlar. Egemen devletlerin, Vietnam, Angola, l ibya ve Suriye'n in dış politika larına bu yafta i l iştiri l iyor. Ha lkla rın özgürl üğe olan özlemin i bastırma olanak ve yeteneğin i açı kça abartan ABD yönetimi, isted iğ i yerde ve istediğ i zaman, zararlı saydığı hükümetleri devirmeyi kendine « ah lôk i bir görev» ilan etmiş bu lunuyor. Bu « görev»i b i r ölçüde inandırıcı k ı labi lme çabasıyla, u lusal kurtu luş g üçlerine karaça lıyor. Bu güç lerin Sovyetler Bir l iği , Küba, Vietnam ya da başka bir sosya l ist topluluk üyesi ü l ken in « kışk ı rtma »s ı ve desteğ iyle hareket ettikleri suçlamasında bu lunuyor. Söz konusu ü lkelerin « komünist d iktatörlükler»i bütün dünyaya yayma çabasında oldukların ı öne sürüyor.
65
Kul lanı la kul lanı la bayağı /aşan .. kom ünist tehlike» ya /anı, u lusal kurtuluş bölgesine işte böyle uyarlanmış bu lunuyor. Asya ve Afrika'n ın yen i devletlerindeki gelişmelere i l işk in ola ra k, 1 970' I i y ı l ları n orta ları nda bu hayalet, daha b ir tantanayla dalga land ı rı lmaya başland ı . Dışarıdan sald ı rıyı püskürtmeleri, emperya l i st ve hegemonyacı g üç lerin müdaha lesine karşı d i renmeleri için, Angola, Etiyopya, Kamboçya ve Afganistan halk/arına yapı lan enternasyonal ist yard ım, Afrika'n ın güneyi, Afrika Boynuzu ve Çin H ind i' nin stratejik bakımdan önemli bölgelerini .. komünistlerin kontro lü» a ltına a lma çabası ve güneydeki denizlere .. kızı l la rın yayı lması » biçim inde tan ıt ı ldı ve hôlô da öyle ta nıtı lmak isteniyor. Kendi u lu sla ra ras ı haydutluk, devlet terörü politikasına ve öteki ü l kelere ve halklara karşı kışkırtmala rına «teorik gerekçe» sağ layabi lmek iç in , « komün izm teh/ ikes i» ve « Sovyet askeri tehdid i » d iye boş yere masa'I' lar an latıp duruyorlar.
Ancak, burjuva düşünce ölçütlerine göre b i le, bu masal ları destekleyecek teorik h içbir temel olmadığın ı görmek zor değ ild i r. « Kavra m » olara k öne sürü len şey, özünde Marksizm-Leni n izm'e yabancı o lan kara ün l ü «devrim ih racı » tezine gel ip dayanıyor. Bu tez, zafere u laşan i l k sosya l ist ü lke ve Sovyet top lumunun politik öncüsü Sovyetler Bir l iğ i Komünist Partisi ta raf ından daima ve en kesin ifadelerle reddedi lmiştir. Hazira n 1 983'teki SBKP Merkez Komitesi Plenumu'nda şöyle denmiştir : « Komünistler, geleceği n sosya l izme a it olduğu inancın ı taşıyorlar. Ancak bu, hiçbir biçimde bizim devrim i h rac ı işine g i rme, öteki ü lkelerin işlerine karışma niyetinde o lduğumuzu göstermez. Genel olarak söylemek gerekirse, devrimi ihraç etmek mümkün deği ld i r. Sosya l izm, ya ln ızca her ü lkedeki toplumsal gel işmenin nesnel gereklerinden ortaya çıkıp büyüyebi l i r. » (3)
Sosyal i st devletleri öteki u lu sların iç iş lerine karışmakla suçlayan emperyal istler, üçüncü Dünya'daki para / ı uşaklarını a ntikomünist b i r temelde birleştirme çabalarından vazgeçmiyorlar. Bu yaz, tropik Afrika ormanıarından biri nde, Angola, N ikaragua, Afganistan , Laos ve Kamboçya'ya karşı i lan edi lmemiş b irer savaş yürüten çetelerin elebaş ıarı b i r o raya getir i ldi . Bu toplantıyı , ik i yı l önce ABD'de kuru la n aş ı rı sağcı «Amerika için Yurttaşlar» adlı örg üt d üzen led i. Reagan' ın açıkça «onların a maçları, biz im de a macımızd ı r» dediği mesaj ı , bu toplantıda okundu. (t,) Toplantı , Demokratik Enternasyona l adını a la n örgütün kabu l ettiğ i bir «progra m »la son buldu. Bu toplantı n ın a rd ından, «antikomünist isyancı la rı n birinci dünya kongresi»n in toplanmasın ın planlandığı b i ld i ri l iyor.
Bu iğrenç kelime oyu nla rıyla onlar, Washi ngton'un gözetimi a lt ında, CiA' i n banka hesapları na kayıtlı kaotil lerin bağlaş ık l ığ ını kurma, hepsin in b i rden taktiklerini çizme, b ütün bun lara da yasal b i r görüntü verebi lme
(:ı) SBKP Merkez K�m itesi 'n in 1 4-15 Hazira n 1 983 g ünlü Plenumu belgeleri, Moskova, 1 983, s. 24-25 (Rusça) .
(") " international Herald Tribune», 7 Haziran 1 985.
66
çaba la rını örtmeye kalk ışıyorlar. Beyaz Soray'ın b i r dış pOlitika kuralı durumuna gelen terörizm, özgürlüksever u luslara karşı sinsice amaçları elde etmede yeni bir a raç oluyor.
Asya-Afrika bölgesinde, özgürlük, barış ve sosyal izm g üçlerine karşı « haçl ı seferi .. nde, b iri Ortadoğu'da, öbürü Afrika kıtas ın ın güneyinde emperya l izm in ka lesi o lan ı sra i l ve G üney Afrika'ya özel b i r görev veri l i yor. Reagan yönetimin in ısra i l ' le i l işk is in i « stratejik bağıoş ık l ık .. , Güney Afrika'yla i l işk is in i « ya pıc ı işbir l iğ i .. düzeyine yükseltmeşi bosuna değ i ldir.
Antikomün izm, u lusa l ve sosyal kurtuluşton nefret, isra i l ' in siyonist yönetici leri n in iç ve dış politika la rın ın temel in i oluşturuyor. Ara p toprakları n ı n işgal inde, komşu Ortadoğu ü lkelerine karşı b itip tükenmeyen sa ldırı lar ında, Arap kurtuluş hareketini geri döndürme, bu hareketin devrimci kazan ım la rın ı h içe indirme ve emperya l izm in bölgede yeniden konumla rın ı e lde etmesi çabala rında, bu görü l üyor. Oteki bölgeler, özel l ikle Afrika ve Lati n Amerika'ya i l i şk in o lara k emperya l izmin yenisömürgeci pla nlarında ısra i l'e veri len görevin önemi de hiçbir biçimde küçümsenemez.
Gerek ısra i l siyonistıeri, gerekse Pretoria ı rkçıların ın , a rtan sa ldırganl ıklar ın ı hakl ı gösterebi lmek iç in kend ilerine okyanus ötesindeki patronlarınca sunulan aynı gerekçeleri ku l lanmala rı d ikkat çekicidir. Orneğ in , geçen Nisan ayında Güney Afrika Savunma Bakanı General Magnus Malan taraf ından kamuoyuna tanıtı lan Beyaz K itap' ı ele a la l ım . Bu kitab ın bir yerinde şöyle deniyor : « Son on küsür y ı l iç inde G üney Afrika Güvenl ik Kuvvetleri 'n in kara rlı askeri eylemleri , Afrika'ya, ü lkelerindeki Rus müdahalesinin teh l i kelerini , aynı zamanda devrimci reçetelerin getird iğ i ı zd ı ra p ve geri ad ım la rı göstermede, yeterl i b i r süre olmuştu r sa nı rız. " C) Beyaz Kitap ' ın yazarlarına göre, bu « ka ra rl ı eylemler .. (sa ldı rı ve bozgunculuk eylem leri d iye okuyu nuz) , Güney Afrika'nın birçok komşusunun « akı l la rı nı başlarına getirmi ş " ve « Ru s emperya l izminin tehl ikelerine karşı onları n gözlerini açm ıştır ... (6)
Aynı çevreler, h iç yüzleri kıza rmadan, Güney Afrika'daki bütün «toplumsa l huzursuzluklar ve işçi çatışmalarını .. , sözümona «vekilleri .. a racı l ığ ı yla, yan i Güney Afrika Komünist Partisi, Afrika U lusal Kongresi SWAPO e l iyle kışkı rta n Sovyetler Bir l iğ i 'ne yükı üyorlar. Antikomünizm, a ntisovyet isteri nöbeti, y ığ ın lara ve yu rtsever güçlere karşı hunharca baskı lar ın kı l ıf ı olara k ku l lanı lıyor. General Malan ve benzerleri, herhangi b i r kan ı t sunma zah metine de katlanmıyorlar. Ş iarı « Kız ı l o lmaktansa ölel im, daha iyi .. o lan herkesi, her şeyi cömertçe destek lemekten geri du rmayan Amerika l ı koruyucuları , bunların en saçma, e n a ntikomünist ve a ntisovyet uydurmalarını beğeniyor.
(5) «The African Communistoo, Sayı 98, 1 984, s. 1 7. (6) Agy.
67
Bu tür kiş i lere, gel işmekte o lan ülkelerde de raslanabi l i r. Antikomünizm, bura la rda da, geriye bakan, ayd ın l ı k düşmanı kim varsa, bayrağı a ltında topluyor. Gelişmekte olan ü lkelerde, a ntikomünizmin sosyal tabanı , daha ziyade toplumsal i lerlemeye düşman, emperya l izmle sıkı sıkıya bağ l ı , ona bağımlı sınıf ve katmanla rdan o luşuyor. Bunlar, feodal toprak beyleri, kompradorlar, bürokratik ve asalak burjuvazi ve yerli kapital istlerin, özell ikle büyük kapital istlerin en gerici kesim leridir. Baskıcı a ntidemokratik rej im ierin erkte olduğu yerlerde, öze l l i kle bu askeri d i ktatörlükler biçimindeyse, a ntikomün izm, çokçası devlet poltikası ve resmi ideoloji du rumuna gel i r. Bu politika ve ideoloji , daha çok eğitim sistemi ve yığınsa l haberleşme a raçlarıyla yayı l ı r. Asya ve Afrika'daki b i rçok ü lkede, işçi s ın ı fı n ın parti leri derin yeraltı koşul la rı nda çal ışmak zorunda b ı ra kı lır lar ve gaddarca baskı lara uğra rlar.
Komünistlere yönel i k bel l ibaş l ı suçlama, yukarıda bel irttiğ imiz ve yerel koşu l lara göre 'b içi lmiş « devrim i hracı » doktrin i ve onun a krabası , « komün ist komplo teoris i »dir. Ve onla rı n iddiası na göre, komün istler, «yaba ncı bir g üç»ün ç ıka rlarına göre hareket ederler ve « Sovyet ajan ı »dırlar. B i rçok durumda, komünistler genell ik le «yabancı», «dı ş » öğeler o larak tan ı t ı l ıyor. Mıs ır'da erkteki U lusa l Demokratik Parti'n in sözcüsü « Mayu » gazetes in in iddiası, bu tür uydurma ları n t ip ik bir örneğ id i r. Gazeteye göre, Mıs ır ve Sudan komünistleri, Mıs ır ve Sudan'daki rej im ieri (Numeyri rej i m i kasdedi l iyor. Yazarlar) devirmek için, Moskova 'n ın i ht ira slarını yerine getirmenin a raçla rından başka b i r şey deği ld i rler ve bu ü l ke lerdek i komün ist hareket, Yahudi ler tarafından oluşturu lmuş ve paraca desteklenmiştir. (7) Bu artık i lkel , canice b i r a ntikomünizmin bel irgin yan ın ın apaçık b ir göstergesidir. Bu, önyarg ı lara seslenme k, sürü içgüdülerine dayanmaktır.
Dinsel inançları sömürüp a ntikomün ist duygu la rı körüklerne çabalarında, bu doğrultu bütün açıkl ığ ıyla görü lebi l i r. Bu tür eylemlerin özel teh l i kesi, Asya ve Afrika ü lkelerinde yaşayan insan ları n büyük çoğunluğunun d indar olması ve d in adamlar ın ın güçlü etkis i a ltı nda bulunmasıd ı r. Onlar ın ceha letinden, b i lg i eksikl iğinden yararlanan aydın l ık düşmanı çevreler, komünist/erin d in düşmanı olduğunu yen i ley ip durur/ar. Komünist ve d insel ideoloj i ler a rasında temel fa rklar bulunduğu yolu ndaki Marksistlen in ist konum lar, a ntikomünistler ta rafı ndan kasıtlı ola rak vurgu la nı r. Bu komünistlerin d in i zorla yokedip kökünü kazıma çabaların ın bir göstergesi olduğu şeklinde yorumlan ır. B i l imsel komünizme sa ld ı rı la r, onun felsefe yönleri üzerinde yoğunlaştı rı l ı r. Komünistler, a i lenin, yaşamın ortaya koyduğu a na sorun lara yanıt getirmeyen, a hlôksız ve insan düşmanı kiş i ler ola ra k suçlan ı r.
Bu tutum, ik i d ünya görüşünü karş ı karşıya koymaktan çok, « dinsel
(1) " Mayu», 23 Mart 1 984 (Arapça) .
68
konumlardan» sosya l izme karaçalmaktır. D indor insanların sosya lizm i savunmaları n ı n imkônsız, hatta doğaya aykırı olduğu d üşünces in i kabu l ettirebi lmek iç in özel l ik le büyük çabalar harcanıyor. Bu, bazan kan ı t b i le gerektirmeyen b ir a ksiyom olara k i lan ed i l iyor. Bazı durumlarda da, yan ı lt ıcı , demagoj i k b i r propagandaya indirgeniyor.
Halk ı etkileri a ltı nda tutmak, devrimci değ iş ik l ik lerin yolunu tıkamak, bu değ iş ik l iklerin yolunu gösteren teoriyi kötü lemek ve gözden düşürmek iç in a kla gelebi lecek her aracı kul lanarak, sağcı din adamları , emperya l i st gerici l ikle b irleş ik bir cephe içinde hareket ediyorlar. Emperya l ist ve hegemonyoeı g üçlerce desteklenen karşı devrimciler, Afganistan'daki halk hükümetine karşı d in bayrağ ı a lt ında dövüşüyorlar. Kutsa l d in kitap ları ndan yap ı la n a l ı nt ı la r, isra i l ' i n siyonist yönetic i lerinin Arap ü lkelerine karşı sa ld ı rı larda bir k ı l ı f ola rak ku l lan ı l ıyor. Işgal a lt ındaki Arap topra klarında, aş ı rı gerici Müslüman Kardeşler örgütü, mızrağ ın sivri ucunu işgalcilere ve halk ı köleleştirenlere ka rş ı deği l , ana teh l i ke olarak gördüğü komünistlere yöneltiyor. Çünkü bunla ra göre, komün istler "Al lahsız», buna karş ı l ı k s iyonistler "yüreklerinde dini taşıyan» insanlard ı r.
Dinsel kurum la r ve mezhepç i l ik son zamanlarda a ntiemperya l ist güçler cephesin i dağ ıtma ve zayıflatmoda ana a raçla rdan biri durumuna dönüşmüştür. i ran- I rak çatışması , Lübnan, Sudan, H indistan, Sr i Lanka ve öteki ü lke lerde d in, cemaat ve u lus ayrım la rından yola ç ık ı larak ya pı lan ve her iki taraf için de zararlı olan iç kavgalarm körüklenmesi, emperyalizmin bozguncu eylemleri iç in verim l i b i r toprak yaratıyor. Derg imizde daha önce, ısra i l ' i n siyonist yönetici lerinin Arap ülkelerini din ve mezhep temel inde bölük pörçük etme p lan la rı üzerinde duru ldu . (8)
ideoloj ik-pol itik has ımla rım ı z, geric i l iğ in kışkırttığ ı kardeş kavgaların ın y ık ıc ı sonuçlarında, kabahati s ı k s ık komünistlerin üzerine yı kmaya çabal ıyorlar. Bu, hasım ların ızı n yöntem seçim inde ne ölçüde i lkesiz ve vicdans ız oldukla rın ın bir başka kanıt ıdır. Orneğ in, Sri Lanka 'da cemaatler arasında ka nl ı kavgalar patlak verd iğ inde, bunun a ra ları nda Komünist Partisi 'n in de bulunduğu üç sol partin in kom plosu sonucu olduğu öne sürüldü. idd iaya göre, üç sol parti , "güç lü b ir yabancı devlet»in desteğiyle, kendilerine iktidar yolunu açmayı a maçl ıyorlard ı . Yarı resmi basın , Soyetler Bir l iği ve öteki sosya l i st ü lkelerle d iplomatik i l işk i lerin kesi lmesi çağrısında bu lundu. Da ha sonrak i gel işmeler, Sri Lanka Komünist Partisi ve öteki sol g üçlere karşı yöneltilen suçlamaların toptan temelsiz olduğunu gösterdj. Yine de hükümet, adada o lup biten lerin, " Ma rksist-Len in ist d üşünceleri n esin lend i rd iğ i » teröristıerin eylemleri sonucu ortaya ç ıkt ığını öne sürüp duruyor.
Ozünde, "Sovyet askeri tehlikesi», « devrim ihracı», « komünist komplo ..
(8) Bak : Ref ik Samhun, " Lübnan'a Yap ı la n Amerikan NATO Sa ldırıs ı Neyi Gösterd i ? », " Yeni Çağ», 1 984, Sayı 1 .
69
konusunda alevlendirifen antikomünist isteri ve yalanlar, salt bir ideolojik savaşım çerçevesinin ötesine geçiyor. Bunlar, bilimsel sosyalizmin teori ve pratiğine karşı şimdi bir « haçlı seferi" görüntüsüne bürünen «psikolojik savaş"ln klasik sifahlarıdır. Günümüzün «haçlı seferdıe ri .. , sosyal ve politik öç duygusuyla, dünyada güç dengesini emperyalizmden yana değiştirme güdüsüyle hareket ediyorlar. Antikomünist kampanyalar ve saId", ife savaş tehdidinin tırmanması arasındaki kopmaz bağın temelini oluşturan da budur. Tartışmaya katılanlar, bu tür kampanyalara karşı ödünsüz, savaşkan biçimde karşı koyuşun, her tür antisovyet, antisosyalist uydurmalara karşı kararlı bir direnişin ve hasmın ideolojik kışkırtmalarını aktif olarak bozmanın, antikomünizmin en utanmazca ve kudurgan tür/erine karşı savaşımda öncelik kazanması gerektiğini belirttiler. Bugün bu sava
şım, emperyalizmin saldırgan polltikalarına, onun uluslararası gerginliği tlrmandırma doğrultusuna ve nükleer bir felaket tehlikesini artırmasına karşı aktif eylemlerle sürekli sıkı sıkıya bağlanma gereksinimi duyuyor.
OlMAYAN SEÇENEKLERI ARARKEN
Emperya l izmin t ı rmandırd ığ ı topyekun ideoloj ik karşı taarruz, kom ünizme karş ı kaba saldır ı ları kabul etmeyen kam uoyunu ters yöne çevirmek ve şaşırtmak için ince yöntemler ku l lanı lmasın ı dışlam ıyor, tersine bunu öngörüyor. En açık d üşünceli bu rjuva ideolog lar, kapita l izmin genç devletler için mora l yönden i nandı rıcı l ığ ını yitirmiş bir sistem olduğunu, bu devletlerden çoğunun kapita l izmin bugüne kada r geçtiği yolu ne izleme. ne de onun «değerler .. s i lsi lesini benimseme a rzusu içinde olmadık lar ın ı hesaba katmak zorunda kal ıyorlar. Dahası . Asya-Afrika d ünyasındaki halk lar a ra sı nda sosya l izmin i lke ve ü l kü ler inin muazam b i r çekim gücüne sa h ip o l duğu tartışma götürmez. Her ne kadar bu insan la rı n çoğu, sosya l izm konusunda net b i r a nlayışa sah ip olmasa da. sosya l izm kavrayış ları b i l imsel olmasa da. bu böyle.
Kapita l izmi ak lama yan l ı la rı . bu durumdan yara rlanarak. sosya l ist i lke ve ü l kü lerin özünü çarpık, tepetak lak gösteren b i r a nlayışı beslemek iç in e l lerinden gelen her şeyi yapıyor, sosya l izm in gerçekleştiği her ü lkenin. en başta Sovyetler Birl iğ i 'n in uygu lamala rın ı ters göstermeye yelteniyorla r. Sosya l-ekonomik gel işmenin "Sovyet model i "n in zamanın sınavından geçmediği ve gelişmekte olan ülkeler için a rtık esinlendirici bir örnek h izmeti göremeyeceği öne sürü lüyor. Maoist « kü ltür devrim i .. ya da Pol Pot despotluğu g ib i aş ı rı l ı klar, çokçası. sosya l ist sisteme özgü bel irgin n itel i kler g ibi gösteri lmek isteniyor. (9)
(9) Bununla b ir l ikte. antisovyetizm ve sosya l ist toplu luğa saldırı la r ın. söz konusu bölgedeki k imi güçlerin pol itika larında (bu nları n bazıla rı erkted i r) , ü lke içinde a ntikomünist bir doğru ltu izlemelerine rağ men. ya
70
Geçmişte de sık s ık görüld üğü g ib i , Marksist-Len in ist teori n in sağ ve soldaki hasım la rı doğruda n b i r polemikte savla rı n ın inandırıcı olacağ ına güvenmedik leri için, bunu kendi o luştu rduk ları çarpıtma lardan «a rıtma .. iddiasıyle g idermeye çal ış ıyorlar. Marksizm'e "dönüş", Marksizm'in « gerçek, kendi .. yüzü yolunda yap ı la n a raştı rma lar, örneğ in, Senegol Sosya l ist Partisi, Afrika'da sosyal demokrat görüşlerin önde gelen temsi lci lerinden bir i olan bu parti ta rafından büyük ölçüde destekleniyor. « Dogmatik ve ortodoks" ola rak, körü körüne « Moskova 'n ın çizd iğ i yoldan yü rümekle .. suç lanan gerçek Marksist-Lenin istlere karşı kendilerine komünist adın ı veren küçük g ruplar destekleniyor. Sovyetler Birliği ve SBKP'ne mesafeli tutumlar komünist parti lerin « bağımsız l ığ ı .. n ı n, gerçekıere «yaratıcı yaklaşım la rı .. nın bir ölçütü sayı l ıyor.
Ote yandan b i l imsel sosya l izme son derece az bir benzerl iği olan bir a lternatif ortaya koyma yolunda da çabalar var. çoğu nca bu sosya l-reformizmin köşe taş ın ı oluşturan, gel işmenin « üçüncü .. b i r yoludur. Bu .. üçüncü yol . . Afrika-Asya bÖlgesinde Sosya l ist Enternasyonel ve 1981 'de kurulan ve başında Sosya list Enternasyonel ' in başkan yard ımcı la rı nda biri olan Senega ! ' in eski devlet başkanı Leopold Seng horun bu lunduğu Afrika Sosya l ist Enternasyona l i tarafından ısra rl ı b i r biçimde piyasaya sürü lüyor.
Afrika Sosya l ist Enternasyonal i kuru l u r kurulmaz d ünya kamuoyunun önüne Afrika halk ları n ı n özgür lük ve i lerleme özlemler in in savuncusu o larak ç ıkmak istedi . Afrika Sosya l ist Enternasyonal i 'n in kuru luş kongresinde kabu l ed i len b i ld i rgede Afrika 'n ın a ncak « demokratik sosya l izm .. görüşleri n in öncü lüğünde « özgür, dayanışma ve bir l ik içinde" olab i leceği iddia ed i l iyor. Bu tezdeki içerik Afrika Sosya list Enternasyonal i 2. Kongresi'ne (Dakor, Ara lı k 1983) Senghorun sunduğu raporla karş ı laştırı l ı p değerlend i ri leb i l i r. Senghor raporunda «demokratik sosyal izm .. terim indeki keI imelerden ik incis inin değ i l , b i rincis in in çok daha öneml i olduğunu (10) bel irterek Marksist-Lenin ist, b i l imsel sosya l izm a nlayı ş ına Afrikal ı sosya l reformistıerin düşmanl ığ ın ı açıkça vu rgu luyordu.
Dış pol itikada « üçüncü yol .. kavramı emperyal ist kamptan ve sosya l ist
i ki rc iml i oldukla rı ya da hemen hemen böyle b i r sa ld ır ın ın varolmadığı da bel irt i lme l id i r. Bunun nedeni , herkesin b i ld iğ i g ib i , gel işmekte o lan ülkelerin d ünya kapita l ist sistemin in bağ ım l ı , ac ımazsızca sömürülen çeperi o larak ka lmalarıd ı r. Bu devletler iç in, sosya l ist ü lkeler, yenisömürgeci bağ ım l ı l ı ktan kurtu luş savaş ımında, nesnel olarak en bel l ibaş l ı ve en g üveni l i r bağlaş ık lard ı r. Gel işmekte olan ü lkelerde, iç ve dış politika a ras ında bel i rl i bir uyuşmazl ığ ın bu ölçüde .yaygı n olmasın ın nedeni de budur. iç pol itikada gerici ve a ntikomün ist o lunsa b i le, d ış pol itikada şu ya da bu ölçüde tuta rlı b ir a ntiemperya l izmin ögeleri bulunabi l i r. Bu çel işki l i durum, a ntiemperyalist konumlardan ayrı lma , emperya l izme tesl im iyet, onun stratej i k p lanları yörüngesine g i rme teh l ikesini de sürekl i bünyesinde ba rındırı r.
(10) Bak : Le Solei l , 21 Ara l ı k 1983.
71
toplu luktan «eşit uzakl ı kta .. durma istemiyle u luslara rası ortamın gerg inleşmesinde, nükleer savaş tehl ikesin in a rtmasında « ik i süper güç . . ü n de «eş it sorum lu luğu .. o lduğu yolundaki tezle d i le getir i liyor.
B i rb i rine karş ıt i k i dünya sistemin i eşit tutma g iriş im leri, u lus lararası gel işmeleri « Kuzey-Güney .. bağlamı nda yorum lama larda do açı kça görülüyor. Dünyanın « gel işmiş . . ve « ge lişmemiş .. ü lke ler olarak ikiye ayrıld ı ğ ın ı , bunun ka l ıcı ve kaç ın ı lmaz olduğunu öne sürmek, Marksizm-Lenin izm' in «evrensel yap ı lar ı . . nı , ta rihsel sistemlerin birbirini izled iğ i yolundak i öğretis in i açı kça reddetmekti r. « Kuzey-G üney .. doktrin i burjuva ve reformist çevreler ta rafından u lusal ku rtu luş hareket in i zayıfiatmak, onun a ntiemperyalist özünü boşaltmak için etki n bir şeki lde kul lan ı l ıyor. Bununla genç devletlerin sosya l ist dünya i le i l i şk i ler ini zayıflatmayı, gel işme düzeyler in in biç imsel göstergeleri temel inde bu nları b irbirine düşü rmeyi amaçl ıyorlar. Burada özg ürlüğüne yen i kavuşmuş ü lkelerin ta ri hsel yaıg ı la rı n ı n ayırdedici öze l l iğ i , bu ü lkelerin kapita l ist aşamayı atlayarak i lerlemesi de dah i l top lumsa l gel işmenin daha yüksek aşamaları na geçme olanakları n ı sözde ortadan kald ı ra n « özg ül uygar l ık" olarak gösteri l iyor.
azei l ikle sosya list yönelime saldı rıyorlar. Bu, gerçi pratikte geçerl iğ in i , derin toplumsal köklerin i ve ta rihsel aç ı l ım ın ı kanıt ladı, ama sosya lizm seçeneğin in aç ık ve giz l i hasımları bunu b i r çeşit «anormal l i k .. ve «olağandış ı l ıb., « sosya l izm modası . . na uymaktan başka birşey olmadığı şekilde göstermeye devam ediyorlar.
Sosya l ist yönel iml i devletler pratiğ ine sald ı rı lar değ iş ik yönlerden yapıl ıyor. Kapita l izmin savuncuları bu devletlerdeki durumu yanl ış anal iz edip, burada n hareketle bu yönel im in ekonomi k anlamda etki l i olmadığı ya da en azından kapita l i st yoldan daha az etki l i olduğu sonucunu ç ı karıyorlar. Görüş öne sürmek yerine. bu ü lkelerin karş ı laştığ ı zorlukla rdan, yönetici lerin hata ları ndan, ekonomik mekanizma, ekonomik yönetim ve planlamadaki yanl ış hesaplama la rdan ya rarlanmaya ça l ışıyorla r. Sosya l ist yönel im l i ü lkelerde ekonominin çok çabuk gel işebi leceği gerçeğ inin kabul ed i ld iğ i du rumlarda bi le bunun anca k halk ın büyük özverisi pahasına olabi leceğ ini iddia ediyorlar. Burjuva t ipi çok partil i demokrasiden fa rkl ı olarak sosya list yönel im in doğasında antidemokratik l ik olduğu gösteri lmek isteniyor.
Bazı çevreler ta r ih i , gelişmekte olan ülkelerin ta r ih in i , toplumsal ve kü ltürel öteki özgü l l üklerin i mutla klaştırorok, bu ü lkeler için sosya lizm i seçmenin kabu l edi lemez olduğunu, Marksist-Len in ist teoriyi uygulayamayacakla rın ı , çünkü bunun « sadece Avrupa .. olgusu olarak tanımlandığ ın ı kanıtlamak iç in boşu na çaba harcıyorlar. Geleneksel top lu msal yapıları idea l ize etme, onla rı tümüyle uyumlu, ka rdeş l i k ve ada let i lkeleri, orta k kültürel değerlerin b i r b i leşeni o lon «a hlak ve manevi i l işki ler .. temel ine otu rmuş o lduğu ve kaç ın ı lmaz olarak sınıf çatışmasını içeren bir savaşı-
72
mın , sosya l izmi ku rma savaş ım ın ın gereksiz o lduğu yönünde idd ia lar ortaya atıyorlar. Afrika top lumları nda genel o larak d iyalog ruhunun ve kiş isel i l işki ler in ağ ı r l ı kta olduğunu be l i rtiyorla r ve bunun ta rih in bel irleyici gücünün s ın ıf savaş ım ı olduğu görüşünü kabul eden Marksist görüşe tümüyle aykırı o lduğunu söylüyorlar. ( 1 1)
Kapita l izmin «aş ı rı l ı k lar ını .. ve komünizmin « kötü lüklerini .. kabu l etmeyen « üçüncü güç .. ün rol ü bugün çeşitli d insel sistemler tarafı ndan a rta n ölçüde savunu luyor. Genç devletler için « üçüncü .. b i r gel işme yolu Papa 2. Jean Pau l 'ün « Günah Borcu .. ( Insan lar ın günah lar ın ın bağış latıcıs ı ) adın ı taşıyan ve bu ü lkelerdeki toplumsal soru nların d insel-a hlaki yol larla çözümlemesini öneren mektubunda propaganda edi ldi . Pa pa, Afrika ü l keleıine üç kez gezi d üzenledi , din i savunan, « putperestl iğe, materya lizme ve ateizme .. ka rş ı konuşmalar yaptı.
BalOn da Marksist, d insel ve l ibera l-burjuva görüşlerin bir çeşit bir l i ğini gösterme g i riş im leri yap ı l ıyor. Bu , öze l l ikle Mıs ı r'da önceleri kom ün ist ha reket iç inde ye r a lmış o lan bazı k i ş i lerin oluşturduğu «AI-Tanvir (Aydı nlatma) adındaki g rupta kend in i gösteriyor. Onlar bugün Arap dünyasında komünist partilerin va rl ığ ı ve bağımsız çal ışma yü rütmelerin in meşru luğunu kategori k o larak redded iyorlar ve «Yeni lenme .. adı a ltında « ayd ın latma .. ve « m isyonerlik .. çal ışmasına önem veriyorlar.
Afrika ve Asya ü l ke lerine « geleneksel a lternatifler .. eski d insel değerlere ve dogma lara , boşta Is lam iyete ve daha az yayg ı n olan Bud izm ve öteki puta tapma d in lerinde daya l ı sosya l-ekonomik kalk ınma modelleri ne i lg iyi a rtı rma yönünde bel i rg in bir çaba va r. Baza n bu moddeler (genel l ik le I slamcı) tam an la m ıyla hukuki ya da ekonomik soru nla ra b i r reçete o larak veri lmenin yanıs ı ra I s lamiyetin şartla rına, şeriat yasa ları na uygun olarak toplumsal yap ı la rı n tümüyle değ iştir i lmesi için b i r mekanizma sayı lıyor. Bu rada ono nokta, Is lam iyetin reçetelerinin ne kapita l izmin ne de sosya l izmin i l kelerine indirgemeyecek, her ik i sosyal-ekonomik s istemin üzerinde yükselen b i r top lumsa l sistemi temel o lması görüşüdü r.
Toplumsal içeri k ve polit ik konumları bakımından bu çeşit görüşler birb i rlerinden fa rk l ı l ı k lar gösteriyor. Bel i rg in olarak iki akım öne çı kıyor : Radikal küçük bu ruva a kım ı ve tutucu burjuva -toprak ağası a kım ı . Radi-
( I I ) Burada şu bel i rti lmel id i r. Et ik dayanışma i lkeleri-kol lektifçi tutum, karş ı l ı k l ı a n layış, sayg ı , hoşgörü, ka rş ı l ı k l ı ya rd ıma hazı r olma vb. a ntikomünist b i r baskı özü taş ım ıyor. U lusal ku rtu luş hareketin in bi rçok seçkin kiş is i , top lumu onun bağımsız gel işme aşamasında örgütlemede a na etmen olara k bu i lkelerin öneminin vurgulanmasını kend i leri istediler. Bu i lkeler, sosyalist yönel im i seçtiklerin i i lan eden birçok ü l kede, örneğ in, Tanzanya (uca mao), Madagaska r (fu kunu luna) ve öteki ü lkelerde toplumsal sistem lerin temel in i o luştu ruyor. Bu rada ana nokta dayan ı şmanın toplumsa l baskıs ın ın sosya l izmden uzak tutmak iç in mi yoksa sosya l izme yaklaşmak için mi ku l la nı ld ığ ıd ı r.
73
kaller kiş isel emeğe dayanan m ülkün yasal alduğunu savunurken i kinci akımın temsi lci leri mü lkün doku nu lmazl ığ ına önem veriyor. Kuran' ın ve is lam iyetteki eski uygu lama ların buna i l i şk in yorum lama la rı yoluyla kapita l ist iş letmenin modern b iç im lerin i adland ı rman ın yol la rın ı arıyor. Bazı ü lkelerde top lumun « Islamlaştı r ı lması .. na başladı lar. Pakistan ve Sudan buna örnek veri leb i l i r. I slam iyetin geleneklerine başvurma ve is lamcı topl umsal kurumlar ın kurulması n ın amacı emperya l izm yanl ısı burjuva çevrelerin erkini «yüceltmek .. tir. i ran'da devrimci yığ ın lar ın «ABD emperyal izmine ö lüm» çağrısı n ın yerini a lan « ne Doğu ne Batı .. sloganı , sadece ve sadece emperya l ist çevrelerle uzlaşan ve antikomünist isteriye g iderek daha çok bu laşan sermayenin konumların ı güçlendirmesini g izlemeye yaramaktad ı r.
Tarihin verdiği ders, antikomünizmin tek tek yönelimlerinin birbirinden yalltlanmış halde olmadığıdır. Onun en « ilkel .. ve en « karmaşık .. türleri arasmdaki fark görece/idir: Bunlar ortak toplumsal ve ideolojik-politik temeMeri konusunda birşey söylememelerine karşm birbirlerini tainamlamakta, halkı etkileme yolları üzerinde görüş alışverişinde bulunmaktalar. Bu ilişkiyi göstermek ve dönüp dolaşıp antikomünizme varan bu durumu gün ışığma çıkarmak, yeni oyunlan ve kullandıklan yöntemleri gös
termek, bunlann 'zararsız hale getirilmesine yardımcı olacaktif. Tartışmada ortaya çıkan görüş şudur: Ideolojik-politik hasımlann eylemlerinin özü ve amaçlannl halka açık bir biçimde göstermek, sinsi planlannl ortaya Çıkarmak, sözde bilimsel yöntemlerle, Marksizm-Leninizm'i çarpıtarak ka
muoyunu etkilemeye çalışma girişimlerini sergilemek, komünistlerin temel görevidir. Antikomünist kavramlarm kapsamlı bir şekilde eleştirisine ek
olarak emekçi halkm geniş kesimlerini etkileyen sorunlara olumlu çözümler önermek gereklidir.
AYRIMU YAKLAŞı M ZORUNLULUCU
Antikomün izm kend i ideolojisi ve pol itikasına ek olarak b i l imsel sosyal izm in temel görüşleri n in ve i lkelerinin net b i r b içimde kavranmasın ı önlemek için geriye dönüş şablonları , çeşitl i tasarım ve önyarg ı lar yoluyla yığı nları n bi l inc in i iş l iyor. Bu çeşit önya rg ı lar taşıyan ları inanmış antikom ünist saymak, halk ın oldukça geniş bir kesim in i , a ntikomünist propagandan ın kurbanı olan ve top lumun devrimci b i r yoldan yeniden kurul-' ması için savaşanların safları na katı lma potansiyel in i taşıyan kes imi ideoloj ik hası m lara b ı rakmak demektir.
Şu nokta unutu lmamal ıd ı r k i , Afrika ve Asya'da b i rb irine karşıt, uzlaşmaz ik i ideoloj i , burjuva ideolojisi ve p roleter ideoloj i a rasındaki çarpışma, birçok yönden her i kis i iç in de yeterli o lmayan toplumsa l bir tabana açı l ıyor. Bu ü lkelerin çoğunda burjuvazi ve işçi s ın ıfı zayıftır, sayıca azd ı r
74
ve oluşumların ın i l k aşamala rından geçmektedir. Sosya l yapıyı köylü lük, kent küçük bu rjuvazisi ve kimi orta tabaka lar belirlemektedir. Bunlar, işçi sınıfın ın geniş b i r bölümü de dah i l , Ma rksist-Leninist teori n in, özell ikle felsefesinin uygulanma sı ve kavranmasında büyük zorluk lar getirmektedir. Marksizm-Leninizm öteki ideoloji lerle ve kabi lec i l ik, komüncülük, kastç ı l ık g ib i geri toplumsal düşüncelerle zorlu bir savaş ım yü rüterek, kendisi için insa nların beynine g iden yolu açıyor.
Antikom ünist görüşler temelde bu kesimlerin gerçek ç ıkar ları ve nesnel sosyal-ekonomik çıkarla rıyla çel işiyor. Ancak bi l imsel sosya l izmin teori ve pratiğ i�e karşı önyarg ı la rın sızocak bir ortam bulmasın ın bel l i nedenleri va rdır. Okuma-yazma o ran ın ın ve bilg i lenme düzeyinin düşük olması , polit ikaya karş ı i lg isizl i k, geleneksel, öze l l i kle d insel dünya görüşüne bağl ı l ı k, özel mülk sahibi düşünce biç imin in etkisi bunlar a rasında sayı lab i l i r. ate yandan emperya l ist propagandan ın etkisi ve emperya l izm in yanında ye r a la n yerel iletişim a raçla rı do hesaba katı lmal ıdı r. Bir başka etmen de Asya, Afrika ü lkeler in in çoğunda yığınla rlo yeterli bağları olmaya n ilerici partilerin ve güçlerin örgütsel ve polit ik zayıf l ık la rıd ı r.
Bazı du rumlarda a nt ikomünizm zeh i ri işçi sı nıfı n ın b i r bölümüne de sızmaktadı r. Daha önce de bel i rt i ldiği gibi, Asya ve Afrika ü lkelerin in çoğunda işçi s ın ıfı henüz gençtir ve sayıca azd ı r. Küçük işletmelerin egemen o lması ve üretici olmaya n sektörün çok yayg ın olması nedeniyle işçi sın ıfı n ın yapısı do farkl ı l ı k lar göstermekted i r. Işçi sı nıfı henüz a rtilO n ve köylü geçmiş inden tom a nlam ıyla kopmuş değ i ldir, gel işmiş proleter geleneklerden net bir sınıf bakış açısından yoksundur.
Işte bu a nt ikomünizme zemin oluştu rmaktadı r. Ancak antikomünist önya rg ı lar kendi başlarına o rtaya ç ı kmazla r. Bunlar yoğu n b i r çaba sonucu yeşertilirler. Amaç temel olara k halk a rasında kom ünist görüş ve ü lkülere korşı duygusa l bir antipati uya nd ı rmak, bun lara karşı b i r çeşit psikolojik korunma duygusu yaratmaktır. Yani irrasyona lizme dayanmak, a kla değ i l , duygulora hitap etmek ve psikoloj i k beyin yıkama yöntemlerine ağ ı rl ı k vermek.
Bunu n için büyük bir aygıt yaratı ldı ve işletiliyar. Uluslarötesi tekelci enformasyon ş i rketleri ve gel işmiş kapita list devletlerdeki hükümetlerin propoganda a raçla rı gelişmekte olon ülkelere yönel ik «enformasyon emperya lizm i » politikası izl iyor ve onları a ntikomünist uydurmalar sel ine sürüklüyor, gerçek, doğru enformasyon yayı lmasın ı önlüyor.
Ne yazık ki, a ntikomünizm tohumları yeşeriyar. Yerli a ntikomünizmin başta burjuva mi l l iyetçi l iğ ine daya ndığ ın ı söylemek doğrudur. ( 12) Ancak öteki toplu msal olgular gibi mi l l iyetç i l i k için de ta rihsel bir anal iz ve diya lektik bir yaklaşım gerekl idir.
(12) Antikomün izm : Toplumsa l i lerlemenin önünde bir engel, « Ba rış ve Sosyal izm Sorunları » - « Yeni çağ », 1 984, Sayı 1 2.
75
Asya ve Afrika'da mi l liyetçi l iğ i besleyen ana kaynakla r a rasında şun lar sayı lab i l i r : Emperya l izmin genç devletlerin egemen l ik ve bağ ımsızl ığ ın ı sürekl i o lara k çiğnemesi, bu ü lkelerin u lus lara rası kap ita l ist işbölümü sistemine bağl ı du rumla rı , emperya l ist teke l lerin bu ü lkelerin ha lkların ı sürekl i olara k ve a rtan ölçüde sömürmesi, u lusal güçlenme sürecinin tamamlanmamış o lması vb. Bu, b i rçok açıdan ezilen u luslar ın m i l l iyetçi l iğ id ir . Büyük ölçüde genel demokratik b i r öze sah ip olup, Lenin' in sözleriyle «tarihsel haklı l ık»t ı r. (13) Burada u lus ilkesi u luslara rası i lişki ler anlamıyla s ın ı rl ı olmayıp, emperya l izmle olan i l işk i ler temel inde biçim lenmekte ve emperya l izme karşı savaşta kend in i göstermekted ir. Bu ise birçok m i l l iyetç in in görüşlerine a ntiemperya l ist b i r yön veriyor.
Dahası Asya ve Afrika'da mi l l iyetç i l i k, onu temsi l edenlerin izlerin i taş ımaktad ı r. Bunu temsi l eden ler de orta ve küçük burjuva katmanlarıdır, çünkü, daha önce de değ in i ld iğ i g ib i , burjuvazi sayısal o lara k azd ı r ve bazı du rumlarda hiç yoktur. Böyle b i r du rumda küçük burjuva m i l l iyetçi l iğ inden söz ed i lebi l i r. Bu ise burjuva m i l l iyetç i l iğ i i le dünya görüşü açıs ından benzer olmasına karş ın , bazı farkl ı l ı k lar taş ımaktad ı r.
Küçük burjuvazin in kend isi g ib i mi l l i yetç i l iğ i de ik i ya nl ı ve çel işki l id ir. Genel demokratik, antiemperya l ist özel l ikler taş ıd ığ ı ha llerde bile u lu sa l a ntagonizm eğ i l im leri nden ve şovenizmden a rı nmış değ i ld i r. I le rici ve ger ici ögeleri b ir l ikte, bazan son derece karmaşık ve içiçe geçm iş bir biçimde içermekted ir. (işler te rminoloj ik karış ık l ık nedeniyle daha da çetrefil hale gelmekted ir. « Mi l l iyetç i l i k» kavra mı bazan ve özel l i kle bazı d i l lerde «yurtseverl i k >,le aynı anlamda ku l lan ı lmakta ve u lusa l değerlere, ü lkü lere bağ l ı l ı k şekl inde yoru mlanmaktad ı r.)
Bazan sağ kanat m i ll iyetçi hareketlerdeki güçler kap ita l izmi eleştiriyor ve sosya l izme bağl ı l ığ ın ı i la n ediyorla r (eylemleriyle sözlerinin ne den l i uyum iç inde olduğu ayrı b i r konudur) . Ote yandan a ntiemperyalist m i l l i yetç i ler de söm üren ve sömürülenin uzlaşması için, emekçi ha l kta sınıf b i l incin in gel işmesin i önlemek için s ık s ık « u lusa l bir l ik" sloga nın ı ku l lan ı yorlar. Gelişmelerin getird iği örnekler a rasında (Arap dünyası e le a l ı n ı rsa) m i l l iyetç i l i k bayrağ ı a ltında hareket eden k iş i ya da hareketlerin b i l imsel kom ün izme yaklaştığ ı hatta onun konumla rı nı kabul ettiği durumlar da var. Ancak bunun ters in i gösteren örnekler, bel l i etmenlerin etkisiyle a ntiemperya l ist m i l l iyetç i l iğ in a ntikomünist ve antisovyet eği l im göstermesi, gerici leşmesi örnekleri de var.
Asya ve Afrika toplumlar ında mi l l iyetç i l i k kavramın ın büyük ölçüde olumlu, yu rtseverl ik görevi ve hatta tümüyle yu rtseverl ik sayı lmasından ya rarlana ra k emperya l izm yanl ıs ı ve açıkça a ntikomün ist görüşleri olan kişi ler mi l l iyetç i l ik k ı l ı fına g i rme g irişim inde bu lunuyorla r. F i l ip in ler'de böyle kişi lere «eh l iyetli m i l l iyetç i ler» den iyor. Mi l l iyetç i l iğ in değ iş ik biç im-
(13) V. i . Lenin, Tüm yapıtlcr, c . 39, s. 330.
76
leri her b ir inin gelişme dinamiğ i göz önüne a l ınmak şartıyla sosya l-pol itik an la mda değerlend i ri lebi l i r. Komünist teoriye bağl ı o lanlar i le mi l l iyetçi görüşlerin boş savunucula rı a rasındaki i l işki ler bağ lamında, Len in ' in « bu rjuvaziye yöneleniere ka rş ı savaş ın yan ısı ra, proletaryaya yönelen ögelere tavizler vermenin - proleta ryaya yöneldikleri zaman ve ölçüde _» ( ır,) gerek l i olduğu yolundaki öğüdünü u nutmamak çok önem l idir.
Benzer bir tavı r din bayrağ ı a ltı nda ge lişen hareketler için de geçerlidir. Böylesi hareketlere, hele özel bir polit ik bir ren k taş ıyorso, tümüne aynı b içimde yaklaşı lmamal ıd ı r. Deneyim ler b i r ve aynı d i ndeki görüş ve sloganlar ın değişik, hatta b i rb i rine karşıt güçleri coştura bi ldiğ in i göstermektedir.
Yukarda d in i çerçevede a ntikomünist kampanya la r baş latma g i rişimlerinde bulunulduğunu belirtmiştik. Ancak çeşitli d inlere bağl ı çok sayıda d in adamı komünizmi kötülerken, sosya list görüşlere d insel bir k ı l ı f g iyd i rme, bunları Hristiyanl ığ ın , Is lam iyetin ve Budizm in amaçla rın ın somutlanış ı biç im inde gösterme çaba ları do var.
Asya ve Afrika'da din etmeninin etkisi öze l l i kle çok g üç lüd ür. Bu anakoro lo rdaki ü lkelerin hal kla rı iç in d in hôlô toplumsal b i l inc in egemen olon yığ ı nsa l biçimidi r. Bura la rda insan lar hôlô kendi u lusal ve toplumsal gereks in imlerini ıve a maçların ı öteki ideoloj i k biçimlerde formü le edemiyorlar, aynı zamanda bunları kavraya mıyorla r. Hôlô geleneksel d in i tasar ımlar dünyasında yaşayan m i lyonla rca insa n ın , en boşta do köylülerin, a ktif politik eylemlere çekilmesi, Asya ve Afrika'da politik süreçlere d in in etkisinin belirgin b i r biçimde görülmesin in ono nedenlerinden birid ir.
Oteki nedenler a rasında, isti kra rsızl ığa ve halk ın maddi koşu l lar ın ın kötüleşmesine, geniş halk kesimlerinin kendi s ın ıf ları na bağl ı l ı klarını kaybetmelerine, ü retici çal ışma a lan ından uza klaşmolarına yol açan bağ ım l ı kapita l izmin onulmaz hasta l ık ları do sayı lab i l i r. Halk bunu kendi kafasında doğrudan « batı l ı laşma »ya bağlamaktad ı r ve bu do onlar ın yaşamın ın a l ış ı lagelmiş ve değ işmez görünen yaşamla rı n ı n temellerini aş ınd ı rmaktad ı r. Halk ın a rtan hoşnutsuzluk ve protestolarıno, yabancı bir yaşa m tarzına karşı konulan dinsel norm ve geleneklere eşl ik etmekted ir.
Ote yanda n b i l imsel sosya l izmin görüşleri n in yayı lmasın ı engellemek a macıyla din etmenin in ku l lan ımı yönünde g iderek netleşen bir eğ i l im var. Bunun etki l i o lduğunu emperyalist çevreler ve gel işmekte olon ü lkelerin tutucu yönetici leri de g örüyor.
Böylece, d insel hareketlerde biri a ntiemperya l ist, ötekisi gerici ve antikomünist o lmak üzere ik i ç izgi vard ı r. B i rin in ya do ötekin in öne ç ı kması duruma bağ l ıd ı r. Yelpazenin bir ucundan öteki ucuna koymalar do görü-
(11') V. i . Lenin, Tüm yapıtlar, c. 41, s. 59.
77
lebi l i r. Bunun en açık örneği I ra n'da görüldü. I ra n'da çeşit l i nedenlerle halk devrim in in başına geçen, Ş i i d in adamla rı a rası ndaki şiddetli çatışma feodal toprak ağa la rı na ve tüccarla ra (ticaret burjuvazisi) bağl ı sağ kanat d insel ögelerin üstün gelmesiyle sonuçlandı . Antifeodal ve antiemperyal ist devrim boğu ldu, komünistlere ve tüm öteki demokratlara karşı zorbaca baskı lar uygu landı ve a ntisovyetizm da lgası kabard ı .
Kom ünistler şu ya da bu d insel ak ım ı değerlendir i rken, her zaman bunun toplumsa l içeriğ in in somut-ta ri hsel a na l izinden hareket ederler. Onlar için ad i l bir temel üzerinde toplumsal yaşam ın köklü bir biçimde yen i den kurulması i ç in yürütülen savaş ırnda, felsefi, d insel ve öteki görüşlerine bakmaksızı n tüm emekçi ha lk ın daya n ışması ve a ralar ında yak ın b i r s ın ıf işbir l iğ i , .. proleterlerin cennetle i lg i l i görüşünün bir l iğ i »nden (13) çok daha önemlidir. Ulus lara rası komünist ve işçi s ın ıfı hareketi prat iğ inde d indarları n ve d in adamları nın devrimci hareket içinde a ktif o larak ça l ıştığ ın ı gösteren örnekler vardır . Dte yandan sınıf yaklaş ımı , d in in emperyal ist ve gerici çevrelerin halk düşmanı p lanla rın ı g izlemek için bir paravanaya dönüştürülmesi g irişim lerine kesinlikle karşı koymayı öngörmekted i r. Bu tutum 1981 y ı l ında Arap ü lkeleri komün ist ve işçi partileri konferansında onaylanan bi ld i ride aç ık b i r biçimde formü le ed i ld i . B i ld iride d insel hareketlerle i l işki ler ini bel i rt i rken komünist ve işçi parti leri .. ortak a maçlar ımız uğruna onla rla yakın i l i şk i ku rmak ve uyumlu eylemler yapmak için ka ra rl ı l ı k la çaba harca rnokta lar» deniyor ve şu bel irt i l iyor : . . Emperya l i st güçler, siyonizm ve geric i l ik , katmanla rı ve hareketleri ku l lanıyor, yu rtseverlerin b ir l iğ in i zayıflatma çabasını g izlemek için d insel faa l i yete başvu ruyor, komün izme ve toplumsal i lerlemeye karşı düşmanl ığ ı körükl üyor ve d insel-cemaat temel ine daya l ı çatışma ları a levIendir iyor. » ( lll)
Olgular şunu gösteriyor: Asya ve Afrika halklan için emperyalist propagandanın iddia ettiği gibi gerçekten yabancı olan komünizm değil, antikomünizmdir. Son derece olumsuz ve yıkıcı olan bu güç, kurtulmuş ülkelerin karştıaştığı sorunlara gerçekçı' çözüm yollan gösteremiyor. Antikomünizme karşı kararlı bir savaşım verme gereği sadece devrimci işçi sıntfı hareketinin bir isteminden değil, ulusal ve toplumsal baskının her çeşidinin kalkmasını isteyen geniş yığınlann yaşamsal çıkarlarına uygun olmasından da kaynaklantyor. Bu ilerleme ve gericilik güçleri arasındaki evrensel çaltşmanln ana savaşım alantdlr. Tartışmada şu da vurgulandı : Bu savaşıma koltlanlar arasında en bilinçli ve en kararlı alan komünistlerin
görevi, geniş bir antiemperyalist cephenin güçlendirilmesine yardım et
mek amacıyla her durumda savaşımın en yararlı biçimini arayıp bulmak, antikomünist önyargılart yenmenin en etkin yollart", belirlemektir.
( 13) V. i . Lenin, Tüm yapıt lar, c . 12, s. 87. (16) Arap IJlkeleri Komünist ve Işçi Partileri Bi ldir is i : Mayıs 1981 , sayfa 20
(Arapça).
78
Barı,çı, nükleer silahlardan arınd ırıl mış
Balkanlar için
Enyo Savov
« Karl Mar�s .. Ekonomi Yüksek Okulu'nun Uluslararası Ilişkiler Bölümü Başkanı, Hukuk Bilimleri Doktoru (BHe)
Ba lkan yarı madasında (1), geçmişte Avrupa'n ın bu huzu rsuz bölgesinde, u lus lara rası i l işki lerin tari h i , kritik du rum la rla, beklenmed ik değ işmemelerle, silah l ı çatışma la rla doludur. Yüzyı l lar boyu süre n Osmanl ı egemenl iğ i (2), bölgenin politik ve sosya l-ekonomik gelişmesini engel lem işti. Burada bağımsız u lusa l devletler genel olara k daha geç ortaya ç ıkmış ve bunlar a rasında hiç de basit olmayan, hatta çatışmaya hazı r i l işk i ler kurulmuştu. Balkan la r, Avrupa'n ı n «a rka bahçesin in .. .. barut f ıç ıs ı . . kötü ününü kazanmıştı. Yarımadanın zengin doğa l kaynakla rı ve elveriş l i stratej ik durumu emperyalistlerin öteden beri iştah ın ı kabartıyordu. Onemli i leri kara kol lar e le geçirmeye çal ışan bu devletler, çok sayıdaki etnik g rupla rın dağın ık l ığ ı ndan, u lusa l d üşmanl ı k lardan, ekonomik geri l ikten, politik istikra rsız l ıktan ve yerli burjuvazinin yabancı sermayeye bağ ım l ı l ığ ı ndan da yararlanarak, Ba lka n halkları n ı n içişle rine kabaca karışıyorla rd ı .
Başta Birleş ik Amerika olmak üzere u luslararas ı emperya lizm, bugün de, bölgede gerg in bir du ru m yaratmaya ve bunu sürdürmeye ça lış ıyor. ABD ve bağ laşı kları , SSCB'ne ve d iğer sosya l ist ü lkelere karşı kendi sald ı rgan amaçlarını gerçekleştirmek, Yakındoğu, Basra Körfezi ve Afrika devletlerin in içişlerine karışmak için Balkan yarımadasının b ir bölümünü ve Doğu Akdeniz'i saldırı üssü ne dönüştürmek istiyorlar. Bu, barış ve güvenl ik iç in büyük b ir teh l ike o luştu ruyor, kendi a ra la rı nda dostluk ve iyi komşu luk i l işki lerin in kurulması nda ç ıka rı olan Balkan ha lkların ın i lerlemesini engel l iyor.
Yarımadanın kendine özgü durumu, aynı zamanda Ik inci Dünya Savaş ı 'ndan sonra oluşan özgü l ortamla da belirleniyor. Bu çok çeşitl i toplumsal dJJzenlerin ve d ış politika çizgi lerinin olmasıyla da ortaya ç ık ıyo r. Bil indiği gibi , bu rada hem kapita l ist, hem de sosya l ist devletler yer a l ıyor.
( I) Balkan yarımadasında Bu lgaristan, Arnavutluk, Yugoslavya ve Yunanistan' ın büyük bir bölümü, Romanya ve Türkiye'n in bir kısmı yer a l ı -yor. (Not Red.) ,
(2) Osmanl ı imparatorluğu sulta nl ık Türkiyesi 'n in adıd ı r. Impa ratorluk, 1 5. ve 1 6. yüzyı l larda Türklerin Asya, Avrupa ve Afrika'daki işgal le rin in b i r sonucu olarak kuru lmuştur. B i rinci Dünya Savaşın'daki yeni lg isi nden sonra kesin ola ra k çökmüştür. (Not Red.)
79
Bulgaristan Halk Cumhuriyeti (BHC) ve Romanya Sosya l ist Cumhuriyeti Varşova Antlaşması Orgütü (VAO), Yunanistan ile Türkiye de NATO üyesid irler. Yugoslavya Federatif Sosya l ist Cumhuriyeti Bağlantısızla r Hareketine katıl ıyor, Arnavutluk Sosya l ist Halk Cumhuriyeti (ASCH) ise s ın ır l ı d ış i l işki ler pol itikası izliyor.
Sosya l ist devletlerin ardıcd barış çizgisi , Ba l kan lar'da durumun istikrara kavuşmasın ın a ktif bir faktörüdür. Yarımadadaki ü l kelerin çoğun luğunda sosya l izmin yerleşmiş olması, köklü olumlu değişikl i klere yol açm ışt ı r. B ir d izi tartışmal ı sorun çözüme kavuşmuş, b irçok a la nda işbir l iği öneml i ölçüde genişlemiş, pol it ik hava iyileşmiş ve sonuç olara k da devletler a ra sında güven ve karş ı l ı kl ı anlayış a rtmıştır. Sosya list ü l keler, bölgede normal i l işki leri sürd ürmek ve değiş i k sosyal sistemlere bağl ı devletler a ra sında Leninci barış içinde yanyana yaşama i lkes in i yaşama geçirmek için büyük çaba harcıyorla r. BHC, bu a la nda önemli b ir rol oynuyor.
Bu lgar Komün ist Partisi (BKP) 90 yı l ı aşkın tar ih i boyunca, Balkan halkları a rasında düşmanl ığ ın tamamen ortadan kaldırı lması , a nlaşmazl ıkla rı n barışçı yol la rdan çözülmesi, ka rş ı l ı k l ı anlayış ve işbir l iğ i i l işki lerinin yerleşmesi iç in çaba gösteriyor.
BKP'n in Dimitı r Blagoev ve Georg i Dim itrof g ib i ün lü yönetici ler inin yapıt lar ında, devrim öncesi ve sonrası döneme a it b i rçok parti belgesinde, bugün Bulgaristan' ın yen i Ba lkanlar pol itikası n ın dayandığ ı sağlam temeller atı lmışt ır. Eylü l 1 944'te kuru lan Vatan Cephesi hükümeti, i l k programsa l b i ld iris inde, tüm tartışmal ı sorun la rı n çözüme bağla n ması için Balkan ha lklarıyla sıkı i l i şk i ler gel iştirme isteğ in i , başta gelen a maçla rından b i ri o larak i lan etmiştir.
Bulga r ve d iğer Ba l ka n ha l kları için ortak olan barış ın ç ı ka rları , güvenlik ve işbir l iğ i , BKP'n in d ikkat merkezindedi r. Pa rtim iz polit ikasını devletleri b irbirinden uzaklaştırma değ i l , yak ın laştı rma temel ine dayandırıyor, ka rmaşık sorun lar ın karş ı l ı k l ı saygı ve iyi n iyet ortam ında, i lg i l i taraflar a rasında görüşmeler yoluyla çözülmesi zorun lu luğu inancın ı kı lavuz edinmiş bulunuyor. Yaşam bunun tüm Balkan devletleri a rasında g üven ve dost luk i l işki lerini güçlend i recek yetenekte olan tek dağru tutum olduğunu göstermiştir.
Bulgaristan ' ın barışçı ve yapıcı dış polit ikası , BKP'n in 1981 'de yapı lan 1 2. Kongresinde geleceğe yönel i k b i r biçimde daha da gel iştiri id i . Kongrede, BKP Merkez Komitesi Genel Sekreteri ve BHC Devlet Konseyi Başkanı Todor J ivkov, Balkan devletleri a rasında, ik i l i an laşmalar temelinde iyi komşuluk i l işki leri i l kelerini kapsayan geniş ve gerçekçi b i r programın hazı rlanmasını önerd i . Bu öneri toprak isteklerinden vazgeçi lmesi, a nlaşmayı imzalayan ü lkelerin topra kları n ı n düşman a maçla rla kul lanı lmasına ve birbirlerine karşı eylem lerde bu lunmalarına iz in veri lmemesi, ekonomik, b i l im ve kü ltü r vb. a lan ları nda işbirf iğ in in geniş leti lmesi ve derin-
80
leştiri lmesi i l kelerin i içerebi l r. Bal ka n ü lkeleri a rasında, somut o lan la rda, karşı l ık l ı yora r temel inde, çok yönlü işbirl iğ in in sürdü rü lmesi ka ra rl ı l ığ ı do dile getiri ld i . (3)
T. J ivkov'u n 1981'de Bulgaristan ' ın 1 300. kuru luş y ı ldönümü dolayısıyla yaptığ ı .. Bu lga ristan üstüne b i rkaç söz .. baş l ı k l ı konuşmasında yer o lon Balkanlar ' ın nük leer s i lah lardon a rındı r ı lm ış bölgeye dönüştürülmesi önerisi , BHC'n in dış politikas ın ın yen i güç lü bir ad ımı o ldu . (4)
Dünyan ın d iğer bölgelerinde o lduğu g ibi , yorımodada do nükleer s ilahlordon a rındır ı lmış bölgeler oluştu rma sorunu , i l k kez ortaya atı lm ıyor. N ükleer si lah lardon ar ındırı lm ış bel l i coğrafi bölgelerin kuru lması fikri, somut yen i atom teh l i kesi ortaya ç ıkar çı kmaz doğdu . Bu fikirlerin sa h ib i Sovyetler B i r l iğ i ve öteki sosya l ist ü lke lerd ir. Son y ı l larda bunlara , değ iş ik ü lkelerin devlet yönetici leri, o rtan askersel teh l ikeyi azo ltma olanaklar ın ı a raştırma a macıyla daha s ık boşvurmaya başlad ı la r. Artı k Orta ve Kuzey Avrupa'da . Ba lkanlar'da ve Adriyati k'te Akdeniz ve i berik ya rımadasında, Bo ltık denizi , H ind ve Pasifik Okyanusundo, Orta ve Yakındoğu'da vb. nükleer s i lah lardon a rı ndır ı lmış bölgeler o luştu rulması için çok sayıda projeler o lduğu b i l in iyor. Bu projelerin yaşama geçir i lmesiyle gezegenimizin nükleer s i lah lardon kurtulması ve g iderek tom ve genel s i la hsızlanma yolunda önem l i ad ımlar atı lmış olacak, prati kte ise bu, u luslara rası gerg i n l iğ in yumuşamasına ve ya ln ız bel l i coğrafi bölgelerde değ i l , tüm dünyada devletler a rası nda karşı l ı k l ı güvenin güçlenmesine yard ım edecektir.
Sosya l ist Bulgarista n, nük l!!er s i lah la rdon a rınd ı rı lmış bölgeler oluşturma fikrine ve bu yöndeki somut öneri lere daima olumlu bir ya klaş ım göstermiştir. O, SSCB ve Romanya'n ın 1 957, 1 959 ve 1 963 y ı l la rında a rda rda yaptı k ları Ba lkan ya rımadasın ın, Adriyatık ve Akdeniz bölgelerin in nükleer s i lah la rdo n a rınd ı r ı lm ış bölgelere dönüştürü lmesi g i riş im lerini daha i lk boşta selamlamış ve kesin bir biçimde desteklem iştir. Bununla bir l ikte Cumhuriyetimiz Ba lkanlar'da durumun g iderek iyi leşmesine yönelik bir d izi öneride bu lu nmuştu r.
70' I i yı l lar, bölgede iyi komşu luk i l işk i lerin in güçlenmesi o lana kları n ın ne den l i geniş o lduğunu a paç ık gösterd i . Bu süre içinde, burada, özell ik le barış ve güven l iğ in güçlenmesine yönel ik çaba lar h ız kazanmış , karş ı l ı k l ı güven ve an layış a rtmış, işbirl iğ in in güçlü biç im leri b i rçok a landa yerini a lm ıştır. Balkan devletleri yönetici ler inin iki l i görüşmeleri , d ış işleri baka nla rı ve parlamento heyetleri n in gezileri , devlet ku rum ları ve toplumsa l örg ütler a rası nda d iya log büyük önem kaza nmıştır. Ekonomik, b il imsel-teknik ve kültürel a lan larda işbir l iği a nlaşma ları n ın hukuksa l temel in i geniş leten çok sayıda belge imza lonmıştı r.
(3) Bak : T. Jivkov, Toplu yapıtla r, c. 3 1 , Sofya, 1 984, s. 464-465 (Bulgarca) . (4) Agy, c. 32, s. 244.
81
Bi l indiğ i g ib i , 70'1i yı l lar ın sonunda Washington'un ve onu i zleyenıerin dış politi ka larında, Doğu i le Batı a rası nda askerse l-pol it ik çatışmayı yen iden canlandı rmaya yönel ik bir dönüş başladı . Yen i Amerikan roketlerin in birçok Batı Avrupa ü lkesine yerleştir i lmesi u l uslararası gergin l iğ i ve yen i bir savaş teh l i kesini h ızla a rt ı rd ı . Ancak karmaşıklaşan koşu l larda da sağlanan yeni pol itik-psikoloj i k hava Balkan devletleri n in i l i şki leri nde genel hatlarıyla korundu. Bunun sonucu olarak, Ba lkan la r' ı n değ iş ik toplumsal sistemle re bağl ı devletlerin barış ve iy i komşuluk bölgesine dönüştürülmesi için yarımadada yapıcı devletlerarası i l iş kilerin genişleti lmesinin kimi o lana kla rı da korundu .
Bu olanakları n gerçekleşmesin i isteyen, nükleer s i fa h la rı n yayı lmas ın ın s ın ı rlanmasına ve s i lahlanma yarışına son veri lmesine yardımcı olmayı a maçlayan BKP Merkez Komitesi ya rımadan ın n ükleer s i lah lardan arındırı lm ış bölgeye dönüştürülmesi önerisinde bu lundu. Bunu yaparken partimiz, oluşan koşu l larda, hatta s ın ı rlı coğrafi bölgeler çerçevesinde bi le nükleer s i fahların yayı lmas ın ın önüne geçilmesi iç in etkin önlemlerin gerçekleşti r i lmesin in , yanlız bölgedeki devletlerin güvenliğini a rtırmakla kalmayacağ ı aynı zamanda tüm Avrupa'daki duruma olumlu etki yapacağı olgusundan hareket etti. Söz konusu öneri Akdeniz'de ve dünyan ın diğer bölgelerinde barış, güvenl ik ve işbirl iğ i bölgeleri o luşturma g iriş imleriyle çelişmiyor, tersine bun larla tam bir uyum içindedi r. Bu a n laş ı l ı r bir şeydir, çünkü barı ş bölgeleri oluşturman ın kilit ögelerinden b iri nükleer si lahla rı n bu topraklardan ka ld ı rı lmasıd ır.
Ba lkan lar'da nükleer s i la hlardan arındır ı lmış bölgeler oluşturman ı n en etkin yolu , i lgi l i devletler a rasında, bunların a ktif katı l ımıyla egemenl ik, eşitl ik ve eşit g üvenl ik i l keleriyle uyum içinde hazırlanmış bir a nlaşman ın imzalanmasından geçiyor. Bunun i ç i n ise zamana, bölgedeki tüm devletlerin ısrarl ı , ardıc ı l çabala rına, karş ı l ı kl ı güven ve saygı temelinde elveriş l i pol itik koşul ları n yaratı lmasına gerek vardı r. BHC'nin ve d iğer Ba l kan sosya list ü l ke lerin in çabala rı, işte bu doğru ltuda yoğunlaşıyor.
Bugün yarımadayı n ükleer si lahlardan arındırı lmış bölge olarak i lan etmek için belli politik ve hukuksal koşul lar oluşma ktadır . Bunlardan bir i , atom enerj isin i n barışçıl amaçlar için ku l lanı lması üstüne UAEA'n ın (5) saptadığ ı kura l ve garantilerin tüm Balkan ü lkelerince kabu l edilmesinde ifadesini buluyor. U EA i le işbirl iği , nükleer silahlardan arı nd ı rı lm ış bölgeler/e ilgili an laşmaların yerine getir i lmesinin denetlenmesi gibi hiç de basit olmayan bir sorunun çözümünü önemli ölçüde kolaylaştıracaktır. Arnavutluk Sosya list Halk Cumhu riyeti' n in d ış ında bölgedeki tüm devletler nük leer s i lah lar ın yaygı nlaştı r ı lmasın ın yasaklanmasını öngören 1 968 a nlaşmasını imzalamışt ır. Bu a nlaşmanın 2. maddesinde söyle deniyor :
(") U lu slararası Atom Enerji Ajansı (Not Red.)
82
" Bu an laşmciyı imza layan nükleer si laha 'sah ip olmaya n her devlet, her kimden olursa olsun, doğrudan ya da dolayı i bir biçimde nükleer s i lah ya da d iğer n ükleer patlayıcı maddeler a lmamakla ; nükleer s i lah ya da diğer nükleer patlayıcı araçlar ü retmemekle, bunları herhangi b i r biçimde elde etmemekle ; aynı zamanda nükleer s i lah la rın ve ya d iğer nükleer p:ıtlayıc ı lar ın üretim ine herhangi bir biçimde yardımda bulunmamakla yükümlüdürler. » (6)
Ba lkan ü lkelerinin kendi nükleer s i lah ı yoktur, bu tür s i lah lar ü retmeye ya da nükleer devletlerden a lmaya kal kıştı kla rın ı gösteren bir bel irti de yoktur. Dolayısıyla n ükleer s i lah lardan a rı nd ı rı lm ış bölgeyle i lg i l i olası bir anlaşmanın yükümlü lüklerinin özü, Ba lkanlar'da yer .a lmayan devletlere a it böylesi s i lah ları n ortadan kald ı rı lmasına, onun i lerde de Balka n devletlerinin toprak.la rına yerleştirilmesine ve bu toprakların üzerinden taş ın masına izin verilmemesine, nükleer s i lah ları n Ba lkan ülkelerine ka rşı kuı ıan ı lmayacağ ına ve bunlar ın b i r tehdit a racı olarak kul lanı lmasından vazgeçileceğ ine da i r gara nti sağlanmasına, aynı za manda nükleer s i lah lara sahip devletlerin, n ükleer s i lah la rdan a rı ndır ı lmış devletler statüsüne saygı gösterme lerine indirgenmiş o lacaktı r. Bu, bölgenin n ükleer s i lah la rdan a rınd ı rı lm ış b i r bölgeye dönüştürülmesi sürecini kolaylaştı racaktır.
Ancak bu yolda va rolan güçlükleri de küçümsememek gerek. Politik ortam ın iyileşmesinde ve özel l ikle ikili görüşmeler temelinde gelişmesinde elde edilen i lerlemeye ka rş ın , k imi Balkan devletleri a ras ında halen çözülmemiş sorunla r va rdı r. Avrupa'da ve dünyadaki gergin ortam da Balkanlar' ı n durumunu etkiliyor. Ya rımada mız a rtık " barut fıçısı » değ i ldir, a ma sözün tom anlamıyla henüz daha bir bar ış bölgesi de o lmamışt ır .
Bunun gerçekleşmesine, Balkanlar'da g üvenl iğ in ve karş ı l ık l ı a nlayı ş ın sağ lanmasına karşı olan ve bu a landa çok değişik a raçla r ku l lanan ABD'nin ve NATO üyesi d iğer kimi ü l kelerin politikası ve eylemleri engel oluyor. Onlar, nükleer s i lahlar ın Ba lkan ya rımadasından ka ld ı rı lmasın ı n sözde askersel dengeyi Varşava Antlaşması Orgütü ya rarı na bozacağ ı nı ve Yunanistan ile Türkiye için bir tehl ike oluşturacağ ın ı iddia ediyorla r. Avrupa'da n ükleer silah lardan a rındırı lmış bölgeler kurma sorununun tüm Kuzey Atlantik Bloku'nun güvenl iğ in i i lg i lend i rdiğin i , bu nedenle bu örgüte üye devletlerin böylesi bir bölgenin kuru lmasına bağımsız olarak katılam ıyacaklar ın ı , nükleer si la hlardan arınd ı rı lm ı ş bölgelerin oluştu ru lmas ın ın , dünyada b üyük n ükleer silah yığı nakla rı o lduğu iç in güvenl iğin gerçekten g üç lenmesi açısından sözde a nlamsız olduğunu, nükleer s i la hsızlanma sorununun g lobal ola ra k düzenlenmesi gerektiğ in i , bundan sonra a ncak nükleer si/ohio rdan a rınd ı rı lm ış bölgelerin o luşturu lmasına geçi leb i leceğin i vb. i leri sürüyorlar.
(6) Bak : Sovyetler Birliği s i lahsızlanma için savaşıyor, Seçme belgeler, Moskova , 1977, s . 45, Rusça (Not Red.)
83
Ancak yaşa m, dünya emperya l izmin in benc i l askersel - stratej ik ç ıka rları iç in i leri sürülen bu gerçeklerin temefsizl iğ in i tümüyle ortaya koymuştur . Varşova Antlaşması Orgütü üyesi devletler, öteden beri dünya ölçüsündeki s i lahsız lanma sorunlar ın ın köklü çözüm ünden yana ç ı kıyorlar. Ama pratiğ in de gösterd iğ i g ibi , bu öylesine karmaşık bir sorun ki , ona yavaş yavaş ve küçük iş lerden başlayarak yaklaşmak gerekiyor. Bunun tersi bir yaklaş ım, eylemsizl iğe ve pasif bir bekleyişe yol açıyor. Pratik ve etki l i ön lem lerden b iri nükleer s i lah lardan a rındır ı lmış bölgelerin oluşturulması o lab i l i r. Bunlar ın önemi herşeyden önce bu bölgelerdeki ü lkeler iç in, dünyan ın d iğer bölgelerindeki n ükleer si lah sayıs ına bağ l ı değ i ld i r.
Ba lkanlar'da n ükleer s i lah ların yoked i lmesi sonucu VAO ile NATO arasında askersel dengenin bozu lacağı ve bununla i l g i l i o lara k Yunanistan i le Türkiye'n in tehdidi konusundaki haya l i tez, yaln ızca ya landan ibarettir. Çünkü nükleer s i lah lardan a rı nd ı rı lm ı ş bölgede eş it güvenl i k i lkes ine uyu lmasına i l işk in madde an laşmada, temel maddelerden biri o larak yer a la caktır. Bunda n başka, söz konusu ü lkeleri h iç k imse tehdit etmiyor ve tehdit etmeye niyeti de yoktur.
Ya rımadamızda, VAO'ne olduğu g ib i , NATO'ya da üye devletlerin yer a ldı kla rı olgusu, nükleer s i lah lardan a rınd ı rı lm ı ş bölgeler oluştu rma yolunda bir engel o lara k görülmektedir. Bunun oluştu rulmasıyla i lg i l i a n laşmanın imzalanması , h içbir ü lkeyi askeri-pol it ik örgütten otomatik olarak ç ı kmaya, önceden imza lanmış o lan i k i l i ya da çok yön lü an laşmalardan vazgeçmeye zorlamama l ıd ı r. Böylece, h içbir Ba lka n devleti uygun gördüğü g üvenl ik sistem lerine katı lma kla e lde ettiğ i gara ntileri yitirm iş olmayaca ktır. Balkan devletler in in, nükleer s i lah ların yayı lmasın ın yasaklanması anlaşması na katı lmalar ı , on ların askersel-pol itik bloklarda eylemlerin i etk iIememiş ve d iğer devletlerle ola n a nlaşma l ı i l iş ki leri bozmamış olması , bunun aç ık b i r kanıtıd ı r.
Ba lkan lar' ın nükleer s i lah lardan arınd ı rı lm ı ş bölge i lan edi lmesi için VAO'nün olduğu g ib i , NATO'nun da bu sorunda politik i rade, yapıcı ve gerçekçi b i r tutum göstermesi gerekiyor. Kuzey Atlantik Bloku 'nun yaptığı gibi, devletlerin a ra la rında bağımsız ola rak a n laşmaya va rma çaba ların ı engellemek değ i l , tersine bunu her bakımdan selamlamak ve teşvik etmek gerek. Ya ln ız böyle bir tutum başarıya götürebi l i r. Bulgaristan, Romanya, Yugoslavya ve Yunanistan' ın , bu dört ü lken in , nükleer s i lah lardan a rınd ı rı lm ış bölgeler oluştu rma soru nuna o lumlu yaklaş ım ları , bunun olanakl ı o lduğunu kanıtl ıyor.
Ne de olsa, genel d üzeyde elveriş l i faktörler, elverişsiz faktörlerden daha fazlad ı r. Ba l kan lar'daki du rum. dünyan ın d iğer b i rçok bölgesine kıyasla çok daha sakindir. Bu. genel o larak u lus lara rası duruma olumlu ve isti kra rl ı b i r etki yapıyor, ba rı şçı ve teh l i kesiz bir gelecek iç in bel l i bir güven aş ı l ıyor.
84
Kanımıza göre, Balkanlar iç·in böylesi b i r geleceğin sağlanması amac ıyla çabala rın şu o lan larda yoğunlaştı r ı lması gerekiyo r :
_ Balkan devletleri a rasındaki i l işk i lerde elde edilen o lumlu sonuçları n korunması ve geliştir i lmesi, ABD ve bağlaşı kla rı n ı n sa ld ı rgan, serüvenci d ı ş polit ika ç izgis inin bunlar üzerindeki olumsuz etki lerine karş ı konu lması ;
- Bölgedeki devletlerin Hels inki Konferansı ruhuna sadı k kalması ve bunlar ın a ra la rındaki i l işk i le ri n Avrupa G üven l ik ve Işbir l iğ i Konferans ı 'n ın Sonuç Belg isi 'nde yer a la n çağdaş u lus lara ras ı hukukun demokratik i lkeleri temel inde kesin olarak normal leştir i lmesi ve g iderek iyi leşti ri lmesi ;
- Varolan anlaşmalar temelinde ka rşı l ı kl ı yara ra dayanan ik i l i ve çok yön lü i l işki lerin değiş ik a lan larda yayg ın laştı r ı lması ve derin leşti r i lmesi .
Balkan devletleri yönetic i ler in in , yarımodan ın nükleer si lah la rdan a rınd ı rı lmış bölge i lan edi lmesi konusu nda yapaca kla rı hazırl ı k lar ve karş ı laşma la rı bu doğru ltuda büyük b i r ad ım olabi l i r. BHC'n in böyle b i r karş ı laşma iç in yaptığı öneri ler, Ba lkan lar'da büyük bir i lg i görüyor. Bu öneriler, Balkan devletleri komü nist ve isçi partileri de içinde en değişik pol it ik ve toplumsa l g üçler ta rafında n desteklenmektedir. BKP Pol itik Büro üyesi ve Merkez Komitesi Sekreteri Mi lko Balev, Ara l ı k 1 984'te kardeş parti lerin " Barış ve Sosya l izm Soru nları » dergis in in çal ışmarar ın ı değerlend i ren konferansında yaptığı konuşmada şöyle ded i : " Kan ımıza göre, nük leeı s i la h la rdan ar ındırı lm ış bölgeler oluşturu lmasın ı konu edinen çok yönlü karş ı laşma lar örgütlemek günceld i r. Bi l indiği gibi , böylesi karş ı laşma lara değişik politik güçler, başl ıcası da i lg i l i ü lkelerden mi lyonlarca i nsan büyük i lg i duyuyor. Eğer bu öneri kabu l ed i l i rse, k imi pol it ik ve toplumsal güçler in temsi lci ler inin karş ı laşmaları n hazır l ık çal ışmalarına çekilmesi düşünülebi l i r .» (i)
Komün istler, Ba lkan lar' ı n ve daha b i rçok bölgenin nükleer s i lah lardan a rı ndır ı lmış bölgeler i lan ed i lmesi önerilerin in desteklenmesine katı l ıyorlar. Orneğ in Doğu Akdeniz, Yak ın ve Ortadoğu ve Kızı l deniz bölgesi komün ist ve işçi pa rti lerin in !;ıunda n bir süre önce lefkoşe'de yap ı lan 2. Konferansında "Ortak eylem leri a rtıra l ı m » baş l ığ ı a lt ında yayınlanan bi ld iride " Ba lkanlar'da , Akdeniz bölges inde nükleer s i lah la rdan a rındır ı l mış bölgeler oluştu rma planlar ın ı destekl iyoruz . . . » (8) deniyor.
Bu önerilerin, VAO üyesi tüm ülkelerce a rd ıc ı l bir biçimde desteklenmesinin özel önemi vard ı r. BHC, OAC, MHC, PHC, RSC SSCB ve ÇSC parti ve devlet yönetici lerinin 28 Hazira n 1 983'te, Moskova toplant ıs ında kabul ettikleri ortak bi ld iride şöyle deniyo r : «Toplantıya katı lan devletler, Kuzey Avrupa'da, Ba lkan lar'da ve Avrupa anaka ras ın ın d iğer bölgeleri nde,
(1) « Rabotniçesko delo», 6 Ara l ı k 1 984. (8) 'nformation Bul letin, 1 985, Ne 7, s . 1 5.
85
n ükleer s i la h lardon a rındır ı lmış bölgeler oluşturma öneri lerin in gerçekleşmesinden. bu konu la rda gerek l i görüşmeler yapı lmasından yana kes in tutumlar ın ı b i r kez daha vurgu luyorlar .. . (9)
Sovyetler B i rl iğ i bu sorun la rı n çözümünde çok önemli b i r rol oynuyor. SSCB. nükleer s i laha sah ip devletler a rasında dünyan ın değiş ik bölgelerinde nükleer s i lah la rdan a rı nd ı rı lmış bölgeler oluşturulması için somut önerilerle ortaya ç ıka n ve hiçbir ön koşul i leri sürmeden gerekli yükümlülükleri üzerine a la rak bun ların statülerine titiz l ik le uymaya hazı r olduğunu be l i rten i l k ve ş imdi l ik tek devlettir. Sovyetler Bir l iğ i nük leer s i laha i l k başvu rmayacağ ın ı ve bunu ü retmekten ve elde etmekten vazgeçen ve böylesi s i la h la rı toprak ları nda bu lundurmayan devletlere karşı da ku l lanmayacağını aç ıklad ı . Bu. SSCB ve d iğer sosya l ist top lu luk ü lkelerinin halkla rı n güvenl ik , barış ve işbi rl iğ i o rtam ında yaşayabi lmesi için her türlü olanağ ın ku l lan ı lması kara rl ı l ığ ın ı b i r kez daha apaçı k kanıtl ıyor.
Balkan lar'daki sosya l i st devletler (ASHC'nin d ış ında, bu ü l ke bu konuda henüz resmi bir açık lamada bulunmamıştı r) ya rımada da nükleer s i lahlardan a rındır ı lmış bölgeler o luşturma öneri lerin in pratikte gerçekleşmesine her a landa ya rd ım etme çabaları nı defala rca gösterd i ler. Böylece 20 Ara l ı k 1 984 gün lü Bulgar-Romen bi ld iris inde, Avru pa'da nükleer s i lahlardan arı ndır ı lmış bölgeler kuru lması önerilerin i desteklediklerini bel i rten Bulgaristan Ha lk Cumhu riyeti ve Roma nya Sosya l ist Cu mhuriyeti, bölgenin nük leer s i lah lardan a rınd ı rı lmış bir bölgeye dönüştü rü lmesi , g üvenl iğ in güçlenmesi , Balkan devletleri a rasında g üvenin , iyi komşu luğun ve işbirl iğ in in ge l işmesi uğruna aktif ça l ışaca klarını ortaya koymuş lard ı r. 27 Ekim 1 982 gün lü Romen-Yugoslav bi ld irisinde ise ta rafların Balkan lar' da, Akdeniz'de ve Avrupa'nın d iğer bölgelerinde nükleer s i lah lardan a rı nd ı rı lm ış bölgeler oluştu ru lmasından yana oldukla rı bel i rt i l iyor.
Nükleer s i lah lardan a rınd ı rı lm ış bölgeler o luşturma öneri lerin in gerçekç i l iğ i , bunun Ba lkan kapita l ist devletler inin SO' l i y ı l lara kıyasla konuya i l işk in tutum la rı ndaki değ işik l iklerin göz önünde bu lunduru lmasında ifades in i bu luyor. Son y ı l larda, Ba lk�nlar'daki sosya l ist ve ka pita l ist devletlerin temsilci leri a rasında yapı lan ik i l i ka rş ı laşma ve görüşmeler, tan ım-. lamalarda k imi farkl ı l ık lar olmasına karş ın , bun ları n genel ola rak nükleer s i lahsız ve barışçı Ba lkan lar'dan yana olduklarını gösteriyor.
'Orneğin, Türk h ükümeti, b i r d izi koşula karş ın , bu doğru ltuda önlemler a l ı nmasın ın zorun lu luğunu kabu l ediyor. T. J ivkov'un Türkiye'yi ziyaretiyle i lg i l i o lara k yayın lanan 9 Temmuz 1 983 gün lü ortak bi ld iride şöyle deniyo r : " Her i k i devlet yöneticisi , Ba lka n devletleri a rasında karş ı l ık l ı güven ve iyi komşu luğun önem in i bel i rtiyor ve bu bölgede barış ve isti krar ın g üçlen-
(0) " Ra botniçesko delo . . , 29 Hazira n 1 983.
86
mesine yönel ik çabaların aynı zamanda Avrupa'da politik havan ın iyi/eşmesine de ya �dım edececeğini vu rgu luyorlar .» (lO) Bununla bir l ikte, Türkiye, Ba lkan lar' ı n nükleer s i lah la rda n a rınd ı rı lmış bölgeye dönüştürülmesi ya ra rına henüz kesin bir tutum bel i rtmemiştir.
ABD'nin nükleer s i lah ların ı n topra kla'rı ndan sökülmesi ve Amerikan asker i üslerinin ka ld ırı lması için çaba sa rfeden Yunan istan hükümeti a ktif ve yapıcı b i r tutum a lm ış bu lunuyor. Yuna nistan Başbakanı A. Papandreu, Mayıs 1 983'te, Ba l ka n devletleri yönetic i lerine bir mektupla başvura rak, nükleer s i lah lardan arınd ı rı lm ış bölgeler oluştu rma sorununu tartışmak iç in Atina'da, uzmanlar düzeyinde b i r toplantı ya pı lmasın ı önermiştir.
1 984'te Bulgaristan, Romanya, Yugoslavya, Yu nan istan ve Türkiye'n in de katı l ı mıyla, bu türden iki toplantı yap ı ld ı . Bunlar sorunun çözümünde k imi güçlüklerin olduğunu ortaya koymuş olsa lar da, öze l l ikle bu sorunun u luslara rası durumun h ız la gerg in leştiği b i r dönemde ortaya konmasın ı n önemi ve güncel l iğ i yeniden vu rgu land ı . Beş Balkan ü lkesi uzmanlar ın ın topla ntısı, başl ı başına büyük polit ik önemi olan bir o lgudur. Bunla rı n sürdürü lmesi, bölgede barış ve g üvenl iğ in g üçlenmesi davasına h izmet edecektir.
BKP Merkez Komitesi 'n in b i rçok kez bel irttiğ i g ib i , kamuoyu nun d i kkatlerini üzerine çeken Balkan la r' ı n nük leer s i lah larda n arı nd ı rı lm ış bölge ilan edi lmesi fi kri, onun gerçekleşmesinde d i kkate değer bir rol oynayab i l ir, oynaması gerekir. Böylece, Bulgaristan B i l im ler Akademisi 'n i n g i riş im iyle 1 983 i l kba harında, Sofya'da Yunan istan, Romanya ve Bu lgaristan b i l im adamlar ın ın « Nük leer silahla rdan arınd ı r ı lmış Ba lkanlar" konulu ik i gün lük b i r toplantısı yapı ld ı . B i l im adamlar ı , n ükleer bir savaş ın y ık ıcı sonuçları üstüne herkesten daha geniş b i lg iye sa hipt irler. işte bundan dolayı da , öze l l i kle on lar, böyle b i r savaş ın önlenmesi yol la rı n ın ortak saptanması için çal ış ıyorlar. Onlar ın kanısına göre, nükleer s i lah lardan a rınd ı rı lmış bölgelerin oluştu rulması , bu doğru ltuda en etkin yol lardan b i rid ir. B i l im in değiş ik a lan la rı n ı temsi l eden ve toplantıda söz a la n uzmanlar, Balkanlarda barış ve iyi komşu luk i l işk i ler inin ve bölgenin nükleer s i lah lardan ar ınd ı rı lm ı ş b i r bölgeye dönüştü rülmesinin son derece öneml i o lduğunu inandırıcı de l i l le r ve olgula rla gösterd i ler. Bu sorun, Kasım 1984'te Sofya'da yapı lan Ba lkan ü lkeleri ve Kıbrıs gençlerin in karş ı laşma· s ına da konu oldu .
Hiçbir hükümet, hiçbir pa rti ve hiçbir top lum insan l ığ ın barış ve yaşam, ya da savaş de ölüm seçeneği i le ka rş ı karşıya geldiği b i r durumda kenarda dura maz. Si lah ıanma yarış ın ın ve en başta da n ükleer s i lahlanman ın s ın ı rlanması ve ortadan ka ld ırı lmasına yönel ik gerçekçi önlemle rin ya şama geçiri lmesi, boyutları bak ımından günümüzün en büyük ve en
(to) « Rabotniçesko delo», 1 0 Hazıra n 1 983.
87
önemli görevid i r. Bunun çözüm ü tüm ü lkelerin ve devletlerin, tüm polit ik ve top lumsa l güçlerin e l indedi r.
Günümüzün bu sorumlu döneminde tüm komünistlerin, ı rk , cinsiyet, pol it ik, d i nsel ve d iğer inanç la rına bakmaksızı n tüm dürüst insanla rı n görevi, a rtan nükleer savaş teh l i kesine karş ı , nükleer s i lahlar ın yok ed i lmesi ve sonuçta gezegenemizin nükleer s i lah la rdan a rınd ı rı lm ış bir bölgeye dönüştürülmesi için savaşımda b i rleşmek ve çaba larını a rtı rmaktır. Barışçı ve nükleer s i lah la rdan a rındırı lm ış Ba lka nlar' la i lg i l i önerilerin gerçekleşmesi, bu yüce a maçların gerçekleşmesine öneml i katkı larda bulunabi l ir.
88
Provokasyonun yöneticileri
Christian Roulette. Jean Paul ii - Antonov - Ağca. La FiJiere. Paris. Editions du Sorbier, 1 984, 3 1 9 sayfa.
Bu lgaristan vata ndaşı Sergey Antonov hakkında 13 Mayıs 1 981 'de 2. Jean Pau l 'e karşı düzenlenen su ikaste katı ld ığı gerekçesiyle, Roma'da açı lan dava her yerde öfkeyle karş ı landı , protestoya yol açtı. Duruşma s ı ras ında, iddianamenin temel in i oluştura n Türkiye l i neofaşist Al i Ağca'nın ifadelerin in ya lan olduğu tüm açıkl ığ ıyla ortaya ç ı ktı.
Bu ç irkin politik provokasyonu kim ve ne a maçla düzenled i ? Fransal ı avukat Christian Rou lette �dean Pau l i i - Antonov - Ağca. 'z ler nereye götürüyor? .. ad l ı kitabındq bu soruya ayrıntı l ı ve inandırıcı yanıt veriyor. Eldeki çok sayıdaki belgeyi inceleyerek, davayla i lg i l i kaynakla rı en ine boyuna a raştı rorak, Christian Rou lette, sosya l i st ü l kelere karş ı yürütülen
' « psikoloj ik savaş .. ın en büyük operasyon larından b i rin in gerçekleştir i lmesindeki mekanizmayı ayrınt ı l ı şekilde açıkrıyar,
Kitapta, Pa pa'ya yapı lan su ikast i le ig i l i olayla rın gel iştiği ta rihselpolitik durum serg i leniyor. Yazar, bu olaylardan birkaç zaman önce, 1 979 y ı l ın ın Temmuz ayında Kudüs'te « u lus la ra rası terörizm .. konusunda u lus lara rası b ir toplantı yapı ld ığ ın ı hatı rlatıyor. Bu topla ntıya ABD eski Dış iş leri Bakanı Henry Kissinger, Ameri kal ı senatör Henry Jackson, Londra'da yayımlanan ve etki l i bir hafta l ı k dergi olan « The Economist .. in başyazarı Robert Moss, ing i ltere çatışma l ı Durumları I nceleme Enstitüsü müdürü Brian Crozier, i s ra i l ordusu g iz l i servisi şefi tuğgeneral Sholms Gazit, a ntikomiinist görüşleriyle tan ınan çeşitl i gazeteci ler katı ldı . Bu toplantıyı , düzenleyenler a rası nda 1976-1 977 y ı l la rında CIA' in şefi, ş imdi ise ABD Başkanı yard ımcısı o lan George Bush da vard ı . George Bush yaptığ ı konuşmada Kudüs toplantıs ın ın a maçlar ın ı açık ladı ve topla ntıya katı lan la rı sözde «terörün kaynağ ın ın bolşevik devrim i olduğu ve Sovyetle r B i rI iğ i 'n in Batı ' n ı n du rumunu istikra rs ız k ı lmak iç in her tür terörizmi teşvik ettiği .. (s, 61-62) yolunda dünya kamuoyunu i kna etmeye çağı rd ı .
Yine Kudüs'teki bu toplantıda emperya l izmin sosya l i st ü l kelere ka rş ı BO' l i y ı ll a rda yü rüteceği « psiko loj ik savaş . . ı n ana yönlerinden b i ri bel irlendi ve bu yöndeki çal ışmalar ın uyumlaştırı lması kararlaştı rı ld ı . Kitapta, ABD'ndeki etk i l i aş ı rı sağ eği l im l i politik g ruplar ın , ş imdik i ABD yönetim ine yakın olan bu çevrelerin ve aynı zamanda Hoover Savaş, Devrim ve Barış Enstitüsü, Georgetown O niversitesi'ne bağl ı Stratej i k ve U luslara rası Araştı rma lar Merkez� « Heritage Fou ndation .. g ib i tekelci sermayenin ideolojik kurumları n ın bu polit ika n ın esi nleyici leri oldukla rı çok inan-
89
dı rıcı b i r biçimde ortaya konuyor. Tüm bu gruplar ve kurumlar CiA ile s ık ı işbir l iği içinde bulunuyorla r.
Kudüs toplantısında i leri sürü len teze, ya ni sözde u lus lara rası terörizmi Sovyetler Bir l iğ i ve öteki sosya l i st ü lkelerin teşvik ettikleri tezine kanıt bu lmak gerekiyordu. Ama buna kanıt yoktu . Çünkü sosya l ist ü lkeler Marks i st-Lenin ist ideolojiye kes in l i kle bağlı ka lara k ve terörizmi devlet politikas� haline getiren ABD' nden (bi l indiği g ib i CiA beğenmediği yabancı devlet yönetici lerine ve polit ikac ı lara karşı defala rca komplo tertip lemiş ve su ikast d üzen lemiştir) fa rk l ı ola rak, polit ik soru nları çözüme bağlama yöntemi ola rak teröre başvurulmasın ı i l kesel ola rak reddediyorlar. Bu tür eylemleri Sovyetler Bir l iği 'ne yükleme denemeleri , bu yönde d üzenlenen çeşitl i kampanya la r beklenilen sonucu vermed i. Cla i re Sterl ing ' in «The Terror Network" (Terör ağ ı ) ad l ı kitabı Batı Avrupa'da bekleni len yank ıy ı uyandırmad!. CiA i le s ık ı i l işki ler içi nde o lan bu Amerika l ı gazetecin in kaba saba b i r şey olan bu « klas ik" uydurması. bu beş para etmez yapıt, bu edebiyat tortusu sadece a ntisovyetik yatkın eserler deposunu doldurdu. Yeni , daha değiş ik b i r şey, daha geniş boyutlu ve daha çok i lg i çekecek b i r şey bu lmak gerekiyordu.
Christian Rou lette, tüm dünyadaki Katol ik d in ine bağlı m i lyonlarca insan ın d uygular ın ı etkilemek iç in büyük çapl ı b i r provokasyon düzenleme yönünde gerici çevreler iç in cazip f ik irlerin doğmas ın ı sağ layacak bir d izi gel işmeyi hatı rlatıyor. aO' l i y ı l ları n başla rı nda Polonya'da meydana gelen olayla rla i lg i l i ola rak, «2. Jean Pau l 'ün , Papa olan çi lekeş Polonya l ın ın ö lüsü d i ris inden daha yüce o lur f ikri doğdu" d iye yazıyor. (s. 27) Yazar, Avrupa'da ve ABD'nde nükleer s i lah lanmaya karş ı eylemlerin a rttığ ın ı , ABD'nde Katol ik piskoposların Reagan yönetimin in m i l ita rist planlarına ka rş ı ç ı kt ık ların ı ve nükleer s i lah la rın « dondurulması " çağrıs ında bu lunduklar ın ı , nükleer savaş ın ah laka aykı rı , H ristiyan d in ine yabancı olduğunu i lan ettiklerin i bel irtiyor. Sözde « kötü lük imparatorluğu "ndan korunmak iç in zorunlu o lduğu i leri sürülen «ek s i lah lanma " ka mpanyasıyla bağlı hesaplarda ABD'ndeki SO m i lyon katol iğ in tutumunu hesaba katmak gerekiyordu. Papa'ya karşı düzenlenecek ve bu « kötü lük imparatorluğu"nun üzerine atı lab i lecek b i r su ikast, sosya l ist ü lkelere büyük b i r pol itik darbe olab i l i rdi .
Planlanan bu korkunç provokasyonu yerine getirecek kiş i lerin bu lunmas ı zor o lmadı . Christian Rou lette, Türkiye'deki bozku rtlar neofaş ist örgütünün (Ali Ağca do bu örgütün üyesid ir) NATO üyesi ü lkelerdeki ve özel l ikle ABD'ndeki giz l i ist ihba ra t örgütleriyle olon bağlar ın ı ortaya koyuyor. Yaza rın bozkurtla rı n izinden giderek yaptığ ı incelemeler sonucu nda ik i öneml i kiş i önplana çı kıyor. Biri CiA'n in Türkiye'deki eski istihbarat şefi Pau l Henze, d iğeri ABD'n in Bonn Büyükelç i l iğ inde görevli Ruzi Nazar.
90
Ruzi Nazar' ın nası l bir geçmiş i o lduğu bi l iniyor. ik inci Dünya Savaşı s ırası nda Sovyet ordusundan firar etmiş, H itlerc i lerin yanına g iderek Gestapo ile işbir l iğ i yapmış, faşist toplama kampları nda Sovyet yu rttaş larına iskence yapmış , birçoğunu kurşuna d izmiş, partizonlara karş ı düzenlenen �ezaland ı rma, yok etme operasyonlarına katı lmış , s ivi l ha lka karşı katl iamlar düzen lemiş b i r kişid i r. Iş led iği bu cinayetlerden ötürü nazi ler tarafından ödül lendir i lm iştir. Hitlerci ler yenilg iye uğratı ld ıktan sonra Ruzi Nazar Amerikan isti hbarat servisi tarafından a ngaje ed i lm iştir. CIA'ye casusluk yapacak kişi ler sağlamış, «Amerikan ın Sesi . . radyosunda çal ışmaya başlamıştır. Ruzi Naza r o zamanlar FAC'nde « H ür Avrupa .. radyosunda pol itik danışman olara k ça l ışa n Pau l Henze i le tanışmıştır. Daha sonra la rı her ikis i de ABD'nin Ankara Büyükelç i l iğ inde çal ışmışlard ı r. 1 974 y ı l ı nda Pau l Henze CIA'n in Türkiye'deki isti hbarat şefi o lmuş , Ruz i Naza r ise ABD'nin Bonn Büyükelç i l iğ ine değiştir i lm iştir. Ruzi Nazar burada FAC'ndeki bozkurtla rı n şefi Altayl ı ile sürekl i i l işk i ler içinde bulunmuştu r. Ruzi Nazar, bozkurtların uyuştu rucu ve silah ticaretinden i lerici kişi leri öldürmeye kadar uzanan çeşitl i caniyane eylem lerini kontrol etm iştir.
Kitapta, Türkiye'deki ve Batı Avrupa'daki bozku rtlar ın azgın a ntikomünist örgütler o larak NATO'nun özel servisleri nin sem patisini kazandı kla rı ve bunlardan destek gördükleri be l i rt i l iyor. Bozkurtların başı Tü rkeş 1 978'de FAC'ni ziya reti s ı rasında şun ları söylem işti r : Bizim sizden a ld ığ ımız her Mark, kom ün istlere karş ı s ık ı lm ış b i r kurşundur . . . ... (s. 1 54)
Ağca, l ibera l « Mi l l iyet .. gazetesin in başyazarı Abdi ı pekçi'yi öldü rmekten çarptı r ı ld ığı ceza üzere yattığ ı hapisten 1 979 y ı l ı n ın Kasım ayında kaç ı rı ld ıktan sonra FAC'ne geçm iştir. Burada kend isine barı nacak yer ve pa ra bulunmuş, daha sonra da öteki Batı Avrupa ülkelerinde engelsiz dolaşma olanağı sağlanmıştır. Hem de bu Türkiye yetk i l i lerin i n I nterpol a racı l ığıyla onun tutuklanmasın ı istemelerine rağmen yapı lmıştı r. 13 Mayıs 1 981'de Ağca, Roma'da St . Peters a lan ında Papa'ya ateş etti. Bundan sonra ıta lya'da çarçabuk görülen davada, terörist tek başına hareket eden b i r fanatik i lan ed i ld i ve ömür boyu hapis cezasına çarptı rı ld ı .
Işte tam bu sıra la rda provokasyon mekan izması tam hız çal ıştır ı ld ı . Birçok d i lde yayımlanan ve t i raj ı m i lyonla rı bu lan Amerikan « Reader's Digets .. dergis i , yukarda adı geçen Cla i re Sterl ing ' in bir yazısı n ı yayın ladı . Bu yazıda Ağca 'n ın ' " Bulgaristan ve Sovyetler Bir l iğ i giz l i servisleriyle bağı olduğunu gösteren del i l ler olduğu iddia edi lmektedir. Daha sonra Cla i re Sterl ing i le Pau l Henze bu konuda yapı lan televizyon yayı nlarına katı ld ı lar. Ve bu ikisine başka gerici gazeteci ler de katı ld ı .
« lfşacı lar .. , Amerikan ve Batı Avrupa burjuva basını nda geniş reklamı ya pı lan yazı lar ve kitap lar yayın ladı lar. Çok ses l i koroyu hünerli bir el yönetiyordu . 22 Ara l ı k 1 982'de, HeJsinki Anlaşması ka ra rla rı n ın yerine
9 1
getiri l i p getiri lmediğ in i kontrol etme misyonunu yükümlenen ABD Cumhurbaşkan l ığ ı Komisyonu , Washington'da "Cla ire Sterl ing' i kabul etti ve Batı l ı hükümetlerin d ikkatinden kaçan u luslara rası komployu ortaya Ç ı ka rd ığ ı iç in kendis in i hara retle selamladı . .. (s . 87)
Christian Rou lette Roma'daki Amerikan Büyükelç i l iğ in in ABD Dış iş leri Bakan l ığ ına gönderd iğ i gizl i te lgrafla rdan i lg inç bölümler a ktarıyor. ' 28 Ağustos 1 982'de çeki len b ir telg rafta şöyle deniyo r : ,, 1 . ıta lya'da kamuoyun u n d ikkatin i çekmek için Bulgarista n' ı n Papa suikastine karışt ığ ı yo lunda bir kampa nya açmak mümkündür, bu aynı zamanda çok va itkard ı r . . . 2 . Tüm iş in k i l it noktası, Ağca ile Bulgarla r a ras ında bağ kuran deli l üretmektir. SISMi'den (1) a rkadaşlar uzmanlarım ıza şu konuda teminat verd i ler : Ağca ş imdi a rt ık işbirl iğ i yapmaya ve doğrudan ıta lya'daki Bulgar temsi lc i ler in in d i rektifleriyle hareket ettiğ i yolunda ifade vermeye hazırd ı r . >o (s. 1 1 3-1 1 4) Telg rafta daha sonra bu operasyona ıtalya n basını ve italyan polit icac ı ları n ı n çeki lmesin i n de öngörü ldüğü b i ld i ri lmektedir.
Oç ay sonra italyan polisi Roma'da Bulgaristan uçak ş i rketin in temsi lcisi Sergey Antonov'u tutu klad ı . Böylece Bu lgar izi kanıt lam ış" oldu. Antonov'un tutu lmansında n son ra , 6 Ara l ı k 1 982'de gönderi len bir. telg rafta şun lar be l i rt i l iyor. «Ongörlüd üğü gib i Bu lgarla rı Papa su ika stıyla bağlama operasyonumuz çok başarı l ı o ldu. Avrupa'daki yığ ınsal i letişim a raçları , büyük bir çabayla öngörülen doğru l tuda tezler gel işt i rmeye başlad ı lar . . . >0. (s. 1 1 5)
«Antonov davası >o işte böyle doğdu. Ne var ki , Roma'daki duruşma daha başından it ibaren saçma, utanç verici bir temsile dönüştü. Amerika l ı la rı n d i rektifiyle ıtalyan g izl i servisince cezaevinde kulağı dolduru lan Ağca 'n ın abuksabuk, i pe soba gelmez sözleri, bazen de i l kel mantı ktan yoksun «del i l .. leri, a nt i-Bulgar kampa nyasına katı lan lar a rasında b i le şaşkınl ık yarattı. Ama yine de şu gerçek unutulmama l ıd ı r : Ya lan b irkaç kez tekra rlan ınca, kapita l i st ü lkelerde palit ikan ın acemisi o lan ve doğru enformasyon alabi lme olanağından yoksun bu luna n çok sayıda insan ın kafasında bel ir l i b i r etki yapıyor. Bu ç irkin operasyonu örgütleyenler de, görülüyor ki , buna belbağlamış lard ı r.
Kitab ın sahib i Christ ian Rou lette' i okuyucular tanıyor. 0, 1 984 yı l ında, yüzy ı l ımız ın başka büyük bir pol i t ik serüveni o lan faşistlerin Reichstag ' ı
( I ) SiSMi , ıta lyan giz l i habera lma servis id i r. ıta lya n hafta l ı k « L' Espresso .. dergis i Hazira n 1 985'te, Ağca'n ın bulu nduğu cezaevinde yatan mafya baba larından b irin in demecin i yayın ladı . Bu mafya babası 1 982 yı l ı Martında SiSMi 'n in o zamanki müdür ya rdımcısı P . Musumeci'n in cezaevinde Ağca i le görüştüğünü ve onu « işbirl iğ i yapmaya .. ikna ettiğ in i b i ld iriyor. Ağca'ya SISMI ' n in hazı rladığ ı bir belge okunmuş ve
. P. Musumeci bu belgeyi Ağca'ya imza latmıştır . (Not Red.)
92
yakmaları ve Bulgar Komünist Partisi yöneticis i Georgi Dimitrof hakkında dava açma olayını inceleyen b ir kitap yayın lam ıştır. Papa su ikastı n ın ta rihçesi ve sosya l i st Bulgaristan'ı ve onun a racı l ığ ıyla Sovyetler Bir l iğ i 'n i bu cinayete bu laştı rma denemeleri , b i rçok bakımdan H itlerc i lerin utanç verici biçimde sonuçlanan g iriş im ine benziyor. Fransa l ı hukuçu Christian Rou leUe' in yapıtı, bugün nazı provokatörlerin in yöntemlerine boşvuran güçleri n içyGzünü açığa vurmaya önemli katkıda bulunmaktad ı r.
Anatale Corbeau
93
O Z E L S A Y F A L A R
Bildiri
NATO Başko,mutanı Rogers' in « nükleer modernizasyon .. adı a lt ında toprakları mızda yeni ö lüm üs leri kurmak a macıyla ü l kemize gelmesinden kısa bir süre önce, 3 Ekim 1 985'de, komşumuz Sovyetler Bir l iğ i geniş kapsaml ı , çok yönlü , yeni barış g i ri ş im lerinde bulundu. SBKP MK Genel Sekreteri M iha i l Gorbaçov'u n Fransa ziya reti sırasında d ünya kamuoyuna açı kladığ ı bu g i ri ş imler, ü lkem izin ve halk ımız ın geleceğ in i de çok yakından i lg i lendi riyor.
Sovyetler Bir l iğ i , ABD hükümetine, uzaya saldı rı s i lah lar ın ın yerleştir i lmesini tamamen yasaklayacok ve b i rb i rlerin in topraklarına ulaşabi lecek türden nükleer s i lah larda yüzde 50 oran ında indir im ya pı lmas ın ı sağlayacak b i r an laşma önermiştir.
SSCB, uzoy s i lah la rı ve stratej ik roketler konusunda bir sonuca u loş ı l madan da ABD i le , Avrupa'daki orta menzi l l i nükleer roketlerin aza ltı l ması konusunda ayrı b ir a nlaşmaya varı lmas ın ı ola nakl ı görüyor. SSCB ayrıca Fransa ve i ng i ltere ile bu konuda doğrudan görüşmelere hazır olduğunu açı klamıştır.
Sovyetler Bir l iğ i , Batı Avrupa'ya yeni orta menzi l l i Amerikan roketler inin yerleştiri lmesin in sürmesine karş ı l ı k, kendi topraklar ın ın Avrupa kesimine Haziran 1 984'den itibaren ek olarak yerleştird iğ i SS-20 roketler in in tüm ünü tek ta rafl ı önlemler çerçevesinde hizmetten ç ıkartmıştır. Bu roketlerin yerleştirild iği tüm rampa lann 2 ay içinde söküleceğ in i , SS-4 roketlerin in ka ld ı rı lmasına devam edi leceğin i açık lam ıştır. Şu anda SSCB'nin Avrupa bölgesindeki orta menzi l l i roketleri n in sayıs ı , toplam olarak, bundan 1 0, hatta 15 yı l öncesi düzeyin de a ltı na inm iştir. '
Bu, insa n l ığ ın nükleer savaş teh l i kesinden kurtu lmas ı , yüreklere korku salan dehşet dengesin in kald ı rı lması için ve ulus lara rası i l işki lerin olum lu yönde gel işmeye yönelmesi iç in çok yönlü , gerçekçi ve ya pıcı b i r önlem paketid ir. Şimdi, eğer ABD ve Batı 'n ın önde gelen devletleri bu önerileri d ikkate a l ı rla rsa , bu , uzayın s i lah landın lmas ın ın önlenmesi, yeryüzünde nükleer s i lah lanma ya rı ş ın ın du rduru lması yolunda pratik ad ımları n atı l ması için b i r başlangıç o labil i r.
Bu öneri ler, i nsanl ığa bugünkü ve gelecek kuşakla ra yönel ik teh l i kenin Sovyetler Birl iğ i 'nden gelmediğ in i b i r kez daha kanıtlad ı . « Sovyet teh-
94
did i » yala nlarını b i rkez daha çü rüttü. Ş imdi , sağduyu lu herkes şunu sormal ıdı r : S i lah lanma ya rış ın ın önlenmesi için tek yanl ı önlemler o lan b i r ü lke, Batı'da o lsun , Doğu'da o lsun herhangi b i r ü l keyi tehdit eden bir ülke olab i l i r mi? Savaş ın toplum yaşamından çıka rtı lmasın ı , nükleer s i lah yığınaklar ın ın eşitl i k temeli nde aza ltı lmasını öneren b i r ü lke, askersel üstünlükten, savaştan yana o lab i l i r m i ?
Görül üyor k i , Batı'da ve Doğu'da bütün ü lkeleri kendi egemenl iğ i a ltı na sokma tutkusuna kapı lan Amerika n yönetim i , bu yeni Sovyet barış g i rişimlerini de geçişti rmenin yolla rı n ı a rıyor. Oysa, Reagan yönet imi , SSCB ile s i lah lanma ya rış ın ın durdurulması konusunda b i r diya log kurmak iç in n ükleer s i lah larda öneml i ölçüde indirim yapı lması gerektiğini öne sürüyordu . Şimdi SSCB sözünü söylemiş, somut öneri lerini yapmıştır. Amerikan yönetimi n iç in konuşmuyor?
Bugüne kadar ABD, SSCB'n in bir d izi barış g i riş imini , « bun lar propaganda kampanyasıd ı r» diyerek geri çevi rd i . Şimdi şu soru lma l ıd ı r : Her tür lü o la nakla kontrol edi lebi lecek biçimde tek ta raflı s i la h ind i r imleri yapmak, propaganda m ıd ı r? Eğer bu propagandaysa , neden ABD ve Ba't ı l ı devletler SSCB i le bu a la nda yarışmıyorla r ?
Sovyetler Birl iğ i 'n in bu geniş kapsaml ı önerileri, Gorbaçov i l e Reagan arası nda Kas ım ayında ya pı lacak olan yüksek düzeydeki görüşmeler öncesinde açıklandı . Hayatı, insan l ığ ın geleceğin i , top lumsa l ilerlemeyi sa vunan bütün g üçler, bu görüşmeden s i lah lanma yarışın ı n korkunç çemberi n i kırmaya yönel ik yapıcı ve etki l i ad ımlar at ı lmasını istiyor. Bugün, ABD hükümetin in dünya ha lkla rı n ın sesine kulak vermesin i , yeni Sovyet barış g i riş im ler ini o lumlu yanıtlamasın ı sağlamak için dünya ça pında farkI i politik güç ler, bütün ba rı şsever insan lar seferber o lmuştur. Eğer ABD yönetim i ve öteki Batılı ü lkeler bu öneri lere o lu m lu yanıt verirlerse, Türkiye'nin de NATO' nun « nükleer modern izasyon » ad l ı tuzağ ından kurtul ması, top raklar ımıza yeni nükleer ve k imyasal s i lah lar yerleştir i lmesinin önlenmesi , F-16 savaş uçakla rı için va rımızı yağumuzu emperya l izme kaptı rmamız ın önüne geçilmesi olanakl ı olabi lecektir.
Türkiye Komünist Partisi, çok yönlü , geniş kapsaml ı yeni Sovyet barış g i riş imlerini va rgücüyle destekliyor. Sağduyu sa h ib i bütün yu rttaş lar ı , tüm barış ve demokras i güçlerini bu önerileri desteklemeye çağı rıyor.
insanca yaşamaya, çocu klar ımıza yaşanası bir dünya b ı ra kmaya i l işk in bütün a rzu la rımız, dünyada barışı n korunmasına, ü lkemizin ik i sistem a rasındaki bir çatışmada yok olacak bir tampon durumundan ç ı ka rı lmas ına bağ l ıd ır .
Şimdi ü lkemizde ba rışta n ve demokrasiden ya na olan bütün güçler, hükümete vargüçleriyle baskı yapmal ıd ı r. insa nl ığ ın ve ül kem izin nükleer
95
kır ımdan ku rta rı lması için ABD'nin de i l k somut ad ım la rı atması iç in e l lerindeki bütün olanakları seferber etmeli , h içbir çabadan geri d u rmamal ıd ı r. Türkiye i le SSCB a ras ında çok yönlü i l işki lerin geliştir i lmesi iç in, SSCB'nin ü l kem ize öteden beri önerdiğ i karş ı l ı k l ı sa ld ı rmazl ı k anlaşmasın ı n g ündeme geti ri lmesi ve imzalanması için ses in i yükseltmel idir.
1 0 Ekim 1 985
96
T ürkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi
Bildiri
«S iLAH VERGiSI »NE - SiLAHLAN MAYA HAYıR HALKıMız IŞ-SI(MEK-OZGURLUK iSTIYOR
Evren-Oza l yönetimi Mec l is'e yen i bir yasa tasarıs ı getird i . Son ana kadar g iz l i tutu la n ve ş imdi b i r oldu-bitti i le ç ıka rı lmak istenen bu yen i yasa, yerl i ve yabancı ş i rketlere s i lah ü retme izni veri lmesini ve bu ü retime katı lacak tekellerin bütçe dışı oluşturulacak bir fondan desteklenmesini öngörüyor. Sözkonusu 300 mi lya r l i ra l ı k fon , gelir ve kurumlar verg is in in � 'u 1 a rtırı lması , s igara , içk i ve akaryakıta yen i ek verg i ler konulmasıyla oluşturulacak.
Evren-Oza l d iktatörlüğü böylece bu yeni « s i lah verg is i » i le bütün yu rttaş ları haraca bağlamak ve yerli ve yabancı tekel lerin kasas ın ı doldu rmak istiyor. Ş imdiye kada r her s i lah işinde bir vurgun vurmuş olan genera l ler de iştah la gözler ini yen i fona d ik iyo rlar.
« U lusal savunma sanayii kuracağız» d iyorlar. Bunun asl ı astarı yoktur. Ya lan söylüyorlar. Amaçlanan, sonuçta emperya l izme bağıml ı l ığ ı ve d ı ş borçları daha da a rtırmaya yarayacak b i rkaç montaj işletmesinden başka birşey deği ld ir. Yen i verg iler Amerika n F- 1 6 savaş uçakla rı iç ind i r. Alman Leopard tankları iç ind i r.
Kirl i a maçla rın ı halktan g izlemek için « Sovyet tehd iti » yalanlar ın ı öne sü rüyorlar. Oysa sosya l i st ü lkeler k imseyi tehdit etmiyor, ta m tersine bütün ü lkelere barış ve s i la hsız lanma öneriyorlar.
Evren-Ozal yönetim i zaten aç l ık s ın ı rı nda yaşayan ha lkın ekmeğin i daha da ufaltmak pahasına s i lah lanma ha rca malar ın ı a rtırmayı pla nla rken, ayn ı gün lerde, Varşova Antlaşması Orgütü üyesi sosyal i st ü lkeler ABD ve öteki NATO üyesi ü lkelere yeni somut s i lahsızlanma önerileri getird i ler.
23 Ekim günü Sofya'da açık lanan bu öneri ler şun ları içeriyor : Avrupa'daki s i lah l ı kuvvetler ka rş ı l ık l ı aza ltı lmal ıd ı r. 1 Ocak 1 986'dan iti ba ren ABD i le SSCB ara ları nda an laşmaya vararak, askeri bir l ik lerin in sayı s ın ı ve s i lah lanma harcamala rını dondurmak, geleneksel türden yeni kır ım si la hları gel iştirmeyi durdu rmal ıd ı rla r. Bu ses, barış, dostluk ve işbir l iği isteyenlerin ses idir.
Evren-Oza l yönetimi u lusa l güvenl iğ imizi düşünmüyor. Onla r gözlerini kara rtm ış, Amerikan emperya lizm in in sa ld ı rgan , serüvenci a maçlarına, ye rl i ve yabancı tekel lerin kô r ç ıka rlarına ve kend i ceplerine h izmet ed iyorlar.
işsiz sayısı dört m ilyonu çoktan geçti. Her g ün batış ında orta lama bin
97
kiş i daha işsizler ordusu na katı l ıyor. O lke ve ha lk beş y ı ld ır sürekl i yoksu l laş ıyor. Ekonomi bir türlü ca nlanamıyor. Onlar bütün bu gerçekıere gözleri ni kapayara k yüzlerce mi lyarı daha silah lanmaya yatırmak isti· yorlar.
TKP bu büyük ihanete izin veril'memesi için elden gelen herşeyin yap ı lması gerektiğine inanıyor. Bütün yurttaş larım ız ü lkenin geleceği konusunda sorumlu luk duyan bütün pol it ik g üçler, parlamenterler, bütün yığın örgütleri, işçi ler, ayd ın lar, gençler ve yu rtsever subaylar bu tehl ikel i g ir i ş imi önlemek iç in zaman yitirmeden her çabayı göstermelid i r.
Diktatör Evren son konuşmasında s i lahlanma harcamalar ın ın a rt ır ı lmas ına, yen i s i lahlar a l ı nmasına karş ı ç ıkanları TKP'yi izlemekle suçlmaya ça lıştı. Yurtsever güç ler bu tehdit lere boyun eğmemelid ir. Bu bir ölüm kal ım sorunudur.
Bu ihanete dur demek her yu rtseverin boynunun borcudur.
" Si LAH VERGiSı .. N E - SıLAHLANMAYA HAYıR !
HALKıMız ış-EKMEK-DZGORLOK iSTIYOR !
T ürkiye Komünist Partisi Merkez Kom itesi
24 Ekim 1985
98
Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi'ne
Değerl i yoldaşlar, Kapita lizmden sosya l izme ve komünizme geçiş çağın ı açan Büyük Sos
ya l ist Ekim Devrim i' n in 68. y ı ldönümünde Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi, Türkiye komünistleri ve ü lkem iz işçi s ınıfı adına Sovyet toplumunun öncü ve yönlend i rici gücü olan şanl ı Sovyetler B i r l iğ i Kom ünist Partisi'ne, komün izm kurucu luğuna koyu lan ve barış ın a rdıcd savunucusı' olan yiğit Sovyet ha lkına devrimci savaş selamlar ın ı gönderir.
SBKP ve Sovyet halk ı , bu şanl ı yı ldönümünü, SBKP'n in 27 Kongresi hazır l ık larıyla kutluyor. Sosya l-ekonomik gel işmeyi hızlandı ro ra k Sovyet toplumunu n itel bakımdan yeni bir duruma getirmek için leninci Bolşevikler, Stahanovcular, emek kahrama nları , leninci Komsomoleu lar i leri atı l ıyorlar. Türkiye Komünist Partis i , bu hazı r l ık la rı ve atı l ım ları büyük b i r coşkuyla izl iyor. Türkiye komün istleri, Alman faşizmine ve Japon mi l ita rizmine karşı ta rihsel utkunun 40. yı ldönümüne denk düşen bu atı l ımın büyük başarıla rla sonuçlandır ı lacağ ına yürekten inanıyor.
Barış ın ka lesi olan Sovyet ü l kesi , Ekim Devrimi 'n in 68. y ı ldönümünde, dünyamızın bütün barış güç lerine g üven veriyor. Genel Sekreter Gorbaçov yoldaşın Fransa gezisi s ı ras ında açı k ladığı son Sovyet barış öneriler;' SSCB'n in dünyanın geleceği açıs ı ndan taşıd ığ ı sorum lu luğunu bir kez daha kanıtlam ıştır. TKP, yaklaşmakta ola n SBKP Merkez Komitesi Genel Sekreteri M. Gorbaçov yoldaş ile ABD Başkanı Reagan a rasındaki z irveye SSCB'n in d ünya halkların ın ç ıkar ve istemlerini gözeterek hazı rlanmasına yüksek b i r değer b iç iyor.
Değerli yoldaşlar, Türkiye Komünist Partisi, bug üne kadar olduğu g ib i , bunda n sonra da
büyük b i r a rd ıc ı l l ı kla ü lkemiz i le komşumuz SSCB ara sı ndaki i l işki lerin bar ış içi nde yanyana yaşa ma ve ka rşı l ık l ı ya ra r i l keleri temel inde gelişmesi için e linden geleni yapacaktır. TKP, kardeş SBKP'n in dünya komün ist ve işçi parti ler inin a rasındaki b i rl iğ i daha da güçlendirme yönünde gösterd iğ i çaba la ra , SBKP ile aras ındaki Marksizm-leninizm ve proleter enternasyonal izmi i lkeleri temel indeki i l i şk i lerin daha da gel iş ip güçlenmesine yüksek bir değer biçiyor.
Büyük Sosya l i st Ekim Devrimi 'n in 68. y ı ldönümü, Sovyet komün istlerine, Sovyet halk ına kutlu olsun !
Yaşasın Büyük Sosya l i st Ekim Devrimi !
7 Kasım 1 985
Komünist selamlarımızIa, Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi Genel Sekreteri Haydar Kutlu
99
Filistin Komünist Partisi Merkez Komitesi'ne
Değerli yoldaşla r,
Ağustos başlarından bu yana ısra i l ' in iş,ga l i a lt ındaki F i l istin toprakları ndaki baskı , katl iam ve keyfi uygu la ma lar ın ı büyük bir endişe i le izlemekteyiz . .. Dem i r yum ruk» politikası o larak yürütü len bu ı rkçı pol itikan ın Fi l istin hareketinin zor b i r dönemden geçtiğ i ve Arap sıralarındaki b i r l i ğ in ya ra la r a ld ığ ı gün lere denk d üşürülmesi h iç de bir rastlantı değild ir.
Değerli yoldaşla r,
Türkiye Komün ist Partisi, isra i l siyonistıerin in ABD'nin desteğiyle yürüttükleri .. demir yumruk pol itikası »nı ş iddetle k ınar. Baskı ların, katl iamların , tutuklamalar ın ve keyfi uygu lamala rı n derhal durdurulmasın ı talep eder. Kardeş Fi l istin ha lkıyla, F i l istin Komünist Partisi'yle dayanışmasın ı d i le getirir.
.. Demir yumruk pol itikas ı»n ın yürütüldüğü şu gün lerde ısra i l d ış iş leri bakanı i le görüşmesi Tunus saldı rısı nedeniyle ertelenen Türkiye'deki fa ş ist rej im in d ış iş leri bakan ı , B irleşmiş Mi l letler önünde hiç s ık ı lmadan Fi l istin halk ın ın hakla rındaıi- dem vu rdu. Amman Anlaşması 'na açık destek veren bu rej im, bu a ntlaşmanın uzlaşmacı, F i l istin ha lkı n ı n ç ıka rla rı n ı emperya l izme ve siyonizme tes l im edici yönünü aç ığa vuran Türkiye Komün ist Partisi ' ne karşı fiziksel ve politik bir sa ld ı rı kampanyası yürütüyor.
Bu koşu l lar a lt ında, TKP, F i l istin ha lkıyla ve kardeş F i l i stin Komünist Partisi'yle daya n ışmasın ı , işga l a lt ındaki toprakla rdaki bu uygulama ları yayın organla rı a rac ı l ığ ıyla ha lk ımıza duyurmak, Batı Avrupa'daki Türkiye l i işçilerin s ı ra la rı nda ve Türkiyel i so l güçlerin sıra larından protestolar ın yükselmesi için çal ışacaktı r. Türkiye'deki faşist rej im i n uzlaşmacı Arap rej imIeriyle siyonizm arası nda b i r .. köprü » ku rmasına ka rş ı ülkemizin yu rtsever güçleri ni karşı çı kmaya çağıracakt ır.
Ne işga l a ltındak i F i l istin topra klarındaki .. dem ir yumruk pol itikası »ne de Türkiye'deki faşist rej im in ağ ı r baskı lar ı , ha lk lar ımız ın hakl ı savaş ım ın ı durduramayacaktır. Size çetin savaş ım ınızda büyük başarı la r d i ler, ha lk ı m ız ın geleceği iç in o lduğu kadar F i l istin ha lk ın ın geleceğ i iç in de m ücadelemizi en çetin koşu l lar a ltında bi le y ı lmadan sürdüreceğ im izi bir kez daha ifade ederiz.
7 Ekim 1 985
1 00
Komünist se/am/a"mızla, T ürkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi Genel Sekreteri Haydar Kutlu
Yemen Sosyalist Partisi Merkez Komitesi
Genel Sekreteri A. Nasır Muhammed yolda,ta
Değerli A. Nas ır Maha m med yoldaş,
Türkiye Komün ist Partisi Merkez Komitesi, Türkiye komünistleri ve kendi ad ıma Yemen Sosya l i st Partisi Merkez Kom itesi Genel Sekreterl iğ i görevine yen iden seçi lmeniz nedeniyle Sizi içten kutlar, devrimci savaş selamlarım ızı i letirim .
Yemen Sosya l ist Partis i 'n in 3 . Kongresi 'ni başarıyla sonuçlandırmas ı , Yemen Demokratik Ha lk Cumhuriyeti 'ndeki u lu sa l demokratik devrim in önümüzdeki y ı l la nda da başarıyla sürdürü lmesinin gara ntisi olmuştur. Türkiye komün istleri, Yemen Sosya l i st Partis i 'n in bölşem izdeki tüm a ntiemperyal ist güçleri n b ir l iğini g üçlendi rme yönünde gösterd iğ i çabalara ve Yemen Demokratik Ha lk Cumhuriyeti'n in bölge barış ı ve bölge ha lklarının kutsal çıkarlorı iç in a l.dığı i lkeli tutuma yüksek değer biçiyor. Türkiye Komünist Partisi, ka rdeş Yemen Sosya l ist Partisi i le ortak savaşım ül küleri temel inde bağl ıd ı r. Parti lerim iz a rasındaki bu temeldeki i l işk i ler in daha da g üçlendiri lmesi için Partim iz el inden geleni yapacaktır.
Değerli A. Nasır Maha m med yoldaş,
Yemen Sosyalist Partis i 'ne 3. Kongre kara rlarını hayata geçirmede büyük başarı lar d i leriz. Size, sağ l ık, esenl ik ve sorum lu görevinizde yeni başarı la r d i leriz.
18 Ekim 1985
Komünist selamlarımızIa, T ürkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi Genel Sekreteri
Haydar Kutlu
1 01
Honduras Komünist Partisi 4. Kongresi'ne
Değerli yoldaşlar,
Türkiye Komü nist Partisi Merkez Komitesi, Türkiye komünistleri ve ü lkemiz işçi sı nıfı adına kardeş Honduras Komünist Partis i ' n in 4. Kongresi'ne devrimci savaş selamlarını gönderir.
Honduras ile Türkiye a ras ında binlerce k i lometrel ik b i r uza kl ık olmas ına karşı n, ortak savaş ım ü lkülerimiz ve ü lkelerimize Amerikan savaş pla nlarında biçi len rol bizi ortak kavgamızda b i rleştiriyor. Kongreniz, değerli yoldaşla r, ü l keniz halkı üzerindeki baskı lar ın yoğun laştığ ı , i nsan hakları n ı n ayaklar a ltına a l ınd ığ ı , Honduras' ı n bölge halk larına karş ı b ir sald ı rı üssü o lara k ku l lan ı ld ığ ı , ü lke ekonomisi n in emperyalistler ve işbirl ikç i leri ta raf ından ta lan edi ld iğ i b i r ortamda toplanıyor. Giz l i l ik koşu lları nda , sürekl i sa ld ı rı a lt ında savaşım yürüten biz Türkiye komün istleri, 4. Kongre'n i n bu a lan lardaki savaş ım konularında bir d izi önemli kara rlar a lacağına inanıyoruz.
Kongreniz, Amerikan emperya l izmin in , NATO başların ı n insanlığı n ükleer b i r k ırım ın eşiğine sürük lerne pahasına uzayın mi l itarizasyonuna yöneld iği , sosyalizme, u lusal kurtuluş ve d ünya barış güçlerine karşı « ha çl ı seferi" yürüttüğü b i r ortamda toplanıyor. Honduras Komü nist Partis i 'n in 4. Kongresi 'n in s i la h lanma yarışına karşı, yumuşama ve dünya barış ın ın koru nması iç in b ir d iz i öneml i kara rlar a lacağına inanıyoruz.
Değerl i yoldaşla r,
Partimiz, Türkiye'deki faş ist d iktatörlüğü yıkmak, demokrasiyi kazan mak ,emekçilerin yaşam düzeyin i yükseltmek, ü lkemizi Ortadoğu hal klarına karşı saldırı üssü, komşu sosyal ist ü lkelere karşı sıçrama tahtası duru mundan kurtarmak, Türkiye'n in bölgede ve dünyada b i r barış etmeni olması iç i n savaşıyor. Türkiye Komün ist Partisi, ka rdeş Hondura s Komünist Partisi i le Marksizm-len in izm ve proleter enternasyona l izmi i l keleri temelinde kardeşçe bağ l ıd ı r. Size 4. Kongre kara rlarını yaşama geçirmede
. büyük başarı la r d i leriz.
Yaşas ın Honduras Komünist Pa rtisi !
Yaşasın Marksizm-lenin izm ve p roleter enternasyonal izm i !
21 Ekim 1 985
1 02
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi Genel Sekreteri Haydar Kutlu
Venezuella Komünist Partisi 7. Kongresi'ne
Değerl i yoldaşlar,
Türkiye Komünist Partisi Merkez Kom itesi, Türkiye komün istleri ve ü lkemiz işçi s ınıfı ad ına kardeş Venezuelle Kom ünist Partis i 'n in 7. Kong resi 'ne devrimci savaş selamların ı i let i r.
Kongreniz, insan l ığ ın nükleer savaş teh l i kesinden ku rta rı lması , uzayın m i l itarizasyonunun ön lenmesi, ABD emperya l izmi başta olmak üzere, emperyal izmin en gerici, en sald ı rgan çevrelerinin sosya l i st ü lkelere, gelişmekte olan ü lkelere, barış güçlerine karşı çok yönlü saldırı la rda bulundukları bir ortamda toplanıyor. Kongreniz, Venezuelle ve Türkiye gibi ülkelerin d ış borç lar sorununun ü l kelerim izi kıskaç a ltına a ld ığ ı , halk lar ımız ın yaşam düzeyin i tükettiği b i r ortamda toplanıyor.
Venezuel le Komünist Pa rt is i 'n in 7 . Kongresi 'n in d ünya ba rışı ve ü l kelerim izin ha lkları için yaşamsa l o lan bu konularda b i r d izi öneml i kararlar a lacağına olan inancım ızı d i le getirir, Kongren ize büyük başar ı lar d ileriz.
23 Ek im 1985
Komünist selamlanm/z/a, Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi Genel Sekreteri Haydar Kutlu
1 03
1 04
.. Y E N i Ç A G .. ı
O K U
V E
O K U l !