yÇs’yİ kaldiran yÖk’ten gurbetÇİ ÖĞrencİlere bİr … mahalle diyalogu.pdfyaptırım...

25
ZAMAN, Sprendlinger Land Str.107, 63069 Offenbach ZKZ -E 9214, PvSt Brüksel’de temaslarda bulunan Ba ş bakan Yar- d ı mc ı s ı Bülent Ar ı nç, Mİ T ile PKK aras ı nda geç- ti ğ i belirtilen görü ş melerin hat ı rlat ı lmas ı üzeri- ne, “Bu tür görü ş meler kesinlikle yap ı lmayacak. Bundan netice al ı nmad ı ğ ı görüldü.” dedi. 07 Ekonomi Gündem Döner ve lahmacun art ı k okulda ö ğ retilecek Hollanda merkezli Helal Food BV, Almanya’nın Goch şehrinde 9 bin met- rekarelik dev bir tesis kuruyor. Aynı yerde iki yıl içinde döner ve lahmacun okulu açılması da planlanıyor. - n Zaman Abone ve Daðýtým Merkezi: 069-300 34 130 pbx 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ NR. 16178 FÝYATI: 1 EURO WWW.EUROZAMAN.COM Müslümanlardan Papa’n ı n meclis konu ş mas ı na tam not Helikopterdeki cihaz ı söken ‘3 y ı ld ı z’l ı subay Teröristler, 6 genç k ı za 114 mermi s ı k ı p, el bombas ı atm ı ş Balkan zirvesi liderlerle öğrencileri ABD’de buluşturdu SÜLEYMAN BAĞ, MURAT DURDU BERLİN - Almanya’yı ziyaret eden Katolik dünya- sının lideri Papa 16. Benediktus Berlin programı kapsamında aralarında Müslüman- lar Koordinasyon Kurulu (KRM) üyelerinin de bulunduğu bir grup Müslümanla görüştü. Görüşmeden sonra bir açıklama yapan KRM, hem Alman Papa’nın meclis konuşmasından hem de görüşmeden, memnuniyet duyduğu- nu açıladı. KRM dönem sözcüsü Aiman Maz- yek tarafından yapılan açıklamada, Papa’nın meclis konuşmasında siyasetçilere ‘yaratıcı ve insanlara karşı sorumlu olduklarını hatırlattığı için’ destek verdiklerini açıkladı. 1GÜNDEM 05 GÜNDEM 05 EMRE SONCAN Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, “Bana video geldi. Baktım ki birileri cesetlerle ilgi- leniyor, birileri vida söküyor.” açıklamasının ar- dından gözler söz konusu görüntülere çevrildi. Bu kaydın, Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberinde- ki 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kaza- sındaki sis perdesini aralayabileceği belirtiliyor. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu üyelerinin olayı soruşturan Özel Yetkili Malatya Başsavcılığı’na gönderdiği ve Zaman muhabiri- nin de izlediği video yaklaşık 30 saniye sürüyor. Önce gökyüzünde bir helikopter gözüküyor. Kamera daha sonra enkaz bölgesine çevriliyor. Gözlüklü bir asker, elindeki turuncu renkli tor- navidayla enkaz üzerinden parçaları söküyor. Görüntüde, omuzunda 3 yıldız taşıyan yüzba- şı ya da albay rütbesinde bir subay daha var. Kaydı yapanla birlikte toplam 3 askerin olay yerinde olduğu anlaşılıyor. 1POLİTİKA 09 POLİTİKA 09 - Siirt’te 4 genç kızın hayatını kaybet- tiği, ikisinin de yaralandığı saldırıda aracın, yolun sağından ve solundan çapraz ateşe tutulduğu ortaya çıktı. PKK’lı terö- ristlerin araca 114 mermi sıkıp, el bomba- sı attıkları belirlendi.Siirt Polis Okulu’na 300 metre mesafede gerçekleşen saldı- rıda, elinde bomba patlayan teröristin olay yerinde öldüğü, diğer teröristlerin ise ölenin silahını alarak olay yerinden kaçtığı öğrenildi. 1AHMET BEDİR, GÜNDEM 06 AHMET BEDİR, GÜNDEM 06 SEZAİ KALAYCI, ALİ H. ASLAN NEW YORK - New York’ta düzenlenen Balkan Liderler Zirvesi, 6 ülkenin başbakanı ile 1.500 Balkanlı öğrenciyi bir araya ge- tirdi. 2.000 davetlinin bulun- duğu zirveye eşiyle birlikte ge- len Başbakan Tayyip Erdoğan, alkışlarla karşılandı. Balkan- Amerikan Federasyonları Birliği’nin (FEBA) organize et- tiği zirveye katılan başbakanlar Sali Berişa (Arnavutluk), Ha- şim Taçi (Kosova), İgor Luk- siç (Karadağ) ve Nikola Gru- evski (Makedonya) ile Bosna Hersek Bakanlar Konseyi Baş- kanı Nikola Spiriç aile fotoğrafı çektirdi. Gecede konuşan Bal- kan liderleri ‘birlik-beraberlik, barış ve ortak vizyon’ çağrıla- rı yaparken Başbakan Erdoğan da Ortadoğu’daki gelişmele- re dikkat çekti. Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan, ‘’Değişi- mi gören liderler toplumlarına öncülük eder, değişime dire- nenler ise toplumlarını çatış- ma ve huzursuzluk içine çe- kerler. Ancak değişim rüzgârı esmeye başlamışsa bunun karşısında duramaz, enin- de sonunda değişime teslim olurlar.’’ dedi. 1 DIŞ HABERLER 11 DIŞ HABERLER 11 Berlin’deki görüşmeye DİTİB Başkanı Ali Dere’nin de arala- rında bulunduğu 15 Müslüman kuruluşu temsilcisi katıldı. - Yükseköğretim Kurulu (YÖK) lisenin son üç yılını yurt dışında (KKTC ha- riç) okuyan öğrencilere Türkiye’de sınav- sız üniversitelere girme hakkı tanıdı. Ge- çen yıl Yabancı Öğrenci Sınavı’nı (YÖS) kaldıran Yükseköğretim (YÖK) Genel Ku- rulu, 25 Ağustos’ta aldığı kararla Yurtdışın- da Çalışanların Çocukları İçin Yükseköğre- time Giriş Sınavı’nı (YÇS) da kaldırdı. YÖK, sınavla öğrenci almak yerine yeni bir model geliştirerek liseyi yurt dışında okuyan öğ- rencilere sınavsız üniversiteye girme hak- kı tanıdı. Bu kararla gurbetçi çocukları- na Türkiye’deki yükseköğretim kurumları- na, üniversiteler tarafından belirlenen kon- tenjanlar çerçevesinde sınavsız giriş hak- kı verilmiş oldu. KKTC uyruklu öğrenci- ler ise ellerinde uluslararası geçerliliği olan (GCE–AL – The General Certicate of Edu- cation – Advanced Level) belgeleriyle üni- versitelere başvurma hakkına sahip. Üniversiteler yurt dışından öğrenci ka- bul ederken şu kriterleri dikkate alacak: “Ül- kelerin kendi ulusal sınavları, uluslararası sı- navlar, ortaöğretim not ortalamaları, öğrenci kabul edecek üniversite tarafından yapılacak sınav.” Yüksek eğitim kurumları, öğrenci ka- bulünde kullanılacak yöntemleri, minimum puanlar ile öğrenci kontenjanlarını kendileri belirleyecek ve YÖK’e önerecek. Yapılan son değişiklikle Türk üniversiteleri, İngiltere ve Amerika’daki üniversitelerle aynı standartta öğrenci kabul etmeye başlayacak. Uygulama detayları önümüzdeki haftalarda netleşecek. YÖK’ün gurbetçi çocukları lehine al- dığı karar, Eğitim – İş Sendikası tarafın- dan yürütmenin durdurulması istemi ile Danıştay’a taşındı. Gurbetçiler sendika- nın Danıştay’a dava açmasına tepki gös- tererek, Eğitim–İş Genel Başkanı Veli Demir’in yaptığı ıklamaları ideolojik bulduklarını belirttiler. 1GÜNDEM 03 GÜNDEM 03 Erdoğan’a yapılan ırkçı hakaret, Hol- landa Meclisi’ni ka- rıştırdı. -11 Bira festivaline gelen tepki- ler, CHP’li Büyükşehir Beledi- ye Başkanı Mustafa Akaydı n’ ı geri adı m att ı rdı . -14 Avrupa, ‘bizde ey- lem yapmıyorlar’ diye PKK’ya müsamaha göstermemeli. -16 Liseyi yurtd ı ş ı nda okuyan ö ğ rencilere s ı navs ı z üniversite YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR MÜJDE DAHA Yüksekö ğ retim Kurulu (YÖK), liseyi yurtd ı ş ı nda okuyan genç- lere Türkiye’deki üniversitelere s ı navs ı z girebilme hakk ı ta- nı dı . YÖK, fakültelere al ı nacak ö ğ renci kontenjanlarının ise üniversiteler tarafından belirlenmesine karar verdi. YÖK, 25 Ağustos’ta aldığı kararla Yurtdışında Çalışanların Çocuk- ları İçin Yükseköğretime Giriş Sınavı’nı (YÇS) kaldırmıştı. YÖK, 25 Ağustos’ta aldığı kararla Yurtdışında Çalışanların Çocukları İçin Yükseköğretime Giriş Sınavı’nı (YÇS) kaldırdı. Bu ka- rarla gurbetçi çocuklarına Türkiye’deki üniversitelere belirlenen şartları yerine getirmeleri halinde sınavsız giriş hakkı doğdu. Netice al ı nm ı yor, terör örgütüyle görü ş me bitmi ş tir 06 HABER İZLENİM

Upload: others

Post on 28-Feb-2020

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

ZA

MA

N, S

pre

nd

ling

er L

an

d S

tr.107, 6

30

69

Offe

nb

ach

ZK

Z -E

92

14, P

vS

t

Brüksel’de temaslarda bulunan Başbakan Yar-dımcısı Bülent Arınç, MİT ile PKK arasında geç-tiği belirtilen görüşmelerin hatırlatılması üzeri-ne, “Bu tür görüşmeler kesinlikle yapılmayacak. Bundan netice alınmadığı görüldü.” dedi.

07Ek

onom

i

Günd

em

Döner ve lahmacun artık okulda öğretilecekHollanda merkezli Helal Food BV, Almanya’nın Goch şehrinde 9 bin met-rekarelik dev bir tesis kuruyor. Aynı yerde iki yıl içinde döner ve lahmacun okulu açılması da planlanıyor.

-

n

Zaman Abone ve Daðýtým Merkezi: 069-300 34 130 pbx

24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ NR. 16178 FÝYATI: 1 EURO WWW.EUROZAMAN.COM

Müslümanlardan Papa’nın meclis konuşmasına tam not

Helikopterdeki cihazı söken ‘3 yıldız’lı subay

Teröristler, 6 genç kıza 114 mermi sıkıp, el bombası atmış

Balkan zirvesi liderlerle öğrencileri ABD’de buluşturdu

SÜLEYMAN BAĞ, MURAT DURDU BERLİN

-Almanya’yı ziyaret eden Katolik dünya-sının lideri Papa 16. Benediktus Berlin

programı kapsamında aralarında Müslüman-lar Koordinasyon Kurulu (KRM) üyelerinin de bulunduğu bir grup Müslümanla görüştü. Görüşmeden sonra bir açıklama yapan KRM, hem Alman Papa’nın meclis konuşmasından hem de görüşmeden, memnuniyet duyduğu-nu açıladı. KRM dönem sözcüsü Aiman Maz-yek tarafından yapılan açıklamada, Papa’nın meclis konuşmasında siyasetçilere ‘yaratıcı ve insanlara karşı sorumlu olduklarını hatırlattığı için’ destek verdiklerini açıkladı. 1GÜNDEM 05GÜNDEM 05

EMRE SONCAN Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, “Bana video geldi. Baktım ki birileri cesetlerle ilgi-

leniyor, birileri vida söküyor.” açıklamasının ar-dından gözler söz konusu görüntülere çevrildi. Bu kaydın, Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberinde-ki 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kaza-sındaki sis perdesini aralayabileceği belirtiliyor. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu üyelerinin olayı soruşturan Özel Yetkili Malatya Başsavcılığı’na gönderdiği ve Zaman muhabiri-nin de izlediği video yaklaşık 30 saniye sürüyor. Önce gökyüzünde bir helikopter gözüküyor. Kamera daha sonra enkaz bölgesine çevriliyor. Gözlüklü bir asker, elindeki turuncu renkli tor-navidayla enkaz üzerinden parçaları söküyor. Görüntüde, omuzunda 3 yıldız taşıyan yüzba-şı ya da albay rütbesinde bir subay daha var. Kaydı yapanla birlikte toplam 3 askerin olay yerinde olduğu anlaşılıyor. 1POLİTİKA 09POLİTİKA 09

-Siirt’te 4 genç kızın hayatını kaybet-tiği, ikisinin de yaralandığı saldırıda

aracın, yolun sağından ve solundan çapraz ateşe tutulduğu ortaya çıktı. PKK’lı terö-ristlerin araca 114 mermi sıkıp, el bomba-sı attıkları belirlendi.Siirt Polis Okulu’na 300 metre mesafede gerçekleşen saldı-rıda, elinde bomba patlayan teröristin olay yerinde öldüğü, diğer teröristlerin ise ölenin silahını alarak olay yerinden kaçtığı öğrenildi. 1AHMET BEDİR, GÜNDEM 06AHMET BEDİR, GÜNDEM 06

SEZAİ KALAYCI, ALİ H. ASLAN NEW YORK

-New York’ta düzenlenen Balkan Liderler Zirvesi,

6 ülkenin başbakanı ile 1.500 Balkanlı öğrenciyi bir araya ge-tirdi. 2.000 davetlinin bulun-duğu zirveye eşiyle birlikte ge-len Başbakan Tayyip Erdoğan, alkışlarla karşılandı. Balkan-Amerikan Federasyonları Birliği’nin (FEBA) organize et-tiği zirveye katılan başbakanlar Sali Berişa (Arnavutluk), Ha-şim Taçi (Kosova), İgor Luk-siç (Karadağ) ve Nikola Gru-evski (Makedonya) ile Bosna Hersek Bakanlar Konseyi Baş-

kanı Nikola Spiriç aile fotoğrafı çektirdi. Gecede konuşan Bal-kan liderleri ‘birlik-beraberlik, barış ve ortak vizyon’ çağrıla-rı yaparken Başbakan Erdoğan da Ortadoğu’daki gelişmele-re dikkat çekti. Başbakan Re-cep Tayyip Erdoğan, ‘’Değişi-mi gören liderler toplumlarına öncülük eder, değişime dire-nenler ise toplumlarını çatış-ma ve huzursuzluk içine çe-kerler. Ancak değişim rüzgârı esmeye başlamışsa bunun karşısında duramaz, enin-de sonunda değişime teslim olurlar.’’ dedi. 1 DIŞ HABERLER 11 DIŞ HABERLER 11

Berlin’deki görüşmeye DİTİB Başkanı Ali Dere’nin de arala-rında bulunduğu 15 Müslüman kuruluşu temsilcisi katıldı.

-Yükseköğretim Kurulu (YÖK) lisenin son üç yılını yurt dışında (KKTC ha-

riç) okuyan öğrencilere Türkiye’de sınav-sız üniversitelere girme hakkı tanıdı. Ge-çen yıl Yabancı Öğrenci Sınavı’nı (YÖS) kaldıran Yükseköğretim (YÖK) Genel Ku-rulu, 25 Ağustos’ta aldığı kararla Yurtdışın-da Çalışanların Çocukları İçin Yükseköğre-time Giriş Sınavı’nı (YÇS) da kaldırdı. YÖK, sınavla öğrenci almak yerine yeni bir model geliştirerek liseyi yurt dışında okuyan öğ-rencilere sınavsız üniversiteye girme hak-kı tanıdı. Bu kararla gurbetçi çocukları-na Türkiye’deki yükseköğretim kurumları-na, üniversiteler tarafından belirlenen kon-tenjanlar çerçevesinde sınavsız giriş hak-kı verilmiş oldu. KKTC uyruklu öğrenci-ler ise ellerinde uluslararası geçerliliği olan (GCE–AL – The General Certifi cate of Edu-cation – Advanced Level) belgeleriyle üni-versitelere başvurma hakkına sahip.

Üniversiteler yurt dışından öğrenci ka-bul ederken şu kriterleri dikkate alacak: “Ül-kelerin kendi ulusal sınavları, uluslararası sı-navlar, ortaöğretim not ortalamaları, öğrenci kabul edecek üniversite tarafından yapılacak sınav.” Yüksek eğitim kurumları, öğrenci ka-bulünde kullanılacak yöntemleri, minimum puanlar ile öğrenci kontenjanlarını kendileri belirleyecek ve YÖK’e önerecek. Yapılan son değişiklikle Türk üniversiteleri, İngiltere ve Amerika’daki üniversitelerle aynı standartta öğrenci kabul etmeye başlayacak. Uygulama detayları önümüzdeki haftalarda netleşecek. YÖK’ün gurbetçi çocukları lehine al-dığı karar, Eğitim – İş Sendikası tarafın-dan yürütmenin durdurulması istemi ile Danıştay’a taşındı. Gurbetçiler sendika-nın Danıştay’a dava açmasına tepki gös-tererek, Eğitim–İş Genel Başkanı Veli Demir’in yaptığı açıklamaları ideolojik bulduklarını belirttiler. 1GÜNDEM 03GÜNDEM 03

Erdoğan’a yapılan ırkçı hakaret, Hol-landa Meclisi’ni ka-rıştırdı. -11

Bira festivaline gelen tepki-ler, CHP’li Büyükşehir Beledi-ye Başkanı Mustafa Akaydın’ı geri adım attırdı. -14

Avrupa, ‘bizde ey-lem yapmıyorlar’ diye PKK’ya müsamaha göstermemeli. -16

Liseyi yurtdışında okuyan öğrencilere sınavsız üniversite

YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR MÜJDE DAHA

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), liseyi yurtdışında okuyan genç-lere Türkiye’deki üniversitelere sınavsız girebilme hakkı ta-nıdı. YÖK, fakültelere alınacak öğrenci kontenjanlarının ise üniversiteler tarafından belirlenmesine karar verdi. YÖK, 25 Ağustos’ta aldığı kararla Yurtdışında Çalışanların Çocuk-ları İçin Yükseköğretime Giriş Sınavı’nı (YÇS) kaldırmıştı.

YÖK, 25 Ağustos’ta aldığı kararla Yurtdışında Çalışanların Çocukları İçin Yükseköğretime Giriş Sınavı’nı (YÇS) kaldırdı. Bu ka-rarla gurbetçi çocuklarına Türkiye’deki üniversitelere belirlenen şartları yerine getirmeleri halinde sınavsız giriş hakkı doğdu.

Netice alınmıyor, terör örgütüyle görüşme bitmiştir06

HABERİZLENİM

Page 2: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

02 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMANGÜNDEM

SAYFA TASARIM: HASAN ERTAŞ

Almanya’nın kuzey eyaletleri güneyden iki kat daha yoksulAlmanya’da yeni bir araştırmaya göre fakirlikte ülke genelinde 2005 yılına oranla gerileme kaydedildi. Ancak kuzeydeki eyaletler-de yaşayanlar arasındaki fakirlik oranı güneyde yaşayanlara oranla iki kat daha fazla. Güneydeki Baden Würtemberg ve Bavyera’da her dokuz kişiden biri, kuzeyde yer alan Mecklenburg Vorpommern ve Bremen’de ise her 5 kişiden biri fakir.

RAMİS KILIÇARSLAN HAMBURG

-Almanya’da gerek mali kriz ve gerekse başka se-beplerden dolayı fakirlikle mücadele edilmesi ge-

reken ülkeler arasındaki yerini koruyor. Her ne kadar ülkede 5 yıl öncesine oranla yoksullukta gerileme kay-dedilse de kuzey eyaletlerinde yaşayanlar arasındaki fa-kirlik oranı güneyde yaşayanlara oranla iki kat daha faz-la. Federal İstatistik Dairesi’nce, tek başına yaşayan ve 826 Euro’dan veya iki çocuklu 1.735 Euro’dan az geli-ri olan bir ailenin fakirlik riski taşıdığı esasına göre yapı-lan araştırmada, en az fakirlik riski bulunan eyalet yüz-de 10,8 ile Bavyera olurken, en fazla fakirlik riski taşı-yan eyalet ise yüzde 22,4 ile Mecklenburg Vorpommern oldu. 2010 yılı baz alınarak yapılan araştırmaya göre Mecklenburg Vorpommern yüzde 22, Bremen yüzde 21 ile en çok fakirlik riski taşıyan eyaletler arasında yer alıyor. Bu eyaletlerde yaşayan her 5 kişiden bir fakirlik tehdidi altında bulunuyor. Buna karşılık güneyde yer alan Baden-Württemberg ve Bavyera’da yüzde 11 or-talaması ile en az fakirlik riski bulunan eyaletler arasın-da yer alıyor. Her iki eyalette yaşayan her 9 kişiden biri fakirlik riski taşıyor. Almanya’da genel nüfusun yüzde 14,5’ü fakirlik riski altında bulunurken, bu rakam özel-likle yeni eyaletlerde ortalama olarak yüzde 19’a kadar çıkıyor. Brandenburg yüzde 16 ve Thüringen yüzde 18 ile en az fakirlik riski altında bulunan eyaletler arasında bulunurken, Brandenburg 2005 yılı araştırmalarına göre fakirlikte yüzde 3 ile en fazla gerileme kaydedilen eyalet oldu. Kuzeydeki diğer eyaletlerde Aşağı Saksonya orta-lama olarak 15,3, Berlin yüzde 14,2, Schleswig Holstein yüzde 13,8 ve Hamburg’da ise fakirlik riski taşıyan-lar yüzde 13,3 olarak açıklandı. Hamburg’da 2005 yılına oranla yüzde 2 oranında gerileme kaydedilir-ken, Schleswig Holstein eyaletinde ise artış yaşandı.

-Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), bu akşam atmosfere girecek eski Amerikan

meteoroloji uydusunun Güney Pasifi k’e düşmesi-nin beklendiğini belirtti. Amerikan CBS kanalının haberine göre, atmosfere girdikten sonra 100’den fazla parçaya ayrılması beklenen eski uydu, bilgi-sayar modelleriyle yapılan tahminlere göre Güney Pasifi k’te bir yere düşecek. Kuzey Amerika hariç dünyada her yer risk altında bulunurken, İtalyan sivil savunma kuruluşu, halktan eski uydunun düş-mesinin beklendiği akşam saatlerinde evlerinde kalmalarını istedi. Kuruluş, minibüs büyüklüğün-deki eski uydunun İtalyan topraklarına düşme riski oranının yüzde 1,5’a yükseldiğini bildirdi. ANKARA AA

-Haiti’nin şarkıcı Devlet Başkanı Michel Martelly, ülkedeki okullara para sağlamak için sahneye

dönüyor. Martelley, aralık ayında kısa süreliğine sah-neye çıkacağını ve ülkesindeki okullar için gösterile-rinden 10 milyon dolar elde etmeyi umduğunu söyle-di. Haiti’nin 50 yaşındaki Devlet Başkanı, BM ve kom-şusu Dominik Cumhuriyeti yetkililerini, ülkesinin baş-kenti Port-au Prince’de 23 Aralık’ta sunacağı gösteri için çok sayıda bilet almaya ikna etmeyi umuyor. BM Genel Kurulu toplantılarındaki ilk konuşmasından önce AP’ye açıklama yapan Martelly, “Halkıma ya-kın olmak için onlarla şarkı söylemeyi sürdürüyorum.” dedi. Siyasete yeni atılan Martelly, 20 Mart’ta yapılan seçimle devlet başkanlığına gelmişti. NEW YORK AA

Dünyayı korkutan uydu Güney Pasifi k’e düşecek

Haiti’nin şarkıcı başkanı hayır için sahneye dönüyor

Federal İstatistik Dairesi’nin 2010

yılı verilerine göre Mecklenburg Vorpommern

yüzde 22, Bre-men yüzde 21 ile

en çok fakirlik riski taşıyan eya-

letler arasında yer alıyor.

Hannover Leibniz Üniversitesi’nde 39 yıllTık bir öğrenci-nin olduğu ortaya

çıktı. Sıra dışı re-korun sebebi ise Aşağı Saksonya eyaleti kanunla-rında üniversite-den atılmanın ol-

maması.

Bu üniversitede atılma yok, 39 yıl önce kayıt yaptıran öğrenci var!-Leibniz Hannover Üniver-

sitesi’ne 39 yıl önce kayıt yaptıran ve hala öğrenime de-vam bir üniversite öğrencisi bu alanda kırılması güç (!) bir reko-ra imza attı. Üniversitede 78 sö-mestrini geride bırakan öğrenci-nin yaklaşık 39 yıldan beri üni-versiteye kaydını düzenli ola-rak yaptırdığı ve gerekli harçları ödediği belirtildi. Öğrencinin 60 yaşında olduğu tahmin ediliyor. Üniversite sözcüsü Jessica Lum-me, kişisel verileri koruma ka-nunu nedeniyle bu öğrencinin isminin açıklanmasının müm-kün olmadığını söyledi. Leib-nitz Üniversitesi’nde 21 bin ka-

yıtlı öğrenci arasında bin 272 uzatmalı öğrenci olduğu tespit edildi. Aşağı Saksonya yasala-rında uzun süredir kayıtlı olan üniversite öğrencileri için yasal yaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede bek-liyor. Leibniz Üniversitesi’nde ayrıca 65, 61, 59 ve 56 dönemdir kayıtlı öğrencilerin bulunduğu belirtildi. Aynı kentteki Han-nover Tıp Fakültesi’nde (MHH) en uzun süre kayıtlı kalma re-koru ise 63 sömestr olarak be-lirlendi. Öğrencilerin bu kadar uzun kayıtlı kalmasının ardında ise ekonomik kaygıların yattığı

tahmin ediliyor. Çünkü üniver-site öğrencilerine sağlık sigor-tası primi ödemelerinde, toplu taşıma araçlarında, telekomü-nikasyon anlaşmalarında, bazı mağazalarda ile konut kirala-rında indirim ve vergi muafiyeti gibi avantajlar sağlanıyor.

Almanya’da daha önce Schl eswig-Holstein eyaletindeki Lübeck Üniversitesi’nde 48 sö-mestr sonunda okulla ilişiği ke-silen bir tıp öğrencisi gündem olmuştu. Doktor olmak için gir-diği 2 sınavda başarısız olan öğ-renciye kanun değişikliği nede-niyle üçüncü kez şans tanınma-mıştı. KENAN AKIN HANNOVER

Cem Yılmaz, ders kitabına da girdi-Ünlü komedyen Cem Yılmaz, oynadığı Türk

Telekom reklamıyla ilköğretim Sosyal Bilgiler 4. sınıf öğrencilerinin ders kitabına girdi. Yılmaz’a, kitabın 1. ünitesindeki ‘Kendimi Tanıyorum’ adlı insanların bireysel özelliklerinin işlendiği bölüm-de yer verildi. Haber Hakkı sitesinde yer alan ha-bere göre, meslek seçiminde ve yaptıkları işte ba-şarılı olmalarında dış görünüşlerinin fiziksel özel-liklerini ve yeteneklerin ilgisinin işlendiği bölüm-

de Yılmaz’ın hayat öyküsü anlatılıyor. Komedyen hakkında bazı vatandaşların görüşlerine de yer ve-riliyor. Bunun yanı sıra Yılmaz’ın resminin olduğu bir görsel logo da kullanılmış. Yılmaz, bu görsel-de elinde Türk Telekom’un T’sini gösteren 2 adet T cetveli ile görülüyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın dikkatine rağmen bu görselle milyonlarca öğren-ciye Türk Telekom’un gizli reklamının yapılmış ol-duğu öne sürülüyor. İSTANBUL ZAMAN

Siyasete yeni atılan şarkıcı Michel Martelly, 20 Mart’Tta yapılan devlet başkanlığı seçiminin ikinci turunda başkan seçilmişti.

Page 3: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

03 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMANGÜNDEM 24 EYLÜL 1432 ŞEVVAL 26

ÞE HÝR LER ÝM SAK GÜ NEÞ ÖÐ LE ÝKÝN DÝ AK ÞAM YAT SI

BER LÝN

DORT MUND

DU IS BURG

DÜS SEL DORF

ES SEN

FRANK FURT

HAM BURG

HAN NO VER

KARL SRU HE

KAS SEL

KI EL

KÖLN

MA ÝNZ

MANN HE IM

MÜ NÝH

NÜRN BERG

SIE GEN

S GÜ MÜND

STUTT GART

ULM

4 56 6 50 13 06 16 19 19 10 20 30

5 20 7 13 13 29 16 43 19 33 20 53

5 23 7 16 13 32 16 46 19 36 20 56

5 23 7 16 13 32 16 46 19 36 20 56

5 22 7 15 13 31 16 45 19 35 20 55

5 19 7 09 13 25 16 40 19 28 20 48

5 09 7 03 13 19 16 31 19 23 20 43

5 10 7 04 13 20 16 33 19 24 20 44 5 23 7 10 13 26 16 42 19 30 20 50 5 12 7 05 13 21 16 36 19 25 20 45 5 09 7 03 13 19 16 30 19 23 20 43

5 23 7 16 13 32 16 46 19 35 20 55

5 21 7 10 13 26 16 42 19 30 20 50 5 21 7 10 13 26 16 42 19 29 20 49

5 10 6 56 13 13 16 32 19 19 20 39

5 11 6 59 13 15 16 31 19 19 20 39 5 19 7 11 13 27 16 42 19 31 20 51

5 17 7 04 13 20 16 37 19 24 20 44

5 20 7 07 13 23 16 39 19 26 20 46

5 18 7 04 13 20 16 36 19 23 20 43

AACHEN

AUGSBURG

BIELEFELD

BOCHUM

BOBLINGEN

BREMEN

FREIBURG

GELSENKIRSCHEN

HAMM

LUDWIGSBURG

5 27 7 19 13 35 16 50 19 39 20 59

5 14 7 00 13 16 16 33 19 20 20 40 5 15 7 09 13 25 16 39 19 29 20 49

5 21 7 14 13 30 16 44 19 34 20 54 5 21 7 07 13 23 16 40 19 27 20 47

5 14 7 08 13 24 16 36 19 28 20 48

5 27 7 12 13 28 16 45 19 32 20 52

5 21 7 15 13 31 16 45 19 35 20 55

5 18 7 12 13 28 16 42 19 32 20 52

5 20 7 07 13 23 16 39 19 26 20 46

BİRİNCİ SAYFADAN DEVAM

-Öte yandan YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Öz-can, ‘'Türkiye'de önümüzdeki yıldan başlamak

üzere yüksek öğretim fuarları yapıp, üniversitelerimizi dünyaya tanıtmalıyız.'' dedi. 2006 – 2007 öğretim yılın-da Türkiye'deki toplam yabancı öğrenci sayısının 16 bin 455, o yıl yeni kayıt yaptıran öğrenci sayının da 3 bin 690 olduğunu bildiren Yusuf Ziya Özcan, 2010 – 2011 öğ-retim yılında ise yabancı öğrenci sayısının 26 bin 228'e, yeni kayıt öğrenci sayısının ise 7 bin 270'e yükseldiği bil-gisini verdi. Yeni kayıtlardaki başarının yüzde 97, top-lam öğrenci sayısındaki başarının yüzde 59 civarında ol-duğunu, Türkiye'nin dışarıya gönderdiği öğrenci sayısı-nın ise 50 bin olduğunu dile getiren Özcan, ‘'Yakında bu 50 bin rakamını dışarıdan çekeceğiz. 50 bin öğrenci bize gelecek ve kısa zamanda gönderdiğimizden daha faz-lasını ülkemize çekeceğiz. İşte ekonomimize yapacağı-mız katkı burada olacak.'' diye konuştu. İSTANBUL ZAMAN

Liseyi yurtdışında okuyan öğrencilere sınavsız üniversite

SAYFA TASARIM: DURMUŞ ÖZELÇİ

Tepkiler etkili oldu, birafestivaline katılmama kararı aldıÖZKAN MAYDA ANTALYA

-Antalya’da geçtiğimiz yıl düzenlenen ve bir gencin hayatını kaybettiği bira festivaline

gelen tepkiler, CHP’li Büyükşehir Belediye Baş-kanı Mustafa Akaydın’ı geri adım attırdı. Akay-dın, bu yıl üçüncüsü düzenlenen bira festivaline (Oktoberfest) gelen tepkiler üzerine katılmayaca-ğını açıkladı. Daha önce Cuma vaktinde açılacağı belirtilen festivalin başlama saati de 17.00’ye çe-kildi. Kepez Sanayici ve İşadamları Derneği’nin toplantısında bira festivaliyle ilgili gelen tepkile-ri değerlendiren Akaydın, konunun belli bir ke-sim tarafından suiistimal edildiğini iddia etti. Bira festivali eleştirileri karşısında tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Bira fıçısına tokmakla vurmak gere-kiyordu vurdum. Bando getirmişler torunum ya-şında kızlarla dans ettim. Bunlar hep kışkırtmaca. Bu sefer hiçbir şey bulamadılar şimdi de ‘Cuma namazı ile çakışıyor’ dediler. Kardeşim bu ülke-de bir sürü etkinlik Cuma namazıyla çakışıyor. İkincisi ben bu seneki etkinliğin açılışına gitmi-yorum. Vatandaşı yanılttıkları ve suiistimal için gitmiyorum. Alman konsolosundan da özür di-leyeceğim.” Bira festivalinde, alkollü içeceklerin ücretsiz satılmadığını ifade eden Akaydın, ge-çen yıl hayatını kaybeden Anıl Durmaz’ın alkol-den değil esrar komasından öldüğünü ileri sür-dü. Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin şikayetleri son-rası İçişleri Bakanlığı tarafından soruşturma açıl-dığını ve bir müfettişin konuyu araştırmak üze-re şehre geldiğine değinen Akaydın, “Geçen yıl Yeşilay şikâyet etti diye müfettiş geldi soruştur-ma geçirdim. Müfettiş bana, ‘Kendi belediyele-ri akşama kadar şarap festivali düzenliyorlar niye onlara müfettiş göndermiyorlar’ dedi. “ ifadele-rini kullandı. Türkiye’de bağbozumu festivalle-ri yapıldığına değinen Akaydın, sözlerini şöyle tamamladı: “Bağ bozumu etkinliklerinde ise şa-rap içilir. AK Partili belediyelerden de bu etkin-likleri yapanlar var mı var. Şarap da içiliyor. Niye bunu konu yapmıyorsunuz da CHP’li beledi-ye bunu yaptığı zaman gündeme taşıyorsunuz.”

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Oktoberfest etkinliğine katılmama kararı aldığını açıkladı. Festivalin bazı kesimler tara-fından ‘istismar edildiğinİ’ savunan Akaydın, “Bir kere bu etkinliği belediye düzenlemiyor. Belediyeye birçok fi rma etkinlik yap-mak için başvurur. Bizden tanıtım desteği ister, biz de veririz. Bu etkinlik bütün dünyanın önemli şehirlerinde kutlanır.” dedi.

Yeşilay’dan bira festivaline siyah çelenkTürkiye Yeşilay Cemiyeti üyeleri, Antalya’da başlayan bira festivalini protesto etti. Festivale destek veren An-talya Büyükşehir Belediyesi’ni protesto etmek için be-lediye binası önüne siyah çelenk koyan grup, festiva-le tepki gösterdi. Festivalin ilk düzenlediğinden bu yana ölüm ve kavgalara sebep olduğuna dikkat çeken Mu-harrem Balcı, “Avrupa ülkeleri toplum sağlığını teh-dit eden alkol kullanımını azaltmaya çalışırken, ülke-mizde bunu teşvik eden festivallerin amacı nedir? İn-

san sağlığına, hayatına kasteden maddelerin reklamı-nı yapmanın suç olduğunu bilmenize rağmen bu eyle-minize neden çekinmeden devam ediyorsunuz?” diye sordu. Ardından Balcı ve cemiyet üyeleri, Prof. Dr. Ca-hit Babuna’nın yazdığı ‘’Alkol Esareti ve Sağlık Sorun-ları’’ adlı kitabı Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’a iletilmesi için Genel Sekreter Yardımcısı Bay-ram Özen’e verdi. Bugün saat 17.00’de başlayacak festi-val, 25 Eylül’e kadar devam edecek. ANTALYA AA

Antalya Büyükşe-hir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, ge-çen yıl açılışına ka-tıldığı Oktoberfest etkinliğine tepkiler üzerine katılmaya-cağını açıkladı. Ge-çen yılki etkinlik-te bir öğrenci aşı-rı alkolden hayatı-nı kaybetmişti. FOTOĞRAF: CİHAN, ÖZKAN MAYDA

Page 4: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

Ýsmail Kul

Alman Papa Alman Meclisi’nde konuþtu.Hiç þüphesiz önemli bir konuþmaydý bu.Hatta FAZ gazetesine göre yüzyýllýk bir olaydý bu konuþma.Meseleyi bu kadar abartmak lazým mý bilmiyorum.Ama neredeyse yarým binyýl sonra bir Alman Papa olmuþ.Ve.. Papa sýfatý olan biri bir Alman Meclisi’nde ilk kez konuþuyor.O bakýmdan önemli.Ayrýca birileri olayý yüzyýllýk bir olay görüyorsa niye itiraz edelim.Herkesin algýsý kendisi için doðrudur.

* * * Gelelim konuþmaya..Papa oldukça felsefi bir konuþma yaptý.Siyasetçilere konuþtuðu için olmalý, özgürlükçü bir düzenin temel-

leri üzerine konuþtu.Notlarýma göre özetle þunlarý söyledi: Ýktidar hukuktan ayrýlmama-

lýdýr.Hukuktan ayrýlan iktidar zulme dönüþür.Nitekim Alman tarihinde bu olmuþtur (Nazilere atýf yapýyor).Siyasetçinin görevi de hukuka hizmet, dolayýsý ile adil bir düzenin

kurulmasýna yöneliktir.Peki, hukuku nasýl anlayacaðýz?Ýnsanlýk tarihinin uzun bölümlerinde hukukun ne olduðunu din

belirlemiþtir.Topluma ve devlete düzen veren, kanunlar sunan dünya dinleri ol-

muþtur (Burada Ýslam’a atýfta bulunuyor).Ancak Hýristiyanlýk bu konuda felsefeden yanadýr.Bu gelenek Aydýnlanma üzerinden bugünkü anayasamýza kadar

uzanmaktadýr.Bu sözlerden sonra Papa pozitivist akýl ve tabiat anlayýþýna deðini-

yor.Bunun önemli olduðunu, ancak gerçeðin tamamýný ifade etmediði-

ni söylüyor.Papa pozitivist mantýðýn insan gerçeðini kapsamayacaðýný söylüyor.

Hatta bununla yetinmiyor, pozitivist mantýðateslim olan Avrupa’nýn kültürsüzlük statüsünedüþmesi, aþýrýlýklara davetiye çýkarýlmasý tehlike-sine iþaret ediyor.

Papa ayrýca Avrupa’nýn iç kimliðinin ise Ku-düs-Atina ve Roma’nýn buluþmasýndan oluþtu-ðunu söylüyor.

Yani: Yahudilik-Hýristiyanlýk tanrý inancý, Yu-nan felsefesi, Roma hukuku.

* * *Evet, Papa felsefi bir konuþma yaptý.Bunu metnin hiç içeriðine bakmadan sadece

geçen belli kilit kelimelere ve bunlarýn sayýsýnabakarak da anlayabiliriz.

Papa’nýn yaklaþýk 2.400 kelimelik konuþma-sýnda Hz. Ýsa ismi veya kelimesi bir kere bile geç-miyor.

Halbuki bu dinin merkezinde Hz. Ýsa var.Pavlos’un ismi bir kez, Agostinos bir kez,

inanç kelimesi üç kez geçiyor.Akýl kelimesi ise tam 19 defa geçiyor.

Zaten inanç ve akýl konusu bu Papa’nýn çok sevdiði konularýn ba-þýnda geliyor.

Þimdi diyeceksiniz ki, madem Papa akla bu kadar vurgu yapýyor,madem Hýristiyanlýkta, Katoliklikte felsefe ve akýl bu kadar önemli..

O halde neden bu mesaj Almanya’da insanlarda o kadar makesbulmuyor?

Neden insanlar kilisenin mesajlarýna bu kadar mesafeli?Neden kilisenin öðretilerine inanlarýn oraný yüzde 10 civarýnda?Neden kiliseler Alman toplumunda kan kaybediyor?Neden Katolik kilisesinden çýkanlarýn sayýsý yeni vaftiz yapýlan

çocuklarýn sayýsýndan fazla?Evet, bütün bunlarý sorabilirsiniz.Ama bunlarýn cevabýný bulmanýz o kadar kolay olmayabilir.

* * *Neyse.. Biz gelelim gezinin biraz da bizi ilgilendiren yönüne.Papa Müslüman temsilcileri ile de önceki gün görüþtü.Burada Müslümanlar giderek Almanya’nýn bir özelliði oldu demiþ.Papa bu sözleri ile aslýnda Cumhurbaþkaný Christian Wulff’un “Ýs-

lam Almanya’nýn bir parçasý olmuþtur” sözünün teyidi ve baþka birversiyonu.

O bakýmdan sevindirici.Papa bir de Müslüman temsilcilerle buluþmasýnda, bir arada yaþa-

mamýzýn ortak temeli anayasadýr demiþ.Bu da aslýnda normal bir þey.ZDF’nin haber sitesi ise bunu þu baþlýkla duyurdu:“Papa Müslümanlarý anayasaya saygý konusunda uyardý.”Sanki Müslümanlar illa buraya þeriatý getireceðiz diye tutturdular

da anayasayý tartýþmaya açtýlar.Ýlla bir kýllýk yapacaklar ya..Sanki yapmazlarsa olmuyor. [email protected]

Papa felsefe yaptý

Evet, Papa felse-fi bir konuþmayaptý. Bunu met-nin hiç içeriðinebakmadan sade-ce geçen bellikilit kelimelereve bunlarýn sayý-sýna bakarak daanlayabiliriz.Papa’nýn yakla-þýk 2.400 keli-melik konuþma-sýnda Hz. Ýsaismi veya keli-mesi bir kerebile geçmiyor.

04GÜNDEM 24 EYLÜL 2011 CUMARTESÝ ZAMAN

SÜLEYMAN BAÐ, MURAT DURDUBERLÝN

1Katolik dünyasýnýn lideriPapa Benediktus XVI Berlin

programý kapsamýnda aralarýndaMüslümanlar Koordinasyon Ku-rulu (KRM) üyelerinin de bulun-duðu bir grup Müslümanla gö-rüþtü. Berlin’de Vatikan elçiliðin-de gerçekleþen görüþmeden son-ra bir açýklama yapan KRM, hemAlman Papa’nýn meclis konuþ-masýndan hem de görüþmeden,memnuniyet duyduðunu açýladý.KRM dönem sözcüsü AimanMazyek adýna yapýlan açýklama-da Papa’nýn meclis konuþmasýn-da siyasetçilere ‘Yaratýcý ve insan-lara karþý sorumlu olduklarýný ha-týrlattýðý için’ destekledikleriniaçýkladý. Papa’nýn Almanya’nýn

kuruluþundan beri 13. DevletBaþkaný olarak yaptýðý konuþmahakkýnda devamla þu deðerlen-dirme yapýldý: “Papa haklý olaraksiyasý baþarýnýn ölçüsünün önce-likli olarak adalet için kararlý birþekilde çaba göstermenin olmasýgerektiði hususunda uyarýda bu-lundu.” KRM Papa’nýn Müslü-manlarla Hýristiyanlar arasýndadiyalogun yeniden canlanmasýiçin kararlý tutumundan dolayýteþekkür ederek, “Görüþme bizidiyalogun hýz kazanacaðý konu-sunda umutlandýrdý. Bu kararlýtutum önemli ve rahatlatýcý birgöstergedir.”

Görüþmeye katýlan KRMüyeleri Papa’nýn ‘inancýn ve din-darlýðýn özgürlüðü için samýmýçabalarýný’ desteklediklerini ifade

ettiler. Papa ile bu çabanýn mo-dern ve çoðulcu bir toplumun te-mel yapý taþý olduðu konusundahem fikir kaldýklarýný da sözlerineeklediler.

Dört günlük Almanya ziyare-tinin Berlin ayaðýný tamamlayanPapa Alman Protestanlýðýn çýkýþyerlerinden biri olan Erfurt þehri-ne geçti. Protestan mezhebininkurucusu Martin Luther’in yaþa-dýðý Augustiner manastýrýndagerçekleþen görüþmede KatolikPapa bu önemli Hýristiyan re-formcunun katkýsýný takdir ettiði-ni belirtti.

Papa 16. Benediktus yaptýðýkonuþmada iki mezhep arasýnda-ki ortak yönleri öne çýkarmaklaberaber Katolik ve Protestan kili-seleri arasýnda daha hýzlý bir þe-

kilde yakýnlaþma saðlanmasý yö-nündeki beklentileri boþa çýkardý.Papa ziyareti öncesinde Katolikve Protestan kiliselerinin birçokkonuda hýzlý bir þekilde yakýnlaþ-ma saðlayacaðý þeklinde bazý ha-berlerin yayýlmýþ olduðunu hatýr-latarak, "Bunun siyasi bir yanlýþanlamadan kaynaklandýðýný söy-lemek isterim" þeklinde konuþtu.

Alman Protestan KiliseleriBaþkaný Nikolaus Schneider,daha önce yaptýðý bir açýklamada,özellikle Katolik ve Protestanla-rýn karýþýk olarak yer aldýðý ailele-rin, kiliselerin birbiriyle yakýnlaþ-mama inadýndan vazgeçmesiniistediðini belirterek, kýsa bir süreiçinde yakýnlaþma saðlanmasý-nýn herkes için çok iyi olacaðýbeklentisini dile getirmiþti.

Papa Protestanlarýnbeklentisini boþa çýkardý

14 Eylül tarihinde eyaletparlamento seçimleri ya-

pýlan Mecklenburg Vorpom-mern’de koalisyon görüþmele-rinde sona yaklaþýldý. Daha ön-ce Berlin seçimlerini etkileme-sin diye koalisyon ortaðýný açýk-lamayan Mecklenburg Vor-pommern Sosyal Demokrat

Parti’li (SPD) Baþbakan ErwinSellering, yeni hükümeti eskiortaðý Hýristiyan Demokrat Bir-lik Partisi (CDU) ile kurmak is-tediðini açýkladý. Parti yöneti-minin CDU ile koalisyon kurmanoktasýnda görüþ birliðine var-dýðýný belirten Sellering önce-likli konular arasýnda asgari üc-

ret olduðunu ifade etti. Asgariücret için federal hükümeti bek-lemeyeceklerinin altýný çizenSellering, bundan sonra kamu-nun verdiði ihalelerde asgari üc-ret þartý yani en az 8,50 Euro sa-at ücreti aranacaðýna vurgu yap-tý. Sellering’li SPD seçim öncesiasgari ücret ve eðitimin yaný sýra

ekonomik geliþme, emekli aylýk-larýnýn dengelenmesi, anaokul-larý ve enerjiye aðýrlýk verecekle-rini vaat etmiþti. MecklenburgVorpommern eyaletinde iki bü-yük parti SPD ve CDU’nun koa-lisyona devam edecek olmasýSol Parti’de hayal kýrýklýðýna yolaçtý. RAMÝS KILIÇARSLAN HAMBURG

SPD Mecklenburg Vorpommern’de CDU ile devam edecek

1Alman 2. televizyon kanalýZDF tarafýndan yapýlan bir

kamu oyu araþtýrmasýna göre, Al-man halkýnýn yüzde 41'i, Yuna-nistan'ýn iflasa býrakýlmasýný isti-yor. Araþtýrma sonuçlarýna göre,AB'nin, Yunanistan'ýn iflas etme-sine izin vermemesi gerektiðini

düþünenlerin oraný da yüzde 50.Almanlarýn yüzde 68'i, Yunanis-tan'ýn iflas etmesinin Alman eko-nomisi için kötü olacaðýna inaný-yor. Euro’nun kurtarýlmasý içinhazýrlanan koruma þemsiyesinindaha da geniþletilmesine Almanhalkýnýn yüzde 75'i karþý çýkarken,

hükümetin bu önlemini destekle-yenlerin oraný yüzde 19'da kaldý.Euro krizini hangi partinin dahaiyi bir þekilde çözebileceði sorusu-na karþýlýk da, Almanlarýn yüzde29'u iktidardaki Hýristiyan Birlikpartilerini (CDU/CSU), yüzde23'ü Sosyal Demokrat Partiyi

(SPD), yüzde 3'ü koalisyon ortaðýolan Hür Demokrat Partiyi (FDP),yüzde 2'si Yeþiller Partisini, yüzde1'i de Sol Parti'yi gösterdi. Halkýnyüzde 14'ü bu soruyu "hiç birparti" þeklinde yanýtlarken, yüzde28'i de bu konuda bir görüþe sa-hip olmadýðýný söyledi. BERLÝN AA

Almanlar Yunanistan’ýn iflasýný istiyor

Papa Almanya ziyaretinin ikinci günü KRM temsilcilerini kabul etti. Papa’nýn meclis konuþmasýný memnuniyetle karþýladýklarýný açýlayan KRM, din özgürlüðü baþta olmak üzere Papa ile ayný düþündüklerini belirttiler. Berlin’den Erfurt’a geçen Papa burada Protestan Kilisesinin yetkileri ile görüþtü. Papa iki kilisenin daha da yaklaþmasý doðrultusundaki beklentileri boþa çýkardý.

ESAT SEMÝZ Türkiye’de BaþbakanErdoðan’ýn devrimgeçirmiþ Arap ülkelerinelaiklikten korkmamalarýyönündeki tartýþma tümhýzýyla devam ediyor.

Aþaðý yukarý ayný günlerde cere-yan eden Papa 16. Benedikt’inAlmanya ziyareti ise, uzun yýllar-dýr ýlýmlý laikliðin uygulayýcýsýolarak bilinen bu ülkenin dahisessizliðe havale edilen kimi kor-kulmaya deðer hatalarýný ifþaetti. Papa, Alman Meclisi’ndeCumhurbaþkanýna, Baþbakanave milletvekillerine seslendi.Ancak öyle görülüyor ki, yasala-rýna çeki düzen veren Türkiye veyeni demokratik yasalara kavu-þacak Arap ülkelerinin de buifþaattan alacaðý hayli dersler var.

Almanya’daki laiklik devletindine müdahale etmeyen versiyo-nu olarak biliniyor. Bunun birsonucu olarak da Katoliklerinruhani lideri Alman Meclisi’ndedakikalar süren alkýþlar eþliðindekonuþmasýna baþlayabiliyor,hatta konuþmasýnda o meclisiniþleyiþini sorgulayabiliyor. Fakatayný laikliðin bir sonucu olarakhatýrý sayýlýr miktarda Yeþiller’denve Sol Parti’den milletvekili tara-fýndan ziyaretiyle devletin dinibakýmdan nötr olma özelliðiniihlal ettiði gerekçesiyle boykotediliyor. Boykotlarýn bir boyutunuda Yeþiller ve Sol Parti’nin bay-raklarýnýn dalgalandýðý sokakgösterilerinde müþahede ettik.Buna karþýlýk Papa, mecliste gör-düðü hüsn ü kabul, dünyadaki‘iþleyiþ’e dair gayet makul analizve çözüm önerileriyle, Yeþiller’eçiçek uzatmasýyla daha medenibir çizgi tutturmayý baþardý.

Papa 16. Benedikt, bugün herbir bireyden, cemaate, oradanhükümete-muhalefete, devlete-

devlet ittifaklarýna kadar dillerepelesenk olan kelime olan ‘baþa-rý’ ile konuþmasýna baþladý. Heralanda olduðu gibi siyasette deson ölçütün ‘baþarý’ olamayaca-ðýný kaydeden Papa, baþarýnýnölçüsünün adalet olduðunu,adaletin söz konusu olmadýðýbaþarýnýn insaný yoldan çýkaraca-ðýný söyledi, ‘Hukuk ortadan kal-karsa devlet büyük bir haydutçetesi haline gelir’ dedi. Bu bað-lamda hakiki adalet ile var olanadaletin arasýndaki farkýn ortayakonmasý için inancýn öneminedikkat çeken Papa, doðayý sade-ce iþleyiþi açýsýndan ele aldýðý içinbütünü göremeyen pozitivistbakýþ açýsýný eleþtirdi. Bu bakýþaçýsýnýn ortaya koyduðu kültü-rün, bütünü anlamaya sevkede-cek diðer bütün kültürleri gör-meyerek insaný, insaniliði küçült-tüðüne iþaret eden Papa, doða

gibi insanýn da ekolojik bir den-gesinin olduðunu, ancak insanýnruh yapýsý itibariyle manipülas-yona her daim açýk olmadýðýný,hakiki insan özgürlüðününancak bu hesaba katýldýðý zamanyakalanabileceðini dile getirdi.

Papa’nýn ruhani kiþiliðindenziyade felsefeci kimliði ile seslen-mesi ve sözlerinin makuliyetininancak bu þekilde makes bulmasýBatý’nýn manevi olanla sorunluiliþkisini ortaya koyar nitelikte.

Türkiye her ne kadar çok dahakatý bir laiklik anlayýþýyla yönetili-yor olsa da, her an maneviyatý dameclisine taþýyabilecek bir bünyetaþýyor taþýmasýna. Ancak aþaðýyukarý son on yýl içinde bütüngenel ve yerel seçimlerde, referan-dumlarda, reformlarda baþarýdanbaþarýya koþan bir hükümet, ser-best piyasa ekonomisindeki büyü-me baþarýlarýyla bütün dünyada

göz kamaþtýran, ‘sarkozy yoran’diplomatik baþarýlarýyla dosta-düþmana parmak ýsýrtan bir dev-letin ana motivasyon kaynaðý ABolduðu takdirde, bir gün o hükü-met ve devletin de Papa’nýnmuhatabý olacaðý aþikar. Aþýrýtüketim, demografi, aile artýkyavaþ yavaþ Türkiye’nin dekonuþtuðu meseleler. Bugününahlaki çöküþten ekonomik çöküþekadar krizlerden kriz beðenenAlmanya’sý, Avrupa’sý ve Batýsýdevletin hem hurma hem birasatan bir dükkan olamayacaðýnýbizzat ortaya koydu. Ilýmlý laikolup nötr kalmak meðer insanili-ðin zirvesi deðilmiþ. Papa’nýn Ýsla-miyet’e karþý menfi duruþu belliolsa da, maneviyatý öteleyen laikdevlete olan eleþtirisi ilk olaraklaik devlete þekil veren veya adýmatan Müslüman ülkeleri yakýndanilgilendiriyor.

Devlet dükkan mý?

Katoliklerin ruhaniliderinin bir parla-mentoda alkýþlarla

ayakta karþýlan-masý her ülkede

karþýlaþýlabilecekbir durum deðil.

Papa’nýn üstü-ne üstlük parla-

mentoya ayarçekmesi acaba

laikliðin birlütfu mu, yoksa

demokrasiyikýsýrlaþtýrmasý-

nýn bir sonucu mu?

HABE

RAN

ALÝZ

Page 5: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

05 GÜNDEM 24 EYLÜL 2011 CUMARTESÝ ZAMAN

1Alman Sosyal DemokratParti (SPD) Kuzey Ren Vest-

falya (KRV) Eyalet Meclisi ÜyesiSerdar Yüksel, okullarda Ýslamdersi verilmesinin, göçmenlerinAlman toplumuna uyumu konu-sunda bir engel oluþturmadýðýný,aksine bunun bir kazaným olduðu-nu belirtti.

Yüksel, Türkçe olarak "Okul-larda Ýslam din dersi uygulamasýuyum için engel deðil, bir kaza-nýmdýr" baþlýðýyla yaptýðý yazýlýaçýklamada, geçen hafta KRV Eya-let Meclisinde toplanan meclisuyum komisyonunun eyalettekiokullarda Ýslam dini dersinin dü-zenli ders olarak okutulmasýný elealdýðýný, toplantýda sosyolog, hu-kukçu, teolog ve farklý dini kuru-luþ temsilcilerinden oluþan 24 bilirkiþinin dinlendiðini ve 40 uzma-nýn konuya iliþkin sunduklarý ya-zýlý raporlarýn deðerlendirildiðini,2012/2013 öðretim dönemindenitibaren okullarda okutulmasý ön-görülen Ýslam dini dersiyle ilgiligörüþ ve önerilerin paylaþýldýðýnýbildirdi.

Ýslam din dersi konusunun 30yýldan beri tartýþýlmakta olduðunu,artýk bu konuda son aþamaya ge-lindiðini ifade eden Yüksel, "Nü-fus bakýmýndan en yoðun eyaletolan KRV'de yaklaþýk 1 buçuk mil-yon Müslüman yaþamakta. UyumBakanlýðý tarafýndan yapýlan araþ-týrmalardan, bu insanlardan her10 kiþiden 8'inin Ýslam din dersini

arzuladýðýný biliyoruz. Yani demekistediðim þu: Ortada gerçekten birihtiyaç var ve biz bu ihtiyacý en ký-sa zamanda ve mümkün oldu-ðunca toplumun bütün katmanla-rýnýn arzu ve taleplerini de dikkatealarak hayata geçiriyoruz. Bu ko-nuda partiler arasý mutabakat sað-lanmýþ bulunuyor" ifadesini kul-landý.

Müslüman kuruluþlar arasýndaçok fazla görüþme muhatabý ol-masý sebebiyle Alman yetkililer ta-rafýndan bir yöntem gerçekleþtiril-diðini belirten Yüksel, "8 sandal-yeli bir komisyon Almanca Ýslamdin dersinin müfredatýný belirleye-cek ve okullarda hangi konularýnokutulacaðýna karar verecek. Bu 8

kiþinin 4'ü, 2007'de AlmanyaMüslümanlar Koordinasyon Ku-rulunu (KRM) oluþturan ve arala-rýnda DÝTÝB'in de yer aldýðý 4 ku-ruluþtan gelecek. Diðer 4 üye deyine bu derneklerle varýlan muta-bakat temelinde belirlenecek" ifa-desine yer verdi.

Yüksel, KRV'deki okullardaAlmanca düzenli Ýslam din dersi-nin göçmen kökenli Müslümangençlerin uyumu açýsýndan sonderece büyük önem taþýdýðýný daiþaret ederek, "Her bireyin kiþiselözgürlüðü olan din dersinin okul-larda sunulmasý vatandaþýn endoðal hakkýdýr. Bu hakkýn ilk ola-rak resmen KRV'de veriliyor ol-masý ise SPD baþta olmak üzere,bütün göçmen kuruluþlarýn ortakbaþarýsýdýr. Ders Almanca verile-rek öðrencilerin bir yandan bura-daki yaþam gerçeklerine uygunhareket edilmekte, diðer yandanda onlara buradaki toplum ve de-ðer normlarýn Ýslam ile baðdaþtýrý-labilir olduðu gösterilebilecektir.Dersin, Ýslam din bilgisinin yanýsýra çocuklarýmýza modern çaðý-mýzýn sosyal ve etik davranýþ ku-rallarýný da aktarmasý ise, onlarýnbu toplumun sorumlu bireyleri ol-malarýný saðlayacaðýna ve dolayý-sýyla uyumun yeni bir dinamizmkazanacaðýna inanýyorum. Bu açý-dan Almanca Ýslam din dersini,ben ülkemiz Almanya için büyükbir kazaným olarak görüyorum"ifadesini kullandý. DÜSSELDORF

KRV eyalet milletvekili Serdar Yüksel (SPD), okullarda Ýslam dersi verilmesinin, göç-menlerin Alman toplumuna uyumu konusunda bir engel oluþturmadýðýný, aksine bu-nun bir kazaným olduðunu belirtti. Yüksel, “ Almanca Ýslam din dersini, ben ülkemiz Almanya için büyük bir kazaným olarak görüyorum" dedi.

Allahümme ecirne min el-internetAllahümme ecirne min fitnetil facebookNe zaman internetin bazý zararlarýný gündemetaþýsak, hemen itirazlar yükseliyor: Ýnternet çokfaydalý. Ýnternetsiz olmaz. Teknolojiye karþý çýk-mamak lazým vs.

Elbette internete karþý deðiliz, ateþe karþýçýkmadýðýmýz gibi. Ateþ faydalý diye, çocuklarý-mýzý ateþe atýp yakalým mý? Söylemek istediði-miz sadece budur.

Elbette internet artýk hayatýmýzýn ayrýlmaz birparçasýdýr. Ýþte tam da bunun için muhtemel vepotansiyel zararlarýndan korunmak zorundayýz.

Elbette internet muazzam bilgi kaynaðýdýr,modern zamanlarýn en büyük harika-larýndandýr. Fakat çocuklarýmýzýn þey-tanlarýn cirit attýðý, nefsiyle baþ baþakaldýðý o muazzam çöplükten sýzanpis kokulardan etkilenmemeleri içintedbir almayacak mýyýz?

Neredeyse her gün internetinsunduðu zeminlerden ve paylaþýmsitelerinden etkilenerek meydanagelen olumsuz hadiselerden haber-dar oluyoruz. Yýkýlan yuvalarýn dra-mýný, evden kaçan kýzlarýn trajedisi-ni, þiddet olaylarýný, cinsel tacizlerivs.. Ferdin diline, kiþiliðine, sosyalyönüne, mahremiyet algýsýna verdi-ði zararlar da iþin çabasý.

Bilindiði gibi uyuþturucu baðýmlý-lýðýnýn üç ayaðý var: Maddenin kendisinin zevk ve-rici ayaðý, kiþilik problemleri ayaðý ve kültürel aya-ðý. Bilgisayarýn/internetin sanal dünyasýnda vepaylaþým aðlarýnda bu üç ayaðýn da tesiri görülü-yor. Adeta üç pençesiyle küçük büyük demedeninsaný ‘aðý’na düþürüveriyor. Fiziki olarak göze hi-tap ettiðinden zevk verici ve nefse hoþ gelen yön-leri çok. Gençlerin kiþiliðinden kaynaklanan yollarda açýk. Kültürel açýdan herkes zaten hazýr. Enbaþta örneklediðimiz interneti savunucu yaklaþým-lar bunun en çarpýcý delili.

Dolayýsýyla zararlarý zamanla ortaya çýkacak in-ternetten kurtulma yollarýný gittikçe daha fazlaarayacaðýz. Öyle bir tutku ile karþý karþýyayýz ki,

bilhassa çocuklara/gençlere verdiði birçok zararlarýyazýlýp çizilirken kimse üzerine alýnmýyor, kesin birduruþ sergileyemiyor.

Ard niyetli insanlarýn yüzde 97’si sapýk emelle-rine internet üzerinden ulaþmaya çalýþýrken…

Ýnternetin güvenli olmadýðý konusunda enyetkili insanlar uyarýrken…

Paylaþým sitelerinde yayýnlanan özel bilgi veresimler, daha sonra insanýn baþýný aðrýtma riskitaþýrken…

Aynen uyuþturucu gibi gençleri baðýmlý halegetirirken…

Aile fertlerinin arasýný açýp du-varlar örerken…

Haya ve utanma duygusunu du-mura uðratýrken…

Zaman israfýna yol açarken…Ýnternet konusunda vurdumduy-

maz bir tavýr sergilemek, aheste ahestekötü neticelerine katlanma durumunagetirecektir bizi.

Ateþin yaktýðýný görüyoruz. Fakatinternet, gençlerin duygu ve düþüncedünyasýndaki tahribatýný sinsice yaptý-ðýndan farkýna çok geç varabiliyoruz,fiilî koruyucu tedbirler alsak bile.

Öyleyse bu denli zararý ve riskiiçinde barýndýran sanal dünyanýnolumsuz etkilerinden korunma adýna

artýk dualarýmýzý da devreye sokmalýyýz. Amadiðer dualar gibi evvela fiilî olaný yerine getir-meliyiz; küçük yaþlarda çocuklarýmýzý sanaldünyanýn mahiyeti konusunda eðiterek, bilgisa-yar ve internet gibi imkanlarý yaþýna uygun veçok kontrollü þekilde saðlayarak.

Velhasýl; internetin, facebook’un zararlarýnýnboyutlarýný bilemediðimizden muhtemel tehli-kelerinden sakýnma adýna dualarýmýzda yer ve-relim, Rabbimizden nefsimizi ve neslimizi ýslahetmesi için yardým dileyelim.

Ey merhameti sonsuz yüce Rabbimiz! Bizi veneslimizi internetin zararlarýndan, facebook fitne-sinden koru!... Amin! [email protected]

Muhammet Mertek

Neredeyse her güninternetin sunduðu

zeminlerden ve pay-laþým sitelerinden

etkilenerek meyda-na gelen olumsuz

hadiselerden haber-dar oluyoruz. Yýký-

lan yuvalarýn dramý-ný, evden kaçan kýz-larýn trajedisini, þid-det olaylarýný, cinsel

tacizleri vs..

‘Almanca Ýslam din dersi,Almanya için bir kazaným’

KRV'de ilk aþama-da Ýslam dersininverildiði 130 okul-da bu dersindüzenli olarakAlmanca verilece-ðini belirten SPDmilletvekili SerdarYüksel, “Aþamalýolarak diðertüm okullardada ders verile-cek. Ýslam dindersi çalýþmala-rýndaki en fazlasorun yaratankonulardan birtanesi ders pla-nýnýn þekillendi-rilmesi” dedi.

Page 6: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

05 GÜNDEM 24 EYLÜL 2011 CUMARTESÝ ZAMAN

1Alman Sosyal DemokratParti (SPD) Kuzey Ren Vest-

falya (KRV) Eyalet Meclisi ÜyesiSerdar Yüksel, okullarda Ýslamdersi verilmesinin, göçmenlerinAlman toplumuna uyumu konu-sunda bir engel oluþturmadýðýný,aksine bunun bir kazaným olduðu-nu belirtti.

Yüksel, Türkçe olarak "Okul-larda Ýslam din dersi uygulamasýuyum için engel deðil, bir kaza-nýmdýr" baþlýðýyla yaptýðý yazýlýaçýklamada, geçen hafta KRV Eya-let Meclisinde toplanan meclisuyum komisyonunun eyalettekiokullarda Ýslam dini dersinin dü-zenli ders olarak okutulmasýný elealdýðýný, toplantýda sosyolog, hu-kukçu, teolog ve farklý dini kuru-luþ temsilcilerinden oluþan 24 bilirkiþinin dinlendiðini ve 40 uzma-nýn konuya iliþkin sunduklarý ya-zýlý raporlarýn deðerlendirildiðini,2012/2013 öðretim dönemindenitibaren okullarda okutulmasý ön-görülen Ýslam dini dersiyle ilgiligörüþ ve önerilerin paylaþýldýðýnýbildirdi.

Ýslam din dersi konusunun 30yýldan beri tartýþýlmakta olduðunu,artýk bu konuda son aþamaya ge-lindiðini ifade eden Yüksel, "Nü-fus bakýmýndan en yoðun eyaletolan KRV'de yaklaþýk 1 buçuk mil-yon Müslüman yaþamakta. UyumBakanlýðý tarafýndan yapýlan araþ-týrmalardan, bu insanlardan her10 kiþiden 8'inin Ýslam din dersini

arzuladýðýný biliyoruz. Yani demekistediðim þu: Ortada gerçekten birihtiyaç var ve biz bu ihtiyacý en ký-sa zamanda ve mümkün oldu-ðunca toplumun bütün katmanla-rýnýn arzu ve taleplerini de dikkatealarak hayata geçiriyoruz. Bu ko-nuda partiler arasý mutabakat sað-lanmýþ bulunuyor" ifadesini kul-landý.

Müslüman kuruluþlar arasýndaçok fazla görüþme muhatabý ol-masý sebebiyle Alman yetkililer ta-rafýndan bir yöntem gerçekleþtiril-diðini belirten Yüksel, "8 sandal-yeli bir komisyon Almanca Ýslamdin dersinin müfredatýný belirleye-cek ve okullarda hangi konularýnokutulacaðýna karar verecek. Bu 8

kiþinin 4'ü, 2007'de AlmanyaMüslümanlar Koordinasyon Ku-rulunu (KRM) oluþturan ve arala-rýnda DÝTÝB'in de yer aldýðý 4 ku-ruluþtan gelecek. Diðer 4 üye deyine bu derneklerle varýlan muta-bakat temelinde belirlenecek" ifa-desine yer verdi.

Yüksel, KRV'deki okullardaAlmanca düzenli Ýslam din dersi-nin göçmen kökenli Müslümangençlerin uyumu açýsýndan sonderece büyük önem taþýdýðýný daiþaret ederek, "Her bireyin kiþiselözgürlüðü olan din dersinin okul-larda sunulmasý vatandaþýn endoðal hakkýdýr. Bu hakkýn ilk ola-rak resmen KRV'de veriliyor ol-masý ise SPD baþta olmak üzere,bütün göçmen kuruluþlarýn ortakbaþarýsýdýr. Ders Almanca verile-rek öðrencilerin bir yandan bura-daki yaþam gerçeklerine uygunhareket edilmekte, diðer yandanda onlara buradaki toplum ve de-ðer normlarýn Ýslam ile baðdaþtýrý-labilir olduðu gösterilebilecektir.Dersin, Ýslam din bilgisinin yanýsýra çocuklarýmýza modern çaðý-mýzýn sosyal ve etik davranýþ ku-rallarýný da aktarmasý ise, onlarýnbu toplumun sorumlu bireyleri ol-malarýný saðlayacaðýna ve dolayý-sýyla uyumun yeni bir dinamizmkazanacaðýna inanýyorum. Bu açý-dan Almanca Ýslam din dersini,ben ülkemiz Almanya için büyükbir kazaným olarak görüyorum"ifadesini kullandý. DÜSSELDORF

KRV eyalet milletvekili Serdar Yüksel (SPD), okullarda Ýslam dersi verilmesinin, göç-menlerin Alman toplumuna uyumu konusunda bir engel oluþturmadýðýný, aksine bu-nun bir kazaným olduðunu belirtti. Yüksel, “ Almanca Ýslam din dersini, ben ülkemiz Almanya için büyük bir kazaným olarak görüyorum" dedi.

Allahümme ecirne min el-internetAllahümme ecirne min fitnetil facebookNe zaman internetin bazý zararlarýný gündemetaþýsak, hemen itirazlar yükseliyor: Ýnternet çokfaydalý. Ýnternetsiz olmaz. Teknolojiye karþý çýk-mamak lazým vs.

Elbette internete karþý deðiliz, ateþe karþýçýkmadýðýmýz gibi. Ateþ faydalý diye, çocuklarý-mýzý ateþe atýp yakalým mý? Söylemek istediði-miz sadece budur.

Elbette internet artýk hayatýmýzýn ayrýlmaz birparçasýdýr. Ýþte tam da bunun için muhtemel vepotansiyel zararlarýndan korunmak zorundayýz.

Elbette internet muazzam bilgi kaynaðýdýr,modern zamanlarýn en büyük harika-larýndandýr. Fakat çocuklarýmýzýn þey-tanlarýn cirit attýðý, nefsiyle baþ baþakaldýðý o muazzam çöplükten sýzanpis kokulardan etkilenmemeleri içintedbir almayacak mýyýz?

Neredeyse her gün internetinsunduðu zeminlerden ve paylaþýmsitelerinden etkilenerek meydanagelen olumsuz hadiselerden haber-dar oluyoruz. Yýkýlan yuvalarýn dra-mýný, evden kaçan kýzlarýn trajedisi-ni, þiddet olaylarýný, cinsel tacizlerivs.. Ferdin diline, kiþiliðine, sosyalyönüne, mahremiyet algýsýna verdi-ði zararlar da iþin çabasý.

Bilindiði gibi uyuþturucu baðýmlý-lýðýnýn üç ayaðý var: Maddenin kendisinin zevk ve-rici ayaðý, kiþilik problemleri ayaðý ve kültürel aya-ðý. Bilgisayarýn/internetin sanal dünyasýnda vepaylaþým aðlarýnda bu üç ayaðýn da tesiri görülü-yor. Adeta üç pençesiyle küçük büyük demedeninsaný ‘aðý’na düþürüveriyor. Fiziki olarak göze hi-tap ettiðinden zevk verici ve nefse hoþ gelen yön-leri çok. Gençlerin kiþiliðinden kaynaklanan yollarda açýk. Kültürel açýdan herkes zaten hazýr. Enbaþta örneklediðimiz interneti savunucu yaklaþým-lar bunun en çarpýcý delili.

Dolayýsýyla zararlarý zamanla ortaya çýkacak in-ternetten kurtulma yollarýný gittikçe daha fazlaarayacaðýz. Öyle bir tutku ile karþý karþýyayýz ki,

bilhassa çocuklara/gençlere verdiði birçok zararlarýyazýlýp çizilirken kimse üzerine alýnmýyor, kesin birduruþ sergileyemiyor.

Ard niyetli insanlarýn yüzde 97’si sapýk emelle-rine internet üzerinden ulaþmaya çalýþýrken…

Ýnternetin güvenli olmadýðý konusunda enyetkili insanlar uyarýrken…

Paylaþým sitelerinde yayýnlanan özel bilgi veresimler, daha sonra insanýn baþýný aðrýtma riskitaþýrken…

Aynen uyuþturucu gibi gençleri baðýmlý halegetirirken…

Aile fertlerinin arasýný açýp du-varlar örerken…

Haya ve utanma duygusunu du-mura uðratýrken…

Zaman israfýna yol açarken…Ýnternet konusunda vurdumduy-

maz bir tavýr sergilemek, aheste ahestekötü neticelerine katlanma durumunagetirecektir bizi.

Ateþin yaktýðýný görüyoruz. Fakatinternet, gençlerin duygu ve düþüncedünyasýndaki tahribatýný sinsice yaptý-ðýndan farkýna çok geç varabiliyoruz,fiilî koruyucu tedbirler alsak bile.

Öyleyse bu denli zararý ve riskiiçinde barýndýran sanal dünyanýnolumsuz etkilerinden korunma adýna

artýk dualarýmýzý da devreye sokmalýyýz. Amadiðer dualar gibi evvela fiilî olaný yerine getir-meliyiz; küçük yaþlarda çocuklarýmýzý sanaldünyanýn mahiyeti konusunda eðiterek, bilgisa-yar ve internet gibi imkanlarý yaþýna uygun veçok kontrollü þekilde saðlayarak.

Velhasýl; internetin, facebook’un zararlarýnýnboyutlarýný bilemediðimizden muhtemel tehli-kelerinden sakýnma adýna dualarýmýzda yer ve-relim, Rabbimizden nefsimizi ve neslimizi ýslahetmesi için yardým dileyelim.

Ey merhameti sonsuz yüce Rabbimiz! Bizi veneslimizi internetin zararlarýndan, facebook fitne-sinden koru!... Amin! [email protected]

Muhammet Mertek

Neredeyse her güninternetin sunduðu

zeminlerden ve pay-laþým sitelerinden

etkilenerek meyda-na gelen olumsuz

hadiselerden haber-dar oluyoruz. Yýký-

lan yuvalarýn dramý-ný, evden kaçan kýz-larýn trajedisini, þid-det olaylarýný, cinsel

tacizleri vs..

‘Almanca Ýslam din dersi,Almanya için bir kazaným’

AOK Avantaj Haftaları – Ek prim ödemedengüvenli hizmet. www.aok-tuerkisch.de

„ENERJI DOLU: AOK HESSEN“

ˇ ˇSaglıgınız emin ellerde

Simdi avantajları kesfedin

ve kazanın!

KRV'de ilk aþama-da Ýslam dersininverildiði 130 okul-da bu dersindüzenli olarakAlmanca verilece-ðini belirten SPDmilletvekili SerdarYüksel, “Aþamalýolarak diðertüm okullardada ders verile-cek. Ýslam dindersi çalýþmala-rýndaki en fazlasorun yaratankonulardan birtanesi ders pla-nýnýn þekillendi-rilmesi” dedi.

Page 7: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

GÜNDEM06 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN

Netice alınmıyor, terör örgütüyle görüşme bitmiştir

VEDAT DENİZLİ BRÜKSEL

-Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, üç günlük resmî ziyaret için

Brüksel’e geldi. Ziyaretin ilk gününde yabancı basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Arınç’a MİT ile PKK ara-sında geçtiği belirtilen görüşmeler ha-tırlatıldı. Dünyada birçok ülkede ben-zer örneklerin olduğunu söyleyen Arınç,

“Amacımız terörü bitirmektir. Bu tür gö-rüşmeler kesinlikle yapılmayacak. Bun-dan netice alınmadığı görüldü.” dedi.

Bülent Arınç, Türkiye’nin AB’ye üyelik hedefi ne bağlılığını da dile getir-di. 2005’ten bu yana katılım müzakere-lerinin devam ettiğini aktararak, “Yani biz bir diskoda tanışan ve birbirini be-ğenen genç bayan ve erkek değiliz. Söz-

leşme imzalamışız. Bütün bu işler ta-mamlanınca Türkiye üye olacak. (Fran-sa Cumhurbaşkanı Nicolas) Sarkozy’nin bunu bilmemesi, (Almanya Başbaka-nı Angela) Merkel’in farklı davranması hiçbir şey ifade etmez.” ifadelerini kul-landı. Başbakan Yardımcısı Arınç, Türk kökenli Belçikalı siyasetçiler ve AB yet-kilileriyle de görüştü. Brüksel bölge hü-

kümeti Devlet Bakanı Emir Kır’ı kabul eden Arınç, Belçika’daki siyasi kriz ve Türk vatandaşlarının karşılaştığı sorun-lar hakkında görüş alışverişinde bulun-du. Türkiye’nin AB üyelik sürecine ver-diği destek sebebiyle Belçika’ya teşek-kürlerini iletti. Brüksel bölge parlamen-tosu milletvekili Mahinur Özdemir de Arınç’a nezaket ziyaretinde bulundu.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, PKK-MİT görüşmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, “Amacımız terörü bitirmektir. Bu tür görüşme-ler kesinlikle yapılmayacak. Bundan netice alınmadığı görüldü.’’ dedi. Merkel ve Sarkozy’ye de tepki gösteren Arınç, “ Türkiye AB’ye üye olacak. Sarkozy’nin bunu bilmemesi, Merkel’in farklı davranması hiçbir şey ifade etmez.” şeklinde konuştu.

-Mardin Artuklu Üniversitesi’nde Türkiye’de lisans düzeyinde bir ilk olarak Kürt dili ve edebiyatı bö-

lümü açıldı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK), yeni akade-mik yılda bölüme ek kontenjanla 20 öğrenci alınması-na izin verdi. Mardin Artuklu Üniversitesi Rektör Vekili ve Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kadri Yıl-dırım, bölümün dünyada bir ilk olduğunu kaydederek başka hiçbir yerde 4 yıllık lisans eğitimi veren kurumun olmadığını vurguladı. Kürt halkının ve enstitünün bü-yük mutluluk yaşadığını belirtti. Kürt dili ve edebiyatının lisans bölümünün açılmasından evvel yüksek lisans dü-zeyinde eğitim verdiklerini hatırlattı. Yıldırım, bölümün açılmasına sebep olanlara, iktidara, resmi kurumlara ve bu kararı onaylayanlara teşekkür etti. Kendilerine antip-ropaganda yapanlara da seslenen Yıldırım, “Bunun hal-kın birlik beraberliğine, ülkenin bütünlüğüne, üniter ya-pıya falan olumsuz bir etkisi olmayacaktır. Zaten ola-maz da. Çünkü hiçbir millet kendisine tanınan özgür-lükler yolu ile başka bir millete, içinde yaşadıkları ülke-ye en küçük bir zarar verdikleri görülmemiştir. Bilakis şu an verilen hak gibi haklar verilmediğinde asıl tehlike ortaya çıkar ve o zaman korkulan durum belki de ken-disini gösterir.” ifadelerini kullandı. ŞEYHMUS EDİS MARDİN

FERHAT ÖZER YOZGAT

-Van’ın Çatak ilçesinde, 21 Eylül gecesi PKK terör örgütü mensupları ile girilen çatışmada şehit dü-

şen er Doğan Göçer son yolculuğuna uğurlandı. Şehit er, memleketi Yozgat’ın Sarıkaya ilçesine bağlı Tepe-doğan köyünde toprağa verildi. Şehit jandarma er için Sarıkaya Cumhuriyet Meydanı’nda tören düzenlen-di. İl Müftüsü Nuh Korkmaz tarafından cuma nama-zını müteakip kılınan cenaze namazına Yozgat Valisi Necati Şentürk, AK Parti Yozgat Milletvekili Yusuf Ba-şer, MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Yozgat Milletve-kili Sadır Durmaz, Kayseri Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Murat Kırkaya, AK Parti Yozgat İl Başka-nı Fahri Açıkgöz, şehidin yakınları ve binlerce vatandaş katıldı. Şehidin, 16 yıl önce ayrılan anne ve babası tören alanında ayrı ayrı yerlerde durdu. Tören sırasında fene-laşan şehidin kız kardeşi, sağlık görevlileri tarafından ambulansa götürüldü. Şehidin naaşı, cenaze namazı-nın ardından askerlerin omuzunda cenaze aracına ko-nuldu ve Tepedoğan köyüne götürülerek burada topra-ğa verildi. Törene katılan binlerce vatandaş, sık sık terör örgütü aleyhine sloganlar atarak tekbir getirdi. Şehidin Yozgat’ta yaşayan annesi Ayfer Tufan’da oğlunun ce-naze arabasının arkasından yürüyerek gözyaşı döktü.

-Muğla’nın Bodrum ilçesinde şüphe üzerine gö-zaltına alınan bir kişinin kaldığı otel odasın-

da, patlamaya hazır 2 kilo 140 gr A4 patlayıcı ele ge-çirildi. Özel Harekât Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekip ve 20 sivil polisin, gece yarısı Bodrum’un Kumbahçe Mahallesi’ndeki Barlar Sokağı’nda yaptığı operasyonda bir kişi yakalandı. Şüphelinin kaldığı otel odasında ya-pılan aramada spor bir çantada, telefonla uzaktan pat-latılmaya hazır A4 plastik patlayıcı ele geçirildi. Oda-da ayrıca 7 bin dolar para ve iki sahte pasaport bulun-du. Terör örgütü PKK üyesi olduğu ve eylem için keşif yaptığı ileri sürülen zanlının, bombalamadan hemen sonra Yunanistan’ın İstanköy adası üzerinden İtalya’ya kaçmayı planladığı öğrenildi. Konuyla ilgili olarak se-kiz kişinin ifadesine başvuruldu. KAYBER AVCI MUĞLA

-Diyarbakır’da önceki gün düzenlenen saldırıda şehit olan polis memuru Mehmet Emin Çakır’ın

katilleri belirlendi. Teröristlerin saldırı da kullandıkları silahlar da ele geçirildi. Teröristlerin, saldırıda kullandığı tahmin edilen uzun namlulu silahlar, Suriçi ilçesi Alipa-şa Mahallesi’nde ele geçirildi. Olayı gerçekleştiren terö-ristin polis tarafından bilindiği, Diyarbakır’da yapılan so-kak eylemlerine aktif olarak katıldığı öğrenildi. Teröris-tin yakınları ve ailesi gözaltına alındı. İSMAİL AVCI DİYARBAKIR

-Siirt’te 4 kadının hayatını kay-bettiği saldırıda PKK’lı terö-

ristlerin araca 114 mermi sıkıp, el bombası attıkları belirlendi. 21 Ey-lül Çarşamba günü saat 20.00 sula-rında içinde 6 bayanın bulunduğu 06 LML 56 plakalı Renault Megane marka otomobile, PKK terör örgü-tü mensuplarınca silahlı ve el bom-balı saldırı gerçekleştirilmişti. Siirt Polis Okulu’na 300 metre mesafe-de gerçekleşen saldırıda, yolun sa-ğından ve solundan aracın çapraz ateşe tutulduğu öğrenildi. Sürücü-nün otomobilin hakimiyetini kay-bederek kaldırıma çarpması sonra-sı da örgüt mensuplarınca ateşe de-vam edildiği kaydedildi. Saldırıda, sol ve sağ taraftan yanaşan 4 terö-ristin, araç içine el bombaları attığı, üçüncü el bombasının ise teröristin

elinde patladığı tespit edildi. Bomba elinde patlayan teröristin olay ye-rinde öldüğü, diğer teröristlerin ise ölen teröristin silahını alarak olay yerinden kaçtıkları ifade edildi. Top-lam 114 adet boş kovan bulan ekip-ler, araç üzerinde 82 mermi giriş de-liğini tespit etti. Ekiplerin olay yerin-de ele geçirdiği malzemeler şunlar: “Ölü teröristten elde edilen kütük-lük, 2 adet şarjör ve 60 adet Kalaşni-kof fi şeği, 1 adet dürbün, 2 adet sa-vunma tipi el bombası, 114 adet Ka-laşnikof boş kovanı, 3 adet el bom-bası pimi, 1 adet çok amaçlı bıçak.” PKK’lı teröristlerin gerçekleştirdi-ği saldırıda, Zeynep Evin (31), kar-deşi Nergiz Evin (25), Kevser Çekin (25) ve Nurcan Olgaç (25) hayatı-nı kaybederken, Nuran Evin (17) ve Gülcan Olgaç (27) ağır yaralanmıştı.

PKK, KADINLARI ‘YANLIŞLIKLA’ VURDUĞUNU İDDİA ETTİÖte yandan terör örgütü PKK, 21 Ey-lül günü Siirt’te gerçekleştirilen ve 4 kadının hayatını kaybettiği saldırıda araçtakilerin polis zannedilerek öl-dürüldüğünü savundu. Terör örgü-tü, internet üzerinden yaptığı duyu-ruda, “21 Eylül 2011 günü Siirt mer-kezde polis meslek yüksek okulu ci-varında polislere karşı eylem yapmak amaçlı gerillalarımız bir pusu atmış-lardır. Polis akademisine yönelen se-yir halindeki bir araca, polislere ait olduğunu düşünülerek gerillalarımız tarafından ateş açılmıştır.” diyerek, saldırıda ölen 4 bayan ve yaralanan 2 bayan için özür diledi. Terör örgü-tü, saldırıyla ilgili kendi içinde soruş-turma başlattığını duyurdu. AHMET BE-DİR SİİRT, AZİZ İSTEGUN DİYARBAKIR

-Terör olaylarıyla gündemden düşme-yen Şırnak’tan güzel bir haber geldi.

Şırnak Valisi Vahdettin Özkan, özellikle kır-sal alanlarda görev yapan öğretmenlere da-yalı döşeli lojman yapacaklarını söyledi. Öğretmenlerin Şırnak’tan gitmek için ta-yin istemelerinin önüne tam tekmil yapıla-cak lojmanlarla geçilecek. Uludere ilçesin-de bazı öğretmenlerin barınma yerleri ol-madığı için istifa ettiklerini aktaran Vahdet-tin Özkan, bu olaydan sonra lojman yapma-ya karar verdiklerini ifade etti. Lojman sıkın-tısı sebebiyle öğretmenlerin ya istifa ettiği-ni yada birilerinin evinde kaldığını belirten Özkan, bu durumun öğretmenlik motivas-yonunu düşürdüğünü ve kendilerinin ha-rekete geçtiğini söyledi. Valilik, Maliye Ba-kanlığı ve Milli Piyango İdaresi Genel Mü-dürlüğü ile anlaşarak Şırnak’taki kırsal alan-larda lojman yapımına destek sağladı. Öz-kan, “Lojmanlar, apart tipi ve dayalı döşe-li olacak. Kırsal kesimdeki her öğretmeni-miz valizini alıp gelecek, eğitim öğretim yı-lında o lojmanlardan yararlanacak. Şırnak’ın 40 kırsal yerinde inşa edilecek lojmanlar için 18 milyon liralık kaynak ayrıldı. Bunların bir kısmı birinci dönemin sonunda bitecek. Bir kısmı da gelecek yıl öğretmenlerimizin hiz-metine sunulacak.” şeklinde konuştu.

LİCE’DE TERÖRİSTLER ÖĞRETMEN KAÇIRDIBu arada Diyarbakır’a bağlı Lice ilçesin-de terör örgütü PKK’lı teröristler, Bahar-lar Köyü İlköğretim Okulu’nda görev ya-pan bir öğretmeni kaçırdı. Diyarbakır Va-liliği tarafından yapılan yazılı açıklama-da, önceki gece 22.30 saatlerinde bir grup PKK’lının bir öğretmeni kaçırdığı belirtil-di. Açıklamada, Baharlar Köyü İlköğretim Okulu’nda görevli bir öğretmenin kaçırıldı-ğı, olayın meydana geldiği saatten itibaren operasyonların başlatıldığı ifade edildi. ALİ GÜVEN ŞIRNAK, MEHMET ŞÜKRÜ OCAK DİYARBAKIR

YÖK, Kürt dili ve edebiyatı bölümüne lisans izni verdi

Şehit er, dualarla son yolculuğuna uğurlandı

Bodrum’da A4patlayıcı ele geçirildi

Saldırıda kullanılan silahlar ele geçirildi

Teröristler, kadınların bulunduğu araca 114 mermi sıkıp el bombası atmış

Şırnak’ta 40 yere öğretmenler içinlojman yapılacak

SAYFA TASARIM: DERYA YILDIRIM

Siirt’te 4 kadının ha-yatını kaybettiği sal-dırıda PKK’lı terö-ristlerin araca 114 mermi sıktıkla-rı, bunun 82’sinin isabet ettiği belir-lendi. Aracın sal-dırıda kullanıla-maz hale geldiği görüldü.

Brüksel bölge par-lamentosu milletve-kili Mahinur Özde-mir ile Brüksel böl-ge hükümeti Dev-let Bakanı Emir Kır Brüksel’de bu-lunan Başbakan Yardımcısı Bü-lent Arınç’a ne-zaket ziyaretinde bulundular. Arınç, Belçika’daki siya-si kriz ve Türk va-tandaşlarının kar-şılaştığı sorunlar hakkında ikili ile görüş alışverişin-de bulundu.

-Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde terör örgütü PKK’dan kaçan bir terörist teslim oldu. Hakkâri

Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamada, 7 Aralık 2010 ta-rihinde terör örgütü PKK’ya katılan, Irak’ın kuzeyinde ismini ve yerini bilmediği örgüt kampında bulunduğu-nu ifade eden S.İ.’nin, 19 Eylül’de Yüksekova İlçe Jan-darma Komutanlığı’na teslim olduğu belirtildi. HAKKÂRİ AA

Hakkâri’de 1 terörist teslim oldu

Page 8: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

EKONOMİ07 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN

SAYFA TASARIM: ŞERAFETTİN YILMAZ

-Türk Hava Yolları’nın kıtalararası uçuş yapan uçak-larında canlı televizyon yayınlarına ve interne-

te erişmek mümkün hale geliyor. Söz konusu uçuşla-rı gerçekleştiren uçaklar içindeki Planet eğlence sistemi-ne Panasonic Avionics tarafından geliştirilen GCS sis-temi dahil ediliyor. Böylece, yolcuların artık IFE eğlence sisteminde ilk defa televizyon programlarının eşzaman-lı izlenebileceği ve yolcuların koltuk arkası ekranlardan Miles&Smiles ve müşteri ilişkileri bölümlerine online olarak ulaşılabilecekleri bir dönem başlıyor. THY’den ya-pılan açıklamada, bu sistemin bir sonraki adımının kab-losuz (WiFi) hizmeti olduğu belirtilerek, kısa süre içinde ilgili kuruluşlardan alınacak onaydan sonra THY yolcula-rının uçaklarda internet kullanabilecekleri ve e-maillerine ulaşabilecekleri kaydedildi. Kablosuz internet ile yolcuların beraberlerinde getir-dikleri dizüstü ve tablet bilgisayarlar ile iPhone, BlackBerry ve benzeri kablosuz ağ bağlantısı özelliğine sahip cihazlar vasıtasıyla kesintisiz olarak internete erişebilecekleri dile getirilen açıklamada, kullanımı çok kolay olan bu sistem-den yararlanacak olan tüm yolcuların kredi kartlarını kul-lanmak suretiyle uçuş sırasında alacakları kullanıcı adı ve şifreleriyle internete bağlanacakları belirtildi. Kıtalararası uçuşlarda koltuk arkası ekranlardan dün-yada ilk kez sağlanacak canlı televizyon yayını ile başlan-gıçta BBC World, BBC Arabic ve Euronews kanalları ke-sintisiz olarak yolculara sunulacak. Bir süre sonra bu ka-nallara Türkçe yayın yapan kanallar da eklenecek. Açık-lamada ayrıca, sistemin takılı olduğu uçaklarda koltuk-larda bulunan elektrik prizlerinin yolcuların satın almış oldukları internet erişimini kesintisiz devam ettirebilme-leri için elektronik cihazlarını şarj edebilmelerine olanak sağlayacağı ifade edildi. EKONOMİ SERVİSİ

-Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı’ya, eski ABD Başkanı Bill Clinton’ın kur-

duğu Clinton Global Initiative tarafından, Clinton Küre-sel Vatandaşlık Ödülü (Clinton Global Citizen Award) New York’ta gerçekleştirilen törenle verildi. Güler Sabancı, kadınlara ve kız çocuklarına yaptı-ğı katkılar ile Türkiye’nin sosyal, kültürel ve ekonomik gelişimi için yaptığı çalışmalar nedeniyle ‘’Leadership in Corporate Sector (kurumsal lider-lik)’’ kategorisinde ödüllendiril-di. Bill Clinton ödülle ilgili yaptığı açıklamada, ‘’Clinton Küresel Va-tandaşlık Ödülü’nü alan bu sıra dışı isimler eğitimin geliştirilmesi, sağ-lık imkanlarına erişim, çevrenin ko-runması gibi alanlarda inovatif çö-zümler bulmak için çalıştılar ve tak-dir edilmeyi hak ettiler. Onların ça-lışmaları, hayal edersek, tüm zor-luklara direnirsek ve tutkuyla ina-nırsak dünyayı daha yaşanır kılabileceğimizi bizlere gös-terdi.’’ dedi. Güler Sabancı da ödülü alırken yaptığı konuşma-da, ‘’Başkan Clinton, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve Clinton Global Initiative’in üyeleri; bu prestijli ödüle la-yık görülmek benim için gerçekten büyük bir keyif ve onur. Clinton Global Initiative tarafından yürütülen ça-lışmalar gerçek anlamda örnek teşkil ediyor. Bu çalışma-lar gerçekten fark yaratıyor ve benzer yapıdaki kurum-lar için standardı sürekli yükseltiyor. Bugün bu platformu ödül alan diğer saygıdeğer şahsiyetlerle paylaşmaktan da ayrıca onur duyuyorum. Onları yürekten kutluyorum.’’ diye konuştu. Sabancı, ödülü Sabancı Topluluğu’nun 57 bin çalışanı adına aldığını vurguladı. EKONOMİ SERVİSİ

- Dünyaca ünlü satranç ustası Garry Kas-parov, SAP Forum 2011 etkinliği için

Türkiye’ye geldi. ‘En iyi hamle’ sloganıyla iş dünyasında rekabet ve strateji geliştirmeye vur-gu yapılan Forum’da Kasparov, Türkiye’de geli-şim için gereken dinamizmin var olduğunu söy-ledi. Efsane satranç ustası, “Bu büyüyen şehrin tüm enerjisini ve bu ülkenin dinamizmle dolu olduğunu görmek önemli. Türkiye’nin 2015’e kadar Avrupa Birliği’ne katılıp katılamayacağı konuşuluyordu. Şimdi ise 2015’e kadar AB da-ğılmadan kalabilecek mi endişeleri var.” dedi. Doğal kaynakların ülkeleri tembelleştirdiğini id-dia eden Kasparov, “Siz şanslısınız, doğal kay-naklarınız yok, petrolünüz yok. Statükoyu mu-hafaza etmek için hiçbir çıkarınız yok. Teknolo-ji sizin ülkenizin gelişmesinde çok büyük rol oy-nayabilir.” şeklinde konuştu. Satranç ustası, küresel ekonominin en çok yeni endüstriler ve yeni sanayilere ihtiyacı oldu-ğuna dikkat çekti. Özellikle Avrupa ülkelerinin son yıllarda yenilik ve ekonomi konusundaki eksikliği para basarak gidermeye çalıştığına dik-kat çeken Kasparov, gerekli olan hamlenin para basmak değil, gerçek değer üretmek olduğunun altını çizdi. Rus satranç ustası, “Dünyayı bekle-yen küresel kriz için kimsenin elinde sihirli bir değnek yok. Ciddi bir bunalımla karşı karşıya-yız. Küresel ekonominin temeli şu an tehlikede, çünkü artık eskiden yapılan şeylerin üzerine ye-nilik konulamıyor.” şeklinde konuştu. Kendisi-nin satrançtan dolayı bir strateji uzmanı oldu-ğunu hatırlatan Kasparov, başarının yolunun risk almayı bilmekten geçtiğini söyledi. Türkiye, Brezilya gibi genç ve eğitimli nüfusa sahip ül-kelere dikkat çeken satranç ustası, “Avrupa’da ve ABD’de bir yorgunluk var. İnsanlar rehavet içindeler. İleriye gitmek ve bunun için risk al-mak isteyen ülkelerin önünde büyük fırsatlar var.” dedi. Karar vermekle ilgili bir kitap yazdı-ğını da dile getiren Kasparov, “Karar verme sü-reci tektir, aynı DNA ve parmak izi gibidir. He-pimiz farklı davranırız. Sizin kendi güçlerinizi ve zayıfl ıklarınızı bulmanız lazım. Karar vermenin temeli budur. Sizin kendi özünüzü öğrenmeniz ve daha sonra karşınızdaki rakibe bakmanız ge-rekiyor.” şeklinde konuştu. Kurumsal uygulama yazılımları sağlayıcısı SAP’ın, EMEA bölgesin-deki en büyük etkinliği olan SAP Forum 2011’e birçok sektörden 5 binin üzerinde yönetici, bü-rokrat, sivil toplum kuruluşu ve teknoloji fi rma-sı katıldı. ARİFE KABİL İSTANBUL

ARİF BAYRAKTAR İSTANBUL

-Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye Daimi Temsilciliği Kı-

demli Daimi Temsilcisi Mark Le-wis, Türkiye’nin büyüme rakam-ları doğrultusunda kendi projeksi-yonlarını revize ettiklerini söyledi. Lewis, bu kapsamda GSYH’da reel yüzde 7,5’luk bir artış öngördükle-rini, 2012 için de yüzde 2,5’luk bir beklenti içinde olduklarını bildirdi. IMF’nin güncellenen ‘Dünya Eko-nomik Görünüm Raporu’nun su-numunun yapıldığı basın toplan-tısında, IMF’nin Türkiye ile ilgi-li projeksiyonlarının olduğunu ha-tırlatarak, dünya çapındaki ekono-mik görünüme yönelik rakamla-rında, Türkiye’de GSYH’daki bü-yüme oranı itibarıyla yüzde 6,5 ve 2,25’lik bir artışın öngörüldüğünü belirtti. Bunların Türkiye’nin ikin-ci çeyrek GSYH beklentilerinin re-vize edilmeden önce açıklandığını hatırlatan Lewis, şunları kaydetti: “Büyüme rakamları beklediğimiz-den daha yüksek çıkmıştı. Bu doğ-rultuda biz de Türkiye ile ilgili ken-di projeksiyonlarımızı revize etmiş durumdayız. Beklentilerimiz bütün

makroekonomik ortam, enfl asyon, cari açık vesaire bunlar değerlendi-rilerek revize ediliyor. GSYH’da reel yüzde 7,5’luk bir artış öngörüyoruz. 2012 için de yüzde 2,5’luk bir bek-lenti içindeyiz.” şeklinde konuştu. Türkiye’nin büyümesine ilişkin olumsuz projeksiyon yapmadıkları-nı vurgulayan Lewis, “Büyüme tah-minlerimiz olumsuz değil. Bu, ma-kul düzeyde bir yavaşlamadır. Bu yıl için yüzde 7,5’luk beklenti içinde-yiz. Önümüzdeki yıl yüzde 2,5’luk büyüme bekliyoruz. Makul bir ya-vaşlama var. Bu, yumuşak bir inişe tekabül eder.” diye konuştu. Lewis, Türkiye’nin kaç çeyrek daha büyü-yeceği yönündeki soruya, “Her çey-rekte ekonominin büyümeye de-vam edeceğini düşünüyoruz. Mev-simsel anlamda ayarlanmış, çeyrek bazındaki büyümenin Türkiye’de devam edeceğini öngörüyoruz.” cevabını verdi. Lewis, Türkiye’nin ithalatında ise sıkı mali politikaları sebebiyle anlamlı bir düşüş olacağı-nı, bu sebeple cari açıkta bir iyileş-me yaşanabileceğini vurguladı. IMF Araştırma Departmanı Eko-nomisti John Christopher Bluedorn

ise dünya ekonomisinde iniş ve çı-kışların devam ettiğinin altını çize-rek, daha önceki beklentileri aşağı doğru revize etmek zorunda kaldık-larını belirtti. Yükselmekte olan pi-yasalara yönelik akışa bakıldığında ikinci çeyrek başlangıcında yatırım-larda herhangi bir artış görülmedi-ğine dikkati çeken Bluedorn, izlenen sayısal gevşeme politikalarının bunu artıracağı beklentisi bulunduğunu, ancak son dönemlerde bunun etki-lerinin çok da görülmediğini ifade etti. Bluedorn, Euro Bölgesi dışında-ki ülke risklerine ilişkin bir soru üze-rine de Euro Bölgesi’nden bir taşma olasılığı veya risk seviyelerinin artış göstermesi tehlikesine karşın, bu tür risklerin mutlaka kontrol edilmesi gerektiğini düşündüklerini dile ge-tirdi. Bluedorn, Avrupa’da mali pi-yasalarda türbülansın artması ve bu-laşma riskinin olması durumunda İtalya’nın mutlaka planlarını hayata geçirmesi gerektiğine dikkat çekerek “Euro Bölgesi’nde kesinlikle tedbir almaları, kendilerine çekidüzen ver-meleri ve bunları sümen altı etme-meleri gerekiyor. Yani Avrupa’da bir seferberlik istiyoruz.” dedi.

THY uçaklarında canlı televizyon yayını ve internet dönemi başlıyor

Sabancı’ya Clinton Küresel Vatandaşlık Ödülü verildi

‘Türkiye’nin AB’ye üyeliği konuşulurken şimdi AB’nin dağılması gündemde’

Döner ve lahmacun artık okulda öğretilecekAvrupa’da giderek artan döner ve lahmacun talebini karşılayabilmek için Almanya’nın Goch şehrinde 9 bin metrekarelik dev bir tesis açılıyor. Hollanda merkezli Helal Food BV tarafından kurulacak fabrikada günlük 80 bin lahmacun ile 60 bin ton döner imalatı yapılabilecek. Aynı yerde iki yıl içinde döner ve lahmacun okulu açılması hedefl eniyor. BASRİ DOĞAN GOCH

-Merkezi Hollanda’nın Utrecht şeh-rinde bulunan Helal Food BV Avrupa

yapılanmasının ardından dünya piyasasın-da aranan bir marka haline geldi. Şirket ar-tan talebi karşılayabilmek için Almanya’nın Hollanda sınırına yakın Goch şehrinde 9 bin metrekarelik dev bir lahmacun ve döner fab-rikasını kısa zamanda faaliyete geçirmeye hazırlanıyor. Dev fabrika tamamlandığında bu alanda dünyanın en büyük tesisi olacak. Helal Food BV Yönetim Kurulu Başka-nı Abdurrahman Akbulut’un Goch Belediye Başkanı Karl Heinz Otto ile birlikte düzenle-diği tanıtım toplantısına Almanya ve Hollan-da basını yoğun ilgi gösterdi. Toplantıda ko-nuşan Akbulut, “Açacağımız bu dev fabrika ile Almanya’nın Goch şehrinden dünya pi-yasasına açılan bir kapı olacağız.” dedi. Ak-bulut, açılış töreninde 7 metre uzunluğunda dev bir lahmacun yaparak Guinness Rekor-lar Kitabı’na girmeyi hedefl ediklerini söyledi. Sektörde 40 yıllık tecrübeyle dünyanın sayılı şirketleri arasına girmeyi başardıkla-rını ifade ede Akbulut, açacakları yeni fab-rika hakkında şu bilgileri verdi: “9 bin met-rekare alan üzerinde kurulu tesisimizde tam otomatik, el değmeden üretim yapabile-ceğiz. Çift vardiyalı çalışarak günlük 80 bin adet lahmacun çıkartacağız. Döner olarak da günlük 60 bin ton imalat kapasitemiz olacak. Depolama olarak derin dondurucu kapasite-si günlük 450 palet civarında. Bu arada Al-man ve Hollanda ekonomisine büyük katkı-larda bulunacağımıza inanıyoruz.” Akbulut,

aynı yerde döner ve lahmacunun gelecek ku-şaklara daha iyi aktarılması için iki yıl içinde döner ve lahmacun okulu açmayı düşündük-lerini de kaydetti. Goch Belediye Başkanı Karl Heinz Otto ise, yatırım için şehirlerini tercih eden Türk işadamına teşekkür ederek, “Döner ve lahmacun meslek okulunu açmanız ise eğitim adına önemli bir atılım. Bu alanda çalışmak isteyen öğrenciler için bulunmaz

bir fırsat olacak.” dedi. Lahmacun ve dö-nerin Almanya’da beğenilerek tüketildiği-ni ifade eden Otto, “Yaptığınız bu iş Avru-pa ve Almanya piyasasında en üst seviye-de tutuluyor. Goch Belediye Başkanı ola-rak sizlere her konuda yardımcı olacağı-mızdan şüpheniz olmasın. Fabrikanın açı-lışını sabırsızlıkla bekliyorum. Açılışta ön-lüğümü giyip ilk lahmacunu ben yapmak istiyorum.” ifadelerini kullandı.

Döviz kurları MERKEZ BANKASI 24 EYLÜL 2011

DÖVİZİN CİNSİ DÖVİZ ALIŞ DÖVİZ SATIŞ EFEKTİF ALIŞ EFEKTİF SATIŞ

1.8262 1.8350 1.8249 1.8378

1.7849 1.7966 1.7767 1.8074

0.33107 0.33270 0.33084 0.33347

2.4646 2.4765 2.4629 2.4802

2.8187 2.8334 2.8167 2.8377

2.0164 2.0294 2.0134 2.0324

0.26400 0.26675 0.26382 0.26736

1.7765 1.7845 1.7699 1.7913

6.5337 6.6198 6.4357 6.7191

0.31278 0.31489 0.31256 0.31561

0.48838 0.48926 0.48472 0.49293

2.3909 2.4068 2.3821 2.4159

1.2497 1.2662 - -

0.56724 0.57471 - -

0.05635 0.05709 - -

0.01682 0.01704 - -ALIM SATIMA KONU OLMAYAN DÖVİZLER TL KARŞILIĞI

1 SURİYE LİRASI - - - 0.03734

1 ÜRDÜN DİNARI - - - 2.5796

1 YENİ İSRAİL ŞEKELİ - - - 0.49129

1 ABD DOLARI

1 AVUSTRALYA DOLARI

1 DANİMARKA KRONU

1 EURO

1 İNGİLİZ STERLİNİ

1 İSVİÇRE FRANGI

1 İSVEÇ KRONU

1 KANADA DOLARI

1 KUVEYT DİNARI

1 NORVEÇ KRONU

1 SUUDİ ARABİSTAN RİYALİ

100 JAPON YENİ

1 BULGAR LEVASI

1 RUMEN LEYİ

1 RUS RUBLESİ

100 İRAN RİYALİ

Çapraz kurlar1 ABD DOLARI 1.0214 AVUSTRALYA DOLARI 5.5155 DANİMARKA KRONU0.9042 İSVİÇRE FRANGI 6.8891 İSVEÇ KRONU 76.24 JAPON YENİ 1.0283 KANADA DOLARI 5.8274 NORVEÇ KRONU 3.7506 SUUDİ ARABİSTAN RİYALİ 1.4492 BULGAR LEVASI 3.1929 RUMEN LEYİ 32.14 RUS RUBLESİ 10771 İRAN RİYALİ1 EURO= 1.3496 ABD DOLARI 1 KUVEYT DİNARI= 3.6075 ABD DOLARI 1 İNGİLİZ STERLİNİ= 1.5441 ABD DOLARIEURO DÖNÜŞÜM KURLARI 1.95583 ALMAN MARKI 40.3399 BELÇİKA FRANGI 40.3399 LÜKSEMBURG FRANGI 166.386 İSPANYOL PEZETASI 6.55957 FRANSIZ FRANGI 0.787564 İRLANDA LİRASI 1936.27 İTALYAN LİRETİ 2.20371 HOLLANDA FLORİNİ 13.7603 AVUSTURYA ŞİLİNİ 200.482 PORTEKİZ ESKÜDOSU 5.94573 FİN MARKKASI 340.750 YUNAN DRAHMİSİ1 ÖZEL ÇEKME HAKKI (SDR) 1.56610 ABD DOLARI 2.8738 TÜRK LİRASI

Serbest piyasaCUMA 17.00 23 EYLÜL 2011

DÖVİZ ALIŞ SATIŞ

ABD DOLARI 1,8340 1,8380

EURO 2,4720 2,4780

İSVİÇRE FRANGI 2,0000 2,0500

İNGİLİZ STERLİNİ 2,8100 2,8500

100 JAPON YENİ 2,3800 2,4300

DANİMARKA KRONU 0,3150 0,3500

İSVEÇ KRONU 0,2500 0,2800

AZERİ MANATI 1,8625 1,8900

AVUSTRALYA DOLARI 1,7800 1,8300

KANADA DOLARI 1,7700 1,8100

ALTIN ALIŞ SATIŞ

CUMHURİYET 665,00 675,00

REŞAT 687,00 719,00

24 AYAR KÜLÇE 99,55 99,95

22 AYAR 93,39 93,71

22 AYAR BİLEZİK 90,60 96,95

18 AYAR 76,46 76,73

14 AYAR 59,64 59,85

900 AYAR GÜMÜŞ 1,9260 1,9800

1 ONS ALTIN 1.727,00 $

HAM PETROL (BRENT)

106,66 $/Varil (Ekim 2011 teslimi)

BANKALARARASI PİYASA

ABD DOLARI ALIŞ: 1,8370 SATIŞ: 1,8420

Helal Food BV Yö-netim Kurulu Baş-kanı Abdurrahman Akbulut’un Goch Belediye Baş-kanı Karl Heinz Otto ile birlikte düzenlediği ta-nıtım toplantısı-na Almanya ve Hollanda basını yoğun ilgi gös-terdi.

Türkiye ekonomisi-nin gösterdiği per-formans Uluslara-rası Para Fonu’na (IMF) geri adım at-tırdı. Daha önce-ki raporlarında Türkiye’nin bu yıl için yüzde 6,5 bü-yüyeceğini tahmin eden Fon, 2011 için tahminini yüz-de 7,5 olarak revi-ze etti. IMF Türki-ye temsilcisi Mark Lewis, 2012’de ise ekonomide yumu-şak iniş öngördük-lerini ve çeyreklik bazda pozitif bü-yümeler görülece-ğini ifade etti.

KARL HEİNZ OTTO

GÜLER SABANCI

Türkiye’nin rekor büyümesi geri adım attırdı, IMF tahminleri yükseltti

Page 9: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

GÜNDEM08 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN

Kızılay saldırganı Kandil’de özel bomba eğitimi almışBAYRAM KAYA ANKARA

-Ankara Kumrular Caddesi’nde 3 kişinin hayatını kaybetmesine, 34 kişinin de yara-

lanmasına sebep olan terör örgütü PKK men-subu İbrahim Halil G. ile ilgili önemli bilgilere ulaşıldı. İstihbarat kaynaklarından edinilen bil-giye göre, saldırgan 5 Temmuz 2011 tarihinde Eskişehir yolunda askerî servis aracına düzenle-diği saldırı öncesinde ve sonrasında örgüt men-suplarıyla temasa geçmemiş. Özelikle ilk saldı-rının ardından kendini Başkent’te gizleyen ve marjinal hiçbir grupla da görüşmeyen teröristin, temaslarını da özel bir gizlilik içerisinde yürüt-tüğü öğrenildi. İstihbarat kaynakları, saldırga-nın örgütün üst düzey yöneticileri ile olan iliş-kilerini de tespit etti. Saldırganın Ankara’daki eylemlerin emrini dağ kadrosundan aldığı so-nucuna ulaşıldı. Bu arada ilk bombalamanın ar-dından ikinci eylemde de profesyonel davran-dığı ortaya çıkan saldırganın, Kandil’de özel bomba eğitimi aldığı da bilgiler arasında yer alı-yor. Özelikle teröristin ilk eyleminde 50 metre-lik bir kablo döşeyerek 65 amperlik aküyü pat-latması, Kızılay’da da LPG tankının içerisine bomba yerleştirmesi bu iddiaları güçlendiriyor. Bu arada zanlının Şanlıurfa’daki çevresi de İb-rahim Halil G.’nin PKK bağlantısını doğruladı.

TERÖRİSTİN GÖRÜNTÜLERİ DE ORTAYA ÇIKTI Bu arada terör örgütü PKK’nın alt kolu olarak bilinen TAK’ın üstlendiği Ankara’daki bombalı saldırıyı gerçekleştiren teröristin görüntüleri de ortaya çıktı. Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün basına dağıttığı görüntülerde terörist, bom-balı saldırıyı gerçekleştirmeden önce bir mar-ket sahibiyle konuşurken tespit edildi. Bomba-cının 5 Temmuz 2011 tarihinde Eskişehir yo-lunda askerî araca düzenlenen saldırıyı ger-çekleştiren kişi olduğu ortaya çıktı. Soruştur-mayı derinleştiren Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, saldırganın resimle-rini Türkiye genelinde tüm güvenlik birimleri-ne ve sınır kapılarına dağıttı. Polis, bombacı-yı “25-30 yaşlarında, 1.75-1.80 boyunda, 75-80 kg civarında, sakin görünümlü ve düzgün şive-li, kumral esmer” biri olarak tarif etti. Öte yan-dan saldırganın ikinci eylemini yapmasında ilk eylemin ardından gerekli tüm tahkikatın yapıl-mamasının etkili olduğu belirtiliyor.

Ankara Kumrular Caddesi’nde meydana gelen patlamanın faili terör örgütü PKK mensubu İbrahim Halil G.’nin görüntüleri ba-sına dağıtıldı. Polis, bombacıyı “25-30 yaşlarında, 1.75-1.80 boyunda, 75-80 kg civarında, sakin görünümlü ve düzgün şiveli, kumral esmer” biri olarak tarif etti. Teröristin bu tip eylemler için Kandil’de özel olarak eğitildiği öğrenildi.

GÖKSEL GENÇ İSTANBUL

-‘İkinci Ergenekon’ davasının 134. duruşması dün görüldü. Özel Harekâtçı tutuksuz sanık

Murat Çavdar, savunmasında 2004’ten bu yana Tokat Özel Harekât Şubesi’nde görev yaptığını, tutuklu sanık İbrahim Şahin’le de buraya geldi-ğinde görüştüğünü söyledi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Savcı Meh-met Ali Pekgüzel, Murat Çavdar’a, Ermeni Pat-riği Mesrob Mutafyan, Alevi Bektaşi Federasyo-nu Genel Başkanı Ali Balkız ve eski genel sekre-ter Kazım Genç’e suikast iddialarının yer aldığı S-1 adlı belgede adının ve kimlik bilgilerinin ol-duğunu hatırlattı. Bunun üzerine Çavdar, İbra-him Şahin’den, yurtdışı göreve gönderilmesi için yardım istediğini ve o sebeple kimlik bilgilerini Şahin’e verdiğini kaydetti. Savcı Pekgüzel’in, “İbrahim Şahin şubeye geldi-ğinde neler konuşurdu?” sorusu üzerine de, “Gün-cel terörle mücadele konularından konuşulurdu. Ge-nelkurmay ile görüştüğünü söylemiştir. Birkaç paşa ile de görüştüğünü söylüyordu ama kimler olduğu-nu hatırlamıyorum. Üzerinde durmadım.” dedi. Ha-tırlanacağı gibi Şahin, sorgusunda, o dönemde kor-general rütbesinde olan Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Bekir Kalyoncu”nun, “Yeni oluşturulacak terörle mücadele müsteşarlığına atanacaksın.” diye-rek kendisini göreve çağırdığını ileri sürmüştü. Murat Çavdar’ın açıklamalarından sonra söz alan tutuklu sanık İbrahim Şahin ise Özel Harekât timle-rinin zaman zaman yurtdışına gönderildiğini bildir-di. Çavdar’ın isminin S1 listesinde bulunma sebebini ise açıklamayan Şahin, “Çavdar yurtdışında göreve gitmek istediğini söyleyince, bilgilerini alarak bunla-rı Behçet Oktay’a (dönemin Özel Harekât Daire Baş-kanı) verdim. Bana söylenen göreve gelirsem kendi yanıma alırım, korumam, şoförüm olur diye ismini S-1’e yazdım.” şeklinde konuştu. Davada, tutuklu sanık İbrahim Şahin ve Ergene-kon davasına bakan Savcı Zekeriya Öz’ün eski koru-ması Kenan Temur da dinlendi. Temur, soruşturma aşamasında İbrahim Şahin’in tedhiş listesinde adı-nın geçtiği, savcılıkta kendisine söylendiğinde “İbra-him Şahin bana iftira attı.” sözlerine açıklık getirdi. Savcılıkta devamlı tedhiş planı ve çirkin konular so-rulduğunu belirten Temur, “Onların sorduğu soru-lara göre ben öyle cevap verdim.” dedi. Bir dönem savcı Zekeriya Öz’ün eşinin koruma görevini de yü-rüten Temur, Şahin ile aralarında bir sorunun ol-madığını dile getirdi. Duruşmada, CHP milletvekili Mustafa Balbay, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Fa-tih Hilmioğlu, gazeteci Tuncay Özkan ve emekli Al-bay Hasan Atilla Uğur’un da aralarında bulunduğu 24 tutuklu sanık ile 15 tutuksuz sanık hazır bulun-du. Tutuklu sanıklardan Başkent Üniversitesi kuru-cu rektörü Mehmet Haberal, eski Jandarma İstihba-rat Dairesi Başkanı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ve Oğuz Bulut ise duruşmaya katılmadı.

-Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katil zanlısı Ogün Samast’ın ‘terör ör-

gütüne üyelik’ suçundan İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına devam edildi. Hak-kındaki diğer davada ‘tasarlayarak adam öldürmek’ suçundan 22 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılan Ogün Samast, kararı protesto ederek duruşmaya gelmedi. Samast’ın avukatı Levent Yıldırım, reddihâkim talebin-de bulunarak, müvekkilinin aldığı cezaya tepki ama-cıyla duruşmaya gelmediğini söyledi. Mahkeme Baş-kanı Celal Ünal, Samast’ın gelmeme nedeninin ceza-evine sorulduğu ve sanığın kendi isteği doğrultusun-da getirilmediğini belirttiğini ifade etti. Bunun üzerine Samast’ın avukatı Levent Yıldırım müvekkilinin duruş-maya katılmama sebebiyle ilgili mahkemeye bir dilek-çe göndereceğini söyledi. Yıldırım, mahkeme heyetinin ihsası reyde bulunduğunu öne sürerek davadan çekil-mesini aksi takdirde heyetin reddini talep etti. Yıldırım, müvekkili hakkında adam öldürme ve ruhsatsız silah bulundurma ve örgüt üyesi olma suçundan tek bir id-dianame hazırlandığını, ancak mahkemenin terör ör-gütü üyeliği suçlamasını ayırdığını, bu durumun huku-ken doğru olmadığını kaydetti. Ogün Samast’ın tutuk-luluk halinin devamını kararlaştıran mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi. YAKUP ÇETİN, ABDULKADİR ARGILLI İSTANBUL

-Şırnak merkez ile Silopi ve İdil ilçelerinde KCK operasyonunun 3. dalgası dün sabah yapıl-

dı. Şırnak’ta geçen cumartesi gününden beri ara-lıklarla devam eden KCK operasyonları kapsamın-da sabah saatlerinde Şırnak ile İdil ve Silopi ilçeleri-nin BDP’li belediye başkanları ve BDP il ve ilçe baş-kanlarının evlerinde arama yapıldı. Diyarbakır Cum-huriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla Şırnak Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Çevik Kuvvet timlerinin gece saat 03.00 sularında yaptığı operasyonlarda Şırnak Belediye Başkanı Ramazan Uysal, İdil Belediye Baş-kanı Resul Sadak, Silopi Belediye Başkanı Emin To-ğurlu ve Silopi BDP İlçe Başkanı Bahattin Alkış gö-zaltına alındı. Şırnak BDP İl Başkanı Abit İke ile Mer-kez İlçe Başkanı Abit Bayık’ın evlerinde de arama ya-pıldığı, ancak her ikisinin de evde bulunmadığı bildi-rildi. BDP’li başkanların evlerinde yapılan aramalar-da bilgisayar ve bazı dokümanlara da el konulduğu öğrenildi. Şırnak Belediyesi internet sitesinden, “Be-lediye Başkanımız Ramazan Uysal bu sabah evine yapılan baskın sonucu tutuklanarak Diyarbakır’a gö-türüldü.” şeklinde açıklama yapıldı. ALİ GÜVEN ŞIRNAK

EŞREF AKGÜN MALATYA

-Malatya’da yaşanan Zirve Yayı-nevi katliamıyla ilgili dava kapsa-

mında yapılan araştırma sonucu emekli Orgeneral Hurşit Tolon, gazeteci Mus-tafa Balbay ve Türkan Saylan gibi kişi-ler tarafından İnönü Üniversitesi’nde 8 yılda misyonerlik ve benzer konular-da 23 konferans verildiği ortaya çıktı. Emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un Zir-ve Yayınevi’nde cinayetlerin işlendiği aynı gün üniversitede ‘21 yy. başlangı-cında kuşatılmış Türkiye’ konulu kon-ferans verdiği tespit edildi. Biri Alman uyruklu 3 kişinin öldü-rülmesiyle ilgili Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada tutuk-lu sanıklar 35’inci kez hakim karşısı-na çıktı. Duruşmaya tutuksuz sanık Hü-seyin Yelki ile birlikte öldürülen Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske’nin eşi Susanne Geske ve diğer maktulle-rin yakınları katıldı. Mahkeme başka-nı, önceki duruşmada İnönü Üniversitesi Rektörlüğü’nden talep edilen misyoner-lik ve benzeri konularla verilen konferans ve panellerin, CD ve DVD ortamında mahkemeye ulaştığını dile getirdi. Buna göre, 2000 ile 2008 yılları arasında 23 kez misyonerlik ve benzeri konularda panel ve konferans düzenlendiği tespit edildi. 21 Kasım 2000 tarihinde Orgeneral Doğu Aktulga tarafından verilen ‘Devlet Yöne-timi ve Atatürk’ konulu konferansla baş-layan toplantıların 9 Mayıs 2008 tarihinde emekli Orgeneral Edip Başer tarafından verilen ‘Ulusal Güvenlik’ konulu konfe-ransla tamamlandığı belirlendi. 8 yılda verilen konferanslar arasında en dikkat çekici olanı Zirve Yayınevi cinayet-leri ile aynı gün, yani 18 Nisan 2007 tari-

hinde emekli Orgeneral Hurşit Tolon ta-rafından ‘21. yy. başlangıcında kuşatılmış Türkiye’ konulu konferans oldu. Ayrıca Ergenekon soruşturması kapsamında ba-zıları tutuklu bulunan sanıkların da İnönü Üniversitesi’ndeki konferans dizisi içinde yer aldığı belirlendi. 16 Mart 2005’te Tür-kan Saylan, benzer bir konuda konferans verirken gazeteci Mustafa Balbay’ın 11 Ekim 2005’te, 26 Nisan 2006’da Tuncay Özkan’ın, 17 Kasım’da da İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ferit İlsever’in ‘Türkiye nereye gidiyor’ konu başlığı al-tında konuştuğu kayda geçti.

Mahkeme heyetinin sorması üzerine duruşmada konuşan tutuklu sanık Va-rol Bülent Aral, müdahil avukatı Erdal Doğan’ın sunduğu Hrant Dink dava-sına ilişkin mütalaanın kabul edilme-mesini istedi. Ayrıca mahkeme üye-si Hakim Osman Kandemir’in kendi-sini mimik hareketleriyle tehdit ettiği-ni, “Sen görürsün” demeye çalıştığını iddia eden Aral, “Ben dudak okuya-biliyorum. Aynı zamanda bu hakimin beynini de okuyorum. Ne dediğini an-lıyorum. Bu nedenle hakimin davadan alınmasını talep ediyorum.’’ dedi.

BAYRAM KAYA ANKARA

-Emniyet birimleri Türkiye genelinde uyuş-turucu madde satıcılarına göz açtırmıyor.

Okulların açılmasıyla uyuşturucu ve benzeri ba-ğımlılık yapan maddeler konusunda alarma ge-çen Emniyet güçleri Ankara’da büyük bir ope-rasyon gerçekleştirdi. Bu kapsamda gelen bir ihbarı değerlendiren Ankara polisi, Mamak, Al-tındağ, Çankaya ve Keçiören’de uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapan sokak satıcılarına yönelik operasyon düzenledi. 26 kişinin gözal-tına alındığı operasyonda ele geçirilen uyuştu-rucu maddenin piyasa değerinin yaklaşık 1 mil-yon lira olduğu belirtiliyor. Emniyet’teki sorgu-lamalarının ardından adliyeye sevk edilen zan-lılardan 15’i tutuklanarak cezaevine gönderilir-ken, 3 şüpheli ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Narkotik Suçlar Büro Amirliği ekip-leri, istihbarat çalışmaları neticesinde Ankara merkez ve ilçelerinde uyuşturucu ticareti yapan bir çeteyi tespit etti. Operasyon için düğme-ye basan Emniyet birimleri, Çankaya, Mamak, Altındağ ve Keçiören ilçelerinde tespit edilen noktalara eşzamanlı baskın düzenledi. Şahıs-ların ev ve üzerinde yapılan aramalarda 40 kilo 500 gram esrar, 3 bin 792 adet uyuşturucu ecs-tasy hap ve 72 gram eroin çıktı. Ayrıca uyuştu-rucu madde ticaretinden elde edildiği öğrenilen 6 bin 360 lira ve 100 dolar ele geçirildi. Emniyet kaynaklarından edinilen bilgiye göre Başkent’te ele geçirilen uyuşturucu maddenin piyasa değe-rinin yaklaşık 1 milyon TL olduğu bilgisine ula-şıldı. Operasyon sonucunda çete ile bağlantıları tespit edilen zanlılar yakalanarak Ankara Emni-yet Müdürlüğü’ne getirildi.Yakalanan 26 şahıs-tan 15’i, çıkarıldıkları mahkeme tarafından tu-tuklandı. 3 şüpheli şahıs serbest bırakılırken, 8 şüpheli hakkında ise ‘kullanmak için uyuşturu-cu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek ve bulundurmak’ suçundan yasal işlem yapıldı.

‘Şahin, Genelkurmay ile görüştüğünü anlatırdı’

Cezayı protesto etti duruşmaya gelmedi

Şırnak’ta 3 belediyebaşkanı gözaltına alındı

İnönü Üniversitesi’nde 8 yılda 23 misyonerlik konferansı verilmiş

Öğrencilere uyuşturucu satan sokak satıcıları yakalandı

SAYFA TASARIM: DERYA YILDIRIM

İnönü Üniversitesi’nde 2000 ile 2008 yılla-rı arasında 23 kez mis-yonerlik ve benze-ri konularda panel ve konferans düzen-lendiği tespit edildi. 8 yılda verilen kon-feranslar arasın-da en dikkat çekici olanı Zirve Yayınevi cinayetleri ile aynı gün, yani 18 Ni-san 2007 tarihinde emekli Orgeneral Hurşit Tolon tara-fından ‘21. yy. baş-langıcında kuşatıl-mış Türkiye’ konulu konferans oldu.

Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün bası-na dağıttığı görüntü-lerde Ankara’daki ey-lemi gerçekleştiren te-röris, bombalı saldı-rıyı gerçekleştirme-den önce bir mar-ket sahibiyle konu-şurken tespit edildi. Bombacının 5 Tem-muz 2011 tarihinde Eskişehir yolunda askerî araca düzen-lenen saldırıyı ger-çekleştiren kişi ol-duğu ortaya çıktı.

-Bingöl-Elazığ karayolunda gizlenmiş hal-de 125 kilo potasyum nitratla güçlendirilmiş

1,3 kilo C-4 patlayıcı ele geçirildi. Bir istihbaratı de-ğerlendiren emniyet güçleri, Kurudere Mahallesi Bingöl-Elazığ karayolu üzerinde arama ve kontrol yaptı. Karayolunun 3. kilometresindeki bir menfezin altına patlayıcı gizlendiğini tespit etti. Uzman ekip-lerin yaptığı çalışma sonucunda, terör örgütü men-supları tarafından 4 adet 12 kiloluk büyük tüp ve 1 adet düdüklü tencere içerisine yerleştirilmiş toplam 125 kg. potasyum nitrat ile 1,3 kilo C-4 patlayıcı ele geçirildi. Bombaların, fünyeleri takılarak kullanılma-ya hazır hale getirildiği belirlendi. Bombanın bulun-duğu bölgede 1 ay önce askerî konvoyun geçişi sıra-sında patlama yaşanmıştı. ADİL BİLİM BİNGÖL

Bingöl’de 126 kilo patlayıcı ele geçirildi

Page 10: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

POLİTİKA09 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN

SAYFA TASARIM: HASAN ERTAŞSAYFA TASARIM: ONUR AYDEMİR

-CHP Grup Başkan Vekili Akif Ham-zaçebi, kanun hükmünde kararna-

me (KHK) konusunda hükümet ve Anaya-sa Mahkemesi’nden şikâyetçi oldu. Hüküme-te, “Eğer özgürlükleri esas alan yeni bir ana-yasa için yola çıkacaksak bu yola mayın dö-şemekten vazgeç. KHK çıkarma sevdasını bı-rak.” çağrısında bulunan Hamzaçebi, bugüne kadar çıkarılan 22 KHK’dan 15’i için Anayasa Mahkemesi’nde iptal davası açtıklarını kay-detti. Bu süreçte Mahkeme’nin tutumunun da ‘ilginç’ olduğunu ifade eden Hamzaçebi, CHP’nin, KHK’lara dayanak olan yetki ka-nunu ile ilgili yürürlüğün durdurulması ve ip-tali istemiyle 6 Haziran’da açılan davanın, bu-güne kadar karara bağlanmadığını dile getir-di. CHP’li vekil, Yüksek Mahkeme’ye şu çağ-rıda bulundu: “Yetki Kanunu’nun hükümete 6 ay süreyle yetki vermiş olduğu dikkate alın-dığında, dava açıldığı tarihten bu yana ge-çen yaklaşık 4 aylık süre içinde mahkemenin karar vermemiş olması kamuoyu tarafından ‘Anayasa Mahkemesi hükümete destek veri-yor’ anlamında yorumlanmaktadır. Yüksek Mahkemeyi millet adına göreve davet ediyo-rum. Mahkeme, bu konuda süratle karar ver-mek zorundadır.” ANKARA CİHAN

-Uzun yıllardır MHP’de başdanışman olarak görev yapan, çeşitli siyasi parti-

lerde de seçim kampanyalarını yürüten Rasim Bölücek, Kemal Kılıçdaroğlu’nun daveti üzeri-ne CHP’de danışmanlık hizmeti verecek. Alı-nan bilgiye göre Bölücek, yaklaşık bir ay önce CHP’ye katıldı. Bölücek’in Kılıçdaroğlu’nun daveti üzerine, değişik partilerde görev almış profesyonel bir ekip kurma çalışmalarına baş-ladığı öğrenildi. Söz konusu davet, ‘sağ seç-menle CHP arasında ortak bir dil oluşturarak, bu kesimdeki seçmen sayısını artırmaya yöne-lik’ olarak yorumlanıyor. Bölücek, söz konusu gelişmeyi doğrularken, prensip olarak basına demeç vermediğini kaydetti. ANKARA AA

-TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Kıb-rıs Rum Kesimi’nin doğu Akdeniz’de

sondaj ısrarına tepki gösterdi. “Kıbrıs’ta olup bitenler biraz da Rum kesiminin şı-martılmasından kaynaklanıyor.” diyen Çi-çek, AB’yi eleştirdi. Meclis Başkanı, “Maa-lesef kendi iç sorunlarını, sınır sorunlarını halletmeden Rum kesimi AB’ye alınmıştır. AB’yi de arkasına alarak, onların politika-larını da ipotek altına alarak, Rum kesimi biraz iç politikasından da kaynaklanan se-beplerle şımarıklık içerisindedir. Herke-sin uluslararası hukuka saygı göstermesi lazım. Rum kesiminin yapacağı iş, ortalı-ğı karıştırmak, provokatif bir kısım eylem-lere girişmek değil, senelerdir sürdürülen barış müzakeresini, minderden kaçma-dan, iç politika malzemesi yapmadan son-landırmasıdır.” diye konuştu.

Cemil Çiçek, TBMM başkanı seçil-dikten sonra kendisine yapılan ziyaretle-ri iade çerçevesinde DP ve DSP’yi ziyaret etti. Sorular üzerine yeni anayasa çalış-malarını da değerlendirdi. Yeni anayasa-nın uzlaşma komisyonu marifetiyle yapıl-ması için partiler arasında ittifak olduğu-na değinerek, “Biz de bu geleneği dikka-te alarak, bir komisyon kuracağız. Bu işle-ri adım adım takip etmemiz lazım. En son yapacağımız işi en baştan söyleyip yapa-rak, süreci tıkamayalım. 1 Ekim dedik, 1 Ekim’i bekleyip hep beraber görelim.” ifa-delerini kullandı. PINAR KAMAN ANKARA CİHAN

EMRE SONCAN ANKARACumhurbaşkanı Ab-dullah Gül’ün, “Bana video geldi. Baktım ki

birileri cesetlerle ilgileniyor, birileri vida söküyor.” açıklamasının ardından göz-ler söz konusu görüntülere çevrildi. Bu görüntülerin Muhsin Yazıcıoğlu ve be-raberindeki 5 kişinin hayatını kaybet-tiği helikopter kazasındaki sis perdesi-ni aralayabileceği belirtiliyor. Merhum Yazıcıoğlu’nun helikopter kazasıyla ilgi-li haberleri başından beri takip eden bir gazeteci olarak Cumhurbaşkanı Gül’ün bahsettiği videoyu ben de izleme fırsatı buldum. Görüntüler, yaklaşık iki ay önce meçhul bir subay tarafından bir mektupla birlikte Köşk’e ulaştırıldı. Cumhurbaşka-nı Gül ve olayın aydınlanması için büyük uğraş veren Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu üyeleri, videoyu izle-di ve olayı soruşturan Malatya Özel Yet-kili Başsavcılığı’na gönderdi.

Birkaç yetkili ile birlikte izlediğim gö-rüntü kaydı, yaklaşık 30 saniye sürüyor. Önce gökyüzünde bir helikopter gözükü-yor. Kamera daha sonra enkaz bölgesine çevriliyor. Elinde tornavida tutan bir asker, Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikop-ter enkazının bir parçasının üzerinde gözü-küyor. Turuncu renkli ve yıldız uçlu olduğu anlaşılan tornavidayla enkaz üzerinden bir parça söküyor. Bu sırada görüntüde omu-

zunda 3 yıldız taşıyan bir asker daha var. Fakat yanında çelenk olup olmadığı net de-ğil. Yani ya yüzbaşı ya da albay rütbesinde. Görüntüleri kayda alan kişiyle birlikte top-lam 3 askerin olay yerinde olduğu anlaşılı-yor. Enkazdan cihaz söken ve gözlüklü ol-duğu görülen kişinin toplam görüntüsü ise sadece 2-3 saniye.

Söz konusu cihazların, daha önce Zaman’ın gündeme getirdiği ve enkaz bölge-sinden çalınan Argus 5000 CE ve SKYMAP IIIC cihazları olabileceği kaydediliyor. Söz konusu donanım, helikopterin uçuş bilgi-lerini muhafaza ediyor. Hangi noktalar ara-sında uçtuğunu, irtifa bilgilerini, hızını ka-yıt altına alıyor. Uzmanlar ise konuyla ilgi-li olarak, “Helikopter bir dış etkiyle düşürül-düyse, ilk ortadan kaldırılacak cihazlar bun-lardır.” görüşünde birleşiyor. DDK’nın ka-muoyuna yansıyan raporunda, enkazda bu-lunamayan cihazlarla ilgili önemli tespitler yer almıştı. Tespitler, rapora şöyle yansımış-tı: “Cihazların 31.3.2009 günü öğle saatle-ri arasında yok olduğu/çalındığı anlaşılmış-tır. Bölgede saat 17.00’ye kadar çalışmaları-nı sürdüren Kara Kuvvetleri’ne ait Sikorsky helikopterin kaza kırım heyetinde yer alan bazı personelin TC-HEK işaretli helikopter enkazı üzerinde çalışma yaptıkları görül-müştür. Başta Sikorsky helikopterin kaza kı-rım heyeti olmak üzere tüm şüpheliler hak-kında cumhuriyet savcılığınca soruşturma yapılması önerilmektedir.”

MUSA ÖZYÜREK SİVAS

-Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sosyal paylaşım sitesi Twitter ara-

cılığıyla Almanya ziyaretine ilişkin de-ğerlendirmelerde bulundu. Gül, yorum-larına, “Geçtiğimiz günlerde, Alman Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un davetlisi olarak ben ve Hayrünnisa Ha-nım Almanya’ya resmi bir ziyarette bu-lunduk.” ifadesiyle başladı.

Ziyaretine ilişkin çeşitli fotoğraf kare-lerine yer veren Gül, konuşma yapacağı Humboldt Üniversitesi’nde bomba ihba-rı yapılmasına temas etti. Rektörün oda-sındaki bekleyişine ilişkin fotoğrafı pay-laşırken, “Çıkarılan engellere rağmen Humboldt Üniversitesi’nde yaptığım ko-nuşmamla ilgili olarak sizlerden binlerce

mesaj aldım. Alman polisinin aksi yön-deki ısrarına rağmen üniversiteyi terk et-medim, rektörün odasında bekledim. Yaşananlar karşısındaki öfkemi de sak-layamadım.’’ ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı, Berlin Havaa-lanı’ndaki karşılama töreniyle 1989 yı-lına kadar doğu ve batı Berlin’i birbirin-den ayıran Glienicke Köprüsü’nün üze-rinde çekilen fotoğrafl arı da yayınladı. İki cumhurbaşkanı ve eşlerinin yer al-dığı fotoğrafl a ilgili “Bu köprü, fi lmlere konu olan, casus değişimlerinin yapıldı-ğı köprü.” diye not düştü. Wulff ile yine aynı akşam, yemekten sonra program dışı bir şey yapmaya karar verdiklerini anlatarak, “Ve Berlin’de Türklerin yoğun olarak yaşadığı Kreuzberg semtinde bir

Türk kebapçısına gittik.” dedi. Gül’ün, kebapçıda çekilen fotoğrafı da bulunu-yor. “Mevkidaşım Wulff, Alman Cum-hurbaşkanlığı bandosunun Türk şefi ni benimle tanıştırdı.” diyen ve tanıştırma-ya ilişkin fotoğrafı yayınlayan Gül, “Şe-fi n Türk olduğunu kıtayı selamlarken bana bakışından anlamıştım.” ifadeleri-ne yer verdi. Geçen yıl Türkiye’ye yap-tığı ziyarette, Wulff ve eşini memleketi Kayseri’ye götürdüğünü anımsatan Ab-dullah Gül, şu mesajı paylaştı: “Bu kez de Wulff bizi kendi uçağıyla memleke-ti Osnabrück’e götürdü. Osnabrück’te halkı birlikte selamladığımız belediye binası, tarihte çok önemli bir yeri olan Vestfalya Antlaşması’nın 1648’de imza-landığı yer.” ANKARA CİHAN

ZEKAİ ÖZÇINAR ANKARA

-Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kumarhaneler Kra-

lı Ömer Lütfü Topal cinayetine ilişkin dava dosyasında bulduğu tarihi ‘Susurluk Zirvesi’ tutanakları sansürlü çıktı. 74 sayfayla sınır-lı tutulan tutanaklar, ‘devlet sırrı’ kaygısıyla büyük bölümü kesildiği için zirvede konuşu-lanların tamamını yansıtmıyor. Ancak san-sürlü dökümlere yansıyanlar, liderler arasın-daki ‘faili meçhul’ atışmasını gözler önüne seriyor. Söz konusu zirve, Susurluk kazası-nın ardından 22 Aralık 1996 tarihinde döne-min Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in çağrısı üzerine Çankaya Köşkü’nde gerçek-leşmişti. Zirveye, dönemin Başbakanı Nec-mettin Erbakan, Başbakan Yardımcısı-DYP lideri Tansu Çiller, ANAP Genel Başka-nı Mesut Yılmaz, CHP lideri Deniz Baykal, DSP lideri Bülent Ecevit ve BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu katılmıştı. İşte, o diyaloglar:

Tansu Çiller: Lisede daha öğrenciydim, bir kontrgerilla diye çıkmıştır bu olay. Şimdi söy-lenen şey, bir başka boyutuyla aynı şeyi çağ-rıştırıyor. Sayın Ecevit, ondan sonra iki kez başbakan olmuş. Devlet içinde kontrgerilla-larla ilgili Ecevit ne yapmış başbakanlığı dö-neminde ki onun aynısını yapalım hemen.

Bülent Ecevit: 1974 öncesinde bazen kont-rgerilla sözünü genel anlamda kullanmış olabilirim. Fakat, öğrendiğim bazı çok acı devlet gerçekleri üzerine Türkiye’de res-men kontrgerilla diye bir örgüt olmadığı-nı, ama o işleri gören bir kurumun var ol-duğunu, Özel Harp Dairesi’nin sivil uzantı-sının var olduğunu ve bunların çok karan-lık bir takım olaylara karışmış olabileceğini gördüm. 1978’de başbakan olur olmaz yeni Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’e o za-man kullandığım tabirle ‘devlet içinde ama devlet dışındaki’ kurumların hukuk devleti kuralları içine çekilmesi talimatını verdim.

Necmettin Erbakan: 1994 tarihinde Mehmet Özbay’a (Abdullah Çatlı), bir bakan ona-

yı ile silah verilmiş. Hangi bakan tarafın-dan? MİT raporunda ‘devlet içerisinde ken-di kendine gruplar teşekkül etmiştir’ deni-liyor. Raporda söylediği şu: 1982-1984 ara-sında ASALA’ya karşı 11 eylem yapılmış-tır. Eylemlerin içinde Çatlı da vardır. ANAP dönemidir. Bu olaylardan iktidarın habe-ri yok mu? Bunlar resmi vesikalarla sabit. 1978’den beri uyuşturucu kaçakçılığından Hollanda’da ve ABD cezaevlerinde yatan sa-bıkalı Ömer Lütfü Topal’a kim pasaport ver-miştir? 1978’den beri uyuşturucu kaçakçısı, kim otel ve kumarhane ruhsatı veriyor.

Mesut Yılmaz: 1993’ten beri bu hukuk dışı olaylar devlette devam etmektedir. Bir id-dia var. MGK’da PKK’nın lojistik desteği-nin kesilmesi konusunda bir karar alınmış. Karara dayalı olarak da devlet içinde bir ta-kım odaklar yargısız infazlara girişmiştir. Çiller’in dediği gibi münferit olay söz ko-nusu değildir. İki sene içerisinde 50 tane bi-reysel olay söz konusudur. Bu yargısız yetki kullanıldıysa kimin izniyle kullanılmıştır?

Süleyman Demirel: Geçen 5 sene zarfın-da kurulun başbakan olarak üyesiyim veya cumhurbaşkanı olduğum kurulların hiçbir tanesinde ‘devletin güçleri dışında bir takım adamları kullanalım’ diye hiçbir şey alınma-mıştır. 1991 Kasım ayından, Yılmaz’ın bana hükümeti devrettiğimden bu yana başında bulunduğum hükümetler veya başında bu-lunduğum bu devlet benim bilgim dahilinde hiçbir cinayet işine karışmamıştır. Buna karşı çıkmışımdır ve ‘aman dikkat edin şu adam-dan…. ve aman devleti meşru olmayan işle-re karıştırmayın’ şeklinde olmuştur.

Tansu Çiller: Yılmaz’ın yanında anlaşılan Ölmez diye çete reisi varmış. Ankara Vali-si Ölmez’i Yılmaz’ın kongresindeki yemekte yanından alıyor. Devlet-mafya-çete ilişkisi-nin başında olan isim. Temmuz 1991-Kasım 1991 yani Yılmaz’ın başbakanlığı dönemin-de faili meçhul cinayetler olarak 63 adi, 18 siyasi, 81 faili meçhul cinayet işleniyor.

CHP, Anayasa Mahkemesi’nden şikâyetçi

Bahçeli’nin danışmanı Bölücek, CHP’de

Kıbrıs’ta olanlar, Rum kesiminin şımartılmasından kaynaklanıyor

O görüntülerdeki turuncu tornavida ve 3 asker

Humboldt Üniversitesi’ni terk etmedim; öfkemi de saklayamadın

Susurluk zirvesinde ‘faili meçhul’ atışmasıÇankaya Köşkü’nde 15 yıl önce gerçekleştirilen Susurluk Zirvesi’nde ‘hukuk dışı olayların ne zaman başladığına ilişkin’ tartışma yaşandı-ğı ortaya çıktı. Faili meçhul cinayetler soruşturmasını yürüten özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal cinayetine ilişkin dava dosyasında bulduğu tutanaklar, zirvede yaşanan atışmayı gözler önüne seriyor.

Susurluk kazası-nın ardından 22 Ara-lık 1996 tarihinde Demirel’in çağrısı üzerine gerçekleşti-rilen zirveye dö-nemin Başbaka-nı Necmettin Er-bakan, Başbakan Yardımcısı-DYP li-deri Tansu Çiller, ANAP Genel Baş-kanı Mesut Yıl-maz, CHP lideri Deniz Baykal, DSP lideri Bülent Ece-vit ve BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu katılmıştı.

Cumhurbaşkanlı-ğı Devlet Denetle-me Kurulu üyeleri-nin olayı soruşturan Özel Yetkili Malat-ya Başsavcılığı’na gönderdiği ve Za-man muhabirinin de izlediği video yaklaşık 30 sani-ye sürüyor. Göz-lüklü bir asker, elindeki turuncu renkli tornaviday-la enkaz üzerin-den parçaları sö-küyor.

Cumhurbaşkanı Ab-dullah Gül, dün Twitter’daki hesabın-dan Almanya’daki ziyaretine iliş-kin paylaşım-larda bulundu. Gül, Humboldt Üniversitesi’nde gerginlik yaşadı-ğını, polisin ısrarı-na rağmen üniver-siteyi terk etmek istemediğini dile getirdi.

Güneş: Gül’ün çabası, ümitlerimizi artırdıCumhurbaşkanı Gül’ün açıklamaları, Yazı-cıoğlu kazasında hayatını kaybeden acılı ai-leleri de ümitlendirdi. Kazadan sonra 112’yi arayarak yardım isteyen ancak donarak vefat eden gazeteci İsmail Güneş’in eşi Yasemin Güneş, olayın aydınlatılıp, suçluların ceza alacağına yönelik inancının arttığını söyledi. Yasemin Güneş, Gül’ün kazanın üzerine bu

kadar gideceğini beklemediğini belirtti. Bu-nun kendilerini sevindirdiğini dile getirerek, “Şu günden sonra buna inanıyoruz. Suçlu-lar ceza alacak. Ölenler geri gelmeyecek ama bir nebze de olsa içimiz rahatlayacak. Acımız tam anlamıyla hafi fl emeyecek ama yine de onların içeride olması suçluların ceza alması bizi mutlu edecek.” dedi. MUSA ÖZYÜREK SİVAS

HABERiZLENiM

Çiçek, TBMM başkanı seçildikten sonra kendisine yapılan zi-yaretleri iade çerçevesinde Demokrat Parti’yi ziyaret etti.

YASEMİN GÜNEŞ

SÜLEYMAN DEMİREL

NECMETTİN ERBAKAN

MESUT YILMAZ

TANSU ÇİLLER

DENİZ BAYKAL

BÜLENT ECEVİT

Page 11: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN f10 DIŞ HABERLER

SAYFA TASARIM: ALİ BABÜR BOYSAL

Erdoğan, BM Genel Kurulu’na hitabında dünyanın Somali’ye duyarsız kalma-sından yakınarak, “Somali’nin feryadını duy-mayan dünya barıştan, adalet-ten, medeniyetten söz edemez.” dedi. Konuşmasının bitiminde Somali delegasyonu, Erdoğan’ı ayakta alkışladı.FOTOĞRAF: CİHAN, ORHAN AKKURT

Gazze’deki BM binası önünde toplanan yüzlerce Filistinli, Filistin’in bağımsız devlet olarak tanın-masını talep etti. Grup, BM yetki-lilerine Filistin’in tanınmasını destekleyen bir mektup verdikten sonra dağıldı.

ALİ H. ASLAN NEW YORK

-Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kurulu’nda yaptığı coşkulu

konuşmada uluslararası sistemdeki adalet-sizliklere dikkat çekerek özellikle Somali ve İsrail konusunda sitemli mesajlar verdi. ‘Li-derlik sergileyemediğini’ ifade ettiği BM’nin ‘belli ülkelerin çıkarları ve vesayeti’nden kurtarılarak yeniden yapılanması çağrısında bulunan Erdoğan, Somali’de devam eden insanlık dramının uluslararası toplum için ‘yüz karası’ olduğunu kaydetti. Somali’de yaşananların ‘sömürgeci zihniyet’in açtığı ‘derin yara’yı da ortaya çıkardığını söyle-yen Erdoğan, ‘o eski zihniyet’in şimdi de Somali’yi sadece seyretmekle yetinmesin-den yakındı. Türkiye halkının ve hüküme-tinin Somali konusundaki insanî girişim-lerini anlatırken bunun ‘tüm uluslararası toplum’a örnek olması gerektiğini söyledi. Konuşmasının bitiminde Somali delegasyo-nu, Erdoğan’ı ayakta alkışladı.

Uluslararası adalete ‘en büyük darbe’lerden birinin Arap-İsrail ihtilafın-da vurulduğunu belirten Başbakan Erdo-ğan, çözümsüzlükten ‘89 bağlayıcı BM kararına uymayan’ İsrail’i sorumlu tuttu. BM Güvenlik Konseyi’nin, Sudan gibi başka ülkelere yaptırım uygularken İsrail konusunda ‘sessiz’ kalarak çifte standart uyguladığını ima etti. ‘BM içi boşluklar’ın ve ‘belirli ülkelerdeki lobiler’in İsrail’e uluslararası adaletten kaçma imkânı ver-diğini söylerken İsrail hükümetini her geçen gün barışın önüne ‘yeni bir engel’ çıkarmakla suçladı.

ABD ve Avrupa’nın tüm aksi yönde tel-kinlerine rağmen bugün BM’de devlet sta-tüsüne getirilme başvurusunda bulunması beklenen Filistin’e ‘koşulsuz’ destek veren Erdoğan, İsrail’i Filistin topraklarını ‘işgal altında bulundurmakla’ ve ‘orantısız güç’ kullanmakla eleştirdi. İsrail hükümeti, Mavi Marmara olayındaki tutumundan dolayı da Erdoğan’ın sert eleştirilerinden nasibini aldı. Türkiye’nin hiçbir devlete karşı ‘husumet’ duymadığını ve ‘çatışmacı’ politika izleme-diğini hatırlatan Erdoğan, İsrail’in uluslara-rası sularda 9 Türk aktivisti öldürerek ‘vahim yanlış’ yaptığını kaydetti. Özür dileme, şehit ailelerine tazminat ve Gazze’ye ablukayı kaldırma yönünde İsrail ‘adım atmadıkça’ Türkiye’nin tavrının değişmeyeceğini vur-guladı. Türkiye’nin tavrının İsrail halkına değil, ‘gerilimin kaynağı’ olan mevcut hü-kümetine olduğunu da ekledi.

EGEMENLİK, HİÇBİR LİDERE İNSANLARIKATLETME ÖZGÜRLÜĞÜ VERMEZArap Baharı bağlamında Ortadoğu’da ‘değişim’ ve ‘dönüşüm’ yaşandığına işaret eden Erdoğan, Mısır, Tunus ve Libya’da bu değişimin makes bulmasını ‘memnu-niyetle’ karşıladığını, ancak Suriye gibi halen ‘olayların gerisinde kalan’ ve ‘yan-lış refl eksler’ veren bazı ülkeler olduğunu kaydetti. Suriye yönetimini ‘halka karşı kabul edilmesi mümkün olmayan eylem-lerinden dolayı defalarca’ uyardıklarını’ söyleyen Başbakan, ‘Türkiye olarak biz, gerek Suriye’de gerek diğer ülkelerde,

halkların demokratik taleplerini destekle-meye ve rejimleri bu yönde adımlar atma-ya teşvik etmeye devam edeceğiz.’’ dedi.

Başbakan Erdoğan konuşmasında Ka-rabağ ve Keşmir sorununa da kısaca de-ğindi. Azerbaycan topraklarının yıllardır süren haksız işgalinin artık sona ermesi gerektiğini vurgulayan Başbakan, ‘’Yukarı Karabağ sorununun bu şekilde çözüm-süz kalması asla kabul edilemez. Ulus-lararası sorunlara, kangren haline gel-meden çözümler bulunması, hepimizin siyasî ve ahlakî sorumluluğudur.’’ dedi. Gerilimin tırmandığı Balkanlar’da barış ve istikrarın yolunun Kosova’nın tanın-masından geçmekte olduğunu da kayde-den Erdoğan, dünya liderlerinden 2015–2016 dönemi için Türkiye’nin Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine destek istedi.

BM kürsüsünden Somali ve Filistin için destek istediBM Genel Kurulu’nda dünya liderlerine hitap eden Başbakan Erdoğan, tarihî konuşmasında açlığın pençesindeki Somali ile Filistin’in tanınma girişimine destek istedi. “Somali faciası uluslararası toplum için yüz karasıdır.” derken İsrail’in ise BM kararlarını hiçe saydığını belirtti. Erdoğan, “İsrail’e hukukun üstünde olmadığını göstermek gerekir. Bu konuda atılması gereken en önemli adım Filistin’in BM’de yer almasıdır.” diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BM’deki konuşmasında Kıbrıs Rum Yönetimi’yle Akdeniz’de yaşanan sondaj krizine de geniş yer ayırdı. Türkiye’nin Kıbrıs sorununun ‘adil, kapsamlı ve kalıcı’ bir çözüme kavuş-ması için gayret gösterdiğini ancak Kıbrıs Türk tarafının tüm iyi niyetine rağmen ‘tecrit’ten kurtulamadığını belirterek, “Rum tarafı (çözüm için) istekli değil.” dedi. Kıbrıs meselesinin ‘ilanihaye’ sürüncemede kalmasına garantör ülke olarak ‘daha fazla’ izin vermeyeceklerini söyleyen Erdoğan, Rum tarafını Kıbrıs Türkleri adına da karar verme yetkisi varmış gibi dav-

ranmakla eleştirdi. Bu bağlamda Kıb-rıs Rum kesiminin Ada etrafında pet-rol ve doğalgaz aramasına tepkisini dile getirerek şöyle konuştu: “Rum ta-rafının adeta bir kriz çıkarmaya yöne-lik bu tek yanlı hareketleri karşısında Türkiye ve Türk tarafı sağduyu içinde hareket edecek, ancak uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını da koruyacaktır. Şimdi ilgili tüm tarafl ar-dan beklentimiz, Rum Yönetimi’nin sadece Ada’da değil, tüm bölgede gerginliğe neden olabilecek bu gi-rişimlerinin durdurulması yönün-de etkin çaba sarf etmeleridir. Aksi takdirde biz de gereğini yapacağız.’’

Rumlar durmazsa gereğini yaparız

-Türkiye’nin ABD ile eşbaşkanlığını yapaca-ğı Global Terörle Mücadele Forumu, Dışiş-

leri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Amerikalı mes-lektaşı Hillary Clinton tarafından New York’ta yapılan açılış konuşmalarıyla çalışmalarına baş-ladı. Bakan Clinton, Ankara’daki terör saldırı-sından dolayı Davutoğlu’nun şahsında ABD’nin Türkiye’ye başsağlığı dileklerini iletirken, “Bu yeni forum, Bakan Davutoğlu’nun liderliği ve Türkiye’nin hepimizin maruz kaldığı tehditlere karşı uluslararası işbirliğini güçlendirmeye verdi-ği önem olmaksızın hayata geçirilemezdi.” dedi.

Avrupa Birliği artı 29 ülkenin kuruculuğunu yaptığı çokuluslu yeni yapı, 21. yüzyılda terö-rizmle mücadele için devlet yetkililerini ve uz-manlarını bir araya getirecek bir platform ola-cak. Forum, kilit terörle mücadele alanlarında ihtiyaçları belirleme, çözüm bulma ve kaynakları harekete geçirme fonksiyonlarını görecek. Clin-ton, Türkiye ile ABD arasındaki terörle mücade-le işbirliğinin mesela Endonezya ile Kolombiya arasındakine benzemeyebileceğini, üye ülkele-rin fi kir ayrılıkları da olabileceğini belirterek yeni forumun bilgi ve tecrübe paylaşımına yardımcı olacağına işaret etti. ALİ H. ASLAN NEW YORK

Türkiye ile ABD’den terörle mücadeleiçin ortak girişim

-İyice gerilen Türkiye-İsrail ilişkilerinde, İs-rail çözüme karşı olan tavrını sürdürürken,

eski Başbakan Ehud Olmert, ülkesinin Türkiye ile olan gerginliği gidermesi gerektiğini söyledi. New York Times gazetesine bir makale yazan Olmert, İsrail'in mümkün olduğu kadar Türkiye ile tansi-yonu düşürmek için çaba göstermesi gerektiğine dikkat çekti. Olmert, “Türkiye, İsrail'in düşmanı değil. Türk Başbakan Erdoğan ile çok yakın ça-lıştım. Son açıklamalarına ve eylemlerine rağ-men, İsrail'le ilişkilerin önemini anladığına ina-nıyorum.” yorumunu yaptı. Olmert, Erdoğan ve Netanyahu'nun, bölgenin istikrarı ve iki ülkenin yararı adına en kısa zamanda bu krize son vermek için beraber çalışmaları gerektiğinin altını çizdi. Mayıs 2010'da Gazze fi losuna yapılan saldırıda şehit olan Türk vatandaşları için gerçekten üzgün olduğunu dile getiren eski başbakan, İsrail'in de üzgün olduğunu belirtti. İsrail'in, üzüntüsünü Türk hükümetine ve Türk halkına ifade etmesinin uy-gun yolunun bulunabileceğinden emin olduğunu söyleyen Olmert, "Gerçek liderlik zamanı geldi. Liderlik, siyasette ayakta kalma kabiliyeti ile değil, zor zamanlarda zor kararlar verme kabiliyeti ile test edilir." diye konuştu. Olmert, “Barış ya şimdi ya asla” başlıklı yazısında Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'ın Filistin devletinin tanıması ko-nusundaki tek tarafl ı girişimi haklı olsa da, mantıklı olmadığını ileri sürdü. İsrail–Filistin sorununun kısa zamanda çözüme kavuşmasını isteyen Olmert, Ortadoğu'nun Arap Baharı girişimiyle değiştiğine ve bölgede tahmin edilemeyecek değişiklikler ol-duğuna dikkat çekti. DIŞ HABERLER SERVİSİ

İsrail, Türkiye ile gerginliği gidermeli

EHUD OLMERT

-ABD Başkanı Barack Obama’nın BM Genel Kurulu

konuşmasında “Barış için kestirme yol yok.” diyerek Filistin’in BM’ye tam üyelik başvurusunu veto ede-ceklerini ilan etmesi İsrail basınında coşkuyla karşılandı. Maariv gazete-sinde, “Obama tarafını seçti; İsrail yanlısı bir konuşma yaptı ve Filistin-lilerin öfkesini uyandırdı.” denildi. Yedioth Ahronot ise “Obama’nın Siyonist konuşması” manşetiyle verdiği yorumda, “Bir Amerikan başkanının BM’de bugüne dek asla bu denli İsrail yanlısı bir konuşma yapmadığını” vurguladı. Aynı yo-rum yazısında, “Obama yeniden seçilmek isteyen bir politikacı” de-nilirken Obama’nın tavır değişik-liğinin sebebi olarak 2012 yılında yapılacak ABD başkanlık seçiminde Yahudi lobisinin oyunu alabilme ar-zusu gösterildi. Filistin tarafında ise Devlet Başkanı Mahmud Abbas’a veto kararını bizzat ileten Obama’ya karşı öfke ve hayal kırıklığı hâkim. Daha önceki açıklamalarında ba-

ğımsız Filistin devletinin kurulma-sına destek veren Obama’nın tavır değişikliğinden uğradığı hayal kı-rıklığını belirten Filistin Demokratik Birliği (FİDA) Genel Sekreter Yar-dımcısı Halid El Hatib, Obama’nın bu konuşmayla tutarlılığını tama-men kaybettiğini ve yeni seçim pro-pagandasını da böylece başlatmış olduğunu söyledi. Öte taraftan Filistinliler, BM’ye üye devlet olarak tanınma başvu-rusunu bugün sunacak. FKÖ (Filis-tin Kurtuluş Örgütü) İcra Komitesi Genel Sekreteri Yaser Abdrabbo, başvuruyu hiçbir şekilde geciktir-mek niyetinde olmadıklarını söy-ledi. Başvuru hazırlıkları sürerken Filistin’in BM’de devlet olarak ta-nınmasını destekleyen yüzlerce Gazzeli de, BM binasının önünde gösteri düzenledi. Yaklaşık yarım saat slogan attıktan sonra BM binası önünde açıklama yapan grup, BM yetkililerine Filistin’in tanınmasını destekleyen bir mektup verdikten sonra dağıldı. DIŞ HABERLER SERVİSİ

İsrail, Obama’nın veto tavrından memnun Avusturya’da minareli cami projesi tanıtıldı- Avusturya'nın Graz şehri belediye başkanı Si-

egfried Nagl, İslamofobinin yükselişte olduğu Avrupa'ya hoşgörü dersi verdi. Graz'da yaşayan Bosnalı Müslümanların yapmak istedikleri kültür merkezi projesini Belediye Başkanı Nagl tanıttı. Başkan Nagl törende yaptığı konuşmada Graz'da yaşayan 18 bin Müslüman'ın şehirlerinde bir cami yapma hakkı olduğunu ve bu hakka saygı göste-rilmesi gerektiğini belirtti. Nagl, Grazlılara binayı ziyaret etmelerini ve bunun önyargıları ortadan kal-dırmaya yardımcı olacağını ifade etti.

Belediye tarafından açılan tasarım yarışmasını, proje gönderen beş uluslararası mimarlık bürosun-dan biri olan GSP Mimarlık kazandı. 4.000 metreka-re üzerine kurulacak kültür merkezi bir cami, okul, kreş ve restoran ve dükkanlardan oluşacak. Kaza-nan projenin tanıtıldığı toplantıda konuşan Bosnalı Müslümanların temsilcisi Mahdi Mekiç de camide yapılması planlanan 22 metre yüksekliğindeki mi-narenin tamamen sembolik olduğunu ve müezzin ya da hoparlör bulundurmayacağını kaydetti.

Bu arada aşırı sağ partinin eski Graz başkanı milletvekili Susanne Winter ise projeye tepki gös-terdi. Winter, minarenin İslam'ın zafer işareti oldu-ğunu ve ‘dev İslam merkezinin' ibadet özgürlüğü ile ilgisinin olmadığını savundu. SEYİT ASLAN VİYANA

Page 12: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

DIŞ HABERLER11 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN

SAYFA TASARIM: SEMİH GÖRTÜRK

KADİR UYSALOĞLU LONDRA CİHAN

-İngiltere'de binlerce Müslüman, 11 Ey-lül terör saldırılarının 10. yılı anısına dü-

zenlenecek "küresel barış konferansı" için bu-gün bir araya gelecek. Londra'daki Wemb-ley stadyumunda gerçekleşecek organizasyo-na 12 binin üzerinde kişinin katılması bekleni-yor. Minhaj-ul-Quran International (MQI) ta-rafından organize edilen programda, küresel barışın önemine ilişkin bir deklarasyon okuna-cak ve terör ve fanatizmin son bulması çağrısı yapılacak. 1 milyon kişi bu barış deklarasyonu-na destek için imza vermişti. Programda ayrıca dinlerarası diyaloğun önemine vurgu yapılarak bütün dinler için ortak "barış duası" yapılacak.

Başbakan Yardımcısı Nick Clegg ve ana-muhalefet partisi başkanı Ed Miliband'ın vi-deo mesajlarının katılımcılara sunulacağı or-ganizasyonda, MQI kurucusu Muhammed Ta-hir el Kadri de "Barış, tolerans ve dünyanın her yerindeki tüm insanlığa saygı" konulu bir ko-nuşma yapacak.

BASRİ DOĞAN LAHEY CİHAN

-Yeni yasama dönemine hafta ba-şında başlayan Hollanda Meclisi'ne

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ha-karet tartışmaları damgasını vurdu. Her fırsatta İslam ve Müslümanlara hakaret eden Hollandalı İslamofobik Özgürlük Partisi (PVV) lideri Gert Wilders, dışarı-dan destek verdiği Başbakan Mark Rutte ile Erdoğan'a hakaret sebebiyle atıştı.

Önceki gün Hollanda'nın bütçe tasa-rısı görüşmelerinde konu Türkiye'ye gel-diği sırada Başbakan Rutte, geçtiğimiz günlerde Özgürlükler Partisi milletveki-li Raymond de Roon'un katıldığı bir te-levizyon programında, Erdoğan için "İs-lamcı maymun" kelimesini kullandığı-nı hatırlatarak, bunun yersiz bir davranış olduğunu vurguladı. "Dost bir ülke olan Türkiye'nin Başbakanı için bu sözleri söy-leyemezsiniz." diyen Rutte, PVV lideri Geert Wilders'tan milletvekili adına özür dilemesini istedi. Hollanda Başbakanı'nın bu sözleri üzerine konuşmak için kürsüye gelen Wilders ise, "O sözleri partimden

Raymond de Roon söylemiştir. Ama ben de onun sözünü destekliyorum ve de özür dilemiyorum." karşılığını verdi. Wilders'ın bu sözleri, meclisin karışmasına neden ol-du. Tartışmanın şiddeti giderek arttı. Wil-

ders, Rutte'ya, "Bir kez olsun normal ha-reket et!" diye çıkıştı. Başbakan Rutte ise, "Asıl normal hareket etmesi gereken sen-sin. Türkiye'nin Başbakanı Erdoğan için "maymun" diyemezsin. Bu, çok aptalca

bir ifade." diye cevap verdi. Tartışmaların şiddetlenmesi üzerine meclis toplantısına ara verildi. Toplantı sonrası açıklama ya-pan PVV lideri Wilders, bu tür tartışmala-rın normal olduğunu ve hükümetle ortak-lıklarına zarar vermediğini belirtti. Diğer taraftan Hollanda anamuhalefet partileri ve milletvekilleri, mecliste yaşanan bu tar-tışmalara sert tepki gösterdi.

Kur'an'ın yasaklanmasını savunan ırkçı siyasetçi Geert Wilders, iktidarda-ki Liberal-Hıristiyan Demokrat azın-lık hükümetini ‘İslam ve göçmen kar-şıtı yasaların çıkarılması karşılığında' dışarıdan destekliyor. 2010 seçimle-rinde Wilders'in partisi 120 sandalye-li Meclis'te 24 koltuk kazanarak, kilit parti konumuna yükselmişti. PVV lide-ri, hafta başında İsviçre'de olduğu gibi Hollanda'da da minarelerin yasaklan-ması konusunda referanduma gidilmesi-ni istemiş, bu konuda bir yasa tasarısı su-nacağını açıklamıştı. Hollanda hükümeti de geçen hafta Müslüman kadınların pe-çe takmasını yasaklayacağını açıklamıştı.

BİRİNCİ SAYFADAN DEVAM

-New York'un en büyük kongre merkez-lerinden Javits Center'da düzenlenen zir-

venin “Ortak Gelecek İçin Bir Vizyon'' konu-lu toplantısına katılan Erdoğan, konuşması-na Türkçe, Arnavutça ve Boşnakça ''İyi akşam-lar'' dileyerek başladı. Amerika Balkan Der-nekleri Federasyonu tarafından bu yıl üçün-cüsü düzenlenen toplantıya katılmaktan duy-duğu memnuniyeti dile getiren Başbakan Er-doğan, dünyanın sosyal ve siyasi açıdan çeşit-li dönüşümler geçirdiğini vurguladı. Bir yandan ‘Soğuk Savaş'ın izlerinin ortadan kalktığını, di-ğer yandan da dünyanın yeni dengeler çerçe-vesinde yeniden şekillendiğinin altını çizen Er-doğan, “Şüphesiz ki ancak değişimi ıskalama-yan toplumlar yeni uluslararası sistemin inşa-sında söz sahibi olacaklardır, tarih boyunca da böyle olmuştur. Değişimler yapısı itibarıyla bir-takım sıkıntıları da beraberinde getirir. Riskleri ve fırsatları aynı ölçüdedir.” dedi.

Dünyanın eşsiz güzellikteki coğrafyası Bal-kanların, kargaşa, etnik çatışma ve savaşlardan fazlasıyla nasibini aldığını ve büyük bedel ödedi-ğini vurgulayan Erdoğan, “Hem coğrafi yakınlı-ğımız hem de tarihten gelen kardeşlik bağlarımız sebebiyle, içine düşeceğiniz sıkıntı ve çatışmalar herkesten çok bizi üzecektir. Ülkemizde Balkan kökenli milyonlarca vatandaşımız vardır. Dola-yısıyla Balkanlar'ı ilgilendiren her şey bizi doğru-dan ilgilendirir. Sizlere yakınlığımız coğrafi mesa-felerin ya da komşuluk ilişkilerinin çok ötesinde-dir. Sizin huzursuzluğunuz bizim huzursuzluğu-muz olacaktır. Bu nedenle Türkiye olarak sizlerin barış, istikrar ve refah yolunda atacağınız adımlar, en çok bizi heyecanlandıracak ve en büyük deste-ği yine bizden görecektir.

GEÇMİŞE DEĞİL GELECEĞE BAKALIMFEBA'nın Türk Sanayici İşadamları Konfede-rasyonu (TUSKON) ve Balkan Sosyal İktisadi ve Akademik İşbirliği Derneği (BALKANSİAD) ile ortaklaşa düzenlediği etkinliğe üniversite öğ-rencilerinin yanı sıra işadamları da katıldı. Ge-cenin konuşmacılarından TUSKON Başkanı Rı-zanur Meral, ‘ekonomisinde en başarılı dönem-lerden birini yaşayan' Türkiye'nin Balkanlar'da en fazla yatırım yapan üç ülkeden biri olduğunu ifade etti. Türkiye'nin farklı yerlerinde 26 tekno-park planlandığını hatırlatan Meral, Amerikalıla-rı ve Balkanlıları bu projelere dahil olmaya çağır-dı. Başbakan Erdoğan'ın da ‘samimi desteği' ile Türkiye'den Balkanlar'a çok sayıda büyük işada-mı grubu götürdüklerini bildirdi. Balkan diaspo-rasının Türkiye'nin bölgeyle ortaklığına katkıda bulunabileceğini kaydeden Meral, “Siz ülkeleri-nizin Amerika'daki varlığı adına kilit rol oynuyor-sunuz.” dedi.

FEBA Başkanı Dr. Aras Konjhodziç, Balkan insanlarının binlerce yıl birlikte yaşadığını, ba-zı sorunlar da olduğunu hatırlatırken, ‘‘Ben ço-cuklarıma geçmişin intikamını almayı anlat-mak ile değil onların barış içinde büyüyecekle-ri hikâyeler anlatmak istiyorum.'' dedi. Amerika'da birkaç milyon Balkan kökenli insanın yaşadığı-na dikkat çeken Konjhodziç, "Burada var oldu-ğumuzu söylemek istiyoruz." şeklinde konuştu.

Binlerce Müslüman Wembley’de dünya barışı için dua edecek

Amerika’da görkemli Balkan zirvesiBalkan-Amerikan Federasyonları Bir-liği ve TUSKON tarafından organi-ze edilen Balkan Liderler Zirvesi'ne katılan 6 başbakan, Balkanlı 1500 üniversite öğrencisiyle buluştu. Ge-ceye katılan liderler barış ve işbirli-ği mesajları verirken, Başbakan Er-doğan gençlerden en az 3 çocuk yapmalarını istedi. Erdoğan, çağrı-sını Balkan liderlerine de yaptı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Balkan Liderle-ri Zirvesi'nde yaptığı en ilginç çıkışlardan biri, sadece ço-ğu genç olan Balkanlılardan değil, hazır bulunan liderlerin-den de en az 3 çocuk yapmalarını istemesi oldu. Değişimle-rin hem risk hem de fırsatlar doğurduğuna işaret eden Erdo-ğan, krizleri iyi yönetenlerin değişimden faydalanabileceğini, bu noktada Türkiye'nin iyi bir örnek olduğunu anlattı. Baş-bakan, ‘eşsiz güzellikte' bir coğrafya olan Balkanlar'da ener-jiyi ‘çatışmada değil, hep beraber geleceğin aydın dünyasını inşada' kullanma temennisinde bulundu.

Balkanlar'da olan her şeyin Türkiye'yi de yakından il-gilendirdiğini vurgulayan ve ‘Sizin huzursuzluğunuz, bi-zim huzursuzluğumuzdur.' diyen Erdoğan, destek sözü verdi. Bölgede ‘ortak vizyon' hedefi ne ulaşmak için insan hakları, birlikte yaşama kültürü ve yolsuzluklara prim ver-meme prensiplerini öne çıkardı. ‘‘Sermaye güven ister.'' diyen Başbakan Erdoğan, ‘‘Para civa gibidir, uygun zemin neredeyse oraya gider.'' yorumunu yaptı. ''Size de bir tav-siyem var: Evlenenlere, evlenecek olanlara sesleniyorum; en az üç çocuk yapmalısınız. Ben sayın başbakanlara da hatırlatıyorum. En az üç çocuk... Balkan milletlerinin kim-liklerini koruyan, çok dinli, çok dilli ve çok kültürlü anlayı-şı hayata geçirmesini ve sadece kendileri için değil komşu-ları için de bunu isteyen bir konumda olmalarını diliyoruz.

ARNAVUTLUK BAŞBAKANI SALİ BERİŞA: Bu benim hayatımın en iyi ve büyük Balkan toplantısı. Çok duygulandım. Sizler bölgenin en iyi imajını temsil ediyorsunuz. Türkiye ile serbest ticaret anlaş-ması ilk gündeme getirildiğinde ‘Zor gerçekleşir.' diyenlere rağ-men hiç tereddüt etmedim. Hatta biz Türk parlamentosundan önce onayladık.

MAKEDONYA BAŞBAKANI NİKOLA GRUEVSKİ: Yapılan etkinlik, Balkan-lılar arasında işbirliğinin güzel bir örneği ve Balkan değerlerini gösteren çok önemli bir toplantı. Benim ülkem çok etnisiteli bir-likte yaşamanın modeli.

BOSNA-HERSEK BAKANLAR KONSEYİ BAŞKANI NİKOLA SPİRİÇ: Zirve Bal-kan ülkelerinden gelen yüzlerce gencin arasındaki diyaloğu geliş-tirmek için büyük bir fırsat. Burada, büyük bir değişimden geçen bölgenin sorunlarına çare bulunabilir. Biz entegrasyona inanıyo-ruz ve AB'nin parçası olmak istiyoruz.

KOSOVA BAŞBAKANI HAŞİM TAÇİ: Kosova'ya yatırım yapanların ara-sında Türkler ‘bir numaralı' yatırımcı konumda. Çünkü siz da-ha hızlısınız, daha cesursunuz, çok çalışıyorsunuz ve yaptığınız iş yüksek kaliteli.

KARADAĞ BAŞBAKANI İGOR LUKSİÇ: Balkanlar için bir ortak viz-yon belirlemeliyiz. Bunun için kültürel ve ekonomik işbir-liğinin büyük önemi var. NATO ve AB, bölge için ‘dış çı-pası' olarak nitelendirilebilir. Bölgemizdeki tüm ülkelerin NATO'ya nasıl yaklaştıklarını belirlemesi gerekir.

LİDERLER NE DEDİLER?

Erdoğan’dan üç çocuk çağrısı

Erdoğan’a hakaret, Hollanda Meclisi’ni karıştırdı

New York’ta dü-zenlenen Balkan Liderler Zirvesi’ne katılan Baş-bakan Recep Tayyip Erdoğan, Balkanlar’dan gelen 5 başba-kan ile birlikte 1.500 Balkanlı öğrenci ile buluştu.

Her fırsatta İslam ve Müslümanlara hakaret eden Hol-landalı İslamo-fobik Özgürlük Partisi (PVV) lideri Gert Wil-ders, dışarıdan destek verdiği Başbakan Mark Rutte ile Erdoğan’a ha-karet sebebiyle atıştı.

-Rum Kesimi'nin Kıbrıs'ın güneyinde ABD'li bir fi rma ile başlattığı petrol arama gerginliği,

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Birleşmiş Mil-letler Genel Sekreteri Ban Ki-moon'un görüşmesi-nin ana gündemini oluşturdu. Ban'a, Rum yöneti-minin tek tarafl ı olarak adım attığını, yetki alanla-rının belirlenmesi ve petrol arama çalışmaları faa-liyetlerinin önemli bir risk olduğunu ifade eden Er-doğan, “Rum yönetimi arama çalışmaları konusun-da geri adım atarsa, biz de geri adım atarız. Rumlara bu yönde telkinde bulunmalısınız.” dedi.

Erdoğan, önceki akşam New York'taki BM ge-nel merkezinde gerçekleşen görüşmede Türkiye'nin Kıbrıs'ta kapsamlı çözümü desteklediğini vurgula-dı. Ancak Rumların tek tarafl ı olarak adım attığı-nın altını çizen Erdoğan, “Rumların kendi kendile-rine yetki alanlarını belirlemesi ve petrol arama ça-lışmaları faaliyetlerine başlaması önemli bir risk içe-riyor.” dedi. Rumların gerginlik çıkaran hareketle-rinin sürdüğünü belirten Erdoğan, son yaşananlar-dan sonra Kıbrıs'ta garantör ülke olan Türkiye ile KKTC'nin de bir anlaşma imzaladığını söyledi. Böy-lede Türkiye'nin de Kıbrıs adası çevresinde petrol arayacağını ifade eden Erdoğan, anlaşma hakkında genel sekretere detaylı bilgi verdi.

Rum kesiminin attığı adımın adadaki barış sü-recini sabote edici bir durum oluşturacağını vur-gulayan Erdoğan, Türkiye'nin attığı adımın da bu-na karşı bir adım olduğunu dile getirdiği bildirildi. Erdoğan, “İki taraf da çekilecek olursa, arama çalış-malarından vazgeçecek olursa biz buna razı oluruz. Bu yönde Rum yönetimine telkinde bulunabilirsi-niz. Aksi takdirde arama çalışmalarında ısrar olu-nursa Kıbrıs'taki mevcut müzakere sürecini sabote edici bir durum olur.'' dedi.

PALMER RAPORU BM'YE YAKIŞMADIErdoğan-Ban görüşmesinde Mavi Marmara olayıy-la ilgili hazırlanan Palmer Raporu da gündeme gel-di. Erdoğan, bu raporun Türkiye açısından tam bir hayal kırıklığı meydana getirdiğini ifade etti.

Başbakan, raporun, İsrail'in eylemlerini adeta meşrulaştırmaya çalıştığını vurgulayarak, “Palmer Raporu, BM'nin güvenilirliği ve tarafsızlığına ciddi anlamda gölge düşürdü.” dedi. BM Genel Sekreteri Ban ise, “Bu rapor, BM'nin değil. Palmer Paneli'nin raporu olarak değerlendirilebilir. Bunu BM'nin ta-raflılığı ya da tarafsızlığı biçiminde değerlendir-mek çok da doğru olmaz. Biz bu tür durumlarda sa-dece üyeleri atıyoruz. Bu konuda sadece idari yet-kilerimiz var.” cevabı verdi. Erdoğan, görüşme-de Suriye'deki gelişmelere değinerek, arzu edilme-yen olaylar yaşandığını, kendisinin de önümüzdeki günlerde Suriye'den gelenlerin yaşadığı Hatay'daki kampı ziyaret edeceğini belirtti. NEW YORK ZAMAN

Erdoğan’dan Ban’a: Rumlar geri adım atarsa biz de atarız

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ban Ki-moon'la görüşmesinde “İstanbul'un Birleşmiş Milletler Merkezi'ne dönüştürülmesi” talebini iletti. Erdoğan, Ban'a “Bu konuda Türkiye cid-di şekilde irade ortaya koyuyor. İstanbul'da son dönemlerde gerçekleştirilen birçok uluslararası konferans var. Her geçen gün sayıları artıyor.” dedi. Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da yapı-lan “En Az Gelişmiş Ülkeler Zirvesi” hakkında da bilgi veren Erdoğan, bunun yanında 10 yıl-lık takvimi de anlattı. İstanbul'da bir “barış ve-ya arabuluculuk merkezi” kurma çalışmalarının devam ettiğinin altını çizen Erdoğan, “BM'ye bağlı bu tür birimleri barındıracak büyük bir yerleşke için arazi tahsisi yapabiliriz.” dedi. Er-doğan, “Türkçenin Birleşmiş Milletler'de resmi dil olarak kabul edilmesini” de istedi. Ban ise, "Buna ancak üye ülkeler karar verebilir.” ce-vabını verdi. Görüşmede, medeniyetler ittifakı projesinin ele alındığı da bildirildi.

İstanbul'u ‘Birleşmiş Milletler Merkezi' yapalım

Page 13: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

12 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMANTELEVİZYON

TV TEL. SAMANYOLU +49 (0) 69 300 34 310 - 405 - 400

SAMANYOLU MEHTAP TV SAMANYOLU HABER TV

KANAL 7 - INT TRT 1 CNN TÜRK

TRT - TÜRK TRT - HABER NTV

KANAL D SHOW TV HABERTÜRK

KANAL A ATV RTL

KANAL 24 EUROSTAR SAT 1

KANAL AVRUPA HİLAL TV TV 5

08.00 Maceracı10.30 Yaşama Dair12.20 Davetsiz Misafi r15.20 Farklı Desenler17.22 Ana Haber Bülteni 18.35 Avrupa Haber18.45 Şefkat Tepe21.20 Birlikte Yaşam Sanatı22.00 Ayna00.30 Almanca Haber

05.30 Kanal 7’de Sabah07.00 Asr-ı Saadet’ten Tablolar09.00 Duyguy’la Yaşam Fırsatları11.15 Herşeyin Başı Sağlık13.10 TV Filmi15.50 A’dan Z’ye Berlin17.00 Hafta Sonu Haberleri18.00 Türk Filmi20.45 Mamut Tuncer Show23.00 Deli Yürek

11.15 Gümüş Hilal12.30 Zor Yollar13.10 Açık Şehir15.10 Dilara Koçak İle İyi Yaşam16.30 Bi’Dünya Tasarım18.10 Haber Küre19.10 Hey Taksi20.30 Yaşayan Bellek21.05 Yediveren21.35 Hayatımdan Memnunum

07.50 Euro Trend09.00 Magazin D11.30 Sağlık Turu16.00 Yerli Dizi18.00 Ana Haber Bülteni18.50 Spor19.00 Euro D Haber19.10 Bizim Yenge22.10 Şanslı Masa02.40 Ana Haber

08.00 Hadi Konuşalım09.30 Şehir ve Sanat11.40 Sağlıkta Bugün13.00 Hafta Sonu Günlüğü15.30 Yaşam Terapi16.30 Müziğin Ritmi17.15 Gezelim Tozalım19.30 Ana Haber20.15 Dünden Yarına

09.00 Haftasonu Moderatörü11.15 İyi Olan Kazansın13.00 Haber16.30 Ah Güzel İstanbul17.50 Bu Çocuklar Bizim19.15 Yeraltı20.00 Keşke Olmasaydı21.30 Bizden Nağmeler23.30 Bir Şehir, Bir Hikâye

06.00 Klip saati08.00 Yeşil Ada Kırım 09.00 Ankara Avrupa Hattı11.00 Önülden Gönüllere 13.00 Avrupa’da Biz15.00 Göçenler18.00 Belgesel19.00 Bakış Açısı21.00 Adım Adım Avrupa23.00 Ateş Çemberi

09.00 Kur’an Öğreniyorum11.35 Tarih Aynası14.05 Mukabele16.30 Kırık Testi19.00 Tefekkür20.30 İnanç Dünyamız21.30 Kırık Testi22.00 Farklı Seslerin Ahengi

08.05 Büyüklere10.50 Kaba Kurgu 12.00 Haber13.35 İstanbul’a Giden Yol14.15 Mazi Kalbimde Yaradır16.50 Tonga18.00 Ana Haber 20.45 Sinema ‘Genç Silahşörler’22.40 Kara Şimşek

08.15 Sigortalı Hayat11.20 Çoban13.30 Sıradışı Hayatlar15.30 Mainz-Borissia Dortmund16.15 Devre Arası17.20 Kuşak Farkı19.25 Ömür Dediğin20.00 Uçuyorum21.45 İnce Saz

08.00 Winx Club & Poppixie09.00 Cumartesi Sürprizi12.00 Saba Tümer ile Bugün14.00 Dizi ‘Sensiz Olmaz’18.00 Ana Haber19.00 Yetenek Sizsiniz22.30 Dizi ‘Sensiz Olmaz’00.30 Mülteci

07.50 Selena09.40 Dizi ‘Tövbeler Tövbesi’11.40 Dizi ‘Kalbim Seni Seçti’15.40 Dizi ‘Al Yazmalım’18.00 Ana Haber19.00 Dizi ‘Yahşi Cazibe’21.30 Dizi ‘Al Yazmalım’23.30 Hakan Bey

10.00 Sağlık Aktuel11.45 Kültür Neşesi13.15 Genç Yaşam15.00 Hayrettin16.10 Son Fırsat18.00 Star Ana Haber19.00 EuroStar Haber19.10 İff et01.45 Altın Günü02.30 Gelin duymasın

08.10 Şifa Bahçesi09.30 Çocukça Müzik11.30 Gün Ortası12.00 Vahyin Penceresi15.30 Anahtar16.35 Sınava Doğru18.00 Hafta Sonu Haber19.30 Yolcu21.00 Yüksek Uçuş Derin Dalış

09.10 İyi Hafta Sonları12.10 Belgesel15.00 Haber Bülteni16.00 Günün Haberi17.10 Belgesel18.00 Ana Haber19.00 Haber Bülteni20.00 Akşam Ajansi22.15 Haber Bülteni

07.00 Merhaba Hafta Sonu11.15 Lezzet Durakları14.45 Özel Sektör16.00 Ana Haber17.40 Spor Vizyon18.45 32. Gün20.45 Arena21.30 Lezzet Durakları22.00 Gece Haberleri

10.00 Haberler13.15 Tadı Damağımda15.00 Haberler15.15 Güz Gecesi17.00 Haberler18.00 La Liga Maçı20.15 Zaman Yolcusu20.55 % 100 Futbol22.15 Cumartesi

08.15 Burası Hafta Sonu11.15 HT Sağlık12.00 Haber Bülteni15.10 İstanbul’da Bir Don Kişot16.10 Söz Sende18.15 Müzik ve Yol19.15 Türkiye’nin Nabzı21.00 Haber Bülteni 22

09.25 GZSZ14.30 Formel 1: Freies Training15.30 Formel 1: Qualifying17.45 Das Supertalent - backstage18.45 Nachrichten19.05 Explosiv - Weekend20.15 Das Supertalent22.15 Kaya Yanar & Paul Panzer23.15 Ich bin Boes 23.45 Böse Mädchen

10.00 Sechserpack12.00 Babyalarm! Teeniemütter in Not13.00 Lenßen & Partner14.00 Zwei bei Kallwass15.00 Richterin Barbara Salesch17.00 Niedrig und Kuhnt18.00 Die dreisten Drei20.00 Nachrichten20.15 1 1/2 Ritter22.35 Wo ist Fred?

08.00 Sabah Gündemi10.50 Gün ve Tarih12.40 Süleymaniye Dersleri13.40 Devri alem15.15 Doğadaki Şifa17.30 Ana Haber Haftasonu19.00 Belgesel21.00 Yerli Film22.30 Gurbet Hikâyeleri

TV TEL. SAMANYOLU +49 (0) 69 300 34 310 - 405 - 400

PAZAR 25 EYLÜL 2011

SAMANYOLU EUROSTAR KANAL 7 - INT

09.00 Yelkovan10.30 Türk Sineması13.00 Kollama14.45 Birlikte Yaşam Sanatı17.22 Ana Haber18.35 Avrupa Haber18.45 Farklı Desenler20.45 Kollama22.45 5.Boyut00.30 Avrupa Haber

06.40 Zoraki Koca08.00 İki Aile10.00 Süper Starlife12.45 Konut Dünyası14.45 Hayrettin16.10 Sağlık Aktuel18.00 Ana Haber Bülteni19.10 Ay Tutulması01.45 Altın Günü02.30 Gelin Duymasın

07.00 Asr-ı Saadet’ten Tablolar09.00 TV Filmi10.00 Avrupa’daki Anadolu11.30 Avusturya Günlüğü14.00 Güzel Yaşam15.50 Efelik Efendiliktir17.00 Hafta Sonu Haberleri18.05 Müziklerin Efendisi20.00 Gönülden Sesler00.30 TV Filmi

TRT TÜRK KANAL D KANAL AVRUPA09.10 Vapurda Çay Simit Sohbet10.20 Yaşayan Bellek11.10 Dilara Koçak İle İyi Yaşam12.15 50 Yıllık Hikaye ‘’Almanyalı’’14.15 Zor Yollar16.30 Adem’in Seyir Defteri18.10 İşim Hayatım19.15 Gurbetçi Futbolcular20.35 Son Şarkı22.00 Futbol Herşeydir

07.00 Acemi Cadı09.00 Sağlık Turu11.00 Akıllı Yatırım12.45 Son Durak14.00 Euro Trend18.00 Kanal D Ana Haber Bülteni19.00 Euro D Haber19.10 Dizi00.15 Sinema02.45 Ana Haber

08.00 Yeşil Ada Kırım09.00 Yoloğlu Yollarda10.00 Ankara Avrupa Hattı12.00 Avrupa Baskısı14:00 Adım Adım Avrupa15:00 Karaelmas Rüzgarı 17.00 Belgesel18.00 Avrupa Masası20.00 Sivil İnisiyatif22.00 Fikir Fırtınası

RTL SAT 1 TV 5

10.45 Das Supertalent14.00 Formel 1: Das Rennen16.25 İch bin Boss16.45 Undercover Boss17.45 Exclusiv - Weekend19.05 Schwiegertochter gesucht20.15 Bermuda-Dreieck Nordsee23.05 Spiegel TV Magazin00.30 Bermuda-Dreieck Nordsee

09.25 Genial daneben11.20 Die Dreisten Drei13.05 1 1/2 Ritter15.15 Der innere Kern19.00 Baupfusch20.00 Nachrichten20.15 Navy CIS22.15 Criminal Minds00.25 News & Stories

11.00 İş Vizyon13.30 Süleymaniye Dersleri14.00 Belgesel16.00 Doğadaki Şifa18.30 Ana Haber Haftasonu19.45 Spor Turu20.00 Kim Bilir?21.30 Aşıklar Meydanı22.50 Yerli Film

TecrübeliÜTÜCÜ & PRESCİ

ARANIYORGerektiğinde diğer

bölümlerde de çalışacakStomerij Zeyrek, Arnhem

T. 026-3610119 - [email protected]

ROTTERDAM ZUIDÇalışır vaziyetteBAY VE BAYAN

KUAFOR SALONUDEVREN SATILIKTIR

Müracaat: 0641366801

Havaalaný teslimkiralýk araçlarýmýzla7x24 hizmetinizdeyiz

ILGAZ OTO

+90212 474 00 37+90533 648 83 37

ÖLÜM TRENİORİJİNAL ADI: DE-ATH RAINYÖNETMEN: DAVID JACKSONOYUNCULAR: PAT-RICK STEWART, PIERCE BROSNANSAMANYOLU TV 23.00

Ölüm treniIrak yolunda

-1993 tarihli ABD, Hırvatistan ve İngilte-re ortak yapımı Ölüm Treni (Death Tra-

in) fi lminin yönetmenliğini David Jackson yapı-yor. Rusya’nın demirperdenin yıkılmasından ön-ceki güçlü günlerine dönebilmesi için her şeyi yap-maya hazır fanatik bir vatansever olan eski Sovyet generali Konstantin Benin, Alman bilim adamı Dr. Karl Leitzig’e nükleer bir bomba yaptırır. Amacı,

bu bombayı Irak’ın kalbine kadar sokmak ve Sad-dam Hüseyin’i vurmaktır. İnce bir plan yapan Be-nin, Amerikalı paralı asker Alex Tierney’den bom-bayı gizlice Irak’a giden bir trene yerleştirmesini is-ter. Tierney, bir yük trenini kaçırır ve bombayı için-dekilerle birlikte rehin aldığı trene yerleştirir. Ola-yın duyulması paniğe yol açmadan önce trenin durdurulması gerekmektedir. TELEVİZYON SERVİSİ

Sevgi Kapılarını Aralayan Empati -‘Empati Projesi’ adıyla ekrana ge-

lecek bu haftaki bölümde, Kimus Derneği Başkanı Sema Kuzucu’nun dü-zenlemiş olduğu ‘Bir günlük Müslüman olma’ projesi, farklı milletten bayanla-rın empati kurarak, diğerlerini anlama-sına vesile oluyor. Würzburg şehrinde dolaşıp çeşitli tecrübeler edinen bayan-lar, bir Müslüman bayanın hangi sorun-lar ile karşılaşabileceğini ve diğer insan-

lardan nasıl tepkiler aldıklarını bu proje sayesinde daha iyi anlıyorlar. Önyargısız birlikte yaşama katkı sağlayan bu orga-nizasyon, empati kurarak (karşısındaki) insanı daha iyi anlamasına şahitlik edi-yor. Bulundukları yerlerdeki birlikte ya-şam örneklerinin yayınlanmasını isteyen seyirciler de [email protected] elekt-ronik posta üzerinden program yetkilile-rine iletebiliyorlar. SAMANYOLU TV 21.20

Beğeni ile izlenilen Sa-manyolu Avrupa’nın Birlikte Yaşama Sanatı Programında bu haf-ta, bir günlük em-pati kurma projesi-nin önyargıları yı-kıp, sevgi kapıları-nı aralayan birleş-tirici güzelliği ko-nusu ile bu akşam saat 21.20’de ekra-na geliyor.

SAYFA TASARIM: HASAN ERTAŞ

-Özlem Aydın’ın sunduğu belge-sel program ‘Müzikalite’ye bu hafta

Gökhan Kırdar konuk oluyor. Unutulma-yan besteleri ve sevilen şarkılarını müzik-severler için seslendirecek. TRT MÜZİK 13.45

Müzikalite’de Gökhan Kırdar

Şefkat Tepe’de namlu, Asmin’e çevrildi

Ayna pasaportlu şahinlerin ülkesinde

Milyoner ayakkabı boyacısı olur mu?

-Şefkat Tepe’nin bu bölümünde;Sevim, Asmin’i öldürmeye yaklaşmışken durumu

fark eden Serdar Komutan, Asmin’in imdadı-na yetişir. Leyla, bir yandan kampta Serdar ile birliktedir bir yandan da kardeşi Asmin ile çık-mazlar yaşamaktadır. Yaşanan olaylardan son-ra Leyla Asmin’i daha güvenli gördüğü yurtdışı-na gönderme kararı alır. Bu sırada Sevim, Serdar Komutan’a düşman kesilerek teröristlerle anlaşır ve onun yakalanmasını sağlar. Şahin ise terörist-lerin arasına sızarak askerleri kurtarma planları yapmaya başlar. SAMANYOLU TV 18.45

-Ayna bu hafta Birleşik Arap Emirlikleri’ne gidi-yor. Abu Dhabi, Dubai, Ajman, Fujayrah, Shar-

jah, Um al Qaywayn ve Ra’s Al Khaymah’dan oluşan yedi emirliğin bir araya geldiği Birleşik Arap Emirlik-leri ekranda. Programda Abu Dhabi’de sadece şahin-lere hizmet veren dünyanın en büyük hastanesini ve şahinlerin pasaportunun bulunduğu Al-Ayn’dan ka-reler de yayınlanıyor. SAMANYOLU TV 22.00

-Sıradışı Hayatlar’a Mille Piyango’da büyük ik-ramiye kazanmasına rağmen İstanbul’da ayak-

kabı boyacılığı yapan Mustafa Savgan’ın hayatı konu ediliyor. İki kez büyük ikramiye çıkan ancak paranın mutluluk getirmediğini anlayan Savgan, şu an varlık-sız ama mutlu bir hayat yaşıyor. TRT HABER 13.30

Page 14: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMANf13 YORUM

Da ðýs tan Çe tin ka yaKral ve Soytarı[email protected]

Avrupa Genel MüdürüABDULLAH AYMAZAlmanya KoordinatörüMEHMET ATALAYYayýnlar KoordinatörüMEHMET ALÝ ÞENGÜLDýþ Baskýlar Genel Yayýn EditörüM. MUSTAFA HALÝLOÐLU

SAHÝBÝ-HERAUSGEBER: WORLD MEDÝA GROUP A.G.

24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ SA YI: 16178

Avrupa Genel Yayýn Müdürü(Geschaftsführer – Chefredakteur)MAHMUT ÇEBÝ

Haber Müdürü (Redaktionsleiter)YAHYA YILDIRIM

HABER (Nachrichten)Tel: 0049 69 300 34 246-256 Fax: 0049 69 300 34 250e-mail: [email protected]ürolar Koordinatörü

ÝSMAÝL KÜÇÜKABONETel: 0049 69 300 34 130Fax: 0049 69 300 34 105 e-mail: [email protected]ÐITIMTel: 0049 69 300 34 130-103e-mail: [email protected]

ALMANYA TEMSÝLCÝLÝKLERÝ

ParlamentoBerlinDortmundDuisburgDüsseldorfHamburgHannoverFrankfurtKölnMannheimMünchenStuttgartTübingenNürnberg

AvusturyaBelçikaDanimarkaHollandaÝsviçreNorveçFransaFinlandiya

AVRUPA TEMSÝLCÝLÝKLERÝ

Süleyman BaðFaruk YükselEkrem YýldýrýmAdem YakaBülent ÇelikMetin CavlakErkan TekinLatif Taş Ümit Selim Macar Ýlyas ArýcanTamer AktaþYýlmaz AkýnOsman Öztürk Mehmet Kurt

Seyit ArslanTercan Ali BaştürkKamil SubaşıEbubekir ŞarÖzgür TaþçýoðluMenaf AliciEmre DemirFahrettin Çalışkan

030-224 880600176 321277220231-2064683 0163-29401250211-36779890040-25332314 0511-543 08 7780176 616 03964 0221-5892242 0621-15699077 089-54885910 0711-121 562 0807031-261 56 440911 274 68 93

0043/6506334499 0032/47-6626211 0045 70206970 0031/10-2013747 0041/3131184900047/226307080033/141 50749600358 942477400

ZUKUNFT Medien GmbH, Sprendlinger Land Str. 107-109, 63069 OffenbachÝnternet Adresi: http://www.eurozaman.com e-mail: [email protected]

REKLAM (Anzeige) TUWA MEDIA MARKETINGTel: 0049 69 300 34 200-201 Fax: 0049 69 300 34 205 e-mail: [email protected]

BASKI (Druck)Sun Print & Vertriebs GmbHTel: 0049 69 30034 161Fax: 0049 69 30034 165e-mail: [email protected]

Commerzbank Offenbach Konto Nr: 427 0666 BLZ: 50540028

DİTİB’den Papa’ya açık mektupPROF. DR. ALİ DERE DİTİB BAŞKANI

-Pek muhterem Papa Cenabları, Ka-tolik dünyasının ruhani lideri olarak

Almanya’ya yapmış olduğunuz ziyaretin, ku-rum ve birey olarak ilişki ve diyalog içinde ol-duğumuz Katolik ve Alman dostlarımız nez-dinde oluşturduğu sevinci paylaşıyor, bu zi-yaretinizin dini ve manevi boyutları bir kez daha hatırlanmasına vesile olmasını, de fac-to çok dinli ve çok kültürlü Alman toplumun-da saygıya ve güvene dayalı birlikte yaşama-yı daha da geliştirmeye katkı sağlamasını di-liyoruz. Bu bağlamda burada ve bundan son-rasında vereceğiniz mesajların sunacağı katkı kadar, Almanya ziyaretiniz esnasında Müslü-man kuruluş temsilcileri ile bir araya gelme-niz de anlamlı bir işaret olmuştur. Bunun için sizlere ayrıca teşekkür etmek isteriz. İslam dini kendisini ve kendisinden önce gelen dini gelenekleri, peygamber öğretileri-ni aktarma, insana aydınlık bir yolu göster-me, hakikatin özünü tanıtma, varlığın anla-mını bildirme ve ebedi bir ahiret hayatından haber verme olarak, kısa tanımıyla insan için bir hayat ve bir rahmet olarak tanımlıyor. Bu gün evrensel ve insani dediğimiz bütün ilke ve esasların bir yönüyle bu ezeli dini öğreti-lerin içerisinde temellendirilebilmesi aynı za-manda bu dini söylemlerin nasıl zaman ve mekan üstü bir mahiyet taşıdıklarını; özünde kalıcı ve değişmez sabiteler olduklarını, insa-na uyan, insanı koruyan ve insanı maceraya ve faciaya sürüklenmekten alıkoyan koruma çizgileri olduğunu gösteriyor. İslam, diğer semavi dini geleneklerin de ifade ettikleri gibi, dünya hayatının temel aktörü konumunda olan insana hitap edi-yor, insana yöneliyor, ona sadece sağlam ve tutarlı bir inanç manzumesine bağlanmayı değil, aynı zamanda ahlaklı bir birey ve er-demli bir toplum olmayı, örnekleriyle, ilke-leriyle gösteriyor. Dünyanın neresinde olursa olsun de-ğişmeyecek bu temel dini anlayış elbette

Almanya’da yaşayan Müslüman birey ve top-lumlar için de geçerlidir. Muhtasar ifadesi ile ahlaklı birey ve erdemli bir toplum, her za-man doğruluğun, dürüstlüğün, hakkaniye-tin, kardeşliğin, sevgi ve saygının, tanışma ve dayanışmanın, çoğulculuğun bir arada süre-bilmesinin temel kaynağı olacaktır. Bunu da İslam’ın, sosyolojik bir süreç olan toplumsal entegrasyona önemli bir katkısı olarak gör-mek mümkündür. İslam’ın kendisi kadar bu özelliği ve yönü, Almanya’nın kamuoyunun ve genel anlamda yetkililerinin de görmesi ve desteklemesi son derece önemlidir. Almanya’da yaşayan Müslümanlar açı-sından bakıldığında, inançları, Alman top-lumun iş, eğitim, kültür-sanat, siyaset gibi alanlara katılmalarında engelleyici bir rolü olmamıştır; yeter ki birey ve toplumsal bağ-lamda uyumun ve ikinci bir vatanda yeniden yerli olmanın tabii süreçleri ve kurallarının farkında olunarak, gerekli tedbirler alınsın ve fırsat eşitliği sağlansın. Sadece toplumsal değil, bilakis daha ön-celikli bireysel manada, insanı maddi haz ve harcamalara, sınırsız tüketime sürükleyen, haksız rekabet ve acımasızlığı meşrulaştıran bir algı, dünya tasavvuru içinde ve insanın kendine uzaklaşması ve yabancılaşması kar-şısında, insanın kendi farkına varmasına, di-ğer insanlara ve çevresine duyarlılığının art-masına, bu gün her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Ancak bütün bunların gerçekleşmesinde, dinlerin de kendilerini bu günün insanına, bi-rikim ve algısına daha iyi anlatabilme çaba-sında olmaları; kendi teolojik düşünce ve ge-lenekleri dışındaki, bilgi, düşünce ve birikim alanlarının farkında olarak onlardan yararlan-maları, yapıcı eleştiriye açık olmaları şarttır; dini hizmet veren kurumların ve din adamla-rının bu tutumun farkında olmaları gerekiyor. Elbette her dinin inanç düzleminde ken-dine özgü bir hakikat iddiası ve tasavvuru ol-duğunu peşinen kabul etmeliyiz; zira bu ka-

bul bizleri dinleri bir rekabet ortamına itmek-ten uzak tutar; ne yazık ki dinlerin rekabeti ise onların dünyevileşmesi ve metalaşması anla-mına gelmektedir. Bu nedenle, farklı dinler birbirlerini em-patiyle yaklaşmalı; toplumlardaki çok dinlilik normal bir fenomen olarak algılanmalıdır. Şüphesiz dinlerimizin akide ve teoloji-lerindeki farklılık veya benzerlikler üzerin-de uzmanlar görüşme ve konuşmaya devam edecektir, fakat dinlerin rahmet ve sevgi id-diasını dünyada gerçekleştirmek için birlikte çaba sarf edeceğimiz geniş bir alan var oldu-ğunu da fark etmeliyiz. Bizler, insanların et-rafl arına, dünyaya ve bütün insanlığa, ibret, hayret ve rahmet gözü ile bakmasına vesile olabiliyorsak, akıl ve isteklerimiz karşısında hassas bir terazi olarak vicdanlarımızı eğitebi-liyor ve kulak verebiliyorsak; bütün bunlar in-san ve insanlık için hem dini hem de dünyevi anlamda bu gün ve yarın için kurtarıcı, kurtu-luşa götüren hatırlatmalar olacaktır. Hangi din olursa olsun, ondan böylesi bir

görevi ve umudu üstlenmesini bekleyebil-mek için, dinlerin her türlü maddi menfaat ve beklentiden, siyaset ve ideolojiye alet olmak-tan uzak tutulması ve korunması gerekir. Din, hiçbir şekilde herhangi bir baskının, şidde-tin, terörün, toplum içinde ayrımcılığın, dini ve etnik farklılığı uygulamanın, insan hakları ihlallerinin meşrulaştırıcı unsuru veya suçları hafi fl etici bahanesi olamaz. Dinlerin insanın vicdanına hitap eden se-sini bireyin özgür gönlünde duyabilmesi ve ikna olduğu inancı yaşayarak, bu doğrultu-daki ikna olmuşluğundan ve müteakip bü-tün davranışlarından doğrudan sorumlu ol-ması için din özgürlükleri, temel, evrensel ve doğuştan bir haktır. Bu nedenle de inanç öz-gürlüklerini her yerde, bilhassa saygıya daya-lı çok dinliliği ve sevgiye dayalı çoğulcu top-lum yaşantısını zedeledikleri sürece, her yer ve zamanda talep etmek diğer önemli, ortak bir ödevimizdir. Bununla birlikte dini özgür-lüklerin ve onların gerek bireysel gerekse ku-rumsal anlamda kullanılabilmesindeki fırsat ve imkan eşitliğinin, ülkelerin gelişmişlik dü-zeyiyle alakalı olmadığını da unutmamamız gerekiyor. Zaman zaman gelişmiş ülkelerde, özellikle göçmen kesim dinlerinin kendile-rini doğru ifade edebilme veya kurumsallaş-malarında farklı zorluklarla karşılaştıkları dik-kat çekmektedir. Almanya’da yaşayan Müs-lüman kitlenin de bir dizi sorunları ve kaygı-ları bulunmaktadır. Bunlara dair bir bilgi no-tunu sizlere ayrıca sunmak istiyorum. Bu sorunlar en genel anlamda dini cema-atin iç ve dış sorunları olarak da tasnif edi-lebilir ve ekonomiden organizeye, dini bilgi ve hizmetin kurumsallaşmasına, dini cema-atlerin farklı gerekçelerle itham edilerek, eşit düzeyde bir diyaloğun önünün kesilmesi-ne, bazı resmi kurum, kuruluş ve çevrelerin otoriter bir tavır takınıyor olmasına kadar genişletilebilir. Oysa Kur’an’ın tanımıyla “din Allah’ındır’; Allah’a yöneliş ve O’nunla temasa geçmektir; modern din özgürlüğü

algısı ve hukuki tanımı da bu alanı dine ve bireye bırakmaktadır. Bu ilkelerden hareket-le, Almanya’da İslam ve Müslüman yaşam konusunda karar vericilerin birinci derecede Almanya’da yaşayan Müslüman kitle, onların din adamları ile gerek Almanya içinde gerek Almanya dışındaki bilgi ve inanç otoriteleri-nin olması son derece tabiidir. Buna imkan verilmediği zaman ortaya çıkacak zayıfl ık ve imkansızlıklardan yararlanarak oluşturulacak şekli ve içeriksel dayatmalar da, aynı şekilde bu benzersiz temel ve insani hakkın engelle-mesi anlamına gelecektir. Oysa Tanrıya inanmak, O’nun varlığının delillerini her an etrafında görerek hatırla-mak, dinin çağrısına kulak vermek, bilinç ve vicdanlarımızı her türlü haksızlık ve engel-lemelerden koruyacak, benzer bir yaratılış anlamını, yakın bir köken anlayışını, hayat sorumluluğunu ve benzer bir tarzda ölümden sonra yeniden var oluşumuzu ve hesap veri-şimizi devamlı bize hatırlatacaktır. Böylesi bir tavır, başlı başına, dar anlamlı, zamanlı ve düzlemli düşünenler için bile ihti-yatlı olmaya vesile olacak, kendisi ve diğer in-sanlar için bir umuda dönüşecektir. Tanrı’nın insanı yaratması, insana verdiği sorumlulu-ğun ve ona duyduğu umudun bir göstergesi-dir. Tanrı’yı ve Tanrı’nın insana sunduğu lütuf ve ihsanların farkında olan insan ise “umu-dun ve ümidin” kaynağı olur, Tanrının insana ihsanı başka insanlar eliyle umuda dönüşür. Hepimiz için bir umuda… zira Kur’an ifadesi ile Tanrı hepimizi, birbirimizden sorumlu ola-rak “hep birlikte barışa ve esenliğe girmeye” davet ediyor. Bu nedenle hepimiz barışın, huzur ve esenliğin umudu ve çocukları olmalıyız. Papa Cenapları; sizleri Almanya’da se-lamlayabilmekten duyduğum mutluluğu bir kez daha ifade ederken, umuda yönelik çağ-rınızın Almanya ve Almanya’da yaşayan her-kes için yapılan bir umut çağrısı olarak algı-lanmasını diliyorum. Saygılarımla.

İslam, diğer semavi dini gelenek-lerin de ifade ettikleri gibi, dün-ya hayatının temel aktörü konu-munda olan insana hitap ediyor,

insana yöneliyor, ona sadece sağlam ve tutarlı bir inanç manzumesine bağ-lanmayı değil, aynı zamanda ahlaklı bir birey ve erdemli bir toplum olmayı, ör-nekleriyle, ilkeleriyle gösteriyor. Dün-yanın neresinde olursa olsun değiş-meyecek bu temel dini anlayış elbette Almanya’da yaşayan Müslüman birey ve toplumlar için de geçerlidir.

SAYFA TASARIM: YÜCEL ERGÜNEŞ

Page 15: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

14 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMANYORUM

SAYFA TASARIM: ŞERAFETTİN YILMAZ

Şahin Alpay

Yaşasın bağımsız Filistin devleti!

Tedirginim

Bu satırların yazıldığı sırada Filistin Ulusal Oto-ritesi (FUO) başkanı Mahmud Abbas’ın ba-ğımsız Filistin Devleti’nin BM’ye 194. üye ola-rak kabulü için Güvenlik Konseyi’ne başvur-ması bekleniyordu. Filistinliler, 60 yıldan faz-la süredir devam eden işgale ve yaklaşık 20 yıl-dır süren barış görüşmelerine rağmen yol alı-namaması, aradan geçen zaman zarfında 1967’den beri işgal altında olan Filistin toprak-larına 500 binden fazla İsraillinin yerleştirilmesi karşısında, tıkanan barış yolunu açmak için bu yola başvuruyor. Yerden göğe haklı olarak! ABD ve AB’nin kayıtsız şartsız desteğine güvenen İsrail artık aklını başına toplamalı, Fi-listinlileri hukuksuz ve vicdansız bir şekilde iş-gal ve boyunduruk altında tutmaya son ver-melidir. Bu, İsrail’in aklı başında yurttaşlarının da talebidir. İsrail’in önde gelen entelektüelleri 22 Eylül günü imzalayıp açıkladıkları bildiride şunu söylediler: İnsan ahlakı, Yahudi tarihi ve İsrail’in çıkarları, BM’de komşumuz olan dev-leti ilk tanıyan ülke olmamızı ve işgale son ve-recek barış müzakerelerine derhal başlanması-nı emrediyor... Filistin’in BM’ye tam üye olabilmesi için, başvurusunun Güvenlik Konseyi’nin 15 üye-sinden 9’u tarafından kabul edilmesi gereki-yor. Oysa ABD Başkanı Obama, geçen yıl Eylül 2011’e kadar bağımsız Filistin devletinin kurul-ması çağrısı yaptığı halde şimdi, barışın ancak iki taraf arasında görüşmeyle sağlanabileceği iddiasıyla ve herhalde gelecek yıl yapılacak se-

çimleri kaybetme korkusuyla, Filistin’in başvu-rusunu veto edeceğini açıkladı. Varsın ABD ve-tosunu kullansın ve böylelikle sadece Arap ve İslam ülkeleri halklarının değil, insanlığın bü-yük çoğunluğu nezdinde de bir kez daha say-gınlığına darbe alsın; İsrail gibi giderek yalnız-laşsın… Belki bu Amerikan halkının uyanma-sına, İsrail’e kayıtsız şartsız desteğin ABD’nin ulusal çıkarlarına ters düştüğünün bilincine varmasına yardımcı olur. Güvenlik Konseyi’nin başvurusunu reddet-mesi durumunda FUO, BM Genel Kurulu’na “gözlemci devlet” statüsü tanınması için baş-vuracak. Bu statüyü kazanması için 193 üye-li Genel Kurul’da üçte ikilik çoğunluk (lehte 129 oy) sağlaması yetiyor. Bu desteği kolaylıkla bulması bekleniyor. Bu durumda Filistin, Ulus-lararası Ceza Mahkemesi (UCM), Uluslararası Adalet Divanı ve Unesco dahil bir dizi ulusla-rarası kuruluşa üye olacak ve İsrail yetkililerine karşı işledikleri suçlardan dolayı UCM’de dava açabilecek. ABD ve İsrail, Filistinlileri BM’ye üyelik başvurusundan caydırmak amacıyla çeşitli teh-ditler savuruyor. ABD Kongresi’nin mali yar-dımı kesmesinden, İsrail’in topladığı vergileri ödemeyi durdurmasından ve bugüne kadar Fi-listinlilerle yaptığı anlaşmaları iptal edip Yahu-di yerleşimlerini ilhak etmesinden söz ediliyor. ABD ve AB son dakikaya kadar, barış müza-kerelerinin devamına dair bir bildiri karşılığın-da Filistinlileri başvurudan vazgeçirmeye çalı-

şıyor. Filistin’in üyelik başvurusu, Filistin’in en önemli siyasi ve mali destekçisi olan, fakat or-tak bir dış politika uygulamaktan aciz Avrupa Birliği’ni ikiye bölmüş durumda. Filistin’in başvurusu Genel Kurul’a geldi-ği takdirde Almanya, Hollanda, Polonya ve Çek Cumhuriyeti gibi İsrail’in kayıtsız şart-sız destekçilerinin, (halkının Filistin’e bü-yük destek vermesine rağmen) İtalya’nın ve

başka bazı AB üyeleri-nin Filistin’in “gözlemci devlet” olarak kabulüne dahi karşı oy kullanma-ları ya da çekimser kal-maları bekleniyor. Buna karşılık Fransa, İspan-ya ve belki Britanya leh-te oy kullanacak. Peki, Filistin’in bağımsız dev-let başvurusuna İsra-il kadar karşı olan kim var? Bildiniz: Hamas! Hamas’a göre Mahmud

Abbas’ın başvurusu, İsrail’le sonu gelmeye-cek görüşmeleri sürdürmek için bir oyundan ibaret. Ne mutlu ki Türkiye kendine yakışan ve gerek Filistin gerek İsrail halkının lehine olan tavrı benimsedi. Başbakan Erdoğan, “Filistin devletinin tanınması bir seçenek değil zorunlu-luktur…” dedi. Yerden göğe haklıdır. Yaşasın bağımsız Filistin devleti! [email protected]

Ne mutlu ki Tür-kiye kendine ya-kışan ve gerek Fi-listin gerek İsra-il halkının lehine olan tavrı benim-sedi. Başbakan Erdoğan, “Filistin devletinin tanın-ması bir seçenek değil zorunluluk-tur...” dedi.

Ali Bulaç

Kur’an’a deist itirazlar (2) Geçen yazıda “kıraat farkı”nın dilbilimcilerin, tefsircilerin ve müçtehitlerin Arapçaya mah-sus i’rabla ilgili görüş farkından ve Arapçanın değişik lehçe/ağızlarla konuşulmasından kay-naklanıp bunun dinin inanç, amel ve hüküm-leriyle ilgili herhangi bir değişikliğe mesnet teşkil etmediğine değinmiştik. Bugün zaruret-ler dolayısıyla “Kur’an’ın toplanması (cem-i Kur’an)” konusunu ele alacağız. İlk defa H. 12. yılda Yemame Savaşı’yla Kur’an bir araya toplatılmak istendiğinde top-lama işi sadece Kur’an’ı ezbere bilenlerin ha-fızaları esas alınarak yapılmadı. Savaşa katı-lan 13 bin askerden üç bini Kur’an hafızı idi. Ezberlerinden yararlanmak amacıyla hafızlar cepheden geri çekildiklerinde yolda uğradıkla-

rı bir baskında 700’ü şehid düşmüş, geriye 2300 hafız kalmıştı ki bunlar Medine’ye sağ salim varmayı başar-mıştı. Bunlardan baş-ka gerek (Suyuti, İt-kan fi Ulumi’l-Kur’an, 1, 124) ve gerek-se Suphi es-Salih’in de açıkça belirttiği gibi (Suphi es-Salih, Kur’an İlimleri, çev. S. Said Şimşek, ty. Kon-ya, s. 56) güvenilir ri-vayetlerle tam 23 kişi Kur’an hafızı olarak

isimleriyle anılmaktadır. 23 kişiyle birlikte 2300 hafızın ismini tek tek yazmak takdir olunur ki herhangi bir kaynağı “kütük defteri”ne çevirir, buna gerek yoktur. “Kur’an sahabenin hafızasında kalma-sın, yazılı metin haline getirilsin” düşünce-siyle Hz. Ebubekir (ra) zamanında toplanan mushafa alınacak her sure için asgari iki şa-hit ve surenin yazılı olması şartı aranmıştır. Suyuti, Hz. Ebubekir’in Hz. Peygamber’in (sas) evinde Kur’an sahifelerini bulduğunu ve bunların bir iple ciltlenmiş olduğunu söy-lediğini yazar. (Suyuti, age, 1, 73) Bu iki olay, başından beri Kur’an’ın çeşitli nesneler üze-rinde yazılı olduğunu göstermektedir. Top-lama esnasında iki şahitle gelen her ayet ha-fızlarca doğrulanmış, bu konuda görüş ayrı-lığı olmamıştır. (Suphi es-Salih, s. 63) Böy-

lece ilk tam nüsha teşekkül etmiş, önce Hz. Ebubekir’de kalmış, sonra Hz. Ömer (ra) ve ondan sonra kızı Hz. Hafsa’ya (r.anha) inti-kal etmiştir. Kaldı ki Hz. Peygamber ve as-hap her namazda Kur’an’ı Fatiha’dan sonra okur (zamme-i sure) bu yönde Hz. Peygam-ber tarafından sürekli teşvik yapılırdı. (Daha geniş bilgi için bkz. Hasan Elik, Kur’an’ın Korunmuşluğu Üzerine, s. 68 vd., İst.-2008) Abdullah b. Ömer, Hz. Peygamber’in saha-beler arasında sistemli bir hıfzetme kampan-yası yürüttüğünü anlatır. Veda hutbesinde Hz. Peygamber’in yaklaşık 120 bin kişiye hi-tap ettiği düşünülürse, daha o zaman kaç bin kişinin Kur’an’ı ezberlediği ve namazda oku-duğu kolayca tahmin edilebilir. H. 25’te Ermenistan fethedilirken İs-lam askerleri arasında çıkan tartışma, “fark-lı Kur’an”lara değil; okuyuş, lehçe ve şive far-kına işaret eder. Hz. Osman (ra) bu farklılık-tan doğan sakıncaları bertaraf etmek üzere, yine Zeyd b. Sabit başkanlığında 12 kişilik bir heyet teşkil etti. Yine ilke olarak sureler yazılı olarak toplandı ve hafızlarca doğrulandı. Tev-be Suresi’nin son iki ayetinin tek kişinin tanık-lığıyla sadece Huzeyme’de bulunduğu doğ-rudur. Ancak hafızlar bunlara itiraz etmedi-ği gibi, yıllar önce bizzat Hz. Peygamber’in Huzeyme’yi iki şahit yerine kabul ettiğini her-kes biliyordu. Kaldı ki, Hz. Osman zamanın-da toplanan mushafl a daha önce Hz. Ebube-kir zamanında toplanan ve Hz. Hafsa’da bu-lunan mushafl a-toplamadan sonra alınıp mu-kayese edildiğinde, iki nüshanın tam tamına birbirlerine uygun olduğu görüldü. (Prof. Mu-hammed Hamidullah, Kur’an-ı Kerim Tarihi, çev. M. Mutlu, 1965, İst, s. 48; Ahmet Cevdet Paşa- A. Muhammed ed Dabba, Kur’an Tarihi ve Kur’an Okumanın Edepleri, Trc. A. Osman Yüksel, İst.-1989, s. 25 vd.) Bu mukayeseden sonra Hz. Os-man, Hafsa’nın nüshasını kendisine iade etti ve Kur’an’ı yedi adet istinsah ederek Maveraünnehir’den Yemen’e kadar belli başlı İslam merkezlerine gönderdi, birisini de ken-disinden alıkoydu. (Belazuri, Fütuhu-l Buldan s. 48) Hz. Osman’ın bu ikinci toplamaya baş-lamadan önce Hafsa’nın nüshasını aldığı id-dia edilir, doğru değildir, ikinci toplamanın so-nunda Hafsa’dan nüsha alınıp mukayeseye gi-dilmiştir. [email protected]

“Kur’an sahabenin ha-fızasında kalmasın, yazılı metin haline ge-tirilsin” düşüncesiy-le Hz. Ebubekir (ra) zamanında toplanan mushafa alınacak her sure için asgari iki şa-hit ve surenin yazılı ol-ması şartı aranmıştır. Toplama esnasında iki şahitle gelen her ayet hafızlarca doğrulan-mış, bu konuda görüş ayrılığı olmamıştır.

Otoyolda kendini hep sol şeritten gitmeye mecbur hisseden bir sürücü tipi vardır; önlerine çıkan her aracın arka tamponuna yığılıp klak-son ve far sinyaliyle tâciz ederek şeridi boşalt-maya zorlarlar hani. Hükûmetin, özellikle seçimlerden sonra ta-kib ettiği dış politika, bana işte bu sol şerit tut-kunlarını hatırlatmaya başladı. Bir yanıyla ak-tif, inisiyatif üstlenen, Türkiye’yi bölgesinde ön-der mevkiinde gösteren ve itiraf edelim biraz da gururumuzu okşayan kararlı bir üslûp; öte-ki yanıyla alışık olmadığımız derecede sert, ge-rektiğinde İsrail’le savaşmayı ve Batı blokuyla mesafeyi açmayı göze alan bir sertlik. Böyle dü-şüncelere dalmamın sebebi, bu defa bazı geliş-melere mâruz kaldığımızdan ötürü sert dış po-litika izlememiz değil; bilakis sertliği öngören, hattâ hesaplıyor görüntüsü veren bir hesaplaş-ma arzusu hissedilmesi. Türkiye bu defa mâruz kalan değil, müdahil olan, gerginliği üstlenen taraf. Ezberimiz bozuluyor. Otoyolda sol şeritte, gaz pedalını sonuna kadar kökleyerek gidiyoruz. Bu yol ve üslûbun niçin tercih edildiği konusunda –muhtevası-na sonuna kadar katıldığım- idealist, yer yer romantik gerekçelerden başka açıklama yok ki bu gerekçeler sade vatandaş olarak bana tatminkâr gelmiyor. Siyasi muhalefet, eleştirinin yeri, zamanı ve dozajını ayarlamasını bilmediği için kendini fi ilen sâkıt duruma düşürmüş durumda. Haydi

ağır vâsıtalara tahsis edilmiş en sağ şeridi bir tarafa bırakalım ama orta şeride yönelip bir durum muhakemesi yapalım demeye bile mecâli kalmamış gibi davranıyorlar. Kamuoyu gibi muhalefet de siyaseten groggy (Türkçesi zihni karışık, dikkati dağınık, halsiz, şuuru bulanık; daha ziyade boks tabiridir; galâtı grogi) vaziyetinde. Seçim sonuçlarının yıkıntısını

hâlâ atamamış gibi görünüyorlar, oysaki Türkiye’nin ciddi bir siyasi muhalefete en ihtiyaç duyduğu zamanlar yaşıyoruz. Zaten bildiği-niz şeyleri bir kere daha tekrarda mânâ görmüyorum; sol şeritte 180 km hızla seyrettiğimizi belirt-mekle yetiniyorum ve huzursuzum. Basınımızın bir

cüzü ise bu türden bir tedirginliği paylaşmak yerine laiklik mevzuunda doktriner hatâları düzeltmeyi daha önemli görüyor besbelli. Başbakan’ın Mısır konuşmasındaki laiklik ihrâcı konusu üzerinde sert eleştiriler kaleme almakla meşgul. Sanki bazı Arap ülkelerinin anayasasını biz yazacakmışız gibi heyecanlı ve bir vazife hissiyle hareke geçip fıkhî argüman-

larla Başbakan’ı te’dib edici tenkidler yazıyor, laik devlet fi krinin İslâm’la niçin bağdaşmaya-cağını anlatıyorlar.

Sertlik siyaseti bizim ne kadar işimize yara-yacak; bizim için meçhûl ama Kıbrıs Rum kesi-mi, Yunanistan ve İsrail için Türkiye’nin pazu-sunu gösterip sertlik sergilemesi, galiba yerde ararken gökte buldukları bir nimet, şâhâne bir bahânedir. Mâlum Kıbrıslı Rumlar ve Yunanis-tan, düştükleri mâli krizi kendi inisiyatifl eriyle çözmek irâdesini gösteremiyorlar; İsrail ise ken-disine yönelik geleneksel ABD ve AB desteğini bu vesile ile artırarak pekiştirmek fırsatını kaçır-maz. Kısaca bizim krize ihtiyacımız yok, onla-rın var; hele İsrail, varlığını sürekli kriz psikoloji-sini ayakta tutma mahâretine bağlamış bir dev-let. Yunanistan ise kendini mağlup ve mağdur gösterecek bir gerginlik neticesinde borçları Av-rupa Birliği’ne sildirme ihtimâline kesinlikle ha-yır demez. Muhtemelen İsrail-Yunanistan-AB lobisinden aldığı siparişle içinde genç kızların bulunduğu otomobili “Kahramanca” havaya uçurma ihâlesini yerine getiren PKK için “Sa-vaşan Türkiye”, aç tavuğun darı ambarına düş-mesi gibi bir şey olur Hafazanallah! Ee; bu du-rumda bizim künhüne vâkıf olamadığımız fakat hükûmete esâsen mâlum bazı hikmetlerin var-lığını hesab etmemiz gerekiyor herhalde; onlar her ne ise kamuoyu da bilmek ister. Sizi bilmem, ben tedirginim. [email protected]

Sertlik siyaseti bizim ne kadar işimize yarayacak; bizim için meçhûl ama Kıbrıs Rum kesi-mi, Yunanistan ve İsrail için Türkiye’nin pazusunu gösterip sertlik sergilemesi, galiba yerde ararken gökte buldukları bir nimet, şâhâne bir bahânedir.

A. Turan Alkan

Osman Turhan [email protected]

‘Çılgın Türkler’ dönüyor mu?Ne zaman bir meselenin içine Kıbrıs konu-su sokuşturulsa ‘işkillenirim’. Çünkü bilirim ki Kıbrıs, ‘Ergenekon’un en başarılı olduğu operasyon alanıdır. Otoriter siyasetin yaşa-ması için gerekli oksijen adadan gelir. Denk-taşgillerle işbirliği yapan ekibin 2004’te Kıb-rıs bahanesini kullanıp darbe yapmaya kal-kıştığını bilmeyen kaldı mı?

Şu sıralar hükümetin Kıbrıs konusu-na sarılmasını anlamıyorum dolayısıyla. Başbakan’ın adaya yaptığı ‘tarihî’ ziyaret, ar-dından AB’ye Kıbrıs konusunda ‘müzakereler biter’ restinin çekilmesi ve son olarak da ‘tö-renle’ atılan kıta sahanlığı imzası... Bu arada Rumların adanın güneyinde başlattıkları do-ğalgaz arama çalışmalarının gerekirse donan-

ma gücüyle durduru-labileceği ve KKTC ile birlikte yapılacak ara-malara donanmanın eşlik edeceği sözle-ri... En son olarak da Akdeniz’e açılan sa-vaş gemileri...

Kimse kusu-ra bakmasın, bu man-zara bana unutma-ya yüz tuttuğumuz ‘eski Türkiye’yi hatırlat-tı. Hatta 1970’lerin so-

nunda Ege’de sürekli olarak petrol arayan, fakat krizden başka bir şey ortaya çıkaramayan MTA-Sismik 1’in siyah-beyaz görüntüleri geldi aklıma.

Bakın, bugün Türkiye’nin bölgesinde yük-selişinden söz ediyorsak bunun temelinde son on yılda izlenen ‘barış ve istikrarı’ kurucu dış politika var. Askerî güce değil ‘yumuşak güç’e dayandı bu politika. Gelişen demokra-sisi, büyüyen ekonomisi ve derinleşen hukuk devleti anlayışıyla bölgenin çekim merkezi, insanların ilham kaynağı oldu Türkiye.

Böyle bir Türkiye’nin şimdi askerî güç gösterisine heveslenmesi bence son yıllarda geliştirilen dış politika vizyonu ve pratiğiyle çelişiyor. Etrafında kabadayılık yapan değil, bölgesinde çekim merkezi ve ilham kaynağı olan bir Türkiye daha güçlüdür.

Hükümet kadar sivil aktörlerin ve dina-miklerin yükselttiği yeni Türkiye’nin barışa ih-tiyacı var, siyasetten de beklenti bunu sağla-ması. Siz bölgesel siyasette ‘askerî gücü’ öne

çıkarırsanız etrafınızdakileri korkutur, size kar-şı birleştirirsiniz. Siyasî tarih ‘yükselen güçlere’ karşı oluşan bölgesel ve küresel ittifak örnek-leriyle doludur. Bu tür kutuplaşmalar da ge-nellikle sıcak bir çatışmayla sonuçlanır.

Tuhaf şeyler oluyor. Sanki birileri Türkiye’yi dış maceraya sürükleyerek içerideki demokratikleşme sürecini sabote etmeye çalı-şıyor. Oysa memleketin ihtiyaç duyduğu şey, barış ve istikrar içinde anayasa yapımı dahil ‘yeniden yapılanma’ sürecini tamamlamak.

Oyun içinde oyunlar ve tuzaklar var. Ge-çenlerde Sabah gazetesi manşetten verdi: ‘Akdeniz’de büyük oyun’. Meğer Kıbrıs’taki sondaj krizinde atılan adımlar Genelkurmay kaynaklı planlanmış, projelendirilmiş. Anlaşı-lan hükümete kabul ettirilen ‘oyun planı’ için şimdi ‘psikolojik operasyon’ vakti...

Sabah’ın yalanlanmayan haberine göre; Genelkurmay, Karargâh’a davet ettiği akade-misyenlere “Doğu Akdeniz’deki enerji rezer-vinin durumu savaş riskine değer mi?” soru-sunu yöneltmiş. Yanıt, “evet” olmuş. Bunun üzerine Genelkurmay bölgeye ilişkin ayrıntılı raporlar hazırlamaya başlamış.

Hesaplarına göre rezervlerin değeri 7 tril-yon dolarmış! Hadi inandık diyelim bu yala-na, peki girilen ‘risk’ yüzünden şehit verilecek Mehmetçiklerin bir değeri yok mu? Eminim onlara da bir ‘değer’ biçmişlerdir. Yaşı, aldığı eğitim, yaşadığı muhit, yeme içme masrafl a-rıyla 22 yaşında şehit düşen bir gencin ‘değeri-ni’ masa başında hesaplamışlardır. Bu değerin onların kafasında 100 bin doları aşacağını san-mam. Bir yandan 100 bin dolarlık bir ‘adet’ as-ker, öte yandan 7 trilyon dolar! Bin çocuğu-muzu kaybetsek, toplam kayıp 100 milyon do-lar eder. Hadi diyelim işler kötü gitse, 10 bin ‘adet’ vatandaş ‘ex’ olsa bir milyar dolar eder kayıp. Geriye kalan kazanç büyük!

Genelkurmay’a çalışan bu aymaz akade-misyenlere sözüm şu: Doğu Akdeniz’de bula-cağınız hiçbir şey ‘bir tek gencin’ hayatını kay-betmesine değmez. Siz bir tek delikanlının anasının yüreğinde değerinin 7 trilyon dolar-dan az olduğunu mu sanıyorsunuz?

Ertuğrul Özkök versin gazı köşesinde, hükümet de (yoksa devlet mi deseydim?) sürsün savaş gemilerini ve Akdeniz’de ba-tırsın ‘yükselen Türkiye’yi! Bunun için miydi yüzde elli oy? [email protected]

Tuhaf şeyler oluyor. Sanki birileri Türkiye’yi dış maceraya sürükle-yerek içerideki demok-ratikleşme sürecini sa-bote etmeye çalışıyor. Oysa memleketin ihti-yaç duyduğu şey, barış ve istikrar içinde ana-yasa yapımı dahil ‘yeni-den yapılanma’ sürecini tamamlamak.

İhsan Dağı

Page 16: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

ÞÝF RE KE LÝ ME:1 2 3 4 5 6 7 8

K E L İ M E A V I

1

2

3

4

5

6

7

8

Elazığ ilçesi

Kuzu sesi

Müsaade

Madende saflık derecesi

Biçare, zavallı

Gaye

Kütahya ilçesi

Haya

Er kişi, erkek

Ahlak

Berat, izin

Nezir

Seri, çevik

Boz renk

Bir ilimiz

Erkek adı

Bir müzik aleti

Ermenistan başkenti

Dediğinde direnme

Doğuma yardımcı kadın

Kısaca halinyum

Bir aktör(... Şaşmaz)

Arabi bir ay adı

Akdeniz bitkisi

Yaver

Yönetim

Bir harfin okunuşu

Bir deyim

Suriye başkenti

Altın işlemeli ipek kumaş

Safra

Sermaye

Veli

Eğreti

Töre

Kırmızı

Feza

Beyaz

Afrika’da bir ülke

Peygamberler şehri

Yabancı

Sınır nişanı

Bitki bilimi

Satrançta bir taş

Yüz, çehre

Otomobilde bir parça

Bir harfin okunuşu

Titanın remzi

Gelir

Fasıla

Karışık renkli

Atatürk’ün manevi kızı

(Afet ...)

Yararlı, yarayışlı

Haya

Becerikli

Bir deniz rütbesi

İki ülke parasının

karşılıklı değeri

Bir ilimiz

Yenen bir yeşillik

Alimler

Duyma organı

Kainat, bütün dünya

Maden

Ağabey

Eski haltercimiz(... Süleyman-

oğlu)

Şart eki

Doğrusu, esasen

İplik

Kısaca potasyum

Bir sporcu(... Bulut)

Hayvan yiyeceği

Güzel koku

Bir deyim

Tokat’ta bir halk oyunu

İyiden iyiye

İtalya’da bir nehir

Başlıca içecek

Asap

Bir tür müzik

Yarım

Kısaca numara

İnce perde

Kısaca baryum

Süren, sürücü

Boru sesi

Kısaca germanyum

Anlam

Bütün

Arka, art

Kokulu bir bitki

Rey

Hamle

Lise

Söz, laf

İzmir ilçesi

Sivas ilçesi

Tembih sözü

Rahatlama nidası

Ağaçlıklı yol

Ağrı’nın eski adı

Bir bağlaç

y.sab rioglu@za man.com.tr

15 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZA MANBULMACAHa zýr la yan: YAL ÇIN SAB RÝ OÐ LU

Ameller

İlk şeker fabrikası kurucusu

Efendimiz’in bir sünneti

Bir nota

Tanıtmak amacıyla

yapılan şey

Benzerini yapmaya çalışma

Vazife

Arabın başındaki

çengel

Bir nota

Tab lo da ki tram lý ka lýn çiz gi ler le be lir len miþ 3’e 3’lük ka re le re, 1’den 9’a ka dar ra kam la rý bi rer kez kul la na rak yer leþ ti-rin. Öy le yer leþ tir me yap ma lý sý nýz ki, bü tün 3 lük le ri dol dur du ðu nuz da tab lo nun bü tün ku tu la rý yu ka rý dan aþa ðý ya ve sol-dan sa ða 1’den 9’a ka dar ra kam lar dan bi rer kez kul la nýl mýþ ol sun.

SUDOKU BULMACA

3

2

7

4

1 8

1

8

8

1

4

1

6

5

5

8

6

2

5

1

2

4

7 1 6

3

8 3 6

4 7 1

9 2 5

7 5 4

9 2 8

1 3 6

9 1 2

5 3 6

7 8 4

3 5 7

1 8 2

6 9 4

6 9 1

4 7 5

3 8 2

2 4 8

3 6 9

1 5 7

2 1 3

5 6 8

7 4 9

8 4 7

2 1 9

5 6 3

6 9 5

4 7 3

8 2 1

F J U N M U J A N A Y Ý V K

Ü R K A L U K U S M R R A H

R E A K K O V A O Y A Z G I

U Ü Y S A A T L N Þ H Y L Ü

Ð D K Ý R K H S Ý C U J I R

U T E B A K E R K F B T R S

T K A Ý S Z Ý E R G Ç Ü L N

K M Ü G A S K Y O U A A U Ü

O T E B N A K R Ü T L K R Þ

O N M R Ö G E C N E R V E K

R A Ö M C U Z G L O E L N Ý

C L T E Z A P Ý S R H A Ü J

Ç T E L M H N A G I K S V K

V A K B A A T T R Z H M Z Ü

A Y A Ü T U K A Ö K G A Ç L

M K Z S F T Ç H Ý Y Ç Ý Þ N

İ D E Ü E E F Y Ý M Ö L K Ü

Z L N R K R Ö E Ý S R Ü R T

O İ F R V Ý G H E L A M B S

D O N M S J D Ý A V D R M Ü

G D F E O R İ E R T R O P N

N R Ü O D N Ç T K E B F Ö U

Aþaðýdaki kelimeleri tablonun içine serpiþtirdik. Bunlarý bulabilir misiniz?AKHÝSAR, BUHAR, CAMBAZ, ÇARK, DENİZ, EVREN, FORMÜL, GOFRET, HEYHAT, ÝSKAN, KULAK,

LALELÝ, MERCAN, MAYIS, NEZAKET, ORKÝNOS, ÖZKAN, PORTRE, REKABET, SERGÝ, ÞAHIS, TÜRKAN, UÐUR, ÜSTÜN, VÝYANA, YAZGI, ZAMBAK.

SOLDAN SAĞA 1) Allah (cc)’ın birliğine inanma ve bunu ifade etme.– Su altında kalan, su basmış tarla. 2) Bir dış gücün etkisi altında uzama, kısalma, eğrilme vb. biçim değişikliklerine uğradıktan sonra, etkinin kalkmasıyla eski biçimini alabilme özelliğinde olan, elastiki.– Genellikle bazı çiğ ot ve sebzelerle yap ılan, yağ , limon vb. maddeler konulan, yemeklerle birlikte yenen yiyecek. 3) Madagaskar’ın plaka işareti.– Felç, sakatlık vb. bir sebeple yataktan kalkamayan (kimse). 4) Toplama, toplanma, bir araya getirilme.– İslam’ın şartlarından biri.– Nikelin sembolü. 5) Mahsul.– Kırılmış taş döşenip silindir geçirilerek yapılan yol. 6) Allah (cc)’ı dil veya kalple anma.– Ayrılırken birbirine selam ve esenlik dileme. 7) Közlenmiş patlıcan, sarımsaklı yoğurt ve kıyma ile yapılan bir çeşit yemek.– Osmanlı padişahlarının adlarının sonuna getirilen unvan. 8) Cimri, pinti, eli sıkı.– Eser, iz, belirti. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1) Konuşmayı bir dilden başka bir dile çeviren kimse,

çevirici, dilmaç. 2) Siyaha çalan buğday rengi.– Bir tür cetvel. 3) Vietnam’ın plaka işareti.– Musiki. 4) Seslenmek veya ilgi ve dikkat çekmek için söylenen bir söz.– Torunu olan kadın. 5) Uyarı.– Adale. 6) Kirli olmayan, pak. 7) Şeker hastalarının şeker yerine kullandığı beyaz, tatlan-dırıcı bir madde. 8) Manda yavrusu.– İlgi edatı. 9) Az tavlı, yarı yaş yarı kuru toprak. 10) Boyacılıkta kullanılan, kırmız böceğinin üst deri bezlerinin salgıladığı madde.– İnsan zekâsının, insan kişiliğinin erişebileceği en yüksek düzey, dâhilik. 11) Bir binek hayvanı.– Haddini bilmez, kaba, nobran. 12) Acımasızca.

Bulmaca Rüstem Aydýn r.ay din@za man.com.tr

K E L M E A V I

N H V K R U Ü C Ü Z Ü Ý Ð

R O L S H A Ç R L Ð F G Ý T

R A Ü A E O N A D E G R E G

G F L M R Z G N I V N A Y A

N Ý C U E S U Ð Ý E T N O

E R M Z F N I Z A T I B P Ý

M H Ý O S H S K Ü L R S M F

Ç Ý U M U D K A L K A C O

E B R S E Z K Y A N M L P N

T M T Ç R U M E E E U K U

S R K E R Ý L O L Ð A C R Y

A E A B Ü Ý Ü T Y E N Ü C E

E S A J H S R D Z O V M L R

M N A Ý Ý T Ð A Z Þ A L Z U

B E E L Ý K Z O Y K Ü R E

E Y Z M T A N M A N A U T V

Ð O Ý A L Ý K R T M Ü T Ý O

J S C N G M E P E Ü Ý D D H

Ö M U R A R D Z R L K K U

D A E S E Z U Z Ü H A L K Ð

O N V M J N M B E R U V Ç

J A K N E V Ü G Z Ö L O L Ü

Aþaðýdaki kelimeleri tablonun içine serpiþtirdik. Bunlarý bulabilir misiniz?ASTE MEN, BURGAZ, CÜNEYT, ÇORUM, DÜNYA, ERGÝN, FULAR, GERGEDAN, HÜRREM, ÝMAME,

KURBAN, L K D TE, MEZUN, NAKIS, OSMAN, ÖZGÜVEN, PARTÝ, RAKAM, SÝMÝT, Þ FON YER, TRAJÝK, UNSUR, ÜZÜCÜ, VELVELE, YALIN, ZÜHAL.

1

2

3

4

5

6

7

8

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

1

2

3

4

5

6

7

8

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

O L İ M P İ Y A T M A

T A L İ P E D İ K Ü R

O B A P E L E R İ N

K R S E R E N F A K

R A Ş İ T İ K Y A K A

A D A V E T H A Y A T

S O K A K T A B E L A

İ R İ S K A T A T E R

Page 17: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN f16 RÖPORTAJ

Özcan Alper, ikinci ‘koza’sına yakınALİ KOCA, AYHÜN HÜLAGÜ ADANA

-Geçtiğimiz yıl yaşanan erte-leme yüzünden hafi f şiddetli

bir sarsıntı geçiren Altın Koza Film Festivali, silkelenip kendine geldi. Özellikle de ulusal uzun metrajdaki yarışma fi lmlerinin ‘ağırlığıyla’ şim-diden Antalya’nın birkaç adım önüne geçti diyebiliriz. Üstüne bir de, Nuri Bilge Ceylan’ın, Cannes ödüllü “Bir Zamanlar Anadolu’da”yı Adana’da vitrine çıkarması ve başta Yılmaz Er-doğan olmak üzere fi lm ekibinin fes-tivale katılması Altın Koza’nın hane-sine artı değer olarak yazıldı. Altın Koza’da yarışma fi lmleri ve özel galalar dâhil tüm etkinlik ve gösterimler ücretsiz. Adanalıların si-nema sevgisi ve yarım asra yaklaşan festival geleneğinin yanına bu faktörü ekleyince tüm gösterimler dolu dolu geçti. Özellikle yarışma fi lmlerine ayrı bir rağbet vardı. Malum, Adana, diğer festivallere oranla daha politik geçiyor. Yılmaz Güney’in şekillendirdiği, baş-langıç yıllarındaki karakteristik özel-lik, yerel yönetimler değişse de bugün bile devam ediyor. Bu yıl da öyle oldu. Aynı gün gösterilen iki belgesel, Nazi-lerin elinden Yahudileri kurtaran Türk diplomatlarının mücadelesini anla-tan ‘Türk Pasaportu’ ve 1999’daki ‘Hayata Dönüş’ operasyonunun mağdurlarını gündeme getiren ‘Si-murg’ farklı ideolojiden kaynaklan-sa da hemen hemen aynı refl ekslerle seyirciden bol bol alkış aldı. Hatice Aslan’ın oyunculuğuyla âdeta ken-dini perişan ettiği ‘Vücut’ ise senar-yo ve yönetmen zaafl arı neticesinde perdede kayboldu. ‘HES’leri ele alan ‘Yurt’ ise meselesini derli toplu an-latamadığı ve Nuri Bilge Ceylan’ın

‘Uzak’taki oyuncusu olan yönetmen Muzaffer Özdemir’in ‘özenti’ olarak algılanan anlatım dilinden dolayı sı-nıfı geçemeyenlerdendi.

JİTEM’E DOKUNAN CESUR BİR FİLM‘Bir Zamanlar Anadolu’da’ ve Nuri Bilge Ceylan-Yılmaz Erdoğan rüzgârı dindikten sonraki gün seyirci karşısına çıkan Mar, Kadife ve Beni Sev fi lmleri, tüm gayretlerine rağmen ödül listesi-ne çıkmaları sürpriz olacak yapımlar olarak kayda geçti. Yıl içinde vizyo-na giren, kiminin DVD’si bile çıkan ‘Memleket Meselesi’, ‘Saklı Hayatlar’ ve ‘Kaybedenler Kulübü’nün neden yarışmada olduğu ise hâlâ muamma. Dolayısıyla Adana’da sinemaseverle-rin yüzünü güldüren üç fi lm kalıyor. Özcan Alper’in yine şiir gibi, ama derinden derine insanın içine işleyen fi lmi ‘Gelecek Uzun Sürer’, 90’lı yıl-

larda JİTEM’in marifetiyle Güneydoğu Anadolu’da ‘kaybolan’ Kürtleri anlatı-yor. Aslında bu cümle biraz haksızlık olur fi lm için. Çünkü başka şeyler de anlatıyor. Bir ara 1915’teki Ermeni teh-ciri de fi lme dâhil oluyor. Bu akşam verilecek ödüllerde Öz-can Alper açık ara önde gözüküyor. Ancak, bu yazının satırlara düştüğü saatlerde henüz gösterimi yapılma-mış olan Onur Ünlü’nün merak ve heyecan uyandıran ‘Celal Tan ve Ai-lesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi’ ile yurt-dışında festivalleri dolaşan ‘Eylül’ fi lmlerinin de festivalin diğer ‘göz-deleri’ olduğunu belirtelim.

ÖZGENTÜRK’TEN FESTİVALE ELEŞTİRİAltınkoza’da bu yıl ‘Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne layık görülen ünlü yönetmen Ali Özgentürk, festivale eştiriler yöneltti. Festival fi lmlerinin gösterildiği 5 ayrı salondaki teknik imkanların yetersiz olduğunu söy-leyen Özgentürk, festivalde yarışan fi lmlere ayrımcılık yapıldığını söy-ledi. Festivalin ‘Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’ bölümünde Özgen-türk’ ün aynı hikâyeden esinlenerek çektiği ‘Beni Sev’ ve ‘Görünmeyen’ adlı fi lmleri 14 fi lmle birlikte yarışı-yor. Özgentürk, önceki gün Metro-pol salonunda gösterilen ‘Beni Sev’ adlı fi lminin teknik imkansızlıklara kurban gittiğini ifade etti. Özgen-türk, “Her salonun imkânı farklı. Benim fi lmimin izleyiciyle buluştu-ğu salonda ışık yetersiz geldi. Bazı sahneler de hiç duyulmadı.” dedi. Adana doğumlu Özgentürk, “Bu şehirde festival yapılıyorsa önce şehrin yönetmenlerine sahip çıkıl-malı.” şeklinde konuştu.

Altın Koza’da bu yıl ‘Yaşam Boyu

Onur Ödülü’ne layık görülen

ünlü yönetmen Ali Özgentürk,

festivalde yarışan fi lmlere ayrımcılık yapıl-

dığını söyledi.FOTOĞRAF: AA,

AYKUT ÜNLÜPINAR

SERDAR DOMBAY FRANKFUT

-Almanya bu hafta başında Cumhur-başkanı Abdullah Gül’ü ağırladı. Bazı

tatsız olaylar olmasına rağmen renkli geçen bu geziyi heyette olan Başbakan Yardım-cısı Bekir Bozdağ ile konuştuk. Almanya ve Türkiye’nin sadece bugün değil geçmişte de büyük ilişkileri olmuş iki ülke olduğunu vur-gulayan Bozdağ ekonomik, kültürel ve siyasi ilişkilerin olduğu Almanya’da en önemli iliş-kinin ise Almanya’da yaşayan Türkler oldu-ğunu ifade ediyor. Bu insanlarımızın bugün Almanya’nın siyasetinde, ticaretinde, bili-minde, sanatında, kültüründe, her alanında çok büyük başarı ortaya koymuş durumda ve misafir olmaktan öte Almanya’nın bir parça-sı ve Almanya’da kalıcı olma noktasında da önemli kararlar verdiğini vurgulayan Bozdağ ile hem geziyi hem 50. Yılı konuştuk. Cumhurbaşkanı Gül’ün Berlin seyahati sırasında bir bomba ihbarı ve sonrasında tatsız gelişmeler yaşandı. Sizce hedef neydi?

NATO PKK’yı terör örgütü olarak kabul etti. Avrupa birliği PKK’yı terör örgütü olarak ka-bul etti. Amerika PKK’yı terör örgütü olarak ve Türkiye ve Amerika’nın ortak düşmanı olarak ilan etti ve bu konuda her türlü des-teğini verdi. Bazı Avrupa ülkelerinin bizde eylem yapmıyorlar diye PKK’ya müsamaha göstermesi yanlıştır. Yarın bu tür işler onla-rın da başına gelebilir. Bunun son örneğini Humboldt Üniversitesi’nde Sayın Cumhur-başkanımızın konuşma yapacağı sırasında gördük. Gün boyu terör örgütü yayını yapan televizyonlar on binleri oraya toplamak için uğraştılar ama burada yaşayan vatandaşları-mız bunlara itibar etmedi. 30, 40 kişi civarın-da belki ya vardı ya yoktu. Kürtler çağrıya ilgi göstermeyince bu sefer bomba ihbarı yaptı-lar ki orada konuşmalar olmasın diye. Ama Sayın Cumhurbaşkanımız o salonda konuş-masını yaptı. Teröre, terörizme ve teröristle-rin bu tür oyunlarına prim vermedi. Alman-ya bundan bir ders çıkarmalı. Sayın Angela Merkel Almanya federal yargıtayının verdiği bir kararda PKK’yı bir terör örgütü ilan ettiği-ni ve kabul ettiğini mahkeme kararıyla ortaya koyduğunu açıkladı. Umarım kararın gereği zaman içerisinde yerine getirilir.Avrupa’da da benzer sıkıntılar var. Her geçen gün artan bir sıkıntı bu. Terör ve İslam Avrupa’da aynı şekilde öz-leştirerek sunulmaya çalışıyor ve bu İslamofobi olayını ortaya çıkarıyor.

İslam dini barış dinidir. Şimdi böyle bir dini

terörle yan yana getirmek, islamla terörü yan yana getirmek ve islama veya onu benimse-yen müslümanlara terör sıfatını yakıştırmak islama dönük yapılmış en büyük iftiradır. Yani müslümanların içerisinde yanlış ya-pan insanlar olabilir, milyarlarca müslüman var. Hıristiyanların içerisinde yanlış yapanlar olabilir tabi, işte gördük Norveç’te bir tane gözü dönmüş insan masum, onlarca insa-nı kurşuna dizebildi. Biz bütün Hıristiyanlar böyledir diyebilir miyiz? İslamı teröristlerle, terörizmle, terör eylemleriyle yan yana göste-rerek insanları islamdan soğutmak isteyen bir takım yaklaşımlar var. Bunlar fevkalade yan-lış. İslamofobi bana göre bir tehlikedir ve bu düşünce ile beraber hoşgörüsüzlük, ırkçılık, ayrımcılık toplumlarda ağır ağır yeniden yer etmeye başlıyor. Bunu hep beraber önleme-liyiz. Sadece bir Türkiye olarak değil, Türkler olarak değil, Almanya’daki dostlarımız, al-manlar, İngilizler, Fransızlar, başkaları nerede birileri kin tohumu atıyorsa hep beraber kar-şısında durmalıyız. Hoşgörüsüzlüğe, ırkçılığa, ayrımcılığa efendim islam fobiye, teröre hiçbir ülkenin ve hiçbir insanın prim vermemesi la-zım. Hem kendisi için, hem ülkesi için, hem

dünyanın geleceği için buna mecburuz.

Cumhurbaşkanı Gül’ün Almanya ziyaretinde oldukça önemli imzalar atıldı. Bu antlaşmalardan bir tanesi de çifte vergilendirmeyle alakalı. Emeklileri sevindiren bu imzayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şimdi on bin euroya kadar geliri olanlardan herhangi bir vergi alınmayacak. Onun üze-rinde gelir olmasa halinde bir vergilendirme söz konusu olacak, yani buradan baktığınız zaman kesin dönüş yapan ve emekli olan, Almanya’dan emekli olup kesin dönüş ya-pan vatandaşlarımızın bu açıdan büyük bir muafiyeti ortaya çıkmış durumda. Bu bir iyi-leştirmedir. Önemli bir adım olarak biz bunu görüyoruz. Hem vatandaşlarımız için, hem Türkiye hem de Almanya için önemli bir ge-lişme, önemli bir adım diye görüyoruz.Göçün 50. Yılı ile alakalı düşünceleriniz nelerdir?

50 yılda çok şey değişti. Dün sadece kas gü-cüyle çalışarak, hizmet edenler bugün tica-rette, bilimde, sanatta, eğitimde, kültürde, siyasette, sporda, her alanda başarı hikayeleri ile hem Almanya’nın hem de Türkiye’nin göğsünü kabartmaktalar. Çok büyük başa-rı hikayeleri var, çok büyük mücadeleler var,

bugün onu görüyoruz. Bugünkü modern güçlü Almanya’nın oluşmasında en büyük pay Almanlardan sonra onlara aittir. Göçün 50 yılında artık buna göç de demek doğru değil, yani Türk işçilerinin Almanya’ya geli-şi, Almanya’da çalışmaya başlayışı dememiz lazım. Çünkü artık olay göç olayını aşmıştır. Artık göç hadisesi geride kalmıştır. Bugün ürettikleriyle başarılarıyla var olan ve buradaki varlıklar nedeniyle de birinci sınıf vatandaşı olmak isteyen ve ona hakkı olduğunu dü-şünen insanlar var. Şimdi olay bambaşka bir noktada. Misafir değil, dönücü değil, göç de-ğil, yerleşik. Burada doğmuş. Onun için ben gelinen noktada Almanya’nın burada yaşayan türklere karşı politikalarını yeniden değer-lendirmesinin Almanya için yararlı olacağını düşünüyoruz. Onun içinde Almanya Uyum Bakanı sayın Maria Böhmer’le Türkiye olarak bizim bundan sonraki süreçte birlikte çalışma mecburiyeti var, yani biz beraber çalışırsak uyum konularındaki sorunları birlikte aşabi-liriz. Daha iyi noktalara beraber götürebiliriz. Almanya’nın şu an uyguladığı evlilik konu-sunda dil zorunluluğu insan haklarına uymu-yor. Çünkü insanların kiminle evleneceğine,

kime aşık olacağına, kimi seveceğine, kimden ayrılacağına devletler, ülkeler karar vermez, vermesi de doğru değildir. 50. Yıl münasebe-tiyle yapılacak tartışmaların ve konuşmaların, hem Türkiye olarak bizim, hem Almanya’nın, hem burada yaşayan türklerin objektif değer-lendirme yapmalarına ve yeni dönemde, yeni sürece ve yeni konsepte uygun adımlar atıl-masına önemli katkıları olacaktır.

Yurtdışı Türkler ve akrabalar topluluklar Başkanlığı seçim-lerden sonra size bağlandı ve hızlı bir şekilde gümrük ka-pılarında anketler yapıldı. Tesbit ettiğiniz sorunlar neydi?

Benim gördüğüm tabi pek çok sorun var. On-ları sıralamadan önce gördüğüm şey su, tabi Türkiye’de böylesi bir kurum kurulduğuna ilişkin bilgi eksikliği var. Vatandaşlarımız iste bir konuyla ilgili bir sorunu olduğunda farklı yerlerden çözüm arayışına giriyor. Bu kuruluş Türkiye’de vatandaşın ne gibi sorunu varsa o sorunların çözümü ile yakından ilgili. O ne-denle bu kurulusun tanınması, bilinmesi ve Türkiye’de hangi sorunun hangi makam ta-rafından çözüldüğünün bilinmesinde fayda var. Biz bu maksatla bir cep rehberi de çıkar-dık. Sınırdan giriş yapan bütün vatandaşları-mıza bunları dağıtmaya başladık. Onları baş-ka ülkelere de göndererek, oradaki dernekler, vakıflar vasıtasıyla dağıtarak bu noktada va-tandaşlarımızın bilgi sahibi olmasına önem veriyoruz. Almanya’da, yasadıkları ülkede hangi sorunların hangi makamlar tarafından hangi usulle çözüleceğini bilmek, nasıl hak arayışı yapılacak, onu bilmenin çok önemli bir mesele olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda rehberliğe çok önem veriyoruz ve önümüz-deki süreçte bu rehberliğin sağlıklı yapılması için önemli adımları beraber atacağız inşallah.

Yurt dışında oy kullanma problemi çözülecek mi?

Biz yurtdışında yasayan vatandaşlarımızın Türkiye’nin siyasetinde de söz sahibi olma-larını arzu ediyoruz. Şimdi sayın başbaka-nımızın bizlere verdiği talimat çerçevesinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda ilgili bütün kurumların içinde olduğu YSK’nın temsilcisinin de içinde olduğu bir komisyon çalışmasını yürütüyor ve bu çalışmalarda son aşamaya geldi. İnşallah TBMM açıl-dıktan sonra bunu da mavi kart ile beraber sevk edeceğiz ve yasayı çıkaracağız. Bundan sonra yapılacak ilk milletvekili seçiminde ve ilk cumhurbaşkanlığı seçiminde Köln’de, Berlin’de veya başka bir şehirde yaşayan va-tandaşlarımız konsolosluklara gidip oylarını sandıklarda rahat rahat kullanacaklar.

Cumhurbaşkanı Gül’ün Almanya

temaslarını Serdar Dombay’a değer-

lendiren Başbakan Yardımcısı Bekir

Bozdağ, “Biz yurt-dışında yasayan

vatandaşlarımızın Türkiye’nin siya-

setinde de söz sahibi olmalarını

arzu ediyoruz.” dedi. Bozdağ,

Almanya’da ya-şayan vatandaş-

larımızın bundan sonra yapılacak ilk seçimde bu-

lundukları yerde oy kullanması için çalışmaların sür-düğünü söyledi.

Avrupa PKK’ya müsamaha göstermemeli Bazı Avrupa ülkelerinin terör örgütü PKK’ya ‘bizde eylem yapmıyorlar’ diye müsamaha göstermesinin büyük hata olduğunu ifade eden Başbakan Yardımcısı Bekir Boz-dağ, “Yarın bu tür işler onların da başına gelebilir. Bunun son örneğini Humboldt Üniversitesi’nde Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşma yapacağı sırasında gördük.” dedi. Başbakan Merkel’in Almanya federal yargıtayının verdiği bir kararda PKK’yı bir terör örgütü ilan ettiğini ve kabul ettiğini mahkeme kararıyla ortaya koyduğunu açıkladığını hatırlatan Bozdağ, “Umarım kararın gereği zaman içerisinde yerine getirilir.” şeklinde konuştu.

Page 18: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

17spor

24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN

f

SAYFA TASARIM: YUNUS ASLAN

ARDA, MESSİ’YE KARŞI. İspanya La Liga’da milli futbolcumuz Arda Turan’ın forma giydiği Atletico Madrid, bugün Barcelona’ya konuk olacak. Saat 22.00’te başlayacak mücadele Digiturk kanal 380’dan canlı yayınlanacak. Arda, yükselen formuyla dikkat çekerken Katalanların kozu yine Arjantinli yıldız Messi.

KOBE’YE 6,7 MİLYON DOLAR. İtalya’nın Virtus Bologna takımı, NBA ekiplerinden Los Angeles Lakers’ın yıldız basketbolcusu Kobe Bryant’a NBA’deki lokavt süresince formasını giyme-si için transfer teklifi yaptı. Bryant’a 6,7 milyon dolar önerildiği bildirildi. Ayrıca Kobe, yarın İstanbul’da basketbolseverlerle buluşacak.

-Futbolda şike soruşturmasını ko-nu alan Gençlik ve Spor Bakanı Suat

Kılıç, sürecin yönetilmesinin zor olduğu-nu vurguladı ve Futbol Federasyonu'nun doğru bir karar almasını diledi. TRT Spor'da yayınlanan Basın Tribünü prog-ramına katılan Bakan Kılıç, “TFF'nin attığı her adımın arkasındayım diyemem.” dedi.

Federasyon'un hangi kararı alır-sa alsın Türkiye'nin yarısının buna kar-şı çıkacağına dikkati çeken Suat Kılıç, “Kararlar Fenerbahçe'nin lehine olur-sa diğer takım taraftarları tepki koyacak. Fenerbahçe'nin aleyhine olursa diğerleri onaylayacak; ama bu kez de Fenerbahçe taraftarlarının tepkisi olacak. Şu durum-

da kimsenin olmak istemeyeceği şey TFF başkanlığı ya da yöneticiliği yapmaktır.” ifadelerini kullandı. Spor yasasını hazır-layanlar arasında 4 büyük kulübün baş-kanının bulunduğuna işaret eden Ba-kan Kılıç, “Bu kanun Kulüpler Birliği ve Federasyon'un ortak ürünüdür.” açık-lamasını yaptı. Kendisiyle birlikte Ada-let Bakanı Sadullah Ergin'in kanuna, çık-madan önce muhalefet ettiğinin altı-nı çizen Kılıç şöyle devam etti: “Kanunu okuduğumuz zaman ‘Teşebbüsle nihai suç aynı cezayı almamalı' diye düşün-dük. Adam yaralamayla öldürmek aynı suç değildir. Şikeyi de şiddeti de önleme-ye yönelik sert bir kanun.”

Seyircisiz oynama cezası verilen maç-ların kadınlar ve 12 yaş ve altı çocuklara açılması kararının ilk uygulamasına des-tek veren Bakan Kılıç,"Kadınlarımızın, Şükrü Saraçoğlu stadındaki seyircisiz maç uygulamasını sona erdirmesi TFF tarafın-dan son derece doğru, yerinde taktir ed-lip cesaretlendirilmesi gereken bir karardı. 12 yaş sınırı yükseltilebilir. 14 yaşındaki bir çocuğun annesinin, halasının, ablasının yanında küfürlü tezahuratı olacağını zan-netmiyorum. Bu uygulama bundan son-ra ki seyircisiz maçlarda da harfi yen uygu-lanması ve gelenekselleştirilmesi gerektiği kanaatindeyim." açıklması yaptı.

Bakan Kılıç'ın diğer konularda ağ-

zından dökülenler ise şöyle: "Şike sa-haya yansısın, yansımasın şikedir. Düş-menin kaldırılmasıyla ilgili yasa hazırlı-ğımız yok. Çirkin tezahürata prim yok. 3 yıl içinde gelir giderlerini dengelemez-lerse kimse bu kulübün patronuyum ha-vasını atamaz. Başbakanımızın söz ver-diği 12-13 yere stadyum yapılacak. Stat-ları şehrin dışına taşıyacağız. Pazar gün-leri İstanbul'da gündüz maçı oynanabi-lir. İnönü Stadı'nın yenilenmesine taraf-tarım. Gençlik ve kültür merkezleri ya-parak çocuklarımızı sokaktan kurtara-cağız. 2020 Olimpiyatları'nı kazanacağı-mıza inanıyorum. Samsunluyum, Sam-sunsporluyum." SPOR SERVİSİ

FEDERASYON'UN ALDIĞI HERKARARIN ARKASINDA DURMAMGençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Futbol Federasyonu'nun şike soruşturması sebebiyle zor bir süreçten geçtiğini söyledi. Atı-lan her adıma kulüplerin farklı tepkiler göstereceğini belirten Kılıç, kendisinin de TFF'nin alacağı bütün kararlara destek çı-kamayacağını dile getirdi. Kılıç, şiddet yasasının TFF ve Kulüpler Birliği'nin ortak ürünü olduğuna dikkati çekti.

Öncelikle bir takdirimi belirtmek istiyorum. Sağanağın da ötesinde yağan yağmura rağmen zeminde hiçbir bozukluk oluştur-mayacak şekilde imalat yapan kurum ve kişileri kutlarım. Transfer döneminde radi-kal kararlara imza atan Bursaspor yönetimi, teknik heyetin doğru tercihleriyle gidenle-rin yerini fazlası ile doldurmuş gözüküyor.

Transfer hovardası Beşiktaş’ın 11’inde ise oynanan son 5 maçta mücadelede en fazla iki yeni transfere forma verildi. Guti sakatlığının tedavisi için gece âlemleri (!) yapması için verilen reçeteyi uygulamakla meşguldü! Bunca transfere rağmen sol bekte Egemen, önünde çizgi adamı olarak İsmail Köybaşı görev yapacaksa bu bölge için niçin çuvalla Euro saçıldı?

Simao orta sahanın göbeğinde, diğer bir tarifl e 10 numara görevine soyundurulmuş, onun sporcu kişiliği işini en iyi yapmak olduğundan tüm gayretini sahaya döktü. Edu’yu düşünmekten daha çok ortadan kaleyi hedef alan pozisyonlar içerisinde gözüktü. Edu tarzındaki oyuncuları efektif hale sokabilmek için yan ortaların önemini bizler biliyoruz da sahadakiler işe Fransız kalmakta ısrar ediyor. Siyah-Beyazlı takım o kadar organizasyon fakiri ki 23’te rakip 10 kişi kalmış, 1-0 yenik oynuyorsun ve rakip kalede bir tek önemli pozisyonun yok. Ye-nilen golde de Rüştü’nün önünde 2 Bursalı topu dikkatle takip ederken Siyah-Beyazlı defans onları seyretmekle meşgul.

Yunus Yıldırım’ın yardımcı hakemi Adil Sinem’in “Küfür etti” ikazıyla 23’te Bangura’ya gösterdiği kart kurallardaki tarife uyar gibiydi. Carvalhal, 29’da çok doğru bir kararla seyircinin kötü tezahüratı karşısında sıkıntılar yaşayan ve de 22’de sarı kart gören Egemen’i oyundan alarak golcü sayısını artırdı ve Mustafa Pektemek’i sahaya sürdü. Taktiksel anlamda da forveti ikileyerek Edu-Mustafa Pektemek yaptı. İyi hoş da ileriye olgun paslar gelmedikten sonra forveti 5’lemişiz ne fayda sağlar?

Beşiktaş’ın günler geçmesine rağmen organize futbol adına bir gelişme göste-remediği aşikâr. Bu, ileriye dönük çare aranmasını gerektirecek boyutlara gelmek üzere. Oyuncu değişiklikleri de bu anlamda bir fayda sağlamıyor.

Querasma’daki sorumsuzluk had safhada. Kulüp yönetiminin beceremediği disipline etme başarısını Yunus Yıldırım gösterdi. Yıldırım, artistlik yaparak rakibini geçmek isteyip başaramayınca tekmeyi sallayan Portekizli’yi oyundan ihraç etti.

Maçın son 5 dakikasında işin iyiye gitmediğini ancak fark eden Beşiktaş, orta saha hakimiyetini ele geçirip topla daha fazla oynar hale geldi. Bu durum da hemen semeresini verdi. Gene bir duran top organizasyonunda 88’de Sivok ve 90’da Holosko iki kafa vuruşuyla takımlarını galibiyete taşıyan gollere isimlerini yazdırdı. Son 5 dakikada gelen galibiyet, yanlışların görülmemesine sebep olmamalı. a.kececi@za man.com.tr

Atýf Keçeci

5 dakikada Beşiktaş!

İDRİS OKUR ÇORUM CİHAN

-Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç'ın içinde bu-lunduğu makam aracına, Sungurlu'da başka bir

araç yandan çarptı. Kılıç, kazadan yara almadan kur-tuldu. Ancak diğer aracın sürücüsü Kazım Bozdağ (79), kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Sungur-lu Kaymakamı Hulusi Şahin, kazanın saat 10.00 sıra-larında Bakan Kılıç'ın makam aracı Sungurlu Sana-yi Kavşağı'ndan geçerken yaşandığını kaydetti. Boz-dağ yönetimindeki otomobilin, aniden şerit değiştir-diğini ve Kılıç'ın makam aracına yandan çarptığını be-lirtti. Suat Kılıç da kazaya ilişkin 'geçmiş olsun' dile-

ğinde bulunanlara hitaben, kazada Bozdağ'ın haya-tını kaybetmesinden büyük üzüntü duyduğunu di-le getirdi. Kılıç, şunları kaydetti: "Kazım Bozdağ am-camıza Allah gani gani rahmet eylesin, mekanı cen-net olsun. Yakınlarına başsağlığı diliyorum. Önce Sungurlu Devlet Hastanesi'nde, sonra Çorum Dev-let Hastanesi'nde kendisi ile ilgili tüm gelişmeleri ta-kip ettik. Ama imkanlar seferber edilmesine rağmen ağır yaralı olmasından dolayı hayata döndürülme-sine yönelik bir imkan maalesef oluşturulamadı ve emr-i Hak vaki oldu. Allah rahmet eylesin. Yakınları-na sabr-ı cemil ve başsağlığı niyaz ediyorum."

Bakan Kılıç'ın makam aracına çarpan otomobil sürücüsü hayatını kaybetti

Kadın ve çocukların bilet parası TFF'den-Seyircisiz maç cezası verilen takımların maçla-

rını kadın ve 12 yaşından küçük çocukların iz-lemesini kararlaştıran, bunu da F.Bahçe-Manisa mü-cadelesinde hayata geçiren Futbol Federasyonu, ye-ni adımlar atmaya devam ediyor. Artık kadınlar ve 16 yaşından küçükler karşılaşmaları bedava izleyebile-cek. Bu taraftarların biletleri için TFF bir ücret belir-leyecek ve kulüplere ödeyecek. Federasyon yetkilile-ri, “Maçlarda kadınlar hep evde bırakılıyordu. Hatta çocuklar bile götürülmüyordu. Şimdi ailece maçlara gidecekler. Yan yana oturacaklar. Böylece statlar, aile tribünü gibi olacak. Tribünler böylece güzelleşecek.” ifadelerini kullandı. BÜLENT KARADAŞ ANKARA

TRT Spor’da yayın-lanan Basın Tribü-nü programına ka-tılan Bakan Kı-lıç, pazar günleri özellikle genç ke-simin de maçlara gidebilmesi için gündüz maçları-nın oynanabile-ceğini belirtti.

-Avrupa Tekvando Birliği (ETU) Başkanlığı'na aday olan Tekvando Federasyonu Başkanı Metin

Şahin, kongenin ve başkanlık seçiminin Kıbrıs Rum Kesimi'nde yapılmasına tepkili Şimdiki Yunan Başkan Athanasios Pragalos'la 5 Ekim'de çekişeceklerini be-lirten Şahin, "Pragalos, seçimin yerini Kıbrıs Rum Ke-simi olarak belirledi. Amacı, bizimle Rumlar arasında yaşanan sorunların gölgesinde seçimi kazanmak." de-di. Şahin, 12 ülkenin imzasıyla aday oldu.

Aydınlar mağdur hakemleri unutmadı

Metin Şahin’e ‘Bizans’ oyunu

-Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, hakemler için yeni bir çalışmaya imza atacak. An-

karaspor ile Bursaspor'un cezasını kaldırak iki önemli affa imza atan başkan Aydınlar, şimdi de iki sezon önce dönemin federasyonu tarafından düdükleri astırılan iki FİFA hakemi Vedat Yüksel ve Bülent Demirlek"in yeni-den görevlerine dönmeleri için yeşil ışık yaktığı öğrenil-di. MHK Başkanı Yusuf Namaoğlu'nun da sezon başın-da bu iki hakemle bir araya geldiği ortaya çıktı.

Page 19: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN f18 SPOR

Bol kırmızılı sezonun, dramatik, aksiyoner, macera fi lmi tadındaki buluşmasından skor tabelasına bakarak makale çıkarmaktansa, Portekiz şemasından bakmakta fayda var.

Beşiktaş’ın Bursa’yı 2-1 yenmiş olması, muazzam oynadığını göstermediği gibi, maç-ların son bölümlerini verimli kullanmadığı anlamını da taşımaz..

Yine kafa vuranların ağları havalandırdığı bir akşam yaşandı. Beşiktaş kafasıyla kazandı ama içiyle değil dışıyla..

Öyle lafı evirip çevirmeye gerek yok; Bursaspor’un iyi bir teknik direktörü, net bir oyun planı, sahaya dengeli basan bir takımı var. Kabul edelim, Beşiktaş’ın teknik direktö-rü ligin en iyi teknik adamlarından biri değil, takım tek tek kaliteli ayaklardan oluşsa da sa-haya dizildiğinde karmaşık, planları uygula-nabilir değil !

İkinci yarıda sahasına gömülüp Beşiktaş’a inisiyatifi bırakıp top yapmasına izin verdikleri içinse cesaret liginden düştüler..

4-2-3-1’in en kişiliksiz kompozisyonu ile stoper-karşılayıcı ordusuyla çıktığı maçta kale sahasında basit bir kafa golü yiyerek başladı Beşiktaş.. Korktuğu hemen başına geldi Car-los Hoca’nın..

Çok açık; Carvalhal takıma Bursaspor’dan çekindiğini hisssettirmişti.

Ankaragücü gibi ligin en zayıf takımların-dan birini son 10 dakikada çözebilen ve zaten bir iç saha takımı olmaktan öte resim vereme-yen Beşiktaş, Bursa’ya deplasmanda, hem de fi kstürün en zor deplasmanında nasıl üstün-lük sağlayacaktı?

Aynı modelle yapmalıydı ve öyle oldu. Ama kimse kendini kandırmasın futbol şansı her za-man bu kadar yanınızda olmayabilir..

Birbirinin benzeri birkaç adam bir araya gelince birinin etkinliği yok oluyor. Dün Ege-men ilk düdükle birlikte gerek yerleştirildi-ği sol bek mevkii, gerek Bursa’da oynamanın verdiği gerginlik ya da bilemediğimiz bir ne-denden dolayı oyunda yok gibiydi.

Beşiktaş zaten on kişi başlamıştı. Bangura’nın sahalarda üzerinde bile durulmayan bir argo ke-lime yüzünden atıldığı anda oyun sayısal anlam-da dengelendi diyebiliriz.

Egemen-Mustafa Pektemek değişikliği ile bir düzeltmeden bahsetmek mümkün ama Edu’nun böyle bir dizilişte muazzam oynadığını söylemek imkânsız.. Beşiktaş’ın Portekizli oyun-cularında bir gerginlik, bir sıkıntı, bir anlaşılmaz-lık var. Quaresma’nın kendini attırma modeli, Simao’nun tutarsız oyunu, Fernandes’in en iyi adam görünmesine rağmen ileri doğru üretken-lik sorununu Carvalhal çözemezse kim çözecek?

Carvalhal’ın Guti meselesini disipline etme düsturuyla yönettiği ortada.. Ne var ki, oyunun komuta merkezinin sürekli kanatlar olduğu her-kesin malumuyken Ernst’in kenarda oturtulma-sını sonuna kadar sorgulayabilirsiniz..

Üç Portekizlinin oyundan çıkmasından sonra Beşiktaş’ın maçı alması ne tuhaf bir ironidir öyle?

Kenardaki Portekizli kazanmanın formü-lünün, içerideki Portekizli topçuları disipline etmekten geçtiğini anlayana kadar sezon bi-tebilir. o.karacan@za man.com.tr

Okay Karacan

Üç Portekizli artı Carvalhal

-FIFA hakemi Yunus Yıldırım, önceki gün akşamki konumuy-

la sıkıntılı ve gergin müsabakayı ba-şarıyla yönetti. Çünkü geçen sezon oynanamayan müsabaka atmosfe-ri olumsuz etkileyecekti. Yıldırım, var olan otoritesini sahaya yansıta-rak kontrolü elinden hiçbir zaman kaçırmadı. Bu arada da oyunu faz-la kesmemeye gayret etti. Gösterdiği 8 tane sarı kartın ki bir tanesi kırmızı oldu. Kartlarda haklıydı. Hatta bu sa-rılardan iki tanesi de kırmızıya daha yakındı. Maçtaki konuşulacak en önemli pozisyon Bursaspor’un golünü atan Bangura’ya 25. dakikada 2 No’lu Yardımcı Hakem Adil Sinem’in uyarı-sıyla kırmızı kart çıkartmasıydı.

O pozisyonda neler konuşuldu ta-bii ki bilemeyiz. Ancak Adil Sinem’in ‘küfretti’ diye bir söylemi var. Doğru-dur. Böyle bir şey olduysa tabii ki ka-rar kırmızı kartla cezalandırmadır. Ancak Sinem, buradaki cesaretini Er-tuğrul Sağlam’ın aşırı derecede ha-kem otoritesini sarsacak hareketle-riyle itirazında gösteremedi. Madem-ki haklısın, verdiğin kararın doğru ol-duğuna inanıyorsun, bu hareketlere de seyirci kalmayacaksın. Bu, hakem ve dördüncü hakem için de geçerli. 1 No’lu Yardımcı Hakem Nihat Mız-rak ise geçen sezon uğradığı cezayı ve maç verilmemesini hiç hak etmediği-ni anlatır gibi başarılı bir müsabakaya imza attı. aliaydin@za man.com.tr

Sivok hem savundu hem de attıBeşiktaş’ın Çek futbolcusu Tomas Sivok, attığı be-raberlik golünün dışında defansta hata yapmadı. Deneyimli stoper, ayağındaki topları da olumlu şe-kilde hücum bölgesine aktardı. Özellikle Egemen Korkmaz’ın kenara alınmasının ardından geride inisiyatif almasını bildi.

Quaresma’ya yakışmadıBeşiktaş’ın Portekizli oyuncusu Ricardo Quares-ma, kredisini çabuk şekilde tüketiyor. Takım oyu-nu yerine bireyselliği sürekli tercih eden kaptan, Bursa’da takımına hiçbir katkı sağlayamadı ve ge-reksiz gördüğü ikinci sarı kartla da oyun dışı kaldı. Q7, taraftarın ona sevgisini hak etmedi.

Beşiktaş’ın eksik kalmasıSiyah-Beyazlıların Portekizli yıldızı Quaresma kır-mızı kart gördükten sonra Beşiktaş Teknik Direk-törü Carlos Carvalhal, yaptığı değişikliklerle hü-cum gücünü artırdı. Siyah-Beyazlı takım da peş peşe bulduğu pozisyonlardan sonra 3 dakika için-de attığı 2 golle galibiyete ulaştı.

Yıldırım, gergin müsabakada başarılıydı

maçın analizi Ali Aydın

Maçın adamı

Hayal kırıklığı

Kırılma anı

Guti Hernandez’in yerine kaptanlık bandını takan Ricardo Quares-ma, kırmızı kart gördü. Portekizli yıldız, soyunma odasına gider-ken formasın-daki Beşiktaş armasını öptü.FOTOĞRAF: ZAMAN, ONUR ÇOBAN

-Beşiktaş yönetimi, Bur-saspor maçının 79. daki-

kasında kırmızı kart gören Ri-cardo Quaresma’yı ağır bir şe-kilde cezalandırmaya hazırla-nıyor. Disiplinsiz tavırları se-bebiyle Teknik Direktör Car-los Carvalhal’ın gözün-den düşen ve önceki gün Bursa’ya dahi getirilmeyen Guti Hernandez’in taşıdı-ğı kaptanlık bandını son dö-nemde koluna geçiren Qua-resma, bu unvana yakışma-yan tavrıyla Siyah-Beyazlı ta-raftarların bile tepkisini çekti. Rakip 10 kişi kalmışken ve mücadele hâlâ sona ermeme-sine karşın rakibinin ayağına sert şekilde kayarak topu kaza-nan; ancak ikinci sarıdan oyun dışı kalan Portekizli yıldız, sert bir dille uyarılacak. Ayrıca ağır bir para cezasıyla karşılaşma-

sı beklenen Ricardo Quares-ma, geçen sezon UEFA Avru-pa Ligi’nde İnönü Stadı’nda 4-1 kaybedilen Dinamo Kiev maçının son anlarında kırmızı görmüş ve Kartal’ı Avrupa’da 3 karşılaşmada yalnız bırak-mıştı. 2-1 kazandıkları Bursas-por mücadelesini değerlendi-ren Beşiktaş’ın hocası Carval-hal da isim vermeden yetenek-li ismi eleştirdi. “Yıldız oyun-culara sahip olabilirsiniz, ama şansınızı kendiniz bulursu-nuz.” diyen Portekizli çalıştırı-cı, “Benim takımım golü aradı, önce durumu 1-1 yaptı, son-ra 1-1’le mutlu olmadı ve 2-1’i yakaladı. Bu skor sadece saha-da yer alan değil, tüm oyun-cuların takım oluşumu içinde olması sayesinde geldi.” ifa-delerini kullandı. ADEM ELİTOK, FATİH KARAKILIÇ BURSA, CİHAN

KARTAL, TİMSAH’A DA KAFA ATTITEMEL YİRMİBEŞOĞLU BURSA

Beşiktaş, son iki daki-kaya kadar geride gö-türdüğü maçı Sivok ve

Holosko’nun kafa golleriyle 2-1 kazanmayı başardı. Bursa, 79’da Quaresma’nın atılma-sına kadar 10 kişi olmasına rağmen üstün götürdüğü maçı kaybetti. Geçen sezon meydana gelen saha dışı olaylar hâlâ hafızalarda. Beşiktaş ile Bursa ta-kımları arasında körüklenip duran bir husu-met nedeniyle maçlar yine “rakip taraftarsız”

oynanmaya dönüştü. Öyle ki 50 kişilik Beşiktaş kafi lesi için 1.600 emniyet kuvveti ile 900 özel güvenlik seferber oldu. Halbuki Bursa ve taraf-tarı, şampiyon takım olma hüviyetini rahatlık-ta üzerinde taşıyor. Karşılaşma başladığında da taraftar takımına verdiği destekle, futbolcu-lar da performansıyla bunu ortaya koydu. Ev sahibi Bursa, oyuna hızlı başladı ve 7. dakikada Bangura ile golü buldu. İbrahim Öztürk’ün havalandırdığı topu iyi takip eden golcü oyun-cu, kafayla Yeşil-Beyazlı takımı 1-0 öne geçir-di. Beşiktaş, Egemen sol bekte onun önünde

de İsmail ile oyuna başladı. Aksayan bir çark gibiydiler ve gol de onların bölgesinden geldi. Beşiktaş’ın pas yüzdesinin düşüklüğü, Quares-ma ve Simao’nun silikliği kontrolün Bursa’da kalmasını sağladı. Bu durum 25’te yan hakem Adil Sinem’in uyarısıyla Bangura’nın kırmızı kartla oyundan atılmasına kadar devam etti. Saha içi gerilim kırmızıdan sonra yükseldi. 10 kişi kalan Bursa, Beşiktaş’a boş alan bırakma-dı. Beşiktaş çalıştırıcısı Carvalhal’ın, Egemen’i oyundan alıp yerine Mustafa’yı sokması gol için çözüm olmadı. Siyah-Beyazlı takım po-

zisyona bile giremedi. Buna karşın Turgay’ın bir şutu önce Rüştü’nün ellerine sonra direğe çarparak kornere gitti. 2. yarıya Bursa çalış-tırıcısı Ertuğrul Sağlam’ın Batalla’nın yerine Tagoe’yle başlaması, Beşiktaş’ın hızını kes-ti. 79’da Quaresma, Ahmet Arı’ya arkadan yaptığı faulle 2. sarı karttan kırmızıyı görünce oyuncu sayıları eşitlendi. 88’de İsmail’in ser-best vuruşunda Sivok’un kafa şutuyla skor 1-1’e geldi. Ev sahibi takım golün şokunu üzerinden atamadan 90’da Holosko’nun kafa golü ile Beşiktaş 2-1’lik galibiyete ulaştı.

Bursaspor, öne geçtiği ve uzun süre 10 kişi oynadığı maçta Beşiktaş’a 2-1 kaybetti. Rakibi gibi 10 kişi eksik kalan Kartal, golleri Ricardo Quaresma kırmızı kart gördükten sonra kaydetti. Siyah-Beyazlılar Maccabi ve A.Gücü karşılaşmalarında olduğu gibi kafa vuruşlarıyla kazandı. Ev sahibinin golünü oyun dışı kalan Bangura atarken, Beşiktaş’ın sayıları Sivok ve Holosko’dan geldi.

MAÇINöZETi

Bursaspor: 1Beşiktaş: 2BURSASPOR: Carson 4, Serdar Aziz 6, İbrahim 5, Vederson 4, Bas-ser 6, N’Diaye 7, Adem 6 (Dk. 90 1 Ömer Erdoğan ?), Ozan İpek 6 (Dk. 70 Ahmet Arı 3), Turgay 6, Batalla 5 (Dk. 46 Tagoe 4), Bangura 4 BEŞİKTAŞ: Rüştü 6, İsmail Köybaşı 6, Fernandes 4 (Dk. 60 Veli 3), Sivok 8, Quaresma 3, Aurelio 5, Ekrem Dağ 4, Simao 4 (Dk. 76 Holosko 7), Sidnei 4, Edu 5, Egemen 3 (Dk. 30 M.Pektemek 5) GOLLER: Dk. 7 Bangura / Dk. 88 Sivok, Dk. 90 Holosko SARI KARTLAR: Basser, Tagoe / Egemen, Ekrem Dağ, Simao KIRMIZI KARTLAR: Dk. 25 Bangura (Bursaspor), Dk. 79 Quaresma (Beşiktaş)

Dakikalar 90’ı gösterdiğinde sol kanattan rakiplerini geçen İsmail’in arka direğe yaptığı ortada topa Holosko kafayı vurdu ve Kartal’a galibiyeti getirdi. Bursasporlu Bangura ise takımını ilk yarıda eksik bıraktı.Dakikalar 90’ı gösterdiğinde sol kanattan rakiplerini geçen İsmail’in arka direğe yapt

KÜFREDEN BANGURA KIZARDI. Müca-delenin 25. dakikasında hakem Yunus Yıldırım kırmızı kartına başvurdu. Bursaspor’dan Sierra Leoneli oyuncu Bangura, ikili mücadele olmayan bir pozisyonun sonra-sında yardımcı hakem Adil Sinem’e küfür ettiği gerekçe-siyle kırmızı kartla oyun dışında kaldı. Bursaspor teknik heyeti, başta Ertuğrul Sağlam olmak üzere hakemlere uzun süre itiraz etti. ENSAR TUNA ALATÜRK BURSA

GUTİ GİTMEK İSTİYOR Beşiktaş’ta Teknik Direktör Carvalhal’ın kararıyla son dönem-de forma şansı bulamayan İspanyol Guti, kendine çıkış yolu arıyor. İnternetteki sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan mesaj atan Guti, Siyah-Beyazlılardan ayrılmak istediğini ima etti. Guti, ilk mesajında, “Oynamadan bir gün daha... Bugün sakat değilim, öyle görülüyor ki bu yıl az oynayacağım.” dedi. Yıldız isim, daha sonra, “Açık olan bir şey var ki oynamak istiyorum. Başka ülkeden teklifl er almayı ve dünyayı tanımayı umuyorum.” ifadesini kullandı. İspanyol basını ise Guti’nin gidebileceği kulüpler arasında Los Angeles Galaxy’yi gösterdi.

3 MAÇTA 8 KAFA GOLÜ. Spor Toto Süper Lig’de ve UEFA Avrupa Ligi’nde şu ana dek 6 maç yapan Beşiktaş, bu karşılaşmalarda 14 gol atarken, bunların 8’ini kafayla rakip fi lelere gönderdi. Kartal’ın kafasını kullandığı müsabakalar şöyle: Beşiktaş-Maccabi Tel Aviv: 5-1 (Almeida, Aurelio, Egemen- Avrupa Ligi), Beşiktaş-Ankaragücü: 3-1 (Sidnei (2), Mustafa Pektemek-Süper Lig), Bursaspor-Beşiktaş: 1-2 (Sivok, Holosko- Süper Lig).

Yiğidolar, galibiyetle tanıştı- Ligde henüz puanla tanışamayan An-

karagücü ile Sivasspor’un mücadele-sinden konuk ekip kârlı çıktı: 1-2. Orta saha mücadelesinin yoğun yaşandığı karşılaş-mada ev sahibi ekip, savunmasında sıkıntı-lar yaşarken hücum organizasyonları da ge-liştiremedi. Konuk takım ise ikinci yarıda-ki oyunuyla üç puanın sahibi oldu. 33. daki-kada Sivasspor’un golü geldi. Erman’ın orta-sına Navratil’in kafa vuruşu, Özden’in uza-namayacağı noktadan ağlarla buluştu: 0-1. 43’te ceza alanı içinde oluşan karambolde Er-gin Keleş’in şutu defansa çarpıp, direğin di-binden kornere gitti ve ilk yarı bu skorla ta-mamlandı. İkinci devre biraz daha tempo-lu oynandı. 51. dakikada defanstan dönen topa Kağan’ın ceza alanı dışından sert vo-lesi, skora denge getirdi: 1-1. 77’de ani geli-şen Sivasspor atağında Grosicki’nin defan-sın arasına gönderdiği topta, kaleci Özden ile Kağan anlaşamayınca golü atan Ras-mussen oldu: 1-2. BÜLENT KARADAŞ ANKARA

Kadro yetersizliğiyle sıkıntılı günler yaşayan Ankaragücü, Beşiktaş’ın ardından Sivasspor’a da yenildi. FOTOĞRAF: CİHAN, EMRAH KARAKÜTÜK

Q7’Ye Ağır Ceza Kapıda

FOT

OĞRA

FLAR

: ZAM

AN, O

NUR

ÇOBA

N

Page 20: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN f19 SPOR

SAYFA TASARIM: HAKAN SOBACI

GÜNEŞ, TRABZON’UN KÖTÜ GİDİŞİNE ÇARE ARIYOR

HASAN DEMİR TRABZON

-Spor Toto Süper Lig’de oynadığı üç maçta sadece 2 puan toplayabilen

Trabzonspor’da Teknik Direktör Şenol Gü-neş bütün sorumluluğu üzerine aldı. Ligde hiçbir takımın kendilerinden üstün futbol oynamadığını ancak rakiplerinin sonuca ulaşmayı bildiğini belirten Güneş, yaşanan süreci ‘üzüntü verici’ olarak değerlendirdi. Sezonun geç açılması ve play-off sis-temi sebebiyle üç günde bir maç oyna-malarının da başarısız neticelerde önemli rol oynadığını kaydeden tecrübeli hoca, “Bu sezonun nasıl biteceğini çok merak ediyorum. Bu üç haftayı 9 puanla tamam-layabilirdik ama 2 puanda kaldık. Rakip-lerimiz bizden üstün değil, ama neticeye ulaşmayı bildiler. Müsabakalara bakılırsa en iyi pas yüzdesi bizde.” dedi. Ligde yarın yapacakları Karabük maçının hazırlıklarına ara vermeden başlayan Bordo-Mavili ekip-te Güneş, antrenmanlarda futbolcularını sert şekilde uyarıyor. Forvet elemanlarının yakalanan pozisyonları cömertçe harca-masına çok sinirlenen deneyimli teknik adam, kadroda da revizyon yapmayı plan-lıyor. 27 Eylül’de Şampiyonlar Ligi’nde oynayacakları Lille maçı öncesi galip gelip moral bulmak istediklerini ifade eden ba-şarılı taktisyen, talebelerinden öncelikle Karabük müsabakasını düşünmelerini istedi. Futbolcular da başarısız sonuçlara fazlasıyla üzülüyor. Marek Cech ve Glo-wacki bundan sonraki maçlarda daha iyi olmanın çözümlerini arayacaklarını söyledi.

Disiplinim Alman, rahatlığım TürkReal Madrid’in ve Alman Mil-li Takımı’nın Türk kökenli oyuncusu Mesut Özil, “Disiplinim tipik Alman, sakinliğim tipik Türk.” dedi. Mesut, “Her iki kültürle de yetiştim. Bu neden-le bende her iki kültürün de karışımı var. Her iki kültürün en iyisini aldım.” dedi. Özil ayrıca göçmenlerin Alman toplumuna uyumu için dil öğrenmenin önemli olduğunu ve iletişimsiz hiçbir şeyin mümkün olmadığını ifade etti.

Muslera’ya güvenoyuHACI HASDEMİR İSTANBUL

-Galatasaray’ın bu sezon büyük umutlarla transfer ettiği Uruguaylı kaleci Fernando

Muslera, oynadığı 3 maçta 2 büyük hata yap-masına rağmen kendisine duyulan güveni sars-madı. Teknik Direktör Fatih Terim ve yönetim, başarılı fi le bekçisinin arkasında durduğunu açıkladı. Galatasaray’ın bu sezon Avrupa kupa-larında mücadele etmeyecek olmasından dolayı kaleci için ödenen 20 milyon Euro’luk bonservis bedeli çok tartışılmıştı. Süper Lig’in ilk maçın-da İstanbul Bş.Bld. karşısında elinden kaçırdığı topla takımının üç puan kaybetmesine, önceki gün de Karabük karşısında yaptığı hareket son-rası kırmızı kart görüp arkadaşlarının eksik kal-masına sebep olan tecrübeli eldivene, hocası ve yönetim sahip çıktı. Uruguay Milli Takımı’nda yaptığı başarılı kur-

tarışlarla ülkesinin Copa America’da şampiyon olmasının ardından camiaya, “Çok iyi bir kaleci transfer ettik” mutluluğu yaşatan deneyimli is-min Galatasaray’daki performansı dün masaya yatırıldı. Terim’in bu görüşmede, “Muslera, ilk maçta iyi bir oyun ortaya koydu. Çok iyi kurta-rışlar yapmasına rağmen şanssız bir hata yaptı. K.Karabükspor karşısında gördüğü kırmızı kart ise çok ağırdı. Muslera’nın önümüzdeki maç-larda takıma çok faydalı olacağına inanıyorum. Henüz yaşı da genç olduğu için uzun yıllar ka-leci sorunu yaşamayacağız.” diyerek, görüşlerini ortaya koydu. Ünlü teknik adamın bu düşün-cesine yönetim de destek verdi. Bu arada Kar-demir Karabükspor maçının hemen ardından mikro blog sitesi Twitter aracılığıyla düşün-celerini dile getiren Uruguaylı kaleci, yaptı-ğı hatadan dolayı taraftarlardan özür diledi.

Karabükspor ile 1-1 berabere kalan Galatasaray, pazartesi günü oynayacağı Eskişehirspor maçının hazırlıklarına ara vermeden başladı. Teknik Direktör Fatih Terim yönetiminde yapılan çalışmada, 90 da-kika forma giyen oyuncuların rejenerasyon çalışma-sı, diğer futbolcuların ise dar alanda pas ve çift kale

maç yaptıkları bildirildi. Kardemirspor müsabaka-sında sağ diz iç bölgesine aldığı darbe nedeniyle sa-katlanan kaleci Muslera’nın antrenmana çıkmadığı ve günü tedavi olarak geçirdiği ifade edildi. Sakatlığı geçen Çağlar Birinci takımla çalışmalara başlarken, Servet Çetin’in tedavisine devam edildi.

Galatasaray, Es Es maçına hazırlanıyor

İstanbul Bş.Bld. ve Karabükspor maçla-rında yaptığı hatalarla G.Saray’ın 5 puan kaybetmesinde önemli rol oynayan kaleci Muslera, Twitter’dan yaptığı açıklamada, taraf-tardan özür diledi.FOTOĞRAF: AA, METİN BAŞARAN

HİKMET AYDIN DÜSSELDORF

-Dünyanın en hızlı ultra maraton koşusunu Elbis-tan ile Kahramanmaraş arasındaki 170 kilometrelik

parkurda koşacak olan İbrahim Şahin, koşuyu 24 saat içerisinde tamamlayacağı için aynı zamanda bu koşu, dünyanın en uzun ultra maratonu olacak.

Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesine bağlı Karaha-sanuşağı Köyünde doğan ve Almanya'nın Düsseldorf şehrinde yaşayan 48 yaşındaki ultra maraton sporcusu İbrahim Şahin, 11 Ekim'de düzenlenecek olan, 3. Elbistan Ultra Maraton Koşusu'nun parkurunu, Elbistan-Göksun-Kahramanmaraş olarak belirleyen Şahin, 170 kilometrelik parkuru 24 saat gibi bir zaman sınırlaması içerisinde koşa-rak, yeni bir rekora daha imza atmayı planlıyor.

İbrahim Şahin, bu sene düzenlenecek olan ultra ma-raton koşusunun geçen yıl olduğu gibi yine dünyanın en hızlı ultra maratonu olacağını ifade ederek, “3. Elbistan-Kahramanmaraş Ultra Maratonu, ikinci senede olduğu gibi dünyanın en hızlı ultra maratonu olacak. Geçen se-neki 126 kilometrelik parkur, dünyadaki koşulan en uzun maratonlar sıralamasında 5. sıradaki yerini, bu sene 170 kilometre ile 3. sıraya bırakacak.” şeklinde konuştu.

Ultra maraton konusundaki en büyük amacını da dile getiren Şahin, “Ultra maratondaki asıl ama-cımız; sporda çıtayı yükseltmektir. ” dedi.

Ultra maratoncu Şahin’den yeni bir rekor denemesi

Ligde hiçbir takımın kendilerinden üstün futbol oynamadığını ancak rakiplerinin sonuca ulaşmayı bildiğini belirten Trabzonspor’da Teknik Di-rektör Şenol Güneş bütün sorumluluğu üzerine aldı. 27 Eylül’de Şampiyonlar Ligi’nde oynayacakları Lille maçı öncesi galip gelip moral bulmak istediklerini ifade eden başarılı taktisyen, talebelerinden öncelikle Karabük müsabakasını düşünmelerini istedi.

Trabzonspor, ligin 4. haftasında yarın sahasında K.Karabükspor ile oynayacağı maçın hazır-lıklarına dün akşam yaptığı idmanla ara vermeden başladı.FOTOĞRAF: AA, SELÇUK KILIÇ

FOTO

ĞRAF

: CİH

AN, İ

LKAY

ÇMEN

MESUT ÖZİL

Spor Toto Süper Lig'de, bugün sahasında Kardemir Karabükspor'u konuk edecek Trab-zonspor, bu sezon ligdeki ilk galibiyetini elde etmeyi hedefl iyor. Ligin ilk 3 haftasında 2 be-raberlik ve 1 yenilgiyle 7 puan yitiren Bordo-Mavililer, Karabükspor karşısında 3 puan alarak, Fransa'nın Lille takımıyla salı günü oy-nayacağı Şampiyonlar Ligi müsabakası öncesi de moral bulmak istiyor. Bordo-Mavililerin, Kardemir Karabükspor ile yapacağı puan mü-

cadelesinde, sakatlıkları bulunan Piotr Brozek, Vittek, Tayfun Cora ve Barış Özbek forma gi-yemeyecek. Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş, ligdeki kredilerini erken tüket-tiklerini, geride kalan haftalarda seri galibiyet-ler almak zorunda olduklarını söyledi. Tecrü-beli hoca bugünkü maçta mini bir revizyon yapmayı da planlıyor. Güneş, Karabük karşı-sında forvette Burak'ın yanında Henrique'ye şans vermeyi planlıyor. HASAN DEMİR TRABZON

Trabzonspor siftah yapmak istiyorTRABZONSPOR: Tolga, Celustka, Giray, Mustafa, Cech, Colman, Zokora, Adrian, Burak, Halil Altıntop, Henrique.KARABÜKSPOR: Tomic, Erdem, Birol, Cernat (Bilal), Deumi (Rıdvan), Mehmet Çakır, Erkan (Mehmet Batdal), İlhan, Nikolic, Shelton, RaguedSAAT: 19.00STAT: H.Avni AkerHAKEM: Kamil AbitoğluYAYIN: Lig TV

MUHTEMELKADROLAR

Page 21: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ

DigitalTV TÜRKEI PREMIUM

18,38 € 1

aydaŞimdi

sadece ilk yılda

FUTBOL GÜNEŞİ YENİDEN DOĞUYOR!DigitalTV TÜRKEI PREMIUM ile siz de bu heyecanı ilk günden itibaren yaşayın.

2011/12 sezonunun tüm Süper Lig maçları

Playoff’lar dahil tüm Süper Lig maçları dönüşümlü yayında

7/24 Süper Lig ile ilgili tüm bilgiler

1 Örneğin münferit kullanım sözleşmesi ile aylık 17,90 €’ya alınabilen Unitymedia’dan dijital kablo bağlantısı (DigitalTV BASIC) şartı vardır, buna bir defaya mahsus 19,95 € aktivasyon ücreti ve 5,90 € teslimat ücreti eklenir. DigitalTV TÜRKEI PREMIUM’un ücreti aylık 24,50 €’dur. İlk üç ay için ücret tahsil edilmez. Bundan ilk yıl için aylık ortalama 18,38 €’ya tekabül eden bir fi yat hesabı çıkar. Asgari sözleşme süresi 12 aydır. Teklif sadece 30.09.2011 tarihine kadar gerçekleşen siparişler için geçerlidir. Online fatura dahildir.

2 Alman sabit hattından 14 Cent/dak. Cep telefonlarından en fazla 42 Cent/dak.

Bilgi için: www.unitymedia.de/lig

01805/678 4202

UM_AZ_ZamanTR.indd 1 02.09.11 17:54

Somali’de hem hemşire hem de ambulans şoförü

- Türkiye’den Somali’ye gönderi-len ambulanslar başkent Moga-

dişu sokaklarında hayat kurtarmaya devam ederken, ambulanslardan biri-ni kullanan Melike Uzer, ülkedeki ilk kadın ambulans sürücüsü oldu. Uzer’i direksiyon başında gören Somalili ka-dın ve erkekler, şaşkın bakışlarla onu izliyor. Daha önce Gaziantep 112 Acil Servis ve Sağlık Bakanlığı Ulusal Medi-kal Kurtarma Ekibi’nde (UMKE) görev yaptığını söyleyen Uzer, araç kullan-ma yetkisi olduğu için Somali’de hem hemşirelik yaptığını hem de ambulans kullandığını ifade ediyor. “Ambulan-sı kullanırken hem kadınlar hem de er-kekler şaşkın ifadelerle bana bakıyor.’’ diyen Uzer, Somali’ye ilk geldiklerinde halkın kendilerine temkinli yaklaştığı-nı kaydediyor. “Somalililer, artık Türk-lere büyük bir güvenle ve minnet duy-gusu ile bakıyor. Bu da bizi çok mem-nun ediyor.” diye konuştu.

Başkent Mogadişu’da trafi k ko-nusunda bir düzenin olmamasından yakınan Uzer, “Burada gerek yolla-rın fi ziki şartlarının yeterli olmama-sı gerekse insanların trafi k konusun-da çok fazla duyarlı olmamaları, sü-

rücüler için büyük sıkıntılar doğuru-yor.’’ diye konuştu. Kısa süre için-de başkentte araç kullanmaya alış-tığını vurgulayan Uzer, “Sokak-ta hiç kadın sürücü görmedim. Am-

bulans kullanan bir kadın olduğu-nu ise hiç duymadım. Burada am-bulans kullanan tek kadınım. Bu da ayrı bir gurur yaşamamı sağlıyor.’’ dedi. Görevi sırasında unutamaya-

cağı birçok olaya tanıklık ettiğini de anlatan Uzer, yoğun geçen bir gü-nün ardından insanların yüzünde-ki mutluluğu görmenin kendisini se-vindirdiğini kaydetti. MOGADİŞU AA

Melike Uzer, Somali’de sağlık

hizmeti veren on-larca kişiden biri.

Bununla yetin-meyen Uzer, araç

kullanma yetkisi olması sebebiyle başkent Mogadi-şu sokaklarında

ambulans şoför-lüğü bile yapıyor.

FOTOĞRAF: AA

Işık hızı aşıldı mı?-Atomdan küçük partiküller olan nötrinoların, te-

mel fi zik yasalarına aykırı biçimde, ışık hızını aş-tığını gösteren deney doğrulanırsa modern fi zik ku-rallarının yeniden gözden geçirilmesi gerekebilir. Av-rupa Parçacık Araştırma Merkezi CERN’deki fi zikçi-ler, atomdan küçük partiküllerin temel fi zik yasalarına ters düşen biçimde, ışık hızını aştığını belirtti. Uzman-lar, İtalya’da Alplerin kolu olan Apenin Dağları’nın al-tında bir laboratuardan 700 kilometre ötedeki diğer la-boratuara fırlatılan nötrinoların hedefe saniyenin mil-yarda biri kadar önce vardığını hesapladılar. 15 bin defa ölçüm yapan bilimadamları sonucun ken-dilerini şaşırttığını, bu nedenle ABD ve Japonya’dan başka kuruluşlardan da bağımsız şekilde bu ölçümle-ri değerlendirmelerini istediklerini açıkladı. Araştırma-cılar o zamana dek bu bulgulara temkinli yaklaştıkları-nı söylüyor. Ancak doğrulandığı takdirde bu deney, Al-bert Einstein’in Özel Görelilik Kuramının bazı kısımla-rını tersine çevirebilir, evrenin nasıl işlediğini açıklayan yasalar altüst olabilir. Tüm modern fi zik teorilerinin ye-niden gözden geçirilmesini dahi gerektirebilir. Bunun-la beraber araştırma grubu “sistematik hata” dedikleri durumun oluşması halinde istenildiği kadar ölçüm ya-pılsın, yine aynı hata, yani hız sınırının aşıldığı gibi bir izlenim elde edilmesi riski bulunduğunu, bu nedenle ölçümlerini kamuoyuna ilan ettiklerini bildirdi. Doktor Antonio Ereditato ve ekibi bu konuda üç yıldır araştırma yürütüyordu. Ereditato “Hayalim başka bir ba-ğımsız deneyde de aynı sonucun alınması o zaman rahat-layacağım.” diye konuştu. Ereditato, “Ama şimdilik hiçbir şey iddia etmiyoruz. Toplumun bu çılgın sonucu anla-makta yardımcı olmasını istiyoruz. Çünkü bu çılgınlık ve elbette sonuçları da çok ciddi olabilir.” dedi. CENEVRE AA

SAYFA TASARIM: DERYA YILDIRIM

BU DA 78’LİK DENİZ KIZI. Güney Kore’nin Jeju Adası’ndaki Seongsan Vadisi’ne gelen tu-ristler, sahildeki Deniz Kadınları Restoranı’na uğramadan geçmiyor. Restoranda çalı-şan ve yaşları 70’i aşmış Koreli ihtiyar kadınlar, hemen orada okyanusa dalarak şov ya-pıyor. Yorgunluk durumlarına göre okyanusta 5 ila 20 dakika kalan Koreli kadınlar, ka-raya çıkarken yakaladıkları midye, ahtapot ve balıkları yanlarında getiriyor. ‘Deniz nineleri’nden en genci 59 yaşındayken, en yaşlısı 78 yaşında. ŞİNASİ ALPAGO, SEUL

Brşprn

Albert Einstein'e göre, hiçbir şey ışıktan daha hızlı hareket edemiyor.Türkiye’den Somali’ye gönderilen ambulanslar başkent Mogadişu sokaklarında hayat kurtarmaya devam ederken, ambulanslardan birini kullanan Melike Uzer, ülkedeki ilk kadın ambulans sürücüsü oldu. Uzer’i direksiyon başında gören Somalili kadın ve erkek-ler, şaşkın bakışlarla onu izliyor. Uzer, “Somalililer, artık Türklere büyük bir güvenle ve minnet duygusu ile bakıyor.” diyor.

Page 22: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

EYÜP GEÇÝT BERGKAMEN Bergkamen Belediye Baþka-ný Roland Schäfer, MilliGörüþ Darül Erkam Camii'neyapýlan saldýrý sonrasýndaAlman basýnýnda yer alansözleri sebebiyle büyükeleþtiri almýþtý. 'Bergka-men’de yýlda 400 yangýn

meydana geliyor. Çöp konteyneri-nin yakýlmasý ve çöplerin ateþeverilmesi gibi yangýnlarýn hepsineben koþamam.' þeklindeki açýkla-masý nedeniyle eleþirilen belediyebaþkaný, kundaklanan camiyeAlman basýn mensuplarýnýn tele-fonla aramasý sonrasýnda gelmiþve dernek yetkilileri ile görüþmüþ-tü. ARD Televizyon'unda 4 Aðus-tos tarihindeki 'Monitor' adlý pro-gramda yaptýðý açýklamalar sonra-sýnda eleþtirilerin odaðýna yerle-þen belediye baþkaný Zaman'akonuþtu. Suçlamalarý kabul etme-yen Schäfer, camii ile çöp bidonla-rýnýn yanmasýný ayný tutmadýðýný,konuþmasýnýn basýn tarafýndankesilerek çarpýtýldýðýný söyledi.

Bergkamen Milli Görüþ Camii ve Türkle-rin yoðun olarak oturduðu dairelerinkundaklanmasý gündemi oluþturmuþtu.Bu konu hakkýnda bizleri aydýnlatabilirmisiniz.? Bergkamen Polisi olayýn aþýrýsaðcý boyutu olduðunu öncedenbilemedi. Yangýný çýkaran gen-cin NPD’li olduðu daha sonraanlaþýldý. Bu genç oturduðu dai-rede zaten sorunlar çýkarmýþ.Komþularýyla kavga etmiþ, alkolkullanmýþ biri olduðu anlaþýldý.Türklerin oturduðu dairelerdeAlmanlar da oturuyor. Bu gençne yaptýðýný bilmeyen bir kiþi.Kendisi zaten þu an tutuklandý.Monitor programýnda yaptýðýnýz açýkla-malar çok tartýþýldý. Siz orada gerçektene demek istemiþtiniz ? Benim orada konuþmalarýmkesilerek çarpýtýldý. Benim içinkilise nasýl kutsal bir yerse,cami de kutsal bir yerdir. Bütündinlere saygým var. Benimbütün camilerle, derneklerediyalogum var. Nasýl bir camiy-le çöp bidonunu ayný tutabili-rim. Camiler Allah’ýn evidir.Herkese saygým var. Buradayaþayan insanlarýn tabii ki hak-larý var. Dernekler, kültür yer-leri, Müslüman mezarlýðý gibiyerler ihtiyaç. Bunlar Müslü-manlarýn en doðal haklarý. Benherkese ayný yakýnlýðý göster-meye çalýþýyorum. Bergka-men’de Alevi derneðiyle de

diyalogum var. Bizim þehrimiz-de bütün dinlere tolerans var.Yan yana hep birlikte yaþamaözgürlüðüne sahibiz. Bergka-men þehrinde aþýrý saðcý yok,buna fýrsat vermiyoruz.Bergkamen halký seçimlerdeNPD’ye, Cumhuriyetçiler’e oyvermiyor. Barýþ içinde beraber-ce yaþamak için belediye olarakçalýþmalarýmýzý yapýyoruz.Entegrasyon konseyimiz faali-yetlerini bu yönde zaten sürdü-rüyor. Türkiye’de Taþucu ilçe-siyle kardeþ þehir olduk.Devamlý diyalog halindeyiz.Eylül sonunda ‘þehrimizde aþý-rý saðcýlarý istemiyoruz’ baþlýklý

program yapacaðýz. Bütün der-nekleri de davet edeceðiz.Bergkamen'de büyük minareli,kubbeli merkezi bir camiiyapýlmasýný arzu ediyorum.Bergkamen’de çok Türk yaþýyor, Türk-lere mesajýnýz ne olacak.? Türklere en büyük mesajým eði-time önem versinler. Meslekedinmek için çok iyi çalýþmaklazým. Fazla televizyon izleme-sinler. Daha çok okumaya yö-nelsinler. Tabii bu Almanlariçin de geçerli. Derslerine çalý-þýp gelecekte daha iyi yerleregelsinler. Anne ve babalar,çocuklarýyla daha çok ilgilen-sinler, okumalarý için onlarý teþ-

vik etsinler. Ev ödevlerine yar-dýmcý olsunlar. Spor yapsýnlar,müzikle uðraþsýnlar. Türklerçocuklarýný okula gönderiyorlar,bu yeterli deðil, daha yakýndantakip etsinler. Çocuklarýnayazýk etmsinler. Çocuklar gele-cekte iþ bulma konusunda zor-luk çekmesinler. Türkler çocuk-larýna yazýk etmesinler. Eðitimkonusunda destek versinler.Maalesef Türk çocuklarý neTürkçeyi düzgün konuþabiliyorne Almancayý. Aslýnda ikidillibüyüyorlar. Buna bir de Ýngiliz-ce eklendiðinde büyük biravantaj. Bunu kullanmalarýnýistiyorum.

BÖLGE HABERLERÝ24 EYLÜL 2011 CUMARTESÝ

BERGKAMEN BELEDÝYE BAÞKANI ROLAND SCHÄFER:

Sözlerim kesilerek çarpýtýldý;camiyle çöp bidonunu nasýl ayný tutabilirim?Yakýlan bir cami ile çöp konteynerini bir tuttuðu ileri sürülerek eleþtirilen Bergkamen Belediye Baþkaný Roland Schäfer, söz-lerinin basýn tarafýndan çarpýtýldýðýný söyledi. Camilerin de en az kiliseler kadar kendisi için kutsal olduðunu belirten Schäfer, Bergkamen'de büyük minareli, kubbeli merkezi bir camii yapýlmasýný arzu ettiðini söyledi.

Kapýlarýný Zaman’aaçan BergkamenBelediye Baþkaný

Roland Schäfer,Bergkamen'de

büyük minareli,kubbeli merkezibir camii yapýl-

masýný arzu etti-ðini söyledi.

El emeði, göz nuru sergi oldu1

Duisburg’un Hamborn ilçesindeyer alan ve þairler semti diye de

adlandýrýlan Dichterviertel’de yaþayangöçmen kadýnlar, boþ zamanlarýný tez-hip, ebru ve seramik boyama kurslarý-na katýlarak en iyi þekilde deðerlendi-rirken, unutulmaya yüz tutmuþ bueski Osmanlý sanatýný daha geniþ kit-lelere tanýtma ve sevdirme imkaný bul-dular. EG DU semt bürosunda düze-nen ve Duisburg Kalkýndýrma Daire-si’nin de desteklediði bu kurslara katý-lan yaklaþýk 25 ev kadýný, el emeði göznuru eserlerini Hamborn ÞehirKütüphanesi’nde sergiliyor.

EG DU Semt bürosunda yapýlan veyaklaþik on hafta süren tezhip, ebru veseramik kursuna katýlan kadýnlar, kursöðretmenleri eþliðinde, ebru, tezhip veseramik boyama tekniklerinin yanýsýra, içlerinden geçen duygu ve düþün-celeri de porselen tabak, vazo, tablo veiþlemelere yansýtmayý öðrendiler. Hemteknik, hem de estetik olarak büyükbeðeni toplayan çalýþmalarýn, boþvakitleri deðerlendirmek ve kendilerini

geliþtirmek için çok faydalý olduklarýnýbelirten tezhip ve porselen kursuöðretmeni ve iki çocuk annesi ÞerifeDurgu, bu kurslarla gündelik stresiatmakla kalmýyor, eski kültürümüzolan bu sanatlarý yaþatmak ve dahageniþ kitlelere ve gelecek kuþaklaratanýtma imkaný bulduklarýný söyledi.Ebru kursu öðretmeni üç çocuk annesiAynur Yýlmaz ise, ebru sanatýnýnbüyük titizlik, dikkat ve sabýr gerektir-diðini belirterek, konsentrasyon sýkýn-týsý çeken yaþlý ve çocuklarýn tekrar dik-katlerini bir yere yönlendirmeleri içinebru sanatýnýn iyi geldiðini ifade etti.Dikiþ nakýþ ve iþleme kursu hocasý Fat-ma Arslan da “Bu kurslarda kadýnlarbiraraya geliyor, el becerilerini geliþtiri-yor ve boþ vakitlerin en iyi þekildedeðerlendiriyorlar. ’’ diye konuþtu.

Hamborn’da bulunan semtkütüphanesinde (Schreckerstr.)sergilenen teship, ebru, porselen veiþleme çalýþmalarý 15 Ekim tarihinekadar ücretsiz olarak görülebilecek.FARUK BALCI DUÝSBURG

Unna Westfalia eðitime hazýr 1

Unna Westfalia EðitimMerkezi, 2011 ve 2012 yýlý

eðitimi için bütün hazýrlýklarýnýtamamladý. Unna WestfaliaEðitim Merkezi Müdürü Bay-ram Çakýr, “Okullarýn açýlma-sýyla birlikte eðitim merkeziolarak tüm hazýrlýklarýmýzýyaptýk. Yeni dönemde öðrenci-

lerimizle tüm gün derslerineyardýmcý olacaðýz. Bunun içingereken çalýþmalarýmýzý enyüksek seviyeye çektik. UnnaWestfalia Eðitim Merkezi’mi-zin yeni yeri daha büyük vegeniþ artýk daha fazla öðrenciy-le ayný anda takviye derslerineve ev ödevlerine yardýmcý ola-

caðýz.” diye konuþtu. Çakýr,“Yapacaðýmýz eðitimin yanýndageziler ve rehberlik olacak,okulda sorunlar yaþayanöðrencilere yardýmcý olacaðýz.”dedi. Unna Westfalia EðitimMerkezi'ne 02303-258570 tele-fonundan geniþ bilgi alýnabili-necek. EYÜP GEÇÝT UNNA

ATYD yeni yönetimini seçti1

Avrupa Tokatlýlar YardýmlaþmaDerneði (ATYD), 3.Genel

Kurul toplantýsýný Köln Güney Saalda gerçekleþtirdi. Yapýlan seçimlersonrasý 2007’den beri genel baþkan-lýðýný yürüten iþ adamý Zafer Sýraka-ya görevini Ömer Yücesan’a devret-ti. Yeni yönetim kurulu þu isimler-den oluþtu: Ömer Yücesan, Selahat-tin Gökçe, Hüseyin Koçak, Abdur-rahman Arslan, Bekir Çakýr, ÖmerÇerioðlu, Keramettin Özyurt, ÝsaBakýrcý, Ali Yurdakul, Necati Çuha-cý, Þenol Serindik, Aydýn Özen,Mahmut Gül, Murat Baran , Gençlikkollarý : Recep Damar, Büþra Bakýrcý,Sedef Kocak. Danýþma kurulu: Zafer

Sýrakaya, Orhan Bilen, Hilal Can,Hilmi Yavuz, Fatih Bölükbaþý, Ebu-bekir Sezgin. Denetleme kurulu :Hüseyin Candemir, Erdal Çelik,Ýsmail Tüzmen, Mustafa Altuntaþ.2007 yýlýndan beri Avrupa genelindefaaliyet gösteren dernek, hoþgörü vefedakârlýðý kendilerine þiar edinmiþTokat'lý iþadamlarý tarafýndan kurul-du. Tokat- Avrupa arasýnda adeta birköprü vazifesi gören dernek, baþtafakir talebelere burs vermek üzere,çeþitli yardýmlar, kültür faaliyetleri,her sene düzenli olarak aile kampý,Tokat'tan Avrupa’ya gelen bürokrat-lara kýlavuzluk ve geziler düzenliyor.MEHMET YILMAZ KREFELD

Unna WestfaliaEðitim MerkeziMüdürü BayramÇakýr, “Okulla-rýn açýlmasýylabirlikte eðitimmerkezi olaraktüm hazýrlýkla-rýmýzý yaptýk.”dedi.

RÖPO

RTAJ

(Soldan saða): Þairler semtinde yapýlan kurslarla Sabine Malon, Fatma Arslan, Þerife Durgu, AynurYýlmaz ve Türkan Aslan, hem boþ vakitlerini en iyi þekilde deðerlendirdiler, hem de bu sanatlarý dahageniþ kitlelere tanýtma ve sevdirme fýrsatý buldular.

Page 23: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

MEHMET KÜÇÜKKAYA BREMEN

1Bremen Eðitim Senatörlü-ðü, Federal Almanya Hü-

kümeti’nin de desteklediði‘Eðitim ve Katýlým Paketi’ni(Bildungs - und Teilhabe Paket)uygulamaya koydu. Bu paket-ten devletten iþsizlik parasý,sosyal yardým, kira yardýmý pa-rasý ve ek çocuk parasý alan ai-lelerin çocuklarý yararlanabile-cek. Bu paketteki yardýmlardanyararlanmak isteyen aileler ÝþBulma Merkezi (Jobcenter) ve-ya Sosyal Hizmetler Dairesi’ne(Amt für Soziale Dienste) dilek-çeyle baþvurmalarý gerekiyor.Bu kurumlardan alýnan mavikartý öðrenciler bulunduklariokul sekreterliðine verecekler.Geri kalan iþlemleri okullar ya-pacak. Almancanýn yaný sýra

Türkçe olarak bastýrýlan bilgi-lendirme bröþürleri sýnýf öðret-menlerinden alýnabilmektedir.

HAKLARINIZDAN YARARLANINÖðrencilerini eðitime destekpaketi konusunda bilgilendirenBremen Nord Schülerförderung

Eðitim Merkezi Müdürü Hida-yet Ervan, ailelere verilen hak-larý alma konusunda yeterli il-giyi göstermediði düþücesindeolduðunu belirterek þunlarýsöyledi, “Dar gelirli ve sosyalstatüsü zayýf ailelerden gelenöðencilerin öðrenim hayatýn-daki baþarýsýzlýk oranlarý gözönüne alýndýðýnda, bu destekpaketi, çok isabetli ve geleceðikurtaracak sevindirici bir ka-rar. Yardým alma hakkýna sa-hip olanlar hemen basvurula-rýný yapsýnlar. Okullarý yanýsý-ra, www.jobzenter-bremen.deveya www.soziales-bremen.De internet adreslerinden debilgi edinilebilir” dedi.

Pakette þu yardýmlar bulunuyor-Günlük sýnýf gezileri için, bir

ders yýlýnda 40 Euro. Okul ge-zileri için bir ders yýlýnda 220Euro.

-Ýlkokuldaki öðrenciler içinücretsiz öðle yemeði. Diðerokullardaki öðrenciler için, 1Euro’ya öðle yemeði.

-Zayýf, baþarýsýz olunandersler icin ücretsiz desteklemedersleri

-Defter, kalem, spor eþyasýve okul çantasý gibi okul eþyala-rý için 100 Euro yardýmýn dýþýn-da, okula uzaklýk nedeniyle,otobüs veya tramvayla gidilme-si durumunda. bilet ücreti kar-þýlanacak.

-Spor ve boþ zamanlar de-ðerlendirme, bir enstrüman çal-mayý öðrenmek için dernek ve-ya kurslara ödenmek için aylýk10 Euro yardým alýnýlabilecek.

24 EYLÜL 2011 CUMARTESÝ ZAMANBÖLGE HABERLERÝ

Devletten iþsizlik parasý, sosyal yardým, kira yardýmý parasý ve ek çocuk parasý alan ailelerin çocuklarýnýn yararlanabile-ceði ‘Eðitim ve Katýlým Paketi’ni Bremen Eðitim Senatörlüðü de uygulamaya koydu. Bu yardýmdan yararlan-mak isteyenler Ýþ Bulma Merkezi veya Sosyal Hizmetler Dairesi´ne dilekçeyle baþvurmalarý gerekiyor.

Wittlich’te çocuk bayramýkutlamalarýna büyük ilgi1

Almanya’nýn Rheinland-pfalzeyaletindeki Wittlich Yabancýlar

Meclisi, Uluslararasý Çocuk Bayramývesilesiyle kutlama etkinlikleri düzen-ledi. Wittlich Belediye Meclisi ve Ya-bancýlar Meclisi Üyesi Ali Damar’ýn(Sol Parti) da organize edenler arasýn-da bulunduðu ve kentte bu yýl ikincisidüzenlenen Çocuk Bayramý etkinlikle-rine çocuklarýn ilgisi de büyük oldu.Çocuklarýn doyasýya eðlendiði etkin-liklerle ilgili bir deðerlendirme yapanAli Damar, “Ýlgi ve katýlýmýn büyük ol-masýndan dolayý yabancýlar meclisiadýna çok mutluyuz. Gerçekten çok

uluslu bir katýlým oldu. Ýnsanlar arasýönyargýlarý ve korkularý ortadan kal-dýrmak adýna çok yaralý bir etkinlik ol-du. Zaten hedefimiz, çocuklarýmýzanasýl birlikte, ön yargýsýz ve kavgasýzbir bakýþ açýsý sunabileceðimizdir. De-ðiþik milletlerden olsak da, demokra-tik, barýþ ortamýnda yaþayabiliriz me-sajýný verebilmektir. Bizlerin de butoplumun bir parçasý olduðunu çocuk-larýmýza göstermek istedik. Yaklaþýk25 deðiþik milletten insanlar etkinliðekatýldý. Kutlamalar çok renkli geçti,herkesimden çocuklar bir biriyle kay-naþtý“ dedi. ZÝVER ERMÝÞ KÖLN

Kültürlerarasý diyalog mahalleye sýðmadý 1

Bochum'da yirmi kiþi ile baþlayan‘kültürlerarasý diyalog’ mahalleye

sýðmadý. Farklý kültür ve dine mensupinsanlar, kültürlerarasý diyalogu otur-duklarý mahalleye kadar taþýdý. Boc-hum’da ilk defa 2002 yýlýnda Christus ki-lisesinde Müslüman, Yahudi, Katolik veProtestanlardan oluþan bir grup, 11 Ey-

lül 2001 saldýrý sonrasý hayatýný kaybe-den insanlar için toplu dua etmiþti.Christus Kilisesi Kule Derneði BaþkanýFederal milletvekili Axel Schäfer ve ikin-ci baþkaný Fred Bastan’nýn giriþimleriylebaþlayan toplu duayý 2003 yýlýndan itiba-ren mahalle içinde ‘kültürlerarasý diya-log’ adý altýnda her yýl devam edildi. Bu

yýl dokuzuncusu yapýlan kültürler arasýdiyalog yetmiþ kadar mahallelinin katýlý-mýyla gerçekleþti.

11 Eylül 2001 sonrasý dinlerarasý top-lu yapýlan dua ile gelen diyalogu sürdü-ren emekli papaz Fred Bastan, o gündenbugüne kendi mahallesinde her yýl kül-türlerarasý diyalog kapsamýnda mahalle

sakinleriyle birlikte þenlik düzenliyor.Mahalle sakinleri, beraber oturup konu-þarak birlikte yaþama katký saðlýyor. Ka-týlýmýn her yýl artmasý memnuniyetlekarþýlanýrken emekli papaz Bastan, in-sanlarýn birbirlerinin tanýmasýnýn önyargýlarý kýrdýðýný ve bakýþ açýlarýnýn de-ðiþtiðini belirtiyor. HÜSEYÝN KOÇ BOCHUM

Bremen NordSchülerförderung

Eðitim MerkeziMüdürü Hidayet

Ervan, bu yardý-mý almak iste-

yen ailelerinokullarýn yanýsýra www.job-

zenter-bre-men.de veya

www.soziales-bremen.de

internet adres-lerinden de

bilgi edinilebi-leceklerini

söyledi.

Dar gelirli ailelere‘Eðitim ve Katýlým Paketi’

Page 24: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

24 EYLÜL 2011 CUMARTESÝ ZAMANBÖLGE HABERLERÝ

Baðýmlýlýkta alkol birinci

Avrupa’da Anadolu’yubaðlama ile yaþýyorlar1

Anadolu yaþam kültüründe mü-zik, sevincin, üzüntünün, umu-

dun, sevdanýn sesidir. Baðlama ise bukültürün her perdesine ilmek ilmek iþ-lenmiþ halk çalgýsýdýr. Hamm AleviKültür Derneði’nde baðlama dersi ve-ren Hümmet Albayrak, Almanya’dayaþayan Anadolu insaný için onlarcayýldýr göçüp geldikleri ve kalýcý olduk-larý bu ülkede kültür ve sanat eðitimi-nin ciddi bir ihtiyaç olduðunu söyledi.Anadolu müziðine ve baðlamaya ilgiduyan çoðu gencin, gerek yetersiz, ni-teliksiz, gerekse eðitmenlik vasýflarýn-dan uzak öðreticilerin elinde heba ol-duðunu dile getiren Albayrak, “ Sa-natsal ve eðitimsel kaygýyý önde tuta-rak, baðýmsýz, ciddi ve programlý birçalýþma ile Anadolu müziðini ve bað-lamayý doðru ve yetkin eller yolu ileöðretmek ve yeni kuþaklara aktarmakamacý ile 14 yýldan bu yana sýcak vedostça ortamda baðlama dersleri veri-yoruz.” dedi. Köln Anadolu Sanat

Merkezinde 5 yýl uzmanlýk eðitimialan Albayrak, yetiþtirdiði öðrencileri-nin kendilerini geliþtirmeleri için KRVeyaleti bölge yarýþmalarý için federalmüzik dairesinin düzenlediði bir çokyarýþmada derece elde etmeleri kendi-sini gururlandýrdýðýný ifade etti. Müns-ter str. 119 adresinde her Pazar günüöðrencileri ile biraraya gelen Albayrak,Cumartesi günleri ise yetiþkinlerlebaðlama çalýþtýklarýný söyledi. 12- 35yaþ aralýklarýnda toplam 80 öðrenciyehizmet verdiklerini vurgulayan Albay-rak, “Her yýl yeni bir yeni sýnýf açýyo-ruz. 22 Ekim tarihinde yeni açacaðý-mýz sýnýf için kayýtlarýmýz baþladý. Haf-tada 2 saat birlikte çalýþýyoruz. ” þek-linde konuþtu. Öðrencilerin iyi bir eði-tim almalarý için en azýndan 3 yýlkurslara katýlmalarý gerektiðini söyley-en Albayrak, kurslarýmýza katýlmak is-teyen öðrencilerin 01785500900 nolutelefondan kendisine ulaþabilecekleridile getirdi. MUHAMMET KANSU HAMM

Zaman’ý izine giden arkadaþýmýnyönlendirmesiyle tanýdým1

Zaman aboneleri arasýna yenikatýlan Lübeck’te ki Yüksel Mar-

ket sahibi Aziz Yaþar, Türkiye’ den be-ri bir gazete okuru olduðunu ZamanGazetesi ile tanýþmasýnýn bugüne kýs-met olduðunu vurguladý. Bir arkadaþý-nýn yazýn Türkiye’ ye izine giderkengazetesini dükkanýna yönlendirmekistediðini ve kendisinin de bunu kabuletmesiyle birlikte bir ay boyunca Za-man okuma imkaný bulduðunu söy-leyen Yaþar, ‘’ Zaman, ailecek rahat-lýkla okunabilecek bir gazete. Milli vemanevi deðerlere uygun, bizim sesi-miz soluðumuz olabilecek bir gazeteolduðunu fark edince, ben de aboneolmak istedim. Beni Zaman ile tanýþtý-ran arkadaþýmdan Allah razý olsun’’dedi. EYÜP EKER LÜBECK

Köln Camii için yardým kermesi1

Köln’de inþa edilen ve Avrupa’nýn en modern camive kültür merkezi kompleksi olacak olan DÝTÝB

Merkez Camii hýzla tamamlanýyor. Toplamda 25 milyonEuro’ya mal olmasý beklenen ve gelecek yýl bahar aylarýndatamamlanmasý hedeflenen DÝTÝB Merkez Camii ve KültürMerkezi kopleksi yararýna 25 Eylül Pazar günü kapsamlýbir kermes düzenlenecek. Cami inþaatý yararýna organizeedilen ve “Çadýr Camii” diye de bilinen Herkules Str. 42,50823 Köln adresindeki DÝTÝB’in geçici prefabrik tesiss-lerinin bulunduðu yerde düzenlenecek olan kermeste birçok program da yer alacak. Saat 10:00’da baþlayacak ker-

mes, söz konusu adresteki DÝTÝB Konferans salonundayapýlacak etkinliklerle baþlayacak. Kur’an-ý Kerimtilavetiyle start alacak olan program, protokol konuþmalarý,ilahi ve þiirlerle, üç perdelik bir piyesin sunumuyla devamedecek. Skeç, menkibe anlatýmý, defile gösterisinin ardýn-dan kermes etkinliklerine start verilerek hayýrlara vesile ol-masý için dua edilecek. Cami inþaatý yararýna düzenlenecekolan kermeste ziyaretçiler, Türk mutfaðýnýn bir birindenleziz yemeklerinin en güzel örneklerini tatmanýn yaný sýra,el emeði, göz nuru eliþi, el sanatlarý ürünlerinden vehediyelik eþyalardan da satýn alabilecek. ZÝVER ERMÝÞ KÖLN

RAMÝS KILIÇARSLAN HAMBURG

1Almanya'da alkol, uyuþturucu, þansoyunlarý ve kumar baðýmlýlýk yapan

maddi, manevi ve saðlýk açýsýndan da sonderece tehlikeli olan bu alýþkanlýklarlamücadele etmesine raðmen alkol ve benze-ri uyuþturucuya baþlama yaþý düþmeyedevam ediyor. Hamburg'da yeni açýklananbir araþtýrma sonucuna göre alkol baðýmlý-lýkta hala birinci sýrayý alýrken, alkol baðým-lýsý olanlarýnda baðýmlýlýktan kurtulmak içinçok geç yardým talebinde bulunduklarý orta-ya çýktý. Araþtýrmada ayrýca gençler arasýn-da esrar kullanýmýnýn çok yaygýn olduðunayer verildi. Hamburg Saðlýk Bakaný Corne-lia Prüfer-Storcks (SPD) baðýmlýlýkla ilgiliaraþtýrmalar ve bilgilerin mücadele etmekiçin temel taþý oluþturduðunu belirterek,Hamburg veri toplama konusunda benzer-siz dedi. ‘‘Araþtýrmalar, Hamburg'dabaðýmlýlýkla yapýlan mücadelenin vatandaþaulaþtýðýný ve baþarýlý olduðunu gösteri-yor‘‘diyen Prüfer-Storcks, bakanlýk olarak

bazýlarý uzman 35 yardým ve danýþmanlý vekurumu yýllýk 17,2 milyon Euro ile destekle-diklerini hatýrlattý. Bakan, “Amacýmýzbaðýmlýlýk sorunu olanlara mümkün oldu-ðunca erken ulaþmak olmalý” dedi. 27 yaþaltý alkol baðýmlýlýðý olan sayýsýnýn son onyýlda 1.500'den 2 bin 800'e çýktýðýný belirtenPrüfer-Storcks,‘‘Burada en çok sevindiriciolay daha önce 12,7 olan alkole ilk baþlamayada deneme yaþýnýn bu araþtýrmada 13,2'-ye çýkmasý.‘‘dedi. Yardým isteyenlerin yüzde19‘unun baðýmlýlýða ek olarak çok ciddi sað-lýk, yüzde 30'nun psikolojik ve yüzde42'sininde iþsiz kiþiler olduðuna iþaret edenbakan bu insanlar için rehabilitasyon kadarsaðlýklý, huzurlu ve iþ güvenliði de çokönemli unsurdur” dedi. Baðýmlýlýðýn baþkasorunlarý da beraberinde getirdiðine dikkatçeken Prüfer-Storcks, ‘‘Bizim amacýmýzsaðlýk sistemi, iþ bulma kurumlarý, okullarve gençlik hizmetleri veren kurumlar ara-sýndaki iþbirliðinin daha iyi olmasýný saðla-mak olmalý.” dedi.

Almanya'da baðýmlýlýkla mücadeleye raðmen Hamburg'da yapýlan bir araþtýrmada baðýmlýlýkta alkolün birinci sýrada olduðu ve alkol

baðýmlýlarýnýn kurtulmak için çok geç yardým talebinde bulunduklarý ortaya çýktý. Araþtýrmada ayrýca gençler arasýnda

esrar kullanýmýnýn çok yaygýn olduðuna yer verildi.

Dostlar Essen Haus açýldý 1

Bremen'in Oslebshauser sem-tinde açýlan Dostlar Essen

Haus nostaljik iç dizayný ve lezzetliyemeklerle müþterilerinin hem da-maðýna hemde gözüne hitap ediyor.Semtte böyle bir yerin eksikliðinihissetiklerini ve bunun için böylebir mekan açtýklarýný söyleyen res-torant sahiblerinden Salih Akçay veMurat Öztürk, “Ýç dizayný Anadolukültürümüzden esinlenerek yaptýk.Yaptýðýmýz birbirinden lezetli ye-meklerle, kebap, lahmacun ve pideçeþitleriyle Dostlar Essen Haus dayemek yemeye gelen müþterileri-mizin hem damak tadýna hemdegöz zevkine hitab ediyoruz. Müþte-

rilere aile ortamýný aratmayacaknostalji yaþatmak istedik” dedi.ZAMAN BREMEN

CORNELIA PRÜFER-STORCKS (SPD) SAÐLIK BAKANI

Erciyes Supermarkt Duisburg’da 1

Duisburg’un Meiderich sem-tinde Yaþar ve Murat Doðu ta-

rafýndan Erciyes Supermarkt açýldý.Türklerin yoðun olarak yaþadýðýMeidreich semtinde hizmete açýlanmarkette Türklerin bütün ihtiyaçlarýdüþünülmüþ. Et ve sebze ürünleri-nin de bulunduðu markette Doðukardeþler toplamda on kiþiye iþ im-kaný saðlýyor.Marketin açýlýþýndakonuþan Yaþar Doðu, “Güler yüzlüpersonelimizle müþterilerimize hiz-met etmek için buradayýz” dedi.FARUK BALCI DUÝSBURG

Bremen’de Lemha Gardinen açýldý1

Bremen’de Türklerin yoðun-lukta yaþadýðý Lindenhof

Caddesi’nde Lemha Gardinen per-de maðazasý açýldý. Kadir Yýldýrýmtarafýndan açýlan Lemha Gardinenmodern dizayný ve çeþitliliði ile bü-yük ilgi gördü. Maðaza sahibi KadirYýldýrým, “Lemha Gardinen perde-ler modern görünümlü mekanizma-lý perdelerdir. Rulo halinde meka-nizmaya sarýlý zincir vasýtasýyla aþaðýyukarý hareket edebilen bir sistemesahiptir. Çok çeþitli renk desen vekumaþ türlerinden oluþmaktadýr. Sonzamanlarda ev ve iþ yerlerinde kulla-nýmý giderek hýzla artmaktadýr. Fiyatolarak ta diðer mekanizmalý perdele-

re göre daha ekonomiktir” dedi. Yýl-lardýr perdecilik alanýnda çalýþtýðýnýve bu mesleði baþarýyla sürdürdüðü-nü ifade eden Kadir Yýldýrým , yeniaçýlýþ nedeniyle birçok perde de yüz-de 20’lik indirim yaptýklarýný da söz-lerine ekledi. ZAMAN BREMEN

Page 25: YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR … Mahalle diyalogu.pdfyaptırım olmamasından dola-yı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede

Dermansýz KýzBüþra’nýn derdi....

ailem “Birisi diðerine hýyanet etmediði müddetçe, Ben2 ortaktan üçüncüsüyüm. Biri diðerine ihanetyaptýðýnda, ben aralarýndan çekilirim.“

“Bir atelye, bir fabrika iyi bir plân, saðlam bir fizibilite üzeri-ne kurulduðunda, devamlýlýk ve istikbal vadetmesine karþý-lýk, temelinde saðlam bir düþünce, esaslý bir hesap bulun-madýðý zaman fiyasko ile neticelenmesi mukadderdir.“

24 EYLÜL 2011 CUMARTESÝ ZAMAN

Sevgili Büþra, gerçekten gün geçtikçe der-mansýz kaldýðýnýn farkýndayým. Bu üçüncümektubum sana. Baþtan beri bu adamdansana hayýr gelmez diyorum.

Sen ise; hem onu sildim diyorsun, hem deonun uðrunda canýna kýyýyorsun.

Sen hastanede can pazarýndasýn, bunuduyuyor arayýp geçmiþ olsun demiyor. Üstü-ne üstlük bir de kendine baþka bir sevgilibulup onunla geziyor. Sonra da sana “sendenvazgeçmem” diyor. Anlaþýlan seni yedektetutuyor. “Nöbetçi sevgili” gibi bir þeysin....

Ailen karþý çýkýyor, olmaz diyorlar. Onutanýyan arkadaþlarý “onu unut” diyorlar.

Sen hala vazgeçemem diyorsun. Vazgeçe-mem demek ne demek?

Bu bir hayat meselesidir. Ölüm anýndayanýnda olmayan, ilgi duymayan, seni aldatanadama karþý nasýl ilgi duyarsýn anlamýþ deði-lim?

Sen onun uðruna ölüyorsun, o senin içinhapþýrmýyor bile...Büþra kýzým, aklýný baþýna al. Evlilik, evcilikdeðildir. Ciddi bir iþtir. Oturup ciddi ciddikonuþun. Ayný þeyler devam ederse o yoluna,sen yoluna devam edersin...

w Kalbin diliw Hikmet damlalarý

Sevgili Ümit Burcu, en son size yazdýðýmdan beripek çok þey oldu. Yine kavga ettik, ben ona “Seniyine kaybetmekten korkuyorum, bak bu üçüncükavgamýz” dedim. O da “sen beni ne zamankazandýn ki?” deyince mahvoldum. Ben seni ger-çekten seviyorum, git de giderim, kal de kalýrým,öl de ölürüm dedim. “Saçmalama öyle þey yap-mazsýn sen!” dedi. Sonra çýktý, gitti. Ben de onusildim 1 hafta boyunca hep aðladým, mahvettimkendimi. Acýsýna dayanamayýp 18 hap attým. Ýnti-harý denedim. Bütün bu olanlarý kýz arkadaþýmona ve onun kýz kardeþine yazdý. “Sizin yüzünüz-den yaptý” dedi. Fakat onlar inanmadýlar. “Büþrayapmamýþtýr yeme bizi” dediler.1 gece hastanede kaldým. Bu olaydan sonra 1hafta geçti. Hiç arayýp sormadýlar. Nasýlsýn, ger-çekten yaptýn mý demediler?Onu yakýndan tanýyan arkadaþlarý bana “onuunut!” diyorlar. Ben býrakmak istemiyorum. Eðeronu unutursam hayatým biter, yaþayamam. Benondan baþkasýný sevemem. Bakamam ben baþka-sýna ona baktýðým gibi. Ama kendisi de silmiyorbeni bu benim kafamý karýþtýrýyor. Hem seni tak-mýyorum, diyor hem de hayatýndan tamamençýkarmýyor. Kafam çok karýþýk... Dermansýz Kýz

Bize yazýn: mail: [email protected] Land str. 107 63069 Offenbach

5Özel Konya FarabiHastanesi dahiliye

uzmaný Uzm. Dr. ÝsmailGüner, asitli içeceklerinDNA`ya verdiði zararla par-kinson, sinir sistemi bozuk-luðu ve hýzlý yaþlanma gibihastalýklara davetiye çýkar-dýðýný dile getirdi.

Güner, `Yapýlan araþtýr-malar, asitli içeceklerdebulunan sodyum benzoat(E211) adlý koruyucu mad-denin, hücrelerin `güç istas-yonu` olarak tanýmlanan mitokondride DNA hasarýna yol açtý-ðýný gösteriyor. Bu kimyasal maddeler de zamanla DNA`yýdevre dýþý býrakýyor.` dedi. Asitli içeceklerin açlýðý bastýrmadýðý-ný, tersine ek gýda alýmýný körüklediðini, bunun da obeziteyeyol açtýðýný ifade eden uzman Dr. Ýsmail Güner, `Bu tür içecek-lerin içersinde yer alan fruktoz ve glikoz maddeleri, obeziteyibirinci derecede tetikleyen güçlü insülin salgýsýna sebep oluyor.Ayrýca kafein ve fosforik asit kemik matriks proteinlerine baðla-narak çocuk ve yaþlýlarda özellikle kemik döngüsünü engelle-yerek osteoporoza sebep oluyor.` dedi.

5Karamsar tarihçiler, ‘mod-ern-öncesi’ devletlerin

genellikle vergi ve savaþ üzerinekurulu statik yapýlar olduklarýnýsöyler. Birçoðuna göre, OsmanlýDevleti’nin üç kýtaya yayýlantopraklarýnda yaþayanlar Devlet-i Aliye’ye vergi verip asker gön-derdikleri için bir aidiyet hisset-miþlerdir. Oysa antropoloji-son-rasý tarihçiler için durum farklý:Ulus-öncesi dönemde ‘devlet’bir kimliktir ayný zamanda. Dev-letlerarasý hukukun geliþmediði,yani pasaport ve vize gibi evrak-larýn ‘ulusal kimlik’ olarak algý-lanmadýðý devirlerde, ‘Osmanlý’

olmak, dünya üzerindeki varolu-þunu, merkezi Ýstanbul olan birsinerji ile tanýmlamak demekti.Bu ‘sinerji’, hatýrasý hâlâ taptazebir tarihsel belleðin de kökeninioluþturuyor. Ülkü Özel Akagün-düz’ün enfes isimlendirmesiyleKayýp Türkler, yani OsmanlýDevleti’nin çekildiði topraklardahâlâ “Türk/Osmanlý” kimliðiy-le/aidiyetiyle yaþamaya devamedenler, “Ben Osmanlý’yým”derken tam da bu belleðin için-den konuþuyorlar. ‘Devlet’ saltbir politik imge deðil burada,‘Osmanlý’ kelimesi sadecekolektif bir tarihe de iþaret etmi-

yor. Osmanlý Devleti, bir idrakinve þuurun temellendirilmesiyleanlam kazanýyor.

Ülkü Özel Akagündüz’ünimzasýný taþýyan Kayýp Türkler,Osmanlý Devleti’nin çekildiðitopraklarda hâlâ “Türk/Osman-lý” kimliðiyle/aidiyetiyle yaþa-maya devam eden insanlarýnhikâyelerini bir araya getiriyor.Kitap þu soruyu yeniden hatýrla-týyor: “Ben Osmanlý’yým” nedemek?

Kitap, Kayýp Türkler, ÜlküÖzel Akagündüz, KaynakYayýnlarýndan çýkmýþ, 214 sayfa.A. YAVUZ ALTUN

“Ben Osmanlý’yým” ne demek?

bilmek lazým

kitaplýk

Bunamak için asitli içecekler için

KEZBAN KARAGÖZ

5Kýþ sezonu kendini yavaþ yavaþbelli etmeye baþladý. Defileler

bitti ama raflarda henüz yeni yenideðiþimler gözlenebiliyor. Birçokfarklý detay ve ayrýntýyý ayný maðaza-da bulabiliyorsunuz bu kýþ. Bazen çokabartýlý tasarýmlar, bazen çok erkeksiolabiliyor.Bazen de þaþýrtýcý biçimdesade ve haným hanýmcýk kýyafetlerlekarþýlaþýyoruz. Açýkçasý kafanýz karýþ-mýyor deðil. Ama seçeneklerin birdenfazla olmasý faydalý.

Eskiden bir þey moda olduðundaonun dýþýnda tasarýmlar bulma imka-nýnýz neredeyse yok gibiydi. 70'lerihatýrlayalým, örneðin yakýþan yakýþ-mayan herkes Ýspanyol paça giyerdi.Apartman topuk dýþýnda ayakkabýbulmak imkansýz gibiydi. Fakat sonyýllarda bir þey çok moda olsa daalternatifsiz deðil. Kendi stilinizeuygun olaný yakalama fýrsatý bulabili-yorsunuz. Moda kurbaný olmadangiyinmek çok daha kolay.

Maskülen tasarýmlarýn öne çýktýðýþu günlerde bu eðilime tam aksi birdetay, birçok tasarýmcýnýn günde-minde. Bebe yaka kýyafetler bu kýþýnen haným hanýmcýk trendi. Birçokgömlek tasarýmýnda Peter Pan yakaya da bebe yaka dediðimiz detay öneçýkýyor. 1950'li yýllara özlemin günyüzüne çýktýðý 2012 kýþýnda bu yaka-lar tam bir hasret giderme olmuþdenebilir. Kimi zaman daha mütevazýbir boyutta kimi zaman farklý tasa-rýmlarla kullanýyor. Lüks markalarýnbeyaz olarak kullandýðý yakalar, kýya-fetten bir anda sýyrýlýyor ve hemengöze çarpýyor. Bazen kýyafet ile aynýkumaþ ve tonda kullanýyor. Bazen dekürk olarak kullanmýþ, dalmaçyalýdesenler seçilmiþ. Geçen sene olduk-ça sýk karþýmýza çýkan kürkler bu kýþ

yine var. Fakat en çok detaylardagörüyoruz. Bebe yaka kürkler çoðun-lukla derilerle bütünleþtirilmiþ. Dericeketlerde de bebe yaka var.

Taký tasarýmlarýna bile yansýmýþYazýn düzenlenen film festivallerindebebe yakalý elbiseleri görmeye baþla-mýþtýk. Özellikle bol inci ve taþ iþle-melerle bir anda sade bir elbise davetkýyafetine dönüþtürülmüþ. Pul vepayet ise bu kýþ sýk göreceðimizmalzemelerden. Bebe yaka davetkýyafetlerinde pul ve payet iþlemeler-le öne çýkýyor. Kýyafete abartýdanuzak bir ýþýltý katýyor.

Ekstra yakayla deðiþiveren kýyafetKýyafetlerin bir detayý olarak tasarla-nan bebe yaka ürünler dýþýnda bir dekýyafetten baðýmsýz olanlar var. Okulyýllarýna geri dönmüþ gibi hissediyorinsan. Ama o kadar þirin ve güzeller

ki almak istiyorsunuz. Hanýmlarýn elemeði ürünlerinin satýldýðýetys.com'da 'Peter pan collar' yazýldý-ðýnda çok güzel bebe yakalar görebi-liyorsunuz. Hatta kendinizde bu kýþýnfavorisi olan dantel bir yaka hazýrla-yabilirsiniz. Dümdüz sýradan birpenye bluz ya da tshirt'ün üzerinetaktýðýnýzda bir anda farklý bir kýyafe-te dönüþtüðünü görüyorsunuz.Bunun yanýnda takýlarda da bebeyaka tasarýmlar yapýlmýþ. Metalkelepçeler ve boyunluklar aksesuarolarak dikkat çekiyor. Lüks markalaraltýn sarýsý bebe yaka metal kolyetasarlamýþ. Ama uygun bütçelere dehitap eden tasarýmlar mevcut.

Tesettür giyimde de bebe yaka çok moda Bugüne kadar hep eleþtirdik. Tasarýmdünyasýný takip etmiyorlar dedik.Ama bu yýl tesettür giyim markalarýgüzel iþlere imza atmýþ. Kendi fanus-

larýndan çýkmýþlar. Ortaya çýkan tasa-rýmlar bunu yansýtýyor. Daha iyi ola-caðýna eminim. Kýþ tasarýmlarýndaçok hoþ triko bluzlar yapýlmýþ vekontras bebe yaka detaylar kýyafetle-re çok yakýþmýþ. Desenler de çokuyumlu seçilmiþ. Bebe yakanýnhanýmefendi havasý tesettür giyimkoleksiyonlarýnda kesinlikle çok þýkdurmuþ.

Cap-toe ayakkabýlar geliyor Bu sezon ayakkabýlarda çok kullaný-lan bir detay var. Cap-toe adý verilendetayý ayakkabý modellerinde çok sýkgöreceðiz. Babetlerde de topukluayakkabýlarda da sezonun hiti olma-ya devam edem Oxford ayakkabýlar-da da cap-toe detaylar var. Ayakkabý-nýn burnunu farklý bir malzeme,bazen farklý bir renk ile vurgulayanbu modelleri ne kadar benimseyece-ðiz bakalým?

Bu kýþ bebeyakalarla haným hanýmcýk olacaðýz Bebe yaka kýyafetler bu kýþýn en haným hanýmcýk trendi. Birçok gömlek tasarýmýnda Peter Pan yaka ya da bebe yaka dediðimiz detayöne çýkýyor. 1950'li yýllara özlemin gün yüzüne çýktýðý 2012 kýþýnda bu yakalar tam bir hasret giderme olmuþ denebilir.