ysgp lgbt hakları politikaları bilgilendirme broşürü

1
Anayasada cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ibarelerinin yer alması niçin önemli? Çünkü mevcut anayasanın eşitliği düzenleyen ve ayrımcılığı yasaklayan 10. maddesi LGBT bireyleri kapsamamaktadır. Anayasa'da "cinsel yönelim" ve "cinsiyet kimliği" ibarelerinin yer alması LGBT’lerin eşit yurttaş olarak tanınmalarının sağlanması ve ayrımcılığa karşı anayasal güvence altına alınmaları açısından oldukça önemlidir. LGBT bireylere yönelik ayrımcılık Anayasa'da net bir ifadeyle ve somut olarak tanımlanmadığı sürece LGBT'lerin eşit yurttaşlığı söz konusu olamaz. Bunun yanında yeni Anayasa Komisyonu'nun üzerinde uzlaştığı haliyle, cinsel yöne- lim ve cinsiyet kimliği ile ilgili ayrımcılık yasağının gerekçede ifade edilmesi ise yeterli değildir. Nefret Suçları yasası niçin gerekli? Bir kişiye ya da o kişinin malı ve mülküne karşı işlenen suç o kişinin ırkı, etnik kökeni, uyruğu, cinsiyeti ya da cinsel yönelimi gibi kişinin varoluşu ya da aidiyeti ile ilgili bir sebebe dayanıyorsa "nefret suçu", bu suçların işlenmesini engellemeye ve işleyenlerin cezalandırılmasını sağlama yönelik düzenlenmiş yasalar da "nefret suçu yasası" olarak tanımlanmaktır. LGBT’ler de salt varoluşları nedeniyle hayatın her alanında farklı türde şiddete maruz kalan gruplardan birisidir. Polis, toplum ve devlet tarafından sistematik bir şekilde uygulanan bu şiddeti engellemeye yönelik hiç bir düzenleme olmadığı gibi, kimi zaman ölümle sonuçlanan saldırıların failleri ceza indirim- leriyle adeta ödüllendirilmektedir. Devlet bu anlamda LGBT’lere yönelik saldırıların suç ortağı olmaya, katilleri korumaya devam ediyor. Bu nedenle LGBT'lere yönelik şiddeti de kapsayacak şekilde bir nefret suçları yasası çıkarılmalı ve nefret suçu işleyen kişiler gerekli cezalara çarptırılmalıdır. Ancak bu şekilde LGBT'lere yönelik nefret suçları en aza indirilebilecektir. Çalışma hayatı LGBT’lerin hayatın her alanında karşılaştığı homofobi, transfobi, kendisini çalışma hayatında da göstermekte, bu durum birçok eşcinsel ve transın daha güvenceli iş alanlarına erişememelerine neden olmaktadır. Çalışma hayatında LGBT'lere yönelik ayrımcı uygulamaların, cinsel yönelim ya da cinsiyet kimliklerinden ötürü işten çıkarılmalarının ve daha önemlisi işe alınmamalarının önüne geçmek üzere İş Kanunu'nda da "cinsel yönelim" ve "cinsiyet kimliği" ifadelerine yer verilmelidir. Bununla birlikte çalışma hayatına dahil olamadığı için seks işçiliği yapmak zorunda kalan ya da seks işçiliğini bir meslek olarak yapan bireylerin daha sağlıklı ve güvenli/güvenceli koşullarda çalışmaları sağlanmalı, seks işçiliği bir meslek olarak tanımlanmalı ve tıpkı başka alanlarda çalışan işçiler gibi sosyal güvence ve sağlık hizmetlerinden yararlanmaları için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Genel ahlak, kimin ahlakı? Devletin yasalarında sıkça adı geçen ancak nerede başlayıp nerede bittiği belli olmayan “genel ahlak” kavramı, LGBT bireylerin bir yandan yaşam haklarını kısıtlarken diğer yandan örgütlenmelerinin önünde engel oluşturmaya devam ediyor. Oysa, yasaların “genel ahlak” gibi soyut ve ucu açık bir kavramı içermemesi gerekmektedir. Hakimin/savcının ya da iktidarın ahlakının "genel ahlak" olarak tüm topluma dayatılmaması için söz konusu kavramın yasalardan ve diğer tüm mevzuat- lardan kaldırılması gerekmektedir. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi olarak, insanların varoluşlarını tanımayan, özgürlüklerini kısıtlayıp “genel ahlak” diyerek meşrulaştırmaya çalışan, dünyayı LGBT’lere dar eden heteroseksist ve muhafazakar anlayışın karşısındayız. Ölümü, baskıyı, acıyı çoğaltan muktedirin ahlakıyla, terbiye dersleriyle her daim derdimiz olmaya devam edecektir. Neden evlilik eşitliği? Evlilik ve beraberinde getirdiği aile kurumu mevcut heteroseksist tanımı gereği heteroseksüel olmayan bireyleri dışarıda bıraktığı için sorunlu bir alandır. Bu nedenle evlilik kurumu kadın ve erkek arasında yapılan bir sözleşme / birliktelik niteliğinden sıyrılıp cinsiyet gözetmeksi- zin isteyen tüm yurttaşların yararlanabileceği bir hak haline dönüşmelidir. Ancak bu şekilde tüm yurttaşlar evlilik kurumunun doğurduğu hak ve yüküm- lülükleri içeren medeni haklara eşit şekilde sahip olabilirler. Hemcins çiftlerin istedikleri halde birlikte- liklerini kayıt altına alamamaları ve dolayısıyla kanunlar önünde eş olarak kabul edilmenin doğurduğu sosyal ve medeni haklardan yoksun ve yükümlül- üklerden muaf olmaları, en basit haliyle anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır. Bu nedenle eşit yurttaşlığın gereklerinden biri olarak eşcinsel evliliklerin yasallaşması için düzenle- meler yapılmalıdır. Sosyal Haklar Anayasada cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ibarelerinin yer alması LGBT bireylerin anayasal düzlemde tanınması ve güvence altına alınması yolunda önemli bir adım olmakla birlikte, LGBT’lerin sosyal haklara eşit yurttaşlar olarak erişimlerinin sağlanması için de gerekli politikaların hayata geçirilmesi elzemdir. Barınma, sağlık, çalışma hayatı ve yaşlılık gibi alanlarda eşitlikçi ve özgürlükçü politikalar hayata geçirilmeli; sosyal devlet olmanın bir gereği olarak, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği nedeniyle ayrımcılığa uğrayan bireylerin toplumsal yaşama eşit biçimde katılımlarını sağlayacak adımlar atılmalıdır.

Upload: yesillervesol-gelecek

Post on 26-Mar-2016

219 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

 

TRANSCRIPT

Anayasada cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ibarelerinin yer

alması niçin önemli?

Çünkü mevcut anayasanın eşitliği düzenleyen ve ayrımcılığı yasaklayan 10. maddesi LGBT bireyleri kapsamamaktadır. Anayasa'da "cinsel yönelim" ve "cinsiyet kimliği" ibarelerinin yer alması LGBT’lerin eşit yurttaş olarak tanınmalarının sağlanması ve ayrımcılığa karşı anayasal güvence altına alınmaları açısından oldukça önemlidir. LGBT bireylere yönelik ayrımcılık Anayasa'da net bir ifadeyle ve somut olarak tanımlanmadığı sürece LGBT'lerin eşit yurttaşlığı söz konusu olamaz. Bunun yanında yeni Anayasa Komisyonu'nun üzerinde uzlaştığı haliyle, cinsel yöne-lim ve cinsiyet kimliği ile ilgili ayrımcılık yasağının gerekçede ifade edilmesi ise yeterli değildir.

Nefret Suçları yasasıniçin gerekli?

Bir kişiye ya da o kişinin malı ve mülküne karşı işlenen suç o kişinin ırkı, etnik kökeni, uyruğu, cinsiyeti ya da cinsel yönelimi gibi kişinin varoluşu ya da aidiyeti ile ilgili bir sebebe dayanıyorsa "nefret suçu", bu suçların işlenmesini engellemeye ve işleyenlerin cezalandırılmasını sağlama yönelik düzenlenmiş yasalar da "nefret suçu yasası" olarak tanımlanmaktır. LGBT’ler de salt varoluşları nedeniyle hayatın her alanında farklı türde şiddete maruz kalan gruplardan birisidir. Polis, toplum ve devlet tarafından sistematik bir şekilde uygulanan bu şiddeti engellemeye yönelik hiç bir düzenleme olmadığı gibi, kimi zaman ölümle sonuçlanan saldırıların failleri ceza indirim-leriyle adeta ödüllendirilmektedir. Devlet bu anlamda LGBT’lere yönelik saldırıların suç ortağı olmaya, katilleri korumaya devam ediyor. Bu nedenle LGBT'lere yönelik şiddeti de kapsayacak şekilde bir nefret suçları yasası çıkarılmalı ve nefret suçu işleyen kişiler gerekli cezalara çarptırılmalıdır. Ancak bu şekilde LGBT'lere yönelik nefret suçları en aza indirilebilecektir.

Çalışma hayatı

LGBT’lerin hayatın her alanında karşılaştığı homofobi, transfobi, kendisini çalışma hayatında da göstermekte, bu durum birçok eşcinsel ve transın daha güvenceli iş alanlarına erişememelerine neden olmaktadır. Çalışma hayatında LGBT'lere yönelik ayrımcı uygulamaların, cinsel yönelim ya da cinsiyet kimliklerinden ötürü işten çıkarılmalarının ve daha önemlisi işe alınmamalarının önüne geçmek üzere İş Kanunu'nda da "cinsel yönelim" ve "cinsiyet kimliği" ifadelerine yer verilmelidir. Bununla birlikte çalışma hayatına dahil olamadığı için seks işçiliği yapmak zorunda kalan ya da seks işçiliğini bir meslek olarak yapan bireylerin daha sağlıklı ve güvenli/güvenceli koşullarda çalışmaları sağlanmalı, seks işçiliği bir meslek olarak tanımlanmalı ve tıpkı başka alanlarda çalışan işçiler gibi sosyal güvence ve sağlık hizmetlerinden yararlanmaları için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

Genel ahlak,kimin ahlakı?

Devletin yasalarında sıkça adı geçen ancak nerede başlayıp nerede bittiği belli olmayan “genel ahlak”

kavramı, LGBT bireylerin bir yandan yaşam haklarını kısıtlarken diğer yandan örgütlenmelerinin

önünde engel oluşturmaya devam ediyor. Oysa, yasaların “genel ahlak” gibi soyut ve ucu açık bir

kavramı içermemesi gerekmektedir. Hakimin/savcının ya da iktidarın ahlakının "genel

ahlak" olarak tüm topluma dayatılmaması için söz konusu kavramın yasalardan ve diğer tüm mevzuat-

lardan kaldırılması gerekmektedir.Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi olarak, insanların varoluşlarını tanımayan, özgürlüklerini kısıtlayıp “genel ahlak” diyerek meşrulaştırmaya çalışan,

dünyayı LGBT’lere dar eden heteroseksist ve muhafazakar anlayışın karşısındayız. Ölümü,

baskıyı, acıyı çoğaltan muktedirin ahlakıyla, terbiye dersleriyle her daim derdimiz olmaya devam

edecektir.

Neden evlilik eşitliği?

Evlilik ve beraberinde getirdiği aile kurumu mevcut heteroseksist tanımı gereğiheteroseksüel olmayan bireyleri dışarıda bıraktığı için sorunlu bir alandır. Bu nedenle evlilik kurumu kadın ve erkek arasında yapılan bir sözleşme / birliktelik niteliğinden sıyrılıp cinsiyet gözetmeksi-zin isteyen tüm yurttaşların yararlanabileceği bir hak haline dönüşmelidir. Ancak bu şekilde tüm yurttaşlar evlilik kurumunun doğurduğu hak ve yüküm-lülükleri içeren medeni haklara eşit şekilde sahip olabilirler. Hemcins çiftlerin istedikleri halde birlikte-liklerini kayıt altına alamamaları ve dolayısıyla kanunlar önünde eş olarak kabul edilmenin doğurduğu sosyal ve medeni haklardan yoksun ve yükümlül-üklerden muaf olmaları, en basit haliyle anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır. Bu nedenle eşit yurttaşlığın gereklerinden biri olarak eşcinsel evliliklerin yasallaşması için düzenle-meler yapılmalıdır.

Sosyal Haklar

Anayasada cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ibarelerinin yer

alması LGBT bireylerin anayasal düzlemde tanınması

ve güvence altına alınması yolunda önemli bir adım

olmakla birlikte, LGBT’lerin sosyal haklara eşit yurttaşlar

olarak erişimlerinin sağlanması için de gerekli politikaların

hayata geçirilmesi elzemdir. Barınma, sağlık, çalışma hayatı

ve yaşlılık gibi alanlarda eşitlikçi ve özgürlükçü politikalar hayata

geçirilmeli; sosyal devlet olmanın bir gereği olarak, cinsel yönelim ve cinsiyet

kimliği nedeniyle ayrımcılığa uğrayan bireylerin toplumsal

yaşama eşit biçimde katılımlarını sağlayacak

adımlar atılmalıdır.