zo · 2018-05-25 · baryonlar. proton ve nötronu ihtiva eden nukleonlar ile bir cins lambda, üç...

2
sonra gerek tanecik ta- neciklerin çok yüksek birbiriyle neticesinde, gerekse feza- derinliklerinden gelen kozmik da fiziksel özelliklere sahip bu kabil 200 kadar ortaya Bu sonucunda maddenin gerçek olan tabiattaki tane- cikterin elemanter tanecikler, leptonlar, kuvarklar, bozonlar ile tanecikler- den baryonlar. mezonlardan ibaret oldu- ortaya Leptonlar elektron, müon ve tau ile her birine tekabül eden etektran nötrinosu. müon nötrinosu ve tau nötri- nosundan da türü Bozonlar ise foton, gl u- on. bozonlar (W+, W- zo) ve graviton- dan ayar i le Higgs bozo- nu diye Teorile- rin ettikleri graviton ile Higgs bozonunun henüz deneysel olarak ortaya Baryonlar. proton ve nötronu ihtiva eden nukleonlar ile bir cins lambda, üç cins sigma, iki cins ksi. dört cins delta ve bir cins omega taneciklerini ihtiva eden hiperonlardan Mezonlar ise üç cins pion. üç cins kaon. eta. fi ve ro tanecikleri nden meydana gelmekte- dir. tanecikterin hepsine birden "hadronlar" denilmektedir. ve tanecikleri de Elektronun kütleye, fakat pozitif yüke sahip pozitrondur. Kar- nötronun kütlesi nötronunkiyle ve yüksüzdür, ancak nötronun + 1 olan baryon ik aksine -1 baryon ik sa- sahiptir. Bir tanecikle bunun olursa küt- lelerinin gamma de salt enerjiye Tabiatta kendi maddeden yani tane- ciklerden atomlar yoktur. Labo- ratuvarda ilk defa 1995 sonunda Cenev- re'deki Avrupa Nükleer Merkezi'nde (CERN) dokuz adet hidrojen atomu imal Maddenin bu standart model diye bilinen ve geçerli olan teorik bir model çerçevesi içinde sentez bulun- Çok girift bir matematiksel formalizm üzerine edilen bu model kuvantum teorisiyle rölativite teorisine Bu formalizmin gücü. ve özelliklerini -deneyle var tesbit edilmeden önce- ileri gel- mektedir. Bu model, gravitasyon ha- riç tanecikler bütün meleri. yani taneciklerin birbirine uygu- kuwetleri Bu sebeple standart model, maddenin nihai teorisini bugün madde hak- elde edilen bilgilerin bir sentezini temsil etmektedir. Teorik fizikçilerin rü- ise tabiatta birbirinden gibi görünen ve maddenin leri gravitasyon bütün kimyaya hükme- den elektromagnetik ku- ve atom çekirdekle- rinin kuwetli etki- nihayet beta radyoaktivitesin- den ve kainatta olarak mad- denin maddenin bulunma- sorumlu olan tek bir kuwetin al- dört tecellisi deney- lerle uyumlu matematiksel bir çerçeve içinde tevhid edilmesidir. Ancak bu henüz bir ütopya mesabesindedir. Fizikçilerin aleme kuvan- tum hakim ön- ce in taneciklerden var bir kuwet vu- ku savunan bir m odel geçer- liydi. Kuvantum iki tanecik ara- böyle bir ancak ara- bozan denilen bir n ile mümkün bil- dirmektedir. Bu, biribiriyle iki bozonunun da teati edilen söz gibidir. Elektromagnetik bozonu foton. W+, W-· zo ta- necikleri. kuwetli gluon- lar. gravitasyonunki henüz daha deneysel olarak ortaya teorik bir tanecik olan gravitondur. Standart model . W bozonuna belirli bir küt le izafe edilmesini mümkün Higgs bozonla- da öngörmekle beraber deneysel ola- rak tesbit etmek henüz mümkün tanecikterin mak üzere "büyük patlama teorisi" diye bilinen bir senaryo ileri Bu senaryoya göre tabiattaki elementler ka- hemen içinde Buna göre ka- büyük patlama proton. nötron ve elektronlar daha çok hidro jenle helyum ve çok daha miktarlarda lityurn. berilyum ve bor gibi basit elementleri bi- MADDiYYÜN MEZHEBiNiN iZMiHLALi çimde bir araya bu iptidal mad- deden hareketle Bu içinde hakim olan büyük ve etkisiyle demir elementine ka- dar olan elementler nükleer füzyon demirden daha elementlerin ise "süpernova" diye adlan- sonunda fiziksel meydana Maddenin söz konusu eski Yunan bu husustaki vehim ve hayalleriyle, teori ve deneyterin birbirini denetlernesi sayesinde bugünkü olgunluk m ertebesinin görüntü büyük mahi- yet Fizikçiler, maddenin ele- manter proton. nötron ve etektrandan ibaret kani olma- bir müddet sonra yüzlerce yeni tanecik nihayet elemanter tanecik olarak vehmettikleri proton ve nötronun kuvarklardan tanecikler Bugün dahi da- ha da derinde elemanter taneciklerden ler ileri sürülmekte, madde nihai hala : Ahmet Yüksel Özemre, Teorik Fizik Dersleri: Kozmo/ojiye 1981; Steven Wein- berg, ilk Üç Dakika (tre. Zekeriya Anka- ra 1995; a.mlf .. Bir Serüveni (tre. Zekeriya Ankara 2002. Iii AHMET YüKSEL ÖZEMRE (bk. L _j MADDiYYÜN Fenni (ö. 1946) materyalizmi L eser. _j Alman tabip ve filozofu Ludwig Büch- ner'in Kraft und Stoft (Darmstadt 1855) reddiye olarak kaleme "materyaliz- min olarak eser on dile ve yirmiden fazla Baha Tevfik ve Ahmed Nebll tara- Madde ve Kuvvet Türk- çe'yetercüme edilen kitap (bk. bi bl) Türk 305

Upload: others

Post on 08-Mar-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: zo · 2018-05-25 · Baryonlar. proton ve nötronu ihtiva eden nukleonlar ile bir cins lambda, üç cins sigma, iki cins ksi. dört cins delta ve bir cins omega taneciklerini ihtiva

sonra gerek tanecik hızlandırıcılarında ta­neciklerin çok yüksek hızlarda birbiriyle çarpıştırılması neticesinde, gerekse feza­nın derinliklerinden gelen kozmik ışınlar­da farklı fiziksel özelliklere sahip bu kabil 200 kadar taneciğin varlığı ortaya çıka­rıldı. Bu gelişme sonucunda maddenin gerçek yapı taşları olan tabiattaki tane­cikterin elemanter tanecikler, leptonlar, kuvarklar, bozonlar ile birleşik tanecikler­den baryonlar. mezonlardan ibaret oldu­ğu ortaya konmuştur.

Leptonlar elektron, müon ve tau ile bunların her birine tekabül eden etektran nötrinosu. müon nötrinosu ve tau nötri­nosundan oluşmaktadır. Kuvarkın da altı farklı türü vardır. Bozonlar ise foton, gl u­on. aracı bozonlar (W+, W- zo) ve gr aviton­dan oluşan ayar bozonları ile Higgs bozo­nu diye beş sınıfa ayrılmaktadır. Teorile­rin varlığına işaret ettikleri graviton ile Higgs bozonunun varlığı henüz deneysel olarak ortaya konulabilmiş değildir.

Baryonlar. proton ve nötronu ihtiva eden nukleonlar ile bir cins lambda, üç cins sigma, iki cins ksi. dört cins delta ve bir cins omega taneciklerini ihtiva eden hiperonlardan oluşmaktadır. Mezonlar ise üç cins pion. üç cins kaon. eta. fi ve ro tanecikleri nden meydana gelmekte­dir. Birleşik tanecikterin hepsine birden "hadronlar" denilmektedir.

Ayrıca elektronların, kuvarkların ve nötrinaların karşıt tanecikleri de vardır. Elektronun karşıt taneciği aynı kütleye, fakat pozitif yüke sahip pozitrondur. Kar­şıt nötronun kütlesi nötronunkiyle aynı ve yüksüzdür, ancak nötronun + 1 olan baryon ik sayısının aksine -1 baryon ik sa­yısına sahiptir. Bir tanecikle bunun karşıt taneciği çarpışacak olursa bunların küt­lelerinin tamamı gamma ışın ları şeklin­de salt enerjiye dönüşür. Tabiatta kendi başına karşıt maddeden yani karşıt tane­ciklerden oluşmuş atomlar yoktur. Labo­ratuvarda ilk defa 1995 sonunda Cenev­re'deki Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi'nde (CERN) dokuz adet karşıt hidrojen atomu imal edilmiştir.

Maddenin yapı taşları hakkındaki bu sınıflandırma standart model diye bilinen ve şimdilik geçerli olan teorik bir model çerçevesi içinde sentez edilmiş bulun­maktadır. Çok girift bir matematiksel formalizm üzerine inşa edilen bu model kuvantum teorisiyle rölativite teorisine dayanmaktadır. Bu formalizmin gücü. aracı bozonların varlığını ve özelliklerini -deneyle var oldukları tesbit edilmeden

önce- öngörebilmiş olmasından ileri gel­mektedir. Bu model, gravitasyon olayı ha­riç tanecikler arasındaki bütün etkileş­meleri. yani taneciklerin birbirine uygu­ladığı kuwetleri açıklayabilmektedir. Bu sebeple standart model, maddenin nihai teorisini değil yalnızca bugün madde hak­kında elde edilen bilgilerin bir sentezini temsil etmektedir. Teorik fizikçilerin rü­yası ise tabiatta birbirinden bağımsız gibi görünen ve maddenin değişik birleşen ­

leri arasındaki bağı sağlayan gravitasyon etkileşmesinin. bütün kimyaya hükme­den elektromagnetik etkileşmenin, ku­varkların ve dolayısıyla atom çekirdekle­rinin kararlılığını sağlayan kuwetli etki­leşmenin. nihayet beta radyoaktivitesin­den ve kainatta doğal olarak karşıt mad­denin değil yalnızca maddenin bulunma­sından sorumlu olan zayıf etkileşmenin aslında tek bir kuwetin farklı şartlar al­tında dört ayrı tecellisi olduğunun deney­lerle uyumlu matematiksel bir çerçeve içinde tevhid edilmesidir. Ancak bu henüz bir ütopya mesabesindedir.

Fizikçilerin aleme bakış açısına kuvan­tum mekaniğinin hakim olmasından ön­ce etkileşmen in taneciklerden yayıldığı var sayılan bir kuwet alanı aracılığıyla vu­ku bulduğunu savunan bir model geçer­liydi. Kuvantum mekaniği iki tanecik ara­sındaki böyle bir etkileşmenin ancak ara­larında bozan denilen bir aracı taneceği n değiş tokuşu ile mümkün olduğunu bil­dirmektedir. Bu, tıpkı biribiriyle konuşan iki insanın etkileşme bozonunun araların­da teati edilen söz olması gibidir.

Elektromagnetik etkileşmelerin bozonu foton. zayıf etkileşmelerinki W+, W-· zo ta­necikleri. kuwetli etkileşmelerinki gluon­lar. gravitasyonunki henüz daha deneysel olarak ortaya konulamadığından teorik bir tanecik olan gravitondur. Standart model . W bozonuna belirli bir kütle izafe edilmesini mümkün kılan Higgs bozonla­rını da öngörmekle beraber deneysel ola­rak bunların varlığını tesbit etmek henüz mümkün olmamıştır.

Farklı tanecikterin oluşumunu açıkla­mak üzere "büyük patlama teorisi" diye bilinen bir senaryo ileri sürülmüştür. Bu senaryoya göre tabiattaki elementler ka­inatın hemen başlangıcında değil yıldız­ların içinde oluşmuştur. Buna göre ka­inatın başlangıcı sayılan büyük patlama esnasında proton. nötron ve elektronlar daha çok hidrojenle helyum ve çok daha düşük miktarlarda lityurn. berilyum ve bor gibi basit elementleri oluşturacak bi-

MADDiYYÜN MEZHEBiNiN iZMiHLALi

çimde bir araya gelmiş. bu iptidal mad­deden hareketle yıldızlar oluşmaya baş­lamıştır. Bu yıldızların içinde hakim olan büyük basınç ve sıcaklığın etkisiyle ağır­lıkları bakımından demir elementine ka­dar olan elementler nükleer füzyon aracı­lığıyla oluşmuştur, demirden daha ağır elementlerin ise "süpernova" diye adlan­dırılan bazı yıldızların patlaması sonunda oluşan fiziksel şartlarda meydana geldiği düşünülmektedir.

Maddenin sırrı söz konusu olduğunda eski Yunan filozoflarının bu husustaki vehim ve hayalleriyle, teori ve deneyterin birbirini yakından denetlernesi sayesinde ulaşılan bugünkü olgunluk m ertebesinin yansıttığı görüntü arasında büyük mahi­yet farkı vardır. Fizikçiler, maddenin ele­manter yapı taşlarının proton. nötron ve etektrandan ibaret olduğuna kani olma­larından bir müddet sonra karşılarında yüzlerce yeni tanecik bulmuşlar, nihayet elemanter tanecik olarak vehmettikleri proton ve nötronun aslında kuvarklardan oluşan birleşik tanecikler olduğunu keş­fetmişlerdir. Bugün kuvarkların dahi da­ha da derinde saklı birtakım elemanter taneciklerden oluştuğu hakkında şüphe­ler ileri sürülmekte, madde nihai sırrını hala saklı tutmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA :

Ahmet Yüksel Özemre, Teorik Fizik Dersleri: Kozmo/ojiye Giriş, İstanbul 1981; Steven Wein­berg, ilk Üç Dakika (tre. Zekeriya Aydın), Anka­ra 1995; a.mlf .. Atomaltı Parçacıklar: Bir Keşif Serüveni (tre. Zekeriya Aydın). Ankara 2002.

Iii AHMET YüKSEL ÖZEMRE

ı MADDECiLİK

ı

(bk. MATERYALİZM). L _j

ı MADDiYYÜN

ı

MEZHEBiNİN İZMİHlALi

İsmail Fenni Ertuğrul'un (ö. 1946)

materyalizmi eleştirrnek amacıyla

L yazdığı eser.

_j

Alman tabip ve filozofu Ludwig Büch­ner'in Kraft und Stoft adlı kitabına (Darmstadt 1855) reddiye olarak kaleme alınmıştır. Batı dünyasında "materyaliz­min İncil'i" olarak anılan eser on beş dile çevrilmiş ve yirmiden fazla baskısı yapıl­mıştır. Baha Tevfik ve Ahmed Nebll tara­fından Madde ve Kuvvet adıyla Türk­çe'yetercüme edilen kitap (bk. bi bl) Türk

305

Page 2: zo · 2018-05-25 · Baryonlar. proton ve nötronu ihtiva eden nukleonlar ile bir cins lambda, üç cins sigma, iki cins ksi. dört cins delta ve bir cins omega taneciklerini ihtiva

MADDiYYÜN MEZHEBiNiN iZMiHLALi

aydınları üzerinde etkili olmuş, gençlerin dini inançlarını sarsacağından kaygı du­yulmuştur (Adıvar. s. 411-412). Eserde in­sana ait bütün olguların materyalist tarz­da açıklanabileceği, var oluşun madde ve kuwetten ibaret bulunduğu , madde, kuwet ve hareketin ebedlolduğu, düşün­me gibi zihinsel etkinliklerin, zihin ve ruh gibi fizik ötesi sayılan varlıkların organiz­manın fonksiyonlarından başka bir şey ol­madığı ileri sürülmüştür. Bu yaklaşımın mantık! sonucu olarak Tanrı, yaratılış, din ve hür irade gibi kavramlar kökten red- . dedilmektedir. Büchner'in inkarcılığı. "Şahsi. fevkalade muktedir, tabiatın halı­kı, müdiri ve muhafızı olmak üzere bir Al­lah'ın vücudu fikri büyük bir hatadan başka bir şey değildir" ifadesinde yer al­dığı gibi(Madde ve Kuvvet, lll, 578) kesin ve radikaldir. Materyalist akımın Yeni Kantçı tarihçisi Lange eserin özgün olma­dığı kanısında olup Büchner'in İngiltere ve Fransa'da bir filozof gibi algılanmasını eserin halk için kaleme alınmış. açık ve anlaşılır bir metin oluşuna bağlamakta­dır. Alman felsefe çevreleri de Büchner'i özellikle kalem tartışmaları yapmaktan hoşlanan popüler bir yazar olarak gör­müşlerdir (Materyalizmin Tarihi, ll, 93, 95-96) .

İsmail Fenni'yi Madde ve Kuvvet' e reddiye yazmaya sevkeden amil, gençli­ğinde bazı arkadaşlarının Büchner'in ki­tabını okuyarak dini inançları konusunda kuşkuya düştüklerini görmüş olmasıdır

(MaddiyyQn Mezhebinin izmihUW, s. 25-26). Yedi bölümden oluşan eserin ilk iki bölümünde Tanrı ve ruh meselesi ince­lenmekte, Tanrı'nın kanıtlanması konu­sunda gaiyyet fikri ön plana çıkarılmak­tadır. Üçüncü bölümü vahdet-i vücGd doktrini hakkındaki değerlendirmeler oluşturmaktadır. Dördüncü bölümde mü­ellif, Batılı filozof ve bilim adamlarının fı­kirlerine dayanarak temel tezlerini des- · teklerneyi sürdürmektedir. Madde ve Kuvvet'in doğrudan doğruya ele alındığı beşinci bölümde İsmail Fenni, kitabın 1884 tarihli Fransızca baskısından aktar­malarda bulunarak tenkitler yapmakta, son iki bölümde ise Ernst Haeckel ile August Comte'un fikirlerini eleştirmek­tedir.

Müellifin yöntemi materyalizme karşı modern bilimi, pozitivizme karşı akıl ve vicdanı koymaktır. Yönlendirici fikir ise materyalist felsefenin kendini deneysel bilimle temellendirme iddiasının bizzat bilimin yöntem ve sınırlarını ihlal anlamı

306

taşıdığı. bu bakımdan aslında maddeci bir dogmatizmden (maddiyye-i lkaniyye) başka bir şey olmadığıdır ( a.g.e., s. 389-391 ). Modern bilimsel veriler, madde­enerji dönüşümü kavramını ön plana çı­kararak materyalizmin madde ve kuwe­tin ebedlliği hakkındaki temel kabul­lerini sarsacak olan radyoaktivite olgusu türünden verilerdir. Müellif bu konuda çoğunlukla Gustave le Bon'a dayanmak­ta; Charles Richet, Paul Janet, Camille Flammarion, Oliver Lodge gibi modern düşünür ve bilim adamlarının düşünce­lerine de özellikle materyalistlerin me­tafizik bir kavram sayarak reddettik­leri gayelilik fikrinin kanıtlanmasında başvurmaktadır. İsmail Fenni, Tanrı'­nın ispatı konusunda modern felsefenin yanı sıra klasik İslam düşünce gelene­ğine de dayanmıştır. Bu arada onun dü­şünce dünyasında merkezi bir yer tutan vahdet-i vücQd metafiziği. maddenin araştırılmasında modern bilimin kaydet­tiği gelişmelerce desteklenen bir doktrin olarak ortaya konmaktadır. Böylece mü­ellif, yabancı bilim ve felsefe kitaplarını okuyar ak din hakkında şüpheye düşenle­re İslam geleneğine dayalı bir alternatif sunduğu kanısındadır (a.g.e., s. 297. 307-308) . Gayri cismanl bir cevher olarak ru­hun varlığını ve ölümsüzlüğünü temel­lendirme gayreti içinde neredeyse bütün İslam ve Batı felsefesi özetienirken pa­ranormal psikolojiyi ilgilendiren olayların problemle ilgili yeni kanıtlar sağlamak üzere ciddiye alındığı görülmektedir. İs­mail Fenni bu kanıtlar konusunda Pierre Janet, Emile Boirac, Albert de Rochas gibi Batılı düşünür ve bilim adamlarının fikirlerinden destek almaktadır.

İsmail Fenni'nin eserindeki felsefi eleş­tiriler yeri geldikçe konuyla bağlantılı akımlara da yönelmektedir. Bunların ba­şında Kant'ın, Tanrı'nın varlığını kanıtla­

manın imkansızlığını ileri süren görüşleri gelmektedir. Müellif bu konuda Fransız fılozofu Charles Renouvier'in düşüncele­rinden hareketle Kant kritisizminin an­lamsız bir şüpheciliğe ve agnostisizme düştüğünü ileri sürmektedir (a.g.e., s. 28). Ayrıca Lamarck, Charles Darwin ve Herbert Spencer'in evrende bir gayenin varlığını reddeden evrimci felsefelerine de eleştiriler yöneltınektedir (a.g.e., s. 77-

1 16). Bu arada panteizm ve vahdet-i vü­cQd doktrini arasındaki temel farklar da ele alınmıştır. Ancak müellif. Oliver Lod­ge'un "pek yüksek panteizm" olarak ad­landırdığı bir görüşü vahdet-i vücudun Batı bilim çevreleri tarafından kabulüne

bir işaret saymaktadır (a.g.e., s. 30ı). Comte'un pozitivizmi ise bilimi pozitif verilerle sınırlandırmasıyla dikkate alın­makta, fakat onun din ve metafiziği ta­rihin mezarlığına görnıneye çalışmakla büyük bir yanılgıya düştüğü vurgulan­maktadır. İsmail Fenni'ye göre materya­listlerin hatası pozitif yöntemin sınırlarını zorlayarak metafizik konuları çözmeye çalışmaları , pozitivistlerin hatası ise bu sınırları aşma endişesiyle metafizik ve dini meseleleri araştırınayı büsbütün ter­ketmeleridir (a.g.e., s. 678-679).

Hilmi Ziya Ülken'in değerlendirmesine göre Maddiyyun Mezhebinin İzmihld­li. daha önce aynı konuda Şehbenderza­de Filibeli Ahmed Hilmi'nin yazdığı Hu­zur-ı Akl ü Fende Maddiyyun Meslek-i Dalô.leti adlı eserden (İstanbul ı 333) daha ölçülü ve daha kuwetlidir. Kitap İs­tanbul'da basılmış (ı 928). Abdülhalim Kılıçsoy tarafından Materyalizmin İflô.sı ve İslô.m adıyla sadeleştirilerek tekrar yayımlanmıştır (İstanbul ı 996).

BİBLİYOGRAFYA :

İsmail Fenni [Ertuğrul]. Maddiyyün Mezhe­binin İzmihlali, istanbul 1928, s. 25-26, 28, 77-116,297, 301,307-308, 389-391, 678-679, ayrıca bk. tür. yer.; L. Büchner. Madde ve Kuv­vet (tre. Baha Tevfik- Ahmed Nebil). İstanbul, ts. (Müşterekülmenfaa Osmanlı Şirketi Matbaa­sı). lll, 578; Abdülhak Adnan Adıvar, Tarih Bo­yunca ilim ve Din (istanbul ı 944), İstanbul 1969, s. 410-412; Hilmi Ziya Ülken, Türkiye'de Çağdaş Düşünce Tarihi, Konya 1966, ll, 474-485; Süleyman Hayri Bol ay, Türkiyede Ruhçu ve Maddeci Görüşün Mücadelesi, İ stanbul 1966, s. 167-241; F. A. Lange, Materyalizmin Tarihi ve Günümüzdeki Anlamının Eleştirisi (tre. Ahmet Arslan). İstanbul 1998, ll, 93-100, 105, 169.

L

~ İLHAN KUTLUER

MADEN (u~)

_j

Sözlükte "bir yerde ikamet etmek, yer­leşmek" anlamına gelen adn kökünden türemiş mekan ismi olan ma'den (ma'­din) "bir şeyin kökünün bulunduğu yer, merkez, ocak" demektir. Örfi kullanımda ise yer altında bulunan ve topraktan ayrı olarak ekonomik değer taşıyan madde­leri veya böyle maddeler içeren yeri (ma­den ocağın ı 1 yatağını) ifade eder.

Madenler mülkiyet, işletme ve vergi­lendirme açısından tabi olacağı hukuki statüyü belirlemek amacıyla fıkıh ilim da­lında ele alınmış. genel prensiplerden ve uygulamadan edinilen tecrübelerden ha­reketle düzenleyici nitelikte bazı hüküm