zonguldak ve tÜrkÝye toplumsal tarÝhÝnÝn aci bÝr...

25
A. GÝRÝÞ Zonguldak, Türkiye emek tarihi açýsýndan özel önemi olan bir kenttir. Öyle ki, tüm Türkiye toplumsal tarihinin en önemli ve acý olgularýndan biri olan iþ mükellefiyeti uygulamasý olmasaydý da, Zonguldak Türkiye emek tarihi içeri- sindeki kendine özgü ve önemli yerini korumaya devam ederdi. Kentte bir üc- retli emek evreninin oluþumu, Osmanlý Ýmparatorluðu dönemine kadar geri gi- der. Donanmanýn buharlýya çevrilmesi ve devlet tesislerinin yakýt gereksinim- lerini saðlamak amacýyla bölgede 19. yüzyýl ortalarýndan itibaren kömür ma- denleri iþletmeye alýnmýþ, bunun sonucunda Ereðli Kömür Havzasý’nda ö- nemli bir iþçi yoðunlaþmasý meydana gelmiþti. Ancak, bölgenin özellikleri, Ba- tý Avrupa ülkelerinin madencilik deneyimlerinden farklý oluþumlara yol açmýþ, süreklilik özelliði taþýyan bir iþçilik olgusu ortaya çýkmamýþtý. Madenlerde üre- tim, aðýrlýklý olarak hasat mevsimi dýþýnda ve kýsa sürelerle buralara çalýþma- ya gelen ve yýl boyunca köyleriyle madenler arasýnda devreden iþçiler aracý- lýðýyla sürdürülmeye çalýþýlmýþtý. “Köylü–iþçi” ibaresinde ifadesini bulan bu ol- gu, sürekli bir iþçiliðin ortaya çýkmasýný engellediði gibi, bir iþçi sýnýfý bilincinin ve mücadelesinin oluþumunu da olumsuz yönde etkilemiþtir. Bir enerji kayna- ðý olarak kömüre duyulan ihtiyaç, Havzanýn Cumhuriyet döneminde de öne- mini korumasý sonucunu doðurmuþ; Zonguldak Türkiye’de iþçi yoðunlaþmasý açýsýndan en önemli merkezlerden biri olma konumunu korumuþtur. Öyle ki, vilâyette Ýþ Kanunu kapsamýna giren iþçi sayýsý 1937 yýlýnda 17.842 iken, bu rakam 1943 yýlýnda 34.085’e çýkmýþ; Zonguldak’ta çalýþan iþçilerin Ýþ Kanunu kapsamýna giren toplam iþçi sayýsýna oraný ise ayný yýllar itibariyle %6,7’den %12,4’e yükselmiþtir. Zonguldak, bu yýllarda ülkenin Ýstanbul ve Ýzmir’den sonra en çok iþçiye sahip üçüncü ilidir. (1) Kenti Türkiye’nin tüm diðer illerin- den ayýran temel özellik ise bu iþçilerin aðýrlýklý olarak tek bir sektörde, ma- dencilik alanýnda çalýþýyor olmalarýdýr. Zonguldak’ýn bu özelliði, onu Türkiye e- mek tarihi açýsýndan da son derecede önemli yaparken; bölgede 19. ve 20. yüzyýlda iki defa yaþanan “iþ mükellefiyeti” uygulamasý ise, bu kenti deyim ye- rindeyse “emsalsiz” kýlmaktadýr. 19. yüzyýlda kömür ihtiyacýna karþýlýk emek arzýnýn yetersizliðinden kaynaklanan sorunlar, bölgede bir zorunlu çalýþtýrma uygulamasýna gidilmesine neden olmuþ; 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamna- Kent Tarihi ‘05 123 ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR DENEYÝMÝ OLARAK “ÝÞ MÜKELLEFÝYETÝ” Prof. Dr. Ahmet Makal

Upload: others

Post on 25-Feb-2020

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

A. GÝRÝÞZonguldak, Türkiye emek tarihi açýsýndan özel önemi olan bir kenttir. Öyle

ki, tüm Türkiye toplumsal tarihinin en önemli ve acý olgularýndan biri olan iþmükellefiyeti uygulamasý olmasaydý da, Zonguldak Türkiye emek tarihi içeri-sindeki kendine özgü ve önemli yerini korumaya devam ederdi. Kentte bir üc-retli emek evreninin oluþumu, Osmanlý Ýmparatorluðu dönemine kadar geri gi-der. Donanmanýn buharlýya çevrilmesi ve devlet tesislerinin yakýt gereksinim-lerini saðlamak amacýyla bölgede 19. yüzyýl ortalarýndan itibaren kömür ma-denleri iþletmeye alýnmýþ, bunun sonucunda Ereðli Kömür Havzasý’nda ö-nemli bir iþçi yoðunlaþmasý meydana gelmiþti. Ancak, bölgenin özellikleri, Ba-tý Avrupa ülkelerinin madencilik deneyimlerinden farklý oluþumlara yol açmýþ,süreklilik özelliði taþýyan bir iþçilik olgusu ortaya çýkmamýþtý. Madenlerde üre-tim, aðýrlýklý olarak hasat mevsimi dýþýnda ve kýsa sürelerle buralara çalýþma-ya gelen ve yýl boyunca köyleriyle madenler arasýnda devreden iþçiler aracý-lýðýyla sürdürülmeye çalýþýlmýþtý. “Köylü–iþçi” ibaresinde ifadesini bulan bu ol-gu, sürekli bir iþçiliðin ortaya çýkmasýný engellediði gibi, bir iþçi sýnýfý bilincininve mücadelesinin oluþumunu da olumsuz yönde etkilemiþtir. Bir enerji kayna-ðý olarak kömüre duyulan ihtiyaç, Havzanýn Cumhuriyet döneminde de öne-mini korumasý sonucunu doðurmuþ; Zonguldak Türkiye’de iþçi yoðunlaþmasýaçýsýndan en önemli merkezlerden biri olma konumunu korumuþtur. Öyle ki,vilâyette Ýþ Kanunu kapsamýna giren iþçi sayýsý 1937 yýlýnda 17.842 iken, burakam 1943 yýlýnda 34.085’e çýkmýþ; Zonguldak’ta çalýþan iþçilerin Ýþ Kanunukapsamýna giren toplam iþçi sayýsýna oraný ise ayný yýllar itibariyle %6,7’den%12,4’e yükselmiþtir. Zonguldak, bu yýllarda ülkenin Ýstanbul ve Ýzmir’densonra en çok iþçiye sahip üçüncü ilidir. (1) Kenti Türkiye’nin tüm diðer illerin-den ayýran temel özellik ise bu iþçilerin aðýrlýklý olarak tek bir sektörde, ma-dencilik alanýnda çalýþýyor olmalarýdýr. Zonguldak’ýn bu özelliði, onu Türkiye e-mek tarihi açýsýndan da son derecede önemli yaparken; bölgede 19. ve 20.yüzyýlda iki defa yaþanan “iþ mükellefiyeti” uygulamasý ise, bu kenti deyim ye-rindeyse “emsalsiz” kýlmaktadýr. 19. yüzyýlda kömür ihtiyacýna karþýlýk emekarzýnýn yetersizliðinden kaynaklanan sorunlar, bölgede bir zorunlu çalýþtýrmauygulamasýna gidilmesine neden olmuþ; 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamna-

Kent Tarihi ‘05

123

ZONGULDAK VE TÜRKÝYE

TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR DENEYÝMÝ OLARAK

“ÝÞ MÜKELLEFÝYETÝ”

Prof. Dr. Ahmet Makal

Page 2: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

mesi ile baþlatýlan ilk uygulama, deðiþik biçimlerde Cumhuriyet dönemine ka-dar varlýðýný sürdürmüþtü. Ýkinci Dünya Savaþý yýllarý ise bölgede ikinci bir mü-kellefiyet uygulamasýna sahne oldu. Bu uygulama, sadece Zonguldak bölge-sinin deðil, tüm Türkiye emek tarihinin, hatta tüm Türkiye toplumsal tarihininen önemli olgulardan biridir. Buna karþýlýk, bu uygulamanýn birçok boyutuyla,hâlâ yeterli ölçüde incelenmiþ olduðu söylenemez. Çalýþmamýzýn amacý, ya-kýn tarihimizde yaþanan bu uygulamayý, yerel ölçekten ulusal ölçeðe, deðiþikve yeterince ele alýnmamýþ boyutlarýyla deðerlendirmektir. (2)

B. ÝKÝNCÝ DÜNYA SAVAÞI VE MÝLLÝ KORUNMA KANUNUÝkinci Dünya Savaþý yýllarý, yaþanan yoðun iktisadi ve sosyal sorunlar ya-

nýnda, savaþ sonrasý geliþmeler üzerindeki etkileri itibariyle de Türkiye top-lumsal tarihinin çok önemli ve kendine özgü bir dönemini oluþturur. Türkiye,savaþa girmemiþ olmakla birlikte, etkilerini ciddi biçimde yaþamýþ, bu etkileriktisadi ve toplumsal yaþamýn her alanýnda hissedilmiþti. 1938-1945 yýllarý a-rasýnda gayri safi milli hâsýlada sabit fiyatlarla %27’lik bir gerileme yaþanýr-ken, birey baþýna gayri safi milli hâsýla ise 1945’te, 1938 yýlýndakinin %63’ü-ne düþmüþtü. (3) Geniþ halk kesimlerinin yaþama standartlarýndaki gerilemeise daha da büyüktü ve ücretliler de bundan nasibini almýþtý. Savaþ yýllarýnda-ki yüksek fiyat artýþlarý sonucunda, gerçek ücretler 1945’te, 1938 yýlýndakinin%54’üne düþmüþ olup, bu azalma birey baþýna gayri safi milli hâsýladaki ge-rilemeden daha büyük orandaydý. (4) Buna karþýlýk, ayný dönem içerisinde,1943 yýlýnda çýkarýlan Varlýk Vergisi Kanunu ile 1944 yýlýnda çýkarýlan ToprakMahsulleri Vergisi Kanunu’nun getirdiði iki olaðanüstü vergi uygulamasýnakarþýn, belirli ellerde savaþ koþullarýnýn doðurduðu servet birikimleri olmakta,Türkiye’de gelir daðýlýmý ciddi ölçüde bozulmaktaydý. Bu oluþum, özel kesim-deki sermaye birikimini artýrarak, gelecekte uygulanacak iktisat politikalarý ü-zerinde de etkili olacak ve Türkiye’de 1940’lý yýllarýn ortalarýnda hýzlanan si-yasal geliþmeleri etkileyecekti. Ýktisadi ve siyasal geliþmeler, içsel ve dýþsal di-namikleriyle; savaþ sonrasýnýn deðiþen dünyasýnda çalýþma iliþkileri alanýndada ciddi deðiþimlere yol açacaktýr. (5)

1940 yýlýnda çýkarýlan ve aralýklarla 1960 yýlýna kadar yürürlükte kalan Mil-li Korunma Kanunu (MKK), bu sürecin en önemli bileþenlerinden biriydi. Ola-ðanüstü durumlarda Bakanlar Kurulu’na geniþ yetkiler veren bu yasa ile ça-lýþma hayatýna iliþkin düzenlemeler de getirildi. Yasa hükümleri, deðiþik tarih-lerde çýkarýlan Koordinasyon Kurulu kararlarýyla (KKK) uygulamaya geçirildi.MKK’nun düzenlemeleri, çalýþma iliþkileri açýsýndan üç temel kategoride top-lanabilir: Fazla çalýþma ve tatiller, çalýþma yaþý ile kadýnlara iliþkin düzenleme-ler ve iþ mükellefiyeti. Yasanýn çalýþma iliþkileri alanýna yönelik düzenlemele-ri, seferberlik dolayýsýyla emek arzýnda ortaya çýkan azalmayý ve iþgücü açý-ðýný deðiþik biçimlerde gidermeye yöneliktir. Bunlardan biri çalýþma süreleriniuzatarak ve yasal tatil olanaklarýný sýnýrlayarak mevcut iþgücünü daha uzunsürelerle çalýþtýrmak, diðeri ise kadýn ve çocuk iþgücünün istihdamý konusun-

Kent Tarihi ‘05

123

Page 3: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

daki yasal sýnýrlamalarý bertaraf ederek, hem uzun sürelerle çalýþmayý onlaraçýsýndan da geçerli kýlmak, hem de yeni kadýn ve çocuk iþçi istihdamýný ola-naklý hale getirmektir. Tüm bu önlemler madencilik sektöründe ihtiyaç duyu-lan iþgücünü saðlamaya yeterli olmadýðý için, bu kesimin iþgücü ihtiyacý isezorunlu çalýþtýrma, yani “iþ mükellefiyeti”yle saðlanacaktýr. Bu düzenlemeler-den mükellefiyete iliþkin olaný aðýrlýklý olarak köylüleri, diðerleri ise kentsel ke-simdeki iþçileri kapsamýna alýyordu ve yasa uygulamasýndan dönem içerisin-de ücretli olarak çalýþan yaklaþýk 500 000 kiþinin direkt biçimde etkilendiðisöylenebilir. Aile fertleriyle birlikte düþünüldüðünde, bu rakam birkaç milyonaulaþacaktýr. MKK, birçok yasanýn ücretlileri koruyucu sosyal hükümlerini aský-ya aldý ve bu baðlamda, Ýþ Kanunu’nun birçok maddesi de uygulanma olana-ðý bulamadý. Ýþ Kanunu dýþýnda, 151 sayýlý Ereðli Havza-i Fahmiyesi MadenAmelesinin Hukukuna Müteallik Kanun ile 1593 sayýlý Umumi Hýfzýssýhha Ka-nunu’nun sosyal hükümlerinin uygulanmasý konusunda da sýnýrlamalar getiril-di. Hafta Tatili Kanunu ile Umumî Bayram ve Genel Tatiller Hakkýndaki Ka-nun’un hükümleri de yasa uygulamasýndan etkilendi.

Yasa uyarýnca 27 Þubat 1940 tarihinde, Ereðli Kömür Havzasý’nda ücretliiþ mükellefiyeti tesis edildi. Bunu diðer bazý iþler ve Eti Bank Garp Linyitleri Ýþ-letmesi için alýnan ücretli iþ mükellefiyeti kararlarý izledi. 2 Eylül 1942 tarihin-de kömür madenlerinde yer üstü iþler için gece ve gündüz günlük üçer saatekadar fazla çalýþma getirildi. 20 Mayýs 1940 tarihinde, bütün sanayi iþyerleriHafta Tatili Kanunu’ndan istisna edildi. Bunu, sanayiden sayýlmayan baþka iþ-ler izledi. 22 Þubat 1941 tarihinde “16 yaþýndan yukarý erkek çocuklarýn ma-den iþlerinde” çalýþtýrýlabilecekleri kararý alýndý.

MKK’nun çalýþma iliþkileri alanýna yönelik tüm hükümleri yanýnda iþ mükel-lefiyeti de yoðun biçimde uygulandý. Ýþ Kanunu’nun yürürlüðe girmesinden sa-dece üç yýl sonra çýkarýlan yasa, onun henüz çok yeni olan ve uygulamayatam anlamýyla geçirilemeyen koruyucu hükümlerini ciddi ölçüde zedeledi. Uy-gulamalar, savaþ yýllarýnda daha da otoriter bir kimlik kazanan tek parti yöne-timi koþullarýnda, CHP içinden gelen sýnýrlý eleþtiriler dýþýnda, herhangi birmuhalefet olmaksýzýn sürdürüldü. Dönem içerisinde, sendikal örgütlenme Ce-miyetler Kanunu’nun düzenlemeleri uyarýnca 1946 yýlýna kadar yasak olduðuiçin, yasa uygulamasýndan etkilenecek ücretli çalýþanlar adýna görüþ bildire-bilecek ya da tepki gösterebilecek herhangi bir kuruluþ da mevcut deðildi. Bü-yük baský altýnda olan ve sýk sýk kapatýlma cezalarýyla karþýlaþan basýn isehükümetin ve diðer idari makamlarýn sýký denetimi altýndaydý ve yasanýn ça-lýþma yaþamýna iliþkin uygulamalarý konusunda gazete ve dergilerde de dik-kate deðer deðerlendirme ve eleþtiriler yer almadý. (6) Bu koþullarda yasa uy-gulamasý yönetim tarafýndan, tek yönlü olarak ve üstelik kendi içerisinde deyetersiz kalan idari önlemlerle yürütüldü. Savaþ koþullarýnda, normal dönem-de dahi bürokratik mekanizmayý çalýþtýrmak yeteneðinde olmayan devlet ya-pýsýnýn üstüne yeni görevler yüklenmekte, bu durumda ne eski görevler yeri-ne getirilebilmekte, ne de yeni görevler tam olarak yapýlabilmekteydi. (7)

Prof. Dr. Ahmet Makal

123

Page 4: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

C. ÝÞ MÜKELLEFÝYETÝ UYGULAMASI1. Zorunlu Çalýþtýrma Kavramý ve Türkiye’ye Ýliþkin Kýsa Bir TarihçeÝþ mükellefiyeti, kavramsal düzeyde “zorla veya zorunlu çalýþtýrma” olarak

nitelenmelidir ve “herhangi bir kiþinin ceza tehdidi altýnda ve bu kiþinin tam is-teði olmadan mecbur edildiði tüm iþ veya hizmetleri” ifade eder. Tarihi kölelikdüzenlerine kadar giden bu tür çalýþtýrma, zaman içerisinde, farklý iktisadi sis-temlere sahip ülkelerde deðiþik biçimlerde uygulama alaný bularak, günümü-ze kadar uzandý. Bu tür çalýþtýrma biçimleri uluslararasý çalýþmalara da konuolmuþ, Uluslararasý Çalýþma Örgütü’nün 1930 tarihli ve 29 numaralý Cebri ve-ya Mecburi Çalýþtýrma Sözleþmesi’nden baþlayarak, birçok uluslararasý insanhaklarý belgesinde ele alýnmýþ ve engellenmesi istenmiþtir. UÇÖ’nün bu söz-leþmesini ancak 1998 yýlýnda onaylayacak olan Türkiye, Örgüt’ün 1957 tarih-li ve 105 sayýlý Cebri Çalýþtýrmanýn Ýlgasý Hakkýndaki Sözleþme’sini ise1960’ta onaylamýþtýr.

Madencilik tarihsel olarak, zorunlu çalýþtýrma uygulamalarýnýn en eski ol-duðu ve en yaygýn biçimde uygulandýðý kesimlerin baþýnda gelmekteydi. Bun-da, faaliyet kolunun doðasýndan kaynaklanan sorunlar etkendir. Bunlarýn ba-þýnda, madencilikteki çalýþma koþullarýnýn diðer kesimlerden daha güç olma-sý ve bu nedenle emek arzýnýn her zaman yeterli düzeye ulaþamamasý gel-mekteydi. Bu kesimin ürettiði mallarýn özellikle de savaþ koþullarýndaki strate-jik önemi, üretim miktarýnýn azaltýlmasýný bir alternatif olmaktan çýkarmakta;bu koþullarda sorunun çözümü için iki yol kalmaktaydý. Bunlardan tarihsel o-larak daha eski olaný, madenlerde ihtiyaç duyulan iþgücünün deðiþik zorunluçalýþtýrma yöntemleriyle saðlanmasýydý.

Daha yeni olan diðer yol ise sosyal politika yöntemleriyle madenlerde is-tihdam edilenlerin çalýþma koþullarýnýn düzeltilmesidir. Bu yolla, üretimin artý-rýlarak, düzenli hale getirilmesi amaçlanmaktadýr. Osmanlý Ýmparatorluðu dö-neminde de Ereðli Havzasý’nda kömür üretiminde zorunlu çalýþtýrma uygula-masýna gidilmiþ, padiþah onayýndan geçmediði için bir teamülname olarak uy-gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri koruyucu bazý önlem-lerle desteklediði bir “zorunlu çalýþtýrma” düzeni kurmuþtu. 1861 ve 1869 ta-rihli Maadin Nizamnameleri zorunlu çalýþtýrmayý yasaklayan hükümler içer-mekle birlikte, Havza’da bunlarýn yerine teamülname hükümlerinin uygulan-masýna devam edilmiþtir. (8) 1906 tarihli Nizamname’de de benzeri hüküm-ler yer almakla birlikte, madenlerde zorunlu çalýþtýrma sürmüþ, nihayet dahaKurtuluþ Savaþý devam ederken çýkarýlan 10 Eylül 1921 tarihli ve 151 sayýlýEreðli Havza-i Fahmiyesi Maden Amelesinin Hukukuna Müteallik Kanun ilemadenlerde zorunlu çalýþtýrmaya son verilmiþtir.

1940 yýlýnda Milli Korunma Kanunu uyarýnca getirilen iþ mükellefiyeti, Os-manlý Ýmparatorluðu’ndaki zorunlu çalýþtýrma uygulamalarýna atýfta bulunula-rak, “ikinci mükellefiyet” olarak adlandýrýlmaktadýr. Bu çerçevede, kömür ma-denlerinin yaný sýra baþka bazý iþlerde de mükellefiyet uygulamalarýna gidil-diyse de, uygulamanýn aðýrlýk merkezini günde ortalama 25.000 iþçi çalýþtýran

Kent Tarihi ‘05

123

Page 5: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

Ereðli ile 4.000 iþçi çalýþtýran Kütahya’daki kömür iþletmeleri oluþturmaktadýr.Ereðli Kömür Havzasý’ndaki üretim, 1940 yýlýna kadar aðýrlýklý olarak özel ke-simin elindeydi. Hükümetin isteði üzerine 1926 yýlýnda Ýþ Bankasý birkaç þir-ket aracýlýðýyla Havza’ya girmiþti. Devlet ise 1936’dan itibaren, 1937’de Ereð-li Þirketi’ni de satýn alacak olan Eti Bank aracýlýðýyla Havza’da çalýþmalar yap-maya baþladý. (9) Savaþ nedeniyle kömür üretiminin arttýrýlmasý için, o günekadar edinilen deneyimlerle iþletmeciliðin kamu eliyle yürütülmesi kaçýnýlmazolmuþtu. Çünkü, hiçbir þekilde istenen üretim hedefine ulaþýlamamýþ, yatýrýmve iþgücü sorunu çözülememiþti. (10) 30.5.1940 tarihli ve 3867 sayýlý yasay-la Havza’daki kuruluþlar devletleþtirilecek, 15.10.1940 tarihli ve 2/14547 sayý-lý kararnameyle de Havza tümüyle Eti Bank’a devir olunacaktýr. (11) Ancak, budevir iþlemleri sýrasýnda özel giriþimcilerin “az çok uzun vadeli sayýlabilecekher türlü hazýrlýkla ilgilerini kesip, sadece mevcudu toplamaya giriþmiþ” olma-larý, (12) mükellefiyet dönemindeki çalýþmalarý da zorlaþtýracak ve yaþanansorunlarý aðýrlaþtýracaktý. 1940’lý yýllara kadar Havza’da kömür üretimi yeterlidüzeye ulaþtýrýlamazken, bunun en önemli nedenlerinden biri de yeterli iþgü-cünün saðlanamamasýydý. Havza’da çalýþan iþgücünün çok küçük bir bölümüsürekli maden iþçisiydi. (13) Ýþçilerin büyük bölümü ise daha çok yýlýn belirlidönemlerinde kýsa süreli olarak madenlerde çalýþýp, köylerine dönen kiþiler-den oluþuyordu. (14) Ereðli Kömür Havzasý’nda 1940’ta baþlayan iþ mükelle-fiyeti uygulamasý, savaþ koþullarýnda daha da kritik bir önem kazanan kömürüretimini artýrmayý amaçlarken, iþgücü açýðýný da da zorunlu çalýþtýrmaylakarþýlamaya yöneldi. 27 Þubat 1940 tarihli karar uyarýnca baþlatýlan iþ mükel-lefiyeti uygulamasý, 1 Eylül 1947 tarihine kadar devam edecekti. Böylece, Di-laver Paþa Nizamnamesi’yle getirilen zorunlu çalýþtýrma yöntemi tekrar sah-neye çýkmýþ olmaktaydý ve “Bu rejime temel teþkil eden kanun ve kararname-lerin dayandýðý prensipler, imparatorluk devrinde bundan 75 yýl önce ayný za-ruretler karþýsýnda ve ilk defa tatbik edilmiþ olan mükellefiyet rejiminde oldu-ðundan pek farklý deðildi.” (15) Kuþkusuz, mükellefiyet uygulamasý, birçok a-çýdan deðerlendirilebilir. Ancak, istemedikleri iþlerde ve zaman dilimlerindeçalýþmaya zorunlu kýlýnan; iþlerinden, kendi yaþam çevrelerinden-köylerindenve ailelerinden-sevdiklerinden koparýlýp getirilen, “bir nevi ‘kollektif mahpuslukpsikozu’ ” içindeki insanlarýn yýllar boyunca yaþadýklarýnýn, hissiyatlarýnýn veacýlarýnýn; burada kaðýt üzerinde deðerlendirilmesi elbette mümkün deðildir.(16) Madalyonun diðer yüzünde ise mükellef iþçilerin köyde geride býraktýðýeþlerinin, çocuklarýnýn, ana-baba ve diðer akrabalarýnýn yaþadýklarý, acýlarýbulunmaktadýr. Yakýn tarihli bir sözlü tarih çalýþmasýnda, mükellefiyet döne-minde Eti Bank’a baðlý Garp Linyitleri Ýþletmesi’nde çalýþan iþçilerin, 1940’lýyýllarda mükellef iþçilerin söylediði bir türküyü hâlâ hatýrladýklarý görülmüþtür.(17) Türkünün sözleri, mükellefiyetten duyulan bireysel sýkýntý kadar, kurtulmaözlemini de ifade etmektedir:

“Mükellefin urganý, terli olur yorganý;mükelleften kurtulan, çifte kessin kurbaný.”

Prof. Dr. Ahmet Makal

123

Page 6: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

Bartýn’ýn madenci köylerinde Ekim 2004’te yaptýðýmýz sýnýrlý gözlemler bi-le, aradan geçen uzun yýllara karþýn, döneme iliþkin anýlarýn ve acýlarýn zihin-lerde hâlâ yaþamaya devam ettiðini ortaya koymaktadýr. Çalýþmamýzda adýnýkullanmamýzýn kendisi açýsýndan bir sakýncasý olup olmadýðýný sorduðumuzbir mükellef iþçinin, buna onay verirken söylediði “Artýk 85 yaþýndan sonra be-ni tekrar alýp götürecek halleri yok ya...” ifadesi, zihinlerde kalanýn özlü bir i-fadesidir.

2. Mükellefiyetin Organizasyonel BoyutlarýMükellefiyet uygulamasýna, dönüþümlü olarak çalýþan yaklaþýk 60 bin kiþi

dahil edilmiþti. Serbest iþçilerle birlikte düþünüldüðünde, bu kadar geniþ birkitleyi kapsamýna alan bir uygulamanýn ciddi bir organizasyonu gerekli kýldý-ðý aþikardýr. Bu organizasyon sorunu bir yönüyle üretim sürecine iliþkin ol-makla birlikte, diðer yönüyle sadece onunla sýnýrlý deðildir. Mükellefiyete tabiolacak kiþilerin belirlenmesinden, gerekli iþlemlerinin yapýlmasýna, Havza’daçalýþmaya baþlayan iþçilerin barýnma ve beslenme ihtiyaçlarýnýn giderilmesi-ne kadar birçok konunun da rasyonel biçimde düzenlenmesi gerekir.

Dönem koþullarýnda ulaþým olanaklarýnýn ciddi biçimde sýnýrlý olduðu dü-þünüldüðünde, köylerinde daðýnýk biçimde yaþayan mükelleflerin belirli ara-lýklarla Havza’ya gelmeleri ve oradan tekrar köylerine dönmeleri, önemli birsorun oluþturur. (18) Mükellefiyetten beklenen temel amaç olan üretim artýþý-nýn saðlanabilmesi, iþgücünün saðlýk açýsýndan da belirli düzeyde tutulmasý-ný zorunlu kýlar. Mükelleflerin yaþadýðý köylerdeki olumsuz saðlýk koþullarý birsonraki dönemdeki iþgücü kullanýmýný olumsuz yönde etkileyeceði için, sað-lýk olanaklarýnýn köylerden maden ocaklarýna kadar uzanan bir zincir halindesaðlanmasý da gerekecektir. Bir baþka düzenleme konusu ise eðitimdir. Dö-nem içerisinde madenlerde çalýþan köylüler, sadece mesleki deðil, genel e-ðitim düzeyi açýsýndan da son derecede yetersiz durumda olup, bunlara ça-lýþma alanlarýna yönelik olarak belirli bir eðitimin verilmesi gerekir. Bu kadarçok boyutlarý olan bir organizasyonun yapýlabilmesi ise birçok öncülün sað-lanmýþ olmasýný zorunlu kýlar: Nitelikli elemanlar, maddi olanaklar ve benzer-leri... Tüm bu hizmetlerin birbirleriyle koordineli biçimde yerine getirilmesi deþarttýr.

Aþaðýdaki deðerlendirmelerimiz, mükellefiyet uygulamasýna iliþkin organi-zasyonun iyi bir biçimde yapýlamadýðýný, bunda savaþ döneminin olanaksýz-lýklarý kadar, devlet mekanizmasýnýn yetersizliklerinin de belirleyici rol oyna-dýðýný ortaya koymaktadýr. Kuþkusuz, bu idari yetersizlik sadece iþ mükellefi-yetiyle ya da MKK uygulamasýyla sýnýrlý deðildir ve genel bir karakter arz et-mektedir. Baþvekil Refik Saydam, 25 Mayýs 1942 günü Meclis’te yaptýðý ko-nuþmada, sorunu bütün açýklýðýyla ortaya koymaktadýr: “Fikrim þudur: Bugünharbin baþladýðý gündenberi yaptýðýmýz tecrübelerle görüyoruz ki, Devlet teþ-kilâtý A’dan Z’ye kadar baþtan baþa bu memleketin ihtiyaciyle telif edilebile-cek þekilde tebdil edilmek lâzýmdýr. Bu teþkilâtý behemehal yenileþtirmek

Kent Tarihi ‘05

123

Page 7: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

mecburiyeti vardýr. ...Behemehal dinamik ve teknik kabiliyeti tam bir devletteþkilâtýna mutlak ihtiyaç vardýr.” (19)

3. Mükellefiyetin Madencilikte Ýþgücü Kullanýmý Üzerindeki EtkileriMmükellefiyet uygulamasý, Türkiye’de kömür madenlerinde çalýþan iþçi

sayýsýný ciddi biçimde artýrdý. 1937’de 23.666, 1938’de 24.804 olan iþçi sayý-sý, mükellefiyetten sonra 1943’te 45 523’e ulaþmýþtý. Kömür madenlerinde ça-lýþanlarýn Ýþ Kanunu’na tabi toplam iþçiler içerisindeki payý da buna koþut ola-rak arttý ve 1937’de %8.92, 1938’de %12.32 iken, 1943’te %15.46’ya ulaþtý.(20) Havza açýsýndan, iþ mükellefiyeti uygulamasýnýn iþgücü kullanýmý üzerin-deki etkilerini aþaðýdaki tabloda gösteriyoruz. Tabloda, daha sonra inceleye-ceðimiz hususlara iliþkin nicel verilere de yer veriyoruz.

Tablo I: Ereðli Kömür Havzasý’ndaki Ýþçi Sayýsý, Üretim Miktarý, Verimlilik

Kaynak: 1938-1940 dönemi için, BUMH, EKÝ-1944: 89; 1941-1948 dönemi için, EKÝ-1961: 8, 9.

Havza’da çalýþan ortalama iþçi sayýsýnýn mükellefiyet döneminde ciddi bi-çimde arttýðý, bu artýþ oranýnýn 1944’ten itibaren %50’yi geçtiði görülmektedir.Mükellef iþçilerin toplam sayýlarý ise 52.000’i münavebeli, 6.000’i daimi mükel-lef olmak üzere 58.000’e ulaþýyordu. (21) Kömür madenlerinde çalýþan iþçileriçerisinde mükelleflerin payý % 50’nin üzerindeydi. Havza’da 1944 yýlý itibariy-le iþçi kadrosunun % 9’u daimi mükellef, %46’sý münavebeli mükelleflerden o-luþurken, serbest iþçilerin oraný sadece %45’ti. (22) Bu rakamlar ýþýðýnda, iþmükellefiyetinin en azýndan nicel olarak kendisinden beklenen amaçlara ulaþ-týðý, madencilikte emek kullanýmýný ciddi ölçüde artýrdýðý söylenebilir. Ancak,bu uygulamanýn deðiþik iktisadi boyutlarý itibariyle deðerlendirilmesi, birçok a-çýdan amaçlara ulaþýlamadýðýný ortaya koymaktadýr. Kessler’in deðerlendir-mesiyle, “Bu mecburî çalýþma sistemi havzaya filvaki kâfi derecede iþgücü te-min ve istihsalin her sene biraz daha artmasýna hizmet etti; ancak bunlar is-

YýllarOrtalama iþçi

sayýsý

Kadrolu personel

sayýsý

Tuvönan (iþlenmemiþ kömür)

üretimi

Ortalamagünlük iþçiverimi (kg.)

1938 17.871 - 2.588.957 -

1939 18.937 - 2.696.397 -

1940 21.361 - 3.019.458 -

1941 - 820 3.019.626 626

1942 21.166 1.001 2.509.614 618

1943 25.915 1 242 3.162.605 576

1944 27.598 1 876 3.554.279 608

1945 28.921 1 868 3.718.772 605

1946 27.292 1 864 3.830.245 636

1947 26.954 1 855 3.945.119 647

1948 26.052 1 706 4.021.797 688

Prof. Dr. Ahmet Makal

123

Page 8: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

tisna edildiði takdirde, elde edilen netice hiçtir: ne meslekî bilgilerle techiz e-dilmiþ maden iþçisi zümresi teessüs etti, ne de insan baþýna elde edilen istih-sal randýmaný yükseldi.” (23)

4. Üretim Artýþý-Verimlilik Açýsýndan Mükellefiyet UygulamasýÝþ mükellefiyeti uygulamasýnýn temel amacý, savaþ yýllarýnda daha da kri-

tik bir önem kazanan kömür üretimini, mevcut olanaklarla ve ne pahasýna o-lursa olsun saðlamaktý. Üretilen kömürün neredeyse tümü devlet kuruluþlarý-na satýlýyor; satýþ fiyatlarý maliyetin altýnda saptanýrken, kömür üreten kurum-larýn zararý bütçeden karþýlanýyordu. (24) Mükellefiyet uygulamasýyla iþçi üc-retlerinin düþük tutulmasý da saðlandýðýndan, böylece savaþ koþullarýndadevlet çarkýnýn düzenli ve mümkün olduðunca düþük maliyetle dönmesi sað-lanmýþ oluyordu. Kömür üretimindeki iniþli-çýkýþlý geliþmelere karþýn bu ama-ca ulaþýldýðý, direk sýkýntýsý nedeniyle üretimin aksadýðý dönemler dýþýnda, ü-retimde belirli bir artýþýn da saðlandýðý görülmektedir. Ancak, üretim miktarý,kullanýlan iþgücü ile baðlantýlandýrýldýðýnda durum deðiþmektedir. Tablo I’dekiveriler, 1939-1944 yýllarý arasýnda Havza’da iþçi sayýsý %46 oranýnda artar-ken, kömür üretimindeki artýþýn bunun çok altýnda ve %32 düzeyinde olduðu-nu ortaya koymaktadýr. Kuþkusuz bu durum, çok sayýda etmenle açýklanabi-lir. Savaþ koþullarýnda madenlerde ihtiyaç duyulan birçok araç-gereç ve mal-zemenin eksikliði bunlar arasýndadýr. (25) Yýpranmýþ tesisler, savaþ koþulla-rýnda yenilenememiþlerdir. (26) BUMH Raporu’nda, mükellefiyetin son yýlý iti-bariyle dahi, iþçilere en gerekli araç-gereçlerin saðlanamadýðý ifade edilmek-tedir: “...kömür havzasýnda çalýþan iþçilere madenciliðin en iptidaî ve en lü-zumlu vasýtalarý olan kazma, kürek, lâmba, ray, boru, ve dinamit gibi hayati e-hemmiyette olan malzemenin zamanýnda, yeter miktarda ve gerekli evsaftatemin edilememesinden doðan olaðanüstü güçlüklere iþareti lüzumlu bulu-ruz.” (27) Bu koþullarda, “...mekanizasyon derecesi hiç denilecek nisbette azolan ve faaliyeti tamamile insan gücüne dayanan bu iþletmeden Avrupa ma-denleri ölçüsünde bir iþçi randýmanýnýn beklenemiyeceði de bir hakikattir.”(28)

Sorun bir yönüyle de üretimin organizasyonuyla baðlantýlýdýr. BUMH Ra-poru’nda ifade edildiði biçimiyle “Mükellefiyet sisteminin tatbikatýndan olmaküzere, az çok alýþmýþ iþçileri terhis edersek yerlerine ocakta hiç çalýþmamýþkimselerin ikamesi böyle bir neticenin meydana gelmesine kýsmen âmil ol-muþsa da esas itibarile bu düþüklüðü organizasyonda, günlük iþlerin iyi takipedilmemesinde ve tertipsiz çalýþmada ve nihayet iþletme usullerinde aramaklâzým gelir.” (29) Organizasyonel aksaklýklar ise iþletme düzeyinden Hüküme-te kadar uzanmaktadýr. 1942 yýlýnda Havza’da üretimin ciddi ölçüde aksama-sýna neden olan direk sýkýntýsý sorunu bunun tipik bir örneðidir. Dönemin ÝþMükellefiyeti Müdürü Kadri Yersel’in ifadeleriyle, Müessese müdürünün “...bü-tün sözlü, yazýlý, telli uyarýlarýna karþýn Hükümetin gerekli önlemleri zamanýn-da almayýþý 1942 yýlýnda kömür üretiminin direksizlik yüzünden durmasýna

Kent Tarihi ‘05

123

Page 9: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

neden oldu.” (30)Kuþkusuz, verimlilik sorunu bir yönüyle de iþgücünün kullanýmý ve niteliði

ile ilgilidir. Dünya sosyal politika tarihi, zorunlu çalýþtýrýlan kiþilerin verimliliði-nin düþük olduðunu ortaya koymaktadýr. Diðer taraftan, nitelik iþgücünün eði-timi ve sürekli olarak maden iþlerinde çalýþýp uzmanlaþmasý yollarý ile kazaný-labilirdi. Oysa mükellefler, sürekli ya da geçici olarak ve kendi istekleriyle ma-denlerde çalýþan iþçilere göre daha az eðitim, bilgi ve deneyim sahibiydiler vebir eðitim sürecinden geçirilerek de yaptýklarý iþe hazýrlanmamýþlardý. Bu du-rum, madenciliðe alýþýk olmayan mükellef iþçilerin verimliliklerinin de düþükolmasýna yol açacaktý.

Çalýþma Bakanlýðý’nýn resmi yayýn organý olan Çalýþma Dergisi’nin Mayýs1946 sayýsýnda yayýmlanan bir yazýda da, iþ mükellefiyetinin, ekonomik açý-dan beklenen sonuçlarý doðurmadýðý ifade edilmektedir. Buna göre, “hem kö-mür istihsal nisbetinin artýþý, kullanýlan iþçi sayýsýnýn artýþ nisbetine göre ö-nemli bir fazlalýk göstermemekte(dir)”, hem de “...bu kadarcýk artýþý dahi mü-kellef iþçilerin mi, yoksa devamlý sayýlan iþçilerin mi saðladýðýný kestirmekmümkün deðildir.” (31) Mükellefiyete iliþkin bu gözlemler, zaman içerisindeyeni arayýþlara yol açacak; devletin resmi raporlarýnda “randýman vermiyenmükelleflerin iþletmelerden uzaklaþtýrýlmasý ve bunlarýn yerlerine mahkûm veserbest iþçi ikamesi” bir çözüm yolu olarak formüle edilir hale gelecekti. (32)Türkiye’nin savaþa girmeyeceðinin ve savaþýn yakýn bir dönemde sonlanaca-ðýnýn anlaþýlmasý, bu tür arayýþlarý ve hazýrlýklarý hýzlandýracaktý. Ancak, mü-kellefiyet uygulamasýný kýrsal kesimdeki üretim faaliyetleri üzerindeki olumsuzetkisi açýsýndan da incelemek gerekir. KKK’nda bu etkiyi azaltacak önlemleröngörülmüþ olmasýna karþýn, kýrsal kesimden çekilen emeðin buralardaki ü-retim faaliyetlerini olumsuz yönde etkilemiþ olmasý kuvvetle muhtemeldir. (33)

5. Mükellef Ýþçilerin Çalýþma KoþullarýMükellef iþçiler kendi istemedikleri iþlerde ve zamanlarda çalýþtýrýlýrken,

son derecede düþük ücretler ile uzun çalýþma sürelerine maruz býrakýlmýþlar,ciddi saðlýk sorunlarýyla ve bunun sonuçlarýyla karþý karþýya kalmýþlardýr. Ça-lýþma koþullarý üzerinde ise bizatihi çalýþanlarýn hiçbir etkisi olamamaktadýr.1946 yýlýndaki Cemiyetler Kanunu deðiþikliðine kadar olan dönemde Türki-ye’de “sýnýf esasýna dayanan cemiyet” kurmak yasaklandýðý için sendikalarýnoluþturulmasý hukuken mümkün bulunmamakta, yasa deðiþikliðinden sonra i-se örgütlenme çabalarý idarenin engellemeleriyle karþýlaþmaktadýr. Buna rað-men 1946 yýlý sonlarýnda kurulan Maden Kömür Havzasý Ýþçileri Sendikasý i-se Ýstanbul Sýkýyönetim Komutanlýðý tarafýndan 16 Aralýk 1946 tarihinde ka-patýlmýþtýr. (34) Gene idarenin engellemelerine karþýn 1946 sonlarýnda kuru-lan Ereðli Kömür Havzasý Ýþçileri Derneði ise daha sonra Zonguldak MadenÝþçileri Sendikasý’na dönüþecektir. (36) Bu örgütsüzlük koþullarýnda, mükelle-fiyet döneminde “iþ amirlerinin iþçilere yaptýklarý kanun dýþý ve insanlýk dýþýmuameleler”e raðmen, hak aramak bir kabahat sayýlmakta, birkaç iþçi bir a-

Prof. Dr. Ahmet Makal

123

Page 10: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

raya gelip hak talebinde bulunduklarýnda kendilerine âdeta suç iþlemiþ naza-rý ile bakýlmaktaydý. (37) Havza’da çalýþma koþullarýný belirleyen 1940 tarihliDahili Talimatname de, bunun hukuksal dayanaðýný oluþturmaktaydý.

Bu koþullarda, mükellef iþçiler çalýþmanýn öznesi olmaktan çok, bizatihinesnesi haline getirilmiþlerdir ki, bu durum köleci üretim düzenini hatýrlatmak-tadýr. Bu biçimiyle, mükellefiyet uygulamasý Osmanlý Ýmparatorluðu’nda birey-sel çalýþma iliþkilerinin hukuksal çerçevesini çizen ve Cumhuriyet dönemindeyürürlükten kaldýrýlmýþ bulunan 1869-1876 tarihli Mecelle’nin “insan kirasý”kavramý ile “ecir nefsini kiraya veren kimsedir” tanýmlamasýna koþut bir görü-nüm arz etmektedir. Üstelik mükellefiyet uygulamasýnda, Mecelle’den farklý o-larak; týpký Osmanlý Ýmparatorluðu’ndaki zorunlu çalýþtýrma uygulamasýnda ol-duðu gibi, iþçinin nefsini (!) kiraya verip vermeme özgürlüðü de bulunmamak-tadýr. Ücretler de, Mecelle’deki ücretin daha önceden kararlaþtýrýlmamýþ olma-sý durumunda geçerli olan “ecr-i misil” (emsal ücret) kavramýndan dahi uzak-ta görünmektedir. Savaþýn olaðanüstü koþullarýnda bir zorunlu çalýþtýrma uy-gulamasýna gidilmiþ olmakla birlikte, iþçilerin yaþama ve çalýþma koþullarý butür çalýþtýrmanýn mantýðýný bile aþmaktadýr. Mükellefiyet uygulamasýnýn temelsorunlarýndan biri olan ve zaman içerisinde yasada yapýlan deðiþikliklerleyaptýrýmlarý arttýrýlan “firar” olaylarý, iþçilerin hiç bir biçimde etkileme olanaðý-na sahip olmadýklarý bu yaþama ve çalýþma koþullarýna gösterebilecekleri tektepki olmuþtur.

a. ÜcretlerDönem içerisinde Havza’da Ýþ Mükellefiyeti Müdürü olan Kadri Yersel, üc-

ret konusunu Havza’nýn devletleþtirilmesinden önceki aylar itibariyle deðer-lendirirken “Devlet, iþçi üzerine bir zor düzeni getirmiþti. Ama, ücret tarafýný iþ-verenin insafýna býrakmýþtý. Zor uygulamasýnýn tüm çirkinlikleri baþ gösterdi”demekteydi. (37) Yersel, Havza’nýn devletleþtirilmesinden sonra da durumundeðiþmediðini, “...bu zor uygulamasýndan özel çýkar saðlanmasý sakýncasýbertaraf edilmiþti. Ama, ücret takdirinin keyfiliði sürüyordu” sözleriyle ortayakoymaktadýr. (38) Hukuksal açýdan bakýldýðýnda, Havza’da mükellefiyet önce-si dönemde ücretler 151 sayýlý kanuna göre ve daha katýlýmcý bir biçimde be-lirlenmekteydi. Buna karþýlýk, mükellefiyet döneminde iþçilerin ücretlerine iliþ-kin hukuksal çerçeve, KKK’yla ve tek taraflý olarak çizilmiþti. Ancak, bu konu-da da zaman içerisinde mükellefler aleyhine bir geriye gidiþ söz konusu ol-muþtur. Ýþ mükellefiyeti getiren 2 sayýlý karar “Kendilerine iþ mükellefiyeti tah-mil edilenler saiylerine mukabil ücretlerini alýrlar. Bu ücretler Ýktisat Vekâletin-ce emsaline göre tesbit edilen normal ücretlerdir” þeklinde bir belirlemeyle“emsal ücret” ölçütünü koymuþ ve bunu izleyen diðer kararlarda da benzeridüzenlemeler yapýlmýþtý. Buradaki “emsal” ve “normal” ücret kavramlarýnýnmuðlak olduðu hemen belirtilmelidir. Boratav’ýn ifadeleriyle, böylece “iþçi aley-hine yorumlanmasý gayet kolay bir ücret kýstasý öngörülmektedir ve cebrî ça-lýþma þartlarý altýnda ‘normal ücret’in, asgarî geçimlik ücreti aþmasýna imkân

Kent Tarihi ‘05

123

Page 11: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

olmayacaðý rahatlýkla söylenebilir.” (39) Buna karþýlýk, 30.5.1942 tarihli 336 ve337 sayýlý KKK’nda, Ereðli ve Garp Linyitleri için ücretlerin “Ýktisat Vekâletin-ce tesbit edilen ücret baremi dâhilinde” saptanacaðý ifade edilerek, “emsal üc-ret” ölçütünden de gerilere düþülmüþtür. Fiili durum ise bu hukuksal belirleme-lere de uymamaktadýr. Örneðin, 1940’ta Havza mütehassýslarýna bir ücret ba-remi hazýrlatýlmýþ olmakla birlikte, ilerleyen yýllarda uygulamaya konmadý.(40) 1942’de, 1938’de 151 sayýlý kanuna göre belirlenmiþ asgari ücret hadle-rine ortalama %16.5 oranýnda bir pahalýlýk zammý yapýlmasýyla yetinildi. (41)Ücretlere 1944 yýlýnda %33.3 oranýnda bir zam daha yapýldý. (42) MKK’ndadeðiþiklik yapan 14.6.1946 tarihli ve 4945 sayýlý yasayla ise ücretler konusun-da ilk defa olarak makul bir ölçüt belirlenerek, “çalýþmaða mecbur tutulanlaragördükleri iþe karþýlýk olarak dýþardaki emsaline göre normal bir ücret veril(e-ceði)” hükme baðlandý. Mükellefiyetin fiilen kaldýrýlmasýndan önceki bir yýllýkgeçiþ dönemi içerisinde, 1946 yýlý sonlarýnda da “mükellefiyetin kaldýrýlmasýy-la tahaddüs edecek iþçi noksanlýðýný önlemek ve iþçilerin havzaya olan bað-lýlýðýný artýrmak gayesiyle” yaklaþýk %40 oranýnda yeni bir zam yapýldý. (43)Mükellefiyet sonrasý dönemde ise yeterli iþgücünü saðlamak üzere deðiþikönlemler alýndý, daha geniþ olanaklar saðlandý. Bu çerçevede ücretlere ciddioranda zam yapýlmasýnýn yaný sýra prim, sosyal yardým, vergi muafiyeti konu-larýnda düzenlemeler getirildi. Bu uygulamalar, bölgede daha sonraki dönem-lerde hýzlanan “iþçileþme” sürecini olumlu yönde etkileyecektir. Tablo II’de,1938-1948 döneminde ücretlerdeki geliþmeler, deðerlendirmelerimize esasteþkil etmek üzere, Ereðli Kömür Havzasý ve Türkiye geneli itibariyle gösteril-mektedir.

Tablo II: Ereðli Kömür Havzasý’nda ve Türkiye’de

Ücretlerin Geliþimi ve GSMH Ýndeksi

Kaynak: Makal, 2005(a), s. 74.

Ereðli Kömür Havzasý Türkiye Geneli

Yýllar Ortalamayevmiye

(kr.)

Gerçekücretler

Gerçekücret

indeksi(1938=100)

Nominalgünlükücret

ortalamasý(kr.)

Gerçekücretler

Gerçekücret

indeksi(1938=100)

Sabit fiyat-larla kiþibaþýnaGSMHindeksi

Ýstanbulgeçinmeindeksi

1938 114 114 100 136 136 100 100 100

1939 118 117 103 152 150 110 104 101

1940 120 107 94 167 149 110 97 112

1941 120 87 76 183 133 98 86 138

1942 158 68 60 198 85 63 90 233

1943 167 48 42 214 62 46 80 347

1944 194 57 50 238 70 51 75 339

1945 216 61 54 263 74 54 63 354

1946 235 69 61 287 84 62 82 343

1947 287 83 73 311 90 66 83 344

1948 294 85 75 355 97 71 95 346

Prof. Dr. Ahmet Makal

123

Page 12: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

Tablodaki rakamlar, ücret artýþlarýna karþýn, yüksek oranlý fiyat artýþlarýkarþýsýnda gerçek ücretlerin savaþ yýllarýnda ciddi ölçüde düþmüþ olduðunuortaya koymaktadýr. Gerçek ücret indeksi 1943 yýlýnda 1938’dekinin %42’sinedüþmüþ olup; mükellefiyetin bitiminden sonra dahi, 1938 yýlý düzeylerinin %25altýnda seyretmektedir. Bu çerçevede, iþçilerin savaþ yýllarýnda mutlak anlam-da ve ciddi ölçüde yoksullaþtýklarý belirtilmelidir. Ýþçilerin yaþam standartlarýn-daki göreli deðiþme ise dönem içerisinde Türkiye genelindeki ücret geliþme-leri çerçevesinde anlamlandýrýlabilir. Maden iþçilerinin ücretleri Türkiye ortala-masýndan düþüktür ve 1946 yýlýna kadar yaklaþýk %20 altýnda seyretmekte-dir. (44) Ancak, bu noktada, Türkiye genelindeki ücret rakamlarýnýn hem ka-mu, hem de özel kesimde çalýþan iþçileri kapsadýðý ve kamuda ücretlerin buortalamadan çok daha yüksek olduðu göz ardý edilmemelidir. Salt kamu kesi-mi açýsýndan bir deðerlendirme yapýldýðýnda, Türkiye genelindeki kamu iþçi-leriyle Havza’da çalýþan kamu iþçileri arasýndaki ücret farký, bu %20’lik oranýnüzerinde olacaktýr. 1944 yýlýna kadar maden iþçilerinin gerçek ücretlerindekidüþme oraný da Türkiye ortalamasýnýn epeyce üzerindedir. Gerçek ücret in-deks rakamlarýnýn 1944’ten sonra ayný düzeylerde olmasý, Türkiye ve Zongul-dak Havzasý’ndaki iþçilerin savaþ yýllarýnda yaklaþýk ayný oranlarda yoksullaþ-týðýný ortaya koymaktadýr. Bunun yaný sýra Havza’da gerçek ücretlerdeki düþ-me oraný, Türkiye genelinde olduðu gibi; birey baþýna gayri safi milli hâsýlada-ki azalmadan da daha yüksek orandadýr.

Bu noktaya kadar olan çözümlemelerimiz, Ereðli Kömür Havzasý’ndaki or-talama ücret düzeyleri üzerinden yapýlmýþtýr. Serbest ve mükellef olarak çalý-þanlar arasýndaki ücret farklýlýklarýný da hesaba katan bir deðerlendirme, mü-kellef iþçilerin durumlarýnýn bu ortalamadan daha kötü olduðunu ortaya koya-caktýr. EKÝ’nde iþçilerin ücretleri mükellef veya serbest oluþlarýna göre farklý-laþtýrýlmýþ olmamakla birlikte, yapýlan iþin ve iþgücünün niteliðinden kaynakla-nan nedenlerle niha-i olarak farklýlaþmýþ durumdadýr. 1938 ücret bareminegöre lâðýmcý ustalarý 100 kuruþ yevmiye alýrken, kazmacýlarýn gündeliði 85,kýdemli amelelerin gündeliði 65, amelelerin gündeliði 60 kuruþtu. Mükellefiyetdöneminde de ücret artýþlarý bu barem temel alýnarak gerçekleþtirildiðinden,iþçi kategorileri arasýndaki ücret farklýlýklarý devam etmiþ, bu çerçevede dahaniteliksiz olan mükellef iþçiler düþük ücretli gruplarda yer almýþlardý. Örneðin1945 yýlý itibariyle, nitelikli ve 8-10 yýl tecrübeli iþçilerden oluþan “lâðýmcýlar”günde 200-300 kuruþ yevmiye alýrken, daha çok mükelleflerden oluþan nite-liksiz iþçiler günde 80-120 kuruþ almaktaydýlar. (45) Mükellefiyet uygulamasý-na gidilen Eti Bank Garp Linyitleri Ýþletmesi’nde ise Nisan 1945 itibariyle ser-best iþçilerin gündelikleri 227-278 kuruþ arasýnda deðiþirken, münavebeli mü-kelleflerin gündelikleri 88-106 kuruþ arasýndaydý. (46) Bu rakamlar ýþýðýnda,mükellef iþçilerin gündeliklerinin, serbest iþçilerin gündeliklerinin %35-40’ý do-laylarýnda olduðu görülmektedir. Her ne kadar iki iþçi kategorisi arasýnda ve-rimlilik farklýlýklarý olmasý doðalsa da, bu farklýlýklar ücret düzeylerindeki uçu-rumu haklý kýlacak düzeyde deðildir. Münavebeli mükelleflerin 88, serbest iþ-

Kent Tarihi ‘05

123

Page 13: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

çilerin 278 kuruþ gündelik aldýklarý Deðirmisaz iþletmesinde mahkûm iþçi gün-delikleri ise 108 kuruþtu. Mükellef iþçiler açýsýndan durumun vahameti, BUMHRaporu’nda da ifade bulmuþtu: “...münavebeli mükellef iþçilere ödenen -vemahkûm iþçi gündeliklerinin dununda kalan- (88-106) kuruþ ortalama günde-liði pek az bulmaktayýz.” (47)

Bu deðerlendirmelere karþýlýk, zaman içerisinde tedrici bir biçimde geliþti-rilen barýnma, beslenme gibi bazý sosyal olanaklarýn eklenmesi halinde; hemgenel olarak iþçilerin, hem de bu harcamalar serbest ve mükellef iþçiler itiba-riyle göreli olarak nötr bir karakter taþýdýðý için mükellef iþçilerin durumlarýnýndaha iyi olacaðý düþünülebilir. Saðlanan tedrici geliþmelerle Havza’da 1944-1947 döneminde sosyal harcamalarýn ücretlere oraný %60 dolaylarýna ulaþ-mýþtý. (48) Ancak, dönem içerisinde tüm Ýktisadi Devlet Teþekkülleri’nde göz-lenen ve aðýrlýklý olarak iþgücünün sürekliliði ile verimlilik artýþý saðlamaya yö-nelik olan bu sosyal olanaklarýn, mükellef iþçiler açýsýndan, özgür çalýþmanýnesas olduðu diðer ÝDT’nden ve EKÝ’deki serbest iþçilerden farklý bir biçimdedeðerlendirilmesi gerekir. Serbest iþçiler açýsýndan bir teþvik tedbiri olarak dü-þünülebilecek bu uygulamalar, zaten zorunlu çalýþtýrmaya tabi olan mükellefiþçiler söz konusu olduðunda, olsa olsa mükellefiyet uygulamasýnýn maliyet-leri arasýnda deðerlendirilebilir.

Mükellefiyet uygulamasýnýn ücretler üzerindeki olumsuz etkisi, baþka kar-þýlaþtýrmalarla da ortaya konabilir. Havza’daki ücretler Türkiye genelinde kö-mür madenlerindeki ücretlerle ve Zonguldak ili genel ücret rakamlarýyla karþý-laþtýrýldýðýnda da, ilginç ve her zaman aleyhte sonuçlar ortaya çýkmaktadýr.Türkiye genelinde tüm faaliyet kollarýna iliþkin ayrýntýlý ücret verilerinin mevcutolduðu 1943 yýlý itibariyle tüm faaliyet kollarýnda, Ýþ Kanunu kapsamýna gireniþçilerin günlük ücret ortalamasý 214 kuruþ iken; kömür madenlerinde de yak-laþýk ayný düzeyde olup, 219 kuruþtu. (49) Madencilik kesimindeki çalýþmakoþullarýnýn güçlüðü ve yapýlan iþin doðasýndan kaynaklanan çeþitli risklergöz önüne alýndýðýnda, bu ücretlerin düþük olduðu söylenmelidir. Buna karþý-lýk, Zonguldak ilindeki genel ücret düzeyi Türkiye ortalamasýyla ayný ve 214kuruþ iken (50) bu ilde maden iþçilerine ödenen ücret 159 kuruþ olup, (51)hem Zonguldak genel ücret ortalamasýnýn, hem de Türkiye genelinde kömürmadenlerinde ödenen ortalama ücretlerin çok altýndadýr. Kuþkusuz her iki ol-gu da, mükellefiyet uygulamasýnýn yarattýðý bir ücret farklýlaþmasý olarak yo-rumlanmalýdýr.

Mükellefiyet uygulamasýnýn ücretler üzerindeki olumsuz etkisi, Eti Bank’abaðlý tüm maden iþletmelerindeki ücretlerin karþýlaþtýrýlmasýyla da ortaya ko-nabilir. Kuruluþa baðlý farklý müesseselerde ücretler %40’a varan oranlardafarklýlaþýrken, BUMH Raporu’nda bazý kuruluþlarda ücretlerin düþük olmasý,buralarda “mahkûmlardan faydalanýlmasý ve kömür iþletmelerinde mükellefi-yetin tatbik edilmesiyle” açýklanmaktaydý. (52) Dönem itibariyle deðiþik ülke-ler açýsýndan yapýlacak bir karþýlaþtýrma, bu uygulamalar sonucunda kömürüretiminde iþgücü maliyetlerinin büyük ölçüde düþürülmüþ olduðunu ortaya

Prof. Dr. Ahmet Makal

123

Page 14: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

koymaktadýr. (53) Çalýþma koþullarýnýn en önemlisi olan ücretlere iliþkin olarak niha-

i bir deðerlendirme yapýlacak olursa, iþ mükellefiyeti uygulamasýnýn temel a-macý, ne pahasýna olursa olsun kömür üretimini artýrmak ve düzenliliðini sað-lamak ise, buna baðlý olarak belirginleþen bir diðer temel amacýn bunu olabil-diðince düþük maliyetle gerçekleþtirmek olduðu görülmektedir. Uygulamadabu husus, aðýrlýklý olarak iþçilik maliyetlerinin düþük tutulmasý biçiminde teza-hür etmiþ ve düþük ücretler bunu saðlamanýn temel aracý olmuþtur. BUMHHeyeti Raporu’nda yer alan “Mükellefiyetin saðladýðý faydalar geliþ intizamý-nýn teminine, ücretlerin daha fazla kabarmamasýna münhasýr kalmýþ ve iþçi-lerin yetiþmesi, randýmanlarýn artmasý bakýmýndan verdiði hasýla pek de tat-min edici olmamýþtýr” ifadesi, bunun özlü bir anlatýmýdýr. (54)

b. Çalýþma SüreleriÜcretler, kuþkusuz bir baþka önemli çalýþma koþulu olan çalýþma süreleri

ile de baðlantýlandýrýlmalýdýr. Hukuksal açýdan, 1936 tarihli Ýþ Kanunu, 36.maddesinde “saðlýk kaideleri bakýmýndan günde ancak sekiz saat veya dahaaz çalýþýlmasý icabeden iþlerin bir nizamname ile tesbit olunacaðýný” öngör-mekle birlikte, 39. maddesinde seferberlik durumunda günlük iþ süresinin “iþ-çinin azami çalýþma kabiliyetine çýkarýlabileceði”ni belirtmekteydi. 1939 tarihliFazla saatlerle çalýþma nizamnamesi ise 3. maddesinde maden ocaklarýndayer altý iþlerinde günlük çalýþma sürelerinin Ýþ Kanunu’nca saptanan günlük 8saatlik süreyi geçemeyeceðini öngörmekteydi. 25.4.1940 tarihli Ereðli KömürHavzasýndaki bilumum Ýþletmelerde seyyanen tatbik edilecek olan Dahili Ta-limatname de, diðer bazý iþler yanýnda ocak içinde günlük çalýþma sürelerini8 saat olarak belirlemiþ olmakla birlikte, bir baþka maddesinde bu süreningünde üç saat artýrýlabileceðini hükme baðlamaktaydý. MKK’nda 30.1.1942tarihinde yapýlan deðiþiklikle, maden iþletmelerinde gündüz ve gece çalýþma-larýnda günlük çalýþma sürelerinin üçer saate kadar uzatýlabilmesine olanaksaðlanmýþ; 2.9.1942 tarihli ve 384 sayýlý KKK’yla yer üstü iþlerinde buna izinverilmiþtir.

Fiili açýdan ise, deðiþik kaynaklarda mükellefiyet dönemindeki çalýþma sü-relerine iliþkin farklý bilgi ve deðerlendirmeler bulunmaktadýr. Bunlardan bazý-larýna göre günlük çalýþma süreleri 12, hatta 16 saate ulaþmaktadýr. (55) Ka-nýmýzca, bu görüþler ihtiyatla yorumlanmalý ve ortalama çalýþma süreleri ol-maktan çok, zaman zaman gerçekleþen uygulamalar olarak deðerlendirilme-lidir. Çünkü, mükellefiyet döneminde madenlerde çalýþmanýn kesintisiz biçim-de üç vardiya üzerinden yürütülmesi ve farklý çalýþma gruplarý arasýnda iþinniteliðinden kaynaklanan iþbölümü, günlük 8 saatlik çalýþma sürelerinin tümiþçiler itibariyle sistematik biçimde artýrýlmasýný olanaksýz kýlmaktadýr. Bu ça-lýþma düzeni içerisinde, ancak bazý gruplarýn belirli iþlerin bitirilmesine kadarçalýþtýrýlmasý, yani esas olan 8 saatlik çalýþmanýn belirli zamanlarda ve belirliiþçi kategorileri itibariyle aþýlmasý söz konusu olabilecektir. Döneme iliþkin bi-

Kent Tarihi ‘05

123

Page 15: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

rinci elden güvenilir tanýklýklar da, genel uygulama olarak çalýþma sürelerininkesintisiz ve günde üç vardiya üzerinden 8 saat olduðunu açýk biçimde orta-ya koymaktadýr. (56) Durum haftalýk çalýþma süreleri açýsýndan deðerlendiril-diðinde ise 384 sayýlý KKK’yla hafta tatili olanaðý belirli sýnýrlamalar dýþýndakaldýrýldýðý için, 56 saatlik bir toplama ulaþýlmaktadýr.

c. Saðlýk Sorunlarý ve Ýþ KazalarýDönem itibariyle ülke genelinde genel saðlýk sorunlarý çok ciddi düzeyde-

dir. Havza’da ise bu sorunlar ülke düzeyindekini aþmakta olup, mükellefiyetuygulamasýyla daha da ciddi boyutlara ulaþacaktýr. Bu sorunlardan biri, salgýnhastalýklar ile bunun çalýþma ve yaþam koþullarý üzerindeki etkilerine iliþkindi.(57) Mükellefiyet “sosyo-ekonomik açmazlarý bir yana, kömür havzasýndakiiþçilerimizin saðlýk sorunlarýný temelinden yýkmýþ, onlarý her tür bulaþýcý has-talýða açýk bir duruma getirmiþtir.” (58) Tifüs, çiçek, sýtma, frengi gibi bulaþýcýhastalýklar iþçiler arasýnda kitlesel biçimde yaygýndýr ve çok sayýda iþçi buhastalýklardan hayatýný kaybetmektedir. Bunlarýn dýþýnda baþta verem olmaküzere akciðer hastalýklarý, baðýrsak enfeksiyonlarý yaygýndýr. (59) Sosyal a-landa saðlanan geliþmelere karþýn; barýnma, beslenme, temizlik ve giyim so-runlarýnýn tümüyle çözülememiþ olmasý yanýnda, eðitimsizlik bu hastalýklarýnyaygýnlaþmasýný kolaylaþtýrmaktadýr. (60) Salgýn hastalýklar, devrevî olarakköyle maden ocaklarý arasýnda dolaþan iþçiler aracýlýðýyla her iki bölgeye deyayýlmaktaydý. Yöneticiler tarafýndan bilinen ve devletin resmi belgelerine deyansýyan saðlýk sorunlarý, bu alana yönelik hizmetlerin geliþtirilmesiyle; orta-dan kaldýrýlamasa dahi, daha alt düzeylere indirilebilirdi. Oysa, döneme iliþkinresmi raporlar, bu alanda yetersiz kalýndýðýný ortaya koymaktadýr. (61) BUMHRaporu’nda yer alan “Saðlýk teþkilâtý iþçinin saðlýðý ile gerekli þekilde alâka-dar olmamakta, ...bu teþkilâtýn iþçi ile temasý: Ýþçinin havzada çalýþtýðý müd-detçe kendisine müracaatýna baðlý kalmaktadýr. Bu teþkilâtta ne iþçi saðlýkkartlarý usulü, ne de periyodik saðlýk muayene sistemi mevcuttur. ...Ýþletme-nin koruyucu ve önleyici saðlýk faaliyeti kâfi deðildir” þeklindeki deðerlendir-meler, saðlýk sorunlarýna ilgisizliðin özlü bir ifadesidir. (62) Kurumun, bizatihimükellefiyetin yürütülmesi için yaptýðý masraflar, saðlýk harcamalarýnýn1944’te %51’i, 1945’te ise %48’i düzeyindeydi. (63)

Genel saðlýk sorunlarý ve salgýn hastalýklar yanýnda, temel sorunlardan bi-ri de iþ kazalarýdýr. Veriler, Türkiye’de mükellefiyet uygulamasýnýn baþladýðý1940’lý yýllarýn baþýnda kömür madenlerindeki iþ kazalarýnýn tüm faaliyet kol-larýndaki iþ kazalarýnýn %50’sini aþtýðýný ortaya koymaktadýr. (64) 1941-1947döneminde iþ kazasýnda ölenlerin sayýsý 601, yaralananlarýn sayýsý ise24.805’tir. (65) 1940 yýlý rakamlarýnýn ilave edilmesi durumunda, mükellefiyetdöneminde kazalar sonucu ölümler 700’ün üzerindedir ve yaralý sayýsý da30.000’e yaklaþmaktadýr. Uluslararasý bir karþýlaþtýrma yapýldýðýnda ise 1 mil-yon ton kömür üretimine düþen ölümlü kaza sayýsý geliþmiþ ülkelerde en faz-la 2 iken; Zonguldak Havzasý’nda mükellefiyetle birlikte giderek artmýþ,

Prof. Dr. Ahmet Makal

123

Page 16: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

1941’te 25 iken; 1942’de 35’e, 1943’te ise 75’e yükselmiþtir. (66) Benzeri de-ðerlendirmeler, kaza sayýlarýnýn toplam yevmiyelere oraný itibariyle de geçer-lidir. Kazalar sonucunda kaybedilen iþgünü rakamlarý da olaðanüstü yüksekolup, mükellefiyetin son yýlýnda dahi zirvede bulunmaktadýr. Bu rakamlarýnHavza’da çalýþan ortalama iþçi sayýsýna oranlanmasý, iþçi baþýna yýllýk iþgünükaybýnýn 25 gün dolaylarýnda olduðunu göstermektedir. 1941-1946 dönemin-de en az beþ günlük çalýþma yeteneði kaybýna yol açan kazalarýn sayýsý, yýl-lýk olarak, dört sene için 3-4 bin arasýnda, iki sene için ise 4 binin üzerindedir.Kessler’in ifadesiyle, “Bu rakamlar nihayet 20-25 bin iþçinin çalýþtýðý küçük birmaden mýntýkasý için korkunç derecede yüksektir.” (67)

Elbette, iþ kazalarýna iliþkin geliþmeler tümüyle mükellefiyete baðlanamaz.Ancak, þurasý açýktýr ki, iþ mükellefiyetine tabi kýlýnanlar, kendi iradeleri dýþýn-da; çalýþmanýn riskli, iþ kazalarý ve ölümlerin yoðun olduðu bir faaliyet alanýn-da çalýþmaya zorunlu tutulmuþlardýr. Bir diðer yönüyle ise sürekli ya da geçi-ci olarak ama kendi istekleriyle madenlerde çalýþan iþçilere göre daha az eði-tim, bilgi ve deneyim sahibi olan mükellefler ve benzeri biçimde çalýþma zo-runluluðunda olan mahkûm ve asker iþçiler; gereken eðitim verilmeden ma-denlerde çalýþtýrýlmaya baþlamýþlar, bu da iþgücünün düþük verimliliði yanýn-da, kazalar ve ölümler üzerinde etken olmuþtur. Kessler’in mesleki bilgi eksik-liði ile iþ kazalarý arasýndaki baðlantýyý ortaya koyan ifadesiyle, “Mükellefiyetetâbi iþçiler bu aðýr ve tehlikeli iþ için gerekli meslekî bilgi ile yetiþtirilmedikle-rinden, bu kazalarý tabiî görmek gerekir.” (68)

Bunun yaný sýra, madenlerde iþçilerin gerekli iþçi saðlýðý-iþ güvenliði ön-lemleri alýnmadan çalýþtýrýlmalarý ve teknik donaným eksikliði had safhada ol-masýna raðmen; üretim artýþý amacýyla tüm koþullarýn, özellikle mevcut iþgü-cünün zorlanmasý da kazalar üzerinde belirleyici olmuþtur. Eti Bank’ýn bir ra-poru, teknik donaným eksikliðinden kaynaklanan sorunlarýn, iþgücü zorlana-rak aþýlmaya çalýþýldýðýný açýk biçimde ortaya koymaktadýr: “Müstahsil olmý-yan iþçi sayýsýnýn artýþý bilhassa tesisat ve teçhizat yýpranmasý dolayisiyle faz-la çalýþýlmasý mecburiyetinden ve azalan enerjinin kol kuvvetile karþýlanma-sýndan ileri gelmektedir.” (69) BUMH Raporu’nda bu “zorlama”, açýk bir biçim-de ifade edilmektedir: “...dar ve tecrübesiz bir nezaretçi kadrosu ile normâlinüstünde yapýlmýþ bir istihsal þebekesinde, bugünkü tekniðin vardýðý merhale-lere nazaran çok geri, düþük kapasite ve randýmanlý tesisat, mahdut, yýpran-mýþ ve düþük evsaflý gayrý kâfi makinelerle ulaþýlmýþ bulunan istihsal seviye-sini (forse) bulduðumuzu kaydeder(iz).” (70) Dönemin Ýþ Mükellefiyeti Müdü-rü Yersel de anýlarýnda, üretim artýþý konusundaki baskýlara vurgu yapmakta-dýr: “...Üretimin duraklamasýndan kaynaklanan kömür açýðý, demiryolu taþý-macýlýðýnda aksaklýklara yol açtýðý gibi, üretimin yükseltilmesi konusunda Hü-kümet baskýsýný da arttýrmýþtý. Bütün ocaklarda her olanaktan yararlanýlmayagiriþilmiþti. Yerel deyimle, (zar-zor) günler ile üretimin en üst düzeye çýkarýl-masýna çalýþýlýyordu.” (71) Yersel, 1943 yýlýnda “Kandilli’nin Çamlýk ocaðýndameydana gelen ve 63 iþçinin ölümüne neden olan grizu patlamasý da bu bas-

Kent Tarihi ‘05

123

Page 17: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

kýlarýn sonucunda ve güvensiz elektrik donanýmý kullanýlmasý yüzünden oluþ-muþtur, kanýsýndayým” ifadeleriyle de; ölümlü iþ kazalarý ile üretim baskýsý,teknik donaným eksikliði ve ihmal arasýndaki baðlantýyý açýk yüreklilikle ortayakoymaktadýr. (72) Madenlerdeki ölümlü iþ kazalarýna ölümsüz iþ kazalarý ile ö-lümlü ve ölümsüz meslek hastalýklarý ve diðer saðlýk sorunlarý eklendiðinde,resim tamamlanacaktýr.

6. Mükellefiyet ve Genç ÝþçilerMükellefiyete iliþkin bu sorunlar, çocuk-genç iþçi istihdamý açýsýndan özel-

likle deðerlendirilmelidir. Mükellefiyet uygulamasýna esas teþkil eden KKK’ndadeðiþik iþyerleri ve bölgeler için farklý yaþ sýnýrlarý konulmuþ olmakla birlikte,genel olarak “16 yaþýn üzerindekiler” mükellefiyete tabi tutulmuþlardýr. Bu uy-gulamanýn bir sonucu olarak “maden ocaklarý, memlehalar ve taþ ocaklarý” a-dýyla nitelenen faaliyet kolunda çalýþan çocuk-genç iþçilerin (12-18 yaþ) sayý-sý radikal bir artýþ göstermiþ ve 1937’de 785 iken, 1943’te 7.204’e yükselmiþ-ti. Çocuk-genç iþçilerin meslek daðýlýmlarýna bakýldýðýnda, bunlardan 5 998’i-nin kömür madenlerinde çalýþtýklarý görülmektedir. (73) Mükellefiyet uygula-malarýnýn en yoðun olduðu Zonguldak ilinde ise 1937 yýlýnda sadece 371 ço-cuk-genç çalýþýr görünürken, bu rakam 1943’te 6.118’e çýkmýþ durumdadýr.1937’de çocuk-genç iþçilerin sadece %1,59’u bu ilde çalýþýrken, 1943’te oran%11,79’a çýkmaktadýr. (74) Kuþkusuz, hemen hemen tümüyle kömür maden-lerinde çalýþan ve 17-18 yaþ kategorisinde bulunan bu çocuk-genç iþçiler, fi-ziki ve ruhsal geliþimleri açýsýndan; yetiþkinlerin maruz kaldýðý sorunlarý dahada aðýr bir biçimde yaþamýþ olmalýdýrlar.

7. Mükellefiyet ve Mahkûm-Asker Ýþçi ÝstihdamýMükellefiyet uygulamasýnda zaman içerisinde gözlenen sorunlar, Türki-

ye’de 1937 yýlýnda baþlamýþ bulunan mahkûm istihdamýnýn giderek yaygýn-laþmasý üzerinde etken oldu. Birçok kamu kuruluþunda mükellef iþçiler yerinemahkûm iþçi çalýþtýrmak tercih edildi ve mahkûmlar geniþ bir biçimde istihdamedildiler. Mahkûmlar, en yoðun biçimde madencilik kesiminde istihdam edil-mekle birlikte; sayý ve oranlarý kuruluþlar arasýnda farklýlaþýyordu. Örneðin, E-ti Bank Garp Linyitleri Ýþletmesi’nde mahkûm iþçiler 1944 yýlýnda 4.552 iþçi-den 672’sini (%14.8), (75) 1947’de 3.916 iþçiden 1.018’ini (%26) (76) 1948’deise 4 506 iþçiden 1 309’unu (% 29) oluþturuyordu. (77) Bu müessesede mü-kellefiyet 1946 yýlýnda kaldýrýldýðý için, doðan iþgücü açýðýnýn artan mahkûmistihdamýyla karþýlanmýþ olduðu dikkat çekmektedir. Daha az oranda olmaklabirlikte, madencilik dýþýndaki faaliyet alanlarýnda da mahkûm iþçi çalýþtýrýlýyor-du ve 1943 yýlý itibariyle Sümerbank’ýn toplam 31.703 iþçisinden 994’ü hü-kümlü iþçilerdi (%3,14). (78)

Ereðli Kömür Havzasý’nda da 1937 yýlýndan itibaren mahkûm iþçi çalýþtýrýl-maya baþlandý ve mükellefiyet döneminde de bu uygulama devam etti. Ancakburada çalýþan mahkûm iþçilerin oranýnýn, mükellefiyet uygulamasýna gidilen

Prof. Dr. Ahmet Makal

123

Page 18: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

Garp Linyitleri’nden çok daha düþük olduðu gözlenmektedir. Havza’da 1947yýlý sonu itibariyle 1.039, 1948 yýlý sonu itibariyle 1.261 mahkûm çalýþtýrýlýyor-du (%4). (79) Ancak, mahkûm istihdamýna iliþkin uygulamanýn da verimlilik a-çýsýndan sorunsuz olmadýðý, deðiþik nedenlerle amaçlara tam ulaþýlamadýðýgözlenmiþtir. BUMH Raporu’ndaki ifadeyle, “...mahkûmlarýn serbest iþçiler gi-bi verimli olduklarý söylenememektedir. Yakýn zamanda bu kaynaktan müs-taðni kalýnmasý temenniye deðer görülür.” (80) Hükümlü iþçi uygulamasý, mü-kellefiyetin kaldýrýlmasýndan sonra da devam edecek ve 1950 yýlýndaki GenelAf Kanunu sonrasýnda fiilen sona erecekti. (81)

Mükellefiyet sorununun bir boyutu da, madenlerde mahkûmlara ilave ola-rak askerlerin çalýþtýrýlmasýydý. Asker iþçi çalýþtýrma, daha Osmanlý Ýmparator-luðu döneminde, diðer üretim kesimleri yanýnda madenlerde de yaygýn bir bi-çimde uygulanmýþtý. (82) Ayný uygulama Cumhuriyet döneminde de devametti ve MKK çerçevesinde de, yoðun bir biçimde asker iþçilerin çalýþtýrýlmala-rý söz konusu oldu. (83) Mükellefiyetin baþlangýcýndan beri uygulanan ve as-kerlik teciline dayanan uygulama yanýnda, 15.9.1942 tarihinden itibaren “as-kerlik muafiyetine dayalý mükellefiyet” uygulamasýna gidildi. Kural olarak as-kerlikten önce de madenlerde çalýþmýþ olanlar, 6 aylýk acemilik dönemlerinitakiben askerlik hizmetlerine sayýlmak üzere ocaklarda istihdam edildiler. (84)BUMH Raporu’nda yer alan “Askerlik mükellefiyetini ifa ederken ücret de alanbu iþçiler havzaya normal iþçilerden daha faydalý olmaktadýr. Bu kaynakdandaha geniþ mikyasda faydalanýlmasýný temenniye deðer buluruz” ifadesi, buuygulamanýn çok yararlý olduðunu ortaya koymaktadýr. (85) Bunun dýþýnda,1.11.1943 tarihinde “Kömür Havzasý Ocak Hizmet Taburu” oluþturularak, da-ha önce karþýlaþýlan sorunlarýn giderilmesi amaçlandý. (86) Mükellefiyettenkaçanlarý içeren ve sýký bir askeri disipline dayanan bu uygulamanýn, firarlarýazalttýðý anlaþýlmaktadýr. (87)

Ç. ULUSLARARASI ÇALIÞMA ÖRGÜTÜ’NÜN ZORUNLU ÇALIÞTIRMA KONUSUNDAKÝ ÝLKELERÝ VE TÜRKÝYE’DEKÝ MÜKELLEFÝYET UYGULAMASIUluslararasý Çalýþma Örgütü’nün 1930 tarihli ve 29 numaralý Cebri veya

Mecburi Çalýþtýrma Sözleþmesi, konuya iliþkin düzenlemeler yaparken, “ma-denlerde yapýlmakta olan yeraltý çalýþmalarý için cebri veya mecburi çalýþma-ya baþvurulmayacaðý” hükmünü getirmektedir. Türkiye bu sözleþmeyi onayla-madýðý için -sözleþmenin onayý ancak 1998’de gerçekleþmiþtir-, sözleþme hü-kümleriyle baðlý deðildir. Ayrýca sözleþme, savaþý da içeren olaðanüstü du-rumlar karþýsýnda yapýlan çalýþmayý, zorunlu çalýþtýrma tanýmý ve kapsamý dý-þýnda býrakmaktadýr. Türkiye’deki mükellefiyet uygulamasýný bu iki nedenlesözleþme baðlamýnda deðerlendirmek mümkün deðildir. Ancak, zorunlu çalýþ-týrmanýn yasaklanmasý gibi temel insan haklarý arasýnda kabul edilen bir ko-nuda, Türkiye’nin üyesi olduðu bir kuruluþa ait ve birçok ülke tarafýndan onay-lanan sözleþmenin medeni camianýn normlarýný içerdiði ve bu açýdan Türki-

Kent Tarihi ‘05

123

Page 19: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

ye’nin durumunun, hukuksal baðlayýcýlýðý olmasa da, bu sözleþme ýþýðýndagözden geçirilebileceði kanýsýndayýz. Ayrýca, Türkiye bu yýllar itibariyle söz-leþmeyi onaylamamýþ da olsa, üyesi olduðu UÇÖ’nün Anayasasýnýn Baþlan-gýç bölümündeki ve 1944 tarihinde kabul edilerek daha sonra UÇÖ Anayasa-sý ile bütünleþtirilen Filadelfiya Bildirgesi’ndeki ilkelerle baðlý durumdadýr. Bil-dirgeye göre, “Tüm insanlarýn, özgürlük, onur ve ekonomik güvenlik içinde vefýrsat eþitliði ile, maddi ilerlemelerini ve manevi geliþmelerini izleme ve ger-çekleþtirmeye çalýþma haklarý vardýr.” Bu deðerlendirmeler ýþýðýnda kritik nok-ta, mükellefiyet uygulamasýna esas teþkil eden olaðanüstü durumun ne za-man bittiði hususudur. Kanýmýzca, savaþýn bitimi makul bir tarih olarak kabuledilmelidir ve bundan sonraki uygulama, Türkiye açýsýndan hukuksal bir bað-layýcýlýðý olmamakla birlikte, sözleþme hükümlerine; bunun yaný sýra UÇÖ A-nayasasý’na ve medeni camianýn normlarýna uygun olmayan bir görünüm arzetmektedir. Gene Türkiye açýsýndan hukuksal bir baðlayýcýlýðý olmamakla bir-likte, mükellefiyet uygulamasýnýn birçok açýdan, sözleþmenin zorunlu çalýþtýr-maya cevaz verilen durumlara iliþkin sýký kayýtlarýný da aþtýðý belirtilmelidir.

D. ÝÞ MÜKELLEFÝYETÝ UYGULAMASINA ÝLÝÞKÝN BÝR DEÐERLENDÝRMEÝþ mükellefiyeti uygulamasý “olaðanüstü bir çalýþma rejimi” olmakla ve sa-

vaþ koþullarýnda bu tür önlemler alýnmasý doðal olmakla birlikte, yasa ve uy-gulamalarý deðiþik açýlardan eleþtirel bir deðerlendirmeye konu edilmelidir.Temel eleþtiri noktalarýndan biri, uygulamada sosyal-insani boyutun tümüyleihmal edilmiþ olmasýdýr. Ýkinci olarak, savaþ koþullarýnda tesis edilen olaða-nüstü çalýþma rejiminin, bu koþullarýn yani savaþýn bitimiyle ortadan kaldýrýl-masý gerekirdi. Oysa, yasanýn birçok düzenlemesi hukuken ve/veya fiilen sa-vaþtan sonra da uzun süre yürürlükte tutulmuþ ve yasa, olaðanüstü çalýþmarejimini olaðan koþullarda da sürdüren bir nitelik kazanmýþtýr ki, bu durumundönem itibariyle yürürlükte olan 1924 Anayasasý’nýn 74. maddesinde yer alan“Olaðanüstü hallerde kanuna göre yükletilecek para ve mal ve çalýþma ödev-leri dýþýnda hiç bir kimse baþka hiçbir þey yapmaya ve vermeye zorlanamaz”hükmüne aykýrý olduðu belirtilmelidir. Yasanýn çýkarýlýþ mantýðý ile gerekçesin-de ve Encümen raporunda ifade edilen görüþler çerçevesinde, “fevkalâde za-manlar” ibaresinin savaþ dönemiyle sýnýrlý olarak yorumlanmasý gerektiði ka-nýsýndayýz. Bu baðlamda, mükellefiyet uygulamasýnýn, en azýndan fevkalâdezamanlarýn geride kaldýðý 1945 sonrasý dönem itibariyle, Anayasa hükmüneaçýk bir biçimde aykýrýlýk kazandýðýný düþünüyoruz.

Üçüncü olarak, yasanýn kendi içinden bir deðerlendirme yapýldýðýnda da,deðiþik toplumsal katmanlara/sýnýflara karþý nesnel-yansýz biçimde uygulan-dýðýný söylemek mümkün görünmemektedir. Çalýþma yaþamýna iliþkin hüküm-lerle hükümete özel kesim üzerinde geniþ yetkiler tanýyan hükümlerin uygu-lanma dereceleri birbirinden farklýdýr. Koçak, MKK’nu tüm alanlardaki uygula-malarýyla deðerlendirirken, “özel giriþime karþý yasanýn verdiði olanaklarýn as-

Prof. Dr. Ahmet Makal

123

Page 20: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

garisinden yararlanarak uygulandýðý; ancak iþyükümlülüðü ve fazla mesa-i konularýnda iþçilere ve köylü-iþçilere karþý geniþ biçimde -hatta asýl anlamýy-la bu noktada- uygulandýðý” sonucuna varmaktadýr. (88) Üstelik bu noktada,insanlarýn bizatihi “can”larýna yönelik bir uygulama ile “mal”larýna yönelik biruygulamanýn karþýlaþtýrýlabilirliði de tartýþýlmalýdýr.

Kanýmýzca, MKK uyarýnca yapýlan tüm uygulamalar gibi, iþ mükellefiyeti-nin de önemli sosyal-insani sorunlar yarattýðý, ülkenin insan gücünü, geniþ birbiçimde istismarýna olanak saðlayarak hýrpaladýðý, helak ettiði söylenmelidir.Bir baþka açýdan bakýldýðýnda, bu uygulamalar savaþ yýllarýndaki sermaye bi-rikim sürecinin en önemli araçlarýndan biri olmuþ; ucuz ve sürekli bir iþgücü-nün varlýðýný garanti altýna alarak, savaþ yýllarýnda belirli ellerde yoðunlaþansermaye birikimine katkýda bulunmuþtur. Türkiye’de iþ hukuku alanýnda Cum-huriyetin baþlangýcýndan itibaren gözlenen ve batýlý normlara yaklaþma biçi-minde özetlenebilecek olan tedrici ve zaten yeterli olmayan geliþmeler de cid-di ölçüde sekteye uðramýþtýr. Buna karþýlýk, mükellefiyet uygulamasýnýn dahaçok insaný uzun yýllar sürecek bir ücretli çalýþma düzeni içerisine sokarak,Türkiye’deki “iþçileþme” süreci üzerinde etkili olduðu da belirtilmelidir. Yeterliiþgücünü temin etmek maksadýyla mükellefiyetin son yýllarýnda baþlatýlan vebunu izleyen dönemde de sürdürülen ücret artýþý, prim, sosyal yardým, vergimuafiyeti gibi uygulamalar bu oluþum üzerinde etken olmakla birlikte; mükel-lefiyet uygulamasýnýn kendisi de, tüm olumsuzluklarý yanýnda, madende ça-lýþma alýþkanlýðý yaratarak bu sürece katkýda bulunmuþtur.

Kanýmýzca, MKK uyarýnca çalýþma iliþkileri alanýnda yapýlan diðer uygula-malar gibi, iþ mükellefiyeti de savaþýn olaðanüstü koþullarý ve iktisadi sorun-lar yanýnda, dönemin siyasi koþullarýnýn damgasýný taþýmaktadýr. Süregel-mekte olan tek parti yönetimi koþullarýnda, özgür kamuoyunun ve basýnýn o-luþumuna izin verilmemekte, 1938 tarihli Cemiyetler Kanunu’nun düzenleme-leri uyarýnca derneklerin kurulmasýnda bir önizin sistemi geçerli olduðu için ik-tidardaki Cumhuriyet Halk Partisi dýþýnda muhalif bir siyasal partinin kurulma-sý mümkün olmamakta; ayný yasanýn sýnýrlamalarý çerçevesinde iþçiler açýsýn-dan da sendikal örgütlenme engellenmektedir. Kýsaca ifade edilecek olursa,bu dönemde Türkiye tümüyle örgütsüz bir toplum görünümündedir. (89) Bukoþullarda ise yapýlan uygulamalar herhangi bir sosyal kontrol ya da denetim-den azade biçimde yürütülebilmiþtir. Türkiye’de çok partili siyasal yaþamýn tü-müyle olmasa dahi, bazý kurumlarýyla varlýk kazanmýþ olmasý durumunda, sa-vaþa ve olaðanüstü önlemlere karþýn, uygulamalarýn daha ölçülü ve sosyal-insani maliyetleri de kale alan biçimde yapýlacaðý tahmin olunabilir. ÇalýþmaBakaný Sadi Irmak’ýn 1946 yýlýnda yaptýðý saptama bu açýdan manidardýr. Ba-kan, “Demokrasi yolunda mutlu geliþmeler çalýþma dâvamýzda da hayýrlý te-sirlerini göstermiþtir. Mevziî iþ mükellefiyetleri kaldýrýlmýþ, meslekî teþekküllermeydana gelmesi için kanuni imkânlar açýlmýþtýr” derken, çok partili yaþamageçiþ aþamasýnda çalýþma hayatýnda meydana gelen diðer deðiþiklikler ya-nýnda, demokrasinin yokluðuyla iþ mükellefiyeti uygulamasý arasýndaki bað-

Kent Tarihi ‘05

123

Page 21: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

lantýyý da açýk biçimde kurmuþ olmaktadýr. (90) Çok partili yaþama geçiþ sü-recinde, bu baðlantý MKK uygulamalarýna muhatap olan iþçi ve köylüler tara-fýndan da kurulacak, “emekçi halk yýðýnlarý ile CHP arasýnda bir daha telafi e-dilemeyecek kopuþlara yol aç(acak)”tý. (91) Havza açýsýndan deðerlendirildi-ðinde, iþ mükellefiyeti uygulamasýna tepki duyan “bölge halký bu tepkiyi siya-sal yaþama yansýtmýþ ve Cumhuriyet Halk Partisi seçimlerde sürekli ve önem-li oy kaybýna uðramýþtýr.” (92) Mükellefiyet uygulamasýndan en çok etkilenenZonguldak’lý madenciler, 1950 seçimlerinde siyasal tercihlerini Demokrat Par-ti’den yana kullanacaklardý. (93) Bu vesileyle, 1946-1960 döneminin siyasal i-çerik taþýyan tek iþbýrakma olayý da gerçekleþecekti. (94)

Sonuç olarak, çalýþmamýzda deðiþik boyutlarý ile deðerlendirdiðimiz iþ mü-kellefiyeti uygulamasýnýn, sadece Zonguldak deðil, tüm Türkiye toplumsal ta-rihinin en önemli ve acý sayfalarýndan biri olduðunu ifade edilmelidir. Bir “top-lumsal karabasan” olarak nitelendirdiðimiz bu olgu, hem tüm boyutlarýyla vederinlemesine incelenmeyi, hem de kendisinden bugün ve gelecek için ders-ler çýkartýlmasýný beklemektedir… (95)

Prof. Dr. Ahmet Makal

123

DÝPNOTLAR:1- BÝGM-1945, s. 36, Cetvel: 5.2- Konu, bir baþka çalýþmamýzda daha

kapsamlý olarak incelenmektedir. Ba-kýnýz, Makal, 2005(a).

3- Bulutay; Tezel; Yýldýrým, 1974, Tablo8.2.C ve Tablo 8.1’den hesaplanmýþ-týr.

4- Bkz., Tablo II.5- Makal, 1999, s. 289.6- Mükellefiyet uygulamasý yapýlan Zon-

guldak Kömür Havzasý’ndaki çalýþmakoþullarýna iliþkin olarak Dosdoðru-lar’ýn Tan gazetesinde yayýmlanan ya-zýlarý ile Sendika gazetesinde çýkanyazýlar istisna sayýlmalýdýr.

7- Koçak, 1986, s. 256. 8- Konunun deðiþik yönleri için bkz., Yiði-

ter, 1943, s. 9; Özeken, 1944, s. 27-31; Zaman, 2004, s. 150.

9- Bu dönemdeki geliþmeler konusundabkz., Özeken, 1944, s. 56-62; Zaman,2004, s. 80-102.

10- Zaman, 2004, s. 102.11- Zaman, 2004, s. 103. Tüm kömür iþ-

letmelerinin tek bir devlet iþletmesibünyesinde toplandýðý bu olay “füz-yon” - “birleþtirme” olarak nitelenmek-tedir.

12- Yersel, 1989, s. 19.13- 1945 yýlýnda Havza’daki daimi iþçile-

rin sayýsý sadece 3 210’du. Bkz.,BUMH, EKÝ-1944, s. 92.

14- Özeken’in araþtýrmalarýna göre, biriþçinin maden ocaklarýnda ortalamakalýþ süresi 1935’te 17, 1936’da 14gündü. Bkz., Özeken, 1948, s. 59.

15- Özeken, 1948, s. 71.16- “Kollektif mahpusluk psikozu” ifadesi,

Özeken’e aittir. Bkz., Özeken, 1948,s. 73. Mükellefiyet uygulamasýnýn in-sani sorunlarýna iliþkin geniþ, drama-tik bir anlatým için bkz., Etingü, 1976,s. 112-121. Döneme iliþkin tanýklýklariçin bkz., Çatma, 1998, s. 131-132,Seyda, 1970 ve Yalçýn, 1989; dönemiçerisinde yaþananlara iliþkin kýsmenbelgesel nitelik taþýyan romanlardýr.Bütün bu çalýþmalarda dile getirilenbazý savlar (dayak, mükellefiyetten fi-

Page 22: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

rar edenlerin eþlerinin ya da ço-cukla-rýnýn karakollara alýnýp, ancak firarininteslim olmasýndan sonra salýverilme-leri; ýrza tecavüz gibi...) abartýlý gibigörünse de; Havza tarihi hakkýndageniþ bilgi ve araþtýrmalarý olan ErolÇat-ma, bunlarýn kesinlikle doðru ol-duðunu ve mükellefiyetten kaçýþlarýcaydýrmak için bilinçli ola-rak uygu-landýðýný ifade etmektedir. Madenciköylerindeki görüþmelerimizde de, busavlara iliþkin kiþisel tanýklýklara þahitolduk. Örneðin, bir mükellef iþçi,“Genç gelinlere yapýlan kötülük-ler”den söz etmektedir.

17- Baran, 1999.18- Görüþtüðümüz bir mükellef iþçi, köyü

ile çalýþtýðý maden ocaðý arasýndaki90 kilometrelik me-safeyi her defasýn-da daðlardan-ormanlardan yürüyerekgidip geldiðini ve bunun bir gün sürdü-ðü-nü ifade etmiþtir.

19- T.B.M.M. Zabýt Ceridesi, Devre: VI,Ýçtima: 3, Cilt: 25, 62. Birleþim,25.5.1942, s. 270.

20- BÝGM, 1945, s. 37, Cetvel: 8.21- Özeken, 1948, s. 72.22- BUMH, EKÝ-1944, s. 91. Buna karþý-

lýk, Özeken, Ereðli Havzasý’ndaki iþçi-lerin % 80-85’inin mükellefler olduðu-nu belirtmektedir. Bkz., Özeken,1948, s. 72.

23- Kessler, 1948, s. 178-179.24- Kömür satýþ fiyatlarý, maliyetlerin yak-

laþýk olarak % 10-15 altýndaydý. 25- Yersel, 1989, s. 27.26- BUMH, EKÝ-1946, s. 1.27- BUMH, EKÝ-1947, s. 95.28- BUMH, EKÝ-1945, s. 55.29- BUMH, GLÝ-1944, s. 29.30- Yersel, 1989, s. 24.31- Dinçer, 1946, s. 27.32- BUMH, GLÝ-1944, s. 36.33- Madenci köylerindeki kiþisel görüþ-

melerimizde, mükellefiyet uygulama-sýnýn hayvancýlýk da da-hil olmak üze-re, tüm tarýmsal faaliyetleri ciddi ölçü-de aksattýðýna iliþkin somut durumlarifade e-dilmiþtir.

34- Etingü, 1976, s. 136.35- Karahasan, 1978, s. 276-277.

36- Karahasan, 1978, s. 274.37- Yersel, 1989, s. 20-21.38- Yersel, 1989, s. 21.39- Boratav, 1982, s. 249.40- Havza’daki 1941 yýlý ortalama ücret-

leri, 1940’ta saptanan düzeylerin %12 oranýnda altýndaydý. Bkz., Yiðiter,1943, s. 73.

41- BUMH, EKÝ-1944, s. 95, 137. 1938’desaptanan ücret hadleri, Barým, 1941,s. 65’te bulunmak-tadýr.

42- Eyriboyun, 1994, s. 49.43- BUMH, EKÝ-1947, s. 121.44- Türkiye geneli ücret rakamlarýnýn Ýþ

Kanunu’na tabi iþçileri kapsamasý vekapsam dýþýndaki iþ-çilerin ücretleri-nin de daha düþük olmasý nedeniyle;Ýþ Kanunu’na tabi olanlar ve olmayan-lar bir-likte ele alýndýðýnda, bu % 20’likfarkýn azalmasý beklenir.

45- Dosdoðru; Dosdoðru, 1990, s. 31, 34.46- BUMH, GLÝ-1944, s. 35.47- BUMH, GLÝ-1944, s. 35.48- BUMH, EKÝ-1947, s. 121.49- BÝGM, 1945, s. 13; 42, Cetvel 16.50- BÝGM, 1945, s. 41, Cetvel 15.51- BÝGM, 1945, s. 43, Cetvel 17. Bu ra-

kam, ayný yýla iliþkin olarak Tablo II’deyer alan miktardan biraz düþüktür.

52- BUMH, Eti Bank-1944, s. 62. 53- Karþýlaþtýrmalar için bkz., BUMH, EKÝ-

1944, Ek: a; Özeken, 1948, s. 63-64.54- BUMH, EKÝ-1945, s. 104. Altýný biz

çizdik.55- Örneðin, bkz., Çýladýr, 1999, s. 28;

T.B.M.M. Çalýþma Komisyonu ÜyesiMilletvekillerinin Ra-poru, 19-24/VII/1947, s. 8/3; BUMH, EKÝ-1944,s. 89.

56- Dosdoðru; Dosdoðru, 1990, s. 28.Benzeri bir saptama için bkz., Erkün,1945, s. 23.

57- Çatma, 1996, s. 43, 53.58- Dosdoðru; Dosdoðru, 1990, s. 10.

1942-1945 döneminde EKÝ’nde dok-tor olarak görev yapan karý-koca Dos-doðrular’ýn 1945 yýlýnda Tan gazete-sinde yayýmlanan yazýlarýný içeren ki-tap, saðlýk sorunlarýna iliþkin zenginve birinci elden bilgiler sunmaktadýr.Kitapta, bunun yaný sýra diðer ça-lýþ-

Kent Tarihi ‘05

123

Page 23: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

ma koþullarýna iliþkin bilgiler de bulun-maktadýr.

59- Dosdoðru; Dosdoðru, 1990, s. 13-17,s. 18-20.

60- Dosdoðrular’ýn “içeriden” gözlemleribu konulara iliþkin ayrýntýlý bilgiler ver-mektedir. Barýnma hizmetlerinin ye-tersizliði konusunda bkz., Dosdoðru;Dosdoðru, 1990, s. 30-31, beslenmehiz-metlerinin yetersizliði konusundabkz., s. 27-28.

61- Örneðin, bkz., BUMH, EKÝ-1944, s.99-100.

62- BUMH, EKÝ-1947, s. 47, 60.63- BUMH, EKÝ-1945, s. 15, 106’daki ve-

rilerden hesaplanmýþtýr.64- BÝGM, 1945, s. 51, Cetvel: 26.65- EKÝ-1961, s. 104, 106-107.66- Çýladýr, 1999, s. 30.67- Kessler, 1948, s. 179.68- Kessler, 1948, s. 179. Dosdoðrular, iþ

kazalarýyla iþçilerin cehaleti arasýnda-ki baðlantýyý da or-taya koymaktadýr-lar. Bkz., Dosdoðru; Dosdoðru, 1990,s. 50-51.

69- Eti Bank, 1945, s. 7.70- BUMH, EKÝ-1947, s. 95.71- Yersel, 1989, s. 24-25.72- Yersel, 1989, s. 25. Kazanýn nedenle-

rine iliþkin ayrýntýlý teknik bilgi içinbkz., BUMH, EKÝ-1942, s. 41.

73- BÝGM, 1945, s. 7-8.74- BÝGM, 1945, s. 3’teki verilerden he-

saplanmýþtýr.75- BUMH, GLÝ-1944, s. 33,76- BUMH, GLÝ-1947, s. 69.77- BUMH, GLÝ-1948, s. 47.78- BUMH, Sümerbank-1944, s. 36.79- BUMH, EKÝ-1948, s. 27.80- BUMH, EKÝ-1947, s. 25.

81- Çatma, 1996, s. 28.82- Bu uygulamalar konusunda bkz., Çat-

ma, 1998, s. 18 vd.83- MKK çerçevesinde, madencilik ala-

nýnda gözlenen “asker iþçi” uygula-malarý konusunda belge-ler ve geniþdeðerlendirmeler için bkz., Çatma,1998, s. 122 vd. Asker iþçi uygulama-larý, belirli faaliyet alanlarýnda MKK dý-þýnda da yürütülmekteydi.

84- Kessler, 1948, s. 180.85- BUMH, EKÝ-1947, s. 25.86- Zaman, 2004, s. 109.87- BUMH’nin deðerlendirmelerine göre,

“...kararname gereðince tatbik edilen(Zonguldak hizmet taburuna sevk)muamelesinden ötürü firar nisbeti azolmaktadýr.” Bkz., BUMH, GLÝ-1944,s. 34.

88- Koçak, 1986, s. 362. 89- Dönemin örgütlülük açýsýndan deðer-

lendirilmesi için bkz., Makal, 2002, s.47-50.

90- Irmak, 1946, s. 1. 91- Boratav, 2003, s. 91.92- Talas, 1992; s. 85. Zonguldak’ta 1950

ve 1954 seçimlerinde CHP’nin oy ora-ný sýrasýyla % 36.3 ve 27.4 iken,DP’nin oy oraný % 63.1 ve % 66.8’di.Zonguldak, Türkiye genelindeCHP’nin en az, DP’nin en çok oy aldý-ðý iller arasýndaydý. Bkz., DÝE, 1966,s. XXII-XXXVII, Tablo II.

93- Çýladýr, 1999, s. 43.94- Makal, 2004, s. 83. Bu iþbýrakma ola-

yý için bkz., Cumhuriyet, 14.5.1950 ta-rihli nüsha.

95- Bu niteleme ve mükellefiyet ýþýðýndagünümüze iliþkin bazý deðerlendirme-ler için bkz., Makal, 2005(b).

Prof. Dr. Ahmet Makal

123

Page 24: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

KAYNAKÇA:Baran, Muhammed (1999) “Eti Bank

Garp Linyitleri Ýþletmesi’nde 1940’lýYýllardaki Çalýþma Koþullarý”, AnkaraÜniversitesi Siyasal Bilgiler Fakülte-si’nde Türkiye’nin Sosyal Politika Tari-hi dersi kap-samýnda yapýlan sözlü ta-rih çalýþmasý.

Barým, Hürrem (1941) Ücretli Ýþ Mükelle-fiyeti, Doðan Matbaasý, Zonguldak.

Baþbakanlýk Ýstatistik Genel Müdürlüðü(BÝGM)(1945) Ýþ Ýstatistikleri, Ankara.

Baþbakanlýk Umumî Murakabe Heyeti(BUMH) (Eti Bank-1944) Eti Bank1944 Yýlý Umumî Murakabe HeyetiRaporu, Ankara, 1945.

BUMH (EKÝ) Eti Bank Ereðli Kömürleri Ýþ-letmesi Müessesesi Umumî Muraka-be Heyeti Raporlarý, 1942, 1944-1949.

BUMH (GLÝ) Eti Bank Garp Linyitleri Ýþlet-mesi Müessesesi Umumî MurakabeHeyeti Raporlarý,1943-1948.

BUMH (Sümerbank-1944) Sümerbank1944 Yýlý Umumî Murakabe HeyetiRaporu, Ankara, 1945.

Boratav, Korkut (1982) Türkiye'de Devlet-çilik, Ýkinci Baský, Savaþ Yayýnlarý,Ankara.

Boratav, Korkut (2003) Türkiye Ýktisat Ta-rihi: 1908-2002, Geniþletilmiþ YedinciBaský, Ýmge Kitabevi Yayýnlarý,Ankara.

Bulutay, Tuncer; Tezel, Yahya Sezai; Yýl-dýrým, Nuri (1974) Türkiye Milli Geliri:1923-1948, Ankara Üniversitesi Siya-sal Bilgiler Fakültesi Yayýný, Ankara.

Celâl Erbay ile Zonguldak’ta 4 Aralýk2004 günü yapýlan görüþme (Mükellefiþçi, 1923 doðumlu, video bant, gö-rüþmeyi yapan: Tuðba Budak).

Cumhuriyet, 14.5.1950 tarihli nüsha.Çatma, Erol (1996) Zonguldak Madenle-

rinde Hükümlü Ýþçiler, Maden-SenZonguldak Þubesi Yayýný, Ankara.

Çatma, Erol (1998) Asker Ýþçiler, CeylanYayýncýlýk, Ýstanbul.

Çýladýr, Sina (1999) Taþkömürü Havzasý-nýn Devletçilik Dönemi, Yaman Mat-baasý, Ereðli.

Devlet Ýstatistik Enstitüsü (DÝE) (1966)

1950-1965 Milletvekili ve 1961, 1964Cumhuriyet Senatosu Üye SeçimleriSonuçlarý, Ankara.

Dinçer, Celal (1946) “Kömür Ýþçilerimiz veKömür Ýþlerimiz”, Çalýþma Dergisi,Yýl: 1, Sayý: 6, Mayýs 1946, s. 25-27.

Dosdoðru, Sâbire; Dosdoðru, Hulûsi(1990) Saðlýk Açýsýndan Maden Ýþçi-lerimizin Dünü, Bugünü, BDS Yayýn-larý, Ýstanbul.

Ereðli Kömürleri Ýþletmesi (1948) Dahilî ÝþYeri Talimatnamesi, Karaelmas Basý-mevi, Zonguldak.

Ereðli Kömürleri Ýþletmesi Ýstatistik Servi-si (EKÝ-1961) Ereðli Kömür HavzasýÝstatistikleri, 1941-1960, Ankara.

Erkün, Safa Þ. (1945) “Kömür Havzamýz-da Mahkûmlarýn Çalýþtýrýlmasý”, ÝþDergisi, Cilt: XI, Sayý: 45, Mayýs 1945,s. 22-26.

Eti Bank (Eti Bank, 1945) Ereðli Kömürle-ri Ýþletmesinin 1944 Senesi FaaliyetiHakkýndaki Umumî Mu-rakabe HeyetiRaporuna Cevap, Ankara, 1945.

Etingü, Turgut (1976) Kömür HavzasýndaÝlk Grev, Koza Yayýnlarý, Ýstanbul.

Eyriboyun, Dilek (1994) Zonguldak Kö-mür Havzasý’nda Ücretli Ýþ Mükellefi-yeti, Yayýmlanmamýþ Yüksek LisansTezi, Ankara Üniversitesi SosyalBilimler Enstitüsü, Ankara.

Hamit Þimþek ile Bartýn’ýn Kutlubeyyazý-cýlar köyünde 17 Ekim 2004 günü ya-pýlan görüþme (Mükellef iþçi, 1336doðumlu).

Irmak, Sadi (1946) “Ýlk Yýl”, Çalýþma Der-gisi, Cilt: 1, Sayý: 7, Haziran 1946,s. 1-2.

Ýktisat Vekâleti (1940) 25.4.1940 tarihli ve5/3201 sayýlý “2/12899 sayýlý kararna-me ile mer’iyete konulan 2 sayýlý kara-rýn 18 inci maddesi mucibince EreðliKömür Havzasýndaki bilumum Ýþlet-melerde seyyanen tatbik edilecek o-lan Dahilî Talimatname”, KaraelmasBasýmevi, Zonguldak.

Karahasan, Ömer (1978) Türkiye Sendi-kacýlýk Hareketi Ýçinde Zonguldak Ma-den Ýþçileri ve Sendikasý, ZonguldakMaden Ýþçileri Sendikasý Yayýný, Zon-guldak.

Kent Tarihi ‘05

123

Page 25: ZONGULDAK VE TÜRKÝYE TOPLUMSAL TARÝHÝNÝN ACI BÝR …kisisel.ankara.edu.tr/politics.ankara.edu.tr/makal/ZOKEV.pdf · gulanan 1867 tarihli Dilaver Paþa Nizamnamesi, iþçileri

Prof. Dr. Ahmet Makal

123

Kessler, Gerhard (1948) “Zonguldak veKarabük’teki Çalýþma Þartlarý”, Ýstan-bul Üniversitesi Ýktisat Fa-kültesi Mec-muasý, Cilt: 9, No. 3, Nisan 1948, s.173-196.

Koçak, Cemil (1986) Türkiye’de Milli ÞefDönemi: 1938-1945, Yurt Yayýnevi,Ankara.

Lütfiye Þimþek ile Bartýn’ýn Kutlubeyyazý-cýlar köyünde 17 Ekim 2004 günü ya-pýlan görüþme (Mükellef iþçi HamitÞimþek’in eþi, 1340 doðumlu).

Makal, Ahmet (1999) Türkiye’de Tek Par-tili Dönemde Çalýþma Ýliþkileri: 1920-1946, Ýmge Kitabevi Yayýnlarý, Anka-ra.

Makal, Ahmet (2002) Türkiye'de Çok Par-tili Dönemde Çalýþma Ýliþkileri: 1946-1963, Ýmge Kitabevi Yayýnlarý, Anka-ra.

Makal, Ahmet (2004) “Türkiye’de 1946-1960 Dönemindeki Grev Tartýþmalarýile Grevler Üzerine Bir ÇözümlemeDenemesi (II)”, Birikim, Sayý: 183,Temmuz 2004, s. 73-88.

Makal, Ahmet (2005a), “65. Yýlýnda MilliKorunma Kanunu, Çalýþma Ýliþkilerive Ýþ Mükellefiyeti Üzeri-ne Bir Ýncele-me”, Toplum ve Bilim, Sayý: 102, s.55-91.

Makal, Ahmet (2005b), “Toplumsal BirKarabasan: Ýþ Mükellefiyeti”, RadikalÝki, 27.2.2005.

Milli Korunma Kanunu Uyarýnca ÇýkarýlanKoordinasyon Kurulu Kararlarý (KKK).

Mustafa Ürküt ile Bartýn’ýn Esenyurt kö-yünde 17 Ekim 2004 günü yapýlan gö-rüþme (Emekli maden iþçisi, 1934 do-ðumlu).

Özeken, Ahmet Ali (1944) Ereðli KömürHavzasý Tarihi Üzerinde Bir Deneme,Kenan Matbaasý, Ýstanbul.

Özeken, Ahmet Ali (1948) “Türkiye’deSanayi Ýþçileri”, Ýçtimaî Siyaset Konfe-ranslarý, Birinci Kitap, s. 56-81.

Resmi Gazete, deðiþik nüshalar.Seyda, Mehmet (1970) Yanartaþ, Ýki Cilt,

Ararat Yayýnevi, Ýstanbul.Talas, Cahit (1992) Türkiye’nin Açýklama-

lý Sosyal Politika Tarihi, Bilgi Yayýnevi,Ankara.

T.B.M.M. Çalýþma Komisyonu Üyesi Mil-letvekillerinin 15.7.1947-12.9.1947Tarihleri Arasýndaki Araþ-týrma Gezi-lerine Ýliþkin Raporlarý, Devlet Arþivle-ri Genel Müdürlüðü, Cumhuriyet Arþi-vi, 490.01/728.495.5 Numaralý Dosya(Daktilo).

T.B.M.M. Zabýt Ceridesi, Devre: VI, Ýçti-ma: 1, Cilt: 8-10, 3.1.1940-18.1.1940,Ankara, 1940.

T.B.M.M. Zabýt Ceridesi, Devre: VI, Ýçti-ma: 3, Cilt: 25, 4.5.1942-29.5.1942,Ankara, 1942.

Yalçýn, Ýrfan (1989) Ölümün Aðzý, ÝkinciBaský, Gölge Yayýnlarý, Ýstanbul.

Yersel, Kadri (1989) Madencilikte Bir Ö-mür: Anýlar - Görüþler, Yurt Madencili-ðini Geliþtirme Vakfý - Maden Mühen-disleri Odasý Ortak Yayýný, Ýstanbul.

Yiðiter, Umran Nazif (1943) Kömür Hav-zasýnda Amele Hukuku, Ocak Yayýný,Zonguldak.

Zaman, Ekrem Murat (2004) ZonguldakKömür Havzasýnýn Ýki Yüzyýlý,TMMOB Maden Mühendisleri OdasýYayýný, Ankara.