· web viewpeyzaj mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir...

68
PEYZAJ MİMARLIĞINDA TEMEL ELEMANLAR Peyzaj, belli bir görüş çerçevesine giren manzara halidir. Yeryüzü bu bakımdan sonsuz ve sınırsız doğa içinde bir peyzajlar evrenidir. Peyzaj oluşumuna göre doğal ve kültürel olmak üzere ikiye ayrılır (PAMAY, 1979). DOĞAL PEYZAJ: Sürekli bir kompozisyondur. Bu peyzajı meydana getiren öğeler, form, ölçü, doku ve renk içinde devamlı değişme ve olgunlaşma halindedir. Doğal peyzajın, Özel çeşitleri olarak dağ, deniz ve kıyı peyzajından, orman ve step peyzajından, kış ve - bahar peyzajından vb. bahsetmek mümkündür. Doğal dış kuvvetler genellikle peyzajı bozma eğilimindedir. Buna karşılık, peyzaj unsurları arasındaki yardımlaşma, peyzaj tablosunun belirli ve dengeli bir ortam içinde kalmasını sağlar. KÜLTÜREL PEYZAJ: Kültürel peyzaj ise, insan eliyle oluşmuş, daha çok insanın ve toplumun faydalanmasına ayrılmış kültürel sahalar ve bunların meydana getirmiş olduğu peyzajdır. Toplumların doğayı kullanış amaçlarına ve biçimlerine göre farklılıklar gösterir. Bu bakımdan kültürel peyzajı da ikiye ayırabiliriz. Kentsel peyzaj ve kırsal peyzaj (AKDOĞAN ,1984 ) a. Kırsal Peyzaj: Kırsal alanlar, şehirsel ve doğal alanlar arasındaki geçit ve bir bakıma tampon görevi yapan alanlardır. 1. Tarımsal Peyzaj: Tarımsal peyzaj bunlardan birisidir. Meyvelik, sebzeliklerle, çiçeklikler bu tip peyzajın konusudur. 2. Endüstri Peyzajı: Kalkınmış ülkelerde sanayi tesislerin, maden ocaklarının ve endüstri ile ilgili diğer yerleşmelerin ortaya çıkardığı peyzajdır. 3. Yol Peyzajı: Kazı ve dolgu şevleri, refüjler, kavşaklar, yaya geçitleri, otoparklar, rekreasyon alanları, hep yol peyzajına dahil konulandır. 4. Orman Peyzajı: Orman parkları, orman işletmeleri, tesisleri, ağaçlandırılmış sahalar gibi ormancılıkla ilgili faaliyetler sonunda doğmuş olan peyzajdır. 5. Turistik Peyzaj: Turistik peyzaj ise, turistik yerler, tatil köyleri, sahil siteleri, kayak sahaları, sportif tesisler, kaplıcalar gibi

Upload: trinhhanh

Post on 11-Jul-2019

219 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

PEYZAJ MİMARLIĞINDA TEMEL ELEMANLAR

Peyzaj, belli bir görüş çerçevesine giren manzara halidir. Yeryüzü bu bakımdan sonsuz ve sınırsız doğa içinde bir peyzajlar evrenidir. Peyzaj oluşumuna göre doğal ve kültürel olmak üzere ikiye ayrılır (PAMAY, 1979).

♦ DOĞAL PEYZAJ: Sürekli bir kompozisyondur. Bu peyzajı meydana getiren öğeler, form, ölçü, doku ve renk içinde devamlı değişme ve olgunlaşma halindedir. Doğal peyzajın, Özel çeşitleri olarak dağ, deniz ve kıyı peyzajından, orman ve step peyzajından, kış ve - bahar peyzajından vb. bahsetmek mümkündür. Doğal dış kuvvetler genellikle peyzajı bozma eğilimindedir. Buna karşılık, peyzaj unsurları arasındaki yardımlaşma, peyzaj tablosunun belirli ve dengeli bir ortam içinde kalmasını sağlar.

♦ KÜLTÜREL PEYZAJ: Kültürel peyzaj ise, insan eliyle oluşmuş, daha çok insanın ve toplumun faydalanmasına ayrılmış kültürel sahalar ve bunların meydana getirmiş olduğu peyzajdır. Toplumların doğayı kullanış amaçlarına ve biçimlerine göre farklılıklar gösterir. Bu bakımdan kültürel peyzajı da ikiye ayırabiliriz. Kentsel peyzaj ve kırsal peyzaj (AKDOĞAN ,1984 )

a. Kırsal Peyzaj: Kırsal alanlar, şehirsel ve doğal alanlar arasındaki geçit ve bir bakıma tampon görevi yapan alanlardır.

1. Tarımsal Peyzaj: Tarımsal peyzaj bunlardan birisidir. Meyvelik, sebzeliklerle, çiçeklikler bu tip peyzajın konusudur.

2. Endüstri Peyzajı: Kalkınmış ülkelerde sanayi tesislerin, maden ocaklarının ve endüstri ile ilgili diğer yerleşmelerin ortaya çıkardığı peyzajdır.

3. Yol Peyzajı: Kazı ve dolgu şevleri, refüjler, kavşaklar, yaya geçitleri, otoparklar, rekreasyon alanları, hep yol peyzajına dahil konulandır.

4. Orman Peyzajı: Orman parkları, orman işletmeleri, tesisleri, ağaçlandırılmış sahalar gibi ormancılıkla ilgili faaliyetler sonunda doğmuş olan peyzajdır.

5. Turistik Peyzaj: Turistik peyzaj ise, turistik yerler, tatil köyleri, sahil siteleri, kayak sahaları, sportif tesisler, kaplıcalar gibi çeşitli yerler hepsi turistik peyzajın önemli konularını teşkil eder.

1

Page 2:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

b. Kentsel Peyzaj: Kentlerde ortaya çıkan blokların, beton ve taş yığınlarının çevresiyle birlikte yarattığı peyzajdır. Bunlar, insanı topraktan, sudan ve hatta gün ışığından yoksun bırakırlar. Bu bakımdan; insanı doğaya yaklaştırmak, onu bu sevimsiz kitlelerden kurtarmak için kent içindemeydana getirilmiş olan parklar, bahçeler, dinlenme yerleri ile mezarlıklar, meydanlar,hep kent peyzajının yeşil unsurları olarak önem taşırlar.

Peyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu) göre, doğal kaynakları koruyarak, doğal ve insan yapısı öğelerin beraberce kullanımı sonucu oluşturulacak çevrenin faydalı ve zevkli bir amaca hizmet edebilmesi için bilimsel, kültürel, sosyal, ekonomik, estetik yollarla arazinin planlanması, tasarlanması yöntemidir. Öteden beri peyzaj mimarisi, küçük bahçelerin düzenlenmesinden, yüzlerce kilometrekare büyüklüğündeki arazilerin planlamasına kadar, açık alandaki çevrenin her yönüyle ilgili projelerde yer ve rol alarak geniş bir çevrecilik anlayışı ile anılmıştır.

Peyzaj mimarı, geniş ve karmaşık nitelikteki potansiyel tasarım ve çevre konularıyla ilgili sorunları çözebilmek için, sanat, mühendislik, ekoloji, coğrafya, sosyoloji, psikoloji, hortikültür gibi değişik disiplin alanında bilgi ve beceri sahibi olmak, bunun yanında eğlence, dinlenceye ayırabilecek zamana sahip insan sayısının artmasına karşılık giderek daralan kaynakların doğurduğu sorunlarla da başa çıkabilmek zorundadır. Bu özelliklerle peyzaj mimarı, her projenin şartlarını duruma göre adapte edebilmelidir.

Bu geniş çerçeve içerisinde peyzaj mimarlığı mesleği, sanatla bilimi birleştiren, öncelikli hedefi insanlarla onların açık alanlardaki etkinliklerini arazi ile duyarlı bir biçimde birleştirmek olan tasarım disiplinidir. Sonuçta çalışılan alanın ekolojik, sosyal, ekonomik ve estetik yönlerini ve projede gerekli olan istemleri duyarlılıkla dikkate alınması gerekmektedir. Sonuçta, günden güne, aydan aya, yıldan yıla, dış çevre çalışmalarını doğuracak anlamlı ve zevkli kılacak şey peyzaj mimarisidir.

Peyzaj mimarlığının da dahil olduğu her sanat ve tasarım disiplini için o disipline özgü bazı belirli araç ve gereçler, karakteristik bir nitelik taşır. Bu araç ve gereçler, o disiplinin sanatçısı ve tasarımcısı tarafından kendi amaçlarını, düşüncelerini, anlayışlarını, duygularını başkalarının beğeni ve kullanımı için algılanabilir bir forma dönüştürmek için kullanılır. Örneğin heykeltraş, kil, taş, ağaç ya da çeliği kullanarak düşüncelerine gerçeklik kazandırır. Ressam,yağh boya, mürekkep, karakalem kullanabilir.

Benzer şekilde peyzaj mimarı da düşüncelerini gözle görülür bir forma dönüştürmek için iki grup araç, gereç ve materyalden yararlanır. 1- grafik yada model formunda bir tasarım ortaya koyabilmek için kalem., mürekkep, kağıt, karton, bilgisayar ve diğerleri, 2- tasarımın fiilen üç boyutlu bir gerçekliğe dönüştürülmesinde kullanılan arazi formları, bitki materyalleri, yollar ve zemin kaplamaları, basamaklar, duvarlar, su, su öğeleridir. Bu ikinci grup araç -gereç - materyal, peyzaj mimarlığına ait tasarımın temel fiziksel elemanlarını oluşturur. Bu fiziksel tasarım elemanlarından ilk olarak yeryüzü şekillerini inceleyeceğiz.

2

Page 3:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

I.ARAZİ FORMU

Yerşekli, her türlü dış çevre aktivitesi için temel olmakla beraber dış çevre düzeni içinde hem artistik, hemde gerekli bir elemandır. Arazi şekli topografya ile eşanlamlıdır. Yerşekli vadi, dağ, tepe, çayır v.s. yerleri ifade eder. Bu tip yerşekilleri makıo yer şekilleri olarak adlandırılır. Yükselti, girinti, çıkıntı, bayır, rampa, basamak, gibi seviye farklarına ise mikro yerşekilleri denir Her durumda yerşekilleri, dış çevrenin alansal elemanlarıdır. Peyzaj mimarisinde yerşekilleri, alanın tanımı, algılanması, yükseltileri, mikro iklimleri, toprak kullanımı, estetik karakteri bakıları, drenaj problemleri, yeralacak fonksiyonların yerleri gibi işlevlere etki eder. Yerşekilleri peyzaj mimarsinin herhangi bir parçasının yapısını oluşturan ve altım çizen bir faktör olarak düşünülebilir. Bir mekanın incelenmesi söz konusu olduğunda ilk önce topografyasını incelemek gerekir. Yerşekilleri, tasarımcıya değişik kullanışların, mekanların, elemanların kullanımını organize etme ve yönlendirme imkanı verir (şekil 2-3). Tasarım sürecinde ilk yapılması gereken vaziyet planının ortaya çıkarılmasıdır. Bu alanın topografık yada havadan elde edilen gözlemler sonucu elde edilir. Vaziyet planı elde eden tasarımcı artık bunu tasarımını gerçekleştirebilmek için kullanır. Bu sürecin ilk adımlarından biri işlev diagramının ortaya konulmasıdır (şekil 5). Peyzaj mimarisinin en önemli özelliği yerşekillleri üzerinde çalışma ve ona şekil verme sanatıdır. Diğer birçok meslekde yerşekilleriyle çalışsada hiçbiri peyzaj mimarisinin kullandığı ve yararlandığı metod ve bilgi dağarcığına sahip değildir.

ARAZİNİN (ŞENEL ÖZELLİKLERİ

Yerşekilleri dış alan tasarımlarını ve mekanla ilgili bir takım faktörleri de etkiler.

♦ ESTETİK KARAKTER: Her ölçekte yerşekillerinin peyzaj mimarisinin ritmik ve estetik karakteri üzerinde etkisi vardır. Dağlar, tepeler, vadiler, ovalar, çayırlardan herbiri kendilerine ait özellikleri olan yer şekilleri tipleridir. Ova; düz , geniş alçak arazilerle tanımlanır. Yamaç, eğimli arazi şekilleriyle tanımlanır.

Bölgesel yükseklik farkları ile tepelik, dağlık alanlar, peyzaj mimarisinde farklı etkiler doğurur. Bir insan vadide durduğunda, dağlar, tepeler görsel önem kazanır. Birbirine yakın eğimler hızlı ritm yaratır. Dağlık, tepelik araziler peyzajı böler. Kapalı mekan etkisi yaratır. Birbirinden uzak tepeler peyzajı bütünleştirir. Açık mekan etkisi yaratır. Ve yavaş ritmden söz edilir (şekil 13). Ritm belirli aralık tekrarıdır. Değişik arazi tiplerinin bölgesel ritm ve karakter etkilerinden başka kendilerine bağlı ve estetik şekilleriyle ilgili etkileri de vardır. Buna en güzel örnek İtalyan rönasans bahçesi Villa Lonte Deste verilebilir. Bir vadiden bakışı kolaylaştıracak şekilde teraslar halinde getirilmiş bahçe örneğidir. Burada suyun yüksekten alçağa doğru akışı da eklendiğinde dramatik görüntüler elde edilebilinir. Versay gibi Fransız Rönensans bahçeleri de Fransanm topografyasına uygun tasarlanmıştır. Düz arazide formel hatlı, sert geometrik formlar kullanılarak Rönesans bahçeleri tasarlanmıştır.

3

Page 4:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

İngiltere genelinde görülen yumuşak hatlı topografya ile uyumlu tasarım gerçekleştirilir.

İtalyan, Fransız, İngiliz peyzaj stillerinin tamamı bulundukları yerdeki arazi çekim şahsiyetine bağlı olarak oluşturulmuştur. Eğir bu stillerden biri ikisinden birinin bölgesinde yaratılmaya çahşılsaydı yok olmaya mahkum olurdu (şekil 14-15-16).

♦ MEKANSAL DUYUM: Bir insanın dış çevreyle ve sınırlarıyla ilgili tutumu ve duygulan aynı zamanda yerşekilleri ile de ilgilidir. Dümdüz bir arazi, yatayda tanımın yapılamadığı, tam algılanamadığı bir alandır. Tepecik ve yükseltiler ise sınırlama, tanımlama gibi Özellikler gösterir (şekil 17 ). Tepe yüksekliği arttıkça, alanda sınırlılıkta o kadar hissedilir olur. Yuvarlak hatlar nasıl bir rahatlama hissi gösteriyorsa, sert hatlar heyecan hissi verir (şekil 18 ).

♦ DRENAJ: Suların toplanması, denetim altına alınması ve uzaklaştırılması ile ifade edilen drenaj, arazi dikleştikçe hızı artar, yani toprak üstünde su hızla akıp gider: Mevcut yüzeysel akışın, yerşekillerine göre farklıklar göstereceği mutlaktır.

♦ MİKROİKLİM: Yerşekilleri güneş ışınları ve rüzgar için de etkilidir. Karasal iklim bölgelerinde güneye dönük tepeler kışın diğer yerlere göre daha çok güneş ışını alırlar. Kuzeye bakan yamaçları olan tepeler ise bunun tam tersine çok az güneş ışını alırlar. Yazın bütün bölgeler güneş ışını almasına rağmen özellikle akşam güneşi alan batıya bakan tepeler daha sıcak olur. Şekil 1.20'de güneş ışını açısından karasal iklimdeki tepelerin genel durumu verilmiştir. Rüzgarın yönü incelendiğinde kuzeybatı yönü tepelerin soğuk, güneydoğu yönlü tepelerin de kışın en korunan tepeler olduğu görülür. Yaz aylarında, güney batıya bakan tepelerin güney batı yaz meltemlerinin serinletici etkisinden en çok yararlandığı görülür.

♦> ARAZİNİN İŞLEVSEL KULLANIMI: Her alanın işlevsel kullanımında yeryüzü şekillerinin önemli etkisi vardır. Çünkü mekanların yerleştirilebilmesi, yeryüzü sekilinin o mekan için uygun olup, olmaması konusunda bize bilgi verir. Yüzey ne kadar düzse genişleme imkanı da o kadar, fazla olur. Ayrıca bu tip yüzeyler bina yapımı, daha sonra genişlemeyi, yolların kolay yapımını ucuza çıkarmayı kolaylaştırır.

ARAZİ FORMUNUN PLAN ÜZERİNDEKİ İFADESİ

Peyzaj mimarisinde değişik yerşekillerinde çalışırken ilk Önce onu ifade etme tekniklerini iyi bilmemiz gerekmektedir.

Topografyanın ifade edilebilmesi için, en çok kullanılan terimler, kontür çizgileri (Eşyükselti eğrileri), tonlama ve renk, tarama matamatiksel ifadeler, üç boyutlu modeller ve bilgisayar grafikleridir. Şimdi bu topografya ifade metodlarmı görelim.

4

Page 5:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

EŞYÜKSELTİ EĞRİLERİ:

Bir eşyükselti eğrisinin ne olduğu ve eşyükselti eğrileri ile bir topografık yapıya nasıl tanım ve yorum getirildiğini bir peyzaj mimarı olarak çok iyi bilmek gerekir. Teknik bakımdan bir eşyükselti eğrisi, sabit bir kıyas düzleminin örneğin deniz seviyesi yüzeyinin altında ve üstünde kalan eşit yükseklikteki bütün noktaları birbirine bağlayan hayali bir çizgi olup, bir plan yada harita üzerinde yer alan böyle çizgiler topografik durumun bir grafik gösterimidir.

Eşyükselti eğrileri hayali bir çizgi olduğundan anlaşılması ve doğada görsel olarak algılanması zordur. Ancak bir havuz yada göl kıyı çizgisi, doğal eşyükselti eğrisinin görsel algılanması bakımından en iyi örnektir. Peyzaj mimarlarının ve kent planlamacılarının geliştirmek zorunda olduğu bilgi, deneyim ve hüner, genelde topagrafık haritalar olarak adlandırılan eşyükselti eğrili harita veya planlardan arazi şekillerini analiz etme, yorumlama ve gözde canlandırma yeteneğidir.

Eşyükselti eğrileri arasında mesafe bir plandan diğerine, planın ölçeğine, arazinin eğimine, arazi şeklinin durumuna göre değişir. Birçok plan ölçeğinde 1 - 2 - 5 m. olabilir. Bölgesel ölçekte, ölçek büyüdüğü için aralıkta büyür. 5- 10-15 ...m. olabilir.

Eşyükselti eğrileri ile çalışırken bir takım temel prensipler vardır. İlkönce var olan eşyükselti eğrisi nokta nokta gösterilir. Önerilen eğri ise düz ve devamlı çizgiler halindedir. Toprak yüzeyindeki her değişim ona şekil verme etabında önem kazanır.

Bu kazı dolguların bir amacı vardır.

♦ Doğru alt yapıyı, drenajı sağlamak♦ İstenilen fonksiyonları mekana yerleştirmek♦ Estetik ve hoş görünümlü alanlar yaratmak.

Eğer bir yere toprak ekleniyorsa buna dolgu, bunun tam tersi toprak çıkartılıyorsa buna kazı denir. Çoğu zaman alanlarda hem dolgu, hem kazı yapılır.

Bir eşyükselti eğrisi üzerindeki bütün noktalar aynı yüksekliğe sahiptir. Yani böyle bir eğri , eşit yükseklikteki noktaları birbirine bağlar.Mevcut arazi formunu yansıtan eğriler , mevcut eşyükselti eğrileri olarak adlandırılırlar ve ince kesik çizgilerle gösterilirler.Her beş eşyükselti eğrisinde bir eğri , okuma kolaylığı sağlamak için daha koyu çizilir.Geliştirilmiş arazi formunu yansıtan eğriler ise tasar eşyükselti eğrileri olarak adlandırıhr,düz çizgilerle gösterilir (şekil 26 ). Tesviye değişiklikleri ya dolgu ,ya kazı ,yada hem dolgu hemde kazı işlerini gerektirir .Planda tasar eşyükselti eğrisinin örneğin daha alçak kotlu mevcut eşyükselti eğrisine doğru geliştirilmesi bir dolgunun ,aksi durum ise bir kazının olduğunu gösterir (şekil 27 ). Tesviye planında , mevcut topografyada bir değişiklik yapılması öngörülen kesimde tasar eşyükselti eğrisi değişikliğin başladığı noktada mevcut eşyükselti eğrisinden ayrılır ve değişikliğin bittiği yerde tekrar mevcut eşyükselti eğrisi ile birleşir (Şekil 28). Bir eşyükselti eğrili haritanın etüdünde eşyükselti eğrileri arasındaki kot farkı kontrol edilmelidir. Aynı zamanda haritanın ölçeğide kontrol edilmelidir. Örneğin 1/1000 ölçeği, harita üzerinde 1 cm uzunluğun arazide 10 m'ye eşit olduğunu gösterir.

5

Page 6:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

l"s 2.54 cm lft = 30 cm gösterir.

Her eşyükselti eğrisi harita düzlemi sınırları içinde ve dışında kapalı bir poligon oluşturur.Ancak uçurum, kayalık yerler istinai durumlarda oluşturur. ( Şekil 29 ).Eşyükselti eğrileri normal koşullarda hiç bir zaman birbiriyle keşimez kapalı bir poligon oluşturur.

Bir arazi formunun gözde canlandırılması veya tahayyül edilmesi için kotların önemi büyüktür. Bu kotlar yardımıyle profiller veya kesitler çizilir. Bir profil veya kesit ,hem mevcut hemde tasarlanan durumu gösterir. Bir kesit,arazi yüzeyine dik olarak alman iki boyutlu bir düzlem olup kesit hattı boyunca arazi yüzeyinin düşey seyrini gösterir. Kesit alınırken dikkat etmemiz gerekenler; kesit düzlemi planda belirgin bir biçimde gösterilerek isimlendirilir. Bakış yönü belirlenir. Yatay ve düşey ölçek gösterilir. Eşyükselti eğrisinin kesit düzlemini kestiği noktalar kesit üzerine yükseklikleri ile işaretlenir. Arazi yüzeyinin eğim durumunu ortaya çıkarmak için bu noktalar düz hatlar ile birleştirilir (SEÇKİN 1998 ) (şekil 31 )

Birbirine yakın geçen eşyükselti eğrileri dik bir yamacı, seyrek geçen eşyükselti eğrileri de nispeten düz veya hafif, az eğimli yerleri gösterir.

Topografık yapı; sırt, dere, tepe, çukur, yamaç, boyun gibi geometrik özelliklere sahip olup, arazi formu analizinde büyük önem taşıyan bu özelliklerin eşyükseti eğrileri ile tanımı farklılık gösterir. Bir sırt ya da dereyi gösteren eşyükseti eğrilerinin şekli birbirlerinin aynıdır. İç içe seyreden eşyükselti eğrilerinin daralan kısmımdan itibaren sağlı sollu geçen eşyükselti eğrilerine ait kot değerinin giderek küçülmesi bir sırtın, büyümesi ise bir derenin ifadesidir. Genellikle bir sırta ait eşyükselti eğrileri yuvarlak, dereye ait olanlar ise sivri şekillidir. ( Şekil 32).

Tümsek ( Dışbükey yerşekilleri) çevresine göre en yüksek yerleri oluşturan tepe yada dağ gibi arazi şekilleridir. Çukur (İçbükey yerşekilleri) ise çevresine göre en alçak yerlerden oluşan arazi formudur. ( Şekil 33 ), ( Şekil 34 ).

NOKTA KOTLARI: Nokta kotları yükseklikleri belirtmek için kullanılan bir başka metodur. Bir nokta kotunun en gerçek değeri bu noktanın onu çevreleyen en yakın eşyükselti eğrisine olan uzaklığından yola çıkılarak bulunur. Bu işleme interpolasyon adı verilir. Genellikle bir nokta kotunun her tarafının bu eşyükselti eğrisine eşit uzaklıkta olduğu kabul edilir. Nokta kotları köşeler, bina yeri, yüksek ve alçak noktalar, duvar üstleri, gibi alanları göstermek için kullanılır. Nokta kotları çok hassas eğim noktalarını göstermek için kullanılır. Bu nokta kotları ile mevcut tesviye eğrilerini, kazı - dolgu yaparak düzeltilmiş tesviye eğrileri ile plan üzerinde göstererek arazinin alacağı yeni şekli gözlemleyebilir. En iyi sonucu bulana kadar plan üzerinde işlem yapabiliriz. ( Şekil 36 ).

TARAMALAR: Taramalarda plan üstünde yerşekillerini göstermek için kullanılan bir başka ifadedir. Tarama eşyükselti eğrilerine dik çizilmiş çizgilerden oluşur. Taramalar sıklaştıkça eğimin fazlalaştığı ortaya çıkar. Tarama sıklığı aralandıkça eğimin de azaldığı görülür. Taramalar yüksekten, alçağa doğru yapılır. Böylece arazi şekli tanımlanmaya başlanır. Taramalar koyu yada açık çizilerek yapılırsa üçboyutlu bir izlenimde verebilir ( Şekil 37).

6

Page 7:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

TONLAMA VE RENK: Tonlama ve renkte taramalar gibi kullanılarak yerşekilleri ifade edilir. Bunun tipik örneği röliyef haritalarıdır. Harita da değişik yükseltiler değişik tonlama ve renklerde gösterilir. ( Şekil 38 ).

Tonlama ve renkler aynı zamada yükseklik analiz haritalarında da kullanılır. Dik yerler daha koyu, eğimi az olan alanlar ise açık ton ve renklerle ifade edilir. Eğim analiz plan'ında tonlama ve renk yaparken analitik olarak burada eğimin ne kadar olduğunun bilinmesi gerekecektir.

%0 - 5 eğim düz ve düze yakın alanlardır. % 5 - 10 eğim tatlı eğim, % 10 - 15 eğim orta eğim, % 15 ve üstü çok eğimli alanları gösterir. Eğim analiz planı gerçekleştirilirken yerşeklinin tanımlamak adına bazı metodlardan yararlmılır.

MAKET ÇALIŞMASI: Özellikle iki boyutta istediği ifadeleri ortaya koyamayan tasarımcılar için, yer şekillerinin en etkin biçimde ortaya koyulması metodudur. Maket için materyal seçimi modelin amacına, bütçesine, yerşeklinin yapısına göre değişir.

BİLGİSAYAR GRAFİKLERİ: Günümüzde bilgisayar programları bir bölgenin topografik yapısını hem iki, hem üç boyutlu sunabilecek durumdadır. ( Şekil 41 ). Bu sistemin amacı ve avantajı, kullanıcıya topografik bölgeyi değişik açılardan görebilime olanağı sunmasıdır.

ARAZİ FORMUNUN ORTAYA ÇIKARTILMASINDA UYGULANANMETODLAR

ORANTI METODU: Bu metod bir yükseltinin yatay mesafesi ile yükseltisi arasındaki oranı ifade eder. Birinci rakkam mesafeyi, ikincisi dikey mesafeyi simgeler. Genellikle dikey yükselti l'e indirgenir. Bu metod küçük mekanların projelerindeki eğimler için daha çok kullanılır. Aynı zamanda tasarım konusunda bazı standartlar ve prensipler oluşturmak içinde kullanılır. Bunlardan bazıları şöyledir.

2: 1- Erozyonun sözkonusu olabileceği bir eğim 3:1- Çim ve bitki dikimi için ideal eğim 4: 1- Çim biçme makinasmın çalışabileceği bir eğim. (Şekil 42).

YÜZDE METODU: Dikey yükselti değişiminin, yatay mesafeye bölünmesiyle elde edilir. Örneklersek ; 3 m. yükseklikteki bir yükseltinin yatay mesafesi 15 m. ise eğim 3/15 -0.2 yani % 20 olur. İki matamatiksel yöntemden yüzde metodu yöntemi daha geniş çaplı kullanımı olanıdır. Tıpb diğerleri gibi bu metodla da çizimler için çeşitli standarlar ve prensipleri ortaya konabilir.

7

Page 8:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

% O 1 ÇOK DÜZ : Birçok durumda altyapı gelişimi için istenmeyen bir eğim grubudur.

% 1 - 5 DÜZ : Birçok işlev ve kullanım için ideal kabul edilir. Bu eğimgrubunda otopark, tenis kortu gibi yerlerin yapımı daha

kolaydır.Bu eğim grubunu spesifik standartlarla açıklarsak. % 1 eğim

: Çim alanları için önerilen minumum eğim. % 2 eğim : Çim alanlar için önerilen maksimum eğim. % 3 eğim : Bu naktadan sonra eğim bir engel oluşturur. % 3'lük eğim

fazlası artık kademe değişikliğidir.

% 5-10 EĞİM: Bu eğimde, birçok alt yapı elamanı ve işlevi eğime göre çeşitli önlem ve kolaylıklar sağlandıktan sonra gerçekleştirilebilir. Yürüyüş yolları için % 10'luk eğimde maksimumdur.

% 10-15 EĞİM : Bu eğim birçok arazi donanım ve işlevleri için çok fazla olarak kabul edilir. Topografya ile ilgili ortaya çıkacak kazı ve dolgu işlemlerinin titizlikle yapılması gerekecektir.

% 15 ve ÜSTÜ EĞİM: Birçok arazi donanım ve işlevinin gerçekleşmesine olanak tanımaz. Bu eğimde çalışmak çok fazla maliyet gerektirecektir. Fakat yine de akıllıca ve hassasiyetle yapılacak mimari katkılarla ortaya güzel eserler çıkması olağandır.

ARAZİ FORMLARININ SINIFLANDIRILMASI

Yerşekilleri, eğim, ölçek, jeolojik kaynak formlarına göre, birçok değişik yolla kategorize ve analiz edilebilirler. Bu kategorilendirmenin herbiri topografyayı anlama ve analiz etme bakımından yararlı olsada, işlevsel ve görsel açıdan yerşekli peyzaj mimarisi için en önemli olanıdır. Şekil bakımından sert zeminlerin ve açık alanların bütünlüğü esaslı bir bileşimi sayılır. Sert zeminler, alanları belirleyici elemanlarıdır. Açık alanlar ise bu sert zeminlerin, ve boş alanlar arasında, deniz seviyesi, dışbükey, iç bükey yüzeyler, vadiler gibi kavramlar oluşmuştur.

DÜZ ARAZİLER: Yassı, ufuk düzlemine paralel arazilerdir. Teorik olarak bu mümkün olsa da, paratikte böyle bir arazi bulmak mümkün değildir. Çünkü tüm arazilerin üstünde az da olsa ufak tefek eğimler, inişler, çıkışlar olabilir. Sonuçta buradaki yassı sözü, düz araziler için genel anlamında kullanılmıştır. Bu arazi tipi hepsinin en basitidir. Yükseklikteki değişkenliğin olmayışı, bu arazi tipini stabil yapmaktadır. Dünyanın jeolojik dengesine de uygundur. Bu nedende yassı araziler üzerinde bulunan kişiler kendilerini rahat ve güvende hissederler. Bu tip araziler açıklık, genişlik duygusu yaratır. Yatayda alansal tanım yoktur. Görüş tamamen açıktır. Koruntudan uzak alanlardır. Alansal tanım, zemine biçim verilerek yapılır. Aynı zamanda alana bir takım elemanlar eklenerek, bu tanımsızhk ortadan kaldırılır. (Şekil 45 ). Düz arazi üzerinde yatay çizgilerin bir kuvveti vardır. Yatay biçimler,

8

Page 9:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

düz arazi biçimleri ile uyum sağlamaktadır. ( Şekil 47 ). Düz alanlardadikkati çekecek bir eleman olmadığından ,bunun üzerine ilave edilecek her hangi bir obje dominant duruma geçer. Düz arazilerde bir Öğenin yüksekliği özde olsa uzaktan algılanıp görülebilir. Dikey sekililer, yatay arazi ile kontrast yaratır. ( Şekil 48 ).

Düz araziler, çok yönlü olarak tanımlanabilir. Belli bir noktadan tüm yönlere hareket etme olanağı vardır. ( Şekil 49 ). Bu düz arazilerde geniş dağılımlı binalar, otoparklar, spor alanları, dinlenme yerlerini, minimum kazı yaparak yerleştirmek kolaydır. ( Şekil 50 ) Bu düz alanlara geometrik, kristal, karolaj yöntemi ile, birbirinin tekrarı biçimler yerleştirmek oldukça kolaydır. ( Şekil 51 ) Bütünlük kavramı bu tip arazilerde daha kolaydır. Çünkü birçok işlevsel kullanıma olanak sağlar.Düz alanlarda bulunan insan için gökkubbe 3.boyuttur.Gökkubbe altındaki insan ,ölçüsünü kaybedebilir.Bu nedenle düz alanda yapılacak çalışmalarda insan ölçüsü dikkate alınmalı, mekan yaratılmaya çalışılmalıdır.

DIŞBÜKEY ARAZİLER: Bu tip araziler tümsek, çıkıntı, tepe, dağlar gibi alanlardır. Dışbükey şekiller, peyzaj mimarisinde odak noktası görevi üstlenirler. ( Şekil 52 ) Bu tip araziler heyecan verici, güç ve dayanıklılık duygusu veren yerlerdir. Dışbükey yerlerin ebatları nisbeten alçak ve daha nötr yerşekilleri ile çevrelendiklerinden kolaylıkla odaklaşabilirler. Aynı zamanda böyle yerler peyzaj mimarisinde referans noktaları olarak da düşünülebilir. Yanyana iki dışbükey yerşekli, bir içbükey arazi biçimi yaratır. ( Şekil 53 ) Dışbükey bir yerin üstüne konulan bir eleman, bir yapı, yüksekliği daha da ön plana çıkarır. (Şekil 55 ). Bu arazi şeklinde , en önemli faktör tesviye eğrilerinin (eşyükselti eğrisi ) olmasıdır. Ayrıca dışbükey yerlerin yüksekliği arazi üstüne eğime paralel, ve ya dik çizgiler verilerek yükseklik, vurgulanır yada vurgusu azaltılabilir. Eşyükselti eğrilerine dik şekil ve çizgiler, dışbükey biçimleri vurgularken, paralel şekil ve çizgiler, dışbükey biçimlerin etkisini azaltır. ( Şekil 57)

Dışbükey arazi sekililerinin bir başka özelliği de üzerine çıkıldığında bir egemenlik duygusu vermesidir. Bu tip yerlerde çevreye göz atma, çevreyi kontrol etme , çevreyi geniş bir perspektif içinde seyretme olanağı fazladır. ( Şekil 58 ) Dışbükey yerler ayrıca düşen suyun dinamik ve heyecan verici biçimine olanak sağlarlar. Son olarak dışbükey arazi şekilleri mikroiklimi etkiyecek alanlardır. Bakılar yüzünden bu tip yerler rüzgarlı ya da güneşli olabilirler. Güney ve güneydoğu bakılı alanlar karasal iklimde kışın güneş aldıklarından tercih edilmelidirler. Kuzey bakılar ise tam tersi güneşe kapalı olduklarından soğukturlar, tercih edilmezler. Dışbükey yerler kuzey bakı yönünde rüzgarı kesmek için kullanılır. ( Şekil 60 )

Sırt: Dışbükey arazi şekline bir benzer örnek yapıdaki sırttır. Sırt bir öncekine göre daha kompakt, içinde bulunduğu alanın uzantısı bir yükseltidir. Etraflarında bulunan çevrenin mikro iklimi üzerinde etkili olurlar. Aynı zamanda sırtlar etraflarını gözleme olanağı sunarlar (Şekil 61 ). Sırtların birçok değişik noktasında gözlem olanağı olsa da en iyisi bitiş noktalarıdır. Böyle yerler fonksiyonel kullanım için uygundur. Gözlemin kolay olduğu bu noktada, sırtın uzantısı dikkat çekicidir.

Sonuçta böyle yerler, yol, patika ve diğer ulaşılar için ideal yerlerdir.(Şekü 62 ). Sırtların bir başka karakteri de ayırıcı özelliği taşımalarıdır. Doğal bir engel olarak sırtlar iki

9

Page 10:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

vadiyi yada iki boşluğu birbirinden ayırırlar. Sırtların oluşturduğu sınırlar kesin olarak anlaşılır.

İÇBÜKEY ARAZİLER: Yeryüzünde bir girinti olduğunda yada iki dışbükey arazi yanyana geldiğinde oluşur ( Şekil 64). içbükey yerler negatif kütle, pozitif boşluk olarak adlandırılır. Plan üstünde sıkışık kontür çizgileri ile ve merkezi en düşük akım değerli yerler olarak gösterilir, içbükey yerler etkinliklerimizin yer aldığı temel şekillerdir, içbükey yerler içe doğru yönelmiş ve merkezli boşluklardır. Bu alanlar genelde soyutlanmışlık, yalnızlık, sıkışma, korunma duygusu verir (Şekil 65). Bu tip yerlerde bulunan kişi, yükseltilerin ardında bulunan diğer yerleri, parantez içe dönük yapıları nedeniyle, bir takım görsel elemanların tabana en iyi şekilde egemen olmaları gerekir. Bu nedenle anfî tiyatrolar ve benzeri yapıların bu gibi arazilere yerleştirilmesi uygun olacaktır (Şekil 66). iç bükey yerşekilleri, diğer arazi tiplerine göre daha az rüzgarlı ve daha ılık alanlardır. Buna karşılık, bu tip alanlarda drenaj problemi karşı karşıya gelinebilir. Alt yapı tesisinin iyi bir şekilde oluşturulması gerekir. Yağış sonrası bu havzalar bir su tutma yeri olarak da düşünülebir. Böylece doğal bir fonksiyon olarak göl, gölet olarak da bu alanlar değerlendirilebilinir.

Vadi: Bu son arazi şeklimizdir. Sırt ve içbükey arazi şekillerini birleştiren bir kavramdır. Vadi, içbükey arazi şekilleri gibi peyzaj mimarisinde pozitif boşluk ve ve birçok aktiviteye olanak veren bir mekandır. Aynı zamanda vadi, sırt gibi çizgisel ve yönlüdür. Yönsel niteliği nedeniyle vadi aynı zamanda peyzaj içinde hareket için kullanılan bir yerdir. Aynı zamanda vadi dipleri verimli topraklar olduğundan tarım alanları özellikle burada yer alır. Bir yol yapımı için sırt yada vadi arasında seçim yapmak gerektiğinde vadide dinlenme alanı, tarım vb. gibi başka amaçlı etkinliklerde olabileceğinde, sırt tercih nedeni olmalıdır.

ARAZI FORMUNUN İŞLEVSEL KULLANIMI

MEKANSAL TANIM: Arazi biçimi; dış çevreyi tanımlamak yansıtmak için kullanılan bir ifadedir. Mekan, eldeki temel yüzeyde kazı-dolgu yapılarak yaratılabilir. Algılanabilecek sınırlayıcı öğelerin yokluğu söz konusu olduğunda, mekanın yerini boşluk ve buna karşı sınırlayıcı Öğelerin aralıkları algılanamayacakları kadar küçükse, mekanın yerini cismin aldığını, dolayısıyla boşluk ve cismin mekan kavramının üst ve alt sınırları olarak düşünülebilinir.

Mekanı tanımlarken, fizik ve sosyal mekan bütününe, içice girmiş, birlikte çalışan bir sistem olarak bakılmalıdır. Fiziksel mekan, bir bütün olarak maddenin yayılımı olduğuna göre, bu boşluğa ve içinde bulunmamıza bağlıdır. Sosyal mekan, kendisini çevreleyen fiziksel mekan içinde, kişinin bu mekan ve kullanıcıları ile girdiği ilişkilerin tümüdür. Fiziksel mekandan kesin farklılıklar gösteren ama onsuz da var olmayan mekandır.

Mekan temel olarak bir cisim ve onu hisseden bir kişi arasındaki ilişki sonucu oluşur. Yani mekan kavramından söz edebilmemiz için bir bir algılayıcının da var olması gerekmektedir.

10

Page 11:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

Mekanı ortaya koyan, belirginleştiren mekan sınırlayıcılarıdır (Tunbiş 1987). Mekanı oluşturan öğeler 3'e ayrılır (Şekil 68).

1 .Mekan tabanı 2.Duvar 3.Tavan

İster doğal ,ister mimari mekanda olsun, ayaklarımızın altında yer alan bir yatay düzlem vardır, insan birebir ilişki kurduğu, kendisine en yakın görüş alanı içine giren bu yüzey, taban yüzeyidir, ikinci değişken arazi eğimidir yada düşey yüzeydir. Diğer mekan elemanlarına destek sağlayarak, mekanın biçimini kazanmasına yarayan birleştirici bir öğedir. (Şekil 69). İzleyicinin yeri değiştikçe alanın algılanması ve sınırları da değişir (Şekil 70). Üçüncü değişken ufuk/siluet çizgisi (Tavan). Yerşekillerinin algılanan yükseltisiyle gökyüzü arasındaki çizgisidir. Yüksekliğine ve bakan kişinin bulunduğu yere göre çizginin uzunluğu ve yarattığı boşluk değişir. Bu sınırlar içerisinde görünen alanın sınırları görüntü akışı olarak adlandırılır. Tavan yüzeyini doğal bir ortamda ağaç dalları, tepe tacı oluştururken mimari bir ortamda, yapıların üst sınırları, saçaklar, çatılar belirler.

Buna göre alanın büyüklüğüne, alanda bulunduğumuz yere göre kapalılık duygusu ortaya çıkar. Taban alanının aynı olmasına rağmen, düşey yüzeyin farklüaşmasıile mekan çeşitlenir. Sınırlamanın azlığından dolayı, mekanların tek başlarından çok, açıldıkları diğer mekanlarla birlikte algılandığı, kullanıcıya geniş bakış açısı sağlayan özgür mekanlar sınırlananın fazlalaşması ile yani düşey yüzey fazlalaştıkça sınırlanan mekan, kapalılık duygusunu ortaya çıkarır (Şekil 72). Normal görüş alanı, gözün üst tarafı için % 40, alt tarafı için ise % 20'dir. Bir kişinin algılama payı, görüş alam % 60-70'dir. % 45'lik görüş konisini doldurduğunda veya bunun üzerinde olduğunda görüş gitgide azalır. Kapalılık hissi fazlalaşır (Şekil 71). İnsan, mekan ile ilişkisini sağlarken, kendi ölçeği ile hareket edeceğinden, büyük alanlarda ona kendi boyutu ile ilişkilendirebileceği öğeler yerleştirilmesi gerektiğide unutulmamalıdır.

GÖRÜŞÜ KONTROL: Yerşekilleri yardımıyla bakış bir yöne çevrilebilir. Çevreleniş bir mekandaki bir obje, tüm gözleri etrafına toplamayı başarır (Şekil 73). Bir tepeye yada bir yüksek noktaya yerleştirilen obje, elbette uzun mesafelerden görülünebilir (Şekil 74). Aynı şekilde bir eğime, bir sırta yerleştirilen obje de karşı yamaçtan bakıldığında rahatlıkla görülebilinir. Eğim dikleşim duvar etkisi kazandığında, görüş azalır, objeleri görmek zorlaşır. Objenin bir bölümü görülebilir olduğunda, gözlemcide merak, oraya ulaşma isteği doğurur (Şekil 75). Bu durumda gözlemci objenin tümünü görmek için harekete geçer (Şekil 76).

Belirli bir mesafede tepe odak noktasını saklayabilir. Vadi tabanına yerleştirilen obje, gözlemcinin hareketiyle ortaya çıkar (Şekil 77). Bir toprak yığını, bir duvar, bir tepe, istenmeyen görüşlerigizlemek için kullanılabilinir (Şekil 79). Bu uygulama yerşekilleri üzerindeki eğimle oynama imkanı oldukça geçerli olacaktır, istenmeyen bir görüntü eğimin dikliğine göre çözümlenebilinir (Şekil 80-81). Yani yüzeyde birer tepecik oluşturup istenmeyen objeler ve manzaralar görüş dışında bırakılabilinir.

HAREKETE ETKİ: Yerşekilleri dış çevrede hem araç, hem de yaya trafığineetki etmek için kullanılır. Yerşekilleri, arazide nereye ve nasıl hareket edeceğimiz konusunda direkt etkiye sahiptir.Tipik olarak sirkülasyon,üstünde engel olmayan alanlara doğru ilerler.Düz araziler,hareket serbestliği için en iyi imkanı sunan yerlerdir.Arazi eğimli olduğu

11

Page 12:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

koşulda, hareket için gereken fiziksel enerji fazlalaşır,sonuçta seyahat süresi ve mecburi bekleme ve dinlenmeler sıklaşır. Yani yerşekilleri üzerindeki engeller arttıkça hareket güçleşir. Tüm bunların sonucunda , yaya yolları için %10'luk bir eğimden fazlası hareket için uygun olmayacaktır.Eğer eğim %10'nun altında ise arazi formunda yer alan eşyükselti eğrilerine dik olmayacak şekilde bir sirkülasyon ağına ihtiyaç vardır.Bu yol eğiminin daha da azaltılmasına çalışılan yöntemdir (şekil 84 ).Bir tepeden geçmek gerektiğinde ise en kolayı bir bir geçit yada benzeri bir yolla bunun aşılmasıdır.(şekil 85 ).

Bu uygulamanın başka bir tarafı da hareket hızını bir çizimle ortaya koymaktır, (şekil 86).Eğer yürüyüşün daha yavaş olması isteniyorsa ,alana eğim verilerek yada basamaklar konarak bu istem gerçekleşir.Tabiki bu işlemleri yaparken arazinin modilasyonunu unutmamak ,araziye uygun şekilde bu istemi çözmek gerekecektir.

MİKROİKLİME ETKİ :Batı bakısı;Sabah güneşine dolaylı açıklık ,Güney bakısı ;kışm gün boyunca güneşe açıklık ,yazın öğle güneşine açıklık ,Kuzey bakısı ;kışın güneşe doğru açıklık yok,yazın sabah erken akşam geç gün ışını ,Doğu bakısı ise sabah ışığım ve öğleden sonra dolaylı güneş ışığını alır.Rüzgar açısından ,dışbükey araziler, tepeler soğuk kış rüzgarlarını durdurmak, kesmek için kullanılır. Bunu yapmak için tepecikler yapının etrafına yada rüzgarın geldiği yere yerleştirilmelidir.

Şekil 89'da kuzeybatı rüzgarları tepeye doğru yönlendirilmiş. Bunların bir bölümü yazın evin bir bölümünün serin kalmasına yarar. Bir bölümü de yazm iki tepenin arasında boşluktan ılık rüzgar nedeniyle ılık olması dikkat çekiyor.

ESTETİK KULLANIM: Arazi tüm şekillere girebilecek plastik ve estetik özelliğe sahiptir. Peyzaj mimarisinde küçük bir kazma küreğinden, buldozere kadar herşey arazide artistik şekiller yaratmaya, dolgu yapmaya yarar.

Arazi yapısı kum ile kaplı ise, kum yumuşak bir malzeme olduğundan kolay şekillenip göz alıcı olabilir. Kaya vb. maddelerle, arazi formu somut şekillerle ve yüzey engellerine dönüşebilir.

Bunun yanında arazi formu, ışık ve iklim faktörleri ile değişik görsel efektler sunabilir. Güneş ışığının bir arazi formuna yansımasıyla, ışık-gölge ile yaratılan konsept oldukça ilgi çekici olabilir (Şekil 90). İklim doğaya kazandırdığı bu ışık ve gölge oyunları, peyzajın tekdüze (monoton) görünümlerini hafifleten ve ona canlılık veren bir fonksiyonu yerine getirir. Bu hoş görüntüler günden güne, aydan aya değişebilir. Yağmurun ve karın, arazi formuna yaratabileceği farklılıklar yadsınamaz. Nitekim şekil 91'de karın etkisiyle oluşmuş farklı arazi formu. Tepeler rüzgar nedeniyle çıplak kalmış. Rüzgarla, kar çukur alanlarda birikmiş.

Arazi formu ile oynarken hiçbir zaman tesviye eğrilerinin dik açılı olmamasına özen göstermeliyiz. Çünkü bu durumda arazi formu doğallıktan uzak bir hal alır (Şekil 92), (Şekil 93).

Arazi formu aynı zamanda, yapıların desteklendiği elemanlardır. Arazi formu bir yapının en stabl ve en sağlam şekilde temel oluşumunu sağlar (Şekil 95).

12

Page 13:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

Özet olarak arazi foru dış çevrede en etkili elemandır. Estetik olarak alansal algılamayı , manzarayı, altyapı, mikroiklimi ve arazi kullanım organizasyonunu etkiler. Peyzaj mimari elemanlarının hepsinin yüzeyde yerleşmesinden ötürü tasarım ve uygulamalarda gözönüne alınması gereken ilk şeydir.

II.BİTKİ MATERYALİ

Nasıl ki mimar ve mühendisler, çelik, beton, taş vb. gibi materyali çalışmalarında kullanılıyorsa, bitki örtüsü de sanki aynı özellik ve niteliklerde peyzajın tasarım ve uygulamalarında kullanılmaktadır. Peyzaj mimarlığında iskeleti oluşturan yeşil yapı ağaç, çalı, çiçek, yer örtücü ve çit bitkileri teşkil eder. Bitki materyali estetik ve güzelliklerinden başka çeşitli fonksiyonel özelliklere de sahiptirler. Bitkilerin seçim ve kullanışında teknik ve ilmi esaslar, estetik ve fonksiyonel prensipler rol oynamaktadır. Estetik ve fonksiyonel özelliklerle uygun bitkilerin kulllanılmasında ancak ekolojik şartların uygun olması ile mümkün olur. Dolayısıyla peyzaj düzenleme çalışmalarında uygun bitki materyalinin seçimi ve kompozisyonunda bitkilerin fonksiyonel ve estetik Özellikleri ile birlikte bu özelliklerin nerede ve nasıl kullanılacağının bilinmesi gerekir (TANRIVERDİ). Özellikle kırsal peyzaj çalışmalarında, bitkisel materyal kullanılırken ekolojik isteklerinin mutlaka bilinmesi gerekmektedir. Çünkü kırsal alanlarda kent içinde olduğu kadar bir bakım yapılamadığından bitkilerin o ekolojiye uyum sağlamış yada adapte olmuş bitkiler olmasına dikkat edilmelidir. Örneğin, kireçli ve tuzlu topraklara dayanıklı olmayan bitkilerin, bu tip alanlara dikilmesi gibi.

Bitkileri, peyzaj mimarının diğer tasarım elemanlarından ayıran özellik, bunların yaşayan, büyüyen malzemeler olmasıdır. Diğer tasarım meslek gruplarında benzer malzemeler yoktur. Öncelikle bitkiler dinamiktir. Örneğin bazı bitkiler, yılın dönemlerine göre değişen değişik özellikler sergiler.

♦ Bahar ayı, çiçekler ve sarı yeşil tomurcuklar,♦ Yaz, koyu yeşil yapraklar,♦ Sonbahar, açık yeşil yapraklar,♦ Kış, çıplak dallarla özdeşleşir.

Peyzaj mimarı, bitkilerin, mevsim değişkenliğine göre onları seçmede ve yerleştirmede dikkatli olması gerekir. Yapılan düzenlemenin sonucu çoğu zaman, uzun bir süre gerektirir. Bu nedenle tasarımcı, işverene tasarımın uzun vadede ne hal alacağını açıklamak zorundadır.

Bitkilerin yaşayan canlılar olmasından dolayı büyüme ile ilgili bir takım dış çevre şartlarının bulunması gereğidir. Toprak, altyapı, güneş, rüzgar, sıcaklık gibi faktörler, bir bitkinin büyüesini, gelişmesini olumlu yada olumsu etkileyici faktörlerdendir.

Yine bitkiler, yaşayan varlıkllar oldukları için yeterince su ve gübre alıp almadıkları konusunda dikkatli olmak gerekir. Buna ek olarak büyüyen ve güzellik sergileyen bitkilere

13

Page 14:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

bakmanın heyecan veren bir bağı vardır, insanlar gibi, bitkilerin de hayatımızda bir yeri bulunur. Onlara bir şey olduğunda üzüntü duyarız. Nitekim Tompkins'in Bitkilerin Gizli Yaşamı kitabında, btkilerle konuşanların hikayeleri, onlarla telepati kuranların ortaya çıkardığı sonuçlar saptanmıştır. Herşeyin ötesinde bitkilerin canlı varlık oluşları, onları diğer tasarım elemanlarından ayırır..

Bitkiler doğal özelliklerinden dolayı, el yapımı eleman gibi kontrollü büyümeyebilir. Her ne kadar bir budama, yetiştirme kontrolü bitkinin çapında etkiliyse de doğal faktörler bitkinin büyüklüğü ve şeklini daha çok etkiler. Bir bitkiyi belirli koşullara uyarlamak ise ekstra zaman, itina ve para gerektirir. Genel metodlar yada bonsai metodu buna örnektir. Bu istisnalar bir tarafa bazen de doğa, bazı sürprizlerle bitkilere şekil verebilir.

BİTKİ MATERYALİNİN FONKSİYONEL KULLANIMI

Birçok kişi bitkilere yalnızca mekanı doldurur düşüncesi ile bakmaktadır. Oysa bitkiler inşa (yapı) malzemeleri gibi itina ile kullanılmalıdır.

1. Peyzaj düzenlemelerinde mekanı oluştururlar. Mekanı vurgularlar2. Mimari bir karakteri ve potansiyeli mevcuttur. Mimari hatların

yumuşatılmasında rol oynar.3. Herhangi bir tasarım ünitesine form oluşturur.4. Mahremiyeti sağlamak için, kötü görüntüyü gizlemek için bir perde olarak

kullanılır.5. Peyzaja güzellik katar.6. Bir regülatör cihazı gibi vazife görürler. Bitkilerin çevrede ısıyı birkaç derece

değiştirerek mikro klimalar meydana getirdiği tespit edilmiştir.7. Erozyonun önlenmesi, tabiatın korunması, su rejiminin düzenlenmesinde çok

büyük rolü vardır.8. Dominant odak noktası olma özelliği, görsel birleştirici, ayırıcı özelliği

bulunmaktadır.

BİTKİLERİN MİMARİDE KULLANIMLARI

Bitkiler ister bireysel ister ise grup şeklinde olsun mimaride bir mekanın oluşturulması için kullanılırlar. Bunlar mekanı oluşturan çeşitli ölçülerdeki zemin örtüsü olabildikleri gibi bir duvar yada çatı elemanı olabilirler.

Mekan Yaratma: Mekan, insanı çevreden belirli bir ölçüde ayıran ve içinde eylemlerine sürdürmesine elverişli alan yada boşluktur. Mimari mekan yaratma, doğadan veya peyzaj mekanından insamn kavrayabileceği bir bölümünü sınırlamaktadır. Mekan yaratma, taban, tavan ve dikey düzleme bağlı olarak değişir.

Bitkiler ile yaratılan mekanlarda yerörtücü veya çim alanlar bile bir mekan yaratabilirler (Şekil 2) veya ağaç sıraları dik kolonlar oluşturarak alanın tanımlanmasını

14

Page 15:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

yönlendirebilirler (Şekil 3). Bitkiler, mevsimlere bağlı olarak farklı mekan oluşturabilirler. Buna bağlı olarak bitkinin yaprak yapısı, yoğunluğu, yüksekliği bu farklı mekan olgusunu arttırır yada azaltır. Yazın bir alan yapraklarla tamamen kapatılmış olabilir, kışın ise aynı alan görüş alanının dışına taşabilecek şekilde açıklık eğilimi gösterir (Şekil 5). Yaprak yoğunluğu ve dalların sıklığı bir tavan etkisi yaratıp gökyüzünün görülmesini de etkiliyebilir (Şekil 6).

Mekanı yaratan üç değişken (taban, duvar, tavan)çevreyi birlikte tanımladığına göre bu değişkenlerin farklı boyutta, hacimde kullanılarak birçok değişik kombinasyonlar oluşturulacağı unutulmamalıdır (Şekil 7).

Dış mekanı bitkiler yardımıyla oluştururken ilk önce amaç belirlenmeli ve istenilen alanın özellikleri oluşturulmalıdır.

ALANIN TANIMLANMASI

Açık Alan: Alan tanımında yalnız kısa çalılar ve yerörtücüler kullanılarak her tarafa görüş sağlayan açık alanlar yaratılabilinir. Bu insana dışarıya dönük olma, açık alandan maksimum yararlanma duygusu içerir (Şekil 8).

Yarı Açık Alan: Bir yada birden fazla kısmı, kısmen kapalı ve görüş bir tarafa açık olarak yaratılmış alanlardır. Görüşe bir noktadan açık olması, bir yanın özel olması, diğer yanın manzara görmesi istenen teras ve benzeri alanlarda kullanılmaktadır (Şekil 9).

Üstü Örtülü Alanlar: Yüksek ve sık ağaçlar kullanılarak üstü kapalı ve yanlara açık bir mekan yaratılabilir. Bu tip düzenleme genelde dışa açılan ilk katlarda etkilidir. Bu bölgeler genelde yazın loş yada gölge, kışın ise aydınlık, güneşli durumdadır. Bu uygulama ile yol kenarlarına dikilen ağaçlar tünel vazifesi yapar ve böylece dikkat yola çekilir, başka bir ifade ile bakış ileriye doğru odaklanıp yolun çizgiselliği ortaya konur (Şekil 10).

Çevrelenmiş Alanlar: Bir önceki alanla aynı özellikleri taşıyıp, tek değişiklik etrafmında bitkiler ile donatılmış olmasıdır (Şekil 12). Burada mekan kendi içine kapanık, dışarıdan soyutlanmış, karanlık bir izlenim yaratır.

Dikey Alan: Uzun ve dar bitkiler kullanarak dış çevrede gökyüzüne doğru açık bir durum yaratır. Görüş yukarı doğru sağlanır (Şekil 13).

Özet olarak peyzaj mimarı değişik tipte bitkiler kullanarak değişik şekilde alansal tanımlar yaratabilir (Şekil 14). Bitki kullanımları ile mekanlar birbirinden ayrılabilir. Farklı fonksiyonel kullanım alanları ortaya çıkabilir. Bitkiler, birden fazla mekan yaratıp, bunları doğal şekilde birleştirmede de etkilidirler (Şekil 15). Dışbükey ve sırtlı yüzeylere yerleştirilenler ise kapanıklılığı arttırır. Alan yaratmada, yüksek yerlere, zirve vb. yerlere yerleştirilen bitkiler alçak yerlere yerleştirilenlerden daha etkili olurlar. Bitkiler arazi formunu vurgular yada yok eder (Şekil 16). Bitkiler aynı zamanda binaların yarattığı alanları da değiştirmekte kullanılır. Bu uygulamada büyük alanlar bitkiler ile küçük alanlar haline gelebilirler (Şekil 17).

15

Page 16:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

Çevreleme: Bina kütlelerinin sert hatlarından kurtulması, yumuşatılması için kullanılan yeşil doku, aynı zamanda yapıyı çevreleyerek bir mekan oluşumunu da sağlamaktadır. Alanın tanımlanmasıda böylece-kolaylaşır (Şekil 19).

Bağ Kurma: Bitki materyali, birbirinden ayrı yerleştirilmiş bina kütleleri arasında ilişki kurmaya yardımcı olur (Şekil 20).

Perdeleme: Bitki materyali, kötü görüntüleri saklayarak, o mekana farklı bir boyut kazandırır (Şekil 21-22). Etkin bir bitkisel görüntü sağlamak için bakılabilecek noktaları, kötü görünümlü öğelerin yüksekliklerini, bakan kişiye uzaklığı, yerşekillerini analiz etmek gerekir. Kötü görüntüyü dört mevsim saklamak gerekeceği için daimi yeşil bitki türlerinden yararlanmak gerekecektir.

BİTKİ GÖRSEL KARAKTERİSTİKLERİ

BİTKİLERİN SANAT DEĞERLERİ: Doğadaki fonksiyonları kadar ölçüleri (normları), şekilleri (formları), dokuları (tekstürleri) ve renkleri ile de peyzajın şekillenmesine ve bir karakter kazanmasına neden olurlar. Bir bitkinin görsel özelliği ilk anda algılanıp değerlendirildiği için önemlidir.

ÖLÇÜ: Bitkisel tasarımda ortaya çıkan en önemliözelliklerden biridir. Bitkinin ölçüsü, kullanıldığı alanın ölçeğini, çizgisini, kompozisyonunu ve tasarımın tüm yapısını etkiler. Bitkileri ölçü yönünden sınıflandırırken, bitkilerin yaşamları boyunca alacakları en son taç büyüklüğü dikkate alınmalıdır. Bir bitki materyalin boyu, içinde kullanılan alanın tümünü veya yanında bulunan bir objeyi, nisbi olarak ya büyük gösterir yada küçültür.

Büyük ve Orta Büyüklükteki Ağaçlar: En büyük ölçeğe sahip materyal grubudur. 9-12 m veya daha fazla boylanabilen, uzun ömürlü ağaçlardır. Örnek olarak Acer saccharum, Quercus alba, Fraxinus americana, Fagus grandifolia, Eucalypthus camaldulensis verilebilir. Bu türler kütle ve yükseklikleri nedeniyle önemli görsel elemanlardır. Küçük bir bahçe mekanında bir büyük ağaç dominant etki yaratır (Şekil 23). Yine farklı ölçüdeki bitki grupları yanında da dominant etki yaratırlar (Şekil 24). Bu tür ağaçlar güneşe karşı paravan, gölge yaratma,rüzgar önleme, mikroklima yaratma gibi etkileri vardır (Şekil 25).

Kısa Boylu ve Çiçekli Ağaçlar: 4.5-6 m'ye kadar boylanabilen ağaçlardır. Bu tip ağaçlar alanı hem tavan, hemde düşey düzlenme tanımlamamıza yardımcı olur. Çiçekli ağaçlar, peyzaj düzenlemesinde dikkatin çekilmek istendiği noktaya yerleştirilir (Şekil 27-29).

Boylu Çalılar: 3-5 m'ye kadar büyüyen bitkilerdir. Bunlara ağaççık da denebilir. Dipten itibaren dallanırlar. Ölçülerinin büyüklüğü nedeniyle bir alan içinde ayırıcı görevleri vardır (KORKUT,1992) (Şekil 30). Görüşü istenen noktaya da yönlendirebilir (Şekil 31). Yeni mekan oluşumuna katkıda bulunurlar. Rüzgar önleme, mahremiyet oluşturma, gerektiğinde vurgu elemanı olarak da kullanılabilirler (Şekil 32).

16

Page 17:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

Örnek olarak Arbutus unedo (Kocayemiş), Coryllus avellana (Süs fındığı), Prunus laurocerassus (Karayemiş), Rhus cotinus (Sumak) verilebilinir.

Orta Boylu Çalılar: 1-2 m'ye kadar boylanabilen bitkilerdir. Ayakta duran insan göz seviyesinden yüksektir. Mahremiyeti sağlayabilirler yada bir odak noktası için fon oluşturabilirler (Şekil 33). Örnek olarak Cornus alba (Kızılcık), Spirea van-houttei (Keçi sakalı), Pyracantha coccinea (Ateş dikeni) verilebilinir.

Kısa Boylu Çalılar: 30 cm ile İm arasında boylabilen bitkilerdir. Oturan bir insanın göz seviyesinden aşağıda olan bitkilerdir. Görüşe engel olmazlar, iki farklı bitki grubunu birleştirmeye yararlar (şekil 34)- (Şekil 35).

YerÖrtücüler: 0-30 cm boylanan, toprak yüzeyine çok yakın, neredeyse yapışık gelişme gösteren bitkilerdir. Bunlar oturan insan in göz seviyesinden çok aşağıdadır. Bu bitkiler, çiçekli, çiçeksiz, otsu gibi birçok özelliğe sahip olabilirler. Örnek olarak Hedera helix, Vinca minör, Ajuga reptans, Cerastium tomentosum, Sedum sp. vb. verilebilinir. En önemli özellikleri bakıma az gereksinim duymalarıdır. Yerörtücü bitkiler ile zemine desen-doku özelliği kazandırılmış olur (Şekil 36-38). Bu tip bitkilerin kullanılmasında bitkilerin gölge ve güneşe dayanıklılıklarının bilinmesi gereklidir. Aksi durumda gelişme ya yavaş yada istenilen sonuca varılmaz.

Peyzaj mimarlığında bitki boylan, ölçüleri, bitkisel tasarımın temelini oluşturan materyallerdendir. Fakat te bitki ölçülerini bilmek, bitkisel tasarımı başarılı kılmaz.

FORM: Bitkilerin yatay ve düşey ölçüleri arasındaki oran onların formlarım meydana getirir. Kısaca şekil ve büyüme özelliği ve siluet , bitkinin formunu oluştururlar. Bitkiler gövde aksı ve dallanma durumlarına göre çok değişik ve sayısız formlar gösterirler. Bitkilerde form, ölçüye oranla daha belirgin bir özelliktir (TANRIVERDİ, 1975). Genellikle dallar ve sürgünlerin oluşturduğu çizgi ve yönlerin arajmanı sonucu form oluşturmaktadır. Bazı bitkilerin formları gençlik, olgunluk ve yaşlılık dönemlerine göre değişir. Bunun en tipik örneği Pinus pinea (Fıstık Çamı)dır. Gençken yuvarlak formlu bir ağaç iken, olgunluk döneminde manzara formlu ağaç şeklini alır.

Bitki formlarının temel tipleri, fastigiata, sütun, yatay, yuvarlak, piramidal, sarkık (ağlayan), manzara (pitoresk)'dir. Bütün bu değişik bitki formları şekil 40'da gösterilmiştir. Her tip kendine özgü karakteristiğe sahiptir ve düzenlemedeki uygulanışları aşağıda açıklanmıştır.

Fastigiata: Bu bitki formu dik ve dardır. Üstündeki bir noktaya doğru sivrileşir. Örneğin; Populus italika nigra, Thuja occidentalis, Cupressus sempervirens verilebilinir. Bu düzenlemede gözü gökyüzüne taşıyarak dikeyi vurgular. Hem içinde bulundukları topluluğa hem de bulunduğu mekanı dik ve yüksek gösterebilir.Şekil 41 de gösterildiği gibi daha kısa yuvarlak veya horizontal formlarla tezatlandırıldıklarında, bir kompozisyonda vurgu noktaları gibi davranır. Bir kompozisyonda çok sayıda fastigiata bitki formu yerleştirilmemelidir, çünkü birçok bireysel odak noktalarıyla gergin bir düzenleme yaratır.

17

Page 18:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

Horizontal (Yatay): Bu tip bitki formu en az yüksekliği kadar geniştir. Örnek olarak Magnolia soulangeana verilebilinir. Şekil 42'de görüldüğü gibi horizontal bitki formları gözü yatay sekile taşır ve böylece Özellikle eğer yatay formlar düzenlemede duyarlı bir şekilde tekrarlanırsa kompozisyonda başka formlan görsel olarak birleştirmek için kullanılırlar. Horizontal bitki formları düz arazilerde ufuk boyunca uzayan uzun çizgilerle ve alçak yatay bina formlarıyla harmoni içinde bulunur. Eğer bina yanlarına yerleştirilirse (Şekil 43) mimari çizgileri genişletirler.

Sütun Formlu: Üstünün yuvarlatılmış olması haricinde fastigiata form ile aynıdır. Dikine büyüyen bitkilerdir. Bunların dikkati çekme, vurgu etkisi vardır (Acer saccharium, Taxus media gibi).

Piramit Formlu: Bu tip formlar konik şekillidir. Sütun formlular gibi bunlarında dikkati çekme, vurgu etkisi yaratma özellikleri vardır (Şekil 45).

Yuvarlak Formlu: Siluetleri yönünden yuvarlak, hacimleri yönünden küresel bitki formlarıdır. Çarpıcı şekillerin yanında yumuşak ve nötr bir etki yaratmak için kullanılır, yön göstermezler. Dairesel formlu bir bitkiye bakan insanın gözü bitki etrafında döner. Genellikle yuvarlak tepeli bitkiler peyzaja dayanıklılık ve devamlılık duygusu verir. Fagus sylvatica, Tilia tomentosa, Cornus mas örnek verilebilinir.

Sarkık Form (Ağlayan Form): İnsanların her zaman sempati duyduğu bir formdur. Ancak bir düzenlemede çok miktarda kullanıldığı takdirde monotonluk yaratır, olumlu etkisi azalır. Sarkık formlu bitkilerin mümkün mertebe düz bir zemin üzerinde kullanılması gerekir. Bu şekilde form etkisi çok daha net şekilde ortaya çıkar. Bu formdaki bitkiler, insanın gözünü yukarıdan aşağıya doğru çekerler. Gözü yeryüzüne doğru yönlendirirler (Şekil 47). Tek tek soliter bitkiler olarak, gözü kendine çeker ve en iyi kullanılma şekli, gözün aşağıya doğru hareket ettirip yerde bulunan uygun bir görsel eleman ile sona ererse en büyük etkiyi yaratır. Salix babylonica, Fagus sylvatica pendula, Cotoneaster opiculata sarkık bitki formlarına Örnektir.

Manzara Formlu: Doğanın düzenine en uygun formdur. Formel yapıdaki bitkiler insan üzerinde disiplin yaratırken, manzara formlular serbestlik duygusu yaratırlar. Düzensiz, rüzgardan etkilenen alışılmadık şekiller, formlar içerirler. Özel yetiştirilmiş bonsai bitki formları hariç, pitoreks bitkilerin çoğu doğal güçlerin sonucudur.

RENK: İster canlı, ister cansız materyal olsun renk, insanı en çok etkileyen bir tasarım elemanıdır. Doğa, gücünü, ekolojik koşulların uygunluğunu yada uygun olmadığım renk ile ifade eder. Bitki renkleri kolayca görüldüğü için anlamlıdır. Bitki renklerindeki değişiklikler bazen çok uzaklıklardan bile algılanabilirler. Rengin üç boyutu vardır.

1. HUE (sıcak-soğuk renkler) 2. Değeri 3. Yoğunluğu

1. Hue: Sıcak renkler genellikle canlılık ve hareket, soğuk renkler ise sükunet, rahatlık ve dinlendirici etki yapar. Sıcak renkler: Kırmızı, turuncu, sarı, Soğuk renkler: Mavi, yeşil, mor'dur. Nötr renkler olarak tanımlanan beyaz, siyah ve gri de; temizlik, ciddiyet ve olgunluk gibi etkiler yapar. Sıcak renkleri ortaya koyduğumuz zaman, bunların görsel etkileri

18

Page 19:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

daha yüksektir. Uzun mesafeyi aşarlar, çünkü çok uzakta da o rengi farkederiz. Sıcak renk bize yaklaşıyor gibi bir his uyandırır. Bundan dolayı tasarımda büyük bir mekanı küçük göstermek için sıcak renklerden yararlanırız. Soğuk renklerin ise görsel etkileri düşüktür. Uzaklaştırıcı Özelliği vardır. Eğer mekanı olduğundan daha büyük göstermek istiyorsak, soğuk renklerden yararlanılır.

2. Rengin Değeri: Rengin açıklığı yada koyuluğu ile ilgili bir terimdir. Eğer bitki açık renkli ise, gözlemciye bir bitkinin durduğu mesafe çok uzakmış gibi bir his uyandırır. Eğer bitki koyu renkli ise, bitki bize çok yakınmış gibi bir izlenim uyandırır (Şekil 50).

Bir renk diğerine zıt olduğunda daha çok anlam kazanır. Örneğin; beyaz; siyah karşısına yerleştirildiğinde daha beyaz görünür ve yeşil, kırmızı yada turuncu yanına konulduğunda daha kuvvetli görünür. Öte yandan açık renk ağaç yapraklan bir alana havadar bir özellik kazandırır (şekil 51).

Eğer açık renk ile koyu renkli material birlikte kullanılırsa, yaratılan kontrast dikkat çekici olur (Şekil 52).

Rengin yoğunluğu da yaratılan kontrastlarda önemlidir. Yaprak renginin parlak, açık, canlı, donuk olarak sınıflandırılması, renk değeri ve yoğunluğu ile ilgilidir. Renklerden biri daima sıcak, diğeri soğuk renk olursa, birbirini tamamlayan renkleri kullanmak daima başarı getirecektir. Herbirinin kapladığı alanlarının birbirine eşit olmaması gerekecektir. Alanın 1/3'i soğuk renklerden oluşuyorsa, geri kalan 2/3 ise sıcak renklerden oluşabileceği yada bunun tam tersinin olabileceği unutulmamalıdır.

YAPRAK TİPİ

Yaprakların biçimini ve sürekliliğini gösteren yaprak tipi az çok bitkinin rengine bağlıdır. Ilıman iklim kuşağında üç temel yaprak tipi vardır Herdemyeşiller ve Geniş yapraklı Herdemyeşiller, Koniferler, Yaprak dökenler. Manzaradaki potansiyel fonksiyonlarına bağlı olarak hepsinin kendine has özellikleri vardır.

Yaprak dökenler: Yapraklarım döken ağaçların yaprakları, sonbaharda dökülür ve ilkbaharda yeniden yeşerirler. Yapraklar genellikle ince yuvarlak, çok çeşitli şekil ve ölçüdedirler. Yaprağını döken bitkiler yerörtüsünden majestik ağaçlara kadar birçok şekilde, renkte, dokuda ve ölçüdedirler. Başlıca örnekler Cotoneasterler, Viburnumlar, Quercuslar ve Acerlerdir.

Bu bitkilerin dış mekanlarda birçok farklı fonksiyonu vardır. Önemli bir fonksiyonu mevsimleri belirtmesidir. Ama Öncede belirtildiği gibi, yaprağını döken bitkileri bulundukları yerde düzenlemenin özelliğini doğrudan doğruya etkileyen dört farklı mevsimsel görünüş ve Özellikleri vardır. Bu bitkiler yılın iklim değişikliklerini daha belirgin ve anlamlı yapan dinamik bir öğedir.

19

Page 20:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

Yaprak döken bitkiler, ılıman iklim kuşağında başlıca bitki materyali olarak görev alırlar.Bununla birlikte, bölgeyi tüm evrelerde tanımlayabilir, vurgu ve taban olarak iş görebilir, herdemyeşil ve geniş yapraklı herdemyeşil bitkilerin karşılaştırılabilmesinin tersine, başlıca yaprak tipi görevini de yaparlar. Sonuç olarak bu bitkiler, kullanışlı birçok fonksiyonu olması dolayısıyla düzenleme için yararlı bitkilerdir. Geniş anlamda uygunluğunun yanısıra, bazı yaprak döken bitkiler farklı biçim, çiçek rengi veya sonbahar yaprak rengi olarak seçilirler. Viburnum sp., Forsythia sp., Lonicera sp., Cornus mass, Malus sp. manzaraya yararlı, seçkin çiçekleri olan yaprak döken bitkilerden bazılarıdır.

Yaprak döken bitki materyallerinin bir başka özelliği de güneş ışığını yansıtıcı bir tesiri olması için kendi yapraklarına yansımasını sağlamasıdır. Bu olay ışıldama olarak açıklanır.

Yaprak döken bitki materyalinin bir Önemli özelliği de, çoğunun kışın gözlenebilen ayırt edici ve ilgi çekici türden davranışlara sahip olmasıdır.Bu özellik ağacın yaz yapraklarının dokusu ve rengi kadar önemlidr. Çünkü yaprak döken bitki materyalleri eğer çok uzun olmazlarsa, yapraklan olduğu müddetçe çıplak dallan da vardır, yaprak döken bitkilerin seçilip, yerleştirilmesinde dalların sıklığı, renkleri ve büyüme özelliklerinin tümü üzerinde durulması gereken değişkenlerdir. Acer sacchorum gibi bazı yaprak döken bitkiler sık dallı olup, kışın farklı bir siluet oluştururken Gleditsia triacanthos ve Rhus typhina "Laciniata" gibileri düzensiz bir iskelete ve kötü görünüşlü seyrek dallara sahiptirler.

Şekil 54.te gösterildiği gibi kendi dallarının oluşturduğu çizgilerin şekli, diğer bir dizayn öğesidir. Bazı bitki materyalleri, dallarının oluşturduğu belli yatay çizgilere sahiptirler. Ouercus palustris gibi bitkiler, aşağı doğru kavisli dal çizgilerine sahipken, Cornus florida ve Crataegus phaenopyrum, Fraxinus americana gibi bitkiler yukarı doğru kavisli dal çizgilerine sahiptirler. Malus sp. ve Cercis canadensis gibi yaşlandıklarında ve kuruduklarında budaklı ve çevrelenmiş dal çizgileri oluşturabilirler. Çıplak dallar ve onların çizgileri şekil 55.te gösterildği gibi koyu herdemyeşil bir zemine yerleştirildiğinde ya da nötr şekilde düzenlendiğinde gösterişli olabilir. Diğer bir ilgi çekici seçenekte, yaprak döken bitkilerin soyut dal materyali gölgelerinin ya kaldırım alanı ya da çıplak bir duvar karşısına düşecek şekilde yerleştirilmelidir. Böyle göige desenleri kış mevsimi boyunca, geniş alanlı bir kaldırımın yada boş bir duvarın monotonluğunun giderilmesine yardımcı olur.

Herdemy eş iller: Tüm yıl boyunca yaprak dökmeyen iğne yapraklı ağaçiar. ikinci tip genel bitki yaprağını oluştururlar. Pinus strobus, Picea sp., Tsuga canadensis, taxus sp. ve juniperus sp. herdemyeşil konifer bitkilere örnektir. Herdemyeşil koniferler, değişik sekil, renk ve dokudaki bodur ağaçlardan yüksek ağaçlara kadar çeşitlilik gösterirler. Bununla birlikte herdemyeşil konifer grubu, görülür çiçeklere sahip değildir. Yaprak döken ağaçların olduğu gibi herdemyeşil bitki materyallerinin de belirgin Özelliklerine bağlı birçok forksiyonları vardır. Herdemyeşil bitkiler grup olarak diğer bitki materyalleriyle karşılaştırıldığında, en koyu renkli yapraklılardandır (Juniperus haricinde). Bu bitkiler, iğne yapraklarının üzerine düşen ışığın çok azmi yansıtırken, çoğunu yutarlar. Herdemyeşillerin koyu yeşilleri, yaz ortasından gelecek yılın başlarına kadar, özellikle kış süresince en belirgin halini alır. Bu durum genellikle, alanları

20

Page 21:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

büyük görünüşlü gösterir. Sonuç olarak herdemyeşil bitki materyalleri, renk konusunda değinildiği gibi düzenlemeye gözle görülür bir ağırlık ve sağlamlık vermek için kullanılabilir. Bir mekanda ya da bitki topluluğunda, kasvetli bir görünüş de oluşturabilir. Demek oluyor kî herdemyeşillerle düzenlemede bir karakter yaratabileceğinden, gelişigüzel yerleştirilmemelidirler.

Bir düzenlemede herdemyeşiller için uygulanması gereken diğer bir prensipte; kışm gözle görülebilen ağırlık ve belirginliklerinden dolayı düzenleme içinde dağıtmanın aksine farklı yerlerde grupandınlması gerekliliğidir. Şekil 58.'de gösterildiği gibi herdemyeşil bilkilerin rastgele yerleşimi karmaşık bir görüntü oluşturur.

Koyu yapraklardan oluşan herdemyeşillerin bir başka kullanımı şekil 51 ve 55'teki gibi açık renklere zemin oluşturmasıdır. En çok rastlanan uygulama şekli ise herdemyeşil konifer ağaçlarının ve çalılarının Cornus florida, Cercis canadensis ve Rhododendron sp. gibi açık renk çiçekli bitkilere zemin olarak kullanılmasıdır. Bu çiçekli bitkiler ilkbaharda, koyu herdemyeşillere zemin oluşturduğundan mükkemmel birgörünüm sağlar.

Herdemyeşil konifer ağaçların önemli bir özelliği, isminden de anlaşılabileceği gibi; yaprakları belli bir dereceye kadar değişmez ve sürekli yeşildirler. Yaprak döken bitki materyaliyle karşılaştırıldığında herdemyeşiller statik ve sabittir. Sonuç olarak, düzenlemeye bir devamlılık hissi yüklerler. Değişken yaprak döken bitkilerin aksine süresiz bir yerleşim oluştururlar. Eğer çevrede herdemyeşillerden oluşan bir bölüm daha düşük bir hızla değişirse, yaprak döken ağaçların mevsimsel çeşitliliği daha belirgin olur.

Sıklıklarından dolayı herdemyeşi koniferler, şekil 59rda belirtildiği gibi çirkin görüntüleri perdelemek için tercih edilen ağaçlardır. Hatta, soğuk rüzgarlardan korunmak için dış cepheye ve bina çevresine yerleştirilebilir. Tipik olarak, ılıman iklim kuşağında soğuk kış rüzgarlarını kesmek için daimi yeşil konifer ağaçlarının en avantajlı yerleştirilişi, bir binanın kuzeybatı tarafına ya da dış cepheye dikilmesidir (şekil 60.). Burada rüzgarın açık alan hızının 60 derece üstüne kadar hızım azaltabilir. Rüzgar hızında ki bu düşüş binalara soğuk havanın sızmasını minimuma indirirken dışarıya taşınan ısı miktarım da keser.

Yaprak döken ve herdemyeşil bitki materyalleri konusunu bitirmeden önce, onların özellikleri hakkında söylenecek bir söz daha vardır. Pratik olarak (ayrıntılı düzenlemenin belirli nesnelerine önem vermeden) bitki kompozisyonunda, yaprak döken ve herdemyeşil ağaçlar arasında orantılı bir denge görülmelidir. Bu iki tip en iyi özelliklerini biraraya getirerek birbirlerini tamamlarlar. Şekil 61'deki gibi yaprak döken bitkiler yalnız kullamldığmda yazın yeterince etkileyici görülebilir ama kışın kaybolurlar çünkü ağırlık ve büyüklük bakımından bu mevsimde eksiktirler. Karşıt bir bakış açısından şekil 62'deki gibi sadece herdemyeşil konifer ağaçlanndan meydana gelen bir düzenleme, yılın mevsimleriyle az bir çeşitlilik gösterdiğinden, çok ağır, kasvetli ve sönük olabilir. Demek ki yaprak döken ve herdemyeşil bitki materyalleri şekil 63'deki gibi birbirlerini desteklerken bu potansiyel problemleri yok etmede en iyi bileşendirler.

21

Page 22:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

Geniş yapraklı herdemyeşiüer. Bitki materyalinin üçüncü genel yaprak tipi; yaprak bakımından yaprak dökmeyen ağaçlara benzer ancak, yıl boyunca yapraklannı dökmeyen geniş yapraklı herdemyeşillerdir. Rhododendron sp, Kalıma latifolia, Pieris sp., Levcothoe sp. geniş yapraklı herdemyeşil bitki materyallerine örnektir.

Herdemyeşil koniferler gibi, geniş yapraklı herdemyeşiller de koyu yeşil yapraklara egemen olmaya meyillidirler. Bununla birlikte, güneş ışığı altına yerleştirilen geniş yapraklı herdemyeşil, yapraklarını parlaklaştırarak yansıtıcı yapraklara sahip olur. Geniş yapraklı herdemy eşi İlerin bir kullanım alanı da açık bir dış cepheye parlak ışıklı bir görüntü yüklemesidir. Güneşli bir ortamda bir kompozisyonun aydınlık ve havadar hissedilmesini sağlayabilirler. Gölgeye yerleştirildiklerinde koyu ve ağır gözükerek herdemyeşil koniferleri gibi fonksiyon gösterebilirler.

Grup olarak geniş yapraklı herdemyeşil bitki materyalleri mükemmel ilkbahar çiçekleriyle tanınırlar. Birçok insan onları sırf çiçekleri için düzenlemeye dahil ederler. Bu mutlaka olması gereken en iyi yaklaşım değildir çünkü daha önce renk konusunda da anlatıldığı gibi çiçekler çok kısa bir süre içerisinde solarlar. Bilakis, geniş yapraklı herdemyeşil bitkiler bir düzenlemede, çiçeklerin artı bir yarar oluşturduğu, öncelikli olarak yapraklarının üzerine kurulu şekilde yerleştirilmelidir. Bazı durumlarda bu gösterişli çiçekler bir düzenlemede odak noktası olarak kullanılabilir (Bu Rhododendron sp. gibi kaba yaprak dokusuna sahip dar bitkilerde de işe yarar çünkü bu da dikkat çeker).

Geniş yapraklı herdemyeşillier grup olarak dayanıklı değillerdir. Çoğu yumuşak iklimlerde veya bir binanın doğusunda bulunan kısmen güneşli ve gölgeli olan ılıman şartlarda daha rahat yaşarlar. Geniş yapraklı herdemyeşiller şiddetli soğuk veya sıcağa dayanamazlar ve tüm güneş ışığını alabileceği ya da hasar verici kış rüzgarına maruz kalacağı yerlere yerleştirilmemelidir. Her iki durum, kökler için su bulunmadığı zamanlar yapraklarda aşırı terlemeye sebep olabilir. Dahası çoğu geniş yapraklı herdemyeşiller düzenli gelişme için asit sıvısı oluştururlar, böylece peyzajdaki potansiyel kullanımını gerekli tüm şartları bulunan alanlarla kısıtlarlar.

Özet olarak, bitkilendirme üzerinde çalışırken sırasıyla yaprak tipi ve bitki renginin tüm faktörlerini göz önünde bulundurmalıyız.

BİTKİMİN TEKSTÜRÜ:

Bitkinin tekstürü, tek bir bitkinin yada bir grup bitkinin gözle görülür düzgünlüğü ve pürüzlülüğüdür. Yaprak boyutları, sürgün ve dal boyutları, ağaç kabuğu konfıgürasyonu, tümünün büyüme özelliği ve bitki materyalinin görüntülendiği mesafeye bağlıdır. Sık dizi halinde olduklarında bireysel yaprak boyutu, şekli, yüzeyi ve sürgün üzerindeki düzenlemesi tekstürün dikkate değer faktörleriyken, bitki belli bir mesafeden bütünüyle görüntülendiğinde dalların hacmi ve büyüme özellikleri tekstüre etki eden

22

Page 23:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

değişkenlerdir. Uzaklığa göre değişimin yamsıra mevsimlerle birlikte, yapraklarını döken bitki materyallerinde tekstürde değişir. Kışın yapraksız olduklarında yapraklarını döken bitkilerin dokusal özelliği yazdakinden daha değişik ve daha belirgindir. Bazı hallerde tekstür mevsimle birlikte dramatik bir şekilde değişebilir. Yazın yapraklar hoş, havadar bir doku verirken kışın dallar belirgin, kaba bir doku oluşturur.

Gerek dokunma, gerekse görme duyumuzu etkileyen bir özelliktir. Tasarımın estetik kalitesini en fazla etkileyen plan öğesi bitkilerin tekstür özellikleridir. Bitkilerinin formlarını belirleyen çizgilerle başlamak üzere, yaprak formu, ölçüsü, dokusu, dalların gövdeye çatılışı, dallanmanın ortaya koyduğu desen vb. Çizgiel ve yüzeysel özellikler bitkilerde tekstürü meydana getirir. Bitkilerin yapraksız, çıplak hallerinde bile tanımlanabilmelerinde, dal, gövde kısımlarına ait tekstür özelliklerinin rolü vardır.

Bitkinin tekstürünü oluşturmada, yaprakların dal, dalcıklarındaki dizilişleri, yoğunlukları, kısa veya uzun bir sapla bağlı olmalarıyla ilintili olarak titrek ve hareketsiz olmaları, yapraklarında dallara bağlanış durumları (yatay, dik, )'nm ortaya çıkardığı yön özelliği vb. Bitkilere dendrolojik yönden engin çeşitlilikler sağlar.

Bitkilerin renkleri ile tekstür kaliteleri arasında çok yakın bir ilişki vardır. Yaprakların açık yeşil olması, küçük olması bitkiye hafıf-ince tekstür özelliği kazandırır. Örneğin Salix, Betula, Robinia, Fraxinus vb. türler ince tekstürlüdür. Diğer taraftan koyu yeşil, büyük yapraklı veya herdemyeşil geniş yapraklı bitkilerin genellikle kaba tekstürleri vardır. Magnolia, Prunus laurocerasus, Laurus nobilis, Quercus vb.

Tekstür, bitkilendirme kompozisyonunda, bir düzenlemenin kompozisyon bütünlüğü ve değişikliği, uzaklığın anlaşılması, renk tonu, görüntünün önemi ve hissi gibi birçok özelliği etkiler. Bitkinin tekstürü, aşağıdaki özellikler ve peyzajdaki kullanımı açısından kaba orta ve iyi tekstür olarak gruplandınlır (şekil 64).

Kaba tekstür: Kaba doku genelde, geniş yapraklar, kalın büyük dallar (küçük, hoş,, ince dallar yoktur), geniş belirgin büyüme özellikleriyle oluşur. Platanus occidentalis, Aesculus hippocastanum, Pinus nigra Agave weberi, Magnolia soulangeana Rhododendron sp. ve sekil 65'de görünen Hydrangea quercifolia bitkieri kaba dokulu bitkiler olarak kabul edilir. Kaba tekstürlü bitkilerin bazı özel karakterleri ve fonksiyonları aşağıda sıralanmıştır.

Kaba tekstür son derece gözle görünür, belirgin ve agresiftir. Orta ve iyi tekstürlerin yanına yerleştirildiğinde kaba tekstür seyircinin adeta üzerine atlar; görülen ilk dokudur. Sonuç olarak kaba tekstür bir düzenlemede ilgi çekmek ya da sağlamlık hissi vermek için odak nokta olarak kullanılabilir. Diğer tüm vurgular gibi kaba tekstürlü bitki materyalleri de, kompozsyonu ezmemek ve çok fazla bireysel mekana ilgiyi çekmemek için, aşırılığa kaçmadan, dikkatli bir şekilde yerleştirilmelidir.

23

Page 24:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

Sağlamlığından dolayı kaba tekstür, şekil 66'da gösterildiği gibi, seyirci ile bitki materyali arasmdaki algılanan uzaklığın gerçekte olduğundan daha kısa görülmesine ve bitkinin seyirciye doğru hareket ediyormuş gibi hissedilmesine yol açar. Aynı şekilde, kaba tekstüriü bitkiler hayali olarak yüzeyde hareket ederek dış yüzeyi olduğundan küçük gösterebilir. Bu gerçek fiziki ölçülerin normal insan rahatı için çok geniş olduğu yerlerde tercih edilir ama dar, sınırlı alanlarda istenmez. Aşırı kullanıldığında ve düzensiz yerleştirildiğinde alanı tümüyle istila edeceğinden kaba tekstüriü bitkiler: küçük alanlara yerleştirirken önlem alınmalıdır.

Çoğu durumlarda kaba tekstüriü bitkiler taslakta ince tekstüriü bitkilerden daha açık, geniş ve daha az belirgin görünürler. Aynca kaba tekstüriü bitkilerin genelde daha fazla ışık ve gölge çeşitliliği vardır.

Orta tekstür: Orta tekstür, orta büyüklükteki yaprak ve dallar, orta yoğunluktaki büyüme özelliğiyle oluşur. Kaba tekstürle karşılaştırıldığında orta tekstüriü bitkierin saydamlığı daha az ve silueti daha güçlüdür. Çoğu ağaçlar orta tekstüre sahip olduğundan bitkilendirme kompozisyonunda genellikle en geniş oranlı teşkil etmelidirler. Orta ton yeşilleri gibi, orta tekstür kaba ve iyi tekstürler arasında değişken eleman olarak hizmet ederek düzenlemede esas dokuyu olusturnalıdıriar. Orta tekstür birleşmiş bir bütünle kompozisyonu bağlayabilir.

İnce tekstür: İnce tekstürler çok sayıda küçük yapraklar, zayıf, ince dallar, saplar ve sık yoğunluktaki büyüme özelliğinden oluşurlar. Gleditsia triacanthos, Acer palmatum, Pinus strobus, Cotoneaster apiculata Caeselpinia pulcherrima ve Spirea vanhouttei ince tekstüriü bitki materyallerine örnektirler.

İnce tekstüriü bitkiler, kaba tekstüriülere göre ayrı karakter ve desen kabiliyetlerine sahiptirler. İnce tekstüriü bitkiler yumuşak ve zarif görünüşlüdürler, bu sebeple de peyzajda daha az belirgindirler. Genellikle (sadece tekstür üzerine kurulu )bir kompozisyonda son farkedilen ve seyirci ile kompozisyon arasındaki mesafe arttığında düzenlemede görüntü olarak ilk kaybolan bitkilerdir. İnce tekstüriü bitkiler, bir kompozisyonun içinde uygun olarak nötr bir arka planda daha ilgi çekici tekstürlerle iyi, pürüzsüz bir yüzey karakteri elde edebilmek için veya kaba ve orta tekstürleri tamamlarken görsel çeşitlemeler eklemek için kullanılabilir.

İnce tekstüriü bitkiler görsel olarak kompozisyonlarda belirgin değillerdir. Görünüşün arka planı olma eğilimindedirler (şekil 66). Burdan dolayı ince tekstüriü bitkiler mekanda fazla kullanıldığında yanıltıcı bir biçimde normalden iri görünebilirler. Bu kalite ince tekstüriü bitkileri boyuttan bakunından daha kullanışlı yapar. Küçük bölümlerin görünen kenarları izin verdiği kadar genişletilmeli, aşırıya kaçmamalıdır.

24

Page 25:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

İnce tekstürlü bitkiler, düz katı görünüşlerini, küçük yaprakların miktarına veya dalların yoğunluğuna borçludurlar. Sonuç olarak bu bitkiler net bir görüntü ve somut karakterler oluşturmak için kullanılırlar. En doğrusu dengeli bir şekilde düzenlenmiş çeşitlemeleri vurgulamak için, üç ana tekstür tipinin desenlerini birleştirmeye çalışılmaktır. İnce tekstürierin çok kullanılması monotonluk hissi verir ve karmasa yaratır. Arzu edilen dengeyi kurmak için küçük tiplerin kullanılması anlamhdr, görünüşte bitki topluluğunun içinden seçilebilinir.

Şekil 67'de gösterildiği gibi üç temel doku tipinin dengeli bir şekilde birleştirilmesi üzerinde çalışmak doğru olur. Çok az varyete monoton olarak kabul edilir. Çok fazlasıda karışıktır. Bu arzu edilen küçük çaplı boşluklarda çok önemlidir ve boşluğun ölçüleri büyüdükçe veya izleyici bitki materyalinden uzaklaştıkça önemini kaybeder. Başka bir kabullenmede geniş alanlarda değişik doku tiplerini orta dokulu bitkileri kaba ve ince dokularm arasmda bir geçiş olarak düzenlemektir. Çok küçük alanlardaki aynı olmayan dokular veya kaba dokudan ince dokuya çok ani geçişler kompozisyona organize edilmemiş ve bağlanmamış hissi kazandırır. Diğer görsel bitki karakteristiklerinde de olduğu gibi bitkilendirme kompozisyonunda dokunun seçilmesi ve kullanılması bitki boyutu formu ve rengi gibi diğer özelliklerini de güçlendirmek için bitki boyutu, formu ve rengiyle ilgili olmalıdır.

Özet olarak, boyut.-form, renk ve doku karakteristikleri bitki materyaliyle düzenlemede düzenleyicinin paletidir. Görsel bitki karakteristikler, düzenlemenin tamlığıyla görsel değişiklik, karmaşa dış çevrenin duygusu ve ruh haliyle direkt olarak ilgilidir.

BİTKİLERİN ESTETİK KULLANIMI:

Önceki bölümlerde, bitki materyalinin çeşitli görevleri ve manzara içindeki kullanılışları mimari açıdan değerlendirilmiştir. Görsel olarak bitki materyalinin estetik kullanımı, bitki karakterlerinin miktarına bağlıdır. Estetik görüş açısına göre bitki materyali dış mekanlarda; bina çevrelerinin anlatımında, bir bütünlüğe sahip olmayan mekanları birleştirmede, manzara noktalarının vurgulanmasında, mimari öğelerin yumuşatılmasında kullanılır.

-Tamamlayıcılar: Bitki materyalleri bir deseni tamamlayabilir ve bir binanın çizgilerini genişletir veya tekrar yaparak binayı kümeleştirir ve düzenlemede birleştirme duygusunu verebilir. Örneğin bir çatının şekil ve uzunluğunun, çatı ile aynı boydaki bitkileri kullanarak tekrarı sağlanabilir. Bütün bu teknikler, mimari yapıları ve dış mekalarmı bir bütün içinde birleştirerek düzenler.

Birleştiriciler; Bitki materyalleri, değişik çevreleri bir iplik görevi görürmüş gibi birbirine bağlar. Bitki materyalleri herhangi bir öğeyi, çevresindeki öğeler çeşitlilik gösterirken bile sürekli aynı şekilde görünmesini sağlayabilir. Bu alandaki yoğunluktan dolayı bitkilendirme karışık görüntüyü birleştirir. Bunun örneğini şekil 70'te görebilirsiniz. Bitki materyaline sahip olmayan caddeler, değişik

25

Page 26:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

mimari şekillerle ayrılır. Diğer taraftan cadde ağaçlarının güçlü ağırlığı, diğer bütün binalarla ilgili bir genel eleman oluşturarak onları görsel olarak, birleştirilmiş tamlığa katar.

Vurgulayıcılar: Bitki materyallerinin diğer bir estetik görevi ise, dış mekanlardaki belirli noktaları vurgulamaktır. Bundan Öncede belirttiğimiz gibi bitkilendirme bunu; boyut form, renk veya bitkinin bulunduğu ortama göre değişen tekstür sayesinde yapar. Sonuçta birlik hissedilir derecede belirgindir ve dikkati o bölgeye odaklar. Şekil 71 ve 72'de gösterildiği gibi bunu bir mekanın girişinde, bir birleşme alanında veya bir bina girişine yakın bir alanda kullanmak hoş olabilir.

Doğrulayıcılar: Bitki materyaline ait bir diğer benzer estetik fonksiyon.doğrulayıcılardır. Bu olayda bitki materyali, bir hacmin ya da objenin yerini ve önemini vurgular ya da doğrular. Hacmi kolayca farkedilir hale getirir. Doğrulama için yine bitkinin boyutu, form, renk ve tekstûründen faydalanılabilir (Şekil 73).

Yumuşatıcılar: Bitki materyalleri dış mekandaki bazı nesneleri yumuşatmak için veya şekillerindeki ve tarzlanndaki sertliği azaltmak için kullanılabilir. Bütün formların ve dokuların kullanıldığı bitkilendirmeler, özellikle çirkin görünüşlü binalarda ve bitki kentsel bölgelerde görülür. Bitki materyaileriyle yumuşatılmış bir hacim, daha insancıl ve daha davetkar görünür.

Görüş çevreleme: Bitki materyallerinin, neyin görülüp neyin görülmediği hakkında direkt bir etkisi vardır. Bundan dolayı bitki materyalleri, dikkatimizi manzarada belirli bir noktaya odaklarken, diğer objeler olan yaprak gövde ve dalları engelleyebilir. Bu şekilde kullanılan bitki materyalleri hem engelleyici hem de gösterilmek istenen objeyi vurgulayıcı rol oynar.

BİTKİLENDİRME METODLARI VE KURALLARI:

Peyzajda kullanılan diğer fiziksel elemanlarda olduğu gibi, bitki materyaileriyle düzenleme yapmak için belirli teknik ve kurallar vardır. Bunlar bitki materyallerinin, peyzajda düzenleyicinin objelerle karşılaşması ve arazi formu, binalar, kaldırımlar ve su birikintileri gibi birçok fmksel düzenleme elemanının oluşturduğu çevresel problemleri çözmesi kadar önemli olduğu fikrine dayanır. Bu düşünceye göre, hızlı seçilmiş bitki materyallerinin düzenlemeye hem fonksiyonel hem de görsel olarak uygun olması zordur. Daha önce bir çok kez belirttiğimiz gibi düzenlemenin sonlarına doğru, diğer fiziksel elemanların fonksiyonu, yeri ve formu hakkındaki kararlar alındıktan sonra, bitki materyali üzerinde çalışmak yanlıştır.

Peyzaj mimarı bitki materyaileriyle düzenleme yaparken, tamamını düzenleme metodu dediğimiz çeşitli karar alma basamaklarından geçer. Bu basamaklar genelden başlayıp, çok özellere kadar gider. Bitki materyallerinin fonksiyonel kullanımı, organizasyonu, yerleştirilişi ve seçimi bu metodun bir bölümüdür. Bu metodun ilk bölümlerinde problemi tanımlayabilmek için yapılan alan analizi vardır. Bundan sonra peyzaj

26

Page 27:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

mimarı düzenlemeye katılacak elemanları ve fonksiyonları, çözülmesi gereken problemleri ve düzenlemenin karakterini veya hissi seçer.

Daha sonra peyzaj mimarı esas elemanların ve fonksiyonlarının özetlendiği bir fonksiyon diyagramı hazırlar. Özensiz seçilen bu diyagramdaki semboller; duvarları, perdeleri, sirkülasyonu vs. tanımlar. Bitki materyalinin, perdeleme, gölgeleme, odak noktası oluşturma gibi görevleri bu diyagramda gösterilir. Bu basamakta aynı zamanda bitkilendirme yerlerine çalışılır. Genellikle hiçbir düşünce belirlenmez, kesin kullanılacak bitki tipi veya bunların kesin yerlerinden söz edilmez. Özel formlar, materyaller veya detaylar bu noktada önemsizdir. En iyi sonucu veren diyagramı seçmek için birden çok alternatif üretilir. Şekil 75'te fonksiyon diyagramı örnekleri verilmiştir. Şemalardan da anlaşılabileceği gibi bunlara daha fazla ayrıntı eklenebilir. Bu daha detaylı şemalar fikir planı olarak adlandırılır. Şekil 76 ve 7.6.'da fikir planı örnekleri görülmektedir. Bu aşamada dikkat, bitkilendirme alanlarını da içeren fikir planına çekilir. Şimdi peyzaj mimarı bitkilendirme alanlarını, değişik tipte, boyutta ve formda olan bitki materyallerini sembolize eden daha küçük alanlara böler.Ancak yine de terimlerle uğraşır. Örneğin düzenleyici; bir alanı yaprak döken boylu çalılarla başka bir alanı bodur herdemyeşil konifer çalılarla, bir diğerini de bir grup süs ağacıyla bitkilendirebilir. Bu adımda renkler ve tekstürler arasındaki ilgi çalışılmalıdır. Ama hala bireysel bitkiler aranje edilmez veya bitkilerin kesin türleri belirlenmez. Bu; peyzaj mimarının, değişik görsel bitki karakteristiklerinin ideal bağlantılarını yaratmasına yardımcı olur.

Bitkilendirme alanlarındaki yükseklik ilişkisini çalışırken çoğunlukla bir yükseklik-yoğunluk diyagramı hazırlamak iyi bir fikirdir (Şekil 77). Bu diyagramın amacı, boylar arasındaki ilişkiyi yani fikir planında olduğu gibi, genel bir şekilde incelemektir. Bu yükseklik-yoğunluk diyagramı veya siluet çalışması düzenleyiciye, plandan tahmin etmek için uğraşacağı yükseklikleri görebilmesini ve plandan, aralarındaki ilişkiyi daha etkili bir biçimde hesaplamasını sağlar. Bitkilendirme düzeni planının her açıdan, bir üç boyutlu kompozisyonunun olabilmesi için, değişik yön ve bakış açlarından çizilebileceği kadar çok yükseklik-yoğunluk plam çizilmelidir.

Fiziksel düzenlemenin tekrar gerektiren önemli bir kavramı da; bitki materyallerinin bireysel olarak değilde topluluklar halinde dağıtılmasıdır. Bunun için birçok neden vardır. Bunlardan biri; düzenlemedeki benzer materyal gruplarının, kompozisyondaki görsel tamlık hissine katkıda bulunmalarıdır. Bu; bütün düzenlemelerde (Grafik tasanmı, iç mimari, mimari ve peyzaj tasanmları), uygulanan temel bir prensiptir. Düzenleme elemanlan birbiriyle alakasız, ayrı bölümler olarak görüldüğünde, tasarım parçalara ayrılır. Yığılma ise bu parçaları birleştirilmiş tamlığa bağlar.

Bitki materyalleriyle topluluklar halinde düzenleme yapılmasının bir başka sebebi de, genellikle bitkilerin doğada bu halde bulunmasıdır. Doğal bitkilendirme kendi kendini kümeler halinde organize eder ve bu olay türden türe çok az değişir. Doğal düzenlemede bitki materyalinin topluluklar halinde olmasında, bir tamlık hissi vardır. Doğadaki yığm halindeki bitki materyali aynı zamanda bireysel bitkileri kendi başlanna yerleştirilmiş olduklarından daha güçlü gösterir. Birçok bitki sadece yetişebileceği yerlerde

27

Page 28:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

büyürler. Çünkü ışık, rüzgar ve toprak özelliklerinin uygun olması gerekir. Doğada bitkiler bütün bitkilerin yardımcı olduğu bir ekosistem oluştururlar.

Bitkilerin bireysel olarak yerleştirileceği tek yer, düzenleyicinin bitkiye dikkat çekmek istediği yerdir. Bu bitki şekil 78'de gösterildiği gibi açık alana yerleştirilmiş her yerden görülebilen dinamik bir parça fonksiyonu yapan bir pitureks bitki olabilir. Ya da şekil 79'daki gibi bitki kompozisyonunun baskın elemanı rolü oynayan bir bitki olabilir. Daha öncede belirttiğimiz gibi bu bitki sütun, piramidal veya pitureks formda, kaba tekstürlü ve parlak çiçekli olabilir. Bir düzenlemede dikkati değişik noktalara dağıtılmasını engellemek için birkaç tane bireysel bitki olabilir.

Fikirsel organizasyonu bitirmiş olan peyzaj mimarı diğer basamak olan bitkilendirme metoduna geçebilir. Şimdi düzenleyici plandaki her küçük parçayı ele alıp şekil 80'deki gibi aranje edebilir. Bireysel bitkilerin haricindeki bitkiler hala kesin değildir.

Her zaman akla gelmesi gereken birkaç düşünce vardır. İlk olarak topluluklar içindeki bireysel bitkiler bitkinin olgun boyutlarının yüzde 75 ila yüzde 100'ü boyutunda dairelerle gösterilirler. Peyzaj miman bitki materyaliyle düzenleme yaparken bitkilerin ilk görünüşleriyle ilgilenir. Ama bu yaklaşımın uygulanması bazı ilk görsel problemler yaratır. Doğru bitkilendirme için bitkilerin büyüme alanları düşünülerek birbirlerinden ayrı ayrı yerleştirilirler. Bu yüzden daha sonra bireysel bitkilerin arasındaki boşlukların zamanla kapanıp yok olacağı düşünülerek bu genç fidanlara bitki kompozisyonunda katlanılmalıdır. Düzenleme olgunlaştığında bu boşluklar olmayacaktır. Bu yüzden düzenleyicinin bireysel bitkileri doğru bir şekilde kompozisyona yerleştirebilmesi için ilk hallerini de olgun haldeki boyutlamıda düşünmesi gerekir.

Topluluklar içindeki bireysel bitkilerin çizilmesindeki başka bir tavsiye de, birbirlerine değdirerek çizmektir. Bireysel bitkiler çaplarının üçte bir yada dörtte bir oranında birbirlerinin üstünde çizilmesine izin verilir (Şekil 81). Bu şekilde görsel birlikteliği sağlanır. Daha önce de belirtildiği gibi bitkiler gruplar yada yığınlar halinde kompozisyon daha birleşik görülür. Fakat bir kompozisyon bireysel bitkilerin koleksiyonu olarak görüldüğünde daha karmaşık ve bağlantısız hissedilir.

Bireysel bitkilerin yerleştirilmesi konusunda yapılabilecek bir diğer şey de bitkileri 3,5,7 gibi tek sayılarda veya en azından, az miktarda gruplamaktır. Bu olay şekil 82'de gösterilmiştir. Bu; tek sayıdaki elemanların birbirini desteklemesi ve güçlendirmesi yüzünden birleşik bir kompozisyon oluşturmasına rağmen çift sayıdaki elemanların her bölümüne göre birbirlerini tamamlamaları, temel düzenleme prensibine bağlıdır. Üç elemanlık bir grupta göz tek bir elemanı ayıramaz ve tamamını gruplar, iki elemanlık bir gruptaysa göz geriye yönelir ve her ikisini ayrı ayrı seyredemeyeceğinden ikisinin arasım gözler. Çift sayıda elemanı organize etmenin diğer bir dezavantajı da görsel birliktelik ve dengeyi korumak için gruptaki bireysel bitkilerin aynı boyut, şekil, renk ve dokuda olmalarım gerektirir. Düzenleyici büyük bitkilerle çalışırken boyut ve şekillerin oturtulması daha da zor olur. Eğer çift sayıdaki bir grubun bir

28

Page 29:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

bitkisi ölürse yerine yenisinin konulması bu yüzden çok zordur. Sayılar hakkındaki bu tavsiyeler 7 veya daha az sayıda elemandan oluşan gruplarda en kullanışlı olurlar. Bu sayının üstünde, tek veya çift sayıdaki miktarların ayırdedilmesi zordur.

Bütün bu işlemler bittikten sonra düzenleyici, grup- grup veya küme-küme bağıntılarından birini seçmek zorundadır. Burada bitkilendirme gruplarında bireysel bitkilere uygulanan prensipler uygulanır. Bitkilendirme gruptan, bireysel bitkilerde olduğu gibi aynı sebeplerden dolayı görsel olarak birleşmiş olmalıdır. Şekil 83'te gruplar arasında harcanmış alanlar gösterilmektedir. Bu alanlar çekici ve görsel olarak bağlı olmadıklarından dolayı ortadan kaldırılmalıdır. Bazı kompozisyonlarda değişik bitki gruplarının birbiri içine geçmesi etkileyici değildir. Şekil 84'te gösterildiği gibi bitkilerin birbirini sarması gruplar arasında çekimi maksimize ettiği için daha çekicidir. Bu olay değişik türdeki grupların birlikte gözükmesini sağladığından dolayı kompozisyonun birliktelik ve çekim gücünü arttırır. Bu bakımdan yükseklik bağıntısı, kısa bitkiler uzun olanların önünde sürüklendiklerinden yada arkalarında esrarengizce kaybolduklarından dolayı kompozisyona bir büyüleyicilik katar.

Düzenleyici, planında bağıl yüksekliği ve boşlukları incelerken ağaclarm altındaki boş alanları da göz önünde tutmalıdır. Tecrübesiz düzenleyici, gölgeli planlarda ağaçların altındaki boşlukları göz önüne almaz ve daha kısa bitkileri yerleştirmeyi unutur. Bu olay şekil 85'te gösterildiği gibi yüksek ağaçların altındaki düzenlemenin akışını ve sürekliliğini bölen bir boşluk oluşturur. Bu harcanmış alanlar herhangi bir yüzey kaplamasıyla kaplı değilse problem yaratırlar. Eğer amaç burada kullanılacak bir boşluk sağlamak değilse bu problemi elemine etmek için kısa bitkilerin yüksek ağaçlar altında devam etmesi sağlanmalıdır.

Bitkilerin organizasyonu ve yerleştirilmesi başka formdaki bitkilerle desteklenmelidir. Bitkilendirme yer şekilleri, binalar, duvarlar, kaldırımlar ve açık alana uygun olmalıdır. Eğer doğru bir düzenleme yapılırsa bitki materyali bu diğer elemanların dış çizgilerini ve formunu güçlendirir. Sonuç olarak bitki materyalleri, bir kaldırımın yamnda doğrusal, olarak serbest karakterli bir formun çevresinde ise informal olarak organize edilmelidir (şekil 86). Böylece planın formunun ve cisimlere üçüncü bir boyut kazandırırlar.

Bireysel bitkilerin ilk yerleştirilmesini uygulayan peyzaj mimarı kesin plan için bazı küçük değişiklikler yapmak zorunda kalabilir. Bu yüzden yeni eklenenleri gösteren bir ek plan düzenlenir. Bireysel bitkilerin kompozisyonda kümeler halinde ya da örnek olarak yerleştirilmesinde, peyzaj mimarı ayrıca nerede, ne tür bitkilerin kullanılacağını da çalışmaya başlar. Herhangi bir yer için seçilen bitki materyallerinin cinsi, fikir dizaynı safhasında daha önceden seçilip ayrılmış ebat, şekil, renk ve tekstür baz alınarak yapılmalıdır. Düzenleyici ayrıca bitki cinsinin seçiminde herhangi bir yerde bulunan güneş, rüzgar ve toprak durumunu da göz önünde bulundurmalıdır.

Bir kompozisyonda değişik türdeki bitki materyaterinin secimi ve yerleştiriminde diğer bazı yardımcı yollar izlenmelidir. Bitki materyalinin genel bir türünün bir kompozisyonda bütünlüğün teminini devam ettirmek için sayıca daha baskın olmaları gerekir. Eğer bir kişi daha önce belirtilen yardımcı yolları takip

29

Page 30:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

ederse, bitki materyalinin genel üç türü tipik olarak yuvarlak, orta ton yeşil yapraklı ve orta tekstürlü olacaktır. Bu birleştirici bitki türleri düzenleme boyunca bir yerden bir diğerine görsel olarak taşımalıdır. Bir kompozisyonda aynı elemanı farklı yerlerde görmek hatırlamayı ve onun daha önce gözlemlendiği anısını oluşturur. Hatırlama dizaynı zihnen birleştirir. Daha sonra diğer farklı bitki türleri bu sayıda ve organizasyonda bir genel bitki türünün bütünlüğünü yok etmemek kaydıyla dizayn kompozisyonuna çeşitlilik için eklenir. Bitkilendirme dizaynında kullanılan bitki materyallerinin toplam sayısı, bir disiplin olarak, çok fazla olmaması için dikkatlice kontrol edilmelidir. Tür tiplerinin sadeliği bir dizaynı birleştirmek için diğer bir araç olabilir. Şekil 87'de bazı prensipler kollektif olarak açıklanmıştır.

ÖZET

Bitki materyalleri bir düzenlemede ve dış çevre yönetiminde ana eleman olarak görülebilir. Bitki materyalleri düzenlemede tek eleman değildir fakat dış yüzeyi oluşturmak, manzarayı gizlemek ya da göstermek, havayı etkilemek, toprağı stabilize etmek, mikroklima ve enerji tüketimine tesir etmek, dış mekan düzenlemesinde birleştirici elemanlar olarak görev yapmak gibi birçok sayıda önemli rolleri vardır. Bitki materyalleri düzenleme safhasında yüzey şekli, binalar, kaldırım, yer yapısı ile birlikte birleştirici eleman olarak Önceden çalışılmalıdır. Düzenlemede bitki materyalleri; ebattan, şekil, renk ve tekstürleri düzenlemenin hem yararlı hem görsel objelerinin karşılaşması için değişkenlerin paleti olarak kullanılmalıdır. Sonuçta bitki materyalleri, dış çevreye büyüme ve canlılık hissi veren yaşayan organizmalar olarak görülmelidir.

III.YAPILAR

insan eliyle yapılaşmış çevrede, kentsel ve mimarialanlar ölçeklerine ve boyutlarına bağlı olarak hiyerarşik mekan tiplerini meydana getirirler. Kentsel tasarımda bu hiyerarşi küçük alanlardan kentin içinde bulunduğu büyük doğal alanlara kadar değişir. Yapıların kentlerin organizasyonundaki rolü, taş yada tuğlanın mimarlıktaki rolüne eşdeğerdir.

Mekanı iki ana grupta toplayabiliriz, iç mekan ve dış mekan.

İç mekan: Barınma işlevini karşılayan ve büyük ölçüde öznelliği/mahremiyeti olan mimari mekandır.

Dış mekan: Binalar dışında kalan, bina dış duvarları, yeşil doku yada başka elemanlarla sınırlanmış açık mekandır. Dış mekanda genelde yatay boyutlar, düşey boyutlardan büyük; biçim, mimari makana oranla daha az geometriktir. Tavan ve duvar işlevini karşılayan elemanlar kesin tanımlanmıştır. Biçim, elemanların uyumu ile görsel olaraktanımlanır.

Mekan sınırlayıcılarının biçimleşine göre, mekanın geometrisi oluşur. Mekanı sınırlayan öğelerin niteliği, birbirleriyle olan ilişkileri, mekanın geometrisinde ve algılanmasında rol oynayarak, değişik mekan tiplerinin ortaya çıkmasını sağlar. Mekanları oluşturdukları sınırlayıcılar açısından ele aldığımızda;

30

Page 31:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

Doğal mekan; doğal elemanlar ile Yapay mekan; yapay elemanlar ile Karma mekan;doğal ve yapay elemanlar ile, olarak 3'e ayrılır.

Kentler, yalnızca insanların barındıkları yapılrdan oluşmayıp, toplu yaşam sonucu ortay çıkan, kişisel yada toplumsal gereksinmelerin ve eylemlerin gerçekleştirildiği, yapıların dışındaki alanları kapsamaktadır. Kentsel mekanı, yapılar ve bu yapıların dışında kalan tamamlayıcı nitelikteki alanlar oluşturmaktadır (ÇINAR, 1994).

Kentsel mekanlar, yapıların cepheleri, meydanlar, sokaklar, yollar, parklar ile ayrıntı kazanır.

Mekanı, 3 boyutlu hacimsel anlatımları sınırlayan yüzeyler belirler. Ancak mekan algısı geştalt ilkeleriyle tanımlanabilen Biçimsel organizasyon ve Alan Kuvvetleri kavramlarıyla etkinliğini arttırabilmaktedir. Mekanı oluşturan elemanlar arasındaki görünen alan kuvvetler, mekan duygusunun-deneyiminin kazandırılmasında etkilidir.

• Yakınlık• Kapalılık• Devamlılık• BasitlikBu kuvvetlerin etkinliğine yardımcı olan Geştalt ilkeleridir.

Tek başına duran bir mimari eleman yada bir yapı, bir heykel, anıt olma eğilimi gösterir. Yapının kendisi pozitif mekan olduğuy halde çevresi negatiftir. Yani burada mekan duygusu uyanmamaktadır. Oysa ki yapıların sayısı fazlalaştıkça, dış mekan pozitif mekan haline gelecektir (Şekil 2).

Dış mekanda mekan hissi uyandırmak için tasarım ögeleriyle sınırlama ve tanımlanma getirilmesinin gerekliliği yadsınamaz. Dış mekanların boyutsal açıdan, insan ölçeğine bağlı olarak sınırlandırılmaları ve insanlarda, boşluk, darlık korkusu yaratacak boyutlardan kaçınılması gerekir.

1:1= Tam mekan duygusu, detayların algılandığı mekan. Kapalı mekan. (Şekil 5) 2:1 = İdeal mekan. Yüzey bütünü ve detayların algılandığı mekan. 3:1 = Minimum mekan duygusu, yüzey çevresiyle ilişki. 4:1 = Mekan duygusunun kaybolması

Bu oran daha fazlalaştıkça mekan algılaması zorlaşır, insan kendini boşlukta hisseder (Şekil 6-7). Örneğin 6:1 oranı ve üzeri mekan kamuya açık mekan olarak adlandırılır. Yükselik mesafeye eşit yada fazla ise bu orandaki dış mekan fazla çevrelenmiş olur.

En ideal mekan olgusu 2:1 oranıyla tanımlanır. Bu duruda insanın en iyi algıladığı göz açısı 27° dir. Bu nedenle bu orandaki bir mekanın tümünü insan rahatlıkla algılayabilir (Şekil 8).

31

Page 32:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

Sınırlayıcı yüzeylere bağlı olarak dış mekanlar değer kazanıp çeşitlenebilmektedir (ÇAKMAKLI, 1992).

Sınırlamanın az ya da çok oluşu mekanın dışa doğru akışını kontrol etmektedir. Sınırlamanın azlığından dolayı mekanların tek başlarından çok açıklıkları diğer mekanlarla birlikte algılandığı, kullanıcıya geniş bakış açısı sağlayan özgür mekanlar, açık-serbest mekanları açıklar. Yapılar arasındaki açıklık fazla ise böyle mekanda, mekansal sızmadan sözedilir. Yapıları yaklaştırarak yada farklı materyaller kullanılarak bu sızmaya engel olunabilinir. Böylece kapalı mekan oluşur (Şekil 9). Kapalı mekanlar, çevrelenmenin çok olduğu, güçlü bir mekan yaratımı olan, sosyal aktiviteleri içinde toplayan mekanlardır.(Şekil 10) Çevreleme tamamen yapılar ile olabileceği gibi bazen diğer materyellerle de gerçekleşebilir. (Şekil 11)

Sınırlayıcı elemanların belli bir düzen kaygısı içinde düzgün yerleştirilmesi ile düzenli mekanlar oluştururken sınırlayıcı elemanların yerleşiminde belli bir esasın gözetilmediği, organikliğin hakim olduğu, rastgele olmakla birlikte, kendi iç düzeninde tutarlılığa sahip yerleşim düzeni, düzensiz mekanları tanımlamaktadır. (Şekil 12)

Mekan tiplerini yapılanmalarına göre de sımflandırabiliriz.

Kapalı Mekan: Sınırlandırılmış mekanlardır. Kare, dikdörtgen, daire veya herhangi düzenli bir geometrik formla oluşturulmuş mekanlardır. Mekanda denge, düşey_ ve yatay düzlemin eşitliliği İle sağlanacaktır. (Şekil 14, 15, 23)

Merkezsel Mekan: Kapalı mekanın içerisinde dikey bir vurgu elemanının yada masif bir kümenin bulunması ile oluşan mekandır. Dış mekandaki avlu sistemlerinde görülen mekan tipidir (Şekil 26).

Egemen Mekan: Bir yapı ve açık alanın yönlendirildiği ve diğer binalar ile ilişkilendiren bir meydan tipidir. Yani baskın bir yapı, açık alanın ilişkilerini yönlendirir. (Şekil 27)

Kanalize Edilmiş Çizgisel Mekan: Mekanın başlangıcı ve sonucunda dikkat çekici bir objenin bulunmasıyla oluşan bir mekandır. Daha çok bu mekan geçiş mekanıdır. (Şekil 28)

Gruplandırılmış Mekan: Farklı form ve boyuttaki mekanlar tek bir yönde sıralanabilir ya da küçük bir mekandan daha büyük bir mekana geçebilir. Farklı şekil ve orandaki üç veya daha fazla meydan tek bir yapıyı çevreleyebilir (ZUCKER, 1959).

YAPI ÖLÇEĞİNDE MEKAN ANALİZİ

Düzensiz yapı kümelerini biraraya getirerek mekan kurgusunu yaratmak zordur. (Şekil 34) Bu neden ile yapı kümelerinin biraraya getirirken bağlantı kurulacak yapı birimlerinin aynı açıda olması gerekecektir. (Şekil 35,36,37)

32

Page 33:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

Çevre ölçeğinde görsel etki, mekansal bileşenler ve yüzeysel bileşenlerin çeşitli şekillerde biraraya geliş ilkeleri sonucu gerçekleşmektedir.

Yapı kümeleri ile bir mekan oluştururken yapıların kesin çizgilerinin uzantıları ile bağlantılı diğer yapı kümelerini yerleştirmek, düzenli bir mekan kurgusunu bize doğuracaktır. Bu kesin çizgilere güç çizgileri adı verilir. Güç çizgilerinin birleşimiyle oluşan diğer bölümlere ise birim adı verilir. (Şekil 38,39) Yapıları veya yapı kümelerini biraraya getirirken köşelerin birleşmesinden ziyade yapıların birbirine tamamen değecek şekilde yerleştirilmesi mekanın etkisini vurgulayıcı yönde olacağı bilinmelidir (Şekil 40). Genelde karmaşık, farklı boyuttaki yapı kümeleri, birbiriyle harmoni yaratacak şekilde sınırlanmalıdır. Birbirine geçişler ritm olgusunu bozmayacak şekilde olmalıdır (Şekil 41).

Sonuç olarak yüksek yapılar ortada olup, dışa doğru açıldıkça alçak yapılar ile kompozisyon oluşturulursa, tüm kompleksin balansı sağlanmış olacaktır.

ÖZEL YAPILAR (VİLLALAR)

Tek bir yapiyi araziye oturtmak için iki önemli kriter vardır.1 .Yapıyı tek başına bir sanat eseri olarak görmek2.Yapıyı çevresiyle uyum sağlayacak, harmoni oluşturacak şekilde görmek

Birinci kriterde; yapının ilginç ve özellikli olması ve dikkati üzerine çekmesi önemlidir. Çevresine aykırı olması ve dikkati üzerine çekmesi, Önemli bir odak noktası olma özelliğini gösterir. Böyle durumda yapının çevre düzenleesi yapıyla yarışmayacak şekilde sade olmalıdır (Şekil 42).

ikinci kriterde ise; Birinci kriterin tam tersidir. Yapı çevresiyle bütünleşmelidir. Bu düşüncenin adında yatan insan yapısının ve doğanın ayrılmaz bütün olmaları gerektiğidir (Şekil 43).

Bu iki kriterin hangisinin daha doğru olduğu tartışma konusu olmamalıdır. Bu evi yapanın, oturacak olanın beğeni ve istekleriyle ilintili bir konudur.

YAPININ ÇEVRESİYLE BÜTÜNLEŞMESİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

Binaların ister tek, ister grup halinde olsun çevresiyle uyum sağlaması için çeşitli yönte fA ve prensipler vardır. Her bina için ayrı bir proje ve çözüm bulunması gerekmektedir.

Yerşekilleri: Yerşekilleri; binanın çevreye uyum sağlaması için ilk olarak incelenmesi gereken elemandır. Yerin şekli, görünüm ve drenaj açısından Önemlidir. Genelde düz bir alana bina oturtmak, iniş-çıkışlı bir alandan her açıdan daha kolaydır. Maliyet açısından da düz alan daha avantajlıdır. Engebeli arazilerde ise kazı ve dolgu işlemleri gerekeceği içinf'aliyet daha fazla olacaktır. Eğimli arazide evi araziye uydurmak için teraslama ve asma kat uygulanabilir. Şekil 47'de görüldüğü gibi bina bir taraftan tek katlı, diğer taraftan çift katlıdır. Eğimli arazilerde kullanılabilecek diğer yöntem ise binayı eğimli tarftan destekleyerek yapaktır. Genel şekil 47'de görüldüğü gibi binanın bir kısmı yerden yükseltilerek binanın iki cephesi de

33

Page 34:  · Web viewPeyzaj Mimarlığı, insanla dış çevrenin entegrasyonuyla uğraşan profesyonel bir tasarım disiplinidir. İFLA'ya (uluslararası peyzaj mimarlığı fedarasyonu)

aynı seviyeye getirilmiştir. Bu sistem daha pahalı olmasına karşın eğimin çok fazla olduğu yada kazının veya dolgunun çok çok fazla olacağı yerlerde kullanılır.

Binanın planı arazinin topografyasına uyum sağlamalıdır. Yapıları araziye yerleştirirken eğimli alanlarda kazı-dolgu miktarlarının dengede tutulmasına dikkat edilmesi gerekir. Bir yapı eşyükselti eğrilerine paralel şekilde yerleştirildiğinde kazının daha az olduğu, dik. yerleştirildiğinde ise kazının maksimumlara ulaştığı Şekil 48 de görüldüğü gibi gözlenmektedir.

Düz bir arazide kullanılan meted daha farklıdır. Yapının bir platforma yerleştirilmesi (Şekil 51). Bu metod ile ilk kat yüzey drenajından etkilenmeyecektir. Bu metodun dezavantajı, iç mekan ve dış mekan arasındaki farkı daha göze batar şekilde ortaya çıkarmasıdır. Kot farkından dolayı iç mekan ve dış mekan birbirini tamalayıcı olmayacak ve ayrılacaktır.

Bitki materyali: Binayı çevreye uydurmak için diğer bir faktörde bitki materyalidir. Burada da uygulanacak iki kriter vardır.

1.Binayı çevrede bulunan bitkilere uydurmak, 2.Binaya göre çevreye yeni plantasyon yapmak

Birinci kriterde ormanlık bir alanda ev yapılıyorsa, burada alan azdır. Burada yapı ormanın vasıflarına uyacak şekilde yapılmalıdır. Ev kompakt olmalıdır.

ikinci kriter ise, açık bir alanda ev yapılıyorsa, burada alan fazladır. Ev istenildiği kadar büyük ve geniş olabilir. Bina formuna uygun bitki materyalleri seçilebilinir.

Yapısal tasarım: Basit bir yapı, çevre ile zayıf ilişkiler yaratabilir. Çevrenin yapısı ile uyumlu, bulunduğu alana ta nüfus etmiş bir yapı ise ekansal etki yaratır (Şekil 56-57).

Uzatılmış bina duvarları, dışa açılan kollar gibi doğayı kavrarlar. Bunun yanında iç ve dış mekanı ayıran merdiven detayları da yapısal tasarımda Önemlidir. Merdivenler, binaya bitişik yapılmışsa içten dış mekana geçiş hazırlığı söz konusu olmaz, iç ve dış mekan kopukluğu belirgin bir şekilde göze çarpar (Şekil 61).

IV. DÖŞEME

Döşemeler, kentsel tasarımda kullanılan sert peyzaj elemanlarmdandır. Kaplanmış yeryüzeyi insanların kullanımı için oluşturulur.

34