800. veli - ktp.isam.org.trktp.isam.org.tr/pdfdrg/d194516\2009/2009_langerr.pdf · xxx, 440 s.:...

12
800. Veli Sempozyumu 17-18 2009) . . . BILDIRILER •• .•.'-.>-

Upload: vodan

Post on 05-Jun-2018

229 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Doğumunun 800. Yılında

Hacı Bektaş Veli Sempozyumu (Nevşehir, 17-18 Ağustos 2009)

. . . BILDIRILER

•• • .•.'-.>- ~--··

T.C. Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi Yayını: 399 Bilimsel Toplantılar Dizisi: 49

ISBN: 978-975-ı6-2335-5 İLESAM: 2009.06.Y.Oı43.389

DOGUMUNUN 800. YILINDA HACI BEKTAŞ VELi Atatürk Kültür Merkezi 20 ı O Birinci Baskı • ı 000 Adet

Editör: Prof. Dr. Filiz KILIÇ

Düzelti: Dr. Alev KAHYA BİRGÜL

Kapak Resmi: Erdoğan YAVUZ

Atatürk Kültür Merkezi Ziyabey Caddesi Nu:ı9, 06520 Balgat- Ankara Tel: O 3ı2. 284 34 ı8- 284 34 25 Belgegeçer : O 3ı2. 284 34 65 e-posta: [email protected] Internet : www.akmb.gov.tr

Kapak Tasarımı ve Sayfa Mizampajı Grafiker· Grafık-Ofset Matbaacılık Reklamcılık Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. Tel: O 312. 284 ı6 39 (pbx) • Faks: O 3ı2. 284 37 27 E-mail: [email protected] • Web: www.grafiker.com.tr

Baskı ve Cilt Yeni Reform Matbaacılık: Yayıncılık Ltd. Şti. Kazım Karabekir Caddesi, No: 9ı/2 İskitler-Ankara Tel: O 312.341 20 92 • Faks: O 312.341 20 93 • E-mail: [email protected]

Doğumunun 800. Yılında Hacı Bektaş Veli (2009:Nevşebir) Doğumunun 800. Yılında Hacı Bektaş Veli Sempozyumu, 17-18 Ağustos:2009:Bildiriler 1 yayma

hz!. Filiz Kılıç- Ankara: Atatürk Kültür Merkezi, 2009. xxx, 440 s.: fotoğ. (kimi renkli), res., brt., tb!., 24 cm.- (AKDTYKAtatürk Kültür Merkezi yayını;

399. Bilimsel toplantılar disizi;49).

ISBN: 978-975-16-2355-5

1. HAC! BEKTAŞ-I VELİ, 1209-1271 2. SEMP02YUM --TÜRKİYE 3. BEKTAŞİLİK., TASAVVUF- TÜRKİYE 4. HAC! BEKTAŞ-I VELİ- TÜRKİYE-- SEMPOZWMLAR I. Kılıç, Filiz, Prof. dr., yay. haz. II. E.a. III. Dizi.

297.75250

Hacı Bektaş Veli'nin Almanya'ya Varışı:

Göç ve Diaspora Çerçevesinde Yurtdışındaki

Alevilikte Dinsel Ritüel Dönüşüm-Değişimler

Robert LANGER*

ÖZ Alevilerle birlikte Hacı Bektaş Veli'nin de kutsal şahsiyeti de Almanya'ya gelmiştir. Kendi kimliklerinin çok önemli sembolü olarak kullanmışlardır onu. Alevilerin Almanya'ya yerleşmeleri ibadet yaşamlarında ve uygulamalarında çesitli değişikliklere neden olmuştur. Yine de mecazi sembollerin temel nitelikleri Haa Bektaş Veli'nin Alevi kimliğini tanımlayıa bir sembol ola­rak kullanılması gibi günümüze kadar değişmemiştir.

Anahtar Kelimeler: Haa Bektaş Veli; Alevilik, Almanya; Ritüel 1 Ayin; Göç, Türkler, Almanya.

ABSTRACT "Hacı Bektaş Veli' sArrivalin Germany:

Transformations of Alevi Ritual in Migration and Diaspora Contexts"

Together with the Alevis als o the saintly figure of Haa Bektaş Veli arrived in Germany. It is us ed asa highly significant symbol for their identity. The settling of Alevis in Germany has led to specific alterations intheir ri tuallife and practice. However, es­sential features of symbolism-such as the employment of Haa Bektaş Veli as an identifier for Alevi identity-have remained constant un til now.

Key Words: Haa Bektaş Veli; Alevism, Germany; Ritual;

Immigration, Turks, Germany.

* Dr., Heidelberg Ruprecht-Karl Üniversitesi No. 619 "Ritüelin Dinamikleri" Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi, Almanya, e-posta: [email protected].

· .. ... .... '

380 Robert LANGER

Giriş

Alevilerin Almanya'ya göçü yeni yurtlanndaki hayatianna göre aslında başanlı bir, hikaye olarak anlatılabilir. Öyle ki Türkiye'den gelen Aleviler, Sünnilere nazaran sosyal hayata ._

daha iyi entegre olup, uyum sağlamış ve Almanlar ile daha iyi ilişki-ler kurmuşlardır. Hatta Almanya'daki ikinci ve üçüncü kuşak Türkler, Türkiye'yi yalnız tatil yolculuklanndan tanımaktadırlar ve çoğu, açık­ça görüldüğü üzere Türkiye'ye kesin dönüş yapmayı düşünmemekte­dirler.

Her ne kadar Almanya'daki Alevi örgütleri siyasi kimliklerini ön plana çıkarmasalar da zaman zaman Türkiye'de meydana gelen siyasi gelişmelere tepki göstermektedirler. Bunun yanı sıra, çağdaş iletişim araçlanı ve hem hızlı hem de daha ucuzlayan toplu taşıma imkanlanyla şimdiki Alevilik transnasyonal2 bir özyapı göstermektedir.

Bu bildiride Almanya bir örnek olarak alınarak Avrupa'daki Alevilerin yaklaşık son kırk yıllık toplumsal tarihi; bunun sonucu olan aktüel, sosyal, dilsel ve ekonomik durumlan, eğitimle ilgili gelişme­leri, sosyal-siyasi 1 dini örgütlenmeleri ve Federal Almanya eyalerleri ile ilişkileri3 kısa bir şekilde incelenmek istenmektedir. Almanya'daki Alevilerin ritüelle ilgili ve dinsel yaşamının yanı sıra, yukanda ifade edilen yönlerini, en iyi şekilde cem ayinini simgesel olarak kullanan bir kültür kaynağı olarak ele alabilirsek ve de o ritüelin değişimlerine bakarsak algılayabiliriz.

2003'ten beri Heidelberg Üniversitesi'nde Alevi ve diğer gayri sün­ni grupların ritüel pratiklerini konu alan bir araştırma projesi, ant­ropoloji ve İslam bilimleri metotlanyla yürütülmektedir (Langer vd. 2005). Heidelberg Üniversitesi'ndeki 'Ritüel Dinamikleri'4 isimli araş­tırma merkezinin İslam Bilimleri Bölümü Osmanlı ve Türkiye Tarihi Anabilim Dalında yürüttüğü bu proje bazında, hem Türkiye hem de Almanya'daki Aleviler arasında alan araştırması yürütüldükten sonra,

ı Televizyon, telefon, İnternet v. b. 2 Ulusal sınırlan aşan 3 Özellikle Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu'nun resmi bir, 'din cemaati' olarak Alman

okullannda oluşturulacak din dersleri verme isteği. 4 Ritualdynamik

'

lacı Bektaş Veünin Almanya'ya Varışı: Göç ve Diaspora Çerçevesinde Yurtdışındaki Aleviiiiete Dinsel Ritüel Dönüşüm-Değişimler 381

şimdi projenin bulgularını içeren bir kitap hazırlanmaktadır (Langer 2008a: 65-107). Bu kitapta, göç eden Alevilerin bir görüngü olarak değişimleri dinsel kültür bazında değerlendirilecektir.

Aynca 2006-2007 tarihleri arasında İsviçre'nin başkenti Bern'de, Bem Üniversitesindeki İslam ve Orta Doğu Bilimleri Enstitüsünün ders programı çerçevesinde Alevilik ve Alevileri konu alan "Yirminci Yüzyılda Alevilik" isimli bir ders vermiş bulunmaktayım. Bem Üniversitesinde verdiğim dersler süresince derslerime İsviçreli Alevilerden de katılımcılar olduğundan dolayı, aynı zamanda İsviçreli Alevilerin dini ve sosyal yaşamı hakkında da bilgi sahibi olabildim.

Hacı Bektaş Veli'nin şahsiyeti Almanya'daki Alevilerde Türkiye'de olduğu gibi bir simge olarak kullanılmaktadır. Horasan'da başlayan ve Almanya'ya ulaşan yolculuk bildirimin başlığında bir fikir yolcu­luğu olarak algılanabilir. Şahsiyet ve fikirleri önceden Makalat'ta ve menkıbelerinde anlatılan yolculuk gibi H. B. Veli düşüncesi bugünkü Aleviler ile dünyadaki yolculuğuna devam eder.

Aleviler, Hacı Bektaş Veli düşüncesini taşıyan ve canlandıran toplu­luk olduğundan dolayı, bu bildiride aslında Almanya'daki Alevilerden ve uygun yerde onlann Hacı Bektaş Veli'yi kullanmalarından ve değer­lendirmelerinden bahsedeceğim.

Araştırma amacımız doğrultusunda aşağıdaki sorulara cevap ara­maktayız: Alevi dinsel rituelleri kentlere ve Avrupa'ya nasıl taşındı; yeni ortamda (kontekstte) hangi dönüşümler oluştu ve bu süreçte gü­nümüzde daha fazla yeriileşen Alevilerin dini yaşamı nasıl meydana geldi ve kendi kendine etkileşirnde bulundu?

Bu bildiride, araştırmanın ortamı Almanya, örnekleme yeri ise Almanya'da Wiesloch, Kassel, Filderstadt, Mannheim ve benzeri şe­hirlerden seçilmiştir. istatistiklere göre Almanya'nın 82 milyon olan nüfusundan 15 milyonu göç eden aileler ve çocuklanndan oluşmak­tadır. Bunlann arasında en büyük grup5 Türkiyelilerdir. Eğer bunlann yüzde yirmisinin Alevi olduğunu farz edersek, Almanya'da dört yüz binden fazla Alevi yaşıyor denilebilir. Genellikle göçmenlerin yansı geçmiş yıllarda Alman vatandaşlığına geçmiştir. Avrupa ülkelerin-

5 Yüzde on dört ya da iki milyondan fazlası

'· '

· ...

382 Robert LANGER

deki Alevi nüfus oranına bakıldığında, Almanya'daki Alevi nüfusu Avrupa'daki daha küçük ülkelere nazaran çok daha fazladır. Buna mi­sal olarak yaklaşık yirmi ila kırk bin Alevi ikamet eden Danimarka, Jjollanda, Avusturya, İsviçre verilebilir. Almanya'daki Alevi nüfusu­nun öneminden dolayı Almanya Federal Devleti'nin İçişleri Bakanlığı tarafından oluşturulan "İslam Konferansı"na Almanya'nın en büyük Alevi örgütü olan AABF de davet edilmiştir.

Avrupa'daki Alevilerin yaklaşık son kırk yıllık toplumsal tari-' hi kısaca anlatılamaz. 1960-1973 yılları arasında Alevilerin çoğu

Almanya'ya işçi olarak geldi .. Ondan sonraki yıllarda gerçekleşen göçlerin çoğu işçi göçü nedeniyle aile birleşimi ya da evlilik sebebiy­le oldu. Özellikle 1980 askeri darbesinden sonra siyasal sebeplerden sığınma talebinde bulunanların büyük bir kısmı Avrupa'ya geldi. Aynı zamanda 1980'li yıllarda din bir kimlik boyutu olarak yeniden ortaya çıktı. Böylece Alevi kökenliler, kendi dinleriyle ilgilenmeye başladı­lar. Bugünkü uluslararası ya da transnasyonal Aleviliğe bakıldığında,

- Avrupa'ya göç eden Aleviler bu gelişmede önemli bir rol oynadılar (Şahin 2002:302). David Shankland, Orta Anadolu'daki bir köyden Almanya'ya göç eden ve orada ikamet eden Alevilere ilişkin yaptığı araştırmaya göre; onların büyük bir kısmı Almanya'daki yaşamlann­dan memnundur. HattaAlman toplumu tarafından ilk kuşağa yapılan psikolojik baskıya6 rağmen, hem ilk, hem de ikinci ve üçüncü kuşak Türkler, Almanya'daki imkanlardan istifade etmeye devam etmişler­dir. Mesela: maddi ve ekonomik imkanlar, eğitim imkanları ve sosyal hareketliliğe, daha fazla katılabilmelerini sağlayan imkanlardan ya­rarlanmak için onlar, Alman toplumuyla bütünleşmeye, adaptasyona7

razı oldular (Shankland vd. 2008). İlk kuşak, Türkiye'ye geri dönme umut ve planlarıyla Türkiye'ye

uzun yıllar yatınm yaptı. Fakat Türkiye'ye kesin dönüş yapmakta o denli istekli olmadılar ve dönmediler. Sadece ilk kuşağın memleket özlemi öldüklerinde kendi köylerine defnedilmeleriyle giderilmekte-

6 Ksenofobi 7 Asimilasyon değil

lacı BektaŞ Velinin Almanya'ya Varışı: Göç ve Diaspora Çerçevesinde Yurtdışındaki Alevilikte Dinsel Ritüel Dönüşüm-De@şimler 383

dir. Genellikle kendi isteklerine uygun olarak, hatta kimi zaman ço­cuklannın buna karşı çıkmalarına rağmen Türkiye'de defnedilirler. İlk kuşağın geri dönmeyişindeki faktörlerden bir tanesi; Alınanya'da doğ­muş çocuklanın orada hem yalmz yani kendi başlarına bırakmamak, hem de çocuklarıınn kesin dönüşürıü istememeleridir. Çünkü kendi­leri anavatana döndükleri takdirde çocukları gurbette kalacaklardır. Özellikle ikinci kuşak hem kendilerinin hem de çocuklarıınn yeni va­tanlarına entegrasyonunu istemektedirler. Bazen okuma-yazma bil­meyen anne babalanınn Avrupa'da yaşadıkları ülkenin dilini akıcı bir şekilde konuşamamalarından dolayı bu duruma kendi çocuklarının düşmesini istemezler. Onun için yeni vatanın sosyal yapısına ve eği­tim sistemine entegrasyona yüksek bir değer vermektedirler. Bundan dolayı da artık Türkiye'deki kültürlerine aym önemi verme imkanları yoktur. Genellikle onlar, din ya da Alevi kimliğine bir değer verdikle­rinden dolayı, Aleviliği kökenieri için bir simge olarak yorumlamak:­tadırlar. Özellikle üçürıcü kuşağın Türkçesi zayıf olduğundan dolayı ayin-i cem'in parçaları8 Alınanca olarak yürütülmektedir (Langer 2008b: 227-33).

Maalesef Avrupa'ınn ekonomik durumu son yıllarda kötüleşti. Bununla beraber üçüncü kuşak eğitime ikinci kuşak gibi fazla değer vermedi veya veremedi. Öyle ki bazılarıınn hem Türkçesi hem de Alınaneası zayıftır. Hatta çoğu statü simgesi9 almak için çabuk ve ko­lay para kazanmaınn yollanın aramak gayesiyle okul ve meslek eğiti­mini yarıda bırakıp, vasıfsız işçi durumuna düştüler. Doğrusu bütürı bunların sonucunda da bazen Alınanlar gibi işsizlik ve hatta bununla beraber yoksulluk tehlikesi altında kalmaya başladılar.

Aleviler, Türkiye kentlerinde olduğu gibi hatta Alınanya'da bazı Sürınilerin oluşturduğu gertelarda olduğu gibi nüfusunun çoğunlu­ğu Alevilerden oluşan mahallelerde oturmuyor, tüm Alınanya'nın bü­yük ve küçük kentlerinde dağınık oturmaktadırlar. Özellikle Alınan vatandaşlığıınn alınmasına bağlı olarak Alınanya Alevi topluluğunun

8 Örneğin sohbet, öğretim parçalan, hatta bazı deyişler 9 Cep telefonu, araba, giyim v. b.

384 Robert LANGER

oldukça büyük bir kısmı kendi evlerini satın aldı ve böylece kesin yer­leşmenin bir göstergesi olarak mesken edinmeye başladılar. Hatta bununla kalmayarak bazılan iş adamı olarak oldukça başarılı oldular. Bütün bunların yanında hem ilk hem de ikinci kuşağın, Almanya'ya göç eden ilk kuşağın geldiği köye karşı, güçlü bir duygusal bağlantısı vardır. Onun için Almanya'da da Türkiye'nin büyük kentlerinde oldu­ğu gibi Alevi örgütlenmeleri yanında köy ya da yöreye ait dernekler de

·., bulunur.10

::· ·- Almanya'nın Alevi derneklerinin çoğu özellikle 1993 Sivas katlia-mından sonra kurulmuştur. Daha önce hem "Yurtseverler Birliği" adı altında birden fazla derneğin bir araya gelmesi, hem de bazı işçi der­neklerinin yer aldığı eski bir tarihi var olmasına rağmen Almanya'daki Alevi örgütlenmesi büyük bir ölçekte 1990 yıllannda başladı. Alevilerin dernekleşmesine etki eden bir başka faktör de, Almanlardaki "dernek geleneği"dir. Genellikle, Alevilerin çoğu, günlük siyasetten uzak olan derneklerin sosyal ve dinsel faaliyetlerini cemaat oluşturmak için kullanmak isterler. Bu yüzden, geçmişte olduğu gibi günümüzde de

- etnografik bakımdan Federasyona bağlı olan bir demekle, bağlı olma­yan bir dernek arasındaki fark fazla büyük değildir. Ayrıca, Alevilerin çoğu - Almanların çoğu gibi - modern bir hayat yaşayarak kamusal bir din etkinliği göstermemektedirler, ya sadece kendi evlerinde te­levizyon önünde ya da bazen yıllık büyük Alevi festivallerinde Alevi kimliği oluşturmaktadırlar (Hunger 2005: 221-244 ve 47-68).

Federal Almanya eyaletleriyle Alevi örgütleri arasındaki ilişkileri de11 kısa bir şekilde incelemek istiyorum. Çünkü Aleviler kamusal alanda da kendi kimliklerini göstermek zorunda kalıyorlar. Genellikle Almanya'da kültür ve eğitim politikalanndan federal eyalerler me­suldür. Okulda verilen din derslerine eyaletlerin eğitim bakanlık­lan bakmaktadırlar. Diyanet İşleri Bakanlığı gibi bir devlet teşkilatı Almanya'da olmadığı için, devlet olarak Almanya'nın ortak bir din siyaseti de yoktur. Almanya'daki eyalerlerde Hristiyanlann dinsel iş-

10 Ek. mesela www.sahibrahimVeli.com 11 Özellikle Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu'nım resmi bir "din cemaati" olarak Alman

okullarında oluşturacak din dersleri verme isteği.

[acı Bek'!aş V efi'nin Almanya'ya Yarışı: Göç ve Diaspora Çerçevesinde Yurtdışındaki Alevilikte Dinsel Ritüel Dönüşüm·D~şimler 385

lerinin yürütülebilmesi için kilise ve devlet arasında bir anlaşma bu­lunmaktadır. Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu12 da bir Hristiyan kilisesi gibi resmi bir kurum olarak kabul edilmiştir. Böyle hukuki bir anlaşmanın yapılabileceği resmi bir kurum, diğer topluluklar için söz konusu değildir. Bazı eyalerlerde örgütlenen bir din grubu okullardaki din dersini13 kendi ihtiyaçlarına göre verebilir (Engin 2001: 215-21). Alevi Federasyonu, Alman federal sistemi içerisinde uzun süreden beri var olmalanmn ve de var olacak olmalanmn yanı sıra, yeterli üye­ye sahip ve benzeri şartlan yerine getirmelerinden dolayı bazı eya­lerlerde dini bir cemaat olarak kabul edilmiştir (Spuler-Stegemann 2003: 64). Bu konuda Aleviler Sünnilerden daha fazla bir aşama kat etmişlerdir. Bu sene bir kaç ilkokulda Alevi din derslerine başlanmış­tır. Bu bağlamda kimlik konusu, öğretmen14 eğitimi meseleleriyle ye­niden gündeme gelmektedir. Genellikle Federasyon, 'Wevilik, Sünni İslam'dan ayn bir din" diyerek Almanya'nın farklı eyalerlerinde Alevi çocuklarına yönelik Alevilik din dersleri bakımından eğitim soru­nunun çözülmesini talep etmektedirler (Murest 2006: 255). Fakat Alevilerin azımsanmayacak bir kısmı da, federasyonun 'Weviliğin İslam-dışılığına karşı olduklanm" belirtmektedirler ('Wmanya'daki İslami Yaşam Anketi"nin sonucu). Böylece federasyonun, üyelerine yönelik Alevilik din dersleri verilmesi için eyalerler nezdindeki giri­şimleri, bütün Alevileri kapsamadığı izlenimine neden olmaktadır. Bu defa da federasyon, bu son uygulamalann kamuoyunda oluşturduğu kaygılara karşın, kendilerinin ritüel uygulamalannda Bektaşi tarikatı örneğini esas alarak uyguladıklanm söylemektedirler. Çünkü Bektaşi tarikatı üyelerinin seçimi, köylü Alevi ve doğudaki Kızılbaşların aksi­ne, bireysel tercih ve kabulden ibarettir, böylece kişinin tarikata ka­bulüne yönelik düzenlenen ikrar cemi, ilgili kişinin Bektaşi olmasım sağlamaktadır. Bu haliyle de federasyon son uygulamalanyla Bektaşi tarikatı formuna yönelmektedir (Kaplan 2004: 196). Doğrusu bu son durum güncel bir meseledir ve hala tartışılmaktadır.

12 Alevitische Gemeinde Deutschland e. V 13 Eğitim Bakanlığının kontrolü albnda 14 ve aynı zamanda dede

·.,

'·· ... '..--

386 Robert LANGER

Ayin-i cem'e gelince, genellikle Alınanya'da uygulamasını bilenler azdır. Onun için her cem töreni aslında bir öğreti cemidir.ıs Dil prob­leminden yukarıda kısaca bahsetmiştim. Bunun yanında Avrupa'daki cem törenlerinde, Avrupa geleneklerinden gelen izler de bulunur. Dinler arası diyalog alanında aktif olan bazı dedelerin Hristiyan pa­pazlarıyla ilişkileri yoğundur. Örneğin iki dinli evlenme ritüelleriniı6

dua ederek ve gülbank okuyarak yürütürler. Alınanya'da mürşidi ol­madan hizmet yürüten bu genç Alevi dedeler, genel şekliyle dinsel ritüel törenlerini yönetmesini öğrenirler. Böylece Hristiyanlık ve baş­ka kaynaklarını7 doğal olarak izleri, Alevi dedelerin cem törenlerinde bulunur; (Sökefeld 2002: 163-86) mesela: dua söylemekte kullanı­lan melodilerde olduğu gibi. Böylece ayin-i cem yeni ve öncekilerden farklı özel bir karaktere bürünmektedir. Bazen ritüelin transformas­yonları Alınanya'daki geleneksel bayram takviminden esinlenilmiştir. Mesela 6 Aralık tarihinde kutlanan Aziz Nikola bayramı dini mahi­yeti fazla olan bir bayram değildir. ı8 Ama tatlı ve başka küçük hediye verilmesinden dolayı çocuklar için çok önemli bir gündür. Onun için

- Almanya'dakiAlevi bir cemaat "Aziz Nikola" "aslında hazret-i Hızır'dır" diye söyleyerek bu günün arefesi akşamında bir "Aziz Nikola cemi" yürüttüler. Ritüelin strüktürüne göre Aziz Nikola hediyeleri, lokma gibi parça parça cemden önce dede tarafından cemaat üyelerine da­ğıtılmıştı. Belki bu, Aziz Nikola paketleri, cemin başında dağıtılması ile cemin sonunda gerçek lokma olmasından dolayı böyle yapılmış­tır, çünkü cemden sonra kurbandan pişirilmiş lokma da verilmiştir (Langer 2008c: 193-214). Bu örneğe göre, gelecekte özel bir, Alman­Alevi dinsel hayat ve pratikleri bulunacaktır. Türkçe, 'kutsal' olan bir dil olarak kalıp ritüellerin esas dili Alınanca olabileceği düşüne bilir.

ıs Bazen muhabbet çerçevesinde özel evlerde kendi mürşitleriyle ayinlerini yürütürler. ıs Alevi - Hristiyan ı? örneğin Yoga

ı8 Çünkü Aziz Nikola Ka to liklerdeki yüzlerce kutsal kişiliklerden sadece biridir; Protestanlar zaten resmi teolojisi ile lituryasına (inanç ve ayin kurallarına) göre kutsal kişilikleri en azından kilisede hiç kutlarnazlar.

BektaŞ verınin Almanya'ya Varışı: Göç ve Diaspora Çerçevesinde Yurtdışındaki Alevilikte Dinsel Ritüel Dönüşüm-Değişimler 387

Kaynaklar Engin, Havva (2001), "Über die Schwierigkeiten der Entwicklung schulisc­

her Curricula fur einen alewitischen Religionsunterricht in Deutschland = Alınanya'da Bir Alevi Din Dersi Müfredat Programı Geliştirmenin Zorlukları Üzerine" İsmail Engin vd. (ed.), Aleviler= Alewiten. 3 Cilt. Cilt III: Siyaset ve Örgütler = Politik und Organisationen (Deutsches Orient­Institut Hamburg: Mitteilungen, 61; Hamburg: Deutsches Orient Institut. Verbund Stiftung Deutsches Übersee-Institut), 215-21.

Kaplan, İsmail [= İsmail] (2004), "Das Alevitentum: Bine Glaubens- und Lebensgemeinschaft in Deutschland" Köln: Alevitische Gemeinde Deutschland e. V. AABF = Alınanya Alevi Birlikleri Federasyonu.

Langer, Robert, MotJ.ka, Raoul, ve Ursinus, Michael (ed.) (2005), "Migration und Ritualtransfer: Religiöse Praxis der Aleviten, Jesiden und Nusairier zwisc­hen Vorderem Orient und Westeuropa" Heidelberger Studien zur Geschichte und Kultur des medemen Vorderen Orients, 33 [N. S. 7]; Frankfurt am Main, vd.: Peter Lang, Europaiseher Verlag der Wissenschaften.

Langer, Robert (2008a), '~evitische Rituale" içinde Martin Sökefeld (ed.), Aleviten in Deutschland: Identitiitsprozesse einer Religionsgemeinschaft in der Diaspora Kultur und soziale Praxis; Bielefeld: Transcript, 65-107.

Langer, Robert (2008b), '~anya'daki Alevi Ritüellerinde ve Kültürel­Dinsel YaşamındaAnadolu Kökenli Müziğin Önemi" Ali Yaman, vd. (ed.),

GAP Bölgesinde Alevi-Bektaşi Yerleşmeleri ve Şanlıurfa Kültür Mozayiğinde Kısas Sempozyum Bildirileri (Uluslararası Sempozyum, Şanlıurfa, 25-27 Mayıs 2006) Kısas Kültürel Miras Geliştirme Projesi Yayınları, 3; İstanbul: CEM Vakfı, 227-33.

Langer, Robert (2008c), "The Alevi Animal Sacrifice (Kurban) Between Pro­fessionalization and Substitution: Recent Developments in the Cantext of Migratian and Urbanization" Claus Ambos, Axel Michaels, ve Eftychia Stavrianopoulou (ed.), Transformations in Sacrifi-dal Practices: From Anti­quity to Modem Times. Proceedings of an International Colloquium, July 10-12, 2007 Heidelberg. (Performanzen: Interkulturelle Studien zur Ritual, Spiel und Theater = Performances: Intercultural Studies on Ritual, Play and Theatre, 15; Berlin, Münster: LITVerlag, 193-214.

Şahin, Şehrihan [ = Şahin, Şehriban] (2002), "The Alevi Movement: Transformatian from Seeret Oral to Public Written Culture in National and Transnational Sodal Spaces" (Doktora Tezi, Graduate Faculty of

388 Robert LANGER

Political and Social Science of New School for Social Research, May 2001) (UMI: UMI Microform. Ed.: UMI Dissertation Service, 3027098; Ann Arbor, MI: Beli & Howell Information and Learning Company, ProQuest

(Information and Learning) Company. V1II. ..... Shankland, David ve Çetin, Atilla (2008), ''Aleviten in Deutschland", içinde

Martin SÖKEFELD (ed.) ''Aleviten in Deutschland: Identiti:i.tsprozesse einer Religionsgemeinschaft in der Diaspora". Kultur und soziale Praxis; Bielefeld:

Transcript. Sökefeld, Martin (2002), ''Alevi Dedes in the German Diaspora: The Trans­

formatian of a Religious Institution" Zeitschrift für Ethnologie, 127: 163-86.

Spuler-Stegemann, Ursula (2003) "Ist die Alevitische Gemeinde Deutschland e. V eine Religionsgemeinschaft?: Religionswissenschaftliches Gutachten ers­tattet dem Ministerium für Schule, Jugend und Kinder des Landes Nordrhein­Westfalen" Marburg.