ı• anet ilmidergi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d00033/2004_c40/2004_c40_1/2004_c40... ·...
TRANSCRIPT
• ı• anet . . '
ILMIDERGI
KUR',\i'J'D/'ı. SONRA DİRİLİŞİN Aluhaınıned
KUR'.AJ\' VE ·Kerim Buiadı
ALAK) ALGILA1\!IALAR IvL Selim Ank
ŞİİR
Muhit LVIert
1 t 40"Sayı "Ocak Şuh:ıt Mart 2004
ALLAH, SEVGI VE İNSAN
İsmail KARAGÖZ •
Özet: Insanın doğuştan getirdiği bir duygu olan sevgi, Allah'ın sıfatlarından birisidir. Kur'an ve hadisler
de Allah ve insan sevgisinden sıkça söz edilmekte ve insanın, başta yaratıcısı ve rızık vereni olan Allah'ı, Peygamberini, aile fertlerini, mü'minleri ve tüm insanları sevmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Insanların, Yaratıcı'nın sevgisini kazanabilmeleri çok önemlidir. Çünkü bu sevgi, onun iyi insan olduğunun göstergesi olacaktır. Allah'ın sevgisini kazanan insan, ebedl mutluluğu kazanmış olur. Yazımızda, Allah'ın sevdiği insanların nitelikleri de anlatılmaktadır.
Kur'an ve hadislerde Allah'ın, genel olarak iman edip salih arneller işleyen insanları sevdiği bildirilmektedir. Insanın Allah' ı sevmesi, ona itaat etmesi; Allah'ın insanı sevmesi ise onun inanç, söz, fiil ve davranışlarından memnun ve razı olması demektir.
Anahtar Kelimeler : Sevgi, Merhamet, Salih Amel, Sabır.
Abstract: Allah, Love and Man Love thatisa sense brought by birth for mankind is one of the attributes of Allah. To love Allah
and to love men are the two main points stressed in the Qur'an and sayings of the Prophet Muhammad. lt is also stressed the're that man should love, first, his Creator giving him all his belongings, and then he should love the Prophet, all individuals of his family, believers and all humanbeing. lt is also given the attributes of those whom Allah loves.
lt is essential to obtain the love of Allah, the Creator for men because this love will be indicator being a god man. Those who obtain the love of Allah will gain the eternal happiness.
In the Qur'an and the sayings of the Prophet, it is generally explained that Allah loves the believers fulliliing good deeds. To love Allah means to obey Him. If Allah loves man it means that He is satisfied his belief, his words and his actions.
KeyWords:
Love, Obedience, Good Deed, Boon, Blessing, Justice, Taqwa, Patience, Mercy, Paradise.
GlR:tŞ
Sevgi; Kur' an' da; hubb, mahabbet, vüdd ve meveddet kelimeleri ile ifade edilmiştir. Hubb ve mahabbet sözlükte; sevmek, beğenmek, rağbet etmek, istemek, meyletmek, hoşlanmak ve tercih etmek; vüdd ve meveddet ise; sevmek, temenni etmek, arzu etmek, dilemek ve dostluk demektir. 1 Sevginin zıddı; kızmak, nefret etmek, kin tutmak ve hoşlanmamaktır. Kur'an'da; vüdd ve hubb kelimelerinin zıddı olarak ğadab, suht, makt, ğayz, ğıll, la'net ve kerahe kavramları kullanılmıştır.
*Doç. Dr., Din Işleri Yüksek Kurulu Üyesi
lbn Manzür, Lisanü'I:Arab, ı, 289-296, 325, ll, 453, Beyrut, 1956; Asım Efendi, Kamüs
Tercemesi, ı, 86; Levis Me'lüf, ei-Müncid, s. 113, 893, Istanbul, 1886.
~~~ DlYANET İLMİ DERGİ• CİLT: 40 • SAYI: l ~OCAK-ŞUBAT-MART 2004
Kur' an' da, insanın Allah'ı, Allah'ın da insanı sevmesinden, Alilılı'ın sevdiği ve sevmediği insanlardan ve arnellerden söz edilmiştir. Allah'ın güzel isimlerinden biri de vedfid'dur. Kur'an'da iki ayette Allah'ın vedud olduğu bildirilmiştir: "Rabb'inizden bağışlanma dileyin, sonra O'na tevbe edin. Rabb'im, çok merhamet eden çok sevendir (vedud). (11/90/ "0, çok bağı§layan, çok sevendir (vedud) (85/14).
Allah'ın vedud ismi, ilk ayette rahlm, ikinci ayette ise ğafur ismi ile birlikte zikredilmiştir. Allah'ın "çok sevmesi", çok merhametli ve çok bağışlayıcı olmasının sonucudur.
Vedud; mürnin kullarını çok seven, güzel arnelleri sebebiyle onlardan razı olan, onlara ilisan eden, onları öven anlamındadır. Vedud kelimesine "salih kullar tarafından çok sevilen" anlamı da verilmiştir.3
Makalemizde, insanın Allah'ı, Allah'ın da insanı sevmesini, ayet ve hadislerin ışığında tahlil etmeğe çalışacağız.
A.lNSANlN AU..AH'I SEVMESl
"İnsanın Allah'ı sevmesi"; Allah'a itaat etmesi ve dilli görevleri yerine getirmeye itina göstermesidir.
İnsanın, en çok Allah'ı sevmesi gerekir. Çünkü insanı yaratan, yaşatan ve ona rızık veren Allah'tır. Peygamberimiz (a.s.);
"Sizi nimetleriyle nzıklandırdığı için Allah 'ı seviniz" buyurmuştur. 4
İmanı bize sevdiren, kalplerimizi imanla süsleyen, küfrü, fıskı (itaatsizliği) ve isyanı çirkin gösteren Allah'tır. Kur'an'da;
"Fakat Allah, size imanı sevdirmiş ve onu gönülleriDize tezyin etmiştir. Küfrü, fıskı ve isyanıda size çirkin göstermiştir" huyurulmuştur (49/7).
Çünkü iman, insanın dünya ve ithiret saadetine vesile olur. Peygamberimiz (a.s.), "Allah 'ımf Bize imanı sevdir" diye dua etmiştir. 5
Bu sebeple mü'minin, ilk sırada ve en çok Allah'ı sevmesi gerekir. Kur'an'da, "İman eden kimseler, en çok Allah'ı severler" huyurulmuştur (2/165).
İnsanın Allah'ı sevmesi; O'nun sevap, nimet, rahmet, rıza, hoşnutluk ve yakınlığını arzu etmesidir.
Kur' an' da; "Yoksula, yetime ve eslre Allah'ın sevgisi için yemek yedirip 'biz size sırf Allah nzası için yediriyoruz, sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz" (76/8-9) diyen müminler, "iyiler" (ebriir) ve "Allah'ın kulları" (ibiidüllah) olarak övülmüşler ve kendilerine cennet ve nimetleri va'd edilmiştir (76/5-9).
Eğik çizgiden önceki rakamlar süre, sonraki ayet numarasıdır.
Hazin, Alaüdd1n Ali b. Muhammed, Lübiibü't-Te 'vii fi Meani't-Tenzil, ı, 355, Beyrut, tarihsiz.
Tirmizi, Menakıb, 33, V, 664.
Ahmed, lll, 424.
ALLAH, SEVGİ VE İNSAN
Sevgi; özveri, fedakarlık, sabır, tahammül, itaat, çalışma ve salih arneller ister. Yüce Allah, Kur'an'da kendisini seven insanları şöyle tanıtmaktadır:
''Ey mü'ıninler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki Allah), öyle bir toplum getirecek ki O, onlan sever. Onlar da O'nu severler (ve onlar); mü'ıninlere karşı alçak gönüllü, katiriere karşı onurlu ve zorludurlar. Allah yolunda çalışırlar. Hiçbir kmayıcınm lemamasından korkmazlar'' (5/54).
Bu ayette, Allah'ı seven insanların beş özelliği zikredilmiştir:
-İman,
-Müminlere karşı mütevazi olıııa,
-Kafırlere karşı izzet sahibi olıııa,
-Allah yolunda çalışma,
-İslam'ı yaşama konusunda, hiçbir kınayıemın kınamasından korkmama.
Mümin, kendisi Allah'ı sevdiği gibi söz, fıil ve davranışlarıyla insanlara da Allah 'ı sevdirmeye çalışmalı ki, böylece Allah'ın sevgisini kazanabilsin. Nitekim Peygamberimiz (a.s.),
"İnsanlara Allah 'ı sevdiriniz ki, Allah da sizi sevsin" buyurmuştur.6
Allah'ı sevmenin ölçüsü, Peygamberin gösterdiği yolda yürümek ve ona uymaktır. Bu sebeple Yüce Allah,
"(Ey Peygamberim!) De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ... " buyurmuştur (3/31).
Allah ve Peygamberin emir ve yasaklarına uymamak, Allah sevgisiyle bağdaşmaz. Allah'ı seven, Allah'ın emir ve yasaklarına uyar. Aksi davranış; "Ben Allah'ı severim, fakat emrini ve yasağını dinlemem" demek olur ki, bu imanla ve yukarıdaki ayette ifade edilen gerçekle bağdaşmaz.
Allah'ı seven ve O'nun sevgisine ulaşmak isteyen insanın, bu uğurda hiçbir fedakarlıktan kaçınmaması ve bu sevgiye hiçbir şeyi engel yapmaması gerekir. Aksi takdirde, Allah'ı sevdiği kuru bir laftan ibaret kalır ve ilahi uyarı ile muhatap olur. Şu ayet bu gerçeği ifade etmektedir:
"(Ey Peygamberim!) De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız, kazandığımz mallar, kesadından (iflasından, yok olmasından) korktıığunuz mallar, hoşlandığımz evler, size Allah'tan, Peygamberinden ve O'nun yolunda çalışmaktan (cihil.d'dan) daha sevimli ise, Allah'm emrinin (ilahi azabın) gelıııesini bekleyin" (9/24).
Bu ayete göre mü'minlerin, Allah ve Peygamberi; eş, dost, ana, baba, çocuk ve yakınlarından, mal, mülk ve makarnından ... kısaca her şeyden çok sevmesini öngörmektedir.
"Biz Allah'ın sevgilileriyiz" diyen, ancak Allah'ın emir ve yasaklarına uymayan Yahudi ve Hıristiyanlarla ilgili olarak Kur'an'da;
Taberanl, Mu'cemü'I-Kebir, VIII, 107, Irak baskısı; SüyCıti, Camiu's-Sağir, ı, 426.
"Biz, Allah'ın oğullan ve sevgilileriyiz" dediler. (Ey Peygamberim!) De ki: "O halde niçin günahlarınızdan dolayı Allah size azap ediyor?" denilmiştir (5/18).
Mümin, en çok Allah'ı sevdiği gibi diğer sevdiklerini de Allah için sever. Bu davranış, "kamil imanın" bir sonucudur. Şu hadisler bunu ifade etmektedir:
"Kim Allah için sever, Allah için lazar, Allah için verir ve Allah için men ederse (o kimsenin) imanı kemale enniştir." 7
"Bir insanı seven, onu ancak Allah için sever." 8
Ancak, "Allah için sevmek" ile, "Allah'ı sever gibi sevmek" arasındaki farkın iyi bilinmesi gerekir. "Allah için sevmek", Allah'ın rızasını kazanmak için çıkarsız sevmek, O'nun hatınna sevmektir. "Allah'ı sever gibi sevmek" ise, müminin özelliği değildir. Çünkü mürnin hiçbir sevgiyi, Allah sevgisinin seviyesine çıkarmaz.
"Allah için seırmek ve Allah için kızmak imanm gereğidir." 9 ve "Allah için sevmek arnelierin en fazfletlisidir." 10 Bu sebeple mü'min Allah'ı sevmeye, O'nun sevgisini kazanınaya çalışmalı ve bu konuda Allah'tan yardım istemelidir. Peygamberimiz (a.s.),
"Allah 'ımf Beni sevginle nzıklandır" diye dua etmiş 11 ve Davud Peygamberin, "Allah'ıın! Senin sevgini istiyorum. Allah'ım! Sevgini bana canımdan, eş ve çocuklarımdan ve soğuk sulardan daha sevimli kıl" diye dua ettiğini bildirmiştir. 12 Çünkü, "Amellerin en fazfletlisi, Allah için sevmek ve Allah için kızmaktır." 13
Sevdiğini Allah için seven gerçek mümindir. Şu hadis, bu gerçeğin ifadesidir:
"Biriniz sevdiği insanı· Allah için sevmedikçe, (gerçek manada) iman etmiş ola-maz.'"
Allah sevgisini artırabilmek için; Allah 'ı çok iyi tanımak ve Allah 'ın rızasını her şe-yin üstünde tutmak gerekir.
İnsanın, Allah'ı sevmesinin alameti;
-Allah'a kavuşmayı sevmesi, ölümden korkmaması,
-Allah'a iman edip itaat etmesi, inkar ve isyan etmemesi,
-Gönlü, zihni ve dili ile daima Allah'ı zikretmesi,
-Kur'an'ı, Peygamberi ve Allah'ın sevdiklerini sevmesi,
-İsteklerini yalnız Allah' a arz etmesi,
-Allah'a isyan olan söz, fıil ve davranışıarına üzülmesi,
-Allah'ın rızasını her şeyin üstünde tutması,
Ebu Davud, Sünnet, 16, V, 60.
Buhil.r1, lman, 14, ı, 11; Müslim, lman, 67; Tirmizi, lman, 10.
Buhil.ri, lman, 1, ı, 8. 10
Ebu Davud, Sünnet, 6. 11
Tirmizi, Deavat, 74, V, 523. 12
Tirmizi, Deavat, 73. (V, 522). 13
Ebu Davud, Sünnet, 3. (V, 7).
SEVGİ VE İNSAN
-İbadetin nefsine ağır ve zor gelmemesi,
-Allah'a ibadet ve itaat edenlere karşı şefkatli ve merhametli, kafır ve asilere karşı onurlu ve zorlu olması ( 48/29),
-Mal ve mülkünden Allah için harcaması, sevdiğini Allah için sevmesi, kızdığına Allah için kızması,
-Allah'tan gelene razı olması,
-Allah ve Peygambere itaat etmesidir.
İnsanın, Allah'a ve Peygambere itaat edebilmesi için, Kur'an ve Sünnette yer alan alıkama uyması gerekir.
B. ALLAH'IN lNSANI SEVMESİ
Allah'ın bir insanı sevmesi; onun söz, fiil ve davranışlarmdan memnun ve razı olması, onlara nimet vermesi, itaat edip isyandan sakınınasım istemesi demektir. Allah'ın bir insanı sevmesi, o insanın doğru yolda olduğunun bir işaretidir.
Allah, bir insanı severse insanlar da o kinıseyi severler. Peygamberimiz (a.s.), bir hadisinde bu hususu şöyle bildirmiştir:
"Allah, bir kulu sevdiği zaman Cibril'e seslenir(ve ona şöyle der):
- "Ben, tilanı seviyorum, sen de onu sev". Bunun üzerine Cibril de onu sever ve gökyüzünde yaşayanlara seslenir (ve onlara şöyle der):
-"Allah, tilanı seviyor, siz de onu sevin". Bunun üzerine göktekiler de onu severler. Sonra yerdeki insanlardan onu tanıyan Müslümanların gönlüne o kimse hakkında bir sevgi konıılur da, Müslümanlar arasında o kimse sevilir ve iyi kişi olarak anılır. "15
"Allah, bir insanı sevdiği zaman (bu) sevgisini meleklerin kalplerine koyar. Bir insana kızdığı zaman da kızgınlığını (yine) meleklerin kalplerine koyar. Sonra bu sevgi ve kızınayı insanların kalplerine koyar da (insanlar da o kimseyi sever veya ona kızarlar). '"6
Peygamberimizin (a.s.); Allah'ın, Cibril'in, göktekilerin ve yerdekilerin sevdiğini bildirdiği bu kimseler, iman edip salili amel işleyen kimselerdir. Yüce Allah bunu Kur'an'da şöyle bildirmektedir:
"lman edenler ve salih amel işleyenler, Rabman onlar için (gönüllerde) bir sevgi var edecek (onları herkes sevecek)tir." (19/96)
Bu ayet ve hadiste zikredilen hüküm, bizim kültürümüze, "Müslümanlar arasında sevimli olan, Allah katında da sevimlidir" şeklinde genel bir kanı olarak girmiştir.
Meryem Suresinin 96. ayeti, Allah'ın sevdiği insanlan özetlemektedir. Bunlar da iman edip salili arneller işleyen kimselerdir. Kur'an'da bir çok ayette iman edip salih
14 Hindi, ei-Müttaki, Aldüddin AU b. Hüs8.müddin, Kenzü'I-Ummal R Süneni'I·Akvat ve'J-f'al, i, 41,
No: 94, Mektebetü't-Tün3.si'l-lsıam1, Haleb, tarihsiz. 15
Müslim, Birr, 157, lll, 2030. 16
Münavl, Muhammed AbdürraOf, Feyzü'I-Kadir Şerhu Cami'u's-Sağir, ı, 246, Mısır, 1938.
amel işleyeniere cennet va'd edilmiştir (64/9, 65/11). Salih amel kavramına İslam! bÜtün görevler dahildir.
Mü'rnin, Allah ve Peygamberin emir ve yasaklanna, helal ve hararnıanna ne kadar uyarsa, o nispette Allah'ın sevgisini kazanmış olur. Peygamberimiz (a.s.) ,Yüce Allah'ın şöyle buyurduğunu bildirmiştir:
"Kulum bana ancak kendisine farz kıldığım şeyleri sevmesiyle yaklaşabilir. Kulum bana daima nafile ibadetlerle yaklaşmak ister. (Farz ve nafile görevleri yapa yapa) nihayet(benim sevgimi kazanır da) ben onu severim".17
Allah'ın sevgisini kazanmak, mürnin için çok önemlidir. Çünkü Peygamberimiz (a.s.), Yüce Allah'ın şöyle buyurduğunu bildirmiştir:
"Ben kulumu sevdiğim zaman, onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı (mesabesinde) olurum. (Bu azalarıyla olmasını istediği bütün dileklerini veririm), benden bir şey istediği zaman istediğini ona ihsan ederim. Bana sığınırsa onu kommm ... " 18
Allah'ın sevdiği kullarına İhsanını Peygamberimiz (a.s.) şöyle bildirmiştir:
"Allah, sevdiklerini ateşe 1 cehenneme koymaz. ''9
"Allah dünyayı, sevdiğine de sevmediğine de verir. Ahireti ise sadece sevdiği kimseye verir. " 20
"Allah, bir insanı sevdiği zaman, birinizin hastasını (soğuk) sudan koruduğu gibi onu dünya(mn kötülüklerin)den komr." 21
Allah 'ın bir insaru sevmesi, o insan için büyük bir nimettir. Bu sebeple insarun, Allah'ın sevgisine sebep olacak niteliklere sahip olmaya çalışması gerekir.
Yüce Allah, Kur'an'da hangi niteliğe sahip olan insanları sevdiğini bildirdiği gibi, Peygamberimiz (a.s.) de Allah 'ın sevdiği insanlan bize bildirmiştir. Y azımızda Kur'an ve Sünnetin ışığında, Allah'ın sevdiği ve sevmediği insanların niteliklerini zikredeceğiz.
I. AlLAH'IN SEVDlGl İNSANLAR
Ayet ve hadislerde, Allah'ın hangi niteliğe sahip olan insanları sevdiği bildirilmiş ve böylece insanların bu niteliklere sahip olmaları istenmiştir. Allah'ın sevdiği insanlar . şunlardır:
1. Muhsinler
Kelimenin mastan olan ihsan sözlükte; "bir şeyi iyi ve güzel yapmak, iyi, doğru, güzel ve yararlı fıil işlemek, (ila) ve (be) harfi cerleriyle kullanilclığında iyilik etmek, in'am ve ikramda bulunmak" anlarnındadır.22
17 Buhari, Rikak, 38, VII, 190.
18 Buhari, Rikak, 38, VII, 190.
19 Ahmed, lll, 255.
20 Ahmed, 1, 207.
21 Tirmizi, Tıb, 1, IV, 381; Ahmed, V, 427.
22 lbn Manzur, XIII, 115, Asım Efendi, IV, 590.
ALLAH, SEVG! VE İNSAN
Kur'an'da sözlük anlamına paralel olarak "ihsan" kavramı; "iyilik etmek ve iyi davranmak;23 iyi 1 güzel fıil ve salih amel işlemek;24 ve bir ameli, bir fiili ve bir görevi en iyi bir şekilde ve hakkıyla yapmak 25 anlamında kullanılmıştır.
Kur' an' da beş yerde, "Allah, muhsinleri sever" buyurulmuştur. 26 Kur' an' a göre; bir insanın muhsin olabilmesi için; mü'min (37/104-111), muttakl (51/15-16), salih (29/9, 9/120), müstaklm (46/12-14), sabırlı (1 1/ll5) ve ihlaslı (22/37) olması gerekir.
2. Muttakiler
"Zarar verecek şeylerden sakınmak, bir şeyi bir tehlikeye karşı korumaya almak"27
anlamındaki "vikaye" kökünden gelen "muttaki" kelimesi; kuvvetli bir himayeye girerek korunan, sakınan, kendisini muhafaza altına alan, bunun gereği olarak korkan ve çekinen" kimse demektir. 28
Kur'an'a göre bir insanın muttakl olabilmesi için iman edip kendisini şirk, küfür ve nifaktan koruması, Allah ve Peygamberinin enırettiklerini yapması, yasaklanndan ve haramlanndan sakınınası, günahlan terk etmesi, dünya ve ahirette kendisine zarar verecek şeyleri yapmaktan çekinmesi gerekir.29
Kur'an'da üç ayette, Allah'ın muttakileri sevdiği bildirilmiştir. (3/76; 9/4,7)
Peygamberimiz (a.s.), "Allah, muttaki, (mal ve gönül) zengin(i) veriya korkusuyla ibadetlerini gizli yapan insanı sever" buyurmuştur. 30
3. Adil Mürninler
Yüce Allah, Kur'an'da üç ayette adil olanlan sevdiğini bildirmiştir (5/42, 49/9, 60/8). "Adalet", bir insanın insaflı olması, özünde, sözünde, fiil ve hükümlerindedoğru olması, her şeyi yerli yerinde yapması, dengeli davranması, haklı ya hakkını, haksıza cezasını vermesi, iman edip salih arneller işlemesi, haram ve günahlardan sakınması anlamındadır. Adil 1 muksıt insan olabilmek için iman edip salih arneller işlernek ve İslami hükümleri uygulamak gerekir. Peygamberimiz (a.s.); "Kıyamet gününde insaniann Allah 'a en sevimli ve meclis bakımından en yakın olanlan adil yöneticilerdir"" ve "Allah, çocuklar arasında öpmeye varıncaya kadar (her konuda) adaletli davranınanızı sever." 32
sözleriyle adil olmayı teşvik etmiştir.
Her konuda adil olmak Allah'ın emridir (16/90). Mü'min imanında, söz, fiil ve davranışlannda adil olmalıdır. Hele aile hayatında ve çocuklanna karşı adil olmada daha hassas davranmalıdır. Peygamberimiz (a.s.) yukandaki sözlerinde bu gerçeği dile getirmektedir.
23 17/23; 12/23, 100.
24 16/30; 1 0/26; 53/31 .
25 2/112; 3/135.
26 2/195; 3/134, 148; 5/13, 93.
27 ibn Faris, Mu'cemü Mekayisi'I-Lüğa, VI, 131, Kah i re, 1984.
28 Razi, Fahruddln, Mefatlhu'l Gayb, ll, 20, Mısır, 1935.
29 Taberl, Muhammed b. Cerlr, Cami'u'/-Beyan An Te'vi/i Ayi'I-Kur'an, 1, 99-100.
30 Müslim, Zühd, 11, lll, 2277.
31 Tirmizi, Ahkiim, 4, lll, 617.
4. Sabırlı Mümlııler
"Allah, sabırlı mürninleri sever." (3/1 46)
"Sabır" sözlükte, "hapsetmek, tutmak, birini bir şeyden alıkoymak ve dayanmak" anlamına gelir."33 Kur'an'a göre insanın; ilahi musibetlere (2/155-156), kafirlerin eza, cefa ve alaylarına (3/186,14/12), insanların kötülüklerine (16/126, 42/40), nimetierin şükrüne (11/11), Allah'a ibadet ve itaate (19/65), harama ve yasaklara (8/46), öfke ve sinirlenıneye (42/37, 3/134), savaş, cihat ve kötülüklerle mücadeleye (3/142, 8/66) karşı sabretmesi gerekir. Bu sayılanlara sabredebilen insan, Allah'ın sevgisine mazhar olmuştur (3/1 46). Peygamberimizin beyanı ile, "sabır, ziyadır 1 aydınlıktır. " 34
5. Mütevekkil Mü'minler
"Bir işi tamamen birine havale etmek, sipariş etmek" anlamındaki "v-k-I" kökünden gelen "tevekkül" kelimesi sözlükte, "Allah'a güvenip bağlanmak ve O'na teslim olmak" demektir.35
"Allah'a güven, vekil olarak Allah yeter." (33/3) huyuran Yüce Allah, kendisine güvenenleri sevdiğini bildirdiği ayette şöyle buyurmuştur: "(İstişare edip) bir işi yapmayakararverdiğin zaman (bütün gücüille çalış), Allah'a (O'nun yardımına, çalı~?anın emeğini zayi etmeyeceğine) güven. Çünkü Allah, mütevekkil olan insanlan sever" (3/159).
"Allah'a tevekkül", çalışmadan ve sebeplere sarılmadan işleri Allah'a havale etmek değil; insanın üzerine düşen bütün görevleri yaptıktan sonra Allah'ın başarılı kılacağına, nzık vereceğine, kendisini koruyacağına ve yardım edeceğine güvenmek, Allah' ın va' dinden dönmeyeceğine inanmaktır. Kur' an' da, "çalışaniann ücreti ne güzeldir'' denildikten sonra "çalışanlar" (amilln), sabreden ve Rablerine tevekkül eden kimseler'' olarak tanıtılmıştır (29/58-59).
6. Temizlenenler
Allah, Kur'an'da iki ayette temizlenenleri sevdiğini bildirmiştir. Tevbe suresinin 108. ayetinde; "Orada temizlenmeyi seven erkekler vardır. Allah da temizlenenleri sever." buyurmuştur ki, burada söz konusu olan maddi temizliktir. Bedenin, elbiselerin, çevrenin, elle tutulur ve gözle görülür her şeyin temizliği buna dahildir. Allah 'ın sevgisine mazhar olabilmek için görsel temizliğe azami titizliğin gösterilmesi gerekir. Şu hadisler temizliğin önemini vurgulamaktadır: "Temizlik, imanın yarısıdır." 36 ve "Allah; iyidir, güzeldir (tayyib), iyiliği, güzelliği sever. Allah temizdir (nazif), temizliği sever. Çok ikram edicidir (kerim), ikramı sever. Cömerttir (cevad), çömertliği sever. (Ey Allah'ın kulları) avlunuzu temizleyiniz." 37
Kur'an'ın "oku" emrinden sonra ikinci sırada inen ayetinde, "elbiselerini temizle" (74/4) emri verilmiştir. Bakara Suresinin 222. ayetinde kadınlara, özel hallerinde yakla-
33 lbn Manzur, IV, 438.
34 Tirmizi, Deavil.t, 86, V, 536.
35 Rağıb,el-lsfehil.n1, e/-Müfredat fi Garlbi'I·Kur'an, s. 531, tarihsiz. 36
Ahmed, V, 342, Tirmizi, Deavil.t, V, 536. 37
Tirmizi, 41, IV, 112.
SEVGİ VE İNSAN
şılmaması (cinsel ilişki kurulmaması) emredilıniş, ayetin sonunda, "Allah, temizlenenleri sever" buyurulmuştur. Bu ayetteki temizlik, "haramlardan kaçınmadır," (adet halinde cinsel ilişkide bulunmama). Dolayısıyla hararnıara ve günahlara dalmak manevi kirliliktir. Bunlardan arınmak ise temizliktir. Günahlar, insanı ma'nen kirlettiği gibi sevapolan fıiller de insanı manevi' kirlerden arındırır. Kur'an'da; ''Nefsini (şirk, küfür, nifak ve isyandan) temizleyen kurtuluşa enniş, onu (bunlarla) kirleten ise ziyana uğramıştır." (9 1/9-10) "Onların mallarından bir miktar sadaka al ki, onunla onları temizleyesin ... " buyurulmuştur. (9/103)
Allah, her türlü pisliklerden ve kirlerden temizlenenleri sevdiği gibi, şirk, küfür, nifak ve isyan gibi günahlardan temizlenemeri de sever.
7. Tevbe Eden Mü'minler
Manevi kirlerden temizlenmenin yolu, günahları terk etmek ve Allah'a yönelmektir. "Tevbe", günahlara pişman olup onları terk etmek ve halini ıslah etmek demektir. Şirk, küfür ve nifaktan iman ederek, isyandan itaate dönerek tevbe edilir. Gerçek (nasfih) tevbe edebilmek için; günahın itiraf edilmesi, pişmanlık duyulması ve o günahın tamamen terk edilip bir daha işlenmemesi, kul hakkı varsa hakkın sahibine ödenmesi veya helalleşilmesi gerekir. Kur'an'da, "Allah, tövbe edenleri sevef' buyurulmuştur. (2/222)
8. Cihat Yapan Mü'minler
"Cihat"; mü'minin, kötülüklerle mücadele etmesi, İslam'ın tanınması, bilinmesi ve yaşanınası için çalışması dır. Kur' an' da; "Allah kendi yolunda (İslam uğrunda) kurşun ile kaynatılmış binalar gibi safbağlayarak savaşanları sevef' huyurulmuştur (61/4).
Allah cihat edenleri sever. Çünkü cihat, gerçek müminlerin özelliklerinden biridir: "lman edenler, hicret edenler, Allah yolunda çalışanlar (cihat), mürninleri barındıranlar ve onlara yardım edenler var ya işte onlar gerçek müminlerdir. Onlar için bağış ve bol nztk vardır'' (8n4).
Allah yolunda cihat edenler sadık müminlerdir: "Müminler; Allah'a ve Peygamberine iman eden, sonra şüphe etmeyen, mallan ve canlanyla Allah yolunda çalışan (cihat) kimselerdir.!şte ancak onlar sadık kimselerdir." ( 49/15) ay eti bu gerçeğin ifadesidir.
Allah yolunda çalışanlar kurtuluşa ererler: ''İman edenler, mallanyla ve canlarıyla Allah yolunda cihat edenlerin, Allah katmda dereceleri daha büyüktür. İşte kurtuluşa erenler onlardır. Rab 'leri, onlara katından bir rahmet, nza ve içinde sürekli kalacaklan nimeti bol cennetleri müjdeler. Orada ebedl kalacaklardır. Gerçekten büyük mükafat Allah katındadır'' (9/20-22).
"Allah yolunda mallarıyla ve canlanyla çalışanlar, derece bakımından üstündürlef' (4/95).
9. Mütevazı Mü'minler
"Ey mü'minler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, yakında öyle bir toplum getirecektir ki (O) onları sever, onlarda O'nu severler. Onlar mü'minlere karşı alçak gönüllü, Imfiriere karşı onurlu ve zorlu olan kimselerdir. Allah yolunda cihat ederler. Hiç bir kınayıemın kınamasmdan korkınazlaf' ( 5/54).
~Jr~~i!r~~'!lltitP~~ll!!.DiYANET iLMi DERGI • ClLT: 40 • SA YI: I • OCAK-ŞUBAT-MART 2004
Bu ayette Allah, müminlerin birbirlerine ve mürnin oimayanlara karşı nasıl bir tavır içerisinde olmaları gerektiğini ortaya koymaktadır. Mürninler birbirlerine karşı kibirli değil, mütevazı olurlar. Katiriere karşı vakur ve onurlu davranırlar, mürnin olmanın şeref ve haysiyetini taşırlar. Allah böyle davrananları sevdiğini bildirmektedir.
Görüldüğü gibi Kur'an'da Allah'ın; muhsin, muttakl, adil, sabırlı, mütevekkil, temiz, tevbekar, Allah yolunda çalışan ve müminlere karşı alçak gönüllü olan mürninleri sevdiği bildirilmiştir. Hadis-i şeriflerde de Allah'ın sevdiği insanların vasıfları bildirilmiştir. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
10. Hoşgörülü, Merhametli ve Yumuşak Davranışlı Mü'minler
Peygamberimiz (s.a.s.)'in şu sözleri bunun delilidir: "Allah, alış-verişte, alacağını istemede ve borcunu ödemede hoşgörülü olan insanı sever." ' 8 "Allah, her işte yumuşak davranışlı olmayı sever. "'9 ve "Allah, merhametli, yumuşak ve din işine önem veren kalp (sahiplerini) sever. " 40
İnsanlara karşı hoşgörülü, merhametli ve her işte yumuşak davranışlı olmak olgunluğun alametidir. Peygamberimiz (a.s.), alış-veriş, borcunu isteme ve ödeme gibi her türlü insan!, ticari ve sosyal ilişkilerde hoşgörülü, anlayışlı, yumuşak ve merhametli olmayı teşvik etmektedir. Hoşgörülü, yumuşak davranışlı ve merhametli insanlardan oluşan aile ve toplum, huzurlu ve mutlu olur; barış, kardeşlik, birlik ve beraberlik içinde yaşar. Şu hadisler bu gerçeğin ifadesidir: "Allah, ntk sahibidir, ntkı (yumuşak huylu olmayı) sever. Şiddet ve kaba davranışta bulunana veımediğini, yumuşak davranana verir." 41 "Allah, sertlik ve kabalığa vermediği şeyleri (nimet ve sevabı) rıtk ve yumuşaklığa verir. Allah, bir kulu sevdiği zaman ona ntkı ihsan eder. Rıtktan mahrum olan bİr ev halkı (bir çok şeyden) mahrum olur. " 42 "Allah refiktır, rıtkı 1 yumuşaklığı sever, Sertliğe veımediğini yumuşaklığa verir.,., "Cehenneme (girmesi) haram olan veya cehennem kendisine haram olan kimseyi size haber vereyim mi? Cehennem her yumuşak huylu, uysal, sakin, (iş ve işlemlerinde insanlara) kolaylık ve onlara yakınlık göstereniere haram oluı:" 44
"Yumuşaklıktan mahrum kalan, hayırdan da mahrum kalır." 45 ve "Rıtktan nasip verilen kimseye,hayırdan da nasip verilmiştir. Rıtktan nasip verilmeyen kimse ise hayırdan da mahrumdur. " 46
Hadislerde geçen "nfk"; söz, fiil ve davranışlarda yumuşak, kibar ve nazik olmak; kaba, sert ve kıncı olmamak demektir_47 Peygamberimiz (a.s.), bu sözleriyle insanları yumuşak huylu, güzel sözlü ve nazik davranışlı olmaya teşvik etmektedir.
38 Buhari,.Büyu', 16; Malik, Büyu', 46, 100, s. 685.
39 Müslim, Selam, 15, ll, 1706; Ebu Diivüd, Edeb, 15; Buhar!, Edeb, 35.
40 Münav1, ll, 295, No: 1888.
41 Müslim, Birr, 77, lll, 2003; lbn Miice, Edeb, 9, ll, 1266.
42 Münzirl, Abdü'l-azlm b. Abdü'lkavı, et-Terğib ve't-Terhfb, lll, 416, Mısır, 1954.
43 lbn Miice, Edeb, 9, ll, 1216.
44 Tirmizi, Kıyiime, 45, IV, 659.
45 Müslim, Birr, 74. lll, 2003; Ebu Davud, Edeb, 11, V, 157.
46 Tirmizi, Birr, 67, IV, 367.
47 lbn ManzCır, Lisanü'/ Arab, r-f-k maddesi.
SEVGİ VE İNSAN
ll. Allah'a Kavuşmayı Arzu Eden Mü'nıinler
"Kim Allah 'a kavuşma yı severse, Allah da ona kavuşma yı sever. Kim de Allah 'a kavuşmaktan hoşlanmazsa, Allah da ona kavuşmaktan hoşlanmaz. " 48
"Allah'a kavuşmayı sevmek"; ölüm gerçeğini kabul etmek, ölüm için her zaman hazırlıklı olmak, Allah'ın nzasım, cennet ve nimetlerini arzu etmek ve bu amaçla ibadet etmektir. Allah'a kavuşma yı sevmek, ölümü sevmek anlamına gelmez. Nitekim Peygamberimizin (a.s.) yukandaki sözünü duyan eşi Hz. Aişe veya bazı hanımlan;
-(Ey Allah'ın Rasulü! Ölüm sevilir mi ?) Biz ölümden hoşlanmayız demişlerdir. Bunun üzerine Peygamberimiz (a.s.),
- "Ölüm sizin sandığınız gibi zor bir şey değildir. Mü 'mine ölüm hfili gelince, Allah 'ın o kulundan riizı olduğu, ona ikram ve ihsanı müjdelenir. O mü 'mine önünde karşılaşacağı ölümden daha sevimli hiçbir şey yoktur. O anda mü'min, Allah'a kavuşmayı ister/sever, Allah da ona kavuşma yı arzu eder/sever. Kfifir insan ise böyle değildir. Ölüm hali hazır olduğunda ona Allah 'm azap ve cezası olduğu bildirilir. O kfifir, insana önünde karşılaşacağı ölümden daha kerih bir şey yoktur. Artık o anda kfifir, Allah' a kavuşmayı istemez/sevmez. Allah da ona kavuşmayı istemez/sevmez" 49 demiştir.
12. Haya ve lffet Sahibi Mü'nıinler
"Allah, ha ya sahibi ve günahlan örten, gizleyendir, avret yerlerini örtmeyi (ha ya ve iffetli olmayı; günah olan söz ve fıilleri örtmeyi, gizlemeyi) sever. Biriniz guslettiği zaman, avret yerlerini örtsün. " 50
"Hayil.", utanma duygusudur. Bu duygu, sahibini kötülüklerden ve günah olan söz, fıil ve davranışlardan alıkoyar. Hayanın ortadan kalkması, kötü olan söz, fiil ve davranışıann ifşası, bunların toplumda yayılmasına, alıiiikın bozulmasına neden olur. Bu sebeple olmalı ki, Peygamberimiz (a.s.), insaniann kusurlarının gizlenmesini tavsiye etmiştir: "Kim Müslümanın bir ayıbını, kusurunu örterse, Allah da kıyamet günü onun bir ayıbını, kusurunu örter. "51
Peygamberimiz (a.s.), şu sözleriyle müminlerin hayalı ve iffetli olmalarını istemekte ve haya sahiplerini Allah'ın sevdiğini bildirmektedir: "Haya, imandan bir şubedir." 52 "Ha ya ve az konuşma imandan iki şu bedir. Kötü söz ve çok konuşma (bezil. ') nifaktan iki şu bedir." 53 Çok konuşmadan maksat, faydasız ve boş yere konuşmaktır. Kur'an'da buna "lağv" denilmiş ve müminlerin lağviyattan yüz çevirdikleri bildirilmiştir. (23/3)
Şu hadisler de ha ya ve iffet sahibi olmayı teşvik etmektedir: "Ha ya, imandan gelir. lman (sahibi) ise cennettedir. Hayasızlık, yüzsüzlük (bezil.') cefadan gelir. Cefa (sahibi)
48 Müslim, Zikir, 14-18, lll, 2065-2067; BuhM, Rikak, 41, VII, 91.
49 Müslim, Zikr, 14-8; Tirmizi, Cenaiz, 67; Nesai, Cenaiz, 10, Miras, XII, 203.
50 EbCı Davud, Hammam, 2, IV, 302; Nesai, Gusı, 7, ı, 200. 51
Buhari, Mezalim, 3, lll, 98. 52
Buhari, Müslim, Tirmizi, bkz. Seçme Hadisler, s. 52. 53
Tirmizi, Birr, IV, 375.
~DİYANETlLMI DERGİ•CİLT: 40• SAYI: 1• OCAK-ŞUBAT-MART2004
cehennemdedir. " 54 "Ha ya ancak hayır getirir." 55 ve "Utanmazsan istediğini yap sozü, insanlann ilk peygamberlerden beri duyduğu sözlerdendir." 56
13. Birr Sahibi Mü'minler (Ebrar)
Peygamberimiz (a.s.), "Allah, ebran sever" buyurmuştur. 57
"Ebrar"; iman, salih arneller ve doğruluk gibi her türlü hayır ve iyi olan fiilieri işleyen mü'minlere denir. Yüce Allah, Kur'an'da; '1yiler (ebrar) muhakkak cennette olacaklardır" buyurmuştur (82/13).
Peygamberimiz (a.s.)'in beyanı ile "birr, güzel ahlfiktır."''
Bakara suresinin 175. ayetinde ebrarın yani "iyi insanların" vasıfları sayılmıştır.
14. Allah'ın Verdiği Nimetlerden Yararlanan Mü'minler
"Allah, (kul una verdiği) nimetinin izini kulunun üzerinde görmeyi sever." 59
Bunun anlamı şudur: İnsan, Allah'ın verdiği nimetlerden yararlanmalı, helalinden yemeli, İçıneli ve giyinmelidir. Cimrilik edip harcamamazlık yapmamalıdır. Malı-ınülkü olduğu halde yoksul gibi yaşamak, doğru bir davranış değildir. İsraf etmeden, gösterişe kaçmadan insan, servetini, kendisi ve bakınakla yükümlü olduğu insanlar için harcamalı, fakirierin hakkını da vermelidir.
15. Zengin Mü'minler
"Allah, muttaki, zengin ve kendi işi ile meşgul olan (mü'min) kulu sever. " 60
Hadiste geçen "ğaıll" kelimesi, hem gerçek manada zengin olan insanı, hem de gönül zengini olan insanı ifade eder. Peygamberimizin beyanı ile, "Gerçek zenginlik gönül zenginliğidir. " 61 Mürnin hem gönül zengini hem de gerçek anlamda zengin olmalı, fakirlikten kurtulmalıdır. Peygamberimiz (a.s.): "Allah'ım! Hemen ve daha sonra verilen her türlü hayn istiyorum. " 62 "Allah 'ımf Beni bağışla, bana merhamet et ve bana nzık ver." 63
ve "Allah 'ımf ... Zenginliğin fitnesinin şerrinden ve fakirlik fitnesinin şerrinden sana sığımnm"64·diye dua etmiş ve "Fakirlikten, yokluktan ve zilletten Allah'a sığmmız"tavsiyesinde bulunmuştur. 65
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
16. Heıruinden Rızık Elde Etmek İçin Çalışan Mü'minler
"Allah, kulunu helfil (nzık) talebinde yorgun görmeyi sever." 66
Tirmizi, Birr, 65, IV, 365. Buhar!, Edeb, 78, VII, 100. Buhar!, Edeb, 78, VII, 100. lbn Mace, Fiten, 16. Müslim, Birr, 14-15. Tirmizi, Edeb, 54, V, 124. Müslim, Zühd, 11, lll, 2277. Müslim, lll, 2277, dip not, 2. lbn Mace, Dua, 3, ll, 1262. lbn Mace, Dua, 4, ll, 1264. lbn Mace, Dua, 3, ll, 1262. lbn Mace, Dua, 3, ll, 1262. Münav7, ll, 293, No: 188.
ALLAH, SEVGİ VE İNSAN
Rızık için çalışmak, insanın en başta gelen görevidir. Çalışmadan, yorulmadan bir şey elde etmek mümkün değildir. Allah'ın sayısız nimetlerinden yararlanabilmek için insanın çalışması ve üretmesi gerekir. Yüce Allah, "!nsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır" buyurmuştur (53/39).
Gerek bu ayet, gerekse konu başındaki hadis, insanları çalışmaya teşvik etmektedir: "Allah, işini, görevini iyi ve güzel yapanların ecrini zayi etmez." (9/120) "Çalışanların ecri ne güzeldir." (3/136)
17. SanatkarMü'minler
"Allah, sanatk/ir mü 'min kulunu (geçinıi için çalışan, ticaret, ziraat, sanat vb. iş yapanları) sever." 67
İnsanın, kendisi ve bakınakla yükümlü olduğu kinıselerin nzkını temin etmek için çalışması farzdır. Bu görevini, helal yoldan elde eden insan, ibadet etmiş ve Allah'ın sevgisini kazanmış olur.
Bu hadislerde Peygamberimiz (a.s.), insanları çalışmaya, üretmeye ve kazandıklarını harcamaya, Allah'ın verdiği nimetlerden faydalanmaya teşvik etmektedir.
18. Doğru Sözlü, EmaneteRiayet Eden ve Komşusuna Eziyet
Etmeyen Mü'minler
"Allah ve Peygamberinin kendisini sevmesini isteyen kimse; doğru söz söylesin, emaneti yerine getirsin ve komşusuna eziyet etmesin." 68
Hadiste üç görevi yapan insanın, Allah ve Peygamberinin sevgisini kazanmış olacağı bildirilmiştir. Bunlar; "doğru sözlülük", "emanetleri yerine getirmek" ve "komşuya eziyet etmemek"tir. Bu üç görev, toplumun huzuru ve barışı için çok büyük öneme haizdir. Yüce Allah, doğru sözlü olunmasım istemektedir.
"Akrabanız aleyhine de olsa, söz söylediğiniz zaman adil olun" (doğru söz söyleyin) (6/152).
''Ey mü'minler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve doğru söz söyleyin" (33/70).
Mü 'minun Suresinde, "Firdevs Cenneti"nin varisieri olan ve kurtuluşa erecekleri bildirilen mü'minlerin özelliklerinden biri olarak, "onların emanetlereve ahitlere riayet ettikleri" bildirilmiştir (23/8).
Nisa Suresinin 36. ayetinde Yüce Allah, yakın komşuya ve uzak komşuya iyilik edilmesini emretmiş, Peygamberimiz (a.s.) de; "Allah 'a ve ahiret gününe iman eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. " 69 ve "Allah, kötü bir komşusu olup da bu komşusunun eziyetlerine sabreden (kötülüğüne kötülükle karşılık vermeyen) insanı sever" 70 buyurmuştur.
67 Münavi, ll, 290, No: 1872.
68 Hindi, No: 43360, 44293.
69 Buhari, Edeb, 31.
70 Münavi, ll, 292, No: 1877.
~ DİYANETİLM1DERGİ•CILT:40•SAYI: 1 •OCAK-ŞUBAT-MART2004
19.lk:ram Eden Mü'nıinler
"Allah, çok kerem sahibidir (kerim); keremi (nazik, misafırperver, hoş görüşlü ve bağışlayıcı) olmayı sever; cömerttir, cömertliği sever. " 71
"Allah, ikramı bol olan ev halkmı sever." 72
Eş ve çocukların bakımı babaya aittir. Bu görevini en güzel bir şekilde yapanlan Allah elbette sever. Misafirperver olmak da Müslümanın şiarıdır. Peygamberimiz (a.s.)'in şu sözleri bu gerçeğin ifadesidir:
"Cömert Allah' a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri, Allah 'tan uzaktır, insanlardan uzaktır, cehenneme yakındır. Cömert cahil, Allah 'a cimri abidden daha sevimli dir. " 73
"Allah 'a ve ahiret gününe iman eden kimse, misafırine ikram etsin. " 74
"Cimrilikten sakınınız, çünkü cimrilik sizden öncekileri helak etmiştir. " 75
"Düzenbaz, cimri ve yaptığı iyiliği başakakan cennete giremeyecek (ilk girenler-den olamayacak)tır. " 76
.
"/ki hasJet vardır ki, bunlar müminde bir araya gelmez. Cimrilik ve kötü ahlfik. " 77
20.lşlerini İyi ve Sağlam Yapan Mü'nıinler
"Allah, sizden birinizin yaptığı işi, arneli ve görevi sağlam ve iyi yapmasını (itkan) sever. " 78
"Allah, yaptığı işi iyi ve güzel (ihsan) yapan kimseyi sever." 79
Hadislerde geçen "itkan" ve "ihsan"; bir işi ve görevi en iyi bir şekilde, güzel, doğru ve kaliteli olarak yapmaktır. Peygamberimiz (a.s.), ihsanı; "Allah 'ı görüyormuş gibi ibadet etmektir" diye tarif etmiş 80 ve Yüce Allah'ın, "her şeyde ihsanı farz kıldığını"bildirmiştir. 81
Yukandaki sözleriyle Peygamberimiz (a.s.), her yaptığı işi güzel ve sağlam yapan Allah'ın (32n, 27/88), insanların hem namaz ve oruç gibi ferdi ibadetlerini, hem de dünyevi ve uhrevi her iş ve görevlerini sağlam yapmalarını istediğini ve böyle davrananları sevdiğini bildirmiştir.
71 Tirmizi, Edeb, 41, IV, 112.
72 Münavi, ll, 298, No: 1898.
73 Tirmizi, Birr, 40, IV, 342.
74 Buhar!, Edeb, 31, VII, 78-79.
75 Müslim, Birr, 56, lll, 1996.
76 Tirmizi, Birr, 41, IV, 343.
77 Tirmizi, Birr, 41, IV, 343.
78 Münav1, ıı, 286, No: 186.
79 Münavi, ll, 287, No:1882.
80 Buhari, lman, 37, 1, 18.
81 Müslim, Sayd, 57, ll, 1548.
ALLAH, SEVGI VE İNSAN
21. Yaptıklannı Allah İçin Yapan ve Birbirini Allah İçin Seven Mü'nıinler
Peygamberimiz (a.s.), Yüce Allah'ın şöyle buyurduğunu bildirmiştir:
"Benim için birbirlerini sevenlere benim sevgim gerekli olmuştur. Benim için saf tutanlara 1 bir arada oturanlara (yetesil.ffiine) benim sevgim gerekli olmuştur. Benim için birbirlerini ziyaret edenlere benim sevgim hak olmuştur. Benim için (malını mülkünü hayra) harcayaniara sevgim hak olmuştur. Benim için yardımlaşanlara sevgim gerekli olmuştur (hakkat). " 82
"Benim için sadaka verenlere ve sıla-i rahim yapanlara sevgim hak olmuştur." 83
"Allah kıyamet günü şöyle buyurur: Benim için birbirlerini sevenler nerede? Bugün onları arşıının gölgesin de gölgelendireceğim. Bugün benim arşıının gölgesinden başka gölge yoktur. " 84
"Allah için sevmek", dünyalık bir çıkar gözetmeden imanı, ahlaki ve güzel arnelle-ri sebebiyle bir insanı sevmek, kalbi meyil göstermektir.
22. Eşierine Karşı Kıskanç Olan Mü'nıinler
"Allah, ğayilr (kıskanç) olan kulunu sever. '~5
"Allah 'tan daha kıskanç hiçbir kimse yoktur." 86
"Öayfır", namusuna çok düşkün ve namusuna halel getirecek şeylere karşı çok duyarlı olan kimseye denir.
Allah'ın kıskançlığından maksat nedir? Müslim'in Sahih adlı eserinde rivayet edilen bir hadiste bu sorunun cevabını bulabiliyoruz:
"Allah kıskanır. Mümin de kıskanır. Allah 'ın kıskançlığı, müminin haram kılınan bir şeyi işlemesidir". 87
Demek oluyor ki," Allah'ın kıskançlığı"; insanların kıskançlığı anlamında değil, her türlü kötülüğün yapılmasına razı olmaması anlamındadır. İnsanın kıskançlığı ise; kişinin eşine, çocuklarına ve sevdiklerine karşı çok kıskanç ve onları kötülüklerden korumada titiz olmasıdır.
23. Gençliğini İtaatle Geçiren Mü'nıinler
"Allah, gençliğini Allah 'a itaatte tüketen genci sever." 88
Peygamberimiz (a.s.) bu sözü ile gençleri Allah'a itaat etmeye teşvik etmektedir. Çünkü gençler, ihtiyarlara göre daha çok günaha meyyaldirler.
82 Ahmed, IV, 386, V,233; Malik, Şiir,16. ll, 954.
83 Ahmed, V, 229.
84 Müslim, Birr, 37, lll, 1988.
85 Münavi, ll, 294, No: 1884.
86 Müslim, Tevbe, 36, lll, 2114.
87 Müslim, Tevbe, 36, lll, 2114; Buhari, Nikah, 107.
88 Münavi, 288, No: 1867.
~-~~ DIY ANET İLMİ DERGi • CİLT: 40 • SA YI: 1 • OCAK-ŞUBAT-MART 2004
24. Allah'a Dua Eden Mü'minler
"Allah, ısrarla dua edenleri sever." 89
"Dua", insanın isteklerini Allah'a arz etmesidir. Peygamberimiz (a.s.), dua edilmesini, duanın mahza ibadet olduğunu bildirmiştir: "Allah 'ın fazlından isteyin. Çünkü Allah, kendisinden isteDilmesi sever. lbadetin efdalı sıkıntının kaldinlmasını beklemektir." 90 "Sıkıntı ve musibet zamanlarında Allah 'm duasını kabul etmesini isteyen kimse, rahat zamanmda çok dua etsin." 91 "Dua sırf ibadettir. " 92 "Dua i badetin özüdür." 93 "Dua (insana) fayda verir. " 94 "Duanın efdali el-hamdü Jillah (her türlü övgü Allah'a özgüdür) de~ mektir." 95 "Allah' a duadan daha üstün bir şey yoktur." 96 ve "Dua ettim de kabul olmadı diyerek, acele etmediğiniz müddetçe duanız kabul edilir. " 97
Zikrettiğimiz bu hadisler ve benzerleri, duanın Allah katmdaki değerini ortaya koymaktadır.
25. Dostluğu Devam Ettiren Mü'minler
Şu hadisler bunun delilidir: "Allah, eski dostlukları korumayı sever." 98 ve "Allah, eski dostlukları devam ettirmeyi sever" buyurmuştur.99
"Dostluk" konusu üçüncü bölümde ele alınacaktır.
26. Üç Yerde Susan Mü'minler
"Allah üç yerde; Kur'an okunurken, savaşta (çarpışırken) ve cenazede (yıkanırken, taşımrken ve defnedilirken) susma yı sever." '00
Kur'an okunurken susup dinlemek Allah'ın emridir:
"Kur' an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, size merhamet edilsin" (7/204 ).
Savaşta çarpışırken konuşmak, hem asıl görevin ifasını ilılill eder, hem de savaş
taktiklerinin ve askerin bulunduğu yerin düşman tarafından öğrenilmesine sebep olabilir. Her iki durum başarı ve zafere engel olur.
Cenazenin yıkanması, mezarlığa taşınması ve defni esnasında yersiz konuşulması ise edebe aykın bir davranıştır.
89 Münavl, ll, 292. No:1877, Tecrid, IV, 137. 90
Tirmizi, Deavat, 116, V, 565. 91
Tirmizi, Deavat, 9, V, 462. 92
Tirmizi, Deavat, 1, V, 456. 93
Tirmizi, Dua, 1, Deavat, V, 456. 94
Tirmizi, Deavat, 102, V, 552. 95
Tirmizi, Deavat, 9, V, 462. 96 Tirmizi, Deavat, 1, V, 456. 97
Tirmizi, Deavat, 12, V, 464. 98 Münav1, 11,291, No: 1874. 99 Münavl, ll, 291, No: 1874. 100
Münavi, ll, 286, No: 1868.
ALLAH, SEVGİ VE iNSAN
27. Faızlan Yapan Mü'minler
"Allah, farz görevlerin yapılmasını sever." 101
"Allah, İslfim 'ın asli hükümleri ile (azimetle) amel edilmesini sevdiği gibi, ruhsat ile amel edilmesini de sever. " 102
Farz ve azimetolan görevlerin ifası, sünnet ve ruhsat olan görevlerin ifasından daha önemli ve önceliklidir. Ancak Allah, farz ve azimet veya sünnet ve ruhsat olsun her görevin yapılmasını sever.
28. Yanlım Sever Mü'minler
"Allah,sıkıntıda olanlara yardım etmeyi sever." 103
Muhtaç insanlara yardım etmek, Müslümanın imanının gereğidir:
"Kim Müslüman kardeşinin bir ihtiyacını karşılarsa, Allah da onun bir ihtiyacını karşılar. Kim Müslümanın bir sıkıntısını giderirse, Allah da kıyamet günü onun sıkıntılarından bir sıkıntısın giderir. " 104
" .... Kim zor durumda olanın işini kolaylaştırırsa, Allah da onun dünya ve filıirette işini kolaylaştmr ... Kul, Müslüman kardeşinin yardımında bulundukça, Allah da onun yardımında bulunur. " 105
Bu hadisi şerifler Müslümanların birbirleriyle yardımlaşmalarını teşvik etmektedir. İnsanlara yardım edenlere, Allah'ın yardım edeceğini ve onları seveceğini bildirmektedir. Dolayısıyla Allah'tarı yardım görmek isteyen ve Allah'ın sevgisini kazanmak isteyen kimse insanlara, özellikle darda ve sıkıntıda olanlara yardım etmelidir.
29. İyi Geçimli Mü'minler
"Ahlfiken, sizin Allah 'a en sevimli olanınız, halk ile iyi geçinenler ve kendileriyle iyi geçinilen yumuşak huylu olanlardır." 106
Peygamberimiz (a.s.) bu sözüyle, insanlarla iyi geçimli ve yumuşak huylu olmayı teşvik etmektedir. ·
30. Aile Fertlerine ve Yakınlanna Faydalı Mü'minler
"İnsanların Allah 'a en sevimli olanı iyaline (eşine, çocuklarına, yakınlarına ve bütün insanlara) en faydalı alanıdır." 107
"İyiil" kavramına aile fertleri ve bütün insanlar dahildir. Ebu Ya'la'nın rivayetinde bu husus açıkça bildirilmiştir: "Halkın hepsi Allah'ın iyalidir. Onların Allah'a en sevim olanları iyaline en faydalı olanıdir." Taberaru'nin rivayeti ise şöyledir: "lnsanlann Al-
101 Münavl, ll, 292, No: 1878.
102 Münavl, ll, 292, No: 1879.
103 Münavı, ll, 287, No: 1863. 104
Buhar!, Mezalim, 3, lll, 98. 105
Müslim, Zikir, 38, lll, 2074; EbU D8.vud, Edeb, 68, V, 235; Tirmizi, Birr, 19, IV, 326. 106
Münzir1, lll, 410. 107
Münavl, ll, 292, No: 1878.
~~ PlYANET İLMİ DERGİ • CİLT: 40 • SAYI: 1 • OCAK-ŞUBAT-MART 2004
lah 'a en sevim olanları, insanlara en faydalı olanlandır." 108
"Halka faydalı olmak"; onlara maddi ve ulanevi yardımda bulunmaktır. "Aile fertlerine faydalı olmak" ise onların yeme, içme, giyinme, barınma, sağlık, eğitim, öğretim vb. ihtiyaçlarını karşılamaktır.
31. Bedenen Kuvvetli Mü'minler
"Kuvvetli mümin, zayıf mürninden daha hayırlı ve Allah 'a daha sevimlidir. (Ancak) her müminde hayır vardır." 109
Bu sözü ile Peygamberimiz (a.s.), mürninleri dinç, kuvvetli ve sağlıklı olmaya teşvik etmektedir. Sağlıklı ve kuvvetli mümin; kendine, ailesine, dinine, vatan ve milletine daha faydalı olur.
32. Ah1akı En Güzel Mü'minler
"Güzel ahlak"; Kur'an ve Sünnete uygun hareket etmek, "güler yüzlü olmak, insanlara iyilik etmek ve onlardan ezayı, sıkıntı ve kötülükleri önlemektir."ııo
"Yüce Allah'a, kulların en sevimli olanı kimlerdir?" diye sorulan bir soruya Peygamberimiz (a.s.), "Ahlfiken en güzel olanlardır" 111 cevabım vermiştir.
Ahlakı güzel olanlar, Peygamber Efendimize de en yakın ve en sevimli olanlardır.
Şu hadis bunun ifadesidir:
"Kıyamet gününde sizin, bana en sevimli ve meclis balamından en yalan olanınız, ahlfiken en güzel olanınızdır." 112
Kişinin inanç, söz, fiil ve davranışlarında Kur'an ve Sünnete uygun hareket etmesi ahlaktır. Peygamberimiz (a.s.), "Ben, güzel ahlfikı tamamlamak için gönderildim" 113 buyurmuş, "İmanm en faziletiisi hangisidir?" sorusuna, "güzel ahlfiktır" 114 cevabını vermiştir. Allah'ın, "Sen büyükbir a1ıl§k üzeresin" (68/4) dediği, "Peygamberimiz (a.s.)'in ahlfikı, Kur' an ahlfikı idi." 115
33. Yemesi Az, Kilosu HafifOlan Mü'ıninler
"Siz (mü'minler)in Allah 'a en sevimli olanınız, yemesi az, bedeni haflf(kilosu az) olanınızdır. " ıı6
Bu sözü ile Peygamberimiz (a.s.); az yemeyi ve şişman olmamayı teşvik etmektedir. Sağlıklı ve dinç olabilmek için mideyi tıka-basa doldurmamak, alınan gıdalara dikkat etmek, çalışmak, hareketli ve sportif olmak gerekmektedir. Çok yemek ve hareketsizlik şişmanlığa neden olur. Şişrnanlığın sağlık açısmdan iyi olmadığı bilinen bir gerçektir.
108 Münavi, ıı, 292, No: 1879.
109 Münavi, ll, 287, No: 1863.
110 Buhar1, Mezalim, 3, lll, 98.
111 Müslim, Zikir, 38, lll, 2074; EbCı Davud, Edeb, 68, V, 235; Tirmizi, Birr, 19, IV, 326.
112 Münzir1, lll, 410.
113 Malik, Huluk, 8.
114 Ahmed, IV, 385.
115 Müslim, Salat, 139, 1, 512.
116 Münavi, ı, 175, No: 221.
ALLAH, SEVGI VE !NSAN
34. Cömert Geıiç Mü'minler
"Güzel ahlfiklı ve cömert genç, kötü ahlfiklı ve cimri ihtiyar fibidden, Allah 'a daha sevimlidir. " m
Cömert olmak Allah'ın emridir: "Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa eren kim.selerdir." (59/9, 64/16) ayeti buna delildir. Nefsin cimriliğinden kurtulmak, önemli bir iştir. Çünkü nefisler, cimriliğe hazırdır, insanın mayasında cimrilik vardır. (4/128)
Peygamberimiz (a.s.), şu sözleriyle cömert olmayı teşvik etmiştir:
"Kıyamet günü müminin mizanında hiçbir şey, güzel ahlaktan daha ağır değildir." !IR
"Cömert, Allah 'a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri ise; Allah 'a uzaktır, insanlara uzaktır, cennete uzaktır, cehenneme yakındır. Cömert cahil, cimri abidden Allah 'a daha sevimlidir." ııo
"İki hasJet vardır ki müminde birleşmez: Cimrilik ve kötü ahlak." ""
Bütün insanları yaratan, yaşatan ve dünyada onlara nimet veren Allah'tır. Bu açıdan insanların iman edenleri ile inkar edenleri, itaat edenleri ile isyan edenleri arasında fark yoktur. Allah insanları; ırkları, renkleri, cinsiyetleri ve fizik yapıları itibariyle değil; iman veya inkar, itaat veya isyanları itibariyle değerlendirirve ona göre sever veya sevmez. Buraya kadar ayet ve hadislerle Allah'ın sevdiği insanların vasıflarını zikrettik. Şimdi Allah'a sevimli olan arnelleri zikredeceğiz.
II. ALLAH' A SEVlMLt OLANAMELLER
l.İman, Sıla-i Rahim, Emr-i bi'l-Ma'rufve Nehyi An'il-Münker
"Amellerin Allah 'a en sevimli olanı; iman etmek, sonra akrabaları ziyaret etmek, onlara yardım etmek, hal ve hatırlarını sonnak, (sıla-ı rahim), sonra iyiliği emı-etmek ve kötülükten men etmektir." 121
-
Sözlükte "tasdik etmek" anlamında olan "iman"; Kur'an'da zikredilen ve Peygamberimiz (a.s.)'in bildirdiği ve tevatüren sabit olan gerçekleri doğrulamak, iman esaslarını kabul etmektir. lman etmek, insanın birinci sırada gelen dini görevidir.
"Emr-i bi'l-ma'ruf'; ayet ve hadislerde yer alan hükümlerin, iyilik ve güzelliklerin uygulanmasını isternek ve insanları buna teşvik etmektir.
"Nehy-i ani'l-münker"; ayet ve hadislerde zikredilen haramların, kötülüklerin, günah olan söz, fiil ve davranışların terk edilmesini istemek, insanları bunlardan alıkoymaya çalışmaktır.
117 Deyleml, bkz. Haşim!, No: 692.
118 Tirmizi, 62, IV, 362.
119 Tirmizi, Birr, 40, IV, 342.
120 Tirmizi, Birr, 41, IV, 343.
121 Münziri, lll, 336.
!il[~;ş;:i~j'J!i~ DİYANET İLMİ DERGİ • CiLT: 40 • SA YI: 1 • OCAK~ŞUBAT-MART 2004
İyiliği emretmek ve kötülüğü men etmek müminlerlıı görevidir. "Mümin erkek ve mürnin kadınlar birbirlerinin dostlan dır. lyiliği emrederier, kötülükten men ederler." ayeti bunun delilidir (9/71). Aksi davranış ise münafıklann özelliğidir (9/68).
''Sıla-i rahim" ise, akrabalarla ilişkiyi devam ettirmek, onların iyi ve kötü günlerinde yanlannda olmak, onlara maddi ve manevi yardımda bulunmaktır. Sıla-i. rahim, müminlere Allah ve Peygamberin kesin emridir, farzdır. Kur'an'da; lanet ve gazaba uğrayanların davranışlanndan biri olarak sıla-i rahmi terk etmek zikredilmiştir (47/27-28).
Peygamberimiz (a.s.), "Akrabahk bağını koparan (cezasını çekmeden) cennete gi-remez"buyurmuştur.122 .
2. Devamlı Yapılan lbadetler
"Amellerin Allah 'a en sevimli olanı, az da olsa devamh alanıdır." m
İbadetlerde asıl olan devamlılıktır. Mümin, ölünceye kadar, imanını korumalı, ibadetlere devam etmelidir. Yüce Allah, şöyle buyurmuştur:
"Ey Mürninlerı Allah'tan O'na yaraşır biçimde sakının ve ancak Müslümanlar olarak ölün" (3/102); "Ölüm gelinceye kadar Rabb'ma ibadet ef' (15/99).
3. Namaz, Ana-Babaya İyilik ve Allah Yolunda Cihat
Abdullah ibn Mes'fid, "Peygamberimiz (a.s.)'e, "Amellerin hangisi Allah'a daha sevimlidir ?" diye sordum. "Vaktinde kılınan namazdır" buyurdu. Sonra hangisidir dedi( m). "Ana babaya iyilik etmektir" dedi. Sonra hangisidir dedi( m). "Allah yalımda cihat etmektir" 124 buyurdu, demiştir.
Hadiste zikredilen namaz, ana-babaya iyilik ve Allah yolunda çalışmak (cihat) farz olan görevlerdir.
4. Muhtaç İnsanlaraYardım
"Amellerin Allah 'a en sevimli olanı; aç bir fakiri dayuran veya onun borcunu ödeyen veya bir sıkıntısını gideren kimse( nin ameli)dir." 125
Muhtaç insanların ihtiyaçlarını gidermek, sevabı çok olan amellerdendir, Allah'ın kullarına hizmettir. Allah için Allah'ın kullarına hizmet etmek, ibadettir.
5. Zik:ir, Tesbih, Tahmid, Tekbir ve Tehlil
"Zikir"; dil, kalp ve uzuvlarla, söz, fiil ve arnellerle Allah'ı anmaktır.
"Tehlil", la ili:lhe illailah (Allah'tan başka ilah yoktur),
"Tesbih", sübhanellah (Allah'ı noksan sıfatiardan tenzih ederim),
"Tahmid", el-hamdü lilli:lh (her türlü övgü Allah'a özgüdür),
"Tekbir", Allahü ekber (Allah en büyüktür) demektir.
122 Müslim, Birr, 19, lll, 1981.
123 Buhar!, Libas, 43. VII, 50; Müslim, Misafir1n, 218, 1, 541.
124 Buhar!, Mevak1tü's-Salat, 5, ı, 134.
125 Münavı, ı, 166, No: 199.
r ı 1 !
ALLAH, SEVGİ VE İNSAN
Peygamberimiz (a.s.), Muaz b. Cebel'in; "Amellerin Allah'a en sevimiisi hangisidir?" sorusuna, "Dilin, Allah'm zikri ile ıslak iken (devamlı zikir halinde iken) ölmendir" 126 cevabını vermiştir.
Ümmü Enes'e; "Allah 'ı çok zikret. Çünkü sen, Allah 'ı çok zileretmekten daha sevimli bir amel getiremezsin" 127 demiştir.
Şu hadis, Allah'a en sevimli olan tesbih, tahmid, tekbir ve tehlili bildirmektedir:
"Sözlerin Allah 'a en sevimli olanı; Allah 'ı noksan sıfatlardan tenzih ederim (sübhanallah), her türlü övgü Allah 'a aittir ( el-hamdü lillah), Allah 'tan başka- ilcıh yoktur (liiiliihe illallah) ve Allah en büyüktür (Allahü ekber) sözleridir." 128
Tehlil, tesbih, tahmid, tekbir, Kur'an okumak, namaz kılmak, varlıklann yaratılışlannı düşünmek ve dua etmek zikrin çeşitlerindendir.
Yüce Allah, ''Ey müıninler! Allah'ı çok zikredin" (33/41) buyuımuş, Peygamberi-miz (a.s.) de Allah' ı zikir konusunda şöyle buyurmuştur:
'Zikrin en efdali, 1ii ilalle illailah diyerek zikretmektir." '2"
"Allah kadar övülmek, kendisine sevimli olan hiç kimse yoktur." '30
"Allah 'ı noksan sıfatlarından tenzih ederim (sübhanellah), her türlü övgü Allah 'a aittir (el-hamdü lillah), Allah 'tan başka ilah yoktur (la ilahe illaallah), Allah en biiyüktür
.· (Alliihü ekber) cümlelerini söylemek, bana üzerine güneşin doğduğu her şeyden daha sevimlidir." 131
Hadisler, Allah'ı zikretmenin önemini ve faziletini vurgulamaktadır.
Ebu Zer (r.a.), Peygamberimizi (a.s.) ziyaret etmiş ve,
- "Anam babam sana feda olsun ey Allah'ın Rasfilü ! Sözlerin Allah'a en sevimli olanı hangisidir diye sormuş, Peygamberimiz (a.s.) de,
- "Allah 'm melekleri için seçtiği 'sübhfine Rabbi ve bi hamdihi' (Rabb'ımı noksan sıfatıardan tenzih ederim ve överim) demektir" 132 cevabını vermiştir.
6. Dili Kötülüklerden Korumak
"Amellerin Allah 'a en sevimli olanı, dili kötülüklerden kommaktır." m
"Dil", Allah'ın en büyük nimetlerinden biridir. "Dil", iyinin de kötünün de ifade edilebildiği bir organımızdır. Peygamberimiz (a.s.), bu sözü ile dilin yalan, iftira, gıybet ve küfür ... gibi kötü sözlerden korunmasını istemekte ve bunun Allah'ın sevgisini kazandıracak bir davranış olduğunu bildiımektedir.
126 Münzirl, ll, 395.
127 Münziri, ll, 400.
128 Müslim, Edeb, 12; Buhiirl, lman, 19; ibn Mace, 56.
129 lbn Mace, Edeb, 55.
130 Müslim, IV, 2114.
131 Tirmizi, Deavat, 129, V, 578.
132 Tirmizi, Deavat, 128, V, 576.
133 Münavi, ı, 167, No: 201.
~ DİYANET İLMİ DERGİ • CİLT: 40 • SAYI: 1 • OCAKcŞUBAT-MART 2004
7. Allah İçin Sevmek ve Allah İçin Kızmak
"Amellerin Allah 'a en sevimli olanı, Allah için sevmek ve Allah için kızmaktır." 134
Bu sözü ile Peygamberimiz (a.s.), mürninlerden ihlaslı olmayı istemekte, her yaptığı işte Allah'ın nzasını düşünmeyi ve ona göre hareket etmeyi teşvik etmektedir.
8. Müslümanı Sevindirmek
"Farzlardan sonra amellerin Allah 'a en sevimli olanı, Müslümanı sevindiımektİr." 135
"Müslümanı sevindirmek"; Müslümana maddi ve manevi bir yardımda bulunmak, iyi ve kötü gününde yanında olmak, hayırlı işlerinde ve başanlarında tebrik, bir musibete maruz kaldığında teselli etmek ile olur. Peygamberimiz (a.s.) böyle bir davranışın, Allah'a en sevimli olan amel olduğunu bildirmektedir.
9. İdarecilere Hak Sözü Söylemek
"Cihadın Allah 'a en sevimli olanı, zalim yöneticiye hak sözün söylenınesi dİr." 136
Doğru yoldan sapmış, yaniışiara dalmış bir yöneticiye gerçekleri söylemek, onun doğrulara yönelmesini sağlamak, hem o yöneticinin hem de toplumun yararına olan bir davranıştır. Peygamberimiz (a.s.) böyle bir davramşı, Allah yolunda cihat olarak nitelemektedir.
10. Davud Peygamberin (a.s.) Kıldığı Gibi Namaz Kılmak ve Oruç Tutmak
"Allah 'a en sevimli olan namaz, Davud'un (a.s.) namazıdır. Allah 'a en sevimli olan oruç, Davud'un (a.s.) orucudur. Davud (a.s.), gecenin yarısında uyur (sonra kalkar) üçte birinde namaz kılar, (sonra) altıda bİrinde yine uyurdu. O, bir gün oruç tutar, bir gün de iftar ederdi. " 137
Bu hadiste sözü edilen namaz ve oruç, farz olan namaz ve oruç değil, Allah için nafile olarak tutulan namaz ve oruçtur.
ll. Sıbhat ve Afiyet İstemek
"Allah 'tan istenen şeylerin en sevimli olanı, O 'ndan sıhhat ve aflyet istenilmesidir."ı''
İnsan, dünya ve iiliiretini ancak sıhhat ve afiyet içerisinde olduğu zaman kazanabilir. Sıhhat ve Miyet bundan dolayı insan için çok önemlidir. Bu hadis, sağlıklı olmanın önemini vurgulamaktadır.
12. Alış-Verişte, Borcunu İsternede ve Ödemede Hoşgöıülü Olmak
"Şüphesiz Allah, bir şeyi satmada, satın almada, borcu isternede ve ödemede hoşgörülü olmayı sever." 139
134 Münavi, 1, 167, No: 202.
135 Münavi, 1, 167, No: 2000.
136 Süyüti, Celalüddin, ei-Cami'u's-Sahih, No: 210, 1, 38.
137 Nesai, Sıyam, 69, IV, 198, Miras,IV, 54.
138 Tirmizi, Deavat, 85, V, 535.
139 Tirmizi, Büyü', 75, No: 1318, lll, 609.
ALLAH, SEVGI VE İNSAN
Peygamberimiz bu hadisi ile, sosyal hayatın bir gereği olan alış-veriş yapmak, borçlanmak, borcu ödemek ve borcu isternek konusunda müsfunahakar olmayı teşvik etmektedir. Müsfunahakar olmaktan maksat, satıcının alıcıyı, alıcımn satıcıyı hoşgörü ile karşılaması, alım-satırnda zorluk çıkarılmaması, hile yapılmaması, alıcımn borcunu zamanında ödemesi, satıcının, pazarlığı yapılan malı, zamanında teslim etmesi, ödeme zorluğu çekene alacaklının süre tanıması ve ödemede kolaylık göstermesidir. Böyle bir davranış, sosyal barışın devamına, kardeşliğin pekişmesine, huzursuzluk, çekişme ve kargaşa çıkmamasına ve ticaret hayatının canlanmasına katkıda bulunacaktır.
lll. ALLAH'IN SEVMEDlOt İNSANLAR
Varlıklar, güzellikler, iyilikler ancak zıtlarıyla bilinir, tanınır, anlaşılır ve değeri ortaya çıkar. Soğuk olmadan sıcak, gece olmadan gündüz, karanlık olmadan aydınlık, çirkinlik olmadan güzellik, zulüm olmadan adalet ve takva .... bilinip tanınamaz.
Zıtları birlikte tanımadan, onların her hangi bir kutbunu sevmek körlüktür, tanırnadan sevmek tabuculuktur.
Allah'ın bir kulu sevmemesi; dünyada ona nimet vermemesi anlamına gelmez. Allah'ın bir insanı sevmemesi, onun inanç, söz, fiil veya davranışlarından razı olmaması ve ahirette ona nimet vermemesi demektir. Bu bölümde Allah'ın sevmediği insanları zikredeceğiz.
Allah, şu nitelikteki insanları sevmediğini Kur'an'da bildirmiştir:
1. Kafirleri
"Kafır", Peygamberimiz Hz. Muhanırned (a.s.)'in, Allah'tan alıp haber verdiği ve bize tevatüren ulaşan haberlerin ve ayetlerin tamamıru veya her hangi birini doğrulamayan veya beğenmeyen veya küçümseyen veya şüphe eden veya kalbi ile inanmayan veya iman ve ibadetinde Allah'a ortak koşan kimseye denir. Kafır kavramına, müşrik (Allah'a ortak koşan) ve münafık (iki yüzlü) kimse dahildir. Allah Kur'an'da, kafideri sevmediğini bildirmiştir (3/32, 30/45).
2. Zalimleri
Arap dilinde; "bir şeyi kendine özgü yerinden başka bir yere koymak, 140 noksan yapmak 141 ve doğru yoldan sapmak, meyletmek ve sının aşmak anlamına gelen "zulüm" kavramı; Kur'an'da daha çok küfür, şirk, nifak, fısk (itaatsizlik) ve isyan anlamında kullanılmıştır. İlam iradeye uymayan her inanç, söz, fiil ve davranış zulümdür.İnsan öldürmek, insana haksızlık ve hakları ihlal etmek zulüm olduğu gibi; Allah' a ortak koşmak, namaz kılmamak ve oruç tutmamak gibi, Allah' a karşı görevleri terk etmek de zulümdür. Allah, Kur'an'da zalimleri sevmediğini bildirmiştir (3/57, 140; 42/40).
Allah, zulmü haram kılmıştır. EbU Zer (r.a), Peygamberimiz (a.s.)'in Rabb'ından şu rivayeti yaptığım bildirmiştir: "Ey kullarımf Ben nefsime ve kullanma zulmü haram kıldım. Birbirinize zulmetmeyiniz." 142
14° Cevheri, lsmail b. Hammad, es-Sahfh Tacü'/-Lüga ve Sthtihu'I-Arabiyye, V, 1977, Mısır, tarihsiz. 141
lbn Manzur, XIII, 373. 142
Müslim, Birr, 55, lll, 1994.
lf;'%;;:ıılı~JJ!:~~ıif~ DİYANET İLMİ DERGİ • CİLT: 40 • SAY!: l ~OCAK-ŞUBAT-MART 2004
Peygamberimiz (a.s.), "Zulümden sakınınız. Çünkü zulüm, kıyamet günündekaranhktır." 143 ve "Müslüman, Müslümanın kardeşidir ve ona zuhnetmez" 144 buyurmuştur.
3. Hiinleri
"Hakkını eksik vermek, sözünde durmamak, emaneti yerine getirmemek145 anlamındaki "hıyanet" kökünden gelen "hain"; Allah'a ve insanlara verdiği sözünde durmayan, yaptığı sözleşmelere uymayan, maddi ve manevi emanetlere riayet etmeyen ve kendisine tevdi edilen görevleri ifa etmeyen kimseye denir. Kur'an'da günah işleyen (2/187, 8/27), zina eden (12/52, 40/19), sözleşmeleri bozan (4/107, 8/71) ve emanetlere riayet etmeyen (4/105) kimseler "hiiinlikle" suçlanmış ve Allah'ın hainleri sevmediğini bildirmiştir (8/58).
4. Haddi Aşanlan (Mu'tedlıı)
"Mu'ted'i:"; ilahi sınırlara, Allah'ın ve insanların haklarına tecavüz eden, haksızlık yapan, yasak ve günah söz ve fiilieri işleyen, zalim ve fikir (hak yoldan çıkmış) insanlara denir. 146 Allah, Kur'an'da haddi aşanlan sevmediğini bildirmiştir (2/190, 5/82, 7/55).
5. Müsıifl.eri
"Müsrif'; haddi aşan, hatalı davranan, aşın giden, sözünü, gücünü, zamanını, malı ve mülkünü boş yere ve haram yerlere harcayan, yerli yerinde kullanmayan, saçıp savuran, ölçülü hareket etmeyen kimseye denir. Şirk, küfür, zina ve insan öldürme ··- gibi bütün günah fıiller israftır. 147 Allah, Kur' an' da müsrifleri sevmediğini bildirmiştir (6/111,141, 7/31).
6. Müstekbirleri
"Müstekbir"; kibir sahibi, büyüklenen, kendisini ulu ve üstün gören kimseye denir. Bu davranış, kişiyi iman ve ibadetten, Allah ve Peygambere itaatten alıkoyar. İnsanları küçük görmesine ve dolayısıyla insan haklarına saygısızlığa sebep olur. Böyle bir davranışı, Allah sevmediğini Kur'an'da bildirmiştir (16/23). Peygamberimiz (a.s.), "Allah, kibirli olanları sevmez"/48 "Kalbinde zerre kadar kibir olan insan (cezasını çekmeden) cennete giremez" buyurmuş ve "Kibir, hakkı kabul etmemek ve insanları hakir görmektir" 149 şeklinde tarif etmiştir.
7. Ken<tini Beğenen ve ÖVünen Kimseleri
Kur'an'da bu kimselere muhtal ve fehilr denilmiştir."Muhtaı", mütekebbir, kibirli; "fahilr" ise çok övünen kimse demektir. Büyüklük, Allah'a mahsustur. Kibir, Allah'a iman
143 Müslim, Birr, 56, lll, 1996.
144 MüsHm, Birr, 58, lll, 1996.
145 lbn Manzur, XIII, 144.
146 Cevheri, VI, 2419; lbn Manzur, XV, 32-34; Taberi, V, 7/122.
147 lbn Manzur, IX, 147-150.
148 Ahmed, V, 63.
149 Müslim, lman, 147, 1, 92; EbQ Davud, libas, 29, IV, 351-352; lbn Mace, Zühd, 16, ll, 1397;
Ahmed, ll, 164.
ALLAH, SEVGi VE İNSAN
ve ibadetten yüz çevirmek, hakkı kabul etmemek ve insanlardan yüz çevinnektir. Allah, Kur'an'da bu niteliklere sahip olan kimseleri sevmediğini bildirmiştir (4/36, 57/23).
Peygamberimiz ( a.s.); "Kal b inde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremez" buyurmuştur. Bunun üzerine bir adam, "kişi elbisesinin iyi olmasını, ayakkabısımn iyi olmasını sever (bu da kibir midir?) diye sormuştur. Peygamberimiz (a.s.) bu soruya, "Allah güzeldir güzeli sever. Kibir hakkı kabul etmemek ve insanlan hakir görmektir" 150
şeklinde cevabını vermiştir.
Yüce Allah, "Surat asıp küçümseyerek insanlardan yüz çevirme. Çünkü Allah, kendini beğenen kibirli ve övünen insanlan sevmez" buyurmuştur. (31/18).
8. Şımarıklan
Şımarık kimselere Kur'an'da ferih denmiştir. Ferih; nimetenankörlük ederek azan, şükretmeyen, serveti ile böbürlenen, kibir, gurur, sevinme ve övünmede sınırı aşan kimseye denir. Allah, Kur'an'da şımaranları sevmediğini bildirmiştir (28/76). "Ferih"; "hatar", "eşir" ve "merah" kelimeleri eş anlamdadır. 151
9. Fesadı ve Müfsitleri
"Sulh" ve "salah'"ın zıddı olan "fesad"; bir şeyin az veya çok ölçülü olmaktan (itidal) ve doğruluktan (istikamet) çıkmasına denir. 152 Yer yüzünde iliihl' iradeye uygun olan düzenin, doğanın, çevrenin, toplum huzurunun, din, mal, can, akıl ve namus güvenliğinin, insan haklarının ve özgürlüklerinin, ahlakın, çalışma düzeninin, ticaretin, birlikteliğin ve toplum barışının bozulması "fesad", bunları bozanlar ise "müfsid"tir. Allah, Kur'an'da; "yer yüzünde fesat çıkarılmamasını" 153 istemekte ve fesat çıkaranlarını sevmediğini bildinnektedir (2/205, 5/64,28/77).
10. Çok Günah İşleyenleri (Es1nı)
"İsm"; insanı sev ap ve hayırlı olan şeylerden alıkoyan fiillere denir. 154 Peygamberimiz (a.s.), "Günahı (ismi); (işlendiği zaman) göğsüne darlık veren ve insanların öğrenmesini istemediğin şeydir" 155 di yelarif etmiştir.
Allah ve Peygamberin yapılması veya kaçınılması zorunlu kıldığı emir ve yasaklanna uymayan her türlü inanç, söz, fiil ve davranışlar günahtır. Nefis sahibi olması sebebiyle, her insanın az-çok günahı vardır. Önemli olan hiç günah işlememek değil, günahta ısrar etmemek, günah işlernemeye azınetmek ve bütünüyle günah bataklığına dalmamaktır. Allah, günah bataklığına dalmış insanları sevmez (4/107, 22/38).
ll. Kötü Sözleri Açıkça Söyleyenleri
Kur'an'da, "Allah, kötü sözün açıkça söylenmesini sevmez, ancak zulmedilen hariç ... " ( 4/148) buyurulmuştur.
150 Tirmizi, Birr, 59.
151 lbn Manzur, ll, 541.
152 Rağıb, s. 381. 153
K.K., 2/11,60,7/74,85,26/183. 154 Rağıb, s. 1 o. 155
Müslim, Birr, 14-15; Ahmed, IV, 182; Tirmizi, Zühd, 52.
~ DİY ANET İLMİ DERGI • CİLT: 40 • SA YI: 1 • OCAK-ŞUBAT-MART 2004 .
Ayette geçen "kötü söz"; şirk, küfür, yalan, gıybet, hakaret, edep ve ahlak dışı, Allah ve Peygamberin razı olmadığı sözlerdir. Allah, kötü fiilieri işlernek şöyle dursun, kö- · tülüğün söz olarak söylenınesini bile sevmez. Ancak zulme/haksızlığa uğrayan kimse feryat edebilir. Zalim aleyhine bağıra çağıra beddua edebilir. Yetkili merciiere şikayette bulunabilir. Zalirnin kötülüklerini anlatabilir. Kötü sözlerine -inkar olan sözler hariç- misli ile karşılık verebilir. Allah, mazlumun feryadını dinler ve haiini bilir.
12. Fuhşu (her türlü çirkin söz, fıil ve davranışları ve fuhuş sahiplerini) ve Tefahhu§U (bir şeyi kötülerneyi ve çirkin görmeyi), 156 sokaklarda yüksek sesle konuşmayı (ve böyle davrananları), bağınp çağımıayı sevmez. 157
Yukarıda beyan edilenleri birlikte değerlendirdiğİrniz zaman Allah'm, inkar ve isyan edenleri, ilahi iradeye uygun hareket etmeyenleri sevmediğini söyleyebiliriz.
Toplumda edepsizliğin yayılmasını isteyenlere, dünya ve ahirette acıklı bir azap olduğu bildirilmiştir:
"İman edenler arasmda edepsizliğin (fiihışe) yayılmasını isteyenler için dünyada da ahirette de acıtıcı bir azap vardır'' (24/19).
Bağırıp çağırma da Kur'an'da yasaklanmıştır:
"Sesini kıs (bağırıp çağırma). Çünkü seslerin en çirkini, eşeklerlu sesidir'' (31/19).
Yukarıda zikrettiğimiz hadis bu iki ayeti teyit etmektedir.
Buraya kadar Allah sevgisini, insanların nitelikleri açısından ele aldık. Ayet ve hadislerde Allah 'ın bazı arnelleri ve varlıkları sevdiği de bildirilmiştir. Şimdi bunları ele alacağız.
IV. ALLAH'IN HOŞLANMADIÖI AMELLER
Kur'an'da Allah'ın hoşlanmadığı ameller; "kerh", "kürh" ve "kerahe" kavramları ile ifade edilmiştir. "Krh" kökü; bir şeyden hoşlanmamak, bir şeyi istememek, sevmemek ve çirkin görmektir. "Kerahe" kavramı Kur'an'da, "hubb" kavramının mukabili olarak kullanılmıştır. Şu ayeti örnek olarak zikredebiliriz:
" ... Bazen ho§Unuza gitmeyen (en tekrahu) bir şey bakkımzda hayırlı olabilir. Sevdiğiniz (en tühıbbu) bir şey de bakkımzda şer olabilir ... " (2/216).
lsra Suresinin 22. ayetinden 38. ayetine kadar ll emir, ll yasak zikredilmiş sonra 38. ayetinde, "Bütün bunlar, kötü olan, Rabb'inin katmda hoş görülmeyen şeylerdir'' denilmiştir.
Ayette geçen "mekruh" kelimesi; hoşlanılmayan, kızılan ve razı olunmayan şey demektir,158 Bu ll emir ve ll yasak insanın; fert, aile ve toplum hayatında; kişinin kendisine, ailesin e, diğer insanlara ve Allah' a karşı görev lerini genel hatlarıyla içermektedir. Bu emir ve yasaklar şunlardır:
156 Ahmed, ll, 191; Ebu Davud, Libas, 28, (IV, 350); Muslim, Selam, 11, ll, 1707.
157 ei-MünavT, ll, 271, No: 1818.
158 Beydavi, IV, 38.
ALLAH, SEVGI VE İNSAN
Emirler:
• Sadece Allah' a ibadet etmek,
• Ana- babaya iyilik etmek, güzel söz söylemek ve iyi davranmak,
• Ana- babaya merhametli ve mütevazı olmak,
• Ana-babaya dua etmek,
• Salih insan olmak,
• Tevbe etmek,
• Akraba, fakir ve yolculara yardım etmek,
• Muhtaç insanlara yumuşak söz söylemek,
• Verilen söze ve yapılan sözleşmeye uymak,
• Ölçüyü tam yapmak,
• Doğru terazi ile tartmak. Yasaklar: • Allah'tan başka ilah edinmek,
• Ana-babaya öf demek,
• Ana-babayı azarlamak,
• Malı-ınülkü ve nimetleri saçıp savurmak,
• Cimrilik etmek,
• Açlık korkusuyla çocukları öldürmek,
• Zinaya yaklaşmak,
• Haksız yere insan öldürmek,
• Haksız yere yetim malı yemek,
• İnsanın iyice bilmediği şeyin ardına düşmesi (bu konuda konuşması ve fikir beyan etmesi),
• Yer yüzünde şımararak yürümek.
Yüce Allah, Kur'an'da emir ve yasaklarına aykın davranılmasından hoşlanmadığı
nı açıkça bildirmiştir. 159
Fert ve toplumların dünya ve ahiret saadetlerini elde edebilmeleri için Kur'an'da bir
çok emir ve yasaklar beyan edilmiştir. Bu emir ve yasaklar, tamamen insanların yararı
nadır. Allah, yarattığı kulunu herkesten daha iyi bilir. Bu bilgisine göre emir ve yasaklar
koymuştur. Bu emir ve yasaklarına uyanlardan razı olur ve onları sever; uymayanlardan
razı olmaz, hoşlanmaz, onlara kızar ve onları sevmez. Şimdi Kur'an'ın bu emir ve yasak
larından örnekler zikredelim:
ALLAH'IN EMlRLERlNDEN ÖRNEKLER • Allah'a, Peygambere ve Kur'an'a iman etmek (64/8, 4/136),
• Allah'a ibadet etmek (4/36, 22n7),
159 Taber1, IX 15/89; Kurtub1, X, 262.
-~~~'! DİYANET İLMİ DERGi • CİLT: 40 • SAYI: 1 • OCAK-ŞUBAT-MART 2004
• Allah'ı çok zikretmek (7/205, 33/41),
• Allah'ı noksan sıfatlarından tenzih etmek (tesbih) (33/42)
• Allah'ı övmek (hamd) (1/1, 9/112),
• Allah'a sanlmak (i'tisam) (4/36, 22n7),
• Allah'tan korkmak (haşye, havf) (2/150),
• Allah'a karış gelmekten sakınmak (ittika) (2/194, 196, 3/102),
• Allah'ın ipine (Kur'an'a) sarılmak (itisam) ve uymak (ittiba) (3/103, 6/155),
• Allah ve Peygamberin davetine icabet etmek (isticabe) (8/24, 42/38,47),
• Allah'a ve Peygamberine itaat etmek (4/59),
• Allah'tan af dilemek (istiğfar) (73/20),
• Allah'ın hükümlerine sabretmek (76/24),
• Beş vakit namazı ve Cuma namazını kılmak (salat) (17/78, 62/9),
• Namazda saygılı olmak (huşu), (23/2),
• Namaza sabretmek (ıstıbar) (20/132),
• Namazı korumak 1 vakti vaktine kılmak (muhafaza) (23/9),
• Namaz için abdest almak (vudu') (5!7),
• Su bulamayınca temiz toprakla teyemınüro etmek (4/6, 43),
• Eş ve çocuklarına namazı emretmek (20/132),
• Avret malıallini örtmek, sıcak ve soğuktan koruyacak elbise giyrnek (7/30),
• Elbiseleri temizlemek (74/4),
• Cünüplükten gusletmek (5/6),
• İmkanı olanların hac yapması (2/196),
• Ramazan orucunu tutmak (savm) (2/183-185),
• Zengin olanların zekat vermesi (22/77),
• Zekat (vermek ve verecek duruma gelmek) için çalışmak (23/4),
• Rızkı verenin Allah olduğunu bilmek (11/6, 43/32, 51/58),
• Allah'a güvenmek (tevekkül) (3/159),
• Helal ve temiz olan şeylerden yeyip içmek (2/168, 5/88),
• Hayır işlernek (22/77),
• Hayır işlerde yarışmak (3/114, 23/61 ),
• Hayırlı, faziletli, salih ve iyi arnellere (hayrata) koşmak (2/148),
• Allah'tan gelene razı olmak (2/226),
• Nimetiere şükretmek (2/153, 4/145),
• Musibetlere sabretmek (28/53, 39/10),
• Günahlara tevbe etmek (4/16, 66/8),
• İman ve ibadetlerde ihlaslı olmak (4/145),
• Şeytanı düşman bilmek (35/5-6),
ALLAH, SEVGI VE İNSAN
• Öfkeyehakim olmak (3/134),
• İyiliği emredip kötülüğü nehyetmek (9/72),
• Yalan, kötü ve çirkin sözlerden kaçınmak (4/148, 22/30),
• Doğru sözlü olmak (33/70-71),
• Akrabalara iyilik etmek (16/90, 4/36),
• Yetimlere, fakirlere, komşulara, arkadaşlara ve yolculara yardım etmek ( 4/36),
• Allah yolunda harcamak (infak) (2/195,261),
• Emanetlere riayet etmek (23/8),
• Yapılan sözleşmelere uymak (5/1),
• Kadınlara mehirlerini vermek (4/4),
• Kadınlarla iyi geçinmek (4/19),
• Zarar ve tehlikelerden Allah'a sığınrnak (51/50),
• Y akıtı taşlar ve insanlar olan ve kiifırler için hazırlanan cehennemden sakınmak
(2/24, 3/131),
• Nefsini ve çoluk çocuğunu cehenneme gitmeye sebep olan inanç, söz, fiil
ve davranışlardan korumak (66/6),
• Gözlerini harama bakmaktan korumak (24/30-31),
• Kötü zandan sakınmak (49/12),
• Müslüman olarak ölmek (3/102),
• Eşyaya ibret nazanyla bakmak (16/66,6/11),
• Varlıklar üzerinde düşünmek (2/162, 3/190),
• Şımarıklığı terk etmek (57/23-24),
• İlim tahsil etmek (39/9, 30/59),
• Tartıyı ve ölçüyü tam yapmak (6/152, 55/9),
• Alkollü içeceklerden ve uyuşturuculardan sakınmak (5/90),
• Adaletle hükmetmek (4/58),
• Şahitliği dosdoğru yapmak (4/59, 135),
• Müslüman amiriere itaat etmek ( 4/59),
• Çalışmak (53/39),
• Allah yolunda cihat etmek ve gerektiğinde savaşmak (2/90,5/35),
• Emanetleri (işleri) ehline vermek (4/58),
• Verilen selamı almak (4/86),
• Müslümanların arasını düzeltmek (ıslah) (8/1),
• İyilik ve takva üzerine yardımlaşmak (5/2),
• Doğrularla beraber olmak (9/119),
• Allah'ın mağfiretine vesile olacak arnellere ve cennete koşmak (3/133, 57/21),
• Ahiret gününden korkmak (31/34),
~~~· DİY ANET İLMİ DERGI • CİLT: 40 • SAYI: 1 • OCAK-ŞUBAT-MART 2004
• Ahiret için hazırlanmak (59/18),
• Salih arneller işlernek (4/124),
• İyi, güzel ve hayırlı işlere aracılık etmek (4/85),
• (İyi şeyler için yaptığı) yeminleri korumak (5/89),
• Yer yüzünde dolaşıp yalanlayıcıların akıbetinin nasıl olduğuna bakmak ( 6/11 ),
• Müşriklerden yüz çevirmek (6/106),
• Günahın açığını da gizlisini de terk etmek (6/120),
• İhlasla dua etmek (7/29, 54-55),
• Affetmek (7/199),
• Kur'an okunduğu zaman susmak ve dinlemek (7/204),
• Kur'an ayetlerini düşünmek ve onlardan öğüt almak (38/29),
• Fitneden sakınmak (8/25),
• Kafidere karşı savaş araç gereci hazırlamak (8/60),
• (Gerektiğinde) küfrün önderleriyle savaşmak 1 mücadele etmek (8/12),
• Dosdoğru olınak (1 1/1 12),
• İnsanları Allah yoluna çağırmak (16/125),
• Irz ve namusu korumak (23/5, 24/29,31),
• Kadınların başlarını örtmeleri (24/31),
• Bekarlan evlendirrnek (24/32),
•İşleri danışma ile yapmak (şfua) (42/38),
• Zulıne ve saldırıya uğrayanlara yardım etmek (42/39},
• Fasık insanın getirdiği haberin, doğru olup olmadığını araştırmak (49/6),
• Borç vermek (57/11, 73/20),
• Meclislerde yer açın denilince yer açmak (58/11)
AlLAH'IN YASAKLARıNDAN ÖRNEKLER • Allah' ın ayetlerini veya ayetlerde bildirilen gerçekleri inkar etmek ve
yalanlarnak (6/21, 49),
• Allah'a ortak koşmak (şirk) (4/47, ll5),
•İmana şirk karıştırmak (6/82),
• Allah'a yalan isnat etmek (4/50, (3/94),
•İki yüzlülük yapmak (münafıklık) (4/145),
• Allah'ın helal kıldığı şeyleri haram kılmak (5/87),
• Allah'ın mekrinden emin olınak (7/97-99),
• Allah'ın rahmetinden ümit kesrnek (39/53),
• Allah'ın ayetlerinden yüz çevirmek (6/4; 34/22),
• Allah'ın ayetlerine eskilerin masalları demek (68/12-15),
ALLAH, SEVGİ VE İNSAN
• Allah'ın zikrini 1 Kur'an'ı (emir ve yasaklanm) görmezlikten gelmek (43/36),
• Allah'ı unutanlar gibi olmak (59/19),
• Allah, Peyganıber ve mü'minlerin düşmanlanyla dost olmak (58/22, 60/1),
• Mü'minleri bırakıp kafırleri dost edinmek (4/144),
• Allah ve Peyganıberine hainlik etmek (8/27),
• Melekler, Allah'ın kızlandır demek (17/40),
• Gıybet etmek (49/12),
• !nsanlarla alay etmek (49/1 1),
• Çirkin sözleri dinlemek (17/36),
• Arzu ve hevaya uymak (12/53, 25/43),
• İsraf etmek (17/26-27, 25/67),
• Yapılan iyiliği, verilen sadakayı başakakmak (2/262,264),
• Adet ve lohusa halindeki eşiyle ilişkide bulunmak (2/222),
• Büyüklenmek (kibir) (31/8, 1 7/33-38),
• Yetimlerin malını zulmen yemek (4/9),
• Yalan yere yemin etmek (5/89),
•İnsanlara zulmetmek (4/168, 42/42),
• Hainlereve zalirnlere yardımcı olmak (4/105, 107),
• Allah'ın ayetlerinin inkar edildiği ve yalanlandığı yerlerde oturmak (4/140),
• Zinaya yaklaşmak (17 /32),
• İnsanları, Allah yolundan alıkoymak (4/167),
• Günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmak (5/2),
• Azgınların emrine uymak (26/150),
• Allah ve Peyganıbere isyan etmek (4/14),
• Allah'ın sınırlarına tecavüz etmek, helal, haram, evlenme, boşanma, yeme,
içme, miras, kısas ve ceza ... ile ilgili hükümleri uygulanıanıak ( 4/13-14 ),
• İzin almadan ve selam vermeden başkasının evine girmek (24/27),
• İffetli kadınlara zina suçu isnat etmek (iftira) (24/23),
• Büyü yapmak (sihr) (2/102),
• Faiz alıp vermek (2/278-279),
• Faiz de alış veriş gibidir demek (2/275),
• Savaştan kaçmak (8!16),
• Düşmanlık ve günahta yanşmak (2/62),
• Yalancı şahitlik yapmak (25n2),
• Homoseksüellik yapmak (26/165),
• Devlet malını haksız yere almak, zirnınetine geçirmek (3/161),
• Rüşvet alıp vermek (2/188),
~ DİYANET İLMİ DERGI • CİLT: 40 • SAYI: 1 • OCAK-ŞUBAT-MART 2004
• İnsanlarm mallannı biitıl yollarla yemek (2/188), ·
• Hırsızlık etmek (3/38),
• Yol, can ve mal güvenliğini ihlhl etmek (terör) (5/33),
• İntihar etmek (4/29-31),
• Hakimin hükmünde adil alınaması (5/44),
• Ölü eti (leş), akmış kan, domuz eti ve Allah'ın adı anılırradan kesilen
hayvanların etini yemek (6/145),
• Allah yolunda öldüıiilenlere ölüler demek (2/154),
• İbadetlerde gösteriş yapmak (4/142, 2/264),
• Hainlik etmek (12/52),
• Bildiği gerçekleri/ilınİ gizlemek (2/159, 172),
• İnsanların gizli hallerini araştırmak (49/2),
• Kadının eşine baş kaldırması (nüşuz) (4/34),
• Laftaşıyıcılığı yapmak (nemime) (68/10-11),
• İnsanlara eziyet etmek (33/58),
• Yer yüzünde şımararak yürümek (31/8),
• İnsanlara yanağını çevirmek (onları hakir görmek, küçümsemek) (31/18),
• Yüksek sesle konuşmak/bağırıp çağırmak (31/19),
• Cimrilik yapmak ve insanlara cimriliği emretmek (4/37),
• Mallarını gösteriş için harcamak (4/38),
• İnsanın kendisini tehlikeye atması (2/195),
• Hasetetmek (4/54),
• Kötü, çirkin ve şer olan işlere aracılık etmek (4/85),
• Kötü ve günah fıiller işlernek ( 4/1 10-12),
• İnsanlara suç isnat etmek (iftira) ( 4/112),
• Kişinin nefsine zulmetmesi (4/124),
• Yalan sözleri dinlemek (5/42),
• Haram şeyleri yemek (5/42),
• Allah'tan başkasına tapanlara sövmek (6/108),
• Şeytana uymak ve ona tapmak (6/142; 2/168, 36/60),
• Açlık korkusuyla çocuklarını öldürmek (6/151),
• Fuhşun açığına ve gizlisine yaklaşmak (6/151),
• Gafıllerden olınak (7 /205),
• niihi gerçeklerden şüphe etmek (2/147),
• Çekişmek (8/46),
• Zalimlere meyletmek (11/113),
• Başkalarının evine izinsiz ve selamsız girmek (24/27),
ALLAH, SEV Gl VE İNSAN
• Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmak (7 /56, 26/83),
• Allah'in zikrini (emir ve yasaklarını) görmezlikten gelmek (43/36),
•İnsanları Allah yolundan menetmek (43/37),
• Şeytana tapmak (2/168, 36/60),
•İnsanlara kötü lakap takmak (49/11),
• Yalan yere yemin etmek (4/112),
• Yalan söyleyerek gerçeği gizlemek (5/107, 2/283),
• Yalancı şahitlik yapmak (2/283),
• Hayra engel olmak (68/12),
• Vasiyette haksızlık etmek (2/182),
• Yapılan vasiyeti değiştirmek (2/182),
•İnsanın başkalarına iyiliği enıredip nefsini unutınası (2/44),
• Eşine verdiği malı, boşama olduğu takdirde geri almak için haksız suçlama yapması (4/20),
•İnsanın yapmayacağı şeyleri söylemesi (61!1-2),
• Dünyayı sevip, iihireti terk etmek (76/20-21).
Kur'an'ın emir ve yasakları, yukarıda zikrettiklerimizden ibaret değildir. Allah, emirlerinin uygulanmasını ve yasaklarından da kaçınılmasını ister. Böyle davrananlardan razı olur, aksi davrananlardan ise hoşlanrnaz, onlara kızar.
Allah 'ın emir ve yasaklarına uymak ibadet, itaat ve sevaptır. Aksi davranış isyan ve günahtır. Müslüman, Allah ve Peygamberin emir ve yasaklarına gücü nispetin de uyar. Gücünün yetmediği konulardan sorumlu değildir. "Allah, kimseye gücünün üstünde bir şey teklif etmez" (2/286). Allah, insanlar için kolaylık diler, güçlük dilemez (2/185).
Allah'ın emir ve yasakları; insanların inanç, söz, fiil ve davranışlarının bütünü ile ilgilidir. Emir ve yasaklar arasında bir ayırım yapılmaz. Çünkü İslam, bir bütündür, parçalanamaz. Yaratıcının tekliğinde de, Hak dinin bir ve bütün oluşunda da "tevhit" esastır.
Dinin içeriğini, emir ve yasaklarını anlatmak için usul ve fürii, iman, ibadet, ahlak. ve muamelat diye kısınılara ayırsak da bunlar aslında birdir, bütündür. Her birine uymak birer ibadettir, Allah'a kulluğun ifadesidir. İman, ibadet, ahlak. ve muamelat içiçedir. Ahliikl davranışları muamelattan, imanı ibadetten ayırmak mümkün değildir. İmansız ibadet olmaz.
Allah kullarının küfre düşmesine (39/7), toplumların itaatten çıkmasına razı olmaz (9/96).
Allah'ın emir ve yasaklarına uyan kimse; Allah'ın sevgisini, rızasını ve rahmetini kazandığı gibi, inkar edip isyan eden insan da; O'nun sevgi, rıza ve rahmetinden mıihnım kalır. Sevgi, rıza ve rahmetini kazanan insanların kurtuluşa ermelerine karşılık, bunlardan mıihnım kalan insanlar da hüsrana uğrarlar. Kur'an'da kimlerin "hüsrana uğradığı" bildirilmiştir.
SONUÇ
Kur'an'da, insanın Allah'ı, Allah'ın da insanı sevmesinden, Allah'ın sevdiği ve sevmediği insanlardan söz edilmiştir. ,
"İnsanın Allah'ı sevmesi"; Allah'a itaat etmesi ve dini görevleri yerine getirmeye itina göstermesi; Allah'ın insanı sevmesi ise; onun söz, fiil ve davranışlarından memnun ve razı olması, onlara nimet vermesi, itaat edip isyandan sakınmasını istemesi demektir.
Kur'an'da, müminlerin en çok Allah'ı sevmesi gerektiği bildirilmiştir. Bir müminin Allah'ı seviyor olabilmesi için; iman edip itaat etmesi, inkar ve isyandan sakınması, gönlü, zihni ve dili ile daima Allah'ı anması, Allah'a kavuşmayı arzu etmesi, ölümden korkmaması, Kur'an'ı, Peygamberi ve Allah'ın sevdilderini sevmesi, istelderini yalnız Allah' a arz etmesi, Allah' a isyan olan söz, fiil ve davranışıarına üzülmesl, Allah' ın nzasını her şeyin üstünde tutması, i badetierin nefsine ağır ve zor gelmemesi, Allah' a ibadet ve itaat edenlere karşı şefkatli ve merhametli, kafır ve asilere karşı onurlu ve zorlu olması, mal ve mülkünden Allah için harcaması, sevdiğini Allah için sevmesi, kızdığına Allah için kııması, Allah'tan gelene razı olması, Allah ve Peygambere itaat etmesi gerekir. İnsanın Allah'a ve Peygambere itaat edebilmesi için de, Kur'an ve Sünnette yer alan alıkama uyması gerekir.
Kur'an'da sevgi, hubb ve mahabbet, vüdd ve meveddet kelimeleri ile ifade edilmiştir. Allah'ın güzel isimlerinden biri de vedud'dur.
Ayet ve hadislerde Allah'ın; muhsin, muttaki', mütevazi, adil, mütevekkil, nazif, tevbekar, Allah yolunda çalışan, merhametli, hoşgörülii, yumuşak davranışlı, nazik, kibar, haya ve iffet sahibi, iyilik ve yardım sever, gönül zengini, Allah'ın nimetlerinden meşru bir şekilde yararlanan, çalışkan, sanatkar, doğru sözlü, emanete riayet eden, güvenilir, dürüst, kimseye eziyet etmeyen, işlerini iyi ve sağlam yapan, cömert, iyi geçimli, dilli görevleri l'fa eden, bedenen kuvvetli, güzel ahlak sahibi ve itaatkar mü'minleri sevdiği; kafir, zalim, kibirli, kendini beğenmiş, çok övünen, bilinlik eden, haddi aşan, şımank, azgın, müsrif, müfsit ve günah işleyen insanlan sevmediği bildirilmiştir.