a book on sunnah and a panel d iscussionisamveri.org/pdfdrg/d00064/1991_2/1991_2_gormezm.pdf ·...

19
·' SÜNNET vE AÇIK OTURUM A Book · on · Sunnah and a Panel Discussion . . .. . . Tt1rk _dilim ize edilen · "Bu kitap; bukaç · sonra _.: tamamen · zanneden : .. davetçis( Muhammed Gazali'nin. 1989 sele/çilik alt mda sam . · .. bi r eseri dair olan özilnil ile " · eseri n Beyne de;s t ir." · · · . · - : Ehli'l-lladis" ve lladisçiler'in Hz. "Ben taassubundan nefret ederim: ... · ·: Peygamlier'in Sünnet'ine i dir. · · · · · Bana· göre bu taassub · ' As4nda' ia;ntlan' de k.ötil 'Ancak delil/eri ' _. kale1ne . çocukça ·· yap! lacak · bir · . _ :Ancak ifadesine göre, çok. daha . . . . i'nStim , Likelidir." . . . · , diye, · "Son zamanlarda meydan için (Ev- , ·. < . . . rensel bir yerine). Akaid. · · · · · kitap, itibaren · · · ta.rawurlar da'fevkinde bir ' ilgi ve ilk ayda . · boyunca sultanf:ir. .. b asla Sad resmi . m ayan i/mf varf!_ri_ . abdesti bozar bozmaz KfiYiiii l . · 'preistrôika · . olarak .. - cemaat için yeterli mi mi? Zfilim idareciler · ·. :da. l'e inamz bu gibi · • · · · · · ... · . gibi Sünnete . if!<: i .. bu iui.ti wa aralarmaa : cia bir Gazôli bu eserinde· daha çok zti1nan nezdinde de addedilcn ve , onlara · için it iraz/ara yol . · . · Bir dokuz kitap, sayfadan ibare/tir. gayesi ni ortaya koymak için, yazarin ifadelerini burada. aynen. aklar- mak : ..· · • · ·. ·. :. · · :. . : . · · · · · ·· "Ben, ' kiiabimla:· saf (i !af!if) .: dinimizl cfibil- ·· k.o.nunak istedim." . · · .. : bölilmlerinin w ve Tiirla:l, Adei. : Din. Öncelikle Kur 'an Fiten. · · Hadisleri, Vesi/elef Gaye/er, · ve çare! er t. Cebr. . . . · .·· ·.· .. - .. bu kitap üzerine onaya · için gazetesi oniiç · ilim bir , el-Miislimim gazetesinin, . .(11-17 .. 1990), 276. (18-14 1990) 277. 1990). · Çiazali'(lin : · .. · : Türkiye'de ki Sii nnet· da· ' · .. · · ·· 100 2, Nisan199J

Upload: others

Post on 25-Oct-2020

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: A Book on Sunnah and a Panel D iscussionisamveri.org/pdfdrg/D00064/1991_2/1991_2_GORMEZM.pdf · Mağrib ülkelerinden birinde bir gün namaz kılıyor dum. İmam iflitah tekbirini

·'

SÜNNET ÜZERİNE. BİR KİTAP vE BİR AÇIK OTURUM

A Book · on · Sunnah and a Panel D iscussion

• . ... . . Tt1rk olaıyucımmun, _dilim ize tercı1me edilen · "Bu kitap; bukaç Jıddis kitabını 'oJaıduktan ·sonra

_.: "Fıi<lm's-Sire;' adlı kitabından tanidığı Mısıriı İslıım İslôm'ı tamamen · flıôta ettiğini zanneden genç~re, : .. davetçis( v.e~·miitefekkir, Muhammed Gazali'nin. 1989 sele/çilik adı altmda mezJ.ıep /ıkJiufa sam ş ,açtJn·· ı·~ . · .. .yılının başında· bir eseri yayınlandı. 'Sı'lnnete dair olan isilım'ın özilnil iwakıp kabuğıı ile 'uğraşmi şey/ılere bir_ ~ " ·eserin adı -"ei-Silnnetıı'ım-Nebeviyye Beyne Elıli'l-Fıklı de;stir." · · · . · - ~-: :ı•e Ehli'l-lladis" .(Fılahçıfııi:. ve lladisçiler'in Hz. "Ben şdhsen-1nezlıep taassubundan nefret ederim: ... · ·:Peygamlier'in Sünnet'ine Bakışlan i dir. · · · · · Bana· göre bu taassub [ıkı/ı eksikliğinden, bi:ızen ·

' As4nda' ~ser, .iımerikiziiJ~ ia;ntlan' Uhi.sl~rara;ı de k.ötil alıfaktan "kayntiklaitır. 'Ancak delil/eri' aiı~ . _. iilfı1n· DtlŞilnc"isi Eiısi(tflsll 'nilı( is_teği ilzeriiıe kale1ne la1niıda . çocukça ·· yap! lacak · bir · ictilıacl. 1flezlıejJ'· . _ "alınmıŞtır.' :Ancak yazarın ifadesine göre, uiniŞmalara ıaassubımdan çok. daha . zararlı ı·e.: dalıa i~!ı- . . . -·yo(aÇacağmı bildiğinden. i'nStim , eleştirilerle yıpran- Likelidir." . . . · , .masın diye, ~ ~ik · brukı~ı Kiilıire'de Dôniş-Şıı.nık "Son zamanlarda meydan boş olduğıı için (Ev- , · . tqraftn~ang~1ek/eştirilmiştir. < . . . rensel bir [ıkı/ı yerine). Bedeı•i jılıkı · yayıldı. Akaid . · · · · Gerçelçıen · kitap, yaym/imdığı giindeiı itibaren · · ı•e · Teşriafta çoii,ik~~ ta.rawurlar yaygınlaştı.'!

·umııldnın da'fevkinde bir 'ilgi toplamış ve ilk beş ayda . · "Tari/ı boyunca z~li;n sultanf:ir. ~ndisine ~okıı~:-.. beş b asla yal?mıştır. Sad ec~ yarı resmi el-Eiıram . m ayan i/mf ilıtilaflardan /ıaz duymuştur. Şiipheye ~- gazetesitıde·· o:..tııZ.'! varf!_ri_ - le~ı~~ . ı·e . aleyJıı~.ja_zılar düşmek abdesti bozar mı? bozmaz inı? Alıiret/c Ailalı'i .'-:-:yazifıpı_ştıf._"Jj;lta_p:bazı-çeı·!·efer~e;.f;fil:l!·i!'· mocla·tiıbiri-i?e.--=--götTifelc-.:../nfiiiilaı':'--;m:rdeğil lni? İmmn(n KfiYiiiil . · '·'preistrôika · :- Işla_1.niyye" . olarak .. - taı•sif , :_~dili~ken. cemaat için yeterli mi değil mi? Zfilim idareciler Jı~lkın · ·. bazılarınca :da. şiddetli 'lılicw~ l'e tenki_dli!ri~e inamz bu gibi tartışmalara dalıp lıiç çıkmamalamu arzıt: · kalmıştır.· • ·:,~ • · · · · · eder.~

... · . Bilindiği gibi Faki/ılerle. Mlilıaddislerin Sünnete . ··bakış aÇıları if!<: asırlardan ftibcireiı farklılık. ane/miştir. i .. 1I~ffa bu iui.tiwa aralarmaa ~bilyiik i/ıtildflariiı. Çı/dığı :cia bir iı'akikoitir. İşte Gazôli bu eserinde· daha çok -fakilılerin bakış açısından. lıatckeı ·eımiş. · mıciık -zamim

~- zti1nan faki/ı/er nezdinde de uryıj addedilcn ·gBriiş ve , dil'şt'lncelere sanlıp onlara işlerİik kazandıf1i1aya

· - çalıştığı için iniılitelif itiraz/ara yol açmıştır. . · . · Bir giriş ı•e dokuz bölfım(/en oluşan kitap,

yılzaltmıf sayfadan ibare/tir. Kitabın. mulıteı•asm~ ı·e )~azı/ış gayesini ortaya koymak için, yazarin giriş

kısmında söylediği bazı ifadelerini burada. aynen. aklar-.· mak yararlı olacaktır. :· : .. · · • · ·. ·. :. · · :. . : . ·

· · · · ·· "Ben,' bıi kiiabimla:· saf (i!af!if) .: dinimizl cfibil- ·· _dostlıırdan k.o.nunak istedim." . · · .. :

Kitabın · bölilmlerinin başlıkl.an şöyledü:: İctiliad w Riı·ayet. Kadın Dünyası, Şarkı ve Tiirla:l, Adei. ı~e : İbiidetlcr'Arasında Din. Öncelikle Kur'an Fıkliı, Fiten. · · Hadisleri, (/·~kılıta) Vesi/elef ı;e Gaye/er, · Şejo'tan'ırı' ;~:ası ve çare! ert . Kaderıoe Cebr. . . . · .·· ·.· .. - ..

Kısaca tanıllığımız bu kitap üzerine onaya çıfiiw · ilıtilaflan /ıalleimek için el~Muslimfin gazetesi oniiç · ilim adamının katıldığı. bir açık otı.mım dfizenle1nişiir. Tanışmti, ,el-Miislimim gazetesinin, ıts . .(11-17 Mayıs .. 1990), 276. (18-14 !vfayıs 1990) -ı•e 277. (25-JJ .lıfayıs-· 1990). sayılanrıda· ytiyıf!lanlnışui:. · Çiazali'(lin b_İılıin- : diığ1i .' açık ·otw.ımiwı ·· terci/mcsitıfn ·yayın./amnqSınqı · .. · :Türkiye'de ki Siinnet· tarflşmalarına da· 'katkı

·sa~?ı)'acağı inancındayız. ' · .. · · ··

~--------------~----------------------------------------------------~---

100 İsifimi_Araştmnalar. Cilı:5, Sayı: 2, Nisan199J

Page 2: A Book on Sunnah and a Panel D iscussionisamveri.org/pdfdrg/D00064/1991_2/1991_2_GORMEZM.pdf · Mağrib ülkelerinden birinde bir gün namaz kılıyor dum. İmam iflitah tekbirini

ÇEV: MEITMI!I'GÖRMEZ : 101

GAZETENIN TAKDIMl

"ei~Muslimanu gazetesi, Ezher'li filim ve İstarn niütcfekkirlerinden oluşan, onüç kişilik bir heyeti, Sünnet ve Hadis ile ilgili meseleleri tartışmak Ozere yüvarlak bir masada; ilk defa bir araya getirdi. Ateşli bir· ta.nışma ortamında geçen konu, Sonaerin sadece ~yıf ve uydur­ma had!slerden değil; sarih nasslarla çeli§cn senedi sahih hadislerden de arındırılması gibi önemli ve riskli bir. konu idi. Bu toplantıya katılan bazt alirrı!cr, Allah'ın kitabından sonra en sarih kitap . olarale kabul .edilen Sahilı-i

Bulıan"'nin ihtiva ettiği bir takım mUşkil konuları, yine ilk defa, münakaşa mevzu yaptılar.

Bilindiği üzere Sünnet, eskiden olduğu gibi bugOn de isıarn u lemasının en çok tartıştığı konulardan biridir. Daha ilk asırda, hadislerin yazılıp yazılamıyacağı

üzerinde, sahabenin ihtilaf ettiğini görüyoruz. Bfizıları, Hz. Pcygamber'in, ilk zamanlar hadisin Kur'an'la karışmasını engellemek için .yazım ını yasaklayan rivayetini ileri sürerek buna karşı çıka_rken; bllzıları da Hz. Peygam­ber'in b·ir takım sahabilere verdiği yazma ruhsatından barcl•etle lcaydcdilmesini. istemiştir. Bunlar, Resuluilahın söz konusu yasağını ise; Kur'an'la karışmaması için bir ikaz olarak değerlendirmişlerdir. Ancak her iki tarar'da ikisiı:ıin yazımını birbirinden ayırmaya muvaffak olmuş ve İslam Şeriatı'nın ikinci kaynağı olan· SUnnct'e gcr~en önemi vermekten asla geri durmamıştır. .tt-

Yine, ilk asırlarda mezhep muıaassıbları, münafık ve yalancıların ürünü olan mev-ıü hadislerin ortaya çıkmasıyla, ikinci bir tartışma başlamıştır. Hadis alimleri, dcrhal bu fitnenin önüne geçmek ve zayıf hadisleri sahih olanlarından seçmek için ccrh ve ta'dil ilmini te'sis ettiler. Böylece Sünnet her türlü şaibcden muhafaza edilerek tcôviıfeOilmiş ve b·u şekildc·zamanfmıza kadar gelmiştir:

Son asırlarda bu taruşma ve ihtilanann yeniden or­taya çıktığını görüyoruz. Bazıları zayıf hadiSlerden hareketle dine saldırıp şüpheler ortaya atarke.n, bazıları da sahih hadis kaynaklarını tarayarak akla muhalif gözükcı:ı hadisleri çıkarmış ve bundan hareketle hem

Süonet'i bem de bu hadislerden çıkan kural ve kaideleri tezyife başlamışlardır. Derken Sünnet'in yeniden bir arındırıtmaya tabi tutulmasını~ kaçınılmaz old.uğu id­diaları ortaya çıkmıştir.

Ancak Sunnet nelerden arındırılacalc? Hadis ehli nezdinde bilinen usul ve şartlara muhalif olan kusur ve. il­Jetleri taşıyan senedierden mi? Yoksa aklın atmadıği, doğruluğu ve mantıkiliğinden şüpheye dOştüğÔ metinler­den mi arındırıtacalc?

Bu·arada, Sunnet yeniden bir tahlil ve ıcakide tabi tutulsa dahi, Buhan" ve MiJslim'i bundan uzak tutmak ger~ktiğini, aksi takdirde ümmetin bUyük bir vebal altına gireceğini, rasıgele herkesin Sünnet ve Hadis hakkında ileri geri konuşacağını bunun da büyOk bir fitneye yol açacağını haykıran muhafazakar sester yükselmeye başladı.

Gazetemiz bu tartışmalara ilgi duymu~ ve şu

soruları tekrar gündeme getirmiştir. ı. S~nnetin ycni~en arındırılması gerektiğine

inanıyor muyuz? inanıyorsak buna ne zam~ri ve nasıl başlayacağız? Hadis alimleri ve uzmanları ihtilaf ve tartışmalara yol açan, akla ve vakıaya aykırı düşen hadis­lerden, Bulıarf ve Milslim de j=lahil, bütün sabib hadis kaynaklarını mı arındıracaklar?

2. Yoksa Buhar/ ve Milslim'in hiçbir tebdil ve tağyire ihtiyacının olmadığına, yapıtaca~ işin müşkil olan hadisleri yeniden yorumlamak, doğru anlayışa varmak için sair rivayellerle tevfik edilmesi gereğine mi inanıyoruz?

ݧte bu sorulara doğru cevap bulmak için, gazetemiz "el-MüslimOn", Kahire'deki bürosunda, meseleyi bütün boyutlarıyla ete alan bir a~ık oturum gerçekte~tirdi. Saatlerce süren üst üste iki oturuma, birçok fıkıh, hadis, tefsir ve Icelam alimleri ilc tiazı isıarn mü tefekkirlerini davet ederek "Sünnet'i yeniden anlamak ve yorumlamak mı gerekiyor? yoksa yeni bir elemeye mi ihtiya.cı var?" sorusunu sordu.

OTURUMA KATILANLAR

-Prof. Dr. Alımed Ömer Ilu!jim: Ezhcr Üniversitesi Rektör Yardımcısı. -Prof. Dr. lluseyni Ebu Ferbe: Ezher On. Tefsir ve Hadis öğretim Üyesi. -Prof. Dr. el-Acemi ed-Demenlıuri: Ezher ün. Usulu'd-Din Fak. Hadis Anabilim Dalı öğrt. Üyesi. -Prof. Dr. Cemaluddia Mahmud: Yüksek İslam Konseyi Sekreteri. -Prof. Dr:seyyid RızkTavil: Ezherün. İslamiEğitim Fak. Dekanı. -Prof. Dr. Abd u leeiii Çelebi: Daveıçiler Enstitüsü Dekanı. -Prof. Dr. Abdulfettah el-Cundi: İslami Araştırmalar Konseyi Üyesi. - Pof. Dr. Abdullah Abdu!j!jekur: Evkaf Balcanı Birinci Yardımcısı. -Prof. Dr. Alımedi Ebu'n-Il ur: Eski Evkaf Bakanı. -Muhammed Gazzali: İslam Davctçisi. ~ ·Prof. Dr. Muhammed Ammare: Düşünür . ...:.... Prof. Dr. Muhyiddio es-Safi: Usulu'd-Din Fak. Eski Dekanı_

Joıimatof Jslamic Researclı VoL· 5, No: 2, Apri/1991 . - . 1

Page 3: A Book on Sunnah and a Panel D iscussionisamveri.org/pdfdrg/D00064/1991_2/1991_2_GORMEZM.pdf · Mağrib ülkelerinden birinde bir gün namaz kılıyor dum. İmam iflitah tekbirini

102

BIRINCI OTURUM el-M.uslimün: Hel'§eydeo Once, bu toplantımıza

katılan saygı değer aılmieriınize hO§geldiniz diyor ve fırsau yakalaml§keo ilk soruyu bOyilk İsl~m davetçisi Şeyh Muhammed GazzaJj•ye yöneltiyoruz... Zira Şeyh Gazzali soo olarak kaleme aldığı".es-Sunnelil'n-Ne.beviyye beyfıe Ehli'l Fıklı ve Ehli'l-Hadis" adlı eserinde, bir çoğu

· Bulıarf'de geçen sahih hadislerden elde edilen hükümlere kar§ı çıkml§ur. Şimdi Şeyh Gazzali'ye soruyorum; sabih hadisleri diğerlerinden seçmek için elimizdeki ölçü ne olacak? Bugün elimizde bulunan, Hadis ilminin üzerine bina edildiği cerh ve tadil kaldeleri ile Mustalabu'I-Hadis ilmi kuralları mı?; ' Nebcvr sünneti yeniden her türlü sa ldırıya karış korumak için bu kural­lara göre mi değerlendireceğiz? Yoksa hepsini red mi edeceğiz?

Şey/ı Mulıammeı Ga.u.Uii: Bazı insanlar çıkıyor ve "bizi sünnet ilgilendirmez, bize Kur'an yeter" diyorlar. Bu büyük bir hatadır bunu söyleyenler meselcyi karıştırıyor­lar. Zira, Hz.Peygamber'in hayatı, Kur'an'ın bütün yönünün arneli bir tatbikidir. O'nun ibadet, ahlak, cihad ve muaırielede sireti, yeryüzUnO değiştircn ·ve bambaşka bir medeniyet getiren canlı bir Ku r'an'dır. şayet kavli ve arneli Sünnet olmasaydı, Kur'an, hayal aleminde yaşayan felsefi nazariyelere benzer di.

Binaenaleyh, Hz.Muhammed'in sosyal, siyasal ve askeri alanlarda koymuş olduğu sonnctleri, daha da önemlisi ibadet ve itikad ile ilgili ortaya koyduğu pren­sipleri, kıyamete kadar b§ki kalacak risaletin bölünmez bir parçasıdır. Nasılki su, hidrojen ve oksijenden meydana geliyorsa, İslam da Kitap ve SOnnetten oluşmaktadır.

Son .yazdığım eserimde ben yeni bir şey söylemiş ve uydurmuş değilim, ben sadece bu konuda geçmiş aıım­lerin söylediklerini te'yid ederek onlara ıabi·oldum:-Tabi olduğum alimierin başında dört mezhep imaını Ebu Hanife, M1Uik, şam ve Ab med, daha sonra da Müslüman atımıerin ekseriyeti gelmektedir.

Şimdi tekrar. soralım; ben ne dedim? dedim ki; Sünnet iki kısma ayrılır. Biri yakini (kesin) bilgi ifade eden "Mütevalir SOnnet", diğeri de zannf bilgi ifade. eden "Ahfid haberler"... Den henüz Ezher'dc · ıalebe iken derslerimizde okurduk; Farz: kat'l delil ilc sabit olan ve biçbir şüpheye medar olmayan hususlardır. Vacip ise -yanı milekked sOnnet- kendisinde §Opfıe bulunan, zannf delil ile sabit olan hususlardır.

Öyleyse ilikadi meseleleri Ahad hadislerden almak milmkün değildir. Zira akaid, kesin bilgiye dayanır. Akaid ile ilgili meseleler sAdece Kur'an ve Mütcvatir Silonelle sftbit olabilir. Ancak Millevatir haber ile sabit olan bir akidenin izahı için Atıad hadislerden yarar­lanılabilir. Mesela kabir azabı veya sevabı ilc ilgili hadisler Atıad baberlerdir. Ancak Kur'an ile sa~ olan ölümden sonraki halin bir izahı olduğu için, bana göre makbuldur ve bunu kitaplarımda zikrediyorum.

SÜNNEr ÜZERJNE BiR KİT AP VE BİR AÇIK OTURUM

Bütiln söylediklerimizi şu §ekilde özetleyebiliriz: Akaidin kaynağı kesin bilgi ifade eden nasslardır. Aııad haberlere sadece Kitap ve Matevatir Sünnet çerçevesinde yer verilebilir.

ei-Müsümün: Söylediğiniz bu hadis-Ahad Haber­ulemanın cumhuru nezdinde kabul görmil§- Bıuıart ve Mtıslim gibi sabih hadis kitaplarında geçiyorsa ne olacak? · Grw/ilt: Sahih Hadis: adalet ve zabt sahibi birisioin, senedin sonuna kadar, yine kendisi gibi kimselerden, şaz ve illetten ari olarak yaptığı rivayetlir. Alimler, buradaki şazlığı, sika bir ravinin kendisinden daha sika olana muhalefeti olarak tefsir etmişlerdir. Peki, bu durumda herhangi bir hadis, Kur'an'a muhalif ise onu kabul mu edeceğim, yoksa red mi edeceğim. Bu soru, benden çok önce, alimierin hatırına gelmiş ve cevap aramışlardır.

, Mesela Maliki mezhebinin kurucusu İmam Malik'i ele alalım; O'nun Medine ebiinin arneline ters düşen hadis­leri reddetıiğini görüyoruz. Bu meyanda (fatihadan önce okunan) duayı bildiren Ahad haberi kabul etmemi§tir.

Mağrib ülkelerinden birinde bir gün namaz kılıyor­dum. İmam iflitah tekbirini alır almaz fatihaya başladı. Şehrin müflüsOne sordum. "Bizim mezhebimize göre (falihadao önce okunan) dua (subhaneke)yı bildiren hadisler sahih değildir" dedL HalbOki bu hadisler, Bulıari'de de Milslim'de de var. Fakat İmam Malik, Medine ebiinin arneline muh§lif olduğu için kabul et­memiş ve kesin olan arneli tercih etmi§Lir. Hiç kimse İmam Malik'i Sünnet milakiri olarak itharn etmemiştir. Bu, caiz de değildir. Zira Fakih, herhangi bir millahazadan dolayı Ahad haberi teFkederelc, delalet yön O nden daha kuvvetli olanı kabul hakkına sahiptir.

el-Mııslimün: Ancak Şeyh Gazzali, biltOn ümmet tarafından kayıtsız §artsız kabul edilen Buluırf ve Miisliın'deki bftzı -hadisleri-redd~ttiği için, kendisi şazz duruma dO§müyor mu?

Ga~~lili: Bazıları beni Sünnet milakiri olarak itharn etti. Ben kimim ki Sünneti inkar ya da ona muhalefet edeyim? Ancak ben -daha öı:ıce de beliettiğim gibi- büyük imamlanmızın açtığı çığırda yoroyorum. Biraz önce İmam Mc'llilc'i örnele olarak verdim. Ben bu konuda §aZZ

değili~, bilakis birçok hadisi reddeden İmam Malilc'in metoduna Uibi oldum. Bunun örnelelerini çoğaltabiliriz.

Mesela İmam Malik, imam, minberde hutbe okurken, tahiyyatu'l mcscid namazını kılmayı reddetmiştir. Aynı şekilde Hanefiler de ~bul etmemiştir.· Oysa bu konuda -yani kılınacağına dair- sahih hadis vardır. Buna rağmen İmam Malik bu· namaz olmaz demi§ tir.

Bazı insanlar Silnn~t'e hizmet ediyorum diye çırpınıp dururlar. Fakat maalesef ne fıkıh ne de delilierini kavrayamıyorıar. Mesela şeyh Nasıru'd-Din Elbanf, zayıf hadisleri sahih olara'k nitelendirdiği kitabında "sığır eti ~oZlllmaz .. " hadisini sahih saymı§tır. Daha önce de SuyOti sahih olduğunu söylemiştir. Ben de diyorum ki:"sığır eti bozulur" benim delilim de Allah'ın Kur'an'da

İsldmiAraştınnalar Cilı: 5, Sayr: .2, Nisan 1991

·.

Page 4: A Book on Sunnah and a Panel D iscussionisamveri.org/pdfdrg/D00064/1991_2/1991_2_GORMEZM.pdf · Mağrib ülkelerinden birinde bir gün namaz kılıyor dum. İmam iflitah tekbirini

ÇEV: MEHMET GÖRMEZ

be§eriyete verdiği nimetlerini sayarken · sığır etine de yer· verilmesidir ... 1

Prof. Huseynt Ebu Ferlıe: Gaz:zalrnin Sözona keserek- Afedersiniz, ben daha önce bu hadisi okumuş

. değilim. Metoini ve nerede geçtiğini belirtir misiniz? :~

Oazzali: Buhan .. nin isoadıyla rivayet ettiği hadisin .metni şöyle: "Havva olmasaydı •hiçbir kadın kocasına ihanet etmezdi. İsrailoğulkın da olmasaydı (bekleyen) er bozulmazdı." 2

Şimdi soruyorum etin kokuşması ya da bozul­masıyla, Ben-i İsrail'in ne alakası var? Etin bozulması, tabii, kevni bir kaidedir. Muhafaza edilmeden uzun bir müddet kalınca bozulur. Ademe ihanet eden Hawa, nasıl ve kimle ihanet etmiştir. Bu söz tamamen Hıristiyan alddesine benziyor. ~'bu'l Ahbar'ın söylediği- bu sözü, Kur'al), reddetmiştir. Bilaids Kur'an'ın, A.dem'i cennet­ten çıkaranın I Iawa değil, Şeyt~n olduğunu belirtmiştir 3.

Size başka bir örnek vereyim: "Bir kafıre karşı

Milslilman öldiin"llmez" hadisi. Ebu Ilariife hariç üç mcz­hebin imam ı da bununla amel etmiştir. Ben bu · konuda İmam Ebu Ilanifeye tabi oldum. Zira o, Kur'an'in "cana can" aycti ilc " ... aralarında Allalı'ın indiJ"dikleri ile· lıiikmet" ayetini esas almıştır. Bu, aynı zamanda Haneli fıkhının: "Ahad bir haber, kat'i bir kıyas ile çelişirse, kıyas, tercih edilir" prensibi)'lc bir örnektir. Öyleyse fıkhl bit~ mü lahaza ile bu tür haberleri terketmek caizdir. ~

Prof Cemaluddin Mulmıud: -araya girerek-Müsade ederseniz (ben bu arada bir şey sormak istiyorum). Bu tar hadisler, fıkhi mulahazalardan mı? yoksa başka sahih hadislerin mevcudiyetindcn dolayı mı terkedilmiştir?

1

--- ---(i-,;·wü: Tabi ki sırf fıkhi mulahazalardan -dolayı.

Ben şahsen elli yıldır İslam daveti ilc uğraşıyorum. Davetim esnasında birçok müsteşrikten (ve başkalarından) şüpheler bana arzediliyor. Bunlardan birisi: siz (hadis kitaptarınızda) "Ben-i İsmil olmasaydı et bozulmazdı" diyorsunuz. Niçin oysa bu, kevni bir kaidedir? derse ben ne cevap vereceğim?

Öyleyse akla öncelik tanıyan ve aklı kullanarak tes­lim olmaya muhtaç bir toplumda bu hadis, neden dinimi üzerine bina edeceğim akidevi bir esas olsun?

Prof. Alımedi Ebıı'n-Nur: -Sözün mecrasını

değiştirerek- "Kiifire karşı Miislilman öldiin"ilmez" hadisinde ·dört mezhep imamlarından hiçbiri ihtilaf et-

ı. 6/Enam, 14.

103

memiştir. Hatta İmam Ebu Hanife de bu hadisi reddet­memiştir. Onun bu konuda bir anlayışı var. O, bu anlayışı çerçevesinde hadisi kabul etmiştir.

. Rivayelin diğer -vaıyantıarı, Ebu Davud'u_n soneninde mevcuttur. Aynı hadis, Ali _.b. Ebi Talib'in sahifesinde de mevcuttur ve bu hadis BiJ}ıarf'de

geçmiştir. Aynı hadis, Şafii' olan İbn-i Hacer taraf~ndan olduğu gibi, Hanefi olan Ayni tarafından da . şerhedil­miştir. Ayni, Ebu Hanife'J1in bu hadisi diğer bazı hadis­Ieric beraber mütalaa ~ttiğini belirterek, hadisi vüruduna sebep olan şartlar muvacchesinde §erhetmiştir. Hadisin, İbn-i Hacer'in yer verdiği başka bir şekli ise §öyledir: "zim­met akdi ·;,iızaıamayan bir klifire karşı Müslüman öldfln"llmez". Bu §ekilde anladığımız takdirde, hadiste birle§miş oluruz.

el-Muslimıln: Öyleys~, Sn. Ahmedi Ebu_ n-Nur, siz, Gaztilli'nin bu tür sahih hadisleri reddeden _bakış açısma

ka~ısınız, diyebilir miyiz?

Prof. A.lımedi: Evet, kesinlikle hadisi. reddet­mememiz h17Jm. Önce bi.ze ulaşan rivayetlerin-geneli ve şerhler doğrultu-sunda onu an!amaya çahşmalıyız. Bana göre bizden öncekiler bu konuları en ince detaylarına kadar incelemişlerdir.

el-Musliınıin: Öyleyse, _Bulıari'deki Ahad haberleri nasıl Çeğcrlcndirmck lazım? Şeyh Gazzaır bazılarının Kur'an'ın kesin nassları il~ Matevatir hadisiere ters dü§tüğono iı.ah eııi?

Alımedi: Gerçekten, Bıılıarf'de ·_Ahad haberler olduğu gibi, Mütevatir hadisler de mevcuttur. Ancak Bulıari'dcki Ahad haberler ı:ıesilden nesile, Ommet tarafmda n kabul edilegelrrıiştir .. Bulıari ye Miislim durup dururken bp.~luktan çıkmamışlardır._ İmam Malik, Şafii, Ebu Hani~e ve Ahmed b. Hanbel gibi güvenilir kimselere dayanmı§lardır. Aynı şekilde Ebu Bekr b. Ebi Şeybe ve Şafii'nin talebesi Veki b. Ccrrah'a dayanmı§lardır. Bazı hadislerini araştırdığımızda, Hz.Peygamberle. aralannda üç dört şahıs gibi çok az bir rivayet halkasının mevcut olduğunu görüyoruz. IJulıari'nin üçlü rivayelleri, ikinci asnn ortalarından gonomoze kadar gelmiştir.

İster Beyhaki gibi başka tarikl~(le hadislerini rivayet edenler olsun, isterse İbn-i Kesir, ez-Zehebi, İbn-i Teymiyye ve İbn-i Kayyim gibi, hadislerini şerheden ve yorumlayanlar olsun, Bıılıari'yi okuyan büyak imamlar­dan hiç kimse, ondaki hiçbir hadisi reddcımemiştir.

IIaua, Bulıari'yc itiraz eden çıkm~ da, cle§tirileri daha çok teknik ve metodik olmu§tur. Onlara da ccvab veril­miştir.

2. Bulıari, el-Enbiya 1. 25 bkz (Umdew'I-Kari 151211. Müslim, Rada'65; Müs11ed 2130. 3. SI Ma ide, 4S . .4. SI Maidc, 48.

Joumal of Jslamic Research Vol: 5, No: 2, April1991 · .. -· . -

Page 5: A Book on Sunnah and a Panel D iscussionisamveri.org/pdfdrg/D00064/1991_2/1991_2_GORMEZM.pdf · Mağrib ülkelerinden birinde bir gün namaz kılıyor dum. İmam iflitah tekbirini

104

Ben §absen Buhart ve Mtısliın'in §erhlcrindcn is­tifade edildiği zaman, bunun, anla§maya büyük katiası olacağına inanıyorum. ·

Bazı kimseler, liadisle -amel etmeyi reddetmenin, hadisin kendisini ·reddetmek anlamına geldiğini zan­nediyorlar. Oysa ben amel etmediğimiz bir hadisi kabul edebileceğimizi söylüyorum. Bi.ı, son derece önemli bir. meseledir. Zira ilk önce prensip olarak yapılacak §ey, sıhhat §artlannı haiz, yani adalet ve zapt sahibi· ravioin, muuasıl bir isnadta, §azı ve illetten ari olarak rivayet ettiği hadisi kabul etmektir.

Hadisin §322 olmaması §artı ihtilafiıdır. Bazen hadis, §azı olduğu halde sahih olapilir. Ben §ahsen bunu tatbik ederken, öncelikle hadisin Hz. Peygamber'den sadır olup olmadığını araştırıyorum, şayet hadisin güvenilir bir senetle; yani daha önce konulan hassas ka ideler doğrultusunda, Hz. Peygamber'den geldiğini tes­bit edersek, onu reddetme güctıne sahip olamayız.

Gauaıt: Esas tartışma, bu kaidclerin tatbik edilip edilmediği ile ilgilidir. Ben bu kaide ve ~urallara itiraz et­miyorum, ancak bu kaidelcrin tam olarak tatbik edilip edilmediğini soruyorum. Ben bir hadiste önemli bir illet ya da hadisin şazz olduğunu gördüğüm halde, o hadiste nasıl amel edebilirim? Arap bir Müslüman, Amerikalı Yahudi, ya · da Hıristiyan bir mUhcnöisi öldürdüğü

zaman, ben "kajire karşı Mllsliiman lJ/düriilmez" hadisi ile nasıl amel edebilirim. Kesin bilgi ifade eden nassa muhalif olduğu halde, bundan, şer'i bir kaide çıkarıp, kısası uygulamayacak mıyım? .

· Alunedi: -Gazzali'nin sözünü keserek - J3en size ikinci rivayeti okudum. Bu rivayete göre öbür hadisi rcd­detmedcn, aynı şekilde amel etmek mümkündür. Öyleyse mevcut rivayetler ışığında öbür hadisi -de kabul ed.ebiliriz. ~mam Ayni, · Ebu Hanife'nin de "Bir ka fire karşı Müslüman öldün"ilmez" hadisini, "zimmet akdi ol­mayan bir kajire karşı Milslilman lJidfln·ıhnez" hadisi ile tevil ettiğini belirtmi§tir. BUlilc alimler de bunu böyle kabul etmişlerdir.

el-Muslimlin: Öyleyse, rivayetler ihtilafiı olduğu

halde kabul etmişlerdir diyebilir miyiz?

Alunedi: Hayır rivayetlerde ihtilaf yok, anlayışta ih­tilaf etmişlerdir. Sade~e bazı rivayetlerde ziyadelik var, o Ica dar.

Gazr.Qli: İbn-i Hacer rivayetlerde ihtilaf olduğunu belirtmi§tir

Alımedi: Hayır! İbn-i Hacer her iki rivayetin de Hasen olduğunu söylemi§tir. Bizzat Ayni de bunu vur­gulamıştır. Ali b. Ebi Talib'in sahifesini tahkilc edenler, her iki rivayete de yer verirler. Ebu Ca'fer et-Tahavi -ki o da bir hanefıdir- mesele llzerinde

0 durmuş ve bu

şekilde wzuha kavuşturmuştur.

SÜNNET ÜZERiNE BİR KİT AP VE .BİR AÇIKOTURUM

Şu halde, İslam alimleri, ·anlayıştan farkh olmasına rağmen, bir noktada birleş~bilirler. Fakat bu hakiki bir birleşme olmaz. Ancak rivayet kabul edilir, daha sonra aynı konuda diğer rivayetler ara§tınlır, rivayetlerin tamamı hakkında neler söylenmişse bunlar tesbite çalışılırsa inanıyorum ki, bundan sonra bir noktada birleşebiliriz. Böylece bizim için pek çok konu açıklığa · kawşur ve böylece sürtaşmeye gerek kalmaz.

Tarihi rivayetlere göre, Hz. Peygamber, bu yukarıdaki sözü, ilk önce Mekke'nin Fethi esnasında söylemi§tir. Aynı hadisi, Iluzaa kabilesinden birisi bir Müsİümanı öldürdüğünde söylemiştir. . Binaenateyh, hadisin söylendiği hal ve şartların bilinmesi, hadisin nasıl tatbik edileceğini belirlcmektedir.

el·MIIslimün: Peki, nasıl otur da bir hadis, hem Hz. Peygamber'den sactır olur hem de biz onunla amel et­meyebiliyoruz? bu noktayı açınanızı istiyoruz.

Aluuedi: Mcsele gayet basittir. Bunu, sözü geçen hadisle izah edebiliriz: "Bir kafire karşı M_iislllman lJldilriilmez" hadisinin manası: Bir Masıaman bir kafıri

öldürOrse buna karşı Müslümana kısas uygulanmaz demektir. Diz sadece bu nasla am el etmeyi;Z. Aynı zaman­da diğer rivayetteki ziyadcyi de gözönünde bulundurur, Bıılıari'de geçen rivayete zimmilefi istisna eden rivayeti de ekler öyle kabul ederiz. ..

Gaz::.ı2ü: Yüksek sesle kar§ı çıkarak -Üç Mezhep imaını kafirc karşı Müslümana kısas uygulanmaz diyor, sadece İmam Ebu Hanife uygulanacağını söylemiştir, ki ben de bu görüşü destekliyorum.

Alımedi: Hayır, Muliterem efendim! Bu rivayelin tarihi scyırını araşursaydınız, Hz. Peygamber'in M~_kke'nin . [ethingç _ ka fire _ karşı ~üslümanı

öldürmediğini görürdOnüz. Ben "tekrar ediyor ve diyorum ki; birinci rivayete yapılacak ziyadelik, her iki rivayet ışığında hüküm koyabileceğimiıi ortaya koyuyor.

Gaz::.ı2li: -Sözün akışını değiştirip meseleyi Hz.Hawa'nın ihanetine getirerek soruyor- peki Bıılıan .. nin "Hawa ohnasaydı hiçbir kadın kocasına

ihanet etmezdi. Ben-i İsrail ohnas_aydı (sak,lı tııtıılan) et bozuhnazdı" hadisine ne diyorsun?

Alunedi: Bıılıari'nin hadislerinqc_p birini anlamak is­tiyorsak, mutlaka şerhlerine bakmşk · zorundayız. Şerhlerde yapılan açıklamaları ya kabul eder ya da red­dedcriz. Kabul edersek ne ala, benim, bu hadisi şerheden bazı atimlerle görüş ayrılığına düşmemem <.le pekata mümkündür.

Ga::fıli: Hawa'nın Adem'e ihaneti kesinlikle İslami bir anlayış değildir. Ahd-i Atik'den kalma bir sözdOr. Etin bozulup bozulmaması ise tamamen tabii bir kanun~ur. Bekletilen et bozulur. Bunun akla ve mantıka ters düştüğü aşikllrdır. Kabulü, mümkün değildir.

İslfjmiAraştınnalar Cilt: 5, Sayı: 2, Nisan 1991

Page 6: A Book on Sunnah and a Panel D iscussionisamveri.org/pdfdrg/D00064/1991_2/1991_2_GORMEZM.pdf · Mağrib ülkelerinden birinde bir gün namaz kılıyor dum. İmam iflitah tekbirini

ÇEV: MEHMET GÖRMEZ

Ahmedi: Bu mesete bizi b~ka bir noktaya götürür, o da rivayetleri kab u~ edip etmemede ölçü nedir?.

· Gaulili: Yın e SÖZünü keserek-(Hadis ilminde) kadih illet nedir? akla ve salim mantığa ters dü§mesi değil i!Didir? . .!

Alımedi: Ancak bu, Kur'an'da da her alata ters dü§eni reddet, anlamına gelmiş olur ICi... .

Gaulili: Kur'an'da akla muhalif hiçbir §ey yoktur.

Alımedi: Hayır hayır, hem ~e pek çoktur. Kuran'da muhkem l:!Yetler olduğu gibi mUtt:§3bihleri de vardır.

Çau,Uii: Bir şeyin akla ters düşmesi b~ka, aklın bir şeyin ·kUnhUne vakıf olmaya gücünün yetmemesi başkadır. Mesela oç, bire eşit değildir, eşit olması muhat­dir. Ancak Cjığın varlığını inkar etmem mümkün olmadığı halde, ·künhüne mattali olamıyorum. Öyleyse akla ters düşen şeylerle, aklın almadığı şeyler farklıdır. Kuran bana ''Allah arşa istiva etti" dediği zaman, ben, ne ar§ın ne olduğunu bilirim, ne de istivanın keyfiyeLini anlanm, çok tartı§ılan bir konu, ancak Kur'an'da akla ters düşen hiçbir şey yoktur.

Alımedi: Ben de Kur'an'da akla ters düşen hususlar ~ defl?edim. Aklın, sırrına cremedikleri var dedim. Ne var ki, bu esası (yani aklın erememesini) birçok hadise tatbik ettiğimiz zaman, kabul etmekten b~ka çare kal­maz.

Gazza/i: Bu ölçUyU "Havva'nın Adem'e ihaneti" .. /J, hadisine tatbik edersen akıl, imkansız görecek ve red~ dedecektir.

Alımedi: Peki. hadis şarihlerinin açıklamalarını ve aynı doğrultudaki rivayelleri tetkik eırrieye bir engel mi var; böyle~ beni rahatlatacak, aklı ' şüpheden uzak bir antayışii varırım ve hadisi reddetmemiş olurum. ·

-Ahdulceül Çelebi: -Monakaşanın tansiyonunu

düşürmek için söze karCjarak ~"Ben-i İsaril olmasaydı (bekletilen) etler bozulup (ko/onazdı)" hadisinden mak~ sat; yanudilerin cimriliğini dile getirmektir. Yahudiler,. pinti(iklerinden, eti yemeyip saklamı§lar o da bozulmuş. Yoksa onlar, ete bozulma özelliğini ver~iler demek değildir~:. ·

· Alımed i: Öyleyse esas mesel e §Crhlere yö_nelmek ve sair rivayetler ile guvenilir lllimierin yazdıkları Cjığınd~ an­lama ve yorum meselesidir.

el-Musümun: Şeyh · Gaııalf, sadece iki ya· da oç hadisten .dolayı mı? Sünneti yeniden. bir elemeye ·tabi tutup bir kısmını reddetmeye ve amel etmemeye davet ediyor?

105

Gaulili: Hayır! Ozerinde tartı§ılacak daha çok hadis var. Benim kaidem şudur: Ben bir hadisin kesin Hmi ya da .tarihi hakikat ile çeliştiğini gördüğü~ ·~oian red­dederim. Çllnkü bu tür hadisler zan itacJ.e ederler. Kat'f . bilgi ise, zanni bilgiden ön~ gelir. · ·

Huseyni Ebu Perlıe: -kar§ı çıkarak- Sayın bocam, hadis Buharfve Muslim'de yer alsa da mı? . .

Gazzôli: Evet! Buhari ve MUslim'de yer alsa ·da. · Bubari ve Milslim masum mudur? Ben, yeni bir mantık geliştirİniyorum. By· mantığın temellerini atan, bizim büyük alimlerimizdir. Sahih badisi bize şartlanyla tarif . edenler onlardır. Buna göre; Ravi adil ·ve zilbit olacak, senedi muttasıl olacak, ·metni de §i:ıız ve illetten beri olacak. Şaız olması; sika bir ravinin kendisinden· daha sika bir raviye muhalefet etmesidir. -Buhari (Gaşiye suresinden bir ayeti) "ve'z zekeri ve'l unsa" "diye.rivayet · ·· ederse, ben ona hayır derim. Çünkü Kur'an, ayetin "Ve ma halakaz'zekere ve'l-ıuısl1" olduğunu söylüyor.5 Alim­ler, bu rivayetin §3ZZ olduğunu söylemiş ve biç iltifat et­memi§lerdir. Diğer hususlarda da böyledir . . ~esin b~lgiye muhalif olan hadisler, tabif olarak itibardan düşecektir. ·

Bir gon adamın birisi bana "Hz. Peygamberin babası da cehennemdedir" dedi. Ben ona neden? diye sordum. Bana MasUm'deki : "Benim babam da senüı babrzn da ateştedir" 6 sahih badisinde öyle deniyor' diye kar§ıhk verdi. · · ·

Dedim ki, bu hadis sahih değildir. Çünkil ·Kuraıi'a ters düşüyor. Zira Kuran

7 "{!iz peygtviıber'göndermedeiı_

kimseye azob eımeyiz" diyor~ "Hz. Peygamberin babasının yaşadiğı topluma peygam~er gönderilmediği de Kur'an'la sabittir." .. Biz senden önce on/arq iıyiıncı göndennedik" 8 buyrulmuştur. · · · ·

Size başka })ir örnek verei;m; Fatıma !Jint-i_ .kays'ın,. Temim ed-Darrd~n rivayet ettiği _haberi. ele a.ı~ıı~. Habere ·göre, Temim ed-I;>ilrf, Rum ya _da Yeıı:ıen · denizinde beccalı ve Dabbe (tu'l-Arıı) . gördüğünü · söylemiştir. İşin ilginç yanı, insanlar 'bütÖn bÜ deniZ· ve adalara muttal_i oldukları halde ne Deccali' ne de Dabbe'yi göremediler.

.. :

. Ben şahsen Ebu ~anife'ni~ de, İmam. Mal}k'i9 de reddettiği Ahad bir haberdeil. dolayi •. . ne Hz. Pey~a~- : berin botan sonnetinin ve ne de Islam'in ... mesajının· değerini düşüremem. ·

el-Musümün: Peki, öyleyse . ne~en ÖZellikle bugünlerde Hadisleri yeniden elemeye tabi · tutmak meselesi gündeme getirildi? Oysa ümmer asırlardır bıi ' hadislerin kabulünde ittifak etmiştir.

5. Buharisöı konusu ayet in Abdullah (İbn-i Mesıid) kmiatine göre böyle'cildugtınu rivayet etmiştir. b ki. Ayni, Umde 19/396:·(Çev) 6. Müslim, iman, 347. · · 7. ·17/ İsra,· ıs. 8. . 3:4! Sebe, 44.

Journal oflslamic Researclı Vol: 5, No: 2,Aprill991 / .//

----------------------------------------------------.n ............ ~~~ ~ ...

Page 7: A Book on Sunnah and a Panel D iscussionisamveri.org/pdfdrg/D00064/1991_2/1991_2_GORMEZM.pdf · Mağrib ülkelerinden birinde bir gün namaz kılıyor dum. İmam iflitah tekbirini

106

Car.r.ôü: Ben şahsen bflzı hadiseleric karşılaştığım için, bunlann etkisinde kalarak "Ehl-i Fıkıh ve Ebi-i Hadis arasında Nebevi' Sünnet" adlı kitabıını kaleme aldım. Bu sebeplerden bir kısmını sıralamak istiyorum;

Ben isıarn aleminin hangi beldesine gitsem, insan­lar karşıma çıkıyor ve "Hz.Musa ölilm meleğinin gözünil çıkardı mı?" diye soruyorlar.

İki yıl. önce bu soruyu öana Cezayir'de sordular. Başka yerlerde de soruldu. Ben hadisin Bulıari'dc sabit olduğunu biliyordum. Ancak bu, akidcyi ilgilendiren bir şey değil, öyleyse ~mmet ne diye böyle şeylerle uğraşsın diye düşOnOyorum. Bana soıruyu sorana: "bırak böyle şeyleri, uğraşma, akideyi ilgilendirmediği gibi, yakini bir bilgi de ifade etmez" dedim. Konsıanıin kentinde usul dersi veriyordum. Birisi bana aynı soruyu sordu. ""Jiz. Musa öliün Meleğinin gözilmi çıkardı mı? diye.

İyice inandım ki bu tür sorular, ümmeti dinin yüce hakikatlerinden uzaklaştırmak için, sömürge bürolarında üretilip yayılıyor.

Bir başka örnek vereyim: Almanya' da, açık havada, genel bir konferans veriyordum. Son derece kalabalık bir dinleyici kitlesi vardı. Polis bizi kordona almışu. Orada hazır bulunan sakallı gençlerle polis arasında kargaşa çıkmasına mani olmale için, serbest soru sormak kesin­likle yasaktı. Ancak adamın birisi bir soru sormak için ısrar içliyor ve kordonu yarmaya çalışıyordu. Yasale kalktıktan sonra, "buyur sor" dedim. Bana: "Sirke helal mi? Haram mı?" diye sordu.

Bu kadar ısrardan sonra gelen soru karşısında

şaşırmıştım. Kendisine "alkolu alınan içkiden mi sözediyorsun? dedim. Hayır, ben sirkeyi kastediyorum d~i. _Sirke helaldiuJi!yi~jlu ~efcr b~ndcn dçlil i~c_di. Kendisine "Hclalin delili olmaz, zira, eşyada ·aslolan ibaıiau ir, şayet sana haramdır descydim, o zaman delil is­temcye hakkın vardı" dedim. Ben aslında kendisine delil de getirebilirdim. Ancak bu konuda usulu öğretmek is­tedim.

Daha da önemlisi, Abudabi'ye giııim. Orada da bir mescidde konferans verdim. Aynı soru ile karşıtaştım

"sirke helal mi? haram mı?"

Şimdi soruyorum! bu sorular nasıl İslam · aleminin b~Lün beldele.rine yayılır? Daha önce de beliettiğim gibi, bu, beni bu tür sor~ların, belli gayeleri olan sömürge ya da misyoner bürolarından yayıldığı düşüncesine sevket li.

Mesele, sirke ya da yağ meselesi değildir. Mesele, daha büyOktUr. İnsanları susLUrmak ve onlara hakim olmak meselesidir. Evet esas bikaye Hz.Musa'nın ölüm meleğinin gözono çıkarması da değildir. Aklı selimin bunu kabul etmesi de mümkün değildir. Musa, Allah'ın peygamberi ve kelimidir. O, bir nefsin eceli geldiği

SÜNNET ÜZERİNE DiR KİT AP VE DiR AÇIK OTURUM

zaman, bunun ertelenemiyeceğini gayet iyi bilir. Allah ile mulaki olmale için can atar. Ölüm meleğini nasıl geri çevirebilir. Sonra Hz.Musa Allah'ın değerli meleklerin­den birisinin gö?Onü nasıl kör edebilir.

el-Musliınün: Birçok kimsenin ağzında sakız gibi çiğnediği meselelerden ~irisi de, H~ Peygamber'e sihir yapıldığını söyleyen, Bultari'deki bir hadisdir. Gerçekten bu, İslam davetinin önüne çıkan bir engel ol_duğu gibi, şüphecilerin sapmasına da sebep oluyor. H7_Peygamber altı ay sihrin etkisinde kalmışsa, bunu nasıl anlamamız

gerekir? Yoksa biz de bazılarının yaptığı gibi bu tOr hadis-leri red mi edeceğiz? ·

Prof Multyiddin es-Safi: Hz.Peygamber'e sihir yapıldığını bildiren hadis Bultarf'de sabittir. İnıcan mümkün değildir. Bize öğretmek için namazda unutın ası nasıl caiz ise sihirden de etkilcnmcsi öylece caizdir. Ancak sadece cinsel yönden etkilenmiştir. Rivayete göre hanımiara yaklaşmadığı halde yaktaştığını zannetmiştir. Akıl ve risalct yön O kesinlikle bundan etkilenmcmiştir.

Cuwiü: -es-S§IT'nin sözlerini keserek- Hayır, bu söz asla doğru olamaz. Allah'ın emriyle iriSanlardan korunmuş olan bir peygambere sihir te'sir etmez. Risalet sahibi bir peygamber nasıl olur da altı ay beş para etmez bir Yahudinin yaptığı sihrin etkisinde kalır?

Safi: Lakin Muhtcrem! BuharF bu hadisi rivayet etmiş ve kendisinden sonra gelen hiçbir Muhaddis de ona karşı çıkmamıştır.

Ccw.iiü: Bultari dahi rivayet etse, bu, doğru değildir. Bulıarrnin rivayetine gör~; Lebid b. Asam, Hz.Peygambcr'e sihir yapmış ve bunun üzerine Muav­vizeteyn sureleri nazil olmuştur. Şimdi soruyorum: Elimizd~ki mushaf Muavizcteyn'in Mekke~de ___ nazil olduğunu söyiOyor. Sihir hadiscsi ise Medine'de vukübulmu§tur. Kime inanalım. Bulzarf'ye mi, Mushafa mı?

Sonra, normal bir bcşer bile sihirdcn uzaklaşmak ve Allah'ın zikri ile beraber olmak ister ki, ·bu şekilde şeytanların şercinden korunmuş olur. Zira abdestle elde edilen maddi temizlik ile zikir ile elde edilen manevi temizlik biraraya geldiği zaman, cin ve insanların şeytan­larının tasallutundan kurtulursuıi, peki uyuduğu halde kalbi sürekli Allah ile beraber olan bir peygamber, nasıl olur da bir Yahudinin sihrinden etkilenir? Bu, aklın

kabul edebileceği bir söz değildir.

. Prof. Rızlc TAVİL: Problem §U, . bazı kimseler Bulıan''yi Kur'an makamına koyuyor. Hatta bazıları

Kur'an'a yemin içtiği gibi, Bı ılıari üzerine de yemin içiyor. Bulıarf -Allah ondan razı olsun- Sünnete hizmet etmiştir. Miislim de Sünnete hizmet etmiştir. H~dis ·ve fıkıh ile uğraşan tüm imamlarımız Sünnete hizmet etüler. Bun­ların çok değerli çalışmalarını takdir etmek ve Sünnete

İsllimFAraşttrmalarCilt: 5, Sayı: 2,Nisan 1991

Page 8: A Book on Sunnah and a Panel D iscussionisamveri.org/pdfdrg/D00064/1991_2/1991_2_GORMEZM.pdf · Mağrib ülkelerinden birinde bir gün namaz kılıyor dum. İmam iflitah tekbirini

ÇEV: MEIIMET GÖRMEZ

hizmet hususunda onları takib etmek 'gerek. Onlarda Icendi aralarında birbirlerine dil uzatmak ve ithamlar olmamıştır.

lliz §Clhsen hadislerd~n hiçbirinin inkarını doğru bul­} muyoruz, tavakkuf metoduna ba§ vuruyoruz. Mesela · sihir hadisini ele alalım, ben işitince tavakkuf ediyorum

(yani ne sahihtir ne de s:ıhih değilBir demiyorum) zira, Kur'an'ın bu konuda Hz.Pcygamber'in düşmanlarını red­dederek:"... o zalimler: "s.z büyüfenmiş bir adamdan başkasına uymuyorsunu.z" bak nasıl misaller verdiler, saplılar, artık doğru yol da bulamaz.lm" 9 diyor. Ayrıca "Alkılı seni insaiılardan koruyor" 10 huyurmu§tur. Lebid b. Asam de bu insanlardan biridir ...

Prof.Cemaluddin Malunud: Aredersiniz sayın Rızk, eğer mOsade ederseniz sözünüzü kesip bir şey anlatmak istiyorum; bu sene, bir gün, . İskenderiyye'de idim. Cumayı orada kıldım. Hutbenin konusu sihirdi. Hatip Bulıari hadisini delil getirerek Hz .Peygamber'e de sihir yapıldığını anlattı. Namazdan sonra, adamın biri, bana, bu sihrin hakikat olup olmadığını sordu. Ben ayellerin zahiri anlamlarıyla tartışmadım. Ancak ona şunu sor­dum: "Sen Hz. Peygamber'in IIz.Musa'dan daha· efdal olduğuna inanıyor musun? dedim. bana "tabi ki daha ef­daldir" cevabını verdi. Ben ona; "Allah Kur'an'da Firavun'un sihirbıızlan ve ordusunun lcOçUk: bir ürper­tidcn ba§ka Hz.Musa'ya tesir etmediklerini bildiriyor: "bu./J, yilz(/en Musa içinde bir llrperıi hisseli i" 1 1

-Allah'ın buna kar§ı tutumu ise. " ... korkına çilnta·ı sen yilcesin"12 olmu§­tur. Sadece bir ürperti kar§ısında Hz.Musa'ya böyle muamele eden Allah, bizim peygamberimiz I lz.Muham­medi -ki kalındaki derecesi bellidir- Yahudi Lebid'in sihrinin etkisinde nasıl olur da allı ay bırakır?

. Abd u leelif ~/ebi: Bana 8yfe geliyor · ki; Bu si h ir arneliyesi sadece hanımlarla ilişkisini etkileyen bir durum­dur.

Safi:: Evet, Neden her bC§ere sihrin yapılabileceğini öğretmek için ~ihre maruz kalmış olmasın. Hef§eyden önce peygamber de bir bC§erdir. Biz sihri ve etkisini'inkar edc~eyiz, zira Kur'an da sihrin varlığını kabul etmi§tir.

Rıık Tavi/: Hz.Peygamber'in görevi risaleti tebliğ etmektir. Binaenaleyh Allah onu korumuştur. Abdullah oğlu Muhammed olduğu için değil, yüklendiği Misyonu gereği korumuştur. Risaletini tebliğ edinceye kadar, ken­disine vahyin gelmesi ıaiım. Sihre inaruz kaldığı altı ay içinde vahy kesildi mi? ·

Safi: Tabii ki hayır.

9. 17/ fsra, 47-48. 10. SI M:tide, 67. ıı. ıorraM,67. 12. ıorraM. 68.

Journal of /slamic Research Vol: 5, No: 2, Apri/1991

107

Rıık Tavil: Öyleyse ismetin daima devam ettiğini, bu dönemde de aklını ve durumunu muhafaza ettiğini rah;ıtlıkla söyleyebiliriz. Aynı şekilde sihrin sadece hanımiarta ili§kisini etkilediği §eklindeki yorum da mak­bul biryorum değildir.

Gauft/i: Kısaca Hadise şu: bir zan var bir de yakin. Bizde fıkhf bir kaide vardır; şöyle ki: "iki yakin, kesinlikle çatışmaz; biri ilmi yakin diğeri dini yakin." Ahad haberler zann ifade ederler. Yakin ile ters d~§WğO zaman sahih de olsa, hadis itibardan düşer.

IKİNCI O TURUM

El-MuslimUn: -Gazzaırye yönelerek- Daha önce, İslam davetinin önünde engel tC§kil eden bazı hadislerin kitaplardan ctrındırılması üzerinde durduk. Muhammed GazUlli, kitabında, kadıniann §3hitliği, kendi kendilerine evlenebileceklcri, yargı ve diğer bazı makamlara atan­maları v.b. ile kadınları ilgilendiren peçe, hicap ile kadının sesi gibi konular üzerinde de durmuştur. Şimdi sayın Gaz­zali'ye soruyoruz. Bunlar da mı Sünneti arındırma

çerçevesinde ele alındı, yoksa bunlar §3hsi ictihadlarınız mıdır?

Ga:u.alt: Öncelikle bir hususu tekrarlamak isityorum: Sünnet, dinin ikinci yarısıdır. Hiç kimse sünnetili dinden olmadığını söyleyemez. Hadislerin Aııad ve Müteviltir diye ikiye ayrılması, bilinen bir hakikattir. Mütevatirin Icesin bilgi, Aııad haberlerinde zan ifade ettiği de yine aıımıerimizin tasniflerinden alınmadır.

isıarn akidesinin Ahad baberler üzerine bina edilemiyeceği prensibi de mevcuttur. Zira akide ile ilgili esaslar, ancak Icesin bilgiden alınır. Alddevi bir meselenin.> tamamen Aııad bir habere dayanması doğru değildir. Şayet Ahad bir hadis, Icendisinden daha kuvvetli· bir nass'a mUhalif dO§Crse, §3ZZ kabul edilir. Şazz: ya Kitab'a ya da·Sünnet'e muhalif olabilir, fakat herhalukarda red­dedilmiştir. ݧte benim kitabımın tamamının özeti budur. Muhtemelen ba§kalarınca zayıf kabul .edilen bir görüşü ortaya koymuş ve kuvvetlendirmiş olabilirim. Fıkht zevki olanlara burada bazı örnekler verebilirim:

Mesela ben, kadıniann §Chadellerinin gerek had­lerde, gerek Jasasta ve gerekse diğer hususlarda kabul edilebileceğini söyleciim. Yine mesleki vazifelerde, kadmların da idareci olabileceği üzerinde söz etmeye bile gerek ··duymadan savundu m. Aslında bu konuda, devlet başkanlığı dışında, kadınların her türlü idari görev alabileceğini söyleyen İbn-i Hazm'a 'tabi oldum. Bu meyanda Hz: Peygamber'in Farslarla ilgili olarak:

. ..--

--~---------------------------------·~~--~

Page 9: A Book on Sunnah and a Panel D iscussionisamveri.org/pdfdrg/D00064/1991_2/1991_2_GORMEZM.pdf · Mağrib ülkelerinden birinde bir gün namaz kılıyor dum. İmam iflitah tekbirini

108

"Başlarına' bir kııdıni getiren topluluk Jıelak olmuştıu" hadisini te'vil ettim ve dedim ki: O günkü Fars toplumu putperest bir toplu md u. Mönarşik ve · mustebid bir sis­teınlen vardı. Hz. Peygamber, bu devletin günden güne çÖklüğüoü görüyordu. Bu durumdan kurtulmak için veraset yoluyla brujlanna tecrUbeli bir asker getirmeleri

·gerekirken bir kadını Icral seçtiler ...

Yemen Me!ikesi Belkis'e gelince, Kur'an ondan sitayi§lc sözetmi§, ancak, zayıf ve cılız olduğU ya da k.av­

. mioin iflah etmediği ile ilgili herhangi bir yorum yap­mamı§tır. Bilakis iyi bir ist~re ile kavmini kurtulu§a sev-kettiğinden _söt edilmi§tir. -

Kadınların .kadıhk (hakimlik) yapabileceği hl;lsusu, sadece Taberi, devlet brujkanhğı yapabiteceği husus~;~ ise he~ Taberf hem de İbn:i H~m tarafından benimsen­mi§tir.

. Kadının diyeti hususunda, ben de, Şeyh Şeftut ve Ebu .. Zebra gibi, erkeğin diyeline e§it olduğunu söyledim. Bu konuda b37J hadisler de mevcuttur. Zimmfve kadının diyeti konusu ihtilaflı bir konudur. Zir~ Hz.Osmao, bir Mısırlının öldürdüğü zirnıninin diyetini tam olarak verınݧtir. Zimmiler de toplumun birer üyesi olduldarı için,' -Hz.Os~an,,İslain'ın onl~ırı bu toplumdan reddet­mcqiğini göstermek istemi§tir. .. . .. . . ..

Kur'an'da diyet. konusuna baktığımız· zaman, "mut­lak" old.uğunu_. görürüz. Zimmi'nin diyeti, kadının diyet!, diye bir ayırım &OZ !<onusu değildir. Ben §ahsen bu konularda - Kur'an'ın ~birini esas aldım. Bunun!~

İslam'ın kadın hald~rına . baki§ açısıQın geni§ olduğu_ou izah-etmek istedim. Zira çağımızda İslam, kadınlan hakir. görrne.k, hukukuna riayet etmernek ve ona.cjil uzatııı~kla itharn edilmektedir.

Daha sonra esas yaygaraya .sebep olan konuya değindim; 0 · da, kadının yüzü -avret·- mi . değil ·mi me5elesidir. Bana göre -avret değildir. Bu konuda yeni. kitabımda on tane delil zikrettim.

-el-Muslinıiıi:-.' Şııyet SOiıoetin bu g~bi §eylerden arındırılması gerektiğiiii kabul etsek blıe', bu asırda biı i§i kimler yapabilir? Açıkça sormak gerekirse, §3hsınızın

yaptığı-Iş ~e bu kategoriye girer Tim

:Qawi/7: Daha önce de soyledlgim gibi ben, yeni bir §ey ortaya atmadıııı, Bu kon~,larda .bO~ k imarnlara tabi oldum. Ben sadece İmam Malik, Ebu Hanife, İbo-i HazD?, İbn-i TeY.JlliY~ gibi alimle~n Y.ap~ıklarını yaP.ıyQrupı. K;t~bımda geçen herşey daha önce d~ söylen-. mi§tir. Hatta benjm "kadın devlet brujkaru da olur" SOzümO daha önce İbo-i Hazm da söylemi§tir. Ancak halifelik bundan mostesnadır.

13. BuhOJf, Tevhid 37 (Umde 25/170).

• • • .,._., .1 ..

SÜNNET ÜZERİ!\ 'E BİR KİT AP VE BİR AÇIK OTURUM

İmamlardan hiçbirisi, ' fıkhf bir usul kaidesine ters dU§en bir, ya da, daha fazla h'adisi reddettiğinde, biç de Sonnet inkarcısı diye ilan edilmemiştir. Mesela Buhan"nin 2700 lcüsür badisi kaydettiğini farzedelim ...

Ahmedi: Bobari'de Mükerrerler ile birlikte yedibin, mO kereerler hariç dört bin hadis vardır.

'e/-Gauiüi: -Sözünü ıamamlaya~ak- sayısı ne olursa olsun, §3YCt ister Buhan"'de olsun ister Müslim'de, bu kadar hadisten küçük bir azınlığı temizlersek ne olur? Mesela bir irdebb (150 kg). buğdayın içinde mevcut olan çamur parçalannı ayıklarsak, bu, o · buğdayın değe~ni dO§Orür mü? Bilaids temiz ve _iyi bir bale geldiği için,· buğdayın değeri yokseleceği gi.bi fiy~tı d~ artar. ·

ei-Muslimün: Yani B-uhari'de hat~ 've kü~ük yanlı§lıkların olduğunu mu söylüy~rsu'nuz?

" -Ga:.ı.ııli: Buhar! masum değildir. Bıılıarf: ''Allrıh

(peygambere) yaklaşu ve ona yakın olmak iştedi... :' 13 gibi' bir haberi rivayet ~derse Masl!rı olur mu? Allah hiç peygamberin yanına iner mi?_ Birgün Eski ,Ezher §eyh­lerindcn Abdulhalim Mahmud'a; ':bu söz dÇlğru değildir" dedim. Hadis, Bulıan"'de geçse bile,_ tale~i MUslim hatalı görmU§tü~: Bulıari dahi s~yl~e . Allah'ı? ~on~a semasına (fi7jki anlamda) inmesi doğru değildir.

Bu tar badislerin.aslı ve sıh~ati olmayıp .(İsrailiyyat­tan) alınmadır. Bunları tekrarlayıp . duı:anl<ıı;ın ise ne İslam kUltUrüoden, ne de doğru dü§Onceden n_asipleri . yoktur.

Cemaleddin MalımuJ: -Söze karl§3rak- Gerçekten sayın Gav.aırnin üze;inde d~rduğlı bu hadiseler, yaiıi;

.kadı~ın -§ahidliği, Jasasta · diyeti, kafire· 'k:ar§ılık bir müslümana Jasasın ·uygulanıp uygulanamayacağı ' gibi meseleler İslam hukukunun en zor :mçscl~leriqir. _ Beo 1972 yılından 19.7S'e kadar Libya'da. İslam . Hu.kuk Kon-­seyi · b~kanıydım. · 1976'da da Mısır Millet Meclisi'nde _ görev yaptım. Da!1a _ön~~ de . söylediğ~m gibi bu . pa~isler bizi oldukça fll;Zla uğra!jtırıyord~. ,Öyle ki, biz görO§lerin en zayıfına. dahi sarılma · i~tiyacı. hişşed_iyorduk. _Hşt~~ . hırsızlık ce~sıoda, önçe .sağ, _sonra sol el(n : k~ilip

birşeyinin kalm~ması gerektiğini savunan ban -~akihl_eriiı kavillerini Cahi' kabul ediy.i:ırduk.: Ata'nin görü§lerinC' bile sarıhydrduk. Oysa bir kitapta: "Ata'nın· s~zlerüıin örtüsü kapağı yoktur; yani hatalıdır" de!lilm'i§tir. 'Buna rağmen · alıyordu k. ·· - · ·. · ' · · · · .. · "·

. · ,. Bu ve buna benzer birçok hadisin tatl:ljki, .. ~azı

mü§killeri de beraberinde getiriyor. İns~!'llar_ a_r~sında eşitliği ilke edineo bugünkü toplumda, ki Islam'ın da bir esasıdır, zimmi'nin diycti §U kadardır, Icadının ki de bu kadardır demek mümkün değildir. Yine irtidad (dinden

· İslfımf AraşhnnalarCilt:· 5, Sayı.' 2; Ni..San-1991

Page 10: A Book on Sunnah and a Panel D iscussionisamveri.org/pdfdrg/D00064/1991_2/1991_2_GORMEZM.pdf · Mağrib ülkelerinden birinde bir gün namaz kılıyor dum. İmam iflitah tekbirini

ÇEV: MEHMETGÖRMEZ

dönme) ile ilgili hadisler de bu kabildendir . . Bir gün Ebu Zehra ile, aramızda, konuşurken bana: "İslam'ın en ağır cezasının Abad bir habere dayanması ne şaşırtıcıdır, değil mi? demişti. Şeyh Şeltu~ da bir gon. bu konuyu işlerken,

) ben "Dinini değiştireni öldürün" 14 hadisini kastederek, Hıristiyan biri, Yahudi dinine geçerse, yahut tersi yuku bulursa, bu !tüküm.kendisine tatbik edilir~? diye sor­dum, bana "hayır" cevabını verdi.

. . HerhaiO!aırda, bOHln buqları yenjden anlamanız

gerekiyor. Ben ~hsen . buna SOnneı'i elemeye ta,bi . tut­mak yerine, yeni bir anlayış demeyi daha uygun görOyorum. ·

el-Musümiuı: Son zamanlarda bazı yazarlar, Şeyh Gazzali'yi Millik \'e Nafı kanalından gelen ve bu yüzden

· ·· hadis ilminde altın silsite olarak şöhret . bulan jsnad ile gelen hadisiere bile hucum etmekle suçladılar. Siz gerçekten bu ~bilden bazı hadisleri açıkça reddettiniz. Quni.ı nasıl ii.ah edebilir~iniz? . .· Cazüıli: Herşeyden önce belirteyim ki, bana karşı saıı.ışmalara -ye ağır suçl!lmalara yol açan hadis, Ata, Nafi ve Malik kanalıyla ri..,ayet edilmiştir. Ayni mevzuda iki hadis mevcuttur. Birini çok önceleri "fıklm's-Siyre" adlı .

kitabımda yazmıştım. Özet olarak hadis: "Resulullah'ın . Beni Mustalık'ı gafil avlayarak. Uzerine hucum et~iğini" bildiren hac'!istir.1) h.\

·~ Nasıru~dii:ı . ei-Eibanr, bir gün bana: sayın mOellif

- "sen neden Sahih Hadis kitaplanndaki rivayeti bırakıp, (FıK.hussire kitabında) İbn-i Hişam'ın zayıfolan haberine yer verdin" dlye sordu. Oysa bana göre İbn-i Hişam'ın ı:ivayeti daha makuldur. Zira buna göre, Hz.P.eygamber, önce onlara isıam:ı teklif etmiş, fakat .onlar savaşmak Ozere toplanmaya başlayınca, Hz. Peygameber de haber­sizce üzerlerine hucum etmiştir. Bu, gayet tabiidir . . Zira harp hileden ibarettir. Onlar teslim olmayı kabul et­meyince, MOslümanlar tarafından gafil avlanmışlardır,

Salıi/ı-i Buhan"'deki rivayet ise, sadece Hz.l;>eygamber'in geceleyin habersizce baskın düzenlediği şeklindedir. ·Nitekim hadisin revilerinden Nafı'e bu durum sorulunca o: "savaştan önce İslam'a davet etmek, İslamiyelin bidayetinde vardı. Sonra bu husus, ı<alktı" cevabını

vermiştir. Bulıarf'nin bu rivayeti ve Nafı'in açıklamasının )•anlış olduğu kanaatindeyim. ·

. Bureyde hadisinde (s~, Hz.Peygamber, onlan üç şey arasında muhayyer bırakmıştır {tslllm, cizye, sava!j ki bunların ilki İslam'a davettir). Bu husus, I Iz. Ebubekir ve Hz.Ömer'qı rivayetleriyle de sabittir. Ril§id HalifC?Ierin tamamı sava!jtan . önce İsUim'a davet etmeyi teşvik

14. Bulıarf, Itk, (bkz.Unıde 13/101). . .

109

etm.işlerdir. Sonra, Resuluilahın onları birden kuşatarak hueum ettiğini nasıl anlayabiliriz? ·Biran öbür rivayeıe govenmekle hata ettiğimi farzedelim; Hz.Peygamber'i başkalarını aldatmaktan, kandırmaktan ve gafil aviamak­tan tenzih etmiyeyim mi'? yol kesici olmaktan müneizeh olduğunu söylemiyeyim mi? bunun içiıi mi suçlanıyor, kınanıyorum.

(Altın silsile ile rivayet· edilen) ikinçi hadis ise şöyledir: "Abdullah b. Ömer Nafi'e Kur'an okuyordu. Kendisine "kadmlannız tarlalannızdır. öyleyse tar­lalannızı dikdiğiniz şekif4e ekirL .. " 16 ayetinin manasını biliyor musun diye sordu. Nafi, kadınlara a(kadan da yaklaşılabileceğini söyledi" lT Ben bu rivayetten sonra: ,;Nafı'nin sözü çirkindir dedim. Nitekim Abdullan b. Salim de: "köle_(Nafı azadlı köledir) haıa·eııi:' demiştir.

İşte bu iki hadisten dolayı benim, altın silsile ile nak­ledilen isoadı ve bu isoadla gelen haberleri reddettiğimi yazdılar. Peki bu, Nafı'in hatasını gizlemek değil mid.iı:?

Bence böyle' düşünenler, İslam'a zarar veriyor. O'nu gözlerden düşürüyorlar. Ben şahsen kitabımda

MOstomanların cumhuru ilc beraber hareket ettim. Bazı Hanbelilerio çok danldıkları muhakkaktır. Ama ben haklıyım .

lluseyni Ebu Ferhe: Önce bir hususu belirtmek is-~

tiyorum; Şeyh Muhammed Gazz.atr, hayalımın ilk yıllarında kendisinden ilim tahsil ettiğim çok değerli hocalarımızdan birisidir. Şahsen ilminden çok istifade ettim. Hata genç; ya!jh, ·§Jim, herkesin kalbinde özel· bir yeri vardır. Hepimiiden çok·isıam'a hizmet-edip (İslam'ı) savunduğu bir gerçektir. Ben bütün bunlara inanıyorum. Ancak kendisi önceki birçok imam ve alimiere muhalefet ettiği gibi, bizim de kendisine muhalif dü§ı:ıncemizi din­lemek için lOtfen gönlünü geniş tutsun. Selef alimler!nin metodu da, bu olmuştur. Herkes hakkı arayıp araştırdığı için aralarında husumet olmamıştır.

Bana göre imamların ihtilafı, tamamen Sünnetin nasslarından anladıklarının farklılığına baghdır. Herkes

.kendisine . göre. sahih olan nasslardan anladıklarına

yapışmıştır. (Mesela),Medine ebiinin arneli Soonettendir. ŞaY.et bu tatbikat, rivayet edil.en .bir hadise ters .düşerse

bunun zararı olmaz. Zira MediQe ehlin!n tatbikatı da yaşaya gelmişitir. O da, Sünnetin k:endisi~den kayn!!k-

· lanmıştır. Hükmü neshedilen birçok: hadis yardır. ,"Ben size kabir ziyaretini yasaklaınıştım, bunda~ ~öyle ziyaret edebilirsiniz, zira qlıün(l hatırlatır." hadisind~ olduğu gibi.

BüyÜk: imamlardan . hiçbiri, fıkhl bir mülahazadan dolayı, peygamberden sabit olmuş nebevl bii nassa

15. Bu/ı{iri: Ci had, 149 l 'tısam 28, esıcı§be 2. 1 Iudüd ı, TimıW. hudüd 25. 16. 2/ Bakara 223. 17. Umde 18/116.

Journal of Jslamic Researc/ı Vol: 5, No: 2, Apri/1991

Page 11: A Book on Sunnah and a Panel D iscussionisamveri.org/pdfdrg/D00064/1991_2/1991_2_GORMEZM.pdf · Mağrib ülkelerinden birinde bir gün namaz kılıyor dum. İmam iflitah tekbirini

110

muhalefet etmemiştir. Ancak bakış açılan farklı olduğu için, farklı farklı anlamış olabilirler. Fikri veya, fıkhf

mulahazalardan dolayı sabit olmuş bir Sünnete muhalefet edip terkettiklerini ben kabul edemem. Zaten bu, herkes tarafından da reddedilmiştir. Bütün mezhep imamıan: "Nerede sahih bir hadis görürseniz o mez­hebimdir" dem işlerdir.

Öyleyse Şeyh Gazzali'nin iddia ettiği gibi onlardan hiçbiri, Fıkhl bir mülahazadan dolayı sahih bir hadisi terk etmemiştir.

el-Muslimiın: HadisAhad haber olsa da mı?

Huseyni Ebu Ferlıe: Ona geleceğim, Belirtmekte yarar göı'dilğüm ikinci nokta şudur: "Bütün alimler -ki hadisçileri kastediyorum- MüteVatir hadislerin kesin bilgi ifade ettiğini söylemişlerdir. Aynı şekilde Hadis Alim­lerinin öncilleri, BuJıari ve Milslim'in rivayet ettikleri Ahad baberterin sahih olduklarının kesin olduğunu da belirtmi§lerdir. Bunu söylemelerinin sebebi, Buharf ve Mı'lslim'in yilksek değerleri ve başkalıınna nisbeten bu ilirnde bilyük mesafeler kat etmeler!ndendir. Bu iki kitabın hadisleri ilmmetin genelinde büsn-cı kabul görmüştUr ki Hz.Peygamber de "Benim ilmmetim hata Uzere icma etmez" buyurmuştur.

Yine antann açıklamalarına göre; Buharf ve Mtlslim'in hadislerine gelen tenkidler mahduddur. Kaldı ki bunlan da İbn-i Hacer Fethcı'l Bari'ye yazdığı mukad­dirnede reddetmiştir. Alimler İbo-i Hacer'in bu eser hakkında "Fetib'ten sonra bicret yoktur" 18 demişlerdir (yani Fethu'l Bari'nin üstüne şerh yoktur demektir), İbn­i Hacer; bu mukaddimesinde Bııharf ve MilslinJ,'e gelen

· her eiC§liriye ayrıntılı cevap vermiş başkalannın da dile getirdiği gibi ·bu iki Sabih'de tenkide uğrayan hadislerin, onlarıo · koymuş olduklan sıhhat dereecsinden aşağı düştüğü için değil, hadis islilahları ilminde, sahih hadisin bC§ dereceye ayrılmasından kaynaklandığını belirtmiştir. Bıılıan", kitabında, sadece birinci dereceden sahih olanları almayı prensip edinmiştir. Bazen bir konuda birinci dereceden hadis bulunmadığı takdirde ise, ikinci dereceden bir hadisi alabilmiştir. Her ikisi de söylediğine uymuştur. Bulıarf; genel olarak kitabına sahibierin de en sahibierini tercih etnii§tir. Birinci derecenin altında bir hadis varsa bu, zarurete binaendir- ki, o da bir konuda birinci dereceden hadisin Ölmamasıdır. Öyleyse ta'likler hariç, Buharide muttasıl bir senedie gelen sahib hadisler, basen derecesinden aşağı inmez.

. B~!!eoaleyb rlz.Peygamber'in "iimmetim hata üzere ittifak etmez" hadisini de gözönünde bulundurarak, ümmetin tamamı bu iki kitabı sahih kabul etıiğinden,

SÜNNET ÜZERİNE BIR KİT AP VE BİR AÇIK OTURUM

ilim, fazilet ve gayret sahibi bir insanın. B_ıılıarf ve Milsüm'de geçen bir hadisi reddetmesini bÇn kabul edemiyorum.

Böylece sıhhati kesin olan Mütevatir hadislere, Bımarf ve Milslim badisierini ben de ekliyorum. Bunu ilk defa ben söylemiyorum. Hadis alimleri de Bııharf ve Milslim'deki hadislerin sıhhatinin kesin olduklarını ifade etmişlerdir.

Bımarf ve Miislim'de aklımın idrak edemediği ya da anıayamadığım bir hadisi okuduğum zaman, kusur beşerin aklındadır derim. Yoksa kusur, bu büyük iki imarnın Hz.Peygambcr'den naklettikleri hadislerde değildir.

Şeyh Gazzali, Bulıarf ve Milslim'deki bazı hadisleri illeıli (mualllel) görerek reddetmi§tir. Ona göre hadisin akla uymaması da illetlir.

Benim anlayışıma göre illet, birinci dereceden senedi ilgilendiren bir hususdur. Sonra, hadislerde arız olan illetleri ancak hadis ve Sünnet ilminde deriniC§mi§ alimler anlayabilirler. Bu konuda mubaddislerin sözlerin­den başka bir şeyin kabul edileceğini zannetmiyorum. Mubaddis de en az onbin hadisi metin ve senediyle ez­bere bilendir. Bilindiği gibi Hafız ise, yüzbin hadisin met­oini ve senedini ezbcrleyene denir. Hadisde Emiru'I­Mu'minine gelince, SOnncı ve hadisin tamamını bilgisiyle ihata eden kimseye denir. İşte hadisin sıhhat derecesini düşürecek gizli illeti ancak bunlar idrale edebilir.

el-Mııslimıin: Peki şeyh Gazzalfnin reddettiği hadis­ler hususunda ne düşünüyorsunuz?

Huseyni: Hz.Havva, etin çürilyüp kokması,

Adem'in Rabman silretinde yaratılması vs. gibi hadisler -hususunda, Gazzali'nin-zaman zam·an kendisine sorulan sorulara verdiği cevabın aynısını kendisine tcvcih etmek istiyorum ve diyorum ki; "Bu gibi nassları sen an­layamazsın"

Gw.,lilf: Öyleyse cehalet nurdur?

Hııseyni: Beo size diyorum ki cehalet; cin ve insan, bütün be§eriyeti ihata ettiği gibi, bizi, hepimizi de lcuşatmı§ltr.

Cenıdluddin Malımıtd: Bu, cehalete bir da'vet midir?

_ Hııseyni: Ben sadece §cyb Gazzali'nin söyediklerine cevap yeriyorum ve diyorum ki, bizim ilmimiz sınırlıdır. ilmi engin, geniş biri varsa o da Allah'iır. Ben ilmmetinin asırlarca kabul ettiği bu büyiik ilci imarnın kitaplarında geçen nasslara neden kamil imanla yaklaşmayayım?

18. Mekkenin fethinden sonra·hicretin yoklugunu ifade eden bu h:ıdis güzel bir edebi uslubla Fethu'J-Bari için uyarlanmakla. bu şcrhe baktıktan sonra başkasına müracaat etmeye gerek kalmayacagı söylenmek istenmiştir.

İs/fimfAraştınnalarCi/1: 5, Sayı: 2, Nisan 1991

f , • . ....,.... J .. -

Page 12: A Book on Sunnah and a Panel D iscussionisamveri.org/pdfdrg/D00064/1991_2/1991_2_GORMEZM.pdf · Mağrib ülkelerinden birinde bir gün namaz kılıyor dum. İmam iflitah tekbirini

Çf!V: MEHMET GÖR.ı\IJEZ

Gawıü: -Yüksek seslegülerek-öyleyse sen her şeyi illeti ilcbirliRte kabuletqıemi istiyorsun.

Huseyni: ·-Bunu şunun için söylüyorum: Buhar! ve MUslim'in hadislerini reddetmenin kapısını açarsanız, bu,

~ asla bitmeyecektir. Şeyh Gazzali aklına yatmadığı için ' birkaç hadisi reddedecck, ben anlayamadığım bazı.larını

reddedeceğim, ba§kası da bunu yaj5acak. O zaman lsl§m risaletinin yansı olan Sünnetten geriye ne .kalacak?

Şeyh Gazzall, Miislim'in rivayet ettiği, Temin ed­Dari;nin Deccaı hakkındaki hadisini reddediyor, gerekçesi de; bütün denizleri _ve adaları keşfeimiş de, hadiste geçen yaratıkları bulamamış, Subhanallah, biltOn denizierin gezilip tesbit edildiğini hangi alim söylemiş?

Rı:.k Tavil: Hadis Deccalin Rum veya Yemen deniz­lerinde olduğunu söylüyor.

Gauızü: Rum ve Yemen denizleri tamamen

taranmıştır, ancak bilginler hiçbir şey görememişlerdir. Huseyni: Sayın hacarn Bugilnkü Rum veya Yemen

denizlerinin llz.Peygamber'in hadisindeki denizleri içerisine alıp . aimadığını biliyor musunuz? Ben size soruyorum: Mil ravilerin sahabe kanalıyla llz.Peygamber ~en rivay~t ettikleri bir sözü, sen nasıl reddebiliyorsun? Ümmetin cumhuru kabul ettiği halde, sen şimdi nasıl çıkıp bunları bir tarafa atabiliyorsun?

(Sözlerine devamla) Şeyh Gazzali'nin de ifade ettiği~~ gihi, kitabında mevcut olan herşey önceki ilmi kitaptardl? da mevcuttur. Ancak benim razı olmadığım husus, imam­lar nezdinde zayıf addedilen göraşıere yer vermesi ye üç imarnın da muhalefet ettiği dil§ünceleri desteklemesidir. Kendisine bunun sırrını sorduğumda, bana kaçamak bir cevap veriyor. Ancak ben bunu kabul etmem. (Guya) bu, İs11lm'ı Gayri müslimlere sevdiriyormuş, Musteşrikler ve Felscfeciler bu imamların bazı rivayetlerini kabul etmiyor­muş da, Şeyh Gazzall onun için zayıf görü~lere sarılıyormuş. Kadının idareciliği hususunda lbn-i H azım'ın görüşüne sarıldığı gibi.

Mııslinıiın: -Muhammed Amınare'ye dönerek -Bu da'va; yani Sünnetin yeniden bir elenıneye tabi tutulması meselesinin yaygınlaşması, sizce Sünnet'ten şüphe et­meye yol açmayacak mıdır? Dolayısıyla Sünnetin etrafındaki kaleyiyıkmış olmaz mıyız?

Prof Muhammed Am11ıtire: Den, Mısır'da ortaya çıkan ihya ve tecdid hareketinden bir nebze söz et_mck is­tiyorum. Aslında bu hareket aynı zamanda Pan-Islamisı bir harekettir. Muhammed Gazzall de bu hareketin öncOierinden sa}'ıltr. Kendisinden önce de Muhammed Abd u h, Kev§ldbi ve Meraği gibi birçok saygı değer §!im, bu hareketin bayraktarlığını yaptılar. Bu hareketin öncüleri olan §!imler bize, aslında yeni olmayan, çok belir­gin İsl§mi bir metod sundular. Buna göre; akla başvur­madan nakli değerlendirmek, yanlış olduğu gibi, nakle müracaat etmeden salt akıllada bir yere varılamaz. Ya'ni

Joıu11al of Jslamic Researclı VoL· 5, No: 2, Aprill991

lll

bu metotta, aklı kullanmadan nassların zahirine bağlı kal­mak yoktur. Aynı şekilde vahiyden ve nakilden uzak olarak, batıda ortaya çıkıp yaygınlaşan Yunan akliliği de yoktur. Zira bu mektebin öncüle~ine göre, naklin kendisi de akli bir mucizedir, akıl heva değildir. Nitekim bir insanın mukellef ol~ası için akıl ş3rttır. Akıl ancak subOt ve delalet yönüyle kesin olan nasslann çerçevesinde mah­

kumdur. Ne tuhaftır ki, bugün bala naldin karşısında aklın

fonksiyonunu tamamen ilga eden bir akım mevcuttur. Bu, doğru değildir. Mesela Muhammed Gazza.lf Bulıari'de yeraldığı halde Kur'an'a ters dü§tüğü için, sihır hadisini reddederken -ki daha önce de reddedenler olmuştur- Sadece Fıkhl bir mulahazadan dolayı reddet­miyar. Burada aklını kullanıyor. Ben diyorum ki, su~utu zanni olan haberleri, subOtu kati' olan haberler dogrul­tusunda anlayalım. Aslında Rica! kitaplarının özü de buna dayanmaktadır. Hiçkimse kendi görüşüne aklına ya da bir arzusuna ters dü§tüğü için Ahad bir heberi reddet­memi§tir. Bilaids reddedenler, subOtu kat'i bir Kur'an ayetine ya da Peygamber açıklamasına ters dü§tüğü için

kar§t çıkmı§lardır. Den, şansen, sihir ve Garanik gibi hadisleri red­

dederken, tıpkı Muhammed Abduh gibi Kur'an'da (mü§riklere atfedilen) "siz ancak silzir yapıbmş birine tabi oluyorsım~ız" §yetine dayanıyorum.

Kendim bir çok hadisten istifade ~diyorum.

Sünnete dayanıyor ve onu kendime kaynak olarak kabul ediyorum. Haııa· bazen uydurma hadislerden dahi is­tifade ediyor ve onları söylendiği asrın fikri bir uzantısı olarak görüyorum. Bu asırlarda yalancıların sözlerine bile kulak ·asıldığını anlıyorum. Tarihi açıdan ~.adislerin tamamından, illeili ve 7.ayıf olanlarından dahi bir mal­zeme olarak yararlanılabilir. Ancak bu noktada subOtu kat'i olan MOte.;atir ile su bO tu zanni olan Ahad haberleri ayırmak zorundayım. Aıimlerimizin de söyledikleri gibi, arneli noktalarda Ahad haberlere ba§ vurabiliyorum. Peki ilmi durumlarda neden aynı metoda başvuruımasın, neden İmam Malik Medine ebiinin arnelini Ahad hadis­Iere tercih etmiştir. Çünkü arneli Sünnet mücerred bir rivayetten ibaret olmayıp, pratik hayatta ya§anır bir hale

geçmi§tir de ondan. •

Bütün bunlardan hareketle, Kur'an'ı bırakıp Ahad hadisleri her§ey zannedenleri, aklın ve kültür mirasının hakcmliğine, herşeyden önce Kur'an'a, sonra da kesin bilgi ifade eden Mütevfitir hadisiere önem vermeye ~avet ediyorum. Daha sonra baiı arneli hususlarda Abad heberlere ba§ vurulabilir. Fakat yasama yönünden de bunlar kulianılamaz, çünkü zannl bilgi ifade etmektedir­

ler.

Bugün isıarn §leminde ortaya çıkan bir çok a§ırı akımlar var ki, bütün dü§ünce ve inançları, fikir ve mez­hepleri ahir zaman fitncleri ile ilgili hadisler üzerine bina

Page 13: A Book on Sunnah and a Panel D iscussionisamveri.org/pdfdrg/D00064/1991_2/1991_2_GORMEZM.pdf · Mağrib ülkelerinden birinde bir gün namaz kılıyor dum. İmam iflitah tekbirini

112

edilmi§tir. Oysa Kur'an kat'l nasslarla, Ilz.Pcygamber'io gaybı bilemiyeceğini açıkça ortaya koymu§tur.

Bazılannın söylediği gibi, ben §ahseo Muhnddislerin nezdinde hadisleri anlama ve değerlendirmede kehanete benzer bir vasıf ulduğüou ·· söylemenin milmkan

·olmadığına kliniim.

Hüseyni: -M.Ammare'nio sözlerini keserek- Bu söz ilk defa benden sudur etmi§ bir söz değildir. Istılah kitaplarında mevcuuur. Buradaki kebanetin anlamı ise, tabmin demek değildir. Ancak alimlcrin, bir h:ıberi an­lamak için ba~rduklan ince ve titiz metod, adeta kehanete benzemektedir, deniliyor.

·. Muhammed Aınmare: Mustalahu'l Hadis kitaplarıoda öyle dense de, ben bunu kabul etmem. Bu kitaplar vabiy değil ya.

Gauaü: Hadis ıstılahiarı kitaplannda yer alsa da böyle demek milmkOn değildir!

M.Amınıue: -Öfkeyle- isram, Hadis ilminde de olsa, bu- tar terimleri kullanmaya · kar§ıdır. Oysa birçok İsrailiyat tef.sir ilmine girdiği ·gibi, . hadis ilmine de bula§mı§tır. Nitekim Hadis uzmanlarınca, badisiere be§er elinin kan§tığı kabul edilmi§ ve Hz.Peygamber de bir takım kimselerin çıkıp kendisine yalan atfedeceklerini hab~r vermi§ ve onları cehennemle tebdid etmi§tir.

Öyleyse önce ber§eyi aklımızia idrak edelim, daha sonra Peygamberimizin Sünnetine hizmet olarak ortaya çıkan rica!, cerh ve ta'dil, gibi ilimlerle, ba§ka ümmetiere karşı, istediğimiz kadar övünelim.

Mubaddislerin imamı, Ahmed b. Hanbel, bazı

rlivilerden sözederken, onların yalan söylediklerini, yahut yalancılardan hadis aldıklannı ve bunları da adil ravilere nisl;ıet _ettiklerini belirtir. Öyleyse. i§ sened ile bitmiyor. Zira İmam Ahmed'in de belirttiği gibi ortada bir yalan ve uydurulan söziladil ra"!Jere nisbet eden bir yalancı va-rdır.

Binaenaleyb, adil rliviler tarafından rivayet edilen bir badisi gördilğüm zaman, sened bef§eydir zehabına kapılarak aklıma gem vurup arB§lırmaktnn geri durmam. Metni değerlendirirken de mutlaka aklımı kullanırım. Subütu _zaoni olan şeyleri, subQti kat'J olan Allah'ın kitabı ve ilmi hakik~tlere arzetmem v~ ona göre alma m gerekir.

el-Muslimim: P~ki, hadisleri ·kubul ve redederken bu derece cesur olmak, Sünnetin değerini düşilrmez mi? O'nun güvenilirliğini ortadan kaldırmaz mı? ·

M.Ammare: Hayır kesinlikle kelam alimleri Allahın

varlığırıı isbat ederken, yll§adıkları asrın bilgi ve öğretilerinden deliller getirmi§lerdir. Öyleyse bugan bizim ·de yaşadığımız asrın büyilk ilmi hakikatlerini kul-

. lanmamız gerekmez mi? Peki Allah'ın varlığına bile bu ilmi hakikatler delil teşkil ederken, bir rivayetin sahih ya da zayıflığında delil olamaz mı?

SÜr-..'NET ÜZERİNE BİR KiTAP VE BİRAÇlK OTURUM

Rivayet ilminin küllUr mirasımızın içinde büyük bir hizmeti gerçekiC§tirdiğini kabul edersek, ilk (selef) alim­leri bu -sahada kendisinden sonrakilere birşey bırak­

m:ımı§tır. Ancak sıümetc hizmet için eksik bir saha kalmıştır. O da dirayet ilmidir. Bu saha, henuz birçok in­celeme ve ara§tırmaya muhtaçtır. ~lah'a hamdolsun, Allah'ın nuruyla aydınlanmış lilimlerimiz, fakihlerimiz ve mUt:ıhassıslarımız var. Öyleyse onlar bu sahada neden çall§ıp gayret etmesinler. (Dirayet ilmini de) ancak bir hadis ilc ilgili tam rivayelleri, ilgili §artlar ve vurOd sebebi l§ığında değerlendirmekle geliştiririz. Kur'an'ı anlamak için Esbabı-ı NüzOI ilmini kullandığımız gibi, hadisler için de Esbab-ı VurQd ilmini gelişlirirsek bOyilk bir hizme~ etmi§ oluruz.

Son olarak bir hususa daha dikkatierinizi çekmek is­tiyorum; Biz hayattmızda, dü§Oncemizde, ilmi mües­seselerimizde ve konferanslanmızda Kur'an'a çok önem vermeliyiz. Muhammed Fuad Abdulbaki "el-Mıt'cemu'l Mufehres lil-Elfazi'l Kııra'ni'l Keiim" (Kur'an indeksi) bazırl:ımasaydı, Mısır Arap Dil Kurumu "Mıı'c;emu'l

Kuran" (Kur'an sözlüğü) hazırlamasaydı Kur'an'a tam olarak hizmet mümkün olur muydu? Amerika'daki bir çok killOphanede, Kitab-ı Mukkaddes'e yönelik mOthi§ çall§malar gördOm. Biz neden gayrete · gelip akaid. ve hukuk açısından pek bir şey ifade etmeyen Ahad haber­ler yerine, dinimizin ve anayasamızın temel kaynağı olan Kur'an'a önem vermiyoruz.

Prof.Dr.Mulıiyiddill es-Sufi: Ben Muhammed Arn­ınare'nin söylediklerine katılmıyorum. Bu ~onuda

Huseyoi Ebu Fcrhe ile aynı dü§Onüyorum. Ben tekrar Bulıarf ve Milslim· konusuna dönüp, asırlar boyu ümmetin bu eserleri ne derece benimsediğini anlatacak

. değilim. -Ancak- bir ··Iladis;-Bıtfıarı· ve Milslim'de ·yer alıyorsa onu kabul etmemek için hiçbir engel yo~tur diyorum. Ben bu konuda Huccetu'l İsıarn Ebu Hamid ei­Gazzali'yc haycanım o kendi kitaplarmda gilzel ahlak ve fazileller ile ilgili zayıf hadislerden dahi çok güzel deliUer getirm~lir. "El-Mımkizıt Mine'd-Daltıl" adlı eserinde, NübOvvet ve hakikati ilc ilgili olarak çok güzel bir sözil var, §öyle diyor: "Mucizelere bakarak Peygamberin doğruluğuna delil bulmak, akla şeref olarak yeter. O'nun Peygamber olduğunu. anlayınca artık nefsini ve aklını tes­

lim ederek kişi, Peygamberin Allah'tan getirip söylediği her şeye inanmak zorundadır." Gazzali daha sonra, güzel bir örnek verir ve der ki: "İnsan hastalamnca doktora gider. pnce dektorun ya~nda kendisini tamamen iyileştirecek bilgi ve ilaçların varolduğuna· in-anır. Doktora gidip muayene olunca doktor ona bir reçete yazar. paktorun bildiğini bilmediği için, onun reçetesine asla itiraz etmez. Aynı şekilde Peygamqerler de kalp has­talıklarını tedavi eden doktorlardır. Doktorların reçetesine itiraz etmediğin gibi, Peygamberler de. bir. ilaç

İslfimf Araştınnaltır Cilt: 5, Sayı: 2, Nisan 1991

Page 14: A Book on Sunnah and a Panel D iscussionisamveri.org/pdfdrg/D00064/1991_2/1991_2_GORMEZM.pdf · Mağrib ülkelerinden birinde bir gün namaz kılıyor dum. İmam iflitah tekbirini

ÇEV: MEHMET GÖRMEZ

sundukları zaman onda.n .sabit ·olpuğunu bildiğin mOddetçe itiraz etme."

Ga.u.ait: Lakin sayın Profesör! bu reçeteyi doktor değil de, oduncu yazdıysa?

-Gazzalrnin bu nUktesi Uzerine herkes katıla, katıla goıoyor- Sonra Gazzalf sözlerine devamla: Kard~lerim! benim söylediğim de bundan başka bir şey mi? Ben de, önce bir sözOn Peygamberden geldiğine emin ol, sonra ona sarıl diypruin. lakin hasta, reçetenin doktor tarafından yazıldığından şüphe ediyorsa o zaman ilacı kul­lanamaz.

Safi: Ben görüşümde ısrar ediyor ve diyorum ~. bir hadisin senedi sahihse onu reddetmek ale'l itlak

. mOmkQn değildir. Ebu Ferhe'nin de dediği gibi Bulıarfve Milsüm'd.c yer alan her hadis sapihtir rcddi mOmkün değildir. .

Gawıli: Daha önce sorduğum bir soruyu tckrar­.lamak isitiyorum,.Bı~han ... nin K~r'an'ın şarih ayetine ters dOşen "ve'~:leyli iza yağşa" ile ilgili haberine ne diyorsun? İmam Kurtubi'gelip b~ hadisi yalaniayafak bunun kabul edilemez bir söz olduğunu söylemiştir. Aynı şekilde Kur­tubi'den başkaları da bu hadisin şazz · olduğunu söylemişlerdir. Yine Bulıari'de olduğu · halde "Allah (pcygampere) yaklaştı" hadisini de o, yalanlamışıır. ·

Safi: Efendim İbn-i' FOrck'in "Te'ı•ilu Muşkilil­l{aclis" . adlı. bir kitabı vardır ki, bu iür (mü§kil) meselelerin-çoğunu bize. çözU_mleyebilir. . · ./J:

Gazzali:-hiddetlencrk- .Jpn-i FOrek de kim oluyor?, onun anlayışı var da benim yok mu? Sihir hadisin_e· bak, Hz.Peygamber altı ay peygainberlige ara mı ver:di, yqksa insa~lara qinlerini öğretirk.en .sihrin eti9sindc miydi?

Safi: Biz bu konuyu daha önce de ıarııştık. Ben görüşümü . sÖyledim . . ~ana göre bu sihir, sadece

.. haı:ıımı.aı:ı. _il~_ ~~!!-~i§~J.'!i .~~kilC.IT!!§t)f· _ P~yg~m~~r~ğini değil. ·

Gawili: Akıl bu açıklamayı kabul etıiıcz. Sihir, tabii olarak, başta akıl olmak üzere· bOtün mclekclcri etkisi altına alır. ·

Safi: Vallahi ben böyle inanıyorum ve sözü başka arkadaşlara bırakmak istiyorum. · · • : •. ı .

Cemaluddin Ma/ımud: Hiç kimse. hayattaki bütün meselelerio bu ttir haberlere bağlı olması, dayanması gibi basit bir sebebten dolayı Aııad haberlere kasd etmeye kalkı'şamı:ız. Öyleyse biz, ne Ahad hcberle.ri ve ne de başka haberieri reddctmeyiz. Fakat birisinin böylesi bir hadise akıl veya kat'f kıyası kullanarak zan ilc itiraz et­mesi du.rumunda ise onu terketmemiz doğ~u olmaz. . .

. Safi: Öyleyse Bizzat akaid alimlcrin'c göre bile 8had haberlerin ~illi yorumlarının varlığı bilindiği halde; niçin Aııad hadislerç tekrar bakıp (araştırmıyoruz)?

19. lO/Yunus, 39. 20. 72/ Cin n, 26. 21. 72/ Cinn, 27-28.

Joıunal oflslamic Researclı VoL· 5, No: 2. April 1991

113

Prof-el-Acemi eil-Demenlıüri: Ahad haberler konusu.. tehlikeli ve riskli bir konudur: Bu konuda konuşan her araştırmacının son derece dikkatli cilması lazım. Bulıarl ve Mılrüm'dcki Ahad hadisler konusunda aceleci davranıp, bazıları hatalıdır, yahut bazıları uydur­IJladır gibi bir yargıya varmak, yanh§ olur. Biraz durup dü§Onmemiz 18zım. Ben, şahsen, bazı kardeşlerimin bu konudaki cüretkar sözlerini işitince, ister istemez Allah'ın "I Iayır, bilgisini kavrayamadıklan, yonımu kendilerine gel­memiş . o/rm bir. şeyi ya/anladılar ... " . 19 ayetini hatıriamadan edemiyorum. .

Bir çok kimsenin Kur'an'a muhalif zanneuiği hadis­lerin varlığı bir gerçekfjr. Ancak aynı ki111seter daha sonra bu h<ıdisleri araştırddar •. Ehl-i s.unne! aİimlerinin söyledik­lerini okudular ve sonunda bu hadisleri kabul etmek zorunda kaldılar. Bir daha da· QUnlar Kur'ah'a terstir demcdilcr. Mesela, hiç kimse sözü geçen sihir hadisinin Kur'an'a muhalif olduğunu söyle'!Jemiştir. Kur'an'a öncelik vermek Konusunda acele etmemek lazım. Bunu söylemeden önce, Kur'an'la SOnnet arasında gerçekten bir çelişki olup olmadığını iyice ara§tırmamız şarttır: :

Aynı şekilde akıl ilc çelişiyer gibi görOncn hadisler hususunda da teenni ilc hareket etmek gerekiyor. Bir çok kimse bazı hadislerin ilmi hakikatiere ve kevnl' kanunlara ters dO§tUğü iddiasında aceleci davranıyor. Mesela, Tcmim ed-Dari'nin rivayet ettiği hadi$i ele alalım; SözOnO ettiği ada, bugun varolabilir, suların altıoda kalmış da olabilir, bu da bir ihtimaldir. · ·

Gaua!İ: -Sözünü keserek- Öyleyse, ada, suların altında kaldığına · göre, Deccat da · dahil, Ozeıiiıdckiler boğutup gitmiştir.. · ·

· Acemi: Ben sözlerimi sürdürmek isitiyorum. Şahsen • hiçbirinizin sözlerini kesmcdim, .lUtfen siz de benim

sözlerimi kcsmcyin. . Ben öncelikle Amınare'nin söylediklerini §iddctle

kınıyorum. Neredeyse sÖylediği her kelimeye muhalif dü§ünOyorum. · Özür dilerim, o konu§urken gayet öfkeliydi, ben de aynı öfke ile cevap vermek istiyorum. Biraz önce dedi ki; Hadisler arasında bir çok gaybl J.ıaber­ler var, oysa Hz.Pcygamber gaybı bilmez. Gerçekten bu ha~ikat, Kuı:'an · nassı ilc mevcuttur. Ayet . şöyle: "O(Ailalı) gaybı bilendir. Gayb (bilgisi) . ma ki1nseyi mill-· (ali kı/Jnaz" Sayın :P'rof. Amınare musade ederse, §imdi ayetingeri kalan· kısmını okumak istiyorum.

M.Ammare: "-hemen atılarak" ... Ancak peygamber­lerden bildirmek istediği bunun dışındadır. Rai;lerinin bil­dirilerini tebliğ etmelerini ortaya koymak için her peygam­berin öm'lnden ve drdından giJzclller · salar; on/ann yaptıklannı ibniyle latşaur ı•e herşeyi bir bir sayar. "_2_1·

Page 15: A Book on Sunnah and a Panel D iscussionisamveri.org/pdfdrg/D00064/1991_2/1991_2_GORMEZM.pdf · Mağrib ülkelerinden birinde bir gün namaz kılıyor dum. İmam iflitah tekbirini

el-Acemi: Tamam, sadakallahu'l-1\zim. Ayet gayet acıkıır. Tefsire ve tevile gerek yoktur. Binaenaleyh, Hz.Peygamber bir çok gaybi meseleyi haber vermi§tir. Hz.Ilasan'a minber üzerinden bakıp; "Bu, benim oğlum,efendidir. Allah iki bilyilk- Miislilman cemaatin arawnı O'nunla diizeltecekıir" sözü, bunların en me§hur­lanndandır.

Bunun örnekleri çoktur. Ben burada sadece Ezher'in Usulud-Din Fakaıtesinde Hz. Peygamber'in gaybf haberlerini ~onu alan bir doktora te7jnin varlığını hatırlatmalcia yetinmek isHyorum.

M.Anınuıre: Ancak, Hz.Peyg~mher kendisi hakkında "gaybı bilir" demeyi yasakiamı§tır. Si1jn sözünü ettiğiniz gaybi hususlar, mueizelerdendir.

Acemi: Sayın Ammare, Hz.Peygambcr, sadece, "Allah kendisine bildirmeden, yarın ne olucağını bilir" dememizi yasaklamışıır. Allah dilediği zaman -hadisle de sabit olduğu gibi- Onu mcle-i A'la ya da muttali kıl~r. O istemezse, divanın altındakini de göremez. Bunda herkes müttefıktir.

Şimdi, mOsade ederseniz, b.u kQnuları bırakıp esas mevzumuza dönelim; Bulıar( ve MiLç/im'in hadisleri, bütün dereceleriyle kesin bilgi ifade ederler mi?

Bu konuda Oç ayrı görüş vardır:

1. Muhaddislerin cumhuruna göre; kesin bilgi ifade ederler

2. Nevevrnin görüşü: Matcvatir olmayanlar, zanni bilgi ifade ederler. ·

3. İbn-i Hacer, bu ikisinin ortasını bularak, bir kısmının zannl bilgi ifade ettiğini söylemiştir. Bunlar da özellikle tenkidlere mcdar olan hadislerdir. Mesalıi sözü geçen "Allah peygambere _ yaklaşıi" hni:lisi · bunlardandır.­Prof.Ebu Şehbe'nin belirttiğine göre, Bu!lnri'nin kendisi de, bı-ı. "rivayet sahih olsa da, sabit olmadığına işaret ctmişlir.

Öyleyse -Kıymetli karde§lcri~- sahih hadis, ehli tarafından da tarif edildiği gibi, sıhhat şartlarını taşıyan hadistir, yoksa bilgi yönünden Icesinlik art. eden hadis değildir. Bilindiği gibi sıhhat şartları da beştir. Beş şartı ta§ıyan her hadis, kat'! bilgi arzctmez. Bulıarf ve Mııs­lim'in hadislerine gelince, bunlar, apayrı bir özelliğe sahip­tirler. Zira bunların delaletleri kesindir.

Gawıli: -reddederek- Kim diyor bunu? İbnu's­Salah Nevevi'den naklen (bunun tersini) söylüyor.

Acemi: Oraya geleceğim sayın hoeam. Yalnız, bazı şeyleri söyleyip t~rcihi size bırakacağım. İmam Nevevi benim nazarımda büyük bir imamdır. İhnu's-Salah'tan da daha çok takva sahibidir. Nevevi gelmiş ve Bulıarf ile Muslim'de mutevatir olmayan hadisler kat'f değil

demiştir. Öbür taraftan İbn-i Hacer gelmiş, büyük bir

• n~ai&JVrm-wrw

SÜNNET ÜZERİNE RiR KiTAP VE BiR AÇIK OTURUM

kısmının kesin · bilgi ifade ettiğini söylemiş, faka! aralarında büyük bir çelişki olmamıştır.

Mirac ilc ilgili, Şcrik'in Jlz.Enes'den yııptığı rivayet hususunda ihtilaf çıkmış, ravilerin flz.Encs'den rivayet­leri farklılık arzetmiştir. Buhan~ bUtOn rivayetleri sıraladıktan sonra, scçiıpi okuyueulara bırakmıştır. Biz diyoruz ki; bir hadisin sahib olması, onun kat'l olması demek değildir. Sadeec sıhhat şartlarına haiz olduğu için, sahih denir.

Mllslim, kendi kendisini bazen tenkid etmiştir.

Şcrik hadisine yer verdikten sonra: "·Bazı cümleler tak­dim tchir, b~zıları eksik, bazıları da fazla oldu" demiştir.

Öyleyse Muhaddislcrin gayesi, hadisleri seçip önümüze koymaktadır. Sencd ylinündco hepsi araştırılmıştır. Aynı lafızlarta Muhafaza edilip edilmediği de açığa çıkmıştır. I..afzın aynen korunduğunu; mesela, ı lz.Enes'ten aynı hadisi, Tabii'den beş ya da altı kişi

rivayet etmiştir. Hepsinin üzerinde ittifak ettiği lafiziarı kabul ederiz. Fakat birisi slka rfivilere muhalif olarak birşey söylemişse pu, ta.rtışılır. Çünkü sika demek, masum demek değildir. Slka demek, kişinin az hataya düşmesi demektir.

Gaybf-ve diğer bazı hususlarda aklın seviyesini aşan hadislerin varlığı bir gerçektir. Kur'an ayetlerinde de olduğu gibi. Ancak bi1j ilk ilgilendiren, senedini ara§tırmı:ıktır. Aııad'in Hadisçilcr ncıdindeki tarifi: "W"ilcvatir olmayan habcrlcrdir" Fakat öyle Ahad haber­ler vardır ki, üç kişi üç kişiden rivayet etmiştir. Genel olarak bu tUr haberleri atmaktan geri duramayız, Ancak bu üç rfividen birisi, rivayetinin bir kısmında tck kalmışsa (tefcrrüd), şazz duruma düşmüş olur. Binaenalcyh, IJ/1/ıarf y_c M11;!im'dc de_ yer. alsa, reddetmemiz mümkOn olur. Bu söz benim değil, İbn-i Salah'ın kendisine aittir. İşte bunlar bizim s_elclimizdcn öğrenip, kendi ncslimize de öğrettiğimiz Hadis istılahı ilminin hakikatleridir.

el-Muslimıin: Prof ei-Aeemi'iıin sözleri, aslında, genel olarak İsiilm alimlerinin Sünnete bakış açılarının bir özcticfrr. Ümmetin eskiden de kabul ettiği metod budur. Şimdi şeyh GaZ?.ali'ye soruyorum: Bu metoda itriazınız nedir? ·

Ga:.;:Uii: Biz dünyada tck başımıza yaşamıyoruz.

Ilz.Muhammed'i bizatihi reddeden, Kur'an ve SOnnetfn tamamına karşı çıkan insanlarla beraber yaşıyoruz. Ben, şahsen, davetçiyim. Daha önce de belirttiğim gibi davetim esn?sında çok engelieric karşıl~ıyorum. Üniver­sitelerin gerek talebele ri nden gerekse hocalardan birbirin­den farklı akli sorular yöneltiliyor. Bunlar, bir' laraftan müşteşriklcre kulak verirken, diğer taraftan misyoner­Ierin yazılarını da okuyorlar. Bazen onların söylediklerine inanıyorlar. -şimdi soruyorum- Ben böyleleri ile konuşurken: "bizim muhaddislerin kalpleri iman nuru ilc

İslfimf Araşurmalar Ci lt: 5, Sayı: 2, Nisan 1991

Page 16: A Book on Sunnah and a Panel D iscussionisamveri.org/pdfdrg/D00064/1991_2/1991_2_GORMEZM.pdf · Mağrib ülkelerinden birinde bir gün namaz kılıyor dum. İmam iflitah tekbirini

ÇEV: MEHMET GÖRMEZ

aydınlandığı için, hadisleri bu meleke iİe değerlendirirler" diyebilir miyim? Tabii ki, böyle demek makul değildir. Ben dinimi · mudafaa ederken, Allah'a inanan ya da

· Allah'a inanmaya dave~ eüiğim kimselerin anlayabileceği sabit delillerle konuşmak zorundayım. Özellikle imana davet ettiğim kimseye akli delilter sunmak mecburiyetin­deyim.

Ben, şu anda, siyasi ve askeri yönden hezimete uğramış, itharn kafesinde yargılanan bir dinin men­

. subuyum. Onu bu durumdan nasıl !curtarabilirim?

Safi: Hayır efendim, din hezimete uğramamıştır. Hez.imeıe uğrayanlar Müslümanlardır. Allah'ın dini asla hezimete uğramaz.

Gauôli: Sayın hocam, İstlım ümmeti bugün yeryüzüne İstam•ı öyle sunmuştur ki, bunu duyan.Avus­turalyalı da reddediyor, Amerikalı da, bu, dinin hezimeti değil midir?

Safi: Hak mevcuttur. Hakşinastar da vardır. Kur'an mahfuzdur, asla hezimete ujramaz.

Gazi.tıli: Hz.Peygambcr, dini bir hayat sistemi, bir medeniyet olarak yeryüzüne takdim etmiştir. Küçük çocuklann bafü.asın~a ezbcrlcdiklcri Kur'an, medeniyet midir? Ben,. bütün Kur'an'ı ezbertesem, yanıı:nda bin tam; de Kur'an olsaı bu yeterli mi?

Ben, isıam•a ve peygamberine inanmayan toplu~ lara da hayat verecek, ean h bir daveti kastediyorum. . .

Mesela, din h\lrriyetindcn söz ettiğimiz 'zaman, bazıları hemen atılarak "dinde zorlaina yoktur" ayetinin mcnsuh olduğunu ileri sürcrlcr ...

Prof <;emaluddin: Bunu ben de ~ulaklarımla işittim ve şaşı.r.dıı:n. .. ..

Huseyni: Oysa bu ayet, Kur'an'da yüce gayclere matuf bir ayellir.

M.Aınnıare: Rahmet ve hidaycti teşvik eden .daha nice ayeti mensuh saydılıır.

Safi: Böyle diyenler, dini tanımayan ve birşey bil­mcyen dlhillcrdendir.

Ga:a.,fıli: Neval es-Siidavi adındaki korninisı (ve feminist) kadının öncülüğünde, aile hukuku ile ilgili kanuniann iskatını istediklcrinde, -ki, sebeb gayet açıktı­birisi çıktı dedi k;i. "kadınlar erkekleri doğurmak için Yfratıldılar" ne acayip, . ne garip bir söz. . Süncn sahiplerinin rivayet ellikleri, kadınların orduyla beraber 1 vaştıklarını, toplumun teşekkülünde rol aldıklarını, beş akit namaz için camiye gittiklerini bildiren hadisler erede? bütün bunlar kayboldu. .

22. 2/ Bakara, 230. 23. 2/ Baka ra, 234.

Joıunal of Jslamic Researclı VoL· 5, No: 2, Apri/1991

.115

Doğu Avrupa şu anda koınunizmden .kurtuluyor, Fakat döndükleri nizarn İslam değildir. "İstam'ın. siyasi ni7..amında şuraya asla yer yoktur" dediler. ·Buna sı:beb olan da, bu konudaki ayetleri mensuh sayarak, şuranın zorunlu olmayıp, sadece fikir edinmek için varolduğunu söyleyen zihniyettif.

Kadının, velisinin izni olmadan evlenmesi, -ki imam Ebu Hanife'nin görüşüdilr- İslam'a yabancı olan toplumların gözetilmesi için gerekmiştir •

· M:Anımare: Farz edelim Ebu Hanife · bunu söylememiş olsun. Bu görüşü bizim de ortaya atmı;ık,

hakkımız olmaz mı? o c

Gazzaü: Kur'an, nikah akdini kadına ·· nisbet , n

etmiştir. " ... başka bir lwcn ile niknlılamncnya kadar ... -ayctindcki ifade ile, eşleri ölen hanımlara, süreleri (i.ddct) bitince "artık kendileri için ııygıın olanı yapmalannda size btr gı·ınalı yoklur ... " 23 diyen ayet, bunu açıkça ortaya koymuştur.

Bunlar boş sözler midir? Ben, insanlar Allah'ın dinine girsinler diye, Kur'an;ın bu açık ifadesint~ dayanarak fıkhi bir görüşü benimsernek zorundayım. Ilakim'in . Musıedrek'inde mevcut olan bir hadistçn dolayı kadın, on asır evine hapserliimiş ne öğrenim için ne de namaz için dışarı çıkmamıştır. Neden dinin aslını

öğrenip öğreımesin?

Kat'i nass Kur'an ve Miltavatir SQnnettir. Ben · böyle diyorum.

el-Muslimfin: Oturumun1Uza hakim olan ,hava, Mml hadislerin ka~ulü -vey~ inkarı meselesi olduğu halde, aramızda bulunan hadis mutahassısı Ahmed Ömer Haşim'den bu konuda bir şey gelmedi. Kendisi bu konuda ne diyor? ·

Prof. Ahmet Ömer Haşim: Öncelikle icLihadi mcsclelerde, birbirlcrinıizin görüşlerine karşı, ~eniş

gönüllü ve mosamahalı olmamızı rica ediyorum, ta ki Allah'ın izniyle hak ortaya çıksın.

Aıimlcr, sahih hadis için belirli şartlar koşluklan gibi, sahih hadisi de kendi içinde d~recelcndirmişl~rdir. lJillıarive Mastim'in illifak ettikleri hadislcr.birinci mcr­tebcde, Bulınn"'nin tck başına rivayetleri ikinci derecede, Milslün'in rivayetleri de tck başına oçoncil mcrtebcde yeralmışlardır ...

Bu ıasnifın onlara göre şöyle bir faydası var; Bir hadis başka bir hadise muhalif olunca, birinci derecede yeralan muttafakun alcyh bir hadisi, ikinci dereccdç. yer alan hadise tercih ederiz. Yalnız bu, tercih etmediğimiz ikinci dcreecdeki hadisin sahih olmadığı anlamına gel-

_...,.....

1 ' ·

{

Page 17: A Book on Sunnah and a Panel D iscussionisamveri.org/pdfdrg/D00064/1991_2/1991_2_GORMEZM.pdf · Mağrib ülkelerinden birinde bir gün namaz kılıyor dum. İmam iflitah tekbirini

' tı6

mez.· Ancak· çelişki anında, .birincisi tercih edilir. Aynı şekilde Hadisçiler, iki hadis_çelişiiği zaman, Bultari'nin tek brujına rivayetini Miislim'in hadislerioe, Miislim'in hadis­Icrini de O'nun şartlarına uyan diğer hadisiere tercih etmişlerdir.

. Ancak bunu, çelişkili iki hadis arasında nesih yoksa söylemişlerdir. Bu, onların hadisleri alırken ne derece musamahakar ve geniş ufuklu ~areket ettiklerine bir dclildir.

. · · Ş~ kadar var ki, burada bir noktanın muhakkak izah edilmesllai.ımdır; o da §udur: şayet bu şekilde Atıad hadisleri redde~me kapısını, aça~k, İsUim şeriatının hükümlerinin büyük bir kısmını da reddetmek zorunda kahrız. {)ysa Allah'a hamdolsun ki, hçpimiz sıhhati sabit bir hadisi kabul etmede. bu şekilde ittifak ediyoruz.

Gawilt: B~a. ittifak ettiğimiz bu şekli biraz ·izah edin.

Alımed Ömer Haşim: Yani hepimizin bir görüşte it­tifak ettiğimizi kastediyorum. o c!a; bir hadis, sıhhati kesin bilgi ifade edecek tarza sabit olursa, asla reddet-meyi7-

Gaz.t!Ui: Şazz ve ille~li hadislerin sıhhalleri de sabit olurmu?

Alımet Ömer Hasit~: Tabi ki şaız,. ilielli ve senedi kopuk hadisler .~f!ib değildir. An_cak aklın hakcmliğinde hüküm verirken, öiraz dOşünmeliyiz. Zira akıllar eşit

olmadığı gibi, hepsi aynı derec!!de de degildir. [şte . buradan· ihtilaf ederiz. Bı,ı gibi durumlarda; nihai görüşe varabi.lmek için, daha g~n~ bilgiye sahip olanlara ve çoğunluğa da baş vı.ırmalıyız.· l3irimiz.· kcsin bilgi ifade eden bir hadise, diğerimiz zanna dayanap bir hadise sanlırsa, sahih olduklan müddetçe çelişmiş sayılmayız.-

. Hz. Peygamber si.hir yapıldığını · . bildiren . hadis \izerinde çok tarlı§ıldığını gördüm. Ben de, el-IIuseynl gibi, bunun sadece kadınlarla ilişkisini. etkilcdiğine inanıyorum, peygamberlik yönü etiaıenmemiştir. ·Allah kc?~isine "Allah seni insanlardan koruyor" buyurmuştur.

Nitekim, hadiste de "bana öyle geljy,ordu ki" ifadesi vardır. Aynı ifade Kur'an'da d.a Hz.Musa için geÇmiştir." ." ... btiyiUerinden ·öliiril on/ann ipleri ı•e değnekleri sanki koşttyor gibi gi:in"inmflşui" 2"' ·

Öyleyse ih.tilaftan uzaklaşalım. Anlayış dairemiz son derece geniş ·. b1suo. Bizim; Sünneti sonradan karışan şeylerden· arındırmaya ihtiyacımız ~ar. ·sahihlerden değil. ~kidcn pcri sö"nn~le ~§1 qü§manca bir tutum ser­gileyenlere, hep bc~aber kar§ı du.~mamıza . ihtiyaç var. Açıkça Sünneti bırakmaya ve Kur'an'la yetii}meyc davet edenlere karşı çıkmalıyız.

24. 20/Taha, 66.

SÜNI\'Er ÜZERİNE BiR KİT AP VE BİR AÇIK OTURUM

Netice olarak ·6en, Muhammed· Gazzali'nin soo kitabında yer verdiği görü§" ve ictihadların~i katiliyorum. Ve diyorum ki; O Muctehid ve mücahid bir insandır. Hiç kimse onun İslı1m dave"tindc"ki rolünü inkı1r edemez. Ken­disi bütün görüşlere açık olduğu gibi, başk31annı da ken­disi gibi düşünmeye zorlamaz.

Allah, Ahmet b. Hanbel'c rahmet etsin. Bilindiği gibi o kitabında zayıf hadisiere de yer vermi§tir. Kendisi­ne bunun sebebi sorulunca "başka bir tarikle sahih olarak rivayet edilmiş olur da,· IIz.Pcygamber'in .bir sünnetini terketmiş olurum.diye korktuğu m için" .cevabını verir.

Prof AbduUıaljın el Cündi: . Ben "im.am· Şafı'~in er­Risale'sini ezberlemi§ sayılırım. Otuz sep~_ aralıtçs_ıı akut­tum. Şafii'nin bu kitabında cn büyük keşfi, ~ad haber­ler hakkında orı~ya ~oyduğu usOidür,Di:eyen kabul.eder dileyen etmez. . · · .

Profcl-Acemi'nin sözlerinden anladığıma "göre, o bu usaıo tamamen kabul etmiştir. Ancak şunu da belir­teyim ki, sürekli bir şeyi ·okumak ve· okutmak; kişide bir kusur oluşturuyor, o da; · ınsan başkatarina · öğrettiği hususlara o derece inanıyor ki, kendi görüş ve ih­tiyarından tamamen vazgeçiyor.

Özelle şun~ demek isitiyorum: ben şahsen sürekli bağlı kalacağım bazı kurallar koymayı isterim. İşte bunlar­dan birisi de: Kilili bir usul kaidesine veya· daha sahih bir nakleya da akla muhalif olmadan, herhangi bir hadis red­dedilemez. Prof. ·ei-Acemi'nin de belirttiği gibi, Nevevi, BuJıari ve Milslim'd.e yer al~n -hadişlerde hiçpir hata yok­LUr, dememiştir .. Ayoı.şekilde delalet .yönünden lçat'l ol­duklarını da söylememiştir.

Bulıari ve Mlislim'~n başımız ile gözümüz üstünde yerleri var. Ancak hadislerinin kesin bilgi, ifade etmesi mümkün değildir. İsnad ve ravileri açısından, kesin olarak, sahih olabilirler. Metin ve manaya gelince, bu tartı§ılır. Mana açısından sahih olmasının şarttarına, neden akla muhalif olm"amasını şart koşmayallriı.

Öyleyse bu maddeyi de uygJtamamız bir eksiklik değildir. Bir taraftan bu kaideye bağlı ~!;alırken, öbür

• taraftan bütün yönleriyle hadisten . istifade · etmeye çalışalım. Böylece aklın1ızı kullanmış ve hür bir düşünceyle hareket etmiş · oluruz. Aksi ta i- iirde,- büyük de olsalar, ölüler bize hOkmedecektir. Oysa sen de, tıpkı IIz.Peygamber asrında olduğu gibi, dinini savumak mec­buriyetindesin. Hatta bugün, bu dava daha zordur. İlimle b·arcket etmczsek, hiçbirşeye varamayız. Dinaenıileyh,

· ben nakli değerlendirirken aklımi lcullanmamız gerek­tiğine in:ıİı~·orum.

· el-Mııslimün: Bilindiği gibi Sünnete dil· uzatan bir çok müste§rikler olmuşiur. Zayıf ve Mevzı1 hadislerin varlığını fırsat bilerek, Sünnet'in hürmetine şüphe

İslami Araştırmalar Ci lt: 5, Sayı: 2, Nisan"1991

Page 18: A Book on Sunnah and a Panel D iscussionisamveri.org/pdfdrg/D00064/1991_2/1991_2_GORMEZM.pdf · Mağrib ülkelerinden birinde bir gün namaz kılıyor dum. İmam iflitah tekbirini

ÇEV: MEHMEf ÇiÖRMEZ

dü§ürm_eye çall§ml§lardır. ·Biz Sünneti ye~iden elemeye tabi . tutma i§leminiol müst~riklerin . ekmeğine . _yağ

sürmeye.- ve yeniden Sünnete hucl)m .-.etmelerine yol açacağından korkuyoruz. Bu konuda neler söyleyebilir-

\ siniz? · /

··Prof Abtlulcelil .Çelebi: $ünnete hucuiT) -~eselesi,

Gazzali'nin · kitabından ço!c -önceYere uzanır. İlk ön~ mü§LC§rikler bu çığın açtılar. Daha sonra ilmine, geni§ anlaYI§ına ve çall§malarına hürm~t duyduğum Ahmet Emin ·geldi, Fecnı'l-İsliim ve Dulıa'l-İslfim adlı iki kitabını, Arapça .. k,aynaklardan . . ziyade, müstC§riklerin görü§leri üzerine bina etti. Fecnı'l İs/mn adlı kitabında bir yönden Montgomery Watt .öbür taraftan Wells'in met_odunu· esas aldı. Waü,_ İslam'a. hUcQ.m ederken, dolamb~çlı y.ollara · baş vi.ırmu§tur. ·Ona göre, jsıam öncesi Arap yanmadasında, 'Hjristiyan ve Yahudi kOltürü oldukça yaygındı. Doğuda ve kuzeyde oturan Ga5saniİer ile Miınziriler Hiristiyandı. Umeyye ~- Ebis-siııt ·da Hıris­tiyaiıdı. Hristiyan dü§üncesi yanma'danın buralarından merke!le doğr.~ _kaymı§tır. · Ukaz' pamiyırıiıda bu dü§üneeler anıatilml§tıi-. ~te Ôna · ~öre Hz. Muhammed· de fikirlerini buradan alm'ı§tır." .. . .

. . ~ .. Mont_gomery Watt, ·buradan başk~ bjr yöne at-

layarak, .Hz.Peygamber'in. tevhid akidesini qe Yahudiler­den._al~r~k k~ildi~ine yeni bi(§ekil: v~riliği~f iddia eder~ Zaman zaman kendisi!Jden geçerek! pat!ni aklı il7 tevhi~ bazı §ekiller çiziyor, uyanınca da kendisine vahiy geldi zan­nediyordu. -Bunu · etrafındakilere anlatınca, onlar da inandılar. ~te müstC§riklerin Hz.Peygamber'e ve ris<iletine balaş açıları budur. Onlar hef§eyden .vahye ve risalete §üphe dü§Urmeye~ll§mı§lardır.

'. -B~ ~ldırı · Macai · asıllı ·Yahudi Goldzilier'in hu~amiarıyla 'iiiveY,e' ul~iıiı§tıf. Göleiziher Mısır'a gelmi§; Ezıler'de ··aki.ımü§'"' ve · · :Mosliimiinların· sarığr · ile dola§ml§tır . . D~ha· ön~ Ldvls 'Massigriön aa aynı §eyl yapÖiı§u: GoldzJher, Sünneti · ienkid ederken, tem!!lirie hO~~in etmi§tir. Ona göre-İbn-i Şibab ez-Zühri, Halife' Abd~ilneiik'fn dostıidür. EmeViierıe· dO§ma'nları arasında hilafet kavga~~ . başlayınca, , Apdulmelik İbn-i Ş_ihab'a Şia'nın aleyhine,. Erneviierin .leh(ne, hadis uydurınasını . salık .vçrQli§tir. -Bu.na._delil olara.~ ·eıa goya Erneviierden İbrabjm b. Hi§am, .. bir . gün· Zohri'ye gelip · bir .. sayfa uzatarak, buradaki hadişleri senden. riVayet ettiğime _ ı;lai~ . biı: i_~ .. ~t demi§, oyŞa .:hadisler( on~ap a!mamı§tır. ZOhrl, önce tereddüd etmi§, sonra bu sahifeyi _ _iın­zalamı§tır. Daha sonra İbrahim b. Hi§am, halk arasında dola§3rak, İbn-i Şihab'ın aslında rivayet etmediği hadis­leri, ondan rivayet ederek yaymaya çalı§mı§tır.

Goldziher öbür taraftan Velid b. Abdulmelik ile Said b. Museyyeb'in arasının iyi olmadığından hareketle, Şia ve Erneviierin kar§ılılclı birbirlerinin aleyhine hadis uydurdulclarını yazınl§tır. Maalesef Ahmet Emill, bütün

Jôıuiıat.o[lslmnic Researc/ı. Vol: 5, No: 2, April 1991

117 .

bu konularda bu . mQ§tC§rike tabi olm_u§tur: <?Jsa Goldziher'i bi_lmem ama, Ahmet Emin'in, . Hadis_ alim­lerinin, ikinci ve üçüncü asırda bu ilmi korumak, ~etin ve sened yönünden hadisleri her türlü ~i~eden arındırmak için yaptıkları çalı§maları hatırlaması

gerekiyordu: Hadisçiler, bu çall§malarla Mütevaiir, saliib, zayıf ve mevzO · hadislerin tamamını. birbirinden ayırml§lardır. . . .

~te İsıarn ümmetinin zayıfladığı bir noktada. isıam'a §üphe· sokmak isteyen bu saldırganlar, bu kapıdan hücOma geçmi§lerdir.

el-Muslimün; Bu izahlar için tC§ekkUr ederiz. Peki ŞeyJ:i Gazzalinin durumu •ve Sünneti yeniden· elemeye tabi tutma~ davet etmesinin, bu anlattıklarınızia ·bir ili§kisi var midır?

Abdulcelil Çelebi:- Ben §Cyh Gazzalrye hiıcu·m

edemem, bilakis oiıun davasını destekliyorum. Yeniden · ayr~tırmaya ihtiyacımızın . olduğunu ben ·de sÖylüyorum. Bir görO§e, veya bir tek mezhebe bağlı kalmayıp · bUtOn imamlardan istifade . etinemiZ §arttır. Ancak bir hadis, seneci ve metin yö~Oriden sahfh olduğ~ takdirde alırız. Bazılannın §iddetle kar§ı çıkmalarına gerek yoktur. ·

Mesela kadının . dl§an . çıkması neden tartl§ılıyor.

Oysa biz Hz.Peygamber .döneminde de kadınla_rın d1§3rı

çıktıklarını, Mi.ls!Omanlarla beraber sava§l~ra. i§tjrak.-ettik~

lerini biliyoru_z. ·üm mo Seteme, Neı.ibe el-Ensariyye ve daha bir çok kadının kıssalıırıoı hepimiz biliyoruz. .

MüstC§reklerin hile .ve tui.aklarına kar§ı çok- dikkatli olmak ve aklimızı : kullanf1\3k. ·zOrundayız: Mesela­Goldziher'in dediği ~bi-farzedelim ·-ki, Abbdulmelik' b. Meivan ve .bai:ı Emeviler, Medine'deki imarnlara hadis' uydu·rniayı:·eınretmi§ · olusunlar, ba§ta·· KG fe· ve ·Basra . olmak üzere, ·sair İstarri diyar'ında -yaşayah· imamtar:. ' ne~~deydiler? Oysa bu ·§ehirler EmeV:iler~ kar§f bit' tutum içindeydiler. Bunların yalarılarına . ' ka'r§ı' •:ıias·~· soktif· ' edebilirler? - ~ısır aljml~ri . bu eereyana' 'kar§ı·· 'nasıl susabÜir? · ' · · ' · ' : · · ' ·,

Soô . olara~ · §Unu _- söy(eınek isitiyorum: is~am _ ümmeti bu gOn tıpkı ön.ÔçU~cü asirdaki dururriuyla'kl!~ı . kar§ıyaqir. o _zainan da 6_i_r ·taraftan iıaçıılar·satdirinl§ bii taraftan da Moğollar hi.l'cüm etmi§ ve fılr kisk3ç' i~risiıfe alml§lardır. Ancak asır 'son.a· e~ed~ıi,· Moğollar ·teslim olmu§, haçlılar da gitmek zoru'nda kalmi§lardır: ' . . :.:·

Gerçekten Haçlılar, bu sava§lartlan h'ezimetie geri dönmü§lerdir. Anecik b~niat ar~sından- ' 11-ıomqs Aqvin giöilerl' Çıkıliı§ ve Müslümanlaıra -:kar§ı eıl" ~tkili' iav'iı§ıh silah değil, fikirle yapılacağını savunmu§tur. ݧte bu tarih- · ten itibaren ba§ka bir haçlı savaşı ilan edilmi§tir. B!ltiln İslami eserlerimzi imha etmeye yönelik olan bu savaşta, dinin mantesiplerini onlardan uzalcla§tırmak için, her vesileyle saldırılmı§tır. Bunların hedefleri arasında sadece Sünnet değil, Kur'an'a da §üphe dü§Ormek vardır.

Page 19: A Book on Sunnah and a Panel D iscussionisamveri.org/pdfdrg/D00064/1991_2/1991_2_GORMEZM.pdf · Mağrib ülkelerinden birinde bir gün namaz kılıyor dum. İmam iflitah tekbirini

el-M~limfuı: Öyleyse siz de Şeyh Gaz:aıli gibi dO§ünüyor ve s · ,eLin yeniden değerlendirilmesi gerek­tiğine inanıyorsun uz?

Çelebi: Evet, daha ·önceki konu§mamda da ~et ettiğim gibi G~lı'y1 bu yönden destekliyorum.

el-Müslinituı: İİadisleri yeniden anlamak ilc yeniden elemeye tabi tutmak aynı §ey midir? Bu sorumuzu Prof. Rızk Tavil'e yönelliyoruz.

Prof Ru.Jc Tavü: Benim l?o konu ilc olan ilgim 17 yıl öncesine uzaoır. Asyuua bir llı.ristiyanıo kaleme aldığı bir kitap ~er' e geti~ilmi§ti. Aslında yai'.ar I Iıristiyan olarak da görOomOyo~du. Bütün dinleri inkar ediyordu. Kirabın adı: Mıılıammedin Peygamberli{.rinin teniddi idi. Kiı~pta ·zaman zaman, Yahudilik ve llırisıiyanlığı da ıenkid ediyor ve semavi hiçbir dine bağlı olmadığını or­taya koyuyordu. Kur'an'dan bazı ayetlerele bazı hadisleri hedef olarak' seçmi§li. Özellikle lkSülcyman'ın bir gecede 99 hanımını dola§ıp, her birisini sava§acak birer mı.ıcahidc bamile bıraktığını söyleyen hadis azerinde duruyordu.· Yazar, ganc§in baH§ından ·doğu§una kadar ·geceyi 99 a bölmO§ ve neticede hepsini · rcddcımi§ti. Ya1.ar bundan sonra Ilz. Pcygnmbcr'c sihir yapıldığını söylcyçn rivayet ~zerinde, durmu§ ve kafayı sihrin et­kisiı:ıde gcçe~. altı aya ta~arak, ~u ~(lnemdc gcl~o

hUk~ml~_r hakkıf!~a ne diyor.S_!Jnuz? diye SOrUY.Ordu: .~tabı _okudukt_an· .~onra bir . gaz_cte_de kaleme

aldığım ıri_ak~lede; . 11f:idis alimlerini ya §Opf!elere cevap vererek, yahut had~lcri .yeniden yor~inlayarak doğru bir baıciş açısi :gciirmeyc ' ve bu gibi meselele re cğiİmcyc te§vik etm~fim:. ·ou.rum· tehlikeliydi. İçinde ya_§adığımız asır farklı fikir ve dO§Oncclerin çatl§tığı bir asırdı. isıarnı uysınl§ hareketi, bu gibi ~ir çok olayla kar§ıla§ıyordu: DOt On bunlardan kendimizi korumak zorundayc:fık.

el-MIJslimün: Buna ··sannelin ~yi. olmasifıdan kOrkmak diyebilir miyizJ ·

· Rı:lc Tavil: Önceki dinlerin de Sonnetleri vardı. Şimdi bunlar n~rede? Mesela, Hz. İsa'nın incil'i tatbiki, o'nun Sünnetiydi. Öyleyse nerede bu ~ünnet? Hz,Mi.ısa'nın Tevrat'ı tatbiki de O'nun Süıin~tiydi. Şimdi görebiliyor muyuz? · Ancak' Hz. Muhammed'in Sünneti ebcdiyen· kalacaktır. Biz, selef aıimlcrimizin Sünneti' korum·aıc içi.n yaptıkları çall§ırialar, ortaya çıkardıkları

Ricaı: Cerh ve ta'dil, ilc"Mustalahu'J Iladis gibi ilimieric ne kadar övünsek azdır.

Sünn!!lin zayi olmasından korkmak beyhudedir. Bütün dünya .birle§Sc buna güco yetmeyecektir. Ancak

ncr,Jaruvrrrnu, ... ....

SÜNNET 07.ERİNE BİR KITAP VE DiR AÇIK OTURUM

esas k.orktuğum, yanlı§ dcğcrlcndirip batalı anlamaktır.

Bu yanlı§ anlamaktan dolayı ihtilafl ı mcsclelerin bizi ku§atıp .ümmetin bölünmesine sebep olmasından

korkul ur.

Aıimlerimizin koyduğu kaideler onu korumaya kfifidir. Sahih hadisleri tesbit için bunlara, bazı yeni esas­lar eklerneye maoi hiçbir durum yoktur. Hz.Ai§e'oin "kimse kimsenin gilnalıını ytlklenmez" ayctinden hareketle "CJÜI, e/ılinin üzerinde ağlamasıyla azııp duyar" hadisini reddetmesi, aklı kullanmaya, yakini bilgi ifade eden nassı, zann ifade eden nassa takdim etmeye bir delil­dir.

el-Mııslimıln: Oturumumuzun son sorusunu Prof . . Abdullah Abduާekur'a yöneltmek istiyoruz. İslam alim­lerinin yaptıkları çalı§malardan sonra sonneli yeniden eleme k ve arındırmak doğru mudur? ·

Prof AbıluUa.lı Abıluşşekur: Öncelikle belirteyim ki ben, Sünnet ve hadis ilc ilgili dersler aldım, ama esas ih­tisasım İslfim Tarihidir. Ben, Şeyh Gaz7.alrnin görü§lerini i§itincc, ba§ıma gelen bir hadiseyi hatırladım. Şahsen 13 yıl inancıma ters dü§cn bir ortamda ya~dım. Bir daveıçi olarak, ben de, Şeyh Gazzalrnin dO§tüğü duruma dO§Lüm. Yabancı toplumlar, sadece akıllarının aldığı hususları kabul ediyor. Akıllarının almadığı hiçbiC§eyi kabul etmiyorlar. Bunu çok denedim. Hfidislcre akli v~ mantıki_bir izah getirm!!dikçc ikna olm uyarlar.

Ahad bir haberi, kendisinden daha kuyvetli bir delille çatı§tığı zaman rcddetmeyi, pe§incn kabul et­memiZ lfuıım, bunu ilk defa Örtaya atan Şeyh Gaızali değildir. O da daha önceki imarnlara tabi olar~k bunu söylüyor. İmam Malik, Duharrde yer aldığı haiçıe: · "MuııZ'ın ölümü üzerine aı:§ titrer" hadisini kabul et~ mcmi§Ür~Öyleys~ selclbu ~et~du kullanmı§sa, biz de kullanırız. J\klımıiı kullanmaktan geri durq1ayız. Allah Kur'an'da "Biz !nsanoğlunıı §erejli kı/dık" buyur~yo_r.

imam Kurtubryc göre-llycue geçen -§eref akıldır. Biziin bu §Crcfı reddedip aklı m~ ilga etmemiz doğru olur mu?

• Şeyh Gazzali Mütavatir hiçbir hadise menfı

yakl3§mamı§tır. Dile gı-;tirdiği tam hadisler Ahad haber­lerdcndir. Bu hususta da bazı §cyleri aklcn tartl§mak · mümkündür. Bana göre Şeyh Gazzali. kuvvetli ~ir. fıkre, yepyeni bir akla sahip, Allah'ın dini hususunda gayret sahibi müctehid bir alimdir. Bence kendi re'yi ile ictihad edebilir.

İ silimf AraşTinnalar Ci/ı: 5, Sayı: 2 Ni~an 199}