a mert - süleyman demirel universitytez.sdu.edu.tr/tezler/ts02611.pdf · küreselleĢmesi, ürün...
TRANSCRIPT
T.C.
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME ANABİLİM DALI
Yaş Sebze ve Meyve Üreticilerinin Pazarlama Faaliyetlerinin Stratejik
Perspektifle Değerlendirilmesi: Antalya’nın Serik İlçesinde Bir
Araştırma
Ayşe MERT
1430201328
YÜKSEK LİSANS TEZİ
DANIŞMAN
Doç. Dr. Ömer Kürşad TÜFEKÇİ
ISPARTA-2018
i
MERT, AYġE, YaĢ Sebze ve Meyve Üreticilerinin Pazarlama Faaliyetlerinin Stratejik
Perspektifle Değerlendirilmesi: Antalya‘nın Serik Ġlçesinde Bir AraĢtırma, Yüksek
Lisans Tezi, Isparta, 2018
ÖZET
Sosyal kültürel ve toplumsal alanda yaĢanan değiĢimlerle, rekabetin
küreselleĢmesi, ürün ve hizmet çeĢitliliğinin artması günümüzde her alanda stratejik
açıdan düĢünmeyi zorunluluk haline getirmiĢtir. Tarımsal üretim potansiyeli yüksek
olan ülkemizde tarım sektörü ekonomimiz için önemli bir kalemdir.
Bu çalıĢma Antalya‘nın Serik ilçesinde faaliyet gösteren yaĢ sebze ve meyve
üreticilerinin Pazar fırsatlarını, tehditlerini ortaya koyarak güçlü ve zayıf yönleriyle
analiz etmek amacıyla gerçekleĢtirilecektir. AraĢtırma verileri Antalya‘nın Serik
ilçesinde faaliyet gösteren 425 yaĢ sebze ve meyve üreticisine uygulanan yüz yüze anket
uygulaması sonucunda elde edilmiĢtir. Birinci bölümde Dere (2006), Gözener ve Sayılı,
(2011) ve TOBB (2013)‘ün çalıĢmalarından yola çıkılarak araĢtırmacı tarafından
geliĢtirilen 60 ifade bulunmaktadır. Ġkinci bölümde ise demografik özellikler ve çiftçilik
faaliyet uygulamalarıyla ilgili sorulara yer verilmiĢtir. Tüm ifadelerin genel güvenilirlik
değeri (Cronbach Alpha Katsayısı) r=0,841 olarak tespit edilmiĢtir.
AraĢtırmada bütün bağımsız değiĢkenlerin, bağımlı değiĢken üzerindeki ortak
etkisini inceleyebilmek amacıyla çoklu regresyon analizleri gerçekleĢtirilmiĢtir ve bu
analiz sonucunda araĢtırma modeli, yaĢ sebze ve meyve üretimindeki değiĢimin %55‘ini
(R2=0,550) açıklamaktadır. Regresyon analizi sonuçlarına göre; ―Tarımsal pazarlama ve
strateji‖, ―Tarım faaliyetleri uygulamalar ve iĢ gücü‖, ―Üretici komisyoncu iliĢkisi‖,
―Devlet desteği ve politikaları‖ ve ―Tarım Organizasyonu ve örgütlenme‖ yaĢ sebze ve
meyve üretimini etkilemektedir.
Anahtar Kelimeler: Tarımsal Pazarlama, Stratejik Pazarlama, Çiftçiler
ii
MERT, AYġE, An Evalution of the Strategic Perspective of Marketing Strategies of
Fresh Furit and Vegetable Producers: A Research in Serik, Antalya Master Thesis,
Isparta, 2018
ABSTRACT
Globalization of competition, increase in product and service diversity with
changes in social, cultural and social environment has made it a necessity to think
strategically in every field today. In our country with high agricultural production
potential, agriculture sector is an important item for our economy.
This study will be carried out in order to analyze the market opportunities and
threats of fresh fruit and vegetable producers operating in the Serik district of Antalya
with their strengths and weaknesses. The survey data were obtained as a result of a face-
to-face survey applied to the 425-year-old vegetable and fruit producer operating in the
Serik district of Antalya. In the first part, there are 60 expressions developed by the
researcher, starting from the work of Dere (2006), Gözener and Sayılı, (2011) and
TOBB (2013). In the second part, questions about demographic characteristics and
practices of farming activities are given. The overall reliability value (Cronbach Alpha
Coefficient) of all expressions was r = 0.841.
Multiple regression analyzes were carried out in order to be able to examine the
common effect of all independent variables on the dependent variable in the study, and
the explanatory model explains 55% of the change in fresh fruit and vegetable
production (R2 = 0.550). According to the results of regression analysis; "Agricultural
marketing and strategy", "Agricultural activities practices and workforce", "Producer
commissioner relations", "State support and policies" and "Agriculture organization and
organization" affect the production of fresh vegetables and fruits.
Keywords: Agricultural Marketing, Strategic Marketing, Farmers
iii
ÖZET ...................................................................................................................... i
ABSTRACT .......................................................................................................... ii
SĠMGELER VE KISALTMALAR DĠZĠNĠ ........................................................ vii
TABLOLAR DĠZĠNĠ ......................................................................................... viii
ġEKĠLLER DĠZĠNĠ ............................................................................................... x
ÖNSÖZ ................................................................................................................. xi
GĠRĠġ .................................................................................................................... 1
1.STRATEJĠK PAZARLAMA YÖNETĠMĠ ........................................................ 3
1.1 Stratejik Pazarlama .............................................................................. 6
1.2.Rekabet Stratejileri .............................................................................. 8
1.3.Küresel Rekabet Üstünlüğü ............................................................... 10
1.3.1.Rekabette BeĢ Temel Güç Kavramı ........................................ 11
1.3.2. Rekabet Stratejisi Bağlamı ..................................................... 15
1.3.2.1.ĠliĢki Yönetimi ............................................................ 16
1.3.2.2.Kazan- Kazan Stratejisi ............................................... 19
1.3.2.3.Risk Algılama Yeteneği .............................................. 21
1.3.2.4.Fark Yaratabilme Becerici .......................................... 22
1.3.3. Sürdürülebilir Rekabetçi Üstünlük ......................................... 23
1.3.3.1.Değeri Sorgulama ....................................................... 23
1.3.3.2.Az Bulunurluğu Sorgulama ........................................ 24
1.3.3.3.Taklit Edilememezliği Sorgulama .............................. 24
1.3.3.4. Organizasyonu Sorgulama ......................................... 25
iv
1.4. Genel Rekabet Stratejileri ................................................................. 25
1.4.1.Maliyet Liderliği ...................................................................... 25
1.4.2. FarklılaĢtırma .......................................................................... 26
1.4.3.Odaklanma ............................................................................... 26
1.5. FÜTZ Analizi ................................................................................... 27
1.5.1. FÜTZ Kavramı ve FÜTZ Analizi Tekniği ............................. 27
1.5.2. Çevre Faktörleri ve Analizi .................................................... 29
1.5.2. 1. Güçlü Yönlerin Analizi ............................................. 30
1.5.2. 2. Zayıf Yönlerin Analizi .............................................. 30
1.5.2. 3. Fırsatların Analizi ..................................................... 31
1.5.2. 4. Tehditlerin Analizi .................................................... 31
2.TÜRKĠYE EKONOMĠSĠNDE TARIMIN YERĠ VE ÖNEMĠ ........................ 35
2.1 Tarım Ürünlerinin Pazarlanması ....................................................... 37
2.1.1. Tarımsal Pazarlama Tanımı .................................................... 37
2.1.2. YaĢ Sebze ve Meyve Pazarlaması .......................................... 39
2.2. Sürdürülebilir Tarımsal Pazarlama ................................................... 43
2.2.1 Tarımda Sürdürülebilirliğin Temel Nedenleri ......................... 44
2.2.1.1. Gündelik Ġhtiyaçların Baskısı .................................... 45
2.2.1.2. Kısa Vadeli DavranıĢ ................................................. 45
2.2.1.3. Tüketici Talebi ........................................................... 45
2.2.1.4. Bilgi Eksikliği ............................................................ 46
2.3. Tarımsal Pazarlama Sorunları .......................................................... 46
v
2.4.Tarımsal Örgütlenme KooperatifleĢme ............................................. 50
2.5. Tarımsal Faaliyetlerde Risk Yönetimi Stratejileri ............................ 52
3.ANTALYA‘DA TARIMIN GENEL GÖRÜNÜMÜ ....................................... 55
3.1.1. Antalya Arazi Dağılımı .......................................................... 56
3.1.2. Antalya Tarım Alanlarının Dağılımı ...................................... 57
3.1.3.Antalya‘da Ġlk BeĢ Ġlçenin Tarım Alan GeniĢliği .................... 58
3.1.4 Antalya Örtü Altı Üretim Alanı ............................................... 58
3.1.5. Antalya Ġlçelerinde Örtü Altı Sebze YetiĢtiriciliği ................. 59
3.1.6. Serik Arazi Dağılımı ve Tarım Alanlarının Kullanım
Amaçlarına Göre Dağılımı .......................................................................................... 60
3.2. Tarımsal Üretim............................................................................... 61
3.2.1 Antalya Bitkisel Üretim ........................................................... 61
3.2.2.Önemli Tarım Ürünleri Üretiminde Antalya‘nın Türkiye
Üretimindeki Payı ........................................................................................................ 62
3.2.3.Tarımsal Ġhracat Durumu ........................................................ 62
3.2.3.1. Antalya YaĢ Sebze ve Meyve Ġhracatı 2015 ve 2016 Yılları
Ġtibarıyla ...................................................................................................................... 63
3.3.Antalya‘da Kurulu Kooperatifler ve Üretici Birlikleri ...................... 63
3.4. Antalya‘da Sebze Pazarlama Zinciri ................................................ 65
3.5.Antalya Ġli Sebze Üretimi ve Pazarlaması (SWOT Analizi) ............. 67
4. ARAġTIRMA ................................................................................................. 68
4.1. Konu Ġle Ġlgili Literatür Taraması .................................................... 68
4.2. AraĢtırmanın Amacı ......................................................................... 75
vi
4.3. AraĢtırmanın Önemi ......................................................................... 75
4.4.AraĢtırmanın Özgünlüğü ................................................................... 75
4.5.AraĢtırmanın Kısıtı ............................................................................ 75
4.6.AraĢtırmanın Modeli ......................................................................... 76
4.7. AraĢtırmanın Hipotezleri .................................................................. 76
4.8. AraĢtırmanın Evreni ve Örneklemi .................................................. 77
4.9. Veri Toplama Aracı .......................................................................... 77
4.10. Pilot Uygulama ............................................................................... 88
4.11. AraĢtırmanın Bulguları ve Bulguların Yorumlanması ................... 88
4.11.1. Güvenirlik Analizi ................................................................ 89
4.11.2. Frekans Analizleri ............................................................... 89
4.11.2.1. Katılımcıların Demografik Özelliklerine Göre
Frekans Dağılımı ................................................................................................. 89
4.11.2.2. Katılımcıların Çiftçilik Faaliyet Uygulama
Ġfadelerinin Frekans Dağılımları ......................................................................... 91
4.11.3. Korelasyon Analizi ............................................................... 96
4.11.4. Çoklu Regresyon Analizi ................................................... 100
5. SONUÇ VE ÖNERĠLER .............................................................................. 104
KAYNAKÇA .................................................................................................... 112
EKLER .............................................................................................................. 125
vii
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ
Akt.
TDK
SPSS
SWOT
FÜTZ:
:Aktaran
:Türk Dil Kurumu
:Statistical Package For Social Sciences
:Strengths, Weaknesses, Opportunities, Threats
: Fırsatlar, Üstünlükler, Tehtitler, Zayıf Yönler
ÇKS
GTHB
GTB
TKDK
TZOB
BAKA
BATEM
Antbirlik
VOB
HACCP
METĠP
TOBB
AR-GE
ĠTU
MEB
ICBC
AfB
LTD.
A.ġ
DCF
PIMS
CSR
da
ha
km²
m
m²
:Çiftçi Kayıt Sistemi
:Gıda Tarım Ve Hayvancılık Bakanlığı
:Gümrük Ticaret Bakanlığı
:Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu
:Türkiye Ziraat Odaları Birliği
:Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı
:Batı Akdeniz Tarımsal AraĢtırma Enstitüsü Müdürlüğü
:Antalya Pamuk ve Narenciye Tarım SatıĢ Kooperatifleri Birliği
:Vadeli ĠĢlemler ve Opsiyonlar Borsası
:Kritik Kontrol Noktaları Tehlike Analizi
Mevsimlik Tarım ĠĢçileri Projesi
:Türkiye Odalar Borsalar Birliği
:AraĢtırma GeliĢtirme
:Ġstanbul Teknik Üniversitesi
:Milli Eğitim Bakanlığı
:Industrial and Commercial Bank of China Limited
Afrika Birliği
:Limited ġirket
:Anonim ġirket
:ĠndirgenmiĢ ĠĢ Nakit Akımı
:Pazarlama Stratejilerinin Karlılığa Etkisi
:Kurumun Sosyal Sorumluluğu
:Dekar
:Hektar
: Kilometrekare
:Metre
:Metrekare
Diğ.
Bkz.
:Diğerleri
:Bakınız
vb. :Ve benzeri
vd. : Ve diğerleri
viii
TABLOLAR DİZİNİ
Tablo 1. 1. Ġnovasyon ve Sağladığı Stratejik Üstünlükler ........................................................ 9
Tablo 1. 2. Güven Tanımları ................................................................................................... 17
Tablo 1. 3. Swot Analizi: ĠĢletmeler Ġçin Güçlü, Zayıf Yönler ve Fırsat Ve Tehditlerin
Değerlendirilmesi ............................................................................................................ 32
Tablo 2. 1. Ocak Ayı Üretici Market Fiyatları ........................................................................ 41
Tablo 2. 2. Bir Kırsal Topluluktaki Sürdürülebilirlik Göstergeleri ........................................ 44
Tablo 3. 1. Antalya‘nın Tarımsal Yapısı ................................................................................. 56
Tablo 3. 2. Antalya Arazi Dağılımı ......................................................................................... 57
Tablo 3. 3. Antalya Tarım Alanlarının Dağılımı..................................................................... 57
Tablo 3. 4. Antalya‘da Ġlk BeĢ Ġlçenin Tarım Alan GeniĢliği ................................................. 58
Tablo 3. 5. Antalya Örtü Altı Üretim Alanı 2016 ................................................................... 58
Tablo 3. 6. Antalya Ġlçelerinde Örtü Altı Sebze YetiĢtiriciliği ............................................... 59
Tablo 3. 7. Serik Arazi Dağılımı ............................................................................................. 60
Tablo 3. 8. Serik Tarım Alanlarının Dağılımı 2016 ................................................................ 60
Tablo 3. 9. Antalya Bitkisel Üretim ........................................................................................ 61
Tablo 3. 10. Önemli Tarım Ürünleri Üretiminde Antalya‘nın Türkiye Üretimindeki Payı;... 62
Tablo 3. 11. 2016 Yılı YaĢ Sebze ve Meyve Ġhracatı Yapılan Ülkeler ................................... 63
Tablo 3. 12. 2015 Ve 2016 Yılları Ġtibarıyla YaĢ Sebze ve Meyve Ġhracatı ........................... 63
Tablo 3. 13. Antalya'da Kurulu Kooperatifler ........................................................................ 64
Tablo 3. 14. Antalya Üretici Birlikleri .................................................................................... 65
Tablo 3. 15. Antalya Ġli Sebze Üretimi ve Pazarlaması (Swot Analizi) ................................. 67
Tablo 4. 1. Tarım Sektörü Genel Durumu .............................................................................. 79
Tablo 4. 2. Tarımsal Pazarlama ve Strateji ............................................................................. 80
Tablo 4. 3. Tarım Faaliyetleri Uygulamalar ve ĠĢ Gücü ......................................................... 81
Tablo 4. 4. Tarım Finansmanı ................................................................................................. 82
Tablo 4. 5. Üretici Komisyoncu ĠliĢkisi .................................................................................. 83
Tablo 4. 6. Devlet Desteği ve Politikaları ............................................................................... 84
Tablo 4. 7. Tarım Organizasyonu ve Örgütlenme................................................................... 85
Tablo 4. 8. YaĢ Sebze ve Meyve Üretimi ............................................................................... 86
Tablo 4. 9. Çevre Bilinci ve Sürdürülebilirlik......................................................................... 87
ix
Tablo 4. 10. Güvenirlik Analizi .............................................................................................. 89
Tablo 4. 11. Katılımcıların Demografik Özelliklerine Göre Dağılımı.................................... 90
Tablo 4. 12. Katılımcıların Çiftçilik Faaliyet Uygulama Ġfadelerinin Frekans Dağılımları ... 91
Tablo 4. 13. YaĢ Sebze Ve Meyve Üretim Finansman Teminimin Ġncelenmesi .................... 92
Tablo 4. 14. Üretim Sorunlarının Çözümü AĢamasında DanıĢılan KiĢi Ve Kurumların
Ġncelenmesi ..................................................................................................................... 93
Tablo 4. 15. YaĢ Sebze ve Meyve Pazarı Ġle Ġlgili Bilgilerin Elde Edilmesi .......................... 93
Tablo 4. 16. Üretim Sırasında KarĢılaĢılan Sorunların Önem Derecesine Göre
Sıralanması ...................................................................................................................... 94
Tablo 4. 17. Pearson Korelasyonuna ĠliĢkin Bulgular ............................................................ 97
Tablo 4. 18. Bağımsız DeğiĢkenlerin YaĢ Sebze ve Meyve Üretimi Üzerine Etkisinin Çoklu
Regresyon Analizi Ġle Değerlendirilmesi ...................................................................... 101
Tablo 4. 19. Hipotezlerin Durumu ........................................................................................ 103
x
ŞEKİLLER DİZİNİ
ġekil 1. 1. Stratejik Yönetimin Evrimi: Öne Çıkan Temalar .................................................... 5
ġekil 1. 2. Yönetim Düzeylerine Göre Stratejiler ..................................................................... 7
ġekil 1. 3.Porter‘in Rekabette BeĢ Temel Güç Kavramı ........................................................ 13
ġekil 1. 4.Rekabetin BeĢ Gücünün Yapısal Belirleyicileri ..................................................... 14
ġekil 1. 5.Rekabet Stratejisi Bağlamı ...................................................................................... 16
ġekil 1. 6. Üç Genel Rekabet Stratejisi Arasındaki Farklar .................................................... 27
ġekil 1. 7. Stratejik Planlama Süreci ve Swot Analizi ............................................................ 28
ġekil 1. 8.E-V-R EĢleĢmesi ..................................................................................................... 29
ġekil 1. 9. Stratejik Analiz Safhası ......................................................................................... 30
ġekil 1. 10. FÜTZ (SWOT) Analizinde Olası Kombinasyonlar ............................................ 33
ġekil 2. 1. Türkiye‘de YaĢ Meyve ve Sebze Sektörünün ĠĢlem Zinciri .................................. 41
ġekil 2. 2. Tarımsal Ürün Pazarlaması Sorun Ağacı ............................................................... 49
ġekil 2. 3. Tarımsal Ürün Pazarlaması Hedef Ağacı .............................................................. 51
ġekil 3. 1. Antalya ili haritası .................................................................................................. 55
ġekil 3. 2. Antalya Ürün Deseni Haritası ................................................................................ 61
ġekil 4. 1. AraĢtırmanın Modeli .............................................................................................. 76
xi
ÖN SÖZ
Yüksek lisans tez çalıĢmamı gerçekleĢtirmem için tüm samimiyeti ile
yardımlarını esirgemeyen, her konuda fikirlerini sunarak bana yol gösteren değerli tez
danıĢmanım Doç. Dr. Ömer KürĢad TÜFEKÇĠ‘ye teĢekkürlerimi sunarım.
Maddi ve manevi desteklerini hiçbir zaman eksik etmeyen, Ģükür sebebim, en
kıymetli varlığım sevgili aileme; Her daim bana destek olan babama, çiftçilerin
sorunları hakkında çalıĢmamı en çok isteyen ve destekleyen kiĢi olan anneme ve
kendime güvenimi, baĢabileceğime dair inancımı artıran, kız kardeĢlerime sonsuz
teĢekkür ediyorum. Sizin desteğiniz olmasaydı bu günlere gelemezdim.
ÇalıĢma süreci boyunca zirai konular hakkında bilgisine baĢvurduğum Ziraat
Mühendisi Ġsa KAġLI‘ya ve uygulama sırasında güler yüzleriyle, hoĢ sohbetleriyle
birlikte çalıĢmaya katılan yaĢadıkları zorlukları, fikirlerini, istek ve arzularını benimle
paylaĢan çiftçilerimize teĢekkürü bir borç bilirim. Bu süreçte beni destekleyen, motive
eden arkadaĢlarımı da unutamam iyi ki varsınız çok teĢekkür ederim.
AyĢe MERT
ISPARTA, 2018
1
GİRİŞ
Tarım sektörü, insanlığın fizyolojik ihtiyaçların temelini oluĢturan beslenme
gereksinimini sağlamasının yanında; doğal dengenin sağlanması, kırsal miras ve
çevrenin korunması, toplumsal refah seviyesinin ve yaĢam kalitesinin artırılması, ilaç,
enerji ve sanayi üretimine girdi sağlaması ve istihdam yaratması gibi ekonomik
kalkınmanın sağlanmasında etkili birçok alanda fayda sağladığı için stratejik bir öneme
sahiptir. Kalkınma planlarında hâkim sektör olarak ele alınan tarımın geliĢtirilmesi
amacı taĢıyan projeler tarım sektörünün stratejik önemine vurgu yapmaktadır.
Ülkemizde küresel düĢünce perspektifi içerisinde tarımsal ve ekolojik kaynakları
koruma bilinciyle sürdürülebilir üretim ile güvenilir gıda arzını sağlayarak rekabet
gücünün artırılması hedeflenmektedir.
Günümüzde hızlı geliĢen teknoloji ve küreselleĢmenin etkisiyle fiyat rekabetine
dayalı klasik rekabetinin yerini teknoloji, inovasyon, hizmet ve etkili pazarlama
tekniklerine dayalı stratejik rekabet almıĢtır. Tarımda stratejik rekabet avantajı elde
etmek için stratejik yönetim, planlama ve pazarlamada önemli bir aĢama olan FÜTZ
analizine sıklıkla baĢvurulmaktadır. Üretim faaliyeti ve ürünlerin fiyatlarının oluĢması,
ürünlerin satıĢı, satıĢın organizasyonu ve satıĢ sonrası hizmetleri kapsayan tarımsal
pazarlama faaliyetlerinde yaĢanan sorunların giderilmesi tarım sektöründe sürdürülebilir
bir rekabet üstünlüğü sağlayacaktır.
Bu çalıĢma çiftçilerimizin stratejik pazarlama uygulamaları, tarımsal yenilikler
ve faaliyetleri sırasında yaĢ sebze ve meyve üretime etki eden faktörlerle iliĢkilerinin
ortaya konulması ve üretici görüĢlerine uygun tarım faaliyetlerine iliĢkin öneriler
sunulması amacıyla gerçekleĢtirilmiĢtir. ÇalıĢma beĢ bölümden oluĢmaktadır.
ÇalıĢmanın birinci bölümünde stratejik pazarlama yönetimi kavramı kapsamında
stratejik pazarlama, rekabet stratejileri, küresel rekabet üstünlüğü, genel rekabet
stratejileri ve FÜTZ analizi açıklanmaya çalıĢılmıĢtır.
ÇalıĢmanın ikinci bölümünde tarımsal pazarlama, yaĢ sebze meyve pazarlaması,
sürdürülebilir tarımsal pazarlama, tarımsal pazarlama sorunları ve tarımsal faaliyetlerde
risk yönetimi stratejilerine yer verilmiĢtir.
2
ÇalıĢmanın üçüncü bölümünde Antalya‘da tarımın genel görünümü baĢlığı
altında Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığından elde edilen istatiksel veri ve
açıklamalarına yer verilmiĢtir.
ÇalıĢmamın dördüncü bölümünde konu ile ilgili literatür taramasına yer verilmiĢ
ve kavramsal çerçeveden hareketle araĢtırmanın uygulaması yapılmıĢtır. AraĢtırmanın
amacı, araĢtırmanın önemi, araĢtırmanın özgünlüğü, araĢtırmanın kısıtı, araĢtırmanın
modeli, araĢtırmanın hipotezi, araĢtırmanın yöntemi ve yüz yüze anket yoluyla toplanan
verilerin analizleri ile elde edilen bulgulara ve yorumlanmasına yer verilmiĢtir.
Son olarak çalıĢmanın beĢinci bölümünde AraĢtırmadan elde edilen sonuçlara ve
önerilere yer verilmiĢtir.
3
1.STRATEJİK PAZARLAMA YÖNETİMİ
KüreselleĢmeyle birlikte meydana gelen hızlı değiĢimlerle birlikte rekabetçi
üstünlük ve sürdürülebilirlik kazanmak için üretim sürecinde yeni teknolojilere yer
verilmesi, ölçek ekonomisiyle maliyetlerin azaltılması tek baĢına artık yeterli değildir
(Akgemici, 2008: 1). Çevre; ekonomik, teknolojik ve sosyal geliĢmelerin etkisiyle
sürekli ve hızlı bir Ģekilde değiĢmekte ve bu değiĢime ayak uydurmak gün geçtikçe
maliyetli ve meĢakkatli bir hal almaktadır (Gül, 2017). ĠĢletme yönetiminde ön plana
çıkan strateji kavramı ile pazarlarda yaĢanan geliĢmeler rekabeti yoğunlaĢtırmaya
baĢlamıĢtır. Artan rekabet baskısı, iĢletmeleri yatırım ve pazarlama konularında stratejik
hedefler belirlemeye yöneltmiĢ uygulanan stratejik yönetim yaklaĢımları, iĢletmelerde
ticari fonksiyon faaliyetlerini güçlendirmiĢtir (Çoğurcu, 2010: 10). Bu nedenle
iĢletmeler yeni yönetsel yaklaĢımlar geliĢtirerek dinamik ortama ayak uydurmaya
çalıĢmaktadır. ĠĢletmelerin değer yargıları çerçevesinde iliĢkilerini en etkili Ģekilde
yönetmesini sağlayan stratejik yönetim rekabetçi üstünlük ve sürdürülebilirlik için
kullanılan etkili bir yöntemdir (Akgemici, 2008: 1).
Nut ve Backoff (1992)‘ a göre ―strateji stratejik harekete rehberlik edecek
planları, manevraları, modelleri, konumları ve perspektifleri geliĢtirerek, örgüt için bir
odak noktası, uyumlu ve ahenkli bir amaç yaratmak için kullanılır‖. Genel anlamda
stratejiyi, bir kurumun (veya devletin) güttüğü siyasete uygun olarak seçtiği hedeflere
ulaĢma noktasında her türlü tedbir ve aracın kullanılması‖ olarak ifade edilmektedir
(Güçlü, 2003: 62). Daha çok askeri alanda hâkim olan bir kavram olarak bilinen strateji
Türkçe‘de ―gütme, gönderme, sürme ve bir amaca varmak için eylem birliği sağlama ve
düzenleme sanatı‖ olarak tanımlanan strateji kavramı iĢletmecilik alanında 1970‘den
sonra yaygın Ģekilde kullanılmıĢtır (Akgemici, 2008: 3). Stratejiyi saf strateji ve genel
(karma) strateji olarak iki açıdan ele alan Ansoff‘a göre saf strateji; ―iĢletmenin bir
hareketi veya belirli hareketler dizisi‖ dir. Genel veya karma strateji ise, iĢletmenin
belirli bir durumda kullanacağı saf stratejiyi seçen istatistiki bir karar alma kuralıdır.
Chandler stratejiyi, uzun dönemli amaç ve hedeflerin belirlendiği iĢletmede amaçları
gerçekleĢtirebilmek için ihtiyaç duyulan kaynakları temin ederek uygun faaliyet
programlarını meydana getirme Ģeklinde tanımlamıĢtır. Anthony, Chandler‘in tanımına
benzer bir tanımla stratejiyi iĢletmenin amaçları doğrultusunda yaĢanan değiĢikliklerin
gerçekleĢtirilmesinde kullanılacak kaynaklar, özelliklerinin belirlenmesi, dağıtımı ve
4
uygulama planıyla ilgili politikalar konusunda karar verme Ģeklinde literatüre
kazandırmıĢtır. Hofer ve Schendel ise stratejiyi, ―iĢletmenin iç kaynakları ve
kabiliyetleriyle dıĢ çevrenin fırsat ve tehditleri arasında uyum sağlayacak faaliyetler
olarak ele almaktadır‖ (Dinçer, 1998: 16-17).
Stratejik yönetim kavramı rakiplere karĢı fark yaratarak üstünlük sağlayabilmek
amacıyla iĢletme ve çevresi arasındaki iliĢkiyi en etkili Ģekilde düzenlemeyi amaçlar.
(Akgemici, 2008: 7). Dünyada yaĢanan, ekonomik, sosyolojik, politik teknolojik
geliĢimler artık tüm kurum/kuruluĢları etkilemektedir. Kurum/kuruluĢların bu
değiĢimleri fırsata çevirmesi gerekmektedir. Stratejik yönetim klasik yönetim
anlayıĢının koordinasyon, planlama, örgütleme, yürütme ve kontrol süreçlerini ön
planda tutarak dıĢ çevreyle iliĢkisini geliĢtirmektedir (Gül, 2017).
Stratejik yönetim iĢletmenin kendisini yenilemesini, rakipleri ile arasındaki
farklılıkları belirlemesini, eksik yönlerine göre önlemler almasını ve güçlü olduğu
alanlarda yetkinlik kazanmasını esas almaktadır. Stratejik yönetimi uygulamayan
iĢletmeler finansal sermaye ve insan kaynaklarını etkin kullanamadıkları ve günlük
kararlar aldıkları için değiĢime ayak uyduramamaktadırlar (Akgemici, 2008: 8). Hofer
ve Schendel 1978‘de Stratejiyi örgütsel yeterliliklerin, çevresel değiĢimin yarattığı
fırsatlar ve risklerle, zaman içinde etkin ve verimli olacak Ģekilde eĢleĢtirilmesi ve
mevcut ve planlanan kaynak dağılımlarının ve organizasyonun hedeflerine nasıl
ulaĢacağını gösteren çevresel etkileĢimlerin temel biçimi olarak tanımlar (Varadarajan
2010: 129). Strateji, değiĢen çevre koĢullarına ayak uydurmayı ve örgüt amaçlarının en
uygun Ģekilde gerçekleĢtirilmesini hedefleyen kapsamlı, bütünleĢik ve birleĢtirici yönü
daha belirgin olan bir dizi planlar seti olarak tanımlana bilir (Altuntuğ, 2007: 135).
Stratejik yönetim niteliksel ve niceliksel bilgiyi düzenlenerek belirsiz Ģartlar altında
etkili karar almayı sağladığı için yöneticiye yaratıcı ve sezgisel düĢünce yollarını
açmaktadır. Stratejik yönetim, aynı zamanda çevreyi değerlendirme ve geleceği tahmin
etme imkânı verir. Çevresel faktörlerdeki değiĢimin neden olacağı, fırsatlardan
yararlanmak, tehditlerden korunabilmek için zamanında ve doğru bir Ģekilde neler
yapılması gerektiğini tespit etmemize olanak tanımaktadır (Akgemici, 2008: 9).
5
Şekil 1. 1. Stratejik Yönetimin Evrimi: Öne Çıkan Temalar
Kaynak: Grant ve Jordan, 2014: 16
1950
Finansal Bütçeleme
DCF temelli sermaye
bütçeleme
Bütçeleri kullanma
yoluyla finansal
kontrol
1960
Kurumsal Planlama
Orta Vadeli Ekonomik
Tahmin
Resmi kurumsal planlama
ÇeĢitlendirme ve Sinerji
arayıĢı
Kurumsal planlama
departmanlarının
oluĢturulması
1970
Konumlandırma
Olarak Strateji
Endüstri analizi
Pazar bölümlendirmesi
Deneyim grafiği
PIMS analizi
ĠĢ Portfolyolarının
planlaması
1980
Rekabet Üstünlüğü
İçin Araştırma Kaynakların ve
yetkinliklerin analizi
Hissedar değerini en
yükseğe çıkarma
Yeniden yapılandırma
ve yeniden oluĢturma
AnlaĢmalar
1990
Yeni Ekonomi İçin
Strateji
Stratejik Ġnovasyon
Yeni iĢ modelleri
Yıkıcı teknolojiler
2000
Yeni Milenyumda
Strateji
CSR ve iĢ etiği
Standartlar için yarıĢma
Kazanan tüm pazarı alır
Global stratejiler
2009
Çalkantılı zamanlarda
strateji
Kurumsal yönetim ve sosyal
sorumluluk
Kurumsal ikiyüzlülük
Risk ve Belirsizlik yönetimi
Liderliğin yeni Ģekli
2011
DCF: Discounted Cash Flow
(ĠndirgenmiĢ Nakit Akımı )
PIMS: Profit Ġmpact of Market Strategies
(Pazarlama stratejilerinin karlılığa etkisi)
CSR: Corporate Social Responsibility
( Kurumun Sosyal Sorumluluğu)
6
1.1. Stratejik Pazarlama
Rekabet, iĢletmelerin varlığını koruyup sürdürebilmesi için gerçekleĢtirdiği ve
planladığı faaliyetlerin tümünü kapsamaktadır. Strateji, hedeflere ulaĢmak için gerekli
olan politikaların ve planların çevresel değiĢimlere uygun Ģekilde düzenlenmesini
sağlayan geleceğe yönelik bir tahmin faaliyetidir (Papatya, 2007: 3). Stratejik pazarlama
örgütsel, örgüt içi ve çevresel olguların çalıĢma alanını kapsar. MüĢterileri, rakipleri ve
diğer dıĢ paydaĢlarla olan etkileĢimlerini, pazarlama organizasyonlarını, kuruluĢlarla
olan iliĢkilerini, müĢterilere değer veren ürünlerin yaratılması, iletilmesi ve sunumu
bağlamında ve örgütlerde pazarlama fonksiyonunun sınırları hakkında çalıĢmaları
kapsar (Varadarajan, 2010: 126). Strateji her Ģeyden önce sürekli değiĢen, belirsiz ve
oldukça riskli olan bir çevrede iĢletmeye uygun olan belirli bir yön ve istikamet
kazandıracaktır (Dinçer, 1998: 8). Pazarlama stratejisi, rekabet ortamında paydaĢlarla
iliĢkide iĢletmenin izleyeceği adımlara karar vermesine rehberlik etmektedir. Strateji,
tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarına ve değerlerine uygun olmalıdır. Pazarlama stratejisi,
içten dıĢa olmaktan çok dıĢtan içe bir süreçtir. Stratejiler iĢletmelerin objektif olarak
kendi üstünlük ve zayıflıklarına dayanması yanısıra müĢterilerin isteklerine en etkili
Ģekilde karĢılık vermek de stratejiler için önemlidir (Aytop, 2011: 5).
Literatürde strateji konusunda farklı tanımlamalar ve yaklaĢımlar yer almaktadır.
strateji kavramı özellikleri bağlamında, bazı bilim insanlarınca yön, düĢünce, eylem,
durum ve kültür olarak ele alınmaktadır. Strateji süreci unsurları, iĢletmenin çevresi,
örgüt yapısı, kültürü, enformasyon yapısı, misyonu, kaynakları ve çalıĢanlarının
niteliklerinden oluĢmaktadır. Bu unsurların yarattıkları sinerji boyutunda stratejilerin
kalitesi ve tutarlılığı belirlenmektedir (Altuntuğ, 2007: 136).
• Bir yön olarak strateji: Strateji bir yön doğrultusunda yol izlemektir. Strateji
her Ģeyden önce; belirli bir doğrultuda hareket etme sürecini ifade eder.
• Bir düĢünce olarak strateji: Strateji belirlenen bilinçli ve sistematik bir amaç
doğrultusunda düĢünme ve hazırlanma sürecini kapsar, çünkü gelecekteki her eylem
tasarlanır.
• Bir eylem olarak strateji: Sonuç yönlü bir davranıĢ olan strateji düĢüncelerin
eyleme dönüĢmesiyle değer kazanır.
7
• Bir durum olarak strateji: Dinamik bir çevre içinde faaliyet göstermekteyiz.
Strateji sürekli bir durum arayıĢı ve yeniden konumlandırma süreci içindedir. Bu
nedenle Strateji ortam içinde konum belirleme, değiĢen koĢullar karĢısında durum
belirleme sürecidir.
• Bir kültür olarak strateji: Strateji iĢletmenin dünyaya bakıĢ açısını, iĢletmenin
düĢünce sistemini ve karakterini yansıtır. Strateji bir örgütün tercih ettiği konum
doğrultusunda hareket etme sürecidir (Papatya, 2007: 4).
Şekil 1. 2. Yönetim Düzeylerine Göre Stratejiler
Kaynak: Ülgen ve Mirze, 2014: 72
Üst Yönetim Kurumsal
Strateji leri
ĠĢ Yönetim Rekabet
Stratejileri
ĠĢlevsel Bölümsel
Stratejiler
ÇeĢitlendirme
Stratejileri
Maliyet Liderliği
Stratejileri
FarklılaĢtırma
Stratejileri
OdaklanmıĢ
Stratejiler
BirleĢik Maliyet
Liderliği ve
FarklılaĢtırma
Stratejileri
Çekilme
Stratejileri
Pazarlama
Üretim
Tedarik
Teknolojik
GeliĢme
Ġnsan
Kaynakları
Finans ve
Muhasebe
8
1.2. Rekabet Stratejileri
Günümüzde hızlı geliĢen teknoloji ve küreselleĢmenin etkisiyle fiyat rekabetine
dayalı klasik rekabetinin yerini teknoloji, inovasyon, hizmet ve etkili pazarlama
tekniklerine dayalı stratejik rekabet almıĢtır (Ġnceler,1998: 57). GeliĢen teknoloji ve
tüketici tercihleri çerçevesinde dinamik bir ortamda faaliyet gösteren iĢletmelerin
rekabet üstünlüğü sağlama yöntemleri ve araçları zamanla değiĢim göstermiĢtir. Sırası
ile üretim üstünlüğü, maliyet üstünlüğü, kalite üstünlüğü, hızlı cevap verme ve hizmet
üstünlüğü rekabet avantajı sağlamak için kullanılmıĢtır (Çiftçi, 2004: 64).
Yöneticiler genel olarak gelecek için olumlu düĢünmek ister. Pazarlar
geniĢleyecek, daha iyi teknoloji sayesinde bilgiye daha kolay ulaĢılacak ancak
unutmamak gerekir ki geliĢmenin olduğu yerde bozulmalar, yeni sorumluluklar da var
olacaktı (Dixit ve Nalebuff, 2003: 322).
Rekabetin amacı düĢük fiyat ve yüksek kalite ile tüketiciye yarar sağlayarak
karlığı artırmak ve ayakta kalmayı sürdürmektir. Rekabet kaynakların en verimli Ģekilde
kullanımını için giriĢiminin ve yeniliklerin teĢvik edilmesi genel olarak ekonomiye
fayda sağlar. Aslında bir bütün olarak ekonomiye ve tüketiciye fayda sağlayan rekabet
üreticilere daha üretken ve verimli olmaları konusunda baskı yapmaktadır. 1950'den
günümüze kadar literatürde birkaç stratejik yönetim yaklaĢımı ön planda yer almıĢtır
rakip analizi ve göreceli rekabet avantajı, bütçe planlama ve kontrol, çeĢitlendirme,
çekirdek yetkinlikler, portföy ve kaynak planlaması ve endüstriye özgü rekabet
özelliklerini anlama arayıĢı. Bu yaklaĢımların her biri, değiĢen rekabet ortamında
yaĢanan yönetsel zorlukları yansıtıyor (Bono, 2000: 85 ).
Rekabet ortamında avantajların belirlenmesi için bir sistem doğrultusunda
rekabet koĢullarının ve stratejilerinin analiziyle ilgili çalıĢmaların özellikle 1980‘li
yıllarda Michael E. Porter ile baĢladığı kabul edilmektedir. ―BeĢ güç analizi‖, ―jenerik
stratejiler‖, ―değer zinciri‖, ―stratejik grup ve kümeler‖ Porter tarafından yönetim
literatürüne kazandırılmıĢtır. Porter‘e göre sürekli bir değiĢim ve geliĢim içinde olan
çevrede faaliyet gösteren iĢletmeler rasyonel davranıĢlar sergileyebilmek için öncelikle
iyi birer gözlemci ve stratejist olmak zorundadırlar (Altuntuğ, 2007: 172). Porter 1992‘
de günümüz rekabet ortamında iĢletmelerin baĢarısı; ürün kalitesi, güvenilirlik
yükseltilmesine, ürün çeĢidinin artırılmasına, tüketici istekleri çerçevesinde en uygun ve
9
hızlı üretimin gerçekleĢtirilmesine, müĢterilere sunulan hizmet kalitesi ve çeĢitliliğinin
artırılmasına bağlı olduğunu söylemiĢtir (Çiftçi, 2004: 64).
Porter‘ın rekabet modelinin yenilikçi tarafı daha önceki stratejik analiz
modellerinde var olmayan ya da dikkate alınmayan sektör koĢulları, sektördeki rakip
sayısı, firma büyüklüğü, rakip stratejileri gibi önemli değiĢkenleri analiz modeline dâhil
etmesidir (Shay ve Rothaermel 1999: 560). Artan imkânlar doğrultusunda iĢletmeler
rakiplerinin teknolojik donanımlarını ürünlerini temel iĢ süreç ve hizmetlerini taklit
edebilmektedirler. Fakat bilgi ve zihinsel sermayeler kolaylıkla taklit edilememektedir.
Bu nedenle iĢletmelerin bilgi hacmi temel rekabet üstünlüğünü oluĢturabilmektedir
(Kotler, 2000: 103). Örgütlerin rekabet üstünlüğü inovatif ürün ve hizmet sunma
kabiliyetlerine göre artmaktadır. Ġnovasyon güdümlü aĢamada elde edilen rekabet gücü
önemli bir kaynaktır. Ġnovasyonun rekabet gücüne katkısı aĢağıdaki tabloda
özetlenmiĢtir.
Tablo 1. 1. İnovasyon ve Sağladığı Stratejik Üstünlükler
Mekanizma Stratejik Üstünlük
Ürün veya hizmet
inovasyonu
Daha önce kimsenin yapmadığı bir yenilik sunmak
Süreç inovasyonu Rakiplerden daha hızlı, daha düĢük maliyetli ürün veya hizmet
sunmak, müĢteri ihtiyaçlarına daha iyi cevap vermek
KarmaĢıklık Rakipler tarafından öğrenilmesi ve taklit edilmesi zor bir Ģey sunmak
Fikri mülkiyetin
korunması
Rakiplerin lisans ücreti veya baĢka bir ücret ödemeden
yapamayacakları bir Ģey sunmak
Rekabet unsurları
yelpazesini geniĢletmek
Rekabetin dayanak noktasını değiĢtirmek, örneğin rekabeti unsurunu
fiyattan kaliteye doğru çekmektir.
Zamanlama Ġlk harekete geçerek yeni ürünle pazarda önemli bir pay elde
etmektir. Bazen ilk hareket eden olmak yerine onu izleyip hatalarını
görüp onun hızlı takipçisi olmakta faydalıdır.
Sağlam bir zemin Üzerinde değiĢik ürünler ve oluĢumlar yapmaya müsait zemin
oluĢturmak
Kuralları baĢtan yazmak Eskisini gereksiz kılacak tamamen yeni bir ürün veya yeni bir süreç
yapmanın farklı bir yolunu sunmak
Sürecin parçalarını
yeniden yapılandırma
Sistemin birlikte çalıĢan parçaları üzerinde yeniden düĢünmek-
örneğin daha etkili ağlar yapmak, dıĢ kaynaklardan yararlanmak,
iĢbirliği kurmak vs.
Farklı uygulama
bağlamlarına aktarma
Yapılan yenilikleri farklı pazarlara adapte etmek
Kaynak: Akt. Yiğit S.ve Özyer K. 2011: 348
10
1.3. Küresel Rekabet Üstünlüğü
KüreselleĢme ile eĢ zamanlı olarak ekonominin tüm alanlarında rekabetin baskısı
hissedilmiĢ ve bu baskılar hükümetleri de etkileyerek geniĢlemiĢtir. Bu durum ülkelerin
uluslararası rekabet gücünün ölçülmesi gerekliliğini de ortaya koymaktadır. Dünya‘da
çeĢitli kurumlar tarafından ülkelere iliĢkin pek çok nitel ve nicel göstergelerin
yardımıyla farklı yöntemler kullanılarak rekabet gücü ölçülmeye çalıĢılmaktadır. Bu
sayede ülkelerin ekonomik büyüme kapasitelerini arttırma konusundaki
performanslarının belirlenmesiyle birlikte iĢ dünyasının yöneticileri ve politika
uygulayıcılarına strateji belirleme konusunda fikirler sunulmaktadır (Ovalı, 2014: 34).
GeliĢen teknoloji ve tüketici tercihleri çerçevesinde dinamik bir ortamda faaliyet
gösteren iĢletmelerin rekabet üstünlüğü sağlama, yöntem ve araçları zamanla değiĢim
göstermiĢtir. Sırası ile üretim üstünlüğü, maliyet üstünlüğü, kalite üstünlüğü, hızlı cevap
verme ve hizmet üstünlüğü ile rekabet avantajı sağlamak için kullanılmıĢtır (Çiftçi,
2004: 64).
Küresel pazarda ayakta kalmak için rekabet yeteneğine sahip olmak artık bir
zorunluluktur. Ana hedefimiz ―ayakta kalmak‖ ne var ki ―sırf ayakta kalmak için plan
yapan Ģirketler baĢarısız olurken, baĢarılı olmak için plan yapanlar ayakta kalacaktır‖.
Rakabetüstü davranıĢ baĢarılı olmak için gereklidir (Bono, 2000: 9). Porter 1992‘de
günümüz rekabet ortamında iĢletmelerin baĢarısı; ürün kalitesi, güvenilirlik
yükseltilmesine, ürün çeĢidinin artırılmasına, tüketici istekleri çerçevesinde en uygun ve
hızlı üretimin gerçekleĢtirilmesine, müĢterilere sunulan hizmet kalitesi ve çeĢitliliğinin
artırılmasına bağlı olduğunu söylemiĢtir (Çiftçi, 2004: 64). 1950'den günümüze kadar
literatürde birkaç stratejik yönetim yaklaĢımı ön planda yer almıĢtır: rakip analizi ve
göreceli rekabet avantajı, bütçe planlama ve kontrol, çeĢitlendirme, çekirdek
yetkinlikler, portföy ve kaynak planlaması ve endüstriye özgü rekabet özelliklerini
anlama arayıĢı. Bu yaklaĢımların her biri, değiĢen rekabet ortamında yaĢanan yönetsel
zorlukları yansıtıyor (Shay ve Rothaermel, 1999: 560). Hamel ve Prahalad, iĢletme
yapısı içinde bulunulan endüstrinin yapısal özelliklerine uyumlaĢtırarak rekabetçi
baĢarıları inĢa edeceklerini ileri süren Porter‘ın tersine, iĢletme yapısının sağlamlığı için
öncelikle kendi içsel yapı taĢlarını oluĢturan; temel kaynakları, yetenek ve
11
yetkinlikleriyle rekabetçi baĢarı inĢa edilebilir düĢüncesini savunmuĢlardır (Kırım,
2001: 88).
1.3.1. Rekabette Beş Temel Güç Kavramı
ĠĢletmeler en uygun rekabet stratejisini oluĢturabilmek için öncelikle piyasa
yapısı, rakipler ve paydaĢlar hakkında ayrıntılı bilgiye ihtiyaç duymaktadır. Piyasa
yapısı; alınan sektör kararları, arz talep koĢulları, ölçek ekonomileri, dikey bütünleĢme,
yoğunlaĢma oranları, ürün özellikleri, ürün farklılaĢması, piyasa giriĢ ve çıkıĢ engelleri,
teknolojik geliĢmeler fiyat esnekliği hakkındaki bilgilerin tamamını kapsamaktadır
(Çermikli, 2002).
Porter, rekabetçi üstünlüklere ulaĢabilmek için piyasaların yapısal koĢullarının
ve derinliğinin titiz bir analize tabi tutulmasının önemine değinerek bu inceleme ve
değerlendirme sürecini iĢletmelerin bir analiz aracı olarak kullanmaları amacıyla
yönetim literatüründe; BeĢ faktör modeli, Rekabetin beĢ itici modeli, Rekabette beĢ
temel güç kavramı ve Porter Analizi olarak adlandırılan stratejik bir model geliĢtirmiĢtir
(Altuntuğ, 2007: 174). Porter‘a göre FÜTZ analizi gibi iĢleyerek firmanın stratejik
çevresini tanımasını sağlamaktadır. Piyasa yapısı ile iĢletme stratejileri ve
performansları arasında yoğun bir iliĢki söz konusudur (Türkkan, 2001: 17). Piyasa
yapısı; rekabetin yoğunluğu, piyasaya giriĢ engelleri ve ikame ürünlere karĢı alınan
kararlar ve hedef pazar konumlarının belirlenmesinde ihtiyaç duyulan tüm bilgilerin
sistematik bir dökümünü sunduğu için tüm yönetsel kararlara referans olmaktadır
(Davut, 1994: 5). Porter‘e göre piyasa yapısının iç ve dıĢ çevre analizinin etkili bir
Ģekilde gerçekleĢtirilmesi, rekabetin yoğun olmadığı alanlarının ortaya çıkarılması ile
iĢletme koĢullarına en uygun piyasa dilimine odaklanma fırsatını vermektedir (Altuntuğ,
2007: 174). Porter, iĢletmelerin rekabetçi üstünlüklerini belirlemek amacıyla piyasa
analizi yaparken öncelikle, piyasaya yön veren güçlerden baĢlanması gerektiğini ifade
etmektedir. Porter‘e göre piyasa yapısını oluĢturan ve rekabet stratejisinin yönüne etki
eden beĢ temel güç vardır. Bu beĢ temel güç ise; piyasada var olan alıcıların gücü,
tedarikçilerin gücü, rekabetin yoğunluğu, ikame ürünlerin varlığı ve piyasaya yeni
giriĢlerin varlığıdır.
Porter, endüstri çekiciliği ve rekabet gücü karĢısında iĢletmenin avantajlı
konumunu sürdürebilmesi için altı temel ilkede söz etmiĢtir (Leavy, 2003: 30).
12
1. Doğru amaçlar oluĢturarak uzun dönemli kârlılığa odaklanmak.
2. Özel müĢterilere uygun bir değer görüĢü sunmak.
3. Farklı eylemler yaparak ya da eylemleri farklı bir tarzda uygulayarak
değer zincirinin benzersizliğini sağlamak.
4. Tutarlı ve birbirini destekler nitelikte eylemler ile değer zincirini
oluĢturmak.
5. Özellikli müĢterileri ayırt etmek, seçici olarak düĢünmek, fark yaratmak.
6. OluĢturulan rekabet stratejisinin sürekliliğini sağlayarak sürdürülebilir
strateji oluĢturmak.
13
Şekil 1. 3.Porter’in Rekabette Beş Temel Güç Kavramı
Kaynak: PORTER, 2003: 4
14
Şekil 1. 4.Rekabetin Beş Gücünün Yapısal Belirleyicileri
Kaynak: Grant ve Jordan, 2014: 62
15
1.3.2. Rekabet Stratejisi Bağlamı
Stratejiyi ―farklı bir yarıĢ seçmek‖ olarak nitelendiren Porter literatürde sezgi ve
Ģansın yaĢama olumlu Ģeyler kattığını, kaderini kontrol edenlerin yaĢamda farklılık
yaratabileceğini söyleyerek, stratejinin rastlantısal değil, amacı olan bir süreç olduğunu
belirmiĢtir (Tüfekçi, 2007: 11). Stratejinin bir iĢlevi olan rekabet avantajı iĢletmenin
müĢterileri için ekonomik fayda ve değer yaratarak rakiplerinden daha iyi bir konuma
gelmesini sağlar (Luecke, 2008: 8). ĠĢletmeciliğin temelinde rekabet edebilme becerisi
yer almaktadır. Rekabet etme becerisi rakiplerden farklılaĢabilme becerisiyle
ölçülmektedir. ―FarklılaĢ ya da yok ol ―değiĢi günümüz iĢ dünyasında sıkça akıllara
gelmektedir (Kırım, 2010: 24). Daniels 1994‘de nerede iĢletmecilik yapılmalı sorusunu
soran, mekanik, sınırlı, dürüst olmayan kısa vadeye odaklı iĢletmecilik anlayıĢının
stratejik rekabetçi anlayıĢla birlikte yerini; nasıl iĢletmecilik yapılmalı sorusunu soran,
holistik, sınırsız, güvenilir ve uzun vadeli geniĢ perspektifli düĢünceye odaklı
iĢletmecilik anlayıĢına bıraktığını belirtir (Tüfekçi, 2007: 11). Sosyal bir varlık olan
insan karĢılıklı etkileĢim içinde yaĢadığı toplumun diğer fertleri ile birlikte düĢünce ve
davranıĢlarında, seçimlerinde farklılıklar yapmak zorundadır ĠĢ hayatı, hatta sosyal
hayat, durmadan akan bir kararlar dizisidir. Ġyi bir rekabet stratejisi geliĢtirmek için
öncelikle iĢletmenin nasıl rekabet edeceğine, hedeflerinin neler olduğuna ve hedefler
uğruna geliĢtirilecek olan stratejiler hakkında optimum fayda sağlayan kararların
verilmesi gerekmektedir. Bu karar aĢamasında rekabet stratejisi bağlamı olarak
adlandırılan iĢletmelerin sınırların belirleyen dört ana etkenin titizlikle incelenmesi
büyük bir fayda sağlayacaktır (Tüfekçi, 2007: 11).
16
Şekil 1. 5.Rekabet Stratejisi Bağlamı
ĠĢletme Ġçi
ĠĢletme DıĢı
Faktörler Faktörler
Kaynak: Akt. Tüfekçi, 2004: 12
Stratejik rekabetçi anlayıĢın temelinde, iliĢki yönetimi, kazan-kazan stratejileri,
risk algılama yeteneği ve fark yaratabilme becerisi bulunmaktadır (Tüfekçi, 2007: 12).
1.3.2.1.İlişki Yönetimi
ĠĢletmelerin rekabet ile beslenen küresel pazarlarda ayakta durabilmek, stratejik
üstünlük kazanabilmek ve sürekli rekabet avantajı sağlamak için insan ile bilgiyi,
iĢletme aktifleri arasında konumlandırarak stratejilerini hayata geçirmelidirler. Bilgi,
iletiĢim ve ulaĢım teknolojilerinde yaĢanan geliĢmeler ile yoğun rekabet ortamı fark
yaratmayı zorunlu kılmaktadır (Celep, 2011: 468) KüreselleĢme ve teknolojiyle birlikte
hızla değiĢen müĢteri yapısı, iĢletmelerin yeniden yapılanmalarını ve müĢterilerine
yönelik stratejileri ön planda tutmalarını zorunlu kılmaktadır (Demir ve Kırdar, 2007:
294). Stratejik rekabetçi anlayıĢla birlikte ĠĢletmeler Temel faaliyetlerinin yansıra
müĢteri ile güvene dayalı uzun soluklu iliĢkiler ve müĢteri sadakati yaratmaya
yönelmektedirler (Tüfekçi, 2007: 12). MüĢteri iliĢkileri temel alınarak geliĢtirilen
stratejiler, müĢterilerle birebir iletiĢim halinde olan, satın alma davranıĢlarıyla ilgili veri
tabanları oluĢturarak takip eden, Ģirket ve müĢterileri arasında iletiĢim kuracak
ĠĢletmenin Güçlü ve
Zayıf Yönleri
Sektördeki
Fırsatlar ve
Tehditler
(Ekonomik ve
Teknik )
Rekabet
Stratejisi
Kilit Konumdaki
Uygulayıcıların
KiĢisel Değerleri
Daha Genel
Toplumsal
Beklentiler
17
teknolojilere sahip ve güvene dayalı uzun vadeli iliĢkilere önem veren özellikler
içermektedir (Demir ve Kırdar, 2007: 297).
Bireysel iliĢkiler, grup davranıĢları, , sosyal-kültürel ve ekonomik değiĢimler,
politik davranıĢlar gibi mikro ve makro düzeyde birçok süreci açıklamada anahtar
kavram olan güvenin oluĢumu sağlıklı ve etkili bir iletiĢimin sağlanarak davranıĢsal
belirsizliğin azalmasını sağlamaktadır (Tüzün-Kalemci, 2007: 97). ĠĢletmenin bütün
paydaĢları toplumsal fayda sağlamak için uyumlu çalıĢmalıdır. Herkesin
sorumlulukların bilincine varıldığı birbirine güven duyabileceği, etkili bir iletiĢimin ve
duygu ortaklığının yaratılabileceği bir ortam oluĢturulmalıdır (Özgener, 2001: 415).
Tablo 1. 2. Güven Tanımları
YAZAR YIL TANIM
Deutsch
1958
KiĢisel hassasiyet koĢullarında belirsiz bir olayın sonucu
hakkında bireylerin iyimser beklentileri: (a) YaklaĢan
olayların gidiĢatı belirsizdir, (b) sonuç diğer insanların
davranıĢlarına bağlıdır ve (c) acı veren bir olay mutlu bir
olaydan daha büyük etki yaratır.
Rotter
1967 KiĢilerarası güven, bir baĢka kiĢinin (veya bir grup kiĢinin)
sözü edilen (sözlü veya yazılı) sözüne saygı gösterileceği
bir kiĢinin (veya bir grup kiĢinin) beklentisidir.
Zand
1972 KiĢisel bir güvenlik açığı ve diğer tarafların eylemleri
üzerinde kiĢisel kontrol eksikliği göz önüne alındığında,
belirsiz bir olayın sonucuna iliĢkin iyimser beklentilere
dayanan bireysel karar.
Golembiewski
& McConkie
1975 KiĢisel algı ve deneyimler üzerine arzulanan bir olayın
ortaya çıkıĢı hakkında iyimser öznel düĢünceler.
Barber
1983 kurulu bir toplumsal düzenin peĢinde, (b) baĢka bir
partinin oynamak için belirli bir role sahip olduğu fikri
(teknik yeterlikler), (c) diğer taraf da manevi görevdir
Butler &
Cantrell
1984 KarĢı tarafın davranıĢının beĢ unsuru (güven / bireysel
özelliklerin bileĢenleri) içerdiğini düĢünüyorum: (a)
bütünlük, (b) yetkinlik, (c) tutarlılık, (d) güvenilirlik ve (e)
açıklık.
Coleman
1984 Ġki aktör arasındaki iliĢkiler. Aktörlerden birinin diğerine
olan güven üçüncü bir tarafın katılımına bağlıdır
(denetleyiciler sözleĢmeyi güçlendirir).
Granovetter
1985
GeçmiĢe güvenmek geleceğe güven duyulmasını sağlar
Lewis &
Weigert
1985 Güven, nesneye karĢı güçlü bir duygusal duygu (duygusal
güven), akılcı nedenlerle (biliĢsel güven) veya genellikle
ikisinin bir kombinasyonu tarafından motive edilir
Baier 1986 Herhangi bir kötü niyet olmadan (ya da iyi niyet eksikliği
olmaksızın) bir tarafın diğer tarafa karĢı savunmasızlığını
kabul etmek
Rempel &
Holmes
1986 Tahmin edilebilirlik (b) güvenilirlik ve (c) kabul etme
önemlidir
18
Zucker 1986 Tüm toplumsal beklentiler, ekonomik değiĢime katılan her
bir kiĢi tarafından paylaĢılıyor. Üç temel "güven üretim"
mekanizması vardır: güven, (a) geçmiĢ borsalarda yaĢanan
bir deneyim, (b) bireyler arasındaki benzerlikler ve (c)
"garanti" olarak hizmet eden resmi mekanizmalar
(kurumlar)
Gambetta 1988 Acentenin, baĢka bir ajanın (veya bir grup ajanın) hem söz
konusu eylemi (veya kendi yeteneklerinden bağımsız
olarak) gözlemleme pozisyonuna gelmeden önce, çok özel
bir eylemde bulunacağını düĢünen belirli bir öznel olasılık
düzeyi kendi eylemlerini etkileyecek koĢullarda) bir
ekonomik aktörün, bir baĢkasına yararlı (veya en azından
zarar vermeyen) faaliyetlerde bulunmaya karar verme
ihtimalidir.
Luhmann 1988 Kendini potansiyel zararı beklenen faydalarından daha
büyük olabilecek bir duruma maruz bırakma kararı
Butler 1991 KarĢıt tarafın herhangi bir zarar vermeye çalıĢmayacağı
örtülü vaadi
Bromiley &
Cummings
1992 Bir baĢka kiĢinin (veya bir grup bireyin) (a) herhangi bir
ve tüm açık veya örtülü taahhütlere uygun davranmaya
çalıĢarak iyi niyet gösterdiği, (b) bir deneğin dürüstlüğünü
göstermiĢ olan bir kiĢinin (veya bir grup kiĢinin) (c) böyle
bir ihtimal olsa dahi (yeniden müzakere etmek için) diğer
tarafın aĢırı avantajından yararlanmaması,
Hosmer 1995 Bir kiĢinin, grubun ya da Ģirketin ortak bir giriĢim ya da
ekonomik değiĢim sırasında baĢka bir kiĢi, grup ya da
Ģirkete sahip olması ile ilgili iyimser beklenti, iki taraf
arasındaki iĢbirliğini kolaylaĢtırmak. Ġçin hassasiyet ve
bağımlılık koĢulları altında faaliyet gösteren güvenini
veren parti, sözü edilen güveni güçlendirmek amacıyla
sözleĢmeli, hiyerarĢik, hukuki veya sosyal araçların
bulunmaması nedeniyle ortak kazançlar elde etmek. Parti
güvenini kazanmak, diğer tarafın gönüllü olarak kabul
ettiği, hak ve menfaatlerini korumayı taahhüt eden bir
yükümlülüğe dayanır. PaylaĢılan giriĢime ya da ortak
ekonomik değiĢime katılanların hepsi Güvenini veren parti
(birey, grup, Ģirket) diğer tarafın (birey, grup veya Ģirket)
sahip olduğu bir taahhüdü yerine getirir
Mayer, Davis &
Schoorman
1995 Taraflardan birinin, diğer tarafın üstleneceği ümit
(beklenti) temelinde eylemlerine karĢı savunmasız olma
isteği karĢı tarafı kontrol etme veya denetleme yeteneğine
bakılmaksızın, güvenini kazanan kiĢi için önemli olan bir
eylem
McAllister 1995 Bireyin baĢka bir kiĢinin sözlerini, eylemlerini ve
kararlarını esas alan (ve temelde hareket etmeye istekli
olduğu) inancı
Mishra 1996 Taraflardan birinin, (a) yetkili, (b) açık, (c) ilgili ve (d)
güvenilir olduğu inancına dayanarak diğerine karĢı
savunmasız olma isteği
Tyler & Degoey 1996 Yetkililerin iyi niyetle hareket ederek ve bir çatıĢmada
tarafları adil davranmakta olduklarını hissetmek
Rousseau,
Sitkin, Burt ve
Camerer.
1998 BaĢka bir kiĢinin niyet ve davranıĢının olumlu
beklentilerine dayanılarak savunmasızlığı kabul etme
niyeti de dahil olmak üzere psikolojik durum
19
Zaher, McEvily
ve Perrone.
1998 Beklentisi (a) belirli bir aktörün yükümlülüklerini yerine
getirmesi için güvenilir olduğu, (b) söz konusu aktörün
öngörülebilir bir Ģekilde davranacağı ve (c) fırsatçı bir
durum ortaya çıkarsa dahi hareket edeceği ve müzakerede
bulunacağı
Blomqvist &
Stähle
2000 Bir oyuncunun baĢka bir partinin yetki, yardımseverlik ve
davranıĢ beklentileri
Shockley-
Zalabak, Ellis &
Winograd
2000 KiĢinin diğer tarafın hedefleri, değerleri, normları ve
inançları ile özdeĢleĢmesine dayalı diğer bir tarafa karĢı
savunmasız olma isteği ve diğer tarafın (a) yetkili, (b) açık
( c) ilgili ve (d) güvenilir
Dirks &
Skarlicki
2004 Liderinin davranıĢ ve niyetlerinden olumlu beklentiler
doğuran bir çalıĢan (peĢ peĢe) psikolojik durumu
Kaynak: NEVEU, 2000
Tablo 1.2. de literatürde yer alan güven tanımlamalarından özetle güveni bireyin
karĢı tarafın söz ve davranıĢlarında vereceği kararlar da emniyette olduğunu hissetmesi
tatmin edici faydalı davranıĢlar sergileyeceğini, dürüst olacağına, yönelik olumlu
beklentisi olarak tanımlayabiliriz. Shockley-Zalaba‘ a göre misyon oluĢturma, liderlik,
takım ruhu, iĢbirlikçi davranıĢ geliĢtirme, performans değerleme, gibi örgütsel
süreçlerde ve faaliyetlerde önemli rol oynamaktadır (Tüzün-Kalemci, 2007: 95).
MüĢterilerle iliĢki kurmak ve sürdürmek, verilen söz ve vaatlerin yerine getirilmesidir.
MüĢteri iliĢkilerinde belirgin bir fark yaratabilmek için, müĢteri ile Ģirket arasında
sağlıklı, verimli, güvene dayalı uzun süreli bir iliĢki oluĢturulmalıdır (OdabaĢı, 2000:
19).
1.3.2.2. Kazan- Kazan Stratejisi
Günümüzde, rekabet üstünlüğü sağlamada en önemli unsurlardan biride
müĢteriye yaratılan değer kavramı olduğu belirtilmektedir. ĠĢletmelerin temel
hedeflerinde değeri tanımlamak, değeri yaratmak ve değeri sunmak yer almaktadır.
Tekin-Çiçek, (2005). KüreselleĢmeyle birlikte daha fazla karlılık düzeyine ulaĢmak için
farklı kulvarlar ve çeĢitli yöntem arayıĢına giren iĢletmeler yıkıcı rekabet Ģekli olan
kazan-kaybet yerine, birlikte kazanmayı amaçlayan yapıcı bir rekabet Ģekli olan kazan-
kazan stratejisini benimsemektedir (Tüfekçi, 2007: 14).
Etkili müzakere becerisi, gerçekleĢtirilen faaliyetlerde çalıĢma arkadaĢları,
ortaklar, tedarikçiler ve müĢterilerle birlikte daha verimli bir çalıĢılma ortamı sunar.
BaĢarılı müzakereciler herkesi kazan-kazan noktasına taĢıyacak bilgi ve becerilere
sahiptir. ‗‘Kazan-Kazan bir teknik değil, insana saygı temelinde geliĢtirilen bir
20
felsefedir‖. KarĢılıklı saygı ve güven ortamının oluĢması için herkes kendi yeteneği ve
birikimi doğrultusunda iĢbirliği ile üretim ve verimliliğin artması ve toplumsal fayda
için ―kazan-kazan‖ felsefesini uygulamalıdır (Erkan, 2011). Brandenburger ve Nalebuff
kazan-kazan stratejisini ―bazen baĢarının en iyi yolu, rakipleriniz dâhil diğer
iĢletmelerinde baĢarıya ulaĢmasına izin vermektir.‖ Diyerek nitelendirmiĢtir (Akt.
Tüfekçi, 2004: 14). Ekonomik, sosyo- kültürel ve ekolojik alanlarda toplumsal fayda ile
birlikte kalkınmak için gerçekleĢtirilen ortak giriĢimler, stratejik ortaklıklar, dıĢ kaynak
kullanım anlaĢmaları ve ortak araĢtırmalar gibi iĢbirliklerinin hepsi, her iki tarafın da
kazançlı çıkacağı kazan kazan stratejisi uygulamaları için örnek olarak gösterilebilir.
Çin ekonomisi son yıllarda artan bir ivme ile değiĢtiriyor. ―Dünyanın fabrikası‖
konumunda bulunan Çin‘deki ekonomik değiĢimler bütün dünya da hissedilmektedir.
Yüzyıllar boyunca Çin‘i Anadolu ve Akdeniz aracılığıyla Avrupa‘ya bağlayan ünlü
ticaret yolu olan eski Ġpek Yolu‘nu canlandıracak olan proje Bir KuĢak, Bir Yol‖ (one
belt, one road) sloganıyla ilk kez 2013 yılında dile getirdiği yeni Ġpek Yolu Projesi,
Çin‘in dıĢa açılma politikasının önemli kalemidir. Bu projenin orta noktasında olduğu
için kritik bir öneme sahip olan ülkemizle Çin‘in ticari iliĢkileri de etkilenmektedir.
Dünyanın en büyük bankalarından ICBC‘nin (Industrial and Commercial Bank of China
Limited) yaklaĢık iki yıl önce Tekstilbank hisselerini satın almasını, Türkiye‘ye gelen
yabancı yatırımlarda Asya ülkelerinin payında artıĢın yaĢanmasını sağlamıĢtır. ICBC
Turkey, büyük firma veya kamu projeleri ile piyasadaki diğer bankaları finanse ederek
kritik bir yerel oyuncu olmayı hedeflenmektedir. ICBC Turkey, ―Bir KuĢak, Bir Yol‖
projelerinde kazan-kazan senaryoları yaratılmasına büyük katkıda bulunacağı
görünmektedir. ICBC Turkey‘ in kazan-kazan stratejisini Doğu Avrupa, Doğu Akdeniz
ve Karadeniz‘de pazar araĢtırmalarını güçlendirerek, Türkiye ve bu bölgelerdeki enerji
santralleri, demiryolları, otoyollar ve diğer projelere finansman sağlayarak
gerçekleĢtirmeyi hedeflemektedir (Yıldız, 2017).
Tarım sektöründe de kazan-kazan sistemi doğrultusunda ortak giriĢimler,
stratejik ortaklıklar ve projeler gerçekleĢtirilmektedir. 2017 yılında Antalya Serik
ilçesinde gerçekleĢtirilen Türkiye- Afrika Tarım Bakanları 1'nci Toplantısı ve Tarım ĠĢ
Forumunda tarım ve hayvancılık alanlarında hem Afrika Birliği ile hem de AfB üyesi
ülkelerle çok sayıda ikili anlaĢmalar imzalandı. Tarımsal alanda ticaretin geliĢmesi
21
amacıyla gerçekleĢtirilen bu forum sayesinde kazan kazan esasına dayalı ciddi bir
tarımsal ticaret potansiyeli ortaya konulmuĢtur (Çınar, 2017).
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet EĢref Fakıbaba, 'kazan-kazan' sistemiyle
üreticinin de tüketicinin de mutlu olmasını sağlamanın ilk hedefleri olduğunu belirterek
mevsimlik tarım iĢçilerinin ve ailelerinin yaĢam Ģartlarını iyileĢtirecek "Mevsimlik
Tarım ĠĢçileri Projesi‘nin (METĠP) kazan kazan esası çerçevesinde önemli katkılar
sağlayacağını belirtmiĢtir (URL2, 2017).
1.3.2.3. Risk Algılama Yeteneği
Tehlikelerin belirlenerek giderilmesinin yanında, riskin önceden algılanıp
engellenmesi de son derece önemlidir. Risk değerlendirme; tehlike sonucu ortaya çıkan
riskin büyüklüğünü tahmin etmek ve mevcut önlemlerin yeterliliğini dikkate alarak
riskin kabul edilebilirliğine karar vermek için kullanılan sistem olarak tanımlanmıĢtır.
(ġen, 2014: 56). Risk değerlendirme mevcut risklerin neler olduğu algılamak,
nerelerden kaynaklandığı ve kimleri etkilediği, kabul edilebilirliğini görmemize önleme
faaliyetleri için stratejiler geliĢtirmemizi sağlamasının yanında tehlikenin önceden
tanımlanmasıyla riskleri belirleyerek güvenli ortam oluĢturulmasını kalite ve
verimliliğin artırılmasını, sorumlulukların belirlenmesini ve acil durum görev
paylaĢımının yapılmasını sağlamaktadır (Weber, 2002). Risk analizleri, insanların riski
algılama düzeylerine göre farklılık göstermektedir. Çünkü insanlar bazı riskleri kolay
kabullenmekte, bazılarına ise direnç göstermektedirler. Bu farklılığın temel nedeni,
gönüllülük, aĢinalık, korkutuculuk, tanınırlık, kontrol edilebilirlik, medya etkisi vb.
faktörler sonucu oluĢmaktadır (ġen, 2014: 56). Bireyler riskleri yargılarken üç ana
noktada inceler. Bunlar; kabul edilebilir risk seviyesi, riskin giderileceğine dair
beklentiler, riskten tamamen kaçınma duygusu (Starr, 1969). ĠliĢkisel risk ve
performans riski, birbirinden bağımsız iki yönlü risk tipini temsil eder. Birincisi iç
çevreyle, ikincisi dıĢ çevreyle iliĢkilidir. ĠliĢkisel risk ortakların arasındaki iliĢki ile
ilgiliyken, performans riski ortaklık ile çevre arasındaki iliĢkiyi belirtir. Performans
riski tüm stratejik kararlarda ortaktır, ancak iliĢkisel risk, stratejik ittifaklara özgüdür.
ĠliĢki riskinin algılanıĢı, ortaklar arasındaki güvenle yakından iliĢkilidir. Bazı bilim
adamları, güven duygusunun iĢbirliğinde algılanan risk seviyesini azaltabileceğini
düĢünüyor (Das ve Teng, 2001: 6). Ġstikrarsızlığı niteleyen kaos ortamımım, kriz
22
döneminin tesadüfi olmaktan çok olasılıklara dayandığı kabul edilmektedir. Bu nedenle
iĢletmeler kaos ortamında meydana gelen belirsizliklere karĢı alternatif yol haritaları
çizmektedir. ĠĢletmeler kaos ortamında mücadele edebilmek için optimum bir Ģekilde
gözlem yaparak oluĢturulan, farklı bakıĢ açılarıyla harmanlanarak, hareket esnekliğine
sahip stratejilere ihtiyaç duymaktadırlar (Tüfekçi, 2007: 15).
1.3.2.4. Fark Yaratabilme Becerici
BiliĢim teknolojileriyle birlikte hızla değiĢen küresel rekabet ortamı, iĢletmeleri,
değiĢmeye ayak uydurarak fark yaratmaya zorlamaktadır. Bu nedenle iĢletmeler sürekli
rekabete üstünlüğü amacı doğrultusunda her alanda yaratıcı düĢünceler ile fark
yaratabilen faaliyetlere ihtiyaç duymaktadırlar (ÖzgürmüĢ vd., 2005). Somut, soyut ve
beĢeri kaynaklar, yetkinlikler ve networklerini kullanarak üstün yetenekler geliĢtirerek
fırsatları değerlendirme konusunda hızlı ve doğru kararlar almak, rekabet avantajı
kazandırmaktadır (Tüfekçi, 2007: 16). Fark yaratabilmek için kullanılabilecek en
önemli kaynak yaratıcı düĢünceler ile fark yaratabilen insandır.
Farklılıkların yönetimini Thomas (1991) ―Tüm çalıĢanlar için geçerli olan bir
çevre yaratmak amacıyla sürdürülen kapsamlı bir yönetsel süreçtir.‖ ġeklinde
tanımlayarak Farklılıkları bir değer, varlık olarak vurgulamıĢtır (Reichenberg, 2001: 2).
Hays-Thomas (2004) ‗e göre farklılıkların yönetimi; ―Ġnsanlar arasındaki farklılıkların,
örgüte maliyet yaratan bir durum olmaktan ziyade, bir varlık haline dönüĢmesini
sağlayacak süreç ve stratejilerin amaca hizmet yönünde kullanılması‖ olarak
tanımlanmaktadır. Bu durumda, ―Farklılıkların yönetimi‖, belirli amaçlar doğrultusunda
tasarlanmıĢ sistematik, planlar, programlar ya da süreçleri içermektedir (Akt. Sürgevil,
2008: 113). Geleceğe yönelik tahminlerde bulunmak ve stratejilerini buna göre
belirlemek fark yaratabilmek açısından önemli bir unsurdur. ĠĢletmeler riskleri en aza
indirgemek için, birçok faaliyetlerinde tahminleme yöntemlerinin, istatistiksel
analizlerin ve biliĢim teknolojilerinin kullanılmasına yönelmektedirler (Gök ve
Özdemir, 2011). Ġnsanlar tarafından farklılıklar, yaĢam boyu her alanda yönetilmesi
gereken bir olgu olarak değerlendirilmektedir ve örgütsel yaĢam içinde daha da önem
kazanmaktadır. Performans, karlılık, verimlilik, etkinlik gibi örgütsel amaçları
gerçekleĢtirmek için ahenkli çalıĢma uyumunu sağlamak için farklılıkların yönetimi
önemli rol oynamaktadır (Sürgevil ve Budak, 2008). Bilimsel ve iĢletmecilik
uygulaması alanında oldukça yeni bir anlayıĢ olan farklılıkların yönetimi 1990‘lı
23
yıllardan itibaren Amerika ve Avrupa literatüründe ortaya çıkmıĢtır. Son yıllarda
ülkemizde çeĢitli bilimsel çalıĢmalar ve uygulamalarda farklılıkların yönetimi rastlansa
da, farklı disiplinlerin ilgisine ve çeĢitli kuramlar ve yaklaĢımlarla sağlam temellere
oturtulmasına ihtiyaç vardır (Sürgevil, 2008: 122).
1.3.3. Sürdürülebilir Rekabetçi Üstünlük
Rakiplere karĢı fark yaratarak üstünlük sağlayabilmek için iĢletme ve çevresi
arasındaki iliĢkiyi en etkili Ģekilde düzenlemeyi amaçlayan stratejik yönetim
uygulayıcıları ve araĢtırmacıları strateji geliĢtirme aĢamasında öncelikle rekabet
avantajının çıkıĢ noktasına ulaĢmak için iç ve dıĢ çevre analizine önem vermektedir
(Akgemici, 2008:7). Kısa dönemli rekabet avantajı kabullenenler daha fazla müĢteri
elde etmeye dayalı, uzun dönemli sürdürülebilir rekabet avantajını isteyenler ise
finansal, fiziksel, beĢeri ve kurumsal varlıklarını kullanarak elde ettikleri yetenek ve
yetkinlik farklılıklarına dayalı stratejilere önem vermektedirler (Tüfekçi, 2007: 17).
Genellikle rekabet avantajının çıkıĢ noktasını tam olarak belirlemek için, karĢılaĢılan
fırsatlar ve tehditler ile güçlü ve zayıf noktaları arasındaki iliĢkiler üzerinde yoğunlaĢan
FÜTZ (SWOT) analizinin uygulanmaktadır. Sektör sınırlarının belirsizliği ve artan
rekabet ortamında, faaliyetlerini sürdürebilen iĢletmelerin rekabet üstünlüğüne sahip
olduğu kabul edilmektedir. Üstünlüğün değiĢmez ve mutlak bir güç olarak algılanması,
değiĢimi gözden kaçırmalarına sebep olmaktadır. Bu nedenle rekabet üstünlüğünü,
sürdürülebilirlik açısından sorgulanmalıdır. Rekabet üstünlüğünün her türlü değiĢim,
sektör, rakip ve müĢteri baskısına rağmen, uzun yıllara yayılabilmesi, sürdürülebilirlik
için gerçekleĢtirilen stratejilerle sağlanabilir (Altuntuğ, 2009: 456). Barney (1995)‘e
göre FÜTZ (SWOT) analizinden doğan ―iç boĢluğu‖ tamamlamak için yöneticilerin
kaynak ve yetkinlikleri hakkında; değer, az bulunurluk, taklit edilemezlik ve
organizasyon sorularına cevap aramalıdır (Andrew ve Luchs, 2002).
1.3.3.1.Değeri Sorgulama
Kaynak ve yetkinliklerin rekabet üzerindeki etkisinin ortaya konulması için
öncelikle değer sorusuna cevap aramalıdır. MüĢteri beklentilerinin, teknoloji, pazar ve
sektör yapısının sürekli değiĢim halinde olması iĢletmenin değerini yükselten kaynak ve
yeteneklerinde değiĢimini zorunlu kılmaktadır (Andrew ve Luchs, 2002). Süreç
içerisinde yöneticileri baĢlıca sorumluluğu dinamik rekabet ortamını gözlemleyerek
ĠĢletmenin Güçlü ve
Zayıf Yönleri
Sektördeki Fırsatlar
ve Tehditler
(Ekonomik ve
Teknik )
Kilit Konumdaki
Uygulayıcıların
KiĢisel Değerleri
Daha Genel
Toplumsal
Beklentiler
Rekabet
Stratejisi
24
kaynak ve yetenekleri geliĢtirerek değer oluĢturma konusunda süreklilik sağlamaktır
(Tüfekçi, 2007: 17). Ġç kaynak ve yetkinliklerinin analizi ile fırsat ve tehditlerinin
analizinin karĢılaĢtırılması değer hakkında daha doğru cevaplar elde etmeyi
sağlayacaktır Barney (1995)‘e göre ‖Bir Ģirketin kaynakları, kapalı kapılar ardında
durarak değil, ancak yeni fırsatlar bulunduğunda ve/veya tehditler ortadan
kaldırıldığında değer kazanır‖ (Andrew ve Luchs, 2002).
1.3.3.2.Az Bulunurluğu Sorgulama
Sürdürülebilir rekabetçi üstünlük yaratma süreci sırasında içsel kaynaklardan
elde edilen gücün rakipler tarafından da kontrol edilememesi rekabet avantajı
sağlayacaktır. (Andrew ve Luchs, 2002). FarklılaĢma sürecinde rakiplerden farklı
olarak az bulunan nitelikler çerçevesinde hazırlanan stratejiler ile rekabet üstünlüğü elde
edilebilir. ĠĢletme kaynaklarının değer ifade etmesi önemlidir. Ancak benzer kaynaklara
rakip iĢletmeler tarafından da sahip olabiliyorsa, bu kaynakların değerli olması rekabetçi
üstünlük sağlayamaz. Kolay ulaĢılabilen değerli kaynaklar ve yetenekler, rekabetçi
eĢitlik sağlamaktadır. ĠĢletmenin kaynakları hem değerli, hem de az bulunursa, bu
durum iĢletmeye geçici rekabetçi üstünlüğü sağlamaktadır (Papatya, 2007: 96).
1.3.3.3.Taklit Edilemezliği Sorgulama
Stratejinin farklılık ve kopyalanamazlık özelliği, gözlemlenerek
çözümlenmesinin zor olmasından kaynaklanmaktadır. Bilgi, birikim, deneyim, beceri ve
yetkinlik bakımından birbirinden farklı donanımlara sahip insan kaynağı en önemli
taklit edilemezlik ve özgünlük sebebidir. Bu nedenle en önemli sürdürülebilir rekabet
kaynağının, insan kaynağının zihinsel ve duygusal birikiminden elde edilen güç
olduğunu söyleyebiliriz (Reed ve Fillippi, 1990: 91-92). Ekonomik, kültürel ve sosyal
değerlerin, taklit ve kopya edilemezlik niteliği, uzun bir zaman dilimi içerisinde insana
özgü bilgi, deneyim ve yetenek ve yetkinliklere bağlı olarak ortaya çıkmıĢ olmasından
kaynaklanır (Prahalad ve Hamel, 1990: 82-83). ĠĢletme, taklit edilmesi güç kendine has
örgütsel yetkinlikleriyle, bilgi sistemleri arasında sağlam bir iliĢki kurduğu sürece
rekabet üstünlüğü yakalama Ģansına sahip olabilir (Demirhan, 2002: 121). Yeteneklerin
nicelik ve niteliği arttıkça, iĢletmenin sahip olduğu çözümlenemez ve kopyalanamaz
rekabet bileĢenleri de kuvvetlenmektedir; rekabet üstünlüğü kaynağının rakiplere
kaptırılmaması noktasında nitelikli iĢgücü, kurumsal bağlılık konularına da önem
verilmelidir (Altuntuğ, 2009: 456). Taklit edilemezlik rekabeti sınırladığı ve karlılık
25
konusunda sürdürülebilirlik sağladığı için geçici ve nadir olmayan bir değer
oluĢturabilir (Tüfekçi, 2007: 17). Rakip iĢletmeler bazı durumlarda, iĢletmelerin değerli
kaynaklarını taklit etme konusunda maliyet dezavantajı ile karĢılaĢtıkları için iĢletme
sürdürülebilir rekabetçi üstünlük yakalayabilir (Papatya, 2007: 96).
1.3.3.4. Organizasyonu Sorgulama
ĠĢletmelerin Rekabet avantajı için kaynak ve yeteneklerinin değerine, az
bulunurluğuna ve taklit edilemez olmasına bağlı olmakla birlikte kaynak ve yetenekleri
kullanma süreci içerisinde organize olmaları gerekmektedir. Bu nedenle iĢletmeler
yönetim ve denetim sistemleri, yetki ve sorumluluk bilinci doğrultusunda
organizasyonlarını sorgulamalıdırlar (Andrew ve Luchs, 2002). Rekabet üstünlüklerini
kaybetmek istemeyen iĢletmeler; fark yaratan ve taklit edilmesi güç olan kaynak
arayıĢına girmiĢlerdir. GirmiĢ oldukları bu arayıĢın sonunda sonunda, bu tür kaynakların
kendi yeteneklerinde bulunduğunun fark ederek, katı ve hiyerarĢik bir anlayıĢa dayanan
yönetim yaklaĢımını, insan odaklı ve katılımcı bir yönetim yaklaĢımına bırakmıĢtır
(Altuntuğ, 2009: 457).
1.4. Genel Rekabet Stratejileri
Küresel pazarda ayakta kalmak için rekabet yeteneğine sahip olmak artık bir
zorunluluktur. Ana hedefimiz ―ayakta kalmak‖ ne var ki ‖sırf ayakta kalmak için plan
yapan Ģirketler baĢarısız olurken, baĢarılı olmak için plan yapanlar ayakta kalacaktır‖.
Rakabetüstü davranıĢ baĢarılı olmak için gereklidir (Bono, 2000: 9). Rekabet üstünlüğü
için yayın olarak uygulanan; maliyet liderliği, farklılaĢtırma ve odaklanma olarak
adlandırılan üç genel strateji yaklaĢımı vardır.
1.4.1.Maliyet Liderliği
Verimli ölçeklerle çalıĢan tesislerin kurulmasını, deneyimler sonucu ciddi
maliyet düĢüĢlerinin elde edilmesi ve kontrolünün yanısıra AR-GE, pazarlama, halkla
iliĢkiler gibi alanlarda maliyetlerin en aza indirilmesi amaçlar. Kalite, hizmet ve diğer
alanlarla birlikte rakiplere oranla düĢük maliyet, stratejiyi belirleyen ana unsurdur
(Porter, 2000: 45) .Bir iĢlemede her faaliyetin rakiplere oranla daha düĢük bir maliyetli
olması mümkün olmasa faaliyetin değer yaratmadaki önemi ve elde edilen değerin
büyüklüğüdür (Akgemici, 2008: 37). Ölçek ekonomisinin etkisiyle yani daha büyük
pazar payına sahip ve girdilere ulaĢımda avantajlara sahip iĢletmeler rekabetlerine
26
oranla daha az maliyetle faaliyet gösterebilmektedirler. DüĢük maliyetli üretim rakiplere
oranla ikame ürünlere karĢı daha avantajlı bir konumda olmasını sağlar (Porter, 2000:
45).
1.4.2. Farklılaştırma
Standart mal ve hizmetlerin müĢteri ihtiyaçlarını ve isteklerini karĢılamadığı
durumlarda rakiplerine karĢı ürünlerinde ve hizmetlerinde farklılaĢtırma yaparak
karlılıklarını artırmak istemektedirler. BaĢka bir ifade ile değer yaratan tüm
faaliyetlerinde farklılaĢmaya giderek ortalamanın üzerinde bir getiri elde etmeye
yönelik bir stratejidir (Akgemici, 2008: 37). FarklılaĢmanın temeli inovasyona bağlıdır.
Rekabet zemini ürün hayat evresi boyunca sürekli hareket ederek farklılaĢma
gereklerinin de hayat evreleri boyunca sürekli değiĢim göstermesine, farklı inovasyon
türlerinin kullanılmasına sebep olmaktadır (Kırım, 2010: 30). Rekabet koĢulları
nedeniyle günümüz kurumları farklılaĢmak için müĢteri odaklı uygulamalara
yönelmiĢtir. Faaliyetlerinin odak noktasına müĢterileri yerleĢtiren iĢletmeler daha fazla
fayda sunarak, herkesten önce yenilikleri sunarak rekabet gücü yaratmaya, rakiplerinden
farklılaĢmaya çalıĢmaktadırlar (Demir ve Kırdar, 2007: 297). ĠĢletmeler farklılaĢma
nedeniyle yaratacakları yüksek müĢteri sadakati sonucunda potansiyel rakiplerin pazara
giriĢini engelleyebilirler. FarklılaĢtırmanın baĢarılı olabilmesi için araĢtırma, ürün
tasarımı ve kaliteli malzeme kullanım maliyetleri artıracaktır (Porter, 2000: 47). BaĢarılı
bir rekabet için farklılaĢarak sürüden ayrılmak gerekmektedir. Fakat ―fiiliyatta yapılan
Ģey tam anlamıyla sürüyle beraber hareket etmekten baĢka bir Ģey değil.‖ Ciddi ve
sistematik bir farklılaĢma bakıĢ açısı ve farklılaĢma metodolojileri konusunda yetersiziz.
MüĢteriye yeni fayda sunma yarıĢı çerçevesinde ürüne sürekli yeni özellikler ekliyor ve
mevcut ürünü farklı müĢteri segmentleri için yeniden tanımlayarak artırma yoluyla
rekabet edilmektedir. Aslında sektör içinde aynı stratejiyi kullanarak emtialaĢma
(aynılaĢma) içinde tekrarlı faaliyet gösterilmektedir. (Kırım, 2010: 27).
1.4.3.Odaklanma
Belirli bir müĢteri portföyü hedef alınarak uygulanması sonucu ortaya çıkmıĢtır.
Literatürde niche (niĢ- göz ardı pazarı) stratejisi olarak da adlandırılmaktadır. ĠĢletmenin
belirlenen pazara uygun varlık ve yeteneklere sahip olması stratejinin uygulanması için
gereklidir (Akgemici, 2008: 37). Odaklanma stratejisi dar stratejik hedefine daha geniĢ
27
mücadele eden rakiplerinden daha etkin ve verimli hizmet verebilir düĢüncesinden
doğmuĢtur. Odaklanma stratejisi ile iĢletmenin stratejik hedefi ile düĢük maliyet, yüksek
farklılaĢtırmaya veya her ikisine sahip olduğu düĢünülebilir (Porter, 2000: 49). ĠĢletme
için farklı değerlere sahip olan ve farklı ihtiyaçları olan müĢterilerin tanımlanması ve
farklılaĢtırılması rekabet avantajı elde etmek için bir zorunluluk haline gelmiĢtir.
Amaçları doğrultusunda en çok faydayı elde edecekleri en değerli müĢterilerden
baĢlanarak gerçekleĢtirilen sınıflandırma ile müĢteri değeri ve ihtiyaçlarına odaklanmıĢ
olan stratejiler geliĢtirmek daha kolay olacaktır (OdabaĢı, 2000: 23).
Şekil 1. 6. Üç Genel Rekabet Stratejisi Arasındaki Farklar
Stratejik
Hedef
Stratejik Avantaj
Sektör Çapında
Alıcının Algıladığı
Benzersizlik
DüĢük Maliyetli
Konum
FARKLILAġTIRMA
TOPLAM
MALĠYET
LĠDERLĠĞĠ
Yalnızca Belirli
Bir Kesim ODAKLANMA
Kaynak: Akt. Akdemici, 2008: 38
1.5. FÜTZ Analizi
1.5.1. FÜTZ Kavramı ve FÜTZ Analizi Tekniği
KüreselleĢme ve artan rekabet ortamının kazandığı dinamizm sonucunda mal
ve/veya hizmet üretimi yapan her bir iĢletme faaliyetlerini sürdürebilmek için stratejik
yönetim anlayıĢını kullanmak zorundadır. Birçok organizasyon hali hazırda baĢarılı olsa
da algılanan değiĢim riskini kabul etmek istememektedir. Üst yönetimin ilk görevi
organizasyonu yenilik ve değiĢmenin normale uygun bir Ģekilde yapılandırmaktır
(Luffman, 1996: 9). Stratejik yönetim anlayıĢının temelini iĢletmenin yönetilmesi ve
geleceğinin öngörülmesi oluĢturmaktadır. ĠĢletme geleceğinin öngörülmesinde
28
baĢvurulan en temel tekniklerden bir tanesi de FÜZT (SWOT)1 analizidir. Stratejik
yönetim, planlama ve pazarlamada en önemli aĢama olarak değerlendirilen FÜZT
analizi ortak amaç, ilke ve değerlerini ortaya koymak için iç ve dıĢ durum
değerlendirmesi yapılarak, vizyon ve misyonun belirlenmesinde kullanılmaktadır.
(Gökçe, 2006). Kotler (2000: 76) SWOT analizinin iĢletmelerin stratejik planlarındaki
yerini ġekil 1.5.1.1 deki gibi ifade etmektedir. FÜZT analizi, Bir iĢletmenin iç
çevresiyle ilgili üstünlükler ve zayıflıklar ile dıĢ çevresinde karĢı karĢıya kaldığı fırsatlar
ve tehditlerin baĢ harflerinden meydana gelmektedir.
Şekil 1. 7. Stratejik Planlama Süreci ve SWOT Analizi
Kaynak: Kotler, 2000: 76
SWOT analizinde yer alan güçlü ver zayıf yönler iĢletme veya örgütün yetenek
ve yetkinlikleriyle ilgili iken fırsat ve tehditler genellikle dıĢ unsurlardan
kaynaklanmaktadır. ĠĢletmeler güçlü ve zayıf yönlerini; performanslarını önceliklerini,
kaynaklarını ve yetkinliklerini belirleyip analiz ederek ortaya koymakta iken, fırsat ve
tehditleri ortaya koymak için vizyon ve misyon doğrultusunda çevresel faktörleri
taranmaktadır (Tek, 1997: 97-98). FÜZT analizi organizasyonun mevcut durumunu
gözler önüne seren bir denetim aracıdır. GZFT analizinin iĢletmeler için önemli iki
fayda sağlamaktadır. Ġlki kurumun Ģu anki mevcut konumunun ne olduğunu ortaya
koyma aracı olmasıdır. Güçlü ve zayıf yönlerinin tespit ederek ―kendisini bilmesi‖ gibi
önemli bir bilgi sağlamasıdır. Ġkincisi fırsat ve tehditlerle dıĢsal etkileri, piyasadaki
oluĢuma karĢı ―ne yapabileceğinin‖ ortaya konulduğu bir analiz olmasıdır. Gelecekteki
1 FÜTZ: Fırsatlar, Üstünlükler, Tehditler, Zayıf Yönler
SWOT: Strengths, Weaknesses, Opportunities, Threats - Güçlü yönler, Zayıf yönler, Fırsatlar,
Tehditler
ĠĢletme
Misyonu
Ġç çevre
FÜTZ
DıĢ
çevre
Hedef
belirleme
Strateji
Belirleme
Uygulama
Program Belirleme
Geribildirim ve kontrol
29
olası geliĢmelere yönelik bir durum değerlendirmesini içerir, bu açıdan biraz daha
tahmine ve öznel verilere dayanır (Sonğur, 2013).
Thomson ve Martin strateji oluĢtururken değer faktörünün de ön planda
tutulması gerektiğini belirtmiĢtir. ĠĢletmelerin Çevre (enviroment), değer (value) ve
kaynak (resource) kelimelerinin ilk harflerinden oluĢan E-V-R EĢleĢmesi ile mevcut
stratejilerin, stratejik ihtiyaçlarının değerlendirilmesinde ve sürdürülebilir stratejik
baĢarı unsuru hakkında karar verme aĢamasında yöneticilere yardımcı olmaktadır
(Thompson ve Martin, 2005: 126).
Şekil 1. 8. E-V-R Eşleşmesi
Kaynak: Thompson ve Martin, 2005: 126
1.5.2. Çevre Faktörleri ve Analizi
Sistem yaklaĢımına göre, her bir iĢletme bir sistemin içerisinde baĢka
sistemlerden oluĢmuĢ bir yapı ile faaliyet göstermektedir. ĠĢletmeler yoğun rekabet
ortamında baĢarılı olmak için çevresiyle uyumlu bir Ģekilde faaliyet göstermek zorunda
olan iĢletmeler baĢarılı olabilmek rekabet üstünlüğü sağlayabilmek için faaliyetlerini
sürdürdüğü dıĢ çevreyi ve iç çevresini anlamak için analiz etmek zorundadır (Ülgen ve
Mirze, 2010: 65). ĠĢ dünyasında rekabet ortamında çoğu iĢletme giriĢimlerinde,
rakiplerini tahrip etmekten ziyade rekabetçi hırslarını sınırlandırarak rakiplerle birlikte
yaĢamayı hedefler (Grant, 2002: 18). Yönetim, örgütün iç çevresi ile dıĢ çevrelerinde
topladığı ham bilgilerden örgüt çevresinin genel resmi çerçevesinde çevresel faktörlerini
sistematik Ģekilde değerlendirilmesi sonucunda mevcut durumu ortaya koyarak
stratejiler geliĢtirebilir (Sonğur vd., 2013: 71).
Değer
(Liderlik ve Kültür )
Kaynaklar
(Güçlü ve Zayıf Yönler)
Çevre
(Fırsat ve Tehditler )
Strateji
30
Şekil 1. 9. Stratejik Analiz Safhası
Kaynak: Ülgen ve Mirze, 2014: 64
1.5.2. 1. Güçlü Yönlerin Analizi
Bir iĢletmenin müĢteri istek ve ihtiyaçlarını karĢılamada kendisine rekabet
avantajı sağlayan kaynak ve yetkinliklerinin toplamıdır (Pearceve Robinson, 2015:
141). ĠĢletme açısından dıĢ çevrenin yarattığı fırsatlardan yararlanabilmek için güçlü
olmak ve üstünlüklere sahip olmak uygulama kolaylığı sağladığı için hayati önem
taĢımaktadır. ĠĢletme söz konusu güçlü yönleri ile iĢletmenin varlığını tehdit eden dıĢ
çevre unsurlarına cevap vermek zorundadır (Ülgen ve Mirze, 2014: 161). Bu nedenle
her bir iĢletme sahip olduğu güçlü yönleri geleceğe yönelik olarak etkin bir Ģekilde
planlamalıdır.
1.5.2. 2. Zayıf Yönlerin Analizi
ĠĢletmenin uygun değerde performans sergilemesinde engel olabilecek kaynak
ve yetkinliklerinin sebep olduğu kısıtlar ve eksiklerdir (Pearceve Robinson, 2015: 141).
ĠĢletmelerin iç çevre yapılarından kaynaklanan zayıf yönler örnek olarak yetersiz
Bilgi toplama değerleme
ĠĢletme dıĢı Çevre Analizi
Genel/ Uzak Çevre
Analizi
Politik
Yasal
Ekonomik
Sosyo kültürel
Demografik
Teknolojik
Uluslararası
Sektör/Yakın Çevre
Analizi
Pazarın tanımı
Tedarikçiler
MüĢteriler
Rakipler
Ġkame mal/hizmetler
ĠĢletme içi Çevre
Analizi Yönetim
Finansman ve Muhasebe
Ġnsan Kaynakları
Alt yapı
Üretim ve operasyon Pazarlama
Fırsat ve tehditler Üstünlükler ve zayıflıklar
Durum Belirleme Matrisleri
SWOT
Performans Güçleri
Denge analizleri
31
finansal kaynaklar, pazarlama becerisi eksikliği, eğitim eksikliği, kalitesiz iĢgücü,
marka imajı eksikliği, maliyetlerin yüksek olması, ürün çeĢitliliğinin olmaması, karar
alma süreçlerin etkin bir Ģekilde iĢlememesi strateji yoksunluğu nedeniyle meydana
gelmektedir (Torlak ve AltunıĢık, 2009: 67). Strateji geliĢtirme aĢamasında zayıf
yönlerin belirlenerek geliĢtirilmesi için çabalanmalıdır.
1.5.2. 3. Fırsatların Analizi
ĠĢletmenin dıĢ çevresinde geliĢen iĢletme yararına olumlu geliĢmelerdir
(Pearceve Robinson, 2015: 140). Fırsatlar, iĢletmelerin amacına ulaĢmasına olanak
sağlayan dıĢ çevredeki durum ve geliĢmelerdir (Songur vd., 2013: 71). ġirketin baĢarı
gücü sadece hedef pazarda baĢarılı olarak değil, rakiplerden daha iyi müĢteri değeri
sunmaya devam ederek gerçekleĢtirilebilir. Rekabet üstünlüğü elde etmek için fırsatları
değerlendirmek iĢletmeler açısından önemlidir (Kotler, 2000: 47).
1.5.2. 4. Tehditlerin Analizi
ĠĢletmenin dıĢ çevresinde meydana gelen arzu edilmeyen durumlar ve olumsuz
geliĢmelerden meydana gelir (Pearceve Robinson, 2015: 140). Fırsatların aksine
iĢletmenin varlığını sürdürmesi açısından tehdit oluĢturan, rekabet üstünlüğünü
kaybetmesine neden olabilecek uzak ve yakın çevredeki değiĢimler sonucu gerçekleĢen
durumlardır. Sürekli değiĢim içinde olan çevre koĢullarını izleyerek önlemler
geliĢtirmek tehdit oluĢturan durumlara karĢı en az hasarla kurtulmayı sağlayabilir
(Ülgen ve Mirze, 2014: 161).
32
Tablo 1. 3. Swot Analizi: İşletmeler İçin Güçlü, Zayıf Yönler ve Fırsat Ve
Tehditlerin Değerlendirilmesi
POTANSİYEL İÇ GÜÇLER POTANSİYEL DIŞ ZAYIFLIKLAR
Kilit noktalardaki temel yetenekler
Yeterli finansal kaynaklar
Tedarikçilerle iyi iliĢkiler
Tanınan Pazar liderliği
Ġyi tasarlanmıĢ fonksiyonel alan stratejileri
Ölçek ekonomisine ulaĢma
Güçlü rekabet baskısından biraz
uzaklaĢabilme
Patentli teknoloji
Maliyet avantajları
Daha iyi reklam kampanyası
Ürün yeniliğinde ustalık
ĠspatlanmıĢ yönetim
Deneyim eğrisinde ilerleme
Daha iyi üretim yeteneği
Üstün teknolojik beceriler
EskimiĢ yetenekler
DüĢük karlılık düzeyi
Yönetim zafiyeti
Bazı anahtar baĢarı unsurlarının ve
yeteneklerin eksikliği
Uygulanan zayıf stratejiler
Dâhili iĢletim problemleri ile ilgili
rahatsızlıklar
Ar-Ge‘de azalma
Çok dar bir ürün hattı
Zayıf Pazar imajı
Zayıf dağıtım ağı
Ortalamanın altında Pazar baĢarısı
Stratejideki finansal değiĢim
ihtiyaçlarının gerçekleĢtirilememesi
Rakiplere göre göreceli daha yüksek
maliyetler
POTANSİYEL DIŞ FIRSATLAR POTANSİYEL DIŞ TEHDİTLER
Ekstra müĢteri gruplarına hizmet
Yeni Pazar veya segmentlere giriĢ
MüĢteri ihtiyaçlarının daha iyi karĢılanması
için ürün hatlarının kullanılma
Ġlgili ürünleri çeĢitlendirme
Dikey entegrasyon (ileri veya geri)
Çekici yabancı pazarlarla ticaret
engellerinin azalması
Rakip firmalar arasındaki memnuniyet
Daha hızlı Pazar büyümesi
Daha düĢük maliyetli yabancı rakiplerin
giriĢi
Ġkame ürünlerin satıĢlarında artıĢ
Daha yavaĢ Pazar büyümesi
Yabancı hükümetlerin ticaret
politikalarının ve yabancı para değiĢim
oranlarının karĢılıklı değiĢimi
Düzenleyici gereksinimlerinin pahalılığı
ĠĢ döngüsü ve durgunluk
MüĢteri beklentilerinde hızlı değiĢim
Demografik değiĢimlerin karĢıtlığı
Kaynak: akt. Akgemci (2013)
33
1.5.3. FÜTZ (SWOT) Matrisi Olası Kombinasyonlar ve Stratejiler
ĠĢletmeler, güçlü yönleriyle fırsatları değerlendirmeye çalıĢacak ve tehdit
oluĢturabilecek durumlara karĢı da zayıf yönlerini bilmek suretiyle tehditlere karĢı
önlem almaya çalıĢarak zayıf yönlerini güçlendirme çalıĢacaklardır (Torlak, 2012: 84).
Bu nedenle çevresel fırsat ve tehditlerin yapısına uygun, rekabeti olumlu olarak
etkileyebilecek iĢletme, üstünlükler ve zayıflıkların listeye alınmasına azami gayret
gösterilmelidir (Ülgen ve Mirze, 2014: 160). ĠĢletmeler gerçekleĢtirilen çevre analizi
sonucunda belirlenen FÜTZ matrisinden faydalanarak stratejiler geliĢtirilmektedir.
Şekil 1. 10. FÜTZ (SWOT) Analizinde Olası Kombinasyonlar
DıĢ çevre Analizi Sonucu Ġç Çevre analizi Sonucu
Kaynak: Ülgen H. ve Mirze S.K.‖ ĠĢletmelerde Stratejik Yönetim‖,2014 s.164
Rekabet Üstünlüğü GF Stratejisi: Hem güçlü yönlerin hem de organizasyon
dıĢındaki fırsatlardan en fazla faydayı elde etme stratejisidir. ĠĢletmenin güçlü yönlerini
fırsatlardan en büyük faydayı elde etmek için kullanılmasını öngören rekabet üstünlüğü
sağlayan stratejidir.
Kısıtlılık ZF Stratejisi: Fırsatların yarattığı üstünlüklerden faydalanırken, zayıf
yönlerin en aza indirilmesini hedefleyen stratejidir. Fırsatlardan kısıtlı olanaklarla
faydalanabilmektedir.
Fırsatlar Üstünlükler Rekabet Üstünlüğü
Tehditler Zayıflıklar
Faaliyetlerin terki
34
Durumun Korunması GT Stratejisi: Organizasyonun güçlü yönlerinin fazla
olduğu ancak, dıĢ tehditlere fazlaca maruz kaldığı durumlarda uygulanabilen stratejidir.
Stratejisinde dıĢ tehdit ve tehlikelerle baĢ etmede güçlü yanlar ön plana çıkarılır.
Faaliyetlerin Terki ZT Stratejisi: FÜTZ matrisinin savunmaya dönük bir
stratejisidir. Organizasyonun hem zayıf yönlerinin giderilmesi hem de tehditlere karĢı
önlemlerin geliĢtirilmesi gerektiği bir durumdur. Faaliyetlerin terki ile küçülmeye
gidilebilir (Sonğur vd., 2013: 85).
35
2.TÜRKİYE EKONOMİSİNDE TARIMIN YERİ VE ÖNEMİ
Dünya genelinde yaĢanan ekonomik ve sosyo-kültürel iliĢkilerin, bilgi biliĢim ve
teknolojik yenilikler ve değiĢimler nedeniyle dinamik bir süreçte ilerlemesi toplumsal
geliĢimi ön planda tutan ülkelerin, uyguladıkları politikalarını reformlarla
desteklemeleri gerekmektedir (Erdinç ve Erdinç, 2014: 49).
Ġnsanların tarımsal üretim sırasında arazi, sermaye, iĢ gücü, yönetim ve
organizasyon kavramlarıyla AR-GE çalıĢmaları için kullanılan teknoloji, laboratuvar
gibi üretim kaynaklarının nasıl kullandıklarını inceleyen sosyal bir bilim dalı olarak
literatürde yer alan tarım ekonomisi ülke ekonomisi için önemli bir kaynaktır. Türk Dil
Kurumu, Bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, kalite ve verimlerinin
yükseltilmesi, uygun koĢullarda korunması, iĢlenip değerlendirilmesi ve pazarlanması,
ziraat olarak tanımlamaktadır. BaĢka bir tanımında insanların hayvansal, bitkisel ve
diğer maddelere olan gereksinimlerini karĢılamak için planlanmıĢ değiĢik üretim
sistemlerini kapsayan geniĢ bir terim olarak ifade etmektedir (URL1, 2017). Tarımsal
ekonomi insanların tarımsal üretim sırasında teknoloji, arazi, laboratuvar, sermaye, iĢ
gücü ve yönetim kavramları gibi üretim kaynaklarını nasıl kullandıklarını inceleyen
sosyal bir bilim dalıdır (Cramer vd., 2010: 7).
Dünya genelinde tarım sektöründe gerçekleĢtirilen reformların hedefledikleri
temel amaçlar; tarımsal yapının iyileĢtirilmesi, tarım üreticilerinin gelirlerini artırmak,
refah düzeylerini yükseltmek, tüketici ihtiyaç ve isteklerini en iyi Ģekilde karĢılamak,
gıda güvencesi sağlamak yeni istihdam olanakları sağlayarak ekonomik büyümeye
katkıda bulunmak Ģeklindedir (Erdinç ve Erdinç, 2014: 49). 18. yüzyıl ile 21. yüzyıl
arasında kalan dönemde tarımda modernleĢme sağlanması yönünde önemli adımlar
atılmıĢtır. Tarımda ilk modernleĢme hareketi, 1763-1970 yılları arasında geleneksel
tarımdan modern tarıma geçmek amacıyla gerçekleĢtirilmiĢtir. Bu dönem de
makineleĢme, kimyasallaĢma, sanayileĢme tarımsal ticarileĢme ve tarımı piyasaya açma
konularında çalıĢmalar yapılmıĢtır. 1970-2010 yılları arasında modern tarımdan ileri
tarıma geçmek amacıyla Ġkinci modernleĢme hareketi baĢlamıĢtır. Tarımsal
bilgilendirme, çeĢitlendirme, çevre duyarlılığını artırmak konularında çalıĢmalar
yapılmıĢtır (Akbulut, 2015: 12). Sanayi ve hizmet sektöründeki geliĢmeler, Özellikle
ekonomik geliĢmenin ilk dönemlerinde hâkim sektör konumunda olan tarım
sektöründeki istihdam ve üretim paylarını azaltmıĢtır. Ancak tarım sektörü milli gelir ve
36
istihdama katkısı, gıda ihtiyacının karĢılanması, sanayi sektöründe hammadde kaynağı
ve sermaye aktarımı konusunda yer alması ile birlikte doğrudan ve dolaylı olarak
ihracata katkıları nedeniyle sürdürülebilir ülke ekonomisi ve kalkınma için önemli bir
sektördür (Uzunoğlu vd., 2001: 19). KüreselleĢme ile birlikte yürütülen politikalar,
geliĢmiĢ ve geliĢmekte olan ülkelerin, üretici ve tüketicilerini bir araya getirerek, ortak
bir pazar kurulmasını sağlamıĢtır. Serbest ticaret ve küresel ekonomiye yön vermek
amacıyla kurulan Dünya Ticaret Örgütünün katkısıyla; tarımsal ticaret farkındalığını
artırmak ve dinamik ortam Ģartlarına uyum sağlanması amacı ile gerçekleĢtirilen
faaliyetlerle tarım sektörüne verilen önem artmıĢtır (Türkoğlu, 2015: 2). Türkiye piyasa
ekonomisine geçiĢ ile birlikte, küresel ekonomide yer almak ve sanayi sektörünü
geliĢtirmek ana hedefleri doğrultusunda faaliyet göstermiĢtir. Ülke kaynakların önemli
bir bölümünün sanayi ve hizmet sektörüyle birlikte kamu altyapı yatırımları için
kullanılması sanayi ve hizmetler kesiminin, tarım sektörüne göre daha hızlı büyüme
göstermesini sağlamıĢtır (Uzunoğlu vd. 2001: 19).
Sağlıklı yaĢamın en temel Ģartı olan beslenme alıĢkanlıklarında yaĢanan
değiĢiklikler ile birlikte organik tarım, iyi tarım uygulamaları, kaliteli ürün yetiĢtirmek
kavramlarına verilen önemi artmıĢtır (Yıldırım vd., 2014: 22). Ülkemizde 2004 yılında
yayımlanan ―Ġyi Tarım Uygulamalarına ĠliĢkin Yönetmelik‖ ile hayatımıza giren iyi
tarım uygulamalarını,‖ Kontrol ve sertifikasyon kuruluĢlarının yetkilendirilmesi
sonrasında 2007 yılında 18 ilde 53.607 dekar alanda 651 üretici ile baĢlamıĢtır.‖ ĠTU
Yönetmeliği kapsamında baĢlatılan çalıĢmalar ile yaĢ meyve ve sebze sektöründe; doğal
kaynakları koruyarak, tarımda izlenebilirlik ve sürdürülebilirlik ile güvenilir ürün
arzının sağlanmasını amaçlayan çevre, insan ve hayvan sağlığına zarar vermeyen bir
tarımsal üretimin yapılması hedeflenmiĢtir (TOBB Türkiye Tarım Sektörü Raporu,
2013: 44) .
KiĢisel ve kurumsal, tutum ve davranıĢ farklılıkları, tarım politikalarının
istenilen sonuçları vermemesinin nedenleri arasında yer almaktadır. Türkiye tarımsal
faaliyetler açısından kendi ihtiyacını karĢılayabilecek potansiyele sahiptir ve tarım
ürünlerini baĢta Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülkeye ihraç etmektedir. Fakat
Türkiye‘nin ekili tarım arazileri yüz ölçümleri, arazi verimliği ve ihracat potansiyelinin
rakip ülkelerinkiyle karĢılaĢtırıldığında elde edilen ihracat gelirinin çok yetersiz olduğu
görülmektedir (Dere, 2006: 26).
37
Ticarete konu olan kalite standartlarına ve iklim özelliklerine uygun Ģekilde
büyük ölçekli üretiminin gerçekleĢtirilmesi ölçek ekonomisi doğrultusunda pazarlanma
faaliyetlerini gerçekleĢtirecek organizasyon ve kuruluĢların etkin stratejiler
geliĢtirilmesi önem arz etmektedir (Yıldırım vd., 2014: 22).
2.1 Tarım Ürünlerinin Pazarlanması
Bu bölüm iki bölümden oluĢmaktadır. Tarımsal pazarlamanın tanımı yapılacak
ve yaĢ sebze ve meyve pazarlaması konularına değinilecektir.
2.1.1. Tarımsal Pazarlama Tanımı
Tarım sektörünün, ülkelerin ekonomik ve sosyal yapısında önemli bir yeri
vardır. Ġnsanların beslenme ihtiyacı için gerekli hammaddeyi üretmesi gibi stratejik bir
öneme sahip olan tarım sektörü, ekonomi için katma değer yaratmakta ve özellikle
Türkiye‘de büyük bir nüfus kitlesi için istihdam oluĢturmaktadır (Sıray ve Akçay, 2010:
43). Çiftçilerin geçimlik düzeydeki ve hobi olarak gerçekleĢtirdikleri faaliyetlerinin
ticari iĢletme haline gelmesi tarımsal pazarlama konusundaki ilgiyi artırmıĢtır (Engle ve
Quagrainie, 2006: 4). KüreselleĢmeyle birlikte geliĢmekte olan ülkelerde çiftçilerin
karĢı karĢıya kaldığı tarımsal pazarlama sorunlarının belirlenmesi ve bu sorunlara iliĢkin
sürdürülebilir stratejik çözümler geliĢtirilmesi ihtiyacı doğmuĢtur (Adanacıoğlu, 2015:
597).
Tarımsal üretimin devamı olarak kaçınılmaz bir hizmet sunan tarımsal
pazarlama; tarım ürünlerinin yetiĢtirildikleri yerlerden tüketicilere ulaĢtırılıncaya kadar
geçtikleri yolları ve bu yollardan geçerken tüketiciye zaman, mekân, Ģekil ve mülkiyet
konularında faydalar sağlayarak gerçekleĢtirdiği hizmetler bütünüdür (Yulafcı ve
Cinemre, 2007: 260) .
Tarımsal Pazarlamaya iliĢkin yapılan bir baĢka tanımlamada tarımsal ürünlerin
üretimi, teknik ve ekonomik konular doğrultusunda, tüketicilerin ihtiyaçlarını
karĢılamak amacıyla iĢlenmesi ve nihai tüketiciye ulaĢtırılmasını kapsayan fonksiyonel
ve organizasyonel pazarlama yapısı ve sistemini içeren iĢlem olarak tanımlamaktadır
(Adanacıoğlu, 2015: 597).
Tarımsal pazarlama, bir tarımsal ürünün üretim aĢamasından tüketiciye
ulaĢıncaya kadar geçirdiği iĢletme faaliyetlerinin tamamıdır. Tarımsal pazarlama
38
ürünlerinin Ģekil, zaman, yer ve mülkiyet faydasını arttıran hizmetlerle ilgilidir. Etkili
bir tarımsal pazarlama stratejisi geliĢtirmek için ürün, fiyat, dağıtım ve tutundurma
baĢlıkları altında toplanan pazarlama bileĢenlerin incelenerek karar alma aĢamasında yer
verilmesi gerekmektedir (Yıldırım ve diğ., 2014: 21).
Tarımsal pazarlama üretim faaliyeti ve ürünlerin fiyatlarının oluĢması ürünlerin
satıĢı, satıĢın organizasyonu ve satıĢ sonrası hizmetleri kapsamaktadır. Bu nedenle
çiftçinin ürünlerin üretimi ile ilgili teknik ve ekonomik sorunları yanı sıra aynı
zamanda, ürünün satıĢı ile ilgili ekonomik, idari ve teknik sorunları da bilmesi üretim
faaliyetlerinin baĢarısı için gerekli bulunmaktadır (Dere, 2006: 26).
Birçok çiftçi tarımsal pazarlama konusunda çok az resmi eğitime sahip olduğu
için değiĢmekte olan piyasa koĢullarını yeterince değerlendirip fırsata çevirme
konusunda yetersizdir (Engle ve Quagrainie, 2006: 4). Tarımsal faaliyetlerde
pazarlamanın profesyonelce yapılamamasından kaynaklı problemler yaĢanmaktadır
(Dere, 2006: 27). NiĢ pazarlama ve yeĢil pazarlama alanlarında uzun bir geçmiĢi olan
Avrupa‘da yaygın olarak, sivil toplum kuruluĢları ve topluluk temelli organizasyonlar
gibi çiftçiler, tüketiciler, gıda iĢleyicileri ve perakendecilerin giriĢimleri ile baĢlatılan
sürdürülebilir tarımda baĢarılı pazarlama faaliyetleri gerçekleĢtirilmektedir.
(Adanacıoğlu, 2015: 599).
Tarımsal pazarlama kanalının bir unsuru olarak, çiftçilik çeĢitli tüketici
ihtiyaçlarının karĢılanmasıdır. Sürdürülebilirlik açısından bakıldığında, üretici ve
tüketici topluluk, bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeylerin hepsinin bir önemi vardır.
Bu seviyelerin herhangi birinde uygulanan önlemler ve uygulanan politikalar, çiftçiliğin
kendi sürdürülebilirliğini ve pazarlama kanalı vasıtasıyla toplumun genelinde uygulanan
sürdürülebilirliği etkilemektedir. Sürdürülebilir tarımsal pazarlama faaliyetleri için
genel makro çevre tüm boyutlarıyla birlikte incelenmelidir (Kotler, 1997; FAO, 1991a;
Barkin, 1994; Earth Summit, 1992 akt. Casteoneo, 2001: 37). Bunlar:
• demografik (örneğin nüfus artıĢı ve basınç)
• fiziksel (örneğin, çiftlik kaynaklarının verilmesi, yenilenebilir periyotlar)
• ekonomik (örneğin servet dağıtımı, çiftlik finansmanı)
• teknolojik (ör. Modern çiftlik girdi teknolojisi ve altyapısına eriĢim)
• Siyasi (ör., Tarım, pazarlama ve kaynak tasarrufu sektör politikaları)
39
• sosyal (eğitim, kültür, tüketim kalıpları).
Ülkemizde tarımsal pazarlama kuruluĢlarının etkinliği tarımsal faaliyetlere göre
Ģekillenmektedir. Tüccarlar, toptancı halleri, kooperatifler, Toprak Mahsulleri Ofisi ve
ticaret borsaları ülkemizin tarımsal pazarlamada kullandığı önemli aktörleridir. Üretici
birlikleri, lisanslı depoculuk, ürün ihtisas borsaları, vadeli iĢlemler ve opsiyon borsaları
(VOB) geliĢmiĢ ülkelerin tarımsal pazarlama faaliyetlerinde kullandıkları önemli
kuruluĢları arasındadır. Ülkemizde de özellikle üretici birlikleri ve lisanslı depoculuk
kuruluĢlarının tarımsal pazarlamada yeri ve önemi artmaya baĢlamıĢtır. Türkiye‘de özel
sektör ve kooperatifler çeĢitli tarımsal ürünlerde faaliyet gösterirken kamu sektörü
tahıllar, pamuk narenciye tütün, et-süt ve çay gibi bazı ürünlere yer vermektedir. Meyve
ve sebze pazarlamasında toptancı hallerinin önemi büyüktür. Üreticilerimiz özellikle
kırsal alanlarda tarımsal ürünlerini tüccarlar aracılıyla pazarlamaktadırlar ( Yıldırım vd.,
2014: 18).
Pazarlama programlarının Standardize edilmesi; bir iĢletmenin iç pazardaki
hedef kitlenin istek ve ihtiyaçlarını karĢılayan iç pazara yönelik olarak hazırladıkları bir
ürünü pazarlama stratejilerinde herhangi bir değiĢiklik yapmaksızın standart bir Ģekilde
dıĢ pazarlara sunabilmesidir. Dünyadaki küreselleĢme eğilimlerinin standartlaĢmaya yol
açtığını düĢünen Standardizasyon yaklaĢımını savunucuları Pazarlardaki büyük
benzerliğin, teknolojik benzerlik ve tüketici istek ve ihtiyaçlarındaki artıĢın nedeninin
küreselleĢme eğilimi olduğunu düĢünmektedirler (Levitt, 1983).
2.1.2. Yaş Sebze ve Meyve Pazarlaması
ElveriĢli iklim koĢulları ve sahip olduğu geniĢ tarımsal arazileri nedeniyle tarıma
elveriĢli bir konumunda olan ülkemizde birçok sebze ve meyve çeĢidi yetiĢtirilmektedir.
Yüksek üretim kapasitesi ve ürün çeĢitliliğine sahip ülkemizde kaynakların etkin
kullanıldığı söylenemez. Özellikle yaĢ sebze ve meyve pazarlamasında yaĢanan
sorunların ve iĢlenmiĢ sebze meyve sanayiinin geliĢmemesinin tüketim alıĢkanlıkları,
teknoloji ve öz sermaye yetersizliğine bağlı olduğu söylenebilir (Akbay vd., 2005: 104).
Sağlıklı ve dengeli beslenme açısından önemli olan yaĢ sebze meyvenin
pazarlama yapısı ülkelerin geliĢmiĢlik düzeylerine göre Ģekillenmektedir. YaĢ sebze ve
meyvelerin sık ve taze olarak tüketilmesinde önemli bir pazarlama fonksiyonunu yerine
getiren tedarik kanalları ürünlerin istenilen Ģekil, yer ve zamanda satın alınabilmesini
40
sağlamaktadır (Akpınar vd., 2009). Ülkemizde üründen ürüne farklılık gösteren tarımsal
pazarlama sisteminde yaĢanan, tarımsal yapıdaki bozukluklar, tarımsal ürünlerin
pazarlama organizasyonlarına da yansımaktadır. Türkiye‘de yaĢ sebze meyve
pazarlamasında üretici ve son tüketici arasında; haller, tüccarlar, perakendeciler ve
iĢleyici firmalar gibi çok sayıda aracının var olduğu, ürün kayıplarının yaĢandığı,
hizmetlerin yetersiz kaldığı, yüksek pazar marjlarının ortaya çıktığı bir pazarlama
sistemi kullanılmaktadır. Ayrıca standardizasyon, kalite yönetim sistemleri, HACCP
(Kritik Kontrol Noktaları Tehlike Analizi), ambalajlama ve etiketleme gibi konularda
yaĢanan bilgi yetersizliği ve altyapı sorunlarıyla, uygulamalardan kaynaklı sorunlar
yaĢanmaktadır (Tüfekçi ve Tüfekçi, 2006). ġekil 2.1. de Türkiye‘de YaĢ Meyve ve
Sebze Sektörünün ĠĢlem Zincirine yer verilmiĢtir.
Satın alımlarda ve fiyatlandırmada aracılar olarak tanımlanan tüccar ve
komisyoncuların etkisi önemli ölçüde hissedilmektedir. Ürün fiyatlarının oluĢumunda
çeĢit, kalite ve tazelik gibi faktörlerin yanında en önemli faktör hale gelen ürün
miktarıdır. Üretici fiyatlarının aĢırı derecede düĢtüğü dönemlerde, ürünler kısmen ya da
tamamen hasat edilmeden tarlada bırakılmaktadır (Yulafcı ve Cinemre, 2007: 264).
Pazarlama kanallarının uzunluğu nedeniyle yaĢanan iĢgücü ihtiyacı ve artan maliyetler
nedeniyle birçok sebze meyve üreticileri satıĢ değerinden çok az oranda pay alırken,
tüketicilerde bu ürünlere yüksek bir fiyat ödemek zorunda kalmaktadırlar (Akbay ve
diğ.2005: 100).
Tüketicilerin satın aldığı ürüne ödeyecekleri fiyat ile üreticilerin elde ettikleri
fiyat arasındaki fark pazarlama maliyeti veya pazarlama marjı olarak tanımlanmaktadır.
Pazarlama marjı belirli bir pazarlama kanalında çalıĢan aracının ürün alım ve satıĢ
iĢlemleri sırasında karĢılaĢtığı fiyat farkını ifade etmektedir. Üretici ve tüketiciler
genellikle aracıların geliri olan pazarlama marjlarının masraf olduğunu
düĢünmektedirler. Aracılar elde ettikleri marjın önemli bir kısmını iĢ gücü, nakliye,
ekipman, vb. masraflar olarak ödemektedirler. Aracılar hizmetlerinin ve katlandıkları
riskin karĢılığı olarak pay almaktadırlar. Tam rekabet koĢullarında aracının aldığı payın
kendisinin iĢ hayatındaki yerini korumaya yetecek miktarda olması gerekirken ancak
uygulamada bu sistemin geçerli olmamasından dolayı aracıların pazarlama marjları
normalin üzerinde bir değer almaktadır (MEGEB, 2007: 24).
41
Şekil 2. 1. Türkiye’de Yaş Meyve ve Sebze Sektörünün İşlem Zinciri
Kaynak: Can, Sayılı vd., 2014: 113
Tablo 2.1.de 2018 yılı ocak ayı ortalama üretici- market fiyatları ve pazarlama
marjlarına yer verilmiĢtir.
YaĢ sebze ve meyve üretimi sırasında gerçekleĢtirilebilecek doğrudan pazarlama
yöntemleri arasında; hasat mevsiminde tarladan tüketiciye doğrudan satıĢ ve
farklılaĢtırılmıĢ sunumlarla birlikte perakendeciler, restoranlar, okullar, yurtlar oteller,
hastaneler, gibi kurumlarla bağlantı ve satıĢ sözleĢmeleri oluĢturulması gibi
seçeneklerde bulunmaktadır( Ağır vd., 2015). Sebze meyve üreticileri ürünlerini tarıma
dayalı sanayii iĢletmelerine de pazarlamaktadırlar. Üretim için gerekli hammaddeyi
tarımsal ürünlerden sağlayan tarıma dayalı sanayi iĢletmeleri; meyve suyu sanayi, sebze
kurutma sanayi, konserve sebze meyve ve dondurulmuĢ sebze meyve sanayi, gerekli
hammaddeyi direk çiftçiden almaktadırlar. Daha sonra iĢlenen ürünler meyve suyu,
konserve ve salça gibi çeĢitli Ģekillerde iç piyasada toptancı ve bayilere, dıĢ piyasada ise
42
ihracatçı Ģirketlere pazarlanarak tüketiciye ulaĢtırılmaktadır (Akbay vd., 2005: 100).
YaĢ sebze ve meyvede iç ve dıĢ pazar isteklerini karĢılayabilecek Ģekilde hedef
pazarların istediği çeĢitlere yönelerek üretim çeĢitliliğinin artırılması gerekmektedir
(Yulafcı ve Cinemre, 2007). Türkiye'de yaĢ sebze meyve üretim miktarının yüksek
olmasına rağmen ihracat oranları çok düĢüktür. Ġhracata konu olan meyve ve sebze
çeĢitlerinin uluslararası piyasalarda talep edilen çeĢitler olmaması ve üretimden
tüketime yüksek oranlarda miktar ve kalite kayıplarının yaĢanması en önemli nedenleri
arasında yer almaktadır. Ülkemizde yetiĢmeyen türleri, gıda sanayi hammadde
ihtiyacını ve sezon dıĢı talebimizi karĢılamak amacıyla ürün ithal etmekteyiz (Akbay
vd., 2005: 104).
Tablo 2. 1. Ocak Ayı Ortalama Üretici- Market Fiyatları Ve Pazarlama Marjları
Ürünler
Üretici Hal Pazar Market
Hal/
Üretici
Pazar/
Üretici
Market/
Üretici
Fiyat
TL/kg
Fiyatı
TL/Kg
Fiyatı
TL/Kg
Fiyatı
TL/Kg
Fiyat
Farkı
%
Fiyat
Farkı
%
Fiyat
Farkı
%
Portakal 0,60 1,12 2,21 2,72 86,67 268,06 353,89
Mandalina 1,25 1,76 2,58 3,47 40,80 106,67 177,49
Limon 1,55 2,34 3,48 4,32 50,97 124,73 178,92
Domates 1,71 2,18 3,42 4,47 27,30 99,51 160,99
Sivri Biber 1,73 2,14 3,63 3,92 23,46 109,13 125,87
Salatalık 1,67 2,12 2,88 3,51 27,20 72,50 110,67
Patlıcan 2,13 2,68 3,64 4,54 25,81 70,70 112,79
Kabak 1,67 2,04 2,92 3,73 22,40 75,00 123,70
Lahana 0,32 0,60 1,08 1,55 89,47 241,05 389,05
Karnabahar 0,67 1,19 1,39 2,20 77,24 107,46 228,92
Pırasa 0,75 1,16 1,60 2,68 55,00 113,33 257,33
Ispanak 0,98 1,34 2,20 2,81 36,02 123,73 185,76
Marul (adet) 0,97 1,20 1,95 2,65 24,14 101,72 174,00
Maydanoz (adet) 0,34 0,40 0,96 1,23 17,65 181,86 262,55
YeĢil soğan (kg) 1,50 2,83 3,67 4,11 88,89 144,44 174,17
Havuç 0,80 1,18 1,61 2,39 47,50 101,04 199,06
Kaynak: TZOB, 2018
43
2.2. Sürdürülebilir Tarımsal Pazarlama
Ekolojik pazarlama, yeĢil pazarlama, sosyal ve toplumsal pazarlama
kavramlarının tanınmasıyla birlikte sosyal, ekonomik ve çevresel boyutları daha geniĢ
bir Ģekilde inceleyen sürdürülebilir pazarlamayı ortaya çıkarmıĢtır (Adanacıoğlu, 2015:
597). ÇalıĢmalardan elde edilen genel sonuca göre; küçük ölçekli tarımsal iĢletmeler
Ģeklinde faaliyet gösteren çiftçilerin pazara ve pazarlama hizmetlerine yetersiz eriĢimi
nedeniyle yoksulluk Ģiddetini daha fazla hissettikleri anlaĢılmıĢtır. Bu nedenle
sürdürülebilir tarım modellerinin uygulanması olumsuz bir Ģekilde etkilenmektedir.
Çiftçilerin yaĢamlarını sürdürebilmek için maliyetlerinin karĢılığını kolay alabileceği,
nakit dönüĢümü hızlı olan ürün çeĢitliliğine ve kısa vadeli faaliyetleri uygulamayı tercih
etmek zorunda kaldıkları belirtilmektedir. Kıt kaynaklar ile önemli maliyetlerle karĢı
karĢıya kalan çiftçilerin ekonomik bir avantaj görmediği sürece, yeniliklere, arazilerini
iĢleme ve verimliliklerini artıracak olan yatırımları yapma konusunda daha az istekli
olduğunu ifade edilmektedir. Sürdürülebilir tarım hedeflerine ulaĢabilmek için tarımsal
pazarlama faaliyetlerine daha aktif ve verimli Ģekilde yer verilmelidir. Bu çerçevede,
arazilerin iĢlenmesi için çiftçilere destek verilmesi ve arazi verimliliğinin artırılmasını
sağlayacak yatırımların yapılması ve pazar teĢviği sağlamak amacı doğrultusunda pazar
temelli giriĢimler ile politika mekanizmalarının birlikte hareket etmesi gerekmektedir
(Castaño, 2001: 198 -200 ).
Sürdürülebilirlik açısından günümüzün en önemli sorunlarından biri olan iklim
değiĢikliğini hafifletmek amacıyla uygulanan tarım stratejileri; Metan ve azot oksit
emisyonlarının azaltılması, Tarım topraklarında karbon tutulumunda ki artıĢı ve fosil
enerji kullanımını ikame etmek için alternatif enerji kaynaklarının kullanılması, tarımsal
faaliyetlerde iklim değiĢikliğine uyum sürecini destekleyen politikalara finansal destek
sağlanmasıdır. Teknolojik geliĢmenin bir parçası olarak, Bitki ıslahı (moleküler
teknikler dâhil), sulama yönetimi, bilgi ve iletiĢim uygulamaları ile toprak kalitesinin ve
su kaynaklarının iyileĢtirilmesi, iklim değiĢikliğine karĢı direncin arttırılması amacıyla
uygulana bilen önemli tedbirlerdir (Olesena vd., 2011: 109-110). Sullivan, 2003
gerçekleĢtirdiği çalıĢmasında Bir kırsal toplulukta sürdürülebilirliği; ekonomik, sosyal
ve çevresel baĢlıkları altında ölçerek sürdürülebilirlik için bu üç amacın
gerçekleĢtirilmesi gerektiğini belirtmiĢtir (Akt. Adanacıoğlu, 2015: 599).
44
Tablo 2. 2. Bir Kırsal Topluluktaki Sürdürülebilirlik Göstergeleri
Ekonomik
Sürdürülebilirlik
Sosyal Sürdürülebilirlik
Çevresel
Sürdürülebilirlik
Hane halkı tasarruflarının
veya Öz sermayelerinin
sürekli olarak istikrarlı bir
Ģekilde artması
Bir tarımsal iĢletmenin, kırsal
topluluk ve içinde yer alan
diğer iĢletmeleri ve aileleri
desteklemesi
BoĢ veya çıplak
arazinin olmaması
Hane halkı borçlarının
düzenli bir Ģekilde azalma
göstermesi
Yöresel ekonomi içinde
paranın dolaĢım hızının
artması
Tarımsal iĢletmelerin
bulunduğu yerlerdeki
su hendekleri, dere
veya akarsulardan
temiz su akması
Tarımsal iĢletmelerin
yıldan yıla sürekli Ģekilde
kar elde etmesi
Kırsal alanda yaĢayan
ailelerin sayısının artması
veya istikrarlı Ģekilde devam
etmesi
Yaban hayatının zengin
olması
Tarımsal iĢletmede
kullanılan yem ve gübre
gibi girdilerde dıĢa
bağlılığın azaltılması
Genç bireylerin tarımsal
iĢletmeleri ailelerinden
devralması ve tarımsal
faaliyetlere devam etmesi
Tarımsal iĢletmelerin
bulunduğu yerlerdeki
akarsularda balık
verimliliğinin yüksek
olması
Hükümetin yaptığı
destekleme ödemelerine
duyulan ihtiyacın azalması
Yüksekokul veya üniversite
eğitimi alan bireylerin, mezun
olduktan sonra içinde yaĢadığı
kırsal topluma geri dönüĢ
yapması
Tarımsal iĢletme
peyzajında bitki
çeĢitliliğinin fazla
bulunması
Kaynak: Akt. Adanacıoğlu 2015: 599
Alternatif enerji üretimi veya hayvan yemi için tarıma dayalı sanayiinin
uygulanması için yasal yönetmelikler ve teĢvik edici düzenlemelerle desteklenmelidir.
Demiryolu ve karayolu ulaĢım sistemleri, depolama tesisleri, pazar bilgi sistemleri, gibi
fiziksel altyapının geliĢtirilmesi, tarımsal ürünlerin fiyat dalgalanmalarını önlemek ve
çiftçileri yatırıma teĢvik edecek fiyatların belirlenmesi, kredi altyapısının geliĢtirilmesi,
tarımsal ürünlerin ĠĢlenmesi ve pazarlanmasın da kadınların rolünün daha belirgin hale
getirilmesi sürdürülebilirliğe faydalı olacak tarımsal pazarlama faaliyetleridir
(Adanacıoğlu, 2015: 599).
2.2.1 Tarımda Sürdürülebilirliğin Temel Nedenleri
Tarımda sürdürülebilirliğin temel nedenleri; gündelik ihtiyaçların baskısı, kısa
vadeli davranıĢlar, tüketici talebi ve bilgi eksikliği baĢlıklarında değerlendirilmiĢtir.
45
2.2.1.1. Gündelik İhtiyaçların Baskısı
Çiftçiler, ihtiyaçlara karĢı duyarlıdır ve tarımsal pazarlama kanalına katılımları,
temel besin kaynağı sağlar. Bununla birlikte, en büyük sorun, fakir çiftlikler de hane
halkının hayatta kalma gereksiniminin en üst düzeyde olması, kaynak kullanımı
kararları almalarına ve kaynakların bozulmasına yol açan çiftlik uygulamalarını
izlemelerine neden olabilir. Kaynakların korunmasına yatırım yapmak için gerekli
finansmanı sağlamada ve gerekli eğitim konusunda eksiklikler yaĢamaktadırlar
(Castaño, 2001: 36). Sürdürülebilir tarımsal pazarlama uygulamalarının hızlı bir Ģekilde
yayılması ve benimsenmesi için, üreticilerin eğitilmesi ve yönlendirilmesiyle birlikte,
sürdürülebilir projelerin üretilmesi aĢamalarında, sivil toplum kuruluĢları baĢta olmak
üzere, yerel yönetimler, tarımsal üretici birlikleri ve kooperatiflerin desteğine ihtiyaç
duymaktadırlar (Adanacıoğlu, 2015).
2.2.1.2. Kısa Vadeli Davranış
Çiftçilerin ve pazarlama kanallarında yer alan diğer paydaĢların, gelir ve kâr
arayıĢında kendi menfaatleri doğrultusunda hareket edenlerin, kısa vadeli tutumları,
günlük hayatta kalma davranıĢını zorlayan aĢırı yoksulluktan kaynaklanabilir.
Çiftçilerin kısa vadeli tutumları bulunduğu pazarlama kanalına göre Ģekillenmektedir.
Kendini ilgilendiren pazarlama kanalının oyuncuları ve kendi kısa dönem
performanslarıyla ilgili endiĢeler yaĢamaktadırlar (Castaño, 2001: 36).
2.2.1.3. Tüketici Talebi
Tüketici talebi ve gıda ihtiyaçları, gıda pazarlama kanalının ekonomik canlılığını
sürdürüyor. Bu nedenle, tüketici talebi çiftlik sisteminin sürdürülebilir yönetimini
etkileyen önemli bir etkendir. Genel olarak, talep etkileri fiyat mekanizması vasıtasıyla
iletilir ve pazarlamacıların, iĢlemcilerin ve çiftçilerin kâr amaçlı gayretlerinde
davranıĢlarını etkiler bu durum sürdürülebilir kalkınmada yetersiz olan üretim
uygulamalarının kullanılmasına neden olabilir (Castaño, 2001: 36). Sürdürülebilir
tarımsal pazarlama giriĢimleri, çiftçiler, tarımsal örgütlenmeler, tüketiciler, gıda
iĢleyicileri ve perakendecilerin giriĢimleriyle gerçekleĢtirilmektedir (Adanacıoğlu,
2015).
46
2.2.1.4. Bilgi Eksikliği
Sürdürülebilirlik tanımı gereği zamanla ilgili bir kavramdır. BaĢarısı, sadece
kaynak kullanımına iliĢkin geçmiĢ ve Ģimdiki kararların gelecekteki etkileri hakkında
bilgi vermekle kalmaz, aynı zamanda ekonomik ve kurumsal sürdürülebilirliğe göre,
toplumun gelecekteki sosyo-ekonomik yolunun bilgisini de belirtir. Çiftlik
kaynaklarının uygun değer tahsisi ve kullanımı gerekmektedir. Tarım uygulamalarının
sonuçlarının bilinmemesi, sürdürülebilirlik için önemli bir engel oluĢturmaktadır
(Castaño, 2001: 36). Tarım, çoklu risk faktörlerinin yüklü olduğu bir faaliyettir ve
tarımda riskin öneminin giderek artmaktadır. Uygun risk yönetimi stratejisinin
uygulanması, tarıma entegre edilmektedir (Sulewskı ve Kłoczko-Gajewsk, 2014). Risk
ve belirsizlik Kusurlu bilginin bir yansıması olduğu için, risk ve belirsizlik bilgi
eksikliği ile iliĢkilendirilir. Makro ortamların doğal (iklim, zararlı saldırıları), ekonomik
(öngörülemeyen pazarlar) ve sosyo-politik (güvenilmez politikalar) belirsizliklerinden
dolayı, çiftçiler faaliyetleri sırasında risk yaĢamaktadırlar (Castaño, 2001: 36).
2.3. Tarımsal Pazarlama Sorunları
Tarımsal üretim ve politikadaki belirli konular nedeniyle sürdürülebilirlik açısından
yaĢanan sorunlar tarımda daha önemli hale gelmiĢtir.
• Tarımdan kırsal alanların toprak, su ve bitkisel bozulması (toprak erozyonu, su
kirlilik)
• Tarımsal iĢleme ve atık bertarafı sonucu oluĢan çevre kirliliği (atmosferik
• Kirlilik, küresel ısınma ve tarımdan ve iĢleme kaynaklı toprak kirliliği)
• Tarımdaki toprak koruma problemleri (besinlerin tükenmesi, fiziksel zemin
bozulması)
• Batı tarım politikalarının geliĢmekte olan ülkelerdeki tarıma etkisi (ör. Fırsatlar,
ürün sübvansiyonları)
• Ġnsan ve hayvan refahı (örneğin, çocuk iĢleri, iĢçiler ve hayvan hakları)
• Genetiği değiĢtirilmiĢ gıdaların ve diğer organizmaların (GDO'ların) net
olmayan etkileri
• Hem insan hem de hayvan sağlığı üzerinde yoğunlaĢmaktadır.
• Sığır etinde büyüme hormonlarının kullanılması ve tüketicinin sağlık sisteminde
ortaya çıkabilecek riskler (Castaño, 2002: 27).
47
Ülkemiz genelinde tarımsal pazarlama sorunları; tarımsal üretim sırasında
faaliyet gösteren iĢletme sayılarının az olması nedeniyle rekabet koĢullarının yetersiz
kalması, fiyat temelli üretim planlaması gerçekleĢtirilmesinden kaynaklı fiyat
dalgalanmalarının yaĢanması. Yanı sıra risk ve belirsizliğin yoğun olduğu ortamda
üretim planlaması yapmanın zorluğu, tüketici fiyatlarındaki belirsizlikler, aracı sayısının
fazla olması, ihracat potansiyelinin kullanılamaması, düĢük üretim kalitesi, yüksek
maliyet, üretici örgütlerinin yetersiz olması baĢlıca tarımsal pazarlama sorunlarımızı
oluĢturmaktadır (Yıldırım vd., 2014: 22).
Erdinç ve Erdinç (2014) e göre; tarımda yaĢanan temel sorun; arazi kullanım
planlarının olmaması tarım arazilerinin tarım dıĢı kullanımı, hızlı nüfus artıĢı ve miras
paylaĢımı nedeniyle tarım arazilerinin küçülmesi dolayısıyla ölçek ekonomisi karĢısında
etkisiz kalan gelir seviyesi düĢük yatırım olanakları kısıtlı küçük iĢletme sayılarının da
yaĢanan artıĢlardır (Erdinç ve Erdinç, 2014: 50 ).
Tarımsal ürünlerin pazarlamasında; fiziksel dağıtım ve nakliyeden kaynaklı
sorunlar, standardizasyon ve derecelendirmede yaĢanan sorunlar, ambalajlama,
depolama sorunları ve fiyatlandırmadan kaynaklanan sorunlar yaĢanmaktadır. Bu
sorunların yanısıra yurt içi ve yurt dıĢı pazarında yeterli pazarlama araĢtırmalarının
yapılmaması yeni pazarlara ulaĢılamaması, ihracata yardımcı olacak kurumların nicelik
ve nitelik açısından yetersiz olması ve tutundurma faaliyetlerinden kaynaklanan
sorunlarda yaĢanmaktadır (Dere, 2006: 27).
Tarımsal üretimde; üretim, iklim koĢulları, pazar yapısı, nitelikli iĢ gücü
eksikliği finansman sorunları, teknolojik yetersizlik, uygulanan hükümet
politikalarından kaynaklanan risk ve belirsizlik unsurlarının sonucunda ürün verimi ve
fiyatlarda dalgalanmalar yaĢanmaktadır. Bu nedenle tarımsal gelir yıldan yıla önemli
farklılıklar göstermektedir (Akçaöz, 2002: 77). Pazarlara eriĢim sırasında karĢılaĢılan
zorluklar, düĢük ve değiĢken fiyatlar, çiftçilerin ana sorunlarını ve kaygılarını
oluĢturmaktadır (Adanacıoğlu, 2015: 596).
Tarımsal üretim girdilerinde dıĢa bağlılık, tarımsal ürün sigortalarının
yetersizliği, üretimde kalite ve verimliliği artırma çalıĢmalarında ve çiftçinin
bilinçlendirilmesi çalıĢmalarının yetersiz kalınması ve bütün bu sorunların yanında
üretici birlikleri ve tarımsal kuruluĢlara katılımın yeterli düzeyde olmaması da tarımsal
48
sorunlar arasında yer almaktadır (Erdinç ve Erdinç, 2014: 50). Oysaki çiftçilerin
pazarda üretici örgütleri tarafından temsil edilmesi, aracı sayısını ve etkinliğini azaltarak
tüketici ve üretici açısından faydalı olacaktır (Yıldırım vd., 2014: 22). Sürdürülemez
tarımın nedenlerinden birkaçının merkezinde yer alan Piyasa hizmetlerine sınırlı eriĢim,
talep ve arz değiĢiklikleri konusunda yetersiz ve çarpıtılmıĢ bilgi, iĢletme sermayesine
sınırlı eriĢimi ve aĢırı iĢlem maliyetleri gibi pazar bozulmaları, çiftçileri kaynak
yönetimiyle ilgili sağlıksız kararlar almasına sebep olmaktadır (Castaño, 2001: 36).
Türkiye tarımında üretim sorunundan ziyade pazarlama sorunu yaĢanmaktadır. Bu
nedenle pazarlama alternatifleri aranmaktadır. E-ticaret tarımsal pazarlamada sağladığı
olanaklarla dikkat çeken bir sistemdir. Türkiye‘de bu sistemin uygulananması ve
yaygınlaĢtırılması tarımsal pazarlama ile ilgili birçok sorunu ortadan kaldırabilir
(Kızılaslan ve Ünal, 2015).
Albayrak vd., (2010), ―Küresel Rekabet Açısından Türkiye‘de Tarım ve Gıda
Ürünleri Pazarlama Sistemlerine BakıĢ isimli araĢtırmalarında iç ve dıĢ pazarlarda
karĢılaĢılan sorunları, fırsatları ve hedefleri bütüncül yaklaĢımla (sorun ve hedef ağacı)
değerlendirmelerle gerçekleĢtirmiĢlerdir. (Bkz. Ģekil 2.2.) AraĢtırmaya göre;
ĠĢletmelerin, altyapı sorunları nedeniyle modern hizmet sunumunu
gerçekleĢtiremedikleri ve gıda güvenliği açısından ciddi riskleri beraberinde taĢıdıkları
belirtilmiĢtir. Pazarlama bir sistem meselesidir üretici bazındaki sorunlar, aracıları, diğer
firmaları; pazardaki kurumların yapısal eksiklikleri alıcıları ve gıda güvenliğini
etkilemektedir (Albayrak vd., 2010).
49
Şekil 2. 2. Tarımsal Ürün Pazarlaması Sorun Ağacı
Kaynak: Albayrak vd., 2010
50
2.4.Tarımsal Örgütlenme Kooperatifleşme
Tarım sektöründe ekonomik, sosyal ve mesleki amaçlı tarımsal örgütler ülkemiz
tarımının kalkınmasında görev almaktadırlar. Bu örgütler, tarımsal girdi sağlama, kredi
temini, ürün pazarlaması, depolama, iĢleme ve teknik bilgilendirme gibi faaliyetlerle
çiftçilerin ekonomik çıkarlarına hizmet etmek üzere kurulmaktadır (Sayın ve Sayın,
2004: 470). Türkiye‘de, ekonomik açıdan örgütlenme çeĢitli yasalar ile teminat altına
almıĢtır. 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası‘nda kooperatifçiliğin geliĢtirilmesi
hakkında 171. Maddede, "Devlet, milli ekonominin yararlarını dikkate alarak, öncelikle
üretimin artırılmasını ve tüketicinin korunmasını amaçlayan kooperatifçiliğin
geliĢmesini sağlayacak tedbirleri alır" ifadesine yer verilmiĢtir (GTB, 2017). Ancak
ülkemizde tarımda örgütlenme henüz yeterli seviyede değildir. Özellikle çok sayıda ve
birbiriyle çeliĢen mevzuatlardan kaynaklanan sorunlar, örgütlenme bilincinin tam olarak
benimsenmemesi, mali sorunlar, eğitim düzeyinin düĢük olması, örgütlerin geliĢimini
engellemektedir (Ġnan vd., 2005).
Türkiye'de tarımsal örgütlenmede, kooperatifler, ziraat odaları, birlikler, vakıflar
ve dernekler ile tarıma hizmet sunan kamu kuruluĢları esas yapıyı oluĢturmaktadır.
(Köroğlu, 2003: 72 ). Ülkemizde, küçük tarım iĢletmelerinin hâkim olduğu, finansman
sorunun yaĢandığı ve teknoloji kullanım yetersizliği nedeniyle yeterli verimin
sağlanamadığı, tarımın gelir dağılımından aldığı payın diğer kesimlere göre çok düĢük
olduğu bir tarımsal yapı görülmektedir (Köroğlu, 2003: 65). Üretimin planlanması,
küçük aile iĢletmelerinin girdi, finansman ve teknoloji kullanımının yetersizliğinin
önlenmesi, üreticinin pazarlık gücünü arttırma ve üreticilerin katma değerden daha fazla
pay almasını sağlamak içir örgütlenme gereklidir (Sayın ve Sayın, 2004: 470). Tarım
kredi kooperatifleri, tarımsal kalkınma kooperatifleri, sulama kooperatifleri, su ürünleri
kooperatifleri Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığının görev alanında yer alırken, hem
tarımsal hem ticari yönü olan tarım satıĢ kooperatifleri ile yaĢ sebze ve meyve
pazarlama kooperatifleri Gümrük ve Ticaret Bakanlığı görev alanında bulunmaktadır
(GTB, 2017). Güçlü bir örgüt yapısı tabandan yapılanmayla gerçekleĢtirilebilir. Bu
nedenle demokratik yapı, iĢleme endüstrisi ve pazar ile uyumun sağlanması,
uzmanlaĢma, üst örgütlenme, özerk yapı ve bilgi teknolojilerini kullanabilme gibi
özellikler öncelikli öneme sahiptir (Sayın ve Sayın, 2004: 470).
51
Albayrak vd., (2010), Küresel Rekabet Açısından Türkiye‘de Tarım ve Gıda
Ürünleri Pazarlama Sistemlerine BakıĢ isimli araĢtırmalarında iç ve dıĢ pazarlarda
karĢılaĢılan sorunları, sahip olunan fırsatlar ve hedefleri bütüncül yaklaĢımla (sorun ve
hedef ağacı) değerlendirmeler gerçekleĢtirerek ana hedefi yeterli sayıda güçlü üretici
örgütlerin oluĢturulmasını olarak belirlemiĢtir (Bkz. Ģekil 2.3.).
Şekil 2. 3. Tarımsal Ürün Pazarlaması Hedef Ağacı
Kaynak: Albayrak vd., 2010
52
2.5. Tarımsal Faaliyetlerde Risk Yönetimi Stratejileri
Toplumsal geliĢim sürecinde önemli bir faktör olan tarım sektörü ekonomik,
politik, sosyal ve kültürel açıdan fayda sağlamaktadır. ġüphesiz ki bu faydaların
sürekliliğini ve kalitesini artırmak dünya eğilimlerine uyumlu tarımsal politika ve
stratejiler yanında bilimsel çalıĢmalar doğrultusunda hareket etmekle sağlanabilir
(Erdinç ve Erdinç, 2014: 49).
Sosyo-politik çevre ile iliĢkili riskler öncelikle tarım fiyatları, arazi devri vb. ve
hükümet politikasındaki değiĢikliklerle ilgili yasal düzenleme eksikliğini içerir.
Herhangi bir durumda, kaynak kullanıcıları verimlilik kaybına, aĢırı maliyetlere,
ekonomik fizibilite yapılmamasına ve sürdürülebilirlik ihtiyacına yol açan akılcı
kararlar veremez; bu da sürdürülebilirliğe ters etki yapan kaynak etkileri yaratabilir.
(Castaño, 2001: 36).
Özellikle yoğun rekabetçi bir yapıya sahip sektörlerde hedef pazarın özelliklerini
dikkate almayan pazarlama stratejisinin baĢarılı olması mümkün değildir. Pazar
araĢtırmaları olmadan belirsizliğin ve risk unsurlarının fazla olduğu bir pazarda baĢarılı
olma Ģansı çok düĢüktür (Polat ve AvĢar, 2004: 212).
Uluslararası pazarlama stratejisinde adaptasyon yaklaĢımını savunanlar
küreselleĢmede yaĢanan artıĢa rağmen, ülkeler arasında tüketicilerin ihtiyaçları, satın
alma güçlerinde, ülkenin ticari altyapıları, teknolojik geliĢmiĢliği kültür ve
geleneklerinde farklılıklar göstermesi nedeniyle iĢletmelerin hedef pazarlarına uygun
Ģekilde pazarlama stratejileri düzenlemesi gerektiğini savunmaktadırlar (Mutlu ve
Nakıpoğlu, 2011: 248).
Tarım çeĢitli risk türlerine maruz kalmaktadır; Çiftçilerin fiyat ve talep
dalgalanmaları riskleri dıĢında ekonomi, hava koĢulları, mahsul ve hayvan hastalıkları
gibi tarıma özgü risk faktörleri ile uğraĢmaları gerekir (Sulewskı vd. 2014: 140).
Tarımda üretim maliyeti, pazarlama sorunları ve faaliyetler sırasında
karĢılaĢabilecekleri risk unsuları üreticilerin karar alma süreçlerinde dikkate aldıkları en
önemli ölçütlerden biridir. Üreticiler, bir üretim dönemi boyunca en azından
maliyetlerini karĢılayacak bir geliri elde etmek istemektedirler (Dizdaroğlu ve Balkan,
1996: 37). Yetkililer ve araĢtırmacılar özellikle, iklim değiĢiklikleri nedeniyle tarımda
yaĢanan sorunları ve risk unsurlarını dikkate almalıdırlar. Tarım sektörünün geliĢimi
53
için; iklim değiĢikliği ve doğal afetleri izleme ve erken uyarı sistemleri için yapılan
yatırımlara yer verilmelidir (Onesena vd., 2011: 109-110). Genellikle hükümetler, doğal
afetlerden doğan felaket riskleri ile baĢ etmeye yardımcı bazı kurumsal çerçeveler
oluĢtururken, piyasalarda oluĢan fiyat riskleriyle baĢa çıkmak için çeĢitli sigortalar ve
yöntemler önerir. Bununla birlikte, tarımda doğru risk yönetimi için en önemli olan
çiftçilerin davranıĢıdır (Sulewskı vd., 2014: 140).
Çiftçilerin pazar koĢullarına uyum sağlamak istemeleri ve teknolojinin hızla
geliĢmesi nedeniyle daha fazla sermaye kullanmak zorunda olmaları maliyetleri
artırmıĢtır (Akçaöz vd., 2005: 64). Tarımsal ürün yetiĢtiricileri; üretim maliyeti,
pazarlama olanakları ve muhtemel risk unsurları hakkında tedbir alma ihtiyacı duyarlar
(Dizdaroğlu ve Balkan, 1996: 37) Tarımsal üretim gibi risk ve belirsizliğin fazla olduğu
bir ortamda karar almak oldukça zordur. ―Piyasada oluĢan fiyatlar ürünlerin hasat
masraflarını dahi karĢılamadığı için bazı yıllarda ürünler hasat edilmeden tarlada
bırakılmaktadır‖(Yulafcı ve Cinemre, 2007: 261). Alınacak kararlar çiftçilerin risk
davranıĢlarına, amacına ve karĢılaĢılan riskin derecesine bağlıdır (Akçaöz vd., 2005:
64). Bu nedenle üretim döneminde nominal ve reel fiyatlarla maliyetlerin değiĢimini
inceleyerek, fiziki ve ekonomik olanakları göz önünde bulundurarak maliyet düĢürücü
çalıĢmalar ve pazarlama olanakları ile maksimum geliri elde etmek isterler (Dizdaroğlu
ve Balkan, 1996: 37). Çiftçiler amaçları ve finansman kaynakları doğrultusunda
yeniliklere ve değiĢimlere farklı Ģekillerde tepki göstermektedir. Akçaöz vd. (2005) de
Çiftçilerin risk davranıĢlarını risk seven, risk sevmeyen ve riske kayıtsız (tepkisiz veya
nötr) olmak üzere üç grup altında incelemektedir. Bu davranıĢ biçimleri tarımda
yeniliklerin yayılma ve benimsenme süreçlerini etkilemektedir. Bu nedenle tarım
sektörünün geleceği açısından da önem arz etmektedir (Akçaöz vd., 2005: 64 ) Tarımsal
üretim sırasında risk yaratan faktörleri kısmen de olsa ortadan kaldırmak veya etkisini
azaltmak için uygulanan yöntemlere tarımsal risk stratejileri adı verilmektedir (Akçaöz
vd., 2006: 94). KüreselleĢme ile birlikte ortaya çıkan tarımsal üretim DıĢ dinamikleri;
Dünya Ticaret Örgütü Tarım AnlaĢması ve Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası,
Dünya Tarım üretimi ve talebinde 2030'a kadar öngörüler ile Türkiye'nin anlaĢmalar
çerçevesinde uluslararası kurumlar IMF ve Dünya Bankası'na sektör ile ilgili vermiĢ
oldukları taahhütler. GerçekleĢtirilen tarım ekonomisi politikaları ve kaynak
dağılımında yaĢanan sorunlar ile birlikte sürdürülemez yapısal sorunlardan oluĢan iç
54
dinamikler ve toprak, iklim su ve hava koĢullarının etkisi altında bulunması tarımsal
risk yönetimi stratejilerini gerekli kılmaktadır (Uzunoğlu vd., 2001: 10).
Lasley, 1998 e göre yaygın Ģekilde kullanılan tarımsal üretim stratejileri; ürün
sigortası, borç kontrolü, ürün çeĢitlendirme, sözleĢmeli üretim ve girdilerin kontratlı
temini Ģeklindedir (Akçaöz vd., 2006: 94). Tarımsal faaliyetlerde yayın bir Ģekilde
kullanılan en önemli risk yönetimi stratejisinin ürün çeĢitlendirme olduğunu
belirtilmiĢtir. SözleĢmeli üretimin çiftçilere göre risk yönetimi aracı olarak etkili bir
strateji olarak tercih edilmediği belirtilmiĢtir (Bard ve Barry, 2000).
Coble vd. (1999) yaptıkları çalıĢmada risk stratejilerini. Tarımsal üretimi
etkileyen risklere karĢı ürün çeĢitlendirmesi, tarımsal üretimleri esnasında
karĢılaĢabilecekleri riskler için gelir sigortası, ek faaliyet yatırımları, iĢletme dıĢı iĢ,
kredi rezervi Ģeklinde belirlemiĢlerdir (Akt. Akçaöz vd., 2006: 94). Online iletiĢimin
çok yoğun olduğu ve hızla geliĢtiği çağımızda bütün faaliyetlerde olduğu gibi kısa
zamanda bozulma ihtimali olmayan ve iĢlenmiĢ tarımsal ürünlerin ve hizmetlerin e -
ticaret yoluyla pazarlanması mümkündür (Yıldırım vd., 2014: 27). YaĢanan teknolojik
geliĢmeler biliĢim teknolojisini hayatın her alanında kullanılmasını sağlamıĢtır Tarımsal
biliĢim; tarımsal üretim, araĢtırma vb. faaliyetlerden elde edilen verinin toplanması,
sınıflandırılması, depolanması, geri edinimi, analizi ve yayınlaması iĢlemlerini konu
edinen bilim dalıdır (Kızılaslan ve GönültaĢ, 2011: 4). Pazarlama ve e-ticaret konularına
yönelik yapılan desteklerden yararlanarak pazar bilgi sisteminin kurulması ve
profesyonel tanıtım faaliyetleri ile tüketicinin güveninin kazanılması e- ticaret
pazarlama stratejilerinin geliĢtirilmesine katkı sağlayacaktır (Yıldırım vd., 2014: 27).
55
3.ANTALYA’DA TARIMIN GENEL GÖRÜNÜMÜ
Antalya, güneyinde Akdeniz ve kuzeyinde Toroslar ile çevrilidir. Doğusunda
Mersin, Konya ve Karaman, kuzeyinde Isparta ve Burdur, batısında Muğla illeri ile
komĢudur. Antalya da iklim ve bitki örtüsü bakımından sahil ve yayla kesimi arasında
önemli bir farklılık göze çarpar. Sahil kesiminde tropik bitkilerin yetiĢtirilmesine ve
sera tarımına uygun iklim koĢulları yer alırken yayla kesiminde soğuğa dayanıklı ılıman
iklim meyve türlerinin yetiĢebilmesine elveriĢli iklim koĢulları yer almaktadır (GTHB,
2011).
Şekil 3. 1. Antalya ili haritası
Antalya‘nın sahil kesiminde; GazipaĢa, Alanya, Manavgat, Serik, Kemer,
Kumluca, Finike, Kale ve KaĢ, yayla kesiminde; GündoğmuĢ, Akseki, Ġbradı, Korkuteli,
Elmalı ve merkezde DöĢemealtı, Aksu, Kepez, MuratpaĢa, Konyaaltı olmak üzere
toplam 19 ilçesi bulunmaktadır. Antalya‘da nüfus verimi kıyı ovalarında toplanmıĢtır.
Gerek Ģehre yakınlık gerek yaĢam standartlarının daha yüksek olması sebebi ile kıyı
ovalardaki nüfus daha fazladır (GTHB, 2012).
Üretim gelirinin yanı sıra sağladığı tarım sektörü istihdamı ile Türkiye
ekonomisi açısından önemi bir noktada olan Antalya Türkiye bitkisel üretim değerinin
% 6,79‘sını karĢılayarak birinci sırada yer almaktadır (GTHB, 2016). Antalya stratejik
konumu, iklim yapısı, tarımsal üretim potansiyeli ve turizm çeĢitliliğiyle Türkiye‘de
önemli bir yere sahiptir. Antalya da üreticiler Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığı
(GTHB), Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA), Tarım ve Kırsal Kalkınmayı
Destekleme Kurumu (TKDK), Batı Akdeniz Tarımsal AraĢtırma Enstitüsü Müdürlüğü
(BATEM), Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB),Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri,
Antalya Pamuk ve Narenciye Tarım SatıĢ Kooperatifleri Birliği (Antbirlik) ve bölgede
kurulan kooperatifler ve üretici birliklerinden faydalanmaktadır.
56
3.1.Antalya’nın Tarımsal Yapısı
Antalya bitkisel ve hayvansal üretim yapısı, tarımsal ürün ihracat değerleri,
kesme çiçek üretimi, tarım teknolojisi, üretim çeĢitliliği, pazara yönelik üretim,
tohumculuk sektörü, tıbbi ve aromatik bitkiler, endemik bitki zenginliği, biyolojik
mücadele ajan üretimi, gen kaynakları, doğal zenginlikleri ve uygun iklim çeĢitliliği ile
dikkat çekmektedir (GTHB, 2016).
Tablo 3. 1. Antalya’nın Tarımsal Yapısı
Antalya Tarımsal Yapı 2016
Toplam Ġlçe Sayısı 19 Adet
Toplam Mahalle Sayısı 909 Adet
Toplam Çiftçi Sayısı 156.395 Çiftçi
Türkiye Ziraat Odaları Bilgi Sistemine Kayıtlı Aktif Üretici
Sayısı
128.959 Çiftçi
ÇKS‘ ye kayıtlı Çiftçi Sayısı 37.264 Çiftçi
ÇKS ‗ye Kayıtlı ĠĢletme Ortalama Büyüklüğü 32 Da. Kaynak: Antalya Ġl Gıda Tarım Ve Hayvancılık Müdürlüğü (2016)
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2016 yılı verilerine göre, Antalya‘da
faaliyet gösteren toplam 156.395 çiftçi bulunmaktadır. Türkiye Ziraat Odaları Bilgi
Sistemine kayıtlı aktif üretici sayısı 128.959 çiftçi ve Çiftçi kayıt sistemine (ÇKS)
kayıtlı 37.264 çiftçi yer almaktadır (GTHB, 2016)
3.1.1. Antalya Arazi Dağılımı
Tarımsal amaçlı arazi kullanım plan ve projelerinin hazırlanması baĢlığı altında
(madde 9/1) tarım arazileri olarak belirlenen alanlar için hazırlanacak tarımsal amaçlı
arazi kullanım plan ve projelerinde; arazi faktörleri, iklim Ģartları, su kaynakları, sosyal
veriler, ekonomik veriler, kadastral veriler ile yapılan ve/veya yapılacak tarımsal
faaliyetlerin özellikleri ön planda tutularak toprak kaybı ve arazi tahribatına neden
olmayacak Ģekilde nasıl kullanılması gerektiğine iliĢkin bilgilere yer verilmiĢtir (RG,
2017).
57
Tablo 3. 2. Antalya Arazi Dağılımı
Arazi Dağılımı Antalya (Hektar) Türkiye‘deki Payı (%)
Yüzölçümü 2.017.700 2,78
Tarım Alanı 365.247,5 1,54
Sulanan Tarım Arazisi 254.300 0,35
Çayır-Mera Alanı 186.000 1,27
Orman Alanı 1.146.062 5,4 Kaynak: Antalya Ġl Gıda Tarım Ve Hayvancılık Müdürlüğü (2016)
Tablo 3.2. ye göre 2016 yılı itibariyle 2.017.700 hektar yüzölçümü bulunan
Antalya‘nın 365.247,5 hektarında tarım faaliyeti gerçekleĢtirilmektedir. Sulanan tarım
arazisi varlığı 254.300 hektar, çayır ve mera alan varlığı 186.000 hektar ve orman alanı
1.146.062 hektardır.
3.1.2. Antalya Tarım Alanlarının Dağılımı
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının, 3026 sayılı Resmi Gazete ‗de
yayımlanarak yürürlüğe giren. "Tarım Arazilerinin Korunması, Kullanılması ve
Planlanmasına Dair Yönetmeliği" ile Toprak ve arazi varlığının belirlenmesi,
sınıflandırılması, geliĢtirilmesi, üretim gücü yüksek büyük ovaların korunması ve
zorunlu hallerde amaç dıĢı kullanımına izin verilmesi gibi çevreye duyarlı sürdürülebilir
kalkınma ilkesine uygun Ģekilde arazilerin planlı kullanımını sağlayacak usul ve esaslar
belirlenmiĢtir (URL 3, 2017).
Tablo 3. 3. Antalya Tarım Alanlarının dağılımı
ÜRETĠM ALANLARI
Üretim Alanı (Hektar) Oranı (%)
Tarla Bitkileri 184.867 50,61
Sebze (Açık tarla) 21.740 5,95
Sebze (Örtü altı) 28.927 7,92
Süs Bitkileri 551 0,15
Meyve 74.787 20,48
Nadas 54.376 14,89
Toplam 365.248 100 Kaynak: Antalya Ġl Gıda Tarım Ve Hayvancılık Müdürlüğü (2016)
Antalya‘nın 365.248 hektar olan tarım arazisinde 50.667 hektarında açık ve örtü
altı sebze üretimi gerçekleĢtirilirken, 551 hektarında süs bitkileri üretimi, 74.787
hektarında meyvecilik ve 184.867 hektarında tarla bitkileri üretimi yer almaktadır.
58
3.1.3.Antalya’da İlk Beş İlçenin Tarım Alan Genişliği
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2015 yılı verilerine göre, Antalya ilinde
tarım yapılan alanları geniĢliğine göre ilk beĢte yer alan ilçe tarım alanları hakkındaki
verilere tablo 3.4. da yer verilmiĢtir.
Tablo 3. 4. Antalya’da İlk Beş İlçenin Tarım Alan Genişliği
Ġlçe Adı Alan (dekar) Oran (%)
Korkuteli 1.004.670,00 27,4
Elmalı 553.790,14 15,1
Manavgat 351.445,00 9,6
Serik 350.231,00 9,5
Alanya 245.194,00 6,7
Toplam
3.671.721,53 100
Kaynak: Akt. Gürkan, 2017: 9
Antalya ilinde tarım yapılan alanları geniĢliğine göre ilk beĢte yer alan ilçe tarım
alan varlığına göre Serik ilçesi 350.231,00 dekar alan ile %9,5 oran ile dördüncü sırada
yer almaktadır.
3.1.4 Antalya Örtü Altı Üretim Alanı
Birim alanlarda tarımsal üretim açısından daha yüksek faydaya ulaĢmak
amacıyla, iklim koĢulları nedeniyle bitki yetiĢtirmeye elveriĢli Ģartların olmadığı
dönemlerde, bitkisel üretim için gerekli olan geliĢim koĢullarının oluĢturulmasını
sağlayan sera ile yüksek ve alçak plastik tünellerde gerçekleĢtirilen örtüaltı
yetiĢtiriciliğine verilen önem de artmıĢtır (ĠĢbecer, 2010). Türkiye‘de örtüaltı
yetiĢtiriciliği Antalya‘da 1940'lı yıllarda kurulan seralar ile baĢlamıĢtır (Sevgican ve dig,
2000: 680).
Tablo 3. 5. Antalya Örtü Altı Üretim Alanı
Örtü altı Alanlar Toplam
Alan
Cam
Sera
Plastik
Sera
Yüksek
Tünel
Alçak
Tünel
(Dekar) (Dekar) (Dekar) (Dekar) (Dekar)
Antalya 268.340 66.730 175.359 13.506 12.745
Türkiye 691.707 80.120 328.745 112.974 169.867
Antalya/Türkiye (%) 38,79 83,29 53,34 11,95 7,50
Kaynak: Antalya Ġl Gıda Tarım Ve Hayvancılık Müdürlüğü (2016)
59
Türkiye‘deki örtü altı tarım üretim alanının %38,79‘una karĢılık gelen 268.340
dekar örtü altı tarım üretimi Antalya‘da gerçekleĢtirilmektedir. 2016 yılı verileri
itibariyle Antalya Türkiye genelinde cam sera alanının %83,29‘una ve plastik sera
alanının %53,34‘üne ev sahipliği yapmaktadır.
3.1.5. Antalya İlçelerinde Örtü Altı Sebze Yetiştiriciliği
Ülkemizde iklim yapısı nedeniyle özellikle Antalya da yoğunlaĢan örtüaltı
yetiĢtiriciliğiyle ilgili Tablo3.6. da örtü altı sebze yetiĢtiricilik verileri gösterilmiĢtir.
Tablo 3. 6. Antalya İlçelerinde Örtü Altı Sebze Yetiştiriciliği
Üretim
Ġlçeler Alan (Dekar) Oran (%) Ton
Oran (%)
Akseki 4 0,0 31 0,0
Aksu 34.815 12,5 449.028 13,7
Alanya 21.010 7,6 251.660 7,7
Demre 18.624 6,7 266.308 8,2
DöĢemealtı 95 0,0 543 0,0
Elmalı 9.000 3,2 117.332 3,6
Finike 11.287 4,1 149.074 4,6
GazipaĢa 34.510 12,4 342.662 10,5
KaĢ 19.841 7,1 340.661 10,4
Kemer 231 0,1 1.828 0,1
Kepez 18.049 6,5 187.634 5,7
Konyaaltı 2.995 1,1 38.269 1,2
Korkuteli 3.385 1,2 40.250 1,2
Kumluca 43.955 15,8 478.113 14,6
Manavgat 11.614 4,2 97.044 3,0
MuratpaĢa 4.732 1,7 48.629 1,5
Serik 43.498 15,7 457.164 14,0
Toplam 277.645 100,0 3.266.230 100,0
Kaynak: Akt. Gürkan, 2017: 10
Tablo 3. 6. ya göre Örtü altı sebze yetiĢtiriciliğinde Kumluca ilk sırada yer
almaktadır. Toplam alandaki oranı %16‘dır. Ġkinci sırada ise Serik ilçesi yer almaktadır.
Toplam ekilen alan miktar 43.498 dekardır. Antalya ilindeki payı ise %16‘dır. Kumluca
ve Serik ilçesini takiben, Aksu ve GazipaĢa ilçeleri yer almaktadır. Toplam ekilen alan
miktarı sırası ile %13 ve %12‘dir. Antalya‘da örtü altı üretimi yoğunlukla sahil
kesiminde yapılmaktadır. Yayla seracılığında ise Elmalı ilçesi ilk sırada yer almaktadır.
60
Toplam 9000 dekar olan örtü altı alanında en fazla yetiĢtirilen ürün domatestir. Yayla
seracılığında ikinci sırada 3385 dekar ekim alanı ile Korkuteli yer almaktadır.
3.1.6. Serik Arazi Dağılımı ve Tarım Alanlarının Kullanım Amaçlarına Göre
Dağılımı
Serik Kaymakamlığı Ġlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünden
22.06.2016 tarihli 3708 sayılı dilekçe (bkz. Ek 3) ile istatistiksel veriler talep edilmiĢtir.
Serik Ġlçesi arazi dağılımı, tarım alanlarının kullanım amaçlarına göre dağılımı ve
verilen tarımsal desteklerin konusu destekleme alan çiftçi/iĢletme sayısına ve verilen
destek tutarları hakkında veriler elde edilmiĢtir.(bkz. Ek 3)
Tablo 3. 7. Serik arazi dağılımı
Arazi Dağılımı Serik (dekar) Antalya‘daki Payı (%)
Tarım Alanı 435.000 35,66
Çayır-Mera Alanı 12.029 0,9
Orman ve Tarım DıĢı
Alanı
772.815 63
Toplam 1.220.000 100
Kaynak: (bkz. Ek 3) Not: 2016 verileridir.
1.220.000 da araziye sahip olan Serik ilçesinin 435.000 da (%35,66) arazisinde
tarım faaliyetleri gerçekleĢtirilmektedir. Orman ve tarım dıĢı alan varlığı 772.815 da
(%63) dır. Çayır ve mera alan varlığı 12.029 da dır.
Tablo 3.7. ye göre Serik‘te 435.000 da tarım arazisinin %41,5 tarla Bitkileri,
%11,86‘sında meyvecilik, % 8,19‗unda örtü altı sebze meyve üretimi
gerçekleĢtirilirken, %15,17‘sinde açıkta sebze,%0,16‘sında süs bitkileri yetiĢtiriciliği
yapılmaktadır. Nadas ve ekilemeyen alan varlı toplam arazinin %23,04‘nü
oluĢturmaktadır.
Tablo 3. 8. Serik Tarım Alanlarının dağılımı
ÜRETĠM ALANLARI Üretim miktarı (da) Oranı (%)
Tarla Bitkileri 180.805 41,5
Meyvecilik 51.627 11,86
Örtü Altı (Meyve-Sebze) 35.630 8,19
Açıkta Sebze YetiĢtiriciliği 66.000 15,17
Süs Bitkileri YetiĢtiriciliği 711 0,16
Nadas + Ekilmeyen Alan 100.227 23,04
Toplam 435.000 100 Kaynak: (bkz. Ek 3) Not: 2016 verileridir.
61
3.2. Tarımsal Üretim
Akdeniz ikliminin hâkim olduğu tarım alanları ve bitkisel üretim değerleri ile
Türkiye genelinde önemli bir konumda olan Antalya zengin tarımsal üretim çeĢitliliğine
sahiptir.
Bu bölümde tarımsal baĢlığı; Antalya‘da bitkisel üretim, önemli tarım ürünleri
üretiminde Antalya‘nın Türkiye üretimindeki payı, tarımsal ihracat durumu baĢlıklarla
ele alınmıĢtır.
3.2.1 Antalya Bitkisel Üretim
Tablo 3. 9. Antalya Bitkisel Üretim
Alanı (Hektar) Alanı (Hektar) Üretim (Ton)
Sebze 55.117 4.341.108
Meyve 74.787 1.387.449
Tarla Ürünleri 193.970 877.185
Toplam 310.321 6.605.742 Kaynak: Antalya Ġl Gıda Tarım Ve Hayvancılık Müdürlüğü (2016)
Antalya bitkisel üretim verilerine göre 4.341.108 ton sebze, 1.387.449 ton
meyve ve 877.185 ton Tarla Ürünleri olmak üzere toplam 6.605.742 ton bitkisel üretim
gerçekleĢtirilmiĢtir.
Şekil 3. 2. Antalya Ürün Deseni Haritası
62
3.2.2.Önemli Tarım Ürünleri Üretiminde Antalya’nın Türkiye Üretimindeki Payı
Tablo 3. 10. Önemli Tarım ürünleri üretiminde Antalya’nın Türkiye
Üretimindeki Payı
Ürünler Üretim (ton)
2016
Türkiye
Türkiye Antalya Ġçindeki Oranı (%)
Domates 12.600.000 2.409.762 19,13
Hıyar 1.811.681 514.681 28,41
Portakal 1.850.000 504.655 27,28
Biber 2.457.822 390.072 15,87
Elma 2.925.828 281.019 9,60
Patlıcan 854.049 177.275 20,76
Nar 465.200 111.041 23,87
Muz 305.926 82.566 26,99
Mantar (Kültür) 40.272 21.533 53,47
Yenidünya 13.950 4.482 32,13
Keçiboynuzu 13.405 4.998 37,28
Avokado 1.950 1.524 78,15
Susam 19.521 3.301 16,91
Mısır (Dane) 6.400.000 44.731 0,70
Pamuk 2.100.000 29.040 1,38 Kaynak: Antalya Ġl Gıda Tarım Ve Hayvancılık Müdürlüğü (2016)
Tablo 3.10. da 2016 yılı itibariyle Antalya da üretilen tarım ürünlerinin Türkiye
içindeki yüzdelik oranları verilmiĢtir. Antalya Türkiye‘nin avokado üretimin
%78,15‘ini, kültür mantarı üretiminin %53,47‘sini,keçiboynuzu üretiminin
%37,28‘ini,yenidünya üretiminin %32,13‘ünü, hıyar üretiminin %28,41‘ni, portakal
üretiminin %27,28‘ni, muz üretiminin %26,99‘unu karĢılarken domatesin
%19,13‘ünü,biberin %15,87‘sini üretmektedir. Antalya‘nın Mısır (%0,70)ve pamuk
(%1,38) üretiminde Türkiye içindeki payı oldukça azdır.
3.2.3.Tarımsal İhracat Durumu
Ġhracat değerleri açısından incelendiğinde Türkiye genelinde; Antalya, kesme
çiçek ihracatının % 96,7‘si, süs bitkileri ihracatının % 43‘ü, yaĢ sebze ve meyve
ihracatının % 22,7‘sine ev sahipliği yapmaktadır. Antalya biyolojik mücadele
yöntemlerinde üretimde kullanılan 1.000.000 koloni Bombus Arısı üretimden elde
edilen 880.741 kraliçe arı ve 20.408 koloni ihracatının tamamı Antalya‘dan
yapılmaktadır.
63
Tablo 3. 11. 2016 Yılı Yaş Sebze ve Meyve İhracatı Yapılan Ülkeler
ÜLKELER
ĠHRACAT DEĞERĠ (USD)
ALMANYA 89.678.336
BEYAZ RUSYA 39.547.109
ROMANYA 37.003.379
UKRAYNA 28.390.596
BULGARĠSTAN 20.931.713
RUSYA FEDERASYONU 20.063.205
AVUSTURYA 17.070.351
HOLLANDA 13.678.654
POLONYA 12.705.631
IRAK 7.813.197
DANĠMARKA 7.499.870 Kaynak: Antalya Ġl Gıda Tarım Ve Hayvancılık Müdürlüğü (2016)
2016 yılında Rusya Federasyonu‘na yapılan ihracat bir önceki yılın aynı
dönemine göre %91 oranında bir azalma göstermiĢtir.
3.2.3.1. Antalya Yaş Sebze ve Meyve İhracatı 2015 ve 2016 Yılları İtibarıyla
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2016 yılı verilerine göre; 2015 yılında
Antalya‘dan ihraç edilen 565.219 ton yaĢ meyve ve sebzenin % 37,84'ünü Domates, %
10,91'ini Biber, % 110,19'unu Üzüm, % 8,71'ini Nar, % 6,08'ini Hıyar ve % 4,39‘unu
Limon oluĢturmaktadır.
Tablo 3. 12. 2015 ve 2016 Yılları İtibarıyla Yaş Sebze ve Meyve İhracatı
2015
2016 Türkiye YMS Ġhracatında
Antalya'nın Payı
Miktar
(Ton)
Değer
(1.000 $)
Miktar
(Ton)
Değer
(1.000 $)
Miktar'da Değer'de
TÜRKĠYE 3.319.842 2.084.920 3.569.540 1.978.209 14 19
ANTALYA 565.219 468.982 486.039 378.313
Kaynak: Antalya Ġl Gıda Tarım Ve Hayvancılık Müdürlüğü (2016)
2016 yılında Antalya‘dan ihraç edilen 486.039 ton yaĢ sebze ve meyvenin %
33'ünü Domates, % 15'ini Biber, % 11'ni Nar, % 9'unu Üzüm, % 6'sını Hıyar ve %
4'ünü Limon oluĢturmaktadır. 2016 yılında Antalya‘dan yapılan yaĢ sebze ve meyve
ihracatında bir önceki yılın aynı dönemine göre değer bazında % 19 oranında bir azalma
gerçekleĢmiĢtir.
3.3.Antalya’da Kurulu Kooperatifler ve Üretici Birlikleri
Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığının görev alanında bulunan tarımsal amaçlı
kooperatifler pancar ekicileri kooperatifleri, tarımsal kalkınma kooperatifleri, tarım
64
kredi kooperatifleri, sulama kooperatifleri, su ürünleri kooperatifleridir. Gümrük ve
Ticaret Bakanlığı görev alanında bulunan hem tarımsal hem ticari yönü olan
kooperatifler tarım satıĢ kooperatifleri ile yaĢ sebze ve meyve pazarlama
kooperatifleridir (GTB, 2017). Örgütlenme; üreticilere, tarımsal girdi maliyetini
azaltma, daha iyi ürün fiyatları, katma değerden daha fazla pay alabilme, pazarlık
gücünü artırma, teknik bilgi edinme kolaylığı gibi avantajlar sağlamaktadır (Sayın ve
Sayın, 2004: 466). Tarımsal faaliyet kooperatifleri, üreticilerin (ortaklarının) tarımsal
üretim faaliyetleri ile mesleki faaliyetlerindeki ihtiyaçlarını karĢılayarak, ürün
değerlendirme çalıĢmalarıyla birlikte ekonomik açıdan menfaatlerini korumayı
amaçlamaktadır (GTB, 2017).
Tablo 3. 13. Antalya'da Kurulu Kooperatifler
KOOPERATİFİN TÜRÜ
Tarımsal
Kalkınma
Sulama Su Ürünleri Toplam
İLÇELER
ADET ORTAK
SAYISI
ADET ORTAK
SAYISI
ADE
T
ORTAK
SAYISI
ADET ORTAK
SAYISI
AKSU 3 520 1 37 4 557
DÖġEMEALTI 7 716 10 1.898 17 2.614
KEPEZ 1 216 1 216
KONYAALTI 4 214 2 653 2 316 8 1.183
AKSEKĠ 4 899 1 118 5 1.017
ALANYA 9 882 8 525 1 28 18 1.435
ELMALI 19 2.499 13 1.865 32 4.364
FĠNĠKE 7 832 2 813 1 55 10 1.700
GAZĠPAġA 5 431 1 45 1 19 7 495
ĠBRADI 3 872 3 872
DEMRE 3 843 3 843
KAġ 4 868 4 193 2 54 10 1.115
KEMER 1 7 1 7
KORKUTELĠ 16 2.188 22 4.209 38 6.397
KUMLUCA 9 899 3 97 12 996
MANAVGAT 10 3.190 6 179 3 52 19 3.421
SERİK 8 1.664 1 45 2 29 11 1.738
TOPLAM 109 16.890 76 11.483 14 597 199 28.970
Kaynak: Antalya Ġl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü (2016)
Antalya‘da kurulu kooperatiflerin ilçelere ve türlerine göre sınıflandırılmasının
gerçekleĢtirildiği tablo 3.13. a gore Antalya‘nın Serik ilçesinde faaliyet gösteren sekiz
tarımsal kalkınma kooperatifine ortak 1.664 üretici, sulama kooperatifine ortak 45
üretici ve iki su ürünleri koperatiflarine ortak 29 üretici vardır.
65
Tablo 3. 14. Antalya Üretici Birlikleri
SIRA ĠLÇESĠ BĠRLĠK ADI ÜYE
SAYISI
1 MERKEZ Çiçek ve Kesme Çiçek Üreticileri Birliği 120
2 MERKEZ Bal Üreticileri Birliği 28
3 KORKUTELĠ Bal Üreticileri Birliği 80
4 KORKUTELĠ Süt Üreticileri Birliği 562
5 MANAVGAT Süt Üreticileri Birliği 1.135
6 MANAVGAT Turunçgil Üreticileri Birliği 17
7 MANAVGAT Bal Üreticileri Birliği 294
8 MANAVGAT Kırmızı Et Üreticileri Birliği 58
9 FĠNĠKE Meyve Üreticileri Birliği 76
10 SERİK Süt Üreticileri Birliği 753
11 SERİK Bal Üreticileri Birliği 164
12 ELMALI Süt Üreticileri Birliği 833
13 ELMALI Bal Üreticileri Birliği 36
14 ALANYA Muz Üreticileri Birliği 96
15 ALANYA Avokado Üreticileri Birliği 29
16 ANTALYA Ġç Su Ürünleri YetiĢtiricileri Üreticileri
Birliği
56
17 ANTALYA Kanola Üreticileri Birliği 16
18 GÜNDOĞMUġ Bal Üreticileri Birliği 87
19 ANTALYA Kırmızı Et Üreticileri Birliği 559
20 DÖġEMEALTI-
KEPEZ
Süt Üreticileri Birliği 83
Kaynak: Antalya Ġl Gıda Tarım Ve Hayvancılık Müdürlüğü (2016)
Antalyada kurulu üretici birliklerini tablosu incelendiğinde Serik‘te Süt
Üreticileri Birliğine üye 753 üretici ve Bal Üreticileri Birliğine üye 164 üretici
bulunmaktadır. Çevre ilçelerinde Turunçgil Üreticileri Birliği, Meyve Üretici Birliği
bulunmasına ragmen Serik‘te sebze meyve alanında faaliyet gösteren üretici ve satıĢ
birlikleri bulunmamaktadır. 1952 yılında kurulan Antbirlik yağ kombinası, narenciye
paketleme, tarım marketleri , akaryakıt istasyonu iĢletme faaliyetlerini Antbirlik Sig.
Ltd. ġti.ve ANTSER A.ġ. ortaklığı ile sürdürmektedir. Tarım satıĢ kooperatif ve
birliklerinin tarımsal teknik destek sağlama faaliyetleri yanında yerel ekonomilerin
kalkınmasına etkilidir (GTB, 2017).
3.4. Antalya’da Sebze Pazarlama Zinciri
Seracılık sektörünü etkileyen en önemli unsurlardan biride pazarlamadır. Sebze
meyve üreticileri pazarlama alanında örgütlenememiĢlerdir. Ġç pazarda ürünler ya
merkezlerde bulunan hal aracılığıyla, tüccarların örtüaltı merkezlerinden mal toplaması
66
ve çok yaygın olmasa da direkt üretici tarafından tüketiciye ulaĢtırılıp, satılması ile
gerçekleĢtirilmektedir (Sevgican ve diğ., 2000: 700).
Türkiye, ürettiği sebzenin ancak % 4‘ünü satabilen bir ülkedir. Türkiye‘de
üretilen sebzelerin % 25-30 civarındaki bir kısmı pazarlama öncesi ve sonrasında yok
olmaktadır. Pazarlarda yüksek rekabet gücü için sebze ve meyvelerin iĢlenerek
pazarlanması büyük önem taĢımaktadır(Yanmaz ve diğ., 2015: 16). Küçük çaplı aile
iĢletmeleri Ģeklinde faaliyetlerimi sürdüren çiftçiler örgütlenme yetersizliği nedeniyle
iĢleme endüstrisi ve ihracat pazarları karĢısında güçlü bir yapıya kavuĢamamaktadır
(Sayın ve Sayın, 2004: 467).
Şekil 3. 3. Antalya’da Sebze Pazarlama Zinciri
Kaynak: Karaçay, B. (2002). Antalya Tarım Master Planı. Antalya: Antalya Tarım Ġl Müdürlüğü ss.106
Çiftçiler ürettikleri ürünlerin büyük bir bölümünü belediye sınırları ve
çevresindeki toptancı hallerine götürmektedir. Komisyonculara verilen ürünler için
çiftçiden ortalama %15 kesinti yapılmaktadır. Küçük çapta üretim faaliyetlerini
sürdüren çiftçileri bu kesintiler olumsuz yönde etkilemektedir bu nedenle Üreticiler
ürettikleri ürünün bir kısmının satıĢını peĢin ödeme yapan tüccarlarla gerçekleĢtirirler.
Komisyoncular ürünleri yurtiçi perakendecilerine ve ihracatçılara vermektedirler. YaĢ
sebze ve meyve üretiminde hem üretici hem ihracatçı olarak faaliyet gösteren firmalar
ürünlerini kendi tesislerinde paketleyip tasnifleyerek ihraç edebilirler.
Üretici Ġhracatçı Üretici
YurtdıĢı
Toptancı
Perakendeci
Süper Market Toptancı Hal
(Komisyoncu)
Toptancı
Tüccar
Toptancı Haldeki
Ġhracatçı
Yurtiçi
Perakendeci
Tüketici
67
3.5.Antalya İli Sebze Üretimi ve Pazarlaması (SWOT Analizi)
Tablo 3. 15. Antalya İli Sebze Üretimi ve Pazarlaması (SWOT Analizi)
Mevcut Durum Problemler Fırsatlar Tehditler
S
E
B
Z
E
Ü
R
E
T
İ
M
V
E
P
A
Z
A
R
L
A
M
A
S
I
Sebze üretimi örtü-altı ve
açık tarlada yapılmaktadır.
Örtü-altı üretimi tek ürün
ve çift ürün yetiĢtiriciliği
Ģeklindedir.
Sebze üretimi ortalama 3-5
dekarda aile iĢletmeciliği
Ģeklinde yapılmaktadır,
Son yıllarda ihracatçı
firmalar sebze üretimi
yapmaktadırlar.
Ġlde YaĢ Meyve Sebze
Ġhracatçıları Birliği ve
Akdeniz YaĢ Meyve Sebze
ĠĢletmecileri Derneği
faaliyet göstermektedir.
Üreticilerin eğitim düzeyinin
düĢük olması,
Üretici birliklerinin
bulunmaması,
Miras hukukundan dolayı
tarım arazileri parçalanmakta
olup, küçük arazilerde üretim
yapılarak maliyet artıĢına
neden olması,
Sebze üretiminde kullanılan
F1 hibrit tohumlarının ithal
edilmesi,
Üretim alanlarında
paketleme ve soğuk hava
tesislerinin olmaması,
Rezidü laboratuvarlarının
yetersiz olması dolayısıyla
kalıntı analizlerinin
standartlara uygun
yapılamaması,
Üretim planlaması olmaması
dolayısıyla pazarda standart
ve süreklilik sağlanamaması,
Geleneksel üretim yapılması
ile ürün çeĢitliliğine
girilmemekte, bunun da
pazar taleplerini
karĢılamaması,
Bilinçsiz pestisit ve gübre
kullanımı.
Ekolojik koĢulların
her türlü sebze
üretimine çok uygun
olması,
Örtü altı tarımın
iklim koĢullarının
uygun olmasından
dolayı geliĢmesi,
Narenciye ve
Seracılık AraĢtırma
KuruluĢunun ve
Akdeniz
Üniversitesinin
bulunması.
Tarım alanlarının
imara açılarak
yapılaĢmanın
artması
Sebze üretim
alanlarında yoğun
olarak kullanılan
pestisit, insan ve
çevre sağlığına zarar
verirken ihracatı da
etkilemektedir.
Yoğun gübre
kullanımı toprak
kirliliğine neden
olmaktadır.
SözleĢmeli üretim
modelinin
uygulanmaması
pazarlamada sıkıntı
yaratmaktadır.
Kaynak: Karaçay, 2002: 107
68
4. ARAŞTIRMA
Bu bölümde önceki bölümlerde kavramsal çerçevesi stratejik pazarlama ve
tarımsal pazarlamanın Antalya‘nın Serik ilçesinde faaliyet gösteren yaĢ sebze ve meyve
üreticileri üzerinde pazarlama faaliyetlerinin araĢtırılmasına dair bilgiler yer almaktadır.
Bu kapsamda öncelikle konuyla ilgili literatür taramasına araĢtırmanın amacı,
araĢtırmanın önemi, özgünlüğü, kısıtı, evren ve örneklemi, araĢtırma modeli ve
hipotezleri, veri toplama aracı, analiz yöntemleri ve hipotezleri ile ilgili bilgilere
verilmiĢtir.
4.1. Konu İle İlgili Literatür Taraması
AktaĢ Çimen (2001), Kumluca ilçesindeki sera üreticilerinin pazarlama
sorunlarını tespit etmek amacıyla gerçekleĢtirdiği çalıĢmada; örtüaltı yetiĢtiriciliği yapan
üreticilerin sosyo-ekonomik yapıları, iĢ gücünün niteliği, üretici-tedarikçi ve üretici-
komisyoncu iliĢkisi, ürün karması, pazarlama hizmetleri ve üreticilerin örgütlenme
düzeyini incelemiĢtir. AraĢtırma sonucunda üreticinin doğrudan tüccara ürün
pazarlayamıyor olması, ürünün kalitesini ve fiyatını komisyoncunun belirliyor olması
ve tüccarın komisyoncu ile ortak hareket etmesi, arz ile talep arasında istikrarlı bir
denge kurulamamıĢ olmasını, ürünün bol olduğu dönemlerde fiyatların çok düĢmesi
baĢlıca pazarlama sorunları olarak tespit etmiĢlerdir.
Akçaöz ve Burhan (2002), ―Tarımsal Üretimde KarĢılaĢılan Riskler ve
Uygulanabilecek Stratejiler‖ isimli çalıĢmasında tarımsal üretimde karĢılaĢılan risk
kaynakları ve uygulanan risk yönelimi stratejileri araĢtırılmıĢtır. AraĢtırmaya göre en
önemli risk kaynağı girdi maliyetlerindeki değiĢiklikler, en önemli risk stratejisi ise
birden fazla ürüne yer verilmesidir. AraĢtırma sonucunda Risk kaynaklan için bulunan
faktörler; doğal koĢullar, doğal afetler, devlet politikaları, pazarlama, üretim ve yabancı
iĢgücü, sosyal güvenlik olarak, risk stratejileri ise güvenlik-finansman, iĢletme dıĢı
faaliyetlerden elde edilen gelir, ürün çeĢitlendirmesine gidilmesi ve pazarlama
faaliyetleri olarak adlandırılmıĢtır.
ĠĢbecer‘in (2010), Antalya ilinde sera sebze üreticilerinin mevcut durumu,
sorunları ve çözüm önerilerini belirlemek için gayeli örnekleme yöntemini kullanarak
gerçekleĢtirdiği araĢtırmada; Antalya iline ait Demre, Kumluca, Finike, Kepez, Aksu,
Serik, Manavgat, Alanya ve GazipaĢa ilçelerinde faaliyet gösteren sera sebze
69
üreticilerinden elde edilen verileri kullanmıĢtır. AraĢtırma soncunda, sera yapım
tekniğinin belirlenmesi ve serada sebze üretim tekniği ile pazarlamada yaĢanan
sorunların çözümü için eğitim ve yayım çalıĢmalarının gereği ve önemi ortaya
koymuĢlardır.
Akçaöz vd. (2005), ―Tarımsal Üretimde Çiftçi DavranıĢları: Çiftçiliği Uygulama
Ölçeği (Fıs)1‖ isimli araĢtırma; Manavgat ve Serik ilçelerine bağlı köylerde 2003 yılı
üretim dönemi içinde faaliyet gösteren 143 çiftçiden elde edilen veriler doğrultusunda
gerçekleĢtirmiĢtir. Çiftçiliği uygulama ölçeği kapsamında üretim, bilgi edinme, risk,
tarım dıĢı gelir, yenilik ve çevre konularının incelendiği çalıĢma sonucunda çiftçilerin
en yüksek geliri elde etmeyi istedikleri, tarımla ilgili konularda kiĢi ve kuruluĢların
bilgisine ihtiyaç duydukları, aile üyelerinin iĢletmede çalıĢmasının iĢletmenin
devamlılığı için gerekli olduğu, tarımsal yöntemlerde yeniliklere ihtiyaç duydukları
sonucuna ulaĢılmıĢtır. ÇalıĢmada, çiftçiliği uygulama ölçeği; üretim uygulamaları,
çevre ile ilgili uygulamalar, finans uygulamaları, iĢletme dıĢı iĢ uygulamaları ve kâr ile
ilgili uygulamalar Ģeklinde beĢ faktör ifade edilmiĢtir.
Yulafcı ve Cinemre (2007), ―ÇarĢamba Ovasında YaĢ Meyve ve Sebze
Pazarlama Sorunları ve Çözüm Önerileri‖ isimli ÇarĢamba ovasında üretilen yaĢ meyve
ve sebzelerin pazarlamasında karĢılaĢılan problemleri tespit etmek ve bu problemlerin
çözümü konusunda öneriler sunmak amacıyla gerçekleĢtirilmiĢ olan çalıĢma sonucunda
ilçede üretilen sebze ve meyvenin pazarlanması faaliyetinde en önemli yerin yaĢ sebze
ve meyve hali olduğu, üreticilerin ilçe ve semt pazarlarında en önemli Ģikâyetlerini yer
darlığı kapalı alan, sergi alanı ve depolama gibi altyapı sorunlarının oluĢturduğunu
belirtmiĢlerdir.
Albayrak vd. (2010), ―Küresel Rekabet Açısından Türkiye‘de Tarım ve Gıda
Ürünleri Pazarlama Sistemlerine BakıĢ: Mevcut Yapı, Sorunlar, Fırsatlar, Hedefler‖
isimli çalıĢmalarında öncelikle tarım ve gıda ürünlerinin pazarlama sistemleri
incelendikten sonra, iç ve dıĢ pazarlarda karĢılaĢılan sorunlar, sahip olunan fırsatlar ve
hedeflerin neler olduğu ortaya konulmuĢ. Ġlgili veriler dikkate alınarak Bütüncül
yaklaĢımla (sorun ve hedef ağacı) değerlendirmeler gerçekleĢtirmiĢlerdir. AraĢtırmaya
göre; ĠĢletmelerin, toptancı halleri ticaret borsaları gibi pazarlama sisteminde faaliyet
gösteren birimlerdeki altyapı sorunları yaĢadıkları için modern hizmet sunumunu
70
gerçekleĢtiremedikleri ve gıda güvenliği açısından ciddi risklerle karĢı karĢıya
kalındığını vurgulamıĢlardır. Pazarlama bir sistem meselesidir üretici bazında yaĢanan
sorunlar, aracıları, diğer firmaları etkilerken, pazardaki kurumların yapısal
eksikliklerinin alıcıları ve gıda güvenliğini etkilediğini belirtmiĢlerdir.
Bard ve Barry (2000) ―Developing a scale for assessing risk attitudes of
agricultural decision makers‖ isimli çalıĢması tarımsal karar alıcıların risk tutumlarını
değerlendirmek için bir ölçek geliĢtirmek amacıyla gerçekleĢtirilmiĢtir. ÇalıĢma Likert
yaklaĢımını kullanarak çiftçilerin risk yönetim araçlarına yönelik görüĢlerini ortaya
koyarak risk tutumlarını değerlendirmektedir. ÇalıĢma sonucunda tarım sektörünün
herhangi bir bölümünde kiĢisel mülakatlara gerek kalmadan insanlara uygulanabilen bir
ölçek geliĢtirilmiĢtir.
Castano (2001) ―Agricultural Marketing Systems and Sustainability Study of
Small Scale Andean Hillside Farms Jairo‖ isimli araĢtırmayı gerçekleĢtirmiĢtir.
Tarımsal pazarlama sistemleri ve sürdürülebilirlik açısından küçük ölçekli Ande
Hillside çiftliklerin incelenmesi ile sürdürülebilir küçük çiftlik üretim sistemlerinin
benimsenmesini teĢvik ederken pazarın bozulmalarını düzeltmede pazarlama
mekanizmalarının önemini araĢtırmıĢtır. Özellikle, araĢtırma, kaynak kullanıcılarını
sürdürülebilir tarıma yönlendiren sinyaller vermeyi mümkün kılacak pazarlama
kanalındaki geliĢmelere odaklanmaktadır. AraĢtırma sonucunda sürdürülebilir
uygulamalar için çok fazla emek, mekân, bazen sermaye ve enerji kullanıldığından,
sürdürülebilir üretim sistemlerinin benimsenmesinin teĢvik edilmesinde pazarlamanın
önemli bir bileĢen olduğunu belirterek, kırsal yatırım stratejilerinin geliĢtirilmesi
gerektiği vurgulanmıĢtır.
Navarroa vd. (2010) gerçekleĢtirdikleri çalıĢmanın amacı, yabancı pazarlarda
firma davranıĢının (ihracat taahhüdü ve pazarlama taktiklerinin uyarlanması) algılanan
rekabet avantajları ve ihracat performansı üzerindeki etkisini incelemek suretiyle
uluslararası pazarlama literatüründe önemli bir boĢluğu doldurmaktır. 150 Ġspanyol
ihracat firmasının bir örneğini kullanarak yapılan çalıĢma, dıĢ pazarlarına daha fazla
bağlı olan firmaların, pazarlama programının unsurlarını uyarlamaya daha istekli
olduklarını ortaya koymuĢlardır. Bu firmalar, aynı zamanda dıĢ pazarlarda daha iyi
performans sergiliyor. Elde edilen diğer sonuçlar, pazarlama taktiklerini uyarlamanın,
71
ihracat performansına doğrudan etki yapmadığını, ancak dıĢ pazarlarda algılanmıĢ
rekabet avantajlarının elde edilmesine olumlu etkide bulunduğu ve ihracat
performansına olumlu etkisi olduğuna iĢaret etmektedir.
Sulewskı ve Kłoczko-Gajewsk (2014), Uygun risk yönetimi stratejisinin
uygulanması, çiftçilerin riski algılanması ve risklerden hoĢlanmama riskin bu üç yönünü
tarıma entegre edilmektedir. Bu çalıĢma sonucunda kuraklığın çiftçiler tarafından
Polonya‘daki üretim riskinin ana faktörü olarak algılandığı sonucuna ulaĢmıĢlardır.
Polonyalı çiftçiler daha çok riskten kaçınmakla birlikte, çiftlik durumunda kiĢisel
sağlıklarını da dikkate alıyorlar. ÇalıĢmanın Analizi sonucunda, borç oranı, önceki
yıllarda üretimde meydana gelen kayıplar, toprak kalitesi ve önceliklerin hiyerarĢisi
olarak mali bağımsızlığa yoğunlaĢmanın Polonyalı çiftçilerin riskten kaçınma düzeyini
arttırdığını göstermiĢtir. En önemli riskle baĢa çıkma stratejisi, ürün güvenliğidir.
Çiftçilerin risk algısı, riskten kaçınma ve tercih edilen risk yönetim stratejileri hakkında
bilgi sahibi olarak, tarımsal risk yönetimini destekleyen politika araçlarının
oluĢturulması ve çiftçilerin ihtiyaçlarına göre hazırlanmıĢ eğitim programlarının
geliĢtirilmesinin gerekliliğini savunmuĢlardır.
Adanacıoğlu‘nun (2015), ―Sürdürülebilir Tarımsal Pazarlama GiriĢimleri‖
isimli sürdürülebilir tarımsal pazarlama kapsamında Türkiye‘de ve dünyada uygulanan
giriĢimlerin incelenerek tartıĢılması ve Türkiye‘de uygulanan tarımsal pazarlama giriĢim
performanslarına geliĢtirici öneriler getirilmesinin amaçlandığı çalıĢmasına göre
Türkiye‘deki sürdürülebilir tarımsal pazarlama giriĢimlerin artırılmasına yönelik uzun
vadeli stratejiler belirlenmelidir. Sürdürülebilir pazarlamanın ilkeleri olan sosyal,
çevresel ve ekonomik açıdan incelenerek tarımsal pazarlamayı geliĢtirmek için verilen
destek projelerinin gereken Ģartları sağlayıp sağlamadığına bakılmalıdır. AraĢtırma
sonucuna göre; Türkiye‘de sürdürülebilir tarımsal pazarlama giriĢimlerin
uygulanmasında pazarlamada dikey bütünleĢmeye gidilmesi, doğrudan pazarlama
stratejilerinin kullanılması oldukça önem arz etmektedir. Konusu geçen giriĢimlerin
tutundurma faaliyetlerinde ise güvenli üretim yöntemleri, bölgeselcilik, yöresel
lezzetler, yöresel sanatlar, biyoçeĢitlilik, insan sağlığının ve çevrenin korunması gibi
düĢüncelerin ön plana çıkartılması pazarlama baĢarısı için gereklidir
72
Kızılaslan ve GönültaĢ (2011), ―BiliĢim Teknolojisinin Tarım Ürünlerinin
Pazarlamasındaki Konum ve Önemi (E-Pazarlama)‖isimli çalıĢmasında biliĢim
teknolojisinin, elektronik ticarette ve tarımsal ürünlerin pazarlanmasında kullanılması
ile ilgili veri ve istatistikler doğrultusunda meydana gelen sonuçlarını belirtmiĢlerdir.
Tarımsal pazarlama alanında biliĢim teknolojisinin ve e-ticaret, e-pazarlama
kavramlarının konum ve önemi değerlendirilmiĢtir. Çiftçilerin gerçekleĢtirecekleri
üretim ve pazarlama faaliyetleri biliĢim teknolojisini kullanmaları devlet yardımları ile
sübvanse edilmeli, ücretsiz eğitim faaliyetleri düzenlenmelidir. Güvenilir bir e-tarımsal
ticaret ortamında alıĢveriĢ için tüm hukuki ve yapısal reformları bir kez daha gözden
geçirmeli, tarımsal e-pazarlama alanında bilerek yapılacak hata ve suçlar için hukuki
yaptırımlar belirlenmelidir.
Akçaöz ve diğ., (2006) ―Tarımsal Üretimde Risk Kaynakları ve Risk Stratejileri:
Antalya Ġli Örneği‖ isimli AraĢtırmada Merkez, Manavgat ve Serik ilçelerindeki 143
tarımsal iĢletmeden anket yoluyla elde edilmiĢ verilerin analiziyle en önemli risk
unsurunun girdi maliyetlerinde yaĢanan değiĢiklikler ve risk stratejisinin ise
borçlanmayı azaltmak olduğunu sonucunu elde etmiĢlerdir. ÇalıĢmada elde edilen
verilere uygulanan faktör analizi sonucunda risk kaynakları; iklim koĢulları, doğal afet,
ekonomi ve politika, kiĢisel faktörler, hastalıklarla mücadele, borçluluk ve teknoloji,
finans ve üretim maliyeti olarak, risk stratejileri ise ürün çeĢitlendirme, borç yönetimi,
pazarlama yönetimi, iĢletme dıĢı iĢ ve sermaye yönetimi olarak adlandırılmıĢtır.
Dere (2006), ―Tarımsal Pazarlama Sorunları ve Sultandağı Kirazı Üzerine Bir
AraĢtırma‖ isimli çalıĢmasında Türkiye‘de tarımsal pazarlamanın sorunlarını tespit
etmek amacıyla gerçekleĢtirmiĢtir. AraĢtırma için gerekli olan veriler Afyonkarahisar‘a
bağlı Sultandağı ilçesinde kiraz üreticilerine uygulanan anket ve mülakat yöntemleriyle
toplanmıĢtır. Anket verilerinin istatistiksel anlamda iliĢkilerini incelemiĢtir. Anket
sonuçlarının yorumlanması sırasında yarı yapılandırılmıĢ görüĢmeler sonucunda elde
edilen bilgilerden de faydalanarak araĢtırma sonucunda Sultandağı‘nda kiraz
üreticilerinin pazarlamada karĢılaĢtığı önemli sorunlar tespit edilmiĢ ve bu sorunların
çözümünde ilçedeki kurumların ve yetiĢtiricilerin yetersiz kaldıklarını belirtmiĢtir.
Kızılaslan ve Ünal (2015), ―Tarımsal Pazarlamada Alternatif Pazarlama Ağı
Olan Elektronik Ticaretin (E-Ticaret) SWOT Analizi ile Değerlendirilmesi‖ isimli
73
çalıĢmasında e-ticaretin tarım sektörüne katkısını, fırsatlar, tehditler, eksiklikler ve
üstünlükleri ele alarak incelenmiĢtir. Zaman, mekân sınırlaması olmadan biliĢim
teknolojileri aracılığıyla e-ticaretin ulusal ve uluslararası arz talep dengesinin
kurulmasıyla birlikte, dinamik pazarlamanın sağlanmasında önemli rolleri üstleneceğini
belirtmiĢtir. Tarımsal pazarlama sorunlarının azaltılması noktasında da önemli bir araç
olarak karĢımıza çıkmaktadır. E-ticaretin tarımsal pazarlamada aktif olarak
kullanılmasıyla tarımsal üretimden etkilenen sanayi kuruluĢları ve üreticiler için
ürünlerinin pazarlamasında kolaylık sağlanarak ülkenin her yerinde potansiyel bir pazar
oluĢturulabilecektir.
Sunğur vd., (2014) ―Antalya‘da Tarım ve Tarımla ĠliĢkili Firmaların Ġnovasyon
ve Yerel Aktörlerle ĠĢbirliği Faaliyetlerinin Analizi― Ġsimli çalıĢması Antalya‘da tarım
sektöründe faaliyetlerini sürdüren 77 firmaların inovasyon faaliyetleri ve inovasyon
sürecinde yerel aktörlerle, Üretici Birlikleri, Eğitim-AraĢtırma Kurumları, Dernekler,
Kooperatifler, Odalar-Borsalar, Kamu Kurumları ve Finans KuruluĢları ile iĢbirliği
düzeyleri incelemiĢtir. AraĢtırma sonucunda inovasyon faaliyetlerinin yürütüldüğü fakat
firmaların inovasyon faaliyetlerini büyük ölçüde tek baĢlarına gerçekleĢtirdikleri ve
herhangi bir firma/kurum/kuruluĢ ile iĢbirliği içerisinde olmadıkları görülmektedir.
Ağır, Saner ve Adanacıoğlu‘nun (2015), Ġzmir ilinde açıkta çilek yetiĢtiriciliği
yapan üreticilerin karĢılaĢtıkları riskler ile tercih ettikleri risk yönetim stratejilerini
incelemek amacıyla gerçekleĢtirdiği çalıĢmasında 2010 üretim yılı içinde Ġzmir ili
Menemen ilçesi Emirâlem beldesinde açıkta çilek yetiĢtiren 52 üreticiden yüz yüze
görüĢme yoluyla elde edilmiĢ verileri kullanmıĢtır. Faktör analizi sonucunda elde edilen
faktör yüklerini kullanılarak çoklu regresyon yöntemi ile çilek üretimi yapan üreticilerin
sosyo-ekonomik özelliklerinin risk kaynakları ve risk stratejileri üzerindeki etkisini
analiz etmiĢtir. ÇalıĢmanın sonucunda en önemli risk kaynağını kapasite yetersizliği,
buna karĢılık en önemli risk yönetim stratejisinin sürdürülebilir gelir olduğunu
belirtmiĢtir. Çilek üreticilerinin kapasite yetersizliği sorununa karĢı çilek üretiminde
ihtisaslaĢmaya gidilmesi, sürdürülebilir gelir stratejisi için de alternatif tarımsal
pazarlama yöntemlerinin kullanılması gerektiğine vurgu yaparak çilek üreticilerinin
kendi kooperatiflerini kurarak alternatif pazarlama kanallarını oluĢturabilecekleri
belirtilmiĢtir.
74
Tüfekçi ve Tüfekçi (2006) ―Buldan ve Çevresindeki Üzüm Üreticisinin
Pazarlama Sorunları Ve Çözüm Önerileri‖ çalıĢmasında Ülkemizde üründen ürüne
farklılık gösteren tarımsal pazarlama sisteminde yaĢanan, bozulmalar, tarımsal ürünlerin
pazarlama organizasyonlarına da yansımaktadır. Türkiye‘de genellikle çok sayıda
aracının yer aldığı uzun pazarlama kanalları ile ürün kayıplarının yaĢandığı,
hizmetlerinin yetersiz kaldığı, yüksek pazarlama marjlarının ortaya çıktığı bir pazarlama
sistemi uygulanmaktadır. Ayrıca standardizasyon, ambalajlama, kalite yönetim
sistemleri, HACCP (Kritik Kontrol Noktaları Tehlike Analizi) ve etiketleme gibi
konularda bilgi yetersizliği, yasal altyapı ve uygulamalar nedeniyle yaĢanan sorunlar
bulunmaktadır. Ürünün taze ya da iĢlenmiĢ olarak iç ve dıĢ pazarlarda
değerlendirilmelidir. Bu nedenle üretim hedefleri iç ve dıĢ pazarlarda rekabet edecek
Ģekilde belirlenmelidir ifadelerine yer vermiĢlerdir.
Ertan (2010), ―Prestijli tarım Ürünlerinin pazarlanmasında Kalite ve Coğrafi
ĠĢaret Kavramlarının Tutundurulması ve Bu Bağlamda Tarım SatıĢ Kooperatiflerinin
Önemi‖ çalıĢmasında Türkiye‘de özellikli birçok tarımsal ürünün Tarım SatıĢ
Kooperatifleri ile pazarlandığını belirterek. Prestijli ve ünlü olan tarım ürünlerin Tarım
SatıĢ Kooperatifleri markaları adı altında coğrafi iĢaretlerle pazarlamalarının Tarım
SatıĢ Kooperatiflerine ve üreticilere büyük katma değer sağladığını ifade etmektedir.
ÇalıĢmada Tarım SatıĢ Kooperatiflerinin coğrafi iĢaretli tarım ürünleri pazarlamasına
geçmelerinin kendileri ve üretici ortakları açısından yaratacağı katma değer artıĢlarına
vurgu yapılmıĢtır.
Gözener ve Sayılı (2011) ―Tokat Ġli Merkez Ġlçede Toptancı Halindeki
Komisyoncuların Yeni Hal Yasası Hakkındaki GörüĢleri‖ isimli araĢtırma Tokat ili
Merkez ilçede toptancı halindeki komisyoncuların 11.3.2010 tarihli ve 5957 sayılı yeni
hal yasası hakkındaki görüĢlerini ortaya koymak ve mevcut problemlerin çözümü
konusunda öneriler sunmak amacıyla gerçekleĢtirilmiĢtir. 2010 yılının Mart-Nisan
aylarında Tokat-Merkez ilçede faaliyet gösteren 46 komisyoncunun tamamının
katılımıyla gerçekleĢtirilen anket verileri tanımlayıcı istatistiklerle yorumlanarak
değerlendirilmiĢ. AraĢtırma Sonucunda önemli bir çoğunluğunu Yeni Hal Yasası‘ndan
haberdar olmadıkları sonucuna ulaĢılmıĢ.
75
Literatürde konu ile ilgili yapılmıĢ farklı çalıĢmalara da rastlanmıĢtır. Yapılan
çalıĢmalar bir literatür tablosunda toplanmıĢtır. AraĢtırmacı tarafından ilgili kaynaklara
ulaĢılarak oluĢturulmuĢ olan detaylı literatür tablosuna Ek 4‘te yer verilmiĢtir.
4.2. Araştırmanın Amacı
Bu araĢtırmada amaç; Antalya‘nın Serik ilçesinde faaliyet gösteren yaĢ sebze ve
meyve üreticilerinin pazarlama faaliyetlerinin stratejik perspektifte incelenerek yaĢ
sebze ve meyve üretime etki eden unsurlarla iliĢkilerinin ortaya konulması ve
üreticilerin görüĢlerine uygun Ģekilde tarım faaliyetlerine yeni öneriler sunulmasıdır.
4.3. Araştırmanın Önemi
Çiftçilerin stratejik pazarlama uygulamaları, tarımsal yenilikler ve faaliyetleri
sırasında yaĢ sebze ve meyve üretime etki eden faktörlerle iliĢkilerinin ortaya
konulması, üreticilerin karĢılaĢabilecekleri tehditleri ve fırsatları öğrenmeleri, güçlü ve
zayıf yönlerini sorgulamalarını sağlayacaktır. Üreticilerin görüĢlerine uygun Ģekilde
tarım faaliyetlerine iliĢkin öneriler sunulması elde edilecek faydalar arasındadır. Bu
faydalar doğrultusunda tarım sektöründe yaĢanan geliĢmeler, ulusal ekonomiye ve
toplumsal refaha katkı sağlayacaktır. Literatüre çalıĢmanın anahtar kelimeleri
doğrultusunda katkı sağlayarak, daha sonra gerçekleĢtirilecek çalıĢmalara fikir
sunacaktır.
4.4.Araştırmanın Özgünlüğü
Ülke ekonomisinin önemli bir kalemi olan tarım sektöründe faaliyet gösteren
çiftçilerin stratejik pazarlama uygulamaları, tarımsal pazarlama sorunları ve faaliyetleri
sırasında karĢılaĢtıkları fırsat ve tehditleri, güçlü ve zayıf yönlerinin hakkındaki
farkındalıklarının artırılarak üretici bakıĢ açısıyla mevcut durumu daha iyi bir noktaya
getirmek için öneriler sunulacak olması araĢtırmanın özgünlüğünü oluĢturmaktadır.
Ayrıca örneklem olarak alınan, daha çok turizm ilçesi olarak tanınan, Serik ilçesinin
tarım sektöründeki yerinin tanıtılması da çalıĢmanın özgün değerini oluĢturmaktadır.
4.5.Araştırmanın Kısıtı
Bu araĢtırma Antalya‘nın Serik ilçesinde faaliyet gösteren yaĢ sebze ve meyve
üreticilerine uygulanmıĢtır. Bu doğrultuda araĢtırma, üreticilerin verdikleri cevaplar ile
76
sınırlıdır ve bu cevaplar bu örneklemin özelliklerini yansıtmaktadır. Genellemeler
yapılırken de bu sınırlılık dikkate alınmalıdır.
4.6.Araştırmanın Modeli
AraĢtırmanın amacı göz önünde bulundurularak bağımlı ve bağımsız değiĢkenler
ıĢığında oluĢturulan araĢtırma modeli ġekil 4.1‘de gösterilmiĢtir.
Şekil 4. 1. Araştırmanın Modeli
4.7. Araştırmanın Hipotezleri
AraĢtırmanın amacına ve önerilen modele göre oluĢturulan ipotezler Ģu
Ģekildedir;
H1: Tarım sektörüne genel bakıĢ, yaĢ sebze ve meyve üretimini etkilemektedir.
H2: Tarımsal pazarlama ve strateji, yaĢ sebze ve meyve üretimini etkilemektedir
H3: Tarım faaliyetleri, uygulamalar ve iĢ gücü, yaĢ sebze ve meyve üretimini
etkilemektedir.
H4: Tarım finansmanı, yaĢ sebze ve meyve üretimini etkilemektedir
H5: Üretici komisyoncu iliĢkisi, yaĢ sebze ve meyve üretimini etkilemektedir.
H6: Devlet desteği ve politikaları, yaĢ sebze ve meyve üretimini etkilemektedir.
Tarım Sektörüne
Genel BakıĢ
Tarımsal
Pazarlama ve
Strateji
Tarım Finansmanı
Tarım Faaliyetleri
Uygulamalar ve ĠĢ
Gücü
YAġ
SEBZE
ve
MEYVEÜRETĠMĠ
Üretici
Komisyoncu
ĠliĢkisi
Devlet Desteği
ve Politikaları
Tarım
Organizasyon ve
Örgütlenmeleri
Çevre Bilinci ve
Sürdürülebilirlik
H1
H2
H3
H4
H5
H6
H7
H8
77
H7: Tarım organizasyon ve örgütlenmeleri, yaĢ sebze ve meyve üretimini
etkilemektedir.
H8: Çevre Bilinci ve Sürdürülebilirlik, yaĢ sebze ve meyve üretimini etkilemektedir.
4.8. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi
AraĢtırmanın evrenini Antalya‘nın Serik ilçesinde faaliyet gösteren yaĢ sebze ve
meyve üreticileri oluĢturmaktadır. AraĢtırma evrenin tamamına ulaĢmak mümkün
olmadığından örneklem seçiminin ve analizlerin belirlenen örneklem üzerinden
gerçekleĢtirilmesinin uygun olacağı düĢünülmüĢtür. Örnekleme yöntemi olarak basit
tesadüfî örnekleme yöntemi kullanılmıĢtır. Örneklem büyüklüğü Türkiye Ziraat Odaları
Birliği Serik Ziraat Odası BaĢkanlığından 22.06.2016 tarihli 97978395.16.57 sayılı
dilekçe (bkz. Ek 2) ile öğrenilen 17.685 kayıtlı çiftçi sayısı üzerinden hesaplanarak
belirlenmiĢtir. Ana kitleyi temsil edecek örneklem büyüklüğünün belirlenmesi;
n = N x p x q x t2 / [(N-1) x d
2 +p x q x t
2] formülünden faydalanılarak hesaplanmıĢtır
(BaĢ, 2001: 45):
n=Örnekleme alınacak birey sayısı
N= Hedef kitledeki birey sayısı
p= Ġncelenen olayın görülüĢ sıklığı (gerçekleĢme olasılığı)
q= Ġncelenen olayın görülmeyiĢ sıklığı (gerçekleĢmeme olasılığı)
t= Belirli bir anlamlılık düzeyinde, t tablosuna göre bulunan teorik değer
d= Olayın görülüĢ sıklığına göre kabul edilen ± örnekleme hatasıdır
Bu formül kullanılarak evren için % 95 güven aralığında, ± % 5 hata seviyesi ile
gerekli örneklem büyüklüğü aĢağıdaki gibi hesaplanmıĢtır.
n=17.685 x 0,5 x 0,5 x (1,96)2 / [(17.685 -1) x (0,05)
2 + 0,5 x 0,5 x (1,96)
2]= 376,013
4.9. Veri Toplama Aracı
Bu çalıĢmada, Antalya‗nın Serik ilçesinde yaĢ sebze ve meyve üreticilerinin
mevcut durumunu, sorunlarını ortaya koymak ve bu sorunlara uygun çözüm önerileri
78
geliĢtirmek hedeflenmiĢtir. AraĢtırmanın yöreyi ve Türkiye‘yi temsil edebilmesi
amacıyla, Antalya Ġl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, istatistiki bilgileriyle
birlikte, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Serik Ziraat Odası BaĢkanlığından 22.06.2016
tarihli 97978395.16.57 sayılı dilekçe (bkz. Ek 2) ve Serik Kaymakamlığı Ġlçe Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünden 22.06.2016 tarihli 3708 sayılı dilekçe (bkz. Ek 3)
ile elde edilen istatistiki bilgilere yer verilmiĢtir. AraĢtırma verileri Antalya‘nın Serik
ilçesinde faaliyet gösteren 425 yaĢ sebze ve meyve üreticisine uygulanan yüz yüze anket
uygulaması sonucunda elde edilmiĢtir. Anket formu araĢtırmacı tarafından tarım sektörü
genel durumu, tarımsal pazarlama ve stratejileri, tarım faaliyetleri ve iĢ gücü, tarım
finansmanı, üretici komisyoncu iliĢkisi, devlet desteği ve politikaları, tarımsal
faaliyetlerin organizasyonu ve örgütlenme, yaĢ sebze ve meyve üretimi, çevre bilinci ve
sürdürülebilirlik baĢlıkları doğrultusunda düzenlenmiĢtir.
Tarım Sektörüne Genel Bakış:
Ülkelerin ve toplumların kalkınmasında önemli bir unsur olan tarım sektörüne
verilen önem küreselleĢmeyle birlikte hızla değiĢen pazar Ģartları ve artan rekabet
ortamı nedeniyle giderek artmaktadır. Türkiye, içinde bulunduğu jeopolitik konumu,
sahip olduğu ekolojik çeĢitlilik nedeniyle tarımsal üretim açısından önemli bir
noktadadır (Doğan vd., 2015). DeğiĢen tarım sektöründeki stratejik konuları; küresel
talep ve rekabet, farklılaĢtırılmıĢ ürünler, biyoteknoloji, biyolojik ve hassas üretim,
değer zincirleri oluĢumu, ekolojik tarım, artan risk, daha çok çeĢitlilik baĢlıkları altında
değerlendirmiĢtir. Boehlje ve diğ., (2003). Tarım sektörü insanlığın yaĢamını
sürdürebilmesi, milli gelir ve istihdama olan katkısı, ihracatı doğrudan ve dolaylı olarak
etkilemesi, diğer sektörlere hammadde ve sermaye sağlaması ve ekolojik dengenin
korunması ile birlikte biyolojik çeĢitliliğin artırılmasını, sürdürülebilir rekabet avantajı
sağlaması nedeniyle dünya genelinde vazgeçilemez bir sektördür. Bu nedenle tarım
sektörü, ekonomik sosyal ve çevresel faktörleriyle, toplumun bütün kesimini
ilgilendirmektedir (Doğan vd,. 2015).
79
Tablo 4. 1. Tarım Sektörüne Genel Bakış
Ölçüm
Aracının İsmi
Anket
soru
No
Anket Soruları
Soru Kaynağı
Tarım
Sektörüne
Genel Bakış
1 Ülkenin ekolojik yapısı ve ürün
çeĢitliği tarım sektöründeki etkinliğini
artırır.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
12 Ülkemizde tarım sektöründe teknoloji
kullanımı yetersiz.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
18 Tarım alanlarının ve iĢletmelerin
küçülmesi önlenmeli
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
26 GeliĢen bir ekonomimin en önemli
sektörü tarımdır.
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
31 Tarım arazilerinin terk edilmesi tarım
dıĢı kullanımı tarımı olumsuz etkiliyor.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
36 Ürün değerlendirme ve pazarlama
konusunda eksiklikler yaĢıyoruz.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
38
Küçük ölçekli üretim yapan çiftçilerin
tarım iĢletmeleriyle rekabeti çok zor.
AraĢtırmacı
tarafından
geliĢtirilmiĢtir
Tarımsal Pazarlama ve Stratejileri
Yulafcı ve Cinemre (2007) Tarımsal pazarlamayı tarım ürünlerinin üreticilerden
tüketicilere ulaĢtırılıncaya kadar zaman, mekân, Ģekil ve mülkiyet konularında faydalar
sağlayarak gerçekleĢtirilen hizmetler bütünü Ģeklinde tanımlamıĢlardır. Çiftçiler
tarımsal pazarlama eğitimi eksikliğinden dolayı değiĢmekte olan piyasa koĢullarını
yeterince değerlendirip fırsata çevirme konusunda yetersizdir (Engle ve Quagrainie,
2006: 4). Yoğun rekabetçi bir yapıya sahip tarım sektöründe hedef pazarın özelliklerini
dikkate almayan pazarlama stratejisinin baĢarılı olması mümkün değildir (Polat ve
AvĢar, 2004: 212). Tarımsal faaliyetlerde pazarlamanın profesyonelce
yapılamamasından kaynaklı problemler yaĢanmakta ve stratejilere ihtiyaç
duyulmaktadır (Dere, 2006). Tarımsal üretim ve pazarlamanın sürekliliğini ve kalitesini
artırmak, dünya eğilimlerine uyumlu tarımsal politika ve stratejiler yanında bilimsel
çalıĢmalar doğrultusunda hareket etmekle sağlanabilir (Erdinç ve Erdinç, 2014: 49).
80
Tablo 4. 2. Tarımsal Pazarlama ve Strateji
Ölçüm
Aracının İsmi
Anket
soru No
Anket Soruları
Soru Kaynağı
Tarımsal
Pazarlama ve
Strateji
3
Sanayi talebine uygun bitkisel üretimin
sağlanması yeni bir pazar oluĢturur.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı
tarafından
geliĢtirilmiĢtir
6 Ġklim ve coğrafi yapı nedeniyle ürün
çeĢitliğine sahip olmak tarımda strateji
geliĢtirmemizi kolaylaĢtırır.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı
tarafından
geliĢtirilmiĢtir
8
Dünya liderliğine sahip olduğumuz tarım
ürünlerimiz tarımsal ihracatımızı artırır.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı
tarafından
geliĢtirilmiĢtir
19
Tarım ürünlerinin depolanması ve Pazar
alt yapısı konusunda yetersiziz
TOBB (2013)
den AraĢtırmacı
tarafından
geliĢtirilmiĢtir
21 SözleĢmeli üretimin yapılması pazar
sorununa bir çözümdür.
TOBB (2013) den
uyarlanmıĢtır
25 Ekonomik açıdan stratejik avantajlı
ürünlerin üretimi artırılmalıdır.
TOBB (2013) den
uyarlanmıĢtır
46 Toptancı hallerindeki iĢ yerleri ile semt
pazarlarındaki satıĢ yerlerinin en az %10
üreticiye ayrılmalı
Gözener ve Sayılı,
(2011)
47 Toptancı hallerinde müzayede, depolama,
ambalajlama tesisleri kurulmalı.
Gözener ve Sayılı,
(2011)
54 Düzenlenen festivaller coğrafi açıdan
ürünlerin tanıtımında ve pazarlanmasında
katkı sağlar.
Dere (2006) dan
uyarlanmıĢtır
56 Bölgesel planlı üretimin yapılması
uzmanlaĢma ile birlikte ulusal ve
uluslararası pazarlarda tanınmasını sağlar
(Finike portakalı )
Dere (2006) dan
uyarlanmıĢtır
58 Çiftçilerin biliĢim teknolojilerini
kullanarak hava durumu, piyasa, tarımsal
destekler, teknik bilgilere kolayca
ulaĢması pazar fırsatı yakalaması
açısından stratejik öneme sahiptir.
AraĢtırmacı
tarafından
geliĢtirilmiĢtir
59
Ġnternet üzerinden ürünlerimin satıĢını
gerçekleĢtiriyorum
AraĢtırmacı
tarafından
geliĢtirilmiĢtir
60
Kırsal turizmin desteklenmesi yöresel ve
geleneksel ürünlerin satıĢını artırır.
TOBB (2013) den
uyarlanmıĢtır
81
Tarım Faaliyetleri Uygulamalar ve İş Gücü
Ġnsanların hayvansal, bitkisel ve diğer maddelere olan gereksinimlerini
karĢılamak amacıyla faaliyet gösteren ziraat planlanmıĢ değiĢik üretim sistemlerini ele
alan geniĢ bir terim olarak ifade edilmektedir (URL1, 2017). Cramer vd.(2010) Tarımsal
ekonomiyi insanların tarımsal üretim sırasında teknoloji, arazi, laboratuvar, sermaye, iĢ
gücü ve yönetim kavramları gibi üretim kaynaklarını nasıl kullandıklarını inceleyen
sosyal bir bilim dalı olarak tanımlamıĢlardır. Ülkemizde 2004 yılında yayımlanan ―Ġyi
Tarım Uygulamalarına ĠliĢkin Yönetmelik‖ ile hayatımıza giren iyi tarım
uygulamalarını kaliteli ürün yetiĢtirmek büyük önem taĢımaktadır (TOBB, 2013).
Tarımsal faaliyetler Türkiye‘de büyük bir nüfus kitlesi için istihdam oluĢturmaktadır
(Sıray ve Akçay, 2010: 43). Türkiye de tarımsal üretim sürecinde ücretsiz aile iĢçiliği ve
mevsimlik tarım iĢçiliği yaygın Ģekilde karĢımıza çıkmaktadır. Yasaların
uygulanmaması, Kayıt dıĢılık, örgütsüzlük ve iĢ kaybı endiĢesi, tarım iĢçilerinin sosyal
güvenlik haklarını arama konusunda isteksiz davranıĢ sergilemelerine sebep olmaktadır
Kırsalda ―iĢveren‖ olarak çalıĢan kadınların oranının düĢüklüğü dikkat çekmektedir.
Kadın iĢgücünün büyük bir çoğunluğu ücretsiz aile iĢçisi konumunda istihdamda yer
almaktadır (Gülçubuk, 2017: 576).
Tablo 4. 3. Tarım Faaliyetleri Uygulamalar ve İş Gücü
Ölçüm
Aracının İsmi
Anket
soru
No
Anket Soruları Soru Kaynağı
Tarım Faaliyetleri
Uygulamalar ve İş
Gücü
2 Ġyi tarım uygulamaları üretimde
yaygın Ģekilde kullanılmalıdır.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
4 Tarımsal sanayinin çeĢitlenmesi
üretimin çeĢitlenmesini sağlar.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
7 Geleneksel tarımsal üretim
kültürümüz havza üretimine
geçiĢi kolaylaĢtırır.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
17 Pazar ihtiyacına göre üretim
planlamasına göre üretim
çeĢitlendirilmelidir.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
22 Ġyi tarım uygulamaları
desteklemelerini kullanıyorum
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
32 ĠĢ gücünün emek yoğun tarım
faaliyetlerinde çalıĢma isteksizliği
var.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
52
Ġlçede gerçekleĢtirilen tarımsal
eğitim programlarını takip
ediyorum ve katılıyorum.
Dere (2006) dan
uyarlanmıĢtır
82
Tarım Finansmanı
GerçekleĢtirilen tarımsal faaliyetler, ekonomik kalkınmanın finansmanını
sağlamamaktadır. Tarımsal faaliyetlerin gerçekleĢtirilmesi için kullanılan üretim
girdilerinin diğer sektörler aracılığıyla sağlaması tarım dıĢı sektörleri geliĢtirirken aynı
zamanda tarımsal ürünleri talep eden diğer sektörler, tarımın geliĢmesini sağlamaktadır
(Boz ve Volkan, 2006). Tarım iĢletmelerinde kar marjının düĢük olması, belirli
dönemlerde tarımsal faaliyetlerin gerçekleĢtirilebilmesi nedeniyle; tarımsal kredilerin
diğer tür kredilerden farklı bir yapıda ve daha düĢük faiz oranlarıyla oluĢturulmasını
gerekli kılmaktadır (Yılmaz, 2008: 83). Küçük çaplı aile iĢletmesi Ģeklinde faaliyet
gösteren üreticiler ölçek ekonomisinden etkilenmektedirler. Bu nedenle kıt kaynaklar ile
önemli maliyetlerle karĢı karĢıya kalan çiftçiler ekonomik bir avantaj görmediği sürece,
yeniliklere, arazilerini iĢleme ve verimliliklerini artıracak yatırımları gerçekleĢtirme
yapma konusunda isteksiz davranıĢ sergilemektedirler (Castaño, 2001: 198 -200).
Ülkemizde tarım finansmanı örgütlü ve örgütlenmemiĢ kaynaklar aracılıyla
karĢılamaktadır. Örgütlü finansman araçları resmi nitelikteki finansal kurum ve
kuruluĢlar aracılığıyla, örgütsüz finans araçları ise bireysel borçlanmayla
gerçekleĢtirilmektedir (Yılmaz, 2008: 83).
Tablo 4. 4. Tarım Finansmanı
Ölçüm
Aracının İsmi
Anket
soru
No
Anket Soruları
Soru Kaynağı
Tarım
Finansmanı
9
Girdi kullanımında dıĢa bağımlılık
maliyeti artırmaktadır
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
11 Tarımsal üretimde planlama eksikliği,
fiyatlarda yıllık dalgalanmaların
yaĢanmasına neden olur.
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
16 Çiftçilerin girdi maliyetleri ölçek
ekonomisinden etkilenmemeleri için
düĢürülmelidir.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
34 Kredilerini ödeyemeyen üreticilerin
arazilerin ve üretim araçlarının özel
finans kuruluĢlarınca haciz edilmesi
üretimin durmasına neden oluyor.
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
45
Toptancı hali iç ve dıĢ iĢlem maliyetleri
azaltılmalı
Gözener ve Sayılı,
(2011)
83
Üretici Komisyoncu İlişkisi
Türkiye‘de tarımsal pazarlamada üreticiden ve son tüketiciye gelene kadar
haller, tüccarlar, perakendeciler ve iĢleyici firmalar gibi aracıların yer aldığı uzun
pazarlama kanalları ile ürün kayıplarının yaĢandığı, hizmetlerin yetersiz kaldığı, yüksek
pazar paylarının ortaya çıktığı pazarlama sistemi kullanılmaktadır (Tüfekçi ve Tüfekçi,
2006). Ürünlerin toptan satıĢını gerçekleĢtirmek amacıyla kendi adına veya baĢkası
hesabına komisyon esası üzerinden çalıĢanlara komisyoncu denilmektedir. Türkiye’de
satın alıma ve fiyatlandırmada aracıların (tüccar ve komisyoncuların) etkisi önemli
ölçüde hissedilmektedir (Yulafcı ve Cinemre, 2007: 264). Her üretici komisyoncusunu
seçmekte serbesttir. Kısa süreli nakit ihtiyacını gidermek için banka iĢlemleriyle
uğraĢmak ve faiz ödemek istemeyen çiftçiler finansman ihtiyacını komisyoncudan
sağlamak için ürününü avans talebinde bulunduğu komisyoncuya satma Ģartı ile nakit ve
ayni olarak avans talep edebilmektedir. Bu durum, üreticinin komisyoncuya bağlı
kalmasına neden olmaktadır. Küçük aile iĢletmesi olan üreticinin gelir düzeyinin düĢük
olması, üretimden elde ettiği gelirlerin dövize bağlı olan girdilere ve komisyoncuya
gitmesi ile üretici kârları çok düĢmektedir ( AktaĢ-Çimen, 2001: 12).
Tablo 4. 5. Üretici Komisyoncu İlişkisi
Ölçüm
Aracının İsmi
Anket
soru
No
Anket Soruları
Soru Kaynağı
Üretici
Komisyoncu
ilişkisi
39 Üreticilerin pazarlama faaliyetleri içinde
etkin rol almaması aracı sayısındaki artıĢ
üretici ve tüketici memnuniyetini
azaltıyor
AraĢtırmacı
tarafından
geliĢtirilmiĢtir
40 Çiftçiler düĢük üretim kapasitesi yüksek
maliyet nedeniyle ihracat faaliyetlerinde
aracıları kullanıyorlar.
AraĢtırmacı
tarafından
geliĢtirilmiĢtir
41 Ürünlerin sebze meyve halleri üzerinden
pazarlama zorunluluğu serbest rekabeti
olumsuz yönde etkilemektedir.
Gözener ve Sayılı,
(2011) den
uyarlanmıĢtır
42 Ürünlerin gıda güvenliğini ve
izlenebilirliğinin sağlanmasına uygun
mekanizmalar bulunmamakta.
Gözener ve Sayılı,
(2011)
43 Üreticilerin mallarını pazarlama
imkânları yetersiz.
Gözener ve Sayılı,
(2011)
44 Komisyoncular aracılar fiyat belirlemede
etkin rol oynuyorlar
Gözener ve Sayılı,
(2011)
84
Devlet Desteği ve Politikaları
Gıda Tarım Ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından örtüaltı tarımının ve seracılığın
geliĢtirilmesi amacıyla farklı destekler sunulmaktadır. Bu uygulamalar Ģüphesiz önemli
katkılar sağlamaktadır. Belirli konularda bilgilendirilmeye ve yönlendirilmeye ihtiyaç
duyan üreticilere parasal destekler yanında eğitim ve danıĢmanlık hizmetleri de
verilmelidir (Daka vd., 2012: 184). Tarımsal Pazarlama Daire BaĢkanlığı‘nın BaĢlıca
görevleri: Pazar araĢtırmalarını gerçekleĢtirerek, tarımsal pazarlama strateji, hedef ve
planlarının belirlenmesi ve geliĢtirilmesini sağlamak. Tüketici eğilimlerini izleyerek,
tarım ürünlerinin pazarlanması kapsamında tarımsal üretimi planlama çalıĢmalarını,
gerçekleĢtirmek. Tarımsal örgütlerin üretim ve hizmet arzlarının, yurt içi ve yurt dıĢı
pazarlama imkânlarını araĢtırmak. Tanıtım etkinlikleriyle, görsel ve yazılı basın
iĢbirliğini sağlamak. Sürdürülebilir kaynak kullanımının ön plan da tutan, kırsal
kalkınma amaçlı geliĢme eksenleri ile tarım sektöründe pazarlamaya yönelik yeni
yatırım alanlarını belirleyici çalıĢmalarını gerçekleĢtirmek yaygınlaĢtırmak (URL,4 ).
Tablo 4. 6. Devlet Desteği ve Politikaları
Ölçüm
Aracının
İsmi
Anke
t
soru
No
Anket Soruları Soru Kaynağı
Devlet Desteği ve
Politikaları
5 Devlet destekli tarım sigortalarının
varlığı üreticiler için önemlidir.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
13 Bölgesel kalkınma politikalarının
etkinliği için planlı tarım uygulaması
yapılmalıdır.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
24 Küçük ve orta ölçekli tarımsal sanayi
iĢletmeleri desteklenmelidir.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
33 Ekonomik ve siyasi krizlerin, uluslararası
ticari bloklaĢmaların üreticiye olan etkisi
devlet kanalıyla azaltılmalıdır.
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
37 Üretici örgütlerine yönelik finansman
kolaylığı ve vergi indirimi sağlanmalıdır.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
48 Üreticinin korunması için alım satım
iĢlemlerinde düzenlenen sözleĢmelerin
asgari Ģartlarının belirlenmesi gerekiyor.
Gözener ve Sayılı,
(2011)
53
Devlet kurumlarının desteği olmadan
üreticilerin birlikte hareket edeceği
pazarlama organizasyonları
oluĢturulamaz.
Dere (2006) dan
uyarlanmıĢtır
85
Tarım Organizasyonu ve Örgütlenme
Tarımsal Örgütlenmeler üreticilere, tarımsal girdi maliyetini azaltma, daha iyi
ürün fiyatları, pazarlık gücünü artırma, katma değerden daha fazla pay alabilme, teknik
bilgi edinme kolaylığı gibi avantajlar sağlamaktadır (Sayın ve Sayın, 2004: 466). Türk
tarım ve gıda sektörünün uluslararası rekabette baĢarılı bir geleceğe hazırlanması için,
tüm paydaĢ kurumlar; tarım ve gıda sektöründe faaliyet gösteren üretici örgütleri, kamu
kurumları, ticaret ve sanayi kuruluĢları, üniversite araĢtırma kurumları ve dıĢ ticaret
kurumları ile üreticilerin ve tüketicilerin iĢ birliği ve güç birliği uygulayarak hareket
etmesi gerekmektedir (URL,5).
Tablo 4. 7. Tarım Organizasyonu ve Örgütlenme
Ölçüm
Aracının İsmi
Anket
soru
No
Anket Soruları Soru Kaynağı
Tarım
Organizasynu ve
Örgütlenme
10 Tarım ürünlerinde piyasa
düzenleme ve müdahale kuruluĢları
yetersizdir.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
14 Tarım sektöründe mesleki ve sivil
örgütlenme yaygınlaĢtırılmalıdır.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
15 Üretici organizasyonları etkin ve
güçlü olmalı
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
28 Tarımsal AR-GE çalıĢmalarında
STK, kamu, özel sektör ve
üniversiteler iĢ birliği yapmalıdır.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı tarafından
geliĢtirilmiĢtir
49 Üreticiler birlikte hareket
edebilseler daha yüksek fiyattan
satabilirler
Dere (2006) dan
uyarlanmıĢtır
50
Üreticiler arasında güven
ortamımın sağlanmamasından
dolayı, birlikte hareket etmiyorlar.
Dere (2006) dan
uyarlanmıĢtır
Yaş Sebze ve Meyve Üretimi
Türkiye, elveriĢli iklim koĢulları ve sahip olduğu geniĢ tarımsal arazi
bakımından tarıma elveriĢli bir konumunda olan ülkemizde birçok sebze ve meyve
çeĢidi yetiĢtirilmektedir (Akbay vd., 2005: 104). Birim alanlarda tarımsal üretim
açısından daha yüksek fayda etmek için, bitki yetiĢtirmek için elveriĢli iklim
koĢullarının olmadığı dönemlerde, bitkisel üretim için gerekli olan geliĢim koĢullarının
oluĢturulmasını sağlayan sera ile yüksek ve alçak plastik tünellerde gerçekleĢtirilen
örtüaltı yetiĢtiriciliğine verilen önem de artmıĢtır (ĠĢbecer, 2010). YaĢ sebze ve
86
meyvelerin istenen zamanda ve taze olarak tüketilmesinde önemli bir pazarlama
fonksiyonunu yerine getiren tedarik kanalları ürünlerin istenilen Ģekil, yer ve zamanda
satın alınabilmesini sağlamaktadır (Akpınar vd., 2009). Türkiye'de yaĢ sebze meyve
üretim miktarının yüksek olmasına rağmen meyve ve sebze çeĢitlerinin uluslararası
piyasalarda talep edilen çeĢitlere uyumlu olmaması ve üretimden tüketime yüksek
oranlarda kaliteli gıda kaybının yaĢanması nedeniyle ihracatın üretime oranı çok
düĢüktür. Ülkemizde yetiĢmeyen türleri, gıda sanayi hammadde ihtiyacını ve sezon dıĢı
talebimizi karĢılamak amacıyla ürün ithal etmekteyiz (Akbay ve diğ.2005: 104).
Tablo 4. 8. Yaş Sebze ve Meyve Üretimi
Ölçüm
Aracının İsmi
Anket
soru
No
Anket Soruları
Soru Kaynağı
Yaş Sebze ve
Meyve
Üretimi
51
YaĢ sebze ve meyve üretiminde
yeterli teknik bilgi ve beceriye
sahibim.
Dere (2006) dan
uyarlanmıĢtır
55 YaĢ sebze ve meyve satıĢ fiyatlarının
belirlenmesinde üreticilerin hiçbir
Ģekilde etkisi olmuyor.
Dere (2006) dan
uyarlanmıĢtır
57
YaĢ sebze ve meyve pazarlamasının
geliĢtirilmesi konusunda her türlü
destek veririm
Dere (2006) dan
uyarlanmıĢtır
Çevre Bilinci ve Sürdürülebilirlik
Sürdürülebilirlik açısından günümüzün en önemli sorunlarından biri olan iklim
değiĢikliğini hafifletmek amacıyla uygulanan tarım stratejileri; Metan ve azot oksit
emisyonlarının azaltılması, fosil enerji kullanımını ikame etmek için alternatif enerji
kaynaklarının kullanılması, tarımsal faaliyetlerde iklim değiĢikliğine uyum sürecini
destekleyen projelere finansal destek sağlanmasıdır. Teknolojik geliĢmelerle birlikte
bitki ıslahı, sulama yönetimi, bilgi ve iletiĢim uygulamaları ile toprak kalitesinin ve su
kaynaklarının iyileĢtirilmesi, iklim değiĢikliğine karĢı direncin arttırılması amacıyla
uygulana bilen önemli tedbirlerdir (Onesena vd., 2011: 109-110). Risk ve belirsizlik
Kusurlu bilginin bir yansıması olduğu için, risk ve belirsizlik bilgi eksikliği ile
iliĢkilendirilir. Makro ortamların doğal (iklim, zararlı saldırıları), ekonomik
(öngörülemeyen pazarlar) ve sosyo-politik (güvenilmez politikalar) belirsizliklerinden
dolayı, çiftçiler faaliyetleri sırasında risk yaĢamaktadırlar (Castaño, 2001: 36).
87
Tablo 4. 9. Çevre Bilinci ve Sürdürülebilirlik
Ölçüm
Aracının İsmi
Anket
soru
No
Anket Soruları
Soru Kaynağı
Çevre Bilinci
ve
Sürdürülebilirlik
20
Toprak ve su kaynakları
kullanımında sürdürülebilir
yöntemler geliĢtirilmelidir.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı
tarafından
geliĢtirilmiĢtir
23 Tarımsal üretimde çevre ile
uyumlu girdi ve teknoloji
kullanımı yaygınlaĢtırılmalıdır.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı
tarafından
geliĢtirilmiĢtir
27 Yenilenebilir enerji kaynakları
ile enerji maliyetleri
düĢürülebilir.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı
tarafından
geliĢtirilmiĢtir
30 Toprak kirliliği, suyun bilinçsiz
kullanımı iklim değiĢikliği
tarımsal üretimi olumsuz
etkiliyor.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı
tarafından
geliĢtirilmiĢtir
35
Genç nüfusun tarıma azalan
ilgisi artırılarak tarım
faaliyetlerinin sürekliliği
sağlanmalıdır.
TOBB (2013) den
AraĢtırmacı
tarafından
geliĢtirilmiĢtir
Anket formu iki bölümden oluĢmaktadır ilk bölümde 5‘li Likert ölçeğine göre
hazırlanmıĢtır (1-Kesinlikle Katılmıyorum, 2-Katılmıyorum, 3-Kararsızım, 4-
Katılıyorum ve 5-Kesinlikle Katılıyorum) 60 ifadeye yer verilmiĢtir. Ġkinci bölümde
demografik özellikler ve çiftçilik faaliyet uygulamalarıyla ilgili sorulara yer verilmiĢtir.
Anket verilerinin analizinde SPSS istatistik paket programından yararlanılmıĢtır.
AraĢtırma sonuçlarının güvenilir ve genellenebilir olması için araĢtırmalarda
gerçekleĢtirilen istatistiksel testlerin mümkün olduğunca parametrik test olması istenen
bir durumdur. Bu sebeple de parametrik testlerin yapılabilmesi için verilerin
dağılımımın önceden bilinmesi gerekir (Can, 2014: 81). Ġstatistiksel araĢtırmalarda
birçok analizi uygulaya bilmek için veri dağılımının normal ya da normale yakın olması
beklenmektedir. Verilerin dağılımını görebilmek için AraĢtırmada yer alan gözlem
sayısı ön planda tutularak normallik testi kapsamında Kolmogrov Smirnov ve Shapiro
Wilks test yöntemlerinin kullanımı önerilmektedir ( Kalaycı, 2006: 10).
88
Tarım sektörü genel durumu, tarımsal pazarlama ve stratejileri, tarım faaliyetleri
ve iĢ gücü, tarım finansmanı, üretici komisyoncu iliĢkisi, devlet desteği ve politikaları,
tarımsal faaliyetlerin organizasyonu ve örgütlenme, yaĢ sebze ve meyve üretimi, çevre
bilinci ve sürdürülebilirlik baĢlıkları adı altında araĢtırmacı tarafından gruplandırılan
ölçüm aracı guruplarına normallik testi gerçekleĢtirilmiĢtir. Ölçüm aracı guruplarının
tamamının normal dağılım gösterdiği sonucuna ulaĢılmıĢtır.
4.10. Pilot Uygulama
Uygulamalı bir sosyal araĢtırmaya yönelik olarak geliĢtirilen tutum ölçeğinde
bilgi tutum ve davranıĢlarla ilgili tüm ifadelere katılımcıların verdiği cevaplar ile
ölçekten alınan toplam puan arasındaki iliĢki miktarı geçerlilik ve güvenilirlik testleriyle
gerçekleĢtirilmektedir. Anket geçerlilik ve güvenilirlik çalıĢmalarının ana çalıĢmaya
geçilmeden önce ön çalıĢma üzerinde gerçekleĢtirilmesi daha doğru olur (Aslantürk,
2010: 159). AraĢtırma verileri Antalya‘nın Serik ilçesinde faaliyet gösteren yaĢ sebze ve
meyve üreticilerine uygulanan anket sonucunda elde edilmiĢtir. Dere (2006), Gözener
ve Sayılı (2011) ve TOBB (2013)‘ün çalıĢmalarından yola çıkılarak geliĢtirilen Anket
formu ölçeğinin anlaĢılır olup olmadığını belirlemek ve eksikliklerin giderilmesi
amacıyla ön çalıĢma uygulanmıĢtır. Ön çalıĢma kapsamında yüz yüze anket tekniği ile
50 üreticiye anket formu uygulanarak güvenilirlik analizi gerçekleĢtirilmiĢ katılımcıların
tavsiye ve görüĢleri alınarak düzenlemeler yapılmıĢtır. Ön çalıĢma sonucunda elde
edilen genel güvenilirlik değeri (Cronbach Alpha Katsayısı) 0,870 olarak tespit
edilmiĢtir. Cronbach Alpha değeri 0,60≤α<0,80 arasında ise ölçek oldukça güvenilir;
0,80≤α<1,00 arasında yer alan ölçek yüksek derecede güvenilirdir. Güvenirlilik katsayı
1‘e yaklaĢtıkça ölçekte yer alan maddelerin iç tutarlılığının yüksek olduğu sonucuna
ulaĢılmaktadır. (Kalaycı, 2008: 405).
4.11. Araştırmanın Bulguları ve Bulguların Yorumlanması
Bu bölümde SPSS programı ile gerçekleĢtirilmiĢ olan analizler, elde edilen
bulgular ve yorumlamalar yer almaktadır. Yapılan analizler güvenilirlik analizi (1),
frekans analizi (2), korelasyon analizi (3), çoklu regresyon analizi (4), AĢağıda bulunan
alt baĢlıklarda yapılan analizler ve elde edilen bulgular detaylı bir Ģekilde
açıklanmaktadır.
89
4.11.1. Güvenirlik Analizi
Güvenilirlik analizi, ölçme aracını oluĢturan ifadeler ve ifadelere verilen
cevapların kendi aralarındaki tutarlılığını ölçmek amacıyla kullanılan analiz yöntemidir.
Bir ölçeğin güvenilir olması, katılımcıların tutarlı cevaplar verdiğini gösterir.
Güvenirlilik analizi için Cronbach Alfa Tekniği, en çok kullanılan teknikler arasındadır.
Güvenilirlik katsayısı 0,00 ile +1,000 arasında bir değere karĢılık gelmektedir ve 1‘e
yaklaĢtıkça güvenirlilik artmaktadır (Aslantürk, 2010: 159). Cronbach Alpha değeri
aĢağıdaki tabloda gösterilmektedir.
Tablo 4. 10. Güvenirlik Analizi
Cronbach's Alpha N
0,841 60
Cronbach Alpha değeri 0,60≤α<0,80 arasında ise ölçek oldukça güvenilirdir.
Cronbach Alpha değeri 0,80≤α<1,00 arasında ise ölçek yüksek derecede güvenilirdir
(Lorcu, 2015: 208). Ölçeklerin 1‘e yakın değerler alması ölçeklerin güvenilir olduğunu
göstermektedir. Güvenilirlik analizi sonucu elde edilen verilerin genel güvenilirlik
değeri (Cronbach Alpha Katsayısı) 0,841 olarak tespit edilmiĢtir. Bu sonuca göre ölçek
yüksek derecede güvenilirdir ölçekte yer alan maddelerin iç tutarlılığının yüksek olduğu
sonucuna ulaĢılabilir.
4.11.2. Frekans Analizleri
Frekans analizleri katılımcıların demografik özelliklerine göre frekans dağılımı,
katılımcıların çiftçilik faaliyet uygulama ifadelerinin frekans dağılımları baĢlıkları ile
değerlendirilmiĢtir.
4.11.2.1. Katılımcıların Demografik Özelliklerine Göre Frekans Dağılımı
AraĢtırmaya katılan çiftçilerden elde edilen demografik verilerin frekans
analizleri sonucunda elde edilen cinsiyet, medeni durum, yaĢ, eğitim durumu, çiftçilik
deneyim süreleri ve hane halkı kiĢi sayısı dağılımları Tablo 4.11.'da sunulmaktadır.
90
Tablo 4. 11. Katılımcıların Demografik Özelliklerine Göre Dağılımı
DEĞĠġKENLER FREKANS
YÜZDE KÜMÜLATĠF YÜZDE
CĠNSĠYET
Kadın 183 43,1 43,1
Erkek 242 56,9 100
MEDENĠ DURUM
Evli 334 78,6 78,6
Bekâr 91 21,4 100
YAġ
17-27 13 3,1 3,1
28-38 66 15,5 18,6
39-49 185 43,5 62,1
50-60 140 32,9 95,1
61 ve üzeri 21 4,9 100
EĞĠTĠM DURUMU
Okur-yazar 3 0,7 0,7
Ġlköğretim 160 37,6 38,4
Orta öğretim 32 7,5 45,9
Lise 111 26,1 72,0
Ön lisans 36 8,5 80,5
Lisans 83 19,5 100
ÇĠFTÇĠLĠK DENEYĠMĠ
1-5 38 8,9 8,9
6-10 80 18,8 27,8
11-15 114 26,8 54,6
16-20 97 22,8 77,4
21-25 49 11,5 88,9
26 yıldan fazla 47 11,1 100
HANE HALKI SAYISI
1 kiĢi 8 1,9 1,9
2 kiĢi 57 13,4 15,3
3 kiĢi 22 5,2 20,5
4 kiĢi 195 45,9 66,4
5 kiĢi 130 30,6 96,9
6 kiĢi 10 2,4 99,3
7 kiĢiden fazla 3 0,7 100
Tablo 4.11 ‗de katılımcıların demografik özelliklerine göre dağılımı tablosuna
göre; araĢtırmaya katılan ve geçerli cevap veren 425 kiĢiden 183 (%43,1)'i kadın, 242
(%56,9)'u erkektir. Katılımcıların 334 (%78,6)'sı evli, 91(%21,4)‘ü bekârdır.
AraĢtırmaya katılan kiĢilerin yaĢ dağılımı incelendiğinde 17-27 yaĢ aralığında 13 kiĢi,
28-38 yaĢ aralığında 66 kiĢi, 39-49 yaĢ aralığında 185 kiĢi, 50-60 yaĢ aralığında 140 kiĢi
ve 61 yaĢ üzerinde 21 kiĢi yer almaktadır. Katılımcıların büyük çoğunluğu %43,5
oranıyla 39-49 yaĢ aralığında yer almaktadır. AraĢtırma verilerine göre katılımcıların
91
%37,6‘sının ilkokul, %7,5‘nin ortaokul, %26,1‘inin lise, % 8,5‘inin ön lisans,
%19,5'inin lisans mezunu olduğu anlaĢılmaktadır. AraĢtırmaya katılanların büyük
çoğunluğu ilkokul mezunudur. AraĢtırma verilerine göre katılımcıların 38 (%8,9)‘unun
1-5 yıl arasında, 80 (%18,8)‘inin 6-10 yıl arasında, 114 (%26,8)‘inin 11-15 yıl arasında,
97 (%22,8)‘inin 16-20 yıl arasında, 49 (%11,5)‘inin 21-25 yıl arasında ve 47
(%11,1)‘nin 26 yıldan fazla çiftçilik deneyime sahip olduğu görülmektedir. Hane halkı
kiĢi sayısı verilerine göre ankete katılan 8 kiĢinin yalnız yaĢadığı sonucuna ulaĢılmıĢtır
ayrıca katılımcıların 195 (%45,9)‘unun hane halkının 4 kiĢiden ve 130 (%30,6)‘sının
hane halkının 5 kiĢiden oluĢtuğu sonucuna ulaĢılmıĢtır.
4.11.2.2. Katılımcıların Çiftçilik Faaliyet Uygulama İfadelerinin Frekans
Dağılımları
Tablo 4. 12. Katılımcıların Çiftçilik Faaliyet Uygulama İfadelerinin Frekans
Dağılımları
EVET HAYIR
Frekans Yüzde Frekans Yüzde
Üretim sırasında maliyet hesabı yapıyor
musunuz? 376 88,5 49 11,5
Düzenli yıllık gelir gider hesabı yapıyor
musunuz? 266 62,6 159 37,4
Düzenli olarak danıĢmanlığınızı yapan bir
ziraat mühendisi var mı? 237 55,8 188 44,2
Hasat sırasında diğer üreticilerle ortak
hareket ediyor musunuz? 142 33,4 283 66,6
Bağlı bulunduğunuz her hangi bir komisyon
var mı? 321 75,5 104 24,5
YaĢ sebze ve meyve üretimi ile ilgili özel
TV kanalları ve/veya tarımsal destek
sağlayan kuruluĢlardan yazılı basım ve
görsel yayın eğitim programlarından
yararlandınız mı?
158
37,2
267
62,8
Tablo 4.12.de Katılımcıların Çiftçilik Faaliyet Uygulamaları hakkında bilgi
veren Ġfadelerinin Frekans Dağılımları gösterilmiĢtir. Tabloya göre; katılımcıların 376
(%88,5)'i üretim sırasında maliyet hesabı yaptığını belirtirken 49 (%11,5)‘u maliyet
hesabı yapmadığını belirtmiĢlerdir. Katılımcıların 266 (%62,6)‘sı düzenli gelir gider
hesabı yaptığını belirtirken, 159 (%37,4)‘ü düzenli gelir gider hesabı yapmadığını
belirtmiĢtir. Tabloya göre katılımcıların 237 (%55,8)‘i düzenli olarak ziraat mühendisi
danıĢmanlığına ihtiyaç duyarken 188 (%44,2)‘sinin ihtiyaç duymadığı sonucuna
ulaĢılmıĢtır. Hasat sırasında katılımcıların %33,4‘ü diğer üreticilerle birlikte hareket
92
ederken, %66,6‗sı bireysel olarak hareket etmektedir. Üreticilerin bağlı olduğu
komisyon varlığının incelenmesi sonucunda katılımcıların 321 (%75,5)‘inin düzenli
olarak bir komisyonla çalıĢtığı, 104 (%25,5)‘inin düzenli olarak bir komisyona bağlı
olmadan faaliyet gösterdiği sonucuna ulaĢılabilir. YaĢ sebze ve meyve üretimi sırasında
ilgili özel TV kanalları ve/veya tarımsal destek sağlayan kuruluĢlardan yazılı basım ve
görsel yayın eğitim programlarından yararlanma durumu incelendiğinde 158
(%37,2)‘sinin bu materyalleri kullandığı, 267 (%62,8)‘inin kullanmadığı sonucuna
ulaĢılmıĢtır.
Tablo 4. 13. Yaş Sebze ve Meyve Üretim Finansman Teminimin İncelenmesi
EVET HAYIR
Frekans Yüzde Frekans Yüzde
Kredi kullanmıyorum (Öz sermaye) 77 18,1 348 81,9
Ziraat Bankası 279 65,6 146 34,4
Tarım Kredi KOOP. 276 64,9 149 35,1
Aracılardan (komisyon) Borç 267 62,8 158 37,2
BaĢkalarından Borç 68 16,0 357 84,0
Diğer Bankalardan Kredi 100 23,5 325 76,5
Tabloda 4.13. de Anket uygulamasına katılan üreticilerin yaĢ sebze ve meyve
üretim finansman teminimin hakkında bilgi veren Ġfadelerinin frekans dağılımları
gösterilmiĢtir. Tabloya göre; 425 üreticiden 77 kiĢi (%18,1)‘i üretim finansmanını öz
sermayesini kullanırken 348 kiĢi (%81,9)‘u kullanmıyor. 279 kiĢi (%65,6)‘sı Ziraat
bankası aracılıyla finansman sağlarken geriye kalan 146 kiĢi (%34,4)‘ü Ziraat bankasını
kullanmıyor. Üreticilerden 276 kiĢi (%64,9)‘u finansman sağlarken Tarım Kredi
Kooperatiflerini kullanırken 149 kiĢi (%35,1)‘i kullanmıyor. Aracılardan ve
komisyonculardan borç alarak finansman temini durumunun incelendiğinde 267 kiĢi
(%62,8)‘i borç alıyorken 158 kiĢi (%37,2)‘si borç almıyor. Ankete katılan üreticilerden
68 kiĢi (%16)‘sı baĢkalarından borç alıyorken 357 kiĢi (%84)‘ü baĢkalarından borç
almıyor. 100 kiĢi (%23,5)‘i diğer bankalardan alınan kredi ile finansmanını temin
ederken 325 kiĢi(%76,5)‘i diğer bankaları kullanmıyor.
93
Tablo 4. 14. Üretim Sorunlarının Çözümü Aşamasında Danışılan Kişi ve
Kurumların İncelenmesi
EVET HAYIR
Frekans Yüzde Frekans Yüzde
Tecrübem 336 79,1 89 20,9
AraĢtırmalarım 78 18,4 347 81,6
Ġ/Ġlçe Tarım Müdürlükleri 43 10,1 382 89,9
KomĢu 232 54,6 193 45,4
Akraba 117 27,5 308 72,5
Ziraat Mühendisleri 380 89,4 45 10,6
Diğer 5 1,2 420 98,8
Üretim sırasında karĢılaĢılan sorunların çözümünde üreticiler tablo 4.14.ya göre
öncelikle ziraat mühendislerine (F:380; %89,4), kendi tecrübelerine (F:336; %79,1),
diğer üreticilere yani komĢularına (F:232; %54,6) ve akrabalarına (F:117; %27,5)
danıĢmaktadırlar. Tabloya göre ankete katılan 425 üreticilerin 43 kiĢi (%10,1)‘i Ġl/ilçe
tarım müdürlükleri aracılıyla sorunlarına çözüm bulmaya çalıĢıyorlar. 78 kiĢi (%18,4)‗ü
araĢtırmaları sayesinde sorunlarına çözüm bulmaktadırlar.
Tablo 4. 15. Yaş Sebze ve Meyve Pazarı ile İlgili Bilgilerin Elde Edilmesi
EVET HAYIR
Frekans Yüzde Frekans Yüzde
Kooperatiflerden 74 17,4 351 82,6
Ziraat odasından 34 8,0 391 92
Ġlçe Tarım Müdürlüğünden 31 7,3 394 92,7
Komisyonculardan 318 74,8 107 25,2
Diğer üreticilerden 268 63,1 157 36,9
Medyadan 65 15,3 360 84,7
Ġhracatçı Firmadan 17 4,0 408 96,0
Ġnternetten 295 69,4 130 30,6
Tablo 4.15. ya göre 425 üreticiden elde edilen veriler doğrultusunda üreticiler,
yaĢ sebze ve meyve pazarı hakkında piyasa bilgilerini sırasıyla bağlı oldukları
komisyonculardan (F:318; %74,8), internetten (F:295; %69,4), diğer üreticilerden
(F:268; %63,1), kooperatiflerden (F:74; %17,4), medyadan (F:65; %15,3), ziraat
odasından (F:34; %8), ilçe tarım müdürlüğünden (F:31;%7,3) ve ihracatçı firmadan
(F:17; %4) öğrenmektedirler.
94
Tablo 4. 16. Üretim Sırasında Karşılaşılan Sorunların Önem Derecesine Göre Sıralanması
Üretim sırasında karşılaşılan
sorunların önem derecesi sıralaması
Boş
1.sıra 2.sıra 3.sıra 4.sıra 5.sıra 6.sıra 7.sıra 8.sıra Diğer Toplam
1
Ġlaç ve Gübre Temini F 12 245 57 30 34 9 2 24 12 0 425
% 2,8 57,6 13,4 7,1 8,0 2,1 0,5 5,6 2,8 0 100
2
Zirai Mücadele Konusunda
Yetersizlik
F 37 28 13 18 49 81 121 39 39 0 425
% 8,7 6,6 3,1 4,2 11,5 19,1 28,5 9,2 9,2 0 100
3
ĠĢçilik Masrafları ve Kaliteli ĠĢ
Gücü
F 0 23 75 58 174 84 10 1 0 0 425
% 0 5,4 17,6 13,6 40,9 19,8 2,4 0,2 0 0 100
4
Sulama ve Elektrik Maliyetleri F 20 20 162 82 56 39 32 14 0 0 425
% 4,7 4,7 38,1 19,3 13,2 9,2 7,5 3,3 0 0 100
5
Teknik Araç Yetersizliği F 20 4 39 15 33 40 147 120 7 0 425
% 4,7 0,9 9,2 3,5 7,8 9,4 34,6 28,2 1,6 0 100
6
Pazarlama Sorunları F 0 58 14 46 14 133 56 98 6 0 425
% 0 13,6 3,3 10,8 3,3 31,3 13,2 23,1 1,4 0 100
7
Yakıt Maliyeti
( kömür, odun, mazot vb.) F 0 50 69 156 65 31 22 30 2 0 425
% 0 11,8 16,2 36,7 15,3 7,3 5,2 7,1 0,5 0 100
8
YaĢ Sebze Meyve Üretimi
Hakkında Yetersiz Teknik
Bilgi
F 45 0 0 20 0 1 9 48 302 0 425
% 10,6 0 0 4,7 0 0,2 2,1 11,3 71,1 0 100
9 Diğer F 420 0 0 0 0 0 0 0 0 5 425
% 98,8 0 0 0 0 0 0 0 0 1,2 100
95
Tablo 4.16. Üretim Sırasında KarĢılaĢılan Sorunların Önem Derecesine Göre
Sıralanması bulguları;
YaĢ sebze ve meyve üreticilerinden üretim sırasında karĢılaĢtıkları sorunları
önem derecesine göre 1‘den baĢlayarak sıralamaları istenmiĢtir. Unutmamak gerekir ki
üreticiler sıralamada yer verdikleri sorunlar dıĢındaki sorunlarla da karĢılaĢmaktadırlar
ve problemlere verilen önem dereceleri üreticiden üreticiye değiĢiklik göstermektedir.
Üretim Sırasında KarĢılaĢılan Sorunların Önem Derecesine Göre Sıralanması
tablosu verilerine göre araĢtırmaya katılan 425 katılımcıdan elde edilen verilere göre
245 kiĢi (%57,6)‘sı ilaç ve gübre temininde yaĢadığı sorunları önem derecesine göre ilk
sırada yer vermiĢtir. Katılımcılardan 162 kiĢi (%38,1)‘i ikinci sırada sulama ve elektrik
maliyetine, 156 kiĢi (%36,7)‘si üçüncü sırada yakıt maliyetine ( kömür, odun, mazot
vb.), 174 kiĢi (%40,9)‘u dördüncü sırada iĢçilik masrafı ve kaliteli iĢ gücü sorununa,
133 kiĢi (%31,3)‘ü beĢinci sırada pazarlama sorununa yer vermiĢtir. Önem derecesine
göre altıncı sırada 147 kiĢi (%34,6)‘sı teknik araç yetersizliğine ve 121 kiĢi (%28,5)‘i
zirai mücadele konusunda yetersizlik sorununa yer vermiĢtir. Yedinci sırada 120 kiĢi
(%28,2)‘si teknik araç yetersizliği sorununa ve 98 kiĢi (%23,2)‘si pazarlama sorununa
yer vermiĢtir. Sekizinci sırada 302 kiĢi (%71,1)‘i yaĢ sebze meyve üretimi hakkında
yetersiz teknik bilgi soruna yer vermiĢtir.
Tabloya göre 20 kiĢi (% 4,7)‘si teknik araç yetersizliği, 12 kiĢi (%2,8)‘i ilaç ve
gübre teminini, 37 kiĢi (%8,7)‘si zirai mücadele konusunda yetersizliği,20 kiĢi(%4,7)‘si
sulama ve elektrik maliyetini ve 45 kiĢi(%10,6)‘sı yaĢ sebze meyve üretimi hakkında
yetersiz teknik bilgi sorununu önem derecesine göre sıralamada değerlendirmeye
almayarak bu kalemlerde sorun yaĢamadıklarını belirtmiĢlerdir.
Üreticilerin önem derecesine göre sıraladıkları sorunlar dıĢında, karĢılaĢtıkları
sorunlara ulaĢmak amacıyla ankette diğer seçeneğine yer verilmiĢtir. Elde edilen
verilere göre 420 kiĢi (%98,8)‘i diğer seçeneğini sıralamada değerlendirmeye
almamıĢken 5 kiĢi (%1,2)‘si dokuzuncu sırada diğer seçeneğine yer vermiĢtir. Diğer
seçeneğini iĢaretleyen 5 kiĢinin ifadeleri incelendiğinde karĢılaĢılan sorunlar kalemine
ek olarak; tohum ve fide maliyetini ve tohum genlerinden gelen hastalıklarla mücadele,
doğal afetleri önleme konusunda yetersizlik ve sigorta maliyetleri, tarımsal desteklere
katılım Ģartlarının sağlanamaması ve bürokrasi sorununu eklemiĢlerdir.
96
4.11.3. Korelasyon Analizi
Korelasyon analizi, bir bağımlı değiĢken ile bir ya da birden çok bağımsız
değiĢken arasındaki iliĢkiyi belirleyen bir analiz tekniğidir. (Gegez, 2015: 338).
Aralarında doğrusal iliĢki bulunan iki değiĢken arasındaki iliĢkinin derecesini ölçmeyi
sağlayan katsayıya korelasyon katsayısı denir (Aslantürk, 2010: 232).
Korelasyon katsayısının r'nin değeri -1 ile +1 arasında değiĢmektedir..
Korelasyon katsayısının 1.00 olması, güçlü bir pozitif iliĢkiyi; -1.00 olması, güçlü bir
negatif iliĢki 0.00 olması, ise arada doğrusal bir iliĢki olmadığını gösterir. Mutlak
değerleri, 0.70-1.00 arasında bir katsayı değeri yüksek, 0.70-0.30 arasında orta, 0.30-
0.00 arasında ise düĢük düzeyde bir iliĢki olduğunu belirtir. (Büyüköztürk, 2011: 32).
Korelasyon analizinde amaç, bağımsız değiĢken değiĢtiğinde, bağımlı
değiĢkenin ne yönde değiĢeceğini görmektir. Korelasyon analizi gerçekleĢtirilerek,
doğrusal iliĢki olup olmadığı ve varsa bu iliĢkinin derecesi korelasyon katsayısı ile
hesaplanır. (Kalaycı, 2008: 25-27).
AĢağıda yer alan Tablo 4.17.de Pearson korelasyonuna iliĢkin sonuçlar
bulunmaktadır:
97
Tablo 4. 16. Pearson Korelasyonuna İlişkin Bulgular
N=425
Tarım
sektörüne
genel
bakıĢ
Tarımsal
pazarlama
ve strateji
Tarım
faaliyetleri
uygulamalar
ve iĢ gücü
Tarım
finansmanı
Üretici
Komisyoncu
iliĢkisi
Devlet
desteği ve
politikaları
Tarım
Organizasyonu
ve örgütlenme
YaĢ sebze
ve meyve
üretimi
Çevre bilinci ve
sürdürülebilirlik
Tarım sektörüne
genel bakıĢ
1 0.273**
0.350**
0.151**
0.351**
0.335**
0.272**
0.323**
0.455**
Tarımsal pazarlama ve
strateji
1 0.455**
0.205**
0.397**
0.642**
0.300**
0.533**
0.496**
Tarım faaliyetleri
Uygulamalar ve iĢ gücü
1 0.043 0.391**
0.486**
0.151**
0.536**
0.346**
Tarım finansmanı
1 0.284**
0.290**
0.199**
0.086 0.210**
Üretici Komisyoncu
iliĢkisi
1 0.230**
0.155**
0.131**
0.140**
Devlet desteği ve
politikaları
1 0.382**
0.664**
0.562**
Tarım Organizasyonu
ve örgütlenme
1 0.341**
0.436**
YaĢ sebze ve meyve
üretimi
1 0.492**
Çevre bilinci ve
sürdürülebilirlik
1
**. P<0,01
98
―Tarım sektörüne genel bakıĢ‖ ile ‖YaĢ sebze ve meyve üretimi‖ arasındaki
iliĢki korelasyon analizi ile incelendiğinde iki ölçüm aracı arasında pozitif yönlü anlamlı
bir iliĢki olduğu bulunmuĢtur (r=0.323, p<0.01). Tarım sektörüne genel bakıĢa verilen
önem arttıkça YaĢ sebze ve meyve üretimine verilen önemde artmaktadır.
―Tarımsal pazarlama ve strateji‖ ile ‖YaĢ sebze ve meyve üretimi‖ arasındaki
iliĢki korelasyon analizi ile incelendiğinde iki ölçüm aracı arasında pozitif yönlü anlamlı
bir iliĢki olduğu bulunmuĢtur (r=0.533, p<0.01). Tarımsal pazarlama ve stratejiye
verilen önem arttıkça YaĢ sebze ve meyve üretimi de pozitif yönlü etkilenmektedir.
―Tarım faaliyetleri uygulamalar ve iĢ gücü‖ ile ‖YaĢ sebze ve meyve üretimi‖
arasındaki iliĢki korelasyon analizi ile incelendiğinde iki ölçüm aracı arasında pozitif
yönlü anlamlı bir iliĢki olduğu bulunmuĢtur (r=0.536, p<0.01). Tarım faaliyetleri
uygulamalar ve iĢ gücüne verilen önem arttıkça YaĢ sebze ve meyve üretimi de pozitif
yönlü etkilenmektedir.
―Üretici komisyoncu iliĢkisi‖ ile ‖YaĢ sebze ve meyve üretimi‖ arasındaki iliĢki
korelasyon analizi ile incelendiğinde iki ölçüm aracı arasında pozitif yönlü anlamlı bir
iliĢki olduğu bulunmuĢtur (r=0.131, p<0.01). Üretici komisyoncu iliĢkisine verilen
önem arttıkça YaĢ sebze ve meyve üretimi de pozitif yönlü etkilenmektedir.
―Devlet desteği ve politikaları‖ ile ‖YaĢ sebze ve meyve üretimi‖ arasındaki
iliĢki korelasyon analizi ile incelendiğinde iki ölçüm aracı arasında pozitif yönlü anlamlı
bir iliĢki olduğu bulunmuĢtur (r=0.664, p<0.01). Devlet desteği ve politikalarında
yaĢanan olumlu geliĢmeler yaĢ sebze ve meyve üretimini de pozitif yönde
etkilemektedir
―Tarım organizasyonu ve örgütlenme‖ ile ‖YaĢ sebze ve meyve üretimi‖
arasındaki iliĢki korelasyon analizi ile incelendiğinde iki ölçüm aracı arasında pozitif
yönlü anlamlı bir iliĢki olduğu bulunmuĢtur (r=0.341, p<0.01). Tarım organizasyonu ve
örgütlenmelere verilen önem arttıkça YaĢ sebze ve meyve üretimi de pozitif yönde
etkilemektedir.
―Çevre bilinci ve sürdürülebilirlik‖ ile ‖yaĢ sebze ve meyve üretimi‖ arasındaki
iliĢki korelasyon analizi ile incelendiğinde iki ölçüm aracı arasında pozitif yönlü anlamlı
bir iliĢki olduğu bulunmuĢtur (r=0.492, p<0.01). Tarımsal pazarlama ve stratejiye
verilen önem arttıkça YaĢ sebze ve meyve üretimine verilen önemde artmaktadır.
99
―Tarım sektörüne genel bakıĢ‖ ile ―çevre bilinci ve sürdürülebilirlik‖ arasındaki
iliĢki korelasyon analizi ile incelendiğinde iki ölçüm aracı arasında pozitif yönlü anlamlı
bir iliĢki olduğu bulunmuĢtur (r=0.455, p<0.01). Tarım sektörü genel durumuna verilen
önem arttıkça çevre bilinci ve sürdürülebilirlik kavramlarına verilen önem de
artmaktadır.
―Tarımsal pazarlama ve strateji‖ ile ‖ tarım faaliyetleri uygulamalar ve iĢ gücü‖
arasındaki iliĢki korelasyon analizi ile incelendiğinde iki ölçüm aracı arasında pozitif
yönlü anlamlı bir iliĢki olduğu bulunmuĢtur (r=0.455, p<0.01). Tarımsal pazarlama ve
stratejiye verilen önem arttıkça tarım faaliyetleri uygulamalar ve iĢ gücüde pozitif yönlü
etkilenmektedir.
―Tarımsal pazarlama ve strateji‖ ile ‖ devlet desteği ve politikaları ‖ arasındaki
iliĢki korelasyon analizi ile incelendiğinde iki ölçüm aracı arasında pozitif yönlü anlamlı
bir iliĢki olduğu bulunmuĢtur (r=0.642, p<0.01). Tarımsal pazarlama ve strateji verilen
önem arttıkça devlet desteği ve politikaları pozitif yönlü etkilenmektedir.
―Tarımsal pazarlamada ve strateji ‖ ile ‖ çevre bilinci ve sürdürülebilirlik‖
arasındaki iliĢki korelasyon analizi ile incelendiğinde iki ölçüm aracı arasında pozitif
yönlü anlamlı bir iliĢki olduğu bulunmuĢtur (r=0.496, p<0.01). Tarımsal pazarlama ve
strateji verilen önem arttıkça çevre bilinci ve sürdürülebilirlikte pozitif yönlü
etkilenmektedir.
―Tarım faaliyetleri uygulamalar ve iĢ gücü‖ ile ‖ devlet desteği ve politikaları‖
arasındaki iliĢki korelasyon analizi ile incelendiğinde iki ölçüm aracı arasında pozitif
yönlü anlamlı bir iliĢki olduğu bulunmuĢtur (r=0.486, p<0.01). Tarım faaliyetleri
uygulamalar ve iĢ gücü verilen önem arttıkça Devlet desteği ve politikaları da pozitif
yönlü etkilenmektedir.
―Devlet desteği ve politikaları‖ ile ‖çevre bilinci ve sürdürülebilirlik ‖ arasındaki
iliĢki korelasyon analizi ile incelendiğinde iki ölçüm aracı arasında pozitif yönlü anlamlı
bir iliĢki olduğu bulunmuĢtur (r=0.562, p<0.01). Devlet desteği ve politikalarına verilen
önem arttıkça çevre bilinci ve sürdürülebilirlikte pozitif yönlü etkilenmektedir.
―Tarım organizasyonu ve örgütlenme‖ ile ‖ çevre bilinci ve sürdürülebilirlik ‖
arasındaki iliĢki korelasyon analizi ile incelendiğinde iki ölçüm aracı arasında pozitif
yönlü anlamlı bir iliĢki olduğu bulunmuĢtur (r=0.436, p<0.01). Tarım organizasyonu ve
100
örgütlenmeye verilen önem arttıkça çevre bilinci ve sürdürülebilirlikte pozitif yönlü
etkilenmektedir.
―Tarım faaliyetleri uygulamalar ve iĢ gücü‖ ile ―tarım finansmanı‖ arasındaki
iliĢki korelasyon analizi ile incelendiğinde iki ölçüm aracı arasında anlamlı bir iliĢki
olmadığı bulunmuĢtur (r=0.043, p>0.05).
―Tarım finansmanı‖ ile ‖YaĢ sebze ve meyve üretimi‖ arasındaki iliĢki
korelasyon analizi ile incelendiğinde iki ölçüm aracı arasında iki ölçüm aracı arasında
anlamlı bir iliĢki olmadığı bulunmuĢtur (r=0.086, p>0.05).
4.11.4. Çoklu Regresyon Analizi
Bağımlı değiĢken ya da değiĢkenler ile bağımsız değiĢken ya da değiĢkenler
arasındaki iliĢkiyi inceleyen bir yöntemdir (Büyüköztürk, 2011: 91). Regresyon analizi
değiĢkenler arasındaki iliĢkinin gelecekteki durumunu tahmin etme imkânı sağlar. Bir
bağımlı değiĢken ile bir bağımsız değiĢken arasındaki iliĢkiyi inceleyen yöntem basit
regresyon analizidir. Bir bağımlı değiĢken iki veya daha çok bağımsız değiĢken
arasındaki iliĢkiyi incelemek amacıyla gerçekleĢtirilen yöntem çoklu regresyon
analizidir. Birden çok bağımlı değiĢken ve bir veya daha çok bağımsız değiĢken
arasındaki iliĢkiyi inceleyen yöntem çok değiĢkenli regresyon analizidir (Arslantürk,
2010: 243). SPSS‘te yapılan çoklu regresyon analizinde, değiĢkenlerin tümü birden
modele dâhil edilebilmektedir. Standart yöntem olarak adlandırılan bu sistem enter
yöntemi olarakta adlandırılmaktadır. Bu yöntemde, bütün bağımsız değiĢkenlerin,
bağımlı değiĢken üzerindeki ortak etkisini inceleyebilmektir (Can, 2014: 274).
Regresyon analizinin yorumlanmasında: R: bağımlı değiĢken ile bağımsız
değiĢkenler arasındaki korelasyonu, S.H: standart hatayı, R2: bağımlı değiĢkende
yaĢanan değiĢimin( varyansın) % kaçının bağımsız değiĢken tarafından açıklandığını
belirtir. F Testi: regresyon modelinin anlamlı olup olmadığını incelemek amacıyla
kullanılmaktadır. F testinin neticesinde anlamlı olması (p değerinin %5 düzeyinde
0,05‘ten küçük olması) modelin bağımlı değiĢkeni açıklamada önemli bir katkı
sağladığını göstermektedir. β: Bağımsız değiĢkenin bağımlı değiĢken üzerine olan
etkisini, p: Anlamlılık seviyesini ifade etmektedir (AltunıĢık vd., 2005: 206-211;
Kalaycı, 2010: 259-269).
101
Tablo 4. 17. Bağımsız Değişkenlerin Yaş Sebze ve Meyve Üretimi Üzerine
Etkisinin Çoklu Regresyon Analizi İle Değerlendirilmesi
Bağımsız
DeğiĢken
Model Özeti Etkiler ANOVA
R R2
β t p F P
Tarım
sektörüne genel
bakıĢ
0.741 0.550
0.060 1.509 0.132
63.485 0.000
Tarımsal
pazarlama ve
strateji
0.151 3.189 0.002
Tarım
faaliyetleri
uygulamalar ve
iĢ gücü
0.282 6.760 0.000
Tarım
finansmanı -0.069 -1.886 0.060
Üretici
Komisyoncu
iliĢkisi -0.155 -3.783 0.000
Devlet desteği
ve politikaları 0.390 7.834 0.000
Tarım
Organizasyonu
ve örgütlenme
0.096 2.558 0.011
Çevre bilinci ve
sürdürülebilirlik 0.067 1.480 0.140
Bağımsız değiĢkenler ile yaĢ sebze ve meyve üretimi arasında kurulan çoklu
regresyon modeli tablo 4.18 de verilmiĢtir.
Regresyon analizinin ANOVA test sonucu (F=63,485, p=0,000) tabloda
görüldüğü gibidir. Bu model yaĢ sebze ve meyve üretimindeki değiĢimim %55‘ini
(R2=0,550) açıklamaktadır. Tablodaki β değeri bağımsız değiĢkenlerin bağımlı
değiĢken üzerine olan etkisini, p: anlamlılık seviyesini ifade etmektedir.
Tarım sektörüne genel bakıĢın, yaĢ sebze ve meyve üretimini üzerinde herhangi
bir etkiye sahip olmadığı görülmektedir (β=0.060, t= 1.509 p= 0.132). Buna göre, ―H1:
Tarım sektörüne genel bakıĢ, yaĢ sebze ve meyve üretimini etkilemektedir.‖ Hipotezi
desteklenmemiĢtir.
102
Tarımsal pazarlama ve stratejinin, yaĢ sebze ve meyve üretimi üzerinde pozitif
ve anlamlı bir etkiye sahip olduğu görülmektedir (β=0.282, t= 6.760 p= 0.000). Buna
göre, ―H2: Tarımsal pazarlama ve strateji, yaĢ sebze ve meyve üretimini etkilemektedir
― hipotezi desteklenmiĢtir.
Tarım faaliyetleri uygulamalar ve iĢ gücünün, yaĢ sebze ve meyve üretimi
üzerinde pozitif ve anlamlı bir etkiye sahip olduğu görülmektedir (β=0.151, t= 3.189 p=
0.002). Buna göre, ―H3: Tarım faaliyetleri, uygulamalar ve iĢ gücü, yaĢ sebze ve meyve
üretimini etkilemektedir.‖ Hipotezi desteklenmiĢtir.
Tarım finansmanının, yaĢ sebze ve meyve üretimini üzerinde herhangi bir etkiye
sahip olmadığı görülmektedir (β= -0.069, t= -1.886 p=0.060). Buna göre, ―H4: Tarım
finansmanı, yaĢ sebze ve meyve üretimini etkilemektedir‖ Hipotezi desteklenmemiĢtir.
Üretici komisyoncu iliĢkisinin yaĢ sebze ve meyve üretimi üzerinde negatif ve
anlamlı bir etkiye sahip olduğu görülmektedir (β= -0.155, t= -3.783, p=0.000 ). Buna
göre, ―H5: Üretici komisyoncu iliĢkisi, yaĢ sebze ve meyve üretimini etkilemektedir‖
hipotezi desteklenmiĢtir.
Devlet desteği ve politikaları, yaĢ sebze ve meyve üretimi üzerinde pozitif ve
anlamlı bir etkiye sahip olduğu görülmektedir (β=0.390, t=7.834, p=0.000). Buna göre,
―H6: Devlet desteği ve politikaları, yaĢ sebze ve meyve üretimini etkilemektedir ―
hipotezi desteklenmiĢtir..
Tarım Organizasyonu ve örgütlenme, yaĢ sebze ve meyve üretimi üzerinde
pozitif ve anlamlı bir etkiye sahip olduğu görülmektedir (β=,0.096 t= 2.558 p= 0.011).
Buna göre, ―H7: Tarım organizasyon ve örgütlenmeleri, yaĢ sebze ve meyve üretimini
etkilemektedir. ― hipotezi desteklenmiĢtir.
Çevre bilinci ve sürdürülebilirlik, yaĢ sebze ve meyve üretimini üzerinde
herhangi bir etkiye sahip olmadığı görülmektedir (β=0.067, t= 1.480 p= 0.140). Buna
göre, ―H8: Çevre Bilinci ve Sürdürülebilirlik, yaĢ sebze ve meyve üretimini
etkilemektedir.‖ Hipotezi desteklenmemiĢtir.
103
Tablo 4. 18. Test Edilen Hipotezlerin Durumu
Hipotezler Durumu
H1: Tarım sektörüne genel bakıĢ, yaĢ sebze ve meyve üretimini
etkilemektedir. Desteklenmemiştir
H2: Tarımsal pazarlama ve strateji, yaĢ sebze ve meyve üretimini
etkilemektedir DesteklenmiĢtir
H3: Tarım faaliyetleri, uygulamalar ve iĢ gücü, yaĢ sebze ve
meyve üretimini etkilemektedir. DesteklenmiĢtir
H4: Tarım finansmanı, yaĢ sebze ve meyve üretimini
etkilemektedir Desteklenmemiştir
H5: Üretici komisyoncu iliĢkisi, yaĢ sebze ve meyve üretimini
etkilemektedir. DesteklenmiĢtir
H6: Devlet desteği ve politikaları, yaĢ sebze ve meyve üretimini
etkilemektedir. DesteklenmiĢtir
H7: Tarım organizasyonu ve örgütlenmeleri, yaĢ sebze ve meyve
üretimini etkilemektedir. DesteklenmiĢtir
H8: Çevre Bilinci Ve Sürdürülebilirlik, yaĢ sebze ve meyve
üretimini etkilemektedir. Desteklenmemiştir
104
5. SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu bölümde, araĢtırma verilerine dayalı olarak elde edilen sonuçlara yer verilmiĢ
ve bu bilgiler ıĢığında öneriler geliĢtirilmiĢtir. Ancak, bu çalıĢmadan elde edilen
sonuçların Antalya‘nın Serik ilçesinde faaliyet gösteren yaĢ sebze ve meyve
üreticileriyle sınırlı olduğu ve ülkedeki tüm üreticiler için genelleme yapılamayacağı
gerçeği dikkate alınmalıdır.
Antalya‘nın Serik ilçesinde faaliyet gösteren yaĢ sebze ve meyve üreticilerinin
pazarlama faaliyetlerinin stratejik perspektifte incelenerek yaĢ sebze ve meyve üretime
etki eden unsurlarla iliĢkilerinin ortaya konulması ve üreticilerin görüĢlerine uygun
Ģekilde tarım faaliyetlerine yeni öneriler sunulması amacı taĢıyan bu çalıĢmadan elde
edilen sonuçlar Ģu Ģekilde özetlenebilir:
AraĢtırma 425 kiĢiye yapılan yüz yüze anket sonuçları doğrultusunda
değerlendirilmiĢtir. Hipotezlerin testini yapmadan önce ölçüm aracının güvenilirlik
analizi sonucunda verilerin genel güvenilirlik değeri (Cronbach Alpha Katsayısı) 0,841
yüksek derecede güvenilir olduğu görülmüĢtür. Katılımcıların çoğunluğunu; erkek
(%56.9), 39-49 yaĢ aralığında (%43.5), ilk öğretim mezunu (%37.6), hane halkı
sayısının 4 kiĢiden (%45.9), 11-15 yıl (%26.8) çiftçilik deneyimine sahip bireylerin
oluĢturduğu görülmektedir.
GTHB (2016) verileri doğrultusunda araĢtırma bölgesi olan Antalya‘nın Serik
ilçesinde yaĢ sebze ve meyve üretici birliğinin olmadığı görülmektedir.
Katılımcıların çiftçilik faaliyetleri hakkında elde edilen bulgular sonucunda
katılımcıların üretim sırasında %88,5‘inin maliyet hesabı yaptıkları, %62,6‘sının
düzenli Ģekilde yıllık gelir gider hesabı yaptıkları, %55,8‘inin düzenli olarak ziraat
mühendisi danıĢmanlığına ihtiyaç duyduğu ve %66,6‘sının hasat sırasında diğer
üreticilerden bağımsız hareket ettiği sonucuna ulaĢılmıĢtır.
GerçekleĢtirilen yüz yüze anket uygulaması sırasında elde edilen bilgiler
ıĢığında, katılımcıların maliyetlerini azaltmak amacıyla girdi fiyat araĢtırmasıyla en
uygun fiyatı seçmeye çalıĢtıkları sonucuna ulaĢılmıĢtır. Küçük çaplı üretim faaliyetinde
bulundukları için muhasebeciye bağlı olmadıkları, fakat üretim girdi harcamaları ve
ürün satıĢ fatura tutarlarını not ederek kabataslak yılsonu gelir gider hesabıyla durum
değerlendirmesi gerçekleĢtikleri ve bir sonraki sezon için planlama yaptıkları sonucuna
105
ulaĢılmıĢtır. Katılımcılar diğer üreticilerle ortak kullandıkları tarım aletleri ve iĢ gücü
nedeniyle hasat döneminde birlikte hareket etmek zorunda olduklarını ifade ederken,
sahibi oldukları kaynakları ve aile içi iĢ gücüyle hasat sırasında bireysel hareket
edebildikleri sonucuna ulaĢılmıĢtır.
Katılımcıların %75,5‘inin bir komisyona bağlı olduğu, yaĢ sebze meyve pazarı
hakkında bilgi edinmek ve üretim finansmanı temin etmek amacıyla komisyonları
kullandıkları sonucu elde edilmiĢtir. Uygulama sırasında elde edilen bilgilere göre
komisyondan borç alan çiftçiler ürün tür ve çeĢidini belirleme, hasat zamanı gibi
konularda karar alırken komisyonla olan iliĢkilerini ön planda tutmaktadırlar.
ÇalıĢmayla benzer sonuçlar göstermiĢ olan AktaĢ Çimen (2001) kısa süreli nakit
ihtiyacını gidermek için banka iĢlemleriyle uğraĢmak ve faiz ödemek istemeyen
çiftçilerin finansman ihtiyacını komisyoncudan sağlamak amacıyla ürününü
komisyoncuya satma Ģartı ile nakit ve aynı olarak avans talebinde bulunduğu, bu
durumun üreticinin komisyoncuya bağlı kalmasına sebep olduğu sonucunu elde
etmiĢtir.
Katılımcılardan elde edilen bulgular sonucunda üretim sırasında karĢılaĢılan
sorunların çözümünde üreticiler öncelikle ziraat mühendislerine (%89,4), kendi
tecrübelerine (%79,1), diğer üreticilere yani komĢularına (%54,6) ve akrabalarına
(%27,5) danıĢmaktadırlar. Üreticilerin sorunların çözümüne en kısa zamanda doğru
Ģekilde ulaĢmak için ziraat mühendislerine ve yakın çevrelerine danıĢtıkları ve kendi
tecrübelerine güvendikleri görülmektedir.
Üreticiler, yaĢ sebze ve meyve pazarı hakkında piyasa bilgilerini ağırlıklı olarak
bağlı oldukları komisyonculardan (%74,8), internetten (%69,4) ve diğer üreticilerden
(%63,1) öğrenmektedirler.
Üreticilerin yaĢ sebze ve meyve üretim finansman teminimin hakkında bilgi
veren ifadeler sonucunda finansmanı; Ziraat Bankası, Tarım Kredi KOOP. ve
aracılardan (komisyondan) borç ile temin ettikleri görülmüĢtür.
YaĢ sebze ve meyve üretimi sırasında ilgili özel TV kanalları ve/veya tarımsal
destek sağlayan kuruluĢlardan yazılı basım ve görsel yayın eğitim programlarından
yararlanma durumu incelendiğinde %37,2‘sinin bu materyalleri kullandığı, %62,8‘inin
kullanmadığı sonucuna ulaĢılmıĢtır. Bu durumun kendi tecrübelerine duydukları güven
106
ve kısa sürede sonuca ulaĢma arzusuyla ziraat mühendislerine danıĢmalarından ayrıca
yoğun çalıĢma zamanında fırsat bulamalarından kaynaklandığını söyleyebiliriz.
YaĢ sebze ve meyve üreticilerinden üretim sırasında karĢılaĢtıkları sorunları
önem derecesine göre 1‘den baĢlayarak sıralamaları istenmiĢtir. Unutmamak gerekir ki
üreticiler sıralamada yer verdikleri sorunlar dıĢındaki sorunlarla da karĢılaĢmaktadırlar
ve problemlere verilen önem dereceleri üreticiden üreticiye değiĢiklik göstermektedir.
Sıralama sırasında verilen yüksek değerlerin bir araya getirilmesi sonucunda
üreticilerin sorunlara verdikleri önem derecesi sıralaması sırasıyla 1. Ġlaç ve Gübre
Temini, 2. Sulama ve Elektrik Maliyetleri, 3. Yakıt Maliyeti ( kömür, odun, mazot vb.),
4. ĠĢçilik Masrafları ve Kaliteli ĠĢ Gücü, 5. Pazarlama Sorunları, 6. Zirai Mücadele
Konusunda Yetersizlik, 7. Teknik Araç Yetersizliği, 8. YaĢ Sebze Meyve Üretimi
Hakkında Yetersiz Teknik Bilgi Ģeklinde gerçekleĢmiĢtir.
Üreticilerin önem derecesine göre sıraladıkları sorunlar dıĢında, karĢılaĢtıkları
sorunlara ulaĢmak amacıyla ankette diğer seçeneğine yer verilmiĢtir. Diğer seçeneğini
iĢaretleyen kiĢilerin ifadeleri incelendiğinde karĢılaĢılan sorunlar kalemine ek olarak;
tohum ve fide maliyeti ve tohum genlerinden gelen hastalıklarla mücadele, doğal
afetleri önleme konusunda yetersizlik ve sigorta maliyetleri, tarımsal desteklere katılım
Ģartlarının sağlanamaması ve bürokrasi sorununu eklemiĢlerdir.
ÇalıĢmayla benzer sonuçlar göstermiĢ olan Akçaöz ve diğ. (2006) risk
kaynaklarını iklim koĢulları, doğal afet, üretim maliyeti, finans, teknoloji, kiĢisel
faktörler, hastalıklarla mücadele, ekonomik değiĢimler ve uygulanan politikalar,
borçluluk olarak belirlemiĢ ve risklere karĢı bölgede uygulanan stratejileri ise sermaye,
borç ve pazarlama yönetimi, çeĢitlendirme ve iĢletme dıĢı iĢ olarak adlandırmıĢtır.
GerçekleĢtirilen yüz yüze anket uygulaması sırasında üreticilerin ifadelerinden
elde edilen bilgiler ıĢığında; nitelikli iĢ gücü eksikliği, iĢ gücü maliyetleri ve zaman
faydasından dolayı meyvecilik faaliyetlerinde götürü usulü satıĢ gerçekleĢtirmektedirler.
Üretici birlikleri hakkında güven eksikliği yaĢadıkları için devlet garantisi altında
olması gerektiğini düĢünmektedirler ve bu nedenle Tarım kredi koop ve ziraat odalarına
üye olmayı tercih etmektedirler. Fiyat dalgalanmaları ve üretim risk unsurları nedeniyle
ürün çeĢitliliğine giderek farklı türde üretim yapmaktadırlar. Aile içi iĢ gücü ve yevmiye
iĢ gücü ile sigortasız çalıĢma gerçekleĢtirmektedirler. Piyasada fiyatı belirleme
107
noktasında söz hakkı sahibi olmadıklarını ifade etmektedirler. Sermaye yetersizliği
nedeniyle makineleĢme ve üretim alanı artırma konusunda yetersiz kaldıklarını ifade
etmiĢlerdir. Planlı üretim yapmadıklarını yaĢanan arz fazlası nedeniyle sorun yaĢadıkları
gözlemlenmiĢtir. Üretici Fiyatının çok düĢük olduğu dönemlerde ürünün tarlada
kaldığını ve hasat yapmadıklarını belirtmiĢlerdir. Geçim derdi nedeniyle kısa vadede kar
getiren az maliyetli yöntemleri tercih ettiklerini, alternatif çözüm yolları ile iyi tarım
uygulamalarını denediklerini ifade etmiĢlerdir. Sosyal medya (facebook) üzerinden ev
ortamında iĢlenmiĢ yöresel ürünlerinin reklamını yaparak doğrudan satıĢ
gerçekleĢtirdiklerini de belirtmiĢlerdir.
AraĢtırmanın modelinde yer alan bağımsız değiĢkenler (tarım sektörüne genel
bakıĢ, tarımsal pazarlama ve stratejileri, tarım faaliyetleri ve iĢ gücü, tarım finansmanı,
üretici komisyoncu iliĢkisi, devlet desteği ve politikaları, tarımsal faaliyetlerin
organizasyonu ve örgütlenme, çevre bilinci ve sürdürülebilirlik) ile bağımlı değiĢken
yaĢ sebze ve meyve üretimi arasında gerçekleĢtirilen korelasyon analizi sonucunda yaĢ
sebze meyve üretiminin tarımsal finansman dıĢındaki tüm bağımsız değiĢkenlerle
pozitif yönlü ve anlamlı bir iliĢkiye sahip olduğu görülmektedir. Bu nedenle tarımsal
finansman dıĢındaki bağımsız değiĢkenlerde meydana gelen tüm değiĢimler yaĢ sebze
ve meyve üretimi ile de iliĢkilidir.
Tarım sektörüne genel bakıĢ ile çevre bilinci ve sürdürülebilirlik arasında pozitif
yönlü ve anlamlı bir iliĢki olduğu görülmektedir. Tarım sektörüne genel bakıĢa verilen
önem arttıkça çevre bilinci ve sürdürülebilirlik kavramlarına verilen önem de
artmaktadır.
Tarımsal pazarlama ve strateji ile tarım faaliyetleri uygulamalar ve iĢ gücü
arasında pozitif yönlü ve anlamlı bir iliĢki olduğu görülmektedir. Tarımsal pazarlama ve
strateji faaliyetlerinde yaĢanan geliĢmeler tarımsal faaliyetleri, uygulamaları ve iĢ
gücünü de etkilenmektedir. Önemli bir kitle için istihdam oluĢturan tarımsal
faaliyetlerin tarımsal pazarlama ve stratejilerle birlikte geliĢmesi yeni faaliyet alanları ve
istihdam olanakları sağlayacaktır.
Tarımsal pazarlama ve strateji ile devlet desteği ve politikaları arasında pozitif
yönlü ve anlamlı bir iliĢki olduğu görülmektedir. Tarımsal pazarlama ve strateji verilen
önem arttıkça devlet desteği ve politikaları duyulan ihtiyaç da artmaktadır.
108
Tarımsal pazarlamada ve strateji ile çevre bilinci ve sürdürülebilirlik arasında
pozitif yönlü ve anlamlı bir iliĢki olduğu görülmektedir. Tarımsal pazarlama ve strateji
verilen önem arttıkça çevre bilinci ve sürdürülebilirlikte pozitif yönlü etkilenmektedir.
Tarım faaliyetleri uygulamalar ve iĢ gücü ile devlet desteği ve politikaları
arasında pozitif yönlü ve anlamlı bir iliĢki olduğu görülmektedir. Tarım faaliyetleri
uygulamalar ve iĢ gücüne duyulan ihtiyaçların karĢılana bilmesi ve sistemli bir Ģekilde
tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilmesi için devlet desteği ve politikaları artan bir öneme
sahiptir.
Devlet desteği ve politikaları ile çevre bilinci ve sürdürülebilirlik arasında pozitif
yönlü ve anlamlı bir iliĢki olduğu görülmektedir. Devlet desteği ve politikaların
etkisiyle çevre bilinci ve sürdürülebilirlik için gerekli olan yatırımlar
gerçekleĢtirilebilmesi, kamu unsurları, yaptırımlar ve medya aracılıyla (kamu spotu)
çevre bilincinin toplum içinde yaygınlaĢtırılması sağlanabilir.
Tarım organizasyonu ve örgütlenme ile çevre bilinci ve sürdürülebilirlik
arasında pozitif yönlü ve anlamlı bir iliĢki olduğu görülmektedir. Tarım organizasyonu
ve örgütlenmeye verilen önem arttıkça çevre bilinci ve sürdürülebilirlikte pozitif yönlü
etkilenmektedir.
Ölçek ekonomisinden etkilenen küçük çaplı aile iĢletmesi Ģeklinde faaliyet
gösteren üreticiler çevre bilinci ile sürdürülebilirlik için gerekli yatırımları yapabilmek
için kaynak ve finansman eksikliği yaĢamaktadırlar. Ancak üreticilere, tarımsal girdi
maliyetini azaltma, ürün fiyatlılarında iyileĢme, artan pazarlık gücü, bilgi edinme
kolaylığı gibi avantajlar sağlayan örgütlenme faaliyetlerinde yaĢanan geliĢmelerle
birlikte çevre bilinci ve sürdürülebilirlik için kaynak ayırabilirler ve faaliyetler için
örgütlerden danıĢmanlık hizmeti alabilirler. Bu araĢtırmayla benzer sonuçlar göstermiĢ
olan Castaño (2001: 198-200) çalıĢmasında kıt kaynaklar ile önemli maliyetlerle karĢı
karĢıya kalan çiftçilerin ekonomik bir avantaj görmediği sürece, sürdürülebilirlik için
yenilik yapma, arazilerini iĢleme ve verimliliklerini artıracak yatırımları gerçekleĢtirme
konusunda isteksiz davranıĢ sergilediklerini belirtmiĢtir.
Tarım finansmanı ile yaĢ sebze ve meyve üretimi arasında ve arım faaliyetleri
uygulamalar ve iĢ gücü ile tarım finansmanı arasında anlamlı bir iliĢkinin olmadığı
görülmektedir.
109
AraĢtırmada bütün bağımsız değiĢkenlerinin, bağımlı değiĢken üzerindeki ortak
etkisini inceleyebilmek amacıyla çoklu regresyon analizleri gerçekleĢtirilmiĢtir.
Bağımsız değiĢkenlerin yaĢ sebze ve meyve üretimi üzerine etkisinin çoklu regresyon
analizi ile değerlendirilmesi sonucunda araĢtırma modeli yaĢ sebze ve meyve
üretimindeki değiĢimim %55‘ini (R2=0,550) açıklamaktadır. GerçekleĢtirilen regresyon
analizi sonucunda;
Tarım sektörüne genel bakıĢ ile yaĢ sebze ve meyve üretimini arasında istatiksel
olarak anlamlı bir iliĢki bulunmadığından, ―tarım sektörüne genel bakıĢ, yaĢ sebze ve
meyve üretimini etkilemektedir‖ hipotezi desteklenmemiĢtir.
Ancak tarımsal pazarlama ve strateji ile yaĢ sebze ve meyve üretimi arasında
pozitif ve anlamlı bir iliĢki bulunmuĢtur. Bu nedenle de ―tarımsal pazarlama ve strateji,
yaĢ sebze ve meyve üretimini etkilemektedir‖ hipotezi desteklenmiĢtir.
Benzer Ģekilde Tarım faaliyetleri uygulamalar ve iĢ gücü ile yaĢ sebze ve meyve
üretimi arasında pozitif ve anlamlı bir iliĢki bulunduğundan, ―tarım faaliyetleri,
uygulamalar ve iĢ gücü, yaĢ sebze ve meyve üretimini etkilemektedir‖ hipotezi
desteklenmiĢtir.
Tarım finansmanı ile yaĢ sebze ve meyve üretimi arasındaki etki incelendiğinde
ise negatif etki olduğu tespit edilmiĢ ve iki boyut arasında anlamlı bir iliĢki
bulunmadığından, ―tarım finansmanı, yaĢ sebze ve meyve üretimini etkilemektedir‖
hipotezi desteklenmemiĢtir.
Üretici komisyoncu iliĢkisi ile yaĢ sebze ve meyve üretimi arasında negatif etki
olduğu tespit edilmiĢ ve iki boyut arasında anlamlı bir iliĢki bulunduğundan, ―üretici
komisyoncu iliĢkisi, yaĢ sebze ve meyve üretimini etkilemektedir‖ hipotezi
desteklenmiĢtir.
Aynı Ģekilde devlet desteği ve politikaları ile yaĢ sebze ve meyve üretimi
arasında pozitif ve anlamlı bir iliĢki bulunduğundan ―devlet desteği ve politikaları, yaĢ
sebze ve meyve üretimini etkilemektedir‖ hipotezi desteklenmiĢtir.
Tarım Organizasyonu ve örgütlenme ile yaĢ sebze ve meyve üretimi arasında
pozitif ve anlamlı bir iliĢki bulunmuĢtur bu nedenle de ―tarım organizasyonu ve
örgütlenmeleri, yaĢ sebze ve meyve üretimini etkilemektedir‖ hipotezi desteklenmiĢtir.
110
Son bağımsız değiĢken olan çevre bilinci ve sürdürülebilirlik ile yaĢ sebze ve
meyve üretimi arasında istatiksel olarak anlamlı bir iliĢki bulunmamıĢtır. Sonuç olarak
―çevre bilinci ve sürdürülebilirlik, yaĢ sebze ve meyve üretimini etkilemektedir‖
hipotezi desteklenmemiĢtir.
Araştırma Sonuçları Dikkate Alınarak Geliştirilen Öneriler;
Bu araĢtırma verileri sadece Antalya‘nın Serik ilçesinde faaliyet gösteren yaĢ
sebze ve meyve üreticilerinden elde edilmiĢtir. Bu nedenle Antalya‘nın diğer ilçelerinde
faaliyet gösteren üreticilerden veri toplanarak Antalya‘da faaliyet gösteren yaĢ sebze
meyve üreticileri için genelleme yapmak mümkün olacaktır. Bu Ģekilde Antalya da
faaliyet gösteren yaĢ sebze meyve üreticilerinin pazarlama faaliyetlerinin stratejik
perspektifle değerlendirilmesiyle ilgili genel bir görüntü çıkartılabilir. Benzer nitelikte
ilçeler arasında kıyaslamalı bir araĢtırma da gerçekleĢtirilebilir.
Antalya‘da yaĢanan tarımsal pazarlama sorunlarının genel görüntüsünü
oluĢturmak için sadece yaĢ sebze meyve üreticileriyle sınırlandırmayıp bitkisel ve
hayvansal üretim paydaĢları da evrene ilave edilerek daha kapsamlı bir çalıĢma
gerçekleĢtirilebilir.
Üreticilerin gerçekleĢtirdikleri girdi fiyat araĢtırmaları sonucu kalitesiz, uygun
olmayan girdileri kullanmalarını önlemek amacıyla sürdürülebilir verimlilik için kaliteli
üretim girdilerinin kullanılması konusunda üreticiler bilinçlendirilebilir.
Üretici birlikleri hakkında güven eksikliği yaĢadıkları için devlet garantisi
isteyen çiftçilerin üretici birliklerine olan inancını ve katılımını artırmak amacıyla
örgütlenmenin önemi ve çiftçilere kazandırdıkları hakkında bilinçlendirme ve eğitim
çalıĢmaları ile üretici birliklerinin kurulması sağlanabilir.
Küçük ve parçalı arazilerde gerçekleĢtirilen çiftçilik faaliyetlerinin ölçek
ekonomisinden etkilenmesini azaltmak amacıyla, üretim alanları planlı üretim
gerçekleĢtirilerek bir araya getirilebilir. Bu sayede arz fazlasından kaynaklı üretici
fiyatının düĢük olması nedeniyle ürünün tarlada kalması önlenebilir.
Çiftçilere doğrudan restoranlara ve kurumlara satıĢ, kendi ürününü kendin topla,
üretici pazarları, yol kenarı stand ve pazarları, internet ve posta sipariĢi, agro-turizm
faaliyetlerine katılım yolu ile satıĢ gibi doğrudan tarımsal pazarlama seçeneklerinin
111
tanıtılması ve ürünü iĢleme, depolama eğitimlerinin verilmesiyle üretici fiyatı
düĢüklüğü nedeniyle hasat edilemeyen ürünlerden oluĢan gıda kaybı ve çiftçi zararları
önlenebilir.
Toprak ve su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi sağlanarak, stratejik,
ekonomik ve avantajlı ürünlerin üretiminin artırılması amacına, biliĢim teknolojilerinin
tarımda kullanımı ve tarım tesislerinin modernleĢtirilmesiyle ulaĢılabilir.
Aile içi iĢ gücü ile faaliyet gösteren çiftçilerin nitelikli iĢ gücü ihtiyacını
karĢılamak amacıyla ―Tarımda ĠĢ Aracılığı Yönetmeliğine‖ göre kurulan Ģirketler
kurulabilir. Bu sayede bölgede yevmiye sistemi ile sigortasız çalıĢan tarım iĢçilerinin
istihdamı sürekli hale getirilerek, sosyal haklardan yararlanmaları sağlanabilir. Genç
nüfusa yeni istihdam olanakları sağlanabilir.
Köy enstitülerine benzer Ģekilde faaliyet gösterecek olan kırsal kalkınma
projeleriyle; üretim girdilerinde dıĢa bağlılığın azaltılması için AR-GE çalıĢmalarının
gerçekleĢtirilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte iyi tarım, tarımda sürdürülebilirlik,
tarımda risk stratejileri, giriĢimcilik, tarımsal örgütlenme ve tarımsal pazarlama
uygulamaları hakkında eğitimler verilmelidir. Ayrıca tarımsal üretim tesislerinde
modernleĢme, biliĢim teknolojilerinin ve alternatif enerji kaynaklarının kullanılması gibi
daha birçok faaliyette hizmet verilmesi sağlanarak nitelikli eğitim sahibi genç nüfusun
tarıma olan ilgisi artırılarak istihdam sağlanabilir.
Devlet desteği ve politikaların ve kalkınmaya yönelik projelerin, kamu unsurları,
yaptırımlar ve medya aracılıyla (kamu spotu) farkındalığının artırılması, katılım
Ģartlarının sağlanamaması ve bürokrasi sorununu nedeniyle faaliyetlere katılamayan
çiftçiler için uygun düzenlemelerin gerçekleĢtirilmesi katılımı artıracaktır.
112
KAYNAKÇA
Adanacıoğlu, H. (2015), Sürdürülebilir Tarımsal Pazarlama Girişimleri, Türk Tarım
Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi, Cilt: 3, Sayı: 7, ss. 595-603.
Ağır H. B. ve diğ. (2015) Risk Sources Encountered by Farmers in the Open Field
Production of Strawberry and Risk Management Strategies: A Case of
Menemen-Emiralem District of Izmir, Tarım Bilimleri Dergisi, Cilt: 21, Sayı: 1,
ss. 13-25.
Ağır H.B., saner G., adanacıoğlu H.(2015), Risk Sources Encountered by Farmers in the
Open Field Production of Strawberry and Risk Management Strategies: A Case
of Menemen- Emiralem District of Izmir Tarım Bilimleri Dergisi — Journal Of
Agrıcultural Scıences sayı: 21 13-25
Akbay, C., Candemir, S., & Orhan, E. (2005). Türkiye’de yaş meyve ve sebze ürünleri
üretim ve pazarlaması. KahramanmaraĢ Sütçü Ġmam Üniversitesi Fen ve
Mühendislik Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 2, 96-107.
Akbulut M.U. (2015), Türkiye’de Devlet ve Tarım İlişkisi Giresun Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi
Akçaöz H. Özkan B. ve Kızılay H. (2005) Tarımsal Üretimde Çiftçi Davranışları:
Çiftçiliği Uygulama Ölçeği (FIS), BAHÇE Cilt: 34, Sayı 2 ss.63-71
Akçaöz H. V. ve Özkan B.( 2002) Tarımsal Üretimde Karşılaşılan Riskler ve
Uygulanabilecek Stratejiler Türkiye V. Tarım Ekonomisi Kongresi Erzurum ss.
77-82
Akçaöz H. vd. (2006), Tarımsal Üretimde Risk Kaynakları Ve Risk Stratejileri: Antalya
İli Örneği Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, Cilt: 19 Sayı:1, ss.89-
97
Akgemci T.( 2008) Stratejik Yönetim gazi kitabevi
Akgemci, T. (2013). Stratejik yönetim (GeniĢletilmiĢ ve yenilenmiĢ 3.baskı). Ankara:
Gazi Kitabevi.
Akgungor S.ve Kumuk T. (1998), Issues Related to Marketing and Extension for
Sustainable Agricultural Production in Turkey Tr. J. of Agriculture and
Forestry 22 ss. 395-398 © TÜBĠTAK
113
Akpınar, M, Özkan, B, Oral, M, Kızılay, H. (2009 ) Tüketicilerin Yaş Meyve Sebze
Tedarik Kanalı Seçimi: Modern (Süper-Hipermarket) Perakendeciler Akdeniz
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, Cilt: 22, Sayı: 2, ss. 211–221
AktaĢ Çimen Z. (2001), Antalya İli Kumluca İlçesindeki Sera Üreticilerinin Pazarlama
Sorunları, Akdeniz Ġ.Ġ.B.F. Dergisi sayı: 1, ss. 1-14
AltunıĢık, R., CoĢkun, R., Bayraktaroglu, S., Yıldırım, E., (2005), Sosyal Bilimlerde
Araştırma Yöntemleri, Sakarya: Sakarya Kitabevi.
Altuntuğ N. (2007) Küresel Rekabet Ortamında Ayırt Edici ve Sürdürülebilir
Üstünlükler Bağlamında Temel Yetenek Tabanlı Stratejiler ve Bir Uygulama
Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora tezi s 172-
174.
Altuntuğ N. (2009), Rekabet Üstünlüğünün Sürdürülmesinde Yeteneklerin Rolü:
Yetenek Yönetim Yaklaşımı Süleyman Demirel Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari
Bilimler Fakültesi Dergisi. Cilt:14, Sayı: 3 ss. 445-460.
Andrew C. ve Luchs K.S. (2002), Temel Yetenek Tabanlı Strateji Çev. Sungur E.
Epsilon Yayıncılık Ġstanbul ss. 19-34
ANTALYA VALĠLĠĞĠ ĠL TARIM MÜDÜRLÜĞÜ, (2011) Antalya Tarım Master
Planı.
ANTALYA VALĠLĠĞĠ. ĠL GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ
(2012). Antalya Ġli tarım stratejik planı, (2012-2016). Antalya: Antalya Valiliği
Ġl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü.
Arslantürk, Z., ve Arslantürk, E. H. (2010). Uygulamalı sosyal araştırma: Kavramlar-
metotlar-teknikler-bilgisayar uygulamaları. Ġstanbul: Çamlıca Yayınları ss.158-
160
Atay, M. U.(2015) The Impact Of Clımate Change On Agrıcultural Productıon In
Medıterranean Countrıes, A Dıssertatıon Submıtted To The Graduate School
Of Natural And Applıed Scıences Of Mıddle East Technıcal Unıversıty
Aytop M.C. (2011) Stratejik Pazarlamada Rekabet Stratejileri ve Bankaların Rekabet
Stratejilerine İlişkin Politikaları KahramanmaraĢ Sütçü Ġmam Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi,
114
Bard S.K, Barry, P.J. (2000) Developing A Scale For Assessing Risk Attitudes Of
Agricultural Decision Makers / International Food and Agribusiness
Management Review 3 9–25
Bono, E.D. (2000) Rekabet Üstü, Çev. Oya Özel, Remzi Kitabevi, Ġstanbul, s.85
Boz, B.,ve Volkan, F. (2006). Ülkemizde Sulu Tarım Altyapısı Gerçekleştirmede
Finansman Sorunları Ve Çözüm Önerileri TMMOB Su Politikaları Kongresi
ss.403-410
Büyüköztürk, ġ., (2011), Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi El Kitabı: İstatistik,
Araştırma Deseni, SPSS Uygulamaları ve Yorum, 15. Baskı, Pegem Akademi,
Ankara.
Can M., Sayılı M., Yılmazçoban M., Bilici B. (2014), Tarım İşletmelerinin Pazarlama
Kabiliyetlerini Geliştirmek için Verilen Hibelerden Yararlanma Durumu,
Çankırı Karatekin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Cilt: 5 Sayı:1
ss. 109-132
Can, A., (2014), SPSS ile Bilimsel Araştırma Sürecinde Nicel Veri Analizi, Ankara,
Pegem Akademi, Üçüncü Baskı.
Candan E.ve Özalp-Günal S. (2013),Tarımda Kadın Emeği, Tarım Ekonomisi Dergisi
Cilt:19 Sayı:1 ss. 93-101
Castaño, J. (2001). Agricultural Marketing Systems and Sustainability. Study of Small
Scale Andean Hillside Farms (Doctoral Dissertation,).
http://library.wur.nl/WebQuery/wurpubs/fulltext/139420
Celep E. (2011), İşletmelerde Müşteri İlişkileri Yönetimi Uygulamalarının Tüketicilerin
Satın alma Davranışları Üzerindeki Etkisi: Bankacılık Sektöründe Bir
Uygulama SÜ ĠĠBF Sosyal ve Ekonomik AraĢtırmalar Dergisi ss.468
Cramer, Gail L. vd. (2010), Agricultural Economics And Agribusiness, Milton Keynes
UK: Lightning Source UK Ltd.
Çermikli, H. A., (2002) Piyasa Gücü ve Firma Davranışları, Atlas Yayın ve Dağıtım,
Ankara,
Çıkın A., Çeken H., Uçar M.(2009) Turizmin Tarım Sektörüne Etkisi, Agro-Turizm Ve
Ekonomik Sonuçları , Tarım Ekonomisi Dergisi, Cilt: 15, Sayı: 1 ss. 1 – 8
115
Çınar M. (2017) Afrika ile tarımda 'kazan kazan' imzası Hürriyet Gazetesi haber tarihi
28.04.2017 EriĢim tarihi 05.01.2018 http://www.hurriyet.com.tr/afrika-ile-
tarimda-kazan-kazan-imzasi-40441133
Çiftçi, H. (2004) Türkiye’nin bilim ve teknoloji stratejisi, Çukurova Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:13, Sayı:1, ss. 64
Çoğurcu C. (2010) Stratejik Planlama, Stratejik Yönetim ve Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışma Genel Müdürlüğünde Sosyal Yardım Politikalarına Yönelik
Gerçekleştirilen Projeler Yardım ve DayanıĢma Dergisi, ss. 7-32
Dahan G.S. (2008), Organik Gıda Sektöründe Niş Pazarlama Stratejileri Marmara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Tezi
Das, T. K., & Teng, B. S. (2001). A risk perception model of alliance structuring.
Journal of International Management, Cilt:7, Sayı:1, ss.1-29.
Daka, K., Gül, A. ve Engindeniz, S. (2012) Muğla İlinde Seralarda Dışsatıma Yönelik
Domates Üretimi ve Pazarlaması, Ege Üniversitesi Ziraat Fak. Dergisi, Cilt: 49
Sayı:2, ss. 175-185.
Davut, L., (1994) Sanayi İktisadı, Piyasa Yapısı Unsurları, Ġmaj Y., Ankara, ss,5.
Demir F.O. ve Kırdar Y. (2007), Müşteri İlişkileri Yönetimi: CRM Review of Social,
Economic & Business Studies, Vol.7/8, 293-308
Demirhan D., (2002), İşletmelerde Stratejik Bilgi Sistemleri Yönetimi ve Rekabet
Üstünlüğü Elde Edilmesindeki Rolü Ege Akademik BakıĢ, ss. 121.
Dere H. E. (2006) Tarımsal Pazarlama Sorunları ve Sultandağı Kirazı Üzerine Bir
Araştırma Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
yayınlanmıĢ yüksek lisans tezi
Dinçer, Ö. (1998) Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası, Ġstanbul: Beta, yayın no: 659
Dixit A.K ve Nalebuff B.J.(2003) Stratejik Düşünme İş Politika ve Günlük Yaşamın
Rekabetçi Yanı, Çev. Nermin Arık, Sabancı Üniversitesi, ss.322
Dizdaroğlu T.ve Balkan C.(1996), İzmir İlinde Anoson Üretimi, Maliyeti Pazarlama ve
Sorunları ANADOLU J. Of AARI Cilt: 6, Sayı: 2, ss. 36-53 MARA
Doğan Z., Arslan S., Berkman A.N. (2015), Türkiye’de Tarım Sektörünün İktisadi
Gelişimi ve Sorunları: Tarihsel Bir Bakış, Niğde Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari
Bilimler Fakültesi Dergisi Yıl: Ocak 2015 Cilt: 8, Sayı 1, ss: 29-41
116
Engle, C. R., ve Quagrainie, K. (2006). Aquaculture Marketing handbook. Ames, Iowa:
Blackwell Pub. Professional.
Erdinç, Z. ve Erdinç, M.H. (2014), Türkiye’de Tarım Reformu. EskiĢehir Osmangazi
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:2 Sayı:1, Retrieved from
http://www.istanbul universitesi.dergipark.gov.tr/ogusbd/issue/10978/131413
Erkan F., (2011), İnsana Saygi Temelinde Kazan-Kazan Felsefesi, Türk Toraks Derneği
Sanal Gazete, 2011/2 eriĢim tarihi 30.12.2017
http://www.toraks.org.tr/OnlineNewspaper.aspx?content=40
Ertan A.(2010), Prestijli Tarım Ürünlerinin Pazarlanmasında Kalite Ve Coğrafi İşaret
Kavramlarının Tutundurulması ve Bu Bağlamda Tarım Satış Kooperatiflerinin
Önemi, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Yıl:
Cilt:2, Sayı:12
Fahlbeck E. (2007) The Horizon Problem in Agricultural Cooperatives – Only in
Theory?. In: Vertical Markets and Cooperative Hierarchies. Springer, Dordrecht
https://doi.org/10.1007/1-4020-5543-0_15
Gegez, A. E., (2015), Pazarlama Arastirmalari, 5. Baskı, Beta Basim Yayim Dagitim
Aġ., Ġstanbul.
Geman, H. (2014). Agricultural finance: from crops to land, water and energy.
Retrieved from https://ebookcentral.proquest.com
Gök C. ve Özdemir A., (2011) LOJİSTİK REGRESYON ANALİZİ İLE BANKA
SEKTÖR PAYLARININ TAHMİNLENMESİ ĠĢletme Fakültesi Dergisi, Cilt:12,
Sayı :1, ss. 43-51
Gökçe, F. (2006). Yerel Destinasyonlarda Turizm Potansiyelinin Belirlenmesinde Swot
(Fütz) Analizi Tekniği: Giresun Örneği. YayınlanmamıĢ yüksek lisans tezi,
Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Hatay.
Gözener B. ve Sayılı M. (2011) Tokat İli Merkez İlçede Toptancı Halindeki
Komisyoncuların Yeni Hal Yasası Hakkındaki Görüşleri, GOÜ, Ziraat Fakültesi
Dergisi, Cilt:28, Sayı:2, ss. 227-235
Grant R.M. ve Jordan J. (2014), Çev. Sart G.Stratejinin Temelleri Foundatıons Of
Strategy, Nobel yayınları, ss.16,62
117
Grant, R. M. (2002). Contemporary strategy analysis: Concepts, techniques,
applications (4th ed.). Oxford: Blackwell Publishers. ss.18
GTB (2017), TÜRKİYE KOOPERATİFÇİLİK RAPORU 2016, Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı
GTHB (2016). Antalya Ġl Gıda Tarım Ve Hayvancılık Müdürlüğü
http://antalya.tarim.gov.tr/Menu/75/Antalya‘da-Tarım eriĢim tarihi 20.01.2018
Güçlü N. (2003), stratejik Yönetim, G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi Cilt 23, Sayı 2
ss.61-85,
Gül N. (2017) Stratejik Yönetim ve Kamu Çalışanları Açısından Stratejik Yönetim,
Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü yayınlanmıĢ yüksek lisans tezi
Gülçubuk, B. (2017). 6331 Sayılı Tarımda İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu tarımda
çalışanlar için bir şey ifade eder mi? International Journal of Social Sciences
and Education Research, Cilt:3, Sayı:2, ss. 573-582
Gültekin S. (2011), Küreselleşme Çağında Dış Ticarette Rekabet İçin Kümelenme
Stratejisi: Türkiye’nin Tarım Kümelenmesi Gerekliliği, Kocaeli Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Cilt:22, Sayı:2, ss.29-40
Gürkan, G. (2017) Elmalı İlçesinde Serada Sözleşmeli Tarımın Benimsenmesi ve
Yayılmasını Etkileyen Faktörlerin Analizi Akdeniz Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi.
Haseki M.Ġ. (2007), Kooperatifçilik ve Pazarlama Anlayışı: Tarım Satış
Kooperatiflerinin Pazarlama Faaliyetlerine Yönelik Tüketici Görüşlerinin
Belirlenmesi Üzerine Bir Çalışma, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü doktora tezi
Ġnceler, Sarıhan H., (1998), Teknoloji Yönetimi, Desnet Yayınları, Ġstanbul, ss.57-60,
Ġnan, Ġ.H., Direk M. , BaĢaran B., Birinci S.ve Ekmen E. ( 2005) Tarımda Örgütlenme.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, VI. Tarım Teknik Kongresi, Tarım Haftası
Sempozyum Bildirileri, Ankara.
ĠĢbecer, Ö. B. (2010). Antalya ilinde sera sebzeciliğinin mevcut durumu, sorunları ve
çözüm önerileri (Doktora Tezi, SDÜ Fen Bilimleri Enstitüsü).
Kalaycı, ġ., (2008), SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri, Asil Yayın
Dağıtım, Üçüncü Baskı
118
Kalaycı, ġ., (2010), SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri, Ankara:
Asil Yayınları.
Kalogeras N., Pennings J.M., Dijk G.., van der Lans I.A. (2007) The Structure of
Marketing Cooperatives. In: Vertical Markets and Cooperative Hierarchies.
Springer, Dordrecht https://doi.org/10.1007/1-4020-5543-0_5
Karaca C. (2013), Türkiye’de Sürdürülebilir Tarım Politikaları: Tarım Sektöründe Atıl
ve Yenilenebilir Enerji Kaynakların Değerlendirilmesi, Tarım Ekonomisi
Dergisi Cilt:19,Sayı:1, ss. 1-11
Karaçay, B. (2002). Antalya Tarım Master Planı, Antalya Tarım Ġl Müdürlüğü
Kırım A. (2010) Bana Bir Akıl Ver Hocam! Rekabette Öne Geçmek İçin Nasıl Fark
Yaratırız?, Sistem Yayıncılık 2010, ss. 24-41.
Kırım A. (2001), Yeni Dünyada Strateji ve Yönetim, Sistem Yayıncılık, ss.88
Kızılaslan H. ve GönültaĢ H. (2011) Bilişim Teknolojisinin Tarım Ürünlerinin
Pazarlamasındaki Konum ve Önemi (E-Pazarlama), GaziosmanpaĢa
Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Dergisi, 2011, Cilt: 28, Sayı: 1, ss. 1-11
Kotler P. (2000) Kotler ve Pazarlama: Pazar Yaratmak, Pazar Kazanmak ve Pazara
Egemen Olmak, Çev. AyĢe Özyağcılar, Sistem Yayıncılık Ġstanbul ss.103
Kotler, P. (2000). Marketing Management, Millennium Edition. New Jersey: Pearson
Education Company. ss:76.
Köroğlu, S. (2003), Avrupa Birliği’nde ve Türkiye’de Tarımsal Örgütlenme, AT
Uzmanlık Tezi, Ankara
Leavy, B. (2003) Assessing Your Strategic Alternatives From Both a Market Position
and Core Competence Perspective, Strategy&Leadership, Vol:31,No:6, ss. 30.
Levıtt, T. (1983), The globalization of markets, Harvard Business Review, Cilt:61,
Sayı:3, ss.92–102 https://hbr.org/1983/05/the-globalization-of-markets eriĢim
tarihi 17.07.2017
Lorcu, F. (2015). Örneklerle veri analizi: SPSS uygulamalı (1. baskı: Nisan 2015.).
Ankara: Detay Yayıncılık.
Luecke R. (2008), Strateji işinize en uygun stratejiyi oluşturun ve uygulayın, Çev.
Parlak T. Türkiye ĠĢ Bankası Kültür yayınları; ss. 8
Luffman, G. A. (1996). Strategic management: An analytical introduction (3rd
edition.). Cambridge, Ma: Blackwell Publishers
119
Lyson, T. A., Stevenson, G. W., ve Welsh, R. (2014). Food and the mid-level farm:
renewing an agriculture of the middle. Retrieved from
https://ebookcentral.proquest.com
MEGEP, (2007),. Bahçecilik –Pazarlama, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara
Mithofer, D., & Waibel, H. (Eds.) (2011), Vegetable production and marketing in
africa: socio-economic research. Retrieved from
https://ebookcentral.proquest.com
Mutlu H.M. ve Nakipoğlu A.(2011), Uluslararası Pazarlama stratejilerinin İhracat
Performansı Üzerine Etkisi Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi Güz- Cilt:10
Sayı:38 ss. 245-261
Navarroa A. Losadab F. Ruzo E, ve diğ.(2010), Implications of perceived competitive
advantages, adaptation of marketing tactics and export commitment on export
performance, Journal of World Business 45 ss.49–58
Neveu, V. (2000), Organizational Trust: Definition and Measurement, CERGORS –
UniversiteParisI.http://ibrarian.net/navon/paper/75_ORGANISATIONAL_TRU
ST__DEFINITION_AND_MEASUREME.pdf
Niyaz Ö.C. (2012) Sürdürülebilir Meyve Üretimi ve Pazarlaması Açısından Tarım
Politikalarının İrdelenmesi: Çanakkale İli Örneği, Ege Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi
OdabaĢı Y. (2000) Satışta ve Pazarlamada Müşteri İlişkileri Yönetimi, Sistem
yayıncılık Ġstanbul ss. 23
Olesena, J.E., Trnka, M., Kersebaum, K.C., Skjelvag, A.O., Seguin, B., Peltonen-
Sainio, P., Rossi, F., Kozyra, J. and Micale, F. (2011): Impacts and adaptation
of European crop production systems to climate change. European Journal of
Agronomy Cilt:34, ss.96-112.
Ovalı, S. (2014). Küresel rekabet gücü açısından Türkiye’nin konumu üzerine bir
değerlendirme. Uluslararası Ġktisadi ve Ġdari Ġncelemeler Dergisi, Cilt:13, Sayı:
13, ss. 17-36
Özgener, ġ., (2001), İç Anadolu Bölgesindeki Küçük ve Orta Boy İşletmelerde Müşteri
İlişkileri Yönetimi Üzerine Bir Araştırma, I. Orta Anadolu Kongresi, NevĢehir.
ÖzgörmüĢ E. vd. (2005) Bulanık Ahp İle Personel Seçimi V. Ulusal Üretim
AraĢtırmaları Sempozyumu, Ġstanbul Ticaret Üniversitesi, ss. Kasım 25-27
120
Papatya, N (2007) Sürdürülebilir Rekabette Stratejik Yönetim ve Pazarlama Odağı
Kaynak Tabanlı Görüş Kavramsal ve Kuramsal Yaklaşım Asil Yayın Dağıtım,
Ankara,
Pearce, J. A., Robinson, R. B. 1., & barca, M. (2015). Stratejik yönetim: Geliştirme,
uygulama ve kontrol. Ankara: Nobel.
Polat C. ve AvĢar R., (2004), Yoğun Rekabet Ortamında Pazarlama Stratejileri,
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Cilt: 61, Sayı: 4, ss. 203-241
Polat S.C.(2016), Ekolojik Tarım Açısından Türkiye’de Tarımsızlaşma, Marmara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi
Porter M.E (2000), rekabet Stratejisi Sektör ve Rakip Analizi Teknikleri sistem
yayıncılık Ġstanbul.
Porter, Michael E. (2003) Rekabet Stratejisi, Sektör ve Rakip Analizi Teknikleri, 2.
bs. Çev. Gülen ULUBĠLGEN, Sistem y., Ġstanbul, ss.4.
Prahalad, C.K., Hamel, G., (1990), The Core Competence of the Corporation, Harvard
Business Review, May-June,
Reed, R., DE Fıllıpı, R.J., (1990), Causel Ambiquity, Barriers to Imitation, and
Sustainable Competitive Advantage, Academy of Management Review, Vol:15,
No:1.
Reıchenberg, N. E. (2001). Best practices in diversity management. United Nations
Expert Group Meeting on Managing Diversity in the Civil Service, United
Nations Headquarters, New York, 3-4 May.
RESMÎ GAZETE, 9 Aralık 2017 Sayı: 3026, http://www.resmigazete.gov.tr, eriĢim
tarihi 10.01.2018.
Roetter R.P., Van Keulen H., Kuiper M., Verhagen J. (eds) (2007) Agriculture in a
Dynamic World. In: Science for Agriculture and Rural Development in Low-
income Countries. Springer, Dordrecht https://doi.org/10.1007/978-1-4020-
6617-7_1
Sarı M.M., (2016), Tarım İşletmelerinin Örgütlenme Durumu ve Buna Etki Eden
Faktörlerin Belirlenmesi: Erzurum İli Örneği, Atatürk Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü YÜKSEK Lisans Tezi
121
Sayın, B., & Sayın, C. (2004). Türkiye’de tarımsal üretici örgütlenmesi, Avrupa
Birliği’ne uyum hazırlıkları ve Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu, Türkiye VI.
Tarım Ekonomisi Kongresi, ss.16-18.
Sevgican, A., Tüzel, Y., Gül, A., & Eltez, R. Z. (2000). Türkiye’de Örtüaltı
Yetiştiriciliği. http://www.zmo.org.tr/resimler/ekler/0192e936ba11d0a_ek.pdf
Shay, J. P., & Rothaermel, F. T. (1999). Dynamic competitive strategy: Towards a
multi-perspective conceptual framework. Long Range Planning, Cilt:32, Sayı:6,
ss. 559-572.
Sıray E. Akcay Y. (2010), Giresun ili Merkez ilçede Fındık Yetiştiren işletmelerin
Ekonomik Analizi, Üretim ve Pazarlama Sorunlarının Belirlenmesi Üzerine Bir
Araştırma GOÜ. Ziraat Fakültesi Dergisi, 2010, Cilt:27, Sayı:1, ss.43-56
Singh, A. K. (2005). Rural Marketing: İndian Perspective. Retrieved from
https://ebookcentral.proquest.com
Sonğur, C, Top, M, Tekingündüz, S. (2013). SWOT (Strengths, Weaknesses,
Opportunities, Threats) Analysis in Health Sector. Sağlıkta Performans ve
Kalite Dergisi, Cilt:5, Sayı: 1, ss. 69-99. Retrieved from
http://dergipark.gov.tr/spkd/issue/29273/313444
SonğuR O., Koç R., Dulupçu M.A.(2014), Antalya’da Tarım ve Tarımla İlişkili
Firmaların İnovasyon ve Yerel Aktörlerle İşbirliği Faaliyetlerinin Analizi
,Tarım Ekonomisi Dergisi,Cilt:20, Sayı:1,ss. 1-15
Starr C. (1969) Social benefit versus technological risk. What is our society willing
to pay for safety? Science 165: 1232–1238
Sulewski, P., & Kłoczko-Gajewska, A. (2014). Farmers’ risk perception, risk aversion
and strategies to cope with production risk: an empirical study from Poland.
Studies in Agricultural Economics, Cilt: 116, Sayı:3, ss.140-147.
Sürgevil O. (2008) Farklılık Kavramına ve Farklılıkların Yönetimine Temel Oluşturan
Sosyo-Psikolojik Kuramlar Ve Yaklaşımlar Balıkesir Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi Cilt 11 Sayı 20 Aralık, ss.111-124
Sürgevil O. ve Budak G. (2008), İşletmelerin Farklılıkların Yönetimi Anlayışına
Yaklaşım Tarzlarının Saptanmasına Yönelik Bir Araştırma, Dokuz Eylül
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 10, Sayı:4
122
Svendsen S.V. (2007) Lock-In of Farmers in Agricultural Cooperatives. In: Vertical
Markets and Cooperative Hierarchies. Springer, Dordrecht
https://doi.org/10.1007/1-4020-5543-0_7
ġen A. (2014), Risk algılama Risk Yönetimine Yeni Bir Bakış, Kıbrıs Bilim Ve
Teknoloji Dergisi, Mart
ġener H.Y., Abalı M.(2014), Bursa Tarım Üreticilerinin Pazarlama Faaliyetleri ve
Uluslararası Pazarlardaki Etkinlikleri, Uluslararası Hakemli Pazarlama ve
Pazar AraĢtırmaları Dergisi 2014 SAYI: 01 CĠLT: 01 ilkbahar dönemi
Tek, Ö. B. (1997). Pazarlama ilkeleri: Türkiye uygulamaları: Global yönetimsel
yaklaşım. Cem Ofset.
Tekin M. Ve Çiçek E. (2005) İşletmelerde Rekabet Üstünlüğü Sağlamada Farklı Bir
Yaklaşım: Değer Temelli Pazarlama V. Ulusal Üretim AraĢtırmaları
Sempozyumu, Ġstanbul Ticaret Üniversitesi, 25-27 Kasım.
Theodosıou, M., & Leonidou, L.C., (2003), Standardization versus adaptation of
international marketing strategy: An integrative assessment of the empirical
research, International BusinessReview, Cilt:12,Sayı:2, ss. 141–171.
Thompson, J.- Martin, F. (2010), Strategic Management: Awareness and Change,
Nelson Education Ltd. Canada, ss: 31.
https://books.google.com.tr/books?id=K9XQSF2Q0DAC&lpg=PR16&ots=s8S
NZnnAJr&dq=Thompson%2C%20J.
TOBB (2013) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye Tarım Sektörü Raporu 2013
Yayın No: 2014 /230 www.tobb.org.tr
Torlak, Ö., Erdoğan, B.Z. ve Eroğlu, E. (Ed.), (2012), Pazarlama Yönetimi, Anadolu
Üniversitesi AÖF, EskiĢehir, ss. 76-103.
Torlak, Ö. ve AltunıĢık, R. (2009). Pazarlama Stratejileri Yönetsel Bir Yaklaşım.
Ġstanbul: Beta basım Yayım Dağıtım A.ġ.
Tosun D., Savran K., Niyaz Ö.C., Keskin B. DemirbaĢ N.(2014), The Evaluatıon
Of The Warehouse Receıpt System For Agro-Food Products In Turkey, Anadolu
J. Agr Sci, 2014, Cilt:29, Sayı:3 ss. 240-247
Tüfekçi Ö.K. ve Tüfekçi N. (2006) Buldan ve Çevresindeki Üzüm Üreticisinin
Pazarlama Sorunları ve Çözüm Önerileri, Ġrfan Ertuğrul ve Turgut Tok (Ed).
123
Buldan Sempozyumu Bildirileri, 23-24.
http://buldansempozyumu.pau.edu.tr/kitap/21.oturum/3.pdf
Tüfekçi Ö.K. (2007) Pazar tabanlı stratejik işbirlikleri ve Denizli tekstil işletmelerinde
bir uygulama‖ Süleyman Demirel Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Yüksek lisans tezi, ss. 12-21.
Türkkan, (2001) Rekabet Teorisi ve Endüstri İktisadı, Turhan Kitabevi, Ankara s.17.
Türkoğlu E. (2015) Küreselleşme ve tarım Sektörü: Türkiye Örneği Marmara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü YayınlanmıĢ yüksek lisans tezi.
Tüzün- Kalemci Ġ., (2007) Güven, Örgütsel Güven ve Örgütsel Güven Modelleri,
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi ĠĠBF Dergisi, ss.93- 118,
TZOB Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Tarımın ücretsiz çalışanı kadınlar, 29-01-2018
http://www.tzob.org.tr/basin-odasi/haberler/tarimin-ucretsiz-calisani
kadinlar%E2%80%A6
TZOB Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Üretici market fiyatlarında Ocak ayı
http://www.tzob.org.tr/basin-odasi/haberler/uretici-market-fiyatlarinda-ocak,
01-02-2018
URL1(2017)
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.
GTS.596b63297467b8.47955869 EriĢim tarihi 20.08.2017
URL 2 (2017)http://www.tarimpusulasi.com/tarim/tarimda-kazan-kazan-donemi-
basliyor/20023 haber tarihi 21-08-2017
URL 3 (2017) https://www.dunya.com/sektorler/tarim/tarim-arazileri-kullanimina-
duzenleme-haberi-393858 haber tarihi 09 Aralık 2017, EriĢim tarihi 10.01.2018.
URL 4 (2018) T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI
http://www.tarim.gov.tr/Konular/Pazarlama/Faaliyetler
URL 5 (2004) II. Tarım ġurası, X. Komisyon,
http://www.orkoop.org.tr/uploads/files/10.komisyon.pdf EriĢim tarihi:
24.01.2018.
Uysal ġ. (2013), Manisa İlinde Bitkisel Ürünler İhracatında Karşılaşılan Sorunlar ve
Çözüm Önerileri, CBÜ Sosyal Bilimler Dergisi
Cilt: 11, Sayı: 3
124
Uzunoğlu S. vd. (2000), Tarım Kesiminde Yeniden Yapılanma Yeni Destekleme
Politikaları ve Ürün Borsalarının Organizasyonu Ġstanbul Ticaret Odası Yayın
No 2000-52,
Ülgen, H. ve Mirze, K. S. (2014). İşletmelerde Stratejik Yönetim. (7. Baskı), Ġstanbul:
Beta Basın Yayın Dağıtım A.ġ.
Varadarajan R. (2010) Strategic Marketing and Marketing Strategy: Domain,
Definition, Fundamental İssues and Foundational Premises J. of the Acad.
Mark. Sci. Sayı: 38: ss.119–140
Weber, E.U., Blais, A.-R., & Betz, N.(2002). Domain- specific risk-attitud
scale: Measuring risk perceptions and risk behaviors., Journal of
Behavioral Decision Making, 15, 1-28.
Yanmaz, R., Duman, Ġ., Yaralı, F., Demir, K., SarıkamıĢ, G., Sarı, N., vd. (2015).
“Sebze üretiminde değişimler ve yeni arayışlar.” Türkiye Ziraat Mühendisliği
VIII. Teknik Kongresi Bildiriler Kitabı-1,ss. 579-605
Yıldırım A. ve diğ. (2014), Karaman İli Tarım Yatırım Kılavuzu, Karaman Oğlu
Mehmet Bey Üniversitesi
Yıldız A. (2017) ICBC –Türkiye’nin Kazan –Kazan Stratejisi, eriĢim tarihi 04.1.2018,
http://www.fortuneturkey.com/icbc-turkeyin-kazan-kazan-stratejisi-45349
YILMAZ Ġ.(2009), Avrupa Birliği’ne Uyum Sürecinde Türk Kesme Çiçek Sektörünün
SWOT (GTZF) Analizi, AKDENĠZ ÜNĠVERSĠTESĠ ZĠRAAT FAKÜLTESĠ
DERGĠSĠ, Cilt:22, Sayı:1, ss. 103–112
Yılmaz, M. K. (2008). Dünya’da ve Türkiye’de Tarımsal Finansman: Türkiye Için
Model Önerisi. Kadir Has Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans
Tezi (BasılmamıĢ). Ġstanbul, ss. 14-21.
YĠĞĠT S.ve ÖZYER K. (2011), Sürdürülebilir Rekabet Üstünlüğü Kaynağı Olarak
Bilgi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Ekonomik AraĢtırmalar Dergisi, ss. 348
YulafcI A. Cinemre H.A. (2007) Çarşamba Ovasında Yaş Meyve ve Sebze Pazarlama
Sorunları Ve Çözüm Önerileri OMÜ Zir. Fak. Dergisi, Cilt: 22,Sayı: 3 ss. 260-
268
125
EKLER
Ek:1 Anket Formu
ANKET FORMU
Sayın üretici, bu anket Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde yürütülmekte olan “Yaş
Sebze Ve Meyve Üreticilerinin Pazarlama Faaliyetlerinin Stratejik Perspektifle Değerlendirilmesi: Antalya’nın
Serik İlçesinde Bir Araştırma” adlı yüksek lisans tezine veri sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Yardımlarınız için
teşekkür ederim.
Ayşe MERT
Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek lisans öğrencisi
Sayın katılımcı, lütfen aşağıdaki ifadelerden size en uygun gelen birini seçerek (X) işareti ile işaretleyiniz. 1-Kesinlikle katılmıyorum, 2- Katılmıyorum, 3-fikrim yok, 4- Katılıyorum, 5- Kesinlikle katılıyorum anlamındadır.
Kes
inlik
le
katıl
mıy
orum
Kat
ılmıy
orum
Ne
Kat
ılıyo
rum
Ne
de
Kat
ılmıy
orum
Kat
ılıyo
rum
Kes
inlik
le k
atılı
yoru
m
1 Ülkenin ekolojik yapısı ve ürün çeşitliği tarım sektöründeki etkinliğini artırır.
1 2 3 4 5
2 İyi tarım uygulamaları üretimde yaygın şekilde kullanılmalıdır. 1 2 3 4 5
3 Sanayi talebine uygun bitkisel üretimin sağlanması yeni bir pazar oluşturur.
1 2 3 4 5
4 Tarımsal sanayinin çeşitlenmesi üretimin çeşitlenmesini sağlar. 1 2 3 4 5
5 Devlet destekli tarım sigortalarının varlığı üreticiler için önemlidir. 1 2 3 4 5
6 İklim ve coğrafi yapı nedeniyle ürün çeşitliğine sahip olmak
tarımda strateji geliştirmemizi kolaylaştırır. 1 2 3 4 5
7 Geleneksel tarımsal üretim kültürümüz havza üretimine geçişi kolaylaştırır.
1 2 3 4 5
8 Dünya liderliğine sahip olduğumuz tarım ürünlerimiz tarımsal ihracatımızı artırır.
1 2 3 4 5
9 Girdi kullanımında dışa bağımlılık maliyeti artırmaktadır. 1 2 3 4 5
10 Tarım ürünlerinde piyasa düzenleme ve müdahale kuruluşları yetersizdir.
1 2 3 4 5
11 Tarımsal üretimde planlama eksikliği, fiyatlarda yıllık
dalgalanmaların yaşanmasına neden olur. 1 2 3 4 5
12 Ülkemizde tarım sektöründe teknoloji kullanımı yetersiz. 1 2 3 4 5
13 Bölgesel kalkınma politikalarının etkinliği için planlı tarım uygulaması yapılmalıdır.
1 2 3 4 5
14 Tarım sektöründe mesleki ve sivil örgütlenme
yaygınlaştırılmalıdır. 1 2 3 4 5
15 Üretici organizasyonları etkin ve güçlü olmalı 1 2 3 4 5
16 Çiftçilerin girdi maliyetleri ölçek ekonomisinden etkilenmemeleri için düşürülmelidir.
1 2 3 4 5
17 Pazar ihtiyacına göre üretim planlamasına göre üretim
çeşitlendirilmelidir. 1 2 3 4 5
18 Tarım alanlarının ve işletmelerin küçülmesi önlenmeli 1 2 3 4 5
19 Tarım ürünlerinin depolanması ve Pazar alt yapısı konusunda
yetersiziz 1 2 3 4 5
20 Toprak ve su kaynakları kullanımında sürdürülebilir yöntemler geliştirilmelidir.
1 2 3 4 5
126
Sayın katılımcı, lütfen aşağıdaki ifadelerden size en uygun gelen birini seçerek (X) işareti ile işaretleyiniz. 1-Kesinlikle katılmıyorum, 2- Katılmıyorum, 3-fikrim yok, 4- Katılıyorum, 5- Kesinlikle katılıyorum anlamındadır.
Kes
inlik
le
katıl
mıy
orum
Kat
ılmıy
orum
Ne
Kat
ılıyo
rum
Ne
de
Kat
ılmıy
orum
Kat
ılıyo
rum
Kes
inlik
le k
atılı
yoru
m
21 Sözleşmeli üretimin yapılması pazar sorununa bir çözümdür. 1 2 3 4 5
22 İyi tarım uygulamaları desteklemelerini kullanıyorum
1 2 3 4 5
23 Tarımsal üretimde çevre ile uyumlu girdi ve teknoloji kullanımı
yaygınlaştırılmalıdır. 1 2 3 4 5
24 Küçük ve orta ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri desteklenmelidir.
1 2 3 4 5
25 Ekonomik açıdan stratejik avantajlı ürünlerin üretimi artırılmalıdır.
1 2 3 4 5
26 Gelişen bir ekonomimin en önemli sektörü tarımdır. 1 2 3 4 5
27 Yenilenebilir enerji kaynakları ile enerji maliyetleri düşürülebilir. 1 2 3 4 5
28 Tarımsal AR-GE çalışmalarında STK, kamu, özel sektör ve
üniversiteler iş birliği yapmalıdır. 1 2 3 4 5
29 Arazi toplulaştırma faaliyetleri tarım sektör için olumlu
kazanımlar sağlar. 1 2 3 4 5
30 Toprak kirliliği, suyun bilinçsiz kullanımı iklim değişikliği tarımsal
üretimi olumsuz etkiliyor. 1 2 3 4 5
31 Tarım arazilerinin terk edilmesi tarım dışı kullanımı tarımı
olumsuz etkiliyor. 1 2 3 4 5
32 İş gücünün emek yoğun tarım faaliyetlerinde çalışma isteksizliği
var. 1 2 3 4 5
33 Ekonomik ve siyasi krizlerin, uluslararası ticari bloklaşmaların
üreticiye olan etkisi devlet kanalıyla azaltılmalıdır. 1 2 3 4 5
34
Kredilerini ödeyemeyen üreticilerin arazilerin ve üretim
araçlarının özel finans kuruluşlarınca haciz edilmesi üretimin
durmasına neden oluyor.
1 2 3 4 5
35 Genç nüfusun tarıma azalan ilgisi artırılarak tarım faaliyetlerinin sürekliliği sağlanmalıdır.
1 2 3 4 5
36 Ürün değerlendirme ve pazarlama konusunda eksiklikler
yaşıyoruz. 1 2 3 4 5
37 Üretici örgütlerine yönelik finansman kolaylığı ve vergi indirimi
sağlanmalıdır. 1 2 3 4 5
38 Küçük ölçekli üretim yapan çiftçilerin tarım işletmeleriyle rekabeti çok zor.
1 2 3 4 5
39 Üreticilerin pazarlama faaliyetleri içinde etkin rol almaması aracı sayısındaki artış üretici ve tüketici memnuniyetini azaltıyor.
1 2 3 4 5
40 Çiftçiler düşük üretim kapasitesi yüksek maliyet nedeniyle
ihracat faaliyetlerinde aracıları kullanıyorlar. 1 2 3 4 5
41 Ürünlerin sebze meyve halleri üzerinden pazarlama zorunluluğu serbest rekabeti olumsuz yönde etkilemektedir.
1 2 3 4 5
42 Ürünlerin gıda güvenliğini ve izlenebilirliğinin sağlanmasına
uygun mekanizmalar bulunmamakta. 1 2 3 4 5
43 Üreticilerin mallarını pazarlama imkânları yetersiz. 1 2 3 4 5
44 Komisyoncular aracılar fiyat belirlemede etkin rol oynuyorlar.
1 2 3 4 5
127
Sayın katılımcı, lütfen aşağıdaki ifadelerden size en uygun gelen birini seçerek (X) işareti ile işaretleyiniz. 1-Kesinlikle katılmıyorum, 2- Katılmıyorum, 3-fikrim yok, 4- Katılıyorum, 5- Kesinlikle katılıyorum anlamındadır.
Kes
inlik
le
katıl
mıy
orum
Kat
ılmıy
orum
Ne
Kat
ılıyo
rum
Ne
de
Kat
ılmıy
orum
Kat
ılıyo
rum
Kes
inlik
le k
atılı
yoru
m
45 Toptancı hali iç ve dış işlem maliyetleri azaltılmalı. 1 2 3 4 5
46 Toptancı hallerindeki iş yerleri ile semt pazarlarındaki satış yerlerinin en az %10 üreticiye ayrılmalı
1 2 3 4 5
47 Toptancı hallerinde müzayede, depolama, ambalajlama tesisleri
kurulmalı. 1 2 3 4 5
48 Üreticinin korunması için alım satım işlemlerinde düzenlenen
sözleşmelerin asgari şartlarının belirlenmesi gerekiyor. 1 2 3 4 5
49 Üreticiler birlikte hareket edebilseler daha yüksek fiyattan satabilirler.
1 2 3 4 5
50 Üreticiler arasında güven ortamımın sağlanmamasından dolayı,
birlikte hareket etmiyorlar. 1 2 3 4 5
51 Yaş sebze ve meyve üretiminde yeterli teknik bilgi ve beceriye
sahibim. 1 2 3 4 5
52 İlçede gerçekleştirilen tarımsal eğitim programlarını takip ediyorum ve katılıyorum.
1 2 3 4 5
53 Devlet kurumlarının desteği olmadan üreticilerin birlikte hareket
edeceği pazarlama organizasyonları oluşturulamaz. 1 2 3 4 5
54 Düzenlenen festivaller coğrafi açıdan ürünlerin tanıtımında ve
pazarlanmasında katkı sağlar. 1 2 3 4 5
55 Yaş sebze ve meyve satış fiyatlarının belirlenmesinde
üreticilerin hiçbir şekilde etkisi olmuyor. 1 2 3 4 5
56 Bölgesel planlı üretimin yapılması uzmanlaşma ile birlikte ulusal ve uluslararası pazarlarda tanınmasını sağlar (Finike portakalı )
1 2 3 4 5
57 Yaş sebze ve meyve pazarlamasının geliştirilmesi konusunda
her türlü destek veririm 1 2 3 4 5
58
Çiftçilerin bilişim teknolojilerini kullanarak hava durumu, piyasa,
tarımsal destekler, teknik bilgilere kolayca ulaşması Pazar fırsatı
yakalaması açısından stratejik öneme sahiptir.
1 2 3 4 5
59 İnternet üzerinden ürünlerimin satışını gerçekleştiriyorum. 1 2 3 4 5
60 Kırsal turizmin desteklenmesi yöresel ve geleneksel ürünlerin satışını artırır.
1 2 3 4 5
DEMOGRAFİK BİLGİLER
61. Cinsiyetiniz : ( ) Kadın ( ) Erkek
62. Medeni Durumunuz : ( ) Evli ( ) Bekâr
63. Yaşınız : ( ) 17- 27 ( ) 28-38 ( ) 39-49 ( ) 50-60 ( ) 61 ve üzeri
64. Eğitim durumunuz : ( ) Okur-yazar ( ) İlköğretim ( ) Orta öğretim ( ) Lise
( ) Ön lisans ( ) Lisans ( ) Yüksek lisans ( ) Doktora
65. Çiftçilik deneyiminiz kaç yıl : ( ) 1-5 ( ) 6 -10 ( ) 11-15 ( ) 16-20 ( ) 21-25 ( ) 26 yıldan fazla
66.Hane halkı kaç kişiden oluşuyor : ( ) 1 ( ) 2 ( ) 3 ( ) 4 ( ) 5 ( ) 6 ( ) 7 den fazla
128
67. Aşağıdaki ifadelere evet hayır seçeneklerinden birini işaretleyiniz?
67.1. Üretim sırasında maliyet hesabı yapıyor musunuz? Evet
Hayır
67.2. Düzenli yıllık gelir gider hesabı yapıyor musunuz? Evet
Hayır
67.3. Düzenli olarak danışmanlığınızı yapan bir ziraat mühendisi var mı? Evet
Hayır
67.4. Hasat sırasında diğer Üreticilerle ortak hareket ediyor musunuz? Evet
Hayır
67.5. Bağlı Bulunduğunuz her hangi bir komisyon var mı? Evet
Hayır
67.6. Yaş sebze ve meyve Üretimi ile ilgili Özel TV kanalları ve/veya tarımsal destek sağlayan kuruluşlardan yazılı basım ve görsel yayın eğitim programlarından yararlandınız mı ?
Evet Hayır
68. Yaş Sebze ve Meyve Üretimi İçin Gerekli Finansmanı nerden temin ediyorsunuz. Birden fazla işaretleme
yapabilirsiniz.
( ) Kredi kullanmıyorum ( ) Ziraat bankası ( ) Tarım kredi koop
( ) Aracılardan (komisyon ) borç alıyorum
( ) Başkalarından borç alıyorum
( ) diğer bankalardan kredi (belirtiniz) …………………………………………..
69) Üretim sırasında karşılaştığınız sorunları çözmek için kimlere başvuruyorsunuz. Birden fazla işaretlemeyapabilirsiniz.
( ) Kendi tecrübem ( ) Araştırmalarım ( ) İl/ilçe tarım müdürlükleri
( ) Komşu ( ) Akraba ( ) ziraat mühendisleri
( ) diğer ( belirtiniz) ………………………………..
70. Yaş sebze ve meyve pazarı ile ilgili bilgileri nerden alıyorsunuz? Birden fazla işaretleme yapabilirsiniz.
( ) Kooperatiflerden ( ) Ziraat odalarından ( ) İlçe tarım müdürlüğünden
( ) Komisyonculardan
( ) Diğer üreticilerden ( ) Medyadan ( ) ihracatçı firmadan ( ) İnternetten
71. Üretim sırasında karşılaştığınız sorunları önem derecesine göre en önemli sorunu 1 den başlayaraknumarandınız.
( ) İlaç ve Gübre temini ( ) Zirai mücadele konusunda
yetersizlik ( ) İşçilik masrafları ve kaliteli iş gücü
( ) Sulama ve elektrik maliyetleri ( ) Teknik araç yetersizliği ( ) Pazarlama sorunları
( ) Yakıt maliyeti ( kömür, odun, mazot, benzin) ( ) Yaş sebze meyve üretimi hakkında yetersiz teknik bilgi
( ) Diğer (belirtiniz) ……………………………...
Katkınız için teşekkürler...
133
EK:4 Literatür tablosu
Sıra No Yayının tam künyesi (Yayın adı, yılı,
yayınlandığı yer, cilt, sayfa)
Yayının Katkısı
1
CAN M. SAKARYA E. (2012) ―Dünya ve
Türkiye‘de tarım ve hayvancılık
kooperatiflerinin tarihsel geliĢimi, iktisadi
önemi ve mevcut durumu‖ Vet. Hekim Der
Dergisi 83(1): 27-36,
Dünyada ve Türkiye‘de tarım ve hayvancılık sektörlerinde kooperatif örgütlenmenin tarihsel geliĢimi,
mevcut durumu ve iktisadi öneminin değerlendirilmesi amacıyla gerçekleĢtirilen çalıĢma Kooperatifçilik
hareketinin baĢarılı olabilmesi için öncelikle üreticilerin kooperatifin kendi yararlarına olduğuna
inanması, üyelere örgüt kültürünün benimsetilmesi ve kooperatiflerin alanında uzman ve deneyimli
profesyonel kiĢiler tarafından yönetilmesi gerektiği sonucuna ulaĢılmıĢtır.
Sosyal, ekonomik ve siyasal boyutlar konusunda yetkin kiĢilerce ortakların, yöneticilerin ve yerel halkın
eğitilmesi ve yönlendirilmesi oldukça önem taĢımaktadır. Kooperatifçilik faaliyetleriyle birlikte üretici
lehine önemli ekonomik ve politik kazanımlar sağlanarak, tüketicilere uygun fiyattan sağlıklı ürün
arzının olacağı ve yerel ürünlerin küreselleĢme ve serbest piyasa ekonomisinin bazı olumsuz etkilerinden
korunacağı düĢünülmektedir.
2
AKÇAÖZ, H. ve BURHAN, Ö.
(2002), ―Tarımsal Üretimde KarĢılaĢılan
Riskler ve Uygulanabilecek Stratejiler.‖
Türkiye V. Tarım Ekonomisi Kongresi,
Erzurum
Bu çalıĢmada tarımsal üretimde karĢılaĢılan risk kaynakları ve uygulanan risk yönelimi stratejileri
araĢtırılmıĢtır. AraĢtırmaya göre en önemli risk kaynağı girdi maliyetlerindeki değiĢiklikler, en önemli
risk stratejisi ise birden fazla ürüne yer verilmesidir. AraĢtırma sonucunda Risk kaynaklan için bulunan
faktörler; doğal koĢullar, doğal afetler, devlet politikaları, , pazarlama, üretim ve yabancı iĢgücü, sosyal
güvenlik olarak, risk stratejileri ise güvenlik-finansman, iĢletme dıĢı gelir, çeĢitlendirme ve pazarlama
olarak adlandırılmıĢtır.
3
BARD S.K.ve BARRY P.(2000)
―Developing a scale for assessing risk
attitudes of agricultural decision makers‖,
International Food and Agribusiness
Management Review 3 (2000) 9–25
Tarımsal karar alıcıların risk tutumlarını değerlendirmek için bir ölçek geliĢtirmek amacıyla
gerçekleĢtirilmiĢtir. Likert yaklaĢımını kullanarak çiftçilerin risk yönetim araçlarına yönelik görüĢlerini
ortaya koyarak risk tutumlarını değerlendirmektedir. Tarım sektörünün herhangi bir sektöründe kiĢisel
mülakatlara gerek kalmadan insanlara uygulanabilen bir ölçek geliĢtirilmiĢtir.
4
DĠZDAROĞLU T. VE BALKAN C. (1996)
―Ġzmir Ġlinde Anason Üretimi, Maliyeti,
Pazarlama Sorunları‖ ANADOLU, J. of AARI
6 (2) 1996, 36 - 53 MARA
ÇalıĢma, 1989-1993 döneminde, Ġzmir ilinde anasonun nominal ve reel üretim maliyetleri ve masraf
unsurlarındaki geliĢmeler, üretim tekniği, girdi kullanımı, pazarlama ve baĢlıca sorunlar incelenerek
gerçekleĢtirilmiĢ. En önemli sorunun yabancı otla mücadele olduğu ve yetiĢtirme masraflarının % 35,97'
sini yabancı otla mücadele masraflarının oluĢturduğu sonucuna ulaĢılmıĢ. ĠĢgücü masraflarının payı %
69,06 olup, mekanizasyon düzeyi oldukça düĢük olduğu sonucu elde edilmiĢ.
134
5
CASTANO J.(2001) ―Agricultural Marketing
Systems and Sustainability
Study of Small Scale Andean Hillside Farms
Jairo‖ (Doctoral dissertation, sn])
http://library.wur.nl/WebQuery/wurpubs/fullte
xt/139420
Tarımsal Pazarlama Sistemleri ve Sürdürülebilirlik Açısından Küçük Ölçekli Ande Hillside Çiftlikleri
Ġncelenmesi çalıĢması ile sürdürülebilir küçük çiftlik üretim sistemlerinin benimsenmesini teĢvik
ederken pazarın bozulmalarını düzeltmede pazarlama mekanizmalarının önemini araĢtırmıĢtır. Özellikle,
araĢtırma, kaynak kullanıcılarını sürdürülebilir tarıma yönlendiren sinyaller vermeyi mümkün kılacak
pazarlama kanalındaki geliĢmelere odaklanmaktadır. AraĢtırma sonucunda sürdürülebilir uygulamalar
için çok fazla emek, mekân, bazen sermaye ve enerji kullanıldığına. Sürdürülebilir üretim sistemlerinin
benimsenmesinin teĢvik edilmesinde pazarlamanın önemli bir bileĢen olduğunu belirterek, kırsal yatırım
stratejilerinin geliĢtirilmesi gerektiği vurgulanmıĢtır.
6
YULAFCI A. Ve CĠNEMRE H.A. (2007)
―ÇarĢamba Ovasında YaĢ Meyve Ve Sebze
Pazarlama Sorunları Ve Çözüm Önerileri‖
OMÜ Zir. Fak. Dergisi, 2007,22(3):260-268
ÇarĢamba Ovasında üretilen yaĢ meyve ve sebzelerin pazarlama yapısını, pazarlama ile ilgili karĢılaĢılan
problemleri tespit etmek ve bu problemlerin çözümü konusunda öneriler ortaya koymak amacıyla
gerçekleĢtirilen çalıĢma sonucunda ilçede üretilen sebze ve meyvenin pazarlandığı en önemli yer YaĢ
Sebze ve Meyve Hali olduğu sonucu elde edilmiĢtir. Üreticilerin ilçe ve semt pazarlarında en önemli
Ģikâyetleri yer darlığı ve kapalı alan, sergi alanı ve depolama gibi altyapı sorunudur.
7
AKÇAÖZ H., ÖZKAN B., KIZILAY
H.(2005), ―Tarımsal Üretimde Çiftçi
DavranıĢları: Çiftçiliği Uygulama Ölçeği
(Fıs)1‖
BAHÇE 34 (2): 63 – 71
AraĢtırma Manavgat ve Serik ilçelerine bağlı köylerde yapılan anketlerden elde edilen verilerle
oluĢturulmuĢtur. 2003 yılı üretim dönemi için 143 çiftçi ile anket yapılmıĢtır. Çiftçiliği uygulama ölçeği
kapsamında üretim, bilgi toplama, risk, stres, iĢletme dıĢı iĢ, yenilik ve çevre konuları incelenmiĢtir. Elde
edilen verilerle çiftçiler en yüksek geliri elde etmenin önemli olduğunu, tarımla ilgili konularda kiĢi ve
kuruluĢlardan bilgi aldıklarını, aile üyelerinin iĢletmede çalıĢmasının iĢletmenin devamlılığı için gerekli
olduğunu, yeni tarımsal yöntemleri kullanmanın önemli olduğunu ifade ettiği sonucuna ulaĢılmıĢtır.
ÇalıĢmada, çiftçiliği uygulama ölçeğinde; üretim uygulamaları, finans uygulamaları, iĢletme dıĢı iĢ ile
ilgili uygulamalar, çevre ile ilgili uygulamalar ve kâr ile ilgili uygulamalar Ģeklinde 5 faktör ifade
edilmiĢtir.
8
ERDĠNÇ Z. ve ERDĠNÇ M.H. (2014)
―Türkiye‘de Tarım Reformu ―EskiĢehir
Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler
Dergisi, 2 (1) http://www.istanbul
universitesi.dergipark.gov.tr/o
gusbd/issue/10978/131413
Bu çalıĢmada Türkiye‘de tarım sektöründe yaĢanan sorunlar çerçevesinde yeni politika ve stratejilerin
uygulanması ihtiyacı nedeniyle tarımın ekonomideki önemi, sektörde yaĢanan sorunlar ve tarım reformu
amaç ve gerekliliği çerçevesinde tarım reformu çalıĢmaları incelenmiĢ AraĢtırma sonucunda yapılan
düzenlemelerde hedeflerin net Ģekilde belirlenmesinin ve hızlı ve doğru kararların alınmasının gerekliliği
vurgulanmıĢtır.
135
9
SIRAY E. AKÇAY Y.(2010), ―Giresun Ġli
Merkez Ġlçede Fındık YetiĢtiren ĠĢletmelerin
Ekonomik Analizi, Üretim ve Pazarlama
Sorunlarının Belirlenmesi Üzerine Bir
AraĢtırma‖ GOÜ. Ziraat Fakültesi Dergisi, ,
27(1), 43-56
Fındık yetiĢtiriciliği yapan 126 adet iĢletmeden anket yoluyla elde edilen veriler sonucunda bölgede
fındık üretiminde karĢılaĢılan sorunların baĢında ―girdilerin pahalı olması‖ gelmektedir. Fındığın
üretimden pazarlanması aĢamasına kadar ve pazarlama esnasında görülen bölgedeki problem, incelenen
iĢletmeler bazında değerlendirildiğinde ―serbest piyasada fındık fiyatının düĢük olması‖ en önemli sorun
olarak değerlendirilmiĢtir. Diğer sorunlar sırasıyla emanete fındık bırakılması‖, ―kadastro çalıĢmalarının
yapılmaması veya mülkiyet problemleri nedeniyle Çiftçi Kayıt Sistemi‘ne kayıt olamamak‖,
―üreticilerin birlikte hareket etmemesi‖, ―Ģeklinde ifade edilmiĢtir.
10
ALBAYRAK, M., TAġDAN, K., GÜNEġ, E.,
SANER, G., ATIġ, E., ÇUKUR, F., &
PEZĠKOĞLU, F. (2010), ―Küresel Rekabet
Açısından Türkiye‘de Tarım Ve Gıda Ürünleri
Pazarlama Sistemlerine BakıĢ: Mevcut Yapı,
Sorunlar, Fırsatlar, Hedefler‖ TMMOB Ziraat
Mühendisleri Odası Ziraat Mühendisliği VII.
Teknik Kongresi, 11-15.
Türkiye‘deki pazarlama yapılarının incelenmesi amaçlandığı çalıĢmada için öncelikle tarım ve gıda
ürünlerinin pazarlama sistemleri ortaya konulduktan sonra, iç ve dıĢ pazarlarda karĢılaĢılan sorunlar,
sahip olunan fırsatlar ve hedeflerin neler olduğu ortaya konulmuĢ. Ġlgili veriler dikkate alınarak Bütüncül
yaklaĢımla (sorun ve hedef ağacı) değerlendirmeler gerçekleĢtirilmiĢ. AraĢtırmaya göre; ĠĢletmelerin,
ticaret borsaları, toptancı halleri gibi pazarlama sisteminde faaliyet gösteren birimlerdeki altyapı
sorunları nedeniyle modern hizmet sunumunu gerçekleĢtiremedikleri ve gıda güvenliği açısından ciddi
riskleri beraberinde taĢıdıkları belirtilmiĢtir. Pazarlama bir sistem meselesidir üretici bazındaki sorunlar,
aracıları, diğer firmaları; pazardaki kurumların yapısal eksiklikleri alıcıları ve gıda güvenliğini etkilediği
sonucuna ulaĢılmıĢtır.
11
TÜRKOĞLU E. (2015) ―KüreselleĢme Ve
Tarım Sektörü: Türkiye Örneği‖
Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü YayınlanmıĢ yüksek lisans tezi
KüreselleĢme süreci ile uygulamaya geçen politikaların tarım sektörü üzerindeki etkisini incelemek ve
Türk tarım sektöründe küreselleĢme süreci ile yaĢanan dönüĢümün kalkınma sürecine etkilerini ortaya
koymak amacıyla gerçekleĢtirilen çalıĢmanın sonucuna göre; genel olarak yaĢanan bütün küresel ve
teknolojik geliĢmeler Türkiye‘de tarımsal üretimi ve verimi arttırmıĢtır. Tarımsal ürün ihracatı ile elde
edilen döviz gelirleri sanayi için altyapısı için kullanılmıĢ ve sanayi giderek geliĢmiĢtir. Sanayi için
gerekli istihdam tarım sektöründen karĢılanmıĢtır. Tarım sektörünün, sanayi ürünlerini talep etmesiyle
birlikte iki sektör birbirini destekleyerek ekonomik kalkınmayı desteklemiĢlerdir. Ancak küreselleĢen dıĢ
ticaret yapısındaki değiĢimle birlikte Türkiye tarımsal ürün ve tarımsal girdi bakımından ithalatçı bir
yapı haline gelmiĢtir. Bu sebeple Türkiye‘nin dıĢ pazarlara karĢı rekabet gücünü arttırıcı ve ithalatçı bir
yapıdan ihracatçı bir yapıya dönüĢmesine katkı sağlayıcı politikaların izlenmesi öncelik verilmelidir.
136
12
MUTLU H.M. ve NAKĠPOĞLU A.(2011),
―Uluslararası Pazarlama stratejilerinin Ġhracat
Performansı Üzerine Etkisi‖ Elektronik Sosyal
Bilimler Dergisi Güz-2011 Cilt:10 Sayı:38
(245-261
Uluslararası pazarlama stratejilerinin, yabancı pazara yönelik benzerlik algısının ve pazardaki rekabetçi
avantaj kaynağının ihracat performansı üzerine etkilerini firma büyüklüğü ve yaĢ değiĢkenleri
kapsamında inceleyen araĢtırma sonucunda firmaların pazarlama karmasının sadece birinde adaptasyona
gitmedikleri, yapılan adaptasyonların karmanın bütün elemanlarını kapsayacak Ģekilde
değerlendirdiklerinin düĢünülebileceğini ifade etmiĢlerdir.
13 NAVARROA A. LOSADAB F. RUZO E, ve
diğ.(2010),
―Implications of perceived competitive
advantages,adaptation of marketing tactics and
export commitment on export performance‖,
Journal of World Business 45 (2010) 49–58
―Algılanan rekabetçi avantajların etkileri, pazarlama taktiklerinin uyarlanması ve ihracat performansına
ihracat taahhüdü‖ isimli bu çalıĢmanın amacı, yabancı pazarlarda firma davranıĢının (ihracat taahhüdü ve
pazarlama taktiklerinin uyarlanması) algılanan rekabet avantajları ve ihracat performansı üzerindeki
etkisini incelemek suretiyle uluslararası pazarlama literatüründe önemli bir boĢluğu doldurmaktır. 150
Ġspanyol ihracat firmasının bir örneğini kullanarak yapılan çalıĢma, dıĢ pazarlarına daha fazla bağlı olan
firmaların, pazarlama programının unsurlarını uyarlamaya daha istekli olduklarını ortaya koydu. Bu
firmalar, aynı zamanda dıĢ pazarlarda daha iyi performans sergiliyor. Dahası, elde edilen sonuçlar,
pazarlama taktiklerini uyarlamanın, ihracat performansına doğrudan etki yapmadığını, ancak dıĢ
pazarlarda algılanmıĢ rekabet avantajlarının elde edilmesine olumlu etkide bulunduğu ve ihracat
performansına olumlu etkisi olduğuna iĢaret etmektedir.
14
OLESENA J.E. ve diğ.(2011), ―Impacts and
adaptation of European crop production
systems to climate change‖ Avrupa bitki
üretim sistemlerinin iklim değiĢikliğine etkisi
ve Adaptasyonu, E. Olesen et al. / Europ. J.
Agronomy 34 (2011) 96–112
Avrupa'da tarımda iklim ve iklim değiĢikliğinin algılanan riskleri ve öngörülen etkileri üzerine niteliksel
ve niceliksel anket seti, 26 ülkedeki tarımsal iklim ve bilimsel tarım uzmanlarına uygulanarak
gerçekleĢtirilen çalıĢma sonucunda Avrupa'daki çiftçilerin Ģu anda iklim değiĢikliğine adapte olduklarını,
Anketlerdeki yanıtlar, iklim değiĢikliği ürünlerinin etkileri ve Avrupa'nın kuzey Avrupa ülkelerinde bile
Avrupa'da üretilen olumsuz beklentilerin ĢaĢırtıcı derecede yüksek bir oranını göstermektedir. Hem
olumlu hem de olumsuz beklenen etkiler, Kuzey Avrupa'da Akdeniz ülkelerinde olduğu gibi büyüktür ve
bu, büyük ölçüde, mevcut getirilerin korunması için etkin adaptasyon imkânlarıyla bağlantılıdır.
Macaristan, Sırbistan, Bulgaristan ve Romanya'yı içeren Pannon bölgesi bölgesinde, kara iklimi için en
olumsuz etkiler bulunmuĢtur. Avrupa'da iklim değiĢikliği üretiminin olumsuz etkilerinin çoğunu
hafifletmek için çoğu Avrupa bölgesinde geniĢ bir yelpazede uyum seçenekleri bulunmaktadır. Ancak,
iklim değiĢikliği ve uyum için olasılıklar göz önünde bulundurulduğunda, etkiler Avrupa'daki geniĢ
bölgelerde hala olumsuzdur.
137
15 BOEHLJE M., FULTON J.
GRAY A. NĠLSSON T.(2003), ―Strategic
Issues in the Changing Agricultural Industry‖
Center for Food and Business at Purdue
University December
DeğiĢen Tarımsal Sektördeki Stratejik Konuları; Küresel Talep, FarklılaĢtırılmıĢ Ürünler, Daha Fazla
Küresel Rekabet, Biyoteknoloji, Hassas Üretim, Biyolojik Üretim, Değer Zincirleri OluĢumu, Ekolojik
Tarım, Artan Risk, Daha Çok ÇeĢitlilik baĢlıkları altında nitel olarak incelenmiĢtir.
16
SULEWSKI P, KŁOCZKO-GAJEWSK A.
(2014), ―Farmers‘ risk perception, risk
aversion and strategies to cope with
production risk: an empirical study from
Poland‖, Studies in Agricultural Economics
116 (2014) 140-147
Bu çalıĢma sonucunda kuraklığın çiftçiler tarafından Polonya‘daki üretim riskinin ana faktörü olarak
algılandığı sonucuna ulaĢmıĢlardır. Polonyalı çiftçiler daha çok riskten kaçınmakla birlikte, çiftlik
durumunda kiĢisel sağlıklarını da dikkate alıyorlar. ÇalıĢmanın Analizi sonucunda, borç oranı, önceki
yıllarda üretimde meydana gelen kayıplar, toprak kalitesi ve önceliklerin hiyerarĢisi olarak mali
bağımsızlığa yoğunlaĢmanın Polonyalı çiftçilerin riskten kaçınma düzeyini arttırdığını göstermiĢtir. En
önemli riskle baĢa çıkma stratejisi, ürün güvenliğidir. Çiftçilerin risk algısı, riskten kaçınma ve tercih
edilen risk yönetim stratejileri hakkında bilgi sahibi olarak, tarımsal risk yönetimini destekleyen politika
araçlarının oluĢturulması ve çiftçilerin ihtiyaçlarına göre hazırlanmıĢ eğitim programlarının
geliĢtirilmesinin gerekliliğini savunmuĢlardır.
17
ADANACIOĞLU H. (2015), ―Sürdürülebilir
Tarımsal Pazarlama GiriĢimleri‖, Türk Tarım
– Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi, 3(7): 595-
603, 2015
Sürdürülebilir tarımsal pazarlama alanında dünyada ve Türkiye‘de uygulanan giriĢimlerin incelenerek
tartıĢılması ve Türkiye‘deki tarımsal pazarlama giriĢimlerinin performansının geliĢtirici öneriler
getirilmesinin amaçlandığı çalıĢmaya göre Türkiye‘de sürdürülebilir tarımsal pazarlama giriĢimlerin
artırılmasına yönelik uzun vadeli stratejilerin belirlenmelidir. Sürdürülebilir pazarlamanın ilkeleri olan
Sosyal, ekonomik ve çevresel açıdan incelenerek tarımsal pazarlamayı geliĢtirmek için verilen destek
projelerinin gerekli koĢulları sağlayıp sağlamadığına bakılmalıdır. AraĢtırma sonucuna göre; Türkiye‘de
sürdürülebilir tarımsal pazarlama giriĢimlerin uygulanmasında pazarlamada dikey bütünleĢmeye
gidilmesi, doğrudan pazarlama stratejilerinin kullanılması önem taĢımaktadır. Söz konusu giriĢimlerin
tutundurma faaliyetlerinde ise güvenli üretim metotları, bölgeselcilik, yöresel lezzetler, yöresel sanatlar,
çevrenin ve insan sağlığının korunması ve biyoçeĢitlilik gibi temaların ön plana çıkartılması pazarlama
baĢarısı açısından gerekli bulunmaktadır.
138
18
KIZILASLAN H., GÖNÜLTAġ H.(2011),
―BiliĢim Teknolojisinin Tarım Ürünlerinin
Pazarlamasındaki Konum ve Önemi (E-
Pazarlama)‖, GOÜ, Ziraat Fakültesi Dergisi,
2011, 28(1), 1-11
Bu çalıĢmada biliĢim teknolojisinin, elektronik ticarette ve tarım ürünlerinin pazarlanmasında kullanımı
ile ilgili veri ve istatistikler doğrultusunda meydana gelen sonuçlar ortaya konulmuĢtur. Tarımsal
pazarlama alanında biliĢim teknolojisinin ve pazarlama kavramları e-ticaret ve e-pazarlama konum ve
önemi değerlendirilmiĢtir. Çiftçilerin Türkiye ve dünya ölçeğinde yapacakları üretim ve pazarlama
faaliyetleri biliĢim teknolojisini kullanmaları devlet yardımları ile sübvanse edilmeli, ücretsiz eğitim
faaliyetleri düzenlenmelidir. Güvenilir bir e-tarımsal ticaret ortamında alıĢveriĢ için tüm hukuki ve
yapısal reformları bir kez daha gözden geçirmeli, tarımsal e-pazarlama alanında bilerek yapılacak hata ve
suçlar için hukuki yaptırımlar belirlenmelidir.
19
AKÇAÖZ H.,ÖZKAN B.,
KARADENĠZ C.F., FERT C.(2006),
―Tarımsal Üretimde Risk Kaynakları Ve Risk
Stratejileri: Antalya Ġli Örneği‖
Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi,
2006, 19(1), 89-97
―Tarımsal Üretimde Risk Kaynakları Ve Risk Stratejileri: Antalya Ġli Örneği‖ isimli AraĢtırmada
Merkez, Manavgat ve Serik ilçelerindeki 143 tarımsal iĢletmeden anket yoluyla elde edilmiĢ verilerin
analiziyle en önemli risk unsurunun girdi maliyetlerindeki değiĢiklikler ve risk stratejisinin ise
borçlanmayı azaltmak olduğunu sonucuna ulaĢılmıĢlardır. ÇalıĢmada elde edilen verilere uygulanan
faktör analizi sonucunda risk kaynakları; iklim koĢulları, doğal afet, ekonomi ve politika, hastalık ve
zararlılar, borçluluk ve teknoloji, finans, kiĢisel faktörler, yağıĢ ve üretim maliyeti olarak, risk stratejileri
ise çeĢitlendirme, borç yönetimi, pazarlama yönetimi, iĢletme dıĢı iĢ ve sermaye yönetimi olarak
adlandırılmıĢtır.
20
DERE H.E.(2006), ―Tarımsal Pazarlama
Sorunları Ve Sultandağı Kirazı Üzerine Bir
AraĢtırma‖,Afyonkarahisar Kocatepe
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Türkiye‘de tarımsal pazarlamanın sorunlarını tespit etmek amacıyla gerçekleĢtirmiĢtir. AraĢtırma için
gerekli olan veriler Afyonkarahisar‘a bağlı Sultandağı ilçesinde kiraz üreticilerine uygulanan anket ve
mülakat yöntemleriyle toplanmıĢtır. Anket verilerinin istatistiksel anlamda iliĢkileri incelenmiĢtir. Anket
sonuçlarının yorumlanması sırasında yarı yapılandırılmıĢ görüĢmeler sonucunda elde edilen bilgilerden
de faydalanılmıĢtır. AraĢtırma sonucunda Sultandağı‘nda kiraz pazarlamasında önemli sorunlar tespit
edilmiĢ ve bu sorunların çözümünde ilçedeki kurumların ve yetiĢtiricilerin yetersiz kaldıkları ortaya
çıkmıĢtır.
21
KIZILASLAN N., ÜNAL T. (2015),
―Tarımsal Pazarlamada Alternatif Pazarlama
Ağı Olan Elektronik Ticaretin(E-Ticaret)
SWOT Analizi ile Değerlendirilmesi‖
Türk Tarım – Gıda Bilim ve Teknoloji
Dergisi, 3(7): 537-544, 2015
Bu çalıĢmada e-ticaretin tarım sektörüne katkısı, fırsatlar, tehditler, eksiklikler ve üstünlükleri ele
alınarak incelenmiĢtir. Zaman, mekân sınırlaması olmadan biliĢim teknolojileri aracılığıyla e-ticaretin
ulusal ve uluslararası arz talep dengesinin kurulması, aktif ve canlı pazarlamanın sağlanmasında önemli
rolleri üstleneceği görülmüĢtür. Tarımsal pazarlama sorunlarının azaltılması noktasında da önemli bir
araç olarak karĢımıza çıkmaktadır. E-ticaretin tarımsal pazarlamada aktif olarak kullanılmasıyla tarımsal
üretimden etkilenen sanayi kuruluĢları ve üreticiler için ürünlerinin pazarlamasında kolaylık sağlanacak
ve ülkenin her yerini potansiyel pazar konumuna getirecektir.
139
22
THEODOSĠOU M. ,LEONĠDOU L.C.(2003)
―Standardization versus adaptation of
international marketing strategy: an
integrative assessment of the empirical
research‖ International Business Review 12
(2003) 141–171
Uluslararası pazarlama stratejisinin uyarlanmasına karĢı standardizasyon: Ampirik bilgilerin
bütünleĢtirici bir değerlendirmesi: AraĢtırma Strateji standardizasyonu / adaptasyonu, onun öncülleri ve
performans sonuçlarının odaklandığı 36 çalıĢmanın bütünsel bir analizine dayanarak gerçekleĢtirilmiĢtir.
Bu araĢtırma akıĢı, uygun olmayan kavramsallaĢtırmalara atfedilebilen belirsiz, çeliĢkili ve bir dereceye
kadar kafa karıĢtıran bulgularla karakterize edilmiĢtir, yetersiz araĢtırma tasarımları ve zayıf analitik
teknikler. Bu analizden kaynaklanan merkezi sonuç, pazarlama stratejisini standartlaĢtırmak veya üstün
iĢ performansı elde etmek için uyarlamak olsun ya da olmasın, bir firmanın belli bir yabancı pazarda
belirli bir zaman diliminde karĢılaĢtığı koĢulların kümesine bağlı olacağı yönündedir.
23
YILDIRIM A. Sezer M., Aydın N., AteĢ
Sönmezoğlu Ö. (2014), ―Karaman Ġli Tarım
Yatırım Kılavuzu‖ , Karamanoğlu
Mehmetbey Üniversitesi
―Karaman Ġli Tarım Sektörü Yatırım Kılavuzu‖ çalıĢması Sektörel anlamda tüm deneyimlerin bilimin
ıĢığında giriĢimci ve yatırımcılara aktarılması, onlara yeni bakıĢ açısı oluĢturulması amacıyla
gerçekleĢtirilmiĢtir. ÇalıĢma sonucuna göre tarımsal üretimde özellikle sulama giderleri kapsamında
ihtiyaç duyulan enerjiyi karĢılayabilecek yenilenebilir enerji potansiyeline sahip olan bölgede Enerji
potansiyelinin etkin Ģekilde kullanılması ve hayvancılığın kalkınması için yapılan her türlü yatırım ve
projeyi destekliyoruz. Ülke tarımında bilim ve teknoloji alanında yaĢanan geliĢimlerle birlikte doğal
kaynakların korunmasını sağlayacak iyi tarım uygulamaları yatarım planları çiftçilerimizin gelirlerinin
artırılmasını ve aynı zamanda kaliteli üretimin de süreklilik kazanmasını sağlayacaktır.
24
UZUNOĞLU S. ALKĠN K:, GÜRLESEL C.
F. , CĠVELE U. (2000), ―Tarım Kesiminde
Yeniden Yapılanma― Ġstanbul Ticaret Odası
Yayın No: 2000-52
"Tarım Kesiminde Yeniden Yapılanma; Yeni Destekleme Politikaları ve Ürün Borsalarının
Organizasyonu" baĢlıklı araĢtırma. 2000-2010 yılları arasında Türk tarım sektöründe yeniden
yapılanmayı sağlayacak politikaları ortaya koymak ve bu konuda hazırlanacak olan somut proje ve
giriĢimlere zemin hazırlamak amacıyla tasarlanmıĢtır AraĢtırma kısaca tarım sektörünün Türkiye
ekonomisindeki yerini gözler önüne sermektedir. sektörde yeniden yapılanmayı gerektiren iç ve dıĢ
faktörlerin bugünkü durumu ve ileriki yıllarda beklenen trendleri belirtmekte ve buna bağlı olarak
yeniden yapılanmanın gerekliliğine dikkat çekerek, sektörde uygulanabilecek tarım politikalarına
öneriler getirmektedir..
140
25
Ceylan S. (2015), ―Türkiye‘de Devlet Ve
Tarım ĠliĢkisi‖, GĠRESUN ÜNĠVERSĠTESĠ
SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ Yüksek
Lisans Tezi
AraĢtırma Türkiye‘deki devlet ve tarım iliĢkisini Cumhuriyet‘ten günümüze uygulanan tarım politikaları
açısından ele almak ve bunun bir örneği olarak tarım destekleme politikaları açısından tarım
politikalarının ekonomi içerisindeki yerini incelemek amacıyla gerçekleĢtirilmiĢ. AraĢtırma sonucuna
göre Türkiye‘de kaliteyi ve verimi artırmaya yönelik olarak uygulanan tarım politikalarının ülkede
yaĢanan geliĢmelerden önemli ölçüde etkilendiği ve buna bağlı olarak da tarım politikalarının baĢarı
oranının değiĢkenlik gösterdiği tespit edilmiĢtir. Tarımın iyileĢtirilmesi; iç ve dıĢ dinamikler, beklenti ve
tahminlerle ilgili alınacak kararlar ve yapısal sorunların çözülmesiyle, modern üretim teknikleriyle
yakından iliĢkilidir. Yakın geçmiĢte uygulamaya konulan tarım politikalarının incelenmesi tarımın
geleceğini tahmin etme konusunda yardımcı olacaktır.
26
SUNGUR O.,KOÇ R., DULUPÇU
M.A.(2014), ―Antalya‘da Tarım Ve Tarımla
ĠliĢkili Firmaların Ġnovasyon Ve Yerel
Aktörlerle ĠĢbirliği Faaliyetlerinin Analizi ―
Tarım Ekonomisi Dergisi 2014; 20(1): 1-15
Antalya‘da tarım sektöründe faaliyet gösteren 77 firmaların inovasyon faaliyetleri ve inovasyon
sürecinde yerel aktörlerle: Eğitim-AraĢtırma Kurumları, Üretici Birlikleri Dernekler, Kooperatifler,
Odalar-Borsalar, Kamu Kurumları ve Finans KuruluĢları ile iĢbirliği düzeyleri incelemiĢtir. AraĢtırma
sonucunda inovasyon faaliyetlerinin yürütüldüğü ancak firmaların inovasyon faaliyetlerini büyük ölçüde
tek baĢlarına yürüttükleri ve herhangi bir firma/kurum/kuruluĢ ile iĢbirliği içerisinde olmadıkları
görülmektedir.
27
ATAY, M. U.(2015)
―The Impact Of Clımate Change On
Agrıcultural Productıon In Medıterranean
Countrıes, ―A Dıssertatıon Submıtted To The
Graduate School Of Natural And Applıed
Scıences Of Mıddle East Technıcal Unıversıty
Akdeniz ülkelerinde iklim değiĢikliğinin tarımsal üretime etkileri çalıĢması; iklim değiĢikliğin tarım
üzerine olan etkisini Akdeniz ülkeleri kapsamında Bölgede en çok yetiĢen üç ürün olan buğday, mısır ve
patates üzerine etkisini belirlemek için kırılganlık ve ekonometrik analizler yapılarak gerçekleĢtirilmiĢtir.
ÇalıĢma sonucuna göre Kuzey Afrika ülkeleri, tarım alanında iklim değiĢikliğine uyum kapasitelerinin
düĢük seviyede olmasından dolayı, Güney Avrupa ülkelerinden daha fazla kırılgandır. Diğer bir bulgu
ise, seçilen ürünler uzun dönemde yağıĢın etkisiyle kıyaslandığında sıcaklıktan daha fazla
etkilenmektedirler. Bu çalıĢmanın katkısı iklim değiĢikliği riskinin ölçülmesi ve anlaĢılmasına, ayrıca,
uygun düzenlemelerin tarım sektöründe yürürlüğe girmesine yardımcı olacak olmasıdır.
141
28
SARI M.M., (2016), ―Tarım ĠĢletmelerinin
Örgütlenme Durumu Ve Buna Etki Eden
Faktörlerin Belirlenmesi: Erzurum Ġli Örneği‖,
Atatürk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
YÜKSEK Lisans Tezi
Erzurum ili tarım iĢletmelerinin tarımsal örgütlenme durumunun ve buna etki eden faktörlerin ortaya
konması amaçlanmıĢtır. ÇalıĢmanın sonucuna göre iĢletmeler ile uzaklık, iĢletmecinin eğitim seviyesi,
iĢletmecinin tecrübesi, hayvan varlığı, tarımsal desteklerden yararlanma ve gazete okuma oranı arttıkça
tarımsal örgütlere üye olma oranının arttığı belirlenmiĢtir. ġehir merkezine uzak yerlerde kooperatif ve
birlikler kurulmasının teĢvik edilmesi, tarımsal desteklerin tarımsal örgütler vasıtasıyla dağıtılması ve
artırılması, tarımla uğraĢan kiĢilere bilgi ve beceri artırıcı eğitimlerin verilmesi, , ticari karakterde
iĢletmelerin kurulması gibi alınacak tedbirlerle tarımsal örgütlenme oranının artacağı düĢünülmektedir
29
POLAT S.C.(2016), ―Ekolojik Tarım
Açısından Türkiye‘de TarımsızlaĢma‖
Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi
KüreselleĢmeyle birlikte uluslararası ekonomik kuruluĢların etkisiyle, dâhil olduğu uluslararası
anlaĢmalar ve bu kurumların politik yönlendirmeleriyle birlikte tarımsızlaĢma süreciyle karĢı karĢıya
kalan Türkiye son yıllarda tarımsal dıĢ ticaret açıkları yaĢamaktadır. YaĢanan tarımsızlaĢmanın sonucu
olarak GSYH içerisinde tarımın payının ve tarımsal nüfusun azalması gözlenmektedir.
Bu çalıĢmada; ekolojik tarımın dinamiklerinin tarımsızlaĢmaya çözüm olabilecek, tarımsızlaĢmanın
nedenlerine ne ölçüde cevap verebileceği değerlendirilmiĢtir. Bu doğrultuda; sürdürülebilir tarım,
güvenilir gıda, küçük üretici ve uluslararası tarımsal ticarette ekolojik tarımın etkinliği incelenmiĢtir.
Ekolojik tarımda üreticilerin bilgilendirilmesi ve bilgilerin güncelliğinin sağlanması verimlilik için son
derece önemli olduğu ve Üreticilerin endüstri-içi ticarette dezavantajlı konumda olduğu sonucuna
ulaĢılmıĢtır.
30
AĞIR H.B., SANER G., ADANACIOĞLU
H.(2015),
―Risk Sources Encountered by Farmers in the
Open Field Production of Strawberry and Risk
Management Strategies: A Case of Menemen-
Emirâlem District of Izmir‖ TARIM
BĠLĠMLERĠ DERGĠSĠ — JOURNAL OF
AGRICULTURAL SCIENCES 21 (2015) 13-
25
Ġzmir ilinde açıkta çilek yetiĢtiriciliği yapan üreticilerin karĢılaĢtıkları riskler ile tercih ettikleri risk
yönetim stratejilerini incelemek amacıyla gerçekleĢtirdiği çalıĢmasında 2010 üretim yılı içinde Ġzmir ili
Menemen ilçesi Emirâlem beldesinde açıkta çilek yetiĢtiriciliği yapan seçilmiĢ 52 üreticiden yüz yüze
görüĢme yoluyla elde edilmiĢ verileri kullanmıĢtır. Faktör analizinden elde edilen faktör yükleri
kullanılarak çoklu regresyon yöntemi ile çilek üretimi yapan üreticilerin sosyo-ekonomik özelliklerinin
risk kaynakları ve risk stratejileri üzerindeki etkisi analiz edilmiĢ. ÇalıĢmanın sonucuna göre en önemli
risk kaynağını kapasite yetersizliği, buna karĢılık en önemli risk yönetim stratejisi sürdürülebilir gelir
olduğu ortaya çıkmıĢtır. çilek üreticilerinin kapasite yetersizliği riskine çözüm olarak çilek üretiminde
ihtisaslaĢmaya gitmeleri, sürdürülebilir gelir stratejisi için de alternatif pazarlama yöntemlerine (tarladan
sofraya doğrudan pazarlama vb.) baĢvurmaları gerektiği sonucuna varılmıĢ. Çilek üreticilerinin kendi
kooperatiflerini kurarak alternatif pazarlama kanallarını oluĢturabilecekleri belirtilmiĢ.
142
31
TOSUN D., SAVRAN K., NĠYAZ Ö.C.,
KESKĠN B. DEMĠRBAġ N.(2014), ―The
Evaluatıon Of The Warehouse Receıpt System
For Agro-Food Products In Turkey‖
Anadolu J. Agr Sci, 2014, 29(3):240-247
Lisanslı depoculuk sisteminde yer alan ana unsurların sağlayacağı avantajlar ve lisanslı depoculuğun
geliĢmesinin önünde duran sorunlar için alınması gereken önlemlerin tartıĢıldığı çalıĢmada
gerçekleĢtirilen değerlendirmeye göre, kaliteli ürünün istenilen zamanda ve miktarda elde edilmesi, fiyat
istikrarı sağlaması ve üreticilere uygun kredi olanaklarının sağlanması, stok maliyetinin azaltılması
lisanslı depoculuk sisteminin baĢlıca avantajlarıdır. Bu avantajlarına rağmen, tarımsal iĢletmelerin
küçük ölçekli olması, ürün ihtisas borsalarının olmaması ve lisanslı depo kurma maliyetlerinin çok
yüksek olması gibi nedenlerden dolayı Türkiye‘de lisanslı depoculuk sisteminin geliĢmemiĢtir.
32
CAN M., SAYILI M., YILMAZÇOBAN M.,
BĠLĠCĠ B. (2014), Tarım ĠĢletmelerinin
Pazarlama Kabiliyetlerini GeliĢtirmek için
Verilen Hibelerden Yararlanma Durumu‖,
Çankırı Karatekin Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi 5(1): 109-132
Türkiye‘de tarım iĢletmelerinin pazarlama kabiliyetlerini geliĢtirmek için çalıĢma konularıyla ilgili
uygulayacakları projelerde kamu kurumları tarafından finansman desteği verilmektedir. Bu desteklerin
geri ödemesiz olarak veriliyor olması ve yapılacak yatırımlara ciddi miktarlarda katkı sağlaması
nedeniyle tarımsal pazarlama açısından önemli bir fırsat olarak görülmektedir. Desteklenmeler Gıda
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Kalkınma Ajansları ve Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme
Kurumu olmak üzere üç kurum tarafından verilmektedir. ÇalıĢmada tarımsal pazarlama ve tarımsal
desteklemeleri veren kurumların iĢleme, paketleme ve depolama gibi tarım iĢletmelerinin pazarlama
kabiliyetlerini geliĢtirmek için verdikleri hibe olanakları ortaya konulmuĢtur.
33
UYSAL ġ. (2013), ―Manisa Ġlinde Bitkisel
Ürünler Ġhracatında KarĢılaĢılan Sorunlar Ve
Çözüm Önerileri‖, CBÜ Sosyal Bilimler
Dergisi Yıl: 2013 Cilt: 11 Sayı: 3
―Manisa ilinde bitkisel ürünlerin ihracatında karĢılaĢılan sorunlar ve çözüm önerileri nelerdir?‖ sorusuna
cevap bulmak için gerçekleĢtirilen çalıĢmada ürünleri iĢleyen iĢletmelerin ve ihracatını gerçekleĢtiren
firmaların yetkilileri ile ihracat iĢlemlerinde görev alan kamu personelinden oluĢan 51 kiĢinin görüĢlerine
baĢvurulmuĢtur. sıralı derecelendirme (ölçekleme) tekniği ile yapılandırılmıĢ anket ve görüĢme tekniği
ile elde edilen verilerin ile Ġhracatla ilgili yetkililerin düĢünceleri belirlenmiĢ, bitkisel ürünlerin
ihracatında karĢılaĢılan sorunlara çözüm önerileri getirilmiĢtir.
143
34
ġENER H.Y., ABALI M.(2014), ―Bursa
Tarım Üreticilerinin Pazarlama Faaliyetleri Ve
Uluslararası Pazarlardaki Etkinlikleri‖,
Uluslararası Hakemli Pazarlama Ve Pazar
AraĢtırmaları Dergisi
2014 SAYI: 01 CĠLT: 01 ĠLKBAHAR
DÖNEMĠ
Bursa‘daki üreticilerin pazarlama karması, ihracat faaliyetlerinde desteklenmeleri ve bilgilendirilmeleri
ile tarım ürünlerinin uluslararası pazarlardaki etkinliğine iliĢkin olarak TAR-GEL Projesi kapsamında
çalıĢan ziraat mühendislerinin değerlendirmelerini ortaya koyarak Bursa da tarımsal pazarlamanın
geliĢimini destekleyici öneriler sunmak amacıyla gerçekleĢtirilmiĢtir. Bursa merkez ve ilçelerinde TAR-
GEL Projesi kapsamında çalıĢan 53 ziraat mühendisinden elde edilen verilerle üreticilerin desteklemeler
ve mevzuat hakkındaki bilgi düzeyleri, pazarlama karması oluĢturma ile pazarlama faaliyetlerinin
uluslararası pazarlara uyumuna iliĢkin değerlendirmeler elde edilmiĢ. Tarımsal pazarlamanın geliĢimi
açısından üreticilerin etkili pazarlama karması oluĢturma, uluslararası pazarlara iliĢkin bilgi edinerek
daha etkili ihracat planlamaları yapma, güçlü markalar geliĢtirme konularında bilgilendirilmelerinin
gerekliliği ortaya konulmuĢtur.
35
GÜLTEKĠN S. (2011), ―KüreselleĢme
Çağında DıĢ Ticarette Rekabet Ġçin
Kümelenme Stratejisi: Türkiye‘nin Tarım
Kümelenmesi Gerekliliği‖, Kocaeli
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
(22) 2011 / 2, 29-40
Kümeler; belirli bir alanda birbiriyle bağlantılı Ģirketlerin, uzmanlaĢmıĢ tedarikçilerin, servis
sağlayıcıların ve bağlı kurumların bir ülkede veya bir bölgede coğrafi olarak yoğunlaĢmalarıdır Ģeklinde
tanımlanmaktadır. Yeni küreselleĢme dalgası, kümelenmelerin verimlilik, yenilik ve rekabet gücü
açsından sağladığı faydaları ortaya koymaktadır. ÇalıĢmada Kümelenmelerin, dıĢ ticarette rekabet gücü
düzeyini nasıl artırdığını açıklanmaktadır. Küresel ekonomik rekabet için potansiyel verimlilik kaynağı
oluĢturan bölgesel kümelerin önemi hızla artmaktadır. Bu nedenle, küreselleĢme çağında daha fazla
rekabet avantajı elde etmek isteyen Türkiye‘nin ekonomideki firmalar ve destekleyici kuruluĢlar arasında
iĢbirliğine dayalı etkileĢimleri teĢvik eden bir kümelenme programı oluĢturması gerekmektedir.
36
YILMAZ Ġ.(2009), ―Avrupa Birliği‘ne Uyum
Sürecinde Türk Kesme Çiçek Sektörünün
Swot (GTZF) Analizi‖, AKDENĠZ
ÜNĠVERSĠTESĠ ZĠRAAT FAKÜLTESĠ
DERGĠSĠ, 2009, 22(1), 103–112
Avrupa Birliği ve Türkiye kesme çiçek üretim ve dıĢ ticaretinin kısaca incelendikten sonra, AB‘ye
uyumun Türk kesme çiçek sektörüne etkilerinin SWOT analiz yöntemiyle araĢtırılmasını amaçlayan Bu
çalıĢma kesme çiçek sektöründe faaliyette bulunan paydaĢların katılımıyla gerçekleĢtirilmiĢ. Yapılan
analiz sonucunda, araĢtırma geliĢtirme çalıĢmaları, girdi maliyetleri, iĢletmelerin sermaye yapısı ve
finansman olanakları, ara elemanların eğitim düzeyi, ürünün çeĢitliliği, üretim altyapısı, kesme yaygın
eğitim faaliyetleri ve ileri teknoloji kullanımı, iĢletme ölçekleri, konularında AB karĢında durumun iyi
olmadığı ve iyileĢtirme çalıĢmalarının yapılması gerektiği belirlenmiĢtir. Patent hakları, Ġç pazarda
ürünlerin kalite ve standardizasyonu, bilgi ve deneyim eksikliği gibi hususlar da eklenebilir.
144
37
HASEKĠ M.Ġ. (2007), ―Kooperatifçilik Ve
Pazarlama AnlayıĢı: Tarım SatıĢ
Kooperatiflerinin Pazarlama Faaliyetlerine
Yönelik Tüketici GörüĢlerinin Belirlenmesi
Üzerine Bir ÇalıĢma‖ Çukurova Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü doktora tezi
Ortak üreticilerin Çukobirlik‘in uygulamakta olduğu pazarlama faaliyetleri hakkındaki görüĢlerinin
tespit edilmesi amacıyla gerçekleĢtirilen bu çalıĢma ile aynı zamanda, elde edilen tüketici görüĢlerinin,
gelir ve eğitim durumlarına göre nasıl farklılaĢtığını da incelemektedir.
AraĢtırma sonuçlarına göre, Çukobirlik‘te modern bir pazarlama yaklaĢımı uygulanmamaktadır.
Kooperatiflerin, ürünler için reklam yapmak istemedikleri ,daha büyük miktarlarda ve farklı tüketici
isteklerini karĢılamaya yönelik dağıtım kanalları geliĢtirme isteklerinin olmadığı sonucu ortaya
konmuĢtur.
38
AKTAġ ÇĠMEN Z. (2001), ―Antalya Ġli
Kumluca Ġlçesindeki Sera Üreticilerinin
Pazarlama Sorunları‖, Akdeniz Ġ.Ġ.B.F.
Dergisi (1) 2001:1-14
Kumluca ilçesindeki sera üreticilerinin pazarlama sorunlarını tespit etmek amacıyla gerçekleĢtirdiği
çalıĢmada ; örtüaltı yetiĢtiriciliği yapan üreticilerin sosyo-ekonomik yapıları, iĢ gücünün niteliği, üretici-
tedarikçi ve üretici-komisyoncu iliĢkisi, ürün karması, pazarlama hizmetleri ve üreticilerin örgütlenme
düzeyini incelemiĢtir.. AraĢtırma sonucunda üreticinin doğrudan tüccara ürün pazarlayamıyor olması,
ürünün kalitesini ve fiyatını komisyoncunun belirliyor olması ve tüccarın komisyoncu ile ortak hareket
etmesi, arz ile talep arasında istikrarlı bir denge kurulamamıĢ olmasını, ürünün bol olduğu dönemlerde
fiyatların çok düĢmesi baĢlıca pazarlama sorunları olarak tespit etmiĢlerdir.
39
TÜFEKÇĠ Ö.K. ve TÜFEKÇĠ N. (2006)
―Buldan Ve Çevresindeki Üzüm Üreticisinin
Pazarlama Sorunları Ve Çözüm Önerileri‖,
Ġrfan Ertuğrul ve Turgut Tok (Ed). Buldan
Sempozyumu Bildirileri, 23-24.
http://buldansempozyumu.pau.edu.tr/kitap/21.
oturum/3.pdf
Ülkemizde üründen ürüne farklılık gösteren tarımsal pazarlama sisteminde yaĢanan, tarımsal yapıdaki
bozukluklar, tarımsal ürünlerin pazarlama organizasyonlarına da yansımaktadır. Türkiye‘de genellikle
çok sayıda aracının yer aldığı uzun pazarlama kanalları ile ürün kayıplarının yaĢandığı, pazarlama
hizmetlerinin yetersiz kaldığı, yüksek pazarlama marjlarının görüldüğü bir pazarlama sistemi ortaya
çıkmaktadır. Ayrıca standardizasyon, ambalajlama, etiketleme, kalite yönetim sistemleri ve HACCP
(Kritik Kontrol Noktaları Tehlike Analizi) gibi konularda bilgi yetersizliği, yasal altyapı ve uygulamalar
nedeniyle yaĢanan sorunlar bulunmaktadır. Türkiye bağcılığının geliĢtirilmesi her Ģeyden önce elde
edilen ürünün taze ya da iĢlenmiĢ olarak iç ve dıĢ pazarlarda değerlendirilmesine bağlıdır. Bu nedenle
üretim hedefleri iç ve dıĢ pazarlarda rekabet edecek Ģekilde belirlenmelidir ifadelerine yer vermiĢlerdir.
40
DAHAN G.S. (2008), ―Organik Gıda
Sektöründe NiĢ Pazarlama Stratejileri‖
Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Doktora Tezi
Bu çalıĢma niĢ pazarlama stratejilerinin organik gıda pazarında nasıl uygulandığını incelemektedir.
ÇalıĢmanın amacı, organik gıda pazarına bilimsel bir katkı yapmak ve bu pazarda faaliyet göstermek
isteyen iĢletmelerin, hangi niĢ pazarlama stratejilerini uygulayabileceklerini ortaya çıkarmaktır organik
pazara benzerlik gösteren ve diğer niĢ pazarlarda faaliyette bulunan kobilere niĢ pazarlama stratejileri
hakkında bir ıĢık olacaktır.
145
41
ERTAN A.(2010), ―Prestijli tarım Ürünlerinin
pazarlanmasında Kalite Ve Coğrafi iĢaret
kavramlarının Tutundurulması Ve Bu
Bağlamda tarım SatıĢ Kooperatiflerinin
Önemi‖, Süleyman Demirel Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Yıl: 2010/2,
Sayı:12
Türkiye‘de özellikli birçok tarımsal ürünün Tarım SatıĢ Kooperatifleri ile pazarlandığını belirterek.
Prestijli ve ünlü olan tarım ürünlerin Tarım SatıĢ Kooperatifleri markaları adı altında coğrafi iĢaretlerle
pazarlamalarının Tarım SatıĢ Kooperatiflerine ve üreticilere büyük katma değer sağladığını ifade
etmektedir. ÇalıĢmada Tarım SatıĢ Kooperatiflerinin coğrafi iĢaretli tarım ürünleri pazarlamasına
geçmelerinin kendileri ve üretici ortakları açısından yaratacağı katma değer artıĢlarına vurgu yapılmıĢtır.
42
KARACA C.(2013),
―Türkiye‘de Sürdürülebilir Tarım Politikaları:
Tarım Sektöründe Atıl Ve Yenilenebilir Enerji
Kaynakların Değerlendirilmesi‖, Tarım
Ekonomisi Dergisi 2013; 19(1): 1-11
Fosil yakıtların doğrudan veya dolaylı kullanımının ortaya çıkardığı çevresel sorunların önlenebilmesi ve
sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabilmesi için, tarım sektöründe yenilenebilir enerji kaynaklarının
gerekliliğini vurgulamak amacıyla gerçekleĢtirilen bu çalıĢmada kırsal alanda istihdamın artırılması ve
tarım sektöründe kullanılabilecek yenilenebilir enerji kaynakları ile çevre kalitesinin sağlanması, yerli
nüfusun refahını artırması yoluyla kırsal kalkınmanın sağlanmasına yönelik çözüm önerileri getirilmiĢtir.
43
AKGUNGOR S.ve KUMUK T. (1998),
―Issues Related to Marketing and Extension
for Sustainable Agricultural Production in
Turkey‖ Tr. J. of Agriculture and Forestry 22
(1998) 395-398 © TÜBĠTA
Sürdürülebilir tarım, girdi kullanımının düĢük olduğu bir tarım tekniğidir. DüĢük girdi kullanımını içeren
teknolojilerin benimsenmesi, söz konusu teknoloji ile üretilen ürünlerin pazarlama olanaklarına bağlı
olmaktadır. Uygun pazarlama ve fiyat olanakları yaratması bakımından, tarımda yeni üretim
teknolojilerinin tanıtılmasına olanak tanıyan bir araç olan sözleĢmeli tarım yaygınlaĢtırılmalıdır.
GeliĢmekte olan ülkelerdeki kamu yayım kurumları, sözleĢmeli tarım modellerinin kırsal bölgelerde
tanıtılması görevini üstlenerek, tarım ürünlerinin sürdürülebilir yöntemlerle üretilmesine olanak tanıyan
yeni tarım teknolojilerinin tanıtılmasına yardımcı olabilir.
45
CANDAN E. Ve ÖZALP-GÜNAL S.
(2013),―TARIMDA KADIN EMEĞĠ‖, Tarım
Ekonomisi Dergisi 2013; 19(1): 93-101
Bu çalıĢma 1980 sonrası dönemde tarımsal dönüĢüm ve tarımda kadın emek gücü arasındaki iliĢkiyi
inceliyor. Tarımsal faaliyetlerde tohumdan hasada kadar üretimin her aĢamasında kadınların artan
katılımlarına rağmen, hala kadın emeği karĢılığını alamamaktadır. Kadınlar ücretsiz aile iĢçisi olarak her
tür sosyal güvenlik hakkından yoksun kalmaktadır. ÇalıĢmada kadının evde güvencesiz ev iĢçisi, tarlada
da güvencesiz tarım iĢçisi olarak çalıĢmasının, 1980ler sonrası küçük ve orta boy aile iĢletmelerini
yoksulluğa iten politikaların bir yansıması olarak gözlenmesi gerektiği iddia edilmektedir.
146
46
GÖZENER B. ve SAYILI M.(2011) ―Tokat
Ġli Merkez Ġlçede Toptancı Halindeki
Komisyoncuların Yeni Hal Yasası Hakkındaki
GörüĢleri‖, GOÜ, Ziraat Fakültesi Dergisi,
2011, 28(2), 227-235
Tokat ili Merkez ilçede toptancı halindeki komisyoncuların Yeni Hal Yasası (11.3.2010 tarihli ve 5957
sayılı) hakkındaki görüĢlerini tespit etmek ve mevcut problemlerin çözümü konusunda öneriler ortaya
koymak amacıyla gerçekleĢtirilmiĢtir. 2010 yılının Mart-Nisan aylarında Tokat-Merkez ilçede faaliyet
gösteren 46 komisyoncunun tamamının katılımıyla gerçekleĢtirilen anket verileri tanımlayıcı
istatistiklerle yorumlanarak değerlendirilmiĢ. AraĢtırma Sonucunda komisyoncuların önemli bir
çoğunluğunun Yeni Hal Yasası‘ndan haberdar olmadıkları belirlenmiĢtir.
47
ÇIKIN A., ÇEKEN H., UÇAR M.(2009)
―Turizmin Tarım Sektörüne Etkisi, Agro-
Turizm Ve Ekonomik Sonuçları‖ , Tarım
Ekonomisi 9 Dergisi 2009 ; 15(1) : 1 - 8
Turizminin ekonomik boyutu sadece turizm girdileri üzerinde değil diğer sektörlerin girdileriyle birlikte
incelenmelidir. Özellikle turizmin tamamlayıcısı olan tarım sektör girdilerinin incelenmesi
gerekmektedir. Bu nedenle araĢtırmacı çalıĢmada turizm sektörünün geliĢmesine bağlı olarak tarım
sektörünün geliĢmesi ile turistik bölgelerde tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu yörelerde agro-turizmin
geliĢmesi ve turizmin tarımsal turizm üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri teorik olarak açıklanmaya
çalıĢılmıĢtır.
48
SĠNGH, A. K. (2005). ―Rural marketing:
indian perspective. Retrieved from‖
https://ebookcentral.proquest.com
Son yıllarda yönetim öğretiminde ayrı bir disiplin olarak ortaya çıkan kırsal pazarlamanın artan önemi
pazarlamacılar, politika yapıcılar ve yönetim stajyerleri tarafından da dikkat çekmektedir. Bununla
birlikte, literatürde konuyla ilgili kaliteli bilgi eksikliği yaĢanmaktadır. Kırsal pazarlamanın tüm
boyutları, yönleri ve yönetsel konuların kapsamlı bir Ģekilde anlatılmaktadır. Yönetim merkezlerinin
çoğunda, kırsal pazarlamayla ilgili yarı piĢmiĢ bir bilgi yönetimi stajyerlerine yer verilirken, kırsal
alanların sunduğu muazzam potansiyel; uygun pazarlama planlaması, ürün karıĢımı, fiyatlandırma ve
dağıtım yoluyla pazarlama perspektifi üzerine daha fazla vurgu yaparken, tanıtım karması, marka bilinci
oluĢturma ve iletiĢim stratejileri de incelenmelidir. Tarımsal pazarlamanın kapsamı, çiftlik dıĢı ürünlerin
pazarlanması, endüstriyel ürünlerin pazarlanması, dayanıklılıkları, hizmetlerin pazarlanması, sosyal
kalkınma vs. ÇeĢitli konularda, ürünlerde, hizmetlerde ve Ģirketlerde ayrıntılı araĢtırılmıĢ kapsamlı vaka
incelemeleri ve davalar. Önde gelen STK'lar, Devlet Dairesi, akademik kurumlar vb. Alanlarda hem
taban hem de stratejik karar verme düzeyinde ilgili araĢtırma ve öğretim deneyimine sahip yazarlar
tarafından hazırlanmıĢtır.
147
50
KALOGERAS N., PENNĠNGS J.M., DĠJK
G.., van der lans I.A. (2007) The Structure of
Marketing Cooperatives. In: Vertical Markets
and Cooperative Hierarchies. Springer,
Dordrecht
https://doi.org/10.1007/1-4020-5543-0_5
Bu makale, pazarlama kooperatiflerinin yapısını bir üye perspektiften incelemektedir. Üyelerin, üyelik
yapısı niteliklerinden türetilen hizmetin üyelerin taahhütlerindeki görüĢümüzü geliĢtirdiğini
savunuyoruz. BirleĢik bir deneysel tasarım kullanarak, üreticilerin bir kooperatif niteliklerine
uyguladıkları yararları ortaya çıkarıyoruz. Bu özellikler kooperatifin iç organizasyon yapısı ve stratejik
davranıĢıyla ilgilidir. Bir Hollandalı bahçecilik kooperatifinin üreticisinin sonuçları, seçilen kooperatif
niteliklerinin üyelerin yararlarının belirgin sürücüleri olduğunu göstermektedir. Özellikle, üyeler stratejik
niteliklere yüksek önem verir ve daha bireyselleĢtirilmiĢ bir kooperatif yapısını tercih eder
51
SVENDSEN S.V. (2007) ―Lock-In of Farmers
in Agricultural Cooperatives. In: Vertical
Markets and Cooperative Hierarchies.
Springer, Dordrecht‖
https://doi.org/10.1007/1-4020-5543-0_7
Tarımsal düzenlemedeki yapısal değiĢiklikler, kooperatiflerde geleneksel uygulamaların değerine
meydan okuyor. Büyük sektör geliĢimi bireysel çiftçiler için bir kilit etkiye neden olur ve bireysel çiftçi
üyeleri için Pareto-optimal olmayan sonuçlara neden olur. Anayasal iktisat, geleneksel iĢbirliğine dayalı
kurumsal yapılanma için potansiyel ayarlamaları ele alarak çıkıĢ etkisini yeniden canlandırmak ve
böylece çiftçiler arasındaki toplu pazarlık süreçlerinde daha istikrarlı dengeler üretmek için teorik bir
kaynak olabilir. Bu yaklaĢım, oy verme kurallarına, yatırım düzeylerine ve çiftçilerin ortak eylemlerinde
bireysel olumlu ve olumsuz haklara odaklanıyor ve tarımsal kooperatiflerde geleneksel uygulamaların
ayarlanmasını istiyor.
52
FAHLBECK E. (2007) ―The Horizon Problem
in Agricultural Cooperatives – Only in
Theory?. In: Vertical Markets and
Cooperative Hierarchies. Springer, Dordrecht
―
https://doi.org/10.1007/1-4020-5543-0_15
Modern tarımsal kooperatiflerin önemli miktarda sermayeye ihtiyacı vardır. Teorik olarak,
kooperatiflerin finansmanı gelecekteki baĢarısı için bir sorun alanı olarak tanımlanmıĢtır. Kısmen,
sermayenin yükseltilmesi ile ilgili zorlukların, en azından ufuk sorunu olarak adlandırılanlar değil,
kooperatif üyeleri arasındaki heterojenlikten kaynaklandığı belirtiliyor. Burada, kooperatiflerin
finansmanı ve mülkiyeti ile iliĢkili olarak, ampirik olarak birtakım olası heterojenlik boyutları
araĢtırılmaktadır. Mülkiyetle ilgili çeliĢkili çıkarları çevreleyen ve heterojenite üzerine finansman
sağlamak için kullanılan hemen hemen tüm hipotezler reddedilmelidir. Raporlanan cevaplar, tarım
kooperatiflerinde ufuk sorununun herhangi bir destek sağlamıyor.
148
53
MĠTHOFER, D., & Waibel, H. (Eds.). (2011).
Vegetable production and marketing in africa :
socio-economic research. Retrieved from
https://ebookcentral.proquest.com
Sebzeler, Afrika'daki tarımsal tarım sistemlerinin önemli bir bileĢenidir ve son zamanlarda araĢtırma
kuruluĢlarının, kalkınma ortaklarının ve politika yapıcıların odak noktasına taĢınmıĢtır. Üreticiler için
gelir getirici fırsatların ötesinde, iç ve dıĢ pazarlar için sebze üretimi, üretim, iĢleme ve ticaretteki
istihdam olanaklarına bağlı olarak büyümede önemli bir faktördür. Ampirik örneklerle birlikte son
sosyoekonomik araĢtırma metodolojilerini sunan bu cilt, yoksulluğun hafifletilmesi için sebze üretiminin
potansiyelini, gıda üretim standartlarının çeĢitli menfaat sahipleri üzerindeki etkisini, pazarların
değerlendirilmesini ve farklı bitkiler için pazarlama potansiyelini ve üretim için geliĢmiĢ ekonomik
yaklaĢımları araĢtırmaktadır.
54 GEMAN, H. (2014). Agricultural finance :
from crops to land, water and energy.
Retrieved from
https://ebookcentral.proquest.com
Tarımsal Finansın karmaĢıklığını anlamak için kapsamlı bir kaynak taraması Tarımsal Finans: Tarımsal
emtia fiyatlarındaki hızlı yükseliĢlerden ticaret stratejilerine kadar dünya çapındaki tarım piyasalarını
anlamak için kapsamlı bir kaynak sunan öncü bir kitaptır. Tarımsal pazarı ve tarımsal emtia
fiyatlarındaki döngüleri yatırımcının baĢarısının anahtarı olabilir. Bu kaynak tarım sigortası, enerji,
nakliye fiyatları, sürdürülebilirlik, arazi yatırımları, sübvansiyonlar, tarımsal türevler ve tarımsal risk
yönetimi de dâhil olmak üzere geniĢ bir yelpazede diğer önemli konuları da kapsamaktadır. Kapsanan
diğer konular yapılandırılmıĢ ürünler ve tarımsal emtialar; bir kredi sıkıĢıklığı döneminde ticaret
finansmanı; menkul kıymetleĢtirme ve emtia bağlantılı notlar; tahıllar: buğday, mısır, soya fasulyesi;
yumuĢak: kahve, kakao, pamuk; tarımsal ticaretin kilit bir bileĢeni olarak nakliye; ve büyük tarımsal
nakliye güzergahları ve maliyetleri hakkında bilgilere yer verilmiĢtir.
55
Lyson, T. A. , Stevenson, G. W., & Welsh, R.
(2014). Food and the mid-level farm :
renewing an agriculture of the middle.
Retrieved from
https://ebookcentral.proquest.com
BirleĢik Devletler ‗deki tarım günümüzde artan bir Ģekilde iki ayrı alanda faaliyet göstermektedir: geniĢ,
kurumsal bağlantılı meta üretim ve dağıtım sistemleri ve doğrudan tüketicilere pazarlayan küçük ölçekli
çiftlikler. Küçük çiftlikler doğrudan pazarlama tekniklerini kullanmak için çok büyük ancak Ģirket
pazarlama ve dağıtım sistemlerinden yararlanmak için çok küçüktür. Sosyoloji, siyaset bilimi ve
ekonomi de dahil olmak üzere çeĢitli disiplinlerden gelen aktivistler, uygulayıcılar ve akademisyenler,
çiftliklerin tüketicilerle bağlantı kurma yönündeki küçük çiftliklerin operasyonlarının boyutlarını
artırarak, ürünlerinin pazarlarını geliĢtirmek için bir araya gelen çiftliklerin canlılığını yeniden kazanma
yollarını değerlendiriyor, çiftçi kimliğini koruyan ve adil ticaret sözleĢmelerine dayanan gıda tedarik
zincirleri geliĢtirmek ve tarımın ortasında olan konulara değinen kamu politikalarını (uluslararası,
federal, eyalet ve toplum düzeyinde) teĢvik etmek. Yiyecek ve Orta Düzey Çiftlik, orta ölçekli
çiftliklerin ve çiftliklerin ortadan kaldırılmasının öngörülemeyen bir sonuç olmadığının ve orta bir
tarımın yenilenmesinin, yetiĢtiricilerden tüketicilere kadar, gıda sistemindeki tüm katılımcılara fayda
sağlayacağını açıkça ortaya koyuyor.
149
56
Roetter R.P., Van Keulen H., Kuiper M.,
Verhagen J. (2007) Agriculture in a Dynamic
World. In: Roetter R.P., Van Keulen H.,
Kuiper M., Verhagen J., Van Laar H.H. (eds)
Science for Agriculture and Rural
Development in Low-income Countries.
Springer, Dordrecht
https://doi.org/10.1007/978-1-4020-6617-7_1
Teknolojik ilerleme ve ekonomik politika yakınsamasının bir bileĢimi sayesinde, küreselleĢme son on
yılda tarım alanını belirgin bir Ģekilde değiĢtirdi. Ticaret ve uluslararası sözleĢmeler yoluyla, küresel
değiĢimler hem sanayileĢmiĢ hem de geliĢmekte olan ülkeler için geliĢme seçeneklerini giderek etkiliyor.
Ulusal düzeyde, nüfus artıĢı, ekonomilerin yaygınlaĢtırılması ve kentleĢmenin özellikle yoğun nüfuslu
bölgelerde olması, tarım ve diğer altyapı, Ģehir, sanayi ve rekreasyon / doğa gibi diğer kullanımlar
arasında toprak ve su kaynakları için benzeri görülmemiĢ bir rekabet yarattı. Giderek rekabetçi ve
küreselleĢen bir ekonomide tarım sektöründe sürdürülebilir bir Ģekilde yeterli miktarda çeĢitli ve güvenli
gıdalar, lif ürünleri ve hammadde tedarik etmek zorlaĢmaktadır.
57 Gürkan, G. ( 2017)‖ Elmalı Ġlçesinde Serada
SözleĢmeli Tarımın Benimsenmesi Ve
Yayılmasını Etkileyen Faktörlerin Analizi‖
Akdeniz Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
Yüksek Lisans Tezi.
Elmalı ilçesinde serada sözleĢmeli tarımın benimsenmesi ve yayılmasını etkileyen faktörleri
belirlemektir amacıyla gerçekleĢtirilen araĢtırma kapsamında Elmalı ilçesinde sera üretiminin yoğun
olarak yapıldığı 16 köyden orana dayalı basit tesadüfi örneklem yöntemi ile belirlenen 88 üreticiye
uygulanmıĢtır. AraĢtırmanın birincil verileri, anket çalıĢmasından, ikincil verileri ise literatür
taramalarına dayanmaktadır. AraĢtırmada, Fiyat ve satıĢ garantisi ile komĢu çiftçinin elde ettiği gelirler sözleĢmeli tarım modeli karar aĢamasında en etkili kriterler olarak belirlenmiĢtir. Ayrıca çalıĢmada
üreticilerin geleneksel bilgi kaynaklarını modern bilgi kaynaklarına göre daha fazla kullandıkları
sonucuna ulaĢılmıĢtır.
58
ĠġBECER, Ö. B. (2010). Antalya ilinde sera
sebzeciliğinin mevcut durumu, sorunları ve
çözüm önerileri (doktora tezi , SDÜ Fen
Bilimleri Enstitüsü).
Antalya ilinde sera sebze üreticilerinin mevcut durumu, sorunları ve çözüm önerilerini belirlemek
amacıyla gayeli örnekleme yöntemini kullanarak gerçekleĢtirdiği araĢtırmada; Antalya iline ait Demre,
Kumluca, Finike, Kepez, Aksu, Serik, Manavgat, Alanya ve GazipaĢa ilçelerinde faaliyet gösteren sera
sebze üreticilerinden elde edilen verileri kullanmıĢtır. AraĢtırma soncunda, sera yapım tekniği ve serada
sebze üretim tekniği ile pazarlamada yaĢanan sorunların çözümü için eğitim ve yayım çalıĢmalarının
gereği ve önemi ortaya koymuĢlardır.
EK:5 ÖZ GEÇMĠġ
ÖZ GEÇMİŞ
Kişisel Bilgiler
Adı ve Soyadı: AyĢe MERT
Doğum Yeri ve Yılı: SERĠK 16.03.1990
Medeni Hali: Bekâr
Eğitim Durumu
Lisans Öğrenimi: EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi
ĠĠBF ĠĢletme 27.06.2013 Ortalama 3.21
Yüksek Lisans: Süleyman Demirel Üniversitesi ĠĢletme
İş Deneyimi
Süleyman Demirel Üniversitesi Atatürk Spor Salonu 12,2014 - 06,2015 Yarı Zamanlı
Biz Bio Grup Ltd. ġti. 09,2016-01,2017 Antalya Dönemsel / Proje Bazlı
Bilimsel Yayınlar ve Çalışmalar
Ömer KürĢad TÜFEKCĠ, Nezihe TÜFEKCĠ, AyĢe MERT (2015), Etik Pazarlama
Eğitiminin Neresinde? Sosyal Pazarlamanın Etik Yönü Ekseninde Temel Pazarlama
Kitapları Kapsamında Bir Ġçerik Analizi, 20. Ulusal Pazarlama Kongresi, 10-13
Haziran 2015, EskiĢehir
Ömer KürĢad TÜFEKCĠ, Nezihe TÜFEKCĠ, AyĢe Mert (2016), Televizyon
Dizilerinde Nostalji Rüzgârı: Retro Pazarlama Kapsamında Bir AraĢtırma 15. Ulusal
ĠĢletmecilik Kongresi, 26-28 Mayıs 2016, Ġstanbul
"YaĢ sebze v e Meyve Üreticilerinin Pazarlama Faaliyetlerinin Stratejik Perspektifle
Değerlendirilmesi: Antalya‘nın Serik Ġlçesinde Bir AraĢtırma ", Süleyman Demirel
Üniversitesi Bilimsel AraĢtırma Projeleri Koordinasyon Birimi, Yüksek Lisans
Projesi, AraĢtırmacı: AyĢe Mert, SDÜ-BAP-4661-YL1-16, 21-03,2016.
150