› word › makaleler...  · web viewkutupcagi2019.antalya.edu.tr2019-05-30 · coĞrafİ...

18
COĞRAFİ KEŞİFLER ÇAĞI’NIN BİRİNCİ AŞAMASI: HİNDİSTAN’IN AVRUPALILAR TARAFINDAN KEŞFEDİLMESİ VE BU SÜRECİN OSMANLI DEVLETİ’NE ETKİSİ "Calicut'a Hristiyanları ve baharatı bulmaya geldik" Vasco da Gama Güneş ERSOY Harun GÜMRÜKÇÜ Özet 15. yüzyıldan 16. yüzyılın sonlarına kadarki süreçte yeni coğrafi alanlar bulma arayışları bilimsel ve teknik alanlardaki ilerlemeler yoluyla siyasi, dinsel ve özellikle de ekonomik bir kimlik kazanmıştır. Bu faaliyetlerin sistematik bir şekilde ve sık aralıklarla gerçekleştirildiği bu tarih aralığına ‘Coğrafi Keşifler Çağı’ adı verilmektedir. Bu dönemde Avrupalılar tarafından hem bilinmeyen kıtalar keşfedilmiş ve deniz aşırı imparatorluklar kurulmuş hem de yerküre ilk kez denizler üzerinden dolaşılarak bugünkü dünya ticaret sisteminin temelleri atılmıştır. Bu çalışmada; uluslararası, dinlerarası ve hatta kıtalar arası etkileşimi başlatan ve/veya bunları farklı bir boyuta taşıyan Keşifler Çağı’nın birinci aşaması ile Avrupalı toplumların özellikle ekonomik, siyasi, kültürel ve teknolojik alanlarda büyük hamleler yapmaya başlamaları arasındaki bağlantı ortaya konulmuştur. 16. yüzyılda ortaya çıkan Avrupa merkezli merkantilist yapının bugünkü küreselleşme sürecine etkisi incelenmiştir. Bunun yanı sıra, dönemin en büyük güçlerinden biri olan Osmanlı İmparatorluğu’nun dışsal gelişmelere ayak uydurmaya başlayan bir ülke haline gelmesine ve dağılma dönemine girmesine sebep olan faktörlerin Keşifler Çağı’nda yaşanan gelişmelerde saklı olup olmadığı açıklığa kavuşturulmuştur. Anahtar Kelimeler: Vasco da Gama, Hint Okyanusu, Denizaşırı ticaret, Osmanlı İmparatorluğu THE FIRST STAGE OF THE AGE OF DISCOVERY: AN EXPLORATION OF INDIA BY EUROPEANS AND ITS IMPACTS ON OTTOMAN EMPIRE Abstract In the process from the early 15th century to the end of the 16th century, searches for new geographical areas gained a political, religious and especially economic identity through advances in scientific and technical fields. This period of time in which these activities were carried out systematically and frequently is called 'Age of Discovery' or ‘Age of Exploration”. In this epoch, unknown continents were discovered, overseas empires were established and for the first time earth was also roamed over the seas by the Europeans. Thus today's world trade system occurred. In this study, connection between the first stage of the Age of Discovery that started international, inter-religious, intercontinental interactions or brought them to the different dimensions and innovations particularly in the economic, political, cultural and technological field by Europeans were revealed. European-centered mercantilist world economy emerging in the 16th century were examined and connection between this economic understanding and the current globalization process was analyzed. Additionally, it was elucidated whether the Ottoman Empire, one of the greatest forces of the period, became a country starting adapt to external developments. It was also clarified whether the factors that caused it to enter the period of disintegration hiding in the developments in the Age of Discoveries Keywords: Vasco da Gama, Indian Ocean, Overseas trade 1 GENEL BAKIŞ Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Yüksek Lisans Mezunu, Uzman Araştırmacı. Prof. Dr., Akdeniz Üniversitesi, İİBF, Uluslararası İlişkiler Bölümü.

Upload: others

Post on 25-Feb-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: › word › makaleler...  · Web viewkutupcagi2019.antalya.edu.tr2019-05-30 · COĞRAFİ KEŞİFLER ÇAĞI’NIN BİRİNCİ AŞAMASI: HİNDİSTAN’IN AVRUPALILAR TARAFINDAN KEŞFEDİLMESİ

COĞRAFİ KEŞİFLER ÇAĞI’NIN BİRİNCİ AŞAMASI: HİNDİSTAN’IN AVRUPALILAR TARAFINDAN KEŞFEDİLMESİ VE BU SÜRECİN OSMANLI DEVLETİ’NE ETKİSİ

"Calicut'a Hristiyanları ve baharatı bulmaya geldik"Vasco da Gama

Güneş ERSOY

Harun GÜMRÜKÇÜ

Özet15. yüzyıldan 16. yüzyılın sonlarına kadarki süreçte yeni coğrafi alanlar bulma

arayışları bilimsel ve teknik alanlardaki ilerlemeler yoluyla siyasi, dinsel ve özellikle de ekonomik bir kimlik kazanmıştır. Bu faaliyetlerin sistematik bir şekilde ve sık aralıklarla gerçekleştirildiği bu tarih aralığına ‘Coğrafi Keşifler Çağı’ adı verilmektedir. Bu dönemde Avrupalılar tarafından hem bilinmeyen kıtalar keşfedilmiş ve deniz aşırı imparatorluklar kurulmuş hem de yerküre ilk kez denizler üzerinden dolaşılarak bugünkü dünya ticaret sisteminin temelleri atılmıştır. Bu çalışmada; uluslararası, dinlerarası ve hatta kıtalar arası etkileşimi başlatan ve/veya bunları farklı bir boyuta taşıyan Keşifler Çağı’nın birinci aşaması ile Avrupalı toplumların özellikle ekonomik, siyasi, kültürel ve teknolojik alanlarda büyük hamleler yapmaya başlamaları arasındaki bağlantı ortaya konulmuştur. 16. yüzyılda ortaya çıkan Avrupa merkezli merkantilist yapının bugünkü küreselleşme sürecine etkisi incelenmiştir. Bunun yanı sıra, dönemin en büyük güçlerinden biri olan Osmanlı İmparatorluğu’nun dışsal gelişmelere ayak uydurmaya başlayan bir ülke haline gelmesine ve dağılma dönemine girmesine sebep olan faktörlerin Keşifler Çağı’nda yaşanan gelişmelerde saklı olup olmadığı açıklığa kavuşturulmuştur.Anahtar Kelimeler: Vasco da Gama, Hint Okyanusu, Denizaşırı ticaret, Osmanlı İmparatorluğu

THE FIRST STAGE OF THE AGE OF DISCOVERY: AN EXPLORATION OF INDIA BY EUROPEANS AND ITS IMPACTS ON OTTOMAN EMPIRE

AbstractIn the process from the early 15th century to the end of the 16th century, searches for

new geographical areas gained a political, religious and especially economic identity through advances in scientific and technical fields. This period of time in which these activities were carried out systematically and frequently is called 'Age of Discovery' or ‘Age of Exploration”. In this epoch, unknown continents were discovered, overseas empires were established and for the first time earth was also roamed over the seas by the Europeans. Thus today's world trade system occurred. In this study, connection between the first stage of the Age of Discovery that started international, inter-religious, intercontinental interactions or brought them to the different dimensions and innovations particularly in the economic, political, cultural and technological field by Europeans were revealed. European-centered mercantilist world economy emerging in the 16th century were examined and connection between this economic understanding and the current globalization process was analyzed. Additionally, it was elucidated whether the Ottoman Empire, one of the greatest forces of the period, became a country starting adapt to external developments. It was also clarified whether the factors that caused it to enter the period of disintegration hiding in the developments in the Age of DiscoveriesKeywords: Vasco da Gama, Indian Ocean, Overseas trade

1 GENEL BAKIŞBilinmeyen yerlere duyulan merak ve yeni ufukların keşfedilmesi ihtiyacı insanoğlunun

en eski ve en tabii duygularındandır. Göç ve keşif hareketleri1 de buna paralel olarak

Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Yüksek Lisans Mezunu, Uzman Araştırmacı. Prof. Dr., Akdeniz Üniversitesi, İİBF, Uluslararası İlişkiler Bölümü.

Page 2: › word › makaleler...  · Web viewkutupcagi2019.antalya.edu.tr2019-05-30 · COĞRAFİ KEŞİFLER ÇAĞI’NIN BİRİNCİ AŞAMASI: HİNDİSTAN’IN AVRUPALILAR TARAFINDAN KEŞFEDİLMESİ

insanlık tarihinde oldukça köklü bir geçmişe dayanmaktadır. Homo Sapiens2 olarak bilinen modern insan, yaklaşık 200 bin yıl önce nüfus artışı ve doğal kaynakların yetersiz bir hale gelmesi sonucu yiyecek aramak için Afrika’dan göç ederek yeni topraklar keşfetmeye başlamıştır (Majumder, 2010: 184). Binlerce fakir ve işsiz Afrikalı Avrupa ve Ortadoğu’da daha iyi bir yaşam bulma ümidiyle, ürkütücü çölleri aşıp tehlikeli yolculuklara çıkmışlardır (Chanda, 2009: 4). O dönemlerden itibaren ortaçağa değin devam eden yer değiştirme ve keşif hareketleri, hayatta kalmak için verilen mücadelelerin bir sonucuyken; özellikle 15. yüzyıldan 16. yüzyılın sonlarına kadarki süreçte yeni coğrafi alanlar bulma arayışları coğrafya, gemicilik sanatı, pusulanın daha güvenilir bir boyut kazanması gibi bilimsel ve teknik alanlardaki ilerlemeler ile siyasi, ekonomik ve dinsel bir kimlik kazanmıştır. Söz konusu faaliyetlerin sistematik bir şekilde ve sık aralıklarla gerçekleştirildiği bu tarih aralığına ‘Coğrafi Keşifler Çağı’ adı verilmektedir. Bu dönemde Avrupalılar tarafından hem bilinmeyen kıtalar keşfedilmiş ve deniz aşırı imparatorluklar kurulmuş hem de yerküre ilk kez denizler üzerinden dolaşılarak bugünkü dünya ticaret sisteminin temelleri atılmıştır.3

1415 yılında Kuzey Afrika’da yer alan Ceuta’nın (Avrupalıların kıtaları dışında işgal ettikleri ilk alan) Portekizliler tarafından işgal edilmesi ile başlayan ve Avrupalıların Hindistan’a varmalarıyla devam eden süreç, Keşifler Çağı’nın birinci aşaması olarak kabul edilmektedir. Avrupalı toplumların (özellikle Portekizliler, Hollandalılar ve İngilizlerin) güneyden düzenlenen seferler ile Uzak Doğu’ya ulaşma çabaları, Hindistan’ın keşfedilmesinden sonra İngilizlerin öncülüğünde alternatif yolların da aranması ile yeni bir boyut kazanmıştır. Öyle ki 15. yüzyılın sonları 16. yüzyılın başlarından itibaren Yüksek Kuzey üzerinden Asya ülkelerine ulaşma çalışmaları daha büyük sistematik girişimler, daha güçlü bir siyasi irade ve kurumsal yapı ile yürütülmeye başlanmıştır. Bu hususta, özelde Hindistan genel de ise Uzak Doğu’ya giden deniz yollarına alternatif arayışları esnasında başlayan kutup araştırmaları Coğrafi Keşifler Çağı’nın ikinci aşaması olarak düşünülmektedir.

Keşifler Çağı’nın 1400-1600’lü yıllar arasında yaklaşık 200 yıllık bir zaman dilimini kapsadığı belirtilse de (Bahadır, 1995: 3; Hanilçe, 2010: 48), bu dönemin henüz bitmediğini ve üçüncü aşamasının da insanoğlunun Kutup Çağı (Polar Age)4 teriminin içerdiği derin denizlere ve uzaya ulaşmasıyla tamamlanacağı öngörülmektedir. Ancak, Coğrafi Keşifler Çağı adı altında kutupların keşfedilmesi ve derin denizler ile uzayın araştırılması farklı çalışma konuları olduğu için başka makalelerde detaylı olarak incelenecektir.

Bu çalışmada; uluslararası, dinlerarası ve hatta kıtalar arası etkileşimi başlatan ve/veya bunları farklı bir boyuta taşıyan Keşifler Çağı’nın birinci aşaması ile Avrupalı toplumların ekonomik, siyasi, kültürel, bilimsel, teknolojik ve benzeri alanlarda büyük hamleler yapmaya başlamaları arasındaki bağlantı günümüzün ‘zaman ruhu’ çerçevesiyle ortaya konulacaktır. Bunun yanı sıra, dönemin en büyük güçlerinden biri olan Osmanlı 1 TDK’ya göre keşif kelimesinin beş farklı anlamı vardır. Bunlar; (1) ortaya çıkarma-meydana çıkarma, (2) var

olduğu bilinmeyen bir şeyin ortaya çıkarılması, (3) gizli olan bir şey hakkında geniş bilgi edinme, (4) bir şeyin olacağını önceden anlama ve sezme, (5) bir olay veya durumun oluş nedenlerini anlayabilmek için yerinde inceleme yapmadır. Hindistan’daki ticari faaliyetlerin milattan önce Fenikeliler, Yunanlılar, Mısırlılar, Romalılar, Babiller ve Çinliler tarafından gerçekleştiği göz önünde bulundurulduğunda, buradaki keşif kelimesinin ilk değil üçüncü anlamıyla bağdaştığı anlaşılmaktadır. Yani 15. yüzyılda Avrupalılar tarafından Uzak Doğu’ya düzenlenen keşif gezilerinde bilinmeyen bir şeyin ortaya çıkarılmasından ziyade bir şey hakkında daha geniş bilgi edinme amacı güdülmüştür.

2 Homo Sapiens’in, yaklaşık 2.000.000 yıl önce yaşadığı kabul edilen ve soyu tükenen Homo Erectus türünün binlerce yıllık evrimleri sonucunda oluşan yeni bir tür olduğu, ilk örneklerinin ise 200.000 yıl öncesine dayandığı kabul edilmektedir. Elde edilen bulgulardan bazı modern insan topluluklarının Doğu ve Güney Afrika’da yaşadığı ve o coğrafyalardan dünyaya yayıldıkları bilinmektedir. Modern insanın kökenleri ve göç hareketleri ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Chanda, 2009; Ponting, 2011; Harari, 2012.

3 15. yüzyıla kadar kırsal kesimde yaşayanlar; yaklaşık 510 milyon km2’lik bir alanı kapsayan ve üçte biri kara parçalarından oluşan yerkürenin sadece 11 milyon km2’lik bir kısmını, yani yaklaşık %2’sini kullanıyorlardı (Mark, 2002).

4 Bu terimle birlikte, Young’un The Age of the Arctic adlı çalışmasında Arktika Bölgesi’nin askerileşmesini esas alarak dillendirdiği ‘Arktika Çağı’ kavramından farklı olarak iki temel değişiklik önerilmektedir. Buna göre ‘Arktika Çağı’ kavramı yerine ‘Kutup Çağı’ kavramı kullanılmalıdır. Bu terminolojiyle sadece Kuzey ve Güney Kutbu ifade edilmemekte, aynı zamanda derin denizlerin ve uzayın küreselleşmesi de ‘Kutup Çağı’ sürecinin bir parçası olarak düşünülmektedir (Gümrükçü, 2016: 12-13).

Page 3: › word › makaleler...  · Web viewkutupcagi2019.antalya.edu.tr2019-05-30 · COĞRAFİ KEŞİFLER ÇAĞI’NIN BİRİNCİ AŞAMASI: HİNDİSTAN’IN AVRUPALILAR TARAFINDAN KEŞFEDİLMESİ

İmparatorluğu’nun dışsal gelişmelere ayak uydurmaya başlayan bir ülke haline gelmesine ve dağılma dönemine girmesine sebep olan faktörlerin Keşifler Çağı’nda yaşanan gelişmelerde saklı olup olmadığı açıklığa kavuşturulacaktır. Böylelikle o tarihten itibaren günümüze değin farklı bölgelerde yaşanan dini, siyasi, kültürel ve ticari olayların aslında birbiriyle oldukça yakından ilişkili olduğu daha net bir şekilde görülebilecektir. Literatür taraması yapıldığında, konu ile ilgili kaleme alınan yazıların genel olarak Batı merkeziyetçi bir bakışa sahip olduğu anlaşılmaktadır. Batı kaynaklı eserlerin yanı sıra Doğu merkeziyetçi bir bakışın da yer alacağı bu çalışma, aynı olaya çeşitli perspektiflerle yaklaşabilmesi sebebiyle literatürün genelinden farklılık göstermektedir.

2 Batı'nın Hindistan'a Deniz Yoluyla Gidişi15. yüzyıldan önce, Avrupalıların kıtaları dışındaki dünya ile ilgili bilgileri daha çok

fantezi ve mitlere dayanıyordu. Eski çağdan kalma bazı eserler ve seyyahlar tarafından yazılan raporlar dışında dünyayı öğrenebilecekleri oldukça sınırlı kaynakları vardı. İtalyan gezgin Marco Polo’nun (1254-1324) 13. yüzyılda Çin’e yaptığı yolculuk sırasında kaleme aldığı Travels isimli eseri, Batlamyus’un (~ M.S. 100-165) yalnızca Asya ve Afrika’nın Avrupa’ya yakın olan alanları ile kısıtlı coğrafi bilgiler içeren ve 15. yüzyılın başlarında Yunanca’dan Avrupa dillerine çevrilen Geography isimli eseri bu kaynaklardan bazılarıydı (Hanilçe, 2010: 48-49).

Polo ve Batlamyus gibi gezginlerin Uzak Doğu’nun zenginliklerini ve coğrafyasını anlattığı eserler, sonraki dönemlerde Avrupalıların kıtaları dışındaki dünyayı keşfetmesinde esin kaynağı olmuştu (Synnes, 1997: 14). Bu bağlamda Uzak Doğu’ya ulaşmak için deniz yolu arama çalışmaları Vasco da Gama’dan (1460-1524)5 önce, Cenovalılar ve Venedikliler tarafından yapılmıştı. O tarihlerde yapılan deniz yolu arama çalışmaları, ticaret gemilerinin hayatta kalması amacıyla ticaret hukukunun temellerini atmıştı (Register, 1913: 653-54). Limanlarda vergi verme, deniz alanlarını hâkimiyet altına almama, donanma gücü ile ticari faaliyet alanlarını genişletmeme benimsenen ilkeler arasındaydı. Yalnızca, deniz korsanlarına karşı ticari gemilerin güvenliğinin sağlanılması amacıyla silahlı kuvvetler kullanılıyordu (UNESCO Resmi İnternet Sitesi, 2013).

Günümüzde olduğu gibi 1400-1600 yılları arasında da Hindistan genel olarak geniş kaynaklar, özel olarak da baharat ürünleri ülkesi olarak bilinmekteydi. Avrupalılar; Hindistan başta olmak üzere Uzak Doğu’daki tuz, zencefil, şeker, tohum, biber, kıyafet, baharat, ipek, porselen, tütsü, fildişi, cam, mücevherat vb. ürünleri cazip görüyorlardı (Chandra, 2016: 196). Bu durum Batı kökenli tüccarların bu pazara karşı iştahlarını kabartıyor ve kâr beklentilerini artırıyordu.

14. yüzyılda Doğu’daki mallar çoğunlukla karayolu kısmen de deniz yolu vasıtasıyla Hürmüz Boğazı ve Basra Körfezi üzerinden Kızıldeniz aracılığıyla Cidde ve Kahire’ye ulaşıyor, oradan da Avrupa ülkelerine dağıtılması için İtalyan limanlarına gönderiliyordu (Doğru, 1999: 37; Casale, 2006; Prakash, 2006: 11; Islam, 2010: 8). Başta baharat ürünleri olmak üzere diğer ticari ürünlerin Avrupa pazarına sevkiyatı için iki alternatif vardı. Birinci alternatif, karadan İpek Yolu güzergâhının kullanılması; ikinci alternatif ise hem deniz yollarının (özellikle Baharat Yolu) hem de kara yollarının kullanılmasıydı (EK 1). Ancak bu uzun ticaret yolu üzerinde egemen olan Müslüman ve Türklerin güçlenmeye başlaması, ticaret yollarını ulaşıma kapatmaları ve/veya Batılılardan aşırı vergiler toplamaları malların pahalılaşmasına ve dolayısıyla Avrupalıların ticari faaliyetlerinin kısıtlanmasına neden oluyordu (Küçükkalay, 2001: 175). Bu durum, Avrupalıların Doğu’daki malları maliyeti en ucuz şekilde temin edilebilmeleri için alternatif ticaret yolları aramalarına zemin hazırlamıştı.

Portekizlilere göre, Batı’dan Hindistan’a açılan deniz yolu Hristiyanların kıyasıya bir rekabet içinde olduğu Müslümanlar ile askeri ve donanma gücü büyüyen Türklere6 büyük

5 Vasco da Gama’nın doğum ve ölüm yılları kaynaklarda değişkenlik göstermektedir. Bazı kaynaklar bu yılları 1469-1524 olarak kabul etmiştir (Subrahmanyam, 1997: 1; Guha, 1998: 2355; Bonasia, 2011: 1).

6 Chandra’nın Medieval India from Sultanat to the Mughals Delhi Sultanat: Part I adlı kitabında Portekizliler tarafından Müslüman Arapların ve Türklerin Hristiyanlığın tarihsel düşmanı olarak görüldüğü belirtilmektedir. İfadenin orijinal hali için bkz. “[..] the Muslims- the Araps and Turks, who were the traditional enemies of

Page 4: › word › makaleler...  · Web viewkutupcagi2019.antalya.edu.tr2019-05-30 · COĞRAFİ KEŞİFLER ÇAĞI’NIN BİRİNCİ AŞAMASI: HİNDİSTAN’IN AVRUPALILAR TARAFINDAN KEŞFEDİLMESİ

bir darbe olacaktı. Bu keşifle birlikte Doğu mallarının ticaretini tek elinde bulunduran Müslüman, Yahudi ve Türklerin hâkimiyeti altında bulunan ticaret yollarına bir alternatif üretilebilinir ve ayrıca onlara iki cepheden saldırılabilinirdi. Bütün bu olasılıklar, ticari ve dini hedeflerin birbiriyle örtüşmesine zemin hazırlamış ve denizaşırı keşifler ile dünyanın Avrupalı güçler tarafından kontrol edilme arzusu Papa tarafından da desteklenmişti.7

İpek Yolu'nun pratikte Osmanlı İmparatorluğu'nun hâkimiyetine geçmesiyle Avrupalılar Asya'nın kaynaklarına deniz yollarıyla ulaşmak için Portekiz ve İspanyolların öncülüğünde yoğun bir çalışma başlatmışlardı. Portekiz Prensi Don Henrique (1393-1460/Gemici Henrique ya da Navigatör olarak da bilinir) bu alanda önemli çalışmalar yapanların başında yer alıyordu. Keşif çalışmalarının sistematik bir şekilde yürütülmesi için Henrique öncülüğünde bir üniversite kurulmuş ve orada bilimsel veriler kullanılarak geleceğin denizcilerine seyrüsefer faaliyetleri için eğitimler verilmişti (Küçükkalay, 2001: 175-76). Bu çalışmalar sonucu, 1418 yılından itibaren Uzak Doğu’nun araştırılması için o bölgeye her yıl iki üç gemi yollanmıştı (Chandra, 2016: 193). McNeill’e göre Henrique’nin düşüncesi “Afrika’nın güney kıyılarından dolaşarak, Hristiyanlığın savunuculuğunu ve yayılmasının öncülüğünü yapan yarı efsanevi bir kişi olan Prester John ile bağlantı kurup İslam ülkelerini arkadan çevirmek ve onları yenmekti” (1979: 334).8

15. yüzyılın ikinci yarısında Portekiz Kralı II. John (1455-1495), Uzak Doğu’ya ulaşabilen iki rota oluşturmaya çalıştı. Birincisi Mısır ve Etiyopya’yı Kızıldeniz ve Hint Okyanusu’na bağlayan kara ve deniz rotası; ikincisi ise Afrika sahillerini dolaşan deniz rotasıydı (Küçükkalay, 2001: 177). Portekiz yönetiminin isteği üzerine, denizciler Afrika kıyılarının güneyine doğru adım adım ilerleyerek o coğrafyaları keşfetmeye ve Portekiz sömürgesine çevirmeye başladılar. Dinis Dias 1455’te Senegal Nehri’nin ağzına kadar varmış, Alvise Cadamosto da aynı yıl içerisinde Gambia ve Cape Verde Adaları’na yolculuklar yapmıştı (Küçükkalay, 2001: 176). Osmanlı'nın Konstantinopolis’i fethinden sadece 18 yıl sonra, 1471 yılında, bu ülke denizcileri Afrika sahilleri boyunca kuzeyden güneye doğru başlattıkları keşiflerini sürdürerek ekvatoru geçmiş ve 1483’de Kongo Nehri’ne ulaşmıştı (Küçükkalay, 2001: 176). Sürekli olarak elde edilen bu başarılar, onları bu alana daha fazla ilgi duymaya itiyordu. Bu ilgi; Kongo Nehri’ne ulaşılmasından yalnızca 6 yıl sonra, yani 1487’de, Kral II. John'un himayesi altında Afrika sahillerinde kuzeyden güneye doğru keşif çalışmalarını devam ettiren kaptan Bartolomeu Dias’ın (1450-1500) dalgalara kapılarak ve sürüklenerek Ümit Burnu'nu (Cape of Good Hope-eski adıyla Fırtınalar Burnu/Cape of Storms) aşan ilk denizci ünvanını almasına vesile oldu (Küçükkalay, 2001: 177; NASA Resmi İnternet Sitesi, 2006; SAHO Resmi İnternet Sitesi, 2017). Böylelikle çok korkulan ve hakkında gizemli hikâyeler anlatılan Ümit Burnu ilk kez aşılmıştı.

Benzer tarihlerde, Cenovalı kâşif Christopher Columbus (1451-1506) Avrupa Kıtası’ndan batıya doğru yönelerek Hindistan’a ulaşmayı ve Asya ile ticarette yeni bir yol keşfetmeyi arzuluyordu (Columbus, 1900: 3). Bu amaçla yola çıkan Columbus 1492’de bugünkü Bahamalar’da yer alan San Salvador ismini verdiği ‘Yeni Dünyada’ki (New World)

Christianity [..]” (2016: 192).7 1400’lü yılların sonlarına doğru, dünyanın iki büyük deniz gücü olan Portekiz ve İspanya, Papa’nın da

desteğiyle Cape Verde Adaları’nın 370 fersah (yaklaşık 1550 km) batısını esas alarak dünyayı kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayırıp kendi aralarında paylaştılar. Sınırın batısında kalan alan (Brezilya hariç) İspanya’ya ait olurken, sınırın doğusundaki alanın (Filipinler hariç) Portekizlerin hâkimiyeti altında olacağı 1494 yılında imzalanan Tordesillas Antlaşması ile belirlendi (Malaquias, 2014: 101).

8 Eski bir efsaneye göre, İsa’nın on iki havarisinden biri olan St. Thomas (?-72), Kilise’nin ideallerini yerine getirebilecek ve mükemmel bir Hristiyan Krallığı oluşturabilecek bir Hristiyan topluluğu kurmak için 52 yılında Hindistan’ın Kerala eyaletine gitmişti. Burada ilk etapta Brahmanları, yani Hint toplumunda en yüksek kademede yer alan insanları Hristiyanlaştırma girişiminde bulunmaya ve çeşitli bölgelerde kurduğu yedi adet kilise ile Hristiyan topluluğunu oluşturmaya başlamıştı (Aslen Suriyeli olduklarından bu insanlara Suriyeli Hristiyanlar denmekteydi). Bu Hristiyan topluluğunun efsanevi kralı Prester John olarak adlandırılıyordu. Prester John öncülüğünde toplanan Hristiyanlar, Uzak Doğu’da dinlerini yayarak oradaki yerel haklara inançlarını empoze edeceklerdi. St. Thomas’ın Hindistan’a yaptığı yolculukla başlayan bu efsane o tarihten günümüze değin anlatılmaya devam edilmiştir. Dolayısıyla Vasco da Gama’nın Uzak Doğu’ya düzenlediği ilk seferi öncesinde, orası Avrupalılar açısından Hristiyanların yaşadığı bir coğrafya olarak görülüyordu (Friedman ve Figg, 2000: 182; Brooks, 2009: 129). Bu efsane yüzyıllar boyunca dünyayı etkilemiş ve gezginler, kâşifler, misyonerler ve hazine arayıcıları bu efsaneden cesaret alarak keşif gezileri yapmaya başlamışlardır.

Page 5: › word › makaleler...  · Web viewkutupcagi2019.antalya.edu.tr2019-05-30 · COĞRAFİ KEŞİFLER ÇAĞI’NIN BİRİNCİ AŞAMASI: HİNDİSTAN’IN AVRUPALILAR TARAFINDAN KEŞFEDİLMESİ

adaya kadar ulaşabildi (Columbus, 1900: 54).9 Cenovalı kâşifin bu yolculuğu amacına ulaşamasa da Portekizlileri oldukça rahatsız etmişti. İspanya’nın Hindistan zenginliklerine kendilerinden önce ulaşabileceklerinden korkuyorlardı. 1490’lı yılların sonuna doğru Avrupa’dan Uzak Doğu’ya batıdan gidilebileceği iddiası üzerindeki kuşkular artınca Portekizlilerin öncülüğünde güneyden doğuya doğru bir deniz rotası kurma fikri yeniden gündeme geldi.

2.1.Vasco da Gama'nın Hindistan’a Düzenlediği Seferler Columbus’un 1492’de ‘Yeni Dünya’yı keşfetmesinden sonra, Vasco da Gama Portekiz

Kralı I. Manuel’in (1469-1521) himayesinde üç10 gemiyle birlikte Hindistan'a varmak için Portekiz'den 1497’de yola çıkarak Dias’ın11 on yıl önce izlediği güzergâhı takip edip (Ümit Burnu'nu aşarak) Mozambik’e ulaşan ilk Avrupalı denizci oldu (Şekil 1). Mozambik’te Arap coğrafyacı ve denizci Abdul Majid'le tanıştı ve onun rehberliğinde 1498 yılında Hint Okyanusu'na açıldı.12 Bu gemilerle birlikte Hindistan’ın güneybatısında yer alan Calicut’a (bugünkü ismiyle Kozhikode) çok yakın bir alana -Kappad koyuna- aynı yılın nisan ayında ayak basması (Chandra, 2016: 192), dünya tarihinde, özellikle Asya ve Avrupa arasındaki ilişkilerde, emperyalist sömürü ve köleleştirme tohumlarının ekildiği bir dönemin başlangıcı oldu (Balakrishnan, 1998: 1006; Hart, 2011: 233; Wesseling, 2011: 17; İfitikhar, 2012: 473; Pendse, 2013: 26). Bu yolculuk aynı zamanda ekonomik anlamdaki küreselleşme sürecinin başlangıcı olarak da yorumlanabilir.

Şekil 1: Vasco da Gama'nın 1497-1498 Yılları Arasında Hindistan'a Ulaşmak İçin İzlediği Deniz Yolu (Matsukawa, 2000)

Vasco da Gama Portekiz Kralı’nın himayesi altında yirmi gemiyle birlikte Lizbon’dan ayrılarak 1502’de Hindistan’a ikinci seferini düzenledi.13 On beş gemi sefere devam 9 Columbus’un ilk keşif gezisi ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Christopher Columbus: The Journal of His First

Voyage to America.10 Bazı kaynaklarda dört gemi yollandığı belirtilmektedir (Stuckenberg, 1997: 19; Winser, 2011; Wiesner‐Hanks,

2013: 6).11 Dias, Vasco da Gama ile birlikte Cape Verde Adaları’na kadar gitmiş ancak daha sonra oradan Gine’ye

(Guinea) dönmüştü (Hart, 1978: 424).12 Vasco da Gama ve mürettebatı nüfusun çoğunluğu Müslüman olan Mozambik’te halkın ve kralın tepkisini

çekmemek amacıyla Müslüman kılığına büründüler. Bu durum Mozambik Kralı tarafından kısa bir süre sonra fark edilince Mozambik’ten ayrılmak zorunda kaldılar (Madan, 1998: 39).

13 1500 ve 1634 yılları arasında, Portekiz'den Hindistan'a giden tüm gemilerin %28'i denizde kaybolmuştu (Curtin, 1984: 142; Friedman 2005: 1213; O’Rourke ve Williamson, 2006: 4). Dolayısıyla, Doğu’nun

Page 6: › word › makaleler...  · Web viewkutupcagi2019.antalya.edu.tr2019-05-30 · COĞRAFİ KEŞİFLER ÇAĞI’NIN BİRİNCİ AŞAMASI: HİNDİSTAN’IN AVRUPALILAR TARAFINDAN KEŞFEDİLMESİ

ederken, beş tanesi (da Gama'nın amcası komutasındaki) hem Hindistan'daki Portekiz üslerini korumak hem de Kızıldeniz'e doğru giden gemileri engellemek için geride kalarak iki bölge arasındaki ticareti durduruyordu (Ramachandran, 2008). Benzer tarihlerde Mozambik hükümeti ile Cochin (Kerala eyaletinin orta batı kesiminde yer alan liman şehri) ve Kilwa’daki (Tanzanya’nın kuzeydoğusunda bulunan yerleşim yeri) yerel halklara yıllık inci ve altın ödemeleri için baskı yapılmaya başlanmıştı. Aynı zamanda, bu alanlarda (özellikle Kızıldeniz sularında) bulunan Araplara ait ticari üsler yağmalanmış ve durdurulan ticaret gemilerindeki mallara el koyulmuştu (Toussaint, 2008: 3).

Gama’nın Hindistan’a düzenlediği ilk sefer ticari bir başarı olarak değil, yalnızca Avrupa’dan Doğu’ya giden yeni bir deniz yolunun keşfedilmesi ve bilgilerin öğrenilmesi açısından değerli kabul ediliyordu. Ancak, ikinci seferinin ticari bir başarı olduğu söylenebilirdi. Portekizli denizci 1503’te Lizbon’a geri döndüğünde Hindistan’dan ithal ettiği yaklaşık 1700 ton baharat, Avrupa’nın en önemli limanlarından biri olan Antwerp üzerinden %3000 kârla Avrupa ülkelerine ihraç ediliyordu (Whedbee, 2005: 105; Toussaint, 2008: 4).14

2.2.Vasco da Gama Sonrası Hint Okyanusu’ndaki Siyasi ve Ekonomik Durum Gama’nın 1498’de Calicut’a gelmesinden sonra, özellikle Portekizli asker ve kâşif

Francisco de Almeida (1450-1510) döneminde, yani 1505-1509 yılları arasında, yürütülmeye başlanan ‘Mavi Sular’ (Blue Water) politikası ile Hint Okyanusu’ndaki ticari faaliyetlerin akışında değişiklikler meydana geldi. Buna göre, “denizde güçlü olabildiğiniz sürece, Hindistan'ı hâkimiyetiniz altında tutacaksınız, eğer bu güce sahip değilseniz hâkimiyetinizi sağlayabilmek için kıyıda herhangi bir kale bulamazsınız.” düşüncesi bu ülkenin deniz aşırı politikasının yapı taşlarından biri oldu (Mahajan, 2015: 90). Bu bakış açısından hareketle yönetim denizler üzerindeki ticari faaliyetleri donanmalarının desteğiyle düzenlemeye başlıyordu.

Ülkenin askeri açıdan donanımlı gemilerle Hint Okyanusu’na varışı ve oradaki faaliyetleri, Mısır ve Akdeniz yoluyla Avrupa'ya ulaşan bölge ticaretini önemli ölçüde bozuyordu. Bu durum Mısır Sultanının Araplar ve Perslerle ittifak yaparak Hint Okyanusu’na gönderdiği donanma ile onları bu sulardan kovmak istemesine neden oldu. Ancak bu ittifakın 1509’da yenilgiye uğratılması, Portekiz yayılmacılığına karşı deniz direncini ortadan kaldırmıştı (Omulokoli, 2006: 142).

Portekiz, Hint Okyanusu’na ait tüm deniz yolu geçitlerini hâkimiyeti altına almak için çalışan General Afonso de Albuquerque’nin (1453-1515) “limanlar ve kaleler olmadan yalnızca donanmaya dayalı bir egemenlik sonsuza kadar sürmez” sözünden hareketle kısa bir süre içinde Hint Okyanusu’ndaki durakları ve geçiş yollarını bloke etti (Mahajan, 2015: 91). Okyanusun batı kıyısında yer alan Goa’yı, Sri Lanka’da bulunan Colombo Limanı’nı, Sumatra’daki Banda Aceh Limanı’nı, Ortadoğu-Afrika-Asya arası deniz yolu ticaretinde kullanılan Hürmüz Boğazı, Malakka Boğazı ve Basra Körfezi’ni 1510-1515 tarihleri arasında kontrol altına alarak hâkimiyet alanını genişletti (de Meneses, 1970; Adam, 1991: 2; Prakash, 2006: 14). Bu liman, boğaz ve körfezlerin, Hint Okyanusu üzerindeki ana ticaret yolları olması bakımından oldukça kritik bir rolü vardı.

O dönemlerde yapılan keşif gezileri yalnızca kıtalararası ticareti değil aynı zamanda bilimsel faaliyetleri de geliştirmişti. İmparator V. Karl’ın (1500-1558) adına Portekizli denizci Fernando de Magellan (1480-1521) Columbus’un iddiasından hareketle 20 Eylül 1519’da beş gemi ve iki yüz otuz dokuz gemici ile birlikte batıya doğru yola çıkarak Uzak Doğu’ya ulaşmayı amaçladı. 6 Eylül 1522’de, yani yaklaşık üç yıl sonra dünya turunu tamamladığında yalnızca bir gemi ve on sekiz gemici ile geri dönebilmişti. Bu zorlu yolculuk esnasında çok önemli bilgiler elde edildi. Buna göre; hayvan türleri keşfedilmiş ve dünyanın

zenginliklerine ulaşmak amacıyla düzenlenen bu seferlerin yüksek kazançları olduğu kadar aynı zamanda yüksek riskleri de vardı.

14 Avrupalıların Uzak Doğu’ya ulaşmak için güneyden düzenledikleri seferleri esnasında Afrika’da yaşayan siyahîler, Atlantik köle ticaretinin bir parçası haline gelmeye başladı. Afrikalılar, Avrupalılara veya Amerikan yerlilerine kıyasla hastalıklara karşı daha dirençliydiler ve fiziksel güç gerektiren ağır işlerde çalışmaya daha yatkındılar. Buna göre önce Portekizliler, sonrasında ise Hollandalı ve İngilizlerin katılımıyla 15. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar Afrika’dan Avrupa ülkelerine ve Amerika kıtasına 175.000’den fazla köle götürüldü (Ross, 2002).

Page 7: › word › makaleler...  · Web viewkutupcagi2019.antalya.edu.tr2019-05-30 · COĞRAFİ KEŞİFLER ÇAĞI’NIN BİRİNCİ AŞAMASI: HİNDİSTAN’IN AVRUPALILAR TARAFINDAN KEŞFEDİLMESİ

yuvarlak olduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca uluslararası bir saat sistemi gerekli görülmüştü. İster doğuya isterse batıya doğru gidilsin en sonunda aynı noktaya ulaşmak artık mümkündü. Böylelikle Columbus’un yaklaşık otuz yıl önce ortaya attığı tez de doğrulanmıştı.

Portekiz gemilerinin Hint-Arap gemilerine oranla hızlı, sulara daha dayanıklı olması ve ayrıca Hintli güçlerin, kendi politik pozisyonlarına müdahale etmeyen Portekizlileri tehdit olarak algılamamaları ve onların hegemonyasına razı gelmeleri nedeniyle, Portekizliler denizler üzerindeki hâkimiyetini 16. yüzyılın sonlarına kadar genişletti. Ne var ki 17. yüzyılın başlarında Hintli tüccarlar ve Doğu-Batı arasındaki ticari faaliyetler üzerindeki etkinliği azalmıştı. Bu durum şu nedenler ile açıklanabilir:

Albuquerque’nin ölümünden sonra onun yerine geçebilecek onun gibi güçlü bir liderin Hindistan’a yollanmaması;

Portekiz yönetiminin Hindistan’daki yolsuzlukları; Portekiz’in Hristiyanlığı Hindistan topraklarında yaşayan insanlara dayatmaya

çalışması;15

Babür İmparatorluğu’nun kurulması; Portekiz’in ticari faaliyetlerde Hindistan yerine Brezilya’ya ağırlık vermeye

başlaması; Britanya İmparatorluğu (First British Empire/1583-1783) ve Hollanda’nın

yükselişi.

Vasco da Gama'nın, günümüzde 874.000 nüfusu bulunan Calicut’a ulaşması uzun sürecek bir siyasi karışıklığın başlangıcı oldu. Bu coğrafi alan, Portekizlilerden sonra Hollandalıların en sonunda ise İngilizlerin işgali altına girdi. Bölge dışı bu aktörler, o coğrafyaya ait ticari faaliyetleri hegemonyaları altına alabilmek için kendi aralarında amansız bir mücadeleye giriştiler. Avrupa ve Doğu arasındaki ticari genişleme esas olarak Hollanda ve Birinci Britanya İmparatorluğu tarafından 17. yüzyılın ilk yıllarında başladı. Hollandalılar, 1580-1590’lı yıllar arasında İspanya Kralı II. Philip’in (1527-1598) tüm işgal girişimlerine rağmen özgürlüklerini kazandılar ve kısa bir süre içinde dünyanın hemen hemen her bölgesinde ticari faaliyetler yapmaya başladılar. 1602’de kurdukları Hollandalı Doğu Hindistan Şirketi (Vereenigde Oost-Indische Compagnie) ile Asya’da, özellikle Hindistan’da ticaret hacimlerini hızlı bir şekilde artırıyorlardı. Şirket ilk on yılı boyunca yılda ortalama bir, 1620'li yılların ortalarında ise yılda yaklaşık dört gemiyi Asya’ya göndererek bu seferlerden %230 net kazanç elde ediyordu (Irwin, 1991: 1300).

Benzer şekilde İngilizler de Hindistan ve Uzak Doğu’daki diğer coğrafyalara ait malları elde etmek istemişlerdi. Bu istek, İspanyol Armadası’nı 1588 yılında yenilgiye uğratmasıyla birlikte amacına ulaşıyordu. Kısa bir süre içinde dünyanın çeşitli bölgelerindeki ticari faaliyetleri hız kazanmıştı. 1600’de Kraliyet tüzüğü ile kurulan İngiliz Doğu Hindistan Şirketi’nin (British East India Company) bu noktada önemli bir etkisi vardı. Ona ait gemiler 1608’de ilk olarak Hindistan’ın Surat limanına gelmişlerdi. Daha sonra Hint hükümdarının onayı ile Bengal ve Madras’ta ticari ağlar kurarak bölge üzerindeki ekonomik aktivitelerini sağlamlaştırmaya ve Asya’daki özellikle Hindistan’daki Portekiz etkisini gölgede bırakmaya başlamışlardı.

Hollandalıları ve İngilizleri, Portekizlilerden ayıran konu ile ilgili belki de en önemli unsur onların ana hedeflerinin ticaret olmasıydı. Asya’daki yerel halk üzerinde dini, ekonomik ve siyasi alanlarda baskıcı ve dayatmacı bir politika yürüten Portekizlilerin aksine, bu iki ülke bölgede kendilerine ait tekeller kurmaya çalışırlarken yerel halklar ile dostane ilişkiler kurmayı tercih ediyorlardı. Onların Uzak Doğu’daki ülkeler ile yaptığı ticari faaliyetlerden kazanç elde etmeleri sonraki yıllarda Fransızların da bu coğrafyaya yönelmelerine neden olacak ve bu bağlamda 1667 yılında Hindistan’ın batı kıyılarında yer alan Surat’ta (eski ismiyle Suryapur) ilk Fransız fabrikası kurulacaktı.

15 16. yüzyılda Hristiyanlık Batı tarafından dünyadaki tüm insanların inanması gereken tek din olarak görülüyordu. O dönemlerde ‘Hinduizm’ ortaya çıkmamıştı. Hristiyanlık dışındaki dinlerin kendi inançları olduğu ve birbirleriyle aynı seviyede karşılaştırılabileceği fikri de henüz benimsenmemişti. (Matsukawa, 2000: 19)

Page 8: › word › makaleler...  · Web viewkutupcagi2019.antalya.edu.tr2019-05-30 · COĞRAFİ KEŞİFLER ÇAĞI’NIN BİRİNCİ AŞAMASI: HİNDİSTAN’IN AVRUPALILAR TARAFINDAN KEŞFEDİLMESİ

3 Osmanlı Devleti'nin Keşifler Çağı’nda Hint Okyanusu'ndaki FaaliyetleriOsmanlı İmparatorluğu’nun Karaman Beyliği’ne 1468’de son vermesiyle Hint-Arap

ticaretinin izlediği Halep, Adana, Konya, İstanbul yoluna egemen olundu. 1517-19 yılları arasında Mısır’ı, Suriye’yi, Yemen’i, Mekke’yi; 1534’te Bağdat’ı ve 1546’da Basra’yı almasıyla da Kızıl Deniz ve Basra Körfezi giriş-çıkışları kontrol altına alındı (Hamdani, 1981: 327; Küçükkalay, 2001: 201; Parker, 2010: 63-64; İnalcık, 2017: 12).16 Bu emperyal genişleme, Osmanlı İmparatorluğu’nu başat İslami güç pozisyonuna yükseltiyordu. Hristiyan güçlerinin saldırılarına uğrayan 'Doğu'nun mazlum ülkeleri' onu artık ‘sığınılacak bir liman’ olarak görüyorlardı. Bu görevi vazifelerinden biri olarak bilen Osmanlı İmparatorluğu da "Portekiz tehdidi karşısındaki Afrika, Arabistan ve Hindistan sahillerindeki Müslüman devletleri himaye altına almayı bir zorunluluk olarak" görmeye başlamıştı (Gerçeksever, 2013: 16).

1509 yılında Basra Körfezi girişinde bulunan ve stratejik bir konumu olan Hürmüz Adası'nın Portekizliler tarafından ele geçirilmesi, bu ülkenin Afrika kıyılarını kontrol altına alması, Hürmüz Boğazı'na hâkim olmaya başlaması ve dolayısıyla Kızıldeniz'i, Arap Yarımadasını ve Kutsal toprakları tehdit etmesi Osmanlı Devleti'ni yeni politikalar geliştirmesi için zorluyordu. Benzer şekilde 1517’de Portekiz filosu Kutsal Şehirleri ele geçirmek için Cidde’ye saldırmış, ancak bu saldırı Osmanlı kaptanı Selman Reis tarafından geri püskürtülmüştü (Bacque-Grammort ve Kroell, 1988 akt. İnalcık, 2017: 13).

İber Dünyası'nın Avrupa dışına taşması ve sürekli genişlemesine istinaden, özellikle Müslüman ülkelerin tehdit edilmesinin önüne bir set çekebilmek için Hindistan'ın güneyinde bulunan Gücerat Sultanlığı (1407-1573)17, Osmanlı Devleti’nden yardım istedi. Bu gelişmeler karşısında zamanın en güçlü hegemonlarından biri olan Osmanlı Devleti 1530/1531 yılları arasında Portekizlilerle toplu bir savaşa girmek için yeni planlar üzerinde çalıştı ve bu çerçevede Süveyş Kanalı'nı açmak için harekete geçti (Casale, 2006: 173; Casale, 2010: 50). 1532 yılına kadar devam eden inşaatta Kızıldeniz ve Nil Nehri arasında binlerce işçi çalıştırıldı. Ancak Safevi Devleti'ne karşı bir sefer daha düzenleneceğinden18, kanalın inşaatına ara verildi ve çalışmalar bir daha başlamamak üzere bitirildi (Casale, 2006: 173). Böylece Akdeniz’de bulunan güçlü Osmanlı donanması Kızıldeniz'de bulunan askerlerin yardımına gönderilemedi.

Gücerat Sultanlığı’nın Kanuni Sultan Süleyman’dan (1494-1566) yardım istemesi sonucu 1538 ile 1553 yılları arasında Osmanlı Devleti tarafından Hint Okyanusu'na dört farklı sefer daha düzenlendi. 1538’de Hadım Süleyman Paşa'nın kumandasında bir filo Gücerat Sultanı Bahadır Şah'ın talebi üzerine Diu'ya yola çıktı ve Diu Adası Osmanlı askerleri tarafından kuşatıldı (Önalp, 2008: 211-12). 500 ölü verilmesine ve çok sayıda yaralı olmasına rağmen yirmi günlük kuşatmadan istenilen sonuç alınamadı ve Osmanlı donanması geri dönmek zorunda kaldı. Buna karşın aynı yıl Barbaros Hayrettin Paşa Preveze Deniz Savaşı'yla Osmanlı tarihinin en büyük deniz zaferini kazanarak Doğu Akdeniz'i bir Osmanlı denizi konumuna çevirmişti.

1547’de Aden Körfezi’nde yer alan Aden şehrinin Arap şeyhi tarafından ve Portekizli güçlerin desteğiyle ele geçirilmesi sonucu, Kızıldeniz üzerindeki Osmanlı Devleti’ne ait ticari faaliyetlerin güvenliğinin tehlikeye gireceği düşünülüyordu. Aden’in geri alınması için görevlendirilen Piri Reis’in stratejik önemi bulunan bu liman şehrini 1548’de geri almasıyla,

16 Yavuz Sultan Selim’in (1470-1520) Memlük Devleti ile yaptığı 1516 Mercidabık Muharebesi’nde kazanılan zaferle Osmanlı Devleti’nin Doğu’daki son rakibine ciddi bir darbe indirildi ve halifeliğin Osmanlılara geçmesinin önü açıldı. 1517’de iki devlet arasında gerçekleşen Ridaniye Muharebesi’nde ise Memlük Devleti tamamen ortadan kaldırıldı ve halifelik Osmanlılara geçti.

17 Delhi Sultanlığı’nın yönetimi atında olan Gücerat, Muzaffer Şah’ın öncülüğünde 1407’de bağımsızlığını ilan etti ve böylece Gücerat’taki ilk Müslüman sultanlık kuruldu.

18 Safevi Devleti, Akkoyunluların İsmail Şah tarafından yenilgiye uğratılmasının ardından bugünkü İran topraklarında 1501 yılında kurulan ve Şiiliği resmi mezhep olarak kabul eden bir devletti. Osmanlı Devleti ile arasındaki mezhep farklılığı ve Safevilerin Azerbaycan’ı (1501), Diyarbakır’ı (1507) ve Bağdat’ı (1508) alarak kısa süre içerisinde İran topraklarını ele geçirmesi iki ülke arasındaki çatışma olasılığını artırıyordu. Nitekim 1514 tarihli Çaldıran Muharebesi ile başlayan savaşlar dizisi 1533-1536 yılları arasında Osmanlı güçlerinin Irak’a düzenlediği seferler ile devam etmiş ve Anadolu toprakları iki ülke arasındaki amansız mücadelelere sahne olmuştu.

Page 9: › word › makaleler...  · Web viewkutupcagi2019.antalya.edu.tr2019-05-30 · COĞRAFİ KEŞİFLER ÇAĞI’NIN BİRİNCİ AŞAMASI: HİNDİSTAN’IN AVRUPALILAR TARAFINDAN KEŞFEDİLMESİ

bu coğrafya üzerindeki Osmanlı egemenliği tekrardan kuruldu. Dolayısıyla, İslam dünyasını adım adım tehdit eden Portekiz’in "Kızıldeniz ve Basra Körfezi'nin giriş çıkışını tutarak, (Portekiz Güçleri'nin) ticareti okyanusa yöneltme ve Müslümanların kıblegâhı olan Mekke ve Medine'yi tahrip ederek, Müslümanlara darbe indirmeleri" ve Hint Okyanusu’ndaki hâkimiyetini genişletmesi kısmen de olsa önlendi (Hamdani, 1981: 327; Bostan, 2013: 12).

Piri Reis, bu başarılı seferinden üç yıl sonra Portekizlilerin Basra Körfezi'ndeki güçlerinin merkezi olan Hürmüz'ü Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katabilmek için yola çıktı ve yol boyunca askeri başarılar sağlayarak Hürmüz Adası'nı kuşattı. Ada'nın fethi için sürekli taarruzlar düzenlendi ve bombardımanlar devam etti. Ancak yoğun uğraşlar sonucu adanın iç kalesi ele geçirilemeyince Piri Reis kuşatmayı kaldırdı (Bostan, 2013: 13). Bu kısmi başarısızlık ve rüşvet(!) alarak kuşatmayı kaldırdığı haberleri yalnızca Piri Reis’in 1553'te idam edilmesine neden olmamış (Bostan, 2013: 13-14), aynı zamanda sınır tanımayan emperyal güçlerin o tarihten itibaren Hint Okyanusu'na yerleşmelerinin önündeki son engeli de ortadan kaldırmıştı.19

1571’de İnebahtı Deniz Savaşı’nın kaybedilmesi ile devam eden süreçte ise Akdeniz Havzası ve Ortadoğu’yu Hint Okyanusu’na bağlayan geçiş yollarında egemen olan Osmanlı’nın oyun kurucu özelliği zaman içinde kaybolmuş ve Avrupalılar -özellikle İngilizler- dev güçler olarak günümüzdeki küresel ekonomik ve siyasi sistemdeki yerlerinin temellerini atmışlardı. İnebahtı yenilgisi ile Osmanlı İmparatorluğu, bir zamanlar başarıyla karşı koydukları Avrupalıların dünya meselelerinde hâkim bir statü elde ettiklerini kabul etmiş oldu (İnalcık, 2017: 15). Bir taraftan Avrupa diğer taraftan Hint Okyanusu üzerinde hâkimiyet sağlamayı amaçlayan Osmanlı girişimleri bu yenilgiden sonra tamamen sona erdi. O tarihlerden sonra imparatorluk içinde önce ekonomik, ardından siyasi-idari alanlara yayılan ve önlenilemez krizler vuku buldu. Bu krizlerin ana sebepleri İnalcık’ın da ifade ettiği gibi;

1584 sonrasında ucuz Amerikan gümüşü ve Avrupa gümüş sikkelerinin istilâsı sonucu Osmanlı para sisteminin çökmesi,

İran'da güçlü bir devlet olarak ortaya çıkan Safevi Devleti ile Osmanlı Devleti arasında Azerbaycan ve Irak üzerindeki hâkimiyeti sağlamak amacıyla gerçekleştirilen kronik savaşlar,

16. yüzyıl ve 17.yüzyılda gerçekleşen Celali İsyanları’nı takiben, 1610-1632 yılları arasında eyalet yöneticilerinin merkeze karşı ayaklanmalarıyla ilgiliydi (2017: 16-17).

Bu bilgilere ek olarak; Osmanlı deniz sanayinin çağın gereklerine uygun bir şekilde ve okyanuslar için

yeterli teknik tesisatlarla ve toplarla donanmamış olması, Osmanlı deniz güçlerinin okyanuslara dönük bilgi eksiklikleri, Doğru olarak planlanmış olmasına rağmen Süveyş Kanalı'nın açılamaması ve

Portekizlilere karşı topyekûn bir savaşın verilememesi de Batı’nın yükselişini, Osmanlı’nın ise dağılma sürecini başlatan sebepler arasındaydı.

4 SONUÇGünümüzde Asya,20 özellikle de Afrika ülkeleri gündeme gelince beyinlerde açlık,

sefalet, Akdeniz üzerinden Avrupa'ya yönelik göç dalgaları ve bu esnada boğulan insanlar, 19 Piri Reis’in idam edilmesi hakkında bir görüş birliği bulunmasa da, Couto başta olmak üzere Portekizli

tarihçiler, Piri Reis’in idam edilmesinin nedenini padişaha itaat etmemesi olarak yorumlamaktadırlar. Buna göre, Piri Reis’in öncelikli olarak Basra’ya gitmesi ve orada hazır bulunan gemileri ve 15.000 askeri donanmasına dâhil edip ani bir saldırıyla Hürmüz Adası’nı ele geçirmesi emredilmişti. Yani Hürmüz’e ulaşana kadar Portekizlilerin dikkatlerini çekmemesi gerekiyordu. Ancak, Piri Reis’in Hürmüz Adası’na ulaşana kadar Hint Okyanusu üzerinde Portekizli donanma ile savaşması ve dolayısıyla Portekizli güçlerin Hürmüz Adası’nda olası bir kuşatmaya karşı hazırlık yapması padişahın planlarının gerçekleşmesine engel olmuştu (Önalp, 2010: 17).

20 Bu sıralamada Japonya ve Güney Kore gibi ülkeler istisna olarak görülmelidirler. Buna karşın, Çin Halk Cumhuriyeti'nin ve Hindistan'ın tüm atılımlarına rağmen bu kategoride yer almaları gerektiği savından hareket edilmektedir.

Page 10: › word › makaleler...  · Web viewkutupcagi2019.antalya.edu.tr2019-05-30 · COĞRAFİ KEŞİFLER ÇAĞI’NIN BİRİNCİ AŞAMASI: HİNDİSTAN’IN AVRUPALILAR TARAFINDAN KEŞFEDİLMESİ

ebola ve diğer bulaşıcı hastalıklar, radikal dinsel söylemler ve eylemler gibi olumsuz olaylar canlanmaktadır. Kalkınmışlık seviyelerinin, özellikle Afrika ülkelerinde düşük olması nedeniyle, bu kıtalardaki ülkeler ‘üçüncü dünya ülkeleri’ ya da kulağa daha hoş gelmesi ve pozitif bir bakış açısını vurgulamak için ‘gelişmekte olan ülkeler’ olarak adlandırılmaktadırlar. Buna karşın Batı Avrupa ve Kuzey Amerika ülkeleri ‘zengin ve kalkınmış ülkeler’ kategorisi içerisinde analiz edilmektedirler.21 Göç hareketleri, hastalıklar, gelir dağılımındaki eşitsizlikler, kıtalararası bilimsel ve teknolojik farklılıklar başta olmak üzere günümüzde Kuzey ve Güney arasında yaşanan temel sorunların nedenleri Keşifler Çağı’nda meydana gelen gelişmelerde aranmalıdır.

Coğrafi Keşiflerin birinci aşaması, küresel güç dengesinde kaymalara ve dolayısıyla dünya ticaretinde çok önemli bir değişimin başlamasına neden olmuştur. Yeni kıtaların keşfedilmesi, iletişimin artması, bilinmeyen yolların trafiğe açılmasıyla öncelikli olarak Akdeniz Havzası’nda ekonomik açıdan güçlü liman şehirleri olan Cenova, Pisa ve Venedik uzun vadede etkilerini kaybetmişlerdir. Bu gelişmelere paralel olarak Portekiz’in başkenti olan Lizbon hem Avrupa’nın en büyük liman kentlerinden biri olmuş hem de Asya-Avrupa arasındaki baharat ticaretinin merkezi haline gelmiştir. Avrupa ekonomisinde görülen canlılık, daha fazla ticaret, daha fazla kazanç elde etme isteği ve yeni kaynaklara ulaşarak ekonomilerini beslemek için girişilen bu arayışlar, 15. ve 16. yüzyılda Avrupalıların denizaşırı yayılmacılığını tetiklemiştir.

Coğrafi Keşifler, o dönemlerde bilinen dünyanın yaklaşık yarısı büyüklüğünde bir alana hükmeden Osmanlı Devleti’nin egemenlik paradigmasının yumuşamasına ve güneyi, batısı ve doğusu kapanmış olan Avrupa’nın artık Müslüman-Türk unsurlara bağımlı olmaksızın ticaret yapabilmelerine zemin hazırlamıştır (Küçükkalay, 2001: 197). Osmanlı İmparatorluğu’nun coğrafi keşiflere yeterli ölçüde dâhil olabilecek politikalar yürütememesi, devletin güç kaybetmesine (ki o tarihlerden itibaren, egemenlik alanını artırmak yerine yalnızca var olan sınırları koruyabilmek için savaşacaktır) buna bağlı olarak da dışsal nedenlerle değişen kurallara uyum sağlamaya çalışan bir yapıya dönüşmesine neden olmuştur.

Hint Okyanusu’na kıyısı olan stratejik liman şehirlerinin Avrupalı güçler tarafından kontrol altına alınması, yalnızca onların toplumlarına ekonomik bir kazanç getirmekle kalmamış aynı zamanda Doğu halklarının barışçıl temele dayalı Doğu-Batı arasındaki ticari ve kültürel ilişkilerini, Nagtegaal’ın da belirttiği gibi, bir dönüşüm içerisine sokmuştur. Buna göre Avrupalı sömürgeci güçlerin pragmatist eğilimleri Doğu toplumlarının harmoniye dayalı toplumsal yapılarında bozulmalara yol açmıştır (1996: 10 akt. Özay, 2011). Öyle ki o dönemlerde başlayan sömürgeleştirme çabaları 20. yüzyılın ortalarına kadar devam etmiş ve o toplumları özellikle ekonomik, siyasi, dini ve kültürel anlamda etkisi altına almıştır.

Özetle, Coğrafi Keşifler Çağı’nın birinci aşaması genelde Müslüman ülkelere, özelde ise Osmanlı Devleti’ne önemli ölçüde zararlar vermiştir. Söz konusu bu ülkeler fakirleşmiş, Osmanlı Devleti İpek Yolu’nun hâkimi olmasına rağmen beklenen gelirleri elde edememiştir. Kervan yolları boyunca ticaretle uğraşan halk ve zanaatkârlar işsiz kalmışlardır. Daha da önemlisi Avrupa devletlerinin uyguladıkları merkantilist politikalar Osmanlı topraklarında önemli fiyat artışlarına neden olmuştur. Bu durum ülkeyi yüksek enflasyona sürüklemiş ve akabinde Celali İsyanları’nın çıkmasına ve gerileme döneminin başlamasına yol açacak koşulları hazırlamıştır.

21 Ayrıntılı bilgi için bkz. Dünya Bankası 2016 ekonomileri, https://datahelpdesk.worldbank.org/knowledgebase/articles/906519-world-bank-country-and-lending-groups. (Erişim Tarihi: 08 Mart 2017).

Page 11: › word › makaleler...  · Web viewkutupcagi2019.antalya.edu.tr2019-05-30 · COĞRAFİ KEŞİFLER ÇAĞI’NIN BİRİNCİ AŞAMASI: HİNDİSTAN’IN AVRUPALILAR TARAFINDAN KEŞFEDİLMESİ

EK 1: İPEK YOLU VE ARAP DENİZ YOLU (8.YÜZYIL- 14.YÜZYIL ARASI KITALARARASI TİCARET YOLLARI)

Kaynak: Hofstra Üniversitesi, 2017

EK 2: ZAMAN TABLOSU1270 Marco Polo’nun Venedik’ten Çin’e doğru yola çıkması;1415 Afrika’nın en kuzeyinde bulunan Ceuta’nın Portekizliler tarafından işgal

edilmesi/Avrupalıların kıtaları dışındaki ilk işgali;1418 Portekiz Prensi Don Henrique tarafından Doğu’nun araştırılması için bilimsel

çalışmaların başlaması;1453 Konstantinopolis’in Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethedilmesi;1455 Portekizli denizci Dini Dias’ın Senegal Nehri’ne ulaşması;1456 İtalyan denizci Alvise Cadamosto’nun Gambia ve Cape Verde Adaları’na ulaşması;1468 Osmanlı Devleti tarafından merkezi Konya’da bulunan Karaman Beyliği yönetimine

son verilmesi;1471 Portekizlilerin dünyanın en uzun çizgisi olan ekvatoru dolaşarak Güney Yarım

Küre’ye geçmesi;1483 Portekizlilerin Orta-batı Afrika’nın en uzun nehri olarak bilinen Kongo Nehri’ne

ulaşmaları;1488 Portekizli kâşif Bartolomeu Dias’ın Afrika’nın güney ucunda yer alan Ümit Burnu’na

varması;1492 Cenevizli Christopher Columbus’un İspanya’dan batıya doğru yola çıkarak

Bahamalar’da yer alan San Salvador adını verdiği ‘Yeni Dünya’daki adaya ulaşması;

Page 12: › word › makaleler...  · Web viewkutupcagi2019.antalya.edu.tr2019-05-30 · COĞRAFİ KEŞİFLER ÇAĞI’NIN BİRİNCİ AŞAMASI: HİNDİSTAN’IN AVRUPALILAR TARAFINDAN KEŞFEDİLMESİ

1494 Portekiz ve İspanya arasında dünyanın doğu-batı olarak ikiye bölünüp paylaşımını esas alan Tordesillas Antlaşması’nın imzalanması;

1498 Vasco da Gama öncülüğünde Avrupalıların Hindistan’a ticari ve emperyal amaçlarla varışı;

1501 Bugünkü İran topraklarında Şiiliği resmi mezhep olarak kabul eden Safevi Devleti’nin kurulması;

1502 Vasco da Gama’nın Hindistan’a düzenlediği ikinci keşif gezisi ve Portekiz öncülüğünde Asya-Avrupa arası ticaretin başlaması;

1509 Basra Körfezi’nin girişinde yer alan ve stratejik bir konumu bulunan Hürmüz Adası’nın Portekizliler tarafından işgal edilmesi;

1514 Osmanlı Devleti ile Safevi Devleti arasında Çaldıran Savaşı’nın patlak vermesi;1510-15 General Afonso de Albuquerque öncülüğünde Portekizli güçlerin Hint

Okyanusu’nun batı kıyısında yer alan Goa’yı, Sri Lanka’da bulunan Colombo Limanı’nı, Sumatra’daki Banda Aceh Limanı’nı, Ortadoğu-Afrika-Asya arası deniz yolu ticaretinde kullanılan Hürmüz Boğazı, Malakka Boğazı ve Basra Körfezi’ni kontrol altına almaları;

1516 Osmanlı Devleti ve Memlük Devleti arasında gerçekleşen Mercidabık Muharebesi sonucunda Memlüklerin yenilmesi;

1517 Osmanlı İmparatorluğu ve Memlük Devleti arasında gerçekleşen Ridaniye Muharebesi: Memlük Devleti’nin yıkılışı, Mısır’ın Osmanlılar tarafından fethedilmesi, halifeliğin Osmanlı’ya geçmesi ve Kutsal toprakların koruyuculuğunun üstlenilmesi;

1517/19 Mısır, Suriye ve Yemen’in Osmanlı topraklarına katılması;1517 Portekiz filosunun Kutsal Şehirleri ele geçirmek için Cidde’ye saldırması ve

saldırının Osmanlı kaptanı Selman Reis tarafından geri püskürtülmesi sonucu Portekiz hâkimiyet alanının genişlemesinin geçici bir süreliğine engellenmesi;

1519/22 Portekizli Ferdinand Magellan’ın dünyayı dolaşmak için yola çıkması ve dünya turunu başarıyla tamamlaması sonucu dünya hakkında yeni bilimsel verilerin elde edilmesi;

1530-31 Osmanlı Devleti’nin Portekizlilerle toplu bir savaşa girmek için yeni planlar üzerinde çalışması ve bu çerçevede Süveyş Kanalı'nı açmak için harekete geçmesi;

1532 Osmanlı Devleti’nin Safevi Devleti’ne karşı Irak Seferi’ni düzenlemesi1534 Osmanlı Devleti’nin Bağdat’ı fethetmesi;1538 Diu Adası’nın Osmanlı askerleri tarafından kuşatılması;1538 Osmanlı donanması ile Haçlı donanması arasında meydana gelen Preveze Deniz

Savaşı: Osmanlı Tarihi'nin en büyük deniz zaferi, Doğu Akdeniz'in bir Osmanlı denizi konumuna çevrilmesi;

1546 Osmanlı Devleti’nin Basra’yı fethetmesi;1547 Aden şehrinin Arap şeyhi ve Portekizli güçler tarafından ele geçirilmesi;1548 Piri Reis öncülüğünde Aden şehrinin Osmanlı topraklarına geri katılması;1552 Piri Reis’in Portekizlilerin Basra Körfezi'ndeki güçlerinin merkezi olan Hürmüz'ü

Osmanlı topraklarına katabilmek için yola çıkması;1571 Osmanlı donanması ile Haçlı donanması arasında meydana gelen İnebahtı Deniz

Savaşı: Akdeniz Havzası ve Ortadoğu’yu Hint Okyanusu’na bağlayan geçiş yollarında egemen olan Osmanlı’nın oyun kurucu özelliğinin kaybolmaya başlaması;

Page 13: › word › makaleler...  · Web viewkutupcagi2019.antalya.edu.tr2019-05-30 · COĞRAFİ KEŞİFLER ÇAĞI’NIN BİRİNCİ AŞAMASI: HİNDİSTAN’IN AVRUPALILAR TARAFINDAN KEŞFEDİLMESİ

1584 Amerikan gümüşü ve Avrupa gümüş sikkelerinin istilâsı sonucu Osmanlı para sisteminin çökmeye başlaması;

1588 İngilizlerin İspanyol Armadası’nı yenilgiye uğratması;1600 İngiliz Doğu Hindistan Şirketi’nin (British East India Company) kurulması;1602 Hollandalılar tarafından Hindistan’da Hollandalı Doğu Hindistan Şirketi’nin (Dutch

East India Company) kurulması;1608 İngiliz Doğu Hindistan Şirketi’ne ait gemilerin Hindistan’ın Surat limanına gelmesi,

İngiliz tüccarların Hint hükümdarının onayı ile Bengal ve Madras’ta ticari ağlar kurarak bölge üzerindeki ekonomik aktivitelerini artırmaya başlaması.

KAYNAKÇAAdam, A. (1991): “Portuguese Words in the Malay Language”, International Seminar on Silk Roads: Roads of

Dialogue, Malezya.Bacque-Grammont, J.L ve Kroell, A. (1988): Mamlouks, Ottomans et Portugais en Mer Roge, Kahire akt.

İnalcık, H. (2017), Osmanlı ve Avrupa Osmanlı Devleti’nin Avrupa Tarihindeki Yeri, Kronik Kitap, İstanbul.Bahadır, O. (1995): Coğrafi Keşifler Tarihi, Alan Yayıncılık, İstanbul.Balakrishnan, p. (1998): “Are Colonials Cousins?”, Economic and Political Weekly, 33(18), 1005-1006.Bonasia, J. (2011): “Vasco Da Gama, The Marathon Explorer”, http://www.newasianemperors.com/vascodagama-

march2011.pdf (Erişim Tarihi: 17 Şubat 2017).Bostan, İ. (2013): "Keşifler Çağının Osmanlı Denizcisi: PİRİ REİS ve 'YENİ DÜNYA' Haritası", Piri Reis'ten Önce

ve Sonra: Topkapı Sarayı'nda Haritalar, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü (yay.), İstanbul, 10-16.

Brooks, M.E. (2009): “Prester John: a reexamination and compendium of the mythical figure who helped spark European expansion”, Theses and Dissertations.

Casale, G. (2006): “The Ottoman Administration of the Spice Trade in the Sixteenth-Century Red Sea and Persian Gulf”, Journal of the Economic and Social History of the Orient, 49(2), 170-198.

Casale, G. (2010): The Ottoman Age of Exploration, Oxford University Press.Chanda, N. (2009): Bound Together How Traders, Preachers, Adventurers, and Warriors Shaped Globalization,

Yale University Press, Küreselleşmenin Sıradışı Öyküsü Tacirler, Vaizler, Maceraperestler ve Savaşçılar Globalizmi Nasıl Şekillendirdiler, Odtü Yayıncılık. (çev.) Dilek Cenkçiler.

Chandra, S. (2016): Medieval India from Sultanat to the Mughals Delhi Sultanat (1206-1526) Part I., Har-anand Publications.

Columbus, C. (1900): The Journal of his First Voyage to America, Jarrolds Publisher, Londra.Curtin, P.D. (1984): Cross-cultural Trade in World History, Cambridge University Press.De Meneses, F. De Sa. (1970): The Conquest of Malacca. (çev.) Edgar C. Knowlton Jr. University of Malaya

Press, Kuala Lumpur.Doğru, H. (1999): “Yeniçağ'da Avrupa Devletlerinin Bütün Dünya İle İlişki Kurması: Büyük Coğrafi Keşifler ve

Sonuçları”. İhsan Güneş ve Cahit Bilim (eds.), Çağdaş Dünya Tarihi, Anadolu Üniversitesi Yayınları, 29-50.Dünya Bankası Resmi İnternet Sitesi, “World Bank List of Economies 2016”,

https://datahelpdesk.worldbank.org/knowledgebase/articles/906519-world-bank-country-and-lending-groups. (Erişim Tarihi: 8 Mart 2017).

Friedman, J.B. ve Figg, K.M. (2000): Trade, Travel, and Exploration in the Middle Ages, Routledge, Newyork.Friedman, P. (2005): “Spices and Late-Medieval European Ideas of Scarcity and Value”, Speculum: A Journal of

Medieval Studies, 80, 1209-27.Gerçeksever, A. (2013): "Portekiz'in Hint Okyanusu'ndaki Faaliyetlerine Karşı, Osmanlı Devleti tarafından AÇE

ve GUCERAT Sultanlıkları'nın desteklenmesi, www.harpak.edu.trbilimsel. (Erişim Tarihi: 26 Şubat 2017).Guha, R. (1998): “Between History and Biography”, Economic and Political Weekly, 33(36/37), 2355-2356.Gümrükçü, H. (2016): “Önsöz Yerine: Yüksek Kuzey’e Genel Bir Bakış”. Harun Gümrükçü, Aybüke İnan Şimşek,

Güneş Ersoy (eds.), Küresel Bakışla Kutup Çağı Farklı Disiplinler Çok Yönlü Perspektifler, 1-29.Hamdani, A. (1981): “Ottoman Response to the Discovery of America and the New Route to India”. Journal of the

American Oriental Society, 101(3): 323-330.Hanilçe, M. (2010): “Coğrafi Keşiflerin Nedenlerine Yeniden Bakmak”. Tarih Okulu, (7): 47-70. Harari, Y.N. (2012): Sapiens a Brief History of Humankind. (çev.) Ertuğrul Genç, Hayvanlardan Tanrılara:

Sapiens İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi, Kolektif Kitap.Hart, D. (2011): “Imperial culture and cultural imperialism the case of India”,

http://archiv.ub.uni-heidelberg.de/volltextserver/19155/1/Harth_Imperial_culture_and_cultural_imperialism.pdf (Erişim Tarihi: 2 Şubat 2017).

Hart, M.H (1978): The 100: A Ranking of the Most Influential Persons in History, Carol Publishing Group, 424-431.

Hofstra Üniversitesi Resmi İnternet Sitesi, “The Silk Road and Arab Sea Routes”, https://people.hofstra.edu/geotrans/eng/ch2en/conc2en/silkroad.html (Erişim Tarihi: 12 Şubat 2017).

Ifitikhar, R. (2012): “Beyond Orientalism: Early English Travelers Accounts Fiction or Reality”, International Journal of Science and Research, 3(9), 473-477.

Page 14: › word › makaleler...  · Web viewkutupcagi2019.antalya.edu.tr2019-05-30 · COĞRAFİ KEŞİFLER ÇAĞI’NIN BİRİNCİ AŞAMASI: HİNDİSTAN’IN AVRUPALILAR TARAFINDAN KEŞFEDİLMESİ

Irwin, D.A. (1991): Mercantalism as Strategic Trade Policy: The Anglo-Dutch Rivalry fort he East India Trade, Journal of Political Economy, 99(6), 1296-1314.

Islam, A. (2010): “Arab Navigation in the Indian Ocean before European Dominance in South and Southeast Asia: An Historical Analysis”. Journal of the Pakistan Historical Society, 58(2), 7-23.

İnalcık, H. (2017), Osmanlı ve Avrupa Osmanlı Devleti’nin Avrupa Tarihindeki Yeri, Kronik Kitap, İstanbul.Küçükkalay, A.M. (2001): Coğrafi Keşifler ve Ekonomiler Avrupa ve Osmanlı Devleti, Çizgi Kitabevi Yayınları,

Konya.Madan, K.D. (1998): Life and Travels of Vasco da Gama, Asian Educational Services, New Delhi,Mahajan, V.D. (2015): Modern Indian History from 1707 to the Present Day, S. Chand Publishing.Majumder, P.P. (2010): The Human Genetic History of South Asia, Current Biology, 20(4), 184-187.Malaquias, I. (2014): “Instruments in transit: The Santo Ildefonso Treaty and the Brazilian border

demarcations”, Granato, Marcus; Lourenço, Marta C. (ed.), Scientific instruments in the history of science: studies in transfer, use and preservation. Rio de Janeiro: MAST, 101-115. 2014.http://www.mast.br/scientific_instruments_in_the_history_of_science_studies_in_transfer_use_and_preservation/MALAQUIAS_p101-115.pdf.

Mark, R.B (2002): The Origins of the Modern World: A Global and Ecological Narrative.Matsukawa, K. (2000): European Images of India before the Rise of Orientalism in the Late Eighteenth Century ,

Proquest, ABD.McNeill, W.H. (1979): World History, Oxford University Press.Nagtegaal, L. (1996): Riding The Dutch Tiger -The Ducth East Indies Company and The Northeast Coast of Java

1680-1743-, Çev. Beverley Jackson, KITLV Press, Leiden. akt. Özay, M. (2011), “Osmanlı Devleti’nin 16. Yüzyıl İlk Yarısında Hint Okyanusu Politikası: Osmanlı-Portekiz İlişkileri”, http://guneydoguasyacalismalari.blogspot.com.tr/2011/12/osmanli-devletinin-16-yuzyil-ilk.html (Erişim tarihi: 23 Şubat 2017).

NASA Resmi İnternet Sitesi (2006): “South Africa and the Cape of Good Hope”, http://visibleearth.nasa.gov/view.php?id=75568 (Erişim Tarihi: 11 Ocak 2017).

O’Rourke, K.H. ve Williamson, J.G. (2006): “Did Vasco da Gama Matter for European Markets? Testing Frederick Lane's Hypotheses Fifty Years Later”, IIIS Discussion Paper No. 118, http://www.nber.org/papers/w11884 (Erişim Tarihi: 13 Ocak 2017).

Omulokoli, W.A.O (2006): “·Portuguese Presence and Endeavours in East Africa, 1498-1698 Part II-III”, Africa Journal ofEvangelical Theology, 25(2), 139-150.

Önalp, E. (2008): “Hadım Süleyman Paşa’nın 1538 yılındaki Hindistan Seferi”, Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, 23, 195-239.

Önalp, E. (2010): “Pîrî Reis’in Hürmüz Seferi ve İdamı Hakkındaki Türk ve Portekiz Tarihçilerinin Düşünceleri”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi, 47(29), 1-21.

Parker, C.H. (2010): Global Interactions in the Early Modern Age, 1400-1800, Cambridge University Press.Pendse, L. R. (2013): 19th Century Periodicals of Portuguese India: An Assessment of Documentary Evidence and

Indo- Portuguese Identity, http://escholarship.org/uc/item/9nm6x7j8 (Erişim Tarihi: 14 Şubat 2017).Ponting, C. (2011): World History: A new perspective. (çev.) Eşref Bengi Özbilen, Yeni Bir Bakış Açısıyla Dünya

Tarihi, Alfa Kitap, İstanbul.Prakash, O. (2006): “International Consortiums, Merchant Networks and Portuguese Trade with Asia in the Early

Modern Period”, XIV International Economic History Congress, Helsinki, http://www.helsinki.fi/iehc2006/papers1/Prakash.pdf (Erişim Tarihi: 12 Şubat 2017).

Ramachandran, A. (2008): Grains, Greens, and Grated Coconuts: Recipes and Remembrances of a Vegetarian Legacy.

Register, L.B. (1913): “Notes on the History of Commerce and Commercial Law. 2. The Middle Ages”, The University of Pennsylvania Law Review, 61(9), 652-672.

Ross, E.G. (2002): “The Portuguese in Africa, 1415–1600”. Metropolitan Museum of Art Resmi İnternet Sitesi, http://www.metmuseum.org/toah/hd/agex/hd_agex.htm (Erişim Tarihi: 27 Şubat 2017).

SAHO Resmi İnternet Sitesi, “Bartolomeu Dias”. http://www.sahistory.org.za/people/bartolomeu-dias (Erişim Tarihi: 22 Şubat 2017).Stuckenberg, B. (1997): “Vasco da Gama and the naming of Natal”, Natalia, 27, 19-29.Subrahmanyam, S. (1997): The Career and Legend of Vasco da Gama, Cambrdige University Press.Synnes, P. (1997): The Golden Age of Exploration, Knowledge Unlimited.TDK- Türk Dil Kurumu Resmi İnternet Sitesi, http://www.tdk.gov.tr/index.php?

option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.58d133eb4c5455.30483766 (Erişim Tarihi: 19 Mart 2017).Toussaint, E. (2008): “Globalization from Christopher Columbus and Vasco da Gama until today”,

http://www.cadtm.org/Globalization-from-Christopher (Erişim Tarihi: 07 Mart 2017).UNESCO Resmi İnternet Sitesi (2013): “Trading Posts and Fortifications on Genoese Trade Routes from the

Mediterranean to the Black Sea”, http://whc.unesco.org/en/tentativelists/5825/ (Erişim Tarihi: 09 Mart 2017).Vardalas, J. (2013): “A History of the Magnetic Compass”, http://theinstitute.ieee.org/tech-history/technology-

history/a-history-of-the-magnetic-compass (Erişim tarihi: 20 Mart 2017).Wesseling, H.L. (2011): A cape of Asia Essay on European History, Leiden University Press, Amsterdam.Whedbee, J. (2005): Myths and Realities Conflicting Currents of Culture and Science, iUniverse.Wiesner-Hanks, M.E. (2013): Early Modern Europe, 1450–1789, Cambridge University Press.Winser, S. (2011): “Vasco da Gama”, http://www.bbc.co.uk/history/british/tudors/vasco_da_gama_01.shtml

(Erişim Tarihi: 05 Ocak 2017).Young, O.R. (1985): “The Age of the Arctic”, Foreign Policy, 61, 160-179.

Page 15: › word › makaleler...  · Web viewkutupcagi2019.antalya.edu.tr2019-05-30 · COĞRAFİ KEŞİFLER ÇAĞI’NIN BİRİNCİ AŞAMASI: HİNDİSTAN’IN AVRUPALILAR TARAFINDAN KEŞFEDİLMESİ