abdullah aymaz - ayetul kubra uzerine - isikyayinlari · 2017. 12. 29. · tesbih etmesin hamd ile...

57

Upload: others

Post on 11-Feb-2021

6 views

Category:

Documents


1 download

TRANSCRIPT

  • AYETÜ'L-KÜBRA ÜZERÝNEAbdullah AYMAZ

  • AYETÜ'L-KÜBRA ÜZERÝNE

    Abdullah AYMAZ

  • AYETÜ’L-KÜBRA ÜZERÝNE

    Copyright © Iþýk Yayýnlarý, 2005Bu kitaptaki metin ve resimlerin, tamamýnýn ya da bir kýsmýnýn, kitabý yayýmlayan þirketin

    önceden yazýlý izni olmaksýzýn elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayýt sistemi ile çoðaltýlmasý, yayýmlanmasý ve depolanmasý yasaktýr.

    EditörKalender YILDIZ

    KapakEngin ÇÝFTÇÝ

    MizanpajNecmi TOPAL

    ISBN975-278-155-1

    Yayýn Numarasý409

    Basým Yeri ve YýlýÇaðlayan Matbaasý / ÝZMÝR Tel: (0232) 252 20 96

    Temmuz 2005

    Genel DaðýtýmGökkuþaðý Pazarlama ve Daðýtým

    Alayköþkü Cad. No: 12 Caðaloðlu/ÝSTANBULTel: (0212) 519 39 33 Faks: (0212) 519 39 01

    Iþýk YayýnlarýEmniyet Mahallesi Huzur Sokak No: 5

    34676 Üsküdar/ÝSTANBULTel: (0216) 318 42 88 Faks: (0216) 318 52 20

    www.isikyayinlari.com

  • ÝÇÝNDEKÝLER

    Bir Hatýra....................................................................................................7Delillerin Peþinde ....................................................................................13Tefekkür Ayetleri ....................................................................................53

  • Bir Hatýra

    Nüfusta yaþým küçük yazýldýðý için Ýmam-HatipOkulu'na üç sene geç baþlamýþtým. Bu üç sene zarfýndaKur'an, tecvid, Arapça ve diðer Ýslamî ilimleri okudum.Daha sonra da Ýmam-Hatip Okulu'na baþladým. Ortaikinci sýnýfta, þahsýma ve dinimize yapýlan tahkir karþýsýn-da Türkçe hocamýzla þiddetli bir münakaþamýz oldu.Okuldan atýlmak tehlikesiyle karþý karþýya kaldým.

    Tam da bu sýkýntýlý günlerimde, benden dört sýnýf yu-karýda olan Yahya Alkýn Aðabey bana hem teselli verdihem de hediye olarak, Bediüzzaman Hazretlerinin "Mes-nevi-i Nuriye" isimli kitabýný hediye etti. Ýlk zamanlar ki-tabý anlamakta zorluk çektim. Ancak daha sonra 'Ýhlas Ri-salesi' beni cezbetti. Arkasýndan "Ýþarât'ül- Ý'caz"a hayranoldum. Artýk kitaplarý anlamaya baþlamýþtým, bu anlama-da, Simavlý Ali Tosun Hocadan okuduðumuz maani, be-di, beyan ilimlerinin önemli yeri vardý. Simavlý Ali Hoca-mýz Arap edebiyatýna âþýk bir zattý... Bediüzzaman Haz-retleri de ayetlere, cümlelere ve kelimelere ulûm-u Arabi-yenin bütün kaidelerini tatbik ediyordu. Onu okurken sonderece zevk alýyor ve pek çok yerini defterime not olarakyazýyordum.

    Kemeraltý’ndaki eski kitapçýlara fýrsat buldukça uð-rardým. Bir seferinde orada Yedinci Þua, Ayetü'l-Kübra,

    7

  • 8

    A y e t ü ’ l - K ü b r a Ü z e r i n e

    risalesini bulmuþ ve almýþtým... Merakla okuyordum... Birde Kemal Ural Bey, o zamanlar neþrettiði Þule dergisinde,Risalelerden bazý parçalarý sadeleþtirerek resimletip istifa-demize sunuyordu…

    Ayetü'l-Kübra ile böyle tanýþmýþtým ama onu esas ta-nýyýþým, 1960'lý yýllarýn sonlarýna doðru oldu... Manisa'nýnSarýgöl kazasýnýn Koçaklar Mahallesinde imamlýk yapanKur'an Kursundan aðabeyim Muzaffer Çekbaþ, beni, yetiþ-tirdiði öðrencilerin hatim duasý merasimine davet etti. Birhaziran sabahý erkenden Ýzmir Fuarý'nýn yanýnda bulunaneski garajdan bir otobüse bindim. Yanýma Ayetü'l-Kübrarisalesini aldým. Tefekkür ede ede okumak istiyordum.Ama otobüs þoförü hareketle beraber cýzýrtýlý ve rahatsýzedici bir sesi olan radyoyu sonuna kadar açtý. Ben de bu sý-kýntýyý biraz hafifletmek için kulaklarýma pamuk týkadým.

    Bornova'dan Turgutlu'ya doðru giderken Ege ovasý-nýn yeþillikler içindeki rengârenk bahçeleri, baðlarý ve tap-taze aðaçlarýn güzellikleriyle yüz yüze gelmeye baþladýk.Ben, bir Ayetü'l- Kübra'ya bakýyor birkaç satýr okuyorsonra da aðaçlara ve neþeyle uçup ötüþen kuþlara bakýyor-dum. Tefekkür ve temaþa derinleþtikçe manevî haz da ar-týyordu. Bu minval üzere devam ederken iç dünyamdamuazzam bir hareketlenme baþladý. Salihli'ye girerken es-kiden deðirmenlerin olduðu þimdi karþýsýnda trafik polismerkezi olan yere gelince öyle bir hal oldu ki imanýn müt-hiþ gücünü fark ettim. Ýçinde bulunduðum hal bütün dün-yaya meydan okuyacaðým bir hal idi... Yani bütün cihandüþman olarak üzerime gelseydi, bir sinek kadar deðeriyoktu. Bunu þimdi sadece söyleyebiliyorum, ama hissede-miyorum, bu duyguyu yaþadýðým anda bütün vücudumzerre zerre ihtizazda idi. Bu hali bir güne yakýn hissettim.

  • O zaman anladým ki Risale-i Nur'da çok derin bir tasav-vuf hazzý mevcut... Huzur, hatta gözünü açana huzur-udaimi, zevk ve lezzetler var. Bilhassa bu husus, Ayetü'l-Kübra'da çok daha fazla var. Bunlarý yazmaktan maksa-dým, Ayetü'l-Kübra içindeki hazinelere iþaret etmektir. Tâki, okuyanlar ellerindeki eserin kýymetini çok iyi anlayarakistifade etmesini bilsinler...

    Kendi kendime "Acaba Ayetü'l-Kübra üzerinde ça-lýþsam þiire benzer bir görüntü verebilir miyim?" diye dü-þündüm ve bir gayret gösterdim. Fakat muvaffak olduðu-mu söyleyemem. Ancak bu düþünce benim yeniden vetekrar tekrar Ayetü'l-Kübra okumama vesile olduðu içinfaydalý oldu.

    Ýnþaallah bu gayretim hayýrlý bir netice verir. Yoksabazen heva ve hevesin bir fikir þeklinde görünmesiyle in-saný yanýltmasý da söz konusu olabilir. Öyle bir durumadüþmekten Cenab-ý Hakk'ýn engin Rahmetine sýðýnýrým...

    Bediüzzaman Hazretleri Ayetü'l-Kübra'nýn "MühimBir Ýhtar ve Bir Ýfade-i Meram" bölümünde "Bu ehemmi-yetli Risalenin, herkes her bir meselesini anlamaz; fakat his-sesiz de kalmaz. Büyük bir bahçeye giren bir kimsenin obahçenin bütün meyvelerine elleri yetiþmez, fakat eline gir-diði miktar yeter. O bahçe yalnýz onun için deðil. Belki elle-ri uzun olanlarýn hisseleri de var." diyor. Ayrýca bu Risaleninanlaþýlmasýný zorlaþtýran beþ sebebini de þöylece sýralýyor:

    "Birincisi: Ben kendi müþâhedelerimi, kendim anla-yacaðým þekilde, kendim için yazdým. Diðer kitaplarýmdaolduðu gibi, baþkalarýnýn anlayýþýna ve telâkkisine göreyazmadým.

    Ýkincisi: Ýsm-i Azam cilvesiyle, tevhid-i hakikî, âzamîbir surette yazýldýðýndan meseleleri hem gayet geniþ, hem

    B i r H a t ý r a

    9

  • gayet derin ve bazen çok uzun olduðundan, herkes bir-den ihata edemez. (Ýsm-i Azam tecellisi Haþir Bahsi'ndede söz konusu olduðu için bu derece geniþ, derin ve uzunmeseleleri kavrayýp kuþatabilmek için tekrar be tekrarokumak böylece kavramaya çalýþmak gerekir. Ayrýca herokuyuþ, ayrý bir zevk ve haz verecektir. )

    Üçüncüsü: Her bir mesele büyük ve uzun bir hakikatolmasý sebebiyle, hakikatý parçalamamak için, bazan birsayfa veya bir yaprak, bir tek cümle olur. Bir tek delil hük-münde çok mukaddemat bulunur. (Elbette böyle doludolu bir sayfalýk ve bir yapraklýk cümle hemen herkesinbir okuyuþta anlayacaðý bir ifade olmaz. Anlama aþk veþevkiyle, dikkatle ve tekrar ile üzerinde durularak anlaþýlýrhâle gelebilir. Elbetteki basit cümleleri okumaya alýþmýþ-larýn, böyle kýymetli ve kudsî bir avý yakalama gayreti ne-ticesinde elde edilecek manevî lezzetleri hemen almasýbeklenemez. Ama yavaþ yavaþ ve sabýrla bu harika cüm-lelerin üzerine kafa yoranlar, onlarýn manevî cazibesinekapýlacak ve bir daha ayrýlmak istemeyeceklerdir.)

    Dördüncüsü: Ekser meselelerinin her birisinin pekçok delilleri ve hüccetleri bulunduðundan bazen on, ba-zen yirmi delili bir tek bürhan yapmak cihetiyle, meseleuzunlaþýr. Kýsa anlayýþlar kavramaz. (Uzun soluklu bir te-fekkür gücünün ve geniþ bir kavrama kabiliyetinin kaza-nýlýp, yirmi delilden meydana gelmiþ bir bürhaný kuþata-cak seviyeye çýkmakla ancak bu hakikatler anlaþýlabilir. Ýþ-te anlamayý zorlaþtýran bu engelleri ancak uzun ve devam-lý temrinlerle kazanabiliriz. Yoksa derinlerden çýkarýlanmana cevherlerini yakalayýp kaldýracak, idrak ellerimiz veavuçlarýmýz yoksa her an düþüp parçalanmasý mukadderolan mücevherlere sahip olamayýz. Ona ulaþmak için ye-

    10

    A y e t ü ’ l - K ü b r a Ü z e r i n e

  • terli gayreti göstermeyip elleri boþ dönenler bu defineyleuðraþmak istemeyeceklerdir. Biz, sabýrla anlama kabiliye-timizi geliþtirmeli, idrakimize vereceðimiz eðitimle manainci ve pýrlantalarýný avuç avuç toplama zevkine ulaþmagayreti içinde olmalýyýz. Yoksa Türkçe yazýlmýþ bu mu-kaddes hazineden mahrum kalýrýz.)

    Beþincisi: Ben, Ramazan'ýn feyziyle bu Risalenin nur-larýna mazhar olmaklýðýmla beraber birkaç cihette hâlimperiþan ve birkaç hastalýkla vücudum sarsýldýðý bir zaman-da, acele yazýlýp birinci müsvedde ile iktifa edildi. Hemyazdýðým vakit irade ve ihtiyarým ile olmadýðýný hissetti-ðimden, kendi fikrimle tanzim veya ýslah etmeyi muvafýkgörmediðim için bir parça anlamayý zorlaþtýracak bir vazi-yet aldý. (Bu Risale Ramazan'ýn feyziyle yazýldýðý için, nur-lara mazhardýr. Ayrýca müellif bu Risaleyi yazarken ken-di iradesini hissetmemiþ, yani kendisine yazdýrýlmýþtýr.Onun için düzeltmeler yapmayý düþünmemiþtir. Bu du-rum da anlamayý müþkilleþtirmiþtir. Ama onu orijinal þek-liyle okumak ve anlamaya çalýþmak, o feyizlerden istifade-ye ve o nurlara mazhar olmaya vesile olacaktýr. Bu sebep-le, miski karýþtýrdýkça kokusunun arttýðý gibi, bu Risaleyide tekrar tekrar okumak nurlu ve feyizli istifadeyi ziyade-leþtirecektir.)

    Bediüzzaman Hazretleri bu bölümün son kýsmýnda daþöyle demektedir: "Anlamakta zorluk çýkaran bu beþ se-beple beraber, bu Risalenin öyle bir ehemmiyeti var ki, Hz.Ali (r.a.) gaybî kerametinde bu Risaleye, 'Ayetü'l- Kübra' ve'Asâ-yý Musa' namlarýný vermiþ. Risale-i Nur'un Risaleleriiçinde buna hususî bakýp, nazar-ý dikkati celbetmiþ."

    11

    B i r H a t ý r a

  • Delillerin Peþinde

    Kâinattan Yaradanýný soranBediüzzaman Olarak bir seyyah-ý cihanAnlattý müþahedelerini yegan yegan

    Ele aldý en baþta:"Tesbih eder Allah'a Yedi sema ve dünyaHem içinde ne varsa...Hiçbir þey yoktur ki zâtýndaTesbih etmesin hamd ile O'na Ne var kiOnlarýn tesbihleriniAnlayamazsýnýz siz iyi...Allah Halîm'dir, Gafur'dur-Ve her þey böyleyken-Niyazsýzlara karþý çok Sabur'dur"Meâlindeki ayetiBaþladý anlatmaya.

    13

  • Pek çok Kur'an ayetleri gibiBu muazzam ayet deBildirir kâinatýn RabbiniDilerseniz baþlayalým ilk önce Herkesin her vakit hayretleBakýp büyük bir zevkle Mütalaa ettiði En parlak tevhid sahîfesiGökleri Alarak ele

    Bu dünya misâfirhanesineGelen her misafirGörür mutlaka Gözünü açýp baktýkça Bir ziyafetgâh;Gayet keremkerâne...Bir teþhirgâh;Gayet sanatkârâne...Bir ordugâh;Gayet haþmetkârane...Bir seyrangâh ve temâþâgâh;Gayet þevk- engizâne...Bir mütâlâgâh;Gayet manidârâne ve hikmet perverâne...

    A y e t ü ’ l - K ü b r a Ü z e r i n e

    14

  • Ýþte bu misafirhanenin sâhibiniBu kitab-ý kebirin müellifiniBu muhteþem memleketin sultanýnýTanýmak ve bilmek içinMerak ederken þiddetle

    En baþta göklerin Nur yaldýzý ileYazýlan güzel yüzüGörünür gözlerimize

    Der ki: "Bak bana Bildireceðim aradýðýný sana"Biz de bakar ve görürüz ki;Bir kýsmý arzýmýzdan Büyük bin defa O büyüklerden bir kýsmý daDaha süratliTop güllesinden Yetmiþ defaBu çaptaYüz binler semavî cirimlerDurmaktadýr karþýmýzda

    15

    D e l i l l e r i n P e þ i n d e

  • Ýþte bu cirim ve kütleleriDireksiz düþürmeden Ve birbirine çarpmadan durduran Yüce Rahman Gezdirir onlarý teker teker Fevkalade çabuk ve beraber O yaðsýz hadsiz lâmbalarý Yandýrýr hiç söndürmeden

    Hem idare eder hepsiniZira elindedir dizginleri

    Evet sevkederNihayetsiz o büyük kitleleri Hiçbir gürültüVe hiçbir ihtilâle Meydan vermeden

    Hem çalýþtýrýr çeþitli vazifelerdeO pek büyük mahluklarý Güneþ ve ay gibi.

    16

    A y e t ü ’ l - K ü b r a Ü z e r i n e

  • Hem tasarruf eder Hesap rakamlarýna sýðmayan Nihayetsiz uzaklýk içindeAyný kuvvet, ayný tarz ile Ayný yaradýlýþ mührüyleAyný þekilde sûretteYarattýðý her þey üzerinde...Hem kanunlarýna itaat ettirirO müthiþ, mütecaviz kuvvetleri Tecavüz ettirmeden hadlerini

    Hem pek parlak þekilde Pek güzel temizlettirirO nihayetsiz kalabalýðýn Enkazlarý gibiGöðün yüzünü kirletecek süprüntüleriHem her biriniManevra yaptýrarak gezdirirBir muazzam ordu manevrasý gibi

    17

    D e l i l l e r i n P e þ i n d e

  • Hem sinema levhasý gibiSeyirci mahlukatýna gösterirHer sene her gece Mevlevî semâý ihtiþamiyleDünyayý ve nice nice Yýldýz ve peykleri Baþka baþka þekillerdeDolaþtýrýp gezdirirHaþmetli manevralarlaHakiki ve hayalî tarzlarda

    EvetTemâþâya arz edilen Bütün bu icraat Bir tezâhür-ü Rubûbiyet...

    Hem de görünmekte Bu Rububiyet faaliyeti içindeTeshir, tanzim, tanzîfTenvir, tezyin ve tavziften mürekkepMuazzam bir hakikat...

    A y e t ü ’ l - K ü b r a Ü z e r i n e

    18

  • Ýþte bütün bu Büyük kuþatýcý gerçekler Teker tekerO semavatý Yaradanýn varlýðýna,Hem de birliðine,Göklerin varlýðýndan daDaha açýk þekilde Ederler þehâdet...

    Lisân-ý hâliyleMahþer-i acâip olan semâHem de gürültülü diliyle Sesleniyor bize:- Ey yolcu bana bakSenin derdin Hakk'ý bulmakMerakla aradýðýný bir deBulabilir ve bilebilirsin benimle.

    19

    D e l i l l e r i n P e þ i n d e

  • Bakýnca dikkatleGörünür Onun ekþi fakatMerhametli yüzüHem de dinlenirMüjdelerle süslü Müthiþ gök gürültüsüEvet yerle gök ortasýnda Durdurulan bulut muallakta Zemin bahçesini sulamakta Gayet rahimâne Ve hakîmâne bir tarzda

    Hem âb-ý hayat getirmekteZemin ahâlisineBir yandan da Tadil etmekte harareti;Yaþama ateþinin þiddetini...

    Hem ayrýcaYetiþmekte Ýhtiyaca göre Her yerin imdadýna.Bu vazifelerle birlikte Pek çok iþleri de görmekteNice nice...

    A y e t ü ’ l - K ü b r a Ü z e r i n e

    20

  • Sonra daNasýl muntazam bir orduGörünür ve gizleniverirseAcele emirlere göreGizleniverir birden Doldurmuþken hava boþluðunu O koca bulutSanki deðiþtirerek boyutÇekilir istirahateHer parçasýyla Þaþýrtarak biziGörülmez olurHiçbir eseri, izi

    Daha sonra"Haydi yaðmur baþýna!"Emrini aldýðý andaBir saat Belki de birkaç dakika zarfýnda Toplanýp doldururHavadaki koca boþluðuVe durur;Bir kumandanýn emriniBekler gibi...

    21

    D e l i l l e r i n P e þ i n d e

  • Bu seyahat sýrasýndaRastlarýz havadaki rüzgara...Sanki bütün iþler Hep havayý beklerO çevik çalak vazifeliNice hizmetler ederGayet hikmetli...

    Güya HavaHer bir zerresiyle O þuursuz zerrelerinden Bu kainat Sultanýndan gelenHerbir emri dinler Yerine getirir intizamlaBýrakmadan geri.Hiçbirini...

    Bütün canlýlara YeryüzündekiNefes verir Ve onlara çok lüzumluHararet, ziya ve elektrik gibiMühim maddeleriNakleder seslerle birlikte...

    A y e t ü ’ l - K ü b r a Ü z e r i n e

    22

  • Hem aþýlama iþlerinde Bitkilerin ve yaðmurun Çalýþýr biteviyeTam bir hamarat gibi...

    Nasýl olur bir þuursuzdanBu kadar þuurlu iþler?Hem küllî vazifeler?Bunlarýn arkasýnda elbetteVardýr gaybî bir el;Ýlim, hikmet ve keremle Havayý sevk eder

    Sonra yaðmur dikkat çekerO lâtif, berrak ve tatlý hâliyle Sanki hiçten;Gaybî bir rahmet hazinesinden Geliþiyle katre katre

    O inen damlalarda O kadar Ýlahî hediyelerVe ince vazifeler Var kiGüya Rahmet tecessüm etmiþ deDamlalar suretindeAkýyor, hazine-i Rabbaniyeden Mânasýna Rahmet nâmý verilmiþ Yaðmura...

    23

    D e l i l l e r i n P e þ i n d e

  • Sonra çakan þimþek Bozar sanki tefekkür büyüsünü Peþine takýnca gök gürültüsünüEvet hiç yok þüphe ve þekBunlar da çalýþtýrýlýyorlarHep böyle Acip, garip hizmetlerde

    Ýnsan bütün bunlardan sonraÇeker gözünü, bakar aklýna Kendi kendine der ki:"Atýlmýþ pamuk gibiBu câmid, þuursuz bulut elbetteBilmez bizleri...Hem acýyýp da Koþmaz imdadýmýza Kendi kendine..."

    Evet bulut,Gayet lütufkâr ve ihsan perver Bir Sultanýn emriyle Binerek rüzgara Daðlar gibiYaðmur hazinelerini Yetiþtirir muhtaçlara Güya Acýyýp aðlayarak onlara Gözyaþlarýyla

    A y e t ü ’ l - K ü b r a Ü z e r i n e

    24

  • Bir taraftan da Serinletir þiddetli ateþiniAteþ ocaðý güneþinVe su serperSünger gibiBahçelereHem yýkayýp temizler Yeryüzünü de

    Her meraklý yolcu bir kereTefekkür derinliðine göre Diyecektir kendi kendine:"Bu hayatsýz, þuursuz Çalkalanýp duranKarasýz, hedefsiz ve fýrtýnalýÞu havanýn perdesiyleVe zâhirî suretiyle Meydana gelenHem de yüz binlerce Ýþler, ihsanlar, imdatlarAçýkça ispatlarKi bu çalýþkan rûzgârBu cevval hizmetkarBaþlayamaz bir hareketeKendi kendine Belki gayet kadîr ve alîmGayet hakîm ve kerîm Bir âmirin emriyleBaþlar iþlemeye...

    25

    D e l i l l e r i n P e þ i n d e

  • Güya her bir zerresi O âmirin emriyle Bilmektedir her bir iþi Ve onu dinlemekte Her an bir nefer gibi

    Böylece Bütün canlýlarýn Yaþamasýna ve teneffüsüne Bitkilerin aþýlanmasýna ve büyümesineHem hayata lüzumlu maddelerinYetiþtirilmesine Bulutlarýn sevk ve idaresine Ateþsiz gemilerin Bütün yelkenlilerinSeyir ve seyahatlerine Bilhassa seslerin naklineBilhassa telsiz, telefon ve radyo ileKonuþmalarýn ulaþmasýna Hizmet ederHem bunlar gibiUmumî ve küllîHizmetlerden baþkaZemin yüzünde Yüz binler tarzdaRabbanî sanatlardaTam bir intizamla Hikmet eliyleÝþler görmekte

    A y e t ü ’ l - K ü b r a Ü z e r i n e

    26

  • Demek: "Rüzgarlarý sevk etmesinde Gökle yer arasýnda Allah'ýn emrine boyun eðmiþ bulutlar da"Ayetinin açýk ifadesiyle Rüzgârýn sevkiyle Hadsiz Rabbanî hizmetler Gördürülmekte...Hem de bulutlar,Boyun eðdirilmesiyle Hadsiz Rahmanî iþlerdeÝstihdam edilmekte...

    Bütün bunlarý Allah'tan baþkaKim yapabilir? Hâþâ!.

    Bakýlýnca da yaðmura Taneleri sayýsýnca Menfaatler, hikmetler, tecelliler Geliveriyor aklýmýza

    27

    D e l i l l e r i n P e þ i n d e

  • Hem o þirin, lâtifMübarek damlalar O kadar da muntazam Ve güzel yaratýlýrlar!Þiddetli rüzgârlarBüyük þeyleri çalkalayýp çarpýþtýrýrken NedenBozmuyor yaðmur damlalarýnýn Ölçü ve intizamýnýNeden çarpýp birleþtirerek onlarý Zararlý kütleler yapmýyor? Bir de aklýna sor.Bütün bunlarý...

    Ýþte Bunlar gibi çok hikmetli iþlerde Bilhassa canlý bedenlerde Ýþ gören Basit ve þuursuz iki maddeden Meydana gelenHidrojen ve oksijen gibiBu suYüz binlerle hikmetli

    A y e t ü ’ l - K ü b r a Ü z e r i n e

    28

  • Hem þuurluHem de muhtelif hizmetlerdeVe harika sanat motifleriyle Hâsýlý pek çok yerdeEdiliyor istihdam...Korunarak nizam...

    Demek, rahmet olarak cisimleþmiþBu yaðmur;Hem bereket hem uðurVe ancak Rahman ve Rahîm'inEvet o Rabb-ý KeriminGaybî rahmet hazinesinin Mücevherlerinden dökülenÝnci-mercan katreleriO su damlalarýnýn herbiri...

    Hem de iniþleri"Düþtüklerinde ümitsizliðeÝndiren odur yaðmur rahmetini"Ayet-i kerimesiniEdiyor tefsir,Maddeten bir bir...

    29

    D e l i l l e r i n P e þ i n d e

  • Sonra cihan seyyahýO mütefekkir misafir Dinler gökgürültüsünü Ve bakar þimþeðe Görür ki Bu iki acâib hava hâdisesiTefsir eder þu iki ayeti:"Tesbih eder O'naHamdederek gök gürültüsü de""Alýverir gözleriniÞimseðin parýltýsý, neredeyse!"Ýþte olaylarý bu ayetlerMaddeten tefsir etmekle beraber Yaðmurun geleceðini hem haber Hem muhtaçlara müjde verirler

    Evet hiçten ve birden bire Harika bir gürültü ile Havayý konuþturmakHem de fevkaladeBir nur ve nâr ileKaranlýk havayý doldurmak Ve dað gibi pamuk misalSu doluVe karlarla dopdoluBulutlarý ateþlendirmekVe benzeri

    A y e t ü ’ l - K ü b r a Ü z e r i n e

    30

  • Hikmetli ve garabetli Ýþler ve vaziyetlerle Ýkaz edip biz gafilleri Baþlara vururcasýna tokmak Diyor ki: Bak!Kaldýr da baþýný toplayýp aklýný,Kendini tanýttýrmak Ýsteyen, faal ve kudretli Zatýn harika icraatýna Derince bir bak!Sen baþýboþ olmadýðýn gibiBu hâdiseler de olamaz baþýboþ;Anlarsýn, bu gerçeði Deðilsen sarhoþ!

    Daha sonra Seslendiði gibi her seyyaha Bize de seslenir dünya:"Ne geziyorsun fezada, havada Gel, ben sana Tanýtayým aradýðýnýSen sadece Oku sayfalarýmýVe bak vazifelerime..."

    31

    D e l i l l e r i n P e þ i n d e

  • Bakýnca görürüz kiArz, meczup bir Mevlevî gibiÇizer o iki hareketiyle Günleri seneleri oluþturanBir daireyiHem deMahþer yeri etrafýnda

    Ev þu içinde bulunduðumuz dünyaCanlýlarýn yüz binlerce neviniBütün erzak ve levâzýmatýylaAlýp içine þu feza denizinde Tam bir ölçü ve nizamla Gezdirir beraberce...Hem de güneþin etrafýnda Eder seyahatMuhteþem ve emre âmâdeBir gemi sûretinde

    Sadece bahar mevsimine Onun icad ve idaresine Dikkat edince Görürüz ki Yüz binlerce türün her bir ferdiYaratýlmakta basit bir maddedenHem þekil ve suretleri Açýlýr gayet muntazam motiflerden

    A y e t ü ’ l - K ü b r a Ü z e r i n e

    32

  • Hem terbiye edilir merhametle Gayet mucizâne...

    Kanatçýklar verilir hem deBir kýsým bitki tohumlarýna Ve neþredilir uçurmak suretiyle...

    Ýdareleri þâhâneBeslenmeleri þefkatlice;Evet hadsiz ve çeþitli Hem lezzetli yiyecekleriSanki hiçtenKupkuru bir topraktanFarklarý pek azBirbirinin misliKemik gibiKöklerden, çekirdeklerdenSu katrelerinden

    Sonra yetiþtirilen bu taamlar Bir vagon gibi her bahara Paketlenip yüklenirBir bir Kemal-i intizamlaVe gönderilirRýzýk bekleyen canlýlara

    33

    D e l i l l e r i n P e þ i n d e

  • Bilhassa O erzak paketleri arasýnda Yavrularý için hazýrlanan Þefkatli sinelere asýlanSüt konserveleriSüt tulumbacýklarý; kendilerinden þekerliNe kadar þefkatli ve merhametliHem hikmetli Bir elin hediyesi!HâsýlýBu bahar hayatýnýn sayfasý Göstermekte hem misalleriniBüyük mahþerin yüz bin numûneleriniHem tefsir etmekte "Bak, Allah'ýn rahmet eserlerine Ýþte...Yeryüzünün ölümünden sonraNasýl diriltiyor?Bunu yapan böyleceDiriltecektir elbette Ölüleri de O kâdirdir hakkýylaHer þeye..."

    34

    A y e t ü ’ l - K ü b r a Ü z e r i n e

  • Ayetini de...Maddi þekildeGayet parlak bir tefsirle...Ýfade eder mucizaneBüyük bir nisbetteVe kuvvetliceBu ayet-i kerime"Lâ ilhâhe illâ hû"Hakikatini deÝþte Küre-i arzýn yirmiden ziyadeBüyük sayfalarýndan bir tanesininYirmi vechininBir þehadetiHem de özeti

    Yoktur sýnýr seyahatte"Daha yok mu?" diyeneOnun için bu seferCûþ u huruþla bizlere Büyük deniz ve nehirler Hazin ve leziz sesleriyle "Bize de bakýn, bizi de okuyun" derler

    35

    D e l i l l e r i n P e þ i n d e

  • Biz de Bakar ve görürüz kiBirer canlý gibiDurmadan çalkalanan Daðýlma ve istilâ fýtratýnda olanArzý kuþatmýþ bu denizler Arz ile beraberMüthiþ bir süratleBir senedeYirmi beþ bin seneSürecek bir seyahatte Koþturulduklarý haldeNe daðýlýrlar ne dökülürlerNe deTecavüz ederlerKomþularý olan topraklaraDemek gayet kudretli ve azametli Bir Zâtýn emir ve kuvvetiyle Olurlar muhafaza...

    A y e t ü ’ l - K ü b r a Ü z e r i n e

    36

  • Bakýnca denizlerin içineGörürüz kiGayet güzel ve ziynetli Muntazam cevherler dolup taþmaktaHem onlardan baþka Çeþit çeþit hayvanatýn binlerceDoðum ve ölümleriHem geçim ve idareleriGerçekleþmekte Tam bir intizam içinde;Hem basit bir kumdan Acý bir sudan ayrý ayrýVerilir mükemmel ve mükellef tayinatlarýÝþte bütün bu yiyecekleriVerir elbette Rahim ve Kerim Rableri

    Bir de Bakýnca nehirlere Görürüz ki,Onlarýn menfaat ve vazifeleriGelir ve giderleriO kadar merhametlidir ve hikmetli...

    37

    D e l i l l e r i n P e þ i n d e

  • Açýkca bu hal isbat eder ki,Çýkýp akmaktaBütün pýnarlar, çaylar ve ýrmaklarRahmet hazinesinden bir Rahman'ýnHatta o kadarMükemmel depolanýyorlarVe sarf ediliyorlarKi: "Dört nehirCennetten gelir"Diye edilmiþ rivayetZahiri sebepler deðildir elbetBunlar için yeterliOlabilir ancak bir hazine-i cennetBunlar için bir feyz-i daimî

    Mesela kum deryasýný Mýsýr'ýnCennete çeviren mübarek Nil nehriAy daðlarýndan gelenKüçük bir deniz gibiAkýyor tükenmedenHep mütemâdiyenToplansa altý aylýk giderleriDað þeklinde buz kesilseOlur daha büyükAy daðlarýndan bileO daðdan ona ayrýlanMahzen ise Deðildir altýda biri...

    A y e t ü ’ l - K ü b r a Ü z e r i n e

    38

  • Nil'in vâridatýna gelinceO sýcak yerlerdePek az yaðanVe susamýþ toprak tarafýndan yutulanAzýcýk bir yaðmurOnunla denge nasýl korunur?Bu sebeple O mübarek NilDenge ve realite üstündeGerçeði haykýran bir dil:"Bir gaybî cennetten çýkýyor;Hem onun içine Cennetten bir katre damlýyor"Bir gerçeði ifade ediyor;Baþka deðil...Görüldüðü gibi Bunlar deniz ve nehirleriÝfade eden Gerçeklerin binden birisiAma hepsiDenizlerin büyüklüðü nisbetinde Bir kuvvetle "Lâ ilâhe illâ hû" diye Ederler þehadetDenizler içindeki mahlukat adedince...

    39

    D e l i l l e r i n P e þ i n d e

  • Sonra yine"Sayfalarýmýzý oku" diyeDaðlar ve sahralar çaðýrýr biziBiz de Bakar ve görürüz ki,Daðlarýn küllî vazifeleriVe umumî hizmetleriO kadar azametli ve hikmetlidir kiBýrakýrlar akýllarý hayret içinde

    Mesela daðlarýn art arda Çýkmalarý zeminden Ýzah edilemez tedasüfle Çünkü onlarýn herbiriÝlahî birer emirleFýþkýrýrlar yerden Ve zemin içinde Ýç inkýlaplardan gelenHeyecan ve hiddetleriVesile olurlar dindirmeye...

    Zira kurtulur zeminDaðlarýn menfezleriyle Teneffüs ede ede Zararlý sarsýntýlardan Ve muzýr zelzelelerden Kendi ekseninde,Yýllýk yörüngesinde

    40

    A y e t ü ’ l - K ü b r a Ü z e r i n e

  • Demek kiDaðlar zemin yüzünde Kurulmuþtu gemi direkleri misaliSaðlarlar hem dengeyiHem de mühim hazineleri;Su, hava ve toprak gibi

    Onun için deðil mi?Cenab-ý Hakk'ýn Ýlahî kelamý Kur'anEdiyor ferman; Hem de çeþitli tarzlarda:"Sâbit daðlar yarattýk arzda""Daðlarý birer direk, birer kazýk yaptýk""Daðlarý dikti sapasaðlam."

    Hem daðlarýn içinde Canlýlara lâzým þekildeDepolanmýþtýr, madenler ve sularHem çeþitli maddeler ve ilaçlarOnlar o kadar kerim ve hikmetliceHazýrlanýp istif edilmiþler kiHerbiriNihayetsiz bir kudretin Nihayetsiz bir hikmetin Anbar ve hazineleri...Hem mühim hizmet erleri...

    41

    D e l i l l e r i n P e þ i n d e

  • Ýþte böylece Daðlar ve sahralar kadarBütün hikmetleriyle Daðlar ve sahralar Ýhtiyâtî depolanmalarý cihetiyle "Lâ Ýlâhe illâ hû" diye Getirirler þehadeti

    Daðlar sebat ve kuvvetinde Sahralar büyüklüðü ve geniþliðinde...Muazzam ve muhteþem þekilde Bir imanla Her bir beþer "Amentü billâh" der...

    Belki de Bir seher vaktiNamaz tesbihatý neticesiAçýldý fikrine Kapýsý nebâtât âleminin...O koca BediGördü gözleriyleÝlahî mesajla sürmeliMuhteþem ve müzeyyen bir meclisiMeclis-i tevhid ve tehliliAðaçlar ve çiçekler sanki

    A y e t ü ’ l - K ü b r a Ü z e r i n e

    42

  • Zikir ve þükür halkasý içinde Hep bir aðýzdan beraberce Gelmiþler de dile"Lâ ilâhe illâ hû" diyorlarAþk ve vecd ile...Lisan-ý halleriyle deYani mizanlý ve fesâhatliYapraklarýnýn dilleriyleSüslü ve cezâletliÇiçeklerinin sözleriyle Ýntizamlý ve belagatlýMeyvelerinin kelimeleriyle...Hep birlikte "Lâ ilâhe illâ hû"Gerçeðini çýnlatýyorlarDüþünen beyinlerde Zira her birisindeHissediliyor teker teker Zâhir bir sûretteKasdî bir ihsan ve ikram...

    Görmek mümkün her sefer Bu mânâ ve gerçeði Seyrederek mücevherler gibiMeyve ve çiçeklerde...

    43

    D e l i l l e r i n P e þ i n d e

  • Hem güneþ zuhurunda Ziyasý parçalayan Öyle bir iman Kaplayýverir içimiziArýlar gibiDelil toplaya toplaya insanPetek yapar ruhundaLeziz usârelerleGözlerinden yansýyan...

    Bu bahar seyahatýnda Yapmak istiyorum son defa Bence mühim bir aktarma:"Çayýrlar tabiatýn saçlarýysa Aðaçlar daÇiçeklenir baharda Takýlmýþ pembe tokalar gibiBu saçlara...Tabiat daÇiçeklenip çocuklaþýr...Ona bu ne kadar da yakýþýrHem bahar bir çaðrýdýr çocuklaraBir emânetçidir güneþAsâletine eþ...

    A y e t ü ’ l - K ü b r a Ü z e r i n e

    44

  • Güneþin çelik kasalarýnda Bir sürü renk saklanýr yan yana...Pencereleri gibi evlerin Çelik kapýlarý da açýlýr güneþin...Ve iner renkler yeryüzüne...Her renkTitreþir ince inceMeleþen kuzular gibiArarken annesini...Elma çiçeðinin pembesiyleTartacaðým bütün renkleriO pembe Olacak benim mihenk taþýmEksen alacaðýmO pembeyi iþte...Ve renk ayarý yapacaðýmBakarak o pembeye Hani, nasýl kiBir kadýn kalkar yaBeþ yumak pembe iple Hýrka örmeye...Ama ip yetiþmeyince,Ýhtiyaç duyar bir yumak ipe.Bir tutam ip dolar parmaðýna Ve gider manifaturacýya Karþýlaþtýrýr yumaklarý

    45

    D e l i l l e r i n P e þ i n d e

  • Parmaðýna doladýðý ipleBulmak ümidiyle,Ayný rengiÝþte, o kadýn gibi."Diyen Önder Kýzýlkaya misâliBen de söylüyorum ayný þeyleriZaten cezbediyor beniFýtratýn her rengiVe müthiþ âhengi...

    Seyahate doymayanHer ruh gibiDeðil miyiz birer Evliya Çelebi...Ýþte böyleBizler deYolumuza devam ileBahar bahçesinin çiçek ve güllerinden Bir bahar kadarBir iman ve marifet güldestesiAlarak ellerimize Geldik hayvanat ve kuþlar âlemine...Biliyorduk, açýlýrdý kapýlarýHakikatý gören akýllara Ve marifet-âþina efkâra...

    A y e t ü ’ l - K ü b r a Ü z e r i n e

    46

  • Bu sebeple Yüz bin ayrý ayrý seslerle Ve çeþit çeþit dillerleBizi çaðýrdýlar içeriye:"Buyurun!" diyeÝçlerine girince Görüyoruz hayretle;Bütün hayvanlar ve kuþlar Nevi nevi, tâife tâife Tam bir ittifak içindeLisân-ý hâl ile Hem de lisan-ý kâl ile:"Lâ ilâhe illâ hû" diye diye Çevirmiþler yeryüzünü Muhteþem bir zikirhâneye Hem de muazzam bir þekilde Bir tehlîl meclisi suretine

    Zaten yapýlarý itibariyleHer biriBizzat birer Rabbanî kasîdeBirer Sübhânî kelimeHem de mânidarBirer Rahmanî harf hükmündeÖvüyorlar YaradanlarýnýBin bir hamd ü senâ ile...

    47

    D e l i l l e r i n P e þ i n d e

  • Güya o hayvan ve kuþlarýn O güzel ve narin Cihaz, organ ve aletleriBirer vezinli ve kafiyeliSeçkin kelimeler gibi Sözlerdir onlar, sakýn unutmaMuntazam, mükemmel ifadeliOnlar bunlarla Hâlýk ve Râzýklarýna Dile getiriyorlar daimaÞükür ve þehâdetleriniZira, buna eder iþaretÜç muazzam ve kuþatýcý hakikat;Hiç bir cihetleSerseri tesadüfeKör kuvveteVe þuursuz tabiataHavalesi mümkün olmayan Hiçten hikmetli yaratma Sanatlý ibda,Ýrade ve ilimle inþâ...

    A y e t ü ’ l - K ü b r a Ü z e r i n e

    48

  • Hem yirmi cihetleÝlim, hikmet ve iradeninTecellisiyle cilvelenenHayat ve ruh vermek gerçeði...Bu hakikat ki Ruhlu varlýklar adedinceBulunmaktadýr þahitleri,Açýk bir delil olarak hem deYaradanýn varlýðýna ve birliðine...

    Bunlardan baþka Cenab-ý Hakk'ýn yedi sýfatýna;Hayat, ilim, semi, basar, iradeKelam ve kudret'eEder þehâdet...

    O hadsiz sanatlý varlýklardaBirbirinden sîmâca fârikalýÞekilce ziynetliMiktarca mizanlýTarz ve hallerinden

    49

    D e l i l l e r i n P e þ i n d e

  • Öyle azametli ve kuvvetliBir hakikat görünür ki Allah'tan gayriHiçbir þeyBu her cihetleBinlerce hârikalarýHem de hikmetleriGözlere gösterenKuþatýcý fiileÇýkamaz sahipYok zaten Hiçbir imkan ve ihtimâli...

    Ayrýca birbirinin misliAyný veya az farklýBirbirine benzeyen belliMahdut ve sýnýrlýYumurta ve yumurtacýklardan Ve nutfeden yaratýlanO hadsiz hayvanlarýnYüz bin çeþit tarzlarda Birer hikmet mucizesiMâhiyetindeki suretleriniHatasýz bir þekilde açmakGayet muntazam ve muvâzeneli Öyle parlak Bir hakikattýr kiSayýsýnca hayvanlarýn Senetler ve deliller O hakikatý tenvir eder.

    A y e t ü ’ l - K ü b r a Ü z e r i n e

    50

  • Ýttifaký ile bu üç hakikatýn Bütün türleri hayvanlarýnHep beraber:"Lâ ilâhe illâ hu" derÞehadet getirirÖyle kiGüya yeryüzü baþtan baþaBüyük bir insan gibiBüyüklüðü oranýnda:"Lâ ilâhe illâ hu" zikriniÝþittirirler semâlara

    Tefekkür aþkýyla Düþüp yollara Hakk'ý arayanVe her taraftan Þehadet üsâreleri toplayanBallarýna bal katanEnginlik ve derinliðe doymayanMarifetullah yolcularý elbetteHadsiz mertebelerinde Nihayetsiz manevi zevklerindeÝlerleyeceklerdir ilerledikçe

    51

    D e l i l l e r i n P e þ i n d e

  • Ýþte geldiler insan âlemine Ýlk baþta peygamberler nezdineHemen de davet edildiler içeriye O kudsî âlemdeÇarpar hemen gözlere Ýnsanlýðýn en mükemmeli Ve en nuranî rehberleriPeygamberlerin hepsiÝcmâ ile beraberce:"Lâ ilâhe illâ hu" diyeZikrediyorlarParlak ve musaddakHadsiz mucizelerinin kuvvetiyle Nakþederek gönüllere tevhidi

    Ben de âcizane Ayetü'l-Kübra'dan bir nebzeTakdim etmiþ oldum böyleceAma iþin doðrusu, meseleyiAslýndan okumalý derince...

    A y e t ü ’ l - K ü b r a Ü z e r i n e

    52

  • Tefekkür Ayetleri

    Sordular gelip iki sahabîAnnemiz Hz. Âiþe'ye:"Resûlullah Efendimizde (s.a.s.)Bulunup da sizeEn çok tesir eden bir haliniAnlatabilir misiniz bize?"

    Hz. Âiþe (r.a.) iseÞunlarý söyledi:"Kalktý Resûlullah bir gece Hemen alýp abdest, kýldý namazHem de namazda aðladý niyaz niyaz Islattý gözlerinden akan yaþlar Hem sakallarýný, hem de Secde esnasýnda yeri...

    53

  • Sabah ezaný için gelmiþtiMüezzin-i Nebevî Bilâl-i HabeþîGörünce hâliniÞöyle dedi:"Yâ Resûlullah (s.a.s.)Affedildiði haldeSizin bütün günahlarýnýz Geçmiþ ve gelecekte Aðlatan nedir sizi?"

    Cevaben þöyle dediAllah'ýn þanlý Nebîsi:Bir ayet indirdiYüce Allah, bu gece Ýþte bu ayet aðlattý beni:"Yaratýlýþýnda göklerin ve yerin,Gidip geliþinde elbetteGündüzün ve gecenin,Deliller vardýr; ibret vericiAkl-ý selim sâhipleri için"

    A y e t ü ’ l - K ü b r a Ü z e r i n e

    54

  • Ondan sonra da Buyurdu Resûlullah (s.a.s.)"Bu ayeti okuyup daÜzerinde derin derinTefekkür etmeyenlere Yazýklar olsun!"

    Devamýnda ise Resûlullah yine:"Onlar ayakta olduklarý halde,Otururken ve yan yatarken bileAnarlar Allah'ýHem tefekkür ederlerYaratýlýþý üzerinde Göklerin ve yerinRabbimiz derlerYaratmadýn bunlarý boþ yereYücesin SenKoru bizi, azabýndan ateþin."

    Ýþte görüldüðü gibiTefekkürün yeriÇok önemliÝfadelerinde ayetlerin

    55

    Te f e k k ü r A y e t l e r i

  • Bediüzzaman, Ayetü'l-KübraRisalesinin baþýna:"Yedi gök ile yerVe bunlar arasýndaBulunan her þeyAllah'ý tesbih eder.Yoktur O'naHiçbir þeyHamd ile tesbih etmeyen Fakat anlamazsýnýz, sizOnlarýn tesbihlerini."Meâlindeki ayetiSertaç yapmýþtýr.

    Zaten bu ayet Saklamaktadýr içindeSýrrýný Ýsm-i Âzam'ýn...Hem bu sebeple Hz. Ali, Celcelûtiye'sindeEtmiþtir iþaret Ayetü'l-Kübra Risalesine Hem de iltifat üstüne iltifat.

    A y e t ü ’ l - K ü b r a Ü z e r i n e

    56

    İÇİNDEKİLERBir HatıraDelillerin PeşindeTefekkür Ayetleri