akıl turu - tskb · 2015. 3. 18. · finlandiy İsveç norveç almanyakanada avustur İtalya...

13
Akıl Turu | Ocak 2015 Akıl Turu TSKB Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü Şubat 2015

Upload: others

Post on 02-Jan-2021

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Akıl Turu - TSKB · 2015. 3. 18. · Finlandiy İsveç Norveç AlmanyaKanada Avustur İtalya Fransa¢ Danimar ABD İsviçre Belçi Hollan İngiltere Avustraly 1 1.2 1.4 1.6 1.8 2

1

Akıl Turu | Ocak 2015

Akıl Turu TSKB Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü

Şubat 2015

Page 2: Akıl Turu - TSKB · 2015. 3. 18. · Finlandiy İsveç Norveç AlmanyaKanada Avustur İtalya Fransa¢ Danimar ABD İsviçre Belçi Hollan İngiltere Avustraly 1 1.2 1.4 1.6 1.8 2

2

Akıl Turu | Şubat 2015

Bu doküman Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş.’nin uzman kadrosunca güvenilir olarak kabul edilen kaynaklardan elde edilen

verilerle hazırlanmıştır. Notta yer alan görüşler ve öngörüler, not kapsamında belirtilen ve kullanılan yöntemler ile sektör

temsilcileriyle yapılan görüşmelerle üretilen sonuçları yansıtmakta olup bu verilerin tamlığı ve doğruluğundan Türkiye Sınai

Kalkınma Bankası A.Ş.'nin herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadı. Notta yer alan sonuçlar, görüşler, düşünceler ve

öngörüler, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. tarafından açık ya da gizli olarak bir garanti ve beklenti oluşturmaz. Diğer bir

ifadeyle; bu dokümanda yer alan tüm bilgi ve verileri kullanma ve uygulama sorumluluğu, doğrudan veya dolaylı olarak, bu

rapora dayanarak yatırım kararı veren ya da finansman sağlayan kişilere ait olup, elde edilen onuçtan dolayı üçüncü kişilerin

doğrudan ya da dolaylı olarak uğradıkları zarardan Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Bu döküman ileriye dönük tahminleri de kapsamaktadır. Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş., bu tahminlere ulaşılamaması ya

da Doküman’daki bilgilerin tam ve doğru olmamasından sorumlu tutulamaz.

© Bu dokümanın tüm hakları saklıdır. Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş.’nin izni olmadan raporun içeriği herhangi bir şekilde

basılamaz, çoğaltılamaz, fotokopi veya teksir edilemez, dağıtılamaz.

Kapak Fotografı: Lecce, 2013 (Gülay Dincel)

Page 3: Akıl Turu - TSKB · 2015. 3. 18. · Finlandiy İsveç Norveç AlmanyaKanada Avustur İtalya Fransa¢ Danimar ABD İsviçre Belçi Hollan İngiltere Avustraly 1 1.2 1.4 1.6 1.8 2

3

Akıl Turu | Şubat 2015

Editörden

Türkiye'nin ve Türkçe'nin en büyük

yazarlarından birini, Yaşar Kemal'i geçtiğimiz

günlerde kaybettik. Yüzü geleceğe dönük

eserleriyle sadece ülkemizin değil, insanlığın

yolunu aydınlatmaya devam edeceğine olan

inancımız sonsuz. Cumhuriyet'le yaşıt Yaşar

Kemal, köyünün ilk okur yazarıydı.

Çukurova’nın büyük bilgesinin sıradışı hayatı

çağdaş bir ikilemi hatırlatıyor bizlere:

Teknolojinin tembelleştirici etkilerinden

mazeretler mi derleyeceğiz, yoksa zamanı

çoğaltıcı etkisi başta olmak üzere sağladığı

olanaklardan yararlanıp daha fazla okumaya,

daha fazla düşünmeye mi çalışacağız?

Bu sayıda ele aldığımız ilk çalışma, akademik

kariyerini ABD’de yapan Türkiyeli iktisatçı Dani

Rodrik’in “Prematüre Sanayisizleşme” başlıklı

çalışması. Rodrik, 1990 sonrasında gelişmiş

ülkelerle birlikte gelişmekte olan ülkelerde de

sanayinin milli gelir ve istihdamdaki payının

azaldığına işaret ediyor ve bu gelişmenin

nedenlerini değerlendiriyor. Globalleşme ile

“prematüre sanayisizleşme” arasındaki

kuvvetli ilişkiye işaret eden yazar, aynı

zamanda bu süreçle “demokrasi aksaklıkları”

arasında bağ olduğu hipotezini ileri sürüyor.

İkinci başlığımız, yaşlı kıta Avrupa’nın

dijitalleşme düzeyi üzerine Thomas Manfredi

tarafından kaleme alınan bir yazı. Manfredi,

İtalya’nın Avrupa ekonomisindeki yeriyle dijital

ekonomideki yeri arasındaki açıya dikkat

çekiyor.

İyi okumalar...

“Şu insanlar, şu dünyada var oldukça her şeye akıl erdirecekler, kartalın uçuşuna, karıncanın yuvasına,

ayın, günün doğuşuna, batışına, ölüme, kalıma, her şeye akıl sır erdirecekler. Karanlığa ışığa, her şeye,

her şeye akıl erdirecekler, tek insanoğluna güçleri yetmeyecek. Onun sırrına ulaşamayacaklar.”

Ağrı Dağı Efsanesi, Yaşar Kemal

1. Prematüre sanayisizleşme: Tek kayıp üretim mi?

Dani Rodrik: “Premature Deindustrialization”

2. Yaşlı kıta ve dijitalleşme

Thomas Manfredi: “Economia digitale, il divario con l’Europa è un abisso”

Page 4: Akıl Turu - TSKB · 2015. 3. 18. · Finlandiy İsveç Norveç AlmanyaKanada Avustur İtalya Fransa¢ Danimar ABD İsviçre Belçi Hollan İngiltere Avustraly 1 1.2 1.4 1.6 1.8 2

4

Akıl Turu | Şubat 2015

Prematüre sanayisizleşme: Tek kayıp üretim mi?

Premature Deindustrialization

Dani Rodrik

February 2015

National Bureau of Economic Research Working Paper 209351

Princeton Üniversitesi'nde görev yapan, ancak geçtiğimiz günlerde yeniden Harvard Üniversitesi

Kennedy School'a döneceğini duyuran Türkiyeli iktisatçı Dani Rodrik, "sanayisizleşme" konusundaki

çalışmalarına devam ediyor. Şubat ayında yayımlanan "Prematüre Sanayisizleşme" başlıklı

çalışmasında globalleşme ile gelişmekte olan ülkelerdeki "erken" sanayisizleşme süreçleri arasındaki

kuvvetli ilişkiye dikkat çeken Rodrik, aynı zamanda bu gelişmenin "demokratikleşme" üzerindeki

etkilerine ilişkin de üzerinde durulması, tartışılması gereken bir hipotezi dile getiriyor: Literatürde

farklı akademisyenler tarafından "özgürlükçü olmayan demokrasi", "rekabetçi otoriterleşme", "hibrit

rejimler", "demokratik resesyon" gibi adlandırmalara yol açan "demokrasi aksaklıkları"nın

sanayisizleşme ile bağlantılı olduğunu öne sürüyor.

Ülkeler birbirine yakınsıyor mu?2

Neo-klasik teorinin en temel önermelerinden ve aynı zamanda açmazlarından biri, yoksul ülkelerin

daha hızlı büyüme eğilimi içinde olduğu ve zaman içinde zengin ülkelere yakınsayacağı tezidir.

Baumol3 tarafından 1986 yılında Maddison verileri kullanılarak yapılan 1870 ve 1979 milli gelir

verilerine dayanan, 16 gelişmiş ülkeyi kapsayan çalışma, yüz yılı aşkın dönemde 1’e yaklaşan katsayı

ile mükemmel bir yakınsama olduğunu ortaya koymuştur.

1 http://www.nber.org/papers/w20935.pdf

2 Bu bölümde “Sanayide Dönüşüm ve Yeni Büyüme Patikası Arayışları” (TSKB-2014) başlıklı rapordan yararlanılmıştır.

3 William J. Baumol, 1986.

Page 5: Akıl Turu - TSKB · 2015. 3. 18. · Finlandiy İsveç Norveç AlmanyaKanada Avustur İtalya Fransa¢ Danimar ABD İsviçre Belçi Hollan İngiltere Avustraly 1 1.2 1.4 1.6 1.8 2

5

Akıl Turu | Şubat 2015

Ülkelerin Yakınsaması (Baumol) 1870-1979

Ancak De Long4, 1988 yılında Baumol’un bulgusunun iki nedenle yanıltıcı olduğunu gösterdi.

Örneklem seçimi yanlıştı. Seçilen ülkeler erken sanayileşmiş, uzun yıllardır belli bir gelişmişlik

düzeyindeki ülkelerdi. İkinci sorun ise ölçümle ilgiliydi, 1870 yılına ait milli gelir hesaplamaları hassas

değildi, hatalar içermekteydi. De Long, Baumol’un listesine Arjantin, Şili, Doğu Almanya, İrlanda, Yeni

Zelanda, Portekiz ve İspanya’dan oluşan yedi ülke ekleyerek örneklemi genişletti, çeşitlendirdi ve

yakınsamanın oldukça zayıf olduğunu ortaya koydu. (Baumol’da 0,995 olan yakınsama katsayısı, De

Long’da 0,56’ya düştü.)

Ülkelerin Yakınsaması (De Long) 1870-1979

Philippe Beaugrand ise IMF’nin 1970-2000 arasındaki “Dünya Ekonomisine Bakış” raporlarına

dayanarak yaptığı çalışmada şu sonuca vardı: “1970-2000 yılları arasında, ekonomik büyüme terimleri

bakımından en kuvvetli ve en zayıf performansları gösteren ülkelere baktığımızda, ortak bazı kalıpları

4 J.Bradford De Long, 1988.

1

1.2

1.4

1.6

1.8

2

2.2

2.4

2.6

2.8

3

5.6 5.8 6 6.2 6.4 6.6 6.8 7 7.2 7.4 7.6

Log-

Kiş

i Baş

ı Ge

lir B

üyü

me

si 1

87

0-1

97

9

Log-Kişi Başı Gelir Büyümesi 1870

Japony

Finlandiy

İsveç

Norveç Almanya

Avustur

İtalya

Fransa ¢

Kanada

DanimarABD

İsviçre

BelçiHollan

İngiltere

Avustraly

1

1.2

1.4

1.6

1.8

2

2.2

2.4

2.6

2.8

3

5.6 5.8 6 6.2 6.4 6.6 6.8 7 7.2 7.4 7.6

Log-

Kiş

i Baş

ı Ge

lir B

üyü

me

si 1

87

0-1

97

9

Log-Kişi Başı Gelir Büyümesi 1870

¢

D.Almanya

İspanya

İrlanda

PortekiŞili Arjanti

Yeni Zelanda

Page 6: Akıl Turu - TSKB · 2015. 3. 18. · Finlandiy İsveç Norveç AlmanyaKanada Avustur İtalya Fransa¢ Danimar ABD İsviçre Belçi Hollan İngiltere Avustraly 1 1.2 1.4 1.6 1.8 2

6

Akıl Turu | Şubat 2015

göstermek zordur.” Hepsi de 1990’larda hasılada keskin düşüş yaşayan geçiş aşamasındaki ülkeler bir

kenara bırakılırsa, Beaugrand ve arkadaşlarının bulabildiği tek belirgin kalıp, yakınsamadan çok

“uzaklaşma” idi. Beaugrand’ın sözleriyle: “Tablo’daki veriler, son otuz yılda yoksul ülkelerin büyüme

çabalarının sonuçsuz kaldığı yolundaki saptamayı doğrulamaktadır. Yeni endüstrileşen Asya

ülkelerinin parıltılı örnekleri bir kenara bırakılırsa, gelir en hızlı olarak gelişmiş ülkelerde artmış,

‘gelişmekte’ olan ülkelerin çoğunda neredeyse sabit kalmıştır. Sık sık ortaya çıkan çatışmalar, sürekli

olarak yüksek nüfus artışı, azalan yardımlar gibi özel etmenleri göz önünde tutsak da sonuç

değişmiyor: yoksul ülkeler daha yoksullaşmış, zengin ülkeler daha zenginleşmiştir.”56

Dünyada Kişi Başı Milli Gelirin Gelişimi (1970-2000)

1970 1980 2000

Kişi Başı Milli Gelir (2000 yılı sabit fiyatlarıyla, dolar)

Gelişmiş Ülkeler 11.001 16.323 26.843

Gelişmekte Olan Ülkeler 884 936 1.162

Sahra-Altı Afrika 757 675 493

En-Az Gelişmiş Ülkeler 410 366 306

Göreceli Kişi Başı Gelir (%)

Gelişmiş Ülkeler 100,0 100,0 100,0

Gelişmekte Olan Ülkeler 7,0 5,0 3,9

Sahra-Altı Afrika 6,0 3,6 1,6

En-Az Gelişmiş Ülkeler 3,2 1,9 1,0

Yüksek Borçlu Ülkeler 4,4 2,5 1,0

Kaynak: Philippe Beaugrand, 2004.

Büyümeden belirgin bir olgu olarak söz etmek Sanayi Devrimi ile mümkün hale geldi. Sanayi öncesi

toplumlarda teknolojik ilerleme ve beşeri sermaye gelişiminin çok daha yavaş olduğunu göz önünde

bulundurarak uzun dönemli büyümenin sağlanmasının temel koşulunun sanayileşmeye dayalı bir

büyüme modeli olduğu söylenebilir. Uzun dönemli büyümede verimlilik katkısı daha yüksek olduğu

için sanayi, tarım ve hizmet sektörlerine göre daha fazla önem taşır. Ancak sanayileşmiş bir

ekonomide tarım-sanayi ve sanayi-hizmetler geçişkenlikleri güçlü olduğu için genel olarak verimlilik,

özel olarak da Toplam Faktör Verimliliği’nin (TFV) sektörel ayrımının belli bir muğlaklık taşıdığının da

altı çizilmelidir.

1990’lı yıllardan itibaren global ölçekte üretim, işgücü ve doğal kaynakların daha ucuz olduğu

Uzakdoğu, Doğu Avrupa gibi coğrafyalara kaydı, “değer zinciri” parçalandı. Bu gelişmelere bağlı olarak

ABD, Japonya, Almanya gibi gelişmiş ülkeler, imalat sanayi sıralamasında yerlerini korumakla birlikte

1980-2012 döneminde dünyanın en büyük 15 imalatçı ülkesi sıralamasında kayda değer bir değişim

de yaşandı. Çin, Brezilya, Güney Kore, Hindistan, sıralamada yukarı çıkan ülkeler oldu.

5 Philippe Beaugrand, 2004.

6 Erinç Yeldan, Kamil Taşçı, Ebru Voyvoda, Mehmet Emin Özsan, 2012.

Page 7: Akıl Turu - TSKB · 2015. 3. 18. · Finlandiy İsveç Norveç AlmanyaKanada Avustur İtalya Fransa¢ Danimar ABD İsviçre Belçi Hollan İngiltere Avustraly 1 1.2 1.4 1.6 1.8 2

7

Akıl Turu | Şubat 2015

En Büyük 15 İmalatçı Ülke

Sıra 1980 1990 2000 2010

1 ABD ABD ABD ABD

2 Almanya Japonya Japonya Çin

3 Japonya Almanya Almanya Japonya

4 İngiltere İtalya Çin Almanya

5 Fransa İngiltere İngiltere İtalya

6 İtalya Fransa İtalya Brezilya

7 Çin Çin Fransa Güney Kore

8 Brezilya Brezilya Güney Kore Fransa

9 İspanya İspanya Kanada İngiltere

10 Kanada Kanada Meksika Hindistan

11 Meksika Güney Kore İspanya Rusya

12 Avustralya Meksika Brezilya Meksika

13 Hollanda Türkiye Tayvan Endonezya

14 Arjantin Hindistan Hindistan İspanya

15 Hindistan Tayvan Türkiye Kanada

Kaynak: IHS Global Insight; McKinsey Global Institute

2010 yılı verilerine göre imalat sanayi katma değeri dünya GSH’sının %16’sını oluşturuyor. 2000

yılında 5,7 trilyon dolar olan imalat sanayi katma değeri 2010 yılında 7,5 trilyon dolara ulaştı. İmalat

sanayi katma değeri, global kriz öncesi, 2007 yılında, İngiltere, ABD gibi “post-endüstriyel”

ekonomilerde bile rekor kırarak tarihi en yüksek düzeyleri gördü. G7 ülkelerinin imalat sanayi katma

değeri içindeki payı 2000 yılında %55 iken 2010 yılında %47’ye geriledi. Aynı dönemde gelişmekte

olan ekonomilerin global imalat sanayi katma değeri içindeki payı ise %21’den %39’a çıktı.7

İmalat sanayiinin GSYH içindeki payının orta gelirli, sanayileşmiş ülkelerde %30-40 aralığında zirve

yaptığı, gelir düzeyi arttıkça hizmetlerin ağırlığının artmasına bağlı olarak yeniden düştüğü bir imalat

sanayi “yaşam döngüsü”nden söz edilebilir. Doğal kaynaklara dayalı büyüyen petrol üreticisi ülkeler

gibi az sayıda örnek dışında, sanayileşmeye dayalı bir büyüme-gelişme patikası yaşayan ülkeler için ise

bu döngü geçerli görünmektedir. Doğal kaynaklara dayalı ekonomiler için ise bir tür “Dutch Disease-

Hollanda Hastalığı” nitelemesi yapılabilir.

Kaynak: McKinsey Global Institute, 2012.

7 “Manufacturing the future: The next era of global growth and innovation”, McKinsey Global Institute, November 2012.

Düşük Gelirli Tarımsal

Ekonomiler-5.000 $

Orta Gelirli Sanayileşmiş

Ekonomiler-10.000 $ 15.000$

20.000$ Yüksek Gelirli

Hizmet Ekonomileri-25.000$

0

10

20

30

40

50

İmalat Sanayi/GSYH %

Page 8: Akıl Turu - TSKB · 2015. 3. 18. · Finlandiy İsveç Norveç AlmanyaKanada Avustur İtalya Fransa¢ Danimar ABD İsviçre Belçi Hollan İngiltere Avustraly 1 1.2 1.4 1.6 1.8 2

8

Akıl Turu | Şubat 2015

Erken kaybedenler

Rodrik, çalışmasında son 30 yılda hız kazanan sanayisizleşmenin az dikkat edildiğini ve çalışıldığını öne

sürdüğü bir boyutuna, düşük ve orta gelirli ülkelerdeki sanayisizleşme paternine yoğunlaşıyor. Birkaç

Asya ülkesi hariç, gelişmekte olan ekonomilerde imalat sanayinin istihdam içindeki payının GSYH

içindeki payıyla birlikte gerilediğine işaret ediyor. Gelişmişlik düzeyinin çok erken aşamalarında,

imalat sanayi/GSYH oranının henüz %20’lerde iken azalmaya başladığı görülüyor. “Prematüre

sanayisizleşme” adlandırması ilk olarak Dasgupta ve Singh (2006)’da kullanılırken gelişmiş

ekonomilerde sanayisizleşmenin başladığı gelir düzeyinin çok altındaki düzeylerde gelişmekte olan

ekonomilerde sanayisizleşmenin gündeme geldiği de Rodrik’in önemli saptamalarından biri.

İmalat sanayinin istihdam içindeki payının azalmasına ilişkin geleneksel açıklama, teknolojik

ilerlemedir. Verimlilikteki hızlı artış toplam istihdamda imalat sanayinin payının azalmasına yol açar.

Ancak istihdamla birlikte imalat sanayinin GSYH içindeki payının da azalması ek açıklamaları gerekli

kılıyor: Dış ticaret açığı ya da talep kayması gibi.

Rodrik, gelişmekte olan ülkelerdeki erken sanayisizleşmenin globalleşme ile yakından ilgili olduğuna,

artan dış ticaretle birlikte gelişmekte olan ülkelerin imalat sanayilerinin iki darbe birden yediğine

dikkat çekiyor. Gelişmekte olan ülkeler rekabet güçleri zayıf olduğu için net mamul ithalatçısı

durumuna düşerken gelişmiş ülkeler tarafından belirlenen göreli fiyat trendlerine de açık hale

geldiler. Gelişmiş ülkelerde, teknolojik gelişmenin sonucu olarak göreli imalat sanayi fiyatları düşüşü,

tüm dünyada bir fiyat sıkışmasına yol açtı. Gelişmiş ekonomiler için teknolojik ilerleme, daha çok

istihdamdaki payın gerilemesi anlamında “sanayisizleşme”nin arkasındaki ana hikaye iken, gelişmekte

olan ekonomilerde başrolü globalleşme üstleniyor.

Sanayisizleşme gelişmiş ülkeler için istihdam kayıpları, artan eşitsizlikler ve azalan yenilikçi kapasite ile

uzun zamandır bir sorun olarak gündemde. Ancak Rodrik, gelişmekte olan ekonomiler için sayılanlara

ek olarak, hem ekonomik hem de politik ciddi sonuçlar olduğunun altını çiziyor.

Çalışmada sanayisizleşmeyi ölçmek için, imalat sanayi istihdamı, imalat sanayi reel katma değeri ve

nominal katma değeri, olmak üzere üç farklı ölçüt kullanılmış. Ana veri seti olarak da gelişmiş ve

gelişmekte olan 42 ülkenin 1950-2010 dönemi verileri ile çalışılmış.8 Ayrıca üç ana kategoride (düşük,

orta ve yüksek vasıflı) istihdam verileri için World Input-Output Database’den, daha geniş bir ülke

grubu veri seti için de Asya Kalkınma Bankası çalışmalarından yararlanılmış. Rodrik aynı zamanda gelir

ve nüfus verileri için de Maddison tablolarını kullanmış.

Çalışmanın önemli bulgularından biri sanayisizleşmenin zaman içinde bir “kader”, kaçınılmazlık haline

gelmiş olması. Ancak imalat sanayinin istihdam içindeki payı, 42 ülkelik örneklem için, 1960’lara göre

2000’li yıllarda 9 puan civarında gerilerken, reel katma değer gerilemesinin 6 puan civarında kaldığı

dikkat çekiyor.

Sanayisizleşme farklı ülke grupları için incelendiğinde gelişmiş ülkelerde istihdam kaybının yüksek

olduğu, ancak reel katma değer gerilemesinin şaşırtıcı ölçüde sınırlı olduğu görülüyor. Asya

8 Timmer, de Vries, and de Vries, 2014.

Page 9: Akıl Turu - TSKB · 2015. 3. 18. · Finlandiy İsveç Norveç AlmanyaKanada Avustur İtalya Fransa¢ Danimar ABD İsviçre Belçi Hollan İngiltere Avustraly 1 1.2 1.4 1.6 1.8 2

9

Akıl Turu | Şubat 2015

ekonomileri ise süreçten yararlanan ekonomiler olarak hem istihdam hem de reel katma değer

açısından diğer ülkelerden ayrışan, pozitif bir görünüm sergiliyor. Latin Amerika ve Afrika ülkelerinde

ise hem istihdamın hem de reel katma değerin kuvvetli bir şekilde gerilediği saptanıyor.

Sanayisizleşmenin istihdam üzerindeki etkilerine bakıldığında ise en ağır darbeyi düşük vasıflı

işgücünün aldığı sonucuna ulaşılıyor. 1995-2009 döneminde düşük vasıflı işçilerin imalat sanayi

istihdamındaki payı 4 puan azalırken orta vasıflı işçilerin payında bir değişiklik görülmüyor, yüksek

vasıflı işçilerin payı ise artıyor.

Hiç kuşkusuz en çarpıcı ve “prematüre” adlandırmasını da isabetli hale getiren sonuç İngiltere, İsveç,

İtalya gibi ülkelerde istihdam payı üzerinden sanayileşme 14 bin dolar gelir düzeyinde (1990

fiyatlarıyla) tepe noktasına ulaşırken Hindistan, Sahra Altı Afrika ülkeleri gibi örneklerde 700 dolar

gelir seviyesinde tepe noktasını görüp aşağıya inmeye başlıyor.

Rodrik, gelişmekte olan ülkelerin “price taker” olarak sanayisizleşmeyi de ithal ettiklerine, dünya

pazarlarındaki göreli fiyat düşüşlerinin teknolojik gerileme etkisi yarattığına, bu ülkelerde daha hızlı

TFV artışı sağlansa bile istihdamın payındaki düşüşün engellenemeyeceğine işaret ediyor. Bu sürecin

ancak imalat sanayi ve imalat sanayi dışı sektörler arasındaki verimlilik farkının dünya pazarlarındaki

göreli fiyat düşüşlerin üzerinde olmasıyla engellenebileceğini de vurguluyor.

Page 10: Akıl Turu - TSKB · 2015. 3. 18. · Finlandiy İsveç Norveç AlmanyaKanada Avustur İtalya Fransa¢ Danimar ABD İsviçre Belçi Hollan İngiltere Avustraly 1 1.2 1.4 1.6 1.8 2

10

Akıl Turu | Şubat 2015

Sanayileşme yoksa istikrar da yok

Çalışmanın sonuç bölümünde yazar, örgütlü ve formel imalat sanayinin ülkelerin koşulsuz bir şekilde

yakınsamasına yardımcı olacağına dikkat çekiyor. Sanayisizleşme ile tersi eğilimlerin ortaya çıktığını,

Latin Amerika’da kayıtdışılığın arttığını, ekonomide ciddi bir verimlilik probleminin oluştuğunu,

Afrika’da ise kırdan kente göç edenlerin imalat sanayi yerine küçük işlerde, hizmet sektöründe

çalıştığını saptıyor. Belli bir ölçeğin üzerinde imalat sanayi sektörlerinin yokluğunda bu ekonomilerin

yeni büyüme modelleri bulmak zorunda olduğu, IT ve finans sektörü gibi yüksek verimlilik düzeyinin

yakalanabileceği, ticarete konu olabilecek sektörlerin kaldıraç rolü üstlenebileceği vurgulanıyor.

Ancak bu sektörlerin yüksek vasıflı işgücü istihdam ettiği ve bu ülkelerdeki işgücünü istihdam etme

kapasitesinin yetersizliği göz önüne alındığında bu seçeneğin hayata geçirilmesi de pek kolay

görünmüyor.

Rodrik’in sanayisizleşme ve siyasi istikrar arasında kurduğu ilişki ise 19 ve 20. yüzyıl sanayileşme

serüveninin sonuçlarına dayanıyor. Sanayileşmenin Avrupa ve Kuzey Amerika açısından modern

devletlerin ve demokratik bir siyaset geleneğinin oluşmasında kurucu bir rol oynadığını vurgulayan

yazar, bugünün gelişmekte olan toplumlarında sanayisizleşmenin siyasi istikrarsızlık, kırılganlık ve

özgürlükçülükten uzak bir siyasetin kaynağı olduğunu öne sürüyor. Sanayileşmenin sınıf temelli bir

dayanışmanın gelişmesinde rol oynadığını, işçi sınıfı hareketlerinin, sendikaların ve siyasi partilerin

oluşumunun Batı Avrupa’nın erken demokrasilerinde siyasi kurumları geliştirdiğini, yöneten sınıfla

pazarlık kültürünün ortaya çıktığını, sosyal demokrasinin bu zemin üzerinde yükseldiğini hatırlatıyor.

Bugün sanayisizleşmenin damga vurduğu coğrafyalarda kent üretiminin enformelliğe, küçük

işletmelere dayandığına, yönetenler dışında kalan kesimlerin ortak çıkarlarını temsil ve ifadenin

imkansızlaştığına, hatta yönetenlerin de kendi içlerinde bölündüklerine işaret ediyor Rodrik. Bu

durumun da “demokrasi aksaklıkları”na yol açtığını ileri sürüyor.

Rodrik, sanayisizleşmeyi kendinden menkul bir olgu olarak değil, gezegenimizin son 30 yılına damga

vuran en önemli gelişmeyle, globalleşme süreciyle ilişkilendirerek ele alıyor. Globalleşmenin

ekonomiler üzerindeki etkilerine bakarken aynı zamanda kuvvetli bir politik önermeyi, en azından iki

10 yıla damgasını vuran globalleşmenin demokratikleşme getireceği teziyle taban tabana zıt bir

önermeyi çalışmasının merkezini koyuyor. Almanya, İtalya gibi örneklerle sanayileşmenin baş

döndürücü bir hız kazandığı dönemlerde dünya tarihinin en anti demokratik rejimlerinin ortaya

çıkabildiğini hatırlatarak bu önermeyi tartışmak mümkün. Ancak bu tür argümanların yerinde bir

kavramlaştırmayla işaret edilen “gelişme anomalisi”nin ana nedenlerine ilişkin çizilen çerçeveyi boşa

düşürmesi güç.

Page 11: Akıl Turu - TSKB · 2015. 3. 18. · Finlandiy İsveç Norveç AlmanyaKanada Avustur İtalya Fransa¢ Danimar ABD İsviçre Belçi Hollan İngiltere Avustraly 1 1.2 1.4 1.6 1.8 2

11

Akıl Turu | Şubat 2015

Yaşlı kıta ve dijitalleşme

Economia digitale, il divario con l’Europa è un abisso9

Thomas Manfredi

Linkiesta, 28 Şubat 2015

Thomas Manfredi, Avrupa Komisyonu’nun 24 Şubat 2015 tarihinde yayınladığı, üye ülkelerin dijital

ekonomideki konumlarına ilişkin çalışmayı değerlendiriyor. Komisyon, 30 göstergeye dayanan, Dijital

Ekonomi ve Toplum Endeksi (DESI) oluşturmuş. Göstergeler beş ana kategoride toplanmış: Bağlantı,

beşeri sermaye, Internet kullanımı, dijital teknolojiye entegrasyon ve dijital kamu hizmetleri.

AB üyesi ülkelerin gelişmişlik düzeylerine göre dijital ekonomiye dahli en geri noktada olan ülkenin

İtalya olması dikkat çekiyor. Mobil cihazlar, bilgisayar kullanımı, Internet becerileri gibi temel dijital

beceriye sahip bireylerin oranı %40’ın üzerindeyken online alışveriş yapan kişilerin oranı, dijital

entegrasyon düzeyi gibi oranlarda İtalya AB ortalamasının çok gerisinde kalıyor.

İskandinav ülkeleri, Luksemburg, Hollanda ve İngiltere %70’lerin üzerindeki oranlarla dijital becerileri

en gelişkin AB toplumları olurken Romanya, Bulgaristan ve Hırvatistan dijital becerilerin en düşük

olduğu ülkeler.

9 “Dijital ekonomi, Avrupa ile fark bir uçurum”: http://www.linkiesta.it/economia-digitale-sviluppo

Page 12: Akıl Turu - TSKB · 2015. 3. 18. · Finlandiy İsveç Norveç AlmanyaKanada Avustur İtalya Fransa¢ Danimar ABD İsviçre Belçi Hollan İngiltere Avustraly 1 1.2 1.4 1.6 1.8 2

12

Akıl Turu | Şubat 2015

Online alışveriş yapan kişilerin oranı AB ortalamasında 50’ye yaklaşırken İngiltere, İskandinav ülkeleri

ve Almanya online alışveriş seven toplumlar olarak başı çekiyor. %20’ler gibi düşük oranlarla son

sıralarda yer alan ülkeler ise Romanya, Bulgaristan ve İtalya.

E-devlet uygulamaları başta olmak üzere kamu hizmetlerinin dijitalleşmesi konusunda da yine

Kuzey’deki gelişmiş ülkeler önde giderken İtalya, Romanya, Bulgaristan, Polonya ve Macaristan ile

birlikte son sıralarda yer alıyor.

Manfredi, detaylarda online bankacılık kullanımının düşüklüğü, geniş bant hizmetlerinin sınırlılığı ve

pahalı olması gibi noktaların öne çıktığına, İtalya’nın geride kalmasının esas nedeninin kamu ve özel

sektörde, iş hayatında dijitalleşmenin yetersiz olduğuna işaret ediyor. Söz konusu durumu da altyapı

yatırımlarının yetersizliğine, özellikle krizle birlikte bu konuda adım atmanın iyice zorlaşmasına

bağlıyor. İtalya’nın küçük aile işletmelerine dayalı ekonomik yapısının da online alışveriş gibi

konularda yol alınmasını güçleştirdiği eklenebilir.

Page 13: Akıl Turu - TSKB · 2015. 3. 18. · Finlandiy İsveç Norveç AlmanyaKanada Avustur İtalya Fransa¢ Danimar ABD İsviçre Belçi Hollan İngiltere Avustraly 1 1.2 1.4 1.6 1.8 2

13

Akıl Turu | Şubat 2015