amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen kürt halk...

94
DERLEYEN : AZAD BADIKI

Upload: others

Post on 17-Jan-2020

8 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 2: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Amerika kötü oynuyor

GörüĢme Notları:

Amerika'nın Türkiye politikalarını sert bir dille eleĢtiren Öcalan, "Amerika çok kötü oynuyor. Amerika'nın Türkiye'nin yararına hareket ettiği söylemi büyük safsatadır. Amerika politikalarının neticeleri ortadadır, her yerde kan akıyor, birbirlerini boğazlıyorlar" dedi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan 4 haftalık tecritten sonra avukatlarıyla görüĢtü. Edinilen bilgilere göre, sağlık durumuna değinen Öcalan, "Sağlığıma iliĢkin Ģunları söyleyebilirim. Burnumdaki akıntı devam ediyor. Kullandığım ilacın etkisiyle göz yaĢarması artıyor yine bu ilaçların etkisiyle sinüzit kanalları açılmıĢ. Ancak gözlerimdeki yaĢarma devam ediyor. Diğer sağlık sorunlarım eskisi gibi devam ediyor." dedi. "Kitaplar geliyor, alıyorum" diyen Öcalan, Ģöyle konuĢtu: "En son F.Braudel'in Maddi Uygarlık adlı kitabının III. Cildini aldım. Bu kitabın sonunda bir kitap listesi var. Bunlar tarih araĢtırmalarıyla ilgili kitaplardır, önemlidirler. Burada imkânım olsaydı ben de tarih araĢtırması yapardım. Cengiz Özakıner'in Dil ve Din adlı kitabını aldım. Bir kitabı daha var Ġslamiyet'le ilgili, onu da okumak gerek. Otopsi Yayınlarından, Harun ReĢit zamanında Ġslami Ġlimler ile ilgili kitap ile, Wallerstein'in Dünya Sistemi ile ilgili III. Cildini istemiĢtim. Gazeteleri de iki ay öncekileri okuyabildim. Hücre cezasından dolayı ancak sıra geldi. Araya zaman girdiğinden dolayı gecikmeli veriliyor. Bugüne kadar sadece bir adet Taraf ve bir adet de ġafak gazetesini verdiler." YENĠ SAVUNMA YAZDIM Yeni savunma yazdığını kaydeden Öcalan, sözlerin Ģöyle sürdürdü: "Bu savunmalarım, yaklaĢık 860-870 sayfadır. Avrupa ve Atina davalarında bunları kullanacağız. Avrupa'daki yeniden yargılama dosyasına iliĢkin bir geliĢme olursa ona da hazırlık yaparız. Bu savunmamda Avrupa'yı da değerlendiriyorum. Ġki kısımdan oluĢuyor. Birinci kısım özgürlük, Ġkinci kısım Ortadoğu'yu demokratikleĢmedir. Daha sonra tekrar yazmayı düĢünüyorum. Yazacağım kitapta Özgürlük Sosyolojisi, Kürtler için demokratik çözüm ve Ortadoğu'da medeniyetler uzlaĢısını ele alacağım. Ulus-devletler uzlaĢısı değil, medeniyet uzlaĢısı diyorum. Türkiye için de gerekli olan bir anti-tekel anlayıĢıdır. Türkiye'de bu anlayıĢ zayıftır. Türkiye'ye üç Ģey gerekli ve bunlara iliĢkin adımlar atılmalıdır. Bir; anti-tekel anlayıĢ iki; demokratik uzlaĢı. Üç; BarıĢ, savaĢa karĢı barıĢ." ABD TÜRKĠYE‟YĠ DÜġÜNMÜYOR Öcalan, Amerika'nın Türkiye politikalarını sert bir dille eleĢtirerek Ģunları söyledi: "Amerika çok kötü oynuyor. Amerika'nın Türkiye'nin yararına hareket ettiği söylemi büyük safsatadır. Amerika politikalarının neticeleri ortadadır, her yerde kan akıyor, birbirlerini boğazlıyorlar. Benim susmamı istiyorlar, ben susmayacağım. Bunları görüyorum ve her zaman konuĢmaya devam edeceğim. Aslında bu planlar, Ġngiltere'nin planlarıdır. Ġngiltere'nin politikaları daha derindir. Ġngiltere, Fransa ihtilalini dahi kontrol etmiĢtir. Fransız ihtilalini açığa çıkararak, Fransa'yı denetimi altına almıĢtır. Bu bir Ġngiliz planıdır. Daha sonraları Napolyon, Fransa'yı Ġngiltere'nin kontrolünden almıĢtır. Ancak ihtilalin baĢlangıcı böyledir. Ġngiltere Avusturya'ya karĢı da Prusya'yı destekleyerek sahneye çıkarmıĢtır. Osmanlı Ġmparatorluğu'nu iki yüz yıl uğraĢtırmıĢ, Osmanlı'ya karĢı da Ġttihat ve Terraki'yi desteklemiĢtir. Türkiye'de de ittihat terakki kadroları çok etkilidir, az olmalarına rağmen etkilidirler. Amerika gerçekte Türkiye'ye yardım etmiyor. Türkiye'yi iki kutup olarak bir yere bağlamıĢlar. CHP-Baykal sonuna kadar Ġsrail'e bağlıdır, AKP de Suudilere bağlıdır. Ġngiltere, bunları çoktan hazırlamıĢ, Hollanda Kraliçesi, Türkiye'ye geldiği zaman ilk ziyaretini Kayseri'ye yapmıĢtı. Abdullah Gül de Kayserili. Bunlar boĢuna Kayseri'yi ziyaret etmedi. Kayseri'de bir mezhep var, Protestan bir mezhep, yani Ġslamiyet'in Protestan tarzı bir mezhebi, orada bir ulema da var. Bugünkü durum o zamandan planlanmıĢtır. Güney Kürdistan'da da Arap emirlikleri gibi bir oluĢum ortaya çıkarıyorlar. Kuveyt gibi. Özellikle Katar gibi yapılanma ortaya çıkıyor." KEMALĠZME OBJEKTĠF BAKIYORUM Öcalan, Kemalizm konusunda ise Ģu değerlendirmeyi yaptı: "Ben Kemalizm'i bir olgu olarak ele alıyorum. Kemalizm'e objektif bakıyorum. Yani bilimsel olarak inceliyorum ve "Atatürk Ģöyle Ģöyle yapmıĢtır" diye belirtiyorum.

Page 3: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Tarihi perspektiften bakıyorum. Dolayısıyla katıldığım ve katılmadığım, ağır eleĢtirdiğim yanları var. Etkilenme değil. Kemalizm'le ilgili bilimsel gerçeklikler var, örtüĢtüğümüz ve örtüĢmediğimiz yönler var. Atatürk o zaman bilimi esas almıĢ, o zamanın hâkim bilim anlayıĢı da pozitivizmdi. O zaman onların çoğu da pozitivistti. Yalçın Küçük de bu konuları yazmıĢ ama her Ģeyi birbirine karıĢtırmıĢ. Atatürk o zamanlar "milli duygu" için tehlikeli gördüğü kesimleri, iki kesimi dıĢlamıĢtır. Mustafa Suphi ve arkadaĢlarını öldürtmüĢ, Mehmet Akif'i ise Mısır'a sürgüne göndermiĢtir. Sait Nursi'yi de Isparta'ya sürgüne göndermiĢtir. Ġngiltere 1922'den beri Türkiye'yi kontrolü altına almıĢtır. Tevfik RüĢtü Ġngiliz yanlısıydı. Bekir Sami de Ġngiliz yanlısıydı, Avrupa'da Ġngilizlerle anlaĢtı. Bir Ģeyler yapmaya çalıĢtı, sonra engellendi. Ancak daha sonra Atatürk'te Ġngiliz politikalarına teslim oldu, bir Ģey yapamadı. II. Dünya SavaĢı'ndan sonra bazı milliyetçiler Amerika'da eğitildi. Son otuz yılda da demokratik güçler ezildi, hepimizi ezdiler, bizi de ezmeye çok çalıĢtılar, Kürtler zaten ezilerek devre dıĢı bırakıldılar." BENĠ KANDIRMAK ĠSTEYENLER YANILDI Basında hakkında çıkan eleĢtirilere de değinen Öcalan, Ģu hususlara dikkat çekti: "Basın'da hakkımda zaman zaman bazı haberler çıkıyor. Bunları anlıyorum. Çünkü ben oyunlarını bozdum. Ben, oyunbozan adamım. Daha iyi anlaĢılabilmesi için 2004'e kadar yaĢadıklarımı özetle anlatayım. Sorgu döneminde benimle dört subay gelip konuĢmuĢtu, Tabii ben onların kim olduklarını, neyi temsil ettiklerine iliĢkin doğru söyleyip söylemediklerini bilmiyorum. Bana söylediklerini ben daha önce yazmıĢtım. Bunların hepsi ortadadır. Ġsteyen bu konuda daha önce söylediklerime ve yazdıklarıma bakabilir. Galiba benim söylediklerim yüzeysel ele alınıyor. Bunlar Türkiye'de bir kliktir. Ġki-üç milyar için her Ģeyi yapıyorlar, çıkarları bu birkaç milyar içindir, bu para etrafında fırtınalar estirebiliyorlar. Bana iliĢkin bu söyledikleri yalandır, büyük yalanlardır. Üst düzey askerler gelip benimle görüĢtüler. Ben o zaman o askerlere de söyledim. Beni bir çocuk gibi kandırmaya çalıĢıyorsanız çok yanılırsınız. Bu çok ağır, dağ gibi bir sorundur. Bu soruna ciddi yaklaĢın. Birtakım taktiklerle bu iĢi hafife alırsanız altında kalırsınız. Siz taktik yaparsanız ben de yaparım. Kimin güçlü çıkacağını zaman gösterir, dedim. Tabi ciddi yaklaĢmadılar, bazı taktiklerle bu sorunun üstesinden gelebileceklerini sandılar. Ben onlara, sizler beni yıpratabilir, çıldırtmak isteyebilirsiniz, ancak bu soruna ciddi yaklaĢın, demiĢtim. PKK'nin ne kadar güçlendiği ve güçlü olduğu ortadadır. Tabi ben sonuçta bütün hücrelerime hakimim. Onlara sesleniyor ve Ģu çağrıyı yapıyorum; en bilgili saydığınız generallerinizi gönderin, gelsin karĢıma benimle tartıĢsın, onlara anlatayım. Ayrıca hiç kimse beni etkileyemez." DEMOKRATĠK MEDENĠYET UZLAġMASI Demokratik medeniyet uzlaĢması öneren Öcalan, önerisine iliĢkin Ģu açıklamalarda bulundu: "Benim Kürdistan için önerdiğim Demokratik Medeniyet UzlaĢısıdır. Ben ulus-devlet sistematiğini çözdüm, aĢtım bunu. F. Braudel'de bu konuları çok iyi iĢlemiĢ. Wallerstein de bahsetmiĢ, ben, günümüzü de içine alarak değerlendiriyorum. Yeteri kadar teorik çalıĢmalar var. KiĢilik olsun bir kiĢi bile yeter, bana bir kiĢi bile yeter. KiĢilik olduktan sonra üç beĢ kiĢi bile bu iĢi iyi yürütür, iyi bir yere getirir. Sorun kiĢilik ve özgürlük sorunudur, özgürlüğe yoğunlaĢamama sorunudur. Bu kadınlar için de böyledir. ÖzgürleĢme olmadan hiçbir Ģey olmaz. Buna aĢk da diyorlar. YanlıĢ anlaĢılmasın, aĢkı küçümsemiyorum. Kaldı ki aĢk büyük bir Ģeydir, o kadar kolay değildir. Ortaçağ'da Kerem ile Aslı, Ferhat ile ġirin gibi aĢk öyküleri ortada. Ferhat kırk yıl boyunca dağı deliyor yine de aĢka kavuĢamıyor. AĢk kolay bir Ģey olsaydı ortaçağda baĢarılabilinirdi. Kaldı ki aĢk Ģimdi daha da zordur, Medya, aĢkı daha da ağırlaĢtırdı. Ben kızlara Ģunu söylüyorum, özgürlüğü mü tercih edersiniz tecavüz kültürünü mü? Kızlara, beyninizi bir erkeğe takarak özgürleĢemezsiniz, diyorum. Aynı Ģeyi erkekler için de söylüyorum. Kendinizi bir kadından kurtaramazsanız özgürleĢemezsiniz, hiçbir Ģey elde edemezsiniz, baĢaramazsınız. Beyinleriniz özgürlüğe odaklanmadığı sürece bunu gerçekleĢtiremezsiniz." BĠNLERCE SĠYASETÇĠ YETĠġTĠRĠLSĠN Öcalan, Ģöyle devam etti: "Kürtler, birçok toplantı yapabilir, demokratik mücadelelerini güçlendirebilirler. Zaten bunlar yasalara aykırı da değil. DevletleĢme ve ayrılma amacı gütmüyor. Daha önce buna iliĢkin değerlendirmeler de yapmıĢtım. Benim söyleyeceğim Ģey Ģu; bu iĢ ciddiye alınmalıdır. Ġleriye dönük sürekli çalıĢılmalı. Hemen bir demokrasi-siyaset okulu açılabilir. Yüzlerce binlerce siyasetçi yetiĢtirilmelidir. Kalıcı ve devamlı çalıĢacak bir koordinasyon kurulabilir. BeĢ yüz kiĢi tutuklanırsa, beĢ yüz kiĢi daha yerine gelebilmelidir. Hatta gidenlerin yeri daha fazlasıyla doldurulmalıdır. Ancak bu Ģekilde mücadelelerini yürütebilirler. Bunlar çalıĢmaları engellememeli, süreklilik sağlanmalıdır. Yeteri kadar teorik çalıĢmalar da var. Öyle yapamadık, anlamadık gibi Ģeylerle karĢıma çıkılmasın. Herkes çalıĢmalı çok çalıĢmalı. DTP'liler de Kürt demokratları gibi çalıĢamıyorlarsa Türk demokratları gibi çalıĢabilirler. Burada söylemek istediğim her zaman bir alternatifinin olduğudur. Her zaman bir yol bulabilirler." TÜRBAN TARTIġMASINDAN UZAK DURUN Öcalan, sözlerini Ģöyle tamamladı: "Kürtler laik-türban çatıĢmasından uzak durmaya çalıĢmalı, sahte tarikatlardan da sahte laikçilerden de uzak durmalıdırlar. Kürtler kesinlikle bu tür çatıĢmalardan kendilerini muhafaza edip demokrasi ve barıĢ için çalıĢmalıdırlar. Halkımıza sesleniyorum; her türlü örgütlü dini yapılardan uzak durmalıdırlar, hiçbir Ģekilde iliĢkilenmemelidirler, seçimlerde de bunlara oy vermemelidirler. Ġslamiyet barıĢ dinidir. Camiye gittikleri zaman müftüye, "müftü bey, bugün hutbende demokrasi ve barıĢ için ne diyorsunuz?" diye sorabilmelidirler, birileri çıkıp bunu dile getirebilmelidir. Çünkü camiler, Hz. Muhammed döneminde toplumun siyasal-sosyal sorunlarının çözüm yeriydi. Olaya doğru yaklaĢılmalıdır. Tüm dostlarıma selamları iletiyorum. Kadınlara özel selam ve sevgilerimi iletiyorum. MuĢ'taki halkımıza da selamlarımı iletiyorum."

Page 4: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Operasyonlarla sorun çözülmez

GörüĢme Notları:

Öcalan, “Operasyonların yaratacağı ortam kaostur, bununla içinden çıkılmaz bir hale geliriz. Hükümet cesaretli adımlar atarsa, o zaman ben üzerime düĢeni yerine getirmeye hazırım, buna gücüm de var. Sonuna kadar savaĢın ne Türklere ne Kürtlere bir yararı olmaz” dedi.

14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık durumuna değinen Öcalan, “Bilinen sağlık sorunlarım devam ediyor. Yalnız gözlerimdeki yaĢarma-akıntı iyice arttı. Bazen gözyaĢında tuz var herhalde, tuzlanma var. Yanma oluyor. Burun akıntısı da var. Fakat, biraz daha rahat nefes alabiliyorum. Ancak sağlık sorunlarım devam ediyor. ben AĠHM‟e sunmak üzere savunma yazdım. Bunları ileride AĠHM‟e yollamayı düĢünüyorum” dedi. 21 ġubat‟ta start alan kara operasyonuna da değinen Öcalan, “Sanırım operasyonlar devam ediyor. Ben basında belirttikleri kadar sınırdan içeri gireceklerini zannetmiyorum. Bence Amerika‟nın inisiyatifiyle oldu ve ne kadar süreceği de buna bağlı. Halk operasyonlara tepkili. Türk kamuoyu ve aydınların da tavrı önemli. Tabii daha önce de söylemiĢtim, operasyon sonrası alınan tutumlar Kürt-ġia ittifakını doğurur. Kürt ġia ittifakına el atıldı demek ki, yani bunun gibi bir Ģey geliĢiyor. Talabani‟nin yaklaĢımlarını radyodan dinledim” Ģeklinde konuĢtu. ĠNGĠLĠZ PLANI DEVREDE

Öcalan Ģöyle devam etti: “ġimdilik Erdoğan ile askerin tavrı birbiriyle uyumlu görünüyor. Ancak operasyonun ne kadar süreceği bunlara bağlı değil, tamamen ABD‟nin eli altındadır. Radyodan dinledim, ABD Savunma Bakanı, operasyonun 14 gün içinde sona ermesini söylüyordu. Aslında var olan tehlikeyi Türkiye de görebiliyor, bunu bilebilecek durumdadır. Bu iĢ Erdoğan‟ı da Hükümeti de aĢan bir Ģeydir. Ortadoğu‟yu, Ortadoğu‟nun tamamını, petrolü denetimi altına almak istiyorlar, çeliĢkileri derinleĢtiriyorlar. Ben daha önce de söyledim, plan çok eski aslında. Bu Ġngiliz planı demiĢtim, bunun hayata geçirilmesidir aslında. Bu planın ayrıntılarına da girmeyeceğim, daha önce söylemiĢtim. Türkiye‟de anti-tekel, demokratik barıĢçıl bir duruĢa ihtiyaç var. ĠĢte Amerika Finans olarak aslında Türkiye‟yi denetliyor. Buna karĢı anti-tekel bir duruĢ demiĢtim. Ama Türkiye Solu bunu hiçbir zaman tam olarak anlayamadı. Ulusal Sol‟un bu yaklaĢımı sonuçta faĢizme çıkar. Türk Solunun da söylemleri sonuçta faĢizme hizmet etmiĢtir.” DEMOKRATĠK HALK CEPHESĠ KURULSUN

Öcalan, operasyon ve çatıĢmalarla ilgili kamuoyuna Ģu önerilerde bulundu: “Ben, herkesin, demokratların, aydınların bir çatı partisinde buluĢmasını, bu tehlikeleri görerek önermiĢtim. Hala bu önerimde ısrar ediyorum. AKP de öyle bağımsızlıkçı falan değil, zaten öyle bağımsızlıkçı falan olmak kolay değil. Bir kriz patlatırlar, dünyayı adamın baĢına yıkarlar. Bu planla dünya hakimiyetini sağlamaya çalıĢıyorlar. Burada Kürt meselesiyle ilgili bir boĢluk vardı. Biz bu boĢluğu gördük ve bu boĢluğu özgürlük temelinde doldurmak istedik. Bu da onların iĢine gelmiyor, bunu istemiyorlar. Aslında bizi de denetim altına almak istediler. ġam‟da yanıma elçiler geldi gitti. O zaman anlamamıĢtım. Yeri gelmiĢken söyleyeyim, Talabani bana adam gönderdi. Bizzat kendisi benimle görüĢtü. Apo! silahımız var, paramız var istediğimiz her Ģeyi yapabiliriz, devlet de kurarız. Yeter ki sen bizim yanımıza gel diyordu, yani kontrolümüzü kabul et demek istiyordu. Rica ediyorum dedi, bizim yanımıza gel, silah da var, adam da var, hatta devlet de var. Barzani de aynı biçimde haberler gönderdi. Ben kabul etmedim. Talabani‟yi aldılar, Londra‟da eğittiler gönderdiler. ĠĢte Barzani‟yi baĢka Ģekilde bağladılar. Ġsrail‟in baĢından beri desteği var. Biz, özgürlükçü ve bağımsız çizgimizi koruduk. ĠĢte bu bildiğiniz gibi baĢıma bir sürü Ģey getirdiler. O zaman anlamak istemediğim Ģeyleri böyle anlatıyorlar. Böylece anlamamı istediler. Ama ben, bu konuda kararlıyım. Bununla Kürtleri denetim altına almıĢ olacaklardı yani benim denetimim altında değilsen yaĢama Ģansın yok diyorlar.” DĠYALOG YOLUNU AÇIN

Öcalan, hükümet ve Erdoğan‟a Ģu çağrıyı yaptı: “Ben Hükümete, Sayın Erdoğan‟a, Sayın diyorum. Çağrı yapıyorum; operasyonlarla bir yere varamazsınız. Operasyonların yaratacağı ortam kaostur, bununla içinden

Page 5: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

çıkılmaz bir hale geliriz. Kötü bir durum. Ġstediğiniz kadar bana teröristbaĢı deyin, PKK‟ye terör örgütü deyin bu hiçbir Ģeyi çözmez. Mutlaka bir diyalog yolu bulunmalı diyorum. Ben gene söylüyorum, Türkiye toplumuna, aydınlara, kendini sorumlu hisseden herkese diyorum, Ģiddetle buna karĢı çıkmak gerekiyor, hemen bir araya gelmek gerekiyor. Terör örgütü söylemlerine falan takılmamalı. Diyalog yolunu açmaya çalıĢmalı. Her iki tarafı da diyaloga getirmeye çalıĢmalı. PKK ile gidip görüĢülebilir, kabul ettiği ölçüde Hükümetle de Devletle de bu konu sürekli görüĢülebilir. Ben tekrar ediyorum, devletin sorumlu kurumları var. MĠT‟e de söylüyorum, bildiklerini daha fazla Türkiye kamuoyuna açıklasın. Ben Hükümete de tekrar söylüyorum. Eğer benim fikrimi sorarlarsa, daha önce de belirtmiĢtim, siz toplum olarak birey olarak hakları tanırsanız, saygılı olursanız silaha ne ihtiyaç olabilir. Eğer bu konuda Hükümet cesaretli adımlar atarsa, demokratik özerklik dediğim çözüm geliĢirse, Elbette o zaman ben üzerime düĢeni yerine getirmeye hazırım, elimden gelen her Ģeyi yaparım, buna gücüm de var. Sonuna kadar savaĢ olmaz. Bu yıkım getirir. Ne Türklere ne Kürtlere bir yararı olmaz. Herkes bunu görmelidir.” TEKELLER DÜNYAYI YÖNETĠYOR

8 Mart Dünya Kadınlar Günü‟ne de değinen Öcalan, Ģöyle dedi: “Buradan kadın sorununa da geleyim 8 Mart vesilesiyle. Aslında bu iktidar sorunu. Kapital Finansla insanları kandırıyorlar. Tekeller böylece dünyayı yönetiyorlar. Bu iĢi de hiçbir üretim yapmadan trilyonlar, katrilyon parayı ortaya sürerek yapıyorlar. Amerika karĢılıksız hiç bir karĢılığı olmadan dünyaya kırk trilyonluk iĢte tahvil-mahvil sattı. ġimdi bu büyük balon yer yer patlıyor. Ekonomik kriz dedikleri ne? Ama dünyada hiçbir güç kendini tekellerden kurtaramıyor. ĠĢte Çin, dikkat edin Çin‟in hiç sesi çıkmıyor. Rusya‟yı terbiye ettiler. Sesini çıkaran ülkelerin de dünyayı baĢına yıkıyorlar. Bütün bunları iĢte uluslar arası alanda o hisse senetleri, tahvil-mahvil, kağıt üzerinden yapıyorlar. Bunlar bu paralardan AKP‟ye de verdiler. Kürtleri de paraya alıĢtıracaklar. ĠĢte Ģimdiden Erbil‟i, ikinci Dubai yapacağız diyorlar ve yapacaklar. ġimdiden krediler, büyük yapılar falan baĢladılar. Kapital Finans, her Ģeyi denetimi altında tutmak istiyor. Bu söylediğim belki çok inanılmaz da gelebilir ama kendini doğru tanımadan mücadele edilmez. Hatta bu iktidar doğru tanımlanmazsa ve anlaĢılmazsa, iĢte bizim Osman‟ın durumuna düĢülür. Hatta insanı kullanırlar, nasıl kullanıldığınızı bile anlayamazsınız. Beni de tanımlamak istediler. Kapital Finans denetleyemediği için iĢte bugün görüyorsunuz buradayım. Bir bizim çizgimiz var bir de iĢte bahsettiğim çizgi.” KADINLARLAR KANDIRMAK ĠSTEYECEKLER

Öcalan, Ģöyle devam etti: “Kadın sorununda da insanı para pul, kadınlarla kandırmaya çalıĢacaklar. Kendi çizgilerini böylece oturtmak istiyorlar. Finans kapital, kadını bu anlamda korkunç kullanıyor. ĠĢte görüyorsunuz reklamlar tamamen kadın üzerine. Finans Kapitalin iktidarı, ya bu iktidara tabi olursunuz ya da ölürsünüz. Size baĢka bir seçenek tanımıyor. Kadını da cinsiyetçilikte bu iktidarın aracı olarak kullanıyor. Daha önce de söyledim. En eski, en saldırgan faĢizm, erkeğin kadın karĢısındaki yaklaĢımıdır. O yüzden söylüyorum beni doğru algılamaları gerekiyor. Benim kadına yaklaĢımım tamamen özgürlükçü temeldedir. Bu halk için olduğu kadar kadın için de böyledir, hatta erkek için de böyledir. Kendini iyi tanımlamak, iyi tanımak gerekiyor. Özgürlüğün olmazsa olmaz olduğu, tartıĢmasız bir özgürlük gerekir. Ama beyninle ve ruhunla özgür olmak. Ġnsanın kendini tanıması kendi düĢüncelerine hakim olması, ne yaĢamak istediğini, duygularını tanımlaması gerekir. Özgürlük budur. Ben kızlara hep bunu söylüyordum. O yüzden eğer kadın özgürlüğü diyorlarsa bana bu temelde yaklaĢsınlar, seveceklerse böyle sevsinler, yoksa boĢuna kendilerini yormasınlar. BoĢa çaba sarf etmesinler. Ama ne olursa olsun ben ġam‟da bayan arkadaĢlara da söylüyordum. Özgürlük temelinde yaĢamalı. Erkeğe bu temelde yaklaĢılmalı. Kendinizi bu iliĢkilerden, bu erkeklikten sakınmalısınız. KAPĠTAL CĠNSELLĠKLE TOPLUMA HAKĠM OLUYOR

“Gazetede okudum, bir kadın, doktordu sanırım, asker eĢinden boĢanmak istediği için on iki kurĢunla öldürülmüĢtü. ĠĢte Kapital Finans, kadına bunu söylüyor; ya benim iktidarıma yüzde yüz tabi olursun ya da yüzde yüz ölürsün. Daha önce de belirtmiĢtim, tecavüz kültürü dedim. Kadınlar her gün tecavüze uğruyor. Böyle bir tecavüz kültürü içinde bir kadının ne ruhu, ne beyni sağlam kalır, ne güzellik anlayıĢı kalır, ne de sevgisi, aĢkı. Kapital Finans, insanlığın reddidir. Kapital Finans, kadın üzerinden cinsiyetçilikle topluma egemen oluyor. BeĢ bin yıllık bir meseledir ve kadının da buna karĢı görkemli direniĢi vardır. Ancak iĢte nasıl yaĢamak gerektiğini iyi anlamak lazım. Kendini bu temelde iyi tanımak lazım. Bana da ancak özgürlükçü temelde yaklaĢsınlar. Ben kadınla tamamen özgürlük temelinde iliĢkilendim. Kadın için olduğu kadar halk için de erkek için de özgürlükçü çizgi esas olmalıdır. Kapitalizm bunlarla iktidarını sağlıyor. Kadın üzerinde, toplum üzerinde iktidar oluyor. ĠĢte üç S demiĢtim. Futbol, sanat dedikleri Ģey, reklamcı kızlar, iĢte magazin dediğiniz Ģey. ĠĢte görüyorsunuz herkes futbolkolik olmuĢ, futbolla yatıp kalkıyorlar. Sanat olarak her gün bir sürü insan çıkarıyorlar. Kimin kiminle olduğu belli değil, o mankenlik, magazin dedikleri Ģey, buna da sanat diyorlar. Bu gerçek sanat da değildir. Her gün bir sürü uygunsuz Ģey yapıyorlar, adına da sevgi, aĢk diyorlar. Onlarda insanlık, ruh kalmamıĢ. ĠĢte aĢk günü, her neyse sevgililer günü. Kapital Finansla insanları bu hale getiriyorlar.” ABD HERġEYĠ SATIN ALIYOR

Öcalan, Ģunları söyledi: “Son savunmalarımda da aslında bütün bunları, bu iktidar kavramlarını değerlendiriyorum. Ġngilizlerin Ortadoğu‟ya iliĢkin yaklaĢımı, daha önce de söylemiĢtim, eskidir. Kapital Finans, büyük oranda hakimdir. ĠĢte Arap sermayesi, petrol onların denetimi altındadır. Her Ģeyi denetim altına almaya çalıĢıyorlar. Mustafa Kemal‟e iliĢkin de iĢte bana Kemalizm‟den etkilenmiĢ falan diyorlar, öyle bir Ģey yok. Ben bilimsel değerlendirdim, ben

Page 6: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

aslında Kemalizm‟in özgürlükçü çizgisini tartıĢıyorum. Biliyorsunuz daha önce de belirtmiĢtim. Mustafa Kemal 1919-1924 arasındaki dönemde biraz bağımsızlıkçıydı, ancak Ġngilizler bundan sonra denetimi ellerine aldıktan sonra devleti tanıdılar. ama biliyorsunuz o dönemin bütün kadroları ittihat terakki kadrolarıydı, etrafını sararak onu boğdular. 1920‟lerde bile Mustafa Kemal bunlarla çok uğraĢtı, çok güçlüydüler. Sonra çok sayıda kadrolarını Dr. Nazım, Cahit…gibileri tasfiye etti. Yalçın Küçük kendisinden etkilendiğimi söylüyormuĢ, aslında kitaplarında belli olguları alıyor, bunları baĢka kaynaklardan da öğrenebiliriz. Olguları okudum ama değerlendirmelerine bütün olarak katılmıyorum.” ĠNÖNÜ ĠNGĠLĠZLERĠN ADAMIYDI

“Ġngilizler, 1920‟lerden sonra Sovyet Rusya‟ya karĢı bir ittifak olarak ittihat terakki kadroları ile iliĢki geliĢtirdi. Mustafa Kemal CumhurbaĢkan‟ı oldu, asıl gücün Ġsmet Ġnönü‟de olduğu anlaĢılıyor. Bazı yazarlar da asıl gücün Ġsmet Ġnönü de olduğunu söylüyor. Ġsmet Ġnönü‟nün Ġngilizlerle iliĢkisi vardı, Mustafa Kemal bunu biliyordu. Sonunda uzlaĢmak zorunda kaldı. BaĢbakanı ve yakın okul arkadaĢı Fethi Okyar‟a ablası Makbule ile birlikte daha sonra Serbest Fırkayı kurdurdu. Aslında bazı özgürlükçü çıkıĢları vardı ama sonunda uzlaĢtı. Ġnönü, Fevzi Çakmak ittihat kadroları Ġngilizlerle iliĢkiliydiler. Mustafa Kemal‟e sen cumhurbaĢkanı ol diye dayattılar, bütün gücü Ġnönü‟ye verdiler. Ġnönü, Ege‟de Çerkezleri, Rumları tasfiye etti. Aslında Mustafa Kemal, bu çizgide değildi. Biraz daha özgürlükçü yaklaĢıyordu. ĠĢte Ġzmit konuĢmasında bir çeĢit otonomi dediği demokratik özerkliğe karĢılık geliyor, bazı açılımlar yapmak istiyordu ancak her seferinde karĢısına bir olay çıkardılar. ġeyh Sait isyanı, Menemen Olayı iĢte Ġzmir suikasti. Yeri gelmiĢken ilginç bir Ģey anlatayım.” M.KEMAL SEYĠT RIZA’YI ASMAYABĠLĠRDĠ

Seyit Rızaların idamında, Dersim‟den bir heyet, Mustafa Kemal ile görüĢmeye çalıĢır. Mustafa Kemal Elazığ‟a gelecektir. Ancak bu kadrolar, bu görüĢmeyi engelledi. Üç saat erken gelseydi Seyit Rızaların idamının gerçekleĢmeyeceği söyleniyor. Birtakım eksik evraklarla, imzaları bile tamamlamadan idamlar gerçekleĢtirildi. Mustafa Kemal‟le görüĢebilselerdi belki de Koçgiri‟deki gibi bir uzlaĢma ile sonuçlanabilirdi. Ama buna engel olundu. Kadınlara iliĢkin de aslında Latife ile iliĢkisine kadar bir özgürlük, bir güzellik arayıĢı vardı. Babam da bana anlatırdı, o dönem askermiĢ. Mustafa Kemal Antalya‟ya gittiğinde kızlarla yaptığı bir toplantıda sohbet edip, Ģiir ve edebiyat konuĢmuĢlar. Halk da Mustafa Kemal, kızlarımıza el attı diye isyana kalkıĢmıĢ. Bu nedenle Mustafa Kemal, Antalya‟yı apar topar terk etmek zorunda kalmıĢ. Ben küçükken babam bana bu hikayeyi anlatmıĢtı. Daha sonra kitaplardan okuduğum hikaye ile babamın anlattığı hikaye aynıydı. Beni de kadın özgürlüğü konusunda çok suçladılar ancak biz onlara özgür alanlar sunabildik.” TÜRKLÜĞÜ SAVUNANLAR TÜRK DEĞĠL

“Aslında Mustafa Kemal, çok okuyan biriydi. O dönemin bilgilerini alarak mevcut elinde olanı derleyip toplamaya çalıĢtı. Pragmatist biriydi. Ġttihat terakki çizgisi, Enver çizgisi yayılmacı ve maceracıydı. Mustafa Kemal, gerçekçiydi, mevcut olanı derleyip toplayarak Cumhuriyeti kurdu. O dönem, ittihat kadrolarının bir bölümünü tasfiye etti. Yine o dönem Mustafa Suphileri boğdurdu. Kendi bağımsızlık çizgisini oturtmaya çalıĢtı ama adamlar kurt gibiydi, bütün kadrolar ittihat terakki kökenliydi. Bu çizgi uzun sürmedi. Ġnönü ve Çakmak gibi kadrolarla Ġngilizler iliĢkilendi. Mahir Çayan‟ı niye tasfiye ettiler, biraz bu çizgisinden dolayıdır. Ülkücüleri de o dönem aslında kullandılar. Madanoğlu, Doğan Avcıoğlu, bazı iĢte üçüncü dünyacı, Küba‟ya yakın subaylar, bunların tümü tasfiye edildi. Bugün dayatılan Türklüğü savunanlar aslında Türk değildir. “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünü de Mustafa Kemal söylememiĢtir. Mustafa Kemal‟in katıldığı bir toplantıda yanılmıyorsam Haim Nahum adında bir Yahudi kalkıp konuĢmuĢ ve bir slogan olarak “Ne Mutlu Türküm Diyene” demiĢtir. Bugünkü Türklüğü savunanların gerçek anlamda Türkmenlerle bir iliĢkisi yoktur. Mümtazer Türköne gibi bazı milliyetçilere dönek diyorlar, aslında onlar dönmüĢ falan değil, sadece bu milliyetçiliği yapanların Türklükle alakası olmadığını, bunun Türklüğe bir yararının olmadığını biraz anlamıĢ gibiler. Bugün de aynı anlayıĢ sürdürülmek isteniyor. Hatta bizim komĢu köylerin bir kısmı Türkmen‟dir. Bunlarla bir alıp veremediğimiz yoktur. Ortak yaĢama sorunumuz yoktur ama bundan rahatsız olanlar var. Bunlar önceden de vardılar. YAHUDĠLER AKP’YE PARA VERĠYOR

Öcalan, AKP-Yahidi iliĢkisinde Ģu tespitlerde bulundu: “AKP‟ye para verip halka dağıtıp oy toplamasını sağlıyorlar. Bu paranın kaynağı ağırlıklı olarak Yahudilerdir. Yahudiler, Anadolu‟da sanıldığından çok daha eskiler. Selçuklular döneminden beri Anadolu‟da bir Yahudi etkisinden söz edilebilir. Hatta Hazar Türkleri‟nin Yahudi olduğuna dair bir iddia bile var. Türk Yahudiler de var. Hatta Kürt Yahudiler, bazı dönme aileler var. Yani Türk, Kürt, Arap Yahudiler var, gerçi zaten Yahudiler Semitisttir, Araplar gibi. Bunlar her dönem son derece etkin oldular. ĠĢte Ester Kira adlı bir kadın Osmanlı‟nın maliyesini kontrolü altına aldı, daha sonra, onu parça parça ettiler. 1300-1400‟lerde Ġspanya‟dan gelen Yahudiler var. Bunlar son derece etkin oldular. II. Mahmut döneminde bazıları idam edildiler. Sokullu Mehmet PaĢa, bazı isimler daha vardı, bunların bazıları idam edildi. Ancak Yahudi sermayesi Anadolu‟da etkindir. Koç‟ların, Tağmaç‟ın Yahudi olduğu söyleniyor. Soner Yalçın biraz Sebatayistlerden bahsediyor. Sanıldığından çok daha fazla etkinler. Niye Hiristiyanları öldürüyorlar? ġimdi ben Malatya olayının arkasında Yahudi mantığı var desem herkes ĢaĢırır. Ama Anadolu‟da Hiristiyanlığın yaĢamasını Yahudiler istemiyor. Ermeni ve Rumların baĢına gelenlerin arkasında onlar var. Erbakan‟ın bugünkü durumunun arkasında da bunlar var. Erbakan‟ın Ġslamcılığı biraz farklıydı, Erbakan biraz daha Türk demokratıydı. Tayip Erdoğan‟ı ise destekliyorlar. Sermaye, Anadolu Kaplanları diyorlar,

Page 7: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

biraz Anadolu‟ya kaydı. Kayseri sermayesi Gül‟ü çıkardı. Bugünkü AKP Ġslamcılığı Calvinizm‟dir diyorum. Calvinizm, Protestanlığın bir mezhebidir. Hollanda‟da çok etkin olmuĢtur. Hollanda‟nın bunlarla iliĢkisi ortada. Amsterdam-Kayseri. Hollanda Kraliçesi boĢuna Kayseri‟ye gelmedi.” ULUS DEVLET KAPĠTALE HĠZMET EDĠYOR

Öcalan, katipal finans konusunda Ģu değerlendirmeyi yaptı: “Kapital Finans, cinsiyetçiliği kadını denetim altına almak için kullanıyor. ĠĢte nasıl aĢık olacaksın, nasıl yaĢayacaksın, tümünü tek tipleĢtiriyor. Kadının üzerinden toplumun iktidarını hedefliyor. Senin özgünlüğünü, farklılığını tanımıyor. Ben nasıl belirliyorsam öyle olacaksın. Yüzde yüz benim elimde olacaksın diyor. Milliyetçilik ve dincilikle de topluma tek tip düĢünceyi dayattı. Ulus-devletle nasıl bir kimlik istiyorsa onu dayatıyor. ĠĢte Türk Devleti, ben nasıl belirliyorsam öyle Türk olacaksın diyor. Milliyetçilik budur diyor. Kürt milliyetçiliğini yaratarak ben nasıl ol diyorsam öyle Kürt olacaksın diyecekler. Tabii ki bu iki milliyetçilik çatıĢacak. Kapital Finans tek tipleĢtirerek her Ģeyi denetim altına almak istiyor. Ulusu da kadını da erkeği de. Senin geçmiĢini, kültürünü, inançlarını, farklılığını reddediyor. Yerine kendi belirlediğini koymaya kararlı. ġimdi buna karĢı nasıl durulacak? Bizim demokratik geliĢmemize tahammül edeceksin, biz de devlete tahammül edeceğiz. UzlaĢı temelinde ikisi bir arada var olacak. Ulus-devlet doğrudan Kapital Finans‟a hizmet ediyor. Marks‟ın sosyalizmi bile buna hizmet etmekten kurtulamadı. YetmiĢ yıllık deneyimin ortaya çıkardığı en geri bir sermaye neredeyse faĢizm değil mi? Yani yetmiĢ yıl boyunca bir avuç oligarka hizmet etmiĢ. Ulus-devletin Hitlerle geldiği noktada yarattığı sonuç faĢizmdir. Avrupa, bunu biraz gördü, aĢmaya çalıĢıyor. Ulus-devlet anlayıĢıyla ben öyle yok ederim, ezerim, bitiririm mantığıyla hiçbir yere varılamaz.” PARLAMENTODAN ATABĠLĠRLER

Öcalan sözlerin Ģöyle tamamladı: “Kürtler, demokratik tavırlarını gösterebilir. Her yerde demokratik örgütlenmelerini güçlendirerek dayanıĢma içinde cevap olabilir. Yarın sizi parlamentodan atabilirler. Belediyelerden dıĢlayabilirler ama o zaman bile bulunduğunuz kentlerde demokratik temelde örgütler kurularak tavır ve mücadele sürdürülebilinir. Bunun araçları yaratılabilir. Sanırım Demokratik Toplum Kongresi toplanmıĢ. Bu hemen hayata geçirilebilinir: Sadece Kürtler için demiyorum bütün Türkiye Ģehirlerinde Kent Konseyleri, Kent Meclisleri çok hızlı bir Ģekilde oluĢturulabilir. Sayısı iki yüz mü üç yüz mü olur bilmiyorum, kentin büyüklüğüne göre kendileri belirleyebilir. Her çevreden, her kesimden insanı kapsayabilir. Bu meclisler aynı zamanda demokratik temelde Türkiye‟nin oluĢumuna da katkı sunar. Eğer DTP Meclis‟ten atılıp belediye seçimlerinden engellenir, para marayla dıĢarıda bırakılırsa hem kırsalda hem kentlerde kendi alternatiflerini oluĢturabilir. Benim Ergenekon‟la iliĢkimin olduğunu söylüyorlar. Öyle bir Ģey yok. Onların Kuva-i milliye dediği Ģeyin aslında benimle hiçbir ilgisi yok. Benim Kuva-i Milliye dediğim Ģey 1920‟lerin dayanıĢma ruhudur. ġimdi Kuva-i Demokrasi diyorum. Birikim Dergisinin sadece bir sayısını almıĢ olabilirim. Atlas dergisini zaman zaman veriyorlar, Maddi Uygarlık kitabının ikinci cildinin arkasındaki beĢ kitaptan söz ediyorum. Maddi Uygarlığın üçüncü cildini aldım. 8 Mart vesilesiyle kadınlara ve tüm halkımıza selamlarımı iletiyorum.”

Türkiye daha da kaosa sürüklenecek!

GörüĢme Notları:

Siyasal kavramların çoğunun din kökenli olduğunu belirten Öcalan, laikliğin de din kökenli olduğuna dikkat çekti. Türkçülüğü ise 1926‟da Yahudilerin getirdiğini vurgulayan Öcalan, AKP‟ye kapatma davasının laiklikle bir alakası olmadığını kaydetti. Öcalan, “Mesele ekonomiktir, kimin ne kadar kâr sağlayacağıyla ilgilidir. Bu iki klik çatıĢıyor, Türkiye'yi kim yönetecek sanıyorsunuz, Türkiye zayıf düĢecek dıĢ güçler, Ġsrail de yönetecek. AKP giderse geriye Baykal, Bahçeli kalır. Bunların durumu da ortada. Ülkeyi yönetecek güçte değiller. Türkiye daha da kaosa sürüklenecek." Bir haftalık tecritten sonra avukatlarıyla görüĢen Abdullah Öcalan'ın görüĢmede önemli mesajlar verdiği öğrenild i. Edinilen bilgiye göre, siyasal kavramların çoğunun din kökenli olduğunu belirten Öcalan, "Siyasetin iyi yapılması için bu kavramların iyi anlaĢılması gerekiyor. Bunları bilmek ve iyi anlamak gerekiyor. Laiklik, din kökenli bir kavramdır. Laiklik ve Ġslamiyet bu topraklara sonradan getirilmiĢtir. Laiklik de Ġslamiyet de buraya ait kavramlar değil. Bildiğimiz

Page 8: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

birçok kavram din kökenlidir. Siyasal Teoloji kitabı mesela bu kitap, siyasal kavramların kökenini açıklamaya çalıĢıyor. Dini ve siyasal terminolojiyi, bunların kökenini tartıĢıyor, bu konular üzerine okumayı herkese öneriyorum. Ben daha önce de dile getirmiĢtim, Protestanizmin üç mezhebi vardır! Veya üç mezhep doğurmuĢtur: Reel Sosyalizm, Sosyal Demokrasi ve Ulusçuluk. Din birçok Ģeyin kaynağıdır. Daha sonra yapacağım çalıĢmalarda bu konuları detaylı inceleyeceğim. Judaik Ġslam diye bir Ģey ürettiler, yani Yahudi Ġslamı. Biliyorsunuz Hz. Muhamed'in ilk kıblesi Kudüs'tür. Kudüs'e dönerek namaz kılıyorlardı. Hz. Muhammed Tevrat'ı incelemiĢtir." Ģeklinde konuĢtu. TÜRKÇÜLÜĞÜ YAHUDĠLER GETĠRDĠ Türkçülüğü 1926'da Yahudiler'in getirdiğini kaydeden Öcalan, "Onlar Türkçülüğü geliĢtiriyor. Ġlk "Ne Mutlu Türküm Diyene" sözünü de bir Yahudi söylemiĢtir. Mustafa Kemal'in ağzından böyle bir cümle çıkmamıĢtır. Ben bunu açıklıkla belirtiyorum; Türkçülüğün teorisyenleri de Türk değildir, iki tane Yahudi teorisyendir. Hatta Hitlere de bu düĢünceleri Yahudiler aĢıladılar, Hitleri onlar yarattı. Kendi planlarını gerçekleĢtirmek için önce Saddam'ı yarattılar. Seni Arap Ġmparatoru yapacağız dediler. Sonra da Saddam'ı devirerek Irak'a girdiler. Saddam'ın hali gözler önünde, çok korkunç duruma geldi. Ahmed-i Necad'ı da Amerika yarattı. Onun üzerinden Ġran'a girecekler. Amerika bu ikisine dayanarak Ortadoğu'daki planlarını gerçekleĢtiriyor. Ama yarattıkları silahlar kendilerine geri dönüyor. Türkiye'de biliyorsunuz Hizbullah yine El-Kaide gibi." dedi. M. KEMAL'Ġ PASĠFLEġTĠRDĠLER Öcalan, Ģöyle devam etti: "Türkçülüğü geliĢtiren Yahudiler; Mustafa Kemal için Musa'dan daha büyük diyerek O'nu tanrılaĢtırmaya çalıĢıyorlardı. Ġkili bir Ģey yaratmaya çalıĢıyorlardı; Mustafa Kemal TanrılaĢacak, Ġsmet Ġnönü de PeygamberleĢecekti! Bununla aslında O'nu pasifleĢtirmeye ve bitirmeye çalıĢıyorlardı. TanrılaĢtırılmak Mustafa Kemal için ölümdü. Zaten O'nu Çankaya'ya hapsedip pasifleĢtirdiler, uzaklaĢtırdılar. Biliyorsunuz Mustafa Kemal'in Ġnönü'nün çocuklarına vasiyeti olmuĢtur. Ġsmet Ġnönü'nün ailesine duyduğu saygıdan dolayı çocuklarına miras bıraktı. ġunlar Ģunlar Ġnönü'nün çocuklarına verilsin diyor. Mustafa Kemal niçin bunları söylemiĢtir? Çünkü O, Ġsmet Ġnönü'nün o saatte öldüğünü, daha doğrusu öldürüldüğünü sanıyordu. Sonra ölmediği ortaya çıktı. Bunların hepsi oynanan oyunlardır. Bunlar çok fazla bilinmiyor. Yalçın Küçük bunları dile getiriyor fakat o da bir yere kadar dile getiriyor, gerisine karıĢmayın diyor, hepsini dile getirmeye cesaret edemiyor." YAHUDĠLER TÜRKĠYE'YĠ ELE GEÇĠRĠYOR "Mustafa Kemal öyle büyük zaferler kazanmıĢ da demiyorum. O'nun tek yaptığı Ģey bütün bunların önüne geçmesidir." diyen Öcalan, Ģunları ifade etti: "Çankaya'da kaldığı süre içinde bunları anlamak için sürekli okuyordu, tarihi araĢtırıyordu. Ben de burada bunu yapıyorum, sürekli okuyorum, kafama takılan bir Ģeyi çözene kadar uğraĢıyorum. 1916-1918'de Avrupa'da Yahudi Kongresi yapılıyor. Musa Alptekin gidiyor o Kongreye. Kongre'de "Yahudilerin asıl toprakları Anadolu'dadır" deniliyor. ġimdi Ege kıyılarına kim hakim! Antalya'nın yüzde kaçı kimin elinde! Harran'a tek kanalla su taĢımayı kimler yapıyor! Hani Tansu Çiler "çakıl taĢını bile vermem" diyordu! Türkiye'nin sınırlarındaki mayınları bile onların izni olmadan temizleyemiyorlar. Amaç orayı bölerek kontrol altında tutmaktır. Türkiye kendi Genelkurmayına mayınları bile temizletemiyor, neden? Temizlenmesi için ihaleyle yabancı bir Ģirkete verilmesi Ģartını koĢuyorlar. Hedef halkların bir araya gelmesini engellemek. Ya mayınlı tarlalarla uzaklaĢtıracaklar ya da orayı baĢka Ģekillerde kontrol etmeye çalıĢacaklar. Orayı kontrol altında tutmak istiyor Ġsrail. RahĢan Ecevit toprakların resmiyette hiçbir yabancıya ait olmadığını söylüyordu. Ama kontrol onların elindeydi. ĠĢgal öyle gelip toprakları almak ve oraya yerleĢmekle olmaz, orayı kontrol altında tutarak oranın her Ģeyine hâkim olarak yapılıyor. Mahir Kaynak da bunu dile getiriyor." ÖLMEK VE ÖLDÜRMEK ÇÖZÜM MÜ? Öcalan, sözlerine Ģöyle devam etti: "ĠĢsizlik olduğunu söylüyorlar. Urfa toprakları on milyon insana yeter ama herkes orada iĢsiz. Hayvanlar bile iĢsiz değildir; eĢek bile iĢsiz değil, bir karıncanın bile iĢi var, insanlar nasıl iĢsiz kalabiliyor? Neden su tek kanalla sadece Harran'a götürülüyor. Bunu anlayabilmek için Harran Belediye BaĢkanı'nın aĢkına bakın, bu iliĢkiye bakın, birilerini bunun üzerinden milletvekili yaptılar ama halk onlar için önemli değil. Urfa'nın diğer yerlerine suyu ancak buraları Harran gibi kontrollerine aldıktan sonra verecekler. Ġsrail, Türkiye'ye casus uçaklar veriyor. Hayır bunlar Türkiye'ye iyilik yapmıyorlar, Türkiye'ye kötülük ediyorlar, bizi birbirimize daha çok kırdırmaya çalıĢıyorlar. Bunların amacı Türk-Kürt çatıĢmalarının önünü açmak, Ġsrail-Filistin'in durumuna getirmek istiyorlar. Genelkurmay, PKK' ye saldırıp "bu kadar PKK'li öldürdük", PKK' de "bu kadar asker öldürdük" diyecek, bu mu çözüm? Bu Ģekilde sadece Türkiye bölünür. Bu, kan ve gözyaĢıdır, ben Filistin gibi olmak istemiyorum, bunlara dur demek istiyorum, bunun önüne geçmek istiyorum. Bu gücüm de var. Demokratik çözümün geliĢmesi lazım. Bu düĢüncelerimi herkes biliyor, devlette biliyor. Hükümetten de rica ediyorum, bu çatıĢmalara bir son verin, demokratik çözüm geliĢsin." AKP DAVASININ LAĠKLĠKLE ALAKASI YOK Öcalan, AKP hakkında açılan kapatma davası konusunda Ģu yorumu yaptı: "AKP'ye neden bu dava açıldı? Aslında bu meselenin laiklik ve Ġslam'la alakası yok. Mesele ekonomiktir, kimin ne kadar kâr sağlayacağıyla ilgilidir. Bu iki

Page 9: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

klik çatıĢıyor, Türkiye'yi kim yönetecek sanıyorsunuz, Türkiye zayıf düĢecek dıĢ güçler, Ġsrail de yönetecek. AKP giderse geriye Baykal, Bahçeli kalır. Bunların durumu da ortada. Ülkeyi yönetecek güçte değiller. Türkiye daha da kaosa sürüklenecek." DÜNYA LONDRA'DAN YÖNETĠLĠYOR "16. yüzyıldan bu yana dünyada neler olacağını Londra'da planlayıp dünyaya servis yapıyorlar." diye konuĢan Öcalan, Ģunları dile getirdi: "Bir çorba gibi önümüze koyuyorlar ama bu kötü bir çorba. Ben bu çorbayı içmem. Bu planlar 16.yy'dan beri yapılmaya baĢlanmıĢtır. Avusturya Ġmparatorluğu'nu, Ġspanya'yı, Ġtalya'yı, Fransa'yı, Yunanistan'ı tek tek parçaladılar. XIV. Louis'i idam ettiler. Sonra Reel Sosyalizmi, Lenin'in 17'deki devrimini, Lenin‟i de öldürdüler. Lenin ölmedi, öldürüldü. Ġlginç, Ģaibeli bir halde öldürüldü. Kim öldürdü bilinmiyor. Reel Sosyalizm bu plan-sistem karĢısında iflas etti. Mao, kültür devrimiyle bunu aĢmak istedi ama baĢarılı olamadı. ġimdi Çin'in durumu ortada, bugün için Amerika kapitalizmini besleyen en önemli ekonomik sistemdir. 600 yıllık Osmanlı Ġmparatorluğu'na da el attılar. M. KEMAL ĠNGĠLĠZLERE ENGEL OLDU Öcalan, "Mustafa Kemal bu duruma taĢ koymuĢtur. Bu büyük bir olaydır. Ġngilizlerin imparatorluk üzerindeki emellerine taĢ koymuĢtur. Bunun için Ġngilizler Mustafa Kemal'e müthiĢ öfke duymuĢtur ve onu Çankaya'ya kapatıyorlar. Bununla Mustafa Kemal'den intikam alıyorlar. ĠĢte Mustafa Kemal, bunu gören ender insanlardandır. Mustafa Kemal bu oyunları halkla bir araya gelerek bozmaya çalıĢtı. Ama bunun önüne geçmek için O'nu Çankaya'ya hapsettiler. Mustafa Kemal'in o dönem Lenin'le mektuplaĢmaları var. Bunları anlamak isteyenler, Mustafa Kemal'in ilk Meclis konuĢmasına bakabilirler. Mustafa Kemal baĢarılı olabilmek için Kürtlerle de bilinen ittifakı yapmıĢtır. 1922'nin baĢlarında Kürtçe eğitimle ilgili bir de yasa çıkarmıĢtır. Meclis oylamasında 374 veya 378 Evet'e karĢı 64 Hayır oyuyla bu yasayı çıkarmıĢtır. Ama ittihatçı kadrolar O'nun etrafını daraltmıĢlardır. Komünizmi, Ġslamı ve Kürtçülüğü tasfiye ettiler. Mustafa Kemal, Kürtlerin ve Türklerin uzlaĢması, bir arada yaĢaması için çalıĢtı. Ancak buna izin verilmedi. Mustafa Kemal'in etrafı ittihat terakki kadrolarıyla kuĢatılmıĢtı. Bunlar provokasyonlarla bunun geliĢmesini engellediler. ĠĢte biliyorsunuz ġeyh Sait olayı, yine Mustafa Suphi olayı. Menemen olayı. Mustafa Suphi öldürüldü, Mustafa Kemal'in bundan haberi bile yoktu. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası da Cumhuriyet Halk Fırkası'na karĢı bir denge arayıĢıydı. Kurucuları arasında Mustafa Kemal'in kızkardeĢi Makbule de vardır. Makbule, Ġsmet Ġnönü'yi dizginleyebilmek için Terakiperver Cumhuriyet Fırkası içinde yer almıĢtır." Ģeklinde konuĢtu. GÜNÜMÜZÜN PLAZALARI FĠRAVUNLARIN PĠRAMĠTLERĠDĠR Öcalan, sözlerine Ģu Ģekilde devam etti: "Bunlar dünyadaki her Ģeyi kontrol etmek istiyorlar. Son beĢ yılda Ģirketler kâr oranlarını beĢ kat artırmıĢlar, bire beĢ kârları olduğunu söylüyorlar. Yani bir lira koymuĢsa beĢ lira almıĢlar, yüz milyar koymuĢlarsa beĢ yüz milyar almıĢlar. ĠĢ Bankası, Garanti Bankası son bir yılda yüzde yüz elli sekiz kâr ettiklerini söylüyor. Bütün bunların sadece yüzde onu memur ve iĢçilere veriliyor, geri kalanı kendi aralarında paylaĢıyorlar. Bütün bu Ģirketler bire beĢ kazanırken Memurların-iĢçilerin maaĢı düĢüyor. Kimse bunu görmüyor mu? DĠSK, KESK, TÜRK-Ġġ onlar bütün bunları görmüyor mu? Bütün bunları anlamadan, kavramadan nasıl siyaset yapabilirsiniz? Nasıl bir ticaretin yapıldığını bilmezseniz, tarımın baĢına neler geldiğini bilmezseniz nasıl siyaset yaparsınız. Öyle kuru lafla siyaset olmaz. Bunlar böylece Finans Kapitalle hiçbir üretim yapmadan dünyayı tekellerine alıyorlar. Hani Mısır Firavunları o Ehramları yapmak için yüz bin köle çalıĢtırıyorlar ya, -kaldı ki bu ehramların, piramitlerin hiçbir üretim değeri de yoktur- bunlar da metropollerdeki gökdelenleri, plazaları yapmak için yüz kat daha fazla insan çalıĢtırıyorlar, bu plazalar, tekelleri kuranlar Mısır Firavunlarından elli kat daha firavundurlar." HERKESĠN PLANINI BOZUYORUM Öcalan, Ģunları söyledi: "Her Ģeyi Londra'da planlıyorlar. Her Ģeyi tekelleĢtiriyorlar. F.Braudel de Maddi Uygarlık kitabında bu uygarlığı yazmıĢ, bu uygarlığı anlamak için otuz yıl araĢtırma yapmıĢ, yine de eksik, kitapta çarpıtmalar da çok. Ġngiliz tarihçi Collingwood da bunu yazmak istiyor, büyük bir araĢtırma yazısını ya da serisini tasarlıyor, sonra yazamıyor, ömrü yetmiyor, üçte birini ancak tamamlayabiliyor. Sıra Türkiye'de, Türkiye'yi kuĢatmıĢlar. Bir tarafında Ermenistan, Ermenistan'ı da küçültüp daracık bir alana sıkıĢtırmıĢlar, öbür tarafta Yunanistan, sonra da küçük bir Kıbrıs oluĢturmuĢlar, bir de Güney'de küçük bir Kürt devletçiği. Bunları hep Ġngiltere planlıyor. Ben bunları dile getirince ulusalcılarla aynı düĢündüğümü söylüyorlar. Bana bunu söylemeleri bilinçlidir. Beni de sıkıĢtırmak ve yıpratmak istiyorlar. Aslında en büyük ulusalcılar bana bunu söyleyenlerdir. Onlar hiçbir analiz yapamıyorlar, insanlığın içinde bulunduğu durumu kavrayamıyorlar sadece çatıĢmak istiyorlar, Ġsrail-Filistin gibi. Ben burada demokratik çözüm için, halklar için çaba sarf ediyorum, benim fikirlerim yeteri kadar açıktır, anlaĢılır niteliktedir. Ergenekon devlet içi hesaplaĢmadır. Ben buradan herkesin planını bozuyorum. Onun için bana saldırıyorlar. Bunların ipleri baĢkalarının elindedir, onlar ne derse öyle konuĢuyorlar, ne yap derlerse onu yaparlar. Baykal ve Bahçeli ikisi de Türk Yahudileridir. Bunlar ikisi de Türkiye'nin yararına değil Ġsrail'in yararına çalıĢıyorlar. Türkleri tanıyorum, bizim Türk dostlarımız var, Haki Karer, Kemal Pir yine bazı kızlar vardı bizimle birlikte yiğitlerdi, cesurlardı." ĠÇTĠĞĠMĠZ HER ġEY ĠDEOLOJĠDĠR

Page 10: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Türkiye'de tarım kalmadığını anlatan Öcalan, "Ben Ģimdi Urfa'nın tarım topraklarını iĢletsem on milyon insanın iĢsizlik sorunu çözülür, halkın ekonomik sorunu olmaz. Urfa'daki on milyon insanı besleyecek toprakları neden nasıl ele geçirmiĢler! Bunlar tarımı da böylece ele geçirip ekolojik dengeyi de bozarak toplumu, hepimizi zehirliyorlar. Kanser üretiyorlar. Aslında kanser toplumsal bir hastalıktır. Yediğimiz, içtiğimiz her Ģey kanserojen maddeler olarak bizi zehirliyor. Temiz yiyecek olmazsa, temiz su içmezsek, temiz hava almazsak nasıl yaĢarız? Bunlar ideoloji üretiyorlar, yediğimiz, içtiğimiz her Ģey ideolojidir. Bindiğiniz araba, uçak, yediğiniz yemek, içtiğiniz her Ģey ideolojidir." ifadelerine yer verdi. AMARGĠ ÇEVRESĠ YÜZEYSEL KALIYOR "Devlet özgürlük getirmez, özgürleĢtirmez. Devlet özgürleĢtirici olsaydı en özgür halk Araplar olurdu. Arapların elli tane devletleri var ama bugün dünyanın en köle halkı Araplardır. Bizim aradığımız, istediğimiz ise özgürlüktür." diyen Öcalan, Ģöyle devam etti: "Kadınlar için de; kadın beĢ bin yıldır köleleĢtirilmiĢtir. YerleĢik hiyerarĢik düzene geçildiğinden beri kadın köle durumuna getirilmiĢtir. Eskiden Sümerlerde kadınlar fahiĢelik yapıyorlardı, fahiĢelik de o dönemde önemli bir meslek olarak görülüyordu. BeĢ bin yıl öncesinden itibaren kadınlar tamamen köleleĢtirildi, özgürlükleri elinden alındı. Ben ilk ve son sömürge ulus kadınlar diyorum. Benim feminizm konusuna böyle yaklaĢıyorum. M.Foucault da kadın konusunu inceliyor ancak derinlemesine araĢtıramamıĢ, inceleyememiĢ. Türkiye'de Amargi çevresi feminist olduklarını söylüyor ama çok yüzeysel yaklaĢıyor, tarihi derinlikten yoksun olarak ele alıyor konuyu. Evlilik mesela özünde korkunç bir olaydır! BeĢbin yıldır kadınlar tecavüz kültürüyle yaĢıyorlar, tecavüze uğruyorlar, gece gündüz tecavüze uğruyorlar." ÇÖZÜM GELĠRSE SĠLAHLAR BIRAKILIR Öcalan, Kürt sorununun çözümü konusunda Ģu görüĢleri dile getirdi: "Demokratik siyaset, benim bütün söylediğim bu. KonuĢun tartıĢın, konuĢun tartıĢın, konuĢun tartıĢın. Örgütlenin, örgütlenin, örgütlenin. Tekrar ediyorum, daha öncede defalarca belirttim, çözümün olması halinde tabiî ki silahlar bırakılır. Hükümetin olumlu bir çağrı yapması lazım, ciddi bir çağrı yapması lazım. Hükümet'in bir adım atması lazım ardından Anayasal güvence gelir. Bizim istediğimiz Kürt-Türk iliĢkilerine özgürlüğü katmaktır, Anayasanın içine özgürlüğü yerleĢtirmektir. Mustafa Kemal'in de yapmak istediği buydu." DERSĠM'DE ALEVĠ AKADEMĠSĠ KURULSUN Öcalan, geçen hafatalarda yaptığı demokratik siyaset okulu konusunda bu hafta Ģu değerlendirmeyi yaptı: "Demokratik Toplum Kongresi de komisyonlar biçiminde çalıĢabilir. Komisyonlara uzman kiĢiler seçilir. Bu komisyonlar sivil toplum tarzıyla çalıĢabilirler. Bu çalıĢmalara gönüllü, arzulu, coĢkulu kiĢiler katılmalıdır. Demokratik Cumhuriyet Kongresi çalıĢmaları önemli. Demokratik Toplum Kongresi ve Demokratik Cumhuriyet Kongresi paralel ve koordineli çalıĢmalar yürütebilmelidir. Türkiye'ye lazım olan ant-i tekel, demokrasi ve barıĢ: Bu üç kelime. Demokratik güçler, güçlerini birleĢtirebilirler, bir çatı partisinde buluĢabilirler. Ġki Akademi kurulabilir: Birincisi Diyarbakır'da Demokratik Siyaset Akademisi, Urfa'da da Demokratik Siyaset ve Ġlahiyat Akademisi. Her yerin durumuna, ihtiyaçlarına göre akademiler kurulabilir, geliĢtirilebilir. Dersim için demokratik siyaset için çalıĢmalar yürütülebilir. Beni suçlayabilirler, suçlasınlar önemli değil, beni sorumlu tutacaklarsa da tutsunlar. Alevi kültürü için Dersim'de Demokratik Siyaset ve Alevi Kültürü Akademisi kurulabilmeli. Alevilik konusunda da: Aleviliği bu kadar dejenere edeceklerine, bu kadar bölüp parçalara ayıracaklarına Aleviliği doğru dürüst araĢtırmalılar. Bu konuda çalıĢmalar yapılmalı." NEWROZ'A KATILAN HALKIMIZI KUTLUYORUM Öcalan, Newroz kutlamalarına yönelik olarak Ģu sözleri dile getirdi: "8 Mart ve Newroz önceki yıllara göre daha katılımlı geçmiĢ herhalde beĢ altı milyon kutlamıĢtır. Ben ayrıca bu kutlamalar sırasında yaĢamını yitiren insanlarımıza baĢsağlığı diliyorum. Ailelerine, halkımıza baĢsağlığı diliyorum. Newroz'a katılan halkımızı da kutluyorum. Bu vesile ile Tayhan'ı da anmak istiyorum. Tayhan Moskova'da kendi bedenini yaktı. Mahir alçağı, olacakları biliyordu sonra örgütün parasını aldı kaçtı ama ilginçtir, Tayhan Moskova'da benimle bulunduğu süre içinde hiç konuĢmuyordu, hep üzgün görünüyordu. Ben bir gün kendisine neden hiç gülmediğini, hep üzgün olduğunu sordum, cevap vermedi. Ġçinde bulunduğumuz durumu hissediyordu, anlamıĢtı. Bingöllüydü. Bingöllüler yiğit insanlardır. Çok cesurdu, yiğitti, dünyanın en cesur insanlarından biriydi. Muazzam bir eylem gerçekleĢtirdi, ben bu eylemlerin yapılmasını istemiyordum ama O, Moskova'da, Reel Sosyalizmin merkezinde kendi bedenini yaktı. Aslında O, dünyanın bütün tekellerine, bu mevcut sisteme karĢı bir eylem yaptı. O'nun kahramanlığı Kürtlüğe sığmaz, O insanlık için eylem yaptı, bir insanlık kahramanıdır. Eylem sonrası hastanede kaldı bir süre ama kararlılığından hiçbir Ģey kaybetmedi, eyleminin doğruluğunu sonuna kadar savundu. Ben herkese teĢekkür ediyor, selamlarımı iletiyorum. Eylemlere katılan herkese, cezaevlerine selamlar."

Page 11: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Operasyonları durdurun

GörüĢme Notları:

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla yaptığı görüĢmede önemli mesajlar verdiği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, AĠHM'deki yargılamanın Türkiye ve Ġmralı'daki koĢulları değiĢtirmeyeceğini ifade eden Öcalan, "Bunlar siyasidir, hepsi oyundur. Türkiye bunları kabul etmez" dedi. Öcalan, "Radyodan dinledim; Avrupa Adalet Divanı PKK'ye iliĢkin karar vermiĢ, karar esası da etkiler. Bunlar siyasi kararlardır, sadece hukuki olarak düĢünmemek lazım. Hukuk siyasete bağlıdır. Türkiye'de de öyledir. Hukuk, siyaset etrafından geliĢir, bunu anlamak gerekir. Ama bizi burada terörist ilan ettiğine göre, bizim savunmamızın da alınması gerekir. AĠHM mi bu durumu değerlendirecek, Avrupa mı değerlendirecek, bu önemli değil. Önemli olan bizim savunmamızın alınması ve buna iliĢkin bir kararın verilmesidir. Bunu yapmaları lazım. PKK'nin savunması alınmamıĢ diyorlar, tabii ki savunmamızın alınması gerekir. Bu örgütün kurucusu benim, sorumluluğum var, o halde bana sormaları lazım, gelip burada beni dinlemeleri lazım. Kim terörist, nasıl terörist ilan ediyorlar, bunu anlamaları lazım. Osman onlar da hikâye. Dinleyeceklerse gelip burada beni dinlemeliler, benim görüĢümü almalılar. Ben de bu örgüt neden terör örgütü değil diye açıklarım. Önemli olan terörizm tartıĢmalarının yani bizim durumumuzun Avrupa'da tartıĢılmaya baĢlanmasıdır. Ben terörist değilim, benim örgütüm terörist bir örgüt değil" Ģeklinde konuĢtu. SAHTE KÜRTÇÜLÜĞÜ YAHUDĠLER GELĠġTĠRĠYOR Son günlerde artıĢ gösteren milliyetçi eğilimlere de değinen Öcalan, Ģöyle devam etti: "Bunların hepsi siyasi oyunlardır, Türkiye'dekiler de siyasi oyundur. DıĢ güçlerin etkisiyle Türkçülük geliĢtiriliyor. Bu sahte Türkçülüğün gerçek Türklerle bir ilgisi yok. Sahte Türkçülüğü geliĢtiren de biliyorum Yahudilerdir. Bunların teorisyenleri de Leon Kahun, Hermann Vambery'dir. Bunların hepsi bilinçli geliĢtiriliyor. Radyodan dinledim, Akdeniz Üniversitesi'nde milliyetçiler Kürt öğrencilere saldırtılıyor. Milliyetçilerdir saldıranlar sanırım. Bunların hepsi sahte Türkçülüktür. 301. madde de var. Bu maddeyi kim oluĢturdu, bunu bu maddeye koyan kim? Türkçülüğü bu maddeye koyanlar da bunlardır, Ģimdi de çıkarmaya çalıĢıyorlar, bunun tartıĢmasını yapıyorlar ama 301'i kim çıkardı, kim bu maddeye Türkçülüğü koydu, nasıl geldi, kimse bunları sormuyor, bunları tartıĢmıyorlar mı, asıl önemli olan da budur. GeliĢtirilen bu sahte Türkçülük anlayıĢını kullanarak halkları birbirlerine kırdırtıyorlar. Bu sahte Türkçülükle, bin yıl birlikte yaĢadıkları Ermeni halkını düĢman ilan ettiler. Sonra Ermenileri sürdüler, öldürdüler. ġimdi aynı Ģeyi Kürtler için yapıyorlar, Kürt ve Türk halkını birbirlerine kırdırtmaya çalıĢıyorlar. Bunları yapanlar, Türkçülüğü geliĢtirenler gerçek Türkler değildir. Türk halkı bu kadar vahĢi ve insanlık düĢmanı mıdır? Ben biliyorum, Türkleri tanıyorum, gerçek Türkler böyle değildir, gerektiğinde her Ģeylerini paylaĢırlar." M. KEMAL MUHTARĠYET VERECEKTĠ Öcalan, Ģöyle devam etti: "Bunların yaptıkları bu sahte Türkçülüğün Mustafa Kemalle de alakası yok. 1924'te Kürtlere Muhtariyet vereceklerdi. Yine 1922 Ocak ayında Kürt okullarının açılması için Meclis'te bir oylamayla -373 evet 64 hayır- yasa çıkardılar. 1921 Anayasası Cumhuriyet'in kurucu anayasasıdır, orada Kürt ve Türk halklarından bahsediliyor. Kürtler Cumhuriyet'in ilk yıllarında kurucu unsurdur. 1921 Anayasası Cumhuriyetin ilk anayasasıdır ve asıl cumhuriyetçilik burada anlatılıyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında Kürtlerin ve Türklerin birliktelik ruhu vardır. Ben Mustafa Kemal'i temize çıkarmak istemiyorum ama bunlar da Kemalizm'dir. Daha sonra 1926'da uzlaĢı oldu, Mustafa Kemal, onlarla uzlaĢtı. Galanti, Mustafa Kemal'i tanrılaĢtırıyor. Ġsmet Ġnönü'yü de peygamberleĢtirmek istedi. Kürtleri, Ġslamcıları ve Sosyalistleri tasfiye etmeye çalıĢtılar, sonra ettiler de. Fethi Okyar'ı Kürtlerin üzerine sürmek istediler, Fethi Okyar, "benim Kürt arkadaĢlarım var, ben Kürtlerin üzerine yürümem" dedi, sonra onu düĢürdüler. Kürtleri de tasfiye ettiler. Seyit Rıza'yı idam etmek için alelacele bir prosedür uyguladılar. Ġdamına hemen karar verdiler ve Mustafa Kemal'in imzasını beklemeden Seyit Rıza'yı idam ettiler. Seyit Rıza'nın idam kararında Mustafa Kemal'in imzası dahi yoktur." M. KEMAL'ĠN ETRAFINI DARALTTILAR "Mustafa Kemal, Fethi Okyar'a, Makbule ile birlikte, Ġsmet Ġnönü'ye karĢı Terakkiperver'i kurdurttu. Bekir Sami Ġngiliz yanlısıydı. Dr.Nazım, iktisatçı maliyeci Cavit onlar da var. Bunlar Mustafa Kemal'in etrafını daralttılar, en yakın çocukluk arkadaĢı Ahice Arif'i öldürdüler. Ahice Arif'in ölümüyle Mustafa Kemal iĢin ciddiyetinin farkına vardı. Kâzım Karabekir ve Rauf Orbay, Ahice Arif'i Mustafa Kemal'e hatırlatarak senin de sonun böyle olur, idam edilirsin diye uyardılar. Mustafa Kemal, onu öldürdüklerine göre sıra bana gelmiĢtir, diye düĢündü. Daha sonra 1926'da bunlarla

Page 12: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

uzlaĢtı ve Çankaya'ya hapsedildi. Bu tasfiyeden sonra Mustafa Kemal iktidarda fazla etkili olamadı. Bu tasfiyeler nedeniyle Mustafa Kemal'in 1926'dan sonra bir kez bile gülümsemediği belirtiliyor. Ġlginçtir aynı Ģey benim de baĢıma geldi. Ben kendimi Mustafa Kemal ile kıyaslamak istemiyorum ama burada büyük bir benzerlik var; benim de etrafımı sarmıĢlardı, görmemi istemiyorlardı, çocukluk arkadaĢım Hasan Bindal, bir suikast sonucu öldürüldü. Ben erken fark ettim, kendime göre tedbirler geliĢtirdim, ġam'a çekildim, bu oyunlarını boĢa çıkardım." SOSYOLOJĠ ÖNEMLĠ BĠR BĠLĠMDĠR "Ben sosyolojiyi çok okudum son zamanlarda, biliyorum. Birçok tespit var, tespitlerim var. Bunlar uygun zamanlarda çok detaylı anlatılabilir." diyen Öcalan, Ģunları söyledi: "Sosyoloji çok önemli bir bilimdir. ġunu söylüyorum; toplumsal gerçeklikler inĢa edilmiĢ gerçekliklerdir. Fizikte atom atomdur, atom parçası için belirli bir kural vardır, bunun dıĢına çıkılamaz ama toplumsal alanda toplumsal gerçeklikler yönlendirilebilir, inĢa edilebilir. Ġngilizler bunu çok iyi tespit etmiĢler, çıkıĢ yeri, kaynağı Hollanda'dır. 16.yy'dan beri birçok imparatorluk yıkılmıĢtır, Avusturya-Macaristan, Ġspanya, Fransa, Çin Ġmparatorluğu, bunlar nasıl yıkıldı! Ġngilizler, Alman katı felsefesiyle, Fransız devlet felsefesiyle çok fazla ilerleme kaydedilemeyeceğini tespit etmiĢler; Ġngiliz ve Amerikan pragmatizmiyle ilerleme kaydedebileceklerini, geliĢebileceklerini tespit etmiĢler. Ġngilizler toplumla ilgili her türlü tespitleri iyi yapmıĢ, buna göre toplumları yönlendiriyorlar. Uluslar nasıl çatıĢır, ne hale getirilebilir, nasıl barıĢ sağlanabilir, nasıl çatıĢtırılır, her türlü toplumsal tepkiyi önceden hesap edebiliyorlar." MARKS KRALĠÇENĠN ELĠ ALTINDAYDI "Ġngilizler toplumda her türlü yönlendirmeyi de yapıyorlar, Marks da Londra'da yaĢıyordu, onu orada tuttular. Marks fikirlerini orada oluĢturdu, oradan dünyaya yaydı. Ben, Marks'ın fikirlerini onlar yarattı demek istemiyorum ama Marks, Kraliçe Elizabeth'in eli altındaydı. Lenin'i de kuĢatıp etrafını daraltmıĢlardı. Lenin Almanların nezaretinde, onların treniyle taĢınarak St.Petersburg'a götürüldü. Ben Lenin ajandır demek istemiyorum ama bunların bilinmesi, değerlendirilmesi lazım. Almanlar, bu fikirler bize karĢı, bizi yok etmek için oluĢturulmuĢtur dediler ve kendilerini korumak için nasyonal sosyalizme sarıldılar ama ant-i komünizmi geliĢtirdiler. Milliyetçilerin ve dincilerin de ant-i komünistliği, komünizm karĢıtlığı da buradan geliyor. Arap Baas milliyetçiliğini kim ortaya çıkardı, ortaya attı sanıyorsunuz, böyle milliyetçilik mi olur. Saddam onların kafası koparıldı asılırken. Arap milliyetçiliği nasıl kafası koparılır hale geldi, Çeçenler'in durumu da biliniyor. Bunları bilmek gerekir. Ben bunların bu anlayıĢına karĢıyım. Toplumların doğru çözüme evrilmesini sağlayabilirsek demokratik bir ulus ortaya çıkabilir. Çözüm için bu gereklidir." ĠRAN'A MÜDAHALE OLACAK, SIRA TÜRKĠYE‟YE GELECEK Öcalan, Ortadoğu konusunda Ģu değerlendirmeleri yaptı: Ġran'a da müdahale edecekler. Yakında Suriye'ye de bir operasyon yapacaklar, birkaç ay sonra mı birkaç yıl sonra mı bilemiyorum. Demokratı da iktidara gelse bunu yapacak. Cumhuriyetçisi de demokratı da fark etmez, ikisi de aynı Ģeyi yapar. Ses çıkarmaması için Rusya'yı da tehdit ettiler, Rusya bir Ģey yapamaz. Çin'i de kontrol altında tutuyorlar. Sıra Türkiye'ye de gelecek, Türkiye'yi de halledecekler. Ġran'da ġiiler, Kürtleri katlettiler, Pasdarlar fırsat bulursa Kürtleri kırıp geçerler. Irak'ta Arapların eline imkân geçerse Kürtleri katlederler. Bu durumda olan halka olur. Kürtler kendi ortak politikalarını belirleyerek bunların karĢıtı olarak değil, bunların politikalarına paralel yol alabilir, ancak kendilerini de savunabilirler." KÜRT MĠLLĠYETÇĠLERĠNĠN SAYISI BĠN KADARDIR Öcalan, milliyetçilik ve Kürtler konusunda ise Ģu hususlara vurgu yaptı: "Türkiye'de de sahte Türkçülüğü geliĢtirdiler. Kürtçülüğü de farklı geliĢtirdiler. Kürtlerin bazı aileleriyle de iliĢkiye geçtiler. Taa yüz elli yıl öncesinden Barzani ailesiyle iliĢkiye geçtiler. Kürt milliyetçiliğine de bu Ģekilde el attılar, NakĢicilikle de birleĢtirdiler. Ben bunları gene l olarak söylüyorum, burada imkanlarım sınırlıdır. Bu konuların iyi anlaĢılması için ben bunları söylüyorum. Ama bazı aydınlar bile bunları anlayamıyor. ġeyh Sait, birdenbire hareketin liderliğine getirildi, birdenbire Kürtçü oldu, nasıl oldu bu, ġeyh Said'in haberi bile yoktu. Ben ġeyh Sait provokasyonu derken bunu kastediyorum. Ġki ayda hemen bir provokasyon geliĢtirdiler. Sahte bir Kürtçülüğü de geliĢtiriyorlar: Sayıları bini bile bulamayan bir kesim var. Bunlar ne isyan etmesini biliyor ne de Cumhuriyet'le uzlaĢmasını biliyorlar. Bunlar her Ģehirde birkaç ailedir. Mesela Urfa'da on kiĢi veya aile, Diyarbakır'da on ailedirler, Bingöl'de birkaç ailedir. Diğer yerlerde de böyledir. Her yerde birkaç aile var, bütün iliĢkileri bunlar sağlıyor. Bunların para için, aileleri için yapmayacağı Ģey, satmayacağı değer yoktur. Bir Urfalı milletvekili çıkıyor, diyor ki; 'Türk-Kürt kardeĢtir', sen bu konuda konuĢma hakkını nerden buluyorsun? Sen bugüne kadar Urfa'ya ne verdin ki, Urfa'nın her tarafına kanallarla su mu götürdün, Urfa'nın yüzde sekseni iĢsiz, Urfa'daki iĢsizliği mi çözdün? BarıĢ ve çözüm için ne çaban oldu; sen bu güne kadar ne yaptın ki böyle konuĢuyorsun." DTP TEġHĠR EDEMĠYOR "Bunların hepsi teĢhir edilmelidir. DTP milletvekilleri yaĢanan tüm bu olumsuzlukları, oynanan oyunları yeterince teĢhir edemiyorlar, Meclis'te bulunmaları önemli bir fırsattır. Bugün Kürt sorunu üzerinden Kürt kimliği bu derece tartıĢılabiliyorsa geçmiĢte gösterilen emek ve çabalar sayesindedir. Bu anlamda Akademi çalıĢması önemlidir. Binlerce insan akademide bu konular üzerinde çalıĢabilir. Birçok aydınımız, akademisyenimiz, insanımız var. Bunlar akademide bu konuları çok derinlikli ele alabilir. DTP'nin böyle bir akademi kurmaması anlaĢılır değil."

Page 13: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

ĠKTĠDAR OYUNU VAR Öcalan, Türkiye siyasetinin yapısına iliĢkin olarak da Ģu hususlara dikkat çekti: "Türkiye'de iki klik var, bunlar iki iktidar kliğidir; Baykal ve Erdoğan. Birisi laisizm, birisi de din yanlısıdır, din ve laiklik çatıĢması diyorlar ama aralarındaki çatıĢma, iktidar ve çıkar çatıĢmasıdır. Burada laisizm Batı kökenli olduğu için Hıristiyanlığı temsil ediyor. Diğeri de ılımlı Ġslam diyor; ılımlı Ġslam'ın da radikal Ġslam'ın da gerçek Ġslam'la alakaları yok. Bunlar dıĢarıdan üretilmiĢ Ģeyler, baĢörtüsünü de siyasi olarak bu Ģekilde kullanıyorlar. Benim kardeĢlerim de buraya geliyorlar, baĢları örtülü. Toplumda birisi örter birisi örtmez. Bunların sorunu ise, birisi baĢı zorla açtırır, biri de zorla kapattırır. Ama Anadolu halklarının böyle bir problemi yok. Bu iki klik iktidar ve çıkar kavgalarını da Kürtler üzerinden yapıyorlar; Kürtler'e karĢı anlaĢmıĢlar. Kürtler'i de ortadan kaldırarak bu iĢi yapmaya çalıĢacaklar. Yine her zamanki gibi 'alavere dalavere Kürt Mehmet nöbete' yapacaklar. Bu iĢi de bu Ģekilde götürmeye çalıĢacaklar. Ġktidar hastalık gibidir. Bunlardan biri 'ben Kürtlere karĢı kırk yıldır savaĢıyorum, devletin sahibi benim' diyor. Ġslamcılar da 'bin yıldır ben bu toprakların sahibiyim, bu devletin sahibi benim' diyor. ĠĢte Ergenekon budur. HALK OYUNDAN UZAK DURSUN "Hayır, bu toprakların sahibi ne bunların laisizmidir ne de onların anladığı anlamdaki Ġslamlarıdır; bu toprakların sahibi demokratik halktır. Halkımıza sesleniyorum; bu laisizmden de bu dincilikten de uzak dursunlar. Bu bir oyundur, bir iktidar oyunudur, bu oyundan uzak durmak gerekir. Bakunin'in önemli bir tespiti var; "en iyi demokrat bile iktidar olursa yirmi dört saat içinde büyük bir diktatör olur." Ġktidar adamı sarhoĢ eder. Ben iktidar için daha önce fahiĢe benzetmesi yapmıĢtım. Benim için de MĠT'le iliĢkim olduğunu söylüyorlar. Gazeteden okumuĢtum; bir Arap gazetesinde bile bunlar dile getiriliyor. Eski Ġstihbarat Daire BaĢkanı Bülent Orakoğlu'nun kitabında da benzer iddialar yer almıĢ. Sadece O değil, daha geniĢ çevrelerde tartıĢılıyor. 'Kayınpederinden dolayı' diyerek benim MĠT ile iliĢkili olduğumu ileri sürüyorlar. Bunların hiç biri doğru değil, bunların hepsi uydurma. Aslında bu oyun Ģudur: ġemdinli olayından sonra bunların arasında bir uzlaĢma sağlandı. AKP'ye brifing verdiler, dediler ki, biz senin iktidarda kalmana izin vereceğiz, hatta kendi CumhurbaĢkanı'nı da seçersin ama Kürtler konusunda biz istediğimizi yaparız, bu iĢi bize havale et. Bu Ģekilde uzlaĢtılar; beĢyüzbin kiĢilik orduyu Kürtlerin üzerine sürdüler, sorunu da ekonomiyle halledeceklerini söylediler. Meseleyi böyle anlamak lazım. Sezgin Tanrıkulu BaĢbakanla tartıĢmıĢ, görüĢmeyi terk etmek zorunda kalmıĢ. Aslında kendisini kandırmasına gerek yok, olayın özü Ģudur: BaĢbakan Kürtlerle ilgili orduyla anlaĢtı, ordunun politikalarına teslim oldu, bu konuĢmasını da bu çerçevede anlamak lazım. Aslında radikal da değil, en ılımlılardandır. Buna rağmen kovulduğuna göre ortada ciddi bir faĢizm vardır." DÜNYAYI KAĞIT PARA OYUNUYLA ELE GEÇĠRDĠLER Öcalan, Ģöyle devam etti: "AKP yurtdıĢından ĠMF ve diğer yerlerden kredi almaya devam edecek. Kredi bile değil, aslında borçtur. BeĢ altı milyar oradan, bilmem ne kadar Arap sermayesinden, Ģuradan, buradan toplam yirmi beĢ otuz milyar dolar para alacaklar. Bunun bir-iki milyarını Diyarbakır'da ticaret odalarına, bir-iki milyarı bilmem nerenin ticaret odasına dağıtacaklar, geri kalanını da kendilerine alacaklar. Bu Ģekilde halkı kandıracaklarını düĢünüyorlar. Büyük ticaretle, finans ile dünyayı yöneten güçler, büyük ticaretin sırrını keĢfetmiĢler. F.Braudel de kitabında büyük ticaretle ilgili güçlü tespitlerde bulunmuĢ. Finans sahiplerinin toplumdaki oranı yüzde beĢ olmasına rağmen güçleri büyüktür. Türkiye'yi de aynı Ģekilde kendilerine bağlamıĢlar. Çiller 'bir çakıl taĢı bile vermeyiz' diyordu. Siz zaten ülkenin yüzde ellisini vermiĢsiniz, satmıĢsınız. Yüzde kırkını da dıĢ borç faizine veriyorlar. Son beĢ yılda iĢçilerin maaĢı mı arttı, memurun maaĢı mı arttı, köylünün parası mı arttı, hayır, bunlar daha da fakirleĢtiler. Ben bu sendika ağalarına da kızıyorum, bunları bile dile getiremiyorlar. AKP finans ile halkın olanaklarını bu Ģekilde ellerinden alıyor sonra halkı önemli ölçüde kendilerine bağlıyor. Finans kapitalle hiçbir üretim yapmadan, kâğıtlar üzerinden, borsayla büyük para elde ediyorlar. Yine borsalar üzerinden krizlerle, manipüle etmeler vb. parasal oyunlar oynanıyor. Dünyayı böylece kağıt para oyunlarıyla ele geçirmiĢler." OPERASYONLARI DURDURUN Öcalan, son günlerde artıĢ gösteren çatıĢmalar konusunda Ģu tespitlerde bulundu: "Ben, 'ey baĢbakan bu operasyonları durdurun' diyorum. Radyodan dinledim, askeri hareketlilik var, sınıra yığınak yapıyorlar. Gerilla hareket halindeymiĢ, eee ne olacak? Bahar aylarındayız, ne olacak, olaylar nasıl geliĢecek bilemiyorum. Ben 1993'ten beri on beĢ yıldır, 93 Nisan, Ģimdi yine Nisan ayındayız, tam on beĢ yıldır barıĢ ve diyalog için çaba sarf ettim. Özal'ın temsilcileri geldi yanıma, Erbakan bana mektup gönderdi. Ordudan da dolaylı mesajlar geliyordu. Bir de komutan geldi, ismini vermek istemiyorum, Ģu an doğru olmayabilir. Bana; "Ey Apo, yazık değil mi, birbirimizi niye öldürüyoruz, bu sorunu birbirimizi öldürmeden de çözebiliriz" dedi. Ben de dıĢarıda ġam'dayken birçok mektup gönderdim, kaset, broĢür gönderdim. Ben bunları ciddiye aldım. Bugüne kadar yaptıklarım biraz da bunlara cevap vermekti. Ama tutmadı. Kimseden gizli saklı konuĢmuyorum. Benim burada konuĢtuklarım hepsi izleniyor, dinleniyor. Örgütün de bu demokratik çözüm çizgisine gelmesi için çaba sarf ettim. Onlar da kabul ettiler, ne kadar baĢarılı olundu bilemiyorum. BarıĢ ve çözüm için bu yaptıklarım yüzlerce binlerce kadronun hayatına mal oldu. Ben bunların sorumluluğunu da taĢıyorum, üzerime alıyorum." ÖZAL'A SAYGIM VAR "Özal'a saygım var önemli devlet adamıydı. Erbakan'a da saygım var, o da öyle. ġimdi iktidarda Özal olsaydı bu sorunu çözerdi, Erbakan olsa çözerdi, ordudan bir kısmı iktidarda olsa çözerdi. Ben barıĢ, demokratik çözüm için

Page 14: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

üzerime düĢeni yine de yapmaya hazırım ancak PKK'yi daha ne kadar tutabilirim bilemiyorum. Ordu'ya önerim operasyonların durdurulmasıdır. PKK de buna karĢı ne yapar bilemiyorum. Bugüne kadar ne oldu, PKK bir kadro yapısı çıkardı, kayıplar verdi. Ben bunların sorumluluklarını alıyorum ama bundan sonrasını almıyorum. PKK ne yapar kendisi bilir. PKK kendi kararını kendisi verir, yöntemini, eylem çizgisini kendisi belirler, ben karıĢmam, benim burada ancak eleĢtiri hakkım olabilir." KONFEDERASYON DEVLET TALEBĠ DEĞĠLDĠR Öcalan sözlerini Ģöyle tamamladı: "DTP'ye dönük kapatma davası devam ediyor. Anayasa Mahkemesi aslında bu davada Kürtler hakkında bir karar verecek. Demokratik bir Kürt partisi kurulabilir mi, kurulamaz mı, bu konuda Kürtlerle ilgili karar verecek. Bu anlamda bu dava önemlidir. Ġsmet Berkan, Öcalan'ın projesi, bir yönetim biçimi anlamında konfederasyondur diyor ve bunu devlet olarak anlıyor. Hayır, benim projem konfederasyon değil. Konfederasyon, benim projem içinde sadece bir sivil toplum örgütlenmesidir. Daha önce Türkiye'de demokratik güçlerin içinde yer alacağı bir demokratik cumhuriyet kongresinin yararlı olacağını ifade etmiĢtim. Bu gerçekleĢtirilemiyorsa, bir koordinasyon etrafında bir araya gelinerek de çalıĢma yürütülebilinir. Daha önce de söylemiĢtim. Ant-i Tekel, Demokrasi, BarıĢ ilkeleri etrafında çalıĢmalarını yürütmek önemlidir. Türkiye için gerekli olan budur. DTP, SDP, ÖDP, EMEP gibi partilerin bu tür çalıĢmalarda yer alması Türkiye'nin demokratikleĢmesine katkı sunacaktır. Cezaevlerindeki arkadaĢlarımızı ve tüm kadınlarımızı selamlıyorum."

AKP yol ağzında, bir tercih yapmalı

GörüĢme Notları:

Öcalan, "AKP, ya mevcut durumunu korumaya çalıĢacak, böylece CHP ve MHP gibi marjinalleĢecek ya da demokratikleĢecektir. Mevcut durumunu korursa ömrü beĢ ay veya bir yıldır. AKP, bir yol ağzındadır, bir tercih yapmak durumundadır" dedi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla yaptığı görüĢmede önemli mesajlar verdiği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, sağlık durumuna değinen Öcalan, "Sağlığım aynı, Ģikâyetlerim devam ediyor. Geniz akıntısından kaynaklı sesim kısılmıĢ" dedi. Gazetelerin haftada yedi değil üç dört adet verildiğini anlatan Öcalan, "Diğer günlerin gazetelerinin niye verilmediğini bilemiyorum, Bazı dergileri de alamıyorum. Birikim Dergisini sekiz yıldır alıyordum ama son dönemlerde vermiyorlar, keyfidir, bunlarda bir sakınca yok, yasal dergilerdir ama vermiyorlar. Taraf Gazetesini bugüne kadar sadece bir adet aldım, arada ġafak gazetesini aldım. Verdikleri gazetelerin Newrozla ilgili kısımlarını sansürleyip vermiĢlerdi, Newroz fotoğraflarını kesmiĢlerdi gazetelerden. Bunun mantığı Ģu; gazetedeki Newroz resimlerini görerek güya bununla moral bulacakmıĢım, bunu engelliyorlar. Benim moral değerlerim gazetede çıkan birkaç resme bağlı değil, daha derindir." diye konuĢtu. BEYAZIT: YEZĠDĠN BABASI MANASINDADIR Yahudilerin tarihsel arka planını değerlendiren Öcalan, Ģöyle devam etti: "Demos, biliyorsunuz halk sevgisi demektir. Demos, Demokrasi, yeni savunmalarımda da iĢledim. Tarihte Ġbrani kabileleri vardır. Yahudiler de iki kola dayandıklarını söylüyorlar. Bir kolu Firavunların bulunduğu Mısır ki Musa buradan geliyor. Diğeri Nemrut'un bulunduğu bölge, Ġbrahim buradan geliyor. Yahudiler her iki kola da dayandıklarını söylüyorlar. Yahudilerin tarihteki rolünü de incelemek gerekiyor. Ġbrani kabilelerini de incelemek gerekiyor. Yahudi toplulukları tarihte çeĢitli yerlere dağılmıĢlardır. Tarihte Yahudilerle ilgili iki büyük göç vardır. Bir tanesi 1391'deki göç, diğeri de 1492'deki Yahudilerin Ġspanya'dan göçüdür. 1492'de Yahudiler Ġspanya'dan çıkarılınca Bayezıt döneminde Osmanlı Devleti onları kabul ediyor. Niçin kabul ettiklerini de incelemek gerekiyor. Hafsa Sultan da Yahudi"dir, onlara müthiĢ yardım etmiĢtir. Aslında bu yardımı her iki tarafın ittifakı Ģeklinde anlamak lazım. Bayezıt ismi de -pek kimse dikkat etmiyor- Eba Yezit'ten -Yezit'in babası- geliyor." YAHUDĠLER OSMANLI YÖNETĠMĠNDE ETKĠNDĠ Öcalan, Ģöyle devam etti: "Kanuni Sultan Süleyman'ı da bu kadar yüceltmelerinin nedeni 'Süleyman Peygamber'den dolayıdır. Kanuni, en büyük oğlunu, ġehzade Mustafa'yı, idam ettiriyor. ġehzade Mustafa, yetenekli, kudretli bir Ģehzade ve kendisinden sonra padiĢah olabilecek tek kiĢidir. Ama bir Polonya, Leh kökenli Hürrem Sultan, Mustafa

Page 15: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

kendi oğlu olmadığı için Mustafa'yı Kanuni'ye boğdurtuyor, bu yolla kendi oğlu Sarı Selim'i padiĢah yapmak istiyor. Hürrem'in Mustafa'yı boğdurtması büyük bir olaydır. Bu kadar etkilidir yönetimde. Ġktidar için babasına oğlunu öldürtüyor. Osmanlı'da Ģehzadelerin öldürülmesi Fatih'ten beri devam etmiĢ, birçok padiĢah kendi oğlunu boğdurtmuĢ, hatta bir padiĢah on yedi oğlunu boğdurtmuĢtur. Yahudiler 1650'lerde Yahudi topraklarıyla ilgili, Yahudilerin ana toprağı Hollanda-Amsterdam, Ġngiltere-Londra mı olsun, yoksa Anadolu toprakları mı olsun tartıĢmasını yapıyorlardı. Avrupa'da Osmanlı'da da yönetimde önemli etkili kademelerde görev alıyorlardı. Bu tarihten sonra da bir Türkçülük geliĢtirdiler, kendilerine göre bir Türkçülük anlayıĢı." FRANSIZ MĠLLĠYETÇĠLĠĞĠ KATIDIR Yakın çağ milliyetçiliğini de değerlendiren Öcalan, Ģu hususlara dikkat çekti: "Burada paranın gücü de önemli. 16. yüzyıldan itibaren paranın gücü çok geliĢmiĢ ve siyasetin ve askeri güç kadar olmuĢ hatta onlardan daha fazla bir etki de doğurmuĢtur. 16. Yüzyılda milliyetçilik inĢası yaĢanmıĢtır. Bu milliyetçilik inĢasında Hollanda ve Ġngiliz milliyetçiliğinin rolü büyüktür. Önce Hollanda da ortaya çıkmıĢ sonra Ġngiltere'de. Ġngiltere daracık bir adada sıkıĢtırılmıĢ bir haldedir o zamanlar. Bu Ġngiliz milliyetçiliğine karĢı Fransız milliyetçiliği geliĢmiĢtir, Fransa, katı bir ulusçuluğu geliĢtirdi. Hollanda ve Ġngiliz milliyetçiliği güçlü fakat biraz daha esnek bir ulusçuluktur. Fransız milliyetçiliği-ulusçuluğu ise katı bir ulusçuluktur. Fransa'nın buna karĢı çıkabilmesi için Napolyon bilinen o çıkıĢını yapmıĢtır. Bir de Ġngiliz milliyetçiliğine karĢı Almanlar da katı bir ulusçuluğu geliĢtirdiler. 1804 yılında Almanlarla yapılan savaĢ var. Bu bir ulus-devlet savaĢıdır. Almanlar ulusçuluğa daha çok sarıldılar, Hegel, ulus-devlet anlayıĢına tanrısal bir nitelik kazandırdı. Ulus-devlet Tanrı-devletinin modernitedeki ifadesidir." HĠTLERĠ YAHUDĠLER DOĞURDU "Yahudiler de bu milliyetçiliğin geliĢmesinde çok önemli rol aldılar. Milliyetçiliklere yön verdiler. Halen de öyledir. Bu nedenle bazıları Yahudilerin dünyayı yönettiğini söylüyor, hayır bu doğru değil. Dünyayı kapitalizm yönetiyor fakat Yahudilerle harmanlayarak yönetiyor. Yahudiler de katı bir Siyonizm geliĢtirdiler. Bunu savunan Yahudiler çok. Amerika'da da Avengelistler var. Bunlar, Yahudilerle birlikte hareket ediyorlar. Yahudiler bu fikirlerini Almanlara da aĢılayarak Hitler'i doğurdular. Hitler de o bilinen savaĢlardan sonra iflas etti. Yarattıkları bu milliyetçilikler istedikleri sonuçları yaratmadı, kendilerine geri döndü. Siyonizm ilk olarak katı bir Ģekilde Ġsrail'de uygulanmak istendi ve muazzam bir savaĢ geliĢti, halen devam ediyor. Orada baĢarılı olunamadı, tıkandı. BaĢka yerlerde de bu fikirlerini devam ettirdiler. Bu konulara yeni savunmamda daha detaylı olarak değindim. Ben yeni savunmamda biraz açmaya çalıĢtım bu sistemi. Savunma kitabı olduğundan biraz savunma bağlamında ele aldım, daha sonra yazacağım kitapta daha da açmaya çalıĢacağım." AKYOL ATATÜRK'Ü DERĠNLĠĞĠNE ANLAMAMIġ Öcalan, Türkiye'deki milliyetçilik konusunda ise Ģu çarpıcı hususlara dikkat çekti: "Her bölgenin durumuna göre bir milliyetçilik geliĢtirdiler ve bu milliyetçiliklere hâkim oldular. Türkiye'de de milliyetçiliği geliĢtirenler Yahudilerdir. Leon Kahun, Hermann Vambery gibi Yahudiler, Türkçülüğün teorisyenleridir. Bu Türkçülük Ziya Gökalp ile birlikte devam etmiĢ, daha sonra Nihal Adsız, TürkeĢ, Ģimdi de Bahçeli ile devam ediyor. Mustafa Kemal bu tehlikeye karĢı bir süre direndi ama daha sonra onlarla uzlaĢmak zorunda kaldı. Ġsmet Ġnönü onlar Mustafa Kemal'i uzlaĢması için zorladılar. Benim Mustafa Kemal'e iliĢkin yaptığım değerlendirmeler geniĢ tartıĢılıyordur herhalde. ġimdi Erdoğan ile Baykal arasında bir Mustafa Kemal-Ġsmet Ġnönü tartıĢması var. Taha Akyol da 'Hangi Atatürk?' diyor. Doğrudur 'Hangi Atatürk?' Taha Akyol biraz anlamıĢ ama derinlemesine değil. Mustafa Kemal onlarla uzlaĢtıktan sonra bilinen Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu gibi çalıĢmalara yöneldi, onlarla ilgili fikirlerini geliĢtirdi. Menderes de bu milliyetçiliği, sistemi biraz aĢmak, yumuĢatmak istedi, izin vermediler, biraz dıĢına çıkar gibi oldu, onu da hemen götürdüler. Bu öyle bir sistem ki bir baĢbakan, bir hükümet tek baĢına bunu aĢmaya muktedir olamıyor." YAHUDĠLER KÜRT MĠLLĠYETÇĠLĠĞĠNE EL ATTI "Yahudiler, Kürt milliyetçiliğine de el attılar" diyen Öcalan, Ģu çarpıcı analizlerde bulundu: "Güney'de de benzer milliyetçiliği geliĢtirdiler. Kürt milliyetçiliğini de orada birleĢtirme ve kontrol etmeye çalıĢtılar, bizim haberimiz bile yok. Bütün Kürtleri oraya bağlayacaklar oradan da kontrol edecekler. Arap emirlikleri, Katar gibi bir yer yapmaya çalıĢacaklar Güney'i. Para, askeri-siyasi faktörlerden daha önemli sonuç doğurur. Bunu biliyorlar. Daha önce Londra'da, Amsterdam'da kurduğu Ģehirleri dört yüz beĢ yüz yıl sonra Suudi'de, Katar'da, Ģimdi de Güney'de kuruyorlar." ĠġSĠZLĠĞĠ 10 GÜNDE ÇÖZERĠM Türkiye'deki finans ve sermaye tekelleri hususundaki değerlendirmelerini bu hafta da sürdüren Öcalan, "Türkiye'deki tekellerin, Ģirketlerin kar payı konusunda daha önce bazı rakamlar vermiĢtim. Tesadüfen Mehmet ġimĢek de daha sonra açıklama yaptı. ġirketlerin beĢ kat kar yaptığını -tam 5.4- söyledi. Hemen hemen benim verdiğim rakamla aynı oran. Yani yüz milyar koyan beĢyüz milyar kar elde etmiĢ. Bunu bir bakan söylüyor, muhtemelen doğrudur. Ben Ģirketler, tekeller konusundaki bilgilerimi daha da geliĢtirdim, netleĢtirdim, geliĢtirmeye devam ediyorum. Bunlar bu kadar kar ederken, halk açlığa ve iĢsizliğe mahkûm ediliyor. Bunlar bilinçli bir politikanın ürünüdür. Güneydoğu Anadolu Projesi dedikleri de böyledir. Kamyonlar devriliyor, içinde mevsimlik iĢçiler var, hepsi de bizim bölgenin insanları. Geçen yine bir kamyon devrilmiĢ dokuz iĢçi ölmüĢ, her yıl bu Ģekilde yüzlerce iĢçi ölüyor. Urfa'da iĢsizlik

Page 16: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

sorunu var diyorlar. Urfa toprakları on milyon insanı besler, bana fırsat verseler bu topraklarda on günde iĢsizlik sorununu çözerim." Ģeklinde konuĢtu. 301'Ġ ORTADAN KALDIRAMAZLAR Türkiye'de Ġki klik olduğu tespitini bir kez daha yineleyen Öcalan, Ģunları ifade etti: "Bir tarafta katı ulusçuluğu temsil eden CHP ve MHP var, diğer tarafta AKP. MHP'nin milliyetçiliği, Tanrı-Devlet anlayıĢı gibi katı bir milliyetçiliktir. Ġlginçtir, AKP de Tanrı-Devlet diyor, bu noktada ikisi de aynı düĢünüyor. Ulus-devlet zaten tanrısal kökenlidir. CHP ise Fransız mason locasına bağlıdır. Fransa'nın eski katı laiklik anlayıĢını benimsemiĢtir. Bu Türklük, daha doğrusu Türkçülük, yapay Türkçülüktür. ġimdi 301'deki Türkçülük üzerine tartıĢıyorlar. 301'i ortadan kaldıramazlar, değiĢtirmeye çalıĢıyorlar, değiĢtirseler de özünde bir Ģey değiĢmez. MHP ve CHP çok direniyor, kızıyor buna. Bunların Türkçülüğü, buradaki Türkçülük; Yunus Emre'nin Türklüğü değil, Mevlana'nın Türklüğü değil, Karacaoğlan'ın Türklüğü değil, Türkmenlerin Türklüğü değil, geliĢtirilmiĢ yapay bir Türkçülüktür." HÜRRĠYET GAZETESĠ TÜRKÇÜLÜĞÜ GELĠġTĠ Türkiye'deki faĢizan milliyetçi dalga konusunda her hafta çarpıcı açıklamalar yapan Öcalan, bu hafta da Ģu tarihi doğruları seslendirdi: "Türkiye'de Hürriyet Gazetesi Türkçülüğünü geliĢtirdiler. Hürriyet her gün "Türkiye Türklerindir" diyor. Barzani de "Kürdistan Kürdistanlılarındır" diyor. PKK'yi de bitiremezler. Türkiye'ye insansız uçakları satıyorlar, her türlü yüksek teknik silah veriyorlar, PKK'ye saldırtıyorlar. PKK içinde kendilerini geliĢtirecek bir zemin, bir imkân sunuyorlar. Aslında Amerikanın bu tutumu her iki tarafa bir tehdittir. Bunu geliĢtirenler, Türkiye'ye karĢı PKK'yi hazırda tutuyorlar. Tamamen bitirmiyorlar, PKK'yi bir tampon bölge olarak hazırda bekletiyorlar. Ġstediğimizi yaparsan PKK'yi bitirmene yardımcı oluruz, iĢte askeri malzeme veriyorlar, uçaklar falan, ama PKK'yi bitirmelerine de izin vermiyorlar. Türkiye'ye karĢı ellerinde tutuyorlar. "TavĢana kaç tazıya tut" politikasıdır bu. Daha önce de Ġngilizler "iti ite kırdırma" politikası güdüyorlardı. KDP ve PKK de aslında birdir, birbirinden ayıramazsın. Ben bunu PKK'yi eleĢtirmek için söylemiyorum, onlara karĢı olduğum için söylemiyorum, objektif durum budur. Ġran'a karĢı da PJAK. Ġran'a bunun üzerinden müdahale etmek isteyebilirler. Ġran'ı ya teslim alacaklar ya da temizleyecekler." Öcalan, "Ankara'da da görüĢmeler devam ediyor. Ġran-Türkiye ortak operasyon kararı çıkarmaya çalıĢıyorlar sanırım ama zor. Amerika'dan dolayı ortak operasyon olması çok zor, olursa büyük çeliĢki doğar, buna izin vermezler, vereceklerini sanmıyorum." ifadelerine yer verdi. AKP 5 VEYA BĠR YILDA GĠDECEK AKP hakkında açılan davaya değinen Öcalan, "AKP'nin ömrü de beĢ ay veya bir yıldır. Artık fazla dayanamaz AKP. AKP, ya mevcut durumunu korumaya çalıĢacak, böylelikle CHP ve MHP gibi marjinal bir hale gelecek ya da demokratikleĢecektir. AKP, beĢ yıldır kötü, çıkarcı politikalarıyla halkı idare etmeye çalıĢtı, dini de çıkarları için kullandı fakat AKP artık bu politikalarını devam ettiremez, ne ordu ne Amerika ne de halk buna izin verir. AKP, bir yol ağzındadır, bir tercih yapmak durumundadır." Ģeklinde konuĢtu. MĠT ORDUYU ĠKNA EDEBĠLECEK MĠ? MĠT Eski MüsteĢarı Cevat ÖneĢ'in açıklamalarına değinen Öcalan, ÖneĢ'le ilgili Ģu değerlendirmeleri yaptı: "Cevat ÖneĢ'in bir cümlesi önemli. O cümle aslında orduya da bir mesajdır: Katı ulus devleti esnek hale getirmek gerekir diyor, yani esnek ulusçuluk diyor. Bu önemlidir, MĠT'in raporu da böyle. Peki orduyu ikna edebilecekler mi? Devleti, Hükümeti ikna edebilecekler mi? Zor. Ordunun politikaları, Hükümetin politikaları, Amerika'nın Ortadoğu ile ilgili politikaları buna izin vermiyor. Amerika, Ģimdi ne yapacak? Türklerle Kürtleri çatıĢtıracaklar, Ġsrail-Filistin gibi olacak ama ne olursa olsun bu savaĢta Kürtler kaybetmez, kazançlı çıkar. Kürtler artık bu saatten sonra kaybetmez. Kürtlerin örgütlü gücü var, imkanları var. SavaĢı kaybeden taraf olmayacak. Türkiye mevcut durumunda ısrar ederse sonu Irak gibi olur ama ben Türk-Kürt çatıĢmasını istemiyorum. SavaĢı isteyenler bütün bunlara rağmen neden gelip benimle konuĢmuyorlar? Çünkü benimle konuĢsalar yüzlerindeki maskeler düĢecek. Ben bunlara 'maskesiz tanrılar' diyorum. Bunları daha da çatıĢtıracaklar. Botan'daki operasyonun sebebi de budur, orada bir tampon bölge oluĢturacaklar. Bunu bilinçli yapıyorlar. Zaten bir savaĢ yaĢanıyor. Türkiye bu savaĢa girmiĢtir, bu savaĢtaki pozisyonunu almıĢtır. Bunu anlamak lazım. Hükümete de sesleniyorum; demokratik geliĢme ve çözümler geliĢirse halklar kazanır. Ben de demokratik çözüm için gerekli çabayı gösteririm, buna gücüm de var. Silahların bırakılmasından bahsediliyor. Çözüm geliĢtiğinde neden silahlar kalsın ki. Bizim istediğimiz Kürtlerin demokratik haklarını tanısınlar, güvenceye alsınlar. Bu çözüm geliĢirse bir günde silah bıraktırılır." ALTERNATĠF DEMOKRATĠK HAREKET GELĠġTĠRĠLSĠN Öcalan, Türkiye'deki sorunların Alternatif Demokratik Hareket geliĢtirilerek çözüldüğünü vurguladı, Ģöyle devam etti: "Bütün bunlara karĢı Türkiye'de Demokratik Cumhuriyet Kongresi etrafında barıĢ için bir hareket geliĢtirilebilir. Anti-tekel, demokrasi ve barıĢ ilkeleri etrafında bir hareket geliĢebilir. Türkiye'deki aydınlar, sol çevreler, demokrat çevreler, Alternatif Demokratik Bir Hareket geliĢtirebilirler. Hükümet tarzı olmasa da Hükümete alternatif bir yapı gerçekleĢtirebilirler. Bu geliĢirse, Türkiye'deki iĢsizlik azalır, maaĢ artar, barıĢ geliĢir, Türkiye'de zulüm durur. Ben bunların hepsi çözülür demiyorum ama demokratik güçler, yüzde onu aĢıp yüzde yirmi oy alırsa zulmü beĢ kattan iki kata indirir. Bu hareket, programatik bir çerçeve belirlese ve ona göre de çalıĢırsa, Kürt sorunu, genelde de Türkiye'deki sorunların çözümünde mesafe alınır. Türkiye'de demokrasi de barıĢ da geliĢir. Söylediğimiz Ģudur,

Page 17: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

demokratik uzlaĢı, barıĢtır. Ġyi çalıĢılırsa önemli yol kat edilebilir. Ben Demokratik Siyaset Akademisi'ni önermiĢtim. Bu konular orada da tartıĢılıp geliĢtirilebilir. Bu akademi kurulup çalıĢmalara baĢlanabilir. Bu önemli bir ihtiyaçtır." KÜRDĠSTAN'DA SINIRLARI KALDIRDIM PKK'nin 70'li yıllarını da değerlendiren Öcalan, "Ben otuz yıl önce de 1970'lerin ortalarında bu mücadeleyi geliĢtirmek istediğimde DDKO, KUK, Ala Rızgari gibi birçok engel çıkardılar karĢımıza. Baktım ki bu örgütlerin hepsi bir Ģekilde bir yeri tutmuĢ, bunun geliĢmesi için engel. Bu örgütlerin her biri bir yeri tutmuĢ, birisi Urfa-Bingöl hattının doğusuna geçemezsin diyordu, ben zorlayıp geçtim. Öteki bir taraftan Hakkari'yi tutmuĢ burayı geçemezsin, birisi sınırı geçemezsin, öteki burayı geçemezsin, Ģurayı geçemezsin diyordu. Ben de hayır, sınırlar kalkmalı her yere geçebilmeliyiz, geliĢebilmeliyiz dedim, onları zorladım, sınırları aĢtım." dedi. BARIġ GELĠNĠ PĠPA'YI ANIYORUM BarıĢ gelini Pippa'nın Türkiye'de katledilmesi utancına değinen Öcalan, Ģunları vurguladı: "Benim daha önce kadın ve tecavüz kültürü konusunda söylediklerimi bu son olay, barıĢ gelini Pippa olayı da sembolik olarak doğruladı. Beyaz gelinlik giymiĢti. Ben daha önce de söylemiĢtim; gelinlik değil kefen aslında. Bu sadece bir olaydır, her gün bunun iki katı olay yaĢanıyor ve her gün iki kat tecavüz yaĢanıyor. Bu vesileyle Pippa'yı da anıyorum." Cezaevinden kendisine gönderilen mektuplar olduğunu anlatan Öcalan, "Cezaevi'nden bana gelen mektuplar var. Bazı mektuplarda Önder, Kürt Önderi, gibi kelimeler geçtiği için vermiyorlar ya da sansürleyerek veriyorlar. Cezaevindekiler bazı konularda güzel mektuplar yazıyorlar, bazı konularda iyi yoğunlaĢıyorlar. Cezaevlerinin böyle derinleĢmesi güzel. Bu çalıĢmalarını devam ettirebilirler. Sanıyorum Ģimdi UĢak Cezaevi'nde kalan Türkan Ġpek, bana zaman zaman mektupları geliyor, Avrupa'da kalmıĢtı, oranın kültürünü de biliyor. Bu iki kültürü harmanlayarak bu barıĢ gelini olayını romanlaĢtırabilir. SEVGĠ ĠÇGÜDÜSELLĠĞE DEĞĠL ANLAMA DAYANMALI Kendisine gönderilen mektuplarda sevgiye değinildiğini kaydeden Öcalan, sevgiye dair Ģu çarpıcı analizlerde bulundu: "Bana gelen mektuplarda bana olan sevgilerinden söz ediyorlar. Öyle salt sevgiyi önemli bulmuyorum, bu geliĢtirmez. Ben küçüklüğümden beri de bu sevgi tarzına karĢıydım. Bu sevgi tarzını kabul etmedim. Salt sevgi, anlamaya dayanmayan sevgi içgüdüseldir. Anne sevgisi de içgüdüye dayalıdır. Anne sevgisini önemli buluyorum ama sevgi sadece içgüdüye dayanmamalı. Hayvanlar da içgüdüye dayalı olarak birbirini seviyorlar. Bir kuĢ bile annelik güdüsüne sahiptir, yavrularını içgüdüsel olarak sever. Sevgi anlamaya dayanmalıdır, anlamaya dayalı olursa anlamlıdır. Ben de anlamlı sevgi diyorum. Beni anlıyorsanız, benim fikirlerimi anlıyorsanız bu benim için önemlidir. Beni sevmek benim fikirlerimi anlamaktan geçer. Beni anlıyorsanız, anlamaya çalıĢıyorsanız, kavrıyorsunuz bu çok anlamlı olur. Sevgi, anlamaya dayalı olmalıdır, anlama nedir? Bu da felsefeye girer. Felsefe nasıl yapılır, nasıl öğrenilir, bunun için de sosyolojiyi çok okumak gerekir, her Ģeyin de tarihini bilmek gerekir. Sosyolojiyi tarihi perspektiften, felsefeyi tarihi bir perspektiften okumak gerekir, her Ģeyi tarih penceresinden bilmek gerekir. Bugünü anlamak tarihi çok iyi bilmekten geçer. Yol arkadaĢlığına, anlamaya dayalı sevgi anlamlıdır. Kadınlar bunu baĢarabilirlerse o zaman kadın olarak da, tanrıça olarak da, aĢk öğesi olarak da insan olarak da sevilebilir. Anadolu'da Kıbela (Kibele), Mezopotamya'da Ġnanna, ĠĢtar, Star mitolojide Tanrıça kadınları temsil ediyor." KADINLAR KENDĠLERĠNE GÜVENMELĠ Öcalan, kadın olgusu konusunda ise Ģu görüĢleri ifade etti: "Ben kadın konusunu kavrıyorum, önceki kitaplarımda değindim, bu konuyu yine yazmaya devam edeceğim. Kadınların beni takip ettiklerini biliyorum. Kadınlar, kendilerine güvenmeliler, kendilerini yeterli görebilirler. Erkeklerden de çok Ģey ummamak gerekir. Kendini feodal kiĢilikten, iliĢkilerden arındırmamıĢ, kurtaramamıĢ her kiĢiye, kiĢilere -bu ben olsam dahi- yaklaĢmayın, bu kiĢilerden uzak durun. Bir erkek kendini bu feodal iliĢkilerden, kiĢilikten arındırmıĢsa, anlamaya dayalı, yol arkadaĢlığına dayalı kendini geliĢtirmiĢse o erkeği kabul edebilirsiniz, sevebilirsiniz. Bu sevgiye kimi Peygamber sevgisi, kimi Tanrı sevgisi diyor. Kadınlar barıĢın geliĢmesinde rol alabilirler. Kayapınar'da kadınların açtığı bir Park var. O parktan yola çıkarak baĢlangıç yapabilirler. Kadınlar için Özgür Kadın Demokratik Siyaset Akademisi'ni kurabililer. Bu akademi üzerinden kadın bilincini geliĢtirerek çok sayıda kadını eğitmeliler. Ġlimcilik, dincilik, cinsiyetçilik ve milliyetçilik, bu dördünü de tehlikeli görüyorum, bunlardan uzak dursunlar. Cinsiyetçilik temelinde değil, özgürlük temelinde yapacakları çok Ģey var, hepsine selamlarımı sunuyorum, baĢarılar diliyorum. Bizim bir demokratik cumhuriyet projemiz var. Bu projenin gerçekleĢmesi için kadın milletvekillerinin çalıĢmaları anlamlı olur." TÜM HALKIMIZI SELAMLIYORUM Öcalan sözlerini Ģöyle tamamladı: "Suriye'deki, Ġran'daki, Irak'taki, Rusya'daki, Avrupa'daki halkımıza, kutlamalara katılan herkese selamlarımı iletiyorum. Kendi yerellerine özgün örgütlenmelerini geliĢtirebilirler. Avrupa bunu kısmen yapmıĢ ama daha da geliĢtirip derinleĢtirmeliler. Kürtler her yerin özgünlüğüne göre örgütlenebilirler. Benim KCK sistemi ile ilgili görüĢlerim daha önce açıklanmıĢtı, biliniyor. Karl Popper'ın 'Tarih Nedir' kitabını, Yahudi Tarihi ile ilgili birkaç kitap ve Dünya Sistemi kitabını okumayı düĢünüyorum. Halkımızın moral motivasyonunun iyi olduğunu tahmin ediyorum. Tüm halkımızı selamlıyorum."

Page 18: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

AKP çözüme yanaĢmıyor

GörüĢme Notları:

2002'den beri iktidarda olan AKP‟nin Kürt sorununda çözüme yanaĢmadığını belirten Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, “AKP ya radikal demokratizme yönelecek ya da kısa zamanda bitecek” dedi. Öcalan, Ilısu barajı projesine de dikkat çekerek tarihi kültürün yok olduğunu kaydetti. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 23 Nisan'da avukatlarıyla yaptığı görüĢmede Türkiye'nin tarihsel sorunlarına ve Kürt sorununa iliĢkin çarpıcı açıklamalarda bulunduğu öğrenildi. Edinilen bilgilere göre Öcalan, Yahudilere iliĢkin yapmıĢ olduğu değerlendirmeyi bu hafta da sürdürdü: "Daha önce Yahudilerle ilgili yaptığım değerlendirmeler nedeniyle antisemitist olduğum iddia ediliyormuĢ. Bunları tahmin etmiĢtim. Ben bunu niye söylüyorum; Yahudilerin birçok ülkedeki iktidarlara müdahale etmesini kabullenemiyorum. Yahudilerin iktidarla olan iliĢkilerini iyi çözümlemek gerekiyor. Ben bunları görüyorum, elimde bazı veriler var, bunları ifade ediyorum. Tarihe de bakıldığı zaman Yahudilerin iktidarlar üzerindeki etkisi görülecektir. Hürrem Sultan, Kanuni'ye en büyük oğlunu, ġehzade Mustafa'yı, idam ettiriyor, boğdurtuyor. Hürrem'in Mustafa'yı boğdurtması büyük bir olaydır. Bu kadar etkilidir yönetimde. Ġktidar için babasına oğlunu öldürtüyor. Ester'i biliyorsunuz, o da Yahudi kökenlidir. Sokullu Mehmet PaĢa'nın Ģüpheli bir ölümü var. Ġyi incelendiğinde Ester'in rolü görülecektir. Cem Sultan olayı da bu açıdan ele alınmalıdır. Bu dönemde iktidarla yakın iliĢkileri vardır. 1826 II. Mahmut döneminde de iktidarda etkililer." YAHUDĠ DEVLETĠ SELANĠK‟TE KURULACAKTI Öcalan, Yahudilerin Mustafa Kemal'in doğum yeri olan Selanik'te planını Ģöyle yorumladı: "Yine Osmanlı'nın son döneminde Mustafa Kemal'in çevresindeki Yahudiler, Selanik'i alma konusunda ısrarlıydılar. Nedeni de 1500'lerden günümüze Selanik'te ciddi bir Yahudi nüfusunun bulunmasıydı. Hatta bugünkü Ġsrail Devleti'nin Filistin toprakları yerine Yahudilerin çoğunlukta olduğu Selanik'te kurulması planlanılıyordu. Bunlara Sebataistler de deniliyor. Mustafa Kemal'e Selanik'in de topraklarına dâhil edilmesi için baskılar yapılıyordu. Bunları iyi görüp iyi anlamak gerekiyor. Dr. Nazım onlar Mustafa Kemal'in etrafını sarmıĢlardı. En yakın arkadaĢı Ayıcı Arif'i suikastle öldürerek mesaj vermiĢlerdi. Mebus Galanti, Mustafa Kemal'in tanrılaĢması, Ġsmet Ġnönü'nün de peygamberleĢmesi düĢüncesini yaratan ve yayandır. ġu andaki Baykal aynı anlayıĢtadır. Bu anlayıĢı devam ettiriyor. Hürriyet gazetesinde geçen 'Türkiye Türklerindir' anlayıĢıdır bu. Bazıları kökenlerini Hazar Türklerine dayandırıyor ama Hazar Türklerinin inancı Yahudiliktir. Diğer yandan MHP var. MHP'nin milliyetçiliği, Ziya Gökalp ve Nihal Atsız'ın -ki Nazım kadar hapis yatmıĢ- sosyolojik milliyetçilik kavramı, ırkçılığa dayanıyordu. Bu anlayıĢ TürkeĢ'le devam etti. Ancak TürkeĢ'in ölümünden sonra Bahçeli'yle birlikte devlet milliyetçiliğine dönüĢtü." SÜLEYMAN DEMĠREL MASONDUR "Almanya'da Hitler'i yaratan Yahudilerdi" diyen Öcalan, "Bunlar tarihteki olaylar. Yine Anadolu'da bu anlayıĢ, Ġslam dıĢındaki unsurların, Ermeni, Rum, Süryanilerin Anadolu'dan silinmesinde rol oynamıĢtır. Celal Bayar ve Adnan Menderes'in durumunu biliyorsunuz. Celal Bayar hakkında da idam kararı verilmiĢti ancak Menderes'i idam ettiler, Celal Bayar idam edilmedi. Nedenini kaç kiĢi biliyor? Ben araĢtırdım, Celal Bayar, ilkokulu Alliance denen okulda okumuĢtur. Bu okul Edirne'dedir ve bu okula sadece Yahudiler gidebilmektedir. Yani Celal Bayar'ın Yahudi kökenli olduğunu öğrendiler, bu nedenle idam edemediler. Ancak Adnan Menderes'i idam ettiler, kendisi tarih bilgisinden yoksun, sığ düĢünen basit bir liberal Türk'tür. Benzetme yapmak gerekirse Karamanoğlu Mehmet Bey gibi saf bir Türk'tür. Adnan Menderes'in o dönem Rusya ile iliĢkileri vardı, Rusya'ya kaçmayı planlıyordu, bunu Amerika'ya söyledi. Amerika bunu istemiyordu, bu nedenle kaçamadı. Adnan Menderes, Rusya'ya kaçamayınca üç ay sonra idam edildi. Biliyorsunuz Süleyman Demirel de masondur, aynı zamanda oportünisttir, darbelerle gitti geldi ama hala varlığını devam ettiriyor. Fransa Kralı XVI. Louis, giyotinle öldürüldü. Yine Saddam da XVI. Louis gibi vahĢice öldürüldü. ABD, Ġran'ı IraklılaĢtırabilir. Bunlar tarihi olaylar. Tarih bilmenin önemi bu Ģekilde de ortaya çıkıyor. Günümüzde de benzer Ģekilde iktidarlar üzerinde etkileri devam ediyor" diye konuĢtu. TARĠHĠ KÜLTÜR YOK OLUYOR Öcalan, Ģöyle devam etti: "Finans'la ilgili boyutu da önemlidir. Biliyorsunuz Vehbi Koç 1900'lerde iki bakkalla baĢladı, sonrada bir dev haline getirildi. Kimse iki bakkalla tek baĢına bu kadar büyüyemez. Yine araĢtırdım Türkiye'deki büyük holdinglerin çoğunda Yahudi desteği vardır, bu desteği almadan büyüyemezsiniz. BeĢ adet Kürt

Page 19: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

holdingini de inceledim, bunlar da Yahudilerden, yani bahsettiğim anlayıĢtan icazet almıĢtır. Bunlar Antep, Malatya, Diyarbakır ve diğer Kürt illerinde de kurdurulacaklar ve böylece denetimlerini sağlamıĢ olacaklar. Bu bölgelerde bulunan Kürt iĢbirlikçiler üzerinden bunu gerçekleĢtiriyorlar. Ben iĢbirlikçi Kürt kiĢiliğini çok iyi tanıyorum, para için yapmayacağı Ģey, satmayacağı değer yoktur. GAP'ın suyu niye sadece Harran'a veriliyor? Bu politikaların sonucu. Böylece su üzerinde denetimlerini güçlendirecekler. ĠĢte Yahudi Ģirketler üzerinden barajlar yapıyorlar. ĠĢte Zeugma ve Halfeti gitti, sıra Hasankeyf'te. Bu baraj için trilyonlar harcanıyor. Ancak üç kasaba 99 köy Ilısu barajı altında kalacak. Bu baraj için beĢ milyar dolar getirisi olacağı söyleniyor. 99 milyar çarpı 99 milyar getirisi olsa ne olacak? Bu kasaba ve köyler benim için paradan çok daha önemlidir. Tarihi kültür yok oluyor." ANTĠSEMĠTĠST DEĞĠLĠM "ĠĢte ben bunları görüp ifade ediyorum, kabullenemiyorum, kabul etmiyorum, doğru bulmuyorum" diyen Öcalan, "Daha önce de söylemiĢtim, Yahudi halkı da Ortadoğu halkıdır ve bu coğrafyada özgür ve demokratik Ģekilde yaĢama hakkına sahiptir. Ben bunları söylerken bütün Yahudileri, bütün Yahudi halkını kastetmiyorum. Yahudiler içerisinde bir klik var, onları kastediyorum. Benim söylediklerim Yahudi halkına değil, egemen olan bu kliğin, bu dar grubun yürüttüğü anlayıĢ, politika ve uygulamalara yöneliktir. Bu antisemitistlik değil, tarihsel ve güncel gerçekleri ifade etmektir. Antisemitist olduğum yönündeki ifadeler tamamen safsatadan ibarettir" Ģeklinde konuĢtu. PKK NEYĠ ĠSTĠYORSA ONU YAPSIN Öcalan, ABD'nin Ortadoğu'daki oyununu Ģöyle değerlendirdi: "Birinci Dünya SavaĢı'yla dünyanın yarısına, Ġkinci Dünya SavaĢı'yla dünyanın tamamına hâkim oldular. Kürtler, Ortadoğu'da önemlidir. ABD, Ortadoğu'da Kürtleri denetimine alarak, Farsları, Arapları ve Türkleri dizginlemek amacındadır. Kürtleri denetime almak, Ortadoğu'yu dizginlemek, Ortadoğu'yu denetime almak demektir. Ben bu oyunları gördüm, ABD'nin denetimine girmedim, kendimi ve PKK'yi kullandırtmadım. Dürüst olmak tek baĢına yeterli değildir. Ġç ve dıĢ siyaseti iyi bilmek gerekiyor. Çünkü orası Ortadoğu'dur, dikkatli olmak gerekiyor. Arap siyasetçilerinin ne mal olduğunu biliyorum. Suriye'deyken yeterince tanıdım onları. Kendi kararlarını kendileri vermeliler, kendi stratejilerini, kendi siyasetlerini belirleyebilmeliler. PKK neyi istiyorsa onu yapsın. Ama bunun için iç ve dıĢ siyaseti iyi bilmesi ve çözmesi gerekiyor. Bana bağlı olmak yeterli değil, önemli olan beni anlamaktır. Dağdaki gerilla için de bu böyledir. Savcılık bana hücre cezası için kâğıt göndermiĢ, PKK'ye talimat verdiğim iddia ediliyor. Hayır, ben PKK'ye talimat vermiyorum. PKK, kendi bildiği yolda kendi kararlarını kendisi verir. Beni kullanmasınlar ki zaten kullanamazlar ben buna da izin vermem. KardeĢim de kullanmak istedi, baĢaramadı, sonunda ihanet etti." MOSSAD PEġĠMDEYDĠ… ABD'nin PKK üzerindeki oyunlarına da değinen Öcalan, Ģunlara dikkat çekti: "Kaçanların durumları biliniyor. KDP ve YNK'ye sığındılar. Onların denetimine girdiler. Güneyli güçlerin milliyetçi bir çizgide bulunmasında Yahudilerin etkisi vardır. KDP ve YNK denetimine girmek Amerika'nın denetimine girmektir, hiçbir fark yoktur. Sonrasında birçok kiĢiyi de peĢlerinden götürdüler, bunların bir kısmı KDP ve YNK içinde üst düzeyde görev de almıĢlar. ĠĢte KDP, YNK kadınla, kızla, parayla, imkânla onları kendine bağladı. Böylece PKK'yi kendi içlerine aldıklarını ve PKK'yi bu Ģekilde bitirecekleri yönünde Amerika'ya mesaj verdiler. Tam emin değilim ama kaçanların ABD ile iliĢkide olabilecekleri kanaatindeyim. Bazıları da Avrupa'dalar, onların denetimindeler. PKK'yi bu Ģekilde denetim altına almaya ve bitirmeye çalıĢtılar. Ama ben bunları gördüm engel oldum. Benim üzerime niye bu kadar geldiler sanıyorsunuz? Ben, bu oyunları gördüm ve oyunlarını boĢa çıkardım. Bingöllülere karĢı bir mahcubiyetim de var, Tayhan Bingöllüydü. Suriye'den sonra Rusya'ya giderken MOSSAD peĢimdeydi, bunun farkındaydım, amaçları beni denetimlerine almaktı, onlardan kaçtım. Sonrasında Ġtalya'da da etrafım kuĢatılmıĢtı. Bunların Türk ajanı olduğu safsatadır. O dönemde Yunan Hükümeti zaten bir kukla Hükümetti. Yunanistan'dan Nairobi'ye geçtikten sonra Nairobi'de tak tak sesler geliyordu, fotoğraflarımı çekiyorlardı, bunlar da yine MOSSAD elemanlarıydı. Uçakta kafama vurup yere yatırılınca çok da ĢaĢırmadım, ne Ģoka uğradım ne de tepki verdim, zaten yapılacak bir Ģey de yoktu. Sonra da kaldırdılar beni, sonrası televizyonda gördüğünüz görüntüler." AKP KÖR DĠNCĠLĠĞĠ TEMSĠL EDĠYOR Öcalan, Türkiye'deki siyasal krizi Ģöyle yorumladı: "Türkiye'de darbeler iktidarı devam ediyor. 9 Mart (71) darbesi bir de 12 Mart (71) darbesi var. Türkiye bu iki darbenin denetimindedir. Baykal-CHP, 9 Mart darbesini temsil ediyor, AKP-Erdoğan ise 12 Mart darbesini temsil ediyor, Deniz'leri tasfiye, idam ettiler. Öte yandan da 12 Eylül darbesi var, devam ediyor, buna daha sonra değineceğim. CHP'nin temsil ettiği kör milliyetçiliktir, AKP'nin temsil ettiği ise kör dinciliktir. Her iki anlayıĢın da Türkiye sorunlarını çözemeyeceği açıktır, ikisi de çıkmaz yoldur. Hasan Cemal'in Darbeler Günlüğü diye bir yazı dizisi vardı, ben bir tanesini okuyabildim. Bu konulara değiniyor, ancak çok yeterli değil. Baykal, AKP kendi derin devletini yaratmaya çalıĢıyor, diyor. Evet doğrudur ancak diğer yandan da Baykal'ın kendi derin devleti var, bunu korumaya çalıĢıyor. Bu iktidarlar 2002'de kapalı, zımni olarak anlaĢmıĢlardır hatta bu açık da yapılmıĢ olabilir. Bunların birbirlerine üstünlüğü yok, birbirlerine galip gelemiyorlar, bazen biri bazen de diğeri üstün gelebiliyor. Bir tahterevalli misali bazen biri bazen öbürü iktidara gelerek halk üzerindeki egemenliklerini sürdürmektedirler. Birinin (AKP) küresel sermaye ile iliĢkileri var diğerinin (CHP) de statükocu ve devletçi gelenekle iliĢkisi var. Bunların savunduğu laisizm aslında Yahudi kökenli bir kavramdır." BARIġ ÇABALARININ ÖNÜ KESĠLDĠ

Page 20: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Öcalan, barıĢ çabalarına iliĢkin de Ģunları kaydetti: "'93'ten günümüze barıĢ çabalarını sürdürdüğüm biliniyor. '90'ların baĢında Turgut Özal'ı çok ciddiye almamıĢtım, bir kandırmaca olabileceğini düĢünüyordum. Ancak sonradan Turgut Özal'ın ciddi yaklaĢtığını ve önemli bir devlet adamı olduğunu anladım. Daha sonra Erbakan'la mektuplaĢmalarımız oldu. Özal'da yaptığım hataya düĢmemek için Erbakan'ı ciddiye aldım. MektuplaĢmalarda çözüm talepleri konusunda üzerime düĢeni yapacağımı belirttim. Turgut Özal'a yeterince tanımadığım Ģansı aynı hataya düĢmemek için bu sefer Erbakan'a fazlasıyla tanıdım. Ancak bu süreçte 28 ġubat darbesiyle kesildi. Yine '99-2000 yılları arasında askeri kanattan Kıvrıkoğlu-Aytaç Yalman ekibi benimle görüĢmeler gerçekleĢtirdiler. Hatta askerin hassasiyetini de dikkate alacağımı belirtmiĢtim. Ancak baĢaramadılar. Bu sürecin de önü kesilmiĢ oldu. Yalçın Küçük bir yazısında Kıvrıkoğlu-Aytaç Yalman ekibinin Özkök'e karĢı oldukları belirtiliyor. Yine Bülent Ecevit'in çözüm ve diyalog yönünde çabaları vardı ama bu da baĢarılı olamadı." AKP‟YE SON ÇAĞRI "2002'den günümüze AKP iktidardadır. Ancak AKP iktidarı bir türlü çözüme yanaĢmıyor" diyen Öcalan, AKP için Ģu vurgulara dikkat çekti: "Gelinen aĢamada AKP bir yol ayrımındadır; AKP ya radikal demokratizme yönelecek ya da kısa zamanda bitecek. Zaten AKP hakkında açılmıĢ olan kapatma davası devam ediyor. Demokratik radikalizme yönelmesi biraz zor görünüyor. AKP'den rica ediyorum bu sorunu çözelim. Ben buradayım isterseniz beni öldürebilirsiniz ama söylediklerimi dikkate almak zorundasınız. Yarın da MGK toplantısı yapılacak, umarım diyalog-uzlaĢı kararı çıkar. AKP'ye bu benim son çağrımdır; Benim Ģu anda PKK üzerinde hala gücüm var, söz geçirebilirim ama böyle devam ederse, sorun çözülmezse PKK beni dinlemeyebilir. Gelin ben sağlıklıyken, gücüm de yerindeyken bu sorunu çözelim. Çözüm için bu kadar heyecanlı olmamın nedeni, gençlerin yaĢamını yitirmesidir, benim için asker, gerilla fark etmez, insanların ölmemesi önemlidir." SORUNU KENDĠ ARAMIZDA ÇÖZELĠM Öcalan, 23 Nisan vesilesiyle Ģu mesajı verdi: "Bugün 23 Nisan. Bu vesileyle ilk Meclis'i anıyorum. O dönemde Mustafa Kemal bağımsızlıkçı ve özgürlükçü bir çizgideydi. Neye karĢı bağımsızlık? Ġngilizlere karĢı. Gelin Mustafa Kemal'in 1920'lerdeki ilk Meclis konuĢmasını referans alalım. Sonrasında yaptığı çözüme yönelik birçok konuĢmasını referans alalım. Bu temelde bu sorunu çok geç olmadan çözelim. Aksi halde bu sorunu baĢka devletler kullanır; Yunanistan, Ermenistan, ABD, Çin, Rusya ve diğer devletler bu konuda söz sahibi olurlar. Amerika'nın soruna iliĢkin çözümü de henüz net değil, bilinmiyor, bekleyip göreceğiz. Aynı zamanda AKP, Ġslam ülkeleriyle yakın iliĢkiler geliĢtirip, ABD karĢısındaki pazarlık gücünü artırmaya çalıĢıyor. Örnek olarak sana Suriye'yi veririm ancak karĢılığında Ģunları alırım demek istiyor. ġafak gazetesinde okudum; AKP Irak'a girdiği için kapatılma davası açıldığı yönünde iddialar var, bu doğru olabilir. Avrupa da siyasal çözüm diyor. Bunu tek baĢına değil, Amerika istediği için yapıyor. Ġki taraftan Türkiye'yi sıkıĢtıracaklar. Ama ben diyorum ki bunlara gerek yok. Gelin bu sorunu karĢılıklı, kendi aramızda çözelim." ANTĠ TEKEL VE BARIġ ĠLKELERĠ Öcalan, "Türkiye için gerekli olan anti tekel, demokrasi ve barıĢ ilkeleri etrafında bir araya gelecek Demokratik Cumhuriyet Kongresi'dir. Türkiye'deki Sol hareketi Küresel Sermaye'nin kuĢatmasını çözemiyor, emekçilerin sorunlarını çözemiyor. Küresel sermaye sahipleri, Ģirketler, tekeller bire beĢ kazanırken memurun maaĢı artmıyor, iĢçinin emekçinin maaĢı artmıyor, azalıyor. DTP de bu konularda halkı eğitip bilinçlendirmelidir. Türk Solu, küresel sermayenin bu oyunlarını görebilmeli Kürtlerle bir araya gelebilmelidir" diye konuĢtu. Öcalan, Çatı Partisi çalıĢmaları için Ģunları belirtti: "Türkiye'deki emek örgütleriyle sendikalarla bir araya gelerek iĢçinin ve emekçilerin sorunlarına çözüm bulmalılar. Sendikalara da sesleniyorum, bu çatının içinde yer almalılar. Böyle bir birliktelik sağlanılıp Alternatif Demokratik Hükümet tarzında çalıĢırlar. Bunu sağlarlarsa yüzde yirmilik bir oy alabilirler ve bunun sonucunda Kürt sorunuyla beraber Türkiye'de birçok sorunun çözümü dayatılır, sorun çözülür. Bu durumda emekçinin bir olan maaĢı üç olur. Anti-tekel, demokrasi ve barıĢ ilkeleri etrafında ortak çalıĢma baĢarıya götürür." Öcalan, “DTP kapatılsa dahi, kendi demokratik oluĢumları, kurumları etrafında çalıĢmalarına devam edebilirler. Türkiye'deki Demokratik Toplum Projemiz Güney için de geçerlidir, kendi koĢullarına bu projeyi uyarlayabilirler. Yine Akademi'yi Güney için de söylüyorum. ÇalıĢmalarını güçlendirip, derinleĢtirebilirler, baĢarılar diliyorum. Aynı Ģey Suriye için de geçerlidir, Ġran'da PJAK var. PJAK'ın geliĢme koĢulları vardır ve diğer parçalara göre daha fazladır” diye belirtti. KADINLAR BĠLĠNÇLENDĠRĠLMELĠ Öcalan, kadınlar için de Ģunları söyledi: "Toplantı yapmak önemli ama toplanmak, konuĢmak yeterli değil, pratik olmayınca, kadınlar eğitilmedikçe, bilinçlenmedikçe bunlar fazla anlam ifade etmez. Ben bunlar yapılmasın demiyorum ama önemli olan özgürleĢmeye yoğunlaĢmaları ve özgürleĢmeleridir. Ben daha önce de Akademiyi söylemiĢtim. Akademi de onlarca kadın eğitilmelidir, kadınlar bilinçlendirilmelidir. Cezaevinden çıkan arkadaĢlar, kadınların eğitimleriyle ilgilenmelidir. Kayapınar'daki park üzerinden bunu geliĢtirsinler. Bu parkta yemek Ģeyleri yaparak, bağıĢ ve dayanıĢmayla ekonomik sorunlarını da çözebilirler. Cezaevlerinden bana gelen mektuplar vardı.

Page 21: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Zeki oldukları anlaĢılıyordu, ancak salt seviyorum demeyle olmaz, basit kalır. Öfkeleniyorum, sanırım Ģimdi çıkmıĢlar, neden kadınların eğitimleriyle ilgilenmiyorlar. Kadınlar kültür sanat faaliyetlerine önem vermeli, kendilerini geliĢtirmeli, her alanda spor yapmalı, spor takımları kurmalı, kendilerini bedensel olarak güçlendirmeliler. Fiziksel ve ruhsal geliĢmeleri önemlidir. Öcalan son olarak, "CemĢit Bender yaĢamını yitirmiĢ, baĢsağlığı dileklerimi iletiyorum. Gazeteleri düzenli alamıyorum. Arada bazı gazeteleri vermiyorlar. Ġdare getirilmediğini iddia ediyor. Cezaevindeki arkadaĢlara, kadınlara, halka selamlarımı iletiyorum" dedi. ANF NEWS AGENCY

KÜRTLER FĠLĠSTĠN GĠBĠ DĠRENĠġÇĠ HALK OLUR

GörüĢme Notları:

SavaĢı daha da tırmandırmak isteyen güçler Ġmralı‟da Öcalan‟ı hücre kıskacına aldı. Geçen hafta hakkında 7. kez 20 günlük hücre cezası kararı verildiği ortaya çıkan Öcalan'a, görevlilerle yaptığı kapı tartıĢması yüzünden bir 10 günlük hücre cezası daha verildi. Cezaların henüz uygulamaya geçirilmediğini açıklayan Öcalan, "Kürtlerin iradesi tecrit edilerek denetim altına alınmaya çalıĢılıyor. Bunu iyi görmek gerekir" dedi. Edinilen bilgilere göre, Öcalan, avukatlarıyla bu hafta içinde yaptığı görüĢmede cezaevi koĢullarına değinerek, "KoĢullarım ve sağlığım eskisi gibidir, yeni bir Ģey yok. Geçen hafta 5-6 kiĢilik bir grup olarak cezaevi izleme komitesi geldi. Buranın koĢullarını onlara da anlattım. Eksiklikleri tespit ettiler" dedi. Son günlerde artıĢ gösteren operasyonlara değinen Öcalan, "Operasyonlar devam ediyor. Türkiye'nin zaten Amediye bölgesinde güçleri var. GeliĢtirilen bir konsept var, bu konsept 90'lı yıllarda da denenen bir konseptti. Bununla Kürtlerin iradesi tecrit ediliyor, denetim altına alınmaya çalıĢılıyor. Bunu iyi görmek gerekir. Türk devletinin ilginç bir yapılanması var. Bunu iyi analiz etmek gerekiyor. Ben bunu savunmalarımda da anlattım" Ģeklinde konuĢtu. ĠNÖNÜ ĠNGĠLĠZLERLE ĠLĠġKĠDEYDĠ Cumhuriyet dönemi Kürt politikasını bu hafta da analiz eden Öcalan, Ģunları söyledi: "Cumhuriyet tarihinden beri Kürtlerle ortak yaĢamak için bazı yaklaĢımlar vardı. Birincisi, M. Kemal cumhuriyetin ilk yıllarında bazı Ģeyler yapmaya çalıĢtı ama Çankaya'ya hapsedilmesiyle bu engellendi. Ġsmet Ġnönü ve Ġttihat-Terakki kadroları M. Kemal'in etrafını kuĢatmıĢlardı. M. Kemal Çankaya'da iken Cumhuriyeti teslim edecek kimseyi bulamadı. O dönem iki eğilim vardı; Ġslami eğilimle milliyetçi eğilim. Bunlardan Ġslami eğilim Said Nursi ve Mehmet Akif'in de içlerinde yer aldığı kesim. Diğer tarafta ise, milliyetçi Ziya Gökalp, Ġsmet Ġnönü ve Ġttihat-Terakki kadrolarının yer aldığı gruptu. Her ikisine de güvenmiyordu. Ġsmet Ġnönü Ġngilizlerle iĢbirliği içerisindeydi. Ġngilizler M. Kemal'i kendilerine tek rakip olarak görüyorlardı. 1. Dünya SavaĢı sırasında M. Kemal'in yaklaĢımı ortadaydı. Bu, Ġngilizler için tehlikeydi. Bu nedenle 2. Dünya SavaĢı baĢlamadan önce M. Kemal'in etrafını kuĢatarak tasfiye ettiler. Çankaya hapsiyle M. Kemal'i halktan kopardılar. ĠĢte 23 Nisan günü radyoda dinledim. M. Kemal'in hatıralarından bahsediliyordu. Bu hatıralarında zaman zaman M. Kemal'in korumalarından gizlice kaçarak halkın içine girip gezdiği söyleniyordu. M. Kemal Dolmabahçe'de iken Ġnönü'nün öldüğü kendisine söylendi. M. Kemal bunun üzerine Ġnönü'nün çocuklarına miras bıraktı." ERGENEKON'UN ÇÖKERTĠLDĠĞĠ YALAN Öcalan, Ģöyle devam etti: "Ġkincisi, Menderes döneminde bazı Ģeyler yapılmaya çalıĢıldı. Menderes idam edildi. Menderes niye idam edildi? Rusya'ya gitmek istiyordu, paraya ihtiyacı vardı, 300 milyon dolara ihtiyacı vardı. Bunu Amerika'ya söyledi. Rusya'ya gitmek her Ģeyi bitiriyordu. Bu nedenle Amerika Menderes'in idam edilmesine göz yumdu. Celal Bayar neden idam edilmedi? O'nun konumu sağlamdı. Ta 1900'lerden itibaren konumunu sağlamlaĢtırmıĢtı. 1952'de ABD NATO bünyesinde Özel Harp Dairesi'ni kurdu. Bu aygıtın baĢına TürkeĢ'i getirdi. Sovyetlerin yıkılmasıyla 1992'de bu aygıt iĢlevsiz kalarak dağıtıldı, kadroları da ortada kaldı. Bu kadrolar kendilerini devletin sahibi olarak tanımlıyorlar, çünkü biz devleti koruduk diyorlar. Özel Harp Dairesi 1920'lerdeki TeĢkilat-ı

Page 22: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Mahsusa'ydı aslında. TeĢkilat-ı Mahsusa'da da Ġttihat-Terakki kadroları yer alıyordu. Bu kadrolar kendilerini devletin asıl sahibi olarak görüyorlar. Ergenekon da buradan çıktı. Ġtalya'da Gladio, Türkiye'de Ergenekon oluĢtu. Gladio tarihte Ġtalyanlar için sembol bir isimdi, Ergenekon da Türkler için önemliydi. Ġtalya Gladio operasyonuyla kontrgerilla yapılanmasını çökertmiĢti. Türkiye de bu çeteyi çökerttiğini göstermek için böyle bir isim kullandı ama deĢifre olmuĢ, iĢi biten, yıpranmıĢ Avukat Kemal Kerinçsiz, Veli Küçük gibi isimler gözden çıkarıldı, tutuklandı. Ergenekon'un çökertildiği yalan, halen asıl kadroları yerli yerinde duruyor. Doğu Perinçek için Ergenekoncu diyorlar, aslında Ergenekoncu değil; bir Ģeyler yapmaya çalıĢıyor ama ulus devleti anlamamıĢ, ne yapacağını bilemiyor. Yalçın Küçük de yazıyor ama O da ulus devleti anlamamıĢ. Perinçek de, Yalçın Küçük de ĢaĢkın! Aslında bunların yaptığı Alman nasyonal sosyalist anlayıĢla eĢdeğerdir." ÖZAL'I TASFĠYE ETTĠLER Cumhuriyet tarihindeki geliĢmeleri analiz etmeyi sürdüren Öcalan, CumhurbaĢkanı Özal'ın Kürt politikasına iliĢkin olarak Ģu hususlara vurgu yaptı: "Üçüncüsü de Özal. Özal 90'larda bir Ģeyler yapmaya çalıĢtı. Özal liberal bir demokrattı ama bunların liberal bir demokrata bile tahammülleri yoktu. Küresel sermaye ile bütünleĢerek Türkiye'nin önünü açmaya çalıĢıyordu. Özal'ın bana yazdığı mektuplar vardı. Ben O'nu önemsedim. Kürt sorununu çözme iradesini ortaya koymaya çalıĢıyordu. Özal siyasal bir liderdi! O'nun bu niyetini anlayınca tasfiye ettiler, ölümü Ģüphelidir. Yine Mehmet Ağar da bazı giriĢimlerde bulunmak istedi. Ağar devletin adamıydı, az mı hizmet vermiĢti. Erdoğan gibi memur değil de, siyasal lider olmaya çalıĢtı, siyaset yapmak istediğini belirterek liberal bir tavır takınınca siyaset yapmasına izin vermediler, tasfiye ettiler. O dönem direkt ve dolaylı yollardan benimle bazı görüĢmeler yapılmıĢtı. Hatta Erbakan da bana mektup yazmıĢtı. Kıvrıkoğlu ve ekibinde yer alan Aytaç Yalman 98'de bazı dolaylı giriĢimlerde bulundular, bunlar sonuçsuz kaldı. 99'da ben buraya gelince bazı mektuplar gönderdim. Ama bir yanıt alamadım. Ondan sonra da görüĢmeler yapılmadı." ERDOĞAN TAYĠN EDĠLMĠġ MEMURDUR Öcalan, Özal-Erdoğan mukayesesi de yaparak Ģu kıyaslamada bulundu: "Erdoğan da bir süre Özal'ın misyonunu yüklenmiĢ gibi görünse de; kendisi siyasal bir lider değil, sadece görevlidir! Erdoğan için "görevliden" kastettiğim, atanmıĢ, tayin edilmiĢ biri mi? Ben de bunu anlamaya çalıĢıyordum ama bu durum benim için artık kesinleĢti. Korkut Özallar da bunu artık fark etti, desteklerini çektiler. Baykal zaten atanmıĢ biriydi, görevini layıkıyla yerine getiriyordu. Baykal'ın görevi sosyal demokrat bir partinin geliĢmesini engellemektir! TÜRKĠYE IRAKLAġABĠLĠR Ortadoğu'daki son geliĢmeler ıĢığında Kürt sorununu ele alan Öcalan, Ģu tarihi uyarıları bir kez daha yineledi: "Ortadoğu'da bütün bu yaĢananlar bir 3. Dünya SavaĢı'nın olduğunu gösteriyor. Ben Ortadoğu'da olsaydım Irak'ta olanlar bu Ģekilde yaĢanmazdı, Saddam bu Ģekilde çözülmezdi, çözülmesi daha farklı olurdu. KDP ve YNK böyle davranmazlardı. Ben Ortadoğu'da onlar için bir tehlikeydim. Bu nedenle beni etkisizleĢtirmeye çalıĢtılar. Ya öldüreceklerdi ya da etkisizleĢtirip tasfiye edeceklerdi. Bunları yapamayınca beni bu adaya hapsettiler. Sıra Türkiye'de, Türkiye'yi çözmeye çalıĢıyorlar. Türkiye'nin çözülmesi, Türkiye'nin IraklaĢması demek, bu da çok derin bir Türk-Kürt çatıĢmasının baĢlaması demektir. ABD'nin Ortadoğu müdahalesinden önce Ecevit'in hastalanması, felç geçirmesi bir tesadüf değil." 100 VURGUNCU KÜRT AĠLE VAR "Türkiye'de de iĢbirlikçi ve vurguncu 100 civarında aile var." diyen Öcalan, Ģöyle devam etti: "Bunlar her dönem güç kimdeyse onun tarafında yer alıyorlar, iktidara oynuyorlar. Bunlar PKK' ye benzemezler, katı bir milliyetçilikleri vardır, bu milliyetçilikleri PKK'den on kat daha tehlikelidir. Bir demokratla konuĢabilirsin, uzlaĢabilirsin, konuĢtuklarını hayata geçirebilirsin ama bir milliyetçiyle bunu yapamazsın, bunları iyi görmek gerekiyor. Türkiye'ye istediklerini yaptıracaklar, Türkiye istediklerini yapmazsa aradaki gerginliği tırmandırarak muazzam bir Türk-Kürt çatıĢması yaratırlar." KÜRTLER FĠLĠSTĠN GĠBĠ DĠRENĠġÇĠ HALK OLUR "Somut demokratik açılımlar yapıldığında PKK neden silah bırakmasın!" Ģeklinde konuĢan Öcalan, Ģunları dile getirdi: "Bu kadar operasyon yapıldı, ne ele geçti düĢman kazanmaktan baĢka? Altı insan yaĢamını yitirdi. Bu insanların ailelerini kendisine düĢman etti. Her bir uçağın kalkıĢı-iniĢi 1 milyon dolardır. Daha önce 70 uçak kaldırdılar bu sefer 43 uçak kaldırdılar. Doğal olarak hava saldırısında yeraltına nasıl saklanacağını, bombalamaya karĢı nasıl korunacağını öğrenmiĢlerdir. Filistin'deki gibi direniĢçi bir halk ortaya çıkar, üstelik Filistin'de dağ da yoktur. Çeçenistan'da küçücük bir dağ vardır, yıllardır Ruslara kök söktürüyorlar. Kosova, Filistin, Çeçenistan sorununu aĢan bir soruna dönüĢür. Kürdistan coğrafyası baĢtanbaĢa muazzam dağ silsilesi ile doludur, Filistin'e benzemez, dağları daha korunaklıdır. Arkalarına geniĢ bir halk desteği de alırlar. Kendisini koruyabilir." 10 GÜNLÜK HÜCRE CEZASI DAHA VERĠLDĠ Kendisii hakkında verilen 20 günlük hücre cezasına değinen Öcalan, "Benim PKK' ye talimat verdiğim söyleniyor. 124 sayfalık savunmamda da bunu anlattım. Sayın Savcı, benim Kürt sorununun çözümü ve savaĢın sona ermesi

Page 23: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

noktasındaki çabamı neden görmüyorsun da bazı görüĢlerimi talimat olarak algılıyorsun." dedi ve Ģöyle devam etti: "Bana iliĢkin on günlük bir hücre cezası daha istemiĢler. Kapı nedeniyle idareyle bir tartıĢmamız oldu. Muhtemelen toplam 30 gün hücre cezası uygularlar. Ben bu süre içerisinde savunmamın diğer kısmına baĢlarım. Bu savunmamda özgürlük nasıl yaĢanır, nasıl ifade edilir bunu anlatmaya çalıĢacağım." KENT MECLĠSLERĠ ĠYĠ GELĠġTĠRĠLMELĠ Son günlerde DTP üzerindeki baskılara da değinen Öcalan, Ģu tespitlerde bulundu: "Son dönemde DTP'liler üzerinde yoğun baskı var; 300'den fazla DTP'li tutuklandı, ne yapmaya çalıĢıyorlar? Diyarbakır çok önemli. Diyarbakır'da yapılabilecek çalıĢmalar var. Bu çalıĢmalar demokratik siyasetin geliĢmesi için önemli adımlardır. Kent meclislerinin kurulması önemlidir. Kent meclislerinde her kesimden insan kendisini ifade edebilir. Hatta MHP'liler de yer alabilir. Bu meclisler aracılığıyla kentlerin sorunlarının tartıĢıldığı ortamlar yaratılabilir. Kürt meselesi burada tartıĢılabilir ve çözüm de buradan çıkacaktır. Yine akademiler de önemlidir. Akademiler ile halk eğitilebilir. Demokratik siyasetin önü açılır. AKP de bu tür okullarını Diyarbakır'da ve diğer yerlerde açtı. Bunlar yasalara uygun faaliyetlerdir. Üçüncüsü, Demokratik Toplum Kongresi'dir." 4. PARADĠGMAM KOOPERARATĠF HAREKETĠDĠR Öcalan, kent meclisleri, akademiler, demokratik toplum kongresi olarak sıraladığı paradigmasının dördüncü ayağı olarak da kooperatifleĢme hareketini önerdi. Öcalan, Ģöyle devam etti: "Paradigmanın dördüncü ayağı ise; kooperatifler hareketidir. Benim çözüm paradigmam dört kısımdan oluĢuyor: Kent Meclisleri, Demokratik Siyaset Akademisi, Demokratik Toplum Kongresi ve Kooperatifler Hareketi. Kooperatifler üzerinden toplumun ekonomik ihtiyaçları karĢılanır. Kırsal kesim de özellikle tarım komünleri örgütlenebilir, yani birkaç kiĢiye ait arazi birleĢtirilir, burada organik tarım yapılır. 200-300 dönüm arazi birleĢtirilir, bunu ben idealist arkadaĢlara öneriyorum, kırsal kesime giderek tarım komünlerini hayata geçirebilirler. Daha iyi anlaĢılması için söylüyorum; ben olsam bir arazide tarımcılık yaparak değiĢik Ģeyler üretirim, organik tarım yaparım. Bu komünleri geliĢtirebilirsiniz. Robert Owen'ın kitabında da okudum. Yahudilerin kooperatifçiliği ve tarımcılığı ne kadar iyi anladıklarını ve nasıl örgütlediklerini kibbutz örneklerinde görebilirsiniz. Tarım, Yahudilerin en büyük ekonomik kaynaklarıdır." TÜM KÜRTLER GÜÇLERĠNĠ BĠRLEġTĠRSĠN Öcalan, tüm Kürtlere Ģu çağrıda bulundu: "Ben buradan tüm Kürtlere çağrıda bulunuyorum. Güçlerini birleĢtirsinler, Kürtlerin yüzde yetmiĢi bir araya gelirse, tekelci, vurguncu kesimlere karĢı güçlerini birleĢtirerek Türkiye'nin demokratikleĢmesini sağlarlar. Bu aynı zamanda cumhuriyete verilen cevaptır. Bizim cumhuriyet karĢıtı olmadığımızın ve birlikte yaĢamak istediğimizin bir kanıtı olur. Buradan tekelci, iĢbirlikçi, vurguncu kesimleri de uyarmak istiyorum: Kendi Ģahsi çıkarları için halkın çıkarlarını feda etmesinler. Vurguncu, ihaleci tavırlarını bıraksınlar. Kürt halkının birliği ve çıkarları için çalıĢsınlar. Burada bir Ģey daha söylemek istiyorum. Kürt halkı oylarına sahip çıksın. Kürtler oylarını parçalatmasınlar. Oyların mutlaka birleĢtirilmesi gerekir. Halkımıza buradan tekrar sesleniyorum, oylarını vurguncu, iĢbirlikçi ailelere değil, kendi birlikleri ve halkın çıkarları doğrultusunda kullanmalı ve güçlerini birleĢtirmelidirler. Yine çatı parti çalıĢmalarında Türkiye solu, aydınlarıyla birleĢme sağlanırsa yüzde yirmi oy alınır. Bu da küçümsenmeyecek bir güçtür. ĠĢte Akademi bu nedenle önemlidir. Vurguncu, iĢbirlikçi, tekelci siyasetin halka anlatılması, halkın eğitilmesi için önemlidir. Kendileri söylüyorlar, 500 milyar dolar kar elde ettiklerini söylüyorlar. BeĢ kat daha fazla kazandı bunlar. Bu ne demektir, Türkiye'nin değerlerinin beĢ kat daha fazla sömürülmesi, ülke dıĢına çıkarılmasıdır. Finans kapital paradan para kazanmaktır." SOMUT ADIMLAR ATIN KARDEġ KANI DÖKÜLMESĠN Öcalan, sözlerini Ģöyle tamamladı: "Son olarak Ģunu söylemek istiyorum; Ġnsanların ölmemesi için üstüme düĢen ne varsa yapmaya hazırım. Buradan Sayın Erdoğan'a, Sayın Bahçeli'ye, Sayın Baykal'a sesleniyorum. KardeĢ kanının daha fazla dökülmemesi için somut adım atmalarını istiyorum. Ben üzerime düĢen neyse yapmaya hazırım. Türk ve Kürt halklarının birbirine düĢürülmesine engel olsunlar. Kürt sorununun çözülmesi için ille benimle görüĢsünler demiyorum. GörüĢülebilecek bir sürü kiĢi var. Önemli olan bu sorunun demokratik ve barıĢçıl yollarla çözülmesidir. Ben Kürtleri tanıyorum. Ġran Kürtleri bağlıdırlar, daha da bağlanıyorlar. Yine Suriye Kürtleri zaten bağlıdırlar. Irak'taki Kürtler de hepsi yurtseverdir, bunun için ne gerekiyorsa yaparlar. Dünya Sistemi kitabını önemli bir kitaptır, cezaevindeki arkadaĢlar okuyabilirler. Cezaevindeki arkadaĢlara ve kadınlara selamlarımı iletiyorum."

Page 24: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

PKK'yi sınır dıĢına çıkarabilirim

GörüĢme Notları:

Kürtlerin üzerine yoğun bir Ģekilde gidilmekle Türkiye'nin oyuna getirildiğini vurgulayan Öcalan, "Ciddi adım atılırsa gerillaların tamamen sınır dıĢına çekilmesi ve silah bırakması için öneride bulunabilirim, çağrıda bulunabilirim" dedi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, avukatlarıyla bir araya geldi. Edinilen bilgilere göre, Öcalan, görüĢmede Yunanistan'da açılması planlanan davaya değindi. Öcalan, "Yunanistan'dan yasa dıĢı bir Ģekilde çıkarıldım. Yunanistan mahkemesi, benim Yunanistan'a yasal girdiğime iliĢkin bir karar vermiĢti ama çıkarılıĢım yasadıĢı Ģekilde oldu. Nasıl çıkarıldığım konusu önemlidir. Beni Yunanistan Büyükelçiliği'nden zorla çıkardılar. Benim iltica baĢvurum da vardı, buna iliĢkin baĢvurumu yapmıĢtım. Uçak Ġsviçre'den getirilmiĢti, CĠA uçağıydı. CĠA uçakları birçok yerde kullanılmıĢtı, bununla ilgili raporlar var. Türkiye'de de Sabiha Gökçen'in CĠA uçakları için birçok kez kullanıldığı biliniyor. Benim Yunanistan'dan nasıl çıkarıldığım üzerine durulmalıdır. Havaalanına giderken Ģoför belki on kez durdu, dolandı, ben o zaman anlayamamıĢtım. Daha sonra jeepi bilerek uçağa çarptırdı, uçak bozuldu, bir süre bekletildik. Ben yine anlayamadım. Onlar, Ģoförler anlamıĢtı, biliyorlardı. Yunanlıların bir kısmı iĢbirlikçi bir kısmı da onurluydular. Yunan görevlilerin bir kısmı komploda görev almıĢlardı, bir kısmı da vicdanına kulak vermiĢlerdi, böyle davrandılar, benim teslim edilmemden rahatsızdılar. Bizim Ģahitlerimiz de var. Hem uluslar arası hukuk hem de Yunan Hukuku açısından bu konu önemlidir." Ģeklinde konuĢtu. YAHUDĠLER PADĠġAHLARI YÖNETTĠ Son haftalarda Yahudilik, Siyonizm konularındaki sert eleĢtirileriyle dikkatleri çeken Öcalan, bu hafta da Yahudilerin Türkiye'deki uzantılarına değindi. Öcalan, Ģöyle konuĢtu: "Bazı yazarların söylemleri var, bazı değerlendirmeleri var, önemli. Benim Yahudilere iliĢkin söylediklerime benzer Ģeyleri söylüyorlar. 1550-1600 yıllarında Yahudiler Osmanlı'da güçlüdür, Osmanlı'yı padiĢahlarla birlikte Yahudi bankerleriyle kadınlar yönetmiĢtir, Hürrem Sultan, Nurbanu Sultan onlar, yönetimde etkili olmuĢlardır. Bir yazarın "içimizdeki Ġsrail, gerçek Ġsrail'den on kat daha büyüktür" sözü çok iddialı bir sözdür. Bunu boĢuna söylemez. Çok büyük bir iddia olduğuna göre kaynakları da var. Hatta bunları yayınlamamasını istemiĢler. Kendisi tehdit diyor. 'Ama ben bunları yine de söylüyorum' diyor. Artık arkasında kim var, gücünü nereden alıyor, nereye kadar gider bilemiyorum. Bazıları AKP için de "üçlü örtünme var" diyor. EĢlerinin 1980 sonrası kapandıklarını belirtiyorlar. Bu üçlünün 1980 öncesinden hazırlandığını ve içlerine yani o dönemde Refah Partisine sızdırıldığını belirtiyorlar. Bunlarla Refah Partisi'nin nasıl pasifleĢtirildiği de anlatıyorlar. Bu üçlü kurucu biliniyor." GAP'TA YAHUDĠ SERMAYESĠ VAR GAP'in kendisi ve PKK'ye karĢı kurulduğunu açıklayan Öcalan, Ģu tespitlerde bulundu: "GAP kurulduğunda GAP'ın bize karĢı oluĢturulduğunu açık açık ifade ettiler; "Biz GAP'ı Apo'ya karĢı kurduk" dediler. Bunların Ġsrail ile derin iliĢkileri var. Yahudi sermayesi etkilidir. GAP kapsamındaki, Urfa'daki bazı toprakları kırk dokuz yıllığına bazı Ģirketlere, Yahudi sermayesindeki Ģirketlere kiraya vermiĢler. RahĢan Ecevit, buna iliĢkin bazı endiĢelerini dile getirmiĢti ama iĢin özünü bilmiyor. Buradaki en güzel, en verimli topraklar bazı Ģirketlere verilmiĢ. Bütün bunlar da halk iĢsiz bırakılarak yapılıyor. Urfa'nın yüzde sekseni iĢsizdir. Her Ģey bazı Ģirketlerin tekeline veriliyor. Eskiden beri Yahudi tüccarlarının Manisa, Ġzmir'de de sermayeleri vardır. AKP de küresel sermayeyle, bunlarla ortak hareket ediyor. Aynı Ģeyleri Güney'de federal devlette de yapmaya çalıĢıyorlar. Güney'de AKP'ye yakın birkaç büyük Ģirket var. Bu küresel sermayeyle Güney'de emaretler, Arap emirlikleri gibi oluĢumlar yapmaya çalıĢıyorlar. Aynı Ģekilde Diyarbakır-Erbil hattı, hatta Urfa-Mardin-Diyarbakır- Erbil oradan Süleymaniye hatta Kars dâhil buralarda aynı Ģeyleri yapmaya çalıĢıyorlar. Bunların ekonomideki payı Duyun-u Umumiye dönemindeki paydan on kat, kırk kat daha fazladır. Kraliçe'nin gelmesinin nedeni buradaki paylarını garantilemek içindir. Nasıl ki Dersim'de tek bir fabrika bile yapılmadıysa, halk aç ve iĢsiz bırakıldıysa, bütün bu projeler de Urfa'daki halk aç ve iĢsiz bırakılarak, mikro kredilere muhtaç hale getirilerek yapılıyor. Böylece halkı denetimlerine alıyorlar. GAP'ta Atatürk barajını yaptıklarında ben, anlamaya çalıĢtım. Bu suyla Suriye ve Arapları denetim altına almayı amaçlıyorlardı. Bununla Araplar denetime alındıktan sonra Ġsrail yararına bir denge oluĢturuldu. Bu Küresel sermayenin denetimi için Ġngiltere den Mehmet ġimĢek, orada yetiĢtirilmiĢ ve görevli olarak buraya getirilmiĢtir, siyasi bir yönü yok, görevi tamamen buradaki ekonomiyi kontrol etmektir. Bütün bunların yanında Genelkurmaya da PKK'ye karĢı her türlü silahlı yardımı yaparak

Page 25: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

onu da bu Ģekilde tutuyorlar." KRALĠÇE DERĠN ĠLĠġKĠ ĠÇĠN GELDĠ Ġngiliz Kraliçesi'nin Türkiye ziyaretini de değerlendiren Öcalan, "Ġngiliz Kraliçesi de Türkiye'ye geldi, Kraliçe öyle boĢuna gelmez. Londra merkezli bir siyaset var. Kraliçe belli amaçlarla geliyor, bunların derin iliĢkileri var" dedi. Öcalan, Ģöyle devam etti: "Basın, "CumhurbaĢkanın özel çabası vardı, Kraliçenin gelmesi için" diye yazdı ama öyle değil, Abdullah Gül'ü getiren de onlar. Bu iliĢkiler yeni değil, eskiye dayalıdır. Kraliçe'nin Anıtkabir'e çıkması politika icabıdır." Daha önceki haftalarda Mustafa Kemal Atatürk'ün Ġngilizlere karĢı aldığı tutumdan dolayı zor günler geçirdiğini anlattığını hatırlatan Öcalan, Ģöyle konuĢtu: Onlar Mustafa Kemal'i iyi tanıyorlar. Benim Mustafa Kemal'e iliĢkin değerlendirmelerim son zamanlarda tartıĢılıyor, ilginç değil mi? Mustafa Kemal Ġnönü iliĢkileri. Ġnönü geldikten sonra Mustafa Kemal'in fotoğraflarının kaldırıldığı tartıĢması. Mustafa Kemal, 1919'da Anadolu'ya geçerken Ġngilizlerden izin almıĢtı, ama sonra onları atlattı. Vahdettin'den de izin almıĢtı, onları da atlattı. Bağımsızlığa yöneldi. Hakkında tutuklama ve idam kararı çıkarttılar. Mustafa Kemal yurtseverlik düĢüncesiyle hareket etti. 1919 hareketini kendi liderlik vasfıyla yönetti. Ġngilizler Mustafa Kemal'in kendilerini atlattığını fark ettiklerinde ona büyük öfke duydular. 1922'den itibaren Ġngiliz yanlısı Cavit, Dr. Nazım onlar etkili oldular." M. KEMAL ĠNGĠLĠZ YANLISI DEĞĠLDĠ Öcalan, analizini Ģu Ģekilde sürdürdü: "O zamanlar TeĢkilat-ı Mahsusa vardı, bu teĢkilatta Ġslamcı Mehmet Akif Ersoy -TeĢkilat-ı Mahsusa'da görevliydi-, Said-i Nursi, Ġngiliz yanlısı Dr. Nazım, Cavit Bey onlar var. KurtuluĢ SavaĢı sürecinde o dönem bunların Anadolu'ya geçmelerine de TeĢkilat-ı Mahsusa yardımcı oldu. Mustafa Kemal ne Ġngiliz yanlısı, ne ittihatçı, ne de TeĢkilat-ı Mahsusa'dandı. Kendi liderlik gücüyle hareket ediyordu. Mustafa Kemal daha önce bunlar için çok kızarak 'hepsini idam edeceğim' demiĢti. Mustafa Kemal'e suikast düzenlendi. Bununla ilgili Kazım Karabekir yargılandığında diğer bütün paĢalar sivil kıyafetlerle mahkemeye gittiler, bu bir tavırdı. Rauf Orbay onlar da vardı, ittihatçı kadrolar falan vardı. Kazım Karabekir'in idamını engellediler. Mustafa Kemal, onların gücünü tam anladı, onlarla 1926'da bir uzlaĢmaya gitti. O zamana kadar bazıları idam edilmiĢti ya da tasfiye edilmiĢti. Mustafa Kemal Çankaya'dayken Ġnönü'nün ölüm haberi üzerine çocuklarına miras bırakmıĢtır. Celal Bayar da o kadrodandı, Alliance Okulu'nda okumuĢtu. ĠĢ Bankasının kurucusudur, arkasında sermaye var. Onu öylesine değil, aralarında bir denge unsuru olduğu için idam edemediler." ERGENEKON TASFĠYE EDĠLMEDĠ Kürtlere katliam planı hazırladıkları ortaya çıkan Ergenekon'a değinen Öcalan, Ģu çarpıcı hususlara dikkat çekti: "Türkiye NATO'ya üye oldu. 1951'de iĢte Ergenekon dedikleri Ģey kuruldu. Amerika her yerde bu tarz teĢkilatlar kurdu. Bunlara yerel isimler verdiler. Ġtalya'da Gladio, Türkiye'de Ergenekon. Gladio, Ġtalya'da Gladyatörden geliyor. SavaĢçıdır, eski savaĢçılar, yani "kahraman". Ergenekon da Türkiye için "kahramanlık" ifade ediyor, bir simgedir. 1950'den 1990'lara kadar kırk yıl boyunca Ergenekon'un maaĢının Amerika tarafından verildiği belirtiliyor. Ġtalya'da biliyorsunuz Gladio'yu Savcı falan var, ortadan kaldırdılar. Türkiye'de ise Ergenekon kaldırılmadı. Türkiye "çekincelerim var" diyerek kaldırmadı. ġimdi büyük kesimi temizlenmeye çalıĢılıyor, daha doğrusu, kanuni düzene çekilmeye çalıĢılıyor. CHP ve MHP de aslında Ergenekoncudur. Ergenekon kısmen tasfiye edilip kanun içerisine alınmaya çalıĢıldığı için MHP ve CHP de zor durumda kaldı. Bu nedenle MHP ve CHP hemen demokratikleĢmeden söz etmeye baĢladı. CHP bundan sonra sosyal demokratlığa soyunacak, bunlar sahtekârdır, Kürtler bunlara kanmasın. Bahçeli de kendi çevresini kontrol altına almaya çalıĢıyor. Bahçeli'nin danıĢmanı da Alparslan TürkeĢ'in vasiyetinden bahsederek, "milliyetçiliği demokratikleĢtirmek TürkeĢ'ten bize kalan vasiyettir" diyor. MHP değiĢir mi değiĢmez mi bilemiyorum, Bahçeli, bir değiĢimin gerekliliğinden bahsediyor, bu gerekliliği de görüyorlar ama benim MHP konusundaki görüĢüm umutlu değil, değiĢir mi değiĢmez mi bilemiyorum." ERDOĞAN VE BÜYÜKANIT ERGENEKON'DA UZLAġTI BaĢbakan Erdoğan'ın Kürt sorununa iliĢkin yaptığı konuĢmaları daha sonra geri çektiğine dikkat çeken Öcalan, bu duruma yol açan geliĢmeleri Ģu Ģekilde değerlendirdi: "BaĢbakan Erdoğan'ın Kürtlere iliĢkin önceki konuĢmaları var, demokrasiden bahsediyor. Daha sonra bu konuĢmalarının hepsini geri aldı. Ergenekonla ilgili Atabeyler Çetesinin baĢı bir yüzbaĢıydı. Basında çıktı kendisi "bunun gibi tam kırk iki hücre var" diyor. Hepsinin baĢında bir yüzbaĢı olduğu düĢünülürse büyük yapılanmadır. Atabeyler Çetesi baskınında Erdoğan'ın evinin krokisi de çıkmıĢtı. Daha sonra darbe tartıĢmaları da gündeme geldi. Erdoğan, bunların gücünü anladı, korktu ve teslim oldu, kendi partisinin onayı olmadan 4 Mayıs'ta Genelkurmay BaĢkanıyla Dolmabahçe'de anlaĢtı. Dolmabahçe kriterleri oluĢtu. ABD ve Avrupa Birliği de Erdoğan'a tam destek verdi. Genelkurmay da Ergenekon tarafındandı. O da BaĢbakanla uzlaĢtı. Bu iki kesim uzlaĢınca MHP ve CHP boĢa düĢtüler. O zaman bu yüzden Genelkurmay bunlar için "Bunlar PKK'den de daha tehlikelidirler" dedi. Genelkurmay bu sözü boĢuna sarf etmedi, bu, "sizi gözden çıkardık, sizinle iĢimiz bitti" demektir. Bununla CHP'nin dıĢarıda kaldığını ve tasfiye edildiğini anlıyoruz, desteklerini çektiler. Genelkurmayın sözünü böyle anlamak gerekir." ERGENEKON'A YENĠ ġEKĠL VERĠYORLAR Öcalan, Ģöyle devam etti: "Erdoğan ve Genelkurmay BaĢkanı'nın bu anlaĢmasının Kürtler için anlamı Ģudur: Erdoğan daha fazla bu Ergenekon üzerine, bu çetelerin üzerine gitmeyecek, buna karĢılık o çeteler de kanun

Page 26: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

çerçevesine alınacak, kanun dıĢı eylem yapmayacak. Genelkurmay da Kürtlerin üzerine, PKK'nin üzerine her türlü silahla gidecek. Bu anlaĢmadan sonra Erdoğan, Kürtlere iliĢkin söylediği bütün sözlerini geri almıĢ oldu. Kamuoyu bunları bilmiyor, DTP de tam anlayamıyor. Bütün bunları kamuoyunun bilmesi gerekir. Bütün bunlarla yeni bir döneme girildiğini anlamak lazım. Önümüzde yeni bir dönem var. ABD'de de buna, bu anlaĢmaya izin verdi. O tarihten sonra da Kürtlere ve PKK'ye karĢı her tür yönelim, hava ve kara operasyonları yapıldı. Kürtler bunu böyle anlamalı. Ergenekon'a da yeni bir Ģekil veriyorlar. Basında iĢte bazı yazarlar aracılığıyla beni de Ergenekon'la iliĢkilendirmeye çalıĢıyorlar. Bununla amaçları, benim manevi gücümü kırmaya, itibarımı düĢürmeye dönüktür. Önce benim için Kemalist dediler tutmadı, Ģimdi de Ergenekon ile iliĢkilendirmeye çalıĢıyorlar. Türkiye'de Ergenekon'u asıl ortaya çıkaran, deĢifre eden biziz. Kürtler önemli bir özgürlük zeminini yakalamıĢ, bu Ģekilde Kürtlerin önünü kesmeye çalıĢıyorlar." BOMBALARLA SONUÇ ALAMAZLAR Giderek tırmandırılan operasyonlara değinen Öcalan, Ģu tespitlerde bulundu: "ġimdi de PKK'yi Güney'de sıkıĢtırmaya çalıĢıyorlar. Acaba bitirebilir miyiz diye sürekli saldırıyorlar, bombalıyorlar. Bu bombalamalarla, saldırılarla sonuç almaya çalıĢıyorlar. Sonuç alamadılar, Ertuğrul Özkök, biz vuruyoruz, kırıyoruz, askeri açıdan tamam ama asıl savaĢ bundan sonra baĢlıyor, diyor. Yani "toplumsal savaĢı kim kazanacak, toplumu kim kazanacak?" diyor. Asıl nokta burası, bu yaklaĢımla halkı kazanamazlar. Daha önceleri de Ermenilerle ilgili bir provokasyon yapılmıĢtı. Ermenilerin baĢına getirilenleri biliyoruz. Bedirxan Beyle Süryanilerin üzerine gittiler, sonraları Ermenilerin, daha sonra da Rumların üzerine gittiler. ġimdi de aynı Ģeyi Kürtler üzerinde yapmaya çalıĢıyorlar, Kürtlerin sonu onlar gibi olur mu bilemiyorum ama bunun olmaması için çok uğraĢtım." YENĠ PKK YARATMAK OYUNDUR Öcalan, "Ben açıkça belirtiyorum; bu bir oyundur. Türkiye Kürtlerin üzerine gitmekle stratejik olarak kaybediyor. Ġkide bir piĢmanlık yasalarını çıkarıyorlar. PiĢmanlık yasaları daha çok tahriktir. Bir insana piĢman ol denilebilir mi? Bu insanın doğasına aykırıdır. PiĢmanlık yasaları hiçbir sonuç vermez sadece tahrik eder. ġimdi belki biraz PKK'nin merkezi, merkezi kadroları dağılabilir, iletiĢimleri kesilebilir. ĠletiĢim imkânları var ama kullanmazlar. Bu da sonuç vermez. Ben sık sık belirtiyorum; her zaman, PKK için her zaman bir yol vardır. DeğiĢik yerlerde değiĢik bağımsız komutanlıklar çıkabilir, PKK bu bağımsız komutanlıklara yönelebilir. Kırk komutanlık çıkabilir. Herkesin bir PKK'si olur; Rusya'da, Ermenistan'da, Ġran'da, Avrupa'da, Yunanistan'da, ABD, Ġsrail… Biliyorsunuz Osmanlar, Botanlar ayrıldılar, ABD bunların dıĢında baĢkalarını yanına alarak yeni bir PKK oluĢturabilir. Bunları nasıl kontrol edeceksiniz. ġu anda benim bunlar üzerinde bir etkim, kontrol etme gücüm var." PKK GÜÇLÜDÜR Öcalan, tespitlerini Ģöyle sürdürdü: "Üzerine gidiliyor ama PKK'nin de güçlü olduğu ortaya çıkıyor, öyle anlaĢılıyor ki eskisinden daha güçlüdür. PKK'nin ideolojisi dört parçada da halk tarafından önemli oranda benimsenmiĢtir, Suriye'de güçlüdür, Ġran'da güçlüdür, Türkiye'de güçlüdür, Güney Kürdistan'da da güçleniyor. Talabani, Barzani, kiĢiler gelip geçicidir, burada önemli olan ideolojidir. Zaten PKK, ideolojik dar bir kadrodur. Esas olan özgürlük zeminidir. Bu zemin diridir, kendisini sürekli üretir. Siz bu Ģekilde PKK'yi bitiremezsiniz, bu sorunu çözemezsiniz. Ġran'la çatıĢmalar var fakat onlar bir taraftan savaĢırken bir taraftan da diyalog kapısını açık bırakabiliyor. Ġran ile hem çatıĢma hem uzlaĢma olabiliyor, diyaloglar hep böyledir. Ġran'la eskiden beri yirmi yıldır iliĢkiler var, birçok tanıdıkları kimseler var." Daha önce yaptığı Demokratik Cumhuriyet Kongresi ve Demokratik Toplum Kongresi önerilerine bir kez daha değinen Öcalan, "Ben iki siyaset olabilir diyorum: Biri Ankara'da demokratik güçlerin, her kesimin içinde yer alabileceği bir siyaset tarzı. Ġkincisi de Diyarbakır'daki siyaset örgütlenmesi. Demokratik kesimler, küresel sermaye istilasına karĢı güçlerini birleĢtirebilirler. Bütün bu belirttiklerim çerçevesinde Kürtler de Ermenilerin, Süryanilerin, Rumların durumuna düĢmemek için, Filistin-Ġsrail gibi olmamaları için, demokratik siyaseti geliĢtirmeliler. Türkiye'nin Ģartlarını da göz önünde tutarak demokratik siyaseti geliĢtirmeleri gerekiyor. Kadınlara ve demokratik siyasete iliĢkin akademiler kurulması gerekiyor. Demokratik Toplum Kongresi de geliĢtirilmelidir." Ģeklinde konuĢtu. MUKAVELE YAP SONRA TOKALAġ DTP hakkındaki kapatmaya da değinen Öcalan, "Binlerce DTP'li gözaltına alındı, tutuklandı, DTP'yi de muhtemelen kapatacaklar, geri kalanları da tasfiye edip çok zayıf bırakacaklar. Bazı milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırabilirler, milletvekilliklerini düĢürebilirler. DTP de buna karĢı demokratik güçlerle, her kesimle ortak bir Ģekilde örgütlenmelerini yapabilmelidir." dedi. Bahçeli ile Hasip Kaplan arasındaki tokalaĢmayı değerlendiren Öcalan, "Bahçeli'nin, DTP' liler ile tokalaĢmaları basına yansıyor. Eğer gerçekten samimilerse, çözüm istiyorlarsa kendi aralarında toplumsal bir mukavele imzalarlar. KarĢılıklı masaya otururlar, toplumsal mukavele yaparlar. Önemli olan budur, çatıĢmaların önünü bu alır. Aksi halde sadece tokalaĢma, ifsattır, bozucudur, bir iĢe yaramaz." diye konuĢtu. CEZALARLA TEHDĠT EDĠLĠYORUM Son günlerde hakkında toplam 30 günlük disiplin cezaları verildiğini, ancak cezaların henüz hayata geçirilmediğini anlatan Öcalan, "Son dönem hakkımda verilen disiplin cezaları da bir tehdittir, bana, "konuĢma" ya da "ayağını denk

Page 27: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

al" diyorlar. Ben onlara da söyledim, "siz siyaseti bilmiyorsunuz, olayın gerçeği baĢkadır" diye. Benim buradan talimat verdiğim söyleniyor. Evet, ben talimat veriyorum; bu talimatlar demokratizme iliĢkin talimatlardır, barıĢa iliĢkin talimatlardır, Filistin-Ġsrail gibi olmamaları için talimat verdim, bunları böyle anlamak lazım." dedi. CĠDDĠ ADIMLAR ATILSIN GERĠLLAYI SINIR DIġINA ÇEKEYĠM "Anaların daha fazla ağlaması istenmiyorsa, bir çözüm aranıyorsa, Devlet bir adım atabilir. Demokratik çözüme katkı sunabilir." diyen Öcalan, çözüm için Ģu öneriyi yaptı: "Ben BaĢbakan'a da hatta diğerleri çözüm istiyorlarsa onlara da, Baykal ve Bahçeli'ye de sesleniyorum, bir çözüm geliĢtirilebilir, bir çözüm geliĢtirilirse ben de burada demokratik çözüme iliĢkin üzerime düĢeni yaparım, hatta ciddi bir adım atılırsa gerillaların tamamen sınır dıĢına çekilmesi ve silah bırakması için öneride bulunabilirim, çağrıda bulunabilirim. Bu kadar savaĢ, Kürtlerin üzerine bu kadar gidilmesi kimin yararınadır! Türkiye burada bir oyuna getiriliyor. Güney Afrika'da da yıllarca birbirleriyle çatıĢtılar ama sonunda uzlaĢı oldu. ġimdi Güney Afrika demokrasisi dünyanın saygın demokrasilerindendir. Hatta Türkiye'nin sermayesini bile çekmektedir. Eğer bir çözümün geliĢtirilmesi isteniyorsa, ben daha önce de Hükümetten hatta muhalefetten rica etmiĢtim. Güney Afrika'da olduğu gibi bir Hakikat ve UzlaĢı Komisyonu kurulabilir, Parlamentonun onayıyla olması Ģart değil, Parlamentonun bilgisinin olmasıyla da olabilir. Bu komisyonda yirmi otuz kiĢi yer alabilir, yazarlar, aydınlar bu komisyonda yer alabilir. Bu komisyon Türkiye'nin ortalama vicdanı olabilir. Bu Hakikat ve UzlaĢı Komisyonu gerekli incelemeleri, araĢtırmaları yaparlar ve toplumun, çözümün yararına gördüğü hususları, konuları, Parlamentoya sunar, Parlamentoya öneride bulunur, Parlamento da bunları dikkate alır, değerlendirmeler yapar." SORUNU BÖYLE BĠTĠREMEZSĠNĠZ 1999 yılındaki sorgu sürecine değinen Öcalan, Ģöyle devam etti: "Ben Türkiye'ye getirildiğimde, o zaman sorguda dört istihbarat temsilcisi vardı. Genelkurmay adına Kıvrıkoğlu onların temsilcisi vardı, Hükümet temsilcisi de vardı. Ben onlara da ifade ettim, hatta ilk gelen komutana da ifade ettim: Siz benimle böyle konuĢuyorsunuz ama sizin gücünüz var mı, benimle bu Ģekilde konuĢmaya gücünüz var mı? Onlar da var dediler. Ama daha sonra onlar taktiksel yaklaĢtılar, daha sonra bana idam cezası vererek, beni ġeyh SaitleĢtirme yolunu seçtiler, bu yol la, oyalayarak PKK'yi de bitirmeye çalıĢtılar. Aynı soruyu Özal dönemindeki temsilciye de söyledim gücünüz var mı diye. Onlar da var demiĢlerdi. Kıvrıkoğlu ve ekibi, 2002'de demek ki tasfiye oldular, öyle tahmin ediyorum. Öyle imhayla, Kürtlerin üzerine gitmekle, gençlerin aileleriyle görüĢmekle bu sorun çözülmez. Gençlerin aileleriyle görüĢmekle o gençleri geri getiremezsiniz." BARZANĠ PKK ĠLE ÇATIġMAZ Öcalan, sözlerini Ģöyle tamamladı: "Ġnsanlara piĢman ol demekle insanlar piĢman olmazlar. Doğaya aykırı bir Ģey istiyorsunuz. Ġnsanlar bunu kabul etmez. PiĢman ol demekle daha çok tahrik ediyorsunuz. Her Ģeyi bu çerçevede almak sadece sorunu derinleĢtirir. Bu Ģekilde Kürtlerin üzerine gitmekle, Kürtleri imha etmeye çalıĢmakla kazanacaklarını düĢünüyorlar. Belki Türkiye yenilmez ama büyük kaybeder. Özal tasfiye oldu, Erbakan tasfiye oldu, ordudan bir kısım tasfiye oldu. Özal'ın tasfiyesi iyi mi oldu, Erbakan'ın tasfiyesi iyi mi oldu, ordudan bir kesimin tasfiyesi iyi mi oldu? Böyle daha mı iyi? Hayır. Türkiye'ye bir kriz geliyor. Bu büyük bir krizdir, sadece ekonomik değil, sosyal ve siyasal alanlarda da beraberinde krizleri getirir. Güney Afrika'da da yıllarca birbirleriyle çatıĢtılar ama sonunda uzlaĢı oldu. ġimdi soruyorum Türkiye'nin mevcut Ģu anki durumu mu iyi, Güney Afrika'nın mevcut durumu mu iyi? Kürtler de bu saatten sonra birbirleriyle çatıĢmazlar, Barzani onlar PKK ile çatıĢmazlar, çatıĢacaklarını sanmıyorum. Kürtler birbirleriyle çatıĢmaz, halk buna izin vermez."

Öcalan Erdoğan'a yine çözüm çağrısı yaptı

GörüĢme Notları:

23.05.2008 Tarihli

Gorusme Notlaridir

Son haftalarda sık sık BaĢbakan Erdoğan'a çözüm çağrısı yapan Öcalan, bu hafta da Erdoğan'a "Bu operasyonlarla PKK bitirilemez. Hükümet ölümlerin durması ve barıĢın geliĢmesi için adımlar atsın. Hükümetin atacağı en ufak bir adımda bile ben üzerime düĢeni yaparım" çağrısı yaptı.

Page 28: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, avukatlarıyla bir araya geldi. Edinilen bilgilere göre, Öcalan, görüĢmede aldığı toplam 30 günlük hücre cezalarına değinerek, "Hücre cezası sanırım bir iki güne uygulanmaya baĢlar. Çok da önemli değil" dedi. Yeni yazdığı savunmayı değerlendiren Öcalan, "Yeni yazdığım savunmalarım, diğerlerini aĢan bir savunma oldu" dedi, Ģöyle devam etti: "Dünya Sistemi kitabını okudum. Bu kitapta belirli bir düzeye ulaĢılmıĢ ama pratik anlamda uygulanabilirliliği açısından eksiklikleri var, okunabilir. Yine Son Sömürge Ulus Kadınlar kitabında da kadın sorununa iliĢkin gerçeğe yakın açıklamalar var. Ama benim savunmalarımın onları aĢan bir düzeyi var. Bu kitapların yazarlarının entelektüel bir anlatımı var. Benim bunlardan farkım ise, Ortadoğu'da kaldım, pratiği biliyorum, savunmalarımı yazarken de hem pratik hem de teorik düzeye dayanarak, bu ikisini birleĢtirerek yazmaya çalıĢtım. Bu nedenle kendime güveniyorum. Bu konuda iddialıyım. Savunmalarımda kadın sorununu ele almaya çalıĢtım. Son Sömürge Ulus Kadınlar kitabında benim söylediklerime yakın Ģeyler ifade ediliyor. Ama ben daha derinlikli ele aldım. Toplumların da kadınlar gibi nasıl ezildiğini ve sömürüldüğünü anlatmaya çalıĢtım. Yani bu savunmalarımda toplumların kadınlaĢtırılmasını çözümlemeye çalıĢtım." YENĠ SAVUNMA YAZACAĞIM Yeni bir savunma yazacağını açıklayan Öcalan, Ģöyle devam etti: "Önümüzdeki günlerde savunmamın Özgürlük adlı üçüncü kısmına baĢlayacağım. Bu kısımda özgürlüğü anlatmaya çalıĢacağım. Özellikle günümüzde yaĢamın giderek anlamsızlaĢtığı bir dönemdeyiz. YaĢamın anlamsızlığını aĢabilmek için özgürlüğü hedeflemenin, özgürlüğe kilitlenmenin önemini anlatmaya çalıĢacağım. Özellikle kadınların içinde bulunduğu anlamsız yaĢamı aĢabilmeleri için bulundukları durumu aĢan iddialı bir yaĢamı hedeflemeleri ve özgürlüğe kilitlenmeleri gerekir. Kadınların Akademi çalıĢması önemlidir. Bu akademide spordan siyasete, hukuktan felsefeye, atölye çalıĢmalarına, kültür sanat çalıĢmaları dâhil her türlü çalıĢmalarını yapabilirler. Yine bu akademi çalıĢması tüm kesimleri kapsamalı. Örneğin bir üniversite öğrencisi de, bir ev hanımı da bu çalıĢmalarda yerini alabilmeli. Bir dönem Köy Enstitüleri vardı. Benzer çalıĢmalar yapmaya çalıĢıyorlardı. Akademi, Enstitüleri de aĢıyor. Ġsim önemli değil, Akademi, Enstitü de denebilir. Aile, kadın etrafında oluĢur. Kadınlar üreticidirler. Ürettikleriyle kendi ekonomik sorunlarını çözebilirler. Mesela bir tarla kiralayarak organik tarım yapabilirler. Böylece iĢsizlik sorununun çözümünde katkıları olur. Kadın çalıĢması bana heyecan veriyor. Kadınlar kendilerine güvenebilirler. Özgürlüğe yoğunlaĢmaları halinde baĢaramayacakları Ģey yoktur. BaĢarılar diliyorum. Gençlerin demokratik siyaset alanında deneyim ve perspektif eksikliği var. Bu nedenle gençler, mücadele ederken sabırsız davranıyorlar. Herkes kapitalizmin esiri olmuĢ durumda ve özellikle gençlerde bu durum, daha da yoğun. Bu nedenle gençlerin baĢarı için para, puldan ve kapitalizmin etkilerinden uzak durmaları gerekiyor. YaĢam ancak bu Ģekilde onlar için anlamlı hale gelir." HÜKÜMETE SESLENĠYORUM SORUNU ÇÖZELĠM Artarak süren operasyonlara değinen Öcalan, Ģunları söyledi: "Bunlar PKK'yi Türkiye'ye karĢı kullanmak istiyorlar ama PKK'yi kullanamazlar. PKK bu oyunlara gelmez. Ġran'la görüĢüyorlar, ABD ile görüĢüyorlar; PKK ortak düĢmanımızdır diyorlar. Türkiye'yi de buna inandırıyorlar. Ġran geliyor, "PKK ortak düĢmanımızdır, teröristtir" diyor. ABD Ortadoğu'yu denetim altına almaya çalıĢıyor. Türkiye ile asla dost olamaz. Türkiye ve ABD gerçek dost olsa bile karĢı tarafta Ġran ve Rusya iliĢkileri ve daha onlarca iliĢki geliĢir. Operasyonlarla PKK'yi bitireceklerini söylüyorlardı ama PKK, her zamankinden daha güçlüdür. En güçlü dönemini yaĢıyor. Bu operasyonlarla PKK bitirilemez. Olan gençlere olur. Ben hem asker kayıplarına hem de gerilla kayıplarına üzülüyorum. Gençlerin ölümüne kim üzülmez ki? Bu nedenle Hükümete tekrardan sesleniyorum. Ölümlerin durması ve barıĢın geliĢmesi için adımlar atsınlar. Hükümetin atacağı en ufak bir adımda bile ben üzerime düĢeni yaparım. Önemli olan barıĢın geliĢmesi ve ölümlerin durmasıdır. Ben daha fazla kan dökülmemesi için üzerime düĢeni yaparım. Çözüm önerilerimi savunmalarımda da derinlikli açtım. En ufak bir çözüm adımı barıĢın önünü açacaktır. Ama bunların buna cesareti yok. Gül de korkak, Erdoğan da korkak. Çözecek iradeleri yok. Çözmezlerse, Türkiye'yi demokratikleĢme yönünde adım atmazlarsa onlar da öncekiler gibi yok olup gidecekler." ÇÖZÜM ĠSTEYENLER TASFĠYE EDĠLDĠ Öcalan, Ģöyle devam etti: "Ben bugüne kadar da bunun için çalıĢtım. Devlet içerisinde de bunu yapmak isteyenler oldu ama tasfiye edildiler. ĠĢte Özal, giriĢimlerde bulundu ama sonunu getirmesine izin vermediler. Yine Erbakan, bana mektuplar gönderdi, adım atmak istiyordu. Özal gibi sorunu barıĢçıl yollarla çözmek istiyordu ama izin verilmedi, tasfiye edildi. Benim '99'daki sorgulamam sırasında devletten temsilciler geldiler, görüĢtük. Ben barıĢçıl çözümün geliĢmesi halinde PKK güçlerini sınır dıĢına çekebileceğimi söyledim, ama bunun karĢılığında 'siz ne yapabilirsiniz, ne yapacaksınız?' diye sordum. Onlar 'siz bilirsiniz sorumluluk size aittir, geri çekerseniz bazı adımlar atılabilir' dediler. Ben de barıĢ ortamı geliĢsin diye PKK güçlerini sınır dıĢına çektim. Ecevit de sorunu barıĢçıl yollarla çözmek istiyordu. 2000'de çıkan RahĢan Affı esasında bu amacı taĢıyordu ama MHP tarafından amacından saptırıldı, engellendi. Affedilmemesi gerekenler affedildi, affedilmesi gerekenler de affedilmedi." DEVLET ĠÇĠ KAVGA VAR Öcalan, 1999 sonrası geliĢmeler için de Ģunları söyledi: "2000'de Devlet Bahçeli, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit, benim idam edilip edilmememi tartıĢıyorlardı. Ben de kendilerine, 'benim idamımı bırakın, siz kendinize bakın, kendinizi kurtarmaya bakın, sizin ayağınızı kaydıracaklar. Siz bundan Türkiye'yi demokratikleĢtirecek ve Kürt

Page 29: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

sorununu çözecek adımlar atarak ancak kurtulabilirsiniz' dedim. Bunlar bu sorunu çözecek adımlar atmadılar, tasfiye oldular. AKP'nin durumu da aynı. ġemdinli olaylarıyla baĢlayan bir süreçtir aslında. '2006'da terörü bitireceğiz' dediler, bitiremediler, Ģimdi de '2008'de bitireceğiz' diyorlar, kimin biteceğini göreceğiz. '96'larda Tansu Çilerle Doğan GüreĢ de 'bitireceğiz, Türkiye kritik bir süreçten geçiyor' diyorlardı. ġimdi de Büyükanıt ve Erdoğan 'bitireceğiz ve Türkiye kritik bir süreçten geçiyor' diyorlar. Türk devlet geleneğinin ilginç bir yapılanması var, bunu iyi görmek gerekiyor. Büyükanıt ve Erdoğan, Dolmabahçe'de bu devlet geleneğinin dıĢına çıktılar. Bu nedenle devlet içi çatıĢmalar var. Büyükanıt ve Erdoğan kendi yapılarını devre dıĢı bırakarak ikili görüĢme yaptılar. Türk devlet-siyaset geleneğinde böyle bir Ģey olmamıĢtır Ģimdiye kadar. Fikri Sağlar, Büyükanıt'ın önüne dosya bırakıldığını söylüyor, asıl mesele bu değil. Devlet içerisindeki çatıĢmalardır aslında gün yüzüne çıkan. Ben de Dolmabahçe görüĢmelerine dikkat çekmiĢtim. Ama anlatıldığı gibi dosyaların olduğuna inanmıyorum, burada ikili-gizli anlaĢmalar var. Bu ikili-gizli anlaĢmalar devlet içerisinde bazı kesimler tarafından kabul görmüyor. Fikri Sağlar'ın açıklaması da bunu gösteriyor. Çok gizli ve üstü kapalı bir görüĢmeydi yaptıkları, bulanıktır. Oysa ki GüreĢ ve Çiler bile daha açık ve aleni görüĢüp anlaĢmıĢlardı." PARACI KÜRTLERE MERHABA DEMEYĠN "Bu iĢi tek baĢına operasyonlarla bitiremeyeceklerini biliyorlar." diyen Öcalan, Ģöyle devam etti: "Bununla birlikte Küresel sermayeyi de devreye sokuyorlar. Kürtleri küresel sermayeye bağlamaya çalıĢıyorlar. Devlet, bölgede sayısı 500'ü bulan bazı iĢbirlikçi Kürt ailelerini kullanarak, Kürt kimliğini inkâr etmeleri karĢılığında eskiden onlara ağalık, beylik, Ģeyhlik, tarikat Ģefliği verirken, bugün de AKP üzerinden kimliklerini reddetmeleri karĢılığında kendilerine para verilmekte, holdingler, Ģirketler kurulmakta, ihaleler sunulmaktadır. Kürtlüğünüzden vazgeçin size maaĢ bağlayalım, Kürtlüğünüzden vazgeçin size holdingler kuralım, Kürtlüğünüzden vazgeçin size para verelim diyorlar. Bazı çevreler de bunları destekliyor. Ben halkımızı bunlara karĢı buradan uyarıyorum, bunlar devletin değil, küresel sermayenin ajanıdırlar. Bunlar uluslar arası ajanlardır. Bunlara bir merhaba dahi verilmemeli. Bunların dini imanı dolardır. Bunlara çok ciddi paralar verilmiĢ. Ceplerini ve yüreklerini dolar ısıtıyor. Bunların para için, bir belediye baĢkanlığı, makam için satamayacakları değer yoktur. Bunların dinle Ġslam'la alakası yok. Ġslam dini barıĢ dinidir. Bunların hepsi Londra merkezli oyunlardır. ĠĢte Kraliçe geldi hepsini kutsadı. Kraliçe'yle birlikte bir de bakanları gelmiĢti, kimdi o bakan? O bakan Duyun-i Umumiye'nin temsilcisidir. Bunları iyi görmek gerekiyor." CAMĠLER SORUNLARIN TARTIġILDIĞI MERKEZLER OLSUN Bu hafta cami olgusu üzerinde duran Öcalan, Ģu önerilere yaptı: "Camiler toplumsal merkez haline getirilmelidir. Hz. Muhammed döneminde Camiler, toplumsal sorunların tartıĢıldığı bir merkezdi. Camiler, Hz. Muhammed döneminde olduğu gibi bugün de toplumsal sorunların çözüldüğü merkez haline getirilmelidirler. Ġslam dininin özü de budur. Ġslam dini barıĢa hizmet eder. Ġmamlar da bu eksenli çalıĢmalarına devam edebilirler. Duyarlı imamlara özel selamlarımı söylüyorum." GENÇLĠK PARA PULA HEVESLENMESĠN Öcalan, gençliği de Ģu çağrıyı yaptı: "Gençlik Paraya, pula, kapitalizme heves etmesin. Kendilerini bu iliĢkilerden kurtarsınlar. Ben bu konuyu savunmalarımda derinliğine açtım, okuyabilirler. Gençler, Ġsrail'deki Kibutzlar benzeri tarım kooperatifleri geliĢtirebilirler. Ġsrailliler uyanık. Tarım iĢini iyi biliyorlar. Ġdealist gençler buna benzer Ģeyleri geliĢtirebilirler. BaĢarılar diliyorum." Öcalan, DTP'nin kapıtalabileceğini belirterek, "DTP kapatılabilir. Ama kendi demokratik mücadelesi devam eder. DTP kapatılırsa yeniden demokratik toplumlarını oluĢturmak için çalıĢmalarını sürdürmelidir." diye konuĢtu. HAKĠKAT KOMĠSYONU DAHĠ KURAMADINIZ Bu hafta da sol parti çalıĢmalarını değerlendiren Öcalan, Ģu Ģekilde konuĢtu: "Türkiyeli sol aydın ve siyasetçilere diyorum ki, Çatı Partisi'yle barıĢın geliĢmesi için çalıĢsın. Bu kez biz sizi takip edelim, barıĢ için geliĢtirdiğiniz projeye biz destek verelim. Önemli olan barıĢın ve çözümün geliĢmesidir. Bir Hakikatleri AraĢtırma ve UzlaĢma Komisyonu kurarak barıĢı geliĢtirebilirler, bunu bile yapamadılar. Meclis içinde böyle bir komisyon çıkarabilirlerdi. Güney Afrika'da bu denendi. Yine dünyada birçok ülkede denendi. Türkiye'de de baĢarılı olabilir. ġimdi bir taraf imha ve inkârda diretirken bir tarafta benim de küçük bir devletçiğim olsun anlayıĢındalar. Oysa benim derdim ne devlet kurmak ne devlet yıkmaktır. Devlet, sorun demektir. DevletleĢmeyle sorunlar çözülmez, büyür. Sol da 'biz iktidar olup sorunları çözeceğiz' diyordu. Oysa Rusya ve Çin örneği ortadadır. En son Çin'deki deprem felaketi de bu durumu ortaya koymuĢtur. Bu nedenle çözüm devletleĢmekte değil, gerçek demokratik cumhuriyeti hayata geçirmektedir." ANTĠ SEMĠTĠST DEĞĠLĠM "Ġran için tehlikeler var, Ġran JaponyalaĢabilir, nükleer tehlikeyle karĢı karĢıya kalabilir." diyen Öcalan, PÇDK Kongresi dolayısıyla "Ayrıca tüm Irak halkını selamlıyorum. Savunmalarımda onların Uruk'tan günümüze beĢbin yıllık tarihini ve trajedisini iĢledim, savunmalarım onları da kapsıyor, nasıl köleleĢtirildiklerini ve bundan tüm Ortadoğu için de geçerli olan demokratik konfederalizm'le çıkıĢı ve nasıl özgürleĢeceklerini anlattım." dedi. Haftalardır yaptığı Yahudi eleĢtirilerine açıklık getiren Öcalan, "Tüm Ġbrani kavminin trajedisini anlıyorum, yaĢadıklarını biliyorum. Ortadoğu için geliĢtirdiğimiz Demokratik Konfederalizm projesinde onlara da yer var.

Page 30: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Savunmalarımın üçüncü kısmı olan Özgürlük bölümünde tarihi hatalarından ve tarihi baĢarılarını daha derinlikli açtım. Bu konuda objektif olmaya çalıĢtım. Ben anti-semitist değilim. Cezaevindeki arkadaĢlara, kadınlara, gençlere, halkımıza, tüm dostlara selamlar." Ģeklinde konuĢtu.

GAP Paketi ile iĢbirlikçi Kürt yaratacaklar

GörüĢme Notları:

Erdoğan'ın açıkladığı GAP Paketi'ni değerlendiren Öcalan, "BaĢbakan 'GAP'la terörü bitireceğim' diyor. Hakkımda istenilen hücre cezaları da bunun sonucudur. Parayla Kürtleri bağlamaya çalıĢacaklar. Ancak sayıları beĢ yüzü geçmeyen iĢbirlikçi aileleri kendilerine bağlayabilirler. Onurlu Kürtler bunu kabul etmez" dedi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, avukatlarıyla bir araya geldi. Edinilen bilgilere göre, Öcalan, görüĢmede sağlık sorunlarına değinerek, "Sağlık sorunlarım aynı, bir değiĢme yok. Ancak sesimde sorun var. Boğazımdaki yapıĢkan sıvı rahatsız ediyor." dedi. PeĢ peĢe aldığı hücre cezalarına iliĢkin bilgi veren Öcalan, cezaların henüz uygulamaya geçirilmediği bilgisine vererek, "Ġtiraz süresi dolmak üzere, dolunca hücre cezalarını uygulamaya baĢlayabilirler. Aynı nedenle üst üste verilen hücre cezalarının hukuki dayanağı nedir? ÇatıĢmaların on kat daha artacağını, kırk milyon Kürdün ayaklanacağını, yine Kürdistan'ın dört parçasındaki Kürtlerin PKK etrafında toplanacağını belirtmiĢim. Aynı dayanakla bana birden fazla hücre cezası verebilirler mi? Hukuki dayanağı nedir? Benim görüĢmelerim savunmalarım temelindedir. Bu durum savunma hakkının ihlalidir. Ben AĠHM'e sunduğum savunmalarımda da bunları ifade ettim." Ģeklinde konuĢtu. BEN PKK LĠDERĠYĠM "Bu hücre cezalarını vererek savunma hakkımı anlamsızlaĢtırıyorlar" diyen Öcalan, "ĠĢte Kürt demeyeceksin diyorlar, Önder ve liderim demeyeceksin diyorlar. Kürdistan demeyeceksin diyorlar. Ben daha önce Adalet Divanı kararı ile ilgili savunma alınacaksa, PKK'yi temsilen benim savunmamın alınması gerektiğini, PKK'yi benim temsil ettiğimi söylemiĢtim. Bu düĢüncelerimi paylaĢmam nasıl oluyor da suç teĢkil ediyor? Ben PKK lideri olduğum için yargılandım. Bunun için ceza aldım. PKK lideriyim deyince mi suçlu oluyorum? Ġngiliz avukata Adalet Divanı kararına iliĢkin bu düĢüncelerimi paylaĢmam ve daha sonraki görüĢmelerde aynı konuyu tartıĢmam hücre cezası ile ilgili soruĢturma nedeni oluyor. Öyle ise bütün söylediklerim soruĢturma konusu olacak. Bu da 70 - 90 gün hücre cezası demektir." ifadelerini kullandı. Öcalan, Ģöyle konuĢtu: "GörüĢmelerim hücre cezasıyla sonuçlanacaksa o zaman görüĢme yapmamam lazım. Yani savunmalarım da ifade ettiğim bu konuları konuĢamayacaksam dedikodu mu yapayım? Ben görüĢlerimi, düĢüncelerimi, savunmalarımı tartıĢamayacaksam görüĢmelerin bir anlamı yok. Bu durum savunma hakkının ihlalidir, AĠHM'e baĢvuru yapacağım. Ben bu görüĢlerimi daha önceki hücre cezalarına iliĢkin yazdığım tek sayfalık savunmamda ifade ettim." 40 MĠLYON KÜRT AYAĞA KALKAR Son günlerde tırmanan ve Türkiye'yi maddi-manevi yıkıma götüren operasyon ve çatıĢmaları değerlendiren Öcalan, Ģu hususların altını çizdi: "ÇatıĢmaların gidiĢatı ortada, nasıl devam edecek? Hükümet demokratik çözüm ve demokratik siyasetin geliĢmesi için adımlar atmazsa çatıĢmalar artacaktır. ĠĢte bunları söylüyorum diye hücre cezaları veriyorlar. ÇatıĢmalar on kat daha artar, kırk milyon Kürt ayağa kalkar bu durumu kabul etmezler diyorum bana bizi tehdit ediyorsun diyorlar. Ama bunlar gerçeklerdir, bu gerçekleri anlamak istemiyorlar. Bu söylediklerimle örgüte talimat verdiğimi iddia ediyorlar. Ben örgüte talimat vermiyorum. Kaldı ki hükümet demokratik adımlar atmazsa, PKK beni dinlemez, silah bırakın desem bile PKK silah bırakmaz. Bana niye konuĢmuyorsun, düĢüncelerini açıklamıyorsun diye yetkililer gelip görüĢmüĢlerdi. ġimdi de ben konuĢunca, düĢüncelerimi açıklayınca, örgüte talimat verdin diye hücre cezaları veriyorlar. Oysa benim buradaki büyük bir sabır ve olgunluk içindeki mücadelem biliniyor. Burada hükümetin demokratik çözüm geliĢtirmesini, Kürtlerin de demokratik çözümü detaylı bir Ģekilde kendi içlerinde tartıĢmalarını sağlamaları için sabır ve büyük bir olgunluk gösteriyorum. Demokratik çözüm geliĢtirilirken objektif somut ve kabul edilebilir adımları içermesi lazım. Çözüm arayıĢları açık önerilerle desteklenmesi gerekmektedir. Mustafa Kemal bile Osmanlıyı eleĢtirirken kendi radikal çözüm önerilerini tartıĢmaya açıyordu. Bizim önerimiz demokratik çözümdür."

Page 31: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

PARAYLA KÜRTLERĠ BAĞLAYACAKLAR BaĢbakan Erdoğan'ın Diyarbakır gezisine de değinen Öcalan, Ģu eleĢtirilerde bulundu: "BaĢbakan Recep Tayip Erdoğan Diyarbakır'a gitmiĢ. Bunu GAP Taarruzu ve Kürdistan Seferi olarak nitelemek gerekir. BaĢbakan 'GAP'la terörü bitireceğim' diyor. Aslında hakkımda istenilen hücre cezaları da bunun sonucudur. Bir taraftan parayla, makam mevkiiyle, teĢviklerle, makro, mikro kredilerle Kürtleri kendilerine bağlamaya çalıĢacaklar. Bu politika çok eskilere GılgameĢ-Enkidu'ya kadar uzanmaktadır. Ġktidarlar kendilerini kadınla, parayla, makamla güçlü kılmaya çalıĢıyorlar. Ġskender, seferlerinden sonra on bin kadın alarak on bin düğün yaptı. Napolyon var, para para para diyor, parayla iktidarını güçlendiriyordu. Benim içinse önemli olan özgürlüktür. Özgürlük mücadelesi veren herkese sonsuz saygı duyarım, bu küçük bir çocuk olsa bile. Diğer taraftan da beni etkisiz hale getirmek için idari, siyasi, adli baskı geliĢtiriyorlar hatta imha etmek bile isteyebilirler. Diyarbakır'a devlet gitmiĢ diyorlar, doğrudur. Devlet nedir? Devlet, idari bir mekanizmadır, Devlet, idarecilik yapar, siyaset yapmaz. Devletle içli dıĢlı olan insanlar vardır. Siyaseti bunlar yaparlar. Daha iyi anlaĢılması için örnek vereyim; Ġmralı Cezaevinde üzerimde mikro devlet sistemi uygulanıyor. Cezaevinin bir idaresi var, idari iĢleri takip ediyorlar. Ellerinden bunun dıĢında bir Ģey gelmez. Bana uygulananlar, siyasetin bir sonucudur. Siyaset nedir? Siyaseti iki cümleyle güzel bir Ģekilde ifade edersek; Siyaset, yerelden evrensele, bireyden topluma, kendi kimlik problemlerini tartıĢması, kendi kimliğini özgürce edebi bir Ģekilde ifade etmesidir, dile getirmesidir. Demokratik siyaset iĢte böyle güzel bir Ģeydir. Edebiyat nedir? Kültürlerin, toplumların yaĢadıkları sorunları, güzel bir Ģekilde, edebi bir dille ifade etmesidir. Mehmet Uzun, Kürt kültürü ve yaĢamından uzak olan çevreler tarafından niye ilgi görmedi? Çünkü Kürtlerin yaĢadıklarını anlatıyordu. Diğerleri, Kürtleri tanımıyorlar, Kürtlerin neler yaĢadığını, ne sıkıntılar çektiğini bilmiyorlar, bunu anlamıyorlar." KÜRTLER PAKETE ĠTĠBAR GÖSTERMEZ Öcalan, GAP Paketi ve Erdoğan'ın Diyarbakır gezisine eleĢtirilerini Ģu Ģekilde sürdürdü: "Daha önce de tartıĢıldı, "teröre" 12 milyar dolar ayırmıĢlar. Bununla ancak sayıları beĢ yüzü geçmeyen iĢbirlikçi aileleri kendilerine bağlayabilirler. Bunların para için yapamayacağı, satamayacağı değer yoktur. Bunlar küresel sermayeye dayanarak deveyi hamuduyla yutuyorlar. Ancak onurlu Kürtler bunu kabul etmez. Bazılarıysa 'devlet Ġslam'ı, Ġktidar Ġslam'ının ortaya çıkardığı kiĢiliklerdir. Bunlar sübjektif olarak ajan değiller belki ama objektif olarak ajandırlar. Halkımızı bunlara karĢı dikkatli olmalı. Bu tavırlara karĢı demokratik siyasetin geliĢtirilmesi gerektiğini belirtiyorum." SĠYASET AKADEMĠSĠ DERHAL KURULMALI 2000 yılından itibaren yaptığı siyaset okulu önerisini bu kez de yineleyen Öcalan, "Demokratik Siyaset Akademilerini bir dakika bile gecikmeksizin kurulmalıdır. Genelde siyaset, özelde ise demokratik siyasetin yapılabilmesi için siyaset akademilerinin kurulması Ģarttır. Bu akademilerde halk, demokratik siyaset konusunda eğitilebilir. Bu oyunların önüne ancak bu Ģekilde geçilebilir. Kürtleri kandıramazlar. Bazı yazarlar, 'Apo siyaseti biliyor ama parası yok' diyor. Doğrudur, benim param yok ama benim onurum var, benim arkamda Kürt halkının onuru var, milyonlarca Kürt halkı var. Kimin kazanacağını, paranın mı, onurun mu kazanacağını göreceğiz." dedi. AKP YAHUDĠ KÖKENLĠDĠR AKP iktidarını Ġngiltere ve Ġsrail bağlamında değerlendiren Öcalan, AKP'nin temeline iliĢkin Ģu tespit ve eleĢtirilerde bulundu: "Bu oyunların çoğu taa 1926'larda geliĢtirilmeye çalıĢıldı. Bunlar aslında Ġngiliz oyunları kraliçe boĢuna mı geldi. Mustafa Kemal, bunları görüp engellemeye çalıĢtı ama ona izin vermediler, onu etkisiz hale getirdiler. Hatta kız kardeĢi bir parti kurup siyaset yapmak istiyordu ona da izin vermediler. ġeyh Sait isyanıyla Kürtleri de etkisiz hale getirdikten sonra 1926 ile birlikte Birinci Hegemonik iktidarını kurdular. Bu iktidar, mevcut laisizme dayanıyordu. Ġzmir Milletvekili Yahudi asıllı Avram Galanti, Mustafa Kemal için "Musa değerindedir" diyordu ve adeta Mustafa Kemal'i tanrılaĢtırmak istiyorlardı, tanrılaĢtırdılar! Bugünkü iktidarın temeli de 1946'larda atılmıĢtır. Aslında daha eskiye, taa Osmanlılara, 1818'lere kadar götürülebilir. Buna da Ġkinci Hegemonik Ġktidar diyorum. Bu iktidar, mevcut laisizm karĢıtı olarak, ılımlı Ġslam Ģeklinde geliĢtirilmiĢtir. "Musa'nın Çocukları" kitabını biliyorsunuz. Bu kitap, peygamberin oğullarını anlatıyor. Bu iktidar da aslında Yahudi kökenlidir, eĢlerinin hepsinin baĢı açıktı bunların. Ben Arınç, Gül ve Erdoğan'ın birbirleriyle olan iliĢkilerini, iliĢkilenme koĢullarını bilmiyorum ama araĢtırmaya ve incelemeye değer bir konudur. Arınç, Gül ve Erdoğan için bunlarla iĢbirliği içindedir demiyorum ama bu bir Ġngiliz siyasetidir, bunun araĢtırılması gerekir. AKP'NĠN SORUNU ÇÖZECEĞĠNĠ ZANNETMĠYORUM Türkiye'nin iktidar kurumlaĢmasını da masaya yatıran Erdoğan, "Günümüzde yaĢanan da Birinci Hegemonik Ġktidar ile Ġkinci Hegemonik iktidar arasındaki çatıĢmadır. Kürtler bu iktidarları zaten kabul etmezler." dedi, hegemonik iktidar olgusunu analiz etti ve Ģunları dile getirdi: "Birinci Hegemonik Ġktidarın temel anlayıĢı bugünkü laisizmdir. Bugün halen üç kuruma dayanıyor; Ordu, Yargı ve Üniversitelerdir. Bunlar bu iktidar anlayıĢı içerisinde yetiĢtirilmiĢ, buna göre yaĢam tarzları ĢekillenmiĢ, mevcut laisizmi korumak için tavır geliĢtirmeleri, direnmeleri ve bunu korumaları gayet doğaldır. Bunlar bu iktidarın seksen yıllık orta sınıfıdır. Bugün bunun siyasi sözcülüğünü Baykal yapmaktadır. Ġkinci Hegemonik Ġktidar ise Ilımlı Ġslam siyasetiyle bütün bu yapıları aĢmak ve denetim altına almak istiyor. BaĢta laisizm olmak üzere bütün yapılarını aĢmak istiyor. AKP Hükümeti ülkeyi ittihat terakki döneminden daha geri daha beter bir duruma getirecektir. Biliyorsunuz Dolmabahçe görüĢmeleri var. BaĢarılı olmak ve iktidar

Page 32: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

için ekonomik kriz gizlenmek isteniyor, borsalar, para piyasaları denetim altında tutulmak isteniyor. Üretime dayanmadan, kupon üzerinden, kâğıt üzerinden bunlar yapılıyor. Bahçeli de iki hegemonik iktidar arasında bir yerdedir. Aslında AKP ve CHP'nin tamamı değil, bu partiler içerisinde bir grup, bu hegemonik iktidarları temsil ediyor. AKP'nin iktidarda kalabilmesi için yapması gereken üç Ģey var. Birincisi ekonomik krizi olabildiğince gizlemek, Ġkincisi Kürt sorununun barıĢçıl demokratik çözümü, üçüncüsü de para piyasalarını ve borsaları denetim altında tutmak. Bunları baĢarabilir mi bilmiyorum, baĢarabileceğini zannetmiyorum. BaĢaramazsa AKP hükümeti çözülecektir." 40 MĠLYON KÜRDÜ KULLANMAYA ÇALIġACAKLAR Öcalan, AKP'nin sistem içindeki rol ve iĢlevine yönelik Ģu tespitleri ifade etti: "Ilımlı Ġslamla hedeflenen aslında Ortadoğu'da Arap milliyetçiliğinin kırılmasıdır. Türkiye öncülüğünde Suriye-Ġsrail görüĢmelerinin yapılması, Arap milliyetçiliğinin kırılması çalıĢmasıdır. Benim Suriye'den çıkartılmam da bununla ilintilidir. Türkiye Ġsrail-Suriye arasındaki sorunu çözmeye çalıĢıyor ama bir taraftan Amerika, bir taraftan Ġsrail tarafından kuĢatılmıĢ durumda. Ġsrail- Suriye görüĢmeleri üzerinden AKP'ye, 'Arap milliyetçiliğini kır, biz seni bir süre daha destekleyelim' diyorlar. Bu temelde AKP iktidarını bir süre daha destekleyecekler. El Kaide'yi biliyorsunuz, bir taraftan Afganistan, Pakistan, Suudi Arabistan, Mısır tarafından denetim altına alınmak isteniyor. Diğer taraftan ise, Amerika, Ġngiltere ve Ġsrail'in Ilımlı Ġslam müdahalesiyle denetim altına alma politikası var. El Kaide, Amerika'ya, 'benim önümü aç, ben bir ulus-devletçik olarak burada yaĢayayım' diyor. Ama Amerika da 'buna izin vermem, benim denetimim altında kalmalısın' diyor. Türkiye, buna müdahil olmaya çalıĢıyor ama tek baĢına değil, bir taraftan Amerika, bir taraftan Ġsrail var. Saddam'ı çözdüler. Sıra Ġran'a gelecek. Türkiye'nin kendi baĢına hareket etmesine izin vermezler. Amerika buna izin vermeyecek. Kırk milyon Kürd'ü Ġran'dan sonra Türkiye'ye karĢı kullanmaya çalıĢacaklar. ĠĢte ben bu tehlikeyi dile getiriyorum, anlamıyorlar, bu tehlikeyi görmüyorlar ve talimat veriyorsun diye ceza veriyorlar! Ben bunları daha önce el konulan savunmalarımda daha detaylı bir Ģekilde açıklamıĢtım." SOL MAHVOLMUġ DTP OYUNLARI ANLATAMIYOR Türkiye sol hareketleri ve DTP'yi mercek altına alan Öcalan, konuyla ilgili olarak "Ben burada Türk Solu liderlerine Ģunu söylemek isterim. MahvolmuĢlar, onlar Bahçeli'den de daha geri durumdalar. Bu oyunları görüp anlatamıyorlar. DTP de bunu yapamıyor. DTP demokratik siyasetin üstesinden gelemiyor. Doğru çalıĢırlarsa halk arasında sağlam iki tur atarlarsa, Türk halkının da Kürt halkının da desteğini alacaklardır. Bu durumda hegomonik iktidarlar kaybedecektir, hatta bu iktidarlar yüzde beĢ bile destek alamazlar. Demokratik siyaset kazanacaktır. Bu iĢ böyle çatıĢmalarla, operasyonlarla çözülmez." ifadelerine yer verdi. ÇÖZÜM ÖNERĠM DEMOKRATĠK SĠYASETTĠR Türkiye'nin artık hızla çözümü tartıĢan bir zemine sürükleneceğini ifade eden Öcalan, çözüme yönelik Ģu tespit ve önerilerde bulundu: "Sorunun siyasal yollarla çözülmesi gerektiğini ifade eden yazarlar, aydınlar var. Türkiye artık hızla buna evirilecektir. Türkiyeli aydınlar bunu ifade etmeye baĢlayacaktır. Buradan Türkiye aydınlarına da Ģunu ifade etmeliyim; bu oyunları iyi görmeliler. Ben bütün bu oyunları görüp ifade ediyorum. Bunlara karĢı 'senin çözüm önerin nedir?' diye sorulursa, benim çözüm önerim, anti tekel, anti hegemonik, barıĢçıl ve demokratik temelde geliĢecek, toplumun her kesiminin, küçük ölçekli iĢyeri temsilcilerinin dahi içinde yer alacağı demokratik siyasettir. Aynı çatı altında barıĢ ve demokrasi temelinde bir araya gelinmesidir. Buna koalisyon mu dersiniz, ittifak mı dersiniz, bu çok önemli değil. Önemli olan demokratik çözümün geliĢmesidir. Demokratik çözüm, demokratik siyasetin öğrenilmesiyle gerçekleĢir. Ben bu nedenle Hakkâri den Edirne'ye kadar her yerde demokratik siyaset akademilerinin kurulması gerektiğini düĢünüyorum. Demokratik siyaset akademisiyle birlikte bireyin demokratikleĢmesini, bireyin demokratikleĢmesi de toplumun demokratikleĢmesini getirecektir. ĠSLAM DĠNĠ BARIġ DĠNĠDĠR 2001 yılında yazdığı Sümer Rahip Devleti'nden Demokratik Halk Uygarlığı'na isimli kitabında Ġslamda reform, Ortadoğu'da rönesans öneren Öcalan, geçen hafta olduğu gibi bu hafta da Ġslam değerlendirmesi yaptı. Öcalan, "Ġslam dini de, ezilenlere yardım eden bir dindir, barıĢ dinidir. Camiler Hz. Muhammed döneminde sorunların tartıĢılıp çözümlerin üretildiği bir toplumsal barıĢ merkezleriydi. Günümüzde de camiler demokratik siyasetin ve barıĢın geliĢmesine hizmet etmelidir. Bunun için çalıĢılmalıdır. Halkımızın da özellikle tarikatlardan uzak durmaları gerektiğini düĢünüyorum. Diyarbakır'da demokratik siyasetin geliĢmemesi için hiçbir neden yoktur. Demokratik siyaseti geliĢtirirseniz üstesinden gelemeyeceğiniz sorun yoktur. Demokratik siyaset geliĢmezse kaybederiz." dedi. Öcalan, sözlerini Ģu Ģekilde tamamladı: "Mahir Kaynak, MĠT'in kurumsallaĢmasını sağlayan kiĢilerden biridir, yoğun araĢtırmaları var. Yine Yalçın Küçük, Gizli Tarih kitabında gerçeğe yakın objektif bazı Ģeyler söylüyor. Gizli Tarih kitabının devamını getireceğini, gizli tarihi açıklayacağını söylüyor. Ne kadarını baĢarır bilemiyorum, umarım baĢarır. DıĢarıdaki dostlara, geldiğiniz yerlere ve cezaevindekilere, kadınlara, gençliğe Suriye de yanımda olan Mele Abdurrahman Ģahsında duyarlı mellelere de selam ve saygılarımı iletiyorum."

Page 33: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Ġmralı Diyarbakır Cezaevi'ne dönüĢtü

GörüĢme Notları:

Öcalan'a son bir ay içinde peĢ peĢe 3 hücre cezası daha verildi. Böylece toplam hücre cezalarının sayısı 10'a yükseldi. 30 Mayıs tarihinden itibaren 20 günlük hücre cezasına alınan Öcalan, "Burada 12 Eylül'de Diyarbakır Cezaevi'ndeki uygulamaların inceltilmiĢ bir benzeri uygulanıyor. Her taraftan baskı var" dedi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, avukatlarıyla bir araya geldi. Edinilen bilgilere göre, Öcalan, görüĢmede kendisine verilen hücre cezalarına değinerek, son bir ayda kendisine dördüncü kez hücre cezası verildiğini, böylece toplam hücre cezası sayısının 10'a ulaĢtığını söyledi. 7. hücre cezasının uygulamaya geçirildiğini anlatan Öcalan, "Her konuĢtuğumuz bizim aleyhimize kullanılıyor. 20 gün daha ceza verdiler. Daha önceden verilen Hücre cezası uygulanmaya baĢladı. Artık kâğıt-kalem bile vermiyorlar. Ġlkin yirmi, sonra on, sonra da yirmi gün daha verdiler. Son verilen 20 günlük cezayı 14 Mayıs konuĢmasından dolayı verdiler. Gerekçeleri de '30 milyon Kürt'ü karĢınıza alırsınız' diyerek, 30 milyon Kürdü onlara karĢı kıĢkırttığımı iddia ediyorlar, bu son cezanın gerekçesi bu" dedi. HER TARAFTAN BASKI VAR Öcalan, Ģöyle devam etti: "Bu konuda, sorumluluk Avrupa Birliği'ndedir; bu konuda bir Ģeylerin yapılması lazım, bir karar alması lazım AĠHM'in. AĠHM bu konuda duyarsız; hukukun gereğini yapmıyor. Savunma hakkıma saldırılıyor bu duruma herkesin tepki göstermesi gerekmez mi? Çünkü bu Ģekilde bütün savunma haklarım elimden alınıyor. Aslında bu konuda Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ikiyüzlü davranarak bir karar almıĢtı. Buna da ABD'nin baskısını gerekçe yapmıĢtı. ABD'nin siyasi baskısı deniliyor. Bunu biliyoruz ama Avrupa da bir karar vermeli, hukuksa hukuku uygulasınlar, değilse hukuk yok desinler. Hukuk yok mu? Bana savunma yapmam için sadece bir yaprak kâğıt veriliyor, bunu kabul etmiyorum. Üzerimde her taraftan birçok baskı var. Benim bunlara karĢı binlerce sayfa savunma yazmam gerek. Eğer ben kendimi savunmayacaksam, savunma yapamayacaksam, istediğim savunmayı hazırlayamayacaksam hukukun bir anlamı kalmıyor." AVRUPA DURUMUMU GÖRMELĠ Avrupa Konseyi bunu görmeli, Avrupa Konseyi'nden birileri gelip benimle görüĢebilir. Savunmanın bu Ģartlarda yapılamayacağını kendileri gözlemleyebilir. Burada hukuk çiğneniyor. AĠHM, savunma hakkının ihlal edildiğine dair karar vermiĢti ama bunu Bakanlar Komitesi engelledi. AĠHM de bu konuda bir karar vermeli; ya hukuk uygulanacak ya da uygulanmayacak. Çünkü Avrupa hukuku da çiğneniyor. Eğer güçlü olanın hukuku uygulanıyorsa, güç iliĢkileri hukuku belirliyorsa, bunu da dile getirsinler, biz de bilelim. Benim buraya teslim edilmemde Türkiye'nin rolü çok azdır. ABD, Türkiye'nin her türlü desteğini almak, Türkiye'yi teslim almak için siyasi olarak beni teslim etti. AB de buna destek verdi ve bunun hukuki zeminini hazırladı. Hepsinin sorumluluğu var. Bana hem örgütün lideri olduğum için ceza verilmiĢ, hem de ben örgütün lideriyim dediğim için ayrıca hücre cezaları veriliyor. Madem her gün bana, "terörist baĢısın, sen en büyük teröristsin, en büyük bölücüsün" diyorsunuz, o halde bırakın da savunmamı yapayım. Nasıl bölücü olunuyormuĢ, kim bölücü, ifade edeyim. ĠNCELTĠLMĠġ DĠYARBAKIR UYGULAMALARI Öcalan, hücre cezalarının mantığını Ģu Ģekilde ele alıp değerlendi: "Yeni bir hegemonya var. Bu yapılanlarla bana Kürtlüğümden, örgütümden, düĢüncelerimden vazgeçmem dayatılıyor. Burada fevri bir harekete kalkıĢmaya zorluyorlar beni. Yani ya infilaka ya teslimiyete zorluyorlar. Burada 12 Eylül'de Diyarbakır'daki uygulamaların inceltilmiĢ bir benzeri uygulanıyor. Bilindiği gibi o zamanki arkadaĢlar, Mazlum onlar, uygulamalara karĢı direniĢlerini ya kendilerini yakarak ya da ölüm oruçlarıyla dile getirmiĢlerdi. Benden de benzeri bir tavır almam bekleniyor. Benim halkıma karĢı sorumluluğum var, bir halkın kaderi söz konusu, bunu telaffuz dahi etmeye çekiniyorum. Bu tarz eylemlere girmemem gerekiyor herhalde. Bunun sonuçlarının ağır olacağını biliyorum, tahmin ediyorum, altından kalkılamaz. Basit bir açlık grevi bile fazla gelir. Ama böyle savunmanın yapılamayacağı biliniyor, hiçbir yerde bu tarz savunma anlayıĢı yok. Burada bu Ģekilde savunma hakkının ırzına geçiliyor." ĠMRALI'DAKĠ BASKIDA ABD DESTEĞĠ VAR Öcalan, değerlendirmelerine Ģu Ģekilde devam etti: "Beni bu Ģekilde bitirmeye çalıĢıyorlar. Zaten dıĢarıda orayı

Page 34: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

burayı bombalıyorsunuz ABD'nin desteğiyle, burada da benim üstüme geliyorsunuz. Bunu daha önce planlamıĢlardı; Osman alçağı, onlar gittiklerinde, "Biz Apo'nun babasını tuttuk, annesine koca arıyoruz" demeye getirdiler. ĠĢbirlikçi Kürtler de onlara destek veriyor. Benim teslimimde rol alanlar sadece ABD ve diğer devletler değil, iĢbirlikçi Kürtler de var. Benim teslim edilmeme en çok bunlar sevindiler. ġimdi Diyarbakır'a yerleĢtirilenler de bunlar. ĠĢbirlikçi ailelerin sayısı toplasan 500 aileyi geçmez. Bunların kim olduklarını biliniyor. Ben bu konuları düĢündüğümde hep Kemal Pir'in bir sözünü hatırlıyorum: "Kürtler bu kölelikte kaldığı sürece Türkler de iflah olmaz, ilerlemez. Ben en çok kendi halkıma hizmet etmek istediğim için senin yanındayım, Ey Apo", diyordu. Kemal Pir'in düĢüncesinin özü buydu. Kemal Pir büyük adamdı, bunları biliyordu. Soylu direniĢinin özü de bu büyüklüğüydü. On bin yıllık bir halkın tarihini, kültürünü, kendisini inkâr edeceksin, ismini bile ağzına almayacaksın, bu Ģekilde yürümez. Bu inkârcılığın altında Kürt iĢbirlikçilerinin de büyük payı var. Onlar da belirli çıkarlar karĢılığında bu halkı yok sayabiliyorlar. ABD, AB, diğer siyasi güçler Türkiye'ye "her konuda bize destek ver, Apo da sizindir, ne yapıyorsanız yapın" diyorlar. Osman, Botan alçağı bunları anlayamadılar. Kürt siyasetçileri de, bunları yeteri kadar ifade edemiyorlar. Bazen Kürdü bile ağızlarına almaya cesaret edemiyorlar. Bütün bunlara büyük öfke duyuyorum." HERKESĠN KÜRT KARTI VAR Öcalan, milliyetçilik, Kürt sorunu ile Ortadoğu ülkeleri arasındaki iliĢki konusunda ise Ģöyle konuĢtu: "Burada Türkiye'ye biçilen bir rol var. Bu rolü mal bulmuĢ mağribi misali üstlendiler. Yeni bir hegemonya var; Turkuaz milliyetçiliği diyorlar. Bu yapılan Türk milliyetçiliği de değil. Ben 40 milyon Kürdü kimseye karĢı kıĢkırtmıyorum. Ama ben gerçek olanı, doğru olanı dile getiriyorum. Savcı da, hâkimler de benim bu söylediklerimi duymuyorlar mı? Aslında onlar da durumu biliyorlar. Buradaki yönetimin de onlarında hiçbir insiyatifi yok. Daha önce disiplin soruĢturmaları sırasında KCK konusundaki düĢüncelerimi aktardım. Aynen Ģunu söyledim: KCK sivil bir örgütlenmedir, 50 tane sivil kurum bir araya gelip bir temsiliyete kavuĢtuğu zaman, bu benim için KCK'dir; KCK sivil toplum örgütlenmesinin koordinasyonudur. KCK sistemini her yer için önermiĢim; Irak'ta, Suriye, Ġran'da önermiĢim. 30-40 milyon Kürdü burada yaptığım konuĢmalarla kıĢkırttığım söyleniyor. Hayır, ben sadece gerçekleri söylüyorum, tespit yapıyorum. Suriye, Türkiye'ye karĢı Kürtleri kullanmaya çalıĢıyor. Suriye, Ġsrail ile arasındaki sorunda Türkiye'yi en azından nötr pozisyonda tutmak için Kürtleri kullanıyor. Esad'ın bir Kürt kartı her zaman vardır, bunu görmezden gelemeyiz, bu bir gerçek. Ġran'ın, Türkiye ile ABD müttefik olduğu için doğal bir çeliĢkiden dolayı her zaman Kürtlerle uzlaĢma imkânı vardır. PKK konusunda, Türkiye ile aynı safta görünmesine rağmen her zaman bir Kürt kartı vardır ve Kürtleri kullanmak ister. Ġran'ın asıl yapmak istediği, ABD ile Türkiye ittifakını bozmaktır." GÜNEYDE EMĠRLĠK KURULACAK Öcalan sözlerini Ģöyle sürdürdü: "Irak; PKK kullanılarak orada bir Kürt devleti kuruldu. Mahir Kaynak da "Bence PKK bahane, asıl meselenin PKK olduğuna inanmıyorum. Asıl olan karanlık derin devleti yaratma ve yaĢatma çabasıdır" demiĢti. Bunu MĠT MüsteĢarı, Milli Ġstihbarat TeĢkilatı'nın BaĢkanı ayarında biri söylüyor. Yani burada Mahir Kaynak kendi devletini suçluyor. Bunu bana verilmeyen kitabında söylüyor. Bunu basından takip edebildiğim kadarıyla söylüyorum. Yani kendi kurumlarının üst düzey bir yetkilisinin kitabının bana verilmesinin ne sakıncası olabilir, onu da bilemiyorum. Güney'de Arap emirlikleri gibi bir emirlik kurmak için bizi buraya getirdiler. Bu oyun halen oynanıyor. Bütün bunları görmüyorlar mı? Kendileri bunları dile getirmeye cesaret edemiyorlar, biz dile getirdiğimizde de bizi suçluyorlar." Öcalan, "Mahir Kaynak "Türkiye'nin boğazından elinizi çekin" diyor. "Bunlar" dediği kim, açıklamıyor. Ben de soruyorum, "Türkiye'nin boğazından elinizi çekin" dediğiniz güçler kim, Mahir? "Açıklayamam" diyor ve sonra da "Size masal anlatacağım" diyor. Bildiğimiz masal yani. Ve baĢlıyor bir sürü masal anlatmaya. Ben masaldan anlamıyorum. Mahir Kaynak'a kendi adıma sormak isterim, "bunlar" dediğiniz kim? Aslında biliyor, açıklayamıyor. Açıklasa kendi devletinin menfaatine ama açıklayamıyor. Yalçın Küçük de gerçekleri biliyor ama o da açıklayamam, masal anlatacağım size diyor." Ģeklinde konuĢtu. NEDEN MUSTAFA KEMAL'DEN BAHSEDĠYORUM 1999 tarihinde Ġmralı'ya getirildiğinde kendisiyle görüĢen devlet görevlilerine iliĢkin bilgi veren Öcalan, "Beni buraya getirdiklerinde benimle görüĢen yetkililere de söyledim. Siz ne düĢünüyorsunuz, güvenceniz nedir diye sordum. Onlar da "her Ģey size kalmıĢ" dediler. Ben de kendilerine "Ben demokratik siyaset, demokratik çözüm için elimden geleni yaparım; tek istediğim demokrasinin uygulanmasıdır ama öyle kandırmaca bir demokrasi değil, gerçek bir demokrasi, evrensel standartlarda uygulanan bir demokrasi. Önemli olan demokratik siyasetin önünün açılmasıdır. Kürt ve Türk halkının sürdürülebilir beraberliklerini sağlayacak hukuki zemin ve demokratik Ģartlar oluĢmalıdır" demiĢtim." diye konuĢtu. Öcalan, Ģöyle devam etti: "Benim ikide bir M. Kemal'den bahsetmemin nedeni bundandır. M. Kemal sadece bir cumhuriyet kurmuĢtur. Cumhuriyeti kurarken de etrafını saran Ġttihatçı bir kadro, bir grup var, M. Kemal'e devletin ismini Türk Cumhuriyeti koyalım diye 50 defa gidiyorlar, söylüyorlar. M. Kemal bu tuzağı biliyor ve her defasında reddediyor. Namık Kemal Zeybek'in Radikal'de bir yazısını okudum. Diyor ki, 1935 yılında bir ekip Ġtalya'ya gidip Mussollini yasalarını inceliyor, Recep Peker bunların CHP'nin o zamanki programına alınması için M. Kemal'e öneride bulunuyor. M. Kemal'in çok yorgun olduğu için o gece uyuyacağını, bunları incelemeyeceğini düĢünüyor. M. Kemal uyumuyor, sabaha kadar bunları inceliyor. Sabah gittiğinde M. Kemal'in hepsini okumuĢ olduğunu görüyor. Ve M. Kemal ona diyor ki, "Çocuk, çocuk, bunlar ne yapıyorlar? Biz cumhuriyeti böyle kurmadık". Recep Peker-Ġnönü ikilisi daha sonra bu programı CHP'nin tüzüğüne aldırıyorlar. M. Kemal sadece cumhuriyeti kurmuĢtur, hatta baĢta "Biz bir padiĢahlık yönetiminin kurulmasına bile razıyız" der." ĠSTANBUL TÜRKÇESĠ HALK TÜRKÇESĠ DEĞĠLDĠR

Page 35: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

"ġimdi yeni bir hegemonya, yeni bir Türkçülük anlayıĢı yaratılmaya çalıĢılıyor." diyen Öcalan, Ģunları söyledi: "Bu, 30 yıldır yerleĢtirilmeye çalıĢılıyor. Hürriyet gazetesinin milliyetçiliği, "Türkiye Türklerindir" deyimi Türkler dıĢındaki bütün halkları, etnik unsurları yok sayan, hiçleĢtiren bir söylem, bir anlayıĢtır. Neo-Ġttihatçı terimini kullanmıĢtım daha önce. Bu kavramı ilk ben kullanmadım. Nihal Atsız belirtmiĢti. Nihal Atsız'ın bütün hayatı hapishanelerde geçmiĢ, Nazım Hikmet gibi. Nazım Hikmet sınıf, proletarya propagandasından, Nihal Atsız ise soyculuktan hapis yattılar. Nihal Atsız Türkçüdür ama Kürtleri inkâr etmiyor. Tamam, kendine göre bir Türkçülük anlayıĢı var, Kürtleri geri kalmıĢ bir dağ halkı olarak tanımlıyor, kendine göre bir tanımı var. Ama kendisinin Türkçülüğü de sonradan yaratılan bu Türkçülük, Orta Asya Türkçülüğü değildir. Bu Turkuaz milliyetçiliği sahtedir, sonradan yaratılan yapay bir Türkçülük anlayıĢıdır. Bu anlayıĢ ta 1925-26'dan beri var fakat son dönemlerde daha da geliĢtirilmeye çalıĢılıyor. Bir Ġstanbul Türkçesini öne çıkardılar, "Türklerin ortak dili budur" dediler, "bundan sonra herkes birbiriyle bu Ģekilde anlaĢacak" dediler. Hayır, Ġstanbul Türkçesinin Anadolu kültürüyle, halkıyla bir alakası yok. Anadolu'nun zengin kültür kaynakları var. Bu Türkçenin Karacaoğlan'la, Yunus Emre'yle alakası yok. Bu durum aslında Türkçeyi zayıflatmaktır, onu kendi kökünden kurutmaktır." TÜRKĠYE'YĠ TESLĠM ALMIġLAR Tarihsel arka plandan günümüz Türkiye'sini analiz eden Öcalan, Ģu çarpıcı hususların altını çizdi: "MeĢrutiyet döneminde Hürriyet ve Ġtilaf Fırkası ve Ġttihat ve Terakki Fırkası var. 1908-2008, bugün de Hürriyet ve Ġtilaf'ın varyasyonu bir anlayıĢ var. Bu anlayıĢ sadece AKP ile sınırlı değil, bu anlayıĢı temsil eden baĢka gruplar da var. Bu anlayıĢ geniĢ bir kesimi kapsıyor. Bir de Ġttihat ve Terakki anlayıĢı var bugün. Almanlar o zamanlar Ġttihat ve Terakki'yi destekliyordu, Ġngilizler ise Hürriyet ve Ġtilaf'ı destekliyordu. Alman-Ġttihat ve Terakki ittifakı Osmanlı'yı mahvetti. Almanlar bu geleneksel desteğini sürdürerek bugün hala CHP'yi destekliyor. Bugün de Ġngilizler Hürriyet ve Ġtilaf'ın anlayıĢını destekliyor. Yani bir taraftan Ġttihat ve Terakki zihniyeti, diğer taraftan Türk-Ġslam mı Ġslam-Türk mü bilemiyorum, bu her iki anlayıĢa da karĢıyım. Çünkü her ikisinin de ipi pazarda baĢkalarının elinde, dıĢarıdan kontrol ediliyor. Türkiye'yi zaten teslim almıĢlar. Askeriyenin içinde, tümüyle buna teslim olduklarını düĢünmüyorum, buna karĢı olanlar var ama güç getiremiyorlar. Bu yeni hegemonyayı Ġngilizler geliĢtiriyor. Bu politikayı Talabani çok iyi biliyor. BaĢbakan Erdoğan'ı da Medeniyetler Sekreterliği'ne seçmiĢler. O, bu iĢi yapamaz, yapabilecek biri değil, aslında BaĢbakan Erdoğan basit bir görevlidir." GAP HALKI AÇ BIRAKILACAK ZENGĠNLER ĠHYA EDĠLECEK BaĢbakan Erodğan'ın Diyarbakır'da açıkladığı GAP Paketi'ne değinen Öcalan, sözlerine Ģöyle devam etti: "ġimdi de bir paket açıkladı; "Biz 4 milyon kiĢiye istihdam sağlayacağız" diyor. GAP projesi eski bir projedir, yeni bir proje değil. Doğu-Güneydoğu küresel sermayeye peĢkeĢ çekiliyor. Ben daha önce "burayı bana verseler 10 milyon insanı doyururum" demiĢtim. BaĢbakan Ģimdi gidip paket açıklıyor ve 4 milyon insana istihdam sağlayacağım diyor. ĠĢsizlik artmıyor mu? Herkes görüyor, nerede istihdam? GAP projesini ilk yaptıklarında ben bizzat oraları incelemeye gittim. Baraj yaptıkları yerden dümdüz bir kanalla su borularını Harran'a götürmüĢlerdi. Neden Hilvan, Siverek, ViranĢehir ve diğer yerlere değil de sadece Harran'a götürmüĢlerdi? Harran adı biliyorsunuz, Ġbrahim'in kardeĢi Harun'dan geliyor. O zamanlar Harran'da arazi satın alınmıĢtı holdingler bazı aileler almıĢtı buraları. Suyun diğer yerlere değil de Harran'a gitmesinin sebebi, suyun bunlara gitmesidir. Ben sonra araĢtırdım, oradaki sermayeyi, hatta bir Ģirketi takip ettim; bunların Bursa merkezli bir holdingle iliĢkileri olduğunu öğrendim. Bunu da biraz araĢtırınca bunların da New York merkezli Citibank ile iliĢkileri olduğunu gördüm. Bunlar direk Yahudi kuruluĢları değil ama dolaylı sermayeleri var ve onlar tarafından kontrol ediliyor. BaĢbakan Ģimdi de gitmeyen yerlere de su götüreceklerini söylüyor. Aslında suyu halka götürmüyorlar, göreceksiniz orada, suyun gitmediği yerlerde yeni iĢbirlikçi aileler eliyle holdingler kuracaklar ve suyu bunlara götürecekler. Halk yine iĢsiz ve aç kalacak. Oradaki holdingler de küresel sermayeyle birlikte hareket edecekler. Zaten bu iĢi yapmak için ve bu iĢleri, oradaki sermayeyi, küresel sermayeyi kontrol etmek için özel görevli gönderdiler, Mehmet ġimĢek'ten söz etmiĢtim. Bir de orada iĢlenmemiĢ topraklar var, mayın bölgesi olarak adlandırılan yerlerde. Oraları da satın alacaklar. Böylece oraların hepsi küresel sermayeye, dıĢarıya peĢkeĢ çekilecek. Oradaki halk da Amerika'daki Gazap Üzümleri romanında da anlatılan bir açlık ve sefalet içerisinde bırakılacak." TÜRKĠYE KAMUOYUNA SESLENME FIRSATI VERĠN Kürt sorununun çözümüne değinen Öcalan, kendisine Türkiye kamuoyuna seslenme fırsatı verilmesini isteyerek, Ģunları söyledi: "Ben burada devlet yetkililerine sesleniyorum. Kürt sorunu demokrasiyle çözülebilir. Bizim istediğimiz Türklerin ve Kürtlerin sürdürülebilir demokratik birliktelikleridir. Bizim sınırlarla bir sorunumuz yok. Kürt sorunu demokratik değer ve ilkelerle anayasada yapılacak bir takım değiĢikliklerle çözülebilir. Hatta kendilerine söylemiĢtim; Bizim istediğimiz, demokratik bir siyasetin önünün açılmasıdır. Bu gerçekleĢirse, Türkler ve Kürtler Ortadoğu'nun en geliĢkin toplumları olurlar. Türklerin ve Kürtlerin kardeĢliğinden bahsediliyor, sadece söylemelerine gerek yok, Kürler ve Türkler zaten kardeĢtir ama bu kardeĢlik ve birlikteliklerini demokratik stratejik bir noktaya getirebilirlerse, bu önemlidir. Yani ihtiyaç olan, aralarındaki iliĢkilerin demokratizasyonu ve koordinasyonudur. ĠliĢkilerin demokratikleĢmesidir. Ben daha önce de ifade etmiĢtim; bana demokratik siyaset yapma fırsatı verilirse, ben bütün Türkiye halkına hitap edersem, halkım yüzde 90'ı beni desteklemezse, o zaman beni asabilirsiniz. Bana demokratik siyaset imkânı verilirse, bir bölücülük görürseniz, o zaman bana bölücü diyebilir, beni asabilirsiniz. Bizim isteğimiz, gerçek demokrasi ilkeleridir, demokratik birlikteliktir. Yine de demokratik bir adım geliĢirse, halkların demokratik iliĢkileri için önemli olur. Kemal Pir'in de isteği buydu, biliyorum, Türklerin içinde de gerçek demokrasi istemleri olan

Page 36: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

çok kimse var. Ama bunların hayata geçirilmesi önemlidir." 1 HAZĠRAN MĠTĠNGĠNE KATILIM OLUMLU Öcalan, sözlerini Ģöyle tamamladı: "Türkiye de artık Ģunu bilmeli, Talabani-Barzani PKK ile çatıĢmaz, PKK de onlarla çatıĢmaz. Hatta onlar halkın eline silah verseler bile, halk, çocuklarının silah alıp PKK ile çatıĢmasına izin vermez. Türkiye, onlara imkân sunsalar da, onlar PKK' ye karĢı savaĢmaz. Bu artık anlaĢılıyor. 1 Haziran mitingine katılım iyi olması önemlidir ama önemli olan içeriktir. Bunlar önemlidir ama sadece bir-iki miting yetmez. Daha geniĢ Ģekilde örgütlenmelerini yapmalı, Edirne'den Hakkâri'ye kadar barıĢ çalıĢmalarını yürütmelidirler. GeniĢ bir örgütlenme yapabilirler. Ġnanıyorum ki çok çalıĢsalar iyi Ģeyler olur. Kürt siyaseti için anlamlı olan, siyasetçilerin bulundukları konumda üstlendikleri yükümlülükleri en iyi Ģekilde yerine getirmeleridir. Aralarındaki sorunları da kesinlikle aĢmalıdırlar. DTP iyi çalıĢırsa oylarını üçe katlayabilir. Bu zemin mevcut. Ben umutluyum. DTP diğer konularda da çatı örgütlenmesi çalıĢmaları gibi, çalıĢılırsa iyi Ģeylerin olacağı kanaatindeyim. Kadınlar da, gençler de iyi çalıĢmalı, çok çalıĢmalı akademi gibi ki çok önemlidir. Akademi ciddi ve demokratik olmalı, demokratik ilkeler çerçevesinde çalıĢmalar yürütülebilinir. Onlara cezaevindekilere ve halkımıza selamlarımı iletiyorum ayrıca Aram'a da selamlarımı iletiyorum."

Sol ciddi alternatif olabilir

GörüĢme Notları:

14 gündür hücre cezasında tutulan Öcalan, 1999'da Türkiye'ye getirildikten sonra devletin kendisine takındığı tutuma yönelik Ģok açıklamalarda bulundu. "Benimle görüĢen yetkililer çatıĢmanın durdurulması için bir talepte bulunmadılar" diyen Öcalan, "Kimse çatıĢmaların bitmesini istemiyordu. Kendi inisiyatifimle çatıĢmalı ortamı durdurabileceğimi söyledim" dedi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, avukatlarıyla bir araya geldi. Edinilen bilgilere göre, Öcalan, görüĢmede kendisine verilen yedinci hücre cezasının uygulanmasına devam edildiğini belirterek, "Hücre cezasını uyguluyorlar. Aldıkları kalemi iade ettiler. Savunmalarımın geri kalan kısmını yazmaya baĢladım. Yine hücre cezası nedeniyle gazete, kitap, radyo verilmiyor." dedi. Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararı avukatlarından öğrenen Öcalan, "AKP yalnızca türban konusunda değil, ġemdinli dosyasında Kürtlerle ilgili de taviz verdi. CumhurbaĢkanlığı seçiminde de taviz verdi. Erdoğan, Cumhuriyet tarihinin en tavizkâr liderlerindendir" dedi. AKP'nin düĢtüğü durum ile ciddi bir boĢluk oluĢtuğunu anlatan Öcalan, boĢluğu doldurmak için bazı aktör ve partilerin giriĢim baĢlattığını belirterek, "Baykal bölgedeki AKP oylarına oynuyor. YaĢanan geliĢmelerden sonra bölgede ciddi bir boĢluk var. Baykal bunu doldurmaya çalıĢıyor ama halk Baykal'ın bu oyunlarına inanmaz, Baykal'a destek vermez. CumhurbaĢkanı Gül ise, Ġngilizlerin adamıdır. Bahçeli-Gül ittifakı geliĢebilir. Bahçeli için TürkeĢ bile buna dikkat edilmesi gerektiğini söylüyordu. Bahçeli görevlendirilmiĢ biridir. Erdoğan eski tabanına oynamak ister ama baĢaramaz. Abdüllatif ġener gibi isimler de var." ifadelerine yer verdi. DEVLET KRĠZĠ DERĠNLEġTĠ Öcalan, değerlendirmelerine Ģöyle devam etti: "Anayasa Mahkemesi kararıyla ilk kez Erdoğan'ın halktan aldığı ve yüzüne gözüne bulaĢtırdığı halk iradesiyle yargı yani devlet iradesi arasındaki çatıĢma gün yüzüne çıktı. Devlet içinde farklı odaklar var. Bu farklılıklar buraya gelen görevli ekiplerin, cezaevi personelinin davranıĢlarında da belli oluyor. Her bir ekip, ayrı bir odağa bağlı. Mahir Kaynak da devlet içerisinde farklı odakların olduğunu söylüyor. Bana verilmeyen kitabında da bunlardan bahsettiğini düĢünüyorum. Ġki klik, iki hegemonik iktidar arasındaki çatıĢma devam ediyordur. SOL CĠDDĠ ALTERNATĠF OLABĠLĠR DerinleĢen krizin sol açısından ciddi bir alternatif olma olanağı doğurduğunu kaydeden Öcalan, Ģu tespitlerde bulundu: "Kriz derinleĢti, yaĢanan bu geliĢmeleri iyi görmek ve iyi anlatmak gerekiyor. Ben bu nedenle Türkiye soluna öfkeleniyorum. Onların Ģerefli tarihlerini sahipleniyorum ama bugünkü Türkiye solu Ģerefli tarihlerine uygun

Page 37: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

mücadele etmiyor. DTP de bu konuda yetersiz, anlayamıyor; demokratik siyasetin geliĢmesi için yeterince mücadele edemiyor. Bu koĢullar iyi değerlendirilirse demokratik bir anayasa için muazzam ve muhteĢem bir fırsat doğmuĢtur. DTP bu durumu çözemediği için sorun derinleĢiyor. Ben bu tehlikeleri görüp görüĢ ve öneri sunuyorum. Bunun için de bana, "sen dıĢarıyı eğitiyorsun, talimat veriyorsun" diye ceza veriyorlar. Ben bu oyunları boĢa çıkarmak için çatı partisini önermiĢtim. Kürt özgürlük hareketi aynı zamanda Türk özgürlük hareketidir. Bu birlikteliği baĢaramazsak, sorun Irak gibi, Filistin-Ġsrail, Çeçenistan gibi olur." DEMOKRASĠ VE BARIġ ĠÇĠN ORTAK TAVIR OLMALI Öcalan, sol çatı partisine dair bazı kuĢkular olduğunu dile getirerek, Ģu uyarılarda bulundu: "Çatı partisine engel olanlar kuĢkulu kiĢilerdir. Çatı partisine, gruplar özgünlüklerini koruyarak gelebilirler, kimseye kendilerini feshetsinler gelsinler denmiyor. Herkes kendi özgünlüğünü koruyarak gelebilir, partilerini, derneklerini olduğu gibi koruyarak gelebilirler. Önemli olan demokrasi ve barıĢ için ortak bir tavırla mücadele etmektir. Ġtalya örneğinde Zeytin Dalı, Ġspanya örneğini biliyoruz. Türkiye için de böyle giriĢimlerde bulunulabilir. Demokrasi ve barıĢın geliĢmesi sol aydın ve yazar çevreler için bir görevdir. Topluma azıcık da olsa saygıları varsa bunun için mücadele etmeliler. Çatı partisi olmasa bile Demokratik Koordinasyon Kurulu olarak da çalıĢmalarını yürütebilirler. Ġsim çok önemli değil, önemli olan içerik ve mücadele etmektir." M. KEMAL YALNIZ BIRAKILDI Haftalardır sürdürdüğü M. Kemal - Ġngiltere, Atatürk - Ġnönü iliĢkilerine bu haftada da değinen Öcalan, Ģu görüĢleri dile getirdi: "Bu oyunları anlamıyorlar. Bunları iyi anlamak için tarihi iyi bilmek gerekiyor. Ortadoğu sorununun çözümsüzlüğü 1920'lerde yapılan Kahire Konferansı'nda kararlaĢtırılmıĢ; bu konferansta Ortadoğu'nun denetimi için sorunların çözümsüz bırakılması, ucu açık sorunlar olarak bırakılması kararlaĢtırılmıĢtı. Bu karar, bugün de devam etmektedir. Bu kararda Ġngilizler etkilidirler. Tarihte M. Kemal de Ġngilizler için bir engeldi. Sağ basının M. Kemal için Ġngiliz iĢbirlikçisi, Ġngiliz çizgisinde olduğu yönünde iddiaları var. Hatta M. Kemal'in Samsun'a çıkıĢında Ġngilizlerin etkisinin olduğunu iddia ediyorlardı. Bunlar tartıĢmalı görüĢler. M. Kemal'in aslında yalnız bırakıldığını düĢünüyorum. M. Kemal'in anılarında da geçiyor; Ġngilizlerin kendisine karĢı yeni bir hükümet kuracaklarını haber aldığını söylüyor. Ġngilizler aslında Ġsmet Ġnönü'ye oynuyorlardı. M. Kemal, Kazım Karabekir'in idamına karar verdiğinde, generaller sivil kıyafetlerle gelerek bu kararı boĢa çıkardılar. Napolyon da tarihte Ġngilizlere karĢı olduğu için tasfiye edilmiĢti. Ġngiltere Kraliçesi Elisabeth'in hiçbir ziyareti boĢuna değildir. Ġngiliz oyunlarıyla bağlantılıdır. 12 Mart darbesi döneminde Türkiye'yi ziyaret etmiĢti, bir de geçenlerde geldi. Bütün kritik süreçler öncesi ziyaretlerde bulunur." ÇATIġMALARIN DURMASINI ĠSTEMEDĠLER "ġimdi de Ortadoğu'da sistem bozan adam benim" diyen Öcalan, Ģöyle devam etti: "Ġngilizler beni benden daha iyi tanımıĢ, teĢhis etmiĢler, ve Ġmralı'yı bu sistemi kurmuĢlar. Ortadoğu'da onlar için bir tehlikeydim. Komplonun geliĢmesinde Ġngiltere, CIA ve Ġsrail rol oynamıĢtır. Bu olayda Türkiye'nin gücü ve rolü yoktur. Orada burada yapılan teknolojik takip CIA'nindir. Bu Ģekilde Türkiye'ye teslim edildim. Ġmralı sistemini geliĢtirdiler. Ben Ortadoğu'da olsaydım, Ortadoğu bu Ģekilde çözülmezdi. Komployla hedeflenen, Apo'suz PKK, PKK'siz Kürt yaratmaktır. Bu halen stratejik bir hedeftir. Buraya ilk getirildiğimde yetkililer gelip benimle görüĢtüler, ilk kez bu konuda derli toplu olarak belirtiyorum. Benimle görüĢen yetkililer çatıĢmanın durdurulması için benden bir talepte bulunmadılar. Hani barıĢ istiyorlardı, çatıĢmaların durmasını, "terör"ün bitmesini istiyorlardı! Ben bu duruma çok ĢaĢırdım. Kimse çatıĢmaların bitmesini istemiyordu; O dönemdeki iktidar, Ecevit, Çiller beni getirmiĢ olmanın zafer sarhoĢluğuna kapılarak bütün bu olan biteni, bu oyunları anlayamadılar, göremediler. Kendi inisiyatifimle çatıĢmalı ortamı durdurabileceğimi söyledim. Buna karĢı da çıkmadılar, evet de demediler. "Siz bilirsiniz, nasıl istiyorsanız öyle yapın, bu durum sizin sorumluluğunuzdadır" dediler. Bana yardımcı olmadılar. Ben sorumluluk alarak, oyunları boĢa çıkarmak için, PKK' yi sınır dıĢına çektim ve bilinen dönüĢüm sürecini baĢlattım. Beni buraya getirirken, benden intiharvari bir tavır bekliyorlardı. Ama ben intiharvari bir tavıra girmedim, barıĢtan yana tavır koydum. Onlara, demokratik çizginin benim için taktik değil, stratejik bir hedef olduğunu, üzerinde ciddi çalıĢacağımı söyledim. Ben halkların çatıĢmasını, kan dökülmesini istemedim. Bu benim tarih bilincimin, politik duruĢumun, felsefi-ideolojik çizgimin gereğidir." BUGÜN NEO ĠTTĠHATÇILAR ETKĠLĠ Öcalan, devletin neden böyle davrandığının tarihsel sebepleri olduğunu belirterek, Ģu analizde bulundu: "Bu oyunlar 1900'lere değil, daha eskilere, Osmanlılara kadar dayanır. Hürrem Sultan, Nur Banu Sultan, Kösem Sultan, yine Sokullu Mehmet PaĢa'nın öldürülmesi, ġehzade Mustafa'nın yeniçeriler tarafından öldürülmesi, hepsi bu oyunlarla bağlantılıdır. Yahudilerin iktidar oyunları bu dönemlere kadar dayanır. Ġbrani kabilesini çözmeden tarihi çözmek, bu oyunları anlamak mümkün değildir. Anadolu'nun Hıristiyanlardan arındırılmasında zannedildiği gibi M. Kemal'in rolü yoktur. Bugün de Anadolu'daki Hıristiyan kırılması gibi bir Ġslami kırılmayı AKP eliyle yapmak istiyorlar. Yahudiler, ulusal KurtuluĢ SavaĢı'nda kritik noktalarda rol aldılar; hem mali güçleriyle hem de iktidardaki etkileriyle KurtuluĢ SavaĢı'nı etkilediler. Yahudiler Anadolu'daki iktidarda, Ġsrail'deki iktidardan on kat daha etkilidirler. I. MeĢrutiyetin ilanından sonra Abdülhamit tarafından Ġttihatçılar tasfiye edildiler. Daha sonra bunların yerine gelen ekip eskisinden daha beter oldu. Bunlar hepsi neo-ittihatçıydı. Bugün de neo-ittihatçılar etkili. Yahudiler o dönem Ġzmir-Amsterdam hattını kurmaya çalıĢıyorlardı. Bunlar korkunç intikamcıdırlar. Kendi politikaları için tehdit oluĢturanları tasfiye için

Page 38: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

mücadele ediyorlar. Mahir Çayan'ların Kızıldere'de vahĢice öldürülmesi Elrom'un kaçırılmasının sonucudur. Ayrıca Yahudilerin Kürt planı da sadece Barzani ailesi üzerinden değil, diğer iĢbirlikçi Kürt aileleri üzerinden Kürtleri denetim altına almaktır. Son dönemde bana verilen hücre cezaları da benim Yahudilerle ilgili yaptığım açıklamalar sonucudur. Bana vermek istedikleri mesaj, "elimizdesin, böyle açıklamalar yapma" Ģeklindedir. Ben daha önce de söylemiĢtim; buranın koĢulları 12 Eylül'deki Diyarbakır Cezaevi'ne benziyor. Ancak buradaki uygulama daha inceltilmiĢ, daha içe iĢleyen bir sistem; buradaki uygulama beyaz iĢkence, adeta yumuĢak ölümdür." ANTĠ ABD'CĠLER ABD'YE HĠZMET EDĠYOR Hakkında bazı çevrelerin ileri sürdüğü "Öcalan anti Semitist" iddialarına da değinen Öcalan, "Anti-semitist olduğum iddiaları var. Bunlar doğru değil. Ġbrani halkına yönelik Ģunun mutlaka bilinmesini isterim. Ben Ortadoğu'da Ġbrani halkının da yerinin olması gerektiği düĢüncesindeyim. Ancak bu katı ulus anlayıĢıyla mümkün değil. Yahudileri tekrar Almanya'da yaĢadıkları duruma düĢürebilir. Ben Yahudiler için de konfederal sistem öneriyorum." Ģeklinde konuĢtu. ABD'nin Ortadoğu politikalarına da değinen Öcalan, "ABD Ortadoğu'da sürekli kalmak istemediğini söylüyor ama ABD Ortadoğu'dan çıkmaz. ABD Kürtler üzerinden Ortadoğu'yu denetim altına almaya çalıĢıyor. Saddam'ı Kürtler eliyle tasfiye etti ve Irak'a yerleĢti. ġimdi de Ġran'ı Kürtler eliyle çözmeye çalıĢıyor. Aslında farkında değiller ama en çok karĢıt oldukları ABD'nin denetimindeler. Ġran, ABD karĢıtı ama ABD'ye hizmet ediyor. El Kaide ABD'ye karĢı mücadele ediyor ama El Kaide tamamıyla ABD denetiminde. ĠĢte Ergenekoncular da cezaevlerindeler Ģimdi. ABD karĢıtılar ama neye hizmet ettiklerinin farkında değiller. Perinçek için darbeci diyorlar ama öyle değil, sadece neye hizmet ettiğini bilmiyor, bunu çözememiĢ. ABD karĢıtı olduğunu söylüyor ama yaptıklarıyla ABD'ye hizmet ettiğinin farkında değil. Doğu Perinçek karĢımda olsa onu ABD'ye hizmet ettiğine, ABD'nin denetiminde olduğuna ikna edebilirim." diye konuĢtu. TÜRKĠYE ĠRAN KADAR SIKIġIK "Türkiye'nin durumu en az Ġran kadar sıkıĢık" diyen Öcalan, "Türkiye'yi de Kürtler eliyle çözecekler. Türkiye'de yaĢanan ekonomik, siyasal ve sosyal krizin temelinde bunlar var. Ekonomik kriz giderek derinleĢecektir. Bunlarda ABD temel güçtür. Bu söylediklerimi Michael Rubin de söylüyor. Son dönemde yaĢananlar, bunların hepsi ABD'nin izni dâhilinde geliĢen olaylardır. Erdoğan daha baĢbakan olmadan önce ben Erdoğan'a iliĢkin görüĢlerimi belirtmiĢtim. Bahçeli ve Baykal görevlidirler. Erdoğan'ın ise görevli olup olmadığını tam bilemiyorum. Ama ağır basan yan bir görevli olduğudur. YaĢanan ekonomik, sosyal ve siyasal krizden ancak demokratik bir anayasayla çıkılabilir. Bunu da liberaller değil ancak demokratik sol çevreler baĢarabilir. Benim çatı partisini söylememdeki amaç da buydu." dedi. Öcalan, sözlerini "Kürtler Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi önündeki protestolarına devam ediyorlardır sanırım. Demokratik mücadeleleri sürdürmeliler onlara, tüm cezaevindekilere ve tüm dostlara selamlar." diyerek bitirdi.

Tasfiye edilemeyeceğim anlaĢıldı

GörüĢme Notları:

19 gündür hücre cezasında tutulan Öcalan, "Son kara harekâtından sonra Apo'nun tasfiye edilemeyeceği anlaĢılmıĢtır. Kürt sorununda yeni durumlar geliĢebilir. Kara harekâtından çıkan sonuçlar olabilir. Uluslar arası güçler daha fazla rol almak isteyebilir, soruna el atabilir" dedi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, avukatlarıyla bir araya geldi. Edinilen bilgilere göre, Öcalan, görüĢmede hücre cezasının yarın 20. güne gireceğini belirterek, "Bir gün ara verdikten sonra 10 günlük diğer hücre cezasını uygulamaya baĢlayacaklar. Ġnfaz Hâkimliğine bir sayfalık itiraz dilekçesi verdim. Sanırım on güne kadar biter. Esasen verilen ikinci 20 günlük hücre cezası diğerinin tekrarıdır.

Yani aynı görüĢmedeki konuĢmadan dolayı iki kez ceza vermiĢ oluyorlar" dedi. Savunma yazdığını, savunmanın 200 sayfaya ulaĢtığını kaydeden Öcalan, "Savunmamı da yazıyorum. 200 sayfa oldu, bu nedenle bazen geceleri az bile uyuyorum. Üzerinde epey yoğunlaĢıyorum" diye konuĢtu.

Page 39: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

MARX‟IN HATALARINI DÜZELTĠYORUM AĠHM'e gönderdiği son savunmasına değinen Öcalan, savunma ile ilgili Ģu hususların altını çizdi: "Bu son savunmalarım önemli tartıĢmalara yol açar diye düĢünüyorum. Ġmralı sürecinin en önemli kazanımı bu kitaptır. DüĢünce dünyasında önemli bir kazanımdır. Sanırım düĢünce çevrelerinde de çok tartıĢılır. Marx'ın eksiklerini tamamlıyorum, hatalarını düzeltiyorum." AKP KAPATMA ĠLE BĠRLĠKTE BÖLÜNEBĠLĠR Türkiye'deki siyasal geliĢmeleri irdeleyen Öcalan, Ģöyle devam etti: "AKP kontrol altına alınmıĢ görünüyor. AKP'nin temelleri 30 yıl önce Ġngiltere'de atılmıĢtır. Bu biliniyor. Almanlar da daha önce Ġslami kesimle, Erbakan'la iliĢkilendi. Onlarla politika yürütmeye çalıĢtı. Milli GörüĢ Almanya'da halen de çok güçlüdür. Amerika, Ġngiltere politikaları AKP'nin ortaya çıkmasına ve palazlanmasına neden oldu. Bunu iyi anlamak lazım. AKP ile Kürtleri kontrol altında tutmak istediler. Baykal ile de güçlü bir sol demokrat muhalefetin ortaya çıkmasını engellediler. Kürtler üzerinde zaten ittifak var. AKP ile diğer politikalarını da uygulamaya koydular. Ancak bu son geliĢmelerle AKP'ye ihtiyaçları azaldı. AKP misyonunu tamamlamıĢ gibi. Oy oranında bir düĢüĢ var. daha da düĢecektir. DTP'nin de oyları yükselmiĢtir herhalde. Daha demokratik, daha iyi bir siyaset geliĢtirseler, oyları çok daha fazla artar. AKP kapatmayla birlikte bölünebilir. Kapatılması halinde AKP orta burjuva partisi olarak kalabilir ama iktidar Ģansı olmaz. Tüccarların bulunduğu bir parti haline dönüĢebilir." BENĠM TASFĠYE EDĠLMEYECEĞĠM ANLAġILDI Öcalan, değerlendirmelerini Kürt sorunu bağlamında Ģu Ģekilde sürdürdü: "Bu son kara harekâtından sonra Apo'nun tasfiye edilemeyeceği de anlaĢılmıĢtır sanırım. Kürt sorununda yeni geliĢmeler olabilir, yeni durumlar geliĢebilir. Kara harekâtından çıkan sonuçlar olabilir. Uluslar arası güçler, Rusya, Çin, ABD, Ġngiltere, Fransa, Avrupa Birliği, daha fazla rol almak isteyebilir, el atabilir. Türkiye halen Ġran ve Suriye ile yapacağı ittifaklardan bir Ģeyler umuyor. Türkiye'de son yaĢananlar darbe niteliğindedir. Olanlar bir darbedir. Ergenekon, derin devlet onlar öyle zannedildiği gibi ABD karĢıtı da değillerdir. ABD IRAK‟I ÜS OLARAK KULLANIYOR Eskiden beri tüm Kürtleri Irak Kürtlerine bağlamak gibi bir plan var. Bu plan üzerinden Kürtleri kontrol ediyorlar. Benim tasfiye edilme gerekçem de budur. Bunun temeli ta 1920'lerde Kahire Konferansı'nda atılmıĢtır. Bu konferansta çok usta bir Ģekilde Kürt sorununun Ortadoğu'da sürekli çözümsüz bırakılması konusunda anlaĢmaya varılmıĢtır. Kerkük ve Musul'un Irak'a bağlanması, Kahire Konferansı'nda kararlaĢtırılmıĢtı. M. Kemal'in tüm politik çabalarına rağmen, Kürtler üzerinden Kerkük ve Musul Türkiye'den koparıldı. Bu plan halen de devam ediyor. ABD, Ġngiltere ve Ġsrail tüm bölge ülkelerini Kürtlerle hizaya getirmeye ve kontrol altına almaya çalıĢıyorlar. Irak'ta Saddam'ı Kürtler eliyle devirdiler. ġimdi de Ġran'a karĢı Kürtleri kullanma hazırlığındalar. ABD, bir nevi K. Irak'ı üs olarak kullanmaktadır." TÜRKĠYEYĠ YAHUDĠ SERMAYESĠ YÖNETĠYOR "ABD, Ġsrail tüm Kürtleri Irak üzerinden kontrol etmeye çalıĢıyorlar" diyen Öcalan, Ģunları dile getirdi: "Bunda Ġsrail sermayesinin rolü çok büyüktür. AKP de onlarla iĢbirliği yaparak iktidar oldu. Benim iddiam Ģu; Yahudi sermayesinin izni olmadan bir dükkân bile açamazlar. Aslında Türkiye sermayesi ta 1923 yılında Ġzmir Ġktisat Kongresi ile Yahudi sermayesinin etkisi altına girmiĢtir. Bu etkiyle Yahudi sermayesinin desteği ve izni olmadan bir dükkân bile açamıyorlardı. Koç Holding'in büyümesi ve palazlanması Yahudi sermayesi sayesindedir. Yahudi sermayesi onları hep kontrol etmiĢtir. 70'lerde de gözlemlemiĢtim, araĢtırmıĢtım, halen takip ediyorum; 1970'lerde bölgede sadece DoğuĢ grubunun sermayesi vardı. Bir dünya markası olan Vestel de, araĢtırdım, Citibank ile iliĢkileri var. Citibank da Yahudi sermayesiyle kurulmuĢtur. Vestel de bu Ģekilde kontrol altında tutuluyor, Yahudi sermayesinin ürünüdür. Urfa topraklarının büyük bir kısmını Yahudiler satın almıĢtır. Direkt kendi adlarıyla olmazsa bile çeĢitli Ģirket isimleriyle satın almıĢlardır. Ne zamandan beri bu çalıĢmalar, planlamalar yapılıyor? Bunun 800 yıllık bir geçmiĢi var. Tarsus kökenli Saint Paul'un yine bu konuda yürüttüğü faaliyetler biliniyor. 1492'den önce ta 1393'ten beri Anadolu'da Yahudi sermayesinin etkinliği var. 1492'de Ġspanya'dan da Yahudiler geldiler. II. Bayezit onları kabul etti. Hafsa Sultan da Yahudi kökenlidir, yönetimde etkilidir. Mezarı da Manisa'dadır. Vestel'in de merkezi Manisa'dadır. Hafsa Sultan adına Manisa'da mesir macunları etkinliği yapılıyor. Manisa dediğim, Ġzmir-Manisa hattı boyunca bu etkinlik vardır. Bu hat Yahudilerin en eski ana yurtlarından biridir. . II. Selim'i yani Sarı Selim'i tahta geçirmek için yönetime aday ġehzade Mustafa'yı Babasına boğdurttular. Y. Küçük'ün de bu konularda ciddi araĢtırmaları var. Varlık Vergisi getirilerek, Anadolu'da Hıristiyanların etkinliği kırılıp, Yahudi etkinliği geliĢtirilmiĢtir. M. Kemal biraz direnmiĢ ancak onlarla baĢ edememiĢ. Mustafa Kemal bu konuda sanıldığından daha çok yalnızdır. Mustafa Kemal sadece Cumhuriyeti kurmuĢtur. Bunu onu küçümsemek amacıyla söylemiyorum. Buna direnmek o kadar kolay bir Ģey değildir. Eskiden mason olmayan yönetime gelemez diyorlardı. Ben bunu Ģu Ģekilde uyarlıyorum; kapital tekel olmadan, bir dükkân bile açılamaz." TÜRKÇÜLÜĞÜ YAHUDĠLER GELĠġTĠRDĠ Yahudilerin Kürt iĢbirlikçileri ile de iĢbirliği yaptığını kaydeden Öcalan, "Kürt iĢbirlikçilerinin de bu sermayeyle iliĢkileri

Page 40: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

var. Bunlar neden hep böyleler? Bunların kendi çıkarları için yapamayacakları Ģey yoktur, eskiden beri böyledirler. Ben bunları iyi tanıyorum. Hep güçlüden ve kendi çıkarlarına uygun olanlarla birliktedirler. Diyarbakır'da ticaret ve meslek odaları, iĢ çevreleri, bu konuda inisiyatif alıp sorunların çözümüne katkı sunabilirler. Hükümet üzerinde etkili olabilirler, aktif rol alabilirler. Yahudilerin sermaye konusunda 800 yıllık çalıĢmaları var. Bütün sermaye ve yönetimleri onlar kontrol ediyorlar. Daha önce onlar Hitler'e milliyetçilik düĢüncesini aĢılayarak Hitler'i hazırlamıĢlardı. Yine daha önce Ġspanya Portekiz arasında çekiĢmenin sebebi de buydu. Ortadoğu'da da milliyetçiliği yaydılar. Ben bunları söylerken benim için anti-semitik diyorlar. Bunlar gerçeği yansıtmıyor. Ben Yahudi halkının ve kültürünün de Ortadoğu'da yerinin olması gerektiğini her zaman dile getiriyorum. Onların politikalarını eleĢtiriyorum. Türkiye'de de milliyetçiliğin geliĢmesini sağladılar. AKP'yi de onlar hazırladılar. Hatta Hürriyet gazetesindeki "Türkiye Türklerindir" ve "Bir Türk dünyaya bedeldir" sözlerinin Türklere ait olmadığı ve Yahudi kaynaklı olduğu kanaatindeyim. Bütün bunlarla Türkiye'yi bir noktaya getirecekler ve Türkiye bir Ģey yapsa, Türkiye'yi soykırımı kabule mahkûm edecekler. Ve böylece her Ģeyi Türkiye'ye mal edecekler. Böyle bir tehlike var. Saddam'ı da hazırlamıĢlardı ve ona soykırım yaptırdılar, Halepçe gibi katliamlar ortada. Sonra da Saddam'ı Kürtler eliyle devirdiler." ifadelerine yer verdi. YAHUDĠLER HALKLARI KULLANDI Öcalan sözlerini Ģöyle sürdürdü: "Ben bunları söylerken K. Irak'ın kazanımlarına karĢı değilim ama böyle bir durum var. Aynı Ģeyi Türkiye'ye de yapacaklar. Türkiye sermayenin izni dıĢında bir Ģeyler yapmaya kalkarsa Soykırım iddialarıyla karĢı karĢıya kalacaktır. Daha önce 1915 Ermeni soykırımının ABD Senatosuna getirilmesi gibi. Bu durumda kabul edilip Türkiye'yi sıkıĢtırabilirler. ĠĢi ta 1915'lere götürecekler. Ermenilerin de politikası bu yönlüdür. Daha önce de 1800'lerde Ġngilizler ve Yahudiler, Rumları kullandılar ve bu politikalarıyla 3000 yıllık Rum kültürünün sonunu getirdiler. Ermenileri bu topraklardan sürdüler. Süryaniler üzerine de Bedirxanileri gönderdiler. Bedirxan Beye Süryanileri kırdırttılar. 4000 yıllık Asurî kültürünü yok ettiler. Sonra Osmanlılara da Bedirxan Beyi ezdirttiler. Bunlar Türk halkına mal edilemez, Türk halkının bunlardan haberi bile yok. Esas sorumluları Ġttihatçı zihniyettir. Bu zihniyet halen de var." YAHUDĠLER KÜRTLERLE TÜRKLERĠ ÇATIġTIRACAK Öcalan, Yahudi politikalarının Kürtlerle iliĢkisini ise Ģu Ģekilde analiz etti: "Günümüzde Kürtler de böyle bir tehlikeyle yüzyüzedirler. Çok dikkatli ve birlik olunmalıdır. Çok dikkatli ve birlik olunmazsa Kürtler kaybedebilir. K. Irak'ta da böyle bir tehlike var. ABD çekilirse bir Kürt katliamı geliĢir; 24 saat içerisinde Araplar, Kürtleri silerler, ezerler. Ġran'da da böyle bir tehlike var. Türkiye'de de milliyetçilik tehlikesi var. Ben ABD ve Ġsrail'in Ortadoğu'daki politikalarına karĢı durdum ve durmaya devam edeceğim. Türkiye'de de iki milliyetçilik çarpıĢtırılmak isteniyor. Çatı partisini önermemin nedeni budur. Demokratik güçler birleĢseler, çok çalıĢsalar, her türlü katliamın önüne geçerler. Milliyetçiliğin önüne geçebilmek için yeni kurulacak çatı partisine önemli görevler düĢüyor. Her kesimden kadroları içine katarak bu milliyetçiliği engelleyebilirler. Kürtlere ayrılık dayatılsa bile Kürtler bir arada yaĢayacaktır. Kürt birlikteliğine ihtiyaç var. Kürtler bir araya gelip birlikte hareket ettiklerini bu dönemde göstermelidirler." TEHLĠKELERE KARġI SOL ÇATI KURALIM Öcalan, tehlikelere karĢı sol ittifak geliĢtirilmesi gerektiğini bir kez daha yineleyerek Ģöyle konuĢtu: "Ben diyorum ki gelin bunun koĢullarını tartıĢalım, Ģartlarını yeniden belirleyelim. Ben kendimi Mustafa Kemal ile kıyaslamak amacıyla söylemiyorum ama Mustafa Kemal'in 1900'lerde Cumhuriyette ısrarlı olduğu kadar ben de 2000'lerde Demokraside ısrarlıyım. Bu konuda iddialıyım. Bu çatı partisi her Ģehirde ortak propaganda, ortak çalıĢma, ortak toplantı yapabilir. Kent Meclisleri oluĢturabilirler. Çatı partisi için diğer Kürt çevrelerle görüĢmek gerekir. Geçen 8 yıllık süre iyi değerlendirilseydi, Ģimdi çok daha iyi bir konuma gelinmiĢ olurdu. Akademileri de bu amaçla önermiĢtim. Kadınlar için Demokratik Siyaset ve Kültür Akademisi önermiĢtim. Gençlik için, diğerleri için de önermiĢtim. Bütün bunların bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor. Akademilerde sürekli bir araya gelip tartıĢmalar yürütülmeli, hiçbir Ģey olmazsa bile zihinleri açılır. Siyasetçiler buralardan çıkar. Akademi eğitimi normal devlet okullarındaki eğitime benzemez. Açık Toplum denilen olay da budur. DTP'nin akademileri olabilmeli, diğer partilerin de var. DTP de sanırım bundan sonra oylarını artırır, daha iyi çalıĢır. Siyaset ciddi bir iĢtir. Bu iĢi yapabileceklerine inananlar yapsınlar. Ġnanmayan yapmasın, bu iĢe girmesin. Bu iĢ o kadar kolay değil. Çıkıp ben siyasetçiyim diyorlar, bazen anlamakta güçlük çekiyorum. Süreçler çok iyi kavranamıyor, Ortadoğu'da bu sorunlara karĢı iyi açılımlar yapılamıyor, bu durum zihin köleliğinden kaynaklanıyor. Kökeni Sümer rahip devletine dayanır." Öcalan, sözlerini Ģöyle tamamladı: "Son dönemde Ġran ölüm-kalım savaĢındadır, onun için çok tehlikelidir. Göç etmek zorunda kalanlar güvenli bölgelere yerleĢtirilebilir. BM müdahale edip güvenli bölgelerde yerleĢtirmeler i sağlanabilir. Ġran'da idamı bekleyen arkadaĢımıza desteklerimi sunuyorum, selamlarımı iletiyorum. Cezaevlerindeki arkadaĢlara, halkımıza selamlarımı iletiyorum."

Page 41: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Ergenekon doğrudan ABD operasyonudur

GörüĢme Notları:

20 günlük hücre cezası 10. güne ulaĢan Öcalan, Ergenekon operasyonunu değerlendirdi. Öcalan, "Operasyon Amerika'nın doğrudan operasyonudur. Ergenekoncular Rusya, Çin'e, Hindistan'a dayanıyorlar. Amerika karĢıtlığı yaparak Amerika'ya hizmet ediyorlar. Öyle söyledikleri gibi Amerika karĢıtlıkları yok" dedi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, avukatlarıyla bir araya geldi. Edinilen bilgilere göre, Öcalan, görüĢmede kendisine verilen 20 günlük 9. hücre cezasının 2 Temmuz tarihi itibariyle yürürlüğe girdiğini söyledi. Öcalan, "Hücre cezalarıyla ilgili bir çerçevenin belirlenmesi lazım. Bunun araĢtırılması gerekiyor, tecrübeli hukukçuların gündemine bunu almaları gerekiyor. Benim fikirlerimi tartıĢmanın, konuĢma hakkımın çerçevesi nedir? Bunun belirlenmesi lazım. Sekizinci hücre cezası uygulanıyor. Bu böyle devam etmez. Her söylediğime hücre cezası veriyorlar. Hangi yönetmelik uygulanacaksa bilmek lazım. Bunun koĢullarının yönetmelikte belirlenmesi lazım. Duruma açıklık getirilmelidir, biz de bunu bilelim. Benim talimat verdiğimi iddia ediyorlar. Hayır, ben talimat vermiyorum, talimata ihtiyacım yok. Kaldı ki PKK'nin benim talimatlarıma ihtiyacı yok, kendine yeter. Ayrıca ben demokrat bir insanım, talimat vermem. Ġlgili tüm kurum ve kiĢilerin tabii CPT'nin de bu konu üzerinde durması lazım. AĠHM daha önce ihtiyati tedbir kararı vermiĢti. Burada mahkemenin verdiği ihtiyati tedbir kararına aykırı davranılıyor, bunu böyle bilmek lazım. Benim buradaki durumumla ilgili ne düĢünülebilir. Susturulmaya çalıĢıldığım değerlendirilmeleri yapılıyordur." diye konuĢtu. DEVLETTE HAKKIMDA ĠKĠ GÖRÜġ VAR Öcalan, hücre cezalarının arkasında yatan mantığı Ģu Ģekilde analiz etti: "Talabani, sanıyorum ta 2003'te, "Apo, Ġmralı'da böyle konuĢtuğu müddetçe biz iĢimizi baĢaramayız, projemizi gerçekleĢtiremeyiz" diyordu. Sanıyorum hedeflerine ulaĢmaları için benim susturulmam gerekiyor diye düĢünüyorlar. Bir ara Aytaç Yalman da "Apo'yu teslim almamız, Güneyli güçlerin iĢine geldi" demiĢti. Güneyli önderlerin güçlendirilmesi için benim susturulmam gerekiyordu. Osman-Botan onlar ayrıldılar ve bunun için çok pervasızca konuĢuyorlardı. Onlar, Sertaç Bucak gibi bazıları da susturulmak istendiğimi biliyorlardı. Bunların arkalarında güçler vardı, mesela Almanya vardı. ġimdi de sanıyorum benim hakkımda iki farklı görüĢ var; bazıları, "Apo'yu tamamen susturalım" diyor, bazıları da "hayır, bu baĢkalarının iĢine gelir" diyor. Bu konular sanıyorum halen tartıĢılıyor. Benim hakkımda bu konuda tam karar verememiĢ olmalılar." DĠREK ABD OPERASYONUDUR 1 Temmuz itibariyle daha da geniĢletilen Ergenokon soruĢturması ve gözaltılarına değinen Öcalan, Ģu değerlendirmelerde bulundu: "Ergenekon'da Tolon, Eruygur onlar tutuklandı, Levent Ersöz Rusya'ya kaçtı. Demek ki durum çok ciddi. Bu Amerika'nın doğrudan operasyonudur. Bunlar Rusya'ya, Çin'e, Hindistan'a dayanıyorlar. Rusya'yla bağlantıları ortaya çıktı değil mi, bu yönleriyle tartıĢılmalıdır. Buraya gelenlerden biri de tutuklanmıĢ. Ben onlarla defalarca görüĢmüĢtüm. Çok katıydılar. Bunlar radikal bir gruptu. Aslında bana bir Ģeyler söylemek istiyordu, biraz farklıydılar. 2002'den sonra buraya gelmediler. Bu Ergenekon meselesi, bunların arasında hegemonik bir savaĢ var; Amerika'nın direk yaptığı bir operasyondur. Avrupa ülkeleri de destekliyor. Ergenekon'un durumu, Madanoğlu'nun 12 Mart'taki durumuna benziyor. O darbeyi planlayanlar o gün yine de direnmiĢlerdi. 9 Mart'ta biraz direndiler, 12 Mart'ta biraz direndiler, 60'ta biraz direnmiĢlerdi. Ama bunların direnecek güçleri bile yok. Hiç direnemiyorlar değil mi? Güçleri yok. Evet, bunlar hiç direnemiyor. Güçleri azalmıĢ, destekçileri kalmamıĢ, öyle görünüyor." ERGENEKONCULAR ABD'YE HĠZMET ETTĠLER Öcalan Ģöyle devam etti: "Bu Ergenekoncular, otuz yıldır Amerikan karĢıtlığı yaptıklarını belirtiyorlar. Hayır, aslında otuz yıldır Amerika'ya hizmet ediyor. Amerika, otuz yıl önce onları hazırlamıĢtı. Amerika karĢıtlığı yaparak Amerika'ya hizmet ediyorlar. Öyle söyledikleri gibi Amerika karĢıtlıkları yok, hatta AKP bunlardan daha çok Amerika karĢıtı! AKP, ABD karĢıtıdır demek istemiyorum. Demek istediğim bunlar daha çok Amerika yanlısıdır. Balbay, Ġlhan Selçuk onlar da gözaltına alındı. Ġlhan Selçuk, Amerika karĢıtıyız diyor aslında hiçbir Ģey anlamıyor. Amerika'ya nasıl hizmet ettiklerini bilmiyorlar. Doğu Perinçek, Küçük de, bunlar anti Amerikancı değil, Amerikancıdırlar. Ama bunun farkında değiller. Amerika'ya hizmet ettiklerinin farkında değiller. Tabi bu da Amerika'nın doğrudan operasyonudur, destekliyorlar."

Page 42: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

OLAYLAR ETRAFIMDA DÖNÜYOR "Bazı çevreler operasyonu Gladio ile kıyaslıyor ama Gladio'yu NATO kurmuĢtu, yine NATO temizledi. Bu operasyon ise NATO'yu aĢıyor." diyen Öcalan, "Amerika'nın doğrudan operasyonudur. Amerika bu konuda çok katıdır. Erdoğan direniyor değil mi, tabi direniyor. Amerika'nın desteği var. MHP, böyle durumlarda hep tarafsız kalır, yine böyle yapıyor. Kim güçlüyse ondan yana tavır alıyor. Bu bir demokratikleĢme adımı da tabi ki değil. Kimse güçlü değerlendiremiyor geliĢmeleri. Ben bildiğim için, olayı iyi değerlendiriyorum. Çünkü gırtlağına kadar sonuçlarını biz yaĢıyoruz, bu olaylar benim etrafımda dönüyor. Bunun için konuĢmamı istemiyorlar, konuĢmalarımdan rahatsızlık duyuyorlar. Bu operasyon, ta 1926'da baĢladı. Mustafa Kemal, Ġngilizleri önce atlattı, nasıl atlattı, o dönem de tam aydınlatılmamıĢ. 1926'da Mustafa Kemal'i tam kuĢatmaya aldılar. Mustafa Kemal'in etrafında bir kadro vardı. Bir ara General Yamak da Mustafa Kemal'in etrafında bir kuĢatma olduğunu, kuĢatmaya alındığını ifade etmiĢti. Bu kadro tam olarak kimlerdir, iliĢkileri kimlerle var, bunların Çakmak ile iliĢkileri nelerdir, Ġnönü ile iliĢkileri nelerdir, Karabekir ile iliĢkileri nedir, tam bilinmiyor. Mustafa Kemal'i peygamberleĢtirmek istediler. Mustafa Kemal, kendisinin peygamberleĢtirilmesine karĢı çıkıyordu." YAHUDĠLER ANADOLUDA TASFĠYE YAPTI Öcalan, Ģu Ģekilde devam etti: "Tabi bunlar çok bilinçli yapılıyordu. Mustafa Kemal'in daha sonra Ġsmet Ġnönü'ye "Ġsmet biz ne yaptık" dediği söyleniyor. Bunu Musul'la bağlantılı geliĢen politikalara iliĢkin söylüyordu. Çünkü Cumhuriyetle birlikte yeni bir ulus inĢa etmek istedi. Bir yeni ulus projesi yürürlüğe girdi. Bu yeni yaratılan Türk, Türk değil. Ben buna "Türk olmayan Türk" diyorum. Bu ulus projesiyle Kürtleri dıĢarıda bırakıp düĢman hale getirdiler. O dönemde daha Hititler, Sümerlerle ilgili araĢtırmalar yoktu. Yeni ulus inĢa etme sürecinde Sümerleri, Hititleri araĢtırdılar. Bunlara dayanarak bir Ģeyler yapmaya çalıĢtılar. Yine katı bir laiklik anlayıĢı getirdiler. Bu laiklik anlayıĢı Türk kültürüne ait değil. Yeni bir "Türk" yarattılar. Ulus tasarımının Ġngiltere ve Hollanda'daki bazı örgütlenmeler tarafından ilk temelleri atıldı. Sonra Fransa ve Avusturya'dan bütün Avrupa'ya yayıldı. 16 Mayıs'ta Mustafa Kemal'in çıktığı yerden Kraliçe, Ġngiliz gemisiyle geliyor. Bunun anlamı Ģudur; "Biz varız, siz kontrolümüzdesiniz." O dönemde yapılan yeni ulus tasarımı, biraz da Yahudilerin bir intikamıydı. Yahudilerin 1492'de Ġspanya'dan Anadolu'ya sürülmesine karĢılık Anadolu'daki Hıristiyanların tasfiyesine yönelik olarak geliĢtirilmiĢti. Hiçbir tarihçi bunları tam olarak açıklayamıyor. Ben ise biraz da olsun bunları çözdüm." MĠT GELĠġMELERĠ ĠYĠ GÖRÜYOR Geçtiğimiz günlerde Abant'ta düzenlenen Kürt sorunu konferansına değinen Öcalan, "Abant Platformu düzenlendi. Kürt sorunu tartıĢıldı. Bunu Fethullah Gülen'e yakın olanlar düzenliyor, onların elinde, AKP'nin elinde imkân var demokratikleĢme istiyorsa pratiğe yönelik Ģeyleri kendileri yapabilirler. Bunlar hep teoride kalıyor. Bunların pratikleĢmesi önemlidir. Teorisi olup da pratiği olmayan sahtekârdır. Ya da teorisi olup da bunu pratiğe geçirmeyenler hep kullanılıyor, baĢkaları faydalanıyor onlardan. Ben bunu savunmamda da açımladım. Cevat ÖneĢ, Türkiye'nin demokratikleĢmesi gerektiğini belirtiyor. Doğru. Demokratik seçenek en önemli seçenektir. Türkiye'de bu konuyu en iyi araĢtıran ve çözümleyen, dıĢ dünyayı en iyi anlayan kurum MĠT'tir. Mahir Kaynak ve Cevat ÖneĢ bu konuyu en iyi anlayanlardandır. Ġkisi de MĠT kökenlidir ve ikisi de dıĢ geliĢmeleri iyi biliyor. Türkiye'nin demokratikleĢme ihtiyacı var. Bu Ergenekon'un tasfiyesiyle beraber bir demokratikleĢme Ģeyi de geliĢir mi? Evet, belki olabilir. ġartlar müsait. Yeni geliĢmeler olabilir. Türkiye'de ılımlı Ġslam projesi uygulanıyor. Fethullah Gülen onlar da bu konuya önem veriyorlar, onlar da bu konuyu çözmek istiyorlar. Fethullah Gülen'in bölgede faaliyetleri var. Ama halk arasında etkileri yok. Daha çok özel iliĢkiler geliĢtiriyor anladığım kadarıyla. Halk arasında tabanı yoktur." Ģeklinde konuĢtu. DEMOKRATĠK KÜLTÜR YOKSA IRAKLAġIRSINIZ Öcalan, geliĢmelerin çatı partisine ihtiyaç doğurduğunu vurgulayarak Ģöyle devam etti: "Türkiye'de güçlü bir demokratik seçeneğe ihtiyaç vardır. Onun için Çatı Partisi'nden söz etmiĢtim. Demokratik seçeneğin netleĢtirilmesi gerekir. Bunun için kendine güven önemlidir. Demokratik siyaset ve kültür akademisini bunun için tavsiye etmiĢtim. Akademi için büyük bir yer gerekmez, ağaçlı küçük bir bahçe bile yetebilir. Buradan yetiĢecek insanların zihnini demokratikleĢtirmek gerekiyor. Her Ģeyden önce bir Ģeyi zihinde bitirmek lazım. Beyin, vücudu idare ediyor. Bir Ģeyi zihinde bitiremezsen vücudunda cinselliği dahi idare edemezsin. Bundan dolayı önce demokratik kültürü zihinlerde yerleĢtirmek gerekiyor. Ortadoğu'da eksik olan demokratik kültürdür. Avrupa'nın ileri gitmesinin sebebi budur. Bunlarda muazzam bir tecrübe vardır. Ġsrail-Filistin boğazlaĢmasının nedeni de demokratik kültürün olmayıĢıdır. Bir arada yaĢayamıyorlar. Filistin buna layık mı ki bu çatıĢma yaĢanıyor? Hayır. Ama demokratik kültür yok. AKP'nin kapatılması iyi bir Ģey mi? Hayır, iyi bir Ģey değil. Ama demokratik kültür yok. Demokratik kültür olmazsa IraklaĢırsınız. Halkların, Türklerle Kürtlerin birbirleriyle bir sorunları yok. Demokratik kültürün yerleĢmesi lazım. Herkes kendi milliyetçiliğini dayatırsa çözüm geliĢmez. Tek seçenek demokratik çözümdür. Bu kadar askerin ölümü iyi bir Ģey midir? Yazık değil mi? Halen sorunun çözümü için üzerime düĢeni yapmaya hazırım." ĠLK DEFA DERĠN SONUÇLARA ULAġTIM, BU SON SAVUNMAM DTP'nin bu ay içinde ayında yapacağı kongreye de değinen Öcalan, "Anayasa Mahkemesi DTP' yi büyük ihtimalle kapatacaktır. Sanırım onlar da Kongrelerini yapacaklar. Bunlar önemli süreçler, tabii ki iç sorunlar olacak, iç

Page 43: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

tartıĢmalar olacak. Ama en sert tartıĢmalarda bile bir uzlaĢma zeminine imkân tanınmalıdır. Ben savunmamda da belirttim. Ġki farklı medeniyet arasında bile uzlaĢı sağlanabiliyor. DTP'liler de kendi aralarında uzlaĢı sağlayabilmelidirler. Kongre'den güçlü bir mesajla çıkabilirler. Kendine güvenen kiĢiler çalıĢmalara katılım gösterebilmelidir." diye konuĢtu. Hücre günlerinde yeni bir savunma yazdığını ifade eden Öcalan, AĠHM'e gönderdiği savunmada kesin ifadelere yer vermediğini belirterek, "sosyal bilimin doğası gereği öyle olması gerekir, kesin yargılar koyamazsınız" dedi. Öcalan, Ģunları söyledi: "Son savunmalarımda ahlak felsefesini de iĢledim. Son savunmam çok yetkindir. Daha önce hiç böyle yoğunlaĢmamıĢtım. ġu an yazdıklarım da beĢ yüz sayfayı aĢtı. Kendimi övmek için söylemiyorum ama Marks'ı aĢıyor. Fernand Braudel'in 'siyasi tekel' kavramından da yararlandım. Bu kavram bana epey cesaret verdi. Benim asıl savunmam budur. Bir daha da savunma yazmayı düĢünmüyorum. Gerek de yok, bunlar yeterlidir diyebilirim. Hatta bin yıl yeter. Herkes yararlanabilir, bütün ülkelere uyarlanabilir. Al Hindistan'a uygula, al Afrika'ya uygula, al Irak'a, Filistin'e uygula. Ben ilk defa bu kadar derin sonuçlara ulaĢtım, yoğunlaĢtım. Bunları bir daha aĢacağımı sanmıyorum. Bu savunmama iliĢkin eleĢtirileri de almak istiyorum. Aydınların, birçok çevrenin, örneğin Frank Gunter'in fikirleri önemlidir, Wallerstein'ın görüĢlerini merak ediyorum." HALA GECELERĠ UYUYAMIYORUM Sağlık sorunlarına da değinen Öcalan, "Sağlığım eskisi gibidir, boğazımdaki sorun devam ediyor. Ondan sesim kısık geliyor. Bir de kimseyle konuĢmadığım için olabilir. Sol kulağımdaki çınlama da devam ediyor. Hatta geceleri baĢımı sola koyduğumda uyuyamıyorum. Bazı ilaçlar kullanıyorum. Herhalde çok ciddi değildir, direniyorum" diye konuĢtu. Öcalan, sözlerini "Son dönem hayatını kaybedenlerin, trafik kazası geçiren Kürt siyasetçilerin ailelerine baĢsağlığı diliyorum. Yine Raziye Zoğurlu için, ki o aile çok bedel verdi, emekleri çoktur tekrar hepsine baĢsağlığı diliyorum. Cezaevindeki arkadaĢlara, Avrupa'dakilere, halka selamlarımı söylüyorum." diyerek bitirdi.

Savcı Öz benimle görüĢebilir

GörüĢme Notları:

Ergenekon iddianamesini hazırlayan Savcı Zekeriya Öz'e seslenen Öcalan, "Ergenekon savcısı isterse gelip benimle görüĢebilir. Ben bu konudaki bilgilerimi ve görüĢlerimi savcıya söyleyebilirim. PKK'ye mal edilmiĢ dünya kadar Ģey var. Benim bu konuda görüĢlerim alınmalı" dedi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, avukatlarıyla bir araya geldi. Edinilen bilgilere göre, görüĢmede yazdığı savunmalara değinen Öcalan, "Savunmamın bir bölümünü bitirdim. Ġki bölümü daha var. Ortadoğu ve Kürdistan'la, Kürt sorunuyla ilgili bölümler kaldı, onları da yazacağım. Kürt sorunu, yıllardır çözülemeyen büyük bir mesele, bununla ilgili söyleyeceklerim var. Savunmamın temel konuları bunlar olacaktır." dedi. Son günlerde Türkiye'nin gündemini iĢgal eden Ergenekon davası ve iddianamesine değinen Öcalan, Ģunları söyledi: "Ergenekon iddianamesini henüz alamadım. Bana iliĢkin kısımlar var. Ġddianamede bana iliĢkin kısımlara cevap veriyorum. Benim bu konudaki düĢüncelerim insanlara ulaĢmalı. Çünkü insanlar benim bu konudaki düĢüncelerimi bilmiyor, beni tanımıyorlar. Burada önemli olan benim bu konudaki düĢüncelerimin, görüĢlerimin bilinmesi ve farklı çevrelere ulaĢtırılmasıdır. Benim burada tarihi sorumluluğum var, bunları görerek davranıyorum. Türkiye'deki Ergenekon, 1980'lerde NATO himayesine girerek NATO'yla bütünleĢti. Bütün bu yaĢananlar NATO'nun denetiminde oldu. Ben bunların çoğunu buradaki görüĢmelerimde, hep belirttim. Ġtalya'dak i Gladio, tasfiye edildi. Benzer bir Ergenekon da Yunanistan'da var. Bunların iyi görülmesi ve iyi anlaĢılması gerekiyor. Ben bu konuları savunmalarımda daha derinlikli açtım. Bu nedenle benim savunmalarım sadece Türkiye için değil, Avrupa için de önemlidir." ERGENEKON KARġITLIĞINI BĠZE ÇEVĠRECEKLER Öcalan, Ģöyle devam etti: "Ergenekon karĢıtlığını, bana ve PKK karĢıtlığına çevirmek istiyorlar. Ben bu konuda savunma yapıyorum. Bu benim savunma hakkım. Daha önce Doğan GüreĢ'in zehirlenmesiyle ilgili olarak askeri savcı gelip benimle görüĢmüĢtü, Ergenekon savcısı isterse gelip benimle görüĢebilir. Ben bu konudaki bilgilerimi ve görüĢlerimi savcıya söyleyebilirim. PKK'ye mal edilmiĢ dünya kadar Ģey var. Benim bu konuda görüĢlerim

Page 44: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

alınmalı. Daha baĢtan beri ta 1978, daha doğrusu 1976'dan beri PKK' ye müthiĢ sızmalar var. Benim üzerime müthiĢ geldiler; ġahin Baliç, ġahin Dönmez gibiler var. Bu süreç onlar gibilerle baĢladı. Haki Karer'i katleden örgüt, Antep'teki beĢ parçacılar vardı, Kawacılar vardı, Kukçular vardı. Beni imha etmek için onlarca giriĢimde bulundular ama baĢaramadılar. Bugün de radyodan dinledim, Mehmet Eymür'ler beni imha edebilmek için tünel bile kazmaya çalıĢmıĢlar." ALMANYA BĠNLERCE KĠġĠYĠ KENDĠSĠNE BAĞLADI Güngören'de meydana gelen patlamayı değerlendiren Öcalan, Ģu çarpıcı hususlara dikkat çekti: "ĠĢte görüyorsunuz, Güngören'deki patlamayı. Bununla Kürt Türk çatıĢmasını derinleĢtirmek istiyorlar. Türk-Kürt çatıĢmasını kıĢkırtıyorlar. Alman istihbaratı, bu eylemin PKK tarzı olmadığını, eylemin radikal dinci grupların veya derin devletin iĢi olabileceğini söylüyor. Alman istihbaratı her Ģeyi bilir. Bu eylemi de kimin yaptığını, içyüzünü biliyorlar. Çünkü kendine bağladıkları var, birçok kiĢiyi kendilerine bağladılar. Almanya bunların binlercesini himayelerine aldı, kullandı, bugün baĢlarına bela olmuĢ durumdadır. KÜRTLERĠ HALLAÇ PAMUĞUNA ÇEVĠRDĠLER Suriye Devlet BaĢkanı BeĢar Esad'ın Türkiye'ye gelmesini de irdeleyen Öcalan, Ģu görüĢlerin altını çizdi: "ġimdi BeĢar Esat oraya buraya gidip geliyor, görüĢmelerde bulunuyor. Amerika, Ortadoğu'da kovboy politikasını güdüyor. Kürtleri Halaç pamuğuna çevirdiler. Kürtleri denetimleri altına almak için Yekiti-YNK ve KDP'yi kullandılar. Bunlara güç verdiler ama beni kontrol altına alamayınca tasfiye etmeye çalıĢtılar. Türkiye'de de ġeyh Sait ailesinden bir kesimi kullanıyorlar. Hak-Par'ı bu amaçla kurdular. Bucak Ailesi biliniyor. Bana bu konuda kitap yaz deseler elli ciltlik kitap yazarım. Bu aileyi ikiye böldüler. Bir kısmı Almanya'da Alman istihbaratına sığınmıĢ. ĠĢte Sertaç Bucak biliniyor. Benim açımdan durumu netleĢmiĢ biri. Öbür tarafta bir kısmı da Türkiye'de kalıp devlete sığındılar, Sedat Bucak'a bağlandılar. Sedat Bucak, Susurluk olayına karıĢtı, öldürülmek istendi. Sedat Bucak'a bağlı binlerce korucu var. Bunlar oturmuĢ sadece para yiyorlar. Sedat Bucak'ın kendisi bile devlet nezdinde suçlu. Türkiye'de yüz bin civarında korucu var, bunların Türkiye'ye maliyeti bellidir." NAMUS KAVRAMI ÜZERĠNDE DURUYORUM Savunmalarında namus olgusu üzerinde durduğunu ifade eden Öcalan, namusla ilgili Ģu değerlendirmelerde bulundu: "Ben son bir haftadır, namus kavramına yoğunlaĢıyorum. Nasıl bir namus? Bu önemli bir soru. Ben Kürtlerin namus kavramının ne demek olduğunu iyi biliyorum. Namusları için adam öldürüyorlar, namus için cinayet iĢliyorlar! Bu cinayetleri din adına, töre adına yapıyorlar! Namusları için yapamayacakları bir Ģey olmadığını söylüyorlar! Hatırlıyorum, köyde Ġmam Ali vardı, bir gün ben ona, 'ben bu kadına bakarsam din ne der?' diye sordum, o da 'bakabilirsin!', dedi. Hiç unutmam, annemle küçükken namus üzerine konuĢmuĢtuk. Ben bu konuĢmayı hiç unutmam. Ta o zamandandır ben namus kavramı üzerine yoğunlaĢıyorum. Nasıl bir namus kavramına cevap arıyorum. Ben bu konuları savunmalarımda da daha derin açtım. Kadın sorununu daha önce de yazmıĢtım, kadını kavramaya anlamaya çalıĢan biriyim. Kadınlar da bunu çok yoğun tartıĢmalı. Nasıl bir namus, nasıl bir kadın? Sorularına cevap aramalı. Kürtlerin namustan ne anladığını ben çok iyi biliyorum. Kürtlerin namus durumu ortadadır. Kürtler üzerinde birçok oyunlar oynanıyor. Bunları iyi görmek gerekiyor. Doğru ve gerçek namus anlayıĢı, özgürlük için mücadeleden geçer. Bu konuda üç beĢ kiĢi doğru bir özgürlük anlayıĢıyla mücadele etse onlarca kadını arkasından götürecektir. Mücadeleleri güçlenecektir. Ama ben zannetmiyorum DTP içerisinde bile bu düzeye ulaĢan kadın olsun." ÖZGÜRLEġMEK ĠÇĠN FELSEFEYĠ BĠLMEK GEREKĠR "ÖzgürleĢmek için felsefeyi bilmek gerekiyor, tarihi bilmek gerekiyor." diyen Öcalan, "BeĢ bin yıldır kadınların tarihen üzeri silinmiĢtir. Gerçek manada siyaset veya hukukçuluk yapmak için de tarihi ve felsefeyi bilmek gerekiyor. demokratik duruĢu göstermek lazım. Bu konuda DTP içerisinde de, hukuk içerisinde de önemli olan demokratik duruĢu göstermektir. Bu konuda demokratik duruĢunu göstermeli, demokratik eylemliliklerini geliĢtirmeli. Sorunları aĢmak kolay değil. Ben hep söylüyorum kendini yakmak, bu sorunları aĢıp, özgürleĢmekten daha kolaydır. Ben bu konuda onlarca kitap yazdım. Kadınları anlamaya, kavramaya çalıĢtım. Bu konuda ısrarlıyım, iddialıyım. Ben erkekler için de söylüyorum, namuslu erkek, birazcık namusu ve onuru varsa kadını anlamaya, dinlemeye çalıĢırlar. Hiçbir Ģey yapamıyorsan sadece dinle, dinlemek de önemlidir, bu kadın ne diyor, benden ne istiyor, anlamaya çalıĢ. PKK içerisinden de kaçıp gidenler oldu. Onlarca yıl mücadele ediyorlar, sonra canları sıkılıyor, paralı birine kaçıp gidiyorlar. "AĢk" adına yapıyorlar. Ben kaç zamandır aĢka cevap arıyorum. Vardığım sonuç Ģudur; aĢk eĢittir ihanet. AĢk yaĢadıklarını zannediyorlar ama yaĢadıkları Ģey aĢk değil. AĢk yaĢadık diye kendilerini kandırıyorlar. Gerçek aĢkı yaĢamak o kadar kolay değil. Kendime güveniyorum. Benim özgürlük iddiam, aĢk iddiam büyük. Ben gerçek aĢkı yaĢayabileceğime inanıyorum. Bu konuda yetenekliyim. Kadınlara "Siz de kendinize güveniyor musunuz, bu konuda iddialı mısınız, benim aĢk anlayıĢımı kaldırabilecek misiniz?" diyordum. Ama görüyorum ki, bu konuda yeterli değiller. Bu konuda iddialı olmadıkları için de kaçıp gidiyorlar. ĠĢte onlarca yıl mücadele ediyorlar sonra sıkılınca paralı birini bulup peĢinden gidiyorlar. Ben bunların arkalarından sadece gülüyorum, çünkü kendilerine yapıyorlar, kendi özgürlük iddialarından vazgeçiyorlar." Ģeklinde konuĢtu. CĠNSĠYETÇĠLĠK ĠKTĠDARCILIKTIR

Page 45: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Öcalan, erkek-kadın olgusu konusunda ise Ģu ifadelerin altını çizdi: "Erkek, fiziki olarak kadından güçlü olabilir ama kadın kendi meĢru savunmasını güçlendirmeli. Ben silah alıp sizi koruyamam ki, her zaman yanınızda olamam. MeĢru savunma sadece kadın için değil herkes için geçerli. Ben meĢru savunmayı da savunmalarımda açtım. Kadınlar kendi savunmalarını yapsınlar. Artık sokakta bile yürüyemiyorlar. Erkek, isterse bir günde kadının haĢatını çıkartabilir. Bunları görüp özgürlük mücadelelerini derinleĢtirmeliler. Cezaevlerinden kadınların çok yoğun mektupları geliyor. DerinleĢme düzeyleri, yoğunlaĢmaları iyi ama önemli olan bu düĢündüklerini kendi yaĢamlarında hayata geçirebilmeleridir. Bu söylediklerini hayata geçirdikleri oranda özgürlük mücadelesi yolunda ilerleyebileceklerdir. Savunmalarımda cinsiyetçilik, milliyetçilik, dincilik ve bilimciliği bir tehlike olarak ifade etmiĢtim. Cinsiyetçilik, iktidarcılıktır. Cins temelli her Ģey iktidardır. Cins kavramının olduğu her yerde iktidar vardır. Cinslerin biyolojik olduğunu söylüyorlar, hayır. Cinsiyet, öğretilen bir Ģeydir. Ben bunu savunmalarımda geniĢçe açıkladım. Ben savunmalarımda milliyetçilik, dincilik ve bilimciliği(pozitivizm) de değerlendiriyorum. Bunlar tehlikeli anlayıĢlardır. Bunlardan uzak durmak gerekiyor. Laisizm, dincilik, milliyetçilik, bilimcilik (pozitivizm) siyasal iktidardır. Türkiye'de hiçbir Ģey ifade etmiyor, içi boĢtur." ERDOĞAN BENĠMLE GÖRÜġSÜN BaĢbakan Erdoğan'a seslenen Öcalan, "Ben buradan Erdoğan'a sesleniyorum. GeçmiĢte Sayın Özal benimle görüĢme giriĢimlerinde bulundu. Yine Erbakan benimle görüĢme giriĢimlerinde bulundu. Hatta ordu içinde bazı kesimler benimle çözüm konusunda görüĢmeye çalıĢtılar. Ben Suriye'deyken Hafız Esat üzerinden çözüm giriĢimleri oluyordu. Erdoğan isterse çözüm giriĢimleri yapabilir. Bu çatıĢmalar, çözümsüz durum, nereye kadar devam edecektir!" diye konuĢtu. TARĠH VE KÜLTÜR AKADEMELERĠ ÖNERMĠġTĠM Aksiyon dergisinde kendisinin Demokratik Cumhuriyet tezi ile ilgili çıkan habere de değinen Öcalan, Ģu Ģekilde konuĢtu. "Aksiyon Dergisi'ni okudum. Bu dergide bana iliĢkin haberde Demokratik Cumhuriyet Partisi'ni benim dayattığımı söylüyorlar, bu doğru değildir. Evet, ben Demokratik Cumhuriyet dedim ama benim söylediğim demokratik cumhuriyet, onların yazdığı manadaki demokratik cumhuriyet değildir. Benim demokratik cumhuriyet dememdeki sebep, cumhuriyetin demokratikleĢerek çözümün geliĢmesine katkı sunmasını sağlamaktır. Türkiye için görüĢlerimi yineliyorum. Daha önce Çatı Partisi demiĢtim. Bu konuda aydın, yazarlar ve demokrat çevreler sorumluluk almalıdır. Ben öyle kimlik ayrımı da yapmıyorum, kendisini bu alan içinde ifade etmek isteyenler yer alabilir. Önemli olan demokratik duruĢun geliĢmesidir. Brüksel, Belçika da Demokratik Uluslar Konfederasyonu'nu önermiĢtim. Demokratik Siyaset ve Kültür Akademisini de önermiĢtim. Bu tür çalıĢmalar demokratik duruĢun geliĢmesi için önemlidir. Bu konfederasyon, Ġstanbul'da da olabilir veya hem Ġstanbul hem Brüksel'de olabilir. Bu konfederasyonlar, içlerini doldurabilirler. Bu konuda savunmalarımdan herkes faydalanabilir, devlet de faydalanabilir, Avrupa'da faydalanabilir. Ġran, Irak, Suriye'de demokratik mücadeleler geliĢtirilebilinir." Öcalan, sözlerini "Onlarca arkadaĢın mektuplarını aldım. Hepsine selamlarımı iletiyorum. Cezaevlerindekilere selamlarımı iletiyorum. Onların mücadelelerini anlıyorum, değer veriyorum. Benim için kendini yakmalar oldu, oluyor. Benim bu konudaki görüĢlerim biliniyor. Özgürlük, özgür yaĢam için mücadele etmektir, kendini fiziki imha etmek olmamalı." diyerek bitirdi.

Öcalan’dan açıklamalar

GörüĢme Notları:

Geçen hafta çarĢamba günü avukatlarıyla olağan haftalık görüĢmesi "hava muhalefeti" gerekçesiyle engellenen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, geçen cuma günü görüĢmesini gerçekleĢtirebildi. Öcalan'ın görüĢmede önemli mesajlar verdiği öğrenildi. Öcalan Genelkurmay'ın yeni komuta kademesinin geçen hafta peĢ peĢe yaptıkları açıklamalarda dile getirdikleri ulus-devlet konusuna değindi. Öcalan, Türkiye'deki Ġngiliz ve Yahudi sermayesine dikkat çekerek, Türk milliyetçiliğinin bunlar tarafından geliĢtirildiğine iĢaret etti. Bu güçlerin kendisine de mesaj verdiğini söyleyen Öcalan, Ģunları söyledi: "Ġngiliz ve Yahudi sermaye çevrelerinde özelikle Türkiye'de bu çevrelere bağlı olanlarda benden dolayı rahatsızlık var. Ben

Page 46: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

çocuk değilim. Beni tehdit etmek istiyorlarsa edebilirler. Zaten beni buraya getiren de onlar. Bana mesaj vermeye çalıĢıyorlar, elimizin altındasın, sana istediğimizi yapabiliriz, demek istiyorlar. Ben 15 yaĢındaki kız çocuğu değilim, beni kandıramazlar, ben ölümden korkmuyorum. Ben gerçekleri ifade ediyorum, ifade etmeye de devam edeceğim. Bu güçler tarafından hayata geçirilmeye çalıĢılan bir Türk milliyetçiliği var. Zaten Türk milliyetçiliğini yapanlar Türkler değildir. Bunlar Ġngiliz ve Yahudi sermayesinin geliĢtirdiği bir milliyetçiliktir. Biliyorsunuz Türk milliyetçiliğinin ilk öncüleri Yahudi'dir; Abraham Galandi ve Hermann Vambery'dir. Yine Türk milliyetçisi olan Ziya Gökalp Türk değildir, Diyarbakırlı Zaza Kürtlerindendir. GeliĢtirilen bu milliyetçilik, Türk halkının çıkarlarına değildir. Bu milliyetçilik, bu güçlerin çıkarları için kullanılmaktadır. Mümtazer Türköne de eski ülkücü, MHP‟li, bunu yazıyor bazen. Mahir Kaynak, Ömer Lütfü Mete, Yalçın Küçük de bunları görüp bazı Ģeyleri ifade ediyor, ancak yeterli düzeyde değil. Yalçın Küçük'ü tanıyorum, bir siyasetçi değil o, bu nedenle olayları anlamakta yeterli değil." HALKLARIN KARDEġLĠĞĠNE ĠNANIYORUM Halkların kardeĢliğine inandığını bir kez daha vurgulayan Öcalan, Ģöyle devam etti: "Ben bu coğrafyada yaĢayan tüm halkların kardeĢliğine inanan biriyim. Ve bütün mücadelemi de bu halkların bu coğrafyada kardeĢçe ve barıĢ içerisinde yaĢaması için verdim, vermeye devam edeceğim. Benim hayata geçirmeye çalıĢtığım 1920'lerin Kuva-i Milliye ruhudur. Ve bu ruhun hayata geçirilmesi için tek yol, diyalogdur. Mustafa Kemal, bunu yapmaya çalıĢtı. O dönem diyalog için imkânlar vardı ama bahsettiğim güçler bunun önüne geçtiler. Biliyorsunuz o dönem Koçgiri Ġsyanı'nda diyalog yolu açılabilirdi. Ama bu güçler buna izin vermediler. PaĢalar açıklama yaptılar. Mustafa Kemal‟in yarattığı ulus-devlet çizgisine bağlı kalacaklarını söylüyorlar. Ama Mustafa Kemal'in yarattığı Cumhuriyet çizgisiydi. 1920'lerdeki Kuva-i Milliye ruhuydu. Bunların Mustafa Kemal‟in çizgisiyle ilgisi yok, tamamıyla bahsettiğim Ġngiliz ve Yahudi sermaye güçlerinin çizdiği yanlıĢ Türk milliyetçiliğidir." SIRA ILIMLI ĠSLAM‟DA Ġngiliz ve Yahudi sermayesinin devlet-millet anlayıĢıyla Türkiye'yi denetim altına almaya çalıĢtığını, bu olmayınca bu kez ümmet-devlet anlayıĢına sarıldıklarını belirten Öcalan, Ģu hususlara dikkat çekti: "Bu çevreler, devlet-millet anlayıĢını geliĢtirerek Türkiye'yi denetim altına almaya çalıĢtılar. Bahçeli, bu durumu fark etti. Kendini bundan kurtarmaya çalıĢtı ancak çıkmasına izin vermediler. Bu güçler tarafından geliĢtirilen milliyetçilikle istenilen sonuç elde edilemeyince, bu defa da devlet-millet anlayıĢından vazgeçerek ümmet-millet esasına dayalı ılımlı Ġslam anlayıĢını geliĢtirdiler. Ilımlı Ġslam, gerçek Ġslamiyet‟le, gerçek Müslümanlıkla alakalı değildir. Bunun tam tersidir. Bu projeyi bazı Ģehirler, bazı çevreler üzerinde yaptılar. Ġlk olarak Kayseri üzerinden bunu yapmaya baĢladılar, ismi düzeyinde tartıĢmaya gerek yok. Kayseri grubu vasıtasıyla yürütmektedirler. Ilımlı Ġslamı AKP üzerinden geliĢtirmeye çalıĢıyorlar, bunların gerçek Ġslamiyet'le de alakaları yoktur." TÜRK-KÜRT ÇATIġMASI Öcalan, aynı çevrelerin Türk-Kürt çatıĢması üzerinde Türkiye'yi denetim altında tutmak istediğine de iĢaret etti. Öcalan, Ģunları söyledi: "Bu çevreler yine geliĢtirdikleri bu anlayıĢla Türk-Kürt çatıĢmasını derinleĢtirerek Türkiye'yi denetim altında tutmaya çalıĢıyorlar. Aslında bu iĢ, 2000'lerde çözülecekti, ancak buna izin vermediler. 2000'lerde çözümün geliĢmesi için diyalog yolunun açılabilmesi için bir zemin vardı. PKK demokratik barıĢ hattına çekilmiĢti. Ancak PKK'nin demokratik barıĢ hattına çekilmesi bu çevrelerin çıkarlarına ters düĢüyordu. PKK'yi demokratik barıĢ hattında tutmak istemeyen güçler vardı, bunlar kim, bunları iyi görmek gerekiyor. Devlet içerisinden de çözüm yolunun geliĢmesini isteyenler vardı. Özal ve Erbakan bu konuda giriĢimlerde bulundular. Yine Ecevit de bu konuda giriĢimlerde bulundu, ancak buna izin vermediler. Ecevit'i siyaseten ve bedenen felce uğratıp tasfiye ettiler. Erdoğan da ilk iktidara geldiği zaman çözümün diyalogdan geçeceğini fark etti. Ancak bu güçler Erdoğan'a yüklenerek onu denetim altına alarak bu diyalogun geliĢmesini engellediler, Kürt-Türk çatıĢmasını derinleĢtirmeye çalıĢtılar. Bu güçler, devletleri kendilerine bağlama ve denetim altına almak için her yöntemi denerler. El Kaide. Yine Irak'ta Saddam Hüseyin'i güçlendirerek Irak'a müdahale ettiler. Saddam'ın düĢtüğü durumu gördünüz. Bir paçavra gibi kullanıp attılar, öldürdüler. Bunları iyi görmek ve iyi analiz etmek gerekiyor. Ben bunları görüp, bu değerlendirmeleri yapıyorum, bunlar gerçekler. Ve ben gerçekleri söylemeye devam edeceğim." BÜYÜKANIT‟IN AÇIKLAMALARI Büyükanıt'ın "Türk-Kürt çatıĢmasına izin verilmemeli" Ģeklindeki açıklamasını hatırlatan Öcalan, "PaĢalar ulus-devletten yana olduklarını fakat bununla beraber bir Türk-Kürt çatıĢmasını istemediklerini söylüyorlar. Bu açıklamaları kendi içinde çeliĢkili. Büyükanıt Türk-Kürt çatıĢmasını istemediğini söylüyor ama bu çatıĢmayı yaratan ve derinleĢtiren de kendi tutumlarıdır. Ben bir halkı savunmak kitabımda ulus-devlet konusunu çok derinlemesine açtım. Bundan yararlanılabilir" dedi. KÜRTLERE ÇAĞRI Öcalan, Kürtlere de çağrıda bulunarak, Ģunları söyledi: "Diyarbakır'da insanlar kalkıp açıklamalar yapabilmeliler. 'Biz üniter-devlete saygılıyız ancak vatandaĢ olarak demokratik, kültürel ve sosyal haklarımız var, bunları hayata geçireceğiz' demeliler. Devlet buna engel olabilir. Bunu kabul etmeyebilir. Ama Diyarbakırlılar, 'Biz vatandaĢız, bunlar bizim haklarımız' diyerek mücadele etmeliler. Bu sadece Diyarbakır değil, tüm Ģehirler için de geçerlidir. Çatı Partisi'ni önermemdeki neden de buydu. Demokratik güçler bir araya gelerek Cumhuriyetin temel ilkelerinin hayata

Page 47: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

geçirilebilmesi için mücadele etmeli. Ortak bir program etrafında bir araya gelerek demokratik mücadeleyi güçlendirmeliler. ĠĢte Fırat'ın Doğusu'ndaki Ergenekon'u açığa çıkarmak diyorlar gayet tabi, bu tür Ģeyler geliĢtirilmeli. DTP kapatılabilir. Ama önemli olan demokratik siyasetin geliĢtirilmesidir. Bu temelde mücadelelerine devam edebilmeleridir. ERDOĞAN VE GÜL‟E SESLENDĠ BaĢbakan Tayyip Erdoğan ve CumhurbaĢkanı Abdullah Gül'e bir kez daha seslenen Öcalan, Ģu uyarılarda bulundu: "Sayın Erdoğan'a, Sayın Gül'e sesleniyorum; anlamlı bir barıĢın geliĢmesi için tek yol diyalogdur. ĠĢte çatıĢmalar, onlarca asker-gerilla yaĢamını yitirmiĢ. Ben bunlara üzülüyorum. BarıĢın geliĢmesi için elimden geleni yaptım, yapmaya da devam edeceğim. PKK içinde konumum nettir, ben PKK'ye pratik önderlik yapamam, gece bile zor uyuyorum. BarıĢın geliĢmesi için diyalog yolu açılmalı. Bu yol açılmazsa Türkiye, çok derin bir Türk-Kürt çatıĢması içine girer ve daha fazla dıĢ güçlere bağımlı hale gelir. Bu nedenle geliĢecek olan çatıĢmalardan ben sorumlu değilim. Bunun sorumlusu devlettir. PKK, kendi kararlarını kendisi alır ve hayata geçirir ve kararlarının sorumluluğu da PKK'ye aittir." BARZANĠ TÜRKĠYE‟YE GELDĠ Bu arada Öcalan, Güney Kürdistan'da Kürtler ile Irak merkezi hükümeti arasında yaĢanan gerginliğe de değindi. Öcalan, "Güney'de Sunni ittifak geliĢiyor, ancak bunların gücü Kürtlere yetmez. Kürtler kazanımlarını geri bırakmayacaktır. Bu iĢ, Türkiye, Suriye, Suudi Arabistan'la ittifak edilerek çözülemez" dedi. Öcalan, 11 Ağustos'tan sonra Güney Kürdistan'dan çıkan ve nereye gittiği konusunda bilgi elde edilemeyen Barzani'nin Türkiye'ye geldiğini söyledi: "Barzani 11 Ağustos'tan beri yok diyorlar, Türkiye'ye gelmiĢtir, Türkiye'dedir o." Sağlık sorunlarına iliĢkin ise Öcalan, Ģunları belirtti: "Sağlık sorunlarım devam ediyor boğazımdaki akıntıdan kaynaklı biraz ses kısıklığı ve idrar yolları ile ilgili sorunlarım var, halkımıza, cezaevlerindekilere selamlar." ÖCALAN'DAN ÇARPICI ERGENEKON AÇIKLAMASI Öcalan'ın avukatlarıyla yaptığı görüĢmede Ergenekon konusunda yine çarpıcı açıklamalarda bulunduğu kaydedildi. Öcalan'ın Ģu hususlara dikkat çektiği belirtildi: "Ergenekon, NATO‟nun Gladio'su tarzı bir örgütlenmedir. Bu örgüt, 1950'lerde kuruldu. Bunlar NATO'nun gizli ordularıdır. Bunlar 1970'lerden itibaren PKK'ye hâkim olmaya çalıĢtılar. Gazetelerde geçiyordu, Pilot Necati'den bahsediyor. Emekli bir pilotmuĢ, Necati Kaya, Ağrılı. Pilot Necati'nin MĠT ile iliĢkisi olduğu ve MĠT'in onun üzerinden PKK'yi denetim altına almaya çalıĢtığı söyleniyor. O dönem MĠT, PKK'yi denetim altına alabilmek için PKK'nin içerisine bazı kiĢiler gönderiyordu, Pilot Necati, Kesire gibi. BENĠ DENETĠME ALAMADILAR Önceleri MĠT, beni ve PKK‟yi denetimleri altına almaya çalıĢtı. Daha sonra bu iĢi JĠTEM'e devrettiler. JĠTEM de bunu Ergenekon'a havale etti. Bunlar PKK'nin içerisine adamlarını sızdırıyorlardı. Ben bunları fark ediyordum. Kendi etrafımda güvenliğimi artırarak bunların ne yapacaklarını gözlemliyordum. Biliniyor, Suriye'de daha sonra bir patlama meydana gelmiĢti. Onlarca insan yaĢamını yitirdi. Bu patlama da bu güçlerin iĢiydi. Ama benim Ġmralı'ya getirilmemle, bunların iĢi bitti, CIA ve MOSSAD Ġmralı sistemine hâkim oldu ama beni denetimleri altına almayı baĢaramadılar. DÖRTLÜ ÇETE DEMĠġTĠM 1977'de Haki Karer arkadaĢı Ģehit eden Alaattin Kaplan isimli bir adam vardı. BeĢ Parçacılar örgütündendi. Biz bu adamı 1975'lerden itibaren tanıyorduk. Daha o zamanlarda ne olduğunu biliyorduk. Bunun dıĢında o dönem PKK'ye karĢı mücadele yürüten bazı örgütler vardı. Bu örgütler üzerinden PKK'ye hâkim olmaya çalıĢıyorlardı. Daha sonra da bu tür giriĢimler devam etti. Ben daha önceleri de Dörtlü Çete tanımı yapmıĢtım. Metin yani ġahin Baliç onlar vardı. Selim Çürükkaya, Sait Çürükkaya, ġemdin Sakık, onlar vardı. Bunların durumlarının iyi analiz edilmesi gerekir. Selim Çürükkaya Ģimdi Almanya'da, Almanya'nın denetiminde. BÜYÜKANIT‟A SUĠKAST Tuncay Güney, Kırıkkale patlamasıyla ilgili olarak, 'Veli Küçük yaptı' diyor. Ama bu eylem Sait Çürükkaya tarafında yapılmıĢtı. Ġlginçtir Tuncay Güney, Veli Küçük yaptı diyor. Doğruluk payı var. Bunun yanında Diyarbakır'da Büyükanıt'a yönelik bir suikast vardı. Çok iyi hatırlıyorum, Mustafa Marangoz'un kardeĢiydi. Ġki kardeĢi Ģehit düĢmüĢtü. Sait Çürükkaya bunu kullanarak eylem yaptırmaya çalıĢmıĢtı. Eylem baĢarılı olmadı, bu kiĢi yakalandı. Yine bunun yanında ġemdin Sakık'a bu güçler tarafından yaptırılan bir çok eylem var. Bu eylemlerle ġemdin Sakık, PKK içerisinde popüler ve güçlü bir konuma getirilmek amaçlandı. Biliniyor bana yönelik yapılan suikastlar var ama baĢarılı olamadılar. Bunları iyi görmek gerekiyor. Bu kadar kiĢi PKK içine sızmayı baĢarmıĢtı. Bana yönelik giriĢimlerde bulundular, ama ben hala yaĢıyorum. Acaba neden? Bunu araĢtırmak gerekiyor, tarihçiler bunu iyi araĢtırmalı.

Page 48: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

AMAÇ PKK‟YĠ DENETĠME ALMAK Bütün bunlarla hedeflenen bu kiĢileri güçlendirerek PKK içerisinde önemli konumlara getirmek, bunları yedek güç durumuna getirmek, yani ikinci adam yaratmak ve onları PKK içinde etkin hale getirerek PKK'yi denetim altına alarak, beni etkisizleĢtirerek tasfiye etmekti. Böylelikle bu güçler, denetimleri altına aldıkları PKK ile Kürt-Türk çatıĢmasını derinleĢtirerek, asıl hedefleri olan devlete hâkim olmayı amaçlıyorlardı. ROMA SÜRECĠNDE YAġANANLAR Aynı Ģekilde uluslar arası alanda da PKK'ye hâkim olmak çabaları vardı. Avrupa'dayken o dönem Avrupa sorumlusu olan birisi vardı, Roma'da yanımdaydı. Bize saygı göstermiyordu, saygısı kalmamıĢtı. Çünkü Amerika, Avrupa'daki bazı ülkelerle iliĢki halindeydi. Sırtını buraya dayamıĢtı, bunlara güveniyordu. Yine Rusya'da olan Mahir Welat o da aynı Ģekildeydi. Ben bunları görüyordum. Müdahale etmedim. Müdahale etmememin sebebi de durum kritikti, ortalık daha da kızıĢmasın, daha da gerginleĢmesin diyedir. Ben bunlara karĢı öfkeliydim de. Bingöllü Tayhan Özgür vardı, o da bunları görmüĢtü, tepkisini eylemiyle dile getirdi. KADROLARI DENETĠME ALIYORLAR Bu dıĢ güçler PKK'nin kadrolarını erkekleri kadınla, kadınları erkekle, parayla kandırarak denetim altına aldılar. PKK‟den onlarca kadro kaçarak Almanya, Amerika, KDP, YNK'ye sığındı. Kontrol altındaki PKK de budur aslında. Ben özelikle vurguluyorum duygularınızı denetim altına almalısınız. Duygularınızı denetim altına almazsanız, özgürleĢemezsiniz. Bu konuda dikkatli olmalılar, duygularının ve cinsel güdülerin kontrolü altına girmemeliler. HERKESĠN PKK HESABI VAR Herkes PKK'ye hâkim olmaya çalıĢıyor. KDP, YNK, Amerika, Avrupa, Ģu ülke, bu ülke PKK'yi kendi kontrolüne almaya çalıĢıyor. Almanya ve Avrupa'nın bazı ülkeleri kendilerine sığınan PKK'lileri bana karĢı kullandılar. ĠĢte Selim Çürükkaya'yı bana karĢı kullandılar. Para vererek kitap yazdırdılar. Yine ġemdin Sakık'a para verdiler kitap yazdırdılar. Bunların hepsi NATO'nun gizli orduları. Melik Fırat onlar, Hak-Par, Sertaç Bucak var. Bunların hepsi bu güçlere bağlı olarak çalıĢıyorlar. Küresel sermayeye bağlı olarak makro krediler, mikro krediler verenler var. Bunlarla Kürtleri kendilerine bağlamaya çalıĢıyorlar. ĠĢte Diyarbakır'da Ticaret Odası, makro-mikro kredilerle iĢi götürüyorlar. Bu dürüst değiller barıĢın geliĢmesi için mücadele etmiyorlar, halkı makro-mikro kredilerle kandırmaya çalıĢıyorlar. Bu güçlerin hedefleri bunlar üzerinden Kürtleri denetim altına almak, kendi çıkarları için kullanmaktır. DEVLET ĠÇERĠDE YANĠ! Hizbullah-Ergenekon iliĢkisi açıklanmalı. Ergenekon Hizbullah'ı kullanarak on bin faili meçhul cinayet iĢlettirdi. Bunun yanında Ergenekon kapsamında tutuklanan generaller var. ĠĢte ġener Eruygur, HurĢit Tolon gibi generaller. Burada beni karĢılayan bir Albay vardı, basına da yansıdı. Benimle çözüm geliĢtirmek için devlet adına konuĢtuğunu söylüyordu. Hatta Ecevit adına konuĢtuğunu da söyledi. Ama devlet adına konuĢtuğunu söyleyen, kendini devlet olarak tanıtan bu kiĢiler Ģimdi cezaevinde. Devlet içeride yani! Devleti içeri atan devlet kim? ġu an içeride olanlar deĢifre olanlardır. Devlet iĢleri bitenleri tasfiye etti. Aslında yeni bir yapılanma içindedirler.

Ergenekoncular fazla içerde kalmaz

GörüĢme Notları:

Ergenekon'a yapılan müdahalenin bir demokrasi hamlesi olmadığını vurgulayan Öcalan, "Ergenekoncularla Hükümetin uzlaĢabileceğine dair emareler var, ancak henüz netleĢmiĢ değil. Kısa bir süre sonra bunlar açığa çıkar. Ergenekoncuların çok fazla içeride kalacaklarını zannetmiyorum" dedi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, avukatlarıyla bir araya geldi. Edinilen bilgilere göre, sağlık sorunlarına değinen Öcalan, "Geçen hafta idrar yoluyla ilgili sıkıntılarım olmuĢtu. Bu konuyla ilgili doktor geldi, kan ve idrar örneklerini aldılar. Henüz sonucu tarafıma iletilmiĢ değil, sanırım bir iki gün içinde gelir. Daha önceki uykusuzluk hali bundan

Page 49: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

kaynaklanıyor olabilir. Zaten yaĢımız da ilerlemiĢ. Doktorlar, yaĢa bağlı olarak, bu tür sorunların yaĢanabileceğini söyledi. Sanırım prostat baĢlangıcı olabilir." dedi. Milliyetçilik konusunu değerlendiren Öcalan, Ģu görüĢleri dile getirdi: "Tarih Nedir kitabında çok önemli bir cümle var, 'Milliyetçilik yapanlar, iktidarın kendilerine tanrı tarafından verildiğini düĢünürler' Ģeklinde olması lazım, önemli bir cümledir. Kerkük sorunu çok önemli bir konu. Kerkük'le ilgili görüĢlerimi daha önce söylemiĢtim, Diyala'da da belli peĢmerge gücü var. Görünen o ki, Irak'ta artık tek devlet olmayacak, üç ulus-devlet olacak. Bunun önü alınamaz artık. Bugünlerde Abhazya, Osetya devletlerinden-bağımsızlığından bahsediliyor. Bunlar çözüm değildir. ABD oyunlarıyla bu hale gelindi. Rusya da ABD'den farklı değildir. Ulus-devlet çözüm değildir. Yine Kıbrıs'ta iki devlet iki devlet diye tutturuluyor. Kosova'da aynı Ģekilde ulus-devletten bahsediliyor. Bunların hiç biri çözüm değil. Ġki yüz ulus-devlet varsa iki yüz milliyetçilik vardır. Kürdistan ulus-devleti de çözüm değildir. Çözümün ne olduğunu savunmalarımda belirttim." ERGENEKON BĠZE SIZMAK ĠSTEDĠ Türkiye'nin gündemini meĢgul eden Ergenekon konusuna bu hafta da değinen Öcalan, Ģu vurguları yaptı: "Ergenekon'a iliĢkin daha önce de belirtmiĢtim. Gazetelerden anladığım kadarıyla Savcı, cesurca birçok konuya değinmiĢ. Ancak önce Ģunu belirtmek istiyorum. Bana gelen gazetelerde özellikle son Yeni ġafak gazetesinde bu konuyla ilgili yazı ve yorumlar kesilmiĢti. DiĢe dokunur bir Ģey bırakılmamıĢtı. Yine de kısaca değineceğim. Türkiye'nin Ergenekon'la geçmiĢi 1946'da geliĢen ABD iliĢkilerine kadar dayanıyor. Ergenekon'la '80 öncesinde Türk Solu'nu önce çatıĢtırdılar sonra da bitirdiler. Bunda Ergenekon'un rolü büyüktür. ġimdi birçok iliĢki daha iyi anlaĢılıyor. Bunlar o dönemde Kürt Hareketi'yle de ilgilendiler. Bu Ergenekon'un PKK ile iliĢkisi olduğu söyleniyor. PKK'ye sızan ajanlar üzerinden iliĢki kurarak PKK'yi denetime almak istemiĢlerdir. Veli Küçük, bu kiĢileri kastederek, 'örgüte hâkim olduğu ve kendi denetimlerinde olduğu' yönünde beyanlarda bulunmuĢtur. Bunlardan önce MĠT eliyle harekete sızıp denetim altına almak istediler, Pilot Necati, Kesire gibi. Pilot Necati öldü mü yaĢadı mı, uçak kazasında öldüğünü duymuĢtum. Kesire MĠT'ten mi tam bilemiyorum ama babası Ali Yıldırım onlarla bağlantılı. Kesire daha sonra biriyle anlaĢıp gitti, bize karĢı hareket etti. Yine o dönemde Av. Hüseyin Yıldırım geldi, konuĢtu, bir Ģeyler geveledi. Bunlar adına hareket ediyordu. Örgütü ele geçirmek için akla hayale sığmayacak yol ve yöntemler denediler. Hatta kadınları erkeklerle, erkekleri de kadınlarla düĢürmeye çalıĢtılar, bunda bir miktar da baĢarılı oldular. Esas hedefleri örgütü tam anlamıyla ele geçirmekti. O dönem PKK'ye karĢı mücadele yürüten bazı örgütler vardı. ĠĢte KUK, KAWA, STERKA SOR gibi örgütler vardı. Bu örgütler üzerinden PKK'ye hâkim olmaya çalıĢıyorlardı. Haki Karer'i Alaattin Kapan eliyle Ģehit ettiler. Bu olaydan sonra bu adamı takip ettirdim. Onlarla bağlantılı çalıĢtığı sonucuna vardım." BĠNLERCE DÜRÜST ĠNSAN ÖLDÜRÜLDÜ Öcalan Ģöyle devam etti: "Planlarının baĢında, beni tasfiye etmek geliyordu. Ancak Suriye güvenlik sisteminin olmasının yanında benim çok dikkatli ve disiplinli hareket etmem de bu durumu engellemiĢtir. Beni öldürseler bile örgüte tam hâkim olamayacaklarını anladıkları için beni etkisizleĢtirip etrafımdaki bana bağlı dürüst kadroları tasfiyeye yöneldiler. Tuncay Güney, bir itirafçının ifadesine dayanarak 'biz o dönemde Öcalan'ı öldürebilirdik ancak örgüte tam anlamıyla hâkim olamayacağımız için bunu yapmadık' demiĢ. Bu doğru olabilir. Benim çevremdeki çok değerli kadroları infaz ettiler. Daha sonra '90'ların baĢında planlamadığım, benim aklıma gelmeyecek, talimatım dıĢında ve bizi çok zor durumda bırakmak için bu kamuoyuna yansıyan çoluk çocuk, kadın-yaĢlıların öldürüldüğü bir dizi eylemlere giriĢtiler. Bu eylemlerin amacı bizi halkın gözünden düĢürmekti. Önceleri bize yakın Ģimdi bize düĢman olan Hakkârili bir aĢiret vardı, bunların en değerli oğlunu çağırtıp öldürüyorlar. AĢiret bize cephe aldı. Bununla beraber korkunç vahĢi birçok cinayetler iĢlediler. Yine bunların uzantıları de benzer Ģeyler yaptılar. Bunlar 'gördüğünüzü vurun' talimatı almıĢlardı. Sonrasında Hizbullah eliyle bu cinayetleri devam ettirdiler. Hatta bu örgüt mensupları kendi içlerinde bile birbirlerini öldürdüler. Tabi Adıyaman'daki Menzil ordan geçti zaten. Binlerce dürüst insan öldürüldü. Musa Anter, Vedat Aydın, Behçet Cantürk cinayetleri bunların eliyle yaptırılmıĢtır. Bunlar sınırsız yetkilerle donatılmıĢtı. ġemdin, Sait Çürükkayaların etkin olduğu dönemde Bingöl, MuĢ, Diyarbakır üçgeninde birçok cinayetler iĢlendi. Diyarbakır'da birçok hain ve iĢbirlikçi bulmak da mümkündür. Almanya 15 Ağustos atılımından sonra örgüte yönelik politikalar geliĢtirmeye baĢladı. Amacı örgütü kendi denetimi altına almaya çalıĢmaktı. Yine Katılım partisi, Hak par gibi partiler Avrupa'da karar verilip oluĢturulan partilerdir. Yerimize doğacak boĢlukta kullanılmak üzere hazır edilmiĢlerdir. Hak par Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmadı, bu da manidardır." KONTROL CIA'YA GEÇTĠ Öcalan, Ergenekon değerlendirmesini Ģöyle sürdürdü: "Barzani ve Talabani'nin de benzer Ģekilde örgütü denetimine alma giriĢimleri olmuĢtur. Her fırsattan istifade etmeye çalıĢmıĢlardır. Barzani'nin bunlarla 1946'ya kadar giden iliĢkileri var. Talabani daha sonradır, 1970'lerden sonra etkili olmaya baĢlamıĢtır. Sami Abdurrahman vardı. Talabani öyle söylendiği gibi büyük bir politikacı değildir. PKK'nin 20-30 yıllık mücadelesinin ortaya çıkardığı değerler üzerinden kendilerine çıkar sağlıyorlar. Bizden sonrası için Barzani ve Talabani hazırlanmıĢtı. Hareketi denetime alma önce MĠT eliyle yürütüldü, MĠT baĢarılı olamadı daha sonra JĠTEM'i devreye soktular. Kendi iç çatıĢmalarından dolayı Ersever'i öldürdüler. EĢref Bitlis cinayeti de bununla bağlantılıdır. JĠTEM'den sonra Ergenekon'u devreye soktular. Bunlar baĢarılı olamayınca, daha sonra CĠA ve MOSSAD devreye girerek Ġmralı'ya getirildim. '99'ların sonu

Page 50: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

ve 2000'lerin baĢlarında benim Ġmralı'ya getirilmemle bunların iĢi bitti. Tuncay Güney, ifadelerinde; Veli Küçük'ün ben Ġmralı'ya getirildiğimde üzüldüğünü belirtiyor. Çünkü kendisine artık ihtiyaç duyulmayacaktı, Ġmralı'yla birlikte artık yetki ve karar CĠA-MOSSAD-MĠT'e geçmiĢti. ABD, komplo sürecinde Avrupa ve Yunanistan'ın yanında Rusya'yı da satın almıĢtı. KarĢılığında da halen tartıĢılıyor Mavi Akım projesi, IMF kredileri verilmiĢti. ġu anki Ergenekon tutukluları iĢi bitmiĢ, deĢifre olmuĢ olanlardır. Elbette devlet bu örgütün yerine yeni bir yapı oluĢturacaktır. Bu nispeten hukuka bağlı bir yapı olacak. Çünkü Ergenekon'da sınırsız yetki ve hukuk tanımazlık vardı. Tasfiye edilmeye çalıĢılan Veli Küçük'ün JĠTEM'idir, asıl Ergenekon duruyor, yeni bir yapılanma geliĢtiriliyor." ERGENOKONCULAR ĠÇERDE FAZLA KALMAZ Öcalan, Ergenekon değerlendirmesini Ģu çarpıcı sözlerle tamamladı: "Ancak Ģunu da belirtmek istiyorum; Ergenekoncularla Hükümetin uzlaĢabileceğine dair emareler var, ancak henüz netleĢmiĢ değil. Kısa bir süre sonra bunlar açığa çıkabilir. Çok fazla içeride kalacaklarını zannetmiyorum. Ergenekon'a yapılan müdahale bir demokrasi hamlesi değildir. Yerine yeni bir yapı oluĢturularak sonlandırılacak bir süreçtir. Eğer bir demokrasi hamlesi olsaydı, benim buradaki durumuma da yansıyacaktı. ġu anda benim buradaki durumumda bir değiĢiklik yoktur. Devletle herhangi bir anlaĢma ya da uzlaĢmam yoktur. Herkes, halkımız bunu böyle bilsin. Herkes, demokratik mücadelesine devam etmelidir. Bu konuda ben de üstüme düĢeni yaparım." AKP'NĠN ĠRADESĠ YOK Öcalan, AKP ile ilgili olarak da Ģu hususlara vurgu yaptı: "AKP, Ģu an iktidar değil, iradesi yok, isterlerse AKP'ye 24 saat içinde müdahale edebilirler. AKP, tüccar mantığıyla hareket etmeye devam ediyor. Deveyi hamuduyla yutmaya çalıĢıyor. Süreci de yuvarlanarak götürmeye, göstermelik paketlerle ömrünü uzatmaya çalıĢıyor. Holdinglerin baĢlarındaki kiĢiler özel olarak seçilmiĢ kiĢilerdir, aynı zamanda birbirleriyle irtibatlıdırlar ve tabana karĢı dini kullanmaktadırlar. Cemaatler ve tarikatlar Ģeklinde örgütleniyorlar. Cemaat derken sadece dini cemaatleri kastetmiyorum. Eski ülkü ocağı gibi yapılanmalar da söz konusu. Halkın da bütün bu olan bitenden ne yazık ki haberi yok. Kürtleri sosyal yardım, mikro-makro kredilerlerle kandırarak denetiminde tutmaya çalıĢıyorlar. Kredi almayın demiyorum ama halkın asgari temel haklarını, demokratik taleplerini göz ardı etmesinler. ABD, 1946 yılına kadar laik-milliyetçiliği kullanarak denetimini sürdürdü. '46'dan sonra ise Ġslam milliyetçiliğini destekledi. YanlıĢ anlaĢılmasın halkın geleneksel Ġslam anlayıĢına, inancına ve laikliğe saygılıyım ama laik-faĢizme ve siyasal Ġslam'a karĢıyım, siyasal Ġslam faĢizmdir. YeĢil KuĢak ABD projesidir; Afganistan, El Kaide ve Ilımlı Ġslam ABD politikalarının ürünüdür." ÇATI ĠÇĠN ASGARĠ MÜġTEREKLERDE BĠRLEġĠLĠR "Finans Kapital anlayıĢı, çok tehlikeli bir anlayıĢtır." diyen Öcalan, "Bu anlayıĢ yer, kurutur, tüketir, soyup, soğana çevirir. Yer altı yer üstü kaynaklarını yok ettiler, doğayı tahrip ettiler, çevreyi yok ettiler, yerin altını üstüne getirdiler. Bu anlayıĢa karĢı çıkmak elbette mümkün. Bu sömürü sistemi son altmıĢ yıldır hatta bin yıldır devam ediyor. Bu anlayıĢın panzehiri savunmalarımda yer alıyor, savunmalarımda bu konudaki somut önerilerimi sunmuĢtum." dedi. Çatı partisiyle ilgili olarak "Çatı partisinin olması önemlidir. Sol'la, demokratik çevrelerle bir araya gelinmesi Ģarttır. Bütünlük kurulması gereklidir. Bunun için bir araya gelinmesi Ģarttır. Asgari müĢtereklerde birleĢilebilir. Sol ve demokratik tüm güçlerin DTP ile bir araya gelip birlik kurması çok önemlidir, hayati değerdedir. Bu, Ģu aĢamada Türklükten de Kürtlükten de önemlidir, ekmek su kadar önemlidir. Nasıl ki havasız susuz yaĢanmıyorsa, demokratik birliksiz de yaĢanmaz." diyen Öcalan, "Benim Çatı Partisi ve birlik önerilerim ile diğer önerilerim Afrika ve Latin Amerika ve dünyanın her yeri için de geçerlidir, uygulanabilir. Ben bütün kültürlere saygılıyım. Türk kültürüne de Kürt kültürüne ve diğer tüm kültürlere saygılıyım. Bu kültürler demokratik ilkeler etrafında bir araya gelmelidir. Diyarbakır'a çok önemli bir rol düĢüyor. Birliğini bütünlüğünü açıkça ortaya koymalıdır. Diyarbakır halkına bu vesileyle selamlarımı iletiyorum." Ģeklinde konuĢtu. AHMEDĠNEJAD ABD'YE HĠZMET EDĠYOR Öcalan, sözlerin Ģöyle tamamladı: "Ġran'da idamla yargılanan arkadaĢları destekliyorum. Yanlarındayım. Ġdam olsa bile bunu metanetle karĢılamalılar. Ġran da bu tür politikalarına devam ederse kendi sonunu hazırlayacak, sonunu getirecek. Bu Ġran'ın sonu olur. Ahmedinejad, bu politikalarıyla Amerika'ya hizmet ediyor. O bölgede yaĢayan halkımızın hayati tehlikesi olanlar Irak sınırına yakın Bradost bölgesine yerleĢebilirler. Bu durum Irak-ġengal'deki Ezidiler için de geçerlidir. Bir bütün olarak yerlerini yurtlarını terk etsinler demiyorum, durumu kritik olanlar oraya gidebilirler. Diğerleri de gerekli savunma tedbirlerini alıp, geliĢtirebilirler. Daha önce Ezidilerin bir katliamla karĢılaĢabileceklerini belirtmiĢtim, bu tür durumlara karĢı tedbirli olmalıdırlar. Ben devlet yetkililerine sesleniyorum, umarım aklı selim davranırlar, diyalog ve demokratik çözümü geliĢtirirler. Ben çözüm için elimden geleni yaptım yapmaya çalıĢacağım. Ama ben buradayım bu nedenle hareket kabiliyetim kısıtlı, buna rağmen elimden geleni yapmaya çalıĢıyorum."

Page 51: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Çözüm için DTP ile görüĢebilirler

GörüĢme Notları:

"Ermenistan sorununda muhatap bulmak için kırk takla atıyorlar. Neden bu sorunun çözümü için muhatap almıyorsun" diye soran Öcalan, "Beni muhatap alsınlar demiyorum, bu halkın temsilcileri var. DTP ile görüĢebilirler" dedi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, avukatlarıyla bir araya geldi. Edinilen bilgilere göre, sağlık sorunlarına değinen Öcalan, "Sağlık durumuma iliĢkin Ģunları belirtebilirim. Yeni bir ilaç verdiler, onu kullanıyorum. Burnum biraz açılmıĢ, daha rahat nefes alıyorum. Sağlığımla ilgili olarak geçen hafta Bursa'dan cezaevi kurulu üyeleri gelmiĢti. Onlara da durumumu anlattım. Bu durumu Adalet Bakanlığı'na bildireceklerini söylediler." dedi. Kendisine yeni bir disiplin soruĢturması açıldığını kaydeden Öcalan, "Bana yeni bir soruĢturma açıldı. Yeni bir hücre cezası yolda olabilir. Ceza verebilirler. 28 Ağustos'taki konuĢmama dayanarak açmıĢlar. Talimat veriyorsun, halkı kıĢkırtıyorsun, halkı ayaklanmaya teĢvik ediyorsun diyorlar. Hayır, ben talimat vermiyorum, halka demokratik tepkilerini kullanmalarını söylüyorum. Beni cezayla tehdit ediyorlar. Ben çocuk değilim. Benim söylediklerim yasal Ģeylerdir. Ama bunlar için soruĢturma açılıyor. Ben bunları PKK lideri olarak değil, her Ģeyden önce bilinçli, özgür bir yurttaĢ olarak söylüyorum" diye konuĢtu. HALKI TESLĠM ETMEMĠ ĠSTĠYORLAR Öcalan, Ģöyle devam etti: "Bölgedeki kültürel soykırıma karĢı, tehlikelere, olanlara karĢı halkı uyarıyorum, görüĢlerimi dile getiriyorum. Bu halkı onlara teslim etmemi istiyorlar, hiçbir Ģey yapmadan. Onlar da halkı teslim almak istiyorlar. Benim söylediklerim onların, halkı teslim almasının önüne geçiyor. Beni engel gördükleri için de ceza vermeye, beni susturmaya çalıĢıyorlar. Hükümetin beni susturmasının nedeni budur. Ben nasıl bu halkı onlara teslim ederim? Bana değerlerimizden vazgeçmeyi, haklarımızdan vazgeçmeyi dayatıyorlar. Hükümetin yeni politikası var. Bu politikada belki direkt öldürme yok ama ölümden beter bir durum var. Halkı teslim alamayınca da beni bu Ģekilde susturarak sonuç almak istiyorlar. Beni susturamazlar, bu mümkün değil. Ben özgür bir yurttaĢım. Elli yıldır bu mücadeleyi veriyorum, böyle yaĢıyorum, kimse bana baĢka bir yaĢam dayatamaz, buna kimsenin gücü yetmez. Ceza da verebilirler, öldürebilirler de, istediklerini yapsınlar." KÜRTLER SENĠ SIRTINDA TAġIDI "Hükümet bölgede dini duygular üzerinde politika yapıyor, dinden bahsediyor, onların söylediklerinin gerçek dinle alakası yok. Ben burada kardeĢlerimle iki kelime Kürtçe konuĢamıyorum" diyen Öcalan, Ģunları söyledi: "Bunun kardeĢlikle ne alakası var? Bir aile çocuklarına Kürtçe isim veremiyor, bunun kardeĢlikle ne alakası var? Herkesle kardeĢ olmak istediklerini söylüyorlar, bir Ermenistan sorunu konusunda muhatap bulmak için kırk takla atıyorlar. Ermenilerle dost olmak istediklerini söylüyorlar. Yunanistan, Kıbrıs Rum kesimi için de böyle. Herkese kardeĢlik elini uzattıklarını söylüyorlar. Peki, bu halk bin yıldır seni sırtında taĢıyor. Ona neden kardeĢlik elini uzatmıyorsun? Onunla neden kardeĢ olmuyorsun? Oysa Kürtler bin yıldır seni sırtında taĢıdı, senin için savaĢtılar, her Ģeyi yaptılar. Sana emek veriyor, sana hizmet ediyor. KardeĢ olmak istiyorsan onun gereğini de yapman lazım. Kaldı ki bu halkın çok ağır sosyal, ekonomik, kültürel sorunları var. Neden bu halk ile kardeĢ olmuyorsun? Bu halk bu kadar ağır yük altında dahi seni sırtında taĢımıĢ, seninle kardeĢ olmak istemiĢ, ona neden kardeĢlik elini uzatmıyorsun? "Ama bunların derdi bu değil, kardeĢlik değil. Ġktidarda daha fazla kalmak için askerle anlaĢtılar, sorunu askere havale ettiler. Bunların derdi sorunu çözmek değil, günü kurtarmak, iktidarda kalmak, rantı paylaĢmaktır. ĠĢte deniz feneri davası ortada. Bunlar çok çirkin Ģeyler." HALKI ÇĠRKĠN POLĠTĠKALARA ALET ETMEM Öcalan, sözlerini Ģöyle sürdürdü: "Ben, kültürel soykırım kavramını kullanıyorum. Bu kavram BM yasalarına da aykırı değil. Bölgede kültürel soykırım olduğunu söylüyorum. Bu halk, kendi çocuklarına kendi dilinde bir isim bile veremiyor. BeĢ yaĢındayken anneme de söylemiĢtim. Çocuğuna Kürtçe ad bile veremiyorsun bu mudur namus? Doğacak çocuğumu doğru dürüst, özgür yetiĢtiremeyeceksem, Kürtçe ad bile veremeyeceksem, ne yapacağım peki bu çocuğu. Bu bir kültürel soykırımdır. Kürtlerin etrafı dört dörtlük sarılmıĢ. Bütün bu durumları kabul eden bir halk, buna demokratik tepki vermeyen bir halk, gitsin kendini yaksın, gitsin kendini suya atsın. Ben, bu halkı, Hükümetin politikalarına alet etmem. Eğer bu Talimatsa evet ben talimat veriyorum. Özgür birey olsunlar, özgür insan

Page 52: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

olmalarını korusunlar. Özgür yaĢam felsefesini kabul etmeyen bir insan onursuzluğu tercih etmiĢ demektir." BENĠM DEVLET KURMAKLA ĠġĠM YOK "Benim devlet kurmakla iĢim yok. Ben özgür yaĢamı, özgürlüğü, özgür bireyi savunuyorum. Bana devleti verse ler de istemem. Hatta bana dünya imparatorluğunu verseler istemem, iĢim olmaz. Ben özgür yaĢamdan yanayım. Benim Kürtlüğüm öyle ucuz Kürtlük değildir. Derindir. Benim amacım dogmatik Ortadoğu kültürüne demokrasiyi yedirmektir. Benim devletle iĢim olmaz. Irak'ın durumu ortada, Rusya ve Osetya'nın durumu ortada. Afganistan ve Pakistan'ın durumu da ortada. Her taraf kan derya içinde. Bunları Savunmamda çok geniĢ iĢledim, açımladım. Dört yüz yıllık Avrupa ideolojisiyle bu iĢ olmaz, bu dinle de olmaz. Ben bunları aĢtım, Yüküm çok hafifledi. Kendimi Ortadoğu dogmatik kültüründen de dört yüz yıllık Avrupa ideolojisinden de kurtardım. Ortadoğu konusuna da yazacağım kitapta daha geniĢ değineceğim." DTP ĠLE GÖRÜġEBĠLĠRLER Öcalan, talepleri konusunda Ģu hususlara vurgu yaptı: "Biz cumhuriyetin ilkelerine bağlıyız, cumhuriyeti reddetmiyoruz. Gelin bu cumhuriyeti demokratikleĢtirelim diyoruz. Cumhuriyetin demokratikleĢmeye ihtiyacı var. Aksi halde devlet batar, iflas eder. Ben bütün bunları aynı zamanda soruĢturmaya karĢı bir cevap olarak söylüyorum. Mazgaldan bakmayla beni susturamazlar. Bu, politika Hükümetin politikasıdır. Beni baskıyla Hükümet politikasına çekmeye çalıĢıyorlar. Beni politikalarına alet edemezler. Bu mudur yurtseverlik, demokratlık? Neden bu sorunun çözümü için muhatap almıyorsun. Beni muhatap alsınlar demiyorum, bu halkın temsilcileri var. DTP ile görüĢebilirler. Ġki milyon oy almıĢ bir partinin temsilcisidir. Ben yıllardır bu sorunun demokratik çözümü için elimden geleni yaptım, yapıyorum. Ben burada da, dıĢarıda iken de demokratik çözüm için elimden geleni yaptım, '93'ten beri kardeĢlik elimi uzattım. Erbakan benden rica etmiĢti, Özal benden ricada bulunmuĢtu. Askerin de talebi oldu, onlara da zamanında uygun cevaplar verdim. Kim kaybetti peki. Eğer ciddi değilseniz kaybedersiniz demiĢtim. Sorunun çözümü için elimden geleni yaptım, PKK'yi demokratik çizgiye çektim. Cumhuriyetin demokratikleĢmesi için çabaladım ama bunların hiç biri kabul görmediği gibi, tüm çabalarıma rağmen beni dikkate almadılar. Bu niçin böyle, bunun cevabını da henüz bulmuĢ değilim." Öcalan, "Kürtleri kendi aralarında çatıĢtırmaya çalıĢacaklar. Kürtler bu konuda dikkatli olmalıdırlar. Doğuda ve güneyde Kürtlerin yaĢadığı bazı köyler, bazı bölgeler korumasızdır. Onlar kendilerini korumak için tedbirlerini alabilirler. Savunma güçlerini oluĢturabilirler. Daha güvenlikli Bradost bölgesinde bir araya gelerek daha güvenli hale gelebilirler. Kürt ulus-devletini kurup Türkiye ile çatıĢtıracaklar. Türkiye'yi de yalnızlaĢtıracaklar. Sayın BaĢbakan'dan rica ediyorum, Erbakan kadar bile cesur olsa akan kanı durdurabiliriz. Ben hiçbir insanın ölmesini istemiyorum. Bir askerin bile ölmesini istemiyorum. Türk-Kürt kardeĢliği sağlanabilir. Ortada bir oyun var ve ben bu oyunu bozmak istiyorum. Diyarbakır halkı da bunları iyi bilmeli, anlamalı." Ģeklinde konuĢtu. DĠNCĠ ERGENEKON YARATILIYOR Ergenekon davasını değerlendiren Öcalan, Ģu yorum ve analizlerde bulundu: "Ergenekon meselesi gündemde. ABD, Ergenekoncuları tasfiye ediyor. Burada yeni bir Ergenekon var, Basın bunlara neo-Ergenekoncular diyor. Soner Yalçın Ergenekon Kılavuzu diye bir yazı yazmıĢ, bunları iyi biliyor. Efendi'nin de yazarıydı. Hürriyette yazıyor galiba. Burada Ġki Ergenekon var; laik Ergenekon tasfiye ediliyor. Tam tasfiye de değil, yeni bir düzenleme yapılıyor. Yerine Dinci Ergenekonu kuruyor, oluĢturuyor. Deniz Baykal da açık bir Ģekilde dile getirdi; bizim derin devletimiz, sizin derin devletiniz diye. Amerikan'ın Pakistan, Afganistan gibi Ortadoğu'ya iliĢkin politikalarından kaynaklı yeni bir biçim veriliyor Ergenekon'a. Laik Ergenekon'a biçim veriliyor, Dinci Ergenekon kuruluyor. Amerika Ortadoğu'daki yeĢil kuĢak projesi nedeniyle 20-30 yıldır bunları hazırlıyorlar, dinci Ergenekon'a destek veriyor. Taraf Gazetesi de kısmen değiniyor ama tam anlayamıyor, açıklayamıyor. DTP'ye de, bize de, ya bu taraftan ya da diğer taraftan olun diyorlar. Hayır, biz her iki tarafı da reddediyoruz. Ya ondan ya bundan taraf olmak zorunda değiliz. Bizim çizgimiz bellidir. Özgürlükçü, bağımsız, demokratik çizgidir. Ne dinci ne de laik Ergenekona taraf olmayız. CHP laik Ergenekoncu, AKP de dinci Ergenekoncudur. Aslında ikisi de iktidardadır, iktidarda yalnızdırlar, birbirleriyle çatıĢma halindedirler. MHP ise bir o tarafa bir bu tarafa oynuyor, gidip geliyor. Bunların arasındaki çatıĢmanın amacı demokratikleĢme değildir, vatanseverlik değildir, iktidardır, rant kavgasıdır. DENĠZ FENERĠNĠ ALMANYA GÜNDEMLEġTĠRDĠ Deniz Feneri soruĢturmasına da değinen Öcalan, "Deniz Feneri olayını da Almanya, Amerika ile çeliĢkileri nedeniyle bu davayı gündemleĢtirmiĢtir. 15 Ağustos atılımından sonra 1985 yılında NATO, Almanya'ya Avrupa'daki Kürtleri kontrol etme görevini verdi. Ancak Almanya, Türkiye'nin istediği gibi değil de kendi istediği gibi yapıyor. Almanya iĢte PKK'den kaçanlara kucak açarak onları koruyor ve kullanıyor. Çürükkayalar bir günde nasıl oldu da korkusuzca Almanya'ya gittiler. Yıllardır da orada barınıyorlar ve haklarında hiçbir yasal iĢlem yapılmadı. Ama ilginçtir Türkiye de onların iadesini istemedi, onlardan bir kiĢinin bile iadesini istemedi." dedi. DENETĠMDEN ÇIKANLAR KĠRLĠ ĠġLER YAPTI Öcalan, Ģöyle devam etti: "Sait Çürükkaya bunların ne yaptığı ortada. Üç kardeĢini Ģehit veren Mustafa Marangoz'u intihar eylemine gönderiyor. Orada dikkatimi çekti, üç kardeĢini Ģehit veren birini niye böyle bir eyleme gönderiyor? Çermikli bir ailedir. Önceden üç kardeĢi Ģehit düĢmüĢtü. ġimdi daha iyi anlaĢılıyor ki, bu kiĢiliklere büyük etkili eylemler yaptırarak, PKK içinde yükselme ve denetimi ellerine almayı amaçladıkları anlaĢılıyor. Devlet bunlara her

Page 53: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

türlü yetkiyi verdiler. Ġtirafçıları da kullandı. Bunlar denetimden çıkarak kendi baĢlarına bir çok kirli iĢ yaptılar. Bunlar devletin de zararınadır. Devlet bitmiĢ, Hani devlet? Bu Ģekilde PKK'yi kendi denetimine alarak beni hareket içinde yalnızlaĢtırmak, etkisizleĢtirmek istemiĢler. Beni öldürmek yerine bu yöntemi denemiĢler. Çünkü öldürülmemle parti içinde denetimi sağlayamacaklarını ve sonucun daha kötü olacağını düĢünmüĢler. '96'dan itibaren etrafımı sarmıĢlardı. Büyük komutanlıklar yaratarak denetimi ellerine almak istemiĢler. Onları güçlendirmek için yüzlerce eylem yaptırmıĢlar. Özellikle Diyarbakır-MuĢ-Bingöl üçgeninde yoğun ve kanlı eylemler yaptırmıĢlar. Bu tip eylemlerden haberim bile yoktu. Benim böyle bir yeteneğim yok. ġemdin'i bilemiyorum, tam emin değilim, kullanmıĢ olabilirler ama Çürükkayalar cezaevinden itibaren hazırlanmıĢlardı. Bazılarını cezaevinden bazılarını dıĢarıdan hazırlamıĢlar. Çürükkayalar çok tehlikeli, YeĢil için tehlikeli diyorlar, YeĢil'in yaptıkları bunların yanında solda sıfır. Sözü bile edilemez. Bunlar binlerce dürüst ve genç kadronun ölümüne sebep oldular. Veli Küçük ifadelerinde, 'bizim PKK içerisinde müttefiklerimiz var' sözü bunlar içindir." Öcalan, sözlerini "Cezaevlerinden çok duygusal yazıyorlar. AraĢtırma-incelemelerini geliĢtirebilirler, yazmaya devam edebilirler, kendilerini sürekli geliĢtirsinler. Benim okuma sistematiğim bellidir. Yapabiliyorlarsa yararlanabilirler. Benim hepsine tek tek cevap yazma durumum yok. Hepsine selamlarımı söylüyorum" diyerek tamamladı.

Öcalan’a 10 günlük hücre cezası verildi

GörüĢme Notları:

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, kendisine 10 günlük hücre cezası tebliğ edildiğini söyledi. AKP için “sahte Müslüman” diyen Öcalan, AKP‟nin Diyarbakır üzerinde planları olduğunu ancak, açlıktan ölse bile Kürtlerin onurlarına sahip çıkacağını kaydetti.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, haftalık olağan görüĢmesi sırasında önemli mesajlar verdi. Alınan bilgilere göre Öcalan, sağlık durumu, küresel mali kriz, yerel seçimler, laiklik, Ergenekon, Müslümanlık, Güney Kürdistan ve yeni savunmalarına iliĢkin değerlendirmelerde bulundu. 10 GÜNLÜK HÜCRE CEZASI Öcalan yeni hücre cezası istendiğini belirterek, “Yeni hücre cezası istediler, 10 günlük hücre cezası tebliğ ettiler, yakında onun uygulamasına geçebilirler. Yaptığım değerlendirmelerden dolayı sözde talimat vermiĢim. Hayır, ben talimat vermedim. Ayrıca idareyle bir tartıĢmam oldu, ondan dolayı da bir ceza verebilirler. Sağlığıma iliĢkin bazı Ģeyler var. YaĢa bağlı prostat diyorlar. Bana bir ilaç verdiler. Onu kullanıyorum ancak idrar yollarımda hareketlilik var” dedi. DTP‟ye kapatma davasına iliĢkin “Anayasal bir yargı süreci var. DTP kapatıladabilir, bilemiyorum” diyen Öcalan, Ģu ifadeleri kullandı: “Ama önemli olan demokratik siyasetin geliĢtirilmesidir. Bu konuları daha sonra detaylı tartıĢılır. Demokratik Toplum Kongresi yapılmıĢ, burada alınan kararlar önemlidir. ÇalıĢmaların Kongre eksenli tek çatı altında yürütülmesi, çalıĢmaları geliĢtirecektir.” „KAZAKĠSTAN ĠÇĠN NE ĠSTĠYORSAN KÜRTLER ĠÇĠN DE ONU ĠSTEYECEKSĠN‟ Öcalan Kürtlerin anadil taleplerine de değinerek “Anadil önemlidir. Geçen gün gazetede dikkatimi çeken bir yazı vardı. Namık Kemal Zeybek, kendisi bakanlık da yapmıĢ biridir. Kazakistan için, Kazakistan‟da kullanılan tüm dillerin ve Türkçenin her lehçesi için ayrı ayrı eğitim yapılıp kültürünü yaĢatmalıdır diyor. Biliyorsunuz kendisi bir Türk milliyetçisidir. Kazakistan için bunları söylendiğinde Türkiye için buna hayır denilemez. Kazakistan için neyi istiyorsan, kendin için neyi istiyorsan Kürtler içinde onu isteyeceksin. Bu önemlidir” diye belirtti. AKP DĠYARBAKIR ÜZERĠNE PLANLAR YAPIYOR AKP‟nin bölgedeki politikalarının teĢhir edilmesinin önemli olduğunun altını çizen Öcalan, Ģöyle devam etti: “AKP, özellikle Diyarbakır üzerine planlar yapıyor. Bunları iyi görmek, iyi çözümlemek gerekiyor. Bu konuda Diyarbakır aydınlarına çok büyük görev düĢüyor. AKP‟nin Diyarbakır‟da oynamak istediği oyunları halka iyi anlatmaları gerekir.

Page 54: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Benim bu konudaki düĢüncelerim halka iyi anlatılabilir, aydınlar bunları iyi tartıĢabilirler. Diyarbakır, Kerkük‟ten bile daha önemlidir. AKP, Diyarbakır‟ı, Kürtleri parayla kendisine bağlamaya çalıĢıyor. Bölgede holdinglerle, bazı ailelerle, mikro-makro kredilerle Kürtleri kendisine bağlamaya çalıĢıyor. Diyarbakır halkını bu konuda uyarıyorum. AKP‟nin bu oyunlarına gelmesinler. Makro–mikro kredi kullanabilirler. Ama ideolojik olarak onlara bağlı olunmamalı.” KÜRTLER AÇLIKTAN ÖLSE BĠLE ONURLARINA SAHĠP ÇIKAR “Biliyorum, Kürtler onurludur. Ben de öyleyim, burada da onu yapıyorum” Ģeklinde sözlerini sürdüren Öcalan, “Irgatlık yaptım, yolma yaptım. Kürtlerin açlıktan ölseler bile onurlarına nasıl sahip çıktıklarını biliyorum. AKP, bölgeye dini siyasete alet ederek tarikatlarla girmeye çalıĢıyor. Bunlar sahte müslümandırlar. Müslümanlıkla alakaları yoktur” dedi. GERÇEK MÜSLÜMANLIK HZ. MUHAMMED‟ĠN ÖLÜMÜYLE SONA ERDĠ Öcalan gerçek Müslümanlığın Hz. Muhammed‟in ölümü ile sona erdiğini kaydetti. Öcalan bu konuda Ģunları söyledi: “Gerçek Müslümanlık Hz. Muhammed‟in ölümüyle sona ermiĢtir. O‟nun ölümünden sonra Müslümanlık iktidara alet edilmiĢtir. Bilindiği gibi Muaviye ile Hz. Muhammed‟in torunları arasındaki mücadele bir iktidar mücadelesidir. Muaviye, Hz. Muhammed‟in torunlarını öldürdü. Hz. Hasan‟ın karısını da aldı. Aslında bu Ġslami bir mücadele değil bir iktidar mücadelesiydi. Bundan sonra artık Gerçek Müslümanlık, Ehli-beyt kalmamıĢtır. Ehli-beyt dönemindeki Müslümanlık yoktur. Harem kuruyorlar, kadını sömürüyorlar, bunlar kadın düĢmanıdırlar, kadını çok kötü kullanıyorlar. Bunlar dinsizdirler. Benim gerçek Ġslamiyet‟e çok büyük saygım vardır. Benim inançlı insanlara saygım sonsuzdur. Sasonlu Mele Abdullah ile çok görüĢtüm. Suriye‟deydi, 80 yaĢındaydı. Vefat etti, mezarı da ordadır. Mele Abdullah gibi Müslümanlar, gerçek müslümandırlar.” LAĠKLĠĞĠ YANLIġ YORUMLUYORLAR Laikliği de değerlendiren Öcalan, “Yine laikiz diyorlar Ancak bunlar laikliği yanlıĢ yorumluyorlar, iktidar amaçlı kullanıyorlar. Dünyadaki seküler anlamdaki laikliği kabul ediyorum. Biz de laikiz. Laiklik bağımsız düĢünmektir” diye kaydetti. Ġslamcı basının kendisine yönelik değerlendirmelerine dikkat çeken Öcalan, Ģöyle dedi: “Ġslamcı basın benim hakkımda ne diyor, bu önemlidir. AKP ve Fethullah Gülen onlar. Özellikle benim dine yaklaĢımım üzerinden güya değerlendiriyorlar. Çünkü ben son savunmalarımda bu konuyu özellikle Tanrı kavramını çok daha derinlikli açtım. Benim bu değerlendirmelerimden kaynaklı kendimi yarı tanrılaĢtırdığımı iddia ediyorlar. Bazı çevreler benimle ilgili bir site de açmıĢlar herhalde. Buradan bana iliĢkin değerlendirmeler yapıyorlarmıĢ. Benim din karĢıtı olduğumu iddia ediyor. Bunlar doğru değil.” ULUSLAR TOPLULUĞU Öcalan son dönemlerde ulus-devlet kavramının yeniden gündemleĢtirildiğine iĢarat ederek Ģöyle devam etti: “Ayrıca son dönemlerde paĢalar tarafından ulus-devlet kavramı yeniden gündemleĢtirilmeye baĢlandı. Bu öyle durduk yere değildir; bunlar benim savunmalarımı okumuĢlar, benim geliĢtirdiğim ideolojik hamleye karĢı kendilerince ideolojik tedbir geliĢtiriyorlar. Ben savunmalarımda ulus-devlet kavramını derinlikli çözümledim. Yeni bir ulus kavramı, demokratik ulus kavramını geliĢtirdim. Benim ulus kavramım, ulus-devlet kavramı değildir, demokratik ulustur. Benim demokratik ulus kavramımın üç temel ilkesi vardır; Demokratik kültür, demokratik siyaset ve barıĢ, demokratik toplum. Benim ulus kavramım çok geniĢtir. Ulus‟tan kastım demokratik uluslar topluluğudur. Buna benzer bir görüĢü Zapatero da dile getirmiĢti. Ġspanya‟da olduğu gibi uluslar topluğu geliĢtirilebilir. Ben Türkiye içinde Türkiye ulusları diyorum. Avrupa bu noktaya gelmiĢtir. Benim ulus kavramımda kadın da bir ulustur. Ana dil de demokratik ulusun bir unsurudur. PaĢalar, benim bu ideolojik açılımlarımı engellemek için ulus-devleti yeniden gündeme getirdiler. Öyle durduk yere bir Ģey değildir. Ama baĢaramayacaklar, ben ideolojik açılımlar yapmaya devam edeceğim. Kendime bu konuda güveniyorum, bu gücüm de var.” YENĠ BĠR ERGENEKON OLUġTURULMAYA ÇALIġILIYOR Bu haftada da Ergenekonculara değinen Öcalan, “Benim Ergenekonla hiçbir iliĢkim yok. Atilla Uğur, Emre Taner ayrı ayrı Ġmralı‟da ilk dönemde benimle görüĢmüĢlerdi. Ben Emre Taner‟i tanımıyordum” diye belirtti. Öcalan, “Çok olgun biriydi, ĢaĢırdım. Daha önce söylemiĢtim bana birlikte çözelim demiĢlerdi, onlara „sizin gücünüz var mı?‟ demiĢtim. Çok iddialı konuĢuyorlardı. Biz bu sorunu KDP YNK ve Amerika ile değil sizinle PKK ile çözelim diyorlardı. Bana konuĢmaları olumlu geldi. Ben de onlara normal davrandım ama Ģimdiki durumları ortada. Güçlerinin olmadığı ortadadır. Benim sorguma katılan paĢa cezaevinde ama ne için cezaevinde olduğunu bile bilmiyor” Ģeklinde sözlerini sürdürdü. Öcalan, “Ben bunların Ergenekonla olan iliĢkilerini açığa çıkartmaya, kanıtlamaya çalıĢtığım için bunun üzerinden bana yöneliyorlar” diyerek Ergenekon‟un aslında tasfiye edilmediğini vurguladı. Öcalan Ģu değerlendirmelerde bulundu: “Yeni bir Ergenekon oluĢturulmaya çalıĢılıyor. Bazıları eski Ergenekon bazıları yeni Ergenekon. Aslında bunların hepsi birbirleriyle aynıdır. Aralarında bir iktidar savaĢı var. Ergenekon‟la yapmak istediklerini bir dönem Veli

Page 55: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Küçük ile JĠTEM üzerinden yaptılar. ġimdi ise yeni bir Ergenekon yaratmaya çalıĢıyorlar. Bunu AKP üzerinden yapıyorlar. Bunların hepsi Amerika‟nın izniyle yapılan Ģeylerdir. Bunlar PKK ve Kürtler üzerindeki oyunlarını bazı Ģahıslar üzerinden yapmaya çalıĢtılar. ġemdin Sakık‟a da, benim aleyhime kitaplar yazdırdılar. Bazı Ģahıslara da Almanya‟da benim hakkımda yayınlar yaptırıyorlar. Bunları yapan, bunları yayınlatan aynı kaynaktır. Onların Ergenekon‟u bunlardır. Aynı merkezden yönlendiriliyorlar. ĠĢte bu merkezi iyi görmek, iyi analiz etmek gerekiyor.” CUMHURĠYET‟ĠN ĠNġASINA KÜRTLER NĠYE KATILDI? Son dönemde üzerinde yoğunlaĢtığı önemli konular olduğuna dikkat çeken Öcalan “bu konular aslında cezaevindeki arkadaĢlar tarafından derinlikli olarak incelenip araĢtırılabilir” diye belirtti. Öcalan Ģöyle devam etti: “Tarihte Kürtler Cumhuriyetin inĢasına çok aktif bir Ģekilde katıldılar. Bunu niye yaptılar? Bu bence çok önemli bir konu. Örneğin 1920‟lerde Diyarbakır eĢrafı, Diyarbakır‟ın yerlileri Cumhuriyetin kurulmasına, Cumhuriyetin inĢasına katıldılar. Hatta Mustafa Kemal‟in Diyarbakır eĢrafı ve bazı ailelerle yaptığı görüĢmeler var. Onlara; “Kürdistan‟ı istiyorsanız, Cumhuriyetin inĢasına katılın, Ġngiliz oyunlarına gelmeyin” demiĢtir. Diyarbakır eĢrafı o dönem Ġngiliz oyunlarına gelmedi ve Cumhuriyetin inĢasına katıldı. Bunları niye yaptı? Birlikte yaĢayabilmek için yaptı. Bugün de Diyarbakır, Cumhuriyetin demokratikleĢmesine katılabilir. Buna gücü de vardır. Diyarbakır birçok yetkin siyasetçi çıkarabilir. Ben Diyarbakır derken, Kürtler temelinde diyorum. Diyarbakır sadece Kürtlerin değil Ortadoğu‟nun en önemli kentidir. ġimdi de demokratik cumhuriyetin inĢası için bu ruh, yeniden canlandırılmalı. Bunun için diyalog yolu açılmalı. O dönem Koçgiri isyanı diyalogla çözülerek cumhuriyetin inĢasına katkı sunuldu. Mustafa Kemal Kürtleri kazanmak için, Kürtlerle diyalogun önünü açmak için o dönem Silvan‟a geliyor, Silvan‟da kalıyor bir süre. Ve Silvan‟dayken Diyarbakır‟ın yerel kıyafetlerini giyiniyor. Hatta Silvan‟da bir beyin kızıyla evlenmeyi dahi düĢünüyor.” YAHUDĠ MĠLLĠYETÇĠLĠĞĠ Öcalan Yahudi milliyetçiliğine de iĢaret ettiği değerlendirmelerinde, bir Yahudi düĢmanı olmadığının da altını çizdi. Öcalan bu konuda Ģunları söyledi: “Anadolu Hıristiyanlarının, Ermenilerin sürülmesi ve katliamlarının arkasında Yahudi milliyetçiliği vardır. Yahudilerin Ġspanya‟dan sürülmelerinin intikamını böyle aldılar. Anadolu‟yu HıristiyansızlaĢtırdılar. Ġsrail, Selanik, Amsterdam ve Londra merkezli bir yapı oluĢturmaya çalıĢtılar. Mustafa Kemal‟in etrafını kuĢatarak hareket etmesine izin vermediler. Mustafa Kemal‟in Kürtlerle kurduğu diyalogu istemeyen güçler, Mustafa Kemal‟in etrafını saran güçler, ittihat terakkiciler bunu engellediler. Bu güçler, sahte Türkçülüğü de geliĢtirdiler. Türkiye‟de geliĢtirilen bu milliyetçilik Ģimdi de Güney‟de geliĢtirilmeye çalıĢılıyor. O dönem Türkiye‟ye müdahale eden el Ģimdi de güneye müdahale ediyor. Bu eli iyi görmek gerekiyor. TÜRKÇÜLÜĞÜ GELĠġTĠRENLER TÜRK DEĞĠL Aslında Türkçülüğü geliĢtiren bu güçlerin hiç biri de Türk değildirler. Ulus-devleti savunanlar da bunlardır. Tek bir kiĢi kalıncaya kadar da vazgeçmezler bundan. O da en son kafasına sıkar yine vazgeçmez. Mustafa Kemal‟in etrafını saran güçler o günden bugüne kadar devam ediyor. Aslında bu çok daha eskidir. Bu ticaretle baĢlıyor. Yahudiler ticarette çok etkindiler. Ticaret, Sümerlerle baĢlıyor. Fenikeliler ve Asurların da ticarette çok etkileri olmuĢtur. Ġtalyanların da etkisi var. Osmanlılar bile bunların elinde oyuncaktı. 1550‟ler ve 1560‟lardan baĢlayarak bu hâkimiyetlerini yoğun bir Ģekilde arttırdılar. Bütün maliyeyi ellerine geçirmiĢlerdi. Koca Kanuni de bunların elinde kuĢ kadardı. Hürrem Sultan‟ı biliniyor, Yahudidir. Sarı Selim Hürrem Sultan‟ın oğludur. Ona Yahudi oğlu diyorlardı. Ben bunları söylerken Yahudi düĢmanlığı yaptığımdan değil, anti semitist olduğumdan da değil, gerçekleri ortaya koyuyorum. Ben öyle Ahmedinecad gibi kol kola girmem Yahudi düĢmanlığı yapmam. Yahudilerin Siyonizm düĢüncesi ile Ġran‟da ġia, Araplar‟da Baas, Türkiye‟de CHP düĢüncesi benzerdir. Onlar da bu anlamda kendi Siyonizmlerini yaratmıĢlardır. Ama ben anti semitist de olmadım, Siyonist de olmadım. Bunlar üstün ırk düĢüncesi ile hareket ediyorlar milliyetçilikleri de buna dayanıyor. Kendimi o tuzaklardan korudum. Yalçın Küçük Kemalisttir, belli bir çevrenin temsilcisidir, katıldığım bazı Ģeyleri dile getiriyor. Yalçın Küçük bazı Ģeyleri biliyor ve söylüyor. Bu nedenle onun bazı düĢünceleri önemlidir. Yalçın Küçük‟ün bana ve Kürtlere iliĢkin değerlendirmeleri vardı. Bunlar önemli diyordu: KDP YNK ile mi yoksa Apo ile mi bu sorun çözülür diye sorduklarında bu sorun Apo ile çözülür diyordu. Bizim yaklaĢımımızı kavramıĢtı. Fernand Braudel „Yahudi milliyetçiliği Hitler ile baĢarılı oldu‟ demiĢtir. Ama burada da Hitler Yahudi ırkına yöneldi. Bu durum çok anlamlıdır. Doğrudur, Yahudi milliyetçiliği sadece Hitler ile baĢarılı olabilmiĢtir. Ġkinci Dünya SavaĢı, bunun sonucudur. Filozof Nietzche, bu tehlikeyi daha önceden fark etmiĢti. Bunun sonucu felaket olur diye kıyamet koparmıĢtı. Ama uyarısı dikkate alınmamıĢtı.” GÜNEY AMERĠKA‟NIN DENETĠMĠNDE ġimdi de bu politikalarını Türkiye‟de AKP ile yürüttüklerini ifade eden Öcalan, “Diyarbakır‟da, Bitlis‟te belli bazı aileler, yine baĢka aileler ile bunu yapıyorlar. Bitlis‟te kimi Ģirketler vasıtasıyla holdingler yaratarak, bölge ekonomisine hâkim olmaya çalıĢıyor. Hatta GAP bölgesinde bazı toprakları da satın almıĢlar” dedi. “Kürtlerin ellerindeki toprakları satın almaya çalıĢarak, Kürtleri aç, yoksul, iĢsiz bırakarak kendilerine bağımlı hale getirme politikasını uyguluyorlar” diyen Öcalan, “Ben olsam altı ayda GAP‟la 10 milyon insanın iĢsizlik sorununu

Page 56: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

çözerim” vurgusunu yaptı. Öcalan sözlerini Ģöyle sürdürdü: “Ama devlet bunu bilerek yapmıyor. Güneyde devlet kurduracağız diyorlar ama kuracakları devlet Kuveyt gibi olacaktır. Güneyi de Kuveyt, BirleĢik Arap Emirlikleri gibi ekonomik olarak kendilerine bağlamıĢlar. Diyarbakır aydınları bu konuda dikkatli olmalı, duyarlı olmalıdır. Bunları etraflıca görüp, tartıĢıp, halka anlatmalıdırlar. Güney‟deki oluĢum da bu politikaların sonucudur. Bu da tehlikelidir. Güneydeki güçler tamamıyla Amerika‟nın denetimindedir dikkatli olmak gerekir. Bunlar bu tehlikenin farkında değiller mi? Mesut Barzani kötüdür demiyorum. Tutarlı, yurtsever olursa kabul ederim ama Amerika‟nın kontrolündedir. Ben bunu söylerken Barzani‟yle bir Ģey yapılmayacağı anlamında söylemiyorum. Barzani ile görüĢülebilir, ortaklaĢa bir Ģeyler yapılabilir ama bu yönü de bilinerek, gözetilerek. Biz olmazsak bunlar bir gün bile yaĢayamazlar. Bunu kendileri de söylüyorlar. Talabani defalarca bana bunu söyledi. Onlar da bunun farkındalar.” KRĠZĠ YARATAN KAPĠTAL SĠSTEMDĠR Kapitalist krizi de değerlendiren Öcalan, Ģu tespitlerde bulundu: “Ben kapitalizmle ilgili „Dünya Sistemi‟ kitabından etkilendim. Bu kitaptaki değerlendirmelere ben de katılıyorum. Burada kapital sistemin aslında hep var olduğunu söylüyor. Nasıl vardı, ilk çağlarda burada tarım kapital sistemi vardı. Yani tarımın üstünlüğüne dayalı bir kapital sistemdi. Bu her çağda değiĢti. Kapital sistem kendini yeniledi. Bu günde yaĢanan budur. Kapitalizmin Pazar olduğunu söylüyorlar. Yani kapitalizme „Pazarlar Sistemi‟ diyorlar. Ama Kapitalizm, pazarın düĢmanıdır. Serbest piyasalar diyorlar, kapitalizm serbest piyasanın düĢmanıdır, karĢıtıdır. Kapitalizm tekele dayalıdır. Colin ve Edward Hallett Carr, Kapitalizmin pazarı deldiğini söylüyorlar. Doğru söylüyorlar. ġimdi Amerika‟daki ekonomik krizle ilgili 700 milyar dolar falan diyorlar, bu aslında daha fazladır, bir iki trilyon dolardır. Yıllardır bu parayı biriktiriyorlar. Bu para nereden geldi. Halkı aç bıraktılar, halktan çaldıkları paralar bunlar. Bu, pazar sonucunda oluĢan bir para değildir. Nereden doğuyor, boĢluktan doğuyor bu kadar büyük para. Kapitalizm, kapital sistem budur. ĠĢte bu kapital sistemdir krizi yaratan. Marks‟ın kapitalini aĢtım. Benim çözümlemelerim bunu net olarak gösteriyor. Ben bunların hepsini savunmalarımda derinlikli açtım. Benim burada dile getirdiğim düĢüncelerim önemlidir, bunları iyi tartıĢmak gerekir.” Son olarak çatı partisi konusunda, “Çatı Partisi demiĢtim. Ġlkeli olmak koĢulu ile herkesle görüĢülebilinir, herkesle iliĢki kurulabilinir” mesajını veren Öcalan, “Çözüme, demokratik siyaset, demokratik kültür ve demokratik barıĢ ilkeleri ile ulaĢılabilinir. Bu üç temel ilke ile hareket edilirse demokratik toplum, demokratik cumhuriyet geliĢebilir. Demokratik cumhuriyet geliĢirse Türkiye dünyanın en yaĢanır ülkesi olacaktır. Bunu iyi görmek ve bunu için mücadele etmek gerekiyor. Benim burada söylediğim ve daha önce de yaptığım çözümlemeler var. Bunlar iyi okunmalı ve iyi tartıĢılmalıdır. Yoksa yeni Hizbullahlar geliĢebilir” dedi. Öcalan “Herkese, Kadınlara ve cezaevindekilere selamlarımı sunuyorum” diyerek sözlerini noktaladı.

AKP, Hizbullah’ın resmi biçimidir

GörüĢme Notları:

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, AKP‟nin yerel seçimler öncesi arayıĢlarına dikkat çekerek “AKP, Hizbullah‟ın resmi biçimidir” dedi. Öcalan, Ergenekon‟un tasfiyesini MOSSAD‟ın istediğini belirtirken, Ġran‟da açlık grevi yürüten tutsaklara da destek mesajı verdi. SON SAVUNMALARIM ÖNEMLĠ Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan‟ın avukatları ile görüĢmesi sırasında önemli açıklamalarda bulunduğu öğrenildi. Edinilen bilgilere göre Öcalan, CIA, MOSSAD ve MIT‟in rolleri, AKP‟nin yerel seçim öncesi planları ve Genelkurmay BaĢkanı‟nın açıklamaları, Ġran‟daki açlık grevi, PKK ve Ortadoğu eksenli uluslar arası politikaları değerlendirdi. Öcalan, yeni savunmalarına dikkat çekerek, “Bu son savunmalarım önemlidir. Ortada çok önemli bir trajedi var, yaĢandı. Bu durumun ortaya çıkarılması, anlatılması lazım. Bunların bilinmesi lazım, bunlar bilinmeden, yargılamanın da savunmanın da bir anlamı kalmaz” dedi. Baykal‟ın yapmıĢ olduğu bir konuĢmaya iĢaret eden Öcalan Ģöyle dedi: “Baykal‟ın daha önce bir konuĢması vardı.

Page 57: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Bu konuĢmayı boĢuna yapmıyorlar. YaĢar Büyükanıt da aynı Ģeyi söylüyordu. Benim için „Rudolf Hesse‟ benzetmesi yapmıĢlardı. Ben çok düĢündüm. Bu, onlara ait bir düĢünce olamaz dedim. Bu düĢüncelerini bir yerden almıĢlardır. Sekiz dokuz yıl önce bir makale okumuĢtum. Yani Ġsrail‟in benimle ilgili bir değerlendirmesi vardı. Sonra anladım ki bu benzetmenin amacı bu fikirden alınmıĢtı. Bu değerlendirme Ġsrail‟e aittir. Benim Suriye dönemimle ilgili çok araĢtırma yapmıĢlar. Suriye‟deki durumum üzerine çok çalıĢmıĢlar, beni çok iyi takip etmiĢler. Çok ilginçtir, benim çıkıĢımı, Hitler milliyetçiliğinin çıkıĢına benzetmiĢler. Birinci Dünya SavaĢı sonrası Almanya‟nın durumu ile bizim çıkıĢımızı karĢılaĢtırmıĢlar. Bizim yoksul Kürtleri temsil ettiğimizi söylüyorlardı, bunu biliyorlardı.” BEN YOKSUL KÜRTLERĠ TEMSĠL EDĠYORUM Hakkındaki değerlendirmelerin doğru olmadığını ifade eden Öcalan, Ģu değerlendirmelerde bulundu: “Tabi hakkımdaki değerlendirmeleri doğru değil, bu değerlendirmeler bilinçli yapılıyor. Hitlerin ordusu vardı, gücü vardı, ekonomisi vardı, onlara dayanarak milliyetçilik yapıyordu. Oysa ben yoksul Kürtleri temsil ediyorum. Ben baĢından beri demokrasi ve özgürlüğü benimsedim ve ön plana çıkardım. Bu makalede Kürt milliyetçiliğinin tarihinden de bahsediliyor. Bununla ilgili Kürt Milliyetçiliğinin Kökeni isimli bir kitaptan alıntılar vardı. Milliyetçilik fikrini ortaya çıkaran, geliĢtiren Yahudilerdir. Bunu kitabımda çok iyi açmıĢım, incelemiĢim. Her devlet kendi milliyetçiliğini geliĢtirmeye çalıĢtı. Hitler milliyetçiliğini de Yahudiler ortaya çıkardı, onlar geliĢtirdi. GeliĢtirdikleri bu milliyetçilik daha sonra kendilerine döndü.” KÜRT MĠLLĠYETÇĠLĠĞĠNĠ DE ĠSRAĠL ORTAYA ÇIKARDI Öcalan Ġsrail‟in milliyetçiliklerin geliĢmesinde oynadığı role iĢaret ederek önemli tespitlerde bulundu: “Kürt milliyetçiliğini de ortaya çıkaran Ġsrail‟dir. Ġsrail ve Kürt milliyetçiliğinin çok güçlü iliĢkileri var. Ġsrail, bu milliyetçiliği kontrol altında tutmaya çalıĢıyor. Türk milliyetçiliğini de geliĢtiren Yahudilerdir. Ġttihat Terakki‟den beri de kontrolleri altına aldılar. Türk milliyetçiliği de bir ön Ġsrailliyattır. Nihal Adsız, Türk milliyetçisidir ama kendisi yıllarca hapishanelerde yattı. Nihal Atsız‟ın milliyetçiliği, TürkeĢ ve Bahçeli milliyetçiliğinden farklıdır. Atsız‟ın milliyetçiliği Almanya milliyetçiliğine dayanır, soy milliyetçiliğidir, soya dayanır. TürkeĢ onların milliyetçiliği farklıdır. Suphi Karaman onlar var. Türk milliyetçileri „50‟lerden itibaren Amerika‟ya gittiler, Amerika‟yla iliĢkilerini geliĢtirdiler. „80‟lerden itibaren Ilımlı Ġslam adı altında NakĢî kıyafetli olarak sürdürülüyor. Ancak Türk milliyetçiliği Ġttihat Terakki‟de laik kıyafetlidir. Türk milliyetçiliği laik karakterli olarak geliĢti. Kürt milliyetçiliği ise NakĢî karakterlidir, içinde laiklik kıyafeti azdır.” ĠNGĠLĠZ ĠSTĠHBARATI M16 ÜZERĠMĠZE GELĠYORDU Ġngiliz oyunlarına da dikkat çeken Öcalan, “Ġngiliz istihbaratı MI6 de üzerimize geliyordu. Bizi dikkatle izliyordu. Ama onlar biraz farklıydılar. Milliyetçilik anlayıĢları biraz farklıdır. Anglo Sakson geleneğine dayanıyorlar. Bizim çıkıĢımız baĢından beri demokrasi ve özgürlüğe dayanıyordu. Beni emperyalizme yani kapitalizme dâhil etmek için çaba sarf ettiler. Beni Kuzey Irak‟a çekmek için çok gayret ettiler. Beni sürekli Kuzey Irak‟a davet ediyorlardı, oraya çekmeye çalıĢıyorlardı. Ben o zamanlar çok merak ediyordum, niye ısrarla beni buraya çekiyorlar diye. Ama bugünkü kadar nedenini bilemiyordum. Beni Kuzey Irak‟a çekmek için çok ısrar ediyorlardı. Ben bağımsız olmamız gerektiğine inanıyordum” diye belirtti. HALKIMIZI CIA, MOSSAD VE M ĠT‟ĠN ETKĠSĠNDEN KORUDUM “Ben halkımızı CIA‟nın, MOSSAD‟ın dolayısıyla MĠT‟in etkisinden korudum” diyen Öcalan Ģöyle devam etti: “Bunlar „Yoksul Kürtler de temsil edilmelidir. Bunu da Apo temsil ediyor‟ diyorlar. Ama bizim kontrolümüzde olmalıdır diyorlar. Doğrudur. Ben bir grup yoksul Kürdü temsil ediyorum. Onlar beni kontrol edemeyeceklerini, Kuzey Irak‟a çekemeyeceklerini anlayınca ürktüler, çok öfkelendiler, bana çok kızdılar. Sonra Suriye‟ye bilinen büyük baskıyı uyguladılar, Suriye‟yi tehdit ettiler. Hafız Esat gibi bir adam bile korktu. Suriye yönetimi, oradan çıkmam için bana defalarca rica etti. Buradan bir an önce ayrılın diyorlardı. Sonraları anlaĢıldı ki savaĢ da olmayacaktı. Benim tasfiye edilmemle ya da kontrol altına alınmam halinde PKK‟nin tamamen kontrol altına alınıp amaçları doğrultusunda kullanmayı düĢünüyorlardı. Her Ģeyi hazırlamıĢlardı. Elçi, Bucak, Güneyli güçler onlar hepsi iĢin içindeydi. Hatta Türkiye‟deki Kürt milliyetçiliğini de bunlar üstlenmiĢti. Bunu yürütmeleri için ciddi destek, ekonomik destek de alıyorlardı. Buraya getiriliĢimde CIA, MOSSAD, MI6, hepsinin rolü vardı.” Öcalan PKK içinde de kimi güçlerin etkili olmaya çalıĢtığına dikkat çekti. Öcalan bu konuda Ģunları söyledi: “PKK içerisinde de kimi güçler etkili olmaya çalıĢtılar. Bunların bazılarına dörtlü çete deniliyordu. Bu dörtlü çeteyle baĢarılı olamayınca ġemdin‟i devreye soktular. Onunla da sonuç alamayınca bazılarını devreye koydular. Benim etrafımı ele geçirerek bizi kontrol altına almaya çalıĢıyorlardı. Beni kontrol altına alırlarsa PKK‟yi de kontrol altına alacaklarını düĢünüyorlardı. Devlet PKK‟ye yönelmeden önce bazı sol örgütleri kontrolüne almaya çalıĢtı, kendi amaçları doğrultusunda kullanmaya baĢladı.

Page 58: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Biz ġam‟dayken de bizi gözlemliyorlardı, izliyorlardı. Hatta „96‟ya gelindiğinde PKK‟yi kontrol ettiklerini düĢünüyorlardı. Biraz rahat hareket etmeye baĢlamıĢlardı. Zaten amaçları PKK‟yi kontrollerine alıp beni de sadece etkisiz, simgesel bir konuma getirmekti. Bunu baĢardıklarını sanıyorlardı ama biz kendimizi koruduk, kontrollerine girmedik. PKK‟yi tasfiye edemediklerini, bizi kontrol altına alamadıklarını anladıklarında da üzerimize daha çok gelmeye baĢladılar. Bu iĢin içerisinde birçok kimse var. ABD, Ġsrail, ve iĢbirlikçi güçler var. Hatta bazı PKK‟lilerin teslim edilmesi için çaba harcadılar. Sınırdan bazıları teslim olmaya geldiklerinde de bazılarına dokunmadılar. Ġçlerinden çok suçlu olanlar, suçları büyük olanları ġemdin gibi, tutukladılar. Çünkü onların kontrol edilmeleri gerekiyordu. Aslında bu Ģekilde onları kontrole, himayeye aldılar. Hatta ilginçtir bu gruba dâhil olanlar çoğunlukla Silopi kapısında teslim oldular. Bazıları da ġemdin Sakık‟ın ağır Ģekilde cezalandırıldığını görünce teslim olmaktan korktular.” ERKENEKON‟UN TASFĠYESĠNĠ MOSSAD ĠSTEDĠ Bu hafta da Ergenekon‟u değerlendiren Öcalan, çarpıcı ifadeler kullandı. Erkenenok-MOSSAD iliĢkisine iĢaret eden Öcalan Ģöyle konuĢtu: “Veli Küçük onların büyük suçları var. Bir sürü kirli iĢe bulaĢtılar. Binlerce insanın ölümüne neden oldular. Tuncay Güney‟in ifadelerine bakılırsa bazı gerçekler anlaĢılır. Tuncay Güney‟in Ergenekon‟un deĢifre olmasında büyük katkısı vardır. Tuncay Güney, MOSSAD ajanıdır, MOSSAD adına çalıĢıyor muhtemelen. Yani MOSSAD, Ergenekon‟un tasfiyesini istedi, bu nedenle Ergenekon tasfiye oluyor. Ama Ergenekon tasfiye edilirken onun yerine geçecek diğer bir kesim de hazır. Bu da „80‟li yıllardan itibaren ortaya çıkan, çıkarılan Ilımlı Ġslam‟dır. Yani tasfiye edilenlerin yerine Ilımlı Ġslam anlayıĢındakiler getirilecekler. Bu tasfiye ile Deniz Baykal daha da zayıflayacaktır.” AKP HĠZBULLAH‟IN RESMĠ BĠÇĠMĠDĠR Türk Genelkurmay BaĢkanı Ġlker BaĢbuğ‟un Diyarbakır ve Van ziyaretlerini değerlendiren Öcalan, “Ġlker BaĢbuğ, Diyarbakır‟a giderken 22 Sivil Toplum KuruluĢu temsilcisiyle görüĢmüĢtü. Bunu Van‟da da yaptı. Bu sivil toplum kuruluĢları hepsi AKP anlayıĢındalar, hepsini tek bir parti olarak anlamak lazım. Bu çok önemlidir. Bunu bu Ģekilde anlamak gerekir” dedi. Öcalan devamla Ģunları belirtti: “Yine bunların içinde Kürt milliyetçileri, Elçi, Bucak onlar da var. Bunların hepsi tek bir partidir ve tek merkezden yönetiliyor. Bunlara destek veriliyor ve paralar gönderiliyor, kurulan holdinglerle destekleniyorlar. AKP, bu Ģekilde Diyarbakır ve Van‟ı almak istiyor. Bu amaçla bölgeye ciddi paralar aktarılıyor. ĠĢte Ģu sosyal, ekonomik, kültürel tedbirler dedikleri bunlardır. Kürt çocuklarını bunlarla daha çok bağlayarak, asimile etmeye, TürkleĢtirmeye çalıĢacaklardır. AKP ve Ordu Bölgede il il dolaĢarak kendilerine yakın gördükleri Sivil Toplum KuruluĢlarıyla bir araya geliyorlar. Ticaret Odaları gibi kuruluĢlarla görüĢmeler yapıyor. ġener Eruygur da 300 Sivil Toplum KuruluĢunu temsil ettiğini dile getiriyordu. Yani 300 Sivil Toplum KuruluĢunun koordinatörüydü. Bu görev ona verilmiĢti. Bunların hepsi bir partidir. Böyle görmek lazım. Bu önemlidir. Bunlar, AKP, Hizbullah‟ın resmi biçimidir. Bunu böyle anlamak lazım. AKP ayrıca bölgede NakĢîciliği kullanarak da etkin olmaya çalıĢıyor.” KÜRTLER HER ALANDA DEMOKRATĠK OLARAK ÖRGÜTLENMELĠ Kürtlerin de her alanda demokratik örgütlenmelerini yapmaları gerektiğini ifade eden Öcalan, “Kürtler de her alanda demokratik olarak örgütlenmelerini yapmalıdırlar. Onuru, cesareti, vicdanı, yüreği olanlar, kendilerine dayatılan paraya, güce teslim olmayanlar her alanda demokratik kurumlarını oluĢtururlar” Ģeklinde konuĢtu. PKK‟nin kırılma noktasına getirilemeyeceğini dile getiren Öcalan sözlerini Ģöyle sürdürdü: “Genelkurmay BaĢkanı, „PKK‟nin kırılma noktasında olduğunu‟ söylüyor. Bu doğru değil. PKK‟yi kırılma noktasına getiremezler, bitiremezler. Radyodan dinledim, hatta daha güçlendiğini bile söylüyorlar. Suriye‟den katılımların yoğun olduğunu, Ġran‟dan katılımların yoğun olduğunu, yine Türkiye‟den yoğun katılımların olduğunu kendileri belirtiyorlar. Bu Ģekilde sorunu çözemezler. „Amerika bize her türlü desteği veriyor daha da üzerlerine gideceğiz‟ diyorlar. Türkiye‟ye CĠA, MOSSAD, MI6 her tür desteği veriyor. Amerika‟yla birlikte “PKK bizim düĢmanımızdır”, “PKK bizim ortak düĢmanımızdır”, “bitireceğiz” diyorlar. Soruna bu Ģekilde yaklaĢtıkça Türkiye kapitalist sisteme daha çok bağlanıyor. Kapitalist sistem de Ġran ve Suriye çekiĢmelerinden dolayı Türkiye‟nin bir müddet daha kendisine daha çok bağlanmasını istiyor. Bu Ģekilde Türkiye büyük kaybedecek, tamamen bağımlı hale gelecek. Daha önceleri Ġran-Irak savaĢında Saddam‟a da tam destek vermiĢlerdi. Ġran ġahına da zamanında destek vermiĢlerdi. Sonları ortada. Bu Ģekilde devam ederse Türkiye‟ye de sonunda yöneleceklerdir. Fakat Türkiye‟nin kendi içinde de çeliĢkileri büyüktür. ġu an sessiz kalıyorlar ama bu ekonomik krizle birlikte bu çeliĢkiler daha büyüyerek gün yüzüne çıkacaktır. Türkiye‟nin daha fazla bağımlı hale gelmesi olayını bence MĠT tam bilmiyor, anlayamıyor. Erdoğan CHP onlar da bilmiyorlar. Bazı yazarların bu konuda önemli tespitleri var. Türkiye‟nin bu kadar bağlanmasını, Türkiye‟yle bu kadar oynanmasını onurlarına yediremiyorlar.” BEġAR ESAD TESLĠM OLDU

Page 59: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Ġmralı‟da Atilla Uğur‟un Genelkurmay adına kendisiyle görüĢtüğünü hatırlatan Öcalan görüĢmeye iliĢkin Ģunları belirtti: “Ben buraya getirildiğimde de Genelkurmay adına Atilla Uğur, benimle görüĢtüğünde, bana „bu sorunu kend i aramızda çözelim‟ demiĢti. Ben onlara „ben samimiyim, demokratik cumhuriyet için zaten adım atıyorum‟ dedim. Hatta o dönem tek taraflı adım bile attım, ateĢkes ilan edildi. Bana o zaman „güdümlü, kademeli demokrasi sistemi‟ni önerdiler. Ben kabul etmedim. “Hayır, neden güdümlü, kademeli demokrasi olsun, demokrasi açık, Ģeffaf ve özgür olmalıdır” dedim. Ama sonra kendi aralarında askeri taktik mi yaptılar bilemiyorum. Aslında hiçbir Ģey yapılmadı değil bazı Ģeyler de yapıldı. Ancak 11 Eylül saldırılarından sonra o adımlar da kesildi. AKP de aslında 2005‟e kadar biraz farklıydı. ġemdinli olayından sonra AKP ile asker iĢbirliği yaptı, askerle aralarında anlaĢtılar. O bilinen Dolmabahçe görüĢmesinden sonra sisteme tamamen teslim oldu. Her türlü teknikle PKK‟nin üzerine daha çok gelebilirler. Ancak bir sonuç alamazlar. Güneyli bazı güçler direnir mi bilemiyorum, ne kadar direnir, ne kadar teslim olurlar bilemiyorum. Bu sistem, Ġran‟a yönelecek, Suriye‟ye de yönelebilirler. BeĢar Esat, Türkiye üzerinden bu sisteme teslim olmuĢ. Ancak daha da üzerlerine gidebilirler. Türkiye üzerinden Ġran‟ı da kontrol altına almak istiyorlar. Ahmediecad Türkiye ziyaretinde camiye sığınmasının nedeni budur, bu kontrol altına alınmadır. Ancak Ġran öyle kolay kolay teslim olmayacaktır, belli bir geçmiĢi, tecrübesi var, teslim olmayı asla kabul etmez.” ĠMRALI‟DA SERTLEġME VAR Öcalan, Ġmralı‟daki tutukluluk koĢullarına da dikkat çekerek, görevlilerin tutumlarında sertleĢme yaĢandığını söyledi. Öcalan, “Buradaki görevlilerin tavırlarında bir sertleĢme var. Bireysel olduğunu düĢünmüyorum, kimi politikalarla bağlantılı olduğunu düĢünüyorum. Yine bu mazgal meselesi. Ben, “zaten içerisini aletle kontrol ediyorsunuz, mazgalı açık da bırakabilirsiniz ama iki de bir açıp kapatmayın” dedim. Bu yüzden uyuyamıyorum, kitap okuduğumda da rahatsız oluyorum. Ben istersem eĢi görülmemiĢ bir direniĢ gösterebilirim ama bunu doğru bulmuyorum. Doğru bulmadığımı daha önce de söylemiĢtim. Ben olgun, sorumlu davranıyorum” diye ifade etti. ĠRAN‟DAKĠ AÇLIK GREVĠNDEKĠLERĠ SELAMLIYORUM Ġran cezaevlerinde Kürt tutsakların 25 Ağustos‟tan bu yana yürüttüğü açıklık grevine de değinen Öcalan, “Ġran‟daki Kürt tutsaklar açlık grevindelermiĢ. Hayatlarının tehlikeye girmemesine dikkat edilmelidir. Hepsini selamlıyorum” diyerek destek mesajı verdi. Öcalan, belediyecilik ve çatı partisine iliĢkin ise Ģu değerlendirmelerde bulundu: “Benim için demokratik belediyecilik önemlidir. Kararların halkla birlikte alınabilir. Mesela Diyarbakır‟da Belediye BaĢkanlığı diğer baĢkanlarla birlikte halkla haftalık toplantılar yapılabilir, sorunlar tartıĢılabilir. „Biz bu hafta burada Ģunu Ģunu yapmak istiyoruz‟ Ģeklinde öneriler yapılabilir, halkla birlikte kararlar alınabilir. Ve o hafta, o süre içinde bu kararlar uygulanabilir. Benim belediyecilik anlayıĢımda halkla birlikte karar alınır. Halk da kendine güvence veren, sözünün eri olan adaylara oy verebilir. Ben ancak böyle adayları desteklerim. Bazı partilerde olduğu gibi, öyle tepeden dayatmalarla, parayla gelen adaylara oy verilmemelidir. Tabanın istekleri doğrultusunda bu iĢler yürütülebilir. Umuyorum baĢarılı olunur. Türk aydınlarıyla birlikte, Çatı örgütlenmesi yapılabilir. Demokratik çözüm için bu çalıĢmalar yapılabilir. Ben birlikte çalıĢma derken, Türkiye geneli ve Bölge merkezli iki demokratik örgütlenmeden bahsediyorum.” IRAK‟TAKĠ HALKIMIZ DĠKKATLĠ OLMALI Tüm parçalarda ve yurtdıĢında yaĢayan Kürtlerin bayramını kutlayan Öcalan‟ın bayram mesajı Ģöyle: “Özellikle Suriye‟deki halkımızın bayramını kutluyorum. Ġran‟daki halkımızın bayramını kutluyorum. Irak‟ta da halkımız çok dikkatli olmalı, kendi öz güçlerini geliĢtirmeliler, orada saldırıya açıklar, hedef olabilirler, kendilerini korumalılar. Kendi gücüne dayanabilirler. Bayramlarını kutluyorum. Avrupa‟daki halkımızın, bayramını kutluyorum. Herkesin, tüm halkımızın bayramlarını kutluyorum. Türkiye‟deki tüm dostlarımızın, aydınların bayramlarını kutluyorum.” Öcalan son olarak bu aralar edebiyat üzerine, sanat üzerine, bilimsel kitaplar okumayı düĢündüğünü belirtirken, “Yine tarihe, Avrupa‟nın, Rusya‟nın ve Ġran‟ın tarihi ile Ġslam Uygarlığıyla ilgili kitap okumayı düĢünüyorum” diye belirtti.

Page 60: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

AKP'ye her oy bomba olarak dönüyor

GörüĢme Notları:

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, AKP hükümetinin kesinlikle Kürt sorununu çözmeyeceğini belirtti. Öcalan, AKP'ye verilen oyların bombardıman ve savaĢ olarak geri döndüğünü, AKP'ye tekbir oyun dahi verilmemesi gerektiğini söyledi. Kürtlerin mevcut politikalara karĢı birlik olmaları gerektiğini kaydeden Öcalan, iĢler çığırından çıkmadan Kürt sorununu çözmede herkesin üzerine düĢen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini ifade etti. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan iki haftanın ardından avukatlarıyla yaptığı görüĢmede önemli açıklamalarda bulundu. Edinilen bilgilere göre Öcalan, Avrupa Birliği'nin Kürt sorununa yaklaĢımınının çıkarcı ve ikiyüzlü olduğunu belirterek, konuya daha ciddi yaklaĢması gerektiğini söyledi. Öcalan, Ģöyle konuĢtu: "Avrupa, Kürt sorunu konusunda hep çıkarcı yaklaĢtı, çok basit yaklaĢtı, ciddiye almadılar. Tamamen politik çıkarlarını gözeterek Kürt sorununa yaklaĢtılar. Avrupa bu tutumundan dolayı eleĢtirilmelidir. Onlara 'Siz sattınız, satın aldınız, sattırdınız' denilmelidir. Avrupa Kürt sorununa hep çıkar temelinde yaklaĢtı. Arada bir iyi yaklaĢanlar da oldu, bireysel bazda yaklaĢanlar oldu. Ciddi yaklaĢmadılar, sorumluluk almadılar. Bakanlar Komitesi de hakkımdaki davayı hemen kapattı, hukuklarını bile uygulamadılar." PKK KENDĠNE YENĠ MÜTTEFĠKLER BULUR Barzani ve Talabani'nin PKK olmadan yaĢayamayacağını kaydeden Öcalan, "ġimdi yeniden Kürtler arasında '98'deki gibi bir Ģeyin devrede olduğu söyleniyor. Hayır, bunun gerçekleĢeceğini sanmıyorum. O dönemin koĢulları çok farklıydı, Ģimdiki koĢullar farklı. Talabani kurt bir politikacıdır. PKK olmadan orada yaĢayamayacağını, PKK olmadan 24 saat ayakta kalamayacaklarını iyi biliyorlar. Barzani de bunu biliyor. PKK'yi teslim edemezler. PKK olmadan onlar da yaĢayamaz. Kaldı ki PKK de kendine yeni müttefikler bulur. Rusya, Suriye, Ġran da PKK'nin bitmesini istemezler. ĠĢte aslında Barzani'nin artık bin kiĢilik bir PKK'si var. ABD, Türkiye'yi Ortadoğu savaĢına çekmek istiyor. Türkiye de bunu engelleyemez. Barzani'yi nasıl engelleyecekler? Her Ģeyden Apo'yu sorumlu tutuyorsun? Günah keçisi yapıyorsun. Bütün bu olanların sorumlusu Apo'dur diyorlar" Ģeklinde konuĢtu. MUSTAFA KEMAL‟ĠN YAKLAġIMI Bu haftaki görüĢmede de Mustafa Kemal'i değerlendiren Öcalan, Ģöyle devam etti: "ġimdiki yaĢananlar 19. yüzyıl Osmanlı politikalarına benziyor. 19. yüzyılın sonunda, sorunları biriktirip biriktirip çözmediler, sonunda imparatorluk parçalandı. Bunlar da sorunu biriktirip biriktirip çözmüyorlar ve sonunda patlatacaklar. O dönemin Almancılarına benziyorlar. 19. yüzyıl politikalarını 21. yüzyılda uyguluyorlar. Mustafa Kemal olsaydı bu dağ gibi sorunlar karĢısında böyle mi davranırdı, böyle davranmazdı. Mustafa Kemal, olaylara o dönemin bilimini esas alarak yaklaĢıyordu, bu sorunları çözmek için beyin patlatırdı. 'Hakiki mürĢit' sözü bu nedenledir. Mustafa Kemal, dönemin bilimini okuyordu. O dönemin bilimi de sosyolojiydi. Sosyolojiyi çok okuyordu. Mustafa Kemal'i çok suçlamak da doğru değil. Çünkü dönemin bilimi pozitivizmdi. O günün koĢullarında ancak bu kadarını yapabilirdi. Mustafa Kemal'in kafasında demokrasi de vardı, sorunları çözmek istiyordu. Kafasındaki yönetimde demokrasi de vardı ama uygulayamadı, gücü yetmedi. Çoğulculuğu esas almak istiyordu ama Inönü tarafından engelleniyordu. Hatta Inönü, Italyan Musollini yasalarını esas aldığında Mustafa Kemal karĢı çıkmıĢtı. 'Benim kurmak istediğim cumhuriyet bu olamaz' demiĢti. O dönem hasta yatağındaydı. Recep Peker Genel Sekreter, Inönü baĢbakandı, kendisi de hasta yatağındaydı, gücü yetmedi. Inönü ile arasındaki çeliĢki büyüktür, Inönü'den de korkuyordu. Bunlar tam bilinmiyor." Son haftalarda ardı ardına devletin yaptığı zirvelere değinen Öcalan, Ģunlara dikkat çekti: "Yapılan bu güvenlik zirvelerinde bizim durumumuza iliĢkin bazı kararlar tartıĢılıyor. Bütün bu toplantılar bizim etrafımız da dönüyor, bir ekip tasfiye etmek istiyor, bunun üzerinde anlaĢamıyorlar. AKP de bu son Ģeylerle bizi gözden çıkarmıĢ görünüyor. Ancak tam anlaĢamıyorlar. Devlet içinde buna direnenler var, anlaĢamadıkları için üst üste toplantılar yapıyorlar. Kaçıncı zirveyi topladılar." TÜRKĠYE‟YĠ KONTROLLERĠNE ALIYORLAR Türkiye'nin Güney Kürdistan politakalarını değerlendiren Öcalan, sözlerini Ģöyle sürdürdü: "Güney Kürdistan'da bir devlet kuruluyor, bunun sorumluluğunu bile bana yüklüyorlar. 'Sen sebep oluyorsun' diyorlar. Hayır, siz yirmi yıl önce söz vermiĢtiniz, siz kurdurttunuz. On yıldır Türkiye IMF'nin soygun ve talan politikalarına teslim olmuĢ, bu politikalarla yönetiyorsunuz. Kuveyt'te Güney'e karıĢmama karĢılığında bir milyar dolar anlaĢmayı siz yaptınız. Güney'de Arap Emirlikleri gibi bir yapı kurulmaya çalıĢılıyor. Burayı denetimleri altında tutmak istiyorlar. Türkiye'yi de

Page 61: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

bu politikalara zorluyorlar. Sonunda Türkiye'ye de hiçbir petrol falan vermezler, Amerika alır. Türkiye'de sadece belli kiĢileri, holdingleri zengin edecekler, halka bir Ģey vermeyecekler. Ben bunları dile getirdiğimde, 'Sen sivilleri tehdit ediyorsun' diye soruĢturmalar acılıyor. Aslında sivillerden kastettikleri bu holdinglerdir. Yani bunlar hakkında konuĢmayacaksın, bunlara dokunamazsın diyorlar. Ta 1946'dan beri karar verilmiĢ; Güney'de bir Kürt devleti kurulacak ve bu devlet Israil'in müttefiki olacak. Bu devletle Türkiye'yi sıkıĢtıracaklar. Kürt devleti kurulmakla Türkiye'deki Kürt sorunu çözülecek mi? Daha önce de Ermeni devleti kuruldu, Ermeni sorunu çözüldü mü? Yunanistan devleti kuruldu da Rumlarla sorunları bitti mi? Sorun hâlâ devam ediyor. Kürt devleti kurulursa Kürtlerle sorun biter mi? Hayır bitmez. Türkiye bu Ģekilde sorunları çözemez. Bu krizlerle birlikte sorunlar daha da büyür. Türkiye bunun altından kalkamaz. Bugüne kadar on hava operasyonu mu yapıldı sanıyorum; her hava operasyonunda milyonlarca dolar harcıyorsun. Türkiye'yi tamamen kendi kontrollerine alıyorlar." AKP DEMOKRASĠ SAHTEKARLIĞI YAPIYOR AKP'nin demokrasi sahtekârlığı yaptığını ifade eden Öcalan, Ģu tespitlerde bulundu: "Burada yaĢanan olay, bununla yakından ilgilidir. Bizim için 'Kutsiyet düĢmanı' diyorlar. Bununla kastettikleri, 'Bunlar, din düĢmanıdır' diyorlar. Hz. Muhammed'i açımlayacağım demiĢtim, son savunmamda. Onlar, bizim ideolojimiz ile çeliĢkilerinin büyük olduğunu gördüler. Ideolojik çeliĢki tespit etmiĢler, buradan hareketle bizi tehlikeli gördükleri için, 'kutsiyet düĢmanı' ilan etmeye çalıĢıyorlar. Tabi bunların hepsi, biraz daha koltukta kalabilmek için, iktidardan biraz daha faydalanabilmek içindir. Bunların derdi demokrasi ve çözüm değil, bütün gayeleri biraz daha iktidarda kalmaktır. Bunun için de yapmayacakları Ģey yoktur. Hani CumhurbaĢkanı Gül sürekli, sorun çözülecek, demokratik çözüm olacak, iĢte paketler açılacak diyor ya, bunların hiç birisi doğru değil. AKP kesinlikle sorunu çözmek istemiyor. AKP artık kesinlikle demokrasi sahtekârlığı yapıyor." HER ĠKĠ ERGENEKON‟A DA KARġIYIM Laik Ergenekon'a da, AKP'nin kurduğu Ergenekon'a da karĢı olduğunu kaydeden Öcalan, devamla Ģunları belirtti: "Basında yoğunca bizim bazı görüĢmelerimiz tartıĢılıyor, bu görüĢmeler niçin kesildi, kimler tarafından kesildi, çok önemlidir. Bu soruların cevabı bulunursa Türkiye sorunları aĢar. Ben de bunu soruyorum. Niçin bu görüĢmeler kesildi? Benimle soruĢturma sürecinde gelip görüĢtüler. Genelkurmay BaĢkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu adına bir albay gelip benimle görüĢtü. GörüĢmede, hükümetin, Ecevit'in temsilcisi olduğunu söyleyen birisi de vardı. Onların temsilcisi olduklarını söylüyorlardı, gerçekte böyle olup olmadıklarını bilmiyorum ama burada Genelkurmay'ın, devletin izni olmadan gelip görüĢme yapamazlar, nefes bile alamazlar. Herhalde Ergenekon meselesini de buna dayandırıyorlar. Biz Amerika'nın bu politikalarına karĢıyız, Ergenekoncular da karĢı olduklarını söylüyorlar. Herhalde buradan hareketle bir bağlantı kurmaya çalıĢıyorlar. Ben her iki Ergenekon'a da karĢıyım. Laik Ergenekon'a da, AKP'nin kurduğu Ergenekon'a da karĢıyım. BURAYA GELEN KIVRIKOĞLU‟NU TEMSĠL EDĠYORLARDI Buraya gelenler Kıvrıkoğlu'nu temsil ediyorlardı. Herhalde Kıvrıkoğlu Ergenekoncu değil, olsaydı tutuklanırdı. Burada bilinmesi gereken, buradaki görüĢme devlet adına yapıldı. Benimle her Ģeyi açık açık konuĢtular. Demokratik çözüm konusunda adım atabiliriz dediler. Demokratik çözüm konusunda üzerime düĢeni yapacağımı belirttim. 2002'ye kadar gelip gittiler. Sonra kesildi. Ben de soruyorum, neden kesildi, kim kesti, bunlar ortaya çıkarılsın. Bülent Ecevit sorunu biraz çözmek istiyordu. Mesut Yılmaz da çözüme olumlu bakıyordu, çözümden yanaydı. MHP engelledi. Ecevit çözümden yanaydı, bu nedenle Ecevit hükümetini devirdiler. AKP'yi baĢa getirdiler. Abdullah Gül'e 2003'te bir mektup yazdım. O mektubu halka açıklasınlar. 2007'de hücre cezalarına ilk kapsamlı itiraz dilekçesi olarak yazdığım 124 sayfalık savunmamda birçok Ģeyi dile getirdim. Bunu da halka açıklasınlar. Abdullah Gül'e yazdığım mektubu da, bu savunmamı da birlikte kamuoyuna açıklasınlar. '99'dan 2003'e kadar bir tek asker öldü mü, bir tek polis öldü mü? Daha ne istiyorlar? Kanı durdurmadım mı? Bu görüĢmeler neden kesildi? Herkes bunun cevabını öğrenmelidir." AKP VE ORDU ÇÖZÜM ĠSTEMĠYOR AKP ve ordunun çözümsüzlükte israr ettiktleri için çok da fazla bir ömürlerinin kalmadığını dile getiren Öcalan, "2002'de AKP geldi, ABD'nin bazı politikaları vardı, görüĢmeler kesildi, her Ģey değiĢti. Ben de bunların sorumlularının ortaya çıkmasını istiyorum. O dönemler benimle görüĢmeye gelen yetkili, bana, 'Japonya ve ABD, nükleer bomba kullanıldığı halde barıĢtılar, masaya oturdular, biz neden oturmayalım, anlaĢmayalım' dedi. Bu dili ben icat etmedim, kendileri icat ettiler. Ben de bu dile dönülsün diyorum. ġimdi de bir yetkili gelebilir. Ben makam, rütbe peĢinde de değilim, alt düzeyden bir yetkili de olabilir, gelip benimle konuĢabilir. Oturalım, konuĢalım, plan yapalım; ben demiyorum ille benim dediğim olsun. Halka sorabiliriz, danıĢabiliriz. Kamuoyuna açık tarzda tartıĢalım, halk belirlesin. Hiçbir sorunu çözmüyorlar, her Ģeyi askere, görevlilere yüklüyorlar, onları aĢırı zorluyorlar. Ben bunlara acıyorum, üzülüyorum. Bunların ömrü az. AKP geçicidir, 1-2 yıl ömrü kalmıĢ. Ordu da öyle. Ordudaki anlayıĢ da çözülüp gidecek. Ordu da kesinlikle çözüm istemiyor. Bugün bir tıkanma var ama beynini patlatacak, yüreğini ortaya koyacak kimse yok. Bu tıkanmanın aĢılması lazım. Pozitivizmin aĢılması lazım. Bunlar pozitivizmi, laikliği din gibi algılıyorlar. Türkiye'de pozitivizmin temsilcisi Baykal'dır. Amerika'nın getirmek istediği Siyasal Islam da çare değil. Pakistan'ın durumu ortada, Iran'ın durumu da ortada. Bunların gözünü kâr ve iktidar hırsı bürümüĢ, baĢka bir Ģey düĢünemiyorlar. 2003-

Page 62: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

2008, aradan beĢ yıl geçti, bu arada ölen 10 bin kiĢinin ölümünden onlar sorumludur. Dökülen kandan beni sorumlu tutuyorlar. Ben dıĢarıdayken de kan dökülmemesi için çok çaba sarf ettim. Buradayken de kanın durdurulması için çok çaba sarf ettim, durdurdum da. Filistin tarzı savaĢ da yürütebilirdik. Ama ben demokratım, sosyalistim, halkların boğazlaĢmasını istemedim, sorumlu davrandım" Ģeklinde konuĢtu. KÜRTLER BĠRLĠK OLMALI Sorunun çözümünde Kürtlere büyük bir sorumluluk düĢtüğünü ifade eden Öcalan, Ģöyle konuĢtu: "Burada Kürtlere daha çok sorumluluk düĢüyor. Kürtler daha çok birlik olsun, birliklerini geliĢtirsinler. Ittifaklarını, birliklerini geliĢtirsinler. Gece-gündüz çalıĢmalılar. AKP'ye tek bir oy bile verilmemeli. AKP'ye verilen oylar savaĢ olarak, bombardıman olarak geri geliyor. Önümüzde kıĢ var, bu değerlendirilebilir. Gelin bu kıĢ çözelim. Önümüz bahar, baharda iĢ çığırından çıkabilir. Baharda savaĢ korkunç bir hal alabilir. Ben bunları önlemek istiyorum. Demokratik çözüm geliĢirse, daha bütünlüklü bir yapı, daha demokratik bir toplum olabilir. Demokratik halk belediyeciliğini geliĢtirsinler. Barzani ve Talabani'ye de Ģu söylenebilir: Biz demokratik çözüm istiyoruz ve onlardan da demokratik çözüm konusunda ısrarcı olmalarını bekliyoruz. Kürtler barıĢ istiyor. Iran'da öyle idam tarzı yöntemlerle soruna yaklaĢmamalıdır. Demokratik çözüm Iran'da geliĢtirilebilir. Bu temelde diyalog geliĢtirilebilir Iran'la. Iran'daki halkımıza, cezaevindekilere hepsine selam ve sevgilerimi iletiyorum. Oradaki tutuklular hayatlarını tehlikeye atmasınlar, kendilerine dikkat etsinler. Bütün kadınlara özel selam ve sevgilerimi iletiyorum. Onların onurlu bir yaĢam sürdürmeleri için elimden geleni yaptım, yapmaya da devam edeceğim. Demokratik çalıĢmalarını sürdürebilirler, halkımıza, herkese selamlarımı sunuyorum."

YaĢananlar ayaklanmayı aĢan bir tepkidir

GörüĢme Notları:

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan avukatları ile olağan haftalık görüĢmesini gerçekleĢtirdi. Kendisine yönelik fiziki saldırı sonrası halkın tepkilerini değerlendiren Öcalan, yaĢananların ayaklanmayı da aĢan bir tavır olduğunu halkın aldığı bu kararı, eylemliliklerini anlamlı bulduğunu ve selamladığını söyledi. Öcalan, halkın demokratik tepkisini yükselterek hükümete ulaĢtırdıktan sonra kendisinden müdahil olmasını istediğinde üstüne düĢeni yapacağını söyledi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan avukatları ile haftalık olağan görüĢmesini gerçekleĢtirdi. Edinilen bilgilere göre Öcalan bu haftaki görüĢmesinde bölge baĢta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde Kürtlerin gerçekleĢtirdiği eylemleri, milliyetçilik, Kürt sorunu ve çözümü konusunda değerlendirmelerde bulundu. Savunmalarının halen mahkemeye ve AĠHM'e gönderilmediğini belirten Öcalan AĠHM'in bu konuda direnmesi ve savunmalarını almaya çalıĢması gerektiğini söyledi. SAVUNMALAR HALEN ULAġMADI Savunmaları yüzünden ciddi bir ideolojik sarsıntı yaĢanacağını kaydeden Öcalan Ģöyle konuĢtu: " Savunmalarım halen mahkemeye ulaĢmadı, AIHMe gönderilmemesini anlayamıyorum. Ġki günlük bir Ģey, neden göndermiyorlar? Ben bu savunmalarımda Türkiye aleyhine, Cumhuriyet aleyhine bir Ģey söylemedim. Zaten tek bir cümlede Türkiye‟den bahsediyorum. AĠHM bu konuda direnmeli, savunmalarımı almaya çalıĢmalı. Ben bu savunmalarımda kapital sistemi değerlendiriyorum ve çözdüm. Benim savunmalarım Marksı aĢan bir nitelikte. Sanırım savunmalarım yüzünden ciddi ideolojik bir sarsıntı yaĢayacaklar, bu nedenle kaygılılar. Ġlker BaĢbuğun son dönemlerde ulus-devleti gündeme getirmesi, korumaya çalıĢması yine Erdoğan‟ın bazı konuları tekrar gündeme getirmesi, benim savunmalarıma karĢı yapılan bir Ģey. Ama mahkeme savunmalarımı alma konusunda direnmeli." „MAHKEME SAVUNMALAR KONUSUNDA GÜVENCE VERMELĠ‟ Savunmalarının ulaĢtırılması noktasında mahkemenin güvence vermesi gerektiğini ifade eden Öcalan, " Ben savunmalarımda Yahudi halkını da değerlendirdim. Bu savunmalarımda Yahudilerin kurtuluĢunun nasıl olacağını bunun alternatif çözümünü formüle ettim. Savunmalarımdan sanırım dıĢ güçler de rahatsız oldu. Amerika ve Ġsrail‟in baskıları var. Bu konuda, savunmalarımın mahkemeye ulaĢacağı konusunda mahkeme güvence vermeli. Önemli bir

Page 63: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

konu. Bu durum savunma hakkımın engellenmesidir. Savunma yapamıyorum. Savunmalarımın devamını yazabilmem için de mahkeme bana garanti vermeli. Ve mahkeme bu baskılara karĢı ağırlığını koyarak direnmelidir" diye konuĢtu „ÇÖZÜM ĠSTEMEYEN DIġ GÜÇLER VAR‟ Kürt sorunun çözülmesini istemeyen dıĢ güçlerin olduğunu, fakat Türkiye'nin bunu görmediğini belirten Öcalan, " Avni Özgürel benim ben bu meseleyi bitirirsem beni de bitirirler dediğimi ifade etmiĢ. Türk aydınlarının bunları ifade etmesi önemli, çünkü bu sorunun çözülmesini istemeyen dıĢ güçler var. Onun da kastettiği budur. Ben bunu hep söylüyordum. Bu sorunu çözmek istemeyen, çözümsüzlükten nemalanan güçler, gruplar, lobiler var. Türkiye bunları görmüyor" Ģeklinde konuĢtu. „YAHUDĠLERĠN KURTULUġU DÜNYANIN KURTULUġUDUR‟ Kendisinin tüm milletçiliklere karĢı olduğunu dile getiren Öcalan, " Benim Yahudilik konusundaki görüĢlerim açıktır. Yahudilere iliĢkin düĢüncelerimi bu savunmalarımda çok daha derinlikli ve Yahudi aleyhtarı yaklaĢımları aĢacak Ģekilde yazdım. Ben, Yahudi halkı için alternatif çözümü savunmalarımda açtım. Marks nasıl , iĢçi sınıfının kurtuluĢu toplumun kurtuluĢudur diyorsa, ben de diyorum ki, Yahudi halkının kurtuluĢu, dünyanın kurtuluĢudur. Ben Yahudilerin en büyük dostuyum. DüĢüncelerim onların da kurtuluĢu içindir. Ben Yahudilerin baĢına ikinci Hitler çıkmasın diye bunları söylüyorum. Ben her türlü milliyetçiliğe karĢıyım. Türk, Kürt, Arap, Alman milliyetçiliği fark etmez, hepsine karĢıyım, her türlü milliyetçiliği lanetliyorum" dedi. „BUGÜN YAġANANLAR KAHĠRE KONFERANSININ SONUÇLARI‟ Türkiye'nin çok ciddi bir krize doğru ilerlediğini ifade eden Öcalan Ģöyle konuĢtu: " Türkiye, çok ciddi bir krize doğru ilerliyor. Türkiye, tarihi hatalar yapıyor ve ben Türkiye‟nin bu tarihi hatalarında rol almak istemiyorum. Türkiye‟nin tarihi hatalarını benim üzerimden açıklamasını ve bana mal etmesini istemiyorum ve buna izin vermeyeceğim. Bugün Türkiye‟de yaĢananlar tarihi yönleri de olan geliĢmelerdir. Bugün yaĢananlar, 1920lerde Kahire Konferansında alınan kararların sonucudur. Cezaevinden bir arkadaĢımın gönderdiği mektubunda da bundan bahsediyor. Ben de katılıyorum. Kahire Konferansı belgelidir. Bu Konferansta Ortadoğu‟yu denetim altında tutmak için, Kürt sorununun çözümsüz bırakılması ve sürekli gündemde tutulması kararlaĢtırılmıĢtır. Kürdistan‟ı dört parçaya bölerek Ortadoğu‟daki dört devleti denetimi altına aldılar. Bu kararın alınmasında Ġngiltere etkili olmuĢtur. Bugüne kadar bütün çözüm giriĢimlerinin engellenmesi bu Konferans kararı nedeniyleydi. Benim burada tutulmam da bu nedenledir. Beni Türk yetkililere teslim eden Yunanlı Kostulas, kırk yıl Londra‟da yaĢamıĢ. Sonra ortaya çıktı ki uluslar arası bir Ġngiliz ajanıdır, MI6 bünyesinde çalıĢmıĢtır. Uluslar arası güçler bu Konferansta alınan kararı uygulayabilmek için ellerinden gelen her Ģeyi yaptılar, yapıyorlar. Ben bu nedenle benimle görüĢenlere, sorunu kendi aramızda çözelim, sorunun çözümünü dıĢ güçlere havale etmeyin dedim. Sorunu kendi aramızda çözmek isteyen yetkililer de oldu." „ERDOĞAN ORDU ĠLE ANLAġTI‟ Çözüm için daha önce hükümetler nezdinde bazı giriĢimlerin olduğunu fakat bunlara izin verilmediğine dikkat çeken Öcalan, Recep Tayip Erdoğan'ın da ordu ile iktidar konusunda anlaĢtıktan sonra sorunu tamamen askere havale ettiğini söyledi. Öcalan Ģöyle devam etti: " Özal‟ın giriĢimleri oldu. Bunu engellediler. Daha sonra Erbakan‟ın giriĢimleri oldu. Ġzin vermediler. Ordunun bir kısmı da devreye girdi. Kıvrıkoğlu, zamanında bir Albayını göndermiĢti. Ordu kendi çözümünü böylece hayata koyacaktı. Buna da izin vermediler. Özal‟ın çözümünü kabul etmediler, Erbakan‟ın çözümünü kabul etmediler, ordunun çözümünü kabul etmediler. Yani böylece bu sorunu çözümsüz bıraktılar. Hatta 2002lerde Ecevit de giriĢimlerde bulundu. Ben buraya getirildiğimde benimle görüĢmeye gelen yetkili, ben Ecevit adına sizinle görüĢmeye geldim dedi. Ben ĢaĢırmıĢtım. RahĢan affı denen Ģey, bizden bağımsız değildi. Buna da izin vermediler. MHPnin o dönem engelleyici bir tavrı vardı. Daha sonra Erdoğan‟ın da aslında giriĢimleri oldu ama Amerika ve diğer bazı dıĢ güçler tarafından bu durum engellendi. Erdoğan daha sonra orduyla anlaĢtı, iktidarda kalmasına karĢılık olarak sorunu askere havale etti. ĠĢte o bildiğimiz meĢhur PKK ortak düĢmanımızdır söylemi bu nedenle yapıldı." „TÜM ÇÖZÜM GĠRĠġĠMLERĠNE KARġILIK VERDĠM‟ Kendisinin tüm çözüm giriĢimlerine karĢılık verildiğini kaydeden Öcalan, " Ben her türlü çözüm giriĢimlerine karĢılık verdim. Buradan CumhurbaĢkanı Güle yazdığım 10 sayfalık bir mektup vardı. Benzer Ģeyleri bu mektupta da ifade etmiĢtim. Yine hücre cezamla ilgili Bursa 2.Ağır Ceza Mahkemesine sunduğum itirazda da barıĢ ve çözüm için giriĢimlerimi anlattım. Gelen her türlü çözüm önerisini karĢılıksız bırakmadık. Özal‟ın çözümüne olumlu karĢılık verdik, Erbakan‟ın çözümüne olumlu karĢılık verdik. Buraya geldikten sonra da barıĢ ve demokratik çözümün geliĢmesi için elimden gelen her Ģeyi yaptım ve yapmaya devam edeceğim. Çözüm konusunda bir kusur ve eksikliğimiz yok mu diye sorulursa, iki eksikliğimizin olabileceğini düĢünüyorum. Bunlardan biri ben ġam‟dayken oturduğumuz binaya askeri bir ateĢe geldi. Biz ġam döneminde bu kiĢinin bizi bombalamak için geldiğini düĢünmüĢtük. Bulunduğu binaya bu nedenle gitmiyorduk. Ama daha sonra fark ettim ki bu kiĢi dolaylı bir diyalogun önünü açmak için gelmiĢ olabilirdi. Ben o dönem bu konuda yanlıĢ bir yorum yaptığımı düĢünüyorum, onunla o dönem görüĢebilmeliydik, onunla irtibat, diyalog, çözüm için bir fırsat olabilirdi. Yine Özal‟ın yazdığı mektuba cevap

Page 64: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

konusunda geciktik. 99dan sonra, yani buraya getirildikten sonra ise, benim demokratik çözüm için üzerime düĢeni fazlasıyla yaptığımı herkes biliyor" Ģeklinde konuĢtu. „ÇÖZÜMSÜZLÜK DEVLET ĠÇĠNDEKĠ KRĠZĠN SONUÇLARIDIR‟ ġuana kadar ki çözümsüzlüğün nedeninin devlet içerisinde 1990'lı yıllardan itibaren baĢlayan krizin sonuçları olduğunu belirten Öcalan devamla Ģunlara değindi :" Özal çözümü olmadı, öldü veya öldürüldü. Erbakan‟ın çözümü olmadı, seçimi kaybetti. Ordunun çözümü olmadı, Ecevit‟in çözümü olmadı, Erdoğan‟ın çözümü olmadı. Onun çözümü olmadı, bunun çözümü olmadı. Bunlar, devlet içerisinde 1990lardan baĢlayan ve hala devam eden bir krizin sonuçlarıdır. Bunun dıĢında 1995-99 arasında bu konuda PKK içinde de bir kriz vardı. Ben bu krizi aĢmak için çok yoğun olarak düĢünüyordum, çözüm geliĢtirmeye çalıĢıyordum. Hatta savaĢ böyle olmaz, savaĢacaksanız adam gibi savaĢın diyordum. Tüm çabalarıma rağmen PKK içindeki bu krizi aĢamıyordum. Bilindiği gibi meĢhur Diyarbakır üçgeninde yapılanlar vardı, sadece dıĢa yönelik değildi bunlar, PKK içerisinde de onlarca değerli kadrolarımızı, arkadaĢlarımızın Ģahadetine de neden oldular. Sonra ortaya çıktı ki PKK içindeki krizin aĢılamamasının nedeni, bunların çözümün geliĢmesini istemeyen güçlerle iliĢki halinde olması, Ergenekon ve Veli Küçükle bağlantılarıydı." „AVRUPA‟DA BATAĞA ÇEKĠLDĠK‟ Avrupa‟ya çıkıĢ nedeninin diplomatik ve siyasi çözüm çalıĢmalarının daha yararlı olduğunu düĢünmesi olduğunu dile getiren Öcalan Ģöyle konuĢtu: " 99a geldiğimizde, yani benim ġamdan çıkma sürecimde ise, gece-gündüz nasıl bir yol haritası çizmemiz gerektiğini düĢünüyordum. Zaten önümde iki seçenek vardı. Ya dağa çıkacaktım ya da Avrupa‟ya. Dağa mı, Avrupa‟ya mı gitmeliyim, net bir karara varamamıĢtım. Dağa mı Avrupa‟ya mı ikilemini çok yaĢamıĢtım. O dönem dağa çıkmak benim için bir alternatifti. Neden kullanmadın? diye sorarsanız, dağa çıkabilirdim ama Türkiye 300 uçağı havalandırarak hiç kimseyi düĢünmeden beni yok etmek için tüm Kürdistan coğrafyasını tuzla buz edebilirdi, halk büyük zarar görebilirdi. Bunun kimseye bir yararı olmazdı. Diplomatik ve siyasi çözüm çalıĢmalarının daha yararlı olacağını düĢünerek Avrupa‟ya çıktım. Avrupa‟ya çıkıĢ koĢullarının olup olmadığını, diplomatik ve demokratik siyasi bir yöntemle çalıĢmalara devam edip edemeyeceğimi çok yoğun tartıĢtık. Hatta Yunanlı yetkililerle de görüĢtük, bunun üzerine diplomatik ve siyasi çözüm çalıĢmaları yürütebilmek için Avrupa‟ya çıktım. Oraya vardığımda ise, koĢulların oluĢmadığını, batağa çekildiğimizi fark ettim ve sonuç bilindiği gibi buradayım." „BU AYAKLANMA DEĞĠL, ÖRGÜTLÜ, DEMOKRATĠK HALK TEPKĠSĠ‟ Kürt sorunun çözümü için DTP ile görüĢülebilineceği önerisini yineleyen Öcalan Ģunları ifade etti: " Ben burada hala çözüm için çabalıyorum. Bir devlet yetkilisi burada gelip benimle görüĢürse kimse bir Ģey kaybetmez. Ben öyle yetk i, rütbe, makam, mevki meraklısı da değilim. Benim için önemli olan onurlu barıĢ ve demokratik çözümün geliĢmesidir. Çözüm geliĢecekse ben olmasam da Barzani‟yle, Talabani‟yle, DTP ile de görüĢebilirler. Yeter ki çözüm geliĢsin. Ama Kürt halkı çözüm için tercihini yapmıĢtır, bunu görmezden gelemezler. Benim için Kürt halkının onuru diyorlar. Tabii ki ben Kürt halkının onuruyum. Bunu kendimi övmek için de söylemiyorum. Çözüm için etkili olacağım açıktır. Son yaĢananlar da bunu gösteriyor. Kadınlar da bu dönem onurlarına sahip çıkmıĢlardır. Bu eylemlerde kadınlar da vardır. Halkımız kendi talepleri için harekete geçmiĢ, ayaklanmıĢtır. Hatta bu son yaĢananlar ayaklanmayı da aĢan bir tavırdır. Ayaklanmada kiĢiler bölük pörçük kendi baĢına dağınık hareket ederler. Oysa bu yaĢananlar örgütlü, kararlı, kontrollü ve demokratik bir halk tepkisidir, bir ayaklanma değildir. Ben buradan halka eylem çağrısı yapmadım. Halkın kendi kararıdır, bu nedenle kendilerine eylem yapmayın diye çağrı da yapmıyorum. Aldıkları kararı, eylemliliklerini anlamlı buluyor ve selamlıyorum. Halkımız demokratik tepkisini yükselterek Hükümete ulaĢırsa ve halk benden isterse müdahil olurum. Halkımız bana onurlu ve anlamlı bir diyalogun yolu açıldı ve gel arabuluculuk yap derse ben dâhil olurum. Bu konuda onurlu ve anlamlı bir diyalogun geliĢmesi için üzerime düĢeni yaparım, bugüne kadar da hep yaptım. Anlamlı bir diyalog olacaksa ben burada çözüm için hazırım. Tüm gücümle çözümün nasıl geliĢeceğine yoğunlaĢır, yol yöntem belirlerim, çözümü formüle ederim." „PKK EN GÜÇLÜ DÖNEMĠNĠ YAġIYOR‟ Türkiye'nin çok ciddi bir krize çekildiğini kaydeden Öcalan, " Buradan Sayın Erdoğan‟a sesleniyorum; Türkiye çok ciddi bir krize çekiliyor. Ġzlanda gibi iflas edecek. Bunun farkında değiller. ĠĢte faiz oranları biliniyor, yüzde yirmilerde. Türkiye dünyanın en yüksek faiz oranına sahip ülke, böyle ülke yönetilmez. Bir kriz halindeler, kriz derinden etkiliyor ama bunu gizliyorlar. Bu ekonomik kriz 2000lerde yaĢanandan daha ciddi. Temelleri daha 90lı yıllara dayanıyor. Ama bunu görmüyorlar ya da görmezden geliyorlar, gizliyorlar. Bütün dünya baĢta da Amerika bir ekonomik kriz halinde, ve daha da derinleĢti" diye konuĢtu. PKK'nin gerilla savaĢını daha da derinleĢtirme kararı aldığına dikkat çeken Öcalan, devamlara Ģunları söyledi: " Ayrıca PKK, gerilla savaĢını derinleĢtirecek, bunu ben söylemiyorum, bu PKK‟nin kararı. Bu kararda benim fiili bir liderliğim yok. PKK, kendi kararını almıĢ, ben yapın veya yapmayın demem. Ben burada kötü koĢullarda yaĢayan bir tutukluyum. Bulunduğum konum gereği halkın ve PKK‟nin kararlarına etkim olamaz. PKK kararının anlamı Ģudur; PKK en güçlü dönemini yaĢıyor. PKK, sistematik, kontrollü bir gerilla savaĢına girebilecek gücü olduğunu söylüyor. PKK ye katılımlar da yoğundur; Ġran, Irak, Suriye ve Türkiye‟den katılımlar vardır. SavaĢ derinleĢirse PKK‟yi de destekleyen güçler ve gruplar var, PKK‟nin ittifakları var, yeni ittifaklarla daha da geliĢtirir. Ben PKK‟yi tanıdığımdan dolayı söylüyorum, gerilla savaĢını derinleĢtirirse Türkiye ciddi bir kaosa sürüklenir, hiç kimse bundan fayda görmez. 2004 yılından 2008e kadar onlarca insan yaĢamını yitirdi, bunun kime ne yararı oldu. Sayın Erdoğan bunu dikkate almalı. ĠĢte ben burada bu tehlike konusunda uyarıyorum, bu tehlikenin

Page 65: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

önüne geçmek için çözüm önerilerinde bulunuyorum. Ama anlamlı ve onurlu bir barıĢ ve diyalog yolu açılmazsa, ben bir Ģey yapamam. PKK ve halk kendi kararını alır ve hayata geçirir." „MORALĠMĠ BOZMAYA ÇALIġIYORLAR‟ Son olarak da kendisine yönelik uygulamalar ve sağlık sorunlarına değinen Öcalan Ģöyle konuĢtu: " Burada yaĢanan sıkıntılar, psikolojik gerginlik devam ediyor, benim moralimi bozmaya çalıĢıyorlar. Benim moralimi kolay kolay bozamazlar. Çünkü ben kendi moral gücümü kendim yaratıyorum. Yine gazeteleri düzensiz veriyorlar. Ġdarenin bana yönelik bu tavırlarının nedenini anlamaya çalıĢıyorum. Ben burada Diyarbakır‟daki gibi, Kemal Pir arkadaĢlar gibi bir direniĢe girebilirim. O direniĢe büyük saygım var ama benim tarihi sorumluluklarım var. Benim buradan ölümün çıkmasının hiç kimseye faydası olmayacak, hatta kıyamet kopar. Bu nedenle benim tarihi kararım, kendi eylemimle yaĢamıma son vermeyeceğimdir. Ben burada her Ģeye rağmen sağduyumu koruyacağım. Burada kendi irademle yaĢamıma son vermeyeceğim, böyle bir Ģey olursa bilinsin ki bu benim iradem dıĢında geliĢmiĢtir. Ben ölümden korkmuyorum. Ölüm nereden ve nasıl gelirse gelsin umurumda değil ama benim en büyük çabam tarihi sorumluluğum gereği olabildiğince uzun ve sağlıklı yaĢamaktır. Bana verilen ilacı, yeniden kullanmaya baĢladım. Bu ilaçtan sonra idrara çıkmam çok seyrekleĢiyor, Ayrıca vücuttaki kaĢıntılarım yeniden baĢladı. Vücudumda lekeler oluĢtu." „ERGENEKON YARGILAMASI ġOVA DÖNÜġTÜ‟ Ergenekon yargılanmasının gerçek bir yargılama olmadığını tamamen bir Ģov olduğunu belirten Öcalan Ģunları söyledi: "Ergenekon yargılaması gerçek anlamda bir yargılama değil, faili meçhul cinayetlerin çözülmesine girmeyecekler anlaĢılan, Ģov yapacaklar. Ben buradan Avrupa ve Türkiye‟deki tüm dostlara selam söylüyorum. Türk aydınlarının barıĢ için giriĢimlerini anlamlı buluyorum ve önemsiyorum. Almanya‟daki ve Avrupa‟daki sosyalistlere de selam söylüyorum. Burada ve Türkiye‟de yaĢananları bilmeli durumun ciddiyetini görmelidirler. Bunun dıĢında ben, tüm halkımıza, her köyün kendisine ait ağaçlandırdığı koru alanlar yapsın. Özellikle Cudi Dağı ağaçlandırılabilir. Cudi Dağı dememin sebebi, Cudi Dağının Nuhun Gemisinin orada olduğuna inanılmasıdır. Yani bu ağaçlandırmalar Nuhun anısına yapılsın. Ama onun dıĢında tüm köy ve yerleĢim yerleri kendilerine ait ağaçlandırmalar, korular yapabilirler. Ben buradan tekrar söylüyorum. Sağduyumu koruyacağım. Halkımıza selamlarımı sunuyorum. Kadınlara da özel selamlarımı sunuyorum. Cezaevindeki arkadaĢları selamlıyorum."

HALKIMA RAPOR ETTĠM, ÖLÜRSEM KIYAMET KOPAR

GörüĢme Notları:

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, radyosunun da elinden alındığını ve 20 gündür geliĢmeleri izleyemediğini

belirterek, “Beni sürecin dıĢında tutmak istiyorlar herhalde. Böyle bir hakları yok” dedi. Öcalan ayrıca Diyarbakır‟da

alternatif Ergenekon yargılamasının yapılmasını önerdi.

RADYO DĠNLEYEMĠYORUM, BĠLĠNÇĠ BĠR ENGELLEME

Avukatları ile ÇarĢamba günü haftalık olağan görüĢmesini gerçekleĢtiren Kürt Halk Önderi

Abdullah Öcalan‟ın önemli açıklamalarda bulunduğu öğrenildi. Kendisine yönelik engellemelerin devam ettiğini

kaydeden Öcalan, “Radyo dinleyemiyorum. Yeni radyo bana ulaĢtırılmadı, verilmedi, önceki radyo da bozuk değildi

zaten. Vericilerdeki sorun, sinyal, frekans sorunu aĢılamadı. Devlettir, nasıl bu sorunu çözemez, bilinçli bir

engellemedir. Mevcut radyomu da aldılar, bu nedenle yirmi gündür dinleyemiyorum. Benim burada, geliĢmeleri

öğrenmemi istemiyorlar, gazeteler de verilmiyor, gelenler de gecikmeli veriliyor. Beni sürecin dıĢında tutmak

istiyorlar herhalde. Böyle bir hakları yok. Ġnfaz hâkimliği ve savcılık kararlarında benim radyo dinleme hakkım olduğu

belirtiliyor” dedi.

Page 66: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

ÇÖZÜM ĠMKANSIZ DEĞĠL

Cumhuriyet‟in kuruluĢ yıldönümü dolayısıyla da mesajlar veren Öcalan, Ģunları söyledi: “Cumhuriyet‟in 85. Yılı

vesilesiyle benim de söyleyeceklerim var. Bu sorunun çözümü konusunda dünyada birçok örnek var. Bu iĢler

dünyanın her yanında aynı Ģekilde oluyor. Güney Afrika da böyle olmadı mı? Ġspanya, Ġrlanda da böyle olmadı mı?

Burada birbirimize girmeyelim, buna gerek yok. Ġmralı‟ya getirildiğimde, benimle görüĢmeye gelen askeri yetkili bana

Ģunu söylemiĢti; “Amerika, Japonya‟ya atom bombası attı ancak sonra barıĢtılar, görüĢüyorlar. Bizim aramızda

tarihte de böyle büyük çatıĢma da olmadı. Neden bir araya gelip konuĢmayalım ki”. Tamam, aramızda büyük

çatıĢma yok ama diyalog da yok. Türkiye‟nin ağır sorunları var. Fehmi Koru gelip görüĢmek istiyormuĢ. Benimle

gelip burada görüĢmek elbette ki uç bir fikir değildir. Kimse benim diyaloga kapalı olduğumu söyleyemez. Mutlaka

gelip benimle görüĢsünler de demiyorum. Bu konuda akil adamlarla, aydınlarla, DTP ile görüĢme yapılabilir, benim

katılmam doğrudan olmayabilir, dolaylı olarak da devreye girebilirim. Türkiye‟nin çok ağır sorunları var, dil sorunu

gibi, yoksulluk gibi ama çözümü imkânsız değil, çözebiliriz. Halk da bizi iĢaret ediyor, eğer ben bu sorunları

çözemezsem o zaman beni asabilirler, ne yaparlarsa yapabilirler. Bizim çözümümüzde bölme parçalama yok,

sınırlara dokunma yok, aksine birleĢtirici, bütünleĢtirici, demokratik değiĢtirici bir gücüz.”

Öcalan, “Daha önce de defalarca dile getirdiğim gibi, çözüme iliĢkin önerilerimi tekrarlıyorum” diyerek bu konudaki

önerilerinin hükümetçe dikkate alınmadığı eleĢtirisini yaptı. Öcalan, “Zerre kadar inançları olsa bunu değerlendirirler.

Muhalefetin zaten zerre kadar inancı yok. Savunmamı okumuĢlar. Erdoğan, „maneviyata ve mukaddesatımıza

saldırı var‟ diyor. Hayır, yok. Ben halkın inançlarına saygılıyım. Ben savunmalarımda Ġslamiyet‟i açımladım, bunun

için böyle söylüyorlar. Savunmalarımda Yahudilerle ilgili değerlendirmelerim de var. Ben bu meseleyi de

savunmalarımda çok geniĢ açtım. Bu konuda uyarılar da aldım” diye belirtti.

CHP CUMHURĠYET DEĞERLERĠNĠ YOK ETTĠ

CHP ve Genelkurmay‟ı eleĢtirerek Türkiye‟deki farklı Cumhuriyet anlayıĢlarını Ģöyle değerlendirdi: “Genelkurmay ve

CHP, „ulus-devlet anlayıĢı tehdit altında, ulus-devlet anlayıĢına saldırı var‟ diyor. Belli ki bunlar savunmalarımı

okumuĢlar. Bugün Türkiye‟de bir ideolojisizlik ve politikasızlık var, bir tıkanma yaĢanıyor. Türkiye‟de iki tane

Cumhuriyet anlayıĢı var. Biri pozitivist-laisist-burjuva Cumhuriyet, diğeri ılımlı Ġslam olarak bilinen dogmatik,

muhafazakâr Cumhuriyet anlayıĢıdır. AKP halen dogmatik ve muhafazakâr anlayıĢında ısrar ediyor. Ama Mustafa

Kemal‟in Cumhuriyet anlayıĢı buna izin vermez. CHP ve Genelkurmay ise pozitivist ve laisist anlayıĢta ısrar ediyor.

Bu iki anlayıĢ da yanlıĢtır. Ġkisi de çözüm değildir. Toplumu öncelikle kutuplaĢtırma ve çatıĢtırmaya götürüyor.

Avrupa, pozitivizmi 1900‟lerde bıraktı. Oysa Ordu ve CHP hala bu anlayıĢta, katı pozitivist anlayıĢta ısrar ediyor,

kendilerini bu anlayıĢtan kurtaramıyorlar. CHP‟nin anlayıĢı klasik, bastırmacı anlayıĢtır. Bu anlayıĢta ısrar ediyor.

Cumhuriyetin kuruluĢunda Mustafa Kemal‟in yarattığı değerler vardı. O da, ant-i emperyalist bir ulusal kurtuluĢ

savaĢı sonucunda yaratmıĢ olduğu değerler ve miras CHP tarafından tüketildi, yok edildi. Ordu felsefeyle

ilgilendiğini söylüyor. Tamam, ordu içerisinde de kafası çalıĢan askerler olabilir. Ama tıkanıklığı aĢamıyorlar. Çünkü

katı pozitivist anlayıĢ hâkimdir, kendilerini bu anlayıĢtan kurtaramıyorlar.”

GÖRÜġLERĠM KUTUPLAġTIRMAYI DEĞĠL BÜTÜNLEġTĠRMEYĠ SAĞLAR

Aslında her iki cumhuriyet anlayıĢının da özünde muhafazakâr olduğunu vurgulayan Öcalan, “Benim bunlara karĢı

geliĢtirdiğim seçenek demokratik cumhuriyet seçeneğidir. Bu konuda temel açmazları aĢmaya çalıĢıyorum. Bizim

geliĢtirdiğimiz seçenek içinde sınır sorunu, sınırlara dokunma yok, üniterlik sorunu yok, Kürdistan‟ın ayrılma sorunu

da yok, demokratik birlik ve bütünlük var. Bizim çözümümüz bütünleĢtiricidir” ifadelerini kullandı.

Öcalan, “Benim görüĢlerim kutuplaĢtırmayı, çatıĢtırmayı değil, bütünleĢtirmeyi sağlar. Bizi bölücülükle suçluyorlar,

bu doğru değildir. Çözüm önerilerimiz alındığında bütünleĢmeyle beraber dıĢa doğru bir taĢma, bir etki meydana

getirecektir. Çözüm modelimiz Ortadoğu için de önemli bir model olabilir. 1995 yılına kadar savaĢı ne kadar

derinleĢtirirsem ve de yaygınlaĢtırırsam o kadar sosyalizm olur, o kadar ulusal kurtuluĢçuluk yapmıĢ oluruz

fikrindeydim. Ancak „95‟ten sonra politikaya- siyasete önem vermenin gerekliliğini fark ettik. Bu dönemde

çatıĢmasızlık ortamları yarattık. Gelinen noktada halen demokratik siyaseti savunuyorum. Bu konumdan da

memnunum, piĢman değilim” diye konuĢtu.

GÖRÜġLERĠM RÖNESANS ETKĠSĠ YARATABĠLĠR

Page 67: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

GörüĢlerinin Türkiye‟de Rönesansımsı bir etki yaratabileceğini tekrarlayan Öcalan, savunmasının demokratik toplum

manifestosu olarak nitelendirilebileceğini kaydetti.

Öcalan savunmasına Marksizmle ilgili değerlendirmeler yaptığını belirterek Ģu tespitlerde bulundu: “Savunmamda

Marksizmle ilgili değerlendirmeler de yaptım. Marks, kapitalizmin beĢ yüz yıllık tarihini incelemiĢ, ben beĢ bin yıllık

tarihini inceledim. Sümer Rahip Devletinden bugüne kadarki tarihi inceledim. Kent-devlet sistemini inceledim. Daha

önce de belirtmiĢtim, Marks‟ı aĢtım ya da eksikliklerini tamamladım denilebilir. „Marks ant-i kapitalist görünse de

aslında kapitalizme hizmet etmiĢtir.‟ Ben bunu net bir Ģekilde tespit ettim, savunmalarımda yer verdim. Marks iĢçi

sınıfını esas alıyor, ben beĢ bin yıllık demokratik uygarlık tarihini esas alıyorum.”

HALKIMA RAPOR ETTĠM, ÖLÜRSEM KIYAMET KOPAR

“Mesele benim bireysel yaĢama sorunum değildir” diyen Öcalan, Ģöyle devam etti: “Ben burada bu sorunu devletle

kiĢiselleĢtirmek de istemiyorum. Sorun benim yaĢamam veya ölümüm de değildir, ölümden de korkmuyorum. Ancak

deprem olur bina baĢımıza yıkılabilir, hastalık olabilir o Ģekilde de ölebilirim. Bu, „devlet öldürdü‟ Ģeklinde algılanacak

ve sonuçları korkunç olacaktır. Ben sağlığımı ve buradaki durumu sorun yapmadım, yapmıyorum. Burada geçen

hafta, yaĢanan “küçük”(görece olarak, ölüm olayına göre küçük) bir sorundan halkımın haberdar olmasını istedim,

bu nedenle halkıma rapor ettim, halktan bir talepte de bulunmadım, hatta olayı büyütmeyin dedim ama kendileri

harekete geçtiler, neler yaĢandığını görüyorsunuz. Burada benim bir ölümüm gerçekleĢirse daha büyük olaylar olur,

kıyametler kopar. Baharla birlikte savaĢ geliĢebilir, kontrol edilemeyecek noktaya gidebilir. Ben böyle bir durumun

yaĢanmasını istemediğim için çözüm önerileri getiriyorum, bu sorunun çözümü için yaĢamam önemli, çözümün

baskısını hissediyorum. Rica ediyorum, defalarca çağrım oldu ancak Hükümet dikkate almadı.”

ZAMAN KAYBETMEDEN SORUNU ÇÖZELĠM

Türk yetkililere kanı durdurmak için çağrıda bulunan Öcalan, “Yine söylüyorum mesele benim ölmem kalmam

meselesi değildir. Zaten burada zamana yayılmıĢ bir öldürme politikası yürütülüyor. Bu bana kaybettirdiği gibi

devlete de kaybettirir. Gelin bu sorunu çözelim, zaman kaybetmeden yapalım, kanı durduralım, bu yoksulluğa son

verelim. Ekonomik kriz derinleĢiyor” mesajını verdi.

YaklaĢan yerel seçimlere de dikkat çeken Öcalan bu konuda Ģunları söyledi: “Yerel seçimler yaklaĢıyor, daha

öncesinde demokratik sol çevrelerle DTP‟nin birlikteliğini, demokratik geliĢim için önemli bulmuĢtum. Yerel seçime

iliĢkin olarak somut önerim Demokratik Belediyecilik anlayıĢıdır. Bu anlayıĢta katılımcı demokrasi, doğrudan

demokrasi ilkeleri hâkimdir. Stadyumlarda, büyük meydanlarda on binler gerekirse elli binler bir araya getirilir,

görüĢleri alınır, halkın görüĢleri esas alınır. Seçileceklerin demokrat adaylardan olması önemlidir. Seçimlere sadece

kazanılıp kaybedilmesi Ģeklinde bakılmamalı, demokratik ilkeler temelinde kurumsal yaklaĢılmalıdır. Dikkat

edilmesi gereken bir husus da kadınların katılımıdır.

Demokratik sol çevreler, ezilenler, çevreciler, feministler, yerel kültürler, samimi Müslümanlarla bir araya gelebilirler.

Bir, iki, üç gün, gerektiği kadar tartıĢabilirler. Yine Alevilerin -onların içinde de sahte laikler var- kendi demokratik

konfederatif yapıları olabilir, birliklerini oluĢturabilirler. Asuri, Süryani, Ermeni, Anadolu‟dan göç eden Yunanlılar,

kendi demokratik konfederatif yapılarını oluĢtursunlar ve genel demokrasi hareketiyle birleĢebilirler.”

ALTERNATĠF ERGENEKON YARGILANMASI YAPILABĠLĠR

Öcalan, Ergenekon davasına iliĢkin de çarpıcı bir öneride bulundu: “Diyarbakır‟da Vietnam ve Irak benzeri sembolik,

alternatif bir Ergenekon yargılaması yapılabilir. Ergenekon davasına alternatif bir mahkeme Diyarbakır‟da kurulabilir.

Ergenekon davasında dile getirilmeyen gerçekler ortaya konulabilir. Bunu demokrasi platformu gibi demokratik kitle

örgütleri Baro ile birlikte yapabilir. Avrupa‟dan tanınmıĢ hukukçular da çağrılabilinir.”

HALKIMIZA TEġEKKÜRLERĠMĠ SUNUYORUM

Öcalan, kendisiyle dayanıĢma içinde olan halka da teĢekkürlerini iletti: “Halkımızın gösterdiği dayanıĢma için

teĢekkürlerimi sunuyorum. Bu eylemliliklere katılımlarından dolayı halkımıza, Avrupa‟daki halkımıza, dayanıĢma

gösteren tüm dostlara, tüm kadınlara ve barıĢ annelerine selam, saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Kadınlara iliĢkin

savunmalarımda belirlemelerimi yapmıĢtım. Demokrasinin temel köĢe taĢlarından biridir. Kadınlar demokrasi

mücadelesine kendi renkleri ile damgasını vurabilirler.”

Page 68: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

CUDĠ DAĞI‟NA HER TÜRLÜ BĠTKĠ EKĠLMELĠ

Geçen hafta Cudi Dağı‟na iliĢkin yaptığı bir öneriyi bu hafta da yapan Öcalan, “Her köye kente orman önerim vardı,

onu yineliyorum. Cudi Dağı‟nda Nuh‟un Gemisi‟ndeki gibi, Cudi‟ye her türlü bitkiden ekilmeli, her türlü hayvan

getirilmeli. Cudi‟de mevcut ağaçlar, bitkiler kesilmemeli, çiçekleri koparmamalı, korunmalı, hayvanlarını

avlanmamalıdır” dedi.

Öcalan son olarak, “Cezaevindekilere de selamlarımı iletiyorum. Sağlıklarını korumalıdırlar. AraĢtırma ve

incelemelerine devam edebilirler. Kendilerini dıĢarıdaki etkinliklere güç verecek Ģekilde hazırlayabilirler” diye belirtti.

AKP bir yıl sonra böyle olmayacak!

GörüĢme Notları:

Kürtlerin serhildanlarla çözüm talep ettiği bir sırada Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a bir 10 günlük hücre cezası

daha verildi. Öcalan, AKP‟lilerin son beĢ yılda devletin yüzde 50‟sini dıĢarıya sattıklarını belirterek, yaĢanan son

olaylara da dikkat çekti ve “Tarihe not düĢüyorum, bir sene sonra AKP bu Ģekilde olmayacak. AKP bu Ģekilde bir-iki

yıl içinde kendini bitirir” dedi. AKP'nin dinle alakası olmadığını da belirten Öcalan, AKP'nin din maskesi bölgede

düĢeceğini kaydederek, Türk BaĢbakanı Recep Tayyip Erdoğan‟ı barıĢ için adım atmaya çağırdı.

DIġARDAN HABER ALAMIYORUM

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, avukatları ile olağan haftalık görüĢmesini gerçekleĢtirdi. Edinilen bilgiye göre

Öcalan, 30 gündür radyosunun verilmediğini belirterek, "Haber alamıyorum, on günlük hücre cezası da dün

uygulanmaya baĢlandı. Radyo dinleyemiyorum halen. Gazeteler de çok geç veriliyor. Verilenler de bir kısmı

kesilerek veriliyor. Gazetenin bazen her tarafını kesiyorlar, 4-5 sayfa yalnız kalıyor. Gazetenin gazete olma özelliği

kalmıyor" dedi. “Haberleri sadece sınırlı bir Ģekilde sizden alabiliyorum” diyen Öcalan yazdığı yeni savunmasına

iliĢkin ise "Savunmamım diğer bölümlerine baĢlayacağım, Ģu ana kadar pek konsantre olamadım. Kürdistan

bölümüne daha baĢlayamadım. Kitap sorunu devam ediyor, vermiyorlar. DıĢarıdan haber alamıyorum, haberleri

sadece sınırlı bir Ģekilde sizden alabiliyorum." Ģeklinde konuĢtu.

Bingöl‟de 33 askerin ölümüyle sonuçlanan olay hakkında son günlerde yaĢanan tartıĢmalara da değinen Öcalan,

Ģöyle devam etti: "Evet bu doğru. O hafta önemli geliĢmeler olacaktı. Bu konu çok önemlidir. Doğru ben baĢta yanlıĢ

bilgilendirildim. Bu olay son derece önemlidir. Evet, o hafta çözüme iliĢkin bazı geliĢmeler olacaktı. Ben buraya

getirilirken benim sorgumda bulunan üst düzey bir yetkili bana 33 askerin öldürülme olayını anlattı. Ben kendisine

nasıl oldu dedim. Yetkili kiĢi eğer 33 asker öldürülmeseydi çözüme iliĢkin bazı geliĢmeler olacağını belirtti. Biz o

dönem ateĢkes ilan etmiĢtik, ancak önce Özal'ı öldü yada öldürüldü. Sonra da bu olay oldu. ġemdin'in bu iĢi kendi

baĢına yaptığını sanmıyorum. O bu olayda kullanıldı ama farkında mıydı, değil miydi bilemiyorum.

SUĠKASTLAR SÜRECĠ ETKĠLEDĠ

YeĢil de vardı o dönemde. Ardından da bazı suikastler oldu. Mumcu olayı da oldu sonra. O dönem bir general de

öldürüldü. Sanıyorum Bahtiyar Aydın'dı. O dönem toplam dört tane Komutan General düzeyinde öldürüldü. Bunların

hepsinin ortaya çıkarılması lazım. On beĢ yılın heba olmasına kim sebebiyet verdi, bunların ortaya çıkarılması lazım.

Eğer bunlar aydınlatılırsa çözüme katkısı olur. Ergenekon aydınlatılacaksa bunların hepsinin aydınlatılması lazım.

Page 69: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Gerçek Ergenekon gizleniyor. Sahte Ergenekon ve gerçek Ergenekon var. ġu anki Ergenekon deĢifre olmuĢ

Ergenekondur. Gerçek Ergenekon ise gizleniyor, ona yeni bir Ģekil veriliyor. Ben bu nedenle Diyarbakır'da Vietnam

tarzı sivil bir temsili yargılama yapılsın dedim. Irak'la ilgili yapıldı. Diyarbakır'da da yapılabilir. Veli Küçük PKK

içindeki müttefiklerimiz diyor, ġemdin onları kastediyor. Bunlar birçok kirli iĢler yaptılar. Yine Sait Çürükkayalar,

Cemil IĢık vardı, ġırnak'ta gidip bir köyde bir katliam yaptı. Benim aklımın ucundan bile geçmezdi, bizden birinin

gidip böyle bir iĢi yapacağı. Ben hemen bu olay devlet, derin devletin iĢidir diye açıklama yapmıĢtım. Sonra bana bu

iĢ PKK adına yapıldı dediler. Ben Ģoke oldum, üç hafta uyuyamadım. Bunu niçin yaptılar, kimlerle yaptılar diye çok

düĢündüm. Bu iĢi bunların tek baĢına yapmaları, tek baĢına böyle karar vermeleri zor. Yine ġahin Baliç vardı, Kör

Cemal, Süleyman onlar vardı, Cemil IĢık. Bunların bir kısmı Almanya'da sıkı güvenlik altında yaĢıyorlar. Bizim

yerimize baĢka alternatif olarak gördükleri kiĢileri getirmeye çalıĢıyorlardı. Melik Fırat yine bunun için

hazırlanıyordu."

2002'DE ECEVĠT'ĠN TEMSĠLCĠSĠ GELDĠ

"'97'de barıĢ için elimden gelen her çabayı göstermeme rağmen, bazı kesimler ısrarla savaĢı derinleĢtirmeye

çalıĢtılar. Bunu anlamaya çalıĢtım, bu kesimlerin neden böyle davrandıklarını düĢündüm" diyen Öcalan, Ģu

görüĢlere yer verdi: "Ama tabi benim için esas önemli tarih 2004'dir. 2004'deki olay ilginçtir. Osman onlara birileri

adına bir söz verilmiĢ. Bazı açıklamalar yaptı. Ben onları dolaylı olarak takip etmeye çalıĢıyorum sınırlı bilgilerle.

Bize biraz daha destek verilseydi biz dağı ele geçirebilirdik diyor. Yani bundan kastı, gerillayı tasfiye edebilirdik

diyor. Botan-Nizamettin onlar PKK'yi böldüler. Bunu onlara yaptırdılar. Nizamettin onlar, biz komutanız, gerilla bize

bağlı, biz ne dersek onlar da onu yaparlar diyorlardı. Yani PKK'yi tamamen ele geçirebileceklerini, düĢünüyorlardı.

Tabi bana bağlı, daha doğrusu bu davaya bağlı, çok dürüst, iyi niyetli gençler var. Yine yaĢlı bir grup var, bunlar

bana bağlılar. Nizamettin onlar bunları hesaplayamadılar. 2002'de de Ecevit'in temsilcisi geldi. Sorunu çözmek

istediklerini söylüyorlardı. Ecevit hiç adım atmadı mı, attı. Ancak sonra iliĢkiler birden kesildi. Bu adımlar niçin

kesildi. Özellikle Türk kamuoyu bunu iyi bilsin, bu adımları kim kesti?"

ERDOĞAN GERGĠNLĠK ÇIKARIYOR

Öcalan, Ģöyle devam etti: "Türkiye'nin bölüneceği söylemi büyük bir yalandır. Böyle bir Ģey yok, olmaz da. Bunu

bilinçli söylüyorlar. Taha Akyol makalesinde bölgede yapılacak seçimlerin ayrı bir siyasi coğrafya yaratmak isteyen

DTP ile bölgeyi Türkiye'nin bütünlüğü içinde tutmak isteyen AKP arasında geçeceğini belirtiyormuĢ. Bu kesinlikle

doğru değil. Ben devlet mekanizmasını iyi biliyorum. AKP bu ülkeyi beraberlik içinde tutmak istemiyor, bölgeyi

Türkiye içinde tutmak istemiyor. AKP ülkenin bir bölümünü ayırmaya çalıĢıyor. Erdoğan bu gerilimi bilerek

tırmandırıyor. Bu, Erdoğan'ın kendi iradesi de değil. DıĢarıdan böyle istendiği için gerilimi yaratıyor. Kararlar, ABD

ve dıĢ güçler tarafından AKP'ye uygulatılmaktadır. AKP'nin bunda bir rolü yoktur. DıĢarıdan müdahale olduğu için,

böyle olmasını istedikleri için, BaĢbakan gerginlik çıkarıyor. Bu Ģekilde Türkiye'yi daha çok kontrollerinde tutacaklar.

Bu yolla Kıbrıs sorununu istedikleri gibi Türkiye'ye çözdürecekler. Ermeni meselesini istedikleri gibi çözdürecekler.

Türkiye'yi istedikleri noktaya getirecekler. Çözüm olmazsa Kürtler de direnir, Güney'de ulus-devletin kurulması da

Türkiye'nin 30-40 yıllık bir savaĢın içine çekilmesi demektir."

TARĠHE NOT DÜġÜYORUM, BĠR YIL SONRA AKP BU ġEKĠLDE OLMAYACAK

"AKP de artık düĢüĢe geçti. Artık böyle devam edemez. Tarihe not düĢüyorum, bir sene sonra AKP bu Ģekilde

olmayacak. AKP bu Ģekilde bir-iki yıl içinde kendini bitirir. Ama bu sorun ortada. AKP gelip gider ancak bu sorunun

çözülmesi lazım. Eğer devlet bu iĢi çözmek istiyorsa, bu iĢin çözümü basittir. Bizim istediğimiz ne bütünlük ne de

ayrılıktır; anlamlı demokratik adımlardır. Sorun Türkiye'nin demokratikleĢmesidir. Demokrasi ekmek ve su gibi temel

ihtiyaçtır. Anlamlı demokratikleĢmeyi beraber gerçekleĢtirebiliriz. Gelin, demokratik adımlar üzerinde çalıĢalım. O

zaman tek bir kurĢun atılmaz. Ben durdururum. Benim burada imkanlarım da yok. Yarın ne olacak, bilemiyorum.

Kontrolüm dıĢına çıkılırsa, ben de burada bir seyirci gibi kalır, olanları seyretmekle yetinirim. Çünkü burada

imkanlarım çok kısıtlı. HerĢey benim dıĢımda gerçekleĢiyor."

BEN KÜRTLERĠN ÖZGÜR ĠRADESĠYĠM

"Ben Kürtlerin özgür iradesini temsil ediyorum. Doğrudur, Kürtlerin özgür iradesini ben aldım, temsil ettim. Ama bu

özgür iradeyi kimseye teslim etmedim. Ne ABD'ye ne Türkiye'ye ne Ġran'a ne de Suriye'ye. Suriye'de kalmama

rağmen, Suriyeliler bilir, bir kez bile Kürtlerin iradesini Suriye'ye teslim etmedim. Onlar bunu çok iyi bilir. Ben

Kürtlerin milliyetçi çizgiye kaymaması için büyük çaba harcadım. Burada da bu çabayı göstermeye devam ettim.

Ben olmasam iĢ çığrından çıkar. Ben tarihin sorumluluğunu taĢıyorum, halkıma karĢı sorumluluklarım var. Özal

Page 70: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

sorunu çözmek istiyordu. Tasfiye edildi. Sayın Erbakan'la da üç defa mektuplaĢtım. Mektuplarına anında yanıt

verdim. Erbakan sorunu çözmek istiyordu, O'nu da hemen tasfiye ettiler. Ecevit de temsilci gönderdi. O da iyi

niyetliydi, sorunu çözmek istiyordu. Hatta Kıvrıkoğlu'nu temsilen de benimle görüĢüldü. 2002 dönemi çok önemlidir.

93'ten daha önemlidir benim için. Bu dönemde ben de üzerime düĢeni yaptım. Tek kurĢun atılmadı, çatıĢmasızlık

yaĢandı. Ancak bir anda diyalog ortamı kesildi."

AKP DIġARIYA BAĞIMLI

"Her zaman barıĢ için üstüme düĢeni yapmaya çalıĢtım. Ben sorunun hep demokratik yolla çözümünü savundum.

BarıĢ için hala umut var. Bu konuda üstüme düĢeni yaparım. Gerçekten bilgim çok fazla, tecrübem çok fazla, 35-40

yıldır bu iĢin içindeyim. Kendimi çok yetiĢtirdim. BarıĢ için etkili olabileceğime inanıyorum. Çözüm önerilerim

uygulanır ve çözüm olmazsa, o zaman beni assınlar, öldürsünler, ölümden korkmuyorum. Çözüm geliĢmezse

Türkiye kaybeder. Bunu derken sadece Türkiye kaybeder, biz kazanırız demiyorum. Türkiye kaybederse, hepimiz

kaybederiz diyorum. ABD'nin üzerinde çalıĢtığı, benim de tam anlayamadığım bir projesi var. Ben bunu anlamak,

çözmek için çok çaba sarfediyorum. 30 yıldır uygulanan bir proje söz konusu. Bunun detaylarını tam bilemiyorum.

AKP‟liler ticaret, endüstri üretiminin %50'sini dıĢarıya sattılar. Son beĢ yılda devletin % 50'sini sattılar. %50'si satılan

bir ülke bağımsız olabilir mi? M. Kemal böyle miydi? M. Kemal, kapitülasyonları kaldıran iradedir. Ekonomik olarak

Türkiye'yi kendilerine bağladılar. Askeri de bağladılar. Sorunun çözümünde AKP'nin bir insiyatifi söz konusu değil,

çünkü ipi baĢkasının elinde. DıĢarıdan ne söyleniyorsa AKP onu yapmak zorunda."

BAġBAKAN ADIM ATSIN

"Türkiye halen 30'lu yılların katı anlayıĢıyla yönetiliyor. M. Kemal, ne kadar eleĢtirsek de, kendi döneminde bilimi

esas alırdı. Ancak o dönemde dünyada gerçekleĢen iki bilimsel devrim Türkiye'ye aktarılmamıĢtı. O dönemde

pozitivist anlayıĢ hakimdi. Türkiye halen 30'lu yılların anlayıĢıyla hareket ediyor. Halk demokratik tepkisini ortaya

koymaktadır. Bunu selamlıyorum. AKP'nin dinle alakası yok. AKP'nin din maskesi bölgede düĢecektir. Buradan

Sayın BaĢbakan'a tekrar bir kez daha çağrıda bulunuyorum. Kürt sorununa demokratik çözüm için adım atabilir.

Demokratik geliĢmeler yaĢanırsa ben de buradan elimden gelen tüm çabayı gösteririm. Daha önce de bu çabayı

gösterdim. Yine bu çabayı sürdürürüm. Hepimizin ihtiyacı olan demokrasidir. Bu yola girilebilir. Tekrar ifade

ediyorum; BaĢbakan, olumlu adım atarsa ben de elimden gelen çabayı gösteririm. Türkiye aydınları soumluluk

alabilirler, Türkiye demokratikleĢirse hepimiz kazanırız. Anlamlı bir barıĢ geliĢirse bu sorun çözülür. Herkes sorunun

çözülmesi için katkıda bulunmalıdır."

HALKI SELAMLIYORUM

Öcalan, sözlerini Ģöyle tamamladı: "Cezaevinden gelen mektuplar var. Bunları anlamlı, derin buluyorum. Bu

çalıĢmaları önemsiyorum. Daha da derinleĢmelidirler. Gebze Cezaevi'nden, kadınlardan gelen mektuplar var.

Hepsine selamlarımı iletiyorum. Erzurum, Buca, Kocaeli, MuĢ, Adıyaman, Siirt, Midyat, Antep, Bakırköy

Cezaevindeki arkadaĢların hepsine selamlarımı gönderiyorum. ÇalıĢmalarına devam etsinler. Bana selam söyleyen

herkese selamlarımı iletiyorum. Demokratik tepkisini ortaya koyan tüm halkımızı selamlıyorum."

Page 71: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Benim de sabrımın sınırları var

GörüĢme Notları:

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan kendisine hücre cezası uygulandığını belirterek Ġmralı‟daki uygulamaların ABD

tarafından BaĢbakan‟a yaptırıldığını kaydetti. Çok kötü koĢullarda tutulduğunu belirten Öcalan, “Benim de bir sabrım

ve sınırım var, bunu zorluyorlar. Ben burada uygulananları söylemiyorum, söylersem olacakları biliyorum, sorumlu

davranıyorum” dedi. Öcalan, Bush ve Erdoğan bağlantısını da kurarak, “Bush gittiğine göre Erdoğan da gider”

Ģeklinde konuĢtu.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan‟ın ÇarĢamba günü haftalık olağan görüĢmesi sırasında önemli açıklamalarda

bulunduğu öğrenildi. Cezaevi koĢullarına dikkat çeken Öcalan, bu uygulamaların muhatabının kim olduğunu sordu.

UZUN ZAMANDIR RADYO DĠNLEYEMĠYORUM

Kendisine verilen hücre cezasının uygulandığını söyleyen Öcalan, “Hücre cezası uygulanıyor. Çok uzun zamandır

radyo dinleyemiyorum. Gazete vermiyorlar, verdiklerini de paramparça ediyorlar, bir anlamı kalmıyor. Bu nedenle

geliĢmelerden çok haberdar değilim” dedi.

BURADA YAPILANLARIN MUHATTABI KĠM?

“Burada yaĢananlarla ilgili verilen kararlar politik kararlardır” diye belirten Öcalan ama burada yapılanların bir

muhatabı, bir sorumlusunun olduğunu ifade etti. Öcalan Ģöyle dedi: “Bu açığa çıkarılmalı. Bu, BaĢbakan mı

Genelkurmay BaĢkanı mı, bu iĢin muhatabı kim bilmek benim hakkım. Burada yaĢananlar BaĢbakan‟ın bilgisi

dıĢında olmuĢ olamaz. BaĢbakanlık Kriz Merkezi, BaĢbakanlığa bağlı. Ben buradaki idareyi muhatap almıyorum,

buradaki idare benim muhatabım değil. Ġdare kendine söyleneni yapıyor.”

BENĠM DE BĠR SABRIM VAR

Cezaevindeki uygulamaların arkasına kimlerin olduğuna iĢaret eden Öcalan, “Benim muhatabım

BaĢbakan. BaĢbakan‟a da bunu ABD yaptırıyor. Beni buraya getiren de ABD ve NATO‟dur. ABD, Erdoğan‟a

„Öcalan‟ı sıkıĢtır‟ dedi. Erdoğan da kabul etti. Beni deniyorlar, tepkimi, sabrımı ve dayanma gücümü ölçüyorlar.

Benim de bir sabrım ve sınırım var, bunu zorluyorlar. Ben burada uygulananları söylemiyorum, söylersem olacakları

biliyorum, sorumlu davranıyorum. Burada yaĢananlar ABD ve Ġsrail oyunlarıdır. Beni sıkıĢtırarak PKK‟yi bitirmeye

çalıĢıyorlar. Ama PKK‟yi bitiremezler. Ben burada sonuna kadar direnirim. Bu güne kadar da direndim, direnmeye

devam edeceğim. Ben daha önce de belirtmiĢtim, burası proto-Guantanamo‟dur. Yani Guntanamo örneğini önce

burada denediler daha sonra Guantanamo‟da uyguladılar. Hatta buranın Ģartları Guantanamo‟dan daha ağır.

Bunları iyi görmek gerekiyor. Burada yaĢananlarda uluslar arası oyunlar var. Bu yaĢananları niye yapıyorlar? Ben

savaĢı durdurmaya çalıĢıyorum, benim üzerime niye böyle geliyorlar? Benim üzerime böyle gelmelerinin kime ne

faydası var, devlete ne yararı var? BaĢbakan Erdoğan bunları görmüyor mu?” diye belirtti.

AVRUPA NĠYE SESSĠZ KALIYOR, ÇOK KÖTÜ KOġULLARDAYIM

Avrupa‟yı de bu uygulamalar karĢısında sessiz kaldığı için sert eleĢtiren Öcalan Ģu ifadeleri kullandı: “Avrupa niye

sessiz kalıyor? CPT‟nin hakkımda verdiği kararlar, raporlar var. Devlet Avrupa‟ya buranın koĢulları Ģöyledir böyledir

diye anlatıyor ama benim içinde bulunduğum koĢullar ortada. Çok kötü koĢullardayım. Devletlerin taahhütleri var,

verdikleri sözler var, bunları uygulasınlar. Benim de temel haklarım var, Cezaevi Ġzleme Komitesi‟nin de raporları var

ama uygulanmıyor. Uzun zamandır burada geliĢmelerden habersiz bırakılıyorum. Dünya ve Türkiye kamuoyu bu

konuda bilgilendirilmeli. Sorumlular açığa çıkartılmalı.”

Page 72: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

„YA SEV YA TERK ET‟ MHP‟YE AĠT DEĞĠL

Türkiye BaĢbakanı Recep Tayyip Erdoğan‟ın gündemdeki sözleri ve buna karĢı geliĢen tepkileri değerlendiren

Öcalan Ģöyle konuĢtu: “Birçok yazarın Erdoğana tepki göstermesi önemlidir tabii. Bir Ģeylerin farkındalar, bu

nedenle bu tepkileri gösteriyorlar. Erdoğan‟ın bu söylemi tabi ki çok tehlikeli. Ben MHP milliyetçiliğini biliyorum. Bu

söylem Bahçeli öncesine ait. MHP bile, Türk Kürt halkının kardeĢçe olmasa da bin yıldır birlikte yaĢadıklarını biliyor.

Bir çatıĢmanın ne sonuçlar yaratacağını görüyorlar. Erdoğan‟ın söylemi onların milliyetçiliğini de aĢan bir söylem.

Pek çok çevre Türk-Kürt çatıĢmasının çıkabileceğini görüyor, tehlikenin farkındalar. Bu nedenle bu kadar tepki

gösteriyorlar. Kürt halkının gösterdiği tepki karĢısında Devlet de panik halde. Ne yapacağını bilmiyor.”

ULUSLAR ARASI SERMAYE AKP‟YĠ PENÇESĠNE ALDI

Aslında uluslar arası sermayenin Türkiye‟yi, AKP‟yi pençesine aldığının altını çizen Öcalan Ģöyle devam etti: “Bunlar

uluslar arası sermayenin oyunları. Ben analiz ettim bunları iyi biliyorum. Yeni savunmamda da bunları ele aldım.

Türkiye böyle nereye kadar devam edebilir! Küresel sermaye politikalarını Erdoğan üzerinden Erdoğan da, Kürtler

üzerindeki politikasını etrafına topladığı Kürt iĢbirlikçileri üzerinden yürütmeye çalıĢıyor. Ellerinde milyar dolarlar var,

Kürt iĢbirlikçilerini böylece etrafında toplayıp Kürtleri bunlar eliyle denetim altına almaya çalıĢıyor. Kürt iĢbirlikçileri

için de Erdoğan son kozları, onu iyi kullanmaya çalıĢıyorlar. Ben Kürt iĢbirlikçilerini biliyorum. GılgameĢ‟ten bu yana

varlar.”

HALKI YOKSULLAġTIRIP KENDĠLERĠNE BAĞLAYACAKLAR

Ġngiliz planları ve küresel ekonomik krize de dikkat çeken Öcalan, Ģu değerlendirmelerde bulundu: “Ġngilizler,

1900‟lerde Kürt sorununu çözümsüz bırakarak Ortadoğu‟daki ömrünü yüzyıl uzattılar. ġimdi de AKP eliyle

Ortadoğu‟da bir yüzyıl daha ömürlerini sürdürmek istiyorlar. Ama nasıl uzatmaya çalıĢıyor, kanlı bir Ģekilde. Mustafa

Kemal, Ġngiliz oyunlarını görüyordu ama çok az Ģey yapabildi ancak Cumhuriyeti kurabildi, daha fazla ileri gitmesine

izin verilmedi. Bu oyunlar görülmezse Cumhuriyet de elden gidecek. Mahir Kaynak‟ın bir değerlendirmesini

önemsiyorum „PKK simgedir‟ diyor. Uluslar arası sermaye ve tekeller Türkiye‟yi ele geçirmek için „PKK‟yi sıkıĢtırdık,

PKK‟yi denetim altına aldık, PKK‟yi bitireceğiz, bitirdik‟ diyerek PKK kozuna oynuyor. Ama küresel sermayenin derdi

PKK‟yi bitirmek değil, Küresel sermayenin amacı Türkiye‟yi bir yere getirerek kendi politikalarını uygulamak,

Türkiye‟yi denetim altına almak, istediklerini Türkiye‟ye yaptırmaktır. Küresel sermaye ve tekeller, iĢbirlikçilerine -

AKP ve uzantılarına- yüzde 25 pay vererek gerisini kendileri götürecekler. Küresel kriz devam ediyordur. Daha da

derinleĢecektir. Halkı yoksullaĢtırıp kendilerine bağlayacaklar, böylece denetim altına alacaklar.”

YARGILANAN SAHTE ERKENEKON

ABD‟nin yeni BaĢkanı olarak Barack Obama‟nın seçilmesine de değinen Öcalan, “Obama olumlu olabilir, daha

diyaloga açık görünüyor. Obama‟nın geliĢi küresel sermayeden bağımsız değildir. ĠĢte ekonomik krizle Bush‟u

götürdüler, Obama‟yı getirdiler” dedi.

BUSH GĠTTĠĞĠNE GÖRE ERDOĞAN DA GĠDER

Erdoğan ve Bush bağlantısını da kuran Öcalan Ģu çarpıcı ifadeleri kullandı: “Ben Erdoğan‟ın da Bush‟la bağlantılı

olduğunu düĢünüyorum. Bush gittiğine göre Erdoğan da gider. 2002‟de Erdoğan-Baykal görüĢmesi ve anlaĢması

var. Bu görüĢmede çıkan sonuç; Erdoğan‟a iktidar, Baykal‟a da muhalefetçilik rolüdür. Bu Ģekilde anlaĢmaya

vardılar. Ergenekon yargılamasını bu nedenle önemsiyordum. Tolon onlar yargılanıyorlar. Ġtalya‟daki Gladio gibi

olacağını düĢünüyordum ama öyle olmadı. Bu yargılanan sahte Ergenekon‟dur, gerçek Ergenekon iĢbaĢındadır.”

VECDĠ GÖNÜL BUNLARI BOġUNA SÖYLEMĠYOR

Savunma Bakanı Vecdi Gönül‟ün Belçika‟daki sözlerini de değerlendiren Öcalan, bunların boĢuna söylenmiĢ sözler

olmadığını ifade etti. Öcalan Ģöyle dedi: “Vecdi Gönül, bunları boĢuna söylemiyor, bu onların kendi görüĢü. Daha

önce nasıl Ermenileri Anadolu‟dan sürüp, Ermen halkından ayrı bir Ermeni devleti kurarak denetim altına aldılarsa

Ģimdi de Kürtler için aynı Ģeyi düĢünüyorlar. Ermeni ve Rumlara yaptıkları Ģeyi bugün de Kürtler için planlıyorlar.

Bunu nasıl yapacaklar? Güney‟de oluĢacak devletçik üzerinden yapacaklar, Kürtleri oraya sürmeyi planlıyorlar ama

bu olmaz. Devletçikler kurup uluslar arası sermayenin çöplüğü yapacaklar. Tüm bu yaĢananlar birer oyundur.

Ancak Kürt halkının özgür iradesi, demokratlar, temiz ve dürüst insanlar bu oyunları boĢa çıkardı. AKP iktidarı baĢ

Page 73: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

aĢağı ilerliyor.”

Yerel seçimlere iliĢkin de görüĢlerini dile getiren Öcalan, “DTP, seçim çalıĢması için broĢürlerini basar, kendini

tanıtır, çok yoğun bir Ģekilde çalıĢmasını mutlaka sürdürecektir. Yürütülecek çalıĢmalar sonuçları da etkileyecektir.

Türkiye halkına sesleniyorum. Kendi demokratik liderliklerini yaratmaları gerekiyor. Benim daha önce önerdiğim

Demokratik Kongre Partisi gibi oluĢumlar geciktirilmeden hayata geçirilmelidir. Dar anlamda sol demiyorum,

Türkiye‟deki tüm demokrat çevreler, aydın ve yazarlar, bu çalıĢmaya katılmalı. Kendi demokratik öncü önderlerini

çıkarmak için gerekli çalıĢmalar yapılmalı. Bırakalım Kürtleri, benim Ģu anki mücadelem tüm Türkiye halkları içindir.

Türkiye elden gidiyor. Ben bunu önlemeye çalıĢıyorum. Sosyalist Demokrasi Partisi, Ufuk Uras ve ÖDP Türkiye‟de

demokratik bir ortamın geliĢmesi için çalıĢmalılar” Ģeklinde konuĢtu.

GÜNEYLĠ GÜÇLERE ÇAĞRI

Öcalan, Güneyli güçlere ve Erdoğan‟a Ģu çağrılarda bulundu: “Güney‟li güçlere yönelik burada çağrıda

bulunuyorum. Bu oyunlara gelmesinler. Demokratik çözüm için devreye girmelidirler. Kuzey‟de geliĢecek bir

demokratik çözüm, onları da etkileyecektir. Ben doğrudan Erdoğan‟a da sesleniyorum, istirham ediyorum. Biraz

insaflı, vicdanlı olsunlar. Bu sorunun çözümü için adımlar atsınlar. Demokratik bir çözümün geliĢmesiyle Türkiye

kazanacaktır. Bunun dıĢındaki seçenekler Türkiye‟ye kaybettirecektir. Buradan halkımıza da sesleniyorum. Kürt

iĢbirlikçilerinin oyununa gelmesinler. Kendi özgür iradelerini korusunlar. Çözüm, Kürt halkının özgür iradesinden

geçer.”

KÜRT HALKININ ÖZGÜRLÜK ĠRADESĠ BENĠ UMUTLANDIRIYOR

Kadınlara özel selamlarını ileten Öcalan Ģu mesajları verdi: “Ben burada Kadınlara sesleniyorum. Ve diyorum ki

gerçek özgürlüğe hiç olmadığımız kadar yakınız. Biliyorum özgürlük kolay inĢa edilmez. Bu konuda bedel

gerekebilir, zorlanabilirsiniz ama ben de burada zorlanıyorum, buna rağmen cevap olmaya çalıĢıyorum. Kürt

halkının özgürlük iradesi beni umutlandırıyor. Ve inanıyorum ki; bu baharla birlikte özgürlüğümüzü inĢa edeceğimize

dair umutluyum. Baharla beraber özgürlüğü inĢa ederiz. Aydın ve demokrat çevrelere yeniden sesleniyorum. Onlar

da özgürlüğün inĢasına katılmalıdır. Cezaevlerindeki arkadaĢlara selamlarımı iletiyorum. AraĢtırma ve

incelemelerini derinleĢtirsinler.”

EN KUTSAL TAPINAKLAR URFADA

Öcalan son olarak bir Alman arkeologun Urfa‟ya iliĢkin tespitlerine dikkat çekerek, “Alman arkeolog Klaus Schmidt

dünyanın en eski kutsal tapınaklarının Urfa‟da olduğunu söylüyor. Ben bunları daha önce de söylemiĢtim, yazdım.

Ġlk kutsal tapınaklar bu hattadır. Bu hat bir süpernovadır, dairesel bir hattır. Bu açığa çıkarsa tarihin yazılımı

değiĢecektir. Ben bunları savunmamda da anlatıyorum” dedi.

Hakikatleri araĢtırma komisyonu kurulsun

GörüĢme Notları:

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Ġmralı‟da bir inĢaat çalıĢması olduğunu doğrulayarak, Adalet Bakanı‟nın Ģantaj

yaptığını ifade etti. Öcalan çözüm için hakikatleri araĢtırma ve uzlaĢı komisyonu kurulmasını önerdi. Önümüzdeki

dönemde Ortadoğu‟da Avrasya seçeneği ve Ġsrail çizgisi olmak üzere iki yol olduğunu belirten Öcalan, her ikisine

de karĢı olduğunu vurguladı.

Page 74: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan‟ın ÇarĢamba günü gerçekleĢen görüĢmede içinde bulunduğu koĢullar ve PKK‟nin

kuruluĢ yıllarına iliĢkin önemli açıklamalarda bulunduğu öğrenildi. Öcalan, kısıtlamaların devam ettiğini belirterek,

“Gazetelerin resimlerini bile kesiyorlar, görmemi istemiyorlar, gösterilerin fotoğrafları vardı sanırım” dedi.

TALABANĠ ÇÖZÜM ĠÇĠN ETKĠN OLMALI

Irak Devlet BaĢkanı Celal Talabani ve Kürdistan Bölge BaĢkanı Mesut Barzani‟nin demokratik çözüme katkı

sunmasını isteyen Öcalan, Ģunları dile getirdi: “Talabani ve Barzani kendilerinden yana olumsuz bir tutumun

geliĢmeyeceğini söylüyor ama bu yetmez. BarıĢa, demokratik çözüme katkı sunmalılar. Talabani Sosyalist

Enternasyonal‟de baĢkan yardımcısıdır. Avrupa, Amerika nezdinde demokratik çözüm için çaba göstermeli, bu

konuda etkin olmalı. Bu hem kendilerinin, hem Türkiye‟nin hem de Amerika‟nın yararınadır, kendilerini de rahatlatır.

Mevcut durum, çözümsüzlük, kimseye yarar getirmez.”

PKK TARĠHĠNDE 73-78 DÖNEMĠ ÇOK ÖNEMLĠ

PKK‟nin 30. KuruluĢ yıldönümü dolayısıyla PKK geçmiĢine ve bugüne ıĢık tutan Öcalan PKK tarihini 1973‟ten bu

yana ele aldı. Öcalan‟ın PKK‟ye iliĢkin değerlendirmeleri Ģöyle: “PKK‟nin 30. yıldönümü, PKK aslında „73‟te baĢladı,

o zaman bir gruptu ama önemli bir gruptu. Bu nedenle PKK‟nin 30. değil 35‟nci yılı demek daha doğru olur. Ama tabi

78‟de resmen kurulduğu için 30. yıl deniyor. „73-78 döneminden az bahsedilir ama o dönem çok önemlidir. „78‟e

kadar beĢ yıllık grup deneyimimiz vardı. Reel Sosyalizmin etkisiyle klasik ulusal hareket durumundaydık ama o

zamanlar, yanlıĢ bulduğumuz ve eleĢtirdiğimiz yanları da vardı. Biz „95‟lere kadar klasik ulusal kurtuluĢçu bir

harekettik, ‟95-98 arasında bir arayıĢımız vardı. Roma‟dayken söylediğim çok önemli bir söz vardı. „Ben bu PKK‟den

istifa ediyorum‟ demiĢtim. Bu çok önemli bir sözdü. Bunu Ģunun için söyledik. Benim istediğim gerilla hareketi bu

değildi. Yani ben gerekirse mevcut gerillacılıktan istifa edecektim. Bizim oluĢturmak istediğimiz gerilla hareketi bu

değildi. Kongre süreciydi bununla bağlantılı olarak da bu sözü söyledim. YozlaĢma vardı.

YOZLAġTIRDILAR…

„85‟te ilk silahlı mücadele, 14 Ağustos 1984 itibaren „85‟e gelindiğinde o zaman yozlaĢmalar baĢladı. Tabi bunun

KDP‟si de dâhil ne kadarı KDP‟nin etkisi ne kadarı TSK etkisidir bilemiyorum. Sonraları Hogir, Cemil vardı,

MuĢluydu. Koruculara yönelik, zorla adam kaçırma, tasvip edilmeyeceğini bildikleri eylemler yaptılar. Agit bunları iyi

tanıyordu. Bunları düzeltmek için geldi, ama kendisini vurdular. Hogir onlar bu yozlaĢmaları yaptılar. Sonra ġemdin

onlar bunları derinleĢtirdiler.

Bunları engellemeye çalıĢtık. Ancak ben insanlarla ilkeler doğrultusunda bir araya gelir, çalıĢırım. ÇalıĢma tarzım

bu. Kimin ne olduğunu bilemem, çalıĢtıkça süreç bunları ortaya çıkarır. Mesela Duran Kalkan, Ben Siyasal

Bilgiler‟deyken o da Ankara‟daydı. Olayların baĢından beri hareketin içindedir. Saimbeyli Türk bir arkadaĢımızdır,

sırf bu nedenle ben onu ajan ilan edemem ki. Cemil Bayık, baĢından beri mücadelenin içinde. Mesela Cemil Bayık.

Ben Cemil Bayık‟la ilkeler doğrultusunda çalıĢtım, bir araya geldim. Ama ben olmasaydım, Cemil Bayık‟ı kırk kez

götürmüĢlerdi.

BUNLAR PKK‟YĠ ELE GEÇĠRECEKLERDĠ

„85‟lerde, o zaman bunlar neden böyle savaĢıyorlar, bu nasıl gerillacılık? Anlamaya çalıĢıyordum, bu durumu çok

düĢünüyordum, çözmeye çalıĢıyordum bunları. O zaman neden böyle davrandıklarını anlayamıyordum. Çok

sonraları anladım bunların neden böyle yaptıklarını. O Dörtlü Çete dediğimiz Kör Cemal, Metin, ġahin onlar büyük

tahribatlar yarattılar. YozlaĢtırdılar. Giden iyi kadroları da öldürüyorlardı. Mesela çok değerli bir arkadaĢımız, Harun

vardı, Bingöl Kığı‟lıydı. YerleĢtirdikleri bir bombayla bulunduğu yerden 7-8 kiĢiyle havaya uçurdular. Harun gidince,

onların yerini alacaktı. Onlar görevlerinden alınacaklardı. Veli Küçük, „PKK içindeki müttefiklerimiz‟ diyordu. Bunların

Türk Gladiosu‟yla iliĢkileri var. Bunlar ġemdin‟i ne kadar etkilemiĢ, ġemdin‟in bunlarla ne kadar iliĢkisi var,

bilemiyorum. Bunlar Ġsmail adında çok temiz bir arkadaĢı öldürdüler, MuĢlu‟ydu. Yine MuĢlu Azime adında bir

arkadaĢımızı öldürdüler. Bu Ģekilde onlarca kadromuzu öldürdüler. Aysel adında bir kadın vardı, Çürükkaya‟nın

eĢiydi. Rezil bir kadındı, evin tek oğlu olan birisi vardı. Kod adı Cihan‟dı onu da öldürdüler. Bunu yapan bir çete

anlayıĢı, Hareketi yozlaĢtırıyordu. Bunlar PKK‟yi ele geçireceklerdi.

BĠZĠ KUġATMAYA ALIYORLARDI…

Page 75: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Bunların niyeti beni de götürmekti ya da etkisizleĢtireceklerdi. En yakınımda bulunan Hasan Bindal‟ı öldürdüler.

Tedbir almasaydım, rasgele hareket etseydim beni de öldürebilirlerdi. Selim Çürükkaya siyasi koldan, küçük kardeĢ

Sait Çürükkaya askeri koldan bizi kuĢatmaya alıyorlardı.

HATA YAPSAYDIM, 12 EYLÜL‟DEN ÖNCE TASFĠYE OLURDUK

Pilot Necati vardı. Öldü mü öldürüldü mü, uçak kazası mıydı bilemiyorum? Pilot Necati ısrarla bizi bazı eylemleri

yapmaya teĢvik ediyordu, ses getiren eylemlere yönlendirmeye çalıĢıyordu. Bize „Sabiha Gökçen‟i öldürelim‟

teklifinde bulundu, „çok ses getirir‟ diyordu. Ben de ısrarla reddettim. Böyle olayların bizi bitireceğini biliyordum.

Kemal Pir de adeta yalvarıyordu, „bırak Pilot Necati ile ortak eylem yapalım, Denizler gibi banka soyalım‟ diyordu.

Ben kabul etmedim. Bunlar iyi göremiyorlardı. Çok ilginçtir, Mahir Çayan‟ın yanında da Ġlyas Aydın isimli bir yüzbaĢı

vardı. Onları farklı eylemlere yönlendirdi, tasfiye oldular. Bizim yanımızda da Pilot Necati vardı, yüzbaĢı veya

üsteğmendi. Biz onun istediği eylemlere girseydik Mahir Çayanlar gibi olacaktı sonumuz. Pilot Necati‟nin para

yardımları da oldu, o zaman paralar yağdırdı, bizim için çok para harcadı. Ancak biz hiçbir oyuna gelmedik,

kendimizi o riskli durumlardan kurtardık. Ben hata yapsaydım, oyuna gelseydik daha o zaman, 12 Eylül‟den önce

hepimiz tasfiye olurduk. Tedbirli davrandık.

KESĠRE GERÇEĞĠ

Yine Kesire Yıldırım‟ın evlilik meseleleri vardı. Kesire‟nin tam olarak ajan olup olmadığını bilemiyorum. Dersimlidir.

Babası Ali Yıldırım MIT mensubu. Ailesinin de Mustafa Kemal, Ġsmet Ġnönü‟yle, o dönemde devletle iliĢkisi olduğu

söyleniyordu. Kesire‟nin de devletle iliĢkisi olup olmadığını tam bilemiyorum. Hatta Uğur Mumcu‟nun da bu

bağlantıyı kurduğu sırada öldürüldüğünü söyleyenler oldu. Ancak gerçek nedir bilemiyorum.

GLADYO‟NUN KĠRLĠ ĠġLERĠNĠ ALMANYA YAPIYORDU…

‟85‟e gelindiğinde Almanya bize yöneldi, bizi terörist ilan etti. NATO‟nun, NATO‟daki Gladio‟nun kirli iĢlerini Almanya

yapıyordu. Almanya derken devletin bütününü değil, bir kesimini kastediyorum. Sonra ayrılanlar, kaçanlar da hep

Almanya‟ya kaçtı. Almanya bunları NATO-Gladio gücüyle koruyor. Bunlar Almanya‟da NATO‟nun himayesinde çok

sıkı korunuyorlar. Ayrılanlardan psikolojik ağırlığı hissedenler, iyi niyetli olanlar Güney‟de kaldılar. Bazıları Barzani,

Talabani‟ye katıldılar. Ġyi niyetli olanlarla tekrar görüĢülebilir.

1989‟a gelindiğinde Sovyetler çözülmeye baĢladı. Reel sosyalizm, ideolojik örgütlenmesi çözüldü. Bizde de değiĢik

arayıĢlar baĢlamıĢtı. Biz de kendimizi buna hazırladık, dönemi biraz atlattık.

TÜRKĠYE 93‟TE GLADYO BATAĞINDAYDI

„93‟e gelindiğinde Özal, bu sorunu çözmek istiyordu diğerlerine göre. UzgörüĢlü biriydi. Biz yeteri kadar anlayamadık

o süreci. Fakat biz yeteri kadar cevap verebilseydik, olumlu tepki verseydik dahi değiĢen bir Ģey olmazdı, sorun

çözülmezdi. Çünkü Türkiye, Gladio‟nun batağındaydı sonuna kadar, boğazına kadar batmıĢtı. Gladio, Türkiye‟yi

kuĢatmıĢtı, hareketsiz bırakmıĢtı.

ERBAKAN‟I TASFĠYE ETTĠLER

„97‟ye geldiğimizde Erbakan‟dan olumlu mesajlar aldık. Bu kez daha derli toplu hareket edelim, hazırlıklı olalım

dedik. Ancak Erbakan‟ı tasfiye ettiler.

Türkiye benim dağa gideceğimi düĢünüyordu. Buraya getirildiğimizde de çözüm arayıĢımız devam ediyordu. Beni

sorgulayan görevlinin yanında bir itirafçı da vardı. ġurada burada görev yaptığını anladım, olayları anlatınca. Sen

neden Kuzeye gitmedin, biz seni orada bekliyorduk, dedi. Ben dağa neden gitmedim. Bunu o zaman çok

değerlendirdik. Buna göre birçok hazırlık yapmıĢtı, Suriye sınırına da asker yığmıĢlardı. Benim oraya, dağa

gideceğimi düĢünerek, hesaplayarak hazırlık yapmıĢlardı. Ben dağa gitseydim, korkunç bir savaĢ olurdu. Sorun

savaĢ etrafında dönecekti. Ben bunu doğru bulmadım. Kendim için değil, hareket için, mücadelenin tarzı açısından

doğru bulmadım. Dağa gitseydim, her tarafı bombalayacaklardı, uçaklarla da vuracaklardı. Bu bakımdan dağa

gitmeyi doğru bulmadım. Dağa gitseydim böyle dıĢardan kuĢatacaklardı, içerden de çeteleĢmeyle bizi tasfiye

ederlerdi. Bir kampta, bir gerilla birliğinin denetlenmesinde ya da bir silahlı çatıĢma sırasında tasfiye edebilirlerdi.

Buraya getirildiğimizde de arayıĢımız devam etti. Sorunların giderilmesi gerekiyordu. Benim istediğim, oluĢturmak

Page 76: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

istediğim gerilla-hareket bu değildi. Bu nedenle yoğun eleĢtiriler geliĢtirdim ama sonuçta yeni örgütlülüğe iliĢkin,

yeni anlayıĢımızın ilkelerini, örgütlenme ilkelerimizi Bir Halkı Savunmak isimli savunmamda belirttim. Son

savunmamda da bu düĢünceleri daha da geliĢtirdim.”

MARKS VE LENĠN HEGELCĠDĠR

“Burada esas ulaĢtığım nokta iktidar merkezli örgütlenmeleri, kurumları çözmem oldu” diyen Öcalan, Marks, Lenin

ve Mao‟nun kapitalizmin yedeğinden kurtulamadığını Ģu sözlerle ifade etti: “Ġktidarı çözdüm. Yeni bir çözüm gücüne

kavuĢtum. Kapitalist moderniteden kurtuldum. Bu öyle kolay değil. Bir Halkı Savunmada da bunları bulabilirsiniz.

Ondan önceki savunmamda da bulabilirsiniz. Yeni savunmamda çok daha kapsamlı açtım bunları. Yeni savunmam

çok önemli. Dünya çapında bir savunma. Kapitalist moderniteden kurtuldum. Türkiye‟deki bazı aydınlar, Ġsmail

BeĢikçi onlar katı pozitivisttirler. Ulusal devlet anlayıĢından kendilerini kurtaramadılar. Kürtler adına mücadele

ettiklerini söyleyenlerin bugün esamesi okunmuyor. Bu savunmamda Marksizmi aĢtığımı da söyledim. Marks, Lenin,

Mao, kapitalizmin yedeğinden kurtulamadılar, ulus-devletin etkisinden kurtulamadılar, ulus-devleti aĢamadılar.

Almanya ve Ġngiltere milliyetçiliğinin, kapitalizmin Marks‟ı nasıl kuĢattığını biliyoruz. Zaten Marks ve Lenin,

Hegelcidirler, Hegel‟in soludurlar. Hepsi için aslında Sol Hegelisttirler diyebiliriz.”

ONÜMÜZDEKĠ SÜREÇTE ORTADOĞU‟DA ĠKĠ YOL VAR

Öcalan, önümüzdeki dönemde yaĢanacak olası geliĢmelere de ıĢık tuttu. Öcalan, “Bundan sonra önümüzdeki

süreçte Ortadoğu‟da iki yol var. Birincisi ya Türkiye‟nin de içinde yer alacağı Ġran Suriye ve beĢli zirve,

ġanghay. ġanghay örgütüyle yeni bir siyasi blok, Avrasya seçeneği. Ġkincisi Ġsrail çizgisi. Ġsrail-Kürtler-ABD ve

diğerleri. Güney Kürtleri Ġran‟ı karĢılarına almazlar. Birinci Blok‟un içinde yer alabilirler. Ya da duruma göre Ġsrail

bloğunda yer alırlar. Türkiye tercihini ya ondan ya ondan yana yapmak zorundadır. Kürtler de özelikle PKK kendi

durumlarına göre tercihini yapar. Ya içinde KDP‟nin de içinde olduğu tüm Kürtler-Ġsrail ittifakı doğar. Ya da diğer

blokta yer alır. Burada Türkiye‟nin yer alacağı blok önemli. Türkiye hangi blokta yer alırsa Kürtler de diğer blokta yer

alır” dedi.

ĠKĠSĠNĠ DE ĠSTEMĠYORUM

Ancak kendisinin demokratik çözüm için ikisini de istemediğini vurgulayan Öcalan, BBC‟de röportajı yayınlanan eski

CĠA yöneticisi Graham Fuller‟in Türkiye‟ye iliĢkin değerlendirmelerine de dikkat çekti. Öcalan Ģöyle konuĢtu: “Fuller

de „Türkiye Kürt sorununu demokratik Ģekilde çözerse bölgesel güç olabilir‟ diyor. Çok doğru. MĠT kendini buna göre

biraz hazırlamıĢ. Diğer kurumlara göre daha hazırlıklı, daha ileri. Alt yapısını buna göre biraz hazırlamıĢ. Ordu halen

eski konumunu sürdürüyor. Kurumlar arasında Ģu an en ileri konumda olan MĠT‟tir. Ancak ordunun durumu Ģu an

çok müphem. Levent Ersöz, Rusya‟ya kaçtı, JĠTEM BaĢkanıydı, Avrasyacıydı. Bu kaçmalar öyle basit değil. Bunlar

bloklar arası çatıĢmaların sonucudur. Tuncay Güney de Kanada‟ya kaçtı.”

TUNCAY GÜNEY OLAYI BĠR TEZGAH

Öcalan Tuncay Güney olayının bir tezgah olduğunu belirterek, “Tuncay Güney‟in MĠT elemanı olduğu da söyleniyor.

Bu bir tezgahtır. Tuncay Güney‟e Ergenekon‟u deĢifre ettirdiler. Ordunun içinde kimi Avrasyacı kimi ABD

ittifakından yana kimi bağımsızlıktan yana falan hiç bilemiyorum” ifadelerini kullandı.

TÜRKĠYE GLADYO‟DAN KURTULACAK MI?

Türkiye‟nin yol ağzında olduğunu belirten Öcalan Ģu tespitlerde bulundu: “Türkiye iki yol ağzında; Kürt sorunu ile bu

silahla ya vurulacak ya kurtulacak. G.Fuller‟in bir değerlendirmesini özet olarak radyodan dinledim. Bu çok

önemlidir. Türkiye ile Amerika‟nın çıkarlarının Ortadoğu‟da uyuĢmadığını söylüyorlar. CIA demek Amerika demektir.

Biliyorsunuz Fuller eski CIA yöneticisidir. Onlar iyi biliyorlar. Amerika bu Gladio‟dan kurtulmak istiyor. Bu Gladio‟yla

yürümek istemiyor. Ġtalya‟daki gibi Türkiye bu Gladio‟yu temizleyecek mi, bu Gladio‟dan kurtulmak istiyor mu? Bunlar

faĢistler, korkunç bir faĢizm zihniyetine sahipler. Sadece bunlar gerçek Ergenekon değil. Gerçek Ergenekon‟u

çözmek istiyorlar mı? Bu önemli. Eğer bundan kurtulmak istiyorsa bunun gereğini yapmalı. Üç beĢ kiĢinin buraya

getirilmesiyle bu sorun çözülmez. Çözüm ve diyalog önemlidir.”

TÜRKĠYE ARABULUCULUKLA KENDĠSĠNĠ KANDIRIYOR

Türkiye‟nin Ġsrail ile Suriye arasında arabuluculuk giriĢimlerini de değerlendiren Öcalan, çarpıcı açıklamalarda

Page 77: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

bulundu: “Bugüne kadar da Türkiye, Suriye-Ġran ittifakıyla iĢi götürdü. Bu ittifak, Amerika‟yı Ortadoğu‟da batağa

sürükledi. Amerika bunu iyi biliyor. Bu, aslında ABD‟ye savaĢ ilanıdır.

Türkiye, biz Ġsrail ile Suriye‟yi barıĢa doğru götürelim diyor, barıĢ için arabuluculuk yapalım diyor. Kendilerini

kandırıyorlar, bunlar sonuç vermez. Ehud Olmert‟i de bu yüzden tasfiye ettiler. AKP de çözüm konusunda tercihini

yapmak zorundadır. Avrasya mı olur, diğeri mi? Bilemiyorum.

Türkiye‟de milliyetçiliği, çatıĢmayı isteyen bir kanat var. Bunlar çatıĢmayı derinleĢtirmek istiyor. Bunlar yeni

ittihatçılar, neo-ittihatçılardır. Enver gibi yapmak istiyorlar. Enver bile bu kadar değildi, bir yere kadar onurunu

korumaya çalıĢtı. Bunlar da o bile yok. Bunlar rezil bir durumdalar. Aydınlar bunları yeteri kadar göremiyorlar. CHP

ve MHP gelebildikleri yere gelmiĢler. Bundan sonra daha fazla yükselmezler.

Türkiye demokratik çözümü esas alabilir. O zaman Türkiye geliĢir. Altı yüz milyar borçtan kurtulur. Bölgesel güç olur.

Mustafa Kemal‟den bahsetmemin nedeni de budur, blokçu değildi. Cumhuriyetçiydi, onun özgürlükçü, bağımsızlıkçı

yanı vardı. Mustafa Kemal‟i gündeme getirmemin nedeni onun bilime verdiği önemdir. Mustafa Kemal‟in bıraktığı

miras budur. Bugün de bu miras esas alınarak sorun çözülebilir.”

ÇÖZÜM ÖNERĠM: HAKĠKATLERĠ ARAġTIRMA VE UZLAġI KOMĠSYONU

Öcalan çözüm için hakikatleri araĢtırma ve uzlaĢı komisyonu önerdi Öcalan Ģöyle ifade etti: “Çözüm için önerimi

sunuyorum. Hakikatleri araĢtırma ve uzlaĢı komisyonu kurulabilir. Bu komisyon, bağımsız ve adilce çalıĢmalarını

yürütmelidir. Ancak içinde deneyimli sivil, asker, bürokrat olabilir. Parlamento çatısı altında da yürütülebilir barıĢ

çalıĢmaları. Parlamento diyecek ki, biz Ģunu Ģöyle yapacağız, böyle yapacağız, Ģununla görüĢeceğiz bununla

görüĢeceğiz, gelip bizimle de görüĢecekler, biz de fikir beyan edeceğiz, biz de projelerimizi sunacağız. Önümüzde

bahara kadar dört ay var. Bu çalıĢmalar baĢlatılabilir. Yapılan çalıĢmaları kamuoyuna deklere edecekler. Güney

Afrika‟daki sorun da böyle aĢıldı. Dünyada da beĢ on devlet bu Ģekilde sorunlarını çözdü. Kosova‟da da böyle oldu.

KardeĢleĢme böyle olur, acılarımızı böyle sararız.

BarıĢ Meclisi çalıĢmaları gibi çalıĢmaların da daha da yoğunlaĢtırılması gerek. Yaptığı çalıĢmalardan, barıĢ

meclisinden bir barıĢ projesi, barıĢ kuruluĢu çıkarabilir. Buna katkı sunabilir. Aydınlar da bu çalıĢmalarda yer

almalıdır. Ülkelerini seviyorlarsa ülkeleri için bunu yapmalılar. Ülkelerinin kurtuluĢunu sağlayabilirler.”

ġANTAJ YAPIYORLAR

Son günlerde Ġmralı‟daki hareketlilikle birlikte yaĢanan tartıĢmalara da dikkat çeken Öcalan, Ġmralı‟da bir inĢaat

çalıĢması olduğunu doğruladı. Öcalan, Adalet Bakanı‟nın açıklamalarını da eleĢtirerek Ģöyle dedi: “Adalet

Bakanı‟nın açıklamasının ancak haber baĢlıklarını alabildim, Radyo‟dan Hürriyet Gazetesinin manĢetinden duydum.

Evet, doğru, bir inĢaat var. Tabi ki silahlar bırakılır, çözüm geliĢirse her Ģey olur. Silah bırakma meselesi değil,

çözüm diyorum, diyalog diyorum. Onlarınki bir Ģantaj. Üç beĢ kiĢinin buraya getirilmesiyle bu sorun çözülmez.

Çözüm ve diyalog önemlidir.”

ġĠMDĠ BĠR AYAKLANMA VAR, BAHARDA FIRTINAYA DÖNÜġEBĠLĠR

BaĢbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Adalet Bakanı‟na çağrıda bulunan Öcalan, sorunun çözülmemesi durumda

yaĢanacak olası geliĢmeler konusunda uyardı. Öcalan, “Buradan Sayın Bakana, Sayın BaĢbakan‟a çağrıda

bulunuyorum. Bu silahla Türkiye‟nin vurulmasını değil kurtulmasını istiyorum. Bir çözüm projesi sunsunlar, adilce

demokratik bir proje. O zaman Cumhuriyet kurtulur, toplum kurtulur, devlet kurtulur. Evet devlet diyorum, o zaman

devlet kurtulur, bölgesel bir güç olur. Bunu yapmazlarsa fırtına olabilir. ġu an genel bir ayaklanma hali var. Bu

durum baharla birlikte fırtınaya dönüĢebilir. Bu tehdit değildir, bir tespittir. Üzülerek, endiĢelenerek dile getiriyorum

ama gerçek bu” diye belirtti.

Page 78: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

33 asker için komisyon kurulsun

GörüĢme Notları:

Meclis'te Adalet ve Hukuk Komisyonu kurulması önerisini bir kez daha yineleyen Öcalan, "33 asker olayı da dahil

tüm olayların daha iyi anlaĢılabilmesi için Adalet Komisyonu kurulursa biz her Ģeyi anlatmaya hazırız. BaĢbakan bu

konuda yetki çıkarabilir. Ondan sonra kimin affedilip kimin affedilemeyeceğine kamuoyu vicdanı karar versin" dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan avukatlarıyla görüĢtü. Edinilen bilgiye göre görüĢmede yazdığı savunmalara

değinen Öcalan, "Savunmalarımı 4 aydır idareye verdim. Bu kadar gecikmesinin nedeni onların da okumaları, kendi

önlemlerini aldıktan sonra göndermeleridir. Avrupalılar da okumuĢlardır. Çünkü her Ģeyi ilkelerle savunmamda

ortaya koydum. Çok derine inmedim. Ġlkeler Ģeklinde belirttim. Önemli olan da budur. Temel ilkeler belirlendikten

sonra altını herkes doldurabilir. Aydınlar, siyasetçiler, akademisyenler rahatlıkla altını doldurabilirler. Bunun çok iyi

okunması, satır satır, cümle cümle hatta kelime kelime okunup çok iyi anlaĢılması gerekir. On iki sorun belirledim

her biri için ayrı ayrı çözüm önerileri var, bu çok önemlidir. Kimse beni ucuz değerlendirmesin. Çözüm konusundaki

yaklaĢımım üzerinden değerlendirip anlamaya çalıĢsınlar, o Ģekilde eleĢtirsinler. Hatta eleĢtirirken beni yerden yere

vurabilirler, ama ilkeler çerçevesinde eleĢtirebilirler. Ġlkeleri eleĢtirtmem. Yoksa kabul etmem. Ucuz eleĢtirileri de pek

dikkate almıyorum." dedi.

HEGEL'LE BENZERLĠKLERĠMĠZ VAR Öcalan, Ģöyle devam etti: "Ben Marks'la ilgili düĢüncelerimi daha önce açıklamıĢtım. Ben Hegel'i inceledim, ilginç sonuçlara ulaĢtım. Almanya'nın bugünkü koĢullarda olmasının bir nedeni de Hegel'i anlamalarıdır. Hegel'i anlamasalardı, bugünkü Almanya olmayacaktı! Almanya'yı Almanya yapan Hegel'dir. Benim düĢünce sistematiğim ile Hegel'in düĢünce sistematiği arasında büyük benzerlikler var. O kadar zaman olmasına rağmen, onun düĢünce ve felsefe anlayıĢı kent ve üst sınıflar içindir, Marx da Napolyon da Hegel' den etkilenmiĢtir. Onlar kapitalist modernitenin etkisinde kalmıĢlardır. Hegel'in felsefesi klasik uygarlık felsefesidir. Benim ki ise, demokratik uygarlık felsefesidir. Felsefenin çok iyi anlaĢılması gerekiyor. Türkiye' de felsefeyi bitirdiler. Felsefe olmazsa anlama olmaz, anlama olmazsa; aĢk olmaz!" NAZIM'IN AġK ANLAYIġINA ELEġTĠRĠ Öcalan, sözlerini Ģu Ģekilde sürdürdü: "Son birkaç gündür radyodan dinledim. Avcılar' da beĢ kiĢi tarafından kaçırılarak 5-6 saat tecavüz edilen kadından söz ediyorlar. ĠĢte Türkiye budur, Türkiye'nin her Ģeyini bu olay gösteriyor. Hem de polis yeleği giyerek yapıyorlar bunu. Zihniyet değiĢiminden bahsediyorlar. Bu zihniyetin çöküĢüdür, insanlığın bittiği noktadır. Türkiye toplumunun getirildiği son nokta budur, bu her Ģeyi özetliyor. Benim bahsettiğim aĢk anlayıĢı Nazım Hikmet'in aĢk anlayıĢı gibi sadece kadına olan aĢk değildir. Nazım tarzı aĢk, aĢk değildir. Tanrı aĢkından da bahsetmiyorum. AĢk anlamaktır, derinleĢmektir. Doğayı, evreni, insanı anlamaktır. Bunları anlamadan aĢk olmaz. Bende ki aĢk anlayıĢı anlamadır. Benim için de bir Ģeyler söylüyorlar, benim kadını yüceltme anlayıĢım bellidir, bu mücadeleme devam edeceğim." 33 ASKER OLAYI ERGENEKON BAĞLANTILIDIR Bingöl'de katledilen 33 asker olayına da değinen Öcalan, "Radyodan dinledim. Taraf gazetesinin dünkü sayısının baĢlığında sadece 33 askerin değil, 27.800 kiĢinin öldüğünü söylüyor. Doğrudur, otuz bin diyebiliriz. O gün Bakanlar Kurulu'nda genel af tartıĢılıyormuĢ. 33 asker otobüse binmek istememiĢ. „Biz korumasız ve silahsız gitmeyiz‟ demiĢler ama zorla bindirilmiĢler. Niye bindirdiler, kim bindirdi, kimin adına yapıldı bunlar? PKK adına da ġemdin, bunları Ekrem'e yaptırıyor. Ekrem'e talimat vererek öldürmelerini söylüyor. Defalarca sormama rağmen ġemdin, ne Ģekilde olduğuna dair her defasında farklı Ģeyler söylüyordu. ġemdin'e direk Ergenekon'la bağlantılıdır, onların adamıdır demiyorum. Ancak kullanılmıĢtır. Bu dönemde ateĢkes vardı zaten. O ateĢkes döneminde nasıl böyle bir Ģey oldu? AteĢkesi istemeyenler kimlerdi? Bunu anlamak benim için zor oldu. Taraf gazetesi tek yönlü araĢtırma yapıyor. Bu konuda benzeri yaĢanmıĢ olaylar var. Bütün bunların daha iyi anlaĢılabilmesi için Adalet ve Hukuk Komisyonu kurulursa biz her Ģeyi anlatmaya hazırız. Bu komisyon kurulursa bu ve benzeri olaylar açığa çıkacaktır.

Page 79: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Bu komisyon araĢtırma yapar ve görüĢlerini belirtir. Devlet mahkemeleri böyle bir araĢtırma yapamaz. Onların çalıĢma Ģekilleri bellidir, yetkileri yok." Ģeklinde konuĢtu. BAġBAKAN KOMĠSYON ĠÇĠN YETKĠ ÇIKARSIN "BaĢbakan bu konuda Meclis'ten Adalet ve Hukuk komisyonu için yetki çıkarabilir." diyen Öcalan, " Ġki-üç ay içerisinde Meclis bu komisyonu kurar, içinde seçkin hukukçular, hocalar, akademisyenler de olabilir, siyasetçiler de yer alabilirler, yargılama yetkisi olmaz, sadece gerçeklerin açığa çıkmasını sağlar. Ben bildiğim her Ģeyi onlara anlatırım. Onlar da yaptıkları araĢtırmaları kamuoyuna açıklarlar. Ondan sonra kimin Türkiye'nin iyiliğini isteyip kimin istemediğine, kimin haklı kimin haksız olduğuna, kimin affedilip kimin affedilemeyeceğine kamuoyu vicdanı karar versin. O zaman her Ģey daha iyi anlaĢılır.. Adalet ve Hukuk Komisyonu'nun kurulmasını kabul etsinler. Neden kabul etmiyorlar? Neden kabul etmediklerini açıklasınlar. Adalet Bakanı'nın açıklamalarını dinledim. Bombaları falan bıraksın, diyor. Bu gidiĢle bombalar bitmez. Zeyno Baran Hindistan'daki gibi patlamalar Taksim'de olabilir dedi. Güngören'de patlayan bombaları, kim yaptı bunları? Adalet Bakanı Ģantaj yapıyor. Bunlar ciddi değiller. Benim savunma anlayıĢım öyle kaba saba, silahla, bombayla değildir, düĢüncelerim bellidir. Benim anlayıĢım, yaĢam felsefesinin düĢüncesini anlamadır." MUSTAFA KEMAL POZĠTĠVĠSTTĠ Öcalan, Ģöyle devam etti: "Savunmalarımda ilke olarak ortaya koydum. Anlama, düĢüncenin dünyalaĢmasıdır. Anlama olmadan pratik olamaz. Felsefeyi ve tarihi iyi anlayamazsak bugün gelinen aĢamayı çözemeyiz, anlam biçemeyiz. Türkiye'de felsefeyi bitirdiler. O yüzden tecavüzler oluyor. Halac-ı Mansur, Yunus Emre, Mevlana. -ki bu hafta Mevlana Haftası'dır- Yunus Emre de çok önemlidir. Bunların yaptıkları, anlayıĢları aĢktır. Bunlar iyi anlaĢılamazsa Anadolu'da birlikte yaĢama olanağı kalmaz. Bunlarla birlikte Mustafa Kemal'in de iyi anlaĢılması, güncellenmesi, çağa uygun hale getirilmesi gerekiyor. Bana Mustafa Kemal'le ilgili düĢüncelerimden dolayı "Kemalist olmuĢ" diyenler de var. Benim Mustafa Kemal'de önemsediğim bilimdir. Ġnönü'den önceki BaĢbakan kimdi? Mustafa Kemal, Serbest Fırkayı kuran Fethi Okyar onların nasıl düĢürüldüğünü, kendi etrafını nasıl kuĢattıklarını biliyordu. Bu konuda özellikle Yalçın Küçük okunabilir, Mahir Kaynak da kısmen değiniyor. Mustafa Kemal'in ordusu, silahı, ulusu vardı ancak O, bunların hiç birisine güvenmezdi, önemsemezdi, bilimi esas alırdı. Bu nedenle ben Mustafa Kemal'i önemsiyorum. Ama esas aldığı ilim, dönemin pozitivizmidir. Lenin'le iliĢkileri de bu bilim temelindedir." ĠNGĠLĠZLER BENĠMLE UĞRAġIYORLAR "ġimdilerde bir kitap var "Musa'nın Çocukları" diye. O kitap 1927'de Mustafa Kemal için de yazılmıĢtı. Mustafa Kemal bunu istemiyordu, bundan rahatsızdı. Günümüzde Tayip Erdoğan için söylüyorlar. AKP bu söyleme dört elle sarılıyor. Bunlar Ġki yüz yıllık Ġngiliz oyunları. Ġngilizler iki yüz yıldır Ortadoğu üzerinde oyun oynuyorlar. ġeyh Sait isyanı ve Seyit Rıza'nın idamı da bu oyunların parçasıdır. Ermenistan-Karabağ, Kıbrıs sorunu, Ortadoğu sorunu Ġngiliz politikalarının sonuçlarıdır. Ġngilizler benimle de uğraĢtılar, uğraĢıyorlar. Ben Suriye'deyken çok sık gelip benimle görüĢüyorlardı. Ben o zaman anlam veremiyordum, bunlar niye bu kadar sık benimle görüĢüyorlar diye düĢünüyordum. Asıl niyetlerinin beni denetimlerine almak, bu olmazsa yok etmek olduğunu sonradan anladım. Ġngilizlerin daha önceki anlayıĢları ve yaklaĢımları ulusalcılık, milliyetçilik ve dincilikti. 1970'lerden bu yana bu ılımlı Ġslam dedikleri Ģey, Kenan Evren'le baĢladı. Ve bu aĢamaya geldi. Bu Ġslamiyet'in Hz. Muhammed'le bir ilgisi yok. Ilımlı Ġslam, ucube bir Ģeydir. Buna karĢı Hz. Muhammed'in iyi anlaĢılması ve bugüne güncellenmesi gerekiyor." YARGILANAN AVRASYACI ERGENEKONDUR Ergenekon davasını da değerlendiren Öcalan, "Ergenekon için bunların birisine Avrasyacı, birisine de Amerikancı diyorum. Ergenekon'da asıl görülmesi gereken bu iki tarafın çatıĢmasıdır. Yargılanan Avrasyacı Ergenekon'dur. Örgütlenmesinin kökeni 1946'lara kadar gidiyor. Levent Ersöz, Silopi'de bizim insanları kaybedendir. Öyle sıradan biri değildir, çok güçlüler. ġimdi Rusya'da olmasının anlamı, ordunun yarısının Rusya'dan yana olması demektir. JĠTEM, kendi bünyesinde iki yüz bin kiĢiyi istihdam ediyor. Aslında Ġlker BaĢbuğ'un yaptığı açıklama Taraf Gazetesi-Ahmet Altan'a yönelik değil, kendi içindekilerine yöneliktir, onlara kızıyor. Ahmet Altan'a kızmıyor. Genelkurmay'ı zor zapt ediyor. BaĢka bir komutan yaptığı açıklamada 'Rusya, Ġran, Suriye ittifakından' söz ediyor. Bunların çekiĢmesi Laik ve ant-i laisizmdir. CHP'nin laiklik anlayıĢı ilginç olmaya baĢladı. Kadın ne giyineceğine kendisi karar verir. Kadın kapanacağına veya kapanmayacağına kendi özgür iradesiyle karar vermelidir. Kadının özgürlüğünü savunuyorsanız o zaman kadının siyaset yapmasını, milletvekili, belediye baĢkanı olmasını desteklemelisiniz. Kuru lafla özgürlük olmaz." ifadelerine yer verdi. KÜRTLERĠN LOZAN'I TAMAMLANMALI Öcalan, sözlerini Ģu Ģekilde sürdürdü: "Benim asıl söylemek istediğim Ģey, Kürtlerin Lozan'ıdır. Lozan'a gidilirken iki Kürt milletvekili götürülmüĢtü. Orada 'Türklerin ve Kürtlerin temsilcisi olarak buradayız" denilmiĢti ama gereği yapılmadı. Türkler açısından Lozan tamamlanmıĢtır. Kürtler açısından bugün tamamlanması gerekiyor. Ben buna Ġkinci Lozan veya Lozan'ın Tamamlanması Süreci diyorum. Lozan'ın tamamlanması Cumhuriyet'in demokratikleĢmesiyle olacaktır. Ben Konfederalizm derken yanlıĢ yorumlayıp ulus-devletin, üniter devletin parçalanacağını düĢünüyorlar. Cumhuriyete de karĢı değilim.

Page 80: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Konfederalizmden kastım Suriye, Ġran, Irak, Türkiye içindir. Suriye dâhil olmasa da Suriyeli Kürtler, Ġran da bu birlikteliğin içinde olabilir. Konfederalizm, Türkiye'deki Kürtlerin kendi demokratik örgütlenme biçimidir, ayrı bir devlet değildir. Lozan'la Cumhuriyet kuruldu. Konfederalizmle içi doldurulacak, Kürtlerin hakları tanınacak. Böylece Lozan tamamlanacak. Musul ve Kerkük'te misak-ı milliye dâhildi. Konfederalizmle bunları da dâhil ediyorum. Misak-ı Milli önemlidir. Burada Kürtlerin haklarına saygılı olunacağı belirtiliyor. Kürtler ayrılmak istemiyorlardı. Zorla ayırdılar. Benim kastım Kürtlerin haklarıdır. Osmanlı nasıl ki altı yüz yıl boyunca bu bölgede bir güç olarak yönettiyse, eğer böyle bir çözüm geliĢtirilirse Cumhuriyet de buna öncülük ederek bunu devam ettirebilir." TEMSĠLCĠ ARIYORLARSA BURADAYIM Öcalan, sözlerini Ģu Ģekilde tamamladı: "BaĢbakan 9-10 DTP'li milletvekiliyle uğraĢıyor, onlara tahammül edemiyor, Meclis'ten attırmaya çalıĢıyor. Temsilci arıyorlarsa DTP temsilcidir, ben buradayım temsilciyim. Ama burada yapılanların hepsi BaĢbakan'ın emriyle yapılıyor. Bana radyo vermiĢler, çalıĢmıyor. Ya hiç verme ya da vereceksen doğru düzgün çalıĢanını ver. Bir çay bile veriyorlar, yarı veriyorlar, diğer yarısı tortuyla dolu. Bunu bile pazarlık konusu yapmaya çalıĢıyorlar. Biraz ciddi olsunlar. ġantaj yapıyorlar. Bu Ģekilde benim üzerime gelmesinler. Ben bunu devlete de söylüyorum, PKK'ye de söylüyorum; ben, yaĢam felsefesinin anlaĢılmasıyla ilgileniyorum. Ben sorunun demokratik çözümü ve barıĢ için üzerime düĢeni yapmaya çalıĢıyorum. Daha önceden BaĢbakan ve Sayın CumhurbaĢkanı Gül'e mektup yazmıĢtım. Ġstirham ediyorum, bu sorunu çözelim diyorum."

Lozan tamamlanmalı

GörüĢme Notları:

Kürtler açısından Lozan'ın tamamlanması gerektiğini belirten Öcalan, 'Buna Ġkinci Lozan veya Lozan'ın

Tamamlanması Süreci diyorum. Lozan'ın tamamlanması Cumhuriyet'in demokratikleĢmesiyle olacaktır' dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Konfederalizme iliĢkin önemli açıklamalarda bulundu: 'Türkiye'deki Kürtlerin

kendi demokratik örgütlenme biçimidir, ayrı bir devlet değildir. Lozan'la Cumhuriyet kuruldu. Konfederalizmle içi

doldurulacak, Kürtlerin hakları tanınacak. Böylece Lozan tamamlanacak.' Öcalan, Meclis'te Adalet ve Hukuk

Komisyonu kurulması önerisini bir kez daha yineledi.

Ġmralı'daki uygulamaların hepsinin BaĢbakan'ın emriyle yapıldığını söyleyen Öcalan, 'BaĢbakan 9-10 DTP'li

milletvekiliyle uğraĢıyor, onlara tahammül edemiyor, Meclis'ten attırmaya çalıĢıyor. Temsilci

arıyorlarsaDTP temsilcidir, ben buradayım temsilciyim. Ben sorunun demokratik çözümü ve barıĢ için üzerime

düĢeni yapmaya çalıĢıyorum' dedi.

'Temsilci arıyorlarsa buradayım'

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, avukatlarıyla görüĢtü. Edinilen bilgiye göre görüĢmede yazdığı savunmalara

değinen Öcalan, 'Savunmalarımı 4 aydır idareye verdim. Bu kadar gecikmesinin nedeni onların da okumaları, kendi

önlemlerini aldıktan sonra göndermeleridir. Avrupalılar da okumuĢlardır. Çünkü her Ģeyi ilkelerle savunmamda

ortaya koydum. Çok derine inmedim. Ġlkeler Ģeklinde belirttim. Önemli olan da budur. Temel ilkeler belirlendikten

sonra altını herkes doldurabilir. Aydınlar, siyasetçiler, akademisyenler rahatlıkla altını doldurabilirler. Bunun çok iyi

okunması, satır satır, cümle cümle hatta kelime kelime okunup çok iyi anlaĢılması gerekir. On iki sorun belirledim,

her biri için ayrı ayrı çözüm önerileri var, bu çok önemlidir. Kimse beni ucuz değerlendirmesin. Çözüm konusundaki

yaklaĢımım üzerinden değerlendirip anlamaya çalıĢsınlar, o Ģekilde eleĢtirsinler. Hatta eleĢtirirken beni yerden yere

vurabilirler, ama ilkeler çerçevesinde eleĢtirebilirler. Ġlkeleri eleĢtirtmem. Yoksa kabul etmem. Ucuz eleĢtirileri de pek

dikkate almıyorum' dedi.

Page 81: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Hegel'le benzerliklerimiz var

Öcalan, Ģöyle devam etti: 'Ben Marks'la ilgili düĢüncelerimi daha önce açıklamıĢtım. Ben Hegel'i inceledim, ilginç

sonuçlara ulaĢtım. Almanya'nın bugünkü koĢullarda olmasının bir nedeni de Hegel'i anlamalarıdır. Hegel'i

anlamasalardı, bugünkü Almanya olmayacaktı! Almanya'yı Almanya yapan Hegel'dir. Benim düĢünce sistematiğim

ile Hegel'in düĢünce sistematiği arasında büyük benzerlikler var. O kadar zaman olmasına rağmen, onun düĢünce

ve felsefe anlayıĢı kent ve üst sınıflar içindir, Marx da, Napolyon da Hegel' den etkilenmiĢtir. Onlar kapitalist

modernitenin etkisinde kalmıĢlardır. Hegel'in felsefesi klasik uygarlık felsefesidir. Benim ki ise, demokratik uygarlık

felsefesidir. Felsefenin çok iyi anlaĢılması gerekiyor. Türkiye'de felsefeyi bitirdiler. Felsefe olmazsa anlama olmaz,

anlama olmazsa; aĢk olmaz!'

33 asker olayı Ergenekon bağlantılıdır

Bingöl'de katledilen 33 asker olayına da değinen Öcalan, 'Radyodan dinledim. Taraf Gazetesi'nin dünkü sayısının

baĢlığında sadece 33 askerin değil, 27.800 kiĢinin öldüğünü söylüyor. Doğrudur, otuz bin diyebiliriz. O gün Bakanlar

Kurulu'nda genel af tartıĢılıyormuĢ. 33 asker otobüse binmek istememiĢ. 'Biz korumasız ve silahsız gitmeyiz'

demiĢler ama zorla bindirilmiĢler. Niye bindirdiler, kim bindirdi, kimin adına yapıldı bunlar? PKK adına da ġemdin,

bunları Ekrem'e yaptırıyor. Ekrem'e talimat vererek öldürmelerini söylüyor. Defalarca sormama rağmen ġemdin, ne

Ģekilde olduğuna dair her defasında farklı Ģeyler söylüyordu. ġemdin'e direk Ergenekon'la bağlantılıdır, onların

adamıdır demiyorum. Ancak kullanılmıĢtır. Bu dönemde ateĢkes vardı zaten. O ateĢkes döneminde nasıl böyle bir

Ģey oldu? AteĢkesi istemeyenler kimlerdi? Bunu anlamak benim için zor oldu. Taraf Gazetesi tek yönlü araĢtırma

yapıyor. Bu konuda benzeri yaĢanmıĢ olaylar var. Bütün bunların daha iyi anlaĢılabilmesi için Adalet ve Hukuk

Komisyonu kurulursa biz her Ģeyi anlatmaya hazırız. Bu komisyon kurulursa bu ve benzeri olaylar açığa çıkacaktır.

Bu komisyon araĢtırma yapar ve görüĢlerini belirtir. Devlet mahkemeleri böyle bir araĢtırma yapamaz. Onların

çalıĢma Ģekilleri bellidir, yetkileri yok' Ģeklinde konuĢtu.

BaĢbakan komisyon için yetki çıkarsın

'BaĢbakan bu konuda Meclis'ten Adalet ve Hukuk Komisyonu için yetki çıkarabilir' diyen Öcalan, 'Ġki-üç ay içerisinde

Meclis bu komisyonu kurar, içinde seçkin hukukçular, hocalar, akademisyenler de olabilir, siyasetçiler de yer

alabilirler, yargılama yetkisi olmaz, sadece gerçeklerin açığa çıkmasını sağlar. Ben bildiğim her Ģeyi onlara

anlatırım. Onlar da yaptıkları araĢtırmaları kamuoyuna açıklarlar. Ondan sonra kimin Türkiye'nin iyiliğini isteyip kimin

istemediğine, kimin haklı kimin haksız olduğuna, kimin affedilip kimin affedilemeyeceğine kamuoyu vicdanı karar

versin. O zaman her Ģey daha iyi anlaĢılır.. Adalet ve Hukuk Komisyonu'nun kurulmasını kabul etsinler. Neden kabul

etmiyorlar? Neden kabul etmediklerini açıklasınlar. Adalet Bakanı'nın açıklamalarını dinledim. Bombaları falan

bıraksın, diyor. Bu gidiĢle bombalar bitmez. Zeyno Baran Hindistan'daki gibi patlamalar Taksim'de olabilir dedi.

Güngören'de patlayan bombaları, kim yaptı bunları? Adalet Bakanı Ģantaj yapıyor. Bunlar ciddi değiller. Benim

savunma anlayıĢım öyle kaba saba, silahla, bombayla değildir, düĢüncelerim bellidir. Benim anlayıĢım, yaĢam

felsefesinin düĢüncesini anlamadır.'

Mustafa Kemal pozitivistti

Öcalan, Ģöyle devam etti: 'Savunmalarımda ilke olarak ortaya koydum. Anlama, düĢüncenin dünyalaĢmasıdır.

Anlama olmadan pratik olamaz. Felsefeyi ve tarihi iyi anlayamazsak bugün gelinen aĢamayı çözemeyiz, anlam

biçemeyiz. Türkiye'de felsefeyi bitirdiler. O yüzden tecavüzler oluyor. Halac-ı Mansur, Yunus Emre, Mevlan -ki bu

hafta Mevlana Haftası'dır-, Yunus Emre de çok önemlidir. Bunların yaptıkları, anlayıĢları aĢktır. Bunlar iyi

anlaĢılamazsa Anadolu'da birlikte yaĢama olanağı kalmaz. Bunlarla birlikte Mustafa Kemal'in de iyi anlaĢılması,

güncellenmesi, çağa uygun hale getirilmesi gerekiyor. Bana Mustafa Kemal'le ilgili düĢüncelerimden dolayı 'Kemalist

olmuĢ' diyenler de var. Benim Mustafa Kemal'de önemsediğim bilimdir. Ġnönü'den önceki BaĢbakan kimdi? Mustafa

Kemal, Serbest Fırka'yı kuran Fethi Okyar onların nasıl düĢürüldüğünü, kendi etrafını nasıl kuĢattıklarını biliyordu.

Bu konuda özellikle Yalçın Küçük okunabilir, Mahir Kaynak da kısmen değiniyor. Mustafa Kemal'in ordusu, silahı,

ulusu vardı ancak O, bunların hiçbirisine güvenmezdi, önemsemezdi, bilimi esas alırdı. Bu nedenle ben Mustafa

Kemal'i önemsiyorum. Ama esas aldığı ilim, dönemin pozitivizmidir. Lenin'le iliĢkileri de bu bilim temelindedir.'

Ġngilizler benimle uğraĢıyor

'ġimdilerde bir kitap var 'Musa'nın Çocukları' diye. O kitap 1927'de Mustafa Kemal için de yazılmıĢtı. Mustafa Kemal

Page 82: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

bunu istemiyordu, bundan rahatsızdı. Günümüzde Tayyip Erdoğan için söylüyorlar. AKP bu söyleme dört elle

sarılıyor. Bunlar iki yüzyıllık Ġngiliz oyunları. Ġngilizler iki yüz yıldır Ortadoğu üzerinde oyun oynuyorlar. ġeyh Sait

isyanı ve Seyit Rıza'nın idamı da bu oyunların parçasıdır. Ermenistan-Karabağ, Kıbrıs sorunu, Ortadoğu sorunu

Ġngiliz politikalarının sonuçlarıdır. Ġngilizler benimle de uğraĢtılar, uğraĢıyorlar. Ben Suriye'deyken çok sık gelip

benimle görüĢüyorlardı. Ben o zaman anlam veremiyordum, bunlar niye bu kadar sık benimle görüĢüyorlar diye

düĢünüyordum. Asıl niyetlerinin beni denetimlerine almak, bu olmazsa yok etmek olduğunu sonradan anladım.

Ġngilizlerin daha önceki anlayıĢları ve yaklaĢımları ulusalcılık, milliyetçilik ve dincilikti. 1970'lerden bu yana bu ılımlı

Ġslam dedikleri Ģey, Kenan Evren'le baĢladı. Ve bu aĢamaya geldi. Bu Ġslamiyet'in Hz. Muhammed'le bir ilgisi yok.

Ilımlı Ġslam, ucube bir Ģeydir. Buna karĢı Hz. Muhammed'in iyi anlaĢılması ve bugüne güncellenmesi gerekiyor.'

Yargılanan Avrasyacı Ergenekon'dur

Ergenekon davasını da değerlendiren Öcalan, 'Ergenekon için bunların birisine Avrasyacı, birisine de Amerikancı

diyorum. Ergenekon'da asıl görülmesi gereken bu iki tarafın çatıĢmasıdır. Yargılanan Avrasyacı Ergenekon'dur.

Örgütlenmesinin kökeni 1946'lara kadar gidiyor. Levent Ersöz, Silopi'de bizim insanları kaybedendir. Öyle sıradan

biri değildir, çok güçlüler. ġimdi Rusya'da olmasının anlamı, ordunun yarısının Rusya'dan yana olması demektir.

JĠTEM, kendi bünyesinde iki yüz bin kiĢiyi istihdam ediyor. Aslında Ġlker BaĢbuğ'un yaptığı açıklama Taraf Gazetesi-

Ahmet Altan'a yönelik değil, kendi içindekilerine yöneliktir, onlara kızıyor. Ahmet Altan'a kızmıyor. Genelkurmay'ı zor

zapt ediyor. BaĢka bir komutan yaptığı açıklamada, 'Rusya, Ġran, Suriye ittifakından' söz ediyor. Bunların çekiĢmesi

laik ve anti-laisizmdir. CHP'nin laiklik anlayıĢı ilginç olmaya baĢladı. Kadın ne giyineceğine kendisi karar verir. Kadın

kapanacağına veya kapanmayacağına kendi özgür iradesiyle karar vermelidir. Kadının özgürlüğünü savunuyorsanız

o zaman kadının siyaset yapmasını, milletvekili, belediye baĢkanı olmasını desteklemelisiniz. Kuru lafla özgürlük

olmaz' ifadelerine yer verdi.

Kürtlerin Lozan'ı tamamlanmalı

Öcalan, sözlerini Ģu Ģekilde sürdürdü: 'Benim asıl söylemek istediğim Ģey, Kürtlerin Lozan'ıdır. Lozan'a gidilirken iki

Kürt milletvekili götürülmüĢtü. Orada 'Türklerin ve Kürtlerin temsilcisi olarak buradayız' denilmiĢti ama gereği

yapılmadı. Türkler açısından Lozan tamamlanmıĢtır. Kürtler açısından bugün tamamlanması gerekiyor. Ben buna

Ġkinci Lozan veya Lozan'ın Tamamlanması Süreci diyorum. Lozan'ın tamamlanması Cumhuriyet'in

demokratikleĢmesiyle olacaktır. Ben Konfederalizm derken yanlıĢ yorumlayıp ulus-devletin, üniter devletin

parçalanacağını düĢünüyorlar. Cumhuriyete de karĢı değilim. Konfederalizmden kastım Suriye, Ġran, Irak, Türkiye

içindir. Suriye dahil olmasa da Suriyeli Kürtler, Ġran da bu birlikteliğin içinde olabilir. Konfederalizm, Türkiye'deki

Kürtlerin kendi demokratik örgütlenme biçimidir, ayrı bir devlet değildir. Lozan'la Cumhuriyet

kuruldu. Konfederalizmle içi doldurulacak, Kürtlerin hakları tanınacak. Böylece Lozan

tamamlanacak. Musul ve Kerkük'te Misak-ı Milli'ye dahildi. Konfederalizmle bunları da dahil ediyorum. Misak-ı Milli

önemlidir. Burada Kürtlerin haklarına saygılı olunacağı belirtiliyor. Kürtler ayrılmak istemiyorlardı. Zorla ayırdılar.

Benim kastım Kürtlerin haklarıdır. Osmanlı nasıl ki altı yüz yıl boyunca bu bölgeyi bir güç olarak yönettiyse, eğer

böyle bir çözüm geliĢtirilirse Cumhuriyet de buna öncülük ederek bunu devam ettirebilir.'

Temsilci arıyorlarsa buradayım

Öcalan, sözlerini Ģu Ģekilde tamamladı: 'BaĢbakan 9-10 DTP'li milletvekiliyle uğraĢıyor, onlara tahammül edemiyor,

Meclis'ten attırmaya çalıĢıyor. Temsilci arıyorlarsa DTP temsilcidir, ben buradayım temsilciyim. Ama burada

yapılanların hepsi BaĢbakan'ın emriyle yapılıyor. Bana radyo vermiĢler, çalıĢmıyor. Ya hiç verme ya da vereceksen

doğru düzgün çalıĢanını ver. Bir çay bile veriyorlar, yarı veriyorlar, diğer yarısı tortuyla dolu. Bunu bile pazarlık

konusu yapmaya çalıĢıyorlar. Biraz ciddi olsunlar. ġantaj yapıyorlar. Bu Ģekilde benim üzerime gelmesinler. Ben

bunu devlete de söylüyorum, PKK'ye de söylüyorum; ben, yaĢam felsefesinin anlaĢılmasıyla ilgileniyorum. Ben

sorunun demokratik çözümü ve barıĢ için üzerime düĢeni yapmaya çalıĢıyorum. Daha önceden BaĢbakan ve Sayın

CumhurbaĢkanı Gül'e mektup yazmıĢtım. Ġstirham ediyorum, bu sorunu çözelim diyorum.'

Nazımın aĢk anlayıĢına eleĢtiri

'AĢk anlamaktır, derinleĢmektir. Doğayı, evreni, insanı anlamaktır' diyen Öcalan, Ģunları söyledi: 'Son birkaç gündür

radyodan dinledim. Avcılar'da beĢ kiĢi tarafından kaçırılarak 5-6 saat tecavüz edilen kadından söz ediyorlar. ĠĢte

Türkiye budur, Türkiye'nin her Ģeyini bu olay gösteriyor. Hem de polis yeleği giyerek yapıyorlar bunu. Zihniyet

değiĢiminden bahsediyorlar. Bu zihniyetin çöküĢüdür, insanlığın bittiği noktadır. Türkiye toplumunun getirildiği son

nokta budur, bu her Ģeyi özetliyor.

Page 83: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Benim bahsettiğim aĢk anlayıĢı Nazım Hikmet'in aĢk anlayıĢı gibi sadece kadına olan aĢk değildir. Nazım tarzı aĢk,

aĢk değildir. Tanrı aĢkından da bahsetmiyorum. AĢk anlamaktır, derinleĢmektir. Doğayı, evreni, insanı anlamaktır.

Bunları anlamadan aĢk olmaz. Bendeki aĢk anlayıĢı anlamadır. Benim için de bir Ģeyler söylüyorlar, benim kadını

yüceltme anlayıĢım bellidir, bu mücadeleme devam edeceğim.

Diyarbakır Kerkük ve Erbil'i sürüklesin

GörüĢme Notları:

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Diyarbakır‟ın inisiyatif almasını isteyerek “Böylece Kerkük, Diyarbakır‟ı arkasından değil, Diyarbakır Kerkük ve Erbil‟i arkasından sürüklemelidir” dedi. Öcalan Kürtlerin birliğini istediğini belirterek , “Biz Lozan‟ı güncelleyerek Ġkinci Lozan‟ı hayata geçirmeliyiz. Benim Misak-ı Milliyle anlatmak istediğim tüm parçalardaki Kürtler arasında gönül ve dostluk bağının kurulmasıdır” diye belirti. Erdoğan‟a seslenerek diyalog yolunun açılmasını isteyen Öcalan, “Ben otuz yıldır Türklerle en yoğun mücadeleyi verdim. Ama ben Türk ve Kürt savaĢının sonuç vermeyeceğini biliyorum” ifadesini kullandı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan‟ın avukatları ile ÇarĢamba günü yaptığı haftalık olağan görüĢmesinde, tutukluluk koĢulları, savunmalarının içeriği, tarihsel ve güncel geliĢmeler ile kendisine yönelik eleĢtiriler konusunda önemli değerlendirmelerde bulunduğu öğrenildi. KIT ĠMKANLARDA ÇÖZÜMLEME YAPIYORUM Tutukluluk koĢullarına iliĢin, “Radyom hala hıĢırtılı, gazeteleri de gecikmeli olarak, verdiklerinde de kesilerek anlamsız hale getirilerek veriliyor” diyen Öcalan, savunmalarının AĠHM‟e ulaĢmasının da kendisini rahatlattığını belirtti. Öcalan savunmaları konusunda Ģu ifadeleri kullandı: “Savunmalarımın AĠHM‟ne ulaĢması beni rahatlattı. Benim için bu sağlığımdan daha önemliydi. Önemli olan savunmalarımın toplumda anlam geniĢliği yaratmasıdır. Ben elimden geldiğince anlam geniĢliğini yaratmaya çalıĢtım. Bir insanın yoğunlaĢabileceği en üst seviyede yoğunlaĢarak yazdım. Ġsimlere, kavramlara çok takılmamak gerekiyor. Konfederal sistem, komünal sistem veya baĢka bir Ģey de denilebilir. Ben bu savunmada içeriği verdim, önemli olan da budur. Bu savunmamda ayrıntılı olarak içeriğini anlattım. Savunmalarımı devlet de iyi inceledi. Buna karĢı her türlü tedbirini aldı. Mesela Taraf Gazetesi‟ni bakabilince görüyorum ki; Taraf Gazetesi Sol liberal bir parti gibi davranıyor, sistemi çözmüĢ, sürekli eleĢtiriyor. Bunu gazetelerinden anlıyorum, okumak yetmiyor, arka planını da görmek gerekiyor. Ben burada kıt imkânlarda çözümlemeler yapıyorum. Kürt Milliyetçiliğinin Tarihi kitabı, Ergenekon Ġddianamesi bana verilseydi, bunları görüp inceleyebilseydim daha içerikli çözümlemelerim olurdu. Ama bu kıt imkânlara rağmen güçlü çözümlemeler yapabiliyor, yaĢananların arka planını görebiliyorum.” 400 YILLIK KAPĠTALĠST DÜġÜNCENĠN DIġINDA YENĠ ġEYLER SÖYLÜYORUM “Ben savunmamı hazırlarken Hegel‟i de Kant‟ı da, Carl Schimit‟i de iyi okudum. Kant bilindiği gibi bir hukuk filozofudur” diyerek bugünkü dünyanın anlaĢılması için Hegel‟in iyi okunması gerektiğini kaydetti. Öcalan Ģöyle dedi: “Bugünkü dünya anlaĢılmak isteniyorsa Hegel iyi okunmalıdır. Çünkü Hegel, modern düĢüncenin babasıdır. Ama ben onun gibi düĢünmüyorum. ġimdi daha iyi anladım. Benim düĢünce sistemim onu aĢtı. Dörtyüz yıllık kapitalist düĢüncenin dıĢında yeni Ģeyler söylüyorum. Kamuoyunda da ulus-devletin yumuĢatılması tartıĢılıyor. Savunmalarımın anlaĢılması benim için önemlidir. Bize yakın, beni takip eden çevrelerin yapacağı en iyi Ģey, savunmalarımı okumaları, iyi anlamaları ve anlayıĢ gösterebilmeleridir. AnlayıĢ ve öngörü çok önemlidir.” KRĠZ TEKELLERDEN KAYNAKLANIYOR Dünyada yaĢanan ekonomik krizi değerlendiren Öcalan, Ģu tespitlerde bulundu: “Ekonomik kriz var diyorlar. Bu kriz

Page 84: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

neden kaynaklanıyor? Kriz, tekellerden kaynaklanıyor. Ben tekellere karĢıyım. Bir tekel demek on binlerce iĢsiz demek. Her gün gazetelerden radyodan takip ediyorum, bir günde elli bin insan iĢten çıkarıldı, deniyor. Bu iĢsizlik demektir. Bir karıncanın iĢsizlik sorunu yoktur, nasıl oluyor da insanlar iĢsiz kalıyor! Aslında bu sorunların temeli iyi görülürse iĢsizlik sorunu üç ayda beĢ ayda çözülür. Ekonomi eĢittir kadındır. Ama Ģimdiki sistem ekonomiyi kadının elinden almıĢtır, kadın üretimden uzaklaĢtırılmıĢ, eve hapsedilmiĢtir. Oysa ekonomi kadının iĢidir. YetmiĢ yaĢında adamlar çıkıp, ekonomiyi değerlendiriyor. YetmiĢ yaĢında adam ekonomiyi nasıl çözer! Bu adamlar zaten tekellerin çıkarlarına hizmet ediyorlar, tekelleri güçlendiriyorlar. Bunlar ne anlar ekonomiden! ĠĢte görüyorsunuz evde çoluk-çocuk herkes aç.” ÇÖZÜM ĠÇĠN KADIN AKADEMĠSĠ Diğer çoğu açıklamalarında olduğu gibi bu kez de kadın sorunlarına değinen Öcalan çözüm için de yeni bir öneride bulundu: “Toplumda hiçbir sorun çözülmemiĢken kadın sorunu, eğitim sorunu, iĢsizlik sorununu çözmek dururken, bir de evlilikten bahsediyorlar. Oysa evlilikle kadınlar bu sorunların bin katı fazlasını yaĢıyor. Namus adına öldürülüyor, dövülüyor, sövülüyor. Yine de bir kadın çıkıp „biz bu sorunları tartıĢalım, çözelim‟ demiyor. Oysa bu, yurtseverliğin de bir gereğidir. Çözüm için Kadın Akademisi öneriyorum. Bu konuda yapılanlar çok yetersiz kalıyor. Kadınların onlarca, binlerce sorunu var. Bunu ancak akademiyle çözebilirler. Bir kahvehaneyi, bir binayı, bir alanı alıp orada günlerce tartıĢabilmeli ve çözüm üretebilmeliler. Buralarda iĢte namus cinayetleri var, dövülüyoruz, sövülüyoruz, buna çözüm geliĢtirmeliyiz, demelidirler. DĠYARBAKIR‟I ANLAMIYORLAR Demokratik Toplum Kongresi‟ni de bu nedenle önemsediğini ifade eden Öcalan, “Özellikle Diyarbakır için belirtiyorum. Diyarbakır‟ın onlarca sorunu var. Bu Kongre çerçevesinde tüm sorunları günlerce, bir çözüm buluncaya kadar tartıĢmalıdırlar. Bu Kongre süreklileĢmelidir. Bu iyi iĢletilirse sorunlar çok daha kolay ve zamanında çözülür. Diyarbakır‟dan söz ediyorlar ama Diyarbakır‟ı anlamıyorlar” diye belirtti. BĠR GÜL KADAR ÖZSAVUNMA HAKKIMIZ YOK MUDUR? Gül üzerine de çarpıcı değerlendirmelerde bulunan Öcalan Ģu ifadeleri kullandı: “Yasaklanan 124 sayfalık savunmamda da değinmiĢtim. Gül üzerine düĢündüm. Gül, kendini korumak için diken çıkarıyor. Buna Gül Teorisi diyorum. Bir Gülün, bir bitkinin bile öz savunması vardır. Özsavunma için doğaya, tabiata bakmak bile yeterlidir. Bir Gül kadar bile kendimizi özsavunmaya hakkımız yok mudur? Özsavunma kutsaldır. Hatırlıyorum ben küçükken bizim köyde ihtiyar bir amca vardı, diyordu ki, „biz kuru tahtalar gibiyiz‟. Ben „bu nasıl olur?‟ diyordum. Bir ağaç bile kayaları delerek kök vermekte, kendini yaĢatabilmektedir. Bunun kadar da mı olamıyoruz? Bu savunmalarımda özsavunmayı da derinlikli açtım.” DĠYARBAKIR‟IN PRATĠK-POLĠTĠK DUYARLILIĞI ÇOK GELĠġKĠN Ġlk toplantılarının Diyarbakır‟da yapıldığını anlatan Öcalan, Diyarbakır‟ın önemini vurgularken Ģöyle dedi: “Ġlk toplantıyı da Diyarbakır Fis‟te yapmıĢtık. Diyarbakır‟da bir yıl memurluk yapmıĢtım, o taraflarda kaldım. Diyarbakır‟ı anlamak için 1918‟deki Diyarbakır‟ın Ģartlarını iyi bilmek gerekiyor. 2008‟i tutup geriye 1918”e götürürsek Ģartların çok benzer olduğunu görürüz. 1918‟lerde Diyarbakır‟da Kürt Teali Cemiyeti vardı. Merkezi Diyarbakır‟daydı. Bu Cemiyetin bir tarafında Doğu Müdafa-i Hukukçular, diğer tarafında ise Seyit Abdülkadir ve çevresi vardı. O dönem Mustafa Kemal, Diyarbakır eĢrafına mektuplar yazarak “Ġngilizlerden uzak durun, onlarla iĢbirliği yaparsanız var olan Kürdistan‟ı da kaybedersiniz” demiĢtir. Bunun üzerine Kürt Teali Cemiyeti ikiye ayrıldı. Bir tarafta Ġngilizlere yakın olan Seyit Abdülkadir ve çevresi, diğer tarafta ise Mustafa Kemal‟den aslında Cumhuriyet‟ten yana tavır alan Diyarbakırlılar vardı. O dönem tercihini Cumhuriyet‟ten yana yapan Diyarbakırlılar bugün beni dinlemekte, benden yana tavır almaktadırlar. Diyarbakır‟ın pratik-politik duyarlılığı çok geliĢkindir. Diyarbakır hiçbir zaman ne kaba-kör bir Ģiddetten yana tavır aldı ne de ulusal iradesinden vazgeçip teslim oldu. Farklı bir yapısı vardır, iyi çözmek gerekir.” MUSTAFA KEMAL TÜRK TOPLUMUNDAN DA GĠZLENDĠ Öcalan tarihsel geliĢmelere iliĢkin değerlendirmelerde de bulundu. Mustafa Kemal Atatürk, ġeyh Sait Ġsyanı ve Ġngiliz oyunları konusunda Öcalan Ģunları söyledi: “Ben ġeyh Sait ve Seyit Abdulkadir‟e Ġngiliz ajanı diyemem, demem ancak Ġngiliz oyunlarını görememiĢlerdir, Ġngiliz politikalarına alet olmuĢlardır. Bildiğiniz gibi Seyit Abdulkadir de oyuna getirilerek Ġngilizlerle görüĢtüğünü sanırken Mustafa Kemal‟in gönderdiği kendine Ġngiliz ajanı süsü veren Ģahıslarla görüĢmüĢtü. Bu nedenle idam edilmiĢti. Aslında Mustafa Kemal o kadar Kürt düĢmanı değildir. Mustafa Kemal gerçekte Türk toplumundan da gizlenmiĢtir. Ġzmir‟deki konuĢmasında Kürtler için muhtariyet düĢünülebileceğini söylemiĢtir. Ġngilizler Mustafa Kemal‟den intikam almaya çalıĢıyorlardı. Ġngilizler o zaman Musul Kerkük‟te petrol olduğunu keĢfetmiĢlerdi, bu nedenle buraları almak istiyorlardı. Mustafa Kemal‟in iradesi iki yerde kırılmıĢtır. Bunlardan birincisi Musul ve Kerkük‟ün elden çıkarılmasıdır. Aslında Musul ve Kerkük‟ün alınması Ġngilizlerin Mustafa Kemal‟den aldığı intikamdır. Ġngilizler Mustafa Kemal‟e „Sen Samsun‟a 1919‟da bizim iznimizle bir Osmanlı PaĢası olarak gittin ama bizim politikalarımızın ve bizim söylediklerimizin dıĢına çıktın‟ diyordu. Bunun için Mustafa Kemal‟in iradesini kırmaya çalıĢtılar. Çünkü Mustafa Kemal Ġngiliz oyunlarını görüyor, bozmaya çalıĢıyordu. Ben de bu gün Ġngiliz oyunlarını görüyorum ve bozuyorum.

Page 85: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Hatta Musul ve Kerkük‟ün ayrılma sürecinde Meclisteki Kürt milletvekilleri buna karĢı çıkmıĢtır, „bizi bölmeyin‟ demiĢlerdir. Mustafa Kemal „yapabileceğim bir Ģey yok‟ demiĢtir. ġeyh Sait Ġsyanı‟nın çıkması da Musul ve Kerkük‟ün elden çıkmasını, Kürtlerin bölünmesini hızlandırmıĢtır. TANRILAġTIRILDI Mustafa Kemal‟in iradesinin kırıldığı ikinci olay ise Ġzmir Suikast Olayı‟dır. Mustafa Kemal bu suikastten kurtulmuĢ ve bunun üzerine gitmek istemiĢtir. Bu olayla ilgili olarak Kâzım Karabekir yargılanırken, tüm generaller sivil kıyafetleriyle duruĢma salonuna gelerek, biz buradayız mesajını vermiĢlerdir, bunun neticesinde de yargılama düĢmüĢ, Karabekir ceza almamıĢ, Fevzi Çakmak‟ın durumu netleĢmiĢtir. Bu bir Ġngiliz tavrıydı. Zaten bundan sonra Fethi Okyar Hükümetten düĢürüldü, partisi kapatıldı. Yerine Ġsmet Ġnönü getirildi. Bu Ģekilde Mustafa Kemal iradesizleĢtirilmiĢ oldu. Bu dönemde 1927‟lerde Mustafa Kemal‟in çevresi en koyu Türkçülük yapanlarla kuĢatıldı. Bunların siyasal teolojisi gereği Mustafa Kemal tanrılaĢtırıldı, Ġsmet Ġnönü ise peygamberleĢtirildi! Abraham Galanti‟nin siyasal teolojisi budur. Nihal Adsız‟ı anlamam için tek kelime yetti. Aynen Ģöyle diyordu kitabında; „Türkçülük DehĢeti‟ diyordu. Bu kavram onu anlamak için yeterlidir. Carl Schimit, Siyasal Teoloji kitabında, siyasal teolojiyi çok derinlikli açıyor. PKK BAĞIMSIZ BĠR HAREKET, KĠMSENĠN DENETĠMĠNE GĠRMEZ “Bunun benimle ilgili olan kısmı ne?” diye soran Öcalan Ģöyle devam etti: “O dönem hayata geçirilmeye çalıĢılan siyasal teoloji, 1990‟larda da benim üzerimden uygulanmaya çalıĢılıyordu. Çürükkayalar‟da ġemdin‟de inanılmaz bir iktidar hırsı, önderlik hırsı vardı. Ben, “neden bu kadar istiyorlar” diye merak ediyordum, buna çok ĢaĢırıyordum. Nedir bu önderlik merakı, biz onlarca sorunla boğuĢuyoruz. Ġngilizler tarafından 1927‟lerde Mustafa Kemal‟e uygulanan siyasal teoloji 1990‟larda Çürükkaya ve ġemdin onlarla bana uygulandı. Ben bu Ġngiliz oyunlarını gördüm, Ġngiliz oyunlarını bozdum, tüm bunları boĢa çıkardım. Benim tasfiye kararım da ta o zamanlar alınmıĢtı. Doğan GüreĢ „90‟larda Londra‟ya gitti. Ve Ġngilizlerden “Kürtleri ez, vur” talimatını aldı. Bunun üzerine döndükten sonra beni sıkıĢtırmaya baĢladılar. Hatta o dönem Güney‟li bazı güçler de, beni sık sık çağırıyordu. Beni kendi yanına çekmeye çalıĢıyorlardı. Ben de gitmiyordum. „PKK bağımsız bir harekettir, PKK kimsenin denetimine girmez‟ diyordum. Ġttifaksa ittifak yapalım, diyordum. Ama bu onlara yetmiyordu, denetimlerine girmemizi istiyorlardı. Daha sonradan net olarak ortaya çıktı ki, bu talepleri, Ġngilizlerin talebiydi. Ġngilizlerin Ortadoğu‟daki politikalarının bir gereğiydi. Ben bu politikaları bozuyordum.” YUNANĠSTAN‟DAKĠ YARGILAMA ÖNEMLĠ Ġngiltere‟nin rolünü çözdüğünü ifade eden Öcalan, “Ġngiltere‟nin rolünü çözdüm; „90‟larda Ġngilizler yanıma gruplar gönderiyordu. Bunu Ģimdi daha iyi görüyorum. Beni kendi politikalarına alet etmeye çalıĢıyorlardı ama ben Ġngiliz oyunlarını boĢa çıkarıyordum. Bu nedenle ta 1990‟lardan tasfiyeme karar verdiler. Avrupa‟ya çıktığım dönemde „person nan grata‟ ilan edilmiĢtim. Uçağım Yunanistan‟dan Minsk‟e gitmiĢti. Birkaç saat burada bekletildim. Hava çok soğuktu. Israrla bana inmemi söylüyorlardı. Belki de inseydim orada kalabilirdim, sonuçta asi bir devlet. Ama ben inmedim. Daha sonra öğrendik ki, NATO o akĢam tüm Avrupa hava sahasını uçuĢlara kapatmıĢtı. Sözüm ona beni Hollanda‟ya götüreceklerdi. Ama biliyorsunuz Afrika-Kenya süreci devreye konuldu. Yunanistan‟da dolambaçlı arazili bir yoldan gidiyorduk, araba yedi sekiz kez yolda durdu. ġoför sanki „in nereye gidiyorsan git, seni götürmek istemiyorum‟ der gibiydi. Yine Yunan hava alanında araba, beni götürecek uçağa çarptı, orada da birkaç saat oyalandık. ġoför bana bir Ģeyler anlatmak istiyordu, beni uçağa bindirmek istemiyordu aslında. Yunan istihbaratı içerisinde beni CIA‟ye teslim etmek istemeyenler de vardı. Bunu sonradan anladım. Ama ilginçtir hiç biri tek kelime bile etmedi, ama davranıĢlarıyla bir Ģeyler anlatmak istiyorlardı. Ben bunu çok sonradan anladım” diye konuĢtu. Yunanistan‟daki davasına da değinen Öcalan, “Yunanistan‟daki yargılama benim için de Yunan halkı için de önemli. Böylece Yunanistan içindeki kirli oyunları ve odakları da ortaya çıkarmak istiyorum. Bu komplodaki yeri daha net ortaya çıkacaktır. ĠĢte kaç gündür Yunanistan yakılıp yıkılıyor. Bunlar birbirleriyle bağlantılı” ifadelerini kullandı. DĠYARBAKIR ĠNĠSĠYATĠFĠNĠ KULLANABĠLMELĠ Eski BaĢbakan Ecevit‟ten sonra kendisiyle diyalogların kesildiğini söyleyen Öcalan Ģu açıklamalarda bulundu: “Ġmralı‟ya getirildiğimde bazı görüĢmeler oluyordu. Buraya gelen devlet yetkilisi, „biz bu sorunu kendi aramızda çözelim‟ diyordu. Ben de zaten baĢından beri bunu söylüyordum. Ve bazı açılımlarım da oldu çünkü çözümün geliĢeceğini umuyordum. Ecevit‟in tasfiyesiyle diyaloglar bir anda kesildi. Diyaloglar kesildikten sonra Ġngiliz oyunları yavaĢ yavaĢ ortaya çıktı. Osman, Botan onların durumu ortaya çıktı. Hepsi Ġngiliz oyunlarıydı. Daha sonra Erdoğan iktidara geldi. Bazı Kürt çevreler, Erdoğan‟a „Öcalan‟la görüĢeceksen bizden destek alamazsın‟ dedi. Aslında bu, Ġngilizlerin görüĢüydü. Böylece Erdoğan‟ın da bir Ģey yapmasına izin vermediler. Erdoğan‟a sesleniyorum; Güney‟li güçlere sırtını dayamakla bu sorun çözülmez.” Öcalan Diyarbakır‟a iliĢkin de önemli mesajlar vererek, “Diyarbakır inisiyatifini kullanabilmelidir” dedi. Öcalan bu konuya Ģöyle açıklık getirdi: “Böylece Kerkük, Diyarbakır‟ı arkasından değil, Diyarbakır Kerkük ve Erbil‟i arkasından sürüklemelidir. Bu da Demokratik Toplum Kongresi‟nin iyi iĢletilmesi, güçlendirilmesi ve süreklileĢtirilmesiyle olabilir. Demokratik Toplum Kongresi‟yle iĢsizlik, yoksulluk ve ekonomik vs. tüm sorunlarını tartıĢılabilmeli ve bu çerçevede çözüm bulabilmelidir. Sorunların çözümünü tartıĢmalılar ve bahara kadar somut bir proje hazırlayıp sunabilmeleri

Page 86: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

önemlidir. Bunlar yasaklansa bile çıkıp diyebilirler ki bu sorunlar bizim sorunlarımız ve biz bunları çözmek istiyoruz. Bu yurtseverliğin, vatandaĢlığın doğal bir gereğidir. Biz böylece savaĢa karĢı siyasete bir Ģans veriyoruz. Bu istemlerini Hükümete kadar taĢırmalılar. Anlamlı bir diyalogun önü açılmalıdır, Seçimlere de bu Ģekilde yaklaĢmak, oylarını ve iradelerini birleĢtirmek hayati önemde değerlendirilmesi gereken bir süreçtir, bahara kadar olumlu bir Ģeyler olacağını umut ediyorum.” LOZAN GÜNCELLEġTĠRĠLMELĠ Geçen haftaki açıklamalarında Lozan ve Misakı Milli‟ye iliĢkin söylediklerini bu hafta da yineleyen Öcalan Ģöyle belirtti: “Lozan güncelleĢtirilmeli. Kürtler demeli ki „biz Sevr‟i kabul etmiyoruz. Kendi Lozan‟ımızı yapmak ve güncellemek istiyoruz”. Biliniyor, Lozan imzalanırken Ġsmet Ġnönü, yanında iki Kürt milletvekili de götürerek, „bunlar Kürt‟tür, Kürtlerin temsilcisidir‟ diye tanıtmıĢ; „Biz sorunu kendi içimizde çözeceğiz” demiĢtir. Ġsmet Ġnönü‟nün yanında götürdüğü milletvekilleri Diyarbakır milletvekilleriydiler. Biz Lozan‟ı güncelleyerek Ġkinci Lozan‟ı hayata geçirmeliyiz. Benim Misak-ı Milliyle anlatmak istediğim tüm parçalardaki Kürtler arasında gönül ve dostluk bağının kurulmasıdır. Misak-ı Milli anlayıĢım, Ġdris-i Bitlisi‟nin anlayıĢı değildir. Ben Suriye, Ġran, Irak ile gönül bağı, dostluk bağından söz ediyorum. Özgünlükler korunarak birlikte yaĢayabilecekleri alanlar yaratmak için söylüyorum. Demokratik Konfederal sistem dediğim de budur. Parçalar özgünlüklerini koruyarak bir araya gelip, tüm halklarla, Araplarla, Azerilerle, Farslarla, Türklerle bu temelde birlikte yaĢam mümkündür. Ben gönül bağı diyorum, kötülük bunun neresinde, bölücülük bunun neresinde?” BENĠM KADAR TÜRKLERLE SAVAġAN YOK “Ben Kürtlerin birliğini istiyorum” diyen Öcalan Misak-ı Milli konusundaki eleĢtirilere Ģöyle yanıt verdi: “Misak-ı Milli kavramıyla; dört parçadaki Kürtleri Türkiye sınırlarına katmak istediğimi ileri sürenlerin, Kürtleri dört parçaya ayıranların, binlerce insanın canına mal olacak Kürt-Türk çatıĢması yaratmak isteyenlerin canına okuyorum. Ben ne Ziya Gökalp‟in milliyetçiliğine ne de Ġsmail BeĢikçi‟nin milliyetçiğine düĢerim. Benim kadar Türklerle savaĢan ve Türklerle savaĢmayı bilen yoktur. SavaĢmaktan korkmayacak biri varsa o da benim. Ben otuz yıldır Türklerle en yoğun mücadeleyi verdim. Ama ben Türk ve Kürt savaĢının sonuç vermeyeceğini biliyorum. Bunun önüne geçmeye çalıĢıyorum. Sayın Erdoğan‟a buradan sesleniyorum; anlamlı bir diyalogun yolu açılmazsa benim de önüne geçemeyeceğim sonuçlar doğabilir. Diyalog birçok Ģeyi değiĢtirebilir. SavaĢa değil, demokratik siyasete Ģans verelim diyorum. Halkımızın, herkesin bayramını kutluyorum. Bayramın barıĢa, demokrasiye vesile olmasını diliyorum.”

Siyasete Ģans verelim

GörüĢme Notları:

Demokratik Toplum Kongresi'nin toplanarak iĢsizlik, yoksulluk ve ekonomik tüm sorunları tartıĢmasını

isteyen Abdullah Öcalan, 'Sorunların çözümünü tartıĢmalılar. Bahara kadar da somut bir proje hazırlayıp

sunabilmeliler' diye konuĢtu.

DĠYARBAKIR ĠNĠSĠYATĠF ALMALI

Öcalan, Kürt sorunuyla ilgili önemli mesajlar verdi. Diyarbakır'ın inisiyatif kullanması gerektiğini belirten Öcalan,

'Böylece Kerkük, Diyarbakır'ı arkasından değil, Diyarbakır Kerkük ve Erbil'i arkasından sürüklemelidir. Bu da

Demokratik Toplum Kongresi'nin iyi iĢletilmesi, güçlendirilmesi ve süreklileĢtirilmesiyle olabilir' dedi.

DĠYALOG BĠRÇOK ġEYĠ DEĞĠġTĠREBĠLĠR

Page 87: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Herkesin bayramını kutlayan Öcalan, Ģunları söyledi: 'Türk ve Kürt savaĢının sonuç vermeyeceğini biliyorum. Bunun

önüne geçmeye çalıĢıyorum. Erdoğan'a sesleniyorum; anlamlı bir diyaloğun yolu açılmazsa benim de önüne

geçemeyeceğim sonuçlar doğabilir. Diyalog birçok Ģeyi değiĢtirebilir. SavaĢa değil, demokratik siyasete Ģans

verelim diyorum.'

DTK çözüm için toplanmalı

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, avukatlarıyla haftalık görüĢmesini yaptı. Edinilen bilgiye göre görüĢmede içinde

bulunduğu koĢullara değinen Öcalan, 'Radyom hala hıĢırtılı, gazeteleri de gecikmeli olarak, verdiklerinde de

kesilerek, anlamsız hale getirilerek veriliyor' dedi. Öcalan, Ģöyle devam etti: 'Savunmalarımın AĠHM'e ulaĢması beni

rahatlattı. Benim için bu sağlığımdan daha önemliydi. Önemli olan savunmalarımın toplumda anlam geniĢliği

yaratmasıdır. Ben elimden geldiğince anlam geniĢliğini yaratmaya çalıĢtım. Bir insanın yoğunlaĢabileceği en üst

seviyede yoğunlaĢarak yazdım. Ġsimlere, kavramlara çok takılmamak gerekiyor. Konfederal sistem, komünal sistem

veya baĢka bir Ģey de denilebilir. Ben bu savunmada içeriği verdim, önemli olan da budur. Bu savunmamda ayrıntılı

olarak içeriğini anlattım. Savunmalarımı devlet de iyi inceledi. Buna karĢı her türlü tedbirini aldı. Mesela Taraf

Gazetesi'ne bakabilince görüyorum ki; Taraf Gazetesi sol liberal bir parti gibi davranıyor, sistemi çözmüĢ, sürekli

eleĢtiriyor. Bunu gazetelerinden anlıyorum, okumak yetmiyor, arka planını da görmek gerekiyor. Ben burada kıt

imkanlarda çözümlemeler yapıyorum. Kürt Milliyetçiliğinin Tarihi kitabı, Ergenekon Ġddianamesi bana verilseydi,

bunları görüp inceleyebilseydim daha içerikli çözümlemelerim olurdu. Ama bu kıt imkanlara rağmen güçlü

çözümlemeler yapabiliyor, yaĢananların arka planını görebiliyorum.'

Hegel ve Kant'i iyi okudum

'Ben savunmamı hazırlarken Hegel'i de, Kant'ı da, Carl Schmitt'i de iyi okudum. Kant bilindiği gibi bir hukuk

filozofudur. Bugünkü dünya anlaĢılmak isteniyorsa Hegel iyi okunmalıdır. Çünkü Hegel, modern düĢüncenin

babasıdır. Ama ben onun gibi düĢünmüyorum. ġimdi daha iyi anladım. Benim düĢünce sistemim onu aĢtı. Dörtyüz

yıllık kapitalist düĢüncenin dıĢında yeni Ģeyler söylüyorum. Kamuoyunda da ulus-devletin yumuĢatılması tartıĢılıyor.

Savunmalarımın anlaĢılması benim için önemlidir. Bize yakın, beni takip eden çevrelerin yapacağı en iyi Ģey,

savunmalarımı okumaları, iyi anlamaları ve anlayıĢ gösterebilmeleridir. AnlayıĢ ve öngörü çok önemlidir.'

Ben tekkellere karĢıyım

'Ekonomik kriz var diyorlar. Bu kriz neden kaynaklanıyor?' diye soran Öcalan, 'Kriz, tekellerden kaynaklanıyor. Ben

tekellere karĢıyım. Bir tekel demek on binlerce iĢsiz demek. Her gün gazetelerden, radyodan takip ediyorum, bir

günde elli bin insan iĢten çıkarıldı, deniyor. Bu iĢsizlik demektir. Bir karıncanın iĢsizlik sorunu yoktur, nasıl oluyor da

insanlar iĢsiz kalıyor! Aslında bu sorunların temeli iyi görülürse iĢsizlik sorunu üç ayda, beĢ ayda çözülür. Ekonomi

eĢittir kadındır. Ama Ģimdiki sistem ekonomiyi kadının elinden almıĢtır, kadın üretimden uzaklaĢtırılmıĢ, eve

hapsedilmiĢtir. Oysa ekonomi kadının iĢidir. YetmiĢ yaĢında adamlar çıkıp, ekonomiyi değerlendiriyor. YetmiĢ

yaĢında adam ekonomiyi nasıl çözer! Bu adamlar zaten tekellerin çıkarlarına hizmet ediyorlar, tekelleri

güçlendiriyorlar. Bunlar ne anlar ekonomiden! ĠĢte görüyorsunuz evde çoluk-çocuk herkes aç' Ģeklinde konuĢtu.

Günlerce sorunlar tartıĢılmalı

Öcalan, Ģöyle dedi: 'Toplumda hiçbir sorun çözülmemiĢken kadın sorunu, eğitim sorunu, iĢsizlik sorununu çözmek

dururken, bir de evlilikten bahsediyorlar. Oysa evlilikle kadınlar bu sorunların bin katı fazlasını yaĢıyor. Namus adına

öldürülüyor, dövülüyor, sövülüyor. Yine de bir kadın çıkıp 'biz bu sorunları tartıĢalım, çözelim' demiyor. Oysa bu,

yurtseverliğin de bir gereğidir. Çözüm için Kadın Akademisi öneriyorum. Bu konuda yapılanlar çok yetersiz kalıyor.

Kadınların onlarca, binlerce sorunu var. Bunu ancak akademiyle çözebilirler. Bir kahvehaneyi, bir binayı, bir alanı

alıp orada günlerce tartıĢabilmeli ve çözüm üretebilmeliler. Buralarda iĢte namus cinayetleri var, dövülüyoruz,

sövülüyoruz, buna çözüm geliĢtirmeliyiz, demelidirler. Demokratik Toplum Kongresi'ni de bu nedenle önemsiyorum.

Özellikle Diyarbakır için belirtiyorum.Diyarbakır'ın onlarca sorunu var. Bu Kongre çerçevesinde tüm sorunları

günlerce, bir çözüm buluncaya kadar tartıĢmalıdırlar. Bu Kongre süreklileĢmelidir. Bu iyi iĢletilirse sorunlar çok daha

kolay ve zamanında çözülür. Diyarbakır'dan söz ediyorlar ama Diyarbakır'ı anlamıyorlar. Yasaklanan 124 sayfalık

savunmamda da değinmiĢtim. Gül üzerine düĢündüm. Gül, kendini korumak için diken çıkarıyor. Buna Gül Teorisi

diyorum. Bir gülün, bir bitkinin bile öz savunması vardır. Özsavunma için doğaya, tabiata bakmak bile yeterlidir. Bir

gül kadar bile kendimizi özsavunmaya hakkımız yok mudur? Özsavunma kutsaldır. Hatırlıyorum ben küçükken bizim

köyde ihtiyar bir amca vardı, diyordu ki, 'biz kuru tahtalar gibiyiz'. Ben 'bu nasıl olur?' diyordum. Bir ağaç bile kayaları

Page 88: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

delerek kök vermekte, kendini yaĢatabilmektedir. Bunun kadar da mı olamıyoruz? Bu savunmalarımda özsavunmayı

da derinlikli açtım.'

1918'in Diyarbakır'ı

'Ġlk toplantıyı Diyarbakır Fis'te yapmıĢtık. Diyarbakır'da bir yıl memurluk yapmıĢtım, o taraflarda kaldım.Diyarbakır'ı

anlamak için 1918'deki Diyarbakır'ın Ģartlarını iyi bilmek gerekiyor. 2008'i tutup geriye 1918'e götürürsek Ģartların

çok benzer olduğunu görürüz. 1918'lerde Diyarbakır'da Kürt Teali Cemiyeti vardı. Merkezi Diyarbakır'daydı. Bu

cemiyetin bir tarafında Doğu Müdafa-i Hukukçular, diğer tarafında ise Seyit Abdülkadir ve çevresi vardı. O dönem

Mustafa Kemal, Diyarbakır eĢrafına mektuplar yazarak 'Ġngilizlerden uzak durun, onlarla iĢbirliği yaparsanız var olan

Kürdistan'ı da kaybedersiniz' demiĢtir. Bunun üzerine Kürt Teali Cemiyeti ikiye ayrıldı. Bir tarafta Ġngilizlere yakın

olan Seyit Abdülkadir ve çevresi, diğer tarafta ise Mustafa Kemal'den, aslında Cumhuriyet'ten yana tavır

alan Diyarbakırlılar vardı. O dönem tercihini Cumhuriyet'ten yana yapan Diyarbakırlılar bugün beni dinlemekte,

benden yana tavır almaktadırlar.Diyarbakır'ın pratik-politik duyarlılığı çok geliĢkindir. Diyarbakır hiçbir zaman ne

kaba-kör bir Ģiddetten yana tavır aldı, ne de ulusal iradesinden vazgeçip teslim oldu. Farklı bir yapısı vardır, iyi

çözmek gerekir.'

M. Kemal'in iradesi 2 yerde kırıldı

'Ben ġeyh Sait ve Seyit Abdülkadir'e Ġngiliz ajanı diyemem, demem ancak Ġngiliz oyunlarını görememiĢlerdir, Ġngiliz

politikalarına alet olmuĢlardır. Bildiğiniz gibi Seyit Abdülkadir de oyuna getirilerek Ġngilizlerle görüĢtüğünü sanırken

Mustafa Kemal'in gönderdiği kendine Ġngiliz ajanı süsü veren Ģahıslarla görüĢmüĢtü. Bu nedenle idam edilmiĢti.

Aslında Mustafa Kemal o kadar Kürt düĢmanı değildir. Mustafa Kemal gerçekte Türk toplumundan da gizlenmiĢtir.

Ġzmir'deki konuĢmasında Kürtler için muhtariyet düĢünülebileceğini söylemiĢtir. Ġngilizler Mustafa Kemal'den intikam

almaya çalıĢıyorlardı. Ġngilizler o zaman Musul-Kerkük'te petrol olduğunu keĢfetmiĢlerdi, bu nedenle buraları almak

istiyorlardı. Mustafa Kemal'in iradesi iki yerde kırılmıĢtır. Bunlardan birincisi Musul ve Kerkük'ün elden çıkarılmasıdır.

AslındaMusul ve Kerkük'ün alınması Ġngilizlerin Mustafa Kemal'den aldığı intikamdır. Ġngilizler Mustafa Kemal'e 'Sen

Samsun'a 1919'da bizim iznimizle bir Osmanlı PaĢası olarak gittin ama bizim politikalarımızın ve bizim

söylediklerimizin dıĢına çıktın' diyordu. Bunun için Mustafa Kemal'in iradesini kırmaya çalıĢtılar. Çünkü Mustafa

Kemal Ġngiliz oyunlarını görüyor, bozmaya çalıĢıyordu. Ben de bugün Ġngiliz oyunlarını görüyorum ve bozuyorum.

Hatta Musul ve Kerkük'ün ayrılma sürecinde Meclis'teki Kürt milletvekilleri buna karĢı çıkmıĢtır, 'bizi bölmeyin'

demiĢlerdir. Mustafa Kemal, 'yapabileceğim bir Ģey yok' demiĢtir. ġeyh Sait Ġsyanı'nın çıkması

da Musul ve Kerkük'ün elden çıkmasını, Kürtlerin bölünmesini hızlandırmıĢtır.'

Ġngilizler M.Kemal'i kuĢattı

'Mustafa Kemal'in iradesinin kırıldığı ikinci olay ise Ġzmir Suikast Olayı'dır. Mustafa Kemal bu suikastten kurtulmuĢ

ve bunun üzerine gitmek istemiĢtir. Bu olayla ilgili olarak Kazım Karabekir yargılanırken, tüm generaller sivil

kıyafetleriyle duruĢma salonuna gelerek, biz buradayız mesajını vermiĢlerdir, bunun neticesinde de yargılama

düĢmüĢ, Karabekir ceza almamıĢ, Fevzi Çakmak'ın durumu netleĢmiĢtir. Bu bir Ġngiliz tavrıydı. Zaten bundan sonra

Fethi Okyar hükümetten düĢürüldü, partisi kapatıldı. Yerine Ġsmet Ġnönü getirildi. Bu Ģekilde Mustafa Kemal

iradesizleĢtirilmiĢ oldu. Bu dönemde 1927'lerde Mustafa Kemal'in çevresi en koyu Türkçülük yapanlarla kuĢatıldı.

Bunların siyasal teolojisi gereği Mustafa Kemal tanrılaĢtırıldı, Ġsmet Ġnönü ise peygamberleĢtirildi! Abraham

Galanti'nin siyasal teolojisi budur. Nihal Adsız'ı anlamam için tek kelime yetti. Aynen Ģöyle diyordu kitabında;

'Türkçülük DehĢeti' diyordu. Bu kavram onu anlamak için yeterlidir. Carl Schmitt, Siyasal Teoloji kitabında, siyasal

teolojiyi çok derinlikli açıyor.'

PKK bağımsız bir harekettir

'Bunun benimle ilgili olan kısmı ne? O dönem hayata geçirilmeye çalıĢılan siyasal teoloji, 1990'larda da benim

üzerimden uygulanmaya çalıĢılıyordu. Çürükkayalar'da, ġemdin'de inanılmaz bir iktidar hırsı, önderlik hırsı vardı.

Ben, 'neden bu kadar istiyorlar' diye merak ediyordum, buna çok ĢaĢırıyordum. Nedir bu önderlik merakı, biz onlarca

sorunla boğuĢuyoruz. Ġngilizler tarafından 1927'lerde Mustafa Kemal'e uygulanan siyasal teoloji 1990'larda

Çürükkaya ve ġemdin onlarla bana uygulandı. Ben bu Ġngiliz oyunlarını gördüm, Ġngiliz oyunlarını bozdum, tüm

bunları boĢa çıkardım. Benim tasfiye kararım da ta o zamanlar alınmıĢtı. Doğan GüreĢ '90'larda Londra'ya gitti. Ve

Ġngilizlerden 'Kürtleri ez, vur' talimatını aldı. Bunun üzerine döndükten sonra beni sıkıĢtırmaya baĢladılar. Hatta o

dönem Güneyli bazı güçler de, beni sık sık çağırıyordu. Beni kendi yanına çekmeye çalıĢıyorlardı. Ben de

gitmiyordum. 'PKK bağımsız bir harekettir,PKK kimsenin denetimine girmez' diyordum. Ġttifaksa ittifak yapalım,

Page 89: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

diyordum. Ama bu onlara yetmiyordu, denetimlerine girmemizi istiyorlardı. Daha sonradan net olarak ortaya çıktı ki,

bu talepleri, Ġngilizlerin talebiydi. Ġngilizlerin Ortadoğu'daki politikalarının bir gereğiydi. Ben bu politikaları

bozuyordum.'

Komploda kirli oyunlar döndü

Öcalan, değerlendirmelerine Ģöyle devam etti: 'Ġngiltere'nin rolünü çözdüm; '90'larda Ġngilizler yanıma gruplar

gönderiyordu. Bunu Ģimdi daha iyi görüyorum. Beni kendi politikalarına alet etmeye çalıĢıyorlardı ama ben Ġngiliz

oyunlarını boĢa çıkarıyordum. Bu nedenle ta 1990'lardan tasfiyeme karar verdiler. Avrupa'ya çıktığım dönemde

'person nan grata' ilan edilmiĢtim. Uçağım Yunanistan'dan Minsk'e gitmiĢti. Birkaç saat burada bekletildim. Hava çok

soğuktu. Israrla bana inmemi söylüyorlardı. Belki de inseydim orada kalabilirdim, sonuçta asi bir devlet. Ama ben

inmedim. Daha sonra öğrendik ki, NATO o akĢam tüm Avrupa hava sahasını uçuĢlara kapatmıĢtı. Sözüm ona beni

Hollanda'ya götüreceklerdi. Ama biliyorsunuz Afrika-Kenya süreci devreye konuldu. Yunanistan'da dolambaçlı arazili

bir yoldan gidiyorduk, araba yedi sekiz kez yolda durdu. ġoför sanki 'in nereye gidiyorsan git, seni götürmek

istemiyorum' der gibiydi. Yine Yunan hava alanında araba, beni götürecek uçağa çarptı, orada da birkaç saat

oyalandık. ġoför bana bir Ģeyler anlatmak istiyordu, beni uçağa bindirmek istemiyordu aslında. Yunan istihbaratı

içerisinde beni CIA'ye teslim etmek istemeyenler de vardı. Bunu sonradan anladım. Ama ilginçtir hiçbiri tek kelime

bile etmedi, ama davranıĢlarıyla bir Ģeyler anlatmak istiyorlardı. Ben bunu çok sonradan anladım. Yunanistan'daki

yargılama benim için de, Yunan halkı için de önemli. Böylece Yunanistan içindeki kirli oyunları ve odakları da ortaya

çıkarmak istiyorum. Bu komplodaki yeri daha net ortaya çıkacaktır. ĠĢte kaç gündür Yunanistan yakılıp yıkılıyor.

Bunlar birbirleriyle bağlantılı.'

Sorunları aramızda çözelim

'Ġmralı'ya getirildiğimde bazı görüĢmeler oluyordu. Buraya gelen devlet yetkilisi, 'biz bu sorunu kendi aramızda

çözelim' diyordu. Ben de zaten baĢından beri bunu söylüyordum. Ve bazı açılımlarım da oldu, çünkü çözümün

geliĢeceğini umuyordum. Ecevit'in tasfiyesiyle diyaloglar bir anda kesildi. Diyaloglar kesildikten sonra Ġngiliz oyunları

yavaĢ yavaĢ ortaya çıktı. Osman, Botan onların durumu ortaya çıktı. Hepsi Ġngiliz oyunlarıydı. Daha sonra Erdoğan

iktidara geldi. Bazı Kürt çevreler, Erdoğan'a 'Öcalan'la görüĢeceksen bizden destek alamazsın' dedi. Aslında bu,

Ġngilizlerin görüĢüydü. Böylece Erdoğan'ın da bir Ģey yapmasına izin vermediler. Erdoğan'a sesleniyorum; Güneyli

güçlere sırtını dayamakla bu sorun çözülmez.'

Diyarbakır Kerkük'ü sürüklesin

'Diyarbakır inisiyatifini kullanabilmelidir. Böylece Kerkük, Diyarbakır'ı arkasından değil, Diyarbakır Kerkük ve Erbil'i

arkasından sürüklemelidir. Bu da Demokratik Toplum Kongresi'nin iyi iĢletilmesi, güçlendirilmesi ve

süreklileĢtirilmesiyle olabilir. Demokratik Toplum Kongresi'yle iĢsizlik, yoksulluk ve ekonomik vs. tüm sorunlarını

tartıĢılabilmeli ve bu çerçevede çözüm bulabilmelidir. Sorunların çözümünü tartıĢmalılar ve bahara kadar somut bir

proje hazırlayıp sunabilmeleri önemlidir. Bunlar yasaklansa bile çıkıp diyebilirler ki bu sorunlar bizim sorunlarımız ve

biz bunları çözmek istiyoruz. Bu yurtseverliğin, vatandaĢlığın doğal bir gereğidir. Biz böylece savaĢa karĢı siyasete

bir Ģans veriyoruz. Bu istemlerini hükümete kadar taĢırmalılar. Anlamlı bir diyaloğun önü açılmalıdır, seçimlere de bu

Ģekilde yaklaĢmak, oylarını ve iradelerini birleĢtirmek hayati önemde değerlendirilmesi gereken bir süreçtir, bahara

kadar olumlu bir Ģeyler olacağını umut ediyorum.'

Lozan güncellenmeli

'Lozan güncelleĢtirilmeli. Kürtler demeli ki 'biz Sevr'i kabul etmiyoruz. Kendi Lozan'ımızı yapmak ve güncellemek

istiyoruz'. Biliniyor, Lozan imzalanırken Ġsmet Ġnönü, yanında iki Kürt milletvekili de götürerek, 'bunlar Kürt'tür,

Kürtlerin temsilcisidir' diye tanıtmıĢ; 'Biz sorunu kendi içimizde çözeceğiz' demiĢtir. Ġsmet Ġnönü'nün yanında

götürdüğü milletvekilleri Diyarbakır milletvekilleriydiler. Biz Lozan'ı güncelleyerek Ġkinci Lozan'ı hayata geçirmeliyiz.

Benim Misak-ı Milli'yle anlatmak istediğim tüm parçalardaki Kürtler arasında gönül ve dostluk bağının kurulmasıdır.

Misak-ı Milli anlayıĢım, Ġdris-i Bitlisi'nin anlayıĢı değildir. Ben Suriye, Ġran, Irak ile gönül bağı, dostluk bağından söz

ediyorum. Özgünlükler korunarak birlikte yaĢayabilecekleri alanlar yaratmak için söylüyorum. Demokratik Konfederal

sistem dediğim de budur. Parçalar özgünlüklerini koruyarak biraraya gelip, tüm halklarla, Araplarla, Azerilerle,

Farslarla, Türklerle bu temelde birlikte yaĢam mümkündür. Ben gönül bağı diyorum, kötülük bunun neresinde,

bölücülük bunun neresinde?'

BeĢikçi milliyetçiliğine karĢıyım

Page 90: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

'Ben Kürtlerin birliğini istiyorum. Misak-ı Milli kavramıyla; dört parçadaki Kürtleri Türkiye sınırlarına katmak istediğimi

ileri sürenlerin, Kürtleri dört parçaya ayıranların, binlerce insanın canına mal olacak Kürt-Türk çatıĢması yaratmak

isteyenlerin canına okuyorum. Ben ne Ziya Gökalp'in milliyetçiliğine, ne de Ġsmail BeĢikçi'nin milliyetçiğine düĢerim.

Benim kadar Türklerle savaĢan ve Türklerle savaĢmayı bilen yoktur. SavaĢmaktan korkmayacak biri varsa o da

benim. Ben otuz yıldır Türklerle en yoğun mücadeleyi verdim. Ama ben Türk ve Kürt savaĢının sonuç vermeyeceğini

biliyorum. Bunun önüne geçmeye çalıĢıyorum. Sayın Erdoğan'a buradan sesleniyorum; anlamlı bir diyaloğun yolu

açılmazsa benim de önüne geçemeyeceğim sonuçlar doğabilir. Diyalog birçok Ģeyi değiĢtirebilir. SavaĢa değil,

demokratik siyasete Ģans verelim diyorum. Halkımızın, herkesin bayramını kutluyorum. Bayramın barıĢa,

demokrasiye vesile olmasını diliyorum.' ĠSTANBUL

10 Aralık 2008 tarihli Görüşme Notu'dur

PKK’yi dıĢlayan planların baĢarı Ģansı yok

GörüĢme Notları:

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, son dönemlerde tartıĢılan bazı planlara dikkat çekerek “Bizi dıĢlayan planların

baĢarı Ģansı sıfırdır” dedi ve gizli anlaĢmaları “ikinci Sykes-Picot” olarak değerlendirdi. Kerkük saldırısının da

Ergenekon iĢi olduğunu ifade eden Öcalan Kürtleri kendi onurunu, Ģerefini korumaya çağırdı. Öcalan, ayrıca

Hürriyet gazetesinin Ġsrail‟in kurulmasından bir yıl önce Yahudiler tarafından kurulduğunu belirtti.

Öcalan, ÇarĢamba günü avukatları ile yaptığı haftalık olağan görüĢmede çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Alınan bilgilere göre, Öcalan, cezaevi koĢulları, savunmaları, Ergenekon davası, Kerkük saldırısı, kendisine yönelik

eleĢtiriler, kapitalist sistem, Ġngiliz planlar, Kürt sorununun çözümü ve AKP politikalarına iliĢkin açıklamalarda

bulundu.

AVRUPA ĠLE ANLAġMIġLAR

Ġçinde bulunduğu koĢullara iliĢkin Öcalan, “Buradaki uygulamalara iliĢkin Avrupa‟yla anlaĢmıĢlar. Ben bu uygulamayı

siyaseten çözdüm. Dağ gibi yığılmıĢ hukuki sorunlar var. Burada her gün 50 tane yeni Ģey ortaya çıkıyor. Belki

buradaki politikalar Avrupa‟da derinliğine tartıĢılıyor, orada kararlaĢtırılıyor. Burada her gün yeni politikalar ortaya

çıkıyor. Rusya‟nın MatruĢka bebekleri gibi açtıkça içinden yeni bir tane daha çıkıyor” dedi.

KIZILTEPE‟DE KALDIM

Yurt dıĢına çıkmadan önce Kızıltepe‟de geçirdiği günleri anlatan Öcalan Ģunlara dikkat çekti: “Yurt dıĢına çıkmadan

önce iki üç ay Kızıltepe‟de kaldım. Kızıltepe‟nin yukarısında bir köyde kaldım. Xurs Köyünde kaldım. Buğday

tarlaları vardı. Kızıltepe‟de çok kaldım. Kızıltepe halkına selamlarımı iletiyorum. Ferhat Kurtay‟la kaldım. Yurt dıĢına

çıkmadan iki üç ay Kızıltepe‟deydim. Bu iki üç ay çok önemli bir süreçti. Çok da tehlikeliydi. Biz çok endiĢeliydik.

Sonra oradan çıkıp Pılıng‟a gittik. Oradan ViranĢehir‟e geçtim, ViranĢehir‟den Ceylanpınar‟a geçmiĢtim, buradan da

yurtdıĢına çıkmıĢtım.”

BU SAVUNMALARIM ÇOK ÖNEMLĠ

Page 91: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

Öcalan, savunmaları hakkında da bilgi vererek, Antonio Negri ve Hart‟ın da inceleyebileceğini ifade etti. Öcalan, “Bu

savunmalarım çok önemlidir. Ben elimden geleni yaptım. Bu bir savunmadır. Savunmamda birçok konuyu

açıkladım, gerisi Kürtlere kalmıĢ. Bu savunmalarımı Negri ve Hart da incelemeli, onlara özel selamlarımı iletiyorum.

Onların eleĢtirilerini bekliyorum. Benim bu savunmalarım, bu imkânlarda ancak bu kadarını yazabildim. Bu nedenle

bu savunmalarımı bir giriĢ olarak kabul etmelidirler. Ġleri de fırsatım olursa bunların felsefi temellerini, bilimsel

temellerini çok daha iyi açıklayabilecek gücüm var. Mevcut uygarlık krizinin önüne bir sistem, bir model önermem

müthiĢ heyecan veriyor, beni heyecanlandırıyor. Hegel‟i okuyorum. Hegel ile benzer yönlerimiz var ama ben Marks

gibi Hegel‟i kopyalamadım. Marks, Hegel‟i kopyalamıĢ, taklit etmiĢtir. Hegel, Ġktidarı merkeze alıyor, ben demokratik

toplumu, demokratik uygarlığı merkeze alıyorum. Savunmalarımda üzerimdeki ağı çözüyorum, deĢifre ediyorum.

Daha doğrusu benim Ģahsımda bir halkın, Kürtlerin hatta Ortadoğu‟nun üzerindeki hegemonyayı çözüyorum, bir

sistemi çözüyorum. Özellikle Ġngiltere‟nin son iki yüz yıllık Ortadoğu‟daki hegemonik yapısını çok iyi açıklıyorum.

Bunları açığa çıkarıyorum” diye belirtti.

MARKS VE MARKSĠSTLER KAPĠTALĠZME ÇOK HĠZMET ETTĠ

“Felsefe benim için çok önemlidir” diyen Öcalan, Mark ve Hege‟i Ģöyle değerlendirdi: “ġimdi Hegel‟i okuyorum.

Hegel‟in görüĢleri Avrupa için önemlidir. Ben Hegel gibi düĢünüyorum demiyorum ama düĢünceleri önemlidir. Hegel

iktidarı inceliyor. Ġktidarı açıklıyorum. Kendimi ant-i Marksist ilan etmeyeceğim. Ama Marks, Marksistler kapitalizme

çok hizmet etmiĢlerdir, kapitalizme yol göstermiĢlerdir. Marks‟ı en çok okuyanlar, ondan en çok faydalanan

kapitalistlerdir, liberallerdir. Bugün kapitalizmi ayakta tutan Rusya ve Çin‟dir. Rusya ve Çin olmasaydı, ne Amerika,

ne Fransa, ne Almanya, Ġngiltere bugünkü durumda olmazdı, onları, kapitalist sistemi ayakta tutan Rusya ve Çin‟dir.”

BĠZĠ DĠKKATE ALMAYAN ÇÖZÜM ġANSI SIFIRDIR

PKK‟ye iliĢkin bazı planların tartıĢıldığına iĢaret eden Öcalan, tartıĢmaların açık yapılmasını istedi. Öcalan Ģöyle

konuĢtu: “Bazı planlardan tartıĢılıyor. KuĢkulu aslında. Ġhtiyatlı yaklaĢmak gerek. Bizi dıĢarıda bırakan dikkate

almayan bir çözümün Ģansı sıfırdır. Ben burada bir çağrı yapamam. Ben bunun önünü kapatmak istemiyorum, belki

bir Ģeyler de yapılır ama bilemiyorum böyle açık olmayan Ģeylere ihtiyatlı yaklaĢmak lazım. Böyle gizli anlaĢmıĢ

olabilirler. Bu sorun gizli anlaĢmalarla falan çözülmez. Ben bu sorunun açık bir Ģekilde konuĢulmasını, halka açık bir

Ģekilde, çözülmesini istiyorum. Yapılmaya çalıĢılan bu gizli Ģeye, ikinci Sykes-Picot diyorum. Sykes-Picot‟ta gizli

yapıldı. Bir yıl sonra 1917‟de Lenin tarafından açıklandı. Eğer bu gizli anlaĢma Lenin tarafından ortaya

çıkarılmasaydı Türkiye bu kadarını bile kurtaramazdı, çok daha fazla kaybederdi. Bu gizli anlaĢmayla Ortadoğu ne

hale geldi?”

GÖRÜġMELER GĠZLĠ YAPILMASIN

Öcalan değerlendirmelerini Ģöyle sürdürdü: “Ġkinci Sykes-Picot varsa, Ortadoğu, Kürtler elli-yüz yıl daha sorunla

uğraĢırlar. Ben böyle gizli yapılan her Ģeye Sykes Picot diyorum. Biz, bu sorunu kendi aramızda çözelim diyoruz. Bu

sorun asıl olarak Türkiye halkını ilgilendirir, Türkiyelileri ilgilendirir. Ben Türkiye halkına saygımdan dolayı bu

sorunun açık bir Ģekilde çözülmesini, konuĢulmasını, tartıĢılmasını istiyorum. Hakikat ve UzlaĢı Komisyonu‟nu bu

nedenle önermiĢtim. Bu sorunun çözümü için öyle gizli kapalı görüĢmeler fayda vermez. Ben kimse birbirleriyle

görüĢmesin demiyorum ama her Ģey kamuoyunun önünde yapılmalıdır. Halka açıklanmalıdır. Kürtleri bir yüz yıl

daha bağlamak isteyenler var. Yeni bir siyasal teoloji oluĢturmak isteyenler var. Ben bunun için Mustafa Kemal

örneğini verdim. Mustafa Kemal, Siyasal Teolojiyi biliyordu. Ġngiltere‟nin Ortadoğu‟daki hegemonyasını biliyordu.”

ERGENEKON‟UN UCU BÜYÜKANIT‟A GĠDĠYORDU

Ergenekon‟a da değinen Öcalan, Ergenekon‟un ucunun eski Genelkurmay BaĢkanı YaĢar Büyükanıt‟a doğru gittiğini

ancak müdahale edildiğini ifade etti. Öcalan Ģunları söyledi: “Radyodan iki özet haber dinledim, Silivri

Mahkemesi‟nden, Ergenekon‟dan bahsediyordu. Silivri Mahkemesi benim için Hakikati AraĢtırma Komisyonu‟nun

küçük bir parçasıdır. Bana Ergenekon iddianamesi gelmedi. Belgeler, evraklar verilmiyor. Gazeteler de çok geç

veriliyor, bir buçuk iki ay öncesinin gazetelerini okuyorum. Verilenler de kesiliyor. Radyodaki hıĢırtı da devam ediyor.

Ancak yine de ben burada kıt imkânlarımla çözmeye çalıĢıyorum. Ergenekon, on bin Kürdü katletti. Bunların hiçbirisi

mahkemede ortaya çıkarılmıyor. Ama on bin Kürd‟ün öldürüldüğü anlaĢılıyor. Bu büyük bir vahĢettir. Ergenekon

davası biraz geniĢleyeceğe benziyor. Ergenekon aslında kendilerinin yarattığı bir örgüttür. Sadece bu kadar değil,

büyük bir örgütlenmedir. Bir ahtapot gibidir. Her tarafı sarmıĢ. Ergenekon‟un ucu Büyükanıt‟a doğru gidiyordu.

Müdahale ettiler, uzlaĢtılar. Ucunun oraya kadar varmasını kestiler. ġimdi tekrar soruĢturma geniĢletileceğe

benziyor, ilginç Ģeyler oluyor ancak yine uzlaĢabilirler, uzlaĢacaklar. Tıpkı 1927‟deki gibi. Bu uzlaĢmadan yeni bir

Page 92: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

siyasal teoloji ortaya çıkacaktır.”

ERGENEKON‟DA OLUP BĠTENLER BENĠ DOĞRULUYOR

Öcalan Ģöyle devam etti: “Ergenekon‟da olup bitenler beni doğruluyor. Yahudi iĢadamları Malki ve Üzeyir Garih

cinayetleri beni doğruluyor. Veli Küçük, Üzeyir Garih‟ten para istiyor. Üzeyir Garih‟te “bu kadar yeter, artık

vermeyeceğim” diyor. Böylece daha önce çok iĢin içinde olduğu ve defalarca para transferi yaptığı anlaĢılıyor.

Ancak bir yerde yeter diyor, artık vermiyor. Onlar da Üzeyir Garih‟i onları öldürüyor. Bu nedenle MOSSAD-CIA

müdahale etti ve Tuncay Güney üzerinden onları deĢifre etti. Aslında Ergenekon‟un çözülüĢü böyle tesadüfen

baĢlıyor. 1927 yılında da Mustafa Kemal, iki Yahudi‟yi öldürtmüĢtü. Bunun üzerine Mustafa Kemal‟in üzerine gittiler

ve Mustafa Kemal onlarla uzlaĢmak zorunda kaldı. Mustafa Kemal hakkındaki siyasal teoloji de bu süreçte

oluĢturuldu. Mustafa Kemal‟i peygamberleĢtirdiler, tanrılaĢtırdılar. Can Dündar, Mustafa Kemal‟le ilgili bir film

yapmıĢ. Mustafa Kemal‟i farklı yönleriyle gösterdiğini söylüyor. Ama Mustafa Kemal‟in orada gösterilenden daha

derin yönleri vardır. Ġki Yahudi iĢadamının ölümünü aydınlatıyorlar. Ama Kürtlerle ilgili bir Ģey yapmıyorlar.”

KÜRTLER ONURUNU ġEREFĠNĠ KORUMALI

Onbinlerce insanın kuyulara atılmasının aydınlatılması gerektiğini belirten Öcalan, “Tuncay Güney‟in ifadesinde de

geçiyor, on bin insanın, Kürdün kuyulara atıldığını söylüyor. Bunları aydınlatmıyorlar. Bu insanların hiçbir suçu da

yoktu, gerilla da değillerdi. ÇatıĢmada da ölmediler. Sivil insanları alıp öldürmüĢler, kuyulara doldurmuĢlar. Bunları

ortaya çıkarmıyorlar. Ergenekon davasında olan Kürtlere oluyor. Kürtleri yüz karası olarak görüyorlar. Ben burada

elimden gelen her Ģeyi yaptım. Savunmalarımda da birçok Ģeyi ortaya koydum. Savunmam onurumdur. Ben

onurumu korudum. Onurum, direnme gücümdür. Gerisi Kürtlere kalıyor. Ġsraillilerin ilginç bir geleneği var. Lanetli

durumlarda hiçbir Ģey yapamıyorlarsa kendilerini çamurun içine atıyorlar. Çamura bulanıyorlar, her tarafı kapkara

oluyor. Kürtler de onurunu, Ģerefini korumalı, ellerinden geleni yapmalılar” Ģeklinde konuĢtu.

Öcalan, “Mazlum Doğan‟ın bir sözü vardı. „Burada yaĢadıklarımızı halkımız bilsin, halkımıza bildirin‟ diyordu. Biz de

Mazlum Doğan‟ı halkımıza ve dünyaya duyurmak için çok çaba sarf ettik. Aslında bugüne kadar yaptıklarımız da

biraz bunun gereğiydi” dedi.

TÜRK DEVLETĠ BENĠM KEMALĠST OLMADIĞIMI ÇOK ĠYĠ BĠLĠYOR

Kendisine yönelik bazı eleĢtirilere de cevap veren Öcalan Ģunları ifade etti: “Bazıları benim için ikinci Atatürk

olduğumu söylüyorlar. Benim Atatürk gibi olmak istediğimi söylüyor. Bunu söylemelerinin nedeni, koltuklarının elden

gitme tehlikesidir. Türk Devleti, benim Kemalist olmadığımı çok iyi biliyor. Bunu bir siyasi teoloji oluĢturmak için

söylüyorlar. Ben konuĢtuğum zaman Türkler, „Apo milli birliğimizi bozuyor‟ diyorlar. Bazı Kürtler de „Apo Kemalist

olmuĢ, Kürtleri satıyor‟ diyorlar. Her ikisi de farklı Ģey söylüyor. Ġngilizler Türkler‟e saldırması için destek veriyorlar,

Kürtler‟e de savaĢmalısınız, direnmelisiniz diyorlar. Bu korkunç bir durumdur.”

KERKÜK SALDIRISI ERGENEKON ĠġĠ

Öcalan geçen hafta Kerkük‟te yaĢanan katliama değinerek, bunun Ergenekon‟un iĢi olduğunu dile getirdi. Öcalan

Ģöyle dedi: “Kerkük‟te geçen hafta bir patlama olayı olmuĢ. Sözde Türk Ġntikam Birliği adlı bir örgüt üstlenmiĢ. Ne

intikam birliği, Ergenekon‟dur. El-Kaide de içindedir. Bunlar hepsi birbirleriyle bağlantılı, birbirlerine yaptırıyorlar.

Ergenekon‟un ucu çok yukarılara gidiyor. Ahtapot gibi her tarafı sarmıĢlar. Bir ucu Rusya, bir ucu Hindistan, bir ucu

bilmem nereye dayanıyor. Ergenekon, El Kaide, bilmem ne hepsi aynı Ģey. Hindistan‟daki Bombay olayı da,

Pakistan‟daki olaylar da aynı Ģeyin parçası.”

AKP SADECE BĠR ġEMADIR, UYGULAYICIDIR

Ġngiltere‟nin Ortadoğu üzerindeki hegemonik yapısına iĢaret eden Öcalan Ģu tespitlerde bulundu: “Ben Ġngiltere‟nin

Ortadoğu üzerindeki hegemonik yapısını, politikalarını savunmalarımda çok güçlü iĢledim. ġunu iyi anlamak lazım.

Sovyet Rusya‟nın yıkılmasından sonra kapitalist sistem, Ortadoğu ülkelerini, kültürünü hedef almıĢlardır, savaĢın

hedefi haline getirmiĢlerdir. Ortadoğu devletlerini, kültürlerini çözmeyene kadar da bırakmazlar. Biz Osmanlı

Ġmparatorluğu‟nu çok eleĢtiriyoruz ama Osmanlı, bunları biraz birleĢtiriyordu. Kapitalist sistem, son iki yüz yılda

Osmanlı‟ya el attılar, bağladılar, ne hale getirdiklerini gördük. Çökerttiler. Ortadoğu planlarında benim için AKP de

sadece bir Ģemadır, bir uygulayıcıdır. Yapmak istediklerini bu Ģema üzerinden uyguluyorlar. Bugün de gizli

anlaĢmaları ben açığa çıkarıyorum. Bu nedenle üzerime geliyorlar.”

Page 93: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

DĠYARBAKIR KENDĠ ÖZ SAVUNMASINI OLUġTURSUN

Öcalan, “Olan Kürtlere oluyor” diyerek ġengal‟de Ezidilere yönelik 15 Ağustos‟ta gerçekleĢen katliamı hatırlattı.

Öcalan, Ģöyle ifade etti: “Bu da aynı oyunun bir parçası. Ben bu katliamdan önce defalarca uyarmıĢtım. Onların

güvence altına alınması için çağrıda bulunmuĢtum. Ben tüm Kürtlerin kendi öz savunma sistemlerini kurmalarını, bu

yöndeki tedbirlerini almalarını defalarca dile getirdim. Diyarbakırlıların da kendi öz savunma sistemlerini kurmaları

gerektiğini söylüyorum. Demokratik Toplum Kongresi‟ni kurabilirler.”

HÜRRĠYET GAZETESĠNĠ YAHUDĠLER KURDU

Hürriyet gazetesinin “Türkiye Türklerindir” sloganına dikkat çeken Öcalan, “Hürriyet Gazetesi, gazetelerinde „Türkiye

Türklerindir‟ diyor. Bunu bilinçli olarak yazıyorlar. Hürriyet gazetesi, Ġsrail kurulmadan bir yıl önce kuruluyor. Türkiye

kamuoyunu hazırlamak için kuruluyor. 1947‟de de Barzani-Ġsrail iliĢkisi hazırlanıyor. Bu iki koldan kamuoyu

hazırlanarak bugüne kadar gelindi. Hürriyet Gazetesi‟ni kuranlar Yahudilerdir. Hürriyet Gazetesi‟nde bunu yapanlar

da Türk değildir, Türk olduğuna da inanmıyorum. Hürriyet Gazetesi bizi „cani‟ olarak lanse etti. Bu Ģekilde aleyhimize

propaganda yaptılar. Maalesef kamuoyuna da bizi bu Ģekilde tanıttılar” Ģeklinde konuĢtu.

KĠMSE BENĠM KADAR TÜRK DEVLETĠ ĠLE SAVAġMADI

Öcalan kimsenin kendisi kadar Türk devleti ile savaĢmadığının altını çizdi. “Kimse benim kadar Türk Devletiyle

savaĢmadı” diyen Öcalan Ģöyle devam etti: “Ben Türkleri çok iyi bilirim, tanırım. Türkler ve Kürtler arasında, halklar

arasında tabi ki düĢmanlık olmaz. Bunun zemini de yok. Çözüm tabi ki Türklerle birlikte yapılır. Bunu Türkleri

dıĢarıda bırakmak için söylemiyorum. Demokratik olan da insani olan da budur.

Biz 1999 yılına kadar Ulusal KurtuluĢ Stratejisini, 1999‟dan bu yana da Demokratik Özgürlük Stratejisini izliyoruz.

AnlaĢılması gereken bu. ġimdi demokratik özgürlük stratejisi için çalıĢıyoruz. Bu bir aydınlanma hareketidir. Bütün

bunları bilince çıkarmak lazım. Herkesin bu konuda duyarlı olması lazım.”

GELĠN BU SORUNU ARAMIZDA ÇÖZELĠM

Kürt sorununun Kürtlerle Türkler arasında çözülmesi gerektiğini belirterek çözüm için Ģu çağrılarını tekrarladı: “On

yıldır çok olgun davrandım, gelin bu sorunu kendi aramızda çözelim diyorum. Bunu 2001-2002‟de devlet

yetkililerinin kendileri belirtmiĢti. Sorunu kendi aramızda çözelim demiĢti. Ben bu sözlerini ciddiye aldım. Bunları

2001‟de 2002‟de hep söylüyorlardı, bunları söyleyenler neden Ģimdi ortalıkta yoklar? Bunun sebebini anlamak ve

bilmek istiyorum. Bu söylemin arkasında neden durmuyorlar? Bunlar soruna çok basit yaklaĢıyorlar, iĢte biz

oyalayalım, taktiksel davranalım, bu Ģekilde onları oyalarız, sonra da tasfiye ederiz, tarzı yaklaĢmıĢlar. Bu çok

tehlikeli bir yaklaĢımdır. Bunu anlamak gerekiyor; bu sorun, bu Ģekilde çözülmez. Bu sorun halen olduğu gibi ortada

duruyor. Olayların önüne ne kadar geçebilirim bilemiyorum. Ölebilirim, nefesim kesilebilir, burada beni öldürebilirler

de. Benim için bunlar önemli değil. Ama bu sorunu çözmezlerse herkes bu sorunun altında kalır, kaybeder. Ama

Türkiye daha çok kaybeder. Burada defalarca çağrı yaptım. Gelin bu sorunu aramızda çözelim, dedim. Neden bir

cevap vermiyorlar. Gelip bu sorunu çözmek için uğraĢmıyorlar. Demek ki bunların gelecek yüzleri yok, bunların

yüzleri kara.”

AVRUPA‟YA GÜVENMĠYORUM, ĠNANMIYORUM

Avrupa‟nın Kürt politikasındaki tutumunu değerlendiren Öcalan, Avrupa‟ya güvenmediğini söyledi. Öcalan Ģunları

ifade etti: “Marty Ahtisary, Barak Obama‟ya bir çağrıda bulunarak Ortadoğu‟ya öncelik vermesi gerektiğini,

Ortadoğu‟da sorunun, barıĢ tesisi projelerinin eksikliği olduğunu söylüyor.

Avrupa‟ya güvenmiyorum, inanmıyorum. Sadece Avrupa‟yla ilgileniyorlar. Marty Ahtisary o kadar demokratsa

Kürtler için iki cümle sarf etmelidir. Niye Kürtler için iki cümle sarf etmiyor. O kadar barıĢ istiyorsan, demokratsan

Kürt sorununun çözümü bellidir. Hakikat Komisyonu kurulur, sen de istiyorsan içinde yer alabilirsin. Bu iĢin çözümü

için çaba sarf etmelidir.”

BÖYLE KARDEġLĠK OLMAZ

Öcalan, “Bunlar soruna basit yaklaĢıyorlar. Bu halka en ufak bir saygıları bile yok. Türk-Kürt kardeĢtir diyorlar. Bir

Page 94: Amerika kötü oynuyor · 14 ġubat‟tan bu yana avukatlarıyla ilk kez bir araya gelen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, önemli mesajlar verdi. Edinilen bilgilere göre, sağlık

DERLEYEN : AZAD BADIKI

halkın dilini bile yok sayacaksın, kültürünü yasaklayacaksın sonra da Türkler ve Kürtler kardeĢtir diyeceksin. Sen

kimi kandırıyorsun? Böyle kardeĢlik olmaz. KardeĢliği sağlayacaksan bunun yolu, çözümü bellidir. Bu halk on beĢ

bin yıldır ayakta duruyor, kendini yaĢatmıĢ. Sen, on beĢ bin yıldır ayakta duran bu halkı nasıl asimile edeceksin,

dilini nasıl yasaklayacaksın! On beĢ bin yıllık bir kültür, bir halk yok edilemez. Öyle bir iki göstermelik hak vermekle

de bu iĢ çözülmez” vurgusunu yaptı.

ERDOĞAN‟A: ÖZGÜRLÜK ĠÇĠN NE YAPTIN?

Türk BaĢbakanı Recep Tayyip Erdoğan‟ı da eleĢtiren Öcalan, “Radyodan dinledim, Erdoğan ikide bir çağrı yapıyor,

„sizin istediğiniz özgürlük bu mudur?‟ diyor. Ben de diyorum ki; senin söylediklerinin özgürlükle zerre kadar alakası

var mıdır? Özgürlük için sen ne yaptın? Ġki Ģey bile yapabildin mi? Sen özgürlük için bir Ģey yaptığından, özgürlük

istediğinden emin misin?” diye konuĢtu.

Ermeni Soykırımı‟na iliĢkin baĢlatılan “Özür Diliyoruz” kampanyasına da iĢaret eden Öcalan, “Aydınlar, Ermenilerden

özür dileme kampanyası baĢlatmıĢ. BaĢbakan da bu konuda „biz ne yaptık ki özür dileyelim‟ diyor. Sırayla bazı

Ģeyleri kabul ettirecekler. Türkiye kendi sorunlarını kendisi çözmelidir” diye belirtti.

KADINLAR ĠÇĠN AKADEMĠ

Geçen haftalarda olduğu gibi kadın sorununa da değinen Öcalan, kadınlar için bir akademi kurulması önerisini

tekrarladı. Öcalan Ģunları söyledi: “Kadın konusu önemlidir. Ben savunmalarımda çok geniĢ açımladım. Daha önce

de çok defa ifade etmiĢtim: Kürt erkeğinden pek bir Ģeyin beklenemeyeceğini. Kadınlar kendi kurumlarını

oluĢturmaları gerekiyor. Kadınlar için Akademi kurulabilir.”

Sorunun çözümü için üzerinde düĢen sorumluluğu yerine getireceğini kaydeden Öcalan, “Ben yine de üzerime

düĢen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğim. Herkesi de Türkiye‟yi de oyuna getirebilirler. Ama beni

oyuna getiremezler. Kendi gücüm var, bu gücümü de demokratik bilinç için kullanmaya devam edeceğim. Hiç kimse

beni bundan vazgeçiremez” ifadelerini kullandı.

ADALET BAKANI‟NA ÇAĞRI

Öcalan, “Ben kendimi kullandırtmam. Bana korkuyor diyorlar, taktik yapıyor diyorlar. Hayır. Ben korkmuyorum,

taktikte yapmıyorum. Ben demokratik özgürlük stratejisini hayata geçiriyorum” Ģeklinde konuĢtu.

Adalet Bakanı ve aydınlara da çağrıda bulunan Öcalan, Ģöyle dedi: “Ben burada çağrıda bulunuyorum. BaĢbakan‟a

da, Adalet Bakanına da çağrıda bulunuyorum. Bu sorunu demokratik yollardan kendi aramızda çözebiliriz. Bir adım

atılırsa ben burada kendime düĢen her tür desteği vermeye hazırım. Aydınlara da çağrıda bulunuyorum. Onlar da

barıĢ çalıĢmalarında yer alabilir. Aydınlar kendi tarihi sorumluluklarını yerine getirsinler. Çatı Partisi konusu

önemlidir. Türkiye aydınları, demokratları birlikte sorunların çözümü için inisiyatifi ele alabilirler. Bu illaki Kürtlerle

olsun demiyorum. Çok geniĢ kesimler bir araya gelmelidirler. Türkiye sorunlarını demokrasi içinde çözmek isteyen

her kesim yer alabilir.”