alevilikte ahilik
Post on 25-Jun-2015
233 Views
Preview:
DESCRIPTION
TRANSCRIPT
ALEViLiK VE
AHiLiK
Şahkulu Sultan Külliyesi Mehmet Ali •
Hılmi Oedebaba Araştırma Eğıtim ve Kültür Vakfı Yayınları
Eğitim Dizisi: 9
• • ALEViLiK
VE • •
AHiLiK
Bu broşür Şahkulu Sultan Dergahı Bilim Kurulunca Ha11rlanınışlır
'
•
•
•
ALEViLiK VE
AHiLiK
Şahkulu Sultan Külliyesı Mehmet Ali •
~-lilmi Dedebaba /\raşlırrna Eğitim ve Kültür Vakfı Yayın ları
Eğilim DiLisi: 9
ınanç öğelerini tarihin gerisine giderek, kaynağına ulaşarak aydınlığa çıkarmak
olmalıdır.
KAYNAKÇA •
Ahılik Araştırma ve Kültür Vakfı(AKVAKIF). AHiLİK NEDİR? Ekim-1992
ÇAGATA Y Neşet: BİR TÜRK KURUMU OLAN AHiLİK. Türk Tarıh Kurumu. Ankara-1989
Kırşehır Alıflik Araştırma ve Kultur Vakfı, TURK KÜL TÜRU ve AH:LIK Bayramı
. .~
Sempozyumu T eblıglerı. Kırşehır-1986 VILA YETNAME( Yayına HBzırlayan. Esat
KORKMAZ). Ant Yayınları, fstanbul-1995
48
1
•
rende nefes vermesi uğur getirmesi içın usta. yol atası. sağ yol yoldaş ı vü sol yol kardeşi olmak ül".ere dört sımgesel k ,ı seç: ;.,,;jı. Bunlar orgüte gırene ıınseı bakımdan öncülük eder. yardımına koşar, yol gösterirdi
Örgüte giren kışi. Ahi olabılmesi için üç dalda eğitilird·: Şeriat, tarikat ve marifet bilgisi verıler• " gt:r: :kli bilgiyle donatılır, bır uğraşı alanında yetışrnesi sağla
narak meslek sahibı kılınır ve gerekli beceriler kazandırı larak savaşacak durrna getirilirdi.
Ahilikle uğraşın ôncüsu bir peygamberdi; bu nedenle peygamberler, bır iş,
uğraş sahibı olarak algılarıırdı. Adern, tarırncı, Şid hallaç İdris, tarz ı . Nuh. rnarangoz; Hut, tıcaret erbat)ı; Salih, deveci. lbrahim. sütçü; lsmaıl, avcı; ishak, çoban; Yusul, saatçı: Musa, çoban. lülkül . ekmekçı; Lut, tarihçı; ÜLoyır. bağcı;
46
•
•
•
•
•
•
• • ALEViLiK
VE • •
AHiLiK
Bu broşür Şahkulu Sull::ırı Doı gf:ıtıı 13ıliın Kurulunca l·lazırlanınışıır.
lışmak istevpr nnce çırak olarak alınır daha sonr.~ kalfa ve usta olarak Lanaatında ılerlt · ıj
Yerel Ahıbabalarının atamaları ve azıllerı Kırşehir'deki Ahi Evren Tekkesi piri tarafından onaylanırdı Her yıl Anadolu'ya ve Rumeli'ye Ahı örgütü başkan·nın görevlendırdiğı nakibler ve halifeler giderdi. Yerel örgullerin durumunu inceler, esnafı toplar yeni taliplere. kalfalara ve ustalara peştamal kuşatırdı ; tezgah açacaklara izin ve ruhsat vorırdı.
Ahilik bır örgüt olduğu için ona lıer ıstcyen giremezdi Örgüte, örgütten yetkılı birinin aracılıgı ve onayıyla girilir: belli kurallara göre uygulanan bır gırış törenı yapılırdı . Yaş ve aşama bakımından küçükten, hüyuğe göstorılen sınırsız bır saygı zemıninde, herkes birbirinın 'kardeşi' ıdı Ahlakı bakımdan kliçültucu, yerılmeye, kölülenrı(•ye elverışlı kı·n<>eler :
44
•
•
•
[ iLK iŞ ÔRGÜTÜ )
AHiLiK
Ahılık herşeydcn onço Asya ela uygarlık ön..)esi eşitlikçi toplum örgOtlenme le ri n in bağrında yeşeren arna Aııadohı'da uygar eşitsizlikçi toplum değerleri or t arn ınd a lıl ı ılend ır ılo rı bir orguttuf 'r'ukarı barbarlık konagını aşarak yerleşik yaşama geçen Turkmenlcrın / Turk lc r ın, korıto sokul;ırı komOnal değerlerin yediciliğinde yarattıkları dayanışmacı / paylaşmacı yatk nlıgırı urun ıdur
Asycı'dnrı kopup uolen eşitlikçi donan ımlı aayarıışın1cı / paylaşınac nsan
5
yığınları. insanlık yaşı çok yuksek olan Anadolu toprağında; yıne aynı yatkınlık kanalında, bir köle dinı olarak doğan ancak, zamanla egemenin ilahı bır ideoloıısı durumuna düşen Hristiyanlığa muhalefet ederek kendıne yer edınrnış hu toprağın yerlısı insanlarla buluştu; bir devlet dirıı olarak doğan İs lamlığa inançsal / sı nıfsal açıdan başkaldıran İslarnın ıçirıdeki Ali yandaşlarıyla kaynaştı
Bu buluşup kaynaşmayla genelde. Ortaçağ'ın temel üretim aracı olan toprak / otlak zernininde, çarpıcı gelişrneler oldu Hz Muhammet'ı murşıt, ~iz Alı'yi
rehber ve ~lacı Bektaş Velı'yi pır kabul edcın, Arap Yarımadası'nda yeşerip, İslam İmparaıorluğu'nun büyürncs ı rıo ko· şut olarak Arap ve Arap olmayan halkların memnuniyetsizliğiyle beslenip boyayan geleneksel başkaldırıyı, hoşgôrO temelı üı<ırınde yenıden yorumlayıp lslam-
6
AHILIGİN KURALLAR! İLKELERi
iNANÇ ÖGELERi
Anadolu Selçukluları dönemındc ortaya çıka'1 ve yaygınlaşarak Osmanlı Devletı'nın kuruluşuna önemlı katkılar veren, esnaf Lanaatçı. çiflçı gıbı çalışn1a kolların
dan ınsanları kapsayan Alıılıgın ulke duzcyıncto butuııluk gostorcı ı ı 111 ı ç ış ley ış ı
vrırclı
Ahi Evren, orgutun sürcklı l ıqıni saglomak içın Ahıliçıi, tekke ve Lnv ıyelerc baglarnıştr 1 lerharıgi bir ıncslekto çalışabı l
mek ıçın o mcslogrn Ahı zavıycsıne baglanm3k Loru ıluydu Brr n1cslektc ça-
43
lıkten yoksun bu ortamda, Ahiler öne çıkarak kentleri yönetmeye başladılar Hemen hemen her kentte. başlarında bır Ahlbaba bulunan esnaf ve sanatkar uerneklerı vard Bunlar sılahlı olup aynı ıa
manda sıyasal açıdan yerel bır kııvvelı temsıl adıyordu. Bulun glin çalışan yıgıt
ler. gecelen dernek merkezıncle toplanarak sohbet ederler, lurkuler çagırıp, raksederlerdı Dernek merkezlen aynı zamanda bırer mısafırhane ıdı uzak yakın yerlerden ge en yabancılar. bu Ahi odalarında çok sıcak bır konukseverlık görurlerdı Bu yanlarıyla Ahıler. Osmanlı Devleti n n kuruluşunda da buyuk bı r rol oynadı Osınnn Gazı'nın kayırıpederi Edebali, bır Atıı şeyhıydı bırçok sılah arkadaşı örçıulo uyey dı Ahı örgulu, XVlll yy dan sonra loncalara dönuşmeye başladı. ıç ve dış ekonomık gelışmelere koşut olarak Meşrutıyet'le bırlıkte ıy ce zayıflayıp ortadan ka ktı
42
•
•
lık öncesı Türk kültürüyle yoguran. Anadolu'ya özgü dinsel-siyasal-düşünsel bir inanç sıstemi olarak Alevılik-Bektaşilık yapılanıp bıçımlendı Özelde ıse kentlerde, zanaat / esnaf zenıininde, üretimi ve bölüşümü düzenleyen, Alevilik· Bektaş i li
ğ ı yaratan kaynakların Arap kanalında örgütlenip Anadolu'ya sokulan Fütüwet. uygarlık öncesi eşıt lı kçi insan lık degerlerinin ku$atıcılığında yenıden yorumlanarak, yine Anadolu'ya özgO dinsel-siyasal ekonomik bir ış, uğraş OrgOtO olan Ahil ik yaratıldı.
Batın kanalında yapılanan bu ikı olu şurn ı koşut olarak Sünni egemenin ve Moğol'un " beşinci kolu · gibi davranan Mevlevilik, kentlerde örqii lle rı cli Mevlevi kuşatma, kı rda etkilı olarnadı, toprağa / otlağa sokulamadı: sönıurünUn dayanıl
maz boyutlara ulaştığı sıyasal cşıtsiıligc duynrlı kırsal kesimde lıızla yaygınlaşan
7
b r ugraş örgutu b f ış emek örgutu ola rak Ahiliği kurdu.
Baba ishak Ayakl anması S lçuklu ev et nın ne den ı zayıf o dugu u çık
ça ortaya koymuştu Bunu ezınıeyen
l ran'dakı Mogol kuvvellerı kumandanı Baycu, 1243 yılında Selçuklu ulkesıne yurudu, Sıvasın 80 knı dogusunda bu lunan Köse Dağı'nda yapılan savaşta Selçuk u ordusu. scıyıca kendıs nd n az o Mogo ordusu a u anç v r cı bır bı ç d y n d Bu ye gı rı uk u O vlet Mogol arın yOnetlmıne ırd
Anadolu da tam bır dOşkOnlOk v feryat devrı t aşladı Anadolu'd Moq 1 r karşı mucadele edeP bırıcık u ur TOrkmenler oldu Selçuklu sultan rı y da onl r adına ktıdarı cll r ndc tul r ar q ç ib unsuru yer şık un u ırıt..~ı
p M llar a karşı bı d irenış
n r m tersıne Mog r
38
'
•
yılında öldürülen Şemsi Tebrizi olayında azmettirici olduğu ılerı sürCıldü; bu nedenle Mevlevilerin sert saldırılarına uğradı. Gerçekte ise Şemsı Tebrizı'yi öldürten Mevlana'nın oğlu Alaeddin Çelebi'ydir
Olayların tırrnanması üzerıne Konya'yı
terkedip Kırşehir'e yerleşen Ahı Evren, burada Ahi teşkilatı başkanı ve debbağlar şeyhi olarak yaşanıırıı sürdürdü.
Bu dorıernde Selçuklu sultanları il. izzettin Keykavus ııc Mogolların deslegıııı alan iV. Rukneddin Kılıçaslan ı:.ırasındakı mücadelede Atıı E-vrcrı, il. Keykavus'Lı desteklcdı Mtıcadoleyı iV Kılıçaslan knıarıınca Alıı Evren ve Alıılcr uzerınc baskılar nr ttı, rneclresell)l I ellerıncJerı alındı. Kırşehır'e valı olnrak aıanan Nurettin Caca Bey 1261 ya da 262 yılında f<ırşehır'de genış bır askorı tıarckat başlattı Bu sırada 90 yaşında
11
lerdı Ancak giderek, sömürünün ve sıyasal eşıtsıı igın dayanılmaz boyutlara ulaşması. kırlardan 1<entlerı kuşatrnası
sonucu Ahı er kendılerı dışında kalan Turkmen K: (> ılc bırlıkte davranmaya başlad~. Mogotıar a karşı Selçukluları ıçtenlikle destt>k eyen ve bu yolda onemıı direnmeler gosteren Ahıler. Selçuklu yônetımının Moqollar'a dayannıasıyla onlarla kesırı b r kopuşmaya gırdı, bu sureç ıçE:rı'Sınde, Selçuklu / Moğol yi:"lnlısı bir kanala ot.Jrdn Mevlevilikten de ıyıce uıaklaştılar Kırsal kesımde, koyluluk arasında bır anda yaygıntaşc.1"'1 vP daha sınıl yogun bır mi.ıcclde;:::ıl'r nnc uıt1rı durumunda bulunan Aluvı 8c•ktaşıl~rio bır leşıııer Böylece Ahı c.,rın clC'vrırncı yaııı
öne çıkmı~ oldu Selçuklu sultanı. ırırıır. Moqol yörıeıırnı
n~ gırmec,ı uzerınc T urknıc"ıle• aovletc karşı tam b r itaatsizlik ıçınP gırdııe• Bu
40
'
•
•
•
•
bır başarı da saglamış dururrıdalar \
Butı un bu a n lay ı şa dur demek larr ·1
nı gelınıştir Anadolu tıalk1'11n tar 1 ı1 1 nr yenıden yofumlamak, ınsar uretıcı ()Lı u baq arrı nda Alevılıgı yaratanldrla A~ı ı
yarr:ıtcınların aynı değerlerle insana, çevreye ve dünyaya baktıklarını , aynı inanc ı
paylaştıklarını , ayn ı hoşgöruylE:> bo ı ı
dıklerın kanıtlamak Ahıııgı ve Ah Sunnı kirlenmişlikten kurtarmak. onı r r sınıfsal kırnlık ler nı, neye karşı kır11I rıp
taraf olduklarını g(>llcr örıli rı e sorm •k. bu yolla oynanmak istenen o yunu / oyunları bozrnak gorekmektodır
9
değin sürdü XIV. yy'dan başlayarak göç hareketlen ters yönde, yanı Anadolu'dan İran'a yapılmaya başlandı.
1071 'dcn 1225 yıllarına dcğı n Anadolu'ya büyuk dalgalar halınde giren TOrk / TOrkmen toplulukları. genellikle göçebe idiler.
1220'de Moğolların, Harezmşahlar Türk Devleti'ni ortadan kaldırmasından sonra. Maveraonnehir ve TOrkistan 'daki Türk kentlerinırı tüccar ve sanatkar lıalkı, dükkanlarını, tezgfıhlarını bırakıp Anadolu'ya yöneldiler. Bu ikirıcı bOyuk göç dalgasıyla gelenler, öncekilerinin aksine çoğunlukla kentliydileı
1240'ta, Baba lshak'ın ôrıderlığirıdekı Türkmen Ayaklanmas ı. Selçuklu ordusu tarafından acımasızca bastırıldı. Arıcak.
Baba lshak 'ın mürıtlor i, onun batını ınançlarını devam ottırdılcr
Anadolu nun kırında. yarıı toprak / ot-
36
•
•
•
•
•
olarak, "-Hiçbir suçu111 ve gDnahım o/nıak
sızın beş seneden ben maruz kaldıglfn işkence ve zu/üın ile f ikır ha yatım µerışan bır vazıya/ledir''. dıye yazar.
Baskıların artması uıerıne Baba lıyas'ın düşünsel rehberlegındc ve Baba lshak'ın önderligi.nde Türkmenler , Arnasya. Tokat, Çorum ve Kırşehır yöre lerınde 11.Gıyasüddin 'in zulum ve adaletsiıliğıni öne sürerek isyan elliler. ı uluklanmaktan kurtulan Ahiler do bu ısyana katıldılar.
11.GıyasOddln'in ölürnündon sonra ycrıne oglu il. lzzOddin Keykavus geçir. Babası 7arnanıncJa tutuklananlar serbest l>ırakıldı. lutukluluğu sona eren /\lıi
Evren do Denizli'ye gıttr Donızli'do kısa
bır süro kalan Ahı Evren. menakıbnamelere qör(\ buradn bahçıvanlık yapır Yerıne ögrencis Ahi Sinan'ı halıfe olarak
13
lam ülkelerine yayd ı ; bu arada Anadolu Selçuklu Devletı de fütüvvet çağrısı na uydu Önce lzzerldın Keykavus (1210-1219). kendı başvurusuyla Halif e'den fütOvvet şalvarını aıdı. ardından da Alaad din Keykubat ( 1219-12377). 1-la l ife'nı n
dınsel danışmanı ve Fütüvvetname yazarı Suhraverdi'nın elınden Konya da fütOvvet şalvarını giydi Böylece Abbasi saray fütOwetçılıgı, Anadolu'ya taşınmış oldu; Selçuklu sultanlarının korumasında hemen her yana rahatça yayı l ma olanağı
buldu
34
•
•
•
•
•
•
•
idi Camileri. mescitleri, mcdreselerı çoktu, bayındır bır kentti. Kentte bılgınler, müderrisler, olgun ınsanlar vardı. Bunların içinde Ahi Evren adında bır er vardı ki Denizli den Konya'ya, oradan da Kayseri'ye gelmış: Kayseri' den de kalkıp Gülşehri ne yerleşmişti. Fütüvvet ehlinın ulusuydu: aslını. soyunu, nereli olduğunu kımse bilrnezdı: çünkü gayb erenlorindondi. Onu Sadretıin Konevi, alerne bildirmişti: bu erin gün gibi açık, birçok kcrarneti vardı.
rlacı Bektaş ile Ahi Evren birbirlerıni pek severlerdı; hatta bir ~ün Ahı Evren sohbet sırasında, 'Kım bızı şeyh edinirse onun şeyhi Hacı Bektaş ~iünkar'dır', dedı.
Molla Celalettin'i, Şems-ı Tebriz derviş yaptı Nasıl derviş yaptığını anlatırsak buna zaman yetmez. isteyen Molla'nın menakıbına bakabilir.
Molla deNiş olunca kcntın türn bı lgin lerı, Sclım l~an Gazi oğlu Kılrçarslan' ın oğ lu Sultan Al acıtin KoyhCrsıov'o qidıp, 'Bir clerviş geldi, ne yaptıysa yaptı:' Molla Celalellın'i bizden ayırdı. Lnırct yine bite katılsın•, dediler. Sultan. ·o bunca kıtap okurnuş. bunca bilgili bir er, crenlcrcfcn bırı gelmiş, onu derviş yaprnış. o da dervişle-
15
standart bir ahlaki dısiplın altına girmelerı ya da sokulmaları zorunluluğunu ortaya çıkardı Bu zorunluluk. fityan ocaklarının öncOleri I önderleri tarafından giderildi .e ,l ıır.. .. ıur şek lrnmeye başladı. Başlangıçta fOtüwetçi kurallar· olarak bı' ,,nen bu ilkeler zamanla. fOtüweci, ayyar, şatır vb. kuruluşların ortak nitelıkle r i
olmaya başladı. Ayrı ayrı adlarla anılan bu tür kuruluşları kendi potasında toplayan fOtOWetcilik. gıderek belli amaçlarla belli zamanlardd bir araya gelen ve belirlenen ahlaki / yiğitlik kuralları içinde davranan örgc.ıı;erın genel adı oldu,
Abbasi yönetiminin iyıce zayıflamasıyla FOtOWetçilik, siyasal bir kimlık olarak öne çıktı. Bunun üzerine Fütüvvetçiliği, kendi başkanlığında örgütleyip politik / siyasal amaçları için kullanmayı pldı :.1
yan Abbasi halıfesi Nası r Lidinillah (saltanatı: 1180-1225) çağının büyük mutasavvıfı, Şahabüddin Abu Hafs Ömer al-
32
•
'
•
nakib, içeri girip bağcıya: şeyhin selamını söyledi, davetini bildirdi. Ahi Evren. bağ sahibine gidip, ·size seter 9öründü gel. bağına sahip ol". dedi. Bag sahıbi, "Bu gelen kişiye asmadan üıüm ver de yesin", dediğinde Ahi Evren, 'O söz ettiğin asma nerededır?', dedi. Bağ sahibi, "Uzun zamandır buradasın , asmanın yerini b ilmiyor musun?", deyince, bu kez Ahı Evren "Ben bağı beklemeye söz verdim; asmayı dikmeye, bellemeye değil", diye karş ı lık verdi. Bağ sahibi gitti; o asmadan yetecek kadar salkım üzüm getirdi : yediler.
Sonra ıkisi de katıra bindi: yine kırk adımda Konya'ya geldiler. Sadrettin Konevi, Ahi Evren'e; "Hemen git, o bilginleri kente çevir: Cuma'nın zamanı geçmeden gelsinler·. buyurdu.
Ahi Evren, şeyhın ızniylc kalktı; üç adımda Çarşamba Suy,µ'nun üsl yanında b ılgin lere u ıa~tı "Buradan öteye siıe gitmeye yol yok , dedi Bil~ ın l er Ahi Evren'in söıünü din lemedı ler. Ahı r vren "Ey yer, tut bunları·, buyurdu
Yer. bütün bılginlerin, atlarını, develerini ve katırlarını. dizlerine kadar yuttu . Bu kez aman dilediler. "Yer bizi salıversin, dönelim". dediler. Ahı Evren "Ey yer, bırak bun-
17
yaşamı ve savaşları kapsamında, Ali yandaşlarıyla, Muaviye yandaşları arasındak mücadeleyi destanlaştırdılar. Horasan'dan / TOrkistan'dan Anadolu'ya "Alpler', "Alp erenler· oldular Ahılıği birınci dereceden etk ıleyen ve
ona önemli katkılar veren Fütüwetçilik, X. yüzyıldan baş layarak örgütlendı. FütOWet, çoğulu ' fityan ' olan Arapça 'delikanlı, yiğit, eliaçık, gözüpek, iyi huylu ki-. şi" anlamlarına gelen "feta• sötcüğı..ınden gelir
Fmevıler yıkılıp, Abbası soyu başa geçtıkten sonra bu kez Horasan / TOrkistan kökenli askeri bırl klerin güçlJ ve irntiyaılı duruma geçrneıcrıne: rne•kezı oıorıtenın ekonomık sömürü ve siyı:ısa l eşı ı ~
sı1lık dayatmalarına karşı bir tepki olarak. IX yüzyı ldan i lıbaren bAtıni bı r şorrı
siye altında ve Arap halk katında , kımı
örgüılenmeler belırmeye başladı. Abba-
30
•
'
•
var, işçileri, çırakları çok; her gün dilediği kadar deri satıyor: ondan da vergi nlmak gerek", diyerek onu, gammazladılar. Bunun üzerine sancak beyi birkaç adam gönderdi, "Varın o da şu kadar mal varsın Yoktur derse. bu kente geldığınden beri işlediğı gönün vergisını alın', buyurdu.
Tabakhaneye gittiler, baktılar ki kapı kapalı: orada kimsecıkler görünrnLiyor Kapıyı açarak içeri baktılar. Bir de rıc görsünler? ·rnbakhanenirı ıçi eıderhalarla dolu. Ağıılarını açıp kendilerine karşı kükreyen ejderhaların karşısında hepsinin gözıerı, kültıan alevı gıbı parladı, akılları başlarınclan gıtti, kaçarak heye gelclılcr; uörcJUklerirıi bir bir anlattılar.
Bundan sonra Ahi l\ıı'5n Kırşehır'c geldi; orçıda yerleşti: birçoK kerarnetleı gösterdi isteyenler menakıbında bulabilırror
Ahı l vron'e Hünkfır'clan soı ettıler, kc rarncllerını rırılaıtılrı r l-lıjnkflr'ı gar rnek onunla konuşmak islucli: SulLıcııkcıı ahöyük'c doğru yola çıktı. Bu cluruın l 1Liı ıkar'a rıı<ıluın oldu; O da Kırşehir'e dogru yola koyuldu
Kcntın yakınında bır tepe vardı; oradnn Kırşehir uor unCırdu O tepenın lısl(ınde buluşlulnr. oturup sohbot elliler Sonra ve-
19
AHILIK-FÜTÜWET
Ahılık nedır?
Ahilik, yalnılca Türkler / TOrkmenler arasında varlıgını surdurmuş olan; duşunsel açıdan Ali 'nın adıyla sımgelenen
toplumsal muhalefete baglı, batın i L>ir kuruluş olmasıyla belırgın, ancak geçı
mını saglayacak bır zanaata sahıp olan ların gırebıldıgı alışılagelen anlamda bir tarikattan çok, bellı kuralları, koşulları ve ınanç gelenogı bulunan, dıne bagl hır
yap !anmadan apayrı ôzellıkler taşıyan bır uğraş örgutudur, bır iş, emek bırl ğı dır, bu anlamda bir kururndur
28
•
'
'
öldü: evi yık!ldı; onunla birlikle ağacı kesenler de yok oldular: aradan bır zaman geçıı, pınar da kurudu . Fakat yeri bugün haıa bellidir .
Hacı Bektaş Veli bir kez daha, Ahi Evren'i ziyaret etmek için yola çıktı . Ahı Evren de onu karşıladı; buluştular, esenleştiler. Biraz sohbetten sonra Ahi Evren, "Sultan'ım ne olur bugün lutfetseniz de bize gitsek', dedi Hünkar kabul etti; Ahi Evren tekkesine vardılar.
Kırşehir halkı duyup gelmişti: Hünkar'la görüştüler; elini ayağını öptüler, himmetini aldılar.
O sırada Kalacuk kadısı , Sultan'ın emrıyle Kırşehir'i denetime gelmiştı . Ahi Evren in tekkesine uğradı ; erenlerın bir araya toplanmış olduğunu gördü. Hünkar'ın eli!1i öptü; yer göstor~iler, ge9ıp 9tur~u 1 lunkar kadıya ·Ne ıçın gcldınıı?', dıye sordu. Kadı "Sultan emretti : bu kentte bir olay olrnuş, onu araşlırrnaya ~ıolchrn·. diye cevapladı Hünkar, 'Bari adamakıl l ı araştırabilecek misin?", diye sorunca kadı, "AcJrı rnakıllı araştı rarnasaycJ ırıı, beni görevtendirmezlerdı' , dedi. Bu kez 1-lünkar ·sız bunca zamandır araştıralım dedık , bu düşünceyi güttük; ancak sonunda, şaşır-
21
me olduğunun bilince çıkmasıdır.
Hangisi hangısinı etkilemiştir?, sorusuna gelince. Temel olan karşılıklı etkiloşimdır. Ancak, ılle de bir öncelik sapta nacaksa bu öncelik Ahılere verilmelıdır
Bu yaklaşımda bır çıkmaz varmış gibi görülebilir Asya'dan göç eden yığınlrır önce Anadolu'nun toprağ ını / otlağını ,
dağını / taşını doldurdu, sonra da kenllerını.
Kaybedecek daha az şeyi ya da mal varlığı •taşınabilir ' olduğu için öncelıkle yerını yurdunu ıerkeden ve Ahilerin 'ön cOlleri' olarak yorumlanabılecek olan As· yalı göçmenler Anadolu'nun kır ınsanı. tarım üreticisi, hayvan çobanı olunca, keııdisıne yakın, özümseyebileceği yoıe
rınce olgunlaşmış kurallar bulamadı Bunu bir süreç içerisinde, çeşıtlı kaynaklardan beslenerek ağır ağır gerçekleştırclı.
Buna karşın. kaybcdocok daha çok
26
•
,
,
1
•
sesinden ürken canavarlar, kaçmaya başladılar; adamlar da bunu görüp gülüştüler. Sonra yol larına devam ettiler; vara vara Kırşehir'e geldiler.
O sıralarda Hünkar Kırşehır'de idi. Ahı Evren·ıe Gölpınarı'nda sohbet ediyordu. Bunlar da Hünkar'ın orada olduğunu duyup vardılar; elini, ayağını öptüler. Hünkar, bunlara bakıp "O hayvancıklar, size ne yaptı da o yavruyu tulup boynuna çan takarak bırakırsınız: çanın sesini işıten hayvancıkların kimısi kaça kaça güçsüz düştü, kimisi ölüm haline geldı. Hakk'a giden hak uğrum hakkı için hiçbır yerde alnımız terlemedi, ancak o yavrucuğun ardından yelışıp boynundan o çanı alıncaya dek alnı mı z terledi: işle o yavruya laktığın11 çan•, dedı. 1-lünkar çanı gösterince hepsi de şaşırıp kaldı; elıni ayağını öperek özür dılcdıler.
Erenler, suçlarını bağışladı. Kadılıktan dönüp derviş olana. "Senden dervışlik kokusu gelmekte; dervış olanın lııçbir yaratılmışa eziyet elmernesı gerektir'', dedı. Kadıya ıcaıel verdı, sofra, çerağ, alom sundu, "O yerın beyıne selam söyle, seni ona şirin gösterelim; dilinden biz söyleyelım de o köyü sana bağışlasın•, dedı
23
Kadı , muhiplerıe kalkıp yola düştü. Kalacuk'a varınca beye Hünkar'ın selamını söyledı. Bey. Hünkar'ın dedr"':i gibı orasını kadıya bagışladı. Şimdi onun soyundan gelenlere oralarda ŞeyhoğuUarı· derler."
24
1
•
1 1 \ . ~
•
•
,•
•
-
AHİLiK-ALEViLiK
"Alevi l ık-Bektaşi lık mi Ahilıği yaratmıştır, yoksa Ahilik mi Alevilik Bcktaşiliğı?" ya da 'Alevılık Ahıliktir, Ahılik Aleviliktır·, "Ahilik. Aleviiiğın bır türevidir" vb. Fazla taraf kokan yOzeysel kestirimlerle tartışmayı Oretici kılmak olanaklı değıldir Doğru olan, anlaşılması / bilinmesi ge
r0ken Ahiliğin bır Alcvılık yHrqt ı sı ya da türovi olarak değıl, Alevilığ i yaratan in sanlarla köken ortaklığı olan, aynı değer lcr tarafından egıtılen, aynı kolektif bilincin taşıyıcıları durumunda bulunan ın
sanlar ırı. hemen hemen aynı zaman aralığında kentlerde yaraltıkl:1r bir örgutlen-
2s
dık kaldık: sırrına eremedik gıtti", dedi. Bu söz kadıyı çok etkiledi; o sırada
Hunkar·ın yüzüne bakınca kendisine bır hal geld : coştu, esridı: üç gün kendisıne gelemedı
Kendisine gelince kadılığı ve denetleme işını bıraktı. Hlınk§r'ın ayağına düştü, ona teslim oldu. Hünkar, yanındaki halifesine emretıı, halife kadıyı tıraş ettı: tac gıydirdi.
Kadı, dcrvış olduktan sonra Kalacuk'a gitti Orada Hünkfır'ın kerametlerini anlattı. birçok kışiyı muhip ettı. Sonra önlerıne düştu Hunkfır'ı ııyaret ıçın yola koyuldular
Yolda. otlu-sazlı bır alana geldiler Orada bır bölük kara çanavarının yatmakta olduğunu gördüler içlerinden bıri 07.erlerine vardı; canavarcıklar kaçtı: o adam kaçamayan bır yavruyu yakaladı; bırınde bir çan varrnış, yavrunun boynuna takıp scılıvernıek isledi. Kadı, "Gelin oırncyin, orenlerın zıyaretine gidiyoruz; bu doğru iş cleğil. hayvanlar bunun sesini duyunca korkudan, koşmaktan kendilerırıi helak eder ler·. dediyse de dinletemedı.
Yavrunun boynuna çanı taktılar, o, öbür1erıne yetışeyım dıye koştukça çan
22
•
1
şeyi ya da mal varlığı "taşınamaz" olduğu
için daha sonraları ıyıce umarsız kalınca
yerini !erkeden Asyalı göçmen, Anadolu'nun kent ınsanı, esnafı / zanaatkarı
olunca, kendine yakın özumseyebı lece
ğı, yorumlayabileceği , yeterince olgunlaşmış, örgütlü duruma gelmış Fütüweti buldu.Bu nedenle Ahilik. Alevilık-Bektaşilikle /amandaş olmasına karşın, daha çabuk kurallandı Bu bağlaında, önccl ik l ı
etkilenme Alevilikten Ahiliğe doğru değil ,
Ahilikten Aleviliğe doğru olmuştur, Alevilik-Bektaşiliği etkileyen "öncü kol" rolü oynamıştır, deni l ebı l ır.Alev ı 1 ık Bektaşılik başlang ı çla Şii etkiye karşın, eski l ürk gelenekle rinın, tören l erınin egemen ol dugu Babailikten etkılendı. İ ıleyen yıllarda / dönemde, Şii etkirıın ağırlı kta oldu ğu Ahıliğı kend i ı ç ı nde özümsedi: kinıi Ahı merasiın ve ~detler ı , Alevilik-Bektaşi·
lik ınancına eklemlendi
27
dalaştılar: Hünkar Sulucakarahöyük'e döndü; Ahi Evren Kırşehir'e gitti
Hacı Bektaş Ahi Evren'ı görmek için bir kez daha Kırşehır'e hareket etti. Bu hal Ahi Evren'e malum oldu: o da karşı çıktı. Tepenin üstünde buluştular. Sohbet sırasında Ahi Evren, "Erenler Şahı ne olurdu burada bır pınar olsaydı da abdest almaya. içmeye yarasaydı", dedi. Hünkar, mübarek elleriyle bir yeri eştı; arı duru, güzelim bır su çıktı ve akmaya başladı. Ahi Evren, bu kez "Erenler Şahı bır gölgelik a~aç da olsa: sıcak günlerde gölgelenilirdı , dediğinde Hünkar, 'Ne olur Ahi'm", dedı ve Ahı Evren'in kavak ağacından kesilmiş sopasını aldı; bir yere kazıp dıkti, bır anda yeşerdı: yapraklandı Bıraz daha sohbet etııler. sonra vedalaşıp yerlerıne gittiler.
O agaç büyüdü; nıce zaman yaşadı. Sonra Kırşehir'den bıri geldi, o ağacı kesti; evine yapı gereci olarak kullandı. Ahi Evren oğulları. ·iyi etmedın, orası Hünkar Hacı Bektaş Veli ile Ahi Evren ın buluştu!)u ~erdi; aşıkların, m_uhiplerin ziyaret yerıydi; sana bu yaptıgın hayır getırmez·. dediler.
Gerçekten de bir süre sonra o adam
20
•
Araştırmacılar, Ahiliğe temel olan Ahi sözcüğünün, kökeni konusunda tam bir görüş bırliğı içerisinde değıldır. Ancak. genel kabul gören, tarihsel olaylar. olgular tarafından doğrulandığı savlanan anlayış; türkçe , "yiğit, cömert, eliaçık" anlamlarına gelen "Akı " sözcuğünün, zamanla Arapça, ' kardeş' anlamına gelen 'Ahi' biçimine dönüştüğü şeklindedir.
Emevilere karşı Horasan 'da, Abbasi ihtilalinin önderi Ebu Müslim el Horasani 'yi ( ... -755) destekleyenler, bir bakıma Ahilerin öncüllerıydi. Söylence yüklü de olsa E:bu Müslım sonraları. bir meslek kesimini temsil eder oldu. Anadolu Rum abdalları ,
1 l acı Bektaş Veli düşüncesinın yılmaı savaşçıları olduklarının bir sirngosi olarak, Demirci Ahi Hurdek tarafından Ebu Müs lim'e bır "'avaş aracı olarak verılerı baltayı .
sürekli yanlarında taşıdılar Ebu Müslım el-Horasanı'nin tarihi kişiliği. efsaneleşmiş
29
ları' deyınce yer, hemen bunları salıverdı Bunun uzerıne yıne gıtmeye kalkıştılar Ahı Evren yıne 'Ey yer. tut bunları', dedı Yer bu kez de, bellerıne kadar yuttu Amana gc dıler. salıverdı. yıne gıtmeye koyuldu lar Ahı Evren kızgınlıkla 'Yer tut bunları bu sefer yer memelerıne kadar yuttu ôzur dıledıler. yıne salıverdı; doncJ(ıler
Ahı Evren, 'Çabuk olun Cuma'nın vaktı geçmesın', dıye seslendı. Bılgınler, 'Şın1dı kaba kuşluk, nasıl ulaşacagız?'. dcdıkle rınde Ahı E.vren, 'Gozıerınızi yumun' de· dı yumdular 'Açın· • dedı açtılar bır ele bakt lar kı Konya nın ıçındeler
Hepsı yerlı yerıne vardı, Cuma kı ındı Daha sonra Şeyh Sadrellın, Ahı E-vr n ın b nı bagladı ona ıcazet verdı Bır za man Konya'da kaldıktan sonra Kayscrı ye g ttı
Ahı Evıen'ın yedı renkle hoyadıqı bır s htıyanı vardı. Bu snhlıyan ustti örıulu tlır kapta dururdu Bırı gelıp derı ısteclıgındo be melcyle alını atar ne renkle ve kaç la n derı ısııyorsa verır parasını alırdı Kaç yuı sahtıyan ıstenırse ıstensın verırdı O z manlar zanaat ehlınden vorgı almak g ı egı vardı K mılerı Kayserı sancak be y varıp • Burada ulu bır ustat t bak
18
si yönetım i nin güçlü olduğu dönemlerde 'sivil itaatsizlikten" öteye geçemeyen bu kıpırdanmalar: devlet otoritesinin zayıflamasıy la 'tehlikeli' boyu tlara sıçradı. Top lu davranrırak kundakçı l ık eylemlerinde bulunan. iktidar savaşında şu ya da bu güç tarafından kullanılan bu unsurlar. çoğulu ·ayyarun· olan ·yasa tanımaz, yasadışı toplum· anlarnında ·ayyar . "haydut' anlamında ·evbaş· ve çoğulu şut
tar" olan 'kurnaz• an l amında "şatır" adla rıyla anılmaya başladılar
Kamu yRrarına davran(lıldcırı savıyln htırokct eden bu fityan ocakları , sonraları: cJcvıetırı siyasal yapı:.,ı ıı..!_;r::...ır :l: çekilerek etkisız kılınmaya çalışıldı. Ô7ellıkle, cısker ve güvenlık gl'ıçlcrinin yetersiz kaldığı Arap olmayan ısıam ülkelerinde 'seyyar milis gaco· olarak kull ırıılm;.ıya t)nşlanı l dı. Fıtyan oc:nklarırı ı rı, siyasal amaçlarla devreye sokulrnası onların
31
re katılmış; şimdi ben. gel dön. onlara katılma diyemem: bu doğru olmaz·. dedı
Bilgınler, sultanın bu tavrından alındılar; Yanından ayrıldıktan sonra. "Böyle zalım bir sultanın hükmettiği bir kentte oturrna mız doğru değıldir". dediler Bir perşerrbe günü tümü Konya'dan çıkıp, Arabıstan'a doğru yola koyuldular.
Cuma günü Konya'da hiçbir yerde ezan okunmadı. Bu durumu sultana ilettiler. Sultan Alaettin, bir adam göndererek olayı, Şeyh Sadrettin Konevi'ye bildırdi; "Bıl~inleri geri getirmek için bır çare bul sun. dedi
O sırada Sadrettin'in tekkesinde topluluk vardı; pilav ve zerde pışırilmiş, türlü türlü yıyecekler hazırlanmıştı; Konya'da ne ka(lar yoksul varsa oraya toplanmı~tı. Sadrettin Konevi. sultanın gönderdıği adamdan olayı öğrenince, herncn nakibini çaQırdı; "Çabuk katırına bin, Denizli'ye git, bagda bır baQcı var, şu kılıkta; bizcfon ~olanı söyle, ' $eyh seni çağırıyor', de: lkıniz de katıra binip hemen gelın;", docli. Nakib kntıra bınıp gidince Sadreıtın Konc· vı, yemeklerı ındirtıı, sadece bir kişılık yenıek ayırttı. Katır. kırk adımda Denızlı ye vard , bır b<lğı'1 kapıs;nın önunde durdu,
16
•
Sul1raverdi'ye ( 11 45-1234 ), geniş kapsamlı bır fütOWetname yazdırdı Böylece fütüvvet, bel lı kurallar çerçevesınde bir "öncü örgüt' ,olağan zanıanlarda atıcılık vb etkın lıklerle kendinı canlı tutan bır ' izci örgütü' olarak kurumlaştı l lalife Nasır L ı dın ıl lah 'ın amacı , bu "öncü örgütü", bu "izci örgütü" kullanarak sarsılmış Abbasi egemenliğini yeniden pekiş t irmek, güçlüyle güçsüzü birleştiren bir top lurnsal kaynaşma sağlamak ve korıışu yönetimleri egemenliğı altına almaya çalışmaktı.
1183'tc örgütün pıri ve şeyhi AbdOlcebbar'dan fOtOwet şalvarını giyerek, fütCıvvcl örglitlerının şcfı olcllı. Bu nokıaclaıı soııra lityan örgütleri, ilk ortaya çıkış
aınaçlur ına zıt bir kanalda, /\bbcısi yönclırnırıın yuksek çıkarlar iloğ r ullusunda
davranan aristokrat nııclikli brr saray teşkilatı olarak gelıştı.
F ıtyan ôrgCllerı Nas r ın arrıaçlarını ls-
33
tayın eden Ahi Evren, yeniden Konya'ya döndü Döner dönmez Mev evılerle arasındakı çalışma yıne alevlendı Moğolların Anadolu'yu isti la etmesiyle Mevlevilikle Ahıhk arasındakı çatışma siyasal bir nitelik kazandı Mevlana ve Mevleviler Kırşehir, Aksaray. Karaman ve Denizlı yörelerinde Moğol yönelımıne karşı direnen Batıniler ve Ah iler karşısında Moğol yanlısı bır sıyası tutum iıledile•
Şems ın öldürülrrıesınden sonra Ahı
fvren, Konya'dakı tekkelerının başına
Seyyid ŞerefOddin ve Ahi Ahmed 'ı vekıl
bırakarak Kı rşehir 'e gitmek zorunda kaldı Son 14 yılını Kırşehir'de geçiren Ahi Fvren in Hacı Bektaş Veli ı!o çok yokırı ilişkılerı vardı Bu ılişkı Vilayetname'dc şöyle anlatılmaktadır:
·o zamanlar Kırşehir'in adı, Gulşohır
14
AHILIGIN DOGUŞU-ÔAGÜTLENIŞI
X. yy'dan başlayarak Batı Türkisıan'da ve İran'da yoğunlaşan Oğuz kökenli TOrkler / TOrkmenler, 1040'ta Gazneliler Devleti'ne karşı kazandıkları Dandanakan Savaşı'ndan sonra Rey kentini kendilerıne başkent yaparak BQyOk Selçuklu Devleti'ni kurdular.
Anadolu'yu Bizansın elinden almak amacında olan Selçuklular: 1048'do Pasinlcr'o, 1054 'te Muradiye'ye, 1059'da Sivas'a. 1064'1e K<ırs'a girdiler. 1071 Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu, bütünuyle Selçuklulara açılmış oldu. 1071 'ı ızleyen göçler. xııı yy'ın sonlarına
35
o duğu sarıılan Ahı fvren çarp•şrnada OldOrOldO
Anı f-vren. adından da anlaşılacağı gıbı Hoylu'dur Çoc:ukluğurıu ve ılk
eğıtırn dönernını anayurdu olan Azerbaycan'da geçırdı. Daha sonra Horasan'a goçerek Fahrüddin-i Razi'den el aldı ve O'nun 1-ıızmetınde bulundu 1205 yılında Ar.adolu'ya geldi: 1206 yıhnda Kayseri ye yerleştı ve burada bır deri • tolyec;ı kurarak debbağlık yapmaya başladı Hu nedenle Anı fvrcn ayP zafl'and.ı debbağların pırıdır 11.ieyen yıl;arda Anadoh . .ı'yu şeh~r şenır, kasab;:ı kabasn köy köy gezer< k Ahı ıcşıkilatını kurdı., Sor ra Konya'yı:ı yıırıeşcrck
çalışrrıalllrını buraclan yür uı•ı:ı SadOddln Köpek olayındün sonra
özcı!lık t' Mevlevilerin ihbarlnrı sonucu kovuşturmaya ugradı ve llRpscdııd· Kend sı bu tutukluluk dôn"mınt• ılışkın
12
lak mı'l nde ekonomık açıdan buyuk k r lar ıçınde kıvranan sıyasal açıdan
ki stısmar ed len kıtleler Hac Bek t ş V 1 ırı ( 1209-1271) OncOIOğOnde / Onderliğınde. Ali ve On iki imam sevgısı ne dayanan. olg Jnluk eşıtlık özgur1uk vb ılkelerle belırgırı, bu loprag ı özgü /\ vılık Bektaşilıgı yapıldndırd
~ .. tıyan kökcnlı ticaret rbabının
açı rlıkt l oldugu kentlerde esnaf / zanaatkar ı mınınde ıkıncı buyuk qöç dalga ıyl ÇJ lıp buralarda yeri k yaş ma
g n u kmen kıtleler asıl adı Şeyh
Nasreddın Ebu'I Hakayık bin Ahmet elHoyl ( 11 G9 1 ?61) ol n Ahi Evren '•r ön
culuqurıd / ondcrlıqıııc.Jo. Arap kanalın-dan lıp d hı önce Arıadolu'y çıır r v 1 ıkl ult n arınır korurııa ırıd
ı r fa y yılmı oulunaıı FO-tOwetçilıgi A ya d yaratı k rı k nt de
b lırl y qınd yoru yarak
37
( AHILIGIN KURUCU PiRi ]
AHİ EVREN
Asıl adı, Şeyh Nasır üd-Oin Mahmut el-Hoyı o lan Ahi Evren , Anadolu'da Ahılıgın kurucu piridır Tart ışmalı olmakla birlıkte 1175'te Hoy'da dogdugu kabul edılır. 1262 yılın da Kırşehir 'dc Hakk"a yürüdu Mogol egemenligıne karşı dırenen bir Türkmen pndoridir. • •
1240-1245 yılları arasında Mo{ı ollaro karşı başkaldıran Türkmen şcyhlo ı ınaen
bırı olan Ahi Evren: Sad ül-Dııı Köpek'ırı öldurülmesi olayına karış t ıgı savıyla hapsoldu ve zulüm gördü Daha sonra 124 7
10
lar Taın bu noktada, once Selçuklulara ardından Moğollar'a yaslanan Mevlevilik cievreye gırdı, Mevlevılık yoluyla AlevılıkBektaşılık ve Ahilik baskı altına alınmaya çalışıldı, duşunsel urunlerı v01< :lıldı
Buıun bunlara karşın, Türkmen direnişi kırılamadı; Alevi Bekta:;;ılC'r ve Ahiler Mogollar'a, bağlısı Selçuklular'a, yanlısı Mevlcvıfere karşı mucaclelclerını surdur dulor Mogol baglısı iV Rüknettin Kılıç Arslan'ın Kırşehır emırlıgınc atadığı bır Mogol soylusu ve Mevlana rnurıdı olan Nurettin Caca ayaklanan Ahilerin tüm0-nl1 kılıçtan geçirdi; Ahi Evren de bu katlı
ndan kurtulamadı ( 1261) Anadolu'da ılk feocı ıl devlet olan Sol
çukhı ogornenligırıiıı gcnış karnında ve kentlercio, üretim / bölüşüm temelınclc bır mes'ck örgutlcnmc ının ırısanları ola rak öne çıkan Ahıler, ba 1 ngıçta rneıkeLı yönetımle bır çetışkı ıç rısınde degıl
39
Alevilik-Bektaşiliğe ulaşamadı ama kenıierdt Ahıiıgı zaman zaman önemlı ' kirlenmelere uğrattı Bütün bunlara karşılık Mevlevilik Alevi-Bektaşi ve Ahilerin Selçuklu / Moğol egemenine karşı ortak ı ııü
cadelelerinı kırmaya yetmedi. Osmanlı döneminde egemenin, bağlısı durumundaki tarikatların, mezheplerin yalnızca adı değişti; başkaldırı kanalında değişen
bir şey olmadı, Alevi-Bektaşi / Ahi dayanışrtJası sürdü.
Bu yolda, yönde o günlerden bu yana, Sünnı kuşatma, Sünnileştirme çabaları. sona ermiş değıldır. Sayısız yanlı yazar-araştırmacı bAtıni bir örgüt olan Ahiliği, Anadolu Aleviliğıni yaratan insanlarla aynı kökenden gelenlerin kent koşullnrında yarattığı bu örgüıu. bu örgütün ınsanlarını. Sünni anlayışın daracık, karanlık dünyasına çekmek içın ellerınden geleni yapıyorlar. Bu noktada azımsanmayacak
8
aşamada, Selçuklu sultanları Türkmenleri, itaat altına alacak bir güce de sahip değillerdı . Bu nedenle ilk İlhanlı hükümdarı Hülagü ( 1256-1265) Anadolu'daki Moğol kurnandanlarına. Tu(kmenleri tenkil etmeleri buyruğunu verdi, Sivas ve Kayseri yöres indekı Türkmenler'e ağır bir darbe vuruldu, b ı r kesimi, güneye inerek Memluk topraklarına sığındı.
l 277'de Mısır-Suriye TOrk Memlukları
hükümdarı Bay-Bars, Selçuklu devletınde iktidarı elinde tutan Pervane Muineddin Süloyrnan ın daveti üzerıne Anadolu'ya yürüdü ve Elbistan ovasında Moğoi ordusunu ağır bır yenilgiye uğrattı İzloyen süreçle, Anadolu toprağ ı nda çok sayıda beylikler kuru ldu. Ebu Sayld Bahadır Han 'ırı ölümü üzerine ( 13.35) Mogollar arasında şiddcllı bır ıç ınücadolo başladı .
Bu mücadele sonucu. Anadolu tJeylikleri ıarn bır bağımsızlığa kavuştu Siyasal bir-
41
Bnskı. Anadolu Matbaa Amb San. fic.Ltd , Şıı. Tel (0212) 629 36 75 Fax. · (0212) 629 26 43
Nisan 1998 • İST ANBUL
llyas, culhacı: Davut , zırhçı : Lokman, hekim; Yunus, balıkçı; lsa, gezgin ve Muhammet, tüccardı .
Ahıliğin genel kural n teliğinde altı ilkesı vardı Elini açık tut / sofranı açık tut / gözünü bağlı tut / kapını açık tut / belini bağlı tut /ve dilini bağlı tut. Bunlardan ilk ikis ı eli s ı k ı lıktan kaçınmayı ol ı açık lı ğ ı ,
yardımlaşmayı; üçüncüsü, başkalarının işine karışmamayı. her olup bitenı görrnerncyi : dördüncüsü, konukscverlığı ve son ikisi kendıne egemen olmayı, duyguların, tutkuların tutsağı olmarnayı simgelerdi. Görüldüğü gibi Ahilik, Alevilik Bektaşı
lı ği yaratan insanlarla aynı kökE.'nden gel cn lcrın,yıııe benıer knyııflkla rcloırı beslenerek yarallıkları, Anadolu kırını kentte tamarnlayan. bütünleyen: bir iş , uğraş
ôrgOtOdOr. Bugünün yazar-araştırmacıla
rına duşerı görev, Ahiliğın kural . ilke ve
47
top related