edebiyat ve musiki

Post on 01-Jul-2015

2.958 Views

Category:

Education

5 Downloads

Preview:

Click to see full reader

DESCRIPTION

Öğretim teknolojileri ve materyal tasarım dersi sunumu

TRANSCRIPT

GÜZEL SANATLAR İÇİNDE EDEBİYATIN YERİ VE ÖNEMİ

GÜZEL SANAT :

Şiir, müzik, resim, heykel, mimari, tiyatro gibi insanlarda estetik yönden bir zevk duygusu uyandıran sanatlara verilen isimdir. Güzel sanatların gayesi, güzelliği ifade etmek ve yorumlamaktır

Güzel sanat dallarını birbirinden farkını bu sanat dallarının kullandığı malzeme ortaya çıkarır. Başka bir deyişle,kullanılan malzemenin farklılığı, sanatın birtakım dallara ayrılmasının en belirleyici etkenlerinden biridir.

Edebiyat, malzemesi dil olan bir sanattır. Edebiyat bu yönüyle diğer sanatlardan tamamen farklıdır. Mimari ve heykeltıraşlık, üç boyutlu ve görsel nitelikli sanatlar olarak birbirlerine benzerler.

Resim sanatı da maddeye biçim veren görsel bir sanat olarak mimari ve heykeltıraşlığa benzer. Edebiyat ise ne görsel bir sanattır ne de maddeyi biçimlendiren bir sanattır.

EDEBİYAT VE MUSİKİ

Edebiyata en çok benzeyen sanat müziktir. Çünkü müzik de edebiyat gibi fonetik bir sanattır. Yani her iki sanat dalı da işitsel bir nitelik taşır.

Sözlerin müzik eşliğinde söylenmesi o sözlere güç katar. İsa’dan önce yaklaşık 3000 yıllarında, Sümer tapınaklarında rahiplerin kullandığı şiirsel sözler, giderek melodik bir nitelik kazanmıştır.

Bütün inançlarda müziğin etki gücüne gereksinim duyulmuştur. Özellikle tek tanrılı dinler, müziğe büyük önem vermiş, tarih içinde “dinsel müzik” olarak nitelenen bir müzik türü geliştirilmiştir

Müziğin malzemesi sestir. Müzisyen notaya dönüştürdüğü sesleri düzenleyerek eserini yaratır.

Edebiyatın ham maddesi ise sözcükler ya da dildir.

Edebiyat diğer sanatlara benzemezken tiyatro, opera ve sinemanın edebiyattan yararlandığı ortadadır. Karma sanatlar da denilen bu sanatlarda edebiyat ve müziğe önemli ölçüde yer verilir.

 Bunun dışında tiyatroda olsun opera ve sinemada olsun dilin kullanımı bu sanatların edebiyatla ortak paydasını oluşturur.

Diğer sanatların hiçbirinin malzemesi edebiyattaki gibi herkesin her an kullandığı bir malzeme değildir. Gerçekten de ressamın, heykeltıraşın, müzisyenin çalışmalarının sanat kapsamında değerlendirilmesinde zorluk görülmez.

Ama toplumun konuşmakta olduğu dille yapılan bir sanat olan edebiyatta edebî olanla edebî olmayanın ayırt edilmesi zordur.

Türk kültüründe özellikle musikinin daima önemli bir yeri olmuştur. Pek çok şairin eserleri bestelenerek günümüze kadar ulaşmıştır.

TÜRK EDEBİYATINDA MUSİKİ

Divan Edebiyatı ürünlerinin çoğu bestelenmek için yazılır.

Divan şiirleri, bir “Divan Musikisi” yaratmıştır. Divan şiirlerinin konuları, yani aşk, sevgili, mey, (içki) meyhane, güzellik ve biraz da din konuları aynı şekilde doğal olarak Divan Musikisine yansımıştır. 

Özellikle de Türk Tasavvuf Edebiyatında musikiye ayrı bir önem verilmiştir. Tasavvuf edebiyatının türlerinden nefes ve ilahi musiki ile iç içe kullanılmış ve yaşatılmıştır.

Servet-i Fünun dönemine baktığımızda musikinin apayrı bir yeri olduğunu görürüz. Önceleri sadece bir zevk, kişilerin kültür seviyelerinin göstergesi olan musiki, Servet-i Fünun ile birlikte eserlerde önemli bir yer tutmaya başlamış, giderek yayılarak günümüzdeki yerine ulaşması için yerini sağlamlaştırmıştır.

Dönem sanatçılarından Cenap Şahabettin şiirde tabiat ile birlikte musiki ve müzikaliteye yer verir. Onun şiirlerinde cümleler bize adeta bir şarkı söyler.

Halid Ziya’nın eserlerinde de musiki kendine yer bulur; Mai ve Siyah’ta kahraman müzisyendir, ayrıca dönemin batı musikisinden örnekler verilmekle birlikte, musikiyle edebiyat birleştirilmiştir.

Mehmet Rauf, Eylül’de musikiyi diğer çağdaşlarından daha farklı kullanmış ve adeta eserinin belkemiği yapmıştır.

Eylül bir duygu romanıdır. Romanda duygu aktarımı önemli bir yer tutar ve bu duygu aktarımını sağlayan da musikidir.

Mehmet Rauf, adeta tüm Türk Edebiyatı dönemleri boyunca işlenen musikiyi almış batı musikisiyle harmanlamış, üzerine bambaşka bir arka fon yapıp eserine nakletmiştir.

•ATIŞMA: Türk Halk Edebiyatı içerisinde "Halk ozanlarının birbirlerine SAZ EŞLİĞİNDE karşılıklı dörtlük veya şiir söylemesidir. Saz eşliğinde atışırlar. Çünkü saz ve musiki söze güç katar.

Burada yine ozanlar sazı kullanarak aslında musikinin edebiyat için ne kadar vazgeçilmez olduğunu göz önüne sermektedir.

top related