günümüzde İnsan ve İnanlar - bölüm 8

Post on 02-Jul-2015

17.465 Views

Category:

Education

3 Downloads

Preview:

Click to see full reader

DESCRIPTION

Çiğdem Kağıtçıbaşı'nın Günümüzde İnsan ve İnsanlar adlı kitabının bölüm sunusu.

TRANSCRIPT

BÖLÜM 8

GRUP YAPISI VE DİNAMİĞİ

Hepimiz çeşitli grupların üyesiyiz. Bunlar;

Meslek grupları, Dernekler, sendikalar, örgütler, şirketler gibi daha resmi

gruplar olabildiği gibi, Aile, arkadaş, akrabada, komşu grupları gibi resmi

olmayan gruplar da olabilir.

Grup Nedir?Günlük konuşmada kullanılan “grup” sözcüğü en genel anlamda “çoğul olmayı” belirler. Sosyal psikolojide ve sosyolojide ise grup kavramı çeşitli şekillerde tanımlanmıştır. Bu tanımlara göre;

Bir kalabalığın grup olabilmesi için ortak amaçlar, ortak normlar, kendilerine bir grup olarak hissetmeleri gibi koşullar öne sürülmüştür.

Gruplar şüphesiz bu özellikleri göstermekle beraber, bir topluluğun grup olabilmesi için gereken en az koşul acaba hangisidir? Bu soruya cevabımız = “etkileşim” olacaktır. Buna göre;

Grup: “etkileşim halinde olan birden fazla insan” anlamını taşır.

Grupların İşlevleri Nelerdir?

Var olan bilgiler bize insanların çeşitli nedenlerden ötürü gruplara katıldıklarını gösteriyor. Gruplara katılmak önemli psikolojik ve sosyal gereksinimleri karşılamamıza yardım eder. Örneğin: bir yere ait olmak veya başkalarından ilgi görmek gibi. Üye olmayan kişilerin edinemeyeceği bilgilere de kavuşmuş oluruz.

Gruplar aynı zamanda kendimizi güvence de hissetmemizi de sağlar.

Grup üyeliği olumlu bir sosyal bir kimlik edinmemizi sağlar; bir gruba olan üyeliğimiz benliğimizin tanımında yer alabilir. Prestijli, toplum içinde konumu yüksek gruplara üye olan bir kişi, sırf bu gruplara üyeliğinden ötürü kendini iyi hissedecek ve benliği beslenecektir.

Grup Araştırmalarının Gelişmesi

80’lerde, grup içi ve gruplar arası çalışmaların çözümü, paylaşım adaleti ve iş birliği çabaları sosyal psikolojinin odaklandığı konulardan olmuştur. Endüstriyel psikolojide, çalışma gruplarının verimliliğini belirleyen etkenler ve etkili liderlik bir çok araştırmanın konusunu oluşturmuştur. Klinik psikologlar danışan-terapist ilişkisine önem vermişler ve bireylerin yanında ailelerin ve başka grupların terapisine yönelmişlerdir. Sosyolojide, gruplarda gücün elde edilmesi ve kullanılması, hiyerarşiler ve grup yapıları üzerinde çalışmalar yapılmıştır. Avrupa’da grup araştırmaları daha çok gruplarda azınlığın etkileri ve gruplar arası ilişkiler konularında yoğunlaşmıştır.

Grup Araştırmalarının Gelişmesi

Türkiye’de de görülen (grup yaşantısı) akımıdır. Birbirini tanımayan kimselerin sırf grup tecrübesini yaşamak, kendilerini ve başkalarını daha iyi anlamak, duyarlılık ve bilinç kazanmak için bir araya gelmesi ve (grup yaşaması) şeklinde ortaya çıkan bu sosyal olgu, gittikçe daha çok sayıda insana ulaşmaktadır.

Grubun Bireye Etkisi(Grup Dinamiği)

Genellikle grup-birey ilişkilerine yönelen araştırmalar ve kuramsal yaklaşımlar üç kısımda toplanabilir:

Birincisi; grup içinde norm (kural) gelişmesi ve bireyin bu norma uyması ile ilgili çalışmalardır.

İkincisi; grubun bireyin tutum değişimiyle ilişkisi incelenmekte, grup bireyde tutum değişmesi yaratan ya da buna engel olan bir güç olarak ele alınmaktadır.

Üçüncüsü; grubun iş üretimi ile bireyin iş üretimi karşılaştırılmakta ve bireyin verimliliğine grubun etkisi incelenmektedir.

a)Grubun birey üzerindeki normatif etkisi

Birey, grup içinde, yalnız olduğu zamankinden farklı davranmaktadır. Dittes ve Kelley yaptıkları deneylerde birbirinden pek farkı olmayan deneklerin bazılarına <<grup seni seçti; sana değer veriliyor, grup içinde kalman isteniyor>> şeklinde bilgi verilirken, diğer bazılarına <<seni isteyenlerde var, istemeyenler de, ortadasın, durumun ileride iyileşebilir de>> şeklinde bilgi verilmiştir. Bir üçüncü kısım üyelere ise <<grup seni seçmedi, grup içinde olman fazla değerli görülmüyor>> denmiştir.

Oluşturulan üç statü kesiminden ortancası statü derecelerini yükseltmek için grup normlarına en içten bağlanmışlar ve büyük bir hevesle normlara uyma davranışı göstermişlerdir. Bu davranışları grup içinde görüldüğü gibi, yalnızken de görülmüştür, demek ki bunlarda “benimseme ile uyma” söz konusudur.

En alt düzeydeki grup üyelerinde de ortadakiler kadar olmamakla beraber uyma davranışı görülmüştür. Bu üyeler grup içinde uydukları normlara grup dışında aldırmadıklar için “itaat ile uyma” söz konusudur.

En üst statüde olanların uyma davranışının ortadakilerden daha az olduğu görülmüştür. Çünkü grup tarafından sevilen, kabullenilen lider, güven duygusu içindedir; kazanabileceği kadar statü kazanmış demektir, statüsünü yükseltmek için normlara büyük bir titizlikle uyması gerekmez.

b)Grubun bireysel tutum değişimine etkisi Grup, üyelerinde tutum değişimini arttırabilir de engelleyebilir

de, şöyle ki, eğer bu tutum değişimi grup normu doğrultusundaysa grup bunu arttırıcı rol oynar; eğer grup normuna ters düşüyorsa, grup bu tutum değişimini engelleyici rol oynar.

Beyin yıkama denilen olgu da grup faktöründen yararlanılarak gerçekleştirilir. Bu konuda özellikle Kore Savaşında Çinlilerin esir aldıkları askerlerin tutumlarında hatta giderek dünya görüşlerinde yarattıkları değişim, sosyal psikologları bu konuda derinlemesine inceleme yapmaya zorlamıştır. Beyin yıkama esas olarak yapılan grubun yapısını bozarak kişileri yalnız bırakmak, dolayısıyla grup desteğinden yoksun kılmak ve daha sonra bu kişileri, inanmış oldukları değerlere zıt propagandaya tabi tutmaktır.

c)Grubun bireyin verimliliğine etkisi

Steiner gruplarda yapılan işleri dört farklı grupta toplamıştır. İlk grupta topladığı iş türleri, gruptaki her üyenin katkılarının birleşmesi sonucu ortaya çıkan işler.ikinci grupta topladığı iş türü; bütün üyelerin katkılarının ortalamasının alınarak sonuca varıldığı iş türüdür. Üçüncü grup işlerde grubun en iyi üyesinin performansı grubun tümünün performansını belirler.

1. Sosyal Hızlandırma: Grup içinde bireyin, yalnız olduğundan daha fazla iş çıkardığıdır. Araştırmaların sonucu tutarsız görünmektedir, yani grup içinde olmak bazen bireyin verimini arttırmakta, bazen da azaltmaktadır.

2. Sosyal Kaytarma: Grupta bulunan insanların emeklerinin toplamı sonucu ortaya bir işin çıkarılacağı durumlarda işten kaytarma meydana gelebilir.

Sosyal kaytarmayı önlemenin birinci yolu; grup içinde herkesin ne yapıp yapmadığının saptana bilir hale getirilmesidir. İkinci bir yolu da grup üyelerinin başarılı olmayı bir değer olarak önemsemelerini sağlamaktır. Üçüncü bir yolu da, her grup üyesinin, kendisini ve grubun tümünü belli standartlar ışığında değerlendirilebilmesi için olanağa sahip olmasıdır.

Sosyal Hızlandırma ve Sosyal Kaytarma: Bu iki konu ayrı başlıklar altında incelenir ve birbirleriyle

ilişkili değilmiş gibi gösterilir. Oysaki Sanna’ya göre bu iki olgu, Bandura’nın kişisel etkinlik kuramı çerçevesinde anlaşılabilir. Bu kuramda insan güdülerinin iki türlü beklenti tarafından belirlendiği öne sürülüyor:

1)Kişisel etkinlik beklentisi(kişinin belli bir işi başarabileceğine dair beklenti)

2)Sonuç beklentisi(belli bir davranış veya çalışmanın belli sonuçlar getireceği inancı).

KİŞİSEL ETKİNLİK VE SONUÇ BEKLENTİLERİNİN SOSYAL HIZLANDIRMA VE SOSYAL KAYTARMADAKİ ROLÜ

3. Eleştirisiz Grup Tartışması:

İşletme sahasındaki uygulamalı çalışmalarda geliştirilen bir grup tekniği eleştirisiz grup tartışmasıdır. Bu teknikte grup içinde herkes bir problemin çözümü hakkında aklına gelen her şeyi eleştiri korkusu olmadan söyleyebilmekte, fikirler ortaya koya bilmekte, böylece grup üyelerine geniş bir özgürlük tanınmaktadır. Yapılan bazı deneylerde deneklerin yalnız başlarına çalışırken daha çok sayıda ve daha yüksek nitelikte fikirler geliştirdiklerini görülmüştür. Burada iyi bilinen, geliştirilmiş fikirleri tartışmak değil, yeni fikirler oluşturma çabası söz konusudur.

d)Sosyal kimlik:

Grubun birey üzerindeki etkisi, bireyin benliğinin ait olduğu gruplara bağlı olarak şekillenmesinde de kendini gösterir. Örneğin “ben kadınım”, “ben Türküm”, “ben müslümanım” dediğimizde belli gruplara ait olduğumuzu belirtiriz.

Bireyselliğin yitirilmesi(Kimliksizleşme): Bireylerin zaman zaman grup içinde bireysel kimliklerini

kaybedebildikleri görülür. Örneğin, normalde karıncayı bile incitmeyeceğini düşündüğümüz kişiler, bir grubun içinde kendilerinden beklenmeyen saldırgan davranışlarda bulunabilirler. Le Bon, kalabalıkta bir kişinin taşıdığı duyguların bulaşıcı olduğunu ve grubun diğer üyelerine de telkinle sıçrayabileceğini öne sürmüştür. Sosyal bulaşma, insanların normalde sahip olduğu kontrol mekanizmalarının kırılmasına neden olur.

Bireyselliğin yitirilmesinde en önemli etken anonim olmaktır. Grup üyeleri kendi kimliklerinin belirgin olmadığını düşündükleri zaman kendilerine has bir kimliklerinin olduğunu daha kolay unutur, dolayısıyla davranışları için kendisini daha az sorumlu hissederler.

Grup yapısı ve süreci

a)İletişim yapısı: Grup etkinliğini belirleyen bir etken olarak <grup içi iletişim > örüntüsünü inceleyen Leavis bu konuda yaptığı çalışmada aşağıda verilmiş olan 4 değişik iletişim örüntüsünü kullanmıştır:

En çok faaliyet, daire örüntüsünde görülmektedir, fakat, en az başarılı olan grup yine dairedir. Faaliyetin en az başarının en çok olduğu, ve merkezdeki kişi dışında, üyelerinde en az memnunluk yaratan bu örüntüdür.

Grup içi iletişim yapısı özellikleri 1

Özellikler Daire Zincir Tekerlek

Doğru problem Zayıf İyi Çok İyiÇözümü

Organizasyon Durağan bir Yavaş gelişen Hemen gelişen(düzen, örgütü) organizasyon yok durağan birdurağan

organizasyon Organizasyon

Lider belirmesi Yok Belirli Çok belirli

İşteki ani Çok iyi Zayıf ZayıfDeğişikliklere uyum

Moral İyi Düşük Çok Düşük

b)Yetkeci-Demokratik Grup Yapısı

Yetkeci grup düzeninde lider iletişim örüntüsünün merkezi olduğundan tüm iletişim ona yapılır ve üyelerin kendi aralarındaki sesli iletişim çok kısıtlanmıştır. Böylece üyeler arasında yakın kişisel ilişki gelişemez. Liderin orada olmaması halinde tüm düzen bozulur.

Demokratik liderin grubunda ise durum çok farklıdır. Lider karaları kendisi vermez. Tartışma özgürlüğü içinde grup bir bütün olarak kara verir. Lider her üyenin düşüncelerini açıkça söylemesini olağan karşılar, üyeleri ödüllendirmekte ise tamamen tarafsız kriterler kullanır.

Demokratik ve yetkici grup yapıları:

c)”Etkileşim Süreci Çözümlemesi” ve liderlik oluşumu

Balesin Gözlem Kategorileri OLUMLU TEPKİLER OLUMSUZ TEPKİLER

*Grupta birlik kurar *Fikre katılmaz, reddeder,

(başkasına yardım eder, yardım etmez, resmi

Ödüllendirir) davranır.

*Gerginliği azaltır *Gerginlik belirtir.

(espri yapar, güler, *Başkasına karşı çıkar

Memnunluk belirtir.) (başkasının statüsünü

Düşünür, kendinisavunur

*Fikre katılır Ya da kendi üstünlüğünü

İdare eder).

SORULAR CEVAPLAR

*Öneride bulunur *Yaklaşım sorar(bilgi, (Yol gösterir) tekrar, kanıt ister)

*Fikir verir(değerlendirme *Fikir sorar (değerlendirme, Analiz yapar, isteklerini analiz veya isteklerin Belirtir). belirtilmesini ister).

*Yaklaşım belirtir (bilgi *Öneri sorar (yol, davranış,Verir, tekrar eder, kanıtlar, sorar).Açıklama yapar).

d)Liderlikte Yol Farklılaşması:Liderler de rol farklılaşması genel olarak:

a)yeni kurulmakta olan (yerleşmemiş) gruplarda ve

b)üyelerinin yapılan işi tatmin edici bulmadıkları gruplarda, rol farklılaşması görülür.

Rol farklılaşmasının(RF) en çok ve en az görüldüğü durumlar

RF görülür RF görülmez Yeni kurulan gruplarda (hiyerarşi yoksa) Yerleşmiş gruplarda(hiyerarşi varsa)

İş, kendi başına tatmin edici değil ise iş, kendi başına tatmin edici ise

Resmi lider ile üyeler arasında uyum yoksa resmi lider ile üyeler arasında uyum

(amaçları farklıysa) varsa (amaçları ortaksa)

Liderliğin Kavramlaştırılması

a)Etkileşim Liderlik Modeli Burada etkileşimi söz konusu olan iki öğe, bir

taraftan grubun gereksinmeleri, diğer taraftan da liderlerin kişisel özellikleridir.

Grup Gereksinimleri Etkileşim

Lider Kişilik Özellikleri

b)Kişisel Liderlik Modeli

Kişisel (ya da psikolojik) liderlik modeline göre, çeşitli çeşitli

Özellikler bir kimseyi lider yapar. Ortamın özellikleri göz önüne alınmaz. Başka bir deyişle bu görüşe göre, liderlik karakterine sahip bir kimse, nasıl bir gruba girerse girsin, liderdir. (Lider olarak doğmuş) (doğuştan lider) gibi sözler, işte bu görüşü yansıtır. Bu görüşü bir şema ile gösterelim:

Kişilik özellikleri Lider

c)Ortamsal Liderlik Modeli

Kişisel liderlik modelinin tam tersi olan görüş, ortamsal liderlik modelidir. Bu modele göre lideri ortam yaratır. Lider, ortamın özellik ve ihtiyaçlarına göre ortaya çıkar; kimin lider olacağı önemli değildir. Bu modelinde şeması şöyledir:

Ortamsal özellikler Lider

Liderin EAÇT Puanı ile Grup Başarısı Korelâsyonlarının Üç Öğeye Göre Dağılımı

Şekil 36

e)Karizmatik Liderlik Modeli

Karizmatik liderlik modelleri, yönettikleri grupların üzerinde alışılmamış ve oldukça güçlü etkisi olan liderleri inceler. Böyle liderler, onu takip eden kişilerin gereksinimlerini, değerlerini, tercihlerini ve özlemlerini çok iyi bilir ve gerçekleştirmeye çalışır. Aynı zamanda sosyal, politik ve ekonomik değişimlere yol açabilecek yetenek ve güce sahiptirler. Tarihte Atatürk, De Gaul, Gandi karizmatik liderlere örnek gösterilebilir.

Karizmatik grupları takip eden gruplarda, karizmatik olmayan liderleri takip eden gruplardan farklı olarak şu özelliklere rastlanır:

1)Normalde beklenenden yüksek performans,

2)Yüksek düzeyde lidere düşkünlük, bağlılık, saygı ve sadakat,

3)Lidere ve onun fikirlerine duyulan heyecan ve coşku,

4)Grubun toplu bir amacı için, bireysel çıkarlardan vazgeçmeye hazır olma.

Kültürün Etkisi

Liderlikle ilgili çalışmalar genellikle bireyci batı kültüründe gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sonuçlar toplulukçu kültürlerde geçerli olmayabilir. Nitekim daha önce Lewin, Lippitt ve White’in yetkeci de demokratik grup atmosferi araştırması sonuçlarının Hindistan’da bulunmadığını görmüştük.

Gruplarda Karar VermeRiske GirmeRiske girme eğiliminde olan kimselerin grup içinde daha

ikna edici daha etkili olduğu düşünülebilir. Nitekim bazı araştırmalar riske girme eğiliminde olan kimselerin liderliğe önem verdiğini ve grup içinde daha ikna edici olarak görüldüğünü bulmuştur. Bununla beraber grubun risk içermeyen bir karar verdiği durumlarda, riske giren kimseler grup tarafından ikna edici olarak görülmemişlerdir. Demek ki önemli olan riske girme eğiliminde olan kimselerin kişilikleri değil, grubun hangi yöne eğilimi olduğudur. Grubun eğilimi yönünde düşünen ve konuşan kimseler daha etkili olmaktadır.

Risk içeren karar verme konusunda da, kişi yalnız başına olduğu zaman kararının tüm sorumluluğunu kendi omuzlarında taşıyacak, buna karşılık, grup içinde bu sorumluluğu başkalkarıyla paylaşacağı için daha fazla riske girme cesaretini gösterebilecektir.

Uçlara Kayma

Grupların her konuda, bireylerin tek başına yaptıkları seçimlerin ortalamalarından daha uçlara doğru kaydıkları görülüyor. Bu yüzden başlangıçta “riske girme eğilimi” olarak adlandırılan bulgular için daha sonraları “uçlara kayma” deyimi kullanılmaya başlanmıştır.

Gruplarda uzlaşma

Grup içinde tartışmaya başlamadan önce, grup bireylerinin hepsinin aynı düşüncede olduğu durumlar herhalde oldukça azdır. Başlangıçta herkesin kendine göre bir fikri vardır ve onu savunur. Grup içinde bir karara varmadan önce kişiler birbirleri ile tartışır, görüş alış verişinde bulunur ve sonunda çoğunlukla bir noktada birleşir, yani uzlaşmaya varırlar. Yapılan her tartışma sonunda bir uzlaşmaya varılmayabilir, ancak genelde bir sonuca ulaşılır.

Grup düşünü

Irving Janis “grup düşünü” terimini, uzlaşmaya ulaşmak için gösterilen olağan üstü çaba sonunda zihinsel etkinlik, gerçeğe uygunluk ve ahlaki yargıların kalitesinin düşmesini betimlemek için kullanmıştır. Uzlaşma elde etme isteği, varılacak fikrin olumlu yada olumsuz sonuçları hakkında objektif ve eleştirisel bir analiz yapma güdüsünü ortadan kaldırabilir.

Janis, grup düşününün oluşumunda 3 etkenden bahsetmiştir:

1)Grup üyelerinin birbirine bağlılığı, 2)Tehdit edici bir durum, 3)Yapılan ve süreçsel yanlışlardır.

Sosyal çıkmazlar: grup çıkarları ve kişisel çıkarlar

Kişilerin çıkarlarıyla grupların çıkarları çatışabilir ve kişiler gruptaki tüm insanları düşünmek yerine, kendi kısa vadeli istek ve çıkarlarını ön plana tutabilir. Böyle durumlara sosyal psikolojide sosyal çıkmazlar (dilemma) adı verilir.

Sosyal çıkmazların çözümü var mıdır? İnsanların, sorunların çözümünde iş birliği

yapmasıdır. İnsanlarda iş birliğini arttıracak bazı çözüm önerileri sağlamıştır. Bunlar:

a)Bencil davranışların cezalandırılması,

b)Eğitim,

c)Grupla özdeşleşme,

d)Eşgüdümlü iş birliğine yönelimin desteklenmesi,

e)Grup tartışmalarına olanak sağlamak.

İş Ortamlarında Görülen Çatışmalar

İnsanların birlikte çalışmak yerine birbirleriyle çatışmaya girebildiğini, yani birbirleri için değil birbirlerine karşı ve birbirlerinin çıkarlarına zarar verecek şekilde çalışabildiklerini görüyoruz. Yapılan araştırmalarda, çeşitli şirketlerdeki yöneticilerin, zanamlarının %20sini grup içi veya gruplar arası çatışmaları çözmek için harcadıklarını söylüyorlar.

Çalışma ortamlarındaki çatışmaların etkileri nasıl azaltılabilir? Çatışmalar insanlar için oldukça pahalıya mal olur.

Çatışmaları çözümleyebilmek için ise pazarlık etmek yalnızca bir yöntemdir.

Pazarlıkta karşılaşılan bir hata ise tarafların diğer taraf için her konunun aynı önceliği taşıdığını düşünmesidir. Oysa taraflar çok önemli buldukları konularda özveride bulunabilirler ve böylece sonuca daha kolay ulaşılabilir.

Pazarlıkta etkili olan bir başka etmen de tarafların pazarlık sürecine nasıl yaklaştıklarıdır. Araştırmacılar bazı kişilerin “kazan-kaybet” (bir tarafın kazanması bir tarafın kaybetmesi) anlayışıyla, bazılarının da “kazan-kazan” (iki tarafında kazanması) anlayışıyla sürece yaklaştıklarını göstermiştir.

Bir grup dinamiği uygulama alanı: duyarlılık eğitimi Grup olayının üç temel ilkesini şöyle

belirtebiliriz:

a)Derhal ve doğrudan tepki

b)Burada ve şimdi yaklaşımı

c)Grup sürecine eğilme

“Seminerin amacı ve konusu

Hepimiz hem iş hayatında hem de iş dışı ilişkilerimizde bir grubun üyesi durumunda bulunuruz. O grupların hayatında rol oynar, aynı zamanda onların etkisi altında kalırız. Bu etkiler bizim çeşitli davranışlarda bulunmamızı gerektirir ve başkalarıyla olumlu ya da olumsuz ilişkiler kurmamızla sonuçlanır.

Bu seminerde çeşitli modern eğitim metotları yanısıra bir küçük grup laboratuar çalışması olan T-Group toplantıları yapılarak iştirakçilerin:

Sübjektif olarak kendilerini ve başkalarını tanımaları

Üyeleri birbirleriyle ilişkili halinde olan bir grubun çalışmasını ve gelişmesini izlemeleri

İşletme organizasyonlarının amaca yönelmelerindeki beşeri etkenlerin dinamizmi ve davranış şekilleri hakkında bilği edinmeleri sağlanacaktır.

Seminerin amacı ve kapsamı:

TSİD’nin Sevk ve İdare Geliştirme Merkezi, Programlama ve Eğitim Bölümü’nün 6 aylık programlarını açıklayan broşürün 22’inci sayfasında sözü geçen bu seminer, Derneğimizin tertiplediği 7’inci Duyarlılık Eğitimi Laboratuvarıdır. Şimdiye kadar bu laboratuarlara 32 firmadan katılmış olan 52 iştirakçinin hepsi bu gibi çalışmaların etkili ve faydalı olduğu konusunda fikir birliği yapmışlardır.

Bu seminere özellikle yöneticilerin katılması yönetim yeteneği kazanmaları bakımından önemli olduğu gibi, grup üyesi olan her birimiz için de son derece faydalıdır.

top related