kestane yetiştiriciliği -...

Post on 10-Nov-2018

242 Views

Category:

Documents

0 Downloads

Preview:

Click to see full reader

TRANSCRIPT

KESTANE YETİŞTİRİCİLİĞİ

Prof. Dr. Nurgül TÜREMİŞ

2018-2019 Güz Dönemi

Yaprağını döken meyveler grubunda yer alankestane, dünya üzerinde ılıman iklim kuşağının nemli,yağışlı ve nispeten serin bölgelerinde yayılmıştır.

Kestanenin, dünyanın çeşitli bölgelerine yayılmış 12 kadar türü bulunmaktadır.

KESTANENİN BİTKİ SİSTEMATİĞİNDEKİ YERİ

Kestane, bitkiler aleminin Fagales takımına,Fagaceae familyasının Castanea cinsine girmektedir.

Kestanenin kültür bakımından önemli birkaç türübulunmaktadır. Bu türler, dünyanın farklı bölgelerindemeydana gelmiştir.

AVRUPA KESTANELERİ (C. SATİVA MİLL.)

Yayılma alanı en geniş olan kestane türüdür. İspanya’danbaşlayarak, doğuya doğru Güney ve Orta Avrupa, Balkanlar, Anadoluüzerinden Kafkaslara kadar yayılım gösterir. Kuzey Afrika’da dabulunur.

Bu türün birçok formu vardır. Meyveleri yenir. Süs ağacıolarak da önem kazanmıştır.

Botanikçiler tarafından C. vesca, C. vulgaris, Fagus castaneaşeklinde de adlandırılmıştır.

AVRUPA KESTANELERİ (C. SATİVA MİLL.)

• Ağaçları 30 m kadar yükselebilir.

• Tomurcukları iridir.

• Yaprakları uzun, mızrak şeklinde ve uçları sivridir.

• Yapraklarının boyu 8-25 cm, kenarları iri ve testere dişlidir.

• Genç yapraklarının alt yüzeyi tüylüdür.

• Yaprağın üst yüzeyi koyu yeşil, alt yüzeyi açık yeşildir.

• Meyve genişliği 2.5 cm olup, bir yumak (kirpi)içerisindegenellikle 2-3 adet kestane bulun

AMERİKAN KESTANELERİ

(C.DENTATA BORKH.)

• Kuzey Amerika’da yayılmıştır.

• Dik ve uzun boylu ağaçları 30 m kadar yükselebilir.

• Yaprakları uzun, tüysüz ve iri dişlidir.

• Yaprak boyu 12-24 cm ve mızrak şeklindedir.

• Meyveleri çok küçük (150-320 meyve/ 1 kg), tatlı, tohum zarları tohumdan kolay ayrılır.

• Bir yumak içerisinde 2-3 adet kestane bulunur. Meyveler yumak içerisine sıkıca yerleşmiştir.

JAPON KESTANELERİ (C. CRENATA SİEB. & ZUCC.)

• Japonya’nın yerli bitkilerindendir.

• Meyveleri yenir.

• Süs ağacı olarak da kullanılır.

• Diğer kestane türlerine göre daha küçük ağaçlar meydana getirir. Ağaçları 10 m boyunda veya daha alçak boyludur.

• Tomurcukları küçüktür.

• Yaprakları uzun (8-16 cm) ve sivri uçlu, yaprak kenarları kertiklidir.

JAPON KESTANELERİ (C. CRENATA SİEB. & ZUCC.)

• Yumağın dikenleri kısa ve enli olup, dallanma gösterir.

• Meyve genişliği 2.5 cm’den fazladır.

• Diğer türlere göre bodur geliştiğinden, erken meyveye yatar.

• Kestane kanserine dayanımı, Çin kestaneleri kadar iyideğildir.

• Meyveleri en iri olan türdür.

• Bir yumakta 2-3 meyve bir arada bulunur.

ÇİN KESTANELERİ (C. MOLLİSSİMA BL.)

• Çin’in orta ve kuzey bölgelerine yayılmıştır.

• Meyveleri yenir.

• Süs ağacı olarak da kullanılır.

• Geniş bir iklim ve toprak koşullarına adaptasyon yeteneğine sahiptir.

• Ağaçları dinlenme döneminde -29°C’ye kadar dayanabilir.

• Kestane kanserine en dayanıklı türdür.

ÇİN KESTANELERİ (C. MOLLİSSİMA BL.)

• Ağaçları 20 m kadar boylanırlar.

• Yaprak uzunluğu 8-15 cm, kenarları iri dişli, alt yüzü tüylü, ucu sivridir.

• Bir yumak içerisinde 2-3 meyve bulunur.

• Meyve iriliği tiplere göre çok değişir.

• 60-300 adet meyve / 1 kg

• Meyve kalitesi en düşük olan kestane türüdür.

• Diğer türlerin kalitesi birbirine yakındır.

KESTANENİN ANAVATANI VE YAYILIŞI

Avrupa kestaneleri, Akdeniz ülkelerinin yerli bir türüdür. Butürün anavatanının neresi olduğu bilinmemekle birlikte Anadoluolması kuvvetli bir ihtimaldir. Akdeniz dışında kestane Fransa, Batıİsviçre, Batı Almanya, Güney Hollanda, Belçika, Güney İngiltere veİrlanda’da da yetiştirilmektedir.

Kestane Anadolu’da Doğu Karadeniz’den başlayarak, tümKaradeniz boyunca yayılmakta, Marmara çevresi ve Batı Anadolu’danAntalya kıyılarına kadar ulaşmaktadır.

BESİN DEĞERİ (100 GR)

BESİN DEĞERİ

• Taze kestane meyvesinde;

• % 40-45 oranında karbonhidrat

• % 5 yağ

• % 5 protein

• % 40-45 nem bulunur.

• Kestanenin yağ içeriği düşük, kolestrol içeriği sıfırdır.

• Düşük oranda Na, yüksek oranda K içerir.

sahiptir. Bu• Orta düzeyde, ancak yüksek kalitede proteine nedenle, kaliteli ve enerji verici bir besindir.

BESİN DEĞERİ

• Kestane çiçekleri, bal elde edilmesinde arıcılık bakımından önemlidir.

• Ağacının çeşitli kısımlarından, dericilikte önemli olan tanen eldeedilir.

• Kestanenin odun ve kabuğunda % 6-12 oranında tanen bulunur.

• Dayanıklı olan odunu çeşitli amaçlarla kullanılır.

BESİN DEĞERİ

• Kestane meyveleri taze olarak suda veya sütte pişirilmiş, ateşteközlenmiş olarak tüketildiği gibi, işlenmiş olarak da tüketilir.

• Kurutulmuş kestanelerden elde edilen un, İspanya’da "kestaneekmeği" ve bunun yanı sıra, bazı özel yemek ve çorbalarınyapımında kullanılır.

• Birçok geleneksel et yemeğinin yapımında da kullanılır.

• Garnitür ya da salatalarda

• Kestane şekeri, kestane pastası, kestane pudingi, kestanelidondurma, çikolatalı kestane tatlısı, kestane püresi ve kestanekonservesi.

DÜNYA’DA KESTANE ÜRETİMİ YAPAN

İLK 5 ÜLKE(FAO,2018)

Dünyada 602.718 ha alanda 2.261.589 ton kestane üretimi yapılmaktadır.

• Ülkemiz kestane üretimindeki bu düşüşün sebebi kestane

kanseri (Crphonectria parasitica) ve mürekkep (Phytopthora

cambivora) hastalıkları nedeniyle olan ağaç ölümleridir.

• Sonuç olarak Türkiye’nin kestane varlığı gün geçtikçe

kaybolmaktadır.

KESTANE ÜRETİMİMİZDEKİ DÜŞÜŞÜN SEBEBİ

2017 YILI İLLER BAZINDA KESTANE ÜRETİMİ (TUİK,2018)

İller Üretim (ton) Alan (da)

Afyon 12 0

Antalya 73 79

Artvin 207 124

Aydın 24.304 70.633

Balıkesir 1118 751

Bartın 4090 11

Bitlis 12 5

Bursa 1990 4358

Denizli 1898 808

Düzce 578 0

Giresun 229 0

Isparta 6 0

İller Üretim (ton) Alan (da)

İzmir 11.542 25.169

Kastamonu 3124 3252

Kocaeli 454 1197

Kütahya 2075 65

Manisa 2354 4054

Muğla 93 96

Ordu 553 0

Rize 549 0

Sakarya 55 25

Samsun 600 1

Sinop 3755 129

Tokat 2 0

Trabzon 107 0

Yalova 725 4449

Zonguldak 1246 0

KESTANENİN MORFOLOJİK VE BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ

HABİTÜSÜ

• Genellikle 15 m, bazen de 30-35 m yüksekliğe ulaşan, yayvan taçlı,ulu ağaçlar oluşturur.

• Genç ağaçlar dikine büyür.

• Ağacın yaşı ilerledikçe, taç yayvanlaşır.

GÖVDE

• Düzgün ve dik bir gövde oluşturur.

yüzeylidir. Ağacın yaşı• Gövde ve kabuğu önceleri düzgün ilerledikçe, kabuk kalınlaşır ve çatlar.

• Gövde çapı 3 m’ye ulaşan kestane ağaçları vardır.

KÖKLER

• Derine giden bir kök sistemine sahiptir.

• Bu sayede kayalık arazilerde bile büyük ağaçlar oluşturur.

• Meyilli arazilerde ise, toprak erozyonunu önleme açısından büyük öneme sahiptir.

DALLAR

• Çok dallanır.

• Genç dallar kızıl kahverengidir.

• Bir yaşındaki dalların kabuğu üzerinde belirgin lentiseller bulunur.

• Kalın dallarda kabuk parçalı durumdadır.

TOMURCUKLAR

• Odun ve çiçek tomurcukları olarak 2 tiptir.

• Odun tomurcuklarından yaprak veya sürgün meydana gelir.

• Çiçek tomurcukları, erkek ve dişi çiçek tomurcuğu olarak 2’ye ayrılır.

• Kestane monoik bir meyve türü olduğu için, erkek ve dişi çiçekleraynı ağacın dalları üzerinde farklı yerlerde ve birbirine yakınbulunur.

YAPRAKLAR

• Çiçeklerden önce oluşurlar. Yani, ağaç üzerinde önce yapraklar, sonra çiçekler meydana gelir.

• Yaprakların şekli ve büyüklüğü, kestanenin türüne göre değişir.

• Yaprakları uzun, mızrak şeklinde ve sivridir.

ÇİÇEKLER

• Erkek ve dişi çiçekler, içinde bulunan mevsimde oluşan sürgünler üzerinde meydana gelir.

• Erkek ve dişi çiçek tomurcukları

ya ayrı ayrı, ya da birlikte bulunur.

• Birlikte bulundukları durumda

erkek çiçek tomurcuğu üstte,

dişi çiçek tomurcuğu altta yer alır.

ERKEK ÇİÇEKLER

• C. sativa türünde erkek çiçekler; sürgünlerin alt, orta ve üstkısımlarında, yaprak koltuklarında oluşur.

• Erkek çiçekler, uzun ve silindirik bir çiçek ekseni üzerinde, spiralşekilde dizilmişlerdir. Şekilleri bir püsküle benzer. Birçok erkekçiçeğin bir araya gelmesiyle oluşan bu yapıya püskül, kedikuyruğu, catkin, chaton gibi isimlerverilmiştir.

• Kestenelerde 2 tip çiçek püskülü bulunur.

• I. Saf çiçek püskülleri: Sadece erkek çiçekler yer alır.

• II. Karışık püsküller: Hem erkek hem de dişi çiçekler bulunur.

ERKEK ÇİÇEKLER

• Her erkek çiçekte 6 parçalı bir perigon, 18-20 adet erkek organbulunur.

• Çiçeklenme zamanında, erkek çiçeklerin başçıkları, çiçek örtüsünündışına çıkarak parlak sarı renkleri ile dikkat çekerler.

• Başçıkların patlamasıyla çiçek tozları çevreye yayılır ve tozlanmameydana gelir.

• Bu tip çiçeklerin erkek organları normal boyuttadır veLongistamine olarak adlandırılır. Çiçek tozlarının çimlenme oranıyüksektir.

ERKEK ÇİÇEKLER

• Bazı çeşitlerde, çiçeklenme zamanında çiçek örtüsünün dışındabaşçıklar görülmez. Bu tip çiçeklerin bazılarında başçıklar, ya hiçmeydana gelmez ya da çiçek örtüsünün dışına çıkamazlar.

• Ayrıca, bunların erkek organları da kısa boyludur. Bu durumda,Brachystamine ve Astamine tipte çiçekler söz konusudur.

• Brachystamine tiplerde anterler sayı ve boyut olarak normalbazılarında ise anormaldir. Böyle anterler genellikle açılmaz ve çokaz çiçek tozu verir.

• Astamine tipte ise erkek organ sayısı çok azdır. Bu tiplerin çiçektozlarının çimlenme oranı çok düşük veya çimlenmezler.

DİŞİ ÇİÇEKLER

• Dişi çiçekler bağımsız olarak ikili, üçlükümeler halinde bulunur.

• Karışık püsküller üzerinde bir veya birkaççiçek kümesi yer alabilir.

• Dişi çiçek kümelerinin çevresi, primer veoluşan birsekonder brakte yapraklardan

kapsül tarafından çevrilmiştir.

• Bu kapsül büyüyerek, dikenli yumakları (kirpiveya cupula) oluşturur.

• Her dişi çiçekte 6 adet dişi organ bulunur.

• Yumurtalık üst durumlu, çoğu 6 gözlü, bazılarıise 2-3 gözlü olup, her gözde 2 tohum taslağıyer alır.

Çiçeklenme ve Tozlanma

Kestanelerde çiçeklenme genellikle Haziran ayı içerisinde meydanagelmektedir. Çiçeklenme;

Erken çiçeklenen çeşitlerde; Mayıs sonu-Haziran başı

Orta zamanda çiçeklenen çeşitlerde; Haziran ortalarında

Geç çiçeklenen çeşitlerde; Haziran sonlarında

başlamaktadır.

Çiçeklenmenin erken veya geç başlamasına Nisan ve Mayıs ayısıcaklıkları etkili olmakta, çiçeklenme bu 2 ayın ortalama sıcaklığının13.5°C’den yüksek olduğu yıllarda erken, düşük olduğu yıllarda ise geçbaşlamaktadır.

Kestanelerde çiçeklenme, önce erkek çiçekler çiçeklenmekte, sonradişi çiçekler, en son olarak ta karışık eşeyli püsküllerdeki erkek çiçeklerçiçeklenmektedir.

Kestaneler rüzgarla tozlanmaktadır. Çiçek tozları rüzgarla 60-65mkadar uzaklığa taşınabilmektedir. Etkili bir tozlanma olması açısından,tozlayıcının ana çeşitle arasındaki mesafe bu kadar olmalıdır.

Döllenme ve Meyve Tutumu

Kestanelerde, meyvenin yenen kısmı olan tohum, döllenme sonucumeydana geldiğinden, tozlanma ve döllenme koşullarının normal bir ürün eldeetmede büyük önemi bulunmaktadır.

Normal bir tozlanma, döllenme ve meyve tutumu için;

1. Kestane bahçesinde çiçeklenme zamanı birbirine uyan en az 2 çeşit bulunmalıdır.

2. Esas çeşitlerin tozlayıcılık yönünden kısır olmaları durumunda, hem bu çeşitleri,hem de birbirini tozlayacak 2 tozlayıcı uygun aralıklarla bahçeyeyerleştirilmelidir.

3. Tozlayıcıların ana çeşide uzaklığı en çok 60m olması gerekmekle birlikte, bumesafenin 20m’ye kadar indirilmesi tozlanmayı en yüksek düzeye ulaştıracaktır.

Bu nedenle, düzgün planlı bahçelerde her 3. sırada 3. ağacın tozlayıcı olarakseçilmesi gerekir. Dağlık arazilerde ise her 8-10 ağacın ortasına bir tozlayıcıyerleştirilir.

A B C

OOOOOOOOOOOOOOOOOO ▫ OO ▫OOOOOOOOOOOOOOOOOOOO ▫ OO ▫OOOOOOOOOOOOOOOOOO

OO ▫OOO ∆OOOOO ▫OOO ∆OOOOO ▫OOO ∆OOOOO ▫OOO ∆OOOOO ▫OOO ∆OOOOO ▫OOO ∆OOOOO ▫OOO ∆OOOOO ▫OOO ∆OOO

0∆ ▫OO ∆ ▫OO ∆0∆ ▫OO ∆ ▫OO ∆0∆ ▫OO ∆ ▫OO ∆0∆ ▫OO ∆ ▫OO ∆0∆ ▫OO ∆ ▫OO ∆0∆ ▫OO ∆ ▫OO ∆0∆ ▫OO ∆ ▫OO ∆0∆ ▫OO ∆ ▫OO ∆

Kestaneliklerde esas çeşit ile tozlayıcı çeşitlerin yerleşim düzeni

A: Bir tozlayıcı çeşitB ve C: İki tozlayıcı çeşit

0: Esas çeşit▫: Birinci tozlayıcı çeşit∆: İkinci tozlayıcı çeşit

Kestanelerde kendine uyuşmazlık yaygındır. Kendine verimlilikyönünden, tür ve tipler arasında farklılıklar saptanmıştır.

Bazen tipler, hibritler ve türler arasında birbirleri ile uyuşmazlık da görülmektedir.

Kestanelerdeki uyuşmazlığın, çiçek tozu veya dişi çiçeklerdeki uyuşmazlık genlerinden kaynaklandığı zannedilmektedir.

Kestanelerde erkek çiçek kısırlığı yaygındır. Bu durum, genellikleerkek organların morfolojik yapısından kaynaklanır.

Erkek çiçek kısırlığının, esas olarak 2 farklı gen tarafından kontroledildiği ileri sürülmüştür.

Avrupa’daki Marrone grubu çeşitlerde, yüksek oranda erkek çiçek kısırlığı görülür.

MEYVE

• Kestane meyvesi, botanik olarak tam bir meyvedir.

• Kabuk, yumurtalığın çeperinden oluşur.

• Yenen kısım olan tohum, tohum taslağının döllenen yumurtahücresinin gelişerek embriyoyu oluşturması ve bu embriyonungelişmesi sonucu meydana gelir.

• Tohumun yenen kısmı etli 2 kotiledondan oluşur.

• Tohum kabuğu (testa), integümentlerden oluşur.

• Döllenmeden sonra, brakte yapraklarının birleşmesi ve büyümesiile 2-4 dilimli ve dikenli yumak oluşur.

• Bir yumak içinde 1-7 adet meyve bulunabilir.

• Genellikle yumakta 2-3 meyve oluşur, ancak 2 meyve bulunmasıidealdir.

MEYVE

• Meyvelerin dip tarafları açık renkli, diğer tarafları kahverengidir.

• Kaliteli ve iri bir kestane meyvesi 15-20 g ağırlığındadır.

• Kabuk meyvenin % 21-25’ini oluşturur.

POMOLOJİK SINIFLANDIRMA

• Standart bir kestane çeşidinde;

• Erkencilik

• Yüksek verim

• İri ve lezzetli meyve

• Kabuğun ince olması ve kolay soyulması

• Uzun süre depolanma yeteneği

• Şekerlemede dağılmaması

• Kestane hamuruna uygunluk

• Hastalıklara dayanıklı olması

gibi özellikler aranır.

POMOLOJİK SINIFLANDIRMA

Avrupa ülkelerinde kestaneler Marrone (yüksek kalitelitipler) ve Chataigne (sıradan kestane tipleri) olmak üzere 2 grubaayrılmaktadır. Bu 2 grubu birbirinden ayıran başlıca özelliklerşunlardır;

1. Marrone grubu kestanelerde, tohum kabuğu tarafındanbölünmüş tohumlu meyve oranı %20’den az; Chataigne’lerde isebu oran daha yüksektir.

2. Meyvelerden enine kesit alındığındığında, Marrone’larda tohumkabuğunun genellikle tohumu bölmediği, tohumun içine girmediği;buna karşılık Chataigne’lerde bunun aksi olduğu görülğür.

3. Marrone’lar, diğerlerinden daha iri meyvelidirler.

İRİ ÇEŞİT VE TİPLER

Bu gruba girenlerin meyve irilikleri yıllara göre az çok değişmekle birlikte, genel olarak çok iri ve iri meyvelidirler.

İRİ ÇEŞİT VE TİPLER

Aşı Kestane (51206)

İnegöl-Yenice yöresinde yetiştirilmektedir. Meyveleri yuvarlağayakın elips şeklindedir.

Meyve kabuğu kalın, orta kalınlıkta ve parlaktır. Meyve içi krem,tohum zarı meyvelerin 1/5’inde tohuma çok girer ve taze iken orta derecedekolay soyulur.

Oldukça verimli bir çeşit olup, Eylül sonu Ekim ayının ilk haftasındahasat edilir. Orta mevsimde çiçeklenir.

Erkek çiçekleri verimlidir.

Tozlayıcıları; Sarıaşlama, Seyrekdiken (Acemoğlu) ve DursunKestanesidir.

ERKENCİ ÇEŞİTLER

Bursa erkenci dışında, bu çeşitler genellikle çok küçük meyveligruba girmektedir. Ayrıca, çok erkencidirler.

HAMUR YAPIMINA UYGUN ÇEŞİT VE TİPLER

Bu çeşit ve tipler genellikle orta iri ve küçük meyveli olup, belirgin özellikleri, tohum zarının daha kolay soyulması ve tohum içine girmemesidir.

YABANCI KESTANE ÇEŞİTLERİ

İtalya, Fransa gibi Avrupa ülkelerinde çeşit seçim çalışmaları ileribir düzeye ulaşmış, çeşit değerlendirme amaçlarına göre farklı çeşitlergeliştirilmiştir. Bu ülkelerde ayrıca hastalıklara dayanıklı melez tiplerde eldeedilmiştir.

ABD’de ise genellikle Çin kestanelerinden yapılan seleksiyonlarla vemelezleme çalışmaları ile yeni tip ve çeşitler geliştirilmiştir.

MARIGOULE

Avrupa x Japon kestanesi melezi, 1956, INRA, FRANSA

• Kestane kanserine nispeten dayanıklı, verimli, iri,

• Taze tüketime uygun bir çeşittir.

• Gençlik kısırlığı dönemi uzun (5 yıl)

• Kümülatif Verim (İlk 6 yıl): Terme: 6702 g/ağaç

• Derim tarihi: 29 Eylül-8 Ekim

• Meyve Ağırlığı (g): 16.1 ± 3.5

• Kabuk Rengi : Siyahımsı kahverengi

ERKENCİ

Marigoule dal kanserine de dayanıklı

TESCİL EDİLEN

KESTANE ÇEŞİTLERİMİZ

• Ülkemizde kestane ıslahı konusunda

ilk çalışmalar, Ayfer ve ark. (1977)

tarafından 1975 yılında Marmara

Bölgesinde başlatılmıştır.

• Çeşit seçimine yönelik araştırmalar

daha sonraki yıllarda Ege ve

Karadeniz Bölgelerinde yapılmış ve

bu bölgelerde lokal seleksiyonlar

şeklinde devam etmektedir

(Özkarakaş ve ark., 1995; Serdar,1999;

Serdar ve Soylu, 1999; Akça veYılmaz,

1999; Serdar, 2002; Ertan ve Kılınç, 2005).

ÜLKEMİZDE KESTANE ISLAHI KONUSUNDA YAPILAN

ÇALIŞMALAR

ÇEŞİT TESCİL ÇALIŞMALARI

• Halen Türkiye’de Atatürk

Bahçe Kültürleri Merkez

Araştırma Enstitüsü

tarafından 1990 yılında

tescil edilen 11 kestane

çeşidi bulunmaktadır

(Anonim, 2004).

TESCİL EDİLMİŞ STANDART ÇEŞİTLER

İRİ ÇEŞİTLER:

Sarıaşlama, Osmanoğlu, Vakit, Seyrekdiken, Dursun, Sarı

ERKENCİ ÇEŞİTLER:

Karamehmet, Hacıibiş, Firdola

HAMUR YAPIMINA UYGUN ÇEŞİTLER:

Mahmutmolla, Hacıömer

İRİ ÇEŞİT VE TİPLER

Sarıaşlama (51111)

Bursa yöresinde yetiştirilen bu çeşit diğer yörelerde de görülür.

Meyveleri yuvarlağa yakın oval, meyve kabuğu ince, tipik kestanerenginde parlak, tüysüz, yüzeyi aralıklı hafif çizgilidir. İç krem renginde,tohum zarı tohuma çokça girer ve taze iken zor soyulur.

Verimli bir çeşit olup, Ekim ayının ilk 10 günü içerisinde hasat edilir.

Orta mevsimde (Haziran ortası) çiçeklenir.

Tozlayıcıları; Dursun kestanesi, 52510 ve çiçeklenme zamanı uyandiğer tiplerdir.

İRİ ÇEŞİT VE TİPLER

Osmanoğlu (Bursa Erkenci) (51101)

Erkenci bir çeşit olup, Bursa’nın Kızık köylerinde yetiştirilmektedir.

Meyveleri genellikle yuvarlağa yakın oval şekilli, meyve kabuğu ince,tipik kestane renginde parlak, hafif tüylüdür.

Meyve içi krem renkli, tohum zarı tohuma çokça girer ve taze iken zor soyulur.

Verimli bir çeşit olup, Eylül ayının 2. haftası hasat edilir.

Erken (Haziran başları) çiçeklenir. Erkek çiçekleri kısırdır.

Tozlayıcıları; Karamehmet, Firdola,

Sarıaşlama ve çiçeklenme zamanı erken-orta

olan diğer tiplerdir.

İRİ ÇEŞİT VE TİPLER

Vakit Kestanesi (Ayıtabanı) (52112)

Yalova kıyı yöresinde yetiştirilmektedir. Meyveleri konik, meyve kabuğu orta kalınlıkta, tipik kestane rengine yakın koyulukta, parlaktır.

Meyve içi krem renkli, tohum zarı tohuma çokça girer ve taze ikenzor soyulur.

Çok verimli bir çeşittir. Eylül ayının son haftasında derilir.

Orta mevsimde çiçeklenir. Erkek çiçekleri kısırdır.

Tozlayıcıları; Sarıaşlama, Dursun kestanesi ve çiçeklenme zamanıuyan diğer tiplerdir.

İRİ ÇEŞİT VE TİPLER

Sarı Kestane (52104)

yöresinde yetiştirilmektedir. Meyveleri Meyve kabuğu kalın, orta koyulukta ve

Yalova-Şenköyüçgenimsi yuvarlaktır.parlaktır.

Meyve içi krem renginde, tohum zarı tohuma 2/3 oranında çok girer ve taze iken zor soyulur.

Oldukça verimli bir çeşittir. Eylül sonu-Ekim başında hasatedilir.

Erkek kısır bir çeşittir.

Tozlayıcıları; Sarıaşlama, Dursun Kestanesi ve Seyrekdiken (Acemoğlu) tipleridir.

İRİ ÇEŞİT VE TİPLER

Seyrekdiken (Acemoğlu) (63110)

İzmit-Yenice-Balaban yöresinde yetiştirilmektedir. Meyveleridikdörtgenimsi, çanta şekillidir. Kabuk kalın, orta koyulukta ve parlaktır.Meyve içi krem renkli, tohuma az girer ve taze iken zor soyulur.

Oldukça verimli bir çeşit olup, Ekim ayının ikinci haftasında hasatedilir. Orta mevsimde çiçeklenir. Erkek çiçekleri uzun stamenli ve verimlidir.

Tozlayıcıları; Sarıaşlama ve Dursun kestanesi’dir.

İRİ ÇEŞİT VE TİPLER

Dursun Kestanesi (61316)

İnegöl-Esenköy yöresinde yetiştirilmektedir. Meyveleri yuvarlağayakın, elips şeklindedir.

Meyve kabuğu ince, koyu ve parlaktır. İç krem renkli, tohum zarı tohuma çok girer ve taze iken zor soyulur.

Verimli bir çeşit olup, orta mevsimde çiçeklenir. Erkek çiçekleri verimlidir.

Tozlayıcıları; Sarıaşlama ve Seyrekdiken (Acemoğlu) tipleridir.

ERKENCİ ÇEŞİTLER

Karamehmet (62304)

Karamürsel (Tepeköy) yöresinde yetiştirilmektedir. Meyveleri yuvarlağa yakın, meyve kabuğu koyu, az parlak ve kalıncadır.

Meyve iç rengi krem, tohum zarı tohuma az girer veya girmez vetaze iken zor soyulur.

Orta derecede verimli olan bu çeşit her yıl meyve verir. Eylül ayının ilk haftası hasat edilir.

Meyveleri çok küçüktür. Erken çiçeklenir (Mayıs sonu-Haziran başı),erkek çiçekleri verimlidir.

Tozlayıcıları; Hacıibiş, Firdola tipleridir.

ERKENCİ ÇEŞİTLER

Hacıibiş (62305)

Karamürsel (Tepeköy) yöresinde yetiştirilmektedir. Meyveleriyuvarlağa yakın, meyve kabuğu kalındır. Meyve iç rengi krem, tohum zarıtohuma az girer veya girmez. Taze iken zor soyulur.

Orta derecede verimli ve her yıl vermeye eğimlidir. Eylül ayının ilkhaftası hasat edilir (Karamehmet’ten birkaç gün önce).

Erkek çiçekleri verimlidir.

Tozlayıcıları; Karamehmet ve Firdola’dır.

ERKENCİ ÇEŞİTLER

Firdola (62309)

Karamürsel yöresinde yetiştirilmektedir. Meyveleri yuvarlağa yakın, meyve kabuğu orta koyu, az parlak ve kalıncadır.

Meyve iç rengi krem, tohum zarı tohuma az girer veya girmez, tazeiken zor soyulur.

Genellikle çok verimli olan bu çeşit her yıl meyve verir. Eylül ayının ikinci haftasında hasat edilir.

Erken çiçeklenir, erkek çiçekleri verimlidir.

Tozlayıcıları; Karamehmet ve Hacıibiş’dir.

HAMUR YAPIMINA UYGUN ÇEŞİT VE TİPLER

Mahmutmolla (51112)

Bursa Cumalıkızık’ta az sayıda yetiştirilmektedir. Meyveleriyuvarlağa yakın oval şekillidir. Meyve kabuğu ince, orta derecede parlaktır.Meyve içi krem renkli olup, tohum zarı tohuma az girer veya girmez. Tazeiken orta derecede kolay soyulur.

Verimli ve her yıl veren bir çeşittir. Eylül ayının son haftasındaderilir.

Orta veya geç mevsimde çiçeklenir. Erkek çiçekleri verimsizdir.

Tozlayıcıları; 613165 ve Sarıaşlama ve çiçeklenme zamanı uyantiplerdir.

HAMUR YAPIMINA UYGUN ÇEŞİT VE TİPLER

Hacıömer (52214)

Yalova’da bulunmuş olup, farklı yörelerde aynı isimde başka tiplerde yetiştirilmektedir. Meyveleri genellikle yuvarlağa yakın, meyve kabuğuince, orta koyuya yakın, koyu ve parlaktır.

Meyve iç rengi krem, tohum zarı tohuma az girer veya girmez.Taze iken orta derecede kolay soyulur.

Meyveleri orta irilikte ve küçüktür. Geç çiçeklenen bir çeşittir(Haziran sonu-Temmuz başı). Erkek çiçekleri iyi bir tozlayıcı olarakönerilmemektedir.

Tozlayıcıları; Dursun kestanesi, Seyrekdiken (Acemoğlu), 52510 vegeç çiçeklenen diğer tiplerdir.

• Ondokuz Mayıs Üniversitesinde 6 kestane

genotipinin çeşit tescil denemeleri tamamlanmıştır

(TÜBİTAK Projesi, Proje No:TOVAG-105O073).

ÇEŞİT TESCİL ÇALIŞMALARI

KESTANE ÇEŞİTLERİMİZ

SİNOP ORİJİNLİ GENOTİPLER

(Serdar, 1999)

ERSİNOP, ERFELEK, ÜNAL

SAMSUN ORİJİNLİ GENOTİPLER

(Serdar ve Soylu, 1999)

ERYAYLA ve SERDAR

Bu genotiplerle ilgili deneme bahçeleri 1998-1999

yıllarında Ordu’nun Fatsa ve Samsun’un Terme

ilçesi olmak üzere 2 lokasyonda kurulmuştur.

ERSİNOP

Erkencilik için seçilmiştir.

• Derim tarihi: 8-17 Eylül

• Meyve Ağırlığı (g): 5.7 ± 1.1

• Kümülatif Verim (İlk 6 yıl): Fatsa: 373.7 g, Terme: 3705.0 g

• Kabuk Rengi ve Parlaklığı: :Siyahımsı kahverengi, parlak

• Tohum Zarının Soyulabilirliği: Kolay

• Tohum Zarının Yapışma Durumu: Yapışmıyor

• İç Rengi: Krem

• Embriyoni Özelliği: Tek embriyolu

ERSİNOP

Önemli Özellikler

• Çok erkenci

• Kestane kanserine 552-8’e göre daha dayanıklı.

ERSİNOP

ERYAYLA

Erkencilik için seçilmiştir.

• Derim tarihi: 16-25 Eylül

• Meyve Ağırlığı (g): 4.7 ± 0.7

• Kümülatif Verim (İlk 6 yıl): Fatsa: 2840.0 g, Terme: 4860.0 g

• Kabuk Rengi ve Parlaklığı: :Koyu kahverengi, mat

• Tohum Zarının Soyulabilirliği: Kolay

• Tohum Zarının Yapışma Durumu: Yapışmıyor

• İç Rengi: Beyaz

• Embriyoni Özelliği: Tek embriyolu

ERYAYLA

Önemli Özellikler

• Erkenci, gençlik kısırlığı dönemi kısa

• Kestane kanserine dayanım: Orta

ERYAYLA

ÜNAL

Kestane şekeri yapımı için seçilmiştir.

• Derim tarihi: 17-25 Ekim

• Meyve Ağırlığı (g): 8.0± 1.6

• Kümülatif Verim (İlk 6 yıl): Fatsa: 1930.0 g, Terme: 6461.0g

• Kabuk Rengi ve Parlaklığı: Koyu kahverengi, parlak

• Tohum Zarının Soyulabilirliği: Kolay

• Tohum Zarının Yapışma Durumu: Yapışmıyor

• İç Rengi: Beyaz

• Embriyoni Özelliği: Tek embriyolu

ÜNAL

ÜNAL

Önemli Özellikler

• Kestane kanserine daha dayanıklı, verimli

ERFELEK

Genel kalite için seçilmiştir.

• Derim tarihi: 3-6 Ekim

• Meyve Ağırlığı (g): 9.3 ± 1.8

• Kümülatif Verim (İlk 6 yıl): Fatsa: 3021.0 g, Terme: 4605.0g

• Kabuk Rengi ve Parlaklığı: Koyu kahverengi, parlak

• Tohum Zarının Soyulabilirliği: Kolay

• Tohum Zarının Yapışma Durumu: Yapışmıyor

• İç Rengi: Beyaz

• Embriyoni Özelliği: Tek embriyolu

ERFELEK

ERFELEK

Önemli Özellikler

• Gençlik kısırlığı süresi kısa

• Kestane kanserine dayanımı : Orta

• Verimli

SERDAR

Kestane şekeri yapımı, genel kalite ve kestane balı

üretimi için seçilmiştir.

• Derim tarihi: 20-28 Ekim

• Meyve Ağırlığı (g): 6.5 ± 1.5

• Kümülatif Verim (İlk 6 yıl): Fatsa: 5912.0 g

• Kabuk Rengi ve Parlaklığı: Kırmızımsı kahverengi, parlak

• Tohum Zarının Soyulabilirliği: Kolay

• Tohum Zarının Yapışma Durumu: Yapışmıyor

• İç Rengi: Beyaz

• Embriyoni Özelliği: Tek embriyolu

SERDAR

Önemli Özellikler

• Yılda iki defa çiçek açıyor,

• Gençlik kısırlığı dönemi çok kısa,

• Kestane kanserine daha dayanıklı

SERDAR

İKLİM İSTEKLERİ

• Ilıman iklim meyve türlerinden olan kestane, nemli ve ılımanyöreleri sever.

• Kışın yaprağını döker ve dinlenmeye girer. Kış dinlenme döneminde-35 °C sıcaklığa dayanır.

• Sıcaklığın ani düşmesi gövde ve dallarda don çatlakları oluşturur.

• Çiçeklenmesi geç olduğundan, ilkbahar donlarından genellikle zarar görmez.

• Yazın sıcaklığın fazla yükselmesinden ve şiddetli kuraktan zarar görür.

• Sıcaklık yüksek olursa meyvelerin içi gelişmez ve buruşuk kalır.

İKLİM İSTEKLERİ

• Meyvelerin gelişmesi ve olgunlaşması için, uzun bir vejatasyonsüresine ihtiyacı vardır.

• Bu süre, çiçeklenmeden meyve olgunlaşmasına kadar 150-170 gündür.

• Meyve olgunlaştırmasına kadar olan bu sürede 2000-3000°C’liksıcaklık toplamına ihtiyaç duyar.

• Kestane, Bursa’da 500-600 m yüksekliğe kadar olan yerlerde kaliteli meyve verir.

• Kış dinlenme ihtiyacı, özellikle C. sativa’da oldukça azdır.

• Yıllık yağışın 1000 mm’yi geçtiği yerlerde yeterli suyu alır.

• Sonbaharın çok kurak geçmesi, meyvelerdeki dikenli kabuğunçatlamasını engeller.

TOPRAK İSTEKLERİ

Kestane, kökleri toprak içerisinde derine giden bir bitkidir. Bunedenle, toprağın gevşek yapılı ve derin olması gerekir.

Toprak bakımından oldukça toleranslıdır. Kayalık arazilerde bileyetişir. Fakat, kestane ağacının normal gelişmesi ve yeterli, kalitelimeyve verebilmesi için, toprağın hafif, geçirgen, serin ve derinolması gerekir.

Kestanenin doğal olarak yetiştiği yerlerde, topraklar asitözelliktedir (pH 5.5-6.0’dır).

Kirece karşı duyarlıdır. İdeal kireç oranı %1 olup, max. kireç %4olmalıdır. Kireç oranı %6’yı geçerse kloroz meydana gelir veağaçlar kuruyabilir.

ÇOĞALTMA VE AŞILAMA YÖNTEMLERİ

Çeşitlerin, niteliklerini aynen koruyarak çoğaltımları ancak vegetatifyöntemlerle olabilmektedir. Kestanelerin vegetatif yolla çoğaltımındadaldırma, çeliklerin köklendirilmesi ve benzeri yöntemlerden yararlanılmaklabirlikte, en çok uygulanan ve en güvenilir yöntem aşılamadır.

Kestanede vejetatif çoğaltma, daldırma, çeliklerin köklendirilmesi, dokukültürü ve aşılama yöntemleriyle yapılmaktadır.

Kestanenin çelikle ve doku kültürü ile çoğaltması konularında araştırmalaryapılmış, ancak bu yöntemlerde sınırlı ölçüde başarı elde edilmiştir (Soylu, 1983; Soylu ve Ertürk, 1999).

Bu nedenle Ülkemizde en fazla kullanılan yöntem aşı ile çoğaltmadır.

Kestanede en uygun aşı zaman ve yöntemlerinin belirlenmesi konusunda değişik araştırmalar yapılmıştır.

ÇOĞALTMA YÖNTEMLERİ

ANAÇLAR

Anaçlarda aranan en önemli özellikler; çeşitlerle iyi uyuşma, çevrekoşullarına, kuraklığa ve hastalıklara (Phytophthora) dayanıklı olmalarıdır.

Kestanelerde anaç-kalem yönünden en iyi uyuşma aynı türe giren bireyler arasında olmaktadır.

Çöğür anacı olarak kullanılacak tiplerde aranılacak bazı önemlinitelikler şunlardır;

• Tohumları yüksek çimlenme gücünde olmalıdır.

• Çöğürlerdeki gelişim homojen ve kuvvetli olmalı, birinci büyüme yılınınsonunda aşılanabilecek olgunluğa ulaşmalıdır.

Tohumların Katlanması

Kestane tohumlarının yüksek bir çimlenme gücüne erişebilmesi için,nemli ve soğuk (0-4°C) bir ortamda katlanmaları gerekir.

Çeşit ve tiplere göre katlanma süresi değişmekle birlikte bazıçeşitlerin tohumları 4°C’de 3.5 aylık bir katlama sonunda, %90’dan yüksekoranda çimlenmektedir. Bazı çeşitlerde ise 2.5-3 aylık bir katlama süresiyeterli olmaktadır.

Tohumların Araziye Ekilmesi ve Çöğürlerin Bakımı

Katlamadan alınan tohumlar, araziye sıravari ekilirler. Çöğürler, 1yıllık büyümeden sonra şaşırtılmadan yerlerinde aşılanacaklarından,tohumları sıravari ekmek en iyi yöntemdir. Ekimde S.A. 70-80cm, S.Ü. 25-30cm olacak şekilde ayarlanmalıdır.

Katlama ortamı içinde çimlenmeye başlamış olan tohumların kökuçlarının koparılması, kazık kökün gelişimini engelleyip, saçak köklerinoluşumunu arttırdığından ve çöğürlerin gelişimini olumlu yöndeetkilediğinden iyi bir uygulama olarak önerilebilir.

Tohumların toprağa ekiminden sonra toprağın nemi kontrol edilerekgerekli zamanlarda sulama yapılmalıdır. Ayrıca çöğürlerin, uygun biryöntemle gübrelenmesi ve yabancı otlarla mücadele edilmesi gerekmektedir.

Çöğürleri Aşılama Yöntemi ve Zamanı

Kestanelerde göz ve kalem aşılarından birçokları uygulanmakta isede, kolay uygulanması ve aşı kaleminden en yüksek ölçüde yararlanılmasınedeniyle göz aşıları tercih edilmelidir.

Göz aşılardan normal T aşı, ters T aşı yöntemlerinden her ikisi deiyi sonuç vermektedir.

Ters T aşının içine yağmur suyu girmediğinden mantari enfeksiyonihtimali az olmakta, ayrıca bu yöntemde kaynaşma daha çabuk ve iyiolmaktadır. Diğer taraftan, normal T aşının uygulanması daha kolaydır.

Aşının tutmasında, aşının yapılma zamanının da önemli etkisivardır. Genellikle yazın yapılan durgun göz aşılar, kestanelerde olumlu sonuçvermezken, ilkbaharda yapılan sürgün göz aşılardan olumlu sonuçlar eldeedilmiştir.

Serdar ve Soylu (2005)

Tüplü kestane fidanı üretimindeanaç yapraklandıktan sonra yapılan sürgünters T aşısını,

Açık köklü fidan yetiştiriciliğindeise anaçta tomurcuk patlamasından sonra yapılan dilcikli aşıyı tavsiye etmişlerdir.

Özkarakaş ve Önal (1997) ise Eylül ayında yapılan durgun yama göz aşısınıtavsiye etmişlerdir.

Sürgün aşıların yapılmasında aşağıdaki sıra izlenir;

- İyi çeşitlerin hastalıksız ağaçlarından, ilkbaharda tomurcuklardan önce (Mart ayı)alınan aşı kalemleri nemli perlit veya temiz kum içinde buzdolabında (2-3°C)saklanır.

- Aşılar, anaçların yapraklanmasından sonra ve soğuk tehlikesi geçip havalarınkısmen ısındığı zaman (Mayıs’ın ilk 2 haftası) uygulanır.

- Önceden alınıp saklanan aşı kalemlerinden alınan durgun gözlerle, yukarıdaaçıklanan yöntemlerden birine göre aşı yapılır. Aşıların kuzey yöneye yapılmasıkurumayı önler.

- Aşı tamamlandıktan sonra, anaçtaki sürgünlerden biri hariç diğerleri kesilir. Aşıgözleri sürmeye başladıktan sonra bu da kesilir.

Kestanede fidan yetiştirmesüresini kısaltmak amacıyla tohum,ters radikula, hipokotil ve epikotilaşıları konularında araştırmalaryapılmıştır.

Ters Radikula Aşısı

Ters Radikula Aşısı

Ters Radikula Aşısı

Ters Radikula Aşısı

Hipokotil Aşısı

Hipokotil Aşısı

Bu aşı yöntemleri içerisinde en yüksek aşı başarısı ve yaşama oranı

ters radikula aşılarından elde edilmiştir (Duman ve Serdar, 2005; 2006).

Yabani ağaçların aşılamasında kalem aşıları uygulanır. Kalem aşılardan da kabuk aşı uygulanmalıdır. Aşı ağaçlar yapraklandıktan sonra yapılır. Aşı kalemi yine önceden alınıp saklanmalıdır. Aşı, ağaçların kısa budanmış 3-4 yaşlı dallarına yapılır. Aşı macunla kapatılır. Her dala 2-3 kalem takılabilir. Daha sonra bunlardan biri bırakılıp diğerleri kesilir.

Yabani kestane ağaçlarınınaşılanmasında kabuk aşı yöntemi başarılısonuçlar vermektedir (Soylu ve ark.,2002).

DEĞİŞTİRME AŞILARI

DEĞİŞTİRME AŞILARI

Kalem aşısı ile üretimde; aşı kaleminin üzerinde en az 2–3 adet göz bulunmakta, kalemin kalınlığı altlık ileaynı kalınlıkta veya daha ince olabilmektedir. Aynı kalınlıkta olduğunda her iki taraftan daha küçükolduğunda ise tek taraflı kambiyum çakışmasısağlanmaktadır. Aşı yeri tespit edildikten sonra altlık üzerinde 4–5 cm uzunluğunda olan üst kısmı yüzeyesıfır başlayıp alt kısmında altlık gövdesinin kalınlığının 1/3 veya 1/2 derinliğine kadar inen bir kesit yüzeyioluşturulur. Bu kesit yüzeyinin gövdeden ayrılanparçası kesilerek uzaklaştırılmazsa dilcikli, kesilip bir kertik oluşturacak şekilde uzaklaştırılmasıyla da kertikli yanaştırma aşı tekniği kullanılmış olur.

BAHÇELERİN KURULMASI VE BAKIMI

BAHÇE YERİNİN SEÇİMİ

Kestane bahçesi tesisinde en önemli 2 nokta toprak ve yer’ dir.

Toprağın geçirgen, iyi havalanabilir ve derin olması iyi bir gelişimiçin gereklidir.

Diğer taraftan soğuğun toplandığı çukur vadilerde de kestanelikkurulmamalıdır. Böyle yerlerde ilkbahar ve sonbaharın kritik zamanlarındasoğuktan zararlanmalar görülebilir.

Kestaneler için en iyi yer, kendi ekolojisinde doğal olarak yetiştiği yüksekliklerdeki yamaç arazilerdir.

DİKİM ARALIKLARI VE ŞEKLİ

Kestane yüksek ve yayvan taçlı ve uzun ömürlü bir tür olduğundandikim aralıklarını diğer meyve türlerinden daha geniş tutmak gerekir.

Genel olarak 10-12m’lik dikim aralığı uygun olabilirse de ağaçlarınkuvvetli büyüdüğü verimli topraklarda, aralıkları 15m’ye kadar yükseltilebilir.

DİKİM TEKNİĞİ

Fidanların dikileceği çukurların önceden açılarak havalandırılmasıyararlıdır. Çukurları 40-50cm genişlik ve derinlikte açmak yeterlidir.

Dikimde harçlı toprak kullanılmalı, yoksa çukurlardan çıkan üsttopraktan çukura yeteri kadar doldurulmalıdır.

Dikim çukurlarına suni kompoze gübrelerden 150-200g verilebilir.Bu durumda gübre çukur içindeki toprakla karıştırılmalı ve üstüne ayrıcabirkaç kürek toprak serpilmelidir. Bu şekilde köklerin direk gübre ile temasıengellenmiş olur. Aksi takdirde köklerde zararlanma ve fidanlardakurumalar görülebilir.

İlk dikim yılında fidanları, toprağın nem durumuna göre 2-3 kezsulamak gerekir. Sonra ki yıllarda da sulama yapmak çok yararlıdır. Bumümkün değilse toprak neminin muhafazasına yönelik önlemler alınmalıdır.Toprak neminin azlığı verimi ve meyve iriliğini olumsuz etkilemektedir.

Toprak nemini muhafaza edebilmek için;

• Meyilli arazilerde sekiler yapmak

Sekiler, yağışların toprak yüzeyinden akıp gitmesini önler. Sekileren azından ağaçların taç genişliğinde yapılabilir.

• Malçlama yapmak. Toprak neminin korunmasında en etkili yöntemlerden biridir.

İyi bir malç; uygulanması kolay, ucuz, yağışın toprağa işlenmesinikolaylaştırıp, nemin uçmasını önleyici, toprak sıcaklığını ayarlayıcı veyabancı otların gelişimini engelleyici nitelikte olmalıdır.

Dikimden sonra can suyu verilen fidanlar herekle bağlanır.

TERBİYE SİSTEMLERİ VE BUDAMA ŞEKİLLERİ

Kestane ağaçları ilk gelişim yıllarında genellikle kuvvetli bir anagövde (doruk dal) çevresinde yan dallardan oluşan bir taç yapmaktadırlar.Yan dallar ise ana gövde de katman oluşturacak şekilde meydana gelirler veher yıl meydana gelen katman belirgin olarak görülür.

Kestaneler için 2 terbiye sistemi önerilebilir. Bunlar, doğalbüyümelerine uygun terbiye sistemi ile, doğal büyümelerine yaklaşan lider(doruk dallı)terbiye sistemleridir.

4 yaşlı bir kestane ağacının doğal büyüme şekli Doğal büyümesine göre şekillendirilmiş 3 yaşlı bir kestane fidanı

DOĞAL BÜYÜMELERİNE UYGUN TERBİYE SİSTEMİ

Bu sistemde esas, ağacın doğal büyümesiyle meydana gelen katlardafazla dallar ayıklanarak, her katta 3-4 dal kalacak şekilde bir seyreltmeyapılıp, ana dallar belirlenir.

katmanlar arasındaAna dallar, ağacın çeşitli yönlerinden ve birbirlerini engellemeyecekleri bir biçimde seçilirler.

Ana dallar üzerinde de ikinci dereceden yardımcı

dalların uygun aralık ve yönlerde gelişimi sağlanır.

LİDER (DORUK DALLI) TERBİYE SİSTEMİ

Doğal büyüme şekline yaklaşan bu yöntemde taç, gövde (doruk dal)üzerinde ana dalların birbirinden farklı yükseklik ve yönlerde katmanoluşturmamak üzere helezon şeklinde seçilmeleriyle meydana getirilir.

Ana dal sayısı önceki yöntemden daha az ve seyrek olduğundançatı daha kuvvetli, güneşlenme iyi, bakım ve derim işleri daha kolaydır.

Doruk dalı hakim olan her iki sistemde de ağaçlar belirli biryüksekliğe ulaşınca, büyümeyi kontrol etmek amacıyla doruk dal kesilebilir.

Doruk dallı sisteme göre şekillendirilmiş 2 yaşlı bir fidanın görünümü

Terbiye sistemi ne olursa olsun ana dalların seçiminde dikkat edilmesi gereken bazı önemli kurallar şunlardır;

• Ana dallar ağacın 4 yönünü kapsayacak şekilde, kuvvetli dallar arasından seçilirler.

• Ana dallar birbirine çok yakın yerlerden veya aynı noktadan çıkmamalıdır.

• Dar açılı dallar ileride kırılmaya eğilimli olduklarından, ana dalla doruk dal (gövde) arasında 50-70 derecelik bir açı bulunmalıdır.

DİKİM BUDAMASI

Doruk dal uzun bırakılıp, hafif uç alma yapılır. Yan dallar, dorukdalın tepesi ile bunların uçlarından geçecek hat 45-50 derece olacak şekildekesilirler.

Alt dallar hafif, üst dallar biraz daha kuvvetli budanırlar.

Fazla sürgünlerin bir bölümü ve köklerin yaralı, ölü kısımlarıayıklanır.

GENÇ AĞAÇLARDA YAPILACAK ŞEKİL BUDAMASI

Genç ağaçlarda budama, şekil budamasına ve çatıyı oluşturacakdalların seçimine dayanır.

Ağaçlarda çatı belirginleşinceye kadar aşağıdaki budama yöntemiizlenir;

• Doruk dala ve ana dallara rakip sürgünlerle, içe doğru büyüyen kuvvetlisürgünler dipten kesilirler.

• Birbirine paralel büyüyen sürgünlerle, dal uçlarında birbirlerine çok yakınnoktalardan çıkmış rakip sürgünlerde ayıklamalar yapılır.

• Ana dallardaki ikinci dereceden dallar, uygun aralıklarla dış yüze büyüyensürgünler arasından seçilir. Böylece taçta uygun bir dal ve sürgün dağılımısağlanır.

• Yıllık sürgünlerde fazla kısaltmalardan kaçınılır. Çünkü bu uygulama iledevamlı sürgün oluşumu meydana gelir ve geç meyveye yatar.Gerektiğinde büyümeyi kontrol etmek amacıyla uç alma yapılabilir.

• Aşırı budama yapmak bodurluğa yol açıp, verim düşüşlerine nedenolabileceği için kaçınılmalıdır.

VERİM ÇAĞINDAKİ AĞAÇLARIN BUDANMASI

Verim çağındaki ağaçlarda çatı esas olarak ortaya çıktığından,gerekli yerlerde yapılacak dal seyreltmesi yeterlidir.

Tacın iç bölümlerinde kalmış dallar ve birbirini gölgeleyen dallarda ayıklama ve seyreltmeler yapılır.

Bu dönemde, ağaç istenilen yüksekliğe ulaşıp daha fazla boylanması istenmiyorsa, doruk dalı kesilerek gelişim engellenir.

verim çağındakiYıllık sürgünlerde kısaltma yapılmaz. Çünkü,ağaçlarda tomurcuklar sürgün uçlarında oluşurlar.

YAŞLANMIŞ AĞAÇLARDA BUDAMA

Yaşlanmış ve verimden düşmüş ağaçlarda, tacı oluşturan ana dallarkuvvetli budanarak yani sürgünlerin oluşumu sağlanır. Böylece ağaçta yeni birverimlilik dönemi başlar.

DERİM VE MUHAFAZA

Meyvelerin olgunlaşma zamanına göre hasat 2 ay kadarsürer. Hasat zamanı çeşitlere göre değişir.

Erkenci çeşitlerde hasat, Eylül ayının ortalarında başlar.

Hasat zamanı, dikenli ve yumak meyvelerde oluşan bazı morfolojik değişiklikleri dikkate alarak belirlenir.

Olgunluk döneminde gelen meyvelerde, yumakların koyuyeşil rengi açılır, kızıl kahverengiye kadar değişen renklere döner.Bazı çeşitlerde yumaklar çatlayarak açılır. Yumakların içinden,doğal rengini almaya başlamış olan çeşitler görünmeye başlar.

VERİM

• 10 yaşında bir kestane ağacı, genellikle 10 kg meyve verebilir.Ancak bazen aynı yaştaki ağacın, çok ender olarak olsa da 100 kgmeyve verdiği de saptanmıştır.

• Kestane ağaçları 13 yaşında, tam verim çağına ulaşmaktadır.

Meyve ve dikenli yumakların kolay dökülmesini sağlamak amacıylaEthephon’dan yararlanma imkanları araştırılmış ve ümitvar sonuçlar eldeedilmiştir (Soylu ve ark., 1987).

DERİM VE MUHAFAZA

Kestaneler elle veya makine ile hasat edilir. Ülkemizde 1. yöntem(elle) uygulanır.

Hasattan önce ağaçların altları temizlenir ve düzeltilir. Böylece,yere düşen veya düşürülen yumak ve meyvelerin toplanmasıkolaylaşır.

İŞLEME

1. yöntem: Meyveleri yumaktan çıkarmak için, bazı yörelerdeyumaklar taştan yapılmış havuzlara doldurulur. Bunların üzerineeğrelti otu, ıslak çuval veya branda gibi materyaller örtülür. Buradakızışmaya terk edilir. Birkaç hafta sonra, dikenli kabuk çürür,gevşer ve meyveler yumaktan ayrılabilecek duruma gelir.

Tahta tırmıklarla çekilerek, meyveler yumaklardan çıkarılırve eleklerden geçirilerek ayıklanır.

2. yöntem: Meyveli yumakların, nemli ve serin bir ortamda12.8-18.3°C sıcaklıkta, bir hafta süreyle tutulması halinde de,dikenli yumakların olgunlaştığı ve açıldığı bildirilmektedir.

Yeni hasat edilmiş meyveler, hemen yendiğinde, çok lezzetliolmadıkları görülür. Bu nedenle söz konusu meyvelerin

olgunlaştırılması önerilmektedir. Buna kürleme denir.

Kürleme için meyvelerin, kuru ve normal sıcaklıktaki bir odada,kısmen yumuşayıncaya kadar, en az 4 gün tutulmasıönerilmektedir.

Kürlemenin iyi yapılıp yapılmadığını anlamak için, kürlenmişmeyvenin baş ve işaret parmağı arasında sıkılması gerekir. Hafifbir yumuşaklık hissedilirse, kürleme iyi yapılmış demektir.

Hasattan sonra meyvelerde % 10-30 arasında bir nem kaybısağlanarak, kürlemenin yapılabileceği ve böylece şeker oranınınarttığı, karakteristik tadın ve istenilen yapının oluştuğubildirilmektedir.

DEPOLAMA

Ülkemizin bazı yörelerinde meyveli yumaklar, ağaç altında yığınhalinde saklanırlar. Üzerleri eğrelti otu ve benzeri bitkiler ileörtülür. Ürün kayıpları kısmen az olduğundan, kış ortasına kadarbu şekilde muhafaza edilebilmektedir.

Bazı yörelerimizde de, tabanı beton kaplanmış ya da taşdöşenmiş yerlerde bir kat kuru kum bir kat kestane olmakkaydı ile depolanmaktadır. Bu şekilde mart-nisan aylarınakadar saklanır.

Kestaneler 50°C’deki sıcak suda 45 dk bekletilerek,sterilize edilebilir. Daha sonra, beton zemine serilip,fanlarla birkaç günde kurutulur. Böylece 3-4 ay boyuncasaklanabilir.

Soğuk hava depolarında kestaneler;

0-2°C sıcaklık, %20 CO2, %2 O2 ve % 95 oransal nemin sağlandığıkoşullarda saklanabilir.

Kestaneler bütün veya soyulmuş olarak, -40°C’de 12 saatlik bir öndondurmanın ardından, -20°C sıcaklık ve % 80-90 oransal nemde,1 yıldan daha uzun süreyle dondurularak saklanabilir.

Dondurma işlemi, genellikle yüksek kaliteli Marrone tipi çeşitleriçin uygundur.

Kestanenin soğukta muhafazası sırasında ambalaj seçimi konusunda,

Bilgener ve Serdar (1997) delikli plastiği (her 50 cm2’de 4 mm çapında delik)

Kınay ve Karaçalı (2001) PE torba ve teneke kutuları,

Yıldızeli (2003) LDPE/PvDC/OOP materyalini,

Koyuncu ve ark. (2003) ise delikli polietilen torba ile üzeri streç filmle kaplanmış plastik kaseyi tavsiye etmişlerdir.

DERİM VE MUHAFAZA

HASTALIK VE ZARARLILAR

Türkiye’de kestane yetiştiriciliğinin enönemli iki sorunu;

mürekkep hastalığı (Phytophthora cambivora)

kestane dal kanseri (Cryphonectria parasitica)’dır.

HASTALIK VE ZARARLILAR

Mürekkep hastalığı 1950’li yıllardan bu yana bilinmektedir.

Bu hastalığın, Marmara ve Karadeniz Bölgelerinde büyük tahribat yaptığısaptanmıştır (Erdem, 1951).

HASTALIK VE ZARARLILAR

Mürekkep hastalığı ile mücadelede en etkili yöntem hastalığadayanıklı anaçlarla yetiştiricilik yapmaktır.

Hastalıkla bulaşık alanlarda, dayanıklı melez anaçlar kullanılabilir.

Bu hastalıktan korunabilmek için;Su geçirmeyen ağır

bahçesi kurulmamalıdır.Ağaçların gövdesine

topraklarda kestane

sık sık sudeğdirilmemelidir.

Rakımın yüksek olduğu yerlerde kestanelik kurulmalıdır.

Hastalık başlangıcında budama yapılarakyeni kök ve sürgün vermesi sağlanmalıdır.

bilinen maravel ve aşılı çeşitlerle bahçe

Hastalığa dayanıklılığımarigoule anaçları üzerinekurulmalıdır.

İlaçlı mücadele kesin çözüm olmamakla birlikteağaçların taç bölgesi tırmıklanır. Bu bölgeye 2 kısımbakıroksit klorür +1 kısım bakır oksit +2 Kısım talktozu karıştırılır.

Kestane dal kanseri: Cryphonectria (endothia) parasitica adlı birmantarın yol açtığı bitki hastalığıdır. genellikle gövdede veya dallarda; öz kısmı, kambiyum ve kabuğu öldüren yaralar şeklinde ortaya çıkar.Yaprak ve sürgünler solar lezyonla çevrilen öz kısmına su iletimiyapılmadığı zaman canlılıklarını kaybeder. Uzaktan ilk belirtiler, dallar üzerinde solan yapraklardır. En sonunda ise ölü ve yapraksız dallar kalır. Genç ve düzgün kabuklu dallardaki yaralar sarımsı kahverengi veya turuncu kahverengidir. İnce dal ve sürgünlerde başlayan hastalık dahasonra büyük dallara ve gövdeye yayılır.

Böyle birçok yara dalların gövdeye birleştiği yerlerde toplanmış olarak bulunur. Hastalık nedeniyle kabuk ve kambiyumun ani ölümü sebebiyle düzgün yüzeyli bir çöküntü meydana gelir. Eğer kambiyumun ölümü ani olmazsa hastalıklı alanın altında yeni kabuk tabakalarının oluşması,şişkinliğe ve üst düzeyde kabuk çatlamalarına neden olur. Hastalanan ağaçta tipik olarak çok sayıda dip sürgünü görülür.

Mücadelesi için; hastalıklı fidan ve aşı kalemi sağlıklı yerleretaşınmamalıdır. Ağaçlarda yara açılmamalı ve yara yerleri hemen aşımacunu ile kapatılmalıdır. Hastalıklı dal ve sürgünler kesilmeli veyakılmalıdır. Hastalığa dayanıklı çeşitlerle bahçeler oluşturulmalıdır.

İlaçlı mücadelede ise, hastalığın fazla ilerlemediği durumlarda hastalıklı kısım çıkarılır. Yara oluşan yere 750 g katrana 250 g göztaşı karıştırılarak sürülmelidir. Bunun yanında sistemik etkili fungusitler kullanılabilir.

yılında, MarmaraKestane dal kanseri, Türkiye’de ilk kez 1968Bölgesinde görülmüştür (Akdoğan ve Erkam, 1968).

HASTALIK VE ZARARLILAR

Hastalığın Karadeniz Bölgesindeve Marmara’nın çoğu yörelerinde yaygınolduğu ve önemli zararlara yol açtığısonraki gözlemlerle ortaya konulmuştur(Ayfer ve ark., 1982; Serdar, 1994;Baykal ve ark., 2000).

HASTALIK VE ZARARLILAR

Fakat son yıllarda Marmara ve KaradenizBölgelerinde yer yer iyileşmeler görülmeyebaşlanmıştır. Bu iyileşmelerin hipovirulent ırklarlailgili olduğu düşünülmektedir (Soylu, 2006).

HASTALIK VE ZARARLILAR

Kestane dal kanseri ile mücadelede en etkili yöntemlerden biri biyolojik mücadeledir.

HASTALIK VE ZARARLILAR

Türkiye’de bu alanda hypovirulent ırkların tespiti ile ilgili araştırmalar 1990’lı yıllardan sonra ağırlık kazanmış.

HASTALIK VE ZARARLILAR

Biyolojik mücadele konusunda deneme çalışmalarına da başlanmıştır (Çeliker ve Onoğur , 2001; Tezcan 2002).

HASTALIK VE ZARARLILAR

Hastalığın kültür çeşitlerindeki(C. sativa) etkisi farklı olup, bazıçeşitler daha dayanıklı görünmektedir(Baykal ve ark., 2000; Erper ve ark.,2004; Erincik ve Döken, 2006).

HASTALIK VE ZARARLILAR

Kestane dal kanseri hastalığına Çin (C. mollissima) veJapon kestaneleri (C. crenata) dayanıklıdır. Hastalığa dayanıklı türve hibritlerden elde edilen bazı genotipler ABD’den Ülkemizegetirilmiştir.

HASTALIK VE ZARARLILAR

Kansere dayanıklı, üstün verim ve kaliteye sahip çeşitlerin eldeedilmesi için bu genotiplerle seleksiyon ve melezleme çalışmaları yapılmasıplanlanmaktadır (Serdar, 2006; Soylu ve Mert, 2006).

HASTALIK VE ZARARLILAR

Kestane meyvelerinde en çok zarar yapan böcek türlerinin kestaneiç kurtları (Cydia splendana, Curculia elephas) ve kestane kirpi güvesi(Pammene fasciana) olduğu belirlenmiştir (Seçkin 1981).

Kestane iç kurtları: Meyve kabuğunu delerek içine girip beslenerek zararyapar. Pisliklerini meyve içerisine bırakarak meyve dökümüne ve meyvelerinpiyasa değerinin düşümüne neden olur. Zarar verdikleri meyvelerin tamamenelden çıkmasına, pazar ve dış satım değerlerini kaybetmesine neden olur.Yılda bir döl verir. Genel olarak hasat sırasında gelişmelerini tamamlamamışolan larvalar, hasattan sonra yığıldıkları gömüler, depolarda veya satışsırasında gelişmelerini tamamlayıp meyveyi delip terk eder.

HASTALIK VE ZARARLILAR

İlaçlı mücadele için; hasattan hemen önce ürün gömülereyığılmadan gömü toprağı ilaçlanır. Bu ilaçlamadan 20-25gün sonra gömüdeki yığın nemlendirilirken 2. ilaçlamauygulanmalıdır. İlaçlama tekniği olarak gömü zeminibeton yapılmamışsa gömü toprakları hasattan hemenönce çapalanıp düzeltilmeli ve ilaçlanmalıdır. İlaç (etkilimaddesi endosulfan % 32,9) 1 m2 alana 20 g hesabı ileve 30 cm toprak derinliğine işleyecek suya karıştırılarakkullanılmalıdır. İlaçlı su, gömü toprağının her yanına eşitolarak dağıtılmalı, ürün hemen ilaçlı toprağa yığılmalıdır.

sonra gömüdeki yığınBu ilaçlamadan 20-25 gün nemlendirilirken aynı preparat aynı miktardahesaplanarak nemlendirme suyuna karıştırılarak 2.nemlendirme yapılmalıdır. Gömü çevresinde taş veyabeton duvar var ise ayrıca bu kısımların da ilaçlanmasıyararlı olur.

KESTANE KİRPİ GÜVESİ:

Larvalar kestaneninyaprak, yumak ve

zararmeyvelerindeyapmaktadır.görendökülmekte,

Zarar yumaklar

dökümhaziran-eylül arasındaolmaktadır. Bir larva 4yumağı zarara uğratır.

Mücadelesi, yumaklarıbaşladıklarında

larvaların delmeye

veçiçeklenmenin son aşamasında yapılmalıdır.

KESTANE GALARISI

Kestane gal arısı, (Dryocosmus kuriphilus Yasumatsu) kestane tomurcuklarında oluşturduğu Galler ile sürgün gelişimi ve çiçeklenmeyiengellemekte bunun sonucunda meyve üretiminde% 50-70 arası verim kayıplarına nedenolmaktadır. Çok fazla sayıda bulunduğunda ağaç ölümlerine de yol açmaktadır.

Kestane gal arısının zarar görülmeyen bölgelere yayılması; genelde aşılama, ya da verim artırmaamacıyla kullanılan ve bulaşık bölgeden çoğunlukla bulaşık kesilmiş dal, sürgün ve tomurcuk gibi bitki materyallerinin insan eliyle bir yerden bir yere taşınması ile olmaktadır.

Doğal yayılması ise rüzgar yoluyla Mayıs ayından, Temmuz ayı sonuna kadar olan zamanda ergin dişi uçuşları ileyayılmaktadır. Bu zararlının kontrol altına alınmasında kullanılan yöntemlerden birisi, bulaşık sürgünlerin budanarak yok edilmesi olup, sadece küçük kestane bahçelerinde kolaylıkla uygulanabilmektedir. Büyük kestane bahçelerinde ise mücadele çok zordur.

Bu amaçla biyolojik mücadele başlatılmıştır

Yurtdışından getirilen 2 bin 600 adet ergin parazit uçma

dönemi olan Nisan ayı başında Kestane Ormanlarındaki

gal arılarının yuvalarına yerleşmeleri için doğaya salındı.

Karantina etmeni olarak tanımlanan bu böcek Kestane

ağacı, kestane fidanı ve kestane çeliği ile bölgeler arası

taşınması mümkün olduğundan girişinin tespitinin ardından

bulaşıklık tespit edilen yaklaşık 5 bin ha. büyüklüğündeki

alana Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve OrmanGenel Müdürlüğü yetkilileri ile birlikte karantina altına

alınmış ve karantina tedbirleri uygulanmaya başlanmıştır.

KAYNAKLAR

GÜRER, M., Kestane Kanseri, Kızıllar KöyüTarımsal Kalkınma Kooperatifi, Kumluca- Bartın, 1999

www.ct.gov.tr

web.adu.edu.tr

www.arastirma-yalova.gov.tr

www.samsuntarim.gov.tr

www.tarim.gov.tr

www.tagem.gov.tr

Prof. Dr. Ümit Serdar Kestane yetiştiriciliği Ders notları.

top related