present perfect i have never

never

(hayatımda) hiç

played

oynadı(...)

Hiç tenis oynamadım.

Hiç tenis oynamadım.

I have never played tennis.

ever

(şimdiye kadar) hiç

Hiç basketbol oynadın mı?

Have you ever played basketball?

Hiç basketbol oynadın mı?

Hayır, hiç basketbol oynamadım.

No, I have never played basketball.

Hayır, hiç basketbol oynamadım.

abroad

yurt dışı

Hiç yurt dışında bulundun mu?

Hiç yurt dışında bulundun mu?

Have you ever been abroad?

Ne yazık ki hiç yurt dışında bulunmadım.

Unfortunately I’ve never been abroad.

Ne yazık ki hiç yurt dışında bulunmadım.

always

daima

looked after

göz kulak oldu(...)

Kız kardeşime daima göz kulak oldum.

Kız kardeşime daima göz kulak oldum.

I have always looked after my sister.

so far

şu ana kadar

Kız kardeşim şu ana kadar daima bana göz kulak oldu.

Kız kardeşim şu ana kadar daima bana göz kulak oldu.

My sister has always looked after me so far.

each other

birbiri

Biz şimdiye kadar daima birbirimize göz kulak olduk.

We have always looked after each other so far.

Biz şimdiye kadar daima birbirimize göz kulak olduk.

flat tire

patlak lastik

Hiç patlak lastik değiştirdin mi?

Have you ever changed a flat tire?

Hiç patlak lastik değiştirdin mi?

Hayır, hiç patlak lastik değiştirmedim.

Hayır, hiç patlak lastik değiştirmedim.

No, I have never changed a flat tire.

What about you?

Ya sen?

Ya sen? Şu ana kadar hiç patlak lastik değiştirdin mi?

Ya sen? Şu ana kadar hiç patlak lastik değiştirdin mi?

What about you? Have you ever changed a flat tire so far?

once

bir kez

Evet, şu ana kadar bir kez patlak lastik değiştirdim.

Yes, I have changed a flat tire once so far.

Evet, şu ana kadar bir kez patlak lastik değiştirdim.

at least

en azından

3 times

3 kez

Babam şu ana kadar en azından 3 kez patlak lastik değiştirdi.

My father has changed a flat tire at least 3 times so far.

Babam şu ana kadar en azından 3 kez patlak lastik değiştirdi.