Özgün kırsal yerleme dokularının sürdürülmesine · 2015. 10. 17. · greenage symposium,...
Post on 10-Sep-2020
0 Views
Preview:
TRANSCRIPT
GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 26-27 April 2012, Istanbul, Türkiye
1
Özgün Kırsal Yerleşme Dokularının Sürdürülmesine
Yönelik Bir Model Önerisi: Balıkesir Köyleri Örneği1
Model for Sustainability of Rural Settlement Fabrics;
Case of Balıkesir 2
Dilek Erbey (MSGSÜ, dilekerbey@gmail.com), Pelin Kotas (MSGSÜ- Doktora
Öğrencisi; pelinkotas@gmail.com), Hale Mamunlu (MSGSÜ,
mamunluh@gmail.com), Hürriyet Öğdül (MSGSÜ, hurru@yahoo.com), Gülşen
Özaydın (MSGSÜ, gulsenozaydin@yahoo.fr), Sibel Söğüt (MSGSÜ,- Doktora
Öğrencisi; sibelgurses@superonline.com), Özlem Ünver (MSGSÜ,
ozlemunver@gmail.com), Kevser Üstündağ (MSGSÜ, kevser65@gmail.com) 3
Özet
Son yıllarda yaşanan toplumsal ve ekonomik değişimlere paralel olarak kırsal
yerleşmelerin fiziksel dokusu, toplumsal yapısı ve ekonomik işleyişi değişmektedir.
Bu değişimlerin sonucunda yerleşmelerin kırsal niteliklerinin yok olması riski ortaya
çıkmaktadır. Kırsal yerleşmelerin özgün doku ve özelliklerin korunmasına yönelik
planlama ve tasarım yaklaşımlarının geliştirilmesi gerekmektedir. Bildiride aktarılması
ve tartışılması amaçlanan araştırmanın amacı, Balıkesir ili kırsal yerleşmeleri
örneklerinde geleneksel doku özelliklerini incelemek ve bugünün kırsal
yerleşmelerinin ihtiyaçlarını da gözeterek bu özelliklerinin devam ettirilmesi için
öneriler geliştirmektir.
Balıkesir ilinin farklı alt bölgelerinde seçilen dokuz köyde doğal çevre, tarihsel
gelişim, nüfus yapısı, çevre ilişkileri, ekonomik faaliyetler, kullanıcı-mekân ilişkileri
analiz edilmiştir. Sonuçta ova, yamaç ve dağ köyleri için genel özellikler ortaya
çıkmıştır. Her köy için topografik eşikler, yapay sınırlardan yola çıkılarak geleneksel
ve yeni dokuların yayılma biçimi araştırılmıştır. Yerleşmeleri oluşturan temel öğeler,
açık alanlar (sokaklar, meydanlar, parsel sınırları) ve yapılanmış alanlar (yapı adaları
ve parseller) merkez ve çevrede olmak üzere ele alınmıştır. Araştırma sonucunda her
köyün kendine özgü doku özellikleri olduğu görülmüş, mevzuatın ve planlama
pratiğinin getirdiği yaklaşımın ötesinde, köylerdeki değişimin yönlendirilmesi ve bu
özgün niteliklerinin sürdürülebilmesine yönelik esnek, katılımcı ve birçok karar
1 Bu bildiri Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi tarafından Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı için hazırlanan ve 2010 yılında tamamlanan “Balıkesir -Kırsal Alanlarda
Yöresel Doku ve Mimari Özelliklere Uygun Yapılaşmanın Yaygınlaştırılması“ başlıklı projenin
ikinci kitabı olan “Balıkesir ili Kırsal Yerleşme Doku Analizi” sonuçlarından yola çıkılarak
hazırlanmıştır. 2 This paper is based on a research;“Balıkesir-Supporting Developments Responsive to
Traditional Fabrics and Architectural Characteristics in Rural Areas, Book 2; Balıkesir Rural
Settlement Fabric” (2010) conducted by Mimar Sinan Fine Arts University for the Ministry
of Environment and Urbanism.
3 Soyadı sırasına göre yazılmıştır/ By surnames
GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 26-27 April 2012, Istanbul, Türkiye
2
sürecinde kullanılabilecek bir model önerisi geliştirilmiştir. Bu bildiride; sözü edilen
analiz sonuçları ve geliştirilen model önerisi tartışmaya açılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Kırsal yerleşmeler, kırsal planlama, kırsal alanların korunması
Abstract
Economic, social and physical characteristics of rural settlements in Turkey have been
changing in parallel with the changes in economic and social environment. The
settlements are increasingly faced with the threat of losing their rural characters. New
planning and design approaches to sustain their unique characteristics are required.
The paper reevaluates and discusses the results of a research Project. The aim of the
research was to understand the changes in traditional rural settlement fabrics in
Balıkesir and to develop a guideline which would help to sustain rural characters of
the settlements.
Balıkesir province has a variety of sub-regions which differ from each other in many
respects such as natural characteristics, population, economic activities and
development potentials. Nine villages were selected from these sub-regions. Each
village was studied in terms of natural environment, historical background, population
dynamics, economic activities and opinions of residents. The villages were grouped as
mountain, plain and hillside villages by their distinctive characteristics.
Villages in Balıkesir had formed usually around a traditional core defined by a square
with a mosque and a coffeehouse. The core and the neighboring areas exhibit
traditional form of the settlement fabric. While the village is expanding towards
outskirt areas, the form of fabric changes. The factors effecting the traditional form of
fabric are origins of people, dominant agricultural activities as well as morphology
and altitude of the village.
The elements forming the fabric (open areas; streets, squares, parcel boundaries and
built-up areas; building blocks, parcels and buildings).were analyzed in both central
and peripheral areas.
In conclusion it became obvious that every village has peculiar traditional
characteristics. The model developed in the light of the analysis brings a different
aproach to existing planning practices. It brings a flexible, participative, locally
oriented approach which can be used in various levels of decisions. The model helps
to sustain traditional characters of the village by regarding requirements of local
people.
Keywords: Rural settlements, rural planning, conservation of rural area
GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 26-27 April 2012, Istanbul, Türkiye
3
1. GİRİŞ
Kırsal yerleşmelerin kimlikleri zaman içinde coğrafi, toplumsal, ekonomik ve kültürel
etkenlerle biçimlenmiştir. Bugün hızla değişen koşullar nedeniyle yerleşmeler giderek
özgün değerlerini kaybetmektedir. Kırsal kimliği oluşturan öğeler olan geleneksel
fiziksel dokunun, tarımsal faaliyetlerin, toplumsal ilişkilerin değişen koşullar altında
korunmasının sağlanması ve aynı zamanda günün ihtiyaçlarına cevap veren çözümler
üretilmesi gerekmektedir.
Ancak mevcut planlama pratiği içinde kırsal yerleşimlerle ilgili duyarlı ve
uygulanabilir bir yaklaşımın olduğunu söylemek zordur. 3194 sayılı İmar Kanunu
çerçevesinde imar planı tekniği ile hazırlanan ve fiziki yapıya odaklanan kırsal
yerleşim planları, gelişme alanlarının tespiti ve donatıların eklenmesi ile sınırlı
kalmıştır. Bu yaklaşım yerleşmenin kırsal karakterinin sürdürülmesi, tarımsal
kullanımların desteklenmesi, yerel halkın planlama süreçlerine katılımı, kültürel
değerlerinin korunması gibi konularda yetersizdir.
Planı bulunmayan kırsal yerleşmelerde, 1985 tarihli Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği
geçerlidir. Yönetmelik, parsel genişlikleri, bina cephesi, bahçe mesafeleri, ifraz
şartları, bina yüksekliği, bahçe duvarı, komşu mesafelerine kısmen sınırlamalar
getirmekte, kısmen de mevcut koşullara göre değerlendirilmek üzere ihtiyar heyetinin
kararına bırakmaktadır. Bu mevzuat genel anlamda olumlu olsa da getirilen bazı
sınırlamalar köylerin özgün dokularının devam ettirilmesi açısından sorunlar
taşımaktadır.
Kırsal yerleşmeler, içinde bulundukları kırsal coğrafyanın bir parçasıdır (Batur ve Gür,
2005). Bu Yerleşmeler, geleneksel nitelikteki yapıları ve bahçe, bostan, avlu, meydan
ve sokakları ile bütünlüklü özgün dokular içermektedir. Bu dokular aynı zamanda
orman alanları, bitki ve hayvan toplulukları ile birlikte korunmaya değer özellikler
taşımaktadır. Koruma mevzuatı kapsamında kırsal yerleşmelerin doğal çevresi ile
birlikte korunmasını destekleyen bir yaklaşım geliştirilmemiştir. Koruma
uygulamalarını yönlendiren 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Kanunu, sit alanlarını “kentsel, doğal, tarihi ve arkeolojik” alanlarla tanımlamaktadır.
Geleneksel mimari kimliklerini korumuş kırsal yerleşmeler “kentsel sit alanı”
statüsüne alınmaktadır. Kırsal yerleşimlerin bir bütün olarak korunması ve geleneksel
dokularının sürdürülebilmesi için yeni bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. (Erbey Erden vd.
2009) Bu ihtiyaca yönelik olarak, bir fiziksel planla sonuçlanmayan, sadece gelişmeyi
biçimlendirecek ilkeleri ortaya koyan, aynı zamanda uygulamaya dönük bir süreç
tanımlayan bir model geliştirilmiştir. Model köyler için sürdürülebilirliğin ekonomik,
toplumsal ve kültürel boyutlarının bir arada olduğu kapsamlı bir politikanın bir parçası
olarak ele alındığında daha da anlamlı olacaktır.
Bildiride Balıkesir ilinde seçilen köylerde yapılan geleneksel doku analizleri
aktarılmakta, doku özelliklerinin sürdürülebilmesi için planlamaya esas olacak ilke ve
önerilere yer verilmekte ve sonuçta bir karar alma süreci olarak tanımlanan model
tartışılmaktadır.
Konuyu ele alırken benimsenen temel ilkeler şunlar olmuştur:
Köyler değerlidir: Köy doğal çevresi, insanları, yapıları, yaşam şekilleri ve kültürleri
ile değerlidir. Köylerin bugün kaybettiğimiz birçok özelliğin bir arada bulunduğu
yerler olduğunu söylemek gerekir; sosyal bağların varlığı, buna göre biçimlenmiş bir
GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 26-27 April 2012, Istanbul, Türkiye
4
yerleşim, doğa ile uyumlu bir yaşam ve çeşitlilik köyleri daha da değerli hale
getirmektedir. Bu değerler ortaya çıkarılmalıdır.
Köyler bir bütündür: Köyler konutları, sokakları, meydanları, camisi, çeşmeleri ve
doğal peyzajı ile olduğu kadar sosyal anlamda da bir bütündür. Köydeki her fiziksel
öğe bu sosyal paylaşımın mekânlarıdır. Köy bu anlamda bir bütün olarak ele alınmalı
ve bütünlüğü korunmaya çalışılmalıdır.
Köyler değişim içindedir: Köyler, kente göç, değişen ihtiyaçlar ve talepler, kentin
etkileri, tarım sektöründe değişiklikler gibi nedenlerle değişmektedir. Bu değişimi
anlamak çok önemlidir.
Köyde konforlu yaşam mümkündür: Köy konutları olduğu kadar yerleşim bütünü
de yaşam konforu sağlamalıdır. Bu sayede köy daha yaşanabilir hale gelecektir.
Köyü yaşatacak olan kendi gücüdür: Köylü kendi değerlerine sahip çıktığı sürece
bu değerler korunabilir. Bunun için çevrenin biçimlenmesinde geleneksel yaşam
bilgisini kullanmalı ve söz sahibi olmalıdır.
Şekil 1. Küçükdere (Havran) Köyünün Yerleşim Dokusu (çizim Söğüt, S.)
Kaynak: Balıkesir -Kırsal Alanlarda Yöresel Doku ve Mimari Özelliklere Uygun
Yapılaşmanın Yaygınlaştırılması Projesi, Kırsal Yerleşme Doku Analizi, 2010
2. BALIKESİR İLİNDE ÖZGÜN KIRSAL YERLEŞME DOKULARI
Balıkesir ili coğrafya ve nüfus hareketleri açısından bir geçiş bölgesi niteliğindedir. İl,
Marmara, Ege ve İç Anadolu bölgelerinin özelliklerini taşımaktadır. Tarih içinde
büyük göçler almış olması nedeniyle Manavlar, Yörükler, Çerkezler gibi farklı etnik
grupları barındırmıştır (Ayhan, 1999; Mutaf, 2003; Ayhan, Kır ve Soykan, 2004).
Tarihi, kültürel ve coğrafi zenginlik Balıkesir’in kırsal yerleşmelerinde de büyük bir
çeşitlilik yaratmıştır. Bu çeşitlilik içinde daha ayrıntılı çalışma yapabilmek üzere,
benzer özellik gösteren kırsal yerleşimlerin belirlenmesi amacıyla ön çalışma
yapılmıştır.
GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 26-27 April 2012, Istanbul, Türkiye
5
2.1. Balıkesir İlinde Kırsal Alanlar
İl; doğal yapı bileşenleri, ekonomik, toplumsal açıdan birbirinden farklı alt bölgelere
sahiptir. Her alt bölge kendi içinde kırsal yerleşmeleri biçimlendiren kendine has
özellikler taşımaktadır. Bu alt bölgelerin oluşturulmasında doğal yapı, ekonomik ve
toplumsal bileşenler kullanılmıştır.
Doğal yapı bileşenleri: Bu başlık altında topografya, morfoloji, su kaynakları, iklim
verileri, toprak yapısı, flora ve fauna, biyoçeşitlilik, hassas yöreler ve çevre sorunları
ele alınmıştır. (Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, 2007; T.C. Balıkesir Valiliği, Tarım İl
Müdürlüğü, 2006; T.C. Balıkesir Valiliği İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, 2006 ve
2008) Ortak doğal özellikler taşıyan yerleşme alanlarını tanımlamak üzere dağ, ova ve
yamaç köyleri, sulama imkânı olan ve olmayan köyler, koruma alanları içinde yer alan
köyler, deprem riski yüksek olan köyler birlikte değerlendirilmiştir.
Ekonomik ve toplumsal bileşenler: Balıkesir ilinde kırsal alanları etkileyen tarihsel
süreç içindeki nüfus hareketleri, nüfus dağılımı, ulaşım olanakları ile ekonomik
faaliyetler incelenmiştir. Ana ulaşım ve gelişme aksları, turizm baskısı altında bulunan
alanlar ve kırsal karakteri baskın bölgeler tanımlanmıştır. Bu alt bölgelemeler daha
sonra geliştirilen modele de altlık oluşturmuştur.
Bu bölgelerde coğrafi özellikler, kültürel değerler ve fiziksel dokular bakımından
geleneksel özelliklerini koruyan ve aynı zamanda değişimin izlenebildiği dokuz köy;
Kireç (Dursunbey ilçesi), Örenli (Kepsut ilçesi), Saraçköy (Kepsut ilçesi), Emreköy
(Bandırma ilçesi), Pehlivanhoca (Gönen ilçesi), Babayaka (Gönen ilçesi), Kuyucak
(Burhaniye ilçesi), Küçükdere (Havran ilçesi), Tarlabaşı (Havran ilçesi) köyleri ele
alınmıştır.
Bu köylerde yerleşme ölçeğinde mekânsal analizler kapsamında arazi kullanımı, yapı
özellikleri, parsel kullanımları, parsel sınırları, sokaklar, meydanlar, cami ve kahveler
ile özgün mimari öğeler; çeşmeler, anıt ağaçlar incelenmiştir. İncelenen köylerde,
mekânsal, toplumsal, ekonomik yaşamın anlaşılabilmesi için köyün sorunlarına
yönelik görüş ve eğilimleri anlamak amacı ile hane halkı, işyeri anketleri ve
görüşmeler yapılmıştır.
2.2. Köylerin Coğrafi ve Toplumsal Yapı Özellikleri
Köyler coğrafi yapılarına göre dağ, ova, yamaç köyü olarak gruplanmıştır.
Dağ köyleri: Eğimli bir arazi üzerinde yerleşmiş olan üç köy; Örenli, Kuyucak ve
Tarlabaşı’dır. Erişim güçlüğü ve doğal eşikler nedeniyle bu dağ köyleri geleneksel
kırsal doku özellikleri açısından diğerlerine oranla daha iyi korunmuştur.
Bu olgunun bir diğer sonucu ise; her üç köyde de akrabalık ve komşuluk ilişkilerinin
güçlü, ekonomik sıkıntılara rağmen göç etme isteğinin düşük olmasıdır. Köyler
genellikle yaşlı nüfusa sahip olup, aile ortalama iki kişiden oluşmaktadır. Köyde
yaşayanların köyle bağlarının güçlü olması, köydeki eskime ve köhneme gibi
sorunların geleneksel köy yapıları ve dokunun sahiplenilmesi ile ilgili olmadığını,
ekonomik güçlüklere bağlı sonuçlar olduğunu göstermektedir. Her üç köyde de yeni
ev yapma isteğinin olmaması, köyde yaşayanların yaşadıkları mekânlardan genel
olarak memnun olmaları, yalnızca altyapı ve eskimeye bağlı teknik sorunların
çözülmesine dair beklentileri olması da bu durumu desteklemektedir.
GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 26-27 April 2012, Istanbul, Türkiye
6
“Yamaç” köyü olarak değerlendirilebilecek olan üç köy; Küçükdere, Kireç ve
Pehlivanhoca köylerinde ise, geleneksel kırsal doku özellikleri korunmakla birlikte,
yeni yapılan betonarme yapıların da doku içinde yer aldığı ve dokuda bozulmaların
başladığı görülmektedir. Çevre köyler ve ilçe ile ulaşım bağlarının dağ köylerine göre
daha kuvvetli olması, köyün çevre ilişkilerinin de güçlü olması sonucunu
doğurmuştur. Köylerin nüfusa ve toplumsal yapıya ilişkin özelliklerinin de dağ
köylerinde olduğu gibi yerleşmenin coğrafi konumlanışı ve gelişmesinden etkilendiği
görülmektedir. Dağ köylerine oranla “yamaç” köylerinde aile büyüklükleri ortalama
üç kişidir. Dağ köylerinin homojen yapısına karşın yamaç köyleri etnik çeşitlilik
içermektedir. Bu çeşitlilik fiziksel mekâna da yansımakta, konut tipolojileri de
çeşitlenmektedir. Eskimeye ve teknik altyapıya bağlı sorunlar bu köyler için de
geçerlidir. Yeni ev yapma isteği dağ köylerine oranla daha yüksektir. Köy halkı yeni
evlerini kendi parsellerinde yapmayı tercih etmektedir. Köyde yaşayanların köyle
bağlarının kuvvetli olduğu ve köyden göç etme isteğinin de yüksek olmadığı
görülmektedir.
“Ova” köyleri olan Emre, Saraç ve Babayaka incelendiğinde, yerleşme dokusunun
lineer ya da konsantrik biçimde merkezden dışarı doğru geliştiği görülmektedir. Aile
büyüklüğü üç buçuk kişi olup, bu ortalama dağ ve yamaç köylerine oranla daha
yüksektir. Ova köyleri, ana ulaşım akslarına erişimin kolay sağlanması nedeniyle ilçe
ve Balıkesir merkezi ile daha güçlü ilişkiler kurmuşlardır. Köy dışına günlük gidiş
gelişlerin daha sık olduğu bu yerleşmelerde ekonomik yapı daha canlıdır. Bu tür
yerleşmelerde yapıların çoğunun betonarme olduğu ve ekonomik yapıdaki canlılığa
bağlı olarak yeni yapı yapma eğiliminin yüksek olduğu görülmektedir.
Özgün kırsal yerleşim dokularının sürdürülebilirliği bağlamında bir genel
değerlendirme yapılacak olursa;
Dağ köylerinin eskime ve köhneme sorunlarına rağmen özgün yapılarını daha
iyi korudukları, daha az betonlaştıkları ve köyde yaşayanların köyle bağlarının daha
güçlü olduğu ancak giderek insansız yerleşmeler haline geldiği görülmektedir.
Yamaç köyleri, özgün dokularını kısmen de olsa sürdüren, durağan
yerleşmeler olarak karşımıza çıkmaktadır. Eskime ve köhneme sorunları dağ köylerine
göre daha azdır.
Ova köyleri, il ve ilçe merkezinin etkisi altında olduğu, betonarme ve yüksek
yapıların görüldüğü, özgün dokularını tüketmeye eğilimli yerleşmeler olarak
görünmektedirler.
2.3. Köylerin Büyüme Biçimleri
Balıkesir ilinde köylerin çoğunluğu toplu yerleşme özelliği göstermektedir. Köylerde
geleneksel doku bir merkez etrafında gelişmiştir. Köylerin büyüme biçimleri
incelenirken öncelikle geleneksel dokunun yoğun yapılaştığı bölgenin tanımlanması
üzerinde durulmuştur. (Aru, 1998 ve Pinon, 1999)
Köylerde geleneksel doku bir merkez etrafında gelişmiş, çoğunlukla bir nüve dini
yapı ve meydanın etrafında ışınsal ya da konsantrik biçimde oluşmuştur. Bu odaktan
uzaklaştıkça köyün, doğal ve yapay bir eşiğe dayanarak veya onu aşarak çoğunlukla
lineer biçimde yayıldığı görülmüştür. (Şekil 2) Köy genellikle en yakın merkezle
ulaşımını sağlayan ana bağlantı yoluna doğru veya sanayi tesisi gibi bir istihdam alanı
yönünde büyüme eğilimi göstermektedir. Köyün ana meydanı ve çevresindeki
geleneksel dokuda yapılar öne çıkarken, bunun dışına doğru yayılan alanlarda
bahçeler, tarlalar, ağaç grupları gibi doğal peyzaj öğeleri daha ağırlıklıdır. Bazı
GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 26-27 April 2012, Istanbul, Türkiye
7
köylerde ise ilk nüveyi tanımlamak oldukça zordur. Çoğu köyde ilk nüve, dini yapı ve
meydanın etrafında oluşmuş, bazı köylerde çiftlik yapıları nüveyi oluşturmuştur. Bu
köylerde geleneksel doku, tanımlı bir odak olmaksızın homojen şekilde yayılmıştır.
Köyün büyümesi sadece dışarı doğru değildir, bazen içe doğru bir büyümeden de söz
etmek mümkündür. Çalışma yapılan bazı köylerde, aynı parselde eski ve yeni
konutun birlikte yer aldığı görülmüştür.
Öneriler: Köyün tarihsel koşullarla oluşmuş ilk gelişme biçimi (konsantrik, ışınsal
vb.) korunmalıdır. Bu dokuyu bozacak müdahalelerden kaçınılmalıdır. Yerleşmenin
yapılaşmış alanlarıyla doğal alanlar arasında var olan kademeli geçiş korunmalıdır.
Köyün yayılmasında doğal ve yapay eşiklerin aşılmamasına dikkat edilmelidir. Eğer
geleneksel doku içinde bu eşikler aşılmışsa, buradan sonra doğal peyzaj ağırlıklı
gelişme sağlanmalıdır. Yoğunluk artışlarında üst sınır, üçüncü boyutta da doğal
peyzaj öğelerinin hâkim olduğu siluetin korunması olmalıdır. Örenli köy silueti örnek
olarak gösterilebilir (Şekil 2)
Şekil 2. Örenli (Kepsut) Köyünün Büyüme Biçimi ve Köy Silueti
Kaynak: Balıkesir -Kırsal Alanlarda Yöresel Doku ve Mimari Özelliklere Uygun
Yapılaşmanın Yaygınlaştırılması Projesi, Kırsal Yerleşme Doku Analizi, 2010
2.4. Balıkesir’de Kırsal Yerleşme Dokusu
Dokunun iki temel belirleyicisi olarak açık alanlar ve yapılanmış alanlar ile ilgili
analizler yapılmıştır. Açık alanlar; sokaklar, toplanma mekânı olarak meydanlar ve
sokaklarla parseller arasında yer alan sınırlar olarak analiz edilmiştir. Meydanları
tanımlayan temel mekânsal öğeler (önemli bir yapı, ağaç, çeşme, vb.), malzemeler ve
kullanımlar her köy için incelenmiştir. Yapılanmış alanlar; yapı adaları ve parseller
olarak ele alınmıştır.
2.4.1. Doku İçindeki Açık Alanlar
Açık alanlar kırsal yerleşimlerde kültürel birikimle şekillenmiştir. Açık alan öğeleri
olan sokaklar, meydanlar ve sınırlar gibi fiziksel oluşumlar, kendine özgü sosyo-
kültürel yapıyı da yansıtmaktadır.
GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 26-27 April 2012, Istanbul, Türkiye
8
2.4.1.1. Sokaklar
Köylerde dokuyu oluşturan sokaklarda, araç ve yaya trafiği kesin olarak birbirinden
ayrılmamıştır. Bu nedenle kırsal dokuda karayolu yaklaşımı ile yeni yol açmak özgün
köy dokusunu olumsuz etkilemektedir.
Dağlık ve engebeli köylerde, parsellerin arasında kesin sınırlar yoktur. Bu köylerde
merdivenli geçişlere, patikalara ve çıkmaz sokaklara rastlamak mümkündür. Engebeli
olmayan ve karayolu bağlantısına doğru gelişme gösteren köylerde ise sokak
dokusunun, yapay kaplama malzemesi ile birlikte özgünlüğünden uzaklaştığı
gözlenmiştir.
Öneriler; Geleneksel kırsal yerleşme dokusunun sürekliliğinin sağlanması için sokak
kaplamalarında yerel malzeme kullanılması önerilmektedir. Patika ve dar geçitler taş
döşeli ise doğal haliyle bırakılmalı, değilse çamuru önlemek üzere doğal taş
döşenmelidir. (Şekil 3) Her mevsim köyün her noktasına rahat erişim sağlanmalıdır.
Sokaklar aynı zamanda toplanma mekânı olduğu için toplanmaya imkân veren mevcut
merdivenli yollar, korunaklı köşeler, ağaç altları, çeşmeler ve ortak fırınlar
korunmalıdır
Sokaklarda park edilen tarım araçları, ticari ve özel araçlar yaya ve araç geçişine engel
oluyorsa köy girişinde veya köyün uygun bir alanında park yeri ayrılmalıdır.
Köyle tarlalar arasındaki bağlantı yollarının her mevsim ulaşıma açık olacak şekilde
bakımı yapılmalıdır.
Şekil 3. Örenli (Kepsut) ve Küçükdere (Havran) Köylerinde Sokaklar
Kaynak: Balıkesir -Kırsal Alanlarda Yöresel Doku ve Mimari Özelliklere Uygun
Yapılaşmanın Yaygınlaştırılması Projesi, Kırsal Yerleşme Doku Analizi, 2010
2.4.1.2.Meydanlar
Kırsal yerleşimde meydan, içinden yürünebilen, geçilebilen ve herkes tarafından kolay
erişilebilir bir yerdir. Meydanlar, farklı kullanım biçimlerine (tören, düğün, bayram,
asker uğurlama-karşılama) ve kullanıcıların (erkek, kadın, çocuk, genç, yaşlı)
yoğunluklarına göre anlam ve işlev kazanmaktadır. Babayaka köyünde cami meydanı
ve Küçükdere köyünde günün farklı saatlerinde farklı mekânları kullanılan meydan
örnek gösterilebilir (Şekil 4)
GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 26-27 April 2012, Istanbul, Türkiye
9
Öneriler: Köy meydanının tarih içinde oluşmuş biçimi ve etrafındaki yapılaşma şekli
korunmalıdır. Meydan etrafında toplanmaya imkân veren kahve, dükkân gibi
kullanımların devamlılığı sağlanmalıdır. Geleneksel doku içinde kendiliğinden
oluşmuş meydancıklar, bir araya gelme ve sohbet mekânları korunmalıdır. Bu
alanlarda günün her saatinde ve her mevsimde kullanıma imkân verecek kaplama
malzemeleri, gölge veren ağaçlar, oturma ve aydınlatma elemanları sağlanmalıdır.
Asfalt ile kaplı olan meydanlar ve sokaklar kırsal yerleşmenin doğa ile ilişkisini
kesmektedir. Meydanlarda asfalt gibi doğal olmayan malzemeler değil yerel kaplama
malzemeleri kullanılmalıdır.
Şekil 4. Babayaka (Gönen) ve Küçükdere (Havran) Köylerinde Meydanlar
Kaynak: Balıkesir -Kırsal Alanlarda Yöresel Doku ve Mimari Özelliklere Uygun
Yapılaşmanın Yaygınlaştırılması Projesi, Kırsal Yerleşme Doku Analizi, 2010
2.4.1.3.Sınırlar
Kırsal yerleşme dokusu içinde dolu (yapılanmış) ve boş (yapılanmamış) alanlar
arasında kalan, insanın özel ve kamu yaşamı arasına koyduğu sınırlar, kimi kez sert ve
geçirimsiz (yüksek avlu duvarı); kimi zaman yumuşak ve geçirgen (alçak ve çalı gibi
daha çok doğal malzeme olan bölücü elemanlar) olabilmektedir. (Şekil 5) Burada
geçirgenlikten kastedilen, kamusal ve özel yaşam arasında erişimin kontrolsüz bir
şekilde kendiliğinden sağlanabilmesidir. Sınırlar, kamusal ve özel yaşam arasındaki
sosyal ilişki çeşitliliğinin göstergelerindendir. Balıkesir kırsal yerleşmelerinde parsel
sınırlarının dağ ve ova köylerinde farklılaştığına dair çalışmalar da bu çeşitliliği
vurgulamaktadır. (Köse, 2006)
Öneriler: Parsel-sokak ilişkisini belirleyen duvar, çit gibi sınır elemanları yapılırken,
köy genelinde hâkim olan biçime göre karar verilmelidir. Köyde geçirgen olmayan
yüksek duvarlarla çevrili avlular hâkimse yeni yapılaşmalarda da duvar kullanılabilir.
Ancak duvarlarda delikli tuğla ve briket yerine taş, çalı, gibi doğal malzemeler
kullanılmalıdır. Köyde geçirgenliği olan alçak çitle çevrili bahçeler hâkimse yüksek
duvar yapmak önerilmez. Geçirgen olan veya olmayan elemanlarla parsel sınırı
oluşturulurken yapının bulunduğu sokağın genel özellikleri dikkate alınmalıdır. Örenli
köyünde yerel doğal malzemeler kullanılarak yapılan bahçe duvarları sokağın
bütünlüğüne katkı yapmaktadır. Saraçköyde yeni yapılaşmalarda yüksek tuğla
duvarlar kentsel bir görünüm yaratmaktadır. (Şekil 6)
GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 26-27 April 2012, Istanbul, Türkiye
10
Şekil 5. Parsel Sınırlarında Geçirgenlik
Kaynak: Balıkesir -Kırsal Alanlarda Yöresel Doku ve Mimari Özelliklere Uygun
Yapılaşmanın Yaygınlaştırılması Projesi, Kırsal Yerleşme Doku Analizi, 2010
Şekil 6. Örenli (Kepsut) ve Saraçköy (Kepsut) Köylerinde Parsel Sınırları
Kaynak; Balıkesir -Kırsal Alanlarda Yöresel Doku ve Mimari Özelliklere Uygun
Yapılaşmanın Yaygınlaştırılması Projesi, Kırsal Yerleşme Doku Analizi, 2010
2.4.2. Yapılaşmış Alanlar
Bir yerleşme dokusu; dokunun temel birimi olan yapı, yapıların bir araya gelmesiyle
oluşan yapı adası, yapı ve yapı adalarına erişimi sağlayan yollar ve meydanlardan
oluşur. Kırsal yerleşmelerde yapı, parseliyle birlikte değerlendirilmelidir.
Parsel içinde konut; avlu, hayat, bahçe gibi açık alan kullanımları ve ahır, kümes, depo
gibi yapılarla bir arada bulunur. Kırsal yerleşmelerde yapı adalarının belirli
büyüklükleri yoktur. Bazen tek başına bir parsel bir yapı adasını oluşturabilirken
bazen bir yapı adası içinde farklı boyutlarda birçok parsel bulunur.
GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 26-27 April 2012, Istanbul, Türkiye
11
Kırsal yerleşmelerde yapılanmış alanları incelerken analiz yöntemi olarak, her köyde
merkezden, etrafında gelişen kısımlardan ve varsa planlı alanlardan birer örnek yapı
adası seçilmiştir.
Önce seçilen yapı adalarında büyüklük ve yapı yoğunluğu hesaplanmıştır. Kırsal
yerleşmelerde merkez ve çevre yapı adalarında yoğunlukların farklılaştığı
görülmüştür. Daha sonra, konut parselleri merkez ve çevrede olmak üzere, parsellerin
sayısı, ada içindeki konumu ve yapılaşma oranları, ayrıntılı olarak incelenmiştir.
Çoğunlukla merkezde parseller organik dokunun sonucu olarak farklı büyüklük ve
biçimde iken, çevrede tarım arazileri üzerinde oluşmuş parsellerin daha geometrik
biçimlerde olduğu görülmüştür. (Şekil 7) Ancak yine de her köy parseller ve
yapılaşma açısından birbirinden farklı özellik göstermektedir.
İncelenen dokuz köyün merkez ve çevre alanlardaki ortalama parsel büyüklükleri
karşılaştırılmıştır. Buna göre; Merkez alanlardaki ortalama parsel büyüklükleri 82 m2
ile 1142 m2 arasında, yapı taban alanları, 46 m2 ile 150 m2 arasında değişmektedir.
Parsel içinde yapı taban alanı oranları ise; 0,14 ile 0,59 arasındadır. Bu değerler,
topoğrafik koşullar, akrabalık ilişkileri, geleneksel yerleşme biçimleri ve
alışkanlıklarına bağlı olarak oluşmuştur.
Çevre alanlardaki ortalama parsel büyüklükleri 222 m2 ile 1499 m2 arasında, yapı
taban alanları, 42 m2 ile 213 m2 arasında değişmektedir. Parsel içinde yapı taban alanı
oranları ise; 0,08 ile 0,32 arasındadır. Merkez dokudaki doygunluk, doğal eşiklerin
aşılması, ekonomik faktörler, il ve ilçe merkezine yakınlık, yeni yapılaşma eğilimleri
bu oranların oluşmasına neden olmaktadır.
Yapı adalarında ve parsellerdeki bu çeşitlilik, çalışmanın sonunda planlama ilkelerinin
geliştirilmesi aşaması için ipuçları sağlamıştır. Tek tip bir parsel büyüklüğünün tüm
köyler için uygulanmasının mümkün olmadığı ortaya çıkmıştır. Bu çeşitliliği korumak
üzere yerel farklılıklara imkân veren yapılaşma şartlarının oluşturulması gerekliliği ön
görülmüştür. Köylerin kendine özgü gelişen yapılaşmış alanlarla ilgili oluşum
mantığının bilinmesi ve bu mantığın yeni yerleşmelerde sürdürülebilir kılınması, köy
karakterinin korunarak sürdürülmesi açısından son derece önem taşımaktadır.
Öneriler: Yapı adalarının ve parsellerin zaman içinde topografya, ekonomik
faaliyetler ve toplumsal ilişkilerle belirlenmiş biçimi korunmalıdır. Her yapı adasının
kendi içinde toplumsal ilişkilerin kurulduğu bir mekân olması nedeniyle yapı adalarını
sadece yapı grupları olarak ele almamak gerekir.
Köyde önerilecek gelişme alanı, yeni yapı önerileri, kullanım değişiklikleri, ifraz ve
tevhit işlemlerinde ilk olarak yakın çevredeki ada ve parsellerdeki yapılanma koşullar
dikkate alınmalıdır.
Yerleşmeye eklenecek yeni bir yapı grupları için (Örneğin afet konutları tarım köy
uygulamaları) bulunduğu alanın konumu, komşu adalarda ortalama ada ve parsel
büyüklükleri, yapı taban alanları, kat sayıları ve kullanılan geleneksel yapı
malzemelerinden yola çıkılarak uygulama yapılmalıdır.
Yapı yoğunlukları köydeki ortalama yapı yoğunluğunu aşmamalıdır.
Köydeki yapıların yükseklik ve kütleleri, köy siluetinde doğal peyzaj öğelerinin
hâkimiyetini bozmamalıdır.
GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 26-27 April 2012, Istanbul, Türkiye
12
Yapı adası ve parsel ölçeğindeki ayrıntılı kararlar her köy için farklı olacağından
modelde belirtildiği gibi köyde yaşayanların ve ilgili idarelerin katıldığı bir süreçle
verilecektir.
Şekil 7. Kireç Köyü (Kepsut) Merkez ve Çevre Alanlarda Yapı Adaları ve Parseller
Kaynak; Balıkesir -Kırsal Alanlarda Yöresel Doku ve Mimari Özelliklere Uygun
Yapılaşmanın Yaygınlaştırılması Projesi, Kırsal Yerleşme Doku Analizi, 2010
3. KIRSAL YERLEŞİM DOKUSUNUN KORUNMASI VE GELİŞMENİN
YÖNLENDİRİLMESİ İÇİN BİR MODEL
Çalışmanın sonunda her köy için geçerli standart yapılaşma şartları belirlemenin doğru
olmayacağı sonucuna varılmıştır. Köyün özgün geleneksel dokusuna dair ayrıntılı bir
çalışmanın uzman bir grup tarafından her köy için yapılması imkânsızdır.
Buradan yola çıkılarak, “Kırsal Yerleşim Dokusunun Korunması ve Gelişmenin
Yönlendirilmesi İçin Bir Model Önerisi” geliştirilmiştir. Önerinin amacı mevcut
dokunun özgün kimliğini koruyacak ve yerleşmelerin gelişimini yönlendirecek bir
karar sürecinin tanımlanmasıdır.
Kırsal yerleşmelerin fiziksel dokusunun korunması kırsal nüfusun yaşam öncelikleri
arasında ön planda değildir. Günlük yaşam sorunları içinde konforsuz konutlarda
yaşayan, geliri arttığında piyasanın sunduğu modern ve konforlu yeni bir konut
yaptırmayı amaçlayan aileler için yapı yasakları getirmek tek başına çözüm olamaz.
Öncelikle geleneksel konutların günün konfor şartlarına uygun hale getirilmesi,
çatılarının onarımı, tesisatın yenilenmesi, yerel malzeme kullanımının desteklenmesi
gibi araçlara ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaçların karşılanması için mali ve teknik destekler
merkezi ve yerel kaynaklardan, uluslararası fonlardan, sağlanmalıdır. Eski konutunda
GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 26-27 April 2012, Istanbul, Türkiye
13
konforlu şekilde yaşamaya devam eden ailelerin bu konutların çok daha değerli
olduğuna dair kanaatleri güçlenecektir.
Yeni konut yapımında ise yasaklayıcı olmaktan çok yönlendirici olmak gerekir.
Geleneksel yapıların bazı özellikleri yeni konut yapımında devam ettirilebilir. Parsel
büyüklükleri, kat sayıları, tabanda kapladıkları alan, parsel içindeki konumları, bahçe-
avlu kullanımları, plan özellikleri, malzemeler konusunda geleneksel konutlarla
uyumlu konutlar yapılması desteklenmelidir. Bunun için yerel bilincin arttırılması ve
en önemlisi ailelerin maddi desteklerle yönlendirilmesi gerekir.
Çalışmada, yakın yerleşmeleri ilgilendiren ortak konularda, yerleşme ölçeğinde ve
parsel ölçeğinde karar süreçlerinin nasıl oluşacağına dair öneriler yer almaktadır.
Önerinin, bugüne kadar karar süreçlerine katılmamış, örgütlenme deneyimleri
açısından kentlere göre daha zayıf kalmış kırsal kesimin (Özkaya, 2004) gücünü
arttırma yönünde bir katkıda bulunması beklenmektedir.
Model, kırsal yerleşme dokusunu oluşturan yollar, meydanlar, yapı adaları ve yapı
parselleri için örnek tipler, ya da her köy için geçerli olacak standartlar, sayısal
değerler getirmek yerine, her köyün özgün koşullarını tanımlamaya imkân veren bir
yöntem önermektedir. Model önerisinde köy dokusunun devamlılığını sağlayacak ve
gelişmeyi yönlendirecek köye özgü ilkelerin belirlenmesi öne çıkmaktadır. Bu ilkeler,
her köy için mevcut doku özelliklerinden yola çıkmalı, esnek ve yönlendirici olmalı,
bazı sınırlamalar da getirmelidir.
Model, üç karar aşamasında kullanılabilecektir; Her düzeyin birbiri ile uyumlu ve
destekleyici olması etkinliğini arttıracaktır.
Parsel ölçeğindeki kararlar.
Köyde yeni yapı talepleri, kullanım değişiklikleri, ifraz ve tevhit işlemlerinde ilk
olarak yakın çevredeki koşullar dikkate alınacaktır. Ancak, önerilen yapılaşma, komşu
ada ve parsellerdeki yapılaşma ile uyumlu olsa bile, bu parsellerde bulunabilecek
olumsuz örneklerin yaygınlaşmaması için yerleşme ölçeğinde hâkim olan ortalama
yoğunluk değerleri, kırsal peyzajın sürekliliği ve siluet özellikleri dikkate alınmalıdır.
Böylece her önerinin yakın çevresiyle uyumlu olması sağlanacak, ancak köy
bütünündeki dokunun devam etmesi de mümkün olacaktır.
Kırsal yerleşme ölçeğindeki kararlar,
Yerleşmeyi etkileyecek türde, köy yerleşik alanında veya civarında büyük parseller
üzerinde yeni gelişme alanları oluşturulması (siteler, afet konutları, tarımköy
uygulamaları vb.), Köy Kanunu ve Köy Yerleşme Alanı Uygulama Yönetmeliği
kapsamında gelişme alanlarının oluşturulması, büyük ölçekli yeni kullanım alanları
oluşturulması (sanayi, depolama, turizm tesisleri v.b.), köye yeni donatıların
eklenmesi ya da kaldırılması (okul, sağlık ocağı, dini yapı, PTT, vb), kırsal yerleşme
dokusunu etkileyecek yeni yolların açılması, teknik altyapı projelerine dair kararlarda
mevcut yerleşmenin geleneksel dokusuna ve yapılaşma biçimine saygılı olunmalıdır.
Balıkesir ilinde gerçekleştirilen çalışmalarda her köyün birbirinden farklı doku
özellikleri olduğu görülmüştür. Köyün genel özelliklerini belirlemek üzere her köy
için yerel kurumlar, muhtar ve katılmak isteyenlerle birlikte bir çalışma yapılması
önerilmektedir. Köyün gelişme yönünün, merkez ve çevre alanlarında ada
büyüklükleri, kat sayıları, parsel boyutları, yapı malzemelerinin ortaya konduğu bir
GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 26-27 April 2012, Istanbul, Türkiye
14
özet tablo yararlı olacaktır. Bunun dışında yapılaşmayı biçimlendiren tarımsal
faaliyetler ile köy halkının beklentileri de çalışmaya eklenebilir.
Kırsal yerleşmeler arası ortak konularda karar alınması;
Yerleşmeler arasında ortak konularda yapılacak çalışma ile doğal özellikleri açısından
ortak özellikler taşıyan, tarımsal üretimi benzer olan, toplumsal yapı açısından uyumlu
köyler arasında birlikte davranma deneyimi oluşması sağlanacaktır. Köy halkının,
muhtarların, yerel kurumların katılacağı bu süreç birlikte iş yapma tecrübelerini
arttıracaktır. Yakın köylerin ortak kullanım alanları; pazar, panayır ve festival alanları,
Balıkesir köylerinde yaygın olan hayır yerleri, okul, yol, soğuk hava depoları,
mandıralar, mesire yerleri, kurslar için açık ve kapalı alanlar oluşturulması gibi
konularda bir araya gelinebilir. İl ölçeğinde ve daha alt ölçeklerde yapılacak
çalışmalar ile benzer sorunlara ve olanaklara, fiziksel gelişme biçimlerine, benzer
toplumsal özelliklere sahip köylerin bir arada değerlendirilmesi önerilmektedir.
Model sürdürülebilirliğin ekonomik, toplumsal ve ekolojik boyutları açısından
önemlidir. Modelde kırsal ekonominin sürdürülebilirliğinin sağlanması, kırsal
topluluğun varlığını koruması, yerleşimlerin özgün kırsal niteliklerinin devam etmesi
ve özellikle katılımın örgütlenmesi üzerinde durulmaktadır. Yeşil ekonomi açısından
değerlendirildiğinde, kırsal yerleşimlerin aynı zamanda üretim alanları olması önem
kazanmaktadır. Yerleşim içindeki bahçeler, avlular ve yakın çevredeki tarlalar
tarımsal üretimin yapıldığı alanlardır. Köy konutları ise yine aynı şekilde kentteki
konutların aksine tüketim değil, üretim mekânlarıdır ve bu özelliklerinin devam
ettirilmesi yeşil ekonomi ilkeleri açısından son derece anlamlıdır. Köyler, doğal
kaynakların, yine kenttekinden farklı olarak hayati derecede önemli olduğu, doğrudan
günlük yaşamda hissedildiği yerlerdir. Köyler bu anlamda sürdürülebilirlik
kavramının tarihsel olarak, geleneklerle ve içsel bilgiyle tecrübe edilerek hayata
geçirildiği yerleşimlerdir. Bu özelliklerinin henüz tam anlamıyla kaybedilmeden
korunması, yeşil ekonominin belki de kısmen var olduğu kırsal yerleşimlerin dikkatle
ele alınması gereklidir.
4. SONUÇ
Köylerde geleneksel doku zaman içinde köyde yaşayanlar tarafından oluşmuştur.
Bugün de bu dokunun devamını sağlayacak olan yine köyde yaşayanlardır. Köy
yaşamının devam etmesi için konutların ve ortak alanların kullanılıyor olması gerekir.
Geleneksel konutlar için en büyük tehlike, terk edilmeleridir; konutların kullanımının
devamı için, iyileştirilmesi, kullanışlı hale getirilmesi, maddi ve teknik destek
sağlanması gerekmektedir.
Ortak alanların kullanılması köyün devamlılığı için çok önemlidir. Bu modelde köyün
doğal ortamı, tarihsel birikimi, konutları, meydanı, sokakları ve kırsal peyzajı ile
yaşayan toplumsal bir bütün olduğu kabul edilmektedir. Köy, tüm bu değerleriyle
korunmalıdır. Yerleşme de bu ortak yaşamın devam ettiği mekân olarak varlığını
sürdürmelidir.
Gerek birkaç köyü ilgilendiren konularda, gerek köy içindeki tek bir parsel için
verilecek kararda köyde yaşayanların ve yerel idarelerin birlikte karar alma sürecini
oluşturmak ve yöntemini geliştirmek gerekmektedir. Bu çalışma kapsamında
geliştirilen karar alma süreci, kırsal yerleşmelerde geleneksel dokunun korunması ve
güncel ihtiyaçlara cevap verilmesine yönelik katılımcı ve esnek bir planlama sürecine
de katkı sağlamayı hedeflemektedir.
GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 26-27 April 2012, Istanbul, Türkiye
15
Önerilen modelin, uygulamaya yönelik olarak geliştirilmesi gerekmektedir. Karar
süreçlerinde yapılaşmayla ilgili yasal boyut özellikle önemlidir. Plansız Alanlar İmar
Yönetmeliği birçok konuda sınırlamalar getirmekte, aynı zamanda bazı kararları da
Muhtar ve İhtiyar Heyetine bırakmaktadır. Plansız Alanlar İmar Yönetmeliğinin
çeşitliliğe imkân vermesi yönünde yeniden tartışılması gereklidir. .
Köylerde kaybolmuş olan yapı yapma bilgisinin canlandırılması ve yeni teknolojilerle
desteklenmesi gerekir. Kamu kurumlarında çalışan teknik ekiplerin teknik bilgilerini
köye aktarmaları önemlidir. İl Özel İdareleri köylerdeki yapılaşma konusunda
yetkilidir. Bu iki tarafın bir araya gelerek bilgi ve tecrübelerini paylaşmaları son
derece önemlidir Burada eğitim gibi tek taraflı bir süreçten çok, tarafların bilgilerini
ve tecrübelerini paylaştıkları bir süreç çok daha verimli, yaratıcı olacaktır.
Mali destek olmaksızın köylerde değerli olan birçok özellik yok olmaya mahkûmdur.
Merkezi hükümetin köy dokularının sürdürülmesi için kaynak ayırması talep edilmeli,
bunun için örnek uygulamalar gündeme getirilmelidir. Yerel potansiyellerin harekete
geçirilmesine dayalı olan bu modelde kırsal kalkınmanın en önemli bileşeni olan
yerellik ön plana çıkmaktadır. Kırsal yerleşmelerin kimliğinin korunması için her çaba
uzun vadede kırsal alanların sürdürülebilirliğine de hizmet edecektir.
5. KAYNAKLAR
Aru, K. A. (1998) Türk Kenti, Türk Kent Dokularının İncelenmesine ve Bugünkü Koşullar
İçinde Değerlendirilmesine İlişkin Yöntem Araştırması, Yem Yayınları.
Ayhan, A. (1999) Balıkesir Çevresinde Yörükler, Çepniler ve Muhacirler, Zagnos Kültür Ve
Eğitim Vakfı Yayını, Balıkesir.
Ayhan, A., Kır, M. ve Soykan, A. (2004) Dünüyle, Bugünüyle Şeftali Diyarı Kepsut, Kesut
Belediyesi Yayını, Balıkesir.
Batur, A. ve Gür Öymen, Ş. (2005) Doğu Karadeniz Kırsal Mimarisi, Milli Reasürans Art
Galeri, İstanbul.
Bayındırlık ve İskân Bakanlığı (2010) “Balıkesir Kırsalında Yöresel Doku ve Mimari
Özelliklere Uygun Yapılaşmanın Yaygınlaştırılması, 2. Kitap; Kırsal Yerleşme Doku Analizi”,
Ankara.
Erbey Erden, D., Bilgin, S., Kan T., Başer T., Yalçın, A., Türker, A., Şahin, S. ve Şenel Han
Y. (2009) Kırsal Sit Alanları: Kalkınma Ve Koruma Karşıtlığı Bağlamında Yalıköy Örneği,
Dünya Şehircilik Günü, 33. Kolokyumu, Kentleri Korumak/ Savunmak, Şehir Plancıları Odası,
Antalya.
Köse, A. (2006) Balıkesir Örneğinde Geleneksel Kırsal Avlu Duvarı/Tradational Rural
Courtyard Walls With an Example From Balıkesir, Sosyal Bilimler Dergisi, 8 (2), 159-183.
Mutaf, A. (2003) “Salnamelere Göre Karesi”, 1847-1922, Zagnos Kültür Ve Eğitim Vakfı
Yayını, Balıkesir.
Özkaya, T. (2004) Kırsal Kalkınmada Katılımcı Yaklaşımlar, MSGSÜ, 6. Kırsal Alan
Planlaması Semineri’nde sunulan bildiri, Kırsal Alan Planlamasında Tartışmalar, 1999-2009,
MSGSÜ Yayını içinde (Basım Aşamasında).
Pinon, P. (1999) Anadolu ve Balkanlar’daki Osmanlı Kentlerinde Kentsel Dokular Tipolojisi
Üzerine Bir Deneme, Osmanlı Mimarlığının 7 Yüzyılı “Uluslarüstü Bir Miras”,Yem Yayınları.
GreenAge Symposium, Mimar Sinan Fine Arts University, Faculty of Architecture 26-27 April 2012, Istanbul, Türkiye
16
Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Strateji Geliştirme Başkanlığı (2007) TR2 Batı Marmara
Bölgesi Tarım Master Planı, Ankara
T.C. Balıkesir Valiliği, Tarım İl Müdürlüğü (2006) 2006 Yılı Çalışma Raporu.
T.C. Balıkesir Valiliği İl Çevre ve Orman Müdürlüğü (2006) Balıkesir İl Çevre Durum
Raporu.
T.C. Balıkesir Valiliği İl Çevre Ve Orman Müdürlüğü, (2008) Balıkesir İl Çevre Durum
Raporu.
top related