an-isamveri.org/pdfdrg/d200760/2010/2010_dumluo.pdf · bildiğiniz gibi halk kur'an okurken...

13

Upload: others

Post on 13-Jul-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: AN-isamveri.org/pdfdrg/D200760/2010/2010_DUMLUO.pdf · Bildiğiniz gibi halk Kur'an okurken ona abdestli veya abdestsiz dokunulup dokunulmayacağı konusunda hep kendisine telkin
Page 2: AN-isamveri.org/pdfdrg/D200760/2010/2010_DUMLUO.pdf · Bildiğiniz gibi halk Kur'an okurken ona abdestli veya abdestsiz dokunulup dokunulmayacağı konusunda hep kendisine telkin

TOPLUMUN KUR' AN- MRAL- TEFSİR ALGISI

(Durum Tespiti ve Öneriler)

Ömer Dl,JMUf

Tebliğimin başlığından da anlaşıldığı gibi bu çalışmada toplumun Kur'an, meaı ve tefsir algısıyla ilgili bir durum tespiti yapıp soma da bazı önerilerde bulunmak istiyorum.

Başlık üç temel konuyu içermektedir. Bunları sırasıyla ele almak isti­yorum. Bunu yaparken başlıkta yer alan kelimelerin ne anlam içeriliklerini ele alacak değilim. Ama konuya başlarken "Toplumun Kur'an-Meal-Tefsir algısını gözleme dayanarak mı yoksa bu konularda yazılanları okuyarak mı bir değerlendirme yapacaksın" sorusuna bir açıklık getirmek istiyorum. Bu­rada şunu itiraf edeyim ki, aslında böyle bir çalışmanın ön hazırlıklarını Ni­san ayı içerisinde tamamladım. Anket çalışması için gerekli soruları hazırla­dım. Eylül ayı başlarında Kur'an kurslarının açılışını takip eden hafta içeri­sinde bir anket çalışmasını İzmir Müftülüğü'nde çalışan Diyanet mensupları ile Kur'an kurslarına kayıt yaptıran vatandaşlarımızla yapacaktım. Ancak bilgisayarın azizliğine uğradım ve hala o dosyalarımı bulamadım.

Bu tebliği genel olarak iki tür çalışmalara dayandırmak istiyorum. Bi­risi, anket türü çalışmaları, diğeri de kısmen de olsa bu konulara ışık tutacak kitaplar.

Anket türü iki çalışma elimizde mevcuttur. Biri 9-22 Ekim 2007 tarih­leri arasında Adana, Ankara, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, İstan­bul, İzmir, Kayseri, Malatya, Samsun ve Trabzon il merkezlerinde yaşayan kişilerle yüz yüze görüşmelerde yapılan anket uygulanmasıdır. Anar tara­fından yaptırılan bu anketten en azından bir fikir vermesi bakımındanza­man zaman sizlere grafikler üzerinden bilgi vermeye çalışaca8un. Ayrıca Doç. Dr. Muammer Erbaş'ın IV. Tefsir Koordinasyon Toplantısı'nda Fakülte­letimizde hem hocalarımıza ve hem de öğrencilerimizle yaphğı bir anket ça­lışmasından da sizleri haberdar etmek isterim. Oldukça ilginç sonuçlarla

-,

• Prof. Dr., Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı.

Page 3: AN-isamveri.org/pdfdrg/D200760/2010/2010_DUMLUO.pdf · Bildiğiniz gibi halk Kur'an okurken ona abdestli veya abdestsiz dokunulup dokunulmayacağı konusunda hep kendisine telkin

18 KUR'AN'IN ANLAŞILMASINA DOGRU-TEFSİR VE TOPLUM-

karşılaşmıştık Diğeri ise toplumun bu konularla ilgili hususlarını yansıtan çalışmalardan bazılarıdır. Bunlar yılların birikimine bağlı olarak kaleme alı­nan çalışmalardır1 • Bu çalışmalardan elimin altında bulunanları okudum. Büyük ölçüde yararlandığıını da burada belirtmek isterim.

Önce toplumun Kur'an anlayışı üzerinde durmak istiyorum: Toplum çok basit anlamda aydınlar ve halk olmak üzere iki kitleden oluşmaktadır. Batıda aydınlanma döneminden sonra Ülkemizde de bir aydınlar sınıfı oluşmuştur. Onların Kur'an'la ve dolayısıyla dinle ilgili düşünceleri bugün belli ölçüde bilinmektedir. Bu konuda Prof. Dr. Ahmet Bedir tarafından ha­zırlanan "Son Asır Aydınının Kur'an'a Bakışı Yitik Masumiyet" isimli çalış­masını burada hatırlatmak istiyorum. Bu çalışma bize özellikle Türk aydını­nın Kur'an'a bakışını göstermesi b~ından çok önemlidir. Bu aydınlar as­lında sadece bizim ülkemizde değil bütün İslam Dünyası'nda hemen hemen aynı şeyleri söylemektedirler. Merhum İsmail Raci Faruki'nin bir yazısında değindiği gibi İslam ülkeleri tarafından batıya bir hayli öğrenci gönderilmiş ama gönderilen yerlerde onların ne yapıp ettikleri takip edilmediği için bir hayli maddi ve manevi kayıpların yaşanmıştır. Onun ifadesine göre gönderi­lirken onlara "bu alanda sen ilk ve son gönderil~ olacaksın, bundan sonra sen öğrendiklerini gelip ülkendekilere öğreteceksin" bilinci verilmemiştir2. Ama şimdilerde daha dikkatli davranıldığını söylemek istiyorum.

Halkın Kur'an algısı konusuna gelince burada biraz durmak istiyo­rum. Aslında halkın Kur'an algısı konusuna tabir caizse bardağın bir dolu yüzü bir de boş yüzünden olmak üzere iki şekilde bakılabilir. Ama her iki bakış açısında da onları yönlendirenlerin varlığı söz konusudur. Burada şu­nu sormak istiyorum: Kur'an kime indirilmiştir? Sadece aJ.imlere mi yoksa toplumu oluşturan tüm katmanlara mı? Kur'an-ı Kerim'in indirildiği zama­na bakınca hemen hepimiz elbette Kur' an, toplumu oluşturan herkese indi­rilmiştir. O gün Kur'an'ın inişini yaşayanlar ister ona inansın ister inanmasın inen ayetlerle bir biçimde ilgiliydiler. Bazen doğrudan kendilerini ilgilendi­ren ayetlerle baş başa kalıyorlardı. Kur'an'a inananlar ve inanmayanlar ade- . ta Kur'an'la iç içeydiler. Ama onlar bugün yaşanan problemleri yaşamıyor-

1 Bu konuda bkz., Dr. Muhammed el-Behiy, Kur'an ve Toplum; M. Zeki Duman, Nüzulünden Günümüze Kur'iin ve Müslümanlar; Murat Sülün, Türk ·.Toplumunun Kur'lin-ı Kerim Kültürü; Ali Akpınar, Kültür Dünyamızdaki Kur'iin Motifliri.

2 Bu konuda Mustafa Armağan'ın çeşitli makaleleri bir arada yayınıladığı İsliim Bilimi Araştırmalan kitabının 158-155. sayfaları arasında neşrettiği İsmail Raci Faruki'nin. "Geçmiş ve Gelecek Arasında Müslüman Bilginler" isimli makalesi okunmalıdır.

Page 4: AN-isamveri.org/pdfdrg/D200760/2010/2010_DUMLUO.pdf · Bildiğiniz gibi halk Kur'an okurken ona abdestli veya abdestsiz dokunulup dokunulmayacağı konusunda hep kendisine telkin

' TOPLUMUN KUR'AN- MEAL- TEFSİR ALGISI, Ö. DUMLU 19

lardı. Özellikle inananlar sıkınblarla karşılaştıklarında sorunlan ya yine inen ayetlerle veya Hz. Peygamber'in açıklamalarıyla çözülüyordu. İnanmayan­lara da ciddi tehditler içeren ayetlerle cevap veriliyordu.

Hz. Peygamber' in vefatından sonra sahabe kendiliğinden bir görev aynşımı yaşadı ve her sahabe kendi mesleğine göre yaşam.ıı:i.a devam etti. Böylece toplum şekillenmeye başladı. Soru ve. sorunlar ortaya çıktıkça salıa­beye sormaya ve çeşitli cevaplar almaya başladılar. Bu çözümler Kur'an merkezli olmakla beraber zaman zaman onların yorumlarını da içeriyordu. Bunun yanında Hz. Peygamber'in uygulamalan da devrede idi. Zaman geç­tikçe çok farklı anlayışlar ortaya çıkmaya, nerede ise Kur'an merkezli çö­zümlerin yerine daha farklı çözümler kendisini hissettirmeye başladı. Alim­lerin içtihatlan öne çıktı. Aslında onların görüşleri din olarak toplumda yer etmeye başladı. Toplumun Kur'an'la ilişkisi ikinci plana düşmeye başladı. Bu arada Müslümanların Kur'an'la ilişkisi de büyük ölçüde ibadet maksa­dıyla anlamadan okuma özellikle de namazlarda ve Ramazan ayında anla­madan okuma ve hatim indirmeden ibaretti.

Zaman içerisinde Kur' an' la ilgili olarak yapılan çalışmalar onun halka sadece ne olması gerektiği, hele Arapçayı bilmeyenierin is~ sadece onu an­lamadan okuması noktasına götürüldüğünü söylemek mümkündür. Aslında halk İslam Dünyası'nın hemen pek çok yerinde, din konusunda özellikle de onun temel kaynağı olan Kur'an konusunda git gide adeta sadece ezberden veya yüzünden okunınası yolunda teşvik edilmiş ve bu alanda oldukça ha­şan da elde edilmiştir. Halk bu okumadan herhangi bir şey anlamaınış, ama onun adeta mucizevi ve gizemli olduğu konusunda bir kanaate varması da belli ölçülerde sağlanmıştır. Bu durum aslında İslam ülkelerinde bazı farklı­lıklarladaima kendini hissettirmiştir. Allah'tan, hiç değilse Kur'an'ın met­nini okumada, korumada ve namazlannda genelde birlik sağlanmıştır. Zira bildiğiniz gibi her ülkede farklı bir İslam anlayışı da so11- zamanlarda ciddi anlamda ortaya ablmış ve üzerinde de ciddiyetle durulmaktadır3. Bu aslında bir zenginlik de sayılabilir ve bardağın dolu tarafından bakıldığında güzel gözükebilir.

Bu durumda tekrar sormak gerekir: Kur' dttı dün itibanyla toplumu ne kadar ilgilendiriyordu. Bugün itibariyle toplum bu ilginin neresindedir? Zira halkı şekillendiren hemen her dönemde toplumun idarecileri, aydınlan ve alimleri olmuştur. Buruar zaman zaman halkın ne bilmesi veya ne kadar

3 Bkz., Zeki Duman, Nüzulünden Günümüze Kur'an ve Müslümanlar, s. 257 vd.

Page 5: AN-isamveri.org/pdfdrg/D200760/2010/2010_DUMLUO.pdf · Bildiğiniz gibi halk Kur'an okurken ona abdestli veya abdestsiz dokunulup dokunulmayacağı konusunda hep kendisine telkin

20 KUR'AN'IN ANLAŞILMASINA DOGRU -TEFSİR VE TOPLUM-

bilmesi gerekirse ona karar verir ve onlar bunlardan hemen her devirde bir şekilde haberdar edilir ve hilk da yapması veya yapmaması gerekenleri böylece öğrenir ve yapar. Hz. Peygamber ve sahabenin yaşadığı belli dö­nemler bir tarafa bırakılırsa Kur' an' la halkm bağlantısı açısından da durum hep böyle olagelmiştir.

Halkm Kur'an okumadaki serüvenine de bir göz atmak istiyorum. Bildiğiniz gibi halk Kur'an okurken ona abdestli veya abdestsiz dokunulup dokunulmayacağı konusunda hep kendisine telkin edilenlerden hareketle Kur'an'ın sadece abdestli ele alınacağını kabul etmiştir. Bunun bir uzantısı olarak meaı okurken de aynı kuralın geçerli olup olmadığı sorusu ile sıkça karşılaşmaktayız. Aslında burada üzerinde durulması gereken hususun ko­nuyu baştan ele alıp Vakı'a silresinin 56/75-80. ayetlerinin tekrar gözden ge­çirilmesi ve halka bunun doğrusnnun aniatılmasını sağlamaktır.

Abdestin evet her ibadet maksadıyla yapılacak şeyler için öneli oldu­ğu, Kur' an-ı Kerim' de ifade edildiği gibi sadece namazdan dolayı gerekli ol­duğunu ama Kur'an-ı Kerim' i abdestsiz olarak ele alıp okumada en azından bunu bahane edenler açısından herhangi bir sakıncanın olmayacağının, uy­gun bir biçimde anlatılması gerekir. Aynı şeyin meai ve tefsir okumak için de geçerli olduğunu belirtmek lazım. Şöyle denilebilir: Adamın okumaya niyeti yok. Abdesti de bahane etmektedir. Bakınız bu işin aslında dini açıdan söylenmeniesi gerekir. Bildiğiniz gibi Vakı'a sfuesiniİl56/75-80. ayetlerinde anlatılan hususlar tamamen farklı bağlamdadır. Kur'an-ı Kerim'i ele alıp okurken müminin içinden gelerek, saygı duyarak abdest alıp okumasında da bir sakıncanın olmadığını da belirtmek gerekir. Fakat biliyoruz ki abdest almadan Kur'an'a dokunulmayacağı öne çıkartılmış ve sonuçta bu anlayış aslın yerine geçmiştir. Bakınız tefsirde genel olarak "bu ayet sebebiyledir ki, fıkıhta cünüp iken Kur'an okunamayacağı ve abdestli olmayanın mushafa el sürerneyeceği beyan edilmiştir4. Konuyla ilgili olarak Razi önce "Mutahherün kimlerdir?" sorusunu sorar ve şu açıklamaları yapar: Cenab-ı Hakk'ın, "tam bir sftrette temizlenmiş olanlardan başkası." ifadesine gelin-. ce, bunlar melekler olup, Allah onları ta başlangıçta temizlemiş ve onları, bütün ömürleri boyunca da böyle bırakmıştır .. .' Bazıları hpkı kahinler için dedikleri gibi, "O Kur'an göktendir; onu cinler indirir ve onun üzerine atar" demekteydiler. Çünkü onlar, Hz. Peygamber'in, bir" kahin olduğunu iddia

• 1

etmekteydiler. Işte bundan dolayı Cenab-ı Hak, "Ona cinler dokunamaz. Ona ancak, pislikten iyice temizlenmiş olan, fesat ve kan dökme işine asla

4 Bkz, Elmalılı, Tefsir, Va:kı' a sılresi 56/75. ay etin tefsiri.

Page 6: AN-isamveri.org/pdfdrg/D200760/2010/2010_DUMLUO.pdf · Bildiğiniz gibi halk Kur'an okurken ona abdestli veya abdestsiz dokunulup dokunulmayacağı konusunda hep kendisine telkin

TOPLUMUN KUR'AN- MRAL- TEFSİR ALGISI, Ö. DUMLU 21

konu olmayan, bu sebeple hiç kötülük yapmayıp kan dökmeyen o pak me­lekler dokunabilir." buyurmuştur. Onların dışında bulunanlar ise, bu tarz üzere temizlenmiş (mutahhar) değillerdir. Şu halde bu ifade, Kur'an'ın uy­durma; Hz. Muhammed'in (s.a.v.) şair, cin çarpması sebebiyle mecnfuı (cin­li) ve kahin olduğunu iddia edenlere karşı bir cevaptır5• Bu konu nerede ise Türkiyedeki başörtüsü konusu gibi hep tartışılacak ve sonuca ulaştırılama­yacak gibi gözükmektedir. Zira Kur'an'a abdestli veya abdestsiz dokunula­mayacağı konusunda iki tarafın varlığı bilinmektedir

Halka Kur'an mı yoksa başka şeyler mi anlatıldığı konusuna da de­ğinmek istiyorum. Sadece şu anekclotu anlatmak istiyorum. Zira ülkemizde de durum farklı değildir: Muhammed Abduh bir yıl Cezayir-Tunus tarafına gider6. Ramazan ayında bazı Müslümanlar hocaya gelerek kendilerine Ra­mazan ayı boyunca konuşma yapmasını isterler. O da doğrudan Kur'an-ı Kerim' i başından başlayarak her gün kaldığı yerden başlamak sfuetiyle ko­nuşma yapmanın daha uygun olacağına karar verir ve konuşmasına böylece başlar. Onun ifadesine göre her gün dinleyicilerin başka bir ifadeyle ceınaa­tin sayısı artarak devam eder. Sonunda Muhammed Abduh "biz galiba Kur'an'ı anlatmamakla hata ettik" der. Ama üZülerek ifade edeyim ki onun da yazdığı yazılar ve çalışmaları yine halka yönelik olmayıp alimiere hitap etmektedir.

Burada bahsettiğim anket sonuçlarından size sadece bir iki tabioyu takdim etmek edeceğim:

Evet 2090 94,0 Hayır 131 5,9 Cevap yok 1 fikri m yok 3 0,1

5 Razi, Tefsir Vakı'a sfueşinin 79-80. ayetlerinin yorumuna bakılabilir. Kur'arra ab­destsiz dok:unulup dokunulamayacağı konusunda ayrıca bkz., Celal Kırca, Kur'fin'ı

. Anlama, s. 179-183. 6 Bu anlahlanlan yıllar önce okumuş ve hatta notumu da almıştırn. Ama üzülerek

ifade edeyim kaynağı hatırlamıyorum. ·

Page 7: AN-isamveri.org/pdfdrg/D200760/2010/2010_DUMLUO.pdf · Bildiğiniz gibi halk Kur'an okurken ona abdestli veya abdestsiz dokunulup dokunulmayacağı konusunda hep kendisine telkin

22 KUR'AN'IN ANLAŞILMASINA DOGRU-TEFSİR VE TOPLUM-

Evet 837 37,6 Hayır 1387 62,4

Arapça okumanın sevabı daha çok olduğu için 321 38,4 Arapça Kuran dili olduğu için 340 40,6 Kendimi daha iyi ve huzurlu hissettiğim için 99 11,8 Arapça okuduğumda Kuran'ı daha iyi anladığım için 16 1,9 Diğer 46 5,5 Cevap yok 1 fikrim yok 15 1,8

Halkın Meai Algısı

Toplumun meaı algısında iki önemli anlayışın olduğu söylenebilir.

ı. Mealciler: Meal okuyup onu Kur'an'la bire bir özdeşleştirıne eyle­mi içerisinde olanlar. Bunları hepimiz biliyoruz. Halkın meaı algısında bi­rinci derecede meai -okuyanların kendilerine göre elbette bazı tutumları akla gelmektedir. Kur' an meaJ.lerini okuyar ak bu dini tam olarak anlayabilecekle­.ri yolundaki tutum ve davranış eleştiriye tabi tutulabilir. Zira heplıiı.iz.in bil­diği gibi Kur'an metninin sübjektifliğe açık olması onu yorumlamada o ka­dar olmasa da özellikle uygulamada meaı açısından ciddi sıkıntılar çıkaca­ğını söylemek gerekir. Eğer uygulama konusu bizi ilgilendirmez deniliyorsa yapacak bir şey yoktur. Ama şunu açıklıkla söylemeliyim ki Kur'an'ın meali veya tercümesi asla Arapça metnin içerdiği hususları içeremez. Zira Kur'an· kelimelerine ve hatta bazen ayetlerine tercüme veya ıneaı yoluyla verilen an­lamlar sadece bir bakış açısını veya kelimelerin ihtiva ettiği anlamlardan sa­dece birisini yansıtmaktadır. Burada sorun şudur: Acaba Allah bu manayı ını kasdetınştir. Bu durumda doğrusu insanlar çıkınaza gireceklerdir. Öte yandan tercüme veya mealden hareket ederek hüküm çıkarmaya çalışmak ise gerçekten çok daha bambaşka sonuçlar doğurabilir. Hatta bugünkü ıneaJ.ler bir arkadaşın da söylediği gibi Arapçayı ve mesela Türkçeyi çok iyi

Page 8: AN-isamveri.org/pdfdrg/D200760/2010/2010_DUMLUO.pdf · Bildiğiniz gibi halk Kur'an okurken ona abdestli veya abdestsiz dokunulup dokunulmayacağı konusunda hep kendisine telkin

TOPLUMUN KUR' AN- MEAL- TEFSİR ALGISI, Ö. DUMLU 23

bilenler tarafından yapılan bir tercümeyi Arapça'ya çevirse acaba elimizdeki Kur'an metniyle ne kadarı örtüşür doğrusu merak konusudur.

2. Meailerin Kur'an'ın ayrusı olmayıp onun birer yorumu olduğunu kabul etme eğiliminde olanlar. Bu anlayış halkın genelinde vardır.

Bugün meai açısından epeyce iyi bir konumdayız. Eskiden pek az meaı vardı. Ama şimdi bu konuda bir hayli çalışma yapıldı ve yapılmaya da devam edilmektedir. Buna da ihtiyacrmızın olduğunu sanıyorum. Hem nü­fusumuz çoğaldı hem de istekler farklılaştı. Sanıyorum meaı okuyanların sayısı da gün geçtikçe artmaktadır. Bu işin bir yönüdür. Diğer yönüne gelin­ce burada durumun farklı olabileceğini sanıyorum. Zira meailerin ciddi an­lamda problemleri var. Bunları dil, açıklama, parantezli veya parantezsiz yönüyle okumanın ve yazmanın nelere yol açacağı konusudur. Diğer taraf­tan meaı okutulmaması gerektiği noktası da zaman zaman dile getirilmek­tedir. Bu konuda elbette bize düşenhalkı aydınlatınaktır.

Ben burada dil sorunu üzerinde durmak istiyorum. Bugün yazılan meailerin çoğunda bu sorunun devam ettiğini söylemek istiyorum. Bu as­lında önemli bir sorundur ve meaı çalışması yapanların çoğu da bunu ihmal etmektedir. Özellikle tercümelerde anlaşılırlık sorunu çok bariz bir biçimde ortadadır. Bazen mea.llerde ne denildiği anlaşılmamaktadır. Kendimden bir örnek vermek istiyorum: Meru çalışmaları yapmaya başladığımiz günlerde elimizin altında Türkçe, Farsça, İngilizce ve Fransızca meailer vardı. Bunlar­dan istifade etmeye çalıştık. Çalışmayı tamamladıktan sonra bu konuya ilgi duyan bir arkadaşa verdik ve okutturduk. Bize yaptığımız bu çalışmanın epey bir kısmını anlamadığım söyledi. Bunun üzerine bu çalışmayı hem li­sede hem de imam hatip lisesinde okuyan öğrencilere verdik ve okutturduk. Anlamadıkları yerleri belirtınelerini de istedik. Sonra da oturduk bu meali baştan sona kadar yeniden gözden geçirdik ve sonra bastırdılar. Bugün bu mea.Iin dil açısından anlaşılır olduğu okuyucuların geri bildirimleriyle öğre­niyoruz. Şimdi bunu neden anlattığıını belirtmek istiyorum. Çalışmamız tamamlanıp da neşredilince ben oturduğum apartınandaki komşularıma hediye ettiğimde bana kendi evlerinde meru olduğunu ancak dilinin çok ağır olması nedeniyle anlamadıklarını söyleyince onlara "bunu lütfen bir okuyu­nuz, anlayacağınızı sanıyorum", dedim ve komşumuz okuduktan sonra ba­na teşekkür ederek anladığını ama bazı ayetlerle ilgili sorular sormak istedi­ğini söyledi.

',

Page 9: AN-isamveri.org/pdfdrg/D200760/2010/2010_DUMLUO.pdf · Bildiğiniz gibi halk Kur'an okurken ona abdestli veya abdestsiz dokunulup dokunulmayacağı konusunda hep kendisine telkin

24 KUR'AN'IN ANLAŞILMASINA DOGRU-TEFSiR VE TOPLUM-

Halkın Kur'an meaJ.lerlne olan ilgisinin her geçen gün artlığını belirt­mek istiyorum. Bunu nereden tespit ettiğimi de burada belirtmek istiyorum. Bu işlerle uğraşan yakinen tanıdığım bir arkadaşa yılda ne kadar meaJ. satlı­ğını ve daha çok hangi meaJ.lerin sabldığını sordum. Bana "hocam, hiç ta­runmamış bir meaJ. dahi yılda üç bin adet sablmaktadır" dedi. Bu veri aslın­da uzun yıllarını bu işe vermiş bir kifapçının tespitidir. Diğer yandan Fakül­temize kaydolan öğrencilere, buraya gelmeden önce Kur'an MeaJ.ini baştan sona kadar okuyup okumadıklarını sorduğumda, aldığım cevaplar her ge­çen gün biraz daha sayının artlığını ve hemen heı;nen her evde artık sadece bir değil daha fazla meaJ.in bulunduğunu söylemeleri de bir bakıma halkın Kur'an MeaJ.ine olan ilgisini göstermektedir7. Aslında soru "öyle ise bu meaJ.ler okunuyor mu, yoksa iş olsun diye mi alınıyor". Elbette bu soruya evet demek mümkün değil ama yaklaşık olarak şu söylenebilir: Halkın bu ilgisini iyiye yorumlayarak ve de ümit ederek onların aynı zamanda bu meaJ.leri okuyor olmalarıdır. Burada aslında Diyanet İşleri Başkanlığı'na bü­yük görev düşmektedir. Camilerde belli vakitlerde sadece görevlinin meaJ. okuması tarzında olmayıp aynı zamanda bu okuma işine cemaati de bizzat dahil etme yollarını denemeleri ve bu konuda ısrarcı olmalarıdır. İzmir'de benden Kur'an Meali okutmaını isteyen bir grup arkadaşla beraber okuma­ya başladık. Haftada bir gün üç saate yakın okuyorduk. Birkaç hafta sonra bu tarz bir okuyuşun yerine kendilerine okuyacağıınız ayetlerin meaJ.lerini okumalarını, anlayamadıkları ayetler üzerinde durmamız gerektiğini söyle­dim". Sonra böyle devam ettik. Her gün ilgi arttı ve daha iyi bir konuma ge­lindi. Yıllar sonra karşılaşbğım bu arkadaşla hacarn haJ.a devam ediyorum okumaya, deyince doğrusu çok sevindim.

Halkın meaJ.lerle ilgililerini belirlemeye yardımcı olacak bir hatıraını da sizlerle paylaşmak istiyorum. Almanya' da bir tarihte teravih namazından sonra bir grup kadın benim kendilerine bir konuşma yapmamı istedikleri belirttiler. Olur dedim ve onlarla konuşmaya başlamadan önce acaba ne an­latsam diye de düşünürken, önce onlara sorularının veya sorunlarının neler . olabileceğini ·sorayım, sonra da ona göre cevabi bir konuşma yapayım diye kafamda tasarladıktan sonra sorularının olup oİmadığı sordum. Bana çok güzel sorular yönelttiler. inanın herkesin soramayacağı sorularla karşılaşın­ca hem sevindim hem de şaşırdım. Dedim ki durum oldukça iyi bir düzeyde

\

7 Bkz., Muammer Erbaş, Kur'an ve Tefsir Öğretimi Sorınılan Anket Değerlendirme Sunumu, s. 105-173, (N. Koordinasyon Toplanhsı), Kur'an ve Tefsir Etkinlikleri, 11-13 mayıs 2007, Deü İlahiyat Fakültesi 1 İzmir.

Page 10: AN-isamveri.org/pdfdrg/D200760/2010/2010_DUMLUO.pdf · Bildiğiniz gibi halk Kur'an okurken ona abdestli veya abdestsiz dokunulup dokunulmayacağı konusunda hep kendisine telkin

TOPLUMUN KUR' AN- MRAL- TEFSİR ALGISI, Ö. DUMLU 25

görülüyor. Nasıl oldu da bu seviyeye gelebildiniz. Kendilerinin bir grup ha­linde devamlı Kur'an'la meşgul olduklannı, ok.uduklarıru, birbirleriyle tar­hştıklarıru ve soruları olduğunda da ilgililere mutlaka sorduklarıru söyledi­ler. Bunlar halktan. Çoğu ev hanımı, bir kısmı çalışıyor, bir kısmı ilkokul mezunu, bir iki kişi de üniversite mezunuydu. Tamamı tahsillerini Türki­ye' de yapmışlar. İşte hepimizin özlediği kişiler böyleleri değil mi?

Son zamanlarda halkın Kur'an meali ve anlaşılarak okunınası nokta­sında bir hayli bilinçlenmelerin olduğunu da söylemek istiyorum. Zira takip edebildiğim kadarıyla halkın Kur' an yarışmalarına özelliklede meai yanş­malarına da bir hayli ilgisi her geçen gün artmaktadır. Bahsettiğim anket so­nuçlarından size sadece bir iki tabioyu takdim etmek edeceğim:

Evet 1741 78,3 Hayır 459 20,6 Cevap yok 1 fikrim yok 24 1,1

Evet 1521 68.4 Hayır 703 31.6

Kuran'ı daha iyi anlamaklöğrenmek için 67.0 Arapça bilmediğim için 21.6 Belirli bir konuyu araştırmak 1 öğrenmek için 16.8 Kuran'ı aniayarak okumanın daha sevap olduğunu düşündüğüm için 12.0 Diğer 2.2 Cevapyok 4.1

Page 11: AN-isamveri.org/pdfdrg/D200760/2010/2010_DUMLUO.pdf · Bildiğiniz gibi halk Kur'an okurken ona abdestli veya abdestsiz dokunulup dokunulmayacağı konusunda hep kendisine telkin

26 KUR'AN'IN ANLAŞnMASINA DOGRU-TEFSİR VE TOPLUM-

Evet 361 23.7 Hayır 1153 75.8 Cevap yok 1 fikrim yok 7 0.5

Tefsir Algısı

Halkın meaı konusuna olan ilgisinin tefsir konusunda da aynı derece­de olduğunu söylemek pek isabetli olmasa gerek Zira yazılan tefsirler ol­dukça hacimlidir ve muhatap kitlesi kesinlikle halk değildir. Aslında

Kur'an-ı Kerim'i halkın okuyarak anlayamayacağı konusuna bağlı olarak tefsir konusu da olumsuz bir seyir sergilemektedir. Burada şunu sormak is­tiyorum. Yazılan tefsirlerin muhatap kitlesi kimdir. Bilindiği gibi Ülkemizde en çok Elmalılı Merhumun kaleme aldığı Hak Dini Kur'an Dili dile akla gelir ve getirilir. Ama acaba bu tefsiri halk aniayabilir mi ve okusa ne anlara soru­su hep cevapsızdır. Ta öteden beri tefsirlerin muhatabı halk olınamiştır. Ama mesela Ömer Nasuhi Bilmen'in tefsiri halka tanıttisaydı ve okunınası yolunda da en azından onun İlmihali gibi öne çıkarılsaydı halkın Kur' an ın tefsiri konusunda daha iyi bir koriumda olabilir ve belki de daha hayırlı bir iş yapılmış olurdu9. Ama öteden beri halkın tefsirle ilgisine duyarsız kalın­mış ve onun Kur' an' daki tüm ayetler hakkında şöyle veya böyle bir bilgile­rinin artması sağlanabilirdi. Ama çok öncelerden halkın Kur'an'la ilgisi sa­dece okuma bağlaınında tutulmaya çalışılmıştır. Mesela Gazzilli, şöyle de­mektedir: Size birisi gelir de müteşabih ayetlerden soracak olursa ona ne iş yaphğını sorunuz. Sonra da sen bu işten anlamazsın, git kendi işine bak, di­yerek onu geri göndermemiz gerektiğini tavsiye ediyor.

8 Burada şunu belirtmek istiyorum. Bir televizyon progranunda bir kişi bu tefsiri İla­hiyatçılann anlayamayacağıru, sadece kendisinin ve birde bir arkadaşının anladığı­m iddia ettiğini duyunca cidden üzüldüm. Herhangi bir tepki gösterip de cevap bi­le vermedirn. Sürç-i lisan ettiğini düşünmenin İslam ahlakı açısından,daha uygun olacağım düşündüm ve hhlii o düşüncemi de korumaktayını.

9 Bu konuda bkz., Ömer Durnlu, Ömer Nasuhi Bimen'in Tefsiri Halk İçin mi Yazıldı?, Türk İslam Düşünce Tarihinde Erzurum Sempozyumu 26-28 Haziran 2006, I, 159-168.

Page 12: AN-isamveri.org/pdfdrg/D200760/2010/2010_DUMLUO.pdf · Bildiğiniz gibi halk Kur'an okurken ona abdestli veya abdestsiz dokunulup dokunulmayacağı konusunda hep kendisine telkin

TOPLUMUN KUR' AN- MEAL- TEFSİR ALGISI, Ö. DUMLU 27

Ama burada şunu da belirtmek istiyorum. Halkın bilgi seviyesi hep böyle düşük bir tirentte mi devam edecek veya etmelidir. İşte asıl sorun da buradadır. Ama eğer bizler halkın bilgi düzeyini yukandoğru yükseltme noktasında gayret edersek sanınm bunu aşma im.kfuurnız olur. Burada şunu ifade etmek istiyorum. Dünyanın pek çok yerinde ve ülkemizde bu noktada gayret sarfedildiğini söylemeliyim. Ama bunlar çoğu zaman süreli olma­maktadır. Bakınız, Erzurum'da "solakzadeler" diye bir ailenin varlığı bilin­mektedir. Bu ailenin son kuşağına kavuştum, hayal meyal habrlanm. Rah­metli babam bu hocanın nerede ise bütün vaazlarına devam etmiş birisidir. Bazen sohbetlerimizde bana oğlum bu konuda bir ayet olacaktı. Zira Rah­metli Solakzade burada bir ayet okurdu, derdi. Ben de düşününce gerçekten o konudaki ayetleri okurdum ve anlamlarını söylerdim. o sırada aklında ka­lan ayeti okuduğumda tamam işte bu ayet derdi. Şunu öğrendim ki bu aile tamamen Kur'an-ı Kerim'i baştan sona kadar anlabrmış. Burada şöyle bir soru sormak gerekir: Bu tutum devam etseydi acaba o halkın durumu ne olurdu. Herhalde daha iyi olurdu. Bugün Diyanet İşleri Başkanlığı bunu ye­rine getirmeye çalıştığını söylemektedir. Umanm öyledir. Aslında neden umanm öyledir dediğimi de açıklamak istiyorum.

Bildiğiniz gibi her yıl kutlu doğum haftası yapılır ve eleştiriler de şu noktada toplanır. Halkın seviyesine inilmemektedir. Dolayısıyla İ1ahiyat Fa­külteleri başarısızdır. Şahsen ben bunu hep tuhaf karşılamışımdır. Halkın seviyesi nedir, onların seviyelerini yükseltmeyi Diyanet hiç düşünmüyor mu? Hep halkın seviyesine inme söz konusu edilirken neden halkın seviye­sinin yükseltilmesi düşünülmüyor. Yoksa halkın seviyesini yükseltmek için çaba mı sarf edilmiyor. Bir örnek vermek istiyorum. Bu yıl Mayıs ayı içeri­sinde Balıkesir'in Dursunbey İ1çesi'nde "Kur'an'ı Okuma ve Anlama" baş­lıklı bir toplantı düzenledik Sempozyumu bu ilçe Müftülüğü ve Belediye Başkanlığı ile birlikte düzenledik Yaklaşık 500 kişi sonuna kadar toplantıyı ilgi ile izledi ve dinlediler. Dedikleri ise camide hep aynı şeyleri dinliyoruz. Çok farklı şeyleri duyduk ve öğrendik. Şimdi biz gerçekten tefsir konusunda halka ne anlatıyoruz. Bilmiyorum. Aslında bu konuyla ilgili olarak bir anket çalışması yapmak istedirm. Sorularını da hazırladım ama maalesef bilgisa­yanmda ilgili dosyayı kaybettiğim için bu çalışmayı yapamadım. Ama daha geniş bir vakitte bunu mutlaka yapmayı düşünüyorum.

Page 13: AN-isamveri.org/pdfdrg/D200760/2010/2010_DUMLUO.pdf · Bildiğiniz gibi halk Kur'an okurken ona abdestli veya abdestsiz dokunulup dokunulmayacağı konusunda hep kendisine telkin

28 KUR' AN''IN ANLAŞILMASINA DOGRU-TEFSİR VE TOPLUM-

Sonuç ve Teklifler

1. Halkın Kur' an, tefsir ve meaı algısı her dönem önemini korumak­tadır. Bu alanda yapılan çalışmalara bakıldığında Kur'an kültürünün haya­tın hemen pek çok alanına özellikle edebiyat ve sanat gibi alanlarda oldukça göze çarphğı görülmektedir. Bizlere düşen bu anlayışı hayatın içine çekmek­tir. Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı'na da epeyce iş düşmektedir. Zira hep yakınırlar halkın seviyesine inin diye. Ama halkın seviyesini yukarıya doğru biraz yükseltelim konusunda ne yapıyoruz. O halde sorun sadece aşağı doğru inin olmamalı ama yukarı doğru çıkarma noktasında da olmalı­dır.

2. Ben bu konuya biraz da biz İlahiyatçıların veya bu dinle akademik bağı olan hatta geriye doğru gidildikçe yazılan eserlerin hemen tamamına yakınının muhatap kitle olarak kimleri hedeflediklerini ortaya koyup önce buradan işe başlamak gerektiğini defalarca vurgulamak istiyorum. Zira bil­diğiniz gibi yazılan eserler genelde alimiere yöneliktir. Halka Kur'an'ın içe­riğinden hiçbir şey dışarıda bırak.ılmadan anlahlmalıdır. Elbette bu oldukça zordur. Çünkü çalışmayı gerektirmektedir.

3. Ülkemiz nüfusunun yarısını oluşturan hanımlara ve kızlarımıza da aynı hizmet verilmelidir. Onlar oldukça bu anlamda bilgisiz bırak.ılmışlar­dır. Hatta camilerimizi de onların rahat bir biçimde gelebilecekleri düzenle­meleri de yapmalıyız. En azından Cuma günleri teşvik edip Cuma namazia­rına gelmeleri sağlanmalı ve oralarda anlatılan yetersiz de olsa konuşmaları dinlemelidirler.

Çocukların Kur'an'la tanışmaları mutlaka sağlanmaya çalışılmalıdır. Bu konuda ilim adamları olarak bizler gayret sarfehneli ve daha sağlıklı ku­ralların konması yolunda çalışmalıyız.