ankara barosu baġkanliĞi · ankara barosu baġkanliĞi adliye sarayı b blok kat:5 06251...
TRANSCRIPT
ANKARA BAROSU BAġKANLIĞI
Adliye Sarayı B Blok Kat:5 06251 Sıhhiye/Ankara Tel: 416 72 00 Faks:(0312) 309 22 37
Web: http://www.ankarabarosu.org.tr e-mail: [email protected]. Sayfa 1
1
DANIġTAY BAġKANLIĞI’NA
YÜRÜTMENĠN DURDURULMASI
ĠSTEMLĠ ĠPTAL DAVASI
DAVACI : ANKARA BAROSU BAġKANLIĞI
Adliye Sarayı B Blok 5.Kat 06251 Sıhhıye/ANKARA
DAVALI : ĠÇĠġLERĠ BAKANLIĞI, ANKARA
YAYIM TARĠHĠ : 05.08.2015 tarihli, 29436 sayılı Resmi Gazete.
DAVA KONUSU : 05/08/2015 tarih 29436 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak
yürürlüğe giren “Toplantı Ve Gösteri YürüyüĢleri Kanunu’nun Uygulanmasına Dair
Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in tamamının yürütmesinin
durdurulması ve iptali istemidir.
AÇIKLAMALAR :
05/08/2015 tarih 29436 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Toplantı Ve
Gösteri YürüyüĢleri Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapılmasına
Dair Yönetmelik ile getirilen düzenleme, Anayasa ile koruma altına alınmıĢ bulunan Toplantı
ve gösteri yürüyüĢü hakkı ile ifade özgürlüğünü açıkça ihlal etmektedir. Dava konusu
yönetmelik ile getirilen hükümler demokratik hukuk devleti ilkelerine aykırı olup, kiĢi ve
toplulukların görüĢlerini ifade etmesine ve gösteri hakkına aykırılık teĢkil etmektedir.
Ġnsanın toplum içerisinde yaĢamasından kaynaklanan iletiĢim faaliyeti ve buna bağlı olarak da
ifade özgürlüğü, düĢündüğünü ifade etmesinde özgür olması bir haktır, özgürlüktür.
Yüzyıllardır kabul gören ifade özgürlüğüne 1689 tarihli Haklar Bildirisinde açıkça yer
verilmiĢtir. Bugün sahip olunan uluslararası insan hakları belgelerinde de yakın tanımlamalara
yer verilerek koruma altına alınan bireysel ya da toplu ifade özgürlüğü, insanın en temel
haklarından birisidir. Bu husus Anayasamızda da Ģu Ģekilde koruma altına alınmıĢtır:
I-Anayasa’nın 26. Maddesinde; DüĢünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti
düzenlenmiĢtir. Buna göre;
DüĢünceyi açıklama ve yayma hürriyeti
Madde 26 – “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına
veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların
müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra
ANKARA BAROSU BAġKANLIĞI
Adliye Sarayı B Blok Kat:5 06251 Sıhhiye/Ankara Tel: 416 72 00 Faks:(0312) 309 22 37
Web: http://www.ankarabarosu.org.tr e-mail: [email protected]. Sayfa 2
2
hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine
bağlanmasına engel değildir.
Bu hürriyetlerin kullanılması, (Ek ibare: 3/10/2001-4709/9 md.) millî güvenlik, kamu düzeni,
kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez
bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak
usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve
aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama
görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.
(Mülga: 3/10/2001-4709/9 md.)
Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler,
bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin
sınırlanması sayılmaz.
(Ek: 3/10/2001-4709/9 md.) Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında
uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir.‖
II-Ġfade ve eleĢtiri özgürlüğü’nün bir parçası olarak Anayasa’nın 34. Maddesinde
Toplantı ve gösteri yürüyüĢü düzenleme hakkı düzenlenmiĢtir.
Madde 34 – (DeğiĢik: 3/10/2001-4709/13 md.)
“Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme
hakkına sahiptir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin
önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin
korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve
usuller kanunda gösterilir.”
Anayasanın bu maddeleri göz önüne alınarak, toplantı ve gösteri yürüyüĢü hakkını ihlal eden
yeni düzenlemenin hukuka aykırılıkları aĢağıda ayrıntıları ile izah olunmaktadır.
A-YÖNETMELĠĞĠN ĠLGĠLĠ MADDELERĠNDE GETĠRĠLEN DÜZENLEMELER
YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRILIKLAR:
Dava konusu Yönetmeliğin 2. Maddesi ile önceki Yönetmeliğin 2. Maddesinin birinci
fıkrasına j) bendi eklenmiĢ, bu bent ile ―irtibat kurulu‖: Mahallin güvenlik amirinin
görevlendirdiği bir kolluk görevlisinin baĢkanlığında, düzenleme kurulu baĢkanının
görevlendirdiği en az iki üyeden oluĢan kurul” olarak tanımlanmıĢtır.
ANKARA BAROSU BAġKANLIĞI
Adliye Sarayı B Blok Kat:5 06251 Sıhhiye/Ankara Tel: 416 72 00 Faks:(0312) 309 22 37
Web: http://www.ankarabarosu.org.tr e-mail: [email protected]. Sayfa 3
3
Oysa ki, Yönetmelik dayanağı 2911 sayılı Kanun’da Ġrtibat Kurulu ile ilgili herhangi
bir düzenleme bulunmamaktadır.
KANUNDA YER ALMAYAN BĠR KURULUN YÖNETMELĠKLE ĠHDAS EDĠLMESĠ
HUKUKA AYKIRIDIR.
Ayrıca 2911 sayılı Kanun hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa
Mahkemesine baĢvurulmuĢ olup, Anayasaya aykırı olduğu iddia olunan bu kanun
dayanak gösterilerek yayımlanan dava konusu yönetmeliğin külliyen iptali
gerekmektedir.
Bir düzenleyici iĢlem olarak YÖNETMELĠK Anayasanın 124’üncü maddesinde Ģöyle
düzenlenmiĢtir:
“Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren
kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla,
yönetmelikler çıkarabilirler.
Hangi yönetmeliklerin Resmî Gazetede yayımlanacağı kanunla belirtilir”
Bilindiği üzere Yönetmelikler, BaĢbakanlık, Bakanlıklar ve kamu tüzel kiĢilerinin kendi görev
alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara
aykırı olmamak Ģartıyla çıkardıkları yazılı hukuk kurallarıdır. Normlar hiyerarĢisi gereği
Yönetmelikler, kendilerinden daha üstte yer alan hukuk normlarına aykırı olamaz;
aykırılık iptallerini gerektirir.
I-Yönetmeliğin 2. Maddesinin ilk fıkrasının (e) ve (g) bentleri değiĢtirilmiĢ;
Eski Yönetmeliğin 2. Maddesinde;
Tanımlar
Madde 2 — Bu yönetmeliğin uygulanmasında yönetmelikte geçen;
a) Kanun; 6/10/1983 tarih ve 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri YürüyüĢleri Kanununu,
b) Yönetmelik; bu yönetmeliği,
c) Toplantı yeri; mahallin en büyük mülkî âmiri tarafından önceden tespit ve ilân
edilmiĢ, kanuna uygun bildirimde belirtilmiĢ, yetkililer tarafından yasaklanmamıĢ ve
ertelenmemiĢ kapalı ve açık yer toplantısı ve gösteri yürüyüĢü yapılan mahal ile gösteri
yürüyüĢü yapılan güzergahı,
d) En yakın askerî komutan; valinin istemi üzerine, o il için askerî birlik yardımı
yapmak üzere Genelkurmay BaĢkanlığı tarafından belirlenmiĢ birlik komutanını,
f) Askerî birlik; Kara, Deniz ve Hava Kuvvet Komutanlıklarına bağlı birlikler, mülkî
teĢkilâta tabi olmayan jandarma iç güvenlik birlikleri ile diğer jandarma birliklerini ve Sahil
Güvenlik Komutanlığına bağlı birliklerini,
h) Güvenlik Kuvvetleri; genel kolluk kuvvetleri ile toplantı ve gösteri yürüyüĢlerinin
güvenliğinin sağlanması ile ilgili olarak kendilerine bu yönetmelik esaslarına göre görev
verilen askerî birlikleri,
ANKARA BAROSU BAġKANLIĞI
Adliye Sarayı B Blok Kat:5 06251 Sıhhiye/Ankara Tel: 416 72 00 Faks:(0312) 309 22 37
Web: http://www.ankarabarosu.org.tr e-mail: [email protected]. Sayfa 4
4
i) Harekât komutası; vazifenin yerine getirilmesi için birliklerin terkibi, tertiplenmesi,
görevlerin verilmesi, hedeflerin belirlenmesi, yönlendirilmesi, kontrol ve koordinesi gibi
iĢlemlerin yerine getirilmesi için verilen yetkiyi, ifade eder.
Ģeklinde iken yeni yönetmelik ile;
Madde 2 – Aynı Yönetmeliğin 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) ve (g) bentleri
aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢ, aynı fıkraya (i) bendinden sonra gelmek üzere aĢağıdaki
bentler eklenmiĢtir.
“e) Mahallin en büyük mülkî âmiri; Ġllerde vali, ilçelerde kaymakamı,”
“g) Genel kolluk kuvvetleri; il içinde görevli veya o ilde geçici olarak görevlendirilmiĢ
polis ve jandarma birliklerini,”
“j) Ġrtibat kurulu; Mahallin güvenlik amirinin görevlendirdiği bir kolluk görevlisinin
baĢkanlığında, düzenleme kurulu baĢkanının görevlendirdiği en az iki üyeden oluĢan kurulu,
k) Mahallin güvenlik amiri; Ġllerde il emniyet müdürü ve il jandarma komutanını,
ilçelerde ilçe emniyet müdürü/amiri ve il merkez/ilçe jandarma komutanını,
l) Yetkili kolluk amiri; Mahallin güvenlik amiri tarafından toplantı ya da gösteri
yürüyüĢündeki güvenlik tedbirlerinden sorumlu kılınan en rütbeli emniyet ve jandarma
personelini,”
Görüleceği üzere eski yönetmeliğin (e) bendinde yer alan Askeri Birlikler ifadesi
kaldırılmıĢ ve yerine illerde vali ilçelerde kaymakamlar yetkili kılmıĢtır.
II-Yönetmeliğin 3. Maddesi Ģu Ģekilde değiĢtirilmiĢtir:
Madde 3 — (DeğiĢik:RG-5/8/2015-29436)
Toplantı ve gösteri yürüyüĢleri, tüm il ve ilçe sınırları içerisinde aĢağıdaki hükümlere
uyulmak Ģartıyla her yerde yapılabilir.
a) İl ve ilçelerde toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı, kamu düzenini ve genel
asayişi bozmayacak ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak şekilde ve Kanunun
22 nci maddesinin birinci fıkrasında sayılan sınırlamalara uyulması kaydıyla Türkiye Büyük
Millet Meclisinde grubu bulunan siyasi partilerin il ve ilçe temsilcileri ile güzergâhın
geçeceği ilçe ve il belediye başkanlarının, en çok üyeye sahip üç sendikanın ve kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşlarının il ve ilçe temsilcilerinin yazılı görüşleri alınarak her yıl
Ocak ayında mahallin en büyük mülki amiri tarafından belirlenir. Kamu düzeni ve genel
asayişin temini bakımından zorunluluk olan hallerde toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve
güzergâhı yıl içerisinde aynı usulle değiştirilebilir. İl ve ilçenin büyüklüğü, gelişmişliği ve
yerleşim özellikleri dikkate alınarak birden fazla toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve
güzergâhı belirlenebilir.
b) Belirlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı yerel gazeteler ile valilik ve
kaymakamlık internet sitelerinden ilan edilerek halka duyurulur. Ayrıca, kuvvet talep edilecek
askeri birlik komutanlığına da bildirilir.
ANKARA BAROSU BAġKANLIĞI
Adliye Sarayı B Blok Kat:5 06251 Sıhhiye/Ankara Tel: 416 72 00 Faks:(0312) 309 22 37
Web: http://www.ankarabarosu.org.tr e-mail: [email protected]. Sayfa 5
5
c) Toplantı ve gösteri yürüyüşleri yer ve güzergâhı hakkında sonradan yapılacak
değişiklikler de aynı yöntemle yapılır. Bu değişiklikler duyurudan on beş gün sonra geçerli
olur.
ç) Birden fazla toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhının belirlendiği il ve
ilçelerde düzenleme kurulu, kamu düzenini ve genel asayişi bozmayacak ve vatandaşların
günlük yaşamını zorlaştırmayacak şekilde belirlenen yer ve güzergâhlardan birisini tercih
edebilir.
Bu maddede anayasal bir hakkın kullanımı mahallin en büyük mülki amirine verilen yetkiyle
sınırlandırılmaktadır. Buna göre toplantı yeri ve güzergahını en büyük mülki amir
belirleyecektir. Yukarıda da belirtildiği üzere anayasanın 34. Maddesi ve Avrupa Ġnsan
Hakları SözleĢmesinin 11. Maddesine göre Devlet otoritesinin, yönetmeliğin bu hükmünde
belirlendiği Ģekliyle bir kısıtlama kararı alması hukuki değildir.
Anayasa’nın 34. maddesi ile toplantı ve gösteri yürüyüĢü düzenleme hakkının özüne iliĢkin
yasak yerleri belirleme yetkisi kanun koyucuya verilmemiĢtir. Buna rağmen idari bir
yönetmelikle Anayasaya aykırı Ģekilde yetkilendirilme yapılmaktadır.
Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi kararları da bu yöndedir.
Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi ―Karatepe ve diğerleri davasında‖ verdiği kararında
(07.04.2009)
“Halka açık bir alanda gerçekleştirilen her türlü gösteri günlük yaşamın akışına
belirli bir ölçüde bozacak bir karışıklığa ve hasmane tepkilere yol açabilir. Ancak, AİHM,
durumun kurallara aykırı olmasının tek başına, toplanma özgürlüğüne müdahaleyi haklı
çıkarmayacağına itibar etmektedir.” Şeklinde bir hükme varmıştır.
―Öllinger v.Avusturya‖ kararında: (29.09.2006)
― Toplanma Özgürlüğü, özel ya da kamusal bir mekanda gerçekleĢtirilen
toplantılar, hareketsiz ya da yürüyüş şeklinde gerçekleştirilen hareketli gösterileri kapsar.
Devletler barıĢçıl toplanma hakkını sadece korumakla değil, ama ayrıca BU HAKKIN
KULLANILMASINA MAKUL OLMAYAN KISITLAMALAR GETĠRMEKTEN
KAÇINMAKLA YÜKÜMLÜDÜRLER‖ Ģeklinde hüküm kurmuĢtur.
Ezelin v. Fransa kararında: ( 26.04.1991)
―KAMUYA AÇIK BĠR YERĠN ĠġGAL EDĠLMESĠ, TOPLANMANIN
MUTLAKA DAĞITILMASINI GEREKTĠRMEZ‖ Ģeklindedir.
Görüleceği üzere AĠHM, hakkın özüne sınırlama getiren, ya da özün kullanılmasına
dönük engel oluĢturan müdahaleleri hukuka aykırı bulmaktadır. ―Güzergah‖ dayatması, tam
da ifade edilen hoĢgörüsüzlüğe, hakkın (barıĢçıl olduğu sürece) kullanılmasına dönük bir
KISITLAMAYA delalet etmektedir.
Yine ayrıca bu hüküm ile aniden oluĢabilecek bir protesto hakkı engellenmeye
çalıĢılmakta, güncel bir olay karĢısında doğabilecek tepkinin eyleme ve protestoya
dönüĢmesine engel olmak adına kısıtlayıcı hükümler getirilmektedir. Oysa ki demokratik bir
toplumda bireyler, her türlü idari karar ve eyleme karĢı ifadesini ortaya koyabilme ve protesto
ANKARA BAROSU BAġKANLIĞI
Adliye Sarayı B Blok Kat:5 06251 Sıhhiye/Ankara Tel: 416 72 00 Faks:(0312) 309 22 37
Web: http://www.ankarabarosu.org.tr e-mail: [email protected]. Sayfa 6
6
edebilme hakkına sahiptir. Demokratik ve özgür bir toplum düzeni anlayıĢından uzak bu
düzenleme Anayasaya ve bağlı olduğumuz Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesine ve
içtihatlarına külliyen aykırıdır.
III-Yönetmeliğin 4. Maddesi ile eski Yönetmeliğin 9. Maddesinin birinci fıkrasının (e),
(f), (g) ve (j) bentleri değiĢtirilmiĢtir.
Maddenin g bendinde “Halkı suç iĢlemeye özendirici konuĢmaları önlemek” ibaresine
yer verilmektedir: Burada son derece sübjektif ve ucu açık bir görevlendirme söz konusudur.
Toplantı ve gösteri yürüyüĢü hakkı ile topluma ve bireylere tanınan ifade özgürlüğü
kapsamında bireyler ve topluluklar; özgürce düĢüncelerini ifade etme hürriyetine
sahipken, yapacakları gösteri ve yürüyüĢ için sınırlandırma getirmek, üstelik konuĢma
içeriği ile ilgili halkı suç iĢlemeye özendirici bir durum olup olmadığı konusunda takdir
yetkisini ―amir‖e bırakmak, güvence altına alınması amaçlanan hakkın doğasına ters
düĢmektedir. ġayet kiĢi veya topluluk suç unsuru bir eyleme karıĢırsa bu kiĢi veya grup
hakkında zaten hukuk içerisinde cezai müeyyide uygulanacaktır. Ancak daha suç unsuru
oluĢmadan, sadece ifade hürriyetini kullanan kiĢi veya kiĢilerin “engellenmesi”nin hiçbir
hukuki açıklaması bulunamaz.
GÖSTERĠ YÜRÜYÜġÜ HAKKI DOĞASINDA ―PROTESTO‖ HAKKINI
BARINDIRIRKEN, BU HAKKINI KULLANAN GÖSTERĠCĠLERĠN AĞZINDAN
ÇIKACAK SÖZE KET VURMA NĠYETĠ ĠLE YAPILAN DÜZENLEMENĠN ÇAĞDAġ
HUKUKTA YERĠ YOKTUR.
UNUTULMAMASI GEREKĠR KĠ DEMOKRATĠK TOPLUMLARDA BĠREYSEL HAK
VE ÖZGÜRLÜKLER DEVLETĠN DEVAM VE BEKASI ĠÇĠN TEHDĠT OLMADIĞI GĠBĠ
TAM AKSĠNE BĠR GEREKLĠLĠKTĠR.
Dava konusu Yönetmeliğin 8,9 ve 10. Maddeleri ile getirilen düzenleme, kolluk
kuvvetlerine temel bir Anayasal hak kullanımını engelleyecek derecede zor kullanma
yetkisi tanımaktadır.
IV-Yönetmeliğin 4. ve 5. Maddesi ile yapılan değiĢik ile Yönetmeliğin 9. Ve 10.
Maddelerinde yapılan değiĢiklikle ilgili olarak Düzenleme Kuruluna iliĢkin Anayasa ve
hukuka aykırılıklar:
Yukarıda belirtildiği üzere Anayasanın 34. Maddesi ve Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesinin
11. Maddesi çerçevesinde barıĢçıl her gösteri ve düĢünce açıklaması için önceden izin alma,
bildirimde bulunma zorunluluğu yoktur. Oysa ki düzenleme kurulu oluĢturulması ve bunun
için belirli bir süre tanzim edilmesi bu hukuka aykırı yükümlülüğü getirmektedir.
Ayrıca 9. Maddenin d, e, f, g,h, i, j bentleri sivil olan düzenleme kuruluna adeta
silahlı kolluk kuvveti görevi vermektedir. Toplantıyı düzenleyen sivil ve silahsız kiĢilerin
belirtilen Ģekilde suçu önleme ve suçluları yakalayabilme olanakları hem hukuken hem de
fiziki-fiili olarak mümkün değildir. Dolayısıyla bu hükümler çerçevesinde imkansız bir görev
verilerek ülkemizde barıĢçıl bir gösteri düzenlemek maksadında olan herkes caydırılmaktadır.
ANKARA BAROSU BAġKANLIĞI
Adliye Sarayı B Blok Kat:5 06251 Sıhhiye/Ankara Tel: 416 72 00 Faks:(0312) 309 22 37
Web: http://www.ankarabarosu.org.tr e-mail: [email protected]. Sayfa 7
7
BarıĢçıl bir gösteriyi ve katılanlarını korumak en baĢta devletin ve kolluk
güçlerinin görevidir. Bu görevin sivil Ģahıslara yüklenerek tüm sorumluluğun bu kiĢiler
üzerinde bırakılması bir hakkın kullanılmasının tümden engellenmesidir.
Bu konuda Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi'nin Ataman v. Türkiye, 74552/01,
05.12.2006 kararı Ģöyledir:
“AİHM, devletlerin, sadece toplantı yapma hakkını korumakla kalmayıp, bu hakkı
dolaylı yoldan usulsüz bir Ģekilde sınırlandırmaktan da kaçınmalarının gerektiğini not
etmektedir. Son olarak AİHM, 11. madde koruma altındaki hakların kullanılmasında kamu
güçlerinin keyfi müdahalelerine karşı kişiyi koruma amacını içeriyorsa, buna ek olarak bu
hakların etkili bir şekilde kullanılmasını sağlama pozitif yükümlülüğünü de kapsadığına
kanaat getirmektedir …..
AİHM, ulusal mevzuat hükümlerini gözönünde bulundurarak, halka açık gösterilerin
düzenlenmesi için hiçbir izne gerek olmadığını gözlemlemektedir. Olayların meydana
geldiği dönemde, yetkili makamlara yapılacak bildirinin olaydan yetmiĢ iki saat önce
yapılması gerekiyordu. Ġlke olarak benzeri düzenlemeler, AĠHS tarafından korunduğu
Ģekliyle TOPLANTI YAPMA ÖZGÜRLÜĞÜNE GIZLI BIR ENGEL
OLUSTURMAMALIDIR.
AİHM için, göstericilerin Ģiddet içeren faaliyetlerde bulunmadığında kamu
güçlerinin, AĠHS’nin 11. maddesi tarafından güvence altına alındığı Ģekliyle toplantı
özgürlüğünün geçerli olabilmesi için, barıĢ yanlısı toplanmalara hoĢgörüyle yaklaĢması
önem arz etmektedir.
V-Yönetmeliğin 8. Maddesi ile Eski Yönetmeliğin 16. Maddesinde yapılan değiĢiklikler
ile kiĢilik haklarını ihlal eden düzenlemelere yer verilmektedir:
Yönetmeliğin 8. Maddesinin I bendinde,
―… Toplantı ve gösteri yürüyüĢlerinde katılımcıların ve konuĢmacıların ses ve
görüntüleri kolluk tarafından yapıldığı belli olacak Ģekilde kaydedilebilir.‖ hükmüne yer
vermektedir.
Bir toplantının, teknik ses alma cihazları, fotoğraf, kamera ve sair araçlarla kayıt altına
alınması durumunda, ifade özgürlüğü ile beraber toplantı ve gösteri yürüyüĢü hakkını
kullanmak isteyen kiĢilerin “cezalandırma” yetkisine sahip bir güç veya otorite tarafından
gözetlendiği hissi altında ne kadar özgür olabileceği ve bu hakkını ne kadar kullanabileceği
tartıĢmalıdır. Bu bağlamda Yönetmeliğin ilgili maddesi ile hakkı kullanacak kiĢiler üzerinde
psikolojik baskı oluĢturularak bu yolla hakkın özüne müdahale edilmekte, Anayasanın 13.
Maddesi açıkça ihlal edilmektedir.
Aynı zamanda bu hüküm Anayasanın 20. Maddesine açıkça aykırıdır. KiĢilerin görüntü ve
ses kayıtlarının alınması kiĢilik haklarının ihlalidir.
Anayasanın 20. maddesi 1. fıkrasına göre, herkes kendisiyle ilgili kişisel bilgi ve verilerin
korunması hakkına sahiptir. Bu bilgiler, ancak kişinin açık rızasına veya kanunla öngörülen
meşru bir sebebe dayalı olarak kullanılabilir…”
ANKARA BAROSU BAġKANLIĞI
Adliye Sarayı B Blok Kat:5 06251 Sıhhiye/Ankara Tel: 416 72 00 Faks:(0312) 309 22 37
Web: http://www.ankarabarosu.org.tr e-mail: [email protected]. Sayfa 8
8
T.C.K 135. ve devamı maddeleri uyarınca da kiĢisel verilerin hukuka aykırı olarak
kaydedilmesi, 3. kiĢilere verilmesi, yayılması fiilleri yaptırım altına alınmıĢ bulunmaktadır.
Aynı Ģekilde AĠHS 8. Maddesinde herkesin özel ve aile hayatına, meskenine ve
muhaberatına saygı gösterilmesini isteme hakkı olduğu belirtilmiĢtir.
VI-Yönetmeliğin 10. Maddesinde; eski Yönetmeliğin 23. Maddesinde yer alan
“Toplantı veya gösteri yürüyüĢlerinin yasaklamaya veya iki ayı geçmemek üzere ertelemeye
yetkilidir.” ibaresi ―belirli bir toplantıyı bir ayı aĢmamak üzere erteleyebilir veya suç
iĢleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklanabilir.‖ ġeklinde
değiĢtirilmiĢtir.
Tebliğ ġartı Aranmaksızın Toplantının Yasaklanması veya Ertelenmesi Tebliğ ġartı Aranmaksızın Toplantıların Yasaklanması veya Ertelenmesi Halleri
Madde 23 — (DeğiĢik:RG-22/10/2002-24914)
Vali veya kaymakam;
a) Milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın veya
başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla,
b) Olağanüstü hal, sıkıyönetim, seferberlik veya savaş ilanı halinde,
c) Düzenlenen toplantıya ait yasaklama ve erteleme kararının düzenleme kurulu başkanlığına
tebliği imkanı bulunmaması halinde,
d) Düzenleme kurulu başkan ve üyelerinin tamamının veya başkan dahil en az yedisinin toplantı
yerinde hazır bulunmadıklarının tespiti veya toplantı yerine gelmeyeceklerinin kesin olarak
anlaşılması durumunda,
Gerektiğinde, alındı belgesi verilmiş olsa dahi, toplantı başlama saatinden geriye doğru 24
saatlik zaman içerisinde, tebligat şartı aranmaksızın, (DeğiĢik:RG-5/8/2015-29436) belirli bir
toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut
olması halinde yasaklayabilir.
Hükmü uyarınca vali ve kaymakamlara tanınan erteleme ve yasaklama yetkisi
antidemokratik uygulamalara açık olup, erteleme yetkisinin idari mercilerin yakın oldukları
görüĢ yanlılarının toplantı ve gösteri yürüyüĢüne izin vermek, benimsemedikleri görüĢlerin
toplantı ve ifadesi için bu özgürlüğü kullandırmama yetkisi vermektedir. Bu da, ayrımcı ve
keyfi uygulamaların yolunu açarak, “herkes” için Anayasal hak olan toplantı ve gösteri
yürüyüĢü hakkını, yerel idareler eli ile kısıtlanması, engellenmesi anlamını taĢır.
ÖZÜ, DÜġÜNCELERĠN ÖZGÜRCE ĠFADE EDĠLMESĠNE DAYANAN
TOPLANTI VE GÖSTERĠ YÜRÜYÜġÜ HAKKININ ÖNCEDEN SUÇ OLUġACAĞI
HĠSSĠYATI ĠLE ÖNLENMEYE ÇALIġILMASI HUKUKA AYKIRIDIR.
DEVLETĠN, TOPLANTI VE GÖSTERĠ YÜRÜYÜġLERĠNE ĠLĠġKĠN POZĠTĠF
YÜKÜMLÜLÜĞÜ KAPSAMINDA GÖSTERMESĠ GEREKEN HOġGÖRÜ VE
DEMOKRATĠK YAKLAġIMDAN UZAK ELE ALINMIġ OLAN BU DÜZENLEME;
KĠġĠLERĠN ĠFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ, TOPLANTI VE GÖSTERĠ YÜRÜYÜġÜ HAKKINI
ENGELLEME AMACI GÜTMEKTEDĠR.
ANKARA BAROSU BAġKANLIĞI
Adliye Sarayı B Blok Kat:5 06251 Sıhhiye/Ankara Tel: 416 72 00 Faks:(0312) 309 22 37
Web: http://www.ankarabarosu.org.tr e-mail: [email protected]. Sayfa 9
9
Toplumda ifade özgürlüğünün etkin olarak kullanılabilmesi için devletin müdahalesinin asgari
düzeyde ve hukuk çerçevesinde olması mecburidir. Bu anlamda Yönetmeliğin ilgili hükmü,
henüz yapılmamıĢ bir toplantı veya gösteri yürüyüĢünü “açık ve yakın tehlike” gibi muğlak
bir ifade ile erteleme ve yasaklama yetkisi tanınması, demokratik ve anayasal bir hakkı
ortadan kaldırmaktadır.
Demokratik toplumların anayasalarının hiç birisinde yer almayan bu tür hükümlerin serbest
bir toplantı ve yürüyüĢ sistemini son derece zedeleyici ve demokratik toplum gereklerine
aykırı nitelikte oldukları kuĢkusuzdur. Toplantı ve gösteri yürüyüĢlerinin ertelenmesi ve
yasaklanması, bu konudaki özgürlüğün durdurulması anlamına geleceğinden, kural olarak
sadece olağanüstü hallerde mümkün olmalıdır. Bu anlamda toplantı ve gösteri yürüyüĢü
hakkının Anayasal bir hak olarak yapılmasına izin verilmesi ve engel olunmaması gerektiği
gibi, ayrıca, bu hakkı kullanmak isteyen kiĢi ve topluluklara engel olmaya çalıĢanların
müdahalelerinden de korunması esastır. Bu çerçevede, toplantı ve gösteri yürüyüĢü hakkının,
demokratik bir sistemde varoluĢ amacının yerini bulabilmesi için antidemokratik
hükümlerden oluĢan dava konusu Yönetmeliğin iptali gerekmektedir.
Toplumsal gösterilerin, iç hukukunun öngördüğü Ģekilde, yetkili makamlara bildirilmemiĢ
olduğu durumlar için A.Ġ.H.M’nin yorumu Ģu Ģekildedir;
“Spontane bir Ģekilde gösteri düzenleme hakkının ancak güncel bir olaya hemen cevap verme
niteliği taĢıması ve özellikle hemen yapılmadığı takdirde önemini kaybedecek olması gibi
bazı özel koĢullarda, genel kuralların aksine, yetkili makamlara haber verme zorunluluğundan
muaf tutulabileceği”ni hatırlatmaktadır. A.Ġ.H.M, özellikle, yetkililerin düzenlenen
gösteriye son vermekte gösterdikleri sabırsızlığa anlam verememektedir.(Oya Ataman v.
Türkiye, ilgili bölüm prg. 41)
VII- Yönetmeliğin 12. Maddesi ile eski Yönetmeliğin 25. Maddesinde yapılan
değiĢiklikle;
Eski Yönetmeliğin “mahallin en büyük mülki amirliğince toplantının güvenliği için kurum ve
kuruluĢlardan sağlanan araç-gereç ve ilgili personelin toplantı sonuna kadar güvenlik amirinin
emrine gireceği” düzenlemesi muhafaza edilmiĢ, ilaveten kamu kurum ve kuruluĢlarına,
Valinin bu konudaki talimatını yerine getirme zorunluluğu yüklenmiĢ, aksi takdirde valinin
emir ve talimatlarını kolluk aracılığıyla uygulayacağı düzenlemesi getirilmiĢ, bu fıkradaki
yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya geciktirilmesi sebebiyle oluĢan kamu zararı ile
gerçek ve tüzel kiĢilerin Devlet tarafından karĢılanan zararları ilgili idarece genel hükümlere
göre sorumlu kamu görevlilerinden tazmin edileceği hüküm altına alınmıĢtır.
Kamu görevlilerinin, kanunsuz emri uygulamamaya yönelik bu hakları, getirilen Yönetmelik
ile ortadan kaldırılmakta, kamu görevlilerine kanunsuz da olsa vali emrini yerine getirme
zorunluluğu yüklenmektedir. Dayanağı ilgili Kanunda yer almazken Yönetmelik ile böyle bir
zorunluluk ihdas edilmesi hukuka uyarlı değildir. Aynı zamanda, kamu kurum ve
kuruluĢlarına ait araçlardan yararlanılmasının sadece ve sadece valinin inisiyatifine bırakılmıĢ
ANKARA BAROSU BAġKANLIĞI
Adliye Sarayı B Blok Kat:5 06251 Sıhhiye/Ankara Tel: 416 72 00 Faks:(0312) 309 22 37
Web: http://www.ankarabarosu.org.tr e-mail: [email protected]. Sayfa 10
10
olması da Valinin kanuna aykırı bir Ģekilde emir verme yetkisi ile donatılması anlamına
gelmektedir.
VIII- Yönetmeliğin 8, 9, 10’uncu Maddeleri ile Eski Yönetmeliğin 16, 17, 18, 19, 20,21 ve
22. Maddelerinde yapılan değiĢikliklerde;
Söz konusu maddeler kolluk kuvvetine temel bir anayasal hakkın kullanımını engelleyecek
derecede zor kullanma yetkisi vermektedir. Bu zor kullanma yetkisinin, toplantı hakkı bir
yana yaĢam hakkına da kast eder Ģekilde kullanılma riski göz ardı edilmemelidir. Yargıtay
kararlarında da boyalı ve basınçlı su ile gaz fiĢeği ―silah‖ niteliğinde değerlendirilmiĢtir. Bu
tür silah niteliğinde olan araçların kullanımının yönetmelikle düzenlenmesi hukuka aykırı
olacaktır. Ayrıca yönetmelikte kimin, hangi koĢullarda, hangi yöntemlerle bu silahları
kullanacağı belirtilmeyerek bir keyfi uygulamanın da önü açılmıĢtır.
Bu madde hükümleriyle “Kanuna aykırı eylem” tanımlaması tamamen kolluk
kuvvetlerine bırakılmakta Anayasa, Uluslararası SözleĢmeler ve Mahkeme kararları hiçe
sayılmaktadır. Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi, kolluk
kuvvetlerinin “kanuna aykırı” saydığı bir çok eylemde yaralanan, yargılanan, gözaltına alınan
vatandaĢlarımız açtığı davalarda Türkiye tazminata mahkûm edilmiĢtir.
2013/2394 baĢvuru numaralı 25/3/2015 tarihli anayasa mahkemesi kararında
(18 Haziran 2015 Tarihli ve 39390 Sayılı R.G);
“BarıĢçıllık” kriteri ön plana çıkarılarak, yasalarda belirtilen Ģekli Ģartların Anayasanın 13.
Maddesinde belirtildiği Ģekliyle temel hak ve hürriyetlerin Anayasanın sözüne ve ruhuna,
demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı
olamayacağı belirtilmiĢtir.
Bu kararında Anayasa Mahkemesi, 2911 sayılı yasada belirtilen toplantı yeri ve
bildirim kurallarına uyulmamasını “yasadıĢı eylem” olarak görmemiĢ, polisin göstericilere
müdahalesini Anayasaya ve demokratik düzene aykırı bulmuĢtur.
B-ULUSLAR ARASI MEVZUAT YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRILIKLAR
Ġnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 20/1. Maddesinde;
“Herkesin silahsız ve saldırısız toplanma, dernek kurma ve derneğe katılma özgürlüğünün
varlığı” düzenlenmiĢtir.
Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi’nin 11. Maddesinde de, Dernek Kurma ve Toplantı
Özgürlüğü düzenlenmiĢtir.
―Madde 11: Dernek kurma ve toplantı özgürlüğü‖
Herkes asayiĢi bozmayan toplantılar yapmak, dernek kurmak, ayrıca çıkarlarını korumak için
baĢkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahiptir.”
ANKARA BAROSU BAġKANLIĞI
Adliye Sarayı B Blok Kat:5 06251 Sıhhiye/Ankara Tel: 416 72 00 Faks:(0312) 309 22 37
Web: http://www.ankarabarosu.org.tr e-mail: [email protected]. Sayfa 11
11
Toplanma ve gösteri yapma hakkı, Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi (AĠHM) içtihatlarında
da belirtildiği üzere; demokratik toplumda korunan temel haklar arasında yer almakta ve ifade
özgürlüğü ile birlikte demokratik topluma temel teĢkil etmektedir.
Toplanma ve gösteri yapma hakkının güvence altına alınmadığı bir ülkede demokrasiden
bahsedilemez. Bu hak, demokrasinin vazgeçilmez koĢuludur ve onun ayrılmaz bir parçası
olan bu hak sayesinde halk, ülkede uygulanan politik uygulamalar ve projeler üzerinde etkide
bulunma, demokratik taleplerini dile getirme ve eleĢtirme imkanını bulmaktadır.
Toplanma özgürlüğü ve göstericilerin ifade özgürlüklerine yapılan müdahale, demokrasiyi
iĢlevsiz kılar, demokratik toplumun varlığını tehlikeye sokar.
BirleĢmiĢ Milletler ĠĢkence KarĢıtı Komitesi’nin de bu konuda, güvenlik güçleri tarafından
kullanılan orantısız güç ve sonuçlarına dair gözlemleri mevcuttur. BM ĠĢkenceye KarĢı
Komite’nin 1-19 Kasım 2010 tarihli SözleĢmenin 19.maddesine göre taraf devletlerce
sunulan raporların dikkate alınmasını içeren 45. Oturumunda, ĠĢkenceye karĢı Komite sonuç
gözlemlerinin Türkiye’yle ilgili 20 Ocak 2011 tarihli 13. Maddesi Ģu Ģekildedir:
“Taraf devletin temsilcisinin kolluk kuvvetlerince aĢırı güç kullanımını kabul etmesine ve bu
tür uygulamaların ortadan kaldırılması için alınan örneğin polisin gösterilerde kasklarının
üzerine kimlik numaralarının yerleĢtirilmesi gibi önlemler hakkında bilgi vermesine karĢılık
Komite resmi gözaltı yerleri dıĢında aĢırı güç kullanımı ve göstericilere kötü muamelenin artıĢ
gösterdiğine iliĢkin raporlardan kaygı duymaktadır.(…)” (BM ĠĢkence KarĢıtı Komite
Raporu, 38. Bölüm, 30 Nisan-18 Mayıs 2007)
Avrupa Ġnsan hakları Beyannamesi ve Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi’nde kabul edilen ve
yukarıda yer alan düzenlemeler, ülkemizde de Anayasa’nın 90. Maddesine göre kabul
edilerek yürürlüğe girmiĢtir.
Anayasa’nın 90. Maddesinin 5. Fıkrasına göre;“Usulüne göre yürürlüğe konulmuş
Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası
ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 7/5/2004-5170/7 md.) Usulüne göre
yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların
aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası
andlaşma hükümleri esas alınır.”
Usulüne göre yürürlüğe girmiĢ ve ülkemiz için Kanun hükmünde bağlayıcılığı olan
uluslar arası mevzuata aykırı dava konusu Yönetmelik, hukuka aykırı olması nedeniyle
iptal edilmelidir.
AĠHM’nin, Serguei Kouznetsov/Rusya, n° 10877/04, 23 Ekim 2008 tarihli kararında da
belirtildiği gibi;
ANKARA BAROSU BAġKANLIĞI
Adliye Sarayı B Blok Kat:5 06251 Sıhhiye/Ankara Tel: 416 72 00 Faks:(0312) 309 22 37
Web: http://www.ankarabarosu.org.tr e-mail: [email protected]. Sayfa 12
12
―TOPLANMA VE GÖSTERĠ YAPMA HAKKI KULLANILIRKEN, ULAġILMAK
ĠSTENEN AMAÇ VE KULLANILAN ĠFADELER NE KADAR RAHATSIZ VE ġOK
EDĠCĠ OLURSA OLSUN, DEVLET MAKAMLARININ BU HAKKA
MÜDAHALEDEN KAÇINMALARI GEREKMEKTEDĠR.‖
Yargı organları tarafından, AĠHM standartlarının iç hukukta yaĢama geçirilmesi, Türkiye’nin
uluslararası hukuktan kaynaklanan bir yükümlülüğü olduğu gibi, Anayasa’nın 90. maddesinin
de bir gereğidir.
AVRUPA KONSEYĠ PARLAMENTERLER MECLĠSĠ TARAFINDAN 690 SAYILI
KARAR ĠLE KABUL EDĠLEN AVRUPA KONSEYĠ KOLLUK BĠLDĠRGESĠ
UYARINCA;
-Yargılamadan adam öldürmek, iĢkence ve diğer insanlık dıĢı veya alçaltıcı ceza veya
muameleye tabi tutmak, durum ve Ģartlar ne olursa olsun YASAKTIR. HER POLĠS BU
EMĠR VE DĠREKTĠFLERĠ UYGULAMAMAKLA YÜKÜMLÜDÜR.
-Polis görevlerini yaptığı sırada, kararlılıkla ve kanunla zorunlu kılınmıĢ veya müsaade
edilmiĢ bir görevi yerine getirmek için makul olandan fazla bir kuvvet kullanmadan hareket
etmek zorundadır.
-Polislere, silahlarını kullanacakları durumlar ve koĢullar hakkında açık ve kesin talimat
vermek gerekir.
Görüldüğü üzere ifade özgürlüğü kapsamındaki toplantı ve gösteri yürüyüĢü hakkı, sadece iç
hukukumuz değil, uluslararası hukukta ve içtihatlarda sıkı sıkıya koruma altına alınmaktadır.
A.Ġ.H.M, Devletlerin, yalnızca barıĢçıl toplantı hakkını korumakla değil aynı zamanda, söz
konusu hakka iliĢkin makul ve direkt olmayan kısıtlamalardan kaçınmakla yükümlü olduğunu
belirtmektedir. SözleĢmenin 11. Maddesinin asıl amacının, kiĢiyi yetkili makamların korunan
hakların uygulanmasına keyfi olarak müdahale etmekten koruması olmalıdır ve hatta bu
hakların etkin bir Ģekilde kullanılması için pozitif yükümlülükleri dahi mevcuttur. A.Ġ.H.M,
öncelikle bu ilkelerin kamuya ait alanlarda düzenlenen gösteri ve yürüyüĢlerde
uygulanabileceği kanaatindedir. A.Ġ.H.M, göstericiler, Ģiddet içeren fiiller sergilemedikleri
sürece, A.Ġ.H.S’nin 11.maddesi ile teminat altına alınan toplantı özgürlüğünün esasına bağlı
kalınmak isteniyorsa, resmi makamların barıĢçı toplantılar hususunda belirli derecede
hoĢgörü göstermelerinin önemli olduğu kanısındadır.
DEVLET, BARIġÇIL TOPLANTI VE GÖSTERĠ YÜRÜYÜġLERĠNE
MÜDAHALE ETMEME GĠBĠ NEGATĠF BĠR YÜKÜMLÜLÜK ALTINDADIR.
“BarıĢçıl bir gösteri ile ilgili olarak kamu makamlarından beklenen, toplantı ve gösteri
yürüyüĢlerine katılan Ģahıslara ve savundukları görüĢlere saygı duymak ve bu haklarını
kullanma konusunda onlara engeller çıkarmaktan çok, bu haklarını yerine getirebilmeleri için
gerekli tedbirleri almak olmalıdır” (AĠHM, Djavit An/Türkiye kararı)
ANKARA BAROSU BAġKANLIĞI
Adliye Sarayı B Blok Kat:5 06251 Sıhhiye/Ankara Tel: 416 72 00 Faks:(0312) 309 22 37
Web: http://www.ankarabarosu.org.tr e-mail: [email protected]. Sayfa 13
13
A.Ġ.H.M, polisin Ģiddet içeren müdahalesinin, ölçüsüz olduğu ve A.Ġ.H.S’nin 11.
Maddesinin 2. Paragrafı bağlamında karmaĢanın engellenmesi için gerekli olmadığı
kanaatindedir. Yine bu kapsamda yapılan değerlendirmede A.Ġ.H.S madde 3 : ―Hiç kimse
iĢkenceye, insanlık dıĢı ya da onur kırıcı ceza veya iĢlemlere tabii tutulamaz.‖ hükmü göz
önüne alındığında; bu ilkenin, demokratik toplumların en temel değerlerinden birini
kapsamakta olup hiçbir sınırlamaya tabi olmadığı açıktır, ayrıca 15. Maddenin 2. Paragrafı
uyarınca hiçbir koĢulda istisnası bulunmamaktadır. (Balçık ve diğerleri v. Türkiye
davası (baĢvuru no:25/02, 29.11.2007)
Toplantı ve gösteri yürüyüĢü hakkına iliĢkin olarak A.Ġ.H.M’nin bu konudaki yorumu,
toplantı özgürlüğünün içeriğinin boĢaltılmaması, demokratik toplumun bir gereği olduğu
için, yetkili mercilerin barıĢ yanlısı bu tür toplantılara hoĢgörü ile yaklaĢması büyük önem
arz etmektedir. Toplantı ve gösteri yürüyüĢü hakkına müdahale, mutlaka, A.Ġ.H.S. Madde
11/2’de öngörülen meĢru amaçlardan birisine dayanmak ve orantılı olmak
durumundadır. (Balçık ve diğerleri v. Türkiye, 27.11.2007; Aytaç ve diğerleri v.
Türkiye, 08.12.2009; Biçici v. Türkiye, 27.05.2010)
Yukarıda adı geçen uluslararası mevzuat ve kararlar, Anayasa 90.maddesi uyarınca anayasaya
aykırılıkları da ileri sürülemeyeceğinden kanun üstü norm olup, A.Ġ.H.S 10. ve 11. maddeleri
ile AĠHS uygulaması göstermesi bakımında bağlayıcı olan A.Ġ.H.M kararları çerçevesinde
ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüĢü haklarının korunmasında azami özen
gösterilmesi gerektiği ve sınırlama söz konusu olduğunda dahi, güvenlik güçlerinin silah
kullanması, amaca ulaĢmak için en son çare olmalıdır. Ayrıca kuvvet kullanmanın amacı
hiçbir zaman dağıtılan kalabalığa herhangi bir ceza vermek olamayacağı gibi kullanılan
kuvvet orantısız olmamalıdır. Bu nedenle, toplantı ve gösteri yürüyüĢü özgürlüğü hakkına
müdahale, mutlaka A.Ġ.H.S’nin 11/2. Maddesinde öngörülen meĢru amaçlardan birisine
dayanmak ve orantılı olmak durumundadır; bunun için de acil bir toplumsal gereksinime
dayanması gerekmektedir. Bu kriterler gözetilmeksizin yapılan her türlü müdahale
hukuksuzdur. Bu hukuksuz müdahaleye olanak veren Yönetmelik de hukuksuzdur,
iptali gerekir.
C- DEVLET, BARIġÇIL TOPLANTI VE GÖSTERĠ YÜRÜYÜġLERĠNĠN
YAPILABĠLMESĠ ĠÇĠN GEREKLĠ TEDBĠRLERĠ ALMAKLA
MÜKELLEFTĠR/POZĠTĠF YÜKÜMÜLÜLÜĞÜ MEVCUTTUR.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun da bu hususta kararı mevcuttur: (YARGITAY Ceza
Genel Kurulu, E:2004/8-65, K:2004/117, T:11.05.2004 kararı)
“Uyuşmazlık konusunda sağlıklı bir hukuki sonuca ulaşabilmek için öncelikle bu konudaki
yasal düzenlemelerin ele alınarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bir düşünce veya görüşün toplu olarak açıklanmasını ifade eden toplantı ve gösteri
yürüyüşü hakkı, uluslararası sözleşme ve belgeler ile ulusal hukukta ayrıntılı bir şekilde
düzenlenmiştir.
ANKARA BAROSU BAġKANLIĞI
Adliye Sarayı B Blok Kat:5 06251 Sıhhiye/Ankara Tel: 416 72 00 Faks:(0312) 309 22 37
Web: http://www.ankarabarosu.org.tr e-mail: [email protected]. Sayfa 14
14
İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin ( İHEB ) 20. maddesinin 1. fıkrasında, herkesin
barışçı toplanma hakkına sahip olduğu belirtilmiş, Birleşmiş Milletler Siyasi ve Medeni
Haklar Sözleşmesi"nin 21. maddesinde de; "BarıĢçıl bir biçimde" toplanma hakkı hukuk
tarafından tanınır. Bu hakkın kullanılmasına ulusal güvenliği veya kamu güvenliğini, kamu
düzenini ( ordre public ), sağlık veya ahlakı veya başkalarının hak ve özgürlüklerini koruma
amacı taşıyan, demokratik bir toplumda gerekli bulunan ve hukuka uygun olarak getirilen
sınırlamaların dışında başka hiçbir sınırlama konamayacağı hükmüne yer verilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ( AİHS ) 11. maddesinin 1. fıkrasında; "Herkesin
asayişi bozmayan toplantılara" katılma hakkına sahip olduğu, 2. fıkrasında ise, bu hakkın
demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, kamu
emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın
veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak
yasayla sınırlanabileceği belirtilmiştir.
03.10.2001 gün ve 4709 Sayılı Yasanın 13. maddesi ile yeniden düzenlenen Anayasamızın
34. maddesinde ise, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 11. maddesi ile örtüşecek şekilde;
herkesin, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme
hakkına sahip olduğu belirtildikten sonra, bu hakkın ancak, milli güvenlik, kamu düzeni, suç
işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve
özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabileceği ve kullanılmasında
uygulanacak şekil, şart ve usullerin kanunda gösterileceği öngörülmüştür.
Toplantı ve gösterinin, bu düzenlemeler ve hakkın genel niteliği dikkate alınarak, Devletin
müdahale etmemesi gereken bir özgürlük olduğu yorumu yapılabilirse de, Devlet bir yandan
geçerli bir neden olmaksızın toplanma özgürlüğünü ihlal etmekten kaçınırken, diğer yandan
da bu hakkın kullanılmasını sağlamak için gereken önlemleri de almak zorundadır”
Dolayısıyla, bir toplantı ve gösteri yürüyüĢünün sağlıklı bir Ģekilde yapılması konusunda
devletin pozitif yükümlülüğü de bulunmaktadır. Bunun anlamı, bir gösterinin devlet yetkilileri
dıĢında baĢka grup ve/veya Ģahıslar tarafından engellenerek müdahale edilmesi durumunda
devlet yetkililerinin, toplanma özgürlüğünü korumak için gerekli tedbirleri almaları
gerektiğidir.
Demokratik bir hukuk devletinde güvenlik hizmetlerinde nihai hedef sadece her ne pahasına
olursa olsun suçları önlemek değil bu görevlerin makul bir ekonomik yasal ve sosyal maliyet
ile yerine getirerek TOPLUMSAL HAYATIN NORMAL AKIġINI SAĞLAMAKTIR.
SÖZ KONUSU YÖNETMELĠK ĠLE “SUÇU ÖNLEMEK” ADINA ALINAN TEDBĠRLER
GÜNLÜK HAYATIN DOĞAL AKIġINI AKSATARAK “ÖNLEMEYE ÇALIġTIĞI”
SUÇLARDAN DAHA FAZLA TOPLUMSAL GERGĠNLĠĞE NEDEN OLARAK
ĠNSANLARIN ĠFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ TEHDĠT ETMEKTEDĠR.
BU ANLAMDA ÖZGÜRLÜK-GÜVENLĠK DENGESĠ DOĞRU KURULMALI,
TOPLUMSAL HUZUR VE GÜVENLĠĞĠ KORUMA ADI ALTINDA BĠREYSEL VE
TOPLUMSAL HAYATI GEREN DÜZENLEME VE UYGULAMALARDAN
KAÇINILMALIDIR.
ANKARA BAROSU BAġKANLIĞI
Adliye Sarayı B Blok Kat:5 06251 Sıhhiye/Ankara Tel: 416 72 00 Faks:(0312) 309 22 37
Web: http://www.ankarabarosu.org.tr e-mail: [email protected]. Sayfa 15
15
MASUMĠYET KARĠNESĠ IġIĞINDA TOPLANTI VE GÖSTERĠ YÜRÜYÜġÜ HAKKINI
KULLANAN TOPLULUKLARA KARġI BU DERECE ÖNYARGILI VE HUKUKUN
GENEL PRENSĠPLERĠNDEN UZAK HAZIRLANMIġ OLAN DAVA KONUSU
YÖNETMELĠĞĠN ĠVEDĠLĠKLE YÜRÜTMESĠNĠN DURDURULMASI VE ĠPTALĠ
GEREKMEKTEDĠR.
Kamu BaĢdenetçiliği Tavsiye Kararı da Yönetmeliğin ne derece hukuka aykırı ve
antidemokratik bir düzenleme olduğunu göstermektedir.
KAMU BAġDENETÇĠLĠĞĠ TAVSĠYE KARARI Ģu Ģekildedir:
―Ġfadeyi açıklama ve toplanma özgürlüklerini düzenleyen mevzuatın çağın gerekleri
karĢısında gözden geçirilmesi:
6 Ekim 1983 tarihinde kabul edilen, 8 Ekim 1983 tarih ve 18185 sayılı Resmî Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe giren 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, zaman
içerisinde müteaddit defalar değişikliğe uğramıştır. Bununla birlikte Kanunun lafzı ve ruhu
hala, çıkarıldığı dönemin kimliğinden sıyrılamamıĢtır.
Burada söz konusu Kanunun hukukî analizi yapılamayacaktır. Ancak şunu belirtmek gerekir
ki konunun uzmanları, eğer söz konusu Kanun lafzi anlamda yorumlanacak olursa, bugün
Türkiye’de ifade açıklaması ve toplanma özgürlüğü kullanımlarının büyük kısmının,
yasanın izin verdiği sınırların dıĢına çıkma riski ile karĢı karĢıya olduğunu
belirtmektedirler.
Özellikle söz konusu Kanun, kolluğun müdahale zorunluluğunu belirleyen göstericilerin
―direnme‖si koĢulunu çok geniĢ tanımlamıĢtır. 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet
Kanununun polise yüklemiş olduğu “direnenlere” müdahalede bulunma sorumluluğu göz
önünde bulundurulduğunda, TÜRKĠYE’DEKĠ TOPLUMSAL GÖSTERĠLERĠN BĠR
POLĠS MÜDAHALESĠ OLMAKSIZIN GERÇEKLEġTĠRĠLEBĠLMESĠNĠN ÖNÜ
NEREDEYSE KAPANMAKTADIR.
Zira 2559 sayılı ve 2911 sayılı Kanunların sarih hükümleri, bir ifadeyi açıklama ve toplanma
özgürlüğünün kullanılmasına müdahale şartını, katılımcıların “direnme” göstermeleri
noktasında oluşturmaktadır. 2911 sayılı Kanun ise direnmenin temel şartını, “kanuna aykırı
toplantı ve gösteri yürüyüşleri” noktasına inhisar etmektedir. Aynı Kanunun, KANUNA
AYKIRI TOPLANTI VE GÖSTERĠ YÜRÜYÜġLERĠNĠ TANIMLANDIĞI 22 VE
23’ÜNCÜ MADDELERĠNDE ĠSE SÖZ KONUSU TOPLUMSAL OLAYLARI
EYLEMLERĠN KULLANILIġINI, YER, ZAMAN VE ġEKĠL AÇISINDAN DENGESĠZ
VE AġIRI BĠR ġEKĠLDE KISITLAMAKTADIR.
Bu durumda, 2559 sayılı Kanun gereği, polisin “direnme” gösteren göstericilere müdahale
etme zorunluluğu ve 2911 SAYILI KANUNUN OLUR OLMAZ HER DURUMU
―DĠRENME‖ OLARAK KABUL EDEN SINIRLAYICI NĠTELĠĞĠ, TÜRKĠYE’DE ĠFADE
AÇIKLAMASI VE TOPLANMA ÖZGÜRLÜKLERĠNĠN KANUNA UYGUN ġEKĠLDE
KULLANIMINI AġIRI SINIRLAMAKTADIR.
Özgürlükçü ve bireyci bakış açısından ve insan haklarının öneminden kuvvet alan modern
devlet anlayışı gerekleri ve günümüz modern bilgi çağı toplumunun demokratik talepleri ve
ANKARA BAROSU BAġKANLIĞI
Adliye Sarayı B Blok Kat:5 06251 Sıhhiye/Ankara Tel: 416 72 00 Faks:(0312) 309 22 37
Web: http://www.ankarabarosu.org.tr e-mail: [email protected]. Sayfa 16
16
beklentileri karşısında, 1983 yılında kabul edilmiĢ bulunan 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri
YürüyüĢleri Kanununun lafzı ve ruhu yetersiz kalmaktadır.
İçişleri Bakanlığı 2911 sayılı Kanunun özgürlükleri daraltıcı mahiyetini göz önünde
bulundurarak 2000’li yılların ortalarına doğru bir dizi Genelge ile “basın açıklaması” gibi
bir grup toplumsal gösterileri 2911 sayılı Kanunun kapsamından çıkartmıştır. Bu olumlu bir
adım olmakla beraber, kalıcı bir çözüm değildir.
Asıl çözüm, modern, geliĢmiĢ, ilerlemeci günümüz toplumunun beklentilerine cevap
verecek bir yeni Kanunun ve alt düzenlemelerinin oluĢturulmasında yatmaktadır.‖
D- ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ VE LEX POSTERIOR DEROGAT LEGI PRIORI
Anayasa’nın 34/1 maddesinde;
―HERKES, ÖNCEDEN ĠZĠN ALMADAN, SĠLAHSIZ VE SALDIRISIZ TOPLANTI
VE GÖSTERĠ YÜRÜYÜġÜ DÜZENLEME HAKKINA SAHĠPTĠR‖ denmiĢtir.
BU ĠBARE ANAYASA’YA 2001 YILINDA EKLENMĠġTĠR. 2001 yılına kadar, izinsiz
toplantı gösteri yürüyüĢü hakkın anayasamızda tanımlanmıĢ değildi ne yazık ki. ĠĢbu 2001
yılı temel nitelik değiĢikliği -silahsız-saldırısız olarak tabir edilen barıĢçıl eylemlere izin
almanın gerekmemesi- HAKKIN HUKUKĠ MUHTEVASINA YENĠ BĠR UFUK VE
DAHĠ YENĠ BĠR UNSUR KATMIġTIR.
Oysa bu değiĢikliğe rağmen, değiĢiklikten 18 sene önce. 6.10.1983 yılında yürürlüğe giren
2911 sayılı yasanın maddeleri, sanki Anayasadaki temel tarif ve unsur değiĢikliği olmamıĢ
gibi sokakta uygulama bulmaktadır. Yasada geçen ―bildirim‖ Ģartı ve bildirimsizliği kanuna
aykırılık hali sayan 23/h, 20 ve bunlara gönderme yapan sevk maddesi 32. Madde düzenleme
ve uygulamalarıyla, ―bildirim‖ fiilen ―izin‖ olarak uygulanmaktadır. Bir yandan Anayasa
barıĢçıl gösteriler için izine gerek olmadığını kurala bağlamıĢken, diğer yandan 2911 s.y.nın
anılan maddelerinin bildirimsizliği kanuna aykırılık hali olarak addetmesi, bağdaĢabilir
durumda değildir.
Dolayısıyla bu anayasal değiĢikliğe uyarlı olmayıp yalnızca alt norma bakan yönetmelik,
bu sebeple de hukuka aykırıdır, zira yönetmelik, doğrudan Anayasaya aykırıdır.
E- Dayanak Kanun maddeleri Anayasaya Aykırılık incelemesi çerçevesinde ĠPTAL
TALEBĠYLE ANAYASA MAHKEMESĠNE TAġINMIġTIR.
Temel bir insan hakkını, Anayasa ve Uluslararası SözleĢmelere aykırı Ģekilde
kısıtlayan 2911 Sayılı Yasanın BM Evrensel SözleĢme ve AĠHS’in barıĢçıllık kriterlerini
gözetmeyen, toplanma ve protesto hakkının özünü Ģekli sebeplerle kullanılamaz hale getiren
maddeleri, Baromuz TOMAK Kurulunun çalıĢmalarıyla “itiraz” yoluyla Marmaris 2. Asliye
Ceza Mahkemesi aracılığıyla Anayasa mahkemesi önüne taĢınmıĢtır. Marmaris 2. Asliye
Ceza Mahkemesi, 2911 Sayılı Kanun’un, gösteri ve yürüyüĢlerin kanuna aykırılık hallerini
düzenleyen barıĢçıl bile olsa sekli sebeplerle gösterileri kanunsuz addeden 23. maddesi,
güzergah sınırlamasını ve bu sınırlama yetkisini mülki amirliğe bırakan 6. maddesi, zaman
sınırlaması getiren 7. maddesi, bildirim Ģartı getiren 10. maddesi, vali ve kaymakama
yasaklama/erteleme yetkisi veren 20. Maddesi ile ilgili yapılan itirazı haklı bulmuĢ ve bu
itirazı Anayasa Mahkemesi önüne taĢımıĢtır. 2911 Sayılı Yasanın 6, 10, 20, 22’inci
maddeleriyle 23’üncü maddesinin a, c, d ve e bentlerinin Anayasa’ya aykırılığı nedeniyle
ANKARA BAROSU BAġKANLIĞI
Adliye Sarayı B Blok Kat:5 06251 Sıhhiye/Ankara Tel: 416 72 00 Faks:(0312) 309 22 37
Web: http://www.ankarabarosu.org.tr e-mail: [email protected]. Sayfa 17
17
iptali istemi Ģu anda Anayasa Mahkemesi incelemesindedir ve henüz karar verilmemiĢtir.
(EK-de mübrez)
Yalnızca bu durum bile söz konusu yönetmeliği hukuksuz kılmaktadır. Zira Anayasanın
138’inci maddesinde korunan “Mahkemelerin Bağımsızlığı” ilkesi bu yönetmeliğin
yayımlanmasıyla ihlal edilmiĢtir. Bu anayasal kurala göre GÖRÜLMEKTE OLAN BĠR
DAVA HAKKINDA YASAMA ORGANINDA BĠLE GÖRÜġME YAPILAMAZKEN,
GÖRÜġ BĠLDĠRĠLEMEZKEN, idare bu iĢlemiyle Anayasa Mahkemesi önündeki bir
dosyayı-davayı görmezden gelmiĢtir. HUKUKA UYGUN BĠR ĠDARE, ANAYASA
MAHKEMESĠNĠN KANUNU ANAYASALLIK DEĞERLENDĠRMESĠ
SONUÇLANMADAN, BU KANUNA DAYANAN YÖNETMELĠK
ÇIKARAMAMALIDIR. ANAYASA MAHKEMESĠNĠN KARARINI BEKLEMEDEN
ÇIKARILAN YÖNETMELĠĞĠN BU NEDENLE DE YÜRÜTMESĠ ĠVEDĠLĠKLE
DURDURULMALIDIR
F-YÜRÜTMENĠN DURDURULMASI TALEBĠMĠZ YÖNÜNDEN:
Ġptalini talep ettiğimiz yönetmelik, yukarıda açıklanan nedenlerle hukuka ve bahsedilen üst
normlar itibariyle normlar hiyerarĢisine, temel hak ve özgürlüklere aykırı olduğundan,
toplumsal alanda Yönetmelik’in uygulanması ile büyük sosyal sıkıntıların doğacağı, telafisi
güç veya imkânsız zararların meydana geleceği kaçınılmazdır. Bu nedenle yürütmenin
durdurulması talebinde bulunmak zorunlu olmuĢtur.
G-EHLĠYET YÖNÜNDEN:
Ankara Barosu, hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kiĢilerin yararlanmasına
tahsis eden avukatları temsil eden kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluĢudur. Barolar
hukukun üstünlüğünü koruma yetkisi ile donatılmıĢ meslek kuruluĢlarıdır. Barolara bu yetki
1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile açıkça tanınmıĢtır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun, Baroların KuruluĢ ve Nitelikleri baĢlığı altında
düzenlenen 76. maddesinde;
Baroların görevinin, meslek mensupları arasında dürüstlük ve meslek düzenini korumakla
birlikte, insan haklarını, hukukun üstünlüğünü korumak ve sağlamak olduğu açık Ģekilde
düzenlenmektedir.
Ankara Barosu BaĢkanlığı da Avukatlık Kanunu madde 76’daki görevin yerine getirilmesi,
hukukun üstünlüğü kavramına iĢlerlik kazandırılması amacıyla iĢ bu davayı açmaktadır.
BaĢka bir deyiĢle, Baromuz açtığı bu davayla, idari iĢlemin etkin ve yaygın bir biçimde
hukuka uygunluk denetiminin sağlanması, Anayasal ilkelere uygunluğunun tartıĢılması
amacıyla idari yargıyı harekete geçirmekte, dolayısıyla, hukukun üstünlüğüne iĢlerlik
kazandırmaktadır.
Avukatlık Kanunu’nun 76. Maddesinde de açıkça ifade edildiği gibi Barolar, kendi özel
Kanununu ile meslek kuruluĢu olmanın ötesinde hukukun üstünlüğünü korumakla
görevlendirilmiĢ kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluĢlarıdır. “Baroların mesleki bir
örgütü olmanın ötesinde, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak gibi
ANKARA BAROSU BAġKANLIĞI
Adliye Sarayı B Blok Kat:5 06251 Sıhhiye/Ankara Tel: 416 72 00 Faks:(0312) 309 22 37
Web: http://www.ankarabarosu.org.tr e-mail: [email protected]. Sayfa 18
18
bir iĢlev yüklenmesi nedeniyle diğer meslek örgütlerinden farklı bir konumda olduğu açıktır.”
(DĠDDGK 2003/417 E.2005/234 K. sayılı kararı)
Avukatlık Kanunu’nun, 4667 sayılı Yasa ile değiĢik 95. Maddesinin 21. Fıkrasında da
―hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara
iĢlerlik kazandırmak ― Baro Yönetim Kurullarına verilen görevlerdendir.
Davalı idare iĢleminin uygulanması halinde çok açık menfaat ihlallerinin söz konusu olacağı
gerçeği karĢısında; dava konusu Yönetmeliğin iptali amacı ile iĢbu davanın açılması
zorunluluğu doğmuĢtur.
Yukarıda açıklandığı üzere dava konusu Yönetmelik hukuka aykırı olmakla uygulanması
halinde telafisi güç ve imkânsız zararların doğacağı sabit olduğundan yürütmenin
durdurulması kararı verilmesi gerekmektedir.
S O N U Ç :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) 05/08/2015 tarih 29436 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Toplantı
Ve Gösteri YürüyüĢleri Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapılmasına
Dair Yönetmelik”in tamamının yürütmesinin durdurulması ve iptaline,
2-) Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar
verilmesini saygıyla vekaleten arz ve talep ederiz.
Davacı
Ankara Barosu BaĢkanlığı
Ekleri :
1-Anayasa Mahkemesi’nin dava konusu yönetmeliğin dayanak yasal maddelerini incelemeye
alma kararı
2-Dava konusu Yönetmelik
3-Vekaletname sureti ve yetki belgesi