ankara Ünİversİtesİ bİlİmsel araŞtirma projelerİ
TRANSCRIPT
EK-11 Sonuç Raporu Formatı
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJELERİ
KOORDİNASYON BİRİMİ KOORDİNATÖRLÜĞÜNE
Proje Türü : Bağımsız Proje
Proje No : 12B3334003
Proje Yöneticisi : Prof. Dr. Ufuk HASANREİSOĞLU
Proje Konusu : Malpoze implantlarda farklı ölçü tekniklerinin hassasiyetinin değerlendirilmesi
Yukarıda bilgileri yazılı olan projemin sonuç raporunun e-kütüphanede yayınlanmasını;
İSTİYORUM
İSTEMİYORUM
Proje Yöneticisi
Prof. Dr. Ufuk
HASANREİSOĞLU
EK-11 Sonuç Raporu Formatı
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ
SONUÇ RAPORU
Proje Başlığı
Malpoze İmplantlarda Farklı Ölçü Tekniklerinin Hassasiyetinin Değerlendirilmesi
Proje Yürütücüsünün İsmi
Prof. Dr. Ufuk HASANREİSOĞLU
Yardımcı Araştırmacıların İsmi
Zeynep İRKEÇ
Proje Numarası: 12B3334003
Başlama Tarihi: 06. 02. 2012
Bitiş Tarihi: 06. 08. 2013
Rapor Tarihi: 06. 11. 2013
Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri
Ankara - 2013
EK-11 Sonuç Raporu Formatı
RAPOR FORMATI
Bilgisayarda 12 punto büyüklüğünde karakterler ile, tercihan "Times New Roman" stili kullanılarak yazılacak ve
aşağıdaki kesimlerden (alt kesimler de dahildir) oluşacaktır.
I. Projenin Türkçe ve İngilizce Adı ve Özetleri
II. Amaç ve Kapsam
III. Materyal ve Yöntem
IV. Analiz ve Bulgular
V. Sonuç ve Öneriler
VI. Geleceğe İlişkin Öngörülen Katkılar
VII. Sağlanan Altyapı Olanakları ile Varsa Gerçekleştirilen Projeler
VIII. Sağlanan Altyapı Olanaklarının Varsa Bilim/Hizmet ve Eğitim Alanlarındaki Katkıları
IX. Kaynaklar
X. Ekler
a. Mali Bilanço ve Açıklamaları
b. Makine ve Teçhizatın Konumu ve İlerideki Kullanımına Dair Açıklamalar
c. Teknik ve Bilimsel Ayrıntılar (varsa Kesim III'de yer almayan analiz ayrıntıları)
d. Sunumlar (bildiriler ve teknik raporlar) (Altyapı Projeleri için uygulanmaz)
e. Yayınlar (hakemli bilimsel dergiler) ve tezler (Altyapı Projeleri için uygulanmaz)
NOT: Verilen sonuç raporu bir (1) nüsha olarak ciltsiz şekilde verilecek, sonuç raporu Komisyon onayından sonra ciltlenerek bir kopyasının yer aldığı CD ile birlikte sunulacaktır. Sonuç raporunda
proje sonuçlarını içeren, ISI’ nın SCI veya SSCI veya AHCI dizinleri kapsamında ve diğer uluslar arası dizinlerce taranan hakemli dergilerde yayınlanmış makaleler, III. Materyal ve Yöntem ve IV. Analiz ve Bulgular bölümleri yerine kabul edilir.
MALPOZE İMPLANTLARDA FARKLI ÖLÇÜ TEKNİKLERİNİN
HASSASİYETİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
ÖZET
İmplant destekli protez başarısında, protetik üst yapının pasif uyumu önemli bir
faktördür. Doğru ve pasif uyuma sahip protez elde edilmesindeki ilk aşama, ölçü
işlemleri ile implantların intraoral ilişkilerinin modele yansıtılmasıdır. Dental
implantlar, anatomik sınırlamalar, estetik ve fonksiyonel gereksinimlere bağlı olarak,
ölçü hassasiyetini etkileyebilecek şekilde, sıklıkla malpoze konumda
yerleştirilebilmektedir. Bu çalışmanın amacı, implant açılanması ve implantlar
arasındaki mesafe sınırlamalarını kapsayan 2 değişkenin, üç ölçü tekniğinin
hassasiyeti üzerindeki etkisinin değerlendirilmesidir.
Çalışmada incelenen ölçü teknikleri, direkt (açık kaşık), indirekt (kapalı kaşık) ve
snap-fit (kapalı kaşık) teknikleridir. Doğrusal olarak yerleştirilen 4 implant
analoğunu içeren 2 adet epoksi rezin ana model hazırlanmıştır. Ana modellerden biri,
standart 3 mm’lik mesafelerle yerleştirilmiş paralel implantları içeren kontrol
modelidir. Diğeri ise, implant açıları ve implantlar arasındaki mesafeler değiştirilerek
oluşturulmuştur. Sağ taraftan başlayarak, 1., 2. ve 3. implantlar birbirlerine paralel
olarak yerleştirilirken, 4. implant meziyal yönde 15°’lik açılanma ile
konumlandırılmıştır. Bunun yanı sıra, 1. implanttan 4. implanta doğru, implantlar
arasındaki mesafeler 1 mm, 2 mm ve 3 mm olarak değiştirilmiştir. Bu grup ise,
çalışma grubu olarak belirlenmiştir. Orta kıvamlı polieter ölçü materyali kullanılarak,
her epoksi rezin ana modelden, açık ve kapalı kişisel kaşık kullanılarak 5’er adet ölçü
alınmıştır. Analog konumlarının transferinin ardından, ölçülerin içerisine tip IV sert
alçı dökülmüştür. Epoksi rezin ve alçı modellerdeki implant analoglarına uygun
abutment’lar sabitlenerek torklanmıştır. Epoksi rezin modellerdeki implantların x, y
koordinatları ve z eksenindeki yer değişimlerinin ölçümünde, Coordinate Measuring
Machine (CMM) ve Profil Projektör (PP) kullanılmıştır. Her modelde, 1. implant
referans noktayı oluşturmuştur. Veri analizleri, Kruskall-Wallis ve Benferroni
düzeltmeli Mann Whitney U testleri (p < 0,05) ile gerçekleştirilmiştir.
Kontrol ve çalışma gruplarına ait veriler karşılaştırıldığında, direkt ve indirekt
teknikler, implantların farklı eksenlerde konum değişikliğine neden olmuştur. Bu yer
değişimleri, 3. ve açılı olarak yerleştirilmiş olan 4. implantlarda gözlenmiştir (p <
0,05). Ancak, snap-fit tekniği kullanıldığında, çalışma ve kontrol grupları arasında,
implantların yer değişimleri açısından anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır.
Ölçü teknikleri dikkate alındığında, kontrol grubunda, indirekt teknik meziyodistal
(x) ve anteroposterior (y) yönlerde 4. implant konumunda sapma oluştururken, direkt
tekniğin kullanımı tüm implantların vertikal konumlarında (z) önemli yer değişikliği
ile sonuçlanmıştır (p < 0,05). Çalışma grubunda, direkt teknik kullanıldığında
gözlenen orijinal konumdan sapmalar, açılı olarak yerleştirilmiş olan 4. implantın
meziyodistal (x) ve vertikal (z) eksenlerinde önemli bulunmuştur (p < 0,05). Snap-fit
tekniği ise, her iki grupta da benzer sonuçlar sergilemiştir.
Çalışmanın sınırlamaları dahilinde, test edilen 2 değişkenden implant açılanmasının,
implantlar arasındaki mesafe sınırlamalarına göre ölçü hassasiyeti üzerinde daha
fazla etkinlik gösterdiği sonucuna varılmıştır. Direkt ve indirekt tekniklerin her ikisi
de, özellikle açılı yerleştirilmiş olan implant başta olmak üzere, implantların farklı
eksenlerde yer değişimlerine neden olmuştur. Snap-fit ölçü tekniği, implant
konumundan bağımsız olarak, diğer tekniklere göre daha güvenilir sonuçlar
sergilemiştir. Bu çalışmanın sonuçları, özellikle çok sayıda implantın mevcut olduğu
durumlarda implantların birbirlerine paralel olarak yerleştirilmesinin, klinik açıdan
ölçü hassasiyeti üzerinde olumlu etki sağlayacağını göstermektedir. Abutment
analoglarının yerleşim hassasiyetini artıracak şekilde snap-fit tekniğinde olduğu gibi
rehber mekanizmaya sahip implant ölçü sistemlerinin kullanımı da, daha uygun
ölçüler elde edilmesini sağlayabilir.
EVALUATION OF THE ACCURACY OF DIFFERENT IMPRESSION
TECHNIQUES FOR MALPOSITIONAL IMPLANTS
SUMMARY
An important factor for success in implant-supported prosthesis is the passive
adaptation of the prosthetic superstructure. Reproduction of the intraoral relationship
of implants through impression procedures is the first step in achieving an accurate
and passive fit of prosthesis. Dental implants may frequently be inserted in malposed
positions due to anatomic limitations, esthetic and functional requirements, which
may interfere with precision of impression. The purpose of the present study was to
analyze the effect on the accuracy of three impression techniques of two variables:
angulation of implants, distance limitations between the implants.
The evaluated impression techniques were direct (open tray), indirect (closed tray),
and snap-fit (closed tray) techniques. Two epoxy resin definitive casts were
fabricated for each impression technique with 4 appropriate implant analogs arranged
in a linear pattern. One of the casts, named as control, incorporated parallel implants
positioned in a standard distance of 3 mm. The other was obtained by changing either
the angulation of implants or the distance between them. Beginning from right side,
1st, 2nd and 3rd implants were placed parallel to each other while the 4th one was
inclined 15° mesially. Besides, the distance between the implants changed from the
1st implant to the 4th one as 1 mm, 2 mm and 3 mm. This group was assigned as
study group. Five impressions with closed or open custom trays were made from
each epoxy resin definitive cast using medium consistency polyether impression
material. Following the transfer of analog positions, impressions were poured with
type IV dental stone. Technically proper abutments were screwed and tightened to
implant analogs in both epoxy resin and stone casts. Distortions from the epoxy resin
casts in x, y coordinates and z axis were calculated using Coordinate Measuring
Machine (CMM) and Profile Projector respectively. The reference point was the 1st
implant in each cast. Data were analyzed by Kruskall-Wallis and Benferroni
corrected Mann Whitney U tests (p < 0.05).
When the data concerning the control and study groups were compared, direct and
indirect techniques produced discrepancies in the positions of implants in various
axis. These discrepancies were more obvious in the 3rd and angulated 4th implants (p
< 0.05). However no significant differences in the deviation of implant positions
between the study and control groups were recorded with snap-fit technique.
When the impression techniques were considered, in the control group, direct
technique resulted with significant deflections in the vertical position (z) of all
implants while indirect technique produced distortions at the 4th implant location in
mesiodistal (x) and anteroposterior (y) directions (p < 0.05). In the study group,
deviations from the original position were more significant in the angulated 4th
implant in mesiodistal (x) and vertical (z) axis as to the direct technique (p < 0.05).
Snap-fit technique demonstrated comparable deflections in both groups.
Within the limitations of this study, it was concluded that, of the two variables tested,
implant angulation was much more effective on the accuracy of impression as to the
distance limitations between the implants. Both direct and indirect techniques
produced discrepancies, though in different axis, in the implant positions being more
obvious in the angulated implant. Snap-fit impression technique showed more
reliable results as to the others regardless of implant position. Clinically, the results
from this study suggest that implants placed parallel to each other is beneficial to the
impression accuracy especially when dealing with multiple implants. Similar to that
in the snap-fit technique, incorporation of guidance mechnanism to the implant
impression systems, in an attempt to improve precise fit of abutment analog may
result in more accurate impressions.
2. AMAÇ VE KAPSAM
İmplant uygulamalarında, uzun süreli başarı için, özellikle çok üyeli restorasyonlarda
implantlar ile üst yapı arasında pasif uyumun sağlanması önemli bir gereksinimdir.
Bunun ilk aşaması hassas bir ölçünün elde edilmesidir. Günümüze kadar ölçü
hassasiyetine yönelik olarak, farklı ölçü teknikleri ve ölçü maddeleri araştırılmış,
ölçü kopinglerinin tutunmasını artırıcı yöntemler irdelenmiş, implant/abutment
bağlantı şekillerinin ölçü hassasiyeti üzerine etkileri incelenmiştir. Ancak kesin
sonuçlara ulaşılamamıştır. İdealde, implantların standart aralıklarla ve birbirlerine
paralel olarak yerleştirilmesi öngörülür. Anatomik sınırlamalar, estetik ve
fonksiyonel gereksinimler nedeniyle bu yerleştirme her zaman mümkün olmayabilir.
İmplantlar birbirlerine çok yakın veya yatay düzlemle istenmeyen açı oluşturacak
şekilde konumlanabilir. Bu durumda ölçü hassasiyetinin sağlanması daha zordur.
Konu ile ilgili çalışmalarda, bu zorluğa vurgu yapılarak çeşitli çözümler önerilmiştir.
Ancak, hangi yaklaşımın daha hassas bir transfer ortaya koyacağı konusunda fikir
birliğine ulaşılamamıştır.
Bu çalışmanın amacı, yatay düzleme dik ve birbirine paralel konumlandırılmış
implantlar ile birbirine yakın veya eğimli yerleştirilen implantlarda, farklı ölçü
tekniklerinin hassasiyetini karşılaştırmalı olarak incelemektir. Bu doğrultuda, ölçü
işlemleri sonrasında elde edilen alçı kontrol ve çalışma modellerindeki implant
konumlarının, birbirlerine ve epoksi rezin ana modellerdeki implant konumlarına
göre x, y ve z eksenlerinde gösterdikleri yer değişim miktarları, direkt (açık kaşık),
indirekt (kapalı kaşık) ve snap-fit (kapalı kaşık) ölçü teknikleri bağlamında
incelenerek farklı koşullar için uygun olan ölçü tekniğinin belirlenmesi
hedeflenmiştir. Çalışmada farklı ölçü teknikleri ve implant konumlarının, elde edilen
modellerin hassasiyetini etkileyeceği hipotezi öne sürülmüştür.
3. MATERYAL VE YÖNTEM
Araştırmamızda 3 farklı ölçü tekniğinin hassasiyeti, yatay düzlem ile dik açı
oluşturacak şekilde veya malpoze (açılı veya birbirine yakın) olarak yerleştirilmiş
implantlarda karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Bu doğrultuda, her 3 ölçü tekniğine
ait implant parçalarını ürün yelpazesinde bulunduran ITI (Institute Straumann AG,
Basel, İsviçre) sistemi tercih edilmiştir. Öncelikle, epoksi rezin kontrol ve çalışma
modellerine yerleştirilecek ve ölçü alma aşamalarında ölçü kopinglerine bağlanacak
olan implant analogları belirlenmiştir. Bunu, laboratuvar aşamasında kullanılan ölçü
tekniklerine uygun ölçü parçaları ve ölçü işlemlerinin ardından yerleştirilecek olan
abutment seçimleri izlemiştir. Çizelge 3.1’de, araştırmamızda kullanılan implant
analogları ve özellikleri belirtilmiştir.
Çizelge 3.1. Üç farklı ölçü tekniğinde kullanılan implant analogları.
Ölçü Sistemi
Analog Resimleri
Analog Tipleri-1
Analog Tipleri-2
Analog Boyutları
Analog
Materyali
Direkt Teknik
Kırmızı şerit içeren gri
renkli/
RN synOcta Analog
Doku seviyesi
12 mm uzunluk
Paslanmaz çelik
İndirekt
Teknik
NC implant analoğu
Kemik seviyesi
12 mm uzunluk
Titanyum
Snap-Fit Tekniği
Gri renkli/
Solid abutment protetik sistem
analoğu
Doku seviyesi
15,8 mm uzunluk
Alüminyum
3.1.Kontrol ve Çalışma Modellerinin Hazırlanması
Çalışmamızda, implant analoglarının modellere istenen açı ve konumlarda
yerleşiminin sağlanabilmesi amacıyla, Özkır ve Terzioğlu (2012)’nun
çalışmalarından esinlenilerek tarafımızdan tasarlanan bir modele yerleştirme ve
sabitleme düzeneği (Şekil 3.1) kullanılmıştır. Bu düzeneğin üretimi, Gülhane Askeri
Tıp Akademisi (GATA) – Medikal Tasarım ve Üretim Merkezi (Metüm)’nde
gerçekleştirilmiştir.
Şekil 3.1. İmplantların yerleşiminde kullanılan modele yerleştirme ve sabitleme düzeneği.
Düzenek, paslanmaz çelik materyalden imal edilmiş olup, 6 x 9 cm taban alanına
sahip ve 1 cm yükseklikteki tabla üzerine monte edilmiştir. Düzenekte bulunan pres
sistemi, tabla üzerine yerleştirilmiş olan 2 adet silindirik ana pinden destek
almaktadır. Bu pres sistemi, modellere yerleştirilecek implant analoglarını taşıyan
dikdörtgen rehber bloğa destek olan ve silindirik ana pinlere paralellik gösteren 2
adet taşıyıcı pini kapsamaktadır. Pres sisteminde bulunan sonsuz vida, dikdörtgen
rehber bloğun dikey yöndeki hareketine olanak sağlayarak, rehber bloğun taşıdığı
implant analoglarının model içerisinde istenen yükseklikte konumlandırılmasına
imkan tanımaktadır. Düzeneğin tablasında ise, 4 x 4 cm boyutunda, modellerin
döküldüğü kalıpların yerleştirildiği ve sürtünmesel olarak kalıpları sabit tutacak
derinliğe sahip bir yuva bulunmaktadır.
Düzeneğin en önemli kısmını oluşturan ve yerleştirilecek olan implant analoglarını
taşıyan dikdörtgen rehber bloklar, 5,2 cm uzunluk ve 1 cm genişlikte olacak şekilde
imal edilmiştir. Bloklar üzerinde, 2 adet taşıyıcı pin yuvası dışında, implant
analoglarının sabitlendiği 4 adet yuva bulunmaktadır. Rehber bloklar, araştırmada
kullandığımız 3 farklı ölçü tekniği için uygun olan implant analoglarının yerleşimini
sağlacak ve her grup için 2 farklı açı ve mesafe parametresini yansıtacak şekilde
toplam 6 adet üretilmiştir (Şekil 3.2a). Bu dikdörtgen rehber bloklar, kenar
kısımlarında bulunan taşıyıcı pin yuvalarına yerleştirilen 2 adet vida aracılığıyla,
implantları modele yerleştirecek ve sabitleyecek olan düzeneğe monte
edilebilmektedir (Şekil 3.2b).
Şekil 3.2. a) İmplant analoglarını taşıyan 6 adet dikdörtgen rehber blok, b) Dikdörtgen rehber bloğun düzeneğe monte edilmesi.
Açı parametresini yansıtacak şekilde, implant analog yuvaları kontrol grubunda dik,
çalışma grubunda en soldaki implant analoğu 15°’lik açı ile komşu analoğa
yaklaşacak şekilde hazırlanmıştır. Mesafe parametresini oluşturmak için, implant
analoglarının dik konumlandırıldığı kontrol grubunda, dikdörtgen rehber blok
üzerinde bulunan implant analog yuvaları aralarında 3 mm mesafe olacak şekilde
hazırlanmıştır. Çalışma grubunda ise, yuvalar arasındaki mesafe soldan sağa doğru 3
mm, 2 mm ve 1 mm olarak ayarlanmıştır. İmplant analoglarının dikdörtgen rehber
bloğa yerleştirilmiş durumları Şekil 3.3’te görülmektedir.
Şekil 3.3. İmplant analoglarının dikdörtgen rehber bloklara yerleştirilmesi.
İmplant analoglarının, dikdörtgen rehber bloklara sabitlenmesinin ardından, rehber
bloklar implantların modele yerleştirilmesini sağlayan düzeneğe transfer edilmiştir
(Şekil 3.4, 3.5, 3.6).
a b
Şekil 3.4. Direkt sistem implant analogları; a) Dik kontrol grubu, b) Açılı çalışma grubu.
Şekil 3.5. İndirekt sistem implant analogları; a) Dik kontrol grubu, b) Açılı çalışma grubu.
Şekil 3.6. Solid abutment protetik sistem analogları; a) Dik kontrol grubu, b) Açılı çalışma grubu.
Dikdörtgen rehber bloklara implant analoglarının yerleşimi gerçekleştirildikten
sonra, analogların gömüleceği model materyalinin dökümü amacıyla, modele
yerleştirme ve sabitleme düzeneğinin tablasında yer alan yuvaya tam olarak adapte
olan, teflon materyalinden üretilen 6 adet kalıp kullanılmıştır (Şekil 3.7). Model
kalıpları, 0,5 cm kalınlık ve 1,5 cm yükseklikte olacak şekilde hazırlanmıştır.
Şekil 3.7. Model kalıpları.
Kontrol ve çalışma gruplarındaki implant analoglarının yerleştirilmesinde, model
materyali olarak epoksi rezin (PL-2 ve PLH-2, Vishay Precision Group Inc., Kuzey
Karolayna, ABD) kullanılmıştır (Şekil 3.8).
Şekil 3.8. Epoksi rezin model materyali.
Bu model materyalinin tercih edilme nedenleri; (1) implant analoglarının model
materyali içerisine daldırılma aşamasında, düşük başlangıç visközitesine sahip
olması sayesinde implant analoglarının açı ve konumlarında sapma oluşturmaması,
(2) polimerizasyon aşaması tamamlandıktan sonra yüksek mekanik dayanım
göstermesinden dolayı, ölçü işlemleri sırasında implant analoglarının model
materyali içerisindeki stabilitesinin sürdürülerek, olası yer değişimlerinin önlenmesi,
(3) hafif sarı tonda şeffaf yapısı sayesinde, polimerizasyon sonrası implant
analoglarının model materyali içerisindeki konumlarının kontrol edilebilmesi ve (4)
üç boyutlu ölçüm işlemleri aşamasında, düşük poröziteye bağlı mükemmel yüzey
pürüzsüzlüğü sağlaması sayesinde ölçüm hassasiyetinin artmasıdır. Bu model
materyalinin fiziksel özellikleri Çizelge 3.2’de gösterilmiştir.
Çizelge 3.2. Model materyali olarak kullanılan epoksi rezinin fiziksel özellikleri.
Plastik Yoğunluk 1,13 (10-3) g/cm3
Elastisite Modülü 30.000 psi [0,21 GPa]
Maksimum Uygulama Sıcaklığı 204 °C
Şeffaflık Hafif sarı tonda, mükemmel
Epoksi rezin model materyali, baz olarak PL-2, sertleştirici olarak da PLH-2
içermektedir. Epoksi rezin materyalinin karıştırılarak kalıp içerisine dökülmesi
aşamasında, üretici firmanın önerileri dikkate alınmıştır. Her kalıp için toplam 14 g
olacak şekilde, eşit miktarlarda baz ve sertleştirici ayrı kaplara konarak, önceden
sıcaklığı 50°C’ye ayarlanmış olan fırına yerleştirilmiş ve 30 dk süresince uygun
akışkanlığa erişmeleri beklenmiştir. Baz ve sertleştiricinin fırından çıkarılmasının
hemen ardından sertleştirici rezine katılarak, bu iki bileşen karıştırılmıştır. Karıştırma
işlemi sırasında, hava kabarcığı oluşumunun engellenmesi amacıyla tek yönlü,
dairesel ve yavaş karıştırma yapılmıştır. Homojen bir yapı elde edildiğinde, bu
karışım mümkün olan en yakın seviyede tutularak, model kalıbı tamamen
doldurulmuştur. Hemen ardından, dikey yönde harekete imkan tanıyan dikdörtgen
rehber bloklara yerleştirilmiş olan implant analogları, model materyali içerisine
istenen konumlarda daldırılmıştır (Şekil 3.9).
Şekil 3.9. İmplant analoglarının epoksi rezin model materyaline daldırılması.
Epoksi rezin model materyalinin 1 günlük polimerizasyon süresi tamamlandıktan
sonra, kontrol ve çalışma modelleri, modele yerleştirme ve sabitleme düzeneğinden
uzaklaştırılmıştır (Şekil 3.10).
a
b
c
Şekil 3.10. a) Direkt sistem implant analogları, b) İndirekt sistem implant analogları, c) Solid abutment protetik sistem analogları.
Kalıplar, modeller üzerinden alçı kesme motoru kullanılarak uzaklaştırılmış ve
epoksi rezin kontrol ve çalışma modellerinin tesfiyesi yapılmıştır. Elde edilen epoksi
rezin modellerin boyutları 3 x 3 x 1 cm olarak belirlenmiştir (Şekil 3.11).
Şekil 3.11. Epoksi rezin ana modeller; a) direkt sistem implant analogları, b) İndirekt sistem implant analogları, c) Solid abutment protetik sistem analogları.
3.2. Ölçü Kaşıklarının Hazırlanması
Ölçü aşamasında, epoksi rezin kontrol ve çalışma modellerinin sabit bir şekilde
konumlandırılabilmesi amacıyla, modeller paslanmaz çelik bir sac levhanın
merkezine sabitlenmiştir. Bu işlem için 10 x 10 cm boyutunda ve 2 mm kalınlığında
sac levha kullanılmıştır. Epoksi rezin modellerin taban kısımlarının çapraz 2 köşesine
vida yuvası açılmış ve modellerin levhaya vida aracılığı ile sabitlenmesi sağlanmıştır
(Şekil 3.12).
Şekil 3.12. a) Paslanmaz çelik sac levha ve epoksi rezin modellerde hazırlanan vida yuvaları, b) Epoksi rezin modelin paslanmaz çelik sac levhaya sabitlenmesi.
Yine paslanmaz çelik sac levha kullanılarak, açık ve kapalı kaşık tasarımı ve üretimi
yapılmıştır (Şekil 3.13).
Şekil 3.13. Açık ve kapalı kaşıkların önden ve üstten görünümleri.
Direkt ölçü tekniği için kullanılan açık kaşık, 4 x 4 cm boyutunda ve 1,8 cm
yüksekliğinde hazırlanmıştır. Ölçü kopinglerinin ölçü kaşığı dışında kalmasını
sağlayan açıklığın boyutları ise 3,5 x 1 cm olarak tasarlanmıştır. Modelin kenarları
ve üst kısmı ile açık ölçü kaşığı arasında kalan rölyef miktarları 0,5 cm’dir. İndirekt
ve snap-fit ölçü teknikleri için kullanılan kapalı kaşık ise 4 x 4 cm boyutunda ve 3,3
cm yüksekliğinde hazırlanmıştır. Kapalı ölçü kaşığı ile model arasında kalan rölyef
miktarları, modelin kenar kısımlarında 0,5 cm, modelin üst kısmında ise 2 cm olacak
şekilde belirlenmiştir. Ölçü protokolü sırasında, açık ve kapalı ölçü kaşıklarının her
seferinde model üzerinde standart bir şekilde konumlandırılabilmesi için, paslanmaz
çelik sac levha üzerine 6 adet silindirik rehber pin monte edilmiştir. Ölçü kaşıkları, 3
cm yüksekliğindeki bu rehber pinler aracılığıyla sürtünmesel giriş yoluna sahiptir ve
bu sayede ölçü kaşığının yerleşimi sırasında oluşabilecek yer değiştirme riski
önlenmiştir (Şekil 3.14).
Şekil 3.14. Açık ve kapalı ölçü kaşıklarının silindirik rehber pinler aracılığıyla yerleşimi.
3.3. Ölçü Protokolü
Malpoze implant uygulamalarında ölçü hassasiyetinin değerlendirildiği
araştırmamızda, 3 farklı ölçü tekniği karşılaştırılmıştır. Bunlar; (1) direkt teknik
(pick-up/açık kaşık tekniği), (2) indirekt teknik (transfer/kapalı kaşık tekniği) ve (3)
snap-fit tekniğidir. Bu 3 farklı ölçü sisteminin uygulanmasına olanak sağlayan
implant analogları, daha önce belirtilen prosedürler takip edilerek epoksi rezin
modeller içerisine yerleştirilmiş, böylece kontrol ve çalışma grupları oluşturulmuştur.
Epoksi rezin modellerin her biri 4 adet implant analoğu içermektedir. Kontrol
grubundaki implant analogları, aralarında 3 mm mesafe olacak şekilde, yatay
düzleme ve model yüzeyine dik ve birbirlerine paralel olarak konumlandırılmıştır.
Her ölçü sistemini kapsayacak şekilde, dik implant analoglarını içeren toplam 3 adet
kontrol grubu elde edilmiştir (Şekil 3.15).
Şekil 3.15. a) Direkt teknik kontrol grubu, b) İndirekt teknik kontrol grubu, c) Snap-fit tekniği kontrol grubu.
Çalışma grubundaki implant analoglarının yerleşiminde ise, yine daha önceden
belirtilmiş olan prosedür takip edilmiş ve en soldaki implant analoğunun 15°’lik açı
ile komşu implant analoğuna doğru eğim göstermesine, kalan 3 implant analoğunun
ise yatay düzleme ve model yüzeyine dik olarak konumlandırılmasına dikkat
edilmiştir. Bu grupta kontrol grubuna göre bir diğer farklılık, implant analogları
arasındaki mesafenin, açılı olan implant analoğundan diğer tarafa doğru 3 mm, 2 mm
ve 1 mm olarak ayarlanmış olmasıdır. Her ölçü sistemini kapsayacak şekilde toplam
3 adet çalışma grubu elde edilmiştir (Şekil 3.16).
Şekil 3.16. a) Direkt teknik çalışma grubu, b) İndirekt teknik çalışma grubu, c) Snap-fit tekniği çalışma grubu.
Tüm gruplarda standart ölçü materyali olarak, kendi özel karıştırma cihazında
(Pentamix 2, 3M Espe, Seefeld, Almanya) otomatik olarak karıştırılan, hidrofilik ve
orta kıvamlı polieter ölçü materyali (Impregum PentaSoft, 3M Espe, Seefeld,
Almanya) kullanılmıştır. Her 3 farklı ölçü tekniğinin kullanımı ile 5’er adet olmak
üzere toplam 30 adet ölçü alınmış ve alçı modeller elde edilmiştir (Çizelge 3.3).
Çizelge 3.3. Kontrol ve çalışma gruplarından alınan ölçü ve alçı model sayıları.
1. Grup
(Kontrol Grubu)
Direkt Teknik 5 adet ölçü Toplam 15 adet
alçı model Genel toplam 30 adet
alçı model
İndirekt Teknik 5 adet ölçü
Snap-Fit Tekniği 5 adet ölçü
2. Grup
(Çalışma Grubu)
Direkt Teknik 5 adet ölçü Toplam 15 adet
alçı model İndirekt Teknik 5 adet ölçü
Snap-Fit Tekniği 5 adet ölçü
3.3.1. Direkt Tekniğin (Pick-Up/Açık Kaşık Tekniği) Uygulanması
Ölçü alma ve alçı model elde etme işlemleri, Ankara Üniversitesi Protetik Diş
Tedavisi Anabilim Dalı Araştırma Laboratuvarı’nda yürütülmüştür. Her ölçü
tekniğinin uygulanması aşamasında; öncelikle dik implant analoglarını içeren epoksi
rezin kontrol modellerinden ölçü alınmış, daha sonra ise açılı implant analoglarının
bulunduğu çalışma modellerinden ölçü alma işlemine geçilmiştir. Direkt tekniğin
uygulanacağı epoksi rezin modeller, model sabitleyici sac levhaya vidalanmıştır
(Şekil 3.17).
Şekil 3.17. Direkt teknik kontrol ve çalışma modellerinin sabitleyici levhaya transferi.
Ölçü materyalinin modelden uzaklaştırılması sırasında engel oluşturmaması
açısından, model pürüzsüzlüğü son kez kontrol edilmiş, ardından sabitleyici levha ve
model yüzeyi çok ince lak tabakası ile kaplanmıştır. Model yüzeyindeki fazla lak
tabakası ve toz partikülleri basınçlı hava spreyi kullanılarak uzaklaştırılmıştır.
Direkt teknikte; ölçü kopinglerinin ölçü materyali içerisindeki rotasyonunu önlemek
açısından uygun olan ve açık ölçü kaşığının dışında kalan uzun bağlantı vidasına
sahip kare ölçü kopingleri kullanılmıştır (Çizelge 3.4).
Çizelge 3.4. Direkt teknik ölçü kopingi ve özellikleri.
Direkt Teknik İçin Kare Ölçü Kopingi
Resim Özellikleri Boyutu Materyali
İntegral rehber vidaya sahip, kırmızı renkli,
RN synOcta ölçü
kopingi
10,1 mm yükseklik Alüminyum/
Titanyum
Yukarıda özellikleri belirtilen kare ölçü kopingleri, implant analoglarına
bağlanmıştır. İmplant analoglarına sabitleme işlemi, ölçü kopinglerinin öncelikle
implant anahtarının el yardımıyla kullanılması, ardından ise 0-35 Ncm arasında
ayarlanabilen kuvvet değerlerine sahip tork aleti (Institute Straumann AG, Basel,
İsviçre) yardımıyla standart 10 Ncm değerinde kuvvetle sıkıştırılması aşamalarını
içermektedir.
Ölçü kopinglerinin yerleştirilmesi sırasında, kopingler arasında kalan boşluk
miktarlarının ölçü materyali açısından yeterli olup olmadığı kontrol edilmiştir. Dik
implant analoglarını içeren kontrol modelinde ölçü kopinglerinin modifiye
edilmesine gerek duyulmamış, açılı implant analoğunu içeren çalışma modelinde ise
implant analoglarına yerleştirilecek olan ölçü kopinglerinde, tam yerleşimin
sağlanması ve ölçü materyaline yer açılması amacıyla gerekli aşındırmalar
yapılmıştır (Şekil 3.18).
Şekil 3.18. Ölçü kopinglerinin implant analoglarına bağlanması.
Bu ölçü tekniği için kullanılan açık kaşık, polieter adezivi (3M Espe, Seefeld,
Almanya) ile kaplanmış ve üretici firmanın önerileri doğrultusunda, polieter ölçü
materyalinin ölçü kaşığına güçlü adezyonunun sağlanabilmesi için 15 dakika
boyunca kuruması beklenmiştir (Şekil 3.19).
Şekil 3.19. Kaşığın adeziv ile kaplanması.
Ölçü koping vidalarına ölçü materyalinin kaçışını engellemek için, vida boşlukları
pamuk palet yardımıyla kapatılmıştır. Polieter karıştırma cihazında otomatik olarak
karıştırılan polieter ölçü materyali, önce elastomer şırınga (3M Espe, Penta
Elastomer Syringe, Seefeld, Almanya) ile ölçü kopinglerinin kole bölgelerine enjekte
edilmiş, daha sonra ise açık kaşık içerisine doldurularak, kaşık model sabitleyici
levha üzerinde bulunan 6 adet rehber pin arasında konumlanacak şekilde model
üzerine yerleştirilmiştir.
Ölçü kaşığının kenar kısımlarından taşan ölçü materyali, kaşığın tam olarak
yerleşimini engellememesi açısından uzaklaştırılmış ve ölçü kaşığı üzerine standart 5
kg’lık ağırlık yerleştirilmiştir (Şekil 3.20).
Şekil 3.20. 5 kg’lık ağırlığın ölçü kaşığı üzerine yerleştirilmesi.
Polieter ölçü materyalinin polimerizasyon süresinin tamamlanması için, üretici
firmanın önerileri doğrultusunda 10 dk beklenmiştir. Ölçü kopinglerinin vidaları
gevşetilmiş ve ölçü kopingleri ölçü materyali içerisinde kalacak şekilde, açık ölçü
kaşığı modelden uzaklaştırılmıştır. Ölçü yüzeyinin netliği kontrol edilmiştir. Kaşığın
modelden uzaklaştırılması sırasında oluşan ve ölçü materyalinin polimerizasyonu
sırasında materyal yapısında meydana gelen stres birikiminin uzaklaşması için, yine
üretici firmanın önerileri doğrultusunda 30 dk beklenmiştir. Daha sonra ölçü
materyali içerisinde kalan ölçü kopinglerine, direkt teknik RN synOcta analoglar tork
aleti kullanılarak 10 Ncm değerinde kuvvetle bağlanmıştır (Şekil 3.21).
a
b
Şekil 3.21. a) Ölçü kaşığının kontrol modelinden uzaklaştırılması ve analogların bağlanması, b) Ölçü kaşığının çalışma modelinden uzaklaştırılması ve analogların bağlanması.
Yüksek dayanımlı tip IV sert alçı (Hera Moldastone CN, Heraeus, Almanya), üretici
firmanın önerdiği toz/su oranında karıştırılmış ve hava kabarcığı oluşumunun
önlenmesi açısından ölçü kaşığı vibratör cihazı (Vibroboy SL, Bego, Bremen,
Almanya) üzerine yerleştirilerek, alçı dökme işlemi gerçekleştirilmiştir. Alçının
sertleşmesi için 1 saat boyunca beklenmiş ve daha sonra alçı modeller ölçü
materyalinden uzaklaştırılmıştır. En ince grene sahip, 0 numaralı su zımparası
kullanılarak alçı modellerin tesfiyesi yapılmıştır (Şekil 3.22).
Şekil 3.22. a) Direkt teknik kontrol grubu, alçı model; b) Direkt teknik çalışma grubu, alçı model.
Direkt teknik için kontrol ve çalışma modellerinden 5’er adet ölçü alma işlemi
tamamlandıktan sonra, uygun abutment seçimi yapılarak (Çizelge 3.5), abutment’lar
implant analoglarına tork aleti yardımıyla standart 20 Ncm değerinde kuvvet ile
bağlanmıştır (Şekil 3.23).
Çizelge 3.5. Direkt teknikte kullanılan abutment ve özellikleri.
Direkt Teknik Abutment
Resim Özellikleri Boyutu Materyali
RN synOcta simante
abutment
5.5 mm yükseklik
Titanyum
Şekil 3.23. a) Direkt teknik kontrol grubu; abutment’ların bağlanması, b) Direkt teknik çalışma grubu; abutment’ların bağlanması.
3.3.2. İndirekt Tekniğin (Transfer/Kapalı Kaşık Tekniği) Uygulanması
İlk olarak, indirekt tekniğin uygulanacağı epoksi rezin kontrol ve çalışma modelleri
model sabitleyici sac levhaya vidalanmıştır (Şekil 3.24).
Şekil 3.24. İndirekt teknik kontrol ve çalışma modellerinin sabitleyici levhaya transferi.
Model pürüzsüzlüğünün değerlendirildiği son kontroller yapıldıktan sonra,
sabitleyici levha ve model yüzeyi çok ince lak tabakası ile kaplanmıştır. Fazla lak
materyali ve toz partikülleri basınçlı hava spreyi yardımıyla uzaklaştırılmıştır.
İndirekt teknik, kaşığın modelden uzaklaştırılması sırasında ölçü kopinglerinin model
üzerinde kalması ve daha sonra ölçü kopinglerinin, ölçü materyali içerisindeki ilgili
boşluklara tekrar yerleştirilmesi temeline dayanmaktadır. Bu teknikte, kapalı ölçü
kaşığı ve ölçü materyalinin kopingler üzerinden rahat çıkışının sağlanması ve
kopinglerin ilgili boşluklara ölçü materyalini deforme etmeden tekrar
yerleştirilebilmesi açısından konik ölçü kopingleri kullanılmaktadır. İndirekt teknikte
kullanmak üzere uygun ölçü kopinglerinin seçimi yapılmıştır (Çizelge 3.6).
Çizelge 3.6. İndirekt teknik ölçü kopingi ve özellikleri.
İndirekt Teknik İçin Konik Ölçü Kopingi
Resim Özellikleri Boyutu Materyali
Rehber vida ve plastik başlık içeren, kapalı
kaşık, NC ölçü kopingi
12,3 mm yükseklik
Titanyum alaşımı/ polimer
ITI (Institute Straumann AG, Basel, İsviçre) sistemi, indirekt tekniğin hassasiyetini
artırmak ve ölçü kopiglerinin ölçü içerisine yerleşiminde hata payını azaltmak
açısından, yukarıdaki resimde görülen ve konik ölçü kopinglerinin üst kısımlarına
yerleşen plastik başlıklar üretmiştir. Ölçü materyali model üzerinden
uzaklaştırıldığında, bu plastik ölçü başlıkları ölçü materyali içerisinde kalmakta ve
ölçü kopinglerinin ölçü içerisindeki ilgili boşluklara yerleşimi sırasında kilitlenme
mekanizması ile rehberlik oluşturmaktadır. Çalışmamızda indirekt tekniğin
uygulanması aşamasında, tüm implant firmalarındaki standardizasyonu yakalamak
ve bu teknikteki ölçü hassasiyetini tam olarak değerlendirebilmek açısından plastik
ölçü başlıklarının kullanılmamasına karar verilmiştir.
Bu doğrultuda sadece, yukarıdaki çizelgede özellikleri belirtilen konik ölçü
kopingleri implant analoglarına bağlanmıştır. Ölçü kopingleri implant analoglarına,
10 Ncm’lik tork kuvveti uygulanarak sabitlenmiştir. Kontrol modelindeki implant
analoglarına, çalışma modelindeki açılı analoğa ve aralarında daha az mesafe
bulunan analoglara yerleşimin engellenmemesi ve ölçü materyaline yeterli yer
kazandırılması açısından dar ölçü kopingleri kullanılmış ve bu sayede her 2 grupta da
ölçü kopinglerinin aşındırma gereksinimi ortadan kaldırılmıştır (Şekil 3.25).
Şekil 3.25. Ölçü kopinglerinin implant analoglarına bağlanması.
Bu ölçü tekniği için kullanılan kapalı kaşık, polieter adezivi ile kaplanmış ve adeziv
materyalinin kuruması için 15 dk boyunca beklenmiştir (Şekil 3.26).
Şekil 3.26. Kaşığın adeziv ile kaplanması.
Elastomer şırınga yardımıyla ölçü kopinglerinin kole bölgelerine enjekte edilen
polieter ölçü materyali, daha sonra kapalı kaşık içerisine doldurulmuş ve paslanmaz
çelik sac levhada bulunan pinlerin oluşturduğu rehberlik sayesinde, kaşık model
üzerine yerleştirilmiştir. Ölçü kaşığının yerleştirilmesinin ardından fazla ölçü
materyali uzaklaştırılmış ve diğer tekniklerde de olduğu gibi, 5 kg’lık ağırlık kapalı
ölçü kaşığı üzerine yerleştirilmiştir.
Ölçü materyalinin uygun polimerizasyonu açısından üretici firmanın önerileri
doğrultusunda 10 dk beklendikten sonra, kapalı ölçü kaşığı model üzerinden
uzaklaştırılmıştır. Ölçü yüzeyinin hassasiyeti incelenmiş ve polieter materyalinde
oluşan stres birikiminin uzaklaşması için 30 dk’lık süre boyunca beklenmiştir. Ölçü
kopingleri implant anahtarı yardımıyla epoksi rezin modeller içerisinde bulunan
implant analoglarından ayrılmış ve indirekt teknik NC implant analogları ölçü
kopinglerine bağlanmıştır. İmplant analoğu ve ölçü kopingi arasındaki bağlantının
gerçekleştirilmesi sırasında, yine standart 10 Ncm’lik kuvvet tork aleti yardımıyla
uygulanmıştır. Daha sonrasında, implant analoglarının bağlanmış olduğu ölçü
kopinglerinden her biri, ölçü materyali içerisinde kalan ilgili boşluklarına transfer
edilmiştir (Şekil 3.27).
a
b
Şekil 3.27. a) Ölçü kaşığının kontrol modelinden uzaklaştırılması ve analogların bağlanması, b) Ölçü kaşığının çalışma modelinden uzaklaştırılması ve analogların bağlanması.
Uygun oranda toz/su karışımı ile elde edilen tip IV sert alçı, vibratör cihazı üzerine
yerleştirilen ölçü kaşığındaki ölçü boşluğuna yavaş bir şekilde dökülmüştür. Bir
saatlik süre boyunca alçı sertleşmesinin tamamlanması beklendikten sonra, alçı
modeller ölçü materyalinden çıkarılmıştır. En ince grenli su zımparası kullanılarak
alçı modeller tesfiye edilmiştir (Şekil 3.28).
a b
Şekil 3.28. a) İndirekt teknik kontrol grubu, alçı model; b) İndirekt teknik çalışma grubu, alçı model.
İndirekt teknik için kontrol ve çalışma modellerinden 5’er adet ölçü alma işlemi
tamamlandıktan sonra, uygun abutment seçimi yapılarak (Çizelge 3.7), abutment’lar
implant analoglarına tork aleti yardımıyla standart 25 Ncm değerinde kuvvet ile
bağlanmıştır (Şekil 3.29).
Çizelge 3.7. İndirekt teknikte kullanılan abutment ve özellikleri.
İndirekt Teknik Abutment
Resim Özellikleri Boyutu Materyali
NC Simante Abutment
3,5 mm çap
5,5 mm abutment yüksekliği
2 mm gingiva yüksekliği
Titanyum
a b
Şekil 3.29. a) İndirekt teknik kontrol grubu; abutment’ların bağlanması, b) İndirekt teknik çalışma grubu; abutment’ların bağlanması.
3.3.3. Snap-Fit Tekniğinin Uygulanması
Öncelikle, snap-fit tekniğinin uygulanacağı epoksi rezin kontrol ve çalışma
modellerinin model sabitleyici sac levhaya vidalanma işlemi gerçekleştirilmiştir
(Şekil 3.30).
Şekil 3.30. Snap-fit tekniği kontrol ve çalışma modellerinin sabitleyici levhaya transferi.
Epoksi rezin modeller yüzey pürüzsüzlüğü açısından kontrol edildikten sonra,
sabitleyici levha ve model yüzeyi çok ince lak tabakası ile kaplanmıştır. Fazla lak
materyali ve toz partiküllerinin uzaklaştırılmasında yine basınçlı hava spreyi
kullanılmıştır.
Snap-fit tekniği, solid abutment protetik sistem olarak da adlandırılır. Bu teknikte,
dental implant üzerine solid abutment’ın tork aleti yardımıyla sabitlenmesinin
ardından, yeterli interokluzal mesafenin oluşturulması amacıyla abutment yüksekliği
gerekli aşındırmalar ile ayarlanır. Snap-fit tekniği, solid abutment üzerine plastik
ölçü başlığı ve başlık içerisine konumlandırıcı silindirik parçanın yerleştirilmesinden
sonra ölçü alınması ve ölçü materyali içerisinde kalan plastik başlık ve
konumlandırıcı silindirik parçanın sağladığı rehberlik ile analogların ölçü içerisine
transfer edilmesi temeline dayanır. Çalışmamızda, snap-fit tekniğinde kullanılmak
üzere uygun ölçü parçalarının seçimi yapılmıştır (Çizelge 3.8).
Çizelge 3.8. Snap-fit protetik sistem ölçü parçaları.
Snap-Fit Tekniği İçin Ölçü Parçaları
Resim Özellikleri Boyutu Materyali
RN ölçü başlığı 8 mm yükseklik Plastik
Gri renkli, konumlandırıcı silindirik parça
10,2 mm yükseklik
Plastik
Yukarıdaki çizelgede özellikleri belirtilen snap-fit plastik ölçü başlığı ve
konumlandırıcı silindirik parça, kontrol ve çalışma modellerindeki solid abutment
analoglar üzerine kilitlenme sesi duyulacak şekilde hafif parmak basıncıyla
yerleştirilmiştir. Plastik ölçü parçalarının yerleştirilmesi sırasında, bu parçalar
arasında kalan boşluk miktarlarının ölçü materyali açısından yeterli olup olmadığı
kontrol edilmiştir. Dik implant analoglarını içeren kontrol modelinde plastik ölçü
parçalarının modifiye edilmesine gerek kalmamış, açılı implant analoğunu içeren
çalışma modelinde ise implant analoglarına yerleştirilecek olan ölçü parçalarında,
tam yerleşimin sağlanması ve ölçü materyaline yer kazandırılması amacıyla gerekli
aşındırmalar yapılmıştır (Şekil 3.31).
Şekil 3.31. Plastik ölçü başlıkları ve konumlandırıcı silindirik parçaların implant analoglarına yerleştirilmesi.
Snap-fit tekniğinde kullanılan kapalı kaşık, polieter adezivi ile kaplanmış ve adezivin
kuruması için 15 dk boyunca beklenmiştir. Otomatik olarak karıştırılan polieter ölçü
materyali, ilk olarak elastomer şırınga yardımıyla plastik ölçü parçalarının kole
bölgelerine enjekte edilmiştir. Ardından ölçü materyali ile doldurulan kapalı kaşık,
pinlerin sağladığı rehberlik ile model üzerine yerleştirilmiştir. Ölçü kaşığının tam
yerleşimi açısından fazla ölçü materyali temizlenmiş ve ölçü kaşığı üzerine standart 5
kg’lık ağırlık yerleştirilmiştir. Polieter ölçü materyalinin polimerizasyonu için 10 dk
süresince beklenmiş ve kaşık model üzerinden uzaklaştırılmıştır. Ölçü yüzeyi netlik
açısından kontrol edilmiş ve 30 dk’lık süre boyunca dışarıda bekletilmiştir. Solid
abutment protetik sistem analogları, ölçü materyali içerisinde kalan plastik ölçü
başlıkları ve konumlandırıcı silindirlerin rehberliği aracılığıyla kilitlenme sesi
duyulacak şekilde hafif parmak basıncı ile yerleştirilmiştir (Şekil 3.32).
a
b
Şekil 3.32. a) Ölçü kaşığının kontrol modelinden uzaklaştırılması ve analogların yerleştirilmesi, b) Ölçü kaşığının çalışma modelinden uzaklaştırılması ve analogların yerleştirilmesi.
Kapalı ölçü kaşığı vibratör cihazı üzerine yerleştirilmiş ve üretici firmanın tarif ettiği
toz/su oranında hazırlanan tip IV sert alçı ölçü boşluğuna dökülmüştür. Alçının
sertleşmesi için 1 saat boyunca beklenmiş ve daha sonra alçı modeller ölçü
materyalinden uzaklaştırılmıştır. Diğer tekniklerde olduğu gibi, alçı modellerin
tesfiyesi 0 numaralı su zımparası kullanılarak tamamlanmıştır (Şekil 3.33).
Şekil 3.33. a) Snap-fit tekniği kontrol grubu, alçı model; b) Snap-fit tekniği çalışma grubu, alçı model.
Snap-fit tekniği için, kontrol ve çalışma modellerinden 5’er adet ölçü alma işlemi
tamamlanmıştır (Şekil 3.34).
Şekil 3.34. a) Snap-fit tekniği kontrol grubu, b) Snap-fit tekniği çalışma grubu.
3.4. Ölçüm Protokolü
Direkt, indirekt ve snap-fit ölçü tekniklerinin kullanımı ile epoksi rezin kontrol ve
çalışma modellerinden ölçü alma işlemleri tamamlandıktan sonra, ölçüm aşamasına
geçilmiştir. Bu 3 farklı ölçü tekniğinin hassasiyetinin, implantların dik veya açılı
konumlanma durumlarına ve aralarındaki mesafe değişimlerine bağlı olarak
karşılaştırılmasının amaçlandığı araştırmamızda, ölçü işlemleri sonucunda elde
edilen alçı modeller üzerinde bulunan abutment’ların, x ve y eksen koordinatları
belirlenerek yatay düzlemde gösterdikleri sapmalar ve abutment yüksekliklerinde
meydana gelen farklılıklar ölçüm kriterleri olarak belirlenmiştir. X ve y koordinat
ölçümleri ve abutment yüksekliklerinin hesaplanması işlemi, aynı zamanda, 3 farklı
ölçü tekniğinde bulunan kontrol ve çalışma gruplarına ait epoksi rezin modellerdeki
abutment’lara da uygulanarak, alçı modellerin değerlendirilmesinde epoksi rezin
modellerin referans olarak alınması sağlanmıştır. Böylece 6 tanesi epoksi rezin
modeller olmak üzere toplam 36 model incelenmiştir. Her bir modelde 4 adet olmak
üzere toplam 144 adet abutment üzerinden ölçüm işlemi yapılmıştır.
3.4.1. Coordinate Measuring Machine (CMM) Ölçüm Cihazının Kullanımı ve
Yatay Düzlemdeki Sapmaların Belirlenmesi
Öncelikle abutment’ların yatay düzlemdeki sapmalarını belirlemek açısından x ve y
eksen koordinatları hesaplanmıştır. Bu ölçümün yapılması aşamasında Coordinate
Measuring Machine (CMM) cihazından yararlanılmıştır. CMM ölçümlerinin tamamı
‘Dizayn Makina İmalatı ve Mühendislik Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nde
gerçekleştirilmiştir.
CMM, 3 boyutlu koordinat metrolojisi sağlayan bir ölçüm cihazıdır (Şekil 3.35).
Koordinat metrolojisi olarak; lazer tarayıcıyı, dokunma sensörlerini ve optik
sensörleri kullanan CMM sistemleri mevcuttur. Bu cihazın esas bileşenlerini;
konstrüksiyon yapısı, kontrol ünitesi, prob sistemi, CMM yazılımı ve bilgisayar
donanımı oluşturur. Ölçümü yapılacak olan parça cihaz tablası üzerine yerleştirilir ve
kontrol sistemi aracılığıyla, parça üzerinden gerekli bilgiler prob sistemi ile alınır.
Kontrol sistemi, destekleyici başlıkla birlikte probun hareketinin yönlendirildiği
mekanizmadır ve program seçeneği manuel veya otomatik olarak ayarlanabilir. Prob
sistemleri (Şekil 3.36), değişik çaplarda küre, yarı küre, silindirik veya yıldız şekilli
olmak üzere farklı geometrilerde ve yakut, gümüş kaplı çelik veya tungsten karbid
gibi farklı materyallerden üretilmişlerdir. Ölçümü yapılacak olan parçanın
özelliklerine ve istenen ölçüm hassasiyetine bağlı olarak en uygun prob seçimi
yapılır. Bu prob sistemi, ölçülecek olan parçaya dokundurularak belirlenen bir
referans noktaya göre koordinatlar elde edilir. CMM yazılımı ise, parçadan alınan
matematik modelin analiz edilerek bilgisayar ortamına aktarılmasını ve böylece,
grafik ve yazılı raporların elde edilebilmesini sağlar.
Şekil 3.35. Coordinate Measuring Machine (CMM) ölçüm cihazı.
Şekil 3.36. Destekleyici başlık ve prob sistemi.
Araştırmamızda kullanılan CMM ölçüm cihazı (DEA Global Silver Performance
05.07.05, Hexagon Metrology, İngiltere) gelişmiş hareket logaritmaları, Software
uyumlu program ve elektronik kontrol mekanizmasına sahiptir (Şekil 3.37). Tüm
ölçü tekniklerindeki abutment’ların boyutlarına uyum sağlayacak şekilde 1 mm
çapında ve ölçüm hassasiyetini artıracak şekilde % 99,9 oranında Al2O3 içeren yakut
materyalinden yapılmış prob sistemi tercih edilmiştir (Şekil 3.38). Ölçüm işlemlerini
seri bir şekilde yapabilmek açısından hareket kontrol sistemi otomatik programa
ayarlanmış ve ölçüm aşamasına geçilmiştir.
Şekil 3.37. DEA Global Silver Performance. Şekil 3.38. 1 mm çapında yakut uçlu prob.
Abutment’ların x ve y eksenlerindeki koordinatlarının hesaplanabilmesi için,
öncelikle referans nokta belirlenmiştir. Her 3 ölçü tekniğinin çalışma gruplarında
bulunan açılı abutment’lar hassas bir referans oluşturamayacağı için, hem kontrol
hem de çalışma gruplarında modellerin en sağında bulunan dik olarak
konumlandırılmış abutment’lar referans olarak kabul edilmiştir. CMM cihazının prob
parçası, her modeldeki 1 adet dik abutment’ın üstte kalan dairesel yüzey (snap-fit
tekniğinde kullanılan solid abutment) veya çemberinin (direkt ve indirekt tekniklerde
kullanılan abutment’lar) dış yüzeyine belirli aralıklarla temas ettirilmiş ve otomatik
olarak merkez belirlenmiştir (Şekil 3.39).
Şekil 3.39. Epoksi rezin modellerdeki abutment’ların CMM cihazı ile ölçümü.
Bu merkezin x ve y koordinatları 0 noktasına yerleştirilerek referans nokta
oluşturulmuştur (Şekil 3.40).
a
b
Şekil 3.40. a) Kontrol grubunda, dik olarak konumlanan 1. abutment üzerinde referans noktanın belirlenmesi, b) Çalışma grubunda, dik olarak konumlanan 1. abutment üzerinde referans noktanın belirlenmesi.
Epoksi rezin kontrol ve çalışma modellerinden, 3 farklı ölçü tekniği uygulanarak elde
edilen tüm alçı modeller üzerindeki abutment koordinatlarının belirlenme işlemleri
sırasında da, aynı şekilde modellerin en sağında bulunan dik abutment’ın üst dairesel
yüzey veya çember merkezi referans olarak alınmıştır. Referans abutment’ta da
olduğu gibi, diğer abutment’ların üst çember merkezinin belirlenmesinde prob
parçası çemberlerin dış yüzeyine belirli aralıklarla temas ettirilmiştir (Şekil 3.41).
Şekil 3.41. Alçı modellerdeki abutment’ların CMM cihazı ile ölçümü.
X eksenindeki koordinatların belirlenmesi sırasında; epoksi rezin ve alçı modellerde
bulunan diğer 3 abutment’ın dairesel üst yüzey veya çember merkezi ile x
koordinatının 0 kabul edildiği referans abutment’ın üst dairesel yüzey merkezi
arasındaki mesafe belirlenerek x koordinatları hesaplanmıştır (Şekil 3.42). Referans
olarak alınan dik abutment modelin en sağında yer aldığından dolayı, solda kalan
abutment’ların x koordinatları negatif değer olarak gösterilmiştir.
Şekil 3.42. Modellerdeki abutment’ların üstten görünümü (A1: Her modelde dik konumlanan 1. abutment’ın üst dairesel yüzey veya çember merkezi, referans merkez; A2, A3, A4: Diğer abutment’ların üst dairesel yüzey veya çember merkezleri; B: İkinci abutment’ın x koordinat
değeri; C: Üçüncü abutment’ın x koordinat değeri; D: Dördüncü abutment’ın x koordinat değeri; R: Referans horizontal çizgi).
Y eksenindeki koordinatların belirlenmesi sırasında ise, referans abutment’ın üst
çember merkezinin y koordinatı 0 kabul edilmiştir. Diğer abutment’ların üst çember
merkezlerinin y ekseninde gösterdiği sapmalar, bu referans noktaya göre
hesaplanmıştır. Referans abutment’ın üst çember merkezinden geçen referans
horizontal çizginin üzerinde kalan abutment merkezleri pozitif, aşağısında kalanlar
ise negatif y koordinat değerleri ile belirtilmiştir. Referans noktaya göre y eksen
koordinatlarının hesaplanma yöntemi Şekil 3.43’de gösterilmiştir.
Şekil 3.43. Modellerdeki abutment’ların üstten görünümü (A1: Her modelde dik konumlanan 1. abutment’ın üst dairesel yüzey veya çember merkezi, referans merkez; A2, A3, A4: Diğer abutment’ların üst dairesel yüzey veya çember merkezleri; B: İkinci abutment’ın y koordinat değeri; C: Üçüncü abutment’ın y koordinat değeri; D: Dördüncü abutment’ın y koordinat değeri; R: Referans horizontal çizgi).
3.4.2. Profil Projektör (PP) Ölçüm Cihazının Kullanımı ve Vertikal Düzlemdeki
Sapmaların Belirlenmesi
X ve y koordinatlarının belirlenmesi ile yatay düzlem sapmalarının hesaplanmasının
ardından, abutment’ların yüksekliklerinde meydana gelen seviye farklılıklarının
ölçümü aşamasına geçilmiştir. Bu ölçümün yapılması sırasında Profil Projektör
(Starrett Precision Optical, 400 Series, İskoçya) cihazından yararlanılmıştır (Şekil
3.44). Profil Projektör cihazı ile yapılan ölçümler ‘Dizayn Makina İmalatı ve
Mühendislik Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nde gerçekleştirilmiştir.
Şekil 3.44. Profil Projektör (PP) ölçüm cihazı.
Profil Projektör, optik karşılaştırıcı olarak da adlandırılan ve bir yüzey veya objenin
büyütülmüş profil görüntüsünü ekrana yansıtarak ölçüm yapmayı sağlayan bir
cihazdır. Ölçümü yapılacak olan objenin yerleştirildiği bir tabla, tabla konumunun
manuel olarak ayarlanmasını sağlayan kontrol kolu, ışık kaynağı, görüntüyü
büyütmeyi sağlayan lens, objenin büyütülmüş görüntüsünün yansıtıldığı projeksiyon
ekranı ve ölçüm sonuçlarını gösteren monitörden oluşur. Bilgisayar desteği ile
kullanıma imkan sağlayan tipleri de vardır. Bu cihaz, genellikle ışık kaynağı objenin
arkasında kalacak şekilde, diaskopik ışıklandırma ile objenin büyütülmüş gölgesinin
ekrana yansıtılması temeline dayanır. Özellikle, internal bölgelerin ölçümü
aşamasında, ışık kaynağının objenin üzerinde konumlandırıldığı episkopik
aydınlatma da kullanılabilir. Projeksiyon ekranı üzerinde 360° döndürülebilen grid
mevcuttur. Böylece ekran üzerindeki referans çizgi, istenen referans noktaya veya
kenara yerleştirilebilir. CMM ölçüm cihazı kadar hassas olmamakla birlikte, dijital
olarak doğrusal x ve y koordinat ölçümleri ve objelerin boyut ölçümleri yapılabilir.
Ancak, Profil Projektör ölçüm cihazının en temel kullanım alanı yükseklik
ölçümüdür.
Epoksi rezin kontrol ve çalışma modellerindeki, ve 3 farklı ölçü tekniği ile elde
edilen alçı modellerdeki abutment’ların yükseklik ölçümlerinin yapılması sırasında,
ilk olarak modeller Profil Projektör ölçüm cihazının tablasına yerleştirilmiştir (Şekil
3.45).
Şekil 3.45. Epoksi rezin ve alçı modellerin Profil Projektör ölçüm cihazı tablasına yerleşimi.
CMM ölçümlerinde olduğu gibi, yine tüm modellerde en sağda bulunan dik
abutment referans alınmıştır. Dik konumdaki 1. abutment’ın üst dairesel yüzey veya
çemberinin en tepe noktası, projeksiyon ekranında bulunan referans çizgi üzerine
yerleştirilmiştir. CMM ölçümlerinde uygulanan aynı prensipten yola çıkılarak, dik
abutment’ın yükseklik ölçümü 0 olarak değerlendirilerek referans noktası
saptanmıştır (Şekil 3.46).
Şekil 3.46. Abutment’ların projeksiyon ekranındaki büyütülmüş görüntüsü (R: Referans horizontal çizgi; A1: Birinci abutment’ın en tepe noktasının referans horizontal çizgiye yerleşimi).
Tüm modellerdeki 1. abutment’ın en tepe noktasının projeksiyon ekranındaki
referans horizontal çizgiye sabitlenmesinin ardından, her modeldeki diğer 3
abutment’ın en tepe noktalarının bu çizgiye olan mesafeleri ölçülmüştür (Şekil
3.47a). Aynı şekilde, çalışma grubundaki epoksi rezin ve alçı modellerdeki açılı
abutment’ın ölçümü sırasında da, açılı abutment’ın en tepe noktasının referans
horizontal çizgiye olan mesafesi değerlendirilmiştir (Şekil 3.47b). Referans
horizontal çizgiyi aşan abutment mesafe değerleri pozitif, bu çizginin altında kalan
mesafe değerleri ise negatif olarak belirlenmiştir.
Şekil 3.47. a) Abutment yüksekliklerinin referans horizontal çizgiye göre ölçümleri (R: Referans horizontal çizgi; A1: Birinci abutment’ın en tepe noktasının referans horizontal çizgiye yerleşimi; A2, A3, A4: Diğer abutment’ların en tepe noktalarının referans horizontal çizgiye yerleşimleri; B: İkinci abutment’ın z koordinat değeri; C: Üçüncü abutment’ın z koordinat değeri; D: Dördüncü abutment’ın z koordinat değeri).
Şekil 3.47. b) Açılı abutment yüksekliğinin referans horizontal çizgiye göre ölçümü. (R: Referans horizontal çizgi; A1: Birinci abutment’ın en tepe noktasının referans horizontal çizgiye yerleşimi; A2, A3, A4: Diğer abutment’ların en tepe noktalarının referans horizontal çizgiye yerleşimleri; B: İkinci abutment’ın z koordinat değeri; C: Üçüncü abutment’ın z koordinat değeri; D: Açılı konumlandırılmış dördüncü abutment’ın z koordinat değeri).
3.5. İstatistiksel Değerlendirme
CMM ve Profil Projektör cihazının kullanımı ile tüm epoksi rezin ve alçı modellerde
bulunan ve implantlara bağlanmış olan abutment’ların konum değerlerinin
hesaplanmasının ardından istatistiksel değerlendirme yapılmıştır. Her bir gruptaki 5
adet alçı modelin, epoksi rezin kontrol modeli değerlerine bağlı olarak standart
normal değerleri (z = [x-kontrol] / standart sapma) elde edilerek, epoksi rezin
modelden sapmalar mutlak değer olarak belirlenmiştir. Daha sonra, bu standart
değerlerden yararlanılarak, hem ölçü teknikleri hem de gruplar arası karşılaştırmalar
yapılmıştır.
Her bir ölçü tekniği için, kontrol ve çalışma modellerindeki implantlarda görülen yer
değiştirmelerin (2., 3. ve 4. implant) x, y koordinatları ve z ekseni esas alınarak tek
tek karşılaştırılmasında Mann Whitney U testi kullanılmıştır. Ölçü tekniklerinin
hassasiyetinin incelenmesinde ise non-parametrik Kruskall-Wallis varyans analizi
testinden faydalanılmıştır. Burada da değerlendirmeler, kontrol ve çalışma
modellerinde her bir implant için (2., 3. ve 4. implant) x, y koordinatları ve z
eksenine göre gerçekleştirilmiştir. Farkın hangi gruplar arasında olduğunun
belirlenebilmesi amacıyla, Benferroni düzeltmeli Mann Withney U testi
kullanılmıştır. İstatistiksel anlamlılık sınırı 0,05 olarak kabul edilmiştir. İstatistiksel
analizler, SPSS for Windows 20.0 paket programında yapılmıştır.
Her 3 ölçü tekniği grubunda da, epoksi rezin kontrol modellerinde bulunan implant
koordinatlarındaki sapmalar birbirinden farklı olduğundan dolayı, standartlaştırma
yapılarak (z dönüşümü) karşılaştırma işlemleri gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle
standart sapma hesaplanmadan, gerçek değerler yerine standartlaştırılmış değerler
verilebilmiştir. Tanımlayıcı değerler olarak sapmaların ortancası ve minimum-
maksimum değerleri belirtilmiştir.
4. ANALİZ VE BULGULAR
Her bir grupta, epoksi rezin ve alçı modeller üzerinde bulunan implantlara bağlı
abutment’ların, her bir modeldeki referans implanta göre, CMM cihazı ile x ve y
koordinatları hesaplanarak yatay düzlemde gösterdikleri sapmalar hesaplanmış ve
cihaza ait programlama sistemi aracılığıyla koordinatların sayısal değer verileri
alınmıştır. CMM cihazı ile yapılan ölçümler sırasında, modellerin en sağında
bulunan dik konumdaki implant 1. referans implant olarak kabul edilmiş ve tüm
gruplarda bu implantların x ve y sayısal koordinat değerleri 0 olarak belirlenmiştir.
Daha sonra, CMM ölçüm cihazı ile 2., 3. ve 4. implantların koordinatlarını gösteren
sayısal veriler elde edilmiştir (Çizelge 4.1).
Vertikal düzlemde gözlenen ve implantların z eksenindeki mesafe farklılıklarını
belirten ölçümler ise Profil Projektör ölçüm cihazı aracılığıyla yapılmıştır. Bu cihazın
kullanımı ile her bir grupta epoksi rezin ve alçı modeller üzerinde bulunan
implantlara bağlı abutment’ların, modellerdeki referans implanta göre gösterdiği
farklılıklar hesaplanmıştır. Profil Projektör ölçüm cihazının kullanımında da, benzer
şekilde modellerin en sağında bulunan dik konumdaki 1. implant referans implant
olarak kabul edilerek, tüm gruplarda bu implantların sayısal z mesafe değerleri 0
olarak belirtilmiştir. Ardından, 2., 3. ve 4. implantların z eksen farklılıklarını
tanımlayan sayısal veriler elde edilmiştir (Çizelge 4.2).
Çizelge 4.1. a) Direkt ölçü tekniği için x ve y sayısal koordinat değerleri (mm).
Ölçü Tekniği Gruplar Modeller Kod X’ Koordinatı Y' Koordinatı
1. İmplant 2. İmplant 3. İmplant 4. İmplant 1. İmplant 2. İmplant 3. İmplant 4. İmplant
Direkt Teknik
(Pick-Up/Açık Kaşık Tekniği)
Kontrol Grubu
'A kodlu modeller'
Epoksi Rezin Ana Model
A 0 -7,804 -15,804 -23,450 0 0,573 0,108 0,611
Alçı Modeller
A1 0 -7,769 -15,849 -23,450 0 0,523 0,047 0,585
A2 0 -7,811 -15,820 -23,501 0 0,609 0,120 0,605
A3 0 -7,733 -15,823 -23,502 0 0,549 0,056 0,618
A4 0 -7,745 -15,857 -23,422 0 0,548 0,077 0,631
A5 0 -7,818 -15,741 -23,420 0 0,510 0,063 0,488
Çalışma Grubu
'B kodlu modeller'
Epoksi Rezin Ana Model
B 0 -5,768 -12,173 -18,489 0 0,374 1,129 1,410
Alçı Modeller
B1 0 -5,799 -12,161 -18,438 0 0,396 1,160 1,430
B2 0 -5,784 -12,179 -18,246 0 0,496 1,204 1,513
B3 0 -5,841 -12,262 -18,530 0 0,419 1,168 1,479
B4 0 -5,789 -12,229 -18,498 0 0,398 1,187 1,442
B5 0 -5,775 -12,169 -18,526 0 0,424 1,193 1,509
Çizelge 4.1. b) İndirekt ölçü tekniği için x ve y sayısal koordinat değerleri (mm).
Ölçü Tekniği Gruplar Modeller Kod X' Koordinatı Y' Koordinatı
1. İmplant 2. İmplant 3. İmplant 4. İmplant 1. İmplant 2. İmplant 3. İmplant 4. İmplant
İndirekt Teknik (Transfer/ Kapalı Kaşık Tekniği)
Kontrol Grubu
'C kodlu modeller'
Epoksi Rezin Ana Model
C 0 -6,301 -12,847 -18,543 0 -0,170 0,114 0,441
Alçı Modeller
C1 0 -6,352 -12,949 -18,670 0 -0,079 0,075 0,529
C2 0 -5,728 -12,282 -18,673 0 0,471 0,665 0,631
C3 0 -5,823 -12,358 -18,721 0 0,409 0,669 0,558
C4 0 -6,336 -12,841 -18,643 0 -0,132 0,102 0,341
C5 0 -5,772 -12,390 -18,604 0 0,374 0,608 0,491
Çalışma
Grubu
'D kodlu modeller'
Epoksi Rezin Ana Model
D 0 -5,580 -12,354 -18,261 0 0,147 0,192 0,206
Alçı Modeller
D1 0 -5,638 -12,463 -18,408 0 0,143 0,182 0,207
D2 0 -5,662 -12,414 -18,425 0 0,174 0,311 0,255
D3 0 -5,734 -12,562 -18,473 0 0,229 0,259 0,265
D4 0 -5,624 -12,392 -18,366 0 0,175 0,255 0,222
D5 0 -5,748 -12,493 -18,465 0 0,255 0,332 0,240
Çizelge 4.1. c) Snap-fit ölçü tekniği için x ve y sayısal koordinat değerleri (mm).
Ölçü Tekniği Gruplar Modeller Kod X' Koordinatı Y' Koordinatı
1. İmplant 2. İmplant 3. İmplant 4. İmplant 1. İmplant 2. İmplant 3. İmplant 4. İmplant
Snap-Fit Tekniği
Kontrol Grubu
'E kodlu modeller'
Epoksi Rezin Ana Model
E 0 -7,702 -15,282 -23,494 0 0,126 0,250 0,084
Alçı Modeller
E1 0 -7,677 -15,234 -23,461 0 0,181 0,321 0,119
E2 0 -7,745 -15,263 -23,499 0 0,131 0,351 0,112
E3 0 -7,721 -15,254 -23,455 0 0,081 0,232 0,085
E4 0 -7,694 -15,327 -23,591 0 0,151 0,316 0,135
E5 0 -7,681 -15,217 -23,520 0 0,194 0,330 0,178
Çalışma
Grubu
'F kodlu modeller'
Epoksi Rezin Ana Model
F 0 -5,679 -10,884 -15,947 0 0,326 0,318 0,297
Alçı Modeller
F1 0 -5,686 -10,933 -15,898 0 0,314 0,337 0,287
F2 0 -5,681 -10,912 -16,018 0 0,319 0,316 0,320
F3 0 -5,714 -10,945 -15,721 0 0,297 0,303 0,378
F4 0 -5,773 -11,009 -15,994 0 0,324 0,327 0,327
F5 0 -5,725 -10,957 -15,858 0 0,321 0,334 0,297
Çizelge 4.2. a) Direkt ölçü tekniği için z sayısal mesafe değerleri (mm).
Ölçü Tekniği Gruplar Modeller Kod Z' Boyları
1. İmplant 2. İmplant 3. İmplant 4. İmplant
Direkt Teknik (Pick-Up/Açık Kaşık Tekniği)
Kontrol Grubu
'A kodlu modeller'
Epoksi Rezin Ana Model
A 0 -0,033 -0,053 -0,067
Alçı Modeller
A1 0 0,147 0,370 0,541
A2 0 0,093 0,235 0,374
A3 0 0,095 0,276 0,439
A4 0 0,201 0,445 0,645
A5 0 0,074 0,241 0,396
Çalışma Grubu
'B kodlu modeller'
Epoksi Rezin Ana Model
B 0 -0,052 -0,252 -0,552
Alçı Modeller
B1 0 -0,095 -0,242 -0,530
B2 0 -0,119 -0,303 -1,296
B3 0 -0,042 -0,215 -0,410
B4 0 -0,184 -0,396 -0,701
B5 0 -0,109 -0,352 -0,669
Çizelge 4.2. b) İndirekt ölçü tekniği için z sayısal mesafe değerleri (mm).
Ölçü Tekniği Gruplar Modeller Kod Z' Boyları
1. İmplant 2. İmplant 3. İmplant 4. İmplant
İndirekt Teknik (Transfer/ Kapalı Kaşık Tekniği)
Kontrol Grubu
'C kodlu modeller'
Epoksi Rezin Ana Model
C 0 -0,078 -0,130 -0,112
Alçı Modeller
C1 0 -0,052 -0,323 -0,222
C2 0 -0,072 0,171 0,256
C3 0 -0,019 0,061 0,087
C4 0 -0,218 -0,475 -0,508
C5 0 -0,027 0,179 0,333
Çalışma Grubu
'D kodlu modeller'
Epoksi Rezin Ana Model
D 0 0,024 -0,081 0,285
Alçı Modeller
D1 0 -0,055 -0,228 0,138
D2 0 -0,019 -0,194 0,101
D3 0 -0,083 -0,052 0,260
D4 0 0,000 -0,154 0,216
D5 0 -0,083 -0,067 0,227
Çizelge 4.2. c) Snap-fit ölçü tekniği için z sayısal mesafe değerleri (mm).
Ölçü Tekniği Gruplar Modeller Kod Z' Boyları
1. İmplant 2. İmplant 3. İmplant 4. İmplant
Snap-Fit Tekniği
Kontrol Grubu
'E kodlu modeller'
Epoksi Rezin Ana Model
E 0 -0,159 -0,232 -0,506
Alçı Modeller
E1 0 -0,240 -0,361 -0,739
E2 0 -0,174 -0,266 -0,633
E3 0 -0,027 -0,046 -0,298
E4 0 -0,132 -0,166 -0,410
E5 0 -0,159 -0,250 -0,580
Çalışma Grubu
'F kodlu modeller'
Epoksi Rezin Ana Model
F 0 -0,145 -0,242 -0,002
Alçı Modeller
F1 0 -0,187 -0,308 -0,170
F2 0 -0,263 -0,443 -0,325
F3 0 -0,124 -0,167 0,058
F4 0 -0,203 -0,301 -0,167
F5 0 -0,196 -0,294 -0,142
4.1. Yatay ve Vertikal Düzlem Sapmalarının İstatistiksel Tanımlayıcı Değerleri
Yatay ve vertikal düzlemde meydana gelen yer değiştirmelerin karşılaştırılabilmesi
amacıyla, epoksi rezin kontrol modelleri referans alınarak, 3 farklı ölçü tekniği için
kontrol ve çalışma gruplarındaki implantların, x ve y koordinatlarında ve z ekseninde
ayrı ayrı gösterdikleri tanımlayıcı istatistiksel sapma değerleri hesaplanmıştır
(Çizelge 4.3).
Çizelge 4.3. a) İmplantların x koordinatlarının tanımlayıcı sapma değerleri (mm).
Gruplar Ölçü Tekniği İmplant No.
Ortanca En Az En Fazla
Kontrol Grubu
Direkt T.
2 0,9211 0,18 1,87
3 0,9804 0,35 1,37
4 0,7389 0,00 1,28
İndirekt T.
2 1,5229 0,11 1,83
3 1,4886 0,02 1,84
4 3,0976 1,49 4,34
Snap-Fit T.
2 0,7282 0,28 1,49
3 1,0717 0,45 1,55
4 0,6002 0,09 1,76
Çalışma Grubu
Direkt T.
2 0,8400 0,28 2,92
3 1,2844 0,87 3,19
4 0,3460 0,08 2,05
İndirekt T.
2 1,4521 0,78 2,98
3 1,6196 0,56 3,09
4 3,7529 2,40 4,85
Snap-Fit T.
2 0,9485 0,05 2,55
3 1,6804 0,77 3,44
4 0,5971 0,40 1,90
Çizelge 4.3. b) İmplantların y koordinatlarının tanımlayıcı sapma değerleri (mm).
Gruplar Ölçü Tekniği İmplant No.
Ortanca En Az En Fazla
Kontrol Grubu
Direkt T.
2 0,9474 0,63 1,66
3 1,5679 0,42 2,13
4 0,3509 0,11 2,16
İndirekt T.
2 1,8798 0,13 2,21
3 1,6091 0,04 1,81
4 4,2373 2,12 8,05
Snap-Fit T.
2 1,0067 0,11 1,52
3 1,5570 0,39 2,21
4 1,0204 0,03 2,74
Çalışma Grubu
Direkt T.
2 1,1057 0,54 3,00
3 3,2044 1,71 4,14
4 1,8254 0,53 2,72
İndirekt T.
2 0,6087 0,09 2,35
3 1,1492 0,17 2,40
4 0,5832 0,02 1,01
Snap-Fit T.
2 0,6542 0,19 2,71
3 1,0714 0,14 1,36
4 0,6497 0,00 2,29
Çizelge 4.3. c) İmplantların z boylarının tanımlayıcı sapma değerleri (mm).
Gruplar Ölçü Tekniği İmplant No.
Ortanca En Az En Fazla
Kontrol Grubu
Direkt T.
2 2,4710 2,07 4,52
3 3,6075 3,16 5,46
4 4,4779 3,90 6,30
İndirekt T.
2 0,6281 0,07 1,72
3 0,9967 0,63 1,14
4 1,0514 0,31 1,27
Snap-Fit T.
2 0,3475 0,00 1,70
3 0,5593 0,15 1,58
4 0,7175 0,42 1,32
Çalışma Grubu
Direkt T.
2 1,1176 0,20 2,59
3 0,6800 0,13 1,92
4 0,4162 0,06 2,18
İndirekt T.
2 2,1011 0,64 2,85
3 0,9444 0,18 1,90
4 7,5566 5,82 8,22
Snap-Fit T.
2 1,0303 0,42 2,38
3 0,6755 0,53 2,06
4 1,2044 0,44 2,36
4.2. Yatay ve Vertikal Düzlemdeki Yer Değiştirmelerin İstatistiksel
Değerlendirmesi
4.2.1. Direkt, İndirekt ve Snap-Fit Ölçü Tekniklerinde Kontrol ve Çalışma
Gruplarının Karşılaştırılması
Her bir ölçü tekniği kendi içinde değerlendirildiğinde, implantların açılı olarak veya
aralarında mesafe farklılıkları ile yerleştirildiği çalışma grubunda yatay ve vertikal
yöndeki yer değiştirmelerin, kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı
farklılıklar ortaya koyduğu saptanmıştır. Ayrıca, çalışma grubunda, implantlardaki
açısal sapmaların, mesafe sınırlamalarına göre ölçü hassasiyeti üzerinde daha etkili
olduğu belirlenmiştir. Yatay düzlemdeki x ekseni; implantların sağ ve sol
doğrultudaki, y ekseni ise; implantların ön ve arka doğrultudaki hareketini temsil
etmektedir. Vertikal düzlemdeki z eksen sapması ise; implantların dik doğrultudaki
konumlarında meydana gelen değişimi yansıtmaktadır.
Direkt ölçü tekniği grubunda, kontrol ve çalışma modelleri karşılaştırıldığında; 2.
implantın z ekseni (p = 0,047), 3. ve 4. implantların sırasıyla y (p = 0,028, p = 0,047)
ve z eksenlerinde (p = 0,009, p =0,009), sapmaların istatistiksel olarak anlamlı
olduğu bulunmuştur. Tüm implantlarda, x ekseni esas alındığında kontrol ve çalışma
gruplarında benzer yer değiştirmeler kaydedilmiştir. Analiz sonuçlarına göre, y
ekseninde 3. ve 15°’lik açı ile yerleştirilmiş olan 4. implantlar çalışma grubunda
kontrollere göre daha fazla yer değiştirirken, z ekseninde ise kontrol grubundaki tüm
implantların çalışma grubuna göre daha fazla konum değişikliği gösterdikleri
bulgulanmıştır (Çizelge 4.4a, 4.5a).
İndirekt ölçü tekniğinde, kontrol ve çalışma gruplarında 2. implantın z ekseninde (p
= 0,047) ve 4. implantın y (p = 0,009) ve z (p = 0,009) eksenlerinde gösterdikleri yer
değiştirmelerin istatistiksel olarak önemli olduğu saptanmıştır. Bu ölçü tekniğinde
de, hiçbir implantın yatay yöndeki x koordinatında anlamlı bir konum değişikliği
gözlenmemiştir. Sonuçlar irdelendiğinde, komşu implantla arasındaki mesafenin en
az olduğu 2. implant ve açılı olarak yerleştirilen 4. implantın z eksenlerindeki
sapmaların kontrollerine göre daha fazla olduğu belirlenmiştir. Ancak, kontrol
grubundaki 4. implantın y eksenindeki yer değiştirme değeri, çalışma grubundan
fazla bulunmuştur (Çizelge 4.4b, 4.5b).
Snap-fit ölçü tekniği grubunda ise, kontrol ve çalışma modelleri arasında, 2., 3. ve
açılı olarak yerleştirilen 4. implantın hiçbirinde, istatistiksel olarak anlamlı bir fark
oluşturacak yatay veya vertikal düzlem sapmasına rastlanmamıştır (Çizelge 4.4c,
4.5c).
Çizelge 4.4. a) Direkt teknik kontrol ve çalışma grubu değerlerinin karşılaştırılması (mm).
Kontrol Grubu Çalışma Grubu
x y z x y z
2. İmplant 0,9211a 0,9474a 2,4710b 0,8400a 1,1057a 1,1176a
3. İmplant 0,9804a 1,5679a 3,6075b 1,2844a 3,2044b 0,6800a
4. İmplant 0,7389a 0,3509a 4,4779b 0,3460a 1,8254b 0,4162a
Aynı satırda yer alan farklı harfler, aynı koordinatlar arasındaki istatistiksel olarak anlamlı farklılıkları göstermektedir (p < 0,05).
Çizelge 4.4. b) İndirekt teknik kontrol ve çalışma grubu değerlerinin karşılaştırılması (mm).
Kontrol Grubu Çalışma Grubu
x y z x y z
2. İmplant 1,5229a 1,8798a 0,6281a 1,4521a 0,6087a 2,1011b
3. İmplant 1,4886a 1,6091a 0,9967a 1,6196a 1,1492a 0,9444a
4. İmplant 3,0976a 4,2373b 1,0514a 3,7529a 0,5832a 7,5566b
Aynı satırda yer alan farklı harfler, aynı koordinatlar arasındaki istatistiksel olarak anlamlı farklılıkları göstermektedir (p < 0,05).
Çizelge 4.4. c) Snap-fit tekniği kontrol ve çalışma grubu değerlerinin karşılaştırılması (mm).
Kontrol Grubu Çalışma Grubu
x y z x y z
2. İmplant 0,7282 1,0067 0,3475 0,9485 0,6542 1,0303
3. İmplant 1,0717 1,5570 0,5593 1,6804 1,0714 0,6755
4. İmplant 0,6002 1,0204 0,7175 0,5971 0,6497 1,2044
Çizelge 4.5. a) Direkt ölçü tekniği için kontrol ve çalışma gruplarının karşılaştırılması.
Direkt T. Çalışma Grubu
Kontrol Grubu
2. İmplant 3. İmplant 4. İmplant
x y z x y z x y z
2. İmplant x 0,917 y 0,754 z 0,047
3. İmplant x 0,175
y 0,028 z 0,009
4. İmplant x 0,465 y 0,047 z 0,009
İstatistiksel anlamlılık sınırı: p < 0,05
Çizelge 4.5. b) İndirekt ölçü tekniği için kontrol ve çalışma gruplarının karşılaştırılması.
İndirekt T.
Çalışma Grubu
Kontrol Grubu
2. İmplant 3. İmplant 4. İmplant
x y z x y z x y z
2. İmplant x 0,465 y 0,754 z 0,047
3. İmplant x 0,251
y 0,465 z 0,917
4. İmplant x 0,175 y 0,009 z 0,009
İstatistiksel anlamlılık sınırı: p < 0,05
Çizelge 4.5. c) Snap-fit ölçü tekniği için kontrol ve çalışma gruplarının karşılaştırılması.
Snap-fit T.
Çalışma Grubu
Kontrol Grubu
2. İmplant 3. İmplant 4. İmplant
x y z x y z x y z
2. İmplant x 0,917 y 0,917 z 0,251
3. İmplant x 0,076
y 0,076 z 0,465
4. İmplant x 0,917 y 0,347 z 0,347
4.2.2. Direkt, İndirekt ve Snap-Fit Ölçü Tekniklerinin Karşılaştırılması
Ölçü teknikleri, ölçü hassasiyeti yönünden birbirleri ile karşılaştırıldığında, gerek
kontrol gerekse çalışma grubunda bulunan implantların yatay ve vertikal düzlem
sapmalarının kullanılan ölçü tekniğine göre anlamlı farklılıklar gösterdiği
saptanmıştır (p < 0,05). Direkt, indirekt ve snap-fit ölçü tekniklerinin, kontrol ve
çalışma gruplarına göre, implantların x, y ve z eksenlerinde oluşturdukları yer
değiştirme değerleri Çizelge 4.6’da gösterilmiştir.
İmplantların dik konumda ve standart aralıklarla yerleştirildiği kontrol grubunda, her
üç implant da direkt teknikte sırasıyla, z (p = 0,009, p = 0,008, p = 0,009) ekseninde
diğerlerine göre istatistiksel olarak anlamlı konum sapmaları sergilemiştir. Bununla
birlikte, indirekt ölçü tekniği ile elde edilen modellerdeki 4. implantın, x (p = 0,013)
ve y (p = 0,015) eksenlerinde, diğer tekniklere göre daha fazla yer değiştirdiği
saptanmıştır. Snap-fit ölçü tekniği, kontrol grubundaki hiçbir implantın yatay ve
vertikal düzlemleri üzerinde istatistiksel olarak önemli bir konum değişikliği
meydana getirmemiştir (Şekil 4.1a,c,e).
Bir implantın açılı yerleştirildiği ve implantlar arasında mesafe sınırlamalarının
bulunduğu çalışma grubunda ise, direkt teknik kullanıldığında 3. implantın yatay
düzlemdeki y ekseninde ortaya koyduğu sapmanın önemli olduğu gösterilmiştir (p =
0,016). İndirekt ölçü tekniği ise, 15°’lik açı ile konumlandırılmış olan 4. implantın
yatay x (p = 0,007) ve vertikal z (p = 0,004) eksenlerinde anlamlı bir sapma
oluşturmuştur. Çalışma grubundaki implantların yatay ve vertikal düzlem sapmaları
açısından snap-fit tekniği, hiçbir implantta istatistiksel olarak anlamlı bir sapmaya
neden olmamıştır (Şekil 4.1b,d,f).
Çizelge 4.6. a) Ölçü tekniklerinin x ekseninde ortaya koyduğu verilerin karşılaştırılması (mm).
Kontrol Grubu Çalışma Grubu
Direkt T. İndirekt T. Snap-Fit T. Direkt T. İndirekt T. Snap-Fit T.
2. İmplant 0,9211a 1,5229a 0,7282a 0,8400a 1,4521a 0,9485a
3. İmplant 0,9804a 1,4886a 1,0717a 1,2844a 1,6196a 1,6804a
4. İmplant 0,7389a 3,0976b 0,6002a 0,3460a 3,7529b 0,5971a
Aynı satırda yer alan farklı harfler, aynı grup içerisindeki istatistiksel olarak anlamlı farklılıkları göstermektedir (p < 0,05).
Çizelge 4.6. b) Ölçü tekniklerinin y ekseninde ortaya koyduğu verilerin karşılaştırılması (mm).
Kontrol Grubu Çalışma Grubu
Direkt T. İndirekt T. Snap-Fit T. Direkt T. İndirekt T. Snap-Fit T.
2. İmplant 0,9474a 1,8798a 1,0067a 1,1057a 0,6087a 0,6542a
3. İmplant 1,5679a 1,6091a 1,5570a 3,2044b 1,1492a 1,0714a
4. İmplant 0,3509a 4,2373b 1,0204a 1,8254a 0,5832a 0,6497a
Aynı satırda yer alan farklı harfler, aynı grup içerisindeki istatistiksel olarak anlamlı farklılıkları göstermektedir (p < 0,05).
Çizelge 4.6. c) Ölçü tekniklerinin z ekseninde ortaya koyduğu verilerin karşılaştırılması (mm).
Kontrol Grubu Çalışma Grubu
Direkt T. İndirekt T. Snap-Fit T. Direkt T. İndirekt T. Snap-Fit T.
2. İmplant 2,4710b 0,6281a 0,3475a 1,1176a 2,1011a 1,0303a
3. İmplant 3,6075b 0,9967a 0,5593a 0,6800a 0,9444a 0,6755a
4. İmplant 4,4779b 1,0514a 0,7175a 0,4162a 7,5566b 1,2044a
Aynı satırda yer alan farklı harfler, aynı grup içerisindeki istatistiksel olarak anlamlı farklılıkları göstermektedir (p < 0,05).
Bu başlık altındaki bulgular bir bütün olarak değerlendirildiği zaman, daha önce
ifade ettiğimiz gibi, ölçü teknikleri esas alındığında da açı parametresinin, mesafe
sınırlamalarına göre ölçü hassasiyeti üzerinde daha etkili olduğu belirlenmiştir.
Ayrıca, snap-fit ölçü tekniğinin, direkt ve indirekt ölçü tekniklerine göre çok daha
hassas ölçüler ortaya koyduğu bulgulanmıştır.
a) Kontrol grubu / 2. implant
b) Çalışma grubu / 2. implant
Şekil 4.1. Kontrol ve çalışma grubundaki implantların ortanca değerleri.
0
2
4
6
8
x y z
Orta
nca
(m
m)
Eksenler
Direkt Teknik
İndirekt Teknik
Snap-Fit Tekniği
**
0
2
4
6
8
x y z
Orta
nca (
mm
)
Eksenler
Direkt Teknik
İndirekt Teknik
Snap-Fit Tekniği
c) Kontrol grubu / 3. implant
d) Çalışma grubu / 3. implant
Şekil 4.1. (devam) Kontrol ve çalışma grubundaki implantların ortanca değerleri.
0
2
4
6
8
x y z
Orta
nca
(m
m)
Eksenler
Direkt Teknik
İndirekt Teknik
Snap-Fit Tekniği
*
*
0
2
4
6
8
x y z
Orta
nca (
mm
)
Eksenler
Direkt Teknik
İndirekt Teknik
Snap-Fit Tekniği
*
*
e) Kontrol grubu / 4. implant
f) Çalışma grubu / 4. implant
Şekil 4.1. (devam) Kontrol ve çalışma grubundaki implantların ortanca değerleri.
0
2
4
6
8
x y z
Orta
nca
(m
m)
Eksenler
Direkt Teknik
İndirekt Teknik
Snap-Fit Tekniği
*
*
**
**
0
2
4
6
8
x y z
Orta
nca (
mm
)
Eksenler
Direkt Teknik
İndirekt Teknik
Snap-Fit Tekniği
*
*
*
*
4.2.3. İmplantların Toplu Olarak Ele Alınması İle Direkt, İndirekt ve Snap-Fit
Ölçü Tekniklerinde Kontrol ve Çalışma Gruplarının Karşılaştırılması
Direkt ölçü tekniği tercih edildiğinde, yatay düzlemdeki y ekseni (p = 0,019) ve
vertikal düzlemdeki z ekseninde (p = 0) meydana gelen sapma istatistiksel olarak
anlamlıdır. Bu sapmalardan yatay düzlemde oluşan çalışma, vertikal düzlemde
oluşan ise kontrol grubunda gözlenmektedir (Çizelge 4.7a).
İndirekt ölçü tekniği kullanıldığında ise, vertikal z ekseninde istatistiksel olarak
anlamlı bir sapma meydana gelmiştir (p = 0,005). Bu sapmanın da, indirekt tekniğin
çalışma grubunda oluştuğu belirlenmiştir (Çizelge 4.7b).
Yatay düzlemdeki x ve y ekseni ve vertikal düzlemdeki z eksen sapması açısından,
snap-fit tekniği kontrol ve çalışma grupları arasında istatistiksel olarak önemli bir
farklılık yaratmamıştır (Çizelge 4.7c).
Çizelge 4.7. a) Direkt ölçü tekniği için kontrol ve çalışma gruplarının karşılaştırılması.
Direkt T. Çalışma Grubu
x y z
Kontrol Grubu
x 0,694
y 0,019
z 0,000
İstatistiksel anlamlılık sınırı: p < 0,05
Çizelge 4.7. b) İndirekt ölçü tekniği için kontrol ve çalışma gruplarının karşılaştırılması.
Direkt T. Çalışma Grubu
x y z
Kontrol Grubu
x 0,191
y 0,085
z 0,005
İstatistiksel anlamlılık sınırı: p < 0,05
Çizelge 4.7. c) Snap-fit ölçü tekniği için kontrol ve çalışma gruplarının karşılaştırılması.
Direkt T. Çalışma Grubu
x y z
Kontrol Grubu
x 0,351
y 0,221
z 0,120
İstatistiksel anlamlılık sınırı: p < 0,05
5. SONUÇ VE YORUM
İmplant destekli protetik tedavi uygulama aşamasında, implant konumlarının ana
modele üç boyutlu olarak doğru transferinin sağlanması ile pasif uyumun elde
edilebilmesi, tedavi başarısını etkileyen esas faktördür. Hassas bir dental implant
modelinin oluşturulabilmesi ise, ölçü tekniği ve ölçü materyali, implantların sayı ve
açılanması, model elde etme tekniği gibi birçok faktör ile bağlantılıdır. Bazı
durumlarda, alveolar kemiğin anatomisi, rezidüel kret morfolojisi ve komşu dişlerin
kök konumları nedeniyle, implantlar istenen konumdan farklı olarak yerleştirilmek
zorunda kalınabilir. Aynı zamanda, estetik ve fonksiyonel beklentiler de implantların
açılı olarak yerleşimine ya da aralarındaki mesafelerin normalden sapmalar
göstermesine neden olabilir. Tercih edilecek olan ölçü tekniği, özellikle implantların
açılı ve birbirine yakın konumlandığı bu vakalarda, başarıyı etkileyen önemli bir
faktördür. Bu araştırmamızda, değişen açı ve mesafe parametreleri kullanılarak,
direkt, indirekt ve snap-fit ölçü tekniklerinin gösterdikleri ölçü hassasiyetleri, in vitro
olarak incelenmiştir.
Konu ile ilgili çalışmalar irdelendiğinde, implant konumlarının ana modele transferi
aşamasında, ölçü hassasiyetini etkileyen faktörleri değerlendirmeye yönelik pek çok
araştırmanın yapılmış olduğu görülmektedir (Wee, 2000; Assunção ve ark, 2004;
Assunção ve ark., 2008; Filho ve ark., 2009; Jo ve ark., 2010). Ancak, yine de,
özellikle malpoze konumdaki implantların bulunduğu durumlarda ölçü tekniklerinin
ana model hassasiyeti üzerine etkisi ile ilgili görüşler tartışmalıdır. Bu nedenle,
araştırmamızda farklı implant ölçü tekniklerinin, açılı yerleştirilmiş implantlar ve
implantlar arasındaki mesafe değişimlerine bağlı olarak gösterdikleri ölçü hassasiyeti
incelenmiştir.
İmplant ölçü tekniklerinin hassasiyetinin incelendiği in vitro çalışmalarda,
implantların ana modele yerleştirilme yöntemleri, model üzerinde konumlanan
implantların düzeni ve kullanılan model materyallerinin belirlenmesinde araştırıcılar
farklı seçenekler sunmuşlardır. Wee (2000), alüminyum metal bloktan ark formunda
ana model elde etmiş ve aralarında 12 mm mesafe olacak şekilde 5 adet implantı
simetrik olarak model içerisine sabitlemiştir. Filho ve ark. (2009), aynı şekilde
alüminyum metal bloktan hazırlanan ana modele biri 90°, diğeri ise 65° açılı olacak
şekilde 2 adet implant yerleştirmişlerdir. Bu araştırıcılar, implantların yerleşiminde
doğrusal sıralamayı tercih etmişlerdir. Jo ve ark. (2010), alüminyum metal bloktan
ana model oluşturmuşlar ve blok içerisine 2 tanesi birbirine paralel, diğeri ise 10°
meziyal eğime sahip olacak şekilde yuvalar hazırlayarak, milleme cihazının
kullanımı ile implantları bu yuvalara yerleştirmişlerdir. İmplantların sabitlenmesinde
kimyasal olarak polimerize olan adeziv rezin siman kullanmışlar, yerleştirme düzeni
olarak da doğrusal sıralamayı tercih etmişlerdir. Bir diğer araştırmada, fantom çene
modelinden ölçü alınmış ve ısı ile polimerize olan akrilik rezin kullanımı ile
maksiller model elde edilmiştir. Sağ posterior dişlerin bulunduğu bölge, rezidüel
kreti yansıtacak şekilde düzleştirilmiş ve frez kullanımı ile yuvalar hazırlanarak,
farklı çaptaki implantların kimyasal olarak polimerize olan akrilik rezin ile bu
yuvalara yerleşimi sağlanmıştır. Araştırmacılar, ark kurvatürünü izleyecek şekilde 2.
premolar, 1. molar ve 2. molar diş bölgesine 3 adet implant yerleştirmişlerdir (Kwon
ve ark., 2011). Çene modeli içerisine implantların yerleştirildiği araştırmaların
bazılarında ise, model materyali olarak transparan akrilik rezin (Öngül ve ark., 2012)
veya epoksi rezin (Akalın ve ark., 2013) kullanılmıştır. Herbst ve ark. (2000) ise,
mandibulayı taklit edecek şekilde, molibden içeren paslanmaz çelikten ana model
elde etmişlerdir. Ana modele 5 adet implant machine pressing ile yerleştirilmiştir.
Ortada ve her iki uçta bulunan implantlar dik olarak, kalan 2 implant ise 8°’lik
lingual açılanma ile konumlandırılmıştır.
Birçok araştırmada da gözlendiği gibi, in vitro çalışmalar için kullanılabilecek olan
birçok farklı model materyali ve implant yerleşim düzeni mevcuttur.
Araştırmamızda, implantların istenen açı ve mesafe parametrelerini ana modele
yansıtabilmek açısından, Özkır ve Terzioğlu (2012)’nun çalışmasından esinlenerek
tasarladığımız implant yerleştirme düzeneğinden yararlanılmıştır. Bu düzeneğe
monte edilebilen paslanmaz çelik taşıyıcı blokta hazırlanan yuvalar da, bu
parametreleri yansıtacak şekilde oluşturulmuştur. Bu sayede çalışma grubunda, 15°
eğimli yerleştirilen implantın ölçü hassasiyetine etkisi değerlendirilirken, aynı
zamanda açılı implanttan diğer tarafa doğru 3 mm, 2 mm ve 1 mm olarak değişen
mesafelerin de etkisi saptanabilmiştir. Model materyali olarak epoksi rezin tercih
edilmiştir. Epoksi rezinin düşük başlangıç visközitesine sahip olması sayesinde
implantların materyal içerisine daldırılması sırasında konum değişikliği oluşmamış
ve materyalin polimerizasyonu sonrasında da yüksek mekanik dayanım özelliği
sayesinde implantların model içerisindeki stabilitesi sağlanmıştır. Epoksi rezin
yüzeyinin pürüzsüzlük özelliği de ölçü alma ve ölçüm işlemleri sırasında avantaj
sağlamıştır. İmplantların yerleşimi sırasında lineer sıralama yapılmış ve bu sayede
CMM ve Profil Projektör ölçüm cihazlarının kullanımı sırasında referans noktaların
ve ölçümlerin daha hassas bir şekilde oluşturulabileceği düşünülmüştür.
Kullanılan ölçü tekniğine de bağlı olarak implant konumlarındaki sapmalar, uygun
transfer modelin elde edilmesinde farklılıklar yaratmaktadır. Günümüzde ana model
ve transfer modelde bulunan implant konumlarındaki sapmaları karşılaştırmalı olarak
değerlendirebilmeyi sağlayan birçok ölçüm cihazı mevcuttur. Herbst ve ark. (2000),
5 adet implant içeren model üzerinde splintli ve splintsiz yöntem ile direkt ve
indirekt ölçü tekniklerini karşılaştırdıkları çalışmalarında, x, y ve z eksenlerinde
değer kaydı verebilen Reflex mikroskoptan yararlanmışlardır. Model üzerinde 8 adet
referans nokta belirleyen araştırmacılar, her implantın referans noktaya olan
uzaklıklarını bu cihaz yardımıyla belirlemişlerdir. Farklı açılarda 3 implant içeren
modeller üzerinde direkt ve indirekt ölçü tekniklerinin karşılaştırıldığı bir başka
çalışmada ise, ana model ve transfer modellerdeki implantların konum ölçümlerinin
yapılabilmesi amacıyla, üç boyutlu ölçüm değerleri sağlayan FaroArm Silver ölçüm
cihazı (fine tip measuring stylus) kullanılmıştır. Bu cihaz aracılığıyla, model
yüzeyinde belirlenen 3 referans nokta ve her bir implantın merkezi ve altıgen
yapıdaki her bir köşenin ölçümü olmak üzere her modelden 21 nokta 5 kez
tekrarlanarak ölçülmüştür (Conrad ve ark., 2007). Filho ve ark. (2009), farklı açılarda
yerleştirilen 2 implant içeren model üzerinde, splintli ve splintsiz olarak uygulanan
direkt ölçü yönteminin karşılaştırılmasında AutoCad Software kullanmışlardır.
Tarayıcı ile Software programına aktardıkları görüntüler üzerinde implantlara
sabitledikleri rehber vidaların kenarı ile model yüzeyi arasındaki açıları sayısal
olarak kaydetmişlerdir. Benzer bir çalışmada, direkt ölçü tekniği kullanılarak ölçü
kopinglerinin modifikasyonunun ve splint uygulamasının ölçü hassasiyeti üzerine
etkisi değerlendirilmiştir. Açısal ölçümlerin elde edilmesinde yine Software
programından yararlanılmıştır (Assunção ve ark., 2008). Jo ve ark. (2010), kısa ve
uzun ölçü kopingi kullanımının, direkt ve indirekt ölçü tekniklerinin hassasiyetine
olan etkisini değerlendirdikleri çalışmalarında, 3 adet implant arasındaki mesafenin
ölçümünde, 100 kat büyütme sağlayan ve ± 0,5 µm değerinde hassaslık veren ölçüm
mikroskobunu kullanmışlardır. İmplantlar arasındaki mesafenin ölçümü sırasında her
implantın üst merkezini referans almışlardır. Ancak, ölçüm mikroskobu ile sadece iki
boyutlu ölçüm yapılabilmesi çalışmanın sınırlaması olarak belirtilmiştir. Ölçü
materyalleri, ölçü koping bağlantısının uzunluğu ve paralel olmayan implantların
ölçü hassasiyeti üzerine etkisinin incelendiği bir araştırmada, maksiller modelin
anterior bölgesine yerleştirilen 4 implant, kontrol grubunda paralel ve çalışma
grubunda ise anteriordaki 2 implant 5°’lik açı ile birbirine yaklaşacak ve
posteriordaki 2 implant 5°’lik açı ile orta hattan uzaklaşacak şekilde hazırlanmıştır.
Profil Projektör ölçüm cihazı kullanılarak, referans noktalara göre her modelde 4
adet ölçüm yapılmıştır. Bu ölçüm cihazı 10 kat büyütmeye sahip olmakla birlikte ±
0,5 µm değerinde hassasiyet sağlamaktadır. Ancak, cihazın sadece doğrusal ölçüm
yapması sonucu ölçülerin üç boyutlu distorsiyon oranının ve aksiyel rotasyonun
belirlenememesi çalışmanın sınırlaması olarak ifade edilmiştir (Sorrentino ve ark.,
2010). Ölçü koping modifikasyonunun ölçü hassasiyeti üzerine etkisinin incelendiği
çalışmaların bazılarında, ölçüm aşamasında yine Profil Projektör ölçüm cihazından
yararlanılmıştır (Vigolo ve ark., 2000; Vigolo ve ark., 2004). Kwon ve ark. (2011),
ölçü kopingi kullanılan ve kullanılmayan gruplarda implant ölçü hassasiyetini
karşılaştırmışlar ve elde edilen modellerdeki hassasiyetin ana modele göre sapma
oranının değerlendirilmesinde CMM ölçüm cihazını kullanmışlardır. Maksiller
modelin posterior bölgesine yerleştirdikleri 3 implanttan ilkinin merkezi referans
nokta olarak belirlenmiş ve bu implantın düzlemsel yüzeyi XY düzlemi olarak kabul
edilmiştir. İlk ve 3. implantın merkezinden geçen hayali çizgi ise ZX düzlemi olarak
saptanmıştır. Merkezlerin x, y ve z koordinatları ile her 3 implantın uzun eksen
değerleri (rot-XY, rot-YZ, rot-ZX) hem ana modelde hem de transfer modellerde
kaydedilmiştir. Ölçü materyallerinin ve kopingler arasındaki mesafenin distorsiyon
üzerindeki etkisinin incelendiği diğer bir çalışmada ise, mandibuler modelin anterior
bölgesine 5 adet implant yerleştirilmiştir. Her kopingin mesafe ve açı farkını
ölçebilmek açısından 0,001 mm hassasiyette çalışan CMM cihazı ile üç boyutlu
ölçümler yapılmıştır. Çalışmamızdakine benzer şekilde, en sağda bulunan koping
referans olarak kabul edilerek x, y ve z değerleri 0 olarak alınmıştır. Ölçümler,
kopinglerin açısal eğim değerlerini (diklik ve paralellik) ve doğrusal ölçümlerini
(eşmerkezlilik) verecek şekilde uygulanmıştır (Aguilar ve ark., 2009). Alikhasi ve
ark. (2011), direkt ve indirekt olarak uyguladıkları implant seviyesinde ölçü tekniği
ile abutment seviyesinde ölçü tekniğini karşılaştırdıkları çalışmalarında, CMM ve
Profil Projektör cihazından yararlanmışlardır. CMM ölçümleri için, maksiller
modelin üst yüzey merkezi referans nokta olarak belirlenmiş ve x, y, z eksenlerindeki
açısal sapmalar hesaplanmıştır. Araştırmacılar, alt yapı ile implant arasındaki
marjinal kenar uyumunu ise Profil Projektör ölçüm cihazı ile belirlemişlerdir.
Eksternal ve internal bağlantıya sahip implantlar üzerinde implant açısı ve ölçü
tekniğinin etkisinin incelendiği bir diğer çalışmada da, ana model ve transfer
modeller arasındaki sapmaların belirlenmesinde yine CMM ölçüm cihazından
yararlanılmıştır (Mpikos ve ark., 2012). Araştırmamızda, standart aralıklarla
yerleştirilmiş paralel implantları içeren kontrol grubu ve mesafe ve açılanma
özellikleri değiştirilmiş implantları kapsayan çalışma grubundan direkt, indirekt ve
snap-fit ölçü teknikleri ile ölçü alma işlemleri tamamlandıktan sonra, elde edilen alçı
modeller ile epoksi rezin kontrol modellerindeki implantlara uygun abutment’lar
sabitlenmiştir. Ölçüm işlemleri sırasında, yatay düzlem sapmalarının (x ve y
koordinatları) belirlenmesinde CMM, abutment’ların yükseklik farklarının (z
boyları) saptanmasında ise Profil Projektör ölçüm cihazından yararlanılmıştır. CMM
ölçümleri sırasında, açılı implant güvenilir bir referans oluşturamayacağından ve
kontrol ve çalışma grubunda standart bir referans noktası alınmak istendiğinden
dolayı, her 2 grupta da modellerin en sağında bulunan dik implanta bağlanan
abutment’ın üst çember merkezi referans olarak alınarak, x, y ve z değerleri 0 olarak
kabul edilmiştir. Böylece epoksi modeller ve alçı modellerdeki abutment’ların
hepsinin referans abutment’a göre x ve y koordinat değerleri hesaplanarak yatay
düzlem sapmaları belirlenebilmiştir. Model materyali olarak kullanılan epoksi rezin
içerisine implantların daldırılma işleminin ardından, materyalin polimerizasyonu
sırasında oluşan yüzey gerilimi implantların çevresinde ve kalıbın kenar kısımlarında
epoksi rezinin yükselmesine ve sivri kenarlar oluşmasına neden olmuştur. Ölçü
hassasiyetini engellememesi açısından bu bölgeler tesfiye edilmiş ve aynı işlem alçı
modeller üzerinde de uygulanmıştır. Standardizasyonu bozmamak açısından, referans
nokta olarak model yüzeyinde herhangi bölge tercih edilmemiş ve modele
yerleştirme işlemi sırasında implantların yüksekliklerinde meydana gelmiş
olabileceği düşünülen farklılıklardan dolayı da z koordinatının CMM cihazı ile
güvenilir sonuç vermeyeceği düşünülmüştür. Bu nedenle, abutment’ların z
boylarındaki sapmaların ölçümünde Profil Projektör ölçüm cihazından
yararlanılmıştır. Profil Projektör cihazı ile yapılan ölçümlerde, CMM’deki ile aynı
şekilde modellerin en sağında bulunan ilk abutment referans olarak kabul edilerek,
bu abutment’a göre diğer abutment’ların z eksenindeki mesafe değişimleri
hesaplanmıştır.
İmplant destekli protetik restorasyonların yapım aşamasında ölçü hassasiyetini
etkileyen faktörlerden biri de ölçü materyalidir. Aguilar ve ark. (2009), mandibuler
modelin anterior bölgesine yerleştirilen 5 implant üzerinden ölçü alma işlemleri
sırasında, 2 farklı ölçü materyali kullanarak ölçü hassasiyetini incelemişlerdir. Direkt
ölçü tekniğini tercih eden araştırmacılar, polieter ve hidrofilik ilave tip silikonu
kullanarak elde ettikleri modellerdeki implantların üç boyutlu yer değiştirme
miktarlarını belirlemişlerdir. Araştırma sonucunda, polieter ve hidrofilik ilave tip
silikon ölçü materyali arasında, otomatik karıştırma işlemi uygulandığı takdirde
benzer sonuçlar elde edildiği, ancak dikey yöndeki distorsiyon açısından silikon ölçü
materyalinin daha hassas sonuçlar verdiği belirtilmiştir. Diğer bir çalışmada ise,
mandibuler model içerisine simetrik olarak yerleştirilen 5 implant üzerinden, direkt
ölçü tekniği kullanılarak ölçü alınmış ve bu işlem sırasında orta kıvamlı polieter,
yoğun kıvamlı ilave tip silikon ve orta kıvamlı polisülfit ölçü materyalleri
kullanılmıştır. Elde edilen modellerdeki implantlar üzerine top başlı ataşmanlar
sabitlenmiş ve üç boyutlu yer değiştirme miktarları değerlendirilmiştir. Araştırma
sonuçları, polieter ve ilave tip silikon kullanımının, polisülfit ölçü materyalinin
kullanımına göre daha hassas model eldesi sağladığını göstermiştir. Özellikle çok
sayıda implantın mevcut olduğu durumlarda, polieter ölçü materyalinin güvenle
kullanılabileceği savunulmuştur (Wee, 2000). Sorrentino ve ark. (2010), 2 adet
maksiller modelin anterior bölgesine, bir modelde tüm implantların birbirine paralel
olduğu ve diğerinde ise ortada bulunan 2 implantın birbirine doğru 5°’lik açı
gösterdiği toplam 4 adet implant yerleştirmişlerdir. Ölçü alma işlemi sırasında, direkt
ölçü tekniği ile birlikte orta kıvamlı polieter ve orta kıvamlı ilave tip silkon ölçü
materyallerini kullanmışlardır. Paralel olmayan implantların söz konusu olduğu
durumda ilave tip silikon ölçü materyali daha hassas sonuçlar verirken, paralel
implantların bulunduğu modelde ise polieter ölçü materyali daha iyi bulgular
göstermiştir. Yapılan bir başka çalışmada, açılı ve paralel implantlar üzerinden direkt
teknik kullanılarak, silikon, polivinilsiloksan ve polieter ölçü materyalleri yardımıyla
ölçü alınmıştır. Çalışma sonuçları, açılı implantlar için en uygun ölçü materyalinin
polieter olduğunu ortaya koymuştur (Akalin ve ark., 2013). Konu ile ilgili daha pek
çok çalışma değerlendirildiğinde, hem polieter (Carr, 1992; Hsu ve ark., 1993;
Phillips ve ark., 1994; Assif ve ark., 1996; Lu ve ark., 2004, Del’Acqua ve ark.,
2010), hem de ilave tip silikonun (Humphries ve ark., 1990; Berg ve ark., 2003; Lu
ve ark., 2004) uygun rölyef miktarına sahip rijit kaşık kullanıldığı takdirde, çok üyeli
implant restorasyonlar için uygun ölçü materyalleri olarak kabul edildiği
anlaşılmaktadır. Del’Acqua ve ark. (2012)’nın plastik ve metal kaşıkların ölçü
hassasiyetine etkisini değerlendirdikleri çalışmanın bulguları da, metal yani rijit ölçü
kaşıklarının çok daha iyi sonuçlar sağladığını desteklemektedir. Çalışmamızda,
rijidite özelliği, yüksek boyutsal stabilitesi ve sık kullanılan bir materyal olması
nedeniyle ölçü materyali olarak polieter tercih edilmiştir. Direkt, indirekt ve snap-fit
ölçü tekniklerinin karşılaştırılması sırasında standardizasyon sağlanması açısından,
tek ölçü materyali olarak orta kıvamlı polieter kullanılmıştır.
Ölçü hassiyetini etkileyen bir diğer faktör ise, implantlarda bulunan farklı bağlantı
geometrileridir. İmplantlarda eksternal (Spector ve ark., 1990; Assif ve ark., 1992;
Assif ve ark., 1996) ve internal (Choi ve ark., 2007; Lee ve ark., 2009) bağlantı
bölgelerinin incelendiği birçok araştırma mevcuttur. Mpikos ve ark. (2012), eksternal
ve internal bağlantı bölgesine sahip implantlarda, implant açılanması ve ölçü
tekniğinin ölçü hassasiyeti üzerindeki etkilerini değerlendirmişlerdir. Alüminyum
bloğa ark şeklini yansıtacak şekilde 4 tanesi eksternal ve 4 tanesi internal bağlantı
bölgesine sahip toplam 8 adet implantı, yatay düzlem ile 0°, 15° ve 25°’lik açılanma
gösterecek şekilde yerleştirmişlerdir. Polieter ölçü materyalini kullanan araştırıcılar,
direkt ve indirekt ölçü tekniklerinin hassasiyetini karşılaştırmışlardır. CMM cihazı ile
yapılan ölçüm sonuçlarına göre, kullanılan ölçü tekniği eksternal ve internal bağlantı
şekillerinin her ikisinde de önemli bir sapma değeri oluşturmamıştır. Ancak, özellikle
25°’lik açılanma olmak üzere, implant açılanmasının sadece internal bağlantı şekline
sahip implantlarda önemli konum değişikliği yarattığı bulgulanmıştır. Araştırıcılar,
bu sonucu, internal bağlantı şekline sahip implantlarda ölçü kopinginin
uzaklaştırılması sırasında, ölçü materyali ve koping arasında oluşan yüksek stres
değerlerine bağlamışlardır. Benzer şekilde, internal ve eksternal bağlantı şekillerinin
incelendiği bir diğer çalışmada da, dik ve 10°’lik açı ile konumlandırılmış 2 implant
içeren model üzerinden direkt ve indirekt teknik kullanılarak ölçüler alınmıştır.
Çalışma sonuçlarına göre, internal gruptaki aksiyel yer değiştirme miktarının
eksternal gruba göre daha fazla olduğu saptanmıştır (Lee ve ark., 2012). İnternal
bağlantı şeklinin, abutment’ın mikrohareketliliğini azaltarak uygun kuvvet iletimi
sağlaması, vida kırığı riskinin azaltılması ve implantın boyun bölgesindeki aşırı
streslerin engellenmesi gibi üstünlükleri mevcut olmakla birlikte, ölçü alma
aşamasında eksternal bağlantı şekline göre bazı dezavantajları ortaya
çıkabilmektedir. Araştırmamızda, sadece internal bağlantı sistemine sahip implant ve
ölçü parçaları kullanılması çalışmamızın sınırlaması olarak belirtilebilir. Özellikle
açılı implantların mevcut olduğu durumlarda, internal ve eksternal bağlantı
şekillerinin, ölçü tekniklerinin hassasiyeti üzerine etkileri konusunda daha ileri
çalışmalara gereksinim vardır.
İmplantların uzun yıllar boyunca, sağlıklı bir şekilde idame ettirilebilmeleri, ancak
uygun ve pasif uyuma sahip protetik üst yapı sayesinde mümkündür. Pasif uyumun
sağlanabilmesindeki en önemli faktör ise ölçü hassasiyetinin en üst seviyeye
çıkarılmasıdır. Tam uyumun sağlanabilmesi pratik açıdan mümkün olmamakla
birlikte, tüm eksenlerdeki en fazla 50 µm’lik uyumsuzluk implantlar tarafından tolere
edilebilen sınırdır (Assunção ve ark., 2004). Yatay ve vertikal düzlemdeki eksenler
üzerinde meydana gelen sapmaların hesaplanması, ölçü tekniklerinin hassasiyet
derecesinin belirlenebilmesi açısından detaylı bilgi vermektedir. Bu çalışmadaki veri
hesaplamaları da, x ve y eksenini kapsayan yatay düzlem ve z eksenini kapsayan
vertikal düzlem üzerinden yürütülmüştür. Malpoze implantların ölçü hassasiyeti
üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerini araştırmak için, öncelikle her ölçü tekniği
içerisinde, kontrol ve çalışma gruplarındaki yatay ve vertikal düzlemde ortaya çıkan
yer değiştirmeler karşılaştırılmıştır. Direkt teknik kullanıldığında, çalışma
grubundaki 3. ve 4. implantlarda, kontrollere göre yatay y ekseninde daha fazla yer
değiştirme kaydedilmiştir. İndirekt teknik tercih edildiğinde ise, komşu implant ile
arasındaki mesafenin en az olduğu 2. implant z ekseninde, 4. implant ise y ve z
eksenlerinde, kontrollere göre daha fazla sapma göstermiştir. Bu ölçü tekniği, dik
olarak konumlandırılmış olan 3. implant üzerinde önemli bir konum değişikliği
yaratmamıştır. Snap-fit ölçü tekniği ise, implantların paralel ve standart aralıklarla
yerleştirildiği kontrol grubu ve distaldeki implantın 15°’lik eğimle konumlandırıldığı
ve implantlar arasındaki mesafelerin 3 mm, 2 mm ve 1 mm olduğu çalışma grubu
arasında, yatay ve vertikal düzlemdeki yer değiştirmeler açısından önemli bir
farklılık yaratmamıştır. Bu sonuçlar, farklı implant konumlarının ölçü hassasiyetini
etkileyeceği hipotezimizi doğrulamaktadır.
Conrad ve ark. (2007), üçgensel yerleşim ile konumlandırdıkları implantların kontrol
modelinde birbirlerine paralel olmasına dikkat ederken, çalışma modellerinde
ortadakinin dik, dış taraftakilerin 5°, 10° veya 15°’lik açılanma ile meziyale veya
distale doğru eğimli olarak yerleştirilmesini tercih etmişlerdir. Çalışmada,
polivinilsiloksan ölçü materyali kullanılarak, direkt ve indirekt ölçü tekniklerinin
hassasiyeti karşılaştırılmıştır. X, y, z eksenlerinde yapılan ölçümler sonucu,
implantların açısal yerleşiminin, kullanılan ölçü tekniğinden bağımsız olarak ölçü
hassasiyeti üzerinde etkisi olduğu, ancak bunun belirli bir sistematik sergilemediği
sonucuna ulaşılmıştır. Kontrol ve çalışma gruplarında, ortada yer alan dik
konumlandırılmış implant, her 2 ölçü tekniğinde de önemli bir sapma değeri
oluşturmamıştır. Çalışmamızda kullandığımız ölçü maddesi, implantların sayısı ve
konumu farklı olmasına rağmen, bulgularımız Conrad ve arkadaşlarının sonuçlarını
destekler niteliktedir.
Jo ve ark. (2010), ortadaki ve bir tarafta lateralde konumlanan implantların dik ve
birbirine paralel, diğer taraftaki implantın ise 10°’lik meziyal açılanma ile doğrusal
olarak yerleştirildiği çalışmalarında, direkt ve indirekt tekniğin ölçü hassasiyetlerini
değerlendirmişlerdir. Ölçü işlemlerini elastomerik ölçü materyali yardımıyla
gerçekleştiren araştırıcılar, transfer modeldeki implant konumlarının yer değiştirme
miktarlarını kontrol grubuna göre karşılaştırmışlardır. Konum ölçümleri, kontrol ve
transfer modellerinde, implantların merkez noktaları arasındaki uzaklıkların
hesaplanması ile gerçekleştirilmiştir. Bulgularımızın aksine, hem paralel implantlar,
hem de ortadaki implant ile diğer taraftaki açılı implant arasındaki mesafelerde, her 2
ölçü tekniği arasında anlamlı bir farklılık kaydedilmemiştir. Bu durum, söz konusu
çalışmada ölçümlerin iki boyutlu yapılmış olmasından kaynaklanabilir.
Sorrentino ve ark. (2010) ise, maksiller modelin anterior bölgesine 4 adet implant
yerleştirmişlerdir. Bu implantlardan ortada bulunan 2 tanesi 5°’lik açı ile birbirlerine
yaklaşacak, diğerleri ise 5°’lik açı ile birbirlerinden uzaklaşacak şekilde
konumlandırılmıştır. Direkt ölçü tekniğinin hassasiyetini değerlendiren araştırıcılar,
aynı zamanda kısa ve standart ölçü kopinglerinin de etkinliğini incelemişlerdir.
Çalışmada, ölçü materyali olarak polieter ve ilave tip silikon kullanılmıştır. Yapılan
iki boyutlu ölçümlerde, paralel implantlar arasındaki mesafe, kontrol ve çalışma
gruplarında önemli bir sapma yaratmazken, açılı yerleştirilmiş olan implantlar
arasındaki ve bunların paralel olarak konumlandırılmış implantlara olan
mesafelerindeki sapmalar anlamlı bulunmuştur. Araştırıcılar, açılı konumlanmış
implantlarda meydana gelen sapmaların önemli olduğunu vurgularken, aynı zamanda
bu durumlarda, ilave tip silikon ve kısa ölçü kopingi kullanımının daha uygun ölçü
hassasiyeti sağladığını bulgulamışlardır. Paralel implantlar mevcut olduğunda ve
polieter ölçü materyalinin tercih edilmesi durumunda, standart uzunluktaki ölçü
kopingi kullanımının ölçü hassasiyetini artıracağını bildirmişlerdir. Bu durum,
ölçünün ağızdan çıkarılması sırasında polieterin rijidite özelliği sayesinde kopingi
sıkıca tutarak yer değiştirmesini engellemesi ile açıklanmaktadır (Carr, 1991; Hsu ve
ark., 1993; Phillips ve ark., 1994; Wee, 2000; Lu ve ark., 2004). Başka bir çalışmada
ise, direkt teknik için 11 ve 15 mm’lik, indirekt teknik için de 11 ve 14 mm’lik ölçü
kopingleri kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, ölçü koping boyunun, uzunluk
en az 11 mm olduğu sürece ölçü hassasiyeti üzerinde değişiklik yaratmadığı
bulunmuştur (Jo ve ark., 2010). Araştırmamızda sadece orta kıvamlı polieter ölçü
materyali ve standart 10,1 mm’lik direkt ve 12,3 mm’lik indirekt ölçü kopinglerinin
kullanımı tercih edilmiştir. Açılı yerleştirilmiş implantlarda gözlenen önemli konum
değişiklikleri bakımından bulgularımız, Sorrentino ve arkadaşlarının sonuçları ile
aynı doğrultudadır. Gözlemlediğimiz sapmalar, polieterin rijiditesinden dolayı
ölçünün açılı implantlar üzerinden uzaklaştırılırken deforme olması ile kısmen
açıklanabilir. Aynı şekilde standart uzunluktaki kopinglerin de bu bölgede, ölçünün
çıkarılması esnasında internal stresler oluşturarak deformasyon miktarını artırmış
olması muhtemeldir.
Akalın ve ark. (2013), maksiller model kullanarak, kontrol grubunda hepsi birbirine
paralel ve yatay düzleme dik, çalışma grubunda ise, hepsi 10°’lik labial veya bukkal
açılanmaya sahip olarak yerleştirdikleri 6 adet implant üzerinde direkt ölçü
tekniğinin hassasiyetini incelemişlerdir. Ölçü materyalleri olarak da kondenzasyon
silikonu, polivinilsiloksan ve polieter tercih edilmiştir. Araştırıcılar, modelin anterior
bölgesinde belirledikleri nokta ve implant merkezlerini referans olarak kullanarak, x-
y doğrultusundaki doğrusal ve x-z doğrultusundaki açısal ölçümleri
gerçekleştirmişlerdir. X ve y ekseni açısından, çalışma grubunda daha fazla sapma
değerleri meydana gelmiştir. Çalışmamızda ise, tüm ölçü tekniklerinde x ekseninde
belirgin bir yer değiştirme gözlenmemiştir. Bu durum, Akalın ve arkadaşlarının
sonuçları ile çelişkilidir. Bunun birkaç nedeni olabilir. Öncelikle, sözü geçen
araştırmada maksiller bir model kullanılmasına karşın, çalışmamızda implantlar
modele doğrusal olarak yerleştirilmiştir. İmplant sayıları arasında da fark
bulunmaktadır. Bunun yanı sıra, çalışmamızda tek bir implant açılanma gösterirken,
Akalın ve arkadaşlarının araştırmasında 6 implantın tümü açılı olarak
yerleştirilmiştir. Ark kurvatürünün genişliği ve arktaki andırkat miktarları ölçü
materyalinin deformasyon oranını ve ölçü hassasiyetini etkileyen faktörler
arasındadır. Bu bağlamda, daha fazla implantın söz konusu olduğu durumlarda
ve/veya ark şeklindeki yerleşim ile konumlandırılmış implantlarda, ölçü
hassasiyetinin etkilenme derecesi farklılık gösterebilir. Diğer taraftan, çalışmamızda
açılı olarak yerleştirilmiş implantta y ekseninde ortaya çıkan anlamlı yer değiştirme
yukarıdaki çalışmanın bulguları ile paralellik göstermektedir. Benzer şekilde, açılı
yerleştirdiğimiz 4. implantta z düzleminde kaydedilen önemli sapmalar da,
araştırıcıların x-z doğrultusundaki açısal ölçüm sapmalarını destekler niteliktedir.
Snap-fit ölçü tekniği grubunda ise, kontrol ve çalışma grupları arasında benzer yer
değiştirmeler gözlenmiştir. Bu durum, daha sonra da tartışacağımız gibi bu tekniğin,
direkt ve indirekt tekniklerin olumlu özelliklerini kapsamasına bağlı olabilir.
Estetik gereksinimler, bireysel anatomik farklılıklar ve yer darlığının söz konusu
olduğu durumlarda, teorik olarak olması gereken açı ve mesafe uygulamalarında
sapmalarla karşılaşılabilir. Tercih edilecek olan ölçü tekniği ve klinik açıdan kabul
edilebilir ölçü hassasiyetinin sağlanması, bu durumlar mevcut olduğunda daha da
önem kazanmaktadır. Araştırmamızda, bulgularımız bir bütün olarak
değerlendirildiğinde, çalışma grubundaki açı parametresinin, mesafe parametresine
göre ölçü hassasiyeti üzerinde daha fazla etkisi olduğu saptanmıştır. Kontrol ve
çalışma grupları arasında yapılan karşılaştırmalarda, ölçü tekniklerinin hiç birinin x
eksen sapmasında, ölçü teknikleri arasında yapılan karşılaştırmalarda ise, komşu
implant ile arasındaki mesafenin 1 mm olduğu 2. implantın x eksen sapmasında
istatistiksel olarak anlamlı bir sapma oluşmamıştır. Diğer taraftan, indirekt teknikte
yakın konumlandırılmış 2. implantın z ekseninde, diğer bir deyişle dik yönde belirgin
bir yer değiştirme saptanmıştır. İmplantlar arasındaki mesafenin sınırlı olduğu
durumlarda, ölçü materyaline yer kazandırmak ve ölçü kopinglerinin implanta uygun
bağlantısını sağlamak amacıyla ölçü kopinglerinin modifiye edilmesi önerilmektedir
(Selecman ve Wicks, 2009). Araştırmamızda, direkt ve snap-fit ölçü tekniklerinde
kopinglerde gerekli düzenlemeler yapılmış ancak konik kopinglerin kullanıldığı
indirekt teknikte bu tip bir modifikasyona gerek duyulmamıştır. Bu nedenle dik
yönde meydana gelen bu sapmanın kopingin ölçü öncesinde implant üzerinde hatalı
konumlandırılmasından ziyade ölçü içerisine transferi sırasında meydana geldiği
düşünülebilir. Nitekim diğer ölçü tekniklerinde, kopingte yapılan aşındırmalarla 2.
implantta yeterli ölçü hassasiyeti sağlanmıştır. İmplantlardaki açısal konum
farklılıklarının ölçü hassasiyeti üzerindeki etkileri ile ilgili birçok çalışma mevcut
olmasına rağmen, sonuçlarımızı karşılaştırabileceğimiz, implantlar arasındaki mesafe
sınırlamalarının bu bağlamdaki etkisi hakkındaki araştırmalar sayılıdır. Selecman ve
Wicks (2009), birbirine çok yakın yerleştirilmiş 2 implanttan ölçü almak için
modifiye ettikleri plastik, parmak basıncı ile yerleştirilen ölçü kopinglerini
kullanarak klinik başarı elde ettiklerini bildirmişlerdir. Araştırıcılar, kapalı kaşık
yardımıyla metal koping kullanımının çok daha güvenilir sonuçlar verdiğini ancak
implant konumunun sorunlu olduğu durumlarda modifikasyonu daha kolay olan
plastik kopinglerin tercih edilmesi gerektiğini vurgulamışlardır. İmplant
uygulamalarında sıklıkla karşılaştığımız bu durumla ilgili kesin yargıya varmadan
önce, ölçü kopinglerinde yapılan modifikasyonların ne derece etkili olduğunu
irdeleyen çok sayıda implant ve farklı ölçü materyalleri ile yapılan çalışmalara
gereksinim bulunmaktadır.
Çalışmamızda, kontrol ve çalışma gruplarının karşılaştırılmasının ardından, her 2
gruba bağlı olarak direkt, indirekt ve snap-fit ölçü teknikleri değerlendirilmiştir.
Kontrol grubunda konumlandırılmış paralel implantlar açısından, direkt teknik tüm
implantların sadece vertikal z eksenlerinde önemli bir sapma oluşturmuştur.
De La Cruz ve ark. (2002), alüminyum bloğa üçgensel olarak 3 adet implant
yerleştirmişlerdir. Direkt ve indirekt ölçü tekniklerini karşılaştıran araştırıcılar, yatay
düzlemdeki x ve y koordinat ölçümlerini traveling mikroskop, vertikal düzlemdeki z
koordinat ölçümlerini ise dijital kumpas yardımıyla yapmışlardır. Ölçüm sonuçlarına
göre direkt ölçü tekniği ile meydana gelen vertikal düzlem sapmasının indirekt ölçü
tekniğine göre daha fazla olduğunu bildirmişlerdir. Araştırıcılar, direkt ölçü
tekniğinin vertikal düzlemde gösterdiği bu anlamlı farklılığın, ölçü kopinglerinin
ölçü materyali içerisindeki hareket riskinden ve kopinglerin ölçü materyali
içerisinde, vertikal eksendeki yer değişimini engelleyen bir referans yüzeye sahip
olmamasından kaynaklandığını düşünmüşlerdir. Araştırmamızın bulguları da bu
düşünceleri destekler niteliktedir. Günümüzde, direkt ölçü tekniğinin ölçü
hassasiyetini artırmaya yönelik birçok ön hazırlık işlemleri yapılabilmektedir. Bunlar
arasında, ölçü kopinglerinin pürüzlendirilmesi, kopinglere ölçü materyal adezivi
uygulanması ve farklı materyallerle kopinglere uygulanabilen splintleme işlemleri
bulunmaktadır. Ancak, ölçü hassasiyetini artırmak amacıyla uygulanabileceği
belirtilen bu ön hazırlık işlemleri hakkında da görüş birliği mevcut değildir. Vigolo
ve ark. (2004), indirekt ölçü tekniğinin, kopinglerin kimyasal olarak polimerize olan
akrilik rezin ile splintlendiği direkt ölçü tekniğine göre daha düşük ölçü hassasiyeti
gösterdiğini belirtmişlerdir. De Faria ve ark. (2011), diş ipi ve büzülmesiz akrilik
rezin uygulaması ile splintleme işlemini gerçekleştirdikleri direkt ölçü tekniği ile
indirekt ölçü tekniğine göre daha yüksek hassasiyet saptamışlardır. Martínez-Rus ve
ark. (2013), 0°, 15° ve 30°’lik açılarla yerleştirilmiş 6 adet implant içeren model
üzerinde indirekt teknik, splintsiz direkt teknik, akrilik rezin ile splintleme
uygulamasının yapıldığı direkt teknik ve metal splint uygulamasının yapıldığı direkt
tekniğin ölçü hassasiyetini incelemişlerdir. Çalışma sonuçları, metal splint
uygulamasının diğer gruplara göre daha iyi bulgular sağladığını göstermiştir. Direkt
ve indirekt ölçü tekniklerinin karşılaştırıldığı bir başka araştırmada ise, direkt ölçü
tekniğinin uygulanması sırasında splintsiz yöntem, splintli yöntem ve lateral uzantılı
kare ölçü kopingleri kullanılmıştır. Çalışma bulguları, direkt ve indirekt ölçü
tekniklerinin her ikisinin de kabul edilebilir sonuçlar verdiğini göstermektedir
(Herbst ve ark., 2000). Bunun yanı sıra, indirekt ölçü tekniğinin splintleme işlemi ile
uygulanan direkt ölçü tekniğine göre daha yüksek hassasiyet gösterdiğini belirten
çalışmalar da mevcuttur (Humphries ve ark., 1990; Burawi ve ark., 1997). Bir başka
görüş de, maksillada çok sayıda labial veya bukkal açılanmaya sahip implantların söz
konusu olduğu durumlarda, splintleme işleminin, kaşığın uzaklaştırılması sırasında
ölçü materyalinde deformasyona neden olduğu ve bu doğrultuda kullanılmaması
gerektiği yönündedir (Vigolo ve ark., 2004; Choi ve ark., 2007). Stimmelmayr ve
ark. (2012), 7’si maksilla ve 3’ü mandibula olmak üzere 10 dişsiz çenenin anterior
bölgesine 4 adet implant yerleştirerek, 2 farklı ölçü tekniğinin hassasiyetini
değerlendirmişlerdir. Araştırıcılar, tekniklerden birinde indirekt ölçü kopinglerine
plastik başlık yerleştirmişler, diğerinde ise 2 parçalı akrilik rezin bar ile uygulanan
direkt tekniği incelemişlerdir. Ölçümler, dijital görüntülerin çakıştırılması ile üç
boyutlu olarak yapılmıştır. Sonuç olarak, splint uygulaması ile birlikte kullanılan
direkt tekniğin daha uygun ölçü hassasiyeti sağladığı belirlenmiştir. Araştırmamızda,
direkt ve indirekt tekniğin karşılaştırılmasında net sonuçlar elde edebilmek için, bu
iki teknik açısından ölçü hassasiyetine katkıda bulunduğu bilinen hiçbir yöntem
uygulanmamıştır. Yani, direkt tekniğin kullanımı sırasında ölçü kopinglerine
herhangi bir yüzey hazırlık işlemi, ölçü adezivi ile kaplama veya splintleme
uygulaması yapılmamıştır. Ayrıca, araştırmamızda tercih ettiğimiz firmanın indirekt
tekniğin hassasiyetini artırmaya yönelik olarak piyasaya sunduğu plastik ölçü koping
başlıklarının da kullanımından kaçınılmıştır. Bu doğrultuda, direkt ölçü tekniğinde, z
ekseninde gözlenen düşük hassasiyetin implantların polieter ölçü materyali
içerisindeki rotasyonundan ve/veya implant analoğu ile ölçü kopinginin ölçü
materyali içerisinde birleştirilmesi sırasında oluşan hatalardan kaynaklandığı
düşünülmektedir.
Araştırmamızda, birbirine paralel yerleştirilen implantların bulunduğu kontrol
grubunda, indirekt ölçü tekniği kullanıldığında 4. implantın x ve y eksenlerinde
anlamlı yer değiştirmeler sergilediği bulgulanmıştır. İmplantların konum ve mesafe
sınırlamaları gösterdiği çalışma grubunda da, indirekt teknikte açılı olarak
konumlandırılan 4. implantta yatay x ve vertikal z eksenlerinde belirgin yer
değiştirmeler gözlenmiştir. Direkt teknikte ise, sadece bir implantın y ekseninde
konum değişikliğine rastlanmıştır. İndirekt tekniğin, implantların birbirine paralel
olduğu durumda vertikal z ekseninde farklılık yaratmaması, daha önce de
bahsedildiği üzere, kopinglerin ölçü materyali içerisine transferi sırasında, ölçü
materyalinin dik yönde referans yüzey oluşturması ile açıklanabilir. Bu teknik,
sadece açılı olarak yerleştirilmiş olan implantın vertikal düzleminde önemli bir
farklılık oluşturmuştur. Açılı olarak yerleştirilen implant, ölçü materyalinin
modelden uzaklaştırılması sırasında, ölçü materyalinde daha fazla stres birikimine
yol açarak, rijit yapıdaki polieterde deformasyon riskine neden olabilmektedir. Carr
(1991) da, indirekt teknikte karşılaşılabilecek düşük hassasiyetin nedenlerinden biri
olarak, polieter gibi rijit ölçü materyallerinin kullanımını belirtmiştir. Bu nedenle,
özellikle açılı implantların söz konusu olduğu durumlarda, elastomerik ölçü
materyallerinin ve daha retantif parçalara sahip ölçü kopinglerinin tercih edilmesi
ölçü hassasiyetini artıracaktır (Assunção ve ark., 2004; Vigolo ve ark., 2004).
Çalışmamızda, indirekt ölçü tekniğinin, direkt ölçü tekniğinin aksine, implantların
yatay düzlemdeki yer değişimi açısından daha düşük ölçü hassasiyeti sağladığı
belirlenmiştir. İndirekt ölçü tekniğinin yatay düzlemde oluşturduğu farklılığın
nedeninin ise, ölçü materyalinin ölçü kopingleri üzerinden uzaklaştırılması sırasında
oluşabilecek deformasyon riskinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Nitekim direkt
teknik kullanıldığında, ölçü koping vidalarının gevşetilmesi sayesinde ölçü kaşığının
uzaklaştırılması için gereken kuvvet daha azdır. İndirekt teknikte ise daha fazla
uygulanan lateral hareketin ölçü materyalinde daha çok stres birikimine yol açması,
indirekt ölçü tekniğinin yatay düzlemde gösterdiği düşük hassasiyetin nedenlerinden
biri olarak açıklanabilir. Yapılan araştırmalar da, implantların açılanma
miktarlarındaki artışla birlikte yatay düzlemdeki sapma oranının yüksek olduğunu ve
ölçü hassasiyetindeki azalmayı destekler niteliktedir (Assunção ve ark., 2004; Filho
ve ark., 2009; Rutkunas ve ark., 2012). Bu durum, özellikle, çok sayıda açılı
konumlandırılmış implantların mevcut olduğu durumlardaki artan sürtünme alanının
ölçü materyali içerisinde oluşturduğu streslerin deformasyona neden olması ile
açıklanmıştır (Vigolo ve ark., 2004).
Rashidan ve arkadaşları (2012), farklı ölçü koping tasarımlarını inceledikleri
çalışmalarında, akrilik rezin modellere birbirine paralel 5 adet implant
yerleştirmişlerdir. Ölçü tekniği olarak direkt ve indirekt tekniğin karşılaştırması
yapılmıştır. CMM ölçüm cihazını kullanarak ana model ve transfer modelde bulunan
implantların konum sapmalarını x, y ve z eksenlerinde inceleyen araştırıcılar, x ve z
eksenlerindeki sapma açısından, direkt ve indirekt ölçü tekniklerinde benzer bulgular
elde etmişlerdir. Ancak, tüm implantların paralel olarak konumlandırılması ve
modellerde açılı implantların bulunmaması, araştırmanın sınırlaması olarak
belirtilmiştir. Bu çalışmanın sonuçlarına benzer şekilde, araştırmamızda da, direkt ve
indirekt teknik, açılı olarak yerleştirilmiş olan implant dışında, hiçbir implantın yatay
x ekseninde anlamlı bir yer değişikliği oluşturmamıştır. Ancak, yukarıdaki
çalışmanın aksine, ölçü tekniklerine ve implant eğimine bağlı olarak y ve z
eksenlerinde farklılıklar görülmüştür. Yapılan bir diğer araştırmada ise, maksiller
akrilik rezin modelin 2. premolar, 1. molar ve 2. molar diş bölgelerine 3 adet yuva
açılmıştır. Öndeki 2 adet yuvaya birbirlerine paralel olan implantlar yerleştirilmiş,
sonda yer alan 3. yuvaya da CMM ölçümleri sırasında referans oluşturacak olan
metal silindir konumlandırılmıştır. Araştırıcılar, direkt ve indirekt ölçü tekniklerini
karşılaştırmışlar ve implantların x, y ve z eksen sapmaları açısından, bu iki ölçü
tekniği arasında istatistiksel olarak önemli bir farklılığa rastlamamışlardır (Alikhasi
ve ark., 2011). Andrade ve arkadaşları (2012), akrilik modele 4 adet implant
yerleştirmişlerdir. İmplantlardan ortada yer alan 2 tanesi birbirine paralel, distallerde
yer alanlar ise 15°’lik eğimle konumlandırılmıştır. İndirekt teknik, splintsiz direkt
teknik ve splintli direkt tekniğin ölçü hassasiyetini karşılaştıran araştırıcılar, CMM
ölçüm cihazı ile elde ettikleri verilerden yola çıkarak, splintli direkt tekniğin açılı
implantlarda en hassas sonuçları sağladığını belirtmişlerdir. Splintsiz direkt tekniğin
hassasiyetinin ise, indirekt tekniğe göre daha iyi olduğunu saptamışlardır. Bizim
araştırma bulgularımız da bu sonuçları destekler niteliktedir.
Araştırmamızda, snap-fit ölçü tekniği, kontrol ve çalışma gruplarında, implantların
hiçbirinin x, y, z eksenlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yaratmamıştır.
Burawi ve ark. (1997) ve Çehreli ve Akça (2006) da yaptıkları araştırmalarda, snap-
fit ölçü tekniğinin direkt ölçü tekniğine göre daha yüksek hassasiyet sağladığını
belirtmişlerdir. Yapılan bir diğer araştırmada ise, snap-fit ölçü tekniği indirekt ölçü
tekniğine göre daha düşük sapma değerleri meydana getirmiştir (Daoudi ve ark.,
2001). Alikhasi ve arkadaşları (2011), direkt ve indirekt tekniği kapsayan implant
seviyesinde ölçü ile abutment seviyesinde ölçü tekniklerini karşılaştırdıkları
araştırmalarında, bulgularımızın aksine paralel implantlar açısından abutment
seviyesinde ölçü tekniğinin daha düşük hassasiyet gösterdiğini, yapılan CMM
ölçümleri ile belirlemişlerdir. Ancak, araştırıcılar snap-fit ölçü parçalarının yerleşim
mekanizmasının hekime bağlı olduğunu ve uygun yerleştirilmediğinde ölçü
hassasiyetini bozacağını savunmuşlardır. Aynı zamanda, snap-fit ölçü parçalarının
genellikle düşük maliyet açısından plastik olarak tercih edilmesinin de, metal ölçü
parçalarının kullanımına göre daha düşük retansiyon sağlayarak ölçü hassasiyetini
bozabileceğini belirtmişlerdir. Walker ve ark. (2008) da, benzer şekilde, indirekt ölçü
tekniğinin snap-fit tekniğine göre daha yüksek ölçü hassasiyeti sergilediğini
saptamışlardır. Bu araştırıcılar da, diğer çalışmada olduğu gibi, plastik ölçü
başlıklarını tercih etmişlerdir. Daoudi ve ark. (2001) ise, snap-fit ölçü tekniğinin
hassasiyetinin indirekt tekniğe göre daha yüksek olduğunu belirten bulgular elde
etmişlerdir. Ancak, bu araştırıcılar snap-fit ölçü parçalarını metal olarak seçmişlerdir.
Benzer bir çalışmada, Fernandez ve ark. (2013), mandibuler alüminyum modele 4
adet implant yerleştirmiş ve alt yapı olarak döküm altın bar üretmişlerdir.
Araştırıcılar, 2 farklı implant sisteminde metal ve plastik ölçü başlıklarının
kullanımının ölçü hassasiyetine etkisini inceledikleri çalışmalarında, transfer
modellerdeki implantların standart döküm bar ile gösterdikleri uyumu ölçmüşlerdir.
Ölçümler için yüzey profilometresi kullanılmış ve implant sistemlerinden birinde
metal ölçü başlıkları daha hassas uyumu sağlarken, diğerinde iki başlık tipi arasında
önemli bir farklılığa rastlanmamıştır. Ma ve arkadaşları (1997) ise, ölçü parçalarının
üretim hassasiyetinin 22 µm – 100 µm arasında değişim gösterdiğini ve buna bağlı
olarak ölçü hassasiyetinin farklılık oluşturacağını savunmaktadırlar. Metal ölçü
parçalarının deformasyon riski çok daha düşük olmakla birlikte, araştırma
sonuçlarımıza göre, uyumlu ve deforme olmamış plastik ölçü parçalarının dikkatli
yerleşim sağlanarak kullanılmasının da ölçü hassasiyetine katkıda bulunduğu
belirtilebilir. İstatistiksel değerlendirme sonuçları, açılı yerleştirilmiş implantlar
üzerinde en hassas ölçüyü sağlayan tekniğin snap-fit tekniği olduğunu
göstermektedir. Diğer ölçü teknikleri kullanıldığında, özellikle açılı implantın ölçü
materyalini deforme etme riski veya ölçü kopinginin transferi sırasında, kopingin
ölçü materyali içerisine yerleştirilme zorluğu ölçü hassasiyetinde azalmaya neden
olmaktadır. Ancak, snap-fit ölçü parçaları ölçü materyali içerisinde kalarak,
abutment yerleşimi sırasında sağlam bir referans oluşturmaktadır.
Snap-fit ölçü tekniği, kullanımı son yıllarda yaygınlaşan bir sistemdir ve bu konu ile
ilgili çok fazla araştırma bulunmamaktadır. Solid abutment protetik sistem üzerine
mekanik adaptasyon ile yerleştirilen snap-fit ölçü parçaları, abutment konumunun
modele aktarılmasını hassasiyetle gerçekleştirmektedir. Ölçü materyali içerisinde
kalan ölçü parçaları, transferi yapılacak abutment’a rehber oluşturarak, abutment
transferinin klinik olarak kabul edilebilir sınırlar içerisinde gerçekleştirilmesine
olanak sağlamaktadır. Araştırmamız sonucunda da, paralel implantlarda olduğu gibi,
açı ve yer darlığı gibi olumsuz durumların mevcut olduğu durumlarda da, snap-fit
ölçü tekniğinin kullanımının en uygun ölçü hassasiyeti sağlayabileceği gözlenmiştir.
Ölçü teknikleri ile ilgili sonuçlarımız bir bütün olarak değerlendirildiğinde, farklı
tekniklerin ölçü hassasiyetini etkilediği yönündeki hipotezimiz kabul görmüştür.
Daha önce de belirttiğimiz gibi, ölçü tekniği ve uygulama şekli, ölçü materyali,
implantların sayıları ve açılanmaları ve kullanılan bağlantı şekilleri gibi pek çok
faktör, ölçü hassasiyetinin derecesi üzerinde önemli rol oynamaktadır. Araştırmamız,
diğer birçok çalışmayı (Assunção ve ark., 2008; Akalın ve ark., 2013) destekler
nitelikte açılanma derecesinin artışıyla birlikte ölçü hassasiyetinin azalacağını
göstermiştir. Ancak, mesafe sınırlamalarının ölçü hassasiyeti üzerindeki etkinliği
hakkında görüş birliğine varabilmek açısından daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
Çalışma bulgularımıza göre, snap-fit ölçü tekniği hem paralel hem de açılı
implantlarda güvenle kullanılabilecek bir ölçü yöntemi olarak gösterilebilir. Ancak,
son yıllarda geliştirilmiş olan bu teknik hakkında da daha fazla araştırmaya ihtiyaç
bulunmaktadır. Yine, ileri dönem çalışmalarda, daha fazla sayıda implantın farklı
açılanma dereceleri ile birlikte incelenmesinin, implantların bağlantı bölgelerinin
çeşitlendirilmesinin, daha farklı yerleşim düzenleri uygulanmasının, yeni geliştirilen
ölçü materyallerinin etkinliğinin araştırılmasının ve güncel bir yaklaşım olan
CAD/CAM sistemler sayesinde dijital ölçü yöntemlerinin geliştirilmesine yönelik
kapsamlı incelemeler yapılmasının, protetik üst yapı uyumsuzluğunu en düşük
seviyeye indirmek ve pasif uyum kavramını mümkün olduğunca yerine getirerek,
çevre kemik, implant ve protetik sisteminin bir bütün olarak sağlıklı bir şekilde
idamesini sağlamak açısından yararlı olacağı düşünülmektedir.
6. GELECEĞE İLİŞKİN ÖNGÖRÜLEN KATKILAR
Anatomik sınırlamalar, estetik ve fonksiyonel gereksinimlerden dolayı implantlar
öngörülenden farklı konumlarda yerleştirilmek zorunda kalınabilir. Bu doğrultuda,
tez çalışmamızda açılı veya aralarında mesafe sınırlamalarına sahip olarak
yerleştirilen implantlarda direkt, indirekt ve snap-fit ölçü tekniklerinin sağladıkları
hassasiyet üç boyutlu olarak in vitro koşullarda değerlendirilmiştir. Standart
aralıklarla dik ve birbirine paralel olarak yerleştirilen implantlar bir diğer grubu
oluşturmuştur. Tez çalışmamızın sonuçlarına göre;
1. Direkt ölçü tekniği, birbirine paralel yerleştirilmiş implantlarda dik yönde
anlamlı bir yer değişikliği oluşturmuştur. Çalışma grubunda ise, 15° eğimle
yerleştirilen implantın hem dik (z) hem de ön-arka (y) yönlerde gösterdiği sapma
istatistiksel olarak önemli bulunmuştur. Direkt teknikte gözlenen düşük
hassasiyetin en önemli nedeni olarak, ölçü kopinglerinin ölçü materyali
içerisindeki rotasyon riski gösterilmiştir. Bu nedenle, direkt tekniğin tercih
edildiği durumlarda, ölçü kopinglerine ön hazırlık işlemleri veya splint
uygulaması yapılmasının daha uygun ölçü hassasiyeti sağlayacağı
düşünülmektedir.
2. İndirekt ölçü tekniği, implantların birbirine paralel veya malpoze olarak
yerleştirildikleri çalışma gruplarında meziyodistal (x) yönde istatistiksel olarak
önemli bir yer değiştirme ortaya koymamıştır. Ancak, hem dik hem de açılı
olarak yerleştirilmiş olan 4. implantın konumunda yatay (y) ve vertikal (z)
yönlerde anlamlı sapmalara yol açmıştır. İndirekt ölçü tekniğinde gözlenen düşük
hassasiyetin en önemli nedeni olarak, implant analoglarının bağlandığı ölçü
kopinglerinin ölçü içerisine yerleştirilmesi sırasında oluşabilecek hatalar
gösterilmektedir. Bu durum, özellikle açılı implantlar söz konusu olduğunda
önemli bir sorun oluşturabilir. Günümüzde indirekt ölçü tekniğinin hassasiyetinin
artırılması amacıyla, ölçü kopinglerinin üst kısımlarına yerleştirilen plastik ölçü
başlıkları bazı firmalar tarafından piyasaya sürülmüştür. İndirekt ölçü tekniğinin
bu sistem ile birlikte uygulanmasının yaygın hale gelmesi ölçü hassasiyetine
katkı sağlayacaktır.
3. Son yıllarda kullanımı yaygınlaşan snap-fit ölçü tekniği ise, dik ve açılı olarak
yerleştirilen hiçbir implantın x, y ve z eksenlerinde anlamlı bir yer değiştirme
değerleri oluşturmamış ve en doğru ölçü hassasiyeti sağlayan implant ölçü
tekniği olarak bulunmuştur. Solid abutment protetik sistem sayesinde uygulanan
snap-fit ölçü tekniğinde kullanılan ölçü başlıkları, özellikle riskin yüksek olduğu
açılı implantlarda, abutment konumlarının transfer modele doğru bir şekilde
aktarılması açısından güvenli bir yöntemdir. Snap-fit ölçü tekniği tercih
edildiğinde, kullanılacak olan plastik ölçü başlıklarının abutment üzerine uygun
kilitlenme mekanizması ile yerleşebilmesi ve deformasyona uğramamış olmasına
dikkat edilmelidir. Metal ölçü başlıklarının kullanımı ise, deformasyon riskinin
düşük olmasından dolayı daha güvenilir bir yöntem oluşturabilir.
4. Araştırma sonuçlarımıza göre, implantların açısal sapma değerlerinin,
aralarındaki mesafe sınırlamalarına göre daha etkili olduğu bulunmuştur.
İmplantlar arası mesafenin en az olduğu implantta, hiçbir tekniğin kullanımı
sırasında meziyodiastal (x) yönde önemli bir konum değişikliğine
rastlanmamıştır. Bu doğrultuda, implantlar arasında mesafe sınırlamalarının
bulunduğu durumlarda, ölçü kopinglerinin tam yerleşiminin sağlanması ve ölçü
kopinglerinin stabil bir şekilde desteklenmesine katkıda bulunacak şekilde
kopinglerin aşındırılması ile ölçü materyaline yer kazandırılmasının, uygun ölçü
hassasiyeti sağladığı belirtilebilir.
5. Günümüzde, birçok ölçü materyalinin kullanımı söz konusu olmakla birlikte, orta
kıvamlı polieter, uygun boyutsal stabilitesi, rijitlik özelliği ve nem toleransı
sayesinde implant ölçülerinde güvenle kullanılabilecek bir ölçü materyalidir.
Ancak, implantların açılı olduğu durumlarda, polieterin rijitlik özelliği dezavantaj
oluşturarak deformasyonlara neden olabilir. Bu nedenle, açılı implantlar mevcut
olduğunda, elastomerik ölçü materyallerinin kullanımının daha doğru ölçü
hassasiyeti sağlayacağı belirtilebilir.
6. Tüm bu bulguların yanı sıra, diş hekimliği alanındaki gelişmeler sayesinde
günümüzde CAD/CAM sistemleri kullanılmaya başlanmıştır. Dijital ölçü
yöntemlerinin daha da yagınlık kazanmasının, protetik üst yapı açısından daha
yüksek hassasiyet sağlayacağı ve dental implant tedavisindeki başarıyı artıracağı
düşünülmektedir.
7. KAYNAKLAR
ACAR, A., İNAN, Ö. (2001). İmplant destekli protezlerde okluzyon. Cumhuriyet Üniv. Diş Hek. Fak. Derg., 4: 52-56.
AGUILAR, M.L., ELIAS, A., VIZCARRONDO, C.E.T., PSOTER, W.J. (2009). Analysis of three-dimensional distortion of two impression materials in the transfer of dental implants. J. Prosthet. Dent., 101: 202-209.
AKALIN, Z.F., ÖZKAN, Y.K., EKERİM, A. (2013). Effects of implant angulation, impression material, and variation in arch curvature width on implant transfer model accuracy. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 28: 149-157.
AKÇA, K., ÇEHRELİ, M.C. (2004). Accuracy of 2 impression techniques for ITI implants. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 19: 517-523.
ALIKHASI, M., SIADAT, H., MONZAVI, A., MOMEN-HERAVI, F. (2011). Three-dimensional accuracy of implant and abutment level impression techniques: effect on marginal discrepancy. J. Oral Implantol., 37: 649-657.
ANDRADE, P.C.C., PINTO, J.R.R., MIRANDA, M.E. (2012). Evaluation of the influence of different impression techniques on misfit of superstructure in multiple angled implants. ImplantNews, 9: 263-270.
ASSIF, D., FENTON, A., ZARB, G., SCHMITT, A. (1992). Comparative accuracy of implant impression procedures. Int. J. Periodontics Restorative Dent., 12: 112-121.
ASSIF, D., MARSHAK, B., SCHMIDT, A. (1996). Accuracy of implant impression techniques. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 11: 216-222.
ASSUNÇÃO, W.G., CARDOSO, A., GOMES, E.A., TABATA, L.F., DOS SANTOS, P.H. (2008). Accuracy of impression techniques for implants. Part 1 -Influence of transfer copings surface abrasion. J. Prosthodont., 17: 641-647.
ASSUNÇÃO, W.G., FILHO, H.G., ZANIQUELLI, O. (2004). Evaluation of transfer impressions for osseointegrated implants at various angulations. Implant Dent., 13: 358-366.
BERG, J.C., JOHNSON, G.H., LEPE, X., ADÁN-PLAZA, S. (2003). Temperature effects on the rheological properties of current polyether and polysiloxane impression materials during setting. J. Prosthet. Dent., 90: 150-161.
BOZKAYA, D., MÜFTÜ, S. (2003). Mechanics of the tapered interference fit in dental implants. J. Biomech., 36: 1649-1658.
BURAWI, G., HOUSTON, F., BYRNE, D., CLAFFEY, N. (1997). A comparison of the dimensional accuracy of the splinted and unsplinted impression techniques for the Bone-Lock implant system. J. Prosthet. Dent., 77: 68-75.
CARR, A.B. (1991). Comparison of impression techniques for a five-implant mandibular model. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 6: 448-455.
CARR, A.B. (1992). Comparison of impression techniques for a two-implant 15-degree divergent model. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 7: 468-475.
CHOI, J.H., LIM, Y.J., YIM, S.H., KIM, C.W. (2007). Evaluation of the accuracy of implant-level impression techniques for internal-connection implant prostheses in parallel and divergent models. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 22: 761-768.
CONRAD, H.J., PESUN, I.J., DELONG, R., HODGES, J.S. (2007). Accuracy of two impression techniques with angulated implants. J. Prosthet. Dent., 97: 349-356.
CRAIG, R.G. (1985). Restorative Dental Materials. 7th Ed., Mosby Co., St. Louis, p: 276.
ÇEHRELİ, M.C., AKÇA, K. (2006). Impression techniques and misfit-induced strains on implant-supported superstructures: an in vitro study. Int. J. Periodont. Restor. Dent., 26: 379-385.
DAOUDI, M.F., SETCHELL, D.J., SEARSON, L.J. (2001). A laboratory investigation of the accuracy of two impression techniques for single-tooth implants. Int. J. Prosthodont., 14: 152-158.
DAOUDI, M.F., SETCHELL, D.J., SEARSON, L.J. (2004). An evaluation of three implant level impression techniques for single tooth implant. Eur. J. Prosthodont. Restor. Dent., 12: 9-14.
DE FARIA, J.C.B., SILVA-CONCÍLIO, L.R., NEVES, A.C.C., MIRANDA, M.E., TEIXEIRA, M.L. (2011). Evaluation of the accuracy of different transfer impression techniques for multiple implants. Braz. Oral Res., 25: 163-167.
DE LA CRUZ, J.E., FUNKENBUSCH, P.D., ERCOLI, C., MOSS, M.E., GRASER, G.N., TALLENTS, R.H. (2002). Verification jig for implant-supported prostheses: A comparison of standard impressions with verification jigs made of different materials. J. Prosthet. Dent., 88: 329-336.
DEL’ACQUA, M.A., CHÁVEZ, A.M., AMARAL, Â.L., COMPAGNONI, M.A., MOLLO, F.A. (2010). Comparison of impression techniques and materials for an implant-supported prosthesis. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 25: 771-776.
DEL’ACQUA, M.A., DE AVILA, É.D., AMARAL, Â.L., PINELLI, L.A., MOLLO, F.A. (2012). Comparison of the accuracy of plastic and metal stock trays for implant impressions. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 27: 544-550.
DONOVAN, T.E., CHEE, W.W.L. (2004). A review of contemporary impression materials and techniques. Dent. Clin. N. Am., 48: 445-470.
EGER, D.E., GUNSOLLEY, J.C., FELDMAN, S. (2000). Comparison of angled and standard abutments and their effect on clinical outcomes: a preliminary report. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 15: 819-823.
EHRENFEST, D.M.D., COELHO, P.G., KANG, B.S., SUL, Y.T., ALBREKTSSON, T. (2010). Classification of osseointegrated implant surfaces: materials, chemistry and topography. Trends In Biotechnology, 28: 198-206.
ENKLING, N., BAYER, S., JÖHREN, P., MERICSKE-STERN, R. (2012). Vinylsiloxanether: a new impression material. Clinical study of implant impressions with vinylsiloxanether versus polyether materials. Clin. Implant Dent. Relat. Res., 14: 144-151.
FATHI, M.H., SALEHI, M., SAATCHI, A., MORTAZAVI, V., MOOSAVI, S.B. (2003). In vitro corrosion behavior of bioceramic, metallic, and bioceramic – metallic coated stainless steel dental implants. Dent. Mater., 19: 188-198.
FERNANDEZ, M.A., PAEZ DE MENDOZA, C.Y., PLATT, J.A., LEVON, J.A., HOVIJITRA, S.T., NIMMO, A. (2013). A comparative study of the accuracy between plastic and metal impression transfer copings for implant restorations. J. Prosthodont., DOI: 10.1111/jopr. 12015.
FILHO, H.G., MAZARO, J.V.Q., VEDOVATTO, E., ASSUNÇÃO, W.G., DOS SANTOS, P.H. (2009). Accuracy of impression techniques for implants. Part 2 – comparison of splinting techniques. J. Prosthodont., 18: 172-176.
FINGER, I.M., CASTELLON, P., BLOCK, M., ELIAN, N. (2003). The evalution of external and internal implant/abutment connections. Practical Procedures and Aesthetic Dentistry, 15: 625-632.
GIORDANO, R. (2000). Impression materials: basic properties. Gen. Dent., 48: 510-516.
GRACIS, S., MICHALAKIS, K., VIGOLO, P., VON STEYERN, P.V., ZWAHLEN, M., SAILER, I. (2012). Internal vs. external connections for abutments / reconstructions: a systematic review. Clin. Oral Implants Res., 23: 202-216.
HAMALIAN, T.A., NASR, E., CHIDIAC, J.J. (2011). Impression materials in fixed prosthodontics: influence of choice on clinical procedure. J. Prosthodont., 20: 153-160.
HERBST, D., NEL, J.C., DRIESSEN, C.H., BECKER, P.J. (2000). Evaluation of impression accuracy for osseointegrated implant supported superstructures. J. Prosthet. Dent., 83: 555-561.
HSU, C.C., MILLSTEIN, P.L., STEIN, R.S. (1993). A comparative analysis of the accuracy of implant transfer techniques. J. Prosthet. Dent., 69: 588-593.
HUMPHRIES, R.M., YAMAN, P., BLOEM, T.J. (1990). The accuracy of implant master casts constructed from transfer impressions. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 5: 331-336.
JO, S.H., KIM, K.I., SEO, J.M., SONG, K.Y., PARK, J.M., AHN, S.G. (2010). Effect of impression coping and implant angulation on the accuracy of implant impressions: an in vitro study. J. Adv. Prosthodont., 2: 128-133.
KAN, J.Y., RUNGCHARASSAENG, K., BOHSALI, K., GOODACRE, C.J., LANG, B.R. (1999). Clinical methods for evaluating implant framework fit. J. Prosthet. Dent., 81: 7-13.
KEMPLER, J. (2011). The effect of impression technique, connection type and implant angulation on impression accuracy. Doctorate thesis, University of Maryland.
KIM, S., NICHOLLS, J.I., HAN, C.H., LEE, K.W. (2006). Displacement of implant components from impressions to definitive casts. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 21: 747-755.
KWON, J.H., SON, Y.H., HAN, C.H., KIM, S. (2011). Accuracy of implant impressions without impression copings: A three-dimensional analysis. J. Prosthet. Dent., 105: 367-373.
LANG, N.P., WILSON, T.G., CORBET, E.F. (2000). Biological complications with dental implants: their prevention, diagnosis and treatment. Clin. Oral Implants Res., 11: 146-155.
LEE, E.A. (1999). Predictable elastomeric impressions in advanced fixed prosthodontics: a comprehensive review. Pract. Periodont. Aesthet. Dent., 11: 497-504.
LEE, H., SO, J.S., HOCHSTEDLER, J.L., ERCOLI, C. (2008a). The accuracy of implant impressions: a systematic review. J. Prosthet. Dent., 100: 285-291.
LEE, H., ERCOLI, C., FUNKENBUSCH, P.D., FENG, C. (2008b). Effect of subgingival depth of implant placement on the dimensional accuracy of the implant impression: an in vitro study. J. Prosthet. Dent., 99: 107-113.
LEE, J.H., KIM, D.G., PARK, C.J., CHO, L.R. (2012). Axial displacements in external and internal implant-abutment connection. Clin. Oral Implants Res., 0: 1-7.
LEE, Y.J., HEO, S.J., KOAK, J.Y., KIM, S.K. (2009). Accuracy of different impression techniques for internal-connection implants. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 24: 823-830.
LEMONS, J.E. (2004). Biomaterials, biomechanics, tissue healing, and immediate-function dental implants. J. Oral Implantol., 30: 318-324.
LU, H., NGUYEN, B., POWERS, J.M. (2004). Mechanical properties of 3 hydrophilic addition silicon and polyether elastomeric impression materials. J. Prosthet. Dent., 92: 151-154.
MA, J., RUBENSTEIN, J.E. (2012). Complete arch implant impression technique. J. Prosthet. Dent., 107: 405-410.
MA, T., NICHOLLS, J.I., RUBENSTEIN, J.E. (1997). Tolerance measurements of various implant components. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 12: 371-375.
MARTÍNEZ-RUS, F., GARCÍA, C., SANTAMARÍA, A., ÖZCAN, M., PRADÍES, G. (2013). Accuracy of definitive casts using 4 implant-level impression techniques in a scenario of multi-implant system with different implant angulations and subgingival alignment levels. Implant Dent., 22: 268-276.
MERZ, B.R., HUNENBART, S., BELSER, U.C. (2000). Mechanics of the implant-abutment connection: an 8-degree taper compared to a butt joint connection. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 15: 519-526.
MICHALAKIS, K.X., KALPIDIS, C.D.R., KANG, K., HIRAYAMA, H. (2005). A simple impression technique for dental implants placed in close proximity or adverse angulations. J. Prosthet. Dent., 94: 293-295.
MPIKOS, P., KAFANTARIS, N., TORTOPIDIS, D., GALANIS, C., KAISARLIS, G., KOIDIS, P. (2012). The effect of impression technique and implant angulation on the impression accuracy of external- and internal-connection implants. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 27: 1422-1428.
NACONECY, M.M., TEIXEIRA, E.R., SHINKAI, R.S., FRASCA, L.C., CERVIERI, A. (2004). Evaluation of the accuracy of 3 transfer techniques for implant-supported prostheses with multiple abutments. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 19: 192-198.
ÖNGÜL, D., GÖKÇEN-RÖHLİG, B., SERMET, B., KESKİN, H. (2012). A comparative analysis of the accuracy of different direct impression techniques for multiple implants. Aust. Dent. J., 57: 184-189.
ÖZKIR, S.E., TERZİOĞLU, H. (2012). Macro design effects on stress distribution around implants: a photoelastic stress analysis. Indian J. Dent. Res., 23: 603-607.
PHILLIPS, K.M., NICHOLLS, J.L., MA, T., RUBENSTEIN, J. (1994). The accuracy of three implant impression techniques: A three-dimensional analysis. Int. J. Oral Maxillofac.Implants, 9: 533-540.
PYE, A.D., LOCKHART, D.E.A., DAWSON, M.P., MURRAY, C.A., SMITH, A.J. (2009). A review of dental implants and infection. J. Hosp. Infect., 72: 104-110.
RASHIDAN, N., ALIKHASI, M., SAMADIZADEH, S., BEYABANAKI, E., KHARAZIFARD, M.J. (2012). Accuracy of implant impressions with different impression coping types and shapes. Clin. Implant Dent. Relat. Res., 14: 218-225.
RUBENSTEIN, J.E., MA, T. (1999). Comparison of interface relationships between implant components for laser-welded titanium frameworks and standard cast frameworks. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 14: 491-495.
RUTKUNAS, V., SVEIKATA, K., SAVICKAS, R. (2012). Effects of implant angulation, material selection, and impression technique on impression accuracy: a preliminary laboratory study. Int. J. Prosthodont., 25: 512-515.
SCHWARZ, M.S. (2000). Mechanical complications of dental implants. Clin. Oral Implants Res., 11: 156-158.
SELECMAN, A.M., WICKS, R.A. (2009). Making an implant-level impression using solid plastic, press-fit, closed-tray impression copings: A clinical report. J. Prosthet. Dent., 101: 158-159.
SETHI, A., KAUS, T., SOCHOR, P., AXMANN-KRCMAR, D., CHANAVAZ, M. (2002). Evolution of the concept of angulated abutments in implant dentistry: 14-year clinical data. Implant Dent., 11: 41-51.
SHEN, C. (2003). Impression materials. In: Anusavice, K.J. (ed): Philips’ Science of Dental Materials (ed 11). Philadelphia, Saunders, p. 210-230.
SHILLINGBURG, H.T., HOBO, S., WHITSETT, L.D., JACOBI, R., BRACKETT, S.E. (1997). Fundamentals of fixed prosthodontics. 3rd Ed., Quintessence Pub. Co. Inc., Chicago, Ch: 17.
SORRENTINO, R., GHERLONE, E.F., CALESINI, G., ZARONE, F. (2010). Effect of implant angulation, connection length, and impression material on the dimensional accuracy of implant impressions: an in vitro comparative study. Clin. Implant Dent. Relat. Res., 12: 63-76.
SPECTOR, M.R., DONOVAN, T.E., NICHOLLS, J.I. (1990). An evaluation of impression techniques for osseointegrated implants. J. Prosthet. Dent., 63: 444-447.
STEIGENGA, J.T., AL-SHAMMARI, K.F., NOCITI, F.H., MISCH, C.E., WANG, H.L. (2003). Dental implant design and its relationship to long-term implant success. Implant Dent., 12: 306-317.
STIMMELMAYR, M., GUTH, J.F., ERDELT, K., HAPPE, A., SCHLEE, M., BEUER, F. (2012). Clinical study evaluating the discrepancy of two different impression techniques of four implants in an edentulous jaw. Clin. Oral Invest., DOI: 10.1007/s00784-012-0885-z.
VIGOLO, P., FONZI, F., MAJZOUB, Z., CORDIOLI, G. (2004). An evaluation of impression techniques for multiple internal connection implant prostheses. J. Prosthet. Dent., 92: 470-476.
VIGOLO, P., MAJZOUB, Z., CORDIOLI, G. (2000). In vitro comparison of master cast accuracy for single-tooth implant replacement. J. Prosthet. Dent., 83: 562-566.
WALKER, M.P., RIES, D., BORELLO, B. (2008). Implant cast accuracy as a function of impression techniques and impression material viscosity. Int. J. Oral Maxilofac. Implants, 23: 669-674.
WEE, A.G. (2000). Comparison of impression materials for direct multi-implant impressions. J. Prosthet. Dent., 83: 323-331.
WENZ, H.J., HERTRAMPF, K. (2008). Accuracy of impressions and casts using different implant impression techniques in a multi-implant system with an internal hex connection. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 23: 39-47.
8. EKLER
8.1.Mali Bilanço ve Açıklamaları
Bu proje kapsamında, tüketime yönelik mal ve malzeme alımları bünyesinde KDV
dahil 44.290,70 TL ve hizmet alımları bünyesinde KDV dahil 4.702,00 TL olmak
üzere toplam proje tutarı KDV dahil 48.992,70 TL olarak kabul edilmiştir.
Araştırmanın yürütülme aşamasında ise, bu proje tutarının sadece tüketime yönelik
mal ve malzeme alımları bünyesinden faydalanılmış ve hizmet alımları sırasında
proje desteği kullanılmamıştır. Bu proje kapsamında, aşağıda belirtilen tarihlerde
KDV dahil toplam 40.251,50 TL tutarında alım yapılmıştır. Proje bütçesinde kalan
toplam miktar ise 8.740,50 TL olarak belirtilmiştir.
../…/….
TÜKETİME YÖNELİK MAL
VE MALZEME ALIMLARI
MİKTARI ÖLÇÜ BİRİMİ
RN synOcta Ölçü Başlığı 8 Adet
SynOcta Analog 40 Adet
RN synOcta Abutment 80 Adet
NC Ölçü Postu 8 Adet
NC Analog 40 Adet
RN Ölçü Başlığı 10 Adet
Pozisyonlandırıcı Silindir Parça 10 Adet
Solid Abutment Analoğu 40 Adet
…/…/….
TÜKETİME YÖNELİK MAL
VE MALZEME ALIMLARI
MİKTARI ÖLÇÜ BİRİMİ
Işıkla Sertleşen Baz Plak (50’lik Ambalajda)
1 Kutu
Polieter Ölçü Materyali 6 Kutu
Polieter Karıştırma Ucu (30’luk Ambalajda)
2 Kutu
Polieter Ölçü Kaşığı Adezivi 2 Kutu
Elastomer Şırınga 1 Adet
Sert Alçı Tip:IV 9 Kilogram
Büzülmesiz Akrilik Rezin 1 Takım
TOPLAM BEDEL KDV DAHİL 40.251,50 TL’DİR.
Proje başlangıcında hesaplanmış olan implant sayısı, implantların modellere
yerleştirilme düzenleri, model sayısı, ölçü alma işlemleri ve ölçüm aşamaları
planlandığı şekilde tamamlanmıştır.