“hiçbir şey, bir amerikalıyı jules vernekaptan grant’ın Çocukları, muñoz molina’nın...

172

Upload: others

Post on 31-Dec-2019

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır
Page 2: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır
Page 3: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

“Hiçbir şey, bir Amerikalıyışaşırtmaz.”JULESVERNE

Page 4: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

FERNANDO PESSOAANARŞİST BANKER

ŞEYTANIN SAATİ

ANLATI

Page 5: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Fernando Pessoa’nın Can Yayınları’ndaki diğerkitapları:

HuzursuzluğunKitabı,2006Uzaklıklar,EskiDenizler,2009

Page 6: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

FERNANDO PESSOA, 1888’de Lizbon’dadoğdu. Annesinin ikinci eşinin Durbankonsolosu olması nedeniyle 1896-1905 yıllarıarasında Güney Afrika’da yaşadı ve orada tambir İngiliz eğitimi gördü. Portekiz modernizmininöncülerinden olan Pessoa, ilk şiirlerini 1912’dePortekiz Rönesans hareketinin yayın organıAguia dergisinde yayımladı. Aynı yıllarda,düzyazı metinler, eleştiri ve denemeler yazdı.1913’te, fütürist harekette yer aldı ve Sá-Carneiro ile birlikte Portekiz öncü edebiyatınıbaşlatarak, “Paulismo” akımını yarattı.Pessoa’nın farklı yazar kimliklerinin yansımasıolan bu kökteş şair ve yazarlar Alberto Caeiro,Alvaro de Campos, Ricardo Reis, BernardoSoares ve Fernando Pessoa’nın kendisidir.Pessoa’nın kendi şiirleri ve kökteş şairleriaracılığıyla yarattığı şiirler Orpheu, PortugalFuturista, Contemporanea, Atena gibidergilerde yayımlandı. Pessoa 1935’teLizbon’da ardında yayımlanmış sadece dörtkitap bıraktı. Portekizce olarak yayımlanan tekeseri Mensagem’dir. Ardında bıraktığı

Page 7: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

elyazması fragman sayısı 25-27 binarasındadır.

IŞIK ERGÜDEN, 1960’ta İstanbul’dadoğdu. Orta öğrenimini Galatasaray Lisesi’nde,yüksek öğrenimini Boğaziçi Üniversitesi İngilizDili ve Edebiyatı Bölümü’nde tamamladı. Çevirive yazıyla uğraşıyor. Türkçeye kazandırdığıelliden fazla kitap arasında Jules Verne’inKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nınSavaşma Arzusu, Jorge Semprun’un FedericoSanchez’in Özyaşamöyküsü ve RenéGirard’ın Günah Keçisi adlı yapıtları dabulunuyor.

Page 8: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

ANARŞİST BANKER

Page 9: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Önsöz1922’de Pessoa adıyla yayımlanan bu

metin1, gerçek bir ateş gemisidir; bugün de,basıldığı zamandaki kadar tehlikeli, bir o kadarpatlayıcı ve coşkundur.

Eser, bir roman gibi okunabilir: hatalarıyla,tereddütleriyle ve nihayetinde muzaffersonucuyla bir hayatın romanı. Sıfırdanbaşlayan Banker, bir servet kazanır: Neden venasıl? Acımasız bir keskinlikte ama bir o kadarda eğlenceli bir kötü niyet taşıyan bir diziuslamlamayla bize göstermeye çalıştığı budur.Bu Banker, –katıksız ve sağlam bir anarşistolduğunu ilan eden– bize “hakikat”inikanıtlamak için yanıltmacalara, çelişkilere veinanılmaz çarpıtmalara başvurmakta tereddütetmez.

Ama hangi hakikati? Yapıtın gerçekboyutuna ulaştığı nokta burasıdır. Söz konusuolan aslında “burjuva toplumu”na –biz kapitalistderdik– onun ikiyüzlülüklerine ama özellikle vedaha derinlikli olarak insanı mutlak bir

Page 10: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

yabancılaşmaya götüren ve onu bu en büyükşerre, özgürlüğün yokluğuna mahkûm edenmekanizmalara karşı yapılan kışkırtıcı biryergidir. Bu metin, “burjuva toplumu”nun enetkili ve en iyi gizlenmiş çarklarını oluşturan enkaranlık ilkelerine kadar sorgulanmasıdır.

Banker’in çözümlemesi amansızdır,burjuvaziyi kendi kazdığı kuyuya düşürür veustalığıyla Provinciales’i anımsatan şaşırtıcı birbelagat sergiler: Hakikaten de ispatlama bumetinde absürd yoluyla yapılır; dolayısıylasavuşturulması olanaksızdır. Birbirinin içinegeçen savlardan, kinik olumlamalardan veapaçık uydurmalardan oluşan bu labirentboyunca beklenmedik sona varıncaya kadaryazar, dolambaçlı bir yola davet eder bizi.Oyun, gücünü –içerden bakıldığında– sonderece “görünür” olan bir ikiyüzlülüğügözlerimizin önüne sermekten alan kurnaz birbanker tarafından maharetle yönetilmesindenalır.

Ne var ki Pessoa, burjuva toplumununyapısını yerle bir etmekle ve bize en

Page 11: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

şaşırtıcısından yeni bir “toplumsal sözleşme”önermekle yetinmez; metnin bozguncumizahının, sonu gelmez dönekliklerinin vesüregiden “ikili söylem”inin altında zamanzaman, sanatçının, acımasız bir makinenindişlileri arasında ezilen dâhinin gerçek acısı dauç verir, son isyanı haykırır.

1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisininilk sayısında yayımlanmıştır.

Page 12: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Yemeği bitirmiştik. Karşımda banker, tüccarve namlı bir istifçi olan dostum, dalgın dalgınsigarasını tüttürüyordu. Sohbet can çekişerekilerlemiş artık bir ölü gibi aramızda yatıyordu.Ben de bu sohbeti diriltme çabasıyla aklımdantesadüfen geçiveren ilk düşünceye sarıldım.Gülümseyerek yüzüne baktım:

“Sadede gelecek olursak, geçenlerde bana,eskiden sizin anarşist olduğunuzu söylediler.”

“Eskiden mi, hayır! Eskiden de anarşisttim,şimdi de anarşistim. Bu noktada değişmedim.Ben anarşistim.”2

“Bakın hele! Siz bir anarşistsiniz, öyle mi?Hangi açıdan anarşistsiniz? Tabii eğer busözcüğe farklı bir anlam vermiyorsanız...”

“Bildik anlamdan farklı mı kullanıyorum?Kesinlikle değil. Bu sözcüğü en sıradananlamıyla kullanıyorum.”

“Yani, şu işçi örgütlerinde görülen tipler gibimi anarşistsiniz siz de bunu mu demekistiyorsunuz? Bombaları ve sendikalarıylaortalıkta dolanan o tipler ile sizin aranızdagerçekte hiç fark yok mu?”

Page 13: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

“Fark var elbette... Ama sizin sandığınıznoktada değil. Siz belki de benim sosyalkuramlarımın onlarınkine benzemediğinisanıyorsunuz?”

“Aa, evet, anlıyorum! Siz kuramsal olarakanarşistsiniz; ama uygulamada...”

“Kuramda ne kadar anarşistsemuygulamada da o kadar anarşistim.Uygulamaya gelince fazlasıyla anarşistim; hemde sizin sözünü ettiğiniz tüm o tiplerden dahafazla. Üstelik tüm yaşamım da bunun kanıtı.”

“Anlamadım?”“Tüm yaşamım bunun kanıtı elbette. Sizin

bu sorunu bilinçli bir biçimde incelemediğinizortada. İşte bu yüzden, aptalca şeylersöylediğimi ya da sizinle alay ettiğimidüşünüyorsunuz.”

“Dostum, hiçbir şey anlamıyorum! Belkide... belki de kendi varoluşunuzu bozguncu,asosyal olarak değerlendiriyorsunuz.Anarşizme de verdiğiniz anlam bu...”

“Hayır, öyle olmadığını daha önce söyledimsize – bu kelimeye herkesin verdiği anlamdan

Page 14: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

farklı bir anlam vermediğimi defalarcatekrarladım.”

“Tamam, tamam... Ama hâlâ anlamıyorum.Yani, dostum, sizin gerçekten anarşist olankuramınız ile bunun yaşamınızda, bugünküyaşamınızda uygulanışı arasında hiç farkolmadığını mı söylemek istiyorsunuz? Genelolarak anarşist denen bu insanların yaşamınatıpatıp benzer bir yaşam sürdürdüğünüze beniinandırmak mı istiyorsunuz?”

“Hayır; söz konusu olan bu değil! Demekistediğim, benim kuramım ile gündelik yaşamımarasında uyuşmayan tek bir nokta yoktur;tersine mutlak bir uyum vardır. Bombalara vesendikalara düşkün o tiplerle aynı yaşamısürdürmediğim kesin. Ama anarşizm ile kendiidealleri arasında çelişkiye düşenler onlardır,onların yaşamıdır. Benimki değil. Anarşizminkuramı ile uygulaması bende –evet, bankerolan bende; hatta büyük tüccar, vurguncu bilediyebilirsiniz bana– birleşiyor ve kusursuzifadesine kavuşuyor. Siz beni bu aptallarla,bomba ve sendika sevdalılarıyla karşılaştırıp

Page 15: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

hangi noktada onlardan farklı olduğumu banagöstermek istiyorsunuz. Ben anarşistimelbette; ne var ki aramızdaki fark, onlarınyalnızca kuramda anarşist olmalarıdır; bensehem kuramda hem uygulamada anarşistim.Onlar anarşist ve aptal; ben, anarşist vezekiyim. Başka bir deyişle dostum, gerçekanarşist benim. Bu insanlar, bombaları vesendikalarıyla (ben de öyleydim elbette, amaben son derece gerçek anarşizmim sayesindebu durumdan kurtuldum) bu insanlar;anarşizmin döküntüleri, büyük liberal doktrininiğdiş edilmiş dişileri.”

“Çok ileri gittiniz! Tamamıyla deli saçması.Peki siz yaşamınızı –demek istediğim bankerve tüccar olarak yaşamınızı– anarşistkuramlarla nasıl bağdaştırıyorsunuz? Anarşistkuramdan anladığınızın herhangi bir anarşistinanladığından hiç de farklı olmadığını ilerisürdüğünüze göre bunları nasılbağdaştırıyorsunuz? Üstelik bu insanlardanfarkınızın onlardan daha fazla anarşist olmanızolduğunu söylüyorsunuz, öyle değil mi?”

Page 16: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

“Kesinlikle.”“Hiçbir şey anlamıyorum.”“Peki anlamak ister misiniz?”“Hem de nasıl!”Purosunu dudaklarından çekti. Zaten

sönmüştü. Yavaşça tekrar yaktı, sönen kibritielinde tutarak nazikçe kül tablasına bıraktı.Sonunda, başını kaldırıp söze başladı:

“Dinleyin. Lizbon’un işçi sınıfında, halktaninsanlar arasında dünyaya geldim. Tahminedebileceğiniz gibi hiçbir şey miras kalmadıbana: ne toplumsal konum, ne de beni eğitecekkoşullar. Sahip olduğum tek şey berrak birzekâ ve oldukça belirgin bir irade gücüydü.Ama bunlar doğal yetilerdi, mütevazıkökenlerim bunları elimden alamazdı.

İşçiydim, çalıştım, zor bir hayatım oldu;aslında, o ortamda doğmuş insanların çoğuneyse ben de oydum. Açlık çektim, demiyorumama açlığın pek de uzağında değildim. Açlıklatanışmış olsaydım bile bu, daha sonraolacakları, size anlatacaklarımı, ne o dönemkiyaşamımı ne de bugünümü değiştirirdi.

Page 17: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Uzun sözün kısası, sıradan bir işçiydim;herkes gibi ben de çalıştım, çünkü çalışmakgerekiyordu ama mümkün olduğunca azçalıştım. Zekiydim. Fırsat buldukçaokuyordum, tartışıyordum ve aptal biriolmadığımdan, derin bir tatminsizlik içindeydim.Kaderime ve bana dayattığı toplumsalkoşullara karşı derinden isyan duyuyordum.Dediğim gibi kaderim aslında çok kötü olabilirdi;ama o dönemde Kader’in bana olası tümadaletsizlikleri reva gördüğünü ve toplumsaluzlaşmaları yalnızca bu amaç için kullanmışolduğunu sanıyordum. Yirmi-yirmi biryaşlarındaydım, işte o sırada anarşist oldum.”

Bir an sustu. Bana doğru biraz dahadönerek sözüne devam etti, hafifçe öneeğilmişti:

“Neredeyse hep bilinçli biriydim. İçimdekiisyanı hissettiğimden, bu isyanı anlamayönünde çaba harcadım. Bunun üzerine bilinçlive inançlı bir anarşist oldum –bugün olduğumgibi– bilinçli ve inançlı anarşist.”

“Peki ya bugün inandığınız bu kurama, o

Page 18: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

dönemde de inanıyor muydunuz?”“Kesinlikle. Tek bir anarşist kuram vardır,

tek bir gerçek kuram. Bugünkü kuramım,anarşist olmaya başladığım o dönemkikuramımla aynıdır. Siz de anlayacaksınız... Nediyordum, doğa beni oldukça berrak bir bilinçledonattığından, bilinçli bir anarşist olmuştum.Peki anarşist kimdir? İnsanları, doğduklarıanda toplumsal bakımdan eşitsiz kılanadaletsizliğe isyan eden biri; basitçe ifadeedersek özü budur. Şu an size belirttiğim şey,psikolojik adımlar, başka deyişle nasıl anarşistolunduğu; kuramsal yanını daha sonragöreceğiz. Şimdilik, benim durumumda bulunanzeki bir erkek çocuğunun isyanını iyi anlamayaçalışın, yeter. Etrafında neler görür, böyle biri?Falanca, milyonerin oğlu olarak doğmuştur,paranın uzak tutabileceği ya dayatıştırabileceği üzüntülere –bunlar da azdeğildir– karşı daha beşikten itibaren korunur;bir diğeri sefil koşullarda doğar ve bu da zatenfazlasıyla kalabalık olan ailesine beslenecekfazladan bir boğaz daha eklenmesi demektir.

Page 19: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Filanca, kont ya da marki olarak doğar,dolayısıyla ne yaparsa yapsın, bu sıfatlaherkesten saygı ve sevgi görür; bir diğeri,benim doğduğum yerde doğar ve en azından,insan gibi davranılmak hakkına sahip olmakiçin bile attığı her adıma dikkat etmekzorundadır. Kimileri eğitim görme, gezipdolaşma, kendini geliştirme olanağıyla doğarlar,dolayısıyla doğuştan zeki olanlardan daha zekiolma olanağına kavuşurlar. Her alanda buböyledir...

Sonuç olarak Doğa’nın adaletsizliklerini biryana bırakabiliriz, çünkü bunlardan kaçamayız.Ama toplumdan ve toplumsal uzlaşmalardankaynaklanan adaletsizliklerden kaçınmayaniçin çalışmayalım? Bir insanın, yetenek, güç,enerji gibi Doğa’dan aldığı yetilerle bendenüstün olmasını kabul ederim (zaten mecburumkabul etmeye!) ama annesinin karnındançıktığında sahip olmadığı, ama mutlu birrastlantı sonucu burnunu dışarı çıkarırçıkarmaz gökten zembille inen zenginlik,toplumsal konum, rahat yaşam gibi sonradan

Page 20: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

edinilen niteliklerle benden üstün olmasınıkabullenemem. Benim o dönemki anarşizmimbu isyandan doğdu. Tekrar ediyorum, en ufakdeğişim olmadan, bugün hâlâ aynı anarşizmisavunuyorum.”

Yeniden sustu, sözüne en iyi nasıl devamedebileceğini düşünüyor gibiydi. Purosundanbir nefes çekti ve dumanı yavaşça benden aksiyöne doğru üfledi. Tekrar bana döndü vesözüne tam devam ediyordu ki, lafını kestim:

“Basit bir soru ama, merakıma engelolamıyorum... Neden anarşist oldunuz?Sosyalizmi ya da sizin isyanınızla uyuşan vebu denli uzak olmayan herhangi bir ilericihareketi seçebilirdiniz... Söylediklerinizden (vebunun da iyi bir tanım olduğu kanısındayım)anarşizmden, bütün uzlaşmalara, bütüntoplumsal çözümlere isyanı, aynı zamanda dabunların tümünü ortadan kaldırma arzu veiradesini anladığınız sonucunu çıkarıyorum.”

“Çok haklısınız.”“Peki, o halde bu aşırı çözümü niçin

seçtiniz de diğer yollardan birini, diyelim... ara

Page 21: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

bir yolu seçmediniz?”“Anlatayım. Bunun üzerinde çok düşündüm.

Okuduğum broşürlerde tüm bu kuramlar vardıelbette. Anarşist kuramı –gayet iyi ifadeettiğiniz gibi, bu uç kuramı– savunmamınnedenlerini size, iki kelimeyle açıklayacağım.”

Bir an bakışları boşluğa takıldı. Sonra banadoğru döndü.

“En büyük kötülük, daha doğrusu tekkötülük, doğal gerçekliklere gelip yapışantoplumsal uzlaşma ve kurgulardır – evet, tümkurguları kast ediyorum; aileden paraya,dinden devlete kadar hepsini... İnsan, ya erkekdoğar ya da kadın. Demek istediğim, insanyetişkin olduğunda erkek ya da kadın olmaküzere doğar; doğal olarak, bir eş olmak için,zengin ya da yoksul olmak için doğmaz, heleKatolik ya da Protestan olmak, İngiliz ya daPortekizli olmak için hiç doğmaz. Toplumsalkurgular sayesinde şu ya da bu olunur. Peki yabu toplumsal kurgular neden kötüdür? Çünkübunlar kurgudur, çünkü doğal değillerdir. Paradevletten daha iyi değildir, aile dinlerden daha

Page 22: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

iyi değildir. Bunların yerine başka kurgularolsaydı, bunlar da o kadar kötü olurdu, çünkübunlar da yine kurgu olurdu, çünkü bunlar dasırası geldiğinde doğal gerçeklerin üzerinegelip yapışır ve onları boğarlardı. Dolayısıyla,istisnasız tüm kurguların ortadan kaldırılmasınıhedefleyen saf anarşist sistemden başka hersistem, tüm diğer sistemler birer kurgudur. Tümenerjimizi, tüm çabamızı, tüm zekâmızı, birtoplumsal kurgunun yerine bir diğeriniyerleştirmeye ya da yerleştirme çabasınaadamak bir saçmalıktır, hatta bir suçtur, çünkübu, toplumu olduğu gibi bırakmayı açıktanaçığa hedefleyerek toplumsal bir kargaşayaratmaktır. Madem insandaki doğalı ezen vebastıran toplumsal kurguları adaletsizbuluyoruz, o halde niçin enerjimizi, bukurguların yerine başkalarını koymaktakullanıyoruz? Aynı enerjiyi bu kurgularıntümünü yok etmekte kullanabiliriz.”

“İnandırıcı gözüküyor. Ama varsayalım kiolmadı; varsayalım ki tüm bunların çok hoşolduğu ama anarşist sistemin hayata

Page 23: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

geçirilemeyeceği itirazı yapıldı bize. Sorununbiraz da bu yanını inceleyelim.”

“Anarşist sistem niçin hayatageçirilemesin? Biz ilericiler, yalnızca var olansistemin adaletsiz olduğu ilkesinden değil,dahası, adalet var olduğuna göre daha adil birbaşka sistemi, var olan sistemin yerinekoymanın avantajlı olacağı ilkesinden de yolaçıkıyoruz. Eğer farklı düşünürsek ilerici değilburjuva oluruz. İyi de bu adalet kavramı bizenereden gelmekte? Toplumsal kurgu vesözleşmelerden oluşan bu yalanların tersinedoğal ve sahici olandan. Doğal olan ise yarıyarıya, dörtte bir ya da sekizde bir değiltamamen doğaldır. Dolayısıyla, şu iki şeydenbiri doğrudur: Ya doğal olanı toplumsaldüzlemde gerçekleştirebiliriz ya dagerçekleştiremeyiz; başka deyişle toplum yadoğal olabilir ya da özü bakımından kurgudurve hiçbir durumda doğal olamaz.

Eğer toplum doğal olabilirse bu durumdaanarşist toplum, yani özgür toplum kusursuzbir biçimde var olabilir; hatta bir yerlerde var

Page 24: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

olması da gerekir, çünkü tamamen doğal olantek toplum budur. Ama eğer tersine, toplumdoğal halinde var olamıyorsa ve eğer herhangibir nedenle mutlak anlamda kurgularadayanmak zorundaysa, bu durumda kötününiyisini seçelim: Bu kaçınılmaz kurgularçerçevesinde toplumu mümkün olduğuncadoğal kılalım, böylelikle mümkün olduğunca adilde kılmış oluruz.

Peki ya en doğal kurgu hangisidir? Hiçbiridoğal değildir, çünkü kurgudur. Mevcutdurumda en doğalı, hangisi en doğal görülüyor,hissediliyor ise odur. Peki bu hangisidir? Eh,zaten alışkın olduğumuz kurgudur bu. (Anlıyormusunuz: Doğal olan şey, içgüdüdenkaynaklanandır; içgüdü yoksa içgüdüye enfazla benzeyen şey alışkanlıktır. Sigaraiçmenin doğal hiçbir yanı yoktur, içgüdüsel birihtiyaç değildir ama eğer alışkanlık edinilirsesigara içmek, gerçekten içgüdüsel bir ihtiyaçolarak hissedilen doğal bir edim olur.) Pekâlâ.En alışkın olduğumuz toplumsal kurguhangisidir? Şimdiki sistemdir elbette, burjuva

Page 25: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

sistemi. Sonuç olarak doğru bir mantıkla, yadoğal toplumu olanaklı görürüz ve anarşizmyandaşıyızdır ya da olanaksız görürüz; işte ozaman da burjuva sisteminin yandaşı oluruz.Ara çözüm yoktur. Anlaştık mı?”

“Kesinlikle; tüm bunlar son dereceinandırıcı.”

“Henüz yeterince değil. Bir başka itirazı daortadan kaldırmak gerekiyor. Anarşist sistemingerçekleşebilir olduğunu kabul edebiliriz, amaaniden gerçekleşebileceğinden kuşkuduyabiliriz; başka deyişle, burjuva toplumundanözgür topluma bir ya da birçok ara rejimyaşamadan geçilebileceğinden kuşkuduyabiliriz. Böyle bir itiraz, anarşist toplumun iyive gerçekleştirilebilir kabul edilmesinden; amabir şeylerin bize, burjuva toplumu ile yenitoplum arasında önce bir geçiş evresiyaşanması gerektiğini söylemesindenkaynaklanır.

Bu itiraza yakından bakalım. Nedir bu araevre? Bizim hedefimiz anarşist toplumdur,özgür toplumdur; sonuç olarak bu evre

Page 26: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

insanlığı özgür bir topluma hazırlayan araevreden başka bir şey olamaz. Böyle birhazırlık maddi olabileceği gibi yalnızca zihinselde olabilir. Özgür toplum hedefiyle, insanlığıyavaş yavaş şekillendiren maddi ya datoplumsal bir dizi eylemde ifade bulabilir; ya dabu hazırlık basit bir propaganda eylemi olabilir,adım adım güç ve etki kazanır, insanları buyeni toplumu arzulamaya ya da kabul etmeyezihinsel olarak hazırlar.

Birinci durumu inceleyelim: özgür toplumaaşamalı ve somut uyum. Bu olanaksızdır;üstelik de saçmadır. Ancak önceden var olanbir şeye somut uyum söz konusu olabilir. Yirmiüçüncü yüzyılın toplumsal ortamına, nasılolacağı bilinse bile kimse somut olarak uyumsağlayamaz; somut olarak uyumsağlanamamasının haklı gerekçesi yirmiüçüncü yüzyılın ve toplumsal ortamının somutolarak henüz var olmamasıdır. Dolayısıylabundan çıkarmamız gereken sonuç, burjuvatoplumundan özgür topluma geçmek içinuyumun, evrimin ya da geçişin olası tek

Page 27: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

biçiminin tamamen zihinsel olduğudur; bu,ruhların özgür toplum düşüncesine adım adımuyumudur. Ama yine de somut uyum hâlâ birvarsayım olarak vardır...”

“Varsayımlarınızla başımıdöndürüyorsunuz!”

“Dostum, açık fikirli bir insan, olası tümitirazları incelemelidir ve kendi varsayımındantamamen emin olmadan önce hepsini tek tekçürütebilmelidir. Aslında sizin sorularınızınyalnızca birine cevap vermekteyim...”

“Pekâlâ.”“Evet, somut uyum konusunda üzerinde

düşünülmesi gereken bir varsayım var hâlâ:devrimci diktatörlük varsayımı.”

“Devrimci diktatörlük mü? Nasıl yani?”“Size açıkladığım gibi, somut olarak henüz

var olmayan bir şeye somut uyum söz konusuolamaz. Ama eğer ani bir olayın ardından,toplumsal devrim günün birinde gerçekleşirse,o zaman özgür toplum ortada yokken (çünküinsanlık buna önceden hazırlanmış olamaz)onun yerini, özgür toplumu kurmak isteyenlerin

Page 28: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

diktatörlüğünün alacağı görülecektir. Ama budurumda, taslak ya da embriyon halinde bileolsa özgür toplumun habercisi olan somut birşey, insanlığın uyum sağlayabileceği bir şeyönceden var olmuş, demektir. ‘ProletaryaDiktatörlüğü’nü savunan salakların, eğerdüşünebilme ya da akıl yürütme yetisine sahipolsalardı kendi görüşlerini savunmak içinkullanacakları argümandır bu. Ama buargüman, elbette onlara değil bana aittir. Olasıitiraz olarak kendime karşı kullanıyorum. Vesize göstereceğim gibi... yanlıştır.

Devrimci bir rejim, var olduğu andan itibarenhangi amacı hedeflerse hedeflesin ya da hangidüşünceden esinlenirse esinlensin, somutolarak, tek ve aynı şeydir: devrimci bir rejim.Oysa, devrimci bir rejim, savaşçı birdiktatörlüğün ya da daha açık deyişle askerî vezorba bir rejimin dengidir, çünkü toplumun birbölümü tarafından tüm topluma dayatılmıştır.İktidarı devrimle ele geçiren kesimden sözediyorum... Sonuç? Evet, bu rejime uyumsağlayanlar –ki bu, somut ve dolaysız biçimde,

Page 29: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

askerî ve zorba bir rejimden başka bir şeydeğildir; aynı zamanda askerî ve zorba birrejime de uyum sağlarlar. Başka deyişledevrimcilere esin kaynağı olan düşünce,amaçladıkları hedef, toplumsal gerçekliktenbütünüyle silinmiştir, bunun yerini tamamensavaşçı bir olgu almıştır. Sonuç olarak, askerîbir diktatörlükten elde edilen –ve bu diktatörlükne kadar uzun sürerse sonuç da o kadar açıkolacaktır–, diktatörlük tarzında savaşçı birtoplumdur, yani askerî bir despotizmdir. Bu hepböyle olmuştur, başka türlü de olamaz. Tarihbilgim çok güçlü değil, ama bildiklerimsöylediklerimi doğruluyor; tersi de mümkündeğil. Roma’daki politik kargaşanın sonucu neoldu? Roma İmparatorluğu ve askerîdespotizmi. Fransız Devrimi’nden çıkan sonuçne? Napoléon ve askerî despotizmi. RusDevrimi’nden ne çıkacak göreceksiniz... Özgürtoplumun doğumunu onyıllarca geciktirecek birşey... Zaten, okuma yazması olmayan vemistik bir halktan ne beklenir ki?

Neyse, konudan sapıyoruz... Söylediklerimi

Page 30: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

takip edebildiniz mi?”“Kesinlikle.”“O halde, şu sonuca vardığımı

anlayacaksınız. Hedef: anarşist toplum, özgürtoplum. Araç: Burjuva toplumundan özgürtopluma geçiş evresi olmadan geçmek. Bugeçiş, tüm zihinleri şekillendirmeyi ve tümdirenişleri zayıflatmayı beceren, yoğun,kapsayıcı ve eksiksiz bir propagandaylahazırlanır ve mümkün olur. Doğal olarak‘propaganda’ derken söylemek istediğim,yalnızca yazılı ya da sözlü söylev değildir;gerçek anlamda her şeyi kast ediyorum:Doğrudan ya da dolaylı eylemle, zihinleri özgürtopluma hazırlayabilecek ve bu toplumun gelişikarşısındaki direnişi zayıflatabilecek olan herşeyi kast ediyorum. Böylece deyim yerindeysehiç engelle karşılaşmayan toplumsal devrimhızla ve kolaylıkla gerçekleşmiş olur vedevrimci bir diktatörlük kurmaya hiç gerekkalmaz, çünkü karşı duran bir şeyolmayacaktır. Ama eğer bu süreçdoğrulanmazsa, anarşizm gerçekleştirilemez

Page 31: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

demektir; dolayısıyla bu durumda, savunulabilirve adil olan tek toplum, size kanıtladığım gibiburjuva toplumudur.

İşte bu nedenle ve bu şekilde anarşistoldum; işte bu nedenle ve bu şekilde hepsi deyanlış ve doğallık karşıtı olan tüm diğertoplumsal doktrinleri reddettim.

İşte böyle. Şimdi, hikâyeme geri dönelim.”Bir kibriti hafifçe sürttü ve purosunu sakin

sakin yaktı. Bir süre düşüncelerine yoğunlaştıve sözüne devam etti:

“Başka gençler de benim düşüncelerimipaylaşıyorlardı. Birkaç istisna hariç, çoğuişçiydi. Ama hepimiz çok yoksulduk vehafızam beni yanıltmıyorsa hiçbirimiz de pekaptal değildik. Öğrenmeye büyük bir açlıkduyuyorduk, kendimizi eğitme açlığı içindeydik.Ayrıca fikirlerimizi yaymak için propagandayapmak da istiyorduk. Kendimiz ve tüminsanlık için yeni bir toplum istiyorduk;insanlara yapay eşitsizlikler, aşağılanmalar,Doğa’nın asla dayatmadığı acı ve baskılardayatan tüm bu önyargılardan kurtulmuş bir

Page 32: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

toplum istiyorduk. Okuduklarım budüşüncelerimi doğruluyordu. O dönemdeyayınlanan ucuz liberter eserlerin –bayağı daçok vardı– neredeyse hepsini okumuştum.Konferanslara, dönemin militanlarınıntoplantılarına katıldım. Okuduğum kitaplar,dinlediğim söylevler, düşüncelerimin haklılığınave doğruluğuna inancımı pekiştiriyordu. Odönem ne düşünüyorsam –tekrar ediyorum,dostum– bugün de hâlâ aynı şeyidüşünüyorum; tek farklılık, geçmişte yalnızcadüşünüyordum, bugün ise hem düşünüyor hemde uygulamaya geçiriyorum.”

“Pekâlâ. Buraya dek, tamam. Bu şekildeanarşist olduğunuzu gayet iyi anlıyorum,gerçekten anarşist olmuş olduğunuzu dagörüyorum. Daha fazla kanıta ihtiyacım yok.Buna karşılık, anlayamadığım şey, tümbunlardan bir bankerin nasıl doğabildiği... yani,hiç çelişkiye düşmeden... Aslında, az çokhayal edebiliyorum...”

“Hiçbir şey hayal edemiyorsunuz. Nediyeceğinizi biliyorum. Benim savlarıma

Page 33: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

dayanarak anarşizmin gerçekleştirilemezliğineinandığımı ve sonuç olarak, adil vesavunulabilir tek toplumun burjuva toplumuolduğu sonucunu çıkardığımı düşünüyorsunuz.Öyle değil mi?”

“Evet, aşağı yukarı...”“Kesinlikle değil. Bakın, anarşist olduğumu,

yalnızca geçmişte değil, şimdi de öyleolduğumu size baştan beri tekrarlıyorum. Sizinhayal ettiğiniz gerekçeyle banker ve tüccarolmuş olsaydım, anarşist değil bir burjuvaolurdum.”

“Doğru. İyi ama nasıl? Haydi, anlatın bana.”“Size dediğim gibi, aydınlık fikirli biriydim

(hâlâ da öyleyim), aynı zamanda da bireylemciydim. Bunlar doğal özelliklerimdi.Beşiğime (her şeye rağmen bir beşiğimolmuştu) konmuş değildi bunlar, ben getirdimonları. Pekâlâ. Bir anarşist olarak, söylevleridinleyip sonra da bunları arkadaşlarıylatartışmaktan başka bir işe yaramayan pasif biranarşist olmayı dayanılmaz buluyordum. Hayır,bir şeyler yapmalıydım. Çalışmak gerekiyordu,

Page 34: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

ezilenlerin, bu toplumsal sözleşmekurbanlarının davası için savaşmakgerekiyordu! Kendimi, olanaklarım elverdiğincedavaya adamaya karar verdim. Bunun üzerine,liberter davaya nasıl yararlı olabilirim diyedüşündüm ve bir eylem planı hazırladım.

Anarşist ne ister? Özgürlük. Kendisi vebaşkaları için, tüm insanlık için özgürlük.Toplumsal kurguların ya da kısıtlamalarınetkisinden kurtulmuş olmak ister; özgür olmakister, tıpkı dünyaya geldiğinde olduğu gibi,tamamen adil koşullarda olması gerektiği gibi;üstelik bu özgürlüğü hem kendisi hem de diğerherkes için ister. Doğa karşısında bütüninsanlar elbette eşit olamaz; büyükler veküçükler, güçlüler ve zayıflar, zekiler ve dahaaz zekiler vardır... Ötekiler de, herkes kendiarasında eşit olabilir; bunu engelleyen şey,toplumsal kurgulardır, dolayısıyla bu kurgularıyok etmek gerekir.

Bu kurguları yok etmeli... Ama bir şey banaçarpıcı geldi: Bu kurguları yok etmekgerekiyordu, ama özgürlük yararına

Page 35: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

yapılmalıydı bu ve özgür toplumun yaratılmasıhedefi asla gözden kaçırılmamalıydı.Gerçekten de toplumsal kurguları yok etmeközgürlük yaratmaya hizmet edebileceği gibiyeni toplumsal kurgular inşa etmenin yolunu daaçabilir ve bunlar da kurgu olduğundan enazından öncekiler kadar zararlı olabilirler. İştebu noktada temkinli olmak gerekir. Öyle bireylem biçimi bulmak gerekir ki, ister şiddetebaşvurulsun ister şiddetsiz olsun (çünküadaletsizliğe karşı her yol meşrudur), toplumsalkurguları yok etmeye katkıda bulunurkengelecekteki özgürlüğün yaratılmasınıengellemesin; hatta eğer mümkünsegelecekteki bu özgürlüğün bir taslağını derhalyaratsın.

Engellenmemesi gereken bu özgürlük,elbette gelecekteki özgürlüktür ve şu an için,toplumsal kurguların ezdiği kişilerinözgürlüğüdür. Güçlülerin, konum sahibikişilerin, özellikle toplumsal kurguları temsilederek bundan yarar sağlayanların‘özgürlüğü’nü dert edecek değildik. Onlarınki

Page 36: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

özgürlük değil, yalnızca zorbalık uygulamaözgürlüğüdür, yani özgürlüğün tersidir. Buözgürlük tam da bizim dinamitlemeye vesavaşmaya çalışmamız gereken özgürlüktür.Bence bu gayet açık...”

“Su kadar berrak. Devam edin.”“İkinci nokta: Anarşist, özgürlüğü kimin için

ister? Tüm insanlık için. Tüm insanlık içinözgürlük nasıl elde edilir? Toplumsal kurgularıtamamen yok ederek. Peki nasıl? Sizinsorularınızdan birine cevaben, diğer ilericisistemleri inceler, nasıl ve niçin anarşistolduğumu açıklarken genel bir bakışsunmuştum size. Çözümümü hatırlıyormusunuz?”

“Kesinlikle.”“... Toplumu burjuva düzeninden kurtarıp

özgür toplum düzenine bir çırpıda geçiren, ani,sert, ezici bir toplumsal devrim. Yoğun vesürekli bir çalışmayla hazırlanmış toplumsal birdevrim, doğrudan ve dolaylı eylem, özgürtoplumun doğuşuna tüm zihniyetleri hazırlamakve burjuvazinin tüm direnişlerini yere sermek

Page 37: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

için süreğen bir çaba. Anarşizm çerçevesindenbakıldığında bu sonuca kaçınılmaz olarakgötüren gerekçeleri size anlatmama gerek yok,çünkü beni gayet iyi anladınız.”

“Kesinlikle anladım.”“Bu devrim tercihen dünya çapında

olmalıdır, tüm ülkelerde ya da hiç olmazsa bellibaşlılarında eşzamanlı olarak patlamalı vehızla gezegenin tüm noktalarını elegeçirmelidir, yani her devlette tam vesersemletici bir patlamaya yol açmalıdır.

Çok iyi. Ama ben, ben ne yapabilirdim? Tekbaşıma ben dünya devrimi yapamazdım!Yaşadığım ülkede bile bunugerçekleştiremezdim. Elimden gelen tek şey,bu devrimi hazırlamak için tüm gücümleçalışmaktı. Bunun nasıl olduğunu siz zatenbiliyorsunuz: olası tüm araçlarla toplumsalkurgulara karşı savaşmak, ama özgür toplumayönelik bu savaşım ya da bu propagandasırasında, ne gelecekteki özgürlüğe ne deezilenlerin şu anki birazcık özgürlüğüne köstekolmadan ve mümkünse, gelecekteki

Page 38: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

özgürlüğün birazını daha şimdiden yaratmak.”Purosunun dumanını savurdu, kısa bir an

sustu, sonra tekrar devam etti:“İşte tam bu noktada dostum, tüm bilincimi

işin içine soktum. Gelecek için çalışmak,dedim kendi kendime, iyi bir şey; başkalarınınözgürlüğü için çalışmak adil. Ama... peki yaben? Benim de bir önemim yok mu? Eğer birHıristiyan olsaydım, komşumun mutluluğu içinsevinçle çalışırdım, çünkü karşılığınıgökyüzünden görürdüm; ama eğer Hıristiyanolsaydım anarşist olmazdım, çünkü bu pekmeşhur toplumsal eşitsizliklerin o zaman bizimkısacık ömrümüzde hiç önemi olmazdı. Bunlaryalnızca birer sınav olurdu ve ödülü de sonsuzyaşamda bulunurdu. Ama ben Hıristiyandeğildim, o gün olmadığım gibi bugün dedeğilim. Bunun üzerine kendi kendime sordum:Tüm bu olup bitenler içerisinde, ben kendimikimin için feda edeceğim? Daha da kötüsü,niçin feda edeceğim?

Kuşku duyduğum anlar oldu; nesaklayayım! Ben materyalistim, diye kendi

Page 39: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

kendime tekrarlıyordum. Tek bir yaşamım var,o da bu. Tüm bu propaganda ve toplumsaleşitsizlik hikâyelerinden bana ne! Güzel vakitgeçirebilir ve tüm bu karmakarışık şeylerikafaya takmadan yaşamdan zevk alabilirdim.Elinde tek bir yaşam olan, sonsuz yaşamainanmayan, Doğa’nın yasasından başka yasakabul etmeyen ve doğal olmadığı için devletekarşı duran, doğal olmadığı için evliliğe karşıduran, doğal olmadığı için paraya karşı duran,kısacası, doğal olmadıkları için tüm bukurgulara karşı duran bir insan; özgecilik vekendini başkaları için feda etmek de doğaldeğilken niçin kalkıp da özgecilik ve başkalarıya da insanlık için kendini feda etme zihniyetinisavunsun ki? Evet; evlenmek için, Portekizliolmak için, zengin ya da yoksul olmak içindoğulmadığını bana kanıtlayan bu aynı mantık,dayanışma içinde olmak için de doğulmadığını,kişinin yalnızca kendi olmak için doğduğunukanıtlamaktadır. Dolayısıyla, özgeci vedayanışmacı varlığın tersi, yani sadece bencilbiridir insan.

Page 40: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Bu sorunla uzun süre kendi kendimeboğuştum. Şöyle diyordum: Hepimizin insansoyundan geldiğini ve tüm insanlara karşıdayanışma göstermemiz gerektiğini unutma!Evet, ama ‘görev’ düşüncesi doğal mı? Bu‘görev’ düşüncesi bize nereden geliyor? Bugörev düşüncesi benim varlığımı, huzurumukoruma içgüdümü ve bir o kadar doğal çoksayıda başka içgüdümü feda etmeye benizorluyorsa, bu düşünce, herhangi bir toplumsalkurgudan ve bu kurgunun sonuçlarından neölçüde farklıdır?

Tüm bu görev ve dayanışma hikâyeleri,ancak bencilce bir karşılık sağlıyorsa doğalkabul edilebilir: Tüm bunlar doğal bencilliğimiziilkesel olarak yalanlarken sunduğu karşılıklabu yalanlamaya da son veriyordu. Bir zevkifeda etmekte, onu kayıtsız şartsız fedaetmekte hiçbir doğal yan yoktur. Bir zevki birbaşkası için feda etmek; işte Doğa’ya enuygun olan budur. Aynı anda sahipolunamayacak iki doğal şeyden birini seçmektamamen akla uygundur. Ama benim, özgür

Page 41: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

toplum davası ve insanlığın gelecektekimutluluğu için yaptığım fedakârlığın, isterbencilce olsun ister doğal, nasıl bir karşılıkbulacağına bakalım biraz da. Bu karşılık, birgörevi tamamlamanın, haklı bir dava uğrunagösterilen kararlı çabanın bilincidir yalnızca.Ama elbette bencilce bir karşılık, doğal birzevk, kendiliğinden bir zevk de değildir;yalnızca bir zevktir (yine de bir zevktir), birkurgudan doğmuştur, örneğin insanın,kendisinin son derece zengin olduğunu görmezevki ya da imrenilecek bir konumun doğuştanitibaren keyfini çıkarmak gibidir.

İtiraf etmeliyim ki dostum, kuşkuyadüştüğüm anlar oldu... Kendimi düşüncelerimesadakatsizlik etmekle, ihanetle suçluyordum...Ama bu vesveselerden çabucak kurtuldum. Buadalet düşüncesi gerçekten benim içimde,diyordum kendi kendime. Bu adalet düşüncesidoğaldı; kişisel yazgım için kaygılanmaktansadaha yüce bir görevi yerine getirmemgerektiğini hissediyordum. Bunun üzerine dahada ileri gittim.”

Page 42: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

“Bu karar bana çok bilinçli bir zihnin kanıtıgibi gelmiyor. Sorunu çözmediniz. İleri gittiniz,tamam, ama tamamen duygusal bir itkiyle.”

“Hiç kuşkusuz. Ama şu an size anlattığımşey, nasıl anarşist olduğum, nasıl anarşistkaldığım ve bugün hâlâ nasıl anarşistolduğum... Karşılaştığım güçlükleri, çelişkilerive bunları nasıl aştığımı gerçeğe tamamensadık kalarak anlatıyorum size. O dönemde,mantıksal güçlüğü akılla değil, duyguylaçözdüğüm doğrudur. Ama sonradangöreceksiniz ki, anarşist doktrini tamamenkavradığımda, o zamana dek mantıksal bircevap bulamadığım bu güçlük tam anlamıylave çürütülemez bir şekilde çözüm bulmuşoldu.”

“İşte bu ilginç!”“Kesinlikle... Ama izin verirseniz hikâyeme

geri döneyim. Bu soruna gelip dayanmıştım veiyi kötü, size dediğim gibi çözümlemiştim. Amaaynı anda ve aynı akıl yürütmeyi sürdürürken,beni ciddi biçimde sarsan bir başka güçlüklekarşılaştım...

Page 43: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Kesinlikle hiçbir kişisel ödül almadan, yanidoğal hiçbir ödül olmadan kendimi feda etmeyehazır olduğumu varsayalım. Ama gelecektekitoplumun da benim umduğum sonuca aslavarmayacağını, özgür toplumun aslagerçekleşmeyeceğini varsayalım. Bu durumda,kendimi ne için feda edecektim ki? Kişisel birödül almadan, çabalarımın bedeli olarak hiçbirşey kazanmadan, bir düşünce için kendimifeda etmek bir yana; hiç olmazsa, uğrunaçabaladığım eserin gerçekleştiğini görmegarantisi olsaydı, çabalarım sayesindedüşünce az da olsa ilerleseydi! Bu sorunu daönceki gibi duygusal biçimde çözdüğümühemen belirteyim size. Ama sizi tekraruyarayım; tıpkı öteki gibi bunu da kendianarşizmimi tam olarak kavrayabildiğim an,mantık yoluyla da çözümledim. Göreceksiniz...Size sözünü ettiğim dönemde, ‘Ben geleceğekarşı görevimi yapıyorum; gelecek de banakarşı görevini yerine getirsin...’ biçiminde içiboş bir-iki cümleyle işin içinden çıktım.

Bu çözümden, daha doğrusu bu çeşit

Page 44: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

çözümlerden arkadaşlarımı haberdar ettim.Onlar da benim gibi düşünüyordu; öne çıkmayıve özgür bir toplum için ellerinden geleniyapmayı onlar da kabul ettiler. Her şeyerağmen bazıları (en açıkgözleri) benimaçıklamalarımdan biraz rahatsız oldular. Banakarşı çıkmamışlardı, ama olayları bu netlikte,gerçeğin içerdiği tüm güçlüklerle aslagörmemişlerdi. Sonuçta herkes hemfikirolmuştu. Büyük toplumsal devrim için, özgürtoplum için çalışacaktık, gelecek bizi haklı yada haksız çıkaracaktı. Derhal kararlı kişilerdenoluşan bir grup kurduk, yoğun bir propagandakampanyası başlattık – sonuçta bu yoğunlukelbette kendi olanaklarımız ölçüsündeydi.Böylece, güçlüklere, entrikalara, hatta kimizaman kıyımlara rağmen epey bir süre anarşistideal için çalışmış olduk.”

Burada Banker uzunca bir süre sustu.Sönmüş olan purosunu bile yakmadı. Sonraaniden hafifçe gülümsedi ve hikâyesinin doruknoktasına erişmiş gibi gözlerini ısrarla banadikti, sesi aydınlandı ve daha emin bir ses

Page 45: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

tonuyla konuşmasına devam etti:“O dönemde yeni bir şey oldu. ‘O dönem’

lafın gelişi! Aslında, kampanyayla geçen birkaçayın sonunda yeni bir sorunla karşılaştım;yemin ederim hepsinin en ciddisi, en korkunçolan sorun buydu!

Hatırlıyorsunuz değil mi, mantıksal bir akılyürütmeyle, anarşistlerin ideal eylem biçiminitanımlamıştım: Toplumsal kurguları yok etmeyisağlayan ama yok ederken de gelecektekiözgürlüğün doğuşuna köstek olmayan vesonuç olarak, bu toplumsal kurgular tarafındanzaten ezilen bireylere bırakılan birazcıközgürlüğe zarar vermeyen süreç ya dasüreçler; hatta mümkünse, gelecektekiözgürlüğü az da olsa yaratan bir süreç...

Gayet iyi. Bu ölçütü bir kez tanımladım, birdaha da unutmadım. Oysa, size sözünü ettiğimbu propaganda kampanyası sırasında, bugrubun içerisinde –zaten pek azdık; olsa olsakırk kişi kadar!– yine de zorbalığın başgösterdiğini keşfettim.”

“Zorbalık mı? Nasıl olur, zorbalık ha?”

Page 46: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

“Dinleyin, anlayacaksınız. İçimizden biridiğerlerine emretmeye ve her istediğiniyapmaya başladı. Ötekileri kendi istediği gibiolmaya zorluyor ve bunu dayatıyordu. Çevirdiğidalaverelerle tüm isteklerini yerine getirmelerinisağlıyordu. Önemli şeyler değildi söz konusuolan – zaten önemli bir şey yoktu. Ama sorunşuydu: Bu durum her gün tekrarlanıyordu, hemde yalnızca bizim propaganda eylemimizle ilgilideğil, bununla ilintisi olmayan olayları, hattagündelik yaşamdaki ufak tefek şeyleri bilekapsıyordu. Kimileri hissettirmeden şef olmayıistiyor, diğerleri ise emir altına girmeyeyöneliyordu. Bazıları kendilerini zorladayatırken, diğerleri bilgece manevralarabaşvuruyordu. Bu durum, en basit olaylardabile kendini gösteriyordu. Bir örnek vereyim.Gruptaki iki oğlan sokakta birlikte yürüyordu;sokağın bitimine geldiklerinde birinin sağa,ötekinin sola dönmesi gerekiyordu. Ama solasapan, ötekine, ‘Benimle gel!’ diyordu. Öteki decevap veriyordu: ‘Hayır, gelemem (doğruydubu), ben buradan gitmeliyim’, şu ya da bu

Page 47: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

nedenle... Ama sonunda, kendi iradesine veçıkarına rağmen sola sapıyordu. İkna, ısrar yada her türden başka baskı araçları – her şeygeçerliydi. Ama asla mantıksal sav yoktu. Buegemenlikte ve bağımlılıkta daimakendiliğinden bir şey, neredeyse içgüdüsel birşey bulunuyordu. En sıradan durumlarda da,en önemli durumlarda da bu böyle oluyordu.Anlıyor musunuz?”

“Anlıyorum. Peki bunda tuhaf olan nedir?Bundan daha doğal bir şey olamaz.”

“Belki. Bunu ileride göreceğiz. Ne var ki,şuna dikkat edin: Anarşist öğretiye tamamenaykırı bir durum bu. Çünkü, anlıyorsunuz değilmi, küçücük bir grubun içinde olup bitiyordu bu;önemsiz, etkisiz bir grup, ciddi herhangi birsorunu çözmekle ya da herhangi bir önemli iştekarar almakla yükümlü olmayan bir grup.Dahası, özellikle anarşist bir hareketbaşlatmak için, başka bir deyişle toplumsalkurgularla mümkün olduğunca savaşmak vegelecekteki özgürlüğü mümkün olduğuncayaratmak için oluşmuş bir grubun içinde olup

Page 48: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

bitiyordu tüm bunlar. Bu iki noktayıanlayabiliyor musunuz?”

“Tamamıyla.”“Şimdi de bunun ne anlama geldiğine bakın.

Samimi insanlardan oluşan küçük bir grup(samimi olduklarına sizi temin ederim!), eğitimlive özellikle özgürlük için çalışmak amacıylabirleşmiş bir grup, aylar sonunda somut veolumlu tek bir şey yaratabilmişti: bu aynıgrubun içindeki zorbalık. Hem de ne zorbalık!..Toplumsal kurgulardan kaynaklanan birzorbalık değildi bu. Böylesi de üzüntü verirdikuşkusuz, ama belli bir noktaya kadarbağışlanabilirdi. Elbette tam da bu kurgularlasavaşan bizim gibi insanlar için bağışlanmasıdaha güç olurdu, ama olsun, sonuçta hepimizbu kurgular üzerinde temellenen bir toplumdayaşıyorduk ve bunların etkisinden tamamenkaçamıyor olmamız tümüyle bizim hatamızdeğildi. Ne var ki, bizim karşılaştığımız şey budeğildi. Başkalarına emredenler ve onlara heristediklerini yaptıranlar, paranın, toplumsalkonumlarının ya da kabullenmek zorunda

Page 49: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

kalacakları herhangi bir yapay otoriteningücünü kullanıyor değillerdi. Hayır, onlarıneylemleri toplumsal kurgu alanının dışında biryerdeydi. Yani bu zorbalık, toplumsalkurgularla karşılaştırıldığında yeni bir zorbalıktürü oluşturuyordu. Ayrıca bu zorbalık, zatentoplumsal kurguların boyunduruğu altında olaninsanlara uygulanıyordu. Üstelik bu zorbalık,zorbalığı yıkmak ve özgürlük yaratmaktanbaşka hedefi olmayan, tamamen içten insanlararasında uygulanıyordu.

Şimdi, çok daha geniş ve daha etkili, önemlisorunları ele alan ve temel nitelikte kararlarveren bir grup hayal edin. Bu grubu işe koşunve bizim grup gibi özgür bir toplum yaratmayaçalışsınlar. Ve söyleyin bakalım, üst üsteyığılan bu zorbalıkların altında, özgür birtoplumla ya da bu tanıma layık bir insanlıklabenzerlik gösteren müstakbel bir toplum hayaledebiliyor musunuz?”

“Gerçekten de tuhaf bir durum...”“Tuhaf, değil mi? Bir o kadar tuhaf, ikinci

dereceden önemli başka noktalar da var.

Page 50: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Örneğin, yardımlaşma zorbalığı...”“Ne?”“Yardımlaşma zorbalığı. İçimizden bazıları,

ötekilere emretmek ve kendilerini dayatmakyerine, tersine, her fırsatta başkaları içinkendilerini paralıyorlardı. Tersi bir durummuşgibi gözüküyor, değil mi? Oysa tıpatıp aynışey. Bu da yeni bir zorbalık ve aynı şekilde,anarşist ilkelere ters.”

“Vay canına! Nasıl ters?”“Şöyle ki dostum, birine yardım etmek onun

yeteneksiz olduğunu kabul etmek olur ya daeğer yeteneksiz değilse, yeteneksizleştirmekya da öyle olduğunu varsaymak olur. İlkdurumda bu bir zorbalıktır, ikinci durumda iseküçümseme. Ya başkalarının özgürlüğükısıtlanır ya da –belki bilinçsizce– ötekinin horgörülecek biri olduğu, özgür olmaya layıkolmadığı ya da özgür olamayacağı ilkesindenyola çıkılır.

Konumuza geri dönelim. Bunun bir çapsorunu olduğunu görüyorsunuzdur elbette.Gelecekteki bir toplum için teşekkür bile

Page 51: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

beklemeden çalışabiliyorduk, hatta böyle birtoplumun asla oluşmaması riskini bile gözealabiliyorduk. Bunu da geçelim. Ama bardağıtaşıran son nokta şuydu. Özgür bir gelecekiçin çalışmak istiyorduk ve elde ettiğimiz tekkesin sonuç, zorbalık yaratmak olmuştu. Dahada kötüsü, biz ezilenler, birbirimiz üzerinde yenibir zorbalık yaratmış ve uygulamıştık. Kabuledilebilir gibi bir şey değildi bu!

Çok düşündüm. Bir yerde bir yanlış vardı;kısacası bir sapma söz konusuydu.Hedeflerimiz akla uygundu; kuramlarımız doğrugözüküyordu; o halde, zayıf noktamız neydi?Yöntemlerimiz mi? Çok mümkün. İyi de lanetolası hata neredeydi? Düşüne düşünedelirecek gibi oldum. Sonunda, bir gün, aniden–bu tür durumlarda hep olduğu gibi– çözümübuldum. O gün benim anarşist kuramlarımınbüyük günüydü; deyim yerindeyse, anarşizmintekniğini keşfettiğim gün.”

Bir an bana baktı ama beni görmüyordu.Sonra aynı ses tonuyla devam etti:

“Kendi kendime şöyle dedim: İşte

Page 52: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

karşımızda, hiçbir biçimde toplumsalkurgulardan kaynaklanmayan yeni bir zorbalık.Peki nereden kaynaklanıyor olabilir? Doğalözelliklerden mi? Bu durumda, hoşça kal özgürtoplum! Yalnızca insanın doğal niteliklerinin,doğuştan sahip olduğu özelliklerin, yalnızcaDoğa’ya borçlu olduğu ve üzerlerinde hiçbirerkinin bulunmadığı niteliklerinin etkili olduğu birtoplum; yalnızca bu niteliklerin etkili olduğuböylesi bir toplum, zorbalıkların böyle üst üstebindiği bir toplum olarak ortaya çıkıyorsa, bunahizmet etmek için küçük parmağını bilekımıldatmayı kim ister? Zorbalığın üzerinezorbalık binecekse, hiç olmazsa sahipolduğumuzu, en azından alışkın olduğumuzukoruyalım: Çünkü Doğa’dan kaynaklanan tümzorbalıkların korkunç özelliklerini gösteren yenibir zorbalıktansa, alışkın olduğumuzu daha azhissedeceğimiz tartışmasızdır. Doğa’dankaynaklananlara karşı isyan edemeyiz. Çünküinsan, ölecek diye ya da uzun boylu olmakisterken kısa kaldı diye devrim yapmayakalkmaz. Size biraz önce kanıtladım, anarşist

Page 53: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

toplum herhangi bir nedenlegerçekleşemeyecekse, sıralamada ondansonra gelen en doğal toplum, yani burjuvatoplumu var olmalıdır.

Evet, ama bizim aramızda doğan buzorbalık gerçekten de doğal özelliklerin sonucumuydu? Öncelikle, doğal özellikler nelerdir?Herkesin doğuştan sahip olduğu zekâ, hayalgücü, irade, vs. düzeyidir; zihinsel alandan sözediyorum elbette, çünkü fiziksel niteliklerburada işin içine girmez. Dolayısıyla, toplumsalkurgulardan bağımsız bir gerekçeyle birdiğerine hükmeden biri, bunu zorunlu olarakyapar, çünkü doğal niteliklerinden biribakımından üstündür ve bunu hükmetmek içinkullanır. Ama bir sorun vardır: Böyle birkullanım yasal mıdır, yani doğal mıdır?

Bu nitelikler nasıl doğal olarak kullanılabilir?Kişiliğimizin doğal hedeflerinden yararlanarak.Peki başka birine hükmetmek doğal bir hedefmidir? Kesinlikle, ama yalnızca belirli birdurumda: Karşımızdaki kişi bizimdüşmanımızsa. Anarşistin düşmanıysa, doğal

Page 54: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

olarak toplumsal kurguların ve zorbalıklarınherhangi bir temsilcisidir; başka kimse değildir.Çünkü ötekilerin hepsi de onun gibi insandır vedoğal olarak yoldaşlarıdır. Görüyorsunuz ki,bizim kendi aramızda yarattığımız zorbalık butürden değildi: Tersine, bize benzer insanlarüzerinde, doğal yoldaşlarımız üzerindeuygulanıyordu; hem de aynı idealipaylaştığımızdan iki kez yoldaşımız olanlarüzerinde uygulanıyordu. Sonuç: Ne toplumsalkurgulardan ne doğal niteliklerden kaynaklananbizim zorbalığımız, yanlış bir kullanımdan, budoğal niteliklerin sapmasından türüyordudemek ki. Peki ya bu sapma neredenkaynaklanıyordu?

Bunun ancak iki nedeni olabilirdi: Ya insanyaradılıştan kötüdür ve sonuçta tüm doğalnitelikleri doğal olarak sapkın’dır ya da busapma insanlığın zorbalık yaratan bir sistemeuzun süredir alışmış olmasının sonucudur.Dolayısıyla bu sistem en doğal niteliklerimizinkullanımını içgüdüsel olarak zorbalaştırmaeğilimi taşır. Peki bu iki varsayımdan hangisi

Page 55: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

daha iyiydi? Mantıksal ya da bilimsel düzlemdekesin bir yönteme bağlı kalınırsa doyurucu birçözüm bulmak olanaksızdı. Gerçekten de akılyürütme hiç işimize yaramaz, çünkü tarihsel yada bilimsel düzlemdedir ve olgular hakkındakibilgimize bağlıdır. Diğer yandan bilim de bizedaha fazla yardımcı olmaz, çünkü geçmişzaman içinde gerilere uzandıkça, insanı daimaşu ya da bu türdeki toplumsal zorbalıkkoşullarında yaşarken buluruz. Bu datamamıyla doğal koşullarda yaşayan insanındavranış biçimini bilmemizi engeller. Kesin birçözüm bulamayacağımıza göre en olasıvarsayımı tercih etmeliyiz, yani ikincisini.Gerçekten de insanların, zorbalığıkendiliklerinden yaratan toplumsal kurgularauzun süredir alışkın olmalarının, onların doğalniteliklerini doğuştan bozduğunu; böylelikleöteki üzerinde kendiliğinden zorbalıkuygulamaya yöneldiklerini, hatta bunuyapmaya en az yatkın olanların bile böyledavrandıklarını varsayabiliriz. Bu varsayım,doğal niteliklerin doğası gereği sapkınlaşmış

Page 56: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

olabileceği –bu da bir anlamda çelişkidir–şeklindeki ilk varsayımdan daha olasıdır. Bunedenle, düşünen insanlar, benim de yaptığımgibi ve neredeyse mutlak bir kesinlikle,yukarda dile getirilen ikinci varsayımıbenimserler.

Bundan da apaçık bir sonuç çıkar:Toplumsal kurgularla ateşli bir savaşagirişmeyi ve özgürlük için çalışmayı dileyen,dünyanın en iyi niyetli insanlarının hareketegeçirdiği bir grup bile birlikte çalışmayabaşladığında, toplumun şimdiki durumundatoplumsal kurguların zorbalığına yeni birzorbalık eklemekten uzak duramaz; vekuramsal olarak gerçekleştirmek istediklerişeyleri uygulamada yok etmemeleri, tam dakurmak istedikleri projeyi, istemeyerek ama vargüçleriyle harabeye çevirmemeleriolanaksızdır. Bu durumda ne yapmalı? Çokbasit... Elbette hepimiz aynı hedefe ulaşmakiçin çalışmalıyız, ama... ayrı ayrı.”

“Ne diyorsunuz? Ayrı ayrı mı?”“Kesinlikle. Yürüttüğüm aklı izlemediniz

Page 57: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

mi?”“İzledim elbette.”“Bu durumda, çözümümü mantıksal

bulmuyor musunuz? Çürütülemez bulmuyormusunuz?”

“Yani... kuşkusuz... Ama, nasıl olabilir,bilemiyorum...”

“Pekâlâ! Açıklayayım. Hepimizin aynıhedefe ulaşmak için çalışmamız gerektiğini,ama bunu ayrı ayrı yapmamızı söyledim.Hepimiz anarşist dava için çalışırsak, herbirimiz toplumsal kurguların ortadankaldırılmasına katkıda bulunuruz, hedefimiz debudur. Böylelikle gelecekteki özgür toplumukurmaya da katkıda bulunmuş oluruz. Amaayrı ayrı çalışarak yeni zorbalıklar kesinlikleyaratamayız, çünkü hiçbirimiz diğerleriüzerinde etkide bulunamaz ve dolayısıylakimse kimseye egemen olarak onunözgürlüğünü ortadan kaldıramayacağı gibiyardım ederek onu küçük de düşüremez.

Eğer ayrı ayrı ama aynı anarşist hedefdoğrultusunda çalışırsak bunun iki avantajı

Page 58: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

olur: bütünün gücü ve her türden yenizorbalığın yokluğu. Biz bir arada duruyoruz,çünkü ahlaki olarak bir aradayız ve aynı davauğruna aynı biçimde çalışıyoruz; anarşistkalıyoruz, çünkü herkes özgür toplum içinçalışıyor; ama artık davamıza ne isteyerek nede istemeyerek ihanet ediyoruz. Bunuyapmamıza olanak da yok, çünkü tek tekhareket ederek Doğa’nın bize bahşettiğiniteliklerin kalıtımsal iziyle damgalanmıştoplumsal kurguların zararlı etkisindenkurtuluruz.

Elbette, bu taktiğin bütünü, benim toplumsaldevrimin hazırlık evresi olarak adlandırdığımşeye uygulanır. Burjuvazinin savunması birkez ortadan kaldırıldığında ve tüm toplumanarşist öğretileri edilgen olarak benimsemeyeyöneldiğinde, tek yapmamız gereken toplumsaldevrimi gerçekleştirmek olur. Bu durumda, sondarbeyi indirmek üzere, ayrı ayrı eyleme sonvermemiz gerekecektir. Ama o sırada, özgürtoplum potansiyel olarak zaten gerçekleşmişolur; durum farklı olur. Sözünü ettiğim taktik

Page 59: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

burjuva ortamında anarşist eylemle ilgilidir; şuan olduğu gibi ve mensubu olduğum grubuniçindeyken olduğu gibi.

Nihayet gerçek anarşist süreci bulmuştum!Hep birlikte bir işe yaramıyorduk ve üstelik,birbirimizi rahatsız ediyor ve birbirimize karşızorbalık uyguluyor, kendi kuramlarımızıyıkıyorduk. Tek başımıza, aynı ölçüde cılızsonuçlar elde edeceğimiz doğruydu ama enazından özgürlüğe zarar vermemiş olacak veyeni zorbalıklar yaratamayacaktık. Eldeettiğimiz azıcık şey de olsa, daima bir kazançolacaktı, üstelik de hiç zarar vermeden.Dahası, ayrı ayrı hareket ederek kendimizedaha fazla güvenmeyi, birbirimizin üzerineyıkılmamayı ve sonuçta, şimdiden bazıözgürlükler elde etmeyi öğrenecektik.Kısacası, gelecekteki topluma hem kendimizi,hem de bizi örnek alan başkalarını hazırlamışolacaktık.

Sevinçten deliye dönmüştüm. Keşfimiderhal yoldaşlarıma açıkladım. Yaşamımdayaptığım ender aptallıklardan biriydi bu.

Page 60: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Düşünebiliyor musunuz, keşfimden dolayı öylemutluydum ki, oybirliğiyle bir kabulbekliyordum!”

“Ve doğal olarak hiç de aynı fikirdedeğildiler!”

“Hepsi ağzımın payını verdi; hepsi, tek birağız gibi! Kimi daha az, kimi daha çok ciddiydiama hepsi karşı çıktı. Çıkar yol bu değildi,söylediklerimin olabilir bir yanı yoktu! Amakimse olup biteni ya da olması gerekenisöyleyebilecek durumda değildi. Tekrar tekrartartıştım ama cevap olarak boş laflardan,saçma sözlerden, bizim meclislerdekibakanların söyleyecek bir şeybulamadıklarında ağızlarından çıkan boşsözlerden başka bir şey elde edemedim.Bunun üzerine karşımdakilerin birer eşek, birerödlek olduğunu anladım. Aniden maskeleridüşmüştü. Bu zavallılar köle olmak içindoğmuşlardı. Elbette anarşist olmak istiyorlardıama başkalarına zarar vererek. Elbetteözgürlük istiyorlardı ama bir tepside sunulmasıve kralın verdiği unvan gibi kendilerine

Page 61: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

verilmesi koşuluyla! Neredeyse hepsi böyleydi,gerçek bir uşak ruhlular sürüsü!”

“İyice mideniz bulanmış olmalı.”“Hem de nasıl! Çok öfkelendim! Şiddete

karşı koydum. Tam bir kavga oldu! Neredeyseyumruk yumruğa giriyorduk. Sonuçta, bençekip gitmeyi tercih ettim. Tüydüm. Meleyen bukoyun sürüsü midemi bulandırıyordu; hem denasıl, tahmin edemezsiniz! Anarşizmden kuşkuduymaya başlamıştım. Neredeyse her şeydenvazgeçmeye karar verecektim. Ama birkaçgün sonra kendime geldim. Anarşist idealin butartışmanın üzerinde olduğunu kendi kendimesöyledim. Varsın onlar anarşist olmakistemesin, ben olacaktım! Onlar yalnızcaerkincilik oynamak mı istiyorlardı? Ben buküçük oyuna girmeyecektim. Onlar ancakbirbirlerine yaslanarak savaşmayı biliyorlardı,hem de savaşmak iddiasında oldukları buzorbalığın yeni bir kopyasını yaratarak. Busalaklar sürüsünü, bu beş para etmezleribaşlarına çalsınlar! Buncacık şey için burjuvaolacak değildim.

Page 62: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Gerçek anarşizmde herkesin yalnızcakendi gücüyle özgürlük yaratması ve toplumsalkurgularla savaşması gerektiği açıktı. Ben debunu yapacaktım; ama yalnızca kendigücümle. Gerçek anarşizm yolunda kimse beniizlemek istemiyor muydu? O zaman bu yoluben izlerdim. Tek başıma gidecektim, kendikaynaklarımdan ve idealimden başkayardımcım olmadan, hatta geçmişte yoldaşımolmuş kişilerin manevi desteği bile olmadan.Toplumsal kurgularla da tek başımadövüşürdüm. Bunun benim açımdan güzel birtavır ya da kahramanca bir hareket olduğunusöyleyecek değilim. Hayır! Bu sadece doğal birtavırdı. Madem ki her birimiz bu yolu ayrı ayrıizleyecektik, o halde bu yolda yürümek içinkimseye ihtiyacım yoktu. Benim idealim banayetiyordu. Ben, bu ilkelere dayanarak ve bukoşullar nedeniyle toplumsal kurgularla tekbaşıma savaşmaya karar verdim.”

Konuşmasına bir an ara verdi, artık iyicerahatlamıştı ve bir süre sonra, kaldığı yerdendevam etmek için daha sakin bir ton tutturdu:

Page 63: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

“Böylece toplumsal kurgularla aramdasavaş ilan edildi, diye düşünüyordum. Pekâlâ.Bu kurgulara karşı ne yapabilirdim? Herhangibir zorbalık yaratmaktan kaçınmak için tekbaşıma hareket ettim. Ben tek başımatoplumsal devrimi hazırlamaya, aynı zamandainsanlığı özgür topluma hazırlamaya nasılkatkıda bulunabilirdim? Olası iki yöntemdenbirini seçmeliydim. Elbette eğer ikisini birdenkullanamayacaksam. Bu yollar, propagandaaracılığıyla dolaylı eylem ve hangi yöntemolursa olsun doğrudan eylemdi.

Öncelikle dolaylı eylemi düşündüm:propaganda. Ben tek başıma nasıl birpropaganda yürütebilirdim? Rastgele fırsatlarya da rastlaşmalar sonucu birbirimizlegevezelik ederken yapılabilecek olandan sözetmiyorum. Hayır, bu tür eylemin benimanarşist etkinliğimi tüm enerjimle ortayakoymamı sağlayıp sağlamayacağını veböylece hissedilir sonuçlar elde edipedemeyeceğimi bilmek istiyordum. Bir süresonra bunun olmadığını saptadım. Ben ne bir

Page 64: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

hatiptim ne de yazar. Demek istediğim şu ki,elbette gerekirse halkın önünde konuşabilir yada gazeteye bir makale yazabilirim; amavarsayalım ki söylev ya da yazı yoluyla ya daikisini birden kullanarak dolaylı eylemdeuzmanlaştım, bu durumda bilmek istediğim,yapımın bana bir başka yönde uzmanlaşarakdaha olumlu sonuçlar elde etmemi sağlayıpsağlamayacağıydı. Oysa eylempropagandadan daima daha yararlıdır: elbette,karakterleri özünde propaganda türüetkinliklere yönelik, yığınları elektriklendirmeyive peşinden sürüklemeyi beceren büyükhatipler ya da kitaplarıyla büyülemeyi ve iknaetmeyi bilen büyük yazarlar hariç. Kendinibeğenmiş biri olduğumu sanmıyorum, amaeğer öyleysem de en azından sahip olmadığıniteliklerle kendini öven biri değilim ve sizedediğim gibi, kendimi asla bir hatip ya da yazaryerine koymadım. Dolayısıyla, anarşistetkinliğimin ifadesi olarak dolaylı eylemdenvazgeçmek zorunda kaldım. Bu olasılık biryana bırakılınca, doğrudan eylemi seçmek ve

Page 65: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

çabalarımı gündelik yaşama, gerçek yaşamaadamak zorundaydım. Zekâ değil, eylemdiönemli olan. Çok iyi. Oyun sırası bendeydi.

Demek ki, önceden tanımladığım anarşisteylemin temel sürecini uygulamaya geçirmemgerekiyordu: yeni zorbalıklar yaratmadan, hattagelecekteki özgürlüğü az da olsa yarataraktoplumsal kurgularla savaşmak. Evet, söyleyinbakalım, gündelik yaşamda bunu nasıluygulamaya geçirebiliriz?

Düşünelim: Uygulamada, mücadele etmekne demektir? Uygulamada, savaşmaktır ya daen azından herhangi bir savaşı sürdürmektir.Toplumsal kurgularla nasıl savaşılır?Öncelikle, savaş nasıl yürütülür? Herhangi birsavaşta düşmanın hakkından nasıl gelinir? İkibiçimde: Ya öldürürsün, yani yok edersin ya dahapsedersin, başka deyişle, boyun eğdirirsinve güçsüz kılarsın. Toplumsal kurguları yoketmek, benim için olanaksızdı; yalnızcatoplumsal bir devrim onları yok edebilirdi. Oâna dek toplumsal kurgular sarsılmış,sendelemekte, pamuk ipliğine bağlı olabilirdi;

Page 66: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

ama ancak özgür toplumun doğuşuyla veburjuva toplumunun bir daha dönüşü olmayançöküşüyle gerçekten yok olabilirlerdi. Bubağlamda benim yapabileceğim tek şey, butoplumu temsil eden bir ya da iki kişiyi –fizikselolarak öldürmek anlamında– yok etmekolabilirdi. Bu olasılığı incelediğimde tamamenaptalca olduğu sonucuna vardım. Benim,toplumsal kurguların zorbalığını temsil eden bukişilerden birini, ikisini, hatta bir düzinesiniindirdiğimi varsayalım. Sonuç ne olur?Toplumsal kurgular sarsılmış olur mu? Asla.Bu toplumsal kurguların yapısı, az sayıdakişiye, hatta tek bir kişiye bağlı olabilecekpolitik bir durumdan farklıdır. Toplumsalkurgularda kötü olan şey, kendileridir, bütünleriya da onların temsil ettikleridir, bireyler değil.Dahası, toplumsal düzene bir saldırı daimatepkiye yol açar; durum yalnızcadeğişmemekle kalmaz, çoğu zaman daha dakötüleşir. Üstüne üstlük, suikasttan sonra birde peşime düşüldüğünü varsayın, ki büyükolasılıkla böyle olur; peşime düşülür ve şu ya

Page 67: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

da bu biçimde ortadan kaldırılırım. Varsayalımki, sermayeyi elinde bulunduran bu büyük parababalarından bir düzinesini ortadan kaldırdım.Tüm bunların sonucu ne olacak? Beniöldürerek, hapse atarak ya da sürgünegöndererek ortadan kaldırırlarsa anarşist davabir elemanını yitirmiş olur; ama benim ötedünyaya gönderdiğim bir düzine para babası,burjuva toplumu, on iki elemanını kaybetmişolmaz, çünkü bu toplumun bileşenlerisavaşçılar değil, tamamen edilgen unsurlardır:‘Mücadele’ burjuva toplumunun üyeleriarasında değil, bu toplumun üzerindetemellendiği toplumsal kurgular arasındaolmalıdır. Ne var ki, toplumsal kurgular nişanalınabilecek kişiler değildir. Beni izleyebiliyormusunuz? Ben, düşman ordunun on ikiaskerini öldüren bir ordunun askeri değildim;düşman ulusun on iki sivilini öldüren bir askergibiydim. Aptalca bir cinayet olurdu bu, çünkütek bir savaşçı bile ortadan kaldırılmamışolurdu... Dolayısıyla, toplumsal kurgularıtümüyle ya da kısmen yok etmeyi

Page 68: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

düşünemezdim. Bu durumda onları güçsüzkılarak boyun eğdirmeli, yenmeliydim.”

Aniden sağ elinin işaretparmağını banadoğrulttu:

“İşte bunu yaptım ben de!”Parmağını hemen indirip sözüne devam etti:“Bu toplumsal kurguların ilki, en önemlisi

hangisi diye düşündüm. Boyun eğdirmeye,güçsüzleştirmeye çalışmam gereken, herhangibiri değil, bu olmalıydı. Bunların en önemlisi, enazından çağımızda, paradır. Nasıl paranınefendisi olabilirim, daha doğrusu paranınerkinin, zorbalığının efendisi nasıl olabilirim?Onun etkisinden, erkinden kurtularak, onunüzerine çıkarak ve onu güçsüz kılarak, enazından beni ilgilendiren yanıyla bunu yaparak.Beni ilgilendiren yanıyla diyorum, dikkat edin,çünkü savaşan bendim; herkes için yapsaydımbunu, ona egemen olamazdım, yok ederdim veparanın kurgusu sona ermiş olurdu. Oysa, sizedaha önce kanıtladığım gibi toplumsal bir kurguancak toplumsal devrimle, başka kurgularlabirlikte burjuva toplumu çökertildiğinde ‘yok

Page 69: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

edilebilir’.Bu durumda, paranın erkinin efendisi nasıl

olabilirdim? Bunun en basit yolu onun etkialanından, yani uygarlıktan uzaklaşmak olurdu:Kıra gitmeli, kök yemeli ve kaynak suyuiçmeliydim; çırılçıplak gitmeli ve bir hayvan gibiyaşamalıydım. Ama bu, gerçekleştirmesi çokgüç olmasa da toplumsal bir kurguylamücadele etmek olmazdı; dövüşmüş bileolmazdım. Kaçmaktı bu. Elbette kavgayagirilmezse gerçekten mağlup da olunmaz. Amamanevi olarak mağlup olunur, çünkü aslındagerçekten dövüşülmüş olunmaz. Dolayısıylabir başka yöntem bulmak gerekiyordu – birmücadele yöntemi, kaçış yöntemi değil. Biryandan parayla mücadele ederken diğeryandan nasıl efendisi olurdum? Onunetkisinden, zorbalığından nasıl kaçabilirdim,üstelik onunla karşılaşmaktan çekinmeden?Tek bir yolu vardı... PARA KAZANMAK!

Etkisini hissetmemeye yetecek miktardapara kazanarak... Ne kadar çok kazanırsametkisinden de o ölçüde kurtulmuş olacaktım.

Page 70: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Bunu açıkça gördüğümde, tüm anarşistinancımla ve aydınlık bir bilincin tümmantığıyla, anarşizmimin şu anki evresine –ticari ve banker evre– girdim.”

Bir an gevşedi, çünkü coşkusu doruğaçıkmıştı. Sonra hikâyesine kaldığı yerdendevam etti, hâlâ belli bir coşkunun izinitaşıyordu:

“Anlıyorsunuz değil mi?.. Tamamen bilinçliolarak anarşist oluşumun başlangıcındakarşılaştığım mantıksal düzeydeki güçlüklerikuşkusuz hatırlıyorsunuzdur. Ayrıca bunlarıçözüş biçimimi de hatırlıyorsunuzdur, amayüzeysel olarak çözmüştüm; mantıkla değil,duyguyla. Bunun mantık yoluyla olmadığını sizde son derece isabetli olarak saptamıştınız...”

“Çok iyi hatırlıyorum.”“Ayrıca size daha sonra, sonunda gerçek

anarşist yöntemi keşfettiğimde, bunları uygunbiçimde, yani mantık yoluyla çözdüğümü desöylemiştim, hatırlıyor musunuz?”

“Elbette.”“İşte hikâyesi! Karşılaştığım güçlükler

Page 71: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

şunlardı: Hangi amaç için olursa olsun,karşılığında doğal, yani bencilce bir karşılıkolmadan çalışmak doğal değildir; hangi amaçiçin olursa olsun, en azından bu amacaerişildiğini bilmenin karşılığı olmadançabalarımızı buna adamak da doğal değildir.Şimdi, bu iki güçlüğü, daha önceden tek,gerçek anarşist süreci keşfetmemi sağlamışolan akıl yürütme sayesinde nasıl çözdüğümügöreceksiniz. Gerçekten de bu sürecinsonucunda zengin oldum: Bencilce bir karşılıkburadan kaynaklanır. Bu süreç aynı zamandaözgürlüğü de hedeflemektedir; ben kendimiparanın efendisi kılarak, yani kendimi onunerkinden kurtararak özgürlük elde ettim.Yalnızca kendim için edindiğim doğrudur; amaherkes için özgürlüğün ancak toplumsalkurgular yok edilirse mümkün olabileceğini,toplumsal devrim sayesinde mümkünolabileceğini size kanıtladım; ve ben, tekbaşına ben, bu toplumsal devrimi yapamam!Ama somut sonuç şudur: Ben özgürlüğühedefliyorum ve özgürlüğü elde ediyorum – bu

Page 72: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

elbette benim erişebileceğim bir özgürlük,çünkü daha öteye gidemeyeceğim kesin.Bakınız, yürüttüğüm akıl, yalnızca bu sürecitek doğru süreç olarak tanımlamakla kalmıyor,dahası, bu türden her sürecin karşısınamantıksal olarak çıkarılabilecek güçlükleriçözüyor, bu da sürecin tek gerçek süreçolduğunu kanıtlıyor.

İşte bu yöntemi izledim. Şu amacabağlandım: zengin olarak paranın kurgusunahükmetmek. Başardım. Bu biraz zamanımıaldı, çünkü mücadele sertti, ama başardım.Bankerlikteki ve ticaretteki başarımın neolduğunu size ayrıntılarıyla anlatmama gerekyok. Özellikle bazı ayrıntıları bakımından bu dadikkate değer, ama konumuzun dışında. Çokçalıştım, savaştım, para kazandım; daha çokçalıştım, daha çok savaştım, daha fazla parakazandım– hatta kesinlikle çok fazla parakazandım... Yöntemlerle ilgilenmedim –itirafediyorum ki dostum, her yola başvurdum–,stokçuluk, mali hile, hatta hileli rekabet. Neyani, ben son derece ahlaksız ve doğal

Page 73: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

olmayan toplumsal kurgularla savaşıyordum,bir de kalkıp yöntemler üzerinde enine boyunadüşünecek miydim? Özgürlük için çalışırkenbir de kalkıp zorbalıkla mücadelede hangi silahıseçmeliyim diye kılı kırk mı yaracaktım?Bomba koyan ve insanlara ateş eden aptalanarşist, öldürdüğünü gayet iyi bilir, oysainandığı öğreti ölüm cezasını yasaklar. Ahlakaaykırı bir şeye suç işleyerek saldırmaktadır,çünkü bu ahlaksız şeyin yok edilmesinin birsuçu hak ettiğinin farkındadır. Yöntemseçiminde aptallık yapar, çünkü sizekanıtladığım gibi, bu yöntem anarşist süreçolarak yanlıştır ve tamamen olumsuzdur; amabu yöntemin ahlakı konusunda zeki olduğunugösterir. Benim yöntemim ise tamamenuyumluydu ve bir anarşist olarak,zenginleşmek için sahip olduğum her yolukullanmam tamamen doğruydu. Pratik vebilinçli bir anarşist olma yönündeki oldukçaiddiasız düşü, bugün gerçekleştirdim. Artıközgürüm. Dilediğimi yapıyorum; elbetteolanaklar ölçüsünde. Benim anarşist sloganım

Page 74: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

özgürlüktü; işte, özgürüm, şu an için, kusurlutoplumumuz içinde mümkün olduğunca.Toplumsal güçlerle savaşmak istemiştim;savaştım ve üstelik onları yendim!”

“Yavaş, yavaş!” diye karşılık verdim bununüzerine. “Tüm bunlar çok hoş, amagörmediğiniz bir şey var. Yönteminizin uymasıgereken koşullar, sizin de kanıtladığınız gibiyalnızca özgürlük yaratmak değil, aynızamanda da zorbalık yaratmamaktı. Oysa sizbunu yarattınız. Vurguncu olarak, bankerolarak, hayasız bir para babası olarak –kusurabakmayın, ama bizzat siz böyle niteledinizkendinizi– bal gibi de zorbalık yarattınız.Savaştığınızı iddia ettiğiniz bu toplumsalkurguların herhangi bir temsilcisinden farkınızyok.”

“Hayır, hayır, dostum, yanılıyorsunuz. Benzorbalık yaratmadım. Toplumsal kurgularakarşı yürüttüğüm mücadelenin sonucu olanzorbalık benden kaynaklanmıyor, dolayısıylaben yaratmadım: Bu, toplumsal kurgularıniçinde zaten bulunuyordu, ben hiçbir şey

Page 75: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

katmadım. Bu zorbalık, tam da toplumsalkurguların zorbalığı. Bu durumda, bunları benne yok edebilirim ne de yok edilmelerinidileyebilirim. Yüzüncü kez tekrarlıyorum size:Yalnızca toplumsal devrim toplumsal kurgularıortadan kaldırabilir; o âna dek, benimki gibikusursuz bir anarşist eylem bunları ancakbastırabilir ve yalnızca bu süreci uygulayananarşist için mümkündür; ama tek başına bukurgulara kimse tamamen hükmedemez.Zorbalık yaratıp yaratmamak değildir önemliolan; yeni zorbalıklar yaratmamak ya dazorbalığın olmadığı yerde zorbalık yaratmamakönemlidir. Size söylediğim gibi, hep birlikteçalışan anarşistler birbirleri üzerinde etki sahibioluyorlar ve kendi aralarında, toplumsalkurguların dışında ve bunlardan bağımsız öylebir zorbalık yaratıyorlar ki, bu yeni birzorbalıktır. Ben asla böyle bir şey yaratmadım.Hatta bunu yaratabilmem, benim eylemiminiçinde oluştuğu koşullar nedeniyle olanaksızdı.Ben bir insanı özgürleştirdim: Kendimi. Çünkübenim eylemim, ki size gösterdiğim gibi, tek

Page 76: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

gerçek anarşist eylemdir, daha fazlasınıözgürleştirmemi sağlamadı. Ben, kimiözgürleştirebilme olanağım varsa onuözgürleştirdim, hepsi bu.”

“Pekâlâ... Anlıyorum... Ama bu tür bir savla,sonuç olarak toplumsal kurguların hiçbirtemsilcisinin zorbalık uygulamadığı sonucunavarırız...”

“Çok doğru! Zorbalık, toplumsal kurgularınişidir, onları temsil eden insanların değil. Onlaryalnızca, deyim yerindeyse kurguların bizezorbalık uygulamak için kullandığı araçlardır.Tıpkı bıçağın katilin kullanabileceği bir araçolması gibi. Ve siz elbette bıçakları ortadankaldırarak katilleri yok edebileceğinizeinanmıyorsunuz... Bakın; tüm dünyadakisermaye sahibi büyük para babalarının hepsiniortadan kaldırın, ama sermayeyi yok etmeyin.Hemen ertesi gün sermaye, başka elleregeçerek, yeni mülk sahipleri kanalıylazorbalığını uygulamaya devam edecektir.Şimdi, büyük para babalarını değil amasermayenin kendisini yok edin, hiç para babası

Page 77: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

kalır mı?”“Doğru, haklısınız.”“Dostum, işin kötüsü, işin kötüsü diyorum,

bana yöneltebileceğiniz tek suçlama, toplumsalkurguların zorbalığını birazcık –pek azcık–artırmış olmamdır. Bu saçma bir sav, çünküsize daha önce de söylediğim gibi, benimyaratmamam gereken zorbalık, ki zatenyaratmış değilim, tamamen başkadır. Ama busavın da zayıf bir noktası var: Aynı akılyürütmeyi izleyerek, vatanı için dövüşengenerali de ülkesini kendi ordusununaskerlerinden, çarpışmada zafer kazanmakiçin feda etmek zorunda kaldığı askerlerdenyoksun bırakmakla suçlayabilirsiniz. Amasavaşta kaybeden kazanır. İlke kazanmaktır;gerisi...”

“Pekâlâ. Ama bir şey daha var. Gerçekanarşist yalnızca kendisi için değil, diğerleri içinde özgürlük ister. Bence, tüm insanlık içinister...”

“Hiç kuşkusuz. Ama bana göre tek gerçekanarşist süreç olan bu süreci izlerken, herkes

Page 78: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

kendini özgürleştirmelidir diye açıklamıştımsize. Ben kendim için bunu yaptım; ben, hemkendime olan sorumluluğumu hem deözgürlüğe olan sorumluluğumu yerine getirdim.Peki niçin diğerleri, yoldaşlarım, aynısınıyapmadı? Ben onları engellemedim – bunuyapsaydım ne büyük suç olurdu! Üstelikgerçek anarşist sürecin ne olduğunu bileonlardan gizlemedim; bunu keşfeder etmez,hepsine açık seçik belirttim. Daha fazlasınıyapmamı engelleyen, bu sürecin kendisidir.Zaten ne yapılabilir ki? Aynı yolu izlemeyeonları zorlamalı mıydım? Onlarızorlayabilseydim bile bunu yapmazdım; buonları özgürlüklerinden yoksun bırakmakolurdu, bu da benim anarşist ilkelerimeaykırıydı. Onlara yardım etmek mi? Bunu daaynı gerekçeyle yapamazdım. Asla yardımetmem, asla kimseye yardım etmedim, çünkübu ötekinin özgürlüğünü zayıflatmak olur ve buda benim ilkelerime aykırı. Aslında, banayönelttiğiniz eleştiri, türümün tek örneği olmam.Görevimi yerine getirdim diye, kendimi elimden

Page 79: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

geldiğince özgürleştirdim diye niçin benieleştiriyorsunuz? Niçin ödevlerini yerinegetirmediler diye onları eleştirmiyorsunuz?”

“Pekâlâ. Ama eğer o insanlar sizin gibiyapmadıysa, kuşkusuz sizden daha az zekiolduklarından, yeterince irade sahibiolmadıklarından ya da...”

“Ama dostum, bu eşitsizlikler doğaldır,toplumsal değildir... Anarşizmin bu türeşitsizliklerle işi yoktur. Bir kişinin zekâ ya dairade düzeyi, Doğa ile onun arasındaki birmeseledir; toplumsal kurguların kendisininbununla bir alakası yoktur; ne yakından ne deuzaktan. Size dediğim gibi, insanlığın toplumsalkurgulara olan uzun süreli alışkanlığı sonucusapmış olabilecek doğal nitelikler vardır;bununla birlikte bu sapma, doğanın bize verdiğiniteliklerin oranında değil, bunları kullanmabiçimimizdedir. Oysa, aptallıktan ya da iradeyoksunluğundan kaynaklanan bir sorun, bukarakter özelliklerini kullanış biçimimizle aslabağıntılı değildir, yalnızca bu özelliklere sahipoluş oranımıza bağlıdır. Bu nedenle, tekrar

Page 80: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

ediyorum, bunlar kesinlikle doğaleşitsizliklerdir. Kimse bunlar üzerinde etkidebulunamaz, hiçbir toplumsal değişim bunlarıdeğiştiremez, nasıl ki beni daha uzun boylu yada sizi daha kısa yapamazsak...

Elbette... elbette bu tiplerde, doğalniteliklerin gösterdiği kalıtımsal sapma,karakterin temellerine eriyecek kadar ilerigitmemişse. Herhangi biri köle olmak içindoğmuşsa ve sonuç olarak kendiniözgürleştirecek en ufak çabayı göstermiyorsa,o başka. Ama o zaman... bu durumda... budurumda, özgür toplumla, hatta sıradanözgürlükle onun işi ne olur ki? Eğer bir insanköle olmak için doğmuşsa, onun karakterineaykırı olan özgürlük, onun için bir zorbalıkolacaktır.”

Kısa bir mola verdi; bense kahkahadankırılıyordum.

“Hiç kuşku yok,” dedim, “gerçek biranarşistsiniz siz. Ama sizi iyice dinlediktensonra, sağda solda sürünürken gördüğümüzşu anarşistlerle sizi karşılaştırınca gülmekten

Page 81: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

kendimi alıkoyamıyorum...”“Azizim, defalarca söyledim size, hatta

kanıtladım, tekrar ediyorum; onlarla benimaramdaki tek fark şudur: Onlar kuramsal olarakanarşist, bense hem kuramda hemuygulamada anarşistim; onlar mistikanarşistler, ben bilimsel anarşistim; onlarboyun eğen anarşistler, bense savaşan vekendini özgürleştiren bir anarşistim. Tekkelimeyle: Onlar sözde anarşist, bense tekgerçek anarşistim.”

Bunun üzerine sofradan kalktık.

2. İtalik sözcüklerin altı Pessoa tarafındanelyazmasında çizilmiştir. (Ç.N.)

Page 82: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

EK

(eklemeler ve değişkeler)

Page 83: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Burada sunulan ve Pessoa’nın ünlü“bavul”unda bulunmuş metinler, yazarın1922’de yayınlanmış metne dahil etmediğideğişkeler ya da eklerdir. Banker’in konuştuğukişinin psikolojisini (ve genellikle belirsiztavrını) derinleştirirler ve metnin adım adımgelişmesine, özellikle başlangıç, sonuç vesavların güçlü olduğu kimi bölümleriözümsememize yardımcı olurlar.

Ayrıca, Pessoa’nın 1935 tarihinde dostuAdolfo Casais Monteiro’ya gönderdiği birmektupta belirttiği gibi, Pessoa ilk metnitümüyle elden geçirmeyi tasarlıyordu ancakölümü buna engel oldu. Anarşist Banker’in bufarklı versiyonlarının taşıdığı büyük önemburada yatmaktadır.

Bu çeşitli metinler, Lizbon UlusalKütüphanesi’nin Pessoa Bölümü’nde, doğalolarak dağınık biçimde bulunmaktadır. Yapıtınson basımını yayına hazırlayan BayanManuela Parreira da Silva bu parçaları, anametnin mantık ve tutarlılığına en uygun olacakbiçimde düzenlemiş; herhangi bir parçanın,

Page 84: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

değişkeye ya da akışa gönderme yaptığıbölümleri gerektiğinde belirtmeye özengöstermiştir.

Biz de Fransızca metnin temel aldığıPortekizce baskıdaki sırayı izledik. Notlar,Portekizce baskıyı yayına hazırlayana aittir ve“Y.H.N.” olarak belirtilmiştir. (Y.N.)

Page 85: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Kısacık kesmemiş olsaydı son derece gürolacak bıyığını sıvazladı. O konuşmasınadevam edince ben de onu dinlemek içingözlemlemeyi bıraktım.

“Nasıl bir irade gücü var sizde! Nasıl birirade gücü bu!” Banker ve ben, ikimiz degüldük.

* * *Bu adam gençliğinde nasıl biriydi? Daha

önce defalarca baktığım gibi yine baktım ona,ama bu kez yepyeni bir gözle. Güçlü vesağlam yapılı bu adamın gayet ortalama olanboyu, oturduğunda fark edilmiyordu. Birazyorgun gözlerinin ve kalın kaşlarının üzerindeoldukça geniş bir alın olmasaydı yüzü kabaolurdu. Yanan purosuna gözlerimi diktiğimde,ellerinin kuru ve fiziğinden beklenmeyecekkadar uzun olduğunu ilk kez fark ettim.Konuşmaya başlayınca, daha fazlainceleyemedim.

* * *Lokanta sessiz, neredeyse boştu. Uzun

Page 86: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

uzun ve gönlümüzce konuşmuştuk, amasohbet gitgide tavsamıştı, bir ölü gibi cansızaramızda yatıyordu.

Sohbeti canlandırma çabasıyla, aklımdangeçiveren bir anıyı uçarken yakaladım. Kafamıkaldırdım ve gülerek ona baktım; çok sakin veölçülü, söze başladım:

“Eskiden sizin anarşist olduğunuzsöylenmişti bana...”3

* * *“Rusya’nın şu anki durumu bana neyi

hatırlatıyor biliyor musunuz?”“Neyi?”“Bir Cizvit okulunu. Ama Cizvitlerde hiç

olmazsa dinin açıklaması vardır; onlarda bu dayok. Komünistler, mazeretsiz Cizvitler!”4

* * *Biliyorsunuz, çocuklar aşırı derecede

yemek yer.

* * *Gülümsediğimin farkında bile değildim.

Page 87: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

“Sizi güldüren nedir?”“Kovduğunuz şu ortak, gelip elinizi sıkmış

olan...”“Elbette; neyse ki ondan başkası yok.

Eee?”“Hiç.”“Hayasız biri olduğumu mu

düşünüyorsunuz?”“Bunu demek istemedim...”“Demek istemediniz ama içten içe

düşündünüz... Elbette hayasızım.”

* * *“Dinleyin. Yoğun bir şekilde düşünülen

fikirler aynı yoğunlukla hissedilir. Bu dünyadakihiçbir şey –en soyut düşünce de dahil–köklerini insanın yüreğine daldırmadanyaşayamaz. Yüreğinizde insanlığa yönelikentelektüel bir aşk mı görüyorsunuz? Soyut biradalet duygusu mu? Bırakın tüm bunlardolaşsın; zaten fazla ileriye gidemezler, çünküdolaşacak bacakları yoktur.

Adalet kavramı mı? Hepimizde var, pekiama ne yapıyoruz? Papazların nutuklarından

Page 88: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

farkı yok bunların! İşte, söylenebilecek tek şeybu. Ya merhamet? Ne merhameti gösteriyoruzki? Dostum, bir kuramı benimsemek başkaşeydir, gerçekten benimsediğini hissetmekbaşka şeydir. İkisi arasında büyük farklılıkvardır – temel bir farklılık. Her şey de bunoktada yatıyor zaten. Ama bu ‘her şey’iniçinde biz yokuz...5

Bu tiplere, büyük bir iyilik yapıp sözdeanarşist diye adlandırarak büyük bir lütuftabulunuyorum. Çünkü dostum, tek anarşistbenim!”

Ve muzaffer bir edayla hesabı istedi.6

* * *“Açıkçası, birkaç gün önce, sizin

hakkınızda eğlenceli bir şey söylendi bana.”7“Ne dediler? İyi bir şey değildir kesinlikle.”“Ne iyi ne kötü. Yalnızca, eğlenceli buldum

söyleneni. Eskiden sizin anarşist olduğunuzusöylediler.”

“Yanlış bu, ama yanlış olan ‘eskiden’ kısmı.Geçmişte de anarşisttim, şimdi de anarşistim

Page 89: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

ben.”“Ooo, bu da pek fazla artık! Siz ha... Evet,

anlıyorum; kuramsal olarak anarşistsiniz.Anarşist kuramın iyi olduğunu amauygulanamayacağını ya da en azından bankerve büyük tüccar olarak sizin yaşamınızauygulanamayacağını düşünüyorsunuz.”

“Hiç değil. Ben hem kuramsal olarak hemde uygulamada anarşistim. Banker ve büyüktüccar olduysam bu, anarşist inançlarımarağmen değil onlar sayesindedir.”

“Durun hele, hiçbir şey anlayamıyorum.Anarşizminiz ile işleriniz arasında bir anlamdaneden sonuç ilişkisi kuruyorsunuz?”

“‘Bir anlamda’ değil, tamamen öyle. Ben,anarşist ilkelerime –bilinçli ve kasıtlı olarak–uygun davranmak için banker ve büyük tüccaroldum.”

Ağzım açık kaldı. Bir şaşkınlık perdesiniuzaklaştırırmışçasına elimle hafifçe alnımısıvazladım ve nihayet konuşmayıbaşarabildim:

“Biraz düşünelim: Aksayan bir yan var.

Page 90: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Genellikle tartışma konusu olan da budur: Birtanım sorunu olduğuna kuşku yok.”

“Nasıl, tanım sorunu?”“Şöyle: Anarşizmden söz ediyoruz ama

daha tanımını bile yapmadık. Birbirimizianlamıyoruz ya da en azından ben sizianlamıyorum. Anarşizmden farklı şeyler anlıyorolmamız çok muhtemel. Siz ne anlıyorsunuz,söyleyin bana.”

“Ben anarşizmden, insanlar arasındayalnızca Doğa’ nın yarattığı farklılıkların ya daeşitsizliklerin olması gerektiğini; Doğa’nın bizeyüklediğinden başka bağların ya dakötülüklerin insanlara dayatılmamasıgerektiğini; ve sonuç olarak, ister aristokrasiolsun ister para, eşitsizlik yaratan tümtoplumsal sözleşmelerin, tüm kastların ortadankaldırılmasını yüksek sesle ve güçlü biçimdesavunan aşırılıkçı bu toplumsal öğretiyianlıyorum. Aynı zamanda, Doğa’ya aykırı tümtoplumsal sözleşmeler; vatanlar, dinler, evlilikvesaire de ortadan kaldırılmalıdır. Siz de bunuanlamıyor musunuz anarşizmden?”

Page 91: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

“Dostum, hiçbir şey anlamadım; durumtamamen bu. Söyleyin bana, deliriyor muyum?”

Banker gülmeye başladı.“İyileşme arzunuz var mı? Bu durumda sizi

ben iyileştireceğim. Tedavi biraz uzun sürer,ama tamamen etkilidir.”

“Hangi tedavi?”“İsterseniz her şeyi açıklayayım size: Nasıl

anarşist olduğumu, anarşizmim sayesindenasıl banker ve büyük tüccar olduğumu,banker, büyük tüccar ve hatta, bildiğiniz gibistokçu olarak anarşist ilkelerime hiç olmadığıkadar nasıl sadık kaldığımı size açıklayayım.Bu biraz vaktimi alacak ama ikna olacaksınız.Bu yüzden size tedavinin biraz uzun ama etkiliolduğunu söyledim. İster misiniz?”

“Hem de nasıl! Haydi başlayın!”“Bildiğiniz gibi, burjuva dilinde ‘mütevazı

insanlar’ denen kişilerin arasında, başka birdeyişle, emekçi sınıftan yoksul insanlararasında doğdum. İnsan yoksulsa amaüzerinde bir burjuva cilası varsa, onlara ‘küçükinsanlar’ denir. Çalışıyor ama belli bir rahatlık

Page 92: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

içerisindeyse, ‘halktan insanlar’ denir. Bense,‘mütevazı koşullarda’ yaşıyordum.”

Gülümsedim. O devam etti:“Ben ‘yoksul’ derken, gerçekten yoksulu

kastediyorum: geçinecek parayıkazanamayan, ilaç gibi en zorunlu ihtiyaçlarıalamayan, çaresiz bir aile. Çalışıp da ‘rahatedecek’ kadar kazanıldığında, buna refahdenir.”

“Bu kelime için mantıklı olsa da alışıldıkanlam bu değil.”

“Değil elbette. Bu nedenle sizeaçıklıyorum.”

Tabakasından bir puro çıkardı, sert birhareketle ucunu kesti, hızla ama sevgiyle yaktıve ilk dumanı ciğerlerine çekerken dalgın biredayla düşünüyor gibiydi; sonra aniden banadikti gözlerini; bir tür entelektüel karar almıştı.

“Size dediğim gibi, yoksul insanlarınarasında doğdum. Babam, annem, erkek vekız kardeşlerim, ayrıca onlardan birinin karısıve oğluyla birlikte evde tam on iki kişiydik.Beşimiz çalışıyorduk: babam, iki erkek

Page 93: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

kardeşim ve ben (diğerleri çok küçüktü), bir deterzi olan yengem. Elbette anarşizmleilgilenmeye başladığım dönemden sözediyorum. (Başımı salladım.) Dördümüzçalışıyorduk ve her birimiz ancak kendinigeçindirecek kadarını kazanıyordu – kendiniuygun biçimde besleyip giyinecek kadarınıyani. Böyle bir evde nasıl yaşanılır, beslenilirve giyinilir, orasını siz düşünün artık. Ama,beynimi kendi kendime kullanmaya başladığımdönemde ailem ve ben, böyle yaşayıpgidiyorduk işte.”8

* * *“Anlamıyorum. Emekçiler arasındaki hangi

farklılıktan söz ediyorsunuz? Bir çırağınmemur kadar kazanmasını ya da günde onsaat çalışan birinin yedi saat çalışan kadarkazanmasını mı istiyorsunuz?”

“Hayır, bu değil. Ben tipograftım. Ama,matbaanın hemen yakınındaki berberçıraklarının, en azından o dönemde, bendendaha fazla kazandıklarını çok iyi biliyordum.

Page 94: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Hem de bahşiş hariç. Ve, burjuva sisteminçerçevesi içinde kalınsa da kalınmasa da, birtipografın emeğinin bir berberinkinden insani yada toplumsal bakımdan niçin daha az değerliolduğunu anlayamıyordum. Dahası, basit birtipograf olan benim de, elindeki belle toprağıeşeleyip duran yoksul bir köylüden niçin dahafazla kazanması gerektiğini de (ki durumbuydu) açıkçası anlayamıyordum, adilbulmuyordum. Bunun ekonomik terimlerlekolaylıkla açıklanabileceğini gayet iyibiliyordum; ama beni isyana sürükleyen tam dabu ‘ekonomik terimler’di. Bu tür sonuçlar üretenböyle bir ekonomi benim için bir adaletsizlik vezorbalıktı, hâlâ da böyledir.

İşçiler sorunun bu yanını her zamangörmezler. Demek istediğim, gözlem gücünüher zaman bu denli ileriye götürmezler.

“Bunun gayet iyi farkındayım, ama benbunu yapıyordum. Asla aptal biri değildim,Tan... sayesinde – yani, bilmediğim bir şeylersayesinde...”

Karşılıklı gülümsedik.

Page 95: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

“Elbette tüm bunların burjuva toplumundakibir çatlaktan kaynaklandığını ve benim daha azkazanmamın berberin hatası olmadığını,dahası, köylünün de benden az kazanmasınınbenim hatam olmadığını anladım. Çünküburjuva sistemi çarkın çeşitli dişlilerininoyunuyla, benden çok berberin üzerine,köylüden çok da benim üzerime titriyordu. Aynısistem, ufacık bir odada dikiş diken, küçük birterzi olan yengemden çok, modaevi terzisinikolluyordu, benden çok patronumu, yoksulköylüden çok büyük toprak sahibini kolluyordu.

Tüm bu adaletsizlikleri her gün –her gün veher gece– düşüne düşüne sonunda isyanettim. Zaten başka bir şey düşünmek zordu.Uyanır uyanmaz annemin şikâyetlerini vebabamın acı acı yakınmalarını –ekmeksiz birev, düşünsenize, dostum...– işitmek banayetiyordu. Sonra da yeni tartışmaları işitmemiçin sofraya oturmam yetiyordu, sonu gelmezşikâyet ve dalaşmalardan tutun da sofradabulunan şeye kadar, yani on bir kişiyibeslemek için beş kişinin getirdiği paraya kadar

Page 96: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

her şeyi içeren tartışmalar... Evet, bütün bunlarve dahası... Bana sırtımda sefil bir gömlekolsun yetiyordu, en iyi durumda delik deşik birgömlek, çoğu zaman da kir pas içinde. Karakışa bir gömlekle dayanıyordum. Kendime birpardösü satın alabilmem için aylığımın tümünükendime ayırmam gerekirdi; bu durumda daben dahil evdeki herkes, hepimiz açlıktangeberirdik... Neyse, sonuçta her günböyleydi...”9

* * *“Anarşistin ideali öncelikle özgürlüktür;

sonra özgürlük yoluyla eşitlik, nihayetinde iseözgürlük içinde eşitlik yoluyla kardeşliktir. Şunuunutmayın: Anarşist sistemde, eşitlik olarakvar olabilecek şey özgürlükle birlikte gelmez,ondan kaynaklanır. Burjuva ve anarşistsistemler arasında ara bir sistem olması için vebirinden diğerine yumuşakça geçebilmek için,bu ara sistemin burjuva sistemden daha fazlaözgürlük içermesi gerekir. Tersi durumda, bu,anarşizme doğru atılmış bir adım olmaz.

Page 97: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Özgürlükte bir artış görülmezse, üstüne üstlükbir de azalırsa, burjuva sisteminin yerine farklı(ya da denk) bir sistemin geçmesinden başkabir anlama gelmez bu. Burjuva sistemininyerine, bu noktada ona denk bir başka sistemikoymak, bütün çabaları feda edip, hatta belkide kan döküp, sonuçta toplumun aynıkalmasına yol açmak olur. Merkezden çokuzaktaki bir evi terk edip şehrin öteki ucuna,merkezden ilki kadar uzak yeni bir konutataşınmak için vakit ve para harcamaya benzerbu.

Sorun, kapitalizm ile anarşizm arasında‘geçiş sistemi’ olarak kabul edilebilecek veözgürlükler bakımından kapitalizmden üstünolması bir yana, en azından dengi olabilecekhiçbir sistemin ortaya çıktığınıngörülmemesidir. Sosyalizm ile komünizm eşitlikfikri üzerinde temellenir. Ama özgürlük pek dertedilmez. Bireycilik üzerinde temellendiğindenen azından özgürlüğün tohumunu içerenburjuva sisteminden daha kötü zorbalıklardırbunlar. Sosyalizm ile komünizmin

Page 98: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

temellendirdiği ise mutlak erk sahibi birDevlet’tir. Bütün insanları bu canavarın,öldürülecek bir bedeni bile olmayan bu MutlakKral’ın altında eşit kılarlar. Her ikisinde deburjuvazi her şeyini yitirir, emekçinin isekazanacağı hiçbir şey yoktur. Burjuva köledeğilken köle olur; burjuvanın dengi olmuş işçi,kendini yeni bir efendiyle birlikte bulur veönceden olduğu gibi yine köledir. Burjuvasisteminde bir emekçi, her şeye rağmen veemeği sayesinde ya da şans sonucu veyaherhangi bir başka gerekçeyle kendisi içinbiraz para toplayabilir, toplum içindeyükselebilir, belli bir oranda özgürlük –enazından paranın sağlayabileceği oranda– eldeeder. Sosyalist ya da komünist rejimde isehiçbir umudu yoktur. Bu, cehenneminyeryüzünde kusursuzca geçekleşmesidir vecehennemde, göründüğü kadarıyla, herkeseşittir.

Görüyorsunuz, hangi biçimde olursa olsun,ne sosyalizmi ne de komünizmi, anarşizmevarmanın aracı olarak kabul edebilirim. Nedeni

Page 99: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

basittir: İlerlemenin en iyi yolu geri geri gitmekdeğildir. Gerçek şu ki, sosyalizm de komünizmde nefret rejimleridir; ama nefret rejimlerivarlığını sürdüremez – böyle olması dainsanların yararınadır.”

“Nefret rejimleri mi? Nasıl yani?”“Sosyalizmin ve komünizmin hedefi

emekçiyi yükseltmek değil, burjuvayıindirmektir. Emekçi ise aynı noktada, hattasöylediğim gibi daha kötü noktada kalır.Burjuvanın yitirdiği şeyden yararlanan aslaemekçi değildir. Anarşizm ise tersine bir sevgirejimidir, sevilen insanlara baskı uygulamayaçalışılmaz.”

“Tamam, düşüncelerinizin akışınıizleyebiliyorum. Ama, kapitalizm ile anarşizmarasında herhangi bir geçiş sistemi gerçektenvar mıdır?”

“Varsa da ben bilmiyorum. Veaçıklamalarım sırasında göreceksiniz ki,aslında böyle bir sistemi gerekli görmüyorum.Ama ikinci noktaya gelelim: Anarşist sistemi biryana bırakarak, –çünkü en azından geçici

Page 100: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

olarak uygulanamaz olacaktır– anarşizmdendaha az radikal ama şu anda ya da yakıngelecekte uygulanabilir olan bir antikapitalistrejimin benimsendiği durumu düşünelim.Sosyalizm ve komünizm, daha önce göstermişolduğum gibi bir fiyaskodur; ve geçiş sistemiolarak bir fiyaskoysalar, kesin sistem olarak(bunu düşünmek bile ürpertiyor!) daha da çokfiyaskodurlar. Tekrar ediyorum, başka sistembilmiyorum. Dolayısıyla, anarşizm yaşayabilirmi ya da nispeten yakın bir gelecekteyaşayabilir mi, bunu incelememiz gerekir.

Öncelikle, bu ‘nispeten yakın’ hikâyesiniortadan kaldırmakla işe başlayalım. Bizimpeşinde koştuğumuz şey, özgürlük yoluylainsanlığın iyiliğini sağlamaktır. Bizim istediğimizşey, insanlığa bu iyiliği getirecek sistemioluşturmak için harekete geçmektir. Burayakadar her şey bize bağlıdır. Buna karşılık, bizedeğil ama doğal yasaların oyununa bağlı olan,bu hedefe erişildiği andır. Sonuç olarak,bilmemiz gereken tek şey, anarşist toplumunyaşayıp yaşayamayacağıdır.

Page 101: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Dolayısıyla, bu ‘yaşayabilirliğin’ neolduğunu tanımlamakla işe başlayalım.Anarşizm söz konusu olduğunda elbette kiiçinde bulunduğumuz çağda, doğrudandoğruya burjuva toplumundan kaynaklanangelenek ve tavırlara –davranış, hissediş vedüşünüş biçimleri– batmış çağımızdayaşayabilirliğini sorgulayacak değiliz. Burjuvasistemi çerçevesinde anarşizmin yaşayıpyaşayamayacağını sorgulamak da aynı şeyolur. Aslında, anarşizmin insan doğasına aykırıolup olmadığını sormak önemlidir. Eğer aykırıdeğilse, bu durumda yaşayabilir; eğeryaşayabilirse ve biz de inatla bunun içinsavaşmaya devam edersek, o zamananarşizmin zafere ulaşacağı gün gelecektir.

İnsan doğası iki öğeden oluşur: korunmaiçgüdüsü ya da cinsel içgüdü gibi doğaliçgüdüler ve tüm diğer insanlarla aynı özlemiduymak olarak görülebilecek olan toplumsaliçgüdüler. Şunu unutmayın ki, dinsel duygununtemelini, daha doğrusu din duygusununkendisini oluşturan şey, en yüksek insani

Page 102: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

duyguyu –eğer bu terimi en geniş anlamıyla elealırsak– yaratan şey, ortak ideal kardeşliğidir.

İnsanlar özgürlüğün en yüksek iyilikolduğunu, hepimizin ancak özgürlük içinde eşitolabileceğimizi ve kardeş olarak birbirimizisevebileceğimizi anladıklarında, çünkü ozaman fiilen kardeş oluruz, işte o zamananarşist, ideal dinsel evreye erişmiş olur.Oysa, bir ideal ya da bir özlem bu evreyeeriştiğinde, –dinler tarihinin tümüyle kanıtladığıgibi– kendini kaçınılmaz olarak dayatır; vebunu, insani duyguların en yüce ve enderiniyle, en insanisi ve en katışıksızıyla tambir uyum içinde olduğu için –kısacası insanlığınkendisiyle, tüm insanlıkla uyum içinde olduğuiçin– yapar.

İnsan, adım adım bile olsa, tüm bunlarıanlayabilir mi diye düşünüyorsunuz. Nedenolmasın? Kapitalist sistemin kendisi, bireycisistem olarak özgürlüğün avantajlarını vegüzelliğini göstermektedir; ama aynı zamandaözgürlüğü ezen bir sistem olarak, özgürlüğünzorunluluğunu ve özgürlüğü ezen

Page 103: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

adaletsizlikleri ortadan kaldırma zorunluluğunugösterir. Buna ikna olmaları için insanlarazaman mı gerekli? Kuşkusuz gereklidir. Amabu inanç insan doğasıyla uyumlu olduğundansonunda ortaya çıkar; eylem halindeki özleminifadesi olan dinsel içgüdüyle uyum içindeolduğundan kendini dayatabilir; içindeyaşadığımız toplumsal sistem tarafından –hemolumlu hem olumsuz– teşvik göreceğinden,beslenebilecek ve yavaş yavaş oluşabilecektir.Böylece anarşizm temel insan doğasıyla uyumiçinde olur, çünkü hiçbir doğal içgüdüyüengellemez; aynı zamanda üstün insandoğasıyla da uyum içindedir, çünkü dinselruhuna kavuşur. Dolayısıyla anarşizm tamanlamıyla yaşayabilir bir şeydir.”

Aslında bir söylev halini almış konuşmasınabir an ara verdi. Biraz yorulmuşa benziyordu.Garsona bir göz atarak parmağıyla kadehiniişaret etti. Garson kadehe konyak doldurdu.Ben de istemediğimi belirten bir hareket yaptım.Banker kadehini bir dikişte bitirdi ve birazdüşündü. Benim aklıma bir itiraz geldi:

Page 104: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

“Toplumsal bir özlemin dinsel evreyeeriştiğinde kendini mutlaka dayattığınısöylediniz ve dinler tarihini andınız. Bu savıkabul ediyorum, ama size şunu sormalıyım: Birkez zafere ulaştıktan sonra, doğmasına yolaçmış olan ideali gerçekten dayatmamış, hattakorumamış tek bir din var mıdır? Hıristiyanlığabakın. Din evresine erişti ve kendini dayattı, bukesin. Peki uyguladığı Hıristiyanlık mıdır?Hıristiyan uygarlığı, Hıristiyan ilkelerle uyumiçinde miydi, bugün uyum içinde midir? Barış,bütün insanları sevmek, merhamet, erdem –Hıristiyanlıkta bulunan her şey–, tüm bunlarınHıristiyan uygarlığında açıkça ortaya çıktığınagerçekten inanıyor musunuz?..”

“İnanmıyorum elbette. Sanıyorum şunusöylemek istiyorsunuz; anarşizm dinsel evreyeeriştiğinde kendini gerçekleştirmiş olacağından,uygulamada bizzat kendi ilke ve idealleriniihmal edecektir, tıpkı Hıristiyanlığın yaptığıgibi.”

“Çok doğru.”“Ama dostum, Hıristiyanlığın

Page 105: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

uygulanışındaki kusur, doğa karşıtı bir dinolmasından, öncelikle neredeyse tüm insaniiçgüdülere karşı çıkmasından, sonra dadoğaüstü olmasındandır. Ve doğaüstü olanşey, iki açıdan doğa karşıtıdır: Çünkü kendiiçinde doğaüstüdür ve özü gereği görünmez vedoğrulanamaz olan doğaüstülük söz konusuolduğunda, bütün insanların onayını ve inancınıelde etmek olanaksızdır. Tadı nefis olan şukonyak hakkında aynı fikirde olabiliriz, çünküonu tadabiliyoruz; peki onu imal etmiş olanFransız’ın kim olduğu konusunda aynı fikirdeolmamızdan daha kolay değil mi bu? Aynışekilde, insanların, gerçekliği hakkında en ufakbir fikir sahibi olamayacakları bir göğe ya da birtanrıya özlem duyduklarını görmektense,özgürlüğe özlem duymalarını sağlamak çokdaha kolay, çok daha doğal ve çok daha [?],çünkü bunun ne olduğunu biliyorlar. Zaten, birözlemin dinsel evreye eriştiğinde kendini daimadayattığı olgusunu tarihsel bir gerçek olarakbelirttiysem bunun nedeni, anarşizminkusursuz biçimde yaşayabilir olduğunu

Page 106: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

kanıtlamaktır, yeter ki bu evreye erişilsin. Benanarşizmi hiçbir dinle karşılaştırmadım, hemzaten, bunu yapamam. Anarşizm, insanınkalbine Doğa’nın yerleştirdiği doğal dinsizliktir.Dinsel lafları kullanıyorum görüyorsunuz, amaeksi işareti varmış gibi yapıyorum. Siz de buşekilde kullanın; uygun olur.”

“‘Dinsel durum’ yerine ‘mistik durum’ demişolsaydınız, hiç itirazım olmazdı.”

“Doğru. Tamamen haklısınız. Böyledemeliydim. Ama anlıyorsunuz beni, değil mi?”

“Şimdilik, gayet iyi anlıyorum.”10

* * *“Hayır, utanmam ben. Niçin utanacakmışım

ki? İnsanlığın özgürleşmesi için çalışırken nasılutanılır ki?”

Neredeyse gülecektim, ama kahkahamdaha ağzımdan çıkmadan söndü. Banker, açıkbir samimiyet ve sıcaklıkla konuşuyordu.

* * *“Gerçek bir Cizvit okulu. Bu şeyin –adı ne

ki bunun?– ah, evet, onların sloganları perinde

Page 107: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

ac cadaver,11 burada ne ölçüdegerçekleştiğini bir Cizvit görse, öfkedenköpürür. Cizvitlerin en azından Öte Dünya özrüvar. Komünistler ise dostum, mazeretsizCizvitler.”12

“Yine de sosyalist ya da komünist olan çoksayıda entelektüel –profesörler, ileri düzeydekiöğrenciler ya da aynı türden başkaları– var.Genelde bunlar o ünlü ‘yoksul sınıflar’dangelmiyorlar, aç değiller ve...”

“Bırakın bunları dostum. Siz belki de benim–ki ben, bir asi nasıl doğar bilirim– tüm bu itheriflerin samimiyetine gerçekten inandığımıhayal ediyorsunuz? Anarşizm gibi bir şeye,benim yaşadıklarımı yaşamamış biri inanırsa[...] Onların birbirlerinin samimiyetine inandıklarıbesbelli: Hiç zeki olmamasına rağmen zekiolduğunu sanan, iyi biri değilken kendini iyisanan, yakışıklı değilken yakışıklı sanan biryığın insan var. Vız gelir tırıs gider! Asi olmakiçin insanın isyan gerekçelerini kendi içindehissetmiş olması gerekir. Yoksa bir aziz

Page 108: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

olunur, çünkü kişisel deneyim olmadan,yalnızca yürek sayesinde insanlık sevgisini birtek azizler hisseder.”

“İyi ama Kropotkin var, Tolstoy var...”“‘Bir de İsa’ diye ekleyebilirsiniz. Ama onlar

da benim gözümde aziz. Sonuçta, sizcedünyada kaç tane Kropotkin ya da Tolstoy varki? Unutmayın: İsa da halktan biriydi ve elbetteo da tüm bunları yaşadı.”

“Sonuçta siz dindaşlarınızın tipik inançlarınıpaylaşmıyorsunuz. İsa’nın tarihsel varlığınainanıyorsunuz.”

“İnanıyorum da diyemem, inanmıyorum da.Yalnızca sizin anlayabileceğiniz savlardanyararlanıyorum, siz bir İngiliz olsaydınız vebaşka dil konuşmasaydınız da tüm bunları sizeİngilizce söylerdim.”13

“Peki bu durumda, bu ‘entel’lerin vebenzerlerinin komünist olmasını neyebağlıyorsunuz?”

“Aslına bakarsanız... Gerekçe herkes içinaynı olmayabilir. Kimileri için snobluk denen şupislik olabilir. Başkaları için dine karşı çıkışın

Page 109: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

en modern biçimidir bu. Size daha öncesöylediğim gibi, köle olmak için doğmuş olanbazıları ve Ruslar gibi, kendilerinebuyurulduğunu görmeyi şiddetle arzulayanlartakıldıkları mekânların ya da okuduklarınınetkisiyle komünist olmuş olabilir. En yaşlılar veen gençler için, olayın cinsel yanı da vardır.Serbest aşk –ben anarşist yoldaşlarımarasında saptadım bunu– iktidarsızlardan veotuzbir çekenlerden daima büyük lütuf görenbir kuramdır.”

“Ya kadınlar, öyle gözüküyor ki...”“Ah, evet...”“Yanımızda oturan bir hanım var,” diye

sözünü kestim hızla.Banker bir an sessiz kaldı; bu suskunluktan

yararlanıp purosunu yaktı.“Açıklamamıza devam edelim,” diye

hatırlattım ona.Banker başını salladı. Bir süre sonra

sözüne devam etti:(“Ne diyecektiniz bilmiyorum, ama

ağzınızdan kaçırdığınız şey bana yeter.”)14

Page 110: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

“Zorbalık, daima zorbalıktır,” diye devametti Banker. “Burjuva sisteminin toplumsalzorbalığının yerine, niçin sosyalist ya dakomünist sistemde olduğu gibi devletzorbalığını geçirelim? Bu, bir mahkûmu 23numaralı hücreden 24 numaralı hücreyegeçirmeye benzer.”

“24 numaralı hücre daha konforlu olabilir,”diye sözünü kestim gülümseyerek.

“Kuşkusuz, ama tek gerçek konforözgürlüğün konforudur! Bakın, bırakın devamedeyim, daha doğrusu itirazınıza cevapvereyim. Burjuva sistemi ile anarşizm arasındaherhangi bir geçiş sistemi niçin seçmediğimisoruyorsunuz bana. Aslında, bunu iki biçimdedüşünebilirsiniz: Bu geçiş sistemi mutlakçözüm olarak benimsenebilir ve daha fazlauygulanabilir olduğundan ya dauygulanamazlığı daha az olduğundananarşizme tercih edilebilir; ya da bu geçişsistemi şu an için çözüm olarak benimsenebilirve buradan yola çıkarak adım adım ilerlenebilirve gereksiz bölümlerin art arda elenmesiyle

Page 111: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

sonunda anarşist duruma erişilebilir. Evet, buiki varsayımı tek tek inceleyeceğim...”

3. Bu durumun değişik hallerini ve gelişmesinihikâyenin başında buluruz. (Y.H.N.)4. Bu tema, biraz daha ileride, daha gelişmiş birbiçimde yeniden ele alındı (fragman, s. 72) Bubölüm, kuşkusuz ki, 1922 versiyonundaki“Zaten, okuma yazması olmayan ve mistik birhalktan ne beklenir ki?” cümlesinin ardındangelmeliydi. (Y.H.N.)5. Değişke: Ve bu meseleye herkes dahildir,biz bile. (Y.H.N.)6. Bu metnin, hikâyenin sonunun bir değişkesiolduğu kesindir. (Y.H.N.)7. Hikâyenin başlangıcının yeni değişkesi.(Y.H.N.)8. Bu metin muhtemelen, “Dinleyin. Lizbon’unişçi sınıfında, halktan insanlar arasındadünyaya geldim,” (s. 17) diye başlayanbölümün yerine geçecektir. (Y.H.N.)9. Görüleceği gibi, bu parçanın başındaBanker’in konuştuğu kişinin dile getirdiği itirazın

Page 112: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

devamına, –1922’de yayınlanan metinde yeralan– Banker’in uzun monoloğunun hiçbiryerinde rastlanmamaktadır. Dolayısıyla, (belkide hiç kaleme alınmamış) başka bir metnineksik olduğu ve yukardaki parçanın bunundevamı olduğu sonucu çıkarılabilir. (Y.H.N.)10. Tüm bu metnin, “Peki, o halde bu aşırıçözümü niçin seçtiniz?” (s. 20) sorusunaBanker’in cevabının bir değişkesi olduğuaçıkça görülmektedir. (Y.H.N.)11. (Lat.) Bir ceset gibi. (Ç.N.)12. Bu paragraf daha önce anlatılan fikriaçıklıyor. (s. 60) (Y.H.N.)13. Bu parça, Rus Devrimi’ne yapılangöndermeyi (s. 25) tamamlayıcı bir ek ya daaçılım olabilir. Aynı tema, sonraki sayfalardatekrar ele alınacaktır. (Y.H.N.)14. Cümle yazar tarafından sonradaneklenmiştir. (Y.H.N.)

Page 113: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Pessoa, Portekizce yazdığı metniİngilizceye çevirmeye başlamış, amatamamlayamamıştır. Bu İngilizce metinPessoa’nın çevirisidir.

Page 114: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

We had finished dining. In front of me myfriend, the banker, great merchant andremarkable profiteer, was smoking in anunthinking way. Conversation, which had beendying away, lay now dead between us. I triedto call it back to life, in a chance manner,availing myself of an idea that has crossed mymeditation. I turned, smiling, to him.

— Look here: they told me a few days agothat you were once an anarchist.

— Once isn’t right. I haven’t changed in thatrespect. I am an anarchist.

— Good heavens! You an anarchist! Howcan you be an anarchist? Unless you give theword some meaning which is quite different.

— From the common one? No, I don’t. I usethe word in the usual sense.

— Do you mean to say then that you areanarchist in exactly the same sense as thesetrade union chaps are anarchists? So there’sno difference between you and these bomb orstrike beggars?

— Oh, no: there is a difference. Of course

Page 115: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

there is a difference. But it’s not the sort ofdifference you might suppose. You suppose,for instance, that my social theories can’t bethe same as theirs?

— Oh, I see. In theory you’re an anarchist;in practice–

— In practice I’m as much an anarchist asin theory. And in practice I’m much more – ohever so much more – of an anarchist thanthose chaps you mentioned. All my life showsit.

— Eh?— All my life shows it, my boy. The fact is,

you have never given these things a lucidattention. That’s why you think I’m talkingnonsense, or fooling you all the time.

— But, man, I can’t make head or tail ofwhat you’re saying! Unless – unless you thinkyour life corruptive and antisocial, and thinkanarchism is that.

— I’ve told you already that I think nothingof the kind. I mean: I’ve told you that byanarchism I mean only what is usually meant

Page 116: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

by the word.— Alright… I’m still at sea. Look here, man:

do you mean to say that there’s no differencebetween your really anarchistic theories andthe practice of your life – the practice of yourlife as it is now? Do you want me to believethat you have a life exactly like that of thechaps who are commonly called anarchists?

— No, that’s not the point. What I mean tosay is that between my theories and thepractice of my life there is no antagonism, butan absolute conformity. I know, of course, thatmy life doesn’t resemble the life of those bomband trade union chaps. But it’s their life that isoutside anarchism, outside their own ideals.Mine isn’t. In me – yes, in me, the banker, thegreat merchant, the profiteer, if you like – thetheory and the practice of anarchism are joinedand both right. You compared me to thosebomb and trade union fools just to point out thatI am different from them. I am, but thedifference is in this: they (yes, they and not I)are anarchists only in theory; I am an anarchist

Page 117: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

in both theory and practice. They areanarchists and fools, and I am an anarchistand not a fool. That is to say, old man, I am thereal anarchist. They – the bomb and tradeunion men (I was once with them, but I leftthem exactly because I was really ananarchist) – they are the rubbish of anarchism,the females of the great doctrine of freedom.

— Good Lord! I’ve never heard anythinglike that! That’s bewildering! But how do you fityour life – I mean your life as a banker and abusinessman – into your anarchist theories?How do you fit it if you say that you mean byanarchist theories exactly what everybody(any common anarchist) means? And you say,on top of all that, that you’re different from thembecause you’re more anarchist than they are –don’t you?

— Yes.— I can’t understand you at all.— But would you like to understand?— Of course I would.He removed from his mouth the cigar,

Page 118: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

which had gone out, lit it slowly, stared at thewaning match, put it lightly on the ash-tray;then, turning to me his head, which had sunkfor a moment, said:

[…]

Page 119: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

ŞEYTANIN SAATİ

Page 120: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Sözün olmayan ülkesiŞeytanın Saati, Pessoa’nın bütün metinleri

gibi insanın kendini ve ona yön veren birliğiarayışındaki aynı güzergâhın etaplarındanbiridir ve yine diğer metinler gibi, o da bir puzzleparçası değildir: Pessoa eserlerinin belli başlıniteliklerini küçültülmüş olarak içeren birbütündür. Bu bütünlük, hem içerik hem debiçem olarak söz konusudur. Pessoa’nın tümeserleri gibi, edebi türleri tartışma konusuyapan ve hiçbir durumda aynı cinsten olmayantüm türlere –öykülemeci tür, dramatik tür, liriktür– benzeyen bu metin, aynı zamanda, sırrınve bilginin bu gezgini tarafından gerçekleştirilenerişilmez hakikati arama yolculuğu olmasıbakımından da tüm türlerle arasında yakınlıkkurar. Pessoa’nın belli başlı tüm konu vesaplantılarının, ezoterizmin bütün türlerinin,“aldatmaca”nın şiirsel mantığına karışançelişkinin şiirsel mantığının Şeytanın Saati’ndeseçki biçiminde bulunduğu söylenebilir vevarlıkla varlık olmayanın varlıkbilimsel

Page 121: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

takınağına da metnin her yerinde rastlanır.Dinsel, felsefi ve edebi sayısız düşsellikle doluolan Şeytanın Saati, kökteş şairlerin eserlerinebenzer bir tür sonsuz çokkişili söyleşiyle bizikarşı karşıya bırakır. Bu kökteş şairler –Caeiro, Reis, Campos, Soares...–kendilerinden imaların yapıldığı nazireler içinde,incelikli biçemlerle, metnin orasına burasınahafifçe dokunurlar.

Şeytanın Saati, esas olarak, kendini ortayakoymaya (ve tanıtmaya) çalışan Şeytan’ın –Pessoa’nın, çünkü “... miş gibi yapmak, kendinitanımaktır”– uzun monoloğundan oluşur(önemli olan, kıssadan hisse ya da düğümdeğil, “ruhların ifşası”dır). Metinde iki ayrısenaryonun varlığı sezinlenir. Birincisi,genellikle boş törenselliklerle pekiştirilensıradan bir evlilikten oluşan bayağılığınsenaryosudur. Ama bu, artık yaşanan bir yerolmayan, ama buradan yola çıkarak uzamın vezamanın dışına yolculuk yapılan sınırsız vefantastik ikinci senaryoya açılacaktır:hamileliğinin başlangıcında bir maskeli baloya

Page 122: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

giden ve orada, Pessoa’nın bu hikâye içintasarladığı sonlardan birine göreMephistopheles, diğerine göre Doktor Faustolarak adlandırdığı ve balonun sonundakendisini arabayla evine bırakacak olankırmızılar giymiş tuhaf bir kişiye rastlayanMaria’nın, yani sıradan bir eşin sırra vâkıf olmayolculuğu.

Maria’nın, sorularıyla monolog yapmasınaolanak tanıdığı Şeytan, kadına değil,(gelecekteki) çocuğa hitap etmektedir. Vekadının rahmindeki meyveyi söz yoluyladölleyen, onun herhangi biri olmasını engelleyiponu şair olarak ilan eden Şeytan’dır ve Maria,sadece onu dünyaya doğru taşıyacak bir bavulgörevi görmektedir.

Metin, çocuk şaire, yazgısını belirlemişyolculuğu gösteren düşün kaydıdır: Aynı yerdebaşlayıp bittiği için –başlangıç ve sonlarözdeştir– değirmi olan bu “garip yolculuğun”monoloğu, ölümlü annesinin rahminde,“gezgin”i olduğunu öne sürdüğü bu sırra ve bubilgiye vâkıf olan Şeytan’ın (adeta) oğlu bu şair

Page 123: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

tarafından “neredeyse düşte yazılmış bir şiir”edayanır. Bu metin-mimari yapı Pessoa’nınfelsefi evreninin özetidir.

Başka bir eserinde, “Tanrı, daha büyük birTanrı’nın kuludur,” (Faust) diyen Pessoa,Şeytan dolayımıyla, “insanların ulaşabileceğiyerde olmayan, erişilmez ve mutlak hakikati”çocuk-şaire öğretirken –bütün şairler Şeytan’ınçocuğudur– kendisi de bir şair olarakkonuştuğundan hiçbir yere çıkmayan değirmibir merdivene tırmanmış oluruz:

Asla varılamayacak yere her zamandosdoğru gidildiği için mi, yoksa varışıolmayan yere doğru dönüp durulduğu içinmi hiçbir şeyin sonunun olmadığını kimsebilmez.

Tanrılar Konsülü adlı yapıttan.

Görünüşte baştan çıkartan, ama bunuaydınlatmak için yapan “ruh kışkırtıcısı” ve“alaycı” Şeytan-Pessoa, Álvaro de Campos’unağzından ustası Caeiro’ya, “Beni uyandırın,

Page 124: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

ama insan olmanın anlamı uyumaktır,” diyeumutsuzca seslenir. Pessoa’nın mutsuzluğu“şimdiki zaman nostaljisi”dir. Bir uyku olanuyanışta (ya da tersi), şair, “yaşadığımlayaşam arasına / varoluşumla varlığım arasına”girdiğini hisseder. Bu uyumsuzluk bir içmesafe, bir sis, bir bilinç donması, kendinin vedünyanın tam gerçeksizliği duygusu yaratır. Vearanan sır ne bizde ne de Tanrı’dadır. O,“Tanrı’nın ötesinde”, “Tanrı ötesi”dir. Ölüm, biruyanışa götüren bir uyku da olan bir uyanışauykudan geçiştir. Dolayısıyla, “bilgi,bilmemenin bilincidir” (Faust).

Şeytan-Şair Pessoa, Sözün OlmayanÜlkesi’nde yaşayan Pessoa, hem dölleyenhem de döllenen olarak hem kendisi hem debaşkasıdır (başkalarıdır).

Şeytan (Pessoa), boşluğun üzerinde danseden boşluğun o baş döndürücü dipsizçukurunda saatinin gelmesini sabırsızlıklabeklerken, Şeytanın Saati de, okuru, uçurumunkıyısındaki her zaman boşlukta kalınacak oyere götürecek bir metin dansıdır.

Page 125: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

IŞIK ERGÜDEN

Page 126: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

No light, but rather darknessvisible

Bu yalımlardan, ışık değil,görünür bir karanlık fışkırır.

İstasyondan çıktılar; sokağa varınca, kadınşaşkınlıkla, oturduğu sokakta, evine birkaçadım mesafede bulunduğunu gördü. Donakaldı.Ardından, yol arkadaşına şaşkınlığını ifadeetmek için geriye döndü; ama arkasında kimseyoktu. Bir tren hattının son istasyonuolabilecek ya da öyle görünebilecek hiçbirbinanın olmadığı, ayın aydınlattığı ıssız sokakvardı. Sokak.

Şaşkın, yarı uykulu, ama içten içe uyanıkve endişeli, evine kadar gitti; içeri girdi, yukarıçıktı; üst katta, kocası henüz yatmamıştı.Çalışma odasında kitap okuyordu, kadıngirince kitabını bıraktı.

“Nasıldı?” diye sordu.Kadın, “Gayet iyi geçti. Balo çok ilginçti,”

Page 127: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

dedi. Ve kocasının bir şey sormasına fırsatvermeden ekledi:

“Balodakiler beni arabayla sokağınköşesine kadar getirdiler. Kapıya kadargelmelerini istemedim. Orada indim; ısraretmek zorunda kaldım. Ah, öyle yorgunum ki!”

Ve yorgun argın, kocasına öpücük vermeyide unutarak, yatmaya gitti.

Oğlu, doğduğunda görünüş olarak tamamennormaldi, ama ileride bir dâhi olacağınıgöstermekte gecikmedi. Şiirlerinde tuhaf vedüşsel bir hava vardı. Sanki önceki biryaşamda, yeryüzünün tüm kentlerininüstünden uçmuş birisinden aldığı, büyükşeylere yönelik bir arzu, şiirlerinikanatlandırırdı. Yaşantısındaki hiçbir şeyleaçıklanamayan, büyük köprülere ilişkin birimge dizelerinde sık sık geçerdi. Bir defasında,neredeyse uyurken yazılmış bir şiirde, tümdünyanın görüldüğü yüksek bir tepeninüzerindeyken, tıpkı İsa’ya olduğu gibi, içindekibir şeyin ayartıldığını söylemişti.

15

Aşağıda, olanaksızdan da öte bir

Page 128: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

mesafede, saçılmış yıldızlar gibi, büyük ışıklekeleri vardı – yeryüzünün kentleri kuşkusuz.Onları Şeytan gösterdi ona. Bunlar dünyanınbüyük kentleridir: İşte Londra – ve bellimesafedeki başka bir şehri gösterdi. Bu daBerlin, ardından bir başkasını işaret etti. Ve şu,oradaki, Paris. Bunlar karanlıklar içindeki ışıklekeleridir ve biz, sırrın ve bilginin gezginleri, buköprünün üstünde, onların çok üzerindengeçiyoruz.

“Ne korkunç ve muhteşem bir manzara.Aşağıdaki tüm bu şeyler nedir?”

“Tüm bunlar, bayan, dünyadır. Tanrı’nınisteği üzerine, Oğlu İsa’yı tam burada ayarttım.Ama tahmin ettiğim gibi sonuçsuz kaldı, çünküOğul, sırra Baba’dan daha vâkıftı ve Tarikat’ınMeçhul Üstatları’yla doğrudan ilişki içindeydi.Bu, Tarikat dilinde denildiği gibi, bir sınamaydıve Aday hayran olunacak biçimde davrandı.”

“Pek iyi anlamadım. Gerçekten İsa’yıburada mı ayarttınız?”

“Evet. Şimdi derin bir vadinin olduğu buyerde, o zamanlar bir dağ vardı elbette. Dipsiz

Page 129: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Derinlik’te de büyük jeolojik değişiklikler olur.Burada, geçtiğimiz bu yerde, zirve vardı. Nasılda hatırlıyorum! İsa beni, Tanrı’nın da ötesindegözden çıkardı. Ben, Tanrı’nın öğüdünü veemrini yerine getirdim, çünkü bu benimgörevimdi: İsa’yı var olan her şeyle ayarttım.Kendi aklıma uymuş olsaydım onu, varolamayacak şeyle ayartırdım. O zaman, genelolarak dünya ve özel olarak Hıristiyanlık tarihibelki farklı olurdu. Ama, bütün dünyaların enyüce mimarı Yazgı’nın gücüne karşı, budünyayı yaratan Tanrı ve ben taşralı küçükŞeytan ne yapabiliriz ki?”

“Ama bir şeyi hem inkâr edip hem de nasıldoğrulayabiliriz?”

“Yaşamın yasası bu, bayan. Beden,haddinden çok ayrışmaksızın ayrıştığı içinyaşar. Her an ayrışmasaydı bir mineral olurdu.Ruh, direnmesine rağmen, sürekli ayartıldığıiçin yaşar. Her şey, bir şeye karşı koyduğu içinyaşar. Ben, her şeyin karşı koyduğu şeyim.Ama, eğer ben var olmasaydım hiçbir şey varolmazdı, çünkü karşı konulacak bir şey

Page 130: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

olmazdı; tıpkı hafif havada iyi uçtuğu için,havasız yerde daha iyi uçabileceğini sanan,müridim Kant’ın güvercini gibi.

“Benim büyülü silahlarım müzik, ay ışığı vedüşlerdir. Ne var ki müzik deyince sadeceçalınan müzik değil, sonsuza dek çalınmadankalacak müzik de anlaşılmalıdır. Ay ışığıderken, sadece aydan gelen ve ağaçlarıngölgelerini uzatan ışıktan söz edildiğisanılmamalıdır; güneşin dışlamadığı venesnelerin aldatıcı görünümlerini güpegündüzkarartan başka bir ay ışığı da vardır. Herzaman kendisi olarak kalan tek şey düşlerdir.Onlar bizim, içine doğduğumuz, her zamandoğal ve kendimiz kaldığımız o parçamızdır.”

“Ama dünya eylemse, düş nasıl dünyaya aitolabilir?”

“Düş, düşünceye dönüşmüş, dolayısıyladünyanın gücünü içinde tutup maddesini, yaniuzamda var olma olgusunu, dışarı atan bireylem olduğu için, bayan. Düşte özgürolduğumuz gerçek değil mi?”

“Evet, ama uyanmak öyle hüzünlü ki...”

Page 131: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

“İyi bir düşçü uyanmaz. Ben hiçuyanmadım. Tanrı’nın uyumadığı konusundada kuşkularım var. Bunu bana bir kezsöylemişti...”

Kadın irkilerek ona baktı ve aniden korkuyakapıldı, ruhunun ta derinlerinden gelen, aslahissetmemiş olduğu bir korkuya.

“Peki ama siz kimsiniz, bayım? Niçin böylemaskelisiniz?”

“İki sorunuza da tek bir yanıt vereyim:Maskeli değilim.”

“Nasıl olur?”“Ben Şeytan’ım, bayan. Evet, Şeytan’ım.

Ama ürküp telaşa kapılmanıza gerek yok.”Ve kadın, yeni bir zevkin gezindiği, ürküten

bir göz kırpışla, ansızın, bunun doğru olduğunuanladı.

“Gerçekten de, ben Şeytan’ım. Yine dekorkmayın, çünkü ben gerçekten Şeytan’ım vedolayısıyla, kötülük yapmam. Yeryüzündeki veyeryüzünün üstündeki bazı taklitçilerim, bütünaşırmacılar gibi tehlikelidirler, çünkü benim varolma tarzımın sırrını bilmezler. Sık sık

Page 132: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

esinlediğim Shakespeare benim hakkımı teslimetti: Benim bir centilmen olduğumu söyledi. Buyüzden, içiniz rahat etsin: Emin ellerdesiniz. Birhanımı incitecek tek bir söz etmek, tek birdavranışta bulunmak elimden gelmez. Budoğama uygun olmasaydı bile, Shakespearebeni buna zorlardı. Ama gerçekten gerekmiyor.

Ben dünyanın başlangıcından beri varım veoldum olası bir alaycıydım. Zira, bilmenizgerekir ki bütün alaycılar, bazı doğruları telkinetmek için alaya başvurmak istemeleri dışında,zararsızdırlar. Benim, hakikati söylemek gibibir iddiam olmadı asla – kısmen, bu hiçbir işeyaramadığından, kısmen de, hakikatibilmediğimden. Ağabeyim, Kadir-i MutlakTanrı’nın da hakikati bildiğini sanmıyorum. Amabunlar ailevi sorunlar.

Sizi buraya, gerçek bir hedefi, yararlı biramacı olmayan bu yolculuğa niçinsürüklediğimi belki bilmiyorsunuz. Bu, az öncesandığınız gibi, ne size saldırmak ne de sizibaştan çıkarmak içindi. Böyle şeyleryeryüzünde, insanların da dahil olduğu

Page 133: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

hayvanlar âleminde olur ve bana oradanbildirildiğine göre, galiba kurbanlar bile bundanzevk alırmış.

Zaten saldıramam. Böyle şeyleryeryüzünde olur, çünkü insanlar hayvandır.Evrendeki toplumsal konumum göz önünealındığında böyle şeyler olanaksızdır – daha iyibir ahlak olduğundan değil, biz meleklerincinsiyeti olmadığından; en azından budurumda, esas güvence de budur. Öyleyserahat edebilirsiniz, çünkü size saygıda kusuretmem. Modern romancıların ve yaşlılarınsaygısızlığı gibi, ikinci derecede önemli veyararsız saygısızlıklar olduğunu iyi biliyorum;ama ben bunlardan bile mahrumum, çünkübenim cinsiyetsizliğim şeylerin kökenine kadaruzanır, ama asla buna kafa yormak zorundakalmadım. Birçok büyücünün benimle alışverişiolduğu söylenir, ama bu yanlıştır; belki deyanlış değildir, çünkü onların ilişkide olduğuşey kendi imgelemleridir, ki bu da bir anlamdabenim.

Öyleyse rahat edin. İnsanları bozarım,

Page 134: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

doğrudur, çünkü hayal ettiririm. Ama Tanrıdaha kötüdür – en azından bir anlamda, çünküo, çok daha az estetik olan bozulabilir bedeniyarattı. Düşler, hiç olmazsa, çürümez. Geçer.Böylesi daha iyi, öyle değil mi?

18. Sır’ın anlamı budur. Tarot’u iyibilmediğimi itiraf edeyim, çünkü Tarot’u tamolarak anlayan dünyadaki bütün o insanlaryüzünden onun sırlarını öğrenmeyi aslabaşaramadım.”

“On sekiz mi? Kocam, Masonluk’un 18.derecesinde.”

Masonluk’un değil, Masonluk’unritüellerinden birinin. Ama tüm söylenenlererağmen, ne Masonluk’la, dahası, ne de odereceyle hiçbir ilgim yok. Ben, zaten yarımyamalak bildiğim Tarot’un, yani tüm evreninanahtarının 18. sırrına başvururum, bir de GizliTarikat bilginlerinin benden daha iyi bildikleriKabala’ya.

Ama yalnızca gazeteciliği ilgilendiren böyleşeyleri bir yana bırakalım. Benim Şeytanolduğumu hatırlayalım. Öyleyse şeytani olalım.

Page 135: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Düşünüzde beni kaç kez gördünüz?”“Bildiğim kadarıyla hiç,” diye yanıtladı

Maria, gülümseyerek ve kocaman açılmışgözlerle bakarak.

“Masallardaki Yakışıklı Prens’i, MükemmelErkeği, yorulmak bilmez âşığı hiçdüşünmediniz mi? Sizi kimsenin okşamadığıgibi okşayacak birini, sanki siz onuniçindeymişsiniz gibi sizin olan birini, aslında birolan üçlü bir coşkuda hem babanız, hemkocanız, hem de oğlunuz olan birini, hiçyanınızda, düşünüzde hissetmediniz mi?”

“Tam olarak anlamamama rağmen, evet,sanırım bunu düşündüm ve hissettim. İtirafetmesi biraz güç, biliyor musunuz?”

“Bendim O, her zaman ben, ben Yılan –bana verilegelen rol bu–, dünyanınbaşlangıcından beri... Sürekli ayartmam vedenemem gerekiyor, çünkü başarılı biçimdeayartmaya izin yok.

“Sonradan Terazi’yi ekleyerek BurçlarKuşağı’nın ilk on burcunu on bire çıkaranYunanlılardır.

Page 136: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

“Eleştiriyi de bunun içine katarak ilk onluyugerçekten düzineye dönüştüren ise Yılan oldu.”

“Doğrusu hiçbir şey anlamıyorum.”“Anlamıyorsunuz; o halde dinleyin.

Başkaları anlayacaktır.“... En iyi yapıtlarım ay ışığı ve alaydır.”“Pek birbirine benzer şeyler değil...”“Hayır, çünkü ben de kendime pek

benzemem. Bu kusur benim erdemimdir. İşteben bu yüzden Şeytan’ım.”

“Peki kendinizi nasıl hissediyorsunuz?”“Yorgun, her şeyden önce yorgun.

Yıldızlardan ve yasalardan yorgun; şöyle birazevrenin dışında kalıp herhangi bir şeyle ciddiolarak kendimi tazeleme arzusu da cabası.Artık hiçlik yok, nedensiz bile olsa yok; eski –evet, çok eski– şeyleri hatırlıyorum;İsrailoğulları’ndan önce Edom denenkrallıklardaki. Az kalsın oraların kralı benolacaktım, bugünse, benim olmayan şeyinsürgünündeyim.

Hiçbir zaman ne çocukluğum neyeniyetmeliğim ne de dolayısıyla, erişeceğim

Page 137: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

erkeklik çağım oldu. Ben olumsuz mutlağım,hiçliğin cisimleşmiş haliyim. Asla eldeedilemeden arzulanan, var olamayacağı içindüşlenen şey – bu benim hiçlik krallığım vebana verilmeyen taht bu. Bir ihtimal olan, varolması gereken şey, Yasa’nın ya da Yazgı’nınbahşetmediği şey – bunu İnsan ruhuna avuçavuç serptim ve bu ruh, var olmayanınyaşayan yaşamını hissedince allak bullak oldu.Ben, bütün görevlerin unutuluşu, tümniyetlerdeki tereddütüm. Mutsuzlar ve hayatyorgunları, yanılsamalarından kurtulurkurtulmaz, gözlerini bana doğru kaldırırlar,çünkü ben de, kendimce, Parlak SabahYıldızı’yım. Hem de çok, çok uzun zamandır!Başka biri gelip benim yerime geçti.

İnsanlık pagandır. Asla hiçbir din içineişleyemedi onun. Sıradan insanın ruhunda,ruhun ölümsüzlüğüne inanma gücü bile yoktur.İnsan, ne nerede ne de niçin uyandığınıbilmeden uyanan bir hayvandır.

Tanrılara taptığında, onlara fetiş gibi tapar.Onun dini gözbağcılıktır. Hep böyleydi, böyledir

Page 138: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

ve hep böyle olacaktır. Dinler, gizemlerdentaşan ve dünyevi olan şeylerdir yalnızca vedünyevi olan bunu hiç kavrayamaz, çünkü o,doğası gereği, dünyevi olamaz.

Dinler simgedir ve insanlar simgeleriyaşamlar olarak değil (oysa öyledirler), şeylerolarak kabul ederler (oysa öyle olamazlar).Sanki Jüpiter varmış gibi –ama aslayaşıyormuş gibi değil– ona yaranmayabakarlar. (Jüpiter yaşıyormuş gibi, asla varmışgibi değil.) Tuz dökülünce, bir tutam da sağ ellesol omuz üstünden serpilir. Tanrı’ya karşıgünah işlendiğinde, birkaç ‘GöklerdekiBabamız’ duası16 okunur. Ruh pagan kalmayave Tanrı, mezarından çıkarılmayı beklemeyedevam eder. Pek az kişi, zaman geldiğinde gerialmak üzere, Tanrı’nın mezarının üstüneakasya (ölümsüz bitki) bıraktı. Ama bunlar, iyiaradıklarından, onu bulmak için seçilmişkişilerdi.

İnsan hayvandan, sadece bir hayvanolmadığını bildiği için ayrılır. O, görünürkaranlıklardan başka bir şey olmayan ilk ışıktır.

Page 139: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

O, başlangıçtır, çünkü karanlıkları görmek,karanlıklardan ışığı almaktır. O, sondur, çünkükör doğduğumuzu, görme duyusuyla bilmektir.Böylece hayvan, kendi içinde doğan bilgisizlikyoluyla insan olur.

Bunlar çağlarla zamanların sonsuzluğudurve merkez noktasında hakikatin bulunduğudairenin çemberi üzerinde yürümekten başkayapılacak şey yoktur.

Bilimin temeli cehaletimizi bilmektir.Bulunduğumuz yer olan dünya; olduğumuz şeyolan ten; olmak istediğimiz şey olan Şeytan –üçü birden, o Büyük An’da, içimizdeki Efendi’yi,olmamıza ramak kalmış o Efendi’yi öldürdüler.Ve onun sırrı, ona dönüşebilelim diye sahipçıktığı sır kayboldu.

Ben de, bayan, Parlak Sabah Yıldızı’yım.Ben, daha Yuhanna konuşmadan öncebuydum, çünkü Patmos’tan önce Patmos,bütün sırlardan önce sırlar vardır. Başka birsimge şemasında benim Venüs olduğumudüşündüklerinde (düşündüğümde) tebessümederim. Ama ne önemi var? Tanrısı ve

Page 140: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Şeytanı’yla, içindeki tüm insanlar ve onlarıngördükleri her şeyle birlikte, bütün bu evren,sonsuza dek çözülmeye çalışılacak birhiyerogliftir. Ben, meslek olarak, Büyüustasıyım – yine de Büyü nedir bilmem.

Sırlara vâkıf olmanın en yüksek derecesi,var olan bir şey olup olmadığını bilmektecisimleşen soruyla noktalanır. En büyük aşkderin bir uykudur, dalmaktan hoşlandığımız biruyku. Ben bile, ki sırra en fazla vâkıf olmasıgerekenlerden biriyim, kimi zaman, içimde,Tanrı’nın ötesinde bulunan şeye sorarım, tümbu tanrılarla yıldızların kendi uykularından,dipsiz derinliğin büyük unutkanlıklarındanbaşka bir şey olup olmadıklarını.

Böyle konuşuyorum diye şaşırmayın. Bendoğuştan şairim, çünkü ben yanlışlıklakonuşan hakikatim ve sonuçta tüm yaşamım,alegori kılığına girmiş ve simgelerle açıklananözel bir ahlak sistemidir.”

“Hayır,” dedi kadın gülerek, “gerçek bir din,her zaman olacaktır. Evet (daha çokgülüyordu), ya da, o zaman hepsi sahtedir.”

Page 141: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

“Bayan, kendi aralarında ne kadar karşıtgörünürlerse görünsünler, bütün dinlergerçektir. Bunlar, aynı gerçeğin farklısimgeleridir. Farklı dillerde söylenmiş aynıcümle gibidirler; öyle ki, aynı şeyi söyleyenlerbirbirlerini anlamazlar. Bir pagan ‘Jüpiter’, birHıristiyansa ‘Tanrı’ dediğinde, insan aklınınfarklı sözcüklerine aynı duyguyu katarlar: Aynısezgiyi değişik biçimde düşünürler. Bir kediningüneş altında uyumasıyla bir kitabı okumakaynı şeydir. Bir vahşi fırtınaya, bir Yahudi’ninYehova’ya baktığı gibi bakar; bir vahşi güneşe,bir Hıristiyan’ın İsa’ya baktığı gibi bakar. Pekiya niçin, bayan? Çünkü gök gürültüsü veYehova, güneş ve Hıristiyan aynı şeyin farklısimgeleridir.

Bu simgelerin dünyasında yaşıyoruz, aynıaydınlık ve karanlık –görünür karanlıkdediğimiz– tapınakta; ve her simge, hakikatinyerine geçebilecek bir hakikattir, ta ki zamanlakoşullar hakiki hakikati yeniden oluşturuncayakadar.

Bozuyorum, ama aydınlatıyorum. Ben

Page 142: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Parlak Sabah Yıldızı’yım – zaten bu cümledaha önce iki defa, bana benzemeyen başkabiri için, haklı olarak kullanılmıştı.”

“Kocam, bir kez bana, İsa’nın güneşinsimgesi olduğunu söylemişti...”

“Evet, bayan. Peki bunun tersi, yanigüneşin İsa’nın simgesi olduğu, niçin doğruolmasın?”

“Ama, siz her şeyi tersindensöylüyorsunuz...”

“Bu benim görevim, bayan. Ben, Goethe’nindediği gibi, inkâr eden değil, zıddına gidentinim.”

“Zıddına gitmek çirkin bir şey...”“Edimlerin zıddına gitmek, evet... fikirlerin

zıddına gitmek, değil.”“Niçin?”“Çünkü ne kadar kötü olurlarsa olsunlar,

edimlerin zıddına gitmek, bir eylem olandünyanın dönmesini engellemek demektir. Amafikirlerin zıddına gitmek, bizi bırakmalarına yolaçacak biçimde davranmak ve yılgınlığa,oradan da düşün içine düşmek demektir, yani

Page 143: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

sonuçta, dünyaya ait olmamızı sağlayacakbiçimde davranmaktır.

Bu dünyaya ilişkin, bayan, üç değişik teorivardır – her şeyin Rastlantı eseri olduğu, herşeyin Tanrı eseri olduğu, her şeyindüzenlenmiş ya da birbiriyle kesişen birçokşeyin eseri olduğu. Genellikle, duyarlılığımızlauyum içinde düşünürüz, böylece bizim için herşey bir iyilik ve kötülük sorunu haline gelir;uzun zamandır, bu yorum nedeniyle ben,şahsen, büyük iftiralara uğruyorum. Şeylerarasındaki ilişkilerin –şeylerin ve ilişkilerin varolduğunu kabul edersek– bir tanrının ya da birşeytanın veya her ikisinin birdenaçıklayamayacağı kadar karmaşık olduğu,sanırım kimsenin aklına gelmedi hiç.

Ben bütün düşlerin hayali efendisi, bütünsessizliklerin görkemli çalgıcısıyım. Ağaçlarınve ay ışığının olduğu şahane bir manzaranınkarşısında yapayalnızken ne düşündüğünüzühatırlıyor musunuz? Hatırlamıyorsunuz, çünkübeni düşündünüz, ama size söyleyeyim,gerçekte ben yokum. Eğer bir şey varsa, onu

Page 144: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

bilmem.Belirsiz emeller, boş arzular, sıradan şeyleri

severken bile hissettiğimiz tiksinti, sıkmayanşeylerin verdiği sıkıntı – tüm bunlar benimeserlerimdir, dipsiz derinliğin büyükırmaklarının kıyısına uzanmış, kendimin dehiçbir şey bilmediğimi düşünürkendoğmuşlardır. O zaman düşüncem, bu belirsizsızıntı, insanların ruhlarına iner ve insanlarkendilerini kendilerinden farklı hissederler.

Ben ebedi Farklılık’ım, ebedi Ertelenmiş,Dipsiz Derinlik’in Artığı’yım. Ben, Yaratılış’ındışında kaldım. Ben, Dünya’dan önce var olandünyaların Tanrısı’yım – İsrailoğulları’ndanönce kötü hüküm sürmüş Edom krallarının. Buevrendeki mevcudiyetim, çağrılı olmayan birkimsenin mevcudiyetidir. Var olmayıbaşaramamış, ama olmak üzere olan şeylerinanılarını taşıyorum kendimde. (O zamanlar nebir karşıtlık ne de bir denge vardı.)

Bununla birlikte, hakikat, hiçbir şeyin varolmadığıdır – ne benim ne de başka herhangibir şeyin. Az çok kusursuz ve donanımlı

Page 145: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

değişik Yaratıcıları ve Şeytanlarıyla tüm buevren ve diğer evrenler boşluk içindeboşluklardır, hiçbir şeyin gereksizyörüngesinde dönen hiçlikler, uydulardır.

Ben seninle değil, oğlunla konuşuyorum...”“Benim oğlum yok... Yani, altı ay içinde

olacak, Tanrı isterse...”“Onunla konuşuyorum ben... Altı ay içinde

mi? Neyin altı ayı?”“Nasıl neyin? Altı ay...”“Altı güneş ayı mı? Ha, evet. Ama hamilelik

ay takvimine göre hesaplanır ve ben bile ancakkızımın, yani kaosun sularında görünen yüzümolan Ay’ın aylarıyla hesap yapabilirim. Benimhamilelikle ve yeryüzünün tüm bu pislikleriylehiçbir ilgim yok ve bu şeyleri, benim yarattığımayın yasalarına göre hangi hakla ölçmeyekalkıştıklarını da bilmiyorum. Niçin başka birölçü bulmadılar? Kadir-i Mutlak Tanrı niçinbenim işime gerek duymuş?

Dünyanın başlangıcından beri banahakaretler yağdırıldı ve iftira edildi. Benisavunan şairler bile –ki yaradılış olarak

Page 146: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

dostlarımdır– beni iyi savunmadılar. İçlerindenbiri –Milton denen bir İngiliz– asla çıkmamışbelirsiz bir savaşı, yandaşlarıma ve banakaybettirdi. Bir diğeri Goethe denen bir Alman –bir köy trajedisinde bana muhabbet tellalı rolüverdi. Ama ben, onların sandığı kişi değilim.Kiliseler benden tiksiniyor. İnananlar adımıduyunca titriyor. Ama onlar isteseler deistemeseler de, bu dünyada benim bir görevimvar. Ben ne Tanrı’ya başkaldıran kişiyim ne deinkâr eden tin. Ben İmgelem Tanrısı’yım, yitiğimçünkü yaratmıyorum. Çocukken,oyuncaklardan oluşan düşleri benim sayemdegörüyordun; kadın olduğunda, bu düşlerindibinde uyuyan, geceleyin seni kucaklayacakprenslere ve fatihlere benim sayemde sahipoldun. Ben, sesi esriklik, ruhu yanılgı olan,yaratmadan yaratan Tin’im. Tanrı beni,geceleyin kendisini taklit etmem için yarattı. OGüneş’tir, ben Ay. Benim ışığım uçucu vesonlu olan her şeyin, bataklıklarda veyagömütlerde geceleri görülen hafif parıltının,nehir kıyılarının, bataklıkların ve gölgelerin

Page 147: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

üzerinde gezinir.Hangi erkek göğüslerinin üstüne benim olan

o eli koydu? Benimkinin eşi bir öpücükleöpüldün mü? Uzun, sıcak ikindilerde, o kadardüş görürdün ki düş gördüğünü düşlerdin hani,sana tüm mutluluğu verecek, seni sonsuza dekkucaklayacak birinin buğulu, hızlı karaltısınıdüşlerinin derinlerinden geçerken görmedin mi?Bendim o.

Benim. Ben, senin her zaman aradığın veasla bulamayacağın kimseyim. Belki Tanrı’nınkendisi bile, Dipsiz Derinlik’in uçsuz bucaksızdibinde, beni aramaktadır, onu tamamlayayımdiye, ama Çok-Yaşlı-Tanrı’nın –YehovaSatürnü’nün– laneti ikimizin de üzerindedolaşıyor, bizi birleştirmesi gerekirken ayırıyorki yaşam ve yaşamdan beklentimiz aynı olsun.

Parmağında taşıdığın ve sevdiğin alyans,belirsiz bir düşüncenin sevinci; aynada kendinigördüğünde kendini iyi hissetmen – kendinikandırma: Gördüğün sen değilsin, benim.Eşyaları güzelleştiren tüm kurdeleleri güzelcebağlayan, eşyaları süsleyen renkleri seçen

Page 148: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

benim. Zaman aralıklarının ve arada kalan herşeyin, yaşamda yaşam olmayan şeylerinmutlak efendisi olan ben, yurtluğumu veimparatorluğumu, var olmaya değmeyen tümşeylerden yaratırım. Gece, nasıl benimkrallığımsa, düş de yurtluğumdur. Ne ağırlığıne de ölçüsü olan şey, benim.

İnsanlara ıstırap veren dertler, tanrılaraıstırap veren dertlerle aynıdır. Aşağıda olanyukarıda olan gibidir, der, bütün din kurucularıgibi, var olma hariç hiçbir şeyi unutmayan ÜçKere Yüce Hermes. Tanrı, kaç kez bana,Anthero de Quental’ın ağzıyla, ‘Zavallı ben!Zavallı ben! Kimim ki ben?’ demiştir.

Her şey simge ve gerilemedir ve tanrı olanbizler, Meçhul Üstatları’nı tanımadığımız birTarikat’ta artık yalnızca yüksek bir dereceyesahibiz. Tanrı, bu bilinen Tarikat’taki ikincikişidir ve Tarikat’ın Lideri’nin, Gizli Liderler’ibilen –o da biliyorsa– tek kişinin kim olduğunubana söylemez. Tanrı, kaç kez bana,‘Kardeşim, ben kim olduğumu bilmiyorum,’demiştir.

Page 149: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Sizler, insan olma üstünlüğüne sahipsinizve ben, bazen bütün bu Dipsiz Derinlikyorgunluğumun derinliğinde, ocak başındaailece geçirilen bir gecenin dinginlik ve huzuru,biz tanrılarla meleklerin, özümüz gereğimahkûm olduğumuz bu sır metafiziğinden dahahayırlıdır diye düşünüyorum. Kimi zaman,dünyaya bakmak için eğilip de, limandan çıkanya da limana dönen balıkçı gemilerininyelkenlerini uzaktan gördükçe kalbim,tanımadığı bir ülkeye düşsel bir özlem duyuyor.Hayvani yaşamlarında uyuyanlara ne mutlu –şiirle örtülü ve sözcüklerle açıklanan özel birruh sistemi.”

“Çok ilginç bir sohbetti.”“Sohbet mi, bayan? Ama bu sohbet, belki

de yaşamınızın en önemli olayı olmasınarağmen, asla gerçekten olmadı. Bir kere, benimvar olmadığım gayet iyi bilinir. İkincisi, beniŞeytan diye adlandıran tanrıbilimcilerin veGericilik diye adlandıran özgür düşünceyanlılarının hemfikir oldukları gibi, benimsohbetlerimden hiçbiri ilginç olamaz. Ben,

Page 150: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

zavallı bir efsaneyim bayan ve daha kötüsü,zararsız bir efsaneyim. Beni teselli eden tekşey, evrenin –evet, değişik ışık ve yaşambiçimleriyle dolu o şeyin– de bir efsaneolmasıdır.

Bana Kabala ve Teosofi ışığında tümbunların aydınlanabileceği söylendi, ama benimbu konularda hiçbir bilgim yok; ve bukonulardan konuşma fırsatı bulduğum Tanrı,kendisinin de bunları pek iyi bilmediğini söyledi,çünkü kendi sır sistemleri içinde bunlar –kitaplardan ve gazetelerden öğrendiğime göresayıları her zaman kabarık olan– Yeryüzü’nünsırlara vâkıf üstatlarının tekelinde.

Doğruyu söylemek gerekirse, burada,dünyanın yaratıldığı ve dönüştürüldüğü bu üstkürelerde, biz hiçbir şey anlamayız. Kimizaman, her şeye tepeden bakan yaylamın –işittiğime göre Heredom denen dağın yaylası–kenarına uzanarak, geniş Yeryüzü’ne doğrueğilir ve her eğilişimde yeni dinleri, sırlara vâkıfolma arayışlarını, Tanrı’nın bile bilmediği ebedihakikatin, hepsi birbiriyle çelişen, yeni

Page 151: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

biçimlerini görürüm.Evrenden bıktığımı size itiraf edeyim. Tanrı

da benim kadar bıktı; nasıl üstümüze kaldığınıbilmediğimiz bu aşkın sorumluluklardan bizikurtaracak bir uykuya seve seve yatardık. Herşey sanıldığından daha esrarengiz ve buradakiher şey –Tanrı, evren ve ben– erişilmezhakikatin aldatıcı kuytusundan başka bir şeydeğil.”

“Sohbetinizin ne kadar hoşuma gittiğinitahmin edemezsiniz. Böyle konuşulduğunu hiçduymamıştım.”

Sokağa çıkmışlardı, kadının fark etmediğiay ışığıyla aydınlanan sokağa. Bir an sustukadın.

“Ama, biliyor musunuz –ilginç–, bütün bukonuşmaların sonunda ne hissettiğimigerçekten biliyor musunuz?”

“Ne peki?” diye sordu Şeytan.Kadın, gözleri yaşlı, ona doğru döndü.“Size büyük bir merhamet hissediyorum!”Kırmızılar içindeki adamın yüzünden ve

gözlerinden, kimsenin mümkün olduğuna

Page 152: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

inanamayacağı bir tedirginlik ifadesi geçti.Kadının kolunu tutan eli ansızın düştü. Durdu.Kadın, huzursuz, birkaç adım attı. Sonra, birşeyler söylemek için –ne söyleyeceğinibilmiyordu, çünkü hiçbir şey anlamamıştı–, onaacı verdiğini görerek, kendini affettirmek içingeri döndü.

Şaşırıp kaldı. Yapayalnızdı.Evet, bu onun sokağıydı, sokağın ucu, ama

ondan başka kimse yoktu. Ayın parlak ışıkları,tramvayın çıkış kapısına değil, her zamankidoğrama atölyesinin kapalı olan iki kapısınavuruyordu.

Hayır, ondan başka kimse yoktu. Bu,gündüz gördüğü sokağın geceki haliydi.Güneşin yerini ay ışığı almıştı, hepsi bu; evlerive sokakları doğal halleriyle gösteren normal,çok parlak ay ışığı. Her zamanki ay ışığı vekadın evine doğru ilerledi.

“Tanıdıklarla birlikte döndüm. Bu tarafageliyorlardı da...”

“Nasıl döndün peki? Yürüyerek mi?”“Hayır. Arabayla geldim.”

Page 153: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

“Sahi mi! Hiçbir şey işitmedim.”“Kapıya kadar değil,” dedi kadın

tereddütsüz. “Beni köşede bıraktılar, onlarabeni buraya kadar getirmemelerini, çünküsokakta, o güzelim ay ışığında biraz yürümekistediğimi söyledim. Çok güzeldi. Şimdi gidipyatayım. İyi geceler...”

Ve gülümseyerek, ama kocasına öpücükvermeden –verildiğinde, bunun bir alışkanlıkmı, yoksa bir öpücük mü olduğunu kimseninbilmediği her zamanki öpücüğü vermeden–yatmaya gitti.

Öpüşmediklerini ikisi de fark etmedi.Beş ay sonra doğan erkek çocuk, çok zeki

olduğunu zaman içinde ve gelişimi boyuncagösterdi. Bir erkek olduğunda, çok yetenekli biradam oldu, belki de bir dâhi; bazıeleştirmenlerce öne sürüldüğü gibi, belki dedoğruydu bu.

Yıldız falına bakan bir astrolog, yükselenburcunun Yengeç, yıldızının da Satürnolduğunu söyledi.

“Söylesenize anne... Annelerin bazı

Page 154: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

anılarının çocuklara aktarılabildiği söylenir.Düşümde sürekli olarak gördüğüm, amabaşımdan geçen hiçbir şeye bağlayamadığımbir şey var. Bu, kırmızılar giyinmiş, çokkonuşan bir adamın belirdiği garip biryolculuğun anısı. Önce bir otomobil, sonra dabir tren; trenle yapılan bu yolculukta, sankibütün yeryüzüne egemen olan çok yüksek birköprüden geçiliyor. Sonra dipsiz bir derinlik veyığınla şey anlatan bir ses var; onlarıdinleseydim belki bana hakikati söylerlerdi.Sonra bir yer altı geçidinden çıkar gibi ışığa,yani ay ışığına çıkılıyor; çıkılan yer de tamburası, sokağın ucu... Ah, sahi, her şeyinbaşında ya da sonunda, kırmızılar içinde biradamın ortaya çıktığı balo ya da şenlik gibi birşey var...”

Maria elindeki işi dizlerinin üzerine bıraktı.Ve Antonia’ya dönerek dedi ki:

“Çok hoş doğrusu. Şu tren ve otomobilhikâyesinin ve geri kalanların düşten başka birşey olmadıkları açık, ama gerçekte birdoğruluk payı da var... Yıllar önce Karnaval

Page 155: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

sırasında, Club Azur’deki şu balo, evet, onundoğumundan yaklaşık beş-altı ay önce.Hatırlıyor musun, Mephistopheles kılığınagirmiş bir delikanlıyla dans etmiştim, sonra dasiz beni arabanızla eve bırakmıştınız, hattaben sokağın ucunda kalmıştım (bak işte, onundipsiz derinlikten çıktığını söylediği yer)...”

“Ah, şekerim, gayet iyi hatırlıyorum... Biz,buraya, evin kapısına kadar gelmek istemiştik,ama sen istememiştin. Sokakta, ay ışığındabiraz yürümek istediğini söylemiştin...”

“Çok doğru, öyle... Ama sanaanlatmadığıma emin olduğum bazı şeyleritahmin etmiş olman ne tuhaf, oğlum. Elbette,hiç önemi yok bunların... Şu düşler ne garipşeyler! İçinde –ilgili kimsenin bile tahminedemeyeceği– gerçek şeyler olan ve tren,köprü, yer altı geçidi gibi bir yığın kocasaçmalığın yer aldığı böyle bir hikâyeyi insannasıl uydurur?”

Nankör insanlık! İşte Şeytan’a böyleteşekkür ediyorlar.

Page 156: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

15. Bu iki bölüm orijinal metinde aynı şekildebirbirlerinden ayrılmışlardır. Aynı durum buayrımın görüldüğü diğer sayfalar için degeçerlidir. (Y.N.)16. Yeni Ahit, “Matta”, 6:9-13. (Y.N.)

Page 157: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Şeytanın Saati, Pessoa’nın sağlığındayayınlanmış bir yapıt değildir. Ölümündensonra, ardında bıraktığı 20000’i aşkınelyazmasının arasında, kimi elyazısı, kimidaktilo edilmiş halde bulunmuş vearaştırmacılar tarafından rastgele birsıralamayla bir araya getirilmiştir.

Çevirisini sunduğumuz metin, Teresa RitaLopes tarafından yapıtın ruhuna uygun olarakdüzenlenmiş ve değişik versiyonları,araştırmacılar için dipnotlar halinde verilmiştir.Metnin akışını bozmamak için, elyazmalarınınnumaralarını belirten ve genellikle bir ya dabirkaç sözcükten oluşan değişik versiyonlarıgösteren bu dipnotları kitaba almadık. Bununlabirlikte, elyazmaları arasında bulunan ve –end–(son) ibaresiyle biten diğer bir yaprağın,Pessoa’nın metne düşündüğü bir bitiş seçeneğiolabileceğini göz önüne alarak, bunun belirtildiğinotu kitaba eklemeyi uygun bulduk. Buparçayı, 103. sayfada “Maria elindeki işidizlerinin üzerine bıraktı” cümlesinden sonragelen bölümün yerine koyarak okuyabilirsiniz:

Page 158: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

“Bu baloda Mephistopheles giysili,kırmızılara bürünmüş biri yoktu. Olsaydı aslaunutmazdım. Değil mi, Antonia?”

“Hayır, hatırlamıyorum. Kesinlikle yoktu. Butür şeyler, özellikle çok çarpıcı renkler, aslaunutulmaz.”

“Ya siz anne, bu baloda kimseyle dansetmediniz mi?”

“Ettim, tek bir kez. Bana Doktor Faustolduğunu söyleyen, bilgin kılığına girmiş biradamla. Bir daha da kimseyle dans etmedim.Neredeyse dilsiz bir adamdı. Bana DoktorFaust olduğunu söylemenin dışında, onu daben sormuştum, sanırım başka hiç laf etmedi.”Ve katıla katıla güldü. “Yo, yoo, etti. Yüzünühâlâ hatırlıyorum sanki orada olmayamahkûmmuş gibi pek hüzünlü, pek bitkindi.Bana şunu dedi: Benden ayrılırken şöyle dedi:‘Elveda, Margarida!’ Bu şakayı hiç anlamadım.Ama zavallı öyle dalgındı ki, hiç kuşku yokbaşka bir kızı düşünüyordu. (Gretchen) Obaloda olan biten bundan ibaret... Tuhaf olan,şu sokak ve ay ışığı hikâyesi. Kim bilir, belki

Page 159: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

de sana bundan söz etmişimdir...”“Belki, olabilir... Hatırlamıyorum, ama

mümkün... Böyle olsa gerek...” –end–

Page 160: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

“Çoğul Şair” Fernando PessoaŞairlerin yaşamöyküsü

yoktur, Onların yaşamöyküleriyapıtlarıdır.

OCTAVIO PAZ

1910’da cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte,Portekiz edebiyatında büyük bir canlanmagörüldü. Simgecilik, “dekadantizm”, ulusal“saudade” (geçmiş özlemi) duygusunu öneçıkaran barışçı “Portekiz Rönesans akımı”,fütürizm gibi çeşitli akımların etkisi altında çoksayıda yazar, şair, ressam bu dönemdeyapıtlar verdiler. Dönemin öne çıkan isimleriMário Berião, Augusto Casimiro, João deBarros, Mário de Sá-Carneiro ve değeriölümünden sonra anlaşılan, imgelemindeyarattığı “kökteş”leriyle değişik akımlardayapıtlar veren Fernando Pessoa oldu.

Page 161: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

“Gönüllü sürgünlük” yeri Lizbon’da silik birmemur olarak yaşayan Pessoa, geçiminiİngilizce ve Fransızca ticaret mektuplarıyazarak sağlamıştır. Adalet Bakanlığı’ndamemur olan müzik meraklısı bir babayla çok dilbilen duyarlı bir annenin oğlu olarak 1888’deLizbon’da doğmuş, beş yaşında babasınıkaybedince Güney Afrika Portekiz Konsolosuüvey babasının görevi nedeniyle çocuklukyıllarını İngilizce eğitim gördüğü Durban’dageçirmiştir. Lizbon’a döndükten sonra hayatını,zamanının büyük bölümünü yazmaya ayıracakbiçimde düzenlemiştir. Bu bağlamda Pessoa,eski Portekiz denizcilerinin bir sözünühatırlatarak, “Denize açılmak gerekli, yaşamakgerekli değil,” diyecektir.

Fernando Pessoa, Portekiz’in budönemdeki zengin edebiyat ortamına, ilk olarakA Águia dergisinde Portekiz şiiri üzerinedenemeler ve eleştiriler yazarak atılmıştır.1905-1908 yılları arasında ilk şiirlerini İngilizceyazan Pessoa, Shakespeare, Milton, Shelley,Keats, Poe, Byron ve Whitman’ın yanı sıra,

Page 162: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Fransız simgecilerinden, Verlaine ileHuysmans’dan etkilenmiş ve Baudelairesonrası Avrupa edebiyatının izleklerini –dünyaya gelmiş olma tedirginliği, yaşamla düşarasındaki ayrımın belirsizliği, başlangıçlasonun bilinmeyişi– eleştirel, çözümleyici birdüzlemde irdelemeye çalışmıştır. Pessoa,“bütün edebiyat akımlarının toplamı ve sentezi”olarak nitelediği, yalnızca iki sayı yayınlananOrpheu dergisinde kökteşi fütürist şair Álvarode Campos’un türkülerini –Ode Triunfal (ZaferTürküleri), Ode Marítima (Denizci Türküleri)–ve akımın Paris’te yaşayan üyesi, genç yaştaintihar eden Mário de Sá-Carneiro’nun şiirleriniyayınlayarak Portekiz fütürizminin özgünkonumunu ortaya çıkarmak istemiştir.Nesnelerin kendilerinin değil, nesnelerdenedindiğimiz duyumların önemini vurgulayanfarklı bir algılayış biçimini savunmuş ve İtalyanfütüristi Marinetti’nin dışadönük, iyimseryaklaşımından uzaklaşan, içedönük,varoluşsal bir sıkıntının, metafizik bir yıkımın,simgecilikten kopuşun öncülüğünü üstlenmiş,

Page 163: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

eşsiz imgelem gücüyle belki de daha ozamandan gerçeküstücülere göz kırpmıştır.Birinci Dünya Savaşı’nın ilerleyen yıllarındayayınlanan Portugal Futurista dergisindePessoa, ressam, oyun yazarı, şair José deAlmada Negreiros’un Ultimatum Futurista àsGeraçöes Portuguesas do Século XX. (XX.Yüzyıldaki Portekizli Kuşaklara FütüristÜltimatom) başlığıyla kaleme aldığı, milliyetçigençleri geçmiş özlemine karşı çıkmayaçağıran; feminizme, eşitlikçiliğe şimşekleryağdıran; savaşkanlığı öven; Dante ileHugo’nun yerine Marinetti, Marconi veEdison’un deneyimci yöntemlerini önerenmodernizm hayranı bildirisine, kökteşi Álvarode Campos aracılığıyla karşı çıkarak savaş vemilliyetçilik karşıtı, anti emperyalist bir metinkaleme almış, İtalyan fütüristi Marinetti’ye özgümodernizm hayranlığının karşısına, Portekiz’ingeçmiş yüzyıllara uzanan gizemci arayışını,tarihin söylence alanında geri dönüşünüçıkarmış, tepkisel bir duyarlıkla değil, tümdengelen kendine özgü mantık dizgesiyle, gerçek

Page 164: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

bir fütürist doktrin denemesine girişerek temeluyumsuzluğun teknolojik gelişmeyle insanduyarlığı arasında olduğunu göstermekistemiştir. Uluslararası bir bildiri yayınlamayakalkışmayan Portekiz fütürizminin “Avrupa’yasırtını dönmüş, kolu havada, AtlantikOkyanusu’nu seyreden, sonsuzluğu soyut birbiçimde selamlayan Portekiz’in, insanın tinseliç dönüşümünde, barış özleminde bir aşama”olabileceğini, farklı bir açı getirebileceğinisavunmuştur.

Pessoa şiirlerinde, gündelik hayatın tanıdıköğelerinden yola çıkarak, tarihsel olana gizemlibir açıklama getirme yoluyla, yalnızca gördüğüşeyin gerçekliğini değil, aynı zamanda kendigerçekliğini de sorgulayarak geçersiz kılmayaçalışmıştır. Okura, belirsizlik ve bilinmeyenkarşısında duyduğu huzursuzluğuaktarmıştır... Arayışında, –dinî olmayanlarındini– okültizmin (gizliciliğin), gizemciliğin,felsefenin, tarihin; dinlerin sağladığı esinalanlarından yararlanarak, gelenekseltanrısallık anlayışını “Tanrı’nın ötesi” adını

Page 165: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

verdiği metafizik bir kavramla aşmayayönelmiştir. Amacı, şiiri, rastlantısal ve olağanşeylerin alanından kurtararak, zamansız,evrensel değerde başka bir alana çekmektir.Bilinmeyenin verdiği korku, metafizikdüşünceler, parçalanmış ben bilincindenkaynaklanan belirsizlik ve kuşku, her ne kadarPessoa’nın temel uğraşını oluştursa da,Pessoa bu uğraşın salt yazar Pessoa adıylaanılmasını istememiş, aralarında kendisinin deyer aldığı kökteş şairleriyle birlikte karşıtlıklar,koşutluklar, çelişkilerle dolu özgün bir edebidünya kurmayı, belki de tek başına “bütünedebiyat” olmayı başarmıştır.

Fernando Pessoa’nın parçalanmış ve hızlaçoğalmış imgelem gücünden doğan şairler,“tekil bir çoğulluk” oluştururlar; bu isimlerPessoa’nın takma isimleri değil, kökteşşairleridir. Casais Monteiro’nun dediği gibi:

Pessoa yapıtları için yaşamöyküleribulmuştur, yaşamöyküleri için yapıtlardeğil.

Page 166: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Ya da Octavio Paz’ın belirttiği gibi:

Pessoa’nın kökteşleriyle ilişkisi,romancı ya da oyun yazarınınkarakterleriyle kurdukları ilişkiyebenzemez.

Pessoa, kökteşlerini, gerek kendi kadargerçek ancak ayrı kişiler, gerek kendininparçaları olarak, olabileceği ya da olamayacağışairler olarak nitelemiştir. Doğum-ölümtarihleriyle, astrolojik haritalarıyla, edebiyattakiyerleriyle kökteşlerini, parçalanmış bir “benbilinci”nin, varlıkla varoluşun örtüşmediği bir“şimdi özlemi”nin farklı ama kökteş sesleriolarak ele almıştır.

Kökteşlerin başında, yalın şiirleriyleduyumlar dünyasını dile getiren ve 1889 yılındaLizbon’da doğup 1915’te aynı kentte gençyaşta ölen, pagan şair, bütün kökteşlerin ustasıAlberto Caeiro vardır. Başka bir kökteş, 1887doğumlu Doktor Ricardo Reis, biçimci birtanrıtanımaz, Yunan-Roma geleneğine bağlı,

Page 167: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Brezilya’ya göçmüş bir yeni-klasikçidir. 1890doğumlu gemi mühendisi Álvaro de Campos,fütürist, deneyci bir aylaktır. Bernardo Soares,hayatını yaşamaktansa hayal kurmayı seçmişumutsuz bir nihilisttir. Pessoa’nın “kendisi” ise,simgeler dünyasında gezinen, güç anlaşılırmetafizik bir şairdir. Pessoa’nın ölümündensonra bir sandıktan çıkan yirmi bini aşkınelyazmasında bu saydıklarımız dışında yirmidört kökteş yazarın daha izine rastlanmıştır.

Kökteşlerinin doğuşunu Pessoa, AdolfoCasais Monteiro’ ya yazdığı mektupta şöyleanlatır:

Aşağı yukarı 1912 yılından beri pagannitelikte şiirler yazmaya niyetleniyordum.Birkaç kuralsız dize (ama Álvaro de Campostarzında değil) yazdıktan sonra bu niyettenvazgeçtim. Aynı dönemde, belirsizalacakaranlığın içinde, kendisine dönüştüğümkişinin tanımsız bir portresini hayal meyal farkettim (Ricardo Reis, ben farkına varmadandoğmuştu). Bir buçuk-iki yıl sonra, aklıma

Page 168: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Mário de Sá-Carneiro ile dalga geçmedüşüncesi geldi – çoban türküleri yazan,oldukça güç anlaşılır bir şair yaratma ve onu,hangi biçimde şimdi hatırlayamıyorum, gerçekbir varlık olarak tanıtma düşüncesi. Sonuç eldeedemeden birkaç gün geçti. Bir gün –1914Mart’ının 8’iydi– nihayet vazgeçmişken,yüksek bir dolaba yaklaştım ve bir tomar kâğıtalarak, her zaman yaptığım gibi, ayaktayazmaya başladım. Doğasınıtanımlayamadığım coşkulu bir esriklik içinde,art arda otuz kadar şiir yazdım. Bu, hayatımınen muhteşem günü oldu, bir daha böyle bir günyaşamadım. Bir başlıkla başladım: “SürüBekçisi”. Ortaya çıkan şey, içimde, AlbertoCaeiro adını taktığım bir kimsenin belirişi oldu.Bu cümlenin saçmalığını lütfen bağışla: Ustam,içimde ortaya çıkmıştı. O anda hissettiğimbuydu. Ve bu otuz şiiri yazar yazmaz, başkabir kâğıda, yine ara vermeden, FernandoPessoa’nın “Eğik Yağmur”unu yazdım: biranda, hepsini bir solukta... Bu, FernandoPessoa-Alberto Caeiro’dan Fernando

Page 169: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

Pessoa’ya ani bir geçişti. Daha doğrusu,Fernando Pessoa’nın Alberto Caeiro olarak varolmayışına bir tepkiydi... Caeiro ortaya çıkınca,bilinçsiz bir biçimde, sezgisel olarak, ardıllarbulmaya çalıştım ona...

Pessoa’nın özgün edebi dünyasını, kendiside dahil, hiçbir kökteş tek başına temsil etmez.Ancak, bütün kökteşlerinin tek başlarına birerşair olmadıkları anlamını da taşımamalıdır bu.Pessoa, bütün kökteşleri aracılığıyla, okurunukarşıtlıklardan tat almaya yöneltir. Gerçeğigerçekdışıyla, maddeciliği tinle, bilincibilinçdışıyla zıtlaştırır. Birinden birini seçmezorunluluğunun olmayışına yerinerek, seçmeyikendine yasaklayarak, çelişkinin kendi dilinibulma yöntemiyle sonuca varmakta ne kadarzorlandığını okuruna göstererek, hiçtükenmeyen sonsuz bir tartışma alanını özgünakıl yürütme yöntemi, şaşırtıcı bir iknayeteneğiyle sürekli yaratarak ilerler.

Pessoa, XX. yüzyılın başında, varlığınkendisini, gerçekle birlikte, benzeri hiç

Page 170: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

görülmemiş bir sarsıntıya, kökten birparçalanmaya uğratmıştır. Pessoa’nın kendisi,birbirleriyle çatışan birçok şair ve düşünürolmakla kalmaz, kökteşlerden her biri, birsatırdan, bir dizeden ötekine, kendi kendileriylede çelişirler.

Pessoa, Portekizce’de kişi, kimse (hiçkimse) demek ve maske anlamına gelenpersona sözcüğünden türemiş. Bir yazgı,düşsel dünya kişisi, PESSOA.

Hayatımdan zevk almayı amaçlamıyorum.Sadece onun yüce olmasını istiyorum; bu ateşisürdürmek için bedenimi, ruhumu yavaş yavaşyakmak zorunda kalsam bile.

Pessoa’nın bu sözleri biraz Doktor Faust’unanlaşmasını andırır. Çünkü Pessoa, Faust’una,“İçimde gördüğüm aydınlığa kavuştukça,gördüğüm belirsizleşiyor,” dedirtecektir.

Pessoa’nın görüntüsü, kendi kendiniyaratan bir çiçek dürbününün prizmaları gibi,

Page 171: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

sürekli değişebilir, bizi hep yeniden şaşırtabilir.Ama bütün bu alacakaranlık içinde Pessoa’nınsilueti hep olacak. Çünkü “Pessoa’nın yapıtı,gerçekte negatif bir yapıt. Bir örnek işlevigörmüyor, ne yönetmeyi ne de yönetilmeyiöğretiyor. Tam tersine, ruhlarıdisiplinsizleştirmeye hizmet ediyor.” (CasaisMonteiro)

Şeytanın Saati, farsla tragedya arasındagidip gelen bu metin mizanseni, Pessoa’nınbaşlıca izleklerinin bir antolojisini sunuyorokura.

IŞIK ERGÜDEN - HÜR YUMER

Page 172: “Hiçbir şey, bir Amerikalıyı JULES VERNEKaptan Grant’ın Çocukları, Muñoz Molina’nın ... 1. 1922 Mayısı’nda Contemporânea dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır

YARARLANILAN KAYNAKLAR

1)FernandoPessoa,PoètePluriel,BPI,CentreGeorgesPompidouveÉditionsdelaDifférence,Paris,1985.2)FernandoPessoa,Antología,Der.OctavioPaz,EditorialLaia,Barcelona,1985.